Bireylerle SH 1-14

(ÜNİTE-1)
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN BİLGİ TEMELİ
**Değer ve ilkelerin yanında,bireylerle sosyal hizmetin bilgi temeli bilimsel kavramlar,araçlar ve
tekniklerden oluşur.Bu kavramların önemli olanlarından bazıları;bireyin yaşam deneyimi üzerinde
çevrenin etkisi,temel duygusal ve fiziksel ihtiyaçların önemi,bu ihtiyaçların karşılanmamasından
doğan sonuçlar,davranışların amacı ve insan hayatına sosyal ve kültürel faktörlerin etkisidir.
Bireylerle sosyal hizmetin araçları ve teknikleri,pratikteki deneyimler ve davranışsal bilimlerden
gelen bilgiden oluşur.
**Bireylerle sosyal hizmet için görüşme önemli bir araçtır ve görüşme için etkili dinleme en önemli
bileşendir.
**Duyguların kabulü,empati,duyguların ifade edilmesi için teşvik,onaylama, fikirlerin ve
durumların açıklığa kavuşturulması,bilgi ve tavsiye vermek kullanılan tekniklerdendir.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN İLKELERİ
**Bireyle sosyal hizmetin ilkeleri,müracaatçı ve shu arasında yakın bir ilişki kurulması için
uygulanır.
**Mesleki ilişki,müracaatçının kişiliği ve davranışında değişiklik yaratacak bir iletişim aracıdır.İlişki
terimi ilk defa 1939 yılında yayımlanan Virginia Robinson’un “A Changing Psychology in Social Case
Work-Bireyle Sosyal Hizmette Değişim Psikolojisi” adlı kitabında kullanılmıştır.
1)Bireyselleştirme İlkesi:Bireyi tek bir açıdan değil,birçok açıdan değerlendirmektedir.Her
müracaatçı ayrı birer varlık olarak ele alınmalı ve sorunlarının kökten çözmek amacıyla ilişki
kurmak için tam ve kapsamlı bilgi edinilmelidir.
2)Anlamlı İlişki Kurma İlkesi:İlişki kurmanın amacı müracaatçının davranışını değiştirmek veya
uyumsuz durumlarını düzenlemektir.Anlamlı ilişki, müracaatçıya ilgi göstererek kurulur.
3)Kabul Etme İlkesi:Müracaatçıyla “olduğu” gibi ilgilenmeyi ve algılamayı ifade eder.
(Müracaatçıların güçlü yönlerini ve sınırlılıklarını tanımlamayı ve kullanmayı,uygun olmayan
özellikleri,olumlu ve olumsuz duyguları ve yapıcı-yıkıcı tutum ve davranışları içerir.)
4)İletişim İlkesi:Shu'nun temel işlevi,müracaatçının duygularını ifade ederken rahat hissetmesini
sağlayacak bir ortam yaratmaktır.Bu da düzgün bir iletişim kurulabilmesine bağlıdır.
5)Duyguların Amaçlı İfade Edilmesi İlkesi:Shu,müracaatçının duygularını özgürce ifade etmesi için
fırsat vermelidir çünkü özellikle olumsuz duyguların birikmesi sakıncalıdır.
6)Kontrollü Duygusal Katılım İlkesi:Müracaatçıların duygularına duyarlı olmayı,duyguların anlamını
anlamayı ve onlara amaçlı ve uygun bir tepki vermeyi ifade eder.
7)Yargılayıcı Olmayan Tavır İlkesi:Bireyle sosyal hizmet ilişkisinin kalitesi, yargılayıcı olmayan tavır
ile belli olur.Shu,bir kişinin suçlu veya suçsuz olduğuna karar vermek yetkisine sahip değildir.
8)Müracaatçının Özerkliği İlkesi:Sosyal hizmet uygulaması sürecinde müracaatçıların tercihlerini
yaparken ve karar verirken özgür olmaları gereksinimini ve hakkını tanımlar.
9)Sosyal Hizmet Uzmanının Öz Farkındalığı İlkesi:Shu'nun,müracaatçının sorunları ile ilgilenirken
kendi güçlerinin ve sınırlılıklarının farkında olmasıdır.
10)Sosyal İşlevsellik İlkesi:Bir kişinin temel gereksinimlerini karşılaması için gerekli görevleri ve
aktiviteleri yerine getirebilmesi ve toplumun belirli bir alt kültürü tarafından yerine getirilmesi
beklenen önemli sosyal rollerini gerçekleştirebilmesi becerisidir.
11)Davranışları Ayarlama İlkesi
12)Sosyal Öğrenme İlkesi:
-Fark etme ve odaklanma,dikkat etme ve ilgilenme,
-Sorunu organize etme ve değerlendirme ve gelecek eylemler için plan yapma
-Yeni bilgilere ihtiyaç duyma ve araştırma
-Yeni bir deneyim için müracaatçıya fırsatlar sağlama aşamalarını içerir.
13)Gizlilik İlkesi:Müracaatçının mesleki ilişkide kendisiyle ilgili açıkladığı gizli bilgilerin korunması
hakkına dayanır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN TEMEL VARSAYIMLARI
**Hamilton'a göre bireyle sosyal hizmetin temel varsayımları:
a)Birey ve toplum birbirine bağımlı ve birbirini tamamlayıcıdır
b)Toplumdaki değişik faktörler birey davranışı ve tutumlarını etkiler
c)Bazı sorunlar psikolojik ve bazıları ise kişiler arasıdır
d)Bireyle sosyal hizmet sürecinde bilinçli ve kontrollü ilişkiler kurulması amaca hizmet eder
e)Bireylerle sosyal hizmet
f)Kişinin enerjisini ve kapasitesini olumlu yöne yönlendirmesine yardım ederek sorunlarının
çözülmesini sağlar
g)Bireyle sosyal hizmet herkese ilerlemek için eşit hak verir
h)Her ihtiyaç sahibi ve engelli insan için yardım sağlar.
Grace Mathew’e göre bireyle sosyal hizmetin varsayımları: (Bu varsayımlar kolektif düşünce ve
geleneklerden ortaya çıkmıştır.)
a)Her insan onuru ve değeri olan kişiler olarak değerlendirilmelidir.
b)İnsanlar birbirine bağımlıdır ve bu durum sosyal gruplar içindeki etkileşimlerinde görülür.
c)Tüm bireyler bazı özellikler açısından benzerdir ama her birey belirli özellikleri açısından tam
olarak birbirinin aynı değildir.
d)Her birey kendi içinde büyüme ve başarılı olma potansiyeli taşır ve bu potansiyelin farkına
varmak her bireyin hakkıdır.
e)Toplum,kendi potansiyellerini fark etmelerini sağlayacak araçlara sahip olmayan insanlara
yardım etmekle yükümlüdür.En temel değer,tüm insanların değerli ve onurlu olması
ilkesidir.2.olarak ise maddi ve manevi iyilik hâlini sağlayarak insanın iyileştirilmesi hedefine kendini
adamaktır.
**Bu felsefi varsayımlardan ve bireyselleştirilmiş fikirlerden çıkan bir diğer bağlılıklar seti
vardır:Kabul etme,yargılayıcı olmayan tavır,gizlilik ve kontrollü duygusal katılımdır.
İNSAN DAVRANIŞLARININ NEDENLERİ
Bireylerin kendilerine ait baş etme yöntemlerinin neden bazı sorunlar için etkisiz kalma nedenleri:
1.Maddi Kaynakların Yokluğu:Örneğin;devlet hastanesindeki hem fakir hem hasta olan ampüte bir
birey,takma uzuvlar satın alabilmek için hastanenin sosyal servisinden para yardımı alabilir.
2.Durumlar ve İlişkilerin Yanlış Anlaşılması ve Uygun Bilgilerin Yokluğu: Örneğin;baba çocuğunun
epileptik krizlerinin içine şeytan girmesinden kaynaklandığına inanıyorsa eğer çocuğunun
durumunu daha da kötüleştirecek tedaviler deneyebilir.
3.Hastalık veya Sağlıkla İlgili Engeller:Örneğin;ailede baba hasta ise anne fazladan sorumluluk
altına girmek ve dışarıdan yardım almasını gerektirecek sorunlarla tek başına yüzleşmek zorunda
kalır.Hasta ve ailesi,hastalık ile ilgili yardım kabul etmeyi düşünmeli ve şu an ve gelecek hakkında
gerçekçi planlar yapmalıdır.
4.Stresli Durumlardan Kaynaklanan Duygusal Endişe:Örneğin;çocuğunun suça karıştığını öğrenen
bir baba o kadar fazla üzgün hissedebilir ki çocuğunu evden atıp onunla tüm bağlarını kesebilir.
5.Kişilik Özellikleri ve Yetersizlikler:Örneğin;eğer küçük bir kız,annesi tarafından kendisini terk eden
babasının kötü bir adam olduğu inancı ile yetiştirilirse büyüdüğü zaman kendi eşi ile sıkıntılar
yaşacaktır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET TANIMLARI
Mary Richmond (1915):Hem kişinin hem de toplumun iyi halinin aynı anda sağlanması için iş birliği
yaparak değişik insanlarla ve insanlar için yapılan bir sanat
Mary Richmond (1917):Erkek,kadın ve çocukların sosyal ilişkilerinin iyileştirilmesi için çalışan bir
sanattır.
Mary Richmond (1922):İnsan ve çevresi arasında,bireysel ve bilinçli olarak kişilik gelişmesi için
ayarlamalar yapan süreçlerdir.
Jarret (1919):Sosyal bir bozukluğu olan bireyin çevresindeki tüm durumlarla en iyi ilişki kurmasını
sağlamaktır.
Taft (1920):Bireyin kişiliğini,davranışlarını ve sosyal ilişkilerini anlama ve daha iyi kişisel ve sosyal
uyumu üzerinde çalışma çabası içinde sosyal tedavi uygulamaktır.
Watson (1922):Bireyin çevresine daha iyi uyum sağlayabilmesi amacıyla bozulmuş kişiliğinin
düzenlenmesi ve çözümlenmesi sanatıdır.
Queen (1932):Bireysel ilişkilerin düzenlenmesi sanatıdır.
Lee (1923):İnsan davranışlarını değiştirme sanatıdır.
Taylor (1926):Bireyleri tüm kişilikleri ile anlamak ve sosyal olarak daha sağlıklı ilişkiler kurmasını
sağlamak çabasındaki bir süreçtir.
Raynolds (1935):Sosyal ilişkilerinde zorluklara yol açan önemli sorunları için müracaatçı olan
kişilere danışmanlık hizmeti verme sürecidir.
Raynolds (1935):Bireyin kendisini ailesi,doğal grubu ve toplumuna uyum sağlaması ihtiyacında olan
bireye yardım eden bir sosyal hizmet türüdür.
Klein (1938):Sosyal hizmetin bir yöntemidir.
Swift (1939): Bireylin hayat içinde karşılaştığı sorunlarının çözümü için kişisel kapasitesini
kullanmak ve geliştirmek konusunda bireye yardımcı olan bir sanattır.
DeSchweiinitz (1939):Sosyal kurumların temsilcileri olarak bireylerin ihtiyaçlarına politikalar
çerçevesinde hizmet,finansal destek verme ya da kişisel danışma sağlayan süreçler demektir.
Strode (1948):Sosyal vaka çalışması,sosyal kaynaklar ve alandan gelen tecrübe ile bireyin en olası
ve iyi sosyal uyumumun sağlanmasına yardım eden bir süreçtir.
Towle (1947):Karşılanmamış ihtiyaçlar alanında en uygun sosyal hizmeti sağlayan bir yöntemdir.
Bowers (1949):İnsan ilişkileri bilimleri bilgisi ve insan ilişkileri becerilerini bireyin kapasitesini
kullanması için;toplumdaki kaynakların müracaatçı ve çevresi arasındaki en iyi uyumun sağlanması
için çalışan bir sanattır.
Hollis (1954):Kendi çabaları ile etkili olarak çözemedikleri sorunların çözümü için bireylere yardım
eden sosyal hizmet uzmanları tarafından kullanılan bir yöntemdir.
Gordon Hamilton (1956):(Hem bir çalışma alanı hem bir yöntem),bireyin kişiliğini geliştirmesi için
bilinçli olarak kişi ve çevresi arasındaki uyumun sağlanması süreçlerini kapsar.
Perlman (1957):Sosyal işlevsellikle ilgili sorunlarıyla kişinin daha etkili baş edebilmesi için yardımcı
olan insan refahı kurumları tarafından kullanılan bir süreçtir.
Safrad:Bireylere yardımcı olmak için,kendi çabaları ile etkili olarak baş edemediği sorunların sosyal
uyumunun sağlanması için kullanılan bir yöntemdir.
****1930’dan önceki tanımlarında vurgulanan özelliği,yönteminin bir sanat olduğu
şeklindedir.Daha sonrakilerde yer alan yöntem ve süreç sözlükleri aynı anlamda kullanılmıştır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN AMAÇLARI VE DOĞASI
**Amaçları:Sosyal yıkımı engellemek,müracaatçıyı güçlendirmek,sosyal işlevselliği
sağlamak,olumlu teşvik sağlamak,gelişme ve büyüme için fırsatlar yaratmak,psikolojik zararları
telafi etmek,kendi kendini yönetme kapasitesini artırmak ve sosyal katılımı artırmak,bireyin
toplumla iyi bir uyum yakalaması,bireyin içsel sorunlarının bulunması, anlaşılması ve
çözülmesi,bireyin ego gücünün arttırılması,sorunların önlenmesi ve içsel kaynakların geliştirilmesi
**Bireylerle sosyal hizmetin paylaşılan ve duygusal olarak ortaya çıkan durumlardan doğan bir ilişki
olduğu görülür.Bu ilişki kabul,beklenti,destek ve dürtü kavramlarını içerir.
**Bireylerle sosyal hizmetin durumu iyileştirilme,toplumla daha fazla uyum,kapasite inşası,
dışarıdan yardım gerektiren ihtiyaçları göz önünde bulundurmaya dönük doğası bulunmaktadır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN BİLEŞENLERİ
Bireylerle sosyal hizmetin bileşenleri:Birey,sorun,kurum,sorun çözme süreci,shu-müracaatçı ilişkisi.
##İnsan davranışını ve bireysel farklılıkları anlamak konusunda Grace Mathew'in önerileri:
1.Bireyin davranışları çevresi ve deneyimleri tarafından şekillenir.
2.İnsani gelişim ve büyüme için bazı temel ihtiyaçların karşılanması gerekir
3.Duygusal ihtiyaçlar gerçektir ve mantıksal düşünme yoluyla karşılanamazlar.
4.Davranış amaçlıdır ve insanın fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına bir cevaptır.
5.Bir diğer kişinin davranışı,onun kendi duygusal ve mantıksal yapısının anlaşılması ile
anlamlandırılır.
##Sorunlar sınıflara ayrılabilir:
1.Hastalık veya engele dayalı sorunlar
2.Maddi kaynakların yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar
3.Okulla ilgili sorunlar
4.Kurumsallaşmadan kaynaklanan sorunlar
5.Davranış sorunları
6.Evlilikteki uyumsuzluktan kaynaklanan sorunlar
7.İzleme hizmeti gerektiren sorunlar
8.İnsanların rehabilite edilmesi ihtiyacından kaynaklanan sorunlar
9.Kumar,fuhuş,alkol ve madde bağımlılığı ve evlilik dışı annelik gibi sosyal sorunlar.
##Kurumlar;özel,fon alan ve kamu kurumları olmak üzere çeşitlenir.Birincil (sivil toplum örgütleri)
ve ikincil kurumlar (hastane,okul gibi) vardır.Çocuk refahı,aile refahı,eğitim ve uzmanlık alanlarına
dayalı olarak sınıflanırlar.Verilen desteğin çeşidine,mesleki otorite, hizmet edilen müracaatçı
çeşidine göre de farklılaşır.
**Hamilton’ın belirttiği süreçler iç içe dokunurlar yani bir süreç diğerine paraleldir.Ayrıca
Hamilton’a göre başlangıçta belirsiz veya geçici bir tanı hatta tedavi yöntemi belirleriz.
**Skidmore’a göre,müracaatçı için sorunun daha açık hâle getirilmesi ve sonunda bu anlayış
doğrultusunda hayatında bir takım değişimlere yol açtığı için hazırlık yapma süreci de tedavinin bir
parçasıdır.
##Kişinin sorun çözme çabalarının önünü tıkayan engeller ilk olarak ortaya konmalıdır.Bu engeller:
1.Kişinin ihtiyacı olan somut araçların ve kaynakların ulaşılabilir olmaması
2.Cahillik ve yanlış anlaşılmadan kaynaklanan sorunlar hakkındaki bilgiler
3.Kişinin fiziksel ve duygusal enerjisinin tükenmesi
4.Bazı sorunlar kişinin güçlü duygularından kaynaklanır.
5.Sorun belki de kişinin kendi içindedir.
6.Kişi;düşünme ve planlama ile ilgili düzenli alışkanlıklar geliştirmemiş olabilir.
##Bireylerle sosyal hizmet sürecinin amacı,kişinin bir veya birden çok sorunu ile kendi kendine baş
etmesine yardımcı olmak ile alakalıdır.Bunu yaparak kişinin hayatına devam ederken sağlam
adımlar atmasını sağlayan
a)terapötik ilişki,
b)sistematik ve esnek yol bulunması,
c)fırsatlar ve yardımlar olmak üzere üç araç kullanılır.
##Müdahale bilgisi sorulara odaklanır:Bu durumu değiştirmek için ne yapılabilir?Bu evre,
müracaatçı ve shu'nun beraber karar verdikleri hedefler ile başlar.
##Müdahale üç çeşit olabilir:Direkt müdahale,çevresel değişim ve pratik hizmetlerin yönetimi.
SOSYAL HİZMET UZMANI-MÜRACAATÇI İLİŞKİSİ
**Shu ile yardım talebinde bulunan birey ve aile arasında kurulan mesleki ilişki farklı yapıdadır.
Sosyal ilişki olarak nitelendirilen arkadaşlık,komşuluk ilişkilerine benzemez. Mesleki ilişki süreci shu
ile başvuran arasında yer aldığına göre konuya iki taraf açısından bakmak doğru olur.
**Aktarım:Bireyin yaşantısında daha önceden karşılaştığı objelere (genellikle insanlara) karşı
oluşturduğu savunma,tavır,duygu veya tepkilerinin bilinçsiz olarak şu anda karşılaştığı bir başka
objeye yönlendirmesidir.Örneğin;kişi,tavır olarak eski eşine benzettiği birine güvenmez ya da
çocukluk arkadaşına benzettiği birine aşırı güvenir.
**Shu da aynı şekilde bilinçsizce aktarım yapma eğilimindedir.Buna karşıt aktarım denir.
**Shu'nun aktarımı anlamak ( müracaatçının davranışlarını ve bilinçsiz ihtiyaçlarını
anlamak),kullanmak (geçmiş ve şuan ki deneyimleri ve ilişkileri bütünleştirmek) ve yorumlamak
(müracaatçının bilinçsiz savunmalarının dikkatli analizi) olarak üç önemli sorumluluğu vardır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET,PSİKOTERAPİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMA
Bireysel düzeydeki ruhsal bir sorunun,ruhsal yollarla tedavi edilmesi,ortadan kaldırılmasına
psikoterapi denmektir.Genelde terapistin hastaya karşı tutumu aralarındaki ilişkinin niteliğine göre
duyguları bastırıcı,destekleyici,derinliğine araştırıcı olabilir. Dinleme,eşduyum (empati) yapma,ilgi
gösterme,yansız olma,esnek olma gibi teknikler sıklıkla kullanılanlar arasındadır.
Psikolojik danışma,bireyin kendisini tanımasına,davranışlarını fark etmesi yönünde
cesaretlenmesine ve duygusal baskıdan kurtulmasına,destek vererek başkalarıyla olan
ilişkilerini,bazı tutum ve alışkanlıklarını kavrayıp değiştirmesine yardımcı olma tekniğidir.
Danışmanlık yapacak kişinin içtenlik,açık sözlülük,başkalarını sevme ve sayma,empati yapma gibi
özellikleri olmalıdır.
>>>Bireyle sosyal hizmet ve psikolojik danışma arasındaki benzerlikler:
1.İkisi de aynı hedeflere sahiptir
2.İkisi de aynı müracaatçı çeşidi ile çalışır
3.İkisi de benzer sorunlar ile uğraşır
4.İkisinin de faydalı olması kurulan ilişkiye bağlıdır
5.İkisi de müracaatçının değerine ve onuruna inanır.
6.İkisi de ortak ilkelere sahiptir
>>>Bireyle sosyal hizmet ve psikolojik danışma arasındaki farklılıklar:
1.Psikolojik danışmada yardım,müracaatçıya sosyal servisler yoluyla sunulmaz ama sosyal hizmette
yönetimsel hizmetler (somut hizmetler),sorun çözme planının temelidir.
2.Psikolojik danışmada bir kurum kesin olarak gerekli değildir ama sosyal hizmet her zaman kurum
ortamında yapılır.
3.Psikolojik danışmada çoğu zaman sadece bir çeşit sorun ile ilgilenilir ama sosyal hizmette
müracaatçı bir bütün olarak algılanıp çalışılır.
4.Psikolojik danışmada odak nokta sorundur, kişi değildir. Ama sosyal hizmetlerde odak noktası
temelde müracaatçıdır ve ne çeşit hizmetlerin sunulduğudur.
5.Psikolojik danışmada danışman, danışmanlık uygulamasında bağımsızdır ama sosyal hizmette
hizmetler kurum yoluyla verilir.
>>>Bireylerle sosyal hizmet ve psikoterapi arasındaki benzerlikler:
1.İkisi de duygusal sorunları olan ve acı dolu durumlarda bulunan bireylere yardım eder.
2.İkisi de yöntem olarak görüşmeyi kullanır.
3.İkisi de müracaatçı rahatlatmak ve duygularını ifade edebilmesini sağlamak için çalışır.
4.İkisi de müracaatçıya karşı bireysellik, sıcaklık ve saygı ilkelerine sahiptir.
5.İkisi de müracaatçının kendi kaderini tayin etme hakkına inanır.
6.İkisi de müracaatçının davranışları ve tavırlarını etkileyen bilinçsiz ve duygusal süreçlerin rolünün
farkındadır.
7.İkisi de müracaatçının o andaki anksiyetesini önlemek için duygusal destek sağlar.
8.İkisi de aktarıma önem verir.
>>>Bireylerle sosyal hizmet yöntemi:
1.Bireyi saygı görmeye layık,toplum içinde insan onuruna yaraşır biçimde yaşaması gereken bir
varlık olarak kabul eder
2.Sorunun çözümlenebilmesi için gerektiğinde birey ve aileyi kendi olanakları yanında toplumsal
kaynaklardan yararlandırma sorumluluğu taşır
3.Birey ve sosyal çevre arasındaki sorunların çözümü için karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesini amaçlar
ve interaksiyonlar üzerinde odaklaşır
4.Sorunlara yol açan bilinçaltı nedenlerin varlığını kabul etmekle birlikte tedavide bilinç
düzeyindeki ve daha çok bugüne ait hususlar üzerinde durur
5.Bireyi ve içinde bulunduğu sosyal çevreyi birbirini tamamlayan bir bütün olarak kavrar,
6.Sorun çözmedeki amaç,birey ve aile birlikte toplumsal huzur ve refahın gerçekleştirilmesi
**Ele aldığı sorunların çözümünde uygun hizmet ve kaynakları kullanma işlevi ve ideal amaç olarak
sonuçta gerçekleştirmek istediği toplumsal refahı sağlama hedefi,bireylerle sosyal hizmet
yöntemini psikoterapi ve psikolojik danışmadan ayırt eden başlıca özelliklerdir.
ÜNİTE 2=TARİHSEL GELİŞİM
Modern sosyal hizmet,temelde bireylerle sosyal hizmet, gruplarla sosyal hizmet ve toplumla sosyal
hizmet olmak üzere üç yardım yöntemini kullanır.Bireylerle sosyal hizmet uygulaması sosyal kişisel
çalışma,vaka çalışması olarak da tanımlanmakta,aynı anlamı ifade etmekte ve zaman zaman
birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.Bireylerle sosyal hizmet müdahalesi bilimsel olarak Mary
Richmond’un 1917 yılında yayınlamış olduğu “Sosyal Teşhis” kitabına dayanmaktadır.Genel olarak
bireylerle sosyal hizmet müdahalesinin odağı fiziksel,ruhsal olarak gereksinimi olan ya da
toplumsal açıdan engeli bulunan kişilerdir.Toplumsal açıdan engelli olarak kabul edilen kişilerden
bazıları işsizler,evsizler,parçalanmış ailelerin üyeleri,alkolikler,madde bağımlılıkları ve istismara
uğrayan ya da sorunlu çocuklar olarak sıralanabilir.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ
İlk Evreler=Yoksulların Durumunu Geliştirme Topluluğu (A.I.C.P),Amerika’da 1843 yılında kurulmuş
ve daha eskiden kullanılan yaklaşımların aksine yoksulluğa daha bireysel olarak yaklaşmıştır.İlk
profesyonel sosyal hizmet okulu 1898 yılında kurulan New York Okulu’dur.
**Hayırseverlik Organizasyonu Topluluğu ve Dost Ziyaretçiler Amerika’daki en eski organize olmuş
girişim 1877 yılında kurulan Amerikan Hayırseverlik Organizasyonu Topluluğu’dur.Topluluk
gönüllülerden oluşan “dost ziyaretçiler”olarak adlandırılan kişilerle çalışmaktaydı.Hayırseverlik
Organizasyonu Topluluğu’nun temel planı şunları içeriyordu:İhtiyacın belirlenmesi için
müracaatçıları değerlendirmek,merkezi kayıt ve belgeleme,destek verme.Dost ziyaretçilerin amacı
eğitimdi ve kişisel etki yaratarak karakter geliştirmeye çalışıyorlardı.Dost ziyaretçilerinin çabaları
sayesinde büyük ihtimalle hayırseverlik bilimsel bir hâle evrildi ve bireyle sosyal hizmetin temelleri
atıldı.Dost ziyaretçiler kavramına zamanla “ücretli personel” eklendi.Dost ziyaretçilerin ailelerle
olan ilişkileri müracaatçının durumundaki bozukluğun kendi sosyal davranışındaki tasavvurundan
ötürü meydana geldiği düşüncesine dayanmaktaydı.
**1908 yılında Clifford Beers’in akıl sağlığı ile ilgili olarak yayını sosyal hizmetin sadece ekonomik
ve sosyal değil,aynı zamanda müracaatçıların psikolojik ve duygusal sorunlarına da yönelmesine
neden olmuştur.
**İlk bireyle sosyal hizmet eğitimi 1914-1917 yıllarını içeren dönemde verilmiştir.Bu dönemde
bireyle sosyal hizmet daha çok tıptaki modele dayanıyordu.Bir süre bireyle sosyal hizmet,sadece
hasta kişilere odaklandı ve öncelik hastalığın tedavi edilmesi oldu.“Birey ile sosyal hizmet” terimi
ilk olarak Amerika’daki bir konferansta “Social casework” olarak kullanıldı.İlk profesyonel bireyle
sosyal hizmet eğitim programı bir yaz okulu eğitimi ile yapılmıştır.Bu dönemde Mary Richmond ve
Francis McLearn binlerce insana hizmet sundular. Bireyle sosyal hizmet alanındaki ilk kitap olan
“Sosyal Teşhis” 1917 yılında Russell Sage Foundation’ın Yardım Teşkilatı Kısmı Müdürü Mary E.
Richmond tarafından yayınlandı.1917 yılında yayımlanan Mary Richmond’ın Sosyal Teşhis kitabı,bu
alandaki ilk kitap olarak değerlendirilir.Kitap,müracaatçıların sorunlarının değerlendirilmesi ve
başa çıkılmasına sistematik yollar getiren bir metodoloji sunar. Bireylerle sosyal hizmet alanındaki
ilk eğitim yaz kursu olarak ortaya çıkmıştır.
**Mary Richmond,müracaatçılara yardım etmenin metodolojisi üstünde çalışmıştır.Teşhis etmenın
özetini “tanımlanmış zorluklar”, “olağan faktörler” ve “değerler ve sorumluluklar” olmak üzere üç
başlığa ayırmıştır.Richmond şu sorulara cevap bulmaya çalışmıştı.“Teşhisi koyan kimdir? Kararın
temelinde ne vardır? Bu temellerin dayandığı gerçekler ve uzmanın hükmü ne kadar güvenilirdir?
”Richmond teşhis etmenin;sosyal hizmet uzmanının,müracaatçının sosyal durumu ve kişiliği
hakkında karara varabilmesi için birçok adımdan oluşan bir süreç olduğunu belirtmektedir.Bu
süreç;1.Müracaatçı ile görüşme,2 Ailesi ve yakınları ile bağlantı kurma,3.İş birliği için kullanılacak iç
ve dış kaynakların araştırılması 4.Toplanan bilgilerin yorumlanması, olmak üzere dört aşamada
gerçekleşir.
Müracaatçı ile Görüşme: Richmond sosyal hizmet uzmanının görüşmedeki amaçlarını şu şekilde
sıralar:
•Müracaatçıyı adil ve sabırlı bir şekilde dinlemek •Ortak bir anlayış oluşturmak •Diğer bilgi
kaynakları hakkındaki ipuçlarını güvenle saklamak •Kendine yardım ve kendine güven geliştirme
sürecini yavaş yavaş başlatmak
Ailesi ve Yakınları ile Bağlantı Kurma:Richmond, dikkatin ailenin bütünlüğüne ve aile üyelerinin ilgi,
eğlence,sosyal gelişim, çocukların hırsları ve yetenekleri, akrabalar ile etkileşim ve farklı roller
hakkındaki kapasitesine yöneltilmesi gerektiğini hissetmiştir.
İş birliği İçin Kullanılacak İç ve Dış Kaynakların Araştırılması: Teşhis koyarken kullanılan dış bilgi
kaynakları; eski ve yeni komşular, akrabalar,arkadaşlar, eski ve yeni işverenler, okul ve kamu
kayıtları gibi kaynaklardır. İç kaynaklar ise kişinin kendi iradesi, güveni, özgüveni ve tutumları ve
benzeridir.
Toplanan Bilgilerin Yorumlanması:Sosyal kanıtlar Richmond tarafından şu şekilde tanımlanmıştır:“
Kişiden ve ailesinden alınan tüm geçmiş bilgilerin ışığında müracaatçının sosyal zorlukları ve bu
zorlukların çözümüne dair özellikleri gösteren tüm gerçekler”.Ayrıca Richmond, müracaatçının
kendi hayatı hakkındaki umutları, planları ve davranışlarının diğer bütün kaynaklardan daha önemli
olduğunu fark etmiştir.Richmond, bireyle sosyal hizmet müdahale sürecini analiz etmek için ilk özel
çabayı gösteren kişidir.
**Bugün modern bireyle sosyal hizmet felsefesinde önemli bir yeri olan “özerklik” kavramı,
Richmond’un yaklaşımı içinde bulunmaktaydı.Richmond’un ilgisi iki kavram üzerineydi.Bir elinde
sosyal,diğer elinde psikolojik kavram bulunuyordu.Richmond,insanın içindeki güçler ve dışındaki
güçlerin kişinin davranışını ve toplumdaki özelliğini etkilediği sonucuna varmıştır.Mary Richmond
ile bireyle sosyal hizmetin uygulayıcıları,yardıma ihtiyacı olan bireye herhangi bir yardımda
bulunmadan önce onun yaşamını,çevresini inceleyip ilgili bilgininin sağlanması gerektiğini ileri
sürmüşlerdir.Sosyal teşhis yolu ile elde ettikleri bilgiyi analiz edip müracaatçının sosyal ve bireysel
güçlüklerinin başlıca nedenlerini belirlemeye çalışmışlardı.Bireyle sosyal hizmet uygulaması
psikoloji ve psikiyatri biliminde meydana gelen gelişmelerden etkileniyordu.
Birinci Dünya Savaşı’nın Etkisi
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Bireylerle sosyal hizmetin temeli insan davranışıydı.Eğitim
programında tartışılan psikolojik ve psikiyatrik kavramlar,bu bilgilerin uygulamada insan
davranışlarıyla insan ilişkilerini anlama açısından önemini ortaya çıkarmıştır.Söz konusu gelişmenin
aşağıdaki yönleriyle bireylerle sosyal hizmet yönteminin sağlık alanında kabul edilmesini
kolaylaştırdığını söyleyebiliriz
1.Hasta ve ailesinin tedavi masraflarını karşılayabilecek maddi güce sahip olup olmadıklarının
belirlenmesi,2.Hekimin hasta için ayıracağı zamanı kısaltarak toplumdaki sağlık hizmetlerinden
daha fazla kişinin yararlanmasının sağlanması,3.Hastalığın tekrarlanmasını ve iş gücü kaybını en aza
indirerek hastane yatağının gereğinden fazla işgal edilmesinin önlenmesi,4.Hekimin, hastayı
fiziksel, ruhsal ve sosyal özellikleriyle bir bütün olarak tanıyıp tedavi etmesine olanak vermesi.
**Birinci Dünya Savaşı’nın etkisi sosyal hizmetlerin popüler hâle gelmesini ve sosyal hizmete aşina
olmayan kişilerin bu alana aşina olmalarına neden olmasıdır.Freud ve arkadaşlarının çalışmaları,
bireylerle çalışan sosyal hizmet uzmanlarının yöntemlerini etkilemiştir.Klinik çocuk rehberliği
hareketi ve tedavisi,akıl hastalıklarının ve suçluluğun önlenmesi, bu yaklaşımın psikolojik
yönelimini güçlendirdi.
*1920’lerde bireyle sosyal hizmet müdahalesi yapan sosyal hizmet uzmanları,müracaatçı ve
sorunlarını anlamak için Psikanalitik Yaklaşım’ı benimsemişlerdir.Psikanalitik Teori Freud
tarafından oluşturulmuş ayrıca Freudyen psikoloji de bireyle sosyal hizmet üzerinde büyük etkiler
bırakmıştır.Bu sosyal hizmetin psikiyatrik gelişme dönemiydi.1920’lerde ortaya çıkan Fruedyen
psikoloji,bireylerle sosyal hizmet üzerinde çok büyük etki yapmıştır.1930’ların ekonomik kriz
döneminde,sosyal hizmet uzmanları müracaatçılar için bir stres kaynağı olan ekonomik faktörleri
değerlendirmişlerdir.1920’lerin sonlarına doğru müracaatçının sorun çözme sürecine katılımı
bireyle sosyal hizmet için temel prensipti.1930 yılında psikanalitik gelişmeler çok önemli hâle geldi
ve sosyal hizmet uzmanları bireyle sosyal hizmet müdahalesini gerçekleştirirken yeni yöntemleri
kabul ettiler. Birkaç ortak özellik ve farklılıkları olan yeni düşünce okulları zamanla ortaya çıktı.Bu
okullar Sigmund Freud ve Otto Rank’ın teorileri üzerine kuruldu.
FREUDYEN TEORİNİN KATKILARI
Freudyen teoriden etkilendikten sonra,bireyle sosyal hizmet müdahalesi yapan sosyal hizmet
uzmanları bireysel terapi vermeye de başladılar.Duygular,hisler,tavırlar,bastırılmış anlaşmazlıklar
ve bilinçdışı ile olan çatışma, bireyle sosyal hizmet müdahalesinin ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Freudyen Teorinin Etkisi: 1918 yılında ilk psikanalitik odaklı sosyal hizmet okulu Smith Koleji Sosyal
Hizmet Okulu kurulmuştur.Bu okul öğrencilerine Sigmund Freud’un fikirleri ve bu fikirlerin özellikle
savaş deneyimleri yüzünden travma yaşayan Birinci Dünya Savaşı gazileri üzerinde nasıl
uygulanacağı konularında eğitim veriyordu.
**1948 yılında sosyal hizmet uzmanları ilk defa ikisi de New York’ta bulunan Psikanaliz için Ulusal
Psikoloji Topluluğu ve Akıl Sağlığı Lisansüstü Merkezi gibi psikanalitik enstitülere kabul
edilmişlerdir.Freud’un üç öğrencisi;Alfred Adler,Carl Jung ve Otto Rank daha sonra kendi düşünce
okullarını kurmuşlardır.
**Adler,Viyana’daki ilk çocuk rehberliği kliniğinin kurulmasında etkili olmuştu.Adler “bireysel
psikoloji” sistemini tanıtan kişiydi.
**Jung, analitik psikoloji alanında çalışmış ve terapist ile terapötik faktör arasındaki ilişkiye
odaklanmıştır.
**Otto Rank,terapist olarak çalışmış ve psikoanalizin kültürel ve teknik yönlerine dair yazılar
yazmış ve psikoterapötik felsefe üzerinde durmuştur.
**Sosyal hizmet uzmanlarının psikolojik alanda bu kadar ısrarla durmalarının en önemli nedeni
Amerikan Kızılhaç’ının ev hizmetleri bölümünün kurulması ile ilgilidir.Bu bölümde çalışan sosyal
hizmet uzmanları asker ailelerine yardım etmekte idiler.
EKONOMİK KRİZ VE SONRASI
ABD’nde 1930’lu yıllarda gündeme gelen mali kriz nedeniyle bireylerle sosyal hizmetin bu kez de
psiko-sosyal nitelik kazanmaya başlamıştır.Freud’un izleyicilerinden olan Rank’ın geliştirdiği irade
(will) teorisinin uygulamada kullanılmaya başlaması bu döneme rastlar.Sosyal yardım kurumları
yeni programlarla insanların maddi ihtiyaçlarını cevaplamaya çalışırken,kliniklerde görevli sosyal
hizmet uzmanları da bireyler arasındaki ilişki sorunlarını ele almışlardır.Bu uygulamalar meslek
elemanlarının bilgi ve becerilerinin zenginleşmesini sağlamıştır.Para yardımı bireyin kendini
geliştirmesi ve sorunlarını çözebilecek gücü kazanması için önemli bir araç kabul edilmiştir.Bu
dönemde acil destek hareketi,iş gelişimi yönetimi,kamu çalışması yönetimi ve sivil iletişim gibi
birçok program ortaya çıkmıştır.Bu nedenle krizin en önemli çıktısı,kamu yardımı programlarının
ortaya çıkması olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı’nın Etkisi=Bireylerle sosyal hizmetin psikososyal niteliğe kavuştuğu 1940-1950
döneminin belli başlı özellikleri şunlardır:
•Bireylerle sosyal hizmet uygulamalarına davranış bilimleri ve sosyal bilimlerden yoğun bilgi
aktarımı olmuştur.•Psikanalitik teorinin uygulamalar için geçerli olup olmadığı tartışılmaya
başlanmıştır(Zira bu teori,sorunların sosyal nedenlerini açıklamak için yeterli değildi).•Bireylerle
sosyal hizmet yöntemi ile ilgili ampirik çalışmalara bu dönemde başlanmış,uygulamadan elde
edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. •Sosyal hizmet eğitiminde,meslek elemanlarının bireylerle
sosyal hizmet,gruplarla sosyal hizmet ve toplumla sosyal hizmet yöntemlerini uygulayabilecek
şekilde eğitilmelerini öngören genelci eğitim modeli benimsenmiştir.
**1940’lı yıllar boyunca uzmanlar,stres zamanlarındaki değişik baş edebilme ve uyum
kapasitelerine göre yapılmış gözlemlere dayalı ego psikoloji formüllerine maruz
kalmışlardı.1950’lerde sosyal hizmette özel uygulamalar başladı.Profesyonel ajanlar,bireyle sosyal
hizmet alanında gelişmeye başladı.Artık bireyle sosyal hizmet,bireylerin sorunlarını çözerek dolaylı
yoldan toplum ve toplum sorunları ile ilgilenmeye başladı.Sosyal hizmet için yerleşme,gelişme ve
dönüşüm dönemiydi.
TÜRKİYE’DE BİREYLE SOSYAL HİZMETİN GELİŞİMİ=Osmanlı İmparatorluğu döneminde sosyal
yardımlarla ilgili en önemli teşkilatlar,vakıflar olmuştur.Vakıfların bilhassa “Avarız” ve “Müessesatı
Hayriye”adlarını taşıyanları,muhtaç kişilere yönelik sosyal yardımları organize edici bir karaktere
sahip olmuştur.
**11 Haziran 1868 tarihinde “Mecruhin ve Mardayı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti”
adıyla bugünkü Kızılay kurulmuştur.
**1872 yılında,Darüşşafaka,çocuklara yönelik sosyal hizmetleri yürütmek üzere faaliyet
göstermeye başlamıştır.
**1895 yılında “Dilenciliğin Yasaklanmasına Dair Tüzük” kabul edilmiş ve 1896 yılında da
Darülaceze açılmıştır.
**15 Haziran 1921 tarihinde,Büyük Millet Meclisi Sosyal Yardım Komisyonu oluşturulmuştur.
**30 Haziran 1921’de, Ankara’da, Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu (Himayei Etfal Cemiyeti)
kurulmuş.
**1928 yılında Yardım Sevenler Derneği faaliyet göstermeye başlamıştır.
**1930 yılında 1580 sayılı Belediyeler Kanunu kabul edilmiş ve belediyelere sosyal hizmetlerle ilgili
çeşitli görevler verilmiştir.
**1957 yılında, 6972 sayılı Korumaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun kabul edilerek yürürlüğe
girmiştir.
**1963 yılında 225 sayılı Kanun ile Sağlık Yardım Bakanlığı merkez teşkilatı bünyesinde Sosyal
Hizmetler Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
**1.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı Kanun ile bir kısım yaşlı ve özürlü vatandaşlara parasal sosyal
yardımlar sağlanabilmesi mümkün olmuştur.
**1982 yılında kabul edilen yeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasası,sosyal hizmetleri ayrıntılı
hükümlerle ele almış ,60’ıncı maddesinde;“Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir.Devlet,bu
güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” ifadesine yer verilerek sosyal güvenlik
hakkının “genelliği”, “kanunlarla kişilerin elinden alınamayacağı” ve“Devlete ait bir görev olduğu”
hususları açıklığa kavuşturulmuştur.
**Anayasa, “sosyal güvenlik” kavramı ve kapsamı içinde gerek parasal sosyal yardımlara gerek
sosyal bakım,yetiştirme ve rehabilitasyon uygulaması şekillerinde sunulan nesnel sosyal yardımlara
yer vermekte;ve bu,uygulamada, daha çok “sosyal hizmet” kavramı ve teşkilatları bünyesinde yer
alan sosyal hizmetlerin yürütülmesi için gerekli hukuki zemini yaratmaktadır.
**24.5.1983 tarihinde 2828 sayılı Kanununla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun
kurulması ile,sosyal hizmetler alanında, Sosyal Hizmetler Enstitüsü’nün kurulmasından sonraki
ikinci büyük gelişme kaydedilmiştir.
1. SHÇEK Kanunu ile, sosyal güvenlik sistemine,ilk kez sosyal yardım mahiyetindeki sosyal güvenlik
hizmetlerini doğrudan yürütmek üzere kurulmuş bir kamu teşkilatı dahil edilmiştir.SHÇEK,Türk
sosyal güvenlik sistemi açısından eksikliği duyulan temel bazı sosyal yardım hizmetlerini; ve
önceden,dağınık belirli bir standarttan yoksun ve koordinesiz olarak yürütülen bir kısım sosyal
refah hizmetlerini, bünyesinde birleştirmiş olmaktadır.
2.SHÇEK,sosyal sigorta programlarından faydalanma imkânını bulamayan muhtaç kişilere,parasal
sosyal gelirler yanında mal ve hizmet türündeki nesnel gelirler sağlamak yönünde de
fonksiyoneldir.Ayni ve nakdi yardımlar,kaynakların yeterliliği ile sınırlanmıştır.
3.Kurum,sosyal yardım kavramının ve kapsamının asli hedef grupları olan ekonomik yönden
yoksunluk çeken ve geçimini insan haysiyetiyle bağdaşmayacak şekilde,asgari ölçüler içinde dahi
karşılayamayan kişiler yanında;yalnız kalmış olmak, duygusal problemlere sahip olmak,uyumsuzluk
içinde bulunmak,bakıma ihtiyaç duymak ve sosyal yoksunluk içine düşmek gibi sebeplerle sosyal
refah karakterli hizmetlere ihtiyaç duyan kişileri de kapsamaktadır.
4. Kurum, katma bütçeli mali yapısı ve kendisine ait özel gelir kaynakları ile sosyal yardımların
finansmanında,Devlet bütçesi yanında toplum kaynaklarını da kullanması sebebiyle, kendine özgü
bir karakter taşımaktadır.
5.Kurum,“doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucunda,yeteneklerini çeşitli
derecelerde kaybetmeleri nedeniyle normal yaşamın gereklerine uyamama durumunda olup
bakım,rehabilitasyon, ve desteğe” ihtiyaç duyan engellilere;“sosyal ve ekonomik yoksunluk içinde
bulunmaları sebebiyle yardıma ihtiyaç duyan yaşlılara ve kontrolleri dışında oluşan maddi,manevi
ve sosyal yoksunluklar sebebiyle;yardıma ihtiyaç duyan ailelere”,hem sosyal yardım hem de sosyal
refah esaslarına dayalı parasal veya nesnel türdeki hizmetleri ve sosyal hizmet mesleğinin bilgisine
ve insanlarla çalışma ihtisasına dayalı destekleme,rehberlik,yönlendirme faaliyetlerini sağlamak
imkânına sahiptir.Buna karşılık,korunmaya muhtaç çocuklar,sadece sosyal yardım karakterli para,
mal ve hizmet türündeki imkânlardan ve sosyal hizmet mesleğinin rehberliğinden ve
desteklemelerinden faydalandırılmaktadır.
6. Kurum, “kişi ve ailelerin sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunması ve
gündüzlü çocuk bakımı ve yaşlıların huzurlu bir ortamda hayatlarını sürdürmelerini temin edici ve
ailevi uyumsuzlukların giderilmesi yönündeki hizmetleri yürütmekle birlikte,bu hizmetler açısından
tek sorumlu durumunda değildir.Kamu kuruluşları ile gönüllü ve özel kuruluşlar da bu yönde
icraatta bulunmaya yetkilidir.Kurum’un bu alanlardaki esas fonksiyonu, ihtiyacın bütününü
karşılamaktan çok, örnek olmak,standart tespit etmek, açılış izni vermek,rehberlik etmek ve
denetlemelerde bulunmakla sınırlıdır.
SOSYAL HİZMETLER ENSTİTÜSÜ VE SOSYAL HİZMETLER AKADEMİSİ
Sosyal Hizmetler Enstitüsü’nün kuruluşunu, sosyal hizmetler alanında dönüm noktası olarak kabul
etmek mümkündür.Sosyal Hizmetler Enstitüsü Kurulmasına Dair Kanun Tasarısına ait
gerekçede:“Sadaka ve hayrat esasına dayanan sosyal yardım sisteminin kuvvetten düştüğü ve
“assistance publique” şeklinde bir devlet yardımı da bulunmadığı için,yoksulluğun meydana çıktığı
ve sosyal hayat bakımından sarsıntılara yol açıldığına” da işaret edilmektedir.
SOSYAL HİZMETLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1963 yılında,225 sayılı Kanun ile; Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı merkez teşkilatı bünyesinde,
“her türlü sosyal yardım ve sosyal güvenlik hizmetlerini düzenlemek,korunmaya muhtaç çocuklarla
sakatların ve ihtiyarların bakım,yetiştirme ve rehabilitasyonu ve çalışma gücünden yoksun fakir
kimselerin sosyal güvenliğini sağlamak ve Sosyal Hizmetler Enstitüsü’nün idari ve bilimsel işlerini
kovalama ve denetimini yapmak” görevleri verilen Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
SOSYAL HİZMET ÇERÇEVESİNDE BİREYLE SOSYAL HİZMETİN ÖNEMİ
Sosyal hizmette bireyle sosyal hizmet,kişinin sorunlarını çözerek toplum içinde daha iyi işlev
kazanabilmesine ve kendi kapasitesine erişebilmesine yardımcı olmayı amaçlar.Bireyle sosyal
hizmet,ikili etkileşim gerektiren bir yöntemdir.Bu etkileşim,insan psikolojisi ve içinde çalışılan
toplumun kültürel güçleri arasındadır.
UNITE=3
**Yetkin ve becerili bir yardım etme işi bireylerle sosyal hizmet olarak adlandırılabilir.Müdahale
sürecini sorunu ve ilgili müracaatçı sistemini tanıma ve tanımlama, veri toplama, durum saptama
ve hareket planını yapma, müdahaleyi yerine getirme, değerlendirme ve sonuçlandırma aşamaları
biçiminde düşünebiliriz. Sosyal hizmet uzmanlarının her büyüklükteki sistemi hedefleyen eklektik
bilgi temeline sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır.
**!!Sosyal hizmet uzmanları müracaatçıların güçlerinin değerlendirilmesini vurgulayan yedi
basamaklı planlı değişim sürecini kullanır. Bu basamaklar tanışma, bağlantı kurma, ön
değerlendirme, planlama, uygulama, son değerlendirme, bağlantıyı kesme, sonlandırma ve
izlemedir.
**Bireylerle sosyal hizmetin amacı, birbirleriyle ve yaşadıkları çevredeki kurumlarla ilişkilerinde
sıkıntıları olan bireylerin sorunlarını çözerek sosyal işlevlerini, yani kendilerinden beklenen görev
ve sorumluluklarını, gereken biçimde yerine getirmelerini sağlamaktır.
**Hazırlık, bir işe başlamadan önce yapılacak iş doğrultusunda belirlenen plan ve düzenlemelerdir.
Bir işi başarabilmek, amaca ulaşabilmek ve müracaatçımızın karşılaştığı sorunları çözebilmek için
etkili bir hazırlık yapılması kaçınılmazdır. Etkili bir hazırlanmada var olan sorun doğrultusunda
çeşitli kaynaklardan yararlanmak ya da konu, sorun ya da durum ile ilgili olarak daha önce yapılan
çalışmalardan yararlanmak etkili bir hazırlık yapmada sosyal hizmet uzmanına yardımcı
olabilecektir.
**Sosyal hizmet uzmanları kapsamı oldukça geniş müracaatçılar için kendini bedensel, bilişsel,
duyuşsal ve davranışsal olarak hazırlamalıdır. Hazırlanmak, yapılacak iş için gerekli unsurları bir
araya getirmek, düzenlemek ve müdahalelerde bulunmaktır. Yapmak istenen şey için gerekenler,
gerekli olanların nasıl ve ne şekilde olacağı bir süre düşünülmeli ve karara bağlanmalıdır.
**sosyal hizmet uzmanı da bireyin sorununu çözmek için en etkili sosyal hizmet müdahalesi
konusunda hazırlık yapmalıdır.
İlişki kurma becerilerine ilişkin kısa bilgiler
1. Empati- ‘başkalarının ayakkabılarında yürüyebilme’ becerisi, kişinin durumunu anlamak ve
uygun bir yolla cevaplamak.
2. Saygı- bireyin biricikliğine inanıp inançlarını uyumlayabilme becerisine ve bireyin problemlerle
başa çıkabilecek potansiyeli olduğuna inanmak
3. Sıcaklık- diğer bireyin insani yönlerine kibarca, yargılamadan cevap vermek
4. Somutluk- duygular, deneyimler ve davranışları doğru şekilde etiketlemek
5. İçtenlik- başkalarıyla dürüstçe ve otantik bir şekilde ilgilenmek – statüleri insanoğlu olarak
değerli olduğundan böyle bir içtenliği hak ettikleri algılarıdır.
6. Kendini açma- sosyal hizmet uzmanının düşüncelerini, davranışlarını ve ilgili deneyimlerini
müracatçının algılayabilmesi için çalışmacının kendini uygun kullanımı
7. Yüzleştirme- düşünce ve hareketler arasındaki çelişkileri ilişkiye zarar vermeden gösterebilme
becerisi (örneğin, müracaatçıdaki korku ve utanç çalışmacıya kızgınlık olarak yansıyabilir veya
müracaatçının endişesinde artış olabilir)
8. Anlık olmak- müracaatçı ve çalışmacıda bulunan ‘şimdi ve burada’ etkileşim düzeyine cevap
verebilme becerisi.
HAZIRLIK YAPMADA YETKİNLİK: BİLİŞSEL BECERİLER
**Bilişsel beceriler, etkileşimden elde edilen sadece gerçek bilgileri değil ayrıca daha az ortada olan
bilgileri analiz etmek için kullanılan mental fonksiyonlardır. Bunlar, göz kontağı, vücut dili, duygusal
ve davranışsal hareketler ile kendimizin ve müracaatçının görüşme sırasında gerçekleşen duyguları
gözlemlemektir.
***Sosyal hizmet uzmanının sahip olması gereken bilişsel beceriler aşağıda yer almaktadır:
1. Bir bireyi/problemi/durumu (sosyal durumu) toplumdaki ortak özellikler açısından incelemek.
Sürecin neresinde olursanız olun, kızgınlık, depresyon, korku gibi ortaya çıkabilen belirli insan
tepkilerini ve ortak özellikleri göstermek için onları belirleyebilme becerisidir.
2. İlişkinin sözel ve sözel olmayan içeriğini yorumlayabilmek. Gözlemlemek ve bunları bilgi için
yorumlamak, arkadaşla profesyonel bir sosyal çalışmacı olma arasındaki farktır.
3. İyi olmayı engelleyen bireysel ve sosyal engelleri belirlemek. Herhangi bir hareket planı
oluştururken, zaman, para, yasallık ve diğerleri hareketimizi engelleyebilir.
4. Problemi bölümlere ayırmak. Tüm bir endişe setini oluşturmak, müracaatçının neyin tümden
umutsuz bir karışık vaka olarak göründüğünü netleştirmesinde yardımcı olabilir.
5. Müracaatçının asıl endişelerini açık ifadelerle açıklamak. Çoğunlukla bunaltıcı bir problem
korkular, endişeler ve ‘bilmiyorum neden’lerin yer aldığı bir karışımla sonuçlanmıştır.
**Sosyal hizmet uzmanı için hazırlık süreci ve hazır olma durumunun temel amacı müracaatçılara
en etkili hizmeti verebilmektir. Hazırlık süreci sosyal hizmet uzmanıiçin soruna ilişkin farkındalık
kazanma sürecidir.
**Hazırlık sürecinde sosyal hizmet uzmanı, sosyal hizmet müdahalesi için ilk olarak kendi kendisini
hazırlamalıdır. Sosyal hizmet uzmanının kendisini hazırlaması uygun ortam, süreç ve müracaatçıyı
hazırlamasının dışında psikolojik olarak hazırlanmasını da içerir. Kendisinin düşünme süreci,
yapılacak işlerdeki püf noktaları ve mesleki literatür konusunda da kendisini hazırlamalıdır.
**Bireyle sosyal hizmet müdahalesinin gerçekleştirileceği yer hazırlanırken sosyal hizmet uzmanı,
görüşme zamanını ve yerini belirlemeye etki edecek faktörleri göz önünde bulundurmalıdır. rahat
bir bekleme odası, görüşme yapılacak ortamın uygun bir şekilde döşenmiş olması, hazırlık
sürecinde uygun görüşme ortamı için yapılması gereken işlerdir.
**Görüşme için planlanan zaman dilimi de çok kısa ya da çok uzun olmamalıdır. Sosyal hizmet
uzmanı, uzun bir zaman dilimini kapsayan görüşmelerle müracaatçının vaktini fazla almamalı ve
onu sıkmamalıdır.
**Sosyal hizmet uzmanı hazırlık için görüşmeden önce görüşme içeriğini ve planını da
düşünmelidir. Görüşmenin içeriği düzenlenirken sosyal hizmet uzmanı sosyal hizmet literatürünü,
etik ve ahlaki ilkeleri, sosyal hizmet yöntem ve tekniklerini aklından geçirmeli, ayrıca hizmetin
amacını, hedefini bilmeli, bu görüşme için bir amaç ve hedef belirleyip tanımlamalıdır. Neler
yapılacağına dair yol haritası çıkarmalı ve kendisine basamaklar oluşturmalıdır. Neyin ne şekilde
yapılacağını müracaatçının istek ve arzularını göz önünde tutarak onun yüksek yararı için
planlamalıdır.
**Sosyal hizmet uzmanı her türlü sorun karşısında iş birliğine girebileceği, onlardan destek
sağlayabileceği ve oralara yönlendirme yapabileceği bütün kurum ve kuruluşların müracaatçı grubu
hakkında amaç ve hizmetleri hakkında gerekli bilgilere sahip olmalıdır. Sosyal hizmet uzmanı
müracaatçının sorununa göre nasıl üstesinden gelineceği konusunda çalışır ve çözüm için gerekli
olan işlemleri belirlemektedir. Sorunların çözümü her zaman sadece görüşmeler yaparak
çözülmemekte ve sorun çözümü için gerekli kurum kuruluşlarla iş birliği hâlinde olunmalıdır.
**Hazırlanma ve hazırlık süreci sosyal hizmet uzmanları için görüşmelerin başarılı geçmesi adına
oldukça önemli bir süreçtir. Sosyal hizmet uzmanları gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra sosyal
hizmet uygulamasına başlayabilirler. Uygulama aşamasının başarılı bir şekilde geçmesi için hazırlık
süreci iyi düşünülüp gerçekleştirilmeli ve gerekli değişimler sağlanıp müdahalelerde bulunulmalıdır.
Planlı değişim süreci aşamalarının her birinin başarılı olması bir önceki aşamanın başarısına bağlıdır
ve hazırlık süreci ilk aşama olduğu için tüm planı etkileyebilmektedir.
**Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında sosyal hizmet uzmanı, muktedir kılıcı, aracı, savunucu,
eğitim gibi rolleri üstlenir. Bir sosyal hizmet uzmanının temel beceri ve rolü danışmanlık yapmakla
ilgilidir. Danışmanlık yapma ve ilişki kurma becerileri sosyal hizmet uzmanları tarafından sahip
olunması gereken en önemli beceriler arasındadır.
**Sosyal hizmet uzmanları, bireylerle sosyal hizmet uygulamasını gerçekleştirirken bütüncül
yaklaşımı benimserler. Bu yaklaşımla herhangi bir sorun çoklu müdahale düzeylerinden analiz
edilebilir ve çözülebilir. Sosyal hizmet uygulaması sorunları ve konuları ele alırken sadece bireyleri
değil, aynı zamanda grupları, örgütleri ve temel sosyal politikaları da göz önünde bulundurur. Bir
başka ifadeyle değişim hedefi olarak mikro, mezzo ve makro sistemler ile ilgilenir.
**Sosyal hizmet uzmanları bireylerle sosyal hizmet uygulamasını gerçekleştirirken sistem
yaklaşımını göz önünde bulundurur. Birey sistemdir, ancak duruma bağlı olarak diğer sosyal
sistemlerin alt sistemi de olabilir. İnsanlar siyasal sistemlerin, kültürel sistemlerin, toplumsal
sistemlerin, aile sistemlerinin, arkadaşlık sistemlerinin, komşuluk sistemlerinin, iş (çalışma)
sistemlerinin, ekonomik sistemlerin, dinsel sistemlerin vb. parçasıdır. İnsanlar birey olarak biyolojik
sistemler, inanç sistemleri, duygusal sistemler, güdüsel sistemler, karar verme ve sorun çözme
sistemleri ile birlikte diğer sistemlerden oluşur.
**bireylerle sosyal hizmet yöntemi, önceleri yoksul ve muhtaç insanlara yardım etme amacıyla
kullanılmış, toplumsal değişmenin gündeme getirdiği yeni sorunlar ve gereksinimler karşısında
uygulama çerçevesi giderek genişlemiştir. Bireylerle sosyal hizmet günümüzde, resmî, özel ve
gönüllü kuruluşlarda, sosyal yardım, aile refahı, çocuk refahı, yaşlı refahı, sağlık, eğitim, ıslah,
endüstri vb. alanlarda her yaş ve sosyo-ekonomik düzeydeki kişilere ve ailelere uygulanan işlevsel
bir yöntem niteliğine kavuşmuş bulunmaktadır.
**Mesleki uygulamalarının büyük bir bölümünü de bireylerle sosyal hizmet müdahalesi biçiminde
gerçekleştirmektedirler. Bireylerle sosyal hizmet, insanlara kişisel ve sosyal sorunlarını çözmek için
bire bir temelde yardım etmeyi amaçlamaktadır.
**Bireylerle sosyal hizmet müdahalesi evden kaçan gençleri bilinçlendirme, işsiz insanlara eğitim
ve istihdam sağlamak için yardım etme, intihar davranışını sergilemiş bir kişiye danışmanlık,
kimsesiz bir çocuğu devlet korumasına alma, ona koruyucu aile ya da evlat edinme hizmeti verme,
istismara uğramış bir çocuk ve ailesine koruyucu hizmetler sağlama, hastanede yatarak tedavi
görmesi gerekmeyen felçli bir hasa için bakımevi bulma, cinsel işlev bozukluğu olan bireylere
danışmanlık, alkolik bireylere içme sorunu olduğunu kabul etmesine yardım etme, terminal
dönemdeki hastalara danışmanlık verme, gözetim ve denetim tedbiri altındaki bireylere gözetim
yapma, tek ebeveyn olan anne ya da babalara destek hizmetleri sağlama, AIDS hastalığı ile yaşayan
bireyler için gereksinim duyulan hizmetleri organize etme ve eş güdüm sağlama gibi çeşitli
hizmetleri kapsamaktadır.
**bireylerle sosyal hizmet müdahalesi esas olarak bir sorun çözme işlemidir. Bu uygulama
gelişimsel bir süreç izler. Müracaatçı-sosyal hizmet uzmanı, varlığı onaylanmış, kabul edilmiş ve
üstlenilmiş bir sorun üzerinde çalışır. Bu sorunu değerlendirir, analiz eder ve amaçları belirler.
Amaca ulaşmak için motivasyon durumunu ve çeşitli çözümleri göz önüne alır. Çözüm odaklı
aktiviteler gerçekleştirir ve elde edilen sonuçları değerlendirir. Tüm süreci ve ilgili etmenleri inceler
ve amacın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini ve başarma düzeyini göz önünde bulundurur.
**Müracaatçılarla yapılacak görüşmeler sosyal hizmet uzmanlarının ofisinde, müracaatçıların
evinde, hastanede, hapishanede, toplum merkezinde veya her ikisi için de uygun bir yerde
gerçekleştirilebilir. Görüşmenin rahat, gizliliği koruyan, rahatsızlık verici unsurlardan uzak ve
müracatçıların özel gereksinimlerinin (tekerlekli sandalye için yer ve tercüman gibi) karşılandığı bir
ortamı sağlamak sosyal hizmet uzmanlarının sorumluluğudur. Sosyal hizmet uzmanlarının uygun
kıyafet giymesi, görüşme zamanına uyması gereklidir.
**Sosyal hizmet uzmanlarının yardım ilişkisini etkileyebilecek kuruma dair unsurlara da duyarlı
olması beklenir.
**Hazırlık Yapma Takip Çizelgesi
Uygun yer seçildi mi?
Evet - Hayır
Zaman planlaması yapıldı mı?
Evet - Hayır
Görüşme için bilgi verildi mi?
Evet - Hayır
Toplanacak bilgi belirlendi mi?
Evet - Hayır
Görüşme oturumunun basamakları saptandı mı?
Evet - Hayır
Görüşme stratejisi belirlendi mi?
Evet - Hayır
Görüşme için uygun atmosfer hazırlandı mı?
Evet – Hayır
** Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının başarılı olabilmesi için müracaatçının “kendi kendine
konuşma” adının verilebileceği süreci yaşaması ve belli bir düşünce ve inanç düzeyine ulaşması
gerekmektedir. Bu düzey müracaatçı için bir hazırlık dönemidir. Hazırlık dönemine, soruna ilişkin
farkındalık kazanma dönemi adı da verilebilir. Bu aşamada müracaatçıların kendi kendilerine
“Benim sorunum var ve bu sorunu çözmek için bir şeyler yapmam gerekir” demesi gerekir.
** Gönülsüz müracaatçılar yardım alması için zorlanan müracaatçılardır. Sosyal hizmet uzmanları
koruyucu ve önleyici hizmetler, ıslah kurumları, bazı okul sorunları, akıl sağlığı hizmetleri, bakım
evleri ve hastaneler gibi çok farklı ortamlarda gönülsüz müracaatçılarla karşı karşıya gelebilir.
**yardım ilişkisinin oluşturulmasında kritik bir öneme sahip olduğundan, sosyal hizmet uzmanları
ilk karşılaşma için mümkün olduğu ölçüde hazırlık yapmalıdır. Müracaatçıların başarısız, şüpheli,
cesareti kırılmış, profesyonel ilişkiye girmeye isteksiz olabileceği düşünülerek yapılacak hazırlık,
sosyal hizmet uzmanlarına yardımcı olacaktır. Eğer müracaatçı isteksizse, kızgınsa ya da kırgınsa, bu
hazırlık daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle, özellikle deneyimsiz sosyal hizmet uzmanlarının
isteksiz, ulaşılması zor, rol yapan ya da tehlikeli müracaatçılarla ilk karşılaşmada ortaya çıkabilecek
durumlara hazırlanmak için, bu gibi müracaatçılarla çalışma konusundaki kaynakları gözden
geçirmeleri gereklidir. Böyle durumlara sosyal hizmet uzmanı kendisini hazırlamalı, bu duruma
saygı göstermeli, müracaatçıyı anlamaya çalışmalı, müracaatçının neden isteksiz olduğunu hem
kendisine hem de ona anlatmasını sağlayıp olumsuz duygularını düzeltmeye çalışmalıdır.
**Sorun olduğuna dair verileri toplayıp bunu müracaatçıya sosyal hizmetin etik kuralları
çerçevesinde sunmalıdır. Eğer müracaatçı hala sorunu olduğunu inkâr ediyor ve sosyal hizmet
müdahalesini reddediyorsa bu durumda sosyal hizmet uzmanı buna saygı duymalı ve ne zaman
isterse görüşme yapabileceklerini kendisine söylemelidir.
**İsteksiz müracaatçılar genellikle hizmete gereksinim duyduklarını görmez, yardım
alabileceklerine inanmaz ve sosyal hizmet uzmanıyla ilişkilerini geliştirmede zorluklar yaşar.
** Müracaatçının ilgileri ve istekleri üzerine odaklanan yargılayıcı olmayan bir yaklaşım, isteksiz bir
müracaatçıya eşsiz bir yardım deneyimi sağlayabilir ve yardım etmek için direnci azaltabilir.
Müracaatçı veya müracaatçının sorumluluğunda olan bir kişi tehlikedeyse, sosyal hizmet
uzmanlarının bu müracaatçıyı yardım ilişkisine çekme sorumluluğu vardır. Bunu yaparken, sosyal
hizmet uzmanları mümkün olduğunca müracaatçıların referans çerçevesiyle ilişkiye girmeli ve
müracaatçıların iletişim kalıplarını kullanmalıdır. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılara
sorunların kaynağını ve sorun çözülmezse bunun sonuçlarının neler olabileceğini anlatmalılardır.
Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıların saldırgan veya tamamen durgun olması ile açıkça
ilgilenmeli ve onların güçlü yönlerini desteklemelidir. Dirençli müracaatçılarla çalışırken, sosyal
hizmet uzmanları sahip oldukları otoriteyi dikkate almalı ve sahip olduğu otoriteyi dikkatli şekilde
kullanmalıdır.
** Dirençli bir müracaatçıyla çalışırken, sosyal hizmet uzmanları direncin kaynağını belirlemeli ve
eğer mümkünse ortadan kaldırmaya çalışmalıdır. İsteksiz/gönülsüz müracaatçı ile karşılaşan sosyal
hizmet uzmanlarının öncelikle müracaatçının gerçekten isteksiz/gönülsüz olduğunu kabul etmesi,
kendisini müracaatçının yerine koyması, müracaatçının olumsuz duygularını ifade etmesine
yardımcı olması ve bunları tanımlaması, otoritesinin ve müracaatçı üzerindeki etkisinin sınırlarını
tanıması, müracaatçının istekleri konusunda ne yapabileceğini açığa kavuşturması, umut aşılaması
ve destek vermesi, müracaatçının sosyal hizmet uzmanına ve müdahaleye güvenmesi için zaman
tanıması ve müracaatçının sosyal hizmet uzmanıyla iş birliğine girme ya da girmeme konusundaki
nihai kararın kendisinde olduğu gerçeğini kabul etmesi gereklidir.
** Sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıların sorunun varlığını kabul etmesini sağlayacak bir yol
bulması gerekir.
** Kişi sorunu inkâr ediyorsa, sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıların neden sorun olmadığına
inandığı konusuna odaklanması, inkâr üzerinde durması ve sorunun varlığını belgelemek için kanıt
toplaması gereklidir. Ardından müracaatçılar bu kanıtla uygun bir tarzda yüzleştirilmelidir. Bu
yüzleştirmeden sonra, müracaatçılar sorunun varlığını hâlâ inkâr ediyorsa, sosyal hizmet uzmanları
müracaatçıların soruna sahip çıkmadığı gerçeğini kabul etmelidir. Böyle bir durumda, müracaatçıya
ileride konuşmak isterse ona zaman ayırabileceği söylenebilir.
** Bir sorunu olduğunu kabul eden bir kişinin, bunu bir başkasıyla birlikte ele alıp almama hakkı
vardır. Eğer kişi bunu kendi başına çözmeye karar verirse, sosyal hizmet uzmanları bu karara saygı
duymalı; ancak “ileride bu konuda konuşmak isterseniz, kapı size her zaman açık olacaktır” gibi bir
şey söyleyerek gelecekte ulaşılabilir olduğunu belirtmelidir. Hazırlık yapma aşamasında sosyal
hizmet uzmanlarının meslektaşlarıyla işbirliği yapması gerekebilir.
** Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılara yardım etmek için gereksinim duyduğu bazı bilgilere
sahip olan ya da müracaatçının sorunlarını çözme ve gereksinimlerini karşılama çabasına destek
olacak veya kaynak sağlayacak diğer önemli kişilerle de etkileşimde bulunması gereklidir. İlk
görüşme için olası müracaatçı hakkında her türlü ulaşılabilir bilgiyi toplamak ve gözden geçirmek,
sosyal hizmet uzmanlarına yardımcı olacaktır.
HAZIRLIK YAPMA AŞAMASINDA YAPILMASI GEREKEN DÜZENLEMELER
**Herhangi bir görüşmeye hazırlanırken sosyal hizmet uzmanlarının görüşmenin gerçekleşeceği
ortamı düzenlemesi, görüşmenin içeriğini planlaması ve kendini hazırlaması gerekir.
** Görüşme ortamının rahat olması ve bu ortamda dikkati dağıtan nesnelerin bulunmaması
gereklidir.
** Görüşmede not alma veya teyp kullanma planlanıyorsa, müracaatçıların bilgisi dâhilinde ve
dikkati dağıtmayacak şekilde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
** Görüşmenin zamanına dikkat edilmelidir.
** Görüşmenin içeriğini planlarken, sosyal hizmet uzmanları hizmetin amacını ve hedefini aklında
tutmalı ve bu görüşme için hedefi tanımlamalıdır. Sosyal hizmet uzmanları, varsa önceki
görüşmenin notlarını gözden geçirmelidir. Görüşmenin yapısı ve sorulacak sorular planlanmalıdır.
** sosyal hizmet uzmanları esnek olmalı, eğer müracaatçının beklenmeyen gereksinimleri varsa
değişiklikler yapmalıdır.
** Sosyal hizmet uzmanları etkili iletişimi kesintiye uğratabilen, kendi duygu ve tutumlarının
farkında olmalıdır.
** Sosyal hizmet uzmanlarının görüşme için hazır olması, müracaatçılara ve birlikte çalışmaya
önem verdiği anlamına gelir. Sosyal hizmetuzmanlarının görüşme için hazır olması, etkili iletişime
altyapı sağlar.
** Planlı değişim süreci, sosyal hizmet uygulamasının temellerine dayanmaktadır. Sosyal hizmet
uzmanlarının bu süreci başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için bilgi, beceri ve değer temeline
sahip olmalıdır. Bireylerle sosyal hizmet uygulaması planlı değişimi ve aşamalı bir süreci ifade
etmektedir.
Ünite 4=TANIŞMA BAĞLANTI KURMA
Bu basamağın başarılı bir şekilde gerçeklesebilmesi için shuların mikro düzeyde sosyal hizmet
uygulamasi becerileri olmalıdır.bu basamak bir çok ilave boyutu içerir;
-sıcaklık
-empati
-doğallık
-nezaket
-kendiliğindenlik
-içtenlik
-somutluk
-yeterlik
-nesnellik
*müracaatçı shudan bilgili , yardimsever, donanimi güçlü ,algılama ve yorumlama yeteneği gelişmiş
davranıslar bekler.
*Etkili yardm ilişkisinde; kapsamlı araştırmalar empati, olumlu bakış, kişisel sıcaklık, samimiyet.
*müraccatçı shu için muhtemelen kafasında 3 kaygıya kapılacaktır:
1-yardım edici, iyi niyetli biri mi ?
2-benim sorunlarimı çözebilecek profesyonel uzmanliği veya becerileri var mı?
3-yeterli anlayişa sahip mi ?
*araştırma evresi oldukça önmli bir evredir. Uzmanin sürece temel olarak katılimi ile
başlar.müracaatçinin tedaviyi kabul edip veya etmediği ve yine müracaatçinin tedviye alınip
alinmayacaği belli olmayan evredir.
*shu müracaatçiya müdahale sürecinde ne olacağini mümkün olduğunca göstermelidir.Shu bunu ;
1-müracaatçinin ne söylediğini ve duygularini dikkate alarak.
2-müracaatçiya yardim etmek için istekli olduğunu ve bilgili olduğunu göstererek.
3-müracaatçinin durumu ve sorunu için aktif olarak hazırda bekleyerek.
4- müracaatçinin sahip olduğu açığa çikmamiş sorulara cevap aramaya çalişarak .
ETKİLİ MESLEKİ İLİŞKİ KURMANİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
1-farkli yaşam deneyimleri ve kültürel geçmişleri olan kişille ilişki kurma
2-müracaatçilarin korkuları
3-shu larin genellikle bürokratik bir örgütte görevli olması.
4-müracaatçi ve shularin kültürlerinin farkli olmasıyla birlikte yetersiz iletişim olması.
5-shularin amaçlari
6-shularin durumu açiklamak için tercih ettiği kuram ve varsayım
**Bireylerle sosyal hizmet uygulamasinda tanişma bağlantı kurma basamaği planli değişim
sürecinin ilk basamağidir. Bireylerle sosyal hizmet uygulamasi ;
1-bireyselleştirme
2-duygularin amaçli olarak ifade edilmesi
3-denetimli duygusal tepki verme
4-kabul etme
5-yargilayici olmayan tutuma sahip olma
6-gizlilik ilkeleri
*tanişma bağlantı kurma aşamasında fiziksel düzenlemede iki kişilik görüşmelerde sandalyeler
karşilikli , aile görüşmesinde ise dairesel şeklinde koyulmalidir. Oda sıcakliği, shu nun beden dili,
giyimi , duruşu , bakışı çok önemlidir.
*planlı değişme süreci ;
1-tanişma /bağlantı kurma
2-ön değerlendirme
3-planlama
4-son değerlendirme
5-sonlandırma
6-izleme
(UNITE 5)
**Ön değerlendirme:Bir kişinin veya durumun anlaşılması ya da bir sorunun çözülmesi ya da en aza
indirilmesi için bireyselleştirilmiş yardım müdahalesi için temel oluşturmak amacıyla sorunların,
insanların,durumların ve bunların birbirleriyle karşılıklı ilişkilerinin, farklılaşmış,bireyselleştirilmiş
ve doğru bir şekilde mikro,mezzo ve makro açılardan incelenmesi ve belirlenmesidir.
**Ön değerlendirme sürecine başlamak shu müracaatçının kim olduğuna ve kime yardım edilmesi
gerektiğine karar vermelidir.
**Ön değerlendirme bir sorunun çok boyutlu olarak anlaşılması üzerine odaklanmaktadır. Ön
değerlendirmede müracaatçı ve çevresindeki önemli kişiler hakkında bilgitoplanmalıdır
**Gereksinim duyulan bilgi ön değerlendirmenin mikro,mezzo ve makro düzeylerine ilave olarak
insan farklılığı unsurlarının (ırk,etnik köken,yaş,coğr, din,değerler,kültür, yönelim, fiziksel ve ruhsal
sağlık ve farklılaşan diğer yanlar) dikkate alınmasını içeren dört ana kategoriyi kapsamaktadır.
**Değerlendirme:Herhangi bir konuyu olumlu,olumsuz tüm yönleriyle ele alma, gözden geçirme,
inceleme,tartışma ve anlamlandırma sürecidir.
**Değerlendirme bireyden bireye farklılık gösterir.Değerlendirme süreci konu, durum ve probleme
göre değişiklik gösterir.
**Mesleki anlamda özellikle birey ve aile için değerlendirme genellikle iki şekilde yapılır:
-Yöntem uygulamasından alınan sonuçları değerlendirmek
-Değerlendirme konusunda araştırma yapmaktır.
!!!İlk gruba giren değerlendirmeler yapılmadıkça ikinci tür değerlendirme yapılamaz
**Değerlendirme süreklidir.
**Değerlendirme karşılıklıdır.
**Değerlendirme iki uçludur.Hem müracaatçı açısından hem de shu açısından, iki boyuta ait
süreçtir.
**Değerlendirme yapabilmek için mikro,mezzo ve makro düzeylerde becerilere sahip olmak
gerekir: Bireyselleştirme,katılım,insan gelişimi,sistemik etkileşimler
**Değerlendirme yapılırken müracaatçının durumu her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.
**Her bir müracaatçı için değerlendirme yapmada belirli bilgilere sahip olunmalıdır.Birey açısından
gerekli bilgiler;kişisel bilgileri,adı,adresi,doğum tarihi ,doğum yeri,medeni durumu,ailevi
bilgileri,anne,babanın,çocukların,kardeşlerinin adları,doğum tarihleri,ölüm tarihleri,ikamet yeri ..
**Bireyin güçlü yönleri,baş etme mekanizmaları,ilgileri,yetenekleri, becerileri,
motivasyonu,değişim kapasitesi,probleme çözüm arayıp aramadığı, zaafları, güçsüz yönlerine de
dikkat edilmelidir.
**Shu,değerlendirme sürecinde esnek olmalıdır.(Hoşgörülü olma,toleranslı olma ve sabit bir yöne
saplanıp kalmama)
**Değerlendirme sürecinde sosyal desteğin belirlenmesi çok önemlidir.
MÜRACAATÇIYI ANLAMA
**Müracaatçıyı anlamamızı sağlayan temel olarak üç temel aktivite;gerçeklerin aslını
öğrenme,anlamlarını düşünme ve yardım yöntemlerine karar verme
**Müracaatçının ailesini değerlendiren shu;ailenin ilk zamanlarını özellikle şekillendiren
etkiler,ailenin sorunu ve müracaatçıyı nasıl ilişkilendirdiği,ailenin uzman müdahalesine olan tepkisi
üzerinde odaklanabilir.
ÖN DEĞERLENDİRMEDE KULLANILAN ARAÇLAR VE TEKNİKLER
**Değerlendirmenin döngüsel bir özelliği vardır.Uygulama sırasında değerlendirme asla bitmez.
=>Skidmore ve Thackeray’ın belirttiği gibi;değerlendirme akışkan ve dinamiktir, sürekli
değişir.Araştırma evresinde başlayıp sonlandırma evresine kadar devam eder.
**Hamilton’ın dediği gibi değerlendirme;müracaatçının şuan ki ihtiyacını gerçekçi,düşünceli,samimi
ve ‘bilimsel’ olarak anlama girişimidir
**Belirsiz çıkartımlar yapmak ilk görüşme ile başlar ve vaka boyunca gözlemleme devam eder.
**Bu evrede uzmanın görevlerinden biri sorun hakkında daha detaylı bir tanımlama bulmaktır
**Uzmanın bir diğer görevi ise nedensellik ilişkisi kurmaktır.
**Uzman sürekli olarak müracaatçının güçlerini ve sınırlarını gözden geçirir ve müracaatçının
durum ile nasıl başa çıktığını değerlendirir.
**Kişilik ya da toplumla ilgili olan herhangi bir insan davranışını anlamaya odaklanmış bilgi
gövdeleri önemlidir.
**Sosyal değerlendirmenin temel ilkeleri:İçerik (müracaatçının ne olduğunu anlatması),süreç
(mevcut problem yanında görüşmede neler olduğu) ve değerlendirme.
ÖN DEĞERLENDİRMENIN SINIFLANDIRILMASI
>>Dinamik Ön Değerlendirme:Müracaatçının şu an ki sorunlarını ve iç dünyasında ,sosyal
çevresinde ve kendisi ile sosyal çevresi arasında etki gösteren güçlerin anlaşılmasını sağlar.Soruna
sebep olan psikolojik,biyolojik,sosyal ve çevresel faktörlerin rolü öğrenilir. Yaşam öyküsü
derinlemesine incelenmez.
>>Klinik Ön Değerlendirme:Müracaatçıyı sorununun/hastalığının özelliklerine göre sınıflandırma
çabasıdır.Sadece kişilik bozukluğunun,sosyal bozukluklar yarattığı durumlarda kullanılabilir.
Kişi,hastalığının özelliğine göre (şizofren, sosyopat,tifo vb gibi) tanımlanır.Tıbbi uygulamalarda
kullanılır.Sosyal hizmet uygulamalarında en az kullanılır.
>>Etiyolojik Ön Değerlendirme:Müracaatçının sorununun hayatı içindeki geçmişi ile açıklanmasıyla
ilgilenir.Sunulan zorlukların nedenleri ve gelişimini açıklamaya çalışır.Kişisel geçmiş
alınır.Sınırlılıklar göz önüne alınmaz.
>>Psikososyal İnceleme:Müracaatçının bugünü,ilgili geçmişi ve olası gelecekteki stresli durumlara
ve yaşam koşullarına uyum sağlayabilmesinin ilk değerlendirmesidir.
**Perlman,bireylerle sosyal hizmet çalışmaları için aşağıdaki içerikleri sıralamıştır:
1.Sunulan sorunun özellikleri
2.Sorunun önemi
3.Sorunun nedenleri,başlangıcı ve hızlandırıcıları
4.Sorunu çözmek için gösterilen çabalar
5.Çözümün veya kurumdan beklenen sonuçların özellikleri
6.Kurumun kendi özellikleri ve müracaatçının sorununa yönelik kullanacağı sorun çözme yollarının
özellikleri
**Psiko-sosyal inceleme araçları;görüşme rehberi ve planı,hayat tablosu,aile etkileşiminin video
kaydı,görüşme sırasında ses kaydı,görüşmeler,kontrol listesi ve envanter ile doğrudan gözlem
GÖRÜŞME PLANININ FORMATI
1.Sorunun tarihçesi
2.Kişisel geçmiş,
3.Aile geçmişi,
4.Sorunlu
alanlar,
5.Tedavi planı
Ön değerlendirmenin İçeriği
1.Sunulan sorunun özellikleri ve müracaatçının bu sorun ile ilişkisinde beklediği hedefler
2.Soruna sahip ve sorunla ilgili yardım veya ihtiyaç duyan kişinin özellikleri
3.Kurumun amacı ve özellikleri,sunabileceği ve imkân yaratabileceği yardımlar
Ön değerlendirme Süreci
**Alakasız bilgilerden alakalı olanları ayırma
**Gerçekleri bir düzene koymak ve bunları ilgili hale getirmek
**Faktörlerin birbirine uyması için yollar aramak
Sonuçta ortaya çıkan anlamı bir bütün olarak ortaya koymak
Ön değerlendirme Aşamaları
1.Uzman,sorunlu davranışlar üzerine odaklanmaya başlar.Müracaatçının hem işlevsel hem de
işlevsel olmayan davranışları incelenir.Müracaatçının güçleri ve çevresi değerlendirilir.
2.Uzman,hedef davranışları belirler.
3.Temel bilgiler,sorunlu davranışları kontrol ettiği görülen olayları belirlemek için toplanır.
4.Tedavideki en önemli sorunun tahmin edilebilmesi için toplanan bilgiler bir araya getirilir ve
tedavi için amaçlar belirlenmeye başlanır.
5.Tedavi için önceliklerin belirlenmesi,ön değerlendirmenin son basamadığıdır.
TANI EKOLÜNE GÖRE ÖN DEĞERLENDİRME İLKELERİ
Ön değerlendirme,aşağıdaki prensiplere dayanmaktadır:
1.Ön değerlendirme süreci; müracaatçı ve durumunun ve karşılaştığı zorluğun detaylı ve doğru
özelliklerini anlamak amacıyla hangi yardım türünün gerektiği konusundaki çabalardan oluşur.
2.Ön değerlendirme süreci;uzmanın müracaatçıyı etkileyen sosyal ve psikosoyal faktörlerin
etkileşimi hakkındaki bilgisine dayanır.
3.Müracaatçıyı etkileyen iç ve dış faktörlerin etkileşimi hakkındaki bilgi,ön değerlendirme süreci
için yardımcı ve terapötiktir.
4.Bireyin sahip olduğu her sorun,çoklu faktörler teorisi ışığında anlaşılmaya çalışılmalıdır.
5.Başlangıç aşamasında müracaatçının üstündeki stres ve baskıların azaltılması shu'nun ön
değerlendirmeyi doğru yapmasına yardımcı olur.
6.Kişiliğin ve motivasyonların ilk değerlendirilmesi ve bunların müracaatçının sorunlarının
gelişimindeki önemi,bu sorunların çözülmesi için yapılacak planın temellerini oluşturur.
7.Müracaatçının sorununun çözümü için müracaatçının şuan ki çalışma kapasitesi ve
davranışlarının altındaki güdüler hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir.
8.Müracaatçının kişiliğindeki psikodinamik ve patalojik semptomların anlaşılması,ne çeşit bir
yardım sunulabileceği konusunda kesin bir temel oluşturur.
İŞLEVSEL EKOLE GÖRE ÖN DEĞERLENDİRME
**İşlevsel yaklaşım uygulaması,Pennsylvania Üniversitesi’ndeki fakülte üyeleri tarafından
geliştirilmiştir.Otto Rank’ın kişilik teorisi üzerine kurulmuştur. **İşlevsel ekole göre,bireyle sosyal
hizmet,insanlara sosyal aracılar tarafından sağlanan özel servisler ile yardım etme yöntemidir.
**İşlevsel ekolün birbirinden ayrılamaz iki temel özelliği vardır:Kişiye yapılacak yardım,var olan
hizmetin içinde doğal olarak bulunmaktadır;hizmeti kullanan insanların sorunlarının aynı olması
göz önüne alınmaksızın,bu aracıların sağladıkları hizmetlerin kullanımdan doğan psikolojik deneyim
kişiler için her zaman farklı olacaktır.
**Bu ekol;insanların kategorilere ayrılamayacağını ve belirli bir hizmet için yapılan planın
potansiyel büyüme ve gelişmeyi kötü etkileyebileceğine inanır.
Ön değerlendirme;kişinin kendisi için ne tür bir yardım aradığı konusunda karar verirken özgür
olduğu bir insan ilişkisi kurma sürecidir.
**Sosyal inceleme raporunda;Sorun,Sorunun belirtileri,Sorunun tarihi,Şu anki durum,Aile geçmişi,
Eğitim ve çalışma geçmişi,Müracaatçının amaçları,shu'nun değerlendirmesi ve shu'nun önerileri
olmak üzere bilgiler yer alır.
**Sorunları derinlemesine keşfetmek için shu'lar ve müracaatçıların,birlikte, sorunun
şiddetini,sorunun ne zamandan beri var olduğunu,nedenlerini,sorun hakkında müracaatçıların ne
hissettiğini, müracaatçıların sorunla başedebilmek için sahip olduğu fiziksel ve ruhsal kapasitesini
ve güçlerini incelemesi gerekir.
**Müracaatçıların karşılaştığı sorunlar;kişilerarası çatışmalar,sosyal ilişkilerden memnun
olmama,resmi kurumlarla yaşanan sorunlar,rol performansı ile ilgili güçlükler,toplumsal geçiş
sorunları,ruhsal ve davranışsal sorunlar,kaynak yetersizliği,karar vermede güçlükler
yaşama,kültürel çatışmalar ve sorunları önceliklerine göre sıralayamama
**Yetkin bir shu hassas bir konuyu ele alırken,müracaatçının kaygılı hâle gelip gelmediğine, ses
tonundaki değişmeye,huzursuzluğuna,oturma biçimine,yüz ve çevre kaslarının sertleşmesine,
esnemesine,katılaşmasına,yüzünün kızarmasına ya da terlemesine dikkat eder.
(ÜNİTE-6)=PLANLAMA ALT BASAMAKLARI
>Müracaatçı ile Çalışma
>Sorunları Önceliklerine Göre Sıralama
>Sorunları Gereksinimler Biçiminde Tanımlama
>Müdahale Düzeylerini Belirleme
>Amaçları Oluşturma
>Hedefleri Belirleme
>Sözleşme Hazırlama
MÜRACAATÇI İLE ÇALIŞMA
**Planlama sürecinde müracaatçının güçlerinden yararlanılmalıdır (özel ilgiler ve aktiviteler,aile ve
arkadaşlara sahip olma,eğitim ve iş geçmişi,sorun çözme ve karar verme becerileri,inançlar ve
değerler,kişisel nitelikler ve özellikler,fiziksel ve maddi kaynaklar,profesyonel hizmetler,tutumlar
ve bakış açıları,duygusal ve zihinsel sağlık,destek sistemleri ile diğer güçlü yönlerin karışımı olarak
sıralanabilir)
**Planlama,problem tanımlamadan çözüm aramaya taşınır,harekete bir amaç getirir.
**Planlama sürecinde müracaatçıları ya da müracaatçıyı içeren en sık kullanılan yöntem
sözleşmedir.
**Bir planın gelişiminde müracaatçı merkezli bir perspektifi ve süreci korumak ve sürdürmek
önemlidir.
**Müracaatçılar tamamıyla planlama sürecine katılmadıkları zaman başarısızlık şansı artar.Çünkü
onlar daha güçlü olma fırsatından yoksun olurlar ve problem çözme becerilerinin gelişmesinden de
yoksun kalırlar,kendi kararını verme hakları zayıflar.Planlar müracaatçıyla birlikte yapılmalıdır yada
bitirilmeden önce müracaatçı tarafından tekrar gözden geçirilmelidir.
**Plan,müracaatçının geçmişine ve içinde bulunduğu duruma duyarlı olmalıdır.
**Yoksulluk,cinsiyet,ırk,etnik köken,yaş,özürlülük ya da cinsel tercih nedeniyle ortaya çıkan
ayrımcılık ve baskı riskleri özellikle planlama ihtiyacını ortaya çıkarır.
SORUNLARI ÖNCELİKLERİNE GÖRE SIRALAMA
**Sorunlar,açık ve net bir şekilde tanımlanabilir olmalıdır;sorunların açık ve net olarak
tanımlanması, sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının çözüm bulmak amacıyla hareket etmesine
olanaksağlayacaktır.
**Shu ve müracaatçı,sorunla ilgili olarak bir şeylerin yapılması gerektiğine inanmalıdır.
**Sorunları önceliklerine göre sıralayabilmek için;
~İlk olarak müracaatçı için önemli olan sorunlar belirlenmelidir.Bu belirleme yapıldıktan sonra her
bir sorun davranışsal terimlerle ifade edilmelidir (Bir sorunun davranışsal terimlerle ifade edilmesi
demek ölçülebilir olması,somut olması ve değişim için bir temel oluşturması anlamına gelmektedir)
~Ardından var olan sorunlar müracaatçı için önemine göre sıralanmalıdır.
~Son olarak,öncelikli olarak ele alınacak sorunla ilgili olarak müracaatçı ile bir anlaşmaya
varılmalıdır.
SORUNLARI GEREKSİNİMLER BİÇİMİNDE TANIMLAMA
**Sorunların gereksinimler biçiminde tanımlanması sosyal hizmet uzmanına ne yapacağı
konusunda yol göstericidir.
**Sorun;varlığından rahatsızlık duyulan fiziksel,bilişsel,duyuşsal ve davranışsal bir şey iken,
gereksinim;yokluğundan rahatsızlık duyulan fiziksel,bilişsel,duyuşsal ve davranışsal bir şey.
**Sorunlar,zihin karıştırıcıdır ve stres kaynağıdır.Gereksinimler;yaşamak,iyilik hali ve doyum almak
için fiziksel,ruhsal,ekonomik,kültürel ve sosyal gerekliliklerdir.
Örn;alkol bağımlılığı sorununda gereksinim ayık kalma,çocuk istismarı sorununda gereksinim
istismarı durdurma,duygusal denetim ve çocuk bakım tekniklerinin öğretilmesi.
MÜDAHALE DÜZEYLERİNİ BELİRLEME
~İlk olarak,müracaatçının gereksinimi üzerinde odaklaşılır ve en öncelikli sorunla başlanır.
~Müracaatçı ile olası çözümler tartışılır.Olası çözümler mikro,mezzo ve makro düzeyde değişim
üzerinde odaklanmayı gerektirebilir.
Mikro düzeyde=>Müracaatçının ne yapacağını kapsamalıdır.Örn;olası çözümlerden birisi
müracaatçının davranışlarını değiştirmesi ile ilgili olabilir=>Madde kullanan bir müracaatçı alkol ve
madde kullanım tedavisi programına katılabilir.Bir başka taktik,yeni ve daha uygun bir iş bulmasına
yardımcı olmak olabilir.
Mezzo düzeyde=>Müracaatçılar benzer sorunları yaşayan insanların oluşturduğu destek grubuna
katılabilir.
Makro düzeyde=>Değişiklikler gerçekleştirme ile ilgilidir.
**Olası çözümler belirlenirken mümkün olduğu ölçüde müracaatçının katılımı sağlanmalı ve
alternatif eylem planı seçilmelidir.
**Shu'lar müdahale düzeyini değerlendirir ve strateji belirlenirken öncelikle müracaatçıların
gereksinimleri üzerinde odaklanmalıdır.Ardından gereksinimi karşılamak için alternatif stratejileri
belirlemesi,stratejiyi belirlerken müracaatçıların güçlü yönlerini vurgulaması,her bir stratejinin
artılarını ve eksilerini göz önünde bulundurması,en verimli ve en etkili stratejiyi seçmesi ve
uygulaması gerekir.
**Shu'nun müracaatçıya “Bu sorunu çözmenin yolları hakkında düşündün mü?” sorusunu ya da
buna benzer bir soru sorması alternatif çözümleri keşfetmeyi kolaylaştıracaktır.
**Eğer müracaatçılar,işe yarayabilecek bir seçenek bulamamışsa,shu bazı seçenekleri gündeme
getirmeli ve bu seçeneklerin fırsatları ve kısıtlıkları da gözden geçirilmelidir.
**Sosyal hizmet müdahalesinin başarılı olabilmesi için,müracaatçıların “Farklı eylem
seçeneklerimin olduğunu görüyorum ki,durumum hakkında bir şey yapabilirim” demesi gerekir.
!!!Tavsiye vermek ve müracaatçı için seçim yapmak,shu'nun birincil rolü değildir.
**Shu'nun seçim yapması durumunda olası iki sonuç bulunmaktadır:
-Olası sonuç müracaatçı için istenir olmayabilir.Bu durumda müracaatçı tavsiye için muhtemelen
sosyal hizmet uzmanlarını suçlayacak ve ilişki ciddi bir şekilde zarar görecektir.
-Seçim müracaatçı için yararlı olabilir.Bu sonuç istenir bir şeydir;ancak müracaatçıların shu'ya aşırı
bağımlı hâle gelmesi tehlikesini taşır,gelecekte neredeyse her karar için shu'nun tavsiyesini
isteyebilir ve kendi kararını verme konusunda çekingen olabilir.
**Tavsiye vermeme ilkesi=>Shu'nun sorumluluğu olası seçenekleri önermek ve müracaatçılar ile
birlikte keşfetmektir.-->“Sanırım bunu yapmalısın” gibi bir öneriden ziyade,“……. hakkında
düşündün mü?” sorusunu sorması gerekir.
**Müracaatçıların kendi kararını verme hakkı,seçilen eylemin başkalarına ya da kendilerine ciddi
bir zarar verme olasılığı taşıması durumunda uygulanmaz.Örn;bir ebeveynin bir çocuğu istismar
etmeyi sürdürme olasılığı yüksekse veya bir müracaatçı yaşamını sonlandırma girişiminde
bulunuyorsa,shu müdahale etmesi önerilmektedir.
AMAÇLARI OLUŞTURMA
**Amaçlar oluşturulurken,gerçekten neyin gerçekleştirilmek istendiği,müracaatçının hangi temel
gereksinimlerinin karşılanacağı ile temel ve gerekli nihai sonuçların neler olacağı belirlenmelidir.
**Amaçlar yardım sürecinin yönünün ve sürekliliğinin belirlenmesine olanak verir ve gereksiz
kayıpları önler.
**Amaçlar müdahale yapmayı sağlayacak stratejileri belirlemeye,formüle etmeye ve
değerlendirmeye yardımcı olur.
**Amaç ifadeleri,hedefler biçiminde tanımlanmalıdır.
**Amaç ifadesi kesin olmasına rağmen,planların değiştirilebilmesi için bir açık kapı olmalıdır.
**Amaçların sayısı,süreç boyunca üçten fazla olmamalıdır.
**Amaçlar ayrıca müracaatçı sisteminin güçlü yanları kadar çevrenin güçlü yönleri ile orantılı olarak
oluşturulmalıdır.
**Amaçlar mümkün olduğunca akılcı olmalıdır.
**Amaçlar negatif ifadelerden ziyade bir pozitif sonuçlu ifadeleri içermelidir,amaçlar
“yapmayacak”dan ziyade “yapacak” şeklinde belirtilmelidir.
**Shu,amaç ve hedeflerin oluşturulması sürecinde yaşam tarzı ve kültürel faktörleri dikkate
almalıdırlar.
**Farklı durumlar değişimin farklılıklarından ve amaçların farklılıklarından bahsederler:
1.Bir ilişkiyi sürdürmek:Durum içindeki bireyin değişimi için şansın olmadığı ve kişinin ihtiyacına
destek veren önemli birinden yoksun kaldığı durumlarda kullanılır.
2.Belirli davranışsal değişim:Bir müracaatçı belirli bir semptom veya davranış biçiminden rahatsız
olduğunda ve genellikle aksi hâlde kendi durumundan hoşnut olduğu zaman kullanılır.
3.İlişki değişimi:Sorun,bir sorunlu ilişki olduğunda ve bir başka insanın problemin bir parçası
olduğunun fark edildiği durumlarda kullanılır.
4.Çevresel değişim:Problemin bir parçasının,çevrenin bazı kesimlerinin sorumluluğunun eksikliğinin
olduğunun fark edildiği durumlarda ve böyle bir değişim sebebinin olduğu durumlarda kullanılır.
5.Yönsel değişim:Değerler çatışıyorsa veya açık değilse çalışmanın yönetimi veya amaçlar hakkında
müracaatçı sistemi açık değilse veya büyük amaçlar aşılması zor ve imkânsız bir tarzda
engelleniyorsa kullanılır.
HEDEFLERİ BELİRLEME
Hedef;belirli,somut ve ölçülü olmalıdır.Hedefler spesifiktir.Kimin neyi,ne zaman ve nasıl yapacağını
içerir.
Anne-babalar için hedefler listesi:
•Bütçe yapmak ve faturaları dikkatle takip etmek
•Sağlıklı yemekler hazırlamak
•Ev temizliğine dikkat etmek
•Günlük bakım,danışma ve yasal hizmetleri bulmak ve kullanmak
•Günlük stresle başa çıkmak ve zaman planlaması yapmak
•Arkadaşlık kurmak,insanlarla birarada olmak ve bunun rahatlığını hissetmek. •Çocuk/larına karşı
daha fazla ilgi göstrmek
•İş bulmaya yardımcı olacak beceriler öğrenmek
•Eşle iyi geçinmek ve iyi ilişki kurmak
•Riskli bir iş yapıldığında pişman olunabileceğini öğrenmek
•Çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak bir yol izlemek
•Daha iyi ve daha güvenli bir yaşam planlamak
•Çocukları dövmeden,onları incitmeden kontrol ve disiplin sağlamak
•Shu ile konuşmak ve onun sağlayabileceği yardımları kullanır kılmak
•Sinirli ve gergin olduğu zaman kendini sakinleştirmeyi öğrenmek
•Yardımcı,ilgili,anlayışlı arkadaşlar ve destek grupları bulmak
•Çocuklardan ne umacağımı bilmek ve her yaşın normal davranışının ne olduğunu bilmek
•Daha iddalı olmak ve düşüncce ile duygularımın başkalarınca bilinmesinde dolaylı olmamak
•Alkol ve ilaç kullanmadan uyum sağlamak veyaşamak
•Anne-baba ve diğer arkadaşlarla nasıl tartışacağını bilmek
•Acil durumlarla ve kendini bunalmış hissedilen durumlarla nasıl başedeceğimi öğrenmek
•Suçluluk,üzüntü,korku,kızgınlık gibi güçlü duygularla başaçıkmayı öğrenmek.
HEDEFLERİ BELİRLEMEDE PERFORMANS, KOŞULLAR VE STANDARTLAR
**İyi bir hedef cümlesinin nesnellik,açıklık ve hedefe ulaşıldığını gösterme ölçütlerini karşılaması
gereklidir.
**Hedefler performans,koşullar ve standartları karşılayacak şekilde hazırlanmalı,yani ölçülebilir
olmalıdır.
@Performans,belli bir hedefe ulaşabilmek amacıyla belli bir etkinliği yapması gereken
müracaatçı,sosyal hizmet uzmanı veya diğer bireylerle ilgilidir=>“Hangi eylem ya da davranış
hedefe ulaşma ile ilgilidir?”sorusunun yanıtı da performansa karşılık gelir.
@Koşullar,belli bir aktiviteyi gerçekleştirmek için ne tür malzemelere gereksinim olduğu,belli bir
aktivitenin tek başına mı yoksa yardım alarak mı yapılacağı,belli bir zaman diliminin geçerli olup
olmadığı koşulları ortaya koymaktadır.
@Standart,performansın,aktivitenin ya da davranışın ne kadar iyi,ne kadar çabuk ya da hangi
sıklıkta yapılacağı ile ilgilidir.
ÖRN;Olgu 1: E.,83 yaşında,büyük bir yaşlı bakımevinde yaşamaktadır.Artiriti nedeniyle ellerini
kullanamamakta ve hastalığı ilerlemektedir.
Böyle bir müracaatçı için;
Performans:E. el-göz koordinasyonunu geliştirecek ve sürdürecek
Koşullar:Haftada 4 kez düzenlenen el işleri aktivitesine katılacak
Standartlar:Haftada 4 kez düzenlenen bu aktivitenin en az 3üne devam edecek
SÖZLEŞME HAZIRLAMA
**Bir sözleşme,karşılıklı olarak görüşülüp kabul edildiği zaman,ortak amacı oluşturmaya yardımcı
olur.
**Sözleşme,müdahale sürecinde nelerin yapılacağını spesifik hâle getirir
**Sözleşme,amaçları,yöntemleri,zamanı ve karşılıklı yükümlülükleri içerir.
**Sözleşme,yazılı,sözlü ya da ima edilmiş olabilir.
**Sözleşme,müracaatçı ve shu arasındaki anlaşmayı resmileştirir.
**Sözleşmeler,esnek anlaşmalardır.(Bu tarzıyla yasal sözleşmelerden farklılaşır) <Yasal sözleşmeler
kolayca değiştirilemez.>
ÜNİTE 7=MÜDAHALE AŞAMASI
Bireylerle sosyal hizmet uygulaması karşılaşılan sorunların çözümü için yapılan girişimleri ifade
eder.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET EKOLLERİ
Tanısal Ekol=Tanısal ekol temel olarak Freud’un psikanaliz teorisine dayanmaktadır. Mary
Richmond bu düşüncelerin bir ekol olarak düzenlenmesi için şeklini veren kişidir. Richmond,
bireylerle çalışma alanında ilk kitabı (Sosyal Teşhis) 1917 yılında yazmıştır.
Tanı Prensipleri:Tanı, aşağıdaki prensiplere dayanmaktadır:
1) Tanı koyma süreci müracaatçı ve durumunun ve karşılaştığı zorluğun detaylı ve doğru
özelliklerini anlamak amacıyla hangi yardım türünün gerektiği konusundaki çabalardan oluşur.
2) Tanı koyma süreci uzmanın müracaatçıyı etkileyen sosyal ve psikosoyal faktörlerin etkileşimi
hakkındaki bilgisine dayanır.
3) Müracaatçıyı etkileyen iç ve dış faktörlerin etkileşimi hakkındaki bilgi,tanı koyma süreci için
yardımcı ve terapötiktir.
4) Bireyin sahip olduğu her sorun, çoklu faktörler teorisi ışığında anlaşılmaya çalışılmalıdır.
5) Başlangıç aşamasında müracaatçının üstündeki stres ve baskıların azaltılması uzmanın doğru tanı
koymasına yardımcı olur.
6) Kişiliğin ve motivasyonların ilk değerlendirilmesi ve bunların müracaatçının sorunlarının
gelişimindeki önemi, bu sorunların çözülmesi için yapılacak planın temellerini oluşturur.
7) Müracaatçının sorununun çözümü için müracaatçının şuan ki çalışma kapasitesi ve
davranışlarının altındaki güdüler hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir.
8) Müracaatçının kişiliğindeki psikodinamik ve patalojik semptomların anlaşılması, ne çeşit bir
yardım sunulabileceği konusunda kesin bir temel oluşturur.
Tedavi Prensipleri=Tedavinin temel amacı, müracaatçının endişesini ve kişi-durum sistemindeki
işlevsizliği azaltmaktır. Bazı prensiplere dayanmaktadır:
1) Görüşme sırasındaki tartışmalar soruna ve çözüm yollarına odaklanmıştır. Çözümün önünde
duran davranışsal ve durumsal engellerin anlaşılmasına odaklanmak gereklidir.
2) Sosyal ve psikososyal faktörlerin özellikleri ve boyutları her durum için değişiklik gösterir.
3) Tedavinin amaçları ve yöntemleri, müracaatçının ihtiyaçları tam olarak anlaşılıp çalışıldıktan
sonra planlanmalıdır.
4) Tedavi programının başarısı, amaca yönelik kurulan ilişkinin kullanımına bağlıdır.
5) Bireyle çalışma alanındaki tedavi yöntemleri; sosyal terapi ve psikoterapidir.
Yöntemlerin Kullanımı
Yöntemler şunlardır: teşvik etme, duygusal boşalma, rahatlatma, destekleme,öneride bulunma,
rehberlik etme, yönlendirme, yeni deneyimler yaşatma, açıklık getirme, yorumlama ve benzeri.
İşlevsel Ekol=Bu yaklaşım, Otto Rank’ın kişilik teorisi üzerine kurulmuştur. İşlevsel ekole göre
bireyle çalışma, insanlara sosyal aracişlevsel ekolün birbirinden ayrılamaz iki temel özelliği vardır:
1) Bir kişiye yapılacak yardım, var olan hizmetin içinde doğal olarak bulunmaktadır. Müracaatçılar
ve onların bu servisleri kullanma yolları farklı olsa da, aracıların verdikleri hizmetin çeşidi ve amacı
aynıdır. 2) İki hizmeti kullanan insanların sorunlarının aynı olması göz önüne alınmaksızın, bu
aracıların sağladıkları hizmetlerin kullanımdan doğan psikolojik deneyim kişiler için her zaman
farklı olacaktır.
Tanı=Belirli bir hizmet ihtiyacı ile alakalıdır ve hizmet sağlanırken gelişebilen bir kavramdır. Tanı
koyma sürecinde her müracaatçı kendi hakkındaki tanıyı kendi koymalıdır. Tanı koyma, kişinin
kendisi için ne tür bir yardım aradığı konusunda karar verirken özgür olduğu bir insan ilişkisi kurma
sürecidir.
Tedavi=İşlevsel ekol, tedavi kelimesi yerine yardım etme süreci kavramını tercih etmektedir.
Uzman, tedavinin pasif alıcısı olan kişinin tedavi edilmesinden sorumlu değildir. Çünkü bu ekol
değişimin temelinin müracaatçının kendi içinde olduğuna inanır. Tanı koyma süreci, bireyle
çalışmada yardımcı olarak işlev görür. Bütün bireyle çalışma süreci üç evreyi kapsar: başlangıç, orta
ve bitiş. Başlangıç evresinde; uzman, müracaatçıyı anlamaya (veya müracaatçının uzmanı
anlamasına) engel olan tüm olguları ortadan kaldırarak bir ilişki kurar. Orta evrede; müracaatçının
sorumlulukları artar ve ilişki daha yakın bir hale gelmeye başlar. Son evre ise müracaatçının
uzmandan ayrılmasıdır.
Tanısal ve İşlevsel Ekollerin Arasındaki Farklar
1) Tanısal ekol Freud’un geliştirdiği “kişilik” teorisini kullanırken işlevsel ekol Otto Rank’in
geliştirdiği “irade” teorisini kullanır.
2) Tanısal Ekol, kişiliğin birçok gücün etkileşim halinde olduğu bir toplam olduğuna ve sadece
birbirleri ile etkileşimli olmadıklarını aynı zamanda isteyerek veya istemeyerek sosyal çevreyi
etkilediğine inanmaktadır. İşlevsel Ekol de kişilik gelişimi sürecinin kişinin içsel ihtiyaçlar ile
çevresinin etkileşime girmesinden kaynaklandığını düşünür ama bu etkileşim insanların doğuştan
gelen bireysel gelişim ve özerklik iradesi tarafından gerçekleştirildiğine inanır.
3) Tanısal Ekol’e göre ego temel ruhsal enerjidir ve onun gücü kişinin psikososyal çevresi tarafından
belirlenir. Ama İşlevsel Ekol’e göre ego (kendilik), içsel ve dışsal deneyimlerin “irade” ile yaratıcı bir
şekilde kullanılması sonucunda ortaya çıkar. Ego, iç ve dış güçlerin etkileşiminin bir sonucu değildir.
4) Tanısal Ekol’de tedavinin amacı, kişinin ego kapasitesini yükseltmek iken İşlevsel Ekol, kişinin
içsel duygu, organizasyon ve eylem kapasitesini serbest bırakmasına yardımcı olmaya çalışır.
5) Bireyin terapötik ilişkide rol almasını sağlamak için Tanısal Ekol’e göre müracaatçının ego
işlevselliği, kişiliği, motivasyonları, baskılar ve şuan ki duyguları hakkında tam bilgiye sahip olmak
gerekir. İşlevsel Ekol ise kişinin sorunlarını çözmesine yardımcı olacak o anki hisleri önemlidir, diğer
tüm bilgiler ikincildir.
6) Tanısal Ekol, hem psikolojik hem sosyal olarak planlanmış ve amaç odaklı bir yaklaşımı uygular.
İşlevsel Ekol ise müracaatçıya kendi değişim sürecini yönlendirmesi için tamamen özgürlük verir.
Aracı hizmetler sağlar.
7) Tanısal Ekol, müracaatçının kapasitesi ve güçsüzlüklerini değerlendirmek ve kişisel gelişim için
yapılacakları düzenlemek konularında sorumluluk kabul eder. İşlevsel Ekol ise kendi kararlarını
vermesinin yapıcı etkisi nedeniyle müracaatçının seçim ve hedef belirlemesi yapmasına hak tanır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMETTE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Pratik Hizmetlerin Yönetimi=Müracaatçıya toplum tarafından sunulan sosyal kaynaklardan seçim
yapması ve kullanması için yardım eder. Para, tıbbi bakım, yasal yardım, iş bulmasına ve eğitim
kurumlarına kabul edilmesi için yardım etme, yaşlı evleri, bakım evleri, hobi kurumları vb gibi
hizmetler, kişinin günlük hayatındaki sorunlarını çözmesi için yardımcı olabilecek pratik
hizmetlerdir. Çoğu zaman müracaatçı ne istediğinin farkındadır ama bunları nasıl ve nerede
alacağını bilemez.
Dolaylı Tedavi (Çevresel Manipülasyon)=Kişinin sosyal koşullarını değiştirerek yaşadığı yoğun stres
ve baskıdan kurtulmasını amaçlar.Çevresel manipülasyon sadece müracaatçının üzerindeki çevresel
baskının kontrolü dışında olduğu durumlarda uzman tarafından uygulanabilir ama uzman
tarafından değiştirilebilir.Burada üzerinde durulan nokra durumun değiştirilmesidir.Odak noktası,
fiziksel çevrenin değiştirilmesi veya müracaatçının daha işlevsel olabilmesi için gereken sosyal
sistemlerde değişiklik yapılmasıdır.
Direkt Tedavi=Müracaatçının bilgi eksikliği, endişesi ve ego gücü konularında yönlendirilmeye
ihtiyacı olduğu durumlarda kullanılır. Direkt tedavi; evlilik, iş, aile, okul vb. konularında danışma,
terapötik görüşme (aile ve evlilik terapisi), açıklık getirme, yorumlama, psiko-sosyal destek ,
kaynak kullanımı ve çevresel değişim konularında yardımcı olacak yorumlamalar ve açıklamalar
yoluyla uygulanır. Rehberlik teknikleri, müracaatçı- uzman iletişiminin başlangıcı olan destekleyici
tekniklerini kapsar ve profesyonel ilişki için gereklidir.Rehberlik teknikleri her zaman bir veya daha
fazla destekleyici teknik ile takip edilse de destekleyici teknikler her zaman rehberlik tekniklerini
takip etmez.Rehberlik etmek, kişinin sorunlarını çözmesi, çatışma ve sorunlarını açıkça anlaması,
değişik seçenekleri tartışması ve karar vermesi için mantıklı bir şekilde yardım etme amacındadır.
Bazı önemli rehberlik yöntemleri şunlardır: Yansıtıcı tartışma, tavsiye verme,motivasyon sağlama,
açıklık getirme, algıları düzeltme, model olma, ileriye dönük rehberlik, rol yapma, gerçeğe
odaklanma, parçalama, yorumlama, evrenselleştirme ve yüzleştirme.
Destekleyici teknikler:Duyguların ifade edilmesinin kolaylaştırılması, müracaatçının duyguları açığa
vurmasına yardım eden bir tekniktir. Akreditasyon ve öz güven oluşturmak, uzmanın müracaatçının
güçlü yönlerini göstermesi ve verilen görevleri yapabileceğine dair müracaatçıya itimat etmesi
anlamına gelmektedir.Sosyal hizmet uzmanları müracaatçıların karşılaştığı sorunların çözümü için
beden hareketleri (jimnastik), kas gevşetme, düşünce yapısını değiştirme, kendine emir verme,
model olma, strese karşı bağışıklık kazandırma, empati, yorumlama,gerçekle yüz yüze getirme,
oyun tedavisi, takdir etme, görüşme sonuna doğru kısa ara verme, genelleştirme, seçme imkanı
tanıma, kalıplaşmış tutum ve davranışları değiştirme ve hayal kurma tekniklerinden yararlanabilir.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET TEORİLERİ
Tüm insan davranışlarını açıklayan tek bir kişilik teorisi yoktur. Benzer şekilde, bireylerle sosyal
hizmette birleştirilmiş bir uygulama teorisi yoktur. Bu nedenle, eklektik bir yaklaşımı benimsemek
gerekir. Eklektik yaklaşım uzman üzerinde ağır beklentiler oluşturur ve oldukça fazla bilgi ve pratik
yetenek gerektirir. Analiz etmeli ve değerlendirmelidir. Daha önemlisi, yeni prosedürler denemek
için kendisinin esnek ve sabırlı olması gerekir. Eklektizm, birçok farklı teoriden faydalı olan en iyi
bilgilerin toplanması anlamına gelir. Bilgilendirilmiş eklektizm ise kişinin seçtiği teoriden aldığı
prensip ve eylem prosedürlerinin derinlikli bilgisi demektir. Eklektizmin temeli, müracaatçı için
uygun olan prosedürü seçmektir. Müracaatçıyı bu prosedüre uygun hâle getirmek değildir.
MÜDAHALE GÖRÜŞMELERİ ARASINDA YAPILMASI GEREKENLER
Toplantılar Arasındaki Aktiviteler için Rehber
Aktivite Türü= Gözlem yoluyla bilgi toplama
Bireylerle, gruplarla, hizmetlerle ve durumlarla temas kurmasını sağlama ya da temasını kesme
Olumlu davranışları sürdürme ve yineleme
Amaca ulaşma yönünde küçük adımlar atma
Yapılandırma= Müracaatçının devam etme isteğini belirleme
Karşılıklı görüşmeler yoluyla olası aktiviteleri oluşturma
Amaca uygunluğu, başarı olasılığı ve müracaatçının yapma motivasyonunu temel olarak
yapılacak aktiviteleri belirleme
Uygulama= Deneysel olarak tanımlama
Açık, somut ve basit uygulama yapma
Tarafların tamamının rollerini tanımlama
Sözlemeye uyulup uyulmadığını izleme
Tam ve doğru anlamayı sağlamak için sözleşmeyi tekrar etme
İzleme=Bir aktivite tamamlandığı zaman
Sonuçlarını ayrıntılı olarak konuş
İlgili tüm üyelerden bilgi topla
Bakış açılarındaki farklılıkları kabul et
Her bir katılımcının görüşlerini dikkate al
Aktivite sürecinde müracaatçının ortaya koyduğu güçlere ve becerilere dikkat çek
Beklenen ve beklenmeyen çözümleri not et
İzleme aktivitesini yapılandır
teşvik et
Bir aktivite tamamlanmadığı zaman
adımlarla ilerlemeye dikkat et
Müracaatçı aktiviteyi tamamlamayı istemediği zaman
et etmesini sağlamak için
müracaatçının amaçlarını güncelleştir.
**Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının yetersizlikleri telafi edici, bireye yapıcı deneyimler
kazandırıcı bir beraberliği ifade eden yönü bulunmaktadır. Çalışmanın başlangıcında kurulan
mesleki ilişkinin ileri aşamada ortaya çıkan yeni bir durum nedeniyle bozulma olasılığı vardır.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİNİN ÖZELLİKLERİ
Etkili bir şekilde uygulama yapabilmek için bireylerle sosyal hizmetin aşağıdaki özelliklerini
aklınızda tutmanız da fayda var.
**Bireylerle sosyal hizmet, benzer durumlar için değişik faktörleri değerlendirerek her bir
müracaatçıya farklı tepkiler verir. *Birey,etkileşim içinde bütün (düşünen, hisseden, davranan)
olarak kabul edilir. **Sosyal hizmet uzmanı olarak kurumun amaçlarını yerine getirmeye çalışırken,
bilginizi ve yetkinliğinizi de geliştirmelisiniz. *Bir kurum tarafından sunulan hizmetler
sektöründe değişim ajanı olarak çalışırsınız. *Her zaman kendi kişiliğinizin farkında olmak ve bunun
profesyonel hayatınızı etkilemediğinden emin olmalısınız. *Bireylerle sosyal hizmet
uygulamalarında önemli olan tek şey müracaatçının sorunlarıdır ve ağır duygusal özellikler
gösterirler.
**İnsan sorunları, karmaşık ve çok boyutludur. *bireylerle sosyal hizmet uygulamaları kurumlar
arası iş birliği gerektirir. *Bireylerle sosyal hizmet; önleme, ilerleme, tedavi, rehabilitasyon,
yerleştirme, bilgilendirme, hafifletici bakım ya da sosyal çevre değişimi için uygulanabilir.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİNİN BELİRLEYİCİLERİ
a) Kişi bağlamında:(Buradaki bağlam; kişinin sosyal çevresini içeren bir anlamda kullanılmıştır)
Örneğin; görme bozukluğu olan erkek yetişkin, eşi tarafından terk edilmiş orta yaşta bir kadın veya
yuvaya terk edilmiş bir çocuk.
b) Yardım gerektiren sorunlar ve durumlar: Yoksulluk,yaşam şeklinde büyük değişiklikler gerektiren
kronik hastalıklar, madde bağımlılığı,rehabilitasyon, ciddi kazalardan sonra yaşanan ciddi
travmalar, rol karmaşası, yas, yer değiştirme.
c) Yardım sağlayan mekanlar: Hastane, okul, çocuk bakım kurumları, huzurevleri, ıslah evleri ve
sığınma evleri gibi.
İhtiyaçlar Yaklaşımı
a) Ortak İnsan İhtiyaçları: Yaşamda kalma ihtiyaçlarının yanında, tüm insanlar ilgi, güvenlik, başarı
ve ait olma ihtiyaçlarına sahiptir.
b) Özel İnsan İhtiyaçları: Kişi bir engele sahipse,yeni doğmuş veya yaşlı olduğu durumlarda özel
insan ihtiyaçları ortaya çıkar.
c) Toplum Kaynaklı İhtiyaçlar: Ayrımcı uygulamalar, baskı, yoksunluk veya gelişim projeleri
nedeniyle yerlerinden edilmek.
NOT=İhtiyaçlar prensibi, Müracaatçı ve sosyal çevresi üzerinde karşılanmamış ihtiyaçlarının etkisini
görmesine yardımcı olur.
Yaşam Süresi Yaklaşımı
a) İnsan hizmetleri organisazyonları: Bu organizasyonların amacı ‘hizmet’ etmektir.Okullar,
hastaneler, ıslah evleri, sosyal refah ve gelişme kurumları ve benzeridir.
İnsan hizmetleri organizasyonları;
a) hedefler ve amaçlar, b) özel müracaat grupları, c) personel, d) program ve servisler, e) hizmet
iletme sistemleri, f) maddi kaynaklar ve ağlar ile şekillenir.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET UYGULAMALARI ALANLARI
Bireylerle sosyal hizmet alanındaki uygulamaları anlamak için iki bileşene bakmak gerekir. Bunlar;
belirli sorunlara ve durumlara sahip müracaatçı grupları ve müracaatçıların bu sorunlar için yardım
aldıkları ortamlardır.
Birey: Kişinin sosyal çevresi ile olan etkileşimi birçok faktörden oldukça etkilenir. Buna göre ise
uzmandan beklentileri değişir.Bu faktörlerden bazıları şunlardır:
-Yaş: Bireyin (ya da belirli bir yaş grubunun), duruma nasıl baktığı, durum hakkında ne istediği ve
neyin ele alınması gerektiği yaşa göre değişir.
–Cinsiyet. -Sınıf: Bireyin hayattaki hedeflerini ve değişme isteğini gelir durumu belirler.Bu sınıflar
şunlardır: a) düşük gelir grubu, b) orta gelir grubu, c) varlıklı grup ve d) yoksulluk sınırının altında
olan grup.
-Bölge: Kırsal, kentsel veya kabilesel alanlara ait olan insanlar belirli tepki kalıpları ve tercihleri
gösterirler.
-Aile:Aileler sorumluluklarını, çocuklarını toplum içinde sosyalleştirme süreci ile gerçekleştirirler.
Ailenin baş etme kapasitesi üzerinde baskıya neden olan sorunların bazıları; ciddi evlilik
uyuşmazlığı, aile içi şiddet, çocuk istismarı, ensest ve işsizliktir. Ailenin baş etmeye çalıştığı
sorunların çeşitlerini ve uzmanın ailelere, bireylere veya gruplara ne çeşit sosyal hizmet
uygulayabileceğini anlamak için bu başlıkların temel özelliklerini açıklayalım.
Hastaneler:Hastalıkların ve hastaneye yatmanın psiko-sosyal ve kültürel boyutlarını fark etmek
hastanelerde çalışan eğitimli sosyal hizmet uzmanlarının görevidir. Bireylerle sosyal hizmet, ayakta
tedavi bölümlerinde, koğuşlarda ve özel kliniklerde kullanılır.Sosyal hizmet uzmanlarından aracı,
muktedir kılıcı, hizmet kordinatörü, vaka yöneticisi (hastane ve toplum kaynaklarının ailelere
ulaşımı) ve mesleki eleman rollerini alması beklenir.
Ruh Sağlığı Bakımı Sağlayan Kurumlar: Sosyal hizmet uzmanı; psikiyatristler, psikologlar ve
terapistlerden oluşan bir mesleki ekibin içinde çalışır. Psikiyatristler, ruh sağlığı bozuk ve ruh sağlığı
ile ilgili hastalıkları olan bireylerle ilgilenen temel meslek elemanlarıdır. Sosyal hizmet uzmanının
temel görevi; hastanın ailesi ve doktorlar arasında bağlantı kurmak, hastalara danışmanlık hizmeti
vermek, taburcu olma ve sonrasındaki bakım ile ilgilenmektir.
Kronik veya Ölümcül Hastalıklar:Ölümcül hastalıkları olan bireylerle çalışmanın ilk ikilemi hastayı
ve ailesini hastalık hakkında bilgilendirmekle başlar. AIDS veya kanser gibi ölümcül hastalıkları olan
hastalar kendi ölümlerinden sonra ailelerinin durumunun ne olacağı hakkında endişelenirler. Bu
noktada sosyal hizmet uzmanının görevleri şunlardır:
a) Acıyı ve rahatsızlık hissini azaltmak için yardımcı tedaviler sağlamak,b) Ölüm hakkında
konuşmak, c) Ölümünden sonra ailenin durumu tartışılırken hastayı da bu sürece dahil etmek, d)
Aile üyelerinin ölüm ve ölmek konularında duygularını ifade etmeleri için fırsat sağlamak, e)
Aileye/hastaya duygusal ve maddi destek sağlamak.
**AIDS durumunda ise uzman, bu hastalıkla ilişkilendirilmiş utanç duygusu üzerine çalışmalı ve
hastalığın diğer aile üyelerine geçmiş olabileceğinin olasılığı üzerinde durmaklıdır.
Okullar: Müfredata aşırı bağımlı kalmak ve disiplin sağlamak üzerine odaklandıkları için
öğretmenler öğrencilerinin durumlarını bireysel olarak değerlendiremez ve bu durumda ortaya
‘sorunlu çocuk’ çıkar. Bu nedenle çocuklara yardımcı olmak için bireyselleştirilmiş bireylerle sosyal
hizmete ihtiyaç vardır. Bireylerle sosyal hizme,; aileler ve öğretmenler arasındaki bağlantıdır.
Uzman; aracı, muktedir kılıcı, öğretici, savunucu (okul normalarının ve uygulamalarının çocuk
üzerindeki olumsuz etkilerinin altını çizer), okul sistemlerinin ve uygulamalarının iyileştirilmesi için
değişim ajanı olma ve çocukların ihtiyaçları ve iyilik durumları hakkında personele danışman olma
rollerini üstlenir.
Yatılı Kurumlar:Bu kurumlar, bireyler doğal ortamlarından alınma ve başka bir ortama yerleştirilme
gereği duyulduğu zaman kullanılır. Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında karşımıza çıkan
kurumlar:
Çocuk Evleri: Muhtaç, yetim, kaçtıkları evlerine geri teslim edilemeyecek, şiddet gösteren,hasta
ebeveynlere sahip çocuklar genellikle çocuk evlerine yerleştirilirler.Geçici bakım sağlarlar. Yaşama
koşulları bazen yurt şeklinde, bazen kulübe şeklinde olabilir.
**Sosyal hizmet uzmanı, her bir çocuğun kurum içindeki hayata uyum sağlaması ve psiko-sosyal
gelişme göstermeleri için çalışır. Uzman, pastoral bir bakım sunmalıdır. Çocukların eğitim almak için
gittikleri okullarla bağlantılarını sağlamalı, çocuğun kurum içinde olumlu ilişkiler geliştirmesine
yardm etmeli ve kurumdan çıktıktan sonraki hayata kendini hazırlaması için çalışmalıdır.
Islah Kurumları: Islah kurumları, gençler için özel okul veya evler; hapishaneler, gözlem evleri,
yoksul evleri vb gibidir. Temel amaç bu insanların rehabilite olmaları ve evlerine geri döndükleri
zaman sosyal olarak yapıcı olan aktivitelere katılabilmelerini sağlamaktır. Uzman, bu kurumlarda
şartlı tahliye memurları, psikologlar,psikiyatristler, eğitimciler ve mesleki danışmanlar içinde çalışır.
Yaşlı Evleri:Bu kurumlarda çalışan uzmanlar,müracaatçılarının sevilen kişilerin kaybıyla baş etme,
hastalık, enerji eksikliği,yalnızlık, ekonomik özgürlüğün kaybedilmesi ve yaklaşan ölüm kaygısı gibi
konularda yardımcı olur. Uzman, müracaatçının kendine saygısını devam ettirmesi için çalışır.
Uzman, ailelere de bastırılmış ya da açık suçluluk duygusunun üstesinden gelerek daha samimi bir
ilişki kurmaları için yardımcı olur.
Kadınlar İçin Yatılı Kurumlar:Bireylerle sosyal hizmetin uygulanabileceği kurumlar; geçici evler,
sığınma evleri, nari niketalar, dul evleridir.
Engelli Bireylerle Çalışılan Kurumlar:Engelli bireyler için yatılı ve yatılı olmayan kurumlar
bulunmaktadır. Kurumun hedeflerini gerçekleştirirken uzmanın şu görevleri yerine getirmesi
gerekir: a)bakım, b) rehabilitasyon (mesleki eğitim, eğitim –kapasiteye bağlı olarak- ve istihdam), c)
hükûmet fonlarına ve özel kararlara göre hizmetler sunmak, d)engellilere yöneltilen toplumsal
ayrımcılığın azaltılıp ortadan kaldırılması için savunuculuk yapma ve e)bireyin kendi durumunu ve
potansiyelini anlayıp kabul etmesine çalışmak.
Felakat Mağdurları ile Çalışılan Kurumlar: Doğal afet madurları; sel, deprem veya kuraklık
yaşamışlardır. İnsan yapımı falaketler ise toplu şiddet olayları (isyan), ciddi kazalar ve mega yapım
projeleri olabilir. Müracaatçılar durumlarını mantıksal olarak değil duygusal olarak algılar. Ama
travmadan çıktıkları zaman bu değişir. Bir eylem planı hazırlanması ve uygulanması müracaatçının
rehabilite olması ve umutsuzluktan kurtulmasına yardımcı olur.
Kadınlarla Çalışan Kurumlar: Sosyal hizmet uzmanları; aile danışma merkezlerinde, hükümlü kadın
koğuşlarında, yasal yardım merkezlerinde, aile mahkemelerinde ve kadın kaynakları merkezlerinde
çalışırlar. Uzman, aileleri polis, mahkeme, hastane,okul ve rehabilitasyon merkezleri ile
bağlantılandırır.
UNITE=8
Son değerlendirme; sosyal hizmet uzmanının çabalarının sonuç verip vermediğinin, kullanılan
yöntemlerin amaca hizmet edip etmediğinin ve hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının anlaşılması için
önemlidir.Yaklaşımın değerlendirilmesinden çıkan sonuçlar müracaatçı ile berabergözden
geçirilmelidir ve müracaatçı hedefine ulaşması için teşvik edilmelidir. Müdahale süreci zaman
zaman değerlendirilmelidir. Yöntemler test edilmeli,araştırılmalı ve en önemlisi gerçekliklerini
korumalıdırlar.
DEĞERLENDİRMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Sosyal hizmet uzmanları yaptıkları çalışmaların etkililiğini görmek istemekle birlikte
değerlendirmenin önündeki engelleri de bilmelidir. Bu engeller; elde edilen sonuçları genelleştirme
sorunu, değerlendirme araçlarının yanlış seçimi,değerlendirme sürecine müracaatçıların
katılamaması, personelin korkuları ve güvensizliği, değerlendirmenin hizmet sunumuyla iç içe
girmesi, program çıktıları için alternatif açıklamaların olması ve önceden tahmin edilemeyen
sonuçlar olmak üzere yedi başlık altında ele alınabilir.
DEĞERLENDİRME TÜRLERİ
Değerlendirme toplamsal değerlendirme, biçimsel değerlendirme olarak sınıflanabilir. Ayrıca
değerlendirme bireyin değerlendirilmesine karşı programın ya da kurumun değerlendirilmesi,
niteliksel değerlendirmeye karşı niceliksel değerlendirme, klinik değerlendirmeye karşı yönetimsel
değerlendirme ve katı değerlendirmeye karşı yumuşak değerlendirme olmak üzere dört türdür.
**Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının değerlendirilmesi amacıyla tek birimlik desenler, amaca
ulaşma ölçeklemesi, görevi başarma ölçeklemesi, müracaatçı doyumu değerlendirmesi ve hedefsorun ölçeklemesi gibi farklı tasarımlar kullanılabilir. Uygulamanın değerlendirilmesi, sosyal hizmet
uzmanlarının yaptıkları müdahalelerin etkili olduğunu göstermesi anlamına gelir. Her bir amaç
ulaşılma açısından değerlendirilmelidir. Buna bağlı olarak vakanın sonlandırılıp sonlandırılmayacağı
ve yeni amaçlar için yeniden değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hakkında karar verilmelidir.
TEK BİRİMLİK DESENLER (ZAMAN SERİLİ DİZAYN)
1960’lı yıllarda zaman-serili dizaynlar insana ilişkin araştırmalar için kullanışlı olarak öneriliyordu.
Aralıklı zaman-serili dizaynların zaman süreci içinde arşivsel veri toplayan yapılar için ideal
olduğunu öne sürülmüş ve birbirini izleyen koşullarda ortaya çıkan bazı değişiklikleri
gösterilmiştir.Örselenmiş
çocuklar üzerinde davranışsal tekniklerin etkilerini değerlendirmek için tek birimlik zaman-serili
dizaynların kullanımını ortaya koyulmuştur.Bu modeller, geleneksel vaka raporundan müdahalenin
açıkça belirlenmesi,ölçülebilirliği ve müdahale sonuçlarının ölçülebilirliği kriteri ve iki değişken
arasındaki ilişkiyi ayırt ederek belirlenmesi yönleriyle ayırt edilebilirler.Tek birimlik dizaynlar birçok
klinik yapıda geleneksel grup araştırmayı yürütmenin pratik ve etik güçlükleri nedeniyle
önerilmekte.
KLİNİSYENLER İÇİN TEK BİRİMLİK DİZAYNLAR
1970’lerde birçok sosyal hizmet okulu öğrenci klinisyenlere tek birim yaklaşımını öğretmeye
başladılar. Model hem bir araştırma hem de bir klinik araç olarak öğretildi. Yenilikçi bir biçim olarak
bu modelin öğretilmesinde en istekli çaba Washington Üniversitesi Sosyal Hizmet Okulu’nda
okulun dekanı olan Scott Briar’ın rehberliği altında geliştirildi. Sosyal hizmet uzmanlarının daha
fazla görgül olarak tanımlanabilmesi için okul klinik araştırma ve değerlendirmenin öğrenilmesini
klinik yöntemlerin öğrenilmesi ile bütünleştiren bir müfredat program geliştirdi.
TEK BİRİM METODOLOJİSİ
Bağımsız ve bağımlı değişkenler: Tüm deneysel araştırmalarda olduğu gibi klinik uygulamada tek
birim metodolojisinin üç temel parçaya gereksinimi vardır:
bir müdahale (veya bağımsız değişken), çıktı ölçümü (bağımlı değişken) ve ikisi arasındaki ilişkinin
karşılaştırılabildiği bir dizayn.
Dizayn seçimi: Tek birimlik dizaynlar sadece tek birim veya tek birim olarak kabul edilen tek bir
grup için kullanılır – çok birim temelli dizaynlara göre – (çok birim temelli dizaynın bir değişkeninde
müdahale iki veya daha fazla birimle art arda yapılabilir). Bu nedenle bir kontrol grubu veya birimi
yoktur. Farklı koşullar altında elde edilen veriler arasında karşılaştırma yapılabilmesi için birimin
mantıklı bir şekilde ve mutlaka farklı koşullarla maruz bırakılması gereklidir.
*Çalışmaları planlamada ve sonuçlarını analiz etmede zaman serilerinin üç temel parçaya
gereksinimi vardır. Bunlar,
a) değişkenliği,
b) eğilimi,
c) düzeyi
***Tek birimlik dizaynlar klinisyenlere kendi uygulamalarını değerlendirme olanağı sağladığı kadar
bilimsel değeri olan sorulara yanıt bulmasına da yardımcı olur.1970’li yıllarda tek birimlik
dizaynların kullanımı yönünde büyük bir ilgi varken,1980’li yıllarda bu ilgi ve çekicilik uygulamadaki
sosyal hizmet uzmanları için dizaynın uygulanabilirliği hakkındaki uyarılar nedeniyle azalmıştır.
***herhangi bir sistematik veri toplama süreci takip edilmek isteniyorsa kuramsal destek mutlaka
sağlanmalıdır. Tek birimlik dizaynı müracaatçıların gelişimini izleme açısından klinisyenler yararlı
bulabilirken, bu dizaynlardan elde edilen veriler sistematik olarak karşılaştırılmasına uygun gibi
görülmemektedir.
AMACA ULAŞMA ÖLÇEKLEMESİ
sosyal hizmet uzmanlarınca yapılan müdahale sonucunda meydana gelen değişmeleri
değerlendirmek için kullanılan bir başka değerlendirme aracıdır.Amaca ulaşma ölçeklemesi
kullanma süreci müracaatçının sorunlarını belirleme, her bir soruna göreli bir ağırlık verme ve
değerlendirme, her sorun için belirlenen amaçları listeleme, ulaşılan çıktılar hakkında veri toplama
ve müracaatçı için ortalama bir değer oluşturmayı kapsamaktadır.
ÖRNEĞİN;Ergenin başarı düzeyi tabloda gösterilir. Her bir amaç için göreli bir ağırlık verilir ve düzey
kolonunda belirtilen puanla çarpılır ve toplam amaca ulaşma ölçeklemesi puanı elde edilir. Örneğin
ilk amaca, bu amaç müracaatçı en önemli sorunun çözümü ile ilgilidir, 10 puan verilebilir ve
beklenen başarı düzeyi 0 puan olarak belirlenebilir. Gerçekleştirilmesi istenen ikinci ve üçüncü
amaçlara 8’er puan verilebilir ve gelişme düzeyi olarak sonuç 1 puan yani “beklenenden iyi” olarak
saptanabilir. Basit bir hesaplama ile sonuç 10x0=0, 8x1=8 ve 8x1=8 olmak üzere 16’dır.
AMACA ULAŞMA ÖLÇEKLEMESİNİN BASAMAKLARI
Basamak :1 Müracaatçının sorunlarını belirleme
Basamak 2: Üzerinde çalışılacak sorunları seçme
Basamak 3: Kullanılacak davranış ölçeğini belirleme
Basamak 4: Amaca ulaşma ölçeklemesi tablosunu doldurma
Basamak 5: Çıktıları değerlendirme
Basamak 6: Toplam amaca ulaşma ölçeklemesi ve her ölçek puanını belirleme
***Bir sorunla ilgili olarak başarı düzeyi “En istenmedik sonuç= -2 puan”,“Beklendik başarıdan
düşük=-1”, “Beklendik başarı düzeyi=0 puan”, “Beklenendüzeyden daha iyi=+1 puan” ve “En
istendik sonuç=+2 puan” olarak belirlenebilir.
ÖLÇEKLEMENİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI
Amaca ulaşma ölçeklemesinin en önemli avantajı esnek, güvenilir ve geçerli bir ölçme aracının
olmasıdır. Amaca ulaşma ölçeklemesi çok sayıdaki amacı ve bunların müracaatçı için göreli önemini
görmeye yardımcı olur.aynı zamanda en istenmedik ve en istendik sonucu görmeye ve müracaatçı
için en uygun amaca ulaşma düzeyini belirlemeye yardımcı olur.
Dezavantajları müdahale aşamasında bir amacın göreli ağırlığının değişmesi söz konusu olabilir ve
bu durum amaca ulaşma ölçeklemesinin güncellenmesini gerektirir. Bir başka sınırlılık bazı amaçlar
diğerleri gibi kolayca ölçeklenemez. Amaçları ve başarı düzeyleri kesin olarakbelirlenemezse amaca
ulaşma ölçeklemesini sonlandırmak yararlı olacaktır. Belirsizamaç ifadeleri bu değerlendirme
aracını ciddi bir şekilde değersizleştirir.
UNITE=9
Sonlandırma, sosyal hizmet uzmanları ile müracaatçılar arasındaki çalışma ilişkisinin
sonudur.sosyal hizmet uzmanları sonlanma aşamasında yerine getirmesi gereken görevler,
sonlandırmanın zamanlaması ve sonlandırmaya hazırlanma, sonlandırmanın nedenleri,
sonlandırma aşamasında verilen tipik tepkiler ve gerektiğinde uygun havaleleri yapma konusunda
bilgi sahibi olmalıdır.
SONLANDIRMADA ZAMANLAMA
Mesleki çalışmanın müracaatçı tarafından tek taraflı ve zamansız sonlandırılması, kurum
hizmetleriyle ilgili darboğazlar nedeniyle çalışmanın sonlandırılması, zaman sınırı nedeniyle mesleki
çalışmanın sonlandırılması,zamanlamayı dikkate almadan çalışmanın sonlandırılması ve çalışmanın,
uzmanın özel nedenlerle görevinden ayrılması nedeniyle sonlandırılması olmak üzere beş tür
bulunmaktadır. 1.Müracaatçının taşınması,2. müracaatçının sosyal hizmet uzmanıyla ya da sosyal
hizmet uzmanının müracaatçıyla çalışmayı sürdürmeyi istememesi, 3.sözleşmede belirtilenlerin
başarıyla gerçekleştirilmesi,4. yapılacak işler olmasına rağmen sözleşme süresinin dolması, 5.sosyal
hizmet uzmanının taşınması-hastalanması ve emekli olması gibi çeşitli nedenler hizmetlerin
onlanabileceğine işaret etmektedir.
SOSYAL HİZMET UZMANLARININ SONLANDIRMA AŞAMASINDAKİ GÖREVLERİ
Sosyal hizmet uzmanlarının sonlanma aşamasındaki 5 görevi=
&-ilişkinin ne zaman sonlanacağına karar verme,
&-hedeflerin başarılma düzeyini belirleme,
&-gelişmeyi koruma ve sürdürme,
&-sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının duygusal tepkilerini çözümleme
&-uygun havaleleri gerçekleştirme
**Bazı sonlanmalar önceden tahmin edilebilir, bazıları da tahmin edilemez. Sosyal hizmet
uzmanlarının planlanmamış sonlanmaların oldukça yaygın olduğunu bilmesi ve mümkün olduğu
ölçüde sonlandırmayı planlaması ve sonlandırma sürecine müracaatçıyı dâhil etmesi gereklidir.
Müdahale edilecek sorunun yanlış seçilmiş olması, amaçların gerçekleştirilebilir olmaması, uygun
seçeneklerin seçilmemesi, yanlış müdahale yapılması, sözleşmenin çok basit ya da çok karmaşık
beklentileri içermesi de sonlanma nedenleri arasında yer almaktadır.
ETİK SORUMLULUKLAR HİZMETLERİN SONLANDIRILMASI
•Sosyal hizmet uzmanları, verilen hizmetlere ve ilişkiye gereksinim duyulmaması ya da
müracaatçının gereksinimlerine yanıt verememesi durumunda müracaatçıya verilen hizmetleri ve
ilişkiyi Sonlandırmalıdır.
•Sosyal hizmet uzmanları hizmetlere gereksinimi devam eden müracaatçıları terketmekten
kaçınmalıdır. Sosyal hizmet uzmanları,olağanüstü durumlar hariç hizmetleri alelacele
sonlandırmamalıdır.İçinde bulunulan durum hakkında tüm faktörleri dikkate almalıdır ve olası yan
etkileri en aza indirmek için özen göstermelidir. Sosyal hizmet uzmanları, gerekli olduğu zaman
hizmetlerin sürekliliği için gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.
•Ücret karşılığı hizmet veren kuruluşlarda çalışan sosyal hizmet uzmanları başlangıçta ücretle ilgili
konular açıklama yapılmışsa,çalışmayı sonlandırma müracaatçıya ve başkalarına zarar
vermeyecekse, ücretleri ödememenin klinik ve diğer sonuçları konusu başlangıçta ele alınmışsa,
ödeme yapamayan müracaatçılara hizmet vermeyi sonlandırabilir.
•Sosyal hizmet uzmanları, hizmetleri müracaatçıyla sosyal, parasal ya da cinsel ilişki kurmak için
sonlandırmamalıdır.
•Hizmetlerin sonlanacağını ya da kesileceğini tahmin eden sosyal hizmet uzmanı, müracaatçıyı
bilgilendirmeli, onun gereksinimlerine ve tercihlerine uygun olarak hizmetlerin devamını sağlamak
için transfer, havale olanağını araştırmalıdır.
•Çalıştığı kurumdan ayrılan sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıyı bilgilendirmeli, hizmetlerin
sürekliliği için uygun seçenekleri aktarmalı ve bunların olumlu ve olumsuz yönlerini anlatmalıdır.
HAVALE
Havale, müracaatçının sorunlarının çözümüne yardımcı olabilmek amacıyla yapılan bir
işlemdir.mümkünse belirli bir kişiye yapılmalıdır.Kişinin düşüncelerine ve önceliklerine saygılı
olunmalı ve havale yeni bir yardım sürecinin ilk basamağı olarak görülmelidir.Sosyal hizmet
uzmanının havaleyi gerçekleştirdikten sonra, havale edilen yer ve kişi ile temas kurulup
kurulmadığını denetlemesi gereklidir. Müracaatçının yeni hizmet kurumundan yararlanma ile ilgili
olarak ortaya çıkabilecek sorunlarda kendisiyle bağlantı kurabileceği de söylenmelidir.
**Kurum, müracaatçı tarafından istenen hizmeti sağlayamadığı zaman havale yapılmalıdır. Özel bir
kişiyle çalışabilecek bilgi ve deneyiminin olmaması ve değerler, tutumlar, dini inanışlar ve dilin
işlevsel bir yardım ilişkisini geliştirmede bir engel olarak görülmesi durumlarında da havale işlemi
yapılabilir.
**Genel bir kural olarak, müracaatçıların mümkün olduğunca sorumluluğu üzerine alması beklenir.
Eğer bir havale, müracaatçılar için kritik bir öneme sahipse müracaatçılar ile havale edilen sistem
arasındaki bağı oluşturabilmek için ne gerekiyorsa yerine getirilmelidir. Eğer bir kuruma gitme
konusunda kafaları karışık ya da korku doluysalar bazı durumlarda müracaatçılara eşlik edilebilir.
Aile üyeleri,arkadaşlar ya da gönüllüler de bu yardımı sağlayabilir.
**Etkili bir havale yapabilmek için var olan kaynaklar bilinmelidir.Havale yapıldıktan sonra süreç
değerlendirilmelidir.
**Müracaatçıların havale edilen kurumdan gerekli yardımı alıp alamadığını belirleyebilmek için,
havale sonrası süreç takip edilmelidir. Bu süreçte elde edilen bilgiler, sosyal hizmet uzmanlarının
gelecekteki havale etme sürecine yardımcı olacaktır.
ETKİLİ SONLANMA
En etkili sonlanma biçimi çözülme ve dengenin sağlanması sürecini takip eden sonlanmadır.
İdeal olarak sonlandırma, verilen hizmetin amacına ulaşması sonucunda sosyal hizmet uzmanı ve
müracaatçının ortak kararı ile gerçekleşir.Müracaatçıların amaçları gerçekleştirmeden önce ilişkiyi
sonlandırmaya karar vermesi nadir görülen bir durum değildir ve bazı durumlarda da sosyal hizmet
uzmanı haber vermeksizin sonlandırmaya karar verebilir.
&-Havale ya da sonlandırmanın nedenleri ve koşulları vaka dosyasına açık bir şekilde yazılmalıdır.
&-Sosyal hizmet uzmanları sonlandırma ya da havaleyi mümkün olduğu ölçüde olumlu bir deneyim
haline getirmelidir.
&-Sonlandırma sürecinde sosyal hizmet uzmanı; başlangıçtaki hedefleri, sonradan değişen
hedefleri, yardım etme sürecindeki başarılardan, amaçlara ulaşmaya engel veya yardımcı olan
faktörleri, başarı seviyesini korumak için gereken çabaları ve sonlandırmadan dolayı ortaya çıkacak
hisleri değerlendrlir
İZLEME AŞAMASI
İzleme, müdahalenin tamamlanmasından sonra müracaatçının içinde bulunduğu durumun kimi
açılardan yeniden incelenmesidir.Müracaatçılarla bağlantının tam olarak kesilmesi zamanının gelip
gelmediğini belirlemek ya da yeni hizmetlere gereksinim olup olmadığını belirleyebilmek amacıyla
izleme çalışması gereklidir.temel amacı, müracaatçıların müdahale sürecindeki kazanımlarını
koruyup korumadığını belirlemektir. İzlemenin bir diğer amacı, müdahale oturumlarının etkisini
pekiştirmektir. Pekiştirmenin amacı, müracaatçıların sahip olduğu becerileri, en azından, sosyal
hizmet müdahalesi sonlandığı zamanki düzeye getirmek ya da yeni beceriler kazandırmaktır.
**Birçok sosyal hizmet uzmanı düzenli aralıklarla izleme görüşmeleri yapmayı lüks bulabilir, ancak
mümkün olduğu ölçüde izleme yapılmalıdır. Mümkünse 3., 6. ve 12. aylarda izleme görüşmeleri
yapılmalıdır. Sosyal hizmet uzmanlarının hizmetin sonlanmasını takip eden altı ay sonrasında
müracaatçı ile 1-2 telefon teması kurması uygun olacaktır.İzleme görüşmesinin yapılacağı tarihten
1-2 hafta önce görüşmeyi anımsatmak için müracaatçıyla temas kurulmalıdır.
**Sonuç olarak izleme müdahale sürecinde önemli bir basamaktır. İzleme müracaatçıların
gelişmeyi sürdürüp sürdürmediğini ve kendi başlarına işlevsel olup olmadığını belirleme ile ilgilidir.
İzleme basamağında “Müracaatçılar, yeni bir müdahale için yeniden değerlendirilmeye gereksinim
duymakta mıdır?” sorusunun yanıtı aranır. Bu yanıtın niteliğine göre bireylerle sosyal hizmet
uygulamasının uygun basamağına dönülür ya da bireylerle sosyal hizmet uygulaması sonlandırılır.
UNITE 10
KAYIT TUTMA VE BELGELEME
Sosyal hizmet uygulamalarında kayıt tutma yasal bir zorunluluktur. Kayıt tutmanın en temel
işlevlerinden biri, yasal çatışmalarda sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarında hizmet veren sosyal
hizmet uzmanlarının yanı sıra müracaatçıyı da korur. Kayıt tutma sosyal hizmet uzmanlarının karar
vermesinde yardımcı olur ve bireylerin kendi sorumluluklarını paylaşmasına yardım eder.
**Yazma ve kayıt tutma becerisindeki eksiklikler, uzman ve müracaatçının etkili bir iletişim
kurmasını engelleyebilir,uzman ya da öğrencinin iletişim kurmasını imkânsız kılabilir,sosyal hizmet
uzmanının,müracaatçının sahip olduğu güçlü yönlerini ve becerilerini görememesine neden
olabilir,bireyin gerçekten yüksek profesyonel becerilere sahip olduğuna ikna etmeyi
engelleyecektir.
**Kayıt ve yazma becerilerinin geliştirilmesinde meslektaşların ve süpervizörlerin model olarak
kullanılmaları da yararlıdır.Benzer disiplinlerden olan ve benzer müracaatçı gruplarıyla çalışan
meslek elemanlarıyla iletişim hâlinde olma, kayıt tutma açısından yararlıdır.
**Kayıt tutma müracaatçıyı ve müracaatçının gereksinimini tanımlama,hizmetleri belgeleme,
vakanın sürekliliğini takip etme, profesyoneller arası iletişim sağlama, bilgiyi müracaatçıyla
paylaşma, süpervizyon, konsültasyon, süreci ve hizmetin etkisini izleme, öğrencileri ve diğer
profesyonelleri eğitme, yönetimsel görevler için veri sağlama ve araştırmalara veri sağlama
bakımından büyük bir önemi bulunmaktadır.
***bilgiyi kayıt altına alma, digger meslek elemanlarına detaylı bilgi sağlama açısından en etkili ve
verimli araçlardan biridir, bilgiyi kayıt altına alma ve onu yazılı olarak paylaşma müracaatçıyla ilgili
olan kişilerle en etkili ve verimli araçlardan biridir.
***Meslektaş incelemesi, bir bireyin geçmişteki veya mevcut durumunun, digger meslek
elemanları tarafından resmi olarak bir bütün hâlinde değerlendirilmesidir.
**Meslektaş incelemesi, bir bireyin yetkinliği ya da spesifik işlerini uygun meslektaşlar tarafından
yapılan resmî değerlendirmedir. Kimi kurum ve kuruluşlar uygulayıcının çalışması ile ilgili düzenli
inceleme yapar. Bu inceleme olumsuz ya da yıkıcı olarak yapılmadığı ve yetkin bir şekilde yapıldığı
zaman bu inceleme yeni, daha etkili müdahale teknikleri ve yöntemleri için beyin fırtınası işlevi
görür.
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET KAYITLARINDA YER ALAN BİLGİLER
Müracaatçı ile Etkileşim Tarihi:Müracaatçı ile etkileşime geçilen tarihi kayıt altına almak, ilerleyen
süreçlerde müracaatçıdaki değişimi görmek adına fayda sağlar.
Müracaatçı Hakkında Temel Bilgiler:tanımlayıcı bilgi olarak adlandırılır.Müracaatçıdan alınan
bilgiler, müracaatçı hakkındaki ilk izlenimin elde edilmesi açısından önem teşkil etmektedir.
Müracaatçı ile Görüşme Nedeni:Müracaatçının sorunu ve durumu nedir? Yardım almak için
müracaatçı size ve kuruma niçin gelmektedir?sorularına cevap aranır.
Bilgi Toplama Yolları ve Kullanılan Kaynaklar:ziyaret edilen kişi ve kurumlar hakkında gerekli
açıklamalar yapılır. Bu bağlamda görüşme ve ziyaretlerin sayısı ve bunların nerelerde
gerçekleştirildiği hakkında bilgiler verilir. Bu bölümde, incelenen belge ve kayıtlardan da söz edilir.
İstenildiği hâlde görüşülemeyen kişi ve kuruluşlar da açıklanır.
Müracaatçının Sorunu ve Durumu Hakkında Ayrıntılı Bilgi:Müracaatçının durumu ile ilgili en geçerli
bilgi burada verilir. Güçlü yanlar kapsamlı bir şekilde yazılır. Kurum ya da kuruluştaki ilk görüşme
sırasında alınan bilginin türü ve miktarı oldukça farklılık gösterebilir. Bu işlem müracaatçıya kurum
ya da kuruluştaki hizmetler, hizmetlerden yararlanma koşulları ve ücret gibi konularda bilgi verir.
Aynı zamanda müracaatçı hakkındaki gerekli bilgi, müracaatçının sorunu ve sorun çözme
motivasyonu hakkındaki ilk saptamalar ve hizmet tasarımı hakkındaki bilgiler kayıt edilir.
Uygulama Sürecinin Görünümü:bireyin değerlendirilmesi ile ilgili olarak izlenimleriniz, spesifik
müdahale planlarınız, müracaatçı ve diğerleri ile kurduğunuz temaslar,meydana gelen gelişme ve
ilerlemeler ve bireyle sosyal hizmet müdahalesinin nasıl sonlandırılacağı hakkındaki bilgileri
kapsar.Tarih atılması kayıt tutarken çok önemlidir.
İzleme Bilgisi:İzleme görüşmesinin kim tarafından, nasıl ve ne zaman yapılacağı bilgisinin eklenmesi
gereklidir.
Yorumlar, Süpervizör ya da Diğer Uzmanlarla Tartışma Soruları:Bireyle ilgili olarak kanıtlanamayan
ya da geçerli kılınamayan konular ve yanıtlanması istenen soruların kayıt altına gereklidir.Bu
bölümde müracaatçı hakkında sosyal hizmet uzmanının yorumları ve süpervizor ya da diğer
meslektaşlarla ele almayı istediği konular bulunur.
BİREYLE SOSYAL HİZMETTE KAYIT TÜRLERİ
Süreç kaydı, kamera ve ses kaydı, gelişme notları, teşhis özeti kaydı, vaka toplantıları özeti,
problem odaklı kayıt, standart şekiller, mektuplar, toplantı dakikaları bunlardan bazılarıdır.
SÜREÇ KAYDI:özele indirgenmiş ve çok detaylı bir kayıt türüdür. Müdahale sürecinde yer alan her
şey “Ben …. dedim, müracaatçı … dedi” tarzında kayıt altına alınır. Sosyal hizmet uzmanı
müracaatçı ile ilgili gözlemlerini, hangi sorunla geldiğini, nasıl bir planlı müdahale sürecinden
geçtiğini, gelişim basamaklarını ve duygu, düşünce ve anlatımlarını kayıt altına alır. Kısaca sosyal
hizmet uzmanı duyduğu ve gözlemlediği her şeyi yazar.Zaman alıcıdır.Bu tür kayıtlar, genel olarak
staj yapan öğrenciler için kullanılır.
GÖRSEL VE İŞİTSEL KAYIT CİHAZI KULLANMA:Müracaatçıyla olan oturumunuzu kaydetmek size
mülakat ve problem çözme tarzınız hakkında ve spesifik geribildirim sağlar. Süpervizörünüzün
görüntü ve dinleme kayıtlarını görmesi ve dinlemesi, size oturumunun önemli yerlerinde ne
söylemeniz veya nasıl yaklaşabileceğiniz konusunda önemli öneriler almanızı sağlar. Bu yolla
alternatifler ve belki de daha etkili stratejiler hakkında fikir sahibi olmanızı sağlar.Video ve ses
kayıt kullanımında ilk olarak müracaatçıdan izin almak gerekir. Müracaatçının bilgisi olamadan
kayıt yapılmamalıdır.
İlk aşama,Süpervizörünüzün oturum boyunca sizi tek yanlı aynadan izlemesi yaratıcı bir video
tekniğidir. İkinci aşamada faaliyet kaydedilirken, asıl kaydı yapmaktır.Üçüncü basamakta yapılan
kayıt sırasında söylenenlerin tamamını kelime kelime yazmaktır.Dördüncü aşama, bütün oturum
sırasında ne olduğunu belki de yapılandırılmamış bir özeti, yani kaydedilmemiş oturumun özetini
yazmayı içerir.Beşinci aşama kaydı yeniden gözden geçirmenizi içerir.Altıncı aşamada bu tartışma
sırasında öğrendiklerinizin adapte edilmesini ve kurumunuzun alışageldik ve kabul gördüğü bir
rapor yazmayı içerir.
GELİŞME NOTLARI:Gelişme notları veya süreç notları, müracaatçının durumu ve hizmetin düzenli
aralıklarla değerlendirilmesi ve tanımlanmasıdır.Gelişme notları birçok amaç için kullanılabilir.
Bunlar kurumun gelişimini etkileyen yeni bilgileri kaydetmek, tedavi planı ve tanımında değişiklik
yapmak, planın son halini formüle etmek, tedavinin kesinliğini belirlemek, açıklanabilirliğini
muhafaza etmek, tedavi sürecini kaydetmek, süpervizyon veya konsültasyon için gerekli verileri
sağlamak ve idarenin karar alması için istenen bilgileri sağlamaktır.
**Gelişme notları toplantı tarihleri, katılan kişilerin adları, müracaatçının sağladığı önemli
gelişmeleri,müracaatçıya kurumunun politikası hakkında verilen bilgileri, müracaatçının yaşam
döngüsünde olan değişiklikleri ve tedavide varılan aşama gibi bir dizi kapsamlı bilgileri içerebilir.
TEŞHİS ÖZETİ KAYDI:müdahale sürecinin analizi ve önerilere dair önemli noktaların rapor
edilmesidir. Birçok özellik içerir. İlki müdahale sürecindeki ilerlemenin özetlerini içerir.İkincisi ise
teşhis özeti kayıtları biçim açısından büyük farklılıklar gösterebilir. Başlıklarda ve başlıkların
düzeninde kurumdan kuruma değişiklikler olabilir.Üçüncüsü temelde ifade formatını içerir. Başka
bir deyişle her bir başlığın altındaki numaralı ifade paragraflarının vakaların ilerlemesini doğru
gramerle kullanılmasıdır.
**Süreç kaydı ile özet kaydı arasında 5 fark bulunur. Süreç kaydında öykü aynen yazılır, özet
kaydında ise içerik özetlenir.Süreç kaydında birçok detaya değinilirken, özet kaydında temel ve
önemli olan olaylar ele alınmaktadır. Üçüncüsünde sadece ana noktalar alınmakta birçok detaylar
atılmaktadır. Dördüncü olarak özet kaydı sadece müdahalenin sonucunu içerir.Kullandığınız
teknikleri içermez. Beşincisi bilgiler değişik başlıklar altında toplanır.
VAKA DEĞERLENDİRME TOPLANTILARI ÖZETİ
Vaka değerlendirme toplantıları sosyal hizmet kurumları ve başka organizasyonlar içerisinde
profesyonel kadroların bir araya gelmesi ile müracaatçı sorunları,amaçlar, hedefler, müdahale
planları ve sonuçlarının tartışılması amacıyla düzenlenir.Vaka değerlendirme toplantılarının
müracaatçının problemini net olarak tanımlama ve tespit etme, müracaatçının davranışlarını ve
durumunu profesyonel olarak kavramayı artırma, hedeflerin tekrar gözden geçirilmesi ve
müdahale planının oluşturulması için alan sağlamak ve kaynak ve hizmet koordinasyonu için bir yol
gösterici olma şeklinde sıralanabilecek dört amacı bulunmaktadır.Vaka değerlendirme
toplantılarındaki sunumunuzda; müracaatçı ya da sorun hakkında bir cümle, müracaatçı hakkındaki
gözleminiz, müracaatçıyla nasıl tanıştığınız - hizmet planının tarihi, verdiğiniz hizmetin ve
kullandığınız müdahalenin sonuçlarının özeti, başka sosyal hizmet uzmanlarıyla özel bilgilerin
paylaşılmasının nedeni gibi bilgilerin yer alması gerekir.
PROBLEM ODAKLI KAYIT
Problem odaklı kayıtta, müdahale planında izlenilecek olan aşamaların listelenmesini sağlayacak
spesifik formatlar kullanılır.Problem odaklı kayıt; temel veriler, sorunlar listesi, uygulama planı ve
uygulama planındaki ilerlemeler olmak üzere dört temel parçadan oluşur.
A-TEMEL VERİLER:Yürütülen çalışmalar sırasında toplanmış bilgilerden ve müracaatçıyı kuruma
getiren problem ve problemin kaynağından oluşur.
B-PROBLEM LİSTESİ:Problemler, değerlendirme tarzı sürecinde müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı
tarafından müracaatçının ilişkilendirildiği bütün tanımlamaları içerir.Problemlerin hangi sırayla ele
alınacağı ve hangi sırayla çözümlenebileceği üzerinde anlaşmalıdırlar.
C-UYGULAMA PLANI:Planlar, çözümü düşünülen sorunun numarasına karşılık gelecek şekilde
düzenlenmelidir ve düzenli aralıklarla gözden geçirilmelidir. Müracaatçının sorunlarının değişmesi
ve gereksinimlerinin farklılaşmasına bağlı olarak yeni planların hazırlanması gerekli olabilir.
D-UYGULAMA PLANINDAKI İLERLEME:Planın hayata geçirilmesine bağlı olarak ortaya çıkan yeni
gelişmeler ve ilerlemelerin kaydedilmesi gereklidir. Bu süreçte öznel bilgiler, nesnel bilgiler,
değerlendirme ve plan yer alır.
STANDART FORMLAR
Standart formlar sosyal hizmet uzmanını gereksinim duyulan spesifik bilginin elde edilmesine
yönlendirir ve veri toplama sürecini hızlandırır.Standart formlar müracaatçılara sağlanan
hizmetlerin belgelenmesini kolaylaştırır. Standart formlar bilginin bilgisayar ortamına aktarılmasını
kolaylaştırır, elde edilen bilgiler kolayca sınıflandırılabilir, nicel hale getirilebilir, değerlendirilebilir
ve farklı bilgilerle karşılaştırılabilir.Müraccatçı kendi başına doldurabilir buda uzman için zamandan
tasarruf olur.
MEKTUP YAZMA
Mektup yazılmadan önce kısa ve dikkatli bir plan ve taslak hazırlanmalıdır.Hazırlanan taslak yazım
aşamasında yeniden gözden geçirilmeli ve prova edilmelidir.Profesyonel bir mektubun içeriğinde
mektup başlangıcı, tarih, adres,sıralanmış tavsiyeler veya konular, selamlama, gelişme ve kapanış
bölümü imza ve kaşe bulunmalıdır. Ayrıca mektubun bir çerçeve içine alınması da gerekir
mektubun yazılma sebebi ve anlamı da belirtilmelidir.
**Müracaatçılara veya diğer meslek elamanlarına yazılan mektuplarda her zaman daktilo yazısı
kullanılmalıdır.Mektubun alt tarafında imzanız ve yasal unvanınız bulunmalıdır. Mektubun bir
kopyası alınmadan gönderilmemelidir. Çünkü bu mektup kurumla ya da müracaatçı ile daha
sonraki ilişkilerimizde faydalı olabilir.
HATIRLATMA YAZISI
Bu türden yazılar bir kişiye ya da kuruma önemli bir olayı veya durumu hatırlatmak için
kullanılabilir. Hatırlatma yazısı kısa ve öz olmalıdır. Açık ve anlaşılır olmalıdır. Laf kalabalığı
yapılmamalı ve okuyucunun vakti alınmamalıdır. Hatırlatma, alıcı kişiye yanıt verebilmesi için
gerekli zaman tanınacak şekilde gönderilmeli, konuyu düşünmesine zaman tanınmalıdır.
Hatırlatılan durum yazının başında açıkça belirtilmeli, okuyucu mektubun içeriğini anlayabilmelidir.
TOPLANTI KAYITLARI
Toplantılarda kayıt tutmanın temeli gündemi ve o esnada yaşananları özetleyebilmektir. Gündem,
toplantıda ele alınan konuların öncelik sırasına göre,düzenli olarak sıralanmalıdır. Bu sıralama grup
üyeleri arasında ne görüşüleceğinin parçalar hâlinde aktarılmasıdır.
TEKNOLOJİK İLERLEMELER VE KAYIT TUTMA
Geniş bir iletişim ağı hem de kayıt imkânı sağlayan teknolojik ilerlemeler, mesleki uygulamalarda
sistematik bir ve zaman tasarrufu sağlamaktadır. Bu alanda bilgisayar, e-posta ve faks
kullanılmakta.
BİLGİSAYAR:Kayıt tutma ve sistemleriyle problemlerin bilgisayara kaydedilmesi, hesap verilebilirliği
ve gizliliği sürdürme işlemleri arasında da çıkan zıtlıklar üzerinde odaklaşır. Müracaatçılara etkili
hizmetlerin sağlanması ve kaynakların karşılanması mesuliyetini kurma ve diğer karar yapıcılar için
yeterli bilginin kazanılması ve kaydedilmesi gerekir. Yine müracaatçının gizliliği mümkün olabildiği
ölçüde gözetilmelidir.
E-POSTA:E-posta, dökümasyonları ve mesajları çok hızlı ve kolay bir şekilde yollamayı
sağlamaktadır. Bununla birlikte, olası bir dizi problem ortaya çıkabilir. E-posta oldukça sıradan ve
rahat bir şekilde gönderilebilir. Bir kere yollandıktan sonra, eposta değiştirilemez ya da yeniden ele
geçirilemez. Bu nedenle ne söylediğin ve yolladığına ilişkin olarak özenli olmalıdır.
FAKSLAR:Fakslar hâlihazırda yazılan dökümasyonların telefon ve makine yolu ile nakledilmesidir.
Genellikle e-posta ile karşılaştırıldığında bilgi gönderilmeden hemen önce yazılır. Fakslar
bozulmadığı sürece hızlı ve etkili iletişimi kolaylaştırabilir.
UNITE 11
BİREYLERE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİ YÖNTEM VE TEKNİKLERİ
sosyal hizmet uzmanı, sorununun niteliğine göre, o sorunu çözmede en etkili olan yöntemin
tekniklerinden yararlanarak vaka çalışmasını gerçekleştirir. Biz bunu kuramsal olarak “eklektik”
(seçici) bilgi-beceri temeli şeklinde adlandırıyoruz. Sorunun çözümü için en çok yararlı olan yöntemi
tercih etmek, müdahale öncesi tamamlanması gereken en önemli işlem adımıdır.
MÜDAHALE YÖNTEMLERİ
1970’li yıllara kadar sosyal hizmet uzmanları tarafından kullanılan temel yöntem psikososyal vaka
çalışması olmuştur. Bu yöntemin temelleri, Sigmund Freud’un psikoanalitik kuramına dayalıdır.
Yöntem, uzun zaman dilimine yayılan görüşmeler gerektirir ve bireyin geçmişinin şimdiki
yaşantısına olan etkileri üzerinde durulur. Bu yöntemde sosyal hizmet uzmanının rolü, müracaatçıyı
terapötik bir ilişki sürecinde tutmak ve bugünkü davranışını düzenlemek için geçmiş yaşantılarını
çözümlemesini sağlamaktadır.
YÖNTEM SEÇİMİ
Bireyle sosyal hizmet uygulamasında kullanılan müdahale yöntemleri hem birbirine karşıtlık
gösteren hem de birbirini tamamlayan kuramsal temellere dayalıdır. Her yöntemin kendisine özgü
değerlendirme ve müdahale süreçleri vardır.Kullanılacak yöntemi belirlemek için değerlendirme
aşamasının başında müracaatçının temel niteliklerini anlamamıza ve onu sosyal çevresi içinde
tanımamıza olanak veren görüşmeler yapılır. Bireyin sorunlarını nasıl aktardığı,sorunlarıyla geçmiş
yaşamı arasında nasıl bağ kurduğu gibi konular aydınlığa kavuşturulur.
**Bireyin sorununu çözebilecek müdahale yönteminin seçiminde sosyal hizmet uzmanının
yaklaşımı belirleyicidir.yöntem seçimi, uzmanın o yöntemde yeterli olmaması veya yöntemi etik
yönden uygun görmemesi nedeniyle güç olabilir.
**Günümüzde, psikososyal yöntem ve davranışçı yöntem bu nedenlerle sosyal hizmet
uzmanlarının görece daha az tercih ettikleri yöntemler arasındadır.Seçilmiş bir yöntemi kullanarak
müracaatçı ile haftalık aralıklarla çalışmak sosyal hizmet uzmanının her vaka için en az 2-4 saat
arası zaman ayırmasını gerektirir.Sosyal hizmet uzmanının vaka yükünü belirlerken, diğer ifadeyle
çalışması gereken bireyleri seçerken bazı ölçütlere göre değerlendirme yapması gerekir:
Sorun acil müdahale gerektiriyor mu?
· Eğer aciliyet varsa bazı pratik desteklerle sorun çözülebilir mi?
·Bunun yerine yapılandırılmış müdahale yöntemleri kullanılması gerekir mi?
· Sosyal hizmet uzmanı, yapılandırılmış çalışmayı sınırlı süpervizyon ve izleme ile sonlandırabilir mi?
· Sorunun, kuruluşun amaç ve öncelikleriyle nasıl bir bağlantısı vardır?
Bu sorulara verilecek yanıtlar yoluyla, uzmanın vaka seçimini ve genel vaka yükünü belirlemesi,
bunları öncelik sırasına göre dizmesi ve müdahale yöntemlerini yapılandırması mümkün olur.
Yapılandırılmış yöntemlerin kullanıldığı vakalar uzmanın mesai saatlerinin önemli bir kısmını
alacaktır. Dolayısıyla, yapılandırılmış müdahale yöntemi kullanılarak çalışılabilecek vaka sayısı
haftalık olarak en çok 5- 6’dır. Her vaka için 4 saat zaman harcandığı düşünülürse bir haftada 20-24
saati müdahale sürecine ayırmak gerekecektir. Bu oldukça yoğun bir profesyonel performans
gerektirir.
Özetleyecek olursak görev-merkezli ve davranışçı yöntemlerin ortak noktaları şunlardır:
· Güncel sorunlarla çalışma,
· Bilişsel süreçler ağırlıkta,
· Eylem odaklı,
· Kısa süreli,
· Faaliyetler ölçülebilir.
**Sosyal hizmet uzmanlarının yöntem portföyünde öncelikli olarak yer alması gereken yöntemlerin
başında ise görev-merkezli vaka çalışması yöntemi gelmektedir.
GÖREV-MERKEZLİ VAKA ÇALIŞMASI (Kısa dönem sorun çözme odaklı sosyal hizmet müdahalesi)
1970’lerde, sosyal hizmet uzmanları William Reid ve Laura Epstein tarafından geliştirilmiş olan
görev-merkezli yöntemin (task-centered casework) kökenleri sosyal hizmet disiplinine aittir.Bu
yöntem, sorunların nedenleri yerine, yol açtığı sonuçlar ve uygulama yoluyla ulaşılacak hedefler
üzerine odaklanır ve müracaatçının gerçekleştireceği eylemlerle sosyal işlevselliğini geliştirme
amaçlanır
Yöntemin önemli bir özelliği, sosyal hizmetin bütün sorun ve uygulama alanlarında, çok çeşitli
müracaatçılarla kullanılabilmesidir.
Bununla birlikte görevmerkezli vaka çalışması özellikle şu nitelikteki sorunlarda etkili bir yöntem
olabilir:
· Kişiler arası anlaşmazlıklar
· Sosyal ilişkilerdeki sorunlar
· Resmi örgütlerle yaşanan sorunlar
· Rol ve sorumluluklara ilişkin sorunlar
· Karar sorunları
· Tepkisel duygusal stres durumları
· Kaynak yetersizlikleri
· Psikolojik ve davranışsal sorunlar.
**Yöntemin güçlendirici yönü, insanların sorunlarına ilişkin kişisel algılarına önem verilmesidir.
İlaveten yöntem, insanları içinde bulundukları yaşam koşullarını değiştirebilecek kapasiteye sahip
kişiler olarak görmektedir.Oturumlar çoğunlukla bu görevlerin tanımlanması, planlanması ve
hazırlık yapılmasına; eğer mevcutsa çözüme engel olan sorunların tartışılmasına ayrılır. Planlı
değişim sürecinin temel aşamaları olan; değerlendirme, müdahale, sonlandırma ve son
değerlendirme süreçlerinin tümü izlenir.Başlangıç aşamasından itibaren beklenen çalışma süresi
belirlenmiştir. Birçok vakada bu süre 6-12 görüşme, 3-4 ay ile sınırlıdır.
DEĞERLENDİRME
Değerlendirmenin en çok ilk 4 görüşmede tamamlanması gereklidir.sorunun belirlenmesi,
hedeflerde anlaşma ve amaçların belirlenmesi adımlarını içerir.Değerlendirme aşaması uzmanın
hangi rolü üstleneceği (planlayıcı, yürütücü ya da vaka yöneticisi), gizlilik konusu ve gizliliğin
sınırları,müracaatçının müdahale sürecinden beklentileri gibi konular netliğe kavuşturulur.Burada
uzmanın kullandığı temel beceri, müracaatçısının belirlenen alandaki tüm zorluklarını açığa
çıkarmasını ve duygularını rahatlıkla ifade etmesini sağlama becerisidir.
MÜDAHALE
Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı bir sorun haritası çıkardıktan sonra her bir soruna daha
yakından bakmaya başlarlar. Burada uzmanın temel becerisi,inceleme yapmaktır. Uzman her bir
sorun alanına ilişkin ayrıntıları ortaya koyma;açık uçlu sorular ile müracaatçının daha ayrıntılı
düşünmesini sağlama; “ne, kim, ne zaman, nerede, neden ve nasıl” sorularını yanıtlayarak durumu
netleştirme sorumluluğundadır.
**Sorunun önceliklerini saptamada, sorunun aciliyeti, sorunu çalışmanın olası sonuçları, sorunun
çözüm olasılığı, sorunun çözümünde kuruluşun ve uzmanın yardımcı olabilme durumu,
müracaatçının dışarıdan aldığı destek gibi birçok faktör değerlendirilmelidir.
**Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı amaçlar ve müdahale süresi konusunda uzlaşma sağladıktan
sonra, görevleri seçer ve uygulamalarını planlarlar. Görev, müracaatçının sorunu azaltmak için
yapması gereken eylemdir.Görev planlamasında uzmanın en önemli işlevi, görevi engelleyebilecek
potansiyel sorunların ortaya konmasına yardımcı olmak ve bu engelleri en aza indirecek
planlamalar yapmaktır. Uzman müracaatçıya hangi durumlarda görevin başarısızlıkla
sonuçlanacağını sorarak bunu sağlayabilir.
SONLANDIRMA-SON DEĞERLENDİRME
Sonlandırmanın yapıldığı görüşmede elde edilen başarılar üzerinde durulmalı ve kendisine
kazanımları hatırlatılarak müracaatçı güçlendirilmelidir. Başarılı bir müdahalenin ardından, kişinin
sorun çözme kapasitesini artırdığı, görevlerini tamamlayarak birçok hedefi karşıladığı
belirtilmelidir. Karşılaşılması olası yeni sorunlarda uygulanan yöntemin yeniden kullanılabileceği
bireye söylenebilir.
DAVRANIŞÇI YÖNTEM
Gözlenebilir ve değiştirilebilir davranışı odak aldığı için görev-merkezli yaklaşımdan daha dar bir
çerçevesi vardır.Bu yöntem kullanılırken yalnızca görünen sorunlar üzerinde çalışılır, öğrenilmiş ve
söndürülebilir (ortadan kaldırılabilen) davranışlara odaklanılır.
**Sosyal hizmet, davranışçı terapiyi geniş ölçüde Goldstein’ın (1981) çalışmalarını dikkate alarak
1980’li yıllarda bir müdahale yöntemi olarak uyarlamıştır.Yöntemin temelini büyük oranda
öğrenme kuramı oluşturur. Öğrenme kuramı sosyal hizmet uzmanının gözlenebilir davranışlar
üzerinde çalışmasına olanak tanıyan dört ana kuramsal çerçeve içinde yer alır. Bunlar; tepkisel ve
edimsel koşullanma ile sosyal ve bilişsel öğrenmedir.
Yöntemin kuramsal bakışına göre, toplum için uygun olan veya olmayan davranış kalıpları vardır.
Müdahaleler bireyin uygun davranış kalıpları geliştirmesine yöneliktir. Uygun davranış kalıbı ile
kastedilen, toplum tarafından “normal” olarak görülen eylemlerdir.
**Davranışçı yöntemin ilk geliştiği yıllarda uzmanın aktif bir eğitimci rolü vardı.Müracaatçı ise pasif
bir alıcı konumundaydı. Yöntem bir güç eşitsizliği üzerine kurulmuştu. İlerleyen yıllarda yöntemin
gelişmesiyle birlikte uzman – müracaatçı eşitsizliği azalmıştır.
**Davranışçı yöntemin uygulama süreci diğer yöntemlerde olduğu gibi, değerlendirme, müdahale,
sonlandırma ve son değerlendirme aşamalarını içerir.
DEĞERLENDİRME:İlk aşamada üzerinde çalışılacak olan davranış kalıpları belirlenir. Vurgu hiç
şüphesiz şimdiye ilişkin davranışlardadır. Özellikle sıklıkla sergilenen davranışlar üzerinde durulur.
Hangi olayların ne sıklıkla gerçekleştiği değerlendirmede tanımlanır. Üzerinde çalışılacak olan
davranışın öncesinde ne olduğu, davranışın nasıl gerçekleştiği ve yine davranışın hangi sonuçlara
yol açtığı somut olarak açıklığa kavuşturulur.Birey; nedenler, oluşan davranış ve davranışın
sonuçları olmak üzere üç başlık altında durum değerlendirmesi yapabilir.
**Değerlendirme sürecinin sonunda bireyle bir anlaşmaya varmak gereklidir.Anlaşmayı
oluştururken bireyin kişisel hikâyesinin içinde davranışlarına etkide bulunan faktörleri de çok yönlü
olarak hesaba katmak önemlidir. Anlaşma,müracaatçının istenen davranış kalıplarını geliştirmesine
yönelik hedefleri içerir.
MÜDAHALE: Müdahalede önemli olan, uzman ve müracaatçının belirlenmiş zaman sınırları içinde
birlikte çalışmasıdır. Temel görev, uygulama amaçlarına ulaşılmasını sağlayacak stratejilerin
kullanılmasıdır. Müdahalede kullanılacak stratejiler mümkün olduğunda somut, açık ve anlaşılır
olmalıdır.Müdahale stratejileri,davranışın nedenlerine, davranışın kendisine, sonuçlarına veya
bunların tümüne yönelik olarak geliştirilebilir.
**Görev-merkezli yöntemde olduğu gibi, ilerleyen süreç bireyin güçlü yönlerine ve geliştirdiği yeni
becerilere vurgu yapılarak değerlendirilir. Ne var ki davranışçı yöntemde ödüllendirmenin tersi de
oluşabilmekte, bireyin güçsüz kalan yönleri veya yetersizlikleri vurgulanabilmektedir. Eğer
müracaatçı istenen davranışları geliştirememiş ise, bireyin yetersizliğine vurgu yapılmamalıdır.
SONLANDIRMA-SON DEĞERLENDİRME
Belirlenen sorunlar çözüldüğünde müdahale sona erer. Bununla birlikte müdahalenin mekanik
olarak bir anda sona erdirilmesi güç olabilir. Sosyal hizmet uzmanı ve birey arasında kurulmuş olan
mesleki bağı uygun teknikler kullanarak ve zamana yayarak azaltmak gerekebilir.Davranışçı
yönteme dayalı müdahalenin son değerlendirmesi belirli ölçütleri dikkate alarak yapılabilir. Vaka
kayıtları, hedeflerle ilgili kaydedilen ilerlemeler vb. kaynaklar incelenebilir.
DAVRANIŞÇI YÖNTEMİN GÜÇLÜ YÖNLERİ
Davranışçı sosyal hizmet uygulamasının en güçlü yanı, bireyi bir “sorun” olarak görmek yerine,
belirli davranışlara nedenleriyle birlikte odaklanmasıdır.Yöntemin görev-merkezli ve zaman sınırlı
yapısı bireyin bilişsel becerilerini daha çok kullanmasını sağlar.Yöntemin zamanla sınırlı olmasının
önemli bir diğer yararı ise,profesyonel ilişki uzun sürmeyeceği için müracaatçıda uzmana veya
kuruma karşı
bağımlılık gelişmesi riskinin azalmasıdır.Güçlü bir diğer özelliği müdahalenin ölçülebilir ve
değerlendirilebilir olmasıdır.
UNITE 12
BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİ YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II
Psikososyal vaka çalışması ise 1970’lerden itibaren daha az sayıda uzman tarafından tercih
edilmektedir.Risk altında bulunan ve yaşamları kaotik olan müracaatçıların durumlarını uzmanların
anlayabilmesini psikososyal yöntem mümkün kılmaktadır. Ayrıca bu durumdaki müracaatçıların
kısa süreli müdahale yöntemleriyle çözülemeyen sorunları yine psikososyal yöntemin “derinlikli”
bakışı sayesinde çözüme kavuşturulabilmektedir.Krize müdahale ve psikososyal vaka çalışması
yöntemlerinin önemli bir diğer ortak yönü, müdahalelerin ölçülebilirliğinin zorluklar içermesidir.
PSİKOSOSYAL VAKA ÇALIŞMASI
Psikososyal vaka çalışması (psychosocial casework), bireylerin sorunlarını çözebilmek için etkili baş
etme stratejileri geliştirmesini sağlayan bir müdahale yöntemidir.Yöntemde temel olarak,
bireylerin dış çevreleriyle (aile, okul, iş, kültür, toplum vb.) ilişkileri analiz edilmekte, bu unsurlarla
nasıl bağlantılar kurduğu anlaşılmakta ve bu ilişkilere bakılarak kişiliklerinin nasıl geliştiğine ilişkin
bir “içgörü” oluşturulmaktadır.
**Yöntem bireylerin düşüncülerini ve duygularını gözden geçirmesini sağlamayı hedefler. Bu
yüzden müdahalenin belirli bir zaman sınırı yoktur.Mary Richmond (1922) ve Florence Hollis (1964,
1972) psikososyal yöntemi mesleğin bireyle sosyal hizmet müdahalesi bilgi repertuvarına
kazandıran isimlerin başında yer alırlar.Psikososyal yöntemin temelinde, temellerini Sigmund
Freud’un attığı kişilik ve gelişim kuramları yer almaktadır.Kuramların yöntemin başvurduğu önemli
kavramlarını şöyle
sıralayabiliriz:
Geçmişin bugüne etkileri
Savunma mekanizmaları
Bilinç dışı ve bilinç dışının eylemlerimizi ve yanıtlarımıza yaptığı etkiler.
***Kişilik kuramı, id, ego ve süperego arasındaki bilinç dışı dengeleri ve çatışmaları açıklayan
Freudyen ilkelere dayalıdır.İd, kalıtımla gelen, doğuştan var olan ve ruhsal enerjinin kaynağını
oluşturan kişiliğin ilkel bileşenidir. İd,(haz alma ilkesi çerçevesi ) biyolojik özellikle dürtüsel davranış
kalıplarını içerir.Yeme, içme, cinsellik, saldırganlık gibi.İd gerçekçi değildir ve tamamen bilinç
dışıdır.Ego, haz alma ilkesi yerine, gerçeklik ilkesine göre hareket eder. Ego; gerçekçi,mantığa
uygun, akılcı bir biçimde davranan, gerçek dünyayla temas ederek bilinci kontrol eden kişilik
parçasıdır. Ego; id’in isteklerine doyum bulma çabasını kontrol etmeye ve denetim altında tutmaya
çalışır.
Süperego, toplumun ve ailenin kurallarını temsil ettiği için, kişiliğin ahlaki,yargısal ve vicdan yanını
oluşturur. Süperego, egonun ahlaki kurallar ve değerler doğrultusunda hareket etmesine çalışarak
mükemmel olmak ister.
Uygulama Süreci:Psikososyal vaka çalışması yönteminin uygulama süreci diğer yöntemlerde olduğu
gibi, değerlendirme, müdahale, sonlandırma ve son değerlendirme aşamalarını içerir. Bu aşamalara
devam eden başlıklar altında yer veriyoruz.
Değerlendirme:Değerlendirmede mevcut durumu içinde kişiyi tanımaya vurgu yapılır.Kişinin içsel
ve dışsal dünyalarının sistematik bir analizi yapılır.Değerlendirme süreci şu öğeleri içerir:
1. Sorunun ne olduğunu anlama
2. Soruna katkıda bulunan şeyleri belirleme
3. Neyin değiştirilebilir veya düzeltilebilir olduğunu belirleme.
Değerlendirme süreci aynı zamanda psikososyal yöntemin terapötik bir bileşeni olduğu için belirli
bir zaman sınırına sahip değildir.
Müdahale:Durum değerlendirmesi yapıldıktan sonraki aşama bireyin değişimini sağlayacak uygun
tekniklerin belirlenmesidir.psikososyal yöntem kapsamında kullanılabilecek bazı müdahale
teknikleri geliştirilmiştir. Bu tekniklerden iki tanesi olan sürdürme ve düzeltme,uzman ve
müracaatçının belirlenmiş hedefler üzerinde çalışmasında oldukça kolaylaştırıcıdır.
Sürdürme:Sürdürme tekniğinde sosyal hizmet uzmanı, bireyin durumuna ilgi gösterir,duygusal ve
pratik destekler önerir.sürdürmenin bir tür “konuşma ilacı” olduğunu belirtebiliriz.Kuşkusuz bu
tekniğin kullanımı hem sözlü hem de sözsüz iletişim becerilerinin geliştirilmiş olmasını gerektirir.
Düzeltme:Düzeltmede bireylerin ego güçleri geliştirilmekte ve baş etme yetenekleri dış çevrenin
yarattığı baskılara uygun yanıtlar verecek düzeyde artırılmaktadır.Bu teknikte, kişilerin kendilerine
ve dünyaya ilişkin algılarının gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi yapılmaktadır.
Düzeltme tekniği kullanan sosyal hizmet uzmanı şunlara başvurmaktadır:
-farkındalığını artırmaya yarayan geri bildirime dayalı iletişim kurma
ki bağlantıları açığa çıkartma.
Bununla birlikte müdahalede hangi teknik kullanılırsa kullanılsın niyet aynıdır:
Davranışlarının kökenleri hakkında bireylerin içgörü geliştirmesini sağlamak
Kullanılan savunma mekanizmalarını göstermek
Değişim sağlamak için gerekli adımları keşfetmek.
Bu çalışma yöntemi oldukça zaman alıcıdır. Bireylerin duygu ve düşünce birikimleri bir anda ortaya
çıkmaz ve çıktığında da bir anda değişmez.
***Örneğin, uzmanlar tarafından psikososyal bir araç olarak “hayat hikâyesi kitabı”
kullanılmaktadır (Ryan, 1993). Bu araç, bireylere nereden geldiklerini, yaşadıkları olayların
davranışlarını ve duygularını nasıl etkilediğini anlamalarını sağlamaktadır.
Sürdürme ve düzeltme teknikleri hayat hikayesi çalışması sürecinde kullanılabilmektedir.
Süreci şöyle sıralayabiliriz:
1. Sürdürme aşamasında, sosyal hizmet uzmanı müracaatçının önceden bastırmış olduğu
duygularını aktarması için geçmiş olayları dökmesini ister.
2. Birey anlattıkça duyguları da yeniden canlanır ve dillenerek ortaya çıkar.
3. Süreçte bilgi desteği sağlanarak geçmiş olaylara ilişkin yetersiz algıların yeniden gözden
geçirilmesi sağlanır.
4. Uzman desteğiyle geçmiş olaylara daha gerçekçi ve akılcı açıklamalar getirilir.
5. Ardından bireylerin sorunlu olarak algılanan davranışlarının düzeltilmesine geçilir.
Sonlandırma ve Son Değerlendirme:Sosyal hizmet uzmanının yardımıyla kişinin ilerleme
kaydetmesi sağlanır ve bu başarıldığında müdahalenin sonlandırılması aşamasına geçilir.
Sonlandırma aşamasına geçildiğinde, bireyle yapılan düzenli görüşme seanslarının aralığı
genişlemeye başlar. Bu sürede bireylerin kişisel yaşamlarını bağımsız olarak daha fazla kontrol
altında tutmaları beklenmektedir.Bu yöntemin merkezinde birey vardır. Dolayısıyla sonlandırmada
kurum veya sosyal hizmet uzmanı etkin değildir.Psikososyal yöntemde son değerlendirme ise
güçlükleri olan bir aşamadır.
KRİZE MÜDAHALE
**Krize müdahale Amerikalı psikiyatrlar tarafından geliştirilmiş önleyici bir uygulama yöntemidir.
Sosyal hizmette 1970’lerden itibaren kullanılmaya ve yaygınlık kazanmaya başlamıştır.
**Krize müdahale kısa süreli bir yöntemdir (görev-merkezli yöntem gibi).bugünkü anlamıyla kriz
kavramının ele alınışı Erich Lindemann’ın çalışmalarıyla başlamıştır. Lindemann, toplumun geniş
kesiminde duygusal huzursuzluklara yol açabilecek durumlara ve sosyal olaylara verilen tepkiler
üzerinde çalışmıştır. Şok, inkâr, pazarlık, kızgınlık /öfke, depresyon ve uyum süreçleri kriz yaratan
yaşam olaylarına bireylerin verdikleri tepkiler dizisidir. Bu dizi her zaman aynı sırada da
ilerlemeyebilir.
**Kriz durumundaki kişi kendisini çok çaresiz hisseder, büyük bir sıkıntı yaşar.Artık hiçbir şeyin
değişmeyeceğini düşünür. Kişi kendisini adeta kapana kısılmış hisseder.Kuramsal olarak
incelediğimizde krizler iç ve dış değişikliklerin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. İç değişiklikler bir
hastalık veya travmanın ardından ortaya çıkan değişiklikleri, dış değişiklikler ise bir kişinin kaybı
veya uyum kapasitesini aşan değişikliklerdir. Ayrıca çevre şartları ve bireyin krize yatkınlığı da krizin
gelişmesinde etkili olabilmektedir. Krizler ve bu sürede yapılan krize müdahale genelde en çok 6
hafta sürmektedir.
Temelde krizler iki boyutta ele alınmaktadır :
1. Travmatik krizler
2. Gelişimsel krizler (değişim krizleri)
Travmatik Krizler:Travmatik krizler bir anda ortaya çıkan, acı veren, ruhsal durumu, sosyal
işlevselliği ve kişinin güvenliğini tehdit eden yaşantılardır. Bir yakının ani ölümünü,hastalık tanısı
almayı, bir özrün oluşmasını, trafik kazalarını ve doğal afetleri travmatik krizlere örnek olarak
verebiliriz.Travmatik krizlerde süreç 4 dönemden oluşur. 4-6 hafta arasında sürer.
1. Dönem= Şok. Bu dönemde gerçek mümkün olduğunca uzak tutulmaya çalışılır. Dışarıdan herşey
düzgün ve yolunda gibi görünse de içte herşey karmakarışıktır. Bu dönemde amaçsız aktiviteler
oluşabilir.
2. Dönem= Tepki. Bu dönemde gerçekle yüzleşme artık kaçınılmazdır. Savunma mekanizmaları
devreye sokularak gerçek, mümkün olduğu kadar uyumlu bir şekilde kabul edilmeye çalışılır. Bu
dönemde en çok kullanılan savunma mekanizmaları; bastırma, inkâr ve akılcılaştırmadır
(rasyonalizasyon). Bunlar ağırlıklı olarak duygu odaklı savunma mekanizmalarıdır. Kişide alkol ve
madde bağımlılığı gibi yıkıcı eğilimler ortaya çıkabilir.
3. Dönem= İşlem. Bu dönemde yavaş yavaş travmadan uzaklaşılır. Kişinin ilgileri yeniden ortaya
çıkar ve gelecek konusunda planlar yapılmaya başlanır.
4. Dönem= Yeniden uyum. Bu dönemde kişinin benlik saygısı yeniden yükselmiştir. Yeni ilişkiler
kurulur ve devam ettirilir.
Gelişimsel Krizler:Yaşam değişikliği krizleri olarak da adlandırdığımız gelişimsel krizler, yaşama ait
olan ve kişi tarafından olumlu olarak yaşanan durumlardır. Ana-baba evinden ayrılma, evlenme,
hamilelik, çocuk sahibi olma, taşınma, emeklilik gibi yaşam olayları gelişimsel krizlere örnek
olabilir. Bu krizler de 6 haftaya kadar olan sürede ortaya çıkmakta ve yine 4 döneme ayrılmaktadır.
1. Dönem= Sorunla/durumla karşılaşan kişi artan gerginliğine karşı duygusal dengesini yeniden
kurmak için alışageldiği sorun çözme yöntemlerine başvurur.
2. Dönem= Bu dönemde alışılagelen sorun çözme yöntemlerinin başarısız olduğu, tehdidin sürdüğü,
gerginliğin daha da artarak yetersizlik duygularının ortaya çıktığı dönemdir. Birey dağılma yaşar.
3. Dönem= Bu dönemde, sorun çözme konusunda başarısızlık sürmektedir.Gerginlik artmıştır. Bu
ise acil ve yeni sorun çözme yollarının harekete geçirilmesi için bir uyaran oluşturur. Bütün iç ve dış
kaynaklar kullanılır. Bunun sonunda bazen krizin üstesinden gelinir. Ulaşılmaz görünen amaçların
bir kısmından vazgeçilir,teslimiyet duygusu yaşanır. Bir tür kaçınma davranışı seçilir.
4. Dönem= Bu dönemde sorun devam etmektedir, çözümlenmektedir. Eğer giderek artarsa kriz
tablosu gelişebilir. Bu dönemde gerginlik katlanılamayacak ölçüdedir. Kişilikte dağılma şiddetle
kendini gösterebilir. Davranış bozuklukları, örneğin; antisosyal, saldırgan davranışlar, depresyon,
gerginlik, intihar vb. sorunlar oluşabilir. Eğer sorun çözülmüş ise bu sorunlar yaşanmaz ve kişi
yeniden uyum sürecine girer.
Uygulama Süreci:Krize müdahale yönteminin uygulama süreci diğer yöntemlerde olduğu
gibi,değerlendirme, müdahale, sonlandırma ve son değerlendirme aşamalarını içerir.
Değerlendirme:Bireyi değerlendirme amaçlı görüşmelerde bireyin bilişsel yapısı ve duygudurumu
inceleneceği için birey de duygularını ve görüşlerini aktaracaktır. Bu aktarım da bireyin
rahatlamasını ve uyum sürecine doğru ilerlemesini mümkün kılacaktadır. Bu nedenle
değerlendirmede yapılan birçok terapötik uygulama aynı zamanda müdahalenin de yapılmasını
sağlamış olur.
Kriz olgusunun değerlendirmesinde krizi tetikleyen durum üzerinde çok durulmaz. Neden sorusu
sorularak, neyin yanlış gittiği sorgulanmaz. Bunların yerine bireylerin:
başlarına gelenleri anlamalarına
bunlara nasıl yanıt vereceklerine kendilerini nasıl hissettiklerini paylaşmalarına
geçmiş hangi etkili baş etme mekanizmalarını kullandıklarını bulmalarına
sahip oldukları sosyal destek ağlarından nasıl yararlanacaklarına yardımcı olunur.
Müdahale:Krize müdahale yönteminde müdahale zaman sınırı nedeniyle dikkatlice planlanmalı ve
belirli bir mantığı izlemelidir. Krize müdahale yönteminin dinamik bir yapısı vardır. Dolayısıyla bu
yöntemde müdahale süresince değerlendirme de devam eder. Görüşmeler süresince bireyden elde
edilen yeni bilgilere göre müdahalede ele alınacak konular değişebilir.
Sonlandırma ve Son Değerlendirme:Sonlandırma yöntemin önemli bir aşamasıdır. Sosyal hizmet
uzmanının ağırlığının fazla olduğu diğer yöntemlerde olduğu gibi bu yöntemde de
sonlandırmanın dikkatlice planlanması gerekmektedir.Krize müdahale yönteminin son
eğerlendirmesi karmaşık bir süreçtir. Krize müdahale gelecek odaklı bir yöntemdir ve elde edilen
başarıları değerlendirmek güç olabilir. Bunların etkileri belki de müdahaleden birkaç hafta sonra
ortaya çıkacaktır.
***Krize müdahale yönteminin en hassas yönü, sosyal hizmet uzmanının birey üzerindeki gücünün
bireyi güçsüzleştirme olasılığıdır. Profesyonel, vakanın geleceğini şekillendiren bir “uzman” rolü
sergilemekten kaçınmalı ve bireyin yaşamıyla her kararında kendisinin söz sahibi olmasını
sağlamalıdır. Bireye onun ne istediğini ve neleri yapabileceğini gösteren, vakasına öneri sunan bir
rol üstlenmelidir.Yöntemin diğer hassas yönü, bireyin “içsel” psikolojik süreçlerine aşırı vurgu
yapma olasılığıdır. Bunun yerine hem içsel hem de kriz sürecine etkide bulunan dışsal durumlara
odaklanılr.
ÜNİTE 13
1.GÖRÜŞME-TANIŞMA ve ÖNDEĞERLENDİRME:Görüşme, önceden belirlenmiş ve ciddi bir hedefe
yönelik yapılan, karşıdakine soru sorma yöntemiyle yanıtlar alan etkileşime dayalı bir iletişim
sürecidir.Görüşmede amaç; somut veriler elde etmektir.Ön değerlendirme bireyselleştirilmiş
yardım müdahalesi için temel oluşturmak amacıyla; sorunların, insanların, durumların ve bunların
birbirleriyle karşılıklı ilişkilerinin, farklılaşmış, bireyselleştirilmiş ve doğru bir şekilde belirlenmesi ve
değerlendirilmesi anlamına gelmektedir. Ön değerlendirme belirli bir soruna veya meseleye etki
eden değişkenlerin mikro, mezzo ve makro açılardan incelenmesi ve belirlenmesidir.
Müracaatçılarla yapılacak görüşmeler sosyal hizmet uzmanlarının ofisinde,müracaatçıların evinde,
hastanede, hapishanede, toplum merkezinde veya her ikisi için de uygun bir yerde
gerçekleştirilebilir. Görüşmenin rahat, gizliliği koruyan, rahatsızlık verici unsurlardan uzak ve
müracatçıların özel gereksinimlerinin (tekerlekli sandalye için yer ve tercüman gibi) karşılandığı bir
ortamı sağlamak sosyal hizmet uzmanlarının sorumluluğudur.
2. GÖRÜŞME: EVDE MÜLAKAT:Müracaatçı ile yüz yüze gelme, bazı durumlarda, ev ziyaretleri
sırasında gerçekleşebilir. Böyle bir durumda, sosyal hizmet uzmanlarının işyerinde müracaatçılara
gösterdiği davranışların niteliği, görüşme yerinin müracaatçının evi olması nedeniyle farklılaşır.
**Sosyal hizmet uzmanlarının evdeki görünüme dikkat etmeli ve bunun değerlendirme sürecinin
bir parçası olduğunu aklında tutmalıdır. Hazırlık yapma aşamasında sosyal hizmet uzmanlarının
meslektaşlarıyla işbirliği yapması gerekebilir. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılara yardım
etmek için gereksinim duyduğu bazı bilgilere sahip olan ya da müracaatçının sorunlarını çözme ve
gereksinimlerini karşılama çabasına destek olacak veya kaynak sağlayacak diğer önemli kişilerle de
etkileşimde bulunması gereklidir.
**Ön değerlendirme bir sorunun çok boyutlu olarak anlaşılması üzerine odaklanmaktadır. Ön
değerlendirmede müracaatçı ve çevresindeki önemli kişiler hakkında bilgi toplanmalıdır.
Gereksinim duyulan bilgi ön değerlendirmenin mikro, mezzo ve makro düzeylerine ilave olarak
insan farklılığı unsurlarının dikkate alınmasını içeren dört ana kategoriyi kapsamaktadır. Her bir
kategoride sorunlar tanımlanmalı ve güçler belirlenmelidir.
ÜNİTE 14
Müdahale, müracaatçı ve uzmanın beraber karar verdikleri hedeflerle başlar.Hedefler, daha önce
belirtildiği gibi aracı kurumdaki hizmetler yetersiz kaldığın dış kaynakların uygunluğu ve
müracaatçının ihtiyaçları ile belirlenir. Uzmanın temel amacı, müracaatçının stresini azaltmak, işlev
bozukluğunu azaltmak, müracaatçının rahatlığını, memnuniyetini ve öz farkındalığını arttırmaktır.
Bu noktada müracaatçının motivasyonuna ve güçlü yönlerine bakmalı ve durumun nasıl
değiştirileceğine odaklanılmalıdır.
**Sosyal hizmet sürecinin devam eden bir parçası olarak son değerlendirme,sosyal hizmet
müdahalesinin amaca ulaşıp ulaşmadığını ortaya çıkarmanın bir aracıdır. Son değerlendirme,
amaçlara ve hedeflere ulaşmak için kullanılan araçları gözden geçirmeyi içerir. Son değerlendirme,
sosyal hizmet uygulaması sonucunda ortaya çıkan olumlu, olumsuz ve hesaba katılmayan çıktıları
tanımlamaya yardımcı olur. Son değerlendirme, beklenenlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin
ortaya çıkarıldığı bir aşamadır.