Bildiri Kitapcığı(Yeni) - V.Ulusal Polimer Bilim ve Teknolojisi Kongresi

V.ULUSALPOLİMERBİLİM VE
TEKNOLOJİSİKONGRESİ
TOKAT 2014
V. ULUSAL POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİ
KONGRESİ
01-04 Eylül 2014
Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi
V. ULUSAL POLİMER BİLİM ve TEKNOLOJİ
KONGRESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ
TOKAT/2014
İÇİNDEKİLER
Sayfa
Düzenleme Kurulu....................................................................................................... ii
ABSTRACT ..................................................................................................................... ii
Bilim Kurulu .................................................................................................................iv
Sponsorlarımız ...............................................................................................................v
Önsöz ..............................................................................................................................vi
Kongre Bilimsel Programı ....................................................................................... vii
Çağrılı Konuşmacılar ...................................................................................................1
Sözlü Bildiriler Tablosu ..............................................................................................6
Sözlü Bildiriler ............................................................................................................11
Poster Bildiriler Tablosu ...........................................................................................49
Poster Bildiriler .........................................................................................................63
İndeks ...........................................................................................................................207
i
V. ULUSAL POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİ KONGRESİ
DÜZENLEME KURULU
ONURSAL BAŞKAN
Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü
DÜZENLEME KURULU BAŞKANLARI
Prof. Dr. Cemil ALKAN
Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Prof. Dr. Teoman TİNÇER
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
DÜZENLEME KURULU ÜYELERİ
POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİSİ DERNEĞİ
Prof. Dr. Meral KARAKIŞLA ŞAHİN
Ankara Üniversitesi
Prof. Dr. Mehlika PULAT
Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. Haşim YILMAZ
Gazi Üniversitesi
Doç. Dr. Emine ERDEM
Hacettepe Üniversitesi
GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ
Prof. Dr. Cemil ALKAN
Prof. Dr. Adem ÖNAL
Prof. Dr. Ahmet KARADAĞ
Prof. Dr. Ahmet SARI
Prof. Dr. Hayati SARI
Prof. Dr. İsa GÖKÇE
Prof. Dr. Mahfuz ELMASTAŞ
Prof. Dr. Mustafa CEYLAN
Prof. Dr. Ömer IŞILDAK
Prof. Dr. Ramazan ERENLER
Doç. Dr. Esra KOÇ
Doç. Dr. Yakup BUDAK
Yrd. Doç. Dr. Fatma GEDİKLİ
Yrd. Doç. Dr. Meliha Burcu GÜRDERE
Yrd. Doç. Dr. Özlem EĞRİ
ii
Yrd. Doç. Dr. Sinan EĞRİ
Öğr. Gör. Dr. Ayşegül ŞENOCAK
Arş. Gör. Dr. Demirhan ÇITAK
Arş. Gör. Dr. Ferda ESER
Arş. Gör. Dr. Hayrettin GEZEGEN
Uzm. Dr. Kadriye Özlem SAYGI
Uzm. Dr. Özgür Doğan Uluözlü
Arş. Gör. Derya KAHRAMAN DÖĞÜŞCÜ
Arş. Gör. Hüseyin AKBAŞ
Arş. Gör. Osman Nuri ASLAN
Arş. Gör. Recep TAŞ
Uzm. Alper BİÇER
Uzm. Hüseyin AKŞİT
Uzm. Nusret GENÇ
Uzm. Özkan ŞEN
Ruhan ALTUN ANAYURT
Ayşe ALTINTAŞ
Cahit BİLGİN
Çınar KIZIL
Said ATEŞ
Yusuf MERT
iii
V. ULUSAL POLİMER BİLİM VE TEKNOLOJİ KONGRESİ
BİLİM KURULU ÜYELERİ
Prof. Dr. Ahmet M. ÖNAL
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Ayşegül UYGUN
Süleyman Demirel Üniversitesi
Prof. Dr. Cemil ALKAN
Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Prof. Dr. Cengiz SOYKAN
Uşak Üniversitesi
Prof. Dr. Dursun SARAYDIN
Cumhuriyet Üniversitesi
Prof. Dr. Dilek ŞOLPAN ÖZBAY
Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Erhan BİŞKİN
Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Eyüp ÖZDEMİR
Çanakkale Üniversitesi
Prof. Dr. Erdener KARADAĞ
Adnan Menderes Üniversitesi
Prof. Dr. Hüsnü Yıldırım ERBİL
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Prof. Dr. Halil İbrahim ÜNAL
Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. Haşim YILMAZ
Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. İ. Ersin SERHATLI
İstanbul Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet BALCAN
Ege Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet SAÇAK
Ankara Üniversitesi
Prof. Dr. Metin H. ACAR
İstanbul Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa DEĞİRMENCİ
Harran Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa ERSÖZ
Selçuk Üniversitesi
Prof. Dr. Murat ŞEN
Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Nesrin HASIRCI
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Olgun GÜVEN
Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Oğuz OKAY
İstanbul Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Satılmış BASAN
Hitit Üniversitesi
Prof. Dr. Tuncer ÇAYKARA
Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. Turgay SEÇKİN
İnönü Üniversitesi
Prof. Dr. Teoman TİNÇER
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Veli DENİZ
Kocaeli Üniversitesi
Prof. Dr. Vural BÜTÜN
Osmangazi Üniversitesi
Prof. Dr. Yusuf MENCEOĞLU
Sabancı Üniversitesi
Prof. Dr. Yunus KARATAŞ
Ahi Evran Üniversitesi
Doç. Dr. Güralp ÖZKOÇ
Kocaeli Üniversitesi
iv
SPONSORLARIMIZ
v
ÖNSÖZ
Değerli katılımcılar,
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ile Polimer Bilim ve
Teknolojisi Derneğinin işbirliğiyle düzenlenen V. Ulusal Polimer Bilim ve Teknolojisi
Kongresi 01-04 Eylül 2014 tarihlerinde tecrübeli ve genç bilim insanları, polimer üretim ve
tanımlanmasına ait süreçlerde faaliyet gösteren özel sektör temsilcileri ve endüstri
temsilcilerinin katılımlarıyla gerçekleşmektedir. Kongrede, katılımcıların çalışmalarını
akademik bir ortamda sunması ve ilgili kişilerle tartışması hedeflenmiştir. Kongrede 38 tanesi
sözlü, 144 tanesi poster olmak üzere toplam 182 bildiri tartışılacak; ayrıca 2 tanesi yurt
dışından 6 tanesi yurt içinden olmak üzere 8 tane de çağrılı konuşma yapılacaktır. Kongre
etkinliği tecrübeli bilim insanlarını genç araştırmacılarla bir araya getirerek vizyon sağlamaları
için de gerekli ortamı sağlayabilmek üzere şekillendirilmiştir. Ayrıca kongreye endüstriden
gelen katılımcılar ilgi alanlarında bulunan bilim insanlarının çalışmalarını izleyebilecek ve
kendi ARGE faaliyetleri için potansiyel araştırmacı gurubuna temas sağlayabileceklerdir. Bu
türden temasların ülkemizde bilim ve sanayi alanında faaliyet gerçekleştiren kurumları bir
araya getirmesi beklenmektedir.
Kongre kapsamında TUBİTAK-ARDEP tarafından gerçekleştirilecek olan sunum ile
araştırmacıların proje hazırlama eğitimi alması hedeflenmiştir. Ayrıca kongrede özel bir patent
kuruluşu tarafından bilim insanlarının elde ettikleri başarılı sonuçları değerlendirebilmeleri
amacıyla patent süreçleri hakkında bir sunum gerçekleştirilecektir. Kongrede biri yurtdışından
2 ayrı firmaya da polimer karakterizasyonu konusunda faaliyet gösterdikleri sistemler ve
bunlar aracılığı ile yapılabilecek karakterizasyon çalışmaları konularında eğitim sunumları
yapma imkanı sağlanmıştır.
Yapılacak bilimsel aktivitelerin yanında katılımcılara Tokat’ın meşhur Ballıca mağarasını
gezme, Mahberi Hatun Kervansarayında çay içme ve rehber eşliğinde Tokat turu yapma
imkanı sağlanmaktadır. Kongrenin son günü Tokat’ın meşhur ilçelerinden, Danişmentlilere
başkentlik yapmış, dünyanın en büyük kalelerinden birine sahip, doğal güzellikleri ile bilinen
Niksar ilçesine gezi düzenlenecektir.
Tokat ili ve üniversitesine böyle bir kongrenin ev sahipliği imkanını sağladığı için Polimer
Bilim ve Teknolojisi derneğine ve kongreye destek sağlayan TUBİTAK, Brisa, Çalık Denim,
Kordsa Global, Terra Lab, Erdem Kaya Patent, Atomika Teknik, Sem Laborteknik, Alternatif
Medikal ve İnfo Kimyaya teşekkür ederiz. Kongrenin düzenlenmesinde üniversitemizin
Kongre Merkezini tahsis eden, destek ve yardımlarını esirgemeyen Üniversitemizin Rektörü
Sayın Prof. Dr. Mustafa Şahin’e ve kimya bölümünün akademik ve idari personeline en içten
teşekkürlerimizi sunarız.
Tokatta iyi vakit geçirmeniz dileğiyle.
Prof.Dr. Cemil Alkan
Yerel Düzenleme Kurulu Başkanı
vi
KONGRE PROGRAMI
vii
viii
ix
x
BİLDİRİLER TABLOSU
ÇAĞRILI KONUŞMACILAR
Yer-Zaman
Konuşmacı
Bildiri Başlığı
Ana Salon
İsmet Kaya
Sayın Prof. Dr. Eyüp
Özdemir hakkında ve İmin
Ve Hidroksi İçeren
Aromatik Bileşiklerin
Polimerizasyon Tepkimeleri
Ve Karakterizasyonları
Ana Salon
Nurettin Yaylı
Ana Salon
Fabien Salaün
Tubitak Ardep Sunusu
Tübitak Proje Önerileri
Hazırlama Eğitimi
Microencapsulation For
Enhanced Textile Substrates
Performances
Ana Salon
Suna Uçan, Sem Limited
Ana Salon
Ali Çırpan
Ana Salon
Erdem Kaya Patent Ve
Danışmanlık A.Ş. Şirketi
Yetkilisi
Patent Yazma Ve Başvuru
Süreçleri
Ana Salon
Güralp Özkoç
Petro-Polimerlere Yeşil Ve
Yenilenebilir Alternatif Poli(Laktik Asit):
“Uygulamada Karşılaşılan
Sorunlar Ve Çözüm
Önerileri”
Ana Salon
Bassem Sabagh,
Malvern Instruments Ltd.
Characterization of
Hyaluronic Acid by Static,
Dynamic and
Electrophoretic Light
Scattering
1
Polimer
Karakterizasyonunun HPLC
Tekniği Ve Uygulamaları
Polimerlerin OptoElektronik Özellikleri ve
Uygulamaları
İMİN VE HİDROKSİ İÇEREN AROMATİK BİLEŞİKLERİN
POLİMERİZASYON TEPKİMELERİ VE KARAKTERİZASYONLARI
İsmet Kaya ve Kevser Temizkan
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab., Çanakkale
[email protected] [email protected]
Konjuge bağlı oligo/polifenoller veya onların imin yapılı değişik türevlerinin hazırlanması ve
karakterizasyonu son yıllarda büyük bir önem kazanmıştır. Yapısında imin grubu içeren (-HC=N-)
oligofenoller ve onların türevleri; katalizör, yarı iletkenler, sıcaklığa dayanıklı malzeme ve yeni polimer
şelat komplekslerinin oluşumunda kullanılabilirler. Yapısında hidroksil grubu içeren aromatik amin ve
aldehit bileşikleri veya kondenzasyon ürünleri sulu asidik veya bazik ortamda NaOCl, H2O2 ve hava
gibi oksidantlar kullanılarak oksidatif polikondenzasyon tepkimesiyle onların oligomer veya polimer
bileşikleri elde edilmektedir (1). Polimerizasyon reaksiyonunun mekanizmasında ilk basamak radikalik
başlatıcıların etkisiyle fenoksi (Ar-O-) anyonu ve ardından fenoksi (Ar-O·) radikalinin oluşumudur.
Oluşan fenoksi radikalleri halka içinde orto ve para pozisyonlara dağılır. Bu konumların boş olması
durumunda üç farklı tür radikalin oluşumu gerçekleşir. Oluşan radikallerin birleşiminde fenoksi
radikaliyle fenil radikali birleşmişse C-O-C bağlanması, iki fenil radikali birleşmişse C-C bağlanması
meydana gelir. Ancak iki fenoksi radikalinin birleşmesi C-O-O-C teorik olarak mümkün gözükse de
oluşacak peroksit bağının kararsız yapısı nedeniyle pratikte mümkün değildir. Yine yapısında imin
grubu içeren poliüretan veya poliesterler son yıllarda yaygın bir şekilde çalışılmaktadır. Yeni
sentezlenmiş ve yapısında imin birimi içeren poliesterin SEM görüntüsü aşağıdaki gibidir.
Anahtar Kelimeler: Oksidatif polikondenzasyon, imin polimerler, polifenoller.
Grafiksel özet:
Kaynaklar
1. Kaya İ., Temizkan K. and Aydın A., 2013. Synthesis and characterization of aromatic and aliphatic
ether bridged polymers containing carbazole moieties, Materials Science and Engineering B, 178 (13):
863-874.
2
MICROENCAPSULATION FOR ENHANCED TEXTILE SUBSTRATES
PERFORMANCES
Fabien Salaün
Macromolecular Chemistry And Polymer Science, Ensait – Gemtex, Cedex, Fransa
[email protected]
Microencapsulation is recognized as an effective method to protect various kind of active agents in a
variety of application fields such as medicine, agrochemicals, industrial chemicals, etc., and more
recently textiles. Interfacial polymerization, including polycondensation, polyaddition, in
situ polymerization, is defined by the formation of the capsule shell at or on a droplet or particles by
polymerization of reactive monomers. This technology allows encapsulating a wide range of core
materials, such as aqueous solutions, water-immiscible liquids and solid particles. In all cases, the phase
containing the core substance is dispersed until it reaches the desired size in a continuous phase. During
the past few years a growing number of applications of microcapsules on textiles have emerged,
although most of these have been restricted to fabrics utilized in clothing. Microcapsules, when
anchored within the fabric or coated or dispersed in fibre, can introduce smart functionalities. This
presentation illustrates through three examples of functionalities, i.e. thermoregulation, fire retardancy
and refreshing, the preparation and application of these microcapsules.
3
POLİMERLERİN OPTO-ELEKTRONİK ÖZELLİKLERİ VE
UYGULAMALARI
Ali Çırpan
Kimya Bölümü, Polimer Bilim ve Teknoloji Bölümü, Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi,
Mikro ve Nanoteknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniveritesi, 06800 Ankara, Türkiye
[email protected]
Düşük maliyetleri, kolay proses edilebilmeleri ve farklı yüzeylere uygulanabilir olmaları organik
konjüge polimerlerin elektronik ve optoelektronik uygulamalarda aranılan malzemeler sınıfına
sokmuştur. Polimerler dönel kaplama yötemiyle kolayca proses edilebilmektedirler. Katkılanmamış
durumdaki bant aralıkları 1.5 eV ile 3.5 eV arasında değişmektedirler. Bu özelliklerinden dolayı
kendilerine duyulan ilgi her geçen daha da artmaktadır. Bugün bu tür malzemeler bir çok teknolojik
uygulamada kullanılmaktradır: elektrokromik camlar, organik ışık saçan diyotlar ve organic güneş
gözeleri. Organik güneş gözeleri dünyada giderek artan bir ilgiye ve Ar-Ge pazarına sahiptir.
İnorganik benzerlerinin aksine esnek ve bükülebilir yüzeylere uygulanabilen organik güneş
gözelerinin verimleri %10 civarındadır. Ancak hızla artan araştırma merkezleri sayesinde bu
verimin daha üst seviyelere çıkarılması hedeflenmektedir.
4
PETRO-POLİMERLERE YEŞİL VE YENİLENEBİLİR ALTERNATİF POLİ(LAKTİK ASİT): “UYGULAMADA KARŞILAŞILAN
SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ”
Güralp Özkoç
Kocaeli Ünversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü, Umuttepe Kampüsü 41380 İzmit/Kocaeli
[email protected]
Günümüzde modern hayatın bir ölçüsü olarak da algılanan ve çok geniş bir kullanım alanı bulan petrol
kökenli plastikler (petro-plastikler), hızlı tüketimin bir sonucu olarak katı atık sorununu da beraberinde
getirmektedir. Bunun yanı sıra petro-polimerlerin temininde, dünya petrol rezervlerinin azalmasına
bağlı olarak gelecekte bir dar boğaz yaşanacağı da tahmin edilmektedir. Çevre bilincinin artmasıyla
petro-polimerlere kıyasla çevreci ve sürdürülebilir alternatif olan biyobozunur polimerler önem
kazanmaktadır. Biyobozunur polimerler arasında poli(laktik asit) (PLA) yenilenebilir kaynaklardan elde
edilebilmesi, performans özelliklerinin nispeten üstün oluşu ve ekonomik bir süreçle ticari skalada
üretilmesi gibi nedenlerle öne çıkmaktadır. Günümüzde, kullanım alanının genişlemesine ve fiyatının
da düşmesine bağlı olarak PLA ‘ya olan talep günden güne artmaktadır. PLA; lineer; alifatik bir
polyester olup endüstriyel olarak mısır nişastasının fermantasyonu sonucu elde edilen laktik asidin
polimerleştirilmesiyle üretilmektedir. Üretim sürecinde, birçok petro-polimere göre daha düşük
miktarlarda enerji harcanmakta, bunun bir sonucu olarak da daha az miktarda sera gazı üretilmektedir.
PLA uygun koşullarda enzimatik olarak biyobozunmaya uğrar ve H2O ve CO2’ye kadar parçalanabilir.
PLA, birçok özelliği bakımından polistiren ile poli(etilen tereftalat) arasında özellikler sergilemektedir.
Endüstriyel uygulamalarına bakıldığında ambalajdan elyafa, kalıplanmış eşyalardan biyomedikal
ürünlere kadar çok geniş bir spektrumda uygulama alanı bulduğu görülmektedir. Tüm bu pozitif
özelliklerinin yanında PLA’nın endsütriyel ürünlere dönüşümünde karşılaşılan çok temel sorunlar da
bulunmaktadır. Bu sorunların önemlileri ve acil çözüm bekleyenleri düşük tokluk, fiziksel yaşlanma,
düşük kristalizasyon hızı ve işlenirken karşılaşılan termal ve hidrolitik bozunmadır. Bu bildiride,
PLA’nın endüstriyel uygulamalarında karşılaşılan söz konusu sorunlar sebep-sonuç ilişkileri ile
açıklanacak, sorunların çözümü için araştırma grubumuzca geliştirilen çözüm yolları üzerinde
durulacak, alternatif çözüm önerileri getirilecektir.
5
SÖZLÜ BİLDİRİLER LİSTESİ
Bildiri
No
Konuşmacı
Bildiri Başlığı
S1
Ahmet Karadağ,
Ayşegül Şenocak,
Şengül Aslan
Korkmaz,
Nesrin Okumuş
Korkmaz
SİYANİDO KÖPRÜLÜ KOORDİNASYON
POLİMERLERİ
S2
Ali Eren Atıcı,
Pınar Akkaş Kavaklı,
Olgun Güven
AKRİLONİTRİL/VİNİL ASETAT
KOPOLİMERİNİN KİMYASAL
MODİFİKASYONU VE URANİL (UO22+)
İYONU ADSORPSİYONUNDA
KULLANILMASI
S3
Alper Biçer,
Cemil Alkan,
Ahmet Sarı,
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Cahit Bilgin,
Ayşe Altıntaş,
Çınar Kızıl
POLİSTİREN/N-NONADEKAN MİKRO/NANO
KAPSÜLLERİNİN SENTEZİ, MORFOLOJİSİ
VE TERMAL ENERJİ DEPOLAMA
ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ
S4
Amir Sepehrianazar,
Asad Geybi
AMFİFİLİK POLİ(METAKRİLİK ASİT-KOAKRİLAMİT) KO-HİDROJELLERİN
HAZIRLANMASI VE DEĞİŞİK
ORTAMLARDA ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
S5
Ayşe Bakar,
Olgun Güven,
Vladimir I. Feldman,
Alexey A. Zezin
X-IŞINLARI İLE İKİLİ VE ÜÇLÜ POLİMER
METAL KOMPLEKSLER İÇERİSİNDE
BOYUT VE DAĞILIM KONTROLÜ
SAĞLANARAK BAKIR NANOKÜMELERİN
OLUŞTURULMASI
S6
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Cemil Alkan,
Ahmet Sarı,
Alper Biçer,
Ayşe Altıntaş,
Cahit Bilgin,
Çınar Kızıl
ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI (LA-MA)
ÖTEKTİK KARIŞIMLI PMMA KABUKLU
MİKRO/NANO KAPSÜLLERİN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU VE TERMAL
ÖZELLİKLERİ
6
Atilla Cihaner,
Emine Gül CansuErgün,
Mohammed AlJumaili
Emre Çelikkol,
Saadet Doğu
DİTİYENOSİLOL TİP ELEKTROKROMİK
KOPOLİMER: SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
S9
Fatma Kurşun,
Nuran Işıklan
MİKRODALGA İLE
AŞILANANPOLİ(VİNİLALKOL)-AŞI-POLİ(NİZOPOPİLAKRİLAMİD) (PVA-AŞIPNIPAAM) KOPOLİMER MEMBRANLARIN
PERVAPORASYONDA KULLANIMI
S10
Feyza Kıraç,
Olgun Güven
İLAÇ TAŞIYICI SİSTEM OLARAK
TASARLANMIŞ POLİ(NİZOPROPİLAKRİLAMİT) (PNiPAAm)
NANOJELLERİN HAZIRLANMASI
S11
Gökhan Koçak,
Cansel Tuncer,
Gökhan Solmaz,
Vural Bütün
2-HiDROKSİ-3-MORFOLİNOPROPİL
METAKRİLAT MONOMERİNİN SENTEZİ ve
(KO)POLİMERLEŞMESİ
S12
Harun Nezih Türkçü,
Metin Tülü,
Hale Ocak,
Belkıs Bilgin Eran
POLİAMİDOAMİNE (PAMAM)
DENDRİMERLERE İYONİK SIVI
KRİSTALİK ÖZELLİK KAZANDIRILMASI
S13
H. Esra Oğuztürk,
Seha Tirkeş,
Ahmet M. Önal
KARBAZOL ve FURAN BAZLI KONJUGE
MONOMER SENTEZLERİ ve
ELEKTROKİMYASAL
POLİMERLEŞMELERİ
S14
Hüsniye Melike
Kayabaş,
Serpil Eşsiz,
Bekir Sarı
SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI
POLİ(DİMETİLSİLOKSAN)/POLİ(VİNİL
ASETAT)/POLİTİYOFEN ÜÇLÜ KOMPOZİT
VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN
SENTEZİ VE ÖZELLİKLERİNİN
ARAŞTIRILMASI
S15
İrem Erel-Göktepe,
Vural Bütün,
A. Levent Demirel
pH ve SICAKLIĞA DUYARLI ÇOKKATMANLI POLİMER FİLMLER
S16
Kasım Aksoy,
Cemil Alkan,
Ayşe Altıntaş
ELEKTRO LİF ÇEKİM METODU İLE
ÜRETİLMİŞ PAN-DEKANOİK ASİT ESASLI
ISI DEPOLAMA ÖZELLİKLİ LİFLER
S7
S8
ARAÇ SOĞUTMA DEVRELERİNDE
KULLANILAN METAL BORULARIN SU
ENJEKSİYON YÖNTEMİYLE (WIT)
PLASTİK BORULARA UYGULANMASI
7
S17
Kasım Aksoy,
Cemil Alkan
KOMPLEKS KOASERVASYON
METODUYLA FAZ DEĞİŞTİREN
MADDENİN KİTOSAN/SODYUM ALGİNAT
İLE MİKROENKAPSÜLASYONU
S18
Mehmet Kodal,
Hümeyra Şirin,
Güralp Özkoç
PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK
ASİT)/EPOKSİ-POSS
NANOKOMPOZİTLERİNİN İZOTERMAL
OLMAYAN KRİSTALİZASYON
DAVRANIŞININ İNCELENMESİ
S19
Melike Çağlayan,
Bekir Sarı
ORGANOMETALİK TUZLAR İLE
MODİFİYE EDİLMİŞ CAMSI
POLİMERLERİN HAZIRLANMASI VE
KARAKTERİZASYONU
S20
Meshude Akbulut
Söylemez,
Dhana Lakshmi,
Petya K. IvanovaMitseva,
Michael J.
Whitcombe,
Elena V. Piletska,
Kal Karim,
Sergey A. Piletsky,
Olgun Güven
ATRAZİN BASKILI POLİMERLER İÇİN
İDEAL MONOMER VE MONOMER/KONUK
MOLEKÜL ORANININ TÜMLEŞİK YÖNTEM
KULLANILARAK BELİRLENMESİ
S21
Nazim Bektaş’i,
Sevil Bektaş’i
YÜKSEK PERFORMANSLI SIVI
KROMATOGRAFİSİ YÖNTEMİ İLE
POLİMERLERİN ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİ
ÜZERİNE DAĞILIMLARIN ARAŞTIRILMASI
S22
Özlem Eğri,
Zakir M. O. Rzayev,
Erhan Pişkin
MODİFİYE MONTMORİLLONİT VE
BUNLARIN KULLANILDIĞI BİYOBOZUNUR
NANOKOMPOZİT TARIMSAL ÖRTÜ
FİLMLERİNİN ÜRETİMİ
S23
Şeyda Çabuk,
Özlem Erol,
H. İbrahim Ünal,
Ö. Yunus Gümüş
MERKEZ/KABUK YAPIDA TİO2/POLİPİROL
NANOKÜRELERİN
DİELEKTRİK VE ELEKTROREOLOJİK
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
S24
Satılmış Basan,
Erol Sancaktar
CB-NR ELASTOMERİK
KOMPOZİTLERİN ELEKTRİKSEL
İLETKENLİĞİ
S25
Semiha Duygu
Sütekin,
Ayşe Bakar Atıcı,
Olgun Güven,
Allan S. Hoffman
POLİMER-ASETAMİNOFEN İLAÇ
KONJUGATLARININ HAZIRLANMASI İÇİN
STİREN VE MALEİK ANHİDRİTİN RAFT
YÖNTEMİ İLE KONTROLLÜ SERBEST
RADİKAL KOPOLİMERİZASYONU
8
S26
Serap Özay,
M. Fatih Ergüney, M.
Atilla Taşdelen
DETERJANLAR İÇİN ÇOK FONKSİYONLU
POLİAKRİLİK ASİTLERİN ÜRETİMİ
S27
Sevilay Sarıtaş,
Serpil Eşsiz,
Bekir Sarı
SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI
POLİ(VİNİL ASETAT)/POLİ(VİNİL
KLORÜR)/POLİFURAN ÜÇLÜ KOMPOZİT
VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN
HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU
S28
Simge Can,
N. Gamze Karsli,
Sertan Yesil,
Ayse Aytac
S29
Soner Kızıl,
Hayal Bülbül Sönmez
LİNEER ALİFATİK DİOLLERİN ÇAPRAZ
BAĞLANMASINDA FENİL KÖPRÜLÜ
BİSTRİETOKSİSİLANLARIN
KULLANIMI
S30
Tuğba Soğancı,
Dilek Odacı Demirkol,
Metin Ak,
Mehmet Karakuş
FERROSENİL DİTİYOFOSFONAT İLE
FONKSİYONLANDIRILMIŞ
İLETKEN POLİMERLERİN SENTEZİ VE
BİYOSENSÖR UYGULAMALARI
S31
Tuğçe Ovalıoğlu,
Murat Barsbay,
Olgun Güven
STİRENİN ÇAPRAZ BAĞLAYICI VE RAFT
AJANI VARLIĞINDA
İYONLAŞTIRICI RADYASYONLA
POLİMERİZASYONU
S32
Adem Zengin,
Uğur Tamer,
Tuncer Çaykara
POLİMER FIRÇA ESASLI SERS AKTİF
YÜZEYLERİN HAZIRLANMASI VE
HEPATİT B TEŞHİSİNDE KULLANIMI
S33
Uğur Adnan Sevil,
Merve Özçalıcı,
Zeynep Güntepe
POLİANİLİN SENTEZİNDE YENİ BİR
YÖNTEM:
BUHARFAZI POLİMERİZASYONU İLE
ANİLİNDEN POLİANİLİN SENTEZİ
S34
Merve Özçalıcı,
Gizem Ergen,
Rabia Tokatlı,
Elif Partal,
Uğur Adnan Sevil
YUMURTA AKINDAN FİZİKSEL VE
KİMYASAL YÖNTEMLERLE ÇAPRAZ
BAĞLI JELLERİN ÜRETİLMESİ:
YENİ BİR HAMMADDE MALZEME TÜRÜ
S35
Ufuk Yildiz,
Melike Ekizoğlu,
Meral Özalp,
Olgun Güven
POLİ(ALLİL GUANİDİN.HCl)’ÜN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU VE
ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİĞİNİN
İNCELENMESİ
PDI (1,4 FENİLEN DİİZOSİYANAT) VE
TPP (TRİFENİL FOSFAT) ZİNCİR
UZATICILARININ GERİ KAZANILMIŞ
PET/PEN KARIŞIMLARININ
ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİNİN
İNCELENMESİ
9
S36
Vildan Sanduvaç,
Serap Eken,
Ahmet M. Önal
SİKLOPENTADİTİYOFEN BAZLI KONJUGE
MONOMER SENTEZLERİ ve
ELEKTROKİMYASAL
POLİMERLEŞMELERİ
S37
Yunus Emre Özkara,
Betül Karataş,
Yunus Karataş
YENİ BİR BORAT ESTER KATKISININ
POLİ[BİS(METOKSİETOKSİETOKSİFOSFAZ
EN)] POLİMER ELEKTROLİTİNDE
KULLANIMI
S38
Yunus Karataş
POLİSİLOKSAN VE POLİFOSFAZENLERİN
POLİMER ELEKTROLİT OLARAK
KULLANIMI
10
S1
SİYANİDO KÖPRÜLÜ KOORDİNASYON POLİMERLERİ
Ahmet Karadağa, Ayşegül Şenocaka, Şengül Aslan Korkmazb, Nesrin Okumuş Korkmaza
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60250, Taşlıçiftlik, TOKAT
Tunceli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü, 62000, Aktülük Kampüsü,
Merkez, TUNCELİ
[email protected]
a
b
Koordinasyon polimeri, organik ligantlarla bağlanmış metal merkezler içeren bir inorganik ya da
organometalik polimerik yapıdır1. Koordinasyon polimerlerini sentezlerken anahtar nokta köprü
ligant seçimidir. Bu amaçla, siyanido ligandı yaygın olarak kullanılmaktadır 2-5. Yalancı halojenür
ligantlarının en basit üyelerinden biri olan siyanido ligandı, önemli bir köprü liganttır. Siyanido
ligandıyla sentezlenen koordinasyon polimerleri, çeşitli uygulama alanları bulmaktadır (uzunmesafe manyetik düzenleme, konuk-konak yapılar, iyon değiştiriciler, kataliz, spin köprüsü,
gözeneklilik, sensörler,…vb.)6,7. Siyanido ligantı, çeşitli koordinasyon geometrilerinde
siyanokompleks anyonları oluşturabilir (çizgisel, üçgen düzlem, kare düzlem, tetrahedral, üçgen
bipiramidal, kare bipiramidal,…vb.)7. Kare düzlem koordinasyon, NiII, PdII ve PtII iyonları için,
çizgisel geometri ise AgI ve AuI iyonları için karakteristiktir. Bu çalışma, NiII, PdII, PtII, AgI ve AuI
metal merkezlerini içeren [yardımcı ligant= N-(2-hidroksietiletilendiamin) (hydeten), N,N′-bis(2hidroksietil)etilendiamin (bishydeten), 2,2'-(etilendioksi)bis(etilamin) (edbea), N,N-bis(2hidroksietil)etilendiamin (N-bishydeten)] cesitli koordinasyon polimerinin sentezi ve
karakterizasyonu gerçekleştirilerek, bazı özellikleri (termal, manyetik, antimikrobiyal,
antibakteriyel v.b.) incelenmiştir.
Kaynaklar:
[1]
http://en.wikipedia.org/wiki/Coordination_polymers.
[2]
R.J. Parker, L. Spiccia, K.J. Berry, G.D. Fallon, B. Moubaraki, K.S. Murray, Chem. Commun. 4(2001)
333-334.
[3]
E. Coronado, C.J. Gómez-García, A. Nuez, F.M. Romero, E. Rusanov, H. Stoeckli-Evans, Inorg. Chem.
41(2002)4615-4617.
[4]
H.-Z. Kou, B.C. Zhou, S. Gao, D.-Z. Liao, R.-J. Wang, Inorg. Chem. 42(2003)5604-5611.
[5]
S. Willemin, J. Larionova, R. Clérac, B. Donnadieu, B. Henner, X.F. Le Goff, C. Guérin, Eur. J. Inorg.
Chem. 10(2003)1866-1872.
[6]
S.R. Batten, S.M. Neville, D.R. Turner, Transition Metal Coordination Polymers in: Coordination
Polymers Design, Analysis and Application, RSC Publishing, Cambridge, 2009, p 146.
[7]
J. Černák, M. Orendáč, I. Potočňák, J. Chomič, A. Orendáčová, J. Skoršepa, A. Feher, Coordin. Chem.
Rev. 224(2002)51-66.
11
S2
AKRİLONİTRİL/VİNİL ASETAT KOPOLİMERİNİN KİMYASAL
MODİFİKASYONU VE URANİL (UO22+) İYONU
ADSORPSİYONUNDA KULLANILMASI
Ali Eren Atıcı, Pınar Akkaş Kavaklı, Olgun Güven
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Beytepe, Ankara/TÜRKİYE
[email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr
Enerji kaynaklarının tükeniyor olması ve karbon salımını azaltacak alternatif enerji kaynaklarına
duyulan ihtiyaç daha dikkat çekici bir hal almıştır[1,2]. Yeni alternatifler arasında nükleer [3] ve
yenilenebilir kaynaklar [4] ön plana çıkmaktadır. Nükleer santrallerde ham madde olarak kullanılan
uranyum metalinin en önemli kaynağı karalara kıyasla 1000 kata kadar fazla miktarda uranyum
içermesinden ötürü denizlerdir [5]. Denizlerden kıymetli metallerin kazanılması için onlarca yıldır
bir çok yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden en umut vaat edeni adsorpsiyon yöntemidir.
Adsorpsiyon yöntemi nükleer enerji santrallerinde ham madde olarak kullanılan uranyumun deniz
suyundan kazanılmasında etkin olarak kullanılmaktadır. Polimerikadsorbanlar, geleneksel iyon
değiştiricilere kıyasla seçiciliğinin olması, mekanik ve kimyasal kararlılığının olması, farklı
fonksiyonaliteye sahip olabilmeleri gibi sebeplerle iyon değiştiriciler arasında öne
çıkmaktadır.Polimerikadsorbanlariçerisinde ise belli iyonik türlere seçicilik gösteren,
kompleksleştirici veya şelatlaştırıcıolanları sıklıkla kullanılmaktadırlar.Uranyum metalinin
kazanımında ise şelatlaştırıcı grup olarak amidoksim yapısı içeren adsorbanlar ön plana
çıkmaktadır [6].
Bu çalışmada %4.57 ve %6.8 PVAc yüzdesine sahip iki farklı poli(akrilonitril-ko-vinil asetat)
kopolimerinin kimyasal modifikasyonuyla poli(akrilamidoksim-vinil alkol)
P(AAO-VA)
kopolimerleri sentezlenmiştir. Elde edilen polimerikadsorbanlar 60Co gama kaynağı kullanılarak,
farklı doz miktarlarında ışınlanarak (1.3, 4.5, 12, 30, 59 kGy) çapraz bağlanmış,farklı pH (pH 5, 6,
7) değerlerinde ve farklı derişimlerde (3.3 ppb -450 ppm) uranil (UO22+) iyonu içeren çözeltilerden
adsorpsiyonda kullanılmıştır. Adsorpsiyon çalışmalarının sonuçları, UO22+ ve amidoksim grupları
arasındaki etkileşimler Langmuir ve Freundlich tipi izotermlerle incelenmiştir. Langmuir
eşitliğinden, P(AAO-VA) kopolimerinin adsorpsiyon kapasitesi 476 mg UO22+/g kuru P(AAOVA) olarak bulunmuştur.Tüm yeni polimerik yapılar FT-IR, NMR, XPS, Elementel Analiz ve
termal analiz (TGA, DSC) yöntemleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Adsorpsiyon miktarları
da ICP-MS yöntemi kullanılarak sayısal olarak ölçülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Uranil iyonu (UO22+) adsorpsiyonu, polimerikadsorban, Poli(akrilonitril/vinil
asetat), Poli(akrilamidoksim-vinil alkol)
Kaynaklar:
[1] B.K.,Sovacool, EnergyPolicy, 36, (2008), 2940–2953.
[2]J.,Pierce,Engineer, 293, (2007), 48–50.
[3]H.,Nifenecker, NuclearenergyRep. Prog. Phys.,74,(2011), 1–28.
[4]M.,Asif, T., Muneer, RenewableandSustainableEnergyReviews, 11, (2007), 1388–1413.
[5] L.,Rao,LBNL Paper, 4034E,(2011).
[6] P.A., Kavaklı, N., Seko, M., Tamada, O., Güven, SeparationScienceandTechnology, 39, (2004), 16311643.
12
S3
POLİSTİREN/N-NONADEKAN MİKRO/NANO KAPSÜLLERİNİN
SENTEZİ, MORFOLOJİSİ VE TERMAL ENERJİ DEPOLAMA
ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ
Alper Biçer, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Derya Kahraman Döğüşcü, Cahit Bilgin,
Ayşe Altıntaş, Çınar Kızıl
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Kimya Bölümü 60240 Tokat, Türkiye
[email protected]
Enerji depolama, özellikle termal enerji depolama (TES), enerji tasarrufu ve kullanımın
artırılmasında önemli bir rol oynar çünkü enerji talebi ve kullanılabilirliği arasındaki tutarsızlık bu
tarz enerji depolama sistemlerinin kullanılması ile aşılabilir[1]. Termal enerji depolama işlemi için
yüksek enerji depolama yoğunluğu ve dar çalışma ısısı aralığı gibi avantajlardan dolayı faz değişim
maddeleri (FDM) tercih edilir[2]. Katı-sıvı davranış gösteren parafinler, neredeyse sabit bir
sıcaklıkta yüksek miktarda ısı enerjisini depolama, saklama ve geri salabilme özelliklerinden dolayı
giderek artan bir ilgiye sahiptir. Ancak bu tarz parafinleri akma davranışından dolayı ekstra bir
depolama kapı olmadan kullanmak kolay değildir. Parafinleri faz değişimi esnasında muhafaza
etmek ve bu akma davranışından kurtulmak için bir polimer kabuk kullanılarak kapsüllenebilirler.
[3-5].
Bu çalışmada polistiren(PS)/n-nonadekan(C19) kapsülleri emülsiyon polimerizasyon metoduyla
sentezlenmiş ve mikro/nanoboyutlarda kapsüllenmiştir. FT-IR spektroskopisi kullanılarak
karakterize edilmiştir. Polarize optik mikroskop(POM) ve Elektron taramalı mikroskop(SEM)
kullanılarak farklı oranlarda C19 içeren mikro/nano kapsüllerin yüzey morfolojisi incelenmiştir.
Partikül çap dağılım analizleri kapsüllerin çap dağılımı aralığının 0.01 ve 100 µm aralığında
olduğunu göstermiştir.
Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) sonuçlarına göre en yüksek C19 içerikli termal enerji
depolama kapsülünün erime noktası 31.45°C ve faz değişim erime entalpisi 101.76 J/g olarak
ölçülmüştür. Buna ilave olarak termogravimetri (TG) verileri kapsüllerin oldukça yüksek termal
bozunma sıcaklığına sahip oldugunu göstermiştir. Bütün bu veriler değerlendirildiğinde,
sentezlenen mikro/nano kapsüllerin bina yapılarında ya da tekstil alanında termal enerji depolama
amaçlı kullanım potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu söylemek mümkün olacaktır.
Kaynaklar
[1]-M. Akgün, O. Aydın, K. Kaygusuz. Energy Convers.and Manage. 48 , 669-78 (2007)
[2]- J.F. Su, L.X. Wang, L. Ren, Coll. &Surf. 299, 268 (2007).
[3] -C. Alkan, A. Sari, A. Karaipekli, O. Uzun, Sol. En. Mater. & Sol. Cells, 93, 143 (2009).
[4] -M.N.A. Hawlader, M.S. Uddin H.J. Zhu, Int. J. of Sol. En. 20, 227 (2000).
[5]- X.Y. Gao, N. Han, X.X. Zhang, W.Y. Yu, J. Mater. Sci.,44, 5877 (2009).
Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayıTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TUBITAK)’a teşekkürederiz. (Proje No: 112T864-KBAG).
13
S4
AMFİFİLİK POLİ(METAKRİLİK ASİT-KO-AKRİLAMİT) KOHİDROJELLERİN HAZIRLANMASI VE DEĞİŞİK ORTAMLARDA
ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Amir Sepehrianazar, Asad Geybi
Islamic Azad University Department of Chemistry Faculty of Science Ahar Branch-Ahar-TabrizIran 54516
[email protected]
Hidrojellerin hazırlanması ve değişik amaçlarla kullanılması 1960 yılında başlamış ve günümüze
kadar gelişerek gelmiştir (1). Hidrojellerin hazırlanmasında yüksek su tutma kapasitesini sağlama
amacıyla hidrofilik polimerler kullanılır (1-2). Jel özelliğinin sağlanması yani suda şişebilecek
çözünmeyen yapılar elde edilmesi ise polimer yumaklarının birbirleri ile (duvardan duvara jel) ve
ya kendi içlerinde (mikro ve nano jel) çapraz bağlanmaları ile mümkündür (3-4). Amfifilik
hidrojeller genelde bir elektron verici monomerden ve bir de elekteron alıcı monomerden elde
edilir (7). Bu tür hidrojeller genelde enzim-protein transferinde çok geniş kullanım alanlarına
sahiptirler (3-4). Amfifilik ko-hidrojeller genelde değişik pH, sıcaklık, tuz ve molce bileşim
koşullarında değişen ilginç şişme davranışları gösterirler (5-7). Bu çalışmada bir elektron verici
monomer; akrilamit (AAm), bir de elektron alıcı monomer; metakrilik asit (MAAc), başlatıcı;
AIBN ve çapraz bağlayıcı; N,N-dimetilen bisakrilamid kullanılarak serbest radikal polimerizasyon
yöntemi ile 70°C ve 3 saatte (1:1,1:0.25,0.25,1) besleme oranlarında hazırlandı. Hazırlanan kohidrojeller FT-IR spektroskopisi kullanılarak yapısal olarak karakterizasyon edildi ve termal
kararlılık TGA ile belirlendi. Ko-hidrojellerin Tg değerlerini bulmak için DSC tekniği kullanıldı.
Hazırlanan ko-hidrojellerin şişme özellikleri değişik miktarda çapraz bağlayıcı kullanarak (0.1g,
0.01g, 0.001g) incelendi, maximum şişme çapraz bağlayıcı kullanmadan pH=12’de 0.25:1 molce
birleşme oranında % 7500 olarak elde edildi. En düşük şişme kapasitesi 0.1 gr çapraz bağlayıcı
kullanarak pH=3’te 1:1 molce birleşme oranında, elde edildi. Değişik mol oranlarında beslemelerde
hazırlanan ko-hidrojellerin en çok şiştiği pH’da değişik sıcaklıklarda (50°C, 70°C, 90°C) tekrar
şişme özellikleri incelendi ve çapraz bağlayıcı kullanmadan 90°C’de, pH=12’de 0.25:1 molce
birleşme oranında beslemede, % 8500 şişme oranı elde edildi. Sıcaklık artıkça yapıda hidrojen
bağının kırılması ile ko-hidrojeller daha fazla su çekme kapasitesine ulaşmışlardır. Ancak sıcaklık
artıkça ko-hidrojellerin su çekme kapasitesi artarken parçalanmalarda gözlemlenmektedir (6-7). En
düşük şişme özelliği 25°C’de, 0.1 g çapraz bağlayıcı varlığında ve 1:1 mol oranında beslemede,
elde edildi. Nedeni, 1:1 mol oranında beslemede, elektron verici monomer ve elektron alıcı
monomerin arasında çok güçlü bir kompleksin oluşmasıdır (7). Çalışmanın son kısmında,
pH=12’de değişik molce besleme oranlarında hazırlanan ko-hidrojellerin şişme özellikleri değişik
tuz varlığında (NaCl, CaCl2, Na2SO4) ve farklı derişimlerde (0.1g, 0.01g, 0.001g) çalışılmıştır. Bu
çalışma neticesinde tuzun miktarı artıkça şişme kapasitesinin azaldığı gözlemlenmiştir. Bunun
nedeni çözelti ortamında ion etkisinin artması ve buna bağlı olarak osmotik basıncın ve şişme
kapasitesinin azalmasıdır (7).
Kaynaklar:
[1] A.Hoffma.,Advance drug delivery system, 54., (2002), (3-12).
[2] S.koba yoshi., M.tokuoh., T,saegusa.,F,Mashi,Macromolecules,18(1985)(2357-2361).
[3] P,Kofinas.DR.Kioussis.Polymer,46.,(2005),(9342-9347).
[4] L.Vervoort. Gv.Mooter.P.Augustijns.R.Kinget. Int.j.pharma, 172.,(1998),(127-135).
[5] Tg.Park.Biomaterials,20., (1999),(517-521).
[6] A.Susuki.M.Yamazaki.Y. Kobiki.H.Susuki Macromolecules,30.,(1997),(2350-2354).
[7] Z.Ying.K.Juan.T.Tianwei. Polymer,47.,(2006),(7702-7710).
14
S5
S5
X-IŞINLARI İLE İKİLİ VE ÜÇLÜ POLİMER METAL
KOMPLEKSLER İÇERİSİNDE BOYUT VE DAĞILIM KONTROLÜ
SAĞLANARAK BAKIR NANOKÜMELERİN OLUŞTURULMASI
Ayşe Bakara, Olgun Güvena, Vladimir I. Feldmanb, Alexey A. Zezinb,c
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, Beytepe, 06800, Ankara
Department of Chemistry, M. V. LomonosovMoscowStateUniversity, 119991 Moscow, Russian
Federation
c
N. S. EnikolopovInstitute of SyntheticPolymerMaterials, Russian Academy of Sciences, 117393
Moscow, Russian Federation
[email protected] www.polymer.hacettepe.edu.tr
a
b
Polimer ve metal nanoparçacıklarınbiraraya getirilmesiyle oluşturulan polimer-metal nanokompozit
malzemeler, yalnızca polimerin ve metal parçacıklarının kendilerine has özelliklerine sahip
olmakla kalmayıp, ayrıca bu ikilinin birlikteliklerinden meydana gelen sinerjinin yarattığı yeni
özelliklere sahip olmaları nedeniyle bilim insanları tarafından ilgi görmektedir [1]. Gümüş, altın
gibi metal nanokümeler yüksek iletkenlik ve oksidatif kararlılık gibi özelliklere sahip olmaları
nedeniyle birçok çalışmaya konu olmaktadır. Bakır nanokümeler ise gümüş ve altın kadar iletken
ve düşük maliyetli olmaları nedeniyle birçok uygulamada kullanılabilecek fonksiyonel alternatifler
arasındadır. Bakırın nanoboyuta inildiğinde sahip olduğu özelliklerin kayda değer oranda artması
katalizör, sensör, anti-bakteriyel gibi farklı alanlarda kullanılabilmesini imkanlı kılmaktadır [2].
Ancak, bakır nanokümelerin sahip oldukları yüksek yüzey alanı bir taraftan yüksek katalitik ve
kimyasal aktiflik sağlarken diğer bir taraftan da yüksek yüzey enerjisi ve kimyasal aktiflik
nedeniyle kolayca yığılma, havaya, neme maruz kaldıklarında oksitlenme eğilimi göstermelerine
sebep olmaktadır. Kararsız metal nanoparçacıkları polimer malzemeler içerisine gömerek kararlı
hale getirme fikri metal nanoparçacıkların kontrollü olarak elde edilebilmesi ve kullanılabilmesine
olanak sağlamıştır. İstenilen büyüklükte ve şekilde nano boyutlu parçacıkların elde edilmesinde
genellikle kimyasal, ısısal ve ışınlama ile indirgeme yöntemleri kullanılmaktadır. Bu yöntemler
arasında ise ışınlama ile indirgeme oda sıcaklığında, parçacıkların büyüklük ve dağılım kontrolü
sağlanarak, yüksek seçicilik ve yüksek saflıkta nano parçacıkların elde edilebilmesine imkan
sağlaması nedeniyle en avantajlı olanıdır [3]. Bu çalışmada Poli(allil amin)-Cu²⁺ ve Poli(allil
amin)-Poli(akrilik asit)-Cu²⁺ ikili ve üçlü kompleksleri hazırlanarak, sulu ortamda X ışınları ile
ışınlanma sonucunda oluşan hidrate elektronlar vasıtasıyla Cu²⁺ iyonları metalik bakıra
indirgenmiştir. Elde edilen metalik bakır nanokümeler ikili ve üçlü polimer kompleksleri varlığında
kararlı hale getirilmiştir ve polimer-metal kompleksleşmesinin elde edilen bakır nanokümelerin
boyutuna, dağılımına etkisi incelenmiştir. X-ışınları ile ışınlanan PAlAm-Cu2+kompleksi içerisinde
ortalama 19 nm boyutunda, PAlAm-PAA-Cu2+ kompleksi içerisinde ise ortalama 1,5 nm
boyutunda bakır nanokümeler elde edilmiştir. Üçlü komplekslerin içerisinde elde edilen bakır
nanokümelerin takip edilen 15 ay boyunca kararlılıklarını koruduğu ve oksitlenmediği görülmüştür
Elde edilen polimer-metal nanokompozitlerinkarakterizasyonunda; yüzey analizi için TEM; nano
parçacık karakterizasyonu için EPR, XRD; ve kompleks oluşumu analizi için görünür bölge UV
spektroskopisi kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: X ışınları, Polimer-metal nanokompozit, Poli (allilamin), Poli (akrilik asit), Bakır
nanokümeler.
Kaynaklar
[1] K.,Mallick, M., Witcomb, M., Scurrell.EuropeanPolymerJournal, 42, (2006), 670–675.
[2] A.,Bakar, O., Güven, A.A., Zezin, V.I.,Feldman. RadiationPhysicsandChemistry, 94, (2014), 62-65.
[3] A.A.,Zezin, V.I., Feldman, N.A., Shmakova, S.P., Valueva, V.K., Ivanchenko, N.I.,Nikanorova. Nuclear
Instruments andMethods in PhysicsResearch B, 265, (2007), 334–338.
15
S6
ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI (LA-MA) ÖTEKTİK
KARIŞIMLI PMMA KABUKLU MİKRO/NANO KAPSÜLLERİN
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE TERMAL ÖZELLİKLERİ
Derya Kahraman Döğüşcü, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Ayşe Altıntaş, Cahit
Bilgin, Çınar Kızıl
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat
[email protected]
Faz değişim malzemeleri (FDM'ler), enerji depolayan malzemeler içinde yüksek enerji
depolama yoğunluklu ve salınma safasında küçük sıcaklık değişimleri gösteren cazip
malzemelerdir. Son yıllarda FDM’ler kullanılarak ısı enerjisi depolama; güneş enerjisi
depolamadan [1,2], bina izalasyonu [3], uzay aracı termal sistemleri [4], akıllı tekstiller [5] ve
seralara [6] kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Bu çalışmada, faz değişimi yolu ile ısı enerji
depolama maksadıyla emülsiyon polimerizasyonu yöntemi kullanılarak poli(metil metakrilat)
(PMMA) kabuklu laurik asit (LA) ve miristik asit (MA) ötektik karışımı içeren farklı
kabuk/çekirdek oranlarında (3:1, 2:1 ve 1:1) mikro/nano kapsül sentezi gerçekleştirilmiştir.
Üretilen mikro/nano kapsüller yapısal ve ısıl yönden karakterize edilmiştir. Mikro/nano kapsüllerin
kimyasal karakterizasyonu fourier transform infrared spekroskopisi (FT-IR), yüzey morfolojisi ve
parçacık boyut dağılım analizleri ise taramalı elektron mikroskobu (SEM), polarize optik
mikroskop (POM) ve parçacık büyüklük analizörü (PSD) ile gerçekleştirilmiştir. Kapsüllerin faz
geçiş sıcaklıkları, entalpileri ve ısıl kararlılıkları diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve
termogravimetrik analiz (TGA) cihazları yardımı ile belirlenmiştir. Parçacık büyüklük analizleri
mikro/nano kapsüllerin boyut dağılımının 0,01-300 m gibi bir aralıkta değiştiğini gösterirken,
SEM görüntüleri kapsüllerin yüzeylerinin küresel, pürüzsüz ve kompakt olduğunu göstermiştir.
Farklı kabuk/çekirdek oranlarında hazırlanan mikro/nano kapsüllerin erime sıcaklığı ve 26,2028,98 C arasında, erime entalpileri 38,96-78,56 J/g arasında değişmektedir. TGA sonuçları
mikro/nano kapsüllerin iki bozunma basamağına ve yüksek sıcaklıklara kadar termal kararlılığa
sahip olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca sentezlenen kapsüllerin yapısal ve termal olarak
güvenilirlikleri 5000 kez ısıl döngü testine tabi tutularak irdelenmiştir. Deneysel sonuçlar
sentezlenen PMMA/(LA-MA) mikro/nano kapsüllerinin ısıl enerji depolama amaçlı
kullanılabileceğini göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikro/nano kapsüllenmiş FDM, laurik ve miristik asit ötektik karışımı,
PMMA, emülsiyon polimerizasyonu, ısıl enerji depolama.
Kaynaklar
[1] A. Koca. H.F. Oztop. T. Koyun. Y. Varol. Renew Energy, (2008) 33, 567–574.
[2] Y. Ozonur. M. Mazman. H. Paksoy. H. Evliya. Int J Energy Res., (2006), 30, 741-749.
[3] Y.P. Zhang. K.P. Lin. R. Yang. H.F. Di. Y. Jiang. Energy Build,. (2006), 38, 1262–1269.
[4] J.C. Mulligan. D.P. Colvin. Y.G. Bryant. Journal of Spacecraft and Rockets, (1996), 33(2), 278-284.
[5] S. Alay. F. Göde. C. Alkan. Fiber Polym., (2010), 11(8), 1089-1093.
[6] H.H. Oztürk, Energy Convers Manag,. (2005), 46, 1523–1542.
Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayıTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TUBITAK)’a teşekkürederiz. (Proje No: 112T864-KBAG).
16
S7
DİTİYENOSİLOL TİP ELEKTROKROMİK KOPOLİMER: SENTEZİ
VE KARAKTERİZASYONU
Atilla Cihanera, Emine Gül Cansu-Ergünb, Mohammed Al-Jumailia
a
Atılım Universitesi, Kimya Müh. ve Uyg. Kimya ölümü, Ankara
b
ODTÜ, Polimer Bilimi Teknolojisi, Ankara
[email protected]
Bu çalışmada, Suzuki eşleşmesi yöntemi ile çözünebilir bir elektrokromik polimer sentezi yapılmış
ve sentezlenen polimerin optik ve elektronik karakterizasyonu yapılmıştır. Jel geçirgenlik
kromatografisinden alınan sonuca dayanarak polimerin ağırlıkça ortalama molekül ağırlığı 22.000
g/ mol olarak belirlenmiştir. Polimerin maksimum soğurma bandı 512 nm’de olup maksimum
emisyonu 630 nm’de yapmaktadır. Yükseltgenmiş ve nötr haldeki renkleri farklı olmakla beraber,
polimer çalışmalarından elde edilen tüm elektronik ve optik veriler rapor edilmiştir.
Si
S
S
S
S
n
Kaynaklar:
[1]H. Medlej, H. Awada, M. Abbas, EuropeanPolymerJournal, 49, (2013), 4176-4188.
[2]L. Liao, L. Dai, A. Smith, M. Durstock, J. Lu, J. Ding, Y. Tao,Photovoltaic-Active DithienosiloleContainingPolymers, Macromolecules, 40,(2007), 9406-9412.
17
S8
ARAÇ SOĞUTMA DEVRELERİNDE KULLANILAN METAL
BORULARIN SU ENJEKSİYON YÖNTEMİYLE (WIT) PLASTİK
BORULARA UYGULANMASI
Emre Çelikkol, Saadet Doğu
Barış Mah. Koşuyolu Cad. 1804/2 Sok. No:26 41400 Gebze/KOCAELİ/TÜRKİYE
[email protected]
Mühendislik plastikleri alüminyum, magnezyum ve diğer metallerden daha hafif, daha düşük
maliyetli ve mekanik özellikleri kuvvetli malzemelerdir. Bu avantajlarından dolayı otomotiv
sektöründe yaygın bir şekilde kullanılan metal parçaları günümüzde yerini mühendislik
plastiklerine bırakmaya başlamıştır. 2009 yılında başlatılan bir projede (Opel/corsa) metal
borunun su enjeksiyon teknolojisiyle (Water Injection Technology, WIT) plastikten
üretilebilmesi kapsamında çalışmalara başlanmıştır. Su enjeksiyonu,WIT,
plastik
endüstrisinde özel bir üretim şeklidir ve çıkış noktası gaz enjeksiyonudur. WIT teknolojisi
gaz enjeksiyon teknolojisine göre daha avantajlıdır; daha kısa çevrim süresi, düşük maliyet,
malzemenin geri dönüşüm kolaylığı, yüksek yüzey parlaklığı ve düşük yüzey pürüzlülüğü
[1,2] sağlar.
Metal Boru
Plastik Boru
Metal Boru
Plastik Boru
Şekil 1: Metal boru ve su enjeksiyon teknolojisi, WIT, ile üretilen plastik boru ağırlığı.
WIT yönteminde ilk önce kalıp gözüne plastik malzeme enjekte edilir, daha sonra kalıba
entegre edilmiş özel bir enjektör sayesinde yüksek basınçlı su ile eriyik halde olan plastik
malzeme kalıp gözünden ya ekstra bir odacığa ya da enjeksiyon ünitesine ait vidanın içine
geri itilerek nihai parçanın içi boşaltılır. Kalıp göz duvarıyla temasta olan plastik malzeme
donarak ürünün dış yüzeyini, eriyik malzemeyi kalıp gözünden dışarı iten su ile temasta olan
yüzey de parçanın iç yüzeyini, her iki yüzeyin arasında kalan malzeme de parçanın et
kalınlığını oluşturmaktadır. Su yalnızca ürünün iç boşluğunu oluşturmakla kalmayıp aynı
zamanda yüksek ısı kapasitesine sahip olmasından dolayı etkili bir soğutma ve proses çevrim
süresinde de gaz enjeksiyonuna göre ciddi düşüş sağlamaktadır. Teklas üretim
yöntemlerinden eriyik malzemenin enjeksiyon ünitesine geri itme “Push Back” yöntemini
seçmiş olup makine yatırımlarını buna göre gerçekleştirmiştir. Bu üretim yönteminin en
büyük avantajı geri kazanımın direk proseste gerçekleşmesidir. Yapılan çalışmalar sonucu
çıkan değerler plastik parçanın ağırlığının metal parçanın ağırlığına göre %50 daha düşük
olduğunu göstermektedir. Ayrıca WIT prosesi gaz enjeksiyon yöntemiyle kıyaslandığında
soğuma zamanında %70, harcanan malzeme kullanımında %20 ve et kalınlığında %30
azalma olduğu gözlenmiştir.
Anahtar Kelimer: Plastik, Su Enjeksiyon, Otomotiv.
Kaynaklar;
[1] L. Johnson, P. Olley, PD. Coates. Plast Rubber Compos, 29, (2000), 31.
[2] S.J. Liu, Y.S. Chen. Polym. Eng. Sci., 43, (2003), 1806.
18
S9
MİKRODALGA İLE AŞILANANPOLİ(VİNİLALKOL)-AŞI-POLİ(NİZOPOPİLAKRİLAMİD) (PVA-AŞI-PNIPAAM) KOPOLİMER
MEMBRANLARIN PERVAPORASYONDA KULLANIMI
Fatma Kurşun, Nuran Işıklan
Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/Kırıkkale
[email protected]
Son yıllarda ağırlıklı olarak sanayinin gündeminde olan ve bir polimerikmembran yardımıyla
ayırmanın gerçekleştiği pervaporasyon, çevreyi kirletmeyen ve yeni teknolojiler arasında yer alan
bir ayırma prosesidir. Bu proseste sıvı karışımı, seçici ve geçirgen ince bir membran yüzeyi ile
doğrudan temas halinde tutulmakta ve uygulanan vakumla membranın diğer yüzeyinden buhar
halinde çıkmakta, yoğunlaştırıldıktan sonra sistemden alınmaktadır [1].
Poli(vinil alkol) (PVA), suda çözünebilen vinil polimerlerinin önemlilerindendir. PVA’daki
hidroksil grupları, molekül içi ve moleküller arası güçlü hidrojen bağları oluşturabilir. PVA,
çözücülerin pervaporasyondadehidrasyonu için kullanılan başlıca polimerlerden biridir.
Pervaporasyon ayırmalarında PVA membranların performansı yüksek şişme nedeniyle sınırlıdır.
Membran performansı ve suyun seçiciliğini arttırmak için PVA modifiye edilmelidir [2,3].
Çalışmada, başlatıcı olarak AIBN kullanılarak sulu fazda PNIPAAm ile PVA’nın aşı kopolimerleri
mikrodalgada sentezlenmiştir. Sabit tartıma getirilen PVA-aşı-PNIPAAm aşı kopolimerleri
öğütülüp, belirli derişimlerde çözeltileri hazırlanarak membranları elde edilmiş, 150 oC’de ısıl
olarak çapraz bağlanmıştır. Bu şekilde farklı kalınlıklarda membranlar elde edilmiştir. Membran
morfolojileri SEM ve AFM ile incelenmiştir.
Hazırlanan membranlar farklı derişimlerdekiizopropil alkol-su (İPA-su) karışımlarını ayırmada
kullanılmıştır. Ayrılan ürün sıvı azotla soğutulmuş tuzaklarda toplanıp tartılarak, İPA içerikleri
GC’dekalibrasyon eğrileri kullanılarak bulunmuştur. Ürün analizinden ayırma faktörü, zenginleşme
faktörü, pervaporasyon ayırma indeksi hesaplanmıştır. PVA-aşı-PNIPAAmmembranlarının aşı
veriminin, çalışma sıcaklığının, besleme çözeltisi derişiminin seçicilik ve akıya etkileri
araştırılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, aşı veriminin, sıcaklığın ve besleme çözeltisindeki su
yüzdesinin artmasıyla akının arttığı, seçiciliğin azaldığı gözlenmiştir. Pervaporasyonda, yaklaşık 90
µm kalınlıkta, %30 aşı verimine sahip PVA-aşı-PNIPAAmmembran kullanıldığında azeotropik
noktada maksimum akı 0,01 kg/m2.h ve seçicilik 92,6 olarak bulunmuştur. Ayrıca membran şişme
deneyleri de pervaporasyon çalışmalarını desteklemiştir.
Anahtar Kelimeler:Pervaporasyon, Membran, PVA, PNIPAAm, Kopolimer.
Kaynaklar:
[1] S. Zhang, E. Drioli, “Reviev: PervaporationMembranes”, Sep. Sci. AndTech.,30 (1995) 1-31.
[2] P.S. Rachipudi,M.Y. Kariduraganavar, A.A. Kittur, A.M. Sajjan, “Synthesisandcharacterization of
sulfonated-poly(vinylalcohol) membranesforthepervaporationdehydration of isopropanol”, Journal of
MembraneScience,383 (2011) 224– 234.
[3] Z. Qiao, Y. Wu, X. Li, J. Zhou, “Molecularsimulation on theseparation of
water/ethanolazeotropicmixturebypoly(vinylalcohol) membrane”, FluidPhaseEquilibria,302 (2011) 14–20.
Bu çalışma BAP 2012/18 nolu proje ile desteklenmiştir.
19
S10
İLAÇ TAŞIYICI SİSTEM OLARAK TASARLANMIŞ POLİ(NİZOPROPİLAKRİLAMİT) (PNiPAAm) NANOJELLERİN
HAZIRLANMASI
Feyza Kıraç, Olgun Güven
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Ankara, TÜRKİYE
[email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr
Nanojeller, yumak içi çapraz bağlanma ile su ve vücut sıvılarında şişebilme özelliğine sahip mikro
ve nano boyutta hidrofilik yapılardır. Şişmiş nanojellerin molekül ağırlıkları ve boyutları,
çözeltideki tek bir makromoleküle benzese de molekül içi bağların varlığı, farklı reolojik davranış,
bozunmaya karşı yüksek direnç ve yapısı içerisine diğer molekülleri hapsedebilme kabiliyeti gibi
fizikokimyasal özelliklerde fark yaratılmasını sağlar [1]. Boyutları ve şişme kabiliyetlerine bağlı
olarak nanojeller, polimerik ilaç, ilaç ve aşı taşıyıcı sistem, hücre işaretleyici, nano-reaktör ve
kimyasal/biyolojik algılayıcı (sensör) olarak kullanılmaktadır. İlaç hedeflendirme de önemli bir
potansiyel kullanım alanıdır [2-5].
Bu çalışmada, Tersinir Katılma-Ayrılma Zincir Aktarımı Polimerizasyonu (RAFT) ile gama ışınları
kullanılarak sentezlenen Poli(N-izopropilakrilamit) (PNiPAAm) ile nanojel sentez çalışmaları
yapılmıştır. İlaç taşıyıcı sistem olarak kullanılacağı için RAFT ajanından kaynaklanan uç
gruplardaki kükürtler termal yöntemle uzaklaştırılmış ve Elementel Analiz, Büyüklükçe Ayırma
Kromatografisi (BAK) ve Dinamik Işık Saçılması yöntemleriyle analiz edilmiştir. Nanojellerin
hazırlanması sırasında PNiPAAm’ın sulu ortamda boyut kontrolünün sağlanamadığı gözlenmiş ve
bu problem belirli oranlarda aseton, etilmetilketon, metanol gibi organik çözücüler eklenerek
çözülmeye çalışılmıştır. Bu çözücüler arasında en dar dağılımın oluşmasını sağlayan çözücünün
aseton olduğu görülmüştür. Uygun hacim kesrinde aseton eklenmesiyle 70 nm civarında
monodispers PNiPAAm yumaklar elde edilmiştir. Bu yumaklar 0,263 kGy/saat doz hızına sahip
60
Co gama kaynağında, 5 kGy ve 10 kGy ışınlanarak PNiPAAm nanojeller sentezlenmiştir.
Işınlanma sonrası yumaklar içinde oluşan çapraz bağlardan dolayı yumak içi büzülme meydana
gelmiş ve 50 nm civarında nanojeller elde edilmiştir Boyut kontrolü sağlandıktan sonra ışınlanarak
elde edilen PNiPAAm nanojeller, Dinamik Işık Saçılması, Taramalı Elektron Mikroskopi (SEM),
Geçirimli Elektron Mikroskopi (TEM), ve Atomik Kuvvet Mikroskopi (AFM) yöntemleriyle
karakterize edilmiştir. PNiPAAm nanojellere Doksorubisin HCl (DOX) isimli kanser ilacı
yüklenmiş ve salım çalışmaları yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: RAFT Polimerizasyonu, Radyasyonla nanojel sentezi,
izopropilakrilamit) (PNiPAAm), Dinamik Işık Saçılması (DLS), Doksorubisin HCl
Poli(N-
Kaynaklar
[1] M., Hamidi, , A., Azadi P., Rafiei, Advanced Drug Delivery Reviews, 60, (2008), 1638-1649.
[2] K., Akiyoshi, S., Kobayashi, S., Shichibe, D., Mix, M., Baudys, S.W., Kim, J., Sunamoto, Journal of
Controlled Release 54, (1998), 313–320.
[3] C., Ma, S., Prabhu, International Journal of Drug Delivery, 3, (2011), 55–63.
[4] E.H., Han, L. M., Wilensky, B. L., Schumacher, A. C., Chen, K., Masuda, R. L., Sah, Tissue Engineering
Part C: Methods, 16, (2010), 1471–1479.
[5] M., Ikeda, R., Ochi, Lab on a Chip, 10, (2010), 3325-3334.
20
S11
2-HiDROKSİ-3-MORFOLİNOPROPİL METAKRİLAT
MONOMERİNİN SENTEZİ ve (KO)POLİMERLEŞMESİ
Gökhan Koçak, Cansel Tuncer, Gökhan Solmaz, Vural Bütün
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,26480, Eskişehir
[email protected]
Suda çözünen monomerler kullanılarak elde edilen polimerler, polimer biliminin popüler
konularındandır. Bu tür monomerler ile geniş kullanım alanına sahip çeşitli suda çözünebilen
kopolimerler ve hidrojellersentezlenmektedir.Suda çözünebilen blok kopolimelerhidrofobikhidrofilik veya çift hidrofilik bloklardan oluşabilmektedir. Bu tür polimerlerdispersant, emülgatör,
viskozite düzenleyici ve flokülasyon ajanı gibi birçok endüstriyel ve farmakolojik ürünlerde
kullanılmaktadır [1].
Bu çalışmada, 2-hidroksi-3-morfolinopropil metakrilat (HMPMA) monomeriniiçeren yeni suda
çözünebilen blok kopolimerler sentezlenmiştir. Sentez için iki farklı yol izlenmiştir. Birincisi, önce
HMPMA monomerinin sentezi ve devamında atom transfer polimerizasyon (ATRP) yöntemi ile
blok (ko)polimerleştirilmesidir [2, 3]. İkinci yöntemde ise, kontrollü polimerizasyon teknikleri ile
glisidil metakrilat (GMA) kullanılarak blok kopolimerlerin sentezi ve sonrasında kopolimerde yer
alan epoksi gruplarının morfolin ile reaksiyona sokulması ile PHMPMA yapısına dönüştürmedir
[4]. Her iki yolla mol ağırlığı ve moleküler ağırlık dağılımları kontrol edilmiş blok kopolimerlere
ulaşılmıştır. PHMPMA’ın sudaki çözeltisi sıcaklık ve tuza duyarlılık gösterdiğinden elde edilen
blok kopolimerlerin diğer bloğun yapısına göre (hidrofilik yada hidrofobik) direk olarak veya
sıcaklık, pHve/veya tuz etkisi ile miseller oluşturabilmektedir. Sentezlenen monomer FT-IR ve 1H
NMR yöntemleri ile (ko)polimerler ise GPC, FT-IR ve 1H NMR spektroskopileri ile karakterize
edilmiştir. Çözelti davranışları ise yüzey gerilim ölçer,1H NMR,dinamik ışık saçılımçalışmaları ile
aydınlatılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Suda çözünen çolimer, HMPMA, GMA, Morfolin, Kontrollü polimerizasyon
Kaynaklar :
[1].G. Riess, Progress in Polymer Science,28(7),(2003), 1107-1170.
[2].J.-S. Wang, and K. Matyjaszewski, Macromolecules, 28(23), (1995), 7901-7910.
[3].C. Shuang-ji, Y. Chun, and L. Fu-mian, Acta Polymerica Sinica, 1(3), (1989), 379-384.
[4].M. Benaglia, A.Alberti, L. Giorgini, F. Magnoni, S. Tozzi, Polymer Chemistry, 4(1),(2013), 124-132.
21
S12
POLİAMİDOAMİNE (PAMAM) DENDRİMERLERE İYONİK SIVI
KRİSTALİK ÖZELLİK KAZANDIRILMASI
Harun Nezih Türkçüa, Metin Tülüa, Hale Ocaka, Belkıs Bilgin Erana
Yıldız Teknik Üniversitesi, Davutpaşa Kampüsü, Kimya Bölümü, Esenler, 34220 İstanbul
[email protected]
a
4-Dodesilokzibenzoik asit ve 4’-(3S)-3,7-dimetiloktilokzi4-bifenilkarboksilik asitle, (G0-G3)
PAMAM dendrimerleriyle iyonik tuzlar sentezlemek ve spektroskopik ve mezomerik
karakterizasyonu hedeflenmiştir.
İyonik sıvı kristal yapılar, özellikle dendritik tabanlı olanlar, son yıllarda hem hazırlanmalarının
kolay ve hem de hızlı olması sebebiyle kovalent sıvı kristal yapılara bir alternatif olmuştur1-3. Bu
çalışmamızda, amin sonlu PAMAM tipi dendrimerler benzoik asit türevleriyle modifiye edilerek
ortaya çıkan makromoleküllerin iyonik kristal özellik kazanması amaçlanmıştır. Sentezlenen
dendritik iyonik kristaller Fourier Transform Infrared (FT-IR) spektroskopisi ve Nükleer Manyetik
Rezonans (NMR) spektroskopisi gibi cihazlarla aydınlatılmış, Polarize optik mikroskop (POM) ve
Diferansiyel Taramalı Kalorimetri (DSC) yardımıyla sıvı kristalik özellikleri belirlenmiştir.
Bu çalışmamızda, FT-IR, 1H NMR ve 13C NMR spektroskopisi karboksilat-amonyum iyonik
yapısının oluşumu tespit edilmiş ve literatürle1-3 uyumlu olduğu gözlemlenmiştir. POM
sonuçlarında her iki monomere ait PAMAM tuzlarının tamamında tabakalı mezofaz yapısı olduğu
gözlemlenmiştir. Ayrıca, DSC çalışmalarında gözlemlenen faz geçişlerindeki sıcaklık verileri POM
sonuçlarında gözlemlenen faz geçişlerindeki veriler ile uyumlu bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: PAMAM, Dendritik İyonik Sıvılar, DSC ve POM.
Teşekkür: Yıldız Teknik Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından
sağlanan (Proje No: 2013-01-02-DOP02) finansal destek için teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR:
1) A.G.Cook, U.Baumeister, C. Tschierske.J. Mater. Chem., 15, (2005), 1708-1721.
2) M. Marcos, R. Martin-Rapun, A. Omenat, J. Barbera, J.L. Serrano. Chem. Mater.,18, (2006), 1206-1212.
3) V. Chechik, M. Zhao, R.M. Crooks.J. Am. Chem. Soc.,121, (1999), 4910-4911.
22
S13
KARBAZOL ve FURAN BAZLI KONJUGE MONOMER
SENTEZLERİ ve ELEKTROKİMYASAL POLİMERLEŞMELERİ
H. Esra Oğuztürka, Seha Tirkeşb, Ahmet M. Önala
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Kimya Bölümü
ATILIM ÜNİVERSİTESİ Kimya Mühendisliği ve Uygulamalı Kimya Bölümü
[email protected]
a
b
Polikarbazol ve türevleri fotokimyasal ve opto-elektronik özellikleri nedeni ile, mavi ışık yayan
diyotlarda kullanılan poliflorenlere alternatif olarak düşünülmekte ve bu nedenle araştırıcıların
ilgisini çekmektedir. Bu çalışmada heterosiklik verici-alıcı-verici diziliminde düşük bant aralıklı,
yeni karbazol temelli monomerlerin sentezlenmesi ve elektrokimyasal polimerleşmeleri
amaçlanmıştır. Elektron verici birim olarak furan kullanılırken, alıcı birim olarak 4 farklı karbazol
türevi kullanılmıştır. Sentezlenen monomerlerden“3,6-Di(2-furyl)-9H-carbazole” (M1) ve “3,6Di(2-furyl)-9-ethyl-carbazole” (M2)’ de verici-alıcı bağlantısı karbazolun 3,6 konumundan, “2,7Di(2-furyl)-9-H-carbazole” (M3), “2,7-Di(2-furyl)-9-(tridecan-7-yl)-9H-carbazole” (M4)’ de ise
2,7 konumundan Stille Çapraz Eşleşme tepkimesi ile gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen
monomerlerin yapısal karakterizasyonu NMR, FT-IR, UV-vis gibi spektroskopik yöntemlerle
yapılmıştır. Monomerlerin elektrokimyasal polimerizasyonu asetonitril ortamında ve
tetrabütilamonyum hekzaflorofosfat (TBAPF6)elektroliti kullanılarak döngülü voltametre ve sabit
potansiyel metotları ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen polimerlerin karakterizasyonu FT-IR, UVvis, döngülü voltametre ve spektroelektrokimyasal metotlarla yapılmış, ayrıca polimer filmlerinin
optik, morfolojik ve termal özellikleri de incelenmiştir.
Monomerlerin ilk oksitlenme potansiyelleri 0.93-1.08 V aralığında bulunmuştur. UV-vis ve
emisyon spektrumlarına bakıldığında, M1 ve M2’nin; M3 ve M4’ün kendi içlerinde benzer
özellikler gösterdiği gözlemlenmiştir. Döngülü voltametre ve sabit potansiyel yöntemleriyle elde
edilen polimerlerin spektroelektrokimyasal davranımları incelenerek bant aralıkları hesaplanmış ve
bant aralıklarının 2.42 ile 2.67 eV arasında değiştiği gözlenmiştir. Polimer filmlerinden P1 ve
P2’nin nötr durumda yeşil, yükseltgenmiş durumda mavi renge döndüğü gözlemlenirken, P3 ve
P4’teki renk değişimi ise sarı ve yeşil arasında olmuştur. Polimer filmlerinin renklendirme
verimleri 154 ile 190 cm2/C arasında bulunmuştur. ITO yüzeyinden sıyrılabilen polimerlerin (P1,
P2 ve P4) iletkenlik ölçümleri yapılmış ve SEM görüntüleri elde edilmiştir . Filmlerin iletkenlikleri
10-2 ile 10-5 Scm-1 arasında değişkenlik göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: D-A yaklaşımı, elektrokromik polimerler, karbazol, furan
KAYNAKÇA:
[1] F. Zhang, W. Mammo, L.M. Andersson, S. Admassie, M.R. Andersson, O. Inganäs, Adv. Mater. 18 (2006) 2169.
[2] S.E. Shaheen, C.J. Brabec, N.S. Sariciftci, F. Padinger, T. Fromherz, J.C. Hummelen, Appl. Phys. Lett. 78 (2001)
841.
[3] J.H. Burroughes, D.D.C. Bradley, A.R. Brown, R.N. Marks, K. Mackay, R.H. Friend, P.L. Burns, A.B. Holmes,
Nature 347 (1990) 539.
[4] M. Berggren, G. Gustafsson, O. Inganäs, M.R. Andersson, O. Wennerström, T. Hjertberg, Adv. Mater. 6 (1994) 488.
[5] A. Gadisa, E. Perzon, M.R. Andersson, O. Inganäs, Appl. Phys. Lett. 90 (2007) 113510.
[6] E. Cloutet, P. Yammine, D. Ades, A. Siove, Synthetic Metals 102 (1999) 1302-1303.
[7] A. Siove and D. Adees, Polymer 45 (2004) 4045.
[8] H. Taoudi, J.C. Berne`de, M.A. Del Valle, A. Bonnet andM. Morsli, J. Mater.Sci. 36 (2001) 631.
[9] J. Huang, Y. Niu, W. Yang, Y. Mo, M. Yuan and Y. Cao,Macromolecules 35 (2002) 6080.
[10] S.Y. Abe, J.C. Bernede, M.A. Delvalle, Y. Tregouet, F. Ragot,F.R. Diaz and S. Lefrant, Synth. Met.126 (2002) 1.
[11] A. Donnat-Bouillud, L. Mazerolle, P. Gagnon, L. Goldenberg,M.C. Petty and M. Leclerc, Chem. Mater. 9 (1997)
2815.
23
S14
SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI
POLİ(DİMETİLSİLOKSAN)/POLİ(VİNİL ASETAT)/POLİTİYOFEN
ÜÇLÜ KOMPOZİT VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN SENTEZİ
VE ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Hüsniye Melike Kayabaş, Serpil Eşsiz, Bekir Sarı
Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Teknikokullar, 06500 Ankara
[email protected]
İletken polimerlerin iletkenliklerini, sentez koşullarını ve sentez yöntemlerini değiştirerek kontrol
altına almak önde gelen çalışmalardandır. İletken polimerlerin, bilinen çözücülerin çoğunda
çözünürlüğünün olmaması, kırılma, dökülme ve ufalanma gibi temel mekanik ve fiziksel
özelliklerinin zayıflığı, araştırmacıları yeni arayışlara itmiştir. İletken polimerlerin bu kusurlarını
iyileştirmek için de yeni teknik ve yöntemler bulunmuştur. Bunlardan birisi; iki monomerli iletken
polimerik sistemler hazırlamaktır[1-2]. Diğer bir yöntem de; yalıtkan polimer matriksleri ile iletken
polimer karışımlarından iletken kompozit, nanokompozit, blend ve kopolimer hazırlamaktır [3-6].
Bu çalışmada; poli(dimetilsiloksan)/poli(vinil asetat)/politiyofen (PDMS/PVAc/PT) iletken üçlü
kompozit ve nanokompozit filmlerinin sentezi, karakterizasyonuile PT’ nin kırılgan ve dayanıksız
film oluşturma gibi bazı zayıf yönlerinin modifiye edilerek özelliklerinin iyileştirilmesi
amaçlanmıştır. Bunun sonucunda, esnek ve katlanabilen, sıcaklık ve manyetik alan duyarlı üçlü
kompozitve nanokompozit filmlerinin sentezi gerçekleştirildi. Bu amaçla, politiyofenile farklı
yüzdelerde politiyofen içeren PDMS/PVAc/PT üçlü kompozitleri ve PDMS/PVAc/PT/Fe 3O4
nanokompozitleri sentezlendi, değişik çözücü karışımlarında çözünerek filmleri döküldü. PTile
PDMS/PVAc/PT kompozitleri ve PDMS/PVAc/PT/Fe3O4 nanokompozitlerinin iletkenlikleri dört
nokta tekniği ile 0-80oC aralığında, ölçüldü. Gouy terazisi ile yapılan manyetik duyarlık ölçümleri
sonucu iletkenlik mekanizmalarının polaronlar üzerinden yürüdüğü belirlendi. FTIR çalışması ile
PT
ve
PDMS/PVAc/PT
üçlü
kompozitlerin
yapısı
incelendi.
Polimer
ve
kompozit/nanokompozitlerinin çeşitli elektronik geçişleri UV ile aydınlatıldı. Esnek
kompozit/nanokompozitfilmlerinin sıcaklık duyarlı olduğu, oda sıcaklığı civarında katlanabilmesi
ile anlaşıldı. PT ve üçlü kompozitlerin morfolojik ve topolojik özellikleri SEM ve AFM çalışmaları
ile incelendi. Filmlerin kopma dayanımları, kopma noktasında uzama ve absorplanan enerji gibi
bazı parametreleri, çekme-germe testleri ile belirlendi.
Kaynaklar
[1]Sarı B., Talu M., SyntheticMetals, 94. 221-227, (1998).
[2] Talu M., Kabasakaloğlu M., Yıldırım F., Sarı B.,AppliedSurface Science,181(1-2), 51-60, (2001).
[3] Demets G. J. F.,Anaissi F. J., Toma H. E., Fontes M. B. A., MaterialsResearchBulletin, 37, 683695,(2002).
[4] Prakash S.,Rao C. R., Vijayan M., ElectrochimicaActa, 54, 5919-5927, (2009).
[5] Ray S.,Easteal A. J., Cooney R. P., Edmonds N. R., MaterialsChemistryandPhysics, 113, 829-838, (2009)
[6] Sarı B., Talu M., Yıldırım F. ve Balcı E. K., AppliedSurfaceScience, 205(1-4), 27-38, (2003).
Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir (KBAG-113Z572).
24
S15
pH ve SICAKLIĞA DUYARLI ÇOK-KATMANLI POLİMER
FİLMLER
İrem Erel-Göktepea*, Vural Bütünb, A. Levent Demirelc
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Ankara, Türkiye
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Kimya Bölümü, 26480, Eskişehir, Türkiye
c
Koç Üniversitesi, Kimya Bölümü, 34450, Sarıyer, İstanbul, Türkiye
[email protected]
a
b
Katman-katman kendiliğinden yapılanma (LbL) yöntemiyle hazırlanan çok-katmanlı polimer
filmlerin biyomalzemelerin yüzey özelliklerinin iyileştirilmesi ve aynı zamanda yüzeyden kontrollü
ilaç salımı uygulamaları için kullanılması üzerine son yıllarda çalışmalar yapılmaktadır.
Birbirleriyle etkileşen polimerlerin ardışık olarak yüzeyde biriktirilmesi esasına dayanan bu yöntem
ile hazırlanan filmlerin özelliklerini belirleyen en önemli etken kullanılan polimerlerin kimyasal
yapısıdır. Polizwitteriyonlar, pozitif ve negatif yüklü işlevsel grupları polimerin aynı tekrar eden
birimi üzerinde bulunduran polimerlerdir. Kimyasal yapıları hücre zarı lipidlerinden fosforilkolin’e
benzediğinden biyolojik uygulamalar için ilgi çekmektedirler. Örneğin, polizwitteriyonların
antibiyofouling özelliklerinin avantajını kullanarak biyo-işlevsel yüzeyler hazırlamak mümkündür.
Bu nedenle, polizwitteriyonlardan hazırlanmış filmlerin üretimi ve biyolojik uygulamalar için
potansiyellerinin belirlenmesi önemlidir.
Polizwitteriyonlar, zıt yüklü grupları aynı tekrar eden birim üzerinde taşıdıklarından elektriksel
olarak nötrdürler. Bu nedenle polimelerlerin birbirleriyle elektrostatik etkileşimi esasına dayanan
LbL yöntemi ile polizwitteriyonları çok-katmanlı filmler içerisine yerleştirmek oldukça güçtür. Bu
çalışmada, bir bloğu katyonik diğer bloğu ise zwitteriyonik bir diblok kopolimer, poli[3-dimetil
(metakriloiloksietil) amonyum propan sulfonat-b-2-(diisopropilamino)etil metakrilat], kullanarak
hidrofobik çekirdek ve zwitteriyonik kabuk yapısına sahip blok kopolimer miseller elde edilmiştir.
Bu miseller, zayıf bir polikatyon ile komplekslekştirilerek blok kopolimer misel kompleksler
hazırlanmıştır. Böylelikle, zwitteriyonik birimlerin negatif yükleri perdelenmiştir. Misel
kompleklesler bir polianyon yardımıyla katman katman yüzeyde biriktirilmiştir. Bu filmlerin
yüzeyinden asidik ortamda işlevsel moleküllerin salımının gerçekleştirilebileceği gösterilmiştir.
Ayrıca zwitteriyonik kabuk zincirlerinin üst kritik çözelti sıcaklığının pH-tetiklemesiyle işlevsel
moleküllerin salımına etkisi irdelenmiştir. Ayrıca, zwitteriyonik blok kopolimer misellerden
hazırlanmış monokatman filmlerin bakteri tutunmasını engelleyen özellikleri olduğu gösterilmiştir.
Elde edilen sonuçlar ultra-ince polimer filmlerin hem yüzeylerin işlevselleştirilmesi hem de
yüzeyden ilaç moleküllerinin kontrollü salımı için hazne olarak kullanılması yolunda önemlidir.
Anahtar kelimeler: polimer filmler, pH’ye duyarlılık
25
S16
ELEKTRO LİF ÇEKİM METODU İLE ÜRETİLMİŞ PANDEKANOİK ASİT ESASLI ISI DEPOLAMA ÖZELLİKLİ LİFLER
Kasım Aksoya, Cemil Alkanb, Ayşe Altıntaşb
a
Süleyman Demirel University, Technical Sciences Vocational School, Biomedical Device
Technology Program, Isparta, TURKEY
b
Gaziosmanpaşa University, Department of Chemistry, Tokat, TÜRKİYE
[email protected]
Artan enerji krizi ile birlikte yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji depolama materyallerine olan
talep hızla artmaktadır. Enerji depolama materyalleri olarak organik ve inorganik esaslı pek çok faz
değiştiren madde yüksek enerji depolama kapasiteleri nedeniyle ilgi görmekte ve bu materyallerin
tekstil, solar enerji depolama ve iklimlendirme, ısıtma sistemlerinde kullanımı ile ilgili araştırmalar
hızla devam etmektedir. Parafin vakslar, yağ asitleri ve polietilen glikol (PEG) gibi organik esaslı
faz değiştiren maddelerin büyük bir kısmı katı—sıvı faz değişimi gerçekleştirmekte olup, sıvı faza
geçtiklerinde akarak yapıdan uzaklaşmaktadırlar. Bu nedenle bu tür materyaller son kullanım
alanlarının gereksinimini karşılayacak şekilde farklı yapıda destekleyici bir materyal içerisine
yerleştirilerek şekilsel olarak stabilize edilmiş faz değiştiren madde formuna getirilmektedirler. Son
yıllarda şekilsel olarak stabilize edilmiş materyal üretmek için faydalanılan metotlardan birisi de
elektro lif çekim metodudur. Bu kapsamda, polietilen glikol, yağ asidi gibi farklı tür FDM’ler
içeren farklı polimerlerik nanoliflerin üretimi ile ilgili çalışmalar dikkat çekmektedir [1-7].
Elektrolif çekimi elektriksel alana maruz kalan polimer eriyiği veya çözeltisinden nano boyutlu
kontinü polimerik lifler oluşturması prosesidir.
Bu çalışmada elektrolif çekim metodu ile ısı depolama özellikli poliakrilonitril (PAN) nanolif
üretimi hedeflenmiştir. Çalışma kapsamına %10’luk PAN/DMF çözeltisi içerisine faz değiştiren
madde olarak 2,5 ile 10 gram aralığında değişen oranlarda dekanoik asit karıştırılmış ve hazırlanan
çözeltiden tek iğneli elektrolif çekim metodu ile nanolif üretimi gerçekleştirilmiştir. Nanolif üretimi
sırasında voltaj 1,8 kVolt, elektrotlar arası mesafe 12 cm olacak şekilde ayarlanmıştır. Üretilen
nanoliflerin ısı depolama entalpi ve sıcaklıkları DSC, morfolojileri SEM, kimyasal yapıları FT-IR
analizi ile araştırılmıştır.
Anahtar kelimeler: elektro lif çekimi, nanolif, faz değiştiren madde, PAN, dekanoik asit
Kaynaklar
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
C. Chen, L. Wang, Y.Huang,Electrospun phase change fibers based on polyethylene glycol/cellulose acetate
blends, Applied Energy, Volume 88, Issue 9, (2011), Pages 3133–3139
C. Chen, L. Wang, Y. Huang ,Electrospinning of thermo-regulating ultrafine fibers based on polyethylene
glycol/cellulose acetate composite, Polymer, Volume 48, Issue 18, (24 August 2007), Pages 5202–5207.
C. Chen, L. Wang, Y. Huang Crosslinking of the electrospun polyethylene glycol/cellulose acetate composite
fibers as shape-stabilized phase change materials, Materials Letters, Volume 63, Issue 5, (28 February 2009),
Pages 569–571
C. Chen, L. Wang, Y. Huang ,A novel shape-stabilized PCM: Electrospun ultrafine fibers based on lauric
acid/polyethylene terephthalate composite, Materials Letters, Volume 62, Issue 20, (31 July 2008), Pages
3515–3517
C. Chen, L. Wang, Y. Huang ,Morphology and thermal properties of electrospun fatty acids/polyethylene
terephthalate composite fibers as novel form-stable phase change materials, Solar Energy Materials and Solar
Cells,Volume 92, Issue 11, (November 2008), Pages 1382–1387.
Q. Song Shi,Thermal Properties and Morphology of Electrospun PEG/PVP Composite Fibers as Novel Phase
Change Materials, Applied Mechanics and Materials, Volumes 204 – 208,(2012), 3998-4001.
H. Ke, Y. Cai, Q. Wei, Y. Xiao, J. Dong, Y. Hu, L. Song,G. He, Y. Zhao and H. Fong, 2012. Electrospun
ultrafine composite fibers of binary fatty acid eutectics and polyethylene terephthalate as innovative form-stable
phase change materials for storage and retrieval of thermal energy, INTERNATIONAL JOURNAL OF ENERGY
RESEARCH Int. J. Energy Res. Volumes 37 ,(2013), Pages 657–664.
26
S17
KOMPLEKS KOASERVASYON METODUYLA FAZ DEĞİŞTİREN
MADDENİN KİTOSAN/SODYUM ALGİNAT İLE
MİKROENKAPSÜLASYONU
Kasım Aksoya, Cemil Alkanb
a
Süleyman Demirel University, Technical Sciences Vocational School, Biomedical Device
Technology Program, Isparta, TURKEY
b
Gaziosmanpaşa University, Department of Chemistry, Tokat, TURKEY
[email protected]
Kompleks koaservasyon metodunda, yağlı bir çekirdek madde hidrofilik karakterli zıt yüklü iki
polimer kolloid içerisinde emülsiyonlaştırılmakta ve polimerler tarafından kapsüllenmektedir.
Polimerce zengin duvar oluşumu pH değişimiyle sağlanır. Bu sistemde önemli nokta, sistemin
pH’ının iki koloidin zıt yüklü olacağı pH aralığında olmasıdır. Böylece zıt yüklü polimer
makromolekülleri arasında gerçekleşen kompleks yapı ile kapsül duvar yapısı oluşturulmaktadır.
Çalışmada mikrokapsül duvar yapısını oluşturmak için polikatyon olarak kitosan, polianyon olarak
da sodyum alginat polimerleri kullanılmıştır. Böylece kitosan/sodyum alginat duvarlı n-eykosan
çekirdekli ısı depolama özellikli mikrokapsül üretimi ve karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir.
Kitosan/sodyum alginat oranı 1:1 ve 1:2 olacak şekilde iki farklı oranda kullanılmıştır. Her iki grup
kapsül için de duvar madde çekirdek oranı 1:1,5 olarak kullanılmıştır. Daha önceki çalışmamızdan
farklı olarak bu çalışmada emülsiyon oluşturmak için kullanılan yüzey aktif madde değiştirilmiştir
[1]. Emülsiyon oluşturmak için HLB (Hidrofilik-Lipofilik Denge) değeri 16,7 olan suda kısmen
çözünebilen, PEG-20 sorbitan monolaurat esaslı Tween 20 yüzey aktif madde olarak kullanılmıştır.
Proses sonunda elde edilen mikrokapsüllerin morfolojileri taramalı elektron mikroskobu (SEM),
kimyasal yapıları FT-IR spektroskopisi, ısı depolama ve yayma entalpileri ve sıcaklıkları
diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) cihazı ile analiz edilmiştir. Aynı zamanda üretilen
mikrokapsüllerin ortalama parçacık boyutu ve parçacık boyut dağılım diyagramının parçacık
boyutu analiz edici sistem kullanılarak belirlenmiştir. DSC sonuçlarına göre polimer oranı 1:2 olan
kapsüller 36,14 C’de 125 J/g ısı depolarken polimer oranı 1:1 olan mikrokapsüller 34,90 C’de 119
J/g ısı depolamaktadır. SEM ve parçacık boyutu analiz sonuçlarına göre mikrokapsüller küresel
yapıya ve ortalama 44,64-41,92 µm parçacık boyutuna sahiptir.
Anahtar kelimeler: kompleks koaservasyon, faz değiştiren madde, kitosan, sodium alginat
Kaynaklar
[1] K.AKSOY and C.ALKAN,8th International Conference-TEXSCI 2013, Liberec, Czech Republic,
(September 23-25),PREPARATION OF MICROENCAPSULATED PCMs IN CHITOSAN AND SODIUM
ALGINATE BY COMPLEX COACERVATION.
27
S18
PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK ASİT)/EPOKSİ-POSS
NANOKOMPOZİTLERİNİN İZOTERMAL OLMAYAN
KRİSTALİZASYON DAVRANIŞININ İNCELENMESİ
Mehmet Kodal, Hümeyra Şirin, Güralp Özkoç
Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli
[email protected]
Poli(laktik asit) (PLA) yenilenebilir kaynaklardan elde edilebilen biyobozunur bir termoplastik
polimerdir. Yüksek dayanım ve elastik modüle sahip olmasına rağmen kırılgan bir yapıda olması
ve düşük olan kristallenme hızı geniş çaplı kullanımını kısıtlamaktadır. PLA’nın kristalizasyon
hızını artırmak için enjeksiyonlu kalıplama parametrelerinin değiştirilmesi, plastikleştiricilerin ve
çekirdeklenme ajanlarının eklenmesi gibi yöntemler kullanılır [1]. PLA’nın plastikleştirilmesinde
poli(etilen glikol) (PEG) ve sitrat esterler sıklıkla kullanılan katkılardır [2]. Literatürde
plastikleştirilmiş PLA için organokil ve talk gibi çekirdeklenme ajanlarının kullanıldığı
görülmektedir [3]. Bunlara alternatif olarak ise poli(hedral oligomerik silseskuiokzan) (POSS)
nano-parçacıkları, polimerleri güçlendirmeye ve çekirdeklenme ajanı olarak kullanılmaya aday
yeni nesil malzemelerdir [4]. Bu çalışmada PEG ile plastikleştirilmiş PLA’nın kristallenme
davranışı üzerine epoksi fonksiyonel grubu içeren POSS parçacıklarının (G-POSS) etkisi
incelenmiştir. PLA/PEG ve PLA/PEG/G-POSS nanokompozitleri Xplore Instruments marka
laboratuvar ölçekli bir çift vidalı ekstrüder kullanılarak hazırlanmıştır. Nanokompozitlerde POSS
miktarı kütlece % 1, 3, 7, 10 oranında değişmekte iken PEG miktarı ise kütlece %10 oranında
sabitlenmiştir. Avrami, Ozawa, birleştirilmiş Avrami-Ozawa, Dobreva-Gutzow, Kissinger ve
Takhor modelleri kullanılarak diferansiyel taramalı kalorimetri analizleri ile (DSC, DSC 1 Star
Mettler Toledo) örneklerin izotermal olmayan kristalizasyon davranışı incelenmiştir. Bununla
birlikte, bir polarize optik mikroskop (POM, Nikon LV100 POL) kullanılarak kristal morfolojisi
gerçek zamanlı incelenmiştir. Kristalizasyon kinetiği çalışmaları plastikleştirilmiş PLA
nanokompozitlerinin kristalizasyon hızının G-POSS ilavesi ile birlikte arttığını göstermiştir. GPOSS moleküllerinin PLA/PEG için etkili bir çekirdeklenme ajanı olduğu belirlenmiştir. POM
analiz sonuçları G-POSS içeren nanokompozitlerin soğutma işlemi esnasında daha yüksek
sıcaklıklarda kristallenmeye başladığını ve elde edilen kristallerin küresel (sferulitik) ve tabakalı
(lamelar) yapıda olduğunu göstermiştir.
Anahtar kelimeler: PLA, POSS, nanokompozit, izotermal olmayan kristalizasyon kinetiği,
çekirdeklenme ajanı
Kaynaklar:
[1] H. Li., M. Huneault. Polymer, 48, (2007), 6855-6866.
[2] Y. Hu., Y. Hu., A. Topolkaraev., A. Hiltner., E. Baer. Polymer, 44, (2003), 5681-5689.
[3] S. Gumus., G. Ozkoc., A. Aytac. Journal of Applied Polymer Science, 123, (2012), 2837-2848.
[4] M. Kodal., H. Sirin., G. Ozkoc. Polymer Engineering and Science, 54, (2014), 264-275.
Teşekkür: Bu çalışma Tübitak tarafından 111M514 numaralı proje ile desteklenmiştir
28
S19
ORGANOMETALİK TUZLAR İLE MODİFİYE EDİLMİŞ CAMSI
POLİMERLERİN HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU
Melike Çağlayan, Bekir Sarı
Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Teknikokullar, Ankara
[email protected]
Camsı polimerler;amorf yapıya sahip termoplastiklerdir. Oda sıcaklığında kırılgan olup mükemmel
optik özelliklere sahip, geçirgenliği yüksek malzemelerdir[1]. Tıbbi filmler, kan torbaları,
kateterler, IV bileşenler, cerrahi aletler, dikiş iplikleri, küçük şişeler ve ampuller, eldiven,
şırıngalar, ambalaj ve implantlar gibi tıbbi cihaz uygulamalarında kullanılır[2]. Paketleme
işlemlerinde, elektrik/elektronik uygulamalarda, oyuncaklarda, ev eşyalarında, otomobil
sektöründe, spor malzemelerinde kullanımları yaygındır [3-5].
Bu çalışmada, öncelikle bir diamin ve benzoik asit türevi kullanılarak ligandlar sentezlendi.
Ardından uygun geçiş metali tuzları ile ligandlarınkomplekslerindenorganometalik tuzlar
sentezlendi. Polikarbonat (PC), poli(metil metakrilat) (PMMA) camsı homopolimerlerinin uygun
çözücüler ve uygun miktarlar seçilerek filmleri döküldü. Homopolimerlerinorganometalik tuzlar
ile modifikasyonu gerçekleştirildi. PC/PMMA blendinin tekdüze ve saydam filmleri için uygun
oranları denenerek film dökümü gerçekleştirildi. Optimize edilmiş oranlardaki ikili
blendlerorganometalik tuzlar ile modifiye edildi. Elde edilen bu yeni ürünler birbirileri arasında
kıyaslandı ve ayrıca katkı yapılmadan dökülen PC ve PMMA filmleri ile karşılaştırılarak mekanik,
morfolojik, ısıl kararlılık gibi özellikleri aydınlatıldı. Bu çalışmadan elde edilecek filmlerin
özellikle farklı dalga boylarında farklı absorbsiyon gerçekleştirerek istenmeyen zararlı ışınların
minimum değere düşürülebileceği beklenmektedir. Ayrıca elektrokromik özellik kazandırılabilirse
literatürde bu konuda önemli bir yer edinmeyi bekliyoruz. Hazırlanan saydam, farklı renklere sahip
filmlerin; ısıl, mekanik, elektriksel ve manyetik yapılarının aydınlatılması için çekme-germe
testleri, vurma testi, eğme testi, dört nokta tekniği ile iletkenlik ölçümleri; yapısal, optik ve
morfolojik karakterizasyonlar için 1H-NMR, FTIR, LC-MS, UV-GB, SEM, XRD, AFM,
refraktometre, manyetik duyarlılık testleri yapıldı.
Kaynaklar
[1] HAWARD, R.N. andYOUNG, R.J. 1997.The Physics of Glassy Polymers(Second Edition). London:
Chapman & Hall.
[2]Sastri, V. R.2010. Plastics in MedicalDevices(First Edition).USA:Elsevier.
[3] UL IDES.”Uses”.http://plastics.ides.com/generics/25/polycarbonate-pc ,Son erişim tarihi: 10.03.2014
[4] UL IDES.”Uses”.http://plastics.ides.com/generics/3/acrylic ,Son erişim tarihi: 10.03.2014
[5] UL IDES.”Uses”.http://plastics.ides.com/generics/43/polystyrene-ps ,Son erişim tarihi: 10.03.2014
29
S20
ATRAZİN BASKILI POLİMERLER İÇİN İDEAL MONOMER VE
MONOMER/KONUK MOLEKÜL ORANININ TÜMLEŞİK YÖNTEM
KULLANILARAK BELİRLENMESİ
Meshude Akbulut Söylemez a, Dhana Lakshmi b, Petya K. Ivanova-Mitseva b,
Michael J. Whitcombe c, Elena V. Piletska c, Kal Karim c, Sergey A. Piletsky c,
Olgun Güven a
a
Hacettepe University, Chemistry Department, Polymer Chemistry Division, 06800,
Beytepe, Ankara, Turkey
b
Cranfield Health, Vincent Building, Cranfield University, Cranfield, Bedfordshire, MK43
0AL, UK
c
Department of Chemistry University of Leicester LeicesterLE1 7RH, UK
[email protected]
Her hangi bir yüzeyde kimyasal yükseltgenme ile homojen kaplamalar oluşturabilen anilinin
mikroplaka kuyularındaki polimerizasyonu immobilizasyon ve teşhis amacıyla daha önceleri de
kullanılmıştır [1]. Polianiline farklı fonksiyonel gruplarla işlevsellik kazandırılması oldukça zordur.
Bu nedenle yüzey kaplama için yan grubunda farklı fonksiyonel gruplar içeren anilin türevi
monomerlerin kullanımı tercih edilir [2,3]. Bu çalışmada, yüzeyine atrazin baskılı polimerlerin
aşılanması amacıyla polistiren (PS) mikroplakalar yapısında bağımsız olarak polimerleşebilen
metakrilamit grubu içeren bir anilin türevi olan N-feniletilen diamin metakrilamit (NPEDMA)
kullanılarak kaplanmıştır [4]. Poli(NPEDMA) ile kaplanan mikroplakalar yüzeyinde
gerçekleştirilecek olan moleküler baskılı polimerlerin aşılanması işleminin kontrollü bir şekilde
yapılması amacıyla, kaplamalar iniferter olarak kullnılan N,N’-dietil ditiyokarbamik asit benzil
ester (DEDTC) ile aktive edilmiştir. Moleküler modelleme ve tümleşik yöntem [5] sonuçlarına
göre belirlenen dört monomerin farklı oranlarda kullanılmasıyla hazırlanan moleküler baskılı
polimerler (MIP) iniferter ile aktive edilmiş poli(NPEDMA) kaplı mikroplaka yüzeylerine
aşılanmıştır. Aşılama işlemi 25 dakika Phillips UV lambası (9 W.cm-2) kullanılarak azot
atmosferinde gerçekleştirilmiştir. Bileşiminde atrazin bulunmayan kontrol polimerleri (NIP) de
aynı şekilde sentezlenmiştir. Hazırlanan MIP ve NIP’in bağlanma özelliklerini değerlendirmek
amacıyla 200 μL, 200 ng.mL-1 atrazin çözeltisi (suda) kuyulara konularak bir gece bekletilmiştir.
Bağlanma sonrasında çözeltide kalan atrazin miktarı HPLC-MS sistemi ile analiz edilmiştir. Özgül
bağlanma çalışmaları için yapıca atrazine benzeyen metribuzin ve simazin kullanılarak bağlanma
deneyleri tekrarlanmıştır. Sonuç olarak atrazinin özgül ve seçimli bağlanması için en iyi
performans metakrilik asit için 2/1 oranda, bisakrilamit için 3/1 oranda elde edilirken teorik
hesaplamalar sonunda belirlenen itakonik asitin 2/1 oranı ve NPEDMA 1/1 oranının beklentileri
karşılamadığı görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Fotokimyasal aşılama, moleküler baskılı polimer, Poli(NPEDMA), atrazin.
Kaynaklar:
[1] S.A. Piletsky, T.L. Panasyuk, E.V. Piletskaya, T.A. Sergeeva, A.V. El’skaya, E. Pringsheim, O.S.
Wolfbeis, Fresenius J. Anal. Chem., 366, (2000), 807–810.
[2] A. Gök, B. Sari, M. Talu, Synth. Met., 142, (2004), 41–48.
[3] M. Akbulut, D. Lakshmi, M.J. Whitcombe, E.V. Piletska, I. Chianella, O. Güven, S.A. Piletsky, ACS
Comb. Sci., 13, (2011), 646–652.
[4] D. Lakshmi, A. Bossi, M.J. Whitcombe, I. Chianella, S.A. Fowler, S. Subrahmanyam, E.V. Piletska, S.A.
Piletsky, Anal. Chem., 81, (2009), 3576–3584.
[5] D. Lakshmi, M. Akbulut, P. K. Ivanova-Mitseva, M.J. Whitcombe, E. V. Piletska, K. Karim, O. Güven,
S. A. Piletsky, Ind. Eng. Chem. Res., 52, (2013), 13910–13916.
30
S21
YÜKSEK PERFORMANSLI SIVI KROMATOGRAFİSİ YÖNTEMİ
İLE POLİMERLERİN ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE
DAĞILIMLARIN ARAŞTIRILMASI
Nazim Bektaş′ia, Sevil Bektaş′ib
a)Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Petrol Kimya Prosesleri Enstitüsü
b)Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Polimer Materyalleri Enstitüsü
[email protected]
Bu çalışma kapsamında, Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (HPLC) yöntemi ile, bilhassa
iki dedektörlü (refraktometre ve UV-spektrofotometre) kromatografik sistemlerde, polimer
bileşiklerinin yapısında makromoleküllerin çeşitli hassaları üzere bulunan dağılımların
incələnməsinə itfah olunmuş bilimsel makalalerin kısa hülasası verilmiştir. İşte, iki dedektörlü
eksklüziyon kromatografisi (EK) yöntemi ile epiklorhidrinin oligomer bileşiklerinde molekül
kütlesi üzere dağılımların yanısıra (MKD) fonksiyonellik tipi üzere dağılımların (FTD) yer aldığı
və oluşmuş oligomerlerin uclarında farklı gruplar bulunan 5 tip makromolekül zincirindən ibaret
olduğu onaylanmıştır [1]. EK ve iki dedektörlu normal fazlı sıvı adsorpsiyon kromatografisi (AK)
kullanılmakla yüksek baskı polietileninde MKD ile beraber topoloji üzere, yani polimer zincirinin
kuruluşu üzere dağılımların baş verdiği belirlenmiş ve makromoleküllerin düz ve dallanmış
polietilen zincirlerinden oluşduğu görülmüştür [2]. Aynen bu yöntem episülfit grupları içeren
polifonksiyonel polimer komplekslerinin MKD ve FTD hassalarınn öğrenilmesinde kullanılmış,
reaksiyon ürünlerinin genellikle episulfit, CN, NH2, NH, dörtlü amin ve klor grupları kapsayan
bifonksiyonel makromoleküllerden düzenlendiği malum olmuştur [3, 4].EK ve AK yöntemleri áolefinlerin aminleşmesi sırası reaksiyon ortamında genel ürünlerden başka, yapısında MKD ve
izomer kuruluşu üzere pollidispersiteye sahip á - ve â-aminli oligomerlerin meydana çıkmasını
ispatlamıştır [5]. Sözkonusu kromatografik sistemlerde metal-polimer komplekslerinin [6, 7],
norbornen dikarbon anhidriti, etilen glikol ve metakril asit arasında polikondensasyon sonucu
çeşitli molekül kütlesine ve fonksionelliğe sahip poliesterlerin sentez kanunauygunlukları
araştıtrılmıştır [8]. HPLC metodu ile bazidiomisetlerin katkıda bulunduğu polisakkarit ve
poliasetilenlerin mikrobiolojik sentezi sırası MKD ve FTD hassaları araştırılmış, reaksiyon
karışımında 9 adet individual bileşiğin olduğu tespit edilmiştir [9, 10]. HPLC yöntemi ile
çalışmalar sırasında elde edilmiş bilgiler polimer bileşiklerinin yapısında çeşitli hassalar üzere
mevcut olan dağılımların belirlenmesınde ve öylece polimerizasyon mekanizmasının tayini ve
önceden belirli özelliklere sahip polimer malzemelerinin üretiminde pek çok önemli.
Anahtar kelimeler: HPLC, Eksklüziyon kromatografisi (GPC), Adsorpsion kromatografisi
Kaynaklar:
[1] N. Bektashi, D Alieva, R. Dzalilov, and A. Ragimov, Journal Polimer of Science, Ser B. 42,276-280,2000
[2]N.Bektashi, V. Jafarov, G Azadalieva, A. Efendiev, “ HPLC İnvestigation of Struktural
Inhomogeneity of Side
Products of Production of High Pressure Polyethylene” , Polymer institute of the Slovak Academy of Sciences,
Bratislava, (2001).
[3] N. Bektaşi ve V. Dzafarov, XVI Ulusal Kimya Kongresi, Konya, PEK-P50, (2002), 869.
[4] N. Bektashi V. Dzafarov. Journal Polimer of Science, Ser A., Polymer science Series A C/C of vysokomolekuliarnye
soedineniya, 46, (2004), 1239-1244.
[5] N. Bektaşi, Uluslarası katılımlı 25. Ulusal Kimya Kongresi, Türkiye, Erzurum, PP-188, (2011), 207.
[6] A. Valipour, B. Mamedov, N. Bektashi, R. Mamedova, Sh.Taryverdiev, G.Bayramov, Novation, Periodical Scientific
Journal ,7 ,(2010), P.153-158.
[7] N. Bektaşi, XXIV Ulusal Kimya Kongresi, Türkiye, Zonguldak, BPO 29, (2010).
[8] N. Bektashi, A. Mustafaev, İ. Guseinov, and V. Dzafarov, Russion Journal of Applied Chemistry, 84, (2011), 12811287.
[9] P. Muradov, M. Veliyev, G. Yagubova, N. Bektaşi, 21 Ulusal bioloji kongresi, Türkiye, İzmir, PG-001, (2012), 261.
[10] Н. Бекташи, « Найновите научни постижения-2013» България, София , 18, (2013), 61-69.
31
S22
MODİFİYE MONTMORİLLONİT VE BUNLARIN KULLANILDIĞI
BİYOBOZUNUR NANOKOMPOZİT TARIMSAL ÖRTÜ
FİLMLERİNİN ÜRETİMİ
Özlem Eğria, Zakir M. O. Rzayeva, Erhan Pişkinb,c,d
Fen Bilimleri Enstitüsü, Nanotıp-Nanoteknoloji Anabilim Dalı
Hacettepe Üniversitesi, Beytepe 06800 Ankara, Türkiye
b
Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü,
Hacettepe Üniversitesi, Beytepe 06800 Ankara, Türkiye
c
Biyomühendislik Uygulama ve Araştırma Merkezi, Hacettepe Üniversitesi, Beytepe 06800 Ankara,
Türkiye
4
Biyomedtek Biyomedikal Teknolojiler Derneği, Beysukent 06800 Ankara, Türkiye
[email protected]
a
Sunulan çalışmada doğal ve biyobozunur polimerlerden olan nişasta ve L-Laktik asit (L-LA)
polimerleri ile nanokompozitlerin hazırlanmasında en yaygın kullanılan dolgu maddelerinden olan
tabakalı silikatlardan montmorillonit kili ve iki farklı organo modifiye türevi (ODA-MMT ve
DMDA-MMT) kullanılmıştır. L-LA ile modifiye edilen saf ve organomodifiye montmorillonit
killeri varlığında L-LA'nın nişastaya aşı polimerizasyonu ile hazırlanan kopolimer yapıdaki
nanokompozitlerden tarımsal örtü materyali amaçlı kullanılması öngörülen filmler elde edilmeye
çalışılmıştır.
Bu amaçla ilk olarak bir seri kil modifikasyon çalışmaları yapılmıştır. Ağırlıkça farklı MMT/L-LA
oranlarında saf ve ön interkalat MMT killeri varlığında L-LA monomerlerinin optimize edilen
reaksiyon koşullarında kondenzasyon polimerizasyonu gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar
neticesinde elde edilen MMT/oligo-LA nano dolgu malzemelerinin kimyasal (FTIR, 1H-NMR),
termal (DSC, TGA) ve fiziksel (XRD, SEM, TEM) karakterizasyonları yapılmıştır. Elde edilen
bulguların incelenmesi neticesinde nanokompozit kopolimer yapıların sentezlenmesi için uygun
bulunan nano dolgu malzemeleri bir sonraki adıma aktarılmıştır. Uygun bulunan nano dolgu
malzemeleri ağırlıkça farklı oranlarda kullanılarak L-LA'nın nişastaya aşı polimerizasyonları
gerçekleştirilmiş ve bir seri PLLA-g-nişasta nanokompozit kopolimerler sentezlenmiştir. Üretilen
nanokompozit yapıların kimyasal (FTIR, 1H-NMR, 13C-NMR), termal (DSC, TGA) ve fiziksel
(XRD, SEM, TEM)
karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır. Üretilen nanokompozit
kopolimerlerden baskılı kalıplama yöntemi ile çeşitli filmler hazırlanmıştır. Hazırlanan filmlerlerin
mekanik ve gaz geçirgenlik özellikleri incelenmiştir.
Bu çalışma 00875.STZ.2011-1 numaralı "Biyoesaslı/Biyobozunur/Kompost Edilebilir
Nanokompozit Tarımsal Örtü (“Mulching”) Filmlerinin Geliştirilmesi" adlı SANTEZ Projesi
desteğiyle hazırlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Modifiye Montmorillonit, Nanokompozit, Nano Dolgu Malzemeleri, Doğal
Polimerler, Nişasta, Poli(laktik asit) (PLA), Aşı Polimerizasyonu.
32
S23
MERKEZ/KABUK YAPIDA TİO2/POLİPİROL NANOKÜRELERİN
DİELEKTRİK VE ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
a
Şeyda Çabuk, aÖzlem Erol, aH. İbrahim Ünal, bÖ. Yunus Gümüş
Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Teknikokullar, Ankara
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Nevşehir
[email protected]
a
b
Reolojik özellikleri dış elektrik alan veya manyetik alan ile kontrol edilebilen akıllı malzemeler
hidrolik kontrol sistemleri, robotlar, otomotiv sanayi, mikroakışkanlar, ilaç salımı gibi teknolojik
uygulamalarda yer bulan umut vaat eden malzemelerdir [1]. Elektroreolojik (ER) akışkanlar dış
elektrik alan etkisi ile polarize olabilen silikon yağı gibi yalıtkan sıvı ortamında dağıtılmış
taneciklerden oluşan kolloidal süspansiyonlardır. Dış elektrik alan uygulanmasıyla dağıtılmış
tanecikler elektrik alan doğrultusunda yönlenerek elektrotlara dik lif yapıları oluştururlar ve tersinir
olarak oluşan bu yapılar, süspansiyonun sıvımsı halden katımsı hale geçmesine yol açar. Kısa tepki
süresi, düşük enerji tüketimi ve basit mekanik özellikler ER akışkanların önde gelen
karakteristikleri arasındadır. Dağılan taneciklerin morfolojisi ve elektriksel özellikleri ER etkide rol
oynayan kritik parametrelerdendir. Uygun iletkenlik ve optimum yüzeyler arası polarizasyona
sahip tekdüze kaplanmış monodispers merkez/kabuk yapılar ile kontrol edilebilir tanecik boyutu ve
yoğunlukta daha üstün ER aktiviteye ve kolloidal kararlılığa sahip malzemeler elde edilebilir.
Bu çalışmada, merkez/kabuk yapıda küresel nanotanecikler iki adımda elde edilmiştir. Birinci
adımda, bazik ortamda metanol/asetonitril ikili-çözücü sisteminde sentezlenen monodispers TiO2
nanokürelerin yüzeyi aminosilanlanmıştır. İkinci adımda, iletken polipirol (PPy) FeCl3
başlatıcısıyla pirolün yerinde polimerleştirilmesi ile amin sonlu küresel TiO2 yüzeyine graft
edilmiştir. TEM ve SEM görüntüleri merkez/kabuk yapıda nanoküre oluşumunu doğrulamıştır.
Elde edilen küresel TiO2/PPy nanokürelerin iletkenliği ER çalışmaları için uygun aralığa NaOH ile
muamele edilerek getirilmiştir. Silikon yağı içinde hazırlanan süspansiyonların dielektrik
spektrumları LCR metre ile ER özellikleri ise paralel plaka reometre ile incelenmiştir. TiO2
yüzeyinin PPy ile kaplanması onun polarize olabilirliğinde ve ER aktivitesinde artışa ve elektrik
alana tepki süresinde ise kısalmaya yol açmış, ayrıca kolloidal kararlılığını da iyileştirmiştir.
Teşekkür: Bu çalışmaya desteklerinden dolayı TÜBİTAK (Proje no: 111T637) ve COST CM1101
Aksiyonuna teşekkür ederiz.
Anahtar kelimeler: Nanokompozitler, elektroreoloji, dielektrik malzemeler, iletken polimerler.
Kaynaklar:
[1] W. L. Zhang, S. H. Piao, H. J. Choi, Journal of Colloid and Interface Science, 402 (2013) 100–106.
33
S24
CB-NR ELASTOMERİK KOMPOZİTLERİN ELEKTRİKSEL
İLETKENLİĞİ
Satılmış Basana, Erol Sancaktarb
Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü,19030 Çorum
University of Akron, Department of Polymer Engineering,45325,Akron,OH
a
b
Polimerlerin günlük hayatımızda yaygın olarak kullanılmasının en büyük nedeni ısısal ve
elektriksel olarak yalıtkan davranmasıdır. Ancak, gelişen teknolojinin kolay işlenebilen ve
ekonomik olarak elde edilebilen iletkenlere duyduğu gereksinim polimerlerin iletken hale
getirilmesini amaçlayan çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. Genellikle yalıtkan olan
polimerler oynak elektronlara sahip olan ardışık çift bağların düz veya halkalı yapılar halinde
polimerik yapıda yer alması veya iyonik yapıların yan gruplarda bulunması ile elektriksel iletken
hale gelebilir. Bundan başka, polimer matriks içinde düzgün bir şekilde dağıtılan iletken tanecikler
vasıtasIyla da polimerler iletken hale getirilebilir.
Bu çalışmada, ana zincirinde çift bağ bulunan doğal kauçuk (NR) ile hekzagonal geometriye sahip
olan karbon siyahı (CB) değişik oranlarda karıştırılarak elde edilen CB-NR kompozitlerinin sabit
yük altında elektriksel iletkenlikleri nin zamanla değişimi ve basınca bağlılığı incelenmiştir. Elde
edilen sonuçların değerlendirilmesinde, CB-NR elastomerik kompozitin sabit yük altındaki
elektriksel iletkenliğinin ilk 20 dk da nispeten daha hızlı olmak üzere zamanla arttığı gözlenmiştir.
Ayın örneklerin elektriksel iletkenliğinin uygulanan basınçla düzgün bir şekilde arttığı
bulunmuştur. CB-NR kompozitlerinin sabit yük altındaki elektriksel iletkenliklerinin CB içeriği ile
değişiminde belli bir eşik değerin olduğu, bu değerden önce yavaş bu değerden sonra elektriksel
iletkenliğin CB içeriği ile daha hızlı arttığı gözlenmiştir. CB-NR kompozit örneklerinin elektriksel
iletkenliğinin örnek kalınlığı ile ters orantılı olarak değiştiği görülmektedir.
34
S25
POLİMER-ASETAMİNOFEN İLAÇ KONJUGATLARININ
HAZIRLANMASI İÇİN STİREN VE MALEİK ANHİDRİTİN RAFT
YÖNTEMİ İLE KONTROLLÜ SERBEST RADİKAL
KOPOLİMERİZASYONU
Semiha Duygu Sütekina, Ayşe Bakar Atıcıa, Olgun Güvena, Allan S. Hoffmanb
HacettepeÜniversitesi, KimyaBölümü, 06800, Ankara, Türkiye
Washington Üniversitesi, BiyomühendislikBölümü, 98195, Seattle, Washington
[email protected]
www.polymer.hacettepe.edu.tr
a
b
Terapötiklerin etkinliği genelde düşük çözünürlükleri, biyouyumlulukları, kararsız olmaları ve
toksisiteleri nedeniyle düşüktür. Etkin bir terapötik uygulama için en umut verici yöntemlerden biri
ilacın polimer ana zincirine bağlanmasıdır. Bu yöntem sayesinde ilacın çözünürlüğü ve stabilitesi
artar, ayrıca biyodağılımı ve toplam terapötik etkinliği control edilebilir [1].Poli(stiren-altmaleikanhidrit) polimerine (SMA), amino ve hidroksil fonksiyonel grupları içeren aktif ajanlar
maleik anhidrit biriminin halka açılma reaksiyonuyla takılabildiği için SMA fonksiyonel bir
polimer olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Yaygın yöntemlerle hazırlanan SMA, neokarzinostatin,
pirazol, akriflavin, barbitürikasit, dopamine ve amfisilin ön ilaçlarının hazırlanmasında
kullanılmıştır [2,3]. Stirenin maleik anhidritle kopolimerizasyonu, oda sıcaklığında, RAFT
ajanıolarak 2-fenil-2-propil ditiyobenzoat varlığında, gama ışınlaması ile gerçekleştirilmiştir.
Şekil1’degörüldüğü gibi, sentezlenen kopolimerlerin ışınlama süresi ile doğrusal olarak değişim
gösteren molekül ağırlıklarına ve 1.2’den daha düşük, dar molekül ağırlığı dağılımlarına sahip
oldukları gözlenmiştir. Bu polimerler ayrıca ilaç taşıyıcı formülasyonlarında istenmeyen serbest
radikal başlatıcı kalıntılarına sahip değildir [4]. Elementel analiz ve 1H-NMR tekniklerinden elde
edilen yapısal analiz ve sekans yapı bilgisi sentezlenen kopolimerlerin ardışık yapıya sahip
olduklarını kanıtlamaktadır. Çalışmanın ikinci aşaması SMA’nın model bir ilaçla konjügasyonudur.
Bu amaçla sıklıkla kullanılan ağrıkesici-ateşdüşürücü bir ilaç olan asetaminofen seçilmiştir.
Konjügasyon FTIR (Şekil 2), 1H-NMR ve elemental analizler ile kanıtlanmıştır. Daha sonra,
sentezlenen SMA-asetaminofen konjugatının in-vitro salım çalışmaları ile salım profile ve kinetiği
incelenmiştir.
Şekil 1.Mah ve St’in odasıcaklığında gama
ışınlaması ile kopolimerizasyonunda Mn ve
Mw/Mn’in ışınlama suresi ile değişimi.
Şekil 2.Asetaminofenin anhidrit gruplarına
takıldığını gösteren, SMA (aşağı) veSMAasetaminofen (yukarı) FTIRspektrumları.
AnahtarKelimeler: RAFT polimerizasyonu, ã-ışınlaması, Polimer-ilaçkonjugatları, PSMA
Kaynaklar:
[1] M.J. Vicent, R. Duncan. Trends in Biotechnology,24, (2006), 39-47.
[2] S.M. Henry, M.E.H. El-Sayed, C.M. Pirie, P.S. Stayton, A.S. Hoffman. Biomacromolecules,7, (2006),
2407-2414.
[3] H. Maeda, M. Ueda, T. Morinaga, T. Matsumoto. Journal of MedicinalChemistry,28, (1985), 455-461.
[4] P.-E.Millard, L. Barner, J. Reinhardt, M.R. Buchmeiser, C. Barner-Kowollik, A.H.E.Müller.Polymer,51,
(2010), 4319-4328.
35
S26
DETERJANLAR İÇİN ÇOK FONKSİYONLU POLİAKRİLİK
ASİTLERİN ÜRETİMİ
Serap Özaya, M. Fatih Ergüneya, M. Atilla Taşdelenb
Hayat Kimya Sanayi A.Ş., 41275 Kocaeli TÜRKİYE
Yalova Üniversitesi, Mühendislik Fak., Polimer Müh. Bölümü, 77100 Yalova TÜRKİYE
[email protected]
a
b
Toz deterjanların ağırlık olarak %2 – 5, maliyet olarak ise %10 – 20’sini dispersan polimerler
oluşturmaktadır. Deterjanlarda iyon tutucu olarak kullanılan fosfat türevlerine alternatif olarak
dispersan polimerler tercih edilmektedir. Boya transfer önleyici/sabitleyici ve leke sökücü gibi
yeni nesil polimerler (yüksek maliyetler) , son yıllarda özellikle premium deterjan segmentinde
artarak kullanılmaktadır.
Deterjan üretiminde kullanılan polimerlerin çoğunluğu düz zincirli, düşük molekül ağırlıklı homopolimer ya da kopolimerlerden oluşmakla beraber % 90dan fazlası yurt dışından ithal edilmektedir.
Ancak bu tarz ürünler, küresel devler tarafından çok büyük ticari ölçüde üretilip satıldığı, daha da
önemlisi fiyat politikası belirlendiği için, Hayat Kimya bu birikimi lokal polimer üreticilerine
aktarıp, deterjan formülünde kullanılabilecek ürünlerin, yerli imkanlarla üretilmesine ön ayak
olacaktır. Bu sayede yerli polimer üreticileri yeni ciro kalemlerine kavuşurken, Hayat Kimya daha
uygun maliyetlerle hammadde tedarik edebilir hale gelecektir.
Paralel sentez reaktöründe sıcaklık kontrolünün çok iyi yapılamaması sebebiyle istenilen katı
miktarına ulaşmak için gerekli monomer kullanıldığında polimerizasyon ısısı sonucunda oluşan
sıcaklığın kontrol edilemeyecek kadar yükseldiği gözlemlendi. Bu yüzden monomer-su miktarı
istenilen katıyı verecek şekilde değil istenilen sıcaklığa ulaşacak şekilde ayarlandı. Aynı zamanda
reaksiyonda akrilik asit ve sodyum akrilat farklı oranlarda kullanılarak reaksiyon şartlarını nasıl
etkilediği de gözlenmiştir. Buna göre sodyum akrilat kullanılması reaksiyon sıcaklığını düşürmekte
ve reaksiyon süresini uzatmaktadır. Optimum sodyum akrilat/akrilik asit miktarı yaklaşık 3/10
(mol/mol), optimum monomer/su miktarı yaklaşık 3/5 (g/g) olarak belirlenmiştir. Reaksiyon
sonunda elde edilen emülsiyonların pH ları 3-4 çıkmaktadır. Bu pH değerleri %30 luk NaOH
kullanılarak 7 ye getirilmektedir. Reaksiyon sonucu elde ettiğimiz polimerlerin katı oranı yaklaşık
%35-40 olmaktadır.
Anahtar Kelimeler: deterjan, polimer, poliakrilikasit, kireç önleyici, kir tutucu.
Kaynaklar:
[1]. U. Zoller, M.S. Showell, Handbook of detergents Part D, Formulation / edited by Michael S. Showell.
(2006), Boca Raton: CRC press.
[2]. E. Smulders et al., Laundry Detergents, in Ullmann's Encyclopedia of Industrial
Chemistry. (2000), Wiley-VCH Verlag GmbH & Co. KGaA.
[3]. J.K. Fink, and S. Thomas, Handbook of engineering and specialty thermoplastics. (2010),
Hoboken, N.J.; Salem, Mass.: Wiley ; Scrivener.
[4]. N.Giri et al., Blend behavior of sodium polyacrylate, J. of Sci.and Tech. (2011), 1(7):54-61
36
S27
SICAKLIK VE MANYETİK ALAN DUYARLI POLİ(VİNİL
ASETAT)/POLİ(VİNİL KLORÜR)/POLİFURAN ÜÇLÜ KOMPOZİT
VE NANOKOMPOZİT FİLMLERİNİN HAZIRLANMASI VE
KARAKTERİZASYONU
Sevilay Sarıtaş, Serpil Eşsiz, Bekir Sarı
Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Teknikokullar, 06500 Ankara
[email protected]
Metallerin elektriksel iletkenlik ve mekanik özelliklerini, polimerlerin özellikleriyle birleştirerek
bir tek malzemede toplayabilmek ilgi çeken araştırma konularından olmuştur. İletken polimerler;
kendi örgüsü içinde, elektronların zincir boyunca taşınmasını sağlayan konjuge
bağına sahip
polimerlerdir [1].Diğer iletken polimerlere göre kararlılığının daha zayıf olması nedeniyle
literatürde polifuranın kimyasal sentezi ile ilgili çalışmalar oldukça sınırlıdır.
Bu çalışmada; kimyasal yöntemle polifuran (PF) sentezi ve polifuranın, poli(vinil asetat) (PVAc)
ve poli(vinil klorür) (PVC) gibi yalıtkan polimerlerle toz ve film halinde üçlü
kompozitlerinin(PVAc/PVC/PF) hazırlanması ve polifuranın zayıf olan bazı fiziksel, mekanik ve
ısıl özelliklerinin iyileştirilerek kullanım alanlarının genişletilmesi amaçlanmıştır. Polifuran ve
farklı yüzdelerde polifuran içeren PVAc/PVC/PF üçlü kompozitleri sentezlendi ve bu
kompozitlerin farklı çözücülerde çözünmesi sağlanarak filmleri elde edildi. Bu çalışmalara ilave
olarak, nano boyutta hazırlanan magnetit(Fe3O4) katkılı (PVAc/PVC/PF/Fe3O4) nanokompozitleri
toz ve film halinde sentezlendi. Polifuran ile üçlü kompozit ve nanokompozitlerinin
karakterizasyonu; FTIR, SEM, manyetik duyarlılık, 0-80 oC sıcaklık aralığında dört nokta tekniği
ile iletkenlik ölçümleri, çekme-germe testleri, AFM gibi tekniklerle gerçekleştirildi.
PVAc/PVC/PF/Fe3O4 nanokompozit filmlerinin manyetik alanda kuvvetle çekildiği gözlendi.
Ayrıca elde edilen üçlü kompozit ve nanokompozitfilmlerinin oda sıcaklığı civarında deforme
olmadan esneyebildiği ve katlanabildiği gözlendi.
Çalışmamıza verdiği destekten dolayı TÜBİTAK’a teşekkür ederiz (KBAG-113Z572).
Kaynaklar
[1]. Saçak, M., “Polimer Kimyası”, Gazi Kitabevi, Ankara, 440,(2012).
37
S28
PDI (1,4 FENİLEN DİİZOSİYANAT) VE TPP (TRİFENİL
FOSFAT) ZİNCİR UZATICILARININ GERİ KAZANILMIŞ PET/PEN
KARIŞIMLARININ ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİNİN
İNCELENMESİ
Simge Cana, N. Gamze Karslib, Sertan Yesilc, Ayse Aytaca,b*
a
Kocaeli Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı, 41380 Kocaeli
b
Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli
c
Roketsan Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş., 06780, Ankara
[email protected]
PET/ PEN karışımlarının hazırlanma amacı, geniş bir kullanım alanına sahip olan düşük maliyetli
Poli(etilen tereftalat) (PET) ile PET’e kıyasla daha pahalı bir polimer olan Poli(etilen naftalat)’ın
(PEN) iyi kimyasal, fiziksel ve mekanik özelliklerinden faydalanarak, ekonomik yönden uygun ve
üstün özelliklere sahip malzemelerin üretilmesidir [1, 2]. Fakat bilindiği gibi, PET ve PEN
birbirleriyle uyumlu polimerler değildir. PET ve PEN uygun çalışma koşullarında,
transesterifikasyon tepkimeleri ile uyumlu hale getirilebilmektedir [3]. Ancak bu yöntemin
dezavantajı, polimerlerin eriyik karıştırma sırasında ısıl, hidrolitik ve oksidatif bozunmalara maruz
kalması sonucu, moleküler ağırlığının düşmesidir. Zincir uzatıcı kimyasallar, polimerlerin
bozunmalarından kaynaklı olumsuz etkilerin azaltılması için kullanılabilir [4].
Bu çalışmada, Geri Kazanılmış PET (Gk.PET) kullanılarak hazırlanan PET/PEN karışımlarının
özelliklerine PDI ve TPP zincir uzatıcılarının etkileri incelenmiştir. Zincir uzatma tepkimeleriyle,
Gk.PET’in hidrolitik ve ısıl bozunmalara maruz kalarak düşen özelliklerinin iyileştirilmesi
hedeflenmiştir. Çalışmada, tüm numuneler çift vidalı ekstrüderde, 275oC’de 3 dakika boyunca
karıştırılarak üretilmiştir. 70/30 Gk.PET-PEN karışımı kontrol örneği olarak üretilmiştir. Ayrıca
70/30 Gk.PET-PEN bileşimine ağırlıkça % 0,5-1-2 oranında zincir uzatıcı eklenmiştir. Zincir
uzatıcıların Gk.PET-PEN karışımlarının mekanik özellikleri üzerine etkisini incelemek için çekme
ve darbe testleri yapılmıştır. Diferansiyel taramalı kalorimetri (DSC) ve Dinamik Mekanik Analiz
(DMA) testleri ile numunelerin camsı geçiş sıcaklığı değerleri belirlenmiştir. Yapısal analiz için
1
H-NMR ve FTIR teknikleri kullanılmıştır. Tüm bu veriler ışığında Gk.PET/PEN karışımlarının
uyumluluğu/karışabilirliği incelenmiştir. 1H-NMR sonuçlarına göre transesterifikasyon seviyesi,
PDI ile artarken, TPP ile azalmıştır. Darbe ve akma dayanımı, kopma uzaması değerleri PDI ile
artmış, TPP ile azalmıştır. Sonuçta, PDI’nın Gk.PET/PEN karışımları için daha uygun bir zincir
uzatıcı olduğu belirlenmiştir.
Bu çalışma TÜBİTAK tarafından 112M254 no’lu proje ile desteklenmiştir.
Anahtar Kelimeler: PET-PEN Karışımları, Zincir Uzatma, Geri Kazanılmış PET
Kaynaklar:
[1] P. Raffa, M. Coltelli, S. Savi, S. Bianchi, V. Castelvetro, Reactive & Functional Polymers, 72, (2012),
50–60.
[2] E. Bedia, S. Murakami, T. Kitade, S. Kohjiya, Polymer, 42, (2001), 7299-7305.
[3] M. Fermeglia, P.Cosoli, M. Ferrone, S. Piccarolo, G.Mensitieri, S. Pricl, Polymer, 47, (2006) 5979-5989.
[4] M. Dias, F. Silva, Polymer Engineerıng and Science, 40, August (2000) , 1777-1782.
38
S29
LİNEER ALİFATİK DİOLLERİN ÇAPRAZ
BAĞLANMASINDA FENİL KÖPRÜLÜ
BİSTRİETOKSİSİLANLARIN KULLANIMI
Soner Kızıl, Hayal Bülbül Sönmez
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, PK 141, 41400, Gebze-Kocaeli
[email protected]
Kara ve deniz kazaları sonucu ortaya çıkan petrol türevi yakıtlar ve organic çözücülerden
kaynaklanan kirlilikler; çevre kirlenmesinin yanı sıra insan yaşamının devam ettirebilmesi için
olmazsa olmaz yaşam kaynaklarınıda kullanılmaz hale getirmektedir[1, 2]. Ekosisteme yayılan ve
canlı hayatını olumsuz etkileyen bu kirliliklerin etkili bir biçimde temizlenmesi gerekmektedir.
Bu kirliliklerin yayıldığı ortamdan uzaklaştırılması amacıyla çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.
Bunlardan bazıları; yakma[3], dispersant kullanımı [4], biyolojik iyileştirme[5] ve absorbent
kullanımıdır [6]. Hidrofobik ve oleofilik karakteristik yapısı, tekrar kullanılabilme, düşük maliyet,
yüksek absorbsiyon kapasitesi, seçici absorblama özelliklerinden dolayı, absorbent kullanımı;
petrol türevi yakıtlar ve organik çözücüler su yüzeyinden temizlemek üzere gelecek vaat eden
materyallerden biridir. Organik çözücü ve petrol türevi kirliliklerin temizlenmesi amacıyla
kullanılan en önemli materyallerden bir tanesi çapraz bağlı polimerik jeller sentezlemektir.
Bu çalışmada; farklı zincir uzunluğunda lineer alifatik dioller;bis(trietoksilil) benzen monomeri ile
kısmen yüksek sıcaklıkta kondenzasyon polimerizasyonuna uğratılarak bir seri çapraz bağlı
polimer sentezlenmiştir. Çapraz bağlı polimerlerin yapısal karakterizasyonu FTIR, katı hal 13C ve
29
Si CPMAS NMR ve termal özellikleri de TGA yöntemleri ile tayin edilmiştir.
Sentezlenen çapraz bağlı polimerlerin diklorometan, tetrahidrofuran, benzen gibi organik
çözücülerin yanı sıra benzin ve dizel gibi petrol türevi yakıtları absorblama özellikleri ve
diolmonomerinin değişiminin polimerin özelliklerine etkisi incelenmiştir. Aynı zamanda
polimerlerin tekrar kullanılabilirliklerinin tespiti için yeniden kullanım testi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Absorbent, Polimer Jel, Çapraz Bağlı Polimer, Yeniden Kullanım.
Kaynaklar:
[1] T.R. Annunciado, T.H.D. Sydenstricker, S.C. Amico, Marine pollution bulletin, 50, (2005), 1340-1346.
[2] E.U. Kulawardana, D.C. Neckers, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 48, (2010),
55-62.
[3] D.E. Fritz, Spill Science & Technology Bulletin, 8, (2003), 331-335.
[4] R.S. Judson, M.T. Martin, D.M. Reif, K.A. Houck, T.B. Knudsen, D.M. Rotroff, M.H. Xia,
S. Sakamuru, R.L. Huang, P. Shinn, C.P. Austin, R.J. Kavlock, D.J. Dix, Environmental Science &
Technology, 44, (2010), 5979-5985.
[5] A. Srinivasan, T. Viraraghavan, Bioresource Technology, 101, (2010), 6594-6600.
[6] H.M. Choi, R.M. Cloud, Environmental Science & Technology, 26, (1992), 772-776.
39
S30
0
FERROSENİL DİTİYOFOSFONAT İLE FONKSİYONLANDIRILMIŞ
İLETKEN POLİMERLERİN SENTEZİ VE BİYOSENSÖR
UYGULAMALARI
Tuğba Soğancıa, Dilek Odacı Demirkolb, Metin Akc, Mehmet Karakuşc
a
Pamukkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Bölümü, Denizli
b
Ege Üniversitesi,Fen Fakültesi, Biyokimya Bölümü, İzmir
c
Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Denizli
[email protected]
Bu çalışmada, giderek önemi artan ve birçok araştırmaya konu olan, literatürde benzer türevleri
bulunmayan, inorganik ferrosenilditiyofosfonat içeren pirol türevi monomer (TPFc) sentezlenmiş ve
TPA ile kopolimerleştirilerek biyosensör olabilme kapasitesi araştırılmıştır. Bu amaçla, TPFc, O-4(1H-pirol-1-yl)-ferrosenillditiyofosfonat ,hibrit monomeri ve kopolimer oluşturmak amacıyla serbest
amino gruplarına sahip 4-(2,5-di(tiyofen-2-yl)-1H-pirol-1-yl)bütan-1-amin (TPA) sentezlenmiş ve
FT-IR, 1H-NMR, 31P-NMR analizleri ile sentezlenen maddelerin yapısı aydınlatılmıştır. Çalışmanın
kapsamı gereği, organik çözücülerde çözünen TPFc’nin Pirol ve TPA ile kopolimerleri (P(TPFc-coPy),(P(TPFc-co-TPA)) farklı çözücüler kullanılarak elektrokimyasal olarak elde edilmiştir ve
kopolimerlerin elektrokimyasal davranışları dönüşümlü voltametre ile araştırılmıştır. Her iki
kopolimerin, dönüşümlü voltametri (CV), FT-IR, UV-Vis spektrofotometrisi ile karakterizasyonu
gerçekleştirilmiştir. Polimerlerin elektrokromik özellikleri spektroelektrokimya, kinetik ve renk
değişim analizleri ile belirlenmiştir.
Biyosensör uygulamaları için, glukozoksidaz
(GOx) bazlı enzim elektrodu oluşturulması
amaçlanmıştır. Bu amaçla, mediatör olarak
görev yapan ferrosen içeren TPFc ve stabil bir
enzim immobilizasyonu sağlayan serbest amino
grupları
içeren
TPA
monomeriyle
kopolimerizasyon
gerçekleştirilmiştir
veTPFc/TPA kopolimeri ile modifiye edilen
yüzeye glukozoksidaz (GOx)
enzimi
immobilize edilerek P(TPFc-co-TPA/GOx)
enzimatik
biyosensörü
hazırlanmıştır.
Biyosensörün hazırlama ve çalışma koşulları
optimize edilerek, analitik karakterizasyonu
gerçekleştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hibrit polimerler, İletken
Polimerler, Kopolimerler, Biyosensörler
Şekil 1. Hazırlanan enzimatik
sensöre ilişkin diyagram
Kaynaklar
[1] Gerard, M., A. Chaubey, ve B.D. Malhotra.
Biosensors and Bioelectronics, 17(5),(2002), 345359.
Bu çalışma 111T074 numaralı Tübitak Projesi
tarafından desteklenmiştir.
40
S31
STİRENİN ÇAPRAZ BAĞLAYICI VE RAFT AJANI VARLIĞINDA
İYONLAŞTIRICI RADYASYONLA POLİMERİZASYONU
Tuğçe Ovalıoğlu, Murat Barsbay, Olgun Güven
HacettepeÜniversitesi, KimyaBölümü, 06800-Beytepe, Ankara
[email protected]
Çapraz bağlı polimerler iyon değiştirici reçineler, kromatografik dolgular, ilaç taşıyıcı sistemler,
akıllı jeller, yakıt hücre membranları ve moleküler elek uygulamalarında kullanılır [1,2]. Çapraz
bağlı polimerik yapılar için control edilmesi istenilen en önemli özellik çapraz bağlar arasındaki
ortalama molekül ağırlığı ve bunların yaratacağı gözenek boyutudur. Jel yapısının homojenliği
difüzlenme, eleme, taşıma özelliklerini etkiler [3].
Çapraz bağlı polimer oluşturmak için kullanılabilecek en kolay metodvinil ve divinil
monomerlerinin serbest radikal polimerizasyonudur. Serbest radikal polimerizasyonu yüksek
molekül ağırlıklı polimerlerin hazırlanmasında kullanılan çok sayıda monomer ve çeşitli
polimerizasyon tekniklerine uygulanabilen bir yöntemdir ancak molekül ağırlığının ve molekül
ağırlığı dağılımının kontorlü mümkün değildir. Bu nedenle yapılan çalışmada molekül ağırlığının,
molekül ağırlığı dağılımının ve uç grup fonksiyonalitesinin control edilmesine olanak veren
kontrollü radikal polimerizasyonu kullanılmıştır [4]. Kontrollü radikal polimerizasyonu teknikleri
içinde oldukça fazla monomer uygulanması, özel reaksiyon koşulları gerektirmemesi ve
radyasyonla çalışmak için uygun olması nedeniyle RAFT polimerizasyonu tercih edilmiştir. RAFT
polimerizasyonunda zincirl erarasındaki denge ve transfer reaksiyonlarıyla molekül ağırlığının ve
zincir yapısının kontrolü sağlanır [5,6].
Yapılan çalışmada stiren monomer ve divil benzene çapraz bağlayıcısı kullanılmıştır.
Monomer/RAFT ajanımoloranı 900dür ve başlatıcı olarak iyonlaştırıcı radyasyon kullanılmıştır.
Çalışmanın amacı çapraz bağlayıcı varlığında RAFT mekanizmasının nasıl yürüdüğü açıklamak ve
çapraz bağlarar asındaki molekül ağırlığının kontrolünü sağlamaktır. Çözünür polimer elde edildiği
sürece (doğrusal ve düşük oranda çapraz bağlanma) büyüklükçe ayırma kromatografisi ile
karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Jelleşme başladıktan sonar çapraz bağ yoğunluğunun
artmasından dolayı ortaya çıkan çözünme problemleri nedeniyle polimerizasyon ve çapraz
bağlanma reolojik olarak incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Kontrollü radikal polimerizasyonu, RAFT, çapraz bağlanma
Kaynaklar
[1] N. Kausar, B. Z. Chowdhry, M. J. Snowden, Smart Polymers: Applications in
BiotechnologyandBiomedicine, 2nd ed. (Eds., I. Galaev, B. Mattiasson), CRC Press, Boca Raton, (2008),
162-164.
[2] Y. Osada, K. Kajiwara, editors. Gel Handbook. New York: Academic Press:2001
[3] T. Norisuye, T. Morinaga, A. Goto, T. Fukuda, M. Shibayama, Polymer, 46., (2005), 1982-1994.
[4] K. Matyjaszewski, H. Gao, Progress in Polymer Science,34., (2009), 317-350.
[5] Q. Yu, Y. Zhu, Y. Ding, S. Zhu, Macromol. Chem. Phys., 209., (2008), 551–556.
[6] F. Kıraç, N-izopropilakrilamit'in radyasyonla başlatılan raftpolimerizasyonu ve poli(N-izopropilakrilamit)
nanojellerin hazırlanması, Hacettepe Üniversitesi doktora tezi (2013)
41
S32
POLİMER FIRÇA ESASLI SERS AKTİF YÜZEYLERİN
HAZIRLANMASI VE HEPATİT B TEŞHİSİNDE KULLANIMI
Adem Zengina,b, Uğur Tamerb, Tuncer Çaykaraa
Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Beşevler, Ankara
Gazi Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya ABD, 06330 Etiler, Ankara
[email protected]
a
b
Canlı hücrelerde meydana gelen reaksiyonlardan özellikle antijen-antikor etkileşimi, DNA
hibritleşmesi, enzim-substrat ilişkileri günümüzde birçok çalışmaya esin kaynağı olmuştur.
Özellikle nanobiyoteknolojinin sunduğu imkanlar çerçevesinde canlı bir hücrede gerçekleşen
reaksiyonlar taklit edilerek bir çok yeni nesil ve nano-ölçekte malzemeler üretilmiş ve sonuçta
hastalıkları erken, hızlı ve güvenilir bir şekilde tespit eden oldukça işlevsel biyosensörler dizayn
edilmiştir1-3. Bu çalışmada, silisyum (100) yüzeyler üzerinde yüzeyde başlatılan tersinir katılmaayrılma zincir transfer polimerleşme (RAFT) yöntemi ile sülfidril uç gruplara sahip sıcaklık duyarlı
poli((2-metoksietoksi etil)metakrilat) P(MEO2-MA) ve poli(akriloil morfolinin) fırçalar
sentezlenmiştir. P(MEO2-MA) fırçaların üzerine ortalama çapları 15 nm olan altın nanoparçacıklar
immobilize edilerek polimer fırça-nanoparçacık hibrit sistem hazırlanmıştır. Hazırlanan hibrit
sistemlerin yüzeyde güçlendirilmiş Raman spektroskopisi (surface enhanced Raman spectroscopy,
SERS) temelli olması ve Hepatit B teşhisinde kullanılabilmesi için yüzeyler üzerinde “sandviç tip”
DNA hibritleşmesi gerçekleştirilmiştir (Şekil 1). Elde edilen hibrit sistemlerin yapısal
karakterizasyonu için X-ışınları fotoelektron spektroskopisi (XPS) ve grazing angle aksesuarlı
fourier dönüşümlü infrared spektroskopisi (GA-FTIR) kullanılmıştır. Polimer fırçaların
hidrofilik/hidrofobik karakteri su değme açısı ölçümleri ile ve yüzey morfolojileri atomik kuvvet
mikroskobu (AFM) ve yüzey kalınlıkları ise elipsometre ile belirlenmiştir. Ayrıca yapılan detaylı
analizler sonucunda, silisyum yüzeyinde hazırlanan hibrit sistemin klinik olarak kullanılabilme
potansiyelinin olduğunu göstermiştir.
Şekil 1. Polimer fırça-nanopartikül hibrit sistemin hazırlanmasının şematik gösterimi.
Kaynaklar
[1] A. Zengin, T. Caykara, “RAFT-Mediated Synthesis of Poly[(Oligoethylene Glycol) Methyl Ether
Acrylate] Brushes for Biological Functions” Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry,
50, 4443, (2012).
[2] A. Zengin, U. Tamer, T. Caykara, “A SERS-based sandwich assay for ultrasensitive and selective
detection of Alzheimer`s tau protein” Biomacromolecules, 14, 3001, (2013).
Teşekkür. Bu çalışma TÜBİTAK tarafından KBAG-113Z242 ve 110T715 nolu proje olarak desteklenmiştir.
42
S33
POLİANİLİN SENTEZİNDE YENİ BİR YÖNTEM:
BUHARFAZI POLİMERİZASYONU İLE ANİLİNDEN POLİANİLİN
SENTEZİ
Uğur Adnan Sevil, Merve Özçalıcı, Zeynep Güntepe
Hitit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Çorum
[email protected]
Polianilin, fiziksel ve kimyasal özelliklerinin iyi olması ve ucuz olması nedeniyle üzerinde çokça
çalışılan bir polimer olmuştur. McDiarmid tarafından önerilen (1986) sentez yönteminde anilin
monomerinden çıkılarak polianilin sentezi kimyasal oksidasyon ya da elektrokimyasal yöntemlerle
yapılmaktadır. Her iki yöntemde sulu fazda gerçekleşmektedir ve reaksiyon sonucunda ürün
yıkanıp kurutularak kullanılabilir hale getirilmektedir.
Bu çalışmada, polianilinin buhar fazı reaksiyonu ile susuz ve kuru ortamda sentezlenebilirliği
gösterilmiştir. Bu yöntemle, polianilin herhangi bir yüzeyde (cam, metal polimer, seramik, tekstil,
ahşap, sıvı yüzeyi vb gibi) polimerleştirilerek biriktirilebilmektedir. buhar fazı polimerizasyonu ile
yüzeyde biriktirilen polimer kalınlığı 5-10 nm lik tabaka halinde ve 20-30 nm partikül boyutunda
olmaktadır. İletkenliği 2 S/cm üstündedir. Kendi monomerinde çözülebilmektedir.
Bu çalışmada ayrıca, anilin monomerinin herhangi bir malzeme yüzeyinde (cam, tekstil, ahşap,
polimer, seramik, metal vb) biriktirildikten sonra buhar fazında polianiline dönüştürülmesi
sağlanmıştır.
Yukarıda belirtilen her iki uygulamada da polimerleşme 5-20 dakika arasında tamamlanmaktadır.
Polimerleşme zamanı uzatıldığında ise polianilinin farklı oksidasyon basamaklarına
dönüşmektedir.
Bu yöntemde polimerizasyon reaksiyonunu, istenildiği anda istenilen basamakta müdahale edilerek
durdurulabilmekte ve istenildiğinde tekrar aynı noktadan başlatılabilmektedir. Polimerizasyon
sürecine müdahale etmek çok kolay olup, aynı anda polimerizasyon ortamına gaz yada sıvı madde
katkısı ile ürün üzerinde çeşitlemeler yapmak çok mümkün olmaktadır.
Tabaka–tabaka (layerbylayer) polimerizasyona son derece elverişli olup çok kısa zamanda onlarca
tabaka oluşturulabilmektedir.
Tek tabaka kaplamalarda, yüzey üzerinde biriktirilen anilinin miktarına bağlı olarak nm den
mikrometreye kadar değişik kalınlıkta tabaka üretmek çok kolay olmaktadır.
Polianilin ile tekstil kaplamada (vb gibi yüzeylerde), kumaşın sıvı ile teması olmaksızın, kuru ve
temiz bir şekilde ve kısa sürede polianilin ile kaplanması çok kolay olmaktadır.
Genel olarak, ıslak ortam yürütülen kimyasal oksidasyon ve elektrokimyasal oksidasyon
yöntemlerine göre bu yöntem; hızlı, ucuz, kısa süreli, işlem sayısı az, reaksiyon süresince
modifikasyona çok elverişli, reaksiyonu istenilen anda durdurma ve başlatma imkanı veren yeni ve
özgün bir polimerizasyon yöntemidir.
43
S34
YUMURTA AKINDAN FİZİKSEL VE KİMYASAL YÖNTEMLERLE
ÇAPRAZ BAĞLI JELLERİN ÜRETİLMESİ:
YENİ BİR HAMMADDE MALZEME TÜRÜ
Merve Özçalıcı, Gizem Ergen, Rabia Tokatlı, Elif Partal, Uğur Adnan Sevil
Hitit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Çorum
[email protected]
Günümüzde polimer jel üretimi ve kullanımı son derece yaygındır. Bu alandaki malzeme çeşitliliği
sürekli artmaktadır.
Bu çalışmada, yumurta akından, iyonlaştırıcı (gamma ve X ışınları) ve iyonlaştırıcı olmayan
radyasyon (UV, IR, MW) ve ayrıca kimyasal çapraz bağlayıcılar kullanılması ile çapraz bağlı jel
üretimi yapılmıştır.
Yumurta akı gamma ışınları ile ışınlandığında 60 kGy civrında jelleşme başlıyor ve 200 kGy doz’ a
ulaşıldığında maximum çapraz bağ yoğunluğuna ulaşılıyor. UV lambası (30 watt) ile yapılan
ışınlamalarda ise 24 saatlik bi ışınlama sonucunda jelleşme gözlenmektedir. IR lamba (250 watt) ile
yapılan ışınlamada ise yaklaşık 5 saatlik ışınlama sonucunda jelleşme gözlenmiştir. MW ile yapılan
ışınlamalarda ise 350 watt da yapılan ışınlamalarda ise 5 dakikada jelleşme gözlenmiştir.
Üretilen jellerin çeşitli alanlarda kullanılabilirliğine yönelik kapsamlı deneyler yapılmış ve yapılan
deneyler ve elde edilen sonuçlara göre bu jelin sağlık, tarım, çevre (atık su arıtma),
çimento/polimer kompozit üretimi, lityum-jel pillerin hazırlanması, yarıiletken pani-jel üretimi, Ag,
Cu, uranyum metal nanoparçacıkların hazırlanması, antibakteriyel jel hazırlanması vb. birçok
alanlarda da kullanılabileceği gösterilmiştir.
Bir başka değerlendirme ise, her ne şekilde kullanılırsa kullanılsın, jel atıklarının organik gübre
olarak değerlendirilebileceğidir.
Sonuç olarak, bu çalışmada iyonlaştırıcı gamma ışınları ile iyonlaştırıcı olmayan UV, IR ve MW
ışınları gibi fiziksel başlatıcılar ve EDGMA gibi kimyasal çapraz bağlayıcılar kullanılarak yumurta
akından protein esaslı jeller üretilmiş ve bu jellerin çeşitli alanlarda kullanılabilirliği araştırılmıştır.
Tüm insanlar tarafından çok iyi bilinen bu malzemenin, bu türden üretim ve işleniş biçimleriyle
dikkate getirilmesi, hem hammadde olarak hem de işleniş ve kullanış çeşitliliği açısından yani
malzeme bilimi açısından, pek yeni bir kaynak ve açılımdır.
44
S35
POLİ(ALLİL GUANİDİN.HCl)’ÜN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU VE ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİĞİNİN
İNCELENMESİ
Ufuk Yıldıza, Melike Ekizoğlub, Meral Özalpb, Olgun Güvena
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800-Beytepe, Ankara
Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, 06100-Sıhhıye, Ankara
[email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr
a
b
Mikrobiyal kontaminasyon özellikle tıbbi cihazlar, ilaçlar, hijyen uygulamaları, su saflaştırma
sistemleri, cerrahi aletler, tekstil ürünleri, yiyeceklerin paketlenmesi ve depolanması gibi alanlarda
ciddi sorunlar oluşturmaktadır [1]. Antimikrobiyal ajanlar bu tür hastalık yapıcı
mikroorganizmaları yok etme özelliğine sahiptir [2]. Bitkiler, hayvanlar hatta mikropların kendisi
patojenleri uzak tutmak için çeşitli mekanizmalar geliştirebilmektedir [3]. Fakat insanlarda bu
sistem etkili olarak çalışmamaktadır. Bu durum mikrobiyal bulaşmayı dünyanın bir numaralı ölüm
nedeni yapmaktadır ve bu durumun tedavisi dirençli bakteri sayısının kullanılabilir antibiyotik
sayısından daha hızlı artması nedeniyle her geçen gün daha da zorlaşmaktadır [4,5]. Bakteriler
tarafından geliştirilebilen direnç nedeniyle bu amaçlara yönelik yeni antimikrobiyal maddelerin
sentezi güncel ve gelişime açık çalışmalardır.
Bu çalışmada poli (allilamin hidroklorür), farklı oranlarda siyanamit ile amin grubu üzerinden
modifiye edilerek farklı dönüşüm yüzdelerine sahip poli(allil guanidin hidroklorür)’ün elde
edilmesi, elde edilen yapıların karakterizasyonu ve seçilen bir yüzeye uygulanarak antimikrobiyal
etkinliklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Antimikrobiyal polimerler, guanidin, polimer modifikasyonu
Kaynaklar:
[1] E. –R. Kenawy, S. D. Worley, R. Broughton, Biomacromolecules 8 (2007) 1359-1384
[2] E. –R. Kenawy, Journal of Applied Polymer Science, 8(5), (2001), 1364-1374.
[3] P. Nicholas, A. Mor, The Annual Review of Microbiology, 49, (1995), 277-304.
[4] H. M. Lode, Clinical Microbiology and Infection, 15, (2009), 212-217.
[5] F. P. Gonzales, T. Maisch, Drug News &Perspectives, 23, (2010), 167-174.
45
S36
SİKLOPENTADİTİYOFEN BAZLI KONJUGE MONOMER
SENTEZLERİ ve ELEKTROKİMYASAL POLİMERLEŞMELERİ
Vildan Sanduvaç, Serap Eken, Ahmet M. Önal
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü
[email protected]
Konjuge polimerler, elektrokromik cihazlar, güneş pilleri, ışık yayan diyotlar gibi alanlarda
kullanılabilir olmaları nedeni ile bu alanda çalışan bilim insanları için ilgi çekici olmaya devam
etmektedir. Bu ilginin en önemli nedenlerinden biri kullanım amacına uygun olabilecek
monomerlerin yapısal değişikliklerle sentezlenmesinin mümkün olmasıdır.Verici-alıcı-verici
diziliminin 1992 ‘de Wynberg tarafından konjuge polimerlere ilk defa uygulanması sonucunda, bu
yöntem düşük bant aralıklı konjuge polimer sentezinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bu çalışmada tiyofen birimleri verici, siklopentanditiyofen ve ditiyonosilol birimleri ise alıcı olmak
üzere iki yeni monomer tasarlanmış ve Stille Çapraz Eşleşme tepkimesi ile sentezlenmiştir.
Sentezlenen monomerlerin yapısal karakterizasyonu NMR, FT-IR, UV-vis gibi spektroskopik
yöntemlerle yapılmıştır. Monomerlerin elektrokimyasal polimerizasyonu asetonitril ortamında ve
tetrabütilamonyum hekzaflorofosfat (TBAPF6) elektroliti kullanılarak döngülü voltametre ve sabit
potansiyel metotları ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen polimerlerin karakterizasyonu FT-IR, UVvis, döngülü voltametre ve spektroelektrokimyasal metotlarla yapılmış, ayrıca polimer filmlerinin
optik özellikleri de incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: D-A-D yaklaşımı, konjuge polimerler, tiyofen, siklopentaditiyofen
46
S37
YENİ BİR BORAT ESTER KATKISININ
POLİ[BİS(METOKSİETOKSİETOKSİFOSFAZEN)] POLİMER
ELEKTROLİTİNDE KULLANIMI
Yunus Emre Özkara, Betül Karataş, Yunus Karataş
Ahi Evran Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kırşehir / TÜRKİYE
[email protected]
Son yıllarda teknolojinin gelişimiyle taşınabilir cihazların artması ve daha küçük formlarının
oluşturulması sebebiyle düşük kütle ve hacimdeki lityum – iyon pillere olan ilgi giderek
artmaktadır. Buna ek olarak, daha az akım yoğunluğuna sahip olsa da, çok daha uzun yıllar
kapasitelerini koruyan ve lityum-iyon pillerden daha güvenli olan lityum-polimer pillere ilgi de gün
geçtikçe artmaktadır. Bu tür pillerde klasik organik çözücüler yerine tuz çözme kapasiteleri yüksek
olan poli(etilen oksit) veya türevleri yaygın olarak çalışılmaktadır. Bunlar arasında
poli[bis(metoksietoksietoksifosfazen)] (MEEP) üzerinde en fazla çalışılan polifosfazenbazlı
polimer elektrolittir. Her ne kadar bu tür polimerler elektrolit malzemesi olarak çalışılıyor olsa da,
elde edilen polimer elektrolitlerin iletkenlik değerleri 10-5S/cm civarındadır. Bu değer,
uygulamaları için sınır olarak kabul edilen 10-3 S/cm iletkenlik değerinden daha düşüktür.
İletkenliği arttırmak adına faklı yaklaşımlar bulunmaktadır (düşük molekül kütleli katkı, jel
elektrolitler veya iç içe geçmiş ağ vb.). Borat esterler birçok endüstriyel uygulamalarının yanında,
bazı türevlerinin polimer elektrolitlerde uygulamaları mevcuttur.[1] Bu çalışmalarda ağırlıklı olarak
polimer türevleri kullanılmış olup, borat ester türevlerinin katkı olarak kullanıldığı çalışmalar sınırlı
olsa da polimer elektrolitlerin iletkenliklerini arttırdığı bilinmektedir.[2] Bu çalışmada, polarbir grup
olan karbonat türevi kullanılarak hazırlanmış yeni bir borat ester, polimer elektrolit katkısı olarak
incelenmiştir. Bu şekilde iyon iletkenliğinin daha da iyileştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla
poli[bis(metoksietoksietoksifosfazen)] referans polimer elektrolit malzemesi olarak sentezlenmiş,
bu polimer içerisinde lityum triflatın (LiSO3CF3) çözülmesiyle hazırlanan polimer elektrolitin
temel elektrokimyasal özelliklerinin borat ester katkısıyla nasıl değiştiği incelenmiştir.
Yapılan ön çalışmalarda, empedans spektroskopisi kullanılarak %10 tuz içeren MEEP’in en iyi
iletkenlik değerini gösterdiği bulunmuştur (30 °C’ta 6,08x10-5 S/cm,). Bu elektrolit referans
alınarak içerisine sistematik olarak eklenen borat esterin iletkenlik değerinin de arttırdığı ve %30
borat ester katkısında maksimum 2,10x10-4 S/cm’ye ulaştığı belirlenmiştir. Bu değer, pil
uygulamaları için gerekli olan iletkenlik değerine yakın bir değerdir. Elde edilen polimer
elektrolitlerin diğer elektrokimyasal özelliklerinin (lityum transfer sayısı, lityum referans
elektrotuna karşı elektrokimyasal dayanıklılığı gibi) incelenmesine devam edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: polifosfazen, borat ester, empedans spektroskopisi, iyon iletkenliği
Kaynaklar
[1]M. Wakihara,M. Nakayama, Y. Kato. Lithium Ion Rechargeable Batteries, Wiley, 2010; pp 213-255.
[2]Y. Karatas, N. Kaskhedikar, M. Burjanadze, H.-D. Wiemhöfer.Macromol. Chem. Physic.207 (4) (2006),
419-4
47
S38
POLİSİLOKSAN VE POLİFOSFAZENLERİN POLİMER
ELEKTROLİT OLARAK KULLANIMI
Yunus Karataş
Ahi Evran Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kırşehir / TÜRKİYE
[email protected]
Son yıllarda polimer elektrolit malzemesi olarak kullanılmak üzere inorganik polimerlerin
kullanımı büyük ilgi çekmektedir. Asidik ve bazik şartlara karşı gösterdikleri üstün özelliklerin
yanı sıra, bu polimerin farklı yan gruplar içeren türevlerinin sentezlenebilmeleri, çok farklı fiziksel
ve kimyasal özelliklerde inorganik polimerlerin sentezlenebilmelerine imkan sağlamaktadır. Bu
bağlamda polisiloksanlar ve özellikle polifosfazenlerin sentezleri ve çeşitli uygulamaları büyük ilgi
çekmektedir. Polimer elektrolit olarak bu tür polimerlerin, özellikle Lityum-iyon pillerinde ve yakıt
pili uygulamalarında gerçekleştirilmiş çeşitli çalışmalar bulunmaktadır.
Polisiloksan ve polifosfazen gibi inorganik polimer türevleri çok düşük camsı geçiş sıcaklığına
sahip olduklarından, lityum-iyon pillerinde polimer elektrolit malzemesi olarak gereksinimleri
büyük ölçüde karşılamaktadırlar. Bu sebepten uygun fonksiyonel gruplar içeren bu tür inorganik
polimerler yoğun bir şekilde çalışılmaktadır. Yakın bir zamanda makromoleküler
fonksiyonlandırma yöntemiyle hazırlanan çapraz bağlanabilir tarak tipi polisiloksanlar bu
örneklerden sadece bir tanesidir (Şekil 1). Bu amaçla oligoeter gruplarının yanında belirli oranlarda
çapraz bağlayıcı içeren polisiloksanlar sentezlenmiş ve polimer elektrolit olarak incelenmiştir.[1,2]
H3 C
Cl
P N
Cl
ürünler
P1
P2
P3
Şekil 1. Çapraz bağlanabilir, tarak
tipi polisiloksanın yapısı
O
P N
O
1) NaOC5 H4 N
n
2) NaOC6H4CH3
x (%)
60
40
20
y (%)
40
60
80
CH 3
H3 C
x
O
P N
O
y
N
Şekil 2. Poli(m-toliloksi-co-4-piridinoksi fosfazen) türevlerinin
sentezi
Buna ek olarak uygun şekilde fonksiyonlandırılan polifosfazenler, yakıt pili uygulamalarında da
yaygın kullanılan birkaç farklı polimer yapılarından bir tanesidir. Bu bağlamda, poli(dikloro
fosfazen) başlangıç polimeri genelde uygun aromatik gruplarla fonksiyonlandırılmakta (bkz. Şekil
2) sonrasında bu grupların sülfonlanması veya fosfonlanmasıyla yakıt pillerinde polimer elektrolit
olarak kullanılacak malzemelerin sentezleri gerçekleştirilmektedir.[3]
Bu çalışmada yukarıda belirtilen polisiloksan ve polifosfazen yapılarının lityum-iyon pili ve yakıt
pillerinde polimer elektrolit olarak elde edilen sonuçlar özetlenecektir.
Anahtar kelimeler: polisiloksan, polifosfazen, polimer elektrolit, lityum-iyon pili, yakıt pili
Kaynaklar:
[1] Y. Karatas, N. Kaskhedikar, M. Burjanadze, H.-D. Wiemhöfer. Macromol. Chem. Physic. 207 (4),
(2006), 419-425
[2] Y. Karatas, R. D. Banhatti, N. Kaskhedikar, M. Burjanadze, K. Funke, H.-D. Wiemhöfer. J. Phys. Chem.
B, 113(47), (2009), 15473-15484.
[3] M. Kassım Ali, B Yigen, S. Alkan Gursel, Y. Karatas, hazırlık aşamasında.
48
POSTER BİLDİRİLER LİSTESİ
Bildiri
No
Konuşmacı
Bildiri Başlığı
P1
Abdullah Sayılgan,
Hüseyin Esen
BİTKİSEL YAĞLARDAN POLİMERİZE
OLABİLEN MONOMER SENTEZİ
P2
Ahmet Erdem,
Ufuk Yıldız
pH ve SICAKLIĞA DUYARLI JEFFAMİNE
İÇERİKLİ YENİ TÜR AKILLI
HİDROJELLERİN SENTEZİ VE UYGULAMA
ALANLARININ ARAŞTIRILMASI
P3
Ahmet Gültek,
Selda Sezer,
Eda Bayar,
Cenk Özşanlı,
Turgay Seçkin
HALLOYSİT-POLİMER NANOKOMPOZİT
MALZEMELERİNİN HAZIRLANMASI VE
TERMAL ÖZELLİKLERİNE BAZI BOR
BİLEŞİKLERİNİN SİNERJİK ETKİSİNİN
İNCELENMESİ
P4
Ahmet Özgur Saf,
Naime Akbasoglu Unlu,
Sevki Can Cevher,
Ali Çirpan
FARKLI MİKTARDA PİRİDİN TÜREVİ
İÇEREN KONJÜGE POLİMERLERİN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONUVE GÜNEŞ PİLİ
UYGULAMALARI
P5
Ahmet Üner,
Erdinç Doğancı,
Osman Keskin,
Faruk Yılmaz
POLİHEDRAL OLİGOMERİK
SİLSESKUİOKSAN (POSS) MERKEZLİ VE
PİREN UÇLU POLİ(ε-KAPROLAKTON) YILDIZ
POLİMERLERİN KLİK KİMYASI VE HALKA
AÇILMA POLİMERİZASYONU YÖNTEMLERİ
İLE SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
P6
Meryem Öztürk,
Ali Delibaş
METİL METAKRİLAT / 2-ETİLHEKZİL
AKRİLAT LATEKSLERİNİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
P7
Meryem Öztürk,
Ali Delibaş
İNVERSE EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU
İLE HİDROJELLERİN SENTEZİ VE ŞİŞME
DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ
P8
Amir Sepehrianazar,
Maryem Adalet
AMFİFİLİK POLİ(STİREN-ko-AKRİLİK ASİT)
KO-HİDROJELLERİN HAZIRLANMASI VE
DEĞİŞİK ORTAMLARDA ŞİŞME
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
P9
Ayfer Yıldırım,
Yasemin Bulut
Cu(II) ADSORPSİYONU İÇİN
MAGNETİKÇİTOSANNANOPARTİKÜL
SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
P10
Aysel Demirci,
Esra Eren,
Yunus Emre Özkara,
Betül Karataş,
Yunus Karataş
POLAR KARBONAT GRUBU İÇEREN POLİ
ETİLEN GLİKOL-BORAT ESTER POLİMER
ELEKTROLİTLER
49
P11
Ayşe Altıntaş,
Cemil Alkan,
Ahmet Sarı,
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Alper Biçer,
Cahit Bilgin,
Çınar Kızıl
FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ISIL ENERJİ
DEPOLAMA MAKSATLI (PA-LA) ÖTEKTİK
KARIŞIMLI PS KABUKLU MİKRO/NANO
KAPSÜLLER
P12
N. Gamze Karslı
Yılmaz,
Ayşe Aytaç
YÜZEYİ ALKALİ İLE İŞLEM GÖRMÜŞ KETEN
LİFİ DESTEKLİ PLA/PC KARMALARININ
MEKANİK, TERMOMEKANİK VE
MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
DAHA BEYAZ AKRİLİK ELYAF (AKSA
BEYAZI)
P13
A. Alper Öncül,
Ilhan Canpolat,
Aycan Günay,
Turgay Yılmaz,
Gürcan Koman
P14
Betül Taşdelen
SICAKLIĞA ve pH’A DUYARLI FUMARİK ASİTPOLİ (N-İZOPROPİL AKRİLAMİD)-POLİ (NVİNİL PİROLİDON) İÇ İÇE GEÇMİŞ AĞ YAPILI
HİDROJELLERİNİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
P15
Beyza Beyhan,
Kemal Cellat,
Berk Kazancı,
Halime Paksoy
EMÜLSİYON POLİMERİZASYONUNDA
FARKLI KARIŞTIRMA YÖNTEMLERİNİN
MİKROKAPSÜLLENMİŞ FAZ DEĞİŞTİREN
MADDE ÖRNEKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ
P16
Burcu Sarı,
Cevdet Kaynak
POLİLAKTİT/MONTMORİLLONİT
NANOKOMPOZİTLERİNİN MEKANİK VE ISIL
DAVRANIŞLARI
P17
Burçin Altan,
Banu Avcıoğlu Dündar,
Zeynep Yurtkuran
Çeterez
UÇUCU YAĞ İÇEREN KİTOSAN POLİMER
FİLMLERİNİN BOTRYTİS CİNERİA
ÜZERİNDEKİ ANTİFUNGAL ETKİSİ
P18
Sülbiye Başkut,
Büşra Aksoy,
Süleyman Köytepe,
Turgay Seçkin
DOĞAL LİF KATKILI POLİESTER
KOMPOZİTLERİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
P19
Cahit Bilgin,
Cemil Alkan,
Ahmet Sarı,
Alper Biçer,
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Ayşe Altıntaş,
Çınar Kızıl
FAZ DEĞİŞİM MALZEMESİ OLARAK
NONADEKAN-TETRAKOSAN ÖTEKTİK
KARIŞIMLARININ POLİSTİREN İÇERİSİNDE
MİKRO/NANO BOYUTTA KAPSÜLLENMESİ,
KARAKTERİZASYONU VE ISIL ENERJİ
DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN
BELİRLENMESİ
50
P20
Cansel Temiz,
Naime Akbasoglu Unlu,
Sevki Can Cevher,
Serife O. Hacioglu,
Levent Toppare,
Ali Çirpan
IŞIK SAÇAN ORGANİK DİYOTLAR İÇİN
BENZOTRİAZOL İÇEREN KONJUGE
POLİMERLER
P21
Cengiz Uzun,
Filiz Karagöz,
Matin Yazdani
Kohneshahri,
Belma Işık
POLİ(D,L-LAKTİK ASİT-ko-SERİN-NH2)
KOPOLİMERİNİN
SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
P22
Çağatay Berkan Yalçın,
Murat Müdüroğlu,
Mehmet Hançer
ÇÖKTÜRÜLMÜŞ CaCO3/LLDPE NANO KOMPOZİT
İNCE FİLM ÜRETİMİ VE MEKANİK
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
P23
Yusuf Mert,
Çınar Kızıl,
Cemil Alkan,
Ahmet Sarı, Alper Biçer,
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Cahit Bilgin,
Ayşe Altıntaş
POLİSTİREN/N-HEPTADEKAN(C17)-NTETRAKOSAN(C24) ÖTEKTİK MİKRO/NANO
KAPSÜLLERİNİN HAZIRLANMASI, ENERJİ
DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P24
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Ayşe Altıntaş,
Cemil Alkan
ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI
POLİ(STEARİL AKRİLAT-KO-METİL
AKRİLAT) VE POLİ(STEARİL AKRİLAT-KOMETİL METAKRİLAT) KOPOLİMERLERİNİN
ATRP YÖNTEMİYLE ÜRETİLMESİ VE
KARAKTERİZE EDİLMESİ
P25
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Yeşim Müezzinoğlu,
Ayşe Altıntaş,
Cemil Alkan
POLİ(POLİETİLEN GLİKOL DİGLİSİDİL
METAKRİLAT) VE POLİ(POLİETİLEN GLİKOL
MONOMETİLETER GLİSİDİL METAKRİLAT)
POLİMERLERİNİN ISIL ENERJİ DEPOLAMA
AMAÇLİ KATİ-KATİ FAZ DEĞİŞİM
MALZEMELERİ OLARAK HAZİRLANMASİ VE
TANİMLANMASİ
P26
Didem Ucan,
Fulya Ekiz Kanik,
Yunus Karatas,
Levent Toppare
POLİ[(METOKSİETOKSİ)ETOKSİ-CO-3
FORMİLFENOKSİ] FOSFAZEN’İN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU VE BİYOSENSOR
UYGULAMALARINDA KULLANIMI
P27
Dilek Aykız,
Turgay Seçkin,
Ahmet Gültek,
Sema Vural
DOĞAL KAYNAKLARDAN POLİ(1,2LİMONEN)'İN SENTEZİ VE YAPISAL
TANIMLANMASI
51
P28
Dursun Saraydın,
Murat Aslan,
A. Yasemin Öztop,
Nurettin Şahiner
ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / 4-VİNİL
PİRİDİN) KOPOLİMERLERİNİN
HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU ve
ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİKLERİNİN
ARAŞTIRILMASI
P29
Elif Köksal,
Fethiye Göde
KOMPLEKS KOASERVASYON YÖNTEMİYLE E
VİTAMİNİ İÇEREN MİKROKAPSÜL ÜRETİMİ
P30
Erdener Karadağ,
Banu Hasgül
AAm/SMA/KARREGENAN/MONTMORİLLONİT
HİBRİT KOMPOZİT HİDROJELLERİNE SU ve
BOYA SOĞURUMU
P31
Erdinç Doğancı,
Mesut Görür,
Cavit Uyanık,
Faruk Yılmaz
STEROİD MERKEZLİ A3B-TİPİ YILDIZ
POLİMERLERİN KLİK KİMYASI VE HALKA
AÇILMA POLİMERİZASYONU YÖNTEMLERİ
İLE SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
P32
Erdinç Doğancı,
Derya Davarci,
Cavit Uyanık,
Faruk Yılmaz
KOLESTEROL SONLU VE YILDIZ ŞEKİLLİ
POLİ(ε-KAPROLAKTON) SIVI KRİSTAL
POLİMERLERİN MEZOMORFİK
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
P33
Esma Kılıcer,
Dilek Cimen,
Adem Zengin,
Tuncer Caykara
SİLİSYUM YÜZEYİNDE
POLİ(AKRİLOİLMORFOLİN) FIRÇALARIN
SENTEZİ VE POLİMERİZAYON KİNETİĞİNİN
İNCELENMESİ
P34
Esra Barım,
Cumhur Kırılmış,
Mustafa Değirmenci
BENZOFURAN İÇEREN YENİ BİR
METAKRİLAT MONOMERİ: SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU,
HOMOPOLİMERİZASYON VE
KOPOLİMERİZASYONDA KULLANILMASI
P35
Esra Özdemir,
Teoman Tinçer,
Jale Hacaloğlu
POLİ(LAKTİK ASİT)/KİL
NANOKOMPOZİTLERİ
P36
Emine Süra Kazmaz,
Süleyman Köytepe,
Turgay Seçkin
POLİÜRETAN ESASLI MAKROGÖZENEKLİ
KOLONDOLGU MADDELERİNİN SENTEZİ VE
AYIRMA PARAMETRELERİNİN
BELİRLENMESİ
P37
Fatih Biryan,
Kadir Demirelli
POLİ(2-HİDROKSİ-3-NAFTOKSİ PROPİL
METAKRİLAT)’ IN TERMAL DEGRADASYONU
VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P38
Fatih Biryan,
Kadir Demirelli
RADİKALİK KOPOLİMERİZASYON İLE 2HİDROKSİ-3-(4-NİTROFENOKSİ) PROPİL
METAKRİLAT VE BENZİL METAKRİLATIN
MONOMER REAKTİVİTE ORANLARININ
BELİRLENMESİ VE DİELEKTRİK
ÖZELLİKLERİN İNCELENMESİ
52
P39
Fatma Gül Yeşilbayrak,
Hacı Ökkeş Demir
2,4-DİHİDROKSİASETOFENONDAN
TÜRETİLMİŞ YENİ TÜR POLİ(FENOKSİKETİMİN) SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
P40
Fatma Yemişci,
N. Gamze Karslı,
Sertan Yeşil,
Ayşe Aytaç
PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK ASİT)’İN
ALEV DAYANIMININ FOSFAT BAZLI KATKI
MADDELERİ İLE İNCELENMESİ
P41
Ferda Eser,
Ebru Aktaş,
Adem Önal
EKSTRAKSİYON VE BOYAMA KOŞULLARINI
OPTİMİZE EDEREK CEVİZ KABUKLARININ
POLİESTER VE POLİESTER-VİSKON
KARIŞIMI KUMAŞLARI BOYAMA
POTANSİYELİNİN İNCELENMESİ
P42
Funda Çıtak,
Vural Bütün
POLİ(STİREN-GLİSİDİL METAKRİLAT)
LATEKSLERİN SENTEZİ, MODİFİKASYONU,
KARAKTERİZASYONU VE UYGULAMA
ÇALIŞMALARI
P43
Gözde Çetin,
Semiha Kundakcı,
Erdener Karadağ,
Ömer Barış Üzüm
AAm/APTAC HİDROJELLERİNİN SU VE
BOYARMADDE SOĞURUM KAPASİTELERİNİN
ARAŞTIRILMASI
P44
Gülben Torğut,
Güzin Pıhtılı,
Kadir Demirelli
HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONUYLA
POLİ ETERİK YAPIDA POLİMERİN
HAZIRLANMASI VE ADSORPSİYON
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
P45
Gülben Torğut,
Kadir Demirelli
HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU VE
ATRP YÖNTEMİ İLE ABC TİPİ BLOK
KOPOLİMERLERİN SENTEZİ VE
ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P46
Gülen Oytun Akalın,
Nilay Demirkol Karahan,
Mehlika Pulat
KİTOSAN TEMELLİ YARI-IPN
HİDROJELLERİN
ŞİŞME ÖZELLİKLERİ VE LİPAZ SALIM
DAVRANIŞLARI
P47
Gülşah Arslan,
Yasemin Gündoğdu
Ceylan
ABS, PC/ABS HAMMADDELERİNDEN
ÜRETİLMİŞ PLASTİK PARÇALARIN GERİ
DÖNÜŞÜMLERİNİN SAĞLANARAK TEKRAR
KULLANIMLARININ SAĞLANMASI
P48
Müslüm Duğrun,
Gülşah Ozan Aydın,
Hayal Bülbül Sönmez
PETROL KÖKENLİ ORGANİK SIVI
ABSORBENTİ OLARAK POLİ(ALKOKSİSİLAN)
ORGANOJELLERİN KULLANILMASI
53
P49
Gürkan Atınç Yılmaz,
Değer Şen,
Zekeriya Taner Kaya,
Teoman Tinçer
POLİMER BAĞLI PATLAYICILARDA
PLASTİKLEŞTİRİCİLERİN PATLAYICININ
AKMAZLIK ve
MEKANİK ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ
P50
Güzin Pıhtılı,
Gülben Torğut,
Kadir Demirelli
KLOR UÇLU METİLMETAKRİLAT
MAKROMONOMERİ’NİN MODİFİKASYONU
VE ADSORPSİYON ÇALIŞMASI
P51
Güzin Pıhtılı,
Kadir Demirelli
ATRP İLE SENTEZLENEN TARAK TİPİ
KOPOLİMERLERİNİN İYONİK
İLETKENLİĞİNDEN AKTİVASYON
ENERJİLERİNİN BELİRLENMESİ
P52
Hacer Kazan,
Nuran Işıklan
SICAKLIĞA DUYARLI POLİ(VİNİL ALKOL)
BAZLI KOPOLİMERLERİN SENTEZLENMESİ
VE YAPISAL KARAKTERİZASYONU
P53
Hacı Ökkeş Demir
POLİFENOL-TEMELLİ YENİ BİR YARIİLETKEN POLİMER: POLİ(4-(1-(2FENİLHİDRAZON)ETİL)FENOL)
P54
Hande Ekren,
Ömer Barış Üzüm
POLİAMFOLİT HİDROJELLERİN ŞİŞME
KARAKTERİZASYONU
P55
Harun Nezih Türkçü,
Metin Tülü,
Hale Ocak,
Belkıs Bilgin Eran
POLİPROPİLENİMİNE (PPI)
DENDRİMERLERİN MONO-SÜBSTİTÜTE
BENZOİK ASİT İLEİYONİK SIVI KRİSTAL
ÇALIŞMALARI
P56
Fatma Taşkoparan,
Haşim Yılmaz,
Ümmihan T. Yılmaz,
H. İbrahim Ünal
POLİTİYOFEN/NEVŞEHİR POMZASI
KOMPOZİTLERİNİN ELEKTROREOLOJİK
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
P57
Abdullah Çalışkan,
Haşim Yılmaz,
Ümmihan T. Yılmaz,
H. İbrahim Ünal
POLİ(METİL METAKRİLAT)/NEVŞEHİR
POMZASI KOMPOZİTLERİNİN
ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P58
İsmet Kaya,
Hatice Karaer
KİTOSAN BİRİMİ İÇEREN İMİN
POLİMERLERİNİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
P59
Hatice Karaer,
İsmet Kaya,
Haluk Aydın
METİL VE PİRİDİN BİRİMLERİ İÇEREN İMİN
POLİMERLERİNİN SENTEZİ VE TERMAL
ÖZELLİKLERİ
P60
Hatice Ödemiş,
Erdener Karadağ
KSANTAN GAM ve SEPİYOLİT İÇEREN YENİ
AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT KOMPOZİT
HİDROJELLERİNDE ŞİŞME
KARAKTERİZASYONU
54
P61
H. Nursevin Öztop,
Furkan Akyıldız,
Dursun Saraydın
ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / VİNİL
SÜLFONİK ASİT) KOPOLİMERLERİNİN
HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU ve
İNVERTAZ İMMOBİLİZASYONUNDA
KULLANILMASI
P62
Yağmur Tezcan,
İlker Yatı,
Hayal Bülbül Sönmez
PETROL DÖKÜNTÜLERİNİ GİDERİCİ AJAN
OLARAK POLİ(PROPİLEN GLİKOL)
JELLERİNİN KULLANIMI
P63
İmren Özcan,
Süleyman Köytepe,
Turgay Seçkin
UYARI CEVAP ÖZELLİKLİ POLİMALEİMİD
SİKLODEKSTRİN YAPILARININ SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
P64
İmren Özcan,
Süleyman Köytepe,
Turgay Seçkin
P65
Kemal Cellat,
Murat Ünal,
Beyza Beyhan,
Okan Karahan,
Yeliz Konuklu,
Cengiz Dündar,
Caner Güngör,
Halime Paksoy
MONOLİTİK SiO2 NANOPARTİKÜLLERDEN
UYARI CEVAP ÖZELLİKLİ
SUPRAMOLEKÜLER YAPILARININ SENTEZİ
VE KARAKTERİZASYONU
FAZ DEĞİŞTİREN MADDELERİN
KOASERVASYON YÖNTEMİ İLE
KAPSÜLLENMESİ
VE BİNA UYGULAMALARINDA KULLANIMI
P66
Kevser Temizkan,
İsmet Kaya
ANA ZİNCİRİNDE FARKLI ALİFATİK
GRUPLAR İÇEREN POLİ(AZOMETİN-ESTER)’
LERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
P67
Kübra Şerife Yüksel,
Murat Şen,
Mehmet Çopuroğlu
EPOKSİ-FONKSİYONELLİ SİLİKAT-İÇERİKLİ
POLİMER NANOKOMPOZİTLERİN SENTEZİ
VE KARAKTERİZASYONU
P68
Yekta Karaduman,
Levent Önal
KABAK LİFİ TAKVİYELİ DÜŞÜK
YOĞUNLUKLU POLİETİLEN (HDPE)
KOMPOZİTLERİN ÜRETİMİ VE MEKANİK
KARAKTERİZASYONU
P69
Masoomeh Mehrnia,
Oya Bal,
Murat Torun,
Dilek Şolpan
KATYONİK BOYA ADSORPSİYONU AMAÇLI
ADSORBENT SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU
VE ADSORPSİYON ÇALIŞMALARI
P70
Mehlika Özdemir Alp,
Mehmet Özdemir,
Ayşe Aytaç,
Veli Deniz
EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU İLE
STİREN-AKRİLAT ESASLI KOPOLİMER
ÜRETİMİNDE EMÜLGATÖR ÇEŞİDİNİN
ETKİLERİNİN İNCELENMESİ
55
P71
Şaban Murat Unlu,
Şengül Dilem Doğan,
Mehmet Doğan
EPOKSİ REÇİNESİNDE BOR İÇEREN
BİLEŞİKLERİN GÜÇ TUTUŞURLUK
ÖZELLİKLERİNİN ALÜMİNYUM ÜÇ HİDRAT
İLE KIYASLANMASI
P72
Selin Portakal,
Mehmet Kodal,
Güralp Özkoç
POLİPROPİLEN (PP) YÜZEYİNE
MİKRODALGA YARDIMIYLA POSS
AŞILANMASI
P73
Mehmet Kodal,
Başak Şanlı,
Hüseyin Kara,
Jale Filiz,
Güralp Özkoç
POLİPROPİLEN/SİLİKON KAUÇUK
HARMANLARININ MEKANİK, FİZİKSEL, ISIL
VE MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ
P74
STİREN VE 2-ETİL HEKZİLAKRİLATIN
EMÜLSİYON KOPOLİMERİZASYONUNDA
BAŞLATICI ETKİSİNİN İNCELENMESİ
P75
Mehmet Özdemir,
Mehlika Özdemir Alp,
Ayşe Aytaç,
Veli Deniz
Mehtap Demir,
Hüseyin Zengin,
Hayriye Korkmaz,
Gülay Zengin,
Ahmet Özer
P76
Melek Bulut
SENTEZLENEN 60P40PET TERMOTROPİK SIVI
KRİSTAL KOPOLİESTERİNİN ENDÜSTRİYEL
PET İLE HAZİRLANAN HARMANLARININ
MEKANİK DAVRANIŞLARI
P77
Nihal Eser,
Müşerref Önal,
Yüksel Sarıkaya,
Meltem Çelik
POLİPİROL/HALLOYSİT
NANOKOMPOZİTLERİN HAZIRLANMASI VE
KARAKTERİZASYONU
P78
Merve Güzel,
Hülya Kül Özen,
Rukiye Ayrancı,
Tuğba Soğancı,
Dilek Odacı Demirkol,
Metin Ak
Merve İlhan,
Didem Balun Kayan
İKİ İZOMER MONOMERDEN OLUŞTURULAN
İLETKEN POLİMERLERİN BİYOSENSÖR
ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
P79
P80
Mesut Görür,
Erdinç Doğancı,
Ümit İşçi,
Faruk Yılmaz
POLİANİLİN/KALSİYUM OKSİT
PARTİKÜLLERİ KOMPOZİT MALZEMELERİN
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE
SPEKTROSKOPİK İNCELENMESİ
İLETKEN POLİ(o-ANİSİDİN-ko-oTOLUİDİN)/KİTOSAN/Pt KOMPOZİT YAPILARI
ÜZERİNDE ELEKTROKATALİTİK HİDROJEN
ÜRETİMİ
DANSİL UÇ GRUPLARINA SAHİP FOSFAZEN
MERKEZLİ ALTI-KOLLU POLİ(εKAPROLAKTON) YILDIZ POLİMERİNİN
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE METAL
İYONU SENSÖRÜ UYGULAMALARINDA
KULLANILMASI
56
P81
Metin Ak,
Tuğba Soğancı,
Rukiye Ayrancı,
Mehmet Karakuş
KARBAZOL VE FERROSEN İÇEREN HİBRİT
POLİMER SENTEZİ VE
SPEKTROELEKTROKİMYASAL ÖZELLİKLERİ
P82
Mithat Çelebi,
Zafer Ömer Özdemir
KİTOSAN POLİMERİ İLE ATIK SULARDAKİ
BOYALARIN GİDERİLMESİ
P83
Mohammadreza
Ghaffarlou,
Olgun Güven
SUDA ÇÖZÜNEN BAZI POLİMERLERİN
YUMAK DİNAMİĞİNİN İNTERPOLİMER
KOMPLEKS OLUŞUMU İLE İNCELENMESİ
P84
Murat Barsbay,
Olgun Güven
RADYASYON BAŞLATICILI AŞI
KOPOLİMERİZASYONUNDA BAZ POLİMERİN
AŞILANMA DAVRANIŞINDAKİ ETKİSİ
P85
Nasrettin Genli,
Mustafa Değirmenci
ZİNCİR ORTASINDA FOTOAKTİF GRUP
İÇEREN MAKROFOTOBAŞLATICILARIN ATRP
VE KLİK KİMYASI YÖNTEMLERİNİN
BİRLEŞTİRİLMESİ İLE ELDESİ
P86
Necdet Seventekin
P87
Nefise Ayhan,
Canan Onaç,
H.Korkmaz Alpoğuz
CELGARD 2500 POLİMERİK MEMBRANLAR
KULLANILARAK Cr+6 METAL KATYONUNUN
TAŞINIMI
P88
Neslihan Nohut
Maşlakcı,
Seyhan Ulusoy,
Ayşegül Uygun Öksüz
PLAZMA MODİFİYE EDİLMİŞ KİTOSANIN
FURAN GRUPLARI İLE TÜREVLENDİRİLMESİ
VE BİYOFİLM OLUŞUMUNA ETKİSİNİN QCM
İLE İNCELENMESİ
P89
Numan Eczacıoğlu,
Sinan Eğri
PLLA-PEG KOPOLİMERLERİNDEN
GÖZENEKLİ DOKU İSKELELERİN
HAZIRLANMASI
P90
Nur Benan Koçak,
Nuran Işıklan
SODYUM ALJİNAT/HİDROKSİPROPİL
SELÜLOZ KARIŞIMI MEMBRANLARIN
HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU VE
İNDOMETASİN GEÇİŞ ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P91
Onur Balkan,
Ülkü Yılmazer
CAM KÜRE, MİKA VE VOLLASTONİT
PARTİKÜLLERİNİN SEBS–MA ELASTOMERİ
İLE KAPLANMASININ PP/CAM KÜRE, P/MİKA
VE PP/VOLLASTONİT KOMPOZİTLERİN
MİKROYAPI, REOLOJİK VE MEKANİK
ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
KARBON LİFLERİ ve KULLANIM ALANLARI
57
P92
Onur Çetinkaya,
Melek Tezcan,
Gökhan Koçak,
Hüseyin Çiçek
BİTKİ ÖZÜTÜNDEN YÜKSEK ANTİRADİKAL
VE ANTİOKSİDAN ÖZELLİKLİ FLAVONOİD
YAPISINDAKİ BİLEŞİKLERİN BORONİK ASİT
TAŞIYAN ÇİFT FONKSİYONLU
KOPOLİMERİKPARTİKÜLLER
KULLANILARAK İZOLASYONU
P93
Ozan Erlik,
Naime Akbasoglu Unlu,
Ali Cirpan
Ozge Azeri,
Sevki Can Cevher,
Serife O. Hacioglu,
Ali Cirpan
ORGANİK IŞIK YAYAN DİYOTLAR ELDE
ETMEK AMACIYLATURUNCU RENK VEREN
POLİMER SENTEZİ
ORGANİK GÜNEŞ PİLLERİ İÇİN BİTİŞİK
THIAZOLO-THIAZOLE HALKASI İÇEREN
KONJUGE POLİMER
P95
Ömer Barış Üzüm,
İsmail Bayraktar,
Semiha Kundakcı,
Erdener Karadağ
AKRİLAMİD ESASLI MANYETİK YARIIPN’LERİN ŞİŞME VE SOĞURUM
POTANSİYELLERİNİN BELİRLENMESİ
P96
Ömer Faruk Ensari,
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Cemil Alkan
BAZI AKRİLİK ESASLI POLİMERLERDE YAPI
ÖZELLİK İLİŞKİSİNİN KATI-KATI FAZ
DEĞİŞİM YOLUYLA ENERJİ DEPOLAMA
ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ
P97
Ömer Yunus Gümüş,
Şeyma Özkan,
Frieder Jaekle,
Halil İbrahim Ünal
İLETKEN ORGANOBOR POLİMER İÇİN
YENİ MAKROMONOMERLERİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
P98
Özer Kartal,
Hüseyin Zengin,
Gülşen Aksin,
Gülay Zengin,
Sümeyra Demir
POLİ(2-ETİL ANİLİN)/SİLİSYUM DİOKSİT
PARTİKÜLLERİ KOMPOZİTİNİN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU VE SPEKTROSKOPİK
İNCELENMESİ
P99
Perihan Öztürk,
Kıvanç Akkaş,
Akın Akdağ
PRİMER ALKOLLERİN TAMAMI POLİMERİK
BİR SİSTEMLE ALDEHİTLERE
YÜKSELTGENMESİ
P100
Perihan Yılmaz,
Turgay Seçkin,
Süleyman Köytepe
Pınar Demir
VANİLİN KULLANILARAK AKILLI DOĞAL
POLİMER ELDE EDİLMESİ
P94
P101
POLAR YAN GRUPLU POLİSTİRENİN
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE
SICAKLIKLA DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN
DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ
58
P102
Pınar Demir
FARKLI YAN GRUPLARLA MODİFİYE
EDİLMİŞ POLİSTİRENİN TERMAL
DEGRADASYON DAVRANIŞININ VE
DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P103
Pınar Taşkın,
Murat Şen,
Hande Hayrabolulu,
Murat Torun
KSANTAN SAKIZI POLİMERİNİN
RADYASYONLA BOZUNMASINA IŞINLAMA
KOŞULLARININ ETKİSİ
P104
Rahim Dönmez,
İlker Yatı,
Hayal Bülbül Sönmez
AMFİFİLİK ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(ETİLEN
GLİKOL) JELLERİNİN TASARIMI VE ŞİŞME
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
P105
Ramazan Coşkun,
Enver Er
KARBAMOTİYOLİLİMİDAMİT İÇEREN
REÇİNE İLE SULU ÇÖZELTİLERDEN Cr(VI)
İYONLARININ UZAKLAŞTIRILMASI
P106
Ramazan Coşkun,
Hanım Birgül
MODİFİYE EDİLMİŞ POLİESTER LİFLERLE
SULU ÇÖZELTİLERDEN CR(VI) GİDERİLMESİ
P107
Recep Taş,
Gülden Erol,
Muzaffer Can
POLİPİROL/TiO2 SENTEZİ VE
FOTOKATALİTİK ETKİNLİĞİNİN
İNCELENMESİ
P108
Recep Taş,
Gülden Erol, Muzaffer
Can, Nilay Akkuş Taş
POLİPİROL/SnO2 KATALİZÖRLER İLE UVIŞINI ALTINDA FOTOKATALİTİK
AKTİVİTESİNİN İNCELENMESİ
P109
Recep Taş,
Gülden Erol,
Deniz Doğan,
Muzaffer Can
POLİPİROL/ZnO PARTİKÜLLERİNİN
HAZIRLANMASI VE BU PARTİKÜLLERİN
OKSİDASYON FOTOKATALİZÖRÜ OLARAK
KULLANIMI
P110
Ruhan Altun Anayurt,
Cemil Alkan,
Sennur Alay Aksoy
ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI
POLİ(METİL METAKRİLAT-KO-2-HİDROKSİ
ETİL AKRİLAT)/N-OKTADEKAN
MİKROKAPSÜLLER
P111
Said Ateş,
Derya Kahraman
Döğüşcü,
Cemil Alkan
POLİ(AKRİLONİTRİL) POLİMERİNİN METİL
METAKRİLAT MODİFİKASYONU İLE
ISLANABİLİRLİĞİNİN ARTIRILMASI
P112
Satılmış Basan,
Yeşim Yay
FOSFOTUNGUSTİK ASİT VE POLİ(VİNİL
ALKOL) İLE PROTON İLETKEN MEMBRAN
ÜRETİLMESİ VE BİLEŞİMİN MEMBRAN
ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ
P113
Satılmış Basan,
Canel Sinmez
POLİ(TRİMETİL TEREFTALAT-POLİ(VİNİL
KLORÜR) KARIŞIMLARININ ISISAL
BOZUNMASI
59
P114
S.Basan,
E.Kumbiloğlu,
A.Tekinyerli,
M.Büyükçolak
POLİ(VİNİL KLORÜR)/VİNİL ASETAT VİNİL
KLORÜR KOPOLİMERİNİN KARIŞABİLİRLİĞİ
P115
Semiha Kundakcı,
Banu Hasgül,
Ömer Barış Üzüm,
Erdener Karadağ
MONTMORİLLONİT YÜKLENMİŞ
AAm/AMPS/PEG KOMPOZİT
HİDROJELLERİNDE ŞİŞME
KARAKTERİZASYONU ve BOYARMADDE
ADSORPSİYONU
P116
Serap Eken,
Buket Bezgin Carbas,
Ahmet M. Önal
YENİ TİYENİLPİROL MONOMERLERİNİN
SENTEZİ VE ELEKTROKİMYASAL
YÖNTEMLE POLİMERLEŞTİRİLMELERİ
P117
Serpil Yılmaz,
Mehmet Coşkun
ABC TİPİ TRİBLOK KOPOLİMERLE
MODİFİYE EDİLMİŞ MWCNT SENTEZİ,
TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P118
N. Gamze Karslı
Yılmaz,
Sertan Yesil,
Ayşe Aytaç
KARBON NANOTÜP/KISA CAM ELYAF
TAKVİYELİ POLİPROPİLEN MATRİSLİ
HİBRİT KOMPOZİTLERİN ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
P119
Serzen İlboğa,
Mehmet Coşkun
N-İZOPROPİLAKRİLAMİT ESASLI DİBLOK
KOPOLİMERLERİN LCST DEĞERİNİN
İNCELENMESİ
P120
Serzen İlboğa,
Mehmet Coşkun
P(NIPA-co-DMAPMA) KOPOLİMERİNİN LCST
DEĞERİNİN İNCELENMESİ
P121
Shahed
Parvizikhosroshahi,
Erdem C. Uluışık,
Hatice Kaplan Can
ANHİDRİT İÇEREN FONKSİYONEL
KOPOLİMER-PEG BLENDLERİNİN DENEYSEL
VE TEORİK YAKLAŞIMLAR İLE
UYUMLULUĞUNUN/KARIŞABİLİRLİĞİNİN
İNCELENMESİ
P122
Suat Kahya
MİKRODALGA DESTEKLİ METİL SELÜLOZAŞI-POLİ(1-VİNİL-2-PİROLİDON) SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
P123
Esma Danış,
Emine Süra Kazmaz,
Süleyman Köytepe,
Turgay Seçkin
DÜŞÜK DİELEKTRİK ÖZELLİKLİ NAFTALEN
TEMELLİ POLİİMİDLERİN SENTEZİ VE
UYGULAMA ALANLARININ BELİRLENMESİ
P124
Sümeyra Bayır,
Erdinç Doğancı,
Çiğdem Çakırlar,
Sait Eren San,
Faruk Yılmaz
YAN GRUBUNDA KOLESTEROL
BULUNAN SIVI KRİSTAL POLİMERLERİN
MEZOMORFİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ VE ORGANİK ALAN ETKİLİ
TRANSİSTÖR (OFET) UYGULAMALARINDA
KULLANILMASI
60
P125
Şebnem Kemaloğlu
Doğan,
Güralp Özkoç
BİYOMALZEME OLARAK
KULLANILABİLECEK
POLİ(LAKTİK ASİT)/POLİÜRETAN POLİMER
KARIŞIMLARININ BİYOMEDİKAL
UYGULAMALARININ ARAŞTIRILMASI
P126
Şeyma Tokmak,
Nuran Işıklan
MİKRODALGA DESTEKLİ PEKTİN-AŞIPOLİ(N,N-DİETİLAKRİLAMİD)
KOPOLİMERLERİNİN SENTEZİ VE
SPEKTROSKOPİK YÖNTEMLERLE
KARAKTERİZASYONU
P127
Efkan Çatıker,
Tahsin Filik
HİDROJEN TRANSFER POLİMERİZASYONU
İLE AŞIRI DALLANMIŞ POLİ(AKRİLİKASİTKO-PROPİYOLAKTON) SENTEZİ
P128
Efkan Çatıker,
Tahsin Filik
POLİ(β-ALANİN)/POLİ(β-PROPİOLAKTON)
KARIŞABİLİRLİĞİ
P129
Talya Tuğana Kurşun,
Dilek Çimen,
Tuncer Çaykara
YÜZEYDE BAŞLATILAN TERSİNİR KATILMAAYRILMA ZİNCİR TRANSFER TEKNİĞİ İLE
GLİKOPOLİMER FIRÇALARIN SENTEZİ VE
SPESİFİK LEKTİN İMOBİLİZASYONUNDA
KULLANIMI
P130
Taner Çelik,
İdris Çakmak
ATOM TRANSFER RADİKAL
POLİMERİZASYONU İLE LAKTON UÇLU
POLİ(4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT)’IN
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, TERMAL
DAVRANIŞI VE DEGRADASYONUNUN
İNCELENMESİ
P131
Taner Çelik,
İdris Çakmak
4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT’IN
SERBEST RADİKAL POLİMERİZASYONU İLE
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, TERMAL
DAVRANIŞI VE DEGRADASYONUNUN
İNCELENMESİ
P132
Tayyibe Celık,
Nermin Orakdogen
SWELLING RESPONSE OF CROSSLINKED
ACRYLAMIDE/ITACONIC ACİD BASED GELS
AND INVESTIGATION OF POTENTIAL USING
CAPACITIES
P133
Cemil Alkan,
Tuğba Güngör Ertuğral
KATI-KATI FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ENERJİ
DEPOLAYABİLEN AKILLI GIDA AMBALAJI
ÜRETİMİ
P134
Tuğba Kaya Deniz,
Özdemir Doğan,
Erdal Bayramlı
YENİ NAFTOKSAZİN TÜREVİ MONOMERLER
VE POLİMERLERİN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU VE TERMAL
ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
61
P135
Tuğçe Yüce,
Turgay Seçkin,
Ahmet Gültek
DOĞAL FURFURAL KULLANILARAK
FURFURAL-FENOL POLİMERLERİNİN ELDESİ
VE ASFALT KATKI MADDESİ OLARAK
ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
P136
Uğur Soykan,
Behiye Öztürk,
Sedat Çetin
AŞI POLİMERLEŞMEYLE YÜKSEK
YOĞUNLUKLU POLİETİLENİN YAN ZİNCİR
SIVI KRİSTAL POLİMER İLE
GÜÇLENDİRİLMESİ
P137
Ümit Tayfun,
Mehmet Doğan,
Erdal Bayramlı
KETEN LİFİNE ÇEŞİTLİ YÜZEY
MODİFİKASYONLARI UYGULANMASININ
TPU/KETEN EKO-KOMPOZİTLERİN MEKANİK
VE REOLOJİK ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİ
P138
Ümit Tayfun,
Yasin Kanbur,
Ufuk Abacı,
Hasan Yüksel Güney,
Erdal Bayramlı
YÜZEY MODİFİKASYONLARI UYGULANMIŞ
KARBON NANOTÜP İÇEREN TPU NANOKOMPOZİTLERİN MEKANİK, REOLOJİK VE
ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ
P139
Yasemin Durmuş,
Hülya Akdeniz,
Teoman Tinçer
BİYO-BOZUNUR POLİETİLEN MALZEMELER
ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA
P140
Yasemin Gündoğdu
Ceylan,
Gülşah Arslan
POLİPROPİLENDEN ÜRETİLMİŞ PLASTİK
PARÇALARIN GERİ DÖNÜŞÜMLERİNİN
SAĞLANARAK TEKRAR
KULLANILABİLİRLİKLERİNİN
ARAŞTIRILMASI
P141
Yeliz Özsoylu,
Turgay Seçkin,
Ahmet Gültek,
Emre Birhanlı
YONCADAN ELDE EDİLEN
FORMONONETİN VE GENSİTEİN
KULLANILARAK ANTİBAKTERİYEL PVC
FİLMLERİN HAZIRLANMASI
P142
Zehra Deniz Kasim,
Berna Aydın,
Semiha Kundakçı,
Ömer Barış Üzüm,
Erdener Karadağ
1,4-BÜTANDİOL DİMETAKRİLAT ile ÇAPRAZ
BAĞLANMIŞ AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT
HİDROJELLERİNİN
SU SOĞURUM ÖZELLİKLERİ
P143
Zeynep Altınışık,
Nuran Işıklan
UYARIYA DUYARLI ALJİNAT-AŞI-POLİ (N,NDİETİLAKRİLAMİD) KOPOLİMERLERİN
SENTEZLENMESİ VE YAPILARININ
AYDINLATILMASI
P144
Zeynep Mine Şenol,
Ulvi Ulusoy
POLİAKRİLAMİT-KİTOSAN-HİDROKSİAPATİT
KOMPOZİTİNİN ŞİŞME ÖZELLİĞİNİN
ARAŞTIRILMASI
62
P1
BİTKİSEL YAĞLARDAN POLİMERİZE OLABİLEN
MONOMER SENTEZİ
Abdullah Sayılgana, Hüseyin Esenb
Polimer Mühendisliği ABD, FBE, Yalova Üniversitesi, Yalova, Türkiye
Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojileri Bölümü, Yalova Üniversitesi, Yalova, Turkey
[email protected]
a
b
Son yıllarda artan ekonomik, çevresel ve sürdürülebilirlik kaygıları nedeniyle bilimsel ve
endüstriyel alanda bitkisel yağların kullanımı önemli artışlar göstermiştir. Bu yağlardan biri olan
soya yağında yer alan çifte bağlar serbest radikal polimerizasyon için yeteri kadar reaktif değildir.
Epokside soya yağında bulunan internal oksiran halkaları katyonik polimerizasyona uygundur fakat
sadece viskoz veya kauçuksu polimerler elde edilebilir. Bitkisel yağlar modifiye edilerek poliol ve
poliasit üretilmiş ve bunların izosiyanat vb. kimyasallarla reaksiyonu ile katı polyester, poliüretan
üretilmiştir. Fakat, gerek uzun reaksiyon süreleri gerekse de toksik ve pahalı hammadde kullanımı
nedeniyle bitkisel yağlarla bu polimer eldesi çok tercih edilmemiştir. Fakat epokside soya yağında
bulunan internal durumdaki çok reaktif olmayan oksiran halkalarının, daha reaktif terminal oksiran
halkaları olacak şekilde modifiye edilebileceği araştırıldı. Sentezlenen monomer,epoksi reçine
olarak anılacaktır. Reçine hem kaplama hem de polimer kompozitlerde bağlayıcı olarak
kullanılacaktır. Polimerize olabilecek hale getirilmiş epokside yağ monomerden çeşitli
polimerizasyon metotları ile değerlendirilecektir.
Anahtar kelimeler: oksiran halkası, epokside yağ, polimerizasyon, epoksi reçine
Kaynaklar
[1] H.-S. Hwang. and S.Erhan, Synthetic Lubricant Base stocks from Epoxidized SoybeanOiland
GuerbetAlcohols, IndustrialCropsandProducts, Vol.23, (2006), 3 l l-317
[2] Y.-C.Tu, P.Kiatsimkul, G.J.Suppes, andF.-H.Hsieh, Physical Properties of Water-Blown 'Rigid
Polyurethane Foams FromVegetable Oil-Based Polyols,Journal of Applied Polymer Science,Vol.l05, (2007),
453-459
[3] P.Kiatsimkul, G.JSuppes., F.-H.Hsieh., Z.Lozada., and Y.-C.Tu, Preparation of
High Hydroxyl Equivalent Weight Polyols fromVegetableOils, Industrial Crops and Products, Vol. 27,
(2008), 257-264
[4] M.Tokizawa., H.Okada., N.Wakabayashi., T.Kimura., H.Fukutani., ApplPolymSci, (1993) , 50, 627.
63
P2
pH ve SICAKLIĞA DUYARLI JEFFAMİNE İÇERİKLİ YENİ
TÜR AKILLI HİDROJELLERİN SENTEZİ VE UYGULAMA
ALANLARININ ARAŞTIRILMASI
Ahmet Erdem, Ufuk Yıldız
Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, Umuttepe Yerleşkesi, İzmit, Kocaeli
[email protected]
Serbest radikal polimerizasyon yönetimi ile Akrilik asit (AA) ve maleik anhidrit’in (MA)
kopolimeri sentezlenerek FT-IR, 1H-NMR ve GPC teknikleriyle karakterize edildi. Çapraz
bağlayıcı olarak kullanılan polietilen glikol (PEG; 4000 g/mol) varlığında Jeffamine ile sentezlenen
kopolimer, kopolimerin anhidrit grupları üzerinden reaksiyona sokularak p(MA-AA)-g-Jeffamine
hidrojelleri hazırlandı. Jeffamine ile p(AA-MA) kopolimeri farklı oranlarda reaksiyona sokularak
farklı bileşimlerde p(MA-AA)-g-Jeffamine hidrojelleri hazırlanmıştır. Elde edilen hidrojellerin
bileşimi sayesinde hem pH hem de sıcaklığa duyarlı akıllı malzemeler elde edilmiş oldu.
Hazırlanan hidrojellerin farklı pH ve sıcaklıklardaki şişme özellikleri incelenerek biyosensör, ilaç
salınımı ve doku mühendisliği gibi alanlarda akıllı malzemeler olarak kullanılabilme potansiyelleri
incelenecektir.
Anahtar kelimeler: Akrilik Asit, Maleik Anhidrit, Hidrojel, Jeffamine, Polietilen glikol.
Kaynaklar:
[1] D. J. Overstreet, R. Y. McLemore, B. D. Doan, A. Farag, B. L. Vernon. Soft Materials, 11, (2013), 294304
[2] G. Mocanu, Z. Souguir, L. Picton, D. Le Cerf, Carbohydrate Polymers, 20, (2012), 578–585
[3] M.Yang, B. Liu, G. Gao, X. Liu, F. Liu, Chinese Journal of Polymer Science, 28, (2010), 951-959
64
P3
HALLOYSİT-POLİMER NANOKOMPOZİT MALZEMELERİNİN
HAZIRLANMASI VE TERMAL ÖZELLİKLERİNE BAZI BOR
BİLEŞİKLERİNİN SİNERJİK ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Ahmet Gültek, Selda Sezer, Eda Bayar, Cenk Özşanlı ve Turgay Seçkin
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 44280 Malatya
[email protected]
Kil-polimer nanokompozitler ile ilgili çalışmalar, fiziksel, kimyasal ve mekanik özelliklerinin
geleneksel kompozitlere kıyasla çok iyi olmasından dolayı hem endüstri hem de akademik çevrede
çokça çalışılmaktadır [1]. Polimer-kil nanokompozitlerinin dikkat çeken bir önemli özelliği ise
nanokompozit içerisindeki kilin alev geciktirici özelliğe sahip olmasıdır [2-3]. Her ne kadar kilpolimer nanokompoziti içerisindeki kil açığa çıkan toplam ısıyı önemli ölçüde düşürmese de alev
geciktirici olarak rapor edilmektedir. Ancak kilin bu alev geciktirci özelliği tek başına endüstrinin
ihtiyacını karşılamamktadır [4]. Nanokompozitlerin mekanik özelliklerini iyileştirmek için
kullanılan anorganik dolgu malzemeleri arasında karbon nanotüplerin oldukça etkin olduğu
görülmüştür [5]. Halloysit nanotüpler (HNT) kaolin ailesinden olup tübüler yapısıyla karbon
nanotüplere (CNT) benzemelerinden ve polimerik nanokompozit içerisinde diğer kil minerallerine
göre daha iyi mekanik özellik göstermelirinden ve karbon nanotüplerden ucuz olmalarından dolayı
organik/anorganik nanokompozitlerde CNT yerine yaygın olarak kullanılmaktadır [6].
Bu çalışmada, poli(metil metakrilat)-Halloysit nanotüp (PMMA-HNT) nanokompozitleri hazırlandı
termal ve mekanik özellikleri araştırıldı (%1-10 arası). PMMA-HNT faz ayrışmasını engellemek
için HNT 3-(trimetoksisilil) propil metakrilat (CLS) ile modifiye edildi.
Nanokompozit içerisindeki HNT oranın artmasıyla termal dayanımın ve alev geciktirciliğinin
arttığı ancak HNT içeriğinin %3’ten fazla olması durumunda mekanik dayanımının azaldığı
görüldü. PMMA-HNT nanokompozitlreinin içerisine değişik oranlarda (%0,5-3) borax ve borik
asit gibi farklı bor bileşikleri katıldı ve alev geciktirme üzerine sinerjik etkileri araştırıldı. Termal
özellikler DTA ve TGA ile alev geciktirici özellikler cone kalorimetre ile ölçüldü.
Nanokompozitlerin karakterizasyonu SEM, XRD, FTIR ile Elastikiyet modülü ve yatay
dayanıklılık testleri universal test cihazıyla yapıldı.
Bu çalışma, İnönü Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından
2013/72 no’lu proje ile desteklenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Halloysit, bor, nanokompozit, termal özellik, sinerji
Kaynaklar:
[1] Q. T. Nguyen, D. G. Baird. Advances in Polymer Technology, 25, (2006) 270-285.
[2] J.W. Gilman, C.L. Jackson, et al. Chemistry of Materials, 12, (2000) 1866-1873.
[3] M. Liu, X. Zhang and et al. Polymer Degradation and Stability, 96, (2011) 1000-1008.
[4] A.B. Morgan. Polymers for Advanced Technologies, 17, (2006) 206-217.
[5] R. Andrews, M.C. Weisenberger. Curr. Opin. Solid State Mater. Sci. 8, (2004) 31-37.
[6] K. Prashantha, M. F. Lacrampe, P. Krawczak. eXPRESS Polymer Letters, 5, (2011) 295-307.
65
P4
FARKLI MİKTARDA PİRİDİN TÜREVİ İÇEREN KONJÜGE
POLİMERLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONUVE GÜNEŞ
PİLİ UYGULAMALARI
Ahmet Ozgur Safa,b, Naime Akbasoglu Unlub, Sevki Can Cevherb, Ali Cirpanb,c,d,e
KimyaBölümü, A. K. EğitimFakültesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya, Türkiye
b
KimyaBölümü, OrtadoğuTeknikÜniversitesi, Ankara, Türkiye
c
PolimerBilimveTeknolojiBölümü, PolimerBilimveTeknolojiBölümü, Ankara, Türkiye
d
GüneşEnerjisiAraştırmaveUygulamaMerkezi (GÜNAM), OrtadoğuTeknikÜniversitesi, Ankara,
Türkiye
e
MikroveNanoteknolojiBölümü, OrtadoğuTeknikÜniversitesi, Ankara, Türkiye
[email protected]
a
Piridin türevi ve alkil gruplarını içeren monomerlerin farklı miktarlarda birleştirilmesiyle konjüge
polimerler sentezlenmiştir [1]. Elde edilen polimerlerin karakterizasyonu1H/13C-NMR, FTIR,
Elementel Analiz ve Jel Geçirgenlik Kromatografısi (GPC) yöntemleri ile yapılmıştır. Dönüşümlü
voltametri kullanılarak HOMO-LUMO enerji seviyeleri, UV–vis–NIR ölçümleri ile optik bant
boşluğu değerleri, kronoamperometre ile iletken polimerlerin tepki süresi ölçümleri
gerçekleştirilmiştir. Nano düzeyde faz ayrımları elde etmeye yönelik çalışmalar; ısısal tavlama
(thermalannealing) ve çözücü varlığında tavlama (solventannealing) yöntemleri ile yapılmıştır. Bu
polimerler silisyum veya ITO kaplı camların üzerine dönel kaplayıcı veya sprey kaplama ile
uygulanarak morfolojileri AFM, TEM ve XRD yöntemleri kullanılarak tayin edilecektir. Son
olarak ITO/PEDOT:PSS/polimer:PCBM/metal güneş pilleri hazırlanarak karanlık ve aydınlık
ortamlarda akım-gerilim (I-V), kısa devre akım yoğunlukları (Jsc), açık devre gerilimleri (Voc),
dolum faktörleri (FF) ve güç çevirim verimleri () gibi temel güneş pili
parametrelerihesaplanmıştır [2].
Anahtar kelimeler: Piridin, organik güneş pili, konjüge polimer
Kaynaklar
[1] Sary B.Y., Richard F., Brochon C., Lecler N., ˆque P.L., Audinot J.N., Berson S., Heiser T.,
Zadziioannou G., Mezzenga R., A New SupramolecularRoutefor Using Rod-CoilBlockCopolymers in
Photovoltaic Applications, Adv. Mater. 22, (2010),763–768
[2] S. C.Cevher, N.AkbasogluUnlu, A.C.Ozelcaglayan,D.H.bApaydin,Y.ArslanUdum, L.Toppare, A.Cirpan,
Fused structures in the polymer backbone to investigate the photovoltaic and electrochromic properties of
donor–acceptor-type conjugated polymers, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 51,
(2013), 1933–1941.
66
P5
POLİHEDRAL OLİGOMERİK SİLSESKUİOKSAN (POSS)
MERKEZLİ VE PİREN UÇLU POLİ(ε-KAPROLAKTON) YILDIZ
POLİMERLERİN KLİK KİMYASI VE HALKA AÇILMA
POLİMERİZASYONU YÖNTEMLERİ İLE SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
Ahmet Ünera, Erdinç Doğancıa,b, Osman Keskina, Faruk Yılmaza*
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye
b
Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye
[email protected]
a
Silseskuioksan, R grubunun hidrojen ya da metil, aril, vinil gibi organik yapıları içerdiği ve
(RSiO1,5)n ile belirtilen empirik formül ile gösterilir. n≥4 olduğunda yapı Polihedral Oligomerik
Silseskuioksan (POSS) olarak isimlendirilir [1]. Genel olarak POSS, Si8O12 çekirdeğinin
köşelerinde 8 organik grup bulundurduğu kübik inorganik bir yapıdır ve organik gruplar birçok
farklı yapıyla fonksiyonlandırılarak yıldız polimerler elde edilebilir. Bu önemli özelliğiyle POSS
molekülü, nano boyutta hibrid kopolimerlerin sentezi için polimerleşebilen bir monomer ya da
başlatıcı olarak kullanılır [2]. Bu çalışmada, klik kimyası ve halka açılma polimerizasyonu
yöntemleri kullanılarak POSS merkezli ve piren uçlu sekiz kollu poli(ε-kaprolakton) (PCL) yıldız
polimerler hazırlandı. Elde edilen polimerlerin yapıları FT-IR, 1H NMR, 13C NMR, 29Si NMR ve
GPC ile doğrulandı ve termal özellikleri DSC ve TGA ile araştırıldı.
Şekil 1. POSS merkezli ve piren uçlu sekiz kollu poli(ε-kaprolakton) yıldız polimerin şematik
gösterimi.
Anahtar Kelimeler: POSS, Poli(ε-Kaprolakton), Miktoarm Yıldız Polimer, Halka Açılma
Polimerizasyonu, Klik Kimyası.
Kaynaklar
[1]. D.R. Carmo, U.O. Bicalho, T.F. Silveira, N.L.D. Filho, L.L. Paim. Journal of Chemistry (2013) 1-11
[2]. W. Wang, M. Fei, X. Jie, P. Wang, H. Cao, J. Yu, Polym. Bull. 65 (2010) 863-872
67
P6
METİL METAKRİLAT / 2-ETİLHEKZİL AKRİLAT
LATEKSLERİNİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
Meryem Öztürk, Ali Delibaş
Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 66100, YOZGAT
[email protected]
Emülsiyon polimerizasyonu sentetik latekslerin endüstriyel ölçekte üretimi için yaygın olarak
kullanılan ve geliştirilen bir prosestir. Günümüzde milyonlarca ton emülsiyon polimerizasyonu
prosesi ile hazırlanan sentetik polimerik lateksler, sentetik kauçuk, yüksek dayanımlı polimerler,
lateks köpükler, lateks boyalar, kağıt kaplama, halı arkası kaplama, yapıştırıcı, bağlayıcılar gibi pek
çok uygulamada kullanılmaktadır[1,2]. Poliakrilatlar, özellikle polimetil metakrilat (PMMA) son
yıllarda iyi film oluşturma, parlaklık, saydamlık ve mekanik dayanımından dolayı emülsiyon
kaplamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. PMMA’nın kaplama performansı diğer akrilatlar,
diakrilatlar ve dimetakrilatlar ile geliştirilebilir. Bu akrilatlar PMMA’nın düşük yüzey gerilimi, iyi
su iticiliği ve hava direnci ve düşük camsı geçiş sıcaklığı almasını sağlarlar[3].
Bu çalışmada metil metakrilat(MMA)- 2-etil hekzil akrilat (2-EHA) lateksleri akrilik asit
kullanılarak yarı kesikli proses ile hazırlandı. Tüm çalışmalarda akrilik asit miktarı ağırlıkça 2%
oranında kullanıldı. Çalışmalarda noniyonik yüzey aktif madde olarak NP-40 ve C16-18 25 EO,
anyonik yüzey aktif madde olarak sodyum dodesil sülfat (SDS) ve sodyum lauril eter sülfat (SLES)
toplam 4% oranında kullanıldı. Çalışmalar başlatıcı olarak amonyum persülfat kullanılarak 75oC’de
gerçekleştirildi. Çalışmalarda MMA:2-EHA için 25:75, 50:50 ve 75:25 oranları kullanıldı. Elde
edilen latekslerin katı madde miktarları, viskoziteleri, tanecik boyut dağılımları, zeta potansiyelleri,
molekül ağırlıkları ve camsı geçiş sıcaklıkları belirlendi. FTIR ile karakterize edilen lateks
filmlerin su absorbsiyonları belirlendi. Elde edilen latekslerin viskozitelerinin ticari lateks
ürünlerinden daha düşük olduğu gözlendi. Tanecik boyut dağılımlarının ~110nm ve tek dağılımlı
olduğu ve bu sonucun düşük viskozite olması ile uyum içinde olduğu gözlendi. Lateks örneklerinin
zeta potansiyellerinin çoğunlukla -30mV ve üzerinde çıkması lateks örneklerinin kararlılıklarının
iyi olduğunu gösterdi.
Anahtar kelimeler: Lateks, emülsiyon polimerizasyonu, MMA, 2-EHA
Kaynaklar
[1] H.Y. Yıldırım, Vinyl Acetate Emulsion Polymerization and Copolymerization with Acrylic Monomers,
2000, CRC press.
[2] P.A. Lovell and M.S. el-Aasser (ed.), Emulsion Polymerization and Emulsion Polymers, 1997, John
Wiley&Sons Ltd. , England.
[3] S. Bajpai, J.S.P. Rai, I. Nigam, Journal of Applied Polymer Science, 122, (2011), 676-684.
Bu çalışma Bozok Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 2013FBE/T71 proje kodu
ile desteklenmiştir.
68
P7
İNVERSE EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU İLE
HİDROJELLERİN SENTEZİ VE ŞİŞME DAVRANIŞLARININ
İNCELENMESİ
Meryem Öztürk, Ali Delibaş
Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 66100, YOZGAT
[email protected]
Ters (inverse) emülsiyon polimerizasyonu, genellikle sulu çözeltisi halinde, suda çözünebilir bir
monomerin sürekli bir yağ fazında emülsiye edilmesi ile yapılır ve polimerizasyon yağda
submikroskobik suda şişmiş polimer parçacıkların bir dispersiyonunu vermek üzere yağda ya da
suda çözünebilir bir başlatıcı kullanılarak gerçekleştirilir[1]. Hidrojeller katı hal, çözelti ve inverse
emülsiyon
polimerizasyon
prosesleriyle
polimerleştirilebilirler.
Ters
emülsiyon
polimerizasyonunun diğer metotlara göre avantajı daha toz haldeki ürünleri elde edebilmesi ve
reaksiyon şartlarının kontrol edilmesiyle partikül boyutunun kontrolünün sağlanabilmesidir[2]. Bu
çalışmada 2-akrilamido-2-metilpropan sülfonik asit (AMPS) monomerinin ters emülsiyon
polimerizasyonu ile hidrojelleri sentezlendi. Çalışmada sürekli faz olarak toluen, başlatıcı olarak
yağda çözünür 2,2’ azobisizobutironitril (AIBN) ve suda çözünür amonyum persülfat, yüzey aktif
madde olarak noniyonik sorbiton monooleat (SPAN80), kararlaştırıcı olarak etilselüloz ve çapraz
bağlayıcı olarak etilenglikoldimetakrilat(EGDMA) ve N,N metilenbisakrilamit (MBA) kullanıldı.
Çalışmada ayrıca AMPS’nin nötralizasyonunun şişme davranışına etkisi incelendi. Şişme
davranışları saf suda ve farklı pH’larda incelendi. AIBN ve MBA kullanılarak hazırlanan
hidrojellerin 16900% oranında şiştiği ve çapraz bağlayıcı oranı artırıldığında ve 50% nötralizasyon
ile şişme oranının azaldığı, EGDMA ile hazırlanan hidrojellerin şiştiği ancak belirli şekillerinin
olmadığı gözlendi. pH 3, 5, 7 ve 9 için yapılan şişme oranı çalışmalarında pH 3 ve 7 için şişmelerin
pH 5 ve 9 dan yüksek olduğu belirlendi.
Kaynaklar
[1] Ü. Akgün, Farklı HBL Değerlerinin Vinil Asetat-Ko-Butil Akrilat Emülsiyon Polimerizasyonu Üzerine
Etkilerinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul 2010.
[2] H.Omedian, M.J.Zohuriaan-Mehr, H.Bouhendi, European Polymer Journal, 39 (2003) 1013-1018.
Bu çalışma Bozok Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 2012-FBE/T08 proje kodu
ile desteklenmiştir
69
P8
AMFİFİLİK POLİ(STİREN-ko-AKRİLİK ASİT) KOHİDROJELLERİN HAZIRLANMASI VE DEĞİŞİK ORTAMLARDA
ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Amir Sepehrianazar, Maryem Adalet
Islamic Azad University Faculty of Science Department of Chemistry Ahar branche Ahar-TabrizIran 54516
[email protected]
Hidrojellerin hazırlanması ve değişik amaçlarda kullanılması 1960 yıllarında başlamış ve
günümüze kadar gelişerek gelişmiştir (1). Hidrojellerin hazırlanmasında yüksek su tutma
kapasitesini sağlamak amacıyla hidrofilik gruplara (CO-NH-OH, -COOH, -SO3H, -CONH2) sahip
monomerler kullanılır (1-2). Amfifilik hidrojeller genelde bir elektron verici monomerden ve bir de
elektron alici monomerden elde edilir. Bu tür hidrojeller genelde enzim-protein taşıyıcı olarak ve
DNA modifikasyonunda çok geniş kullanım alanlarına sahiptirler (3-4). Amfifilik ko-hidrojeller
genelde değişik pH, sıcaklık, değişik molce besleme oranları ve değişik tuz çözeltisi ortamında cok
ilginç davranışlar gösterirler (4-5). Bu çalışmada, bir elektron verici monomer; stiren (Sty) ve bir
elektron alıcı monomer; akrilik asit (AAc), AIBN başlatısı, N,N-metilen bisakrilamit çapraz
bağlayıcı varlığında serbest radikal polimerizasyon yöntemi ile 70°C, 3 saatte değişik mol
oranlarında (1:1,025:1,1:0.25) hidrojeller hazırlandı. Hazırlanan ko-hidrojellerin yapısal
karakterizasyonu FT-IR ile yapıldı. Ko- hidrojellerin sıcaklık kararlılığı TGA yöntemi ile incelendi.
İlk bozunma adımı 200°C başladı ve 350°C’de bitti. ikinci bozunma 350°C başladı ve 460°C’de
bitti. ilk bozunma poliakrilik asite, ikincisinin ise polistirene ait olduğu kanıtlandı. Degişik mol
oranlarında beslemede polistirenin miktari arttıkça elde edilen ko-hidrojellerin kararlılığı da arttı.
Elde edilen ko-hidrojellerin camsı geçiş sıcaklığı (Tg) DSC ile incelendi. Tg ko-hidrojellerde
polistirenin artışı ile yapılan beslemelerde 56°C ve 65°C olarak tesbit edildi. Elde edilen kohidrojellerin şişme özellikleri değişik pH’da incelendi ve en yüksek şişme pH=14’te %1200 olarak
bulundu. Ko-hidrojellerin şişme özelliği değişik sıcaklıklarda da (25°C, 50°C ,70°C 90°C)
incelendi ve 90°C ve pH=14’te, 1:1 mol oranında şişme %450 olarak tesbit edildi. Şişme davranışı
1:0.25 oranında %1200’e çıkarken, 0.25:1 oranında %250 olarak ölçüldü. Çalışmanın son adımında
değişik tuz ortamlarında (NaCl, CaCl2,) ve değişik konsantrasyonlarında (0.1g, 0.01g, 0.001g)
şişme özelikleri incelendi ve en yüksek şişme 0.001g NaCl varliğinda elde edildi. Bunun nedeni
tuzlu çözeltide ionların sterik etki ve osmotik basıncın artma ile şişme özelliğin azalmasıdır. Tuz
ortamında ölçülen en yüksek şişme oranı pH=14’de 0.001g NaCl varlığında 1:0.25 besleme
oranında %500 olarak ölçülmüştür.
Kaynaklar:
[1] O.Guven.D.Saraydın.E.Karadağ.PolymerBulten,453.,(2000),(287-294).
[2] N.Pekel.O.Guven.Polymer Int.51.,(2002),(1404-1410).
[3] Y.Muralı Mohan.K.Geckeler.Reactıveand functıonal polymer.67.,(2007),(144-155).
[4] N.Pekel.B.Salıh.O.Guven.Macromol Symp.169., (2000),(329).
[5] N.Pekel.O.Guven.Colloıd Polym Scı.277(1999),(570).
[6] P,Kofinas.DR.Kioussis.Polymer,46.,(2005),(9342-9347).
70
P9
Cu(II) ADSORPSİYONU İÇİN MAGNETİK ÇİTOSAN
NANOPARTİKÜL SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
Ayfer Yıldırıma, Yasemin Bulutb
MardinArtuklu Üniversitesi SHMYO, Tıbbi Lab. Bölümü, 47100 Mardin
b
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır
[email protected]
a
Taşıdıkları teknolojik önem nedeniyle ağır metal iyonları, çeşitli endüstrilerdeyaygın olarak
kullanılmaktadırlar. Atıksularda mevcut ağır metal iyonları (bakır,kurşun, çinko, mangan, nikel,
civa, kadmiyum, demir, krom, gümüş, altın, kobalt vs.)suda yaşayan canlılar üzerine toksik etki
yaparlar. Ağır metallerin zehirleyiciözellikleri ekosistemi kirletmekte, etkileri de insan sağlığını
tehlikeyesokmaktadır. Bu kirliliklerden oluşan atıksular, çevreye verilmedenönce arıtılarak çeşitli
su standartlarına göre izin verilen kirlilik değerlerinin altınadüşürülmelidir. Adsorpsiyon, atık
arıtımında oldukça ekonomik olup kararlı olan kirleticilerin gideriminde oldukça verimli bir
yöntemdir. Yüksek kalitede ağır metal giderimi sağlar.
Çitosan, yengeç, karides gibi kabuklu deniz canlılarının kabuğundan elde edilen kitinin
deasetillenmesiile oluşan çevreye ve insanlara zarar vermeyen ucuz, toksikolmayanbirbiosorbenttir.
Adsorbanı ortamdan uzaklaştırmak için kullanılan filtrasyon, sedimentasyon ve santrifügasyon çok
zaman alıcı ve pahalı klasik metotlardır. Çitosanamagnetik özellik kazandırılarak sağlanan
magnetik ayırmayöntemi iseverimli, hızlı ve ucuz bir yöntem olmasından dolayı tercih
edilmektedir.
Bu çalışmada, magnetikçitosan-glutaraldehithazırlandı. Hazırlanan bu adsorban, sulu çözeltiden
Cu(II) ağır metalinin giderilmesinde kullanılarak süreç kinetik olarak incelendi. Magnetikçitosanglutaraldehitmaddesininadsorpsiyon kinetiği, Cu(II)' nin başlangıç derişimi ve sıcaklığa bağlı
olarak incelendi. Elde edilen kinetik veriler psödofirst, psödosecond ve Weber-Morris modellerinde
değerlendirilerek bu modellere ait sabitler hesaplandı. Ayrıca farklı sıcaklıklardaki bu
sabitlerkullanılarak Ea hesaplandı.
Anahtar Kelimeler: Magnetikçitosan, adsorpsiyon, glutaraldehit, ağır metal.
Kaynaklar
[1]C.Dong, W.Chen, C. Liu, Y. Liu, h. Liu.Colloidsandsurfaces A. 446, (2014),179-189.
[2]S.P.Kuang, Z.Z.Wang, J.liu, Z.C. Wu.Journal of Hazardous Materials.260, (2013)210-219.
71
P10
POLAR KARBONAT GRUBU İÇEREN POLİ ETİLEN
GLİKOL-BORAT ESTER POLİMER ELEKTROLİTLER
Aysel Demirci, Esra Eren, Yunus Emre Özkara, Betül Karataş, Yunus Karataş
Ahi Evran Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kırşehir / TÜRKİYE
[email protected]
Teknolojinin gelişimiyle taşınabilir cihazlarda lityum–iyon pillerin kullanımı oldukça
yaygınlaşmıştır. Artan bu ilgiye paralel olarak, lityum-polimer pillere olan ilgi de her geçen gün
artmaktadır. Polimerlerin çözücü olarak kullanıldığı bu tür pillerin en önde gelen avantajı organik
çözücü içermediklerinden daha güvenilir olmasıdır (çözücü kaybı dolayısıyla yanma vb.). Bu
özellik, poli(etilen oksit) yerine daha az yanıcı inorganik polimerlerin kullanılmasıyla (polisiloksan,
polifosfazen, borat ester gibi) geliştirilebilmektedir. Buna ek olarak, lityum-iyon pillerinde görülen
zamanla kapasitenin azalması problemi, polimer elektrolitlerle hazırlanan lityum-polimer pillerinde
çok daha önemsiz boyuttadır.
Borat esterler yaygın endüstriyel kullanımlarının yanında, son yıllarda polimer elektrolitlerde
kullanımı artmaktadır. Genelde poli etilen glikol (PEG) türevleriyle hazırlanmış borat esterlerin
elektrolit katkısı olarak kullanımı incelenmiştir. Borat ester polimerlerinden hazırlanan polimer
elektrolitlere örnekler daha sınırlıdır.[1]
B(OH)3
+
HO
O
+
H
O
(1)
vakum + 110 °C
O (2)
1 gün
O
H (3)
O
B
O
O
m
O
n
O
O
m
PEG; Mn = 400, 600, 1000, 4000
O
Bu çalışmada borik asidin (1), lityum iyon pil çözücülerine benzer bir yapıya sahip gliserol
karbonat (2) ve farklı Mn değerlerine sahip PEG türevlerinin (3) belirli stokiyometrik oranlarda
tepkimeye sokulmasıyla yukarıda şekilde açıklanan polimer elektrolitlerin sentezleri
hedeflenmiştir. Kondensasyon tepkimesinin sonlanması için 110 °C’ta en az 1 gün vakum
uygulanmıştır. Elektrolit tuzu olarak lityum triflat kullanılmaktadır. İlk olarak belirli oranda (%10)
tuz içeren polimer elektrolitler hazırlanarak en iyi iletkenliğin elde edildiği sistem belirlenecektir.
Sonrasında bu sistemde optimum şartları belirlemek üzere tuz taraması yapılacaktır. Elde edilen
polimer
elektrolitlerin
iyon
iletkenlikleri
empedans
spektroskopisi
yardımıyla
gerçekleştirilmektedir. Polimer elektrolitlerin diğer elektrokimyasal karakterizasyonları(lityum
transfer sayısı, lityum referans elektrotuna karşı elektrokimyasal dayanıklılığı gibi) da ölçülecektir.
PEG-4000 kullanılarak hazırlanan polimer iyon iletkenlik değerlerinin, klasik poli(etilen oksit)
bazlı polimer elektrolitlere benzer özellik gösterdiği bulunmuştur. Diğer polimer elektrolitlerin
hazırlanmasına ve iyon iletkenliklerinin belirlenmesine devam edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: borat ester, polietilen glikol, polimer elektrolit, empedans spektroskopisi,
iyon iletkenliği
Kaynaklar:
[1] M. Wakihara,M. Nakayama, Y. Kato. Lithium Ion Rechargeable Batteries, Wiley, 2010; pp 213-255.
72
P11
FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ISIL ENERJİ DEPOLAMA MAKSATLI
(PA-LA) ÖTEKTİK KARIŞIMLI PS KABUKLU MİKRO/NANO
KAPSÜLLER
Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Derya Kahraman Döğüşcü, Alper Biçer, Cahit
Bilgin, Çınar Kızıl
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat
[email protected]
Son yıllarda artan enerji fiyatları, küresel ısınma, iklim değişikliği konusunda gelişen duyarlılık,
dünya enerji talebindeki artış sebebiyle tükenme eğilimine girmiş olan fosil yakıtlara bağımlılığın
yakın gelecekte devam edecek olması enerji sektörünü alternatif enerji kaynaklarına yönetmiştir.
Faz değişimi yoluyla enerji depolama, maddenin faz değişimi sırasında depoladığı ve yaydığı ısıdır.
FDM’lerin güneş enerjisi depolamadan [1], bina iklimlendirilmesinden [2], teksil maddelerinin
izolasyonuna [3] ve termal konfora kadar [4] birçok alanda uygulanabilme potansiyeli
bulunmaktadır. Bu çalışmada, polistiren (PS) kabuklu palmitik asit (PA) ve laurik asit (LA) ötektik
karışımı içeren bir seri mikro/nano kapsül sentezi emülsiyon polimerizasyonu yöntemi kullanılarak
üretilmiştir. Sentezlenen mikro/nano kapsüllerin yapısal karakterizasyonu fourier transform
infrared spekroskopisi (FT-IR) ile incelenmiştir. Kapsüllerin yüzey morfolojisi ve parçacık boyut
dağılım analizleri ise taramalı elektron mikroskobu (SEM), polarize optik mikroskop (POM) ve
parçacık büyüklük analizörü (PSD) ile gerçekleştirilmiştir. PS/(PA-LA) mikro/nano kapsüllerinin
ısı depolama kapasiteleri ve termal kararlılıkları sırasıyla diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC)
ve termogravimetrik analiz (TGA) cihazları yardımı ile belirlenmiştir. Isıl analizlere ek olarak
sentezlenen kapsüllerin termal güvenilirlikleri ısıl döngü testi ile irdelenmiştir. Farklı
kabuk/çekirdek oranlarında (2:1, 1:1 ve 1:2) üretilen kapsüllerin erime sıcaklıkları ve erime
entalpileri 28,08-30,02 C ve 63,36-106,57 J/g arasında değişmektedir. PSD sonuçları kapsüllerin
parçacık boyut büyüklüğü 0,01-135 m gibi dar bir aralıkta dağılım göstermiştir. Şekil 1’de
üretilen
mikro/nano
kapsüllerin
POM
ve
SEM
görüntüleri
verilmiştir.
Deneysel sonuçlar sentezlenen PS/(PA-LA) mikro/nano kapsüllerinin ısıl enerji depolama amaçlı
kullanılabileceğini göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikro/nano kapsüllenmiş FDM, palmitik ve laurik asit ötektik karışımı, PS,
emülsiyon polimerizasyonu, ısıl enerji depolama.
Kaynaklar
[1]M. Kenisarin. K. Mahkamov. Renew. Sust. Energy Rev., (2007), 11, 1913–1965.
[2] A.M. Khudhair. M.M. Farid. Energy Convers. Manage., (2004), 45, 263–275.
[3] S.X. Wang. Y. Li. J.Y. Hu. H. Tokura. Q.W. Song. Polym.Test., (2006), 25, 580–587.
[4] S. Alay. F. Göde. C. Alkan. Journal of Applied Polymer Science. (2011), 120(5), 2821-2829.
Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayıTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK)’a
teşekkürederiz. (Proje No: 112T864-KBAG).
73
P12
YÜZEYİ ALKALİ İLE İŞLEM GÖRMÜŞ KETEN LİFİ DESTEKLİ
PLA/PC KARMALARININ MEKANİK, TERMOMEKANİK VE
MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
N. Gamze Karslı Yılmaz, Ayşe Aytaç
Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli
[email protected]
Poli (laktik asit) (PLA), yenilenebilir kaynaklardan üretilen, önemli biyobozunur polimerlerden
biridir ve iyi mekanik özellikleri sayesinde diğer biyobozunur polimerler arasında önemli bir yere
sahiptir[1]. Bunun yanında PLA düşük tokluğu ve işlenebilirliğinin zor olması gibi bazı eksikliklere
sahiptir[2]. Bu eksikliklerin üstesinden gelebilmek için PLA, bazı polimerler ile harmanlanabilir [3].
Bu yöntemle PLA’nın kopma uzaması ve tokluk değerleri artarken çekme dayanımı değeri azalır.
Bu durumda, doğal elyaf takviyesi ile harmanların çekme dayanımları artarken diğer taraftan
üretim maliyetleri de azaltılabilir[1]. Ancak kullanılan elyaf ile polimerik matris arasındaki ara
yüzey yapışması zayıf ise elyaf etkinliğini yeterince yerine getiremez ve karmalar beklenilen
özellikleri sağlayamazlar[4]. Böyle bir durumda elyaf yüzeyi bazı yöntemler kullanılarak işlenebilir.
Alkali ile yüzey işleme bu yöntemlerden biridir. Sodyum hidroksit ile yapılan yüzey işleme
sırasında, elyaf yüzeyindeki hidrojen bağları kırılır ve elyafın yüzey pürüzlülüğünü arttırılarak
elyaf ile matris arasındaki yapışmanın iyileşmesi sağlanır[5].
Bu çalışmada, yüzeyi alkali ile işlem görmüş keten elyaf takviyeli PLA/PC matrisli karmalar
hazırlanmıştır. Alkali işlem miktarının mekanik, termomekanik ve morfolojik özellikler üzerine
etkisi incelenmiştir. Özellikleri incelenecek karmaların üretiminde ekstrüzyonla harmanlama ve
enjeksiyonla kalıplama yöntemleri kullanılmıştır. Üretilen karmalardaki ağırlıkça PLA/PC-keten
elyaf miktarı 80/10-10 olarak belirlenirken, alkali işlem seviyesi ise sodyum hidroksit çözeltisinin
değişen derişimine göre belirlenmiştir (% 2, 5, 10). Üretilen karmaların karakterizasyonu için
çekme testi, dinamik mekanik analiz (DMA) ve taramalı elektron mikroskopisi analizi (SEM)
gerçekleştirilmiştir. Çekme testi sonucunda, en yüksek çekme dayanımı ve modül değerlerinin %2
işlem görmüş keten elyaf takviyeli karmalarda elde edildiği görülmüştür. DMA sonuçları,
incelendiğinde %2 işlem görmüş keten elyaf takviyeli karmaların en yüksek depo modülü değerini
verdikleri belirlenmiştir. Ayrıca DMA sonucunda elde edilen sönümleme faktörü değerleri, keten
elyaf ile PLA/PC matris arasındaki ara yüzey yapışmasının değerlendirilmesinde kullanılmıştır.
Sonuçlar en iyi ara yüzey yapışmasını, yüzeyi %2 işlem görmüş keten elyaf takviyeli karmaların
sergilediğini göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Keten lifi, Poli(laktik asit), Polikarbonat
Kaynaklar
[1] M. Avella, G. Bogoeva-Gaceva, A. Bužarovska, M. E. Errico, G. Gentile and A. Grozdanov, J. Appl.
Polym. Sci., 108, 3542 (2008).
[2] K. Hashima, S. Nishitsuji and T. Inoue, Polymer., 51, 3934 (2010).
[3] R. A. Shanks, A. Hodzic and D. Ridderhof, J. Appl. Polym. Sci., 99, 2305 (2006).
[4] B. K. Goriparthi, K. N. S. Suman and M. R. Nalluri, Polym. Compos., 33, 237 (2012).
[5] A. Širvaitienė, V. Jankauskaitė, P. Bekampienė and A. Kondratas, Fibres. Text. East. Eur., 21, 123
(2013).
74
P13
DAHA BEYAZ AKRİLİK ELYAF (AKSA BEYAZI)
A. Alper Öncül, İlhan Canpolat, Aycan Günay, Turgay Yılmaz, Gürcan Koman
AKSA Akrilik Kimya San. A.Ş.,
Denizçalı Köyü, Yalova-İzmit Yolu Caddesi, No:34, P.K.114 77600 YALOVA
[email protected]
Akrilik elyafın zemin beyazlığı özellikle el örgü sektöründe önemli pazar payına sahip bebe
renklerinin canlılığını etkilemektedir.
Ancak vinil asetat, metil akrilat gibi endüstriyel uygulamalarda sıkça kullanılan poliakrilonitril komonomerleri ile yüksek beyazlık seviyesine ulaşmak tek başına mümkün olamamaktadır. Ulaşılsa
bile polimer kurutma ve sıcak elyaf çekim süreçlerinde yüksek beyazlık yerini yeniden düşük
seviyeye bırakabilmektedir. Zemin renginin ağartılması ve üzerine optik beyazlatıcı uygulaması ise
hem boyama sonrasında bebe renklerinde temiz bir görüntü sağlamada sıkıntı teşkil edebilmekte,
hem de maliyeti artırmaktadır. Dolayısıyla polimer yapısında oluşturulacak uygun değişiklikler ile
yüksek beyazlıkta akrilik elyaf elde etmek daha avantajlı görünmektedir.
Mevcut çalışmada akrilonitril ko-polimerinin uygun ajanlar (chain transfer agent) yoluyla zincir
boylarının kısaltılarak daha homojen zincir boylu polimer elde edilmesi amaçlanmıştır.
Antioksidan özelliği de gösteren bir ajan seçimiyle polimerin daha beyaz görünmesi hedeflenmiştir.
Buna ek olarak, polimer kurutma ve sıcak elyaf çekim işlemleri sırasında oluşan beyazlık kaybının
minimum seviyede kalmasını sağlamak amacıyla polimerin yapısına ısıl kararlılık sağlayan üçüncü
bir ko-monomer eklenmesi düşünülmüştür. Bu ko-monomerin standart polimerizasyon ortamında
tepkimeye girmeye uygun olmakla kalmayıp aynı zamanda boya almayı kolaylaştırıcı uç gruplar
içermesi de kritik önem taşımaktadır. Literatürde bu özellikleri sağlayabilecek kimyasal maddelerin
bilgisine ulaşılmıştır.
Laboratuvarlarımızda yürütülen ilk deneylerin sonucunda polimer beyazlığının kayda değer
seviyede arttığı görülmüştür. Ayrıca pilot ölçekli elyaf çekimi neticesinde ise berrak bir zemin
rengine sahip yüksek beyazlıkta akrilik elyaf elde edilmiştir. Mevcut aşamada ise elyaf
özelliklerinin karakterize edilmesinin yanında optik beyazlatıcı içeren ve içermeyen elyaf boyama
denemeleri yürütülmektedir. Tüm sonuçların olumlu olması durumunda özellikle el örgüsü ve triko
sektörlerine hitap edecek bir ürünün ortaya çıkması beklenmektedir.
Anahtar kelimeler: Akrilik elyaf, ko-polimerizasyon, beyazlık, bebe renkleri.
75
P22
P14
SICAKLIĞA ve pH’A DUYARLI FUMARİK ASİT-POLİ (NİZOPROPİL AKRİLAMİD)-POLİ (N-VİNİL PİROLİDON) İÇ İÇE
GEÇMİŞ AĞ YAPILI HİDROJELLERİNİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
Betül Taşdelen
Namık Kemal Üniversitesi, Çorlu Mühendisik Fakültesi, Biyomedikal Mühendisliği Bölümü,
Biyomalzeme Ana Bilim Dalı, Çorlu, Tekirdağ
[email protected]
Özet: Hidrojeller, tıbbi uygulamalar açısından sahip oldukları üstün özellikler nedeniyle son 30
yıldır ilgi odağı olmuştur. Özellikle son yıllarda, poli(N-izopropilakrilamid) hidrojelleri vücut
sıcaklığına yakın sıcaklıklara sahip olduğu düşük kritik çözelti sıcaklığından dolayı biyomedikal
alanda bu hidrojellerle ilgili pek çok çalışma yapılmaktadır [1-2]. Bu çalışmada, Nizopropilakrilamid/poli (N-vinilpirolidon)/fumarik asitin sulu çözeltisinden oluşan karışımın gama
kaynağı ile oda sıcaklığında ışınlamasıyla hidrojeller hazırlandı. Farklı karışım oranlarının,
ışınlama dozunun, pH ve sıcaklık gibi şartların dengedeki şişme davranışına olan etkileri incelendi.
Hidrojeller hem pH’a hem de sıcaklığa duyarlılık gösterdi.
Anahtar Kelimeler: Hidrojel, N-izopropilakrilamid, Fumarik asit, Poli(N-vinil pirolidon),
radyasyon polimerizasyonu
Kaynaklar
[1]B. Taşdelen, N. Kayaman-Apohan, O. Güven, B.M. Baysal, Int. J. Pharm. 278 (2004) 343-351.
[2]B. Taşdelen, N. Kayaman-Apohan, O. Güven, B.M. Baysal, Radiat. Phys. Chem. 73 (2005) 340345.
76
P15
EMÜLSİYON POLİMERİZASYONUNDA FARKLI KARIŞTIRMA
YÖNTEMLERİNİN MİKROKAPSÜLLENMİŞ FAZ DEĞİŞTİREN
MADDE ÖRNEKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ
Beyza Beyhan, Kemal Cellat, Berk Kazancı, Halime Paksoy
Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 01330 Sarıçam, ADANA
[email protected]
Termal enerji depolama (TED) gerek ısıtma ve gerekse soğutma sistemlerinde, kısa veya uzun
süreli kullanım ile enerjinin daha etkin ve verimli kullanımını sağlayarak arz-talep arasındaki farkı,
yer-zaman uyumsuzluğunu gideren ve önemli ölçüde tasarruf sağlayan sistemlerdir. Binalarda
enerji tüketiminin azaltılması ve yenilenebilir kaynaklardan yararlanılması için son yıllarda faz
değiştiren maddelerde (FDM) termal enerji depolaması konuları araştırılmaktadır. FDM olarak
özellikle mikrokapsüllenmiş maddelerin kullanımı dikkat çekmektedir.
FDM’lerin
mikrokapsüllenmesinde ki asıl hedef, polimerik ve FDM’ye karşı inert olan bir duvar malzemesi
içerisinde sızdırmadan hapsedilmesidir. Bu çalışmada, FDM olarak çevre ve insan sağlığı açısından
daha az zararlı olduğu belirtilen yağ asidi karışımı kullanılmıştır. Emülsiyon polimerizasyonu
yöntemi ile mikrokapsüllenmiş FDM’nin beton karışımı içerisine uygulanmasıyla ortamın ısıl
regülasyonuna fayda sağlanması amaçlanmıştır. Bu amaçla monomer olarak Metil Metakrilatın
komonomer olarak da 2-hidroksi etil akrilatın kullanıldığı mikrokapsül örnekleri farklı karıştırma
metodları kullanılarak hazırlanmıştır. İki farklı yöntem kullanılmış olup yöntemlerin birinde
ultrasound cihazıyla karıştırma işlemi gerçekleştirilirken diğer yöntemde mekanik karıştırıcı
kullanılarak mikrokapsül oluşturulmuştur. Karıştırma işlemindeki yöntem farklılığının tanecik
şekli, büyüklüğü ve örneklerin termal özellikleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır.
Mikrokapsüllerin termal ve kimyasal karakterizasyonları DSC ve SEM analizleriyle
karşılaştırılmıştır. Analiz sonuçları değerlendirildiğinde mekanik karıştırıcının kullanılmasıyla elde
edilen mikrokapsülün ultrasound cihazıyla karıştırılana göre daha iyi termal ve fiziksel özelliklere
sahip olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Termal enerji depolama, faz değiştiren madde, mikrokapsül, karıştırma
yöntemleri
77
P16
POLİLAKTİT/MONTMORİLLONİT NANOKOMPOZİTLERİNİN
MEKANİK VE ISIL DAVRANIŞLARI
Burcu Sarıa, Cevdet Kaynaka,b
ODTÜ Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü, 06800 Ankara
ODTÜ Malzeme ve Metalurji Mühendisliği Bölümü, 06800 Ankara
[email protected]
a
b
Poli(laktit asid) veya diğer adıyla polilaktit (PLA) günümüzün en çok ilgi gören biyopolimerik
malzemelerinden biridir. PLA’nın sahip olduğu yenilenebilirlik, biyobozunurluk, biyouyumluluk
gibi nitelikleri sayesinde günümüzde birçok biyomedikal uygulamada ve gıda ambalajı sektöründe
önemli ticari kullanıma sahiptir. Ancak, petrol bazlı geleneksel polimerler ile karşılaştırıldığında
mühendislik uygulama alanlarında henüz yer almamıştır. Bunun en önemli nedeni bazı mekanik ve
ısıl özelliklerinin yeterli olmamasıdır. Örneğin PLA oldukça kırılgan bir yapıya sahiptir ve
kristallenmesi için oldukça yavaş soğutma hızı gerekmektedir. PLA’nın bu sorunlarını gidermek
için nanokompozit yaklaşımı kullanılabilinir. Bu amaç için, bu çalışmada ağırlıkça % 0.5, 1, 2, 3
oranlarında tabakalı yapıya sahip olan ve organik olarak modifiye edilmiş montmorillonit kili (oMMT) ile PLA nanokompozitleri üretilmiştir. Eriyik karıştırma yöntemi için laboratuvar boyutlu
çift-vidalı ekstrüder, numune şekillendirme yöntemi için ise yine laboratuvar boyutlu enjeksiyon
kalıplama kullanılmıştır. Nanokompozit yapılar XRD ve TEM analizleri ile, mekanik davranışlar
Çekme, Eğme, Darbe ve Kırılma Tokluğu testleri ile, ısıl davranışlar ise DSC, TGA ve DMA
analizleri ile incelenmiştir. Genel olarak, o-MMT nanokompozit yaklaşımı ile PLA’nın mekanik ve
ısıl özelliklerinde önemli iyileşmeler olduğu saptanmıştır.
Anaktar kelimeler: Polilaktit, montmorillonit, nanokompozit
78
P17
UÇUCU YAĞ İÇEREN KİTOSAN POLİMER FİLMLERİNİN
BOTRYTİS CİNERİA ÜZERİNDEKİ ANTİFUNGAL ETKİSİ
Burçin Altana, Banu Avcıoğlu Dündara, Zeynep Yurtkuran Çetereza
a
TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi Biyoteknoloji Laboratuarı Kat 2 Lab No 207 Söğütözü Ankara
[email protected]
Uçucu yağların organik pestisit olarak kullanımı yaygın olmakla birlikte, fungusit olarak
uygulaması kısmen daha az bilinmektedir. Tarımsal ürünlerin depo koşullarında saklanırken
bozulmasına neden olan en önemli fungus türü Botrytis cinerea’dır (kurşuni küf). Önceki
çalışmalarımızda uçucu yağ içeren sıvı fungusit formülasyonlarının bu fungus türüne karşı etkili
olduğu tespit edilmişti. Sıvı formülasyonlar, ortamdaki su aktivitesini arttırdığından
mikroorganizmaların daha etkili bir şekilde engellenmesi için kuru formülasyonların oluşturulması
gerekmektedir. Etkinin uzun süre devam etmesi içinse, uçucu yağın kontrollü bir şekilde salınması
gerekmektedir. Bu amaçla çalışmamız kapsamında, çeşitli uçucu yağlar ve kombinasyonları, farklı
kitosan oranlarındaki polimer filmlerine yedirilerek diskler oluşturulmuş, petri ortamındaki katı
besi yeri üzerinde büyüyen B.cinerea’ya karşı antifungal etkisi araştırılmıştır.
Anahtar kelimeler: Kitosan polimeri, uçucu yağ, Botrytis cinerea, antifungal etki.
79
P18
Doğal Lif Katkılı Poliester Kompozitlerin Sentezi ve Karakterizasyonu
Sülbiye Başkuta, Büşra Aksoya, Süleyman Köytepea, Turgay Seçkina
a
İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA
[email protected]
Son yarım yüzyıla damgasını vuran polimer kompozitler, bugün endüstride dallarına hâkimiyeti
yanında, sosyo-ekonomik ortamında vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Tüm hava, kara ve deniz
taşıtlarının çoğu unsurları, tekstil, boya, inşaat, elektrik-elektronik, gıda, ambalaj, tıp ve diğer
birçok alanda polimer kompozit günlük hayatımıza girmiş bulunmaktadır
Kompozit malzemeler, farklı iki veya daha fazla malzemenin istenen özellikleri sağlayacak şekilde
belirli şartlar ve oranlarda fiziksel olarak, makro yapıda bir araya getirilmesiyle elde edilen
malzemelerdir. Malzemelerden biri Matris (gövde malzeme) olarak adlandırılır ve amacı eklenecek
diğer malzemeleri kendi bünyesinde bir arada tutmaktır [1-2]. Diğer malzemeler takviye
malzemeleridir. Tanecik, sürekli lifler ve süreksiz lifler halinde olan katkı malzemeleri istenilen
oryantasyonlarla matris malzeme içerisine eklenerek, kullanım yerine uygun mekanik ve ısıl
özelliklere sahip kompozit malzemeler elde edilir. Katkı malzemelerinin hacimsel oranlarının
değiştirilmesi ile mekanik ve ısıl özellikleri istenilen şekilde ayarlanabilen kompozit malzemeler
üretilebilmektedir.
Bu çalışma kapsamında doğal lif katkısı olarak çay yapısından elde edilen selüloz kullanılarak
endüstriyel olarak oldukça önemli bir polimer olan poliester kompozitler hazırlanmıştır ve bazı
önemli alanlarda kullanılması amaçlanmıştır. Sentezlenen poliester kompozitler FTIR, Elementel
analiz ve x-ray analiz gibi teknikler ile karakterize edilmiştir. Ayrıca çalışma kapsamında bu tür
doğal katkı maddeleri ile hazırlanan poliester kompozitlerin yapısal ve termal karakterizasyonları
DTA, TGA ve DSC teknikleri ile test edilmiş ve literatürde bulunan poliesterler ile kıyaslanmıştır.
Şekil 1. Farklı oranlarda selüloz katkılı poliesterlere ait TGA ve DSC termogramları.
Poliester ve poliester kompozit filmlerin hazırlanması sırasında kullanılan selülozun, filmlerin
termal kararlılıklarına etkisi, TGA çalışması ile incelenmiştir. Selüloz miktarı arttıkça polimerin
esnekliği ve geçirgenliği kaybolmaktadır. Ayrıca Selüloz miktarı arttıkça polimer filmlerin termal
kararlılıklarının azaldığı bilinmektedir.
Anahtar kelimeler: polimer kompozit, selüloz, poliester.
Kaynaklar:
[1] A. Okada, M. Kawasumi, Y. Kojima, T. Kurauchi, Mater Res Soc Symp Proc; 171 (1990) 45-50.
[2] R.A. Vaia, K.D. Jandt, E.J. Kramer, E.P. Giannelis. Macromolecules; 28 (1995) 8080-8085.
80
P19
FAZ DEĞİŞİM MALZEMESİ OLARAK NONADEKANTETRAKOSAN ÖTEKTİK KARIŞIMLARININ POLİSTİREN
İÇERİSİNDE MİKRO/NANO BOYUTTA KAPSÜLLENMESİ,
KARAKTERİZASYONU VE ISIL ENERJİ DEPOLAMA
ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ
Cahit Bilgin, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Derya Kahraman Döğüşcü, Ayşe
Altıntaş, Çınar Kızıl
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat, Türkiye
[email protected]
Isıl enerji depolama, yüksek veya düşük ısı enerjisinin daha sonra kullanılmak üzere geçici süre ile
depo edilmesidir[1]. Gizli ısı depolama termal enerji depolamanın en etkili yollarından biridir.
Duyulur ısı depolama yönteminden farklı olarak, ısı depolama ve serbest bırakma arasında daha
küçük bir sıcaklık farkı ile çok daha yüksek depolama yoğunluğu sağlar. Faz değişim malzemeleri
(FDM'ler) "gizli" ısı depolama malzemelerdir. Normal olarak, bir malzeme katıdan sıvıya yada
sıvıdan katıya değiştiğinde termal enerji transferi ortaya çıkar[2]. Mikrokapsüllü faz değişim
malzemelerinin (MFDM) FDM’lerden fazla başlıca yararları aşağıdaki gibidir: (1) artan ısı transfer
yüzeyi; (2)dış çevreye karşı düşük FDM reaktivitesi ve faz değişim olayları gibi depo
malzemesinin içindeki değişiklikleri kontrol altında tutmak[3]. Isıl enerji depolama amaçlı ötektik
karışımların hazırlanması; faz değişim sıcaklıkları birçok uygulama için oldukça yüksek değerde
olan FDM’lerin faz değişim sıcaklıklarını mümkün olabilecek en düşük değere çekere kullanım
alanlarını genişletmeyi amaçlar. Ötektik karışımlar saf madde gibi sabit bir erime ve donma
noktasına sahiptirler[4-5].
Bu çalışmada, PS/(nonadekan-tetrakosan) MFDM’si değişik oranlarda mikro/nano ölçekte
kapsüllenmiş, FT-IR spektrometresiyle kimyasal karakterizasyonu yapılmış, taramalı elektron
mikroskobu (SEM) ve polerize optik mikroskop (POM) kullanılarak morfolojisi incelenmiş,
partikül çap dağılım analizi sonucunda çap dağılım aralığının 0.01 ve 130 µm aralığında olduğu
görülmüştür. Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) sonuçlarında PS/(nonadekan-tetrakosan)
mikro/nano kapsülünün yüksek oranda nonadekan-tetrakosan içeren mikro/nano kapsülün erime
noktası 31.20 ve erime entalpisi de 115.20j/g olduğu görülmüştür.Üretilen mikro/nano kapsüllerin
termal bozunma sıcaklığı termogravimetrik(TG) analiz yöntemleriyle belirlenmiştir. Yapılan
analizler sonucunda sentezlenen MFDM’lerin enerji depolama amaçlı kullanılabileceği açıkça
görülmüştür.
Anahtar kelimeler: ötektik karışım, ısılenerjidepolama, faz değişim malzemesi(FDM), mikro/nanokapsül,
polistren
Kaynaklar
[1] S. Mondal. AppliedThermalEngineering. 28 (2007) 1536-1550.
[2] A. Sharma, VV. Tyagi, CR. Chen, D. Buddhi. RenewableandSustainableEnergyReviews, 13, (2009), 318345.
[3] E. Jahns. In: International energyagencyenergyconversationthroughenergystorageprogramme (ECES),
annex 10: fourthworkshop, 1999.
[4] G. Baran, A.Sarı. Energy Conversion and Management, 44, (2003),3227-3246.
[5] A.Sarı, H. Sarı, A. Önal. Energy Conversion &Managemen, 45, (2004), 365-376.
Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TUBITAK)’a teşekkür ederiz. (Proje No: 112T864-KBAG).
81
P20
IŞIK SAÇAN ORGANİK DİYOTLAR İÇİN BENZOTRİAZOL
İÇEREN KONJUGE POLİMERLER
Cansel Temiza, Naime Akbasoglu Unlub, Sevki Can Cevherb, Serife O. Hacioglub,
Levent Topparea,b,c,d, Ali Cirpana,b,c,e
Polimer Bilimi ve Teknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara,
Türkiye
b
Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniveritesi, , 06800 Ankara, Türkiye
c
Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi,
06800 Ankara, Türkiye
d
Biyoteknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye
e
Mikro ve Nanoteknoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye
[email protected]
a
Işık saçan organik diyotlar ince ekran ve katı-faz-ışıması alanlardaki potansiyel uygulamaları
dolayısıyla son yıllarda yoğun olarak çalışılmaktadır. Bu çalışma kapsamında ışık saçan organik
diyotların aktif bölgesinde kullanılan konjuge özellik taşıyan polimer çalışılmıştır. 5,8-dibromo2,3-di(tiyofen-2-il) kinokzalin ve 4,7-dibromo-2-(2-octalidodesil)-2H-benzo(d)(1,2,3)triazol
monomerlerinin akseptör olarak kullanıldıkları ve tiyofen unitesinin donör olark kullnıldığı
ratgele polimerler Stille kenetlenme reaksıyonu ile kimyasal olarak kullanılmıştır. Polimerin
saflaştırılma işlemi Soxhlet ekstraksiyonu ile yapılmış ve dönüşümlü voltametri tekniği
kullanılarak indirgenme ve yükseltgenme davranışları incelenmiştir. Elde edilen sonuçlardan
HOMO-LUMO enerji seviyeleri hesaplanmıştır. Polimerin spektroelektrokimyasal ve kinetik
çalışmaları ile optik bant aralığı hesaplandı. Çözeltideki ve filmdeki kopolimerlerin ışığı soğurma
ve floresan özellikleri florometre cihazı ile belirlenmiştir.
Anahtar kelimeler: Işık Saçan Organik Diyotlar, Benzatriazol, Donör-Akseptör-Donör
82
P30
P21
POLİ(D,L-LAKTİK ASİT-ko-SERİN-NH2) KOPOLİMERİNİN
SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
Cengiz Uzun, Filiz Karagöza, Matin Yazdani Kohneshahri, Belma Işık
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Beytepe, Ankara 06800
Max Planck-Institue for Polymer Research, Ackermannweg 10, 55128 Mainz, Germany
[email protected]
a
Biyouyumlu polimer poli(laktik asit), PLA, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen laktik asidin
(LA) kondenzasyon polimerizasyonu ile sentezlenir ve oldukça yaygın bir şekilde çalışılmıştır[1].
PLA’in özelliklerini geliştirmek için LA’in kopolimerlerinin hazırlanması çalışmaları literatürde
yer almaktadır; Poli(laktik asit-ko-aspartik asit) kopolimeri, Poli(etilen glikol) ve poli(laktik asit)
sıralı blok kopolimeri ilaç taşıyıcı sistemlerde kullanılabilmektedir [2,3]. PLA ve hiyaluronik asitin
(HA) aşı kopolimeri sentezlenmiş ve HA’e hidrofobik özellik yüklenmiştir [4]. Ayrıca, PLA;
poliglikolik, poli(delta-valerolakton), poli(ε–kaprolakton), poli(β-hidroksi bütirat) gibi birçok
polyesterle blok kopolimerleri hazırlanabilir [5,6]. Barrera ve arkadaşları yaptıkları çalışmada
poli(laktik asit-ko-lizin) kopolimeri sentezleyip, polimer zinciri üzerindeki amin gruplarına
biyolojik aktif bir peptid grubunun takılmasını başarmıştır [7].
Bu çalışmada; laktik asit (HOCH(CH3)COOH), boc-N-serin
(HOCH2CH(NHboc)COOH)
monomerlerinden poli(d,l-laktik asit-ko-boc-N-serin) (PLASER) kopolimerleri kondenzasyon
yöntemiyle sentezlenip, boc-koruma grubunun uzaklaştırılması sonucu polimer zinciri üzerinde
serbest/kimyasal modifiye edilebilir amin grupları olan poli(d,l-laktik asit-ko-serin-NH2)
(PLASERAm) kopolimerleri hazırlanmıştır.
Karakterizasyonda; Boc-N-serin yüzdesi (%mol) 5-50 olan PLASER kopolimerlerinin FT-IR
spektrumlarında “ter-bütoksi karbonil” karbonili 1715 cm-1’de gözlenmiş ve artan boc-N-serin mol
yüzdesi ile arttığı belirlenmiştir. 1H-NMR spektrumlarında boc-serin (-CH3) protonları 1,48-1,34
ppm, LA (-CH3) metil protonları 1,64-1,54 ppm’de gözlemiştir. PLASER kopolimerlerin terbütoksi karbonil grupları nitroliz edilerek poli(d,l-laktik asit-ko-serin-NH2) (PLASERAm)
kopolimerleri sentezlenmiştir. PLASERAm kopolimerlerin FT-IR spektrumlarında 3300 cm-1’de
yayvan amin bandının oluştuğu, 1H-NMR spektrumlarında 4,50 ppm kimyasal kayma değerinde
amin (-NH2) piki oluştuğu gözlenmiştir. PLASER ve PLASERAm kopolimerlerin kaydedilen
MALDI-TOF-MS kütle spektrumlarından koplimerlerin Mn, Mw, Mz ve PDI değerleri de
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Synthetic biodegradable polymers, Lactic acid copolymers, Biocompatibility.
Kaynaklar
1. D. E. Henton, P. Gruber, J. Lunt, J. Randall, Natural Fibers, Biopolymers and Biocomposites, 16, (2005),
527-577.
2. R. Ye, Z. Wang, Q. Wang, K. Yang, S. Luo, Journal of Applied Polymer Science, 121, (2011), 3662–
3668.
3. K. M. Huh, Y. H. Bae, Polymer, 40, (1999), 6147–6155.
4. F. S. Palumbo, G. Pitarresi, D. Mandracchia, G. Tripodo, G. Giammona, CarbohdratePolymers, 66,
(2006), 379-385.
5. R. M. Rasal, A. V. Janorkar, D. E. Hirt, Progress in Polymer Science, 35, (2010), 338–356.
6. H. K. Makadia, S. J. Siegel, Polymers, 3, (2011), 1377-1397.
7. D. A. Barrera, E. Zylstra, P. T. Lansbury, R. Langer, J. Am. Chem. Soc., 115, (1993), 11010-11011.
83
P22
ÇÖKTÜRÜLMÜŞ CaCO3/LLDPE NANO KOMPOZİT İNCE FİLM
ÜRETİMİ VE MEKANİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
a
Çağatay Berkan Yalçın, bMurat Müdüroğlu, aMehmet Hançer
Erciyes Üniversitesi NanoTeknoloji Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERNAM), Kayseri, Türkiye
b
Adaçal Endüstriyel Mineraller Sanayi ve Ticaret A.Ş. Afyon Türkiye
[email protected]
a
Artan dünya nüfusu ile oluşan plastik atık miktarının gün geçtikçe artması önemli bir çevre sorunu
haline gelmektedir. Bu yüzden plastik üretimi ve kullanımının azaltılabilmesi için yapılan
çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır. Plastikler içerisine katılan katkılar ile hem hammadde sarfiyatı
azalmakta hem de maliyette kayda değer düşüşler elde edilmektedir. Bu bağlamda çöktürülmüş
kalsiyum karbonat/CaCO3 (ÇKK), son 20 yılın en çok üretilen ve tüketilen mineral maddelerinden
biri olup, başta poliolefin plastikler olmak üzere birçok termoplastik için dolgu maddesi olarak
kullanılmaktadır. Çok ince tane boyutu, benzer şekilli tanelere sahip olması, düşük maliyeti ve
mekanik özellikler üzerindeki etkileri tercih sebeplerinden bazılarıdır. Bu çalışmada üç farklı
kristal yapıda (rhombohedral, prizmatik ve skalenehodral) ve farklı partikül boyutlarına sahip (60
nm, 800 nm ve 2.5 μm), stearik asit ile modifiye edilmiş ÇKK takviyeli, çift vidalı ekstrüderde
lineer düşük yoğunluklu polietilen (LLDPE) kompozitler hazırlanmıştır. Değişik
konsantrasyonlarda (%5, 10, 15, 20, 35, 50 ağ.) ÇKK içeren kompozitlerin mikroyapı ve partikül
dağılımı taramalı elektron mikroskobunda (SEM, Zeiss EVO LS10), maksimum gerilme dayanımı
ve elastikliği ise çekme testi (SHIMADZU Trapezium-X AGX-50) ile araştırılmış, ayrıca kompozit
renk değişimleri de incelenmiştir. Kompozitin mekanik özellikleri değerlendirildiğinde %50’ye
varan farklı oranlarda ÇKK kullanımı ile gelişmiş mekanik özelliklere sahip nanokompozit
filmlerin elde edildiği belirlenmiştir. Sonuç olarak, farklı bileşimlerde ÇKK takviyesi ile kompozit
mekanik özelliklerinin önemli ölçüde iyileştiği, ayrıca tabiatta çözünmesi zor olan LLDPE
kullanımının, CaCO3 takviyesi ile mekanik özelliklerde bir azalma olmadan %50 (ağ.)’ye kadar
azaltılabileceği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: LLDPE, çöktürülmüş kalsit, kompozit film, ekstrüder.
Kaynaklar
[1] W. Wang, X. Zeng, G. Wang, J. Chen, Wiley İnterScience , (2007), Preparation and Characterization of
Calcium Carbonate/Low-Density-Polyethylene Nanocomposites
[2] Adaçal Endüstriyel Mineralleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. PCC ürünleri analiz sertifikaları, Ürün CAS
No:471-38-1, N1-C Lot-Qty 121101/1003-1004/2Kg, P1-C Lot/Qty 111010-6768/2Kg, B1-C Lot/Qty
121119/1042-1043/2Kg
[3] S. Bellayer, E. Tavard, S. Duquesne, A. Piechaczyk, S. Bourbigot, ScienceDirect, (2009), Mechanism of
intumescence of a polyethylene/calcium carbonate/stearic acid system
[4] Maged A. Osman, Ayman Atallah, ScienceDirect, (2006), Effect of the particle size on the viscoelastic
properties of filled polyethylene
84
P23
POLİSTİREN/N-HEPTADEKAN(C17)-N-TETRAKOSAN(C24)
ÖTEKTİK MİKRO/NANO KAPSÜLLERİNİN HAZIRLANMASI,
ENERJİ DEPOLAMA ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
Yusuf Mert, Çınar Kızıl, Cemil Alkan, Ahmet Sarı, Alper Biçer, Derya Kahraman
Döğüşcü, Cahit Bilgin, Ayşe Altıntaş
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat, Turkey
[email protected]
Enerji depolama çeşitlerinden termal enerji depolama sistemleri yenilenebilir enerji kaynaklarının
mevcut olduğu zamanlarda üretilecek enerjinin depolanarak, kaynakların kesintiye uğradığı
zamanlarda depolanan enerjinin kullanılmasına olanak vermektedir. Termal enerji depolama
sistemleri ile enerjinin verimliliği ve sürdürülebilirliğini sağlamak için yeni faz değiştiren
maddelere (FDM) ihtiyaç duyulmaktadır [1].FDMler faz değiştirme aralığı olarak bilinen belirli bir
sıcaklık aralığında bir fazdan başka bir faza geçiş yapan maddelerdir ve uygulama kolaylığı
nedeniyle daha çok tercih edilirler[2].Isıl enerji depolama için kullanılan parafinler(FDM)
genellikle katı-sıvı faz değiştiren maddelerdir ve bundan dolayı kapsüllenmeleri gerekir.
Parafinlerin kapsüllenmesindeki amaç; maddenin kapsül içinde hapsolarak faz değişimini kapsül
içerisinde gerçekleştirmesidir. Böylece bir polimer kabuk kullanılarak, parafinin mikro-nano
boyutlarda kapsülleme işlemi yapılarak artan yüzey alanıyla ısı transferi açısından daha elverişli bir
ortam sağlanabilir [3]. Bu çalışmada polistiren(PS)/(n-Heptadekan(C17))-(n-Tetrakosan(C24))
ötektik karışımı kapsülleri emülsiyon polimerizasyon metoduyla mikro/nano kapsüllenmiş faz
değişim materyalleri olarak başarılı bir şekilde sentezlenmiştir. Kimyasal karakterizasyon için
kullanılan FT-IR spektroskopisinde; çekildek malzemesi olan (C17-C24) ötektik karışımı ve
etrafındaki kabuk malzemesi olarak kullanılan PS tespit edilmiştir.PBD (Parçacık büyüklük
dağılımı) analizleri kapsüllerin çap dağılımı aralığının 0.01-100 µm aralığında olduğunu
göstermiştir.Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) sonuçlarına göre en yüksek C17-C24 içerikli
ötektiğin termal enerji depolama kapsülünün erime noktası 20.48°C, faz değişim erime entalpisi
108 J/golarak ölçülmüştür. Mikro/nano FDM’lerin ısıl bozunma sıcaklıklarının belirlenmesi için
Termogravimetrik analiz (TGA) yönteminden faydalanıldı.
Çalışmamız sonucunda yapılan bu analizlerdeki veriler değerlendirildiğinde, sentezlenen
mikro/nano kapsüllerin ısıtma ve soğutma amaçlı birçok farklı alanda (inşaat, gıda ve tekstil gibi)
çok amaçlı kullanım potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Anahtar kelimeler: Termal enerji, FDM, kapsül
Kaynaklar
[1] Dinçer, Đ. and Rosen, M.A. (2002) Thermal Energy Storage: Systems and Applications, New York: John
Wiley and Sons.
[2] Alkan, C., Sarı, A., Karaipekli, A., Uzun, O., 2009, “Preperation, Characterization and Thermal
Properties of Microencapsulated Phase Change Materials for Thermal Energy Storage”, Solar Energy
Materials & Solar Cells, 93, 143-14
[3] Sarıer N., Onder E., The manufacture of microencapsulated phase change materials suitable for the design
of thermally enhanced fabrics,Thermochimica Acta, 452, 149-160, (2007a).
Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TUBITAK)’a teşekkürlerimizi sunarız. (Proje No: 112T864-KBAG).
85
P24
ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI POLİ(STEARİL AKRİLAT-KOMETİL AKRİLAT) VE POLİ(STEARİL AKRİLAT-KO-METİL
METAKRİLAT) KOPOLİMERLERİNİN ATRP YÖNTEMİYLE
ÜRETİLMESİ VE KARAKTERİZE EDİLMESİ
Derya Kahraman Döğüşcü, Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat
[email protected]
Faz değişim malzemeleri (FDM'ler), faz değiştirme aralığı olarak bilinen belirli sıcaklık
aralığında, bir fazdan başka bir faza geçerler [1]. Maddenin halden hale geçişi sırasında, yani faz
değiştirmesi esnasında ısı soğurabilen veya tam tersi faz değişimi durumunda, depolanan bu ısıyı
yayabilen maddeler faz değiştiren malzemeler (FDM) olarak isimlendirilir. Son yıllarda FDM’ler
yüksek enerji depolama kapasiteleri ve faz değiştirme sıcaklığındaki sabit bir sıcaklıkta ısıyı
depolayabilme yönleriyle güneş enerjisi depolamadan [2], bina iklimlendirme sistemlerine [3],
akıllı tekstillere [4], sıcaklık kontrollü seralara [5] kadar birçok alanda tercih edilen sistemlerin
başında gelmektedir. Bu çalışmada atom transfer radikalik polimerizasyon (ATRP) yöntemi
kullanılarak stearil akrilat monomeri; metil akrilat ve metil metakrilat varlığında polimerleştirilmesi
ile akrilat ve metakrilat kopolimerleri üretilmiştir. Üretilen polimerler yapısal ve ısıl yönden
karakterize edilmiştir. Polimerlerin yapısal karakterizasyonu fourier trasform–infrared (FT-IR) ve
nükleer manyetik rezonans ( 1H-NMR) spektroskopi teknikleri ile, faz geçiş sıcaklıkları,
entalpileri ve ısıl kararlılıkları diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve termogravimetrik
analiz (TGA) aletleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Polimerlerin molekül ağırlıklarının
tayinleri ise jel geçirgenlik kromatografisi (GPC) ile belirlenmiştir. Polimerizasyon kinetiğinin de
incelenebilmesi amacıyla farklı polimerleşme sürelerinde sentezlenen poli(stearil akrilat-ko-metil
akrilat) ve poli(stearil akrilat-ko-metil metakrilat), kopolimerlerinin erime sıcaklığı ve 30,99-36,94
C arasında, erime entalpileri 4,07-80,08 J/g arasında bulunmuştur. TGA sonuçları mikro/nano
kopolimerlerin yüksek sıcaklıklara kadar termal kararlılığa sahip olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca
sentezlenen kopolimerlerin sayıca ortalama molekül ağırlıkları 24000-76000 g/mol arasında,
kütlece ortalama molekül ağırlıkları 47000-170000 g/mol arasında değiştiği görülmüştür. Elde
edilen deneysel bulgular neticesinde sentezlenen akrilat ve metakrilat kopolimerlerinin ısıl enerji
depolama amacıyla kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Atom transfer radikal polimerizasyonu, Stearil akrilat/metakrilat, metil
akrilat/metakrilat, ısıl enerji depolama, faz değişim malzemesi
Kaynaklar
[1] H.R. Mattila. Intelligent Textiles and Clothing, Woodhead Publishing Limited, (2006), 506p. Cambridge.
[2] Y. Tian. C.Y. Zhao. Energy., (2011), 36, 5539-5546.
[3] F. Kuznik. J. Virgone. Appl Energy., (2009), 86, 2038-2046.
[4] S. Mondal. Appl Therm Eng., (2008), 28, 1536–1550.
[5] H.H. Oztürk. Energy Convers Manag., (2005), 46, 1523–1542.
Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma
Projeleri Kurumu (BAP)’a teşekkürlerimizi sunarız. (Proje No: 2012/03).
86
P25
POLİ(POLİETİLEN GLİKOL DİGLİSİDİL METAKRİLAT) VE
POLİ(POLİETİLEN GLİKOL MONOMETİLETER GLİSİDİL
METAKRİLAT) POLİMERLERİNİN ISIL ENERJİ DEPOLAMA
AMAÇLİ KATİ-KATİ FAZ DEĞİŞİM MALZEMELERİ OLARAK
HAZİRLANMASİ VE TANİMLANMASİ
Derya Kahraman Döğüşcü, Yeşim Müezzinoğlu, Ayşe Altıntaş, Cemil Alkan
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat
[email protected]
Enerji kaynaklarının sürekli tükenmekte olduğu günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarına olan
ilgi ve enerjinin depolanması konusu büyük önem kazanmıştır. Enerjiyi çok değişik formlarda
depolamak mümkündür. Örneğin; biyolojik depolama, kimyasal depolama, ısıl depolama,
elektriksel depolama, potansiyel enerji, kinetik enerji vb. [1]. Son yıllarda en çok tercih edilen
enerji depolama yöntemlerinden biri olan ısıl enerji depolamada; ısı enerjisi maddenin iç
enerjisindeki değişme ile duyulur ısı, gizli ısı, tepkime ısısı ya da tüm bunların birleşimi olarak
depolanır [2]. Isı enerjisinin depolanması için bilinen en ideal yol faz değişim maddelerinin (FDM)
kullanılmasıdır. Katı-katı faz değişim maddeleri ısı enerjisi depo edip salabilen materyallerin en
güncel olanlarıdır [3]. Bu çalışmada, ısı enerjisinin katı-katı faz geçişi ile depolanabilmesi için
alternatif ekonomik bir polimer sistemi araştırılmıştır. Günümüzde birçok FDM kullanılmakla
birlikte polimerik FDM’ler doğrudan ve istenildiği gibi şekillendirilebilmeleri gibi bazı üstün
yönleriyle öne çıkmaktadır. Bu çalışmada, polimerik katı-katı FDM’leri (KKFDM) elde etmek
üzere poli(etilen glikol diglisidil metakrilat) ve poli(etilen glikol monometileter glisidil metakrilat)
monomerleri homopolimerleştirilmiş ve mekanik özelliklerin iyileştirilmesi için metilmetakrilat ile
kopolimerleştirilmiştir. Üretilen monomerler, homopolimerler ve kopolimerler yapısal ve ısıl
yönden tanımlanmıştır. Elde edilen FDM’lerin yapısal tanımlanmasında fourier transform infrared
spektroskopi (FT-IR) tekniği kullanılmıştır. Isıl karakterizasyonu, ısıl güvenirliği ve
kullanılabilirliği ise diferansiyel taramalı kalorimetre analizi (DSC) ile belirlenmiştir. Polimerik
KKFDM’lerin morfoloji analizleri için polarize optik mikroskop analizi (POM) kullanılmıştır.
Kütlece farklı yüzde oranlarında (% 25, 50, 75) metil metakrilat içeren kopolimerlerin ısıtma
periyodu süresince katı-katı faz değişim sıcaklığı ve entalpileri 34,4-51,0C ve 69,1-99,9 J/g
arasında değişmektedir. Deneysel sonuçlar sentezlenen kopolimerlerin ısıl enerji depolama amaçlı
kullanılabileceğini göstermiştir.
Anahtar kelimeler: Monomer, homopolimer, kopolimer, FDM, gizli ısı
Kaynaklar
[1] M.Boztepe,.http://electronics.ege.edu.tr/boztepe/cgibin/load.cgi?gee591_lecture6.pdf; (2010)
(16.07.2012).
[2] M. Kozak, ve Ş., Kozak, International Journal of Technological Science, (2012). 4 (2), 17-29.
[3]C., Alkan, Ö.F. Ensari, ve D., Kahraman, Journal of Applied Polymer Science, (2012). 126 (2), 631–640.
87
P26
POLİ[(METOKSİETOKSİ)ETOKSİ-CO-3 FORMİLFENOKSİ]
FOSFAZEN’İN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE BİYOSENSOR
UYGULAMALARINDA KULLANIMI
Didem Ucana, Fulya Ekiz Kanikb, Yunus Karatas*a, Levent Toppare*b,c,d
Ahi Evran Üniversitesi Kimya Bölümü Kırşehir /TÜRKİYE
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü Ankara /TÜRKİYE
c
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü Ankara /TÜRKİYE
d
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Polimer Bilim ve Teknolojisi Ankara /TÜRKİYE
[email protected]
a
b
Polifosfazenler, sadece birkaç farklı zincir yapısına sahip olmalarına rağmen, kolay bir şekilde
fonksiyonel grupların takılabilmesi sebebiyle inorganik polimerler arasında üzerinde en çok
çalışılan polimer sınıfını oluşturmaktadırlar.[1] Bu özelliğinden dolayı polifosfazenlerin sentezi
yıllardır birçok farklı araştırma gruplarının ilgisini çekmekte, çok farklı uygulama alanlarında
kullanılmaktadır.
Farklı kimyasal ve fiziksel özelliklerde sentezlenebilen polifosfazenler, biyosensör
uygulamalarında da uygulama potansiyeli bulmuştur. Bu konuda yapılmış çeşitli çalışmalar
olmasına rağmen, bir biyokatalizörün kimyasal olarak bağlandığı bir platform olarak kullanıldığı
çalışmalar sınırlıdır. Bu bağlamda yeni suyu seven ve üzerinde bulundurduğu aldehit grupları
sayesinde biyokatalizörle kovalent bağ oluşturabilecek yeni bir polifosfazen tasarlanmıştır
(poli[(metoksietoksi)etoksi-co-3-formilfenoksi]fosfazen – (PPA)). Polifosfazen ve iletken bir
polimer olan poli(4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)benzenamin) (poly(SNS-NH2)) eşliğinde
glikoz biyosensörü başarılı bir şekilde hazırlanmıştır. Şekilde görüldüğü gibi hem PPA hem de
(poly(SNS-NH2)) enzim ile kovalent bağ yapabildiğinden, daha etkili bir immobilizasyon
gerçekleştirilmiştir.[2]
Amperometrik ölçümler gerçekleştirilmiş ve KMapp (0.677 mM), Imax (20.91 µA) ve LOD (1.3 µM)
değerleri belirlenmiştir. Ayrıca biyosensörün oldukça yüksek hassasiyet gösterdiği bulunmuştur
(237.1 µAmM-1cm-2). Hazırlanan biyosensör kullanılarak birçok içecekte şeker oranı başarılı bir
şekilde tayin edilmiştir.
Anahtar kelimeler: polifosfazen, iletken polimer, biyosensör,
Kaynaklar:
[1] H. R. Allcock, Chemistryand Applications of Polyphosphazenes, John Wiley&Sons, 2003.
[2] D. Ucan, F. Ekiz Kanik, Y. Karatas, L.Toppare, SensorsandActuators B, gönderildi.
88
P27
DOĞAL KAYNAKLARDAN POLİ(1,2-LİMONEN)'İN SENTEZİ VE
YAPISAL TANIMLANMASI
Dilek Aykız, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek, Sema Vural
İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280 Malatya
[email protected], [email protected]
Bu çalışma kapsamında, günlük hayatımızın önemli bir parçası olan ve kullanımı sonrasında
önemli çevre problemlerine neden olan petrol türevli polimerlerin yerini alabilecek, biyouyumlu ve
biyobozunur polimer yapılarının sentezlenmesi temel amaç olarak saptanmıştır. Bu kapsam
dâhilinde günümüzde uygulanan bazı uygulamalara seçenek olarak yenilebilen ve tüketilebilen
kaynakların kullanılmadığı, daha çok atık diye nitelendirilen ve işlenebilir potansiyeli olan
limonen, ham madde olarak kullanılacaktır. Öncelikle temel çıkış maddemiz olan portakal kabuğu
yapısında bulunan limonen etken maddesi monomer olarak izole edilecektir. Bu izolasyonda seçici
özütleme uygulanacak ve uygun monomer yapısının elde edildiği kolon ve ince tabaka
kromatografileri yanında GC-MS tekniği kullanılarak tespit edilecektir. Ayrıca, izolasyonu
gerçekleştirilen limonenin monomer yapısı NMR, FTIR teknikleri ile doğrulanacak ve saflığı DSC
ile belirlenecektir. İzolasyonu gerçekleştirilen monomer öncelikle oksidasyona uğratılarak okside
limonen oluşturulacak ve sentezlenen okside limonenin katyonik halka açılması polimerizasyonu
ile sonucunda, yapısında alkil grupları bulunduran, doğal bir biyopolimer elde edilecektir. Sonuç
olarak sentezlenen biyopolimerlerin yapıları FTIR ve elementel analiz ile karakterize edilecektir.
Molekül kütlesi ve heterojenlik indeksi GPC ile saptanacaktır. Ayrıca termal özellikleri DTA, TGA
ve DSC teknikleri ile belirlenecektir. Elde edilen polimer literatürde bulunan diğer doğal
kaynaklardan hazırlanmış polimerlere kıyasla yapısal olarak oldukça ayrıcalıklıdır. Çünkü
yapısında bulunacak çift bağ sayesinde pek çok biyo uygulamada ilaç taşıyıcısı olarak görev
alabilecektir.
Kaynaklar:
[1]. Maulidan F.; Terpenes as Renewable Raw Materials for Polymers, PhD Thesis, Karlsruher Institut für
Technologie (KIT), 2013.
[2].Park, H. J.; Ryu C. Y. and Crivello J. V.; Photoinitiated cationic polymerization of limonene 1,2-oxide
and α-pinene oxide, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 51,1, 109–117, 2013
[3].Byrne, C. M.; S. D. Allen; E. B. Lobkovsky; G. W. Coates. "Alternating Copolymerization of Limonene
Oxide and Carbon Dioxide." J. Am. Chem. Soc., 126, 11404 -11405, 2004.
89
P28
ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / 4-VİNİL PİRİDİN)
KOPOLİMERLERİNİN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU
ve ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Dursun Saraydına, Murat Aslanb, A. Yasemin Öztopc, Nurettin Şahinerd
a
Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü
Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü
c
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
d
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü
[email protected]
a
Dünyanın her yerinde görülen insan yaşamını tehdit eden enfeksiyonlar nedeniyle
mikroorganizmaların güvenli yöntemlerle ortadan kaldırılması çok önemlidir. Çeşitli cansız
ortamların sterilizasyon ve dezenfeksiyonunda, canlı yüzeylerin antisepsisinde kimyasal maddeler
kullanılmaktadır. Son zamanlarda polimerlerde antimikrobiyal katı maddeler olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Bu çalışmada çapraz bağlı akrilamid/4vinil piridin kopolimeri p(AAm/4VP)
radyasyon tekniği ile sentezi, karakterizasyonu ile bu kopolimerin aromatik kuaterner amonyum
tuzunun p(AAm/4VP-Q) hazırlanması ve bu yapıların antimikrobiyal etkisinin belirlenmesi
amaçlanmıştır. 5 g AAm ve 5 mL 5VP 10 mL damıtık suda çözülerek pipetlere doldurulmuş,
gamma kaynağında 30 kGy ışınlanmıştır. Üretilen kopolimerlerin karakterizasyonu yapılmıştır.
Daha sonra p(AAm/4VP) 2-benzil klorürle kuaternerize edilmiştir. p(AAm/4VP) ve p(AAm/4VPQ) Staphylococcus aureus (ATCC 25923), Escherichia coli (ATCC 25922), Pseudomonas
aeruginosa (ATCC 27853) ve Candida albicans (ATCC 10231) suşlarına karşı antimikrobiyal
etkinlikleri tüp sulandırma ve agar difüzyon tekniği ile incelenmiştir..
P(AAm/4VP) kopolimeri mikroorganizmaların hiçbirine karşı antimikrobiyal etkinlik
göstermemiştir. P(AAm/4VP-Q) kopolimeri bakteri suşlarına karşı antimikrobiyal etkinlik
gösterirken, C.albicans polimerden etkilenmedi. P(AAm/4VP-Q) kopolimerinin minimum
bakterisidal derişimleri E.coli için 2,5 mg mL-1, S.aureus ve P.aeruginosa için 7,5 mg mL-1 olarak
bulunmuştur. Öldürme süresi deneylerinde poli(AAm/VP-Q) kopolimeri ile 10 dakika etki süresi
sonunda mikroorganizmalardan E.coli’nin %93’ü, P.aeruginosa’nın %96’sı ve S.aureus’un
%97’si, 180 dakika etki sonunda üç bakteri türünün tamamı ölmüştür. Bu sonuçlardan
P(AAm/4VP-Q) kopolimerinin antibakteriyal etkisinin olçukça yüksek olduğu ve katı bir
antibakteriyel madde olarak kullanılabileceği görülmüştür.
Anahtar kelimeler: radyasyon, akrilamid, vinil piridin, antibakteriyel kopolimer, bakteri.
Kaynaklar
[1] D. Saraydın, E. Karadag, O. Guven, Polymers For Advanced Technologies, 6 (1995) 719–726 1995
[2] El-R. Kenaway, FI Abdel-Hay, AA El-Magd, Reactive and Functional Polymers, 66 (2006) 419-429.
[3] M.Arslan, Yüksek Lisans Tezi, CÜ SBE, (2012), 1-55.
Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimince T441 no ile desteklenmiştir.
90
P29
KOMPLEKS KOASERVASYON YÖNTEMİYLE E VİTAMİNİ
İÇEREN MİKROKAPSÜL ÜRETİMİ
Elif Köksala, Fethiye Gödeb
Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya ABD, Isparta
b
Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edeb. Fak., Kimya Bölümü, Isparta
[email protected]
a
Mikrokapsülleme, bir katı partikülün, sıvı damlasının veya gaz kabarcığının bir film tabaka
oluşturacak maddeyle kaplanmasıdır [1]. Mikrokapsül, polimerik bir duvar ve bu duvar içerisinde
hapsedilmiş sıvı maddesinden oluşur. Eczacılıkta, sağlıkla ilgili ilaç, vitamin, krem, kozmetik gibi
bütün ürünlerde, mikrokapsüller son yıllarda kullanılmaya başlanmıştır [2].
Bu çalışmada, tokoferol (vitamin E) mikrokapsülleri, jelatin ve arap zamkı polimer karışımları
kullanılarak komplekskoaservasyon yöntemi ile oluşturulmuştur. Jelatin-arap zamkı duvarlı E
vitamin çekirdekli mikrokapsüllerin üretimi sırasında, emülsiyonu oluşturmak için yüzey aktif
madde (SDS) ve mikrokapsül duvarının çözünmezlik özelliği kazandırmak için çapraz bağlayıcı
(gluteraldehit) duvar materyallerine ilave edilmiştir. Mikrokapsülasyona etki eden parametrelerden,
polimer oranları, yüzey aktif maddenin miktarları, çekirdek (E vitamini) miktarları, çapraz
bağlayıcının miktarı, karıştırıcının tipi ve cinsinin etkileri araştırılmıştır. E vitaminli mikrokapsül
üretimi için en uygun çekirdek miktarının 4 g E vitamini, glutaraldehit miktarının 5 mL ve en
uygun jelatin / arap zamkı oranının 1: 1 olduğu belirlenmiştir.
Çalışma kapsamında üretilen mikrokapsüllerin morfoloji ve oluşumları optik mikroskop ve
taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile analiz edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikrokapsül, komplekskoaservasyon, E vitamini, jelatin-arap zamkı
Kaynaklar
[1]Çimen, E., 2007. Mikrokapsülleme Yöntemiyle Dokuma Kumaşlara Yeni Özellikler Katma Olanakları.
İstanbul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 62s, İstanbul.
[2]Övez, B., Yüksel, M., 2002. Parfümlerin Çapraz Bağlı Mikrokapsüllerden Yavaş Salgılanmaları. Ekoloji
Dergisi, 43(10), 26-29
91
P30
AAm/SMA/KARREGENAN/MONTMORİLLONİT HİBRİT
KOMPOZİT HİDROJELLERİNE SU ve BOYA SOĞURUMU
Erdener Karadağ, Banu Hasgül
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN
[email protected]
Hibrit kompozit malzemeler, inorganik ve/veya organik bileşenlerin değişik amaçlarla bir arada
tasarlanarak ortaya konduğu yeni ve özgün özelliklere sahip malzemelerdir. Bu tür malzemelerin
üretilmesinde çok sayıda yapay polimer, nişasta, karboksimetilselüloz, karragenan, ksantan gam,
akasia gam, sodyum aljinat vb. gibi doğal polimerler, gümüş ve altın içeren metal nanoparçacıklar,
kaolin, diatomit, mika, bentonit, montmorillonit, attapulgite, smektit, vermikulit, sersit, rektorit,
gibi killer/organo modifiye killer, zeolit, aktif kömür, odun kömürü, cam, sodyum silikat vb.
inorganik malzemeler kullanılır. Bu malzemelerin tasarlanması ile mekanik, ısısal, elektriksel,
optik ve yapısal özelliklerde iyileştirme sağlanabilir. Diğer yandan bu malzemelerin tasarımı ile
üretim maliyetlerinde de düşüşler gözlenebilir.
Bu çalışmada, akrilamid (AAm)/sodyum metakrilat(SMA) hidrojelleri, karragenan (KRN) içeren
AAm/SMA/KRN, montmorillonit (MMT) içeren AAm/SMA/MMT hibrit kompozit hidrojelleri ve
hem KRN, hem de MMT içeren AAm/SMA/KRN/MMT hibrit kompozit hidrojelleri sentezlenmiş
ve karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir. Çözelti ortamında serbest radikalik polimerleşme
tepkimeleri ile gerçekleştirilen sentezde, çapraz bağlayıcı olarak poli(etilen glikol) diakrilat
kullanılmıştır. FT-IR spektroskopisi ile spektroskopik karakterizasyon gerçekleştirilmiş, yüzey
görünümleri için SEM mikrografları da alınmıştır. 25oC’da dinamik şişme testleri uygulanarak
şişme karakterizasyonları yapılmıştır.
Çalışmada katyonik bir boyarmadde olan Safranin T (ST), model molekül olarak seçilmiş ve
hazırlanan kompozit hidrojellerin soğurum özellikleri araştırılmıştır. Bilinen kütlelerde AAm/SMA,
AAm/SMA/KRN, AAm/SMA/MMT ve AAm/SMA/KRN/MMT hidrojelleri sabit ve farklı
derişimlerdeki ST’nin sulu çözeltileri ile 25oC’da dengeye gelene dek etkileştirilmiştir. Denge
adsorpsiyon izotermleri oluşturularak soğurumun temelleri araştırılmıştır. Soğurum çalışmaları
sonucunda AAm/SMA hidrojelleri %65,16-83,18; AAm/SMA/KRN hidrojelleri %85,52–86,03,
AAm/SMA/MMT hidrojelleri %62,38–81,51; AAm/SMA/KRN/MMT hidrojelleri ise %87,2585,69 oranında ST soğurumu göstermiştir.
Bu bilgiler ışığında, sentezlenen hidrojellerin potansiyel bir adsorban olarak su arıtma
teknolojilerinde, tarımsal alanlarda, su taşıyıcı sistemlerde ve çevrede yer alan boyarmaddelerin
oluşturacağı kirliliğin giderilmesinde kullanılabileceği ileri sürülebilir.
Anahtar kelimeler; Hidrojel, akrilamid/sodyum metakrilat, kompozit, şişme, soğurum, Safranin T.
Kaynaklar
[1] S. Kundakcı, E. Karadağ, Polymer Bulletin 71 (2014) 351-370.
[2] V.V. Panic, S.J. Velickovic, Separation & Purification Technology 122 (2014) 384-394.
[3] G.R. Mahdavinia, A. Asgari, Polymer Bulletin 70 (2013) 2451-2470.
[4]-G. Jing, L. Wang, H. Yu, W. Amer, L. Zhang, Colloids & Surfaces A: Physicochemical and Engineering
Aspects 416 (2013) 86-94.
[5] C.S. Patrickios, Macromolecular Symposia 291-292 (2010) 1-11.
[6] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Reactive & Functional Polymers 68 (2008) 458-473.
[7] Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Polymers for Advanced Technologies 18 (2007) 483-489.
[8] A. Li, A. Wang, European Polymer Journal 41 (2005) 1630-1637.
Teşekkür; FEF 13 029 proje nolu bu çalışma, Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
Komisyonunca desteklenmiştir.
92
P31
STEROİD MERKEZLİ A3B-TİPİ YILDIZ POLİMERLERİN
KLİK KİMYASI VE HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU
YÖNTEMLERİ İLE SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
Erdinç Doğancıa,b, Mesut Görürc, Cavit Uyanıkd,e, Faruk Yılmaza*
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye
b
Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye
c
İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Kimya Bölümü, 34720 İstanbul, Türkiye
d
Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, 41380 Kocaeli, Türkiye
e
Kimya Enstitüsü, TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, 41470, Gebze, Kocaeli, Türkiye
[email protected]
a
Farklı kollu yıldız polimerler (mictoarm), farklı molekül ağırlığa ve kimyasal kompozisyona sahip
lineer polimer zincirlerinin bir merkez çekirdeğe bağlı olduğu dallanmış yapılardır. Farklı kollar,
bu tür yıldız polimerlere katı ve sıvı hallerde değişik özellikler kazandırır. Bundan dolayı, farklı
kollu yıldız polimerlerin sentezi akademik çevrelerde araştırma konusu olmuştur [1,2]. Bu
çalışmada, klik kimyası ve halka açılma polimerizasyonu yöntemleri kullanılarak üç kolu poli(εkaprolakton) (PCL) ve bir kolu poli(etilen glikol) (PEG), poli(metil metakrilat) (PMMA) veya
polistiren (PS) lineer polimerlerinden oluşan steroid merkezli A3B tipi (mictoarm) yıldız
polimerler hazırlandı (Şekil 1). Yıldız polimerlerin yapıları FT-IR, 1H NMR teknikleri ile
doğrulandı ve ortalama molekül ağırlıkları GPC ile analiz edildi.
Şekil 1. Steroid merkezli A3B-tipi yıldız polimerlerin şematik gösterimi.
Kaynaklar
[1] K. Khanna, S.Varshney, A.Kakkar, Polym. Chem. 1 (2010) 1171–1185.
[2] N.H. Aloorkar, A.S. Kulkarni, R.A. Patil, D.J. Ingale, International Journal of Pharmaceutical Sciences
and Nanotechnology 5 (2012) 2 1675-1684
93
P32
KOLESTEROL SONLU VE YILDIZ ŞEKİLLİ
POLİ(ε-KAPROLAKTON) SIVI KRİSTAL POLİMERLERİN
MEZOMORFİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Erdinç Doğancıa,b, Derya Davarcia, Cavit Uyanıkc,d, Faruk Yılmaza*
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye
b
Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye
c
Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, 41380 Kocaeli, Türkiye
d
Kimya Enstitüsü, TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, 41470, Gebze, Kocaeli, Türkiye
[email protected]
a
Kolesterol gruplarına sahip sıvı kristal polimerler, özellikleri itibari ile biomedikal ve non-lineer
optik ya da elektro optik materyallar gibi farklı alanlarda oldukça dikkat çekmektedir [1,2]. Bu
çalışmada, kolesterol uçlu ve yıldız şekilli poli(ε-kaprolakton) (bir kollu (1LPCL-Chol), iki kollu
(2LPCL-Chol), 3 kollu (3SPCL-Chol), dört kollu (4SPCL-Chol, Şekil 1) ve altı kollu (6SPCLChol)) polimerler halka açılma polimerizasyonu (ROP) ve “klik kimyası” teknikleri kullanılarak
dört basamakta sentezlendi. Birinci basamakta, ε-kaprolakton (ε-CL) monomerinin halka açılma
polimerizasyonunda farklı sayıda hidroksil gruplarına sahip bileşikler başlatıcı olarak kullanılarak
mezkez önce (core first) yaklaşımıyla yıldız polimerler sentezlendi. Daha sonra, elde edilmiş yıldız
PCL polimerlerin hidroksil uç grupları sırasıyla bromür ve azide dönüştürüldü. Son basamakta,
“klik” kimyası tekniği kullanılarak yıldız şekilli polimerlerin uçları mezomorfik özelliğe sahip
kolesterol grupları ile fonksiyonlandırıldı. Elde edilen sıvı kristal özelliğe sahip yıldız şekilli PCL
polimerlerin yapıları FT-IR, 1H NMR ile doğrulandı ve mezomorfik özellikleri DSC, polarize optik
mikroskop (POM) ve küçük açılı X-ışını saçılması (SAXS) ile araştırıldı.
Şekil 1. Kolesterol sonlu ve dört kollu yıldız PCL polimerinin POM görüntüsü.
Kaynaklar
[1] S.W. Cha, J.I. Jin, D.C. Kim, W.C. Zin, Macromolecules 31 (2001) 5342-5348.
[2] L. Zhang, Q.R. Wang, X.S. Jiang, S.X. Cheng, R.X. Zhuo, J. Biomater. Sci. Polymer Edn. 19 (2005)
1095-1108.
94
P33
SİLİSYUM YÜZEYİNDE POLİ(AKRİLOİLMORFOLİN)
FIRÇALARIN SENTEZİ VE POLİMERİZAYON KİNETİĞİNİN
İNCELENMESİ
Esma Kılıcer, Dilek Cimen, Adem Zengin, Tuncer Caykara
Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi, 06500, Teknikokullar-Ankara
[email protected]
Polimerik fırçalar polimerlerin uygun yüzeylere kovalent bağlanması veya adsorbe olmasıyla elde
edilen yapılardır. Polimerik fırçaların hazırlanmasında yüzeye aşılama ve yüzeyde aşılama
yöntemleri kullanılmaktadır. Yüzeyden aşılama yönteminde monomerin büyüyen aktif polimer
zincirine difüzlenmesinin kolay olması sonucu daha yüksek yüzey derişimin de ve daha homojen
yüzeyler elde edilmektedir.[3,4] Bu yöntemde Atom Transfer Radikal Polimerizasyonu, Azot
Vasıtalı Polimerizasyon, Tersinir Katılma-Ayrılma Zincir Transfer Polimerizasyonu (RAFT)
yüzeyde polimer sentezi için sıklıkla kullanılmaktadır. RAFT, birçok monomer için uygulanması,
sentez sonrasında RAFT ajanı kalıntısının kolayca uzaklaştırılabilmesi gibi avantajlarından dolayı
tercih edilmiştir.[1,2]
Bu çalışmada öncelikle1,2-epoksi-9-deken molekülü UV ışığı kullanılarak silisyum yüzeyine
kovalent olarak bağlandı. Daha sonra, RAFT ajanı olarak kullanılacak Bis-2PropiyonikAsitTritiyokarbonat (BPAT) sentezlendi ve GA-FTIR, 1H-NMR, 13C-NMR ve LC/MS
teknikleri ile karakterize edildi. BPAT silisyum yüzeyindeki 1,2-epoksi-9-deken molekülüne halka
açılması reaksiyonu ile bağlandı. Akriloilmorfolinin yüzey vasıtalı RAFT polimerizasyonu ile
polimerleşmesi sağlanarak silisyum yüzey üzerinde poli(akriloilmorfolin) [poli(ACM)] fırçalar
sentezlendi. Yüzeylerin karakterizasyonu ATR-FTIR, XPS, Su Değme Açısı Ölçümü, Elipsometri
ve AFM ile gerçekleştirildi. Farklı sürelerde sentezlenen serbest polimerin mol kütlesi 1H-NMR ile
belirlendi. Molekül ağırlığı ve elipsomerik kalınlık verileri kullanılarak Poli(ACM)`ninbağlanma
yoğunluğu ve yüzeydeki zincirler arası uzaklık hesaplanarak kinetik analizi gerçekleştirildi.
Anahtar kelimer: poli(akriloilmorfolinin),polimerik fırça
Kaynaklar
[1] W.A.Braunecker,K.Matyjaski,Prog.Polym.Sci,32(2007)93-146.
[2] J.Jagur-Grodzinski,Reactive and Functional Polymers ,49,(2001) 1-54
[3] H.Kitano et al. ,EuropeanPolymerJournal48(20012) ,1875-1882.
[4] L.T.Ströver et al,Polymer,54(2013),1305-1317.
Teşekkür:Bu çalışma TÜBİTAK tarafından KBAG-113Z242 nolu proje olarak desteklenmiştir.
95
P34
BENZOFURAN İÇEREN YENİ BİR METAKRİLAT MONOMERİ:
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU, HOMOPOLİMERİZASYON VE
KOPOLİMERİZASYONDA KULLANILMASI
Esra Barıma, Cumhur Kırılmışb ve Mustafa Değirmencia
Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Şanlıurfa, 63190, Türkiye
Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Adıyaman, 02040, Türkiye
[email protected]
a
b
Benzofuranlar sayısız uygulama alanları olan bisiklik halkalı yapılardır. Antibakteriyel, antifungal
aktivite, anjiyogenez inhibitör özelliği olan kuvvetli biyolojik aktif maddelerdir [1]. Birçok doğal
üründe var olduğu bilinen benzofuranlar, son yıllarda ilaç kimyası ve organik kimya alanında da
dikkat çekmiş ve yeni sentezlenen benzofuran türevlerinin; kimyasal tarım ilaçlarında, tıbbi
ilaçlarda, kozmetikte ve optik parlatıcılarda uygulama alanı bulduğu görülmüştür [2]. Akrilat ve
metakrilat türü polimerler ise diş dolguları [3], ortopedi [4] ve yumuşak dokuya uyumlu
malzemelerin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Benzofuran içeren metakrilat polimerlerinin
de bu alanlarda uygulama bulacağı bir gerçektir.
Bu çalışmada 1-klorasetonun 2-siyanofenol ile baz varlığında reaksiyonundan 1-(3-amino-1benzofuran-2-il)etanon sentezlendi ve ardından 0-5 oC’ de metakriloil klorürle etkileştirilerek
benzofuran içeren yeni bir metakrilat monomeri elde edildi. Sentezlenen bu monomerin
homopolimerizasyonu,
serbest
radikalik
katılma
polimerizasyonu
metoduyla
o
AIBN(Azobisisobütironitril) başlatıcısı varlığında 70 C’ de ve 1,4-dioksan çözücüsünde
gerçekleştirildi. Daha sonra bu monomerin metil metakrilat ile farklı monomer bileşimlerinde bir
seri kopolimeri hazırlandı. Sentezlenen monomer ve polimerlerin karakterizasyonu FT-IR, 1HNMR, 13C-NMR, GPC, DSC ve TGA teknikleri kullanılarak yapıldı. Kopolimer bileşimleri 1HNMR spektroskopisiyle belirlendi. Ayrıca monomer reaktivite oranları da hesaplandı.
CH3
H2C
O
NH2
NH
O
O
CH3
CH2
+
O
Cl
O
Aseton
0-5 oC
O
CH3
CH3
CH3
H2C
.
CH2 C
O
.
O
NH
n
NH
O
AIBN\ Dioksan
O
70 oC
O
CH3
O
CH3
Anahtar kelimeler: Benzofuran, metakrilat polimer, kopolimerizasyon, reaktivite oranı
Kaynaklar
[1] K. C. Ryu. L. A. Song. Y. Jlee. A. J. Hong. H. J. Yoon. A. Kim. Bioorganic & Medicinal Chemistry
Letters, 20, (2010), 6777-6780.
[2] A. D. B. Kumar. G. K. Prakash. M. N. Kumaraswamy. B. P. Nandeshwarappa. B. S. Sherigara. K. M.
Mahadevan. Indian Journal of Chermistry, 45, (2006), 1699-1703.
[3] M. G. Tu. W. M. Liang. T. C. Wu. S. Y. Chen. Journal of Dental Sci, 4, (2009), 178-186.
[4] T. Jaeblon. J. Am. Acad. Orthop. Surg., 18, (2010), 297-305.
96
P35
POLİ(LAKTİK ASİT)/KİL NANOKOMPOZİTLERİ
Esra Özdemira, Teoman Tinçera,b, Jale Hacaloğlua,b
Polimer Bilim ve Teknolojisi Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye;
b
Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye
[email protected]
a
Son yıllarda, çevresel kaygılardan dolayı poli(laktik asit) (PLA) gibi biyobozunur polimerler
giderek artan öneme sahip olmuşlardır.Poli(laktik asit)yenilenebilir kaynaklardan hazırlanıp yüksek
kopma dayanımı, kolay işlenebilirlik, elastik modülgibi özellikler gösterse de kopma uzamasının
düşüklüğü, yüksek gaz geçirgenliği gibi özellikleri endüstriyel kullanımını kısıtlamaktadır.[1] Bu
sebeple de bu eksikliklerinin giderilmesi çalışmaları daha çok önem kazanmıştır. Eksik özelliklerin
güçlendirilmesi amacıyla nano kil, karbon nanotüp, nano SiO2 gibi farklı parçacıklar kullanılarak
nanokompozitler hazırlanmaktadır.
Bu çalışmada ise matriks olarak poli(laktik asit) ve katkı maddesi olarak Cloisite 30B, Cloisite 20A
ve Cloisite 15A isimlimontmorillonitler kullanılarak nanokompozit malzemeler üretilmiştir.
Çalışmada nanokompozitler, PLA ile organik olarak modifiye edilmiş üç farklı kil %1, %3, ve
%5’lik oranlarda karıştırılarak enjeksiyon kalıplama ile hazırlanmıştır.Çekme testi cihazı,
diferansiyel taramalı kalorimetre(DSC), geçirimli elektron mikroskobu(TEM) ise
nanokompozitlerin karakterizasyonu için kullanılmıştır. Sonuçlara göre kullanılan kil
türüne bağlı olarak yapraklanmış ve tabakalanmış nanokompozitler elde edilmiş olup
termal olarak daha kararlı yapılar elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Polilaktik asit, nanokil, montmorillonit, mekanik özellik
Kaynaklar
[1] P. Krishnamachari.; J. Zhang.; J. Lou.; J. Yan.; L. Uitenham. Internal Journal of Polymer Analysis and
Characterization, 14:4, (2009), 336-350
97
P36
POLİÜRETAN ESASLI MAKROGÖZENEKLİ KOLONDOLGU
MADDELERİNİN SENTEZİ VE AYIRMA PARAMETRELERİNİN
BELİRLENMESİ
Emine Süra Kazmaza, Süleyman Köytepea, Turgay Seçkina
a
İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA
[email protected]
HPLC uygulamalarındaki ayırma, yüzey etkileşimlerinden yararlanılarak yapılır ve adsorban
çeşidine ve özelliklerine bağlıdır [1]. Modern HPLC adsorbentleri geniş yüzey alanına sahip,
küçük, rijit yapıdaki partiküllerdir. Genellikle sabit faz HPLC’de örneğe ait türlerin ayrımının
gerçekleştiği temel bileşendir. Bu bileşenin özelliği ve ayırım yeteneği HPLC cihazının
üstünlüğünü ortaya koyar. Literatürde bu amaçla hazırlanmış pek çok kolon dolgu maddesi
bulunmaktadır [2]. Örneğin monolitik silika yapıları, çapraz bağlı polistiren ve çapraz bağlı küresel
morfolojili bazı polimer türleri bu alanda en çok kullanılan türlerdir. Çalışma kapsamında öncelikle
monolitik silika yapılar hazırlanmıştır. Bu silika yapıların yüzey hidroksillerinin kullanılması ile
çapraz bağlı poliüretan yapısı elde edilmiş ve HPLC kolonlarındaki sabit faz olarak
kullanılabilirliği araştırılmıştır.
Bu çalışma kapsamında Öncelikle sol-jel yöntemi ile mikrogözenekli küresel silika yapıları
hazırlanmıştır. Bu yapıların yüzey hidroksil grupları kullanılarak farklı izosiyanatlar ile poliüretan
şeklinde polimerleşmesi sağlanmış ve poliüretan yapısında çözünmez karakterli kolon dolgu
maddeleri sentezlenmiştir. Ayrıca hazırlanmış olan silika-poliüretan kompozit malzemelerde,
yüksek gözenek yapısı yanında, termal dayanım, kolay şekillendirilebilme, hızlı adezyon ve düşük
maliyet gibi pek çok özelliği de kazandığı görülmüştür. Elde edilen kolon dolgu malzemelerinin
yapısal karakterizesyonları FTIR, elementel analiz, X-ray ve SEM teknikleri ile gerçekleştirilmiştir.
DSC, TGA ve DTA teknikleri ile termal kararlılıkları belirlenmiştir.
Şekil 1. Poliüretan-silika partiküllere ait SEM görüntüsü ve temel ayırım kromatogramları.
Sentezi gerçekleştirilen kolon dolgu maddeleri 15 cm’lik çelik HLPC kolonlarına doldurularak,
benzen, toluen, etilbenzen ve fenol karışımlarının analizinde denenmiştir. Sonuç olarak elde edilen
poliüretan esaslı kolon dolgu maddelerinin ticari kolon dolgu maddelerine oranla daha etkin bir
ayırma yeteneği olduğunu fakat analat türlerin kolonu daha geç terk ettiği belirlenmiştir (şekil 1).
Anahtar kelimeler: Kolon dolgu maddesi, kromatografi, poliüretan.
Kaynaklar:
[1] U.D. Neue, HPLC Columns: Theory, Technology, and Practice, Wiley, New York 1997.
[2] J.H. Knox, J. Chromatogr. A, 960, (2002) 7 – 18.
98
P37
POLİ(2-HİDROKSİ-3-NAFTOKSİ PROPİL METAKRİLAT)’ IN
TERMAL DEGRADASYONU VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
Fatih Biryan, Kadir Demirelli
Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ
[email protected]
Bu çalışmada ilk olarak α-naftol ile epiklorhidrin kullanılarakepoksit uçlu 2,3-epoksi-3naftoksi propanbileşiği sentezlendi. Sentezlenen bu bileşik metakrilik asit ile halka
açılmaya uğratılarak monomer (2-Hidroksi-3-naftoksi propil metakrilat) sentezlendi.
Monomerin polimerleştirilmesi Serbest Radikalik yönteme uygun olarak gerçekleştirildi.
Monomer ve homopolimerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C NMR teknikleri kullanılarak
karakterize edildi. Polimerintermal bozunmasını incelemek amacıyla TGA-50 sistemi
kullanıldı. Elde edilen TGA eğrisinden, polimerin bozunmasıcaklıklığı 193oC olarak
belirlendi. Bozunmaya aktivasyon enerjisini hesaplamak amaçıyla belirli miktarlarda azot
atmosferinde ısıtılan polimer örnekleri 5, 10, 20, 30 ve 40oC/dk ısıtma hızlarında oda
sıcaklığından 500oC’ye kadar ölçüldü.Farklı ısıtma hızlarındaki bozunma eğrilerinden
yararlanarak, Flynn-Wall-Ozawa metoduna göre polimerin bozunmasına yönelik
aktivasyon enerjileri belirlendi [1]. Bu amaçla farklı ısıtma hızlarındaki TG eğrilerinden
1/T değerlerine karşılık logβ grafiğe geçirildi.Bozunmaya aktivasyon enerjisi 148,35
kJ/mol olarak belirlendi.Polimerin degradasyonuması sırasında oluşan ürünler soğuk halka
fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün belirleme GC-MS, FT-IR ve NMR teknikleriyle
karakterize edildi. Polimerin dielektrik özellikleri sıcaklığın ve frakansın bir fonksiyonu
olarak incelendi [2].
Anahtar kelimeler: Degradasyon, aktivasyon enerjisi, dielektrik özellik
Kaynaklar
[1] Doğan, F., Akat, H., Kaya, I., 2008. ChineseJournalPolymerScience, 26, 1, 47-53
[2] Öz, K., 2007. Poliindol/Poli(Vinil Asetat) KompozitlerinElektroreolojik Özelliklerinin Araştırılması,
Yüksek Lisans Tezi, Gazi ÜniversitesiFen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilimdalı, Ankara.
99
P38
RADİKALİK KOPOLİMERİZASYON İLE 2-HİDROKSİ-3-(4NİTROFENOKSİ) PROPİL METAKRİLAT VE BENZİL
METAKRİLATIN MONOMER REAKTİVİTE ORANLARININ
BELİRLENMESİ VE DİELEKTRİK ÖZELLİKLERİN
İNCELENMESİ
Fatih Biryan, Kadir Demirelli
Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ
[email protected]
Bu çalışmada ilk olarak 1,2-epoksi-3-(4-nitrofenoksi) HNFPMApropil metakrilat metakrilik asit ile
halka açılmaya uğratılarak monomer (2-hidroksi-3-(4-nitrofenoksi) propil metakrilat) sentezlendi.
Monomerin polimerleştirilmesi Serbest Radikalik yönteme uygun olarak gerçekleştirildi. Daha
sonra monomer reaktivite oranı hesabı için Benzil metakrilat ile farklı bileşimlerde kopolimerler
hazırlandı. Monomer,homopolimer ve kopolimerlerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C NMR teknikleri
kullanılarak karakterize edildi.Kelen-Tüdös yöntemi ile monomer reaktivite oranları bulunurken
başlangıç monomeroranlarından ve kopolimerdeki monomer oranlarından faydalanarak K-T
parametreleri hesaplandı[1]. Hesaplanan bu parametrelerden η ve ε değerleri ve ξ=0 için de η
değeri bulunur. Budeğerler yukarıdaki formülde yerine konarak r1 ve r2 değerleri
hesaplandı.HNFPMA için reaktivite oranı r1: 0,861 Benzil metakrilat için reaktivite oranı r2: 1,06
olarak hesaplandı.
Polimerin termal davranışını incelemek amacıyla TGA eğrileri karşılaştırılmalı olarak
grafiğe geçirildi ve termal kararlılıkları belirlendi. Polimerin degradasyonuması sırasında
oluşan ürünler soğuk halka fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün belirleme GC-MS, FT-IR
ve NMR teknikleriyle karakterize edildi. Polimerin dielektrik özellikleri sıcaklığın ve
frakansın bir fonksiyonu olarak incelendi [2].
Anahtar kelimeler: Degradasyon, reaktivite oranı, dielektrik özellik
Kaynaklar
[1] Kelen, T.,Tudos, F., 1975. Analysıs Of Lınear Methods For Determınıng Copolymerızatıon Reactıvıty
Ratıos.1. New Improved Lınear Gaphıc Method, Macromol. Sci.Chem., A 9 (1), 1-27
[2] Öz, K., 2007. Poliindol/Poli(Vinil Asetat) KompozitlerinElektroreolojik Özelliklerinin Araştırılması,
Yüksek Lisans Tezi, Gazi ÜniversitesiFen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilimdalı, Ankara
100
P39
2,4-DİHİDROKSİASETOFENONDAN TÜRETİLMİŞ YENİ TÜR
POLİ(FENOKSİ-KETİMİN) SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Fatma Gül Yeşilbayraka, Hacı Ökkeş Demira
a
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,
Kahramanmaraş
[email protected]
Polifenoller paramagnetiklik, elektriksel yarı iletkenlik, elektrokimyasal hücrelerde kullanım ve
yüksek enerji etkilerine dayanıklılık gibi kullanışlı özelliklere sahiptir. Bu özelliklerinden dolayı
polifenoller, yüksek sıcaklıkta yüksek kararlılığa sahip malzemelerin, termostabilizatörlerin, grafit
malzemelerin, epoksi oligomerlerin ve blok kopolimerlerin, fotorezistlerin, antistatik ve aleve
dayanıklı malzemelerin yapımında kullanılmıştır. Polifenollerin birçok fonksiyonel gruplu türevi
sentezlenmiş olmasına rağmen, yeni özellikteki malzemelerin elde edilmesi bakımından farklı
fonksiyonel gruplara sahip polifenollerin sentezi, günümüzde ki güncelliğini korumaktadır.
Bu çalışmada, yapısında iki hidroksi grubu (-OH) ile birlikte ketimin (-(CH3)C=N) yan gruplu
fenol türevi olan 4-[1-(2-fenilhidrazono)etil]benzen-1,3-diolün (2,4-PHEBdi) NaOCl, hava oksijeni
ve H2O2 yükseltgenleriyle sulu bazik ortamda oksidatif polikondenzasyon (OP) reaksiyon şartları
çalışıldı. Optimum reaksiyon şartları belirlendi. Ürünler UV-Vis, FTIR ve 1H-NMR gibi
spektroskopik yöntemlerle ve GPC (Jel Geçirgenlik Kromatoğrafisi) tekniğiyle karakterize edildi.
Ayrıca elde edilen ürünlerin termal, elektriksel iletkenlik, floresans, magnetik ve antimikrobiyal
özellikleri araştırıldı. Optimum reaksiyon şartlarına göre en yüksek dönüşüm hava oksijeniyle
gerçekleşti.
101
P40
PLASTİKLEŞTİRİLMİŞ POLİ(LAKTİK ASİT)’İN ALEV
DAYANIMININ FOSFAT BAZLI KATKI MADDELERİ İLE
İNCELENMESİ
Fatma Yemişcia, N. Gamze Karslıa, Sertan Yeşilb, Ayşe Aytaça,c
Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli
b
Roketsan Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş., 06780, Ankara
c
Kocaeli Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı, 41380 Kocaeli
[email protected]
a
Son yıllarda petrol temelli enerji kaynaklarının giderek azalması ve çevre kirliliği gibi nedenlerle
biyobozunur polimerlere olan ilgi artmıştır. Biyobozunur polimerler arasında hem ekonomik olarak
üretilebilmesi hem de performans özelliklerinin diğerlerine göre üstün olması nedeniyle poli(laktik
asit) (PLA) öne çıkmaktadır [1]. Ancak, PLA, kimyasal bileşimi ve kendine özgü moleküler yapısı
sebebiyle diğer sentetik polimerler gibi kolay alevlenebilir özelliktedir [2]. Bu nedenle PLA’nın
çeşitli alanlarda (otomotiv, elektronik gibi) kullanılabilmesi için yanma dayanımının arttırılması
gerekmektedir. Fakat, bu konu ile ilgili literatürde yapılan çalışma sayısı hala sınırlıdır. Literatürde
yapılan çalışmalar incelendiğinde; PLA’ya katılan alev geciktirici katkılarla, yanma dayanımının
arttırılması sağlanırken mekanik özelliklerinin azaldığı görülmüş ve plastikleştiricilerin
kullanılması gerektiği önerilmiştir [3].
Bu çalışmada PLA’ya az miktarlarda fosfat bazlı alev geciktirici katkı maddeleri ve plastikleştirici
olarak PEG eklenerek, PLA’nın alev dayanımı ve tokluğunun aynı anda geliştirilmesi
amaçlanmıştır. Alev geciktirici katkı maddeleri olarak; amonyum polifosfat (APP), bor fosfat (BP)
ve tri-fenil fosfat (TPP) kullanılmıştır. Bu katkı maddelerinden bor fosfat laboratuvarlarımızda bor
ve fosfat içeren ham maddelerden mikrodalga enerjisi yöntemi kullanılarak sentezlenmiştir.
Ağırlıkça %10 PEG içeren PLA/PEG karışımı üretilmiş ve bu bileşim diğer bileşenler için kontrol
numunesi olarak kullanılmıştır. Daha sonra PLA/PEG karışımına %10 yükleme oranında fosfat
bazlı katkı maddeleri tek tek eklenerek kompozitler hazırlanmıştır. Elde edilen kompozitlerin
çekme testi ile mekanik özellikleri, diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ile termal özellikleri ve
yatay yanma testi ile alev dayanımı belirlenmiştir. Bunun yanında malzemelerin morfolojileri
taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak incelenecektir. Yapılan mekanik testler
sonucunda kullanılan katkı maddeleri içinde en iyi uzama değeri %10 TPP içeren karışımda
gözlenirken en iyi yanmazlık özelliği % 10 APP içeren karışımda gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: PLA-PEG Karışımları, Alev geciktiricilik, Fosfat bazlı katkı malzemeleri
Kaynaklar
[1]W. DE-YI, A. Leuteritz, Y.Z. Wang, U. Wagenknecht, G. Heinrich, Polymer Degradation and Stability,
95, (2010), 2474-2480.
[2] Y.P. SONGA, D.Y. Wanga, X.L. Wanga, L. Lina, Y.Z. Wang, Polymers For Advanced Technologies, 22,
(2011), 2295–2301.
[3] S. SOLARSKI, F. Mahjoubi, M. Ferreira, E. Devaux, P. Bachelet, S. Bourbigot, Journal of Materials
Science, 42, (2007), 5105-5117.
Bu çalışma TÜBİTAK tarafından “213M396” no’lu proje ile desteklenmiştir.
102
P41
EKSTRAKSİYON VE BOYAMA KOŞULLARINI OPTİMİZE
EDEREK CEVİZ KABUKLARININ POLİESTER VE POLİESTERVİSKON KARIŞIMI KUMAŞLARI BOYAMA POTANSİYELİNİN
İNCELENMESİ
Ferda Eser, Ebru Aktaş, Adem Önal
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Doğal Boyalar Uygulama ve Araştırma Merkezi, 60240, Tokat
[email protected]
Sentetik boyalar, petrokimyasal kaynaklardan sentezlenerek elde edildiğinden kullanılan
kimyasallar çevre ve insan sağlığı açısından zarar teşkil etmektedir. Bu nedenle, son yıllarda geri
dönüşümlü, daha az toksik ve çevre dostu doğal boyalara ilgi giderek artmaktadır [1,2]. Bunun
sonucu olarak doğal boyar madde içeren yiyecek, içecek ve bitki atıklarının tekstil ürünlerinin
renklendirilmesinde kullanılarak tekstil endüstrisi açısından düşük maliyetli doğal boyar madde
kaynaklarının kullanılması önem arz etmektedir [3].
Çalışmada ceviz kabuklarınınpoliester ve poliester-viskon(%60-%40) karışımı kumaşları boyama
potansiyeli incelenmiştir. Bu bağlamda, öncelikle ceviz kabuğundaki boyar maddenin
ekstraksiyonu için farklı flotte oranı, ekstraksiyon sıcaklığı, ekstraksiyon süresi ve pH değerlerinde
çalışılarak optimum koşullar (80°C, 75 dk, M:L=1:30, pH=2) belirlenmiştir. Poliester ve poliesterviskon karışımı kumaşların boyanmasında boyama koşullarının optimizasyonu için farklı boyama
süreleri, mordanlar ve boyama metotları kullanılarak her bir kumaş için maksimum renk şiddetinin
elde edildiği şartlar tayin edilmiştir. Poliester kumaş için en uygun boyama koşulu, 90 dk, birlikte
mordanlama yöntemi ile AlK(SO4)2·12H2O (şap) mordanı varlığında elde edilirken; poliesterviskon karışımı kumaşlar için 90 dk, birlikte mordanlama yöntemi kullanarak FeSO4·7H2O
mordanı ile elde edilmiştir. Boyalı numunelerin ışık, yıkama, kuru/yaş sürtme haslıkları incelenmiş
ve gri skala üzerinden değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre ceviz kabuklarının poliester
ve poliester-viskon karışımı kumaşların boyanmasında potansiyel bir doğal boyar madde kaynağı
olabileceği ortaya konulmuştur.
Anahtar kelimeler: ceviz, poliester, poliester-viskon, boyama
Kaynaklar
[1] E. Erkurt, A. Ünyayar,H. Kumbur.Process Biochemistry, 42, (2007), 1429-1435.
[2] R. Mongkholrattanasit, J. Kryštůfek, J. Wiener.Fibers Polym, 11,(2010), 346-350.
[3] T. Bechtold, R. Mussak, A. Mahmud-Ali, E. Ganglberger, S. Geissler.Journal of the Science of Food and
Agriculture, 86, (2006), 233-242.
103
P42
POLİ(STİREN-GLİSİDİL METAKRİLAT) LATEKSLERİN SENTEZİ,
MODİFİKASYONU, KARAKTERİZASYONU VE UYGULAMA
ÇALIŞMALARI
a
Funda Çıtak, bVural Bütün
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, aPolimer Bilim ve Teknoloji Bölümü,
b
Kimya Bölümü, 26480, Eskişehir, Türkiye
[email protected]
a
Son yıllarda bor kimyasında yapılan araştırmalar, bor ve bor bileşiklerinin adsorpsiyon ve
desorpsiyon çalışmaları üzerine yoğunlaşmıştır. Bilindiği gibi –OH grubu bor adsorpsiyon
prosesinde son derece etkili ve spesifik bir gruptur. Epoksi grubu halka açılması ile önemli bir
çift–OH kaynağı olarak kullanılabilmektedir. Bu nedenle, glisidol fonksiyonlu polimerik sistemler
borik asit ile şelatlaşmada en çok tercih edilen malzemelerdir[1]. Biz de bu çalışmamızda, GMA
katkılı stiren latekslerin sentezini, latekste bulunan epoksi grupların farklı kimyasallarla
etkileştirilmesi ile (özellikle amin grubu içeren polialkollarle) lateksin -OH zenginleşmesinin
sağlanması ve bor adsorplamakapasitesinin arttırılmasını amaçlamış bulunmaktayız. Bu amaçla,
0,1 mm çapında gözenekli poli(stiren-glisidil metakrilat) lateksleri (PSGMA) su/toluen ortamında
süspansiyon polimerizasyonuyla sentezlenmiş ve ardından N-metil-D glukamin ve 2-amino-2(hidroksimetil)-1,3-propandiol (Tris Base) ile iki farklı modifikasyona tabi tutulmuştur. Elde edilen
bu yeni gözenekli ve –OH zengin lateksler (MPSGMA) uygun pH ortamında [2] sulu çözeltiden
BA adsorpsiyon prosesinde başarılı bir şekilde kullanılmıştır.
Termogravimetrik analiz
çalışmalarımız sonucunda N-metil-D glukamin ile modifiye edilen PSGMA latekslerinde %10
B2O3, Tris Base ile modifiyesi sonucunda %6,8 B2O3 kalıntısı gözlemlenmiştir. MPSGMA
latekslerin fazla miktarda fonksiyonel grup bulundurmasından dolayı N-metil D glukamin ile
modifiye edilen lateklerin BA yüklemesinde daha başarılı sonuç verdiği görülmüştür.
Sonuç olarak, BA yüklü lateks dispersiyonları biyoteknolojiyi de kapsayan birçok alanda
kullanılabilmektedir. Bu açıdan hem yüzey alanı artışı sağlamak hem de uygulamada
etkinlik açısından ebatların küçültülmesi gerekecektir. İlerleyen çalışmalarımız,
sentezlenen PSGMA lateks partiküllerinin daha küçük ebatlara çekilmesi, gözenekli
yapının korunup fonksiyonel grup sayısı arttırılarak, BA yükleme kapasitesinin
arttırılmasına yönelik olacaktır. Böylece MPSGMA lateks partikülleri/dispersiyonları
ahşap korumasında antimikrobiyaldispersanlar veya alev geçiktiriciler gibi birçok alanda
rahatlıkla ve etkin bir şekilde kullanılabilecektir.
Anahtar Kelimeler: Borik asitadsorpsiyonu, poli(stiren-glisidilmetakrilat)
Kaynaklar
[1]M. Gazi. , N.Bıçak., Reactive & Functional Polymers, 67, (2006). 936–942.
[2]H. Zerze. , H.O.O., N. Bicak. , N. Aydogan, L. Yilmaz , Desalination, 310, (2013), 169–179.
104
P43
AAm/APTAC HİDROJELLERİNİN SU VE BOYARMADDE
SOĞURUM KAPASİTELERİNİN ARAŞTIRILMASI
Gözde Çetin, Semiha Kundakcı, Erdener Karadağ, Ömer Barış Üzüm
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN
[email protected]
Ağ yapılı, çapraz bağlı polimerik sistemler olan hidrojellerin çok iyi su tutucu olmalarının yanı sıra
bazı uygulamalarda çok iyi adsorplayıcı olarak kullanıldığı da bilinmektedir. Hidrojellerin mekanik
olarak daha dayanıklı olabilmeleri için kullanılan etkili bir yöntem “yarı-IPN’’ hazırlamaktır. YarıIPN’ler, bir arada bulunan polimer zincirlerinden sadece birisinin çapraz bağlı olduğu yapılardır.
Düz zincirli olan polimer zincirleri, çapraz bağlı yapının gözeneklerinde dolaşmış durumda
bulunur[1,2]. Bu çalışmada, çapraz bağlı polimer üretiminde yaygın kullanılan akrilamid ile yeni
polimerik taşıyıcı/soğurucu hidrojellerin ve yarı-IPN’lerin üretimi amaçlanmıştır. Hidrojeller ve
yarı-IPN’ler, yardımcı monomer olarak (3-akrilamidopropil)trimetil amonyum klorür (APTAC),
çapraz bağlayıcı olarak etilen glikol dimetakrilat (EGDMA) kullanılmasıyla çözelti ortamında
serbest radikal polimerleşmesi ile hazırlanmıştır. Yarı-IPN yapının sentezlenmesi için poli(vinil
alkol) (PVA) kullanılmıştır. Hazırlanan kimyasal çapraz bağlı polimerlerin spektroskopik
özellikleri FT-IR spektroskopisi ile incelenmiş ve Taramalı Elektron Mikroskopi (SEM)
yöntemiyle gözenek yapısı aydınlatılmıştır. Çapraz bağlı kopolimerlerin şişme özelliklerini
araştırmak amacıyla 25oC’da gerçekleştirilen dinamik şişme testleri sonucunda PVA içermeyen
hidrojeller %1187-7633 oranında şişme gösterirken, PVA içeren yarı-IPN hidrojeller için %7823257 arasında değişen şişme oranları elde edilmiştir. Ayrıca, denge su içeriği, difüzyon üsteli,
difüzyon sabiti ve difüzyon katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır[3,4]. Hidrojellerin ve yarıIPN’lerin soğurum özelliklerinin araştırılması amacıyla model molekül olarak kalkon karboksilik
asit (CCA) gibi anyonik bir boyarmadde seçilmiş ve soğurum ile ilgili temel parametreler
hesaplanmıştır[5]. Sentezlenen hidrojellerin, istenmeyen suyun uzaklaştırılmasında ve anyonik
esaslı kirlilik içeren atık suların arıtılmasında polimerik adsorban olarak kullanılabileceği
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: hidrojel, yarı-IPN, şişme, soğurum.
Kaynaklar
[1] L. Ninni, V. Ermatchkov, H. Hasse, G. Maurer. Fluid Phase Equilibria, 337, (2013), 137– 149.
[2] S. Zhao, M. Cao, H. Li, L. Li, W. Xu. Carbohydrate Research, 345, (2010), 425-431.
[3] E. Karadağ, S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm. Poly-Plas Technology & Engineering, 48, (2009), 1217-1229.
[4] H.S. Samanta, S.K. Ray, Carbohydrate Polymers, 99, (2014), 666– 678.
[5] Y.N. Patel, M.P. Patel. Journal of Macrom. Sci., Part A: Pure and Appl. Chem., 49, (2012), 490–501.
Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenmiştir. Proje
No: FEF 11008
105
P44
HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONUYLA POLİ ETERİK
YAPIDA POLİMERİN HAZIRLANMASI VE ADSORPSİYON
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Gülben Torğut, Güzin Pıhtılı, Kadir Demirelli
Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ
[email protected]
Bu çalışmada ilk olarak Sn(Oc)2 kullanılarak halka açılma polimerizasyonu ile hidroksil uçlu
poli(1,2-epoksi-3-fenoksi propan) bileşiği sentezlendi. Sentezlenen eterik yapılı homopolimer FTIR, 1H ve 13C NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi. Bu homopolimerin klorasetil klorür
ile açillenmesiyle oluşan -Cl ucunun dietanol aminle modifiye edilmesi sonucu oluşan polimerinin
bromkresol yeşili, alizarin sarısı ve metilen mavisiyle boyar madde adsorpsiyon özellikleri
araştırıldı. Öncelikle sırasıyla 66 ppm, 11,5 ppm ve 140 ppm konsantrasyonlarında boyar madde
çözeltisi hazırlandı ve bu çözeltiler için UV-VIS cihazı yardımıyla kalibrasyon grafiği çizildi.
Farklı zamanlarda polimerin tuttuğu boya miktarları hesaplandı ve zamanın bir fonksiyonu olarak
grafiğe geçirildi [1]. Polimerin her üç boyar madde için adsorpsiyon izotermleri, adsorpsiyon
termodinamiği ve adsorpsiyon kinetiği incelendi. 298 K’de t/qt ve log(qe-qt) değerlerinin t
değerlerine karşı ayrı ayrı grafiğe geçirilmesiyle k1 (birinci dereceden adsorpsiyon hız sabiti) ve k2
(ikinci dereceden adsorpsiyon hız sabiti değerleri hesaplandı [2].
40
mg boya)g polimer
35
30
25
bromkresol yeşili
20
alizarin sarısı
15
metilen mavisi
10
5
0
0
50
100
150
200
t (dk)
Anahtar kelimeler: Halka açılma polimerizasyonu, modifiye, adsorpsiyon
Kaynaklar
1. B.F. Senkal., F. Bildik, E. Yavuz., A. Sarac., Reactive & Functional Polymers, 67, (2007), 1471–1477
2. G. Crini., Dyes and Pigments, 77, (2008), 415-426
106
P45
HALKA AÇILMA POLİMERİZASYONU VE ATRP YÖNTEMİ İLE
ABC TİPİ BLOK KOPOLİMERLERİN SENTEZİ VE ELEKTRİKSEL
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Gülben Torğut, Kadir Demirelli
Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ
[email protected]
Halka açılma polimerizasyonu ile sentezlenen poli(2-[(Naftalen-1-iloksi)metil]) oksiran bileşiği εkaprolaktonun halka açılma polimerizasyonunda başlatıcı olarak kullanılarak AB tipi blok
kopolimer sentezlendi. Bu blok kopolimer makrobaşlatıcıya dönüştürülerek farklı monomerlerin
ATRP reaksiyonunda kullanıldı ve ABC tipi blok kopolimerler sentezlendi. Polimerlerin yapısı FTIR, 1H-NMR, jel geçirgenlik kromotografisi (GPC), TGA ve DSC teknikleri ile karakterize edildi.
Dielektrik ve iletkenlik davranışları impedans analizör ile incelendi. Bu değerler frekansa ve
sıcaklığa karşı grafiğe geçirildi ve sonuçlar birbirleriyle karşılaştırıldı. Bütün polimerler için
frekans arttıkça dielektrik sabitinin azaldığı yüksek frekanslarda ise sabit kaldığı görüldü [1].
İletkenlik değerleri ölçülen Gp değerinden hesaplandı ve frekansa ve sıcaklığa bağlı olarak
incelendi. Artan frekans ve sıcaklıkla iletkenlik değerleri artış gösterdi [2]. Bu iletkenlik değerleri
kulanılarak hazırlanan triblok kopolimerlerin iyonik iletkenlik aktivasyon enerjileri hesaplandı.
Anahtar kelimeler: Halka açılma polimerizasyonu, ATRP, dielektrik, iletkenlik, aktivasyon
enerjisi
Kaynaklar
[1] M.A., El- Sherbiny., N. Saieh., A. El-Rehim, Polymer Testing, 20, (2001), 371-378
[2] B.Hussien, , Euro Journals Publishing, 52, (2011), 236-242
107
P46
KİTOSAN TEMELLİ YARI-IPN HİDROJELLERİN
ŞİŞME ÖZELLİKLERİ VE LİPAZ SALIM DAVRANIŞLARI
Gülen Oytun Akalına, Nilay Demirkol Karahanb, Mehlika Pulatb
Aksaray Üniversitesi, Bilimsel ve Teknolojik Uygulama ve Araştırma Merkezi
(ASÜBTAM),Kampüs Yerleşkesi/Aksaray
b
Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Teknikokullar, /Ankara
[email protected]
a
Sunulan çalışmada, farklı bileşimlerde akrilamid (AAm), sitrakonik asit (CA) ve kitosan (Cs)
içeren yarı-IPN yapıdaki (iç içe geçmiş ağ yapılı) hidrojeller sentezlendi. Hidrojellerin şişme
davranışları zaman, pH ve sıcaklığa karşı incelendi [1]. Tüm hidrojellerin yüzde şişme değerlerinin
zaman, sıcaklık ve pH ile arttığı ve yaklaşık 15 saat civarında dengeye ulaştığı gözlendi. En yüksek
şişme değeri 50 ºC deki sıcaklıkta % 460 olarak bulundu. Genel olarak yapıdaki CA artışının yüzde
şişme değerlerini azalttığı belirlendi. Kuru, şişmiş ve lipaz yüklü hidrojellerin SEM görüntüleri
alınarak ortalama gözenek yoğunluğu ve gözenek çapları saptandı. Şişme deneylerine ve SEM
sonuçlarına göre seçilen hidrojele, fiziksel adsorpsiyon, kovalent bağlama ve hapsetme yöntemi
olmak üzere üç farklı türde lipaz immobilizasyonu gerçekleştirildi. Kovalent bağlanma ile
immobilizasyon, hidrojel yapının 1-siklohekzil-3-(2-morfolin-etil) karbodiimid (CDI) ile
aktifleştirilmesi yoluyla gerçekleştirildi. Lipaz salımı spektrofotometrik olarak pH 7,4 ve 37ºC de
takip edildi. Adsorpsiyon ile immobilize edilen hidrojelden lipaz salımının, kovalent bağlanma ile
immobilize edilen hidrojele göre daha fazla olduğu saptandı. En yüksek lipaz yüklemesi ve en
düşük salım değerleri hapsetme yönteminden elde edildi. [2-4].
Kaynaklar
[1] M.Pulat, D.Asıl. Journal of Applied Polymer Science, 113:4, ( 2009), 2613-2619.
[2] S.Ecaterina. Chemical Engineering Journal, 243,(2014),572–590.
[3] P. Ye, PJ. Jiang, Z. Xu. Colloids Surf B Biointerfaces, 60,(2007), 62–67.
[4] M. Pulat, G.O. Akalin. Artificial Cells, Blood Substitutes, and Biotechnology, 41:3, (2013),145-151.
108
P47
ABS, PC/ABS HAMMADDELERİNDEN ÜRETİLMİŞ PLASTİK
PARÇALARIN GERİ DÖNÜŞÜMLERİNİN SAĞLANARAK TEKRAR
KULLANIMLARININ SAĞLANMASI
Gülşah Arslana, Yasemin Gündoğdu Ceylana
B-PLAS Bursa Plastik, Metal, İnşaat, Enerji, Madencilik, Jeotermal Turizm ve Tarım San. ve
Tic. A.Ş., Ar-Ge Merkezi, Teknoloji Geliştirme Bölümü, BURSA
[email protected]
a
Özet: Plastik malzemeler, hem metal malzemelere göre daha hafif ve ucuz olmaları, hem de sahip
oldukları iyi mekanik özellikler açısından özellikle otomotiv sektöründe yaygın olarak
kullanılmaktadır. Otomotivde, genellikle iç aksamlarda düşük maliyetiyle birlikte yüksek sertlik ve
çarpma dayanımı (düşük sıcaklarda), yüksek kimyasal ve termal direnç, kolay proseslenme gibi
avantajlı özellikleri açısından Akrilonitril-bütadien-stiren (ABS) ve PC (polikarbonat)/ABS
karışımları fazla kullanılan plastiklerdendir.
ISO 14001 belgeli bir firma olarak çevreye önem verildiği için ve otomotiv firmalarının ELV
2000/53/EC direktifine uyumlarını sağlamaya katkıda bulunmak için çeşitli nedenlerle
kullanılamayan ABS ve PC/ABS karışımlarının geri dönüştürülmeleri ile tekrar kullanımlarına
yönelik bir proje yapılması hedeflenmiştir. Bu amaçla, ABS ve PC/ABS karışımlarından üretilen
ürünlere gerekli işlemler uygulanarak ve çarpma dayanımı artırıcı ve uyumluluk sağlayıcı katkı
maddeleri eklenerek hammadde ve ürün şartnamelerinde istenen mekanik özelliklere sahip geri
dönüşümlü hammaddelerin elde edilmesi için formülasyon geliştirme çalışmaları yapılacak ve
uygun parçaların üretiminde kullanılabilirliği incelenecektir. Uygun formülasyona sahip geri
dönüşümlü hammaddeler enjeksiyon ve boyahane prosesine tabi tutulacaktır. Tüm test ve proses
sonuçları incelenerek optimum formülasyona karar verilecektir.
Anahtar kelimeler: ABS, PC/ABS karışımları, plastiklerin geri dönüşümü, mekanik özelliklerin
iyileştirilmesi, çarpma dayanımı artırıcılar.
Kaynaklar
[1] R. Scaffaro, L. Botta, G. D. Benedetto. European Polymer Journal, 48, (2012), 637-647.
[2] L. B. Brennan, D. H. Isaac, J. C. Arold. Journal of Applied Polymer Science, 86, (2001), 572-578.
[3] A. Farzadfar, S. N. Khorasani, S. Khalili. Society of Chemical Industry, (2013).
[4] R. Krache, I. Debbah. Material Sciences and Applications, 2, (2011), 404-410.
109
P48
PETROL KÖKENLİ ORGANİK SIVI ABSORBENTİ OLARAK
POLİ(ALKOKSİSİLAN) ORGANOJELLERİN KULLANILMASI
Müslüm Duğrun, Gülşah Ozan Aydın, Hayal Bülbül Sönmez
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü
[email protected]
Bugün dünya üzerinde enerji ihtiyacını karşılamada yakıt olarak kullanımından başlayarak, günlük
yaşamımızın vazgeçilmezleri haline gelen birçok araç-gereç için hammadde olarak kullanımına
kadar, çok geniş bir alanda petrol ve petrol ürünlerine gereksinim vardır. Petrolün yer altından
çıkarılması, taşınması, saklanması sırasında oluşabilecek kazalar ve petrol ve petrol ürünlerinin
kullanımı esnasında ve sonrasında atık haline gelmesi durumunda özellikle yeryüzündeki su
kaynaklarını kirletmesi söz konusudur. Diğer kirlilik kaynakları ile karşılaştırıldığında sulara petrol
ve petrol ürünlerinin yayılması canlı yaşamı için büyük tehdit oluşturmaktadır [1]. Petrol yayılması
sonucunda çevrenin kimyasal bileşiminin değişmesiyle, ekolojik denge bozularak canlıların sağlığı,
en nihayetinde de insan hayatı tehlikeye girmektedir [2]. Bu nedenle petrol ve petrol ürünlerinin
sulardan hızlı ve etkili bir biçimde temizlenmesi gerekmektedir. Kullanılan en etkili teknik bu
döküntülerin su yüzeyinden ince tabakalar halinde absorbentler ile temizlenmesidir. Silika jel,
zeolit, aktif karbon ve doğal polimerler geçtiğimiz yüzyılda petrol absorbenti olarak oldukça ilgi
çekmiştir. Absorbentlerin yeni bir sınıfı olarak, üç boyutlu çapraz bağlı ağ yapısına sahip jeller ile
organik solventlerde ve petrolde çözünmeyen fakat bu solventleri ve petrolü absorblayarak
şişebilen polimerler; sudan hafif olmaları, suda çözünmemeleri ve kolayca rejenere edilebilmeleri
nedeniyle ilgi odağı haline gelmiştir [3].
Bu çalışmada; birer petrol türevi olan organik solvent ve yakıtlar için yüksek absorbsiyon
kapasitesine sahip, aromatik trietoksisilan çapraz bağlayıcı ajanları ile 1,3-1,4siklohekzandimetanol karışımı (UNOXOLTM) monomeri kondenzasyon polimerimerizasyonuna
uğratılarak organojeller sentezlenmiştir. Sentezlenen organojellerin çeşitli organik solventleri ve
petrol kökenli yakıtlardan benzin, dizel gibi yakıtları absorblama özellikleri belirlenmiştir. Farklı
kimyasal yapıdaki trietoksisilan çapraz bağ ajanının sentezlenen organojelin organik sıvıları
absorblama kapasitesine etkisi incelenmiştir. Ayrıca organojellerin rejenerasyonu ve işlemlerin
tekrarlanabilirliği test edilerek yeniden kullanılabilen polimerlerin sentezlenmesi hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Organojel, absorbent, UNOXOLTM, organik solvent, petrol.
Kaynaklar
[1] Redondo J.M., Platono A.K., Environmental Research Letter, 4, (2009), 1-10.
[2] Liu Y., Mao R. , Huglin M.B., Holmes P.a., Polymer, 378, (1996), 1437-41.
[3] Jin H.X., Dong B., Wu B., Zhou M.H., Polym-Plast. Technol., 51, (2012), 154-159.
110
P49
POLİMER BAĞLI PATLAYICILARDA PLASTİKLEŞTİRİCİLERİN
PATLAYICININ AKMAZLIK ve
MEKANİK ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ
Gürkan Atınç Yılmaza,b, Değer Şena, Zekeriya Taner Kayaa, Teoman Tinçerb
a
b
Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü, TÜBİTAK
Polimer Bilim ve Teknolojisi Bölümü, ve Kimya Bölümü ODTÜ
[email protected]
Günümüzde tüm yeni patlayıcı geliştirme çalışmaları mühimmatların depolanması ve/veya
kullanımı sırasında, yangın, mekanik şok veya şarapnel sebebiyle kazara patlamaması için mevcut
patlayıcıların duyarsızlaştırılması üzerine kuruludur. Yeni teknoloji mühimmatlarda duyarsız
patlayıcı kullanımı, bu patlayıcıların konvansiyonel patlayıcılara karşı sahip olduğu üstün
özelliklerinden dolayı yaygınlaşmıştır. Duyarsız patlayıcı elde etmede en yaygın olan yöntem
yüksek patlayıcıları polimerik bir malzeme ile kaplamaktır. Bu metotla üretilen duyarsız
patlayıcılar, Polimer (Plastik) Bağlı Patlayıcılar (PBP) (ing. Polymer Bonded eXplosives) olarak
bilinmektedir. İdeal bir PBP kullanıldığı mühimmata özgü bazı mekanik gereksinimleri
karşılamalıdır. Çalışma kapsamında,üretim sonu akmazlık değerleri ile mekanik özelliklerin
iyileştirilmesi için PBP’lerde sıkça kullanılan Dioktil Adipat’a (DOA) ve İzodesil Pelargonat (IDP)
plastikleştiricilerine alternatif olarak Diizononil Adipat (DINA) ve Diizononil Fitalat (DINP)
plastikleştiricilerininkulanılması hedeflenmiştir. Öncelikle plastikleştiricilerin patlayıcı temel
bileşenleri ile kimyasal uyumuna bakılmış sonrasında bu plastikleştiricilerin kullanıldığıPBP
formülasyonları hazırlanmıştır. Alternatif plastikleştiricilerin, patlayıcının üretim sonu akmazlık ve
olgunlaşma sonrası mekanik özelliklerine etkisi ayrıntılı olarak çalışılmıştır.
Yapılan çalışmalar sonucunda, tüm plastikleştirici adayları dökülebilir plastik bağlı patlayıcıların
ana bileşenleri olan HTPB, RDX ve aluminyum ile uyumlu bulunmuştur. Formülasyon ve üretim
süreci eniyileme çalışmaları sonrasında yeni plastikleştirici adayları ile üretimleri yapılan
patlayıcıların tamamı mevcut patlayıcılar ile benzer üretim sonu akmazlık ve mekanik özellikler
göstermiştir.
Anahtar Kelimeler:Duyarsız patlayıcılar, Polimer (plastik) bağlı patlayıcılar, üretim sonu
akmazlık, mekanik özellikler
111
P50
KLOR UÇLU METİLMETAKRİLAT MAKROMONOMERİ’NİN
MODİFİKASYONU VE ADSORPSİYON ÇALIŞMASI
Güzin Pıhtılıa, Gülben Torğut, Kadir Demirelli
FıratÜniversitesi, Fen Fakültesi, KimyaBölümü 23119, Elazığ
[email protected]
a
Bu çalışmada ilk önce atom transfer radikal polimerizasyon (ATRP) başlatıcısı olarak kullanılmak
üzere, rezorsinolve 4-kloroasetoasetat’ın reaksiyonundan 4-klormetil-7-hidroksi kumarin
sentezlendi[1].Daha sonar Metilmetakrilat’ın homopolimeri ATRP metoduyla gerçekleştirildi. Bu
polimerizasyon işleminde, başlatıcı olarak kumarin,katalizör system olarak Cu(I)Br/2,2’-bipiridin
kullanıldı. Sentezlenen7 –Hidroksikumarin uçlu poli(MMA)’ın metakriloilklorürile 0-5 0C
arasında, esterleşme reaksiyonundan klor uçlu metilmetakrilat makromonomeri hazırlandı. Daha
sonra
elde
edilen
makromonomerin
dietanolaminile
modifikasyon
reaksiyonu
gerçekleştirildi.Makromonomerin uç grubunda bulunan klor grubu ile dietanolaminin yer
değiştirme tepkimesi sonucu uç grublarında OH grubu olan bir yapı sentezlendi.Sentezlenen
makromonomer ve modifiye edilen makromonomer FT-IR ve 1H-NMR ile karakterize
edildi.Modifiye edilen makromonomerin UV spektroskopisi yardımıyla bromkresol yeşili (asidik)
boyar madde tutma özelliği araştırıldı.Değişik zamanlarda ve farklı sıcaklıklarda modifiye
makromonomerin tuttuğu boyamiktarı hesaplandı. Hem zamanla hem de sıcaklık arttığında tutulan
boya miktarının da arttığı gözlendi.Ayrıca çalışmada adsorpsiyon kinetiği incelendi[2].
AnahtarKelimeler: ATRP, makromonomer, modifikasyon, adsorpsiyon.
CH3
CH3
H2C
H2C
C
C
C
C
O
O
O
O
+
OH
HO
THF - DMF
NH
O
O
O
O
NaHCO3
H2C
CH2
C
C
OH
CH3
CH3
CH2
Cl
O
m
CH2
C
C
O
O
CH3
CH3
N
O
m
OH
Kaynaklar
[1] L. Santana, M .Teijeira.,Eur J Pharm Sci,7(2), (1999), 161-6.
[2] H.Vasconcelos ,V.Fávere , N.Gonçalves, andM.Laranjeira,. React. Funct.Polym.,67, (2007), 1052-1060.
112
P51
ATRP İLE SENTEZLENEN TARAK TİPİ KOPOLİMERLERİNİN
İYONİK İLETKENLİĞİNDEN AKTİVASYON
ENERJİLERİNİN BELİRLENMESİ
Güzin Pıhtılı, Kadir Demirelli
FıratÜniversitesi, Fen Fakültesi, KimyaBölümü 23119, Elazığ
[email protected]
a
Bu çalışmadaP[Ɛ-CL-b-(MMA-comb-EMA)] tarak tipi kopolimerleri sentezlenmiştir.İlk once 4klormetil-7-hidroksi kumarin başlatıcısıyla ATRP metodu kullanılarak kumarin uçlu
metilmetakrilat’ın homopolimeri sentezlendi. 7 –Hidroksikumarin uçlu poli(MMA)’ın
metakriloilklorür ile 0-50C’ de esterleşme reaksiyonundan makromonomer hazırlandı. Єkaprolaktonun halka açılma polimerizasyonundan hazırlanan poli(Є-kaprolakton)’nun
klorasetilklorür ile soğuk ortamdaki esterleşme reaksiyonundan makrobaşlatıcı sentezlendi.
Sentezlenen makrobaşlatıcı, makromonomer ve farklımiktarlarda kullanılan etilmetakrilat
monomer kullanılarak ATRP metoduyla bir seri tarak tipi blokkopolimer hazırlandı. Hazırlanan
kopolimerler FT-IR, 1H-NMR, DSC ve TGA ile karakterize edildi.Tarak polimerlerin iletkenlik
davranışları impedansanalizör cihazı ilehesaplandı.İletkenlik değerleri ölçülen kondüktans (Gp)
değerinden hesaplandı ve frekansa ve sıcaklığa bağlı olarak incelendi.Ayrıca kütlece %5, %10 ve
%20 oranında EuCl3 ile doplanarak ölçümler alındı.Artan frekans ve sıcaklıkla iletkenlik değerleri
artış gösterdi.Elektriksel iletkenlik, sıcaklıkla üstel olarak değişimin gözlendiği Arrhenius
eşitliğinde verilir. “σ = σo/ T exp (-Ea/ kT)” [1]. Buradaki Ea iyonik iletkenliğin aktivasyon
enerjisidir.Bu eşitlikten faydalanarak ln σ’ ya karşı 1/T ler grafiğe geçirilerek doğrunun eğiminden
aktivasyon enerjileri hesaplandı. Buradaki aktivasyon enerjisi; fizikokimyadaki geçiş-durumu
teorisine gore kimyasal reaksiyonlar için verilen potansiyel enerji bariyeri olarak veya 0 oK’deki
iyonik iletim için potansiyel enerji engeli olarak tanımlayabiliriz[2].
AnahtarKelimeler: ATRP, tarakkopolimer, iletkenlik, aktivasyonenerjisi.
-7.8
logσ (S/cm)
-8.1
-8.4
-8.7
-9
1.9
2.9
log f (Hz)
P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%41)]
-14
lnσ
P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%4)]
P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%23]
P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%41)]
P[Ɛ-CL-b(MMA-combEMA%23]
-16.5
-19
2
2.5
3
1000/T
3.5
Kaynaklar
[1] C. Zhanga, C.-J. Lia, G. Zhang, X.-J.,Ninga, C.-X. Lia, H. Liaob, C. Coddetb, Materials Science and
Engineering B, 137, (2007), 24-30.
[2] L. Ying, G. Jiang-Hong, , T.,Zi-Long, , X. Yu-Sheg, Acta Phys.-Chim.Sin., 17(9), (2001), 792-796.
113
P52
SICAKLIĞA DUYARLI POLİ(VİNİL ALKOL) BAZLI
KOPOLİMERLERİN SENTEZLENMESİ VE YAPISAL
KARAKTERİZASYONU
Hacer Kazan, Nuran Işıklan
Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/Kırıkkale
[email protected]
Poli(vinil alkol) (PVA) toksik ve kanserojen olmamasından dolayı 1924’de keşfinden bu yana
değişik alanlarda kullanılmıştır. Poli(vinil alkol); biyomateryaller, kontak lensler, yapay kan
damarları, bağırsaklar, pankreaslar ve böbrekler gibi geniş uygulama alanı bulmaktadır [1]. PVA
hidrojeli, visco elastik yapısı, yüksek su içeriği ve biyolojik uyumluluğu nedeniyle kıkırdak yüzeyi
kaplama gibi ortopedik uygulamalar için aday bir biyomalzemedir [2]. PVA yaygın olarak, kolay
işlenebilirlik, yüksek optik berraklık ve biyolojik uyumluluktan dolayı nanokompozitlerin
hazırlanması için matris olarak da kullanılır [3]. Bunların yanında PVA’nın yüksek hidrofilik
karakterli ve suda çözülebilen bir polimer olması nedeniyle sulu sistemlerde kullanılırken
genellikle çapraz bağ yöntemi ile sudaki çözünürlüğünün azaltılması gerekir. Bu durum PVA
membranların hidrofilik karakterlerinin de azalmasına neden olur dolayısıyla da PVA
membranların hidrofilik karakterlerinin arttırılacak yönde modifiye edilmesi gerekir. Bu amaçla
kullanılabilecek yöntemler, alaşım membranlar hazırlama, aşı kopolimer sentezlemek veya yapıya
hidrofilik yapıların sokulmasıdır [1].
Çalışmada PVA’ya, poli(N,N-dietilakrilamid) (PDEAAm) birimlerinin aşılanarak, transdermal
uygulamada kullanılmak üzere, sıcaklığa duyarlı PVA-aşı-PDEAAm kopolimerin elde edilmesi
hedeflenmiştir. Bu amaçla başlatıcı olarak amonyum peroksidisülfat, hızlandırıcı olarak da
N,N,N’,N’-tetrametiletilendiamin kullanılarak PVA-aşı-PDEAAm aşı kopolimeri mikrodalga
ışınları yardımıyla sulu ortamda sentezlenmiştir. Elementel analiz sonuçlarından hesaplanan aşı
yüzdelerinin, çalışma sıcaklığının 25°C den, 45°C’ye çıkarılması ile %1.91 den %32.8’e arttığı
bulunmuştur. PVA-aşı-PDEAAm kopolimer yapıları; FTIR, Raman, 1H-NMR, TGA, DSC, SEM
yöntemleri ile karakterize edilmiştir. Termal analiz sonuçlarından, sentezlenen kopolimerin üç
basamaklı bozunma davranışı gösterdiği ve PVA’ya göre termal dayanımının yüksek olduğu tespit
edilmiştir. Ayrıca DSC termogramlarından Tg değerlerinin aşı yüzdesi ile azaldığı görülmüştür. Tg
değeri PVA için 145.05°C gözlenirken, %32.8 aşı verimli kopolimer için 100.88°C olarak
bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Poli(vinil alkol), poli(N,N-dietilakrilamid), sıcaklığa duyarlı polimerler, aşı
kopolimer
Kaynaklar
[1] D. Tuncel. Poli(vinil alkol-aşı-itakonik asit) ve poli(vinil alkol-aşı-akrilamid) membranlardan salisilik
asitin kontrollü salımı, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, (2006).
[2] C. E. Macias., H. Bodugoz-Senturk., O. K. Muratoglu. Polymer, 54, (2013), 724-729.
[3] A. N. Krkljesˇ., M. T. Marinovic´-Cincovic´., Z. M. Kacarevic-Popovic., J. M. Nedeljkovic´. European
Polymer Journal, 43, (2007), 2171-2176.
Bu çalışma TÜBİTAK 113Z271 nolu proje ile desteklenmiştir.
114
P53
POLİFENOL-TEMELLİ YENİ BİR YARI-İLETKEN POLİMER:
POLİ(4-(1-(2-FENİLHİDRAZON)ETİL)FENOL)
Hacı Ökkeş Demir
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,
Kahramanmaraş
[email protected]
Poli(fenoksi-ketimin)ler konjuge bağ sistemine sahip olup polifenol-temelli polimerlerdir ve
yinelenen birimlerinde -OH fonksiyonel grubu ile birlikte ketimin yan grubu içerirler. Sahip olduğu
konjuge bağ düzeni, elektronik delokalizasyon ile yükün polimer ana zinciri ve yan grupları
boyunca taşınmasını sağlar. Bu nedenle poli(fenoksi-ketimin)ler, yarı-iletken özellik ve
paramanyetizm gibi kullanışlı özellikler gösterirler.
Bu bağlamda bu çalışmayla; poli(fenoksi-ketimin) yapısında olan poli(4-(1-(2fenilhidrazon)etil)fenol)ün ilk kez UV-Vis., FTIR ve NMR gibi tekniklerle karakterizasyonu
gerçekleştirilmiş ve iletkenlik, elektrokimyasal, termal ve antimikrobiyal özellikleri incelenmiştir.
Elektriksel iletkenlik değeri ~8.55×10-2 S/cm olarak bulunmuştur.
Buna sonuca göre poli(4-(1-(2-fenilhidrazon)etil)fenol)ün, yarı iletken malzeme olarak elektronik
devrelerde ve fotovoltaik hücrelerde kullanım potansiyeline sahip olduğu görülmektedir.
115
P54
POLİAMFOLİT HİDROJELLERİN ŞİŞME KARAKTERİZASYONU
Hande Ekren, Ömer Barış Üzüm
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 09010 Aydın
[email protected]
Hidrojeller, büyük miktarlarda su tutma kapasitesi olan üç boyutlu ağ yapıya sahip polimerik
malzemelerdir. Genel olarak hidrofilikmonomerlerin polimerleşmesi ve polimer zincirlerinin
çapraz bağlanmasıyla üretilirler. Çapraz bağlı polimerlerin yüksek miktarda su tutma kapasiteleri,
bu malzemeleri biyomühendislik, biyomedikal, yiyecek ve ilaç endüstrisi gibi alanlarda önemli
hale getirir. Hidrojeller polimer iskeleti boyunca bulunan fonksiyonel gruplarından dolayı fiziksel
ve kimyasal şartlara oldukça hassastır. Çevresel faktörlerdeki küçük değişimler hidrojellerin şişme,
büzülme ve adsorpsiyon davranışlarında değişmelere neden olur. Sıcaklık, pH, çözücü derişimi,
iyonik şiddet, elektrostatik kuvvetler, polimer çözücü etkileşimleri ve polimerin yapısı denge şişme
özelliklerini belirleyebilir. Poliamfolithidrojeller, pozitif ve negatif yüklü tekrarlanabilen
birimlerden oluşan, çapraz bağlı ağ yapılardır ve her bir tekrarlanan birimin özelliklerini taşırlar.
Hidrojellerin bu özellikleri, ilaç salımı, doku ve hücre uygulamaları, kontak lens, biyosensör, yapay
organ, adsorban üretimi gibi konularda yoğun olarak çalışılan yapılar olmalarını sağlamıştır.
Bu çalışmada, (3-akrilamidopropil)trimetil amonyum klorür (APTAC) ve sodyum akrilat(SA)
yardımcı monomerleri kullanılarak akrilamid (AAm) esaslı terpolimer sentezi ve karakterizasyonu
gerçekleştirilmiştir. Çapraz bağlayıcı olarak etilen glikol dimetakrilat(EGDMA) kullanılmıştır.
Şişme karakterizasyonu için 25oC sabit sıcaklıkta ve pH 7,0’de dinamik şişme testleri
uygulanmıştır. Sabit APTAC, değişen SA içeriğine sahip hidrojeller için %1076-11463 arasında
değişen Denge Yüzde Şişme (%S) değerleri elde edilmiştir. SA miktarı sabit iken APTAC
miktarının değişime bağlı olarak %S değerleri %6326-1131 arasında değişim göstermiştir. pH 3,0
ve pH 11,0’de elde edilen %S değerleri benzer karakterde değişim göstermiştir. Şişme
karakterizasyonu açısından önemli olan denge su içeriği (DSİ), difüzyon üsteli (n), difüzyon sabiti
(k) ve difüzyon katsayısı (D) gibi parametreler hesaplanmıştır. Sentezlenen
terpolimerlerinbiyoteknoloji alanında potansiyel bir polimerikadsorban ya da taşıyıcı olarak
kullanılabileceği düşünülmektedir.
Anahtar kelimeler: pH duyarlı hidrojel, poliamfolit, (3-akrilamidopropil)trimetil amonyum klorür,
sodyum akrilat
Kaynaklar
[1] T.R.R. Singh, P.A. McCarron, A.D. Woolfson, R.F. Donnelly. Eur. Polym. J.,45, (2009), 1239-1249.
[2] L. Fang, M.W. Urban. Polymer Science,35 (2010) 3–23.
[3] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ. PolymerComposites, 30, (2009), 29-37.
[4] N.B. Shukla, S. Rattan, G. Madras. Ind.&Eng. Chem. Res.,51, (2012), 14941−14948.
[5] M. Gao, K. Gawel, B.T. Stokke. Eur. Polym. J., 53, (2014), 65–74.
Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenmiştir.
116
P55
POLİPROPİLENİMİNE (PPI) DENDRİMERLERİN MONOSÜBSTİTÜTE BENZOİK ASİT İLEİYONİK SIVI KRİSTAL
ÇALIŞMALARI
Harun Nezih Türkçü, Metin Tülü, Hale Ocak, Belkıs Bilgin Eran
Yıldız Teknik Üniversitesi, Davutpaşa Kampüsü, Kimya Bölümü, Esenler, 34220 İstanbul
[email protected]
Dendrimer kimyasının ilk üyelerinden PPI tipi dendrimerlerin suda kolaylıkla çözünür ve
polidispersitesinin düşük olması bu tür makromolekülleri gen ve ilaç taşıyıcı ajan, radyo-ligand vb.
alanlarda aranan moleküller haline getirmiştir. Bu doğrultuda PPI tabanlı dendritik iyonik sıvı
kristal moleküller, oldukça kararlı olmaları, geniş aralıklı mezomerik özellikleri, kolaylıkla
hazırlanmaları nedeniyle son yıllarda sıklıkla çalışılmıştır.1-3
Bu çalışmada mezomerik karekterdeki monosübstitüte benzoik asitle muamele edilen PPI
dendrimerin geniş mezomerik aralıklı iyonik sıvı kristal elde edilmesi hedeflenmiştir. Çok düşük
mezomerik aralığı olan ve nispeten düşük sıcaklıkta izotropike geçen bir monomerle amin sonlu
PPI ile elektrostatik olarak kararlı ve geniş sıvı kristal aralıklı iyonik yapılar haline getirilmiştir.
Sentezlenen moleküllerin aydınlatılmasında FT-IR, 1H NMR ve 13C NMR gibi spektroskopik
cihazlardan faydalanmıştır. Sıvı kristal karakterizasyonu POM ve DSC ile gerçekleştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: PPI, Dendritik İyonik Sıvılar, DSC ve POM.
Teşekkür: Yıldız Teknik Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından
sağlanan (Proje No: 2013-01-02-DOP02) finansal destek için teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR:
[1] R. Martin-Rapun,M. Marcos, A. Omenat, J.L. Serrano,J. Am. Chem. Soc.,127, (2005), 7397-7403.
[2] M. Marcos, R. Martin-Rapun, A. Omenat, J. Barbera, J.L. Serrano,Chem. Mater.,18, (2006), 1206-1212.
[3] D. Tisourvas, T. Felekis, C. Paleos. Liquid Crystal, 31,(2004),739-744
117
P56
POLİTİYOFEN/NEVŞEHİR POMZASI KOMPOZİTLERİNİN
ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Fatma Taşkoparana, Haşim Yılmaza, Ümmihan T. Yılmaza, H. İbrahim Ünalb
Gazi Üniversitesi Polatlı Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 06900 ANKARA
b
Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 06500 ANKARA
[email protected]
a
Elektroreoloji (ER), elektrik alan kuvvetine maruz kalan bir akışkanın, akış özelliklerinde meydana
gelen değişimlerin incelendiği bilim dalıdır. Tarihte ER olayının ilk adımı 1896 da Alexander
Wilmer Duff tarafından atılmıştır. Elektroreolojik ve magnetoreolojik (MR) parçacıklarla aktif
olarak çalışılmaya başlanması, 1940’larda Willis M. Winslow tarafından gerçekleştirildi. Winslow
deneysel çalışmalara başladığında, düşük ve yüksek viskoziteli yalıtkan yağlarda yarı iletken
tanecikleri dağıtarak hazırladığı ortamlarda elektrik alan uygulanmasıyla viskozitenin arttığını
gözledi. Winslow’un 1940’larda aldığı üç patentten [1], ilki 1947’de ER akışkanın tork
şanzımanında uygulanmasıyla ilgili olarak verildi. Daha sonra araştırma sonuçlarını yayınlamasıyla
ER bilimi doğmuş oldu ve onu keşfeden bilim adamının ismine atfen “Winslow Etkisi” olarak
anıldı [2].
Bu çalışmada, 3 farklı bileşime sahip politiyofen/nevşehir pomzası (PT/POMZA) kompozitlerin
silikon yağı içerisinde hazırlanan süspansiyonlarının elektroreolojik (ER) özelliklerinin incelenmesi
gerçekleştirildi, elde edilen sonuçlar politiyofen (PT) ile karşılaştırıldı. PT/POMZA kompozitlerin
silikon yağı içerisinde çeşitli hacim kesirlerinde ( = %5 –%20) süspansiyonları hazırlandı,
çökelme karalılıkları tespit edildi ve süspansiyonların ER aktiviteleri üzerine tanecik hacim kesri,
kayma hızı, elektrik alan kuvveti, frekans ve sıcaklığın etkileri araştırıldı. Kompozitler için en
 = 0,1 s-1 kayma hızı, T = 25C sıcaklık ve
uygun çalışma koşulları  = %20 hacim kesri, 
kompozit bileşimi olarak da %78 PT içeren PT/POMZA kompoziti (K3 kodlu) belirlendi. ER
aktivitenin E kuvvetindeki artışa paralel olarak artış gösterdiği ve kompozitteki PT miktarının
artmasıyla ER aktivitenin yükseldiği tespit edildi. Kompozit malzemelerden hazırlanan
süspansiyonlarda ER aktivitelerinin artan E ile artığı, artan kayma hızı ile azaldığı gözlendi.
Süspansiyonların viskozitesinin kayma hızının artmasıyla azaldığı ve kayma incelmesi türünden
visko-elastik bir non-Newtonian davranış gösterdiği, kompozitlerde PT değeri miktarı arttıkça E
değerinin arttığı tespit edildi. Hacim kesri arttıkça süspansiyonların viskozitelerinin arttığı ve bu
artışın parçacıklar arası polarizasyon kuvvetlerinden ileri geldiği belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Politiyofen,
elektroreolojik akışkanlar
politiyofen/Nevşehir
pomzası,
Kaynaklar
[1] W. M. Winslow, U.S. Patent No: 2417850 (1947).
[2] W. M. Winslow, Journal of Applied Physics, 20 (1947), 1137-1140.
118
iletken
kompozitler,
P57
POLİ(METİL METAKRİLAT)/NEVŞEHİR POMZASI
KOMPOZİTLERİNİN ELEKTROREOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ
Abdullah Çalışkana, Haşim Yılmaza, Ümmihan T. Yılmaza, H. İbrahim Ünalb
Gazi Üniversitesi Polatlı Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 06900 ANKARA
b
Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 06500 ANKARA
[email protected]
a
Son yıllarda, polimerlerin kullanım alanlarının yaygınlaşması, polimerlerle ilgili çalışmaları
hızlandırmıştır. Bu sebepten, bilim adamları yeni polimerlerin araştırılıp sentezlenmesinden ziyade
mevcut polimerlerin özelliklerinin iyileştirilmesi için çalışmalar yapmaktadırlar. Bu amaçla
kopolimerler ya da kompozitler sentezlenmektedir [1]. Kompozit malzemeler kullanım alanlarını
yaygınlaştırmak amacıyla Elektroreoloji (ER) çalışmalarda sıklıkla kullanılmaktadır [2, 3].
Bu çalışmada, 3 farklı bileşime sahip poli(metil metakrilat)/nevşehir pomzası (PMMA/POMZA)
kompozitlerin silikon yağı içerisinde hazırlanan süspansiyonlarının elektroreolojik (ER)
özelliklerinin incelenmesi gerçekleştirildi, elde edilen sonuçlar poli(metil metakrilat), (PMMA) ile
karşılaştırıldı. Zetasizer cihazı yardımıyla, PMMA homopolimeri ve PMMA/POMZA
kompozitelerin tanecik boyutları belirlendi ve ER çalışmalar için uygun boyutlarda oldukları tespit
edildi. PMMA/POMZA kompozitlerin silikon yağı içerisinde çeşitli hacim kesirlerinde ( = %5 –
%30) süspansiyonları hazırlandı, çökelme karalılıkları tespit edildi ve süspansiyonların ER
aktiviteleri üzerine tanecik hacim kesri, kayma hızı, elektrik alan kuvveti, frekans ve sıcaklığın
etkileri araştırıldı. Kompozitler için en uygun çalışma koşulları %20 hacim kesri, 0,1 s-1 kayma
hızı, 25C sıcaklık ve kompozit bileşimi olarak da %65 PMMA içeren PMMA/POMZA
kompoziti (K3 kodlu) belirlendi. Kolloidal kararlılığa, PMMA/POMZA kompozitlerinde bileşimin
ve hacim kesrinin etkisi incelendi. Kompozitlerde Pomza miktarı arttıkça kolloidal kararlılığın
azaldığı, artan süspansiyon hacim kesri ile kolloidal kararlılığın arttığı tespit edildi. Bunun nedeni
artan tanecik sayısıyla tanecikler arası statik elektriklenmenin artması olarak değerlendirildi.
Tanecik boyutu artışı ile kolloidal kararlılığın azaldığı gözlendi. Süspansiyonların gösterdiği
kolloidal kararlılık değerlerinin endüstriyel uygulamalar için uygun olduğu sonucuna varıldı.
Süspansiyonun ER aktivitesi E deki artışa paralel olarak artmaktadır. Kompozit malzemelerden
hazırlanan süspansiyonların yüksek sıcaklıkta çok fazla güç kaybına uğramadığı ve endüstriyel
uygulamalar için uygun olabileceği sonucuna varıldı. Buna göre numunelerin endüstriyel
uygulamalarda titreşim sönümleyici çalışmalarda kullanılabileceği tespit edildi.
Anahtar Kelimeler : Poli(Metil metakrilat)/Nevşehir pomzası, iletken kompozitler, elektroreolojik
akışkanlar
Kaynaklar
[1] N. Balcı, E. Bayramlı, L. Toppare, Journal of Applied Polymer Science, 64, (1997) 667-671.
[2] H. Zhang, C Li, Synthetic Metals, 44, (1991) 143-146.
[3] H. Yılmaz, H.İ. Ünal, B. Sarı, Journal of Applied Polymer Science, 87 (2007) 3484-3492.
119
P58
KİTOSAN BİRİMİ İÇEREN İMİN POLİMERLERİNİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
İsmet Kayaa, Hatice Karaerb
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab. 17020
Çanakkale
b
Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır
[email protected] , [email protected]
a
Dünyada çapında, büyük miktarda yengeç ve karides gibi su ürünlerinin kabukları
değerlendirilmeden çevreye atılmaktadır. Günümüz artan çevre yasaları ve atıkların yeniden
değerlendirilmelerinin gündeme gelmesiyle birlikte, bu kabuklardan yeni ürünler elde edilmeye
başlanmıştır. Bu ürünlerin başında ise kitin gelmektedir. Kitin birçok alanda yaygın biçimde
kullanılmasına karşın ağımsı moleküler yapısı nedeniyle bazı sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Bu
nedenle kitin yerine onun deasetilasyonu sonucu elde edilen ve başlıca türevi olan kitosan
kullanılmaya başlanmıştır (1). Kitosan, günümüzde tıptan gıdaya, ziraatten, kozmetiğe, eczacılıktan
atık su arıtımına ve tekstil sektörüne kadar sayısız birçok alanlarda kullanılmaktadır (2).
Bu çalışmada 2-hidroksi benzaldehit (2HBA), 4-hidroksi benzaldehit (4HBA) ve 4-hidroksi-3metoksibenzaldehit(VN) oksidatif polimerizasyon yöntemiyle polimerleştirilip P-2HBA, P-4HBA
ve P-VN elde edildi. Mono ve poli aldehitlerin her biri ayrı ayrı kitosan ile etkileştirilip film
şeklinde kitosan temelli Schiff bazı polimerleri sentezlendi. Bu polimerlerin yapılarının
aydınlatılmasında FT-IR, termal davranışlarının incelenmesinde TG ve DSC teknikleri kullanıldı.
Ayrıca bu bileşiklerin bazı bakterilere karşı antimikrobiyal özellikleri de incelendi.
Anahtar Kelimeler: Oksidatif polimerizasyon, Poliimin, Kitosan
Grafiksel özet
Kaynaklar
[1] Demir, A., Öktem, T., ve Seventekin, N. 2008. Kitosanın tekstil sanayinde antimikrobiyal madde olarak
kullanımının araştırılması, Tekstil ve konfeksiyon, 2, 94-102.
[2] Montazer, M., Afjeh, G., 2007, Simultaneous X-Linking and Antimicrobial Finishing of Cotton Fabric,
Journal of Applied Polymer Science, 103, 178-185.
120
P59
METİL VE PİRİDİN BİRİMLERİ İÇEREN İMİN POLİMERLERİNİN
SENTEZİ VE TERMAL ÖZELLİKLERİ
Hatice Karaera, İsmet Kayab, Haluk Aydına
Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab., 17020
Çanakkale
[email protected], [email protected], [email protected]
a
b
Polimerler; hafif, ucuz, mekanik özellikleri çoğu kez yeterli, kolay şekillendirilebilen, değişik
amaçlarda kullanıma uygun, dekoratif, kimyasal açıdan inert ve korrozyona uğramayan
maddelerdir. Bu üstün özelliklerinden dolayı yalnız kimyacıların değil; makine, tekstil, endüstri ve
fizik mühendisliği gibi alanlarda çalışanların da ilgisini çeken materyallerdir (1).
Poliiminler, poli(azometinler) ya da Schiff bazı polimerleri olarak bilinirler ve konjuge
polimerlerin bir örneğidirler. Oligofenoller, poliarilenlerin oksit türevleri olup elektron yapılarının
özelliğinden dolayı çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Paramagnetizma, yarı iletkenlik,
elektrokimyasal hücre ve yüksek enerjiye karşı dayanıklılık gibi birçok yararlı özelliklere
sahiptirler (2).
Bu çalışmada 2-hidroksibenzaldehit(2HBA)’den sulu bazik ortamda sodyum hipoklorit (NaOCl)
oksidantı varlığında oksidatif polikondenzasyon reaksiyonu ile polialdehit bileşiği (Poli-2hidroksibenzaldehit(P-2HBA)) sentezlendi. Sentezlenen polialdehite (P-2HBA) 3 farklı amin (2amino-3-metil piridin (3MP), 2-amino-6-metil piridin (6MP), 2-amino-4-metil piridin (4MP))
bileşiği katılarak aşı polimerleri sentezlendi. Sentezlenen polimerlerin yapıları FT-IR, UV-vis,
NMR ve döngüsel voltametri (CV) ölçümleri ile aydınlatıldı. Sentezlenen tüm bileşiklerin termal
özellikleri TGA-DTA ve DSC analizleri ile belirlendi.
Anahtar kelimeler: Schiff bazı polimeri, oligofenol, poliazometin
Grafiksel özet
İmin polimerlerinin sentezi
Kaynaklar
[1] Saçak M., 2008. Polimer Kimyası (4.Baskı). Gazi Kitabevi, Ankara, 2 s.
[2] Mart H., Yörük Y.H., Saçak M. ve Muradoğlum V., 2004. The Synthesis, Characterization and Thermal
Stability of Oligo-4-hydroxybenzaldehyde. Polymer Degradation and Stability, 83 (3): 395-398.
121
P60
KSANTAN GAM ve SEPİYOLİT İÇEREN YENİ
AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT KOMPOZİT
HİDROJELLERİNDE ŞİŞME KARAKTERİZASYONU
Hatice Ödemiş, Erdener Karadağ
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN
[email protected]
Farklı karakterlerdeki malzemelerin en iyi özelliklerini yeni ve tek bir malzemede toplamak
amacıyla, iki veya daha fazla mikro veya makro bileşenin karışımı veya birleşimiyle oluşan
malzemeler “kompozit malzemeler” olarak adlandırılırlar. Kompozit grubu malzemelere değişik
özellikler katmak için çeşitli kil mineralleri ile çapraz bağlı polimerlerin değişik özellikleri
birleştirilerek, “polimer/kil kompozit” sistemler oluşturulabilir. Polimerlerin uygulama alanlarını
genişletmek için bazı biyopolimerik gruplar birlikte kullanılarak yeni malzemeler üretilebilir.
Hidrojeller, üç boyutlu ağ yapıya sahip hidrofilik polimerler olarak tanımlanırlar. Bu polimerler
büyük miktarlarda suyu soğurabilir ve soğurdukları suyu bünyelerinde tutabilirler. Çapraz bağlı bu
polimerler sağlık ürünleri, biyomedikal bilimler, eczacılık ve mekanik mühendislik gibi çeşitli
alanlarda araştırılmakta olan malzemelerdir.
Bu çalışmada, poli(etilen glikol)diakrilat ile çapraz bağlanmış çinko akrilat (ZA) yardımcı
monomeri, sepiyolit (SP) kili ve ksantan gam (KsG) biyopolimeri kullanılarak, akrilamid (AAm)
esaslı çapraz bağlı AAm/ZA, AAm/ZA/SP, AAm/ZA/KsG ve AAm/ZA/SP/KsG kopolimerleri ve
yarı-iç içe geçmiş ağ yapılı polimerik yapıları (IPN) çözelti ortamında serbest radikalik katılma
polimerleşmesi ile üretilmiştir.
Hazırlanan örneklere 25oC’da suda dinamik şişme testleri uygulanarak şişme karakterizasyonları
yapılmıştır. Bu amaçla, denge şişme, denge su içeriği, difüzyon üsteli, difüzyon sabiti ve difüzyon
katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır. Şişme çalışmaları sonucunda AAm/ZA hidrojelleri;
7,32-10,88, AAm/ZA/SP kompozit hidrojelleri; 7,25-10,06; AAm/ZA/KsG yarı-IPN’leri; 6,17-8,79
ve AAm/ZA/SP/KsG kompozit hidrojelleri ise 5,87-7,87 oranında denge şişme değerleri
göstermiştir. Çalışmada hazırlanan örneklerin spektroskopik karakterizasyonları için FT-IR tekniği
kullanılmıştır. Örneklerin SEM mikrografları değerlendirilerek yüzey özellikleri konusunda da
bilgi sahibi olunmuştur.
Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ışığında, yüksek oranda şişme gösteren AAm/ZA,
AAm/ZA/SP, AAm/ZA/KsG ve AAm/ZA/SP/KsG hidrojellerinin ve yarı-IPN’lerinin istenmeyen
ortamlardan suyun uzaklaştırılmasında ve su taşıyıcı malzemeler olarak tarım ve benzeri bazı
alanlarda kullanılabileceği ileri sürülebilir.
Anahtar Kelimeler: kompozit, hidrojel, ksantan gam, yarı-IPN, sepiyolit
Kaynaklar
[1]. E.S. Dragan, Chemical Engineering Journal 243 (2014) 572–590.
[2]. S. Kundakcı, E. Karadağ, Polymer Bulletin 71 (2014) 351-370.
[3]. V.V. Panic, S.J. Velickovic, Separation and Purification Technology 122 (2014) 384–394.
[4]. B. Singh, R. Bala, International Journal of Biological Macromolecules 65 (2014) 524–533.
[5]. N. Welsch, Y. Lu, J. Dzubiella, M. Ballauff, Polymer 54 (2013) 2835-2849.
[6]. B. Taşdelen, A.E. Osmanlioglu, E. Kam, Polymer Bulletin 70 (2013) 3041–3053.
Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca
desteklenmiştir. Proje No: FEF 14 023
122
P61
ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(AKRİLAMİD / VİNİL SÜLFONİK ASİT)
KOPOLİMERLERİNİN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU
ve İNVERTAZ İMMOBİLİZASYONUNDA KULLANILMASI
H. Nursevin Öztopa, Furkan Akyıldıza, Dursun Saraydınb
a
Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü
b
Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü
[email protected]
Bu çalışmada İnvertaz (EC 3.2.1.26) immobilizasyonunda kullanılmak üzere, yeni bir kopolimer
olan çapraz bağlı poli(akrilamid / vinil sülfonik asit) PAVSA kopolimerinin sentezlenmesi,
karakterizasyonu ve invertaz (I) immobilizasyonunda kullanılması amaçlanmıştır. Hidrojel özelliği
gösteren çapraz bağlı poliakrilamid (PA) homopolimeri ve poli(akrilamid / vinil sülfonik asit)
PAVSA kopolimeri serbest radikal katılma polimerleşmesi ile hazırlandı. Hidrojellerin
karakterizasyonu için FTIR analizi, termogravimetrik analiz (TGA), diferansiyel taramalı
kalorimetre (DSC) analizi, taramalı elektron mikroskobu (SEM) analizi ve şişme denemeleri
yapıldı. PA ve PAVSA hidrojellerine invertaz immobilize edilerek immobilize invertazlar (PAI ve
PAVSAI) oluşturuldu. FTIR spektrumunda akrilamid ve vinil sülfonik asit için karakteristik pikler
saptandı. Isısal analiz deneyleri hidrojellerin çok basamaklı ısısal bozunma tepkimesi verdiğini
gösterdi. DSC analizinde ise camsı geçiş sıcaklıkları PA ve PAVSA için sırasıyla 140 oC ve 61 oC
olarak bulundu. Damıtık su ve sukroz çözeltisinde gerçekleştirilen şişme denemelerinde PAVSA
kopolimerinin 25 °C ve 60 °C sıcaklıklarda PA homopolimerinden daha fazla şiştiği bulunmuştur.
Suyun hidrojellere difüzyonu non-Fickian karakterdedir. İmmobilize invertaz deneylerinde
optimum pH değerleri serbest enzim, PAI ve PAVSAI için sırasıyla 5.0, 3.0 ve 3.0, optimum
sıcaklık değerleri serbest invertaz için 40 oC, PAI için 50 oC ve PAVSAI içi ise 60 oC olarak
bulundu. Km ve Vmax değerleri serbest enzim, PAI ve PAVSAI için sırasıyla 11.8 mM ve 7.46 μmol
dk-1, 21.4 mM ve 5.91 μmol dk-1, 18.42 mM ve 6.35 μmol dk-1 olarak bulundu. PAVSAI; PAI ve
serbest invertaza göre yüksek termal, pH, saklama ve kullanım kararlılığına sahiptir. Bu sonuçlar
poli(akrilamid / vinil sülfonik asit) kopolimerinin invertaz için uygun destek olabileceğini
göstermiştir.
Anahtar kelimeler: vinil sülfonik asit, kopolimer, akrilamid, immobilizasyon, invertaz
Kaynaklar
[1] D. Saraydin, E. Karadag, Y. Çaldiran, O. Güven. Radiaton Physics and Chemistry, 60, (2001), 203-210.
[2] HN. Oztop, C. Hepokur, D. Saraydin. Polymer Bulletin, 40, (2010), 64-27.
Bu çalışma Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından (CÜBAP) F400 numaralı
proje olarak desteklenmiştir.
123
P62
PETROL DÖKÜNTÜLERİNİ GİDERİCİ AJAN OLARAK
POLİ(PROPİLEN GLİKOL) JELLERİNİN KULLANIMI
Yağmur Tezcan, İlker Yatı, Hayal Bülbül Sönmez
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, PK 141, 41400, Gebze-Kocaeli
[email protected]
Ham petrol dünyada birçok kimyasalın ve sentetik polimerin elde edilmesinde rol alan en önemli
ham madde ve enerji kaynağıdır[1]. Son yıllarda farklı petrol prosesleri ve petrolün taşınması
esnasında oluşabilen kazalar nedeniyle petrolün sulara yayılmasında muazzam artışlar meydana
gelmiştir[2]. Özellikle deniz ve gezilebilir sulardaki petrol kirliliği, diğer atık veya dökülen
malzemelerden daha fazla endişeye yol açmaktadır[3]. Petrol döküntüleri nedeniyle çevre
kirliliğinin artması, petrol absorbentlerine olan ilginin artmasına ve bu konuda çalışmalar
yapılmasına sebep olmuştur. Bu amaçla hidrofobik karakterli çapraz bağlı polimerler absorbent
olarak kullanılabilir. Bu çalışma kapsamında, hidrofobik özellik taşıyan farklı molekül
ağırlıklarındaki poli(propilen glikol) (PPG) makromonomerinin çapraz bağlayıcı ajan ile
gerçekleştirilen polikondenzasyonu sonucunda, organik solvent absorbenti olarak kullanılabilen
çapraz bağlı polimerler sentezlenmiştir. Sentezlenen polimerlerdeki absorblama özelliği sayesinde
organik kökenli sıvıların çevre kirliliğine neden olması önlenerek, yeniden kullanılmalarının
sağlanması amaçlanmaktadır. Plastik endüstrisi, sterilize ürünlerin yapımı, kozmetik, tekstil,
poliüretan köpük yapımı gibi çok farklı kullanım alanları bulunan PPG’nin organik solvent ve
petrol türevi yakıtlar için de absorbent olarak kullanımının ortaya konulması çalışmanın ana
amaçlarından biridir. Çapraz bağlı PPG polimerlerinin petrol kökenli organik sıvıların
giderilmesinde absorbent olarak kullanılabilirliğinin incelenmesi amacıyla çeşitli organik solvent,
ham petrol ve petrol türevi yakıtlarda şişme davranışları detaylı olarak incelenmiştir. Polimerlerin
yapısal karakterizasyonu FTIR, katı hal 13C ve 29Si CPMAS NMR ile gerçekleştirilmiş ve termal
özellikleri TGA ve DSC ile incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: PPG, petrol, absorbent, jel, şişme
Kaynaklar
[1] T.R. Annunciado, T.H.D. Sydenstricker and S.C. Amico, Marine Pollution Bulletin, 50, (2005), 13401346.
[2] M. Husseien, et al., International Journal of Environmental Science & Technology,6,(2009), 123-130.
[3] M.Keshawy, et al., Egyptian Journal of Petroleum,22, (2013), 539-548.
124
P63
UYARI CEVAP ÖZELLİKLİ POLİMALEİMİD SİKLODEKSTRİN
YAPILARININ SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
İmren Özcan, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin
İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA
[email protected]
Supramoleküler polimer; yönlenmiş ve tersinir ikincil etkileşimlerin bir arada tuttuğu,monomerik
birimlere dayanan polimerler olarak tanımlanabilir [1-2]. Makromoleküllerde (bilinen klasik
polimerlerde) yer alan kovalent bağlar, yüksek düzenlilikteki kovalent olmayan etkileşimlerle
değiştirildiğinde supramoleküler yapılar elde edilir. Bu temele dayanan polimerler üstün özelliklere
sahip yeni bir sınıf malzeme olarak ümit vadetmektedir. Çünkü geleneksel polimerlerin birçok
özellikleri monomerik birimler arasındaki bağların tersinir olmasından kaynaklanan yeni
özelliklerle birleştirmektedir. Polimerizasyon derecesi, zincirin yaşam süresi ve zincirin
konformasyonu gibi polimerin özelliklerini belirleyen, mimari ve dinamik parametreler, kovalent
olmayan etkileşimlerin bir sonucudur. Bu geleneksel polimerlerde mümkün olmayacak şekilde,
yeni malzemelerin dışarıdan yapılacak etkilere tepki vermesini sağlar
Bu çalışmada, özellikle siklodekstrin gruplarının azo grupları üzerindeki affinitesi kullanılarak
akıllı polimer niteliğindeki polimaleimid yapılarının sentezi gerçekleştirilmiştir (şekil 1). Öncelikle
maleik anhidrit ile metil oranj molekülleri düşük sıcaklık kenetlenme tepkimesi ile maleimit yapılı
monomer elde edilmiştir. Daha sonra bu monomer radikalik olarak polimerleştirilmiştir.
Sentezlenen polimerler azo grupları ve siklodekstrin arası ikincil etkileşimler kullanılarak uyarı
cevap özellikli yapılara dönüştürülmüştür. Elde edilen bütün ürünlerin yapıları FTIR ve elementel
analiz ile karakterize edildi. Elde edilen supramoleküler yapıların uyarı cevap özellikleri ise UV ve
GPC ölçümleri ile belirlendi.
Şekil 1. 4-maleimidoazobenzenesulfonik asid ve homopolimerinin sentezi.
Sonuç olarak siklodekstrin temelli linner molekül kütlesi artışı yapabilen supramoleküler
polimerler başarı ile hazırlanmıştır. Bu polimerlerin temel özelliği yapısında bulundurduğu azo
grubu sayesinde UV duyarlı olmasıdır. Bu azo bağları farklı dalga boylarında cis, yada trans olarak
yapılanırlar. Ancak sadece trans konformasyonda siklodekstrin ile koordine olabilirler. Böylece
hazırlanan polimer UV uyarılabilir bir yapıda olacaktır.
Anahtar kelimeler: supramoleküler polimer, siklodekstrin, polimaleimid.
Kaynaklar:
[1] J.M. Lehn, Chem. Soc. Rev, 36 (2007) 151-160.
[2] C. Foquey, J. M. Lehn, A. M. Levelut, Adv. Mater. 5 (1990) 254-258.
125
P64
MONOLİTİK SiO2 NANOPARTİKÜLLERDEN UYARI CEVAP
ÖZELLİKLİ SUPRAMOLEKÜLER YAPILARININ SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
İmren Özcan, Süleyman Köytepe, Turgay Seçkin
İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA
[email protected]
Son on yıl içerisinde kimyada supramoleküler polimerler alanında hızlı bir büyüme gerçekleşmiştir.
Bu büyüme özellikle supramoleküler polimerlerin farklı etkiler karşısında göstermiş oldukları
tekrarlanır ve geri dönüşümlü davranışların pek çok önemli alanda uygulanabilir olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu supramoleküler yapıların inşası sırasında, çok dişli di yada daha fazla
fonksiyonaliteye bağlı ligantların farklı geçiş metallari ile yaptığı koordinasyon bileşiklerinin
kullanımı ile yüksek molekül ağırlıklı polimerik yapılar oluşturmaktadır. Bu tür koordinasyon
polimerlerine supramoleküler koordinasyon polimerleri yada metalosupramoleküler polimerler adı
verilmektedir. Metal koordinasyonu geometrileri basit katenanlara, helikatlara ve kafes yapılarına
kadar değişen geniş bir aralıktaki supramoleküler kompleksleri hazırlamak için kullanılmıştır. Her
ne kadar inşa edilmeleri kolay olsa da çözelti içinde karakterize edilmiş bir boyutlu koordinasyon
polimerlerinin sayısı oldukça azdır.
Bu çalışma kapsamında monolitik yapıda SiO2 nanopartiküller kullanılarak düzenli multi
fonksiyonaliteye sahip terpiridin temelli monomerler elde edilmiştir. Elde edilen bu SiO2-terpiridin
monomerleri Co, Ni, ve Cu gibi geçiş metalleri ile polimerleştirilerek ağ yapılı
metollosupramoleküler polimerler hazırlanmıştır. Elde edilen supramoleküler polimerler NMR,
elementel analiz ve FTIR ile karakterize edilerek termal özellikleri DTA, TGA ve DSC ile
belirlenmiştir. Bu supramoleküler yapılara ait uyarı cevap özellikleri viskozimetre, GPC ve BAS
cihazları ile ölçülmüştür.
Şekil 1. Uyarı cevap özellikli supramoleküler yapılarının sentezi.
Sonuç olarak, literatürde bulunan supramoleküler polimerler yalnızca organik yapılı polimerler
olup camsı özellikler göstermemektedir. Gerçekleştirilen bu çalışma kapsamında SiO2 yapısını
supramoleküler yapıya katarak elde edilecek malzemelere camsı özellik kazandırılmış. Böylece
sol-gel kimyası ile koordinasyon kimyası temel özellikleri tek bir malzemeye taşınmıştır.
Anahtar kelimeler: supramoleküler polimer, SiO2, nanopartikül.
Kaynaklar:
[1] L. Brunsveld, B.J.B. Folmer, E.W.Meijer, R.P. Sijbesma, Chem. Rev. 101(12) (2001) 4071–4098.
[2] C. Foquey, J. M. Lehn, A. M. Levelut, Adv. Mater. 5 (1990) 254-258.
126
P65
FAZ DEĞİŞTİREN MADDELERİN KOASERVASYON YÖNTEMİ
İLE KAPSÜLLENMESİ
VE BİNA UYGULAMALARINDA KULLANIMI
Kemal Cellat, Murat Ünal, Beyza Beyhan, Okan Karahan, Yeliz Konuklu, Cengiz Dündar,
Caner Güngör, Halime Paksoy
Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 01330 Sarıçam, ADANA
[email protected]
Enerji verimliğinin sürdürülebilirliği ve güvenilirliği tüm dünya ülkelerinin gündeminde yer alan
en önemli konulardan biridir.Binalar, uzun ömürlü ve büyük ölçüde enerji tüketiyor olmaları
nedeniyle enerji verimliliğinin arttırılması projelerinde büyük öneme sahiptir. Termal enerji
depolama (TED) iklim değişikliği ile mücadelede enerji tasarrufu ve verimliliğini arttırma ile
ortamın termal konforunun sağlanması amacıyla ısıtma-soğutma yükünün azaltılmasına yönelik
esnek çözümler sunmaktadır. TED yöntemlerinden biri olan faz değiştiren maddeler (FDM) erirken
sabit sıcaklıkta ısı alırlar, donarken ısıyı geri verirler. Binalarda ısıtma ve soğutma verimliliğinin
arttırılmasında FDM’lerden yararlanılmaktadır.
Bu çalışmada, beton karışımlarında kullanılmak üzere koaservasyon yöntemi kullanılarak, üreformaldehit ve melamin-formaldehit kabuk malzemesi içerisine çekirdek malzeme olarak yağ asidi
karışımı (kaprik asit-miristik asit) hapsedilerek mikrokapsül üretimi gerçekleştirilmiştir. Yapılan
deneylerlekapsül üretimi üzerine çeşitli değişkenlerin (emülgatör, yağ asidi miktarı, pH, karıştırıcı
tipi) etkileri de incelenmiştir. FDM içeren mikrokapsüllerin ortamın ısıtma-soğutma yükünün
azaltılması ile termal konforun sağlanması hedeflenmiştir. Mikrokapsüllerin mikro yapı, kimyasal
ve termal analizleri sırasıyla SEM, FT-IR ve DSC ile karakterize edilmiştir. DSC analizleri
sonucunda erime entalpileri 18-43 j/g olarak bulunmuş olup,mikrokapsüllenmişFDM’li beton
karışımların bina sektöründe kışın ısıtma ve yazın soğutma yükünü azaltarak, enerji tasarrufu
sağlayacak bir ürün olmaya aday olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: mikrokapsülleme, faz değiştiren maddeler, koaservasyon,
127
P66
ANA ZİNCİRİNDE FARKLI ALİFATİK GRUPLAR İÇEREN
POLİ(AZOMETİN-ESTER)’ LERİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
Kevser Temizkan, İsmet Kaya
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Sentez ve Analiz Lab., 17020,
Çanakkale
[email protected]
Poliesterler, polimer dünyasının önemli bir sınıfı olup günlük hayatta tekstil, otomobil, farmakoloji,
biyomedikal cihazlar, cerrahi ekipmanlar, kaplama endüstrisi, yapı mühendisliği, elektronik cihaz
uygulamaları gibi birçok alanda kullanılmakta olup insan hayatını kolaylaştırmakta ve kaliteli hale
getirmektedir.
Literatürde, poliester sınıfından olan poli(azometin-ester)’lerin termal dayanımlarının oldukça
yüksek olduğu, farklı mezofazlarda yarı kristalin davranış gösterdikleri, optik geçirgenliklerinin
yüksek olduğu bilgileri yer almaktadır [1,2].
Bu çalışmada, salisilaldehit ile farklı zincir uzunluğundaki diaminlerin reaksiyonundan dört farklı
Schiff bazı sentezlenip her birinin tereftaloil klorürle eliminasyon tepkimesi sonucunda dört farklı
poli(azometin-ester) elde edildi. Sentezlenen poli(azometin-ester)’lerin yapıları 1H-13C-NMR, FTIR ve UV spektrumlarıyla aydınlatılarak; termal, mekanik ve morfolojik özellikleri de TG-DTGDTA, DSC, DMA ve AFM ölçümleriyle incelendi.
Anahtar Kelimeler: Poli(azometin-ester), termal analiz, morfolojik özellik.
Kaynaklar
[1] He, W., Jianga, Y. Y., Luytc, A. S., Ocayad, R. O., Ge, T. J., Synthesis and degradation kinetics of a
novel polyester containing bithiazole rings, Thermochimica Acta, 525, 9– 15, (2011).
[2] Iwan, A., Palewicza, M., Sikoraa, A., Chmielowieca, J., Hreniaka, A., Pasciaka, G., Bilski, P., Aliphatic–
aromatic poly(azomethine)s with ester groups as thermotropic materials for opto(electronic) applications,
Synthetic Metals, 160, 1856–1867 (2010).
128
P67
EPOKSİ-FONKSİYONELLİ SİLİKAT-İÇERİKLİ POLİMER
NANOKOMPOZİTLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
Kübra Şerife Yüksel, Murat Şen, Mehmet Çopuroğlu
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800-Beytepe, Ankara
[email protected]
Hem akademik hem de ticari açıdan büyük önem taşıyan diş tedavi malzemelerinin araştırılması ve
geliştirmesi konuları uzun zamandan beri ilgi çekmektedir. Kompozit reçineler estetik ve kolay
şekillenebiliyor olmaları ve sağlıklı diş yapısının aynı ölçüde uzaklaştırılmasını
gerektirmemelerinden dolayı, amalgamlara yönelik iyi bir alternatif olduklarını ortaya
koymuşlardır. Bu çalışmada silikat içerikli epoksi fonksiyonelli silikatlar ve Zirkonyum (Zr) ile
yapışma özelliği sağlayan tris(trimetilsilil) fosfat (TMSP) içeren yeni silikat nanokompozitlerin
hazırlanması için sol jel sentez koşullarının optimize edilmesine çalışılmıştır. (3-Glisidiloxipropil)
trimetoksisilan (GDPTMS), Tetraetilortosilikat (TEOS), Dimetildietoksisilan, (DMDEOS) esaslı
bu nanokompozitlerin diş tedavi malzemesi olarak kullanılan mevcut ticari ürünlere potansiyel
alternatif bir malzeme olup olmayacağı araştırılmıştır.
Silikat içerikli nanokompozitlerZr kullanılmadan (Zr0) ve düşük oranda ve yüksek oranda kütlece
% 18.7 ve % 34.5 Zr içerecek şekilde hazırlanmıştır. Sırasıyla Zr0, Zr5 ve Zr8 olarak isimlendirilen
bu sistemler ve bunlara ek olarak tris(trimetilsilil) fosfat (TMSP) içeren ve içermeyen sistemler
sentezlenmiş, karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır. Sentezlenen karışımların yapısal analizini
tayin etmek amacıyla FT-IR, jelleşmesiyle boyut dağılımını incelemek amacıyla zetasizer, kritik
jelleşme davranışını incelemek amacıyla reometre kullanılmıştır.
Tüm bu çalışmaların sonunda optimum jelleşme koşulları belirlenmiş ve hazırlanan nanokompozit
sistemlerinin bir diş dolgu malzemesinde olması gereken temel kriterlere sahip olup olmadığı
ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler : GDPTMS, TEOS, sol-jel , nanokompozit, diş dolgu malzemesi
Kaynaklar
[1] M. Çopuroğlu, M. Şen, Ultraviolet-radiation-curing of an organically modified silicate-based material
system with epoxy functionality, and the role of titanium, Rad. Phys. andChem., 81, 1324-1327, (2012).
[2] M. Çopuroğlu, M. Şen, Identification of Relationship Between the Synthesis/Process Parametersand
Properties of a Sol–Gel-Derived Polymer Nano composite System, J. Appl. Polym. Sci., 129, 3704- 3709,
(2013)
129
P68
KABAK LİFİ TAKVİYELİ DÜŞÜK YOĞUNLUKLU
POLİETİLEN (HDPE) KOMPOZİTLERİN ÜRETİMİ VE
MEKANİK KARAKTERİZASYONU
Yekta Karadumana, Levent Önalb
a
Akdağmadeni Meslek Yüksekokulu, Bozok Üniversitesi, Yozgat, 66300, Türkiye
b
Tekstil Mühendisliği Bölümü, Erciyes Üniversitesi, Kayseri, 38039, Türkiye
[email protected]
Doğal lif takviyeli kompozit malzemeler son yıllarda büyük ilgi çekmektedir [1]. Bu çalışmada
kabak lifi takviyeli düşük yoğunluklu polietilen (HDPE) kompozitleri üretilmiştir. Üretilen
kompozitlerin mekanik özelliklerinin geliştirilmesi için kabak lifleri kompozit üretiminden önce
sodyum hidroksit (NaOH) ve lakkaz enzimi ile ön işleme tabi tutulmuştur. Ön işlemlerin kabak
lifine etkisi taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile analiz edilmiştir. Kabak lifi tabakasının yüzey
boşlukluluğu görüntü analiz yazılımı ile incelenmiştir. Kabak lifi tabakasının geometrisi
işlemlerden önce ve sonra incelenerek mukayese edilmiştir. Kabak lifi takviyeli polietilen
kompozitleri basınçlı kalıplama tekniği ile üretilmiştir. Ön işlemli ve işlemsiz liflerle takviye edilen
kompozitlerin çekme özellikleri karakterize edilerek kıyaslanmıştır. Lakkaz ve NaOH işlemleri
kabak lifi tabakasında sırasıyla %24 ve % 40 ağırlık düşüşüne neden olmuştur. Lakkaz işlemi ile
ağırlık kaybının nedeni olarak lif yapısındaki lignin polimerinin uzaklaşması düşünülmüştür.
Bununla birlikte NaOH işlemi lif yapısında bulunan hemiselüloz, pektin, lignin ve yabancı
maddeleri uzaklaştırmakta ve lakkaz işlemine nazaran daha büyük ağırlık kaybına neden olmaktadır.
Kabak lifi tabakasının yüzey boşlukluluğu da NaOH ve lakkaz işlemi ile sırasıyla % 27 ve % 12
artış göstermiştir. NaOH ve lakkaz işlemli liflerle takviye edilen kompozitlerin çekme mukavemeti,
çekme modülü ve kopma yükü değerleri işlemsiz liflerle takviye edilenlere göre daha yüksek
bulunmuştur. Bu durum ön işlemler sonucu düzensiz yapılı ve düşük mukavemete sahip lignin,
hemiselüloz ve pektin gibi polimerlerin uzaklaşmasına bağlanmıştır. Bunun yanında taramalı
elektron mikroskobu incelemeleri ön işlem sonucu kompozitlerde daha iyi bir lif-matris arayüzünün
oluştuğunu göstermiştir. Lif yüzeyindeki sayılan polimerler ve yabancı maddelerin uzaklaşması ile
daha iyi bir lif-matris yapışması oluşmuş, bu da kompozit mukavemet değerlerinde artışı getirmiştir.
Kabak lifi takviyeli kompozitlerin özellikle otomotiv endüstrisinde iç mekan bileşenlerinde
kullanılabileceği öngörülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Doğal lif kompoziti, kabak lifi, enzimatik işlem, NaOH işlemi, mekanik
özellikler.
Referanslar
[1] A.K. Bledzki, O. Faruk, V.E. Sperber. Macromolecular Materials and Engineering, Vol. 291,
(2006), 449-457.
130
P69
KATYONİK BOYA ADSORPSİYONU AMAÇLI ADSORBENT
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE ADSORPSİYON
ÇALIŞMALARI
Masoomeh Mehrnia, Oya Bal, Murat Torun, Dilek Şolpan
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 06800 Beytepe/ANKARA
[email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr
Hızlı nüfus artışı, endüstrileşme ve plansız ve hızlı kentsel büyüme neticesi doğal kaynaklar tekrar
kullanıma kazanılamayacak kadar kirlenmekte ve çevre sorunlarınıda beraberinde getirmektedir.
Bu sorunların en önemlisi su kirliliğidir. Endüstriyel atıksuların alıcı ortamlara verilmeden önce
çeşitli yöntemlerle arıtılmaları ve su yönetmeliklerine göre içerdikleri kirleticileri giderildikten
sonra deşarj edilmeleri gerekmekte ve deşarj edildikleri ortamlarda suyun oksijenini
tüketmemelidirler. Endüstriyel atıksularda bulunan yüksek orandaki kirletici organik maddelerden
en önemlilerinden birisi boyar maddelerdir. Katyonik türleri ve özellikle katyonik boyaları
adsorplama kapasitesini artırmak, mekanik kararlılığını ve hidrofilik özelliğini değiştirmek için
akrilamid (AAm) ve akonitik asit (ACA) adsorbent sistemleri oluşturulmaya çalışılmıştır.
Adsorbentlerde yapıya bağlanmış yüklü gruplar şişme ve adsorpsiyon özelliklerinde asıl önemli
rolü üstleneceğinden pH-duyarlı kopolimerler akrilik asit gibi iyonik bir monomerin kullanılması
ile hazırlanabilir[1-5]. Bu çalışmada, AAm, ACA monomer karışımları belli bileşimlerde 60Co-
kaynağında değişik ışınlama dozlarında ışınlanmış ve poli(akrilamid/akonitik asit) P(AAm/ACA)
hidrojelleri sentezlenmiştir. Hidrojellerin suda pH 3, 5, 7 ve 8 de ve boyaların (Metilen mavisi
(MV), Safranin-O (SO) ve Magenta (M)) sulu çözeltilerinde pH 7 de şişme davranışları takip
edilmiştir. Hazırlanan hidrojellerin yapısal karakterizasyonu ve monomerler arasındaki
etkileşmeleri açıklayabilmek için hidrojellerin spektroskopik analizleri yapılmış ve ısısal özellikleri
belirlenmiştir. P(AAm/ACA) hidrojelleri MV, SO, M boyalarının sulu çözeltilerinden adsorpsiyonu
çalışmalarında,sulu boya çözeltilerinin derişimi, hidrojel bileşiminin adsorpsiyona etkisi
incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen hidrojeller Metilen mavisi, Safranin-O, Magenta gibi
boyaların adsorpsiyonu için adsorbent olarak kullanılabilir.
Kaynaklar:
[1] J.Rosiak J.Olejniczak.Radiat. Phys. Chem., Int. J. Radiat. Appl. Instrum., Part C. 36 (6) (1990), 747–755.
[2] J.Matuszewska-Czerwik, S.Polowinski. Eur. Polym. J. 26 (5), (1990), 549–552.
[3] R.Subramanian, P.Natarajan. J.Polym. Sci.: Polym. Chem. Ed. 22, (1984), 437–451.
[4] N.A.Peppas, N.M.Franson. J. Polym. Sci. Phys., Ed. 21, (1983), 983–997.
[5] D.Şolpan, Z.Kölge, M.Torun, J.Mac.Sci. A-Pure and Appl. Chem., A42(6), (2005), 705-721.
131
P70
EMÜLSİYON POLİMERİZASYONU İLE STİREN-AKRİLAT ESASLI
KOPOLİMER ÜRETİMİNDE EMÜLGATÖR ÇEŞİDİNİN
ETKİLERİNİN İNCELENMESİ
Mehlika Özdemir Alpa,B, Mehmet Özdemira, Ayşe Aytaça,Veli Deniza
Kocaeli Üniversitesi, Mühendislik Fak., Kimya Müh. Bölümü,41380, Kocaeli.
Ak-Kim Kimya San. ve Tic. A.Ş., Araştırma ve Geliştirme Bölümü,77600 Yalova.
[email protected]
a
b
Stiren-akrilat polimerleri sanayide pek çok alanda (yapı,boya, kozmetik, kağıt ve selüloz, tekstil,
vb.) kullanım olanağı bulmuş, stirenin, herhangi bir akrilat (etil, bütil, hekzil akrilat veya metakrilik
asit ya da akrilik asit) türü ile tepkimeye girmesiyle, emülsiyon polimerizasyonu yöntemi ile
üretilmektedirler [1]. Emülgatör ve başlatıcının çeşit ve miktarına, ortamın pH’na bağlı olarak
tepkime hızı değişmektedir. Genel olarak süreç 5-6 saat devam eder ve polimerde serbest stirenin
miktarı en fazla % 0,5 kaldığında polimerleşme tamamlanmış olur ve dayanıklı bir lateks elde
edilir. Kullanılan emülgatörün çeşidine göre anyonik, noniyonik hem de katyonik karakterde stirenakrilat emülsiyonları üretilebilmektedir. Bu emülsiyonlar genelde % 25-40 oranında katı madde
içeriğine sahip, pH değerleri ise yine kullanılan emülgatörün kimyasal yapısına bağlı olarak
değişiklik göstermektedir [2].
Bu çalışmada, stiren ve 2-etil hekzil akrilat monomerleri kullanılarak emülsiyon polimerizasyonu
yöntemi ile akrilat kopolimeri üretimi gerçekleştirilmiştir. 4 farklı etoksileamin emülgatör olarak
kullanılmıştır. Emülgatörler monomer miktarının ağırlıkça %10, %7, %3’ü olmak üzere 3 farklı
oranda kullanılmış ve toplam 12 çeşit farklı kopolimer örneği elde edilmiştir. Elde edilen
emülsiyon polimerlerinin özelliklerinin belirlenmesi için katı, pH, iyonik değer, bakiye monomer
analizleri ile FT-IR, parçacık boyut dağılımı ve molekül ağırlığı analizleri gerçekleştirilmiştir.
Yapılan karakterizasyon analizleri sonucunda; ağırlıkça %3 emülgatör kullanımında homojen
emülsiyonlar elde edilemediği saptanmıştır. Monodispers polimerik mikrokürelerin ortalama
molekül çaplarının 74 – 82 nm aralığında değiştiği görülmüştür. Polimer emülsiyonlarının katı
madde oranları % 44.10 ile 14.24 aralığında; pH değerleri ise 2.41-4.01 aralığında değiştiği
görülmüştür. Üretilen kopolimerlerin, iyonik yapısı kullanılan emülgatörün tipine bağlı olarak
katyonik olup, kullanılan asidin miktarına göre 0.28 ile 0.008 meq/gr olarak ölçülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Emülsiyon, polimerizasyon, stiren-akrilat.
Kaynaklar
[1] V. Chràstovà, S. Ďuračkovà, J. Mrenica, Ľ. Černàkovà. Chem. Papers, Vol.53, (1999), 140-144.
[2] A. M. Santos, F. M. B. Coutinho. PolymerBulletin, Vol.30, (1993), 407-414.
Bu çalışma Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, 011.STZ.2013-1 numaralı SANTEZ Projesi
kapsamında desteklenmiştir.
132
P71
EPOKSİ REÇİNESİNDE BOR İÇEREN BİLEŞİKLERİN GÜÇ
TUTUŞURLUK ÖZELLİKLERİNİN ALÜMİNYUM ÜÇ HİDRAT İLE
KIYASLANMASI
Şaban Murat Unlua, Şengül Dilem Doğanb, Mehmet Doğanc
Erciyes Universitesi Makine Mühendisliği, 38039, Kayseri, Türkiye
Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, 38039, Kayseri, Türkiye
c
Erciyes Üniversitesi Tekstil Mühendisliği, 38039, Kayseri, Türkiye
[email protected]
a
b
Alüminyum üçhidrat (ATH) ağırlıkça en yüksek oranda kullanılan mineral esaslı bir güç tutuşurluk
maddesidir. ATH güç tutuşurluk etkisini temel olarak üç mekanizma üzerinden göstermektedir.
ATH yanma sırasında endotermik olarak bozunur ve ortamdan yüksek oranda ısı absorblar.
Bozunma sonucunda ise su açığa çıkmakta ve γ-Al2O3 esaslı tortu bırakmaktadır. Açığa çıkan su
ise gaz fazında seyreltik etki yapmaktadır. γ-Al2O3 ise katı fazda bariyer etkisi yapmaktadır. Bu
çalışmada kullanılan bor içeren bileşikler (kolemanit, uleksit, borik asit, boroksit, melamin borat ve
guadanin borat) güç tutuşurluk etki mekanizması bakımından ATH’ın göstermiş olduğu güç
tutuşurluk mekanizmalarından en az bir tanesini göstermektedir [1-4]. Bu sebeble, bor içeren
bileşikler ile ATH’ın epoksi reçinesinde güç tutuşurluk performansları kıyaslanarak ATH yerine
bor içeren bileşiklerin kullanılıp kullanılmayacağı araştırılmıştır.
Bu çalışma kapsamında üretilen kompozitler sınırlayıcı oksijen indeksi (LOI), düşey ve yatay
yakma tesi UL-94, termogravimetrik analiz (TGA), konik kalorimetre ve taramalı elektron
mikroskobu kullanarak karakterize edilmiştir. Güç tutuşurluk test sonuçlarına göre kolemanit ve
uleksit dışındaki bor içeren bileşikler ATH’dan daha iyi performans göstermiştir. LOI test
sonucuna göre, % 40 borik asit içeren numune 28,5 LOI değeri ile en yüksek LOI değerine sahiptir.
% 30 melamin borat, % 35 guadanin borat ve % 40 borik asit içeren kompozitler en yüksek
yanmazlık derecesi olan V0 derecesine sahiptir. Konik kalorimetre test sonuçalarına göre ise bor
içeren bileşiklerin tümü ATH’dan daha iyi güç tutuşurluk performansı göstermiştir. %40 boroksit
içeren numune konik kalorimetre testinde en düşük ısıl salınım oranı ve toplam ısıl salınım oranı ile
en iyi performansı göstermiştir.
Anahtar kelimeler: Epoksi reçine, bor içeren bileşikler, alüminyum üç hidrat, güç tutuşurluk
Kaynaklar
[1] F. Laoutid, L. Bonnaud, M. Alexandre, J.M. Lopez-Cuesta, Ph. Dubois, Materials Science and
Engineering 63, (2009), 100-125.
[2] N.A. Isitman, C. Kaynak, Polymer Degradation Stabilty, 95, (2010), 1759-1768.
Teşekkür:Bu çalışma bor enstitüsü tarafından BOREN 2012 C 0354 no’lu proje kapsamında desteklenmiştir.
133
P72
POLİPROPİLEN (PP) YÜZEYİNE MİKRODALGA YARDIMIYLA
POSS AŞILANMASI
Selin Portakal, Mehmet Kodal, Güralp Özkoç
Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli
[email protected]
Polimerin omurgası üzerine yeni kimyasal türlerin aşılanması yoluyla polimerlerin kimyasal
yapılarının modifikasyonu, malzemelere yeni veya geliştirilmiş özellikler kazandırmak için cazip
bir yoldur [1]. Poli(hedral oligomerik silseskuiokzan) (POSS) veya türevlerinin polimer yapısına
dâhil edilmesi ile polimerlerin yüzey sertliği ve mekanik özellikleri önemli ölçüde geliştirilebilir
[2]. POSS molekülleri, her birisi oksijen atomuna bağlı sekiz silikon atomundan oluşan, moleküler
boyutları yaklaşık olarak 1–3 nm olan küresel şekilli organik/inorganik hibrit yapılardır. Bununla
birlikte konvensiyonel katkı maddelerinden farklı olarak, herhangi bir POSS molekülü kendisini
polimer, biyolojik sistemler veya yüzeyler ile uyumlu hale getiren organik gruplar içerirler [3]. Bu
çalışmada polipropilen (PP) yüzeyine allilizobütil-POSS moleküllerinin radikalik bir başlatıcı
yardımıyla aşılanmasıyla PP’nin yüzey özelliklerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, PP
plakalar laboratuvar ölçekli bir enjeksiyonlu kalıplama cihazı ile kalıplanmıştır. Elde edilen
plakalar kütlece %3-10 arasında allilizobütil-POSS içeren kloroform çözeltilerine daldırılmış,
ardından ev tipi bir mikrodalga fırında farklı güç ve sürelerde ısıtılmışlardır. Bu süreçte radikalik
başlatıcı yüzdesi de parametre olarak incelenmiştir. Elde edilen modifiye yüzeyler FTIR,
tensiometre, optik mikroskop ve SEM ine incelenmiştir. Analiz sonuçlarından allilizobütil-POSS
taneciklerinin mikrodalga yardımıyla ısıtılan bir çözelti sisteminde kısa sürede PP üzerine
aşılandığı gösterilmiş ve bu aşılanmanın peroksit miktarı, mikrodalga süresi ve gücüyle kontrol
edilebildiği gösterilmiştir.
Anahtar kelimeler: PP, POSS, Aşılama, Mikrodalga
Kaynaklar:
[1] A. Fina., D. Tabuani., T., Peijs. G. Camino. Polymer, 50, (2009), 218–226.
[2] Z. Zhou., Y. Zhang., Z. Zeng, Y. Zhang, Journal of Applied Polymer Science, 110, (2008), 3745–3751.
[3] H. Şirin. Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli, (2012).
134
P73
POLİPROPİLEN/SİLİKON KAUÇUK HARMANLARININ
MEKANİK, FİZİKSEL, ISIL VE MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ
Mehmet Kodal, Başak Şanlı, Hüseyin Kara, Jale Filiz, Güralp Özkoç
Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli
[email protected]
Bir termoplastik elastomer (TPE) eriyik olarak bir termoplastik polimer gibi işlenebilen özellik ve
performans olarak konvensiyonel vulkanize edilmiş kauçuklara benzeyen polimerik bir malzemedir
[1]. TPE’ler otomotiv, yapı ve inşaat ve kablo gibi birçok pazarda kullanım alanı bulurlar. Ticari
termoplastik vulkanizatlar (TPV) genellikle etilen propilen dien kauçuk (EPDM) ve polipropilen
(PP) karışımlarından oluşurlar [2,3]. Bu çalışmada, EPDM esaslı TPV’lere alternatif olarak silikon
kauçuk bazlı PP matrisli TPV’ların hazırlanması hedeflenmiştir. Bu amaçla dinamik vulkanizasyon
yöntemiyle SR’yi PP matris içerisinde peroksit yardımıyla çapraz bağlayarak PP/SR harmanlar
üretilmiştir. Negatif kontrol örnekleri olarak çapraz bağlanmamış PP/SR harmanları üretilmiştir..
Çapraz bağlayıcı ajan olarak dikümil peroksit (DCP) ve koajan oalrak trialil siyanürat (TAC)
kullanılmıştır. Harmanların mekanik özellikleri çekme ve darbe testiyle, termomekanik özellikleri
dinamik mekanik analizör (DMA) ile, ısıl özellikleri diferansiyel taramalı kalorimetri (DSC) ile,
akış özellikleri karıştırma esnasında yapılan tork ölçümleri ile, harman bileşenleri arasında
meydana gelen kimyasal etkileşimler Fourier transform infrared spektrofotometresi (FTIR) ile ve
morfolojik özellikleri ise taramalı elektron mikroskopu (SEM) ile incelenmiştir. DCP ilavesi ile PP
ve PP/SR harmanlarının eriyik viskozitesinde azalmalar tespit edilmiştir. Çekme testi sonuçları
DCP ile çapraz bağlama işleminin harmanların mekanik özelliklerini olumsuz yönde etkilediğini
göstermiştir. Bununla birlikte, TAC kullanılması ile birlikte, peroksit ilavesi ile birlikte azalan
mekanik özelliklerin kısmen de olsa geri kazanıldığı görülmüştür. Bununla birlikte, SR ilavesi
PP’nin darbe dayanımı ve depo modülü değerlerini önemli derecede artırmıştır. SEM analizleri ile
SR taneciklerinin dağılımlarının homojen olduğu ve PP matris ile çapraz bağlanma sonucu iyi bir
arayüzey oluşturduğu gözlenmiştir.
Anahtar kelimeler: PP, silikon kauçuk, dinamik vulkanizasyon
Kaynaklar:
[1] K. Chatterjee., K. Naskar. Express Polymer Letter, 1, (2007), 527-534.
[2] A. Coran., R. Patel. Rubber Chemistry and Technology, 54, (1981), 892-903.
[3] A. Coran., R. Patel. Rubber Chemistry and Technology, 53, (1981), 141-150.
135
P74
STİREN VE 2-ETİL HEKZİLAKRİLATIN EMÜLSİYON
KOPOLİMERİZASYONUNDA BAŞLATICI ETKİSİNİN
İNCELENMESİ
Mehmet Özdemira, Mehlika ÖZDEMİR Alpa,B, Ayşe Aytaça,, Veli Deniza
Kocaeli Üniversitesi, Mühendislik Fak., Kimya Müh. Bölümü,41380, Kocaeli
Ak-Kim Kimya San. ve Tic. A.Ş., Araştırma ve Geliştirme Bölümü,77600 Yalova
[email protected]
a
b
Heterojen ortamlarda polimerizasyon yüksek tepkime verimi ve yüksek molekül ağırlığı ile öne
çıkmaktadır. Bu tip polimerizasyon, genellikle su içinde polimer parçacıklarının dağıldığı kolloid
veya lateks oluşumu şeklinde gerçekleşir. Bu parçacıklar çoğunlukla mikron altı boyutlardadırlar.
Her yıl milyonlarca ton polimer lateksi, butadien-stiren kopolimeri, polivinilasetat, polivinilklorür,
akrilat ester kopolimerleri ve bunların türevleri gibi bu şekilde üretilmektedir [1]. Bu lateksler
yüzey tutkallama malzemesi olarak kağıtta ve tekstil ürünlerinde, bağlayıcı olarak yapıştırıcılarda,
boyalarda, katkı maddelerinde ve biyomedikal bileşiklerde kullanılmaktadır[1-2]. Bilindiği gibi,
tipik bir emülsiyon polimerizasyonu bileşenleri monomer, su, emülgatör ve başlatıcıdan oluşur.
Polimerizasyon tepkimesi başlatıcının ortama katılmasıyla başlar[3]. Literatürde polistiren,
poliakrilat ve bunların kopolimerlerinin oluşumu tepkimelerinde başlatıcı çeşidinin etkileri
inceleyen çalışmalar bulunmaktadır[2, 4-6]. Bu çalışmada, stiren ve 2-etil hekzilakrilatmonomerleri
kullanılarak emülsiyon polimerizasyonu gerçekleştirilmiştir. Polimerizasyonda, 4 farklı
etoksileaminemülgatörü ve her bir emülgatör çeşidi için 2 farklı başlatıcının (Potasyum persülfat,
2,2’-Azobis(2-methylpropionamidine) dihydrochloride) etkileri incelenmiştir. Kullanılan emülgatör
miktarı, monomer miktarının ağırlıkça %10’u; başlatıcı miktarı ise monomer miktarının ağırlıkça
%1’i olacak şekilde sabitlenerek, sekiz farklı emülsiyon polimeri elde edilmiştir. Elde edilen
emülsiyon polimerlerinin özelliklerinin belirlenmesi için katı, pH, iyonik değer, bakiye monomer
analizleri ile DSC, FT-IR ve parçacık boyut dağılımı analizleri gerçekleştirilmiştir. Üretilen
emülsiyonların, pH değerlerinin kullanılan asit miktarına bağlı olarak 3.95-3.11 aralığında, katı
miktarının ise %31-44 aralığında değiştiği görülmüştür. DSC analizinde incelenen camsı geçiş
sıcaklığı değerlerinin 32-44 0C aralığında farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Emülsiyon, polimerizasyon, stiren- akrilat, başlatıcı.
Kaynaklar
[1] F. M. Pavel. Journal of DispersionScienceandTechnology, Vol. 25,(2004),1-16
[2]S. W. Zhang, R. Liu, J. Q. Jiang, H. Y. Bai.Progress in OrganicCoatings , Vol.65, (2009), 56–61
[3] C.S. Chern. ProgressInPolymerScience, Vol.31, (2006), 443–486
[4] P. Sun, Y. Li, D. Liu, S.Sun, K. Zhao. PolymerBulletin, Vol. 55, (2005),323-332
[5] D.C.Seng, A. Debuigne, M. K. Georges. EuropeanPolymerJournal, Vol 45, (2009), 211–216
[6] M.R. Rivera, A. A. R.Hernandez, N. Hernandez, P.Castillo, E. Saldivar, L. Rios. IndustrialEngineeringChemistryResearch,Vol. 44,(2005),2792-2801
Bu çalışma Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, 011.STZ.2013-1 numaralı SANTEZ Projesi
kapsamında desteklenmiştir.
136
P75
POLİANİLİN/KALSİYUM OKSİT PARTİKÜLLERİ KOMPOZİT
MALZEMELERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE
SPEKTROSKOPİK İNCELENMESİ
Mehtap Demir, Hüseyin Zengin, Hayriye Korkmaz, Gülay Zengin, Ahmet Özer
Kimya Bölümü, Fen Edebiyat Fakültesi, Gaziantep Üniversitesi, 27310 Gaziantep
[email protected]
Polianilin (PANI) kısmen kolay işlenebilirliği, elektriksel iletkenliği ve çevresel dayanıklılığı
nedeniyle önemli iletken polimerlerden biridir [1]. Geniş kapsamlı elektriksel, elektrokimyasal ve
optik özelliklere sahip olan polianilin sentetik metal olarak uygulama alanları için potansiyel olarak
ilgi çekmiştir [2]. Kalsiyum oksit (CaO) beyaz renkli, aşındırıcı ve alkali bir katıdır. Sanayide kireç
taşlarını yüksek sıcaklıklarda eriterek karbon dioksitin uzaklaştırılmasıyla elde edilir. Kalsiyum
oksit ya da sönmemiş kireç geniş bir kullanım alanı bulunan bir çeşit kimyasal bileşiktir. Ticari bir
ürün olarak kireç magnezyum oksit, silikon oksit ve küçük miktarda alüminyum oksit ve demir
oksit içerir. Diğer kalsiyum bileşikleri gibi, kalsiyum oksit inşaat sektöründe, çeşitli cam türlerinin
imalatı gibi birçok uygulama arasında kağıt üretiminde de kullanılır [3].
Bu çalışmada polianilin/kalsiyum oksit (PANI/CaO) partiküllerinin kompozitleri in-situ
polimerizasyon ve ex-situ çözelti karışımı yöntemleriyle hazırlanmış ve karekterizasyonu üzerine
çalışma yapılmıştır. Daha sonra ince film cihazlarında kullanılmak amacıyla saf PANI ve
PANI/CaO kompozitlerinden damlatma ve döndürerek-kaplama metotlarıyla ince filmler
üretilmiştir. HCl ile doyurma yapılmış PANI film ve PANI/CaO kompozit filmin elektriksel
iletkenliği ölçülmüştür. Değişik spektroskopik ve mikroskopik yöntemler kullanılarak polianilin
üzerine CaO partiküllerinin doping etkisi araştırılmıştır. Hazırlanan filmlerin kalınlığı tayin
edilmiş, saf polimer ve kompozit filmlerin elektriksel iletkenlikleri ölçülmüştür. Saf polimer ve
kompozit filmlerin morfolojileri bir SEM kullanılarak çalışılmıştır. Saf PANI ve PANI/CaO
kompositlerinin karakterizasyonu UV-Vis, FTIR ve Fotolüminesans gibi metotları da içeren
spektroskopik yöntemlerle incelenmiştir. Böylece saf polimer ve kompozit filmlerin elektiriksel
iletkenlikleri ve kimyasal yapısı hakkında daha geniş bir bilgiye sahip olunmuştur.
Kaynaklar
[1] Skotheim T.A., Elsenbaumer R.L., Reynolds J.R., Handbook of Conducting Polymers, 2nd Edition,
Marcel Dekker, Inc., New York, (1997) Pp:467.
[2] Neoh K.G., Kang E.T., Tan K.L., Polymer, 33 (1992) 2292-98.
[3] Premamoy G., Samir K.S., Amit C., European Polymer Journal, 35 (1999) 699.
137
P76
SENTEZLENEN 60P40PET TERMOTROPİK SIVI KRİSTAL
KOPOLİESTERİNİN ENDÜSTRİYEL PET İLE HAZİRLANAN
HARMANLARININ MEKANİK DAVRANIŞLARI
Melek Bulut
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, AYAY Bölümü, ÇANAKKALE
[email protected]
Malzeme bilimi ve teknolojisinde temel amaç istenen özellikte maddeler üretmektir. Son yıllarda
endüstriyel alandaki PET ile termotropik sıvı kristal kopoliesterler (TSKP) arasında oluşturulan
harmanlarının mekanik özelliklerindeki gelişme gözle görülmektedir. Bu çalışmada ilk önce
termotropik sıvı kristal davranışı gösteren 60P40PET kopoliesteri p-asetoksibenzoikasit (p-ABA)
ve poli(etilen teraftalat) (PET) kullanılarak (molce %60 p-ABA, %40 PET) sentezlenmiştir.
Ticari polimerlerden poli(etilen tereftalat) (PET) ile harman haline getirilmesinde çift vidalı
ekstruder kullanılmıştır.
Ekstruderden alınan örneklerin mekanik özellikleri DMA ile
incelenmiştir. 60P40PET/PET harmanlarının depolama modülüne karşı sıcaklık grafiği ile kayıp
modülüne karşı sıcaklık grafiği incelenmiştir. Depolama modül değerlerinin yüksek olduğu
görülmüştür. Bunun sonucunda malzemenin uzama ve mekanik deformasyona karşı dayanıklı
olduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Termotropik sıvı kristal polimer, blend, PET
Kaynaklar
[1]Y.Xue, M.Hara, “Novel blends made of ionic napthalene thermotropic polymer and poly(ethylene
terephthalate)”, Polymer, 47 (2006) 6710-6717
138
P77
POLİPİROL/HALLOYSİT NANOKOMPOZİTLERİN
HAZIRLANMASI VE KARAKTERİZASYONU
Nihal Eser, Müşerref Önal, Yüksel Sarıkaya, Meltem Çelik
Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06100 Tandoğan, Ankara, Türkiye
[email protected]
Polimer/kil nanokompozitler saf polimerle kıyaslandığında mekanik özellikler, termal kararlılık,
yanma dayanımı, gaz-bariyer özellikleri, iyonik iletkenlik gibi üstün olan özelliklerinden dolayı
büyük ölçüde ilgi toplamışlardır. Polimer/kil nanokompozitlerin hazırlanmasında genel olarak 2:1
tabakalı simektit türü kil mineralleri kullanılmaktadır[1-3]. Bunun yanında az sayıda kaolinitserpentin grubu kil minerallerine ilişkin polimer/kil nanokompozit çalışmaları bulunmaktadır [4]. Bu
nedenle, 1:1 tabakalı kaolin grubu minerallerinden oluşan halloysit ile nanokompozit hazırlanması
ve karakterizasyonu bu çalışmanın amacı olarak öngörülmüştür.
Bu çalışmada, polipirol/halloysit nanokompozitler, amonyum persülfat başlatıcısı yardımıyla sulu
ortamdaki oksidatif polimerizasyon ile hazırlandı. Pirol derişimi değiştirilerek hazırlanan
nanokompozitlerin, X-ışınları difraksiyonu (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM), geçirmeli
elektron mikroskobu (TEM), termogravimetrik analiz (TGA) ve Fourier transform infrared
spektroskopisi (FTIR) gibi yöntemlerle karakterizasyonu yapıldı. Termogravimetrik analiz
sonuçlarından, nanokompozitlerin saf polimere göre daha iyi termal özellik gösterdiği anlaşıldı.
Ayrıca, nanokompozitlerin adsorpsiyon, nem tutuculuk, su tutma kapasiteleri ve iletkenlik
özellikleri de incelendi.
Anahtar Kelimeler: Halloysit, nanokompozit, X-ışınları difraksiyonu, termal kararlılık
Kaynaklar:
[1] H. Akat, M. A.Tasdelen, F. Du Prez, Y. Yagci. Eur. Polym. J, 44, (2008),1949-1954.
[2] Z. Koç, M. Çelik, M. Önal, Y. Sarıkaya, Y. Öner, L. Açık. J. Compos. Mater., 48, (2014), 439-446.
[3] M. Çelik, M. Önal. J. Thermoplast. Compos., 27, (2014), 145-159.
[4] Y. Li, B. Zhang, X. Pan. Comp. Sci. Technol., 68, (2008), 1954-1961.
139
P78
İKİ İZOMER MONOMERDEN OLUŞTURULAN İLETKEN
POLİMERLERİN BİYOSENSÖR ÖZELLİKLERİNİN
KARŞILAŞTIRILMASI
Merve Güzela, Hülya Kül Özena, Rukiye Ayrancıa, Tuğba Soğancıa,
Dilek Odacı Demirkolb, Metin Aka
Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 20070, DENİZLİ
b
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü
[email protected]
a
İletken polimerler enerji depolama, polimer fotovoltaikler, elektrokromik aletler, görüntü
teknolojileri, kontrollü salınım sistemleri, biyomedikal teknolojiler ve biyosensör uygulamaları gibi
farklı birçok yerde kullanım alanına sahiptir[1]. Biyosensörler, analiz edilecek madde ile seçimli
bir şekilde etkileşime giren biyoaktif bir bileşenin, bu madde ile etkileşimi sonucu ortaya çıkardığı
sinyalin, ileten bir iletici sistemle birleştirilmesi ve bu etkileşim ürünlerinin bir ölçüm sistemi ile
ölçülmesi olarak tanımlanabilir. Daha genel bir ifade ile, bir biyosensör; biyolojik bir ajanla
birleştirilmiş olan fiziko-kimyasal detektördür ve bu yapı istenilen ürünün analizi amacıyla
kullanılmaktadır[2].
Bu çalışmada, 3-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin ve 4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1il)anilin adlı iki polimer madde sentezlenmiştir. Bu iki maddenin Glikoz
biyosesör
karakterizasyonu karşılaştırılmıştır. Bu çalışmaların sonucunda p-konumdan bağlanmış serbest
amin grubu içeren 4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin maddesinin pH optimizasyonu,
kalibrasyon, tekrarlanabilirlik, girişimci ve örnek uygulama testlerinin daha iyi olduğu
sonuçlanmıştır.
3-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin
4-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il)anilin
Anahtar Kelimeler: Biyosensör,iletken polimer
Kaynaklar
1.1.1.1 [1] R.Ayrancı 3.Arge Proje Pazarı Organik- İnorganik Hibrit İletken Polimerlerin Sentezi,
Elektrokromik Ve Biyosensör Uygulamaları
[2]V. Lucadou I, Luft G, Preidel W, Richter GJ. The electrocatalytic glucose sensor. Horm Metab Res Suppl.
1988; 20: 41-3.
Bu çalışma 111T074 numaralı Tübitak Projesi tarafından desteklenmiştir.
140
P79
İLETKEN POLİ(o-ANİSİDİN-ko-o-TOLUİDİN)/KİTOSAN/Pt
KOMPOZİT YAPILARI ÜZERİNDE ELEKTROKATALİTİK
HİDROJEN ÜRETİMİ
Merve İlhan, Didem Balun Kayan
Aksaray Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü
[email protected]
Dünya enerji gereksiniminin büyük bölümünü karşılayan fosil kaynaklar giderek azalmakta ve
çevre kirliliğine sebep olmaktadırlar. Hidrojen, bir enerji taşıyıcısı olarak bu sorunların çözümü
için alternatif bir enerji kaynağıdır. Temiz ve yenilenebilir hidrojen enerjisinin artan enerji
gereksinimini karşılayacağı bir gelecek için yoğun bir şekilde araştırmalar yapılmaktadır.
Hidrojen sentetik bir yakıt olup, üretim kaynakları su, hava, kömür ve doğal gazdır. En ucuz olarak
fosil yakıtlardan elde edilen hidrojenin üretiminde en çok kullanılan diğer yöntem suyun
elektrolizidir. Ancak bu yöntem, yüksek enerji (aşırı gerilim) gereksiniminden dolayı oldukça
pahalıdır. Bu nedenle suyun elektrolizinden hidrojen üretiminde, düşük aşırı gerilime sahip, kararlı
ve yüksek katalitik aktiviteye sahip yeni modifiye elektrotlar geliştirmek üzere çalışmalar
yapılmaktadır [1,2].
Kitosan, çeşitli özelliklerinden dolayı son yıllarda kullanılan en önemli doğal polimerlerdendir.
İnert oluşu, yüksek mekanik dayanıklılığı, biyolojik olarak parçalanabilmesi, yüksek kaliteli film
oluşturabilmesi, diğer materyallerle kompozit oluşturabilmesi ve düşük maliyeti, kitosanın
kullanım alanını arttırmıştır. Bu amaçla son yıllarda kitosan destekli iletken polimerlerin senteziyle
ilgili çalışmalar ağırlık kazanmıştır [3].
Diğer taraftan çeşitli iletken polimerlerle modifiye elektrotlara metal nanopartiküller istenilen
boyutlarda biriktirilebilmektedirler. Böylelikle katalitik açıdan önemli nanoparçacıkların, kompozit
yapıya katalitik aktivite kazandırması amacıyla iletken polimerler destek ortamı olarak
kullanılmaktadırlar [4].
Bu çalışmada, sudan elektrokimyasal olarak hidrojen elde etmek amacıyla poli(o-anisidin-ko-otoluidin)/kitosan/Pt elektrokatalizörü geliştirilmiştir. Bu amaçla platin elektrotta kitosan varlığında
elektropolimerizasyon yöntemiyle poli(o-anisidin-ko-o-toluidin)/kitosan kompozit filmi elde
edilmiş, elde edilen kompozit yapı üzerine hidrojen üretiminde yüksek katalitik aktivite gösteren Pt
nano partiküllerin ayrıştırılmasıyla hazırlanan elektrotlarda hidrojen oluşumu tepkimesi
incelenmiştir. Kompozit yapıların elektrokatalitik aktiviteleri, dönüşümlü voltametri, Tafel
polarizasyon eğrileri ve elektrokimyasal impedans spektroskopisi ile incelenmiş, yüzey
morfolojileri taramalı elektron mikroskobu ile aydınlatılmıştır.
Anahtar kelimeler: İletken Polimer, Kitosan, Metal Nano Kompozit, Hidrojen Enerjisi
Kaynaklar
[1] D. A. D. Corte. C. Torres. P.S. Correa. E. S. Rieder. C. F. Malfatti. International Journal of Hydrogen
Energy, 37, (2012), 3025-3032.
[2] A. Damian. S. Omanovic. Journal of Power Source, 158, (2006), 464–476.
[3] T. B. Mostafa. A. S Darwish. Chemical Engineering Journal, 243, (2014), 326–339.
[4] J. B. Raoof. R. Ojani. S. A. Esfeden. S. R. Nadimi. International Journal of Hydrogen Energy, 35,
(2010), 3937–3944.
141
P80
DANSİL UÇ GRUPLARINA SAHİP FOSFAZEN MERKEZLİ ALTIKOLLU POLİ(ε-KAPROLAKTON) YILDIZ POLİMERİNİN
SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE METAL İYONU SENSÖRÜ
UYGULAMALARINDA KULLANILMASI
Mesut Görür,a Erdinç Doğancı,b,c Ümit İşçi,b Faruk Yılmazb
İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 34700 Üsküdar/İSTANBUL
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 41400 Gebze/KOCAELİ
c
Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Fakültesi, 41380 KOCAELİ,
[email protected]
a
b
Tüketici elektroniği pazarının hızlı bir şekilde büyümesi kontrol edilmesi zor elektronik atık
problemini beraberinde getirmiştir. Bunun yanında sanayi atıklarının yeterince arıtılmadan tabiata
bırakılması suda ve toprakta ağır metal iyonu birikimine yol açmaktadır. Ağır metaller kimyasal,
biyolojik ve çevresel süreçlerdeki toksik etkileri nedeniyle biyolojik çevredeki
konsantrasyonlarının yapay reseptörler kullanılarak tespit edilmesi süpramoleküler kimyanın
güncel ilgi alanlarının başında gelmektedir.1 Bu bağlamda, floresans sensörler yüksek
hassasiyetlerinden ve sinyal transdüksiyonunun kolaylığından dolayı önemli bir yere sahiptirler.2
Bu çalışmada, dansil uç-fonksiyonel gruplara ve fosfazen çekirdek ünitesine sahip altı kollu poli(εkaprolakton) yıldız polimeri (N3P3-(PCL-Dansyl)6) (Şekil 1) sentezlendi ve kimyasal yapısı 1H
NMR ve FTIR spektroskopileri ile aydınlatıldı. Elde edilen N3P3-(PCL-Dansyl)6 çeşitli ağır metal
iyonlarına yönelik optik kimyasal sensör uygulamalarında kullanıldı.
Şekil 1. Dansil uç-fonksiyonel gruplara ve fosfazen çekirdek ünitesine sahip altı kollu
poli(ε-kaprolakton) yıldız polimeri (N3P3-(PCL-Dansyl)6).
Anahtar Kelimeler: Dansil, Optik Kimyasal Sensör, Yıldız Polimer, Fosfazen.
Referanslar:
1. L. Prodi, F. Bolletta, M. Montalti, N. Zaccheroni. Coordination Chemistry Reviews, 205 (2000), 59–83.
2. A. Prasanna de Silva, H. Q. N. Gunaratne, T. Gunnlaugsson, A. J. M. Huxley, C. P. McCoy, J. T.
Rademacher, T. E. Rice. Chemical Reviews, 97 (1997), 1515–1566.
142
P81
KARBAZOL VE FERROSEN İÇEREN HİBRİT POLİMER SENTEZİ
VE SPEKTROELEKTROKİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Metin Ak, Tuğba Soğancı, Rukiye Ayrancı, Mehmet Karakuş
Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Denizli
[email protected]
İletken polimerlere metallerin eklenmesi bu polimerlerin nihai uygulamalarının geliştirilmesinde
büyük bir potansiyele sahiptir. Daha spesifik olarak, iletken polimer sistemlerine redoks-aktif metal
merkezlerin oluşturulması yönündeki son zamanlarda artarak devam eden çalışmalar ile katalitik,
sensör, fotokimyasal ve fotoelektronik uygulamalar için yüksek etkili redoks iletkenliğe sahip özgün
polimerik sistemler sentezlenmiştir. İletken metallopolimerlerde metal merkez ve polimer isketi ayrı
ayrı ve etkileşimli olarak son özelliklerin oluşmasında rol oynarlar [1].
Bu çalışmada, karbazol gibi elektrokimyasal ve kimyasal yollar ile polimerleştirilen grup ile
inorganik ferrosenil ditiyofosfonat içeren literatürde benzer bir türevi bulunmayan hibrit monomer
ve bu monomerin iletken polimeri sentezlenmiştir (Şekil1). Monomer tasarımı polimerleşebilir ünite
ve inorganik redoks aktif grubun etkin ve kolay bir biçimde birleştirilmesi esasına dayanmaktadır.
Elde edilen polimerin spektroelektrokimyasal özellikleri incelendiğinde indirgendiğinde şeffaf,
yükseltgendiğinde ise mavi renkli olduğu gözlenmiştir. Bu özellikleri sebebiyle literatürde çok geniş
bir kullanım alanı bulan Poli(3,4-etilendioksitiyofen-PEDOT) ile elektrokromik cihaz hazırlanarak
karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir (Şekil 1).
Şekil 1. Monomer yapısı ve elektrokromik cihazın şematik gösterimi
Kaynaklar
[1] İ.Yağmur, M. Ak, A. Bayrakçeken, Fabricating multicolored electrochromic devices using conducting
copolymers, Smart Materials and Structures, 11, (2013), 115022
Bu çalışma 111T074 numaralı Tübitak Projesi tarafından desteklenmiştir.
143
P82
KİTOSAN POLİMERİ İLE ATIK SULARDAKİ BOYALARIN
GİDERİLMESİ
Mithat Çelebia Ve Zafer Ömer Özdemirb
Yalova Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Polimer Mühendisliği Bölümü, Yalova
Kırklareli Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Kırklareli
[email protected]
a
b
Polimerik koagülantlar atık su arıtımında atık sudan boyaların giderilmesi için kullanılabilmektedir.
Polisakkaridler zehirli olmamaları ve düşük maliyetli olmaları nedeniyle daha fazla ilgi
çekmektedirler. Kitosan selülozdan sonra doğada en bol bulunan aminopolisakkaridtir (Şekil 1).
Kitin yaygın olarak eklembacaklılar, kabuklu hayvanlar, mantarlarda ve mayalarda bulunur.
Kitosan kitinin deasetillenmesi ile elde edilir. Bu amino-biyopolimer ile çözünmüş kirliliklerin ve
partiküllerin atık sudan uzaklaştırılmasına olan ilgi son yıllarda artmıştır. Özellikle kitosan esaslı
materyallerin gelişimi ile bu materyallerin atık su ve su arıtımında koagülant ve flokülant olarak
kullanımı genişleyen bir alandır.
Şekil 1. Kitosan (DA: asetilasyon derecesi) (Guibal and Roussy, 2007)
Bu çalışmada, endüstriyel boyalar (Naftol Blue Black ve Remazol Brillant Blue R) kullanılarak
sentetik atık su hazırlandı. Boya giderme 100 mg orta molekül ağırlıklı kitosan biyopolimeri ile
gerçekleştirildi. Boya giderme etkinliği her iki boya için farklı pH’larda araştırıldı. Boya giderimi
boyaların maksimum dalga boylarındaki (NBB λmax : 618 nm; RBBR λmax : 594 nm)
absorbsiyonlarının azalması hesaplanarak UV-Görünür Bölge Spektrofotometresi ile ölçüldü.
Anahtar Kelimeler: kitosan, atık su, boya giderme, pH
Kaynaklar
[1] E. Guibal and J. Roussy, Coagulation and flocculation of dye-containing solutions using a biopolymer
(Chitosan), Reactive & Functional Polymers 67 (2007), 33–42. F. Renault, B.
[2] Sancey, P.-M. Badot, G. Crini, Chitosan for coagulation/flocculation processes – An eco-friendly
approach, European Polymer J., 45 (2009), 1337–1348.
144
P83
SUDA ÇÖZÜNEN BAZI POLİMERLERİN YUMAK DİNAMİĞİNİN
İNTERPOLİMER KOMPLEKS OLUŞUMU İLE İNCELENMESİ
Mohammadreza Ghaffarlou, Olgun Güven
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Beytepe, Ankara/TÜRKİYE
[email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr
Polikarboksilik asitlerin iyonik olmayan polimerler (polibaz) ile sulu ortamda etkileşiminin
sonuçları bir faz ayrımı ve interpolimer kompleks oluşumudur. İnterpolimer kompleksleri iki yada
ikiden fazla polimerin ikincil etkileşim kuvvetleri (iyon-iyon, iyon-dipol, H-bağı, hidrofobik ve
Van der Waals kuvvetleri) nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Bu kompleksler yeni bireysel bileşikler
olup bunların özellikleri kompleksi oluşturan polimerlerden tamamen farklıdır ve yeni malzeme
olarak farklı uygulamalarda (ilaç taşıyıcı, biyomalzeme, yeni yüzey aktif maddeler, polimerik
miseller, nanopartiküller ve çoklu tabakalı filmler) kullanılabilirler.
Bu çalışmada poli(akrilik asit) (PAA), poli(metakrilik asit) (PMAA), poli(vinil prolidon) (PVP),
poli(etilen oksit) (PEO), poli(N-vinilimidazol) (PVIm), poli(allil amin) (PAAm) ve poli(etilen
imin) (PEI) polimerlerinin farklı molekül ağırlıklarında va farklı konsantrasyonlarda hazırlanan
sulu çözeltilerinin yumak boyutları dinamik ışık saşılması (DLS) ile incelenmiştir. Hazırlanan
polimer çözeltileri dinamik ışık saçılması ile incelendiğinde dağılım olarak çoklu pikler
gözlenmiştir ancak bu polimerin karışımından oluşan interpolimer komplekslerde tek dağılımlı
pikler elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Suda çözünen polimerler, İnterpolimer kompleks, Dinamik ışık saçılması
(DSL)
Kaynaklar
[1] A.Henke, S. Kadlubowski, M. Wolszczak, P. Ulan´ski, V. Boyko, T. Schmidt, K.F. Arndt, J.M.
Rosiak, Macromol. Chem. Phys. 212, (2011), 2529−2540.
[2] V.A. Kabanov, A.B. Zezin, Pure Appl. Chem., 56, (1984), 343-354.
[3] Z.S Nurkeeva, G.A Mun, V.V Khutoryanskiy, Macromol. Biosci., 3, (2003) 283–295.
[4] V.V Khutoryanskiy, Int. J. Pham., 334, (2007) 15–26.
145
P84
RADYASYON BAŞLATICILI AŞI KOPOLİMERİZASYONUNDA
BAZ POLİMERİN AŞILANMA DAVRANIŞINDAKİ ETKİSİ
Murat Barsbay, Olgun Güven
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800-Beytepe, Ankara
[email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr
Aşı kopolimerizasyon tekniği, kimyasal, mekanik veya termal olarak kararlı çeşitli baz polimerlerin
modifiye edilmesine ve istenen fonksiyonel grupların yapılarına katılmasına imkan tanır. Basit bir
ifadeyle bu yöntemde, baz polimerin uygun bir başka polimerle aşılanması ile ana polimer yapısına
istenilen özelliklerin katılması sağlanır [1]. Aşılamanın, geleneksel yöntemler yerine molekül
ağırlığı kontrolünü ve dar molekül ağırlığı dağılımı elde edilmesini mümkün kılan Tersinir
Katılma-Ayrılma Zincir Aktarım (ReversibleAddition-Fragmentationchain Transfer - RAFT)
polimerizasyonu ile yürütülmesi, geleneksel serbest radikal polimerizasyonuna göre yapıya daha
üstün özelliklerin kazandırılmasını sağlar. Bunun temel nedeni RAFT polimerizasyonu ile aşılanma
kontrolü ve homojenliğinin elde edilmesidir[2-4].
Aşı kopolimerlerin elde edilmesinde iyonlaştırıcı radyasyon, özelliklede elektron demeti, -ışınları
ve X-ışınları sıklıkla kullanılmaktadır. Radyasyon başlatıcılı aşılama tekniğinde doz hızı, doz
miktarı, monomer derişimi ve çözücü tercihi gibi parametreler elde edilen aşı kopolimerin başta
aşılanma yüzdesi olmak üzere bazı özelliklerinin belirlenmesinde etkin rol oynamaktadır. Bu
parametrelere ek olarak, aşılanan baz polimerin yapısı da aşılanma davranışında belirleyici
olabilmektedir. Radyasyon başlatıcılı aşılama tepkimeleri, monomerin baz polimer içerisine
difüzlenmesi ile ilerleyebilir. Aşılama tepkimesinin polimer yüzeyinde başladığı ve yüzey
monomer ile aşılandıkça, aşılanan tabakanın monomer ve çözücüde şişmesi ile iç kısımlara doğru
ilerlediği bu türden bir aşılanma mekanizması cephe (front) mekanizması olarak bilinir. Bu
çalışmada, baz polimer türünün aşılanma mekanizmasındaki etkisi, iki farklı baz polimer
kullanılarak test edilmiştir. Kullanılan ilk baz polimer, oldukça yüksek kristaliniteye sahip doğal bir
polimer olan selülozdur. İkinci baz polimer ise PE/PP dokumasız kumaş olarak seçilmiştir. Bu iki
baz polimere gerçekleştirilen, akrilik asidin -başlatıcılı ve RAFT kontrollü aşı
kopolimerizasyonunda, PE/PP dokumasız kumaşlarda cephe mekanizması ile yürüyen bir aşılanma
davranışı görülürken, selülozda sadece yüzeye aşılanmanın gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Aşılanmalar esnasında çözeltide oluşan homopolimerler GPC ile karakterize edilmiş ve molekül
ağırlıklarının ve dağılımın kontrol edilebildiği görülmüştür. Poli(akrilik asit) aşılanan kopolimerler,
FTIR, XPS, SEM, SEM-EDX ve TGA yöntemleri ile karakterize edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Aşı kopolimerizasyonu, RAFT polimerizasyonu, ışınlama
Kaynaklar
[1] M.M., Nasef, O. Güven, Prog.Polym.Sci., 37,(2012), 1597-1656.
[2] M. Barsbay, O. Güven, Radiat. Phys. Chem., 78, (2009), 1054-1059.
[3] M. Barsbay, O. Güven, M. H. Stenzel, T. P. Davis, C. Barner-Kowollik, L. Barner, Macromolecules, 40,
(2007), 7140-7147.
[4] M. Barsbay, O. Güven, Polymer, 54, (2013), 4838–4848.
146
P85
ZİNCİR ORTASINDA FOTOAKTİF GRUP İÇEREN
MAKROFOTOBAŞLATICILARIN ATRP VE KLİK KİMYASI
YÖNTEMLERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ İLE ELDESİ
Nasrettin Genlia ve Mustafa Değirmencib
a
Dicle üniversitesi, Teknik Bilimler MYO, Kimya Teknolojisi Bölümü, 21100 DİYARBAKIR
b
Harran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 63190 SANLIURFA
[email protected]
Atom Transfer Radikal Polimerizasyon (ATRP) son yıllarda Matyjaszewski tarafından geliştirilen
bir kontrollü/yaşayan radikalik polimerizasyon yöntemidir. Kullanılan başlatıcının fonksiyonlu
grubuna bağlı olarak ATRP yöntemi ile değişik fonksiyonaliteye sahip polimerler yanında tarak,
dentrik, yıldız tipi, rastegele periyodik ve graft (aşı) kopolimeri sentezlemek mümkündür [1]. “Klik
kimyası” terminal asetilenler ve azidler arasında gerçekleşen reaksiyonların geneline verilen addır.
Klik reaksiyonlarının tercih edilir olmalarının sebepleri arasında; makul reaksiyon koşullarında
gerçekleştirilebilmeleri, yüksek verim alınabilmesi, yüksek seçicilik ile gerçekleşmeleri,
fonksiyonel grup çeşitliliğine olanak sağlamaları, kısa reaksiyon sürelerine sahip olmaları ve
kullanılan çözücülere karşı hassas olmamaları gösterilebilir. Klik reaksiyonlarının uygulama
alanları kullanılacak polimer tiplerine bağlı olarak çeşitlendirilebilir [2]. Bu çalışmada, atom
transfer radikal polimerizasyonu (ATRP) ve klik kimyası yöntemlerinin birleştirilmesi ile zincir
ortası fotoaktif yeni ve iyi tanımlanmış bir polistiren makrofotobaşlatıcısı sentezi ve
karakterizasyonu tartışılmıştır.
alkin
FB + alkin
I-Br + nM
alkin
FB alkin + I
M
ATRP
Br
n
I
M
FB alkin
Br
n
Klik reaksiyonu
H
H
C
M
N
n
C
C FB C
N N
N
N N
M
n
FB: Fotobaslatici
M: Monomer (Stiren)
alkine: Alkin bileşği
Kaynaklar:
[1]. Matyjaszewski K. Controlled/living radical polymerization: progress in ATRP, NMP and RAFT. ACS
symposium series 768. Washington, DC: American Chemical Society; 2000
[2]. H.C. Kolb,M.G. Finn, K.B. Sharpless, Click chemistry: diverse chemical function from a few good
reactions, Angew. Chem. Int. Ed. 40, 2004–2021, 2001
147
P86
KARBON LİFLERİ ve KULLANIM ALANLARI
Necdet Seventekin
Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Bornova İzmir
[email protected]
Teknolojinin gelişimi ile birlikte tekstil liflerinden beklentiler de artmış ve hafif ve yüksek
mukavemetli materyallerin kullanımı gündeme gelmiştir. Bu özellik, kompozit materyaller ile
sağlanabilmektedir. Kompozit malzemelerde düşük yoğunluk ve yüksek mukavemet özelliği
nedeniyle karbon lifleri büyük çapta kullanılmaktadır. Karbon lifleri, stabilizasyon, karbonizasyon
ve grafitizasyon gibi bir seri işlemden geçerek üretilmektedir. Poliakrilnitril, kömür ve petrol esaslı
katran, selüloz ve fenolik reçine prekürsörler, polivinildenklorür/polivinildenklorür kopolimerleri
lif üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Karbon liflerinin gelişimi ve uygulanabilirliğinin
artması ile kullanım alanları da genişlemiştir (1):Karbon filament ve kablolar yüksek mekanik
dayanımları nedeniyle epoksi, poliester, poliamid ve fenol reçineleri gibi sentetik maddeler ile
birlikte kullanımı ile kompozit sektöründe ilk sıralarda yer almaktadır. Ayrıca, savunma amaçlı
giysiler, uzay araçları, otomobil sektörü, medikal sektöründe de (özellikle ortopedik
operasyonlarda) kullanılmaktadır. Bunlara ilaveten; Su arıtmada, SOx, NOx ve toksik gazların
tutulmasında, agresif gaz ve sıvılar için filtre, katalizör taşıyıcısı, yakıt kabı, akümülatör için
elektrot olarak kullanılabilmektedir (2). Karbon lifi ve termoplastik bir reçine ile oluşan kompozit
malzemeler bilişim teknolojisinde parçalarında ve elektronik parçalarda kullanılabilmektedir.
İnorganik lif ve karbon liflerinin organik lateks ile bağlanması sonucu elde edilen kompozit
materyaller, otomobil hava yastıklarında kullanılmaktadır. Karbon lifi ile kuvvetlendirilmiş polimer
reçine esaslı kompozitler vakum pompası ve kompresör pervanesi olarak da kullanılmaktadır (3).
Karbon lifi takviyeli polimer esaslı kirişler yüksek dayanıma, modüle ve yüksek korozyon istenen
yerlerde kullanılabilmektedir (4). Karbon lifi ile kuvvetlendirilmiş polibütilentereftalat,
implantasyon sırasında kemik kayıplarını azaltmak için kemik içerisine yerleştirilmektedir (4).
Karbon lifleri farklı ham maddelerden yola çıkarak üretilebilmekte ve teknik tekstillerin
yaygınlaşması ile de karbon liflerinin kullanımı gün geçtikçe artmaktadır ve daha da artacağı
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Karbon lifi, kompozit, kullanım alanları
KAYNAKLAR
[1] N.Yaman, T. Öktem, N.Seventekin, Tekstil Ve Konfeksiyon, 2 (2007), 90-95.
[2] N. Worasuvannarak, S.Hatori, H.Nakagawa, K. Miura K. Carbon, 41 (2003), 933-944.
[3] R.Schueler, SP.Joshi, K. Schulte, Composites Science and Technology, 61(6) (2001), 921-930
[4]RA.Brooks, E.Jones, A.Storef, N. Rushton, Biomaterials, 25 (2004), 3429-3438.
148
P87
CELGARD 2500 POLİMERİK MEMBRANLAR KULLANILARAK
Cr+6 METAL KATYONUNUN TAŞINIMI
Nefise Ayhan*, Canan Onaç, H.Korkmaz Alpoğuz
*Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 20017 DENİZLİ
[email protected]
Günümüzde toksik metallerin ve bileşiklerinin uzaklaştırılması için kimyasal çöktürme,
elektrodiyaliz, iyon değiştirme, destilasyon, ters osmoz, solvent ekstraksiyon, ultrafiltrasyon ve sıvı
membranlar gibi teknikler kullanılmaktadır. Sıvı membranlar, seyreltik çözeltilerden farklı
karakterdeki maddelerin ayrılması için etkili sistemler olması nedeniyle, ayırma teknolojisi ve
saflaştırma proseslerinde çok önemlidir. Destekli sıvı membranlar (SLM), sentezleme ve kullanım
kolaylığı değiştirilmeksizin, membranın mekanik özelliklerini geliştirmektedir. Destek maddesi
olarak, mikroporöz teflon, polipropilen, polisülfon vb. maddeler kullanılmaktadır. Destek
matriksinin oluşumunda daha az organik çözücü kullanımı, fazlar için ayrılma probleminin
olmaması, seçimliliğinin fazla olması ve maliyetinin düşük olması SLM’nin avantajlarındandır. Bu
çalışmada, taşıyıcı olarak bir makrosiklik bileşik olan kaliksaren türevi kullanılarak toksik özellik
gösteren Cr6+ metal katyonlarının destekli sıvı membran tekniği ile transportu incelenmiş, besleme
ve sıyırma fazlarında kullanılan bileşenlerin konsantrasyon etkileri, transport boyunca karıştırma
hızı etkisi, taşıyıcı derişim etkisi, polimerik destek maddesi olarak Celgard 2500 membranına
kaliksaren bileşiğinin bağlanmasıyla meydana gelen yüzeyin karakterizasyon etkileri incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Destekli sıvı membran, Cr(VI) transport, Kaliks[4]aren
Grafiksel Özet
Destekli Sıvı Membran Çalışmalarında Kullanılan
Deneysel Düzenek
Kaynaklar
[1] Kedari, C.S., Pandit, S.S., Gandhi, P.M. Separation by competitive transport of uranium(VI) and
thorium(IV) nitrates across supported renewable liquid membrane containing trioctylphosphine oxide as
metal carrier, J.Membrane Sci., 430 (2013) 188-195.
[2] Panigrahi, A., Pilli, S.R., Mohanty, K. Selective separation of Bisphenol A from aqueous solution using
supported ionic liquid membrane, Sep. Purif. Technol., 107 (2013) 70-78.
149
P88
PLAZMA MODİFİYE EDİLMİŞ KİTOSANIN FURAN GRUPLARI
İLE TÜREVLENDİRİLMESİ VE BİYOFİLM OLUŞUMUNA
ETKİSİNİN QCM İLE İNCELENMESİ
Neslihan Nohut Maşlakcıa, Seyhan Ulusoyb, Ayşegül Uygun Öksüza*
Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260 Isparta/TÜRKİYE
b
Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 32260
Isparta/TÜRKİYE
[email protected]
a
Pek çok bakteri su bulunan ortamlarda protein, DNA ve polisakkaritten oluşan biyofilm adı verilen
yapışkanımsı bir tabaka üretir ve kendisini koruma altına alır. Biyofilm oluşumu vücut içi tıbbi
uygulamalar, su arıtma sistemleri ve süt işletmeleri gibi pek çok alanda ekonomik zararlara neden
olmaktadır. Özellikle sağlık alanında biyomedikal implantlarda oluşan biyofilmler tedavi
edilemeyen enfeksiyonlar nedeniyle hastaların ölümüne neden olabilmektedir [1]. Son yıllarda
yapılan çalışmalarda biyomateryallerde biyofilm oluşumu, yüzey modifikasyonu ile engellenmeye
çalışılmaktadır. Kitosan biyouyumlu ve medikal uygulamalar için tercih edilen bir malzemedir
[2,3]. Bu çalışmada kitosanın bakteriyel biyofilm oluşumuna etkisi incelenmiştir. RF rotating
hidrazin plazması ile kitosan üzerindeki amin grupları artırılarak, yapıya furan türevi gruplar
kimyasal yöntemle aşılanmıştır. Kitosan yapısına furan gruplarının bağlanması FTIR, XPS ile
aydınlatılarak özellikleri TGA/DSC, SEM ve X-ray analizleri ile incelenmiştir. Elde edilen kitosan
türevi yapıların elektrospin yöntemi ile nanofiberleri quartz kristal elektrotlar üzerine biriktirilerek,
biyofilm oluşumuna etkileri QCM tekniği ile incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Plazma, elektrospin, QCM, kitosan
Kaynaklar
[1] A.L.J. Olsson. H.C. Mei. H.J. Busscher. P.K. Sharma. Langmuir. 25, (2009), 1627-1632.
[2] M. N. V. Ravi Kumar. R. A. A. Muzzarelli. C. Muzzarelli. H. Sashiwa. A. J. Domb. Chem Rev. 104,
(2004), 6017-6084.
[3] B.B. Shang. J. Sha. Y. Liu. Q. Tu. M.L. Li. J.Y. Wang. J. Pharm. Anal. 1, (2011), 39-45.
150
P89
PLLA-PEG KOPOLİMERLERİNDEN GÖZENEKLİ DOKU
İSKELELERİN HAZIRLANMASI
Numan Eczacıoğlu, Sinan Eğri
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomühendislik BölümüTOKAT
[email protected]
Çalışmamızda, L-LA (Pulrac, Hollan) dimer/leri ve PEG (Sigma Aldrich, USA) polimerleri
reaksiyona sokularak kopolimer sentezlenmesi ve sentezlenen kopolimer/lerden tuz ekstraksiyonu
yöntemiyle gözenekli bir yapı oluşturulması hedeflenmiştir. Elde edilen bu gözenekli yapı, hücre
gelişimi için uygun bir doku iskelesi oluşturması açısından önemli olup aynı zamanda içerisine
VEGF (VaskülerEndotelyalGrowth Faktör) ve BMP-2 (Bone Morfojenik Protein) yüklenip sıralı
salım yapacak şekilde tasarlanması, rekonstrüktif cerrahide defektlerin iyileşme sürecine katkıda
bulunacaktır.
Farklı molekül ağırlıklarına sahip PEG (5, 10 ve 20 kDa) ve belirlenen oranlarda L-LA ile
reaksiyona sokulmuş ve bir seri kopolimer elde edilmiştir. Elde edilen kopolimerlerin
karakterizasyonu, Nükleer Manyetik Rezonans (1H-NMR), Jel PermeasyonKromatografisi(GPC),
Diferansiyel Taramalı Kalorimetre (DSC), Termogravimetrik Analiz (TGA) ve
FourierTransformİnfrared Spektroskopisi(FTIR) analizleri ile gerçekleştirilmiştir. Reaksiyonun
başarıyla gerçekleştirildiği analiz sonuçları ile teyit edilmiştir. Kopolimerler farklı oranlarda (% 3,
5 ve 8 a/h) 1,4-Dioxane (Sigma Aldirch, USA) içerisinde çözülerek 100-250µm boyut aralığında
elenen tuz (NaCl) ile homojen karışımı sağlanıp, kalıplanarak dondurulmuştur. 4 gün süre ile
yapıdan tuzun uzaklaştırılması sağlanarak elde edilen birbirleri ile bağlantılı gözeneklere sahip
doku iskeleleri elde edilmiş ve gözenek yapıları taramalı elektron mikroskobu (SEM), mekanik
özellikleri ise sıkıştırma testleri ile belirlenmiştir.
Anahtar kelimeler: Kemik defekti, PLLA-PEG kopolimeri, BMP, VEGF
151
P90
SODYUM ALJİNAT/HİDROKSİPROPİL SELÜLOZ KARIŞIMI
MEMBRANLARIN HAZIRLANMASI, KARAKTERİZASYONU VE
İNDOMETASİN GEÇİŞ ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Nur Benan Koçak, Nuran Işıklan
Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/
Kırıkkale
[email protected]
Transdermal ilaç salım sistemleri; oral yolla emilimi az olan etkin maddelerin, mide-barsak
kanalında irritan davranış gösteren etkin maddelerin ya da yarılanma ömrü kısa olan etkin
maddelerin vücuda verilmelerinde alternatif bir yöntemdir [1]. Farmokinetik açıdan başarılı bir
tedavi için etkin maddelerin sıfırıncı dereceden kinetikle verilmeleri gerekmektedir. Bu tarz veriliş
de transdermal yolla sağlanabilmektedir.
Çalışmada, pH ve sıcaklığa duyarlı sodyum aljinatbazlımembranların hazırlanması, yapılarının
aydınlatılması ve transdermal yolla aktif madde geçiş özelliklerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu
amaçla 5 farklı blend oranına sahip sodyum aljinat (NaAlg) ve hidroksipropilselülozün (HPC)
çözeltilerinden blendmembranlar oluşturulmuştur. NaAlg ve HPC’ınblend oranları sırasıyla 1/1,
2/1, 3/1, 4/1 ve 5/1 olarak belirlenmiştir. Hazırlanan karışım membranlar gluteraldehit ile çapraz
bağlanmış ve ATR-FTIR, TGA, DSC ile yapıları aydınlatılmıştır. SEM ve AFM yöntemleri ile
membranların yüzey morfolojileri incelenmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünde blend membranların indometasin geçiş özellikleri difüzyon
hücresinde 32 ºC’de pH 7,40 tamponunda incelenmiştir. Bu koşullarda en yüksek geçiş değeri
%54,41 ile 1/1 oranında ve en düşük geçiş değeri %23,24 ile 5/1 oranında bulunmuştur.
İndometasin geçişleri ayrıca pH2.1 ve 5.5’de gerçekleştirilmiş ve salım ortamının pH’sı artıkça
indometasin salımı 24 saat sonunda 1/1 blendmembranında %15,20’den %54,41’e ayrıca 5/1
oranındaki karışım membranda da %6,77’den %23,24’e artmıştır. İndometasin geçişine sıcaklığın
etkisi 25 ºC; 32 ºC; 37°C ve 39 ºC’de incelenmiş ve sıcaklığın artması ile indometasin geçiş değeri
1/1 karışım membranında %11,17’den %64,47’ye çıkmıştır. Ayrıca çapraz bağlanma oranının
artması ile indometasin geçişinin anlamlı derecede azaldığı bulunmuştur. Elde edilen sonuçlardan
hazırlanan membranların pH ve sıcaklığa pozitif duyarlı oldukları tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Transdermal sistemler, karışım membranlar, pH ve sıcaklığa duyarlı
membranlar
Kaynaklar:
[1]. A.Z., Gürsoy. Kontrollü Salım Sistemleri: Transdermal Sistemler, Kontrollü Salım Sistemleri Derneği
Yayını, İstanbul, (2002).
152
P91
CAM KÜRE, MİKA VE VOLLASTONİT PARTİKÜLLERİNİN SEBS–
MA ELASTOMERİ İLE KAPLANMASININ PP/CAM KÜRE, P/MİKA
VE PP/VOLLASTONİT KOMPOZİTLERİN MİKROYAPI,
REOLOJİK VE MEKANİK ÖZELLİKLERİ
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ1
Onur Balkan, Ülkü Yılmazer
ODTÜ, Kimya Mühendisliği Bölümü, 06800 Ankara
[email protected]
Rijid partikül dolgulu polimerik kompozitlerde bazı özel mikroyapılar oluşturularak mekanik
performans arttırılabilmektedir. Matonis ve Small polimerik matris içerisindeki rijid partiküller
çevresinde oldukça ince, üniform ve sağlam bir elastomer tabakasının (rijid partikül/elastomer
kabuk yarıçap oranı: RP/RE  0.999) bulunması halinde (çekirdek–kabuk mikroyapısı)
kompozitlerin rijidliğinden fedakârlık etmeksizin tokluğunun artabileceğini ileri sürdüler. [1] Önceki
çalışmalarımızda, polipropilen/cam küre (PP/GB) ve PP/vollastonit (PP/W) kompozitlere
poli(stiren–b–etilen–ko–butilen–b–stiren)–g–maleik anhidrit (SEBS–MA) termoplastik elastomeri
katılarak çekirdek–kabuk mikroyapısının oluştuğu tespit edildi.[2–4] Ancak, SEBS–MA
elastomerinin kompozitlere eriyik–karıştırma yöntemi ile doğrudan katılmasından dolayı PP matris
içerisindeki cam küre ve vollastonit partiküllerinin etrafında kalın bir elastomer tabakası oluştu
(0.5–1.0 m; Matonis ve Small’a göre hesaplanan elastomer tabakası kalınlığı: 0.5 nm).[2] Bu
sebeple, kompozitlerin mekanik performansı artarken, rijitlikte düşme meydana geldi.[3] Polimer
matris içerisindeki rijid partiküllerin etrafında oldukça ince, üniform ve sağlam bir elastomer
tabakası elde etmek amacıyla, kompozitlerin eriyik–karıştırma işlemi öncesinde partiküllerin uygun
bir elastomer çözeltisi içerisinde kaplanması oldukça pratik ve uygun bir yöntem olarak
görülebilir.[3,5,6] Luzinov et al. tolven/SEBS–MA çözeltisini kullanarak epoksi–silan ile fonksiyonel
edilmiş silika plakaların yüzeylerini birkaç nanometre kalınlığında üniform ve sağlam bir SEBS–
MA elastomer tabakası ile kaplayabildiklerini rapor ettiler.[7] Bu çalışmada, cam küre (GB), lamelar
mika (M) ve asiküler vollastonit (W) partiküllerinin SEBS–MA elastomeri ile kaplanmasının
PP/GB, PP/M ve PP/W kompozitlerin mikroyapı, reolojik ve mekanik özellikleri üzerindeki etkileri
incelendi. Üniform ve sağlam bir elastomer tabakası elde etmek amacıyla öncelikle tolven/epoksi–
silan ((3–glycidoxypropyl)trimethoxysilane, GPS) çözeltisi kullanılarak partiküllerin yüzeyleri
fonksiyonel hale getirildi. Ardından, GB, M ve W partikülleri tolven/SEBS–MA çözeltisi içerisinde
SEBS–MA elastomeri ile kaplandı (sırasıyla GBc, Mc, Wc). Partiküller PP matris ile karıştırılarak
(eriyik–karıştırma yöntemi) kompozitler hazırlandı. Mikroyapı incelemelerinde, GBc, Mc, Wc
partiküllerinin ince bir elastomer tabaka ile kaplı olması sonucunda partikül–matris uyumluluğunun
arttığı görüldü. Çekirdek–kabuk mikroyapısı ile asiküler W parçacıkların takviye edici etkisi
arasında oluşan sinerji sebebiyle en yüksek mekanik performans PP/Wc kompozitlerinde meydana
geldi.
Anahtar kelimeler: Cam küre, mika, vollastonit, elastomerik kaplama
Kaynaklar
[1] V.A. Matonis, N.C. Small, Polym. Engin. Sci., 9, (1969) 90–99.
[2] O. Balkan, A.Ezdeşir, H.Demirer, Polym. Compos., 31, (2010) 1265–1284.
[3] O. Balkan, H.Demirer, Polym. Compos., 31, (2010) 1285–1308.
[4] O. Balkan, A.Ezdeşir, Polym. Compos., 33, (2012) 1162–1187, Erratum: Polym. Compos., 33, (2012) 1464.
[5] J.E. Stamhuis, Polym. Compos., 9, (1988) 72–77.
[6] J. Lee, A.F. Yee, , J. Mater. Sci., 36, (2001) 7–20.
[7] I. Luzinov, D. Julthongpiput, V.V. Tsukruk, Macromol., 33, (2000) 7629–7638.
1
Sponsor: TÜBİTAK–BİDEB 2218, 01.03.2007–08.
153
P92
BİTKİ ÖZÜTÜNDEN YÜKSEK ANTİRADİKAL VE ANTİOKSİDAN
ÖZELLİKLİ FLAVONOİD YAPISINDAKİ BİLEŞİKLERİN
BORONİK ASİT TAŞIYAN ÇİFT FONKSİYONLU
KOPOLİMERİKPARTİKÜLLER KULLANILARAK İZOLASYONU
Onur Çetinkayaa, Melek Tezcana, Gökhan Koçakb, Hüseyin Çiçeka
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 48000 Kötekli/MUĞLA
b
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 26480 ESKİŞEHİR
[email protected]
a
Antioksidan ve antibakteriyel özelliği yüksek olan karışımların bitki özütlerinden izolasyonu
amacıyla hidrojen bağı ve boronik asit afinite etkisinin bir arada kullanıldığı çift fonksiyonlu bir
adsorban geliştirilmiştir. Öncelikle polimerleştirildiğinde nötrpH dolayında adsorpsiyon yapabilen
4-(N-allilsülfamoil)fenilboronik asit (ASPBA) monomeri sentezlenmiştir[1]. ASPBA, sadece
hidrojen bağı aracılığıyla flavonoid tarzı moleküllerle etkileşebilen metakrilat (MA) [2] ile
kopolimerleştirilerekpoli(metakrilat-ko-4-(N-allilsülfamoil)fenilboronik
asit)
(poli(MA-koASPBA))partikülleri süspansiyon polimerizasyonu ile üretilmiştir. Poli(MA-ko-ASPBA)
partikülleri kullanılarak model flavonoidkersetinile yapılan çalışmalar poli(MA)’a göre en az iki
kat daha fazla kersetinadsorpsiyonun olduğunu, bunun yanı sıra pH 7,2’deki adsorpsiyon
kapasitesinin boronik asit ilgisinin genelde daha yüksek olduğu pH 8,5’te elde edilen kapasite
değerlerine[3]
yakın
olduğu
görülmüştür.
poli(MA-ko-ASPBA)
partiküllerininHypericiumperforatum (HP) bitkisinin etil asetat özütü kullanılarak pH 7,2’de
yapılan adsorpsiyon ve desorpsiyon çalışmaları neticesinde elde edilen ortamın poli(MA)
partiküllerle elde edilenlere göre bariz şekilde daha yüksek antioksidan ve antiradikal giderim
aktivitesi gösterdiği bulunmuştur. Üretilen çift fonksiyonlu poli(MA-ko-ASPBA) partiküller hem
yüksek antioksidan hem de antiradikal aktivitenin istendiği bitki özütlerinin üretilmesinde yeni ve
etkin bir alternatif adsorban olarak önerilmektedir.
Kaynaklar
[1] X. Li, J.Pennington, J.F. Stobaugh, C.Schöneich, Anal Biochem. 2008; 372(2): 227–236.
[2] X. Geng, P. Ren, G. Pi, R.Shi, Z.Yuan, C.WangJournal of Chromatography A, 1216 (2009) 8331–8338
[3] O. Çetinkaya, M. E. Duru, H. Çiçek,J.Chromatogr. B, 2012; 909 51– 60.
154
P93
ORGANİK IŞIK YAYAN DİYOTLAR ELDE ETMEK
AMACIYLATURUNCU RENK VEREN POLİMER SENTEZİ
Ozan Erlika, Naime Akbasoglu Unlua, Ali Cirpana,b,c,d
KimyaBölümü, OrtaDoğuTeknikÜniveritesi, , 06800 Ankara, Türkiye
PolimerBilimiveTeknolojiBölümü, OrtaDoğuTeknikÜniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye
c
GüneşEnerjisiAraştırmaveUygulamaMerkezi, OrtaDoğuTeknikÜniversitesi, 06800 Ankara,
Türkiye
d
MikroveNanoteknolojiBölümü, OrtaDoğuTeknikÜniversitesi, 06800 Ankara, Türkiye
[email protected]
a
b
Bu çalışma kapsamında organic ışık yayan diyotları üretmek amacı ile kimyasal yöntemlerle
benzotriazol ünitesine donor özellik gösterenve π bağı köprüsü sağlayan tiyofen ünitesi bağlandı ve
TBT (Tiyofen-Benzotriazol-Tiyofen) molekülü sentezlendi. TBT ileflorenünitesi Suzuki kenetleme
tekniği ile polimerleştirilmiş, turuncu polimer eldesi için ise bahsi geçen bu polimere uç grup
olarak fenil ve trifenil amin uniteleri bağlanmıştır. Böylece Donör-Akseptör-Donör tipi rastgele
konjüge polimerler sentezlenmiştir. Bu polimerlerin indirgenme ve yükseltgenme yarıgerilimleri
dönüşümlü voltametri tekniği kullanılarak incelenmiş, HOMO-LUMO enerji seviyeleri belirlenmiş
ve enerji bant aralığı hesaplanmıştır.Sentezlenen polimerlerin hem çözelti hem de film hallerinin
ışığı soğurmavefloresan özellikleri incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Benzotriazol, Tiyofen, Donör-Akseptör-Donör
155
P94
ORGANİK GÜNEŞ PİLLERİ İÇİN BİTİŞİK THIAZOLO-THIAZOLE
HALKASI İÇEREN KONJUGE POLİMER
Ozge Azeria, Sevki Can Cevhera ,Serife O. Hacioglua, Ali Cirpana,b,c,d
Kimya Bölümü, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye
Polimer Bilim ve Teknoloji Bölümü, Polimer Bilim ve Teknoloji Bölümü, Ankara, Türkiye
c
Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi (GÜNAM), Ortadoğu Teknik Üniversitesi,
Ankara, Türkiye
d
Mikro ve Nanoteknoloji Bölümü, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye
[email protected]
a
b
Bu çalışma dabitişik thiazolo-thiazole halkası içeren konjuge düzensiz polimer sentezi
amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, Thiazolo [5,4-d]thiazole,2,5-bis(5-bromo-2-thienyl)
(Monomer1)[1], 4, 7-Dibromo-2-(2-octyldodceyl)-2H-benzo[d] [1,2,3] triazole(Monomer2) [2 ]ve 2,
5- bis (tributylstannyl) thiophene (Monomer3) monomer olarak sentezlenmiş ve
polimerleştirilmiştir. Polimerleştirmeden sonar dönüşümlü voltametri ile HOMO-LUMO enerji
seviyeleri, elektronik band aralığı ve difüzyon kontrollü olup olmadığı araştırılmıştır. Bunlara ek
olarak UV spektrofotometriile λmax, optik band aralığıve n veya p tipi katkılanabilir olup olmadığı
araştırılmıştır. Ayrıca kinetic çalışmalar sayesinde geçirgenlik yüzdesi ve dönüşüm zamanı
hesaplanmıştır.
Anahtar kelimeler: Thizaolo-thizole, organik güneş pili, konjüge polimer, dönüşümlü voltametri
Kaynaklar
[1] Akpinar, H. Z. (2011). Synthesis of benzimidazole containing donor acceptor electrochromic polymers.
(Master's thesis, Middle East Technical University, The Department of Chemistry).
[2]Cevher, S. C., AkbasogluUnlu, N., Ozelcaglayan, A. C., Apaydin, D. H., ArslanUdum, Y., Toppare, L.,
andCirpan, A. (2013). Fused structures in the polymer backbone to investigate the photovoltaic and
electrochromic properties of donor- acceptor- type conjugated polymers. J. Polym. Sci., 51, (2013), 1933–
1941
156
P95
AKRİLAMİD ESASLI MANYETİK YARI-IPN’LERİN
ŞİŞME VE SOĞURUM POTANSİYELLERİNİN BELİRLENMESİ
Ömer Barış Üzüm, İsmail Bayraktar, Semiha Kundakcı, Erdener Karadağ
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN
[email protected]
Hidrojeller, fiziksel ya da kimyasal olarak çapraz bağlanmış polimerik ağ yapılar olarak
tanımlanırlar ve büyük miktarda suyu soğurabilirler. Bu tür polimerler, sıcaklık, pH, ışık, elektrik
alan ve manyetik alan gibi dış çevreden gelen etkilere cevap verebilen akıllı hidrojeller olarak
değerlendirilirler. Uygulamadaki avantajları nedeniyle hidrojeller, son yirmi-otuz yıl içinde, zıraı,
doku mühendisliği, asidik ve bazik boyarmaddelerin uzaklaştırılması, akıllı film, optik materyal,
biyoteknoloji vb diğer alanlarda oldukça önem kazanan malzemeler haline gelmişlerdir.
Bu çalışmada, çapraz bağlayıcı olarak poli(etilen glikol) diakrilat (PEGDA) kullanılarak çözelti
ortamında serbest radikalik polimerizasyon yöntemi ile yarı-IPN hidrojellerin sentezi
gerçekleştirilmiştir. Akrilamid (AAm) esaslı yarı-IPN hidrojel sentezi için 2-Akrilamido-2-metil-1propan sülfonik asit (AMPS) yardımcı monomeri ve poli(etilen glikol) (PEG) kullanılmıştır.
Sentezlenen yarı-IPN’ler Fe2+/Fe3+ içeren çözeltide dengeye gelene dek bekletildikten sonra çapraz
bağlı yapının gözeneklerindeki iyonların NH4OH ile indirgenmeleri sağlanmıştır. Bu şekilde elde
edilen manyetik özellikteki yarı-IPN’lerin yüzey gözenekliliği Taramalı Elektron Mikroskopisi
(SEM) ile alınan görüntüler yardımıyla değerlendirilmiştir. 25oC’da gerçekleştirilen dinamik şişme
testleri ile yarı-IPN’lerin şişme potansiyelleri belirlenmiştir. Katyonik bir boyarmadde olan Janus
Green B soğurum çalışmalarında model molekül olarak kullanılmıştır. Farklı AMPS içeriğine sahip
yarı-IPN’ler ve farklı derişimde boyarmadde çözeltileri kullanılarak gerçekleştirilen deneyler
yardımıyla yarı-IPN’lerin soğurum potansiyelleri araştırılmıştır. PEGDA ile çapraz bağlı manyetik
özellikteki yarı-IPN’lerin şişme ve soğurum özellikleri AMPS içeriğinin artışı ile uyum içerisinde
artış göstermektedir. Yüksek AMPS içeriğine sahip yarı-IPN’ler, şişme ve boyarmadde soğurum
potansiyellerinin yüksek olması nedeniyle adsorban ya da taşıyıcı olarak farklı alanlarda
kullanılabilirler.
Anahtar Kelimeler: hidrojel, manyetik, yarı-IPN, şişme, soğurum.
Kaynaklar
[1].Z. Yuan, Y. Wang, D. Chen. Journal of Material Science, 49, (2014), 3287–3296.
[2].N.A. Peppas, P. Bures, W. Leobandung, H. Ichikawa. Eur. J. Pharm. Biopharm., 50, (2000), 27–46.
[3].Ö.B. Üzüm, E. Karadağ. Polymer Engineering & Science, 53, (2013), 1262-1271.
[4].Ö. Özay, S. Ekici, Y. Baran, N. Aktaş, N. Sahiner. Water Research., 42, (2009), 4403-4411.
[5].H.M. Nizam El-Din, A.W.M. El-Naggar. Designed Monomers and Polymers, 17, (2014), 322-333.
[6].S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ. Polymer Composites, 32, (2011), 994-1001.
157
P96
BAZI AKRİLİK ESASLI POLİMERLERDE YAPI ÖZELLİK
İLİŞKİSİNİN KATI-KATI FAZ DEĞİŞİM YOLUYLA ENERJİ
DEPOLAMA ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Ömer Faruk Ensaria, Derya Kahraman Döğüşcüb, Cemil Alkanb
Amasya Üniversitesi, Merkezi Araştırma Laboratuvarı, 05100 Amasya/Turkey
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60240 Tokat/Turkey
[email protected]
a
b
Bu çalışmada katı-katı faz değişim yoluyla enerji depolama özelliği olan bazı akrilik esaslı
polimerler sentezlenerek, polimerlerde katı-katı faz değişim özelliği gösteren birimlerin
yoğunluğunun enerji depolama üzerine etkisi incelenmiştir. Katı-katı faz değişim özelliği gösteren
polimerlerin sentezlenmesi amacıyla miristik asit, palmitik asit ve stearik asit açil klorürleri 2hidroksietil akrilat ve 2-hidroksietil metakrilat monomerlerinin hidroksil gruplarıyla etkileştirilerek
6 yeni monomer elde edilmiştir. Bu monomerler miristoiloksietilakrilat (MEA),
palmitoiloksietilakrilat (PEA), stearoiloksietilakrilat (SEA), miristoiloksietilmetakrilat (MEMA),
palmitoiloksietilmetakrilat (PEMA) ve stearoiloksietilmetakrilat (SEMA) monomerleridir. Toluen
çözücüsü içerinde AIBN başlatıcısı kullanılarak 70 oC’de polimerleştirilen bu monomerlere ait
homopolimerler metanolde çöktürülerek saflaştırılmıştır. Üretilen 6 yeni monomerin metil akrilat
ve metil metakrilat monomerleriyle 3 farklı oranda kopolimerleştirilmesiyle 36 adet kopolimer elde
edilmiştir.
Üretilen homopolimerler ve kopolimerlerin yapısal karakterizasyonu FT-IR ve 1H-NMR
spektroskopisi yöntemleriyle gerçekleştirilmiştir.
Homopolimerler ve kopolimerlerinin ısıl iletkenliklerin belirlenmesi için ısıl iletkenlik ölçümleri
yapılmıştır. Polimerlerin erime-katılaşma noktalarının ve entalpilerinin tayinleri için DSC ve ısıl
kararlılıklarının belirlenmesi için de (TGA) teknikleri kullanılmıştır [1].
Polimerlere katı-katı faz değişimi özelliği veren kristal yapı ve faz değişim sıcaklığının üzerinde
gerçekleşen amorf yapı polarize optik mikroskop sistemi kullanılarak ispatlanmıştır [2]. Ayrıca
homopolimerler ve kopolimerlerin molekül ağırlığı dağılımları için GPC yöntemi kullanılmıştır.
Bununla birlikte üretilen polimerlerde faz değişimini sağlayan monomer miktarı ve molekül
ağırlığı dağılımının depolanan enerji miktarındaki değişim üzerine etkisi incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Isıl enerji depolama, 2-hidroksietilakrilat, 2-hidroksietilmetakrilat, metil akrilat,
metil metakrilat
Kaynaklar
[1] C. Alkan, Ö.F. Ensari, D. Kahraman. Journal of Applied Polymer Science, 126(2), (2012), 631-40.
[2] C. Alkan, E. Günther, S. Hieblera, Ö.F. Ensari, D. Kahraman. Solar Energy, 86(6), (2012), 1761-69.
158
P97
İLETKEN ORGANOBOR POLİMER İÇİN
YENİ MAKROMONOMERLERİN SENTEZİ VE
KARAKTERİZASYONU
a
Ömer Yunus Gümüş, bŞeyma Özkan, cFrieder Jaekle, bHalil İbrahim Ünal,
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Nevşehir
Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Akıllı Malzemeler Araştırma lab. Ankara
c
Rutgers Üniversitesi, Kimya Bölümü, Newark-New Jersey, ABD
[email protected]
a
b
Ana zincir boyunca -konjugasyonuna sahip ve katkılama etkisiyle iletken özellik gösteren iletken
polimerler; entegre devreler, güneş pilleri, uzay sanayii, transistorler, medikal ve akıllı akışkanlar
gerektiren magnetoreolojik ve elektroreolojik uygulamalar gibi bir çok alanda kullanılmaktadır.
İleri teknoloji gerektiren bu tür alanların yanı sıra yeni uygulama alanları için konjuge yapıya sahip
yeni monomerlerin tasarımları ve sentezleri üzerine çalışmalar her geçen gün artmaktadır.
Yakın tarihte Bor atomunun boş p orbitalleri sayesinde -konjugasyonuna sahip organik
bileşiklerin yapısına girmesiyle konjugasyonu devam ettirmesinin yanı sıra, yapıya yeni fiziksel ve
kimyasal özellikler kazandırdığı keşfedilmiştir [1]. Son zamanlarda yeni organobor polimerlerin
sentezi, karakterizasyonu, iyon sensörü ve elektrokromik uygulamar gibi alanlarda kullanımı
üzerine çalışmalar ilgi çekmektedir. Bu polimerlerin özellikle optik ve elektronik özelliklerinden
dolayı yeni nesil akıllı malzemelerin uygulamalarında yaygın olarak kullanılabileceği
öngörülmektedir [2].
Bu çalışmada organobor bileşiklerinden yola çıkılarak üç farklı yeni makromonomer tasarlanarak
sentezlenmiş ve 1H-NMR, 11B-NMR, FTIR, element analizi gibi tekniklerle karakterizasyon
çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Makromonomerlerden iki tanesi mesitilboran ve siyanobileşikleri
(2-siyanotiyofen ve benzonitril) arasındaki hidroborasyon tepkimesi sonucu elde edilmiş, üçüncüsü
ise bitiyofen ve 1,3,5-tri-tert-butilbenzen grubları arasına BBr3 kullanılarak yer değiştirme
reaksiyonu ile Bor atomunun takılmasıyla sentezlenmiştir. Ayrıca sentezlenen bu
makromonomerlerin polimerleştirilmesi için uygun yöntemler önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Organobor Polimerler, İletken Polimerler, Monomer Sentezi
Teşekkür: Projeye sağladığı destekten dolayı TÜBİTAK’a (Proje No: 112 T 811) ve Ömer Y. Gümüş’e
sağladığı yurt dışı araştırma bursundan dolayı YÖK’e teşekkür ederiz.
Kaynaklar:
[1] F. Matsumoto, Y. Chojo, Journal of Organometallic Chemistry, 680, (2003), 27-30.
[2] K.Tanaka, Y. Chujo, Macromol Rapid Commun., 33(15), (2012),1235-55.
159
P98
POLİ(2-ETİL ANİLİN)/SİLİSYUM DİOKSİT PARTİKÜLLERİ
KOMPOZİTİNİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE
SPEKTROSKOPİK İNCELENMESİ
Özer Kartal, Hüseyin Zengin, Gülşen Aksin, Gülay Zengin, Sümeyra Demir
Kimya Bölümü, Fen Edebiyat Fakültesi, Gaziantep Üniversitesi, 27310 Gaziantep
[email protected]
Polianilin (PANI) kısmen kolay işlenebilirliği, elektriksel iletkenliği ve çevresel dayanıklılığı
nedeniyle önemli iletken polimerlerden biridir [1]. Geniş kapsamlı elektriksel, elektrokimyasal ve
optik özelliklere sahip olan polianilin sentetik metal olarak uygulama alanları için potansiyel olarak
ilgi çekmiştir [2]. Poli(2-etil anilin) (PEAn), anilin monomerinin türevlerinden birisi olan 2-etil
anilin’in (EAn) polimerleştirilmesi ile elde edilen önemli iletken polimerlerden birisidir. Silisyum
yeryüzünde çok aktif olduğu için doğada serbest olarak bulunması mümkün değildir. Fakat bütün
kayaçlarda, kum, kil ve topraklarda ya oksijenli bileşiği olan silis (SiO2) halinde ya da oksijen ve
alüminyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum, potasyum, demir gibi başka elementlerle oluşturduğu
silikatlar halinde bulunur [3]. Kompozit malzemeler, yüksek mukavemet, kolay şekillendirilebilme,
elektriksel özellikler, korozyon ve kimyasal etkilere karşı mukavemet, ısıya ve ateşe karşı
dayanıklılık gibi özellikleri nedeniyle elektronik sanayi, havacılık sanayi, otomotiv sanayi ve inşaat
sektörü gibi birçok alanlarda kullanılmaktadır. Bu araştırmada kendiliğinden iletken olan polimer
poli(2-etil anilin) sentezini, optimize olmuş proses koşullarını kullanarak PEAn/SiO2
kompozitlerinin filmlerini hazırlamayı amaçlamıştır. PEAn/SiO2 kompozitleri in-situ
polimerizasyon ve ex-situ çözelti karışımı yöntemleriyle üretilmiştir. PEAn/SiO2 kompozit filmleri
damlatma ve döndürerek-kaplama metotlarıyla hazırlanmıştır. HCl ile doyurma yapılmış PEAn
film ve PEAn/SiO2 kompozit filmin elektriksel iletkenliği ölçülmüştür. Kompozit filmlerin
elektriksel iletkenliği saf poli(2-etil anilin) elektriksel iletkenliğine göre daha fazla olduğu
gözlenmiştir. Saf PEAn ve PEAn/SiO2 kompozitlerinin karakterizasyonu UV-Vis, FTIR ve
Fotolüminesans spektroskopik yöntemleriyle yapılmıştur. SEM ölçümleri, SiO2’nin kompozit film
içinde homojen olarak dağıldığını göstermiştir.
Kaynaklar
[1]. MacDiarmid A.G., Chiang J.C., Halpern M., Huang W.S., Mu S.L., Somasiri N.L., Wu W., Yaniger S.I.,
Mol. Cryst. Liq. Crys., 121 (1985) 173-80.
[2]. Neoh K.G., Kang E.T., Tan K.L., Polymer, 33(11) (1992) 2292-98.
[3]. Dultsev F.N., Thin Solid Films, 478 (2005) 91-95.
160
P99
PRİMER ALKOLLERİN TAMAMI POLİMERİK BİR SİSTEMLE
ALDEHİTLERE YÜKSELTGENMESİ
Perihan Öztürka, Kıvanç Akkaşa, Akın Akdağa,b
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü
[email protected]
a
b
Laboratuvarımızda daha önce, N-halamin içeren polimerler (I) ikincil bir yükseltgen olarak
alkolerin aldehitlere yükseltgenme tepkimelerinde kulanılmıştı. Bu tepkimelerde birincil yülsetgen
olarak TEMPO kullanılmıştı. TEMPO tepkime sonunda kolon kromatografisi kullanılarak üründen
ayrıştırılmaktaydı. Bu çalışmada ise, TEMPO metilmetakrilata bağlanıldı ve polimerleştirildi.
Dolayısıyla TEMPO’da yaşanılan ayrıştırma problemine bir çözüm bulundu. Sentezlediğimiz bu
polimer (II) ile N-halamin içereren diğer polimerlerle oluşturulan sistem primer alkollerin
aldehitlere yükselgenme tepkimesi için kullanıldı. Bu polimerik sistem verimli çalışmasına rağmen,
uzun tepkime sürelerine gereksinim duymaktadır. Üzerine çalıştığımız bu polimerik sistemin
geliştirilmesi için yapılan çalışmalar sunulacaktır.
161
P100
VANİLİN KULLANILARAK AKILLI DOĞAL
POLİMER ELDE EDİLMESİ
Perihan Yılmaz, Turgay Seçkin ve Süleyman Köytepe
İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Malatya 44280
[email protected]
Son on yıl içerisinde kimyada akıllı polimerler alanında hızlı bir büyüme gerçekleşmiştir. Bu
büyüme özellikle polimerlerin farklı etkiler karşısında göstermiş oldukları tekrarlanır ve geri
dönüşümlü davranışların pek çok önemli uygulama alanında önemli olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu çalışma kapsamında da, farklı uyarıcılar karşısında tersinir olara cevap
verebilecek olan supramoleküler yapılı akıllı polimerler sentezlenecek ve tanımlamaları 1H NMR,
13
C NMR, FT-IR, elementel analiz teknikleri ile yapılacaktır. Bu polimerlerin sentezinde öncelikle
doğal bol ve ucuz bir başlangıç maddesi olan vanilin kullanılacaktır. Vanilin kontrollü bir
indirgenme reaksiyonu ile geçiş metalleri rahatlıkla ile koordinasyon verebilecek bir yapıya sahip
olan vanilik alkole dönüştürülecektir. Daha sonra Co, Cu, Ni ve Zn gibi metaller ile koordinasyon
sağlanacak ve farklı diizosiyanat grupları kullanarak poliüretan yapıları sağlanacaktır. Farklı
metaller ile elde edilen akıllı polimer yapıları termal, kimyasal, foto ve elektro uyarıcılar ile
uyarılacaklar ve uyarı cevap özellikleri incelenecektir. Uyarı cevap özelliğinin incelenmesinde
NMR, GPC, UV ve BAS (Bioanalytical Systems) cihazları kullanılacaktır. Proje kapsamında
hazırlanacak olan supramoleküler polimerlerin yapısal özellikleri incelenerek termal, kimyasal,
foto ve elektro uyarıcılar karşısında renk ve viskozite değişimleri belirlenecektir.
HO
O NaBH4
H3CO
HO
OH
M
HO
H3CO
Vanilin
CH3
O
M
H
O
OH
O
O
CH3
H
Supramoleküler koordinasyon
Vanilik alkol
+
M: Co, Cu, Ni, Zn
N R N
O
O
R:
H2
C
H2
C
CH3
O
M
HO
O
H
H
O
O
CH3
O
O
R
C
O C N
N
O
n
H
H
Poliüretan
Kaynakça:
[1]. Hofmeier H., Hoogenboom R., Wouters M.E.L., Schubert, U.S., JACS, 2005, 127, 2913-2921.
[2]. Dobrawa R., Lysetska M., Ballester P., Grune M., Wurthner F., Macromolecules, 2005, 38, 1315-1325.
[3]. Iyer P.K., Beck J.B., Weder C., Rowan S.J., Chemical Communications, 2005, 3, 319-321.
162
P101
POLAR YAN GRUPLU POLİSTİRENİN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU VE SICAKLIKLA DİELEKTRİK
ÖZELLİKLERİNİN DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ
Pınar Demir
Fırat Üniversitesi, EOSB Maden MYO, Elazığ, Türkiye
[email protected]
Stirenin p-klormetilstirenle AIBN başlatıcısı kullanılarak
poli(stiren-ko-p-klormetilstiren)
kopolimeri elde edildi. Bu kopolimerin dietanolamin ve tris(hidroksimetil)aminometan ile ayrı ayrı
modifikasyonuyla sırasıyla poli[stiren-ko-p-bis(2-dihidroksietil)aminometil stiren] ve poli[stirenko-p-tris(hidroksimetil)aminometil stiren] elde edildi [1]. Elde edilen kopolimerler FT-IR ve 1HNMR ile karakterize edildi. Polimerlerin termal kararlılıkları termogravimetrik analiz (TGA) ile
incelendi. Sentezlenen polimerlerin oda sıcaklığında değişen frekanslarda ve sabit frekansta artan
sıcaklıkla kapasitans ölçümlerinden dielektrik sabitleri hesaplandı [2].
Anahtar Kelimeler: Stiren, TGA, Dielektrik özellikler
Kaynaklar
[1].Seven P.; Coşkun M.; Demirelli K.; Synthesis and characterization of two-armed graft copolymers
prepared with acrylate and methacrylate using atom transfer radical polymerization ,Reactive and Functional
Polymers, 68, 5, (2008),922-930.
[2] . İyibakanlar. G.; Oktay A. Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, 3, 1, (2007),11-19.
163
P102
FARKLI YAN GRUPLARLA MODİFİYE EDİLMİŞ POLİSTİRENİN
TERMAL DEGRADASYON DAVRANIŞININ VE DİELEKTRİK
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Pınar Demir
Fırat Üniversitesi, EOSB Maden MYO, Elazığ, Türkiye
[email protected]
Stiren monomerinin p-klormetilstirenle AIBN başlatıcısı kullanılarak, 600C ‘de 24 saat süren bir
polimerizasyonla poli(stiren-ko-p-klormetilstiren) kopolimeri elde edildi. Bu kopolimerin
tris(hidroksimetil)aminometan ile modifikasyonuyla poli[stiren-ko-p-tris(hidroksimetil)aminometil
stiren] ve bu polimerin SOCl2 ile klorlanmasıyla –Cl uçlu polistiren , α-bromizobütirilbromür ile
etkileştirilmesiyle
–Br
uçlu
polimer
elde
edildi.
-Cl
uçlu
poli[stiren-ko-ptris(hidroksimetil)aminometil stiren] kopolimerinin dietanolaminle etkileştirilmesiyle elde edilen
-OH uçları α-bromizobütirilbromür ile etkileştirildi. Böylece farklı oranlarda polar yan gruplar
içeren polistiren sentezlendi. Elde edilen polimerler FT-IR ve 1H-NMR ile karakterize edildi.
Polimerlerin termal kararlılıkları termogravimetrik analiz (TGA) ile incelendi. Sentezlenen
polimerlerin oda sıcaklığında değişen frekanslarda ve sabit frekansta artan sıcaklıkla kapasitans
ölçümlerinden dielektrik sabitleri hesaplandı [1]. Ayrıca polimerlerin farklı ısıtma hızlarında
termogravimetrik analiz ile termal degradasyonu çalışıldı. Kissinger, Flynn–Wall–Ozawa ve
Tang metotlarıyla polimerlerin aktivasyon enerjileri hesaplandı [2].
Anahtar Kelimeler: Stiren, Trizma, Degradasyon, Aktivasyon Enerjisi
Kaynaklar
[1]. İyibakanlar. G.; Oktay A. Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, 3,1, (2007), 11-19.
[2]. Kurt A.; Kaya E.; Synthesis, characterization, and thermal degradation kinetics of the copolymer poly(4methoxybenzyl methacrylate-co-isobornyl methacrylate), Journal of Applied Polymer Science,115,
4,(2010), 2359–2367.
164
P103
KSANTAN SAKIZI POLİMERİNİN RADYASYONLA
BOZUNMASINA IŞINLAMA KOŞULLARININ ETKİSİ
Pınar Taşkın, Murat Şen, Hande Hayrabolulu, Murat Torun
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, Polimer Kimyası ABD, 06800, Beytepe, Ankara
[email protected], www.polymer.hacettepe.edu.tr
Bir polisakkarit olan ksantan sakızı (xanthangum) önemli endüstriyel polimerlerden bir tanesidir.
Aynı zamanda bir hetorepolisakkarit olan ksantan sakızı mol oranları 2.8:2.0:2.0 olan iki glikoz, iki
mannoz bir tane de glukoronik asit grubu olmak üzere beş polisakkarit biriminden oluşmaktadır.
Ksantan sakızı gıda sektöründe kıvamlaştırıcı, stabilizatör, jelleştirici olarak, bunun dışında
kozmetik, ziraat ve ilaç sektörü ve daha birçok alanda kullanılmaktadır. Ksantan polimerinin
radyasyonla etkileşiminin incelenmesi konusundaliteratürdebu güne kadar yapılmış herhangi bir
çalışma bulunmamaktadır.Polisakkarit polimerlerin iyonlaştırıcı radyasyon ile etkileşimi
konusunda yapılan çalışmalar incelendiğinde bu polimerlerin ışınlama sonucunda genellikle zincir
kesilmesine uğradığı ancak oldukça derişik çözeltilerinde ışınlandığında kolaylıkla çapraz
bağlandığı görülmüştür[1,2]. Zincir yapısında bulunan karboksil grupları nedeniyle anyonik özellik
gösteren ksantan polimerinin iyonlaştırıcı ışınlar karşısında katı halde ve sulu çözeltisi halinde
ışınlanması durumunda zincir kesilmesi mi yoksa çapraz bağlanmamı gösterdiği henüz
bilinmemektedir. Bu çalışmada, iyonlaştırıcı radyasyonun ksantan sakızı polimerinin üzerindeki
etkisi incelenecektir. Bu amaçla gama ışınları kullanılarak Ksantan polimeri katı halde0.1, 1.7, 3.3
ve 7.0kGy/saat doz hızlarında ve sulu çözelti halinde 3.3 kGy/saat doz hızında, % 0.5, 1, 2 ve 4
(w/v) derişimlerinde 2.5-50 kGy doz aralığında ışınlanmıştır. Işınlanmış örneklerin kimyasal
yapısındaki değişiklikler NMR, FT-IR ve UV-Vis gibi spektroskopik yöntemlerle tayin edilmiştir.
Işınlamanın ksantan sakızı polimerinin molekül ağırlığı üzerindeki etkisinin incelenmesi amacıyla
Büyüklükçe Ayırma Kromatgrafisi ile Mw, Mn ve Mv ortalama molekül ağırlıkları tayin edilmiştir.
Elde edilen bu molekül ağırlıkları ve Alexander-Charlesby-Ross[3]eşitliği kullanılarak zincir
kesilme ve varsa çapraz bağlanma verimleri belirlenmiştir. Bu hesaplamaların sonunda ışınlama
doz hızının ve ışınlama dozunun ksantan polimeri üzerindeki etkisi ortaya konmuştur.Sonuçlar
incelendiğinde, katı ve sulu çözelti halinde ışınlanmış örneklerde, her bir doz hızı için ışınlama
dozu arttıkça molekül ağırlığının sürekli azaldığı görülmüştür. Katı halde ışınlanmış ksantan sakızı
polimeri için doz hızının zincir kesilme verimini değiştirmediği çözeltiden yapılan ışınlamalarda
ise çözelti derişimininksantan’ın radyasyonla uyarılmış bozunmasını kontrol eden parametrelerden
birisi olduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ksantan sakızı, doğal polimer, zincir kesilme verimi, gama ışınları, molekül
ağırlığı
Kaynaklar
[1] P. Taşkın, M. Şen, H. Canısağ, RadiationPhysicsandChemistry, 94, (2014),236-239.
[2] M. Şen, B. Yolaçan, O.Güven, RadiationPhysicsandChemistry, 265, (2007),429-433
[3] A. Charlesby, AtomicRadiationandPolymers, PergamonPress,(1960).
165
P104
AMFİFİLİK ÇAPRAZ BAĞLI POLİ(ETİLEN GLİKOL) JELLERİNİN
TASARIMI VE ŞİŞME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Rahim Dönmez, İlker Yatı, Hayal Bülbül Sönmez
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, PK 141, 41400,
Gebze-Kocaeli
[email protected]
Amfifilik jeller; üç boyutlu ağ yapısında hem hidrofilik hem de hidrofobik birimler bulunduran
çapraz bağlı polimerlerdir [1]. Hidrofilik ve hidrofobik karakterleri bir arada bulundurması
nedeniyle amfifilik jeller hem suda hem de organik solventlerde şişme davranışı gösterirler. Bu
özellikleri ile amfifilik jellere teknolojik ve bilimsel çalışmalarda yaygın bir şekilde yer
verilmektedir [2]. Amfifilik jeller; ilaç salınımı[3], doku mühendisliği[4], enzim
immobilizasyonu[5], gözenekli silika sentezi, yarı iletken nanokristallerin geliştirilmesi, yumuşak
kontakt lensler, pervaporasyonmembranları, organik çözücü ekstraktanları, sıcaklık ile aktive olan
elemanlar ve biyokimyasal sensörler gibi birçok uygulama için uygun materyallerdir [6]. Bu
çalışmamızda farklı molekül ağırlıklarında poli(etilen glikol) (PEG) makromolekülleri; tek adımda,
inert gaz atmosferinde, kısmen yüksek sıcaklıkta, herhangi bir katalizör ya da solvent
kullanılmaksızın çapraz bağlanarak bir seri amfifilik jel sentezlenmiştir. Sentezlenen PEG esaslı
amfifilik jellerin hem organik solventler hem de su içindeki şişme özellikleri ve kullanılan PEG
makromonomerlerinin molekül ağırlıklarının değişmesiyle meydana gelen şişme özelliklerindeki
değişimler şişme testleri ve absorbsiyon-desorbsiyon çalışmalarıyla ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Sentezlenen PEG esaslı amfifilik jellerin yapısal karakterizasyonu FTIR ve termal özellikleri TGA
ile belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Amfifilik jel, PEG, çapraz bağlı polimer, şişme
Kaynaklar
[1] M. Vamvakaki. C.S.Patrickios. The Journal of Physical Chemistry B, 105, (2001), 4979-4986.
[2] C. Zhu, C. Hard, C. Lin, I. Gitsov, Journal of Polymer Science Part A: Polymer Chemistry, 43,
(2005), 4017-4029.
[3] I. Bakarat, P. H. Dubois, C. H. Grandfils, R. Jerome,Journal of Polymer Science Part A:
Polymer Chemistry, 37, (1999), 2401-2411.
[4] E. Behravesh, S. Jo, K. Zygourakis, A. G. Mikos, Biomacromolecules, 3, (2002), 374-38.
[5] N. Bruns, J. C. Tiller, Nano Letters, 5, (2004), 45-48.
[6] M. Achilleos,T. M. Legge, S. Perrier, C. S. Patrickios, Journal of Polymer Science Part A: Polymer
Chemistry, 46, (2008), 7556-7565
166
P105
KARBAMOTİYOLİLİMİDAMİT İÇEREN REÇİNE İLE SULU
ÇÖZELTİLERDEN Cr(VI) İYONLARININ UZAKLAŞTIRILMASI
Ramazan Coşkun, Enver Er
Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bolümü, YOZGAT
[email protected]
Hızlı gelişen sanayileşmeden dolayı çevreye bırakılan kirleticiler özellikle ağır metaller hızlı bir
şekilde artmaktadır. Genelde toksik olan bu ağır metaller yeryüzündeki canlı varlıkları tehdit
etmektedir. Bundan dolayı ağır metallerin bulunduğu atıkların çevreye boşaltılırken ön işlemden
geçirilerek ağır metal miktarı istenilen seviyeye getirilmelidir[1]. Atık sulardaki ağır metaller katı
materyaller üzerine adsorpsiyon ile uzaklaştırılabilirler. Bu amaçla literatürde, çeşitli adsorbanların
sulu ortamdan ağır metallerin uzaklaştırılmasında adsorban olarak kullanıldığı belirtilmektedir[1].
Ağır metallerin sulu çözeltilerden adsorpsiyonu, genellikle adsorban yüzeyindeki fonksiyonel
gruplarla kontrol edilebilir ve metallerin sulu çözeltilerden seçici giderimini de sağlayabilirler[2-3].
Bu çalışmada, 4-aminobenzonitril çıkış maddesi ve çeşitli reaktifler kullanılarak monomer
sentezlendi. Sentezlenen monomer uygun bir başlatıcı ve çapraz bağlayıcı ile polimerleştirilerek
reçine hazırlandı. Daha sonra hazırlanan reçinenin modifikasyonu alkali etanol çözeltisinde
gerçekleştirilerek Karbamotiyolilimidamit grubu içeren reçinelerin hazırlanması gerçekleştirildi.
Hazırlanan reçineler FTIR ile karakterize edildi ve bu reçinelerin sulu çözeltilerden Cr(VI)
iyonlarının gideriminde adsorban olarak kullanımı araştırıldı. Bu amaçla adsorban miktarının,
ortam pH’nın ve sıcaklığın, iyon başlangıç derişiminin etkileri araştırılarak çeşitli izoterm ve
kinetik çalışmaları yapıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda adsorpsiyonun asidik ortamda en yüksek
olduğu ve artan pH’la azaldığı, artan sıcaklıkla adsorpsiyon kapasitesinin arttığı ve adsorpsiyon
izoterminin Langmiur izotermine, adsorpsiyon kinetiğinin ise yalancı ikinci-dereceden modele
uyduğu bulunmuştur.
Anahtar kelimeler: reçine, modifikasyon, ağır metal, adsorpsiyon.
Kaynaklar
[1] D. Mohan, C. U. Pittman Jr., J. Hazard. Mater, B137 (2006) 762-.
[2] G. Crini, Prog. Polym. Sci. 30 (1) (2005) 38–70.
[3] Y. Sag, Sep. Sci. Technol. 30 (1) (2001)1–48.
167
P106
MODİFİYE EDİLMİŞ POLİESTER LİFLERLE SULU
ÇÖZELTİLERDEN CR(VI) GİDERİLMESİ
Ramazan Coşkun, Hanım Birgül
Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bolümü, YOZGAT
e-mail:[email protected]
Çevre kirliliğini kontrol etmek için sulu çözeltilerden toksik olan kirleticileri uzaklaştırma
çalışmalarının önemi son yıllarda giderek artmaktadır. Toksik metaller arasında krom en zehirli
kirleticilerden biridir. Krom kirlenmesi metal kaplamacılığı, deri işlemeciliği, madencilik, çelik
üretimi gibi çeşitli endüstri dallarından gelir[1]. Toksin ve kanserojen olduğu bilinen kromla
kirlenmiş doğal ya da yer altı suları büyük endişe yaratır. Atık sulardaki ağır metaller katı
materyaller üzerine adsorpsiyon ile uzaklaştırılabilirler. Bu amaçla literatürde, aktif karbon, metal
oksitleri, yer fıstığı ve pirinç kabuğu, yün, pamuk, nişasta, kitosan, ağaç talaşı ve sporopollen [2]
gibi çeşitli adsorbanlar kullanılmıştır. Düşük sdsorpsiyon kapasitesi, adsorpsiyon dengesine
gelinmesi için uzun adsorpsiyon zamanı ve rejenerasyonlarının zor olması gibi bazı olumsuzluklar
belirtilmiştir. Geniş yüzey alanı ve yüksek adsorpsiyon hızlarına sahip olan lifli adsorbanların sulu
çözeltilerden ağır metal iyonlarının giderilmesinde kullanımı ile ilgili çalışmalar son yıllarda
giderek artmaktadır [3]. Çalışmada kullanılan lifli adsorbanlar, iki basamakta hazırlandı. Birinci
basamakta akrilonitril monomeri benzoil peroksit (Bz2O2) başlatıcı kullanılarak
Poli(etilenteraftalat) (PET) liflere aşı kopolimerizasyonla aşılandı. İkinci basamakta akrilonitril
aşılı liflerin nitril gruplarının alkali etanol içerisinde tiyoüre ile modifikasyonu gerçekleştirildi.
Hazırlanan lifler FTIR, SEM, TGA teknikleri ile karakterize edildikten sonra hazırlanan bu lifsi
adsorbanın Cr(VI) adsorpsiyon özellikleri araştırıldı. Bu amaçla ortam pH, sıcaklığın ve iyon
başlangıç derişiminin etkileri incelendi. Daha sonra kinetik çalışmaları yapıldı. Yapılan
çalışmaların sonucunda adsorpsiyonun düşük pH’larda etkili olduğu ve bu değerin pH=2 de
maksimum olduğu, artan sıcaklıkla adsorpsiyonun hızlandığı ve adsorpsiyon kapasitesinin arttığı
gözlendi. Maksimum adsorpsiyon kapasitesi 35 oC da 45,66 mg/g , adsorpsiyon kinetiğinin ise
yalancı-ikinci-dereceden modele uyduğu bulunmuştur.
Anahtar kelimeler: Lif, aşı, modifikasyon, Cr(VI), adsorpsiyon.
Kaynaklar
[1]G. Wang, Q. Chang, M. Zhang, X. Han, Reac. & Funct. Polym. 73 (2013) 1439–1446.
[2]G. Crini, Prog. Polym. Sci. 30 (1) (2005) 38–70.
[3]S. Deng, R. Bai, Water Research. 38 (2008)2423–2431.
168
P107
POLİPİROL/TiO2 SENTEZİ VE FOTOKATALİTİK ETKİNLİĞİNİN
İNCELENMESİ
Recep Taşa*, Gülden Erolb, Muzaffer Canb
a
Gaziosmanpaşa Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, TOKAT
b
Kırıkkale Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, KIRIKKALE
[email protected]
Son zamanlarda boya kirliliklerinin uzaklaştırabilmesi için geleneksel fiziksel teknikler (aktif
karbon üzerine adsorbsiyon, ultrafikasyon, ters ozmos, kimyasal maddelerle koagülasyon, sentetik
adsorbent reçineleri üzerinde iyon değişimi vb) oldukça fazla kullanılmaktadır [1]. Fakat bu
yöntemler fazla verimli olmayıp, organik bileşikleri sudan başka bir faza iletmektedirler. Buda
ikincil bir kirlenmeye neden olmaktadır. Bu sulu sistemlerde boyaların bozunması problemleriyle
ilgilenen İleri Oksidasyon Prosesleri(AOPs)’nin son yıllardaki gelişmesinin temel sebeplerinden
biridir. Fotokataliz çalışmalarında birçok yarı iletken metaloksit kullanılmasına rağmen, en fazla
ilgi çeken ve üzerinde en fazla çalışılan fotokatalizörün, TiO2 (titanyum (IV) oksit) olduğu
bilinmektedir [2].
Bu çalışmada pirolün kimyasal olarak sentezi sırasında TiO2 eklenerek Polipirol(PPy)/TiO2
kompoziti hazırlandı. Elde edilen PPy/TiO2 kompoziti UV- görünür bölge spektrofotometresi,
Fourier Dönüşümlü Infrared Spektroskopisi (FTIR) , doğru akım (dc) iletkenlik ölçümleri, SEM ve
XRD spektroskopisi ile karakterize edildi. Fotokatalitik çalışmalar için öncelikle metil oranjın UV
ışık altında ne kadar bozunduğuna bakılıp yüzde bozunması hesaplandı. Daha sonra PPy/TiO2
katalizörlerin dört tekrar ile ölçümleri yapılıp bozunma yüzdeleri her tekrar için ölçülerek kararlılık
çalışmaları yapıldı. Kaap değerleri ln(C0/Ct)=kappt denkleminden hesaplanıp bozunma hızları
bulundu. Elde edilen sonuçlar ışığında TiO2’ in metilen mavisi bozunma yüzdesi 165 dk için %62
olarak hesaplanırken, aynı şartlar altında yapılan PPy/TiO2’ in metilen mavisi %99 bozduğu
hesaplanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Fotokataliz, Polipirol, Metilen Mavisi, TiO2
Kaynaklar
[1] Tang, W.Z., Zhang, Z., An, H., Quintana, M.O., Torres, D.F., 1997. TiO2 UV
Photodegradation of Azo Dyes in Aqueous Solutions, Environ.Technol., 18, 1-12.
[2] Kuo W.S. and Ho P.H., 2001. Solar photocatalytic decolorization of methylene blue in
water, Chemosphere, 45, 77-83
169
P108
POLİPİROL/SnO2 KATALİZÖRLER İLE UV-IŞINI ALTINDA
FOTOKATALİTİK AKTİVİTESİNİN İNCELENMESİ
Recep Taşa*, Gülden Erolb, Muzaffer Canb, Nilay AKKUŞ Taşa
a
Gaziosmanpaşa Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, TOKAT
b
Kırıkkale Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, KIRIKKALE
[email protected]
Kalay oksit, geniş bant boşluğuna sahip olması, yarı iletken metal oksit olarak kolay bulunabilmesi,
pahalı olmaması, çevreyi kirletmemesi, zehirli olmaması nedeniyle en önemli yarı iletken fotokatalitik malzemelerden birisidir. Yarı iletken metal oksitlerin elektronik ve optik özellikleri,
bizlere çok geniş kullanım alanları sunmaktadır. Kendi kendini temizleyen camlar, fotokatalitik
maddeler, düşük sıcaklık oksidasyon katalizörleri yarı iletken metal oksitlerin uygulama alanlarına
örnektir[1].
SnO2/UV yönteminde organik bileşiklerin giderimi, UV ışığı varlığında ve yarı iletken SnO2
katalizörlüğünde sağlanmaktadır. SnO2’in UV ışını ile uyarılması sonucu iletim band elektronları
(e) ve değerlik band boşluklarının (h) oluşumu gözlenir. Bu elektron (e) – (h) boşluk çiftlerinden
bazıları birleşirken bazıları katalizör yüzeyine hareket ederek burada daha önceden adsorplanmış
olan H2O, OH-, O2 ile redoks tepkimesine girerek OH. radikalini oluşturur[2].
Bu çalışmada polipirol sentezi sırasında ortama SnO2 ilave edilerek PPy/SnO2 katalizörü
sentezlendi. Elde edilen bu katalizörün FTIR, SEM ve XRD analizleri ve iletkenlik ölçümleri
yapıldı. Fotokatalitik çalışmalar sırasında kirletici olarak metilen mavisi kullanıldı. Öncelikle
kullanacağımız katalizörün miktarını belirlemek için katalizör miktarı çalışması yapıldı. Katalizör
miktarını (PPy/SnO2 için 1,6 mg/ 3 mL) belirledikten sonra boyanın bu katalizör miktarındaki
etkisi incelendi. En son olarak belirlediğimiz katalizör miktarında ve 10 -5 M derişimde
fotokatalizörün tekrar kullanım çalışması yapıldı. Bu şekilde katalizörün 5 kullanımı çalışıldı. Bu
çalışmalar sonucunda PPy/SnO2 fotokatalizörünün metilen mavisini %99 oranında bozduğu
gözlendi.
Kaynaklar
1) Mills A., Hunte Le S., “An overview of semiconductor photocatalysis” Journal of Photochemistry
and Photobiology A Cilt 108 1-35, 1999
2) Legrini, D., Oliveros, E., Braun, A., M., “Chemical Processes For Water Treatment”, Chemical
Reviews, 2, 671-696, 1993.
170
P109
POLİPİROL/ZnO PARTİKÜLLERİNİN HAZIRLANMASI VE BU
PARTİKÜLLERİN OKSİDASYON FOTOKATALİZÖRÜ OLARAK
KULLANIMI
Recep Taşa*, Gülden Erolb, Deniz Doğanb, Muzaffer Canb
a
Gaziosmanpaşa Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, TOKAT
b
Kırıkkale Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi,Kimya Bölümü, KIRIKKALE
[email protected]
Fotokatalitik etki ile yüzey temizleme prensibi ilk olarak 1969 yılında Japon araştırmacı
Fujishima’nın Honda-Fujishima etkisi olarak bilinen çalışması ile açıklanmış, prensibin
kullanımına yönelik uygulamalar ve yeni araştırmalar son yirmi yıl içinde artarak devam etmiştir.
Bu prensip ile ortamdaki kötü kokular, sudaki zararlı bileşikler, bakteriler, nikotin, toksinler, is
tabakaları, azotlu kükürtlü bileşikler ve hatta virüsler gibi her türlü organik kirleticiler
temizlenebilmektedir [1]. Süper hidrofob filmlerden farklı olarak bu yöntemde, kirler ortamdan
uzaklaştırılmak yerine tamamen yok edilmektedir [2]. ZnO eşsiz fotokatalitik, elektriksel,
elektronik, dermatolojik ve antibakteriyel özellikleri nedeni ile çok farklı alanlarda
kullanılabilmektedir. Fotokatalitik reaksiyonlarda kullanılmasının sebebi direk elektron bant
boşluğunun 3.37 eV olması ve yüksek bağlama enerjisine sahip olmasıdır [3].
Polipirol (PPy) ve PPy/ZnO kompozitleri, sırasıyla anilin ve ZnO nanoparçacık ilave edilmiş
pirolün kimyasal oksidatif polimerizasyonu ile sentezlenmiştir. Ayrıca, hazırlanan nanokompozitler
ile metal oranj ve metilen mavisi sulu boya çözeltisinin ultraviyole ışık etkisi altında bozunması
araştırılmıştır. Deneysel olarak elde edilen sonuçlara göre, metilen mavisi sulu çözeltisi içerisine
1,6 mg/ 3 mL PPy/ZnO nanokompozit katalizörü katıldığında % 99 bozunma gerçekleştiği
bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Fotokataliz, Polipirol, Metilen Mavisi, ZnO
Kaynaklar
1)Çeliker, G., Işık ile Kendini Temizleme, http://www.dyo.com.tr/dyo/getdoc/8d43b95c-288f-4fadbd82-8b54b05a4258/yayinlar_082206162007_yayinlar_061606173818_nanote.aspx
2) Banerjee, I., Pangule, R. C., Kane, R. S., 2010, Antifouling Coatings: Recent Developments in the
Design of Surfaces That Prevent Fouling by Proteins, Bacteria, and Marine Organisms, Adv. Mater.,
20, 1–29
3) Mori, K., 2004, Photo-Functionalized Materials Using Nanoparticles: Photocatalysis, J. Soc.
Powder Technology, Japan, 41, 750-756
171
P110
ISIL ENERJİ DEPOLAMA AMAÇLI POLİ(METİL METAKRİLATKO-2-HİDROKSİ ETİL AKRİLAT)/N-OKTADEKAN
MİKROKAPSÜLLER
Ruhan Altun Anayurta, Cemil Alkana, Sennur Alay Aksoyb
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tokat, Türkiye
Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Tekstil Müh. Bölümü, Isparta, Türkiye
[email protected]
a
b
Isıl enerji depolama yöntemlerinden biri de faz değişim maddelerinin (FDM) kullanılmasıdır.
FDM'ler, uygun faz değişim sıcaklıkları, yüksek gizli ısı depolama ve salıverme özelliklerinden
dolayı son yıllarda artan bir öneme sahiptirler. Katı-sıvı FDM'ler uygulama kolaylığı açısından
daha çok tercih edilirler. FDM’ler çevresindeki sıcaklık artarken katıdan sıvıya faz değiştirir ve bu
sırada kapasitesi oranında ısı enerjisini soğurur, çevresindeki sıcaklığın azalmasıyla da sıvıdan
katıya faz değiştirir ve aynı miktar enerjiyi ortama salıverir. Katı-sıvı FDM’lerin, katıdan sıvıya
faz geçişi sırasında göstediği akma davranışı bir dezavantajdır. Bu durum FDM’de made kaybı,
enerji depolama sisteminde verim kaybı ve çevresinde ise kirliliğe neden olabilmektedir. Bunu
önlemek içinde polimerik bir malzemeyle FDM'yi kapsüllemek çözüm oluşturabilir.
Mikrokapsüller çekirdek ve duvar materyallerinden oluşmaktadır. Bu amaçla çalışmada; kabuk
meteryali olarak metil metakrilat ve 2-hidroksi etil akrilat (%1, %5 ve %10 oranında), çekirdek
malzemesi olarakta n-oktadekan parafin kullanıldı. Çapraz bağlayıcı olarak etilen glikol
dimetakrilat kullanıldı. Mikrokapsüllerin sentezi emülsiyon polimerizasyonu yöntemi kullanılarak
gerçekleştirildi. Üretilen mikrokapsüllerin, yapı analizi Fourier transform infrared (FT-IR)
spektroskopisi yöntemiyle yapılmıştır, erime-katılaşma noktalarının ve entalpilerinin tayini için
Differansiyel taramalı kalorimetre (DSC) tekniği kullanılmıştır, ısıl kararlılıkları Termogravimetrik
analiz (TGA) tekniğiyle, parçacık boyutu Particle sizer ile ve kapsüllerin şekilleri Polarize optik
mikroskop (POM)'la bakılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Isıl enerji, FDM, mikrokapsül
Kaynaklar:
[1] C. Alkan, A. Sarı, A. Karaipekli, O. Uzun, Solar Energy Materials & Solar Cells, 93, (2009), 143–147.
[2] A. R. Shirin-Abadi, A. R. Mahdavian, and S. Khoee, Macromolecules, 44, (2011), 7405–7414.
[3] S. Alay, F. Göde, C. Alkan, Journal of Applied Polymer Science, 120(5), (2011c), 2821-2895.
[4] A. Abhat, Solar Energy, 30, (1993), 313-32.
[5] J. Choi, J.G. Lee, J.H. Kim, H. Yang, J Inst Chem, 7, (2001), 358–62.
Teşekkür: Bu çalışmadaki finansal desteklerinden dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TUBITAK)’a teşekkürederiz. (Proje No: 111M484).
172
P111
POLİ(AKRİLONİTRİL) POLİMERİNİN METİL METAKRİLAT
MODİFİKASYONU İLE ISLANABİLİRLİĞİNİN ARTIRILMASI
Said Ateş, Derya Kahraman Döğüşcü, Cemil Alkan
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 60250 TOKAT
[email protected]
Akrilik malzemeler ucuz olması, yumuşaklık, doğal yün karakteri, renk alma gibi üstün
özelliklerinden dolayı tekstil endüstrisinde yaygın olarak kullanılır. Fakat düşük nem çekme ve
zayıf elektrostatik akrilik malzemelerin konfor özelliklerini ciddi şekilde etkilemekte ve dolayısı ile
uygulama alanlarını kısıtlamaktadır [1]. Bu özelliklerin geliştirilmesi amacı ile birçok metot
uygulanmıştır [2]. Islanabilme özelliği tekstil materyallerinin temel ve uygulanabilirliğine dair en
önemli özelliklerden biri olduğu bilinmektedir [3].
Bu çalışmada, poliakrilonitril(PAN) homopolimeri, akrilonitril(AN)
monomerine yüzde 2,5, 5
ve 7,5 (w/w) oranlarında metil metaakrilat(MMA) monomeri eklenerek poli(akrikonitril-ko-metil
metakrilat) [P(AN-ko-MMA)] kopolimerleri üretilmiştir. Sentezlenen kopolimerler ile akrilik
polimerin morfolojisi değiştirilerek ıslanabilme özelliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Üretilen
polimerler aynı deney koşullarında üretilmiş olup karakterizasyon için infrared spektroskopisi (FTIR), jel geçirgenlik kromatografisi (GPC) ve parçacık büyüklüğü analizi (PSD) yapılmıştır.
Üretilen polimerlerden dönel kaplama cihazı ile kesiksiz düzgün yüzeyli filmler üretilmiş ve
deiyonize su damlatılarak temas açısı ölçülmüştür. GPC analizleri sonucunda, P(AN-ko-MMA)
kopolimerinin
molekül
ağırlıkları
sırasıyla:
Mn(65kDa;70kDa;50kDa),
Mw(140kDa;110kDa;75kDa), Mz(165kDa;185kDa;145kDa) olarak tespit edilmiştir. FT-IR
spektroskopisi sonuçları ve GPC analizi sonucunda elde edilen molekül ağırlığı verileri
polimerlerin sentezlendiğini ispatlamaktadır. PSD analizi sonucunda sentezlenen PAN, P(AN-koMMA) yüzde 2,5, 5 ve 7,5 oranlarındaki kopolimerinin parçacık büyüklükleri sırasıyla: d(0,1)(2,27
µm;4,08 µm;1,08 µm), d(0,5)(6,94 µm; 29,41 µm; 4,40 µm), d(0,9)(16,33 µm; 80,77 µm; 19,65
µm) ve yüzde 2-10 aralığında nm boyutunda parçacık büyüklüğü tespit edilmiştir. Sentezlenen
polimerler DMAc ile çözülerek kesiksiz düzgün yüzeyli filmler üretilmiş ve deiyonize su
damlatılarak temas açısı ölçülmüştür. Yapılan hesaplamalar sonucunda ıslanabilme özelliği tespit
edilebilir oranda artırılabilmiştir.
Anahtar kelimeler: poli(akrilonitril), poli(akrilonitril-ko-metil metakrilat), ıslanabilirlik.
Kaynaklar
[1] T. Mikolajczyk. Fibers Text. East. Eur., 49, (1998), 61.
[2] N. Wang, Y. Xu, D.N. Lu. AATCC Rev., 28, (2004), 49.
[3] F.L. Huang, Q.Q. Wang, Q.F. Wei, W.D. Gao, H.Y. Shou, S.D. Jiang. eXPRESS Polymer Letters, 4(9),
(2010), 551–558.
Bu çalışma, 0019.STZ.2013-01 numaralı SANTEZ projesinden elde edilen altyapı olanaklarıyla
gerçekleştirilmiştir.
173
P112
FOSFOTUNGUSTİK ASİT VE POLİ(VİNİL ALKOL) İLE
PROTON İLETKEN MEMBRAN ÜRETİLMESİ VE BİLEŞİMİN
MEMBRAN ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ
Satılmış Basan, Yeşim Yay
Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü,19030 Çorum
[email protected]
Yeni enerji teknolojileri içinde, yakıt pilleri sahip olduğu pek çok olumlu özellikler ile ön plana
çıkmaktadır. Yakıt pilleri, yakıt ve oksitleyici bileşimine, yakıtın doğrudan ve dolaylı olarak
verilmesi, kullanılan elektrot ve elektrolit cininse, çalışma sıcaklığına bağlı olarak çeşitli gruplara
ayrılabilir. Bu gruplar içinde, basit yapısı, yüksek verimi, çevre dostu çalışma özellikleri, reforming
birimine ihtiyaç olmaması ve kolay depolanabilir olması nedeniyle proton değişim membran yakıt
pili günümüzde üzerinde en çok çalışılan ve geleceği olan yakıt pillerinin başında gelmektedir.
Bu çalışmada, fosfotungustik asit (FTA) ve poli(vinil alkol) (PVOH) kullanılarak elde edilen
proton iletken membranların su çekiş özelliği ve hücre potansiyelinin FTA ve PV(OH) miktarı ile
değişimi incelenmiştir. Proton iletken membranların FTA içeriği ile su çekiş özelliği azaldığı halde
hücre potansiyelinin arttığı gözlenmiştir. Proton iletken membranlarının hem su içeriği hem de
hücre potansiyelinin PV(OH) içeriği ile azaldığı bulunmuştur.
174
P113
POLİ(TRİMETİL TEREFTALAT-POLİ(VİNİL KLORÜR)
KARIŞIMLARININ ISISAL BOZUNMASI
Satılmış Basan, Canel Sinmez
Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü,19030 Çorum
[email protected]
Kristal yapıdaki Poli(trimetil tereftalat) ile amorf yapıdaki Poli(vinil klorür) karışımlarının ısısal
bozunması termogravimetrik yöntem ile incelenmiştir. Ortak çözücü olarak kullanılan (w/w 50/50 )
trifloroasetik asit/diklormetan karışımında çözülen polimerlerin düzgün bir film oluşturmadığı
gözlenmiştir. Bu nedenle, ince toz halinde %10,20,30 ve 40 oranında PVC içeren PVC/PTT
karışımları hazırlanmış ve 10C/dk ısıtma hızında, dinamik azot atmosferinde TGA-DTG eğrileri
kaydedilmiştir. Bu eğrilerin incelenmesinde, saf PVC nin maksimum hızı 285C ve 460C
civarında olan iki aşamalı ısısal bozunma tepkimesi verdiği halde, PTT’nin maksimum hızı 400C
de olan tek basamaklı bir ısısal bozunma tepkimesi verdiği anlaşılmıştır. Karışımın PVC içeriği
arttıkça PVC nin birinci ısısal bozunma pik maksimumun 300C’ye yaklaştığı ikinci ısısal
bozunma pik maksimumunun pek değişmediği görülmektedir. PTT nin ısısal bozunma pik
sıcaklığının pek değişmediği sadece karışım içindeki miktarı ile orantılı olarak şiddetinin azaldığı
saptanmıştır. Buna göre, daha yüksek sıcaklıklarda bozunan PTT nin karıştırılması ile PVC nin
ısısal kararlılığının artırılabileceği sonucuna varılabilir.
175
P114
POLİ(VİNİL KLORÜR)/VİNİL ASETAT VİNİL KLORÜR
KOPOLİMERİNİN KARIŞABİLİRLİĞİ
S.Basana, E.Kumbiloğlub, A.Tekinyerlib, M.Büyükçolakb
Hitit Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü 19030 Çorum
Cumhuriyet Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü 58140 Sivas
[email protected]
a
b
Polimerlerin çok geniş kullanım alanlarının kaynağı sadece polimerlerin değişik özelliklere sahip
olması değil aynı zamanda istenen özelliklere sahip olan bir malzemeyi elde edebilmek için
kimyasal değişikliklerin yapılmasına ve fiziksel karışımların hazırlanmasına uygun olmasıdır.
Polimer karışımlarının hazırlanmasının ilk akla gelen nedeni ekonomidir. Bunun dışında, bir
mühendislik reçinesinin düşük fiyatlı bir polimer ile seyreltilerek performansının geliştirilmesi,
istenen tüm özelliklere sahip olan maddelerin geliştirilmesi, birbiriyle uyumlu olan polimerlerden
yüksek performanslı bir karışımın elde edilmesi, karışım bileşiminin ticari ihtiyaçlara uydurulması
ve endüstriyel ve/veya kentsel atıkların geri kazanılması gibi nedenlerle karışımlar
hazırlanmaktadır. Bu amaçlarla karışımlar hazırlanırken, ortak bir çözücüde çözünme, mekanik
karıştırma, ince toz halinde karıştırma, lateks halde karıştırma vb değişik karıştırma yöntemleri
kullanılmaktadır. Uygun polimer veya kopolimerlerin seçilmesi de diğer önemli bir husustur. Bu
yöntemler içinde, ortak çözücüde çözülerek film halinde elde etmek mekanik karıştırma yöntemine
göre daha ekonomiktir. Bu nedenle bu çalışmada Poli(vinil klorür)(PVC) ile Vinil Asetat-Vinil
Klorür Kopolimerinin (VC-VA Kopolimeri) karışabilirliği tetrahidrofuran (THF) daki çözeltisinin
viskozitesi ölçülerek incelenmiştir. Ayrıca,%2 oranında maleik anhitrit-allil propiyonat kopolimeri
uyumlulaştırıcı olarak kullanılmştır. Bu amaçla, 0.8g/dL, 1.0 g/dL, 1.2g/dL ve 1.5 g/dL
derişimlerinde PVC ile VC-VA Kopolimeri THF deki çözeltileri %20,%40,%60,%80 ve %90
oranında karıştırılmıştır. Klasik Huggins kuramına göre elde edilen etkileşim parametrelerinden
hareketle elde edilen Krigbaum-Wall ve Williamson-Wright eşitlikleri ile verilen etkileşim
katsayıları hesaplanmıştır. Elde edilen karışabilirlik ölçütüne göre PVC ile VC-VA Kopolimerinin
karışabilirliğinin kopolimer oranı ve çözelti derişimi ile azaldığı gözlenmiştir. En derişik çözelti
olan 1.5 g/dL de hiç bir oranda bir biriyle karışmazken, 0.8 g/dL derişiminde her oranda bu iki
polimerin tamamen karıştığı bulunmuştur.
176
P115
MONTMORİLLONİT YÜKLENMİŞ AAm/AMPS/PEG KOMPOZİT
HİDROJELLERİNDE ŞİŞME KARAKTERİZASYONU ve
BOYARMADDE ADSORPSİYONU
Semiha Kundakcı, Banu Hasgül, Ömer Barış Üzüm, Erdener Karadağ
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 09010 Aydın
[email protected]
Kil mineralleri, sulu ortamlardaki şişme özellikleri ve yüksek soğurum kapasiteleri ile son yıllarda
oldukça yoğun ilgi çekmektedirler. Az oranda eklenen kil tanecikleri ile polimer arasındaki geniş
temas yüzeyi, malzemenin mekanik, termal ve boyutsal özelliklerinin gelişmesine neden olur. Kil
minerali eklenerek hazırlanan ağ yapılı, çapraz bağlı polimerik sistemler olan polimer/kil
kompozitleri, çok iyi su tutma özelliklerinden dolayı saflaştırma gibi bazı uygulamalarda
“adsorplayıcı” olarak kullanılmaktadır. Ayrıca çapraz bağlı bu polimerler sağlık ürünleri,
biyomedikal bilimler, inşaat, taşımacılık, yiyecek endüstrisi gibi çeşitli alanlarda araştırılmakta
olan malzemelerdir. Bu çalışmada monomer olarak akrilamid (AAm), yardımcı monomer olarak 2akrilamido-2-metil-1-propansülfonik asit (AMPS) kullanılmıştır. Düz zincirli polimer olarak
poli(etilen glikol) (PEG–4600) seçilmiş ve AAm/AMPS/PEG yarı iç içe geçmiş ağ yapılı polimerik
ağ yapılar ( yarı-IPN) çözelti ortamında serbest radikalik katılma polimerleşmesi ile
sentezlenmiştir. Ayrıca polimerik kompozit yapıların elde edilmesi için montmorillonit (MMT)
minerali kullanılarak MMT yüklü AAm/AMPS/PEG/MMT kompozit hidrojelleri hazırlanmıştır.
Çapraz bağlayıcı olarak trimetilolpropan triakrilat kullanılmıştır. Polimerik hidrojellerin şişme
karakterizasyonlarının gerçekleştirilmesi için 25oC’da dinamik şişme testleri uygulanmıştır. Şişme
karakterizasyonunu gerçekleştirmek için denge şişme değerleri, denge su içeriği, difüzyon üsteli,
difüzyon sabiti ve difüzyon katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır. Çalışmada elde edilen
AAm/AMPS/PEG yarı-IPN hidrojelleri ve AAm/AMPS/PEG/MMT kompozit hidrojellerinin
soğurum özelliklerini araştırmak üzere, katyonik bir boyarmadde olan Safranin T seçilmiştir.
Hazırlanan çapraz bağlı polimerik sistemler kullanılarak bu boyarmaddenin sulu çözeltilerinden,
adsorpsiyon ile uzaklaştırılmaları ve bu soğuruma AMPS, PEG ve MMT etkisi araştırılmıştır.
Adsorpsiyon çalışmaları sonunda; yüksek oranda soğurum izlenmiş, dağılma katsayısı, adsorpsiyon
kapasitesi ve yüzde adsorpsiyon gibi bazı parametreler hesaplanarak soğurumun temelleri
araştırılmıştır. Bu özelliklerden yararlanarak sentezlenen bu polimerik sistemlerin, belirlenecek
bazı alanlarda “yüksek oranda adsorplayıcı” malzeme olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hidrojel, kompozit, yarı-IPN, şişme, soğurum.
Bu çalışma Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca
desteklenmiştir. Proje No: FEF 07 016
Kaynaklar
[1] E. Karadağ, A. Nalbantoğlu, S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, Polymer-Plastic Technology & Engineering, 53
(2014) 54-64.
[2] B. Campos, J.A. Carrillo, M. Algarra, M.A. Goncalves, E.R. Castellon, J.C.G. Esteves da Silva, J. Bobos,
Applied Clay Science 85 (2013) 53-63.
[3] C.S. Patrickios, Macromolecular Symposia 291-292 (2010) 1-11.
[4] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Polymer Composite 30 (2009) 29-37.
[5] S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Reactive & Functional Polymers 68 (2008) 458-473.
[6] Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Polymers for Advanced Technologies 18 (2007) 483-489.
[7] A. Li, A. Wang, European Polymer Journal 41 (2005) 1630-1637.
177
P116
YENİ TİYENİLPİROL MONOMERLERİNİN SENTEZİ VE
ELEKTROKİMYASAL YÖNTEMLE POLİMERLEŞTİRİLMELERİ
Serap Eken, Buket Bezgin Carbas, Ahmet M. Önal
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Kimya Bölümü
[email protected]
İletken polimerler, yaygın kullanım alanları nedeni ile halen daha polimer kimyacıları için ilgi
odağı olmaya devam etmektedir.
İletken polimerler arasında pirol ve türevleri
fonksiyonlandırılabilme kolaylığı ile kullanım amacına uygun yapısal değişikliklere olanak
sağlamasından dolayı üzerinde yaygın olarak çalışılan monomer grubundadır. Bu çalışmada,
ditiyenilpirol molekülü N-pozisyonundan fonksiyonlandırılarak dört yeni monomer sentezlenmiştir.
Elde edilen monomerler NMR, FT-IR, UV-vis gibi spektroskopik yöntemlerle karakterize edilkten
sonra elektrokimyasal yöntemle polimerleştirilmiştir. Etilalkol-LiClO4, çözücü-elektrolit çiftinde
elde edilen polimer filmlerin optik özellikleri spektroelektrokimyasal yöntemle ve elektrokimyasal
özellikleri döngülü voltametre yöntemi ile incelenmiştir. Ayrıca, floresans özelliği gösteren
polimerlerin farklı çözücülerde solvokromik özellikleri de incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: SNS türevleri, konjuge polimerler, solvokromizim
178
P117
ABC TİPİ TRİBLOK KOPOLİMERLE MODİFİYE EDİLMİŞ
MWCNT SENTEZİ, TERMAL VE ELEKTRİKSEL
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Serpil Yılmaz, Mehmet Coşkun
Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ
[email protected]
Karbon nanotüplerin (CNT) 1990’lı yılların başında keşfiyle birlikte fiziksel, kimyasal, mekanik ve
elektriksel özelliklerinden dolayı pek çok bilim adamına çalışma konusu olmuştur. CNT birkaç
nm’ye kadar yarıçaplı, 100-300 nm boyunda bazen daha fazla, genelde iç içe geçmiş silindir
şeklinde makromoleküllerdir. Bunlara çok duvarlı karbon nanotüpler (MWCNT) denir. Bunların
özel hali tek duvarlı (SWCNT) olanlarıdır[1]. Bu çalışmada MWCNT,H2SO4/HNO3(3:1) ile
muamele edilerek nanotüp yüzeyinde karboksilgrupları oluşturuldu (MWCNT-COOH). Bu yapı
argon gazı atmosferinde sırayla önce tiyonil klorür ve sonra etilen glikolle muamele edilerek
MWCNT-OH yapısına dönüştürüldü [2]. MWCNT-OH, kalay (II) oktanat katalizörlüğünde εkaprolaktonun(CL) halka açılması polimerizasyonunda başlatıcı olarak kullanıldı. Nanotüpe bağlı
PCL ucundaki OH grubu α-brom propiyonil bromür ile açillenerek atom transfer radikal
polimerizasyonu (ATRP) için makrobaşlatıcıhazırlandı.Bumakrobaşlatıcı ile CuBr/2,2 bipridin
katalizörlüğünde stren polimerleştirildi (PS). Daha sonra MWCNT-PCL-PS makrobaşlatıcı olarak
kullanılıp ATRP ile glisidilmetakrilat (GMA) polimerleştirildi ve MWCNT-PCL-b-PS-b-PGMA
triblok kopolimeri elde edildi. Sentezlenen polimerik yapılar-IR, 1H –NMR teknikleri ile
karakterize edildi. TGA ve DSC ölçümleri alındı. Elektriksel özellikleri incelendi.
Anahtar kelimeler: MWCNT, stiren, kaprolakton, glisidilmetakrilat
Kaynaklar
[1]. Z. Spitalskya., D. Tasisb., K. Papagelisb., C. Galiotis.Prog. Polym. Sci.,35, (2010), 357–401
[2]. H. Kong., C. Gao., D. Yan.J. Am. Chem. Soc.,126, (2004), 412-413
179
P118
KARBON NANOTÜP/KISA CAM ELYAF TAKVİYELİ
POLİPROPİLEN MATRİSLİ HİBRİT
KOMPOZİTLERİN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Gamze Karslı Yılmaza, Sertan Yesilb, Ayşe Aytaça,c
Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380 Kocaeli
b
Roketsan Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş., 06780, Ankara
c
Kocaeli Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Yüksek Lisans Programı, 41380 Kocaeli
[email protected]
a
Polipropilen (PP), farklı endüstri alanlarında, kompozit malzeme üretiminde geniş kullanım alanına
sahip bir polimerdir [1]. PP’nin ve PP kompozitlerinin maliyetlerini azaltmak ya da mekanik
özelliklerini iyileştirmek için birçok dolgu ve takviye malzemesi kullanılmaktadır. Bu malzemeler
talk, cam elyaf, karbon elyaf ya da karbon nanotüp vb. olarak sıralanabilir. Cam elyaf, PP matris ile
sıkça kullanılan takviye malzemelerinden biridir. Bunun yanı sıra karbon nanotüpler de çok yüksek
mekanik performansları sayesinde yeni nesil takviye malzemeleri arasında önemli bir yere
sahiplerdir [1]. Ancak karbon nanotüplerin PP gibi polar olmayan matrisler içerisinde dağılmaları
oldukça güçtür ve homojen olmayan bu dağılım, nanotüp takviyesinin kompozitlerin performansına
olan katkısını olumsuz etkilemektedir [2,3]. Bu olumsuz etkinin üstesinden gelebilmek için karbon
nanotüplerin yüzeylerinin bazı kimyasal işlemler ile modifiye edilmesi kullanılan yöntemlerden
biridir. Bu yolla nanotüpler ile polimer matrisin ara yüzey etkileşimini arttırılarak, nanotüplerin
matris içinde daha homojen dağılmalarını sağlanır. Bir başka yöntem ise cam elyaf ilavesiyle
kompozitin polaritesini arttırmak ve nanotüp dağılımını iyileştirmeye çalışmaktır.
Bu çalışmada, karbon nanotüp (CNT) ve cam elyaf takviyeli hibrit PP kompozitleri hazırlanmış,
hibrit takviyenin kompozitlerin mekanik ve termomekanik özellikleri üzerine etkisi incelenmiştir.
Özellikleri incelenecek kompozitler ekstrüzyonla harmanlama ve enjeksiyonla kalıplama
yöntemleriyle hazırlanmıştır. Kompozitteki karbon nanotüp miktarı ağırlıkça %4 olarak
belirlenirken cam elyaf miktarı ise ağırlıkça %30 olarak belirlenmiştir. Üretilen kompozitlerin
karakterizasyonu için çekme testi, darbe testi ve dinamik mekanik analiz (DMA) yapılmıştır.
Çekme testi ve DMA sonuçları, cam elyaf ve CNT ile takviye edilmiş hibrit kompozitlerin çekme
dayanımı, darbe dayanımı ve depo modülü değerlerinin sadece cam elyaf ve sadece karbon nanotüp
takviyeli kompozitlerin değerlerinden daha yüksek olduğunu göstermiştir.Yapılan tüm testler bir
arada değerlendirildiğinde, karbon nanotüp ve PP’den oluşan bir kompozit sistemine, polar cam
elyaf eklenmesinin tüm sistemin polaritesini arttırdığı ve karbon nanotüplerin dağılımını
iyileştirerek etkinliklerini artmasına katkıda bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Karbon nanotüp; Polipropilen; Kısa cam elyaf
Kaynaklar
[1] Zhang H, Zhang Z. Eur Polym J 2007;43:3197–3207.
[2] Yesil S, Bayram G. Polym Eng Sci 2011;51:1286– 1300.
[3] Jin SH, Yoon KH, Park YB, Bang DS. J Appl Polym Sci 2008;107:1163-68.
180
P119
N-İZOPROPİLAKRİLAMİT ESASLI DİBLOK KOPOLİMERLERİN
LCST DEĞERİNİN İNCELENMESİ
Serzen İlboğaa, Mehmet Coşkunb
a
Devlet Su İşleri 9.Bölge Müdürlüğü, Kalite Kontrol ve Laboratuvar Şube Müdürlüğü Elazığ,
Türkiye
b
Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Elazığ, Türkiye
[email protected]
Bu çalışmada 2-hidroksietil 2-klorpropiyonat başlatıcısı ile atom transfer radikal polimerizasyonu
(ATRP) yöntemiyle hidroksil uçlu poli(N-izopropilakrilamit) (PNIPA) polimeri sentezlendi. 2hidroksietil uçlu PNIPA polimeri makrobaşlatıcı olarak kullanılıp ATRP yöntemiyle etil metakrilat
(EMA), N,N-dimetilakrilamit (DMA) ve 2-hidroksi propil metakrilat (HPMA) monomerleriyle
diblok kopolimerler sentezlendi. Sentezlenen bütün polimerlerin yapısal karakterizasyonu FT-IR,
1
H ve 13C-NMR teknikleri ile yapıldı. Polimerlerin termal davranışları DSC ve TGA ile incelendi
ve sonuçlar birbiriyle karşılaştırıldı. Sentezlenen diblok kopolimerlerin düşük kritik çözelti
sıcaklığı (Lower critical solution temperature, LCST) değerleri türbidimetre [1], UV-görünür bölge
spektrofotometresi [2] ve viskozimetre ile ayrı ayrı tayin edildi. Polimerdeki LCST değerlerindeki
farklılıklar polimer yapısıyla ilişkilendirilerek tartışıldı.
Şekil 1. H-PNIPA-b-PEMA Sentezi
Anahtar Kelimeler: N-izopropilakrilamit, LCST, ATRP, Blok Kopolimer
Kaynaklar
[1] W. Musial, B.Vincent, A.Szumny, B.Voncina, Chemical Papers, 64 (5), (2010) 602–612.
[2] W.Chen, W. Wei, Li. Hua., S. Li, J. Feng, X. Zhang, and R.Zhua, Polymer, 49, (2008) 3965 3972
181
P120
P(NIPA-co-DMAPMA) KOPOLİMERİNİN LCST DEĞERİNİN
İNCELENMESİ
Serzen İlboğaa, Mehmet Coşkunb
a
Devlet Su İşleri 9.Bölge Müdürlüğü, Kalite Kontrol ve Laboratuvar Şube Müdürlüğü Elazığ,
Türkiye
b
Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Elazığ, Türkiye
[email protected]
Bu çalışmada, yüksek oranda N-izopropilakrilamit(NIPA) monomerleriyle daha düşük ve farklı
oranlarda (mol olarak % 20, 10, 5) N-[3(dimetilaminopropil)]metakrilamit (DMAPMA)
monomeriyle P(NIPA-co-DMAPMA) kopolimeri sentezlendi. Bu kopolimer hidrofilik birimlerle
birbirinden ayrılmış çok bloklu NIPA birimlerini içermektedir. Sentezlenen bütün polimerlerin
yapısal karakterizasyonu FT-IR, 1H ve 13C-NMR teknikleri ile yapıldı. Polimerlerin termal
davranışları DSC ve TGA ile incelendi ve sonuçlar birbiriyle karşılaştırıldı. Sentezlenen
kopolimerin düşük kritik çözelti sıcaklığı (Lower critical solution temperature, LCST) değerleri
türbidimetre [1], UV-görünür bölge spektrofotometresi [2] ve viskozimetre ile ayrı ayrı tayin edildi.
Polimerdeki LCST değerlerindeki farklılıklar polimer yapısıyla ilişkilendirilerek tartışıldı.
Şekil 1. P(NIPA-ko-DMAPMA) kopolimerinin LCST’ sinin UV-görünür bölge spektrofotometresi ile
incelenmesi
Anahtar Kelimeler: N-izopropilakrilamit, LCST, kopolimer
Kaynaklar
[1] W. Musial, B.Vincent, A.Szumny, B.Voncina, Chemical Papers, 64 (5), (2010) 602–612.
[2] W.Chen, W. Wei, Li. Hua., S. Li, J. Feng, X. Zhang, and R.Zhua, Polymer, 49, (2008) 3965 3972
182
P121
ANHİDRİT İÇEREN FONKSİYONEL KOPOLİMER-PEG
BLENDLERİNİN DENEYSEL VE TEORİK YAKLAŞIMLAR İLE
UYUMLULUĞUNUN/KARIŞABİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ
Shahed Parvizikhosroshahi, Erdem C. Uluışık, Hatice Kaplan Can
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800, Beytepe, Ankara
[email protected]
Polimerik blendler, yeni ve fonksiyonel malzemeleri üretmek için uygun ve ekonomik bir yol
olarak kullanılmaktadır.[1] Polimer üzerinde bulunan fonksiyonel gruplar, özellikle de bu grupların
yapıları
ve
sayıları
polimerin
biyolojik
aktivitesinden,
biyouyumluluğundan,
biyoparçalanabilirliğinden ve iyileştirme/toksik karakterinden sorumludur.[2] Poli(Maleik anhidritard-Akrilik asit) poli(MA-ard-AA) anhidrit gruplarının varlığı ve sulu ortamda kolaylıkla
hidrolizi ile karboksilik asit gruplarının varlığı nedeniyle yüksek ölçüde biyolojik aktivite
göstermektedir.[3] Çalışmanın kapsamı; anhidrit içeren ardışık kopolimer ve polietilen glikol (PEG)
gibi biyouyumlu ve suda çözünebilen polimer yapılarından blendler hazırlanarak; ilaç
teknolojisinde
kullanılacak
yeni
bir
malzemenin
tasarımı,
sentezi
ve
uyumluluğunun/karışabilirliğinin incelenmesidir. Fonksiyonel kopolimerik yapıların sentezinde
monomer sistemlerinin elektron alıcı-verici özelliklerinin rol oynadığı yük transfer kompleksleri
(CTCs) oluşumu üzerinden gerçekleşen kompleks radikal kopolimerizasyonu yöntemi, istenilen
yapısal özelliklerde ve amaca uygun yüksek performanslı yapıların etkin bir şekilde
hazırlanmasında kullanılmaktadır.[3] Fonksiyonel özelliklere sahip kopolimerinin sentezi ve
karakterizasyonu, kopolimerin ve hazırlanan blendlerin yapısal ve karışabilirlik özellikleri ATRFTIR, NMR gibi spektroskopik yöntemlerin yanı sıra TGA, DTA gibi termal analiz yöntemleri ile
incelenmiştir. Polimerlerin ve polimer blendlerinin farklı kompozisyonlardaki analizleri katı halde
elde edilen blendler ile; sulu çözeltideki özellikleri ve karışabilirlikleri ise viskozite deneyleri
yapılarak incelenmiştir. Analiz yöntemlerine dayanarak 50:50 oranlarında hazırlanan
PEG:Poli(MA-ard-AA) blendlerin, karışabilirliği açısından en uygun oranlar olduğu bulunmuştur.
Bu ise; moleküller arası ve moleküller içi H-bağı ve bunun kompozisyon üzerine etkisi ile
açıklanabilir.
Anahtar Kelimeler: Poli(Maleik anhidrit-ard-Akrilik asit); PEG, karışabilirlik; viskozite; blend
Kaynaklar
[1]. E.J. Moskala.; S.E. Howe.; P.C. Painter.; M.M. Coleman. Macromolecules, 17, (1984), 1671-1678.
[2].W.W. Yu.; E. Chang.; J.C. Falkner.; J. Zhang.; A.M. Al-Somali.; C.M. Sayes.; J. Johns.; R. Drezek.; V.L.
Colvin. J.Am.Chem.Soc., 129, (2007), 2871-2879.
[3]. H. Kaplan Can.; A.L. Doğan.; Z.M.O. Rzaev.; A. Hasegeli Üner.; A. Güner. J. Appl. Polym. Sci., 96,
(2005), 2352-2359.
183
P122
MİKRODALGA DESTEKLİ METİL SELÜLOZ-AŞI-POLİ(1-VİNİL-2PİROLİDON) SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU
Suat Kahya
Aksaray Üniversitesi, Güzelyurt MYO, Gıda İşleme Bölümü, Gıda Teknolojisi Programı,
Güzelyurt/AKSARAY
[email protected]
Mikrodalga ile ısıtma, geleneksel yönteme göre düzgün ve hızlı ısı sağladığı için kimyasal
reaksiyonların hızını arttırarak daha kısa zamanda yüksek verim sağlamaktadır. Bu özelliğinden
dolayı kimyasal tepkimelerde yaygın olarak kullanılmaktadır [1,2]. Mikrodalga ışınları ile kısa
sürede yüksek aşı verimi elde edilebilmektedir. Bu yöntem kullanılarak özellikle akrilamit, metil
metakrilat ve akrilonitril gibi monomerlerin doğal polimerlere aşılanması araştırılmıştır [3]. Bu
çalışmada, 1-vinil-2-pirolidonun (1-VP) düşük derişimde azobisizobütironitril (AIBN) başlatıcı
kullanılarak mikrodalga ışınları ile metil selüloza (MS) aşılanması amaçlanmıştır. Çalışmada farklı
derişimlerde MS, 1-VP ve AIBN kullanılarak değişik sürelerde ve değişik ışınlama dozlarında
deneyler yapılmıştır. Sentezlenen kopolimerin aşı yüzdesi % 52 olarak bulunmuştur. Aşı
kopolimerler FTIR, DSC ve SEM ile karakterize edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mikrodalga, 1-vinil-2-pirolidon, metil selüloz
Kaynaklar
[1] J. Zhang; S. Zhang; K. Yuan; Y. Wang, Journal of Macromolecular Science: Part A: Pure and Applied
Chemistry, 44, (2007), 881-885.
[2] V. Singh; D.N. Tripathi, Journal of Applied Polymer Science, 101, (2006), 2384-2390.
[3] V. Singh; P.L. Kumari; A. Tiwari; A.K. Sharma, Polymers for Advanced Technologies, 18, (2007), 379385.
184
P123
DÜŞÜK DİELEKTRİK ÖZELLİKLİ NAFTALEN TEMELLİ
POLİİMİDLERİN SENTEZİ VE UYGULAMA ALANLARININ
BELİRLENMESİ
Esma Danışa, Emine Süra Kazmaza, Süleyman Köytepea, Turgay Seçkina
a
İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280, MALATYA
[email protected]
Aromatik poliimidler son yıllarda elektronik özellikleri ve düşük dielektrik sabitleri nedeni ile
büyük ilgi toplamaktadır [1-2]. Bu özellikleri elektrik güç kaybını minimize ettiği için ve film
yapısında sinyal transferi sağladığı için poliimitleri elektronik endüstrisinde değerli kılmaktadır.
Gelişen teknolojiye bağlı olarak kullanılan elektronik cihazlarda sürekli olarak bir boyutsal
küçülme söz konusudur [3]. Modern yaşamın gerektirdiği bu zorunluluk malzeme bilimi ve
elektronik endüstrisinde daha hızlı veri transferi yapabilecek ve daha az yer kaplayabilecek yeni
malzeme arayışlarını beraberinde getirmektedir [4]. Özellikle elektronik devre elemanı olarak
kullanılan yarıiletken ve dielektrik malzemeler bu nedenle sürekli olarak gelişmektedir. Ancak tüm
bu araştırmalara rağmen düşük dielektrik malzeme olarak kullanılabilecek oda sıcaklığında
dieletrik sabiti yaklaşık 1,5 olan malzemeler oldukça azdır. Poliimidler düşük dielektrik özellikleri
nedeni ile bu alanda oldukça yüksek bir potansiyele sahiptirler.
Poliimidlerin sentezi için en önemli metot poliamik asit öncü basamağı içeren ve imid halka
yapısının sonradan sağlandığı “iki basamaklı” metotdur. Genel olarak bu yöntemde dipolar aprotik
çözgenler içerisinde difonksiyonel aminler ile difonksiyonel anhidritler düşük ısılarda tepkimeye
girmektedir. Ancak tri fonksiyonel anhidrit ve amin bileşikleri kullanıldığında çapraz bağlı yada
aşırı dallanmış poliimidler elde edilir. Bu tür poliimidlerde çözünürlük özelliği düşük olmasına
karşın, üstün mekanik, termal ve kimyasal kararlılık özellikleri bulunmaktadır. Ağ yapılı
poliimidler de serbest hacim büyümekte ve dielektrik özelliği düşmektedir. Bu çalışma kapsamında
ağ yapılı naftalen temelli poliimidler hazırlanmış ve dielektrik özellikleri incelenmiştir.
Bu çalışmada 1,5-diaminonaftalen ve trianhidrit bileşikleri kullanılarak aşırı dallanmış ve çapraz
bağlı poliimidler sentezlendi. Tri anhidrit yapısı yanında farklı dianhiditler değişik oranlarda
kullanılarak istenilen serbest hacim ve dielektrik özelliği elde edilmeye çalışıldı. Sentezlenen
poliimid yapıları FTIR, ve elementel analiz gibi teknikler ile karakterize edildi. Ayrıca poliimid
filmlerin termal özellikleri DTA, TGA ve DSC teknikleri ile belirlendi ve literatürde bulunan lineer
poliimidler ile kıyaslandı.
Çalışma kapsamında elde edilen poliimidlerde dielektrik sabiti polimerin yapısına bağlı olarak 2,1
ile 2,8 arasında belirlenmiştir. Özellikle 1:3 oranında 1,5-diaminonaftalen ve 1,3,5triaminoprimidin ile trimellitikanhidrit kullanılarak elde edilen yapıda 2,1 dielektrik sabiti değerine
ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: Dielektrik özellikler, poliimid.
Kaynaklar:
[1] G.C. Davis, B.A. Weath, G. Gildenblat, Polyimides: Synthesis, Characterization and Applications. KL
Mittal, Editor, Plenum Press, New York 2 (1984) 847-853.
[2] N. Adrova, M. Bessonov, L.A. Laius, A.P. Rudakov, Polyimides: a new class of heat-resistant polymers.
IPST Press, Jerusalem (1969) 1-3.
[3] X.Q. Liu, M. Jikei, M.A. Kakimoto, Macromolecules 34(10) (2001) 3146-3154.
[4] M.T. Lee, G.S. Ferguson, Langmuir 17(3) (2001) 762-767.
185
P124
YAN GRUBUNDA KOLESTEROL BULUNAN SIVI KRİSTAL
POLİMERLERİN MEZOMORFİK ÖZELLİKLERİNİN
İNCELENMESİ VE ORGANİK ALAN ETKİLİ TRANSİSTÖR (OFET)
UYGULAMALARINDA KULLANILMASI
Sümeyra Bayıra, Erdinç Doğancıa,b, Çiğdem Çakırlarc, Sait Eren Sanc, Faruk Yılmaza*
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye
b
Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 41380 Kocaeli, Türkiye
c
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fizik Bölümü, 41400 Gebze, Kocaeli, Türkiye
[email protected]
a
Kolesterol (Ch) yan gruplarına sahip polimerlerin sıvı kristal özellik göstermesinden dolayı
önemli uygulama alanları vardır [1,2]. Organik alan etkili transistör (OFET) aygıtlarının
yapımında özellikle sıvı kristallerin kullanılması son zamanlarda dikkat çekmektedir [3]. Bu
çalışmada, yalıtkan malzeme olarak OFET yapımında kullanılmak üzere farklı uzunlukta esnek
gruplara sahip (3, 7 ve 10’lu metilen grupları) ve yan grubunda kolesterol içeren sıvı kristal metil
metakrilat tabanlı homo- ve kopolimerler sentezlendi (Şekil 1). Monomer sentezinde öncelikle
kolesterole farklı uzunlukta esnek gruplar bağlandı ve daha sonra metakrilik asit ile reaksiyona
sokularak metakrilat monomerleri (ChMMA) sentezlendi. ChMMA monomerlerin homopolimerleri
ve metil metakrilat (MMA) monomeri ile kopolimerleri sentezlendi. Polimerlerin kimyasal yapıları
1
H NMR ve FT-IR analiz teknikleriyle doğrulandı ve mezomorfik özellikleri DSC ve polarize
optik mikroskop (POM) ile incelendi.
Şekil 1. Yan grubunda kolesterol bulunan homo- ve kopolimerlerin şematik gösterimi ile POM
görüntüsü.
Anahtar kelimeler: sıvı kristal, kolesterol, OFET
Kaynaklar
[1] B.Y. Zhang, F.B. Meng, M. Tian, W.Q. Xiao, Reactive and Functional Polymers, 66, (2006) , 551-558.
[2] B.Y. Zhang, F.B. Meng, X.Z. He, D. Lin, Liquid Crystals., 32, (2005), 1161-1167.
[3] J.P.F. Lagerwall, G. Scalia, Current Applied Physics, 12, (2012), 1387–1412.
186
P125
BİYOMALZEME OLARAK KULLANILABİLECEK
POLİ(LAKTİK ASİT)/POLİÜRETAN POLİMER KARIŞIMLARININ
BİYOMEDİKAL UYGULAMALARININ ARAŞTIRILMASI
Şebnem Kemaloğlu Doğana,b, Güralp Özkoçb
Hayat Kimya San. A.Ş., 41275, Başiskele/Kocaeli
Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, 41380, İzmit/Kocaeli
[email protected]
a
b
Son yıllarda, katma değeri yüksek biyomalzemelerin geliştirilmesi hem akademik hem de
endüstriyel ilgi odağı halini almıştır. Biyobozunur polimerler, biyomedikal uygulamalarda
kullanılabilirliğinin keşfedilmesiyle büyük önem kazanmıştır. Ticari olarak en yaygın biyobozunur
polimerlerden biri poli(laktik asit) (PLA)’dır (1). PLA’nın yüksek dayanımı ve yüksek modülünün
yanı sıra sergilediği düşük tokluk uygulama alanını kısıtlamaktadır (2). Çalışmada, peklik ve
tokluğun dengelenebilmesi amacıyla PLA/termoplastik poliüretan (TPU) biyobozunur polimer
karışımları üretilmiş ve yapılan karakterizasyon testleri sonucunda optimum fiziksel özellikteki
karışımların biyobozunurluk, biyouyumluluk ve şekil hafıza özelliklerinin incelenmaesi
amaçlanmıştır. PLA/TPU polimer karışımlarının uyumlaştırılması amacıyla çeşitli zincir uzatıcılar
ve transesterifikasyon katalizörleri kullanılmıştır. Termal, mekanik, reolojik ve morfolojik analizler
sonucunda PLA/TPU sistemi için en etkin uyumlaştırıcının PDI olduğu sonucuna varılmıştır.
Ayrıca PLA/TPU oranına bağlı olarak optimum bir PDI konsantrasyonun var olduğu gösterilmiştir.
İlk olarak, L-929 fibroblast hücre hattı ile yapılan hücre kültürü çalışmalarından PLA/TPU
karışımlarının biyouyumlu olduğu ve herhangi bir toksik etki göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.
Biyobozunurluk testleri sonucunda ise karışımdaki TPU oranının artması ile biyobozunurluğun
azaldığı görülmüştür. Son olarak, yapılan statik ve dinamik şekil hafıza testlerinde, seçilen
PLA/TPU karışımlarının şekil hafıza özelliği sergilediği anlaşılmıştır. Karışımların
uyumlaştırılması ile şekil geri kazanım oranının arttığı gözlenmiştir. Çalışma sonucunda, PLA/TPU
karışımlarının hem doku iskelesi hem de şekil hafızalı biyomedikal cihazların üretilmesinde
kullanım potansiyeli taşıdığı kanaatine varılmıştır (3).
Anahtar kelimeler: PLA/TPU, PDI, Biyomedikal Uygulamalar
Kaynaklar:
[1] Ho C. H., Wang C. H., Lin C. I., Lee Y. D., Polymer, (49), 2008, 3902–3910.
[2] Zeng J. B., Li Y. D., Zhu Q. Y., Yang K. K. Wang X. L., Wang Y. Z., Polymer, 2009, 50, 1178–1186.
[3] Doğan Ş.K., Doktora Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli, (2014).
187
P126
MİKRODALGA DESTEKLİ PEKTİN-AŞI-POLİ(N,NDİETİLAKRİLAMİD) KOPOLİMERLERİNİN SENTEZİ VE
SPEKTROSKOPİK YÖNTEMLERLE KARAKTERİZASYONU
Şeyma Tokmak, Nuran Işıklan
Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/ Kırıkkale
[email protected]
Pektin; -COOH ve COOCH3 gruplarına sahip tedavi edici özelliği olan bir polisakkarittir [1].
Biyouyumlu, biyobozunabilir, film oluşturabilir ve iyonlarla çapraz bağlanabilir polimerdir.
Bununla birlikte, zayıf mekaniksel özellik, çözeltilerinin viskozitelerinin zamanla azalması,
mikrobiyal kirlenme, enzimlere karşı dayanıksız olması gibi dezavantajları vardır [2]. Bu
dezavantajları azaltabilmek için çapraz bağlama, başka bir polimerle karışım oluşturma ve aşılama
gibi yöntemler kullanılabilir. Aşı kopolimerizasyon, polimerlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin
modifiye etmek için etkili bir yöntemdir. Özellikle son yıllarda mikrodalga destekli aşı
kopolimerizasyon sentezi önem kazanmıştır. Çalışmada pektin doğal polimerine, kanser
tedavisinde taşıyıcı mikrokürelerini oluşturmak için, poli(N,N-dietilakrilamid) (PDEAAm)
aşılanarak, sıcaklığa duyarlı hibrit kopolimerlerin sentezlenmesi amaçlanmıştır. PDEAAm faz
geçiş sıcaklığı 32°C de ani hacim değişikliklerine uğrayan çeşitli uygulamalarda kullanılan
sıcaklığa duyarlı bir polimerdir [3]. PDEAAm, biyomedikal ve teknolojik amaçlar için
kullanılmaktadır. Aşı kopolimerleri seryum amonyum nitrat (CAN), nitrik asit (HNO3) ve
hızlandırıcı olarak N,N,N’,N’-tetrametiletilendiamin (TEMED) kullanılarak sulu fazda mikrodalga
fırında sentezlenmiştir. Pektin-aşı-PDEAAm aşı kopolimeri FTIR, Raman, 1H-NMR, TGA, DSC
ile karakterize edilmiştir. Aşı kopolimerizasyon sentezi sırasında mikrodalga kullanımının aşı
verimini artırdığı gözlenmiştir. Süre optimizasyonuyla yapılan element analizi sonuçlarına göre aşı
yüzdeleri 1 ile 4 saat aralığında %23.98 den %34.16 ya kadar artığı tespit edilmiştir. Termal analiz
sonuçlarından sentezlenen kopolimerin üç basamaklı bozunma davranışı gösterdiği ve pektine göre
termal dayanımının yüksek olduğu gözlenmiştir. DSC termogramlarından T g değerlerinin aşı
yüzdesi ile azaldığı bulunmuştur. Pektin için Tg değeri 118.42 0C bulunurken, aşı kopolimerinki
(%34.16 aşı verimli kopolimer için) 99.15 0C olarak bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Pektin, poli(N,N dietilakrilamid), sıcaklığa duyarlı polimerler, doğal polimerler,
mikrodalga
Bu çalışma TÜBİTAK 113Z271 nolu proje tarafından desteklenmektedir.
KAYNAKLAR
[1] G.S. Chauhan, S. Chauhan, K. Chauhan, U. Sen, J. Appl. Polym. Sci., 99, (2006) 3040–3049.
[2] L. Hovgaard, H. Brondsted Crit. Rev. Ther. Drug Carrier syst., 13, (1996) 185-223.
[3] C. Ni., H. Wang, Z.,Zhu, X. X. J Appl Polym Sci, 109, (2004), 91-1792.
188
P127
HİDROJEN TRANSFER POLİMERİZASYONU İLE AŞIRI
DALLANMIŞ POLİ(AKRİLİKASİT-KO-PROPİYOLAKTON)
SENTEZI
Efkan Çatıker ve Tahsin Filik
Ordu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya BÖLÜMÜ, 52200, Ordu, TÜRKİYE
[email protected]
Poliakrilik asit suda çözünen, çapraz bağlananbilen ve dolayısıyla hidrojel özellik gösteren,
biyouyumlu, biyobozunur ve biyoadhesiv özellik gösteren amonyumlu/alkali formları ve
kopolimerleri olarak günlük yaşamımızda yaygın olarak kullanılan endüstriyel öneme sahip bir
polimerdir. Poli(propiyolakton) biyobozunur (1) termoplastik poliesterdir. Doku iskelesi (2) ve ilaç
salınım sistemi matriksi (3)olarak tanımlanmıştır. Geleneksel olarak β-propiolaktonun halka
açılması polimerizasyonu (4,5) ile elde edilir. β-propiolaktonun kanserojen olarak tanımlanması ve
pahalı bir yöntem olması nedeniyle halka açılması polimerizasyonu tercih edilmemektedir.
Yakın zamanda hidroksietil (met)akrilat’ın hidrojen transfer polimerizasyonu (HTP) çalışmalarında
(6,7) polimerizasyon mekanizması ve elde edilen polimerin yapısı incelendiğinde elde edilen
polimerin HTP ve anyonik katılma polimerizasyonu birimleri içeren aşırı dallanmış bir kopolimer
olduğu saptanmıştır. Benzer bir çalışma (8) akrilik asit ile yürütülmüş suda çözünen, kloroformda
çözünen ve organik çözücülerde çözünmeyen kısımlardan oluşan üç farklı ürün elde edilmiş ve
çözünmeyen kısım için açıklama yapılmamıştır. Bu çalışmada, akrilik asitin HTP denenerek
polimerizasyon ürünlerinin karakterizasyonu tamamen yapılması hedeflemiştir.
Aşırı dallanmış poli(akrilik asit-ko-propiyolakton) akrilik asitin baz katalizli HTP ile tek basamakta
sentezlendi. Başlatıcı olarak t-NaBuO ve NaOCH3 kokatalizör olarak 18-taç-6-eter kullanılarak
kütle polimerizasyonu ile oluşan polimer suda çözünen, kloroformda çözünen ve çözünmez kısım
alarak kısımlandırıldı. Elde edilen çözünmez kısmın karakterizasyonu katı 13C-NMR, FTIR, DSC,
TGA ve titrimetrik analiz ile yapıldı. Ana ürünün şekildeki aşırı dallanmış akrilik asit ve
propiyolakton birimleri içeren kopolimer olduğu belirlendi. Ürün içerdiği propiyolakton birimleri
nedeniyle yeni bir poli(akrilik asit) kopolimeri olarak kabul edilebilir.
CH2-CH2-CO-O-CH2-CH-CH2-CH2-CO-O-CH2CH2-CO-O-CH2CH-CH2-CH-CH2-CH2-CO-O
COO
COO
CH2-CH2-CO-OH
COO
CH2-CH2-CO-O
CH2-CH-COOH
CH2-CH2-CO-O
Şekil Aşırı dallanmış poli(akrilik asit-ko-propiyolakton) yapısı
Anahtar Kelimeler: Poliakrilik asit, poli(propiolakton), dallanmış kopolimer
Kaynaklar
[1] Y. Furuhashi, T. Iwata, Y. Kimura, Y Doi. Macromol Biosc., 3, (2003), 462–470.
[2] M.S. Cortizo, M. S. Molinuevo and A. M. Cortizo, J Tissue Eng Regen Med., 2, (2008), 33–42.
[3] M. S. Cortizo, J. L. Alessandrini, S. B. Etcheverr , J Biomater Sci Polym Ed., 12(9), 2001), 945-59.
[4] S. Slomkowski and S. Penczek, J Am Chem Soc., 13(2), (1980), 229-233.
[5] D. Zhang, M. A. Hillmyer and W. B. Tolman, Macromolecules., 37, (2004), 8198-8200.
[6] B. A. Rozenberg Polym Bullet., 58, (2007), 127–138.
[7] B. A. Rozenberg, Y. I. Estrin, and G. A. Estrina, Int J Polym Anal Charact., 9, (2004), 197– 212.
[8] B. Yamada, Y. Yasuda, T. Matsushita and T. Otsu J Polym Sci: Polym Let Ed., 14 (5), (1976), 277-281.
189
P128
POLİ(β-ALANİN)/POLİ(β-PROPİOLAKTON) KARIŞABİLİRLİĞİ
Efkan Çatıker ve Tahsin Filik
Ordu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 52200, Ordu, TÜRKİYE
[email protected]
Poli(β-propiolakton) (PPL) biyobozunur (1) termoplastik poliester olmasına ve potansiyel doku
iskelesi materyali (2) olmasına rağmen yüksek kristalinite kaynaklı kırılganlığı, işleme zorluğu ve
yüksek hidrofobisitesi nedeniyle sınırlamalar yaşamaktadır. Bu sınırlamaları ortadan kaldırmak için
bazı karışımlarının hazırlanmasını içeren çalışmalar (3,4) sunulmuştur. Poli-β-alanin (PBA),
yüksek termal ve mekanik dirence sahip bir poli(aminoasit) dir. Yakın zamanda türevleri ve
kopolimerlerinin üstün biyoaktivitelerini (hücre tutma, protein adsorpsiyonu, antibakteriyel vs.)
içeren çalışmalar (5-7) ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, bu iki polimerin üstün özelliklerini bir araya
getirilmesi amacıyla karışımlarının hazırlanması ve uyumlu karışım oluşturup oluşturmayacakları
spektroskopik, termal ve optik yöntemlerle incelenmiştir.
PBA ve PPL baz katalizli HTP ile sırasıyla akrilamit ve akrilik asitten sentezlendi. Farklı
bileşimlerdeki (%5-%75) PBA/PPL karışımlarının karışabilirliği FTIR, DSC, TGA, XRD, SEM ve
polarize optik mikroskop ile incelendi. Her iki bileşenin karakteristik IR bantları diğer bileşenin
bağıl miktarı arttıkça daha yüksek frekanslara kaydığı gözlendi. PPL’un erime sıcaklığı, bozunma
sıcaklığı ve erime entalpisi karışımdaki PBA miktarı arttıkça azaldı. Karışımın XRD spektrumu her
iki polimerin saf haldeki spektrumlarına oranla daha düşük şiddetli kristal pikleri verdi. Polimer
karışımlarının çözeltileri ile elektroeğirme denemeleri ile düşük PPL içerikli örneklerde
nanofiberler elde edildi. Spektroskopik, termal ve optik metotlar iki polimerin amorf fazda iyi bir
karışabilirlik sergilediklerini ortaya çıkardı. Şekilde PPL içeriği az olan bazı karışımlardan elde
edilen nanofiberlerin SEM görüntüleri verilmiştir.
Şekil. E3%5, E3%10 ve E3%25 karışımlarının SEM görüntüleri (E3:poli(β-propiyolakton))
Anahtar Kelimeler: poli(β-alanin), poli(β-propiolakton), karışabilirlik, polimer karışımları
Kaynaklar
[1] Y. Furuhashi, T. Iwata, Y. Kimura, Y. Doi. Macromol Biosci., 3, (2003), 462–470.
[2] M. S. Cortizo, M. S. Molinuevo, A. M. Cortizo. J Tissue Eng Regen Med., 2, ( 2008), 33–42.
[3] A. Cao, N. Asakawa, N. Yoshie, Y.Inoue. Polym J 30 (9), (1998), 743-752.
[4] Y. He, N. Asakawa, Y. Inoue. Polym Int 49, (2000), 609–617.
[5] M. R. Lee, S. S. Stahl, S. H. Gellman, K. S. Masters. J Am Chem Soc., 13,. (2009), 16779-16789.
[6] R. Liu, K. S. Masters, S. H. Gellman. Biomacromolecules., 13,. (2012), 1100−1105.
[7] R. Liu, X. Chen, Z. Hayouka, S. Chakraborty, et al. J Am Chem Soc., 135, (2013), 5270−5273.
190
P129
YÜZEYDE BAŞLATILAN TERSİNİR KATILMA-AYRILMA ZİNCİR
TRANSFER TEKNİĞİ İLE GLİKOPOLİMER FIRÇALARIN
SENTEZİ VE SPESİFİK LEKTİN İMOBİLİZASYONUNDA
KULLANIMI
Talya Tuğana Kurşun, Dilek Çimen, Tuncer Çaykara
Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi, 06500, Teknikokullar-Ankara
[email protected]
Son yıllarda yapılan çalışmalarda Lektin adsorpsiyonunda kullanılacak katı substratların kimyasal
modifikasyonu üzerine önemli gelişmeler kaydedilmiştir [1,2]. Özellikle hidrojen sonlu silisyum
yüzeylere organik moleküllerin kovalent bağlanması ile kimyasal dayanımı iyi substratlar
hazırlanmıştır [3,4]. Bu çalışmada, hidrojen sonlu silisyum yüzeyler üzerinde ısısal ve mekanik
dayanımı iyi organosilan substratlar üzerinde lektin adsorpsiyonu gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada
yüzey olarak silisyum disk kullanıldı. Bu yüzeyler öncelikle polimerik moleküllerin yüzeye
bağlanabilmesi için hidrojen uç grubuna sahip aktif yüzeyler haline getirildi.Ardından RAFT ajanı
olarak kullanılacak molekülün yüzeye kolaylıkla bağlanmasını sağlayacak 1-amino-10-undeken
molekülü bu aktif yüzeye bağlandı. Daha sonra 3-(benzilsülfaniltiyokarbonilsülfanil)-propiyonik asit
RAFT ajanı silisyum yüzeyindeki 1-amino-10-undeken molekülüne bağlandı ve yüzeyde başlatılan
RAFT polimerizasyonu ile poli(pentaflorofenilakrilat) [poli(FPA)] fırçalar sentezlendi. Ardından bu
glikopolimer fırçalara spesifik ConA ve spesifik olmayan BSA adsorpsiyonu gerçekleştirildi.
Silisyum yüzeye kovalent bağlı polimerik tek tabaka kalınlığı Elipsometre ile ölçüldü. Yüzeyin diğer
karakteristik özellikleri Atomik Kuvvet Mikroskobu (AFM), Hafifletilmiş Toplam Yansıtma Fourier
Dönüşümlü İnfrared Spektroskopisi (ATR-FTIR) ve su değme açısı ölçümleri ile belirlendi. Yüzeye
bağlı olmayan serbest polimerin mol kütlesi Büyüklükçe Ayırma Kromatografisi (BAK) ile
belirlendi. Glikoz fonksiyonel gruplu glikopolimerik fırçalara Floresans Etiketli ConA ve BSA
adsorpsiyonu Floresans Mikroskobu ile incelendi.
Anahtar kelimeler: Glikopolimer fırçalar, RAFT, Lektin Adsorpsiyonu
Kaynaklar
[1] C. Boyer. , T. Davis. ChemComm ,(6029) ,(2009) ,(6029-6031)
[2]M. H. Stenzel. , L. Zhang. , W. Huck. Macro.RapidComm ,27,(2006) ,(1121-1126)
[3] X. Meng. ,Y. Fang. , L. Wan. , X. Huang. , Z. Xu. Macromolecules,28,(2006)
[4]Z. Deng. , S. Li. , X. Jiang. , R. Narain. Macromolecules ,42,(2009),(6393-6405)
191
P130
ATOM TRANSFER RADİKAL POLİMERİZASYONU İLE LAKTON
UÇLU POLİ(4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT)’IN SENTEZİ,
KARAKTERİZASYONU, TERMAL DAVRANIŞI VE
DEGRADASYONUNUN İNCELENMESİ
Taner Çelik, İdris Çakmak
Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ
[email protected]
Bu çalışmada ilk olarak Atom Transfer Radikal Polimerizasyondaçift kollu başlatıcı olarak
kullanılmak
üzere4-(Klormetil)-2-okso-2H-kromen-7-il
klorasetatsentezlendi.
4metoksifenasil metakrilat monomeriAtom Transfer Radikal Polimerizasyon metoduyla
polimerleştirildi. Polimerin her iki ucunda laktonluolan Poli(4-Metoksifenasil Metakrilat)
sentezlendi [1]. Monomer ve Polimerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C NMR teknikleri
kullanılarak karakterize edildi.
CH3
H2C
O
C
C O
O
CH2
C
H3 CO
O
O
Cl CH2 C O
+
CH2
Cl
O
110 °C, bpy,
kutle
H3C
H3C
CH2
H3C
C
C
C O
C
O
C
O
O
n-1
CH2
C
O
O
H2C
O
H3C
O
CH2
O
C
O
CH2
C CH2
C
CH2 CH 2
C
H3C
CH2
n-1
C O
O
O
CH2
H3 CO
OCH 3
C
C
C O
C
O
O
CH3
CH2
C
O
O
CH2
O
C
O
H3CO
OCH 3
Polimerin termal davranışını incelemek amacıyla TGA ve DSC eğrileri incelendi.
Polimerin GPC ölçümlerine bakıldı. Polimerin termal degradasyonu yapıldı. Polimerin
degradasyonu sırasında oluşan ürünler soğuk halka fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün
belirleme GC-MS, FT-IR ve NMR teknikleriyle karakterize edildi. [2].
Anahtar kelimeler: Degradasyon, Atom Transfer Radikal Polimerizasyonu, Termal Özellikler
Kaynaklar
[1].Demirelli, K, Coşkun, M, Kaya, E., 2004.PolymersBased on BenzylMethacrylate: Synthesisvia Atom
Transfer RadicalPolymerization, Characterization, andThermalStabilities,J PolymSciPart A: PolymChem, 42,
5964-5973.
[2].Soykan, C.,Ahmedzade M., 2002. Termal Degradation of poly(phenacylmethacrylate),
PolymerDegradationandStability, 78, 497-503.
192
P131
4-METOKSİFENASİL METAKRİLAT’IN SERBEST RADİKAL
POLİMERİZASYONU İLE SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU,
TERMAL DAVRANIŞI VE DEGRADASYONUNUN İNCELENMESİ
Taner Çelik, İdris Çakmak
Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 23119, Elazığ
[email protected]
Bu çalışmada, önce 4-metoksifenasil metakrilat monomerisentezlendi.Monomer Serbest Radikalik
Polimerizasyon metoduyla polimerleştirildi [1]. Monomer ve Polimerin yapısıFT-IR, 1H ve 13C
NMR teknikleri kullanılarak karakterize edildi.
H3C
H3C
H2C
CH2
C O
1, 4 -dioksan
C
C O
O
AIBN, 60 °C
O
C
H2C
H2C
C
C
O
O
O
O
CH3
CH3
Polimerin termal davranışını incelemek amacıyla TGA ve DSC eğrileri incelendi. Polimerin GPC
ölçümlerine bakıldı. Polimerin termal degradasyonu yapıldı. Polimerin degradasyonu sırasında
oluşan ürünler soğuk halka fraksiyonunda (CRF) toplandı. Ürün belirleme GC-MS, FT-IR ve NMR
teknikleriyle karakterize edildi. [2].
Anahtar kelimeler: Degradasyon, Serbest Radikal Polimerizasyonu, Termal Özellikler
Kaynaklar
[1]. Matyjaszewski, K.,Davis, T. P., 2002. Handbook of RadicalPolymerization, John WileyandSonsInc.,
Hoboken.
[2]. Coşkun M., Soykan C., AhmedzadeM.,Demirelli K., 2000. Preparationand Termal Degradation of
poly(p-substitutedphenaclymethacrylates), PolymerDegradationandStability, 72, 69-74
193
P132
ÇAPRAZ BAĞLI AKRILAMİD/İTAKONIK ASİT TEMELLİ
JELLERIN ŞİŞME CEVAPLARI VE POTANSİYEL KULLANIM
KAPASİTELERİNİN ARAŞTIRILMASI
Tayyibe Çelik, Nermin Orakdöğen
İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, 34469, Maslak, Istanbul, Turkey
[email protected]
Polimerik jellerin özgün bir sınıfı olarak hidrojeller, çapraz bağlı ve hidrofilik yapıda
malzemelerdir. Ağırlıklarının birkaç katına kadar su tutma kapasitelerinden dolayı hidrojellerin
uygulamaları, ilaçtan tarıma kadar, suyun saflaştırılması ve ayırımında membranların
hazırlanmasına ilişkin çevresel uygulamaları, kontakt lensler ve gıda endüstrisini içeren geniş bir
aralıkta yer almaktadır [1-5].
Bu çalışmada, uyarı-cevaplı poli(akrilamid-itakonik asit) (P(AAm-IA)) ve poli(N,Ndimetilakrilamid-itakonik asit) (P(DMA-IA)) hidrojellerinin denge şişme özellikleri üzerinde yük
yoğunluğunun etkisi ve elastisitesi araştırılmıştır. İyonik hidrojeller, çapraz bağlayıcı ajan adına
BAAM kullanılarak, sulu çözelti içerisinde serbest radikal polimerizasyonu ile hazırlanmıştır.
Jelleşme
reaksiyonlarının
başlatılmasında
amonyum
persülfat
(APS)-N,N,N',N'tetrametiletilendiamin (TEMED), redoks başlatıcı sistemi olarak kullanılmıştır. Jellerin şişme
davranışı ve elastik özellikleri, jelin sentez parametrelerine bağlı olarak incelenmiştir. Jellerin
şişme kapasiteleri suda, sulu solvent karışımlarında ve sulu tuz çözeltilerinde araştırılmıştır. Bu
jeller aynı zamanda, makroskopik davranışları ve mikroskopik özellikleri arasında bir ilişki
kurmak için, hem sentez sonrası hem de şişmiş denge sonrası mekanik testlere tabi tutulmuştur.
Her iki hidrojel sisteminin serbest radikal çapraz bağlanma mekanizmasının, sentezde kullanılan
iyonik komonomer IA 'in komonomer kompozisyonuna ve mol fraksiyonuna bağlı olduğu
bulunmuştur. AAm-IA, iyonik komonomer IA konsantrasyonu %10 molden fazla olduğunda
çapraz bağlayıcı bir ajan olsa dahi kolayca polimerleşemez ve çapraz bağlanamaz. Şişme
çalışmaları, iyonik komonomer IA konsantrasyonu, şişme çözeltilerinin pH'sı ve şişme ortamındaki
tuz varlığının P(AAm–IA) ve P(DMA–IA) hidrojellerinin şişme derecesini etkileyen temel
parametreler olduğunu göstermiştir. İyonik komonomer yüzdesinin çok az arttırılması iyonik
P(AAm–IA) ve P(DMA–IA) hidrojellerinin şişme kapasitelerini ve elastisitelerini keskin bir
şekilde değiştirmiş ve oluşan hidrojeller, bu modifikasyon ile, tamamıyla süper absorban ve cevap
veren sistemler haline gelmiştir. IA içeriğinin sudaki hidrojellerin şişmesi üzerindeki etkisi göz
önüne alındığında, şişmenin artan IA miktarı ile önce arttığı, IA konsantrasyonun küçük bir
aralığında neredeyse sabit kaldığı ve sonra iyonik komonomer içeriğindeki artış ile hızlı bir şekilde
arttığı gözlenmiştir. AAm-IA sistemi için şişme, aynı komonomer kompozisyonundaki DMA-IA
sistemi için elde edilenden çok daha fazladır.
Referanslar
1. Y. Samchenko, Z. Ulberg, and O. Korotych: Multipurpose smart hydrogel systems. Adv. Colloid Interface Sci. 168,
247–262 (2011).
2. N.A. Peppas, P. Bures,W. Leobandung, and H. Ichikawa: Hydrogels in pharmaceutical formulations. Eur. J. Pharm.
Biopharm. 50, 27–46 (2000).
3. Y. Qui and K. Park: Environment-sensitive hydrogels for drug delivery. Adv. Drug Delivery Rev. 53, 321–339 (2001).
4. E.S. Gil and S.M. Hudson: Stimuli-responsive polymers and their bioconjugates. Prog. Polym. Sci. 29, 1173–1222
(2004).
5. F. Eeckman, A.J. Moes, and K. Amighi: Synthesis and characterization of thermosensitive copolymers for oral
controlled drug delivery. Eur. Polym. J. 40, 873–881 (2004).
Teşekkür
Bu çalışma İstanbul Teknik Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından desteklenmiştir.
194
P133
KATI-KATI FAZ DEĞİŞİMİ YOLUYLA ENERJİ DEPOLAYABİLEN
AKILLI GIDA AMBALAJI ÜRETİMİ
Cemil Alkana, Tuğba Güngör Ertuğralb
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Tokat
Giresun Üniversitesi Şebinkarahisar Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Giresun
[email protected]
a
b
Kolay işlenebilen belli sıcaklıklarda yüksek ısıl enerji depolama özelliğine sahip polimerlerin
üretilmesi ve bu polimerleri ısıl enerji depolama etkinlikleri açısından gıda ambalajlarında
uygulanarak gıdaların saklama koşullarının iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla, farklı
molekül ağırlığı ve erime sıcaklıklarına 4 farklı polietilen glikol (PEG) polimeri (PEG 400,PEG
1000,PEG4000, PEG6000) terefitalik asitle esterleştirilerek bir seri poliester polimeri üretildi.
PET polimerine yakın özelliklerin elde edilebilmesi için ayrıca kısa iki asit uçlu kısa PET
polimerleri sentezlendi. Bu polimerlerin zincir sonlarından iki OH uçlu PEG polimerleri ile
etkileştirilmesi sağlandı. 4 farklı PEG (PEG 400,PEG1000,PEG4000, PEG6000) terftalik asitle
etkileştirilerek elde edilen ürünlerin FT-IR ve NMR spektrumları alındı. Her bir ürün için DSC ve
TGA analizleri yapıldı ve GPC leri alındı. Elde edilen ısı depolama özellikli polyester materyal
gıda ambalajlarında uygulandı.
Anahtar Kelimeler: Terafitalik asit, polietilen glikol, katı-katı faz değişimi, enerji depolama,
ısıl analiz
195
P134
YENİ NAFTOKSAZİN TÜREVİ MONOMERLER VE
POLİMERLERİN SENTEZİ, KARAKTERİZASYONU VE TERMAL
ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Tuğba Kaya Deniz, Özdemir Doğan, Erdal Bayramlı
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Kimya Bölümü, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü
[email protected]
Fenolik reçineler termal ve mekanik dayanımlarının yüksek olmasından dolayı yüksek performans
gerektiren özellikle uzay ve havacılıksektöründe oldukça tercih edilmektedir. Fenolik reçinelerle
benzer özellikler gösteren ‘’Benzoksazin’’ reçineleri son dönemlerde oldukça tercih edilir
olmuşlardır. Bu malzemeler fenolik reçinelere göre olgunlaşma esnasında büzüşme
göstermemeleri, düşük nem tutmaları, yüksek camsı geçiş sıcaklığına sahip olmaları ve yapısal
olarak kolay türevlendirilebilirolmaları gibi özellikleri tercih edilmelerinin temel nedenlerindendir.
Benzoksazin yapıları genel olarak birincil amin, fenol ve aldehitin tepkimesi sonucu oluşur. Bu
tepkime aminin aldehite katılmasısonucu ile N,N-dihidroksimetilamin oluşturması ile baslar,
hidroksil grubunun su çıkısıyla halkalaşarak benzoksazin yapısının oluşumuyla tamamlanır.
Benzoksazin monomerleri olgunlaşma esnasında katyonik halka açılımı tepkimesi ile
polimerleşirler. Bu tip tepkimelerde katalizöre ihtiyaç duyulmaması, tepkime esnasında yan ürün
oluşmaması, oluşan reçinenin mekanik ve termal özelliklerinin daha iyi olmasına katkı sağlar. Bu
çalışmada formaldehit, naftalin-2,7-diol, anilin ve p-etinillanilin ile ayrı ayrı tepkimeye tabi
tutularak istnen naftoksazin monomerleri, 2,11-diphenyl-1,2,3,10,11,12-hexahydronaphtho[1,2e:8,7-e']bis([1,3]oxazine) ve 2,11-bis(4-ethynylphenyl)-1,2,3,10,11,12-hexahydronaphtho[1,2e:8,7-e']bis([1,3]oxazine)elde edilmiştir. Sonrasında bu yapıların thermal karakterizasyonu
yapılarak olgunlaşma şartlarıbelirlenmiştir. Olgunlaşan yapıların camsı geçiş ve bozunma
sıcaklıklarının yanı sıra kül verimleri de tayin edilerek, yapısal türevlendirmelerin bu parametrelere
etkisi karşılaştırılmıştır.
Anahtar kelimeler: Benzoksazin polimerleri, camsı geçiş sıcaklığı, reçine, katyonik halka
açılması
196
P135
DOĞAL FURFURAL KULLANILARAK FURFURAL-FENOL
POLİMERLERİNİN ELDESİ VE ASFALT KATKI MADDESİ
OLARAK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Tuğçe Yüce, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek
İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, MALATYA
[email protected]
Günümüzde asfalt kaplamalarındaki en büyük sorun tekerlek izleri, çatlaklar ve nem yüzünden
hasar hassasiyetidir. Nem asfalt yapıştırıcı içerisinde tutunmayı azaltmaktadır. Asfalt yola dökülen
taş parçaları, buz, kar, aşırı yağış gibi birçok sebepten dolayı kısa sürede hasara uğrayabilir. Yola
dökülen benzin de asfaltın çözünmesine ve ana hali olan kararlı haline geçme isteğine yol açarak
kullanılmaz hale getirmektedir. Asfalt üreticileri asfalt ile polimerleri polimer-modifiye asfaltlar ile
karıştırarak geliştirilmiş özelliklere sahip asfaltlar elde etmişlerdir. Geliştirilmiş bu polimer
modifiyeli asfaltların maliyeti neredeyse iki katıdır. Bu sebeple doğal kaynaklı modifiye polimerler
bize yardımcı olmaktadır. Doğal kaynaklar yardımıyla üretilen bu polimerler daha ucuz
malzemelerdir. Bu proje kayısı çekirdeği kabuğundan elde edilen doğal malzeme olan furfural
kullanılarak elde edilecek polimerin asfalt katkı maddesi olarak araştırılmasıdır.Kayısı kabuğunun
asit hidrolizi ile özütlenmesinden elde edilen furfural, fenolik reçine haline getirilip asfalt katkı
maddesi olarak denenmiş ve fizikokimyasal özelliklerinde iyileşmeler olduğu saptanmıştır.
Polimerleşme tepkimesi aşağıdaki gibidir :
Anahtar kelimeler : asfalt / kimyasal modifiye, doğal reaksiyon, furfural
Kaynaklar :
[1] D. Kumari, B. H. Chollar, J. G. Boone and J. A. Zenewitz , Chemical Modification of Asphalt (1992), 91193
197
P136
AŞI POLİMERLEŞMEYLE YÜKSEK YOĞUNLUKLU
POLİETİLENİN YAN ZİNCİR SIVI KRİSTAL POLİMER İLE
GÜÇLENDİRİLMESİ
Uğur Soykan, Behiye Öztürk, Sedat Çetin
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Kimya Bölümü, Bolu–Türkiye, 14280
[email protected]
Bu çalışmada, polimeri mezomorfik özellik gösterdiği bildirilen p-benzofenonoksikarbonilfenil
akrilat (BPOCPA) monomerinin [1] yüksek yoğunluklu polietilen üzerine aşı polimerleşmesi ile aşı
kopolimerler hazırlanması ve elde edilen ürünlerin özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
BPOCPA, p-akriloiloksibenzoil klorürün (ABC) p-hidroksibenzofenon (HBP) ile kondensasyon
tepkimesiyle sentezlendi. Denenen farklı sentez yöntemleri arasında en yüksek verim (%60,5) ABC
ve HBPnin piridin içeren ksilen içerisinde oda sıcaklığında 3 gün karışmasıyla elde edildi.
BPOCPAnın HDPE üzerine aşı kopolimerleşmesi dikümil peroksit (DCP) başlatıcısı kullanılarak
monomerin tepkime ortamındaki farklı derişimlerinde (% 5, 10, 15, 20, 30 ve %40) ve 140°C sabit
tepkime sıcaklığında kütle polimerleşmesiyle çalışıldı. Elde edilen ürünlerde takılma miktarları
ürünlerin sıcak dimetilformamid ile yıkanmasıyla gravimetrik olarak belirlendi. Takılma miktarı
monomer derişiminin artmasıyla arttı ve %30 BPOCPA derişiminde maksimum takılmadan (%
14.2) sonra hızlı bir şekilde azaldı. Aşı ürünlerin ısıl davranışları DSC ile ısıl kararlılıkları ve
bozunma mekanizmaları TG/IR sistemi ile çalışıldı. Bozunmanın genelde yan gurupların
karbondioksit ile fenolik ve vinilik gruplar içeren bileşiklere parçalanmasıyla gerçekleştiği
gözlendi. Aşı ürünlerin mekanik özellikleri oda sıcaklığında çalışıldı. Özellikle gerilim direnci ve
modulus değerlerinde önemli gelişmeler görüldü. Maksimum gerilim direnci ve modulus değeri
26,0 MPa (%38 artma) ve 605 MPa (%67 artma) %9,32 poli(BPOCPA) içeren örnek ile kaydedildi.
Ürünlerin çarpma direnci örneklerde poli(BPOCPA) yüzdesi ile artarak maksimum dirence (52,39
kJm-2) %19,90 poli(BPOCPA) ile ulaştıkran sonra hızlı bir düşüş gösterdi. Ürünlerin gerilim ve
çarpma etkisiyle kırılan yüzeylerinin taramalı elektron mikroskopu ile incelenenmesinde elde
edilen ürünlerin homojen yapı oluşturduğu gözlendi. Düşük poli(BPOCPA) içeren örneklerde
çoğunlukla sünek, yüksek içerikli ürünlerde ise poli(BPOCPA) yüzdesi ile artan kırılgan yapı
gözlendi.
Anahtar Kelimeler: Polietilen, p-benzofenonoksikarbonilfenil akrilat, aşı kopolimerleşme
Kaynaklar
[1] A.V.S. Sainath, A.K. Rao, A.V.R. Reddy, J. Appl. Polym. Sci. 75 (2000) 465-474.
198
P137
KETEN LİFİNE ÇEŞİTLİ YÜZEY MODİFİKASYONLARI
UYGULANMASININ TPU/KETEN EKO-KOMPOZİTLERİN
MEKANİK VE REOLOJİK ÖZELLİKLERİNE ETKİLERİ
Ümit Tayfuna, Mehmet Doğanb, Erdal Bayramlıa, c
a
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü, 06531, ANKARA
b
Erciyes Üniversitesi, Tekstil Mühendisliği Bölümü, 38039, KAYSERİ
c
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06531, ANKARA
[email protected]
Hafif ve ucuz olmasının yanında istenilen mekanik özelliklere sahip olmasından dolayı doğal
liflerin polimer kompozitlerde güçlendirici olarak kullanımında son yıllarda artan bir eğilim
gözlenmektedir [1]. İstenilen özelliklere sahip eko-kompozitlerin hazırlanmasındaki engel, doğal lif
içeriğindeki selülozun yüksek polar yapısı ile polimer matrikslerin karakteristik apolar özelliğinden
kaynaklanan uyumsuzluktur. Bu engeli aşmanın en etkili ve pratik yolu lif yüzeyine kimyasal
modifikasyon uygulanmasıdır [2-4]. Bu çalışmada, kısa keten lifine, Termoplastik Poliüretan
(TPU) elastomeri ile ara yüzey yapışmasını artırmak amacıyla Alkali, Silan, Permanganat, Peroksit
ve İsosiyanat modifikasyonları uygulanmıştır. Yüzey işlemlerinin etkileri FTIR spektroskopi, optik
ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) teknikleri kullanılarak incelenmiştir. Kompozit üretiminde
%46’sı yenilenebilen kaynaktan elde edilen doğa dostu TPU kullanılmıştır. TPU/Keten lifi
kompozitleri, ağırlıkça %30 oranında lif içerecek şekile ekstrüzyon yöntemi ile karıştırıldıktan
sonra enjeksiyonlu kalıplama kullanılarak şekillendirilmiştir. Kompozitlerin mekanik özellikleri,
elastik modülleri, reolojik özellikleri ve morfolojik yapıları, sırasıyla çekme ve Shore A sertlik
testleri, dinamik mekanik analiz (DMA), erime-akış indisi testi (MFI) ve SEM yöntemleri ile
incelenmiştir. Hazırlanan kompozitlere su emme testi de uygulanmıştır ve testten öncesi ve
sonrasında mekanik özellikleri kıyaslanmıştır. Modifikasyon uygulanan keten liflerinin yüzeyleri
incelendiğinde; lif fibrillerinde ayrılma ve yüzey pürüzlüğününde artış gözlenmiştir. Kompozitlere
yapılan testler ışığında, keten lifine uygulanan bütün yüzey işlemleri, işlem uygulanmayan lif
içeren TPU/keten lifi eko-kompozitleri ile karşılaştırıldığında mekanik özelliklerde ve matriks
içinde dağılım oranlarında artış, su emme kapasitelerinde ise azalma gözlenmiştir. Alkali uygulama
sonrası silan ile muamele edilmiş keten lifi içeren kompozitin, en yüksek mekanik dayanım ve
elastik modül yanında, silanın su-sevmeyen yapısından dolayı en düşük su emme kapasitesi
değerine sahip olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Eko-kompozit, Doğal Lif, Termoplastik Poliüretan, Yüzey Modifikasyonu
Kaynaklar
[1] A. Bismarck, A. Baltazar-Y-Jimenez, K. Sarikakis, Development and Sustainability, 8, (2006), 445-463.
[2] S. Kalia, B.S. Kaith, I. Kaur, Polymer Engineering & Science, 49, (2009), 1253-1272.
[3] G. Bogoeva-Gaceva, M. Avella, M. Malinconico, A. Buzarovska, A. Grozdanov, G. Gentile, M.E. Errico,
Polymer Composites, 28 (2007), 98-107.
[4] L. Yan, N. Chouw, K. Jayaraman, Composites Part B: Engineering, 56, (2014), 296-317.
199
P138
YÜZEY MODİFİKASYONLARI UYGULANMIŞ KARBON
NANOTÜP İÇEREN TPU NANO-KOMPOZİTLERİN MEKANİK,
REOLOJİK VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ
Ümit Tayfuna, Yasin Kanburb, Ufuk Abacıc, Hasan Yüksel Güneyc, Erdal Bayramlıa,d
a
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Polimer Bilimi ve Teknolojisi Bölümü, 06531, ANKARA
Karabük Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü, 78050, KARABÜK
c
Kocaeli Üniversitesi, Fizik Bölümü, 41380, KOCAELİ
d
Orta Doğu Teknik Üniversitesi , Kimya Bölümü, 06531, ANKARA
[email protected]
b
Karbon Nanotüpün(CNT), elektriksel iletkenlik özelliğinden dolayı polimer kompozitlerde
kullanımı gerek akademik çalışmalar gerekse endüstride gün geçtikçe artmaktadır. CNT, çok
yüksek boy/çap ve yüzey alanı/hacim oranından dolayı polimerik kompozit içerisinde çok düşük
miktarlarda kullanıldığında elektriksel iletim sağlamaktadır. Nanotüpün yüzeyine, polimerik
matriks ile uyumlu hale getirmek için oksidasyon ve silanlama gibi çeşitli kimyasal
fonksiyonlandırma yöntemleri uygulanmaktadır [1-3]. Termoplastik Poliüretan(TPU), yüksek
aşınma direnci ve kolay işlenme özellikleri sayesinde spor giyimden otomotive kadar bir çok
üründe kullanım alanı bulmuş bir elastomerdir [4]. Bu çalışmada, CNT yüzeyine nitrik asit
oksidasyonu ve sonrasında silanlama işlemleri uygulanmıştır. Yüzey modifikasyonları, FTIR
spektroskopi ve XPS teknikleri kullanılarak incelenmiştir. TPU/CNT nano-kompozitleri, ağırlıkça
% 0.5, 1, 1.5 ve 2 oranlarında ekstrüzyon yöntemi ile karıştırıldıktan sonra enjeksiyonlu kalıplama
kullanılarak şekillendirilmiştir. Kompozitlerin mekanik dayanımları, ısısal özellikleri, reolojik
özellikleri ve morfolojik yapıları, sırasıyla çekme ve sertlik testleri, diferansiyel taramalı
kalorimetre (DSC), erime-akış indisi testi (MFI) ve taramalı elektron mikroskobu (SEM)
yöntemleri ile incelenmiştir. Nanotüpe uygulanan yüzey işlemlerinin, fonksiyonlandırılmayan
nanotüple karşılaştırıldığında TPU matriksi içinde yüksek oranda dağılım göstererek kompozitlerin
mekanik dayanımını artırdığı gözlenmiştir. TPU/Nanotüp nano-kompozitlerinin dielektrik
özellikleri, frekans ve sıcaklığın fonksiyonu olarak LCR Metre kullanılarak 500Hz-1MHz frekans
aralığı ve 80K-400K sıcaklık aralığında analiz edilmiştir. Dielektrik ölçümlerde elde edilen
sonuçlara göre, dielektrik sabitinin yüzeyi fonksiyonlandırılmış nanotüp içeren kompozitlerde
beklenen davranışı sergilediği, dielektrik kayıp faktörü ve ac-iletkenlik gibi özelliklerin ise nanotüp
oranı ve modifikasyonuna göre farklılık gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Karbon Nanotüp, Termoplastik Poliüretan, Yüzey Fonksiyonlama, Elektriksel
İletkenlik, Nano-kompozit
Kaynaklar
[1] R. Zhang, A. Dowden, H. Deng, M. Baxendale, T. Peijs, Composites Science and Technology, 69, (2009),
1499-1504.
[2] A. Barick, D.K.T.,. Materials Science and Engineering B, 176, (2011), 1435-1447.
[3] F. Aviles, Express Polymer Letters, 5, (2011), 766-776.
[4] J. Markarian, Plastics Additives & Compounding, 10, (2008), 38-43.
200
P139
BİYO-BOZUNUR POLİETİLEN MALZEMELER ÜZERİNE BİR
ÇALIŞMA
Yasemin Durmuşa, Hülya Akdenizc ve Teoman Tinçera,b
Polimer Bilim ve Teknolojisi Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye;
b
Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 06800, Türkiye
c
Çev-R Teknolojileri Ltd.Şti Ankara
[email protected]
a
Plastiklerin üretimi ve tüketimi gün geçtikte katlanarak artmaktadır. Poliolefinler iyi fiziksel ve
kimyasal özellikleri ve düşük maliyetli üretimlerinden dolayı en yaygın kullanılan olmuşlardır.
Polietilen (PE), çeşitliliği (alçak, orta, yüksek yoğunluk ve benzeri), kolay işlenebilirliği, yeterli
mekanik gücü, kimyasal kararlılığı, uygun ısıl özelliği, ışık geçirgenliği nedeniyle ambalaj
sanayinde ilk tercih nedenidir. Polietilen günümüzde ticari plastik ürün pazarının yaklaşık %60’tır.
Üretilen ve tüketilen gündelik- tek kullanımlık poşet, ambalaj, şişe, kap, kutu benzeri malzemeler
konusunda vazgeçilmezdir. Bunun birinci nedeni hijyenik koşulları sağlaması, insan ve çevre
sağlığına bir etkisinin olmamasıdır.
Ancak yüksek miktarda üretim ve tüketim çöp dağlarınında hızla artmasına nedendir. Güneş
ışığının bol ve güçlü olduğu yerlerde (örneğin Türkiye) PE ışıkta hızla bozunmakta ve
parçalanmakta ve doğaya karışabilmektedir. Bu bozunma hızı ve doğaya karışma, çöp olarak birbiri
üstüne gömülme ve sonunda üstünün örtülmesiyle durmakta ve PE atığın ömrü toprak altında
asırlara uzanmaktadır. Bu nedenle PE ürünün düşük bozunurluk özelliklerinden dolayı önemli
derecede kirliliğe neden olması kaçınılmazdır. Özellikle yurdumuzda PE poşet tüketiminin çok
yüksek olması sorundur. PE atıklarının kompost (toprak altında bozunma ve faydalı bir ürüne
dönüşmesi) olması zaman gerektirmektedir. Ayrıca bu düşük kütleli atık ürünlerin farklı geri
dönüşümü de ekonomik olarak pek avantajlı değildir.
Hedef bu tür malzemelere biyo-bozunurluk özelliği kazandırmak, böylece bu ürünlerin kirliliğini
azaltmak kalıcı ve gerekli bir çözüm olabilir. Biyo-bozunur ürünleri iki gruba ayırabiliriz; İlk grup
doğal biyo-bozunurluk özelliğe sahip polimerlerdir. Bu polimerler hidroliz, fotoliz, piroliz veya
bakteriyal etkiler gibi fiziksel ve/veya kimyasal süreçlerin sonucunda parçalanıp doğaya karışırlar.
İkinci grup ise, pro-oksidant (ya da prodegradant) katkı maddesi ile biyo-bozunurluk özellik
kazanan polimerlerdir. Bu polimerler, içerikleri sayesinde mikroorganizmalar tarafından UV-ışını
ve ısı yardımıyla kolayca ayrıştırılırlar. Pro-oksidant katkılar polimerlerin içine genel olarak %1-5
kütle oranlarıyla koyulabilirler. PE doymuş ve fonksiyonel grupsuz polimer zincirinden dolayı
biyo-bozunurluğa karşı oldukça dirençlidir. PE’e eklenecek pro-oxidant katkı maddesi ışığın ve
sıcaklığın etkisiyle PE’e biyo-bozunur özellik kazandırır. Ayrıca biyo-bozunur polimerlerden elde
edilen Kompost (=gübre) ekolojik bir üründür. Bizim çalışmamızın amacı, geçmiş çalışmaları
temel alarak, biyo-bozunur polimerlerin özelliklerinin tanımı–karakterizasyonu ve bu ilk aşamada
PE deki değişimleri takip etmektir.
Kaynaklar
[1] Chiellini, E., Corti, A., Antone, S. D., & Baciu, R. Polymer Degradation and Stability, 91, 2739-2747,
2006
[2] Klein, J. M., Ramos, G. R., Grisa, A. M. C., Brandalise, R. N., & Zeni, M. Progress in Rubber, Plastics
and Recycling Technology,29(1), 39-54, 2013
[3] Oldak, D., Kaczmarek, H., Buffeteau, T., & Sourisseau, C. (2005). Journal of Materials Science, 40,
4189-4198, 2005
[4] Telmo, F. M. O. , Emilene, D. , Maria, M. C. F. , Rodrigo, J. S. J. , Fatima , M. B., & Camargo, F.
Polymer Degradation and Stability,94, 965-970, 2009 .
201
P140
POLİPROPİLENDEN ÜRETİLMİŞ PLASTİK PARÇALARIN GERİ
DÖNÜŞÜMLERİNİN SAĞLANARAK TEKRAR
KULLANILABİLİRLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Yasemin Gündoğdu Ceylan, Gülşah Arslan
B-PLAS Bursa Plastik, Metal, İnşaat, Enerji, Madencilik, Jeotermal Turizm ve Tarım San. ve Tic.
A.Ş., Ar-Ge Merkezi, Teknoloji Geliştirme Bölümü, BURSA
[email protected]
Polipropilen (PP) kolay kalıplanabilirliği, iyi darbe dayanımı ve kimyasal direnci, tasarım kolaylığı,
hafif ve ucuz olması gibi avantajlı özellikleri açısından otomotiv sektöründe özellikle tampon,
torpido, kapı paneli gibi büyük parçaların üretiminde en fazla kullanılan plastik malzemedir.
PP’den üretilen ve çeşitli sebeplerle kullanılamayacak durumda olan ürünlerin çevreyi koruma ve
ekonomik kazanım sağlama amaçlarıyla geri dönüşümlerinin sağlanarak tekrar kullanılmaları
oldukça önem taşımaktadır. Firmamız şu ana kadar yaptığı çalışmalarda farklı görsel olmayan
parçalarda kullanılabilen geri dönüşümlü PP hammaddeler geliştirmiştir. Bu projede, PP
malzemelerin geri dönüşümlerinin sağlanarak görsel bir parçada kullanılabilmesi hedeflenmiştir.
Projenin başarıyla tamamlanması sonucunda hem özellikle ELV 2000/53/EC direktifine
uyumluluğun sağlanmasında önemli bir adım atılmış olacak hem de yurtdışından ithal edilen
orijinal hammadde miktarı azaltılarak ekonomik kazanım sağlanmış olacaktır.
Bu hedefler doğrultusunda, PP’den üretilmiş ürünlere gereken işlemler uygulanacak, uygun katkı
maddeleri farklı oranlarda kullanılarak formülasyon geliştirme çalışmaları yürütülecektir.
Formülasyon geliştirme çalışmalarında özellikle geri dönüşümlü parçanın görsel bir parçada
kullanılabilmesi, boyanabilme özelliği ve istenen özellikleri sağlayabilmesi en büyük başarı
kriterleridir. Hammadde ve ürünlere yapılacak test ve analiz sonuçlarına göre enjeksiyon ve
boyahane proseslerinde gösterdikleri performanslar incelendikten sonra optimum formülasyon
belirlenecektir.
Anahtar kelimeler: polipropilen (PP), plastiklerin geri dönüşümü, ELV 2000/53/EC direktifi,
çarpma dayanımı artırıcılar
Kaynaklar
[1] P. Bracher, L.T. HØydal, E.L. Hinrichsen, F. Melum. Waste Management, 28, (2008), 2459-2464.
[2] M.P. Luda, G. Ragosta, P. Musto, A. Pollicino, G. Camino, A. Recca, V. Nepote. Macromol. Mater.
Eng., 287, (2002), 404-411.
[3] N. Bahlouli, D. Pessey, C. Raveyre, J. Guillet, S. Ahzi, A. Dahoun, J.M. Hiver. Materials and Design, 33,
(2012), 451-458.
202
P141
YONCADAN ELDE EDİLEN FORMONONETİN VE
GENSİTEİN KULLANILARAK ANTİBAKTERİYEL PVC
FİLMLERİN HAZIRLANMASI
Yeliz Özsoylu, Turgay Seçkin, Ahmet Gültek, Emre Birhanlı
İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, MALATYA
[email protected]
Çalışma konumuz olan yoncanın insanlar ve hayvanlar için büyük önem taşımaktadır. Bu bitki
hayvan sağlığı ve beslenmesinde önemli bir yere sahip olup insan sağlığı açısından da bazı türlerin
antidiyabetik, antioksidant, anti-inflamatuar özelliklerine sahiptir.
Bu çalışmanın amacı yonca
kullanılarak
izoflavonların
özütlenmesi ve ayrıştırıldıktan
sonra PVC filmler üzerinde
kullanılarak antibakteriyel yüzey
elde edilmesidir.
Çalışma kapsamında doğadan toplanan yoncalar sınıflandırılmış ve özütlenmek üzere Soxhlet
düzeneğine alınmıştır. Elde edilen özüt kromotagrafik tekniklerle ayrıştırıldıktan sonra yapısı özel
işlemlerle işlevselleştirilen PVC üzerine kovalent olarak modifiye edilmiştir.
Elde edilen filmlerin antibakteriyel özellikleri Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa,
Staphylococcus aureus ve Bacillus subtilis ‘ a karşı test edilmiştir. Elde edilen sonuçlardan film
yüzeyinin antibakteriyel özellik taşıdığı anlaşılmıştır.
Anahtar kelime: yonca, PVC, izoflavon, gensitein, formononetin
Kaynaklar:
[1]Bradbuy R.B.,Wjite D.E., , Journal of the Chemical Society, 761, (1965), 13
203
P142
1,4-BÜTANDİOL DİMETAKRİLAT ile ÇAPRAZ BAĞLANMIŞ
AKRİLAMİD/ÇİNKO AKRİLAT HİDROJELLERİNİN
SU SOĞURUM ÖZELLİKLERİ
Zehra Deniz Kasim, Berna Aydın, Semiha Kundakçı, Ömer Barış Üzüm, Erdener Karadağ
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 09010 AYDIN
[email protected]
Üç boyutlu ağ yapıları ve sahip oldukları hidrofilik gruplar nedeniyle, su tutma yeteneğine sahip
polimerik sistemler “hidrojel” olarak adlandırılır. Hidrojeller yüksek oranda suyu soğurabilen ve
bünyesinde tutabilen polimerik ağ yapılardır.Hidrojeller; pH, iyonik şiddet, sıcaklık, elektrik alan
gibi dış etkenlere duyarlı davranarak hacimsel bir faz değişimine uğrarlar. Hidrojeller, bu
özellikleri nedeniyle çeşitli endüstriyel uygulamalar için oldukça önemli malzemelerdir. Hidrojeller
nötral ya da iyonik olabileceği gibi iç içe geçmiş ağ yapılı polimerler şeklinde de
olabilirler.Hidrojeller ile ilgili çalışmalar sadece polimer kimyası açısından değil, diğer kullanım
alanları olan nanoteknoloji, eczacılık, yiyecek endüstrisi, biyokimya, biyotıp ve medikal bilimler
gibi alanlar için de oldukça önemlidir. Bu çalışmada, çinko akrilat (ZnA) yardımcı monomeri
kullanılarak akrilamid (AAm) esaslı çapraz bağlı akrilamid/çinko akrilat (AAm/ZnA) kopolimerleri
üretilerek şişme karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir.
Çapraz bağlanmayı sağlamak üzere 1,4-bütandiol dimetakrilat gibi bir çapraz bağlayıcı
kullanılarak, radikalik bir başlatıcı ve bir hızlandırıcı varlığında serbest radikalik katılma
polimerleşmesi ile AAm/ZnA hidrojelleri çözelti ortamında üretilmişlerdir.Üretimleri
gerçekleştirilen örneklere 25oC’da suda dinamik şişme testleri uygulanarak şişme
karakterizasyonları yapılmıştır. Şişme karakterizasyonu için yüzde denge şişme, denge su içeriği,
difüzyon üsteli,difüzyon sabiti ve difüzyon katsayısı gibi parametreler hesaplanmıştır. AAm/ZnA
kopolimerleri %1890 - %10670 arasında değişendenge yüzde değerleri göstermiştir. Hesaplanan
denge su içeriği değerleri de ZnA oranının artışına paralel artış göstermektedir. AAm/ZnA
hidrojelleri, yüksek oranda su soğurabilme yeteneklerinden dolayı “su soğurucu” olarak
kullanılabilirler. Çalışma sonunda elde edilen AAm/ZnA hidrojellerinin istenmeyen ortamlardan
suyun uzaklaştırılmasında ve su taşıyıcı malzemeler olarak tarım ve benzeri bazı alanlarda
kullanılabileceği ileri sürülebilir.
Anahtar Kelimeler: Hidrojel, şişme, difüzyon, akrilamid, çinko akrilat
Kaynaklar
[1]. E.S. Dragan. ChemicalEngineeringJournal243 (2014), 572–590.
[2]. S. Kundakcı., E. Karadağ. Polymer Bulletin71 (2014), 351-370.
[3]. V. V. Panic., S. J. Velickovic. Separation&PurificationTechnology12, (2014) 384–394.
[4]. E. S. Dragan, M. M. Perju, M. V. Dinu, Carbohydrate Polymers88 (2012)270-281.
[5]. C.S. Patrickios, Macromolecular Symposia291-292 (2010) 1-11.
[6]. S. Kundakcı, Ö.B. Üzüm, E. Karadağ, Reactive & Functional Polymers68 (2008) 458-473.
204
P143
UYARIYA DUYARLI ALJİNAT-AŞI-POLİ (N,NDİETİLAKRİLAMİD) KOPOLİMERLERİN SENTEZLENMESİ VE
YAPILARININ AYDINLATILMASI
Zeynep Altınışık, Nuran Işıklan
Kırıkkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yahşihan/Kırıkkale
[email protected]
Fiziksel veya kimyasal uyarılara, özelliklerinde meydana gelen değişiklerle tersinir olarak cevap
verebilen polimerler, uyarıya duyarlı polimerler olarak tanınırlar. Uyarıya duyarlı polimerler, çeşitli
kaynaklarda akıllı (intelligent ya da smart), çevreye duyarlı (environmentally sensitive), uyarıya
duyarlı (stimuli sensitive ya da responsive) polimerler olarak da adlandırılmaktadır [1]. Çevreye
duyarlı veya uyarıya duyarlı olarak adlandırılan akıllı polimerler; sıcaklık, pH, çözücü özelliği,
basınç, iyonik şiddet gibi fiziksel ve kimyasal değişimlere, kritik bir noktaya erişilinceye kadar,
makroskopik düzeyde, çökelme, faz değişimi veya reaksiyon, geçirgenlik hızında değişimler
şeklinde yanıt veren polimerlerdir [2]. Bu özelliklerinden dolayı uyarıya duyarlı polimerler, ilaç
salım sistemlerinde, doku mühendisliğinde ve sensör sistemlerinde kullanabilmektedirler. Bu
polimerlerden özellikle pH ve sıcaklığa duyarlı olanları son yıllarda oldukça yoğun çalışılmaktadır
[3]. Çalışmada, pH’ya duyarlı bir polimer olan sodyum aljinata (NaAlg), sıcaklığa duyarlı
poli(N,N-dietilakrilamid) birimleri aşılanarak pH ve sıcaklığa duyarlı kopolimerlerin sentezlenmesi
ve yapılarının aydınlatılması hedeflenmiştir. Bu amaçla, başlatıcı olarak amonyum persülfat ve
hızlandırıcı olarak N,N,N’,N’-tetrametiletilendiamin (TEMED) kullanılarak sulu fazda (N,Ndietilakrilamid) ile sodyum aljinatın aşı kopolimerleri mikrodalga fırında sentezlenmiştir. Aşı
verimleri, çalışma sıcaklığının 25°C’dan 40°C’a çıkarılmasıyla, % 48,28’den % 58,96’ya artmıştır.
Sodyum aljinat-aşı-poli(N,N-dietilakrilamid) kopolimerin yapıları ATR-FTIR, Raman, 1H-NMR,
13
C-NMR, DSC ve TGA analizleri ile aydınlatılmıştır. Termal analiz sonuçlarından sentezlenen
kopolimerin üç basamaklı bozunma davranışı gösterdiği ve NaAlg’a göre termal dayanımının
yüksek olduğu tespit edilmiştir. DSC termogramlarından ise Tg değerlerinin aşı yüzdesi ile azaldığı
bulunmuştur. Tg değeri NaAlg için 115,85°C gözlenirken, % 58,96 aşı verimli kopolimer için
101,18°C olarak bulunmuştur.
Anahtar kelimeler: Sodyum Aljinat, poli(N,N-dietilakrilamid), uyarıya duyarlı polimerler,
Bu çalışma TÜBİTAK 113Z271 nolu proje ile desteklenmiştir.
Kaynaklar
[1] A. Chan, R.P. Orme, R.A. Fricker, P. Roach. Advanced Drug Delivery Reviews, 65, (2013), 497-514.
[2] A. Kumar, A. Srivastava, I.Y. Galaev, B. Mattiasson, Progress In Polymer Science, 32, (2007), 12051237.
[3] T.-M. Don, H.-R.Chen. Carbohydrate Polymers, 61, (2005), 334-347.
205
P144
3
POLİAKRİLAMİT-KİTOSAN-HİDROKSİAPATİT KOMPOZİTİNİN
ŞİŞME ÖZELLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI
Zeynep Mine Şenola, Ulvi Ulusoyb
Kafkas Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 36100-KARS
b
Cumhuriyet Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 58140-SİVAS
[email protected]
a
Hidrojeller endüstrideki yaygın uygulama alanları nedeniyle gittikçe artan üretiminde, ilaç, tarım,
gıda endüstrilerinde ve biyoteknoloji alanlarında kullanılmaktadırlar [1]. Zayıf mekanik özellikleri
hidrojellerin kullanım alanlarını sınırlayan en önemli etkendir. Hidrojellerin zayıf olan mekanik
özelliklerinin geliştirilmesi için, pek çok araştırmacı tarafından kil, zeolit, apatit gibi minerallerin
hidrojel sentezinde kullanımı denenmiş ve polimerik kompozitler sentezlenmiştir [1, 2, 3,4]. Şişme
davranışı gösteren polimerik kompozitlerin karakterizasyonunda şişme özelliklerinin, su
adsorpsiyon kinetiğinin incelenmesi, difüzyon türü ve mekanizmasının aydınlatılması önemlidir.
Bu çalışmada çapraz bağlı ağ yapılı, yüksek su tutma kapasiteli ve asal (inert) özellik gösteren
(PAAm)
hidrojeliyle
poliakrilamit-kitosan-hidroksiapatit
(PAAm-Ch-Hap)
kompoziti
sentezlenmiştir. Sentezlenen PAAm-Ch-Hap’ın saf su ve KNO3 ortamlarındaki şişme özellikleri,
adsorpsiyon kinetiği ve difüzyon türü araştırılmıştır. Ch, Hap, PAAm ve bunların olası
kombinasyonlardaki kompozitleri için su tutma kapasiteleri (Sdenge), % Şişme ve % Denge su
içerikleri (%SDSİ) kıyaslaması yapılmış, PAAm-Ch-Hap yapısının en yüksek su ilgisine sahip
olduğunu bulunmuştur. PAAm-Ch-Hap’ın şişme kinetiği ile ilgili sonuçlar sözde ikinci derece
modele uyumu göstermiştir. Weber-Morris parçacık içerisine difüzyon modeline uyumu ise
grafiklerin iki doğrusal bileşene ayrılarak incelenebileceğini göstermiş, birinci kısmın orijinden
geçen bir doğru vermesi ve eğiminin ikinci kısım eğiminden çok büyük olması şişme sürecinde
taşınım/difüzyon sürecinin parçacık içerisine difüzyon sürecinden çok daha baskın olduğunu
göstermiştir. Difüzyon türü ile ilgili sonuçlar ise difüzyonun Fick tipi olduğunu göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Poliakrilamit, kitosan, hidroksiapatit, kompozit, şişme.
Kaynaklar
[1] M. Dalaran, S. Emik, G. Güçlü, T.B. İyim, S. Özgümüş. Polymer Bulletin, 63, (2009), 159-171.
[2] U. Ulusoy ve S. Şimşek. Journal of Hazardous Material, 127, (2005). 163-171.
[3] D. Baybas ve U. Ulusoy. Journal of Solid State Chemistry, 194, (2012), 1-8.
[4] U. Ulusoy ve R. Akkaya, Journal of Hazardous Materials, 163, (2009), 98-108.
206
İNDEKS
A. Alper Öncül
50, 75
A. Levent Demirel
7, 25
A. Tekinyerli
60, 176
A. Yasemin Öztop
52, 90
Abdullah Çalışkan
54, 119
Abdullah Sayılgan
49, 63
Adem Önal
ii, 53, 103
Adem Zengin
9, 42, 52, 165
Ahmet Erdem
49, 64
Ahmet Gültek
49, 51, 62, 65, 89, 187, 203
Ahmet Karadağ
ii, 6,11
Ahmet M. Önal
iv, 7, 10, 23, 46, 60, 178
Ahmet Özer
56, 137
Ahmet Özgür Saf
49, 66
Ahmet Sarı
ii, 6, 13, 16, 50, 51, 73, 81, 85
Ahmet Üner
67, 49
Akın Akdağ
58, 161
Alexey A. Zezin
6, 15
Ali Çırpan
1, 4, 49, 51, 58, 82, 155, 156
Ali Delibaş
49, 68, 69
Ali Eren Atıcı
6, 12
Allan S. Hoffman
8, 35
Alper Biçer
6, 13, 16, 50, 51, 73, 81, 85
207
Amir Sepehrianazar
Asad Geybi
6, 14, 49, 70
6, 14
Atilla Cihaner
7, 17
Aycan Günay
50, 75
Ayfer Yıldırım
49, 71
Aysel Demirci
49, 72
Ayşe Altıntaş
iii, 6, 7, 13, 16, 26, 50, 51, 73, 81, 85, 86, 87
Ayşe Aytaç
50, 53, 55, 56, 60, 74, 10, 132, 136, 180
Ayşe Bakar Atıcı
6, 8, 15, 35
Ayşegül Şenocak
iii, 6, 21
Ayşegül Uygun Öksüz
iv, 57, 150
Banu Avcıoğlu Dündar
50, 79
Banu Hasgül
52,60, 92, 177
Bassem Sabagh
1
Başak Şanlı
56, 135
Behiye Öztürk
62, 198
Bekir Sarı
7, 8, 9, 24, 29, 37
Belkıs Bilgin Eran
7, 22, 54, 117
Belma Işık
51, 83
Berk Kazancı
50, 77
Berna Aydın
62, 204
Betül Karataş
10, 47, 49, 72
Betül Taşdelen
50, 76
Beyza Beyhan
50, 55, 77, 127
Buket Bezgin Carbas
60, 178
208
Burcu Sarı
50, 78
Burçin Altan
50, 79
Büşra Aksoy
50, 80
Cahit Bilgin
iii, 6, 13,16, 50, 51, 73, 81, 85
Canan Onaç
57, 149
Canel Sinmez
59, 175
Caner Güngör
55, 127
Cansel Temiz
51, 82
Cansel Tuncer
7, 21
Cavit Uyanık
52, 93, 94
Cemil Alkan
ii, iv, 6, 7, 13, 16, 26, 27, 50, 51, 58, 59, 61, 73, 81, 85,
86, 87, 158, 172, 173, 195
Cengiz Dündar
55, 127
Cengiz Soykan
iv
Cengiz Uzun
51, 83
Cenk Özşanlı
49, 65
Cevdet Kaynak
50, 78
Cumhur Kırılmış
52, 96
Çağatay Berkan Yalçın
51, 84
Çınar Kızıl
iii, 6, 13, 16, 50, 51, 73, 81, 85
Çiğdem Çakırlar
60, 186
Değer Şen
54, 111
Demirhan Çıtak
iii
Deniz Doğan
59, 171
Derya Davarci
52, 94
Derya Kahraman Döğüşcü
iii, 6, 13, 16, 50, 51, 58, 59, 73, 81, 85, 86, 87, 158, 173
209
Dhana Lakshmi
8, 30
Didem Balun Kayan
56, 141
Didem Ucan
51, 88
Dilek Aykız
51, 89
Dilek Cimen
52, 61, 95, 191
Dilek Odacı Demirkol
9, 40, 56, 140
Dilek Şolpan
iv, 55, 131
Dursun Saraydın
iv, 52, 55, 90, 123
E. Kumbiloğlu
60, 176
Ebru Aktaş
53, 103
Eda Bayar
49, 65
Efkan Çatıker
61, 189, 190
Elena V. Piletska
8, 30
Elif Köksal
52, 91
Elif Partal
9, 44
Emine Erdem
ii
Emine Gül Cansu-Ergün
7, 17
Emine Süra Kazmaz
52, 60, 98, 185
Emre Birhanlı
62, 203
Emre Çelikkol
7, 18
Enver Er
59, 167
Erdal Bayramlı
61, 62, 196, 199, 200
Erdem C. Uluışık
60, 83
Erdener Karadağ
iv, 52, 53, 54, 58, 60, 62, 92, 105, 122, 177, 204
Erdinç Doğancı
49, 52, 56, 60, 67, 93, 94, 142, 186
210
Erhan Pişkin
iv, 8, 32
Erol Sancaktar
8, 34
Esma Danış
60, 85
Esma Kılıcer
52, 95
Esra Barım
52, 96
Esra Eren
79, 72
Esra Koç
ii
Esra Özdemir
52, 97
Eyüp Özdemir
iv
Faruk Yılmaz
49, 52, 56, 60, 67, 93, 94, 142, 186
Fatih Biryan
52, 99, 100
Fatma Gedikli
ii
Fatma Gül Yeşilbayrak
53, 101
Fatma Kurşun
9, 19
Fatma Taşkoparan
54, 118
Fatma Yemişci
53, 102
Ferda Eser
iii, 53, 103
Fethiye Göde
52, 91
Feyza Kıraç
7, 20
Filiz Karagöz
51, 83
Frieder Jaekle
58, 159
Fulya Ekiz Kanik
51, 88
Funda Çıtak
53, 104
Furkan Akyıldız
55, 123
Gamze Karslı Yılmaz
9, 38, 50, 53, 60, 74, 102, 180
211
Gizem Ergen
9, 44
Gökhan Koçak
7, 21, 58, 154
Gökhan Solmaz
7, 21
Gözde Çetin
53, 105
Gülay Zengin
56, 58, 137, 160
Gülben Torğut
53, 54, 106, 107, 112
Gülden Erol
59, 170, 171, 172
Gülen Oytun Akalın
53, 108
Gülşah Arslan
53, 62, 109, 202
Gülşah Ozan Aydın
53, 110
Gülşen Aksin
58, 160
Güralp Özkoç
iv, 1, 5, 8, 28, 56, 61, 134, 135, 187
Gürcan Koman
50, 75
Gürkan Atınç Yılmaz
54, 11
Güzin Pıhtılı
53, 54, 106, 112, 113
H. Esra Oğuztürk
7, 23
H. Nursevin Öztop
55, 123
H.Korkmaz Alpoğuz
57, 149
Hacer Kazan
54, 114
Hacı Ökkeş Demir
53, 54, 101, 115
Hale Ocak
7, 22, 54, 117
Halil İbrahim Ünal
iv, 8, 33, 54, 58, 118, 119, 159
Halime Paksoy
50, 55, 77, 127
Haluk Aydın
54, 121
Hande Ekren
54, 116
212
Hande Hayrabolulu
59, 165
Hanım Birgül
59, 168
Harun Nezih Türkçü
7, 22, 54, 117
Hasan Yüksel Güney
62, 200
Haşim Yılmaz
ii, iv, 54, 118, 119
Hatice Kaplan Can
60, 183
Hatice Karaer
54, 120, 121
Hatice Ödemiş
54, 122
Hayal Bülbül Sönmez
9, 39, 53, 55, 59, 110, 124, 166
Hayati Sarı
ii
Hayrettin Gezegen
iii
Hayriye Korkmaz
56, 137
Hülya Akdeniz
62, 201
Hülya Kül Özen
56, 140
Hümeyra Şirin
8, 28
Hüseyin Akbaş
iii
Hüseyin Akşit
iii
Hüseyin Çiçek
58, 154
Hüseyin Esen
49, 63
Hüseyin Kara
56, 135
Hüseyin Zengin
56, 58, 137, 160
Hüsnü Yıldırım Erbil
iv
Hüsniye Melike Kayabaş
7, 24
İ. Ersin Serhatlı
iv
İdris Çakmak
61, 192, 193
213
İlhan Canpolat
50, 75
İlker Yatı
55, 59, 124, 166
İmren Özcan
55, 125, 126
İrem Erel Goktepe
7, 25
İsa Gökçe
ii
İsmail Bayraktar
58, 157
İsmet Kaya
1, 2, 54, 55, 120, 121, 128
Jale Filiz
56, 135
Jale Hacaloğlu
52, 97
Kadir Demirelli
52, 53, 54, 99, 100, 106, 107, 112, 113
Kadriye Özlem Saygı
iii
Kal Karim
8, 30
Kasım Aksoy
7, 8, 26, 27
Kemal Cellat
50, 55, 77, 127
Kevser Temizkan
2, 55, 128
Kıvanç Akkaş
58, 161
Kübra Şerife Yüksel
55, 129
Levent Önal
55, 130
Levent Toppare
51, 82, 88
M. Fatih Ergüney
9, 36
M.Büyükçolak
60, 176
Mahfuz Elmastaş
ii
Maryem Adalet
49, 70
Masoomeh Mehrnia
55, 131
Matin Yazdani Kohneshahri
51, 83
214
Mehlika Özdemir Alp
55, 56, 132, 136
Mehlika Pulat
ii, 53, 108
Mehmet Atilla Taşdelen
9, 36
Mehmet Balcan
iv
Mehmet Coşkun
60, 179, 181, 182
Mehmet Çopuroğlu
55, 129
Mehmet Doğan
56, 62, 133, 199
Mehmet Hançer
51, 84
Mehmet Karakuş
9, 40, 57, 143
Mehmet Kodal
8, 28, 56, 134, 135
Mehmet Özdemir
55, 56, 132, 136
Mehmet Saçak
iv
Mehtap Demir
56, 137
Melek Bulut
56, 138
Melek Tezcan
58, 154
Meliha Burcu Gürdere
ii
Melike Çağlayan
8, 29
Melike Ekizoğlu
9, 45
Meltem Çelik
56, 139
Meral Karakışla Şahin
ii
Meral Özalp
9, 45
Merve Güzel
56, 140
Merve İlhan
56, 141
Merve Özçalıcı
9, 43, 44
Meryem Öztürk
49, 68, 69
215
Meshude Akbulut Söylemez
8, 30
Mesut Görür
52, 56, 93, 142
Metin Ak
9, 40, 56, 57, 140, 143
Metin H. Acar
iv
Metin Tülü
7, 22, 54, 117
Michael J. Whitcombe
8, 30
Mithat Çelebi
57, 144
Mohammadreza Ghaffarlou
57, 145
Mohammed Al-Jumaili
7, 17
Murat Aslan
52, 90
Murat Barsbay
9, 41, 57, 146
Murat Müdüroğlu
51, 84
Murat Şen
iv, 55, 59, 129, 165
Murat Torun
55, 59, 131, 165
Murat Ünal
55, 127
Mustafa Ceylan
iv
Mustafa Değirmenci
iv, 52, 57, 96, 147
Mustafa Ersöz
iv
Mustafa Şahin
ii
Muzaffer Can
59, 169, 170, 171
Müslüm Duğrun
53, 110
Müşerref Önal
56, 139
Naime Akbasoglu Unlu
49, 51, 58, 66, 82, 155
Nasrettin Genli
57, 147
Nazim Bektaş′i
8, 31
216
Necdet Seventekin
57, 148
Nefise Ayhan
57, 149
Nermin Orakdogen
61, 194
Neslihan Nohut Maşlakcı
57, 150
Nesrin Hasırcı
iv
Nesrin Okumuş Korkmaz
6, 11
Nihal Eser
56, 139
Nilay Akkuş Taş
59, 170
Nilay Demirkol Karahan
53, 108
Numan Eczacıoğlu
57, 151
Nur Benan Koçak
57, 152
Nuran Işıklan
7, 19, 54, 57, 61, 62, 114, 152, 188, 205
Nurettin Şahiner
52, 90
Nurettin Yaylı
1
Nusret Genç
iii
Oğuz Okay
iv
Okan Karahan
55, 127
Olgun Güven
iv, 6, 7, 8, 9, 12, 15, 20, 30, 35, 41, 45, 57, 145, 146
Onur Balkan
57, 153
Onur Çetinkaya
58, 154
Osman Keskin
49, 67
Osman Nuri Aslan
iii
Oya Bal
55, 131
Ozan Erlik
58, 155
Ozge Azeri
58, 156
217
Ömer Barış Üzüm
53, 54, 58, 60, 62, 105, 116, 157, 177, 204
Ömer Faruk Ensari
58, 158
Ömer Işıldak
ii
Ömer Yunus Gümüş
58, 159
Özdemir Doğan
61, 196
Özer Kartal
58, 160
Özgür Doğan Uluözlü
iii
Özkan Şen
iii
Özlem Eğri
ii, 8, 32
Özlem Erol
8, 33
Perihan Öztürk
58, 161
Perihan Yılmaz
58, 162
Petya K. Ivanova-Mitseva
8, 30
Pınar Akkaş Kavaklı
6, 12
Pınar Demir
58, 59, 163, 164
Pınar Taşkın
59, 165
Rabia Tokatlı
9, 44
Rahim Dönmez
59, 166
Ramazan Coşkun
59, 167, 168
Ramazan Erenler
ii
Recep Taş
iii, 59, 169, 170, 171
Ruhan Altun Anayurt
iii, 59, 172
Rukiye Ayrancı
56, 57, 140, 143
Saadet Doğu
7, 18
Said Ateş
iii, 59, 173
218
Sait Eren San
60, 186
Satılmış Basan
iv, 8, 34, 59, 174, 175
Sedat Çetin
62, 198
Seha Tirkeş
7, 23
Selda Sezer
49, 65
Selin Portakal
56, 134
Sema Vural
51, 89
Semiha Duygu Sütekin
8, 35
Semiha Kundakcı
53, 58, 60, 62, 105, 157, 177, 204
Sennur Alay Aksoy
59, 172
Serap Eken
10, 46, 60, 178
Serap Özay
9, 36
Sergey A. Piletsky
8, 30
Serife O. Hacioglu
51, 55, 58, 82, 156
Serpil Eşsiz
7, 9, 24, 37
Serpil Yılmaz
60, 179
Sertan Yeşil
9, 38, 53, 60, 102, 180
Serzen İlboğa
60, 181, 182
Sevil Bektaş′i
8, 31
Sevilay Sarıtaş
9, 37
Sevki Can Cevher
49, 51, 58, 66, 82, 156
Seyhan Ulusoy
57, 150
Shahed Parvizikhosroshahi
60, 183
Simge Can
9, 38
Sinan Eğri
iii, 57, 151
219
Soner Kızıl
9, 39
Suat Kahya
60, 184
Suna Uçan
1
Sülbiye Başkut
50, 80
Süleyman Köytepe
50, 52, 55, 58, 60, 80, 98, 125, 126, 162, 185
Sümeyra Bayır
60, 186
Sümeyra Demir
58, 160
Şaban Murat Unlu
56, 133
Şebnem Kemaloğlu Doğan
61, 187
Şengül Aslan Korkmaz
6,11
Şengül Dilem Doğan
56, 133
Şeyda Çabuk
8, 33
Şeyma Özkan
58, 159
Şeyma Tokmak
61, 188
Tahsin Filik
61, 189, 190
Talya Tuğana Kurşun
61, 191
Taner Çelik
61, 192, 193
Tayyibe Çelik
61, 194
Teoman Tinçer
ii, iv, 52, 54, 62, 97, 111, 201
Tuğba Güngör Ertuğral
61, 195
Tuğba Kaya Deniz
61, 196
Tuğba Soğancı
9, 40, 56, 57, 140, 143
Tuğçe Ovalıoğlu
9, 41
Tuğçe Yüce
62, 197
Tuncer Çaykara
iv, 9, 42, 52, 61, 95, 191
220
Turgay Seçkin
iv, 49, 50, 51, 55, 58, 60, 62, 65, 80, 89, 125, 126, 162,
185, 197, 203
Turgay Yılmaz
50, 75
Ufuk Abacı
62, 200
Ufuk Yıldız
9, 45, 49, 64
Uğur Adnan Sevil
9, 43, 44
Uğur Soykan
62, 198
Uğur Tamer
9, 42
Ulvi Ulusoy
62, 206
Ülkü Yılmazer
57, 153
Ümit İşçi
56, 142
Ümit Tayfun
62, 199, 200
Ümmihan T. Yılmaz
54, 118, 119
Veli Deniz
iv, 55, 56, 132, 136
Vildan Sanduvaç
10, 46
Vladimir I. Feldman
6, 15
Vural Bütün
iv, 7, 21, 25, 53, 104
Yağmur Tezcan
55, 124
Yakup Budak
ii
Yasemin Bulut
49, 71
Yasemin Durmuş
62, 201
Yasemin Gündoğdu Ceylan
53, 62, 109, 202
Yasin Kanbur
62, 200
Yekta Karaduman
55, 130
Yeliz Konuklu
55, 127
Yeliz Özsoylu
62, 203
221
Yeşim Müezzinoğlu
51, 87
Yeşim Yay
59, 174
Yunus Emre Özkara
10, 47, 49, 72
Yunus Karataş
iv, 10, 47, 48, 49, 51, 72, 88
Yusuf Menceoğlu
iv
Yusuf Mert
iii, 51, 85
Yüksel Sarıkaya
56, 139
Zafer Ömer Özdemir
57, 144
Zakir M. O. Rzayev
8, 32
Zehra Deniz Kasim
62, 204
Zekeriya Taner Kaya
54, 11
Zeynep Altınışık
62, 205
Zeynep Güntepe
9, 43
Zeynep Mine Şenol
62, 206
Zeynep Yurtkuran Çeterez
50, 79
222