izmir - Sondakika Gazetesi

SAYFA 1
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Sondakika uyardı
İşte o haber
DURAKLAR KALKTI
Ulaşımda devrim projesi ile NE YAZMIŞTIK?
Geçtiğimiz günlerde Gazeteniz Sondakika’nın birinci sayfadan
atıl kaldıktan kısa bir süre
gördüğü ve ‘Duraklar Kaldırılmalı’ şeklinde girdiği habere; İzmir
sonra camları kırıldığı için
büyükşehir Belediyesi kulak verdi. İşte, geçtiğimiz günlerde girilen haberdeki uyarı bölümü: Atıl durumda olan ve her geçen gün
çevreye tehlike saçan durak- belediyeyi
zarara sokan bu duraklar için bir an önce önlem alınmalı. Aksi takdirde, duraklar daha da kullanılamaz hale gelecek
larla ilgili haberimiz ses ge- ve ihtiyaç duyulduğunda bu duraklar kullanılamayacağı için,
yeni duraklar için harcama yapacak. Sondakika Gazetesi
tirdi. Büyükşehir Belediyesi belediye
olarak belediyeyi uyarıyoruz: “Kullanılmayan duraklar yerinden
durakları kaldırmaya başladı kaldırılmalı. Bir an önce önlem alınmalı.”” 16’da
ÖZEL
ÖZEL
HABER
HABER
1 Kasım 2014 Cumartesi
www.sondakikagazetesi.com
SOCAR'a hayır
Socar'ın Alsancak Limanı ile ilgili teklifini masaya yatıran İzmir
Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu'ndan olumsuz
karar çıktı. Kocaoğlu, "SOCAR'ın teklifi kabul edilmedi" dedi
KARAR OYBİRLİĞİ İLE ALINDI
HÜKÜMETE SURİYELİ UYARISI
Oy birliği ile alınan karar hakkında açıklama yapan Kocaoğlu,"Hiçbir muhalefet olmadan, İzmir Limanı'nın konteyner
limanı olarakçalışması yönünde mutabakat vardır. Ben kruvaziyer limanının konteyner limanından çıkartılması ve Bayraklı sahiline yapılmasını önerdim. Oradan Konak'taki tarihi bölgeye gitmek isteyen vapurla Konak veya Pasaport'a geçecek.
Karşıya geçtikleri zaman da İZBAN ile bir yaya yolu bağlantısı
kurulup Aliağa ve Selçuk yönüne gitmesi konusundaki görüşlerimizi paylaştık. Hiçbir muhalif görüş olmadan mutabık
kaldığımız konu İzmir Alsancak Limanı'nın yük limanı olarak
gücünün artırılarak büyütülmesi oldu." şeklinde konuştu.
Kocaoğlu, Yeni Fuar Alanı'nda iş güvenliği nedeniyle 10-15 gün
gecikme olduğunu hatırlatarak çalışmaların kaldığı yerden devam ettiğini söyledi. Toplantıda kurul üyelerine stat yapılması konusunda
bilgilendirme yaptıklarını anlatan Kocaoğlu, "Önümüzdeki günlerde
adım atacağız" dedi. Kocaoğlu Suriyeli sığınmacıların istihdamdaki
konumuyla ilgili kısa bir konuşma yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti: "Sıkıntılar olduğu, ucuz emeğin yerli işçilere sıkıntı yarattığı konusunda bir uyarıda bulundum. Çalıştırma desen aç kalacak.
Yerli istihdam açısından, insani açıdan bakmak, hepsini bir potada
eritip merkezi hükümet olarak çözüm bulmak gerekiyor."
devamı 8-9’da
O madeni 2 yıl önce de
Karaman'ın
Ermenek
ilçesinde su
baskını sonucu
18 işçinin mahsur
kaldığı kömür ocağındaki bir galerinin, 2 yıl önce
de su aldığını
açıklayan SÜ
Maden
Yatakları
Jeokimya Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Arık, firmayı eleştirdi
SU BASMIŞ
ÖLEN OLMAYINCA DUYULMAMIŞ
Yer altı su seviyesinde değişiklik olmadığını ve suyun madenden geldiğini söyleyen Doç. Dr. Arık, "Orada işçi yakınlarıyla
görüşmemizde; 2 yıl önce cuma namazı vakti işçilerin olmadığı
sırada su baskını yaşandığı, galerinin ağzına kadar su
dolduğunu öğrendik. Kimse ölmediği için duymadık. Geçmişte
de benzer bir kaza olmuş burada. Maden çevresindeki kuyularda arkadaşlarımız ölçümler yaptı. Buna göre yer altı su seviyesinde bir değişim yok. Yani daha önce işletilen madenden
gelen bir su varlığı ortaya çıkıyor" dedi. 3’te
Karides de geldi
Kirlilik İzleme Projesi kapsamında bilim adamları daha
önce ölü bölge olarak
adlandırılan iç körfezde kirliliğe çok duyarlı bazı karides
ve balık türlerine rastladı
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çınar, "İzmir
Körfezi'nde oldukça büyük iyileşme,
kirlilik azalması görüyoruz. Bu durum
türlerin kompozisyonunda oldukça belirgin hale geldi. Şu andaki sorun, yıllardır birikmiş ağır metal. İç körfezde tutulan balıkların özellikle de midyelerin
yenmemesi gerekiyor" dedi. 16’da
28 BİN HASTA
organ bekliyor
Kimse inanmıyor ama
ben çok memnunum!
İzmir'de yaklaşık 3 yıldır çöp kamyoneti şoförlüğü yapan 40 yaşındaki
İlknur Çoralar, tanıştığı kişileri
mesleği hakkında inandırmakta zorluk çekiyor. Çoralar, "Tanıştığım kişiler ne iş yaptığımı soruyorlar, ben
de 'çöpçüyüm' diyorum, ama inan-
“
mıyorlar. Yanımda şahit varsa o şekilde inandırmaya çalışıyorum. Bir ankette mesleğime çöpçüyüm yazdım, iki gün sonra aradılar, "herhalde yanlış
yazılmış" diyerek mesleğimi sordular.
Beni gören kadınlar 'helal olsun' diye
alkışlıyor" dedi. 16’da
Çerez parası” tarih oldu
"Çerez parası" tabiri kuruyemiş fiyatları için geçerliliğini yitirdi. Kayısıdan, ayçiçeğine, Antep fıstığından leblebiye kadar bütün kuruyemiş fiyatları son yıllarda hızla arttı. 16’da
3 yılda 20 kat arttı
Ege'den kaçan kaçana
Nejat YALÇIN
İzmir Körfezi'nden müjde var
Ege Denizi'nde 2011 yılında 546 kaçak yakalayan Sahil
Güvenlik Komutanlığı ekipleri, bu yılın 10 ayında 11 bin 407
yasa dışı göçmeni kurtardı. Savaş, iç karışıklık, yoksulluk
gibi nedenlerle başka ülkelere gitmek için "umuda yolculuk'"a çıkanların çoğu, Suriye, Afganistan ve Myanmar
uyruklu.Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince yılbaşından
bu yana Ege Denizi'nde yakalanan kaçak sayısı, 11 bin
407'ye ulaştı.Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri
geçen yılın tamamında 6
bin 937'si Ege Denizi'nde,
toplam 8 bin 47 kişiyi
yakalamıştı. Yakalanan
yasa dışı göçmen sayısı,
2012'de 2 bin 531,
2011'deyse 546'ydı. 3’te
BEKLENMEDİK
GÖRÜNTÜLER
Ermenek'teki faciadan sonra Soma'daki Eynez Maden Ocağı'nda yeniden
inceleme yapan TBMM Maden
Kazalarını Araştırma Komisyonu
üyeleri, beklenmedik görüntüler
ile karşılaştı.
Komisyon Başkanı
Alaboyun, "Çektiğimiz videoları
çok yakında kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
8-9’da
Kadavradan organ bağışındaki yetersizlik nedeniyle her yıl
yüzlerce insanın hayatını kaybettiği Türkiye'de, son 4 yılda
12 bin 362 canlı vericiden organ nakiline karşın 1381 kadavradan bağış yapıldı
KADAVRA VERMİYORUZ
Ortalama her 4 beyin ölümünden
biri bağışlanırken, günde ortalama 8-9 canlı vericiye karşın 1 kadavradan bağış yapıldı. Son 4
yılda toplamda ise 11 bin 253
böbrek, 283 kalp, 4 bin 141
karaciğer, 91 akciğer, 13 ince
bağırsak, 9 kalp kapağı, 46
pankreas, 7 bin 726 kornea nakli
gerçekleştirildi. Şu anda, 21 bin
769 kişi böbrek, 535 kalp, 2 bin
122 kişi karaciğer, 39 kişi akciğer, 1 ince bağırsak, 4 kalp kapağı, 249 pankreas, 3 bin 389 kornea olmak üzere 28 bin civarında hasta yapılacak organ bağışıyla hayata tutunmayı bekliyor.
devamı 14’te
Önce karaciğerini
sonra böbreğini verdi
Gürcü anne Şaron, 2 yıl önce
karaciğerinden parça verdiği 6
yaşındaki kızına, bu kez de bir
böbreğini vererek yaşama tutunmasını sağladı. 3’te
Sabit İNCE yazdı
CAN DOSTUM RASİM
KÖROĞLU 8’de
>>
Serap
YAŞAR
BUZRUL
Ebru Nida
BİLİCİ
yazdı yazdı
LTD.ŞTİ
ORTAKLARININ
SİNEMANIN
BİZCESİ
ALACAKLARI
9’da
BİRLEŞEN
GÖNÜLLER
9’da
>>
>>
SAYFA 2
SIYAH MAVI
KIRMIZI SARI
1 Kasım 2014 Cumartesi
49 yıl sonra
İLK KAZMA
Kültür ve Turizm İl Müdürü Çetin,
"Bölgemizde çözüm süreciyle oluşan
olumlu hava, tarihi eserlerin restorasyonu, tanıtımı ve ortaya çıkarılması konusundaki çalışmaları hızlandırdı" dedi
M
uş'un Varto ilçesinde bulunan ve güvenlik gerekçesiyle uzun yıllar çalışma yapılamayan Tepeköy Höyüğü'nde, 49 yıl
aradan sonra kazı çalışmaları başlatıldı. Urartu
Krallığı'nın yerleşim birimleri arasında yer alan ve
Selçuklu Sultanı Alparslan döneminde Türklere
Anadolu'nun kapılarını açan Muş, bölgede huzur
ortamının sağlanmasıyla makus talihini kırmaya
çalışıyor. Çözüm sürecinin ardından sosyal ve ekonomik alanlarda yaşanan hareketliliğe turizmi de
eklemek isteyen kent, saklı tarihinin ortaya çıkması için çaba sarf ediyor. Bu kapsamda, Varto ilçesinde bulunan Tepeköy Höyüğü'nde 49 yıl aradan
sonra ilk kez kazı çalışması başlatıldı.
Kültür ve Turizm İl Müdürü Hayrettin Çetin, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Tepeköy Höyüğü'nde en son 1965 yılında kazı çalışması yapıldığını ve 1966 yılında bölgede yaşanan depremin ardından çalışmalara son verildiğini söyledi. Sonraki
yıllarda yaşanan terör olaylarının ardından güvenlik gerekçesiyle bir daha kazma vurulmayan höyüğün, çözüm süreciyle yeniden programa alındığını
vurgulayan Çetin, sağlanan huzur ortamında yapılan arkeolojik kazıların bölgenin saklı tarihini aydınlığa kavuşturacağını ifade etti. Çetin, 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu'nun kapılarının Türklere
açıldığını anımsatarak, "O tarihte bu bölgeye yerleşen Türk beylikleri, aşiretler ve diğer milletlerin
yaptığı kaleler, hanlar, hamamlar, camiler, medreseler görülmeye değer eserlerdir" diye konuştu.
"Bölgemizde çözüm süreciyle oluşan olumlu hava,
tarihi eserlerin restorasyonu, tanıtımı ve ortaya çıkarılması konusundaki çalışmaları hızlandırdı" diyen Çetin, bu kapsamda Malazgirt Kalesi, Bulanık'a bağlı Esenlik ve Mollakent bölgelerindeki
medreseler ile mezarlık alanları ve Ulu Cami'nin
restorasyonunun bu yıl yapılmaya başlandığını dile
getirdi.
Çetin, önceki yıllarda terör olayları nedeniyle gidilemeyen ve güvenlik gerekçesiyle uzun yıllar yasaklı olan bölgelerde huzurun sağlanmasıyla çalışma başlatıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Birçok üniversitemizden gelen akademisyenler ve
öğrencilerin, bölgemizde rahat ve güvenli bir şekilde çalışma yaptıklarına şahit oluyoruz. Bu anlamda bölgedeki huzur ve barış ortamının çalışmalarımızı iyi ve olumlu yönde etkilediğini söyleyebilirim. Önceden terör nedeniyle arkeologların bölgede çalışma talebi yoktu. Bu algı çözüm süreciyle
kesinlikle değişmiştir. İnsanların bu bakir alanda
çok daha istekli ve arzulu bir şekilde çalıştıklarına
ve yeni çalışma alanları için talepte bulunduklarına
şahit oluyoruz. Kurumlarımız da bu yöndeki çalışmalara her türlü desteği vermektedir.Çetin, Ahlat
Müze Müdürlüğü tarafından Tepeköy Höyüğü'nde
yürütülen kazı çalışmalarının yanı sıra Kayalıdere
köyündeki Urartu yerleşimi ve Kız Kalesi'nde de
çalışma yapılacağını sözlerine ekledi. (AA)
Kendinize güvenin
yabancıları bırakın
İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sinema Kulübü öğrencilerine konuşan
Med Cezir Yönetmeni Bilgin, "Uyarlama dizileri Türk yapımlarını baltalamaz" dedi
İ
zmir Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi ve Sinema Kulübü öğrencileri, iki sezondan bu yana
beğeni ile izlenen Med Cezir dizisi yönetmeni Ali Bilgin’i ağırladı. Amerikan yapımı The O.C. dizisinden uyarlanan, Serenay Sarıkaya ve
Çağatay Ulusoy’un performansları ile
televizyon izleyicisinin büyük beğeni
ile takip ettiği Med Cezir dizisinin yönetmeni Ali Bilgin ve yardımcı yönetmeni Semih Bağcı, Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sinema Kulübü’nün etkinliğinde, İzmir Üniversitesi öğrencileri ile
bir araya geldi. Dizinin başarısı ve sektörde öğrencileri nelerin beklediği konularında öğrencilerin sorularını yanıtlayan Bilgin, “Üçüncü sezona devam
edilip edilmeyeceği konusunda henüz
karar verilmedi ancak şimdiden devam
edilmesi için bir kamuoyu oluşturulmuş durumda” dedi. Bilgin, gelecekte
sektörde yer alacak Sinema Televizyon
bölümü öğrencilerine kendilerini geliştirmelerini ve sektörle okul yıllarından
itibaren bağ kurmalarını tavsiye etti.
Söyleşi sonunda GSF Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ali Emre Bilis, Bilgin’e plaket takdiminde bulundu.
Uyarlama diziler yapmak zor
Özellikle Ortadoğu’da beğeni toplayan
Türk dizileri kadar yabancı dizilerden
uyarlama yapmanın da büyük zorlukları olduğuna dikkat çeken Bilgin, “Yurt
dışında başarılı olmuş bir diziyi uyarlamak büyük stres. Orijinal halinde yer
alan uyuşturucu bağımlılığı, alkolizm
gibi konuların işlenmesi yerine konuyu
yerelleştirmek için büyük çaba harcıyoruz” diye konuştu. Uyarlama dizilerin Türk yapımlarını baltalamayacağı-
dönem dizi kirliliği yaşandı ancak kaliteli yapımcıların sektöre yeniden hakim olması dizilerdeki kaliteyi yükseltti” dedi.
Uzun set saatlerinin nedeni izleyicinin
uzun bölüm beklentisi
Yaklaşık 25 farklı mekanda 5 günlük
bir çalışma ile bir bölüm çektiklerini
belirten Bilgin, setlerdeki uzun çalışma
saatlerinin sektörün en önemli sorunu
olarak öne sürüldüğünü ancak en az
110 dakikalık bölümü seyircinin talep
ettiğini dile getirdi. Bilgin, “Hollywood’daki gibi sosyal güvencelere sahip
olmadıktan sonra bu sorunun sendikal
çalışmalarla çözüleceğine inanmıyorum. Bu durumu ancak yapımcı şirket
ve kanal arasında yapılacak anlaşmalar
çözer” yorumunda bulundu.
Dizi çekmek yönetmeni güçlendiriyor
Bu yaz bir gişe filmi ile sinemalarda
yer alacağının bilgisini paylaşan yönetmen Ali Bilgin, “Şimdiye kadar başarılı çalışmalar içinde yer aldım. Dizi çekmek yönetmeni ve portföyünü güçlendiren bir iş. Bu yaz yapacağım gişe filminin bir sonraki çalışmam için kaynak oluşturacağını tahmin ediyorum”
dedi. (HABER MERKEZİ)
na inandığını belirten Bilgin, “Hababam sınıfı hala büyük bir beğeni ile izleniyor. İyi Türk yapımlarını mutlaka
yeni kuşaklar beğeni ile izleyecektir”
dedi.
Yapımcı, dizinin kalitesini belirliyor
Her sezon yayına yaklaşık 90 dizi
girdiğini ancak sadece 60 tanesinin başarıyı yakaladığını hatırlatan Bilgin,
“Bir dönem çok para kazandırıyor diye
tekstilcisi, inşaatçısı yapımcı oldu. o
Bu kütüphanede kitap
yerine taş sergileniyor
Antalya'da faaliyet gösteren "Taş Kütüphanesi"nde ülke genelindeki taş ocaklarından çıkartılan mermer türündeki bine yakın doğaltaş
sergileniyor. Kütüphanenin Kurumsal İletişim
Müdürü Tutku Canıdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kütüphanenin ilk
çalışmalarının iki yıl önce başladığını, 1 Nisan'da da kapılarını açtıklarını söyledi. Kütüphanenin Türkiye'deki tüm ocaklardan çıkarılan farklı
renk, doku, çeşit ve seleksiyondaki taşların tek
bir çatı altında toplandığı
ve 365 gün açık butik bir
fuar merkezi olduğunu
anlatan Canıdar, taşları 4 katlı, 4 bin
metrekarelik alanda sergilediklerini
kaydetti. Canıdar,
30x30 ve 60x60
ebatlarında hazırladıkları her
taşa bir kod
numarası verdiklerini dile getirerek, "Mimarlar,
müteahhit, proje
firmaları, inşaat firmaları ve
uygulama firmaları gelirler, kütüphanemizi gezerler. Beğendikleri taşların
kodlarını Kiosk
cihazımıza girerek arattırırlar. Ta-
şın çıktığı ocak, firması ve firma
yetkilisinin iletişim bilgileri gibi
tüm bilgiler veriliyor. Ondan sonraki aşama alıcı ile satıcı arasındadır. Yani biz, üretici ile alıcının
buluşturulduğu bir adresiz." dedi. Konseptin dünyada ilk ve tek
olduğunu düşündüğünü vurgulayan Canıdar, kütüphanelerinde
bine yakın farklı çeşitte taş bulunduğunu ifade etti.
- "Doğaltaş'ta Türkiye
size yeter"
Türkiye'deki taş ocaklarının,
3-5'i hariç, pazarlama sıkıntısı ile
karşı karşıya bulunduklarına işaret eden Canıdar, "Devlet çatısı
altında böyle bir taş verisi yok.
Kütüphanemizde alıcılar, ocaklara gitmeden ülke genelinden istedikleri taşı buluyor. Böylece
zaman ve maddi tasarruf sağlıyorlar" dedi. Canıdar, kütüphaneye yurt içi ve dışından ziyaret-
çiler geldiğini bildirerek, günde
ortalama iki Çinli firmanın yanı
sıra başka ülkelerden ve yurt
içinden de gelenleri misafir ettiklerini anlattı. Kapılarının tüm vatandaşlara açık olduğunu belirten Canıdar, şöyle konuştu: "Burada Türkiye'nin doğaltaşlarını
tanıtıyoruz. Sloganımız, 'Doğaltaş'ta Türkiye size yeter'. Bunun
için çok büyük gayret var. Sürekli yurt dışından sektörün önemli
kişilerini, mermer tasarımcılarını
düzenli olarak kütüphaneye getiriyoruz. Üreticilerin taşlarını sergilemekle kalmıyor, o taşlara alıcı da buluyoruz." (AA)
Cami tamam sırada kilise var
E
lazığ'ın Palu ilçesinde 8 asır önce
100 metre arayla yaptırılan ancak
günümüzde harabeye dönen cami
ve kilise restore edilecek. Palu Belediye
Başkanı Dağoğlu, ''Vakıflar Genel Müdürlüğünce bu ay ihalesi yapıldı" dedi
Elazığ'ın Palu ilçesinde 8 asır önce
100 metre arayla yaptırılan ancak günümüzde harabe görünümünde olan cami ve
kilise restore edilecek. Palu Belediye Başkanı Mehmet Sait Dağoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi Ulu Cami ve
100 metre ilerisindeki Ermeni kilisesinin
8 asır önce inşa edildiğini söyledi. Palu'da
geçmişte farklı inançtan çok sayıda insanın yüzyıllarca beraber yaşadığını anlatan
Dağoğlu, "Yan yana oturmuşlar, herkes
ibadetini özgürce yapmış. Ulu Cami için
Vakıflar Genel Müdürlüğünce bu ay restorasyon ve onarım ihalesi yapıldı. Ermeni cemaatiyle de görüşmelerimiz devam
ediyor. Kısmet olursa kilisenin de onarım
ve restorasyon çalışmalarına 2015'in sonu
2016'nın başlarında başlayacağız'' diye
konuştu. Ulu Cami'nin restorasyonu için
çalışmaların resmi prosedürün tamamlanmasının ardından bu yılın
sonunda başlayacağını
dile getiren Dağoğlu,
kilisenin restorasyonu
için de görüşmelerin devam ettiğini ve en
yakın zamanda sonuca ulaşacaklarını söyledi. Dağoğlu, kilise hakkında şu bilgileri
verdi: "İçerisinde bulunduğumuz kilise,
Ermeni cemaatine 8 asır hizmet etmiş bir
kilisedir. 1970'lere kadar girişi ve resimleriyle canlı olan kilise, daha sonra tahrip
edilmiştir. Burada define avcıları ciddi anlamda tahribat yapmış ve yerel halk olarak sahiplenmemişiz. Ermeni cemaatiyle
görüşerek 2015-2016 yıllarında buranın
da onarımına başlanacağını umuyorum.
İnşallah bunu başarırız ve Ermeni komşularımızla, dostlarımızla tekrar Palu'da buluşuruz.''
- "Palu, Türkiye'nin bir mozaiğidir"
Ulu Cami'nin kiliseyle aynı yüzyıl içerisinde yapıldığını ve 1966'ya kadar cemaatle namaz kılınan bir ibadethane olduğunu belirten Dağoğlu, "Maalesef, aradan
geçen yıllarda bu duruma geldi. Vakıflar
Genel Müdürlüğü tarafından orijinal haline getirilecek'' diye konuştu. ''Palu, Türkiye'nin bir mozaiğidir" diyen Dağoğlu,
"Palu, bölgeye medeniyet, sanat ve kültür
anlamında çok şey vermiş bir ilçedir. Atalarımızın yaşadığı gibi, medeniyetleri, sanatkarları iç içe, yan yana yaşatmak için
mücadelemiz devam etmektedir" ifadesini
kullandı. (AA)
Yıl: 4. Sayı: 1087. 1 Kasım 2014 Cumartesi
Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Eflatun SAYGILI
Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi
Azime MOLLA
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Turgut KOÇ
Denizli Temsilciliği
05326601776
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Fikret DAĞTEKİN
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
[email protected]
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
1
17Kasım
Şubat2014
2013Cumartesi
Perşembe
"O MADENi 2 YIL
önce de su basmış"
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği
Bölümü Maden Yatakları Jeokimya
Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fetullah Arık, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, mahsur kalan işçiler
için umutların giderek azaldığını
söyledi. Konya Jeoloji Mühendisleri
Odası Başkanlığı görevini de
yürüten Arık, kazanın meydana
geldiği gün incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gittiğini, maden
çevresinde araştırmalar yaptığını
dile getirdi. Madene getirilen pompalarla galerideki suyun çekildiğini
anımsatan Arık, işçilerin mahsur
kaldığı tahmin edilen bölgeye ne zaman ulaşılacağının belirsiz
olduğunu ifade etti. Arık, çalışmaların titizlikle yürütüldüğünü belirterek, şöyle konuştu: "Galerinin
içerisine aşırı kum, kil ve kırıntı indiği için buradaki su çekildiğinde o
çamurun çıkarılması daha da zor olacaktır. O çamuru çekemezsek işçilerimiz orada daha da uzun süre
kalacak gibi görünüyor. Allah
yardımcıları olsun. Sonuçta çalışmalar devam ediyor. Bölgede hidrojeoloji çalışması net olarak yapılmış
mı? Bununla ilgili kesin bir veri yok.
Orada işçi yakınlarıyla görüşmemizde; 2 yıl önce cuma namazı vakti
işçilerin olmadığı sırada su baskını
yaşandığı, galerinin ağzına kadar su
dolduğunu öğrendik. Kimse
ölmediği için duymadık. Geçmişte
de benzer bir kaza olmuş burada."
Madenin çevresinde incelemelerde
bulunduğunu aktaran Arık,
madenin tavanında göçmeler
başladığına işaret etti.
"Gözlemlerimde, yukarıdan aşağı
doğru bir fay, yani kırık sistemi de
olduğunu gördüm. O kırık sistemine bağlı olarak su oradan gelmiş o-
labilir" diyen Arık, şunları kaydetti:
"Bugünkü göçmelerden
sonra tavandan
göçmeler de
başladı.
Dolayısıyla
oradan hala su
geliyor.
Maden
çevresindeki
kuyularda
arkadaşlarımız
ölçümler yaptı. Buna göre yer altı su seviyesinde bir değişim
yok. Yani daha önce işletilen
madenden gelen bir su varlığı ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.
(AA)
Karaman'ın Ermenek
ilçesinde su baskını
nedeniyle 18 işçinin
mahsur kaldığı maden
ocağında, 2 yıl önce de
bir galerinin su
aldığı belirtildi
Kızına önce karaciğerini
sonra böbreğini verdi
Gürcü annenin, 2 yıl önce
karaciğerinden parça verdiği 6
yaşındaki kızına, bu kez de bir
böbreğini vererek yaşama tutunmasını sağladığı bildirildi.
İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri
Birliği Genel Sekreterliği'nin açıklamasına göre, Tiflis'te yaşayan
Şorenna ve David Mkhatvrişvili
çiftinin tek çocukları Sofia’ya,
henüz 3 aylıkken karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Tiflis’te sürekli tedavi gören küçük kızın
hastalığı ilerleyince, nakilden başka şansı kalmadı. Çift, Gürcistan’da nakil yapılamadığı için İzmir'e
geldi. Özel bir hastanede anne
Şorenna’dan alınan karaciğer,
2012 yılında Sofia’ya nakledildi.
Başarılı geçen ameliyatın ardından
sağlıklarına kavuşan anne-kız,
ülkelerine geri dönse de bir süre
sonra 6 yaşındaki Sofia’da, böbrek
yetmezliği gelişmeye başladı. Aile,
ülkelerinde böbrek nakli yapılamadığı için tekrar İzmir'e geldi.
Annenin iki böbreğinden birini
vermesi için gönüllü olması,
tetkiklerde nakil için sorun bulunmadığının belirlenmesi üzerine
anne ve kızı, Tepecik Eğitim ve
Araştırma Hastanesinde ameliyata
alındı. Anneden alınan böbrek,
başarılı operasyonla kızına
nakledildi. Anne Şorenna,
Türkiye’ye 2 yıldır gelip gittikleri-
ni ve çok sevdiklerini belirterek,
"Kızımın sağlıklı yaşaması için elimden geleni yaparım. Değil
böbreğim ya da karaciğerim,
gerekirse canımı bile veririm" ifadelerini kullandı.
Organ nakli ekibinden Çocuk
Nefroloji Kliniği Uzmanı Doç. Dr.
Önder Yavaşcan ise Sofia’nın kendileri için de çok farklı bir
tecrübe olduğunu ifade ederek,
Sofia'nın hem karaciğeri hem de
böbreğinin, mükemmel şekilde
çalıştığını kaydetti.
Yavaşcan, Gürcistan’da çare bulunamayan bir derde Türkiye'de
çare bulunmasının da onur verici
olduğunu vurguladı. (AA)
Yakalanan kaçak sayısı
Elma işçilerini taşıyan
3 yılda 20 kat arttı
midibüs kaza yaptı:
15 ÖLÜ, 26 YARALI
Ege Denizi'nde 2011
yılında 546 kaçak
yakalayan Sahil Güvenlik
Komutanlığı ekipleri, bu
yılın 10 ayında 11 bin 407
yasa dışı göçmeni kurtardı
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, komşu ülkelerde
yaşanan iç karışıklıklar, siyasi ve
ekonomik istikrarsızlıklar,
Türkiye'yi yasa dışı göç ve göçmen kaçakçılığında, transit ve
hedef ülke konumuna getirdi. Ülkeye yasa dışı giriş yapan kaçak
göçmenler, şehirler arası yolcu otobüsleriyle İstanbul ve İzmir gibi
batı illerine getirilip bir süre organizatörler tarafından barındırıldıktan sonra, bir kısmı Edirne ve
Kırklareli’nden Meriç Nehri üzerinden botlarla Yunanistan’a,
yaya olarak veya araçlar içerisine
gizlenerek de Bulgaristan ve Yu-
nanistan’a götürülmeye çalışılıyor.
Kaçaklar, Avrupa Birliği ülkelerine geçişte en çok Ege Denizi'ni
tercih ediyor. İstanbul ve İzmir’de
bir süre barındırılan göçmenler,
Türkiye'den çıkış yapmak üzere
İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Aydın
ve Muğla kıyılarından tekne ve
botlarla Yunan adalarına veya
doğrudan Yunanistan ve İtalya’ya
götürülüyor. Genelde yaklaşık 30
kişinin bindirildiği lastik bot, yasa
dışı göçte kullanılan araçların
başında geliyor. Diğer deniz
araçlarında fiber ve ahşap tekne
ile sürat teknesinin yanı sıra jet ski
ve şambrel bile bulunuyor.
Deniz yolunu kullanan yasa
dışı göçmenler, genelde çok olumsuz şartlarda karşı kıyıya varmaya
çalışıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri de devriye görevleri sırasında, genelde Türkiye'den
deniz yoluyla lastik botla Yunanistan'a geçmeye çalışan çok
sayıda göçmeni yakalıyor. Yasa
dışı göçmenlerin deniz yoluyla
Türkiye’den çıkış olaylarıyla ilgilenen, gerek havadan gerek denizden arama kurtarma faaliyetleriyle yüzlerce göçmenin hayatını
kurtaran Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince yılbaşından bu
yana Ege Denizi'nde yakalanan
kaçak sayısı, 11 bin 407'ye ulaştı.
Sahil Güvenlik Komutanlığı
ekipleri geçen yılın tamamında 6
bin 937'si Ege Denizi'nde, toplam
8 bin 47 kişiyi yakalamıştı.
Yakalanan yasa dışı göçmen
sayısı, 2012'de 2 bin 531,
2011'deyse 546'ydı. Savaş, iç
karışıklık, yoksulluk gibi nedenlerle başka ülkelere gitmek için
"umuda yolculuk'"a çıkanların
çoğunu ise Suriye uyruklular oluşturuyor. Myanmar ve Afganistan
da Türkiye'ye en çok yasa dışı
göçmen gönderen ülkelerin başında yer alıyor. (AA)
Isparta'da tarım işçilerini taşıyan
midibüs kaza yaptı. Kazada ilk belirlemelere göre 15 kişi hayatını
kaybetti, 26 kişi de yaralandı.
Kaza bugün sabah 07.00 sularında meydana geldi. Konya’nın
Akşehir ilçesi, Cankurtaran köyünden elma toplamak için aldığı işçileri, Isparta’nın Gelendost ilçesine
götüren 42 D 0881 plakalı midibüs
yine Isparta'nın Yalvaç ilçesinde
virajı alamayarak devrildi. Kazada
ilk belirlemeler göre 15 kişi öldü,
26 kişi de yaralandı. Yaralılar çevre
ilçelerdeki hastanelerde tedavi altına alındı. Kaza ile ilgi soruşturma
başlatıldı.
(CİHAN)
'FAŞiST DEMEK artık suç değil'
Katıldığı bir televizyon programında, kendisine 'Faşist' dediği gerekçesiyle Dr.
Ömer Faruk Gergerlioğlu tarafından
mahkemeye verilen Tuncay Özkan'a verilen tazminat cezası Yargıtay tarafından
bozuldu.
Kararı değerlendiren T24 yazarı ve eski
Mazlumder Genel Başkanı Dr. Ömer
Faruk Gergerlioğlu, "8 Şubat 2008 tarihindeki Ceviz Kabuğu programında şahsıma
hakaret eden Tuncay Özkan'a verilen
tazminat cezası Yargıtay tarafından bozuldu, yerel mahkeme karara uydu. Artık
Türkiye kamuoyuna ilan etmek gerekir ki
muhatabınıza 'faşist' demek serbesttir. İfade
özgürlüğünün insanlara hakaret özgürlüğü
gibi algılanması insanlığın en temel özgür-
lüğüne yapılmış en büyük kötülüklerden
birisidir." dedi. T24 yazarı ve eski Mazlumder Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk
Gergerlioğlu, sosyal medya adresinden
yaptığı açıklamada, 8 Şubat 2008 tarihinde
Kanaltürk Televizyonu'nda Hulki Cevizoğlu'nun yönettiği Ceviz Kabuğu programında dönemin CHP milletvekili Şahin
Mengü, DSP milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş
ile başörtüsü yasağı konusunu tartıştıklarını
hatırlattı. Gergerlioğlu, şöyle devam etti:
"Çeşitli görüşlerin nezaket kuralları içinde
ifade edildiği programın son bölümünde
programa telefonla bağlanan kanalın sahibi
Tuncay Özkan şahsıma yönelik hakaret
içeren ifadeler kullanmıştı. Bu ifadeler daha sonra yapılan yayın çözümlemelerinde
Özkan'ın şahsıma ve o dönem Genel
Başkanı olduğum Mazlumder'e yönelik 'bu
kadar büyük faşizmi, böyle bir demokraside savunabilmek için insanın ya eğitilmiş
bir cehalet içinde bulunması gerekir ya da
kasten bir rejime kastının bulunması
gerekir', 'faşizm budur, adına insan hakları
derneği diyeceksiniz, ama faşizmi savunacaksınız, yalanla zırvayla savunacaksınız, nasıl savunacaksınız, kadınlarla ilgili
olarak ağzınıza geleni söyleyeceksiniz, bu
ne biçim bir aymazlık', 'söylediklerinin
tamamı faşizm, tamamı yalan, yalan üzerine kurulu', 'kusura bakmasın, insan hakları
savunucusuyum ben insan hakları, sen insan hakları savunucusu falan değilsin,
arkadaş, sen Türkiye'de faşist bir tutumun
sözcüsüsün, senin faşist diye nitelediğin
kurumların yanında sen on kat daha faşist
kalırsın' şeklindeki ifadelerdi. Hakkında 20
bin TL manevi tazminat davası açtığım
Özkan yerel mahkeme tarafından
'davalının davacıya yönelik kişilik hakları
ihlali' yaptığına hükmolunarak 3 bin TL
manevi tazminata mahkum edilmişti. Ancak temyize giden davalının talebi Yargıtay
4. Hukuk dairesinin 2013/16021 karar
sayılı ilamı ile kabul görmüş, 'davacının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı ve bu
nedenle davanın tümden reddedilmesine'
karar verilmiştir. Yargıtay 'davanın reddi
gerekirken ...' şeklindeki ifadesi ile doğrudan karar verir gibi mahkemeyi etkilemiş
ve yönlendirmiştir. Yerel mahkeme de boz-
ma kararına uymuştur. Ayrıca davalı tarafın
avukat, adliye masraflarının tarafımca ödenmesine karar verilmiştir." "Artık
Türkiye kamuoyuna ilan etmek gerekir ki
muhatabınıza 'faşist' demek serbesttir."
diyen Gergerlioğlu, şunları kaydetti: "İfade
özgürlüğünün insanlara hakaret özgürlüğü
gibi algılanması insanlığın en temel özgürlüğüne yapılmış en büyük kötülüklerden
birisidir. O dönem yasaklanmasının büyük
bir insan hakları ihlali olduğunu ifade ettiğimiz başörtüsü bugün özgür. Ancak
bugün başörtüsüne özgürlük isteyenlere
yapılan hakaretler halen ödüllendiriliyor,
bu trajedi hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir."
(CİHAN)
&
1 Kasım 2014 Cumartesi
TMSF yetkilileri, "Off-shore hesapları dolayısıyla açılan mahkemeler sonucunda, bugüne kadar 150 milyon lira ödendi. Yargıtay'ın emsal kararı yüzünden,
hakimler, detaylara bakmadan TMSF aleyhinde karar veriyor"şeklinde konuştu
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yetkilileri, Off-shore hesapları dolayısıyla açılan
mahkemeler sonucunda, bugüne kadar 150
milyon lira ödendiğini belirterek, Yargıtay'ın
emsal kararı yüzünden, hakimlerin, detaylara
bakmadan TMSF aleyhinde karar verdiklerini
ifade etti. Bankacılık Kanunu'nda yapılması
öngörülen değişikler tartışmaları beraberinde
getirdi. Taslakta yer alan ve tartışmalara neden olan kanun maddelerinin neredeyse her
biri, başlı başına bir uzmanlık gerektiriyor.
TMSF yetkilileri, konuya ilişkin
değerlendirmede bulundu. Kanun taslağında
"olağanüstü yetkiler" olduğu iddialarına
ilişkin yetkililer, bu yorumları gerçekçi
bulmadıklarını, yetkilerin değil, çözümleme
araçlarının arttığını ifade etti.Taslağın
dayanağının, uluslararası kurumların çalışma
ve düzenlemeleri olduğunu aktaran TMSF yetkilileri,
Türkiye'yi de etkileyen
dünyadaki ekonomik krizle mücadelenin devam ettiğini, Türkiye
ve çevresindeki
olağanüstü
gelişmelere karşı
hazırlıklı olmak
gerektiğine dikkati
çekti.Hala dünyayı
etkilemeye devam
eden ekonomik
krizin
genişlememesi için
G20 (FSB) ve Avrupa
Birliği gibi kurumların,
geniş ölçekli tedbirler silsilesi tespit etme ihtiyacı
duyduğunu dile getiren yetkililer,
kanun taslağıyla, uluslararası platformlarda tespit edilen eksikliklerin tamamlanmaya çalışıldığını kaydetti.Yetkililer, taslağın
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM)
geçmesi durumunda, TMSF'nin sistemdeki
pozisyonunun değişmeyeceğini, uygulama
imkanına sahip olduğu çözümleme
araçlarının artacağını ve AB'nin yeni direktiflerine uyum amacına da hizmet ettiğini
aktardı. Taslağa dair hazırlıkların, iki yıldan
daha geriye dayandığını taslağın, iki yıl önce
ilgili kurumların görüşüne açıldığını ve varılan
mutabakat sonrasında hükümete iletildiği bilgisini veren yetkililer, o günden bugüne,
siyasal ortamı etkileyen gelişmeler ve seçimler gibi nedenlerle yoğunlaşan gündem
yüzünden, taslağın, TBMM'ye ancak bu günlerde gelebildiğini kaydetti.Bir bankanın fona
devredilmesi gerektiğine BDDK'nın karar
verdiğini belirten yetkililer, şunları
söyledi:"Devir kararı da iki türlü olabiliyor.
Fon'a devredilen bankanın faaliyet izni
kaldırarak veya kaldırmayarak... BDDK, eğer
bir banka hakkında 'toparlanamaz' hükmüne
varmışsa, bankayı Fon'a devrederken,
bankanın faaliyet iznini de kaldırıyor. BDDK,
eğer bir banka hakkında 'toparlanabilir'
kanaatini taşıyorsa, bankayı Fon'a devrederken, 'sen bunu yönet, toparlayabilirsen
toparla' veya 'sat ya da başka bir bankaya devret' diyor. Hepsinde de amaç aynı, tahsilat...
Fon'a devredilen banka faal ise, daha yüksek
fiyata müşteri bulmak daha kolay olabiliyor.
Çünkü hali hazırda işleyen bir şirket. Eğer
banka faal değilse, bu defa, tek tek
veya paket halinde değerli
varlıkları satılmaya, tahsilat
yapılmaya çalışılıyor."TMSF
için faaliyet izni
kaldırılmış bankaların
çözümlenmesinde
yaşanan temel
sıkıntının, işletilmesi
gereken yasal sürecin
iflas tasfiyesi şeklinde
olmasından
kaynaklandığını aktaran yetkililer, bu
yöntemin, tahsilatları
geciktirdiğini ve
azalttığını, yeni kanun
taslağıyla bu sorunun
giderilmesi ya da en azından
hafifletilmesi hedeflendiğini belirtti.BDDK bir bankayı, faaliyet
izniyle TMSF'ye devretmişse, satın alma
ve üstlenme modelinin yürürlüğe
konulabildiğini aktaran yetkililer, şunları ifade
etti: "Bu modelde, bankanın bir takım değerli
varlıklarıyla yükümlülükleri birlikte paket
yapılıyor ve bu paket, mevcut bankalardan
birine satılıyor. Öncelikle, o bankanın Fon'a
devredilmesiyle piyasada olabilecek
muhtemel çalkantılar azaltılabiliyor. Durum
muamma olmaktan çıkıyor, sistem işlemeye
devam ediyor. Bu model, mevcut kanunda zaten var. Ancak, bu satın alma ve üstlenme
modeli, faaliyet izni kaldırılarak Fon'a devredilen bankalarda kullanılamıyor. Kanun
taslağındaki en önemli düzenlemelerden biri
bu..."Faaliyet izni kaldırılarak Fon'a de-
vredilen bankalarda da bu model
kullanılabilirse, bundan sonraki süreci yetkililer, şu örnekle açıkladı:"Bir banka battı,
faaliyet izni iptal edildi ve Fon'a devredildi.
TMSF’nin bu bankada parası batan 1 milyon
kişiye, sigorta bedelini ödemesi gerekiyor.
Kanuna göre, kişi başına 100 bin liradan hesaplarsak, toplam 100 milyon liralık mevduat
demek bu... Yapılacak pakete öncelikle bu
konulacak. İster özel olsun ister kamu
bankası, bankalara bir teklifte bulunulacak.
Denilecek ki, 'Parası batan bu mudilere, TMSF'nin kasasından para ödemeyelim. Bu
mevduatları, TMSF sizin bankaya transfer
etsin. Kişi başına 100'er bin lira ile sınırlı olmak üzere. Mudiler, paralarını TMSF'den almak yerine, teklifi kabul eden bankadan
alsınlar.""Piyasadaki bir banka buna niçin talip olsun? Bankanın bundan karı ne olacak?"
sorusunu yetkililer, şu şekilde
yanıtladı:"Pakete, bu defa Fon'a devredilen
bankanın varlıklarından konulacak. Mudilere
ödenecek sigorta yükümlülükleri tutarınca,
yani onu karşılamak üzere, bu defa 100 milyon liralık bir varlık paketi yapılacak. Bu, Fon'a
devredilen bankanın kredi alacağı olabilir,
gayrimenkulü olabilir. Sonuçta, teklifi kabul
eden bir banka, parası batan mudilere 100 milyon lira ödedi. Buna karşılık verilen paketten
100 milyon değil de, mesela, 60 milyon liralık
varlık üretti, diyelim.O zaman, aradaki fark,
yani 40 milyon lira TMSF'nin kasasından ödenecek. Ne olacak böyle bir durumda? Kanunda değişiklik olmazsa, TMSF'nin
kasasından bir çırpıda 100 milyon lira ödenecekken, yeni kanun sayesinde, en kötü ihtimalle 40 milyon lira ödenecek veya hiç ödenmeyecek. Böylece, bir banka batarsa, devletin kasasından para çıkması engellenmiş
olacak. Ya da minimize edilecek. Bu çok
önemli, çünkü bu para, vatandaşın cebinden
çıkıyor."Söz konusu, satın alma ve üstlenme
modelinin uluslararası literatürde
varolduğunu ve bu alanda söz söyleme yetkisine sahip kuruluşlarca da uygulandığına
dikkati çeken yetkililer, mevcut bankacılık kanununda bunun bulunduğunu ancak sınırlı
olduğunu ifade etti.Sadece faaliyet izni
kaldırılmadan Fon'a devredilen bankalarda
bunun kullanılabildiğine vurgulayan TMSF
yetkilileri, bu modeli, faaliyet izni kaldırılarak
Fon'a devredilen bankalarda da kullanmak
istediklerini, çünkü devletin kasasından para
çıkmasını istemediklerini aktardı.Yetkililer,
TMSF'nin kendisine bir banka
%$%& &%&#%" %&"$%$%$& !#&
&$"%"&#$#&###$%$&!!%! Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Özcan,"TCMB'nin yaklaşık iki aydır izlediği likidite politikası enflasyonu
düşürme konusunda kararlılığını göstererek, kredibilitesini artırıyor" şeklinde konuştu
%.CJL/H5JGI:ILJH2GK>B?HGK
=<5KCJGJBJL4JF=J>IL4JL+&)*.HIHL>?HLIDIL%%
A?0GKHAE>EHCKL2KI9L?FKHGKFEHCKLCJ:I8IDGI:JL7IA=J=J>IL4J
I9GJCI:ILGIDICIAJL0?GIAIDK>ELJH2GK>B?HGKL=<5KCJGJLD?H@>@HCKDILDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFCI(+<FDIBJL&@=3@FIBJAL)JFDJ9
*KHDK>E.HEHL+&)*L>?HLC/HJ=CJLI9GJCI:IL0?GIAIDK1LJH2GK>B?H@LC<8<F=JLD?H@>@HCKDILDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFIFDJH1
3<D<=JAIHLFAKLKCJGIL%F?7FK=.CKL%L/H5JGI:IHILJH2GK>B?HGKL=<5KCJGJBJL4JF=J>IL4JLBK0E>KGLFJ2?F=GKFGK
0?AKH>IBJGL;<B<=JHIHL7<6GJHCIFIG=J>IL+&)*.HIHL7JGJ5JDLC/HJ=CJL2IBKALI>AIDFKFEHKL?CKDGKHK;IG=J>IHI
D?GKBGK8AEFEB?F((#J6JHLBEGEHL?FAKGKFEHCKHLIAI;KFJHL+<FD
IFK>E.HCKL7/F<GJHLCJ:JFLDKB;EL4JL7ECKL2IBKAGKFEHCKDILB<D>JDL>JBIFLJH2GK>B?H@HL3JCJ2GJHJHL4JLAK3=IHLJCIGJH
FKDK=GKFCKHL@9KDGK8=K>EHKLHJCJHL?GC@(?HL?GKFKD
JGJDAFI:JL4JLC?:KG7K9KLBK0EGKHL9K=GKF1LBEGL>?H@LJH2GK>B?H@HKLIGI8DIHL7/F<H<=<HL;?9@G=K>EHKL>J;J0L?G@FDJH
)JFDJ9L*KHDK>E.HEHL3JFLKBLBKBE=GKCE:ELKHDJAAJLBEGL>?H@
JH2GK>B?HL;JDGJHAI>ILBEGL;K8EHCKHL;@LBKHKLBKDGK8EDL,'
;K9L0@KHLB<D>JGJFJDLB<9CJL1,".BKLB<D>JGCI(L/9LD?H@>@
HJCJHGJFCJHLC?GKBE1LBEGL>?H@LJH2GK>B?HL7/F<H<=<HCJDI
;?9@G=KL+&)*.HIHL;@LKBL7JF6JDGJ8AIFCI:ILA?0GKHAECKL2KI9
?FKHGKFEHCKL3JF3KH7IL;IFLCJ:I8IDGI:JL7IA=J=J>IHJLHJCJH
?G@FDJH1LJH2GK>B?HCKLDKBCKLCJ:JFL;IFL7JFIGJ=JL7/9GJHJHJ
DKCKFL>EDEL0KFKL0?GIAIDK>ELC@F@8@H@HLD?F@HK5K:EL=J>KEHEH
4JFIGCI:IHILDKBCJCJHLJD?H?=I>AGJF1L)JFDJ9L*KHDK>E.HEH
7JF6JDGJ8AIFCI:IL>?HL<6L%KFKL%?GIAIDK>EL @F@G@L%% A?0GKHAE>EHCKL2KI9GJFCJLCJ:I8IDGI:JL7IA=J=J>IHIHL4JLIDI
KBCEFLJADIHLD@GGKHEGKHLGIDICIAJL0?GIAIDK>EHEHLJH2GK>B?HLIGJ
=<5KCJGJLD?H@>@HCKDILDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFIFDJHLDFJCI-
;IGIAJ>IHIHLCJLKFA=K>EHEL>K:GKCE:EHELI2KCJLJCIB?F(LD?H?=I>AGJF1L/AJLBKHCKHL3<D<=JAIHLBJHIL%.CJ1L/H5JGI:ILJH2GK>B?HGKL=<5KCJGJBJL4JFJ5J:IHILK6EDGK=K>EHEHL+&)*.HIHLBKGHE95KL2IBKALI>AIDFKFEHKL?CKDGKH=K>ELD?H@>@HCK
I8IHILD?GKBGK8AEFK5K:EHELI2KCJLJCJFDJH1L;@LC@F@=@HCKLJH2GK>B?H@HL7JGJ5JDLBEGL@9@HL;IFLKFKCKHL>?HFKL3JCJ2GJHJH
C<9JBCJL7JF6JDGJ=J>IHIHL>K:GKHK5K:EL;JGIFAIGIB?F(CJK;KHDLD?H?=IDLFK8AEF=KGKFL4JLAFKAJIDL%GKHGK=KCKH
?F@=G@L#JHJGL)<C<FLKFCE=5E>ELJFDKHL95KH1LD?H@BK
IGI8DIHLCJ:JFGJHCIF=J>IHCJ1LL+&)*.HIHL>?HL%%
A?0GKHAE>EHCKL;JDGJHAIGJFIHCJHL>EHEFGEL>J4IBJCJLCK3KL8K3IH
;IFLC@F@8LIGJL0?GIAIDKL2KI9IHILB<9CJL1$.AJL;EFKDEFDJH1L2KI9
D?FIC?F@H@LCKLCJ:I8AIF=JCI:IHILKHE=>KAKFKD1LDKFKFEH
+&)*.HIHLBKDGK8EDLIDILKBCEFLI9GJCI:ILGIDICIAJL0?GIAIDK>EHEH
JH2GK>B?H@LC<8<F=JLD?H@>@HCKLDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFJFJD1
DFJCI;IGIAJ>IHILKFAEFCE:EHEL>/BGJCI(*@LC@F@=LJH2GK>B?H@H
;JDGJHAIGJFCJHLCK3KL3E9GEL4JLCK3KLJFDJHL7JFIGJ=JLI3AI=KGIHILKFAEFEFDJH1L9?FG@L7G?;KGL4JLJ?0?GIAIDLD?8@GGKFKLFK:=JH
+L5IH>IL4KFGEDGKFEHL;IFL><FJCIFLCIGJL7JAIFCIDGJFIL<9JFJL0?9IAI2LKBFE8=K>EHEL>K:GKCE:EHELKDAKFKHL95KH1L8/BJGLCJ4K=LJAAI <FJ>JGLD?H?HDA<FL+<FDIBJLI6IHL0?9IAI2JLC/H=<8LIDJH1
;@LD?H?HDA<F<HLD?F@H=K>EL3KGIHCJL+KBG?FL @FKGE.HK
CKBKGEL=?CJGI=I9L=J45@AL7/F<H<=LE8E:EHCKL+&)*.HIH
0?GIAIDKL2KI9IL4JL2KI9LD?FIC?F@HCKL$',.IHLIGDLBKFE>EHK
DKCKFL,''L;K9L0@KHKL4KFKHL?FKHCKLIHCIFI=LI6IHLBJF
?GC@:@HKLI8KFJALJCIB?F(L?HL7<HGJFCJDILCJ>AJDGJBI5I
?FAK=EHL><F=J>ILC@F@=@HCK1L+&)*LBEGL;IA=JCJHL2KI9LIHCIFJ;IGIF(KDEHL4KCJGIL7/F<H<=L+.HIHLCK3KL>AK;IG
DKGK5K:E1LI8>I9GIDL?FKHEHEHLI6LAKGJ0AJLDKCJ=JGILA?0KFGKH=K
4JLCE8KFECKL><FJ7JGJHL;JGIF>I9GIDGJFLHJCJHIBGJL>EHEFGE
IBIGJ8J5J:I1LJH2GK>B?H@HL$',.IHLIGDLBKFE>EHCKL;@L>JHJDI
B<D>JDL;K9L4JL7ECKL2IBKAGKFEHCKLC<9JGA=JHIHLDKADE>EBGK
B<9CJL".BKLC?:F@L7JFIGJBJ5J:IHJLI8KFJALJCIB?F(L*@
6JF6J4JCJL$',LBEGELI6IHL0IBK>KBKLDEBK>GKLIBI=>JFLB<9CJ
!1".GEDL;<B<=JLAK3=IHI=I9ILD?F@FDJH1LBIHJL0IBK>KBK
DEBK>GKLIBI=>JFL?GKHLB<9CJL"1.GIDL$',L>?H@LJH2GK>B?H
AK3=IHI=I9CJLK8K:ELB/HG<LFI>DGJFLKFAEB?F(95KH1L+&)*.HIHLBKFEHLK6EDGKBK5K:ELBEGEHL>?HLJH2GK>B?HLFK0?F@HCKLBEG
>?H@LJH2GK>B?HLAK3=IHIHILB<D>JDL7ECKL2IBKAGKFEL4JL+.CJDI
K8EFELCJ:JFLDKB;ELHJCJHIBGJL;IFL/H5JDILAK3=IHIL?GKHLB<9CJ
1".CKHLB<9CJLL5I4KFEHKLFJ4I9JLJCJ5J:IHIL4JLDFJ;IGIAJ>IHI
CK3KLCKL7<6GJHCIFJ5JDL=J>KGKFL4JFJ5J:IHI
C<8<HC<DGJFIHIL;JGIFAJFJD1L=KDF?LI3AIBKAILKFK6GKFLB?G@BGK
CKL7JHI8GJ=JLI6IHLKGKHL?G>KLCKL+&)*.HIHL;@H@LCK
8I=CIGIDL2IHKH>KGLI>AIDFKFELIBIGJ8AIF=JBJLB/HJGIDLD@GGKH=E8
?G=K>EHEHL+<FDIBJ.BJLCKIFLFI>DL0FI=ILK6E>EHCKHL?G@=G@
?GC@:@H@L;JGIFAAI(+&)*.HIHL3J=L9?F@HG@LDKF8EGEDGKFKLFJ9JF4L?0>IB?HL=JDKHI9=K>EHEHLJADIHGI:IHILKFAEFK5KDL4JLB@FA
CE8EHCKHL;?F6GKH=KBEL>EHEFGKBK5KDLHIAJGIDAJL;IFL2KI9
/CJ=J>IL@B7@GK=K>EHKL7J6=J>IL3J=LCJLI3FK5KA6EGKFK
D@GGKHCEFEGKHLDFJCILGI=IAIHIHLKFAEFEGEFDJHL=KGIBJAIHIH
C<8<F<G=J>IHILB<F<A<G=JDAJL?GKHL<FC<F<GJ;IGIF
*<B<=JBJL#J6I8L0F?7FK=ELK6E>EHCKHL?G@=G@
DKF8EGKCEDGKFEHKLCIDDKAIL6JDJHL95KH1L+&)*.HIHLKFAKHLDFJCI;IGIAJ>I1L0JAF?GL2IBKAGKFEHCKDILC<8<8L4JLD<FJ>JGLJD?H?=ICJLC<8<DL2KI9L?FAK=EHEHL;JDGJHJHCJH
@9@HL><FJ5J:ILB/H<HCJDIL>?HL7JGI8=JGJFLIGJL;J8LBEGGED
DFJCILAJ=JFF<ALAKDK>EHEHL$'$L;K9L0@KHCKHLBKDGK8ED
?HL7<HCJL,$1L;K9L0@KHKLDKCKFLC<8=J>IHIHLCJL;@
7/F<8GJFIHILCJ>AJDGJCI:IHILDKBCJAAI(L
devredildiğinde, o bankanın hızlı şekilde
çözümlemesini yapabilmek ve bürokrasiye
takılmak istemediğini ifade etti.Fon'a devredilen bankayla ilgili yapılan değerlendirme
sonucunda o banka için en iyi çözümün
"köprü banka" kurmak diye bir kanaat
oluşması durumunda, TMSF Yönetim Kurulu'nun yeni bir banka, yani ayrı bir tüzel kişilik
kurabileceği bilgisini veren yetkililer şöyle
konuştu:"Köprü banka uygulaması, dünyanın
her tarafında, özellikle gelişmiş ülkelerde
uygulanan bir sistem. Fon bu sayede yeni bir
şirket kurabilecek. Bu bir banka olacak. BDDK'dan izin almaya gerek olmaksızın, çünkü
vakit problemi var. Bu bankanın derhal
faaliyete geçmesi, krizin yönetilmesi gerekiyor. Bütün bunların bir tek amacı var. Bir banka battı diye ekonomik sistem aksamasın.
Batan banka domino etkisi yapmasın.
Ekonomik sistem sıkıntıya girmesin. Çünkü
insanların ödemeleri var. Çekleri var, EFT'leri
var. Bir banka battığında; TMSF yeni, hukuki
hiç bir sorunu olmayan bir 'köprü banka'
kurmak suretiyle, yüzde yüz hissesi TMSF'ye ait olan bir bankayı kolayca satabilme
imkanına kavuşacak. (AA)
Kaçakçılıkla mücadelede
etkinliği artırmak için Gümrükler Muhafaza Genel
Müdürlüğünce kurulan Alo 136
Gümrük Muhafaza İhbar
Hattı'na yıl içinde 30 bin 592
çağrı geldi.Vatandaşın
kaçakçılık ihbar hattı Alo
136'ya yaptığı ihbarlar
sayesinde 10 milyon 810 bin
liralık kaçak eşya ve
uyuşturucu ele geçirildi
DK6KD6EGEDLI3;KFL3KAAELG?
,!"BKLBK0AE:ELI3;KFGKFL>KBJ>IHCJL;@LBEGEHL
KBEHCKL,'L=IGB?HL,'L;IHLGIFKGEDLDK6KDLJ8BK
4JL@B@8A@F@5@LJGJL7J6IFIGCI(L#<=F<DL4J
+I5KFJAL*KDKHGE:EHCKHLJCIHIGJHL;IG7IBJL7/FJ1
DK6KD6EGEDGKL=<5KCJGJCJLJADIHGI:ILKFAEF=KD
I6IHL#<=F<DGJFL)@3K2K9KL#JHJG
)<C<FG<:<H5JLD@F@GKHLG?L,!"L#<=F<D
)@3K2K9KL3;KFLKAAE.HKLBEGLI6IHCJL!'L;IHL$
6K:FEL7JGCI(L*@L6K:FEGKFEHL;IHL'LI3;KFLHIAJGIDGIL?G@FDJH1L,,,.IL?G@=G@
>?H@6GKHCE(KAKHCK8GKFKLL7<HL$L>KKAL;?B@H5KL3I9=JAL4JFJHLG?L,!".BKLBK0EGKHL6K:FEGKF
6JF6J4J>IHCJL7JF6JDGJ8AIFIGJHL?0JFK>B?HGKFCK
A?0GK=L,'L=IGB?HL,'L;IHLGIFKLCJ:JFIHCJ
DK6KDLJ8BKL4JL@B@8A@F@5@LJGJL7J6IFIGCI(3;KF
HIAJGIDGIL6K:FEGKFKLIGL;K9EHCKL;KDEGCE:EHCK1LBEG
;K8EHCKHL;@7<HJLDKCKFLBK0EGKHL!!,L6K:FELIGJ
>AKH;@G.@HL;K8EL6JDAI:IL7/F<G<FDJH1L;@H@L$',
I3;KFLHIAJGIDGIL6K:FELIGJL?:@L KFKCJHI9L4J
,$"LI3;KFLIGJLFAKLHKC?G@LAKDI0LJAAI(#JGJHLI3;KFGKFLC?:F@GA@>@HCKL>AKH;@GL#<=F<DL4J
+I5KFJAL*/G7JL)<C<FG<:<L>?F@=G@G@D
KGKHEHCKLL=IGB?HL$L;IHLGIFKGED1L?:@L)KF=KFKL#<=F<DL4JL+I5KFJAL*/G7JL)<C<FG<:<
>?F@=G@G@DLKGKHEHCKL,L=IGB?HL,L;IHLGIFKGED1
7JL#<=F<DL4JL+I5KFJAL*/G7JL)<C<FG<:<L>?F@=G@G@DLKGKHEHCKLCKL,L=IGB?HL",L;IHLGIFKGED
AI5KFIL4JL@B@8A@F@5@L=KCCJLJGJL7J6IFIGCI(#<=F<DL4JL+I5KFJAL*KDKHGE:EHEHL=JFDJ9L;IHK>EHCK
;@G@HKHLG?L,!"L;/G<=<HJL7JGJHL6K:FEGKF1L;@FKCKHL,"L7<=F<DL4JLAI5KFJAL;/G7J
=<C<FG<:<HJL;K:GEL7<=F<DL=@3K2K9K
DK6KD6EGEDL4JLI>AI3;KFKAL=<C<FG<DGJFIHJL?A?=KAIDL?GKFKDLB/HGJHCIFIGIB?F(L#<=F<D
=@3K2K9KL7/FJ4GIGJFI1L7JGJHLI3;KFGKFELAIAI9GIDGJ
CJ:JFGJHCIFJFJD1L7JFJDGIL=<CK3KGJGJFI
9K=KHEHCKL4JLJD>ID>I9L?GKFKDLB<F<A<B?F(G?
,!".BKLBK0EGKHLI3;KFGKFGKLIG7IGIL;IGCIFI=CJL;@G@HKHLDI8IGJFIHLDI=GIDL;IG7IGJFI1LDJHCILFE9KGKFE
?G=KCE:EL4JLBK0EGKHLI3;KFEHLDJHCIGJFILKGJB3IHJL>@6L?G@8A@F=KCE:EL><FJ5JLDJ>IHGIDGJL7I9GI
A@A@G@B?F( K6KD6EGE:E1L2KIGGJFIHI1LDK6KD
J8BKHEHL;@G@HC@:@1L>KDGKHCE:EL4JBKL>KAEGCE:E
BJFGJFILBJADIGIL;IFI=GJFJL3K;JFL4JFJH1LDK6KD
J8BKHEHL?FAKBKL6ED=K>EHKLBKFCE=LJCJH
DI8IGJFJLCJLBKDKGKHKHLDK6KDLJ8BKGKFKLIGI8DIH
=K3DJ=JL>?H@5@HKL7/FJLIDFK=IBJL/CJHIB?F(
Kasım 2014
1 1Şubat
2013 Cumartesi
Perşembe
Türkiye’nin Avrupa ülkelerine açılan en büyük sınır kapısı olan Kapıkule önünde yaşayan gurbetçi yoğunluğu ve TIR kuyruğuna değinen Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin
Canikli, “Giriş ve çıkış yapacak küçük araç ve TIR kuyruğunun yaşanmayacak” dedi
EVTVGVUPWYPVTUWY5XSVLVY#KTLKUY2SV
X>VU<Y:XQXUY&XTPRO@RLRYXMV>Y0WMVU<Y7TXQNXY$JOTJQ
AWY7V@XTWMY:=SEWY0JPJTJY0JLSJOY&XSDRUYMXTX9RUPXU
QXTGRSXUXUY4XUVQSV<Y5%YLXSIUKUXYEWDMVBY:XQXUSRCRU
FJTIQTXMSXTR<YEJOTJQYNWMQVSVSWTVYNXQSXGRQY3<+YLXXMYLJTWU
FVTYMI?SXUMRYEWTDWQSWGMVTWUY4XUVQSV<YMI?SXUMRURUYFVMV;
OVUPWYQXOWTXSXTRUYQXTGRLRUXYEWDMVB7JTQVNW8UVUY2ATK?X
JSQWSWTVUWYXDRSXUYWUYFJNJQYLRURTYQX?RLRYISXUY6X?RQKSW
=UJUPWYNXGXNXUYEKTFWMDVYNICKUSKCKYAWY7%QKNTKCKUXYPWCVUWUYFXQXU<YEVTVGYAWYDRQRGYNX?X@XQ
QJDJQYXTXDYAWY7%-YQKNTKCKUKUYNXGXUOXNX@XCRUR
AKTEKSXPRBY4XUVQSV<Y/'UKUSXYVSEVSVYDXSRGOXSXTRORHRYQRLX
FVTYLJTWYVDWTVLVUPWYMXOXOSXNX@XCRHBY2OXDSXTRORHPXU
FVTYMXUWLVYFKPKTYHXMWUBY&WTVUPWYVU@WSWOWYNX?XTXQYMWP;
FVTSWTYXSOXQBY5WYNXHYEWSOWPWU<YEVTVGYAWYDRQRGYMTX9VCV
NICKUSXGOXPXUYFVHYVUGXSSX>Y?TIWOVHVYMXOXOSXORG
ISX@XCRHBY#ISXNRLRNSXYFKYGWQVSPWYDIQY9XHSXYVSXAWYFVT
PWCVGVQSVQYNX?OXPXUYXOXYFKTXPXQVYVGYXQRGRURYNWUVPWU
ITEXUVHWYWPWTWQYAWYOWA@KMY?WTIUSXTRYOIFVSY>XSWYEWMVT;
WTWQYWMQVSVYFVTYLIUKDYXSOXYVOQURORHYITMXNXYDRQX@XQB,
PVNWYQIUKGMKB6X?RQKSW8UVUY7JTQVNW8UVUYVQVU@VYFJNJQ
EJOTJQYQX?RLRYAWYXNURYHXOXUPXYFXMRNXYXDRSXUYDRQRG
QX?RLRYISPKCKUKYV9XPWYWPWUY4XUVQSV<Y/IQYNICKUYFVT
MTX9VCVUYNXGXUPRCRYFVTYQX?RORHBY2OX@RORHYAWTVSWU
>VHOWMVUYQXSVMWLVUVYPX>XYVNVYUIQMXSXTXYEWMVTVSOWLVBY!IU
3)YNRSYEWTDWQMWUYEJOTJQYQX?RSXTRORHPX<YFJMJUYEJOTJQ
QX?RSXTRUPXQVYVGSWOSWTPWY@VPPVYFVTYVNVSWGOWYL=HYQIUKLK
XOXYFKUKYPX>XYPXYVSWTVYUIQMXSXTXYE=MJTOWOVHYEWTWQVN;
ITBYWTQWLVUYOWOUKUYISX@XCR<YGVQNWMSWTVUYWUYLWAVN;
WNWYVUPVCVYFVTY>VHOWMVUYNXQXSXUOXLRYEWTWQVNITB,YPW;
PVB$JOTJQYEVTVGYAWYDRQRGSXTRUPXYEXNT;VYQXUKUVYOWN;
PXUXYEWSWUYAWNXYEWSOWLVYOK>MWOWSYMV@XTWMVUYWUEWSSWU;
OWLVYISPKCKUKYXDRQSXNXUY:XQXU<Y=HWSSVQSWYMWQUISIVUVU
LXCSXPRCRYVOQUSXTRUYQKSSXURSOXLRYEWTWQMVCVUVYV9XPWYWM;
MVB SQYQWHY)((.YNRSRUPXYEJOTJQSWTPWY>VHOWMYAWTOWNW
FXGSXNXUYXTXDYMXTXOXYLVLMWOVUVUYQXNR?<YQXDXCRU
XHXSMRSOXLRUPX<YNXLXYPRGRYMV@XTWMVUY=USWUOWLVUPWYFVHW
DIQYFJNJQYVOQXUSXTYLKUPKCKYPVSWYEWMVTWUY4XUVQSV
GKUSXTRYL=NSWPVY/HWSSVQSWY1;TXNY@V>XHSXTR<YMTWUYMXTXOX
PX>VSYISOXQYJHWTWBYXQXMY>XSXYFKYUIQMXPXYQX?XLVMWOVH
FWSVTSVYFVTYLWAVNWPWBYV>XVY>WPW9VOVHY7JTQVNW8NWYEVTWU
MJOYWGNXYAWYVULXUYMXGRNXUYXTXDSXTRUY1;TXNYMXTXOXYLVLMW;
OVUPWUYEWDVTVSOWLVBY5WYXNURYGWQVSPWYJSQWNWYEWSWUYMJO
QXTEISXTRUY1;TXNYPWUWMVOVUWYMXFVVYMKMKSOXLRBY7JTQVNW8;
PWUYNXQSXGRQY*<+YOVSNIUYQIUMWNURTYEVPVNITBY&XQSXGRQ
NVUWY*YOVSNIUKUYJHWTVUPWYFVTY7%-YEVTVGVYL=HYQIUKLK
MJOYEJOTJQYQX?RSXTRORHPXUBY:KUSXTRUYMXOXORURY1;TXN
MXTXGRUPXUYEWDVTVSWTWQYDIQYWMQVSVYFVTYPWUWMVOWYMXFVV
MKMKSOXLRYUV>XVY>WPW9VOVHBY:XGXTPRCRORHPXYFKUK
PJUNXPXYKNEKSXNXUYMWQYJSQWYISX@XCRHB,Y
KYXUYFWSVTSVYN=UMWOSWTSWY1;TXNY@V>XHRUXYE=UPWTVSW;
@WQYXTXDSXTRUYMWL?VMYWPVSPVCVUVYXUSXMXUY$JOTJQYAW
7V@XTWMY:XQXUR<Y/6X?XLVMWOVHY=SDJLJUPWYXTXDSXTY1;TXN
@V>XHRUXYN=USWUPVTVSVNITBY2OXYFKUKUY7JTQVNW8PWQV
ITXURYVLWYFVTY>XNSVYPJGJQYPICXSYISXTXQBY)(3+YNRSRUPXU
VMVFXTWUYNICKUYFVTYGWQVSPWYFKY@V>XHSXTRUYXSRURORUR
>RHSXUPRTRNITKHBY7XFVVYMJOJUJYMXTXURTY>XSWYEWSWFVSOWLV
VDVUYDIQY@VPPVYFVTYQXNUXQYEWTWQVNITBY&XQSXGRQY3<+;)
OVSNXTYSVTXYEVFVYFVTYQXNUXQYEWTWQVNITBY'UKYFVTQXDYNRS
VDWTVLVUPWYLXCSXOXORHYOJOQJUYPWCVSBY2OXYISXFVSW@WQ
WUY>RHSRYLJTWYVDWTVLVUPWYFKUKYEWTDWQSWGMVTW@WCVHB,YPWPVB
6X?RQKSW8PWYXSPRQSXTRYFVTYQXTXTRYXDRQSXNXUY:XQXU
4XUVQSVYQIUKGOXLRURYL=NSWYLJTPJTPJY/6RLXYFVTYLJTW
VDWTVLVUPWY6X?RQKSW8PWUY7JTQVNW8NWYEVTWUYIMIFJLSWTVU
MXOXORY1;TXNYMXTXOXLRUPXUYEWDVTVSW@WQBY'UXYQX?X;
LVMWOVHYOJLXVMBYUJOJHPWQVYNRSYVQVYMXUWYPX>XY1;TXN
@V>XHRYPX>XYPXYE=UPWTW@WCVHBY2TXDYMXTXOXYQX?XLVMWLVUV
VQVYQXMRUXYDRQXTX@XCRHBYJUQJYFKEJUWYQXPXTYISXU
NXQXSXOXSXTPXYQXDXQYMWL?VMSWTVUPWY1;TXNY@V>XHSXTRURU
DIQYFJNJQYQXMQRLRYISPKCKUK<YDIQY=UWOSVYXTXDSXTYAW
VOQUSXTYLKUPKCKUKYFVSVNITKHBY'YNJHPWUY>WTYEWDWUYNRS
PXYFKY@V>XHSXTRUYPX>XYQWLVUYFVSEVYLKUOXY=HWSSVCVYAWYQX;
?XLVMWLVYMWQUISIVQYEWSVGOWSWTYDWTDWAWLVUPWYNJQ;
LWSMVSVNITBYKYXUYWSVOVHPWYQKSSXUPRCRORHY1;TXNYMXTXOX
@V>XHSXTRURUYEJUSJQYMXTXOXYQX?XLVMWLVY33(YXTXDYVQWU
NWUVYXSX@XQSXTRORHSXYFKYLXNRY)((8PWYQXPXT
KSXGOXQMXPRTBY#ISXNRLRNSXY=UJOJHPWQVY*YVSWY+YNRS
VDWTVLVUPWY7JTQVNW8NWYEVTWUYMJOYWGNXSXTRU<YXTXDSXTRU
NJHPWYNJHYMXTXOXYPWUWMVOVUPWUYEWDVTVSOWLVYOJOQJU
>XSWYEWSW@WQB,7JTQVNW8NWYEVTVGYNX?XUYFVTYXTX@RUY+;
UIQMXPXYVGSWOSWTVUYNX?RSPRCRURYPVSWYEWMVTWUY:XQXU
4XUVQSV<Y>WPW9SWTVUVUYFKYVGSWOSWTVYMWQWYPJGJTOWQ
ISPKCKUKYXUSXMMRB4XUVQSV<Y/&XUVYFVTYXTXDY7JTQVNW8NW
EVTWTQWUYMWQYUIQMXPXYFVTYQWHYPKTXTXQYMJOYVGSWOSWT
EWTDWQSWGMVTVSW@WQBY:VTYXTXDYOXQLVOKOYYVGSWOPWU
EWDVNITBY:KUKUYMXUWYEJOTJQYFXQXUSRCRORHSXYVSEVSV
VGSWOSWTBY:VTYMXUWLVYPWY DVGSWTVY:XQXUSRCR8URUYNX?MRCR
?XLX?ITMYQIUMTISJBY'UKUSXYVSEVSVY DVGSWTV
:XQXUSRCRORHSXYE=TJGOWSWTVOVHYPWAXOYWPVNITBY'UKYPX
XTXDSXTYVDVUYXSRUXTXQYMWQYFVTYOWOKTYMXTX9RUPXUYFJMJU
VGSWOSWTYMWQYPKTXQMXYNX?RSOXLRYUIQMXLRUPXYFWSVTSVYFVT
XTXOXNXYEWSPVQBY UGXSSX>YVSQYKNEKSXOXLRURY!XT?Y!RURT
6X?RLRYAWY6X?RQKSW8PWYNX?X@XCRHBY2TPRUPXUYPVCWTYMJO
QX?RSXTRORHXYMWGOVSYWPW@WCVHB,KTWMMVUY4XUVQSVY>WT;
>XUEVYFVTYLRQRUMRYFKSKUOXPRCRURYFWSVTMWTWQYLXPW@WYFVT
VU@WYXNXTYNX?MRQSXTRURYQXNPWMMVB:KYXUYVDVUYFKYQXPXT
XDRQSXOXNXYNX?XFVSW@WCVUVYAWYPX>XYVSWTVYXDRQSXOX
NX?X@XCRURYAKTEKSXNXUY4XUVQSV<Y/7XFVVYFVTYOJMWQX;
FVSVNWMYQKTXSRURUYKNEKSXUOXLRYEWTWQVNITBYXL;
LXLVNWMVOVHYAXTBYFKUPXUYPISXNRYFVHVOYQWUPV
7%-8SXTRORHX<YGVTQWMSWTVOVHWYVSXAWYFVTYOXSVNWMVU
EWSOWOWLVYEWTWQVNITBY2OXYXSMRURYDVHVNITKOBY0JMWQX;
FVSVNWMYEWTWCVYXNURYFVTWFVTYOVLVSSWOWUVUYPWYNX?RSOXLR
EWTWQVNITBY:KYMXOXOWUYKSKLSXTXTXLRY>KQKQKUYEWTWCVYI;
SXTXQYPWASWMYISXTXQYFKUKYNX?OXORHYEWTWQVNITBY2OX
FKUKYNX?XTQWUYPWY7%-8SXTRORHXYWUYXHRUPX
>VLLWPVSWFVSVTYNJQSWYQXTGRYQXTGRNXYQXSOXNX@XQSXTBY:K
VQVLVUVYFVTSVQMWY>XTOIUVHWYWMOWNWYDXSRGRNITKHBY'UKU
DXSRGOXSXTRYGKYXUPXYPWAXOYWPVNITBY&IQLXYQKTKOSXT
XTXLRY>WT>XUEVYFVTYLITKUYNIQB,YXDRQSXOXLRURYNX?MRB
:XLRUYXDRQSXOXLRURUYXTPRUPXUY4XUVQSV<YEJOTJQ
X>XLRUPXYVU@WSWOWSWTPWYFKSKUPKBY;TXNYMXTXOXLRYPX>VS
ISOXQYJHWTWYEJOTJQY9XXSVNWMSWTVYVSEVSVYFVSEVYXSPRB
6X?RQKSWY?TIETXORURYMXOXOSXNXUY4XUVQSV<YPX>XYLIUTX
PVTUWY5XSVSVCV8UWYEWDMVBY
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, 'çözüm süreci’nde gelinen noktayı
“hayal kırıklığı” olarak nitelendirerek, “Sürecin sağlıklı bir evreye ulaşmadığını görüyoruz. Her ne kadar hakim olmasak da, sürecin iyi yönetilmediğini görüyoruz.” dedi
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Haluk Dinçer heyeti ile birlikte CHP’ye yaptığı ziyaretin
ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin, “Çözüm sürecinde tıkanma
olduğu ifade ediliyor. Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Haluk
Dinçer, bugün gelinen noktanın bir hayal
kırıklığına kendilerini maruz bıraktığını ifade
ederek sürecin sağlıklı bir evreye
ulaşmadığını gördüklerini vurgulayarak; “Her
ne kadar hâkim olmasak da, sürecin iyi
yönetilmediğini görüyoruz. Jeostratejik
dalgalanmaların da bu süreci olumsuz
etkilediğini görüyoruz. Buna gereksiz bir
müsamaha gösterildiğini düşünüyoruz. Son
dönemde şiddet görüyoruz, can ve mal
kayıpları görüyoruz. Aynı zamanda misilleme
söylemi görüyoruz. Hükümetten de, ağırlıklı
bir güvenlikçi tutum görüyoruz. Elbette, bütün
bunları kaygı verici buluyoruz. Bundan sonraki süreçte, aktörleri sağlıklı bir seviyeye
taşımak için çaba gösterirler. Belki de ilk adım
olarak şiddetlilikten vazgeçerler. Bunun için
insani bir proje olarak değerlendirip, yol
alırlar.” şeklinde konuştu. Sürece en başından
beri destek verdiklerini belirten Dinçer,
ekonomik sürece destek verdiklerini anlattı. 6
Kasım’daki Van serenatlarını mevcut ortamda
ertelediklerini bildiren Dinçer, ortam
ekonomiyi konuşmaya el verdiğinde bunu
gerçekleştirme eğiliminde olduklarını anlattı.
Dinçer, TÜSİAD’ın süreçle ilgili tutumunun
belli olduğunu belirterek demokrasi ve
kalkınma ilişkisinin uzun yıllardır çalışan bir
kurum olarak bu sürece sahip çıktıklarını dile
getirdi. Türkiye’nin gündemini 30 yıldır işgal
eden, acıya boğan bu durumdan kurtulmanın
hayati önemde olduğunu gördüklerini vurgulayan Dinçer, “Herkesin bu bilinçte olmasını
düşündük. Türkiye’deki demokratikleşme
sorununun bir uzantısı olarak görebileceğimiz
Kürt sorununu da Türkiye için demokratik
standartların yükseltilerek çözümün Türkiye
için hayati önemde olduğunu gördük. Süreci
Türkiye için hayati önemde gördük.
Türkiye’nin huzura kavuşması için olmazsa olmaz gördük. İş dünyası olarak sürecin siyasi
tarafını siyasilere bıraktık. Biz ekonomik
ayağına sahip çıktık. TÜSİAD olarak bölgeye
ziyaretler düzenledik. Ortak girişim konusunda çaba gösterdik.” diye konuştu.Dinçer, daha
önce muhalefet partilerinin de bu sürecin
içinde olması gerektiğini dile getirdiklerini
anlattı. Çözümün aktörünü suçlamak için
bunu söylemediklerinin altını çizen Dinçer,
Kobani’nin Türkiye’yi bu kadar etkilememesi
gerektiğine dikkat çekti. Bu taraf için bir
başarısızlık olduğunu düşündüklerini aktaran
Dinçer, “Anamuhalefet partisinin de bu süreç
içerisinde yer alması gerektiğini belirttik. İktidar partisinin yüzde 50’si ile bu sorunun
çözülebilecek olmadığını söyledik.” diye
konuştu.Maden kazanlarının hatırlatılması üzerine de Dinçer, iş kazalarının Türkiye’nin gündemini etkilediğini kaydederek, son istatistiklerde bu yönde iş kazalarında Türkiye’nin
önde gelen ülkelerinden biri olduğunu, 9 ayda
bin 400'den fazla insanın hayatını kaybettiğini
söyledi. Serbest piyasa ekonomisinde devletin denetleyici ve düzenleyici kurum
olduğunu bildiren Dinçer, düzenleme
noktasında bir sorunun yaşanmadığını ama,
denetleme noktasında Türkiye’de ciddi anlamda eksikler yaşandığına işaret etti. Dinçer, “Madencilik ve inşaat gibi sektörlerde
denetlemelerin yetersiz kaldığını görüyoruz.
Devletten bu noktada daha etkili denetim
bekliyoruz. Fakat bu kadarla da kalmıyor. Bir
zihniyet sorunu ile karşı karşıya kaldığımızı
görüyoruz. Bir ihmal, bilinçsizlik görüyoruz.
Kazaların çoğunluğunun önlenebilir
olduğunu görüyoruz. Bunu bilhassa, bazı
sektörlerle ilgili eğitim konusunda, deneyim
ve bilgilerde ciddi çaba konulması gerekiyor.
Devletin daha etkin denetim yapılması
gerekiyor. Bir taraftan da başarılı
uygulamaların da mutlaka ödüllendirilmesi
gerekiyor. Kazaların sorumluların bulunup
cezalandırılması kamu vicdanının
rahatlatılması açısından son derece önemli.
Bu tip kazaların yeniden tekrar etmemesi
için gerekli güvenin temin edilmesi çokça
önemli.” ifadelerini kullandı. (CİHAN)
Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne
bağlı bölge müdürlükleri
nezdinde 2013 yılında
gerçekleştirilen Sayıştay
denetimlerinde bazı
taşınmazların ihale edilmeden
kiraya verildiği ortaya çıktı
!XNRGMXNY#WUWMVOY-X?ITK<
5XQR9SXTY$WUWSY0JPJTSJCJ8UWYFXCSR
MXGRUOXHSXTRUYV>XSWLVYAWYPWAVTSWTVYWLUXLRUPX
NXGXUXUYKLKSLJHSJQYAWYLQXUPXSSXTRYITMXNX
DRQXTPRBY:KYNJHPWUYQXOKUKUYOVSNXTSXT@X
HXTXTXYKCTXMRSPRCRYV9XPWYWPVSPVBY:XHRYF=SEW
OJPJTSJQSWTVUPWYMXGRUOXHSXTRUYV>XSWYWPVSOW;
PWUY?TIMIQISYAWYVGEXSPWUYL=HSWGOWYKLKSSWTVNSW
QVTXSXUPRCRYMWL?VMVUWYPWYNWTYAWTVSWUYTX?ITXYE=TW
FKYN=UMWOPWYVGEXSYWPVSWUYMXGRUOXHSXTRUYV>XSW
WPVSOWPWUYPICTKPXUYVGEXS@VYQIUKOKUPXQV
QVGVSWTWYQVTXNXYAWTVSPVYAWYFKUSXTSXYQVTX
L=HSWGOWLVYPJHWUSWUPVBYTUWCVUY6XNLWTV
5XQR9SXTY:=SEWY0JPJTSJCJUPWY33*YXPWM
MXGRUOXH<Y7IQXMY5XQR9SXTY:=SEW
0JPJTSJCJ8UPWY.*YXPWMYMXGRUOXHYVGEXSPWU
L=HSWGOWYAWNXY?TIMIQISYNX?RSXTXQYEWTDWQYAW
MJHWSYQVGVSWTWYQVTXNXYAWTVSPVBY:=NSW@W
MXGRUOXHSXTRUYV>XSWYNX?RSOXPXUYPWAVT<Y?TIMIQIS
AWYVGEXSPWUYL=HSWGOWYKLKSJNSWYQVTXSXUOXLR<YV;
PXTWUVUYFVSEVLVYAWYNXHRSRYIUXNRYISOXPXU
L=HSWGOWNWYXNQRTRYISXTXQYPWATWPVSOWLV
MXGRUOXHSXTRUYIFWQMV9<YTWQXFWMWYXDRQYAWYGW99X9
FVTYGWQVSPWYPWCWTSWUPVTVSOWLVUVYWUEWSSWPVB
:=NSWSVQSWYMXGRUOXHYQVTXYEWSVTSWTVUVUYQXNFRUX
UWPWUYISPKB!XNRGMXN8RUYF=SEWYOJPJTSJQSWTVUPW
NX?MRCRYVU@WSWOWSWTPWYV>XSWYWPVSOWPWUYNX?RSXU
MXGRUOXHSXTRUYQVTXYL=HSWGOWSWTVUPWYVQVYMJTSJYPW;
AVTYKNEKSXOXSXTRYVSWYQXTGRSXGRSPRBY:XHR
MXGRUOXHSXTRUYV>XSWYWPVSOWPWUY?TIMIQISYAW
VGEXSPWUYL=HSWGOWYKLKSSWTVNSWYQVTXSXUPRCRYMWL?VM
WPVSPVBY:KUSXTPXUYVSQVUVYVPXTWUVUYNXHRSRYIUXNRYVSW
NX?RSXUYPWAVTSWTYISKGMKTPKBY:KYPWAVTSWTVUYFVT
QRLORUPXYQVTX@RURUY>XSQYXTXLRUPXY">XAXY?XTXLR"
ISXTXQYFVSVUWUYNJQLWQYFWPWSSWTYXSXTXQYQVTX
L=HSWGOWSWTVUVYPWATWMMVCVYITMXNXYDRQMRBY:KTXPX<
QVTX@RYVSWYJDJU@JYQVGVYXTXLRUPXYVOHXSXUXUYEXNTV
TWLOVYFVTYL=HSWGOWYITMXNXYDRQRNITYAWYFK
L=HSWGOWYVSWYQVTXYVSVGQVLVUVUYPWAVTYXOX@RUYPRGRUX
DRQRSRNITBY:=NSWSVQSWYQVTX@RYQVTXYQIUKLKUK
QKSSXUROYAWYPWAVTYXOX@RURYXGXUYFVTYOXPPVYNXTXT
AWY>XQLRHYQXHXUDYWSPWYWPVSVNITBY5XQR9
MXGRUOXHSXTRUPXY">XAXY?XTXLR"YXSRUXTXQYPWAVT;
SWTVUYNX?RSOXLR<YFJNJQYITXUPXYMXGRUOXH
QVTXSXTRURUYEJUJUYWOLXSYAWYTXNVDYFWPWSSWTVUW
E=TWYPJGJQYISOXLRUPXUYQXNUXQSXURNITBY-X?IT;
PXYFKYKLKSLJHSJCWYVSVGQVUYGKYMWL?VMSWTYNX?RSPR
/6XUKUVYPJHWUSWOWSWTWYXNQRTRYFVTYGWQVSPW<
AXQR9YWLQVYQVTX@RLRYVSWYNWUVYQVTX@RLRYXTXLRUPX
EWTDWQSWGMVTVSWUYFKYEXNTVYTWLOVYPWAVT
L=HSWGOWLVYVSWYXLSRUPXYVPXTWNWYTWLOVYISXTXQ
EWSOWLVYEWTWQWUYFVTY?XTXURUYWLQVYQVTX@RSXTX
>XQLRHYQXHXUDYISXTXQYEVMOWLVYL=HYQIUKLKPKTB
, HVULVHYPWAVTSWTYUWPWUVNSWYQVTX@RYMXTX9RUPXU
JDJU@JYGX>RLSXTPXUYXSRUXUYNJQLWQYFWPWSYAW
>XSQYXTXLRUPXYFVSVUWUYXPRNSXY">XAXY?XTXSXTRU"
XSRUOXLRURUY5XQR9SXTY$WUWSY0JPJTSJCJ8UJUYWS;
PWYWMOWLVYEWTWQWUYQVTXYEWSVTSWTVUVUY>XQLRHYFVT
GWQVSPWYJDJU@JYGX>RLSXTXYXQMXTRSOXLRUXYUWPWU
ISPKCKYQXNPWPVSPVBY-X?ITPX<YF=SEWYOJPJTSJQ;
SWTVUPWYQVTXSXUXUYMXGRUOXHSXTRUYFJNJQ
DICKUSKCKUKUYPWAVTYNISKNSXYQVTXNXYAWTVSPVCVYV;
9XPWYWPVSWTWQ<YTUWCVUY7IQXMY5XQR9SXTY:=SEW
0JPJTSJCJUWYXVMY+*YMXGRUOXHPXUY)..
MXGRUOXHYAWY6XNLWTVY5XQR9SXTY:=SEW
0JPJTSJCJUWYXVMYFVUY333YMXGRUOXHPXUY..*
MXGRUOXHRUYPWAVTYN=UMWOVYVSWYQVTXNXYAWTVSPVCV
FVSPVTVSPVBY#WAVTSWTVUYVQVU@VLVUVYVPXTWUVUYFVSEVLV
AWYNXHRSRYIUXNRYISOXPXUYL=HSWGOWNWYXNQRTR
NX?RSXUYPWAVTSWTYISKGMKTPKBY#VCWTYFVTYV9XPWNSW
QVTXSXUXUYNWTSWTYQVTX@RYMXTX9RUPXUYNWUVPWUYQV;
TXNXYAWTVSPVBY:KYPWAVTSWTPWYQVTX@R<YVPXTWPWUYVHVU
XSOXPXUYVPXTWNWY=PWPVCVYQVTXYFWPWSVUPWUYPX>X
NJQLWQYFWPWSYVSWYMXGRUOXHRYJDJU@JYFVTYQVGVNW
QVTXNXYAWTPVBY:=NSW@WYQVTX@R<YL=HSWGOWNWYXNQRTR
ISXTXQYVPXTWNWY=PWPVCVYQVTXYFWPWSVUPWUYPX>X
NJQLWQYFWPWSYVSWYMXGRUOXHRYJDJU@JYFVTYQVGVNW
QVTXSXNXTXQYVPXTWNWYXVMYMXGRUOXHPXUY>XQLRH
QXHXUDYWSPWYWMMVBY(YLXNRSRY:ITDSXTY6XUKUKU
.).8JU@JYOXPPWLVYKNXTRU@XYQVTX@R<YQVTXNXYA;
WTWUVUYNXHRSRYTRHXLRURYXSOXPRQDX<YQVTXSXUXU
MXGRUOXHRYFXGQXLRUXYPWATWPWOVNITBY5XQR9
7XGRUOXHSXTRUY6VTXNXY5WTVSOWY$WUWS
XTMUXOWLVUVUY38U@RYOXPPWLVUPWYQVTX@RURU<YV;
PXTWPWUYVHVUYXSOXPXUYQVTXSXUXUYNWTVUYFVT
QRLORURYAWNXYMXOXORURYFXGQXLRUX
PWATWPWOWNW@WCV<Y>VDYFVTYUWPWUSWYQVTXSXUXUR
QRLOWUYAWNXYMXOXOWUYFXGQXLRUXYVGEXS
WMMVTWOWNW@WCV<YVGYITMXCRYAWNXYQXTYITMXCR
XSXOXNX@XCR<YQVTXNXYAWTVSWUYNWTV
EWUVGSWMWOWNW@WCVYAWYXOX@RYPRGRUPX
QKSSXUXOXNX@XCRYXDRQDXYFWSVTMVSVNITBY
Kasım 2013
2014 Perşembe
Cumartesi
11Şubat
! !! !!! !
#9?=@5A-?:?<8A-@:>;A-2*9?1,
4?197;A'?:=?;8<?A>=>0:><
'?*8;=?98:=?;8A:?<7<A5?6=?18
/?=804?=?;8<8<A62<A<2:5?3?
&@=9>1><>A?/8:=?98!A=76=?;?;?68
)?197;A?:=?;8A@42*37(
47<9?A2;5?3?A/8:?+?:A$>=&>=@;,
5@+;.$@=@;A%@A<@;>=@;A/@;/@%@(
6><9@A$7A5?6=?18<A0@:>==@<@;@:
)@+=>6@A6@%:A@9>=@+@1><>A:?39@(
9@<A-2*9?1,A)@+=>6A-?0:?<8(
48*8<A9@65@1>A>=@A:86?A6.;@9@
3?6?=?0?+?18A74732;74!A9@9>
.;:>[email protected].:A)>==@5A)@+=>6>A-;228
)M7NKEOLOQ;ACAHOK=NKN>N8Q-ALHNCOQ/IPKOE
/HPIOGNDNQ5OQ2P>IFLQ&PHKPLJQ(PNLO
;P@HPMKJ>JQ2&(;QN@<NLKN>NMIOQIA?OMKOMOM
KFDKPLPLPDJQ2P>IFLQ&PHKPLJQ"OG4B?CFGF
NBDQEOK%IOQ<P@KPIJ9Q'O?PQ)@KOLNQ!OMOK
2AIALKA>AQHBBLINMPE3LKA>AMIOQIA?OMKOMOM
DOG4B?CFGFMQP=JKJ@QE3LOMNMOQ-;22Q;P@HPMJ
'OGNKQN=OH8Q/IPKOEQ;PHPMJQ;OHNLQ;B?IP>8
)M7NKEOLOQ/MHPLPQ;ACAHOK=NDNQN6:PLIQ2BBLO8
(PMJ@EPCQ;P@HPMJQOLLNMQ!AM73L8Q-;22Q)M1
DPMQ&PHKPLJQ)M6OKOGOQ.BGNDCBMFQ;P@HPMJ
/C:PMQ"O+OLQDEAMQ5OQ<NL=BHQIP5OEKNQHPEJKIJ9Q
(O>N@NHQHBMFKPLIPQ3?OKKNHKOQGP>IFLQ:PHKPLJ
NKOQNK7NKNQ=PKJ@GPKPLQCALAEAKIA>AMAQPMKPEPM
/IPKOEQ;PHPMJQ;OHNLQ;B?IP>8Q&OG
<PHPMKJ>JGJ?QEPLP+JMIPMQ:OGQ-ALHNCOQ;ACAH
2NKKOEQ2O6KNDNQ)MDPMQ&PHKPLJQ.BGNDCBMF
[email protected]
HBGNDCBMQGPLN+OENCKOQBLEPCPQHBCIF>FQLP4BL
DBMQIOLO6OQHJCGOEKN9Q&OGQ-ALHNCO%MNMQOHDNH1
KNHKOLNMNQ73DEOLGODNQ:OGQIOQCP4JKGPDJ
7OLOHOMKOLNQ<OKNLKOGODNQ<PHJGJMIPMQ<N?NGQCBK
73DEOLN6NQBKGPQ3?OKKN>NMNQHBLFCBL9Q;PHPMKJHQB1
KPLPHQ<FQLP4BLIPMQ7OMNQHP4DPGKJQ<NLQ<N=NGIO
NDEN+PIOQOINCBLF?9Q;FQLP4BLFMQ:PCPEPQ7O=NL1
NKGODNQHBMFDFMIPQ3MOGKNQPIJGKPLJQ3MAGA?IO1
HNQ7AMKOLIOQPEP6P>J?9QINCOQHBMF@EF9Q
2P>IFLQ:PHKPLJMPQNKN@HNMQHPMFMQEPDKP>J
=PKJ@GPKPLJMJMQDBMQMBHEPCPQ7OKIN>NMNQHPCIO1
IOMQ;B?IP>8Q;FQDOG4B?CFGIPQBLEPCP
=JHP6PHQ<NK7NKOL8QEO6LA<OKOLQ5OQ3MOLNKOL
=OL=O5ODNMIOQ<FQEPDPLJQEPDKP>JQ@OHNKKOMOLOH
2O6KNDOQDO5HQOINKO6OH9Q2O6KNDQ;P@HPMJGJ?JM
IODEO>NQNKOQHJDPQDALOIOQCPDPKP@P6P>JQFGFCB1
LFG9QIOIN9QQ'O?PQ)@KOLNQ!OMOKQ2AIALA
/CEOHNMQ"PLJHPCP8QDOG4B?CFGQHP4DPGJMIP
GP>IFLKPLJMQEB4KFGDPKQP=JIPMQNM6OKOMGODN8
IODEOHQ:N?GOEKOLNMNQCALAEOMQHFLFGKPLJM
IFLFGKPLJ8QEB4KFGDPKQ+PLHJMIPKJHQHBMFKPLJMJM
NM6OKOMO6O>NMNQD3CKOIN9QQ2P>IFLKPLJMQ:PHKPLJMJ
EB4KFQ@OHNKIOQBLEPCPQHBCP6PHQ5OQ?PLPLKPLJMJM
EP?GNMQOINKGODNMNQIA?OMKOCO6OHQ<NLQGP>IFL
:PHKPLJQHPMFMFMPQN:ENCP=QBKIF>FMFQ<OKNLEOM
-;22Q)MDPMQ&PHKPLJQ)M6OKOGOQ.BGNDCBMF
;P@HPMJQ/C:PMQ"O+OLQDEAMQIOQ/IPKOE
;PHPMKJ>JGJ?JMQHBMFCPQNKN@HNMQ=PKJ@GPKPLJQIO1
5PGQOINCBL9Q-PDPLJMJMQ2O6KNDOQDO5HQOINKGODN1
MNQDP<JLDJ?KJHKPQ<OHKOGOHEOCN?9Q2P>IFL
:PHKPLJQNKOQNK7NKNQ=PKJ@GPKPLJMQ/IPKOE
;PHPMKJ>J%MIPQ<NLQCP4JKPMGPCKPQCALAEAKGODN
3MOGKN9QIOIN9Q
)M7NKEOLOQ/MHPLPQ;ACAHOK=NDNQN6:PLI
2BBLO8Q-ALH=OQCP4EJ>JQHBMF@GPDJMP
<[email protected]%IPQCP@PMPM
GPIOMIOQGP:DFLQHPKPMQN@=NKOLQN=NMQIFPQOEENH1
KOLNMNQ5OQ(NCPL<PHJL%IPMQ7OKOMQ@O:NE
:P<OLNMIOMQIBKPCJQIFCIF>FQA?AMEACAQINKOQ7O1
ENLIN9QQ)M7NKEOLOQ&AHAGOEN%MNMQ-ALHNCO%MNM
/5LF4PQ;NLKN>NQACOKN>NMOQ5OQGP>IFLQ:PHKPLJ
HBMFDFMIPQ5OLIN>NQIODEO>NMQPKEJMJQ=N?GOH
NDEOIN>NMNQINKOQ7OENLOMQ2BBLO8Q;FQPGP=KPQDN1
?KOLKOQ<NLKNHEOQ=PKJ@GPQHBMFDFMIP
HPLPLKJKJ>JMJMQPKEJMJQ=N?GOHQNDENCBLFG9
-ALHNCO%MNMQ/;QACOKN>NMNMQ-ALHNCOQN=NM
BKIF>FQHPIPLQ/;QN=NMIOQ+PCIPKJQBKP6P>J
NMPM6JMIPCJ?9QO+BLGQDALO6NMIOQNKOLNQPEEJ>JMJ?
:OLQPIJGQ-ALHNCO%MNMQACOKNHQDP5FMGPDJMPQIP1
:PQIPQ7A=KOMINLNCBL9QINCOQHBMF@EF9Q#
A?9?4A>/><A4>,A4>==@5A
>/><A4>A>:5>9?;A2=97<7*
)A;7A-?0:?<%@:>=>A
:5?3A7;?=,
@04@;&@<><A.;:>3@A.*@;><9@<A7;>3@ 3@
&@/>0>3=@A>=&>=>,A"74'7;>3@5><A:7;7=70A38=
9<.4.<9@A>/><9@A =8=?;8<A9?A2=9717
@04@;&@3@A.;:A?6:@;><><A@6:2;5=7:
@55>1><@A0?'>5A2=97:!A-7A5?;>'><A:?685=8A2(
=?;?:A6@/>=9>1>A?/8:A%@A<@5"A9@9>
7;?=, 2O6KND0EOQIA?OMKOIN>NQ<PDJMQEB4KPMEJDJMIP8
LGOMOH0EOHNQH3GALQB6P>JMIPQGPIOM6NKOLNMQGP:DFL
HPKGPDJQ5OQ$O@GOL7OQ7A=KOLNMNMQ-ALHNCO0IOMQ"FLNCO0CO
7O=N@NQMOIOMNCKOQIOLNMQA?AMEAQ5OQNM+NPKQN=NMIOQBKIF>FMF
INKOQ7OENLOLOH8Q'FG:FLNCOEQ<PCLPGKPLJMJMQ/.Q$PLEN
NHENIPLJQI3MOGNMIOQ<FLFHQHFEKPMIJ>JMJQN+PIOQOEEN9
$O@GOL7OMNMQ-ALHNCO0IOMQ7O=N@NMNMQHBLDPMQ5OQCPDPQIJ@J
BKIF>FMFQDP5FMPMQ#FLPK8QIP:PQ3M6OQIOQEOL3LNDEKOLNM
&P<FL0IPQHPL@JKPMIJ>JMJQPMJGDPEEJ9QQ P@PMPMKPLJMQ*LO?PKOE*
BKIF>FMFQN+PIOQOIOMQ#FLPK8Q@FMKPLJQD3CKOINQ*#PEPM
EB4LPHKPLJMIPQ<NLNKOLNMOQ?P+OLQN@PLOEKNQ7O=NEQE3LOMKOLNQIA?OM1
KOENKIN9Q;FMFQGNKKOENGN?O8QIO5KOENGN?OQCP@PEGPCPQMO
:PHHJMJ?Q5PL,Q'FG:FLNCOEQ;PCLPGJ0MIPQBLIFMFMQLODGN
7O=NEQE3LOMNMOQ4PLPKOK8QHBLDPMQ$O@GOL7OQ7O=NEQE3LOMNMN
/.$8Q/;(Q5OQ$..QEPM?NGQOEGN@ENL9Q'FG:FLNCOENM
HFLFKF@QCJKQI3MAGAMIOQN=NMIOQ$..0KJKPLJMQIPQBKIF>F
4O@GOL7OCOQ-ALHQPDHOLNMNMQODHBLEKFHQOEEN>NMOQ@P:NEQBKIFH9
;FQEPLN:NMQHPDJEKJQDO=NKIN>NQP=JHQ5OQMOE9Q OMNQ-ALHNCO0IOQIO1
5KOEQ4O@GOL7OQ5OQ$..0CPQHBLFGPKJHQCP4JCBL8QBQ$..
(NCPL<PHJL0IP8Q AHDOHB5P0IPQPDHOLNGNQ3KIALACBL9Q;FQLO?NK
GPM?PLPIPMQ'FG:FL<P@HPMJ8Q;P@<PHPM8Q!OMOKHFLGPC
;P@HPMJ8QGMNCOEQ!OMOKQ2AIALA8QHNGDOQ:O4NMN?QDBLFG1
KFDFMF?9Q'FG:FLNCOEQDN?OQOGPMOEQOINKIN9Q2NKKOE8Q<F
'FG:FLNCOE0NQHBLFCFMQINCOQDN?OQ7A=Q5OLIN9Q;FMPQN?NMQ51
OLOM8Q7O=GODNMNQDP>KPCPM8QHBKPCKP@EJLPMQ:O4NMN?Q:ODP4
5OLO6OHDNMN?9Q BHQ3CKOQ<NLQ-ALHNCO9Q
OQN=NMQDFDFCBLF?,QOQ7AMKOLOQHPKIJH,Q'FG:FLNCOEQNKO
:ODP4KP@GPMJMQ4PL=PDJQGJIJLQ<FQGPM?PLP,Q.NGOQGODP
5OLNCBLDFMF?9Q;NLQIOQEB4LPHKPLJGIPQ0<NNQ<PGP0QINCO
<P>LJKJCBL9Q;FLPDJQ/;(QGN,Q;FQMOQFEPMGP?KJHEJL9Q#PEPM
EB4LP>JGJ?JQHBLDPMQDNKP:KJQ7A=KOLOQP=PMKPL8QHPIOLNMNQ5O
7OKO6O>NMNQ<FQIO5KOENM8Q<FQ5PEPMJMQIJ@JMIPQPLPCPMKPL
7O=GN@QMOQBKGF@DPQ7OKO6OHQIOQBQBKP6PHEJL9Q?Q5PEPMJGIP
7PLN48Q3?Q5PEPMJGIPQ4PLCP9*QQ#FLPK8QGPDHOKNQEOL3LNDEKOLNM
PDHOLKOLNQ@O:NEQOEEN>NMNQ<OKNLEOLOH8Q*!OMOKHFLGPCQHJMPGP
GODPJQCPCJMKJCBL9Q.JMPGPQ<P@HPMKJ>JMPQI3MA@EALIAMA?9
KNMN?NQHBKFMF?FQ<P>KPCPMQHNG,*QIOIN9
(A"24? <8<A'@6?$8A48A62;7=97"A
LGOMOH0EOQGPIOM6NKOLNMQH3GALQB6P>JMIPQGP:DFL
HPKGPDJMPQNKN@HNMQ73LA@KOLNMNQIOQ4PCKP@PMQ#FLPK8QGPIOM6N1
KOLNMQDP>QDPKNGQHFLEFKGPDJMJQINKOIN9QQ;P@<PHPMQ/:GOE
(P5FEB>KF0MFMQ AHDOHB5P0IPQA=QPDHOLNMQ@O:NEQOINKGODNQ5O
GPIOMQHP?PDJMIPMQDBMLPQ*-PKNGPEQ5OLING8Q:ODP<JQDBLFKP1
6PH*QP=JHKPGPDJQCP4EJ>JMJQPMJGDPEPMQ#FLPK8Q@3CKOQIO5PG
OEENQ*/DKJMIPQ;P@<PHPMQBKIF>FMFQ:PEJLKPEGPHQNDENCBL9Q(O1
5KOEQCBHQGF,Q-PKNGPEKPQGJQ:PLOHOEQOIOLQ<FMKPL,Q"BGP0MJM
:ODP<JQGJQDBLFKIF,Q(OMOENGQCP4GPCPMKPLIPM8QCBKDF?KFH
CP4PMKPLIPM8Q<ALBHLPEKPLIPM8QDNCPDNKOLIOMQHNGQ:ODP4QDBLP1
6PH,QMOLNQ;PHPMJ8Q6OMP?OKOLNQPNKOKOLOQEODKNGQOEGOHEOM
<P@HPQN@QCP4GJCBL9QQPKJ@GPQ;PHPMJQOKNH8Q0<N?NG
GA+OEEN@KOLOQ73LOQHP4PMGPDJQKP?JG9QQHN@NQPLPCPQ7NLIN*
INCBL9Q.NGKOLNMQPLPCPQ7NLIN>NMNQP=JHKPGPHQ?BLFMIP9Q;F
GPIOMKOLKOQHNGKOLNMQNKN@HNDNQ5PL,Q.P4PMPMQGPIOMNQHNG
P=EJLIJ,Q.3GALAQHNGQ4P?PLKJCBL,QQHBIPGPMJMQ:PEJLJQN=NM
CA?KOL6OQGPIOM6NMNMQ6PMJMJQ:O<PQOEGOCOQFEPMJKGJCBLQGF,
QPIPGQN=NMQGN8QGNKKOEQN=NMQGNQNHENIPLQBKIFMF?,*Q##
! !! ! !
üyük
Birlik Partisi
(BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici,
"Türkiye'yi yönetenlerden şunu duyuyoruz.
'Evet bu son olsun bundan ders alınsın' Ama maalesef son olmuyor. Bakın Soma son
oldu mu? 301 kişi hayatını kaybetti. Peki daha kaç kişinin hayatını kaybetmesi gerekiyor, adam gibi tedbirler alınması için. İleri
demokratik ülkelerdeki gibi işçi sağlığına, iş
güvenliğine önem veren şartların
oluşturulması için daha kaç işçi
kardeşimizin hayatını kaybetmesi gerekiyor?" diye sordu. Mustafa Destici,
Karaman'ın Ermenek ilçesinde su baskını
nedeniyle 18 işçinin mahsur kaldığı madene
gelerek incelemelerde bulundu. İncelemelerinin ardından gazetecilere
açıklamalarda bulunan Destici, bütün
temenni ve dualarının içerdeki mahsur kalan
madencilerin ailelerine kavuşması yönünde
olduğunu söyledi. Torba yasaya direnen
işletmecilerin çıkış yolunu faturayı işçiye
kesmekte bulduklarını kaydeden Destici,
"Şu anda içeride olanlar 3 aydır maaş
alamıyor. Bunu Türkiye biliyor mu? " diye
sordu. "Sadece burada değil kaza her yerde
olabilir." diyen Destici, şöyle devam etti:
B
"Ama siz tedbiri tam olarak
aldıktan sonra buna kaza diyebilirsiniz. Ama ihmal, tedbirsizlik, öngörüsüzlük, denetimsizlik varsa, daha sona olan
bir hadiseyi, böyle bir
faciayı biz kaza deyip de mi
geçiştireceğiz? Burada sorumlular açık ve net belli.
Bu işin sorumlusu birinci
derecede ruhsatları veren
kurumlardır. Türkiye'de
maden ruhsatları, fiili olarak imza olarak bizzat
başbakan tarafından verilmiyorsa bile onay tamamen başbakandan geçmektedir. Peki buradaki çalışma
koşulları, denetimler, kiralamalar kimler tarafından
yapılmaktadır? O da ilgili Çalışma
Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı
tarafından yapılmaktadır. Dolayısıyla
da buradaki denetimlerin nasıl yapıldığını,
bakanlık yetkilileri de biliyor, bizler de biliyoruz. Denetimden ocak ve maden sahiplerinin günler öncesinde haberi oluyor.
Gerekli tedbirleri alıyorlar. Danışıklı
dövüşler yapılıyor. Diyelim ki bu civarda 9
tane maden ocağı var. Madenciler,
işletmeciler bir araya gelmişler. Her birinin
ayrı ayrı alması gereken malzemeyi bir takım
alıyorlar. Bugün senin ocağında var denetim
malzemeler orada. Yarın öbür ocakta var,
öbür tarafta. Bir diğer gün başka ocakta
denetim var, orada. Şimdi dolayısıyla bunlar
bilinmiyor mu? Bunlar denetim yapanlar
tarafından da biliniyor. Peki bile bile niye
bunlara göz yumuluyor. O zaman burada
başka bir ilişki başka bir mesele var. Yani
buradaki en önemli meselelerden bir tanesi
üzülerek ifade ediyorum ki ahlak meselesi.
Siyasetçi, bürokrat ve sermaye yani maden
işletmecisi arasında bir ilişkinin olduğu gün
gibi ortada. Yoksa niye bunlara müsaade
edilsin, niye olmayan şeyler varmış gibi
gösterilsin, ya da göz yumulsun? Ya da itiraflarda da öğrendiğimiz kadarıyla araya
ricacılar girerek ruhsat almaması gereken
ocaklara, çalışmaması gereken kapatılması
gereken ocaklara çalışma ruhsatı, işletme
yapamayacak düzeyde olan firmalara
Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından
maden sahalarının, ya da maden
işletmelerinin kömür ocaklarının
kiralanması... Bunlar kabul edilebilecek
şeyler değil."
"TÜRKİYE İŞ KAZALARINDA DÜNYA
BİRİNCİLİĞİNE OYNUYOR"
Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa birincisi, dünya 5'incisi olduğunu hatırlatan Destici, iş kazalarında dünya birinciliğine
oynadığını dile getirdi. Soma'da verilen sözlerin çoğunun tutulmadığını söyleyen Destici, "Bugün niye Ankara'ya yürüyorlar. Niye
Ankara'ya Ermenek'e Güneyyurt'a madene
gelmek için yola çıkmış vaziyetteler. Çünkü
kendisine verilen sözler tutulmamış. İşin
fıtratında var diyerek bu işler geçiştirilemez.
Bu işlerin mutlaka ama mutlaka adam denetim altına alınması lazım. Bu işlerden hatır
gönül işlerinin çıkması lazım, başka
ilişkilerin çıkması lazım. Yandaş
kayırmacılığının ortadan kalkması lazım.
Denetimlerin adam gibi yapılması lazım.
Ruhsatların gerçek işletmecilere verilmesi
lazım. Bütün işlemler yapılmadan, şartlar
oluşturulmadan ocakların çalışmasına asla
müsaade edilmemesi lazım." şeklinde
konuştu. Madende yaşanan kazanın
ardından başka yerlerden alet ve edavat
getirildiğine dikkat çeken Destici, bölgedeki
bütün madencilerin ortak ekipman alarak
önlem almalarının gerektiğine dikkat çekti.
Ucuz maliyetle çok para kazanmak isteğinin
bu sonucu doğurduğuna dikkat çeken Destici, siyasetçilerin bunu müsaade etmemeleri gerektiğini söyledi.
"DAHA KAÇ KİŞİNİN ÖLMESİNİ BEKLİYORSUNUZ"
Maden kazalarının bir daha yaşanmaması
için bütün madenlerin kapatılması, iş
güvenliği önlemleri yüzde 100 sağlandıktan
sonra açılmasını teklif eden Destici, "Sayın
Cumhurbaşkanı, Başbakan, ilgili bakanlardan hükümetten benim milletim adına
içerideki 18 vatandaşımız, tüm maden
işçileri adına isteğim, yalvarmaksa yalvararak söylüyoruz. Ama takipçisi olarak da
söylüyoruz. Lütfen bunu yapın artık. Yeter
bu ya. Yeter ya yeter. Daha kaç kişinin
ölmesini bekliyorsunuz? Kapatın bütün bu
ocakları, adam gibi bütün bu şartlar iş
güvenliği yüzde yüz sağlansın, ondan sonra
yeniden işletmeyi verin. Kime istiyorsanız
ona verin. Ama adam gibi şartlarına uygun
olarak işçilerimizin güvenliğini sağlayarak
işletsinler. Bu süre zarfında işçilerimiz
mağdur edilmesin. İşsizlik fonundan
maaşları ödensin." açıklamasını yaptı.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı
Mustafa Destici, Karaman Ermenek'teki
madende yaşanan olayları değerlendirerek
“Burada siyasetçi, maden arasında bir
ilişkinin olduğu gün gibi ortada. Yoksa niye
bunlara müsaade edilsin? Niye olmayan
şeyler var gibi gösterilsin? Ya da itiraflardan
öğrendiğimiz kadarıyla, araya ricacılar girerek ruhsat almaması gereken yerlere ruhsat verilmesi. Bunlar kabul edilebilir şeyler
değil.” dedi. Maden ocağında mahsur kalan
işçilerin kurtarılması için çalışmaların devam ettiği sırada Büyük Birlik Partisi Genel
Başkanı Mustafa Destici, yaşanan olaylarla
ilgili değerlendirmelerde bulundu. Destici,
Acılarının gerçekten çok büyük olduğunu ifade ederek “Önceliğimiz içerideki
kardeşlerimizin bir an önce sağ salim
kurtarılmalarına ve eşlerine kavuşmalarını
bekliyoruz.” şeklinde konuştu. Maden
sahiplerinin torba yasaya direndiklerini ama
çıkış faturasını işçiye keserek çözüm
bulduklarını söyleyen Destici, “Adeta
hükümete meydan okuyarak siz böyle yasa
çıkartıyorsanız bizde bu yasağa karşılık
bunu yapıyoruz diye. Kırk satır mı, kırk katır
mı dercesine kardeşim çalışacaksan artık kendi yemeğini kendin getireceksin, yiyeceksen artık kendi yemeğini getireceksin. Yasa
altı saat dese de 10 saat çalışmaya devam
edeceksin. Burada çalışacaksan, aylarca
maaş almadan karın tokluğuna çalışmaya
devam edeceksin.” diye konuştu. Buradaki
en önemli meselelerden birinin ahlak meselesi olduğunu savunan Destici, “Burada
siyasetçi, maden arasında bir ilişkinin
olduğu gün gibi ortada yoksa niye bunlara
müsaade edilsin? Niye olmayan şeyler var
gibi gösterilsin? Ya da itiraflardan
öğrendiğimiz kadarıyla araya ricacılar girerek ruhsat almaması gerek yerlere ruhsat
verilmesi. Bunlar kabul edilebilir şeyler
değil.” (CİHAN)
2014 Perşembe
Cumartesi
17 Kasım
Şubat 2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin 40 yıldır
uğraştığı terörü; dosta, düşmana, aynı ittifak içinde olunan ülkelere anlatmaya
çalıştığını belirterek, “Diyoruz ki bu terör denilen bela bu insanlık belası bu bir
veba bu bir Ebola virüsü gibi size de bulaşır, gelin işbirliği yapalım.” dedi
@
N+IDMIMCMNFI?7;5F \TL^Y^[X_PY^Z
QBLY]MT]Y][\_\G\Z_'J][]I\Z\_S^E^YXT'_W]W\V?
Y][\Z\_V^SW]W]Z_%\G]VH_._9_SXYWX[
UI[^MXSP[UL_O\[_RN[YN_S]R][\_V^W^[_R]WO\[_Q]?
D\S]Q\ZW]H_C\WW\_Q^T\T\_O\[_\MO\[Y\I\_Q]D\S]Q\ZW]H_OUZU
WUSU[T^_\TV^ZXTXL_PYT^WXK_AU_O\[_\ZQ^ZYXV_QUGUH
\ZQ^ZYXI^_V^[MX_QUGK_5I][_Q\L_\MO\[Y\I\_S^ET^LQ^ZXLH_JNZ
J]Y\[_Q\L\_W]_DU[U[K_;\L\Z_W]H_O^MXZXL^_O]Y^_PYU[K_AUJNZ
*#7=_W]W\I\Z\L_O]Y^H_Z]S\Z_Z]Q\K_,9_NYV]W]Z_J]Y]Z
R][B[\QRY][\Z_O]YY\_O\[_T]V^ZW^_OUYUMUEH_\ZQ^ZYXV_QUGU
\MY]W\I\_O\[_@^C\^S^H_O\[_@]ZPT]Z]_WBZNMRNK_=]T]V_V\H
,9_NYV]W]Z_J]Y\SP[K_,9_NYV]Z\Z_^QJ^[\W]Z_R][B[Y]_TN?
C^W]Y]_VPZUQUZW^_\MO\[Y\I\_S^ET^QX_Y^LXTK_4^Z\
\MO\[Y\I\H_F^SX[K_AUZUZ_PYT^WXIXZXH_OU_VPZUW^V\_\V\
SNLYNINZN_GPV_Z]R_JB[NSP[ULK(_^GXVY^T^QXZW^_OUYUZWUK
<N[V\S]_ANSNV_8\YY]R_8]CY\Q\_<A88H_7ZJ\YR][]
ANSNV]YG\Y\I\H<N[V\S]_:W^Y]R_:V^W]T\Q\_D]_8^IWU[
4^VY^[X_=^\[]_A^MV^ZYXIX_84=A_\MO\[Y\I\ZW]_WNL]Z?
Y]Z]Z_"YUQY^[^[^QX_8^IWU[_4^VY^[X_;]TEPLSUTU_!\PQ
2R]Y>W]_O^MY^WXK_$]L^_7MY][\_)]Z]Y_8NWN[YNIN
VPP[W\Z^RB[YNINZW]_WNL]ZY]Z]Z_Q]TEPLSUTUZ_^GXYXM
RB[]Z\Z]_<A88_A^MV^ZX_$]T\Y_%\G]VH_:W^Y]R_A^V^ZX
A]V\[_APLW^IH_7ZJ\YR][]_:ZV^[^_ANSNV]YG\Q\_!\CF^[W
8PP[]_H_=^ZXMR^S_A^MV^ZX_][[\Z_)NZJB[H_<A88_7Z?
Q^Z_4^VY^[X_7ZC]Y]T]_6PT\QSPZU_A^MV^ZX_:SF^Z_;]@][
QRNZ_D]_O\[GPV_W^D]RY\_V^RXYWXK
04B4H>LBL6AE=ALH!NLEHEN
=LHN9EH>ENBLLAJ>J(N
BL<4HG,J8AJHJN>J@J1NJHG,H0
AUJNZ_OU_RPEY^ZRXZXZ_S^EXYWXIX_JNZY][W]_F][V]Q\
NL]Z_D]_F][V]Q\_O\[_O]VY]ZR\_\G\Z]_QPV^Z_ONSNV
T^IWU[\S]RY][_S^M^ZWXIXZX_O]Y\[R]Z_%\G]VH_.0,
D^R^ZW^MXTXL_MU^Z_JBGNV_^YRXZW^K_<]T]ZZ\_D]_WU^_]W\S?
P[UL_V\H_OU_O]VY]S\M\T\L_OUZW^Z_BR]_O\[_^CXS^
WBZNMT]Q\ZK_"TU[Q^T^LYXVY^[H_R]WO\[Q\LY\VY][H_QP[UT?
QULYUVY^[H_^MX[X_V^[_FX[QXH_T^^Y]Q]@_T^IWU[\S]RY][]_Q]O]E
D][\SP[K_;PZU_BYNTY]_QPZUGY^ZT^Q^_O\Y]H_T^IWU[\S]R
T^IWU[\S]RR\[K_ON[_R^[^@R^Z_S\Z]_F]E\T\L\Z_JBLY]W\I\H
O]Z\T_\G\Z_QN[E[\L_PYT^S^Z_O\[_M]V\YW]_R][B[_]SY]T?
Y][\ZW]_O\[_F^[]V]RY\Y\VH_S]Z\_C^ZY^ZT^_D^[K_#]F\RY][\T\L
D]_S^[^YXY^[XTXL_D^[K_2ZY^[^_F][_W]@^QXZW^_:YY^F>R^Z
[^FT]R_W\Y\SP[ULK(_W\S]_VPZUMRUK__"YUQY^[^[^QX_FUVUV
VU[^YY^[XZXZ_T^IWU[\S]RY][\_J\W][T]_D]_BZY]T]W]_S]R][?
Y\_PYT^WXIXZX_^ZY^R^Z_%\G]VH_.A]YY\_V\_^CXY^[XZ
SN[]I\T\LW]_\L_OX[^VRXIX_O\[_QN[]GR]_OU_RPEY^ZRXSX
S^EXSP[ULK_AUZY^[XZ_O^MXZW^_R][B[_J]Y\SP[K_9_SXYWX[
UI[^MXSP[ULK_=PQR^H_WNMT^Z^H_^SZX_\RR\@^V_\G\ZW]
PYWUIUTUL_NYV]Y][]_^ZY^RT^S^_G^YXMXSP[ULK_=\SP[UL_V\
OU_R][B[_W]Z\Y]Z_O]Y^H_OU_\ZQ^ZYXV_O]Y^QXH_OU_O\[_D]O^_OU
O\[_5OPY^_D\[NQN_J\O\_Q\L]_W]_OUY^MX[_J]Y\Z_\MO\[Y\I\
S^E^YXTK_:YRXZW^_\TL^ZXL_PY^Z_QBLY]MT]Y][_D^[K_AUZUZ
J][]I\Z\_S^E^YXTK_9_SXYWX[_UI[^MXSP[ULH_O\[_RN[YN_S]R][\
V^W^[_R]WO\[_Q]D\S]Q\ZW]_C\WW\_Q^T\T\_O\[_\MO\[Y\I\_Q]?
D\S]Q\ZW]_OUZU_WUSU[T^_\TV^ZXTXL_PYT^WXK_AU_O\[
\ZQ^ZYXV_QUGUH_\ZQ^ZYXI^_V^[MX_QUGK_5I][_Q\L_\MO\[Y\I\
S^ET^LQ^ZXLH_JNZ_J]Y\[_Q\L\_W]_DU[U[K_;\L\Z_W]_O^MXZXL^
O]Y^_PYU[K_AUJNZ_*#7=_W]W\I\Z\L_O]Y^_Z]S\Z_Z]Q\K_,9
NYV]W]Z_J]Y]Z_R][B[\QRY][\ZH_O]YY\_O\[_T]V^ZW^_OUYUMUEH
\ZQ^ZYXV_QUGU_\MY]W\I\_O\[_@^C\^S^_O\[_@]ZPT]Z]_WBZNMRNK
=]T]V_V\+_,9_NYV]W]Z_J]Y\SP[K_,9_NYV]Z\Z_^QJ^[\W]Z
R][B[Y]_TNC^W]Y]_VPZUQUZW^_\MO\[Y\I\_S^ET^QX_Y^LXTK
4^Z\_\MO\[Y\I\H_F^SX[K_AUZUZ_PYT^WXIXZXH_OU_VPZUW^V\_\V\
SNLYNYNINZN_GPV_Z]R_JB[NSP[ULK_5I][_O]Z\T_C^ZXTX
S^V^[Q^H_R][B[_B[JNRNWN[K_A^MV^QXZXZ_C^ZXZX_S^V^[Q^H
VXSXW^Z_VBM]W]ZH_^[V^W^Z_WPY^M^[^VH_Q^W]C]_NLNCN_P?
Y^SY^[_T]SW^Z^_J]YW\I\ZW]H_O\[_O^MQ^IYXIX_T]Q^1X_JBZ?
W][\EH_F][V]Q_D\CW^ZXZX_[^F^RY^RT^S^_G^YXMXSP[K_A\[_W]@^
W^F^_\@^W]_]W\SP[UT+_OU_VPZUS^_V^@^_SP[TUM_O\[
^[V^W^MXZXL_PY^[^VK_4\GO\[_R][B[_B[JNRNH_GPV_Z]R_D]_^GXV
UYUQY^[^[^QX_W]QR]V_PYT^W^Z_O\[V^G_JNZW]Z_@^LY^
S^M^S^T^LK_2_F^YW]H_R][B[W]Z_WPY^SX_T^IWU[\S]RY][\Z
MDKIN"+IMC5M;NL@<
FCFDI7$NDDFC?I7
M/3MC.MN.M#K/K;MN?MDK
291NG'3KCNBKIIM?-MDKIKNA\[JNY_:ST^Z_)NY][
6PO^Z\>W]_*;*=>]_V^[MX_Q^D^MT^_^T^CXSY^_4^OU[
;XZX[_6^EXQX>ZW^Z_J\[\M_S^E^Z_:A=_O^S[^VYX?
R\MB[RYN_E]MT][J]_J]G\M\Z]_R]EV\_JBQR][W\K_6\M\Q]Y
R\R][_F]Q^OXZW^_E^SY^MRXIX+_.GPV_S^M^_O^MV^Z_PO^?
T^_6PYUTW^_WPQR_:A=_O^S[^IXSY^+_GPV_QPY?
CUSUT+_GPV_\Y][\C\+_F^RR^_]Z_QPQS^Y\QR\T+_BLJN[?
YNVGN_D]_]M\RY\VG\S\TH_GPV(_E^SY^MRXVY^[XZ^_\Y\MV\Z
S^LXYX_^GXVY^T^_S^ERXK_:GXVY^T^QXZW^
$UTFU[\S]R\Z_0K_&XYX_VURY^T^Y^[XZ^_W]ZV_J]Y]Z_OU
J]G\M\Z_T^Z\W^[_PYWUIUZU_O]Y\[R]Z_)NY][_MBSY]_W]?
W\K_."YUQUTULUZ_VU[RUYUMUZUZ_D]
CUTFU[\S]R\T\L\Z_VU[RUYUMUZUZ_0K_SXYWBZNTN
VURY^T^Y^[XZW^_JB[NZRNY][]_S^ZQXS^Z_PY^SY^[_V^?
TUPSUZU_W][\ZW]Z_NLTNMRN[K_:S[XC^_5[T]Z]V>R]
T^W]Z_V^RY\^TXZW^_T^W]ZW]_T^FQU[_V^Y^Z
\MG\Y][\T\L\Z_^CXQXZX_SN[]I\T\LW]_S^M^[V]Z
=\S^[O^VX[>W^Z_J]Y]Z_V^YY]MG]_\MY]Z]Z_C\Z^S]R
F^O][\_^CXTXLX_ONQONRNZ_^[RX[TXMV]Z_QBLW]
6PO^Z\>S]_*;*=>Y^_Q^D^MT^S^_J\W]Z_:A=
O^S[^VYX?_R\MB[RYN_E]MT][J]_JB[NZRNY][\_D]_<N[V\S]
RPE[^VY^[XZW^Z_J]G\MY][\_QX[^QXZW^_^RXY^Z_F^D^\
@\M]VY][H_-_5V\T_JNZN_O\1\_Q][PV_PO^T^>_D]_O\1\
Q][PV_O^[L^Z\>_QYPJ^ZY^[XZXZ_^RXYT^QX_GPV
WNMNZWN[NCN_D]_^CXWX[K_;^SXY^[X_-99_O\Z]_D^[^Z
6PO^Z\Y\S\_T\Q^@\[_]W]Z_<N[V_F^YVXZ^_V^[MX_S^EXY^Z
OU_V]ZW\Z\_O\YT]L_RURUT_D]_W^D[^ZXMY^[_R^T
T^Z^QXSY^_V]ZW\Z\H_R^[\F\Z\_D]_O^MXZ^_J]Y]C]V
PY^ZY^[X_O\YT]T]VR\[K_8^W]ZC\Y][\T\L\Z
VU[R^[XYT^QX_\G\Z_RNT_<N[V\S]'W]H_]Z_ONSNV
A^S[^TXZ_VURY^T^Y^[X_\ER^Y_]W\Y\SP[KKK_7ZQ^ZY^[_WU?
^S^_WU[USP[KKK_:SZX_^ZW^_SU[WUZ_O\[_VBM]Q\ZW]
.&^M^QXZ_2O^T^3_QYPJ^ZY^[X_\Y]_VURY^T^Y^[
S^EXYXSP[KKK_=^F^_W^_^CXQX_]M\SY]_E^L^[_^YXMD][\M\_S^?
E^Z_O\[_^QRQUO^S_Q\ZQ\C]_QX[RXZW^Z_DU[UY^[^V_V^?
RY]W\Y\SP[K_5D]R_3A\1\_;][PV_2O^T^H_A\1\_;][PV
A^[L^Z\3KKKAU_^[^W^_W^_-_5V\T_$UTFU[\S]R
A^S[^TX_6URYU_PYQUZ(_*9L@JHNBJH=J6G&
BKIIM?-MDKIKNG5CK)N@FI
1M/3MC.MIMCK;N.M#K/K;K;
FCDF)7;5FN3%IFDN
KF5MIKN?M'DMCMN-FC
^QJ^[\S]_\ZW\[\YT]Q\_\QR]Z\SP[Q^H_UYUQY^[^[^QX_O\[
\MO\[Y\I\Z]_Q^T\T\H_V^YXCX_O\[_\MO\[Y\I\Z]_\FR\S^G_D^[K_AU
D^[_TXWX[H_Z][W]Q\Z\L/_&PVRU[K_&^ERXVH_D^[XLH_W\S]ZY][
D^[Q^H_S^ET^QX_J][]V]Z_09_\M_D^[Q^H_0>\Z\_S^ETXMRX[K_>U
WU[USP[WU[K_2_O\[\_W]_]Z_VPY^S_PY^ZXWX[K_6]ZW\Q\_\G\Z_V?
]ZW\_EPY\R\V^QXZ^_L^[^[_D][T]S]C]V_VXQTXZX_S^EXSP[K_?
ZN@UQYU_^\Y]S\_J]G\ZW\[T]V_O\Y]_O\[_T]Q]Y]_F]E\T\L_\G\Z
O\[_]ZW\M]_G^O^_V^SZ^IXK_]V\_O\ZY][C]_V\M\Y\V_O\[_B[JNR
Q\Y^FX_Z][]W]Z_OUYUSP[H_TNF\TT^RX_Z][]W]Z_OUYUSP[
HO\[O\[\Z\_R^ZXT^S^ZY^[_Z][]W]_]I\R\Y\SP[H_YP1\QR\V_W]QR]V
Z^QXY_Q^IY^ZXSP[K_2_S^EXY^MT^_Z^QXY_PYUSP[_O\[O\[\Z\Z_OU
^VM^T_F^ZJ\_S]T]V_S]W\I\Z\_JBLY]TY]S]Z_W]DY]RY][
Z^QXY_PYUSP[_W^H_,9_NYV]W]Z_J]Y]Z_OU_R][B[_J[UEY^[XZX_O\[
RN[YN_V]M@]W]T\SP[K_A\[_RN[YN_@^[V_]W]T\SP[H_O\[_RN[YN
BZC]W]Z_US^[TXSP[H_US^[XYTXSP[_R]WO\[_^YTXSP[K_;\L
OUZ^_\Z^ZXSP[_TUQUZUL/_AU_\ZQ^ZXZ_^VYXSY^_^Y^S_]RT]V
^ZY^TXZ^_J]Y\[K_7ZQ^ZXZ_^VYXSY^_^Y^S_]W\Y\SP[K_2ZW^Z
QPZ[^W^_W]Z\Y\SP[_V\_*#7=_MU_F^YRX_S^EXSP[H_*#7=_OU_F^YRX
S^EXSP[K_]V\_OU_^Z^_V^W^[_Z\S]_\M\RT]W\V_OUZUK_7M\RR\VR]
\M\Z\L]_T\_J]YT]W\/_=\S]_J^S[]R_JBQR][T]T]S]H_QP[T^V
Y^LXTK_AU_T^IWU[\S]R_D]_T^IWU[_F^RY^[X_W]W\I\T\L_OU
F^VY^[X_VPS^C^VQ^VH_OUZUZ_\G\Z\_WPYWU[^C^VQ^VH_OUZU
JB[T]T]LY\VR]Z_J]Y]T]S\LK_5QV\W]Z_O\L_Q^W]C]_O]YY\
R][B[_B[JNRY][\Z\Z_T^IWU[U_O\[_NYV]SW\VH_M\TW\_OU_S]R?
T\SP[K_A\L\T_WXMXTXLW^V\_J]Y\MT]Y][W]_O\L\_T^IWU[
]W\SP[_NYV]_PY^[^V_T^IWU[_PY^[^V_\ZQ^ZY^[_PY^[^V
T^IWU[_]W\SP[K_2_NYV]Z\Z_D^R^ZW^MY^[XZX_T^IWU[_]W\S?
P[K(_^GXVY^T^QXZW^_OUYUZWUK_
0<>8NA=JAJHGBG6N<L9GAN@G6JNGL<J
J<GAJ:N8JHHG>8N>L,E>EN@GHNJAG:N1LH$
BL=ALHE:EN"J BJ60
."YUQY^[^[^QX_FUVUVR^_TUR^OXV_V^YXZ^Z_O\[_FUQUQ_D^[K
L]YY\VY]_R][B[_B[JNRY][\_O^VXTXZW^Z_S^_S^[JXY^S^C^VQXZ
S^_W^_\^W]_]W]C]VQ\ZK(_W\S]Z_%\G]V_MUZY^[X_QBSY]W\_.AU
\MY][Y]_UI[^MTXM_D]_O]YY\_O\[_QN[]W]_OU_VPZUY^[XZ
QP[UTYUYUIUZU_R^MXTXM_O\[_\ZQ^Z_PY^[^VK_=PQR_NYV]Y][?
\T\L_W^F\Y_O\L]_\^W]_]W\Y]Z_R][B[\QR_Q^SXQX_O\[_]Y\Z
E^[T^VY^[XZX_J]GT]LK_:T^_Y\QR]Y][]_O^V^[Q^ZXL_\YV_W]@^
WUSUSP[Y^[TXM_J\O\K_A]Z_O\Y\SP[UT_V\_O^LX_NYV]Y][]
JNZY][C]_Q^O^FY^[^_V^W^[_G^YXMRXV_WPQS^Y^[_F^LX[Y^WXVK
A^V_OU_B[JNRY][\Z_Q\LW]_MU_MU_MU_UZQU[Y^[X_]Y]T^ZY^[X
D^[_W]TPV[^R\V_P[R^TX_\QR\QT^[_]W\SP[_OUZY^[K_;\L\Z_NYV?
]Z\LW]Z_\TV^Z_Q^IYXSP[K_5I\R\T_\TV^ZX_Q^IYXSP[_YP1\QR\V
W]QR]V_Q^IYXSP[K_^[^_RPEYUSP[H_]Y]T^Z_R]T\Z_]W\SP[K
AUZY^[_O\L\T_JB[NMY][\T\L_PYWUIU_V^W^[_-90_5U[PEPY
[^EP[UZW^_OU_O^MYXVY^[X_JB[]C]VQ\Z\LK_A\L\T_C^ZXTXLX
S^V^Z_D]_F][_JNZ_[^FT]R_W\Y]T]V_WU[UTUZW^
V^YWXIXTXLX_\ZQ^ZY^[XTX_M]F\R_]W]Z_V^RY]W]Z_OU_R][B[
B[JNRY][\_OU_\TV^ZY^[X_P[^W^Z_Q^IYXSP[_S^SXZY^WXVY^[X_[^?
EP[Y^[_D^[K_O\L\T_NYV]T\LW]_]SY]T\_<N[V\S]>W]_VPS^Z
D]_<N[V\S]>W]_F]E\T\L\Z_SN[]I\Z\_S^V^Z_PY^SY^[X
\MY]S]ZY][\Z_MU_B[JNRNZ_O\LW]_MU_V^W^[_T]DCUWU_D^[_OU
B[JNRNZ_OU_V^W^[_T]DCUWU_D^[_F][_Q]Z]_S^SXZYXSP[Y^[K
AUZ^_V^[MX_\^W]_]W\Y]Z_O\[_R]V_V\M\_SPVK_]V\_S^[JXYXSP[
TUQUZK_A]Z_MU^Z^_V^W^[_W\M]_WPVUZU[_]D]R_OU_F^\ZY][
OU_\ZQ^ZYXV_WNMT^ZX_B[JNRNZ_T]ZQUEY^[X_\MR]_MU[^W^
S^[JXY^WX_D]_MU_C]L^SX_^YWXY^[_W\S]_W\S]_WPVUZU[_O\[
S^[JXY^T^_@^^Y\S]R\Z\_JB[T]W\TK_]_S^[JXYXSP[_Z]_\^W]
]W\SP[K_OU_T^IWU[\S]RY][W]Z_OU_V^SO]RR\I\T\L
\ZQ^ZY^[XZ_^CXY^[XZW^_OU_^ST^LYXIX_JBQR][]Z_OU
\MO\[Y\I\ZW]Z_V^G^ZY^[XZ_F\G_QP[UTYUYUIU_SPV_TU/
;^W]C]_W]TPV[^Q\H_BLJN[YNVH_\ZQ^Z_F^VY^[X_Y^@XZX
QBSY]S][]V_OUZY^[XZ_^[V^QXZ^_QXIXZ^[^V_R^[\F\_QP[UTYU?
YUVR^Z_\ZQ^ZYXV_V^[MXQXZW^V\_QP[UTYUYUVR^Z_V^G^O\Y\[Y][
T\/_V^G^T^LY^[K_6^GT^Y^[X_TNTVNZ_W]I\YK(_
L][\ZW]_WU[UYT^QX_J][]V]Z_VPZUY^[W^Z_O\[\Z\Z_W]
^@Y^[_PYWUIUZU_F^RX[Y^R^Z_%\G]VH_.A\L_GPV_^@_GXV^[TXM
O\[_NYV]S\LK_A]Z_W]_:W^Y]R_A^V^ZX_\V]Z_Z]_L^T^Z_C]L^?
]D\Z]_J\RQ]TH_O^O^_^@_SPV_TU/_=\S]_O^IX[X[Y^[K_AU_Z^T?
YUW^Z_GXV^Z_T][T\_J\O\_O\[M]SW\[_OU_^@K_][]S]
Q^EY^Z^C^IX_O]YY\_PYT^LK_;\S^Q]RR]_\V\_QBLCNVH_GPV
WNMNZNY][]V_VUYY^ZXYT^QX_Y^LXTK_A\[_R^Z]Q\_][V]Z
Q]G\TW\[K_2_<N[V\S]>Z\Z_\MY]S\M\Z\_ONSNV_QXVXZRXS^
QPV^[H_\V\ZC\Q\_W]_^@Y^[WX[K_4][_^@_\QR][_C]L^_FUVUVU
^ZY^TXZW^H_\QR][_T^Y\H_\QR][_O^MV^_^ZY^TW^H_O][^O][\ZW]
O\[_GPV_T^IWU[\S]R\_J]R\[\[K_:Z^QXZX_O^YR^SY^_V]QT\MH_VXL
V^[W]M\Z\_O^YR^SY^_V]QT\MH_P_R^[\FR]_\W^T^_T^FVUT
]W\YT\M_^T^_QPZ[^W^Z_GXV^Z_^@Y^[Y^_S^M^S^Z_<PE^Y
!X@^R>X_O\Y\[\TK_<PE^Y_!X@^R_S^MXSP[H_GXVRXK
<^FY\S]_PYWU_^ZZ]Q\_D]_O^O^QX_FUZF^[C^_V^RY]W\YW\
T]L^[W^K_AUZUZ_]Z_BZ]TY\_Q]O]EY][\ZW]Z_O\[\_^@Y^[WX[K
7S\_WNMNZT]V_S^LXTK_$]L^]DY][\_WPYWU_WPYUSP[H_S]Z\
O^MR^Z_^@H_OUZY^[_VPY^S_VPZUMUY^C^V_Y^@Y^[_W]I\YK_4][_^@
O][^O][\ZW]_GPV_C\WW\_T^IWU[\S]RY][_J]R\[\[_D]_J]R\[\S?
P[K(_M]VY\ZW]_VPZUMRUK_*2G9L:&
DSP Genel Başkan Yardımcısı Önder Aksakal, "Bir Başbakan var ki, evlere
şenlik. Her olaydan sonra misilleme feryatları atıyor, hesap soracağız diyor,
kimseye bir şey
sorduğu da yok.
Sokağın ortasında
güpe gündüz
maskeli kişiler
askerlerimizin
kafasına kurşun
sıkıp ortalıktan
kayboluyor devlet
çaresiz, sadece
bakıyor." dedi.
Ülkenin her geçen
gün kan kaybettiğine
işaret eden Önder Aksakal, yazılı
değerlendirmesinde
"İnsanlarımız göz göre göre
ölüme gönderiliyor. Devlet mekanizması
gerek iç güvenlikte gerekse de dış güvenlikte tarihinin en basiretsiz dönemini
yaşıyor. Topraklardan ‘yabancı
asker’ adı altında ajan terörist sürüsü geçiyor, devlet çaresiz, sadece
bakıyor." diye konuştu.
Aksakal, şunları kaydetti: "Madenlerimizde insanlarımız
canlı canlı mezara
gömülüyor,
yaşamını yitiriyor,
devlet çaresiz,
sadece bakıyor. Bir
Başbakan var ki,
evlere şenlik. Her olaydan sonra misilleme
feryatları atıyor, hesap
soracağız diyor, kimseye bir
şey sorduğu da yok. İş
başındaki AKP hükümeti, tepeden
tırnağa çamura bulaşmış, devletin
neredeyse her kurumunda yolsuzluk,
haksızlık, kayırmacılık, talan ve soygun
sıradan bir iş haline gelmiş. Hükümetin
Bakanı Ermenek Maden cinayetine mazeret
olarak ‘Kurallara uygun olmayan maden
ocaklarını kapatacağımız zaman 50 kişi devreye giriyor engelliyor’ mealinden
açıklamalarıyla da bu iddiamızı zaten
doğrulamış oluyor. Bu aynı zamanda şu demek; ‘Kabinede bizler sadece 'bakan’ız. İplerimiz başkasının elinde. Gerçi bunlardan
farklı bir şey de bekliyor değiliz. Çünkü
bunların ağababaları zaten kaçak sarayda oturuyor. Türk milleti olarak tek kelimeyle, bir
facianın tam ortasındayız.” Aksakal, 2015
seçimlerinin bu badireden kurtulabilmek için
son fırsat olduğuna vurgu yaparak
"Toplumun bütün kesimleri, en sağından en
soluna kadar sorumluluk bilinciyle ülkemizin
bu kamburdan kurtulması adına elinden ne
geliyorsa yapmalıdır. Aksi takdirde ne
canımız, ne malımız ne de vatanımız kalacak." ifadelerini kullandı. (CİHAN)
=+?FFN@F%73)7'NBKIIM?-MDKIKN7W[\Q_A^YH
6UL]S_*[^V_ABYJ]Q]Y_6N[R_&BZ]R\T\'Z]_O^IYX
E]MT][J]Y][\Z_6PO^Z\'S]_J\RT]V_\G\Z_<N[V\S]'S]
J\[\M_S^ET^Y^[XZX_Q][R_O\[_W\YY]_]Y]MR\[W\K_&^LXYX_O\[
^GXVY^T^_S^E^Z_A^YH_3=XM_EPY\R\V^QX_\@Y^Q_]W]Z
FNVNT]R\Z_QPZ_\C[^^RX_<N[V\S]_$UTFU[\S]R\
RPE[^VY^[XZX_Q\Y^FYX_E]MT][J]Y][]_^GT^V_PYWUK_ QR]?
Y\V_$UTFU[\S]R_A^S[^TX'ZW^K_A\[_S^ZW^_<N[V
;\Y^FYX_6UDD]RY][\_[]QT\_J]G\R_S^E^[V]Z_W\I][_S^Z?
W^_Q\Y^FYX_E]MT][J]Y][_^W]R^_MPD_S^E^[^V_4^OU[>?
W^Z_<N[V\S]>S]_J\[W\_D]_;U[UG>^_UY^MRXK_)NGYN_D]
O^IXTQXL_<N[V\S]>Z\Z_\T^1XZ^_ONSNV_W^[O]_\ZW\[]Z
OU_JB[NZRNZNZ_^[V^QXZW^_TUIY^V_\@^W]Y][Y]
8]CY\Q>R]Z_J]G\[\Y]Z_R]LV][]_OUYUZUSP[K3_\@^W]Y][\Z\
VUYY^ZWXK_<]LV][]W]_NYV]T\L]_J]Y]C]V_Q\Y^FYX_JNG?
Y][\Z_3S^O^ZCX_NYV]_^QV][\3_PY^[^V_R^ZXTY^ZWXIXZX
F^RX[Y^R^Z_7W[\Q_A^YH_3AU_NYV]_F^ZJ\Q\H_V^G_^QV][H
R^MXWXVY^[X_TNF\TT^RXZ_Z\R]Y\I\_R]LV][]W]_O]Y\[?
R\YT]W\K_]_T^^Y]Q]@_OU_R]LV][]_O^LX_TUF^Y]@]R
D]V\YY][\Z\Z_W]QR]I\SY]_8]CY\Q>R]Z_J]GR\K_)B[WNV_V\
R]LV][]W]V\_TUIY^V_\@^W]Y][\Z_^T^CX_OUSTUMK
]MT][J]Y][\H_NYV]T\L\Z_^W]R^_R][B[_B[JNRNZNZ_\Z?
\Q\S^R\@\Z]_R][V_]W\Y]Z_OBYJ]Q\ZW]Z_TUL^@@][_P[WU
]W^QXSY^_J]G\[T]VT\MK_4NVUT]R_O]YY\_V\_;U[\S]_Q?
R[^R]1\Q\Z\_:A=_JNWNTNZW]_O]Y\[Y\SP[K_;^SXZ
5[WPI^Z>XZ_O\[V^G_JNZ_\G\ZW]_V]ZW\Z\_W]@^Y^[C^
S^Y^ZY^S^Z_^GXVY^T^Y^[_S^ET^QX_W^_OUZUZ_W]Y\Y\W\[K
A\L_W\SP[UL_V\_-909>W^Z_O][\_;U[\S]>SY]_\YJ\Y\
^RRXIXZXL_F][_^WXT_S^ZYXMRXK_AUZW^_W^_XQ[^[_]W\SP[?
QUZULK_5Z_^LXZW^Z_W]DY]R\Z_\T^1XZ^H_JNCNZ]_D]
ONRNZYNINZ]_F^Y]Y_J]R\[]C]V_^WXTY^[W^Z_UL^V_WU?
[UZK3_W\S]_V^SW]RR\K_7W[\Q_A^YH_^GXVY^T^QXZX_MBSY]
QN[WN[WN_3&NVQ]VPD^>W^__^QV][\T\L\Z_^YG^V_O\[
Q^YWX[XSY^_M]F\R_]W\YT]Q\H_E]MT][J]Y][\Z_NYV]T\LW]Z
J]G\M\H_=\S^[O^VX[>W^_O\[_^QRQUO^SXTXLXZ_Q\ZQ\C]
DU[UYT^QX_W][V]ZH_]Y]MR\[\Y][\Z_F]W]@\Z]_PRU[^Z
FNVUT]R_S\Z]_S^V^SX_VU[R^[T^V_\G\Z_EPY\Q
PE][^QSPZY^[XZ^_Q^[XYWXK_;^ZV\_O\[_Y\QR]_S^EXYTXM
J\O\_YNLUTU_F^Y\ZW]_\ZR\V^T>_^YXZ^C^V_EPY\QY][]
PE][^QSPZ_S^EXYXSP[K_5D]RH_\ZR\V^T_^YXZXSP[K_7QR^Z?
OUY>W^_SPYQULYUV_D]_R][B[Y]_TNC^W]Y]W]_NQRNZ
O^M^[X_JBQR][]Z_EPY\QY][]_PE][^QSPZ_S^EXYWXK
7LT\[>W]_S\Z]_Y\T^Z_SPYQULYUIUZU_OUYUE_GXV^[^Z
EPY\QY][_F]W]@]_VPZWUK_:ZV^[^>W^_R][B[NZ_O]Y\Z\
VX[^Z_EPY\QY][H_E[P1]_FV\TY\VY][\Z_V^[^[X_D]_USWU[?
T^_\WW\^Y^[Y^_USWU[T^_\WW\^Y^[Y^_JBL^YRXZ^_^YXZWXK
;PZ_B[Z]V_8][Q\Z>W]_S^M^ZXSP[K_8][Q\Z>W]_PE?
][^QSPZ^_T^[UL_V^Y^Z_EPY\QY][_-90>R]_GPV_BZ]TY\
O\[_PE][^QSPZ^_\TL^_^RRXK_ YV]T\L]_QPVUYT^V_\QR]?
Z]Z_-_RPZ_)=">YU_E\[\ZC\_S^V^Y^WXY^[K_:T^_09
T\YSPZ_Y\[^_W]I][\ZW]V\_P_E\[\ZGH_FNVUT]R]_S^VXZ
M\[V]RY][]_^\R_PYUZC^_\MY][_W]I\MR\K_< A7<:6_W^
W^F\Y_PYT^V_NL][]__^S[X_Y^OP[^RUD^[W^_\ZC]Y]Z\E
F][_Q]@][\ZW]_)=2>YU_PYWUIU_R]QE\R_]W\Y]Z_E\[\ZGY][
\G\Z_Q^SXZ_<^[XT_A^V^ZX_Z]W]Z_)=2>YU_W]I\Y>
^GXVY^T^QX_S^ERX/_AUZUZ_C]D^OX_D][\YT]Y\SW\K_:Z?
C^V_D^R^ZW^M^_V^ZQ][P1]Z_T^WW]Q\_ZP[T^YW]Z_
V^R_@^LY^_PY^Z_E\[\ZC\_[^ZR_UI[UZ^_D^R^ZW^M^
S]W\[T]V_\QR]S]ZY][]_F]Q^E_QP[T^V_S][\Z]H_QXVXM^Z
FNVUT]R\_]Y]MR\[\Y][W]Z_VU[R^[T^V_\G\Z_8][Q\Z>W]
S]Z\_O\[_^YJX_PE][^QSPZUZ^_\TL^_^RXYWXK_AU_FUVUV?
QULYUVY^[_D^R^ZW^MXZ_FUVUV^_JND]Z\Z\_Q^[QXSP[K3
@4N=L E:2EN(L2GL!N@4N<LNBEN(E8HL8
6NR^FS^_T\YY]RD]V\Y\_A^YH_^GXVY^T^QXZW^_QPZ_P?
Y^[^V_6^[^T^Z'W^_S^M^Z^Z_T^W]Z_@^C\^QXZ^_W^
W]I\ZW\_36^[^T^Z>W^_T]SW^Z^_J]Y]Z_T^W]Z
@^C\^QXZW^_0,_\MG\_V^[W]M\T\L_S][\Z_T]R[]Y][C]
^YRXZW^_F^Y^_T^FQU[K_=\Y][\L_Q^I_Q^Y\T_VU[RUYU[Y^[_^?
T^_UTURY^[_RNV]Z\SP[K_;P[USP[UL+_OU_V^GXZCX_@^C\^/
AU_W^_TX_@XR[^R/_!^ZR_WNL]Z\Z\Z_D^R^ZW^MXZ_NL][\Z]
GBVT]Q\ZW]Z_O^MV^_O\[_M]S_W]I\YW\[_OU_V^L^Y^[K
%^YXMT^_A^V^ZX_W\SP[_V\+_P_T^W]Z]_[UFQ^R_D][?
T]T]Y\SW\VK_#\TW\_F^RX[Y^RXSP[ULH_T^W]ZY][]_[UF?
Q^R_D][T]_S]RV\Q\_V\T]_^\R/_4NVUT]R\Z_4^L\[^Z
-90-_R^[\FY\_WNL]ZY]T]Q\SY]_OU_\L\ZY][\_MU_^ZW^
A^MO^V^Z_D][\SP[K_!^ZR_WNL]Z\Z\Z_O\[_E^[G^QXWX[_OU
WNL]ZY]T]K_]W]Z_F^Y^_S^M^T_PW^Y^[X_T]COU[\
W]I\Y/_3_\@^W]Y][\Z]_S][_D][W\K_*2G9L:&
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
8 GÜNCEL
Sabit
İNCE
[email protected]
Hiç böyle olacağı, onu kaybedeceğim ve
arkasından böyle yazmak zorunda kalacağım
hiç aklıma gelmezdi, ama oldu. Çok üzgünüm
ve acılar içinde bu yazıyı kaleme almak
zorunda kalıyorum. Hem de grip yatağımda
O'nun defin töreninde bulunamamanın
acısıyla bu satırları yazmak da ayrı bir acı
veriyor. Fakat ne yapacaksınız ki hayat devam
ediyor, bu yazıyı burada yazmaya çalışırken
Eskişehir'de can dostun toplanan dostları onun
defin işiyle meşguller. Şimdi neler yazayım,
nasıl yazayım, hangi birini yazayım diye perişanım.
Dün acı haberi Antalya'dan Mustafa Ceylan
bildirdi. Başkan Rasim'i kaybettik dediğinde
başımdan kaynar sular döküldü. Ama zaten
ateşim çok yüksek olduğundan sular beni yakmadı ama o kara haber ciğerimi taa derinlerden yaktı.
Bugünlük ancak bu kadar yazabileceğim. Bu
arada onun için 2004 yılında yazdığım ve
adını verdiğim bir şiirle bugün ne olur beni
bağışlayın değerli okurlar. Milletimizin ve
sevenlerinin, edebiyat dünyamızın başı sağolsun.
Rasim Köroğlu
Düşmeyin diline öyle taşlar ki,
düşürür, mahirdir Rasim Köroğlu.
sokar kazana da öyle haşlar ki,
pişirir, tahirdir Rasim Köroğlu.
Dostluğu ebedi, vefa timsali,
günümüzde yoktur O´nun emsali.
yazar ki, ne yazar Neyzen misali,
şiirde bahirdir Rasim Köroğlu.
Diline düşmeyin, dolanmayın ha,
O´na benzemeye sulanmayın ha.
eline düşüp de dilenmeyin ha,
acımaz, kahirdir Rasim Köroğlu.
Anlatmak imkansız tarifi yoktur,
şiirde, sanatta marifet çoktur.
İnce, ustam desem inan ki haktır,
meydanda, zahirdir Rasim Köroğlu.
Sabit ince 18.3.2004 Kayseri
117
Kasım
Şubat2014
2013Cumartesi
Perşembe
Evlat edindiği otistik
Yasin'e gözü gibi bakıyor
Aydın'da, evlat edindiği çocuk ilerleyen yaşlarda engelli
olan ve onu terk etmeden bakımını üstlenen 60 yaşındaki
kadın fedakarlığı ile örnek oluyor. Öztürk, "Yasin'in engelli
olduğunu sonradan öğrendim ancak kendi çocuğum gibi
baktım, besledim" dedi
Aydın'da, evlatlık edindiği çocuğun ilerleyen yaşlarda
engelli olduğunu öğrenen ve onu terk etmeden bakımını
sürdüren 60 yaşındaki Emine Öztürk, fedakarlığı ile örnek
oluyor. Emine Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Aydın Valiliği'nden emekli olduktan sonra tek kızının evli
olması nedeniyle yalnız kalmamak için kocası Vehbi Öztürk
ile evlat edinme kararı verdiklerini belirtti. Afyonkarahisar'da mahkeme kararıyla 3 günlük bir çocuğu evlatlık
edindiklerini ve Aydın'a getirdiklerini dile getiren Öztürk, ilerleyen süreçte bazı anormallikler fark ettikleri çocuğa, 2
yaşındayken Aydın Devlet Hastanesi'nde zeka geriliği teşhisi
konulduğunu belirtti.
Öztürk, 4 yaşına geldiğinde ise çocuğu İzmir Behçet Uz
Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdüklerini, otizmli
olduğunun belirlendiğini anlatarak, şunları kaydetti: "Yasin
şu anda 9 yaşında. Engelli olduğunu öğrendiğimiz süreçten
itibaren kendisini terk etmek aklımın ucundan dahi geçmedi.
Bakımını en iyi şekilde sürdürdük. 2 yıl ana sınıfına götürüp
getirdim. 6 yaşına geldiğinde ilkokula yazdırdık. Zarar
görmemesi ve vermesi için ben de bir öğrenci gibi hep yanı
başında oldum. Daha sonra otizmli öğrencilerin eğitim
gördüğü Aydın Özel Eğitim Uygulama Merkezi'ne yazdırdık
ve şu anda eğitimini burada devam ettiriyor. Günümün
büyük bölümünde eğitimi ve tedavisi için çabalıyorum."
- "Yasin'i yeniden teslim etme şansım vardı ancak..."
Yasin'i kendi evladı gibi bağrına bastığını, bu süreçte en
büyük destekçisinin kocası olduğunu ifade eden Öztürk,
şöyle dedi: "Hastalığından dolayı geceleri çoğu zaman uyumadım, sabahlara kadar başında bekledim. Hastanelerde
onunla birlikte yattım. Engelli olduğunu sonradan öğrendim
ancak kendi çocuğum gibi baktım, besledim, büyüttüm.
Eşim bu süreçte benim en büyük destekçim oldu. Akrabalarımdan, yakınlarımdan tepki gösterenler, 'Neden başına
bunları açtın?' diyenler de çok oldu. Tüm bunlara karşı
ayakta durdum. Ömrüm müsaade edene kadar da Yasin'e
bakmaya, tedavisi için uğraşmaya devam edeceğim. Tüm
aileler çocuklarına sahip çıkmalı. Yasin'i yeniden teslim
etme şansım vardı ancak bunu yapmadım. Aileler çocuklarına engelli veya sağlam olsun her koşulda en iyi şekilde
bakmak zorundalar." (AA)
T
BMM Maden Kazalarını Araştırma
Komisyonu üyeleri, 301 madenciye
mezar olan Manisa'nın Soma
ilçesinde Soma Kömür İşletmeleri
A.Ş.'ye ait Eynez Maden Ocağı’nda
kazanın olduğu yere ilk kez ulaştı. İnceleme
ardından maden ocağı çıkışında gazetecilere
açıklamada bulunan Komisyon Başkanı Ali
Rıza Alaboyun, 20 metrelik bir yeri sürünerek
gittiklerini söyledi. Dizlerinin üzerinde taşların
içerisinde ilerlediklerini aktaran Alaboyun,
"Aşağı yukarı 55-60 santimetrelik dar diyebileceğimiz bir yerden geçerek kazanın olduğu yere
ulaştık." dedi. Manisa’nın Soma ilçesinde 13
Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301
madenciye mezar olan Eynez Maden Ocağı'nda
kazanın olduğu noktaya ilk kez ulaşıldı. Yaklaşık 3 saat boyunca madende kazanın olduğu
alanda incelemelerde bulunan Meclis Maden
Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri
madenden çıktı. Madenden çıkışta bir açıklama
yapan Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun,
incelemenin kazanın nasıl olduğuna dair
kafalarında yeni fikirler oluşturduğunu ve netlik
kazandırdığını bildirdi.
Alaboyun, “Kazanın olduğu mahalle indik.
Belli bir noktaya indikten sonra normalde 50
metre ile ulaşabileceğimiz bir yere göçme
olduğu için kapatılmış. Biz o yoldan daha farklı
bir yol üzerinden 450 metrelik bir bypass yaparak girdik. Bizim kazanın olduğu göçüğün
olduğu ve tahmin ettiğimiz bazı değişikliklerin
olduğu birinci tahrik motoru cebinin orada çok
farklı gözlemlerimiz oldu. Burada çok fazla detaya girmek istemiyorum. Ocağın içerisindeki
galerilerle kıyasladığımızda oradaki boşluklar,
ortaya çıkan pasalar, yığılmalar çok farklı. Bu
gözlemlerimiz bize büyük bir fikir verdiği
kanaatindeyim. Bunu Ankara’ya döndüğümüz
zaman oranın videosunu çektik. Ankara’ya
döndüğümüzde hocalarımızla, teknik ekibimizle
Ebru Nida
BİLİCİ
[email protected]
Engellilere yapılan yardımların hiçbir gerekçe gösterilmeden kesildiğini söyleyen
Bayraklı Engelli Eğitim Dayanışma Yardımlaşma Derneği Başkanı Gürbulak,"Avrupa
ülkeleriyle boy ölçüşüyoruz ama sokaklarda yatan engellileri görmüyoruz.” dedi
torumuzun bize, 'fizik tedavi gereklidir' raporunu vermesi. Şu an böyle
raporlarımız var elimizde. En az 15–
20 tane arkadaşımız bu konuda mağdur, değişik hastalıklardan var. Bunun
yanısıra evde bakım ücretlerinin kesilmesi çoğu aileyi mağdur etti." dedi.
Engelli ailelerin çocuklarını
bırakıp bir yere gidemediğini veya
engelli yakınıyla ilgilenmek zorunda
olduğunu söyleyen Gürbulak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İkamet
değişikliği sebep gösterilerek bakım
ücreti kesiliyor bu il değişikliği yapmıyor ilçe değişikliği yapmıyor mahalle değişikliği yapmıyor yalnızca
sokak değişikliğinden bile bakım
parası kesiliyor. Bunun da tekrar
müracaat edip yeniden sil baştan
başlaması gerekiyor bu da 6 aylık bir
zaman alıyor 6 ay içinde de tabii doktordan tekrar aynı derecede rapor alabilirse sakatlık değerlendirme
kriterleri genelgelerle canları istedikçe değiştiriliyor. Benim yüzde
65’lik sakatlık derecem, yüzde 39’a
düşürüldü. Ben engelli konumunda
değilim. Ayın 3’ünde Ankara’ya gideceğiz, siyasi parti genel başkanlarıyla
görüşeceğiz, randevu alabilirsek.”
Kendisinin de fizik tedaviye gittiğini
belirten engelli vatandaş Fidan Bulut,
“Benim de aynı fizik tedaviye gidiyorum süresi kısaymış uzatılsa daha iyi
olur çünkü ben de engelliyim ama
ben hiçbir şeyden yararlanamıyorum,
faydalanamıyorum. Temizliğimiz zor
oluyor işimiz hareketimiz evde zor
oluyor. Benim eşim vefat etti tek bir
onun maaşıyla ama borçlarım var onlarla hiçbir yardım almıyorum.” diye
konuştu.
Hükümetin yanlarında olmadığını
söyleyen engelli Ayşe Atılgan,
"Benim istediğim hükümetten.
Hükümet yanımızda olmayı dilerse
olur ama bence ya bizi adam yerine
koymuyorlar ya da bilmiyorum yani
görmezden mi geliyorlar. Hiç değilse
adam yerine koyulmuyorsak
önümüze engel de olmasınlar bizim
hak ettiğimiz şeyleri bizden almasınlar en azından hükümette olan insanlarımızın biraz duyarlılığı varsa bize
yardımcı olsunlar.” dedi.
Kendi gibi engellilerin durumuna
çözüm bulunması gerektiğini belirten
Seyfi Güzel, “Kaymakamlıktan gelen
üç ayda bir paramızı kestiler bakım
paralarını kesmeye de başladılar
simdi bunlar tekrar engelliler teste,
doktora giderse bu engellilerin sonu
ne olacak? Bu engellilere bir çözüm,
paralarının kesilmemesi için çözüm
istiyoruz.” şeklinde konuştu. Fizik tedavi süresinin iki ayla sınırlandırıldığını söyleyen Recep Kaçak
ise haklarının tekrar verilmesini
istedi. (CİHAN)
İranlı işadamları
İzmir'e hayran kaldı
bunu tartışacağız. Ankara’daki değerlendirmemizin ardından burada çektiğimiz videoları kamuoyuyla paylaşacağız. Şuan için
söyleyeceklerim bu kadar. Sağ salim girdik, sağ
salim çıktık." diye konuştu.
Kulikarla daha önce daha derine indiklerini
dile getiren Alaboyun, “Şimdi imkanlar biraz
daha farklı olduğu için kulikarla bir ayak
sökümü var oradan malzeme çıkarıyorlar. Daha
yokuşlara indik. Bu maden mühendisi
arkadaşlarımız, işçi kardeşlerimiz burayı her gün
yürüyorlar bu yokuşu. 25-30 derecelik bir sıcaklıkta her gün yürünüyor. Kolay bir şey değil
madencilik. Tam kaza noktasına ulaştık. 20 metrelik bir yeri sürünerek gittik. Dizlerimizin üzerinde taşların içerisinde. Aşağı yukarı 55-60
santimetrelik dar diyebileceğimiz bir yerden
geçtik. Oradan eğilerek elimizdeki krokilerden,
görüntüler ve güzergah çerçevesinden gittik.
Kazanın olduğu yerde birinci tahrik motorunu
göremedik. Üzerinde tonlarca yığıntı ve pasalar
var. Ama onun üzerinde çok büyük bir boşluk ve
bakir bir toprak var. Daha sonra üzerine is ve
duman yalamış. Bunlar bize çok farklı fikirler
veriyor. Onun yorumunu artık biz kendimiz yapacağız hep beraber.” dedi.
KAZANIN NASIL OLDUĞU
KAFAMIZDA NETLEŞTİ
Kazanın nasıl olduğuna dair kafalarında
büyük bir fikir oluştuğuna değinen Alaboyun,
“Bizim kafamızda ne varsa uzmanlarla
görüştüğümüz hatta işçi arkadaşlarımızla
görüştüğümüzde üst üste alıp da örtüşen her şey
burada gözümüzün önündeydi. Kaza yüzde 9095 oranında kafamızda netleşti diyebilirim.”
dedi.
Komisyon üyesi CHP Manisa Milletvekili
Özgür Özel ise çıkışta yaptığı değerlendirmede,
“Benim buradan birinci çağrım soruşturmayı
yürüten savcılaradır. Çünkü bilirkişi raporu
yazılmış gördüklerimizin büyük bir kısmı bilirkişi raporunda da olan onu doğrulayan yerler.
İfadeler doğruysa eğer şirket yetkililerinin
kazanın tam olduğu yere o günlerde bilirkişi
heyetinin ulaşamadığını söylüyor. Bugün bu
imkan burada var. Soma savcısı harekete
geçerek bilirkişilere görevlendirme yaparak
yeniden ek bir rapor talep ederek, kazanın
olduğu yerin de bilirkişiler tarafından
görülmesini sağlamalıdır.” diye konuştu.
"ERMENEK VE SOMA KAZALARI
BİRBİRİNE BENZİYOR"
Bu kazayla Ermenek’teki kaza arasında çok
önemli bir benzerlik olduğunu belirten Özel,
“Bunu komisyon üyeleri de hocalar da teyit edecektir. İkisinde de eski imalat denilen daha önceden alışılmış, kömür alınca da orayla işi bitmiş
boş alanlar var. Ermenek’te oranın suyla dolu
olduğu ve Maden işleri Genel Müdürlüğü
tarafından da madeni gösteren topografya haritasına tam işlenmediği için de yeni maden ilerlerken adeta bir haritası olmayan bir mayın
tarlasında olduğu gibi orayı patlatarak büyük bir
facia ortaya çıkıyor. Burada da detaylı bir şekilde gördü ki eski imalat var yakın tarafta ve
orada metan gazı birikmiş olmalı ve metan gazı
orada ortaya çıkan bir süreç içinde sıkışma sonucunda fışkırırken ama işte onu uzman kişilerce
bilirkişi raporlarında göreceğiz. Şuan göçük altında olan tahrik motoru ifadelerde de var.
‘Bastım çalışmadı, bastım çalışmadı. Üçüncü de
bir alev geldi’ şeklinde söylüyorlar. Sanki oradan
alev aldı ya da bilirkişi raporlarında yazdığı gibi
aşağılarda olan bir kömür tabakasının kızışarak
geldiği. Ama o yangının da birikmiş olan bir
metanın parlamasıyla patlama noktasına gelmiş
olması söz konusu olabilir." şeklindeki konuştu.
"BİR ARPA BOYU ALINMADI"
13 Mayıs’tan bugüne hiçbir şeyin
değişmediğinin altını çizen Özel, "Bir diğer
hususta Soma havzasında 15 bine yakın
madenci çalışıyor. Türkiye’de de 48 bine yakın
madenci çalışıyor. Ne Türkiye’de şuanda
yürüyen mevzuat 13 Mayıs’la aynı. Yani 13
Mayıs’tan bugüne bir arpa boyu yol alınmadı.
Bilimin temel kuralıdır. Aynı deneyi tekrarlarsanız aynı sonucu almaktan şaşırmayın. O
yüzden de hiçbir madende 48 bin madencimizin
hiçbir tanesi 301 madencimizin o gün içeri girerken olduğu kadar güvende bile değiller. Onu
bir kez bilmemiz lazım.” dedi. Komisyon
üyeleri daha sonra Soma ilçesinden ayrıldı.
(HABER MERKEZİ)
İşe başladığı gün mahsur kaldı
Ermenek ilçesindeki kömür ocağında mahsur
kalan 18 işçiden Osman Çoksöyler'in işe,
kazanın gerçekleştiği gün başladığı bildirildi.
Osman Çoksöyler'in (29) yakınları, olay
yerinden gelecek iyi haberleri umutla bekliyor. İşçinin 6 yıllık eşi Şadiye Çoksöyler'in
gözyaşları ise hiç dinmiyor. Çaresizliğini ve
acısını çocukları 5 yaşındaki Asude Zeynep
ve dört aylık Kübra Adile ile bastırmaya
çalışan anne Çoksöyler, yakınlarının
desteğiyle ayakta duruyor. AA muhabirine
yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Şadiye
Çoksöyler, olayı duyduktan sonra perişan
olduklarını söyledi. Her gün sanki eşi gelecekmiş gibi gözlerinin kapıda olduğunu dile
getiren Çoksöyler, umudunu hala ilk günkü
gibi taze tutmaya çalıştığını kaydetti.
- "Gitme" diye yalvardı
"Eşim gece yarısı gelip ertesi gün madende
işe başlayacağını söyledi. O gün işe gitme
diye çok yalvardım ama beni dinlemedi"
diyen Çoksöyler, şöyle devam etti: "Kızımız
rahatsız, onu hastaneye götürelim' dememe
rağmen gitmek için ısrar etti. Hep içimde
korku vardı. Panik halindeydim. Sabah namazını kılıp hazırlanmaya başladı. Yine
'gitme' dedim.
Kararından vazgeçiremeyeceğimi anlayınca öğlen yemesi için ekmek reçel, zeytin
ve peynir hazırladım. Hatta boğazından kuru
kuruya geçmez diye meyve suyu yapmıştım.
20 dakika içinde kömür karasıyla yemek mi
yenilir, nasıl insanlık bu?"
Alsancak Limanı'na tam destek
S
İzmir’de ilk kez düzenlenen FOODEX
Gıda Fuarı'na katılmak üzere kente
gelen İran heyeti, Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu ziyaret etti.
Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği
Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri ile
İran'dan gelen işadamları ve üst düzey
temsilcilerden oluşan 11 kişilik heyeti
İZFAŞ'ta kabul eden Başkan Kocaoğlu,
'İşbirliğini geliştirmeye hazırız' mesajı
verdi. Ege Bölgesi ve İran İşbirliği
Derneği Başkanı Hossein Arian, 2011
yılında Türkiye ve İran arasındaki ticari
ilişkileri geliştirmek amacıyla kurulan
derneğin İzmir ile İsfahan ve Mazandaran kentleri arasında ekonomik,
teknolojik ve kültürel işbirliğini sağlamayı hedeflediğini belirterek "İzmir
büyük bir liman kenti. Alt yapısı
gelişmiş bir kent. Sıcakkanlı insanların
yaşadığı bir şehir. Bu nedenle kentinizle
işbirliğini fazlasıyla önemsiyoruz." diye
konuştu.
İsfahan Vali Yardımcısı, Bilim ve
Teknoloji Bakanlığı Teknoloji Genel
Müdürü Dr. Hossein Mousazadeh ise İsfahan ve İzmir illerinin ortak özellikleri
olduğunu ve iki şehri kardeş şehir olarak
görmek istediklerini belirtti. 2015 Mayıs
ayında İzmir'de ve İsfahan'da iki kentin
ürünlerini, el sanatlarını içeren bir fuar
düzenlemek istediklerini belirten
Mousazadeh, Başkan Kocaoğlu'nu İsfahan’a davet etti. Mazandaran Teknopark
Başkanı Dr. Ali Motamedzadegan da,
"İzmir halkının sıcakkanlı
davranışlarının tesiri altında kaldık.
Mazandaran 3 milyon nüfusu olan bir il
ve İzmir'e çok benziyor. İzmir ile
Mazandaran arasındaki ticari ve
teknolojik işbirliği ile ilgili önemli hedeflerimiz var. İran'da 35 adet teknopark
var. Kamu hizmetleri alanında, bilgi
teknolojileri alanında her türlü işbirliğini
yapmaya hazırız." şeklinde konuştu.
Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği
Saymanı Bilgen Salih Narlı, dernek
olarak son 3 yılda İran’dan İzmir’e 20
yatırımcı getirdiklerini ve kente 70 milyon doların üzerinde ticaret hacmi
kazandırdıklarını söyledi. İsfahan ile
fuar ve kültür sanat alanında birlikte
işbirliği yapmaktan büyük mutluluk
duyacaklarını ve bu işbirliğini desteklediklerini belirten İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise
şöyle konuştu: “Fuarlar ülkelerin
dünyaya açılmasını sağlayan en önemli
etkinliklerdir. Biz de dünyanın en modern ve ulaşımı en kolay fuar alanını
Mart ayında 'Mermer Fuarı' ile birlikte
kente kazandırıyoruz. Burada partner
ülkelerimizle çeşitli fuarlar düzenleyeceğiz.
İran ile asırlardır komşuyuz.
Bölgede barışın gelişmesi için iki devletin birlikte hareket etmesinin çok faydası olacağını düşünüyorum. İran’la ile
hem ekonomik hem kültürel ilişkilerin
geliştirilmesi için her türlü işbirliğini
hazırız ve gereken desteği veririz."
İran heyetinde Babal Bilim ve
Teknoloji Üniversitesi Rektörü Reza
Khosravi, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı
Teknopark Müşaviri Majid Zangoui,
Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği
Başkan Yardımcısı Ali Rabi Ülkü de yer
aldı. (CİHAN)
Körfezde temizlik zamanı
Aydan Denizcilik tarafından
yapılan ve İzmir’de inşa
edilen ikinci atık toplama
gemisi "AYDAN 1", Levent
Marina’dan törenle denize indirildi. Aydan Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Tokdemir, son zamanlarda
denizlerde çıkan tekne
yangınlarına müdahale edebilecek ve saatte 40 ton su
basabilecek yangın söndürme
tertibatının mevcut olduğunu
söyledi. İzmir bölgesinde
yeterli kapasitede atık alım
tesisi olmamasının büyük
sıkıntılara yol açtığına dikkat
çeken Tokdemir, “Atık
teknelerinin olmasının
yanısıra atık alım tesislerinin
açılması da gerekmektedir.
Resmi kurumlardan alınabilecek izinler doğrultusunda ve
tarafımıza tahsis edilebilecek
bir kıyı bölgesi bulunduğu
takdirde atık alım tesisi kurmak için gerekli finansı
sağlayacağız.” diye konuştu.
Törene katılan İMEAK DTO
İzmir Şubesi Yönetim Kurulu
Başkanı Yusuf Öztürk ise oda
üyesi Aydan Denizcilik’e,
böyle güzel bir yatırımı
İzmir’e kazandırmasından
ötürü teşekkür etti. Öztürk
ayrıca etkin olarak gemilerden atıkların toplanması
konusunda bilgi ve bilinç
düzeyinin atrtırılması gerektiğini, bu konuda dökümanlar
hazırlanabileceğini söyledi.
(CİHAN)
- "Baban yaralıları kurtarmaya gitti"
Çoksöyler, biri beşikte iki çocuğuyla ne yapacağını bilemediğini vurgulayarak, "Eşim ve
mahsur kalanlar için sürekli dua ediyorum.
Kızım sürekli babasını soruyor. Ben de
'Baban orada mahsur kalanları kurtarmaya
gitti, gelecek' diyerek oyalıyorum" dedi. (AA)
ocar'ın Alsancak Limanı ile ilgili teklifine karşı
çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kocaoğlu,"Hiç bir muhalefet olmadan, İzmir Limanı'nın konteyner limanı olarak büyüyerek
çalışmasını sürdürmesi yönünde mutabakat vardır" şeklinde konuştu
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Limanı'nın konteyner limanı olarak
kalmasını istediklerini söyledi. İzmir Ekonomik
Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu (İEKKK) toplantısı
sonrasında gazetecilere açıklama yapan Kocaoğlu,
toplantıda Suriyeli sığınmacıların istihdamı, yeni fuar
alanı, İzmir'e stat yapılması, İzmir Körfezi ulaşım
kanalı ve İzmir Limanı konularının ele alındığını
söyledi. SOCAR Türkiye Üstyöneticisi (CEO) Kenan
Yavuz'un, Alsancak Limanı'nın konteyner bölümünün
kaldırılması yönündeki açıklamalarının kurulda ele
alındığını belirten Kocaoğlu, kurul üyelerinin İzmir Li-
manı'nın konteyner limanı olarak kalması yönünde mutabakata vardığını söyledi.
Kocaoğlu, şöyle dedi: "Hiçbir muhalefet olmadan,
İzmir Limanı'nın konteyner limanı olarak büyüyerek
çalışmasını sürdürmesi yönünde mutabakat vardır. Ben
kruvaziyer limanının konteyner limanından çıkartılması
ve Bayraklı sahiline yapılmasını önerdim. Daha önce de
önermiştim. Oradan Konak'taki tarihi bölgeye gitmek
isteyen vapurla Konak veya Pasaport'a geçecek.
Karşıya geçtikleri zaman da İZBAN ile bir yaya yolu
bağlantısı kurulup Aliağa ve Selçuk yönüne gitmesi
konusundaki görüşlerimizi paylaştık. Hiçbir muhalif
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
Kasım
Şubat2014
2013Cumartesi
Perşembe
9 GÜNCEL 117
Ermenek'teki faciadan sonra Soma'daki Eynez Maden Ocağı'nda yeniden inceleme yapan
TBMM Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri, beklenmedik görüntüler ile karşılaştı.
Komisyon Başkanı Alaboyun, "Çektiğimiz videoları çok yakında kamuoyuyla paylaşacağız" dedi
Engelliler yine unutuldu
Son çıkan genelgelerle engellilere
yapılan yardımların hiçbir gerekçe
gösterilmeden kesildiğini söyleyen
Bayraklı Engelli Eğitim Dayanışma
Yardımlaşma Derneği Başkanı Vural
Gürbulak, “Bize hiçbir şey vermesinler, yardım yapmasınlar. Bizi insan
olarak görüp Meclis'te Engelli Hakları
Araştırma Komisyonu kurulsun,
bizim tek isteğimiz bu. Avrupa
ülkeleriyle boy ölçüşüyoruz ama
sokaklarda, bodrum katlarında yatan
engellileri görmüyoruz.” dedi. Dernek
üyeleri, engellilere yapılan yardımların kesilmesini protesto etmek için 3
Kasım 2014 tarihinde Ankara’ya
giderek siyasi parti temsilcileriyle
görüşecek. Engelli vatandaşların haklarının son çıkan genelgelerle gasp
edildiğini ve eziyet çektirildiğini iddia
eden Dernek Başkanı Gürbulak,
"Yaşadığımız sorunlar anlatmakla bitmez ama bizim en başta mağdur
olduğumuz, özellikle de bu son çıkan
genelgelerle mağdur olduğumuz
şeyler var. Bunlardan 2022’den faydalanıp sakatlık yardımı alan
arkadaşlarımız, ağır engelli
arkadaşlarımızın evde aldıkları bakım
ücretleri, daha sonra fizik tedavi
merkezlerine ödenen paraların kesilmesi, bunun yanında protezler, ortezler, bu tip tıbbi cihaz kullanan
arkadaşlarımızdan katkı payı alınması
bizi bayağı bir zora sokmaktadır.
Özellikle bizim arkadaşlarımız fiziksel bedensel engelli oldukları için bizler fizik tedavi görmek zorundayız ki
bunun süresi yok, devamlı olmak
zorunda. Ben mesela çocuk felciyim,
benim devamlı belirli bir yaştan sonra
kemik ve kas yapım zayıfladığından
dolayı devamlı fizik tedavi almak
zorundayım ama bunun yılda 60
seansını ödüyorlar, daha fazlasını
ödemiyorlar. "Görmek istiyorsanız
kendi cebinizden karşılayın." diye
böyle bir cevap alıyoruz. Yaklaşık üç
dört aydan bu yana bu böyle. Daha
önceleri doktor raporu olduğu halde
gidip alabiliyorduk. Önemli olan dok-
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Sürüne sürüne gittik
İNCE ZIMBALAR
CAN DOSTUM
RASİM
KÖROĞLU
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
görüş olmadan mutabık kaldığımız konu İzmir Alsancak Limanı'nın yük limanı olarak gücünün artırılarak
büyütülmesi oldu."
Toplantıda Serbest Bölgeler Şehri İzmir, Spor Tesisleri
ve Kulüpleri, Kent ve Kamu Kurumları İlişkileri adlı üç
ayrı komite kurulmasının kararlaştırıldığını kaydeden
Kocaoğlu, kurul üyelerinin İzmir Körfezi'nin su
sirkülasyonu ve yaklaşım kanalı projesiyle ilgili görüşlerini dile getirdiğini ifade etti.
Kocaoğlu, körfezin taranması konusunda bekledikleri ÇED süreci ile ilgili olumlu gelişmeler olduğunu
dile getirerek "ÇED konusunda sona çok yaklaştık.
Sunulan başvuru raporunda nasıl rehabilite edileceği,
kanalların nasıl açılacağı, hepsi bilimsel olarak oturtuldu. Geriye hazırlıklar kaldı. Nakil için yüzer boru
alacağız. Kazıya 3-5 ay içinde start verebileceğiz" diye
konuştu.
Toplantıda İzmir'in serbest şehir olması konusundaki görüşleri de ele aldıklarını kaydeden Kocaoğlu,
turizm, sağlık, teknopark konusunda serbest bölgeler
kurulması, İzmir'de serbest bölge sayısının artırılarak
kentin kalkınmasında rol oynaması gerektiği konusunda
anlaştıklarını söyledi. Kocaoğlu, serbest bölgeler
konusunda komisyon kurulduğunu dile getirdi. (AA)
SİNEMANIN
BİZCESİ: BİRLEŞEN
GÖNÜLLER
Çocukken, ailece seyrettiğimiz film ya da dizilerde bir
doğum sahnesi çıkacak diye ödümüz kopardı. Çünkü o
kadar sanat ve estetikten uzak, o kadar hoyratça ifade
edilirdi ki doğum olayı, rahatsız olmamak mümkün olmazdı. Yaşımız küçük olduğundan pek bir şey anlamazdık
sadece korku duyardık kadının avazı çıktığı kadar bağırmasından. Ama annem çok rahatsız olurdu bu olayın bu
kadar açık seçik anlatılmasından söylenip dururdu. Abim
ve babamın böyle bir sahne anlatılırken orada olması
canını sıkardı. Herkes olduğu yerde küçülür, kaybolmak isterdi sanki. Derken kumandayı elinde tutan babam kanalı
değiştirirdi. Üzerimize çöken ağır hava o anda dağılırdı
ama kimse tekrar o kanalı açmayı teklif dahi edemezdi. Bu
yüzden doğum sahnesinden sonrasını seyredemediğim
birçok film ya da dizi olmuştur.
Büyüyüp anne olunca annemin o anlarda neler hissettiğini
daha iyi anladım ve benzer rahatsızlığı eşimin ve oğlumun
olduğu ortamlarda doğumun anlatıldığı sahneler karşısında
ben de yaşadım. Bu böyle olmamalıydı. Bu kadar özel ve
sonuç itibariyle güzel ve de mucizevi bir olay bu denli
çirkin ifade edilmemeliydi. Kız çocuklarını dehşete
düşürecek, erkekleri de tiksindirecek şekilde anlatılmamalıydı doğum. Ancak Türk sinema tarihi ya da dizi film
sektörü bu konuda hiçbir çaba sarf etmemiş, bu olayı daha
estetik bir yolla anlatma kaygısını hiç yaşamamıştı. Ta ki
Birleşen Gönüller filmi çekilene kadar.
Geçtiğimiz hafta gösterime giren film gerçekten gerek
konusu ve senaryosu itibariyle gerekse çekimlerdeki görsel
başarılarıyla seyrettiğim en güzel film diyebilirim. Daha
önce ‘Babam ve Oğlum’un üzerine film tanımazken Birleşen Gönüller onu tahtından indirdi. Filmde iç içe geçmiş
hikâyeler var. Bir yanda idealleri uğruna sevdiklerinden
ayrılıp Orta Asya’ya göç eden ve yaşadığı sıkıntılara rağmen hedefinden ayrılmayan bir aile var diğer yanda kökü
ta 2. Dünya savaşı yıllarına dayanan destansı bir aşk ve
vefa hikâyesi var. Filmde çok güzel ve önemli mesajlar
veriliyor. Ama bu mesajlar o kadar özenle seçilmiş ve yerli
yerinde verilmiş ki etkilenmemek mümkün değil.
Çocuğunuza ya da bir dostunuza saatlerce konuşarak anlatamayacağınız meseleler birkaç görüntü eşliğinde ve bir
iki cümleyle çok güzel ifade edilmiş. Bu yüzden
çocuğunuzla ya da dostlarınızla rahatlıkla gidebileceğiniz
bir film diyebilirim.
Gelelim beni en çok etkileyen sahnelerden biri olan doğum
sahnesine. Filmin ana karakterlerinden biri olan Cennet
hamiledir ve soydaşlarıyla birlikte Alman Çalışma kampına götürülürken trende eşiyle karşılaşır. Aylar önce
savaşa giden ve bir türlü haber alamadığı eşini görmek ona
güç verir, can katar. Ancak sevinci uzun sürmez. Hamile
olduğu için çalışma kampında çalışamayacağını düşünen
eşi trenden birlikte atlayıp kaçmayı teklif eder. Elele tutuşup tren yavaşladığı bir anda atlamaya çalışırken bir
asker Cenneti tutar ve eşi Niyaz atladığı halde o trende
kalıverir. O şaşkınlık, dehşet ve üzüntü içindeyken doğum
sancıları başlar. Bir vagon dolusu kadın ve erkeğin
arasında doğumu başlayan Cennet çaresizdir. Bağırmamak
için dudaklarını ısırır, kendini sıkar. O anda güngörmüş bir
yaşlı kadının haykırışı duyulur: ‘Görmüyor musunuz
utanıyor. Durmayın öyle bir şeyler yapın’ Ve o erkeklerden
oluşan kalabalık dayanışmayı örnekleyen öyle bir şey
yapar ki tüyleriniz diken diken olur. Filmin bu kısmı için
daha fazlasını anlatmayacağım. Merak eden gidip
seyretsin. Zaten sadece bu sahne için bile Birleşen
Gönüller filmine gidilir bence. O kadar özenle çekilmiş ve
düşünülmüş bir sahne ki seyrederken ‘işte bu!’ diyorsunuz.
Bu olay ancak bu kadar estetize edilebilir. Bu kadar sanatlı
anlatılabilir. Senaristi yürekten kutluyorum. Bu filmi seyreden hiçbir kadın rahatsız olmadı, bir salon dolusu kadın,
erkek hatta çocukla o sahneyi seyretmekten utanmadı, aksine duyguların coştuğu bir anda estetiğin zirve yaptığı bir
sahneyi seyretme zevkini yudumladı. Bize bu güzelliği
yaşama şansı veren herkese minnettarım.
Evet sinemanın bizcesi bu kadar da güzel olabiliyormuş
meğer; gurur duydum. Filmle ilgili anlatılacak daha çok
şey var aslında. Filmde çok güzel sürprizler de var. Sizi
sürekli şaşırtmayı başarıyor senarist her nasılsa. Etkisinden
günlerce kurtulamayacağınız müthiş bir film. Ama sanırım
filmin bu kadar etkileyici olmasının nedeni bu hikâyenin
tamamiyle yaşanmış olması. Seyrettiğiniz filmdeki olağan
üstü tevafukların, yaşandığını bilerek seyretmek bir kez
daha etkiliyor sizi.
Peki, bu filmi film eleştirmeni olmadığım halde neden
konu edindim? El cevap: bu kadar büyük bir sanatsal
başarının siyasi bir linç kampanyasına kurban edilmesine
gönlüm razı değil. Son bir yıldır yapılan bütün güzel işlere
‘paralel’ çığırtkanlığıyla çelme takmaya çalışan bazı
nadanlar bu film aleyhine de saçma sapan ve de ipe sapa
gelmez laflar ediyor ne yazık ki. Bu film başka bir zamanda yapılmış olsa ülke gündemini haftalarca etkileyecek ve gişe rekorları kıracaktı(gerçi tüm olumsuz tezvirata
rağmen yine de gişe başarısı oldukça yüksek.). Ama birileri boş durmuyor ve karalayarak bu filme gösterilecek ilginin önüne geçmeye çalışıyor. Benim okurlarıma
tavsiyem bu filme mutlaka gitmeleri. Hatta ailecek gidin,
dostlarıyla birlikte gidin. Bu film kaçmaz. İddia ediyorum
bu filmi seyretmeyen ‘ben film seyrettim’ demesin. Son
zamanlarda gençler arasında pek geçerli bir yolla ifade
edeyim: ‘Ölmeden önce mutlaka yapılması gereken on
şeyden biri bu filmi seyretmek olmalı!’ diyebilirim. Ama
şu hatırlatmayı da mutlaka yapmalıyım: Yanınızda mutlaka
bir paket kâğıt mendil olsun. Hatta iki. İkincisini yakınlarınızda oturan mendilsiz gelmiş diğer seyircilere uzatabilirsiniz. Bizim bulunduğumuz salonda bir bayan
seyircinin bir ara kendini koyverip ellerini yüzüne kapatarak sesli sesli, hıçkırıklarla ağladığını söylersem ne
demek istediğimi anlarsınız sanırım.
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
10 DENİZLİ HABERLERİ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
1 Kasım 2014
971Şubat
2013Cumartesi
Perşembe
Denizli Büyükşehir
Belediyesi 138 yaşında
Denizli'de belediye teşkilatının 138. kuruluş yıldönümü kutlandı. Denizli Büyükşehir Belediye
Başkanı Osman Zolan, ilk defa Büyükşehir Belediyesi olarak kutlanan törende, "Belediyemizin
150. kuruluş yılında daha farklı bir Denizli olsun istiyoruz. Hedeflerimiz yüksek" dedi
Kent Konseyi
Meclisleri genel
kurula gidiyor
Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi bünyesinde
faaliyet gösteren Engelliler
Meclisi, Gençlik Meclisi ve
Kadın Meclisi Genel Kurul
tarihleri belli oldu
Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent
Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren,
kentte yaşayan engelli, genç ve kadınların kendilerini ifade etmesi, sorunlarına karşı çözüm üretmesi ve karar alma mekanizmalarına aktif olarak katılmalarını sağlayan Engelliler
Meclisi, Gençlik Meclisi ve Kadın Meclisi Genel Kurul tarihleri belli oldu.
Türkiye genelinde yürüttükleri projeler, sosyal etkinlikler ve kültür faaliyetleri ile örnek gösterilen Engelliler
Meclisi, Gençlik Meclisi ve Kadın Meclisi’nin başkan ve yönetim kurullarının
belirleneceği genel kurul toplantıları
Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda yapılacak. Buna göre genel kurul tarihleri
şöyle: "Denizli Büyükşehir Belediyesi
Kent Konseyi Engelliler Meclisi Genel
Kurulu 1 Kasım Cumartesi Saat:10.00-12.00, Gençlik Meclisi Genel
Kurulu 5 Kasım Çarşamba Saat:10.00-12.00, Kadın Meclisi Genel
Kurulu 12 Kasım Çarşamba saat:10.00-12.00." (HABER MERKEZİ)
D
enizli'de belediye teşkilatının 138. kuruluş yıldönümü
dolayısıyla bir tören düzenlendi. Delikliçınar Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı
önünde düzenlenen törene, Denizli Valisi
Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, önceki dönem Belediye Başkanı Ali Dartanel, Ziya
Tıkıroğlu, Ali Marım, Ali Aygören ile
Hüsnü Örnek ve Ferit Ali Küçüka'nın yakınları, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Ünal, Yardımcıları Mustafa Gökoğlan, Aytaç Turgut, İbrahim
Özsoy, daire başkanları ve belediye çalışanları katıldı. Başkan Zolan'ın önceki
dönem belediye başkanları ile
birlikte Atatürk Anıtı'na
çelenk koymasıyla
başlayan tören İstiklal Marşı'nın
okunmasıyla
devam etti.
Başkan Zolan,
burada yaptığı
konuşmada,
kuruluş yıldönümüne katılan herkese teşekkür ederek,
"Tam 138 yıl önce
bugün 30 Ekim'de
Denizli'de bir belediye
kurulmuştur. 138 yıl önce
atılan adımla başlayan bu yolda,
bugünkü geldiğimiz noktaya baktığımızda artık Denizli büyük bir köyden, 15-20
bin nüfustan, büyükşehire kavuşmuş ve
970 bin nüfusa ulaşmıştır. Kuruluşunda
ilk imzayı atandan ve ilk başkanından
bugüne kadar Denizlimize hizmet etmiş
olan tüm başkanlarımızı, meclis üyelerimizi ve tüm belediye çalışanlarını, Denizli'nin derdiyle dertlenen tüm kardeşlerimizi, tüm büyüklerimizi minnet ve şükranla anıyorum" dedi.
"Hedeflerimiz
yüksek"
Törene katılan Belediye
Başkanlarına
teşekkür eden
Başkan Zolan, "Başkanlık yapıp da
Bakanlık seviyesine gelmiş
olan başkanımız
da var. Ben Nihat
Zeybekci Bakanımıza
kutlama telgrafı ve de Denizli'ye verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum" diye konuştu. 138 yıl önce başlayan yürüyüşün güçlenerek, artarak devam edeceğini ifade eden Başkan
Zolan, şöyle konuştu: "İşte 30 Mart'tan
sonra Denizli, büyükşehir oldu, inşallah
hizmetler büyüyerek devam edecek. Dönüp geriye baktığımızda Denizlimizin artık dünya kenti olma noktasında hızlı
adımlarla ilerlediğini hep beraber göreceğiz, şahit olacağız. İstiyoruz ki herkes
mutlu olsun, her türlü derde derman ola-
lım, her tülü talebi karşılayalım. Şehircilik anlamında ne varsa harfiyen yerine
getirelim arzusundayız. İnşallah bunları
hep birlikte önceki başkanlarımızla, çalışma arkadaşlarımızla, meclis üyelerimizle, 19 ilçe belediye başkanımızla ve
olmazsa olmazımız tüm halkımızla birlikte kol kola girerek yerine getireceğiz.
2023'te farklı bir Denizli, güzel bir Denizli olsun istiyoruz. Belediyemizin 150.
kuruluş yılında daha farklı bir Denizli olsun istiyoruz. Hedeflerimiz yüksek."
Başkan Zolan, ayrıca törene şehir dışında
olduğu için katılamayan önceki dönem
Belediye Başkanlarından Hasan Gönüllü'nün de selamını iletti.
Vali Kocatepe: "Ege'nin yıldızı Denizli"
Denizli Valisi Şükrü Kocatepe ise,
Denizli'nin sadece nüfus çokluğunu sağlayarak büyükşehir olmuş bir il olmadığına vurgu yaparak, "Denizli, gerçekten
donatıları, alt yapısı, park bahçeleri, kaldırımıyla, yoluyla büyükşehir olmayı
hak ederek büyükşehir olmuş, Ege'nin
yıldızı, hem sanayide hem tüm sosyal
alanlarda belediyecilik konusunda da ör-
nek ve önde bir ilimiz. Denizli'nin bugüne gelmesinde katkıda bulunan tüm belediye başkanlarına teşekkür ediyorum"
dedi.
Başkanlara sürpriz hediye
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, törene katılan önceki
dönem belediye başkanlarına sürpriz bir
hediye verdi. Ali Dartanel, Ziya Tıkıroğlu, Ali Marım, Ali Aygören ile yaşamını
yitiren Hüsnü Örnek'in yakını Yüksel
Bağbaşıoğlu ve Ferit Ali Küçüka'nın yakını Derya Küçüka'ya başkanlıkları döneminde çekilen fotoğraflar ile başkanlık
mazbatalarını verdi. Törenin ardından
Başkan Zolan ve beraberindekiler, hayatını kaybetmiş belediye başkanları ile
Milli Mücadele Kahramanı Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin mezarlarını ziyaret, ederek dualar okudu.
(HABER MERKEZİ)
Miniklerden Sevgi Eli'ne anlamlı bağış
Saime Aslan Anaokulu öğrencileri
yürüttükleri sosyal
proje kapsamında
topladıkları kıyafet
ve oyuncakları
Denizli Büyükşehir
Belediyesi Sevgi
Eli'ne bağışladı
Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli, 9 yıldır
binlerce ihtiyaç sahibine yaptığı yardımlarla hayırseverler ve sosyal projeler için güvenilir kurum olmaya devam ediyor. Saime Aslan Anaokulu öğrencileri, ihtiyaç sahipleri için yürüttükleri
sosyal proje kapsamında topladıkları oyuncak ve
kıyafetleri teslim etmek için Sevgi Eli'ni ziyaret
etti. Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı ve
Sevgi Eli Sorumlusu Selma Yıldız'ın hazır bulunduğu ziyarette, öğrencilere Sevgi Eli hakkında
bilgi verildi. Saime Aslan Anaokulu öğrencileri
ile bir süre sohbet eden Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, minik öğrencilerin topladıkları yardımları
ihtiyaç sahiplerine ulaştırması için Sevgi Eli'ne
teslim ettiğini belirterek, "Hayırsever yardımlarını ihtiyaç sahipleri ile senelerdir buluşturuyoruz.
Fakat minik öğrencilerimizin ziyareti bizim için
çok farklı. Çünkü bu yardımlar yaşı küçük, merhameti büyük yüreklerden geldi. Çocuklarımızın
erken yaşta, paylaşma, yardım etme ve iyilik duygularını öğrenmesine Sevgi Eli'nin elçilik etmesi
bizim için çok anlamlı. Tüm öğrencilerimize teşekkür ediyoruz" dedi. (HABER MERKEZİ)
Büyükşehir yaralı leylek
ve atmacaya kucak açtı
Denizli Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Kliniği, yaklaşık 2 hafta önce ateşli
silahla vurularak yaralanan leylek ve atmacaya kucak açtı. Klinikte tedavilerine
başlanan leylek ve atmaca iyileştikten sonra tekrar doğal ortamına salınacak
Denizli Büyükşehir Belediyesi
Sokak Hayvanları Kliniği, sokak hayvanlarının tedavisi dışında, vatandaşlar tarafından
yaralı halde bulunan vahşi doğadaki hayvanlara da
şefkat elini uzatıyor.
Bu kapsamda, Denizli
Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları
Kliniği'ne yaklaşık 2
hafta önce vatandaşlar tarafından yaralı
bir leylek ve atmaca getirildi.
Klinikteki veterinerlerin yaptığı
kontrollerde, her iki kuşun kanatlarından ateşli silahla vurulduğu tespit edildi. Bunun üzerine leylek ve atmacanın tedavilerine başlandı. Kısa sürede tedaviye olumlu yanıt veren leylek ve atmacanın tekrar uçma
kabiliyetlerini kazanması için
ise uçma egzersizleri yaptırılmaya başlandı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Sokak
Hayvanları Kliniği Veteriner Hekimi Emine
Dangal, her iki kuşun
uçma yeteneklerini
tekrar kazanacaklarını
umduklarını belirterek, hayvanların ateşli
silahla vurulmasına
dikkat çekti. Dangal,
"Maalesef kliniğimize her ay ateşli silah-
la vurulmuş değişik türde kuşlar
getiriliyor. Vakit kaybetmeden
tedavilerine başlayıp tekrar ait
oldukları doğaya kavuşmaları
için çaba sarf ediyoruz" diye
konuştu.
Doğal yaşamlarına
kavuşturuluyor
Klinikte yaralarını iyileştirdikleri kuşların yine uçabilmeleri için kanat egzersizleri yaptırdıklarına işaret eden Dangal,
şöyle konuştu: "Uçma yeteneğini geri kazanan kuşlarımızı Orman ve Su İşleri Denizli İl Müdürlüğü'ne teslim ederek, doğal
ortamlarına salınmalarını sağlıyoruz. Şu ana kadar atmaca, şahin, leylek, flamingo, balıkçıl,
akbaba gibi kuş türlerinin tedavilerini gerçekleştirerek tekrar
doğal ortamlarına bıraktık."
(HABER MERKEZİ)
Atık cam kumbarası teslim
töreni gerçekleştirildi
Merkezefendi Belediyesi, cam atıklarının geri dönüşümü ile ekonomiye yeniden kazandırılması amacıyla lisanslı
geri dönüşüm firması Kartlısan ve cam
kumbara üretici firması Anadolu Cam
firmalarıyla protokol imzalandı.
İmzalanan protokolle, toplanan
cam atıkların ekonomiye yeniden kazandırılmasını amaçlanıyor.
Merkezefendi Belediye Bahçesinde
imzalan protokol törenine Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, Belediye Başkan Yardımcıları
Yusuf Görgüç, Fatih Işık ve Hasan Kayıhan, Mertaş Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Mazıoğlu, lisanslı geri dönüşüm firması Kartlısan Genel Müdürü
Volkan Kartlı, Anadolu Cam Firması
Geri Dönüşüm Uzmanı Emrah Mataracı ve Proje Koordinatörü Volkan Aydemir, Belediye birim müdürleri, belediye personeli ve Gazi İlkokulu öğrencileri katıldı.
Merkezefendi İlçe sınırlarında belirli bölgelere yerleştirilecek atık cam
kumbaraları ile Türkiye’nin en fazla
geri dönüşüm sağlayan ilçesi olmak
hedeflediklerini belirten Başkan Subaşıoğlu, 150 adet atık cam kumbarası
teslim töreninde yaptığı açıklamada;
“Bugün üretici firma 150 adet atık cam
kumbarasını belediyemize teslim etti.
Daha önce alınan 50 adet atık cam
kumbarası ile birlikte sayıları 200’e
ulaşan atık cam kumbaraları, ilçemizin
daha önce tespit ettiğimiz, atıkların yoğun olduğu bölgelere yerleştireceğiz.
Böylelikle hem çevre temizliğini, hem
de cam atıklarının geri dönüşümünü
sağlamış olacağız. 150 adet atık cam
kumbarası üretici firma tarafından belediyemize hibe edildi, toplama işini de
lisanslı geri dönüşüm firması tarafından yapılacak. Toplanan cam atıkları
yeniden ekonomiye kazandırılacak.
Merkezefendi Belediyesi olarak Türkiye’de en fazla geri dönüşüm sağlayan
ilçe olmayı hedefliyoruz.” dedi.
Atık cam kumbarası teslim törenine
katılan Gazi İlkokulu öğrencileri de
Başkan Subaşıoğlu ile birlikte biriktirdikleri şişeleri kumbaralara attılar. Ardından öğrencilere, geri dönüşüm konusunda eğitim verildi. Bu çalışmaların okullarda da devam edeceğini belirten Subaşıoğlu, “Belirli bölgelere atık
cam kumbaralarını yerleştirmekle kalmayacağız. Üretici firma ve lisanslı geri dönüşüm firması okullarda da eğitim
çalışmalarına devam edecek” diye konuştu. Tören sonunda Gazi İlkokulu
öğrencilerine geri dönüşüme katkılarından dolayı kumaş sırt çantası hediye
edildi. Duyarlı davranışı ve çevreci tutumundan dolayı Başkan Muhammet
Subaşıoğlu’na da Anadolu Cam firma
yetkilileri tarafından plaket takdim
edildi. (HABER MERKEZİ)
117Kasım
Şubat2014
2013Cumartesi
Perşembe
5355,21"14.2$/3/&41'3+2+'3+,2532535
BZ[ZKX`\RL[Sa'SWIS\^T_VaO`T\`WZ]ZaNUVNa`KZY
`\`O`X`]aI`[YZaU_[`W[`T`\`YaYSV[`XZMa
8_H[_VaO`QY`]ZaJ^O^TX^Ma
G\Y`UZ]X`aSPS]aH_aDRQYS[SaO^\aYR\V_/aH`\XZM
@FT[_D_a6W`X_]aY`P`[`\Z]Z]aVF\_][_\^]aNP_\^]_
JF[J_aXNQN\W_Ya^K^]aJ_\K_Y[_QV^L^]_6a^]`]`D`YaY`X`\
C`\`]RT`Y[`QWZQaO`PZaC`\V^[^[_\aX_aOSa^IV^W`[_aY`\QZ
6X^\_]W^Q6aR[XS[`\M
=_\_X_aW^,
'-5E]^]a6N[Y_6U^a@`LX`Va'`XX_U^E]X_MMM
*FPV_C_EX_]aB`XZYFTaW_\Y_P_aY`X`\a^[_\[_W_Ya^U?
V_\[_\X^aO_[Y^a`W`aR\`TZaUR[aB_W`[^PWE_aY`CVZ\XZ[`\M
`Y`VaU^T`U_VV_]aNW^VaY_U^[W^TR\Ma
5`\V^U^]^]aRVSPaTZ[XZ\aXRL\SaXNPJN]aO^\aY`IH_
VRC[`]VZUZaO^[_aT`C`W`XZLZaO`PZa*N]_TXRLSa^[[_\^]X_
BZ[ZKX`\RL[SE]S]aY`[XZ\ZW[`\X`aO^\^YW^Qa-85E[^[_\^aU_?
[`W[`W`a^IV^W`[^aS>SYV`aO_[^\^TR\M
%4*.5)
#44'3+
(#(%
=`UZ[aWZ,a
(]SaX`a`][`V`TZWMMM
*_K_]aC`P`\V_U^aGTU_[aASL[SYES]aEX_Y^aW_QIS\
'SWIS\^T_VaW^V^]J[_\^aXF]_W^]X_a6)[NWUNPaWSD^P_
[^X_\a#SUV`>`aB_W`[E^]aV`\^IU_[a_T[_W[^[^L^]_6aU_[`W
K`YVZLZaB_W`[^UV[_\[_a^VV^>`YaV_P[_\^]^aI`VZ\[`VWZQVZWM
@SaV_PaQ^WX^a\`>V`]a^]X^\^[^CaW`U`T`aYR]S[S\aWS<
X^T_aXNQN]N\Y_]MMM
8N]T`aQSaUZ\`[`\X`aFT[_aIZP[ZaXF]NTR\aY^MMM
@^\aI`>V`aO^[_aO_Y[_W_T_aJ_\_YaY`[W`XZM
ASL[SYaO`Y[`TZa`LPZ]X`]aKZY`\XZaH_a6X_H[_V^]
J_[_D_L^]^aXNQN]_][_\aH_aU_YN[_\aJNK[_\aIZP[`aUR\SW[S?
[SYa`[W`[ZXZ\6aK`L\ZUZ]ZaT`CVZM
@^\aY_\_a^]U`]aASL[SYES]aX_H[_VV_]aX_L^[<aI`[Y[`\Z]
J_[_D_L^]X_]aUFPa_VW_U^]^aO_Y[^TR\M
9R]\`aY`UV_VV^L^]^]aBN\V[_\_a_]a`LZ\a`DZ[`\ZaT`Q`VWZQ
6_UY^aX_H[_V6aR[XSLS]SaXNQN]N]D_<aOSaI`XU^PaR?
CR\VN]^PWaY`\QZUZ]X`a^]U`]Z]aW^X_U^aOS[`]ZTR\M
-_WaX_a]_T_aY`\QZTWZQaOSa^VV^>`Y,
6*_\^D^[^L_aY`\QZMM6
`TaH`TaH`TT2
GW`aQ`QZ\W`XZWMMM
9`X_D_aASL[SYaH_aO_]P_\[_\^]^]a^C^]_aU`\Z[`\`Y
W_W[_Y_V^a`TXZ][ZL`aKZY`\V`D`Y[`\Z]ZaU`]`]a'^I`]J^\<
*NWNQ[NY<a=^Q`]V`QZa\`X^Y`[[_\^]_aNPN[XNWM
9R]aY_P2MM
%0343
$434(($
5*.51"5
1.4-*5)0.0!
&5-2"551,58N]YNaJ`P_V_W^P^]aUN\W`]Q_V^]X_aT_\a`[`]aE)?
9(aD_CI_X_<aC_QW_\J_aQRHX`EaI`O_\^]^]aX^[^]_aC_Y
KRYa`KZX`]aY`VZ[WZTR\SWM
G[VaO`Q[ZYV`aT_\a`[`]aE3R[`aKZY`]aI_\Y_U^
U_[`W[`XZ[`\Ea^>`X_U^aW_U_[_T^aFP_V[^TR\a`U[Z]X`M
5_QW_\J_]^]aAN\Y^T_aVRC\`Y[`\Z]X`]aJ_K^Q^
UZ\`UZ]X`aI`[YZ]aURY`Y[`\`aKZY`\`YaJFUV_\X^L^aO^\
V_H_DDNIaUFPaYR]SUSMa8S\`Y[`W`aH_a`LZ\aI`\_Y_V
_VW_aO^\`PaX`aOS]X`]aY`T]`Y[`]ZTR\Ma
+`T_Va@`\P`]^aTF]_V^W^aT`aX`a5_QW_\J_
@`Y`][ZLZaEA_P`IN\`VaR[U`aO^[_aOS\]SWSPS
KZY`\W`T`D`LZPEaX^T_aO^\aUFPaH_\W_X^TU_<aOS\`X`
EQRHSEaV_YaO`QZ]`aC_QW_\J_]^]aT`CW`XZLZaX`a`Q^Y\M
5_Y^aI`[YZ]aOSaDRQYSUSa]_X_],a@F[NDNaR[XSY[`\Z
T`aX`aAN\Y^T_ET^aU_HW_X^Y[_\^a^K^]aW^,aAN\Y^T_
X^T_aO^\aX_H[_VaR[W`XZLZ]Z<aaTZ[a`U^W^[`UTR]
CR[^V^Y`[`\ZT[`a_P^[X^L^]^PaBN\X^UV`]a^U^W[^aO^\
N[Y_X_aT`Q`XZLZ]ZPZaXNQN]N]Ma
=^I`T_Va`U^W^[`UTR]`aUR]aH_\_]aT_]^aO^\a`YZ[
I`Y^WaR[XSYV`]aUR]\`<aX_H[_V^]^PaF\]_L^]aGP_\O`T?
D`]E[`aUV\`V_/^Ya^VV^>`Y`aJ^\W^QaR[US]aH_aOSaW^]H`[X_
U`[XZ\Za`[VZ]X`Y^<aU^P^]aX_a`Y\`O`[`\Z]ZPZ]aT`Q`XZLZ
O`QY`aO^\aQ_I^\_aXRL\SaGP_\O`TD`]a`UY_\[_\^]^]
J_K^Q^]^aU`L[`WZQaR[US]Ma9^PaX_aRa`UY_\[_\^aTR[X`
Y`\QZ[`W`PaWZUZ]ZP,
@Z\`YZ]aEURTX`QE[`\Z]ZPZ]aR[XSLSaO^\aVRC\`Y
C`\K`UZ]Z<a$_V]^YaW_P`[^W^a`[VZ]X`a^][_T_]
@RU]`ET`aA9BaO^\[^Y[_\aJF]X_\W^QaR[U`TXZaX`<a@`VZ
A\`YT`EX`Y^aAN\Y[_\aR][`\ZaDRQYST[`aSLS\[`W`P
WZTXZaW_U_[`,
@SaJF\N]VN[_\a^Y^]D^aO^\a-`OS\E`aTR[a`K`\
_]X^Q_U^T[_aO_[Y^aEST`\ZEaW`I^T_V^]X_aO^\aI`O_\
T`CZ[WZQa`W`a-`OS\ES]a`[VZ]X`]a]_aUS[`\a`YVZMMMa
(aUS[`\Z]a^K^]X_aJ_K_]aU_]_a8^T`\O_Y^\E_aJ_[_]
@`\P`]^ET_aAN\Y^T_aUZ]Z\Z]X`]aQ_I\_aS[`Q`]`aY`X`\
1\`YaBN\X^UV`]a@F[J_U_[a3F]_V^W^aO`T\`Y[`\ZT[`
XR]`VZ[WZQaO^\aYR]HRTS]a_Q[^Ya_VW_U^aH`\aW_U_[`M
B_]X^U^]^aBN\VK_aU_[`W[`T`]a@`QO`Y`]a;\XRL`]EZ]
`T]ZaJN]aV`\^I_a^[YaX_>`aEBN\X^UV`]EaX^T_]aAN\Y^T_
@`QO`Y`]ZaR[`\`YaJ_KW_U^aH`\aW_U_[`Ma
5_QW_\J_]^]aO`QYRWSV`]Za@`\P`]^E]^]<
VRC\`Y[`\Z]X`aKZY`]aC_V\R[N]aC`\`UZ]ZaGW_\^Y`]
O`]Y`[`\Z]`aX_L^[aX_a-`[Ya@`]Y`UZE]`aT`VZ\W`
]RYV`UZ]X`Y^aX^\_]D^aH`\aW_U_[`MaAN\Y^T_E]^]a`T]Z
P`W`]X`aO^\aBN\VaX_H[_V^aR[XSLS]SaUFT[_T_]<
5BBE[Z[`\aUZ]Z\aXZQZ]`aKZYU`TXZaBRO`]ET_aX`I`aNUV
XNP_TX_aT`\XZWa_X^[_D_L^]^a^PI`\a_X_]a@`QO`Y`]
8`HSVRL[SE]S]aUFP[_\^aH`\aW_U_[`MMM
B`[XZaY^aC_QW_\J_aJ_K^Q^aAN\Y^T_E]^]aF]_\X^L^
3 .3 20*2,4!4/244-2*01,5)
2
5-24'/12*5,03&525!434-&/1/3.43/
B`\`W`]%X`aT`Q`XZLZWZPa>`D^`aUR]\`UZaW`X_]^
^Q[_V_]aQ^\Y_V^]a^]U`][ZYaXZQZa`KZY[`W`UZ]ZaH_a;]_\/^
@`Y`]ZaA`]_\a3Z[XZP%Z]a*;:$;4a3&!7;:4=;aHS?
\`]aD_H`OZ]ZaWSV[`Y`aRYSXS]SPMMMa#`X_]aU`I^O^aKRY
C^QY^]a0OSaO^\a`>_VV^\.aX^TR\2aG>_VaR[`]aV_YaO^\aJ_\K_Y
H`\"aU^P^]aJ^O^a 4'8G=7G:1a'&!8G=7G:1aG7?
A1=8GaY`[WZQa^]U`]aX_W_YV_aPR\[`]`D`LZWZP
Y^Q^[_\^]a`\`WZPX`aXR[`QW`UZMMMa
9_HJ^[^aXRUV[`\<aOS]X`]aTZ[[`\aF]D_a07^]T^V
U`I`[`\Z]Z]a_YR]RW^T_aY`P`]XZ\Z[W`UZ.aYR]SUS]X`aO^\
T`PZaY`[_W_a`[WZQaYR]S]S]aSPW`]Z]X`]aJ_[_]aO^\
`KZY[`W`TZaX`a_Y[_W^QV^Wa0MMMAN\Y^T_%]^]aV_YaT_\[^a_]?
_\/^aY`T]`LZaR[`]aH_aUV\`V_/^Ya_]_\/^aV_W^]`VZaR[`\`Y
7^]T^VaU`I`[`\Z]Z]aFP_[aU_YVF\aV`\`>Z]X`]a^Q[_V^[W_U^a^Q
JNH_][^L^aV`O[RUS]SaX_L^QV^\_O^[^\.MMMaGU[Z]X`aUFT[_]_]
KRYa`KZYVZ"a)!;7a9;BA):aOS]SaT`C`O^[^\aW^,a*_K_]
aU_]_aUR]\`UZaJ_[^]_]a]RYV`X`aD_H`CaV`\VZQW`T`a`KZYMMM
9_HJ^[^aXRUV[`\<a0T_\[^a_]_\/^aI`WW`XX_U^.aR[`\`Y
YS[[`]Z[W`UZ]Z]aV_QH^Ya_X^[W_U^]_aV`\`>aR[XSLSWa`W`
X_V`T[`\ZaI`YYZ]X`aKRYaD^XX^aK_Y^]D_[_\aV`QZXZLZWaYR?
]S]S]a0FP_[[_QV^\W_?J_\_Y[^[^Y.aYZUWZ]ZaT`PZ]Z]a^[?
0'0)
#+3+)
(
_\[_T_]aOF[NWN]X_aV`\VZQW`T`a`K`D`LZWMa@SaX_V`T[`\`
J_KW_X_]a3G+G=G=7G:a9(=:G91aG]Y`\`%TZaO^\
UN\_aF]D_aI`\_Y_V_aJ_K^\_]aY`TJZTZaH_aUR\JS[`]`]
XNP_][_W_T^a`YV`\W`Ya^UV^TR\SWMaBR]SaI`YYZ]X`aR\?
V`T`aYR]`]a0SPW`]aJF\NQ.aUR]aX_\_D_aXRL\SMa@SaT?
`V`Y[`\a_YR]RW^T_aY`P`]XZ\Z[UZ]a>`Y`Va0W`X_]D^[^Y
`[`]Z]X`aF[NW[_aUR]SK[`]`]aY`P`aT`CW`X`aXN]T`
R\V`[`W`UZ]Z]aKRYaNUVN]X_aT_\a`[`]aQ^\Y_V[_\^]aX_aOSa^Q_
J^\W_U^aWSV[`Y`aF][_]U^]2
5_Y^a]`UZ[aT`CZ[`D`Y,a$RYaPR\aX_L^[2a$FPNWaG$1B
;a=;A"aJ_KW^QV_a)7&#7&aBG!G3Ga9;@;5
(7G=a+4:B;Aa ;a@a+4:B;A4=a(:AGB7G:?
1=1=a5G3a9G-4@4a(78a@G+BGa+4:B;A7;:
#G8;=aH_a^[J^[^aI^KO^\aYR]SX`a>``[^T_VaJFUV_\_W_T_?
D_Y[_\MMMaGH\SC`?G@8aUV`]X`\V[`\Z]Z]aV`W
H_aX_UV_Y[_X^L^aO^\a`\`a>R\WN[Y_]<a:R/`H`E]Z]
5BBE]Z]aV_YK^aCR[^V^Y`[`\Z]X`]aYS\V`\Z[ZC
KRLS[DS[`QW`UZ]`aI^PW_Va_X_D_YaO^\a`XZWaR[XSLS
I_\Y_U^]aW`[SWSTY_]<aOS]X`]a\`I`VUZPaR[`]a5BB
STJS[`]W`UZT[`aX^L_\a[^U`]U[`\ZaX`a^CV`[a_X^[_D_Y2
9R]SKa7^]T^VaU`I`[`\Z]Z]a_YR]RW^T_
Y`P`]XZ\Z[W`UZ]X`]aH_a_]_\/^aO`LZW[Z[ZLZ]Z]
`P`[VZ[W`UZ]X`]aT`]`TZW2a3`[]ZPaXN]T`aUV`]X`\V[`\ZaX`
X^YY`V_a`[Z]XZLZ]X`aTSY`\ZX`Y^aX_V`TaKRYaF]_W[^
0AN\Y^T_<aXZQ`a_]_\/^aO`LZW[Z[ZLZWZPZa`P`[VW`.aTR[S]X`
F]_W[^aO^\a`XZWa`V`\Y_]a0U_YVF\NaX_a8&=3Ga9AG=?
8G:7G:1=G.aY`HSQVS\W`YaPR\S]X`MMM
9R]aUFPaGW_\^Y`%X`aH_aFP_[[^Y[_a\`]U`%X`a0W^[T`\
XR[`\[ZY.a^I`[_[_\aUR]SDSa`[XZY[`\Za`[`][`\X`aY`P`T`aTR[
`K`]aQ^\Y_V[_\^]a[^U`]U[`\Za^CV`[a_X^[X^L^aJ^O^a0W^[T`\a_S?
\R[SYaD_P`[`\.aY_U^[X^2a4=9G=a-G3GA1a-;:a+;34=
&9A&=8;84:2a@^\aF\]_Y"a4]J^[^Pa^[`KaQ^\Y_V^]_aY_?
U^[_]aaW^[T`\aXR[`\[ZYaD_P`2aGW_\^Y`%X`a>^[V_\aV`Y?
W`T`][`\`aY_U^[_]aW^[T`\aXR[`\[ZYaD_P`[`\2
)]_W[^a]RVa3G:*1aW_]USC[`\Z]`aX`aO^\aK^>VaUFPNW
H`\"aAG!#4=GA7G:1aTSY`\ZaK_YW_YaH_aT_]^aTR[a`K?
W`YaU^P^]a_[^]^PX_Ma@^\a^QK^aI`T`VZ]ZaY`TO_X^]D_a`^[_?
U^]_aFX_]_D_YaV`PW^]`VaaO^]aA7aKZYZTR\U`aH_
H^DX`]Z]ZPa\`I`VU`aUR\S]aTRY2
W_XT`UZa^[YaJN]aW_U_[_T_a^[^QY^]aI`O_\aO^[_
J_K_W_W^QY_]<aV_PY_\_T_aI`TZ\aX^T_]a-85aUR]S]?
X`aV_PY_\_]^]a]_a^Q_aT`\`XZLZ]Za`LPZa`KZYa^P[_W_Y
PR\S]X`aY`[WZQY_]<a;U_Xa\_/^W^aC_QW_\J_]^]aH_
)9(E]S]aJ_[^Q^]X_]a\`I`VUZP[ZLZ]Za^[`]a_VW^QY_]<
T`]^aI_\a`KZX`]aN[Y_aW_]>``V[_\^a]RYV`UZ]X`aX`
F]_W[^aO^\aERC_\`UTR]EaJ_\K_Y[_QV^\^[^\Y_]<aR]SaOS
Q_Y^[X_aU`\UW`Ya\`UTR]_[aX_aX_L^[M
)]NWNPX_Y^aXF]_WX_<aUFWN\J_D^aJNK[_\_
T_]^X_]aT_WaR[W`W`Ya^K^]aAN\Y?BN\Va^VV^>`YZ]`a^Y^
V`\`>Z]aX`aXF\Va_[[_aU`\Z[W`UZaJ_\_Y^TR\Ma3_]^
+`>`YEZ]aQ^WX^T_aY`X`\aONTNYaF[KNX_aOSaC_\UC_Y?
V^>_aU`I^CaKZYWZQaO^\aJ`P_V_aR[XSLS]SaO^[X^L^Wa^K^]
OSaEWSI`[_>_VaQ_\I^E]^aXNQW_Ya^UV_X^WM
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
ACİL TELEFONLAR
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
Dünya
Bankas ’ndan
Kocao lu’na
te ekkür
Dünya Bankas Çok Tarafl
Yat
r mTELEFONLARI
Garanti Ajans
YANGIN
MIGA’n n cra Kurulu Ba kan
İzmir
110
(CEO)
Keiko Honda, zmir
Karşıyaka
372 58 74
Büyük
ehir Belediye Ba225kan
Kadifekale
49 99
Kocao
Honda,
Bornovalu’nu ziyaret etti.388
10 03
“Sizinle
birlikte çal
t 386
k ve
Bostanlı
17 86
Buca
61
gelecekte
de çal
aca 487z.13Bize
13 07
i Karabağlar
birli i f rsat verdi237iniz
için
Çamdibi
433
65
59
te ekkür ederiz.” dedi. Ziyarette
Çiğli Risk Yönetimi Üst 376
73 23
MIGA
Düzey
Balçova
278 76 02
Yetkilisi Franciscus Linden, K demli
Evka 4
351 09 04
Sigorta
Uzman Christopher
Evka 1
452 24 77
Millword,
Gaziemir Dünya Bankas 251 00 44
Uluslararas
Finans Kurulu
(IFC)
Hatay
250 86u 40
Avrupa,
Ortado u ve Kuzey
Narlıdere
238 Afrika
35 97
Güzelbahçe
234
25 Çevik
34
Yat
r mlar Sorumlusu
Elif
ile Büyük ehir Belediyesi
HASTANE TELEFONLARI
bürokratlar
da haz r bulundu.
-Devlet HastaneleriBüyük ehir
Belediyesi’nin çe itli
Aliağa
616 87 87
projeleri için IFC’den kredi
N.S. İşgören Alsancak
463 64 65
ald
n hat rlatan Honda,
Alsancak Acil Servis
veririz,
“Size
nas l daha iyi hizmet
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
onun
için buraday
Alsancak
Diş Hast. z.” diye
464 konu
78 62 tu.
Dünya
Bankas
Atatürk
Devlet ’n n misyonu
244 44 44
hakk
nda
bilgi
veren
Honda,
Behçet Uz
489 56 56
58 58 imiz
“ Bornava
zmir’e Dev.
dahaHast.
önce kredi375
verdi
Bozyaka
Eği. Hast.
250 50 gibi
50
gemi,
tramvay
ve trafik sistemi
Buca S.D.
projeler
var.Hastanesi
Gelecekte de452 52 52
A. Çizgenakat
07 77i
çalÇeşmeaca
z. Bize i 712
birli
Foça
812
29
f rsat verdi iniz için te 14ekkür
Göğüs dedi.
Hastanesi
433 33üç
33
ederiz.”
Dünyada sadece
Konak Diş Hastanesi
441 81 81
belediyeyle çal
t klar n
Karşıyaka
366 88 88
belirten
CEO Honda, bunlar
n Sao
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Paulo,
stanbul
Büyük 832
ehir58ve59
Menemen
Dev. Hast.
zmir
Büyük
ehir
oldu
unu
Nejat Hepkon
açSeferihisar
klad . Hastanesi 743 20 10
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
117
Kasım
Şubat2014
2013Cumartesi
Perşembe
Turizmde iş çok ama
çalışacak eleman yok
Marmaris'te düzenlenen "İnsan
Kaynakları ve İstihdam Fuarı"nda işveren ile iş gücünün
nasıl buluşturulacağı konuşuldu. Muğla Valisi Çiçek, "Muğla'da özellikle turizm sektöründe çalışacak iş gücüne ihtiyaç
var ancak talep yok" diye
konuştu
T
ürkiye'nin gözde turizm merkezlerinden Marmaris, Bodrum ve Fethiye'nin yer aldığı
Muğla'da, özellikle turizm
sektöründe çalıştırılacak personel bulmada sıkıntı yaşanıyor. Yılda 3
milyondan fazla yabancı turistin tatil için
tercih ettiği Muğla bölgesinde turizmciler,
istihdam edecek nitelikte ve sayıda eleman bulamamaktan şikayetçi. İşsizlik
oranının Türkiye ortalamasının altında olduğu ilde, iş gücü ile işvereni bir araya
getirebilmek için Çalışma ve İş Kurumu
İl Müdürlüğü tarafından Marmaris'teki bir
otelde "İnsan Kaynakları ve İstihdam
Fuarı" düzenlendi. İki gün sürecek fuarın
açılışına Muğla Valisi Amir Çiçek'in de
aralarında bulunduğu yöneticiler, çok sayıda işveren ve başta turizm olmak üzere
sektör temsilcileri ile üniversite öğrencileri katıldı.
Vali Çiçek, Muğla'da işsizlikle mücadeleyi etkin bir şekilde yürütülmeye devam ettiklerini söyledi. Muğla'da işsizlik
oranının Türkiye ortalamasının altında olduğuna dikkati çeken Çiçek, "İşsizliğin
nedenlerine baktığımızda bir eksiğimizi
görüyoruz. İşverenlerle iş gücünü buluşturmada yeterli değiliz. İşverene istediği
zaman, istediği nitelikte iş gücü sağlamakta bazı eksikliklerimiz var" dedi.
Muğla'da hangi sektörde, hangi nitelikte
iş gücüne ihtiyaç olduğunu iyi tespit edip,
ikisini bir araya getirmenin yollarını bulmaları gerektiğini vurgulayan Çiçek, düzenlenen fuarın buna ışık tutacağını kaydetti. Muğla'daki iş gücü açığının, bu buluşmanın sağlanamamasından kaynaklandığını dile getiren Çiçek, "Kısa bir süre
önce İŞKUR Müdürlüğümüz bir anket
çalışması yaptı. Ankete sonuçlarına göre,
Muğla'da özellikle turizm sektöründe çalışacak iş gücüne ihtiyaç var. Otellerde
garson gibi iş kollarında açık var. Demek
ki bu alanda yeterli iş gücünü yetiştiremiyoruz" diye konuştu.
- Muğla'da işsizlik yüzde 7
Muğla Çalışma ve İş Kurumu Müdürü İlyas Sarıyerli ise Türkiye'de yüzde 9,8
olan işsizliğin, Avrupa Birliği ortalamasının altında olduğunu bildirdi. Muğla'nın
da yaklaşık yüzde 7 işsizlik oranı ile ülke
ortalamasının altında bulunduğunu kaydeden Sarıyerli, bu yılın 9 aylık dönemin-
de 6 bin 961 işsizin istihdam edildiğini
bildirdi. Sarıyerli, 2013'te yüzde 45'lik işe
yerleştirme oranıyla Muğla'nın Türkiye
birincisi olduğunu anlattı. Marmaris Ticaret Odası Başkanı Mehmet Baysal da nitelikli eleman kadar girişimci sayının da
yeterli seviyede olmadığına dikkati çekti.
Baysal, Japonya'da 6 milyon girişimci sayısının Türkiye'de 1,5 milyon olduğunu
dile getirdi. Üniversite öğrencilerine seslenen Baysal, gençlere okul dışında kalan
zamanlarında Marmaris gibi turizm bölgelerine giderek iş gücüne katılmalarını
önerdi. Fuar açılışında istihdama katkı
sağlayan işletmelerin temsilcilerine teşekkür plaketi ve takdir belgesi verildi.Fuar
kapsamında aradığı iş gücüyle buluşmak
ve istihdam konusunda katılımcılara bilgi
vermek amacıyla çok sayıda kurum ve işletme stantlar açtı. Fuarda insan kaynakları ve istihdamla ilgili çeşitli sunumlar
yapılacağı öğrenildi. (AA)
Türkiye, İspanya'dan
daha cazip hale gelebilir
Selçuk Dev. Hast.
892 70 36
Dev.Kocao
Hastanesi
10 04
BaUrlakan
lu ise, 752
“Finans
Tepecik
Dev.
Hast.
469
69 69
yap s n belirli bir noktaya
Thomas Cook Yönetim Kurulu Başkanı
Tenzer, "Türkiye, İspanya’ya nazaran tarihi ve kültürel özelliklerini ön plana çıkararak daha cazip hale gelebilir. Türkiye ön
getirmeden, kendi
plana çıkmak istiyorsa, imajını daha yük-Belediye
Hastaneleriseklere taşımak için gerekli yatırımları
özkaynaklar
n zla
yat r m
dedi
Eşrefpaşazaten
Bel. Hast.
80 00
yapmadan
dünya293
kredi
sahnesine yapmalı"
Almanya merkezli dünyanın önde geç kma ans n z yok. Bizim de bir len tur operatörü Thomas Cook'un Yöne-Özel Hastanelertim Kurulu Başkanı Michael Tenzer, Alhaz rl k evremiz oldu, bugünlere
Anadolu Tıp Merkezi
272 00 11
man turistlerin öncelikli tercihinde ilk sıkolay gelmedik. Finans ve borç
rada İspanya, ardından ise Türkiye'nin
Agora Tıp Merkezi
425 73 73
geldiğini belirterek, "Türkiye, İspanya’ya
yap
m
za
özen
gösterdik.
Kararl
Atakalp Kalp Hastanesi
483 14 14
nazaran tarihi ve kültürel özelliklerini ön
veAtakent
istikrarlTıp Merkezi
çal
malar 336
m11 z95
plana çıkararak daha cazip hale gelebilir"
sonras
k Hazine’ye
dedi.Türkiye'ye en çok turist getiren tuAtagöz nda
Göz art
Hastalıkları
435 vadesi
35 35
rizm firmalar arasında yer alan Thomas
Atafizik,borcumuz
Fizik Ted. Mer.
25 15
geçmi
kalmad 231
. Bugün
Cook'un 2015 kataloğunun tanıtımı, yurt
Batıgöz
489diye
03 03
çok
farkl Hastanesi
bir noktaday z.”
dışından davet edilen 70 gazetecinin katıBornova
Tıp
Merkezi
388
20
40
lımıyla
Kuşadası'ndaki bir otelde gerçekkonu tu. Kocao lu, tüketim için
leştirildi. Toplantıda konuşan firma YöneBornova Özel Tıp Mer.
343 23 50
kredi almad klar n , sadece
tim Kurulu Başkanı Tenzer, firmaları açıBornova Özel
sından Türkiye'nin İspanya'dan sonra
finansal geri dönü ü olan büyük
Sağlık Tıp Merkezi
339 77 83
ikinci önemli destinasyon olduğunu, bu
projeler
i
in
uzun
vadeli
kredi
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
nedenle toplantıyı Kuşadası'nda gerçekkulland
klar n ve daha438
dü 06ük
leştirdiğini belirtti.
Buca Sağlık Merkezi
20
Türkiye'ye gelen turistlerin bir dönem
faiz
oranlar
nda kredi almaya
Central
Hospital
341 67 67
ağırlıklı olarak güneydeki kıyı bölgeleriçalCan Tıp
t Merkezi
klar n kaydetti.
232 13 48
nin tercih edildiğini, fakat son dönemlerde tesisleşmedeki artış ve kültürel hazineKocao
lu, Dünya
heyetine
Caner Göz
MerkeziBankas 278
81 11
lerin tanınırlığının artmasıyla ziyaret imÇağdaşehir
Tıp Merkezi
95 95
Büyük
Belediyesi’nin285
önemli
kanlarının daha geniş bir alana yayıldığını
Çankayahakk
Tıp Merkezi
31 31
projeleri
nda bilgi de425
sundu.
ifade eden Tenzer, bu alternatifleri ortaya
Çesav Tıp Merkezi
362 67 67
koyarak Alman müşterileri tekrar tekrar
Türkiye'ye çekme hedefinde olduklarını
Çeşme Sissus
Has.
723
05 55
Dünyaca
ünlü uluslararas
kredi
söyledi.
Alman turistlerin dünya genelinÇınarlı Hastanesi
462 27 27
derecelendirme
kurulu u Moody’s,
de ilk sırada İspanya, ardından ise TürkiÇiğli Özel Sağ.
386 26 16
ye'yi tercih ettiğini ifade eden Tenzer
temmuz ay sonunda
Diyabet Hastanesi
449 13 19
"Bugün Türkiye İspanya, Yunanistan ve
POLİKLİNİK TELEFONLARI
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi
285 96 50
Kara Hastanesi
262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg.
Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
-Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak.
388 19 63
Konak Doğum Evi
489 09 09
Tepecik Doğum Hast.
449 49 49
Mısır ile büyük bir rekabet içinde. Türkiye, İspanya’ya nazaran tarihi ve kültürel
özelliklerini ön plana çıkararak daha cazip hale gelebilir. Türkiye ön plana çıkmak istiyorsa, imajını daha yükseklere taşımak için gerekli yatırımları yapıp, özelliklerini ve avantajlarını ön plana çıkararak misafir memnuniyetini arttırmalıdır"
dedi.
Diğer ülkelerin tanıtıma büyük yatırımlar
yaptığını vurgulayan Tenzer, şöyle devam
etti:"Türkiye bu konuda geri planda kalmamalı. Acilen kendi önceliklerini tespit
edip göstereceği çaba ile bunları ön plana
çıkarmalı. Türkiye, Avrupa’ya yakınlığı
ile Doğu Akdeniz destinasyonları karşısında büyük bir avantaja sahip. Bu avantajı kullanabilmek için turizmden sorumlu
kişilerin birlik olması ve ortak hedefler
belirlemesi gerekir. Biz tur operatörü olarak Türkiye’nin göstereceği çabaları desteklemeye hazırız. Bunun için Türkiye’nin net bir strateji belirlemesi gerekiyor."
Michael Tenzer, yöneltilen bir soru
üzerine, Avrupa ve dünyada Türkiye denince sınırdaki karmaşaların geldiğini
söyledi. Bunun Türkiye'nin turizmine
önemli etkisinin bulunduğunu bulunduğu
ifade eden Tenzer, çözümü halinde ise
Türkiye'nin turizmde kısa sürede çok daha ön plana çıkabileceğini kaydetti. Önümüzdeki turizm sezonunda Türkiye’yi ön
plana çıkarma arzusunda olduklarını söyleyen Tenzer, "Önümüzdeki yıl için, Türkiye’nin batı bölgelerine sadece Almanya’dan 3 bin uçuşa ulaştık" dedi. Kültür
ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı da 2013'te Türkiye’ye yaklaşık
36 milyon turist geldiğini, bu yıl bu rakamın üzerine çıkmayı hedeflediklerini,
Thomas Cook'un da en çok turist getiren
firma olduğunu belirtti. Firmanın turizm
kataloğunun tanıtımı için yurt dışından
davet edilen 70 gazeteci daha sonra Efes
Antik kenti, Şirince, Pamukkale, Afrodisyos ile Latmos Dağlarına düzenlenen tura
katıldı. (AA)
-Kan MerkezleriKızılay
463 63 53
Çocuk Hastanesi
433 06 08
Ege Üni.
388 28 61
Tepecik Kan Merkezi
433 38 74
ULAŞIM TELEFONLARI
Denizyolları
THY Rezervasyon
Basm. Rezervasyon
Alsancak Gar
Santral Garaj
464 88 89
444 08 49
484 86 38
464 77 95
472 10 10
-Körfez Ulaşım İskelelerKonak
484 98 56
Karşıyaka
368 00 42
Alsancak
464 78 31
Bostanlı
330 89 22
yay
mlad
son raporunda
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Bayraklı İskele
345 77 53
zmir Tıp
Büyük
Doğa
Mer. ehir Belediyesi’nin
244 16 16
Pasaport İskele
484 22 56
ulusal
ölçek
kredi
notunu
“Aa3”,
ölçekte kredi notunu “Baa3” olarak aç klam
t . zmir, Moody’s taraf ndan verilen söz konusu notlar Göztepe
iki y ldİskele
r korumay 224 20 22
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi
367 67küresel
47
-Türk TelekomAvşar Palmiye
277 48 00
Sema Sineması
483 91 00
baEfes
arK.B.B.
yor. Merkezi
Raporda zmir
n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini
finanseİskele
etme kapasitesi
446Büyük
15 16 ehir’in güçlü faaliyet marjlar , dengeli nakit ak
Üçkuyular
259 40 13
Arıza
121
Cinemaximum
278 87 87
Konak Sineması
483 21 91
Sağlık Hastanesi
463 77
00 be y l içinde toplam gelirlerinin yakla
saEgelad
ve bu durumun,
geçen
k
yüzde
4’üne
denk
gelen
finansman
fazlal
ndan
da
anla
ld
ifade
edilmi
ti. Moody’s,
Bilinmeyen Numara
11811
Cinemaximum
446 90 40
Desem Sineması
422 53 10
Ege
Tüp
Bebek
Merkezi
445
31
45
-Elektrik
Arıza-bir nakit
belediyenin bugüne kadar bütün borçlar nDanışma
n anapara ve faiz geri444
ödemelerini
fazlas yla kar
yeterli
rezervi bulundurdu
istikrarl
14 44
Cinemaximum
(Ykm) lamaya
425 01
25 miktarda
Karşıyakanakit
Sineması
381 50 98 unu, bunun da
Egeria
Çocuk
Sağlık
Genel
Kesinti
Seb.
435 11 84
yönetimi stratejisi izlemesinden kaynaklandUyandırma
n vurgulam
t 135
.
Cinecity Kipa Çiğli
386 58 88
İzmir Sİneması
421 42 61
Hastanesi Dal Merkezi
489 35 35
Buca
426 69 37
Posta Kodu
119
Çeşme Hollywood
712 07 13
Ekol K.B.B.
Dal Mer. )
386 55 05
(HABER
MERKEZ
Çiğli
376 90 91
Fono Tel
141
Çamlıca
343 83 15
-TiyatroEkol K.B.B. Şube
369 89 65
Karşıyaka
369 79 80
Borç Ögrenme
163
Deniz Karşıyaka
381 64 61
Konak Sahnesi
483 50 35
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Bornova
388 83 78
Çağrı
133
Batı Sineması
347 58 25
Ragıp Haykır Sahn.
369 14 87
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Narlıdere
238 32 90
-SinemalarÇınar Sineması
489 88 85
İzmir Devlet Tiyat.
445 89 41
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
261
48 04
Eşrefpasa
Agora Balçova
277 25 25
Uğur Mumcu Sahnesi
343 04 33
Karaca Sineması
445 87 76
Hayat Hastanesi
441 41 96
Gaziemir
251 92 05
Afm Park Bornova
373 73 20
İzmir Tiyatro
Kipa Hollywood
252 56 66
İzmir Hastanesi
483 31 31
Güzelbahçe
234 05 34
Afm Forum Bornova
373 03 50
Bab-ı Sanat Merkezi
446 77 95
Menemen Kültür
832 14 11
İrenbe Tüp Bebek Mer.
464 58 88
Konak
425 60 60
İsmet İnönü
Afm Ege Park
324 42 64
Şan Konak
483 75 11
441 41 70
Karataş
Çeşme
712
63 46
Sanat Merkezi
441 09 02
Afm Passtel
489 22 00
Çınar Center
277 11 00
Karşıyaka Tıp Merkezi
369 00 91
SAYFA 13
SONDAKiKA GAZETESİ >>
13 SAĞLIK
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
117
Kasım
Şubat2014
2013Cumartesi
Perşembe
BEHÇET HASTALIĞI en
sık Türkiye'de görülüyor
Behçet
hastalığının
görülme sıklığının en yüksek
olduğu bölgenin
Türkiye olduğu
ve her bin kişiden 1-4'ünde
Behçet hastalığı
olduğunun saptandığı belirtildi
Genellikle 20-30 yaşları arasında başlayan
hastalık, erkek ve kadınları benzer sıklıkta etkiliyor, ancak hastalığın seyri erkeklerde belirgin
olarak daha ağır seyrediyor.Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı
Öğretim Üyesi ve Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Behçet hastalığının 1937 yılında Hulusi Behçet
tarafından tanımlanmış olan, nedeni bilinmeyen
iltihaplı bir hastalık olduğunu belirtti.Hastalığın
belirgin özelliklerinin ağız içi ve genital bölgede
tekrarlayan ülserler, ciltte kırmızı, ağrılı şişlikler,
sivilceler ve gözde kızarıklık ve bulanık görmeye yol açan atakları olduğunu ifade eden
Ertenli, hastalığın diğer organ sistemlerini de
tutabileceğini, bunlar arasında eklem, toplardamar ve atardamarlar, beyin ve bağırsak tutulumunun yer aldığını kaydetti. Behçet
hastalığının dünyada her yerde aynı sıklıkta
görülmediğine dikkati çeken Ertenli, şöyle devam etti: ''Hastalığın görülme sıklığının en yüksek olduğu bölge ülkemizdir ve her bin kişiden
1-4'ünde Behçet hastalığı olduğu saptanmıştır.
Akdeniz’in doğusunda yer alan ülkelerde, Ortadoğu’da sık görülür. Bu bölgeden başlayarak,
Kore, Çin ve Japonya’ya kadar uzanan hat
boyunca da Behçet hastalığının sık görüldüğü
bilinmektedir. Bu coğrafi dağılım, tarihi İpek Yolu üzerine denk geldiği için, Behçet hastalığını
İpek Yolu hastalığı olarak isimlendiren araştırmacılar da vardır.Hastalığın dağılımındaki bu
özelliğin iklim ya da bir başka coğrafi nedenden
daha çok, bu bölgede yaşayan insanlarda belirli
doku grubu antijenlerinin görülme sıklığı ile ilişkili olduğu düşünülmektedir''
Genç erkeklerde daha ağır seyrediyor
Hastalığın erkek ve kadınları benzer sıklıkta
etkilediğini ancak hastalığın seyrinin erkek-
lerde belirgin olarak daha ağır olduğunu ifade eden Ertenli, ''Genç yaşta, genellikle 20 ila 30
yaşları arasında başlar. Tekrarlayan ağız yaraları
en sık başlangıç bulgusudur. Hastalık bulguları
yaşlanma ile sönme eğilimindedir''dedi.
Behçet hastalığının özellikle hastalığı genç yaşta başlayan erkeklerde ciddi seyretme potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Ertenli,
kadınlarda genellikle kalıcı hasar oluşturmayan,
tekrarlayıcı deri ve eklem bulguları ile seyrederken genç erkeklerde göz ve damar tutulumu
gelişme riskinin yüksek olduğunu kaydetti.
Göz tutulumu meydana getiriyor
Hastaların yaklaşık yarısında oluşan göz tutulumunun en önemli özürlülük nedeni olduğuna ve
başta erkek hastalar olmak üzere yüzde 25 oranında ciddi görme kaybı ile sonlanacağına
dikkati çeken Ertenli, şöyle devam etti: ''Göz tu-
Türkiye'nin yüzde 16'sı
kronik böbrek hastası
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Prof. Dr.
Aydın Türkmen, Türkiye'nin yüzde
16'sının kronik böbrek hastası
olduğunu belirtti.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkmen,kronik böbrek yetersizliği
hastalarının sıklığı ile ilgili yapılan
çalışmada, ülkemizde yüzde 16
civarında kronik böbrek yetersizliği bulunan hasta olduğu belirlendi. Bu oldukça büyük, milyonlarla ifade edilebilecek bir
rakam,beyin ölümü gerçekleşmiş
ailelerin yarısı organlarını
bağışlamış olsa Türkiye'de diyaliz
hastalarındaki artış hızını ciddi anlamda azaltabileceğimiz görülüyor
dedi. Aynı zamanda Türkiye Organ
Nakli Kuruluşları Koordinasyon
Kurulu Üyesi de olan Prof. Dr. Türkmen, AA muhabirine, böbrek
hastalıklarının bütün ülkelerin çok
önemsediği ciddi sağlık sorunlarından biri olduğunu dile getirdi.Bu hastalığın önemli olmasının
iki gerekçesi bulunduğunu anlatan Türkmen, "Birincisi toplumların büyük kesiminde önemli
sayıda insanı etkileyen bir sağlık
sorunu olması, ikincisi de tedavisinin mali anlamda yüksek olması" dedi.Türkiye Nefroloji
Derneği tarafından böbrek rahatsızlığı çeken hasta sayısı hakkında
araştırma yapıldığını bildiren Türkmen, "Kronik böbrek yetersizliği
hastalarının sıklığı ile ilgili yapılan
çalışmada, ülkemizde yüzde 16
civarında kronik böbrek yetersizliği bulunan hasta olduğu belirlendi. Bu oldukça büyük, milyonlarla ifade edilebilecek bir rakam"
diye konuştu.Hastalığın evrelerinin
bulunduğunu, en ileri evrede
hastaların diyalize girmeleri ya da
böbrek nakli olmaları gerektiğini
vurgulayan Türkmen, "Türkiye'de
70 bin civarında insan diyalizle
yaşamını sürdürüyor. Bunlar aynı
zamanda organ nakli bekleyen
hastalar olarak da algılanabilir. Bu
hastaların 25 bin civarındaki
bölümü, kadavradan böbrek nakli
için bekleme sırasında" diye
konuştu.Türkmen, böbrek hastalarının büyük kesiminin hemodiyaliz yöntemiyle tedavi
edildiğini belirterek, bu yöntemin
oldukça pahalı bir yöntem
olduğunu söyledi. Tedavide kul-
lanılan malzemelerin yurt dışından
alındığına işaret eden Türkmen,
şöyle devam etti: "Bu insanları
hayatta tutabilmek için haftada 3
kez 4'er saat makineye almak
zorundayız. 70 bin insan yaşamını
bu şekilde sürdürüyor. Bu sayıya
her sene 5 bin civarında hasta ekleniyor. Hastalığı arttırmamak adına organ naklini ülkemizde daha
çok yapmamız gerekiyor. Kronik
böbrek yetersizliği bulunan insanların çoğu diyalizle tedavi edilmek
zorunda. Bu da devlete büyük bir
maddi yük getiriyor."Bir böbrek
hastasının yıllık tedavi maliyetinin
yaklaşık 22 bin dolar olduğunu
bildiren Türkmen, organ nakli
yapılabilse bunun 10 bin dolara
kadar inebileceğini, üstelik bu yöntemle hastaların daha uzun yaşamasının sağlanabileceğini kaydetti.Türkmen, Türkiye'de 60'tan fazla
merkezde çok başarılı böbrek
nakillerinin gerçekleştirilebildiğine
dikkati çekerek, yıllık böbrek nakli
sayısının 3 bine yaklaştığını anlattı.
Bazı ülkelerinde böbrek nakillerinin
yüzde 80'inin kadavradan
yapıldığını, Türkiye'de ise bu oranın tam tersi olduğunu, yani
yüzde 80 canlıdan nakil gerçek-
leştirildiğini söyledi. Bugüne kadar
kendilerine beyin ölümü gerçekleşen bin 400 hasta bildirildiğini
ancak bunların sadece 300'ünden
organ alınabildiğini vurgulayan
Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ailelerin tamamı bağış yapsaydı, bin 400 kişi karaciğer yetersizliğinden kurtulacaktı veya
böbrekleri tek tek taktığımızı
düşünürsek 2 bin 800 insana
nakil yapabilecektik. Beyin ölümü
gerçekleşmiş ailelerin yarısı organlarını bağışlamış olsa
Türkiye'de diyaliz hastalarındaki
artış hızını ciddi anlamda azaltabileceğimiz görülüyor."
Hastalığı tetikleyen
rahatsızlıklar
Türkmen, tedavi süreci zor ve
pahalı olan böbrek hastalığını
tetikleyen iki hastalık bulunduğunu belirterek, "Bunlardan biri
hipertansiyon, diğeri de şeker
hastalığı. Bu iki hastalık yüzünden
kronik böbrek yetersizliği oluyor.
Bu hastalıklardan böbrek yetersizliğine gidişin engellenmesi
mümkün. Burada koruyucu
hekimlik ve halkın bilinçli olması
önemli" dedi.(AA)
Ağız ve diş yapısına göre diş
fırçası ve macunu kullanılmalı
Ağız ve diş sağlığını korumanın yolu
dişleri mekanik olarak temizlemekten
yani diş fırçalamaktan geçer. Uzmanlar, kişinin ağız ve diş yapısına göre doğru diş
fırçası ile diş macunu seçmesinin çok
önemli olduğunu vurguladı.
Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Sevgen
Eralp, ağız ve diş sağlığı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kişinin ağız ve diş durumuna fırça ve macunun değişebileceğini ifade eden Eralp, “Diş fırçalar arasından seçim yaparken, diş hekiminize
danışmanız size en doğru fırçayı seçmenizde yardımcı olacaktır. Bazı kişiler dişlerini farkında olmadan veya olarak çok
bastırarak fırçalarlar. Bu gibi durumlarda
dişeti çekilmeleri görülür ve diş eti çekilmesi olan kişilerin sert kıllı diş fırçası
kullanması yanlış olur. Çünkü sert kıllı
fırçalar dişetlerini daha çok travmaya
uğratır, ayrıca dişlerde de aşınmalar yapabilir, yumuşak kıllı fırça kullanmaları daha doğru olur. Bazı kişilerin de ağız
yapıları küçüktür ve büyük başlıklı fırça
kullanmaları halinde ağzın arka bölgelerine ulaşmaları zor olur. Bu durumda ağız
hijyeni tam sağlanamaz. Ağız yapısı
küçük olan kişilerin özellikle orta veya
küçük başlıklı diş fırçası seçmeleri
gerekir. Döner başlıklı fırçalar da tercih
edilebilir. Döner başlıklı fırçaların başlıkları küçük olduğu için manuel olanlara
göre, arka bölgedeki dişlere ulaşması daha kolay olur. Ayrıca dişlerin arka kısım-
larını yani dil yüzeyine bakan kısımlarını
temizlemek daha kolay olur. Çünkü çoğu
zaman dişlerimizin iç kısımlarında oluşan
lekelerden şikayet etmişizdir. Sigara, çay
kahve kullanımı bu lekelenmeleri arttırır,
fakat düzenli fırçalamada bu lekeleri en
aza indirmek mümkündür.” ifadelerini
kullandı.
Piyasada bir çok diş fırçası olduğunu
söyleyen Eralp, “Piyasada bulunan bu diş
fırçalarının kimi yumuşak kıllara, kimisi
sert veya orta sert kıllara sahiptir. Ayrıca
diş fırçasının baş kısmının büyüklüğü de
farklı ölçülerde olabilir. Büyük başlıklı,
orta büyüklükte ve çocuklar için küçük
başlıklı diş fırçaları da piyasaya
sürülmüştür. Fırça kıllarının farklı uzunluklarda olması, dil temizleyici özelliklerinin olması veya diş etine masaj yapan
lastik parçalar içermesi gibi özellikler de,
diş fırçası seçimini zorlaştıran özelliklerdendir. Bir de bunlara ilave olarak şarjlı
veya pilli döner başlıklı fırçalar vardır.”
diye konuştu.Diş fırçalarının belirli aralıklarla değiştirilmeli diyen Eralp, “Sonuç olarak benim sizlere önerim, diş fırçasının
kıllarının dümdüz (eski tip) ve orta sertlikte olması, başlığının da orta boy büyüklükte olmasıdır. Bu arada diş fırçanızı belirli aralıklarla (ortalama 3-4 ay) değiştirmeniz gerekmektedir. Gereğinden uzun
kullanılan fırçanın kılları yana doğru eğilir
hem dişetlerine batar hem de mekanik
temizliği yeni bir fırçaya göre %30 oranında azalır. Buna ek olarak belirli
hastalıklar sonrasında, fırçanızda yeniden
enfeksiyona yol açabilecek mikroplar bulunduğundan bu dönemlerde fırçanızı
değiştirmekte fayda vardır.” dedi.Daha
çok ne sorunumuz var ise bu soruna yönelik olan macunu kullanılmalı diyen Eralp,
“Fırçalarda olduğu gibi diş macununda da
birçok çeşit mevcuttur. Bunlar da kendi
içinde değişik özelliklere ayrılır. Örneğin
diş ve dişeti koruyucu, çürük önleyici,
beyazlatıcı gibi çeşitleri mevcuttur. Daha
çok ne sorunumuz var ise bu soruna yönelik olan macunu kullanmalıyız. Örneğin
diş çürüğü açısından yüksek risk altındaysak, fluorid gibi yüzeysel koruyucu
etkisi yüksek diş macunu; hassasiyet
problemi var ise hassasiyet giderici diş
macunu, periodontal sorunumuz var ise
medikal içeriği yüksek, renklenme problemi var ise beyazlatıcı özelliği olan diş
macunlarını kullanabiliriz.” dedi. (CİHAN)
tulumu Behçet hastalığının en önemli organ tutulumlarından biridir. Hastalığın seyri boyunca
hastaların yüzde 30-70’inde ortaya çıkar. Göz
tutulumu genellikle hastalığın ilk yıllarında
görülür ve erkeklerde kadınlara göre daha sıktır.Behçet Hastalığında göz tutulumu değişik
şekillerde karşımıza çıkar. Anterior ve posterior
üveit, hipopiyonlu iridosiklit, retinal vaskülit
temel göz tutulum şekilleridir. Uzun dönemde
tekrarlayan ataklar sonucu şineşiler, sekonder
glokom ve katarakt gelişimi görülebilir. Kalıcı
görme kayıpları ve körlük gelişebilir.''Atak tedavisinde, topikal tedavi olarak steroidli
damlalar ve midriatikler, gerekirse intraoküler steroid enjeksiyonlarıyla birlikte atağın ağırlığına
göre sistemik tedavi verilebileceğini belirten
Ertenli, erken tanı ve tedavinin hastalığın istenmeyen sonuçlarını önlemede çok önemli
olduğunu vurguladı.
(AA)
Türk Tıp
Dünyası
Kurultayı
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Ben
bazen diyorum ki, 'acaba bizim adımızı
değiştirsek?' diyorum. Hastalık Bakanlığı mı
yapsak? Adımız Sağlık Bakanlığı ama daha
çok hastalık konuşuyoruz. O nedenle de bir
çelişkiyi de vurgulayarak bir algıya da fırsat
vermemek veya yeni bir algının oluşmasına
da katkı sağlamamız lazım" dedi.
Kolay olan insanın hastalanmadan sağlıklı bir yaşam
sürecinin bilincini oluşturabilecek alanlara destek vermek diye düşünüyorum. Ama ne hikmetse toplumumuz
bizi oraya bırakıyor ne de belirli güç odakları bizi oraya
bırakıyor. Hilton Otel'de düzenlenen Türk Tıp Dünyası
Kurultayı kapsamında katılımcılar onuruna verilen
yemekte konuşan Müezzinoğlu,
"Gönül dünyalarımız açısından
bence bizi umutlandırdı.
Ülkemizin ve ülke insanının zenginliğini bir
daha çok güçlü olarak
hissettim" dedi.Kurultaya katılamayan
hekimlerle buluşabilmenin yollarını
da bulmaları
gerektiğine işaret
eden Müezzinoğlu, "Mutlaka
bu zenginliği
ülkenin bir zenginliği haline dönüştürecek projeler üretebilmeli, bir sistem kurgulayabilmeliyiz" şeklinde
konuştu. Müezzinoğlu, kurultaya katılanların kendilerine fikir ve
projelerini iletebileceklerine dikkati çekerek,
şöyle devam etti:"Çünkü arzu ettiğimiz bu halkaları
çoğaltabilmek, ülkemiz, milletimiz, camiamız adına
evrensel bir alan olan sağlıkta bu ülkenin üretkenliğine
katkı sağlayabilmesi adına değerlendirmek istiyoruz.
Bunun için gerçekten bugün projeyi başlatırken beklediğimizden çok daha fazlasını aldığımızı görüyorum.
Bugün aldıklarımızdan çok daha fazlasını da başarabileceğimiz kanaati oluştu."
"İnsanın sağlıklı yaşam süreci
bilincini oluşturabilecek
projeler yapmalıyız"
Bakan Müezzinoğlu, sağlıklı bireyi, aileyi daha çok
konuşmaları gerektiğini dile getirerek, sağlıklı bireye daha çok para, fikir ve proje ayrılması gerektiğini söyledi.Müezzinoğlu, "Ben bazen diyorum ki, 'acaba bizim
adımızı değiştirsek?' diyorum. Hastalık Bakanlığı mı
yapsak? Adımız Sağlık Bakanlığı ama daha çok hastalık
konuşuyoruz. O nedenle de bir çelişkiyi de vurgulayarak
bir algıya da fırsat vermemek veya yeni bir algının oluşmasına da katkı sağlamamız lazım" diye konuştu.
Sağlıklı bireyin, sağlıklı bir yaşam sürmesinin bilimsel
verilerinin gerektiğini, sağlıklı beslenmenin sağlıklı
yaşama katacağı katkıların konuşulması gerektiğini aktaran Müezzinoğlu, şöyle devam etti: Kalkınma Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının esasında projelerini,
bütçelerini buralara ayırması, bu alanda da sivil toplum
örgütlerinin geleneklerine büyük oranda ihtiyacımız var.
Çocuklarımızın 0-5, 5-10, 10-15 yaş gruplarıyla ilgili
bizim onların sağlıklı bir yaşam bilinci, onların sağlıklı
yaşam kültürüne neler katabileceğimizi konuşmamız ve
buralarda çok daha güçlü projeler üretmemiz gerektiği inancındayım. Yoksa karşımıza kartopu gibi büyüyen,
muhtemelen ekonomisi zayıf ülkeleri veya o ülkelerin
insanlarını ezip geçecek devle karşı karşıya kalacağız.
Halbuki kolay olan insanın hastalanmadan sağlıklı bir
yaşam sürecinin bilincini oluşturabilecek alanlara destek
vermek diye düşünüyorum. (AA)
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Kasım
2014
Cumartesi
2013
Perşembe
14 GÜNCEL711ubat
Kadavra görmeden
"Zincirbozan"
hayvanlara
otlak oldu
Ordunun, 12 Eylül 1980'de yönetime
el koymasının ardından Süleyman
Demirel, Deniz Baykal, Hüsamettin
Cindoruk gibi siyasilerin zorunlu
ikamete tabi tutulduğu, daha sonra
kapısına kilit vurulan Lapseki ilçesi
Zincirbozan mevkisindeki askeri
tesisler şimdilerde hayvan sahipleri
tarafından otlak olarak kullanılıyor.
Darbenin ardından Milli Güvenlik
Konseyinin 31 Mayıs 1983 tarihli
kararıyla Adalet Partisinden Süleyman Demirel, Ali Naili Erdem, Ekrem
Ceyhun, Saadettin Bilgiç, Nahit
Menteşe, İhsan Sabri Çağlayangil ve
Yiğit Köker, CHP'den Deniz Baykal,
Celal Doğan, Sırrı Atalay, Metin
Tüzün, Ferhat Aslantaş, Süleyman
Genç ve Yüksel Çakmur, Büyük
Türkiye Partisinden Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan, Zincirbozan'daki askeri üste zorunlu
ikamete tabi tutuldu. Lapseki-Biga
karayolundan ayrılan bir yolla ulaşılan, Çardak beldesi yakınında deniz kıyısında bulunan, etrafı tellerle
çevrili tesis, şimdilerde bölgede
çiftçilik yapanların besi hayvanlarının mekanı haline geldi. Kapısına
2011'de kilit vurulan tesise zaman
zaman giren küçükbaş hayvanlar burada otluyor.
Kaymakam İsmail Ayhan Tavlı, AA
muhabirine yaptığı açıklamada,
tesisin Milli Savunma Bakanlığı
mülkiyetinde olduğunu söyledi.
Burasının değerlendirilebileceğini
belirten Tavlı, "Çok güzel ve 100
dönüm civarı bir arazi. İyi bir şey
yapılır diye düşünüyorum. Bir dönem
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
istemişti hatırladığım kadarıyla ama
ne oldu bilmiyorum. Değerlendirilse
iyi olur" ifadesini kullandı. Çardak
Belediye Başkanı Basri Ulaş ise söz
konusu tesisin 2011'de boşaltıldığını
anlattı. Daha önce Çardak, Lapseki
ve Umurbey belediyelerinin başkanları olarak bir araya geldiklerini ve
tesisin nasıl değerlendirileceği
konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını hatırlatan Ulaş, "Toplantının ardından konu öyle kaldı.
Beldemize yakışır bir yatırım yapmak
istiyoruz. Geçmişte üniversiteye tahsis edilmesi yönünde girişimler olmuştu ama sonucun ne olduğu
konusunda fikrim yok. Burayı üniversite alır ve bir bölüm açarsa Zincirbozan'ın akıllara kazınan imajı da silinmiş olacak" diye konuştu. (AA)
OKUL BİTİYOR!
''Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın'' kampanyası hakkında açıklama yapan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Malas, "Türkiye’de
“Kadavra görmeden mezun olan tıp öğrencileri var. Acilen çözüm bulunmalı" dedi
İ
zmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dekanı Prof.Dr. Mehmet Ali Malas, 24 Ekim – 31
Ekim tarihleri arasında düzenlenen ''Ulusal Anatomi Haftası'' ile ''Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın'' kampanyası hakkında basın açıklaması yaptı. Kampanyanın temel noktasının Tıp Eğitiminde yaşanan “Kadavra Sorununu” toplum ile paylaşmak olduğunu ifade eden İKÇÜ Tıp Fakültesi Dekanı
Prof.Dr. Mehmet Ali Malas kampanyanın Tıp eğitimi
bakımından önemini vurguladı. Tıp Fakültesi ve Tıpta
Uzmanlık öğrencilerinin eğitiminde kadavranın
vazgeçilmez bir eğitim materyali olduğunu belirten
Prof.Dr. Malas, toplumumuza gelişmiş toplumlarda
sunulan tedavi yöntemlerinden yararlanma imkânı sağlamak için de kadavra temininin önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye’de “Kadavra görmeden mezun olan tıp öğrencileri var” Türkiye de her geçen yıl tıp fakültesi öğrenci
kontenjanlarının arttığına dikkat çeken Prof.Dr. Malas,
“Tıp fakültelerinin içerisinde 25 kişiye bir veya 50
öğrenciye bir kadavra sunan yerlerin sayısı çok az miktardadır. Ayrıca kadavra pratiği sunamayan tıp fakültesi
sayısı da azımsanmayacak kadar yüksektir. Ülkemizde
kadavra bulunan merkez sayısı da 20 civarındadır. Bu
nedenle kadavra eksikliği, ülkemizdeki tıp fakültelerinin
“Temel tıp eğitimi” bakımından en büyük sıkıntılarından
biridir. Eğitim öğretim yılının başlangıcında tıp eğitimine
başlayan parlak beyinlerin alacakları tıp eğitimi bakımından bu rakamlar hiçte hoş gözükmemektedir” dedi.
Fakültelerinin bu anlamda öncü bir fakülte olduğunu
söyleyen Prof.Dr.Malas, “Tıp Fakültelerimiz içerisinde
tıp eğitiminde kadavrayı ideal sayı olarak belirlenen on
öğrenciye bir kadavra olarak gören hiç bir fakültemiz bulunmamaktadır. İKÇÜ Tıp Fakültesi bu konuda öğrencilerine kadavra eğitimi yaptırabilen şanslı bir fakültedir”
diye konuştu.
Canlı vericide bonkör
kadavrada çok cimriyiz
Kadavradan organ bağışındaki
yetersizlik nedeniyle her yıl yüzlerce insanın hayatını kaybettiği
Türkiye'de, son 4 yılda 12 bin 362
canlı vericiden organ nakiline karşın
1381 kadavradan bağış yapıldı. Ortalama her 4 beyin ölümünden biri
bağışlanırken, günde ortalama 8-9
canlı vericiye karşın 1 kadavradan
bağış yapıldı. Organ nakil sayısı
bakımından Avrupa'da üst sıralarda
yer alan Türkiye, son yıllarda
yapılan çalışmalar sayesinde kadavradan organ bağışında artış kaydetse de bu konuda Avrupa
ülkelerinin gerisinde kalmaya devam etti. AA muhabirinin Sağlık
Bakanlığı Türkiye Organ ve Doku
Bilgi Sistemi verilerinden derlediği
bilgilere göre, 2011 yılında 1291,
2012'de 1478, 2013'de 1709,
2014'de şu ana kadar ise 1471 olmak üzere 5 bin 949 beyin ölümü
gerçekleşti. Bunlardan 2011'de 333,
2012'de 345, 2013'de 379, 2014'de
şu ana kadar ise 324 olmak üzere
1381 kişinin ailesi tarafından organları bağışlandı.
Her 4 beyin ölümünden biri bağışlandı
Avrupa'da yaklaşık yüzde 75
civarında olan beyin ölümü sonrası
bağış oranı, Türkiye'de yüzde 25 seviyelerinde kaldı. Ortalama her 4
beyin ölümünden birinde aileler organ bağışında bulundu. Son 4 yılın
verileri dikkate alındığında, günde
ortalama 1 kadavradan bağış
yapıldı. Verilere göre, 2011 yılında
2 bin 830, 2012'de 3 bin 472,
‘Diyanet İşleri Başkanlığı Desteği’
Bunun yanında Diş Hekimliği ve Sağlık Bilimleri
Fakültelerinde de kadavra eğitiminin şart olduğunu belirten Prof.Dr. Malas, mevcut yasaların kadavra bağışına
2013'de 3 bin 369, 2014'ün şu ana
kadar olan bölümünde ise 2 bin 691
olmak üzere 12 bin 362 canlı vericiden organ nakli yapıldı. Ortalama
her güne 8-9 canlı vericiden yapılan
organ nakli düştü.
- 28 bin hasta organ bekliyor
Son 4 yılda toplamda ise 11 bin 253
böbrek, 283 kalp, 4 bin 141
karaciğer, 91 akciğer, 13 ince bağırsak, 9 kalp kapağı, 46 pankreas, 7
bin 726 kornea nakli gerçekleştirildi. Şu anda, 21 bin 769 kişi böbrek,
535 kalp, 2 bin 122 kişi karaciğer,
39 kişi akciğer, 1 ince bağırsak, 4
kalp kapağı, 249 pankreas, 3 bin
389 kornea olmak üzere 28 bin
civarında hasta yapılacak organ
bağışıyla hayata tutunmayı bekliyor.
(AA)
engel olmadığını ancak toplumdaki bilgi eksikliği nedeniyle bağışın yetersiz kaldığını söyledi. Prof.Dr. Malas,
''Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın'' adlı kampanyada amacımız Organ Bağışı gibi vatandaşlarımızı
çok kutsal bir hareket olarak bedenlerini ölüm sonrası tıp
eğitiminde kullandırabilmek ve bunun sosyal değerini
paylaşabilmektir. Diyanet İşleri Başkanlığımızda bu
konuda tıp eğitmeni olarak bizlere destek vermekteler.
Aynı şekilde Sağlık Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız ve Yüksek Öğretim Kurulumuzda bu kampanyamız içerisinde Tıp Eğitimine gönülden destek vermektedir” şeklinde konuştu.
Gönüllü bireyleri bekliyoruz
Tıp eğitiminin en büyük sorunu olan 'Kadavra Temini' yönündeki toplumsal duyarlılığı arttırmak yönündeki
çalışmalara büyük ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan
Prof.Dr.Malas yazılı ve görsel medyanın konuya gösterdiği duyarlılığa teşekkür ederek “Beden bağışı ile ilgili
ayrıntılı bilgiler Türk Anatomi ve Klinik Anatomi
Derneği web sayfasından (http://anatomidernegi.org)
veya Tıp Fakülteleri Anatomi Anabilim Dalı Başkanlıklarından temin edilebilir. Bedenini bağışlayacak olan
gönüllü bireyler Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı
Başkanlıklarına müracaat edebilir” dedi.
(HABER MERKEZİ)
bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca
Soldan sağa:
1. Ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı. – Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış tarla. 2. Türkiye’nin ilk deniz araştırma gemisi. – İsviçre’de bir akarsu. 3. Değersiz, bayağı.
4. Gürbüz kundak çocuğu. – Oyuna neşe katan beklenmedik gülünçlük. 5. C vitamini bakımından zengin bir meyve.
6. Yumurta biçiminde yapılan ve sekiz deliği bulunan üflemeli bir çalgı. – Utanma, utanç duyma. 7. Yasak şeylerin
saklandığı gizli yer. – Nesnel, objektif. 8. Kısa ve özlü söz,
vecize. 9. Raca karısı. – İsyan eden, başkaldıran. 10. İlaç,
merhem. – Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan
yol. 11. Romanya’nın para birimi. – Rüzgâr. 12. Genişlik.
– Bir ilimiz. 13. Kısa kepenek. – Altın ve gümüş eritilen
kabın içine konulmuş çerçeve. 14. Samanla karışık tahıl. –
İsim. 15. Asma, kavun, karpuz gibi bitkilerin sürgünü veya
dalı. – Çok kokulu bir tür kahve. 16. Lahza. – Herkesin
kullandığı, herkesin anladığı. 17. Çalgıç, mızrap. – Baş çoban. 18. Kıta. – Binek hayvanı. 19. Burçlardan biri. – Bir
meyve. 20. Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr. – Yalvarma, yakarma.
Yukarıdan aşağıya:
Dünkü bulmacanın cevapları
1. Mermi olarak çakıl taşı atan bir tür top. – Cömert, eli
açık. – Katman. 2. Bir tür delikli balık ağı. – Tanrıya göre
insan. – İzmir ilinin bir ilçesi. – Kısa yazı. 3. Genellikle ülkemize gelen Doğu Bloğu ülke kadınlarına halkımızın verdiği ad. – Hayvanı avcılığa alıştırma işi. – Kasaplık hayvanların kesilmiş ayağı. 4. Izgara. – Sayıları göstermek için
kullanılan işaretlerden her biri. – Pul kanatlı, türlü renkte
ve çok sayıda türü olan böceklerin genel adı. 5. Kedi köpek gibi hayvanların ön ayakları. – Uygun bulma, tasvip
etme. – Irmak ya da dere suyunun hızlı aktığı yer. 6. Din
işlerini devlet işlerine karıştırmayan. – Bir alay işareti. –
Eskiden Roma kentine verilen ad. – İnce yapılı. 7. Tembel
hayvan. – yeterli. – Avuç içi ile toplama. – Çıplak, özgür,
hür. 8. Boksta rakibin yumruklarıyla çok sarsılmış ama hala ayakta durabilen boksör için kullanılan sözcük. – Yüksekokul. – İspanyolların ünlü sevinç nidaları. – Dünyanın
uydusu. 9. Değirmen suyunu başka yöne akıtmak için yapılan düzen. – Üstünde ölü yıkanan kerevet, teneşir. – İlçe.
10. Çıplak vücut resmi. – Teşebbüs. – Pişmanlık.
SAYFA 15
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Yalı'dan Cizre açıklaması
SONDAKiKA GAZETESİ >>
117
Kasım
Şubat2014
2013Cumartesi
Perşembe
İZMİR İLİ KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİĞİNE BAĞLI
SAĞLIK TESİSLERİNİN 2015- 2016 YILLARI TEHLİKELİ ATIK TOPLANMASI VE
GERİ KAZANIM / BERTARAF EDİLMESİ HİZMET ALIM İŞİ
KAMU HASTANE BİRLİĞİ (KUZEY) SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU
HASTANELERİ KURUMU
Göztepe ile Cizrespor arasında geçen gün Cizre’de oynanan ve Göztepe’nin 2-0 kaybettiği, büyük olaylara sahne
olan maçtan sonra Sarı-Kırmızılı takımın taraftar grubu
Yalı’dan, "Yeni Türkiye" vurgulu bir açıklama geldi.
KAMU HASTANE BİRLİĞİ (KUZEY) SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU İZMİR
İLİ KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİĞİNE BAĞLI SAĞLIK TESİSLERİNİN 2015- 2016 YILLARI TEHLİKELİ ATIK TOPLANMASI VE GERİ KAZANIM / BERTARAF EDİLMESİ
HİZMET ALIM İŞİ hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile
ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/139149
1-İdarenin
a) Adresi
: SÜMER MAH. 453 SOK. NO:2 KONAK/İZMİR
b) Telefon ve faks numarası : 2324443501 - 2322469022
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının
: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
görülebileceği internet adresi
2-İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı : İZMİR İLİ KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİĞİNE
BAĞLI SAĞLIK TESİSLERİNİN 2015-2016 YILLARI TEHLİKELİ ATIK
TOPLANMASI VE GERİ KAZANIM / BERTARAF EDİLMESİ HİZMET ALIM İŞİ
Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari
şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer
: Sekreterliğimize bağlı sağlık tesislerinin "Aliağa Devlet Hastanesi, Aliağa
Ceza İnfaz Kurumları Kampüs Devlet Hastanesi, Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi, Dr. Faruk İlker Bergama Devlet Hastanesi, Buca
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Buca Seyfi Demirsoy Devlet
Hastanesi, Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi, Çiğli Devlet Hastanesi,
Dikili Devlet Hastanesi, Foça Devlet Hastanesi, Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Karşıyaka Devlet Hastanesi (Karşıyaka E.A.H ), Kemalpaşa Devlet Hastanesi, Menemen Devlet
Hastanesi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Alsancak ADSM. Bornova ADSM. Karşıyaka ADSM." atık sahaları veya geçici depolama merkezleri.
c) Süre
: İşe başlama tarihinden itibaren 24(yirmidört) aydır
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer
: İzmir Kamu Hastaneler Birliği Kuzey Genel Sekreterliği-İhale Salonu-Sümer
Mh. 453 Sk. No.2 Konak/İzmir
b) Tarihi ve saati
: 25.11.2014 - 10:00
4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi;
4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk
ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.3.İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak
düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler,
Yüklenici firma, aşağıda sıralanan lisanslara sahip olmalı ve teklif dosyasında sunmalıdır.
a-Yüklenici firma bağlı hastanelerin faaliyetlerinden kaynaklanan tüm tehlikeli atıkları kapsamında;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilmiş olan,Ara Depolama Tesisi lisansı veya Geri Kazanım/Bertaraf tesisi lisansına sahip olmalı yada lisans almış firma ile sözleşme yapmış olmalıdır.
b-Yüklenici firma ara depolama lisansına sahip ise, geri kazanım ve bertaraf merkezleri ile yapmış olduğu sözleşmeleri ihale dosyasına koymalıdır.
c- Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinden tehlikeli atık taşıyan firmalar için lisans belgesi ve
taşıma yapılacak her bir araç için alınmış tehlikeli atık taşıma lisans belgesi olmalıdır. Kendi araçları yok ise bu konuda lisans almış firma ile yapmış olduğu sözleşmeleri ihale dosyasına koymalıdır Araçlar T.C. Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü Yetki Belgesine sahip
olmalıdır.
4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin
yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya
bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra
düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge,
4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1.İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin
% 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler
veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1.
Bu hizmet alımı işinde Kamu veya özel sektöre yapılmış her türlü tehlikeli atıkların toplanması ve geri
kazanım / bertaraf edilmesi hizmet alım işi benzer iş olarak kabul edilecektir.
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Doküman Satış Bedeli
İdaremizin Halk Bankası İzmir Şubesi nezdindeki TR390001200943000005000030 İBAN Nolu Hesabına
(Firma Bilgileri ve Vergi Numarası belirtilerek) doküman bedelinin İdarenin hesabına yatırıldığına ilişkin
dekont ile birlikte Sümer Mah. 453 Sok. No: 2 Konak /İZMİR adresindeki İzmir İli Kuzey Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği Satınalma Biriminden İhale Dokümanı alınabilir adresinden satın alınabilir.
7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak
indirmeleri zorunludur.
8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İzmir Kamu Hastaneler Birliği Kuzey Genel Sekreterliği- Satınalma
Birimi- Sümer Mah. 453 Sok. No: 2 Konak /İzmir adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli
taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir
iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür.
12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13.Diğer hususlar:
İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır.
Sondakika 1/11 Basın: 11631
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
öztepe Spor Kulübü
kafilesiyle Göztepeli
taraftarların Cizre’de
maruz kaldığı şiddeti
ve neler yaşandığını
tek tek anlatan Yalı Grubu, Türkiye
Futbol Federasyonu’na, valilere, İzmirli belediye başkanları ve milletvekillerine isyan etti. Göztepeli taraftar grubu, kaybettikleri bir maçta
dahi bu kadar olay yaşandığını belirterek şu soruyu sordu: "Ya kazansaydık?"
Ziraat Türkiye Kupası 3. tur
maçında Cizrespor deplasmanından
2-0’lık mağlubiyetle ayrılan ve
gruplara kalamayan Göztepe’de,
Yalı Grubu’ndan Cizrespor maçı
hakkında açıklama geldi.
Maçtan önce, maçta ve
daha sonra yaşanan
olayları bütün detaylarıyla gözler önüne
seren Yalı Grubu,
"Yeni Türkiye" göndermesiyle
yerel dinamiklerden ve TFF’den
hükümete kadar uzanan mercilere sert eleştirilerde bulundu.
Yalı Grubu’ndan yapılan
açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İçişleri Bakanlığı, Gençlik
ve Spor Bakanlığı böyle bir maçın olacağından ve Cizre’de oynatılacağından hiç mi haberleri yoktu
ya da müdahil olmak mı istemediler? İzmirli 30 tane milletvekili neredeydiler? Neden oy aldıkları şehrin insanlarına sahip çıkmıyorlar?
Seçim zamanı gelince şirin gözükmeyi çok iyi beceriyorsunuz ancak
böyle zamanlar da İzmirli gibi halkınıza sahip çıkmayı bilmiyorsunuz. Türkiye Kupası 3. tur eleme
mücadelesinde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Cizre’de, Cizrespor ile Göztepemiz
karşılaşmış. Çok şükür ki ölen ve
yaralanan olmamıştır. Kura çekildiği günden itibaren basbas bağırmamıza rağmen ne federasyon ne İzmir Valiliği ne belediye başkanları
ne İzmir milletvekilleri, hiç kimse
bizlerin yanında olmadı her zaman
olduğu gibi İzmirliler olarak yine
üvey evlat muamelesi gördük. Bizim de mart ayında yapmayı düşündüğünüz seçimlerde illa ki bir sözümüz olacaktır sizlere, neyse ki görmüş olduk aslında ne milletvekiline
ne belediye başkanına bizim kimseye ihtiyacımız yokmuş dün Cizre’ye kafilemiz ve taraftarlarımız
aslanlar gibi gittiler geldiler. İzmir’den hareket edip Şırnak Havaalanı'na inen kafilemize daha havaa-
G
lanında saldırılar başladı, kafilemiz
zırhlı araçlarla stada götürülürken
havai fişek, molotof ve taşlarla saldırıldı, o bölgede ki olayları elbette
hepimiz biliyoruz bilmesine de bu
bir futbol karşılaşması daha önce
iki takım hiç karşılaşmamış bu neyin husumeti bu neyin öfkesi? Maç
bittikten sonra bu olaylar olsa bir
nebze anlaşılabilir belki, derler ki
şu harekete şu yüzden kızdık bu
yüzden size saldırdık ama maç öncesi bunları yaşamak hiçbir futbol
taraftarının yada seyircisinin yapacağı bir şey değildir orada olan öfke
Göztepemiz’le de alakalı bir durum
değil hadi diyelim ki bunu örgüt
mensupları yaptı Cizre halkı bizi
bağrına basacaktır, zaten biz iyi niyetimizle Cizre-Göztepe ortak atkısı yaptırıp orada dağıtıyoruz, sahaya antrenman
yapmaya çıkan futbolcularımıza
her türlü yanıcı maddeyi atıyor emniyet güçlerinin de yapabileceği bir
şey yokmuş.
Burası Yeni Türkiye. Çünkü bin kişilik kapasitesi olan stadyuma çevre
il ve ilçelerden gelenlerle birlikte
10 binin üzerinde seyirci alındı çatılarda stat duvarlarında balkonlarda, hattâ tribünlerin çatısında bile
seyirci vardı. Bir polisin maç öncesinde arkadaşlarımıza söylediği ise
çok enteresan. Polis diyor ki, 'Çatılarda bulunanların çoğunun ellerinde molotof vardır ters bir durumda
sahaya atabilirler', arkadaşlarımız
ise, 'Madem olduğunu biliyorsunuz,
neden almıyorsunuz?' Polisin verdiği cevap ise çok daha vahim: 'Burası İzmir değil, burada işler bu şekilde gitmiyor.' Düşünsenize böyle bir
ortamda maç oynuyorsunuz ve
Göztepe’nin galibiyet almasını bekliyorsunuz. Bu maç için bilet bile
basılmadı, girenlerin üstleri bile
aranmadı bunlarda. Burası Yeni
Türkiye. Cizre’ye giden taraftarlarımız ve yöneticilerimiz güvenliğinizi sağlayamayız denilerek güvenli
bir binaya götürüldüler ve kapıyı
üzerlerinden kilitlemişler. Tuvalete
gitmek için bile kapıyı çalıp silahlı
bir polis eşliğinde tuvalete gittiler.
İstiklâl Marşı'nda hoparlörün sesi
kısıldı, kimse ayağa kalkmadı Vali
ve kaymakam da buna dahil, ayağa
kalkan yöneticilerimizin üzerlerine
ise oturmaları için yanan sigara attılar. 'Oturun lan şerefsizler, burası
Kürdistan' diyerek bir çok küfür ettiler. ‘Biji Apo’ diye bağırdılar, 'Apo’ya söz verdik,
kupayı alamazsak da
Kobane’yi alacağız'
diye pankart açtılar ve
kimse buna müdahale
etmedi. Burası Yeni Türkiye.
Böyle bir ortamda maç başladı 90
dakika boyunca sahaya ve yedek
kulübemize patlayıcı madde atıldı, 63. dakikada sahaya göz yaşartıcı bomba düşmesi sebebiyle
maç hakem tarafından durduruldu. Seyircileri de etkileyen yoğun
gazdan kaçmak için onlarca kişi
sahaya girdi, gözlemci ise hakeme,
'Hocam bir şey yok bunlar normal
şeyler sen maçı devam ettir.' dedi
ve maç başladı. Burası Yeni Türkiye. Hakem de korkmuş olma ki 85.
dakikada alakasız uyduruk bir penaltı çaldı, hem de hiçbir kimsenin
hiçbir müdahalesi olmadan, hakeme, 'Hocam kimin müdahalesi var,
kime çaldın?' diye sorduklarında,
'Ben de bilmiyorum ama çalmam
gerekliydi.' diye cevap veriyor. Burası Yeni Türkiye. Gazi Mustafa
Kemal ve şanlı ordusunun kanlarıyla kazandığı ülkemizde şu an hainler kol gezmekte. Suç onlarda mı?
Tabiî ki de değil, onlara yüz verenlerde, gördüklerini görmemezlikten
gelenlerde, ses çıkarmayanlarda,
kendi çıkarları için ortaklık yapıp
kişiliğini karakterini satanlarda ama
kimsenin korkmasına gerek yok,
tıpkı Göztepemiz'in korkmayıp
Atatürk’ün kazandığı Türkiye
Cumhuriyeti sınırları içerisinde
olan Cizre’ye gittiği gibi ve bütün
hainler bilsin ki hiçbir zaman bu
topraklarda ve dünyanın her yerinde Mustafa Kemal'ler bitmeyecek,
kimse aklından çıkarmasın ki Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar
kalacaktır.” (CİHAN)
Cizrespor, hakkında
çıkan haberleri yalanladı
Cizrespor Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sevinç bir basın açıklaması yaparak Göztepe maçı sonrası Cizrespor hakkında çıkan
olumsuz haberleri yalanladı.
Bölgesel Amatör Ligi’nde
(BAL) top koşturan ve Şırnak’ın
tek temsilcisi olan Cizrespor,
29.10.2014 Salı günü kendi sahasında seyircisinin önünde 2. Lig
temsilcisi Göztepe'yi eledi ve büyük bir sürprize imza attı.
Maç sonrası Göztepespor yöneticileri ve bazı futbolcuları buradan gittikten sonra müsabaka
hakkında ‘İstiklal Marşı’nı okutmadılar, can güvenliğimiz yoktu’
şeklinde çeşitli açıklamalarda bulunmuştu. Bunun üzerine Cizrespor Yönetimi de tüm yönetim
üyelerini toplayarak bir basın
açıklaması düzenledi. Böyle bir
şeyin olmadığını söyleyen Cizrespor Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sevinç, mağlubiyetlerini hazmedemedikleri için bu tür iddialara başvurduklarını ifade etti.
"DERBİ MAÇLARDAKİ OLAYLARIN %5’İ DE CİZRE’DE
YAŞANMADI"
Cizre Şehir Stadı'nda tüm yö-
netim kurulu üyeleriyle bir araya
gelen Başkan Salih Sevinç, “Göztepespor ile Cizre’de bu güzel
coğrafyada böylesi güzel bir havada bir müsabaka yaptık. Bana
göre gayet fer play içerisinde geçen hem karşı takımın yöneticileri
ve futbolcuları olsun hem de Cizrespor’un bütün yöneticileri ve
futbolcuları arasında gayet kardeşçe geçen bir müsabaka olmuştur. O gün bu güzel havada yaklaşık 20 bin seyircinin toplanmanın
ve onlara bu güzel maçı seyretmenin gururunu ve mutluluğunu
yaşıyoruz. Normal derbi maçlarında diyebilirim ki çıkan olayların belki % 5’i Cizre’de yaşanmamıştır. Ama dün bazı medya kuruluşlarının gazetelerine baktığımızda kendilerine yakışmayan, güzel
olmayan tavırlarla, Cizre’ye yakışmayan bazı üsluplarla yazı
yazmışlardır. Biz gerçekten bunu
tavsif etmiyoruz.” dedi.
"SPORDA DOĞUDAN BATIYA
UZANAN KÖPRÜ OLMAK
İSTİYORUZ"
Sporda doğudan batıya uzanan köprü olmak istediklerini ifade eden Başkan Salih Sevinç,
“Spor anlamında doğudan batıya
uzanan bir köprü olmak istiyoruz.
İstanbul’daki takımımız Cizre’ye
gelip güzel güzel futbolunu oynayacak. Cizre kulübümüz de gidip
Trabzon’da, Bursa’da oynayacak,
Bursa’da gelip burada oynayacak.
Bunun güzelliğini ancak bu şekilde yaşayabileceğiz. Kalkıp da vatandaşlar arasında batıdaki Türk
kardeşlerimiz ile ve doğu da yaşayan Kürt kardeşlerimiz arasında
provokatörlük yapan ya da güzel
olmayan, kendi gazetecilik üsluplarına yakışmayan şekilde yazı
yazmak bence onların kurallarına
aykırı olan şeylerdir. Biz bunları
tavsif etmiyoruz. Biz bunlara karşıyız. Cizre medeniyetin beşiğidir.
Misafirperverliğiyle ünlü bir şehirdir. Biz bu şehirde Türkiye’nin
bütün takımlarını ağırlamak istiyoruz. Bundan kimsenin kuşkusu
olmasın. Kimse tereddütle bu
coğrafyaya gelmesin. Gönül birliğiyle, gönülden isteyerek sevinç
içinde buraya gelsinler. Hepsi bizim misafirlerimizdir. Biz misafirperverliğimize ve bu bölgenin
sıcakkanlılığına yakışacak bir şekilde onlarla hareket etmesini biliriz.” diye konuştu. (CİHAN)
SAYFA 16
Sondakika Gazetesinin
gündeme taşıdığı ‘boş
durak’ problemine,
belediyeden çözüm. Duraklar kaldırılıyor. Peki
ne olacak?
ÖZEL
HABER
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
1 Kasım 2014 Cumartesi
www.sondakikagazetesi.com
İzmir Büyükşehir Belediyesi, başıboş durakları merkezden kaldırmaya hazırlanıyor
BELEDİYE,
KENDİ
KENDİNİ ZARARA
SOKTU
Devrim yapalım derken
KENDiLERi DEVRiLDi
Türkiye’nin birçok noktasında yaşanan,
‘Belediye otobüslerindeki kalabalık’
sorunu, İzmir’de de baş gösterdi. Bunun
yanı sıra, belediye otobüslerinde kalabalık
devam ederken; bu kalabalığı azaltmak
adına Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel
Müdürlüğü, otobüslerin sefer sayılarını
artırmıştı.
Bu strateji, kalabalığı azaltmadığı gibi, trafikte de büyük
problemlerin oluşmasına neilgili
Konak Belediyesi, temeli 2011 yılında atılan çift tünelle
den olmuştu. Belediye ve ESiyle
olarak, tarihi Damlacık semtine zarar verdiği gerekçes
HOT Genel Müdürlüğü, tüm
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı mahkemeye verdi
bu sorunların çözümünü, güzergah değişikliği ile çözmeye
çalışınca, olanlar oldu.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin,
‘Ulaşımda Devrim’ ana akımıyla
başlattığı projede, hatırlayacağınız gibi, ESHOT güzergahları
değişmişti. İşte bu değişim,
belediyeye pahalıya maal oldu
"!#" "#!"!
#+,-"-*)!-) N0APH<OROKQMPRFQ7IPFPCONKPRQ<HJ?J
KQ>QKQ6RG=M=HFPNONRKEMKEMELFQCJNJRHQLP8RPKPMIPNRIQNEN5
KQNRIQGNQILQNQNRF=KQ7OLRDLFQR7QIIJNJRIELLQNKJ?JNJRO:QKP
PHHO;R'Q>QRKOLPI<PCONKPRBERO:QKPLPMPRGPMR>PMOLKOR%PHMDL6
.PDHPMFQLRIQGNQIR>PRFQKPNRQMQFQR:QQLOGPHLPMONONR+'
KJBJNKQRDLKE?ERO:QKPRPKOLPNRKOLPI<PKP6R8MD.PNONR4QNR>PRFQL
9=>PNLO?ORQ<JCJNKQNRHP7LOIPRDLEBHEMQAOLP4P?O6RHQMO7PR@QMQM
Gediz Üniversitesi, geçen 5 yılda Türkiye’yle birlikte 74
ülkeden öğrencileri, 4 senelik lisans eğitimi için
Seyrek’teki kampüste biraraya getirmişti. Bu dönem 146
yabancı genç daha kayıt yaptırdı; Burma, Burundi, Çin,
Kolombiya, Libya, Maritus, Moldova, Norveç, Papua Yeni
13
Gine, Peru, Sri Lanka, Tayland ve Tayvan’dan oluşan
yeni ülke eklendi. Böylece ülke sayısı 87’ye, yabancı
“Bu
öğrenci sayısı da 484’e ulaştı. Rektör Prof. Dr. Çevik,
9’da
devamı
dedi.
gurur İzmir’in ve Türkiye’nin.”
>PMP4P?OR>PRBP7OMRKDIECENERAD@Q4Q?JRAPLOMHOLKO;R&=NPL
8MD.PCONONRKP8MPFRIEBQ?JNKQRIQLFQCJNJNR.PDLD.OI
Q<JKQNRHP7LOIPRDLEBHEMKE?ENENRKQRQLHJNJR<O@PN
APLPKOGP6RAQBIQRGPMKPRGQBQFQRBQNCJRAELENFQGQN
ONCQNLQMJNRGQBQFRQLQNLQMJNJNRKQRKP?OBHOMOLKO?ONO
O:QKPRPHHO;R'OLPI<PKPRQGMJ4QR8MD.PNONR"DNQI3HQ
HMQ:O?ORQMHHJMQ4Q?JROKKOQRPKOLKO1R*-&+(',% -
26 Ekim 2014 Pazar
www.sondakikagazetesi.com
ahisar’da
Afyonkarahisar’da
Afyonkar
rini
öğrencilerini
üniversitee öğrencile
üniversit
otobüsün
bir otobüsün
taşıyan bir
taşıyan
le
şarampole
çıkarak şarampo
yoldan çıkarak
yoldan
ilk
da ilk
sonucunda
devrilmesii sonucun
devrilmes
göre
lere göre
belirlemelere
belirleme
kaybetti,
hayatını kaybetti,
kişi hayatını
88 kişi
de yaralandı
yaralandı
kişi de
23 kişi
23
3’te
devamı 3’te
devamı
BAKIMDA
YOĞUN BAKIMDA
BAZILARI YOĞUN
BAZILARI
civarında
köyü civarında
Karamık köyü
ilçesi Karamık
Çay ilçesi
’ın Çay
Afyonkarahisar’ın
Afyonkarahisar
içinde
kazada, içinde
gelen kazada,
meydana gelen
sıralarında meydana
11.00 sıralarında
saat 11.00
saat
otobüsün
bulunan otobüsün
öğrencileri bulunan
üniversite öğrencileri
üniversite
geldiğinde
yerine geldiğinde
kaza yerine
ancak kaza
gittiği, ancak
Eskişehir’e gittiği,
Eskişehir’e
yuvarlandığı
uçuruma yuvarlandığı
metrelik uçuruma
25 metrelik
yoldan 25
yoldan
çıkartıldığı,
otobüsten çıkartıldığı,
Cesetlerin otobüsten
öğrenildi. Cesetlerin
öğrenildi.
tedavi
hastanelerde tedavi
çeşitli hastanelerde
da çeşitli
yaralıların da
yaralıların
bildirildi.
alındığı bildirildi.
altında alındığı
altında
Bu yıl
polis ve jandarma sorumluluk bölgesinde meydana gelen 279
kişi
277
bin
bin 215 kazada 214
yaralanırken 2 bin 709 kişi olay yerinde
hayatını kaybetti. Güner,“Verilerde
Yollar, 2014 yılının sadece kaza mahallindeki ölümler
ilk 9 ayında, tüm uyarılara kayıtlara geçiyor. Hastanelere
rağmen sürücülerin yaptıkları kural kaldırılan yaralılardan ölenler bu istahataları yüzünden yine kan gölüne döndü
tistiklere dahil değil. Hastanelerde
hayatını kaybedenlerle birlikte 2 bin
709 olan rakam ikiye katlanabilir. Ölenlerin sayısı 5 bini aşar. " dedi. »3’te
OLABiLiR
PATLAMIŞ OLABiLiR
FRENi PATLAMIŞ
FRENi
ykaza yBaşer, kaza
Ali Başer,
Muhtarı Ali
Köyü Muhtarı
Karamık Köyü
Karamık
pek
çıkardıklarını, pek
cesedini çıkardıklarını,
kişinin cesedini
erinden 66 kişinin
erinden
kaygönderildiğini kayhastanelere gönderildiğini
da hastanelere
yaralının da
çok yaralının
çok
kokusu
balata kokusu
bir balata
ciddi bir
etraftan ciddi
Başer, etraftan
detti. Başer,
detti.
frenlerinin
otobüsün frenlerinin
ihtimalle otobüsün
bir ihtimalle
büyük bir
geldiğini, büyük
geldiğini,
"Yavrularımız
"Yavrularımız
Başer,
Başer,
sürdü.
sürdü.
öne
olabileceğini öne
patlamış olabileceğini
patlamış
dedi.
dedi.
oldular"
oldular"
kurban
kurban
canavarına
canavarına
trafik
trafik
yolunda
eğitim yolunda
eğitim
#!!## "##
#!!# "#!"#
()$,(- $
#+,
,- ,*++,-")!$
()$,!-)$,-"-*)!-)%#)# 9PNOBLPGPNRFPHMDRCOC5
HPFONKPRIELLQNFQIR=@PMPRCO8QMOBR>PMKO?OR2/RQKPHR>Q9DN5
KQNRDLEBQNR(RHMPNRCPHORON3KPIOR:QAMOIQKQRHQFQFLQNKJ;R,E
QGRCDNENKQR)@FOM3PR9PLFPIRO<ONRGDLQR<JIQ4QIRDLQNRGPNO
>Q9DNLQMJNR252;RQGRO<ONKPRIPNHHPRDLFQCJRAPILPNOGDM;RHP
GQNKQN6R)@FOMR,=G=IBP7OMR,PLPKOGPCO NONR2R-MQLJIR(/2
HQMO7ONKPRR>Q9DNLER2RHMPNRCPHORQLJFJRO<ONRKPRGPNORAOMR
O7QLPR9PM<PILPBHOMP4P?ORAPLOMHOLKO;
),*+,#"+$
$+# ,-)#*-
+!$+"',-"-*)!-,,QBIQNJR*%3LOR*QCQN
"QMQAQ?6R-"%3LORAPLPKOGPLPMKPNRAOM<DI
:QMILQMJNJNRDLKE?ENERAPLOMHHO;R,QBIQN
*QCQNR"QMQAQ?6R-"%3LO
APLPKOGPLPMLPRAO@OFRGQBQFQRAQIJB
Q<JFJ@R<DIRQGMJ;R,O@RGPBOLORIDME5
FQGQ6R7QLIQRQOHRCDCGQLRKDNQHJ
QLQNLQMJNJ6RDMHQIRFPIQNLQMJR
IDMEFQGQR<QLJBJGDME@;R
$NLQMR9PLOBOGDME@6
9PLOBP4P?O@3RQKJNQRONBQQH
GQ8HJMJGDMLQM;R0@=N=
BP7OMKPIORPNRE:QIRQMCQGJ
MQNHQRK0N=BH=MFPRCP>KQCJ
QLFJBRONCQNLQMLQRAO@OF
QMQFJ@KQR:QMIR>QMRKPKO;
*-&+(',%*+
"!""#"#"#
" ##!!
$)!-,&-,*#!+#'#,K0MHRAOMRGQNJNKQNRCPIH0MR8MD:PCG5
DNPLLPMONOR)@FOM3KPRQ?JMLQGQNR$$'+R(/2RJKQR>P
JKQR&PINDLD.OLPMOREQMJRA=G=IROL9OR90M=GDM;R$M9QNO@QCG5
DNRIQ8CQFJNKQR#EMQHAPGR%PGNOMLPMOR:OMFQCJRK=NGQNJNRPN
E@ENRAEM9ER8PGNOMONOR:QMILJRAOMRCENEFLQRCPIH0MR8MD:PCG5
DNPLLPMONONRAP?PNOCONPRCENKE;R#QICQHR!QNQHR#PMIP@O6
PHPNPIR!O@CONO@R&=MIOGPR1!QGJLR>PR$IQN1R:QMILJRIDCH=F5
LPMOGLPRAEM9ER8PGNOMONORCHQNKRIDMOKDMLQMJNKQIOR@OGQMPH<O5
LPMONRHEHFQCJNJRCQ?LQKJ;ROGQMPH<OLPMR>PRAEM9ER8PGNOMONKPN
DLEBQNR@ON4OMR(/RFPHMPGPRELQBHJ; *-&+(',% -
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin
ulaşımda devrim projesinden sonra
atıl hale gelen duraklar tehlike saçmaya başladı. Otobüslerin çekilmesinden sonra kaderine terk edilen
duraklarda sağlam cam kalmadı. Kırık
camların bir kısmının etrafa saçılması,
diğer kısımlarının ise durak üzerinde
kalması vatandaşları tedirgin ediyor. Belediyenin
durakları kaldırması,
hem vatandaşın can
güvenliği hem de
milli servetin heba
olmaması açısından
büyük önem arz
ediyor. devamı 16’da
+"+,)""+$',NPKPNOGLPR)@FOM ONR&DMAQLJROL<PCON5
KPIORP>ONPRIQ8QNQNR>PR//RIOLDGERQBQMQIR7QMPIPH
PKPFP@R7QLPR9PLPNR2RGQBJNKQIOR+FPLR-GQ:6RDAP@
QFAELQNCJROLPRIQLKJMJLKJ?JR&P8P4OIR+?OHOFR>P
-MQBHJMFQR*QCHQNPCO NPRAQ?LJR8QLGQHO:RAQIJF
FPMIP@ONKPIORHPKQ>OCORCQGPCONKPR(/R9=NKPRRIOLD
>PMKOR>PRG=M=FPGPRAQBLQKJ;R+FPLR-GQ:6R1#PMKO5
>PNLPMORIDBQMQIRON5
FPIROCHOGDMEF1R
KPKO;RR)@FOMR*QLI
!Q?LJ?JR#=K=M=R
'M;R*JKJMROCPR1+NR
Q@RRQGLJIRHPKQ>O
9PMPILO1RKPKO;
*-&+(',% -
İşte
böyle
uyarmıştık
*-&+(',%**-&+(',%*-
GÜZERGAH DEĞİŞİKLİĞİ,
HÜSRANLA SONUÇLANDI
Kalabalık otobüslere ve otobüslerin oluşturduğu trafik
sorunlarına son vermek adına, İzmir Büyükşehir
Belediyesinin ESHOT Genel
Müdürlüğü ile aldığı karar
neticesinde; otobüslerin güzergahları değişmişti.
Bu değişikliğin sonuçları
merakla beklenirken, bugün
gelinen noktada hüsran
kaçınılmaz oldu. Çünkü eski
sistemde 60 dakikaya gidilen
yol artık 90 ila 120 dakika
arasında değişen sürelerde
gidilebiliyor. Bu da İzmir
halkını ve özellikle Aziz Kocaoğlu’na oy verenleri isyan
ettirme noktasına geldi.
KULLANILMAYAN ONLARCA
OTOBÜS DURAĞI
KALDIRILIYOR
Güzergah değişikliğinin
sonuçları arasında bir tek
süre artırımı yok. Bu
sonuçlar arasında, otobüslerin daha da kalabalık olmasının yanı sıra; oluşturduğu en önemli sorun ise,
birçok sıfır, belediye otobüs
durağının kullanılamaz ol-
İZMİR
Körfezi'nden
müjde var
tespit ettiklerini söyleyen Melih Ertan Çınar, "Bu durum türlerin kompozisyonunda oldukça belirgin hale
geldi" dedi. İç Körfez'de 2000 yılı öncesi yapılan çalışmalarda özellikle Bayraklı, Alsancak, Bostanlı bölgesinde makro zoobentoz adı verilen gözle
görülebilen canlılara rastlamanın mümkün olmadığını
söyleyen Prof. Dr. Çınar, "Orası artık ölü bölge olarak
adlandırılıyordu. Şimdi yaptığımız çalışmalarda çok
geliştiğini, kirliliğe çok duyarlı türlerin bile artık
iç körfeze kadar girdiğini görüyoruz.
Kirlilik
Bunlara bazı karides türlerini, omurgasız türleri ve balık türleriİzleme Projesi
ni örnek olarak gösterebilikapsamında bilim
riz."dedi. Geçmişe oranla
adamları daha önce ölü körfezde oldukça büyük
Kirlilik İzleme Projesi kapsamında
bilim adamları, daha önce ölü bölge obölge olarak adlandırılan farklılık olduğuna dikkati
çeken Melih Ertan Çınar,
larak adlandırılan iç körfezde kirliliğe
iç körfezde kirliliğe çok Büyük Kanal Projesi öncesi
çok duyarlı bazı karides ve balık türlerine rastladı. Ege Üniversitesi (EÜ) Su
duyarlı bazı karides ve hidrojen sülfür çıkışlarının
tespit edildiği bölgelerin artık
Ürünleri Fakültesi öğretim üyelerinden
balık türlerine
temizlendiğini vurguladı.
Prof. Dr. Melih Ertan Çınar, AA muhabirine
rastladı
İç körfezde şu andaki sorunun
yaptığı açıklamada, İzmir Büyükşehir
dipte yıllar boyunca birikmiş ağır metal
Belediyesinin projesinde Dokuz Eylül Üniversitesi
olduğuna dikkati çeken Çınar, "İç körfezde tutulan
(DEÜ) yürütücülüğünde İzmir Körfezi'ni inceledikbalıkların özellikle de midyelerin yenmemesi gerekiylerini belirtti. EÜ olarak dipteki canlıların dağılımını
or" dedi. Piyasada satılan balıkların nereden geldiğinin
incelediklerini ifade eden Çınar, İzmir Körfezi'nin
tam olarak bilinemediğini de kaydeden Melih Ertan
oldukça temizlenmiş durumda olduklarını gözlemlediklerini ifade etti. Özellikle Büyük Kanal Projesi'nin Çınar, şunları söyledi: "Midye avlanması yasak ama
hala tutanlar var.’’ (AA)
ardından oldukça büyük iyileşme ve kirlilik azalması
3 yıldır çöp kamyoneti şoförlüğü yapan
40 yaşındaki İlknur Çoralar, "Tanıştığım kişiler ne iş yaptığımı soruyorlar, ben de
'çöpçüyüm' diyorum, 'inanmıyorum' diyorlar.
Yanımda şahit varsa o şekilde inandırmaya
çalışıyorum" diye konuştu. İzmir'de yaklaşık
3 yıldır çöp kamyoneti şoförlüğü yapan 40
yaşındaki İlknur Çoralar, tanıştığı kişileri
mesleği hakkında inandırmakta zorluk çektiğini belirtti. Konak Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünde görevli 40 yaşındaki Çoralar, erkek meslektaşları arasında tek kadın
olarak dikkati çekiyor. Çoralar mesaisine
önce kamyonetinin sürüş için hazır olup olmadığını kontrol ederek başlıyor. Gerekli
Şehit Fethi Bey Caddesindeki onlarca durağın hali…
Duraklar bomboş ve kullanım dışı…
masıydı. Belediyenin büyük bütçelerle diktiği duraklar, şimdi, kimse tarafından kullanılmıyor. Otobüs durakları, atıl durumda.
Belediye ise bu sorunu, ‘Merkezdeki durakları’ kaldırarak çözecek.
BELEDİYE, KENDİ
KENDİNİ ZARARA SOKTU
Belediyenin, güzergah değişikliğinin olumlu bir sonucu olmadığı gibi; ortaya çıkan
olumsuz durumları, ‘Belediye kendi kendini zarara soktu’ dedirtti. Çünkü, o durakların, sıfır olarak alınması belediyeye bir
maliyet… Durakların, yerine takılması, bir
maliyet… Şimdi, durakların değerinin
düşmesi ve ikinci el olması bir maliyet... O
durakların kullanılmayacak olmasından
ötürü yerinden sökülüp, geri getirilmesi
ayrı bir maliyet… Belediye, kısacası;
bindiği dalı kesti.
SONDAKİKA GAZETESİ UYARMIŞTI
Geçtiğimiz günlerde Gazeteniz Sondakika’nın birinci sayfadan gördüğü ve ‘Duraklar Kaldırılmalı’ şeklinde girdiği habere;
İzmir büyükşehir Belediyesi kulak verdi.
İşte, geçtiğimiz günlerde girilen haberdeki
uyarı bölümü;
“DURAKLAR BİR AN ÖNCE KALDIRILMALI
Atıl durumda olan ve her geçen gün
belediyeyi zarara sokan bu duraklar için
bir an önce önlem alınmalı. Aksi takdirde,
duraklar daha da kullanılamaz hale gelecek ve ihtiyaç duyulduğunda bu duraklar
kullanılamayacağı için, belediye yeni duraklar için harcama yapacak. Sondakika
Gazetesi olarak belediyeyi uyarıyoruz:
“Kullanılmayan duraklar yerinden kaldırılmalı. Bir an önce önlem alınmalı.””
Fiyatı artık "ÇEREZ
parası" değil
Çerez fiyatlarındaki artışı değerlendiren İzmir Ticaret Odası Meclis
Üyesi Yemişçi, "Kuruyemişte fiyat
artışı spekülatif değildir, tamamen üretim miktarıyla ilgilidir. Ürünlerin
rekoltelerinde ciddi düşüş var. Fiyat
artışının sebebi bu" diye konuştu.
"Çerez parası" tabiri kuruyemiş fiyatları için geçerliliğini yitirdi. Kayısıdan
ayçiçeğine, Antep fıstığından
leblebiye, kuru incirden ceviz içine
kadar tüm kuruyemiş fiyatları son bir
yılda arttı. AA muhabirinin sektör
temsilcilerinden aldığı bilgiye göre, kuruyemiş fiyatları 2009 yılından bu
yana sürekli artıyor. Son 1 yılda en fazla fiyat artışı dut, ceviz içi, Antep
fıstığı, kuru kayısı, fındık içi, kuru incir
başta olmak üzere tüm ürünlerde
yaşandı. Dut yüzde 200'ün üzerinde
artışla son bir yılda fiyatı en fazla artan
çerez türü oldu. Geçen yıl ekim ayında
perakende fiyatı 6-8 lira olan dut, bu yıl
25-30 liradan satılıyor. Aynı dönemde
ceviz içi ve bademin fiyatı 30-35 liradan 40-50 liraya, Antep fıstığı 30-34
liradan 50-60 liraya, kuru kayısı ise 1215 liradan 50-55 liraya yükseldi. 22-26
lira olan fındık içi 50-60 liraya, 9-12 lira olan incir 24-30 liraya çıktı.
Türkiye'nin her bölgesinde yetişen
ayçiçeğinin fiyatı geçen yılın ekim ayına göre 2 lira artarak 8-10 liradan 1014 lira oldu. Bu dönemde kabak
çekirdeğinin kilogramı 20-24 liradan
30 liraya, leblebi (beyaz ve sarı) 8-10
liradan 12-14 liraya, yer fıstığı ise 1012 liradan 14-18 liraya yükseldi.
Tüm Kuruyemiş Sanayici ve
İşadamları Derneği (TÜKSİAD)
Yönetim Kurulu Başkanı Muammer
Çaputçu, fiyat artışlarının arz talep dengesinden kaynaklandığını söyledi. Kuruyemişin tarımsal ürün olduğuna
Mesleğine kimse inanmıyor
hazırlıkları yaptıktan sonra ekibindeki iki
erkek temizlik personeliyle yola çıkan Çoralar, Konak sokaklarının temizliğini yapıyor.
Tırnaklarındaki ojesi, topuklu ayakkabıları
ve güneş gözlüğüyle vatandaşların ilgisini
çeken Çoralar, özellikle kadınların takdirini
kazanıyor. Çoralar, AA muhabirine yaptığı
açıklamada işe 7.5 yıl önce yazı işleri biriminde işe başladığını, yaklaşık 3 yıl önce de
masa başında çalışmak yerine halkın içinde
olmak ve sokaklara kadın eli değmesi amacıyla şoför olmaya karar verdiğini anlattı.
Birçok kişinin kendisinin bu işi beceremeyeceğini, işin altından kalkamayacağını
düşündüğünü belirten Çoralar, deneme
süresindeki başarısıyla onları inandırdığını
kaydetti. Çoralar, daha önce B sınıfı ehliyetle
otomobil kullandığını ifade ederek, bu iş için
ağır vasıta kullanmasını sağlayacak E sınıfı
ehliyet aldığını söyledi. En büyük
destekçisinin 15 yaşındaki kızı olduğunu aktaran Çoralar, şöyle devam etti: "Arkadaş ortamında tanıştığım kişiler ne iş yaptığımı
soruyorlar, ben de 'çöpçüyüm' diyorum,
şöyle bir duruyorlar. Önce 'inanmıyorum'
diyorlar. Yanımda şahit varsa o şekilde inandırmaya çalışıyorum. Bir keresinde bir
anket için işimi sordular, 'çöpçüyüm' dedim.
'Hanımefendi buraya yazacağız, işiniz nedir'
diye tekrarladı anketör:’’ (AA)
dikkati çeken Çaputçu, ürün
rekoltesinin iklim şartlarına bağımlı
olduğunu ifade etti. Geçen yıl yaşadıkları üretim darlığının bu sezon da kuraklık ve don gibi doğa olaylarına bağlı
olarak devam ettiğini kaydeden Çaputçu, "Fiyatlar arz talep dengesinden
kaynaklanıyor. Tüketim artarken, üretim iklim şartlarının etkisiyle geriliyor.
İthal ürünlerde dövizin artmasından
dolayı artış var" dedi.
Pazar hacmi
3.6 milyar dolar
Kuruyemiş ürünlerinin son yıllarda
çeşitli hastalıklara iyi geldiği ve vücut
direncini artırdığı yönündeki haberlerin
tüketimi artırdığını belirten Muammer
Çaputçu, Türkiye kuruyemiş pazarının
3.6 milyarlık bir hacme ulaştığını ifade
etti. Çaputçu, şunları söyledi: "Ceviz,
badem, Antep fıstığı, yer fıstığı, fındık.
incir gibi kuruyemiş ürünlerinin son
yıllarda bazı hastalıklara iyi geldiği
yönünde yapılan haberler tüketimi
artırdı. (AA)