Mükemmellik Yolculuğunda Kurumsal Sosyal Sorumluluk

YIL: 23
• SAYI: 174 Nisan 2014 - Mayıs 2014 • 8.00 TL
Müke
mmel
lik
Yolcu
luğun
da
Kurum
sal So
syal
Sorum
luluk
Projel
er
ön pla i
na
çıkıyo
r.
SOSYAL
SORUMLULUK
ÖNCE KALİTE Aralık 2013 - Ocak 2014
ONKAPAK_ICI_ilan.indd 22
5/26/14 4:13 PM
Bosch, yaşam kalitesini artırmak için
yenilikçi çözümler geliştiriyor.
Dünyanın önde gelen teknoloji ve hizmet tedarikçilerinden olan Bosch, insanların yaşam
kalitesini artırmak için çalışıyor. İşte bu nedenle tüm dünyada 281,000’den fazla çalışanı
istihdam eden Bosch, yılda 4,5 milyar Euro’yu araştırma ve geliştirmeye ayırırken yine her yıl
ortalama 5.000 adet patent başvurusunda bulunuyor. Yenilikçi Bosch ürün ve hizmetlerinin
tek ortak amacı var: İnsanların günlük hayatlarını her gün daha da iyileştirmek.
Daha fazla bilgi için: www.bosch.com.tr
DUNYA_KURUMSAL_ILAN_22x28.5.indd
1
003_BOSH_ilanı.indd 23
5/16/14
5/26/14 3:43
4:49 PM
PM
4
BAŞKANDAN
İLETİŞİM, ULAŞIM VE
HIZLANAN REKABET
Değerli Kalite Dostları,
Günümüz dünyasını tanımlarken önemli
iki gelişme dikkat çekmektedir. Bunlardan
ilki son 20 yılda artan iletişim ve hızlanan ulaşımın yarattığı olanaklardır. Bağlı
gelişme ise artan iletişim ve ulaşımında
büyük katkısı ile küreselleşen bir dünyada
giderek hızlanan “rekabettir”. Bunun sonucu sektör ve pazarda önemli değişimler
ortaya çıkmıştır. Kaynakların dağılımı da
bu değişimden etkilenmiştir. İhtiyaç duyulan
bilginin genişleyen yelpazesi ve derinliğinin
artması, çok sayıda demografik özelliğin
yansıması ve değişime etkileri günümüzde
yönetimi ve yönetici kavramlarını şekillendirmiştir. Küresel oyuncu olma kavramı,
kararların sorumluluk alanını genişletmiştir.
Sorunlardan çok fırsatlara odaklanan işletme ve yönetici tipi ile yapılması gerekenler
ve doğru olan işler için etkinlikler ve yetkinlikler gelişmiştir. Çabuk öğrenme ve hızlı
aksiyon alma bunlardan bazılarıdır. Yeni
fikirlere açık olma ve bunları destekleme, liderleri yeni düşünce biçimlerinin geliştiği bir
kültür ortamı yaratmakla görevli kılmaktadır.
Pazarın artık bütün dünya olduğu gerçeği
rekabetin de boyutlarını ve hızını arttırmıştır.
Her iki bağlamda ulaşım ve iletişimdeki
hızlılık, kuruluşlarında yönetim anlayışına
‘’çeviklikle yönetme’’ becerisinin eklenmesine neden olmuştur. Dış çevre ve dünyadaki
değişimlerin etkin izlenebilirliğini sağlama
kuruluşa bu değişime karşı alınabilecek
önlemler konusunda da yön verecektir. Değişen stratejik hedefler daha hızlı değişen
amaçlara, süreçlere ve organizasyonel
yapıya ilişkin değişimlere yol açacaktır.
Süreçlerin, projelerin ve genel olarak kuruluşun çevikliğini arttırmak önem kazanacaktır. Çevik kuruluşlar yalnızca fırsatları
değerlendirme açısından değil, tehditlerden
kurtulma açısından da iyi uygulayıcı olmak
durumundadırlar.
Var olmanın, sürdürülebilir başarının
temelinde, yükselen rekabet çizgisini yakalamak gelmektedir. Bunun için gösterilecek çaba yalnız işletmeler için değil,
kamu kurum ve kuruluşları, yerel idareler,
sivil toplum kuruluşları, şehirler, ülkeler için
de geçerlidir. Bu bir anlamda kurum ve
kuruluşların paydaşlarının katkılarını almak
için yönetim anlayışında yeni pencereler
açmalarını gerektirmektedir. Yaklaşımlar
ortak bilgi birikimlerinden daha çok yararlanabilecek ve bu ortamları zenginleştirecek
çabaları destekler yönde olmak zorundadır.
Günümüzün değerler dizisi rekabet olgusunu ön plana çıkartınca gidilecek yol
haritasında da öncelikler ve kilometre taşları
bu doğrultuda oluşmaktadır.
KalDer olarak kuruluşumuzdan bu yana
yaşam kalitesinin yükseltilmesi olarak tanımladığımız vizyonumuz da bu öncelikleri
gündeme getirirken, iyi yönetim ve yönetişimin süreklilik isteyen ve mükemmelliği
durmaksızın kovalayan bir süreç olduğunu
vurguladık.
Bir taraftan ülke için ekonomideki gelişmelerin önemini, demokrasi yolunda kaydedilen olumlu adımlar ve başarılar olarak
kaydederken, diğer yandan bununla yetinmenin yeterli olmayacağını dile getirdik.
Toplumun diğer sosyal gelişme göstergeleri
açısından da çağdaşlık çizgisini yakalaması gereğini her zaman ve her ortamda
vurguladık. Artık ’’Demokrasi ve Kalkınma’’
daha çok gelişmenin formülü olarak tanımlanmaktadır.
Katılımcı demokrasi kavramı ve gelişmiş
ekonomi tanımı, toplumlarda özellikle sivil
toplum kuruluşları ile bağlantılı gelişen bir
sonuçtur. Bu bağlamda sivil toplum kuruluşları gibi yapıların daha özgün ve etkin örgütlenmesi gereğini algılamak zorundayız.
Sağlıklı toplumların ortak akıl arayışlarında
bu katkılarla ve katılımlarla gelişen sorun
çözme yetkinliğinin önemini göz önünde
bulundurmalıyız. Süreçlere ve gelişmeye
ciddi katkıları olacaktır.
KalDer gibi nitelikli üye varlığına sahip
kurumların rekabetin sağlıklı ve adil bir
ortamda sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde geliştirilmesi için önemli bir görevi
olduğuna inanıyorum. Bu özelliği nedeniyle
iş dünyasında önemli bir konumda bulunmaktadır. Bu konuma değer katan ise, bir-
A. Hamdi Doğan
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
çok değerli insanın ve kurumun katılımı ile
oluşturulan paylaşım ortamıdır. Bu değerin
ve oluşturulan sürecin toplumun her kesim
ve katmanına yayılması ve ülke düzeyinde
yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Böylesi
yaklaşımlar ülkemizin gelişmesi doğrultusunda gösterilen önemli ve anlamlı çalışmaların
başında gelmektedir. Ulusal Kalite Hareketi
KalDer’in bu amacı karşılayan bir sürecidir.
Genel Kurulumuz sonrası, yaşadığımız
SOMA faciası Kalite ve Yaşam döngüsünde ihmalleri suratımıza çarpan hepimizi
derin acılara gömen bir gelişme olmuştur.
Her üretimin, yaratılan her değerin ana
amacının İnsan yaşamını iyiye ve güzele
götürmesi ve ancak birlikte başarabileceğimiz değerlerden olduğu yönetim ilkelerinin
başında gelen temel kuralıdır.
Bir kez daha hatırlamalıyız ki iş güvenliği
her zaman gündemin en önemli maddesidir. Onu çözmeden sağlıktan, sürdürülebilirlikten gelişmeden söz etmek mümkün
değildir. Hiç bir bedel ve değer, kaybettiğimiz 301 canı geriye getiremez. Toplum,
büyük bir üzüntü yaşamış ailelerin acılarını
paylaşmıştır. Ancak “Kazanın geliyorum
dediği’’ bu akışta süreci bir daha tekrarlanmayacak bağlamda güvenlik çemberine
alarak içimizi rahatlatabilir, yeni felaketleri
önlemenin vereceği güven ile huzuru bulabiliriz. KalDer olarak yaşanan bu olumsuz
süreçte bilgi ve deneyimimizi paylaşmak
konusunda duyarlılığımızı, yapacağımız
çalışmalar ile sunma çabasındayız.
Bu inançlarla hepinizi şahsım ve olağan
genel kurulumuzda seçilen yeni yönetim
kurulumuz adına saygıyla selamlıyorum.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
004_baskan.indd 4
6/3/14 11:56 AM
005_PHILIPS_ilanı.indd 23
5/26/14 5:33 PM
6
IÇINDEKILER
KalDer
YIL: 23
2014
- Mayıs
Nisan 2014
I: 174
• 8.00
TL
Mükemmellik
Yolculuğunda
Kurumsal Sosyal
Sorumluluk
Projeleri
ön plana
çıkıyor.
4
BAŞKANDAN
34
TMME ÖDÜLLERİ
SAHİPLERİNİ BULDU
8
SOSYAL SORUMLULUK
10
SÜRDÜRÜLEBİLİR
KALKINMANIN
ARACI OLARAK KSS
36
KOŞULSUZ GÜVEN İLKESİ,
BOSCH MÜŞTERİSİNİ
‘MEMNUN’ ETTİ
12
HAYATIN HER ALANINDA
OPET
38
MÜŞTERİ İLE YÜKSEK
İLETİŞİM MEMNUNİYETİ
GETİRDİ
16
MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE
SOSYAL SORUMLULUK
YAKLAŞIMIYLA
OLUŞTURULAN BİR
SÜRDÜRÜLEBİLİR
BÜYÜME HİKÂYESİ… YEDAŞ
40
PHILIPS, MÜŞTERİSİNİ
EN ÇOK MUTLU EDEN
MARKA OLDU
42
ZİNCİR MARKET MÜŞTERİLERİ BİM’DEN ‘MEMNUN’
18
BURSAGAZ, SOSYAL
SORUMLULUK ALANINDA
EZBERLERİ BOZUYOR
44
AYGAZ MÜŞTERİSİ
ÇOK ‘MEMNUN’
20
İSTANBUL’UN GÖKYÜZÜYLE
ARKADAŞ ŞİRKETİ: İGDAŞ
46
TÜRKİYE’NİN EN SEVİLEN
SU MARKASI ERİKLİ
22
ŞİRKETLERDE YENİ TREND;
SOSYAL SORUMLULUK
48
2014-2016 DÖNEMİNDE
A.HAMDİ DOĞAN YENİDEN
BAŞKAN OLARAK SEÇİLDİ
24
YEŞİL BİLGİ PLATFORMU;
ÇEVRE SORUNLARIYLA
MÜCADELEDE
“BİLGİNİN GÜCÜ”NÜ
KULLANIYOR!
50
DURAVİT’TEN
360 DERECE KALİTE
26
TURKCELL’İN “ENGEL
TANIMAYANLAR”
HAREKETİ
HER GEÇEN YIL BÜYÜYOR
52
KURUMSAL KAYNAK
PLANLAMA SİSTEMLERİ
VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
54
BÜYÜKŞEHİR KALİTE YOLUNDA İLK ADIMI ATTI
28
BASF, SÜRDÜRÜLEBİLİR
GELECEK İÇİN ÇALIŞIYOR
56
KalDer’DEN HABERLER
59
KalDer’DEN HABERLER
30
COCA COLA HAYATA ARTI
KATIYOR
60
ŞUBELERDEN HABERLER /
ANKARA
32
DEĞİŞEN DÜNYA VE
KURUMSAL SORUMLULUĞUN
YENİDEN YAZIMI
62
ŞUBELERDEN HABERLER /
BURSA
• SAY
ÖNCE
KalDer
YIL: 23 •
KALİTE
SAYI: 174
• 8.00
TL • Nisan
2014 -
SMYLAULLUK
SOO
RU
Mayıs 2014
S
11:56 AM
.indd 3
R KAPAK
KALDE
5/28/14
Sahibi KalDer Adına
A.Hamdi DOĞAN
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Neslihan CİNGİ
[email protected]
Yayın Kurulu
A. Hamdi DOĞAN, Akın ALIKÇIOĞLU,
Erdenay GÜL, Fügen TOKSÜ,
Gül GÖKTEPE, Özlem YÜZAK,
Tolga YÜCEL, Selami ÇELEBIOĞLU,
Selçuk ERGENÇ
İdare Merkezi
Türkiye Kalite Derneği
(KalDer)
Centrum İş Merkezi, Aydınevler Sanayi
Cad. No:3 Küçükyalı 34854 İstanbul
Tel: 0216 518 42 84
Faks: 0216 518 42 86
www.kalder.org
e-posta:[email protected]
Yapım
Has Matbaacılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.
100. Yıl Mahallesi MAS-Sit
Matbaacılar Sitesi
3. Cadde 199/A Bağcılar – İstanbul
T. 0212 629 0249 (pbx) F. 0212 629 0647
Baskı
Has Matbaacılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.
100. Yıl Mahallesi MAS-Sit
Matbaacılar Sitesi
3. Cadde 199/A Bağcılar – İstanbul.
T. 0212 629 0249 (pbx) F. 0212 629 0647
Önce Kalite Dergisi, Türkiye Kalite
Derneği tarafından 2 ayda bir yayınlanır.
Ulusal-Türkçe-2 Aylık
ISSN: 1301-4978
Önce Kalite Dergisi’ndeki yazı ve resimler
kaynak gösterilerek kullanılabilir.
64
ŞUBELERDEN HABERLER /
Yazarlar ve Kuruluşlardan gelen yazılar:
• A4 sayfasına, her taraftan
2 cm marj bırakılarak, 1.5
cm boşluk, 12 punto Arial
veya Times New Roman
karakteri ile en fazla 4 sayfa
yazılmalıdır.
• Yazı başlığı ve yazar adı
koyu font ile yazılmalıdır
• Yazar unvanı, e-posta
adresi yer almalıdır.
• Yazara ait en az iki adet
yüksek çözünürlükte
vesikalık olmayan hareketli
tarzda resimler olmalıdır.
• Gelen yazılar, yayın
kurulu tarafından
okunurluğunun artırılması,
uzunluğunun kısaltılması
gibi durumlarda yazının
içeriğinde, başlıkta
değişiklik yapılabilir. Bu
değişiklik yapma hakkı
dergimizce saklıdır.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
006_007_editor.indd 6
6/3/14 11:52 AM
7
BU SAYIMIZDA
Sosyal
Sorumluluk
KalDer’in toplumsal kalkınmayı ve kamusal faydayı hedefleyen tüm sivil toplum kuruluşlarında olduğu gibi, varlık nedeni “Kurumsal Sosyal Sorumluluk”tur. Bu sayımızda
KSS’nin önemini vurgulamak amacı ile sürekli gelişim kapsamında kurumsal sosyal
sorumluluk konusunu ele aldık. Bu konuda çok değerli kurum ve kuruluşların üst düzey
yöneticilerinin görüşlerine yer verdik.
Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl, Opet Kurucu
Neslihan Cingi
Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk, Yedaş Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, Bursagaz
[email protected]
Kurumsal İletişim Yöneticisi Dilek Kiper, Proje Danışmanı ve Eğitmeni Bora Ersezen, Koç
Sistem, İGDAŞ, Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Burak Sevilengül, BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey
Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Aksoy Bilgen, Coca Cola Türkiye Kurumsal
İlişkiler Çevre Müdürü Erdal Kiraz ve Su CSR Genel Müdürü Asya Deniz Akyol’un değerli görüşlerini
okuyabilirsiniz.
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan “İletişim, Ulaşım ve Hızlanan Rekabet” yazısı içerisinde, günümüz dünyasını tanımlarken önemli iki gelişmeye dikkat çekiyor; bunlardan ilki son 20 yılda
artan iletişim ve hızlanan ulaşımın yarattığı olanaklar, bağlı gelişme ise artan iletişim ve ulaşımında
büyük katkısı ile küreselleşen bir dünyada giderek hızlanan “rekabet” olduğunu vurguluyor.
KalDer, TMME’de geçtiğimiz 9 yılda başarı kazanmış firmaları gerçekleştirdiği ödül töreniyle onurlandırdı. Bazı sektör birincilerinden Bosch Ev Aletleri, Volkswagen, Philips, BİM, Aygaz ve Erikli’nin
başarı hikayelerini içeriki sayfalarımızda okuyabilirsiniz.
“Görüş” köşemizde Kurumsal Kaynak Planlama Sistemleri ve TKY’yi bizlere aktaran Elan Genel
Müdürü Ömer Lütfü Cunbul’u, Ulusal Kalite Hareketi köşemizde ise Duravit Yapı Ürünleri Genel Müdürü
Müfit Ülke’yi konuk ettik.
Son olarak “KalDer Olağan Genel Kurul Toplantısı” gerçekleşti. KalDer’in yeni Yönetim Kurulu, Özel
Sektör, Kobi ile Sivil Toplum Kuruluşlarının ve Akademi dünyasının önemli temsilcilerinden oluşuyor.
Sevgi ve saygılarımla,
/turkiyekalitedernegi
/kalitedernegi
/kalitedernegi
/company/kalder
/turkiyekalitedernegi
/kalitedernegi
/turkiyekalitedernegi
/+kalder
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
006_007_editor.indd 7
6/3/14 11:52 AM
8
GİRİŞ
M
ükemmellik yolculuğunda
emin adımlarla ilerleyen
kurumların, sosyal sorumluluk alanına olan ilgileri her geçen
gün artıyor. Şirket içi, paydaşlar ve
tedarikçilerle oluşturulan mükemmel
iletişim içerisine kurumsal sosyal
sorumluluk projeleri ile toplumsal
hedefler de girmeye başladı. Pek
çok şirket sorumlu olma yolunda
değişik projelere imza atıyor. Şirketlerde bu işi lider göğüslüyor ve
tüm kademelere kadar sorumluluk
verilmesini sağlıyor. Yapılan araştırmalara göre sosyal sorumluluk projeleri ile değer yaratan şirketlerin,
başta marka değerleri olmak üzere,
müşteri ve toplum üzerinde ki etkileri
de olumlu bir şekilde artıyor. İnsan
kaynaklarını oluştururken rakiplerine göre avantajlar elde ediyorlar.
Mükemmellik yolculuğunda toplam
kalite felsefesini uygulayan önemli
şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk alanında ortaya koydukları projeleri araştırdık.
SOSYAL
SORUMLULUK
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
008_dosya_giris.indd 18
5/28/14 12:09 PM
009_IGDAS_ilanı.indd 23
5/26/14 5:35 PM
10
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
SÜRDÜRÜLEBİLİR
KALKINMANIN
ARACI OLARAK KSS
Bir şirketin operasyonlarının ekonomiye, çevreye ve topluma etkisini
bilmesi, yönetmesi ve olumlu etkilerini artırması üzerine kurulan
bu “kurumsal sosyal sorumluluk” tanımı, artık KSS’yi şirketlerin PR
etkinliklerinin alanından çıkarıp günlük faaliyetlerine yayan bir anlayıştır.
S
osyal sorumluluğun şirketler için ne
ifade ettiğini anlamak ancak konunun sınırlarını doğru şekilde çizmekle
mümkündür. Şirketlerin sorumluluklarının
nerede başlayıp, nerede bittiği gelişmiş
ülkelerin gündemini yıllarca işgal eden bir
tartışmaydı: Şirketlerin hissedarlarına kar
kazandırmak dışında nasıl bir sorumluluğu
olabilirdi? Etik değerler yasaya dönüşmediği sürece şirketler için ne anlam ifade
edebilirdi? Peki ya doğal kaynakların tüketimi, insan hakları ihlalleri gibi konularda
devletler bir şey yapmazken, şirketler nasıl
bir sorumluluk üstlenebilirdi?
Votaw’ın tanımı ile ‘bir anlamı olan; ancak
herkes için aynı anlama sahip olmayan’ “kurumsal sosyal sorumluluk” (KSS) kavramının
sınırlarına dair bu tartışmaların günümüzde
yok olmaya yüz tutmasını “sürdürülebilir
kalkınma” perspektifinin en büyük başarı
göstergelerinden biri olarak nitelendirebilirim. 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya
Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun (WCED)
yayınladığı Brundtland Raporu’nda ilk kez
tanımlanan bu perspektif, artık bir mottoya
dönüşmüş halde: “Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini
karşılama kabiliyetinden ödün vermeden
karşılamak”. Bu yeni kalkınma perspektifi, toplumsal gelişmeyi sadece ekonomik
yönden değil, insani gelişim, sağlık, eğitim ve çevre gibi birçok boyutu entegre
eden bütünsel bir yaklaşımla değerlendirir.
Sürdürülebilir kalkınma, ancak ve ancak
bütünsel, uzun vadeli ve stratejik bir bakış
açısı ile, bir yapboz üzerinde çalışır gibi,
Oya Ünlü KIZIL
Koç Holding Kurumsal İletişim
Ve Dış İlişkiler Direktörü
bir yandan her küçük parçanın birbiriyle ilişkisini göz önünde tutarken, bir yandan da
tüm resimdeki tutarlılığı koruyarak, baştan
mükemmel işleyen bir sistem kurma anlayışı
ile sağlanabilir.
Küresel ekonominin en önemli öznelerinden
olan şirketler, bu yapbozun da en önemli
parçalarını oluşturur. Bu durum, şirketleri
faaliyet gösterdikleri toplumlarla ekonomi
odaklı ve/veya hayırseverlikle sınırlı bir temastan çıkarıp, onlar için sosyal, ekonomik
ve çevresel sorumlulukların bir arada üstlenildiği yeni bir sorumluluk alanı tanımlar. Bir
şirketin operasyonlarının ekonomiye, çevreye ve topluma etkisini bilmesi, yönetmesi ve
olumlu etkilerini artırması üzerine kurulan
bu “kurumsal sosyal sorumluluk” tanımı,
artık KSS’yi şirketlerin PR etkinliklerinin alanından çıkarıp günlük faaliyetlerine yayan
bir anlayıştır. Bu anlayış, yazımın başında
alıntıladığım soruları da artık yersiz kılmaktadır. EFQM Mükemmellik Modeli’nde de
belirtildiği şekilde günümüzde şirketlerin
mükemmellik yolculukları, kurumsal sosyal
sorumluluğu yönetim stratejileri ile bütünleştirme kabiliyetlerinden geçmektedir.
Sosyal sorumluluk şirkete ne
katıyor?
Yukarıda tanımladığım haliyle KSS, toplumsal sürdürülebilirlik ile kurumsal sürdürülebilirlik arasında kurulan güçlü bağı ifade
eder. Bu bağın şirketler için ne anlama geldiğini, Türkiye’nin en büyük ve köklü şirketler topluluğunu kuran Vehbi Koç’un 1960
yılında şirket yöneticilerine yönelik yaptığı
konuşmasının en iyi şekilde özetlediğini
düşünüyorum. Güncelliğini hiç yitirmeyen
bu konuşmasında Koç, kendi anayasasını
şöyle tarif eder: “Devletim ve ülkem var
oldukça ben de varım”. Şirketlere toplumsal
ve ekonomik kalkınma içinde net bir rol
tanımlayan bu yaklaşım, şirketlerin uzun
vadeli var oluşlarını, faaliyet gösterdikleri
ülkelerin koşulları ile özdeşleştirir. Güncel
yaklaşımlarla birlikte düşünüldüğünde bu
anlayışın şirketlerin kullandıkları kaynakların sürdürülebilirliğinden, tüketicilerinin
yaşam kalitelerine kadar her açıdan geçerliliğinin tartışılmaz olduğunu söyleyebilirim.
“Sürdürülebilirlik” kavramını kendisinin
ya da biriminin sorumluluğu dışında gören kişilere, sürdürülebilirliğin üretimden
lojistiğe, tasarımdan tüketime kadar her
aşamada verimliliği işaret ettiği gösterildiğinde konu daha anlaşılır hale gelmektedir. Bu doğrultuda, bu gerçeği kavrayan
ve toplumsal ihtiyaçlar ile sahip oldukları
kaynakları doğru şekilde eşleştirmeyi başaran şirketlerin, kurumsal sürdürülebilirlik
ve sürdürülebilir kalkınma için en yüksek
katma değeri oluşturabildiği görülmektedir.
Kısa vadede ise özellikle son yıllarda değişen sosyal dinamikler ve tüketici beklentileri, sosyal sorumluluk çalışmalarının
tüketim kararları ve marka algısı üzerinde
giderek artan rolünü rakamlarla kanıtlar.
Bu durum KSS’nin bir yönetim aracı olarak
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
010_011_KOC_OYA.indd 20
5/28/14 12:11 PM
11
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
“DEVLETIM VE ÜLKEM
VAR OLDUKÇA BEN DE
VARIM”. ŞIRKETLERE
TOPLUMSAL VE
EKONOMIK KALKINMA
IÇINDE NET BIR ROL
TANIMLAYAN BU
YAKLAŞIM, ŞIRKETLERIN
UZUN VADELI VAR
OLUŞLARINI, FAALIYET
GÖSTERDIKLERI
ÜLKELERIN KOŞULLARI
ILE ÖZDEŞLEŞTIRIR.
Oya Ünlü Kızıl
Koç Holding
farklı aşamalarda değerlendirilmesine yol
açmıştır. İlk aşamada birçok şirketin toplumsal e tepkiler karşısında reaktif bir araç
olarak KSS’yi benimsediğini, sonrasında
ise bu tarz olayların bir daha yaşanmaması için KSS’yi bir risk yönetimi aracı
olarak değerlendirdiğini söyleyebilirim..
Bu ikinci aşamada, KSS alanında kurumsal
ilerlemenin sistemli takibi ve raporlaması,
çevresel ve sosyal risklerin doğru yönetilmesiyle kalmayıp, kurumsal ve toplumsal
katma değer yaratılması için fırsatların
da belirlenmesine yol açar. Böylece, risk
yönetimi aracı olarak KSS, ileri uygulama aşamalarında şirketlerin fırsatları da
görmesini sağlamaktadır. Bu bağlamda,
birçok büyük şirket toplumsal katkı sağlarken, inovatif ürün ve hizmetlerle yeni
pazarlara erişim, eko-verimlilik ile maliyetlerde azalma, çalışan aidiyetinde artış
ve sürdürülebilir ekonomik kazanç elde
etmeye başladığını fark etmiştir. Sonuçta
sorumlu işletmecilik anlayışıyla operasyonlarını yürüten ve sosyal projeleriyle topluma
katkı yaratan şirketlerin ciddi bir rekabet
avantajı yakaladığı söylenebilir.
Sosyal sorumlulukta yeni neler
oluyor?
Yukarıda değindiğim KSS’nin amacına dair
tartışmaların yanı sıra, KSS’nin temel ekseni
uzun yıllardır bu uygulamaların gönüllü mü,
yoksa zorunlu mu olması gerektiğine dair
tartışmalarla da şekillendiriliyordu. Avrupa
Parlamentosu’ndan uzun yıllar süren tartışmaların ardından gelen son derece güncel
bir gelişme, kurumsal sosyal sorumluluğu
büyük ölçekli Avrupa şirketleri için ihtiyari
alandan zorunlu alana taşıdı. 15 Nisan
2014’de Parlamento tarafından kabul edilen ve Avrupa Konseyi tarafından onaylanınca yürürlüğe girecek konuya ilişkin
yönerge, Avrupa Birliği genelinde 500’den
fazla çalışanlı 6.000 kadar kuruluşun çevre
konuları, toplumsal ve çalışanlarla ilgili hususlar, insan haklarına saygı, yolsuzlukla ve
rüşvetle mücadele ve Yönetim Kurulları’nda
çeşitlilik konularında politikalarını, riskle-
rini ve elde ettikleri sonuçları açıklamak
zorunda bıraktı. Ölçümlenen her konunun
yönetilmesi gerekliliği düşünüldüğünde bu
gelişmenin sosyal sorumluluğu şirketlerin
operasyonlarına entegre etme konusunda
da zorunluluğu içinde barındırdığı rahatlıkla söylenebilir. Diğer yandan, yönerge şirketleri bu konuları yönetecekleri ve
raporlayacakları standartlar bakımından
esnek bırakmaktadır. KSS’nin esas gücünün
şirketlerin sahip oldukları kaynaklar ve bu
kaynakları kullanma yöntemlerinin özgünlüğünden geçtiği düşünülürse, bu kararın
KSS’nin başarısı bakımından hayati olduğunu düşünüyorum. Bu doğrultuda, yukarıda
belirttiğim şekilde KSS alanında kurumsal
ilerlemenin sistemli takibi ve raporlaması,
şirketleri ileri basamaklara taşıyacaktır. Şirketler, çevre, etik değerler, insan hakları,
yerel kalkınma gibi konuları içselleştirdikçe
(hem algı, hem de faaliyet olarak) kurumsal
sosyal sorumluluğun önümüzdeki yıllarda
iş yapış tarzının doğal bir parçası haline
geleceği söylenebilir.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
010_011_KOC_OYA.indd 21
5/28/14 12:11 PM
12
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
HAYATIN HER
ALANINDA OPET
Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile Türkiye’nin en önemli markalarından biri
OPET. OPET’in projelerini topluma değer katacak her alanda görmek mümkün.
Projeler başta üst yönetim olmak üzere, tüm çalışanlar tarafından sahiplenilmiş ve
yüksek gönüllülükle devam ettiriliyor. OPET’in bu konudaki başarısını ve sosyal
sorumluluk projelerini Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk’e sorduk:
Nurten ÖZTÜRK
Opet Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi
Sosyal Sorumluluk Projeleriniz
nasıl başladı?
OPET, kurulduğu ilk günden bu yana sosyal sorumluluğa önem veren ve bu konuda
önemli çalışmalar yürüten bir marka. 2000
yılından bu yana bilinçli toplum projelerimizle, toplumu çevre, doğa, sağlık ve turizm gibi pek çok alanda bilinçlendirmeyi
ve bilgilendirmeyi amaçladık. Önce Temiz
Tuvalet Kampanyası’nı daha sonra da Yeşil
Yol, Örnek Köy ve Tarihe Saygı Projeleri’mizi uygulamaya aldık. Son olarak trafik
sorununa kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla
çok değerli paydaşlarımızla birlikte ”Trafik
Dedektifleri Projesi”ni hayata geçirdik.
En uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk
projemiz olan Temiz Tuvalet Kampanyası, Türkiye’de temizlik ve hijyen konusunda
önemli bir kilometre taşı. 14 yıldır aralıksız
devam eden kampanyamız ile tuvalet temizliği ve hijyeni konusunda toplumsal bir
duyarlılık ve değişim yarattık. Proje kapsamında önce kendi istasyonlarımızdan başlayarak temizlik ve hijyenin önemini vurgulayıp bunu kalıcı hale
getirmeyi başardık.
İstasyonlarımızdaki
personelimize eğitimler verirken, istasyonların tuvaletlerini
hijyenik bir ortama
kavuşturduk. Bugüne kadar OPET Eği-
tim Ekibimiz ile birlikte yurt genelinde 72 ili
gezdik, 5330 saat eğitim vererek 5,5 milyon
km.’den fazla yol kat ettik, 7,5 milyondan
fazla kişiye ulaştık. 27 milyonun üzerinde basılı malzeme, çocuklara çizgi
filmler, kitapçıklar dağıttık.
Ayrıca Suudi Arabistan ve
Makedonya’dan alınan davetle projemiz, oradaki Türk
okullarına da taşındı. OPET
ve TSE’nin işbirliği ile halka
açık tuvaletler için belirlenen
standartlar da İçişleri Bakanlığı’nca işyeri ve
restoran tuvaletleri de dahil olmak üzere tüm
tuvaletlerde zorunlu kılındı.
Örnek Köy Projesi ile köylerin kendi kendine
yetmesi, tarihi, coğrafi ve kültürel potansiyelinin değerlendirilmesinin yanı sıra, eğitim
düzeyinin yükselmesi ve çevre bilincinin gelişmesi gibi toplumsal göstergeleri hedefledik.
Tarihi dokusu ve doğal güzellikleri zengin,
turizm potansiyeli olan köyleri seçiyor; eğitim
ve rehabilitasyon çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Uygulama yaptığımız Mardin Dara,
Fethiye Saklıkent, Gaziantep
Yesemek, Bolu Pazarköy, Isparta İncesu ve Kekova Üçağız
köyleri ile birlikte hedefimiz her
yıl bir ilimizde çevresine örnek
olabilecek bir köy yaratmak.
Yeşil Yol Projesi ile istasyonlarımızın giriş ve çıkışları ile şehir
merkezlerindeki park ve bulvarlar yeşillendiriyoruz. Bugüne dek 557 bin 425 adet bitki
dikiminin yanı sıra yeşillendirme çalışmaları
sürüyor. Öte yandan yeşilin canlı yaşamındaki önemine yönelik eğitim etkinlikleri düzenleyerek, hazırlanan broşür ve dokümanları
kamuoyunun bilgilenmesi için paylaşıyoruz.
Tarihe Saygı Projesi ile Tarihi Gelibolu
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
012_014_OPET_3.indd 38
5/28/14 12:22 PM
13
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Yarımadası’nın doğal
dokusunu koruyarak,
çağdaş bir görünüme
kavuşması için çalışmalar yaptık. Proje kapsamında; Çanakkale
Savaşları’nın geçtiği bölgede, toplumsal kalkınmaya destek olacak
eğitim projeleri ile Gelibolu Yarımadası’nı
ziyaret eden turistlerin sorunsuz olarak gezmelerini sağlayacak altyapı ve çevre düzenleme çalışmaları uyguladık. Alçıtepe,
Seddülbahir, Bigalı, Kilitbahir, Behramlı,
Kocadere, Büyük ve Küçük Anafarta köyleri
ve Eceabat ilçesinde rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak bu köyler yeni bir
çehreye kavuşturuldu. Tarihe Saygı Projesi
ile sadece fiziki düzenlemeler değil, sosyal
içeriği de olan ve yöre halkının yaşam kalitesini arttırmaya yönelik kurslar ve eğitsel
çalışmalar da yaptık. Eceabat sahilinde Tarihe Saygı Parkı’nı inşa ettik. Bir Açıkhava
Müzesi niteliği taşıyan park, bölgeye gelen
yerli ve yabancı ziyaretçilerin, gezilerine
başlamadan önce bölge hakkında ön bilgi
alabilecekleri bir mekan olarak tasarlandı.
57. Alay’ın şehitliği ve Akbaş Şehitliği yenileme çalışmaları tamamlanarak her iki şehitlik
de ziyarete açıldı. Ayrıca Eceabat’ta işlevselliğini yitiren İlköğretim Okulu’nun yerine,
yeni ve modern bir okul inşa ederek eğitim
ve öğretim hayatına kazandırıldı.
Ve son olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Emniyet Genel
Müdürlüğü, Polis Eşleri Kaynaşma- Yardımlaşma Derneği (PEKAY) ve Uluslarası Polis
Birliği Türkiye işbirliğinde Trafik Dedektifleri
Projesi’ni başlattık. Projede hedef 3-17 yaş
arası çocuklar. Bu proje ile çocuklar kanalıyla büyüklere ulaşarak 3 yıl içinde 1,5
milyon çocuk ve gencin trafik konusunda
bilinçlendirilmesini hedefliyoruz.
Hedefiniz ne?
“Opet Bilinçli Toplum Projeleri”
adı altında tek bir çatıda yer alan
bu beş büyük proje ile hedefimiz
bilinçlendirmek; çağdaş, eğitimli,
ayakları üzerinde durabilen bir
Türkiye’ye katkıda bulunmak. Bu
da ancak eğitim ve değişimle mümkün. OPET
olarak, doğup büyüdüğümüz topraklara
karşı görev ve sorumluluklarımız olduğunu
düşünüyor; dün, bugün ve yarınlarımızı kucaklayacak köklü projelerle ülkemizi çağdaş
bir görünüme kavuşturmak istiyoruz.
Projeleriniz şu an hangi
noktada?
OPET’in tüm projeleri toplum yararı gözeten, sonuç odaklı ve sürdürülebilir özelliğe
sahip. Dolayısıyla hiçbir zaman yaptık, bitti
demedik, sorunların çözülmesi ve projelerin
kalıcı olması için elimizden geleni yaptık.
Tüm projelerimiz başladığı ilk günden bu
yana son derece ince detaylarla kurgulandı
ve adım adım takip edildi. Bundan sonraki
aşamalarda da aynı sürekliliği sürdürerek
yapılanları geliştireceğiz.
Sosyal sorumluluk projenizden
neler öğrendiniz?
Yola çıktığımız ilk andan itibaren insanımızı
ve toplumumuzu daha yakından tanıma ve
anlama fırsatı bulduk. Bu nedenle de yaptığımız çalışmaların gerçekten ihtiyaç duyulan
alanlarda olmasına ve fayda sunmasına
özen gösterdik. OPET’in tarihe, doğaya ve
çevreye saygılı, “bilinçli toplum ve bilinçli
hizmet” anlayışında bir şirket olmasından son
derece mutluyuz. Marka algımızın oluşmasında sosyal sorumluluk projelerimizin olumlu rol
oynadığını, sevilen, takdir ve tercih edilen bir
şirket olmamıza ciddi katkıları oluyor.
Projedeki başarıyı neye
borçlusunuz? Projenin
sürdürülebilir olmasını nasıl
sağladınız?
Sosyal sorumluluk projelerimizi kurgularken
tüm aşamalarda sadece ekonomik değil
sosyal ve çevresel etkilerini de göz önünde
bulundurduk. Dolayısıyla yol haritamızı her
adımımızın sonrasını da planlayarak oluşturduk. Kurduğumuz takip ve denetim sistemi
ile sık sık yapılan çalışmaları kontrol ederek
sürekliliğini sağlıyor, ihtiyaçlar doğrultusunda
mevcut çalışmaları yeniden yapılandırıyoruz.
Kimlerle işbirliği yaptınız?
Birlikte çalışmanız sonuçları nasıl
etkiledi?
Temiz Tuvalet Kampanyası’nda Türk İnfeksiyon Vakfı, Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, yerel yönetimler; Yeşil Yol Projesi’nde
Karayolları Genel Müdürlüğü ve Tema Vakfı,
Örnek Köy ve Tarihe Saygı Projeleri’nde Kültür Bakanlığı ve yerel yönetimler ile işbirliği
yapıldı. Trafik Dedektifleri ise Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli
Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Eşleri Kaynaşma- Yardımlaşma Derneği (PEKAY) ve
Uluslarası Polis Birliği Türkiye işbirliğinde
hayata geçti.
Bir sosyal sorumluluk projesine
başlayacak şirket neler yapmalı,
neleri dikkate almalı?
Hemen her konuda olduğu gibi sosyal sorumNisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
012_014_OPET_3.indd 39
5/28/14 12:22 PM
14
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
luluk projelerinin başarısı için de, sosyolojik
bakış açısı, Türkiye’yi ve dünyayı anlamak
ve sorunları görebilmek gerekiyor. Projelerin
gelişimi için iyi bir planlama, koordinasyon
gerekli. Herhangi bir sosyal sorumluluk projesinin amacına ulaşabilmesi için, içinde
bulunulan toplumun gereksinimlerine dokunuyor olması, amacını topluma doğru biçimde
aktarıyor ve kamuoyu desteğini sağlıyor
olması, şirketin her kademesinden yardım ve
destek görüyor olması gerekiyor. Toplumun
önceliklerinden kopuk bir proje, ne ölçüde
iyi kurgulanmış ve planlanmış olursa olsun,
toplumsal destekten yoksun kalacağından,
istenen amacı sağlayamaz.
Bu projeniz ne kadar etki
yarattı?
Değişim kolay olmuyor, zaman ve emek
gerekiyor. Ulaşabildiğiniz insan sayısı bu
süre zarfında başarınızı belirliyor. Biz Temiz Tuvalet Kampanyası için yola çıkarken
önümüzde zorlu bir yol vardı. 5.5 km’nin
üzerinde yol gittik 7.5 milyonun üzerinde
insana ulaştık. Türkiye’de temizlik ve hijyen
bilincini arttıran OPET ve Türk Standartları
Enstitüsü’nün (TSE) işbirliği ile tüm Türkiye’deki halka ve müşteriye açık tuvaletler için yeni
standartlar belirlendi. Bugün Türkiye’de hijyen ve temizlik kavramlarına olan ilgi ve
bu konudaki hassasiyet projemizin geldiği
noktayı da gösteriyor.
Tarihe Saygı Projesi’nde Tarihi Yarımada’yı
rehabilite ettik. Çanakkale 18 Mart
Üniversitesi’nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre Tarihe Saygı Projesi, bölgede sosyal
yaşam kalitesini yükseltmiş, tarih bilinci kazandırmış, kültürel yaşamı zenginleştirmiştir,
sosyal mekanlara estetik ve hijyenik özellikler
kazandırmıştır. Ayrıca işletmecilik kültürünü
geliştirmiş, ekonomik seviyeyi yükseltmiş,
eğitim kurumlarının çok yönlü gelişimine
katkı sağlamış ve estetik-mimari kültürü geliştirmiştir.
Yeşil Yol Projesi kapsamında ise bugüne
dek 557 bin 425 adet bitki dikimi gerçekleştirdik. Henüz çok yeni olan OPET Trafik
Dedektifleri Projesi ile ise 6 ayda yaklaşık
180 bin öğrenciye ulaştık.
Bu yolculuk boyunca nelerin
yapılmaması gerektiğini
öğrendiniz? Ne tür
dersler aldınız?
Yaptığımız çalışmaların
müşterilerimiz tarafından
takdirle izlendiğini ve bizi
tercih etmelerin de önemli
bir neden olduğunu gördük. Sosyal sorumluluk
çalışmalarının üzerinde
sıkça tartışılan bir başka
tarafı da, bu çalışma projelerin şirketlere
ne ölçüde geri dönüş sağladığı bir başka
deyişle müşterinin seçim yaparken, şirketlerin
KSS yaklaşımlarına ne ölçüde değer verdiği.
Bilinçli tüketici aynı ürün, hizmet kalitesi ve
fiyat aralığındaki seçenekler arasında KSS
yapılanmasına sahip şirketlere yöneliyor.
Bizi tercih eden kitle, akaryakıt aldığı şirketin
aynı zamanda toplumsal sorunlara duyarlı
ve etkin çalışan bir kuruluş olduğunu biliyor.
Satın aldığı yakıtla tüketicimiz de bu projelere destek vermiş oluyor. Bu da müşterimize
ayrı bir güven sağlıyor.
Projeye ilişkin önemli rakamlar
neler? Aldığınız ödül/ödüller var
mı? Varsa neler?
“Temiz Tuvalet Kampanyası”, 2004 yılında
IPRA (Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği)
sosyal sorumluluk büyük ödülünün sahibi
olmuştur. Aynı zamanda Türkiye Halkla
İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 3.
Altın Pusula Yarışması’nın Sosyal Sorumluluk Projeleri dalında birincilik ödülüne layık
görülmüştür. 11’inci Stevie Ödülleri’nde ise
‘Sağlık, Güvenlik ve Çevre Programı kategorisinde “Temiz Tuvalet Kampanyası” bronz
ödül kazandı.
“Yeşil Yol Projesi”, Türkiye Halkla İlişkiler
Derneği’nin 5.Altın Pusula Ödülleri’nde, Kurumsal Sosyal Sorumluluk kategorisinde Çevre konusunda ödüle layık görülmüştür. Proje , İSO 2010
Yılı Sürdürülebilir Çevre Dostu
Ürün ve Uygulama Ödülleri’nde
Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS)
dalında 3’üncülük aldı.
Tarihi Saygı Projesi, Türkiye
Halkla İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 7. Altın Pusula
Ödülleri’nde, “Jüri Özel Ödülü”nü almıştır.
Tarihe Saygı Projesi ile Çanakkale bölgesinde gerçekleştirdiği fiziki rehabilitasyon ve
toplumsal kalkınmayı destekleyici çalışmalar
nedeniyle TBMM tarafından Üstün Hizmet,
Ödülü’ne layık görüldüm. Yönetim Kurulu
Başkanımız Fikret Öztürk’e Tarihe Saygı
Projesi ve bölgeye yaptığı katkılar nedeniyle
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından
teşekkür plaketi takdim edildi.
Son olarak projelerinizin
yaşlarını öğrenebilir miyiz?
Temiz Tuvalet Kampanyası 2000, Yeşil Yol
Projesi 2004, Örnekköy Projesi 2005, Tarihe
Saygı Projesi 2006 yılında başladı. En son
projemiz olan ‘Trafik Dedektifleri’ ise 2013
Kasım ayında start aldı.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
012_014_OPET_3.indd 40
5/28/14 12:22 PM
“Vay canına!”
dedirten
kimya
yaratıyoruz.
Çocuklara kimyayı eğlendirerek öğreten Kids’ Lab,
İstanbul Modern’de yeniden başladı!
Katılım için 0212 334 73 16 numaralı hattı arayarak rezervasyon
yaptırabilir, detaylı bilgi için /BASF.KidsLabTurkey Facebook
sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Mucizenin olduğu yerde bilim vardır. Çünkü BASF’de
biz kimya yaratıyoruz.
www.wecreatechemistry.com
025_BASF_ilanı.indd 23
20140507_KidsLab_Kalder_220x285mm.indd 1
5/27/14 3:44 PM
07.05.2014 17:39
16
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE SOSYAL
SORUMLULUK YAKLAŞIMIYLA OLUŞTURULAN
BİR SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME HİKÂYESİ…
YEDAŞ
Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A. Ş., “Enerjimizi Sizden Alıyoruz” sloganı ile elektrik
dağıtım sektöründe tüm tüketicilere kaliteli ve kesintisiz hizmet ve elektrik
enerjisi sunmakta, yeni özelleşen bir şirket olmasına rağmen diğer dağıtım
şirketlerince yakından takip edilmekte, hizmet kalitesi ve uygulamaları ile
farkındalık oluşturarak sektöre öncülük etmektedir.
SOSYAL SORUMLULUK BİLİNCİ
Kurumsal sosyal sorumluluk bir kurumun
tüm paydaşlarına ve dünyaya karşı sorumluluğunu gönüllü uygulamalarla yerine
getirmesidir.
YEDAŞ, ekonomik ve sosyal kalkınma stratejileriyle yalnızca faaliyet alanına giren
bölge için değil, Türkiye için de fayda sağlama bilincine sahip bir şirkettir.
YEDAŞ’ın kurumsal sosyal sorumluluk
vizyonu, ticari faaliyetlerini sürdürürken
bölgesinden başlayarak, ulusal anlamda
ekonomik, sosyal, çevresel ve etik değerler
konularında tüm paydaşlarıyla birlikte uluslararası alanda kıyaslanabilir ve rol model
olabilecek uygulamalarla sorumluluğunu
yerine getirmektir. İstihdam, mali etki ve
faaliyetler, tanımlanmış strateji ve vizyon,
doğrudan ve dolaylı ekonomik etkiler, toplumsal yatırımlar gibi pek çok konuda artı
değer yaratmak, Şirket’in öncelikleri arasında yer almaktadır.
Şirket’i etkileyen ve Şirket’ten etkilenen tüm
kişi, kurum ve kuruluşları paydaşı olarak
gören YEDAŞ, kurumsal sosyal sorumluluk konusunda çalışmalarına başlarken bu
kavramın kurumsal olarak içselleştirilmesine
büyük ölçüde önem vermiştir. Bu doğrultuda, kurumsal sosyal sorumluluk alanında
yapılacak yatırımlar, tüm çalışanlarının
katılımıyla gerçekleştirilen Öz Değerlendirme Toplantısı’nda belirlenmiştir. Bu sayede
Nurettin TÜRKOĞLU
YEDAŞ Genel Müdürü
çalışanların iş süreçlerine dâhil edilmesi
çok daha kolay ve gönüllü biçimde gerçekleşmiştir.
Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarının
etki alanını genişletmek adına yaratıcı
bir kurumsal iletişim stratejisi belirleyen
YEDAŞ, yürütmekte olduğu projelerle ilgili gelişmeleri www.enerjihareketi.com
web sitesinin yanı sıra www.facebook.
com/enerjihareketi ve www.twitter.com/
enerjihareketi adresinden paydaşlarının
dikkatine sunmaktadır. Şirket, bu iletişim
kanallarını projelerle ilgili paydaş geribildirimleri için etkin bir mecra olarak
görmektedir.
Enerji verimliliği ve bölgesel kalkınma alanında referans gösterilen projelerine imza
atan YEDAŞ, kurumsal sosyal sorumluluk
alanında çok sayıda ödülün sahibi olmuştur. Şirket’in yerel, ulusal ve uluslararası
alanlarda aldığı ödüller şunlardır:
• Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği, KSS Jüri Birincilik Ödülü
• Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği, Sürdürülebilir Kalkınma Ödülü
• KSS Derneği ve Uluslararası Rotary Bölge Vakfı Özel Şükran Plaketi
• Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği (CRE), Doğru İletişim Ödülü
YEDAŞ’ın; Mükemmel Finansal Sonuçlara ulaşma hedefi ile birlikte belirlediği bir diğer önemli hedefi de, 2019 da
“Operasyonel ve Kurumsal Mükemmellikte
Avrupa’nın ilk 10 Şirketi “ arasında yer
almaktır. Bu inanç ve azimle tesis ettiği
IT, Kalite ve Kurumsallaşma alt yapı ve
süreçleri ile birlikte, uzun vadede Sürdürülebilirliğin olmasa olmazı olan Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Projeleri ile de 2019
hedefine uygun olarak devam etmektedir.
YEDAS; ‘Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz’
KSS projeleriyle, sektörle anlamda da bir
ilke daha imza atarak; iletişim sektörünün
analiz ve ölçümlemede en önemli kurumu
olan “Holmes Report Dergisi “tarafından
her sene bütünlük ve itibar konularında
en ileri seviyeye ulaşan iletişim çalışmalarının ödüllendirildiği, iletişim sektöründe Dünya’nın en büyük ve en prestijli
ödül yarışmalarından biri olan, “Gold
Sabre Awards” altında bulunan “Corporate Social Responsibility” kategorisinde,
Türkiye’den 30 Şirket arasından sıyrılarak
finalist olarak yer alma başarısı ve gururuna ulaşmıştır.
14 PROJEYLE BÖLGESEL
KALKINMAYA DESTEK
YEDAŞ, “Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz”
başlığı altında topladığı toplam 14 ku-
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
016_017_YEDAS.indd 50
5/28/14 1:17 PM
17
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
YEDAŞ’IN DOĞAL,
KÜLTÜREL VE TARIHI
ÇEVRE KONUSUNDA
YÜRÜTECEĞI
PROJELER ILE
KURUMUN IÇINDE
BULUNDUĞU
HABITAT ILE UYUMLU
BIR KIMLIĞE
SAHIP OLMASI
HEDEFLENMEKTEDIR.
rumsal sosyal sorumluluk projesiyle 20122015 döneminde bölgesel kalkınmaya
destek vermeyi hedeflemektedir. YEDAŞ’ın
faaliyet bölgesinde yer alan tüm illerde
uygulanan kapsayıcı projelerin ana temasını, bölgede erezyona uğrayan, “sosyal
enerji”nin yeniden kazandırılması yaklaşımı oluşturmuştur. Bu anlamda tüm projeler
“Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” ana
başlığı altında toplanarak kamuoyunun
yarar ve değerlendirmesine sunulmuştur.
Sosyal enerjinin yeniden kazandırılması
ana teması, uluslararası boyutta enerji
sektörünün kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları literatürüne kazandırılan, yeni
ve özgün bir kavram olarak işlenmiştir.
• Paydaşlara kurum olanaklarını aşmayan
vaatlerde bulunulması,
• Sosyal paydaş katılımının sağlanması,
• Akademik kuruluşların katılımının teşvik
edilmesi,
• Yerel kamu kuruluşlarının yanı sıra yerel
birlik ve derneklerin katılımının desteklenmesi,
• Merkezi idare ve kamuoyu katılımı ile
faaliyet bölgesinin çevresel ve kültürel
motiflerinin kullanımı ve insan kaynağının
desteklenmesi konuları öncelikle dikkate
alınmaktadır.
Şirket’in “Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” ana başlığı altında topladığı Kurumsal Sosyal Programı’nda üç ayak yer almaktadır. “Ekonomik Enerjimizi Harekete
Geçiriyoruz” başlığı altında yürütülen
kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları ile
bölgenin ekonomik gelişimine, dolayısı
ile işletmelerin gelişimine, girişimciliğin
ve üretim potansiyelinin artırılmasına direkt ve dolaylı olarak olumlu yönde etki
edebilmek hedeflenmektedir. “Çevresel
Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı
altında yürütülen çalışmalarda, YEDAŞ’ın
doğal, kültürel ve tarihi çevre konusunda
yürüteceği projeler ile kurumun içinde
bulunduğu habitat ile uyumlu bir kimliğe
sahip olması hedeflenmektedir. “Sosyal
Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı
altında yürütülecek çalışmalarda YEDAŞ’ın
iç ve dış paydaşlarının bireysel enerjilerini
doğru kullanmalarına, enerji ve enerji
tasarrufu konusunda bilinçlenmelerine destek olan uygulamaların geliştirilmesi ve bu
uygulamalar ile bölgede elde edilen artı
değerin enerji verimliliğine ve üretkenliğe
kanalize edilmesi hedeflenmektedir.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
016_017_YEDAS.indd 51
5/28/14 1:17 PM
18
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
BURSAGAZ, SOSYAL
SORUMLULUK ALANINDA
EZBERLERI BOZUYOR
Kurumsal sorumluluğun, ulusal ve uluslararası iş dünyasında öneminin hızla
artan iletişim çalışmaları olduğunu, güçlü ekonomiler, pazarlar ve komiteleri
ile sürdürülebilirliği içerdiğini, kurulduğu ilk günden itibaren en küçük yapı
taşına kadar hisseden Bursagaz bu alanda devamlılık içeren faaliyetleri ile hem
yerelde hem de ulusalda örnek teşkil etmektedir.
E
bütün dünyada ilgi görmesine vesile olan
Türkçe Olimpiyatları’nın Bursa organizasyonuna sponsor olan Bursagaz, projenin
başarılı bir şekilde yürümesi için çalışıyor.
nerji sektöründeki yenilikçi yaklaşımlarıyla adından sıkça söz ettiren EWE
AG’nin Türkiye’deki en büyük yatırımı
Bursagaz, bugün gelinen noktada sadece
Bursa’nın doğal gaz ihtiyacını karşılamakla
kalmıyor, hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de örnek oluyor. Bursagaz,
EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) Avrupa Kalite Ödülü sahibi bir şirket olmasının
farkını, sosyal sorumluluklarının bilincinde
olan yapısıyla da kanıtlıyor. Şirketin bu
alanda yürüttüğü faaliyetler ise şunlar:
BURAK (BURSAGAZ ARAMA
KURTARMA EKİBİ)
Bursagaz’ın tamamen gönüllü çalışanlarından kurulan BURAK (Bursagaz Arama
Kurtarma) ekibi, herhangi bir kaza veya
doğal afet durumunda tüm Türkiye’ye yardım götürmeyi amaçlıyor. AFAD (Bursa İl
Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) ile ‘Karşılıklı
Yardım ve İşbirliği Protokolü’ imzalayan
BURAK, resmi olarak arama kurtarma çalışmalarına başladı.
BURSAGAZ EĞİTİM
GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ
2005 yılında kurulan Bursagaz Eğitim Gönüllüleri Derneği, bir ülkenin geleceğinin
temel taşının çocuklardan, çocukların geleceğinin ise eğitimden geçtiğinin bilinciyle
hareket ediyor. Eğitim Gönüllüleri Derneği
ile ihtiyaç sahibi okul ve öğrencilere el
uzatan Bursagaz’ın, bu doğrultuda dernek aracılığıyla gerçekleştirdiği faaliyetler
arasında;
l 15 okulda çeşitli sınıf düzenlemeleri
yapılması (5 bilgisayar sınıfı, 6 Fen laboratuvarı, 2 Atatürk köşesi, 1 Müsamere salonu
LÖSEV’E DESTEK
Dilek KİPER
Bursagaz Kurumsal İletişim
Yöneticisi
ve 1 Lisan laboratuvarı),
l 258 öğrenciye burs verilmesi,
l 400 ihtiyaç sahibi öğrenciye kırtasiye
yardımı yapılması,
l 61 özel eğitim sınıfının yenilenmesi,
l 3 köy okulunun içi ve çevresi ile baştan
sona yenilenmesi geliyor.
Bursagaz uzun zamandır gerçekleştirdiği
faaliyetlerle LÖSEV’e de destek sağlıyor.
Şirket içerisinde giyecek ve erzak yardımları düzenleyerek LÖSEV’e ulaştırılması
konusunda aracı konumunda bulunan Bursagaz, LÖSEV’in birçok kampanyasına da
katkıda bulunuyor.
TÜRKÇE’YE DESTEK
Bursagaz, TBMM himayesinde gerçekleştirilen Türkçe Olimpiyatları’na da aktif
biçimde destek oluyor. Türkiye’nin dünya
çapında tanınmasına ve kültürel öğelerinin
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
018_BURSAGAZ.indd 60
5/28/14 1:18 PM
C
M
Y
M
Y
Y
MY
K
019_OPET_ilanı.indd 23
5/26/14 5:31 PM
20
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
İstanbul’un gökyüzüyle arkadaş şirketi:
İGDAŞ
İ
GDAŞ’ın Kurumsal Sosyal Sorumluluk
projelerinin temelinde çevre, güvenlik ve
eğitim var. Türkiye’nin en büyük 500 şirketi
arasında 29. sırada yerini alan ve bugün 5,5
milyon aboneye doğalgaz dağıtım hizmeti
veren İGDAŞ, kurulduğu günden bugüne
hayata geçirdiği kurumsal sorumluluk projeleri ile sektöre öncülük etti. Varlık sebebi
olan çevreci kimliğini ve doğalgazın güvenli
kullanımını tüm projelerinin temeline koyan
İGDAŞ, geride bıraktığı 28 yılda ilköğretim
okullarına yönelik bilinçlendirme eğitimlerinden, güvenli doğalgaz kullanımını anlattığı
halk seminerlerine, tüm Türkiye’yi hedeflediği
kamu spotlarına kadar sayısız kurumsal sorumluluk çalışmasını hayata geçirdi.
Bugün İstanbul, hava
kalitesinde dünyanın
en iyi 3. Metropolü
İGDAŞ’tan önce İstanbul’da nefes almanın
mümkün olmadığını, evlerde ve otomobillerde pencereler kapatıldığını söyleyen İGDAŞ
Genel Müdürü Bilal Aydın, yaptıkları çalışmalarla İstanbul’un havası temizlendiğini
ve İGDAŞ’la İstanbul, dünyanın havası en
temiz, yaşanabilir şehirlerinden biri hâline
geldiğini söylüyor. İGDAŞ’ın hayata geçirdi-
Sektörün lokomotifi ve
lideri olarak hayata
geçirdiği her proje ile
örnek olan İGDAŞ,
paydaşlarının ve sektörün
ihtiyaç ve beklentileri
doğrultusunda kurumsal
sorumluluk projeleri
hayata geçirmeye devam
ediyor
ği sosyal sorumluluk projeleri ile İstanbul’un
hava temizliği bakımından daha yaşanılabilir bir kent haline geldiğini söyleyen Bilal
Aydın, yürüttükleri projelerin detaylarını şu
şekilde anlattı. ‘PriceWaterhouseCoopers
(PwC) ve New York için Ortaklık adlı sivil
toplum kuruluşunun yaptığı ve iş hayatı,
günlük yaşam ve inovasyon kategorilerinde
dünyanın en iyi 26 metropolünü tespit eden
araştırmada İstanbul, hava kalitesinde dünyanın en iyi 3. metropolü olarak belirlendi.
Kuruluş amacı İstanbul’un havasını temizlemek olan İGDAŞ, 28 yıllık geçmişinde çevre
konusunu her zaman birinci öncelik olarak
belirledi. Hayata geçirdiğimiz her projede
“sürdürülebilir çevre” konusunda duyduğu
hassasiyeti paydaşlarımıza anlattık’
En “Havalı” Kareler Fotoğraf Yarışmasıyla
İGDAŞ İstanbul’un temizlenen havası konusunda farkındalık oluşturduk.
İstanbul’un değişen havasına dikkat çekmek
için düzenlenen İGDAŞ Ulusal En “Havalı”
Kareler Fotoğraf Yarışması, her yıl gelişen ve
dünyanın en temiz metropollerinden biri olan
kentimizin yeni yüzünü, farklı temalar ışığında farklı bakış açılarından göstermeyi amaçlıyor. İlki 2011 yılında düzenlenen yarışma
Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF)
danışmanlığında gerçekleştiriliyor. Katılımın ücretsiz olduğu yarışmaya Türkiye’nin
her köşesinden amatör veya profesyonel
fotoğrafçılar başvurabiliyor. Yarışmadaki
çalışmalar, farklı disiplinlerden gelen uzman jüri üyeleri tarafından değerlendiriliyor.
Dereceye giren eserler düzenlenen sergi ile
fotoğraf severlerle buluşuyor. İGDAŞ’ın bu
yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiği yarışmaya
bu güne kadar 12 bin 500 kişi katıldı, açılan
sergilerle yüzbinlerce kişiye ulaşıldı.
İGDAŞ ana sponsorluğunda denizi görmemiş 1000 İstanbullu çocuk 23 Nisan’da
denizle buluştu. Denizlerle çevrili, içinden
deniz geçen İstanbul’da 300 binin üzerin-
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
020_021_IGDAS.indd 60
5/28/14 1:20 PM
21
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
de denizi hiç görmemiş çocuğun yaşadığı
tahmin ediliyor. 2013 yılında İGDAŞ ana
sponsorluğunda Deniz Temiz Derneği/ TURMEPA ve Şehir Hatları A.Ş, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı
“Görmediğim şeyi bilemem, bilmediğim şeyi
sevemem, sevmediğim şeyi de koruyamam”
anlayışından hareketle, denizi görmemiş
İstanbul çocuklarını denizle tanıştırdı. Dezavantajlı bölgelerde yaşayan 1000 çocuk,
Boğaz turu sırasında eğlenerek aldığı eğitimlerle çevresine sahip çıkmayı öğrendi.
“Doğalgazda Güvenlik ve Tasarruf” seminerleri ile İGDAŞ on binlerce kişiye ulaştı.
Doğalgazın güvenli ve tasarruflu kullanılması
konusunda bilinç oluşturmak amacıyla 2009
yılında “Doğalgazda Güvenlik ve Tasarruf
Seminerleri’ni başlatan ve DOSİDER (Doğalgaz Cihazları Sanayicileri ve İşadamları
Derneği), BACADER (Baca İmalatçıları ve
Uygulayıcıları Derneği), İTESO (Doğalgaz
Sıhhi Tesisat Kalorifer Teknisyenleri Esnaf ve
Sanatkârları Odası) işbirliği ile İstanbul’un
tüm ilçelerinde binlerce kişiyi bilinçlendiren
İGDAŞ, 2012 yılında bu seminerleri İstanbul
İtfaiye ve Polis Teşkilatına yönelik hayata
geçirdi. İGDAŞ, 85 bin ilköğretim okulu
öğrencisini doğalgazın güvenli ve doğru
kullanımı konusunda bilinçlendirdi
İGDAŞ, 2010-2011 yıllarında ilköğretim
okulu öğrencilerini doğalgazın güvenli ve
doğru kullanımı konusunda bilinçlendirmek
için “İlköğretim Okullarında Güvenli Doğalgaz Eğitimi” isimli projesini gerçekleştirdi ve
85 bin öğrenciye ulaştı. Projenin dört dönem
uygulamasıyla İstanbul’un 14 ilçesinde, 179
okulda doğalgazın güvenli kullanımı konusunda eğitim verdi. Proje kapsamında görme ve işitme engelli öğrencileri de unutmadı.
Onlara özel olarak hazırladığı iki ayrı kitap
ve CD setini okullarına gönderdi. İstanbul’da
okullarda eğitim alan görme ve işitme engelli toplam 2 bin 438 engelli öğrenci güvenli
doğalgaz kullanımı konusunda bilinçlendi.
İGDAŞ’tan güvenli doğalgaz
kullanımına yönelik kamu spotu
İGDAŞ, sektörün öncü kurumu olarak güvenli
doğalgaz kullanımına yönelik çalışmalarını
sadece İstanbul ile sınırlı tutmayarak iki ayrı
kamu spotu hazırladı ve 35 ulusal televizyon
kanalında bu spotların yayınlanmasını sağladı. Ayrıca tasarruf ve güvenlik konulu spotlar
İstanbul genelindeki 65 sinema salonunda
yayınlandı ve yaklaşık 500 bin kişiye ulaşıldı.
Türkiye genelinde tüm doğalgaz kullanıcılarını bilinçlendirmek amacıyla hayata geçirdiği
bu çalışmanın saygın kuruluşlarca (T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği) ödüllendirildi. Bu
konuda yeni bir kamu spotu daha hazırlayan
İGDAŞ, ulusal televizyonlarda kamuoyunu
bilinçlendirmeye devam ediyor.
İGDAŞ yeni ‘Güvenli Doğalgaz
Kullanımı’ kampanyasıyla hem
gülümsetiyor hem düşündürüyor
İGDAŞ, kurallara uyulduğunda en güvenli yakıt olan doğalgazın güvenli kullanımı
konusunda bir kültür oluşturmak amacıyla
bu konuda bir kampanya gerçekleştirdi. Çocukların başrol oynadığı sıcak, mizahi ve
dikkat çekici bir iletişim dili ile Türkiye’ye
seslendiği kampanya ile doğalgaz kullanıcılarına doğalgaz tesisatlarına İGDAŞ’ın bilgisi
dışında müdahale ettirmemeleri gerektiğini
hatırlatarak havalandırma menfezlerinin asla
kapatılmaması ve cihaz bakımlarının yıllık
periyotlarda yaptırılması gerektiği, bacaların
yılda en az bir kez yetkili baca temizleme
firmalarına kontrol ettirilmesi ve temizlenmesi
gerektiği mesajının altı çizildi.
İGDAŞ, farklı alanlarda Türkiye’nin en önemli
sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde
İGDAŞ, toplum yararına çalışan kurumlarla
da işbirlikleri gerçekleştiriyor. İGDAŞ Genel
Müdürlüğü her yıl çalışanlarıyla birlikte kan
bağışı kampanyasına katılıyor. Kızılay Kuzey
Marmara Kan Merkezi ile ortak bir çalışma
gerçekleştiren İGDAŞ Genel Müdürlük idarecileri ve çalışanları Kızılay’a geçen yıl 320
ünite kan bağışında bulundu.
İGDAŞ ayrıca personeli ve aboneleri adına
Kemerburgaz ve Göçbeyli’de oluşturduğu
İGDAŞ Ormanı projelerinde, Çevre ve Orman Bakanlığı ve TEMA ile işbirliği yaptı.
Bununla birlikte KALDER, ÇEKÜD, AÇEV,
YEŞİLAY, FİZİKSEL ENGELLİLER VAKFI, TÜRKİYE BEYAZ AY DERNEĞİ, ÇEKÜL, LÖSEV,
PKU FENİLKETONÜRİ DERNEĞİ, İL SOSYAL
HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ, TÜRKİYE BİLİŞİM
DERNEĞİ, gibi sivil toplum kuruluşlarıyla da
işbirliği yaparak çeşitli kurumsal sorumluluk
çalışmaları içerisinde yer aldı.
İGDAŞ üniversitelerin düzenlediği etkinliklere
de desteğini esirgemiyor. İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik
Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İnönü
Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Kadir Has
Üniversitesi, Fatih Üniversitesi gibi üniversitelerin Uluslararası Çevre Olimpiyatları,
TÜBİTAK Formula-G Güneş Arabaları Yarışı,
TÜBİTAK Ulusal Jeokimya Sempozyumu, Arge
Proje Pazarı Etkinliği, Uluslararası Petrol ve
Doğalgaz Kongre ve Sergisi, Ulusal Temiz
Enerji Sempozyumu, Uluslararası Mesleki ve
Teknik Eğitim Teknolojileri Kongresi ve Fuarı,
IAEE Uluslararası Enerji Konferansı, Deprem
ve Tsunami Çalıştayı gibi etkinliklerine sponsorluk desteği verdi.
İGDAŞ tüm bunların yanında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen
“Uluslararası Akıllı Altyapı ve Coğrafi Bilgi
Sistemleri Kongresi’ne”, Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’nın düzenlediği “Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve
Sergisi”ne de sponsorluk desteği vererek
katkıda bulundu.
Sektörün lokomotifi ve lideri olarak hayata
geçirdiği her proje ile örnek olan İGDAŞ,
paydaşlarının ve sektörün ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda kurumsal sorumluluk
projeleri hayata geçirmeye devam ediyor’.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
020_021_IGDAS.indd 61
5/28/14 1:20 PM
22
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
ŞİRKETLERDE YENİ
TREND; SOSYAL
SORUMLULUK
Y
Yükselen sivil
toplum anlayışı,
şirketleri de
önemli sosyal
konuları seçerek
bu alanlarda
faaliyetler
yapmaya
ve projeler
üretmeye teşvik
ediyor.
Bora ERSEZEN
Proje Danışmanı
ve Eğitmeni
akın döneme kadar şirketler özellikle, kendilerine hedef olarak daha iyi
bir şekilde ürünlerini pazarlamayı,
kar elde etmeyi ve yeni yatırımlar yaparak
hedeflerine ulaşma yolunu seçtiler. Toplumdaki değişen trendler şirket yapılarını
ve ceo’ları bir başka yöne doğru yöneltti.
Özellikle batıda değişen şirket organizasyonları bu yapının değişmesinde öncü oldular. Bu değişimin ilk başında gelen olay
ise Kurumsal Sosyal Sorumluluk bilincinin
gelişmesi oldu.
Bu açıdan bakıldığı zaman, özellikle toplumda yükselen sivil toplum anlayışına
paralel olarak şirketlerde, önemli sosyal
konuları seçerek bu alanlarda faaliyetler
yapmaya ve projeler üretmeye başladılar. Özellikle çocukların eğitimine yönelik
çalışmalar şirketlerin gözdesi haline geldi.
Ülkemizde de büyük şirketler sosyal sorumluluk konusunda son yıllarda birçok büyük
ve örnek çalışmaya imza attılar. Sosyal
sorumluluk anlayışının yaygınlaşması ile,
insan kaynakları departmanlarının yüküde
artmaya başladı.
Büyük şirketlerde sosyal sorumluluk projeleri genelde insan kaynakları departmanlarının koordinesinde ve düzenlenmesi ile
yapılmaktadır. Özellikle çalışan personeli
bu konularda eğitmek ve toplumsal çalışmalara katmak son derece önemlidir.
Bunu, çalışan memnuniyetinin bir parçası
olarak da görmek ve hafta sonlarında topluma faydalı bir hizmete doğru onları yöneltmek gerçekten çok önemli bir olaydır.
Son yıllarda ortaya çıkan bu yüzlerce sosyal projenin bir diğer amacı da gençlerin
çalışma hayatına kazandırılması konu-
sudur. Şirketlerin projelerde stajerleri de
değerlendirmesi çok önemlidir. O genç
beyinler şirketin bünyesinde gerçekleştirdiği projeler sayesinde şirket de çalışma
olanağı bulabilmelidir. Kuruma ileride ekonomik olarak bir değerde katabilecektir.
Bu mantıkla da düşünürsek sosyal sorumluluğun bir kurum için ne kadar önemli olduğu anlayışı karşımıza bir kez daha çıkar.
Bir şirket tabiki bu tür bir çalışmaya girmeden önce son derece iyi seçimler yapmak
zorundadır. Hangi bölgede, hangi hedef
kitleye bu çalışmayı yapacak son derece
önemlidir. Projelerin doğru okunması toplumsal fayda açısından da önemli bir konudur. Bu konularda bir projeyi uygularken
en önemli öğe bütçe kalemlerinin iyi tespit
edilmesidir. Şirket buna göre bir düzenleme yapmalı ve yıllık bir pay ayrımalıdır.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
022_023_ISTMODERN_BORA2.indd 60
5/28/14 1:25 PM
23
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Yeni şirket trendlerinde, kurumsal sosyal
sorumluluk anlayışı iyi bir noktaya gelmelidir. Gelecekte bu konuya daha çok önem
verilirse insan kaynaklarından ayrı bir
departman olarak bile kurulması gündeme
gelebilir. Bu da şirket stratejilerinde gelecekte göz ardı edilmeyecek bir olgu olarak
kalmalıdır. Farklı bir pencereden Sosyal
Sorumluluğu ele alırsak yani kadınlarımızın
gözünden bakarsak;
“İŞ KADINLARI VE SOSYAL
SORUMLULUK”
Ülkemizde gelişmekte olan sanayi ve ekonomi ile birlikte, birçok iş kolunda gelişme
olmuş ve farklı alanlarda birçok sektör
oluşmuştur. Yeni ve gelişen meslek türleri
yanında,”girişimcilik” model olarak ya-
yılmaya başlamıştır. Girişimci sayısının
artması, bir açıdan istihdamında artmasında büyük katkılar yapmaktadır. Bu
gelişime paralel olarak iş dünyasında
kadın elinin artması kadın girişimcilerin
çoğalmasına neden olmaktadır.
Ülkemiz dinamiklerinin gelişimi açısından kadınlarımızın ekonomik hayata girişimci olarak girmesi, kurdukları işlerde
gelişme sağlamaları sosyal olgular ile
ilgili de bir ilinti yaratmaktadır. Gelişmekte olan bir diğer olgu olan “sosyal
sorumluluk” anlayışının yaygınlaşması,
kadın girişimcilerin artmasına paralel
olarak artış gösterme eğilimini gösterebilecektir. Bu gelişmede önemli rol
model olacak iş kadınlarımızın sosyal
konulara eğilim göstermeleri, kadın eli,
anne yüreği ve kadın sahiplenmeciliği
ile ilişkilendirme yaparak sosyal projelerin
önünü açabilecektir.
Kurulan vakıflar ve dernekler başta olmak
üzere, şirketlerde yeni İnsan Kaynakları ve
kurumsal iletişim departmanlarının günümüzde daha fazla kadın yöneticilerimiz
bulunması da sosyal gelişim daha fazla
gelişmesi ve projelerin artmasına ve geniş kesimlere yayılmasını sağlamaktadır.
Dünyada ve ülkemizde, başarılı örneklerin
altında genellikle iş kadınlarının ve kadın
yöneticilerin olduğu bilinen bir gerçektir.
Anadolu’da gelişen ve büyüyen kentlerimizde, yetişen ve bölgesinde şans bularak
iş yaşamına giren kadınlarımızın yaptığı
çalışmalara da bakarsak, imkansızlıklar
sebebiyle fırsat bulamamış ve ekonomiye
değer katmak isteyen kadınlarımıza yardımcı olarak kadın merkezleri, kooperatifler, atölyeler kurarak kendi alanlarında
istihdam kapıları açmışlar ve ekonomiye
katkılarını arttırmaya başlamışlardır.
Tabii; burada hem girişimci iş kadınlarımız kazanıyor hem de fırsat bulamayan
kadınlarımıza imkanlar sunarak sosyal
sorumluluğu da yerine getiriyorlar.
Gelişen dünya şartlarında, iki önemli
konu birbirine paralel bir şekilde gelişme
gösterebilir, ikisi birbirini tamamlayarak
proje bazlı olarak ilerleyebilir. Biri kadın
girişimi ve diğeri de sosyal sorumluluk.
İşte kadın elinin değdiği iki güzel örnek
davranış ve gelişen sosyal hayat.
Yapması onlardan projelere destek bizlerden, hep birlikte…
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
022_023_ISTMODERN_BORA2.indd 61
5/28/14 1:25 PM
24
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
YEŞİL BİLGİ PLATFORMU;
ÇEVRE SORUNLARIYLA MÜCADELEDE
“BİLGİNİN GÜCÜ”NÜ KULLANIYOR!
Yeşil Bilgi Platformu 2013 yılında
iç iletişim projeleri ile çevre
sorunları konusunda çalışanlarının
farkındalığını artırmayı sürdürürken
üyesi olan şirketlerin enerji
kullanımlarında 1.025.824 kWh
tasarruf sağlamalarına yardımcı oldu.
K
oç Bilgi Grubu şirketlerinin liderliğinde, kurumsal sosyal sorumluluk projeler ağı olarak 2008’de
kurulan Yeşil Bilgi Platformu, geçtiğimiz
yıl çalışanlara yönelik projelere yoğunlaştı. Çevre sorunlarıyla mücadelenin en
etkili yolunun çevre bilincini artırmak ve
farkındalık yaratmak olduğu inancıyla faaliyet gösteren Platform, gerçekleştirdiği
iç iletişim projeleri ile hem çalışanlarının
çevre sorunları konusundaki bilinç ve
farkındalığını artırdı hem de üyesi olan
şirketlere yaptığı liderlik ile 2013 yılında
bir önceki yıla oranla toplam 1.025.824
kWh enerji tasarrufu sağlamalarına yardımcı oldu.
Çalışanlarını yaratıcı ve keyifli projelerle
bilinçlendirdi!
Yeşil Bilgi Platformu’nun misyonunu içselleştiren ve kurum kültürü olarak sahiplenen
Koç Bilgi Grubu şirketleri, çevreye saygılı
pek çok uygulamayı iş süreçlerine ve çalışmalarına entegre etti.
Bugüne kadar kurucu şirket çalışanları
için pek çok bilinçlendirme kampanyasına imza atan Platform’un 2013 yılında
çalışan desteği ile hayata geçirdiği ilk
projesi, Facebook sayfası için hazırladığı “karbon sayacı” uygulaması oldu.
KoçSistem’de Yazılım Geliştirme Uzmanı
olarak görev yapan Burak Uyanık tarafından geliştirilen uygulama, kullanıcıların
bir yıl içinde yarattığı karbon ayak izini
hesaplayabilecekleri şekilde tasarlandı.
Uygulama, temel ihtiyaçlar için ev içinde ve ulaşımda tüketilen enerji miktarını
ve bunun ne kadar karbon ayak izine
denk geldiğini yaklaşık olarak hesaplıyor.
Sonuç bölümünde ise, basit ama etkili
olabilecek önlemlerle karbon ayak izinin
nasıl azaltılabileceğine dair pratik bilgiler
sunuyor.
Yeşil Bilgi Platformu, geçtiğimiz yıl çevre
sorunlarıyla mücadeleye katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla KoçSistem
çalışanlarının fikir, görüş ve proje önerilerini topladı ve yaptığı değerlendirmeler
sonucu bir diğer iç iletişim projesi olan
“Deniz Temizleme”yi hayata geçirdi.
KoçSistem çalışanlarının yanı sıra şirket dışından da Yeşil Bilgi Platformu
Elçileri’nin katıldığı ve DenizTemiz Derneği/TURMEPA’nın iş ortağı olduğu etkinlik, 20’e yakın gönüllü dalgıcın katılımı
ile Caddebostan Sahil Plajı’nda gerçekleşti. Aktif Balıkadamlar Kulübü Spor
Derneği’ne bağlı dalgıçların da yardımı
ile bir saate yakın süren dalış sonunda
deniz dibinden, 35 kilo atık çıkarıldı.
Projeleri ile 11.000 fidan dikti, ülke genelinde yaklaşık 20 hektar alanı ağaçlandırdı!
Yeşil Bilgi Platformu; işbirliğine açık yapısı, gönüllülüğü esas alan çalışma felsefesi,
sayısı 5000’i bulan gönüllü elçileri ve
30’dan fazla iş ortağı ile küresel ısınmadan iklim değişikliğine, suyun doğru kullanımından orman yangınlarına kadar 20’e
yakın proje ve uygulamayı hayata geçirdi.
Sadece projeleri çerçevesinde; 11.000
fidan dikerek, ülke genelinde yaklaşık 20
hektar alanın ağaçlandırılmasını sağladı.
Bilgi İçin: Nilgün UNUR / KoçSistem /
0216 556 1110 / [email protected]
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
024_KOC_1.indd 60
5/28/14 1:26 PM
025_AYGAZ_ilanı.indd 23
5/26/14 5:41 PM
26
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
İstihdamdan ürün ve çözümlere, mağazacılıktan
sosyal sorumluluk projelerine…
TURKCELL’IN “ENGEL
TANIMAYANLAR” HAREKETI
HER GEÇEN YIL BÜYÜYOR
T
urkcell’in engelli vatandaşlarımızın
yaşamlarını kolaylaştırmak, onları
hayatın içine katmak için “Engel Tanımayanlar” çatısı altında gerçekleştirdiği
çalışmalar, basın toplantısıyla kamuoyuyla
paylaşıldı. Bağış veya iş imkanı sağlamanın
ötesine geçerek çok daha fazla insana ulaşmayı, toplumda kalıcı bir farkındalık yaratmayı ve engelli vatandaşları hayatın içine
katmayı hedefleyen “Engel Tanımayanlar”
hareketi kısa süre içinde büyük ilerleme kaydederek yaşamın her noktasına dokunan
bir çözümler bütünü haline dönüştü.
Turkcell, halen “istihdam”, “ürün ve çözümler”, “sosyal sorumluluk” projeleri başlıkları
altında fark yaratan seçenekler sunuyor.
Şu anda 500 engel tanımayan çalışan için
istihdam yaratan Turkcell, engelli aboneleri
için, avantajlı konuşma ve data tarifeleri,
Görüntülü Çağrı Merkezi, Turkcell Hayal
Ortağım, Görme Engellilere Özel Sesli Fatura, Görme Engellilere Özel Sesli Sözleşme,
İşitme Engellilere Özel Çalarken Dinlet,
Sesli Bilgi Servisi, Neredeyim Destek Ser-
KSS dendiğinde akla Turkcell geliyor
Turkcell, kurumsal sosyal sorumluluk dendiğine yaptığı uzun soluklu ve fark yaratan işlerle öne çıkan şirketlerden biri. Bu sene 14. yılını dolduran Kardelenler,
mobil yazılım seferberliği Geleceği Yazanlar, dar gelirli girişimci kadınlara mikrokredi desteği sağlanan Ekonomiye Kadın Gücü, Kadına Yönelik Şiddete Sıfır
Tolerans, Van için Türkiye Kumbarası ve engelli vatandaşlarımızın hayatlarını
kolaylaştırmaya yönelik projelerin her biri ayrı bir başarı öyküsüne dönüşmüş
durumda. Turkcell, iki önemli sosyal sorumluluk odağıyla (kadın ve afet yönetimi)
Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyaya örnek gösterildi. Ekonomiye Kadın
Gücü projesiyle de son olarak halkla ilişkiler alanında en prestijli organizasyonlardan biri olarak kabul edilen IPRA Altın Küre Ödülleri’nde iki ödüle layık
görüldü. Proje öncelikle “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” kategorisinde birinci
oldu. Ardından ödül alan diğer 29 kategori içinde de IPRA Büyük Ödülü’nü aldı.
visi, Turkcell’in Parmakları Konuşuyor gibi
ürün ve çözümlerin yanı sıra pek çok sosyal
sorumluluk projesi de geliştiriyor.
Mobil iletişim ve teknoloji
gücümüzle imkansızı
başarıyoruz
Toplantıda “Engel Tanımayanlar” çatısını
anlatan Turkcell Genel Müdür Yardımcısı
Burak Sevilengül, “Fırsat eşitliği sağlandığında insanların ufuklarını çok ötelere
taşıyabileceklerini, imkansızı başarabileceklerini biliyoruz. Mobil iletişim teknolojilerinin sunduğu fırsatlar; istihdamda,
bilgiye erişimde, sosyal hayata katılımda
engelli vatandaşlarımızın önündeki pek
çok engeli ortadan kaldırıyor. Turkcell için
‘Engel Tanımayanlar’ çatısı, durağan bir
imkanlar bütünü değil, değişen teknoloji ve
sosyal şartlara paralel olarak sürekli gelişen
bir yapı. Son bir yıl içinde Sesli Fatura ve
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
026_027_TURKCELL.indd 60
5/28/14 1:28 PM
27
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Sosyal sorumluluk projelerimizle fırsat eşitliği yaratıyoruz
“Kardelenler projemiz kapsamında Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim
Vakfı (TESYEV) ile işbirliği yaptık. Engelli ve üniversite öğrencisi 100 Kardelenimizin eğitimine destek oluyoruz. Turkcell Akademi bünyesinde Engel Tanımayan
Akademi’yi hayata geçirdik ve işitme engelliler için eğitimler hazırladık. Bu
sayede Akademimiz engel tanımayan müşterilerimiz için de bilgi kaynağı halini
alıyor. Görme engelliler için ise Turkcell Akademi eğitimlerini Turkcell Hayal
Ortağım’a dahil ediyoruz. Yine görme engelli futboluna da destek vermeye
başladık. Görme Engelli Futbol Milli Takımı’nın yanı sıra Turkcell Sesi Görenler
Ligi’ne de ana sponsor olduk.
Bu alandaki samimi ve yoğun çalışmalarımız bize dünya birinciliği getirdi. Turkcell Hayal Ortağım servisi, GSMA 2014 Mobil Dünya Kongresi’nde gerçekleşen
Global Mobil Ödülleri’nde ‘Toplumsal ve Ekonomik Gelişme’ kategorisi ‘En iyi
Mobil Ürün-Uygulama’ başlığı altında dünya birincisi oldu. Engelli vatandaşlarımız için bilgiye, iletişime, sosyal hayata erişimde fırsat eşitliği yaratmak için daha
pek çok yeniliği hayata geçirebileceğimizi biliyoruz ve bunun için var gücümüzle
çalışmaya devam ediyoruz”
Sözleşme, Neredeyim Destek Servisi gibi
uygulamaları hayata geçirdik ve Turkcell
Hayal Ortağım servisinin içeriğini zenginleştirdik. Sosyal sorumluluk projelerimize
yenilerini ekledik ve kapsamını genişlettik.
Engelli Kardelenlere eğitim
desteği
Türkiye’nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projelerinden Kardelenler’in bu yıl
itibariyle kapsamı genişledi. Turkcell, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) ile kurduğu işbirliği sonucunda
maddi durumu yetersiz olan, üniversite
öğrencisi ve engelli 100 Kardelen’in eğitimine destek oluyor. Kardelenler arasında
işitme, görme ve ortopedik engelli öğrenciler bulunuyor.
Turkcell Akademi, Türk işaret
dilini öğretecek
Turkcell, son bir yıl içinde engellilerin
bilgiye erişimde önlerine çıkan güçlükleri kaldırmak üzere stratejiler geliştirdi.
Turkcell’in “dünyanın bilgisini milyonların
erişimine açmak” hedefiyle kısa süre önce
dijitalleştirdiği Turkcell Akademi, engelli
aboneler için de önemli eğitim fırsatları
sunuyor. “Engel Tanımayan Akademi”
sayesinde teknolojiden kişisel gelişime,
iş dünyasından liderliğe, inovasyondan
girişimciliğe 30 farklı eğitim işitme engel-
Burak SEVİLENGÜL
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı
liler için Turkcell Akademi’de yerini almış
durumda. Eğitimler, işaret dili ve altyazılı
olarak sunuluyor. Görme engelliler için
ise Turkcell Akademi eğitimleri Turkcell
Hayal Ortağım servisine dahil ediliyor.
Akademi’nin Engelliler Haftası’na özel
olarak hazırladığı bir çalışma da var. Bu
kapsamda Turkcell Akademi, İşitme Engelliler Federasyonu işbirliğiyle Engelliler
Haftası’nda Türk işaret dili eğitimlerini de
sunmaya başlıyor.
Görme engelli sporlarında
Türkiye’de ilkler
Turkcell’in hedefleri arasında görme engelli sporlarını tabana yayarak engelli
vatandaşlarımızın sosyalleşmesine katkıda bulunmak da yer alıyor. Turkcell,
geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de bir ilke imza
atarak Görme Engelli Bisiklet sporunu 9.
paralimpik branşı olarak başlatmıştı. Halen
Görme Engelli Spor Federasyonu’nun ana
destekçisi olan Turkcell, Tokat, Denizli,
Konya, Kayseri ve İzmir’de 50 sporcuya
destek veriyor.
Turkcell, kısa süre önce spor alanında bir
yeniliğe daha imza attı ve Türkiye Futbol
Federasyonu ve Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu işbirliğine giderek
görme engelli futboluna da destek vermeye başladı. Görme Engelli Futbol Milli Takımı’nın yanı sıra Görme Engelliler
Ligi’ne de adını vererek Turkcell Sesi Görenler Ligi’ne ana sponsor oldu.
Dünya birinciliği getiren servis:
Turkcell Hayal Ortağım
Turkcell’in Young Guru Academy (YGA)
işbirliğiyle görme engelli abonelerinin bilgiye erişimini kolaylaştırmak için geliştirdiği
“Turkcell Hayal Ortağım” servisi geçen
Şubat ayında dünya birinciliği getirdi. Servis, GSMA 2014 Mobil Dünya Kongresi
kapsamında düzenlenen Global Mobil
Ödülleri’nde, “Toplumsal ve Ekonomik Gelişme” kategorisi “En iyi Mobil Ürün-Uygulama” başlığı altında dünya birincisi oldu.
Turkcell Hayal Ortağım sayesinde görme
engelli aboneler, Türkiye ve dünyadan güncel haberleri, köşe yazılarını, dünya klasikleri başta olmak üzere binlerce sesli kitap
ve eğitimleri, hayatlarını kolaylaştıran bilgi
servislerini ücretsiz dinleyebiliyor. Turkcell
Hayal Ortağım Goller Cepte IVR özelliğiyle
görme engelli aboneler, taraftarı oldukları
takımın gollerini maç anında otomatik gelen
çağrılarla dinleyebiliyor, maçtaki dakika ve
skoru öğrenebiliyor. Konum bazlı servisler
sayesinde ise görme engelli aboneler nerede olduklarını, en yakın hastane, eczane
gibi bilgileri ücretsiz sorgulayabiliyor. Şu
ana kadar 50 bin kişinin aradığı Turkcell
Hayal Ortağım günde yaklaşık 10.000
dakika dinleniyor.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
026_027_TURKCELL.indd 61
5/28/14 1:28 PM
28
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
BASF, SÜRDÜRÜLEBİLİR
GELECEK İÇİN ÇALIŞIYOR
D
ünyanın lider kimya şirketi BASF
olarak portföyünde; kimyasallardan plastiklere, bitki koruma ürünlerinden petrol ve doğalgaza kadar birçok
ürün yer alıyor. Şirket, ekonomik başarıyı,
sosyal sorumluluk ve çevresel korumayla
birleştiriyor. BASF’ın yürüttüğü sosyal sorumluluk projelerinin odağında öğrenme
ve eğitim ana teması var. Bugünün öğrencilerinin, yarının düşünürleri, yenilikçileri
ve liderleri olacağına duyduğu inançla
bilimsel eğitime büyük önem veren BASF,
çocuklara ve gençlere yönelik sosyal sorumluluk projelerini bu eksende şekillendirmeye özen gösteriyor. BASF’ın sosyal
sorumluluk ajandasında nelerin olduğunu
İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu
Aksoy Bilgen’e sorduk;
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
projelerinizden bahseder misiniz?
Çocuklarımızın eğitimine ve gelişimlerine katkıda bulunmayı hedeflediğimiz
projemiz “BASF Kids’ Lab etkinliği” son
dönemde en çok dikkat çeken projelerimizden biri... BASF Türkiye ekibi olarak,
BASF’ın
projelendirdiği
sosyal sorumluluk
projelerinin temelini
sürdürülebilir gelecek
oluşturuyor.
Arzu Aksoy BİLGEN
BASF Türkiye, Ortadoğu ve
Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve
Kamu İlişkileri Direktörü
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Marie
Sklodowska Curie’nin radyum ve polonyum elementlerini keşfinin 100. yıldönümüne denk gelen 2011 yılının Uluslararası
Dünya Kimya Yılı (IYC - International Year
of Chemistry) olarak ilan edilmesinden
hareketle, dünyada birçok ülkede uygulanmakta olan Kids’ Lab projesini Türkiye’ye
getirdik.
Kids’ Lab’i ziyaret eden çocuklar; özel
eğitmenler eşliğinde, interaktif deneyler
yapıyor. Deneylerle kimyanın ne olduğunu
sadece teorik olarak değil, uygulayarak
öğrenme fırsatı buluyor. Mart ayından
itibaren İstanbul Modern’de her ayın 4
günü deneyleri ücretsiz olarak çocuklarla
buluşturuyoruz.
Bir başka sosyal sorumluluk projemiz olan
“81 İlde 81 Kimya Laboratuvarı” ilemaddi
imkânlardan yoksun okullarda yeni kimya
laboratuvarları kurulmasını hedefliyoruz.
Bu projeile bugüne kadar eğitim olanaklarından diğer bölgelere göre daha az yararlanma olanağı bulan yörelerdeki birçok
lisenin laboratuvarını yeniledik, bazılarına
da ilk kez laboratuvar yaptırdık. Şu anda
50 farklı şehirde 50 laboratuvar yapım ve
yenileme işlemini tamamladık. 2016 yılı
sonuna kadar 81 ile yeni kimya laboratuvarlarını teslim etmeyi hedefliyoruz.
Ağırlıklı olarak hangi alanlarda
projeler üretiyorsunuz?
BASF’nin dünya genelinde, sürdürülebilirlik anlayışıyla yürüttüğü toplumsal projelerin odağında eğitim ve çocuklar yer alıyor.
Ağırlıklı olarak, eğitici projeler yaratarak
çocuklara kimyayı sevdirmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca toplumsal olaylara duyarlı
bir şirket olarak, toplum ve kurumların
ihtiyaçlarına yönelik de farklı projelere ve
kurumlara desteğimizi sürdürmeye devam
ediyoruz.
Küresel bir şirket olabilme
yolunda KSS’nin önemini nasıl
görüyorsunuz?
Şirketimizin kurumsal stratejisinin odağında ‘Sürdürülebilir bir gelecek için kimya
yaratma ’misyonu yer alıyor. Bu doğrultuda ekonomik başarıyı, sosyal sorumluluk
ve çevre korumasıyla birleştiriyor, çevre
ve insan sağlığını kurumumuzun öncelikli
ilkelerinden biri olarak görüyoruz.
Dünyanın lider kimya şirketi kimliğiyle
gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlere, biz-
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
028_029_BASF.indd 60
5/28/14 1:34 PM
29
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
den sonraki nesillerin sorumluluğunu da
taşıdığımız bilinci yön veriyor. Buradan
hareketle insan sağlığına, beslenmeye,
temiz su ihtiyacına, karbondioksit salımını
azaltmaya yönelik çözümler sunarken;
sosyal sorumluluk anlayışıyla farklı alanlarda önemli projelere imza atıyoruz.
Arzu Aksoy Bilgen, BASF Türkiye
Sürdürülebilir bir gelecek için
şirketler nelere odaklanmalı?
BASF olarak sürdürülebilirliği, kurum
kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak
kabul ediyoruz. Hem ürün ve üretim hem
de sosyal sorumluluk anlamında sürdürülebilirliğe önem veren, iş süreçlerinin
her adımında bu olguya dikkat eden bir
şirket olarak, dünyamızı bizden sonraki
nesillere bırakacak olmanın sorumluluğuyla hareket ediyor ve tüm çalışan ve
paydaşlarımızın algısını da bu yönde
pekiştirmeye çalışıyoruz. Şirketler de bu
bilinçle hareket etmeli ve iş süreçlerini
enerji verimliliği, doğal kaynakların korunması, enerji ve çevre dostu teknolojileri
ve yenilikleri takip etmesi gibi konuları
göz önünde bulundurarak sürdürebilirliği
kurum kültürü haline getirmelidir.
Gelecek ajandanızda hangi
projeler bulunuyor?
BASF olarak kurumsal sosyal sorumluluk
projelerimiz globalçapta gerçekleştiriyor. Biz de bundan hareketle, BASF’nin
global projelerini Türkiye’ye uyarlıyoruz.
Ancak lokal ihtiyaçlara göre şekillenen
özgün projelerimiz de var. Bunun için
öncelikle, bölgedeki sosyal ihtiyaçları
değerlendiriyoruz. Örneğin; “81 İlde 81
Kimya Laboratuvarı” projesinde gelişime
ihtiyaç duyan okulları tek tek inceledik
ve elde ettiğimiz deneyimlerimizi, Milli
Eğitim Bakanlığı’yla paylaştık. Önümüzdeki dönemde de bu projeye yoğun bir
şekilde odaklanmayı ve ileriye götürmeyi
hedefliyoruz.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
028_029_BASF.indd 61
5/28/14 1:34 PM
30
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
COCA COLA HAYATA
ARTI KATIYOR
C
oca-Cola, Türkiye’de sürdürdüğü sosyal sorumluluk projelerini,
Hayata Artı Vakfı çatısı altında
gerçekleştiriyor. Coco Cola’nın kurduğu
Hayata Artı Vakfı, kamu, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler ile birlikte çevresel
ve toplumsal sorunlara yenilikçi, topluma
duyarlı, sonuç odaklı, ölçülebilir ve sürdürülebilir çözümler üretmek için çalışıyor.
Sosyal sorumluluk projelerinin geleceğini
‘Kurumsal Vatandaşlık’ta gördüklerini söyleyen Coca Cola Türkiye Kurumsal İlişkiler
Çevre Müdürü Erdal Kiraz ile sosyal sorumluluk üzerine konuştuk.
Coca-Cola olarak
biz de bu anlamda
ülkemizde, her
alandan paydaşlarla
ve şirketlerle
işbirliğini genişleten
faaliyetlerde öncü
bir marka olmanın
gururunu yaşıyoruz.
1. Mükemmellik yolculuğunda
sosyal sorumluluk
çalışmalarınızdan bahseder
misiniz?
Coca-Cola olarak, çevre ve aktif yaşam
alanlarında destek verdiğimiz toplumsal
projeleri sürdürülebilir etkileri olması hedefiyle kurguluyoruz. Bu hedefe ulaşmanın
en iyi yolunun, Altın Üçgen dediğimiz, sivil
toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör
işbirlikleri etrafında şekillendiğini düşünüyoruz. Türkiye’deki toplumsal projelerimizi, 2009 yılında kurduğumuz Coca-Cola
Hayata Artı Vakfı çatısı altında gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar yürüttüğümüz
toplumsal proje ve çalışmalarda, 100’den
fazla kurum ve kuruluş ile işbirliğinin yanı
sıra, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
(UNDP) ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı
(WWF) gibi uluslararası kuruluşlarla da
birlikte çalışarak toplumsal projelerimizin
etkisini artırmayı hedefledik. Dolayısıyla
yürütülen her projede, öncelikli olarak,
mutlaka ilgili paydaşları kapsayacak şekilde, çok taraflı işbirlikleri kurma, ulusal
seviyede etki yaratma, toplum faydasını
gözetme ve en nihayetinde çevresel ve
toplumsal sürdürülebilirliği sağlayacak
unsurları bulundurmayı esas alıyoruz.
Toplumsal projeler, şirketlerin sürdürülebilir iş yapış ilkesine sahip olması yolunda
Erdal KİRAZ
Coca Cola Türkiye Kurumsal İlişkiler
Çevre Müdürü
çok önemli bir yatırım anlamını taşıyor.
Günümüzde çok sayıda toplumsal proje
hayata geçiriliyor. Projeler ihtiyaca cevap
veriyorsa ve sürdürülebilir etkileri varsa,
bu projelerin faydalı olduğuna inanıyorum. Buradaki kritik nokta, sosyal sorumluluk projelerinin sadece finansal destekle
kalmaması.
Coca-Cola olarak, bizim için bu anlamda
bir toplumsal projenin en önemli kriterlerinin başında, kaynak ve bilgi paylaşımı
olanağı yaratması, yapılan projenin sonraki çalışmalar için model oluşturulması
ve yakın mentorluk içermesi geliyor. Bu
kapsamda, 2009 yılından beri Coca-Cola
Hayata Artı Vakfı çatısı altında gerçekleştirdiğimiz toplumsal projelerle bugüne
kadar 500’den fazla gencin sivil toplum
dünyasına katılmasını sağladık, birçok
sivil toplum kuruluşunun kuruluşuna öncülük ettik. Coca-Cola Hayata Artı Vakfı
aracılığıyla, beş yıldır çevre ve aktif yaşam
alanlarında 60’dan fazla proje ile 1,2
milyon insana ulaşarak, toplam 20 milyon
TL’lik yatırım gerçekleştirdik.
2. Sosyal sorumluluk şirkete ne
katıyor?
Coca-Cola şirketi olarak, işimizin sürdürülebilirliğinin sadece içinde yaşadığımız
toplum ve çevre sürdürülebilir olduğu takdirde mümkün olabileceğine inanıyoruz.
Tüketicilerin de bu anlamda sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk konusunda daha fazla bilgi sahibi olduğunu
ve daha dikkatli davrandığını görüyoruz.
Dolayısıyla tüketicilerin ve toplumların
gözünde, hayata değer katan, toplumun,
çevrenin ve hatta gezegenimizin geleceğine yatırım yapan markaların rekabet
avantajı sağlayabileceklerini söyleyebiliriz. Tüketicinin marka algısının değişmesiyle birlikte sürdürülebilirlik alanında
başarılı olan şirketler, toplumdan sosyal
lisans alan şirketler olacaktır diye düşünüyorum.
3. Sosyal sorumlulukta yeni neler
oluyor?
Coca-Cola olarak tüm toplumsal projelerimize sürdürülebilirlik çatısının altında
yer vermeye çalışıyoruz, çünkü ancak
uzun dönemli çalışmaların uzun soluklu
fayda getireceğine inanıyoruz. Dünyada
her alanda çeşitli dinamiklerin değiştiğine
şahit oluyoruz, bu doğrultuda şirketler için
de şeffaflık, değerler ve kurumsal vatandaşlık gibi özellikler, giderek öne çıkan
kavramlar halini alıyor. Özellikle kurumsal
vatandaşlık, artık bir itibar göstergesi
durumunda. Artık şirketler, yerel, ulusal
ve hatta uluslararası alandaki her türlü
ilişkisini, özellikle toplumlarla iletişimini
bütüncül bir bakış açısıyla yönetiyorlar
ve bu kurumsal vatandaşlık prensibinin
temelini oluşturuyor. Buradaki en hassas
nokta ise, global düşünüp yerel ihtiyaçları
da karşılayabilecek sorumluluğu alabilmek. Bu sebeple, toplumlardan kurumsal
vatandaşlık vizesi alabilen şirketler, önümüzdeki yıllarda markaya değer katacak
en önemli özelliklerden biri olacak.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
030_031_COCACOLA.indd 60
5/28/14 1:37 PM
31
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
2009 yılında
kurduğumuz
Coca-Cola
Hayata Artı Vakfı
çatısı altında
gerçekleştiriyoruz.
Erdal Kiraz
Coca-Cola
Türkiye
Sürdürülebilirlik kavramı her geçen gün
daha fazla şirketin iş yapış felsefesinin
merkezine yerleşiyor. Bu anlamda ürün,
hizmet ve iş modellerini dönüştürme ihtiyacı hisseden şirketlerin bazıları, aynı
zamanda çok değerli olan bir başka
konunun da farkına vardılar: diğer şirketlerle birlikte hareket etmenin gücü. Bu
hem gerçekleştirilen toplumsal projelerin
hem de sürdürülebilirlik çalışmalarının
etkisini katlayarak artıran, toplumu da
içine dahil eden ve daha etkili sonuçlar almaya imkan veren bir konsept
olarak dünyada kullanılmaya başlandı.
Coca-Cola olarak biz de bu anlamda
ülkemizde, her alandan paydaşlarla ve
şirketlerle işbirliğini genişleten faaliyetlerde öncü bir marka olmanın gururunu
yaşıyoruz.
Günümüz dünyasında, markalar için
kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları
ve sürdürülebilirlik, aslında aynı potada
olması gereken, birbirine eşlik eden iki
kavram olarak ön plana çıkıyor. Bu
sebeple, kurumsal sosyal sorumluluk
çalışmalarının geleceğini değerlendirirken, toplumların yapısı ve toplumsal
dinamikleri iyi bir şekilde analiz etmek
önemli bir gereklilik. Tüm araştırmalar
gösteriyor ki, önümüzdeki 10 yıl boyunca geliri daha yüksek, büyüyen bir
nüfus, daha fazla şehir yaşamı, çeşitlenen ihtiyaçlar ve bu doğrultuda inovatif
ürün ve hizmet ihtiyacı bizleri bekliyor.
Nüfus artışı ve büyüyen ekonomiye paralel olarak, iklim değişikliğinin doğal
kaynaklar üzerindeki baskısı da artarak
devam edecek. İşte tüm bu dinamiklerin
yanı sıra, küresel çevresel riskler ve değişen ihtiyaçlar, sürdürülebilirliği, gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerin kalbine
konumlandırmamız gerektiğine işaret
ediyor. Sürdürülebilirlik kavramını, iş
yapış şeklimizin merkezine alan bir şirket olarak Türkiye’de örnek olmaktan da
büyük mutluluk duyuyoruz.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
030_031_COCACOLA.indd 61
5/28/14 1:37 PM
32
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Değişen Dünya ve Kurumsal
Sorumluluğun Yeniden Yazımı
ve
rın ürün
Kurumla en yararlanan
rind
hizmetle genişledikçe,
kitleler ayan ancak
yararlanme etkileşimde
v
etkileyen n kitleler de
buluna k artmakta;
lara
sayısal o sistematiği
ilişkiler şmaktadır.
la
karmaşık
Asya Deniz
AKYOL
SUCSR
Genel Müdür
Dünya’da değişim
Kimi çevrelerde komplo teorisi olarak tanımlanmakla birlikte 11 Eylül dünyada
birçok alanın değişim yaşamasına neden
oldu. 2000’li yılların başından itibaren yaşanan gelişmeler ile, bütün dünya, dünyanın ve bireyin varoluşunun ve güvenliğinin
gerekliliklerini yeniden düşünmeye başladı.
Milenyumun ikinci on yılının başından itibaren ise dünyada ekonomik sürdürülebilirlik
ile ilgili ciddi tartışmalar başlatıldı ve iş
dünyasının (ve insanoğlunun ekonomik
varoluşunun) ihtiyaçlar piramidi yeniden
ele alınmaya başlandı.
Yeni dünya ve gelecek için, bugüne dek “iş
yapan” makyaj düzenlemelerin ve eylemlerin artık çalışmayacağı, “yeni dünyanın”
ve geleceğin inşası için araçlar düşünüldü.
İkinci binyılın belki de en dikkat çekici değişimi “internet devrimi” olarak başlayan
- ancak artık internet olmasa da - insanoğlunun ortak aklının gelişimi ile devam eden,
birlikte yaşama kültürünün dünya çapında
yayılması oldu.
Bu yeni kültür bireyin yalnızca “birşeyler
yapılmasını bekleyen” konumundan “birlikte ne yapabiliriz” konumuna da geçişine
olanak sağladı. Artık insanlar için birşeyler
yapmak yerine insanlar ile birlikte neler
yapılabilir diye düşünülmektedir.
KSS’de değişim : KSS 1.0 vs KSS 2.0
Dünyada yaşanan değişime paralel olarak,
kurumsal sosyal sorumluluk alanında da
kökten bir değişim yaşandı. Bu bağlamda, kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı
1.0’dan 2.0’a geçiş aşamasında kendisi-
ni oluşturan kodlarda önemli bir değişim
yaşadı.
Düne kadar kurumsal sosyal sorumluluk yalnızca sosyal sorumluluk olarak algılanırken
bugün bir iş modeli olarak ele alınmakta
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
032_033_SU_CSR_ASYA.indd 60
5/28/14 2:07 PM
33
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
ve sosyal sorumluluğun sağlanabilmesi
için öncelikle kurumsal sürdürülebilirliğin
sağlanması sorumluluğu temelinde algılanmakta ve uygulanmaktadır.
KSS 1.0 ve KSS 2.0 arasında köklü temel
yaklaşım ve uygulama farklılıkları bulunmaktadır. Bu farklılıklar modellenecek sürdürülebilirlik çözümlerinin de esaslarını
belirlemektedir.
Yeni anlayışta, KSS, bir hayır etkinliğinden
çok birlikte başarı felsefesine sahip, işbirliği
modeli olarak ele alınmaktadır.
KSS 1.0 ve KSS 2.0 arasındaki dikkat çekici detay yaklaşım ve uygulama farklılıkları
ise temel değişkenlerin somut iş çıktılarıdır.
İş süreçlerinin verimliliğinden çok standardizasyonuna odaklanmış olan eski KSS
anlayışı yerine, her seviyede geliştirici ve
verimlilik odaklı inisiyatif ve paylaşım modelleri daha çok destek görmektedir.
KSS alanında yaşanan bu değişim, mevcut
ilkelerin yeniden ele alınmasına, daha doğrusu yeni ilkeler olarak yeniden yazılmasına neden olmuştur. KSS’nin yeni ilkeleri,
değişen dünyanın değişen taleplerine ve
kurumların ihtiyaç duyduğu yeni sürdürülebilirlik kalkanına göre biçimlendirilmiştir.
İlke (1) > Yaratıcılık (creativity)
İlke (2) > Ölçeklenebilirlik (scalability)
İlke (3) > Hesap verebilirlik
(responsiveness)
İlke (4) > Çok bölgelilik (glocality)
İlke (5) > Geçerlilik (circularity)
Yeni paydaş kompozisyonu!
Kurumların gelişimi aynı zamanda paydaş
ilişkileri grafiğini de - düne göre - daha
komplike hale getirmektedir. Kurumun paydaş kompozisyonu değişirken; dünyanın
da paydaş anlayışında eşzamanlı olarak
değişim yaşanmaktadır.
Kurumların ürün ve hizmetlerinden yararlanan kitleler genişledikçe, yararlanmayan
ancak etkileyen ve etkileşimde bulunan
kitleler de sayısal olarak artmakta; ilişkiler
sistematiği karmaşıklaşmaktadır.
İş Modeli Dönemleri KSS Hedefi
Başlangıç DönemiOrtaklar (ShareHolders)
Gelişme Dönemi Paydaşlar
(StakeHolders)
Bugün... Oydaşlar (StageHolders)
Her şeyin ve paydaşların değiştiği bir dünyada ne yapmalıyız? Topluma karşı en
büyük sorumluluğumuz, topluma katma
değer sağlarken, olumsuz etkilerimizden
arındırılmış halde sürdürülebilirliğimizi sağlamaktır elbette. Unutulmaması gereken en
önemli nokta habitatımızda yaratacağımız
her türlü olumsuzluk esas itibari ile kendi
sürdürülebilirliğimizin önündeki en önemli
etkendir.
Özgün tasarımcı olmalıyız!.. İlişkilerimizin
karmaşıklığına bağlı olarak toplum kesimlerinin her farklı ilişki grubuna göre; bizimle
işbirliği içinde olabilecek kitleler için özgün
modeller geliştirmeliyiz.
Ölçeklenebilir olmalıyız!.. Modellerimiz,
küçük düzenlemeler ile benzer durumlara
ve benzer kitlelere uyarlanabilir ve başarısı
katlanarak geliştirilebilir olmalıdır.
Hesap verebilir olmalıyız!.. Uygulamalar,
en uygun nicel/nitel ölçme aracı ile takip
edilmeli, her post-test, futurist bir çıktı üretmelidir.
Çok bölgeli olabilmeliyiz!.. Uygulamalarımız ölçeklenebilir olduğu gibi, kod yapısı
değiştirildiği (veya tercüme edildiği halde)
her bölgedeki benzer durum ve kitleler için
yeniden kullanılabilir olmalıdır. İşimiz sürdürülebilirlik hedeflerimizdir. İşimizi icra
ettiğimiz alan da bizim sürdürülebilirlik
alanlarımızın kodlarını öğrenmeye açık
olacaktır.
Geçerli ve anlaşılır işler yapmalıyız!.. Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk çalışmalarımız romantizmden arındırılmış ve konvertible olmalıdır. Özne (bölge,kod) değişimi
halinde, uygulamalar nesnel olarak uyum
sağlama kapasitesine sahip olmalıdır.
Mükemmellik Modeli ve KSS
Ülkemizde yaklaşık 22 yıldır uygulanan Mükemmellik Modeli, kurumların sürdürülebilir
başarılarını sağlamaya yönelik ölçülebilir
değerler üretir.
Mükemmelik yolculuğunun en temel unsurlarından biri de kurumların sorumluluk almasıdır. Doğal kaynakların gittikçe azaldığı
günümüzde kurumların, kendilerini var etme
çabası güçleşeceği gibi toplumsal anlamda
da sürdürülebilirlik dengelerinin de gözönüne alması gerekmektedir. Kurumların kültürel ve etik standartlarını ölçülebilir şekilde en
ileri seviyeye ve “Mükemmel Kurum” olma
yolunda “Mükemmelik Modeli”nin yanı sıra
KSS uygulamalarını da bir davranış biçimi
olarak benimsemelidir.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk tüm dünyada
uygulanış biçimiyle bakıldığında kurumların
sosyal, çevresel ve ekonomik alanlarda
performans göstererek kurumsal sürdürülebilirliğini sağlamasına destek olmaktadır.
Kurumlar, finansal yapıları, ticari faaliyet
alanları ve coğrafyalarından bağımsız olarak paydaş ilişkilerini geliştiren/güçlendiren çalışmalara odaklanarak ekonomik,
çevresel ve sosyal yatırımlarını Kurumsal
sorumluluk çerçevesinde değerlendirmelidir.
Ekonomik anlamda kurumlar faaliyetlerini
sürdürürken mali performans en temel unsurlardan biridir.
Ekonomik performans bölgesel,ulusal ve
küresel alanda ekonomi sistemine etki ve
katkıyı değerlendirirken bununla birlikte
iklim değişikliğinin faaliyetler üzerinde yarattığı risk ve fırsatlarını değerlendirmeyi
sağlar. Bu bir anlamda kuruma, ekonomik
sistem içinde kendini analiz ederek anlama
ve geliştirme olanağı verir.
Çevresel performans, ticari faaliyetini gerçekleştirirken ekosistemler, biyoçeşitlilik ve
çevresel uyum konularıyla birlikte çevresel
harcalamaları ve kurumsal ürünlerinin etkilerini de en verimli hale getirerek kurum maliyetlerinin ve çevresel etkilerin olabildiğince
verimli kullanılmasına neden olur.
Sosyal alanlarda performans göstermek,
kurum kültürüyle birlikte, etik standartlar
ve bu standartların ötesinde uygulamalarla paydaşlarıyla diyolog geliştirme, fırsat
eşitliği ve faaliyette bulunulan bölgeden
başlayarak sosyal yatırım uygulamaları
desteklenerek başta bölgesel kalkınmayı
sağlarken ulusal ve küresel kalkınmaya
katkıda bulunur.
KSS, kurumlarda uygulanan Mükemmellik
modelini desteklerken kurumun sürdürülebilirlik unsurlarını da geliştirir.
Su CSR, 22 yıldır sektörde, 2006 yılı itibariyle Kurumsal Sürdürülebilirlik Danışmanlığı
alanında tam kapsamlı hizmet sunmaktadır.
Türkiye’nin ilk Global Reporting Initiative
onaylı KSS/Sürdürülebilirlik Raporlarının
hazırlanmasıyla birlikte ülkemizin önde
gelen kurumlarına Sürdürülebilirlik Danışmanlığı vermektedir.
Danışmanlık verdiği pek çok kurum ile ulusal ve uluslararası alanda başarılara imza
atmıştır.
Türkiye’nin ilk Sürdürülebilirlik Danışmanlığı
hizmeti veren SuCSR konusunda uzman
ekibiyle raporlama, ölçümleme, toplumsal
projeler ve süreç danışmanlığı alanlarında
hizmet vermektedir.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
032_033_SU_CSR_ASYA.indd 61
5/28/14 2:07 PM
34
TMME
9 yılda 300 bin müşterinin memnuniyeti ölçüldü
TMME Ödülleri
Sahiplerini Buldu
OTOIKINCI_EKO_15:Layout 1
5/16/14
12:42 PM
Page 2
2013 yılından geriye dönük olarak bu liderliğini
KalDer, Türkiye Müşteri Memnuniyeti
(TMME)
geçtiğimiz
9 yılda
en az 3 yıl Endeksi’nde
üst üste devamlı
kılan
kuruluşlar
başarı kazanmış firmaları gerçekleştirdiği
ödül
töreniyle
onurlandırdı.
(TMME Sürdürülen
Başarı
Ödülü)
- Altın Heykel
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma kuruluşu KA Araştırma
tarafından 81 ilde tüketiciler ile bilgisayar
destekli telefon anketi (CATI) yapılarak
ve özel ekonometrik analiz modeli ile
belirlenen Türkiye Müşteri Memnuniyeti
Endeksi’nde (TMME) 2013 yılında başarılı olmuş kurumlar 15 Nisan 2014’te,
İstanbul’da Swissotel The Bosphorus’da
gerçekleştirilen ödül töreniyle onurlandırıldı. İş dünyasının önemli isimlerini bir
araya getiren TMME Gala gecesinde
ölçüme başlanan 2005 yılından itibaren
müşterileri nezdinde en yüksek puanı alarak birinciliği elinde bulunduran ve sektörlerinde müşteri memnuniyetini aralıksız
olarak sürdürülebilir kılan Opet, Turkcell
ve Türk Hava Yolları TMME Üstün Başarı
Ödülü’ne layık görüldü.
100’den fazla marka, 300 binin üzerinde
müşteri TMME Gala gecesinin açılışında
konuşan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
A. Hamdi Doğan, 9 yılda Türkiye’nin 81
ilinde 25 sektörde, 106 markanın detaylı
analizlerini ortaya koymak için 300 binin
rinin dünyada,Marka/Kuruluş
Amerika dâhil 20’yi aşkın
üzerinde TMME
müşteriSektör
görüşmesi yapıldığını
ülkede yürütüldüğüne dikkat çeken Hamdi
belirterek, “TMME ile ülkedeki ürün ve
1
Tüp Gaz
BP Gaz
Doğan, Müşteri memnuniyetinin, entelektüel
hizmetlere ait kalite ve müşteri memnuni2
Hızlı Servis Restoranları
Domino's Pizza
sermayenin dolayısı ile pazar değerinin en
yeti artıyor mu, azalıyor mu?”, “Endeksteki
3
Meyve Suları
Pınar
önemli parametrelerden biri olduğunu ifade
pozitif ya da negatif eğilimler ölçülen iş
4
Konserve, Sos, Salça
Tamek
etti. Pazardaki markalar arası rekabetin en
kollarında belirli sektörlere mi ait, sadece
5
Dondurma
Algida
gerçekçi göstergesinin TMME olduğunu
bazı sektörlerde mi görülüyor yoksa belirli
6
Zincir
Market
BİM
belirtti. Kaliteyi
müşteri beklentilerini karkuruluşlara
mı özgü?,
“Bu değişimler ulus7
Bireysel
Bankacılık/Kamu
Bankaları
T.C.
Ziraat
Bankası
şılamak ve hatta aşmak
olarak
tanımladı.
lararası eğilimlerle paralel mi; ülkemize
8
Bireysel
Bankacılık/Özel
Bankalar
T.C.
İş
Bankası
TMME’nin ölçüm yapılan sektörlerde
özgü farklılıklar var mı? gibi ülke ekonomisi
önemli bir veri kaynağı olduğunu belirhakkında birçok soruya yanıt verilmektedir”
ten Doğan Türk Telekom, REMAX ve Era
dedi. Ulusal müşteri memnuniyeti endeksle-
Ölçüm yılından bugüne sürekli birinci olmuş
kuruluşlar-en az 5 yıldır ölçüm yapılan sektörler için
geçerlidir (TMME Üstün Başarı Ödülü) - Siyah Heykel
1
2
3
TMME Sektör
Akaryakıt İstasyonları
GSM Operatörleri
Havayolları
Marka/Kuruluş
Opet
Turkcell
Türk Hava Yolları
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
034_035_TMMM_2.indd 60
5/28/14 2:09 PM
TOIKINCI_EKO_15:Layout 1
5/16/14
12:42 PM
Page 1
35
TMME
TMME 2013 Sektör Birincileri-Gümüş Heykel
TMME Sektör
Marka/Kuruluş
1
Tüp Gaz
Aygaz*
2
Tüp Gaz
Mogaz&Lipetgaz*
3
Tüp Gaz
BP Gaz*
4
Cep Telefonları
iPhone
5
Hızlı Servis Restoranları
Domino's Pizza
6
GSM Hizmetleri
Turkcell
7
Banka Kredi Kartları
Maximum Card
8
Ambalajlı Su
Erikli *
9
Meyve Suları
Pınar
10
Meyve Suları
Cappy
11
Küçük Ev Aletleri
Philips
12
Akaryakıt İstasyonları
Opet
13
Havayolları
Türk Hava Yolları
14
Konserve, Sos, Salça
Tat
15
Konserve, Sos, Salça
Tamek
Et ve Tavuk Ürünleri
Erpiliç
16
17
Dondurma
Algida
18
Televizyon
Samsung*
19
Beyaz Eşya
Arçelik
20
Beyaz Eşya
Siemens
OTOIKINCI_EKO_15:Layout 1 5/16/14 12:42 PM Page 2
21
Beyaz Eşya
Bosch
22
Sağlık Sigortası/Kasko
Axa Sigorta
23
Ulusal Kargo Dağıtımı
MNG Kargo
24
Binek Otomobil
Volkswagen
25
Zincir Market
BİM
26
Bireysel Bankacılık/Kamu Bankaları
T.C. Ziraat Bankası
27
Bireysel Bankacılık/Özel Bankalar
T.C. İş Bankası
* Aygaz, Mogaz&Lipetgaz, BP Gaz, Erikli ve Samsung (TV) TMME 2013 yılı
içinde 85 puan ile en yüksek skoru elde eden kuruluşlardır.
2013 yılından geriye dönük olarak bu liderliğini
en az 3 yıl üst üste devamlı kılan kuruluşlar
(TMME Sürdürülen Başarı Ödülü) - Altın Heykel
1
2
3
4
5
6
7
8
TMME Sektör
Tüp Gaz
Hızlı Servis Restoranları
Meyve Suları
Konserve, Sos, Salça
Dondurma
Zincir Market
Bireysel Bankacılık/Kamu Bankaları
Bireysel Bankacılık/Özel Bankalar
Marka/Kuruluş
BP Gaz
Domino's Pizza
Pınar
Tamek
Algida
BİM
T.C. Ziraat Bankası
T.C. İş Bankası
Ölçüm yılından bugüne sürekli birinci olmuş
kuruluşlar-en az 5 yıldır ölçüm yapılan sektörler için
034_035_TMMM_2.indd 61
Gayrimenkul’ün destekleri ile 2014 yılında
Emlak Sektörü ve Sabit Hatlar sektörlerinin
de TMME kapsamında ölçümleneceğini
aktardı.
Üç kategoride ödüller sahiplerini buldu
TMME Ödülleri, tüm ölçülen sektörler ve
kurumların 2005-2013 yılları arasında
yayınlanan TMME Ölçüm Sonuçlarına göre
belirlendi. TMME Ölçümünün ana değişeni
olan, ‘Müşteri Memnuniyeti Puanları’ ödüller için temel veri olarak kabul edildi.
Ulusal endeksin başladığı 2005 yılından
bu yana sektörlerinde her yıl birincilik ipini
göğüsleyen Opet, Turkcell ve Türk Hava
Yolları TMME Üstün Başarı Ödülü’ne layık
görüldü.
Sektörlerinde müşterileri nezdinde en yüksek puanı alarak birinci olan ve 2013 yılından geriye dönük olarak bu liderliğini en az
3 yıl üst üste devamlı kılan kuruluşlar olan
Algida, BİM, BP Gaz, Domino’s Pizza, Pınar, Tamek, Türkiye İş Bankası ve T.C Ziraat
Bankası ise TMME Sürdürülen Başarı Ödülü
sahibi oldu. 2013 yılında sektörlerinde
birinci olan firmalara da TMME 2013 Yılı
Sektör Birincisi Ödülü verildi.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
5/28/14 2:10 PM
36
TMME
KOŞULSUZ GÜVEN
ILKESI, BOSCH
MÜŞTERISINI
‘MEMNUN’ ETTI
Markamız ve şirketimiz, 125 yıldır dünyada ve 100 yılı aşkın
süredir de Türkiye’de “İnsanların güvenini kaybetmektense, para
kaybetmeyi tercih ederim” ilkesiyle yönetiliyor.
2
013 Türkiye Müşteri Memnuniyeti
Endeksi’ne göre 82 puanla sektörün
birinci sırasında Bosch Ev Aletleri yer
aldı. Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü
Neylan Suer markalarına duyulan güvenin
çok önemli olduğunu, bunun da uzun yıllardır
kendilerine müşteri memnuniyetinde başarı
getirdiğini söylüyor.
Neylan Suer, Bosch Ev Aletleri’nin kalite ve
güvene verdiği önemi ve müşteri memnuniyetinde ki başarılarını şu şekilde anlatıyor.
‘Bosch Ev Aletleri olarak, bugün adı “güven”
kelimesiyle eşanlamlı kullanılan ve sektöründe dünyanın en büyük firmalarından biri
olmanın gururunu taşıyoruz. Markamız ve
şirketimiz, 125 yıldır dünyada ve 100 yılı
aşkın süredir de Türkiye’de “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih
ederim” ilkesiyle yönetiliyor. Bu sözün sahibi,
yaşadığı dönemde endüstriyel gelişimin öncüsü olan Robert Bosch ve Bosch da böyle
değerli bir girişimci tarafından kurulmuş bir
marka. Biz, bu sözü; “Ancak en iyi niyetlerle, en kaliteli hammaddeler, en ileri üretim
teknolojileri kullanılarak ve her aşamada titiz
testlerden geçirilerek üretilen bir ürün, Bosch
adını taşıyabilir” şeklinde yorumluyoruz.
Beyaz eşya sektörü, çevreci ürün yaklaşımının merkezinde yer alan bir sektör. Bugün,
evlerde kullanılan elektriğin yaklaşık yüzde
65’ini ev aletleri harcıyor. Bu da sektörümüzün, yüksek enerji verimliliği sağlayan
teknoloji ve ürünler geliştirmeye odaklanmasında önemli bir rol oynuyor. Yine buna
Neylan SUER
Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü
paralel olarak, sektörümüz, toplumda enerjinin verimli kullanımının konusunda bilinç
düzeyinin artırılması ve yaygınlaştırılmasına
öncülük ediyor.
Dayanıklılık, her dönemin vazgeçilmez trendi. Tüketiciler, ödedikleri paranın karşılığında
daha uzun yıllar, güvenle kullanabilecekleri,
sağlam ve kaliteli ürün arayışı içerisinde.
Satış Sonrası Hizmet Önemli
Sektörümüzde, satış sonrası hizmetler de
belirleyici bir rol üstleniyor. Tüketici, ürünü
ile ilgili her türlü talebine, hızlı, samimi ve
en mükemmel şekilde çözüm üretebilecek,
profesyonel danışmanlık ve kaliteli hizmet
bekliyor. Beyaz eşya pazarındaki uzmanlığımızın gücünü de yanımıza alarak küçük
ev aletlerinde de yenilikçi teknolojilerimiz,
kalite ve ürün çeşitliliğimiz ile müşterilerimizi
memnun ediyoruz. Bugün Bosch buzdolabı
kullanan tüketicilerimiz, Bosch süpürge, mutfak robotu ya da ütüsünü rahatlıkla tanıyor,
kalitesine güveniyor ve satın alıyor. Bosch küçük ev aletleri gamımızda ütülerden elektrikli
süpürgeye, yiyecek hazırlama grubundan
içecek hazırlama grubuna kadar pek çok
farklı ihtiyaca profesyonel çözümler sunan
yüzlerce çeşit ürünümüz bulunuyor.
Bosch olarak çok büyük bir aileyiz. Bosch
markasını taşıyan tüm ürünlerimizi, Türkiye
geneline yayılan, her il ve ilçede hizmet
kalitesi yüksek, 1.100’ü aşkın bayimiz aracılığıyla müşterilerimize ulaştırıyoruz. Satış
öncesinde olduğu kadar satış sonrasında
da, altı fabrika merkez ve 400’e yakın yetkili
servisi kapsayan yaygın servis ağımız sayesinde, ayrıcalıklı hizmetimizle her zaman
müşterilerimizin yanında oluyoruz.
Tüketicilerimizin gündelik yaşamını kolaylaştırmak, ergonomik, güvenilir, kaliteli ve
doğa dostu ürünler tasarlamak en önemli
önceliğimiz. Markamıza duyulan güveni, her
geçen gün artırarak sürdürebilmek için çok
çalışıyoruz. Tasarım, yenilikçilik ve teknoloji
konularına bu perspektiften bakıyoruz. Tüm
ürünlerimiz için kalite, üstün performans,
fonksiyonellik, tasarım, kullanım kolaylığı
gibi unsurlar çok önemli. Ürünlerimizin tüm
bu özellikleri taşıdığına sonsuz güven duyarak tüketicilerimizin beğenisine sunuyoruz.
Bizim için en büyük ödül, tüketicilerimizin
memnuniyeti.
2013 Türkiye Müşteri Memnuniyeti
Endeksi’ne göre 82 puanla sektörün birinci
sırasında yer alarak kazandığımız başarıdan, ve bu başarıyı uzun zamandır sürdürebiliyor olmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye
Müşteri Memnuniyeti Araştırması, ülkemizde
bu kadar geniş kapsamda ve nitelikte ve
tarafsız olarak yürütülen tek memnuniyet
araştırması. Bu nedenle tüm sektörler için
çok önemli. Bize güven duyan, bu güvenini, bizi liderliğe taşıyarak gösteren ve bizi
ödüllendiren tüm müşterilerimize layık olmak
için çok çalışıyoruz’.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
036_BOSH.indd 60
5/28/14 2:12 PM
037_YEDAS_ilanı.indd 23
6/4/14 6:30 PM
38
TMME
“Müşteri Gibi Düşün,
Volkswagen gibi
davran” felsefesi
doğrultusunda
TMME Müşteri
Memnuniyeti
Araştırması’nda
binek araç
kategorisinde
Volkswagen
yeniden birinci.
Müşteri ile yüksek iletişim
memnuniyeti getirdi
V
olkswagen Binek Araç, müşteri memnuniyetini artırmak ve müşterilerine
daha iyi hizmet verebilmek için, servis
teknisyenlerine ve müşteri temsilcilerine de
kendi uzmanlıkları ile ilgili sürekli eğitimler
veriyor.
Marka, beklentinin üzerinde servis hizmetiyle her yıl Volkswagen AG tarafından yapılan
eğitim ve servis değerlendirmelerinde, üst
sıralarda yer alıyor. Kaliteyi arttırmak ve üst
düzeyde tutmak için ayrıca Volkswagen AG
ile yürütülen ortak çalışmalar olan QSP (Satış
sürecinde kalite), RSE (Satışta mükemmel
hizmet) ve RASE (Serviste mükemmel hizmet)
gibi kalite ve mükemmel hizmete yönelik
programları mevcut.
“Müşteri Gibi Düşün, Volkswagen gibi davran” felsefesiyle, daha iyi hizmet vermek için
müşterilere ve bir Volkswagen sahibi olmak
isteyenler ile her ortamda iletişim kurmayı
hedefliyor. Volkswagen için müşteri memnuniyeti sürecinde en önemli şey Volkswagen
sahiplerinin, istedikleri gün, istedikleri saatte
marka temsilcilerine ulaşabileceklerini bilmeleri. Tüm bunlar için dijital ortamda önemli
çalışmalar yürütülüyor. Özellikle sosyal
medya platformları üzerinden alınan geri
dönüşler hizmet kalitesini artırmak için de
önemli bir veri oluyor.
Şu anda 3 milyonun üzerinde takipçisi olan
Volkswagen Türkiye Facebook sayfası, dün-
yada ki en fazla takipçiye sahip Volkswagen Facebook sayfası olmasının yanı sıra,
Türkiye’de en fazla takipçiye sahip marka
sayfası olma özelliğine de sahip. Aynı zamanda Volkswagen Türkiye Facebook’ta en
yakın rakibinin 6 katı olan %0.134 etkileşim
oranıyla Türkiye’de bu sosyal medya kanalı
üzerinden takipçileriyle en fazla iletişime
geçen marka.
Volkswagen Türkiye YouTube üzerinde de
liderliğini koruyor. Volkwagen Türkiye You-
Tube Kanalı (www.youtube.com/vwturkiye),
sahip olduğu takipçiler ve 14 milyona yakın
izlenme sayısı ile otomotiv marka sayfaları
arasında yine lider. Üstelik çok da ilgi çekici
bir istatistiğe sahip. Otomotiv sektöründe az
görülen ve sektör ortalamasının çok üzerinde
bir oranla bu kanalın takipçilerinin yüzde
25’ini kadınlar oluşturuyor.
Bu yılın başında faaliyete geçen Instagram
sayfası da kısa süre içinde 10 bin takipçiye
ulaşmış durumda.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
038_VOSVOS.indd 60
5/28/14 2:14 PM
039_IRONMAN_ilanı.indd 23
5/27/14 11:02 AM
40
TMME
PHILIPS, MÜŞTERISINI
EN ÇOK MUTLU EDEN
MARKA OLDU
Dünyanın önemli markalarının başında gelen Philips, TMME 2013
Araştırması sonuçlarına göre Küçük Ev Aletleri katagorisinde birinci oldu.
M
arkanın bu başarısını ve müşterileri le iletişimini Genel Müdür
Elvan Özkal’a sorduk.
Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi
(TMME) araştırmasında, 2013 yılında
küçük ev aletleri sektöründe müşterisini en
çok memnun eden marka seçildiniz. Bu
konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şirketi
bu noktaya getiren dinamikler nedir?
Tüketicisine yakın duran ve onu dinleyen
markaların, bunun karşılığında tüketicisi
tarafından ödüllendirilmesinin de kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Biz de Philips
olarak, müşteri memnuniyetine verdiğimiz
önemin karşılığını çok güzel bir şekilde
aldık ve küçük ev aletleri pazarındaki lider konumumuzu, TMME araştırmasının
sonuçları ile pekiştirdik.
Philips, ürünlerine güvenen fakat sadece
bununla yetinmeyen bir marka. Müşterilerimizin memnuniyeti için çalışırken, tüketicimize yakın duruyoruz ve onu dinliyoruz.
Saha ekibimizin, online kanalımızın, CRM
ağımızın ve Tüketici Danışma Merkezi’mizin gücünü kullanarak tüketicilerle daha
fazla yakınlaşmak ve onları anlamak bizim
için büyük önem taşıyor. Saha ekiplerimiz,
tüketiciler ile sürekli yüz yüze olduğu için
onların beklentilerini ve sorunlarını çok
yakından gözlemleyebiliyor… Biz de bu
gözlemlerden stratejilerimizi geliştirme
konusunda maksimum seviyede faydalanıyoruz. Bu da tüketici memnuniyetini ve
sadakatini beraberinde getiriyor.
Philips olarak marka vaadimiz, tüketicilerimizin hayatlarına anlam katan inovasyonlar sunmak. Bunun için de tüketici
ihtiyaç ve beklentilerini çok iyi anlamak
Elvan
ÖZKAL
Philips
Genel
Müdürü
ve onları karşılamak gerekiyor. Hem ürün
geliştirme aşamasında hem de iletişim
ve pazarlama stratejilerimizi belirlerken
tüketicilerimizden gelen geri bildirimleri
değerlendiriyoruz. Bu bakış açısı da bize
tüketici memnuniyeti olarak geri dönüyor.
Tüketicilerimize en iyiyi sunma ve onları
satış sonrasında da dinleme konusunda
çıtamızı yükselterek çalışmaya devam
edeceğiz.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
040_PHILPS.indd 60
5/28/14 2:15 PM
041_CANEA_ilanı.indd 23
5/27/14 11:16 AM
42
TMME
Zincir Market müşterileri
BİM’den ‘MEMNUN’
BİM’in kendi kategorisinde müşteri memnuniyetinde lider olmasının
nedenlerini anlamak için öncelikle benimsediğimiz iş modeline daha
yakından bakmak yararlı olacaktır.
T
MME 2013 Araştırması sonuçlarına
göre Zincir Market katagorisinde müşterisini en çok memnun eden marka BİM
oldu. BIM, aynı dalda bu ödülü üçüncü kere
alıyor. BIM’in bu başarısı kendisine ‘Sürdürülebilir Başarı Ödülü’nü de beraberinde
geitri. BİM’in müşteri memnuniyetini sürekli
arttırarak yoluna devam edeceğini söyleyen
İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Komitesi
Başkanı Galip Aykaç, memnun müşteri için
yürüttükleri çalışmaları şu şekilde anlattıyor.
Türkiye’de son altı yılda yapılan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) araştırma
sonuçlarına göre şirketimiz BİM’in, zincir
market kategorisinde müşteri memnuniyetinde lider konumunu istikrarlı şekilde koruması
bizi mutlu eden bir başarıdır.
Farklı iş modelimiz müşteri
memnuniyetini artırıyor!
BİM yüksek indirimli perakende iş modelini,
Türkiye’nin koşullarına uygun ve tüketicilerin
ihtiyaçlarını, beklentilerini en üst düzeyde
karşılayacak şekilde oluşturdu. Modelimizin
temelinde operasyonel maliyetlerimizi en
düşük seviyede tutarak kazanımlarımızı müşterilerimize fiyat indirimi olarak yansıtmak
yer alıyor. Bunun için merkezi olmayan bir
organizasyon yapısıyla bölge teşkilatları ve
mağazalar arasında dinamik bir lojistik ve
bilgi ağı kuruyoruz. Karar alma süreçlerimizi
hızlandırıyoruz.
Ürün seçimi ve fiyatlandırma konusunda da
detaylı ve hassas bir çalışma yöntemimiz
var. Mağazalarımızda müşterilerimize sunduğumuz ürünleri, bir hane halkının günlük
temel ihtiyacının % 80’ini karşılayacak şekilde seçiyoruz. Müşterilerimiz için yüksek
kaliteli ürünleri özel olarak üretiyoruz.
İş modelimizin ve kaliteli ürün ve hizmetlerimizin sonucunu her gün mağazalarımızı
Galip AYKAÇ
İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon
Komitesi Başkanı
ziyaret ederek alışveriş eden yaklaşık 3
milyon müşterimizin mutlu yüz ifadelerinde
alıyoruz. Bizim için esas olan müşteri memnuniyetini korumak ve artırmaktır. Bu nedenle şikâyetlerin çözümlenmesi sürecinde her
zaman konuya müşterinin perspektifinden
bakmaya gayret ediyoruz. Burada bize düşen temel sorumluluk BİM’in bu yaklaşımını
korumasını sağlamaktır.
Müşteri memnuniyetini korumaya ve sürekli
artırmaya odaklanmamız bizi sektör liderliğine taşımış bulunuyor.
Türkiye gıda perakende
sektörünün lideriyiz
1995 yılında 21 mağaza ile faaliyetlerimize
başladık. 2004 yılında 1000’inci mağazamızı açtık. 2010 yılında 6 milyar 574 milyon TL ciro ile sektör liderliğine ulaştık. 2013
yılında da 11 milyar TL’yi aşan ciromuzla,
Türkiye perakende pazarındaki bir numaralı
pozisyonumuzu daha da sağlamlaştırdık.
2013 sonu itibarı ile 23.798 çalışanımız
ve yıl içinde yaptığımız 245 milyon TL’lik
yatırım ile sektör lideriyiz. Bunun yanı sıra
en yaygın mağaza ağına sahip perakende
firmasıyız. Günde 3 milyon kişi BİM’den
alışveriş yapıyor.
2013 yılı sonunda Türkiye çapında 4.000
mağazaya ulaştık. 2014’te yurt içinde büyüme hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürürken yurt dışında da Fas’ın
ardından Mısır’da da faaliyete geçmiş bulunuyoruz. 2009’da ilk mağazamızı açtığımız Fas’ta 2014 sonunda 234 mağazaya
ulaşmayı planlıyoruz. Mısır’da da bu yıl 50
yeni mağaza açarak, yine yılsonu itibarı ile
85 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz.
BİM Dünya perakende listesinde
167’inci sırada!
Dünyanın saygın danışmanlık kuruluşlarından Deloitte’un hazırladığı ve dünyada farklı
sektörlerden en büyük 500 perakende şirketini sıralayan “Perakendenin Küresel Güçleri 2014” raporunda BİM listeye 167’inci
olarak girdi. Aralarında Apple ve Amazon
gibi devlerin de yer aldığı en hızlı büyüyen
ilk 10 perakende kuruluşu sıralamasında ise
BİM 9’uncu oldu.
Deloitte’un hazırladığı 2012 Perakendenin
Küresel Güçleri araştırmasında dünyada
kaynaklarını en verimli kullanan perakende
şirketi seçildik.
BİM ayrıca Brand Finance tarafından hazırlanan Best Retail Brand (En İyi Perakende
Markası) 2013 sıralamasında 1,4 milyar
ABD doları ile Türkiye perakende sektörünün
en değerli markası oldu. Diğer sektörler de
dikkate alınırsa, BİM Türkiye’nin en değerli
8’inci markası olarak yerini alıyor
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
042_BIM.indd 60
5/28/14 2:17 PM
043_BEDD_ilanı.indd 23
5/28/14 3:39 PM
44
TMME
AYGAZ müşterisi
çok ‘MEMNUN’
Aygaz, 2005 yılından bu yana, son iki yıl üst
üste olmak üzere tüketicilerin 4. kez birinciliğe
layık gördüğü marka oldu. Bu başarı TMME 2013
birinciliği ile birlikte üst üste alınan başarılarla
gümüş heykel ödülünü de beraberinde getirdi.
K
Yağız EYÜBOĞLU Aygaz Genel Müdürü
alDer’in araştırmasında sektöründe
en çok memnuniyet yaratan markalar
olarak seçilmekten mutluluk duyduklarını aktaran Genel Müdür Yağız Eyüboğlu,
Aygaz’ın başarısındaki süreçleri şu şekilde
aktardı. Aygaz, tüketicisine karşı samimi
olan bir marka. Binlerce bayisi ve bayi elemanlarıyla her gün on binlerce kez evlere
ve iş yerlerine konuk oluyor. Bu ilişkiyi yarım
asırdan fazla bir süre başarı ile devam ettirmiş olmak, markayı tüketici gözünde diğer
markalardan farklılaştırıyor ve duygusal
bir bağ oluşmasını sağlıyor. Sürekli olarak
sektörün gelişmesine ve yaratıcı buluşların
yapılmasına katkıda bulunan Aygaz, böylece tüketici beklentilerinin önüne geçebiliyor.
Bu çabaların da Aygaz’ı tüketiciler nezdinde
özel bir noktaya taşıdığına inanıyorum.
“Başarımızın arkasında bütün
paydaşlarımızın emeği var”
Aygaz’ı Aygaz yapan diğer bir unsur ise
yenilikçilik konusundaki tavizsiz duruşu… Bir
kez yenilik yapıp kenara çekilirseniz tüketiciler
kolayca sıkılıp alternatiflere yönelebilir. Yenilikçilik gibi ürün ve hizmet kalitesinin de çok
önemli olduğunu düşünüyorum. Tüketicilerimiz
ve bayilerimiz için, ürün ve hizmet kalitesi ile
ilgili olarak durmaksızın daha da iyisi için
çabalıyoruz ve yenilikleri hayata geçiriyoruz.
Bunun sürekli gelişmeyi sağlayan en önemli
adımlardan biri olduğunu düşünüyorum.
“İnovasyona büyük değer
veriyoruz”
Yarım asırdır LPG’nin bütün segmentlerinde
tüketiciler tarafından en çok tercih edilen
ürünleri sunuyoruz. Bunun da en önemli
nedeni, tüketicimizi iyi dinliyor olmamız.
Yapılan her değişiklik ya da buluş tüketici
tarafında karşılık bulmayabilir. Somut bir
fayda sağlamayan bir yeniliğe tüketiciler
de değer vermiyorlar. Güvenlik, çevreci
olma, performans sağlama ve yakıt ekonomisi, en fazla çaba harcadığımız alanların
başında geliyor. Ne iş yaparsanız yapın,
rakiplerinizin ne kadar önünde olursanız
olun, müşterileriniz markanıza ne kadar
bağlı olursa olsunlar, zaman içinde, ihtiyaç
ve taleplere göre değişmek, yenilik yapmak
durumundasınız. Bu nedenle, inovasyona
büyük değer veriyoruz.
Pazar payları, satış rakamları, kar oranları
gibi pek çok başarı göstergesi var. Ancak,
başarının tek ölçütü bilanço rakamları değil... Aygaz olarak yıllardır sağlıktan sanata,
spordan eğitime kadar uzanan geniş bir yelpazede kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizle geleceğe de yatırım yapıyoruz. Çünkü
güçlü bir marka olmak ve bunu korumak için
sadece iyi ürün ve hizmetlerinizin olması
yetmiyor. Kurumsal vatandaşlığın gereklerini
yerine getirip getirmediğinize de bakılıyor.
Aygaz toplumun beklentilerini karşılayan
ve geleceğe yatırım yapan projelerle tüm
sosyal paydaşlarına dokunmaya ve ailenin
bir parçası olmaya devam ediyor.
“Sürdürülebilirlikte de
sektörümüzde öncüyüz”
Şeffaflığı, sürdürülebilir iş başarımızın önemli bir dayanağı olarak görüyoruz. Aygaz
olarak, ekonomik, çevresel ve sosyal tüm
faaliyetlerimizde insana, doğaya ve kanun-
lara saygılı bir kurum olarak hareket etme
gayretindeyiz. Bu nedenle ürün, hizmet ve
süreçlerimizin her aşamasını ve yarattığı
etkiyi ölçüp değerlendiriyoruz. Birleşmiş
Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne bağlılığımız doğrultusunda üretim süreçlerimizin,
hizmet ve ürünlerimizin çevresel etkilerini
azaltmak için çalışmalar yapıyor, insan haklarına saygılı bir yönetim anlayışıyla içinde
bulunduğumuz topluma değer katıyoruz.
Özetle, iş sonuçlarımız kadar, süreçlerimizin
de önemli olduğuna inanıyoruz. Sorumlu bir
kurumsal vatandaş olarak, faaliyetlerimizi
tüm paydaşlarımız için yararlar üretecek
şekilde kurguluyor ve şeffaflıkla kendimizi
anlatıyoruz.
“KalDer’in Müşteri Memnuniyeti
Endeksi sektörümüze katkı
sağlıyor”
Hizmet anlayışı ve güvenilirliğiyle yarım asırdan fazla bir süredir tüketiciler tarafından en
çok tercih edilen markamız için, KalDer’in
yaptığı müşteri memnuniyeti değerlendirmesi son derece büyük anlam taşıyor. Özellikle
müşteri memnuniyeti açısından başarımızın
bu şekilde tescil edilmesinden memnuniyet
ve gurur duyuyoruz. Hem kendi sektörümüz,
hem de diğer sektörlerin gelişimi açısından
KalDer’in yıllardır gösterdiği bu çabayı
heyecanla destekliyoruz. Tüketicilerimizin
markalarımıza gösterdiği teveccüh sunduğumuz ürün ve hizmetleri daha da geliştirmemizde bizlere büyük güç veriyor. Bu
vesileyle, KalDer’e, müşterilerimize ve bu
başarıda emeği olan tüm paydaşlarımıza
teşekkür ederim.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
044_AYGAZ.indd 60
5/28/14 2:21 PM
043_TAV_ilanı.indd 23
5/27/14 11:27 AM
46
TMME
TÜRKIYE’NIN EN SEVILEN
SU MARKASI ERIKLI
Erikli geliştirdiği yenilikler ve gerçekleştirdiği iletişim kampanyaları ile
her zaman tüketicisinin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bir marka
olarak rakiplerinden farklılaşıyor.
A
mbalajlı su sektöründe uzun yıllardan beri varlığını sürdüren
ve liderliğini koruyan Erikli, tüketicileri tarafından güvenilen ve
sevilen bir marka. Erikli geliştirdiği yenilikler ve gerçekleştirdiği
iletişim kampanyaları ile her zaman tüketicisinin ihtiyaçlarını göz önünde
bulunduran bir marka olarak rakiplerinden farklılaşıyor. Erikli, Uludağ’ın
el değmemiş doğasından gelen eşsiz lezzetiyle tüketiciler tarafından tadı
en çok sevilen su markası. Yapılan araştırmalar Türkiye’nin en lezzeti suyu
olarak Erikli’yi işaret ediyor. Tüketicinin bu konudaki geri bildirimleri hem
ürün ve hizmet kalitesinden memnuniyeti hem de doğru iletişim stratejilerinin olumlu sonuçlar verdiğini gösteriyor.
Köklü bir geçmişe ve tecrübeye sahip olmasının yanında, ürün ve hizmet
kalitesiyle ve çok beğenilen lezzetiyle tüketicilerinin bağlılığını kazanan
Erikli, müşteri hizmetleri anlayışı ve servis kalitesindeki özenli yaklaşımı ile
ambalajlı su sektöründe sadakat oranları en yüksek marka olarak liderliğini
ve gücünü bu alanda da korumayı başarıyor. Türkiye Müşteri Memnuniyeti
Endeksi (TMME) programında, üst üste aldığı başarılar ve 2013 yılında
tüketicisini en çok memnun eden marka olmasının altında da bu dinamikler
ve markanın gücü yer alıyor.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
046_ERIKLI.indd 60
6/3/14 11:51 AM

 ­€­‚ƒ€„

…†‡ˆ‰Š‡Š‡‹ŒŽ‘’“†‡ˆ”‡ˆŠ†
•
Ž–––—Ž€
˜—™ —˜
€ Ž€
˜šŽ€
˜—™ —˜
047_KOBI_ilanı.indd 23
5/27/14 11:30 AM
48
KalDer’DEN HABERLER
KalDer’de Yönetim Yenilendi
2014-2016 döneminde
A.Hamdi Doğan yeniden
Başkan olarak seçildi
OTOIKINCI_EKO_15:Layout 1
KalDer’in yeni Yönetim
Kurulu, Özel Sektör,
Kobi ile Sivil Toplum
Kuruluşlarının ve
Akademi dünyasının
önemli temsilcilerinden
oluşuyor
T
ürkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Kalite
Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 25 Nisan 2014 tarihinde Marmara
Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
A.Hamdi Doğan, yeniden KalDer’in Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Yönetim kurulu
üyeliklerini ise, sivil toplum kuruluşları,
KOBİ, akademi dünyası ve özel sektörün
önemli temsilcilerinden Yılmaz Bayraktar
(Tüpraş)- KalDer Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı, Dr.Hasan Kuş (Acıbadem Üniversitesi) – KalDer Yönetim Kurulu Başkan
5/14/14
6:01 PM
Page 1
KalDer DENETİM KURULU ÜYELERİ
Ayhan KORGAVUŞ Başkan - Özünver Kauçuk Ltd.Şti. - Yönetici
Hilal ERDİNÇ Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları - Yönetici
Sinan POLATER Polater Eğitim Danışmanlık - Yönetici
Tülay UZUNKOL Proje Danışmanı
Sanem MALATYALIOĞLU EMG A.Ş Tercüman
Ayşen BARIŞ Kocaeli Sanayi Odası S. Muhasebeci Mali Müşavir
Yardımcısı, Emin Direkçi (Partner Çelik)
KalDer Yönetim Kurulu Sayman Üye, Ata
Selçuk (Eczacıbaşı Holding), Bilal Aslan
(İGDAŞ), Cem H. Bektaş (Servodata), Erdal Elbay (Maysan Mando), Dr.Erhan
Baş (Bilim İlaç), Prof. Dr.Funda Sivrikaya
Şerifoğlu (Düzce Üniversitesi), Fahir Altan
(Saab International), Fügen Toksü (Türkiye
Halkla İlişkiler Derneği), Görgün Özdemir
(Otokoç), Hakan Öker (Kordsa Global),
Necip Özçer (LC Waikiki), Orhan Ünal
(Viko), Osman Ünal (Ekol Lojistik), Pınar
Kalay (Vodafone Türkiye), Sami Boydak
(İstikbal Mobilya), Sedat Soybay (Mass
Arıtma), Steven Young (BOSCH), Turgay
Yılmaz (Yılmazlar A.Ş) üstlendi.
Uzun yıllar KalDer’de yönetim kurulu
üyeliği, Etik Kurulu Başkanlığı, Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Yönetim
Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmüş olan
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
048_049_GENEL_KURUL_2.indd 60
5/28/14 2:49 PM
49
KINCI_EKO_15:Layout 1
5/14/14
6:03 PM
Page 2
KalDer 2014 YILI YÖNETİM
KURULU ÜYE LİSTESİ
A.HAMDİ DOĞAN YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Baykal Teknoloji LTD.ŞTİ. Ortak ve Genel Müdürü
YILMAZ BAYRAKTAR YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
Koç Holding / Tüpraş Genel Müdür Yardımcısı
DR. HASAN KUŞ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
Acıbadem Üniversitesi Genel Sekreteri /
Acıbadem Sağlık Grubu CEO Danışmanı
M.EMİN DİREKÇİ YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYE
Partner Çelik Genel Müdürü / Inonova Mühendislik Genel Müdürü
ATA SELÇUK
Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü
BİLAL ASLAN
İGDAŞ Genel Müdürü
ERDAL ELBAY
Çukurova Holding / Maysan Mando A.Ş Genel Müdürü
Dr. ERHAN BAŞ
Bilim İlaç San. Ve Tic. A.Ş Genel Müdürü
HAKAN ÖKER
Sabancı Holding / Kordsa Global A.Ş İK ve BT Başkan Yardımcısı
M.FAHİR ALTAN
SAAB International Ülke Direktörü
STEVEN YOUNG
BOSCH Türkiye Temsilcisi
GÖRGÜN ÖZDEMİR
Koç Holding / Otokoç Otomotiv A.Ş Genel Müdürü
ORHAN ÜNAL
Viko A.Ş Teknik Bölümler Direktörü
FÜGEN TOKSÜ
Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
OSMAN ÜNAL
Ekol Lojistik A.Ş İnsan Kaynakları Genel Müdürü
SAMİ BOYDAK
Boydak Holding /İstikbal Mobilya A.Ş Ortağı ve
Genel Müdür Yardımcısı
PROF.DR.FUNDA SİVRİKAYA ŞERİFOĞLU
Düzce Üniversitesi Rektörü
SEDAT SOYBAY
Mass Arıtma A.Ş Kurucu Ortak ve Yönetim Kurulu Başkanı
CEM H.BEKTAŞ
Servodata A.Ş Kurucu Ortak-Genel Müdürü
NECİP ÖZÇER
LC Waikiki Yönetim Kurulu Üyesi
PINAR KALAY
Vodafone Türkiye A.Ş İnsan Kaynaklarından Sorumlu
İcra Kurulu Başkan Yardımcısı
TURGAY YILMAZ
Yılmazlar A.Ş Genel Müdürü
KalDer’DEN HABERLER
A.Hamdi
Doğan,
yeniden
KalDer’in
Yönetim
Kurulu
Başkanı
A. Hamdi Doğan, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı seçildikten sonra bir açıklama yaparak şunları söyledi:
“Türkiye’nin önde gelen bir sivil toplum kuruluşunun
3. dönem yönetim kurulu başkanı seçilmiş olmaktan
dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Kalite gönüllülerinin
arasında yer almanın bir ayrıcalık olduğuna yürekten
inanıyorum. KalDer bünyesinde uzun süre yönetim
kurulu üyesi ve başkanı olarak hizmet verdim. Türk iş
dünyasının kalite alanında kaydettiği ulusal ve uluslararası başarılara tanıklık etmiş ve katkı sağlamış biri
olarak, KalDer’in bu süreç içindeki başarılarını daha
ileri bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Üyelerimizin,
ülkemizin beklenti ve gereksinimleri doğrultusunda
kamuda, sivil toplum örgütlerinde, KOBİ’lerde çalışmalarımızı yoğunlaştırarak, Anadolu’ya açılımımızı
sürdüreceğiz. Mükemellik yolculuğunun geliştirilerek
yaygınlaşması, Türkiye’nin kurum ve kuruluşları ile
rekabetçi ve sürdürülebilir çağdaş değerleri yakalama
hedefi önemli ve öncelikli bir hedeftir.
KalDer gibi nitelikli üye varlığına sahip kurumların
rekabetin sağlıklı ve adil bir ortamda sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde geliştirilmesi için önemli bir
görevi olduğuna inanıyorum. Bu özelliği nedeniyle iş
dünyasında önemli bir konumda bulunmaktadır. Bu
sürecin toplumun her kesim ve katmanına yayılması ve
ülke düzeyinde yaygınlaştırılması ülkemizin gelişmesi
doğrultusunda gösterilen önemli ve anlamlı çalışmaların
başında gelmektedir.
Her bir KalDer üyesi, ister bireysel, ister kurumsal olsun bu ana doğrultuda kişisel ve kurumsal hedeflerini
Türkiye’nin yaşam kalitesinin yükseltilmesine odaklamalıdır. Özetle; “iyi yönetilmek bir insanlık hakkıdır”
ilkesinin peşinde olmak görevimizdir.”
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
048_049_GENEL_KURUL_2.indd 61
5/28/14 2:49 PM
50
ULUSAL KALITE HAREKETI
DURAVİT’TEN
360 DERECE KALİTE
Kalite faaliyetlerinizden bahseder
misiniz?
Duravit Yapı Ürünleri AŞ., Almanya merkezli banyo ürünleri markası Duravit AG’nin
dünyada 8 farklı bölgede bulunan vitrifiye
üretim tesislerinden biri olarak 2001 yılında
İstanbul, Tuzla’da kurulmuştur. Bu sebeple
üretim faaliyetine başladığı 2001 yılından
itibaren Duravit AG’nin sistematik iyileşmeye dayalı kalite anlayışı ile çalışmaya
başlamıştır. Duravit Türkiye fabrikası üretime
başladığı andan itibaren ISO 9001 kalite
anlayışını fabrikada oluşturmaya odaklanmış ve 2002 yılında da ilk ISO 9001 kalite
belgesini almıştır. Duravit Türkiye, özgün
tasarım ürünlerini en yüksek kalitede pazara
sunmayı hedefler ve ürün, hizmet kalitesini
arttırmaya yönelik çalışmalarına sürekli olarak devam etmektedir. Duravit Türkiye pazarına girdiği andan itibaren özgün tasarım ve
kalite anlayışı çıtasını yukarılara taşıyarak
pazara hareketlilik getirmiştir. Daha sonraki
yıllarda ISO14001 çevre yönetim sistemi ve
geçtiğimiz yılda ISO 50001 enerji yönetim
sistemi belgesini almıştır. Şu anda OHSAS
18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi ve ISO 10002 müşteri memnuniyeti yönetim sistemi çalışmaları devam etmektedir.
Günümüzün küresel rekabet ortamında şirketlerin
ayakta kalabilmesi ve bu arenada rol alabilmesi için
ürün ve hizmet kalitesinin yanı sıra yönetim sistemi
kalitesine de önem vermeleri gerektiğini düşünen
Duravit ile ‘kalite’yi konuştuk.
Müfit ÜLKE
Duravit Yapı Ürünleri A.Ş. Genel Müdürü
adına maksimum fayda sağlayacak hale
getirmek için başarısı kanıtlanmış EFQM
Mükemmellik Modeli’ni KalDer önderliğinde şiketimizde uygulamaya karar verdik.
Bu modelin şirketimize de yeni bir ivme
kazandıracağını ve bakış açımızı geliştireceğine inanıyoruz.
Kalite yolculuğunda geçirdiğiniz
evreleri ve kaydedilen aşamaları
anlatır mısınız?
KalDer ile Ulusal Kalite Hareketi’ne katılmamız ile mevcut durumu ve farkındalığın
tespiti için KalDer ile anket düzenledik. Bu
anketin sonuçları doğrultusunda kuvvetli
ve iyileşme ihtiyacı olan yönlerimizi tespit
ederek temel EFQM model ve özdeğerlendirme eğitimi dışında diğer eğitim
ihtiyaçlarımızı belirledik. İyileştirmeye açık
alanlar için iyileştirme aksiyon planları hazırladık. Şu anda bu doğrultuda müşterile-
Ulusal Kalite Hareketi’ne katılma
fikri nasıl doğdu?
Ulusal Kalite Hareketi öncesi 10 yıl boyunca Duravit Türkiye’de uygulamakta olduğumuz kalite çemberleri, Kaizen, öneri
sistemi, süreç yönetimi, 6 Sigma, 5S, müşteri anketi, bayi anketi, çalışan anketi gibi
kalite sistem araçlarını EFQM Mükemmellik Modeli altında birleştirerek bütünleşik
bir yönetim sistemi oluşturmayı hedefledik.
Duravit Türkiye’de uygulanmakta olan
yönetim sistemlerini müşterilerimiz, çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve toplum
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
050_051_DURAVIT.indd 60
5/28/14 2:28 PM
51
ULUSAL KALITE HAREKETI
rimizi, çalışanlarımızı ve tedarikçilerimizi
de memnun edecek şekilde toplam kalite
çalışmalarına devam edilmektedir.
KalDer’in çalışmalarını nasıl
buluyorsunuz?
KalDer, kurulduğu günden itibaren hem
şirketler hem de toplum adına çok önemli
bir boşluğu doldurmuştur. Günümüzün küresel rekabet ortamında şirketlerin ayakta
kalabilmesi ve bu arenada rol alabilmesi
için sadece ürün ve hizmet kalitesi ile
değil aynı zamanda yönetim sistemi kalitesine de önem vermeleri gerekmektedir.
Ürün ve hizmet kalitesinin sürekli olabilmesi ancak yönetim sistemlerinin sürekliliği ile mümkündür. Bu anlamda KalDer
verdiği eğitimler, seminerler, çalıştaylar,
Kalite Kongresi gibi etkinliklerle hem şirketlerde hem de toplumda farkındalığın
artmasını sağlamıştır. Bu anlamda Toplam
Kalite anlayışı, EFQM Mükemmellik Modeli gibi uygulamaları ile önemli bir yol
gösterici, yönlendirici bir organizasyondur. Bizce KalDer, Türkiye’de bütünleşik
kalite anlayışını misyon edinmiş önemli
bir kuruluştur.
Müfit Ülke Duravit
Yapı Ürünleri A.Ş
Ülkemizde kalite anlayışının
gelişmesi için vereceğiniz
tavsiyeler var mı?
Günümüzde özel sektörde kalite anlayışı
farklı seviyelerde olmakla birlikte artık
oluşmuştur ve her geçen gün ilgi artmaktadır. Aynı uygulamalar son yıllarda kamu
sektöründe de yine KalDer‘in öncülüğünde oluşmaya başlamıştır. Bu gelişmeler
toplum adına son derece sevindirici gelişmeler. Yeni nesilde bu farkındalığın daha
fazla olması için lise ve üniversitelerle
işbirliği yapılarak bu konulara yönelik
daha yoğun eğitimler verilebilir.
Sektörünüzde kalite anlayışının
gelişmesi için neler yapılmalı?
Sektörel bazda kalite anlayışının gelişmesi için öncelikle seramik sektörüne hizmet
verecek çalışanları yetiştirecek ve bu
eğitim esnasında kalite anlayışını oluşturacak yeni eğitim kurumları oluşturulmalı.
Maalesef seramik üretimi yapacak mavi
yaka personele yönelik eğitim kurumları
çok fazla değil. Bu bilgi ve farkındalığı
mevcut personeli eğitmek çok daha hızlı
ve kolay bir süreç teşkil ediyor.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
050_051_DURAVIT.indd 61
5/28/14 2:28 PM
52
GÖRÜŞ
KURUMSAL KAYNAK
PLANLAMA SİSTEMLERİ VE
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
Ömer Lütfü CUNBUL
Elan Genel Müdürü
Toplam Kalite
Yönetimi’ne alt yapı
oluşturan Kurumsal
Kaynak Planlama
sistemleri (ERP) işletmede
ürün kalitesinden müşteri
ilişkileri yönetimine
kadar tüm fonksiyonları
kapsayan bir sistem. Elan
Genel Müdürü ile ERP’nin
Toplam Kalite anlayışı
içindeki yerini konuştuk.
İ
şletmelerde uygulanan herhangi bir Kurumsal Kaynak Planlama sistemiyle, İngilizce baş harfleriyle ERP’yle, tanıştığınızda aklınıza Toplam Kalite Yönetimi’nin
ilk uygulamaya alındığı dönemler geliyor.
Üretim ile kontroller ayrı ayrı yönetimler
ve farklı donanımlar olarak düşünülürdü.
Nasıl birleşebilirdi ki? Fakat üretenin kalite
sorumluluğunu alması ve kalite konusunda
da karar vermeye başlaması, işletmelerde
büyük değişiklikler yarattı. Başta daha kaliteli
ürün elde edebilmek için mikro ölçekte karar
alma süreçleri kısaldı. Kalite problemlerine
kalıcı çözüm üretecek çalışmalar için hatanın
kaynağına doğrudan inildi. Çalışan sadece
üretim konusunda değil ürün kalitesi için de
eğitimler aldı ve süreç içinde karar vermeye
başladı. Tüm bunların sonucu olarak ürün
kalitesinde ani büyük bir artış ve maliyetlerde
de büyük ani düşüşler gözlendi.
Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerini uygulayan ve bu sistemlerden fayda elde eden
firmalara baktığımızda, aynı geçmişi tekrar
yaşadığımızı düşündüren etmenler görüyo-
ruz. Biz bu Déjà vu’yu yaşatan nedenleri
araştırdık.
Kurumsal Kaynak Planlama
sistemlerinin Toplam Kalite
anlayışı içerisindeki yeri
Öncelikle Kurumsal kaynak Planlama sistemleri bütünseldir. İşletmede yer alan tüm
fonksiyonları kapsar. Ürün kalitesine ait
fonksiyonları, müşteri ilişkileri yönetimine
ait fonksiyonları vb. de içerir. Bu anlamda
Kalite Yönetimi’ne altyapı oluşturur.
Tüm veriler aynı havuzdadır. Bu şekilde
bütünsel değerlendirmeler yapılabilmekte
ve işletmedeki her fonksiyonun aynı ortak
veriyi kullanması sağlanabilmektedir. Bu
şekilde veri güvenliği tek elden yapılmakta,
bilgi bütünlüğü, veri uyumu sağlanabilmekte
ve güvenilir raporlar oluşturulabilmektedir.
Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri müşteri odaklıdır. Siparişin alınmasından satış
sonrası hizmetlere kadar birçok yapıyı içlerinde barındırırlar. Tıpkı kalite fonksiyonlarında olduğu gibi. Bu işlemler arasında
kaliteye ait bilgiler üretecek birçok nokta
gizlidir. Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri bunları raporlara dönüştürerek karar
verme aşamalarında kaynak oluştururlar.
Dünya ölçeğinde çok büyük yapılardan
küçük işletmelere kadar her işletmenin yerine
getirmesi gereken birçok çalışma vardır.
Bunlar belirli dönemlere aittir ve zamanın-
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
052_053_ERP_gorus_2.indd 70
5/28/14 2:40 PM
53
GÖRÜŞ
da tamamlanmak durumundadır.
Bunlarda yaşanacak herhangi bir
aksaklık işletmeyi ve dolayısıyla
müşterilerini ve çalışanlarını zora
sokar. Bu tip yaptırımlardan başlayarak ürün/hizmetle ilgili faaliyetlerinize kadar tüm işlemlerinizin
bir çatı altında izlendiğini düşünün.
Eksiksiz bir uyum ve işbirliği getirecektir. Hem zorunlu olduğunuz
yaptırımları tamamlamış olacaksınız hem de gerçek zamanlı işlerinizi de aynı bütünsel yapı içinde
takip edeceksiniz. Kurumsal kelimesinin anlamını tam karşılayacak
şekilde.
Karmaşıklık
INFOR LN BY INFOR
JD EDWARDS ENTERPRISEONE BY ORACLE
SAP ERP
BY SAP
Financials
98.28
99.34
100.00
Human Resources
94.76
90.23
96.10
Manufacturing
Management
99.24
97.59
97.14
Inventory Management
100.00
98.53
98.26
Purchasing Management
98.35
96.96
99.88
Quality Management
98.97
100.00
98.97
Sales Management
96.35
95.09
99.30
Product Technology
76.01
82.50
85.18
Büyük Üre)m Şirketleri için ERP Sistemleri 0.00 10.00 20.00 30.00 40.00 50.00 60.00 70.00 80.00 90.00 98.28 99.34 100.00 Financials 94.76 90.23 96.10 Human Resources Binlerce bileşene sahip ürünler,
tüm dünyaya yayılmış tedarikçiler,
son dakika teslimat tarihi değişikliği talep eden müşteriler ve sürekli
yeniliği tetikleyen rekabetçi bir
pazar... İşte bunlar üretim karmaşasını artıran koşulları yaratan
başlıca nedenler. Başarılı olmak
için insan, teknoloji, iş, bilgi ve
kaynak ağınızı etkili ve ekonomik
bir şekilde yönetmeniz gerekir.
Karmaşayı ortadan kaldıramayabilirsiniz; ama güçlü bir rekabet
avantajı elde etmek için bu konuda uzmanlaşabilirsiniz. Kurumsal Kaynak
Planlama sistemleri ile bu karmaşık ağ kolay, etkili ve verimli bir şekilde kontrol altına
alınabilir. İyi yapılandırılmış bir Kurumsal
Kaynak Planlama sistemi siparişten nakde,
tasarımdan üretime ve teslimattan ödemeye
kadar en karmaşık süreçlerin yönetilmesinde yardımcı olur. Bu sistemler ile daha iyi
kararlar verilir, üretim kalitesi artar ve daha
fazla müşteri memnuniyeti sağlanır. Tanıdık
bir ortak nokta daha.
Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri, işletmelerde birbirinden kopuk, ayrı ayrı maliyet
unsuru olan yazılımları birbirine bütünleşik
modüller halindeki tek bir yazılım altında
toplama olanağı sunar. Ayrı programlar kullanmak yerine bütünsel bir yapı oluşturulur
ve toplamda çok daha ucuz çözümler elde
edilir. Bu şekliyle, sadece bir bilgisayar yazılımı değil, şirketler için doğru bilgiye ulaşmada, doğru verilere dayalı doğru adımlar
atmada hız kazandıran çözümler bütünüdür.
Kurumsal Kaynak Planlama sistemleriyle
şirketlere de yapılandırılabilirler. Bu
onların modüler yapısının verdiği bir
esnekliktir.
Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri
doğru verilerle doğru kararlar almada
şirketlere kazandırdığı hızla verimliliği
önemli ölçüde artırmaktadır. Hem tüm
karar alma verilerinin bir yapı içinde
olması hem de işletmenin tüm faaliyetlerini yerinde ve zamanında yapmalarını
sağlaması açısından işletmeler için
büyük kazançlar sağlar.
Ürünlerin fiyatını doğru bir şekilde
tahmin etmek için yüzlerce maliyeti
takip etmek gerekir. Kurumsal Kaynak
Planlama sistemleri tüm bu maliyetleri takip etme işini kolaylaştırır ve tüm
değişkenlerin eş zamanlı olarak görülmesini sağlar. Böylece üretim kararları daha
hızlı verilebilir ve yeni gereksinimlere göre
düzenlemeler daha hızlı yapılabilir.
Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerinin
teknolojisi, beklenmedik olayların neden olduğu risklerin en aza indirilmesinde yardımcı olur. Konu ister reddedilen bir malzeme
teslimatı, ister bir üretim açığı, ister müşteri
sipariş detaylarında bir değişiklik olsun,
sistem mobil aygıt aracılığıyla anında doğru
insanları bilgilendirir.
100.00 99.24 97.59 97.14 Manufacturing Management 100.00 98.53 98.26 Inventory Management 98.35 96.96 99.88 Purchasing Management 98.97 100.00 98.97 Quality Management 96.35 95.09 99.30 Sales Management 76.01 82.50 85.18 Product Technology Infor LN by Infor JD Edwards EnterpriseOne by Oracle SAP ERP by SAP tüm kaynakların detaylı, şirket genelinde
bir görünümü elde edilir. Birden çok depoda stoklama ve birden çok sahada üretim
yapılıyorsa, en iyi kararları vermek için
operasyonun bir bütün olarak görülmesi
gerekir. Baştan sona tedarik planlarının tam
kontrolüyle, talebi karşılamak için nerede
ve ne zaman doğru ürün üretileceği bilinir.
Kurum, birim veya fabrika seviyesinde stoku paylaştırabilir, kapasiteyi artırabilir ve
değişen koşullara yanıt vermek için tedarik
kaynaklarını yönlendirebilirsiniz.
Artılar
Kurumsal Kaynak Planlama sistemleri satın
alma, üretim, depo yönetimi, satış, müşteri
ilişkileri, finans, muhasebe, proje vb. modülleri ile bir şirketin bünyesinde olabilecek
bütün birimleri kapsar. Büyük organizasyonlara, uluslararası şirketlere cevap verecek
şekilde olan Kurumsal Kaynak Planlama
sistemleri, işletmelerin ister proje bazlı ister üretim bazlı olsun tüm fonksiyonlarını
kapsar. Bu sistemler orta ve küçük ölçekli
Kurumsal Kaynak Planlama
sistemlerinin ihtiyaç duyulan
fonksiyonları karşılama
düzeyi.
Yukarıda bağımsız danışmanlık kurumları
tarafından yapılan bir araştırma içinde yer
alan, dünyanın üç büyük Kurumsal Kaynak Planlama sisteminin işletmelerin hangi
fonksiyonlarını ne oranda kapsadığını/
karşıladığını gösteren grafik yer almaktadır.
Sanırım söze gerek kalmıyor.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
052_053_ERP_gorus_2.indd 71
5/28/14 2:40 PM
54
KalDer’DEN HABERLER
BÜYÜKŞEHİR KALİTE
YOLUNDA İLK ADIMI ATTI
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kurumları ile KalDer Türkiye Kalite
Derneği arasında “İyi Niyet Bildirgesi” imzalanarak, Büyükşehir’de kalite
ve kurumsallaşma yolunda ilk adım atıldı.
K
KalDer Yönetim
Kurulu Başkanı
Hamdi Doğan
ongre Merkezi’nde düzenlenen
imza törenine, Mersin Büyükşehir
Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
A. Hamdi Doğan, MESKİ Genel Müdürü
İlhan Şayan, ilçe belediye başkanları,
büyükşehir belediye meclis üyeleri, daire başkanları ve müdürleri, sivil toplum
kuruluşları ve oda temsilcileri ile belediye
personeli katıldı.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz törenin açılışında yaptığı konuşmada, büyükşehir belediyesi ile
bağlı kurumlarında EFQM Mükemmellik
Modeli uygulamasına geçilerek, Mersin
halkına daha kaliteli, etkin, verimli, hızlı
ve yerinde hizmet sunmayı amaçladıklarını vurguladı. Ulusal Kalite Hareketi’ne
katılıp Türkiye Kalite Derneği ile ‘İyi Niyet Bildirgesi’ imzalayarak, kalite ve kurumsallaşma yolunda ilk adımı attıklarını
kaydeden Başkan Kocamaz, “Kurumların, kurumsallaşmayı başarabilmesi ve
bunu yaparken halkın refah ve huzurunu
daima ön planda tutarak, kaliteden ödün
vermemesi çok önemlidir.” dedi.
Başkan Kocamaz, 2002 yılında Tarsus’ta
başlattıkları bu sürecin sonunda Türkiye
Mükemmellik Büyük Ödülü’ne layık görüldüklerini hatırlatarak, “Çalıştık ve kazan-
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
054_055_kalder_HABER_2.indd 72
5/28/14 2:41 PM
55
KalDer’DEN HABERLER
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin
Kocamaz ve KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Doğan arasında “İyi Niyet Bildirgesi”
imzalandı ve plaket töreni gerçekleşti.
dık. Burada önemli olan ödül değil. Ödül
almanın sembolik bir değeri var, ama
hizmet ettiğiniz kurumun kurumsallaşması
çok daha önemlidir. Kurumda hizmet
kalitesinin kişilere değil, kurumun geleceğine bağlı olması, o kurum ve hizmet
alan insanlar için her şeyden daha önemlidir. Kişiler bugün var, yarın yok; ama
kurumlar ebediyete kadar yaşayacaklar.” diye konuştu. Mükemmelliğin sınırı
olmadığını belirten Başkan Kocamaz,
kaliteyi her geçen gün hem hizmette,
hem yönetimde, hem de saygı ve sevgi
çerçevesinde, insanların dayanışmasını
sağlayarak başaracaklarına inandıklarını ifade etti. Başkan Kocamaz ayrıca,
‘EFQM Mükemmellik Modeli Uygulaması
Modeli’ çalışmasıyla, kamuda verimliliği
ve kalite hareketinin yapılabilirliğini ortaya koyarak, Türkiye’de öncü ve örnek
kurumlardan birisi olacaklarını vurguladı.
Daha sonra söz alan KalDer Yönetim
Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, Başkan
Kocamaz’ın 2013 yılında Türkiye Mükemmellik Ödülü’nü aldığını hatırlatarak,
“Başkan Kocamaz’ın böyle bir başarıyı
kucaklaması, ancak ve ancak iyi bir ekiple hareket etmesi sonucu oluştu. Bu bir gönüllülük, vatanseverlik, bu bir kaynakları
koruma işi. Buna zaman ayırmalısınız,
vakit harcamalısınız. Mersin Büyükşehir
Belediyesi’nin, kısa zaman içinde vizyonuyla Türkiye’nin öncü kurumlarından biri
olacağına inanıyorum.” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan arasında “İyi Niyet
Bildirgesi” imzalandı ve plaket töreni
gerçekleşti.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
054_055_kalder_HABER_2.indd 73
5/28/14 2:41 PM
56
KalDer’DEN HABERLER
Üniversite Rektörlüğü tarafından Türk Standartları Enstitüsü
ve Türkiye Kalite Derneği - KalDer’in işbirliğiyle Kalite Günleri
etkinliği düzenlendi. 9 Mayıs 2014 Cuma günü Prof. Dr. Uğur
Oral Kültür Merkezi’nde yapılan etkinlikte, iş dünyasının önde
gelen üst düzey yöneticileri deneyimlerini ve yönetim modelleri,
toplam kalite yönetimi, mükemmellik modeli, sistem yaklaşımı
konularını iyi uygulama örnekleriyle paylaştı.
Kalite günleri ile
MÜKEMMELLIK
YOLUNDA
B
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Doğan
aşta Rektör Prof. Dr. Suha Aydın,
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
(MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı
Şerafettin Aşut, KalDer YK Başkanı Hamdi Doğan olmak üzere rektör yardımcısı
Prof. Dr. Gürol Emekdaş, bazı dekan ve
müdürler, Türk Standartları Enstitüsü ve
KalDer’in temsilcileri ile üniversite öğretim elemanları ve idari personelinin katılımıyla gerçekleşen Kalite Günleri, saygı
duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla
başladı, ardından Akademik Oda Orkestrası tarafından kısa bir müzik dinletisi
sunuldu. Şef Münif Akalın yönetimindeki
orkestranın seslendirdiği Piazzola’nın
Oblivion ve Nevit Kodallı’nın Telli Tur-
na adlı eserleri dinleyenlerin beğenisini
topladı.
Dinletinin ardından açılış konuşmaları
yapıldı. Yaptığı konuşmada, etkinliğin
katılımcıları arasında kalite konusunda
yetkin isimlerin olduğuna işaret eden
Rektör Prof. Dr. Suha Aydın, kendisini
bu konuda yetkin görmediğini ancak
kalitenin gerekliliğini ve önemini çok iyi
bildiğini söyledi. Prof. Dr. Aydın, 2000’li
yılların başlarında Tıp Fakültesi’nde yürütülmeye başlanan ve 2014 yılına kadar
durmaksızın devam eden üniversitedeki
kalite çalışmalarının farklı birim ve alanlarda önemli başarılarla taçlandırıldığını
dile getirdi.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
056_058_KALITE_GUNLERI.indd 60
5/28/14 2:44 PM
57
KalDer’DEN HABERLER
Kalite çalışmalarında sürekliliğinin sağlanmasına özen gösterdiklerini belirten
Prof. Dr. Aydın, TSE Kalite belgelerinin
yanı sıra ACTS ve DE etiketleri, MÜDEK,
UTEAK ve TURKAK’tan alınan akreditasyon belgeleri ve son olarak EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 4 Yıldız belgesinin
kendileri için gurur verici olduğunu kaydetti. Hedefin Türkiye Mükemmellik Büyük
Ödülü olduğunun altını çizen Prof. Dr.
Aydın şu ifadeleri kullandı: “Bu şekilde
yolumuza devam edeceğiz. Mükemmellik
Ödülü, ne kadar başarılı olduğumuzu
gösteren önemli bir gösterge. Biz artık bu
yoldayız. Geri dönme şansımız yok. Ödülü almak yeterli değil. O ödüldeki düzeyimizi muhafaza etmemiz gerekiyor.” Prof.
Dr. Aydın, etkinliğin gerçekleşmesinde
ve kalite çalışmalarının sürdürülmesinde
kendilerine destek veren herkese teşekkür
ederek sözlerini tamamladı.
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin
Aşut da, son yıllarda kalite standartlarının
belirlenmesi ve ölçümü konularında çalışma yapan resmi kurum ve derneklerin
büyük aşamalar kaydettiğini belirtti ve bu
kurum ve derneklerin gelişmiş dünyaya
entegre olarak dünya çapında prestijli bir
hale geldiklerini söyledi. Kalitenin bir katma değer haline geldiğinin ve rekabetin
tetikçisi olduğunun altını çizen Aşut, son
30 yılda küreselleşme, Ar-Ge, patent,
inovasyon gibi konularda mesafe alındığını, ancak tüm bunların tam anlamıyla
bir değere dönüşmesinin şartının kalite
olduğunu aktardı.
Kaliteli eğitim, kaliteli işletme kavramlarına dikkat çeken Aşut, bulunduğu yere
katkı sunmayan bir kurumun değerinden
bahsedilemeyeceğini kaydetti. Buna örnek olarak üniversiteyi gösteren, Mersin
Üniversitesi olmasaydı Mersin’in ekonomik, sosyal, kültürel ve bilgi anlamında
çok gerilerde olacağını belirten Aşut,
“MTSO, OSB, Mersin Limanı veya Teknopark olmasaydı bu sektörler ne olurdu? Ne mutlu ki, kurumlarımız ve insan
kaynaklarımız kente değer katmaktadır.
Değerli olmak yetmez. Bu değeri kaliteyle
sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Türkiye ve
Mersin dünya ekonomisinde bir kırılma
noktasındadır. Ya bir sıçrama yaparak
gelişmiş ekonomiler arasına gireceğiz
ya da o sıçramayı geciktirerek gelişmekte
olan etiketini taşımaya devam edeceğiz.
Bu sıçramayı sağlayacak şey kalitedir”
dedi.
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi
Doğan ise, Mersin Üniversitesi ve Tarsus
Belediye’sinin farklı zamanlarda KalDer
ile birlikte Mükemmellik Ödülü için kalite
çalışmaları yürüttüğünü belirterek yerel
idare, üniversite ve sanayi-iş dünyası işbirliği içerisinde Mersin’i kaliteli ve marka
şehir haline getirmek için çaba gösterdiklerini ifade etti. Dünyadaki küresel
rekabet süreçleri ve sonuçlarıyla ilgili
bir sunum yapan Doğan, şunları söyledi:
“Kalite gibi kalkınma da bütünseldir.
Kalkınma, ülkenin doğusundan batısına,
kuzeyinden güneyine özel sektörde olduğu kadar kamuda, yerel idarelerde ve
sivil toplum kuruluşlarında gerçekleşirse
dengeli, sürdürülebilir bir başarı ve kalkınmadan söz edebiliriz. Küresel süreçler
herkesi etkiliyor. Rekabet artık yöresel,
ulusal boyutta değil, küresel boyutta ele
alınması gereken bir kavram oldu. SüNisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
056_058_KALITE_GUNLERI.indd 61
5/28/14 2:44 PM
58
KalDer’DEN HABERLER
rekli iyileştirme anlayışı ile mükemmelliği
yakalamak zorundayız. KalDer bu farkındalığı yaratmak için 23 yıldır Mükemmellik Modelini yaygınlaştırmaya çalışıyor.
Ancak artık farkındalık zamanı geçti, artık
fark yaratmak zamanıdır” dedi.
Model uygulamalarıyla başarılı olan kuruluşlarda yapılan araştırmaya göre; bu
kuruluşların gerek ciro gerek müşteri sayısı gerekse müşteri memnuniyetinin yanı
sıra hisse değerlerindeki artış, satış ve
karlılıkta diğer kuruluşlara göre daha başarılı olduğuna dikkat çeken Doğan, “Var
olabilmek için, sürdürülebilir başarı için
herkesi mükemmellik modelini uygulamaya davet ediyoruz. Bu model Avrupa’da
20 ülkede 35 bin işletme tarafından kullanılıyor. Toplam Kalite ise mükemmellik
yolculuğuna çıkın, kendinizi daha mutlu
hissedeceksiniz” dedi.
Rektör Yardımcısı ve üniversite Kalite Sistemleri Yönetim Temsilcisi Prof. Dr. Gürol
Prof. Dr. Gürol Emekdaş
Rektör Yardımcısı
Rektör Prof. Dr. Süha Aydın
Emekdaş da, dünya üzerinde 21 bin 250
üniversitede 100 milyon civarında yüksek
öğrenim öğrencisi olduğunu söyleyerek
artık ülkelerin bu kişileri etkilemeyi hedeflediklerine dikkat çekti. Eğitimle ilgili
büyük bir rekabet ortamı yaşandığını, bu
nedenle yeni modeller geliştirildiğini ve
kalite sistemlerinin oluşturulduğunu ifade
eden Prof. Dr. Emekdaş, kalite sistemlerinin geliştirilmesinde temel olan unsurlardan söz etti. Mersin Üniversitesi’ndeki
kalite çalışmaları ve bu alanda sağlanan
başarılarla ilgili kısa bilgiler aktaran Prof.
Dr. Emekdaş, yapılan çalışmalar ve alınan sonuçların çalışanların işbirliğiyle
gerçekleştiğine vurgu yaptı.
Konuşmaların ardından KalDer Yönetim
Kurulu Başkanı Hamdi Doğan tarafından
Rektör Prof. Dr. Suha Aydın’a bir plaket
takdim edildi.
Etkinlik programı TSE Baş Tetkikçisi Hidayet Şahin’in başkanlığını yaptığı bir
oturumla devam etti. Oturumun konuşmacıları; “TSE, Yönetim Sistemleri ve Yeni
Trendler” konulu sunumuyla TSE Planlama ve Koordinasyon Müdürü Mesut Duru
ve “EFQM Mükemmellik Modeli” başlıklı
sunumuyla KalDer Genel Sekreteri Akın
Alıkçıoğlu oldu.
Daha sonra yapılan ikinci otumun moderatörlüğünü ise MTSO Başkanı Şerafettin
Aşut yaptı. Yapılan oturumda TSE Baştetkikçisi Hidayet Şahin “Kurum Kültürü
Oluşumunda Kalite” konulu bir sunum yaparken, Sakarya Üniversitesi eski Rektörü
Prof. Dr. Mehmet Durman “Yükseköğretimde Kalite Uygulamaları”, TEMSA Ar-Ge
Müdürü Mustafa Gürcan “Sanayide Kalite
Uygulamaları / Temsa Örneği” ve Trakya Cam Sanayi Mersin Fabrikası Kalite
Güvence Şefi Murat Gürbüz “Sanayide
Kalite Uygulamaları / Trakya Cam Sanayi
Mersin Fabrikası Örneği” başlıklı birer
sunum yaptılar.
Şerafettin Aşut MTSO Başkanı
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
056_058_KALITE_GUNLERI.indd 62
5/28/14 2:44 PM
59
KalDer’DEN HABERLER
Kurumsal Mükemmellik
Yolunda Deneyimler Paylaşıldı
KalDer ve Kayseri Sanayi Odası’nın düzenlediği Kayseri Deneyim Paylaşım
Konferansı, iş dünyasının önde gelen üst düzey yöneticileri deneyimlerini
Yönetim Modelleri, Toplam Kalite Yönetimi, Mükemmellik Modeli, Sistem
Yaklaşımı konularını iyi uygulama örnekleriyle paylaştılar.
K
alDer ve Kayseri Sanayi Odası
tarafından düzenlenen Kayseri
Deneyim Paylaşım Konferansı,
23 Mayıs 2014 Cuma günü, Kayseri
Sanayi Odası Konferans Salonu’nda
gerçekleştirildi. Aynı zamanda KalDer
Kayseri Temsilciliği’nin Açılış Töreni’nin
gerçekleştiği konferansın Açılış
Konuşmalarını Kayseri Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak ve
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi
Doğan yaptı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan
Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Boydak kurumsal itibarı
üst düzeyde olan KalDer’in, Türkiye’nin
önemli kuruluşlarından bir tanesi
olduğunu ve iş dünyasına yön verdiğini
söyledi. KalDer ile çalışan firmaların hep
kazandığını belirten Boydak, “KalDer’le
iletişim içerisinde olanların büyük kârda
olduğunu düşünüyorum. Sayın Hamdi
Doğan’ın da kurumsal manada KalDer’e
çok şey kattığını biliyoruz. Odamızda
KalDer temsilciliği açılması gündeme
gelince memnuniyetle destek verdik. Burada
her şeyimizle hazırız dedik. Üyelerimize
katkı sağlayacak her faaliyet bizim için
çok önemli. Tüm imkânlarımızı karşılıklı
seferber ilan etmiş durumdayız. Bildiğim
kadarı ile de güzel bir ortam yakalandı ve
faaliyetler aralıksız sürüyor” dedi. KalDer
Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan
şunları söyledi: “Kalite gibi Kalkınma’ da
bütünseldir. Ülkenin doğusundan batısına,
kuzeyinden güneyine özel sektörde olduğu
kadar, kamuda, yerel idarelerde, sivil
toplum kuruluşlarında gerçekleşirse dengeli,
sürdürülebilir bir başarı ve kalkınmadan
söz edebiliriz. Sürekli iyileştirme anlayışı
ile mükemmelliği yakalamak zorundayız.
KalDer bu farkındalığı yaratmak
için 23 yıldır Mükemmellik Modelini
yaygınlaştırmaya çalışıyor. Ancak artık
farkındalık zamanı geçti, artık fark yaratmak
zamanıdır.” dedi.
Doğan şöyle devam etti: “Model
uygulamaları ile başarılı olan kuruluşlarda
yapılan araştırmaya göre gerek ciro,
gerek müşteri sayısı, gerek Müşteri
Memnuniyeti hisse değerlerindeki artış,
satışlarda ve karlılıkta diğer kuruluşlara
göre daha başarılı oluyor. Var olabilmek
için, sürdürülebilir başarı için modeli
uygulamaya davet ediyoruz. Bu model
Avrupa’da 20 ülkede 35.000 işletme
tarafından kullanılıyor.” dedi.
Doğan ayrıca “Aşmamız gereken bir nokta
var. Bu da inovasyon da yatıyor. Bizler
ülkenin yaşam kalitesine katkıda bulunmayı
amaçlıyoruz. Bugün hepimizin kullandığı
cep telefonları olmadan önce Finlandiya’nın
milli geliri fert başına 10 bin dolar, işsizlik
oranı yüzde 20 idi. Telefonları piyasaya
sürdükten sonra ise milli gelirleri 20 bin
doların üstüne çıktı, işsizlik de sıfıra indi.
İnovasyonun ekonomik gelişmeye en güzel
örneği budur.” diye konuştu.
Konuşmalardan sonra Kayseri Vali
Yardımcısı Erdoğan Aygenç’in de katılımı
ile KalDer Kayseri Temsilciliği’nin açılış
kurdelesi kesildi.Ulusal Kalite Hareketi
Üyeliği İmza Töreninin yapıldığı konferansta
Başyazıcıoğlu Tekstil, Kilim Mobilya,
Muka Metal ve Tuğra Makine Ulusal Kalite
Hareketi sürecine katıldılar. Aynı zamanda
KalDer’in yeni kurumsal üyesi Kumtel A.Ş.
ve bireysel üyeler Hüseyin Selim ve Fatıma
Eyici’ye üyelik sertifikaları sunuldu.
Açılış oturumunun konuşmcısı Toyota
Türkiye Genel Müdürü ve CEO’su Orhan
Özer, Toyota Tarzı Üretim ve Yönetim
Anlayışı başlıklı sunumunu paylaştı. Özer,
bazen kendi çalışanları ile dahi 15 dakika
görüşebilmesinin zor olduğunu ancak
Anadolu’nun pek çok coğrafyasında bu
tür etkniliklere ayda 1 gün mutlaka zaman
ayırdığını; deneyimlerin paylaşılmasının
ülkeye hizmet olarak gördüğünü söyledi.
Oturum başkanlığını KalDer Genel Sekreteri
Akın Alıkçıoğlu’nun yaptığı ikinci oturumda
VİKO Teknik Bölümler Direktörü Orhan
Ünal, TPM Danışmanı Türker Bozunoğulları,
Koç Holding / Tüpraş, Genel Müdür
Yardımcısı Yılmaz Bayraktar konferansta
deneyimlerini aktardılar.
Nisan - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
059_sube_kayseri.indd 75
5/28/14 2:48 PM
60
ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA
KAYNAK BAZLI STRATEJİK MODEL
KalDer ANKARA STRATEJIK
YÖNETIM UZMANLIK GRUBU
Bu yazımızda kaynak bazlı stratejilere analitik bir yaklaşım sergileyip bu yaklaşımın özünü
ve arkasındaki düşünceyi açıklayacağız. Kaynak bazlı stratejiler de çevre bazlı stratejiler gibi
rekabet avantajının nasıl sağlayacağını gösteren bir stratejik yönetim modelidir.
ŞEKIL 1. Rekabet avantajı elde etme modeli
Kaynak bazlı stratejik model batı da,
hem akademik hem de iş yönetiminde
çok kullanılmakla beraber henüz
ülkemizde yeterince anlaşılamamış veya
özüne inilememiştir. Yapılandırılmış
olarak ilk defa Hamel&Prahalad
tarafından oluşturulmuş daha sonra
sistem haline getirilmesi ve bir model
olarak uygulanması Barney tarafından
gerçekleştirilmiştir. Modelin geçerliliği
üzerine hala çalışmalar devam etmektedir.
Kaynak bazlı stratejilerin temeli, rekabet
avantajının kaynağı olan firma tarafından
kontrol edilen kaynak ve yeteneklerden
oluşmaktadır. Stratejiyi firmanın sahip
olduğu kaynak ve yeteneklerin bir
fonksiyonu olarak gören bu yaklaşım,
iki temel varsayıma dayanmaktadır.
İlki, firmalar aynı sektörde faaliyet
gösterseler bile farklı kaynaklara sahiptir.
Buna “kaynakların farklılığı varsayımı”
diyoruz. İkincisi bu kaynakların bir
kısmı uzun sürelidir, elde edilmesi zor
ve pahalıdır. Buna da “kaynakların
durağanlığı veya hareketsizliği varsayımı”
diyoruz. Kaynaklar mobil ve hareketli
olduğu sürece rekabet avantajı geçici
olmaktadır. Bir kaynağın veya yeteneğin
kopyalanabilir olması kaynağın
hareketliliğine örnek olarak verilebilir.
Vizyon ve misyon tanımları, zaman
içinde daha az değişken olduğu için,
marka vs gibi olgularken, yetenekler;
takım çalışması, pazarlama becerisi,
uzmanlıklar, rutin işleri yapma şekli, aynı
zihniyette bir ekibin varlığı, öğrenme,
sorumluluk, müşteri ile bağlantı yoğunluğu
gibi güçlerden oluşabilir. Pazardaki
değişimleri önceden öngörebilmek ve
kaynaklarını ona göre değiştirebilmek
veya mevcut şartlarda oluşan değişikliğe
hemen ayak uydurarak rekabet avantajı
elde etmek de firma yetenekleri arasında
görülmelidir.
Firmadaki tüm kaynak ve yetenekler
stratejik değildir. Stratejik olabilmesi için
kaynakların üretken olması ve firmaya yön
verebilmesi gerekir. Firmanın yetenekleri
aslında kaynakları ile neler yapabildiği
ile ilişkilidir. Kaynakların ve yeteneklerin
firmaya dönüşü ise yaratmış olduğu
rekabet avantajına ve karlılığa bağlıdır.
firmanın temel stratejilerini oluşturmada
çok sağlıklı bir yapı sunmazlar. Oysa
kaynak bazlı modelde sürekli değişen
şart ve koşullarda firmanın sahip olduğu
kaynak ve yeteneklerle strateji oluşturmak
ve bunu dış koşullardaki fırsat ve tehditlere
uyarlamak firmaya daha güvenilir bir
yol sunar. Modelin bu özelliği uzun
vadede bir yandan firmanın kaynak ve
yetenekleri ile firmanın strateji kaynağını
oluşturmakta ve firmaya geleceği
konusunda yön vermekte, diğer yandan
da bu firmanın kar
kaynaklarını veya
kar merkezlerini
oluşturulmasına
olanak
vermektedir.
Firmanın sahip
olduğu kaynak
ve yetenekler
zamanla iç içe
geçebilir ve
biri diğerine
ŞEKIL 2. Kaynakların özellikleri ve
katalizör görevi
sunmuş oldukları rekabet avantajları
sağlayabilir.
Kaynak ve yetenekler bir gibi gözükse
Sürdürülebilir bir rekabet avantajı ancak
de, aralarında temel farlılıklar
kaynakların ender, kopyalanamaz,
bulunmaktadır. Kaynaklar daha çok girdi
değerli ve en azından belli bir sürekapsamındayken yetenekler, bir amacı bir
firma tarafından bu kaynağın tam
aktiviteyi yapabilme kapasitesinden oluşur. olarak işletilmesi veya maksimize
Kaynaklar daha çok fiziksel bina, ürünler,
edilmesi durumunda yaratılmış olur.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
060_061_sube_ankara_2.indd 74
5/28/14 2:56 PM
61
ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA
Rekabet paritesi ise sadece pazarda var olabilmek için gerekli
kaynaklardan oluşmakla birlikte, kaynakların da kopyalanabilir
özelliği bulunmasıdır. Burada kaynakların kopyalanması çok
ciddi bir maliyet oluşturmadığı
için firma sadece geçici bir süre
rekabet avantajı yakalamakta
ve rakip firmalar kopyalama
veya eşdeğer ürünü yaptıktan
sonra rekabet avantajı
kaybolmaktadır. Kaynak ve
yeteneklerin sadece değerli
olması ise firmaya herhangi bir
avantaj getirmemektedir.
Kaynak ve yeteneklerin
gelecekteki değeri girişimci
veya firma tarafından farklı
algılanması sebep olabilir.
ŞEKIL 3. Kaynak Bazlı
Farklı beklentiler, farklı
Strateji Model Döngüsü
stratejilerin oluşmasına
veya farklı kaynakların
geliştirilmesine yol açabilir. Burada kazanan veya rekabet
avantajını elde edecek firma, gelecekteki kaynakları en doğru
biçimde tahmin edebilen olacaktır. Dolayısı ile sadece firmanın
kaynak ve yeteneklerini yönetmek ve gerçekleştirmek için değil
aynı zamanda pazardaki belirsizlik ve gelecekteki beklentiler
arasındaki farkın da dikkate alınıp stratejinin saptanması
gerekmektedir.
Firmanın kaynak ve yeteneklerini ortaya çıkarmak genellikle
zordur ve zaman alır. Öncelikle firma, kaynak ve yetenekler
listesini çıkarmalı ve bunlardan hangilerinin rekabet avantajı
sağlayacağını sınıflandırması gerekmektedir. Kaynaklardan
hangisi veya hangilerinin firmaya özgü olduğunun belirlenmesi
için de bulunan kaynak ve yetenekler kıyaslama ve karşılaştırma
yapılarak firmaya özgü yetenek portföyü oluşturulmalıdır.
ANA
KAYNAKLAR
• Andrews Kenneth: The Concept of
Corporate Strategy, 1987
• C. Chrystensen: The Innovator’s
Dilemma, 1997
• Chandler Alfred: Strategy and
Structure, 1962
• Chris Zook: Profit from The Core ,
2001
• David Collis: Corporate Strategy,
Resources based Approach, 1998
• Hamel and Prahalad: Competing
for The Future, 1994
• Henry Mintzberg: Rise and Fall of
Temel olarak kaynak ve yetenekler; kişisel yetenekler, fiziksel
yetenekler, organizasyonel yetenekler ve finansal yetenekler
olarak ayrılabilir. Bunun yanında fonksiyonel bazda pazarlama,
üretim ve ar-ge yetenekleri
gibi ayırım yapmak da
mümkündür. Her seviyede
yetenek analizi yapılabilir
ve en alttan başlamak üzere
kişisel yetenekler, amaca/
projeye veya bir aktiveye
yönelik yetenekler, fonksiyonel
yetenekler ve çapraz fonksiyonel
yetenekler olarak da ayrılıp bir
kaynak hiyerarşisi kurulabilir.
Burada kritik olan hangi kaynak
ve yeteneklerin firmaya üstün
performans sergileyebilmesi için
rekabet avantajı verdiğidir.
Burada önemli olan
firmanın zayıf yeteneklerini
bulup güçlendirmesinden çok, firmanın ana stratejisini
gerçekleştirebilecek kaynak ve yeteneklerin bulunup
geliştirilmesidir. Hangi kaynak ve yetenekler firmanın geleceğini
etkileyecektir? Özellikle KOBİ seviyesinde inovasyon, üretim ve
pazarlama konusunda kaynak ve yetenekler ortaya konmalı ve
geleceği etkileyen veya etkileyecek olanlar meydana çıkartılmalı
ve geliştirilmelidir.
Kaynak Bazlı perspektifte; kaynak ve yeteneklerin geliştirilmesi ve
yaratılması için gerekli yatırımlar ile talep tarafından bu kaynak
ve yeteneklerin nasıl değerlendirildiği modelin eleştirilen yanıdır.
Firmanın kendi stratejini oluşturması, firmanın iç kaynaklarına
bağlı olmakla birlikte, yapabilirlikleri, pazarın beklentileri ve
rakiplerin sundukları da önemli kriterlerdir. Bu da gelecek
yazımızda ele alacağımız konuyu oluşturmaktadır.
KalDer – Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu
Ali Buluş / KalDer Ankara Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Başkanı
Yasemen Çalışkan Tokgöz / Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Üyesi
Semra Özcan / Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Üyesi
Murat Şahin / Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu Üyesi
Strategic Planning, 1994
• Igor Ansoff: Corporate Strategy,
1965
• J. B. Barney: Resources and
Sustained Competitive Advantage, 1994
• Kim Chan & R. Mauborgne: Blue
Ocean Strategy; Value Innovation, 2005
• Levitt Theodore: Marketing Myopia
“Trenyolu işi değil de transport işi”, 1960
• Michael Porter: Competitive
Advantage, 1985
• Michael Porter: Competitive
Strategy, 1980
• Ohmae Kenichi: The Mind of
Strategist- Invisible Continent, 1982
• Prahalad & Hamel: Competing for
The Future, 1984
• R.M. Grant: The Resources Based
Theory of Competitive Advantage, 1991
• Tom Peters: In Search of Excellence,
1982
Ek kaynaklar için okuyucular
[email protected]
adresinden faydalanılan tüm kaynaklara
erişebilirler.
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
060_061_sube_ankara_2.indd 75
5/28/14 2:56 PM
62
ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA
12. KALITE VE BAŞARI SEMPOZYUMU
“YOLCULUK NEREYE” TEMASIYLA
BURSA’DA DÜZENLENDI
B
ursa’da her yıl değişik bir ana tema çerçevesinde geniş bir
bilgi ve düşünce paylaşım platformu oluşturmak amacıyla
düzenlenen Kalite ve Başarı Sempozyumu’nun 12. si,
18-19 Nisan 2014 tarihlerinde “Yolculuk Nereye?” teması ile
KalDer Bursa Şubesi ve BUSİAD işbirliğinde, T.C. Bursa Valiliği,
Uludağ Üniversitesi, Uludağ İhracatçı Birlikleri ve Aiesec Bursa
Şubesi destekleriyle düzenlendi. 1 ana oturum, 7 alt oturum,
yaşam kalitesi oturumu, Bursa Kalite Ödül Töreni, 12. Kalite
ve Başarı Fuarı, “Saklamıyorum, Paylaşıyorum” Kumbarası,
Karikatür Sergisi, Carnaval Turco performans gösterisi,
sempozyum hatırası fotoğraf çekimi, imza saatleri gibi pek çok
etkinlik programda yer aldı. Sempozyumun açılışında KalDer
Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Elbay, BUSİAD
Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, KalDer Yönetim Kurulu
Başkanı Hamdi Doğan, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kamil Dilek ve Bursa Vali Yardımcısı Vedat Müftüoğlu yer aldı.
Sempozyum 18 Nisan 2014 Cuma günü açılış konuşmalarının ardından
ana oturum ile başladı. Açılış oturumunda Cnn Türk Ekonomi Müdürü Emin
Çapa, Dünya Odalar Birliği Onursal Başkanı Rona Yırcalı ve Bankacı
Akın Öngör yer aldı. Akın Öngör oturum sonrası kitabını imzaladı.
“Üretimde Sürdürülebilir Başarı” Oturumunda OSD Genel Sekreteri Prof. Dr.
Ercan Tezer, Tofaş Ceo’su Kamil Başaran ve Taysad Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. Mehmet Dudaroğlu yer aldı.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
062_063_sube_bursa_2.indd 76
5/28/14 2:58 PM
63
ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA
“Çalışanlarla Başarmak” Oturumunda Bursagaz Genel Müdürü Ahmet
Hakan Tola, Lc Waikiki Yönetim Kurulu Üyesi Necip Özçer ve Boğaziçi
Caz Korosu Şefi Masis Aram Gözbek yer aldı. Masis Aram Gözbek oturum
sonrası Boğaziçi Caz Korosu’nun cd’lerini imzaladı.
“Yenileşim ve Fırsatlar” Oturumunda Acıbadem Üniversitesi Genel Sekreteri,
KalDer Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Kuş, Vestel Ar-Ge
Yöneticisi Metin Nil ve Uzman Tv Kurucusu Ersan Özer yer aldı.
Oturum sonrasında “Saklamıyorum, Paylaşıyorum” kumbarasına ODTÜ
Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil
Dilek kitap ve oyuncak hediye etti.
“Mükemmellik Uygulamaları” Oturumunda KalDer Eskişehir Şubesi Yönetim
Kurulu Başkanı Uzm. Dr. Burak Erdinç, Aras Kargo Genel Müdürü Salim
Güneş ve Viko Teknik Bölümler Direktörü Orhan Ünal yer aldı.
“Müşteri İçin Değer Yaratmak” Oturumunda KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Doğan, Samsung Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü
Hüseyin Erel ve Turkcell Müşteri Deneyimi Direktörü Meltem Şahin yer aldı.
“Eğitimde Başarı” Oturumunda Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Abbas Güçlü,
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Çiğdem Kağıtçıbaşı ve MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin
Karip yer aldı.
“Gönüllü İş’ler” Oturumunda Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Müfit Parlak, Dünyaya Nam Salan Taksici İhsan Aknur ve Lokman Hekim
Sağlık Vakfı Kurucusu Dr. Ayhan Tokgöz yer aldı.
Yaşam Kalitesi Oturumu: Yaşamın her alanında koşulsuz kalite
arayışı… Sanat ve edebiyat dünyamızdan iki önemli isimle sempozyumun
sonunda keyifli bir sohbet katılımcılarla buluştu. Sanatçı Genco Erkal ve
Yazar Enver Aysever katılımcılarla bir araya geldi. Oturum sonrası Enver
Aysever kitaplarını imzaladı.
2013 BURSA KALITE ÖDÜLÜ SONUÇLARI AÇIKLANDI
Çağdaş kalite anlayışının yaygınlaşması, kalite çalışmalarının teşvik edilmesi ve
ödüllendirilmesi amacıyla 1998 yılından bu yana KalDer Bursa Şubesi ve BUSİAD
işbirliğinde yürütülen Bursa Kalite Ödülü’nde 2013 yılı süreci tamamlandı. Açıklanan
sonuçlara göre; Yaklaşık 4 yıl aradan sonar özel kurum kategorisinde;
Ficosa Otomotiv 2013 Bursa Kalite Büyük Ödülü’nü almaya hak kazandı. Geçen
yılda aynı sürece başvurup Başarı Ödülü alan Gemlik Kız
Teknik ve Meslek Lisesi, iyileştirmelerini yaparak sürece
tekrar başvurdu ve 2013 Bursa Kalite Büyük Ödülü’nün
sahibi oldu. U.Ü Gemlik Asım Kocabıyık Meslek
Yüksek Okulu 2013 Bursa Kalite Başarı Ödülü almaya
hak kazandı. OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
2013 Eğitimde Kalite Jüri Teşvik Ödülü almaya hak kazandı.
Nİsan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
062_063_sube_bursa_2.indd 77
5/28/14 2:58 PM
64
ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR
KalDer Üye Firmaları Kıyaslama
Ziyareti Gerçekleştirdi
T
ürkiye Kalite Derneği İzmir Şubesi üye
kuruluşları arasında yer alan ve Ege Bölgesi
Mükemmellik Ödülü sürecinde çalışmalarına
hızla devam eden DYO Boya Fabrikaları San.
Ve Tic. A.Ş. ,2012 Ulusal Kalite Başarı Ödülü
sahibi olan Petkim Petrokimya Holding A.Ş. ile
kıyaslama çalışmasında bulundu.
Daha iyi ya da en iyiyi bulma, ondan
öğrenme, kendi süreçlerine uyarlama ve sürekli
gözden geçirme ile gelişmeyi sağlama olarak
tanımlanabilen ” kıyaslama” ; mükemmellik
modelinin de en önemli unsurlarından birisidir.
Petkim Petrokimya Holding A.Ş. Sistem ve
Süreç Geliştirme Yöneticisi Ömer Özkan’ın ev
sahipliğinde gerçekleşen çalışmaya DYO Kalite
Müdürü Şölen Sert, İnsan Kaynakları Müdürü
Taner Yazıcı, Planlama Müdürü Bilgehan Bostan
ve Pazarlama Müdürü Yasemin Gezginer katılım
göstermişlerdir.
Petkim’in ulusal kalite ödülü sürecindeki tecrübesini kriter
bazında paylaşması ile başlayan toplantı, özellikle insan
kaynakları yönetimi, müşteri ilişkileri yönetimi ve planlamanın
yönetilmesi süreçlerinde yapılan faaliyetleri ilgili süreç
sahiplerinin aktarması ile devam etti. Toplantı soru- cevaplar ile
sona erdi.
Ege bölgesinin lider iki firmasının katılımcıları kıyaslama
çalışmasının verimli geçtiğini ve bölgede faaliyet gösteren
kuruluşların işbirliklerini artarak devam etmesi temennisinde
bulundular.
KalDer İzmir Şubesi 2014 Yılı İlk
Paylaşım Toplantısı Gerçekleştirildi
Türkiye Kalite Derneği(KalDer) İzmir
Şubesi 2014 yılının ilk paylaşım
toplantısını 27 Mart 2014 tarihinde
Yaşar Üniversitesi Konferans Salonunda
50 kişilik katılım ile gerçekleştirdi.
Üniversiteler’in iyi uygulamalarının
anlatıldığı ‘’Üniversiteler Arası
Paylaşım’’ toplantısı etkinliğimiz de
konuşmacı olarak Düzce Üniversitesi
Rektör’ü Prof. Dr. Funda Sivrikaya
Şerifoğlu, Sakarya Üniversitesi
Rektör Yrd. Prof. Dr. Nigar Çakar
ve Sakarya Üniversitei Rektör Yrd.
Prof. Dr. Musa Eken katılım göstermiş
olup, Üniversitelerinde yapılan iyi
uygulamalarını katılımcılar ile paylaştı.
ÖNCE KALİTE Nisan 2014 - Mayıs 2014
064_065_sube_izmir_2.indd 78
5/28/14 2:59 PM
65
ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR
KalDer İzmir Şubesi’nin 2014 ilk Teknik Gezisi
Dr.Oetker firmasına gerçekleştirildi
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir
Şubesi’nin 2014 yılı ilk teknik gezisini
14 Şubat 2014 tarihinde 20 Kişilik
katılım ile DR.OETKER firmasına
gerçekleştirdi. Katılımcılar firmaya giriş
yaptıktan sonra Dr.Oetker Firması Genel
Müdür’ü Sn.Muhsin
ÇÖMDEN katılımcıları
karşılayarak,firma
hakkında
bilgilendirmelerde
bulundu.
2013 Yılında KalDer
İzmir Şubesi tarafından
Yılın Başarılı Ekibi
Ödülünü almaya hak
kazanan DR.OETKER
firması bu süreç’te
yaptıkları hazırlıklarını
ve firma içinde yapılan
çalışmalarını katılımcılar ile paylaşırken
yapılan TPM Sunumu katılımcılar tarafından
faydalı olmuştur.
Sunumların ardından firmayı daha yakından
tanıya bilmek adına katılımcılar ile birlikte
Üretim Saha Ziyareti gerçekleştirilmiştir.
“YAŞAMDA KALİTE” Proje & Fikir yarışması
Türkiye Kalite Derneği İzmir Şubesi ve İzmir
İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde, bu
yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan YAŞAMDA
KALİTE PROJE/FİKİR Yarışmasının başvuru
süreci başlamış bulunmaktadır.
İzmir İli Ortaokul ve Lise öğrencilerinin
katıldığı yarışmayla, çocuk ve gençlerimiz
yaşamda kaliteyi arttırmaya yönelik proje
ve fikirler oluşturarak, yaratıcılıklarını
kullanacak ve yenilikçi yarınlar için
yüreklendirileceklerdir.
Katılımcılar Çevre,Sağlık,Kentsel Yaşam
Alanları,Tasarım ve Teknoloji ile ilgili proje
ve fikirleri ile www.yasamdakalite.net adresi
üzerinden yarışmaya katılabileceklerdir.
Düzenleyen kuruluş, sponsor temsilcileri,
uzmanlar ve akademisyenlerden oluşan
jürinin ön elemesinin ardından, finale kalan
proje/fikirler 08-09 Mayıs 2014 tarihleri
arasında Yaşar Üniversitesi Fuaye alanında
sergilenecektir. Başta öğrenciler olmak üzere
tüm ziyaretçilere açık olan sergide, jüri
tarafından son değerlendirmeler yapılacaktır.
Dereceye giren öğrenciler 09 Mayıs
2014 tarihinde Yaşar Üniversitesi’nde
gerçekleşecek Ödül Töreninden sonra katılım
belgeleri’ni 05 Haziran 2014 tarihinde
gerçekleşecek olan 15. Mükemmelliği
Arayış Sempozyumu Yerel Kalite Ödül Töreni
öncesinde sponsor kurum ve kuruluşların
yöneticileri tarafından takdim edilecektir.
Sponsor desteği ve gönüllü komite çabası
ile yürütülen etkinliğin kendisi de, aynı
zamanda İzmir adına son dönemde
yapılan önemli bir sosyal sorumluluk projesi
örneğidir.
Etkinliği destekleyen
sponsorlarımız:
Nisan 2014 - Mayıs 2014 ÖNCE KALİTE
064_065_sube_izmir_2.indd 79
5/28/14 2:59 PM
066_SUBCON_ilanı.indd 23
5/27/14 3:33 PM
P-degeri beni korkutmuyor.
w w w. m i n i t a b . c o m
ARKA_KAPAK_ICI.indd 23
Ý N O VA
DANIÞMANLIK
www.inovadanismanlik.com.tr
5/26/14 4:35 PM
ARKAKAPAK_ilan.indd 22
5/26/14 4:40 PM