2014-02-21-Cahit Cantepe

T.C.
ADALET BAKANLIĞI
GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA
21.02.2014
Soruşturma Yıl / No : 2014 / 5201
Ekte sunduğum kanıt ve bilgilerin soruşturma dosyama
eklemenizi ve değerlendirmenizi arz ederim.
Saygılarımla,
Adres: Cebeci Mahallesi 2540 Sokak
No:18/2 Sultangazi İstanbul
Cep Tel. : 0 537 057 68 68
E-posta: [email protected]
İnternet Siteleri : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com
Ekler :
1. Dijital bilgi deposu- 1 Adet DVD: Önceki başvurularımın dijtal kayıtları
ve olayları ayrıntılı olarak anlatan, aşırı yorgunluk ve açlık altında çekmiş
olduğum videolar.
2. Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne Dilekçe ve Ekleri- 20 Şubat 2014
3. İnternet sitem www.cevatcaliskan.net ‘ten birkaç çıktı. Olaylar ve
dolandırıcılar hakkında bilgi.
T.C. ADALET BAKANLIĞI
CEZA İŞLERİ GENE MÜDÜRLÜĞÜ’NE
20 Şubat 2014
Şikâyetçi : Cevat Çalışkan , T.C. Kimlik No: 15055262556 , İstanbul İnşaat
Mühendisleri Odası Sicil No: 85497 , Adres: Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18/2
Sultangazi/İstanbul , Cep Tel. : 0 537 057 68 68 (aktif olmayan hattım 0 539 576 03 35) , Eposta: [email protected] , İnternet Sitelerim : www.cevatcaliskan.net ve
www.cevatcaliskan.com .
Sanıklar ve suçlamalar : Ekte sunmuş olduğum evraklarda sanıkların açık kimlikleri ve
suçlamalarım açık şekilde ortaya konulmuştur. Bu evrakların eklerini sunmuyorum, ekleri
kendi soruşturma dosyalarında mevcut ancak dilekçe metinleri şikâyetlerimi ve sanıkları
açıkça ortaya koyuyor.
Ben Seviye’den doğma , Fikret’ten olma Cevat Çalışkan ekte vermiş olduğum
kendilerinin aslı olan evraklarda ve işleme konulmuş/konulmamış evrak içeriklerinde
haklarında bilgi vermiş olduğum ve kendileri ile ilgili şikâyetlerimi dile getirmiş olduğum
kişiler hakında işlem yapılmamış olmasından, kasıtlı olarak işlem yapmayan ve/veya haksız
işlem yapan, suçun bütünlüğü ilkesine aykırı hareket ederek sanıkları eksik göstermiş olan
yetkililerden şikâyetçiyim.
Kişisel hak ve hürriyetlerime, beden dokunulmazlığıma,
maddi imkânlarıma, çalışma hürriyetime karşı suçlar işleyip ömrümü kısaltacak şekilde maddi
ve manevi olarak yıpratıp, işkence yapıp hakkımda yalan ihbar ve şikâyetler yaptılar. Bu yalan
ihbarları ve şikâyetleri kasıtlı olarak ortada herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararı
olmamasına rağmen doğru kabul ederek bana iftira ile mahkemeler açtılar, adam kaçırma suçu
işleyerek işkence uyguladılar, tehtid ve hakaretler ettiler, canıma ve malıma saldırdılar.
Duruşması yapılmamış mahkemeler hakkında “mahkeme kararı var” diyerek zan altında
bırakıp karaladılar, iş bulmamı ve kendi geçimimi, yüksek gelir seviyesine sahip olmamı
engellediler. Kesintisiz olarak, günün 24 saati boyunca hiç kesilmeyen taciz ve tehtidler ile,
sapık ithamlar ve sarkıntılık ile kızdırarak sinirlenmeme ve açılmış olan soruşturmalar için
dilekçe, kanıt sunmamı engelleyecek şekilde parasız, gelirsiz ve ağır yorgunluk hali içinde
yaşattılar.
Başlangıçta işkence düzeyinde ve acı verecek şekilde yapılan bu saldırılar T.C. İstanbul
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılarına yansıyınca değiştirildi ve beden sağlığıma zarar
vermeyen düşük şiddetli sözlü sarkıntılıklar, beni kızdıracak şerefsiz ithamlar haline getirildi.
Tamamı terör olan bu saldırıları, terörden ağır bir asayiş olayına, şiddetli asayiş suçlarından
ufak suçlara dönüştürerek suçu gizlemeye teşebbüs ettiler. Soruşturmacı polis memurları da
1/3
sanık olduğu için yalan soruşturma sonuçları ile haklarında ceza ve tazminat işlemleri
yapılmasından kaçmaya teşebbüs ettiler, haklarında ceza ve tazminat işlemleri yapılmasını
savsakladılar.
Suçlamalarımda sanık olan ailemle beraber yaşatıp kesintisiz olarak sözlü şiddet, aşırı
uykusuzluk ve aç bırakarak işkence yaptılar. Günlük kıyafetlerimden cebimdeki para
miktarına kadar her şeyi kontrol edip her hareketime müdahale ederek gelir elde etmemi
engellediler. Ailemin ikamet ettiği, yukarıda açık olarak yazılı olan adreste beni cebirle ikamet
ettirdiler. Beni savunmasız ve gelirsiz bıraktılar. Sokaktaki ve yan binadaki komşular ile
organize bir şekilde 2 yıl boucna günde 3 saatten fazla uyumamı engelleyecek şekilde ölüme
sabebiyet verecek uykusuzluk içinde yaşatıp ömrümü kısalttılar.
Suç işlemiş olan işverenlerimi suçlarını üzerime yıkıp, beni suçlu olarak gösterip zan
altında bıraktılar ve saygınlığıma saldırdılar. Suça bulaştırıp susturmak, şikâyetlerimden
vazgeçirmek için dolandırıp şantaj yaptılar. Siyasi kavga süsü vererek bana her türlü zararlar
verdiler, bakanlıkların açmış olduğu soruşturmalarda sanık olan devlet memurlarının suçlarını
gizleyip yalan soruşturmalar ve soruşturma dolandırıcılığı yaptılar. 2 yıldır bana terörist saldırı
düzenleyen AKP, CHP ve BDP İstanbul İl Örgütlerinden şikâyetçi olmama, haklarında
ihbarlarda bulunmama rağmen tek bir mahkeme duruşması yapılmadı, tek bir soruşturma
sonucu bana tebliği edilmedi.
Yetkilerini T.C. Anayasası’nın 6. Maddesi’ne göre Millet için değil de, anayasal düzeni
red ederek siyasi gruplar, dini topluluklar ve şahsi ilişkileri olan şahıslar lehine kasıtlı olarak
haksız işlem yaparak kullanan kamu görevlilerinden şikâyetçiyim.
Yukarıda adı yazılı olan siyasi partiler ile aramdaki düşmanlığın ve kavganın sebebi
açılmış olan soruşturmaların dosyalarında açık şekilde yer aldığı gibi www.cevatcaliskan.net
isimli resmi internet sitemde açık şekilde anlatılmıştır. Ayrıca burada dile getirdiğim
şikâyetlerimin ayrıntılı tarifleri, tarihleri, sanıkların somut bilgileri ve açık kimlikleri aynı
internet sitesinde mevcut.
Yapmış olduğum bütün soruşturma başvurularının birbirinden bağımsız
değerlendirmemesini, hepsini bir araya getirilmesini ve incelenmesini arz ederim, sanıklardan
ve suçlarını gizleyenlerden şikâyetçiyim.
Saygılarımla,
Ekler : Bu dilekçe metni ile toplam 120 Sayfa.
Ekteki dilekçe metinlerinin eklerini sunmuyorum, dilekçe metinlerinde şikâyetlerimin ve
sanıkların bilgilerini veriyorum. Bu dilekçelerin ekleri üzerinde yazılı oldukları kamu
2/3
kurumunun, üzerinde soruşturma numarası yazılı olan dosyalarında mevcut. Kesintisiz taciz ve
sarkıntılık, tehtid altında olduğum için dilekçeleri yazacak huzurlu yer bulamadığım ve bu
nedenle dilekçelerde çok sayıda imlâ, anlatım, benzer kelime hataları mevcut.
1. HSYK – 17 Şubat 2014 Dilekçe metninin içeriği.- 6 sayfa.
2. HSYK – 7 Şubat 2014 Dilekçe metnini içeriği. – 5 sayfa.
3. T.C. İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na vermek üzere hazırlayıp zaman, maddi
imkânlarımın eksikliği, kesintisiz taciz altında olmam v.b. nedenler ile verememiş
olduğum dilekçenin metni. – 5 sayfa.
4. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na vermiş olduğum şikâyetimin
ifadesinin aslı gibi olan kopyesi. – 1 sayfa.
5. T.C. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkesi dosyasındaki savsaklanmış dilekçe metninin
içeriği. – 18 sayfa.
6. PTT ile bakanlıklara göndermiş olduğum dilekçelerimin PTT makbuzları, 8 adet. – 2
sayfa.
7. Eureko Sigorta A.Ş.’ye hasar dosyası dilekçesi ve sonucu. – 5 sayfa.
8. T.C. İçişleri Bakanlığı Soruşturmaları Tebligatlarının aslı gibi olan kopyeleri, 2 Adet. –
1sayfa.
9. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi Dilekçemin metnini içeriği. – 29 sayfa.
10. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi başvurumun dosyasında mevcut olan ve
dosyadan kasıtlı olarak ayırılıp başka yerde işlem yaptırılmış olan fezlekenin aslı gibi
olan kopyesi. Bu fezlekenin dosyası başka yere sevk edilerek ağır ceza mahkemesinden
dolandırıcılık ve gasp ile Değişik iş kararı çıkardılar. Dosyadan ayrılmış olan bu
fezlekeyi işleme koyup takipsizlik itiraz süresi içinde özgürlüğümü gasp ettiler. – 2
sayfa.
11. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı Soruşturma Yıl / No: 2013/13103
dosyası için dilekçe metni. (18 Şubat 2014) – 1 sayfa.
12. T.C. Kimliğimin (Nüfus Cüzdanımın aslı gibi olan kopyesi) – 1 sayfa.
13. T.C. İçişleri Bakanlığı’na dilekçe metninin içeriği. – 9 sayfa.
14. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı Soruşturma Yıl / No: 2013/13103
dosyası için dilekçe metni. (26 Aralık 2013) - 409 sayfanın ilk 3 sayfası.
15. Ayrıntılı mesleki özgeçmişim işverenlerim ile ayrıntılı bilgiler içeriyor. – 19 Sayfa.
16. T.C. Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğü Yapı Denetim birimine AKP Kadın
Kolları Eski Başkanı Jale İyem (suçları teşhir edilince AKP Bakırköy Belediye Başkan
Adayı olmak yerine BBP Esenyurt Belediye Başkan Adayı oldu) ve ortağı BBP
Esenyurt İlçe Başkanı Muammer Budak’ın şirketi Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti. ‘nin
suçları hakkında kanıtlar ve ihbarlar. – 16 Sayfa.
3/3
T.C. ADALET BAKANLIĞI
HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NA
17 Şubat 2014
Konu : Kurumunuzda bulunan iki dosyam nedeniyle terörist saldırıya uğradım.
Şikâyetçi : Cevat Çalışkan, T.C. Kimlik No: 15055262556 , İstanbul İnşaat
Mühendisleri Odası Sicil No: 85497 , Cep Tel. : 0 537 057 68 68 (aktif olmayan telefon
numaram 0 539 576 03 35) , Cebeci Mahallesi 2540 No: 18/2 Sultangazi İstanbul (dava
etmiş olduğum ailemin adresinde ikamet ediyorum), E-posta: [email protected] ,
Web Sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com
Şikâyet : Terör
Kanıt : Ekte sunmuş olduğum dosyanın içindeki iki dilekçe ve bu dilekçelerden birinin
ekleri.
14 Şubat 2014 tarihinde T.C. İstanbul Adliyesi’nde uğradığım terörist
saldırıdan şikâyetçiyim.
Kurulunuzda bulunan iki dosyanın savsaklanıp savsaklanmadığını , kanuna
uygun süre içinde ve doğru şekilde işleme konulup konulmadığını incelemenizi arz
ederim. Sanık savcıların ve hakimlerin organize suç ortağı adliye personeli ve
savcılık/mahkeme evrak kayıt memurları olduğu için soruşturmarın işlemlerinin
tarihlerine kasıtlı olarak müdahale edilmesi terörist saldırılara imkânlar sağlıyor,
şikâyetçi olduğum siyasi parti il temsilcilikleri de bu saldırı imkânlarını kullanıyorlar.
Çok sayıda kamu görevlisi hakkında soruşturma açtırmış olmam soruşturulan
devlet memurlarının görev arkadaşlarının, iş arkadaşlarının onların suçlarına destek
vermeleri, soruşturma kapsamına alınmış olmalarından kaynaklanıyor.
Birçok başvurum kasıtlı olarak, haklı sonuç alamayacağım şekilde işleme
konuldu. Benim açık, net açıklamalarımın ve kanıtlarımın, somut bilgilerin yer aldığı
başvurular dikkate alınmadı. Aylarca uykusuz bırakılarak ve ağır sözlü şiddet saldırıları
altında iken, aç ve yorgun düşmüş iken, günün 24 saati süren tehtid, hakaret, taciz,
sarkıntılık altındayken kızgın, sinirli bir şekilde yazdığım, küfürlü tepki içeren
başvurularımı dikkate aldılar. Böyle metinleri elde etmek için sanık siyasi gruplar beni
yıllarca yıprattı, işkence yaptı. Bu işkencenin sonuçları olan küfürlü ve kızgınlık dolu
metinleri de onların kadrolaşmış elemanları olan devlet memurları işleme koydu. Açık
ve net, usulüne uygun yazılmış, ayrıntılı bilgi içeren başvurularım işleme konulmadı.
Tüm başvurularımın bir arada incelenmesini arz ederim.
BİMER SORUŞTURMALARI
Soruşturma sonuçlarını ve/veya son durumlarını öğrenmek için
1/6
www.bimer.gov.tr internet adresine girerek aşağıdaki soruşturma numaralarını
ve T.C. Kimlik Numaram : 15055262556 bir arada kullanabilirsiniz. Bir tanesi
veya iki tanesi hatalı soruşturma numarasına sahip olabilir çünkü kayıtlarım
zarar gördü.
Soruşturma Tarih - No : 8 Nisan 2013 – 341966 , 10 Nisan 2013 – 348563 , 25
Nisan 2013 – 385373 , 29 Nisan 2013 – 394635 , 4 Mayıs 2013 – 407556 , 10
Mayıs 2013 – 424748 , 26 Mayıs 2013 – 463579 , 30 Mayıs 2013 – 473579 ,
14 Mayıs 2013 – 584612 , 17 Ekim 2013 – 863732 , 28 Kasım 2013 –
1003899 , 28 Kasım 2013 – 1004053 , 19 Aralık 2013 – 1075996
10 Şubat 2014 – 110308 BİMER soruşturması ile BİMER görevlilerini
soruşturmaları beni zarara uğratacak ve can güvenliğimi ortadan kaldıracak
yerlere göndermekle suçladım.
11 Şubat 2014 – 111929 BİMER soruşturması ile, bana resmi başvuru numarası
verip evrakımı işleme koyduktan sonra hakaret tarzında iftira atmak suretiyle,
işleme koymayan İstanbul Fatih Vergi Dairesi’ni suçladım. T.C. Adalet
Bakanlığı – T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve T.C. İstanbul Anadolu
Adliyesi arasında bir yazışma dizisinden sonra bu vergi dairesine soruşturma
açıldı. Ortadan kaldıracağız, tımarhaneye kapatıp sanıkları kurtaracağız
şeklinde söz alıp suç işlemişler, eğer görevlerini yerine getirseydiler işkence
görmeyecektim, ömrüm kısalmayacaktı.
Dosyaların geç işleme konulması “standart prosedür” ve/veya başka, kanunda
yer almayan bir açıklamayla haklı sayılamaz. Görevlileriniz burada İstanbul’da
yıpratıldığımı, işkence gördüğümü, terörist tehtidler altında olduğum, benim uykusuz ve
aç bırakılarak terörist propaganda yapıldığını açıkça biliyorlar.
Benim maddi ve manevi zarara uğramam, ömrüm kısalacak şekilde yıpratılmam
adliyelerdeki evrak kayıt memurları, İstanbul’daki polis memurlarının, kaymakamlık
memurlarının v.b. devlet görevlilerinin “önemsedim/ önemsemedim, dikkate
aldım/almadım, elimde çok dosya var, standart prosedür, herkese böyle yapıyoruz senin
diğerlerinden ne farkın var, bu işler bu şekilde oluyor, öyle vb.” ifadeler kullanarak
keyfi, kasıtlı görev ihmali suçu davranışları sergilemelerinden ve soruşturma
sonuçlarını etkilemesinden kaynaklanıyor.
Birkaç siyasi parti kadrolaşmış memur saldırısı örneği:
Aynı mahkemeyi 3 ayrı adliyede açmak, paramı ve zamanımı tüketecek şekilde bir
yerden diğer yere koşturmamı sağlamak. İş bulmamı engelledikleri için bunun benim
için önemi büyük. Beni iftiralar ile karalayarak kesintisiz olarak zan altında bıraktılar, iş
verenlerin ve benim huzurumu iş göremeyecek kadar çok kaçırdılar. Aç kalacaksın diye
tehtid ettiler, öyle durumlara düşürdüler ki sadece ekmek ve su ile yaşadım. Bazen de
2/6
bir bardağın içine 5-7 yumurta kırarak içtim. Benim aç kalmam yerel seçim öncesi
terörist propagandadır.
Bir yerdeki şikâyetimi hiç işlem yapmadan aylarca tutup diğer yandan başka bir yerde
sanıklara hakkımda haksız işlem yaptırmak, suç işletmek. Dilekçelerimi sanıklara
hareket özgürlüğü tanıyacak şekilde ve suçları için imkânlar yaratacak şekilde
erken/geç işleme koyuyorlar.
Bu türden çok sayıda yöntemle adalet mekanizmasının işlemesine müdahale ederek
sanıkları suçlayan yapan dolandırıcı, gaspçı, terörist bir adliye personeli var T.C.
İstanbul , T.C. İstanbul Anadolu ve T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa adliyelerinde. Bunlar
siyasi partilerin kadrolaşmış memurları ve ben AKP,CHP,BDP gibi partilerle internette
yaptığım siyasi yayınlar ve siyasi düşüncelerim nedeniyle kavgalıyım. Anayasal düzeni
onlarla başarılı bir şekilde alay ederek desteklediğim için ve onların kadrolaşmış devlet
memurları devlet dairelerinde bana terörist zararlar verdiği için bu hale geldim.
Sonuç olarak benim durumumu hakim veya savcılar değil, adliye personeli (beni adliye
sınırları içinde sapık ithamlarla ve hakaretlerle huzursuz eden özel güvenlik şirketi
elemanları, sonuçların tebliği edilmesini geciktirmek için her türlü yalanı söyleyen,
yanıltan evrak kayıt memurları v.b.) belirliyor. Ancak görevli savcılarla uyum içinde, iş
birliği içinde suç işliyorlar. Adliye personeli ve Cumhuriyet savcılarını organize suç
örgütü olmakla suçluyorum. Sanıkların açık kimlikleri soruşturma dosyalarında mevcut.
Benim şikâyetim açık ve anlaşılır idi, ancak 2 yıl boyunca hiçbir adliyeden
sonuç alamadım çünkü birkaç devlet memuru hakkında soruşturma açtırmıştım. Adliye
personeli ve savcılıklardaki, mahkemelerdeki evrak kayıt memurları benim “siyasi parti
militanı devlet memuru” sözüyle tanımladığım ve siyasi partilerin devlet kurumlarında
kadrolaşmış temsilcileri idi. Bunun sonucunda tüm profesyonel hayatıma, özel hayatıma
terörist saldırılarla zarar verdiler. Yok olmuş ve yıpranmış halim üzerinden
soruşturmalar açtırıp yalan soruşturma sonuçları, mahkemeler açarak haksız mahkeme
sonuçları elde ettiler.
Adliye dışında bu siyasi partilerin üyeleri, destekçileri beni sözlü şiddet, aşırı
yorarak, yiyecek için para bulmamı engelleyerek, aylarca uykusuz bırakarak, maddi
imkânlarımı ve değerli eşyalarımı yok ederek, onlara hasar vererek veya tamamen
önemsiz rakamlar karşılığında sattırarak bana değişik şekillerde zarar veriyordular. Gün
geçtikçe yok oluşa doğru gidiyordum, sanık adliye personeli ve savcılar bu durumdan
sadist zevk alıyordu.
2011 yılından itibaren Sultangazi Belediyesi’ndeki rüşvet, rüşvet çeteleri, kamu
ihalesi yolsuzluklarını internette teşhir etmem nedeniyle AKP ve CHP İstanbul İl
Örgütlerinin saldırısına uğradım. Konuyla ilgili bir soruşturma açılmasını, İstanbul’daki
adliyelerin durumunun incelenmesini arz ederim. Yukarıda açıkladığım durumlardan
şikâyetçiyim. Her gün kesintisiz olarak değişik şekillerde saldırıya uğradım.
3/6
Yüzlerce vakadan sadece bir örnek olarak 14 Şubat 2014 Cuma gününü resmi internet
sitem www.cevatcaliskan.net ‘e yazdığım şekilde sunuyorum sunuyorum:
16 Şubat 2014 Pazar
Bugün İMO Seçimleri var, akşama kadar devam edecek. Mutlaka oy kullanın.
Nüfus Cüzdanım , TEM Savcısının danışmasındaki (dava etmiş olduğum özel
güvenlik şirketi ) Akdeniz güvenlik şirketi elemanında kaldı. Yani Çağlayan
adliyesinde kaldı Nüfus Cüzdanım 14 Şubat 2014 Cuma günü. TEM Savcısı iç
işleri bakanlığı soruşturmasının aynı gün işleme konulduğunu söyledi. Dün
Beylikdüzü belediyesinde Rüstem Avcı konseri vardı. Bugün gittim nüfus
cüzdanımı istedim, Pazartesi gel dediler.
Önce Gaziosmanpaşa Adliyesi'ne gittim, Başsavcı vekili Ali Ünsat ile
görüştüm, beni Çağlayan adliyesine yönlendirdi. Çağlayan adliyesine gittim,
devamlı bir şeyler soran insanlar gelmeye başladı, dilekçeyi bilgisayarda
yazarken oldukça fazla zaman gitti. Çıktı almama izin vermediler. Zaten
Akdeniz güvenlik giriş kapısında bayağa konuşup yüz mimiklerimi ve ruh
halimi etkilemeye çalıştı. İçeri girdikten sonra ve dilekçeyi yazdıktan sonra
çıktı vermediler, adliye dışında al dediler. El ile yazmaya başladım, devamlı
gelip giden , konuşmak için bahane arayan genç kızlar, ihtiyarlar,
çiftler....soru soruyor, özel güvenlik görevlileri etrafımda dönüyordu. Sonra
gittim kafetaryada bir su alıp el yazısı ile tamamladım, mavi kalem bitince
siyah kalemle devam etti, iki tükenmez kalem kullanmış oldum. S
avcıya başvurmak üzere gittim. Özel güvenlik şirketi danışmada idi. Önce
dilekçeme baktı baktı bekledi, sanık kendileri oldukları için ve yazdığım
dilekçeyi devamlı okuyan adamlar gönderdikleri için uzun düşünüp
sırıtıyordular, karşı çıkmaları imkânsızdı ama olay çıkarmanın yolunu
arıyordular. Önce 64 numarayı verdiler. Sonra biri geldi ve ona benim 64'ü
verdiler. Bana ise 63 varmış deyip bir saat önce kesilmiş, büyük ihtimalle
kullanılmış bir numara verdiler ve savcının karşısına çıkardılar. Ancak ondan
önce etrafta dikkat çekecek, konuşmalar ve hareketler çekecek çiftler, gruplar,
şahıslar ayarladılar. Hatta bir maganda adliye içinde çakmakla güvenliğim
tam yanında bir ip yaktı, ipten bildiğiniz yangın kokusu çıktı. Yani bildiğiniz
yanan bina kokusu çıktı, diğerleri görüyor olsa da yangın çıktı kaçıyoruz
ayakları yapmaya başladılar. O kadar çok hareket içinde kımıldamadan
durdum, onlar "gülümser" falan diye konuşuyordu. Yani " gülümser ,
gülümser" diye laflar edip benim önüme bakacak, çok ciddi duracak, etrafımla
göz göze gelmeyecek hale getirdiler.
Sonra sıra geldi ve savcının karşısına çıkardılar. Savcının kapısında çalınan
ağır ceza dosyasını teslim ettiğim an karşıma çıkıp benimle konuşan, daha
sonra evrak çalma davası açarken ifademin alındığı odada yanıma gelen polis
vardı. Savcıyı kurdu, savcı azarladı ama başsavcı vekilinden gelmiş olduğum
için ve yüzüne söylediğim şey yüzünden beni kaldıramadı, kaçıramadı.
4/6
Savcının yüzüne bu kapıdaki, yani karşınızdaki polis ve bu özel güvenlik
şirketi ağır ceza dosyasında yer alıyordu, sanık onlar ve işlem yapmayayım
diye problem çıkarıyorlar. AKP ve CHP'yi suçlamıştım terörle, avukatla gel
dedi. Yani adliye dışına çıkarmak için her şeyi yapıyordular, adliye dışında
işimi bitirecektiler. Akdeniz özel güvenlik şirketi AKP'nin çetesi, terör örgütü.
Her devlet kurumunu ele geçirmiş bir mafya Akdeniz, Tepe, GSM, Bilge özel
güvenlik şirketleri. Tüm şehir onların kontrolünde, bir ağa oluşturmuşlar.
Onlar bu şehirde Tayyibullahın gizli ordusu, Ah Kah Pe imparatorluğunun
devşirme köpekleri.
Terör savcısının yerini sordum, 7. katta dediler. Asansör -3'e kadar inip sonra
7. kata kadar çıktı. Bir özel güvenlikçi üst üste binmi ve ortası boş olan, içine
adam değil inek sığacak kadar büyük yer olan iki kasa ile bindi asansöre.
Güldüm çünkü beni oraya kapatıp en alt kattaki bodrumdan, garajdan
kaçırmaları için çok cesur olmaları gerekiyordu, o kadar da cesur değildi
kansızlar. 7. katta D bloku aradım, sorduğumda yanlış yolu göstermek için bir
genç, kırmızı kazaklı bayan karşıma çıktı, D blokun koridorundan
uzaklaştırmaya çalıştı. Uyarıda bulundum ve doğru yeri söyledi. On onbeş
metre hemen ötedeki TEM savcılığına gittim, kapıda korumalar vardı. Bir de
danışmada Akdeniz özel güvenlik elemanı görevli vardı. Birkaç yere telefon
edip beklememi söyledi. Beklettiler, nüfus cüzdanımı aldılar. Sonra savcı diye
birini çıkardılar karşıma, çok ciddi konuşmuyordu, alaycı hareketleri vardı.
Ama konuyu anlatıp yükü üzerimden attığımı eğer bir hata olursa tüm
adliyenin terörist kabul edileceğini söyledim. HSYK ve başka adiyeye
başvurduğumu söyledim. Şu numarayla dosya geldi, bugün işleme konuldu.
Sonra gel dosyaya belgelerini koy dedi. Beni işletmiş olsalar bile ben kanunen
görevimi yerine getirdim. Devamı onları ilgilendirir. Ayrıca o gün işleme
koyduk dedikleri dosyanın numarasını bilmeleri çok büyük mucize değil
çünkü evrak kayıt memuru mafyası onların emrinde. Yani adliyede gizlilik,
güvenirlik, emniyet, güven, dürüstlük,... hiçbir şey yok. Oradan hızla
uzaklaştım. Gülümser gülümser diye taciz edip sonra içe kapanmış diye iftira
atmışlar, kapıda polis bekliyordu ama beni tutuklayamadı polis, çıktım. Stres
ortamında nüfus cüzdanımı sanık güvenlik şirketinin elinde nüfus cüzdanımı
unutmuşum. İki gündür onlarda kimliğim, İMO seçimlerinde oda üyelik
kimliğimi kullandım.
İçine kapanmış diye iftira ile götürseydiler bu iftiranın tedavisi elektrik şoku.
Yani beynimi elektrikle dağıtacak ve 5 ay kullanamayacak hale getirecektiler.
Beni ota dönüştürüp şahit diye etrafımdaki kerkenezleri kullanıp mahkemeyi
götürecektiler. G.O.P. savcısı gerekli yazıları yazdım dedi, haber bekliyorum.
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=FxW9Cvj6Mao&w=420&h=315]
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=0CaYHKU9yAg&w=560&h=315]
Bu yazıyı yayınladıktan sonra tekrar Çağlayan adliyesine gittim ve Nüfus Cüzdanımı
istedim. Akdeniz güvenlik elemanları ve şefleri diye tanıttıkları kişi Pazartesi eşya
odasını açacaklarını ve Pazartesi Nüfus Cüzdanımı geri vereceklerini söylediler.
Şeflerine ve kendilerine yukarıda anlattığım olayı anlatıp yüzlerine vurdum. Kendileri
5/6
ve polis memurları hakkındaki, içişleri bakanlığı ve emniyetten gönderilmiş soruşturma
dosyasının onların görev aldıkları adliyede işleme konulduğunu beyan ettim, beni adliye
sınırları içinde huzursuz etmememleri için ihtar verdim.
Yukarıdaki sanık ve suçlardan suçun bütünlüğü ilkesi gereği ve hakkım olarak
şikâyetçiyim. Can güvenliğimin sağlanması için ve dosyamın kanunun tanıdığı
haklarım sınırları içinde ivedi olarak incelenmesini ve sonucun bana tebliği edilmesini
arz ederim.
Sonucu E-posta adresime göndermenizi, daha sonra yazılı resmi evrak olarak kendileri
ile yaşadığım dava etmiş olduğum ailemin adresine göndermenizi arz ederim.
Saygılarımla,
Ek : 14 Şubat 2014 günü aşağıdaki
sırayla vermek isteyip de alınmayan
sikâyet dilekçesi dosyam.
1. Sabah T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa
Adliyesi Müracat savcısı, oradan da
Başsavcı vekili Ali Ünsat.
2. T.C. İstanbul (Çağlayan) adliyesi
Müracat savcısı
3. T.C. İstanbul (Çağlayan) adliyesi
TEM savcısı
Yukaradaki sırayla ve yukarıda yazdığım
kamu görevlilerini başvurdum, dosyam
İşleme alınmadı.
6/6
T.C. ADALET BAKANLIĞI
HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NA
07.02.2014
Şikâyetçi : Cevat Çalışkan , T.C. Kimlik No: 150552626556, Doğum Yeri /Tarihi : Bulgaristan / 02.01.1976
, Baba Adı: Fikret, Ana adı : Seviye, Cep Telefonu : 0 537 057 68 68 , E-posta : [email protected] ,
Resmi internet sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com , Adres: Gerçek adresimde olan
Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Altmışlılar Sitesi Tunca Apt. No:20/A Maltepe / İstanbul ‘da
aşağıda yazılı sebepler nedeniyle ikamet edemiyorum, zorla alıkonularak dava etmiş olduğum ailemin
yanında Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18/2 Sultangazi / İstanbul’da ikamet ediyorum. Meslek : İnşaat
Mühendisi İstanbul İMO Oda Sicil No: 85497
Kurumunuzda bulunan iki dosyam ile ilgili ek ifade, şikâyet ve kanıtlar:
1. Birinci dosya Müberra Gürdal veya buna benzer başka bir isimle açılmış, şikâyetçi olduğum
Cumhuriyet Savcısı’nın adı Mehmet Gürdal. Konuyla ilgili kasıtlı/kasıtlı olmayarak kusuru
bulunanlardan şikâyetçiyim. Bu dosyanın hatalı işlem görmesi nedeniyle ömrümü kısaltacak bir teröre
ve çok sayıda adam kaçırma, kasıtlı aşırı sarkıntılık, hakaret, maddi ve manevi zararlara v.b. çok sayıda
suça maruz kaldım. Olayın büyümesi sonucunda şikâyet etmiş olduğum kamu görevlilerinin ve özel
şahısların yakınları bana saldırdı, ömrümü kısaltacak şekilde zararlar verdiler. Bana hiçbir şekilde
tebliği edilmeyen, tebligatını almamı engellenen tüm BİMER, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Personel
Şube ve diğer kamu güvenlik kurumlarının yapmış olduğu soruşturmaların incelenmesini arz ederim. Bu
soruşturmalar maddi imkânlarım, çalışma hürriyetim gasp edilerek, tüm hayatım ve dış görünüşüm,
sağlık durumum kasıtlı olarak değiştirilerek, kesintisiz olarak karalanmam ve huzurumun bozulması ile
yapılmış, sanıkların kendilerine yaptırılmış olan soruşturmalardır. Soruşturma sonuçlarını dava
etmemem için bu soruşturma sonuçları hiçbir şekilde bana tebliği edilmedi, soruşturmalar savsaklanarak
bu soruşturmalardan sonuç beklediğim için maddi ve manevi zarara uğradım, ömrümü kısaltacak adam
yaralama vakalarına uğramama ve beden dokunulmazlığımı ihlâl eden saldırılara maruz kaldım.
2. İkinci dosya ile (dosya yılı 2014 olan dosya) ilgili ek ifade ve kanıtları, ayrıntılı soruşturma için gerekli
ayrıntılı açıklamaları sunuyorum. İvedi olarak bitmemiş ve devam eden suçları durdurmak üzere
müdahalenizi arz ederim.
3. İstanbul’daki üç adliyede (T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi, T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi ve T.C.
İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi) her gittiğimde adliye personeli, polis memurları, evrak kayıt
memurları, özel güvenlik şirketi görevlileri ve adliyede bulunan vatandaşlar tarafından kesintisiz olarak
taciz, tethid, sarkıntılık v.b. huzur bozucu davranışlar ile başvuru yapmamı, kanıt sunmamı, ek ifade
vermem engellendiği için beni İstanbul’daki herhangi bir adliyeye çağırmadan işlem yapmanızı arz
ederim. 8-10 yıl (veya daha uzun süre önce) önce Cumhuriyet Savcısı Mehmet Gürdal’dan şikâyetçi
olmuştum. Bunun üzerine T.C. Adalet Bakanlığı’nın açmış olduğu soruşturma nedeniyle ifademi alan
T.C. İstanbul Sultanahmet Cumhuriyet Başsavcısı Vekillerinden biri bana “seni tanıyoruz, Mehmet
Gürdal kardeşimizi şikâyet etmişsin, kim olduğunu biliyoruz,..” v.b. ifadeler ile tehtid ve baskı altına
almıştı. Tehtidlerin bitirip korku ve baskı altına aldıktan sonra karşıma polis memuru oturtup gerçeği
yansıtmayacak kadar eksik, asıl şikâyetimi ortaya koymayan kısa bir ifade almıştı. Kendisi ifademi
aldığı için ve bana düşman olduğunu ortaya koyduğu için onun yapacağı soruşturmadan bir sonuç
alacağıma inanmadım. Ancak dosyada farklı bir isim kullanıldığını bilmiyordum. İfademi alan
Cumhuriyet Başsavcısı Vekilinden şikâyetçiyim. Onun bu yasadışı eylemi sonucunda İstanbul’daki
adalet saraylarına olan güvenim yok oldu, siyasete başladım. Hayatımın tehlikeye girmesi ve beni
1/5
öldürmeye teşebbüs etmeleri/ öldürmekle tehtid etmeleri nedeniyle 2013 yılında T.C. İstanbul Anadolu
Adliyesi’ne başvurmak zorunda kaldım.
Yapı Uzmanı İnşaat Mühendisiyim, mesleğimdeki eğitimim ve tecrübem çok sayıda meslektaşımdan
çok daha üstün. Ancak sanıkların ekonomik imkânlarımı yok etmeleri nedeniyle bir avukatın ücretini
ödeyemeyecek durumdayım, hukuk eğitimi almadığım için bazı kelimelerin benzer anlamlılarını
hatalı şekilde kullanmam halinde konunun bütünlüğünü ve suçun bütünlüğünü göz önünde
bulundurarak karar vermenizi arz ederim.
Konu, sanıklar ve şikâyetlerim aşağıdaki gibidir, kanıtları ekte dijital kayıt olarak gönderiyorum.
1999 yılında Sultanahmet Adliyesi’ndeki hazırlık savcılarına başvurarak Avcılar Cihangir
Mahallesi Bahadır Sokak No:9 İstanbul’daki adresimde komşular ve kiraladığım dairenin ev sahipleri olan
yaşlı çift tarafından taciz edildiğimi, iftiralar atılmak suretiyle bana kesintisiz olarak sarkıntılık yapıldığını,
kendileri ile konuşmak istemememe rağmen iftiralar atmak ve baskı uygulamak suretiyle huzurumu
bozduklarını anlattım.
Görevli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Gürdal benim şikâyetimi ayrıntılı olarak dinledi, hukuk
bilgim olmadığı için başvurduğum savcılığın o bölgeye bakmadığını, Avcılar ilçesine bakan savcılığa
başvurmamı söyledi. Ancak kendisi özel hayatım, Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki öğrencilik hayatım ( o
dönemde öğrenciydim) ve aile hayatım, tanıdığım siyasi öğrenciler hakkında sorular sordu. Çok soru
sorması ve ayrıntılı bilgi alması nedeniyle bir işlem yapacağını sandığım için yanına ikinci defa da gittim.
Kendisi uydurduğu bir şikâyet dilekçesini bana tehtidle imzalattı, eğer imzalamazsam makamının bulunduğu
odanın kapısında hazır bekleyen iki polis memuruna beni adaleti savsaklama suçundan tutuklatacağını
söyleyerek tehtid etti. Kapısındaki polis memurlarından kurtulmak için Cumhuriyet Savcısı Mehmet
Gürdal’a kendisinden şikâyetçi olacağımı söyleyerek imzamın üstüne “zorla imzalıyorum” şeklinde kendi
isteğim dışında imzaladığımı ifade eden bir yazı yazdım ve Mehmet Gürdal’ın kendisi uydurduğu ve Yıldız
Teknik Üniversitesi’ndeki öğrencilerden (isim veya kimliklerini, sayılarını belli edecek herhangi bir bilgi yer
almadan) şikâyetçi olduğumu belirten şikâyet dilekçesini imzaladım. Serbest kaldım, başsavcı ile görüşüp
durumu şikâyet etmek istedim. Başsavcının sekreteri diye tanıtılan bayan Başsavcının tatilde olduğunu ve 10
gün geri dönmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine yine hazırlık savcılarının (o odada görevli ve daha sonraki
yıllarda Mehmet Güradal’ın suçunu bana iftiralar atmak suretiyle baskı altına alıp tekrarlayan bir
Cumhuriyet Savcısı daha vardı) bulunduğu odaya gittim ve o şikâyet dilekçesini işleme koymamalarını
istedim, ancak Mehmet Gürdal makamında değildi, kapısında bekleyen polis memuru Bilâl Yılmaz (adı
başka da olabilir, aradan yaklaşık 15 yıl geçtiği için tam hatırlamıyorum) beni iki polis memuruna kendi
isteğim dışında teslim ederek özgürlüğümü gasp etti. Bu iki polis memuru beni Bakırköy Devlet
Hastanesi’ndeki ruh ve akıl hastalıkları birimine götürerek orada 16 gün alıkoydular. Daha sonra
kaymakamlıklara ve savcılıklara, il emniyet müdürlüğüne bağlı karakol ve ilçe emniyet müdürlüklerine
giderek durumu bildirdim. Beni defalarca alıkoyarak ve yasadışı şekilde tutuklayıp kendi isteğim dışında,
cebren kaçırdılar ve akıl hastanesine kapattılar.
Ailemle anlaşmalı olarak Yıldız Teknik Üniveristisi’ndeki eğitimimi sürekli sabote ederek, yani
ailemin sınav zamanlarında veya yasal şikâyet başvurularım durumunda aile içi kasıtlı tartışmalar ile beni
tutuklatarak haklarımı aramamı ve okuldan mezun olmamı engellediler. İl emniyet müdürlüğü görevlilerinin
ve diğer memurların yakınlarının , taraftarlarının, siyasi kışkırtmalarla destek aldıkları şahısların kesintisiz
taciz, tehtid, sarkıntılık, kasıtlı olarak yanıma durup veya etrafımda dolaşmaları suretiyle ve ağır hakaretler
savurmaları şeklinde beynimi yorgun düşürecek ve çalışamaz durumda tutmak suretiyle huzurumu bozmaları
sonucunda uzun yıllar boyunca gelirsiz kaldım. 2010 yılında mezun olup inşaat mühendisi oldum. Kesintisiz
olarak eğitim ve çalışma hürriyetimi, kişisel haklarımı gasp ederek adımı karaladıkları için zor iş buldum.
2011 yılının nisan ayında Cebeci Mahallesi S Caddesi No:1 Kat:5 Sultangazi İstanbul adresinde bulunan ve
daha sonra izinsiz çalıştığını, işverenlerin cemaatlerdeki ve siyasi partilerdeki ilişkileri ve görevleri
2/5
nedeniyle korkusuzca suç işlediklerini daha sonra öğrendiğim Pramit Yapı Denetim Ltd. Şti.’nde Ocak 2012
tarihine kadar çalıştım.
AKP VE CHP TABANININ SULTANGAZİ BELEDİYESİ’NDEKİ RÜŞVET VE AHLÂKSIZ RÜŞVET
OLAYLARINI İHBAR ETMEM, BENİ SUÇA ZORLAYAN İŞVERENLERİMDEN DAVACI VE
ŞİKÂYETÇİ OLMAM SONUCUNDA :
Bu klasörde yer alan İETT şoförünün olduğu gibi, ayrıca yemek yediğim ve oturduğum her yerde olduğu
gibi kesintisiz olarak huzurumu bozup hakaret ve tehtid eden kişilerin hiç durmadan, yolda dururken bile
kesintisiz olan kafamı yorma, oyalama, huzurumuz bozma şeklinde yıprattılar. Çalışamaz ve gelir sahibi
olamayacak şekilde yaşattılar. Açmış olduğum davalara ek ifade ve kanıt sunmamı engellediler. Değişik
iftiralar atarak bu iftiralara inanmış insanlar gibi davranarak bana kesitisiz olarak saldırdılar, terör
uyguladılar.
Şeriatın gücünü gösteriyoruz.
Sapık öldürüyoruz.
Devlet için çalışmayı red eden şerefsizi öldürüyoruz.
Gammaz, ispiyoncu öldürüyoruz.
Baş örtülü kıza küfür edeni öldürüyoruz.
Jigolo öldürüyoruz.
Irkçı öldürüyoruz.
Allah için vurduk.
Faşist öldürüyoruz.
Savaş çocuğu ölüdürüyoruz….
Şeklinde sonu olmayan çok sayıda kışkırtma malzemesi iftiralar ve özel hayatıma , profesyonel hayatıma
saldırarak beni günün 24 saati , yılın 365 günü boyunca huzursuz ettiler, huzurumu bozup ruh ve beden
sağlığıma, cinsel dürtüleri kafamı yorduktan ve sinirlerimi yıprattıktan sonra arttırarak ve masturbasyona
zorlayarak tecavüzden farkı olmayacak bir şekilde bedenimin dokunulmazlığına saldırdılar. Bana tecavüz
etmeleri ve kesintisiz sarkıntılık uygulamaları, sarkıntılık için :
Aramızda konuşuyoruz, sana ne.
Telefonla konuşuyormuş gibi yaparak.
Yüzlerce tesettürlü kadının sırayla yanımdan geçerek her birinin sapık iftira ve sapık hakaretler etmesi
şeklinde, takip etmeden ve yanımdan geçerek.
v.b. şekillerde huzurumu bozdular.
Maltepe Aydınevler Mahallesi’ndeki adresimde beni öldürmeye teşebbüs ettiler, orada öldüremeyince ve
ben internet sitelerimle yaklaşık 40 bin kişiye ulaşıp olayı duyurunca beni ihtiyarlatarak ceza verdiklerini,
maddi durumumu gasp ederek ceza verdiklerini, akli dengeme saldırarak develeti büyük tazminatlardan
kurtardıklarını iddia ederek iftira ve hakaretlerle ömrümü kısalttılar, terör uyguladılar.
Olayların ayrıntılı anlatımı ve kanıtları ekteki dijital bilgi depolarında mevcut. Burada verdiğim sınırlı
bilgiyi küçümeyip ekte PDF dosyası olarak sunduğum resmi internet sitelerimden verdiğim çok ayrıntılı
bilgi ve tarifleri incelemenizi arz ederim.
3/5
İstanbul’da başvurduğum ve başvuru metinleri ekte bulunan adliyelerden şikâyetçiyim. BİMER
başvurularımı sanıkların eline vererek T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı’nın açmış olduğu
soruşturmaları savsaklayan, soruşturma dolandırıcılığı yapan, AKP ve CHP taraftarlarının uyguladığı teröre
zemin hazırlayan Cumhuriyet savcılarından ve diğer devlet görevlilerinden şikâyetçiyim. Açılmış
soruşturmalar nedeniyle soruşturulanların yakınları ve siyasi çevreleri bana terör uyguladı, ikamet ettiğim
mekânlarda ve alışveriş yaptığım yerlerde “şeriatın gücünü gösteriyoruz, devlet için saldırıyoruz, … ceza
veriyoruz, v.b.” şeklinde beni kesintisiz olarak huzursuz ederek yazı yazmamı ve normal beyinsel
faaliyetlerimi bile sürdürmemi engelliyorlar. Daha ayrıntılı bilgiyi ekteki bilgi kaynaklardan almanızı arz
ederim. Suçun bütünlüğü ilkesi gereğince ve hakkım olarak suçu tespit edilen herkesten, can ve mal
güvenliğimi ortadan kaldıran görevli Cumhuriyet savcılarından, resmi işlemleri “standart prosedür, çok
dosya var, v.b.” ifadlerler savsaklayan, adliye içinde huzurumu bozacak kasıtlı davranışlar sergileyerek
korkutmaya ve adliyeleri güvensiz gösteren adliye personeli ve memurlarından şikâyetçiyim.
Yazdığım bu şikâyet dilekçesini bile okumak için yeterli zamanım ve huzurum olmadığını bilgilerinize arz
ederim. Bu şikâyet dilekçesini okumadan size sunuyorum.
Saygılarımla,
Cevat Çalışkan
İnşaat Mühendisi
T.C. Kimlik No:
15055262556
Ekler :
A. Dijital ekler, ekteki dijital bilgi deposunda yer alıyorlar.
1. Mesleki Özgeçmişim
2. Resmi İnternet Sitemin İçeriği- Tüm bilgilerin eksiksiz olarak yer aldığı ve faili meçhul
olmamı engelleyen internet sitesi. Soruşturma için tek başına yeterli bir kaynak. PDF
formatındaki iki dosyadan oluşuyor.
3. Videolar ve Fotoğraflar – 3 Klasörden oluşuyorlar
4. UYAP’tan yapmış olduğum birkaç şikâyet örneği
5. Wordpress sitelerinin dışa aktarılmış birkaç örneği
6. Rüstem Avcı’nın birkaç fotoğrafı ve videosu
7. İstanbul Adliyelerinde işleme konulmuş evrakların dijital kalıpları
8. Çevre ve şehircilik bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’ne iki defa gittim. Görevlilere e-posta
yoluyla ve şahsen yapmış olduğum başvuruların dijital kayıtları. Görevli müfettiş Jale
İyem’in şirketi Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti.’nin dosyaları ile işlem yapmayacağını çünkü
Beylikdüzü belediyesinden onaylı oldukların söylüyor. Evrak ve tutanakların sahte
olduğunu şahsen bildirmeme rağmen ve Jale İyem yıllardır Belediyedeki görevlilerin
kayırması ile, siyasi kaynaklı suç ortaklığı ile yaptığı için kendisi hakkında yasal işlem
yapılmadan milyonlarca liralık dolandırıcılık yaptığını bile bile görevini yerine getirmedi.
Ek – 8’de gerekli kanıtlar mevcut.
4/5
9. Çalışma hürriyetimin gasp edilmesine ve bana değişik şekillerde terör (ekonomik, şiddete
dayalı, fiilen ,…) uygulanmasına destek veren ve/veya suç ortağı olan iş yerlerinin bir
kısmı. Bu işylerine başvurda bulundum. Bazıları suça iştirak etti, bazılar sadece başvurumu
içinde bulunduğum durum nedeniyle dikkate almadı. İşverenler korkutuldu, huzursuz edildi,
kışkırtıldı bana iş vermemeleri için. Bir kısmı el yazısıyla ikinci bir evrak olarak dosyada
yer alıyor, dijital kayıt olarak değil.
10. Kimlik bilgilerimin yer aldığ klasör.
11. Can güvenliğim için binlerce e-posta adresine yaydığım bilgilerden bir örnek.
13. Tehtid edenlerden bir örnek. Bugün başvuracağım için otobüs şoförü bana topluca
saldırdıklarını söyleyerek, lâf atma şeklinde huzurumu bozdu.
B.Dosyada el yazısıyla yer alan evraklar
12. Sanıklardan bazılarının kartvizitleri.
Bu şikâyet dilekçesinin gönderileceği adres :
HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
Konya Yolu No:70 Beşevler / ANKARA
06330
Tel: 0312 204 10 00
Faks: 0312 222 71 45
e-posta: [email protected]
5/5
T.C. İSTANBUL BAKIRKÖY CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA
14.02.2014
Müşteki : Cevat Çalışkan, T.C. Kimlik No: 15055262556, İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası
Sicil No: 85497 , Cep Tel. : 0 537 057 68 68 (ve aktif olmayan 0 539 576 03 35) , E-posta :
[email protected] , Web Sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com , Adres
: Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18 D:2 Sultangazi İstanbul (Bu adres annem, babam ve kız
kardeşimden oluşan aileme ait, ailemden Soruşturma Yıl / No : 2013 / 13103 ‘te şikâyetçiyim).
Sanık: T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir
Hastalıkları E. A. Hastanesi
Bakırköy / İstanbul
Suçlama:
1.
2.
3.
4.
5.
Gasp.
Dolandırıcılık.
İftira.
Beden dokunumazlığıma saldırı.
Yetkilerini kötüye kullanma.
Suçun bütünlüğü ilkesi gereği ve hakkım olarak sanıkların diğer suç ortaklarından da
şikâyetçiyim. Diğer sanıkların açık kimlikleri ekteki işleme konulmuş resmi başvuru
metinlerinde mevcut. Şikâyetim ile bağlantısı olan soruşturma dosyaları açılmış durumda,
görevli Cumhuriyet Savcılarına gerekli kanıt ve bilgileri sundum. Açık olan soruşturmalardan
ikisi :
1. T.C. Adalet Bakanlığı Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu – Soruşturma Yıl / No :
2014/214
2. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı – Soruşturma Yıl / No: 2013 /
13103
Görev bölgeniz içinde bulunan T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh
Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi görevlileri kendilerinden şikâyetçi olduğumu
yalanlayıp beni zan altında bırakıyorlar. T.C.K. kapsamında olan hapis cezalarını almaları için
ve bana tazminat ödemelerini sağlamak için hiçbir şekilde dava açamadım, Aralık 2011’den
beri kesintisiz saldırı içindeler. Kendilerin çalışma ve eğitim hürriyetimi gasp, adam kaçırma
ve işkence, tehtid ve hakaret, maddi ve manevi zarar verme, terörist kışkırtmalar yapmak, tüm
hak ve hürriyetlerime saldırı ile suçluyorum.
Sanıklar bana işkence yapılmasına, işsiz kalmama, özel ve profesyonel hayatımın zarar
görmesine, ömrüm kısalacak şekilde yıpratılmama, can güvenliğimi ortadan kaldıracak şekilde
maddi ve manevi zararlara uğramama kasıtlı olarak neden oldular. Kamu görevlilerini ve
siyasi toplulukları kışkrıttılar. CHP ve AKP İstanbul İl Örgütlerine bağlı çok sayıda şahıs,
“Toplum adına, Türkiye, Türkiye için, Allah için, Türkiye istiyor, kâfiri öldürüyoruz, şeriatın
gücünü gösteriyoruz, baş örtülü kıza küfür etmenin cezasını veriyoruz, devlete hizmet etmeyen
şerefsiz, devletten şikâyetçi şerefsiz, devletten tazminat isteyen şerefsiz v.b. “ sloganlar ile
öldürmeye teşebbüs ettiler, temel hak ve hürriyetlerim başta olmak üzere tüm haklarıma
saldırdılar. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler ve şikâyetlerim ekteki evraklarda mevcut.
1/5
T.C. İstanbul ,T.C. İstanbul Anadolu, T.C. Gaziosmanpaşa adliylerindeki evrak kayıt
memurları ve diğer adliye çalışanları beni adliye içinde huzursuz edecek, korkutacak şekilde
sözlü sarkıntılık ve tartışma yaratacak davranışlarda bulundular. Kendileri ile tartışmak
istemedim, ancak görevlerini kötüye kullanmak (işlemleri savsaklayacak ve evrakların sevki,
hakimin önüne konulması, işlem sürelerinin geciktirilmesi, aynı konuyla ilgili 3 adet mahkeme
kararını iftira ile çıkararak 3 değişik adliyede birbirinden bağımsız yasadışı işlem yapmaları,
itiraz ve şikâyetlerimi savsaklayarak ve geciktirerek yasadışı soruşturmaları sanık olan polis
merkezlerine yaptırmaları, v.b.) için beni adliye dışında ve adliye sınırları içinde kızdıracak
şekilde namusuma ve şerefime hakaretler, terörist tehtidler savurdular. Bu nedenle evraklarda
yer alan açıklamalarda imlâ ve anlatım bozuklukları var. Başvurularım eksik bilgi ve kanıt
içeriyor çünkü ikamet ettiğim adreslerde 3 saatten fazla uyumamı, yeterince iyi beslenmemi
engelleyecek şekilde taciz ve tehtid edildim. Beden dokunulmazlığım sözlü cinsel tacizler ile
saldırıya uğradı. Bunların sonucunda çalışamayacak ve aramızda düşmanlık olan aileme
muhtaç kalacak kadar yorgun ve iş göremez şekilde gezdim. İş bulmamı engellediler, iş için
başvurduğum iş yeri temsilcilerine tehtid ettirdiler.
Savcılıklara şikâyet dilkeçesi ve kanıt veremedim, temel ihtiyaçlarımı
karşılayamayacak kadar yorgun ve aç bırakıldım. Günün 24 saati boyunca sözlü taciz, terörist
tehtidler altında yaşadım. Bütün bu sorunlarımın sorumlusu T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy
Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi görevlileri çünkü
işverenlerim ve haklarında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum diğer şahıslar, kamu görevlileri
beni tehtid ve işkence ile Aralık 2011 tarihinden beri dava etmek isteyip dava etmem
engellenmiş T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir
Hastalıkları E. A. Hastanesi’ne cebren kapatıp haklarındaki suçlamalarımdan kurtulmaya
çalışıyorlar.
Kendileri ile ilgili suçlamalarımı resmi internet sitelerimde (www.cevatcaliskan.net
ve www.cevatcaliskan.com) iki yıldır yazıyorum, her gün terörist tehtid ve işkenceye maruz
kaldığım için yaptığım açıklamalar küfürlü. Kendilerine internet sitelerimde eleştiriler ve
namuslarının, şereflerinin olmadığını ortaya koyan, kanıtlayan bilgiler yayınlıyorum. Benden
davacı olmak yerine, bana dava açma hürriyetimi gasp edecek şekilde saldırıyorlar. Beni iş
göremez, akıl hastası ve ruh hastası, sapık eğilimleri olan devlet düşmanı, ihbar delisi gibi
iftiralar ile zan altında bırakıp İstanbul’daki Kürt ve Laz kökenli vatandaşları bana değişik
şekillerde saldırmaları için kışkırıtıyorlar. “Pis kokan Türk, iğrenç Türk, sapık milliyetçi, .v.b.”
hakaretlere maruz kalıyorum. Terör örgütü PKK’nın sempatizanları ve bölücüler her iş yerinde
ve her alışveriş merkezinde bana hakaretler ve tehtidler savuruyor, beni kesintisiz olarak
maddi ve manevi zararlara uğratıyorlar.
Türk Ceza Kanununda yer alan çok sayıdaki suçu işleyen işverenlerim beni suça zorluyordu.
Mesleki özgeçmişim ektedir. Ben suç işlemeyip onların iş yerlerinden kaçınca beni tehtid edip
tüm haklarımı (çalışma, yaşam, dava açma,..) gasp etmek üzere harekete geçtiler. Siyasi
partilerde ve dini topluluklarda yöneticilik görevi almış, kışkırtma ile siyaset yapan şahıslar
oldukları için siyasi kavga maskesi altında saldırıp kendilerinden davacı olmamı engellediler.
Bu nedenle sanıkların listesi çok kalabalık, binlerce taraftarları bana Aralık 2011 tarihinden
beri kesintisiz olarak değişik şekillerde ve kesintisiz olarak maddi , manevi zararlar verdi.
Kendileri ile alâkası olan iş yerlerinde iş bulmamı sağlayarak o iş yerlerinde namusuma ve
şerefime hakaretler, terörist tehtidler savurdular. Eğer şikâyetimden vazgeçip onların dava
2/5
edilmesini önlemezsem ve teşhir ettiğim rüşvet verme ve alma, kamu ihalesi yolsuzluğu,
dolandırıcılık, sahtecilik, vergi kaçırma, fuhuş v.b. suçları yalanlamazsam, kendi akli dengeme
iftira atacak şekilde kendi isteğimle bir akıl hastanesine yatmazsam beni öldüreceklerini, ömür
boyu işsiz bırakacaklarını v.b. şeyleri söyleyip kesintisiz olarak tehtid ettiler, ettirdiler.
Yeterince uyumamı ve beslenmemi engelleyerek, beden sağlığıma ve dokunulmazlığıma
saldırarak, terörist tehtidler ve namusuma, şerefime hakaretler savurarak her zaman uykusuz
ve aç gezmeme neden oldular. Beni aşırı yorgunluk ve açlıkla cezalandırdıklarını, gelir sahibi
olmamı engelleyerek ceza verdiklerini iddia ederek her yerde sorunlar yaşamama neden
oldular, benim sindirilmemi siyasi harekete dönüştürdüler.
Bugün Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde 2. Katta polis memuru Selâmi ile
görüşerek vesayet kısıtlama mahkeme dosyası için ifade vermek için adı geçen polis memuru
tarafından dün çağırıldım. Bütün bu saldırıların sebebi BİMER başvurularımla T.C. Adalet
Bakanlığı, T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından açılan soruşturmalardır. Sanık devlet
memurlarının yakınlarının, kışkırtmaları sonucunda bana saldıran siyasi/etnik grup/terörist
taraftarlarının, meslektaş ve iş arkadaşlarının saldırına uğradım. Hepsi beni “sanık hastaneden
milyonlarca liralık korkunç bir tazimanat isteyen devlet düşmanı” ifadesi ile karalayarak
öldürülmem ve yıpratılmam için kışkırtma yaptılar.
En son olarak şu soruşturma açıldı:
Kendisi sanık olduğu için uzun süre bekleyen ve saldırganların tüm ekonomik gücümü yok
etmelerini, aylarca işsiz kalmamı ve her girdiğim iş yerine karalanmamı, suça zorlanmamı
sağlayan Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ifademi almak ve işlem yapmak üzere harekete
geçti.
3/5
6 Ağustos 2013 tarihinde beni öldürtmeye çalışan işverenlerimin suçlarını İstanbul
Fatih Vergi Dairesine şikâyet etmiştim, oranın yöneticisi Osman Balcı bilgileri ve dilekçemi
almıştı. Bana başvuru numarası verildi, ancak sanıklar arasında büyük ve önemli müteahhitler,
siyasi partilerde görevi olan ve/veya şeriatçı topluluklarda güç sahibi yöneticiler yer aldığı için
beni Küçükyalı Polis Merkezi’ne bağlı polis ekibi kaçırdı ve kanunsuz bir şekilde
Erenköy’deki akıl hastanesine kapatıp özgürlüğümü gasp etti.
T.C. İstanbul Adliyesi’nden T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi dosyası çalındı,
akıl hastanesinden çıkınca dosyayı çalanları şikâyet ettim. Benim iş durumumu bozmaya
devam ettiler, AKP kadın kolları eski başkanının yanında işe sokup aylarca beni tehtid
ettirdiler, hakaretlere maruz kalmamı ve yıpratılmamı sağladılar. Önceki saladırılarını
şeriatçılarla ulusalcı arasındaki kavga olarak gösterdiler. Jale İyem (AKP kadın kolları eski
başkanı, tüm işleri yasadışı olan, Beylikdüzü ve Esenyurt Belediyelerindeki siyasi
yandaşlarının sahte tutanak ve belgeleri ile milyonlarca TL değerinde yasadışı işler yapan bir
siyasetçi) ve ortağı olan Muammer Budak’ın (Esenyurt BBP ilçe başkanı) yasadışı işlerini
üzerime yıkarak Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne benim hakkımda soruşturma
açtırdılar. Bunu BİMER şikâyetimi kasıtlı olarak Sultangazi Kaymakamlığı’na yönlendirip
benim şikâyetimi benim alehime kullanacak şekilde soruşturma açtılar.
11 Şubat 2014 tarihinde vergi dairesini şikâyet etmem üzerine aynı sanıklar yasadışı
servetlerini kurtarmak için harekete geçti, kendileri rüşvet vererek ve alarak iş yapan kişiler
olarak bilinmektedir. Ben kendim şahsen onların çok sayıdaki rüşvet suçlarının şahidiyim.
Önemli işverenlerden biri müteahhit Ferit Rızvanoğlu’dur. Kendisi başbakanımızın arkadaşı
olarak bilinmektedir ve bana saldıran, karalayan iş yerlerinin çok büyük kısmı AKP , CHP iş
çevrelerine bağlı. Ferit Rızvanoğlu görevli olduğum İSKİ Genel Müdürlüğü 2. Binası İnşaatı
İhalesi ihalesinin gerçek sahibi. Çok sayıda (7-8 adet veya daha fazla) paravan şirketle çok
sayıdaki kamu ihalesini başkaları üzerine göstererek almış. Ben şantiyeye gizlice geldiğinde
kendisine rapor veriyordum, firma ile aramızda tartışma çıkması sonucunda beni yok etmek
için siyasi, terörist saldırı maskesi altında yıprattılar, öldürmeye teşebbüs ettiler. Ferit
Rızanvanoğlu’nun bildiğim iki ihalesi İSKİ Genel Müdürlüğü 2. Binası İnşaatı (Nurtepe ,
Kâğıthane, İstanbul’da bulunyor. 12 milyon TL maliyeti, 48 milyon 211 bin TL civarında
toplam ihale bedeli var) ve Sultangazi Belediyesi İnşaatı ( Sultangazi İstanbul’da bulunuyor,
12 milyon TL civarında maliyeti, 48 milyon 400 bin TL civarında toplam ihale bedeli var). Bu
şantiyelerde ihale şartnamesine uygun kalifiye eleman çalıştırılmadığı için imalâtlar korkunç
derecede hatalı yapılıyor, beni de tehtid altında tutup bazı hatalı imalâtları imzalattılar. Ancak
bu hatalı imalâtları rüşvet ve hediyeler verdikleri İSKİ kontrol görevlileri de onaylıyordu.
Bugün ifade vereceğim için yeterince uyumamı engellediler, az yiyecek verdiler. Aşırı yorgun
durumdayım. Ailem de açılmış olan soruşturmalarda sanık olduğu için bazen işkence sayılacak
kadar çok taciz ve tehtid ettiriyor, son 3 gün sadece uykudan uyandırıp halsiz kalmamı
engelleyecek şekilde hareket ettiler. Ancak Aralık 2011’den beri işkence olan bir kesintisiz
taciz, tehtid, hakaret, zan altında tutarak maddi ve manevi zararlara uğratacak ithamlar v.b.
şeyler ile beni ikamet ettiğim sokaktaki komşularla acılar ve yorgunluk içinde yaşattılar.
“Annesine küfür eden sapık, jigolo, masturbasyon sapığı, her yerde masturbasyon yapan sapık,
pornocu, kâfir , baş örtülü kız düşmanı v.b.” hakaretler ile diğe sanıkları kışkırtıp beni bu
iftiraları kasıtlı olarak inanacak ve suç ortağı olacak iş yerlerine soktular. Böylece yıllarca iş
performansım düşük ve başarısız olacak şekilde, tek sayfa mesleki yayın okumama izin
4/5
vermeyecek ve tüm paramı uyuyacak ve dinlenecek bir yer bulmak için harcayacak şekilde
yaşattılar. Cinsel ve özel hayatıma saldırdılar, sabahlara kadar cinsel sözlü tacizler ile ve aşırı
yorgunluk ile işkence yaptılar. Bu tam anlamıyla tecavüz. Daha ayrıntılı bilgi ekteki
evraklarda mevcut.
Sanık akıl hastanesine kapatılmam amacıyla bana ailem, işverenlerim, bağlı oldukları siyasi
partilerin temsilcileri ve taraftarları, terör sempatizanları ve diğer sanıklar beni “devletten
tazminat isteyen şerefsiz” ifadesini kullanarak yıprattılar. Hiçbir şikâyetimden sonuç çıkmadı,
hiçbir duruşma olmadan Aralık 2011 tarihinden beri kesintisiz terör saldırıları altında yaşadım.
Açık kimliklerini verebileceğim ve/veya görürsem tanıyabileceğim bazı kamu görevlilerinden
şikâyetçi olduğum için defalarca İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ilçe Emniyet
Müdürlüklerinde görevli polis memurları tarafından kaçırılarak Bakırköy’de bulunan ruh ve
akıl hastalıkları hastanesine kapatıldım. Ailem de suç ortakları oldu, beraberce eğitim ve
çalışma hürriyetimi gasp ettiler. Polis memurlarından her şikâyetçi olduğumda ailem, aile
içinde suni kavga ve aile içi şiddet vakası yaratıp beni polis memurları ile birlikte kaçırdı.
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünden 2010 yılında
mezun oldum. Eğitimim, Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ile beraber beni keyfi olarak
kaçıran ailem nedeniyle zarar gördü. Eğitimim, beni defalarca okuldan mezun olmamı
engelleyecek şekilde cebren akıl hastanesine kapatan ailem nedeniyle 1995-2010 yılları
arasında, yani çok uzun sürdü. Ancak zekâ seviyem ve eğitimim kaliteli olduğu için her ne
kadar kitap okumam, mesleki araştırmalar yapmam, yeterince uyumam, para kazanmam,
borçlarımı ödemem engellenmiş olsa da başarılar sergiledim. 33 bina benim çizmiş olduğum
projeler ile inşaa edildi. 2 kamu ihalesinin teknik işlerinde görev aldım. Ancak hatalı
imalâtları, işverenlerin T.C.K. kapsamında olan suçlarını üzerime yıkmak için akli dengeme ve
başarıma iftiralar attılar, beni dolandırarak adi suçlara bulaştırmaya çalıştılar. Ayakta
duramayacak kadar ve ölümüme sebep olacak şekilde aç, terörist saldırılar nedeniyle ölüm
tehlikesi içinde tutatarak para karşılığında bazı evrakları imzalatıp saygınlığıma iftiralar attılar.
Atatürk Milliyetçisi Neofaşist’im , şiddet eylemlerine karşı olan, Anayasal düzeni
koruyan ve milliyetçi çalışmaların ülkenin büyük yatırımlar ile güçlendirilmesi ile, somut
şeyler ile yapılması gerektiğini savunan bir milliyetçiyim. Mustafa Kemal Atatürk dışında
başkasının liderliğini kabul etmediğim için bu dünya görüşümü kullanarak bana yaptıkları
saldırıları siyasi kavga maskesi altında yaptılar. Aslında tüm saldırıların nedeni açılmış olan
bakanlık soruşturmaları ve benim hapis cezası, taziminat taleplerim idi. “Sana atacılığın
cezasını verdik” diyerek tehtid etmeye ve hakaret etmeye devam ediyorlar. Otobüs, metrobüs,
metro, tramvay, dolmuş ve her türlü ulaşım aracında “şeriatın gücünü gösteriyoruz” diyerek
kesintisi tehtid ile yorgun ve iş göremez tutuyorlar, AKP ve CHP belediyelerinin siyasi
zabıtalarına şikâyet ediyorlar, tehtid ettiriyorlar. Sürekli zabıt tutturuyorlar, aşırı derecede aç
ve halsiz bırakarak sokaktan zabıtalara toplatmaya çalışıyorlar. Tüm paramı ve zamanımı
tükettiler, ömrümü kısaltacak şekilde yıprattılar.
Yukarıda ve ekteki evraklarda haklarında bilgi vermiş olduğum sanıklardan
şikâyetçiyim. Suçlamaları somut şekilde ortaya koyacak bilgileri ekte veriyorum.
Saygılarımla,
5/5
Ek – 4 :
09.12.2013
İlgi : Dosya Yıl / No : 2013 / 1381 ile ilgili
Bana savunma hakkı vermeden vesayetimin kısıtlanamsından sorumlu olan
herkesten davacı ve şikâyetçiyim. T.C. Devletinin resmi internet sitesinde
(www.turkiye.gov.tr) yer alan açık bilgiye göre daha önce açılmış olan haksız ve kasıtlı
vesayet kısıtlama davalarına itirazlarımda açıkça dava ve şikâyet etmiş olduğum
sanıklar benim vesayetimin kısıtlanmasını talep etmiş ve bu talepleri bana savunma
hakkı verilmeden kabul edilmiş. Bana daha ayrıntılı, somut bilgi ve kanıt sunmam için
süre verilmesini arz ederim, yasaların bana vermiş olduğu savunma hakkımı talep
ediyorum.
Bu davaların açılmış olduğu adliyelerin personellerini T.C. Adalet bakanlığına
şikâyet etmiş olduğum için adliye personeli ve Cumhuriyet savcıları soruşturma
kararlarını savsakladı, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerinde sanık olan şahısların bana
açıkça maddi ve manevi zarar vermesine izin verdiler, can güvenliğimin tehtid
edilmesine müdahale etmediler. İnternette düzenli olarak yayın yapmam ve gelişmeleri
günü gününe anlatmam nedeniyle sanıklar beni öldüremedi, çok sayıda iftiralar attılar,
bu iftiraları mesnet alarak bana maddi ve manevi saldırılar düzenlediler, çalışma
hürriyetimi gasp ettiler. BİMER’e yapmış olduğum şikâyetler 7-8 ay sonra Cumhuriyet
Savcısına (T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi Ek Hizmet Binası 5. Kat) gönderildi, aynı
adliyede açılmış olan vesayet kısıtlama davasında haklarında şikâyetim olan sanıklarla
ilgili şikâyet metnim yer alıyor ve bu savsaklama süresi içinde tüm profesyonel,
ekonomik, özel hayatım saldırıya uğradı. Sanıkların siyasi ve dini topluluklarda sözü
geçen yönetici ve iş adamı olmaları nedeniyle binlerce taraftarlarının saldırısına
uğradım. Toplumu bana zarar vermesi için ödül adı altında paralar vermeyi taahhüt
ederek kışkırttılar.
Kesintisiz olarak hakaretlere ve iftiralara maruz kalmam, günde 3saatten fazla
uyumama izin vermeyecek şekilde ailem ve sanıklar tarafında kesintisiz tehtid ve taciz
altında olmam, 11 Haziran 2013 tarihinde dava etmiş olduğum İstanbul İl Emniyet
Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri’nin benimle eğlenerek ve
tehtid ederek beni kışkırtması nedeniyle internetteki yayınlarıma ASELSAN tarafından
çözümsüz ve durdurulamaz olduğu onaylanmış olan, tamamen benim tasarımım olan
terörist saldırı yöntemleri yayarak ülke güvenliğini tehlikeye attım. Bana günlerce
işkence yapmıştılar ve ayakta duramayacak kadar çok yıpranmıştım. Aylarca ve yıllarca
beni çok sayıda suça bulaştırmaya çalıştılar, suçları işleyenleri ve suç işleyen, beni
1
sanıklar adına tehtid eden işverenlerimi BİMER başvurularımla, adliyelere vermiş
olduğum şikâyet dilekçeleri ile ihbar ve şikâyet ettim. Karakollar hiçbir adli vakaya
müdahale etmedi, savcılık emri olmadan bir şey yapamayacaklarını söylediler, hiçbir
şekilde ihbar veya şikâyet kabul etmediler. Adliye sınırları içinde adliye personelinin
tacizi altında yazdığım şikâyet dilekçeleri yetersiz bulundu, savcılar tarafsız
davranmadı, kasıtlı olarak hatalı yorumlar yaptılar, tek soruşturma ile sona erecek
maduriyetimi sona erdirmek yerine çok sayıda adli vakanın meydana gelmesine izin
verdiler. Çok sayıda şikâyet dilekçesi vermeme neden oldular. Her bir olayın
diğerlerinden bağımsız olduğunu ve her biri için ayrı şikâyet dilekçesi vermem
gerektiğini söyleyerek çok sayıda dava açmama neden oldular ve taraflı davranarak bu
davalara takipsizlik verdiler. Elimdeki resmi evrakları çok sayıda dosyaya dağıtmame
neden oldular ve bunlar topluca ifade ettikleri anlamı kaybettiler, tüm evrak ve
dosyaların birleştirilmesini arz ederim. Kanıt sunmamı ve temel ihtiyaçlarımı
karşılayacak kadar bile para kazanmama izin vermeyen sanıklar bana ömrümü
kısaltacak kadar fiziksel ve maddi zarar verdiler, sosyal yardım almaya zorladılar,
sosyal yardım aldığım kaymakamlık ve belediyeler beni sorgulayarak aldıkları bilgileri
sanıklara destek vermek için kullandılar. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki
başvurumda Maltepe ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüklerini ve Kaymakamlıklarını
suçladım, şikâyetçiyim. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı olan birimlere defalaca
telefonla başvurdum, yüzyüze görüşmeye çağırıp işlem yapmadan defalarca geri
gönderdiler, tüm paramı ve zamanımı davalarımla, şikâyetlerimle tükettiler.
Kısıtlama talebini kabul eden hakimin kararına savunma hakkımı talep
ederek itiraz ediyorum, bu haksız kararı vermiş olduğu için yukarıda numarası ve yılı
verilmiş olan dosyanın başka bir hakime verilmesini arz ve talep ediyorum, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nden şikâyetçi ve davacıyım. Hakkımda açılmış olan 3 vesayet
kısıtlama davasının birleştirilmesini arz ederim. İlk iki vesayet kısıtlama davası
hakkında sunmuş olduğum resmi şikâyet dilekçelerimde (bu şikâyet dilekçelerimin
içerdiği bilgiyi ek olarak veriyorum, biri resmi UYAP sistemine kayıtlı, ikincisini
tarayan G.O.P. tevzi bürosu bana herhangi bir belge vermedi, “tarandı” diye kaşe
vurdu) kısıtlama talep eden kurumu açıkça suçlamıştım. Sanıklar bu iki dava
hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen 3. bir dava açarak bu mahkemede bana
savunma hakkı vermeden vesayetimi kısıtlamışlar.
T.C. Sağlık Bakanlığı , T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri
Bakanlığı’ndan davacı olduğum için haksız şekilde vesayetimin kısıtlanmasından
sorumlu olanlar hakkında kamu yararına ceza davası açılmasını ve bana kişi başına 50
000 Türk Lirası tazminat ödemelerini arz ederim. Başka bir dava nedeniyle aramızda
düşmanlık olan anne ve babama vesayetimi vermek üzere tüm profesyonel ve özel
hayatıma saldıran, ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati süren sözlü taciz ve
hakaretler ile işkence yapanlardan şikâyetçi ve davacıyım.
Resmi kurumlarda görevli özel güvenlik şirketleri (bu özel güvenlik
şirketlerinden biri adliyenizde görevli ve adliyenize başvurularım sırasında beni değişik
2
şekillerde taciz eden ve korkutmaya çalışan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi’dir, kanıt
olarak adliyelerdeki güvenlik kamerası görüntülerini sunuyorum ) ve kamu görevlileri
ile ilgili suçlamalarım olması nedeniyle girmiş olduğum işyerlerinde beni işverenlerime
tethtid ettiren ve iftira ile işten kovduran sanıklardan şikâyetçiyim. Bu işverenler ve
işledikleri suçlar hakkındaki ayrıntılı bilgileri 2013 yılı içinde vermiş olduğum şikâyet
dilekçeleri sonucunda açılmış olan soruşturmaların dosyalarında mevcut. 2013 yılında
vermiş olduğum tüm şikâyet dilekçeleri sonucunda açılmış tüm soruşturma
dosyalarının, BİMER başvurularımın, İEM’ne internet aracılığı ile yapmış olduğum
tüm ihbar ve şikâyetlerin bir araya getirilmesini arz ederim. Bunlar 3 adliyeye çok
sayıda dosyaya dağıtılarak bütünlüğü ve anlamı bozulmuştur. Bütün bu adli vakaların
sebebi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli ve rüşvet alan polis memurlarını
internette komik duruma düşürecek şekilde teşhir etmem ve İstanbul’da görevli polis
memurlarının “ceza veriyoruz” diyerek beni kötü durumlara sokarak ve aç bırakarak
işkence yaptırması, dava açmam sonucunda adliye personeli ve özel güvenlik şirketleri
ile birlikte hukuki ehliyetimi gasp edecek saldırılar düzenlemesidir. Birleştirilmesini
istediğim vesayet kısıtlama davaları ve bunlara itiraz etmem sonucunda resmi yolla
dolandırıcılık yapmak için açılmış olan 3. Vesayet kısıtlama davasının bilgileri şöyle:
3
Anne ve babamdan defalarca şikâyetçi olmuş olmama rağmen vesayetimi
onlara vermek için soruşturma dosyalarını savsaklayan adliye personeli ve Cumhuriyet
savcılarından şikâyetçiyim, bana ikamet ettiğim adreslerde günlerce süren işkence
yaparak çalışma hürriyetimi gasp ettiler, boşgezer ve ailesinden para alan başarısız,
hasta inşaat mühendisi olarak göstermeye çalıştılar, iş saatlerinde yönetici ve çalışanarın
tehtid ve hakaretler savurması ile, beni emniyet mensupları adına tehtid etmeleri ile
dikkatimi bozdurup çalışmamı engellediler. Çalıştığım iş yerlerindeki çalışanlar açık
şekilde küfür, cinsel ithamlar, şerefsiz hakaretler ile inşaat mühendisi olarak verimli
çalışmamı engellediler. Yüzlerine konuşup bu hareketlerini söylediğim zaman inkâr
edip bana “saçmalayan deli, yalan söyleyen ve tehtid eden dengesiz” şeklinde
ithamlarda bulundular. Bu olay girdiğim her iş yerinde meydana geldi. İş bulamamam
için ve avukat ücreti ödeyememem için beni işvernlerimin suçlarını ihbar eden
“ispiyoncu, gammaz” diye duyurdular.
İşverenlerim ile ilgili açık ihbar ve şikâyetlerim var, işledikleri suçları , elde
ettikleri yasadışı gelirleri İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı birimlere şahsen
başvurarak ve e-posta göndererek, www.iem.gov.tr resmi internet sitesinde ihbar ve
şikâyet göndererek anlattım. Ancak sanık İEM görevlileri olduğu için sanıkların işlemiş
olduğu suçları görmezden gelerek beni sanıklara tehtid ettirdiler, maddiyatta dayalı
4
tehtidler savurdular, can güvenliğimi tehtid edecek siyasi kışkırtmalar yaptılar. CHP İl
Yönetimi, Süleymancılar Cemaati ve AKP taraftarları resmi internet sitelerim
www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da bu resmi ihbarları yayınlamam
nedeniyle bana maddi ve manevi saldırılar düzenledi. Sanıklar çok sayıda işvereni bana
attıkları iftiralar (jigolo, sapık, ırkçı, kürt düşmanı, devlete dava açan şerefsiz,
masturbasyon sapığı, küçük kız sapığı, din düşmanı, ateist, dolandırıcı, anasını sinkaf
ettikleri kişi, şerefini sinkaf ettikleri kişi, karısını sinkaf ettikleri kişi v.b. aşağılık
hakeret ve iftiralar ile benin günün 24 saati, haftnın 7 günü yıprattılar) ile kışkırtıp iş
bulmamı engellediler, kendi çevrelerinde ve iftiralarında destek verecek, suça bulaşmış
iş yerlerine işe aldırttılar. O işyerlerinde maddi tehtid ile ( Sanık olan Tepe Özel
Güvenlik Şirketi HSBC bankasında görevli ve o bankanın alacak yönetimi birimi kritik
dönemlerde cebimdeki tüm nakiti yok edecek şekilde beni tehtid ediyordu, gelirimi yok
eden sanıklara destek vermek için beni sürekli tehtid ediyor ve sorguluyordu. Maltepe
Aydınevler Mahallesi’ndeki Ted Rönesans Koleji Şantiye’sine iş verdirterek getirip
orada bana saldırı düzenledi çünkü kendileri ilgili şikâyetlerimi sosyal paylaşım
sitelerine yıllardır yazıyorum ve bu olay çok kişi tarafından öğrenilmişti, o güvenik
şirketini öğrencilik yıllarımda beni kaçırıp işkence yaptırmakla, iftira ile akıl
hastanesine kapattırmakla suçluyordum) ve can güvenliğimi tehtid ederek, iftiralar
attılar, baskı ve tehtid altında tutarak sanıkların iddialarını kabul ettirmeye teşebbüs
ettiler. Ben haklarımdan ve suçlamalarımdan vazgeçmedim.
Yapmış olduğum telefon konuşmalarıyla sanıkların yüzüne suçlamalarımı
söylemiş ve haklarında vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini defalarca anlatmıştım,
kendileri ile ilgili resmi şikâyetim olduğunu ve bu şikâyetimin dosyasının T.C. İstanbul
3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (Soruşturma Yıl/No: 2013 / 78622 ve Soruşturma No :
2013/98392 ve bunlara takipsizlik itirazım olan 2013/ 2 – 4861 ) olduğunu söylemiştim.
Sanıklar kendilerini suçladığım için görev ve yetkilerini kendi yasadışı çıkarları için
kullanarak beni ikamet ettiğim adresten tehtid ve zorla kaçırıp kısıtlamayı talep eden
hastaneye götürmüştü. Sanıklar hakkındaki ağır ceza mahkemesi başvurumu 19
Ağustos 2013 tarihimde yapmıştım, beni o başvurudan 3 gün sonra sonra ikamet ettiğim
adrese gelerek kaçırdılar ve akıl hastanesine kendi isteğim dışında kapatarak tehtid
altına aldılar, hastane hekimleri meslek ahlâkına yakışmayacak şekilde beni tehtid etti
ve benimle eğlediler, beni tehtid ve baskı altında tutmak için iftira bir teşhis koydular.
Tehtid ile ailemin yanında yaşamaya zorladılar.
Tüm maddi imkânlarımı yok ettikleri için sokakta yaşamam mümkün değildi,
beni ailemle yaşamaya zorladılar. Beni kaçırmadan önce ikamet ettiğim adreste de
günün 24 saati işkence olan sözlü şiddet ve hakaretlere maruz kaldım, beni uykusuz
bıraktıkları için ve beynimi acıtacak kadar taciz ettikleri için inşaat mühendisi
çalışmalarımı yapamadım. İş için başvurduğum proje büroları ve şirketler benden örnek
çalışmalar istedi, tek sayfa okuymadım taciz, tehtid ve işkenceler nedeniyle.
Ailem ikamet ettiğim adresteki komşular ile anlaşmalı olarak beni günlerce
sözlü tacizler ve suni kavgalar, sözlü şiddet ve sataşmalar ile yordu, günlerce uykusuz
5
bıratı. Annem ve babam karşımda durup her şeyi inkâr ediyor, kavga çıkarıp
tutuklatmak için sözlü şiddet ile kışkırtıyor, günlerce eziyet etmiş oldukları için benden
fuzuli tehtidler ve hakaretler gasp ediyordular. Annem ve babam yüzüme konuşmuyor,
yan odalardan beni tımarhaneye kapattıracaklarını, bana akıl hastası görünüşü
kazandırmak için tüm sağlığımı ve vücudumu bozduklarını, beden sağlıma zarar verip
“masturbasyoncu olduğunu tespit ettik demek” istediklerini söylüyordular. Onlarla yüz
yüze konuştuğum zaman her şeyi inkâr ediyor ve beni kışkırtıyor, evde şiddet olayı
yaratmaya ve tutuklatmaya teşebbüs ediyordular. Savcılıklardaki resmi şikâyetlerim
savsaklandı. Bu durumda tüm maddi imkânlarımı, çalışma hürriyetimi, hatta geçmişte
almış olduğum binlerce lira değerindeki kitaplarımı ve eğitim malzemelerimi
kaybettim, her şeyi ziyan ettiler.
Kısıtlamayı talep eden hastaneye yatışımı kabul ettiğimi belirten herhangi bir
belge imzalamamıştım. Hastane çalışanları sürekli olarak uzaktan sözlü tacizler ve
tehtidler beni huzursuz etti. Beni bazen sinirlendirdiler, bazen de ağlattılar. Sorumlu
doktorlar akli dengeme iftira atacak şekilde teşhis koydu. Beni tehtidle kontrollere
çağırdılar. 5 Aralık 2013 tarihine randevu verdiler, ancak kendileri ile ilgili resmi
şikâyetlerimi dile getirdiğim için dava açma hürriyetimi gasp etmek üzerek harekete
geçtiler ve yetkilerini yasadışı şekilde kendi çıkarları için kullanarak hakkımda
kısıtlama kararı çıkardılar. Anlaşmalı oldukları ve beni kaçırarak hürriyetimi gasp eden
ve T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık olan karakolla anlaşmalı olarak
beni aynı hastaneye kapatmaya teşebbüs ettiler, karakolla yapmış olduğum telefon
konuşmaları ve resmi şikâyetlerimi yüzlerine vurmam sonucunda sanık devlet
hastanesine bilgi verdiler ve sanık hasta beni muayene etmeden kısıtlama talep etti,
daha önce kısıtlama kararına gerek olmadığını söylemiştiler. T.C. devlet hastanelerinin
özgürlüğünü gasp ettikleri vatandaşlar hakkında sonradan mahkeme açtırmaları ve bu
yasadışı davranışlarını haklamalarını şerefsizlik olarak değerlendiriyorum.
Mahkemenizin sanık hastaneyi haklı kabul ederse ve vesayetimi kısıtlarsa Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığından ayrılmayı talep ediyorum, böyle bir şerefsizlik yapacak
olan devlete bağlı kalmayı insanlık onuruma yakıştırmıyorum.
Açılmış olan bu dava kamu yararına değil, davacı ve şikâyetçi olduğum çok
sayıda sanık Türkiye Cumhuriyeti devlet memurunun suçlarını gizlemek, dava
açılmasını engellemek amacıyla dava açma hürriyetimi gasp etmektir. Konuyla ilgili
özet bilgi ve kanıtlar aşağıda bulunuyor. Hakkımda 3 adet vesayet davası açılmasına
sebep olanlardan, bu davaları açtıran devlet memuru ve sivil şahısları dolandırıcılık ve
işkence ile suçluyorum, her birinden kişi başına 50 000 Türk Lirası tazminat talep
ediyorum.
Kanıtlar :
1. Tüm iletişim hatlarımın ve internet profillerimin, resmi internet sitelerimin
incelenmesi ilgili birimlerce incelenmesi için izin veriyorum. Telefon hatlarım 0
539 576 03 35 ve 0 537 057 68 68 (geçmişte kullanmış diğer hatları da
inceleyebilirsiniz), e-posta adreslerim [email protected] , [email protected]
6
2.
3.
4.
5.
, [email protected] , [email protected] ( geçmişte kullanmış
olduğum ve sonradan kaybettiğim [email protected] ) , resmi internet
sitelerim www.cevatcaliskan.com ve www.cevatcaliskan.net , sosyal paylaşım
sitesi profillerim www.facebook.com/cevatali , www.facebook.com/djevatali
zaman sınırlaması olarak incelenirse ortaya somut kanıtlar çıkar. O sitelerdeki
videolar ve yazılar yabancı ülkeler tarafından da bilinen ve işkenceyi kanıtlayan
bilgiler içeriyor.
T.C. Anadolu Adliyesi, T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi, T.C. İstanbul Çağlayan
Adliyesi’nde açmış olduğum davalar, bu davalarda adliye personelinin tehtid ve
yanıltıcı, dolandırıcı eylemlerini kanıtlayan adliye güvenlik kamerası görüntüleri.
Soruşturma sonuçlarının bana tebliği edilmesi sürelerinin normal sürelerin çok
üzerinde olması.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, İl Emniyet
Müdürlüğü, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy Emniyet Müdürlüğü,
Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve bunlara bağlı karakol, polis merkezi ve
şubelerine defalarca gitmiş olmama rağmen polis memurlarının değişik bahaneler
ve iftiralar ile bana uygulanan işkenceye müdahale etmemiş olmasını, can ve mal
güvenliğimi sağlamamış olmasını.
T.C. Adalet bakanlığına göndermiş olduğum biri kanıtları içeren iki şikâyet
dilekçemi.
kanıt olarak sunuyorum. Gerekli görüldüğünde ifademin başvurulmasına, yorum
yapılmamasını, somut bilgiler ile hareket edilmesini arz ederim.
T.C. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olan, yukarıda yılı ve
dosya numarası verilmiş olan dava kamu yararına değildir, başka dava ve
mahkemelerde suçlamış olduğum sanıkların hukuki ehliyetimi gasp ve kendilerine ceza
davası açılması amacıyla şikâyet dilekçesi vermemi engellemeye yöneliktir. Bu sanıklar
daha önce yalancı ihbarlar ile iki vesayet kısıtlama davası açtılar ve bu davalara itiraz
dilekçelerimde açık şekilde kendilerini suçladım, bu itiraz dilekçelerinin metinlerini
açık şekilde resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com
‘da yayınladım. 11 Haziran 2013 tarihinde Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü ve
Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünü suçladım ( Soruşturma No: 2013 / 78622 ) ve
görevli cumhuriyet savcıları suçlamamı kendilerine ayrıntılı olarak arz etmeme rağmen
hukuk eğitimi almamış olmamdan faydalanarak, kasıtlı olarak yoruma açık eksik ifade
vermeme neden oldular. Sanıklar ve soruşturmada taraf tutmakla suçladığım
Cumhuriyet savcıları hakkında takipsizlik itiraz dilekçem adliyenizin 3. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde incelenmekte. Adliyenizin personeli beni kesintisiz olarak taciz ederek,
yanıltarak, eksik bilgi vererek adliyenizdeki başvurularımı zorlaştırdı, tacizlerle
hakkımı aramamam için korkutmaya çalıştı.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.
Saygılarımla,
7
Cevat Çalışkan
T.C. Kimlik No: 15055262556
Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2
Sultangazi İstanbul
Tel : 0 537 057 68 68
Resmi internet sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com
E-posta adresi : [email protected]
Ek : Diğer iki vesayet kısıtlama davasına itirazlarımın metinleri ve konuyla ilgili
makamlara ve yazılı tarihlerde teslim edilmiş ifade ve ek ifadelerin içerikleri.
T.C. İSTANBUL ANADOLU 13. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NE
08.11.2013
Dosya Yıl /No : 2013/776 ile ilgili
Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (İSTANBUL CUMHURİYET
BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK BÜROSU 2013/6843 CM) şikâyetçi ve davacıyım. Kendilerinin bana
olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi ve şikâyetimin
gerekçeleri aşağıdadır. İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için
gönderilmeyi veya kendi rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu
davada benim hakkımda rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık
Bakanlığı'na bağlı hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Kendileri ile ilgili 17.09.2013 tarihli ve
863732 numaralı BİMER başvurum var.
Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki
Ağır Ceza Mahkemesi'ne takipsizlik itiraz başvurusu dilekçe metninde mevcuttur.
Adliyenize başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet
Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı Cumhuriyet Savcıları'nın
benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle soruşturmaları yürüten
savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonar takipsizlik kararı verdiler. Bu
süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden sanıklar günlerce uyumamı,
doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda olay yaratarak ve tehtid, taciz,
yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak için adliyenize geldim. Adliye
özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid ettiler, adliyeyi güvensiz
görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik şirketlerini kışkırtarak değişik
mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler savsaklanınca kendilerinden
şikâyetçi oldum.
T.C. Adalet Bakanlığı'na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile
görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan
memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp
başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye
çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye
8
personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi . Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu
süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak
bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı
kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde
çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu
ihbarlarımı resmi internet sitemde yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul İl Örgütü ve
Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok
sayıda suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden
şikâyetçi olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi
sağlamıyordu.
Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup
durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar
olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar
para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim)
söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik
görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı
karıştırdılar, benden "şerefsiz varoş özel güvenlikçiler" şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü
söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile
adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için "varoş
memurlar" şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları
için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için "tesettürlü kadınları resmi
dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar" şeklinde bir ifade kullandığım için
siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan "MHP şikâyetçi olmasına izin vermez" şeklinde bir lâf
etti.
Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi
imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı'na iki defa posta yoluyla başvurmak için
elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için
birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki
defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı
zamanda Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı .
Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618 - 19.09.2013 - T.C. İstanbul
Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni adliyenizin takipsizlik
bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun süre savsakladılar evrakı.
Adliyeniz sınırları için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve
suçlama faaliyetleri sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve
kışkırtma şeklinde rahatsız ettiği için başvurumu T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla
yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün
adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni
adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı.
İki yıl boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem
www.cevatcaliskan.com vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan
iş adamlarının işlemiş olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet
almak ve vermek, kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet
müdürlüğünün geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları
görmezden gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların
kanıtlarını ortaya koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca
ihbar adı altında iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı.
9
Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet
Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No :
2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer
birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar
ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca
savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde
günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle , ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı
engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde
iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden şikâyetçi ve davacı olduğum
için sanıklar beni "devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo" gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve
taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma
tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada
benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada
bir taraftır.Sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle
ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular.
Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi'nde açmış olduğum adam yaralama davasını
ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu
davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine
beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı
engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı
engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar
verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni
dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve
Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten
sonra "şikâyetçi değilim" şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular.
Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana
geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde
"devlete dava açan devlet düşmanı" diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve
uyumam engellendi. Dış görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş
olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü
yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul'un
Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler.
Elinizde bulunan ve T.C. Adalet Bakanlığı'na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı
olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan
oluşan belgeleri kanıt olarak göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli
tehtid etmesi nedeniyle aynı dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri
Genel Müdürlüğü'ne gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe
Bürosu'na göndermiş olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar.
Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki takipsizliğe itiraz başvuru
dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi
isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne şiddetle itiraz etmeme rağmen
kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki
hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında
baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve
siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür
Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman
Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı
altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni
10
kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek
beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi
durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim
akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu
taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip
tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve
gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar
için kullandılar.
Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz
ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı
açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu
personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki
ehliyetimi gasp etmek ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi.
T.C. Sağlık Bakanlığı'ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine
muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili
bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem
www.cevatcaliskan.com' da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler
etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak
gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50
bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu
davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.
Saygılarımla,
T.C. Kimlik No:
15055262556
Adres : Cebeci Mahallesi
2540 Sokak No: 18 D: 2
Sultangazi/ İstanbul
Telefon : 0 537 057 68 68
E-posta : [email protected]
Ek : T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet
Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu
Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No :
2013/98392 ile ilgili takipsizlik itiraz dilekçesinin metni (dilekçedeki kanıtlar kendi dosyası içinde, bu
dilekçe ile birlikte vermiyorum). Bu başvurum şu an T.C. İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde bulunuyor ve aylardır savsaklanıyor.
11
T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA 1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NE
19.11.2013
Dosya Yıl /No : 2013/1053 ile ilgili
Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (GAZİOSMANPAŞA
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK MUHABERE BÜROSU) şikâyetçi ve davacıyım.
Kendilerinin bana olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi
ve şikâyetimin gerekçeleri aşağıda açıklanmıştır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler ve kanıtlar T.C.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyada (dosya ile ilgili evraklar ektedir) mevcuttur, dosyanın
incelenmesine devam ediliyor ve sanıklar iftira atarak soruşturma dolandırıcılığı yapıyor, mahkemenin
vereceği kararı değiştirmek için bana maddi ve manevi olarak zarar veriyorlar. BİMER vasıtasıyla
açtırmış olduğum içişleri ve adalet bakanlıkları soruşturmalarında dolandırıcılık yapmış olan, yani
soruşturmaları sanık ilçe emniyet müdürülüklerine ve karakollara yaptırmış olan BİMER görevlileri
hukuki ehliyetimi gasp ederek hakkımı aramamı engellemeye çalışıyorlar. Soruşturmalarının çoğunun
sonuçları bana bildirilmedi, kavga ederek öğrendiğim sonuçlar da yalan idi. BİMER soruşturmalarının
ayrıntılı bilgilerini ekteki soruşturma şikâyet dilekçelerinde bulabilirsiniz, soruşturmaların tarihleri ve
numaraları mevcut. T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Sağlık Bakanlığı ve T.C. Adalet Bakanlığı’ndan
şikâyetçi ve davacıyım.
Vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri sonucunda açılan soruşturmalarda sanıklar beni günün
24 saati ikamet etmekte olduğum adreslerde ve çalıştığım adreslerde kesintisiz olarak taciz ve tehtid
ettirerek somut bilgiler ve kanıtlar sunmamı engellediler. Yazmış olduğum dilekçeleri büyük stress ve
sinirli bir ruh hali (bana “31 çektin, tüm şehre masturbasyoncu olduğunu duyurduk, faşist, sevdiğin
kızı sinkaf ettik, şerefini sinkaf ettik, karını sinkaf ettik, ananı sinkaf ettik” şeklinde lafları aralarında
konuşuyormuş gibi yaparak yüzlerce defa söyledikten sonra bu sözleri üzerime almamı sağladılar,
buna alınganlık diyerek benimle alay ettiler ve sinirlendirdiler) içinde yazdım ve okumadan teslim
ettim çünkü bu dilekçeleri yazmakta olduğum mekânlarda (ikamet ettiğim adres, oteller, hamburgerci,
lokanta,v.b. yerler) beni sapıkça takip eden ve taciz eden şahıslar vardı, müşterisi olduğum iş yerleri
(Burgerking, Starbucks, MC Donald’s, BİM Market, Saray Muhallebicisi, Hacıoğlu Lahmacun, Simit
Sarayları v.b. markaların şubeleri) çalışanları beni açık şekilde tehtid ve taciz ediyor, yazı yazmamı ve
okumamı engelliyordurlar. İkamet ettiğim adreslerde 4 saatten fazla uyumama izin vermiyordular. İş
bulmamı engellediler ve eğer ilâç tedavisini kabul etmezsem ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile
ilgili şikâyetlerimden vazgeçmezsem mühendislik yapmama izin vermeyeceklerini, açlıktan
öldüreceklerini söyleyerek tehtidler savurdular. Maltepe Aydınevler Mahallesinde kiralamış olduğum
bahçe katı dairesinde ikamet ettiğim dönemde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp
12
ederek elimdeki değerli eşyaları çok düşük fiyatlara satmama neden oldular. Büyük maddi ve manevi
zarara uğrattılar. Büyük borç yükü altına sokarak kendilerinden şikâyetçi ve davacı olduğum annem,
babam ve kız kardeşimle aynı evde yaşamaya zorladılar. Somut bilgiler ekteki dava dosyası
içeriklerinde ve evraklarda mevcuttur.
İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için gönderilmeyi veya kendi
rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu davada benim hakkımda
rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık Bakanlığı'na bağlı
hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Aynı şekilde açılmış olan ve T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh
Mahkemesi’nde olan dosyadan da şikâyetçi ve davacıyım. Bu iki dava kamu yararına değildir,
haklarında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum kamu görevlilerinin mahkemede yargılanması için
dolandırıcılık yapmak amacıyla açtırılmıştır. İkinci dosyanın bilgileri :
Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki
Ağır Ceza Mahkemesi'ne takipsizlik itiraz başvurusu (Dosya Yıl/No : 2013/78622) dilekçe metninde
mevcuttur.
T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’ne başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve
Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı
Cumhuriyet Savcıları'nın benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle
soruşturmaları yürüten savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonra
takipsizlik kararı verdiler. Bu süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden
sanıklar günlerce uyumamı, doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda
olay yaratarak ve tehtid, taciz, yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak
için aynı adliyeye gittim. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid
ettiler, adliyeyi güvensiz görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik
şirketlerini kışkırtarak değişik mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler
savsaklanınca kendilerinden şikâyetçi oldum. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları ben ifade
verirken bile koridorlardan tehtidler savuruyor, savcının huzuruna çıkmadan önce beni tehtid ve
tedirgin ediyordular. Adliyedeki özel güvenlik kameralarının kayıtları onların ellerinde olduğu için
benzer sahneler yaratarak bu sahnelerde etrafımda dolaşarak şakalar yaptılar, gerçek taciz görüntüleri
ile alâkası olmayan görüntüler yarattılar. İkamet ettiğim adreslerde ölüm tehtidleri savuran sanık
taraftarları hafta sonları nöbetçi savcıya gitmeme neden oldular, gittiğimde de özel güvenlik şirketi
elemanları kafamı karıştıracak şekilde etrafımı sarıp bana hitap ediyor, beynimi durdurup saçma bir
söz söylemem için kafamı karıştırıyordular.
13
T.C. Adalet Bakanlığı'na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile
görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan
memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp
başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye
çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye
personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi . Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu
süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak
bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı
kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde
çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu
ihbarlarımı resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul
İl Örgütü ve Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım, ancak sadece resmi yolla şikâyetçi oldum ve
onlar bana yasadışı şekilde saldırdı. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok sayıda
suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden şikâyetçi
olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi sağlamıyordu.
Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup
durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar
olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar
para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim)
söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik
görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı
karıştırdılar, benden "şerefsiz varoş özel güvenlikçiler" şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü
söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile
adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için "varoş
memurlar" şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları
için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için "tesettürlü kadınları resmi
dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar" şeklinde bir ifade kullandığım için
siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan "MHP şikâyetçi olmasına izin vermez" şeklinde bir lâf
etti.
Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi
imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı'na iki defa posta yoluyla başvurmak için
elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için
birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki
defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı
zamanda Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı .
Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618 - 19.09.2013 - T.C. İstanbul
Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni T.C. İstanbul Anadolu
Adliyesi’nin takipsizlik bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun
süre savsakladılar evrakı.Dosyada kanıt olarak bulunan bir fezlekeyi dosyadan ayırarak sanıklara
kimlikleri yeterince açık olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı çıkarttırmışlar. Takipsizlik kararı da
bana annem tarafından şantaj ve tehtid altında, kendi rızam dışında kaçırılarak sanık polisler tarafından
kapatıldığım Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bildirildi. Takipsizliğe itiraz süresi
dolmadan beni akıl hastanesinden taburcu etmediler. Sebebi hem İEM’nden hem de Bakırköy Ruh ve
Sinir Hastalıkları Devlet Hastanesi’nden şikâyetçi olmam ve o hastanenin doktorları tarafından yıllarca
tehtid ederek yasadışı şekilde ilâç kullandırtmış olmaları idi. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi sınırları
için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve suçlama faaliyetleri
sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve kışkırtma şeklinde
rahatsız ettiği için başvurumu (Başvuru No: 2- 4186) T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla
14
yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün
adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni
adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı. Beni
suçlayan laflar ettiler, iki defa asansörlerde kapalı kaldım, ağır ceza mahkemeleri evrak memurları
beni önce 6. , sonra 21., sonra da 8. Ağır ceza mahkemelerine yönlendirerek adliye içinde koşuşturup
yorgun düşmeme neden oldular, işlemler bitince ve adliyeden çıktığımda sağ ayağıma felç girecek
şekilde zorlanmıştım.
Özel güvenlik şirketlerinin ve siyasi grup üyelerinin bana saldırmalarının sebebi iki yıl
boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com
vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan iş adamlarının işlemiş
olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet almak ve vermek,
kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet müdürlüğünün
geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları görmezden
gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların kanıtlarını ortaya
koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca ihbar adı altında
iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı. Somut bilgi ve şahıs kimlikleri ekteki
evraklarda mevcuttur.
Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet
Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No :
2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer
birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar
ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca
savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde
günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle , ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı
engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde
iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden şikâyetçi ve davacı olduğum
için sanıklar beni "devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo" gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve
taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma
tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada
benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada
bir taraftır.Sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle
ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular.
Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi'nde açmış olduğum adam yaralama davasını
ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu
davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine
beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı
engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı
engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar
verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni
dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve
Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten
sonra "şikâyetçi değilim" şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular.
Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana
geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde
"devlete dava açan devlet düşmanı" diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve
uyumam engellendi. Dış görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş
olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü
15
yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul'un
Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler.
T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne verilmiş olan ve T.C. Adalet
Bakanlığı'na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle
beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan oluşan belgeleri kanıt olarak
göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli tehtid etmesi nedeniyle aynı
dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne
gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe Bürosu'na göndermiş
olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar.
Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki takipsizliğe itiraz başvuru
dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi
isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne şiddetle itiraz etmeme rağmen
kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki
hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında
baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve
siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür
Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman
Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı
altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni
kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek
beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi
durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim
akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu
taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip
tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve
gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar
için kullandılar.
Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz
ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı
açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu
personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki
ehliyetimi gasp etmek ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi. Ayrıca
ekteki soruşturma evraklarının daha kapsamlı ve geniş olanları kendi dosyalarında mevcuttur,
evrakların bir kısmını ekte sunuyorum.
T.C. Sağlık Bakanlığı'ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine
muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili
bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem
www.cevatcaliskan.com' da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler
etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak
gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50
bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu
davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi.
BİMER’e yapmış olduğum son başvurunun numarası ektedir ve bu soruşturmada
suçladığım Kaymakamlık ve İlçe Emniyet Müdürlüğü açıkça özgürlüğümü gasp etmek ve soruşturma
dolandırıcılığı yapmak için davacı olmamı engelledikleri hastaneye sevk etmek istiyorlar.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.
16
Saygılarımla,
T.C. Kimlik No:
15055262556
Adres : Cebeci Mahallesi
2540 Sokak No: 18 D: 2
Sultangazi/ İstanbul
Telefon : 0 537 057 68 68
E-posta : [email protected]
Ek-1: T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet
Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu
Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No :
2013/98392 ile ilgili takipsizlik itiraz dilekçesinin metni (dilekçedeki kanıtlar kendi dosyası içinde, bu
dilekçe ile birlikte vermiyorum). Bu başvurum şu an T.C. İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde bulunuyor ve aylardır savsaklanıyor.
Ek – 2 : Soruşturmalar ile ilgili çok sayıda evrak. Bunlar aslı gibidir ve bir kısmı evrakların aslıdır.
17
18
Ek-6:
EUREKO SİGORTA A.Ş.‘YE
13.02.2014
Hasar Dosyası No / Poliçe No : 14004350 / 17870865
Hasar Dosyası No / Poliçe No : 14003978 / 18235523
Yukarıdaki dosyaların değerlendirilmesi ve/veya tekrar incelenmesi
için ekte sunduğum dosyaları incelemenizi arz ve talep ediyorum.
Bana 5 iş günü içinde cevap vereceğinizi beyan etmiştiniz. Sonra belki
daha uzun sürer, belli olmaz şeklinde konuşup taahütünüzü ortadan kaldırıp
“belki olur belki olmaz şeklinde” konuşarak yasal yönden kendinizi
yükümlülükten kurtarmaya çalıştınız.
Daha sonra sigorta poliçelerimden birini yenilememiş olduğunuzu
söylediniz. Ben şahsen gelerek temsilcinizle görüşmüş ve aynı gün iki poliçeyi
yenilemiştim, telefon ederek onay almıştınız. Poliçelerden birini yenilemeden
göndermişsiniz. Görünmez Kaza Sigortası benim için önemli çünkü bana değişik
şekillerde işkence yapıldı, sonra kötü şartlarda yaşatarak bedenimin uğradığı
hasarları kötü yaşam koşullarına bağlayarak soruşturma dolandırıcılığı
yaptılar. En son olarak da beni daha az taciz ve tehtid ederek, geceleri 3 saatten
biraz fazla uyumama müsaade ederek biraz toparlanmama ancak ömrü kısalmış
ve ihtiyarlamış olmama neden oldular. Sizin işlemleriniz devam uzadıkça
kanıtları ortadan kaldırıyorlar ancak bütün bu durumlar resmi soruşturmalar
ile araştırılıyor. Bu soruşturmalardan biri Ankara’da, Hakim ve Savcılar Yüksek
Kurulu’nda. Biri T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde, diğeri de T.C. İç
İşleri Bakanlığı emri ile İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde ve bir sureti de T.C.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda. Poliçeyi yenilemek için 28 Şubat’a kadar
sürem olduğunu beyan ettiniz.
Daha önce ayrıntılı olarak ortaya koymuş olduğum durumlar
nedeniyle düzenli gelirim yok, bazen tamamen parasız kalıyorum. Açılmış olan
soruşturmaların sonuçlanmasını bekliyorum. Konu ile ilgili evrakları ekte
sunuyorum. Sağlık durumum çok kötü olduğu zaman tedavi olamadım, siz tedavi
faturalarını istediniz. Daha sonra maddi durumum çok kötü oldu, size
başvurduktan sonra daha da kötüleşti. Sizin poliçeleriniz bir hasarı ortadan
kaldıracak şekilde değil, bu hasarlar sonucunda hayatta kalırsam ve/veya maddi
durumum kurtulursa bir çeşit ödeme olarak ayarlanmış görünüyor. Dolayısı ile
1/4
bunlar sigortadan çok maddi zarar tazminatı olmakla kalıyor, gerçek anlamda
müşterilerinizin canını ve malını korumuyor.
Garanti Bankası’nın Sultangazi ve Maltepe şubeleri ile ilgili
şikâyetlerim var. Akbank , HSBC ve Garanti Bankası şubelerinde Nisan 2011
tarihinde başlamış olan ve Ocak 2013 tarihinden itibaren şiddeti artan sağcı ve
solcu siyasi grupların terörist saldırıları ( AKP, CHP , Cemaatler, ..) sırasında
bazı bankaların şubelerinde laf atma, hakaret ve küfür v.b şekillerde huzurumu
bozacak, korkutup baskı altına almaya yönelik saldırılara maruz kalmıştım. T.C.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne şikâyet etmiş olduğum Tepe Özel Güvenlik
Şirketi tarafından korunan BDDK şubelerinde savsaklanıp, uzaklaştırılıp,
iletişim kurmam engellenerek BDDK’ya başvurmam engellendi.
Dosyaları tekrar ve ivedi şekilde incelemenizi, daha önce geçmiş olan
süreyi göz önünde bulundurmanızı istiyorum. Zaman kaybı ve maddi zarar
benim mesleğimi, sağlığımı, hatta dava açma hürriyetimi gasp eder.
Bilgilerinize arz ve rica ederim.
2/4
Adres : Dava etmiş olduğum ailemin yanında
Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18/2
Sultangazi İstanbul adresinde ikamet ediyorum.
Cep Tel. : 0 537 057 68 68
E-posta : [email protected]
Web Sitesi : www.cevatcaliskan.net
Ekler :
T.C. İçişleri Bakanlığı Dilekçesi ve soruşturma ile ilgili resmi bilgi.
BİMER ile açılmış soruşturmaların durumu.
Mesleki Özgeçmişim
T.C. Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Soruşturma Yıl / No :
2014 / 214 dilekçe metni ve ekleri olan dijital diskler.
BİMER SORUŞTURMALARI
Soruşturma sonuçlarını ve/veya son durumlarını öğrenmek için
www.bimer.gov.tr internet adresine girerek aşağıdaki soruşturma numaralarını
ve T.C. Kimlik Numaram : 15055262556 bir arada kullanabilirsiniz. Bir tanesi
veya iki tanesi hatalı soruşturma numarasına sahip olabilir çünkü kayıtlarım
zarar gördü.
Soruşturma Tarih - No : 8 Nisan 2013 – 341966 , 10 Nisan 2013 – 348563 , 25
Nisan 2013 – 385373 , 29 Nisan 2013 – 394635 , 4 Mayıs 2013 – 407556 , 10
Mayıs 2013 – 424748 , 26 Mayıs 2013 – 463579 , 30 Mayıs 2013 – 473579 , 14
Mayıs 2013 – 584612 , 17 Ekim 2013 – 863732 , 28 Kasım 2013 – 1003899 , 28
Kasım 2013 – 1004053 , 19 Aralık 2013 – 1075996
10 Şubat 2014 – 110308 BİMER soruşturması ile BİMER görevlilerini
soruşturmaları beni zarara uğratacak ve can güvenliğimi ortadan kaldıracak
yerlere göndermekle suçladım.
11 Şubat 2014 – 111929 BİMER soruşturması ile bana resmi başvuru numarası
verip evrakımı işleme koyduktan sonra hakaret tarzında iftira atmak suretiyle
işleme koymayan İstanbul Fatih Vergi Dairesi’ni suçladım. T.C. Adalet
Bakanlığı – T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve T.C. İstanbul Anadolu
Adliyesi arasında bir yazışma dizisinden sonra bu vergi dairesine soruşturma
açıldı. Ortadan kaldıracağız, tımarhaneye kapatıp sanıkları kurtaracağız
şeklinde söz alıp suç işlemişler, eğer görevlerini yerine getirseydiler işkence
görmeyecektim, ömrüm kısalmayacaktı. Yani işleme konulmamış Görünmez
Kaza poliçe yenilemesi önem taşıyor, ömrümü kısaltan bir “işkence” ve “adam
yaralama” adli vakası ortada.
3/4
4/4
Ek -8 :
T.C. İSTANBUL BAŞSAVCILIĞI’NA
19.08.2013
Ben Fikret oğlu Seviye’den olma Cevat Çalışkan , T.C. Kimlik Numaram
15055262556, Siteler Yolu Sokak Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A (Bahçe Katı)
Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul adresinde ikamet ediyorum, telefon numaram 0
537 057 68 68 (eski telefon numaram 0 539 576 03 35) , e- posta adresim
[email protected] ( ve [email protected] , [email protected]) , sosyal
medya paylaşım profillerim www.facebook.com/djevatali ve
www.facebook.com/cevatali , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com (ve
www.cevatca.wordpress.com) , 2010 yılı Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunuyum, İnşaat Mühendisleri Odası Sicil Kayıt
Numaram : 85497. Aşağıda haklarında bilgi vermiş olduğum ve kanıtlar sunmuş
olduğum ve T.C. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nda başvurduğum
soruşturmaların takipsizsizlik kararlarına itirazımın ilgili ağır ceza mahkemesine
gönderilmesi için gereğinin yapılmasını arz ederim. Daha fazla kanıt ve bilgi vermem
için süre verilmesini arz ederim. Tüm telefon hatlarımın (daha önce kullanmış olduğum
ve kapanmış olan Turkcell hatlarım dahil) , resmi internet sitem
www.cevatcaliskan.com ve diğer internet profillerimin, e-posta adreslerimin 5 yıl
öncesine kadar incelenmesini arz ederim, yer almış olan ve yer alan bilgilerin (yazı ,
fotoğraf, videolar, bağlantılar, …) kanıt sayılmasını arz ederim.
Sanıklar beni kendi iddiaların uygun şekilde yıpratıp iftiralar attılar, eylemleri
sonucunda birkaç günlük yemek param kaldı. Kiramı, bankalara borçlarımı ve
faturalarımı ödeyemeyecek durumdayım. Şikâyetçi olursam beni aç bırakmakla, dilenci
yapmakla tehtid ediyordular. Şikâyetçi olduğum için ve tazminat talebim olduğu için
beni aylarca dolandırıp ve maddi imkânlarımı gasp edip maddi yardıma muhtaç
bıraktılar. Ben yardıma muhtaç bir fakir değilim, madur bir vatandaşım. Çalışma
hürriyetime saldırılmadığı sürece aylık inşaat mühendisi gelirim 3-8 bin Türk Lirası
civarındadır.
Takipsizlik kararına itirazım şu başlıklardan oluşuyor:
I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar.
II. I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar:
1. Soruşturma No: 2013 / 78622 : İEM Sultangazi ve Maltepe İlçe
Emniyet Müdürlü hakkında soruşturma. (11.06.2013-Takipsizlik tebliği :
07.08.2013)
2.Soruşturma No : 2013 / 98392 : Beni İstabul sınırları içinde görevli
oldukları her yerde ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde tehtid ve taciz eden özel
güvenlik şirketleri (T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görevli özel güvenlik
şirketi, Tepe Özel Güvenlik Şirketi ve Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi, soruşturma
kapsamına alınması gereken Bilge Özel Güvenlik Şirketi ve beni her gittiğim yerde
organize suç örgütü gibi tehtid ve taciz eden, zaman ve maddi imkân zararına
1
uğratan özel güvenlik şirketleri ve onların yakınları, destekçileri ) hakkında
soruşturma. (24.07.2013-Takipsizlik tebliği : 12.08.2013)
Bu iki soruşturmaya taraflı davranan ve taraf olan Cumhuriyet Savcısı
Seyit Peker takipsizlik verdi. Adliye personeli ve savcıları beni kışkırtarak ve taciz
ederek , düşmanlıklarını sonradan belli ederek şahsi tartışmalar yaratmaya, devlete
saygılı bir vatandaş olarak değil, kaba davranışlar sergileyen ve hakaret eden biri
olarak itham ederek şahsi düşmanlıklarını iftiraya dayanadırmaya çalıştılar. Suçu
tespit edilen görevlilerden davacı ve şikâyetçiyim.
III. İtirazlarımın gerekçeleri
IV. Ekler
1. T.C. Adalet Bakanlığı Özel Kalem Dilekçe Bürosu ve Ceza İşleri Genel
Müdürlüğü’ne göndermiş olduğum dilekçenin içeriği.
2. Olaylar ile ilgili belgeler ve bazı belgelerin kopyeleri
V. Kanıtlar :
1. Kanıt : Kendi el yazımla aldığım notlar, vakalar ve açıklamaları,
tarihleri.
2. Kanıt : Beni taciz ederek mühendislikle veya şikâyet dilekçemi yazacak
ve somut bilgi, kanıt sunmamı engellemeye çalışan işyerlerinde yapmış
olduğum alışverişlerin alışveriş belgeleri.
3. Dijital bilgi depoları ( 1 adet 1TB ve 1 adet 500GB kapasiteli bilgi
deposu) : Tüm profesyonel, özel ve soruşturmalarla ilgili kanıtlar (
yazılar, videolar, fotoğraflar, ayrıntılı açıklamalar, …v.b). Zamanım ve
imkânlarım onları düzenlemek için yeterli olmadı, konunun görevlisi
tarafından incelenmesi zahmetli olacak). Kamu ihalesi ve diğer özel
şirketlerin yolsuzluklarını ve işledikleri suçları da bu kayıtları
kullanarak ispatlamanız mümkün.
Takipsizlik kararına itiraz etmiş olduğum ve T.C. İstanbul Anadolu
Adliyesi’nde açılmış olan soruşturmalar nedeniyle sanık lar ve sanık taraftarları kasıtlı
olarak (bazıları gönüllü olarak, bazıları çıkar karşılığında ve bazıları kışkırtılarak ) çok
sayıda adli vaka meydana getirdiler ( maddi imkânlarım gasp edildi, hakarete ve iftiraya
uğradım, öldürülmekle tehtid edildim, beden sağlığımı bozacak ve ömrümü kısaltacak
şekilde sözlü şiddetle günlerce uyumamı engellediler, gittiğim her yerde kesintisiz
2
olarak taciz ettiler ve sinirlenmeme neden olarak yazı yazmamı, yani somut bilgi ve
sağlıklı bir dilekçe metni hazırlamamı, mühendislik çalışmalarımı yapmamı ve para
kazanmamı engellediler v.b.).
Bütün maddi imkânlarımı yok ettiler, çalışmamı engellediler, yandaşlarına işe
alma sözü verdirerek savsaklayıp uzun süre işsiz kalmama neden oldular. Çalışma
hürriyetimin güvenliği sağlanırsa ve can güvenliğim sağlanırsa daha somut, ayrıntılı
bilgiler ve kanıtlar sunabilirim. Ancak ekte vermiş olduğum dijital bilgi depoları (Kanıt
3) ve beni taciz, tehtid eden işyerlerine ait harcamaların belgeleri (Kanıt 2) yeterince
kanıt içeriyor ve bunların ilgili makam veya şube tarafından incelenmesini arz ederim.
Kendim el yazılarımla tutmuş olduğum notları düzenleme fırsatı bulamadım (Kanıt 1) .
Konuyla ilgili şahıslar hakkında ve işverenler hakkındaki daha geniş bilgiyi istenmesi
halinde ayrıntılı olarak verebilirim. Bu dolalandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık, can
güvenliğimi tehtid ve gasp eylemleri sonucunda soruşturmalar ile ilgili kanıtlarımı ve
somut bilgileri sunamadım.
Sanıkların beni maddi ve manevi olarak yıpratılarak, kesintisiz olarak
tehtid ve taciz altında tutarak kanıtlarımı ve somut bilgilerimi sunmamı
engellediklerini kanıtlayan birkaç vaka sunuyorum :
16 Ağustos 2013 tarihinde beni ithamlarla sinirlendirip takipsizliğe itiraz
dosyamı hazırlamamı engelleyen ve T.C. İstanbul Adliyesi’ne iş saatleri içinde
ulaşmamı engelleyen işyerleri ve şahıslar hakkında aynı adliyede nöbetçi savcılığa
başvurarak Soruşturma No: 2013/115062 numaralı tehtid ve hakaret davasını açtım ,
adliyedeki görevli savcıya başvurarak ifade vereceğim. Bu davayı açmamın nedeni
sanıkların ve taraftarlarının çok kalabalık olmaları, gittiğim yerlerdeki özel güvenlik
şirketleri ile suç ortaklığı yapıp beni şahitsiz ve kanıtsız bırakmaları , takipsizliğe itiraz
süresi içinde itirazımı yapmamı, kanıt sunmamı engelleyerek beni zan altında
bırakmaya teşebbüs etmeleri ve beni maddi, manevi zarara uğratmak için sistematik
olarak dikkatimi dağıtmaları, sağlığımı yıpratmaya çalışmalarıdır. Bu şikâyetimle
ilgili başvurmadan önce kalabalık bir kitle yol boyunca beni sansasyoncu gibi
alkışlayıp destekliyormuş rolü yaptı (kötü niyetli olduklarını bildiğim için onları
umursamadım) ve adliye Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi elemanları giriş kapısında
zorluklar çıkararak ve evraklarımla ilgili sorular sorarak adliyeye girişimi zorladılar,
görevli Cumhuriyet savcısına bilgi vererek davayı açtım. Ancak özel güvenlik
şirketleri ilerleyen günlerde de devam etti iftira ile tutuklatmaya teşebbüslerinde.
Savcılığa başvurumdan sonra aynı günün gecesi Kadıköy Metro istasyonunda, şikâyet
dilekçemde kendileri hakkında bilgi vermiş olduğum Fema İnşaat ve Tic. A.Ş.
çalışanlarından Gökhan Kaya’yı ( paravan şirketlerin ve o şirketlerin İstanbul
Belediyesi’ndeki kamu ihalesi alma işlemlerini yapan, kamu ihalesi usulsüzlüğü için
kullanılan, Ferit Rızvanoğlu’na hizmet eden İktisat Fakültesi mezunu. Tel: 0 539 363
90 05 . Dilekçe metnini resmi internet sitemde yayınlamış olduğum için bu dilekçenin
içinde yer alan telefon hatları son bir hafta içinde, bazıları daha önce kapatılmış
olabilir.) gördüm. Kendisi ile konuşmadım. Çevremdeki insanlar ona tehtid savurmam
3
için beni kışkırtıyordu ve kendilerinden şikâyetçi olduğum Bilge Özel Güvenlik Şirketi
elamanları ( Özel güvenlik şirketi elemanları tüm şehre topluca beni karalıyor, bazen
onların bu eylemlerine şahit oluyordum, organize suç örgütü gibi beni tehtid ve taciz
ediyordular. Bilge Özel Güvenlik Şirketi elemanlarına ile Küçükyalı Metro
İstasyonunda ve Kadıköy Metro İstasyonunda defalarca uyarıda bulundum). Ertesi gün,
yani 17 Ağustos 2013 Cumartesi günü bütün toplu taşıma vasıtalarında ve gittiğim
yerlerde taciz edildikten sonra, aylık net gelirimin aylık ortalama 7-8 bin Türk Lirası
olacağı bir iş görüşmesinden dönerken (istenmesi halinde işyeri ve iş hakkında
ayrıntılı bilgi veririm. Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde çalışabilecek ve yapıların
depreme dayanıklılığı hakkında rapor hazırlayabilecek yetki ve tecrübeye sahip inşaat
mühendisiyim) önce otobüste aynı anda cep telefonları ile konuşmaya başlayan iki
bayana doğru döndüm ve ne yapacaklarını merak ettim (sebebi bütün gün boyunca
sözlü olarak taciz edilmiş olmamdır), otobüs şoförü telefonla bir yere beni şikâyet etti
sadece dönüp baktığım için ve kadınlardan biri aynı Kadıköy Metro İstasyonunda
karşıma çıktı (yanında bir erkek vardı), metroda önümden geçince önemsemedim ancak
beni önceden kışkırtmış olan bu grup Bilge Özel Güvenlik Şirketi elemanlarının
gözetimi ile karşıma çıktı. Daha önce Florya Metrobüs durağıda da bir yaşlı adam ile
yumruklu kavga eden Akdeniz Güvenlik Şirketi elemanları beni o kavgaya
karıştırmaya çalıştı, bir saat geçmeden Çapa tarafında tramvayı durdurup kavga ve
tutuklama ayarlamaya çalışmışlardı (06.08.2013) . Kanıt olarak bu mekânlardaki
(otobüs , metrobüs, istasyon, vapur iskeleleri v.b.) güvenlik kamerası görüntülerini ve
155 ihbar ve şikâyet hatlarında kendi cep telefonu hatlarımla bu vakaları şikâyet etmiş
olmamı, bu şikâyetlerin 155 hattındaki kayıtlarını sunuyorum . Bu vakaların sayısı
onlarca ve yüzlerce olduğu için çalışıp para kazanamadım (çalışma hürriyetimi gasp
ettiler) , adam kaçırmaya teşebbüs ettiler. İtirazımın gerekçelerinden ve soyut bilgi
veremememin, kanıt sunacak zaman ve maddi imkân bulamamın gerekçelerinden biri
budur . Görevli savcılar da bu durumdan haberdar idi, ancak taraf olduklarını ve bu
duruma suç ortaklığı yaptıklarını bilmiyordum.
Aşağıda açıklayacağım bilgilerin kaynağı ve sebebi can güvenliğim için
mesleki bilgi resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘a can güvenliğimi
sağlamak üzere açık ve net olarak tüm bilgileri ve günlük gelişmeleri yazmam,
bunları videolar ve fotoğraflar ile desteklememdir. Sanıkların beni kaçırmakla,
öldürmekle ve şiddet uygulamakla tehtid etmesi nedeniyle bu yola başvurdum.
T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi ve
T.C. İstanbul Adliyelerdeki personel , Cumhuriyet savcıları ve İstanbul’daki tüm polis
memurları, özel güvenlik şirketleri “toplumsal mutabakat” adı altında kendilerinden
tazminat talep etme hakkım olan sanık ve suçlulardan yana taraf olarak düşmanca
hareket ettiler ve beni savunmasız bıraktılar. Toplu ulaşım araçlarında beni “toplumsal
mutabakatla yok etmeye karar verdiklerini” söyleyerek tehtid ve taciz eden yüzlerce
tesettürlü, kara çarşaflı kadın vardı. Savcılıklara başvurup şikâyetçi olmamdan sonra bu
“toplumsal mutabakat” konusunu “öldürmek” iken “topluca tımarhaneye kapattırıp
4
tazminat almamı engelleme” olarak gösteremye başladılar. Tacizciler yüzlerce
oldukları için ve kesintisiz olarak taciz ve tehtid ettikleri için kanıt yaratacak bir
eylemde bulunamadım, vakaların meydana gelmiş olduğu mekânların (İETT otobüsü,
metro, tramvay, adliye v.b.) güvenlik kameralarının görüntülerine güvendim. Ancak bir
kısmının eşgallerini ve ortaya koyacak şekilde video görüntülerini , fotoğraflarını
çektim ve bunlar ekte sunmuş olduğum dijital bilgi depolarında mevcut. Sanık İlçe
Emniyet Müdürlüklerine Bağlı karakollar ve ekipler , şehirdeki tüm özel güvenlik
şirketi çalışanları topluca suç ortağı oldular. Bu eylemlerinin nedeni meslektaşları
hakkında açtırmış olduğum soruşturmalardır (BİMER’in T.C. İçişleri Bakanlığı
soruşturmları ve Savcılıkların açmış olduğu soruşturmalar).
Olay başladığından beri kimliklerini açık şekilde verebileceğim kişiler
“hiç kimse özel güvenlik elemanından şikâyetçi olamaz, hiç kimse avukattan
şikâyetçi olmaz…v.b.” şeklinde tehtid savurarak kendi meslek gruplarını
kışkırttılar.
Beni günlerce savsaklayarak, yanıltarak, işledikleri suçların benzeri ancak suç
olmayan olaylar yaratarak, “kendi rızası ile işledik suçları” diyerek resmi kayıtlara
geçmemiş ol, savsakladılar ve yıprattılar. Adli vakaların sayısını çoğaltarak ve bana
daha geniş bilgileri kendileri vererek “suçun bütünlüğü ilkesi” gereği ek ifadeler
vermeme neden oldular, bu ek ifadeleri bana iftira atmak için kullanıp zan altında
bıraktılar. Yani fazladan şikâyet dilekçesi vermem için önce ek ifadeler verdirdiler,
sonra ek ifade vermemi engelleyerek yeni şikâyet dilekçesi vermem için yönlendirdiler.
Suçun bütünlüğü ilkesi gereğince bu ek bilgileri vermeye teşebbüs ettiğimde adliye
personeli beni savsaklayıp dolandırıyordu, yeni şikâyet dilekçeleri verdiriyordu.
Böylece bana “sürekli şikâyet dilekçesi verip kanıt sunamayan, soyut olaylar anlatan”
akli dengesi şüpheli şahıstır” iftirası atarak zan altında bıraktılar, kendi atmış oldukları
bu iftirayı mesnet alarak taraf oldukları davaların açılmasını engellediler, takipsizlik
kararı vererek dolandırıcılık ve gasp yaptılar. Savunmam olarak başlangıçta adliye
personeli ve Cumhuriyet savcılarının asaletine güvenmemi ve daha sonra
düşmanlık için suni olaylar yaratmalarını, beni kışkırtmalarını ve düşmanlıklarını
belli etmelerini sunuyorum. Bu savcıların kimlikleri açıkça yer alıyor bu
dilekçemde.
İfadelerimi vermiş olduğum savcılıklarda cumhuriyet savcılarının etkisi ve
baskısı altında, adliye personelinin ithamlarla, tacizlerle, tehtidlerle, hakaretlerle ve
düşmanlıklarını belli ederek yarattığı dikkatsizlik ve yaptığı dolandırıcılık sonucunda
vermiş olduğumu, ifadelerin eksik ve yoruma açık ( kendi yorumları ile dolandırıcılık
yapmak için adliye özel güvenlik şirketi elemanları ve taşeron firmaların çalışanları beni
taciz etti) olduğunu beyan ediyorum, hukuk eğitimi almamış olduğum için ifadelerdeki
bazı kelime ve ifadeleri ifadeyi alan Cumhuriyet Savcısının asaletine güvenerek
onayladım. Soruşturmalarımla ilgili resmi işlemleri yapan Cumhuriyet savcılarının
benim alehimde hareket eden bir taraf olduklarını bilmiyordum.
5
Suçlamalarımın konusu olan adli vakalar nedeniyle tarihini tam olarak
hatırlamadığım bir defa savcılığa gitmiştim. Cumhuriyet Savcısının kapısında beni
yüzlerce defa taciz etmiş olan, saçları boyalı ( doğal olarak sarışın olmayan) sarışın ve
koyu tenli , büyük ihtimalle kürt kökenli ( CHP Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin
destekçileri ile aramda geçmişteki siyasi çalışmalarıma bağlı olan açık bir düşmanlık
var) , aynılarından yüzlercesinin beni taciz ve tehtid etmiş olduğu kadınlardan iki tanesi
bekliyordu. Savcı beni kaba bir şekilde kovup dinlememişti, kendisinin taraflı
davrandığına emin oldum ve kendisi ile tartıştım, Kemal Kılıçdaroğlu’na küfür ettim ve
kandırılış bir vatandaş olarak ona oy verdiğimi söyledim, Cumhuriyet savcısının da T.C.
Anayasası’nın 6. Maddesini ihlâl ederek görevini CHP’nin çıkarları için kullandığını,
taraf olduğunu söyledim. Bu vakadan sonra haftalarca daha yıpratıldım ve savcılığa
gidemedim çünkü o cumhuriyet savcısı akla ve mantığa uygun olmayacak şekilde ve
kaba sözlerle taraf tutuyordu. Kendisine hayatımın tehlikede olduğunu anlatıyor,
bulunduğum adreste ayakta duramayacak kadar çok yıpratıldığımı anlatmaya
çalışıyordum. Yanında biri daha vardı, konuyu kendisine anlatmamı söyledi, ancak o
şahsın kim olduğunu söylemedi ve kimliğini bana açıklamadı.
05
Yaptığım başvurularda adliye personeli ve özel güvenlik şirketi alehime olan
eksik ifade vermeme neden oldular ve Soruşturma No: 2013/83855 ile ilgili ek ifade
vermemi engellediler, beni savsaklayarak sanıkların maddi imkânlarımı yok etmesine
suç ortağı oldular, sanıkların beni çalışamaz durumda tutacak şekilde kesintisiz taciz
etmesini kolaylaştırdılar. Soruşturma No: 2013 / 98392’nin takipsizlik kararını elden
tebliği edilemeyeceğini söyleyerek beni yanıltmaya ve savsaklamaya çalışan savcılık
kalemi bayan memuru görürsem tanıyabileceğim ve adını bilmediğim bir bayan.
Cumhuriyet savcılarının tavsiyesi üzerine yeni şikâyet dilekçeleri vererek şikâyetin
bütünlüğünü bozmama neden oldular. Hukuk eğitimim olmadığı için, çalışma
hakkımı gasp ettikleri için avukat tutacak param olmadı, bu konuyla ilgili
bilgisizliğimden faydalandılar . Bu şikâyet dilekçeleri ektedir. Böylece dava açma
ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs ettiler, “muhtelif, türlü türlü v.b. “ gibi daha önce hiç
kullanmamış olduğum kelimelerin ifadelerimde yer alması için izin vermeme ve
sanıkların sayısını eksik söylmeme neden oldular. Aşırı ısrarlardan ( Cumhuriyet
Savcısı oldukları için kendileri ile kavga edemiyordum ve medenice konuşarak bir
sonuç elde edemiyordum) sonra ve yorgunluk yarattıktan sonra ifade alarak
şikâyetlerime şüphe düşürdüler, beni zan altında bıraktılar. Can güvenliğimin
sağlanması ve gereğinin yapılmasını arz ederim.
Haklarında şikâyette bulunmuş olduğum sanıkların ( Savcılık Soruşturma
Numaraları : 2013/ 8878, 2013/98392, 2013/83855, 2013/78622 ve 2013/75904;
BİMER Başvuru Numaraları – Tarihleri : 341966 – 08.04.2013 , 348563 – 10.04.2013,
385373 – 25.04.2013, 407556 – 04.05.2013, 424748- 10.05.2013, 463579 – 26.05.2013,
473579 – 30.05.2013, 585612 – 14.05.2013 ve 394635 – 29.04.2013. İkamet ettiğim ve
çalıştığım adreslerden telefon hatlarım 0 537 057 68 68 ve 0 539 576 03 35 ile Organize
6
Suçlar Şubesi, Mali Şube ve Terörle Mücadele İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve
ilçelerdeki şubeleri ile yapmış olduğum küfürlü kavgalar sonucunda göndermiş
olduğum uyarı niteliğindeki ihbarlar da var. ) beni organize bir şekilde maddi ve manevi
olarak yıpratıp haklarımı gasp etmelerinin nedeni resmi internet sitemde kanıtlara
dayandırıdığım ve iftira ile suçlamayamayacakları, dava açamayacakları suçlamalar ve
İEM’ne yapmış olduğum ihbarlardır. Sanıklar ikamet ettiğim adreste beni her günün 24
saati boyunca sözlü şiddet ile taciz ve tehtid ederek uyumamı , çalışmamı engellediler.
Savcılığa kendileri hakkında şikâyet dilekçesi verdiğimde canıma ve malıma olan
saldırılarını kendi atmış oldukları iftiralara ve işkence sayılacak düzeyde, günlerce
sinirlerimi ve sabrımı yıprattıktan sonra gasp ettikleri küfürlere dayandırdılar.
İnşaat mühendisiyim ancak değil mühendislik çalışması yapmak, ruh ve
beden sağlığımı zor koruyacak kadar çok tehtid ve taciz ediliyordum, namusum ve
şerefimle ilgili ithamlarla beni taciz eden komşular ve Tepe Özel Güvenlik Şirketi özel
güvenlik elemanları ( Ted Rönesans Koleji İnşaatı Aydınevler Mahallesi Maltepe
İstanbul) sanıklar ve taraftarları beni küfür etmem için kışkırtıyor, bu küfürleri can
güvenliğimi tehtid etmek için mesnet olarak kullanıyordular. İkamet etmekte olduğum
bölgede görevli Küçükyalı Polis Merkezi ( Tel : 0 216 417 22 45) polis memurları
görevlerini yapmayarak ve sanıklara “ispatlama adı altında rahatsız etme” izni vererek
beni kesintisiz taciz edip tehtid eden, para karşılığında beni delirtip tımarhaneye
kapatacaklarını söyleyen kendilerini tanımadığım ve görmediğim sitedeki komşuların
maddi ve manevi saldırısına suç ortağı oldular. Benden önce aynı bahçe katı dairesinde
yaşamış olan bir gazeteciye de aynı şeyi yaptıklarını, açlıktan öldürdüklerini söyleyen
komşular (Kendilerini tanımıyorum, üst katlardan ve yan binalardan günün 24 saati, 3
saatten fazla uyumamı engelleyecek şekilde kesintisiz taciz ederek çalışma hürriyetimi
ve sağlığımı gasp ediyorlar) dava açmamı engellemek için elektriğimi bile kestirdiler,
bulunduğum bölgede tüm kafe , kahvehane ve lokantaları “topluca ceza veriyoruz “
diyerek beni taciz ve tehtid etmeleri için kışkırttılar. Taciz eden işyerlerinin
fotoğraflarını kanıt olarak ekteki dijital bilgi deposunda sunuyorum . İstenmesi halinde
görevli soruşturmacılara daha geniş bilgi veririm.
Kanıtlarımı yok etmek için resmi internet sitem ve e-posta adreslerime
müdahale edenlerden , giriş şifrelerimi çalıp yazmış olduğum yazıları değiştiren ve
silenlerden şikâyetçi ve davacıyım, emniyet müdürlüğünün ilgili şubesinin sanıkların
kimliklerini tespit etmesini arz ederim. O yazılarda siyasi partilerde yöneticilik yapmış
olan ve kamu kurumlarında görevli, kamu ihalesi müteahhit firma yönetici ve çalışanı
sanıklar hakkında vermiş olduğum bilgilerin ihbar sayılmasını, kamu davası açılması
halinde şahitliğimin kabul edilmesini , bunların kimlik ve adres bilgilerini benden
ayrıntılı olarak almanızı arz ederim.
II. İtirazlarımın gerekçeleri :
1. Görevli cumhuriyet savcıları açıkça tehtid ve taciz altında olduğumu, bu tehtid
ve tacizlerin sağlığıma zarar verdiğini (onların huzuruna çıktığımda yorgunluktan
7
ayakta zor duruyordum) ve işsiz kalmama neden olduğunu biliyordu, sağlığıma
zarar verenleri ve çalışma hürriyetimi tehtid edenleri engellemediler. Adaleti
savsaklayarak soruşturmalarda takipsizlik kararı vermek için zemin hazırladılar.
Görevli Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker soruşturma dosyasını bir hafta kadar
savsakladıktan sonra 20 günlük yıllık izine çıktı, Soruşturma No: 2013/ 78622 nin
takipsizlik kararı bana 7 Ağustos 2013 tarihinde elden tebliği edildi, 11 Haziran
2013 tarihinde başvurmuştum. Soruşturma No: 2013 / 98392 bana 12 Ağustos
2013 tarihinde tebliği edildi (savcılık kalemi memuru bayan elden tebliği edilmez
diye yalan konuşmasına rağmen ısrarla elden tebliği aldım kararı) ve şikâyet
dilekçemi 24 Temmuz 2013 tarihinde vermiştim. Savcının izinde olması ve sanık
özel güvenlik şirketlerinin beni sistematik olarak yıpratması ve karalaması,
görevli oldukları mekânlarda süreki manevi saldırılara uğramam nedeniyle
Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’in yıllık izinden geri dönmesini bekleyemedim
ve Soruşturma No: 2013 / 98392 numaralı şikâyetimi yaptım. İki soruşturma da
Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’e verilmişti. İkisinde de takipsizlik kararı verdi
ancak kararın bana tebliği edildiği tarihe kadar yalan konuşan ve sanıklarla suç
ortaklığı yapan Küçükyalı Polis Merkezi ve 155 ihbar / şikâyet hattını aradığımda
gelen polis memurları beni can güvenliğimi tehlikeye atacak kadar canıma ve
malıma saldıran, beni tehtidle ve cebirle “MHP ceza verdi” diyerek akıl
hastanesine kapatmaya teşebbüs eden eden sanıklar ile birlikte hareket ettiler.
Tüm saldırılara ve gasp için uguladıkları taciz ve tehtidlere rağmen akıl
hastanesine gitmeye razı olmadığım için bana akıl hastasına uygun dış görünüş,
profesyonel başarısızlık, ekonomik yetesizlk ve sağlık durumu yaratmak için
Sultangazi’de ikamet eden ailemin adresinde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:
18/2 Sultagazi İstanbul) başlayarak ve kesintisiz olarak devam ederek şu an
ikamet ettiğim adreste ruh ve beden sağlığıma acımasızca saldırdılar, toplumu
kışkırtmak için aşağılık ithamlarda ve hakaretlerde bulundular. Savcılığa
verdiğim dilekçeler her zaman tehtid ve baskı altında hazırlandı, adliye içinde beni
stres içinde tutarak haklarımı korumamı engellediler. Amaçları kendileri hakkında
adam kaçırma ve tımarhanede işkence yaptırma suçlamalarımı resmi internet
sitem www.cevatcaliskan.com ‘da ve sosyal paylaşım sitesi facebook’ta
yayınlamış olduğum Tepe Özel Güvenlik Şirketi (Adres:Kore Şehitleri Cad.
Yüzbaşı Kaya Aldoğan Sok. No:9 Zincirlikuyu/Esentepe/Şişli İSTANBUL
Telefon:+90 (212) 267 23 98 Faks:+90 (212) 267 53 64) ile ilgili maduriyetime
bağlı tazminat hakkımı gasp etmek idi.
1999 yıllarından itibaren Yıldız Teknik Üniversitemdeki öğrencilik
yıllarımda (1995 – 2010) başlayan YTÜ’de görevli bu özel güvenlik şirketinin
iftira ve dolandırıcılıkla, YTÜ medikosunda görevli psikiyatri uzmanları ve
psikologlarının düşmanca koydukları yalan teşhisler ve devamında tehtid ve baskı
altında, beni şantaj altında bırakarak yazdıkları sevkler vasıtasıyla Tepe Özel
Güvenlik Şirketi defalarca öğrenim hakkımı ve özgürlüğümü gasp etti. İstenilmesi
halinde şahısları açık kimliği, eşgalleri, ikamet ve çalışma adresleri hakkında
geniş bilgi verebilirim. Bana bunlar ile ilgili soru sorulmadı.
8
Kesintisiz taciz ve tehtid altıda sadece sağlığımı korumaya çalıştım, daha somut
bilgi ve kanıt sunamadım, tüm ekonomik imkânlarımı kaybettiğim gibi borçlarım
nedeniyle mahkûm olacak ve evsiz kalacak duruma geldim. Evimde elektrik yok,
su iki üç gün içinde kesilecek ve kiramı ödeyecek param yok. Tüm malvarlığım
35 Türk Lirası kadar ve bankalara, farklı kuruşlara on bin liraya yakın borcum
var. Aylarca beni yıpratan sanıklar 3 aydır işsiz olmamı beni karalayarak ve
ikamet ettiğim adreste sözlü tacizler ile uyumamı engelleyerek sağladılar. Bana
“jigolo, pornocu, devlet düşmanı, devletten tazminat isteyen şerefsiz (
suçlamalarımda sanık olan özel güvenlik şirketlerinden ve inşaat
firmalarından tazminat talep edeceğim) , başörtülü kıza küfür eden jigolo
(beni günlerce ve saatlerce başörtülü kıza sulanıyor şeklinde itham ettiler ve
saatlerce tesettürlü kadınların tacizi altında kaldıktan sonra tesettürlü
kadınlara ihtiyacım olmadığımı , istediğim zaman fotomodel escort ile cinsel
ilişkiye girdiğimi ikamet ettiğim sitenin bekçilerinden biri olan ve adı
Mustafa olan sanıklardan birine söyledim, kendisi bir iki saat sonra kapıma
gelerek Koralp Attık adında birine mektup geldiğini, o olup olmadığımı
sorarak tehtid etti. Genellikle deli saçması kelime oyunları ve davranışlar
ile tehtid ettiler beni.), elini sinkaf eden mühendis, polis düşmanı ..v.b.” gibi
iftiraları kendileri atarak bu iftiralara dayalı olarak gittiğim her yerde ( ikamet
ettiğim adres, yemek yediğim yerler, toplu ulaşım araçları, oteller..v.b.) beni
şikâyet dilekçesi yazamayacak ve dikkatimi dağıtacak şekilde taciz ettiler, bu
taciz ve tehtidler ile dolaylı olarak haklarımı gasp ettiler. Bu durumu bilen
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcıları beni bu durumdan
kurtarmadı, gaspa izin verdiler. Maddi ve manevi olarak zarar gördüm, hukuki
ehliyetime ve dava açma ehliyetime iftira atmak için zemin hazılardılar.
3. Bu soruşturmalar T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde açıldı ancak görevli
cumhuriyet savcıları ve adliye personeli değişik şekillerde taraf olduklarını ve
beni dolandırdıklarını belli ettiler. Eğer gerekli duyulursa bunları açık şekilde
anlatabilirim, Gereği görüldüğünde konuyla ilgili ifade vermeyi , kamu davası
açılması halinde şahitlik yapmayı arz ederim.
a) Kanıt : T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nin güvenlik kamerası
görüntüleri ve ekte kanıt olarak bulunan dijital bilgi depolarında
bulunan fotoğraf ve video görüntüleri ( Taciz edildiğim mekânların ve
tacizcilerin eşgallerini ortaya koyuyorlar). Gerekçe : Adliyenin özel
güvenlik şirketi beni sürekli takip altında tutuyor, adliye çalışanlarını
bana iftira atmaları için kullanıyordu, sözlü olarak taciz ediyor, kendi
kendine söyleniyormuş gibi davranan özel güvenlik şirketi elemanları bu
konuşma yöntemini kullanarak beni tehtid ve taciz ediyordu,
kışkırtıyordu. Daha sonra tavırlarını değiştirerek aralarında benim
hakkımda neşeli konuşmalar yapıyormuş gibi davranmaya başladılar.
Böyle konuşmaları ve davranışları dikkate almama onlar neden oldu.
Bunu adliye sınırları dışında bu yöntemi kullanarak açıkça tehtid eden
ve ithamlarda bulunan yüzlerce yandaşlarının tacizleri ile bu yönteme
2.
9
alıştırarak başardılar. Soruşturma No: 2013/ 83855 ile ilgili başvurumda
ilgili müracaat savcısına başvurmadan önce ve ifade verirken sözlü
tacizler ve tehtidler ile beni stres içine sokup ifademde eksik olan
kısımlara itiraz etmeme neden oldular, kanıtım yok diyerek (İftira
davası açılacağı için iftira attıklarını sanıkların bana bağırarak
söylemesinden biliyordum, bağırarak bana bunu söylediklerini
ispatlayamazdım ancak iftira olduğunu ispatlamam tamamen kolay idi.
Soruşturmaların açılmasını savsaklayarak takipsizlik yaratacak şekilde
canıma ve malıma, çalışma hürriyetime saldırdılar. Beni sokakta evsiz
kalacak hale getirdiler.
b) Başbakanlık İletişim Merkezi’ne yapmış olduğum bir başvurunun
sonucunda Adalet Bakanlığı’nın açmış olduğu bir soruşturma da aynı
adliye tarafından yapılmış, o soruşturmada şikâyet etmiş olduğum
Cumhuriyet Savcıları hakkındaki 1999 senesine kadar uzanan iddialarım
araştırılmış ve bana herhangi bir bilgi verilmemişti. Soruşturma
sonucunun o adliye tarafından T.C. Adalet Bakanlığı’na gönderildiğini
bir hafta önce öğrendim. O soruşturmada ve ayrıca bu takipsizliğe itiraz
dilekçemin konusu olan soruşturmaların ek ifade ve kanıları arasında
olan resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ve sosyal paylaşım
sitesi facebook ( www. facebook.com/cevatali ) profilimdeki yazılarda
da açıkça yıllar önce T.C. Adalet Bakanlığı’na göndermiş olduğum
dilekçe sonucunda ifademi alan T.C. Sultanahmet Cumhuriyet
Başsavcısı Vekilinin beni tehtid ederek ve baskı altına alarak tamamen
boş ve anlamsız, şikâyetimi tam olarak yansıtmayan bir ifade aldığını ve
böylece tüm gençlik yıllarımı ve sağlığımı gasp ettiği yazıyordu.
c) İki soruşturmaya takipsizlik kararı vermiş olan Cumhuriyet Savcısı
Seyit Peker’in savcılık kalemi görevlisini soruşturma dosyamdan hiçbir
evrakın eksilmemesi için uyarıda bulunmuştum, geçmiş yıllarda T.C.
Şişli Adliyesi’ndeki bir şikâyetimle ilgili dosya arşivden çalınmış, ben
kendi rızam dışında polis memurları tarafından akıl hastanesine
götürülüp orada tehtid ve baskı altında bırakılmıştım, maddi ve manevi
zarara uğramıştım. Eğitim hayatım zarar görmüş ve üniversitedeki inşaat
mühendisliği eğitimim 15 seneyi bulmuştu. Sözkonusu suçlama savcılık
kaleminde görevli ve beni tehtid eden, sözlü şiddet uygulayan bayan
memurlarlar ile ilgili idi. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler resmi
internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da mevcuttu ve “faili meçhul
cinayetlerin savcılıklardaki evrakların ve şikâyet dilekçelerinin
dosyalardan çalınması ile meydana geliyor" diye bir iddiam vardı, bu
iddia çok sayıdaki devlet memurunun bana düşman olmasına neden
olmuştu. Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı yazıları da bu internet sitesinde
yayınladığım için çok sayıda devlet memurunun bana karşı düşmanca
hareketleri olmuştu.
10
Soruşturmalarda yer alan ve şikâyetçi olduğum adli vakaların açıklaması:
12 Nisan 2011 tarihinde bir inşaat firmaları grubunun ortak ofisinde (
Gerçek sahibinin Sultangazi Belediye Meclis Üyesi Halûk Bozkurt’un (Tel No: 0 533
682 21 64 ) şahıs firması Artun Mimarlık İnşaat , o dönemde iziniz çalışan ve her
birinin değeri 15 bin TL olan 120 dosyasının işlemlerini Aka Yapı Denetimi Ltd. Şti. (
www.akayapidenetimi.com) üzerinden gösteren ve sahibi Harun Hasan Öge (Tel No: 0
533 320 93 88) olan ( gerçekte ortak olmayan, resmi işlemler için ortak olarak
gösterilmiş olan inşaat mühendisi Kemal Çetiner (Tel: 0 533 371 83 46) ve bir başka
firmanın sahibi vardı) olan Pramit Yapı Denetimi Ltd. Şti. aynı ofiste idi. Ofisin adresi
Cebeci Mahallesi S Caddesi No: 1 Kat : 5 Sultangazi İstanbul idi.) işe girdim. Meslek
hayatıma yeni başlamış olduğum için suçlar işlediklerini ve yasadışı şekilde büyük
paralar kazandıklarını geç anladım ve devamında beni tehtid ederek çalışmaya devam
etmemi sağladılar, söz verdikleri ücreti ödemediler. Bana asgari işçi ücreti ödediler.
Siyasetle ve dinle ilgili baskılar ve istismarlar uygulayarak beni önce nitelikli şekilde
dolandırdılar, devamında mafya tehtidi ile çalıtırmaya devam ettiler. Ancak ben
Sultangazi Belediyesi’nde kendilerinden rüşvet alarak onlar için yasadışı şekilde
görevini kullanan (görürsem tanıyabileceğim ve işledikleri suçları anlatabileceğim)
devlet memurlarında korkuyordum. Vergi kaçırma ve imza sahteciliği yapan firma
çalışanlarının ( İbrahim Öge (Harun Hasan Öge’nin kardeşi ve şirketin Sultangazi
Belediyesi’ndeki “iş takibi” adı altındaki rüşvet trafiğinde önemli rol oynayan radyo
sunucusu ve Atatürkçüler hakkındaki ithamlarına bağlı din sömürüsü yapmakla bilinen
lise mezunu, Tel : 0 537 527 75 49) ve Emine Toklucu ( Lise mezunu tekniker, Tel : 0
538 304 74 32) suçlarına şahit olarak çalışmaya devam ediyordum (gereği görülmesi
halinde benim eserim olan ve 33 tane inşaa edilmiş binaya ait olan statik proje
tasarımlarımın ayrıntılı bilgilerini, belediyedeki pafta/ada / parsel numaralarını ve
projelerin dijital kayıtlarını sunabilirim) ve benden 2002 yılında yapılmış olan bir
Süleymancılar Cemaati 4 bloktan oluşan Sultangazi İlçesi Sanko Sanayi Sitesi’nin
yakınındaki (videoları ve resimleri ekteki dijital bilgi depolarında bulunan ) şeriat
merkezi binasının sahte projesini istediklerinde bu binanın depreme dayanıksız
olduğunu tespit ettim ve can güvenliğini tehtid etmemek için 30 Ocak 2012 tarihinde
onları kandırarak kendilerinden kaçtım.
9 Şubat 2012 tarihinde beni arayıp “sağda solda fazla konuşma” diyerek tehtid
etmeleri ve çok ağır hakaretler savurmaları nedeniyle internet ortamında durumu soyal
paylaşım sitesi facebook profilim www.facebook.com/cevatali ‘de anlattım. Durumu
işverenlerimin üyesi/ görevlisi oldukları inanç gruplarına ( CHP, Süleymancılar
Cemaati,...) anlattım ve kanıtları sundum. CHP 3. Bölge Milletvekili Mustafa Ataş (
Tel : 0 532 549 39 13) ile konuşarak CHP İstanbul İl Yönetimi Binası’nda (Taksim
Şişhane Beyoğlu İstanbul) uygun gördükleri bilgisayara kanıtları ve suçlarla ilgili
açıklamaların dijital kopyelerini koydum . CHP İstanbul il yönetimi sorunu çözmek
yerine bana iş vererek kendi şantajı altına almaya teşebbüs etti. Kabul etmediğim için
beni maddi ve manevi olarak yok etmeye, mühendislik yetkimi gasp etmeye teşebbüs
11
etti. Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban beni değişik şekillerde itham ederek,
çok kritik zamanlarda ( G.O.P. 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açmış olduğum
Soruşturma No: 2008 / 1222 davanın karar duruşmasından önceki akşam) beni
tutuklatacak şekilde kışkırtacak alay dolu ithamlarda bulunması ve değişik zamanlarda
beni tehtid etmesiyle CHP’den davacı olmaya karar verdim ve bu kararımı İstanbul İl
Örgütüne ve Ankara’daki genel merkezine telefonla bildirdim. 2610 TL civarındaki
borcu nedenilye kapanmış olan telefon hattım 0 539 576 03 35’in satın aldığım tarihten
itibaren incelenmesini arz ederim. CHP yandaşları eğitim kurumları (Bilişim Eğitim
Dershanesi Bakırköy Şubesi Ebuzziya Cad. No:37 Bakırköy / İstanbul Telefon: 0212
570 18 80 (Pbx) Faks: 0212 466 08 90 e-Posta: [email protected]) , ticari
kurumlarda (ekte kanıt olarak sunmuş olduğum dijital kayıtlarda bu işletmelerin
fotoğrafları ve videoları mevcut) , işe girdiğim firmalarda (MPI Mühendislik Proje
İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. Çilekli Cad. Sedir Sk. No:8 3.Levent / 34330
Beşiktaş - İSTANBUL Tel : (+90 212) 282 72 07(pbx) Faks: (+90 212) 283 59 29 Eposta : [email protected] web adresi : www.mpi.com.t , Fema İnşaat ve Ticaret A.Ş.
Adres : Süleyman Nazif Sokak 10 / 2 Çankaya / Ankara Telefon : +90 312 441 27 73
Faks : +90 312 441 35 57 E-Posta : [email protected] – İSKİ Genel Müdürlüğü
İkinci Binası İnşaatı Şantiyesi Kâğıthane İstanbul , Soğancıoğlu İnşaat Adres :
Mehmet Akif Caddesi Denge İş Merkezi No : 22 Kat : 5 Daire : 11 Merter / İstanbul
Telefon : 0212 424 28 28 (pbx) 0212 424 28 29 Faks : 0212 592 66 26 E-Mail :
[email protected] , [email protected] ve Astas Alçı
Dekorasyon Ltd. Şti. Showroom / Atölye: Sanayi M. Sultan Selim C. Aybike S. Cihat
İş Merk. No: 22 4.Levent / İstanbul Telefon : +90 212 281 29 17 - 270 10 43 E-Posta :
[email protected] – Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Ted Rönesans Koleji
Şantiyesi ( Müteahhit firma Rönesans Holding’e bağlı Rönesans İnşaat) ) haksız yere
işten çıkarıldım ve iş göremez iftirasına mesnet oluşturacak olayları ailem (Nüfus
dairesi aile kayıt bildirgesi ektedir) , komşularım ve önceki işverenlerim suni olarak
yarattı.
Yaklaşık iki yıl boyunca ikamet etmiş olduğum adreslerde ( Cebeci Mahallesi
2540 Sok. No: 18/2 Sultangazi İstanbul ve Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler
Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul , Maltepe Otel Bağdat Caddesi
Maltepe İstanbul , Murat Otel Gaziosmanpaşa Meydanı, G.O.P. Adliyesinin tam
karşsında idi ve farklı yere taşındı) yoğun bir gürültü ve tacizler altında, tehtid edilerek
namusuma, şerefime iftiralar atan şahıslar tarafından kesintisiz yıpratıldım. Yaklaşık iki
yıl boyunca CHP taraftarları ve haklarında internet sitemde yazılar yazmış olduğum
MHP taraftarları, Sultangazi Belediyesi’ndeki rüşvet trafiğini ve şahit olduğum
yolsuzlukları ihbar etmiş olduğum için AKP taraftarları tarafından karalandım, malûlen
emekli edilecek şekilde tüm çalışma haklarımı iftiralar ve aşırı yorgunluk yaratarak
(çalıştığım ve ikamet etmiş olduğum adreslerde ) gasp ettiler. Bu siyasi partilerin İl ve
İlçe merkezleri, Ankara’daki genel merkezleri ile 0 539 576 03 35 numaralı hattımla
yapmış olduğum uyarıları, onların tehtid ve ithamları sonucunda yapmış olduğumuz
12
kaba sözlerle dolu tartışmaları telefon hattımı inceleyerek kanıt olarak kabul etmenizi
arz ederim.
Beni müşteki iken sanık durumuna düşürmek için terörist nitelik taşıyan
eylemlerde bulundular, beden ve ruh sağlığıma saldırdılar ve kısa sürede bedenimi
yaşlandırdılar. Kesintisiz olarak stres içinde yaşatarak hafızamı zayıflatmaya çalıştılar.
Bütün bu durumları internet ortamında yazıyordum, eskiden aramda düşmanlık olan
şahıslar ve adam kaçırma, gasp, işkence ile suçladığım devlet memurları hakkındaki
iddialarım hayatımı tehlikeye soktu. BİMER ve Savcılıklarda açtırmış olduğum İçişleri
Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı soruşturmaları nedeniyle çok sayıda devlet memuru
sanıklara ( Adresleri ve kimlik bilgileri açık olan işveren firmaların yöneticileri ve
çalışanları , özel güvenlik şirketi elemanları (görürsem tanıyabileceğim şahıslar) ,
belediyelerin ve adliyelerin personeli olan memurlar ve diğer sanıklar) beni
savsaklayarak ve yanıltarak destek verdi.
Eylül 2012 tarihinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar şubesine
başvurduğumda 2000-2001 senesinde bir komiser ile ilgili şikâyetimle ilgili “şikâyetçi
değilim” şeklinde ifadeyi baskıyla, zorla ve eğlenerek almış olan polis memuru karşıma
çıktı.(Tarih 8,9 veya 10 Eylül 2013 idi. İEM ‘nün İl Yönetim Binası Vatan Caddesi
İstanbul’daki çok sayıdaki ziyaretimin kayıtları girişlerimde yapılmıştı). Kendisi ve
bana yıllar kaybettirenler ile ilgili şikâyetlerimin ve hukuki mücadelemin hiç bir zaman
bitmeyeceğini söyledim. Proje tasarımı yaparak sadece 250-400TL civarında resmi
işlem kuruluş masrafı olan bir şahıs firması kuracağımı ve bu şahıs firmasının kuruluş
kurallarına göre ismimin bir kısmını içermesi gereketiğini, kuracağım firmanın adının
Cevatça ( İngilizce, Bulgarca , Rusça ve diğer diller gibi Cevat’ın diliyle , tarzıyla ve
anlayışıyla Cevatça) İnşaat olacağını söyledim. Beni Organize Suçlar Şubesi’ne
(altındaki kata ) göndererek konuyu oraya anlatmamı istediler. İhbar ve şikâyetlerimi
anlatırken akla mantığa uygun olmayacak “lâiklik neden önemli, neden
Cumhuriyetçisin” gibi cevabı açık olan soruları ısrarla ve gereksiz şekilde sorarak
duyarlı olmamı istismar ederek sinirlenmeme (şeriatçı işverenimin beni tehtid etmesi ve
uzun süre şeriatçı tacizcilerin yıpratmasına maruz kalmam, namusuma ve şerefime
ithamlarda bulunmaları beni doldurmuştu) ve sert konuşmalar yapmama neden oldular.
Bir haftadan kısa bir süre içinde 4 aylık hastane kontrollerinden birine (14
Eylül 2013) gittim ve o hastane kontrollerine tehtidle, MHP taraftarı Sultangazi İlçe
Emniyet Müdürlüğü görevlisi polis memurlarının defalarca yalan, suni vaka yaratarak,
yakınlarımın bana kasıtlı olarak saldırmasıyla (önceki vakalarla ailemi suç ortağı
sıfatları ile tehtid ediyor ve şantaj altında tutuyordular) beni kaçırması tehtidine bağlı
olarak gidiyorum. Hastanede tedavi adı altında baskıyla ihtiyacım olmayan tıbbi
müdahalelere maruz kalmama neden olan yukarıda sözünü ettiğim, şikâyetçi olmuş
olduğum, kendisi hakkında “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeyi cebren aldırtan
komiser yardımcısı, Mali Suçlar Şubesi’nde karşıma çıkan polis memuru ve YTÜ’de
görevli ( beni kaçırıp bu suça ortak olan) Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi. O kontrolde
Dr. Erhan adındaki psikiyatri uzmanı benim tüm proje firması kurma çalışmalarımı ( o
13
proje firmasını kursaydım aylık net gelirim 5-8 bin TL civarında olacaktı) durdurmamı
sağlayacak şekilde işsiz ve iş göremez diye itham edip hukuki ehliyetimi gasp etmeye
teşebbüs etti, Malûlen emekli olmayı kabul etmedim. Bana antipsikotik ilâç yazarak akli
dengemin bozuk olmadığını ancak bozulabileceğini , korumaya aldığını söyleyerek
iftira attı. Odadan çıktığımda annemle konuşup annemi ağlatacak şekilde tehtid etti ve
internette yazmış olduğum yazıları kaldırmazsam kötü şeyler olacağını söyledi.
Ülkü ocağı misafirhanesindeki olay………..
Beni senelerdir tehtid ettikleri için 18 Eylül 2012’de tüm eğitim ve projecilik
yapma hazırlıklarımı bırakarak İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı projesinde
müteahhit firma Fema İnşaat Tic. ve A.Ş. de inşaat mühendisi olarak işe başladım.
Firma çalışanlarının ( Leyla Ünal Öztürk Tel: 0 536 327 57 67, Mecit Özkal Tel : 0
507 755 74 29, Muzaffer Şakar Tel : 0 555 995 58 52, 0 533 414 02 21, Tanju (Harita
Mühendisi ve soyadını hatırlamıyorum) Tel : 0 537 776 91 65 , Ali Kumsar Tel : 0 536
478 29 56, ve diğer çalışanlar , yöneticiler) aşırı baskı ve hakaretlerine maruz kaldım.
Son derece uyumlu ve çalışkan olmama rağmen firma çalışanları dolandırıcı olan önceki
işverenlerime destek çıktıklarını söyleyip yüzüme konuşmadan firmanın ofisindeki yan
odalardan ve koridordan sözlü taciz ve tehtidler (beni kürt mafyasına vereceklerini,
öldürteceklerini) ile rahatsız ederek verimli çalışmamı engellediler. Çok fazla iş verip
bu işleri onların emriyle yapmadığımı iddia ederek iftira attılar, bana verilen basit işleri
yapamayan mühendis olduğumu iddia ettiler. O günlerde ailemle ikamet etmekte
olduğum adreste komşuların bir yıla yakın zamandır süren gürültülü hayatları açık
tehtid ve tacizlere dönüştü. Beni açıkça tehtid ve taciz ediyordular, gürültüyü kasıtlı
olarak yaptıklarını koydular ortaya ve beni 10 yıl yıprattıkların söyleyerek tehtid
etmeye başladılar. Ben bu 10 yıl yıpratma tacizine anlam veremedim ve amaçlarını
kavrayamadım. Tüm düşmanlarım adına beni tehtid ediyordu tüm komşularım. Biri
hariç diğer komşuları (yan binalardaki, arka binalardaki, altımdaki katta) tanımıyordum.
Az uykuyla ağır iş yükü altında, yüzüme konuşmadan laf atma ve inkâr etme şeklinde
alçak ithamlarda ve hakaretlerde bulunarak, beni tehtid ederek sert davranışlarda ve
uyarılarda bulunmama neden oldular. Çok aşağılık ithamlara izin verdiğimi iddia ederek
sert konuşarak uyarılarda bulunmama neden oldular.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne ihbarlarda bulunuyordum ancak orada
kamu ihalesi dolandırıcılığı olduğuna inandırmıştılar beni, bu durum çok büyük
ihtimalle doğru idi. İhalenin gerçek sahibi önemli müteahhit Ferit Rızvanoğlu oraya
gizlice geliyor, projenin gerçek müteahhiti olduğunu bilen çok fazla kişi yoktu,
üniversitede öğretmenim olan İSKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Demir de sadece
İSKİ Genel Müdürlüğü sınırları içindeki ihaleyi biliyordu, Sultangazi Belediyesi
İnşaatı ihalesinin de Ferit Rızvanoğlu’na ait olduğunu bilmiyordu. İki ihaleye aynı anda
hizmet ediyordum. Çok sayıda paravan şirket kurduklarını ve kamu ihalesi
dolandırıcılığı yaptıklarını söyleyip beni “gammaz” diye öldürmekle tehtid ediyordular.
Şantiye Şefi Ali Kumsar beni “damgalamakla” tehtid ediyor ama neyle itham ettiğini
söylemiyordu. Bana referans vererek orada işe alınmama neden olan Sultangazi
14
Belediyesi Proje Müdürlüğü Müdürü Ahmet Çakan (Tel: 0 549 392 92 35) ve
Sultangazi Belediyesi Meclis Üyesi , Belediye Başkanı Danışmanı Hayrettin Gürses’e (
Tel : 0 532 275 06 90) şikâyetlerimi ve orada uğradığım saldırıları anlatıyordum. Onlar
şahidimdi ancak onların da sanıklardan yana taraf olduklarını tahmin edemedim ve
şahitsiz kaldım. Onlar yardım etmeyince Ulusal Parti’de il başkanı olarak görevli
Özgür Billur ( Tel : 0 533 413 61 17) ve Bakırköy İlçe Başkan Hasan Fırat ( Tel : 0 534
521 49 42) ile görüşmeye ve kendime şahit yaratmaya çalıştım.
İnternette yapmış olduğum araştırmada Ferit Bey diye tanıttıkları ve ihalenin
gerçek sahibi olduğun söyledikleri şahsın Ferit Rızvanoğlu olduğunu ve Kamu İhalesi
Komisyonu tarafından soruşturulduğunu öğrenmem üzerine firma yöneticileri bana
açıkça düşman oldular. Ferit Rızvanoğlu emrindeki bir grup teknik eleman (Hüseyin
Karadeniz Tel : 0 531 933 93 21) ve yöneticiyi ( Muzaffer Şakar Tel : 0 533 414 02 21
, 0 555 995 58 52 ; Hüseyin Ceylan Tel : 0 532 297 07 54) onların üzerine kamu
ihaleleri almak için kullanıyordu, almış oldukları çok sayıdaki kamu ihalesinin Ferit
Rızvanoğlu ile alâkası resmi işlemlerde gösterilmemişti. İşten ayrılmam halinde akıl
hastanesi tehtidi altında kalacaktım ve hastane çalışıp çalışmama durumuna bağlı teşhis
koymakla tehtid ediyordu. Şantiye çalışanları açıkça şiddet yorumları yapıp ve tehtidler
savurarak karşıma hiç bir şey yapmamış gibi davranarak geçiyor ve tepki alıyordular.
Bütün bu olayları İEM’ne ihbar ve şikâyet ediyordum ancak ilgili şubeler bana düşman
idi. Firma çalışanları da “polis istediği için yaptık” şeklinde laf atarak beni tehtid
ediyordular ancak o dönemde İstanbul polisinin düşmanlığını kavrayamamıştım. Polisin
bana düşmanlığı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memurlarından
ibaret sanıyordum. Firma çalışanları ve yöneticileri çok uzun zaman boyunca beni taciz
ve tehtid ederek kamusal alanda kavga çıkarıp, şahitsiz bırakarak tutuklatma ve hukuki
ehliyetimi iftira atarak gasp etmekle tehtid ettiler. 30 Ocak 2013 tarihinde işten çıktım.
Şubat 2013’de eğitim çalışmaları yaptım çünkü iki yıla yakın süredir
yıpratılacak şekilde ağır iş yükü ve yoğun stres, tehtidler altında çalışmıştım. Tekrar
proje tasarım işine girmeye çalıştım. Sertifika programına girmiş olduğum Bilişim
Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi’nde çalışanlar bana iftiralar ve hakaretler
savurmaya, derslerde kavgalar ve tartışmalar çıkarmaya başladılar. Fema İnşaat ve Tic.
A. Ş. ile iletişim içinde kalarak Microsoft Project bilgisayar yazılımı sertifika
programına girmek için bilgi almam için uğraşmama neden oldular. Eğitim danışmanı
Gizem Öne (Kızlık Soyadı) her aradığımda rahatsız olmuş gibi davranıyordu ve bana
eksik, çelişkili bilgi veriyordu, bazen de hiç bilgi vermiyordu. İşverenlerim sertifika
programına gitmem için izin verip vermemek için kararsızmış gibi davranıyordular ve
ben o sertifika programının ücretini ödemiştim. Gizem Öne’nin bu kadar abartılı şekilde
rahatsız olmuş gibi davranmasını anlamıyordum, dershaneye eğitim için gittiğimde
taciz, iftira, hakaret ve ithamlara maruz kaldım. Gizem Öne bana alt kattan laf atarak
kendilerinden şikâyetçi olamamam için beni yıprattıklarını söyledi. O dönemde açmış
olduğum adam yaralama davasının karar duruşması yaklaşıyordu ve ailemle komşuların
tacizleri, tehtidleri acımasız hale gelmişti, polise başvuramıyordum. Dershanenin
15
kafetaryasında görevli kürt kökenli işletmeci bana laf atarak düşmanca davranışlar
sergiliyor, daha sonra karşıma geçip incilmiş, kırılmış, zavallı kadın gibi, bana
kendisine kötü muamele yapan adam gibi davranıyordu.
Ağustos 2012 tarihinde AutoCAD sertifika programı eğitmenini tekniker
Murat Gündoğar beni sözlü olarak taciz etmeye, öğrencileri beni karalayarak
kışkırtmaya ve hakaret etmeye, bir şey söylediğim zaman bana kendisine hakaret etmiş
adam muamelesi yapmaya, kavga çıkarmak için zemin hazırlamaya çalışıyordu. 14
Eylül tarihinde Dr. Erhan bir tekniker ile ilgili şikâyet olduğunu söyleyip bunu beni
malûlen emekli etmek için kullanmaya çalıştı. Hangi tekniker olduğunu söylemedi,
daha önce ilk işverenimin çok sayıda kişiyle ve yöneticilerin bir kısmı ile ilişkiye giren
tekniker/teknisyen bayandan (Eminet Toklucu , Tel : 0 538 304 74 32) tehtidler
almıştım. Dershane yönetimine durumu şikâyet ettiğimde yönetimin bu durumdan
habersiz olmadığını öğrendim. İbrahim Bey adındaki müdür değişmiş, kasıtlı olarak
onun yerine Volkan Bey adındaki ( beni ağır ceza hakimi yakınına hakaret eden adam
diyerek tehtid eden ) müdür göreve getirilmişti. Telefon konuşmalarımın kayıtları
incelenirse kanıta ve bilgiye ulaşabilirsiniz.
Çok sayıda taciz ve tehtide maruz kaldığım için tüm olayları İEM’e
elektronik posta ve telefonla şikâyet ediyordum, İEM’nün bu adli vakalarda taraf
olduğunu bilmiyordum.Hiç bir şikâyetim ve ihbarım dikkate alınmadığı için asılsız ve
mantıksız ihbar/şikâyet yapan şahıs olarak zan altında kalmamı sağlamaya çalıştılar.
Dış görünüşüm çok bozuldu, çok şişmanladım, cildim bozuldu, evim cehenneme
dönüşmüştü, komşular sağlığımı bozacak şekilde tehtid ve taciz etmeye devam
ediyordular. Çok sayıda cinsel konuşmayla hormonlarımı etkiliyordular. Ailemin
sürekli inkâr edip durumun normal olduğunu söylemesi nedeniyle her şeyi ailemin
yüzüne vurdum. Annem ve babam tazminat talebim büyük olduğu için mahkeme için
yalan savunma amaçlı iftira attıklarını söyleyip beni sürekli tehtid edip aile içi şiddet
iftirası atmak için değişik şekillerde kışkırttılar.
BİMER’e 8 Nisan 2013 tarihli 341966 Numaralı başvurum sonucunda T.C.
Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı soruşturmalar açtı. Gaziosmanpaşa
Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak beni tehtid eden ve meslek hayatıma zarar veren,
çalıştığım ve eğitim gördüğüm yerlerde zarar görmeme neden olan işverenlerimden
şikâyetçi oldum. Ekte kopyesini göndermiş olduğum Fezleke’yi Sultangazi İlçe
Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edemedim çünkü hakkında soruşturma açtırmıştım.
Yukarıda BİMER başvuru numaralarını vermiş olduğum içişleri bakanlık soruşturmaları
sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yaptırıldı ve iddialar soyut bulundu. Bu
süre içinde daha fazla yıpratıldım.
11 Nisan 2013 tarihinde Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı 2. Asliye Ceza
Mahkemesi’nde açmış olduğum Soruşturma No: 2008/1222 dosya numaralı adam
yaralama davasını kazandım. Duruşmadan önce sanıklardan biri kendi kendine
söylenerek tehtidler savurdu, kişilik bozukluğu olan bu şahıs Sultangazi İlçe Emniyet
16
Müdürlüğü polis memurlarının yasadışı korumasındaydı ve kendisine açılmış tüm
davalarda kanıt yetersizliği nedeniyle tutuksuz yargılanan bir psikopattı ( diğer
davalarında müştekiler kaçırılıp kafalarına taşla vurularak yaralanmaktan, bir de resmi
kayıtlara geçmeyen ve beni öldüresiye dövdükleri tarihlerde ikamet ettiğim apartmanda
esnaf olan bir şahsın bıçaklarla yüzünü parçalamaları suçları vardı) ve açıkça sanıklarla
suç ortağı olan annem duruşmaya benim isteğim dışında geldi, duruşmada aramızda bir
husumet yokmuş gibi davranıp duruşma sona erdiğinde beni adliyeden 3-5 iri gövdeli
polis memuru ile kaçırmaya teşebbüs etti. Hazırlık savcısına durumu anlatıp kurtuldum.
Gaziosmanpaşa Murat Otel’de yaşamaya ve iş aramaya devam ettim. Duruşmadan
önceki geceyi otelde geçirmiştim, gece otele yerleşen müşteriler beni sabaha kadar
gürültü ile rahatsız etti, duruşma için sabah otelden çıkarken uyukluyordum. Çıkış
kapısının yerini şaşıracak kadar kötü durumdaydım. Duruşmadan önce sanık ve adliye
çalışanları süreki etrafımda dolaşıp anlam veremediğim davranışlar sergilediler. Bir 2.
Asliye Ceza Mahkemesi Kalemi memuru bayan önümden geçerek durdu ve kendisini
gösterdi (kendisini tanımam, adını bilmem) ve daha sonra kısa boylu ve orta kilolu,
esmer ve orta yaşlı bir adam karşıma durarak “erkek gibi davrandın” dedi ancak kendisi
ile muhattap olmadım , cevap vermedim, amacının ne olduğunu da bilmiyordum.
YTÜ – İnşaat Fakültesi’nde görevli Doç. Dr. Zafer Kütüğ (Tel : 0 532 230 33
48) ile tüm bilgileri paylaşmıştım, tüm olaylar sırasında kendisini arayarak düzenli bilgi
vermiştim. Beni Esenyurt’ta çalışmaları olan müteahhit Sait Kutlu (Tel : 0 532 454 88
76) ile tanıştırdı. İşKur vasıtasıyla başvurduğum Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorsyon
Ltd. Şti. yöneticisi Fikret Elâgöz, Doç. Dr. Zafer Kütüğ ile aynı gün arayarak ivedi
olarak iş görüşmesine çağırdı ve beni işe alacağını söyledi. Duruşmadan önceki
günlerde de duruşmadan sonra otelin çevresindeki esnafı kışkırtan şahıslar
dolaşıyordu. Duruşmadan önce CHP Sultangazi İlçe Teşkilâtı ile işverenimin tehtid ve
hakaretlerine destek vermesi, devamında bu düşmanlığı başka bir olaya bağlama hedefi
ile niyetli olmadığım bir gün iftar yemeğine Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban
tarafından çağırıp yemekteki parti üyelerinin ( üç Bulgaristan göçmeni genç) anama
hakaret edecek şekilde benimle eğlenmesini ayarlamıştılar. Buradan küfürlü tartışma ile
ayrılmıştım. Son iki ay içinde beni sözlü olarak metro, tramvay , sokakta taciz edenler
beni “Türkiye düşmanı ilân edip ballı bir şekilde yok ettiklerini” söylüyordular.
Bunların birkaç tanesinin videosunu çektikten yarım saat sonra Maltepe Gülsuyu Polis
Merkezi’ndeki bir komisere göstermiştim.
Öğretmenim ve Fikret Elâgöz’ün beni aradığı gün Gaziosmanpaşa Cumhuriyet
Savcılığı’nda konu ile ilgili dava açmak üzereydim. Beni duruşmadan önce iftira atarak
boş gezer ve ailesinin bakımına muhtaç göstermek için profesyonel ve özel hayatımı
yok etmiştiler. Beni bana ömür boyu para vermemiş babamın verdiği 20TL haşlık ile
yaşayan bakıma muhtaç şahıs olarak göstermeye çalıştılar. Her ay düzenli ödediğim
taksitlerimi ödeyemeyecek duruma getirdiler beni. Maddi endişeler ile hemen
istedikleri adreslere gittim.
17
Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul’daki Ted Rönesans Koleji şantiyesine
ince işlerden sorumlu taşeron firma Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorasyon Ltd.
Şti.’nde görevli inşaat mühendisi olarak getirildim. Taşeron firma ve müteahhit firma
çalışanları açık şekilde olmasa da aralarında konuşma şeklinde ve uzaktan bağırarak
“faşist, inşaat mühendisleri odasına destek çıkıyoruz, şantiyede çalışmanı Bakırköy
istedi, kürt kadının namusu için seni öldüreceğim ....v.b.” sloganlar atarak
düşmanlıklarını belli ettiler. Bana yoğun baskı uygulayıp tepki almaya çalışıyordular.
Çelişkili emirler verip şantiye şefim olan ve Fikret Elâgöz’ün yeğeni olan Emre Üstün (
Tel : 0 530 541 96 33, kendisini bu telefondan arayan ve kimliğini bilmediğim bir
şahsın kendisine “Cevat Çalışkan bizi tehtid ediyor “ şeklinde tavır sergilemesini
istediğine şahit oldum, aralarındaki konuşmaya kulak misafiri oldum) ile koordineli
olarak tüm çalışmalarımı başarısız kıldılar , emrimdeki kalfalar ( Kasım Ada Tel : 0
532 483 40 82 – Komünist olmadığım için ve mühendis geliri ile yaşadığım yüksek
hayat standardı nedeniyle bana düşmanlı vardı, bu düşmanlığını belli ediyordu. Hasan
Kafla (Soyadını bilmiyorum) Tel : 0 541 436 83 36) uyumsuz davranıyor , hiçbir
emrimi ya da müdahalemi kabul etmeden başlarına buyruk davranıp kasıtlı olarak
çalışmalarımı baltalıyor, sistematik olarak işverenim Baki Soğancıoğlu’na beni şikâyet
ediyodurlar.
Bir süre sonra beni iş göremez iftirası ile işten çıkarmaya ve müteahhit firma
teknik ofis elemanlarının ve kontrol şeflerinin ( Selçuk Tunç Tel : 0 533 646 94 11 eposta : [email protected], Nurdan Eğilmez Şapçı e-posta :
[email protected] , Meltem Köksal e-posta :
[email protected] , Can Gökçe Tel : 0 533 775 71 24) siyasi nedenler ile
bana düşman oldukları için baskı uygulamalarını bahane ederek ve bunu benim resmi
internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘a bağlayarak beni işten çıkardılar. Müteahhit
firma çalışanlarınn siyasi düşmanlığı İMO İstanbul Şubesinde (Adres: Kemankeş Mah.
Mumhane Cad. No : 21 Karaköy Beyoğlu İstanbul, Telefon 1: +90 212 2932000 Faks:
+90 212 2320912 , o tarihte bu meslek odası Harbiye Şişli İstanbul’da bulunuyordu )
görevli Şube Sekreteri Rezzan Bulut ve kontrol mühendisleri Şirin Hanım (Soyadını
bilmiyorum) ve Hasan Ünal, CHP Kılıçdaroğlu yönetimini destekledikleri için ve
işverenim Halûk Bozkurt bu siyasi akımda belediye meclis üyesi olduğu için kendisinin
suçlarını görmezden gelmekle suçluyordum. Bu meslek odası görevlileri beni 22-24
Şubat 2013 Enerji Kimlik Belgesi Sertifika Kursunda laf atarak ve sonra inkârcı
davranışlar sergileyerek tehtid etmiştiler ) baskısını bahane sayarak iftira atan işverenim
Fikret Elâgöz ile tartıştım, işten çıkarılışımın gerekçesini ve kesin kararını vermesini
bekledim. Şantiyedeki bazı işçiler (yemekhane görevlisi ve ince işler şefi Selçuk Tunç)
hiçbir sebep yokken kavga çıkarmaya ve kendilerini tehtid ettirmeye çalıştılar.
Yemekhanede çalışan işçi “annesi istedi” diyerek tüm şantiyeyi kışkırttı ve benimle
eğlenmeye başlayınca caydırıcı olması açısından kendisini tehtid ettim, kötü örnek
olması halinde şantiyede mühendis olarak otoritemi kaybedecektim ancak kendisine
herhangi bir zarar vermedim. Aslında “hiçbir şey yapamaz “ diyerek benimle
eğlendikleri için kışkırtmaya gelerek dolandırıldım. Selçuk Tunç sürekli uyumsuz
18
davranarak ve Şantiye Şefim Emre Üstün ile ortak çalışarak çalışma programıma
müdahale etti ve iş verimimi düşürdüler. Bazı görevlerimi geç yerine getirdim, eksik
bilgi verdikleri için tüm işleri baştan yapmak zorunda kaldım. Ben bana iftira atarak
işten çıkardıkları için kesin kararlarını bildirmeleri için beklerken onlar benim
hakkımda ruh hastası raporu çıkarmışlar , buna destek veren asayiş şube polis
memurları ile yüzyüze görüşerek yasadışı bir işlem yapmalarını engelledim ancak bu
yasadışı işlemi yasalmış gibi göstermek ve dava açmamı engellemek için ikamet ettiğim
sitedeki komşuları ve çalışanları ( Site bekçileri Hüseyin Kartaltaş ve Mustafa, sitenin
bahçıvanı orta yaşlı erkek, sitenin bakkalındaki aile) kiralamışlar ve bana işkence
sayılacak düzeyde taciz ve sözlü şiddet uyguladılar.
O şantiyede görevli özel güvenlik şirketi beni öğrencilik yıllarımda
kaçıran ve kendisi ile ilgili şikâyetlerimi yaklaşık iki yıldır sanal ortamda dile
getirdiğim ve yukarıda kendisinden söz ettiğim Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi .
Şantiyede görevli özel güvenlik elemanlarından sadece biri destek veriyordu şantiyedeki
müteahhit ve taşeron firmaların sözlü taciz ve sözlü şiddetine, şantiye sınırları içinde
adli vaka ayarlamaya çalışıyordular. Kürt kökenli bir özel güvenlik görevlisi “kürtler
hakkında kötü şeyler yazma” diye bağırıyordu , İSG Uzmanı İbrahim Bey “internette
faşist slogan “ diye bağırıyordu. Resmi internet sitem milliyetçi anlayışa uygun yazları
içerdiği için ve daha önce başıma gelen her türlü olayı ayrıntılı olarak içerdiği için
oradan benimle ilgili geniş bilgiye sahip olmuştular ve o sitede onların alehine bir şey
yazıp bana saldırmaları için bahane yaratmak amacıyla her türlü baskı ve uyumsuzluğu
sergiliyor, çalışma verimimi düşürüyor ve kışkırtıyordular. Daha sonra özel güvenlik
şirketi müdür ve diğer özel güvenlik şirketi elemanları da düşmanlıklarını açıkça belli
ettiler. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketlerini kışkırttılar, her gittiğim kamusal alanda
veya özel sektöre ait işyerlerinde (Tramvay ve Metrobüslerde, Çağlayan Adliyesi ve
İSKİ Genel Müdürlüğü’nde Akdeniz Özel Güvenlik, Metroda Bilge Özel Güvenlik,
YTÜ ve çalıştığım şantiyede Tepe Özel Güvenlik ) özel güvenlik şirketi elemanları
bana sözlü tacizde bulunuyordu.
Müteahhit firma ve şantiye şefim Emre Üstün çelişkili, eksik ve
gerçekleştirilmesi imkânsız emirler vererek beni iş için yetersiz iftirası ile işten
çıkardılar. Kesin kararı bildirmeleri için bekledim. Firma merkez ofisinden ayrılmdan
önce firma yöneticisi Fikret Elâgöz’e küfürlü şekilde uyarıda bulundum ve küfürlü
tepki koydum ortaya çünkü beni gizlice tehtid etmiştiler. Bana yapılan saldırıları
milliyetçi olmama ve komünist olmamama bağlı göstermişlerdi. Fikret Elâgöz benimle
telefonda (telefon numaram 0 539 576 03 35 ve 5 yıl öncesine kadar tüm telefon
konuşmalarımın incelenmesine izin veriyorum ve incelenmeleri için arz ediyorum)
konuşurken telefonu kapatmadan önce “iş bulamazsın faşist” şeklinde tehtidler
savuruyordu. İşten çıkarırken düşman oldukları internet sitem www.cevatcaliskan.com
‘dan rahatsız olduklarını söylediler, beni telefonla arayan annem de o internet sitesini
kapatmazsam aç kalacağımı söyledi. Birkaç gün ekmek ve suyla yaşadım, sosyal yardım
için başvurdum, bana borç veren arkadaşlarım ve Doç. Dr. Zafer Kütüğ’nün vermiş
19
olduğu 100TL ile hayatta kaldım. İki defa almış olduğum sosyal yardım ile iş aradım.
Bulunduğum adreste yola park edilen araçlar ve daha sonra komşular, devamında tüm
Aydınevler Mahallesi ve Maltepe ilçesi halkı sapıkça tehtid etmeye başladı. “Devletten
tazminat isteyen şerefsiz “ diyerek ve “işverene hakaret” gibi plânlanmış iftiralar ile
bana aylarca maddi ve manevi saldırıları düzenlediler, siyasi nedenler ile bana düşman
olan ve sanıkların destekçisi olan şahısların maddi / manevi saldırılarına maruz kaldım.
Yaklaşık iki senedir toplu ulaşım vasıtalarında ve gittiğim her yerde Kürt
kökenli ve anayasal düzen düşmanı şeriatçı şahıslar tarafından tehtid ve taciz
ediliyordum. Sebebi beni işten iftira ile çıkaran müteahhit firmanın şeriatçı siyaset
yapan Ilıcak ailesine ait olmasıdır . Taciz ve tehtidler iş için Maltepe ilçesine gittiğim ve
Maltepe Otel’e yerleştiğim an başladı. Tüm Maltepe halkı açık şekilde kavga çıkarmak
için bahane arıyordu. Yıllardır bana yardımcı olmayan, can ve mal güvenliğimi
sağlamayan Terörle Mücadele Şubesi, Organize Suçlar Şubesi ve Mali Suçlar Şubesi ile
telefonda konuşuyordum, çelişkili davranışlar sergiliyordular. Bazen beni kurtaracak
gibi konuşup bazen de açık şekilde düşmanımı destekleyecek şekilde konuşuyordu
telefonuma cevap veren görevli komiserler. Bu nedenle küfürlü kavgalar çıkıyordu
aramızda. Beni bulunduğum adreslerde iğrenç ithamlar ve tehtidlerle, tacizler ile
kışkırtıp küfüre alıştırmışlardı. Bu olaylar başlamadan önce küfür etmeyi çok kötü ve
aşağlık bir davranış olarak görüyordum.
Beni Maltepe Aydınevler Mahallesindeki adresime getirmeden önce orada
atacakları iftiralara mesnet olacak iftiralar atmıştılar ve oraya gitmemi aylar önceden
plânlamıştılar. Cinsel durumumu değiştirdiler, hayatımı ve hukuki ehliyetimi tehtid
ederek dava duruşmasından önce bekâretimi bozmama neden oldular. Beni önceki
yıllardaki gibi toplu iftira ile kaçırıp işkence yapacaklarını, cinsel hayatımı ve özel
hayatımı yok edeceklerine inandım. Buna teşebbüs ettiler ama başaramadılar. Ancak bu
nedenle 14 Mart 2013 tarihinde pahalı bir escortla (hayat kadını ile ) ilişkiye girerek
bekâretimi 37 yaşında bozdum. Cinsel durumumu değiştirdiler ve beni kasıtlı olarak
getirdikleri adreste bu cinsel durum değişikliğini iftiralar atmak için kullandılar. 14
Mart 2013 tarihinde tecrübesiz ve heyecanlı olduğum için sonraki aylarda da 6-7
escortla daha birlikte olmuştum.
Düşmanlarımın iftira atmak için kullandıkları çirkin, yaşlı, vasat görünüşlü
veya genç ama şeriatçı, yobaz kadınlara ihtiyacım yoktu. Ancak daha önceki
işyerlerimle ilgili attıkları iftiraları doğru kabul ederek mesnet alıp yeni iftiralar attılar.
Bana saldıran Tepe Özel Güvenlik Şirketi’nin öğrencilik yıllarımda Ülkü Ocakları
Misafirhanesi’nde beraber ikamet ettiğim ülkücü militanlar ve öğrencileri kullanarak
bana iftira atarak koydurduğu iftira teşhisi mesnet alarak komşular çalışmamı ve
uyumamı engellediler. Beni yorgun düşürecek kadar tehtid ve taciz ettiler. Geceleri
silâh sıkarak ve ölüm tehtidleri savurarak uyumamı engellediler, yorgunluktan işe
giremedim, para kazanamadım. Evimdeki eşyalar ve kıyafetler zarar gördü, bir kısmı
kayboldu. Evim güvenli değildi, Maltepe Küçükyalı Karakolu MHP’ci site bekçisi ve
esnafı ile açık şekilde suç ortaklığı yapıyor, Sultagazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden
20
içişleri soruşturmasında dolandırıcılık yapmaya çalışıyordular ve başarılı oldular. O
soruşturmadaki iddialar soyut bulundu, ifadem bile alınmadı. Bir asayiş polis
memurunu (bana davacı olmamam için baskı uygulayan, 2008 yılında açmış olduğum
davada sanıklardan rüşvet alarak komiserleri soruşturma yapmamaları kandıran polis
memuru) benim babamın arkadaşı sıfatıyla bana şikâyetçi olmamamı söylediği ve
benim kabul ettiğimi iddia etmek için bana ömrümde nerdeyse hiç para vermemiş
babamı bana bakan kişi olarak gösterip, hiç tanımadığım ve adını bile bilmediğim polis
memurunu babamın arkadaşı sıfatıyla saydığımı ve istediklerini yaptığım şeklinde yalan
bir iddiaları vardı. Maltepedeki adreste yıpratıldım ve sosyal yardıma muhtaç
bırakılınca iddilarına yalan kanıt ayarlamış oldular. Ben bu soruşturmanın sonucunu
kabul etmiyorum.
Resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yazmış olduğum siyasi ve
toplumsal yazılar çok sayıdaki siyasi ve dini grubun bana düşman olmasına neden oldu.
Bu internet sitesi defalarca saldırıya uğradı ve siteme saldırı düzenleyenler bazı yazıları,
belgeleri, fotoğrafları, videoları silindi. Asıl önemli olan beni madur edenlerin taciz,
tehtid, dolandırıcılık, gasp, iftira, hakaret gibi suçlarının ayrıntılı tarifleri, yani suçların
nasıl işlendiğini ortaya koyan ayrıntılı açıklamaların silinmesi idi. Siyasi grupların
saldırı yöntemlerini teşhir ettiğim için site önem kazandı. Bazı resmi başvurularımda
resmi inernet sitem www.cevatcaliskan.com ‘daki yazılarımın ihbar sayılmasını arz
etmiştim. Bu internet sitesinin önemli olmasının bir değer nedeni de buydu.
Sitem saldırıya uğradıkça (topluma açık yerlerde dizüstü bilgisayarımı
kullandığım için giriş şifresini çalmışlar defalarca) tüm yazıları defalarca baştan
yazdım. İnternet sitemde beni tehtid eden şahıslarla ilgili şikâyetlerimi dile getirerek
bana olan düşmanlıklarını anlatıyordum, kanıtlarımı ve güvenlik kuvvetlerine yapmış
olduğum ihbarları açıklıyor, resmi belgelerin kopyelerini yayınlıyordum, yapmış
olduğum ihbarların tam ve orijinal metnini yayınlıyordum. Bu şekilde can güvenliğimi
sağlamaya çalışıyordum.
Sanıklar arasında siyasi partilerde görev alan eski işverenlerim, polis
memurları ve devlet memurları da vardı. İnternet sitem dava edilmedi, beni maddi ve
manevi olarak yıpratarak “seni işsiz bırakacağız, internet sitesini kapatmazsan açlıktan
öleceksin” tehtidi savurdular ve aylardır işsizim, borçlarım nedeniyle hakkımda resmi
işlem yapılacak. Sosyal yardım alarak ancak temel ihtiyaçlarımı karşıladım, ikamet
ettiğim adreste işkence boyutunda olan sözlü şiddet ve tacizler nedeniyle normalin
üstünde harcamalar yaparak otellere ve lokanta, kafetarya gibi yerlere para harcamak
zorunda kaldım, o yerlerde de sözlü taciz ve tehtidler devam etti.
Tüm siyasi kavgalar ve düşmanlıklar suni olarak çıkarıldı, siyasi kavga
görünümü yaratılarak yaklaşık 13 yıllık bir zaman dilimi içinde defalarca şikâyet etmiş
olduğum bazı devlet memurları ile ilgili devam eden şikâyetlerimi engellemek ve
haklarımı gasp ettiler. Sözkonusu devlet memurlarından şikâyetçi olmuştum ve
haklarımı gasp etmek için beni defalarca kaçırmıştılar, tehtidle baskı altına almıştılar ve
21
benden “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeleri cebren, kendi iradem dışına almıştılar.
Dava açma hakkım gasp edildi, hukuki ehliyetim saldırıya ve iftiraya uğradı.
Şikâyetçi olduğum sanıklar kendi siyasi ve ticari çevrelerini kışkırtarak can ve
mal güvenliğime, namusuma saldırdılar. Gittiğim her iş yerinde kendi amaçlarına uygun
senaryolar ve bu senaryolara dayalı iftiralar attılar, namusuma ve şerefime saldırarark
sert konuşmama neden oldular, beni kabadayı diye yanlış tanıtmaya çalıştılar. İEM’ne
karşı vermiş olduğum hukuki savaşı bir kabadayının yasadışı saldırısı olarak göstererek
beni karalamaya, beni müşteki iken sanık yapmaya teşebbüs ettiler. Sözkonusu şahıslar
arasında CHP, AKP, MHP, BDP üyeleri / sempatizanları ve önemli devlet kurumları
çalışanları, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü çalışanları vardı. Sanıkların kalabalık
olmasının nedeni sosyal paylaşım internet siteleri ve internet ortamında etkili şekilde
Ulusalcı siyaset yapmam ve ülkü ocaklarının, ülkücü devlet memurlarının saldırısına
uğramam, sol görüşlü olmamama rağmen sağcı grupları kışkırtmalarıdır.
Kendi isteğim dışında yıllar sonra beni siyasi kavgalara sokarak anayasal
düzeni savunan açıklamalar yapmaya zorladılar. Siyasi çalışmalarıma uzun yıllarca ara
vermiştim. 2008 yılında açmış olduğum adam yaralama davası şikâyetimde polis
memurlarının hatırlı kişiler (davamda yalancı şahit olan ve yalancı şahitliği ispatlanmış
olan Şenol Erdağı milli sporcu Sinan Şamil Sam’ın akrabası idi) için şikâyetimi
engellemeye çalışmaları, baskı uygulamaları, ihbarlarımı kabul etmemek için şahsi
tartışmalar çıkarmaları ve yüzleri kızarmadan hareket etmeleri sonucunda sanal ortamda
(sosyal medya paylaşım sitelerinde) bu polis memurları ile ilgili yazılar yazdım.
Bu yazılar bir vatandaşın yasal ve belgelere dayalı şikâyetleri iken sanıklar
ve taraftarları şikâyetlerimi siyasi kavgaya dönüştürmek için canıma, malıma ve
namusuma saldırıp bu saldırıları kabul ettiğimi iddia ederek beni kışkırttılar. Siyasi
açıklamalar yapmayı gereksiz buluyordum çünkü 90 yıla yakın süredir değişmeyen ve
gizi oy kullanılarak oy sandığından çıkan bir Cumhuriyet Rejimi vardı. En iyi cevap oy
kullananların kendi tercihleri doğrultusunda anayasal düzeni 90 senedir yaşatması idi.
Espiri ve yorum yeteneğim nedeniyle etkili yorumlarda bulundum ve anayasal düzen
düşmanı ( komünist, şeriatçı, etnik terör yanlısı ) grupları kışkırtmış oldum, ancak beni
bu davranışa sanıklar zorladı. Anayasal düzene saldıranlara cevap vermemeyi ihanet
olarak gördüğüm için onların saygınlığını azaltan açıklamalar yazmak zorunda kaldım,
bu açıklamalar gerçeklere dayalı yasal açıklamalar idi. Aptalca ütopyalarla ve tüm
dünyayı ele geçireceğini savunan akla, mantığa aykırı siyasi görüşlerle alay ettim. Kanıt
olarak ortaya onların 3-5 milyon kişilik gruplardan oluşutuğunu ve Dünya nüfusunun 7
milyar kişiye yakın olduğunu koydum.
Bu açıklamalar suç teşkil etmediği için beni önce Maltepe’deki adresimde
öldürmeye teşebbüs ettiler, daha sonra namusumu ve şerefimi karaladılar, maddi
gücümü ve profesyonel hayatımı gasp ettiler, hukuki ehliyetime saldırdılar. Bunu beni
iki seneye yakın süre ile yeterince uyumamı engelleyecek şekilde taciz ve tehtid ederek,
yorgunluk ve sağlık sorunları yaratarak yaptılar. İstanbul’un her ilçesinde, toplu ulaşım
22
araçlarında, işyeri ve kamu / özel sektör kuruluşlarındaki siyasi saldırılar “devletten
şikâyetçi olanı toplumsal mutabakatla topluca yok ediyoruz, öldürüyoruz” sloganı ile
öldürmeye teşebbüs etmelerinin nedeni dava açabilmem için gerekli imkânları elde
etmemi engellemek idi. Bazı sanıkları senelerce dava edemedim, şikâyet ettim, resmi
işlemler savsaklanarak yıpratıldım, soruşturmalara fesat karıştırıldı.
T.C. İstanbul Anadolu Savcılığı’na başvurarak Maltepe İlçe Emniyet
Müdürlüğü’nü ikamet ettiğim adreste tehtid edilmeme ve maddi imkânlarımın gasp
edilmesine izin vermekle, bulunduğum adreste maddi/manevi olarak yıpratılmam ile
ortaya çıkan sonuçların Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde açılmış olan bir İçişleri
Bakanlığı soruşturmasında soruşturma dolandırıcılığı için kullanmakla, bölgede görevli
polis memurlarının laf atarak ve hakaret edecek tarzda eğlenerek düşmanlarım
tarafından maddi, manevi olarak linç edilmeme destek vermekle, beni bir karakoldan
diğerine, bir şubeden diğerine göndererek aylarca savsaklamakla suçladım. Maltepe’de
görevli polis memurları sürekli olarak beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden
diğerine gönderip tüm zamanımı paramı tüketiyordular. Şehirdeki tüm özel güvenlik
şirketi elemanları “özel güvenlik şirketlerinin gücünü gösteriyoruz, hiç kimse özel
güvenlik şirketlerinden davacı olamaz” diyerek beni tehtid ve taciz ediyordu. İkamet
ettiğim adresin çevresini bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunan işyerleri
çevrelediği için şahitsiz kalmıştım. Adliyeler ( Anadolu Adliyesi, Çağlayan Adliyesi)
de bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunduğu için oralarda da tehtid ve baskı
altında kalıyordum, hakarete uğruyordum. Bazı geceler sabaha kadar “seni dilenci
yapacağız, açlıktan öldüreceğiz “ diye tehtid edip ertesi gün Anadolu Adliyesi’ne
nöbetçi savcılığa gidince giriş kapısında görevli özel güvenlik görevlisi “dilenci” diye
laf atıp beni kışkırtıyordu.
BİMER (8 Nisan 2013 tarihli 341966 numaralı başvuru) vasıtasıyla açılmış
İçişleri Bakanlığı soruşturmasını siyasi nedenler ile İEM Organize Suçlar Şubesi’ne
göndermek yerine sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderen İstanbul
Valiliği Evrak Bürosu Memuru’nu suçladım. Daha sonra İEM Organize Suçlar
Şubesi’nin bana düşman olduğumu anladım. Şube suçlamalarımı soyut buldu. Sebebi 810 Eylül 2012 tarihleri arasındaki bir tarihte İEM Mali Suçlar Şubesi ve Organize
Suçlar Şubesi’ne başvurmam ve işverenlerimin benim çalışma hakkımı gasp ettiklerini
ve beni öldürmekle tehtid ettiklerini, siyasi kışkırtmalar yaptıklarını şikâyet ettiğimde
Mali Suçlar Şubesi’nde karşıma bana düşman olan bir polis memurunun karşıma
çıkmasıdır. 2000-2001 yılında Üsküdar Ülkü Ocağı misafirhanesinde ikamet
ediyordum ve YTÜ’de görevli Tepe Özel Güvenlik Şirketi tarafından kaçırılıp kendi
isteğim dışında cebirle ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapatıldım, orada
vücudumdan çok fazla kan alınarak beni halsiz ve güçsüz düşürüp tehtid ve baskı altına
aldılar, eğitim hakkımı ve çalışma hakkımı gasp ettiler. Bu durumu o polis memurunun
yüzüne vurdum ve ömür boyu şikâyetimden vazgeçmeyeceğimi söyledim. Açmak üzere
olan şahıs firmamın adı “Cevatça İnşaat” idi ve bu şahıs firmasında asla rüşvet
verilmeyeceğini söyledim, rüşvetçi ve görevini kötüye kullanan devlet memurlarından
23
nefret ettiğimi dile getirdim. Bu açıklamamı ve internet sitemde rüşvet alan devlet
memurları ile toplumu güldürecek şekilde alay etmem nedeniyle rüşvet alan devlet
memurları beni dava edemedi, ekonomik ve sosyal yıpratma ile, karalama ile yok
etmeye çalıştılar. Bu şikâyetime neden olan eylemlerinin sebeplerinden biri de budur.
Ayrıca iftira atarak ve davacı olmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki
komşuları kiralayarak benim maddi durumumu gasp eden, adımı karalayıp beni farklı
tanıtan , davadan önce beni yıprattıran işverenim Soğancığolu İnşaat ve müteahhit
firmadan şikâyetçi olmuştum.
Başvurduğum Cumhuriyet Savcıları’na şikâyetlerimi açık şekilde anlattım ve
kendilerine vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini taciz ve tethtid altında yazdığımı,
ikamet ettiğim adreste ve ilçedeki işyerlerinde taciz edildiğimi, tehtid edildiğimi ve
karalandığımı açıkladım. Buna bağlı olarak can güvenliğim olmadığını ve o dilekçeleri
çok hızlı ve dikkatsiz yazdığımı (bilgisayarda klavyeyi on parmak yazarak kullandığımı
ve çok hızlı hareket ettiğimi) kendilerine açıkladım. İfadelelerimi imzalayacağım an o
kadar yorgun düşmüş oluyordum ki ifadeleri görevli Cumhuriyet Savcısı’nın emrindeki
savcılık kalemi görevlisine yazdırırken dinlememe güvenerek imzalıyordum. Bazı
ifadelerimde adres bilgilerim yanlış yazılmış, birinde ise eğitim durumum hakkında
yanlış bilgi var. Verdiğim şikâyet dilekçelerimde benim alehime olacak çok büyük ifade
hataları vardı ki sanıkları bunları resmi internet sitemde yayınlamam üzerine
suçlamalardan kurtulmak için daha çok dolandırıcılık yapmak için farklı saldırılar
düzenlediler. İkamet ettiğim adreste günün 24 saati tacizde bulunuyorlar yerine “...
bulunuyorum” şeklinde yanlış bir ifade kullanmam üzerine daha önce kim olduklarını
ve yönlerini belli etmeden tehtid ve taciz eden komşular beynimi acıtacak şekilde
bağırıp sözlü şiddet uyguladıktan sonra onlara küfürlü şekilde uyarılarda bulunmama
neden oldular. İkamet etmekte olduğum binanın üst katlarında oturan ve yüzlerini
görmediğim, kim olduklarını bilmediğim komşular taciz edildiklerini savunurak
şikâyetçi oldular. Bu durumda benim tüm şikâyetlerimi ve resmi başvurularımı
savsaklamak için beni süreki bir karakoldan diğerine gönderen, karakola gönderip
şikâyetimi dikkate almayan, karakola gittiğimde anlamadığım laflar ederek daha sonra
Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki soruşturmadaki yalan iddiayı doğruladığımı,
yani babamın arkadaşı olduğunu iddia ettikleri polis memuru ile arkadaş olduğumu
iddia ettiler. Sözkonusu sanık polis ve babam benim yasadışı şekilde cebren akıl
hastanesine kapatılmamı üstlenip benim buna izin verdiğimi, yani kendi isteğimle
gençliğimi ve sağlığımı harcayacak zararlı yan etkileri olan, iş bulmamı ve çalışmamı
engelleyen ilâçlar iddia etmiş. Benim ifademe bile başvurulmadı, üzerinden soruşturma
yaptıkları metni bana okutup onaylattmadılar. Elektronik ortamda herkes benim iletişim
ve kimlik bilgilerimi kullanarak benim adıma asılsız suçlamalarda veya iddialarda
bulunabilir.
Bulunduğum ilçedeki halk ve çok sayıda tesettürlü kadın beni linç etemeye
çalışıyor, her yerde kavga çıkarmaya çalışıyordular. Sokakta 50 metre yürüdüğümde 5-6
kadının tehtidine ve tacizine maruz kalıyordum. Günün 24 saati tehtid ve taciz altında
24
olduğum için çalışamadım. Dişlerim delik deşik (gerekirse diş röntgeni çektirip
kanıtlayabilirim) oldu, bedenimi yıprattılar, biyolojik yaşımı ilerlettiler yani
ihtiyarlattılar. İftira için kullandıkları şahıslara yakın ve vasat insan dış görünüşü
yarattılar. Ayakta duramayacak haldeydim ve yolda sallana sallana gözlerimi
açamayacak şekilde yürüyordum. Gözlerimi açmakta zorluk çekiyordum. Beni
öldürmekle tehtid ediyordular, “devletten şikâyetçi olduğum için beni topluma
öldürttüklerini” söyleyerek maddi ve manevi zarara uğratıyordular, zamanımı
çıkardıkları sorunlar için harcamama ve büyük miktarda paralar harcamama neden
oldular ve beni bana düşman olan annemin vereceği paraya muhtaç gösterdiler.
Annemin ve babamın bana düşman olduklarını ve onlar ile yaşamayacağımı açıkça
söylüyordum, kendilerinden şikâyetçi ve davacıydım.
Sitedeki komşular ve ikamet ettiğim sitenin çevresini çevrelemiş olan
inşaat alanını koruyan (o çevre tamamen izole edilmiş ve şahitsiz bırakıldım) Tepe Özel
Güvenlik Şirketi çalışanları geceleri iğrenç ithamlar ve “silâhla vurma, öldürme”
tehtidleri ile teslim olup kendi isteğimle tımarhaneye başvurmamı, tazminat ve ceza
taleplerinden vazgeçmemi, haklı olduğum için beni yok etmek zorunda olduklarını
söylüyerek sözlü şiddetle beni aylarca yıprattılar. İş bulmamı engelleyerek aç
bırakacaklarını ve açlıktan öldüreceklerini söyleyip sadece asgari geçimimi sağlayacak
kadar para bulmamı ( bazen ailem, bazen de Doç. Dr. Zafer Kütüğ’nün tanıştırdığı
mütehhit Sait Kutlu’nu iş çevresi ile iş yaparak para temin ediyordum) ve kredi kartı
borçlarımı ödememi engelleyerek 14 bin Türk Lirasına yakın aylardır taksitleri
ödenmemiş borçlar nedeniyle dava edilmem durumunu yarattılar. Bu tehtid için Tepe
Özel Güvenlik Şirketi’nin (Bilkent Holding’e bağlı bir şirket olduğu için çok sayıda
işyeri sahibi ve dar gelirli saldırgan kendilerinden ödül adı altında para alarak beni taciz
edip zabıtlar tutturuyor) göreli olduğu, yani müşterisi olan HSBC Bankasının alacak
yönetimi biriminin beni tehtid etmesini , ödeme yapacağım dönemlerde ödemeyi
yapmadan bir saat önce arayıp kredibilitemi yok etmek için kavga çıkarıp ödeme
yapmamı engellemeye çalışıyordu. Banka görevlileri ödeme gücüm olmadığı zaman
baskı uygulayıp tehtid ediyor ve benimle alay ediyordu. Bankanın bazı şubelerinde özel
güvenlik elemanları beni tehtid ediyordu. Bunu gizlice beni daha önce aylarca
alıştırdıkları yöntemle yapıyordular. Üzerine alınma diye bir psikotik bozukluk belirtisi
var ve bunu kasıtlı olarak taciz etmek için maske olarak kullanıp, aylarca açıkça ve
sapıkça tehtid ettikten sonra sadece kötü niyetlerini belli edip cevap vermeme neden
oldular. Yani birçok mekânda açık şekilde taciz ve tehtid edip, aynı yöntemleri
hatırlatıp kritik anlardan sorunlar çıkarıp tepki vermeme neden oldular.
Savcılığa başvurduktan sonra Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker 20 günlük
yıllık izine çıktı, bu süre içinde olayı farklı göstermek için bana cinsel iftiralar attılar,
saldırıyı daha önce açıkladıkları gibi para karşılığında değil, cinsel iftralara dayalı
aşağalamaya dayalı olarak yaptıklarını iddia etmeye başladılar.
50’den fazla defa 155 polis ihbar ve şikâyet hattını aradım. Polis ve
jandarma görevlileri açıkça taraf tuttular. Topluca soruşturma dolandırıcılığı yapmak
25
için haklarımı gasp ettiler, çalışmamı engellediler, bedenimin zarar görmesine ve
profesyonel hayatımın yok olmasına neden oldular. Yaklaşık iki yıldır tek bir bilgisayar
veya mühendislik kitabını bitirmeme, hatta doğru dürüst uyumam için zaman bulmama
izin vermediler.
T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde (Kartal / İstanbul) görevli özel
güvenlik şirketi, savcılık kalemi ve diğer bölümlerin çalışanları, polis memurları beni
savsaklamak için tehtid ve tacizle o adliyeye defalarca gitmeme neden oldular, adliye
sınırları içindeki başvurularımı baskı altına aldılar. Açmış olduğum davaların iftira
davası olarak ele alınması için ifademi baskı altında vermeme neden oldular, ifadeden
önce ve ifade sırasında koridordan tehtidler savurarak ifademi etkilediler. Benim
suçlamalarım ceza davası için idi, beni yıpratarak haklarımı gasp ettiler. Adliye
çalışanları Başsavcı vekilleri görüşmemi engellediler. Herkese “MHP’ci“ diye tanıtıp
“MHP’ye haber verelim, MHP’ci bizden davacı olamaz” şeklinde tehtidler savurdular.
Adliyedeki asansörlerde defalarca tehtid edildim, adliye sınırları içinde adli vaka
yaratmaya yönelik tacizler ve tehtidlerde bulundular. Asansörde iri gövdeli şahıslar beni
kışkırtıp kavga çıkarmaya çalıştılar, beni tehtid ve taciz ederek benimle eğlendiler.
Adliyede görevli polis memurları peşimde dolaşarak benim hakkımda yorumlar
yapıyor, adliyedeki kafetaryada yemek yedikten sonra ve adliyeden çıktıktan yarım saat
sonra ayaklarım yerden kesiliyor, yere basmakta zorluk çekiyordum.
Kasıtlı olarak tüm sanıklara destek veren, tek soruşturma yapılması
gerekirken beni 4 soruşturma açtırmaya sevk eden, yapmış olduğum açık ve net
suçlamalara rağmen benim adliye içindeki özel güvenlik şirketi elemanı ve
çalışanlardan oluşan organize suç örgütü tarafımdan yıpratılmamı ve tehtid edilmemi
engellemeyen Cumhuriyet Savcılarından ve hiç bitmeyen tehtid ve tacizler nedeniyle
haftasonlarında başvurduğum ve işlem yapmayan Nöbetçi Cumhuriyet Savcılarından
şikâyetçiyim.
Müşteki olduğum için çok sayıdaki adli vakada yer alan sanıkların beni
yıpratması için sanıkları önemli şahıs olarak gösterip benim hakkımda haksız
ithamlarda bulunmalarına destek verip soruşturma ve ispatlama adı altında bana
günlerce işkence yaptıran ve sanık yakınlarına linç ettiren, toplumu topluca saldırması
için kışkırtan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden şikâyetçiyim.
İstanbul sınırları içinde güvenlik kuvvetleri beni açık şekilde yıpratıp
haklarımı gasp ettiği için, tüm özel güvenlik şirketlerinin beni tehtid etmesine izin
verdiği için can güvenliğimin korunması için bana beden koruması verilmesini, açtığım
soruşturmaların ifadelerini tekrar vermem için bana İstanbul Barosundan avukat
verilmesini arz ederim. “Aç bırakma” tehtidi savurup her gittiğim iş yerinde tehtid
edilmeme ve iftiraya uğramama neden oldukları için, çalışmamı ve iş bulmamı
engelledikleri için sanıklardan tazminat talep ediyorum. Tazminat miktarını bilirkişinin
tespit etmesini arz ederim. Eğitimime zarar verdikleri için üniversiteden yaklaşık 12
sene geç mezun oldum. Bu süre içinde sistematik olarak baskı ve tehtid altında yaşadım,
26
hakaret ve iftiraya uğradım. Mezun olduktan sonra çalışmamı engellediler, özel ve
profesyonel hayatıma iftira atan İEM’nde görevli polis memurlarından ve devamında
haklarımı gasp eden adliye çalışanlarından tazminat talep ediyorum. Yapacağınız
soruşturmanın sonuna kadar beslenme, barınma, ulaşım ve iş bulmam için bana terör
maduru sıfatıyla sosyal yardım verilmesini arz ederim.
Sanıklar ikamet ettiğim adreste yazı yazamayacak rahatsız ettikleri için son
üç günü Kadıköy Bağdat Otel’de geçirdim. Oradaki çalışanlar beni sözlü olarak taciz
etti, odamda iken rahatsız etti ve sataşmalara cevap verip kavga etmem için kışkırttılar.
Yapmış olduğum başvurular için gereken kantıları toplamamı ve üst kurumlara
başvurmamı engellemeyi hedefleyen sanıklar beni kendi evimde ve yemek yediğim her
yerde (İstanbul Simit Saraylarının , Hacıoğlu Lahmacun’un tüm şubelerinde,
Burgerking şubelerinde, otellerde ve hatta her markette tehtid ve taciz ediyorlar,
hakaretler ile kışkırtıp tutuklanmama neden olacak tepkiler vermeye zorluyorlar ve
bunlar kesintisiz olarak günün 24 saati ve her mekânda devam ettiği için dayanılmaz
oluyor, bazen sert tepkiler vermek zorunda kalıyorum. Karakollar şikâyetlerimi dikkate
almayıp savcılıklara gönderiyorlar, adliyelerde tehtid ve taciz edilerek eksiksiz ifade
vermemi engelliyorlar. Şikâyet dilekçelerini yazarken de taciz edildiğim için yanlış ve
eksik ifadeler oluyor başvurularımda kullandığım şikâyet dilekçelerinde. Beni uzun süre
cinsel ve siyasi tacizlerle yıpratarak savsaklayan sanıklar ( İEM’ne şikâyet etmiş
olduğum sanıklar hakkındaki ihbarların orijinal metinlerini ve tarihlerini resmi internet
sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yayınladım) davacı olma hakkımı gasp ettiler,
takipsizlik verilmesine sebep oldukları gibi bu suçları için görevli Cumhuriyet
Savcılarını da kışkırtıp destek aldılar, adiye savcılık kalemleri de bu suça iştirak etti.
Suçladığım karakolların, Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı şubelerin,
kamu ve özel kuruluşlarının, adliyelerin güvenlik kameralarındaki görüntülerinin
kayıtlarını kanıt olarak gösteriyorum.
Açılmış olan soruşturmaların savcılıktaki dosyalarında daha geniş bilgi
ve açıklamalar, belge ve kanıtlar bulunuyor. Bu belge ve kantıların bir kısmını
ekte gönderiyorum. Şikâyetçi ve davacıyım.
Saygılarımla,
Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A
Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi
T.C. Kimlik No:
Maltepe / İstanbul
15055262556
0 537 057 68 68 ( 0 539 576 03 35) , [email protected] , www.cevatcaliskan.com,
www.facebook.com/cevatali , www.facebook.com/djevatali
27
Ekler :
1. Kanıtlar : Dijital kayıt depoları , 2 adet ( Birinin kapasitesi 500GB, diğerinin
kapasitesi 1TB ) . Bu dijital kayıt depolarında :
Son 5 sene içindeki özel, profesyonel ve sağlık durumumla ( vücut ağırlığımındaki
değişikliği tespit için yarıçıplak , şahsi kayıtlar) ilgili video ve fotoğraflar.
Suçlamalarımda yer alan sanıklar için son derece somut , hatta olağanüstü derecede
ayrıntılı bilgi sunan kayıtlar. İşverenlerim ve iş yerleri ile ilgili görüntüler. İlgili birim
bu kanıtları incelerse çok önemli istihbarata ulaşabilir..
Çalışmış olduğum firmalardaki çalışmalarım, o firmalardaki yasadışı işlerin dijital
kayıtları ve belgelerin dijital görüntüleri, ihbar sayılacak videolar ve fotoğraflar. Daha
ayrıntılı açıklama için ifademin görevli şube tarafından alınmasını arz ederim çünkü bu
bilgileri gelişigüzel şekilde kopyalanmış ve karışık şekilde bulunuyor, şahsen bilgi ve
tarifler vermem gerekiyor.
Beni taciz eden şahısların ve taciz edildiğim mekânların ( kafeler, lokantalar, otobüsler,
metrolar, tramvaylar, vapurlar, ..v.b.) eşgallerini ortaya koyan video ve fotoğraflar.
Mühendislik çalışmalarım ve eğitim için kullanmış olduğum kopye lisanssız yazılımlar,
eğitim videoları ve yazılar. İşverenler, takibi yazılım firmalarının şikâyetine bağlı
olduğu için ve bu yazılım şirketlerinin şikâyetçi olmadığını varsayarak kopye yazılım
kullanıyordurlar. Beni zor durumlarda bırakarak hayatım ve hukuki ehliyetim tehlikede
olduğu için bu suçu üstlenmeye zorladılar. Kanıt adı altında beni başka işyerlerinde
çalıştırıp vakalar ayarlayarak dolandırdılar, “kendilerine kanıt” adı altında haklarımı
gasp ettiler. Bana kademeli olarak bir iş yerinden çıkıp diğerinde daha çok kopye
yazılım kullandırttılar. Can güvenliğim olmadığı için ve İEM’ne bağlı polis memurları
kendileri ile ilgili açılmış soruşturmalada soruşturma dolandırıcılığı yaparak hayatımı
tehlikeye sokmuş oldukları için karşı çıkamadım, komik rakamlar karşılığında çalışarak
hayatta kalmaya çalıştım. BİMER’e yapmış olduğum başvurular sonucunda İçişleri
Bakanlığı soruşturmalar açmış, bu soruşturmalar sanık ilçe emniyet müdürlüklerinin
kendilerine ve suçlamış olduğum İEM şubelerine gönderilmişti. Kendileri hakkında
soruşturma yaparak suçlamalarımı soyut bulmuştular . Ben şahsen başvurarak ayrıntılı
bilgi, tarif ve hatta kanıt sunmuştum, vermek istediğim bilgi ve kanıtları ısrarla
almadılar. Yapmış olduğum tüm ihbarları resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com
‘da yayınlayarak İEM’nün taraflı ve taraf olduğunu açıkladım.
Özel hayatım ve zevklerimle ilgili sanatsal ve siyasi kayıtlar, siyasi çalışmalarım
hakkında kanıtlar, ayrıntılı sanal dünya siyasi çalışmalarım ve siyasi grupları bana
düşman eden (anayasal düzen taraftarı Atatürkçü, sağ sol kavgasını, sömürüyü ve dinci
istismarı red eden ve bölücü değil, barışçı , yapıcı , sağ duyulu ve ütopyaları komik
bulan, Atatürk ilkelerini altı oku birbirine düşman etmeden veya birbirinden ayırmadan
28
savunan ) yazılarım ve çalışmalarım. Önemli siyasi şahsiyetler ile ilgili iletişim
bilgilerim de mevcut bu kayıtlarda. Ancak bu kayıtlar gelişigüz şekilde kopyalanmış ,
maddi imkânlarım ve zamanım tükendiği için düzenleme fırsatım olmadı.
2. Sanık iem birimlerinin iletişim bilgileri:
Gülsuyu Polis Merkezi
Adres: Esenkent Mah. Nadire Cad. Ege Sok. No:1
Gülsuyu, Maltepe, İstanbul - Asya
40.9248 29.162947 Tel: +90 216 376 58 77, +90 216 427 73 70
İstanbul Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü
Adres: Bağlarbaşı Mh., 34844 Maltepe/İstanbul
Telefon:(0216) 458 5200
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü
Adnan Menderes Bulvarı (Vatan Cad.) Hırka-i Şerif Mahallesi No:58
Fatih / İSTANBUL
Sultangazi Kaymakamlığı
Adres: Cebeci Mahallesi 2467 Sokak No: 1 K: 3 Cebeci 2. Ek Hizmet Binası
Sultangazi / İSTANBUL
Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü
Adres : Cebeci Caddesi. 2467 Sok. No:2 Sultangazi/İSTANBUL
Telefon : 0212 476 76 14 , Fax: 0212 476 26 61
Maltepe Kaymakamlığı
Adres : Cevizli Mah. Orhangazi Caddesi No: 8 Maltepe / İstanbul
(Orhangazi Lisesi Karşısı).
Telefonlar: 0 216 441 76 76
Faks
: 0 216 441 56 66
e-posta: [email protected]
Maltepe Kaymakamlığı
29
T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA
CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA
18.02.2014
Soruşturma Yıl / No : 2013 /13103
Ekte sunduğum evrakların savcılığınızdaki dosyama eklenmesini arz
ederim.
Sanık olarak sadece annem Seviye Çalışkan’ı adliyenizin elektronik
sistemine girdiğinizi öğrendim. Sanık tüm ailem, yani annem,babam ve
kızkardeşim. Suçun bütünlüğü ilkesi gereği beni adını ve soyadını bilmediğim,
kendileri ile bir arkadaşlığım ya da diyaloğum olmayan komşularımla birlikte
yıpratıyorlar beni, kimliklerinin belirlenmesini ve sanık listesine alınmalarını arz
ederim.
Beni Aralık 2011 tarihinden beri işkence sayılacak kadar şiddetli
şekilde huzursuz ediyorlar. Bunun için “devlet düşmanına, Allah’a küfür edene,
laz imamın anasına sulanan sapığa, masturbasyon sapığına v.b. ceza veriyoruz”
v.b. hakaretler şeklinde benim hukuki ehliyetime, canıma ve malıma saldırmak
için kışkırtma yapıyorlar.
Beni aşırı açlık ve uykusuzlukla yıprattılar. Sağlıklıyım ancak
biyolojik yaşımı ilerlettiler. Tüm ömrüm boyunca vitaminlere, sporcu
besinlerine v.b. yatırımlar yapmış ve genç kalmıştım. Hızlıca biyolojik yaşımı
ilerlettiler. Beni süreki uykusuz bıraktıkları için enerji almak, yani çok besin,
dolayısı ile korkunç derecede fazla kalori almak zorunda kalıyordum. İşimi
doğru dürüst yapamayacak kadar yorgun, aç, yani kötürüm oluyordum.
17 Şubat 2014 tarihinde HSYK, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı
ve C.İ.G.M. başvurularım oldu. Bu başvurularımın dilekçe içeriklerini ve
onlardaki şikâyetlerimi incelemenizi arz ederim.
Saygılarımla,
Ek – 12 :
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLI’NA
11.12.2013
Bakanlığınıza bağlı çalışanlardan davacı ve şikâyetçi olmam nedeniyle maddi ve
manevi saldırılara uğradım, işkece gördüm, karalandım, iftiraya uğradım. İstanbul
sınırları içindeki adalet sarayı ve emniyet müdürlükleri tarafından değişik şekillerde
yıpratıldım ve iftiraya uğradım. Günlerce işkence gördükten sonra sanık polisleri
(görürsem tanıyabileceğim kişiler) kaçırılıp akli dengeme iftira atacak şekilde tehtid,
şantaj ve baskıyla, işledikleri suçu gizlemeden ruh hastası tedavasi uyguladılar. Türkiye
Cumhuriyeti Devletinden davacı ve şikâyetçiyim. Önceki yıllarda da bakanlığınıza
başvurmuştum ve kahpece kaçırılıp işkence görmüştüm. Bakanlığınıza bağlı görevliler
ile ilgili yapmış olduğum www.cevatcaliskan.net resmi internet sitemdeki yayınların bir
kısmı aşağıdaki gibidir. Ülke güvenliğini tehlikeye atan, tamamen benim tasarımım
olan, ASELSAN uzmanı tarafından durdurulması imkânsız olduğu doğrulanmış olan
terörist saldırı teknikleri de yayınladım internette. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü polis
memurları ve şubeleri buna personel şubenin şerefsizliği ortaya çıkmaması için bilerek
ve isteyerek izin verdiler. Ülke güvenliğini bana işkence yaparak ve iftira atarak
tehlikeye soktular. Bakanlığınızdan ve devletinizden şikâyetçi ve davacıyım. Bana zarar
verecek şekilde görevini kötüye kullanmış her devlet memuru ve özel şahıstan kişi
başına 50 bin Türk Lirası tazminat talep ediyorum. Tazminat talebimi gasp etmek için
hukuki ehliyetime, dava açma hürriyetime saldıran devlet memurlarını resmi internet
sitelerimde ve sosyal medya paylaşım sitelerimde teşhir ettim. Ekleriyle birlikte bu
belge 9 sayfadan oluşuyor.
Bilginize sunuyorum,
Cevat Çalışkan
T.C. Kimlik No: 15055262556
Adres: Adresim yok, aramızda düşmanlık
olan ailem ile aşağıdaki adreste ikamet ediyorum:
Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18 D:2
Sultangazi İstanbul
Tel: 0 537 057 68 68
Resmi internet sitelerim : www.cevatcaliskan.com
1
ve www.cevatcaliskan.net
E-posta: [email protected]
Resmi internet sitemde yapmakta olduğum yayınlardan bir kısmı :
T.C. ADALET BAKANLIĞI DAVASI
EVRAKLARI



BAŞVURU METNİ (Tıklayınız) -----> 2013-12-09 İstanbul C.Başsavcılığı
BAKANLIĞIN KASITLI OLARAK DEĞİŞİK İŞ KARARI VEREREK
KAHPELİĞİN EN BÜYÜĞÜNÜ YAPTIĞI AĞIR CEZA MAHKEMESİ
ŞİKÂYETİMİN METNİ ------> 2013-08-19 - 3. Ağır Ceza
AĞIR CEZA MAHKEMESİ DOSYASINDAN KASITLI OLARAK
ÇIKARILARAK TORPİLLE TAKİPSİZLİK KARARI VERDİRTTİKLERİ,
2



AĞIR CEZA MAHKEMESİ DOSYASININ GÜCÜNÜ AZALTMAK İÇİN
KASITLI OLARAK BAŞKA YERE SEVK ETTİKLERİ VE TAKİPSİZLİĞE
İTİRAZI ENGELLEMEK AMACIYLA BENİ TAKİPSİZLİK İTİRAZ
SÜRESİ İÇİNDE AKIL HASTANESİNDE TUTTUKLARI FEZLEKENİN
KOPYESİ -----------> CHP'ciVeSüleymancıDolandırıcılar
T.C. ADALET BAKANLIĞI'NA AYNI METİNLE ANCAK BİRİNDE
KANITLARI DA SUNDUĞUM İKİ BAŞVURUDA BULUNDUM . ASIL
ŞİKÂYETİ HIZLANDIRMAK İÇİN İÇİNDE BELGELER OLMAYAN VE
ŞİKÂYETİMİ ORTAYA KOYAN METNİ YERLEŞTİRDİM. T.C. ADALET
BAKANLIĞI GÖREVLİLERİ DOLANDIRICILIK YAPMAK AMACIYLA
ASIL ŞİKÂYET DOSYAMI DİKKATE ALMAYARAK, SAVSAKLAYARAK
İKİNCİ BAŞVURUMU DİKKATE ALDILAR VE AÇIK ŞEKİLDE
KANITSIZ VE EKSİK BİLGİ İLE HAREKET ETTİLER. BAŞVURU
METNİ ŞÖYLE ------> 2013-08-02 - Adalet Bakanlığı
KESİNTİSİZ OLARAK SALDIRILARA UĞRAMAM NEDENİYLE
YAPMAK ZORUNDA KALDIĞIM İHBARLARIN BİR KISMI. ASIL
DÜŞMANIMIN İSTANBUL İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNDE
KENDİLERİ HAKKINDA SORUŞTURMALAR AÇILMIŞ POLİSLERİN
OLDUĞUNU BİLMİYORDUM -----> İhbarlar
RESMİ KURUMLARA YAPMIŞ OLDUĞUM ŞİKÂYET
BAŞVURULARINDA SUNMUŞ OLDUĞUM EK BELGELER ----> Resmi
Evraklar - Ekler
3
2013 YILI BİMER BAŞVURULARIM
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İSTANBUL İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ
PERSONEL ŞUBE BAŞKANLIĞI'NIN ŞEREFSİZ OLDUĞU VE
ÜLKEMİZİN İKTİDARI OLAN SİYASİ PARTİNİN, ANA MUHALEFET
PARTİSİNİN VE BU SİYASİ PARTİLERİN MİLİTAN DEVLET
MEMURLARININ ŞEREFSİZ OLDUĞUNU KANITLAYAN
SORUŞTURMALAR. BU SORUŞTURMA DOLANDIRICILIĞININ
ORTAYA ÇIKMASINI ENGELLEMEK İÇİN İKTİRDAR VE ANA
MUHALEFET MEMUR MİLİTANLARI ŞİKÂYETÇİNİN DAVA AÇMA
HÜRRİYETİNE SALDIRDI.
4
5
6
7
8
9
T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI SORUŞTURMA YIL/NO:2013/13103
T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET
SAVCILIĞI’NA
26.12.2013
İLGİ: Soruşturma Yıl/No: 2013/13103 ile ilgili ek ifade, kanıt ve şikâyet.
Yukarıda yılı ve numarası verilmiş olan soruşturma ile ilgili savcılığınıza ifade
verdikten sonraki gün iftira ile işten çıkarıldım. Tehtid edilerek “namus meselesi” adı
altında tüm haklarımı almış olduğumu belirten istifa dilekçsi alındı benden. Fiziksel
şiddetten korkmuyordum, fiziksel olarak üstündüm. Şahitsiz olduğum için ve kendisi
hakkında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerin
taraflı soruşturmaları ve sürekli tekrarladıkları yasadışı adam kaçırma suçunu tekrar
işlemelerinden korkuyordum.
İş yerinden ayrıldıktan bir iki saat sonra Başbakanlık İletişim Merkezi
(BİMER) resmi internet sitesinden iki şikâyet gönderdim. Sanık İstanbul İl Emniyet
Müdürlüğü soruşturmayı sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdi.
Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti.(Adresi: Beykoop 1.Bölge 7. Cadde Delta Plaza A2 Blok
Kat:14 Da:25 Esenyurt İstanbul Tel: 0 212 853 77 04) isimli iş yerinde kasıtlı olarak işe
alındım, işverenim ve işyeri çalışanları iş saatleri içinde bana tehtidler ve hakaretler
savurup yüzüme konuşmuyordular. Yüzlerine konuştuğumda bana “saçmalayan deli,
asabi mühendis, namusa hakaret eden deli” gibi ithamlarda bulunup işverenlere tehtid
ediyordular. Olaylar o işyerinde başlamadığı için toplu taşıma araçlarınde ve ikamet
ettiğim adreste işkence düzeyinde taciz ve tehtid edilerek aşırı yorgunluk, yetersiz uyku,
cinsel taciz ve tehtidler ile yıpratılmamı, günün 24 saati hiç kesilmeyen sözlü şiddet gibi
olayların o işyeleri ilgisini anlayamadım.
Birinci ay sonunda işverenim Jale İyem (AKP Kadın Kolları Eski Başkanı) ve
Muammer Budak (BBP Esenyurt İlçe Başkanı) laf atma şeklinde tehtidler ve hakaretler
savurmaya, daha önce dava etmiş olduğum şahıslar adına beni itham etmeye ve davacı
olma hakkımdan vazgçmem için korkutmaya çalıştı. Sürekli değişik sapık hakaretler ve
iftiralarda bulunuyorlar, tehtid ediyorlar ve yüzüme konuştuklarında inkâr ediyor, beni
itham ediyordular. Şehrin her gittiğim yerde 10 dakika bile durmakasızın beynimi
meşgul edecek ve beni strese, sinirli davranışlara sevk edecek şekilde sözlü sarkıntılık,
tehtid ve hakarette bulunan sanıkların siyasi destekçisi ve partizanları toplu linç ile
“şeriatın gücünü gösterdiklerini” söylediler.
Savcılığınıza ifade verdiğim günün akşamı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü
Gayrettepe Asayiş Ahlâk ve Kumar Büro Amirliği’ne gittim ve biri bana ait olan, diğeri
hakkında emin olmadığım (beni başvuru lisetmde yer almıyordu) iki BİMER başvurus
ile ilgili ifade verdim. İfade verirken görevli polis memurları ve ifadeyi alan memur
aralarında huzurumu bozacak şekilde konuşmalar yaptılar, saatlerce baskı uygulayarak
söylediklerimi yazmadılar. İfademin metnine müdahale ettiler, kasıtlı olarak yanlış
bilgiler yazdılar. O ifadeyi verdiğim günden önceki gece de beni halâ taciz etmeye
devam etmekte olan komşularım (ailemin kiralık dairesi Cebeci Mahallesi 2540 Sokak
No:18 D:2 Sultangazi İstanbul) tarafından sabahın üçüne kadar taciz edilip tehtid
edildim. O ifadeyi verirken yorgun düşmüştüm, aşırı bir uyku hali içindeydim ve
1
T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI SORUŞTURMA YIL/NO:2013/13103
gözlerimi açamıyordum. Mantığım ve aklım yerindeydi ancak beni uzun süren ısrar,
baskı ve huzursuzluk yaratarak ifadeyi kabul etmeyeceğim yalan bilgiler yerleştirdiler
imzaladığım metne. Soruşturma suçladığım Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Gülsuyu
Polis Merkezi Güvenlik Büro Amirliği (Komiser Bilâl ve emrindeki komiserler)
hakkında idi. İfadeyi verdiğim sırada bulunduğum odanın koridorundan “şirket
kusursuz” gibi bir laf atıldı. İfademin alındığı günden birkaç gün önce çalıştığım şirketin
personel müdürü Serpil (soyadını bilmiyorum) aynı sözleri (şirket mükemmel, şirketin
geçmişi kusursuz, …) ofis içinde yan odalardan atmak suretiyle söylemişti.
Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ile ilgili şikâyetlerim 8 Nisan 2013 tarihinden beri
BİMER vasıtasıyla T.C. Adalet Bakanlığı’na ve T.C. İçişleri Bakanlığı’na gidiyordu,
BİMER’in görevlileri şikâyetleri Sultangazi Kaymakamlığı vasıtasıyla tüm itirazlarıma
rağmen kasıtlı olarak o soruşturmaları sanık ilçe emniyet müdürlüğüne yaptırıyordu. Bu
soruşturmalar sırasında beni Maltepe ve Beylikdüzü ilçelerine işe alma bahanesi ile
götürüp hem çalıştığım iş yerlerinde, hem de ikamet ettiğim adreslerde acımasızca
tehtid, taciz ederek, ölümcül tehtid ve namusuma hakaretler savurarak korkutmaya
çalıştı. Çalışma hürriyertimi gasp etti, verdiği işlerdeki parayı geç ödetmek suretiyle
daha önce kasıtlı olarak borçlandırdığı bankalara tehtid ettirdi (AKBANK, HSBC,
Garanti Bankası şubelerinde banka şubesi çalışanları tarafından tehtid edildim,
namusuma ve şerefime ağır hakaretler edildi). Adalet bakanlığı çalışalarını ilgili
bakanlığa şikâyet ettiğim için 3 adliyede (T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi, T.C. İstanbul
Anadolu Adliyesi ve geçmişten beri bana düşman olan T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi
çalışanlarının tehtid ve hakaretlerine maruz kaldım. Adliyeler şikâyet dilekçelerimi
geciktirerek kalpazanlık yaptı, bu süre içinde ömrümü kısaltacak ve can güvenliğimi
ortadan kaldıracak işkence ve karalamaya maurz kaldım. Adalet ve Kalkınma Partisi,
Cumhuriyet Halk Partisi, Süleymancılar Cemaati gibi gruplar beni tehtid eden işverenim
ve onların üyesi olan şahısların suçlarını teşhir ettiğim için, onlar hakkındaki bilgi ve
kanıtları resmi internet sitelerim
www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da sunduğum için bana düşman. Bu
siyasi grupların saldırılarını onların üyesi ve/veya destekçisi olan polis memurları ve
adliye personeli destekliyor.
Ayrıntılı bilgiyi ekteki evraklarda ve resmi internet sitelerimde bulunan
yazılarda sunuyorum. Bu belge toplam 409 sayfa. Çalışma hürriyetimi gasp
edenlerden, işkence ile ömrümü kısaltanlardan, bana maddi ve manevi tehtidler
savuranlardan, “şeriatın gücünü gösteriyoruz” şeklinde terörist tehtid savuranlardan
şikâyetçi ve davacıyım. Tüm maddi ve manevi zararımın karşılanmasını talep ediyorum.
Resmi internet sitelerimde TSK uzmanları tarafından (kendileri ile telefon konuşmaları
yaptım, Tel: 0 539 576 03 35 ve 0 537 057 68 68) önlenmesi, durdurulması imkânsız
terörist saldırı yöntemleri yayınladım, böylece terörist saldırıların durdurulmasının
imkânsız olduğunu ispatladım ve terör suçunun ayrı bir suç kapsamına alınara bu suç
için idam cezası kararı çıkarılması için propaganda yaptım.
Sayılarımla,
Cevat Çalışkan
T.C. Kimlik No: 1505526256
Adres: Kendi adresim yok, ailemin adresi:
2
T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI SORUŞTURMA YIL/NO:2013/13103
Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul Tel: 0 537 057 68 68 Eposta: [email protected] Resmi internet siteleri : www.cevatcaliskan.net ve
www.cevatcaliskan.com
3
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
İLETİŞİM
www.cevatcaliskan.net
[email protected]
0 537 057 68 68
Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul
(Bu adres aileme ait. Çalışacağım adrese yakın bir yerde daire kiralayacağım)
KİMLİK BİLGİLERİ
Uyruk : Türkiye Cumhuriyeti
Doğum Yeri / Tarihi : Bulgaristan / 02.01. 1976
Medeni Hali : Bekâr
Askerlik : Barış zamanında muaf, seferberlikte görev alır. (Eskiden nescafe alışkanlığım
vardı, artık yok)
Ehliyet : A2+B (Ehliyetim aktif değil).
EĞİTİM BİLGİLERİ
Yıldız Teknik Üniversitesi – İnşaat Fakültesi- İnşaat Mühendisliği Bölümü (1995-2010) –
Diploma Derecesi : 3,16/4 (Bu günlerde tazminat davası açtığım YTÜ özel güvenlik şirketi
yüzünden okulum çok uzadı)
Adana Anadolu Ticaret Meslek Lisesi – Bilgi İşlem Bölümü- 1 yıl İngilizce hazırlık + 3 yıl
ingilizce destekli eğitim ( 1991-1995) – Diploma Derecesi : 4,82/5
1
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
Sabancı İlköğretim Okulu – Adana Seyhan – 1989 yılında T.C. vatandaşı olduğumda ilk
okuduğum okul- 7. ve 8. sınıf.
ESPU Nikola Yonkov Vaptsarov – Şumnu – Bulgaristan (1983– 1989 , 6 yıl Bulgarca
yarıteknik bilimsel eğitim).
VİZYON
İnşaat sektörünün proje tasarımı ve uygulama (saha mühendisliği, teknik ofis inşaat
mühendisliği, yapı denetimi v.b) alanlarında çalıştım. Tecrübeme ve sektör hakkındaki
genel kültürüme güveniyorum. En önemli yeteneğim daha önce çalışmadığım farklı bir
konuda çalışacağım zaman birkaç gün içinde, bilgisayar ve yabancı dil bilgime
güvenerek, gerekli alt yapıyı oluşturmak, eksiksiz üretim yapmaktır. Bilgime ve
tecrübeme güveniyorum, vizyonum iş başvurusunda anlaştığımız ücreti ödeyen, sonradan
farklı bir rakam dayatmayan ve ücretimi düzenli ödeyen bir iş yeri bulmaktır.
Çalışabileceğim konulardan birkaç tanesi:
 Betonarme Yapı Statik Proje Tasarımı ve 3D render/ animasyon. ( ideCAD Statik,
ideCAD Mimari, Sta4CAD, AutoCAD, Microsoft Word/Excel/Powerpoint)
 Hakkediş ve kesin hesap, teklif hazırlama. (Excel, AutoCAD, COM Donatı Teknik
ofis inşaat mühendisliği, saha mühendisliği, kontrol, şantiye şefliği, yapı denetimi
(Microsoft Project, Primavera)
 Enerji kimlik belgesi (bakanlıktan sisteme giriş şifresi aldım, İTB’ye sahip her iş
yerine bağlı olarak çalışabilirim. Daha önce bu konuda çalışma fırsatım olmadığı
için şifremi hiç kullanmadım) .
 Firmanınızın ihtiyaçlarına göre kısa sürede Revit Architecture 2014, ArchiCAD 17,
3ds Max 2014, Photoshop CS8, Probina Orion,… veya sizin belirleyeceğiniz bir
yazılımı kullanabilecek duruma gelebilirim. 20 yıllık bilgi işlemciyim, her
yazılımı kısa sürede öğrenebiliyorum, eğitim kaynaklarını yıldırım hızıyla temin
ediyorum.
 Dış cephe cam kaplama, prekast v.b. metraj, röleve , 3D (render ve animasyon)
çalışmalarını yapabilirim. Gerekirse dış cephenin yapı üzerindeki mesnetlerinin
statik hesaplarını da yaparım. Bu iş için SAP2000 uygun bir çözüm.
 Yapı Denetimi firmalarında kontrol elemanı olarak çalışmak hedeflerim arasında
değil. Ancak bu görevi de eksiksiz ve etkili bir şekilde üstlenebilecek eğitim ve
tecrübeye sahibim.
2
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
 Performans Analizi / Riskli Bina Analizi çalışmalarınızı yapabilirim. Ortalama
büyüklükteki binalarda bina başına net 750 TL karşılığında proje büronuz için
çalışabilirim, ayda 8-10 adet iş yapmak isterim. Maaş karşılığında da çalışabilirim.
Kullanmamı istediğiniz paket programı siz temin ederseniz son derece iyi iş
çıkarırım. Yazılımı siz seçiniz, istediğiniz her paket programı birkaç günlük
inceleme sonucunda kusursuz kullanırım.
 Firmanızın wordpress internet sitesini tasarlayabilirim, web tasarım hizmeti
sunabilirim. İsterseniz Joomla tasarımı da yapabilirim, bir iki günlük incelemeden
sonra.
 Belediye ve bakanlığa bağlı birimlerde yapılan işlerin resmi işlemlerinin takibini
yapabilirim.
ÜNİVERSİTE EĞİTİMİM SIRASINDA YAPTIĞIM PROJELER
Betonarme Yapı Tasarımı Projesi : 5 katlı bir binanın statik ve betonarme tasarımı. Doç.
Dr. Güray ARSLAN +90 (212) 383 52 07
Köprü Projesi : Tek açıklıklı betonarme bir köprünün statik ve betonarme tasarımı. Prof.
İbrahim EKİZ (Yapı Anabilim Dalı Bşk.) +90 (212) 383 52 00 , Araş.Gör.Dr Alkız Mermer
YÜCEL +90 (212) 383 52 12
Su Yapıları Projesi : Akarsu üzerinde sabit bağlama tasarımı. Yard. Doç.Dr. Ali COŞAR
+90 (212) 383 51 64
Bitirme Çalışması: Sta4CAD betonarme yapı tasarımı paket programının incelenmesi.
Türk Deprem Yönetmeliği 2007 ile ilgili genel bilgiler. SAP2000 yapı analiz programı ile
betonarme bir yapının statik hesabı. Prof. Dr. Turgut KOCATÜRK (Mekanik Anabilim
Dalı Bşk.) +90 (212) 383 51 41
YAPTIĞI STAJLAR
Çevre Yapı İnşaat Ltd. Şti. : Yapı stajımı bu firmada yaptım.
Kemerburgaz Kemer Country&Golf Club projesindeki tüm
çalışmaları izleme fırsatım oldu. Çevre düzenleme, kaba inşaat,
derin temel, peyzaj, www.cevreyapi.com/
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metro İnşaatı : Taksim- Şişhane, Beyazıt ve
Unkapanı şantiyelerindeki çalışmalarında bulundum.
http://www.ibb.gov.tr/
3
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
YABANCI DİL
İNGİLİZCE : Dil bilgisi sınavları ile fazla uğraşmadım. Temiz bir ingilizce ile kendimi ifade
edebiliyorum, 20 yıl önce lisenin hazırlık sınıfında öğrendim.
BULGARCA: Bulgaristan’ın Şumen kentinde başladığım ilköğretimimin ilk 6 senesini
Bulgarca bilimsel eğitim görerek geçirdim.. İyi derecede Bulgarca konuştuğuma
inanıyorum.
RUSÇA: Az bildiğim ancak sürekli öğrenip geliştirdiğim bir dil.
BİLGİSAYAR YAZILIMLARI
Aşağıdaki yazılımların tüm sürümlerini orta veya ileri düzeyde kullanıyorum.
Microsoft Windows : XP, VISTA, 7, 8 .
Microsoft Office : Tüm versiyonları.
Microsoft Project : Kaba ve ince inşaat plânlama. Gerekirse iki gün içinde maliyet hesabı
konusunu da gözden geçiririm. Geniş bir kitap ve dijital bilgi kütüphanem var.
Primavera : 7 yıldır güncellenmeyen, iyi bir İngilizce bilgisine sahip olanları bile menü ve
komut ezberlemek zorunda bırakan bu programa sıcak gözle bakmıyorum. Microsoft
Project’in istediğiniz versiyonu ile çalışmayı teklif ediyorum, Microsoft Project’in değerini
bilmenizi öneririm, harika bir yazılım.
AutoCAD : Tüm versiyonlarını eksiksiz olarak biliyorum. İki boyutlu ve üç boyutlu katı
cisim çizimleri yapabiliyorum.
Revit Architecture : Bu günlerde üzrerinde çalışıyorum, bir iki hafta içinde incelememi
tamamlarım.
Sta4CAD : Üzerinde çalışıp pratik yapma fırsatı bulduğum bir program. Bu yazılım
hakkındaki bilgimi geliştiriyorum. Aslında Mühendislik Proje İnşaat statik proje
bürosunda bu yazılımla Kanal D (Doğan TV Center) binasının performans analizi
üzerinde çalışmıştım. Bana iş verildiğinde eğitim videolarını bir iki gün seyredip bu paket
programı eskisi kadar iyi kullanacak duruma gelirim, sonuç olarak bir paket program, bir
zorluğu yok.
ideCAD Statik : Çok sayıda betonarme yapı statik proje tasarımı yaptım, 33 adet
betonarme yapı benim tasarımlarımla inşaa edildi.
4
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
ideCAD Mimari : Çok sayıda render çalışmam oldu. İde YAPI ürünleri mühendislik bilgisi
almamış kişiler tarafından bilinçsizce kullanılıbilecek, hatalı üretim yapılabilecek
yazılımlardır. Özellikle proje raporu sahteciliği müşterileri mağdur ediyor.
SAP2000 ve ETABS yazılımları ile ilgili genel bilgiye sahibim. Üniversite yıllarımda
SAP2000 ile betonarme yapı tasarımı yapmıştım.
COM Donatı : Statik projelerin DWG dosyalarındaki donatı çaplarını ve adetlerini
okuyarak demir metrajını veren bir yazılım. Demir metrajında çok zaman kazandırıyor.
Ancak işçilik gerekiyor, program her işi mucizevi bir şekilde tam yapmıyor, operatör
müdahalesi gerekiyor.
TECRÜBE
İnşaat sektöründe ilk girdiğim iş yerinde günde 1-2 statik proje tasarımı yapıyordum ve
800TL maaşla çalışmayı kabul etmeyip işten ayrıldığım için işverenlerimin oluşturduğu
grup girdiğim diğer iş yerlerini iftiralar ile kışkırtıp beni tehtid ettirip işten attırdı. Aslında
iftiralar akla mantığa uygun değildi ama hep kendilerine yakın şirketlerde işe girmemi
sağladılar, kendi iftiralarına kendi adamları inandı. İki yıl boyunca asgari ihtiyaçlarımı
bile karşılayacak kadar bile para kazanamadım, kazandığım paraları da çıkardıkları
problemler nedeniyle korkunç bir hızla harcadım. Ancak çok ağır iş yükü ve uzun
çalışma saatleri nedeniyle mesleğimde çok tecrübeli ve bilgili oldum. Eğitimime ve
tecrübeme güveniyorum.
Artun Mimarlık Mühendislik & Pramit Yapı Denetimi Ltd. Şti. & Pirizma
Mühendislik….Tic. Ltd. Şti. & Ar Yapı Mühendislik Mimarlık Ltd. Şti. şirketlerinin Cebeci
Mahallesi S Caddesi No:1 Kat:5 Sultangazi İstanbul’da bulunan ortak ofislerinde
12.04.2011-30.01.2013 tarihleri arasında çalıştım.
Birkaç ay maaşım açıklanmadı, çok sayıda betonarme yapı statik proje tasarımı
yaptıktan sonra fakir çocuğu 500TL maaşa razı olur diye çok saçma bir düşünceyle
hareket etmeye başladılar, itiraz ettiğimde maaşımı 800TL yaptılar ve bana çok sayıda
render ve statik proje işi yaptılar. 33 adet bina benim tasarımlarımla inşaa edildi. Her tür
yapının (plâk döşemeli, asmolen döşemeli, kazık temelli, radye temelli,..v.b) statik proje
tasarımını yaptım. 800TL maaşla yaşamam imkânsız olduğu için işten ayrıldım. Bunu
güç gösterisi yapmak için fırsat bilen işverenlerim her gittiğim iş yerinde sorun çıkardı
bana. İşten ayrılacağımı 2 ay önceden biliyor ve baskı uyguluyordular, çok sayıda suni
vaka ve saçma senaryolara dayalı konuşmalar düzenlediler. Milliyetçi düşmanı sağcı ve
solcu siyaset ile geçindikleri için saçma sapan sahneler yarattılar, daha sonra bunları
5
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
İstanbul’un tamamını ayağa kaldırıp propaganda yapmak, onları ihabar etmemem için
öldürme bahanesi olarak kullandılar.
MPI Mühendislik Proje İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. - Çilekli
Cad. Sedir Sk. No:8 3.Levent / 34330 Beşiktaş - İSTANBUL Tel : (+90
212) 282 72 07(pbx) Faks: (+90 212) 283 59 29 E-posta :
[email protected] web adresi : www.mpi.com.tr – 01.03.2012-24.03.2013
tarihleri arasında İrfan Balioğlu ekolünden önemli üstad Melih
Bulgur’un firmasında çalıştım.
Doğan TV Center (Kanal D Binası), bir otel ve bir cam fabrikasının Sta4CAD ile
performans analizi üzerinde çalışmaya başladım. İşverenin sağ kolu TSK alehinde
konuşmalar yapıyordu, fikirlerine destek vermediğim için dışlandım. İşverenden ideCAD
konusunda konuşmamam için uyarı aldım, çok dikkat etsem de personelin kışkırtması ile
işverenim beni firma profiline uygun bulmadı, “eğer yapıların sistemini programa
girememiş olsaydın senden davacı olacaktım” diye açıklama yaptı. Yani işi
yapabiliyordum ama dünya görüşüm benim işimi sonlardırdı.
Bu arada önceki işverenim Halûk Bozkurt bana telefon edip “sana referans vereyim mi”
deyip eğleniyor, işten attırma tehtidi savuruyordu. İşverenin sağ kolu da onun belediye
meclis üyesi olduğu siyasi partinin görüşünden idi. Bu açıklamayı bilgi, tecrübe ve eğitim
açısından yeterli olduğumu ve personelle aramdaki diyalog sorunundan kaynaklanan bir
işe kabul edilmeme durumum olduğunu anlatmak için yapıyorum. Bana sebep olarak
söylenen “firma profiline uygun değilsin” açıklamasını aynen doğruluyorum, o profile
uygun değilim. Profillerimiz çok farklı, onların ulusal görüşte olmamasını saygıyla
karşılıyorum, aynı saygıyı hak ediyorum. Girdiğim hiçbir iş yerinde siyaset yapmadım,
ancak kim olduğum ortadaydı ve dünya görüşüm nedeniyle defalarca saldırıya uğradım.
Türkiye’de Atatürkçü olmaktan utanmamı bekleyenler İnşaat sektöründe
çalışamayacak kadar zekâ geriliğine sahip bence. Bu arada biri cemaatçi, diğeri kürt solu
siyaseti yapan ilk işverenlerim komşularımı kiralamış ve beni uykusuzluktan
öldürüyordu, iş yerinde kafamı bile tutamıyorum, uykusuzluktan baygınlık geçiriyor,
defalarca yüzümü yıkamak için lavaboya gidiyordum.
6
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
Fema İnşaat ve Ticaret A.Ş. - Adres : Süleyman Nazif Sokak 10 / 2
Çankaya / Ankara - Telefon : +90 312 441 27 73 Faks : +90 312 441 35 57
E-Posta : [email protected]
İSKİ Genel Müdürlüğü 2. Binası İnşaatı – Nurtepe – Kâğıthane –
İstanbul kamu ihalesinde 18.09.2012-30.01.2013 tarihleri arasında teknik
ofis inşaat mühendisi, bir dönem de saha kontrol teknikeri olarak görev aldım. Diğer
mühendisler kamu ihalesi şartnamesindeki koşullar için yetersiz idi, statik proje tasarımı
tecrübem olduğu için uygulamada çok başarılıydım. Beton ve demir metrajını yaptım, iki
adet hakkediş hazırladım, 4 milyon liraya yakın ödeme aldım. 8-10 bin metreküp betonun
dökümünü yönettim. İhalenin gerçek sahibi geldiğinde kendisini tanımadığım için
pazarlamacı sandım, çayımı içmeye devam ettim. Firmanın sahibine saygı göstermediğim
için uyarı aldım, 3 dakikalık bir Google taraması sonucunda firmanın sahibinin
başbakanımızın arkadaşı Sayın Ferit Rızvanoğlu olduğunu öğredim. Öğrenmemem gereken
şeyi öğrendiğim için ve çok sayıda paravan şirketle (Fema…, Ankas, İntes Grup…v.b.)
kamu ihaleleri alındığını bildiğim için şantiye şefi tüm siyasi partileri ve grupları
aramaya ve kışkırtmaya başladı.
Nurtepe’de DHKP-C bir genci linç ediyordu, karanlık bir ilk okul bahçesinde polis 155 ihbar
hattını aradım, tesettürlü iki bayan terör sempatizanlarına haber verdi. İhbar yerinden
uzaklaşırken “Cevat Çalışkan, faşist, sıra sende” diye tehtid aldım. Ertesi gün aynı
caddeden geçerken küfürlü bir şiddet uygulama tehtidi daha aldım. Firma tüm siyasi
partileri arayıp internetteki yazılarımı da kışkırtma malzemesi olarak kullandı. 30 Ocak
2013 tarihinde işime son verdi, İSKİ genel müdürü Prof.Dr. Ahmet Demir projede çalışmamı
istediğini söyleyerek refansını verdi ancak şirket kötü niyetli olduğu için sayın hocamızın
referansını kullanmadım. Son üç ayda komşularım beni kötürüm edecek kadar kötü taciz
ve tehtid ediyor, öldürecek kadar uykusuz bırakıyordu. Şantiyede uyumak zorunda
kalıyordum, tüm özel ve profesyonel hayatımı şantiyeye taşımıştım. Firma personeli de
tehtidler savurup yüzüme konuşmuyordu, mükkemmel iş yapmama rağmen bildiğim
şeyler yüzünden bana düşman olmuştu, yaptığım işi kötülüyordu. Bir iki ay içinde
kasıtlı olarak öyle bir yorgunluk yarattılar ki değil çalışmak, ayakta durmak bile
imkânsız idi.
Soğancıoğlu İnşaat - Adres : Mehmet Akif Caddesi
Denge İş Merkezi No : 22 Kat : 5 Daire : 11 Merter /
İstanbul - Telefon : 0212 424 28 28 - (pbx) 0212 424
7
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
28 29 Faks : 0212 592 66 26 EMail : [email protected] [email protected] . 15 Nisan 2013 – 5 Mayıs tarihleri arasında çalıştığım firma.
5 Kasım 2008 tarihinde çok kişi dövmüş ve yaralamış bir sokak çetesi bana sözlü tacizde
bulundu, umursamadığım için ve cevap vermediğim için beni 2-3 kişi öldüresiye dövdü.
Avukatım ilk işverenim Halûk Bozkurt’u tanıdığı ve aynı partinin partizanı olduğu
için davayı 6 yıl savsakladı, kendisini azlettim ve davayı kazandım. Karar
duruşmasından önce aylarca uykusuz ve kasıtlı olarak işsiz bırakılmıştım, tam
duruşmadan önce gelirimi sıfırladılar ama hakime durumu anlattığım için sorun
yaşamadım. Karar duruşmasından önce ve karar duruşmasının olduğu gün çok sayıda
CHP partizanı problem çıkardı, otelde resmen cehennem yaşattılar. Duruşmaya girdiğimde
ayaklarımın altı acıyor, ayakta durmakta zorlanıyordum. Böyle bir halde bile
kazandım davayı.
Gaziosmanpaşa kadın kolları CHP eski başkanı olan avukatım ve partizanı olan ilk
işverenimin bu durum ortaya çıkınca her gittiğim yerde tam gaz vurdular. Siyasi
kışkırtmalar ve kesintisiz taciz, tehtid, beni kesintisiz olarak takip edip yıpratan
destekçileri (genellikle yaşlılar, kucağında küçük çocuğu olan tesettürlü kadınlar, v.b. )
beni hiç rahat bırakmadı.
Sanıklarla ve bana düşman olan eski patronlarımla anlaşmalı olan ailemden ayrılıp
Soğancıoğlu İnşaat’ın ince inşaat işlerinin taşeronu olduğu Ted Rönesans Koleji Şantiyesi
Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Maltepe İstanbul’a gittim. O işi İşKur’dan
buldum. İşKur’a ilân vermiş olan ve çalışmış olduğum hiçbir iş yerini problemsiz
bulamadım, ya terörist ya da dolandırıcı gibi davranıyordular.
Nurtepe’de tehtid savuran aynı terörist ses şantiyenin dışından bağırarak aynı şiddet
tehtidini savurdu. Birkaç gün içinde şantiyedeki kürtçü solcular harekete geçti. Geçmişte
bana yapılan şeylerin aynısını yapmaya başladılar, iftiraları desteklemeye ve aynı kötü
duruma sokmaya başladılar.
Bu arada BİMER vasıtasıyla soruşturma açtırmıştım, soruşturma o şantiyede görevli Tepe
Özel Güvenlik Şirketi’ne dayanacaktı çünkü öğrencilik yıllarımda beni YTÜ’den kaçırıp
suç işlemiştiler. İş saatlerinde soruştrumacı polis memurlarından telefonlar alıyordum, özel
güvenlik şirketi elemanlarının gözü önünde konuşuyordum. Bol bol tehtid savurup ve
sözlü tacizlerde, siyasi tehtidlerde bulunan şantiye çalışanları yüzüme konuştuklarında
bir şey söylediklerini inkâr ediyordular. 20 günde beni iftira ile işten attılar. Çalışma
8
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
saatlerinde “inşaat mühendisleri odasına destek çıkıyoruz, internette faşist slogan, kürt
kadının namusu için seni öldüreceğiz v.b. ” diye saçma sapan sloganlar attılar.
Kemal Kılıçdaroğlu siyaseti yapan ilk işverenim Halûk Bozkurt ile aynı grupta olan
İMO İstanbul bana düşmandı ve EKB semineri sırasında tehtidler savurup hiçbir şey
olmamış gibi davranmıştı. O seminerde bir de benden etkilenmiş ve WC’de boşalmış bir
inşaat mühendisi bayan ayarladılar, böylece “Halûk Bozkurt’un eşini ve birçok bayanı
etkileyen jigolo” diye iftira atıp bu iftirayı dişlerimden saçıma kadar, gençliğimden
kemiklerime kadar tüm vücuduma zarar vermek için kullandılar.
Davacı olacağımı söyleyince şantiyenin hemen yakınındaki sitedeki bahçe katı dairemde
günlerce işkence sayılacak kadar çok tehtid ve sözlü şiddetle kafam acıyacak kadar ve
hiçbir şey okuyamacak kadar yıpratıldım. Davacı olmamı engellemek, korkutup
susturmak istiyodular. Polis kasıtlı olarak zengin holding çalışanlarına destek verince
Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü dava ettim. Ancak ülkemizde hapis cezası almış
polise neredeyse hiç rastlanmıyor. Aylarca savcıdan haber bekledim, bu süre içinde paramı
ve sağlığımı batırdılar. Savcı normal sürenin beş katı sayılacak sürede cevap verdi,
soruşturma yapmadı. Davacı oldum, bol bol tehtid edip iftiralar attılar, aylarca işsiz
kalmama neden oldular. İş buldum ancak beni ayakta duramayacak kadar uykusuz
bırakıyordular, hiç param kalmadığı için ailem para tehtidleri savuruyordu.
Karakoldan da şikâyetçi oldum buna izin verdiği için, suçladığım polisler beni akıl
hastanesine kapatıp orada bol bol tehtid ettirdi, ancak akli dengesi bozuk raporu
çıkaramadılar. Oraya yatırılışım yasadışı olduğu için bu durumu dava ettim, doktorlar
karşı saldırıya geçip 3 tane mahkeme açtı, birden fazla dava açtıkları için ve sanık
durumunda iftira attıkları için şimdiden davanın sonucu belli. Kişi başına 50 bin TL
tazminat ödemelerini talep ettim. T.C. İstanbul Adliyesi 1. Sulh Hukuk Mahkemesi evrak
kalemi şikâyet dilekçemi aylarca bekletip postaya verdi, postada da zaman harcayacak.
Yani işlemi aylarca geciktirip beni kasıtlı olarak yıprattırdı evrak kalemi memuru.
Ancak bu adam kaçırma olayından önce bir şirkette daha çalıştım.
ASTAS Alçı Dekorasyon Ltd. Şti - Showroom /
Atölye: Sanayi M. Sultan Selim C. Aybike S.
Cihat İş Merk. No: 22 4.Levent / İstanbul
Telefon : +90 212 281 29 17 - 270 10 43 - E-Posta :
[email protected]
9
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
Dış cephe prekast işleri yapan bir firmada metraj ve müşterilerin sparişlerini
değerlendirmeleri için 3D render çalışmaları yaptım. Yeni bir şey öğrenmedim, para için
girdim işe ancak iş çok basit olduğu için üniversite mezunu olmayan elemanları ile devam
etmek onlar için daha cazip oldu. Çalışma saatlerim içinde beni Fema İnşaat ve Tic. A.Ş.
çalışanları ve yöneticileri adına tehtid edip küfürler ettiler, ancak yüzüme konuşurken
bir şey olmamış gibi davranıp inkâr ediyordular. Evimde kesintisiz taciz ve tehtid altında
olduğum için uyumam mümkün değildi, açlıktan ve yorgunluktan ölmüş halde çok basit
bir röleve için gönderdiler. Röleveyi ben değil kendi adamları aldı, adamlarının aldığı
röleveyi benim başaramadığımı söyleyip işime son verdiler. Sürekli taciz,tehtid ve küfür,
sonradan söylediğini (Benim adım Cem, ben aleviyim, ay sonunda sana iftira atıp seni
işten kovacağım…v.b. saçma lâflar) inkâr etme olayını her yerde yaptılar, buna “olayın
felsefesi” diye bir isim takmışlar. Böyle filozofları hapis cezası beklediği son derece açık bir
şey.
Toprak Yapı Denetim Ltd. Şti. – Beykoop 1. Bölge 7. Cadde Delta Plâza A2 Blok Kat: 14
Da: 25 Esenyurt İstanbul – Tel: 0 212 853 77 04 – 0 212 853 77 12 – E-posta:
[email protected] şirketinde 30 Eylül 2013 – 28 Kasım 2013 tarihleri
arasında çalıştım.
İnşaat sektöründe önemsiz firma sahibine rastlanmıyor ancak işe başladıktan sonra
patronlarımın AKP kadın kolları eski başkanı Jale İyem ve BBP Esenyurt ilçe başkanı
Muammer Budak olduğunu öğrenince şaşırdım. İş başvurumda bana aylık gelirimin
5000TL civarında olacağını ve riskli bina analizi raporları hazırlayacağım söylendi, yapı
denetimi işlerinde de genel hizmette çalışacaktım. Beni müdür (artiz değil) yapacağını
bile söyledi, çok söz verdi çünkü aylarca hiçbir mühendisin maaşını ödememişti. Tüm
personeli bir süre çalışıp parasını alamadığı için kaçıyordu. Firma uzun zamandır kapalı
sistemle başkanların selâmlarıyla çalışmış, denetçilerin maaşları 12 ay boyunca hiç
ödemeyince denetçiler kaçmış ve sistem kapanmış.
Tüm olaylardan sonra bankaların alacak yönetimi birimleri tarafından tehtid ve taciz
ediliyordum. Bilkent Holding’e bağlı Tepe Özel Güvenlik Şirketi’ni şikâyet edip T.C.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştim ve görevli olduğu HSBC bankası agresif
bir şekilde tehtidler savuruyordu. Jale İyem ve Muammer Budak maaş ödememi geciktirip
çalışma saatlerinde beni çalışanlarına kesintisiz olarak tehtid ettirip kafamı acıyacak
kadar yordular. Çok sayıda aşağılık laf edip inkâr ediyor, yüzlerine konuştuğum zaman
saçmalayan deli muamelesi yapıyordu. Maaş zamanı başladılar, ancak maaşımı
almakta kararlıydım. Bu nedenle bir ay daha eziyet ettiler, mevcut durumu da iftiralar
10
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
atarak siyasi kışkırtma yapmak, bu kışkırtmaları onlara iş verecek yandaşlarını
etkilemek için kullandılar.
Çalışmama müsaade etmediler ama zaten ortada bir iş yoktu. O ilçede acayip bir
propaganda ve gürültü yapıp piyasaya 4 yıl boyunca borç takmış ve tek kuruş ödememiş
iken birden tüm borçlar ödendi, yeni işler alındı. Ama ufak bir sorun vardı. Yapı denetimi
sistemleri halâ kapalıydı ve kapalı.
Beylikdüzünü beni “sağcı düşmanı” diye ilân ederek kışkırttılar, “ulusalcıyı sapık ilân
edip yok edeceğiz, gücümüzü göstereceğiz” diye tavırlar sergilemeye başladılar. Çevredeki iş
yerleri beni taciz ve tehtid etmeye, hakaret etmeye başladı. Ulusalcı yakaladıklarını
iddia ediyordular ancak benim resmi internet sitemi onlar ve herkes biliyordu, sitemi 30 bin
kişi ziyaret etmişti. Liberal, kapitalist, Cumhuriyetçi, Atatürkçü fikirlerim vardı, sitede
her türlü bilgi mevcuttu. Çalıştığım yerlerde siyaset yapmıyordum, beni otellerde ve başka
yerlerde taciz eden sapık taraftarları bir telefon konuşmama dayanarak şirkette kelime
oyunları ile birkaç zararsız söz ettirdiler. Bu sözleri siyasi kışkırtmalarına mesnet olarak
kullandılar. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim ki dolandırıcılıkta o kadar
başarılı yönetici başka yerde görmedim.
İş saatlerinde aşırı tehtid, hakaret, küfür, iftira v.b. hareketler sergileyip yüzüme
konuşurken bir şey yokmuş gibi davranıyordular, inkâr edip yalan söyleyen deli
muamelesi yaptılar. Gerilimi arttırıp bazen iki üç kişi aynı anda hakaret ve tehtid edince
saatlerce süren gerilimden sonra bir iki defa kızdım. Asabiyet sergileyen, firma
çalışanlarına kötü mumale yapan mühendis diye itham edip, namus üzerine lâflar edip
tüm haklarımı aldığımı belirten bir istifa dilekçesi imzalatıp gönderdiler. İstifa etmem hak
idi, öyle bir ortamda çalışmamdan tamamen HSBC ve AKBANK sorumluydu.
Bütün bu gürültünün nedeni: Jale İyem’in Kürt asıllı bir müteahhidi kışkırtıp
“ulusalcıya saldırıyoruz” demesiyle ve “AKP adına ceza veriyoruz çünkü AKP’yi
korumayı kabul etmiyor” demesiyle birkaç tane denetleyeceği proje aldı ve parasızlıktan
kurtuldu. Yaklaşık 4 senedir tüm piyasaya borç takıyormuş ama alacaklılar
alacaklarını talep edemeyecek kadar korkuyordu. Diğer yandan tüm dijital kayıtlarımı
kopyalayıp beni dava etmiş olduğum özel güvenlik şirketleri ve firmalar adına tehtid
ettiler. Kanıtlarımı ve bilgilerimi çaldıkları için ödül alacaklarını söylediler. Ancak iş
saatlerinde o kadar çok saçma hakaretler ve lâflar ettiler ki söylediklerinin bir önemi yok.
Beş parası olmayan çaresiz insanların zengin olmak için yapmış olduğu bir saldırı bu.
Çünkü HSBC gibi bir dünya bankası bile dava dosyasında yer alıyor. Vurgun yapmaya
çalıştılar.
11
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
DİĞER ÖZELLİKLER
 Sigara (hiç denemedim) veya alkol (dedemi hatırlamak için 2-3 yılda bir, bir şişe
bira içmişimdir, alkol kullanma alışkanlığım yok) kullanmıyorum.
 Internet, kitap okumak, vücüt geliştirme, yürüyüş, fotoğraf çekmek, mizah,
günlük olarak internette gazeteleri okumak, siyasi parti liderlerini yaptığı
açıklamalar ile alay ederek onları komik duruma düşürmek gibi ilgi alanlarım
var.
 Yabancı dillere ilgi duyuyorum.
 Bekârım, cinselliği önemsemiyorum, evleneceğim bayanda fazladan başka
özellikler aradığım için bu yaşıma kadar bekâr kaldım, kendime uygun birini
bulamadım. İş saatlerinde ve çalışma sürelerinde sınır tanımıyorum, sebebi bekâr
olmam ve akşam döneceğim bir evim olmaması.
ÜYELİKLER
İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası – Nisan 2011(SİM belgesine sahibim).
Türk Mühendisler Derneği - Aralık 2013
ÜCRET BEKLENTİSİ
Yapacağım işin niteliğine göre 3-7 bin Türk Lirası arasında ücret almayı hedefliyorum.
Tam rakamı yüz yüze konuşarak belirleymeyi teklif ediyorum.
REFERANSLAR
Yıldız Teknik Üniversitesi – İnşaat Fakültesi – İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim
Görevlileri:
Doç. Dr. Ali Koçak – Yapı Anabilim Dalı
Gsm: 0 532 236 33 06
Ofis Tel : 0 212 383 52 17
E-Posta: [email protected]
Yrd. Doç. Dr. Ali Coşar – Hidrolik Anabilim Dalı
Gsm: 0 555 432 29 99
Ofis Tel: 0 212 383 51 64
12
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
E-Posta : [email protected]
Araş. Gör. Dr. Alkız Mermer Yücel – Yapı Anabilim Dalı
Gsm: 0 542 346 48 18
Ofis Tel: 0 212 383 52 12
E-Posta: [email protected] ; [email protected]
İngiltere – University of Greenwich -Lecturer – Dr. Gökhan Kılıç
E-Posta : [email protected]
Yard. Doç. Dr. Ayşe Erdölen – Mekanik Anabilim Dalı
Ofis Tel: 0 212 383 51 45
E-Posta: [email protected]
Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar – Hidrolik Anabilim Dalı – Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
GSM : 0 530 630 24 66 (iletişim için e-posta adresini tercih ederseniz minnettar kalırım). EPosta: [email protected]
13
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
14
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
15
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
16
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
17
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
Cevat Çalışkan
İnşaat Mühendisi
www.cevatcaliskan.net
18
CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi.
19
TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD. ŞTİ.
Ruhsatsız çalışan şantiye..
Yapı Sahibi
Yapı Müteahidi
Yapı Kalfası
Sözleşme Tarihi / Numarası
Cahit Ruhsat Tarihi / Numarası
Yıldırım Adresi
Projesi İnş. Yeri T. Zaptı
İSG
Taahütname
Pafta / Ada / Parsel
Belediye
İMALÂT
Radye Temel
Cahit Yıldırım
Turan Yolcu
Medet Turak
0 532 601 10 70
0 532 154 05 45
Çanta Mimarsinan Mahallesi Kasımpatı Sokak Silivri İstanbul
F20D-17B-4D / 184 /1
Kalıp ve Demir Teslimatı
10 Ekim 2013 Perşembe 16:00
Beton Dökümü
Yapı Denetleme Defteri
10 Ekim 2013 Perşembe 18:30
Saat 17:00 gibi topraklama
yapıldı.. Laboratuvarı hiçbir
şekilde getiremedim. Sürekli
söz verdi ve sonra arabımız
bozuldu gelmeyeceğiz
dediler. Daha sonra "o kadar
uzağa gelmeyiz" deyip artık
bizimle çalışmayacaklarını
söylediler.
24 Ekim 2013 Perşembe 21:00
Atılım Beton Osman Bey : 0
533 767 96 19 , Sevkiyat:
…18 Numune almaları için
gelmediler, ikna edemedim,
kafa tuttular. Santralde
kendileri alıyor ve Jale İyem
bu duruma razı değil ama
her defasında böyle olsun
diyor, bir dahik sefere olmaz
diyor. İşler böyle yürüyor.
4 Kasım 2013 Pazartesi 17:00
Demir kontrolünü yaptık.
Akşam saatlerinde (1617:00 gibi) beton dökümüne
başladılar. 10m3 beton için
gitmeye gerek yok dediler ve
gitmedik
11 Kasım 2013 Pazartesi 18:30
Şirkette Asiye Öztürk ve
Hiss. Projesinin kalfası
Ökkeş'in çıkardığı kavga
hakkında toplantı yaptıktan
sonra saat 17:00 gibi
projeye gittik, ben demirleri
kontrol ettim, Mesut ve
Hayrullah tutanakları yazıp
onaylattı. Hepimiz resimler
çektik.
Bodrum
Kat
Kolon ve Perde
22 Ekim 2013 Salı
Tabliye
Kolon ve Perde
2 Kasım 2013 Cumartesi 12:00
Zemin
Kat
Tabliye
11 Kasım 2013 Pazartesi 17:30
İstanbul – Silivri – Çantaköy
Cahit Yıldırım Projesi
Çanta Mimar Sinan Mahallesi – Kasımpatı Sokak
Çantaköy Camii’sinin karşısındaki sokakta
Pafta / Ada / Parsel : …./ 184 / 1
Resimlerin üzerindeki tarihler doğru….
Tepecik Eğitime Hizmet Derneği
Müdür Ömer Akın – 0 532 373 34 30
Pafta / Ada / Parsel : F21D21B3B / 257 / 17
Hürriyet Mahallesi
Akbaba Sokak / Tepecik
Büyükçekmece
Kur’an kursu binası ve Süleymancılar Cemaatine ait. Toprak Yapı
Denetimi Ltd. Şti. aylardır kapalı sistemle çalışıyor. Yasadışı çalıştığı
için tüm işleri belediyedeki başkanların ve başkan danışmanlarının
selâmı ile yapıyordu. Tepecik Öğrenci Yurdu – Kur’an kursu veya
gerçek adıyla Tepecik Eğitime Hizmet Derneği projesine uygun inşaa
edilmemiş ve oradaki imalâtı üstlenmeden kaçan firmanın eski kontrol
mühendisi Mahsun… (soyadını bilmiyorum) nedeniyle hatalı imalatı
yıkacakları bir mühendis araıyordular. Oradaki yanlış imalatı
defalarca rapor ettim proje tadilatı istedim, sürekli geciktirdiler proje
tadilatını ve yapmadılar. Jale İyem düzenli rapor aldı, denetçi Emin
Altıntaş da sürekli rapor aldı, benim görevim bir imalatı kabul etmek
değil, onlara rapor vermekti. Sürekli bildiklerini inkâr edip her
defasında yeni öğrenmiş gibi davranıp oradaki hatalı ve projeyle hiç
alakası olmayan inşaatın hataların benim üzerime yıkmaya çalıştılar.
Emirleri üzerine 8-10 kolon döküp tadilat bekledim. 29 Kasım’da
Cumhuriyet Bayramı olduğu için resmi tatilde kaçak olarak bir tabliye
döktüler ve devam ettirdiler üzerine kolon imalâtı yapmayı.
Sonuç olarak inşaat devam etti ve üzerime yıkamayacaklarını
anladıkları zaman iftira ile işten attılar.
HARUN ÇELİKBAŞ PROJESİ
Sorumlu Fikret Bey – Mimar : 0 506 322 04 00
Maltepe Mahallesi Serçe Kale Sokak Zeytinburnu
Yeşil Kundura’nın arkası
Pafta / Ada / Parsel : 498 /2945 / 18
Tüm tutanaklar imzası idi, maaşlarını alamayan mühendisler kaçmış.
Her türlü tutanak, yani iki yıllık imalâtın tutanakları bir iki günde
hazırlandı. Tüm tutanaklar hayali idi. Yani sahte tutanaklar yazıldı,
kalpazanlık yapıldı. İl müdürlüğünüze dosyalar incelenmek üzere
gönderildi. Elektrik tesisatı projeden farklı yapılmış ancak Elektrik
Mühendisi Bedri Sever firma ortağı Muammer Budak ( Esenyurt BBP
İlçe Başkanı) tarafından tehtid edildiği için ağlayarak kaşesini verdi,
imalâtı imzaladı. O projede tadilatlar da yapılmış. Ancak Toprak Yapı
Denetimi Ltd. Şti. sistemi kapalı olduğu için tüm imalâtlar kayıtsız.
Firma çok sayıda mühendisin kaşelerini bir çekmecede ofiste tutuyor,
mühendislerin kaşelerini kendisi kullanıyor. Yani mühendisler
kaşelerini kiralamış.
Asiye Öztürk ve Hiss. Projesi..
YAPI DENETİMİ ÇALIŞMALARI GÜNLÜĞÜ
04 Kasım 2013 Pazartesi
Cahit Yıldırım projesinde Zemin Kat kolonlarının betonu döküldü. Beton dökümüne hiç
kimse gitmedi. 10m3 için gitmeye gerek dediler. Sabahtan gidip donatıları kontrol ettim.
Numuneyi beton santrali aldı.
11 Kasım 2013 Pazartesi
Öğleden sonra Silivri Çantaköy’deki Cahit Yıldırım projesine gittik. Akşam 17:30 gibi beton
döktük. Zemin Kat tabliyesi (kat kalıp plânı) betonunu döktük. Ben demirleri kontrol ettim.
Mesut Çalışkan ve Hayrullah Güneş gerekli tutanakları tuttu. Hepimiz fotoğraflar çektik.
16 Kasım 2013 Cumartesiı
Yapı denetimi şantiye dosyalarına tutanakalar ekledik bol miktarda. Tüm dosyalar boş idi, hiç
kimse tutanak eklememiş, denetçiler ilgilenmemiş, çalışan ara eleman da yokmuş. Harun
Çelikbaş dosyasına bol bol elektrik ve mekanik, duvar tutanağı ekledim. Emirler Jale
İyem’den geldi, ben sadece teknik bilgimi kullanıp gerekli işleri yaptım, kendisi inceleyip,
imzalatıp dosyaya koyacak.
TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD. ŞTİ.
Beykoop 1. Bölge 7. Cadde Delta Plâza A2 Blok Kat:14 D:25 Esenyurt – İSTANBUL
0 212 853 77 04
0 212 853 77 12
0 533 206 23 93
[email protected]
Firma Çalışanları
Jale İyem – İnşaat Mühendisi C:5 / P:5 – Firma Yöneticisi ve Ortağı – AKP İstanbul
Kadın Kolları Eski Başkanı :
Mummer Budak – İşletmeci C:5/P:4 –Firma Finans İşleri Sorumlusu ve Ortağı –
BBP Esenyurt İlçe Başkanı:
Yapı Denetimi Dosyaları
Harun Çelikbaş
498 / 2945 /18
08.07.2011
Fikret Ortasöz : 0 506 322 04 00
Maltepe Mahallesi Serçe Kale Sokak Zeytinburnu İstanbul
Esalettin Aydın
Asya Filo Kiralama Gayrimenkul Oto. İnş. Tic. Ltd. Şti.
F21D19D1D/ 1530 / 12
Sanayi Mahallesi 1658 Sok. No:133 Esenyurt İstanbul
05.12.2011 – 1350m2
Hakim Kaya : 0 532 322 17 14
Cahit Yıldırım
Tepecik Eğitime Hizmet Derneği
Yurt Müdürü Ömer Akın: 0 532 37334 30
Tepecik Öğrenci Yurdu Hürriyet Mahallesi Bahadırhan Caddesi No:2 Tepecik Büyükçekmece
/ İstanbul Tel: 0 212 861 18 45 www.tepecikogrenciyurdu.com
Asiye Öztürk ve Hissedarları
Şirkette sözlü taciz :
Vildan hiç durmadan ve çok hızlı, başımı ağrıtacak kadar şiddetli ve kesintisiz olarak aşağılık
ithamlar ve iftiralarda bulunuyor, beni delirtmeye çalışıyordu.
Daha sonra Hayrullah cinnet geçiren biriymiş diye konuşup sorun çıkarmaya çalışıyordu.
Öncesinde yan masaya oturmuş olan Hayrullah’ın yanında biri daha vardı (sanırım Vildan) ,
“yine 31 çekmiş” diye konuşuyordu..
Evli kadınla ile dalga geçtin, Ak Partili şirketler hakkında ihbarlar, emniyet müdürü hiç kimse
kontrolden çıkamaz diyor, özel güvenlik şirketine destek çıktık,……
Topluca dava edeceğiz, para vermeden gönderdik,…v.b lâflar ile uzun süre kafamı
becerdiler…Öz bakımını etkileyecek şekilde maddi zarara uğratıp yapılmakta olan
soruşturmaları etkilemek ve dolandırıcılık yapmak…
Jale İyem bir iki hafta önce : Harun seni istiyor, ona karşı çıktığın için hem emniyetle hem
hastane ile anlaşıp ananı sikmiş, kadın kan davası başlatacak,….v.b. lâflar ediyordu..
Muammer Budak benim çalıştığım odadaki toplantı masasını monte edip yerleştirirken yapay
ve kasıtlı olarak “Cevat lan…” şeklinde bir ifade kullandı..
Mahkeme Günlüğü
12 Haziran 2013 Çarşamba
Sabah yine gürültü ile başladılar. Şantiyenin kamyonlarından birini park etmişler kapımın
önüne. Gürültü geliyordu kamyondan, laf atan biri vardı kamyonun içinde. Birkaç tane video
kaydı yaptım, özensiz bir şekilde anlattım olayları. Savcılık beni bekliyor. Elimi çabuk tutmam
gerekiyor. Muzaffer Şakar’ı aradım ve beni tehtid etti, “otobüs durağında aralarında konuşan
iki kişi düşün, benim hakkımda konuşuyorlar deyip şikâyet edemezsin, sana deli derler, kime
şikâyet edebilirsin” şeklinde konuştu.
Etrafımda benim hakkımda konuşan çok kişi dolaşıyor. Telefonla konuşuyor gibi yapıp beni
huylandırmaya ve kızdırmaya çalışıyorlar. Ancak somut olarak kişi, saat ve yer vermem
imkânsız çünkü bunu sürekli ve kesintisiz yapıyorlar, bir yere oturup çay içerek yazamıyorum.
Hiçbir yerde 5 dakika rahat yok. Bu olayı kesintisiz yaptıkları için önemsiz şeylerle bile
kafamın oyalanmasını sağlıyorlar, her sözü dikkate almamı sağladılar bu şekilde. Dikkate
almadığım zaman iğrenç lâflar ile olayı pompalayıp dinlemeye zorluyorlar.
Bugün programımda relax olma ve iş arama var. Bu arada kapıma gelen ve beni taciz, tehtid
eden iki kadın “hastanede teşhis var” deyip. Hepsi yalan teşhisi doğru göstermek için
beraber hareket ediyorlar.
Diğer bir mesele de Kâğıthane Nurtepe’de bir gencin linç edilmesini engellemek için 155’i
arayınca DHKP-C beni yakalayamadı, ancak Muzaffer Şakar’ın peşime takmış olduğu
türbanlı orospular beni örgüte ispiyonladı ve otobüs durağına giderken “Cevat Çalışkan pis
faşist, sıra sende” şeklinde tehtid savurdu birileri, genç erkek sesi idi.
Ted Rönesans şantiyesine geldiğimde Muzaffer Şakar nabız yokladı. Adamı Hurdacı Sedat
arayıp dayılık yaptı ve beni kızdırdı, o zaman yakınlarımda Kasım Ada ve adamları vardı.
Kasım Ada oradan kıllanmış gibi davranıp vurmaya başladı. Devamında Kasım Ada’nın
takımının pkk’cı olduğunu öğrendim, örgüte destek için vurdular bana. Adamlarından biri
kürt solu olduğunu söylemişti.
Taşeron şirket Soğancıoğlu İnşaat Fevzi Çoban veya başka bir CHP’cinin yönlendirmesiyle
Rızvanoğlu çetesi ile birlikte vurdu. İnşaat değil, terör taşeronluğu yaptı Soğancıoğlu inşaat.
Sonuç olan ortada bir CHP terörü ve bu teröre çanak tutan sağcı ve solcu kürtler var. Bu
benim tezimi doğruluyor “ kürtler bir yandan sağ sol kavgası çıkarıyor, bir yandan da hem
sağcıların hem solcuların kanını emerek güçleniyorlar, Türkleri Türklere öldürtüyorlar.
17 Haziran 2013 Pazartesi
Bugün saat 10:00 sıralarında kuaför Tuncay ile konuşarak beni rahatsız edenlerden şikâyetçi
olduğumu, beni maddi ve manevi zarara uğrattıklarını söyledim. İnkâr etti, yoldan geçenler
yaptı diye yalan söyledi. Açıkça tehtid ediyorlar, rapor çıkarıp kurtuluruz diyorlar. Ev
sahibime beni evden attıracklarını söylediler. Savcılıktan cevap bekliyorum. Cevabın 9 gün
içinde gelmesi gerekiyor. İş aramaya devam ediyorum.
18 Haziran 2013 Salı
Önce Anadolu adliyesine ek bilgi ve ek ifade verdim. Daha sonra Maltepe Belediyesi’nin
sosyal yardımlaşma kuruluşuna gittim. (Yardım 5 ay sonra çıktı ve parayı Maltepe Vakıflar
Bankası’ndan almam gerekiyor, Maltepe polisi beni ilçe sınırlarına sokmaya ve tutuklamaya
çalışıyor). Sosyal yardımlaşma derneğine dava dilekçelerini verdim, orada Halûk Bozkurt
hakkındaki suçlamalar da var, bilmiyoruz demesinler diye verdim ancak oradaki metinlere
uygun şekilde vurdular bana.
19 Haziran 2013 Çarşamba
İki yıl önce bile davacı olmak istiyordum, toplu bir memur saldırısına uğradım. Tüm şartları
ve imkânları kendi ellerinde tutuyorlar. MHP, CHP ve AKP beni açıkça tehtid etti. Aç
olduğum için yalvardığımı savunmak istediler, oysa para ihtiyacı karın doyurmak için değildi.
Onlar namusuma ve şerefime saldırıyordu, can güvenliğimi tehtid ediyordu. Bu kavgaya her
kuruşumu yatırıyordum, kuruşum kalmıyordu. Bu bir aç kalma değil, hayatta kalma ve namus
kavgası idi.
21 Haziran 2013 Cuma
Esenyurt’a gittim. Akdeniz özel güvenlik şirketi elemanları nüfus dairesinin bulunduğu binada
“dün ölecektin , seni pkk kurtardı” diye laf attıla. Nüfus dairesi binasında kavga çıkarmaya
çalıştılar. Fotokopici orada benden 10TL’ye yakın para aldı birkaç fotokopi için, oraya gelen
iri yarı biri “bütün ömrün boyunca rezil oldun” şeklinde konuştu. Aralarında konuşuyor gibi
davranarak fotokopici ile birlikte beni kavgaya zorladılar, hakaretler ettiler. Annem
kitaplarımı kargoya verdi, yalan konuşmalar yaparak mahkemeye hazırlık yaptı. Kitap, elbise
kargoları ve maddi yardım ile benimle muhattap olmak için fırsat yakaladı, bu imkânları
özgürlüğümü gasp emek için kullandı.
06 Kasım 2013 Çarşamba
Sabah annemi odamı gözetlerken yakaladım, WC’ye gittiğimde onu karanlıkta beklerken
buldum, odamın kapısında içeriyi dinliyormuş. “Çalışamaman için seni sürekli
sinirlendirdik” dedi. Tramvay ve metrobüslerde dırdır ve tehtidler sürekli devam etti. Saray
Muhallebicisinde garson kulağıma “31 çektiğin için şikâyet ettiler dedi ve çekip gitti. Aynı
saçmalığı metrobüs ve tramvayda da yaptıkları için önemsemedim. Garson güvenlik
görevlisini çağırdı ve ve “rahatsız edenelere küfür ediyormuş” deyip beni korkutmaya çalıştı.
Ofiste durmaksızın benim hakkımda konuşup aşağılık laflar ederek ve kafamı becererek
çalışmamı engellediler. Kişisel notlarımı karıştırıp oradaki yazıları bu şirketle ilgili
göstermeye çalışıyorlar. Gürültü patırtı çıkarmaya çalışıyorlar. Her zamanki “aramızdaki
konuşmalara karışamaz” ayakları ile kasıtlı olarak dikkatimi dağıtıp iş yapmamı
engelliyorlar, kafam acımaya başlıyor ancak durmuyorlar.
07 Kasım 2013 Perşembe
Sabah Saray Muhallebicisinde “seni şikâyet ettik” diye lâf atmaya başladılar. Yayınladığım
videoda yaptığım konuşmalarda ses sorunu çıktı. Videoyu sessiz yayınlamışım.
Ofiste kafa yıpratma ve dikkat dağıtma devam ediyor, Vildan beni özel güvenlik şirketleri
adına tehtid ve taciz ediyor. Yemekhaneci de ona destek veriyor, kesintisiz konuşuyorlar ve
beni iş göremez gösteriyorlar.
Şirket Harun Hasan Öge taraftarı çıktı. Jale İyem “Harun Hasan Öge hem hastane hem de
emniyetle konuşup tüm hayatını sikmiş” diye laf attı. Birkaç gün önceden de “Harun seni
istiyor” şeklinde tehtid savurmuştu. Yüzlerine konuştuğum zaman bir şey yokmuş gibi
davranıp bana deli muamelesi yapıyorlar, her şeyi inkâr ediyorlar. Vildan ve Derya sürekli
olarak iğrenç lâflar edip beni kışkırtıyorlar ama yüzüme konuşmuyorlar, kendi kendilerine
konuşuyormuş gibi davranıyorlar.
09 Kasım 2013 Cuma
Sabah T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’ne gittim. Adliyenin tamamı beni tanıyordu ve
soruşturma açtıracak adam deyip nefretlerinni ortaya koyuyordular. Adliyede hiçbir yerde
bilgisayar çıktısı alamayınca Maltepe’ye gittim. Internet Cafe’de (BİM ve Maltepe Belediyesi
Sosyal Yardımlaşma’ya yakın, Küçükyalı’da) dilekçe yazarken bol bol konuştular etrafımda,
“başörtülü kızı tehtid ettiğin için yaptık, yaptılar “ şeklinde konuştular. Belediyenin yanındaki
Ada Ozalit’e gidip çıktı aldım ve adliyeye geri döndüm. Adliyedeki özel güvenlikçiler benimle
bol bol dalga geçti. Bir tane kızı süslemişler ve önümde yürütüp beni aşağlamaya çalıştılar.
Şirkette para ödenmemiş, beni izindeyken ödeyeceklerini söylemiştiler. Mesut ve Hayrullah
dava açacakmış gibi davranıp beni kışkırtıyor ve benimle oynuyordu. Davayı tek başıma açıp
onları da sanık listesine koyacağımı söyledim. Derya ve Vildan durmaksızın, çok hızlı ve
şiddetli konuşup küfür ve tehtide zorluyorlar. Masturbasyoncu olduğumu açıkladıklarını
söylüyor Vildan, şirketteki kadınlara sulandığımı söyleyerek beni tehtid ediyor ve hakaret
ediyor.
10 Kasım 2013 Pazar
Açmış olduğum davalar nedeniyle beni kasıtlı olarak işsiz bırakıp kendi istedikleri yerlerde iş
verip o işyerlerinde kavgalar çıkarmadılar, saldırılar düzenlediler ve bütün şartları kendileri
yaratarak özel hayatıma ve meslek hayatıma yön verdiler, bana değişik şekillerde zarar
verdiler. “Kanıt” adı altında tüm özel ve profesyonel hayatımı mahvettiler, müdahale ettiler.
Bir düzen ve kendi işimi kurmamı engellediler. Şu an Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti.
Beylikdüzü İstanbul’da çalışıyorum. Beni kasıtlı olarak işe alıp maaşımı geç ödediler (10
Kasım 2013 tarihinde henüz ödenmemişti maaş). Şirkette çalışanlar para vermeden beni işten
çıkarmak için kavga çıkardılar. Aramızda kavga çıktı ve kanıtları yok ettik, dijital disklerini
sildik dediler. Hedefleri beni Bakırköy tımarhanesine kapatmak idi. Beni Bakırköy
tımarhanesinin bölgesine zorla getirerek tutuklatmak için saldırı düzenlediler. Şirkette Vildan
ve Derya alçakça laflar ederek ve kesintisiz konuşarak beni küfür ve tehtide zorluyorlar.
Başımı acıyacak kadar sakatlıyorlar, tepki verdiğimde polisi ve ailelerini arıyorlar.
Hayrullah Güneş ve Mesut Çalışkan kabadayılık yapıyorlar. Meral Ertürk ve Emin Altıntaş
kürt solu kavgası yapıyorlar. Meral kürt solu için vurduk diye laf attı. İşe başlarken
Muammer Budak’a eğer maaş alamazsam mahvolacağımı, bankaların işimi bitireceğini
söylemiştim. Bana çok para harcatıp sonra içeriye soktular ve çok zaman kaybettirdiler.
Harcattıkları para kadar para verdiler ve para kazanmamış oldum.
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
1 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
2 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
3 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
4 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
5 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
6 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
7 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
8 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
9 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
10 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
11 / 12
EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM
NUMARALARI – 12 SAYFA
12 / 12
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan’ın
profesyonel internet sitesidir ve 6 Şubat 2014
tarihindeki içeriği aşağıdaki gibidir
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=m_TwYMcmKaI&w=650&h=470]
Ah Kah Pe hükümeti karanlığı ve gericiliği savunduğu için her türlü pis işinde
gerisini satan devlet memurlarını kullanıyor. Bunun için en sağlam yöntem sizin
internet üzerinden gönderdiğiniz başvurulardır. İstanbul İl Emniyet
Müdürlüğü'nün https://www.iem.gov.tr/iem/?menu_id=34
İhbar ve şikâyet internet adresinden gönderdiğiniz şikâyetlere güvenmeyiniz.
Polisin veya sizin şikâyet ettiğiniz kişiye sizi harcatmak isteyen memurun
umurunda olmaz. Biri suç işleyeceği zaman ve bunu alışkanlık haline getireceği
SAYFA : 1/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
zaman zaten bölgenin karakolu ile anlaşmalıdır. Oraya internet üzerine giden
mesajlar hiç dikkate alınmaz, hayır beklemeyin. Bedevi gericiliğinde gerisini satan
memurlar teknoloji ile, yani internet ile kurtuluşa izin vermez.
En önemli saldırı birimi de Alo 150, www.bimer.gov.tr
Başbakanlık iletişim merkezi yoluyla yaptığınız ve İç işleri bakanlığı, Adalet
bakanlığı birimlerine yönlendirilen ve valilik, kaymakamlık gibi yerlerin ufak
memurlarının eline düşen başvurularınızdır. Bu başvurularınız, arkasında ilçe
emniyetleri ve polis gücünü alarak ayılık, dayılık, kabadayılık taslayan dar gelirli
memurların. Bunlar sizin başvurularınızı suçladığınız kişinin işine gelecek yere,
hatta suçlunun eline veriyor. Başvurduğunuza bin pişman oluyorsunuz. Her
zaman avukat ile hareket ediniz de demeyeceğim, avukat sizi sattığı zaman sadece
para değil hayatınızı kaybedersiniz. Çünkü avukatı sizi satmakla suçladığınız
zaman çok sayıda suçluyu tanıdığı için o avukat zaten bitmiştir ve sizin üzerinize
her türlü suç makinesini salacaktır. Yani avukat sizi sattığı zaman ya kazığı
yemeye razı olun ve ölmeyin, ya da en başında kötü avukata sırf oranın buranın
başkanı, değerlisi diye iş vermeyiniz.
Diğer yandan da en kahp..ece dolandırıcılıkları anguttt/salak polis haracıdır.
Anguutt polis haracı şöyle oluyor:
Şikâyetçi oluyorsunuz ve bekleme salonuna gitmenizi söylüyorlar, kapıdan girer
girmez sırıta sırıta pez..evenk gibi hareketlerle sizinle anında muhabbeti kurmaya
çalışan polisin biri baklavadan al, şeklinde konuşuyor. Oraya baklava yemeye
değil, canınız yandığı için kötü durumda gidiyorsunuz, yemeye zıçmaya gittiğiniz
bir yer değil orası. Ağızınıza bir parça baklava atıp işi bitiriyorsunuz, yemiş olmak
için bir parça atıyorsunuz ağızınıza ve bir daha dokunmuyorsunuz ancak o
parçayı ağızınıza attığınız zaman ayvayı yemiş oluyorsunuz. Bir daha hiç bir
sözünüzü dinlemiyorlar, kavga etseniz de bastırıyorlar, kabadayılıkla
soruşturmayı kapatıyorlar. Mahkemede yaptığınız kavgalar önemli değil, 6 yıl
sonra "baklava yedi" şeklinde savunma ile çıkıyorlar rüşvet olayından. Bir de
itiraf edeyim o kavga sırasında ayılık yapan iri yarı komiser "bize ne ceza
vereceksin" diye sorduğum zaman ona tecavüz ettireceğimi söylemiştim, yani o
durumu kabul etmemiştim ama o yine dolandırıcılık yapmıştı, yasadışı kavga için
zemin hazırlamıştı, oysa tüm yasal yolları kapatan kendisi idi. Yani üç beş polis
dötü kurtarmak için 3 yıl boyunca tüm şehri ayağa kaldırdı. Bu memleketin polisi
dötü koruyacak güce sahip değil mi, bu kadar terörist ve suçluyla nasıl başa
çıkıyor o zaman değersiz bir ailenin değersiz çocuğu isem.
Bir de dava etmiş olduğum şerefsizler polisle anlaşmalı olarak tüm saldırı,
dolandırıcılık, adam yaralama, hırsızlık,.... ve tüm suçlarını ifadelerinde "korkunç
lâf etti" o yüzden saldırdım şeklinde açıklamış. Ulan kim neden hangi lâfı etti, ne
zaman, yarattığın hangi şartlar altında, kiminle birlikte, nasıl bir zamanda, o
zamanın öncesi ve sonrası ne idi, şartları ve o zamanki kafa yapımı nasıl
hazırladınız.
SAYFA : 2/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Yani İstanbul’daki padişah tayyibullah’ın kanunsuz polis ordusu hiç kimseyi
kandırmıyor, kendi itleri her attıkları nameye kasıtlı inanıyor, güçlüyüz diyerek
topluca vuruyorlar. Anası açıkladı, delikanlı gibi söyledi, kabul buyurdu, ilân etti,
korkunç lâf etti, baklava yedi,…. v.b. lagalugalarla yalanları yayıyorlar, hiç
kimseyi kandırmadan zorbalıkla bir iki kelimeyi kullanarak bildiklerini,
istediklerini yapıyorlar. Sokakta da analarını, avartlarını magandalarla
konsumatrist gibi konuşturarak vuruyorlar. Anaları seks yapmasa da hiç
kimsenin adamdan saymadığı magandaların seviyesinde kalıp muhabbet,
konuşma olayına giriyorlar. Pavyonlarda pavyon karıları, yani konsumatristler
çıkar için, alkol pazarlamak için, alkol satmak için muhabbetler ediyorlar erkekler
ile. Bunların anaları, avratları da tazminat davalarının paraları için, yani alkol
satmak için değil, başka çıkar için muhabbetler ediyorlar erkekler ile şehrin her
yerinde..
Anası açıkladı, delikanlı gibi söyledi, kabul buyurdu, ilân etti, korkunç lâf etti,
baklava yedi,…. v.b. polis dolandırıcılığı yöntemlerinden en komik olanı da , bir
kadın seçtik ona anamız dedik, polislerin anası oldu. Bir kız seçtik, seçtiğimiz kız
polislerin bacısı oldu. Bacımız si.kini kaldırdı, anamız si..ki kalktığı için ceza verdi.
Sürekli vurduk, sürekli saldırdık. Si..ki kalkan biri ilân edip yedi sülâlemizden
mallar, çıtırlar, karılar gönderdik. Sinirini bozduk, ruhuna eziyet ettik ve azdırdık.
Sonra biz namuslu, o sapık diye tanıtıldı. Biz or..ospuluk ve iftiracılık yaptıkça ona
vuran tüm itler kahraman muamelesi gördü, üstelik cebine para konuldu. Yani
ırzına geçtik, canına ve malına saldırdık, ama herkesin işine geldiği alkış aldık,
herkes tarafından alkışlanan cesur ve acımasız p..iç olduk. Cevat Çalışkan yerel
yönetimin hiç bir kurumuna güvenmiyor, işlemlerine itimat etmiyor, Ankara
HSYK'dan cevap bekliyor.
T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa
Cumhuriyet Savcılığı
Soruşturma Yıl / No : 2013 / 13103 ve
Ankara HSYK'da açılmış dosya
kapsamında yer alan suç ve suçlamaların tarifi...
SAYFA : 3/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Şöyle saldırıyorlar,
Her şeyden önce ne kadar uyuyacağıma, kaçta uyuyup kaçta uyanacağıma onlar
karar veriyorlar. Çenelerini kapatıp taciz ve tehtidlerden geçici olarak
vazgeçtikten sonra, yani uyumama müsaade ettikleri zaman yorgunluktan çökmüş
şekilde uyuyorum. Sabah istedikleri saatte kesintisiz olarak konuşup kafamı
becererek vuruyorlar, yataktan kafamı o şekilde beceriyorlar ki sabahın dördünde
uyandırsalar bile kafamı uyuşturup dokuzda, onda yataktan çıkmamı sağlıyorlar.
Düzenli olarak her sabah beni boşaltıyorlar, kafamı uyuşturup sinirlerimi
çökerttikten sonra, yani tüm bedenimi sinir ve acıya soktuktan sonra
gönderdikleri fahişeler veya anlaşmalı olarak onlar için hareket çekip olaylar
yaratan fahişelerin yaptıklarını ve onlarla ilgili erotik konuşmalar yapıyorlar.
Zaten beden gitmiş oluyor, kafamı da uyuşturuyorlar, bir an önce boşalıp
kurtulayım bu şerefsiz eziyetten diyorum. Dışarı çıkınca gün içinde cinsel ilişkiye
giremeyecek durumdayım.
Şurada böyle dedin, böyle dedin, buna razı oldun gibi şerefsiz ve varoş or..ospu
lâfları ederek kelime oyunları ile bir yerde eksik söylettikleri ve işlerine gelecek
şekilde yalanla yaydıkları şeylere dayalı olarak hiç durmadan, benim ne
istediğimi ya da ne söylediğimi umursamadan sapıkça saldırıyorlar. Hiç
durmadan beni bitirinceye kadar devam ediyorlar ancak benim korkup
davalarımdan vazgeçmemi, şerefsiz doktorların meslekten men ve hapis almaması
için gidip bu kadar eziyete boyun eğip tımarhaneye yatmamı istiyorlar.
Devlet kurtulacakmış, tazminat ödeyemeyecekmişim, devlete karşı çıkıyormuşum.
Alâkası yok, devlet kapısında malı götüren, keyfi olarak kendi siyasi partisi veya
şahsi zevki için işkence yapan şerefsiz itleri hapisten kurtarma çalışması bu.
Herkes anasından memur doğmuyor, herkesten memur olmuyor. Sivil vatandaş
memuru padişah yapıp onu zengin etmek , onun pi..çliklerine katlanmak zorunda
değil.
SAYFA : 4/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Küçükyalı Polis Merkezi'nin soruşturmayı alması şöyle oldu, bütün gün yol
boyunca ve adliye içinde beni gerip sinir ettikten ve mukavemeti düşürdükten
sonra savcının huzurunda, ki savcı da üçkâğıtçı, soruşturmayı o karakol yapsın
diye bağırdılar. Ben de mahkeme kararıyla o karakolun yetkilerinin alınmadığını
ve savcılık görevini yapıp onlara dava açmadan önce onların yetkisinin
kalkmayacağını ancak yapacakların soruşturmada kanunlara uymak zorunda
olduklarını, bana maddi veya manevi zarar vermemelerini söyledim, bunun suç
olacağını söyledim. Yani anasını zik..tiğimin karakolun her tarafa yaydığı gibi
rüşveti al ve padişah gibi davran, bana istediğin gibi zarar ver diye bir şeye izin
vermedim. Şöyle demişsin, bunu kabul etmişsin deyip keyiflerine ve zevklerine
göre hareket ediyorlar. Nasıl olsa bir gün korkup kabul edecek falan diye
düşnüyorlar, analarını zikeceğim günü bekliyorum.
Evimde, otelde, yemek yediğim ve çay içtiğim her yerde,... yani sokakta yürürken
bile beynimi toparlamama izin vermiyorlar. Kesinlikle bir şey öğrenmeme
müsaade etmiyorlar. Beni yıllarca eğitimsiz yaşatıp hiç okuyamadığım, tek
sayfasını bitiremediğim , hiç açamadığım kitapları yalan kanıt olarak sunarak
önceden cahildi, sonradan her şeyi öğrendi diye bir şey uyduruyorlar. İnanın iki
sene boyunca tek kitap okumama müsaade etmediler. Kahpe özel güvenlikçi varoş
p..iç mafyaları hayatımı becerdi. Varoşları kışkırtıp gelir seviyesi farkına dayalı
bir kışkırtma ile oy ve destek, sempati toplamaya çalışıyorlar.
Yaptıkları siyasi kışkırtmalarda ve propagandada kendileri ortaya birini
doyuracak, tedavi edecek, ya da iş verecek, eğitim verecek bir faaliyet ortaya
koymuyorlar. Her şey ağız birliği ile topluca iftira atıp bu iftiralara dayalı olarak
ceza verme adı altında var olan şeylere, yani sağlık, para, iş hayatı, meslek,
gençlik, ... saldırmaktan ibaret. Yani bunların siyaseti yakıp yıkmaya, var olanı
yok etmeye dayalı. Ezikleri doyurmak yerine, başkalarının ekmeğini elinden
alarak mutlu ediyorlar. Ezikleri eğitmek yerine, başkasının eğitimini ve
diplomasını yok ederek mutlu ediyorlar. Ezikleri doğru dürüst beslemek yerine,
karnı tok olanların ekmeğini çalarak mutlu ediyorlar.
SAYFA : 5/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
ÖNEMLİ UYARI 1 : Benim bir vekilim yok, yani benim adıma ticari veya hukuki
işlem yapabilecek herhangi bir vekil tayin etmedim. Sağda solda adresimle ve
maddi durumumla ilgili zabıt, rapor, belge....vb. şeyler hazırlamaya çalışan ve
dava dolandırıcılığı yapmaya çalışan itler bu belgelerin şartlarını hazırlamak
suretiyle ve sadece zemin değil, her türlü tehtidi hazırlayanların yaptıkları resmi
işlem ve kanıt diye yarattıkları saçmalıkları mahkemede analarının müsait bir
yerine sokacağım.
ÖNEMLİ UYARI 2 : İmzalattıkları belgeleri kime ve hangi şartlar altında
imzalattıkları, yönelttikleri suçlamaları neden ve nasıl yönelttiklerini, bu
suçlamaların iftira olduğunu ve mahkemeye çıkmaya dötleri yemediğini
göreceksiniz. Orada burada kusur yaratıp üzerime yüklemek suretiyle özel ve
profesyonel hayatıma kasıtlı iftiralar atmak , bu iftiraları mesnet sayıp maddi ve
manevi zararlar vermek onların namusunu ve şerefini bitirdi, benimkini değil.
ÖNEMLİ UYARI 3 : Ortada bir kanıt durumu yok, şunu bunu kanıtlıyoruz diyerek
kesintisiz olarak maddi ve manevi zararlar verdiler, bu saldırıları kanıtlama adı
altında kesintisiz olarak devam ettirdiler. En büyük kanıt bu kanıt dedikleri şeyleri
yaratırken kaşıkla verip kepçeyle götürmeleridir, yani sürekli zarar eden
dolandırıcı gördünüz mü? Eğer suç işleyeceksen bir çıkarın olmalı , değil mi?
Bunlar sürekli zarara sokarak vurdu, kendileri kaybetti, hahahaa......
ÖNEMLİ UYARI 4 : Üç sene boyunca beni hiç rahat bırakmadılar, hiç
onaylamadığım ve kalitesini red ettiğim ideCAD yazılımları dışında bir şey
kullanamayacak durumda kaldım, tek sayfa yazı okuyamadım. O kadar çok
gürültü patırtı koptu ki meslekle alâkası olmayan kişiler bile ideCAD yazılımının
adını öğrendi. Beni başka bir şey kullanamayacak durumda, tek sayfa yazı
okuyamayacak durumda tuttular, sağlığıma ve bedenime işkence yaptılar. Ancak
elimde peynir ekmekle (yani ideCAD ile) yaşamam pirzolanın (SAP2000, Sta4CAD,
StaadPro, ETABS...) değerini bilmiyor ve onaylamıyorum anlamına gelmez. Aç
kalmamak için tenezzül ettim birkaç defa ideCAD'e, bir profesyonel olarak tercihim
değildir, meslek hayatım elimden alınsa bile fikrimi değiştirmeyeceğim.
ÖNEMLİ UYARI 5 : Her gün başka bir iftira ile ve başka bir gerginlikle ortalığı
ayağa kaldırıyorlar, bir mahkeme kararına veya bir sonuca ulaşmayan bir sürü
gürültü patırtı, toplum eğlenceli bulunca iş bitecek sanıyorlar. Tek hedefleri var,
her günümü ve her dakikamı, her eşyamı ve kuruşumu yok edip harcamak, ruhen
ve bedenen çökertmek. Bu saçma sapan olaylara itibar etmeyiniz, eğlence olsun
diye bu şerefsizliği onaylamayınız.
SAYFA : 6/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
ÖNEMLİ UYARI 6 : Yönettiğim şantiyelerin sözleşmeleri dışında hiç kimse ile hiç
bir sözleşmem yok. Eğer benimle her hangi bir konuda her hangi bir sözleşmesi
olduğunu iddia eden (bir de sigorta poliçeleri var) var ise o sözleşmelere itibar
etmeyiniz. Önce onun anasını belleyiniz, sonra bana haber veriniz ki ben de
bacısını belleyeyim.
ÖNEMLİ UYARI 7 :
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=_czPJnWn7Io&w=560&h=315]
ÖNEMLİ UYARI 8 : Bana duygu sömürüsü yapmak için, yani tehtid ve şantaj
altında olan kadın şeklinde rol kesip bana iftira atmak için bana vücudunu sunan
uzman doktor Neşe Üstün'e iğrenç olduğunu, onun gibi bir kadınla cinsel ilişkiye
giremeyeceğimi söyledim. Ancak kendisi bunun tamamen imkânsız olup
olmadığını sordu. Kendisine yıllarca sapıkça özel hayatıma saldırdıklarını, o
konuşmanın olduğu 2012 senesinin başında bakir kaldığımı ve bilmediğimi, belki
yatağa çıplak girip bir sürü şey yaparsa, yani beni azdırırsa belki direncimi
kırabileceğini söyledim. Yani cinsel ilişki hakkında hiç cinsel ilişkiye girmemiş biri
olarak belki beni azdırabileceğini söyledim. Ancak bir anlaşma ya da şart değil bu,
yani olayın teknik boyutu idi. Yatağa tehtidle girmeyi kabul ettiğimi söylemedim,
kendi rızamla yatağa girersem ve kendisi marifetlerini gösterirse belki azdırır diye
düşündüm ama böyle bir şey olmasını kabul etmedim. Kesinlikle mide bulandırıcı
bir kadın idi, sarkıntılık suçundan hapis almaktan korktuğu için kendisini saygın
ve bakımlı doktor (aslında çok çirkin bir dolandırıcı fahişe) , beni ise bakımsız ve
fakir, başarısız, çirkin ruh hastası olarak gösterip namussuz hastaneyi namuslu
göstermeye çalışıyorlar.
Kendime yakışacak bir bayan bulmak istiyordum, neşe üstün gibi birini isteseydim
38 yaşına kadar bakir kalmazdım, onun gibilerden sürüsüyle vardı. Gerçek bir
ilişkim veya evliliğim olmasını engellediler, okuldan mezun olup çalışmamı
engellediler, mezun olduktan sonra da doğru dürüst iş bulup çalışmamı
engellediler. Sonradan buna "direnç kırma" diye bir isim takıp her işte "direnç
kırıyoruz" diyerek , "direncini kırıncaya kadar devam edeceğiz" şeklinde benim
tüm hayatımın ırzına geçtiler. Yani tecavüz ettiler benim tüm hayatıma. Direncimi
kıramadılar, razı edemediler, ama beş parasız bırakıp açlıktan kurtarıyoruz deyip
adam kaçırma suçu işlediler, "direnci kırılmıştı ve razı oldu" şeklinde açıklama
yaparak kendi uydurdukları ve ağız birliği yaparak yaydıkları yalanı hapisten
kurtulmak için kullandılar.
ÖNEMLİ UYARI 9 : 28 Ocak 2014 , 09:42 şu an. On beş dakika önce otobüsten
indim. Hiç bitmeyen kafayı becerme olaylarından birini uyguladılar, farklı olan
tek şey benimkiyle aynı renkte spor çantası olan bir polis memurunun otobüste
olmasıydı. Kanıt olarak katlandığını söyleyeceğiz şeklinde bir şey söyleyip
otobüsten inip Esenyurt sınırları içinde kendisine küfür ettirmek istedi. Bu olay
hem savcılığa, hem HSYK'ya yansımış durumda. Polis suçlamamı da biliyor, konu
hakkında ayrıntılı bilgi sahibi ve her türlü resmi başvuruyu yapmış olduğumu da
biliyor. Yani orada onlardan yana taraf olarak kavgaya karışmak için bulunuyor.
SAYFA : 7/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Aylarca müdahale etmeden, yüzlerce defa ilçe ve il emniyetlere başvurduktan
sonra, yani adamı satmayı ve kasıtlı görev ihmalini alışkanlık ve düzen haline
getirdikten sonra, binlerce defa kasıtlı görev ihmali ile şeriat ve bölücü anarşiye
destek verdikten sonra gelmiş seneler sonra şikâyetçi olmadı, razı oldu, katlandı
diye bir lâf ediyor. Başka ülkelerde aylarca adliyede ve karakolda bekletmiyorlar,
başka ülkeler hiç şikâyetçi olmasalar da saldırıya uğramış olan vatandaşların
malını ve canını koruyor.Bu dolandırıcılar bir de dün akşam otobüste benimle
konuşup olaydan habersizmiş gibi davranan bir polis ayarladılar, yani bu
konudan habersiz polisler de var diye bir yalan savunma ayarlamaya çalışıyorlar.
Bütün polislerin rüşvet, avanta, haraç pastaları tehlikeye girdiği için beni
tanımayan polis yok şehirde.
ÖNEMLİ UYARI 10 : Beni defalarca ilçe emniyet müdürlüklerine görüşmek için
çağırdılar, şikâyetlerimi dinleyip işlem yapmadılar. Son durumu öğrenim benden
aldıkları bilgileri bana vurmak ve zarar vermek için kullandılar. Bugün şu şubeye,
yarın ya da üç gün şu ilçe emniyet bu büro amirliğine uğra şeklindeki tavırları
bana sadece günler, para ve sağlık kaybettirmedi. Beni ayrıntılı olarak da
sorguladılar.Bu manyakların her gün başka bir olay çıkarması ile birlikte her gün
ayrı açıklama yapıp bu manyakların mahkemede söyleyeceklerini
ayarlamalarına, yapacakları yalan savunmaya destek vermeyeceğim. Mahkemede
görüşelim, kararın ve davanın görüleceği yer mahkemedir. Her gün farklı bir
duruşma, her gün farklı bir mahkeme açmasınlar. Duruşmayı beklesinler, onların
yerdi ceddine yetecek kadar savunma ve suçlamayı mahkemede yapacağım,
gerekli açıklamayın onların sıkmabaş karılarına değil, mahkemenin hakimine
yapacağım.
ÖNEMLİ UYARI 11 : Yaptıkları şerefsizliklere kılıf ayarlamak için "yok sorumsuz
bir adamdı, büyükleri olarak müdahale ettik, yok çalışmıyordu ve işe gönderdik
ama işçi olarak göndermek istedik, mühendis olmasına izin vermedik...okulu
bitirmesine izin vermemek için kavga çıkarıp derslerini geçmesini engelledik, işçi
ol ve para getir diye kavga çıkardık....anasına babasına bakmıyor, para harcıyor
deyip parasını elinden aldık, anasıyla babası hapise girmemek için bizimle birlikte
vuruyor, ne uyumasına ne de düzgün beslenmesine, iş bulduktan sonra
dinlenmesine ve okumasına izin vermiyor...... " ve buna benzer şeylerle cahil, kötü
niyetli insanların sürekli bana saldırmalarını sağladı karakol fareleri. Yani
"bilmiyordum, iyiliği için yaptım, dayısı+akrabası+... polis abisi+ babasının
arkadaşı olarak iyi niyetle müdahale ettim, şunu engelledim, bunu
yapmasını söyledim" şeklinde maneviyatı sömürü ve dolandırıcılık için
kullanarak saldıran kahpe bir p.iç dolandırıcı sürüsü var.
ÖNEMLİ UYARI 12 : Herkes memur olarak yaşamak zorunda değil, yani sakal
traşı memur, kıyafeti memur, anlayışı memur, sosyal hayatı memur gibi olmak
zoruda değil. Herkes görücü usulle şunun bunun verdiği kızı almak zorunda değil.
Herkes 3 bin TL maaşı alan bir memurun parasını yiyen, tek kişinin çalıştığı 3-5
kişilik memur ailesi ferdi olmak zorunda değil. Ben 3 bin TL maaşı tek başıma
yerim, yatırım yaparım, çeyiz yaparım ve mühendisliğimi ilerletecek kitaplar,
bilgisayar malzemeleri alırım. Sosyal hayatım güzel olur, evleneceğim kızı mal
gibi sipariş vererek değil gezerken arkadaşlarım arasından bulurum. Kendim
SAYFA : 8/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
seçerim, arayıp 3 gün içinde bir koca karı zagoncudan değil, yıllarca aradıktan
sonra ve hayatımı yaşadıktan sonra bulurum. Yani memur hayatı yaşamıyorum
diye hiç kimse boynuma tasma takamaz, benim kendi tercihlerimi elimden alamaz.
Ben bir hafta dinlenip iyice tatil yaparım, sonra iki hafta çok sayıda proje yapıp
binlerce lira kazanırım. Kasıtlı olarak hayatımın yönetimini cahil şerefsiz pislik
düşman or..ospu çocuklarına verip her günümü ve her kuruşumu yok edemezler.
ÖNEMLİ UYARI 13 : Sansayoncu deyip susturmaya çalışıyorlar. Sesim çıkmasın
diye toplumu kışkırtıyorlar. Bir gece gelip kahpece vuramadılar, gizli
kalmayacaktı. Kusura bakmayın ama çıkar amaçlı sansayon tatlı olmalıdır, öyle
milyonlarca düşman kazandıracak bir sansasyon olmamalıdır, topçu popçu olup
parayı götürecek bir sansasyon olmalıdır. Kah..pe Ah Kah Pe.. nin döll..eri
saldırınca canımı kurtarmak için olayı duyurdum. Bu bir sansasyon değil,
şerefsizliklerini yüzlerine vurmaktır. Mahkeme kurduk, suçlu bulduk ve ceza
verdik diyorlar. İftirayı topluca atıp saldırıp eşkıya gibi vurdular, bu ceza değil
eşkıyalık. Buna mahkeme demeleri kendi zararlarına olan bir şey, adaletlerinin
poktan ve iftiracı, katil ve hırsız bir adalet olduğunu belgelemiş oldular. Bizim
böyle mahkememiz var deyince mahekemeleri o..oro...spu çocuğu oldu, p..iç oldu.
ÖNEMLİ UYARI 14 : Böyle mahkeme kurduk, ceza verdik, kabul etti.... gibi deli
saçması lâflar ile beni sürekli taciz ediyorlar. Arkadaşım sen şerefs..iz bir it olarak
benim hakkımda ileri geri konuşma hakkına sahip değilsin, beni karalayamazsın..
bu bir.... Ayrıca sen fikir sahibisin diye kendi sapık fikrine bağlı olarak benim
canıma ve malıma saldıramazsın....bu iki... Beraber karar verdik, on tane veya on
bin tane or.ospu çocuğu bir araya geldik ve mahkeme kurduk, şunun arabasını
ceza olarak alıyoruz, yok bunun karısına kızına saldırıyoruz, karar verdik ve
bunun evini elinden aldık... yok Sabancı'ya ceza vermeye ve tüm malını mülkünü
almaya karar verdik... Böyle kolay ve izinli olsa tüm p..içler bir araya gelip
elâlemin canına malına saldırır.
ÖNEMLİ UYARI 15 : Maltepede polis gücünün tamamı p..iç gibi dalga geçip tam gaz
vurdu, beni oraya kasıtlı olarak götürdü, İl Emniyet Terör Şube'de amaca yönelik
götürülmüş diye konuşmam için önce kendilerini sevdirdiler ve aralarında öyle
konuşmaya başladılar, istediklerini alamayınca kaba davranışlar sergilediler.
Polis gücünün+özel güvenlik şirketlerinin+profesyonel dolandırıcıların uzmanlığı
ile komplo kurdular, BİMER yoluyla açılmış içişleri+adalet bakanlıkları
soruşturmalarından kurtulmak isteyen Rönesans, Bilkent gibi holdingler, İl
Emniyet ve İl Jandarmanın satılıkları tam gaz vurdu beni tuzakta.
Önce TED Rönesans Koleji Şantiyesi'nde , yani adil düzenci Ilıcakların
şantiyesinde sağcı ve solcu bölücülük beni birbirine haksızlık etmeden kendilerine
göre adil olan bir şekilde beni düzmeye kalkıştılar. Sizi senelerce düzmüş olan din
tüccarlarının beni düzmesine izin vermedim. Önce bir bölücü gösteri ve eylemle ve
bir ton iftira ile işten çıkardılar. Beraber çalışmak istemiyoruz deseydiler razı
olurdum, ama iftira ile çıkarmaya kalktıkları için davacı olacağımı söyledim,
siyasi saldırı ile kovunca korkacağımı sandılar. Şantiyenin yanındaki sitede daha
önce iki kadının işini bitirdikleri bir bahçe katı daireye yerleştirdiler.
SAYFA : 9/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Sitenin esnafı, bakkalı çakkalı, bahçıvanı, bekçisi .... çoğu memur yakını olan
sakinleri topluca vurdu. Kavga memurların arpa, malı götürme ve rüşvet
sendikası hakkı idi. D..v S...., DH...C, pekakaka.... gibi örgütlerin sloganları ve
tehtidleri ile sol olarak başlayan saldırıda Tepe özel güvenlikten elemanlar gel
Tepe İnşaat'a başvur diye konuştu, gençliğimi elimden alan şerefsi..z şirkete
sığınıp kurtulacağıma ölmeyi tercih ettim. Sonra sitenin bakkalı ile ve bekçi ile ters
yönde, MHP adına vuruyoruz deyip sol ve bölücü örgütlere maske ayarladılar,
orada birkaç kiralık hayva..n "Türkiye istiyor" şeklinde lâflar edip ben sustuğum
için (bu kancı.klar defalar birçok laf edip inkâr ediyordu, yani bir şey söyleyip
söylememiş gibi davranıyordu) aramızdaki düşmanlık kesin olmasına rağmen
soru sorup cevap vermeye gerek duymuyordum. Sebebi de belli, bölücü saldırıya
maske ayarlayıp sağcı solcu etnik çetelerin saldırması için zemin hazırladılar.
Hepsi lâflar edip inkâr edip, bir şey yok diyerek, susarak ve değişik şekillerde
ettikleri lâfları cevaplamamı engellediler, kabul etti ve sustu şeklinde konuştular.
Topluca bir araya gelip, düşmanlık kesin iken baş örtülü diye tanıttıkları bakkalın
(bekâret, oral seks teklifleri, beden dili baştan çıkarma teşebbüsleri,...v.b.) ile
kendisini gözden düşürmüş ve çok aşağılık hareketler ile sinirimi bozmuş,
hakaretler etmiş kızını sözcü olarak 18 aydır devam eden saldırının bir sözcüsü
olarak kullanıp "savcı sana inanmaz" gibi, her şey yanımıza kalacak ve
kurtulamayacaksın, mahkemeden bir sonuç çıkmayacak, hiç birimiz ceza
almayacağız anlamına gelen bir lâf etti. Böyle ortada, yuvarlak lâflar edip
kendilerine göre anlam yüklüyorlar sonradan, yani yalan haber yayıyorlar. Ona
pe..ze..venkleri önünde, yani bekçinin, memurun, kardeşinin önünde kafasını
kıracağımı söyledim, çünkü şiddet tehtidi savuruyordu. Aynen beni gece gündüz
işkence dozunda yıpratmaya ve eziyet etmeye devam edeceklerini, rahat
bırakmayacaklarını söylüyordu ve pe.ze.venkleri yanındaydı. Kışkırtma
malzemesi arayan şer..efsizler bu lâfla bir şey elde ettiklerini düşündüler, aylarca
sonra dediler ki baş örtülü tehtid ettiği için yaptık.
Din tüccarı holding kendi sapık ordusunu harekete geçirmek için öyle bir iftira
attı. Sapık varoş dinci karılar binlercesi bir arada vurdu, siyasi terörist
propaganda yaptılar. Bu olay bir linç idi ama haklı bir linç değil, namuslu insanlar
tarafından yapılmış bir linç değildi. İtlerin saldırısı, arap döllerinin kahpeliği idi.
Yani öyle dolandırıcı zihniyet için linç denmesi için oturdular düşündüler ve iftira
attılar. Tam kendi sapık zihniyetlerine uygun iftira attılar ve ömürleri alın teri
dökmeden, karın tokluğuna yar..rak yiyerek beslenen karların saldırısına
uğradım. Olay iki sene boyunca farklı yerlerde farklı şekillerde provakasyon
yaparak bana vurmaları ile sürdü, nedeni Sultangazi belediyesindeki şerefsiz malı
götürme, vatandaşı dosyalarda haraca kesme olaylarını teşhir etmem, rüşvet
çetelerinin pe..zevenkli..ğini teşhir etmiş olmamdır. CHP ve AKP malı beraber
götürüyordu.
Onlar adil düzen oluyorsa, ben de ana yasal düzen oluyorum.
PARA HARCATMA TEKNİKLERİ FARKLI ŞİDDETTE ve TARZDA:
SAYFA : 10/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Evde kesinlikle rahat yok ama Maltepe'de farklı bir durum var, Sultangazi'de
değişken şiddette bir durum var. Çok büyük şerefsizlikler yapıp oro..spu çocuğu
gibi , hayvan gibi vuruyorlar ve sonra kıvırtıp saçma benzer ama daha insana
benzeyen, insan müsveddesi durumlar yaratıyorlar. Böyleydi, öyle değildi diye bir
saçma dolandırıcılık yapıyorlar.
Sultangazi'de,
girdiği işyeri siyasete sırtını dayayıp suç işleyen, milyonları götüren birkaç
uyanığı ortak ofisi idi. Hiç korkmadan işledikleri suçlara beni bulaştırmak
istediler. Kaçtım, benim her gittiğim iş yerindeki işimi batırdılar, siyasi oldukları
için yaptıkları kahpeliği şova dönüştürüp kendilerini asil göstermek için asaletsiz
iftiralar attılar. Tüm paramı batırıp sapık komşularla anlaşım beni öldüresiye
yıprattılar, beden dokunulmazlığıma ve sağlığım saldırdılar. Ailem de bu
şerefsizliğe büyük para vaatleri ve kendisi de sanık listesinde olduğu için izin
verdi, aslında tam gaz vurdu. Ailem de suç ortağı idi. Bana saldıran siyasi itler güç
gösterisi yapmak için bir sağcı bir solcu kendi çevrelerine işe sokturdular,
oralarda eziyet ettirip piyasa böyle diye yalan uydurdular. Ben karşı çıkınca
siyasi kışkırtma ve kavgalar ile siyasileri kışkırttılar.
Kendi çıkar çevreleri saldırdı, siyasi saldırı maskesi altında çıkar amaçlı eşkıyalık
yaptılar. Ah kah pe ve kıro CHP il örgütleri tam gaz vurdu. Birkaç rüşvetçi pok
böceği ile ilgili suçlamalarımı kullanıp kışkırtma yaptılar, beni polisi ve devleti
suçlayan diye tanıtıp devlet düşmanı ilân ettiler, yani karalama amaçlı iftira
attılar. Parasını ödeyerek bu işin içine daha ve daha çok rüşvetçi itt, yani hakarete
uğradıklarını iddia eden devlet memurları ayarladılar.
Maltepe'de,
ilginç olan durum şudur, orası Nurtepe, Şirintepe, ...Gazi, Sarıgazi gibi bir yer idi.
Ama adı mal olduğu için Maltepe'nin bir tepe olduğu, terörist bölgesi olduğunu
düşünmedim. Orada şahitsiz olduğum için hayvan gibi, adice ve şerefsizce her
türlü pisliği korkusuzca yapıyordular, polis göz yumuyor ve destekliyordu o suçu,
suç ortağı idi. Orada canıma ve malıma şerefsiz bir terörist saldırı düzenlediler.
Sultangazi'de önce,
Ah Kah Pe kadın kolları eski başkanının şirketine soktular. Sapık bir asayiş olayı
başlattılar, Maltepe'de saldırı terörist idi ve şiddetli bir asayiş olayı yarattılar
Sultangazi'deki adresimde. Geceleri uyumak mümkün değildi, yine sabahın üçünde
uyandırıyordular, ama yemeğim vardı, besin değeri düşük yemek. Yani açım diye
şikâyet ettiğim zaman Maltepe'deki gibi bir ekmek ve musluktan su yerine diyet
SAYFA : 11/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
yemek yiyor ve açım diyor diyecektiler. Sabahın üçünde gürültü ve cinsel
sarkıntılık, beden dokunulmazlığıma saldırarak vuruyordular. Maltepe'de
beynime ve bedenime acı verecek şekilde işkence yapıyordular. Olayı önce şiddetli
asayiş olayına dönüştürdüler Sultangazi'de. Günde 30-40TL para haşlık
veriyordular, ama lüks yerlerin ucuz yemeklerini alacak şekilde yaşatıp otururken
devamlı kavga ve tacizle çalışamayacak halde tutuyordular. Açlık içinde ve işkence
içinde para kazanmamı engellerken, lüks yerlerde dandik alışverişler yaparak
para kazanmadan yaşamaya razı olacağımı sandı ipne..nin oğulları.
Sonra yine Sultangazi'de
daha düşük şiddetli bir asayiş durumu yarattılar. İşimi batırıp, beni dolandırıp
işten çıkardılar. Bu defa borçlara ek olarak başka dertler de yüklediler üzerime,
Jale İyem'in 3-4 yıllık suçlarını üzerime yüklemek için varoş ailenin para
kazanamayan çocuğu yapmaya kalktılar. Böylece o gö..tte..n bacaklı çarpık
karının, şeyim kadar boyu olan fahi..şenin suçlarını üç kuruşa üstlenmeye razı
göstermeye çalıştılar. Birden haşlık 25TL'ye düştü ve o 25TL'yi 7TL gibi bile
harcamama müsaade etmeyecek şekilde vurdular. Ayrıca sabahları konuşma ve
normal gürültü şeklinde başlattılar uyandırmaya ve oyalamaya. Yani aşamalı
olarak sapık terörden, ağır asayiş olayına, oradan sıradan bir gürültü patırtı ama
aynı şekilde yıpratan bir gürültü patırtı yarattılar....

VİDEOLARI TAM EKRAN OLARAK İZLERSENİZ PROBLEMSİZ İZLEYEBİLİRSİNİZ

FOTOĞRAFLARIN ÜZERİNE TIKLAYARAK BÜYÜTEBİLİRSİNİZ

MEMLEKETE HİZMET ETMEYEN ADAM DİYE İLÂN EDİP ZARAR VERENLER ÜÇ KURUŞLUK
DOLANDIRICI İT, MEMLEKETE DEĞİL DE ONLARIN SİYASİ PARTİLERİNE VE ÇIKAR ÇETELERİNE
HİZMET ETMİYORUM. BENİM DÜNYA GÖRÜŞÜM ATATÜRK'ÜN HAYATTA OLDUĞU YILLARA
DAYANIYOR.

ÖNEMLİ !!! : Aşağıdaki yazılarda ve tüm sitede yaptığım suçlamalarda
dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çok sayıda dolandırıcılık
yaptıklarını ve hepsini kademeli olarak ve ön hazırlıkla, olay içinde olay
yaratarak yaptıklarıdır. Yani bir konuda haklı bulduğunuz şahısla var ise
ben onların dolandırıcı olduğunu her türlü ispatlarım ancak tüm zamanım ve
param onların sınırsız sayıda saçmalıklarını ispatlamakla geçeceği için yok
olurum, yani sürümden kazanıyorlar. Bu tesettürlü Ah Kah Peci sürü aynı
pirhanalara benziyor. Topluca saldırıp her biri küçük bir ısırık alıp kocaman
adamı paramparça edip yıldırım hızıyla yiyip bitiriyorlar. Bunlar kalabalık
bir çekirge sürüsü, pirhana sürüsü, ektiğim tarlaları, yani emeklerimi yok
eden kalabalık fare sürüleri bunlar. Her bir vakayı ayrı ayrı anlatmaya
vaktim yok, imkânlarım yok. Sadece tanımadığım ve kendi kendilerine
konuşan, beş para etmeyen, beni batırıp ödül adı altında rüşvet aldıktan
sonra değerleri arttığına inanılan şahısları umursamadığım için ve cevap
vermediğim için haklı olduklarını kabul ettiğimi iddia etmeyin, kendi
kendisine konuşup şerefsiz laflar eden binlerce it var etrafımda her gün.
SAYFA : 12/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
 ÖNEMLİ !!! : Mesele alınacak tazminatın miktarı, tazminat verilip
verilmemesi veya tazminatı benim / benim adıma annemin alması değil.
Mesele ceza davası açılması ve önce ceza verilmesi, sonra tazminat talebimin
karşılanması. Yani mesele annemin benim adıma tazminatı (miktarı
tartışma konusu değil, az veya çok kavgası değil bu) kabul edip hapis cezası
davasını ortadan kaldırması, kendisini ve yüzlerce memuru hapisten
kurtarması.

ÖNEMLİ !!! : ORTALIKTA MAHKEME KARARI VAR DİYE DOLAŞANA
ŞEREFSİZ PE..ZE..VENKLER VAR. ORTADA BİR DURUŞMA YOK, BİR
MAHKEME GÖRÜLMEDİ, KARAR VERİLMEDİ. ORTALIKTA MAHKEME
KARARI VAR DEYİP GİTTİĞİM HER YERDE ŞEREFSİZCE VE ADİCE
SORUNLAR YARATAN, ORTAMIN GERİP ANASININ SIFATLARINI
SAYDIRAN ŞEREFSİZ AH KAH PECİ VE KIRO CHP'Cİ İTLER VAR. ORTADA
BİR MAHKEME YOK DAHA, YANİ DAHA BİR DURUŞMA YAPILMADAN
SANKİ KENDİLERİ KAZANMIŞ GİBİ DOLAŞIYORLAR ORTALIKTA,
MAHKEMEYE KANIT+BİLGİ SUNUP HEPSİNİ HAPİSE KAPATTIRMAMI
ENGELLEMEK İÇİN SÜREKLİ HUZURUMU, SİNİRİMİ VE MADDİ
DURUMUMU YIPRATIYOR KAHPENİN DÖLLE..Ri....
Sultangazi , Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ve İl Emniyet
Müdürlüğü şubelerinden davacı ve şikâyetçiyim Soruşturma Yıl /
No : 2013 /13103
Bugün 3 Şubat 2014 Pazartesi
Hiç bir soruşturmanın sonucunu almadan geçen 10 ay, bu 10 ay içinde binbir
işkence. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe ilçelerinde açık
şekilde terörist saldırılara destek verdi çünkü polisler senelerdir arpayı bedevi
çevrelerinden, yani ah kah pe'den yiyiyor. Bu soruşturmaların uzamasının nedeni
İstanbul il emniyetinin bu saldırıları değişik kişisel uyuşmazlıklara ve maganda
kavgalarına dayalı zaman kaybına ve asayiş olaylarına dönüştürmeye
çalışmasıdır. Yani kendi pisliğini kapatmaya çalışıyor il emniyet. Yaptığı
soruşturmalarda da ifade alma dolandırıcılığı ve ifadeyi etkileyecek eylemler
düzenleyerek suçlayını kendisini savunan kişi diye zıt yönde soruşturma açtırıyor.
Onların şahitleri de, kanıtları da önceden hazırdır çünkü önceden bir sürü
saçmalık yapıp o saçmalıkların üzerine soruşturmalar inşaa ediyorlar. Yani
emniyet üç kuruşluk dolandırıcı.
1 Şubat 2014 Cumartesi
SAYFA : 13/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Dün bir kafeye gittim Avcılar'da , ikinci kata çıktım, tüm katı sardı çakallar. Polis
aynen devam ediyor bu şerefsizliklere destek vermeye. Bütün katta lâflar edip
gerginlik yaratmaya çalıştılar. Son başvurduğum ve 2000--->2500---> 3000TL
maaş için anlaştığım iş yerinin sahibinin adı Saim idi. Değişik şekillerde huzurumu
bozan şerefsizlerden önümde oturan masadaki çift, karnı doymuş olan Topsakal
çiftindeki dişi kıro Saim Bey diye birine telefon açtı ve sağlık durumu ile ilgili
konuştu, geçmiş olsunlar diledi. Bu durumda bunlar çok yönlü çıkarlar sağlıyor:
1. Saim diye birini hiç tanımıyor olabilirler, benim huzurumu bozmak için
yapıyorlar bunu.
2. Saim Bey'in sağlığını bozdular ve benim bunu yazmamı, yayınlamamı, diğer
iş verenlerin korkmasını istiyorlar.
3. Öyle bir olay yok ancak beni iki saat taciz edip ve sinir edip kıllandırmak, var
olmayan bir olay yayınlamamı sağlamak ve beni yalan, asparagas haber
yazan biri olarak tanıtıp karalamak istiyorlar.
Yani her yönden saldırıp ne tutarsa mantığı ile her gün çamurun izi kalır mantığı
ile kesintisiz vuruyorlar. Bu tür iş yerlerine çok müşteri sözü veriyorlar. Müşteri
sayısı normalin onlarca katı olunca onlar para kazanıyor. Müşterilerin orayı
seçmesi ve çok para kazandırması yasal, ancak iş yerinin suç işlemesi maddi
tazminat değil, maddi+manevi tazminat+hapis cezasına tabi. Ah Kah Pe ve kıro
CHP bunları zengin ederken cezasız kalıyor, suç işleyen iş yerleri hırsız ve
dolandırıcı gibi çıkar elde etmiş oluyor. Yani bu olay sırasında beni orada taciz
etmeleri, karalamaları, sarkıntılık yapmaları, tehtid etmeleri çıkar için yöntem
olduğu için ve polisin taraflı tutuklama ve özgürlüğümü gasp olayına güvenerek
yaptıkları için dolandırıcılık değil, gasp suçu işlemiş oluyorlar.
SAYFA : 14/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
İETT de tam gaz vuruyor, etnik çeteler metro, metrobüs, tramvay ... v.b. yerlerde
kesintisiz vuruyor. Dün otobüsle anlaşmalı olarak otobüsün önüne durmuş
minibüs vardı, onun şoförü telefonla konuşarak becerdi kafamı. Sağcı solcu etnik
çetelerin belediyeleri, ulaşım yollarını ve kamu binalarını elinde tutuyor, kesintisiz
vurup kalabalık olmalarına güveniyorlar.
SAYFA : 15/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
26 Ocak 2014 Pazar
Aynen devam ediyor her şey, aynasızlar üç kuruş rüşvet için dötünü sattı ve
ömrümü kısalttı. Sonradan hapis cezası ile bir iki rüşvetçi itin hapis yemesi olayını
tüm polislerin namusu diye ortaya attılar. Aslında tüm polislerin namusu ile ilgili
bir durum yoktu ama tüm memur dünyası değişik şekillerde saldırdı çünkü belki
inanmayacaksınız ama malı götürmeyen memur yok.
Beni değişik şekillerde kışkırtıp, adliyelere ve devlet dairelerine varoş itleri ile
kışkırtıp+doldurup+kızdırıp kendilerine küfür ettirmenin yolunu aradılar. Orada
beni terbiyesiz ilân edip ceza veriyoruz olayına girdiler. Yani rüşvet meselesi ve
rüşvet vermeye itiraz yüzünden kendileri saldırıp kışkırtıp sıftalarını saydırdılar.
Böylece terbiyesize ceza veriyoruz olayın girdi varoş or..ospuların çocukları.
Aslında hepsinin derdi beni yıpratıp herkesin önünde harcayıp vatandaşı
korkutmak, korku salıp herkesten rahatça rüşvet almak. Benim halimi
hatırlatmaları yeterli olacak vatandaşı korkutmak için rüşvet istediklerinde.
Geceleri sabaha kadar küfürler edip, namusuma ve şerefime lâflar edip tehtidler
savurduktan sonra, hakaretler ettikten sonra varoş or..ospuların çocukları beni
otobüs+metrobüs+metro ... yol boyunca her yerde doldurup kızdırıp kamu
kurumlarının binalarında (belediye, adliye, ...) tehtid ve taciz alıyor, şerefsiz özel
güvenlikçilerin görev bölgelerinde vukuat çıkarmaya çalışıyordular.
Bugün bir siyasetçi ile görüşmek için randevu aldım. 4 saat zamanım var, her
zamanki gibi kafamı kesintisiz meşgul edip beyinsel faaliyet sürdürmemi, meselâ
şimdi 3ds Max kitabımı okumayı engelleyen zatlar var. Yani kesintisiz olarak önce
tramvay, sonra metrobüs, sonra kendimi hatırlatmak için gittiğim Avcılar
Şükrübey'deki börekçide kafamı becerdiler. Tek kelime söylemedim, çorba içtim,
orada çalışan sıkmabaşlı teyzler "hiç bir yeri unutmuyormuş, geri döneceğim
diyormuş,..." gibi lâflar ile panik yaptı. "Telefon ettik ve seni deli diye şikâyet ettik,
baş örtülüleri sevmiyormuş...." gibi lâflar ettiler. Geçmişte bir erkek ve müşterileri
olan birçok tesettürlü huzurumu bozacak şekilde taciz etmişti.
SAYFA : 16/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
23 Ocak 2014 Perşembe
Altunizade'de Eureko Sigorta'ya uğradım, şerefsiz sürüleri her yerde vurdu durdu,
metrobüste bir tane varoş kiralık kaltak ve bir tane de genç olanından kafamı
becerdi yol boyunca. Beşiktaş'a geçtim, oradan Üsküdar ve Altunizade'ye.
Bankacılık denetleme kurumuna gidecektim, zaman kaybettirmek için cafe'de
kafamı beceren iki it geldi. Sonra Hacı Sayid'te iki çay içtim ama oranın çalışanı
bir iri yarı güvenlik şirketi iti ile anlaşmalı kavga çıkarmaya çalıştı.
Dün gece tüm belediyelere onları rezil ettiğimi belirten ve kanıtlar içeren mesaj
gönderdim resmi internet sitelerinin bilgilendirme, iletişim formlarından.
Beylikdüzü, Gaziosmanpaşa , Sultangazi belediyeleri benden mesaj aldı dün gece..
Hemen otobüste kavga çıkarmaya teşebbüs ettiler. Yol boyunca bir varoş çift laflar
ede ede yanımda yürüdü, saçma sapan laflarla dikkatimi çekmeye çalıştı. Bekleyen
tek özel halk otobüsüne bindim. O çift de arkamdan bindi, şoförle paslaşa paslaşa
namusuma şerefime laflar ettiler. Arkaya geçip şerefim hakkında sinkaflı laflar
etmeye başladılar, küfürlü tepki aldılar. Belediyenin iti şoför arayıp ilâç istiyorum
diye bir laflar etti, merkeze şikâyet etti, iftira attı belediyeci it.
Bugün de bütün köpek gibi gezdi peşimde itler, bütün gün yordular. Hacı Sayid'ten
aşırı bir açlıkla çıktım, iki yarım ekmek döner yedim. Taksim meydanına
gitseydim yemek yemeden belediyenin it şerefsiz zabıtları arabayla yanıma gelip
almaya çalıştı, götürecekti kahpenin itleri. Belediyecilerin en adi şerefsiz pi.çleri
zabıtalar adamı işsiz ve parasız bırakıp sonra aç adamı kurtarıyoruz diye alıp akıl
hastanesine kapatıyorlar. Henüz param var, bir kafede çay içiyorum ve durumum
iyi. Ancak beni bu günlere kadar getirip süründüren varoş p..iç özel güvenlik
şirketleri, belediyeciler, zabıtalar beni yok etmek için saldırdı. Anaların am..ı ve
çocuklarının kanı hakkımdır.
Bu Türk düşmanı şerefsizler siyasi saldırı düzenlediler ve Sultangazi , Maltepe gibi
azınlıkçı , milliyetçi düşmanı semtlerde vurdular. Pekaka... saldırıları
düzenlediler. Türkiye'nin Türk olan yerlerinde analarını belleyecekler. Gazi
Mahallesi ve benzeri terörist bölgelere yakın yerlerde, kıro Parisi olan Beylikdüzü
gibi yerlerde vurdular ve burada yaptıkları propagandayı umursamayın çünkü
Türkiye'nin her tarafı böyle değil. Türk Yurdunda olaylar farklı. Televizyonda
onların tekme tokat dövüldükleri illeri hatırlayın.
Ayrıca kahpenin döl..leri şerefsizler ,
1. Bana hırsız diye iftira attılar , tüm malvarlığımı çaldılar.....
SAYFA : 17/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
2. Sapık diye iftira attılar, günün 24 saati ırzıma geçtirler, değişik şekillerde
mastürbasyona zorladılar....
3. Terörist diye iftira atıp terörist saldırı düzenlediler....
4. Siyasi uzman ilân edip CHP ve AKP'nin uzman saldırgan kadroları ile
saldırdılar....
5. Jigolo diye iftira atıp benim adım üzerimden namusuma laf ederek çıkar
sağlayan pazarlama motorlarını zengin ettiler.....
6. Adliyelerdeki itlerine tehtid ettirip ve iftira attırıp, dolandırdıktan sonra
bana dolandırıcı diye iftira atmak için bin tane ekonomik sorun ve bu
ekonomik sorunlara yasadışı çıkışlar gösterdiler....Şehirdeki tüm polisler
beni tanıyor, aylardır diş biliyorlar, yok edemediler.
7. Emniyeti ne zaman arasam beni tanımıyor gibi davranıyorlar. Sürekli inkâr
ediyorlar, kanıt kendi girişlerindeki ziyaretçi kayıtları ve benim savcılığa
verdiğim günlükler...
8. Kendisine ceza verdim, ömrünü kısalttım ve o bu cezayı kabul etti diye
konuşan pezzzevenge de söyleyin, onun rüşvetçi it aynasızları işlem
yapmıyorum, görevlerini kasıtlı ihmalle göttlerini satıyor onun cemaatine,
ben halâ vazgeçmedim, anasını belleyeceğim günü bekliyorum....
9. Şöyle laf etti de ceza verdim, ettiği laf hayatını bitirdi falan diye konuşan
itlerin yüzüne her gün oorrrospu çocuğu olduklarını ve yaptıkları puştlukları
vuruyordum, her türlü lafı yediler benden onlara çalıştığım sürece, sonradan
hapis korkusundan şu lafın cezasını verdim, bu lâfın cezasını verdim diye
konuşmaya başladılar. Ceza falan vermediler, uzun yıllar sürecek bir
kavgayı başlattılar, çocuklarının damarlarındaki kana da düşmanım,
karılarının giydiği iç çamaşırlara da..
20 Ocak 2014 Pazartesi
İş başvurularına devam edeceğim ancak dinci sermaye ve kılıçdaroğlu kck'sı ile
anlaşmalı İstanbul polisi pi..ç gibi eğlene eğlene suç işliyor. İş bulmam için şartları
hapis cezası istediğim polislerle ilgili şikâyetimden vazgeçmemi, bana yaptıkları
yalan ve sahte soruşturmaların tebligatını imzalayıp kabul etmemi ve ben deliyim
deyip ilâç kullanmama, yani akıllı olma durumumu ilâca bağlayıp kendilerini
SAYFA : 18/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
kurtarmamı istiyorlar. Benim bedenime türlü türlü müdahalelerde bulundurlar. 15
sene boyunca benim özel hayatımı ve profesyonel hayatımı zehir ettiler. Tek kuruş
para kazanamadım, kız arkadaşım olmadı.
Yani pahalı hayat kadınlarına gitmeseydim hayatımda hiç cinsel ilişkiye girmemiş
olacaktım, peze..venk emniyet müdürlüğü etrafımda duygularımla oynayan
fahişeler kiralıyor ve bu fahişelerin benimle oynamasını sağlıyordu. Daha sonra
hiç bir sorun olması bile bunalıma girdi, kara sevda acısı yaşıyor deyip
tımarhaneye kapatıyor, kendileri hakkında vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini
çalıyordu. Yani karı kıza dayalı bir sürü dolandırıcılık yapan bir pezeettta
İstanbul polisi var ortada. Benim özel hayatımı elimden senelerce mahvettikleri
için poku sid..ikle yıkadılar. Beni kadınlarla birlikte olmayan masturbasyoncu
diye karalayıp etrafımda sorun çıkaran kendi motorlarını gezdirdiler, dış
görünüşümü ve gençliğimi yok etmeden önce kendi şerefsiz motorlarına kavga
etme emri verdiler. Benimle oynayıp bunalıma girdi, aşk acısı çekti dedikleri
fahişeleri teker teker yatağa atacağıma söz veriyorum, ki arkalarında siyasi parti
/ terör örgütü / aşiret / cemaat ..ne olursa olsun beni durduramayacak.
İstanbul Polisi dinci sermayenin pisliklerini üzerime yıkmak için beni
çalışamayan, her türlü pis işe razı ve imzasını satan şerefsiz olarak göstermeye
çalışıyor. Bunun kanıtı Jale İyem'in pis işlerini gösteren şu dosyadaki bilgiler ,
yazının üzerine tıklayınız : TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD . Kendisini suçlamış
olduğum Jale İyem adına beni tehtid eden Gayrettepe Asayiş Büro Amirliği - Ahlâk
ve Kumar (orada terör şubeyle ilgili soruşturmanın ifadesini aldırlar benden) ve
Gasp Büro Amirliği , Kaçakçılık Büro Amirliği açık şekilde Ah Kah Penin kıçını,
gö...tünü yalayıp ben suçlarken beni sanık olarak göstermeye çalışıyor. Herkesin
gözü önünde suç işleyen ve yıllardır yasadışı çalışan Jale İyem'in suçları herkesin
gözü önündeyken, kahpece g..öt satıyor İstanbul Polisi Ah Kah Pe'ye.
Saat 19:30 ve yarım saat önce yarım ekmek bir şey aldım, tek ısırıkta dişim kırıldı,
paramparça oldu. Aldım çıkardım kırık parçayı ama sapıklar, saldırıları sapık
şeriatçılara yaptırıp eğitimli ve bilgili, diploma sahibi suçlular bu sapık, cahil
saldırıların maskesi altına akıl almaz zararlar veriyorlar. Hep sapıklar saldırıyor
ama baktığımız zaman tamamen bilimsel sonuçlar elde ediyorlar. Saçma sapık
iftiralara bağlı olarak doğru dürüst beslenip zinde kalmamı engelliyorlar,
uyumamı ve iyi beslenmemi engelleyerek bedenimi ihtiyarlatıyorlar, bağışıklık
sistemimi yok edip yıpranmamı, hastalıklara yakalanmamı sağlıyorlar. Dış
görünüşüm, saçlarım, cildim, kemiklerim korkunç zararlara uğruyor. Bütün bu
sapık saldırılar nedeniyle para kazanamıyorum, beni ufak bir tazminata razı edip
o tazminatı çok acil istememi sağlamaya çalışıyorlar. Yani hapis cezası istememi
engellemek için tazminatı ben mi alacağım benim yerime annem mi alacak,
tazminatın miktarı ne olacak, çok borca batmış adama çok tazminat verdik,
varoşların gözünü doyuracak bir rakam verip hakkını verdik, biz namuslu
memurlarız ayakları var. Yani özet olarak asıl meseleden uzaklaşıyorlar, mesele
hapis istemiyle ceza davası açılması olayıdır. Başka bir kavga yok. Daha önce
bana 4 ay acayip işkence yapıp inanılmaz derecede borca batırıp, açlık tehtidleri
savurup sonra karşıma çıkıp 3 bin TL + 5 bin TL de benden diyen bir polis
çıkardılar, 8 bin TL ile bitirelim dediler. Benim amacım onlar için hapis almak idi,
SAYFA : 19/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
o 5 bin TL ile anana jigolo tut demiştim o aynasıza. 8 bin değil, 8 milyonla çıksa
karşıma yine hapis cezası istiyorum aymaz aynasızlara.
[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=0dWmNql6ajA&w=840&h=630]
19 Ocak 2014 Pazar
Sultangazi İlçe Emniyet asılsız ihbar ayarlamış, anamı eve erkek alıp seks yapmakla
suçlayan ihbar gönderdiğimi iddia ederek kapıma gelmişler. O asılsız ihbarı
kendileri ayarlamışlar, otellerde ve lokantalarda bilgisayarım savunmasız, şifreleri
defalarca çaldılar. Polis çok sayıda açık ve net, kanıtlara dayalı şikâyetler aldı ancak
işlerine gelmediği için ele almadılar. 65 yaşındaki annemi erkekleri eve alıp aşk
yaşıyor diye ihbar ettiğimi iddia ederek 5 vakit namaz kılan münafık ihtiyar kadının
cinsel namusunu araştırıp tüm dolandırıcıları namuslu ilân etmişler. Evet annem
erkeklerle yatmıyor ama bu onun dolandırıcı olmadığı anlamına gelmiyor. Uyduruk
soruşturma soncunda annem 5 vakit namaz kılan cinsel yönden namuslu, ihtiyar ve
iftiraya uğramış kadın çıkacak. Böylece ortak saldırı ve işkenceleri ortaya
çıkmayacak, ben yalancı damgası yiyeceğim. Annem geçmişte kasıtlı olarak beni
sinirlendirmek için beni kışkırtan davranışlar sergilemişti, küfürlü tepki almıştı.
Annem olduğunu kabul etmiyordum, tüm gelirimi ve sağlığımı yok ederek sokaktan
toplamasınlar diye onun evinde yaşamak zorunda kalıyordum.
Aynı zamanda Sultangazi İlçe Emniyet uzun zamandır kasıtlı görev ihmali vasıtasıyla
organize suçlara destek veriyor. Yani kendisini kasıtlı görev ihmalinden kurtarmak
için böyle bir saçmalık uydurdu, saçma sapan ihbar deyip dikkate almadık iddiasıyla
hareket edecekler. Bu bir dolandırıcılık. Kendimi ihbar ediyorum , bu iftira ihbarı,
yani ihbar dolandırıcılığı yapan polis memurlarının eşlerine seks teklif edeceğim,
eğer kendileri kabul ederse onlarla yatacağım. Benim hayatımı kaydıran dolandırıcı
iktidar zinayı serbest bıraktı, yani tamamen yasal ve bu hakkımı onların eşleri ile
birlikte olmak için kullanacağım. İstanbul polisi genellikle tüm saldırılarını siyasi
kavga, şahsi tartışma ve uyuşmazlık maskesi altında saklayarak vuruyor.
Değişik bahaneler kullanıyorlar. Bunlardan birkaç tanesi :

Özel güvenlik şirketlerinin saldırıya sokmak için Maltepe'de bir kürt özel
güvenlikçinin anasına küfür etmem için sabaha kadar işkence dozunda sözlü
sarkıntılık ve uykusuzluğun verdiği yorgunlukla acı çektirdiler, sabah
karşıma çıkarıp anasına küfür ettirmeye çalıştılar. Özel güvenlik
elemanlarının analarını merak etmiyordum, saldırıp
gürültü+patırtı+kendilerine reklâm için bu olayın sermayesi olarak
analarını ortaya koydular.
SAYFA : 20/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
 Dinci saldırı maskesi altında vurmak için birkaç dolandırıcı-münafık itle
sürtüşme ayarladılar. Onları kendi inançlarına uygun hareket etmemekle
suçladım. Dedim ki şeriatta iki taraf da ayrı ayrı dinlenir, onlar Müslüman
olsaydı öyle tek kişinin sözüyle adaletsiz adam öldürmezler, harcamazlar.
İtler zaten münafıktı, şeriatın cezasını kabul etti deyip kendileri yargılayıp
beni suçlu bulduklarını söyleyip saldırmışlar. İtin köpeğin birini dini ve
duygularımı istismar etmek üzere kullanmışladır. Ben şeriat ülkesinde
şeriatın yargılamasını bile kabul ederim şeriatçı olmama rağmen. Ama
birkaç it seni yargıladık, zikimize göre suçlu bulduk ve saldırdık deyince bu
şeriat cezası değil, oros..pu çocuğu saldırısı oluyor.

İstanbul Polisi dinci sermayenin pisliklerini üzerime yıkmak için beni
çalışamayan, her türlü pis işe razı ve imzasını satan şerefsiz olarak
göstermeye çalışıyor. Bunun kanıtı Jale İyem'in pis işlerini gösteren şu
dosyadaki bilgiler , yazının üzerine tıklayınız : TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD
. Kendisini suçlamış olduğum Jale İyem adına beni tehtid eden Gayrettepe
Asayiş Büro Amirliği - Ahlâk ve Kumar (orada terör şubeyle ilgili
soruşturmanın ifadesini aldırlar benden) ve Gasp Büro Amirliği , Kaçakçılık
Büro Amirliği açık şekilde Ah Kah Penin kıçını, gö...tünü yalayıp ben
suçlarken beni sanık olarak göstermeye çalışıyor. Herkesin gözü önünde suç
işleyen ve yıllardır yasadışı çalışan Jale İyem'in suçları herkesin gözü
önündeyken, kahpece g..öt satıyor İstanbul Polisi Ah Kah Pe'ye.
Lagalugalardan biri de benim özel kayıtlarımı inceleyen, sapık işverenim ve motor
olarak kullandığı (tüm mühendislerin imzasını satın alıp yasadışı şekilde
kullanmak için, belediyede pis işler için memurlara rüşvet olarak, şirket
yöneticilerinin karılarına boynuz takmak için ve iş çevrelerinde herkese
pazarladıkları fahişeler) çalışanları şahsi özel dosyalarımı incelemiş, bana
vurmak için ellerinde bahane yoktu, kendilerine uygun iftiralar atmışlar. Türk
SAYFA : 21/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
kadını fahişe diye bir hakaret ettiğimi söylemişler, öyle bir şeyi kelime oyunları ve
dolandırıcılıkla söyletmiş olma ihtimalleri var ama benim gerçekte Türk
kadınından değil, fiilen fahişelik yapan kürt alevisi motorları ve onlara çalışan
konsumtrist bir başka firma çalışanından söz ettiğimi ve ikisinin de fahişelik /
kürtlük özellikleri sabit. Yani herkese boğaz köprüsünü sattı bu dolandırıcılar ve
başkasının malına, canına saldırıp rahatlamak isteyen sapık varoşlar "ceza
veriyoruz" deyip saldırdı. O cezayı onlarına analarının müsait bir yerine
sokacağım. Onlardan sadece bir tanesinin annesini sinkaf edeceğim ama sembol
olarak onu videoya alıp internette yayın yapacağım analarıyla. Ve ne kadar
ilginçtir ki "Türkiye, Türkiye için .." diye slogan atarak bana vuranlar pekakacı..
veya pekaka yalakası lez oğlu lazlar...yani Türkçü düşmanları vuruyor, ayrıca
Türk kadının namusu için ceza veriyoruz diye saldıranlar Türk değil, aynı
zamanda şu ya da bu şekilde cinsel ilişkiyi çıkar karşılığında kabul etmiş, çok
sayıda erkekle bir çıkar karşılığında yatmış (bir şey pazarlayan konsumatrist
pazarlamacılar, şirket motorları, rüşvet olarak verilen şriket çalışanları, imzasını
satanlara ödül adı altında evli cemaatçi erkeklere verilen motorlar...v.b.)
kadınlardır. Yani fahişenin delikanlısı parasını alır hizmetini sunar, bunlar ise
Ayşe, Fatma, Hatice çakma kadın evliyalar ve Hale, Lâle, Jale modern sosyal
demokrat (aslında Türk düşmanı kürt solu) çakma solcular, lümpenler.
İSTANBUL'DA TEHLİKELİ GRUPLAR VAR VE BUNLAR DEĞİŞİK
GELİR SEVİYELERİNDEN, DEĞİŞİK EĞİTİM SEVİYELERİNDEN.
İSTANBUL'UN TURALARINDAN KENDİNİZİ KORUMANIZ İÇİN
BİRKAÇ YARARLI BİLGİ VERECEĞİM.
ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİ
ADLİYELER
SAYFA : 22/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
HASTANELER
KARAKOLLAR
EMNİYET MÜDÜRLÜKLERİ
KAYMAKAMLIKLAR
CEMAATLER
SİYASİ PARTİ İL ÖRGÜTLERİ
ETNİK ÇETELER
BELEDİYELER
....ve daha birçok kurum, meslek grubu ve toplulukta yer alan saldırgan, sapık suça
eğilimli kişiler hakkında bilgiler vereceğim...
Saldırıların mekanizması şöyle:
Plânlı şekilde iftira atıyolar

Ya daha önce söylemiş olduğum bir şeyi eksik şekilde söyletip kendi şerefsiz
yalan yorumlarını yayıp toplumu bana düşman ediyorlar

Ya kendilerinde yana taraf olan şerefsizlerin eline bırakıp bu şerefsizler onlar
adına beni içinden çıkamayacağım işlerin içine dolandırarak sokuyorlar

Ya da işkence ve eziyetle bütün vücudumu yorgunluktan öldürüp, sapık sadist
taciz ve ithamlarla, şerefsiz sapık sarkıntılıkla bütün vücudumu uyuşturup
beynimi etkisiz hale getirip saatlerce kafamı uyuşturduktan sonra ne
dediklerini anlamayacağım hale geldiğim zaman bir lâf ediyorlar ( şunun
cezasını veriyoruz, bunun cezasını veriyoruz, sen şusun busun... şeklinde
hakaret ve ithamlar) ve benim kafam durmuş olduğu için, şişmiş kafamı
SAYFA : 23/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
ellerim içinde tuttuğum için ve ne dediklerini anlamadığım için "kabul etti,
razı oldu, doğruladı,.." şeklinde şerefsiz lâflar ediyorlar.
Bu iftiraları mesnet alarak ceza veren üstün kişiler gibi davranıp değişik şekillerde
ve kesintisiz olarak adamı yok edecek şekilde zararlar veriyorlar
Beni yer yüzünden silmek için çok iftira atıyorlar, bu iftiralara bağlı olarak
paramı+zamanımı+sağlığımı harcıyorlar....Bu iftiraları atanlar kan
düşmanım....Birkaç örnek vereyim...

En çok şikâyet ettiğim şey düşmanlarımın çirkin, çarpık ve bu olaylardan önce
dış görünüşlerine dikkat etmemiş çarpıklar olmalarıdır. Kendilerini önemli
göstermek için sağlığıma zarar veriyorlar,
kemiklerimi+dişlerimi+saçlarımı+vücüdumun tazeliğimi mahvettiler. Tüm
kıyafetlerimi yok ettiler, çürüttüler, kalan kıyafetler de annemin kontrolünde.
Bazen tüm pantalonlarımı saklıyor, solmuş ve kirli görünen çöplük giydiriyor.
O çarpık şerefsizleri benim batırmış oldukları dış görünüşümle değil, kendi dış
görünüşünülze karşılaştırıp dalga geçin. Hepsinin si.im kadar boyu ve
kocaman kafası var.

Bir sürü kitap almıştım, bazılarını önemli kitapçılardan ve bazılarını da ucuz
diye marketlerden satın almıştım. Şu yazarın bu yazarın taklidi diye
konuşuyorlar. O şerefsiz it kimse çıksın karşıma ve konuşsun, öyle ileri geri
konuşup atmasın, sürü halinde iftiralar atmasın. Aldığım yüzün üzerinde
kitaptan sadece iki üç incecik kitap okudum ve yazarları yabancı idi.
Diğerlerinin fotoğraflarını çekip internete koydum, benimle uğraşan eşekler
okuyup bir şey bulduklarını sansınlar diye. O eşeklere yüzlerce kitap okuttum
ama benim gibi olamadılar.

Vatana hizmet etmiyormuşum. Ben siyasi başkan ya da cemaatçi diye geçinip
maaş ödemeden adam çalıştıran şerefsiz dolandırıcılara bedava çalışmıyorum.
Onlara maaş almadan çalışmak vatana hizmet değildir Bu ülkenin
generallerinden tutun başbakanına kadar, bakanlardan tutun profesörlerine
kadar...hiç kimse maaş almadan çalışmıyor. O vatana hizmet etmiyor diye ceza
veriyoruz itler önce bana ceza verme gibi iddia ile terbiyesizlik yaptıklarını
anlasınlar ve kesinlikle uzlaşmayacağımı, analarını belleyeceğimi anlasınlar.
Avukat tutacak parayı bulmamdan korktukları için ceza veriyoruz deyip işsiz,
parasız bırakıyorlar. Analarını bellemek de hakkım çünkü parasız bıraktıkları
için aylardır cinsel ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum, yakınlarını escort niyetini
si.eceğim ama çirkin oldukları için escort fiyatının ellide biri kadar para
vereceğim.

Sansyoncu diyorlar ama ben topçu popçu değilim. Gürültü patırtıyla bir şey
kazanmıyorum, sadece hayatta kalmaya, kurtulmaya çalıştım. Yedi dübeli
düşman ettiler, tüm partiler ve cemaatlerle, terör örgütlerilye düşman olmak
SAYFA : 24/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
bana para ya da şöhret kazandırmaz. Beni bir kaç yerde sıkıştırdılar, rüşvetçi
oros.u çocukları beni faili meçhul yapmasın, işkence gördüğüm yerde gizlice
öldürmesinler diye, yani hayatımı kurtarmak için olayı duyurdum.
Teröristleri, işkencecileri, dolandırıcıları, rüşvetçileri teşhir edip hayatımı
kurtardım, bundan toplum da kârlı çıktı.
28 Aralık 2013 Cumartesi
Herşeyeden önce şunu söylemek istiyorum, gittiğim her yerde sapıkça
saldırıyorlar. Gittiğim semtler ve yemek yediğim, oturduğum yerler belli. Bu
yerleri önceden döşüyorlar, sağcı ve solcu fark etmeden sözlü sarkıntılık
yapıyorlar. Tüm yerler eksiksiz olarak vuruyorlar. İkamet ettiğim adreslerde
namusuma ve şerefime küfür ederek, sözlü şiddet ile işkence yaparak çok
kızdırdılar. Tepki olarak kopardıkları lâfları kullanıp "ceza veriyoruz" şeklinde
eziyet etti kahpenin dölleri ah kah peliler ve kıro kemalin chp'ciler. Ben istediğim
gibi yaşarım, bildiğimi yaparım ama sadece ne kadar saçma bahaneler
kullandıklarını göstermek için birkaç örnek vereyim:

Hatice yüzünden ceza veriyoruz, haticeyi kabul etmeme cezası
veriyoruz. - O dedikleri kadını gördüğümde ilgimi çekmişti ama
sonradan kendi özel hayatı olduğunu gördüm ve hayat
felsefelerimiz uygun değildi, yani istemedim tanıyınca. Ama ona
aşık ve onu verince şunu kabul edecek bunu kabul edecek şeklinde
lâflar ile benim adıma, soyadıma aileme laflar etmeye başladılar.
Düşmanlarım bir iki defa karşıma çıkardı onu ama önceden çok
dolduruşa getirdiler, o da onların işine gelecek davranışlar
içindeydi. Çok kötü kızdırıp sert tepki aldılar, benimle hiç alâkası
olmayan birini madur falan diye göstermeye çalıştılar. O
hayatını yaşarken ve ben işkence çekerken laylaylom hayatını
yaşıyordu. Sonradan gürültü patırtı koptu, bu gürültüyü
kullandılar. Yani ortada bir Hatice durumu yok, benim için
Hatice'nin netice olması imkânsız, istemiyorum.

Yabancı ülkeye gideceğin için seni mahvettik dedi kahpenin dölü
on dakika önce, bir kafedeyim. - İpnenin çocukları ben istediğim
yere tatile giderim. Siz herkesin tatiline karışıyor musunuz.

Masturbasyoncu diye uyarıda bulunuyoruz. - Ulan her gittiğim
hamburgercide kafede mastürbasyon mu yapıyorum yoksa
oranın müşterilerine ya da çalışanlarına girip çıkan bir şey var
mı. Benim s.kim üzerinden propaganda yapıyorlar. Ben o iftira
atan sarkıntıcı komşuların o gece "karsına böyle soktu, şu
pozisyonda geçirdi, ağızına verdi, g.tüne soktu .... " diye anlatıyor
muyum internette ya da bir yerde. Adamların cinsel hayatını
anlatıyor muyum.
SAYFA : 25/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
 En sevdiğim de şu : Memlekete hizmet etmediği için ceza verdik,
vatana borcunu ödettik. - Lan ipnenin oğlu g.tverenler. Beni önce
fakir deyip açlıktan ölen köpek muamelesi yaptınız, 500TL
maaşla ayda 40 bin TL değerinde proje çizdiririz ayakları
yaptınız. Ulan şeyimin ağları, ben Türküm, maraba değilim.
İtiraz edince 800TL dediniz bir de üstüne mafya tehtidi
savurdunuz ama başıma patron diye diktiğiniz Halûk Bozkurt'un
o dönemde poposuna don alması benim çizdiğim projelere
bağlıydı. Çünkü ömür boyu imzasını satmış bir şerefsiz idi,
cezalar almıştı. Ödediği cezalar yüzünden aç geziyordu. Yani ben
ondan zengindim. Benim imzama saldırmak için iki yıl boyunca
eziyet ettiniz, beni dolandırıp dolandırıcı yapmaya çalıştığınız.
G.tten bacaklı top sakallı kıro kemalci chp'ciler her yerde beni aç
bırakma tehtidleri savurdu. Topluca paramı ve işimi batırdılar.
Lan ipnenin çocukları, sizin başkanınız bir defa satılık, kız çocuğu
gibi ağlayarak, göz yaşı dökerek Süleymancı işadamının
emirlerini yerine getiriyor. G.tündeki donu bile onunla yaptığı
işten kazandığı parayla aldı. Böyle şerefsizlere bedava çalışmak
istemedim, onlara beleş çalışmayınca memlekete hizmet etmeyen
adam cezası veriyoruz diye bir şey uydurdular. Propaganda
malzemesi arayıp iftira attılar. Ben onların yüzüne söyleyip
dalga geçiyordum öyle hizmet falan etmeyeceğimi. Açıkça
birbirine düşman siyasi görüşlerdeyiz, onlara hizmet etmeyi
memlekete hizmet değil, memlekete ihanet olarak görüyorum.
bunlar ve bunlara benzer çok sayıda saçmalıkla tüm günümü ve gecemi, haftalarımı
ve aylarımı öldürüp borca batırdılar, iş bulmamı engellediler.
Aşağıdaki fotoğraflardaki iş yerlerinde bugün ve/veya önceki günlerde çok büyük
sorunlar yaşadım, oranın çalışanları ve müşterileri sapıkça sözlü sarkıntılık ve
sapıkça kafa şişirme yaptı. Kasıtlı olarak birine faydalı olan bildiğimiz suyu bile fazla
içirseniz, kasıtlı olarak zarar vermek için yaptığınız için bu bir suç sayılıyor. Yani
sonuçta zarar veriyorlar, sadece yöntem kafa şişirme ve iftira, sarkıntılık.
[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=o6pmDTjLYAk&w=420&h=315]
DELİNİN KUYUSU
"Bir deli bir kuyuya bir taş atmış, kırk tane akıllı o taşı
çıkaramamış" sözünü espirili bir şekilde ele alarak dipsiz
kuyulara sınırsız sayıda taş atacağız ve göreceğiz ki asıl deli o
taşları çıkarmaya çalışan akıllılar.
SAYFA : 26/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Ülkemizde büyüklere masallar anlatılıyor, sadece idiotların ve sapıkların
beğeneceği sapık masallar. Bir örnekten yola çıkalım.
Ben bir şerefsizin çetesinden öldüresiye dayak yiyince dava etmemem için beni
tehtid ettiler, tehtide gelmeyince aynı gece evimi kundakladılar. Rüşveti alan ve
para karşılığında beni şikâyetimden vazgeçirmeye çalışan polis memuru kapıdan
girer girmez (kendisini tanımıyordum) "baklava ye" dedi ve önümdeki baklava
kutusunu gösterdi. Mana veremedim ama sert söylediği için tartışmak istemedim,
bir parça aldım ve şikâyetimi anlattım. Bana "namaz kılıyor musun" diyerek
nitelikli dolandırıcılık öğeleri ile başladı, inançlarımı istismar etmek için
namazımı sordu. Rüşvet almış itin derdini anlayınca ters konuştum, namazımı
kılarsam onun rüşvet alması için değil, Allah'ın emri olduğu için kılıyordum.
Sonra "babana neden bakmıyorsun, neden sahip çıkmıyorsun" diye sapık bir
muhabbet ile baskı altına almaya çalıştı beni. Ondan önceki meslektaşları da aynı
şekilde rüşvet almıştı ve başka bir meselede hayatımı kaydırmıştı, kendime
bakacak para kazanamıyordum onun rüşvetçi it şerefsiz meslektaşları, aynı
karakolda görev yapmış arkadaşları yüzünden.
Hiç bir şerefsiz baskısını umursamadım, şikâyetimi dile getirdim, ayrıntılı bilgi
verdim ancak soruşturmacı komiserlerin kulağına bir şey söyledi, soruşturmacı
fırıldak gibi döndü. Öyle şahıslar bu mahallede yok, muhtarlık kayıtlarında öyle
birileri yok diyerek adreslerini ve telefon numaralarını verdiğim şerefsizleri
tutuklamadılar. Yani kabadayılıkla susturdular, takipsizlik çıktı.
Davalar 6 yıl sürdü, anne ve babamdan avukatıma kadar herkes sattı beni, hepsini
kovdum ve davayı kazandım. Polislerin şerefsizliği ortaya çıkınca tam gaz
vurdular, duruşmadan önce beni sapık komşulara aylarca taciz ettirdiler, işe
yorgun gönderdiler, işte de rüşvet vererek iş yapan işverenler vurdu. Kıskaca
aldılar. Karar duruşmasına girdiğimde ayakta duramayacak haldeydim. Otelde
kaldım uyuyabilmek için ama otelde de sabaha kadar mahvettiler beni.
Duruşmadan sonra beni kasıtlı olarak Maltepe'ye götürdüler. Issız bir yerde
aylarca yaşattılar. Bana öğrencilik yıllarımdan beri düşman olan ve Bilkent
Holding'e bağlı olan Tepe Özel Güvenlik Şirketinin inşaatları ve görev alanıyla
çevrili bir yerde 4-5 ay değil çalışmaya, uyumaya ve karnımı doyuracak kadar bile
para kazanmaya izin vermeyecek şekilde yaşattılar.
İşkence sayılacak kadar çok sarkıntılık, terör, uykusuzluk ve tehtid saldırıları
düzenlediler. Orada görevli Küçükyalı Polis Merkezi ve Maltepe İlçe Emniyet dinci
sermayenin devi Ilıcakların holdingine ve Bilkent Holding'e yaranmak için kasıtlı
olarak görevini ihmal etti, "ispatlayamaz, devam edin" diyerek işkence ve
saldırıları durdurmadılar. Sapık iftiralar atarak holdinglerin "ödül" adı altında
dağıtacağı paraları kışkırtma malzemesi olarak kullanarak yüzbinlerce sapık
varoşu kiraladılar, varoşlar kesintisiz olarak saldırdı, param ve sağlığım gitti,
yaşlandım ve yıprandım.
SAYFA : 27/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Beni bu kadar çok yıprattıktan sonra tecrübeli ve mesleğinde gelişmiş, önemli
mühendisi "baklava çalan sokak çocuğuna" denk gösterip orada bir parça baklava
karşılığında hepsini affettiğimi, şikâyetimden vazgeçtiğimi ve şerefsiz rüşvetçi itin
sözünü babamın arkadaşı olduğu için dinlediğimi, şikâyetçi olmadığımı
söyleyerek saçma bir savunma yaptı Sultangazi İlçe Emniyet.
Bu ülkenin polisi maddi durumu iyi ve yüksek hayat standardı olan mühendisi,
sakatlanmış bacağını, şişikler ve ezikler içinde olan kafasını, ağlatacak kadar ağır
acıları olan bedenini ve namusuna olan küfürleri, hakaretleri, evinin
kundaklanmasını bir yudum baklava için affettiğini söyleyecek kadar p.ç ve
şerefsiz bir or.spu çocuğu polis.
Daha iki yıl önce radyoda birkaç sunucunun sapık konuşmalarını duydum ancak
bunları üzerime alınmadım, seneler sonra sapık, çirkin, iğrenç görünüşlü, radyoda
sesini duyduğumuz ancak iğrenç dış görünüşlerini görmediğimiz radyo
sunucularının toplumu kışkırttığını duydum. Bunlar ünlüleri ve onların lüks,
sosyetik hayatını biliyor ve kıskanıyor, kendileri onlar gibi olamıyor ve benim
gelir seviyemi yüksek tutacak bir mesleğim vardı. Kaç tane reklâm ve şöhret
meraklısı it varsa bu radyocuların kışkırtmasına destek çıkmış. Dikkat,
radyocular iletişim fakültelerinden mezun veya eğitimsiz, genel kültürleri çok
geniş olmayan ancak çeneleri iyi lâf yapan kişiler. Bunlar benim cinsel, özel,
profesyonel, siyasi hayatımı kıskanıp mikrofonun arkasında görünmeyen değersiz
kişilikleri, sapık arzu ve emelleri, iğrenç dış görünüşleri ile genç ve başarılı,
sağlıklı ve iyi görünüşlü mühendisi kıskanıp sapık bir kışkırtma yapmışlar. Yani
başkasının ipiyle kuyuya inmiş bana saldıranlar, kılavuzları karga olanların
burnu poktan kurtulmamış, sonları hapishane olacak. Size radyo sanatçılarını yer
yüzünden silecek bir sır vereyim, hepsi yayından önce internete girip bir şeyler
çalıp, otlanıyorlar. Meselâ:

Tarih bilgileri yoktur, bir internet sitesine girerler Mevlâna, Yunus Emre
veya Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan ..hakkında birkaç şey öğrenip Allah
ve Peygamber sohbeti başlatıp üzerine bu internetten otlandıkları birkaç
cümleyi eklerler.

Espiri yapmak isteyenler, internetten şakalar otlanır, onlar için yabancı
dillerden ve yabancı ülkelerden espiri çalan ve ülkemizde bilinmeyen
şakaları onlara servis eden yabancı dil bilen kişiler var. Bazen de ünlü
olmayan insanların şakalarını ve fikirlerini çalmayı severler. Yani her şeyi
bedavadan otlanırlar, çoğu cahildir.
SAYFA : 28/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
 Bazıları da sohbet olayına girer, eşcinsel kadın kuaförleri gibi muhabbetler
yaparlar, yani koca karı dedikodusu yaparlar. Ama eğitim seviyesi düşük,
bilgileri yetersizdir.
Biraz matematik yapalım, dünyada 7 milyar insan var ve ülkemizde 70 milyon
insan var. Bu 70 milyonun 7 milyonu tüm dünyaya saldıracak kadar sapık, yani
Adolf Hitler kadar geri zekâlı. Mustafa Kemal Atatürk gibi aklı başında ve zeki
milliyetçi değiller. Bunlar bir kişi bin kişiye saldırıp dünyayı ele geçirecek,
dünyadaki kadınlar Müslüman olmadıkları için bunlar namus seviyesi olarak
ikinci sırada olacak, yani seks kölesi arap cariyesi gibi olacaklar diye
düşünüyorlar. Ayrıca bu seks kölesi olmaya razı olacak kadınların kocaları da
adalet olsun diye vergi adı altında haraç ödeyecekmiş. Ben de Türküm, ben de
milliyetçiyim ancak bu geri zekâlı düşünceler 70-80 sene önce geçerliydi, bunlar
bir bakıma ilkel idi, artık daha gelişmiş ve güzel fikirler var. Yüz yıl önceki aptallık
ortadan kalktı ve bu sapık siyaseti sadece cahil şerefsizler beğeniyor. E yani, bana
da deseler ki tüm dünyanın karıları ve paraları senin olacak ben de öyle siyasi
görüşü beğenirim ama gerçekte bu tamamen imkânsız, karıyı da parayı da
unutun. Bire karşı bin olan bir savaş intihar olur, kendi paranı da karını da
kaybedersin. Yabancılar savaş bitince tüm topraklarını alır, başka savaşlarda
olduğu gibi kadınlarına tecavüz eder, sahip olduğun her şeyi bombalayıp yakar,
yerle bir eder.
Son iki yıldır canımı ve malımı kurtarmaya çalışarak yaşadım, düşmanlarım beni
ailemle anlaşıp Sultangazi'deki adresimde yıllarca yıprattı. Orada işimi
bitiremediler, annem ve babam ile anlaşmalı şerefsizler 4 yıldır içeri kapatamadık,
başımız belâya girecek, olaylar ortaya çıkacak diye çıldırıyor. Bu süre içinde işimi
bitiremeyince Maltepe'ye iş vererek götürüp orada bir bahçe katı dairede,
düşmanım olan Tepe Özel Güvenlik Şirketinin koruduğu şantiyeler ile çevrilmiş
olan, ıssız ve şahitsiz bir ortamda işimi bitirmeye çalıştılar.
Oradan yayın yaparak, adliye ve emniyet müdürlüklerine başvurarak hayatımı
kurtarmaya çalıştım. Çok gürültü patırtı çıkınca bu durumda faydalanmaya
çalışan üç kuruşluk şerefsizler geçmişte söylediğim sözleri söyleyerek veya her
zaman dile getirmiş olduğum düşüncelerimi çarpıtarak bu kavgada taraf oldular
ve bana zarar verdiler. Yani bana saldıran şerefsizler kendileri geldiler ve musallat
oldular. Benim onlar ile bir sorunum yoktu, onlara bir şey yapmadım ve bana
saldırma sebebi olarak "şunu dedi, bunu dedi, bana küfür etti, hakaret etti...." v.b.
bahaneler kullandılar. Ben hiç kimseye durup dururken hakaret etmedim, canıma
SAYFA : 29/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
ve malıma saldıran, pişkin pişkin karşıma geçip hiç bir şey yokmuş gibi davranan
şerefsizlerin yüzüne vurdum her şeyi, yaptıkları şeylere tepki verdim.
En şerefsiz yalan da şunun imajına zarar vermişim, bunun imajına zarar
vermişim, şunu ya da bunu şöhretsiz ve parasız bırakmışım. Tamamen deli
saçması olan bu yalandan çok zarar gördüm. Unutulmuş ve para kazanamayan aç
siyasetçiler, çirkeflikle ve sapık iftiralar dolu propaganda ile gürültü patırtı
çıkardılar, isimlerini duyurdular, karınlarını doyuracak parayı zor bulurken
birden memleket için önemli ve değerli iş adamı, siyasetçi, mühendis, sanatçı diye
çıktılar toplumun karşısında. Size bir şey soracağım, benim ismimle onların ismi
yan yana gelmeden önce bu memleketin kaç vatandaşı onların ismini duymuştu.
Beni batırıp ve dış görünüşümü bozup, sağlığımı ve gençliğimi elimden alıp kendi
iğrenç dış görünüşlerine yakın dış görünüş kazandırıp paralarına güvenerek bana
üstünlük tasladılar. Üstünlükleri sağdan soldan yasadışı yolla çarptıkları
paralarla yaptıkları servetten ibaretti ama memlekete bir faydaları yoktu. Yani
imajına zarar vermiş olduğumu iddia ettikleri kişilerin,

İmajı yoktu, zaten piyasanın tamamını dolandırmış uyanıklar olarak
biliniyordular.

Siyasetçi olarak kendi ilçelerinde birkaç bin vatandaş tanıyordu, partilerinin
desteğini aldılar çünkü onların yaptığı şerefsizlikler yüzünden tüm partileri
rezil olacaktı. Partiler rezil olmamak için rezilleri kahraman olarak
gösterdiler, topluma boğaz köprüsünü sattılar.

Zaten beş para etmeyen imajları vardı, kendilerini saldırıya uğramış değerli
insanlar, taklit edilmiş değerliler olarak gösterdiler. Aslında beş para
etmeyen, bir yerden torpil ve iş gelsin de köşeyi döneyim diyen geri zekâlı
insanlar idi ve onların siyasi, dini toplulukları onları destekledi çünkü temsil
ettikleri topluluklar rezil olacaktı.
Holdinglerden şikâyetçi olunca, yani holdinglere bağlı şirketleri dava edince çok
sayıda şerefsiz kiralayıp saldırılar düzenlediler. Bunun için sapık iftiralar
kullandılar. Bu iftiraların birkaç tanesi:
1. Maltepe Aydınevler Mahallesi Altmışlılar Sitesinde bir sabah boyu çok ufak,
kötü beslenmiş bir kadın (kendisini tanımıyordum) yoluma çıkıp "bana bak
j...gg..." diye bir şey bağırdı, çok ufak ve açlıktan ölmüş, çizgi filmden daha
komik tipli bir kadın olduğu için kadının kaymış tipine güldüm, ne dediğini
bile anlamadım. Tüm mahalleye bana jigololuk yapmamam için uyarıda
bulundukları için jigololuk yapmadığımı çünkü uyarı aldığımı söylemişler,
SAYFA : 30/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
bana sosyal, ekonomik ve etnik düşmanlığı olanları kışkırtıp saldırmaları
için zemin oluşturmuşlar. Bunu üzerine İdealtepe esnafının yüzüne
pez.venklik yapmamasını, kendisine uyarıda bulunduğum için pe.evenklik
yapmadığını, normalde peze.enk olduğunu söyledim.
2. Bana Altmışlılar Sitesinde kürt alevileri "savaş çocuğu" diye bağırıp
kılıçdaroğlu pekakası adına bana saldırıyordu, ancak ben sağ sol kavgası
olayına girmemekte kararlıydım. Çünkü sağ sol kavgasını kürtler çıkarıyor,
bu kavgayla Türkleri birbirine öldürtüyorlar ve uşakları her zaman
lazlardır. Yani etnik çeteler, etnik saldırı takımları, Türk düşmanı
birlikler....var. Sonuç olarak benim uzlaşmacı (uzlaşma tavizler ile oluyor
diyorlar, bana ait olan şeyler için taviz vermeye niyetim yok, T.C.
Anayasasının 3. Maddesi gereği bu toprakların sahibi benim, o maddeyi red
eden vatandaşlık hakkı bile talep edemez) olmadığım doğru.
3. Altmışlılar sitesinde bekâr olduğum için sapıklarım vardı, kapıda küçük bir
aralık olduğunu bile bilmiyordum, banyodan çıktığımda "onu elime
alacağım, ağızıma alacağım .." gibi kadın konuşmaları duyuyordum ilk
dönemlerde. Tüm site aynı anda saldırdı. Daha sonra bir grup yaşlı kadın
üstlendi olayı. O yaşlı kadınlardan biri benim oturduğum bahçe katının
bulunduğu apartmanın üst katlarından balkondan bana "yaşlılarla
başlamak zorunda değilsin, önce gençlerden başla" diye bir lâf edince
güldüm ve komik buldum, içeri girdim ve cevap vermedim. Çünkü kadın
şeyim kadar boyum olan, kocaman kafalı, kısa saçlı, tipi kaymış yaşlı bir
kadın idi ve komik bir paçalı don giymişti. Daha sonra ilerleyen aylarda bu
kadını "polisin anası" ilân etmişler ve bana işkence yaptıran polisler, yani
dava etmiş olduğum polisler "anamıza saygısızlık yaptı, anamız istediği için
ceza verdik" şeklinde sapık ve aşağılık, manevi değerleri dolandırıcılık
amacıyla kullanan bir açıklama yaptılar. Bana o lâfı atarken kadını duvarın
ötesinden küçük bir çocuk görmüş. O çocuk bütün mahalleye anlatmış ve
"Polisin anası or.spu" şeklinde bir dedikodu başlamış, o dedikodu tüm
İstanbul'u sardı.
4. Bana terörist saldırı düzenleyen şantiyenin tamamı hemen bitişiğindeki
sitede bulunan bakkaldan alışveriş yapıyordu, yüzlerce şantiye çalışanı
oradan alışveriş yapıyor ve o bakkal başka yerden para kazanamıyordu.
Orayı ağızında tek bir dişi olmayan, viski ve değişik alkol türleri satan, kızı
tesettürlü olan bir dolandırıcı işletiyordu. Ben 20 yıldır erotik film
seyrettiğim için ve güzel kadınlarla birlikte olduğum için o genç kızın beni
etkilemek için göğüslerine öne doğru germesi, el kol bacak hareketleri
yapması, arkadaşının serçe parmağını dudaklarına koyup beni etkilemeye
çalışmasını çok samimi bulmadım. Daha sonra "hakkını ver" deyip gitti
mastürbasyon yaptı, geldi ve "doydum" dedi. Sonra "hakkını verdi" deyip
beni istediği gibi tımarhaneye kapatma, vücuduma zarar verme ve öldürme
hakkı olduğunu iddia eden yüzlerce şeriatçı kadından oluşmuş bir ordunun
başı oldu. Bekâreti önemseyip önemsemediğimi sorunca benim için önemli
olduğunu söyledim. Bakire olmadığı için onu istememi siyasi kavgaya
bağlamaya başladı, o dönemde hiç benimsemediğim ve istemediğim
SAYFA : 31/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
ülkücüler adına bana kabadayılık yaptı, ülkücü kavga çıkardı. Ama ben
gayet net biliyordum ki onun karnını doyuran ve kullanan şantiyedeki
pekakacı kadro idi. Bana "ağzıma verecek misin" v.b. sorular sordu, saygımı
yok etti, komik gülünecek bir uyanık durumuna düştü. Sonra tehtid ve
hakaretler savurmaya başladı, şeriatçı karılardan oluşmuş ordusu da bana
sapık gibi saldırıyor, saatlerce taciz-tehtid-hakaret-iftira-sarkıntılık
uyguladıktan sonra benden birkaç küfürlü tepki koparıyordular, baş örtülü
kıza küfür etti deyip tüm şehri kışkırttılar.
5. Altmışlılar sitesinin tamamı dava etmiştim ama saldırıyı birkaç kişinin
üzerine yıkıp, diğerlerini bu zevatları destekleyen kişiler, bu dolandırıcı
zevatların şahidi olarak göstermek istediler. Dava etmiş olduğum sitenin
dolandırıcı esnafı, bekçisi, bahçıvanı..v.b. onları dava ettiğimi biliyordu,
sapıkça aramızda dostluk varmış gibi davranıyordu, kendilerinden davacı
olduğumu inkâr ederek hareket ediyordu, adliye de soruşturmayı 4 ay
geciktirmişti. Bu süre içinde bunlar düşmanım olduğunu sapıkça inkâr ede
ede saldırdılar, namusuma ve şerefime değişik şekillerde hakaret ettiler.
Hakaretleri gizlice ve dolandırıcılık yaparak ediyordular, ben soruşturma
sonucunu bekliyordum ancak beni çıldırtıncaya kadar vuruyordular, sağlımı
bozacak şekilde yıpratıyor ve işkence sayılacak dozda sözlü şiddet, sözlü
cinsel sarkıntılık yapıyordular ve bazen küfürlü tepkiler koparıyordular.
Karşıma çıkıp adamlık dersi veren namuslu adam, huzuru bozan deliye ve
terbiyesize uyarıda bulunan temiz insan ayakları yapıyordular. Yani
adliyede, daha sonra da Küçükyalı Polis Merkezi'nden geciktirilen işlemler
ile benim ömrümü kısaltacak ve benim tüm paramı, saygınlığımı
karalayacak zamanı buldular. Bunlar sapık iftira ve hakaretleri lâfları ve
sözleri çarpık, yalan şekilde kullanarak yapıyordular. Meselâ : Ona iftira
attım, beni adam yerine koymayıp bana cevap vermedi - Delikanlı gibi
söyledi, delikanlı gibi kabul etti, kabul buyurdu..... Namussuz olduğumuz
ortaya çıkacak, onu öldürmezsek herkes namussuzluğumuzu öğreneceği için
yok etmemiz gerekiyor, sana jigolo iftirasını damga olarak vurmazsak bizim
ne pok olduğumuzu herkes öğrenecek - Senin jigolo olduğunu ispatlamamız
bizim için namus meselesi....
6. Çok sayıda dava açtım, aslında savcılar ve adliye personeli tek olan davayı
bin parçaya bölüp, çok sayıda ayrı dosya açtırıp elimdeki orijinal evrak ve
kanıtları çok dosyaya bölüp p.ç etmemi sağladılar. Sonra bana aylardır
sapıkça saldırıp kesintisiz uyku yaratan, kesintisiz olarak hakaret ederek
sinirlerimi yıpratmaya çalışarak terör uygulayan sapıkları dava ettim,
ancak orada bana iftira attıklarını ve neler yaptıklarını, neden yaptıklarını
ayrıntılı yazdım. T.C. Anadolu Adliyesi özel güvenlik şirketi GSM beni hazır
bekliyordu, savcının huzuruna çıkmadan önce kendi kendisine söylene
söylene (kendi kendine konuşan minik, çirkin ufak kadına ne diyebilirim)
beni tehtid edip kızdırdı savcının huzuruna çıkmadan önce bir özel güvenlik
elemanı. Savcının huzuruna çıkıp anlattım olayı, savcı emrindeki memura
ifademi alması için emir verdi. İfadeyi alırken bana dostça davranarak
hatalı değil, eksik ve yoruma açık ifade aldı, bana yardımcı oluyormuş gibi
davranıyordu memur. Bu arada beni tehtid eden özel güvenlik elemanı bana
söylediği şeyleri dayatmaya, ifademe ne yazacağımı söylemeye çalışıyor ve
sözlü şiddet uyguluyordu. Şimdilik tazminat istemiyorum de, diyordu. O
SAYFA : 32/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
zaman zaten tazminat rakamanı ve talebimi dile getirmem mümkün değildi
çünkü ceza davası için başvurmuştum. Yani çalışma hürriyetimi gasp edip,
tüm malvarlığımı ve eşyalarımı yok etmiştiler. Sonra Cumhuriyet'e hizmet
etmeyen ve Cumhuriyet Savcısı maaşı alan Metin Helvacı'ya verdiler
dosyayı, tüm ayrıntılı şikâyetlerim ve verdiğim bilgilere rağmen gasp değil,
iftira davası açmış. Yani hapis cezası istemi ile ceza davası açmadı,
dolandırıcılık yaparak tazminat istemeden hukuk davası açan adam
muamelesi yaptı. Bunun sonucunda öyle dava açtılar ki ben tazminat
almadan birkaç şerefsiz, varoş, çirkin memur yakınının attığı iftiradan
kurtulmak için ve onlara hesap vermek için namusum için dava açmışım diye
soruşturma yaptılar. Ben o şerefsiz itlerin iftirasından kurtulmak değil,
onları hapise sokmak istiyorum. Ve namuslusun diye sonuç çıkarmalarına
razı olduğumu söyleyenin yedi sülâlesini sinkaf edeceğim çünkü benim
namusuma laf etti para karşılığında şerefsiz köpekler.
Beni Maltepe ilçesinde aylarca yıprattıktan sonra ve baş örtülü kıza küfür etti, baş
örtülü kıza sulandı, baş örtülü kızı red etti ve evlenmedi.....v.b. saçmalıklarla
yıpratıp, korkutup kıvama getirdiklerini sandıklarında beni Beylikdüzü'nde AKP
kadın kolları eski başkanı Jale İyem'in şirketine mühendis olarak işe soktular.
Başlangıçta Jale İyem değişik şekillerde giyinip, makyajlar yapıp kameraların
önünde yürüyormuş gibi ortalıkta fink atıyordu, şov yapar gibi hareketler
çekiyordu, bu davranışlara mana veremedim.
Şirkette birçok hatalı imalâta izin verdikten sonra kaçmış olan, işten ayrılmış olan
mühendis Mahsun ... (soyadını bilmediğim bir teknik işler müdürü) bana aşık
olduğumu, aşık olduğumu kişiyi sormaya başladı. Ben özelime girmesine kızdım,
kendisine uyarılarda bulundum. Ancak ısrarlar aşk ve özel hayatım üzerine
konuşmaya devam etti. Bunun üzerine kendisine tüm geçmiş aşklarım ve
ilişkilerim hakkında bilgi vermek üzere "si.ki.m hakkında rapor yazacağımı"
söyledim. Aşık olmam gereken kişinin İyem olduğu aklıma bile gelmedi ama ondan
sonra bu kadar gürültü ve patırtıdan sonra kendisine reklâm yapmak, unutulmuş
siyasetçi + batmış şirket sahibi imajından kurtulmak için vukuat çıkarmaya
çalışan İyem tam ters yönde hareket etmeye ve beni öldürtmeye, yer yüzünden
silmeye çalıştı. Yani kendisine aşık mühendis yerine, öldürülmesi gereken
milliyetçi+cinsi sapık+sağcı düşmanı mühendis diye yaydı.
Akıllansın diye bekledim ancak bir ara kendisini Bakırköy belediye başkan adayı
olarak tanıtmaya çalıştı, daha sonra hedefi büyüttü ve Beylikdüzü+Esenyurt gibi
ilçeleri kışkırtıp kendisini milletvekili adayı olarak tanıtmaya başladı. Yani amacı
en başından beri kendisine reklâm yapıp parasızlıktan, açlıktan, kendisini hapise
sokacak borç yükünden ve dolandırılmış şahısların+şirketlerin açacağı
davalardan çıkacak hapis cezalarından kurtulmak idi. Kendisinin ve
çalışanlarının (bayanların evli olduğunu bilmiyordum, önce kıyafetleri ve
tavırları ile sapık kızlardan farkları yoktu, sonra evli kadın+anne+...v.b. özellikle
SAYFA : 33/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
namus kavgası veren kadın gibi davranmaya başladılar) cinsel vaka
konuşmalarını unutmam için günün 24 saati (evimde, metroda, metrobüste,
otobüste, vapurda,.otelde) kesintisiz taciz, tehtid, hakaret, iftira, itham,..sözlü
cinsel sarkıntılık v.b. ile kafamı ütülediler, hafızama saldırdılar. Uyumak,
dinlenmek, çalışmak, okumak yasak idi. Beni aylarca yıpratıp iftira ile işten
çıkardılar Ah Kah Penin çakma kadın evliyaları. Piyasaya da çok sayıda yalan
söylediler. Sapık lâflar ediyordular, yüzlerine soruyordum ama inkâr ediyor ve
hakaret ediyor, itham ediyordular. Sürekli yalan söyleme+inkâr şeklinde hareket
ettikleri için birçok söyledikleri şeye cevap vermedim. Cevap vermediğim şeyleri de
kabul ettiğimi, hatasını-suçunu kabul etti diyerek dolandırıcılık yaptılar. Ah Kah
Penin kahpeleri çok pis dolandırıcı. Ayrıca soruşturmacıyla anlaşmalıyız, polisle
anlaşmalıyız diye tehtidler savuruyordular.
19 Ağustos 2013 tarihinde T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi'nde adliye personeli ve
özel güvenlik şirketlerinin saldırısına, tehtid ve tacizlerine maruz kaldığım için
işlemi T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi'nden yaptım. 21 Ağustos 2013 tarihinde o
dosyada sanık olan Küçükyalı Polis Merkezi'ne bağlı ekip otosu ve suçladığım
polislerin ta kendileri geldiler, ikamet ettiğim adrestem beni binbir tehtid ve "ifade
almaya karakola götürüyoruz" diye yalan söyleyerek kaçırdılar. Beni bir ay kadar
kilit altında tutup kelime oyunları ile sürekli aynı şeyleri sormak ve her defasında
daha az agresif ve ayrıntılı cevap almak şeklinde her şeye razı adam göstermeye
çalıştılar. Çıkınca adliyeden dosyanın çalındığını öğrendim ve bu olayı dava ettim,
şikâyet işlemleri sırasında telefon edip "senin dosyan burada T.C. İstanbul
Anadolu Adliyesi'nde" şeklinde haber verdiler "hiç bir şikâyetim yok" şeklinde
dilekçe vermem için kandırıp dolandırmaya çalıştılar. Kapıma gelen yüzsüz,
utanmaz, aymaz, yüzü kızarmaz aynasızlar söylediklerini ispatla, kanıt göster
şeklinde konuştu ve tehtid etmeye devam ettiler. Kanıtlar sanıklara ya da polise
değil, mahkemeye sunulur, o rüşvetçi götttllleklere elimdeki kanıtı (kanıt evrak
çalınma şikâyeti dosyası içinde) verseydim beynim elektriği yemişti ve beyinsiz
olmuştum veya cinayete kurban gitmiştim çoktan.
O kanıtla dava açtım. Ama G.O.P. Adliyesi 2013/13103 soruşturması nedeniyle
başka soruşturmaya gerek duymadım, savcıdan haber bekliyorum. Mahkemede
beni yıpratıp attıkları iftiraları, kanıt diye kendi yarattıkları suni olayları
"sanıkların kanıtlarını kabul etmiyorum" şeklinde hakime bilgi vermem yeterli
olacak. Elimizde kanıtımız var diyerek bana eziyet eden, sağlığımı ve dış
görünüşümü yıpratanlar, ömrümü kısaltanlar, işkence yapanlar o kanıtları
hakime, yani mahkemeye sunacak kadar cesur değil çünkü o kanıtların işe
yaraması benim korkudan ölüp kabul etmeme bağlı. Kanıt diye yarattıkları
olaylar bana ve sağlığıma zarar verdiği için onlar nedeniyle alacakları hapis
cezası büyüyecek, verecekleri tazminatın miktarı artacak.
SAYFA : 34/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
VİDEOLARI TAM EKRANDA İZLERSENİZ GÖRÜNTÜLERİ
İZLEYEBİLİRSİNİZ
[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=_czPJnWn7Io&w=560&h=315]
SAYFA : 35/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
SAYFA : 36/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası seçimlerinde iki tarafı da iyi
tanıyorum.
Ben kendi derneğimin kararlarını desteklemekle ve uymakla birlikte TMBD'nin
sağcı grupla beraber seçimlere girmesini onaylamıyorum. Sağcı grup ve solcu
grup aynı şahısların grubu, yani ikili gruplar olarak çalışan (bir sağcı ve bir solcu
ortak, bir pekakacı ve bir yalandan milliyetçi ortak, yani her yola geliriz, hem
sağdan hem soldan vururuz, yolumuzu buluruz diye gruplar) şirketlere ait. Yani
sağcıları da seçseniz, solcuları da seçseniz odayı aynı topluluk, birlik, çıkar grubu
yönetiyor. Sonuç olarak bir fark yaratmak ve Türklerin de piyasada var olmasını
sağlamak için TMBD bağımsız olarak seçimlere katılmaldır diye bir düşüncem var.
1 Şubat 2014 .. Mesajlarımı inceledim cepte, birkaç gün önce gelen mesaja göre
bizim derneğin başkan adayı Çağlar Karamanlı imiş. Tebrik ederim, kim olduğunu
öğrenince sevindim. Bizim grubun Ah Kah Pe'nin grubundan ayrı olarak seçimlere
girmesi hoşuma gitti. Meslekte birlik grubu ismi de bizim gruba aitmiş, Ah Kah Pe
grubunu kendisine yeni bir isim bulsun diye göndermişler...Çağlar Karamanlı'nın
kim olduğunu öğrenmek için http://www.caglarkaramanli.com/
SAYFA : 37/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Cevat Çalışkan'dan kısa ve kesin istihbarat : İMO İstanbul
Seçimlerinde Şunlara Dikkat Ediniz
1. Çağdaş grup etnik gruplaşma birliğidir, kürtlerden+kürtçülerden+onların uşağı
lazlardan oluşan Türkleri dışlayan/yıpratan etnik bir yapıya sahiptir.
2. Çağdaş grubu bir solcu grup olarak değerlendirmeyiniz. Atatürk'ün en büyük
düşmanı olan Nur Cemaati ve birçok başka cemaatten destek alıyorlar çünkü bu
cemaatlerin üyeleri kürtlerden ve lazlardan oluşuyor, yani Çağdaş grup kesinlikle
Atatürkçü değildir.
3. Peki Çağdaş grup Mustafa Kemalci değil ise necidir? Çağdaş grup Türkiyeyi
geriletip, Hindistanı ilerleten Gandhi Kemalci'dir ki Gandhi Kemal ne Mustafa
Kemal ile ne de gerçek Gandhi ile alâkası olmayan bir şeydir. Yani Gandhi
Hindistanı birleştirdi ve savaşları durdurdu. Bizim yan sanayi Gandhi ise
uzlaşmazsanız kan akacak diye terörist tehtid savuruyor ülkemizin büyük millet
meclisinde. Uzlaşmak için de Türkler adına kendisi taviz vermek istiyor.
SAYFA : 38/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Beni de bu mantıkla yıprattılar. Benim yerime imza atacak ana, baba, kardeş
dayattılar, benim yerime şunu bunu kabul edecek büyüklerim diye geçinen üç
kuruşluk or..ospu çocukları ayarladılar. Yani Türkiye adına da pekakanın
haracını bir kürt alevisi olan kıro kemal kabul edecek. Böyle bir yapılanma için de
çok para lâzım, bu parayı değişik şekillerde temin edecedekler. Bu para
kaynaklrından biri de sağcılık solculuk yalanı ile ellerinde tuttukları milyarlarca,
trilyonlarca amerikan dolları değerindeki inşaat piyasasıdır.
4. Cemaatçi kürtçüler ve lazcılar da din kardeşlerini kandırıp Ah Kah Pe'ci gruba
oy verdirecek, böylece gerçek sağcıların oyları p.iç olmuş, bölünmüş ve yok olmuş
olacak.
28 Ocak 2014 Salı
Dün veya bir iki gün önce Esenyurt Fatih Mahallesi'nde MHP seçim irtibat bürosu
saldırıya uğramış. Bu internet sitesi bu saldırının reklâmını yapacak, yani burada
duyurunca herkesin öğrenmesini sağlayacak, terörün korkusunu yayacak bir
internet sitesi değil. Bu internet sitesi düşmanlığı yayıp kışkırtma yapacak bir
internet sitesi de değil. Bu terörist saldırıda saldıranlar da , saldırıya uğrayanlar
da kurban. Yeni rant için, siyasi kavga ve siyasi çatışma ile başkanlıklarını,
koltuklarını korumaya çalışan uyanıkların işi bu. Yani yine kavga, yine gürültü,
fakir fukara harcanacak, yağlı kuyruk başkanların ve onların ticari çevresi para
ve iş kazanacak, palazlanacak. Ben Esenyurt bölgesinin özelliklerinin fazla bilmem
ama bu saldırıdan sonra Halit Bey'in "Ranta karşı savaş" mesajını beğendim ve
anlamış oldum. Burada kan ve terör, kışkırtma ve şiddet ile gençleri birbirine
öldürtecekler, siyasetçi bozuntuları para kazanacak, rant sahibi kişiler siyasi
güçle para kazanacak, ekonomik güçleri büyüyecek. Tamam kardeşim beni
sevmeyin, bana inanmayın ama her sakallıyı dedeniz sanmayın. Size baba gibi
davrananların bir kısmı size babalık yapmak peşinde değil, babanız sıfatı ile
ananızla tanışmak istiyorlar. Her güzel konuşan sizden yana değil.
29 Ocak 2014 Çarşamba
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=tWIPpEqmiBU&w=840&h=630]
ESENYURT SEÇİMLERİ
SAYFA : 39/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
SAYFA : 40/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ
www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014
Resimlerin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz, videoları tam
ekran izlersen görüntüler görünür.
6 Şubat 2014 Perşembe
Dün İstanbul il emniyete Hukuk işler bürosuna gittim ve aylarca bana tebliği
edilmemiş soruşturma sonuçları hakkında konuştum. Çıkışta Aksaraya'da bir
internet cafe'de zaman geçirdim. Etrafta kafamı beceren itler de dolaşıyordu.
Oradan çıktım, yol boyunca kafamı şişirdiler. Altgeçitin yanından geçerken, yani
Aksaray'daki kavşağa yakın bir yerde sağımda elinde çocuk arabası olan bir
tesettürlü kadın sağıma, iki genç çocuk soluma durdu. Biri "ağızın sulandığı için
dişlerini yok ettik", diğeri "sapık olduğun için dişlerini mahvettik" şeklinde sağdan
ve soldan çaktırmadan laflar etmeye ve beni sinir etmeye başladılar. Kabul
etmedim böyle bir hakareti ve sapıklığı , çocuklara "senin dolandırıcı bedevi baban
benim paramı çalıp seni besliyor, bedevinin çocuğu....v.b." lâflar ile anasını
babasını düz geçtim.
Önceki gün de Bayrampaşa İşKur'a gitmiştim. Çıkışta bir börekçiye gidip iş
görüşmeleri yaptım, börekçi daha önce defalarca sözlü sarkıntılıkta bulunup
huzurumu bozduğu için yaklaşan mahkeme süreci için bir grup müşteri, orada
bulunan şahıslar ile beni sinir edip yarım saat boyunca kafamı kullanmamı,
düşünmemi engelledi. Sinirlerimi yıpratıp benden birkaç küfür kopardı, hesabı
öderken de bir doksan boyunda bir ayı geldi yanıma, yani posta koydu Kastamonu
Kır Pidesi diye bir börekçi idi iş yerinin adı ve İş Kur 'un bulunduğu caddede idi ve
Ah Kah Pe ilçe başkanlığının bulunduğu binanın komşusu olan binada idi.
Bu günlerde gözlerimin açılmasına biraz izin verdiler, yemek biraz daha
düzgün, para çok eksik, hiç bir şekilde para kazanmama izin vermiyorlar.
Bankalar alacaklarını istiyor, mahkeme dosyalarını dolduracak zaman
bulamıyorum, sapık bir karı ordusu şehrin her yerinde tüm zamanımı, enerjimi ve
sinirlerimi yıpratıyor. Vücudum biraz toparlandı.
SAYFA : 41/501
COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT
MÜHENDİSİ