Yaş 40 - Sondakika Gazetesi

SAYFA 1
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Nihayet hatırladılar
İzmir'de bulunan
bulunan bazısı
bazısı ibadete
ibadete kapalı
kapalı Türk
Türk İslam
İslam tarihine
tarihine ait
ait çok
çok sayıda
sayıda mescit
mescit ve
ve cami,
cami, Vakıflar
Vakıflar Bölge
Bölge Müdürlüğünce
Müdürlüğünce
İzmir'de
restore
restore ediliyor.
ediliyor. Vakıflar
Vakıflar Bölge
Bölge Müdürü
Müdürü İba,
İba, "8-10
"8-10 yıllık
yıllık periyotta
periyotta tüm
tüm bu
bu eserlerin
eserlerin ayağa
ayağa kalkmasını
kalkmasını hedefliyoruz"
hedefliyoruz" dedi
dedi
ÇOK FAZLA ESER VAR
Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore
edilen eserlerin başında, Türk İslam tarihine
ait kent merkezinde fiziki koşulları nedeniyle yıllardır ibadete kapalı mescitler
geliyor. Bunlardan biri de Abdurrahman
Mescidi ya da yaygın bilinen ismiyle Kumrulu Mescit. Hatice Hanım tarafından 1756
yılında yaptırıldığı bilinen Basmane
Semti'ndeki mescit, kapalı 16 yılın ardından, tekrar ibadete açılmak üzere gün sayıyor. Müdür İba, "Çok işimiz var. İzmir'in,
hem merkez hem de ilçelerinde çok fazla
eser var" diye konuştu.
ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
İbadete açık mescit ve camiler arasında da
restorasyona ihtiyacı olanlar bulunduğunu
ifade eden İba, "Bunların da proje çalışmaları devam ediyor. Projeleri bittikçe bunları da restore edeceğiz. Yaklaşık 10 yıldır
kapalı durumda olan Kadifekale'deki
Baladur Hacı Mehmet Camii ile Emir
Mükremeddin hazretleri külliyesi içerisinde
zikirhane ve mescit olarak kullanılan yapıyı
da restore ettik. En kısa zamanda buraları
da ibadete açacağız. Ali Ağa Cami,
Yapıcıoğlu Camisi'nde de restorasyon çalışmaları devam ediyor" dedi.16’da
KAÇAKÇILARDAN
zihni sinir yöntem
www.sondakikagazetesi.com
23 Kasım 2014 Pazar
,
Uluslararası kuş kaçakçılarının
de
rin
üze
u
yol
göç
n
ları
kuş
yırtıcı
ları
bulunan Türkiye'de yakaladık ır
sın
e
lerl
tem
kuşları, şaşırtıcı yön
Özellikdışına çıkardığı belirtiliyor.
le Doğu Karadeniz ve Doğu
Bir park için 50
yıl beklemişler!
Kadının fendi
işsizliği yendi
Bornova Belediyesi, yerel seçimlerin ardından mahalle statüsü
kazanan Eğridere’de, yeşil alan, çim saha, oyun parkı ve
spor aletlerinden oluşan rekreasyon alanı oluşturdu
Muğla'nın Datça ilçesinde bir kadın girişimci,
köy köy dolaşarak tarlada üreticilerden topladığı
68 çeşit organik ürünü kurduğu internet sitesi üzerinden Türkiye geneline gönderiyor. Girişimci Biray Atasalihi, "Farklı ürünleri bir araya getirip
tüketiciye bir anlamda doğal gıda marketi hizmeti
vermeye çalışıyoruz" dedi. 16’da
BİZ DE ŞEHERLİ OLDUK
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın vatandaşların taleplerini
dikkate alarak başlattığı düzenleme çalışması Eğridere’nin girişine
bambaşka bir hava kattı. Eğridere Mahallesi Muhtarı Şeker, 50 senedir
istedikleri futbol sahası, park ve yeşil alanlara kavuştuklarını belirterek, “50 senedir istediğimiz parkımıza, sahamıza ve yeşil alanlarımıza kavuştuk. Çocuklarımız, kadınlarımız, gençlerimiz bu
hizmetten çok memnun. Buralar eskiden dağ idi şimdi bahçe oldu”
diye konuştu.
KIRMIZI BİZE
moru Ruslara
Antalya'da bir ziraat mühendisi, Rus firmaların
talebi üzerine yaklaşık 50 günlük raf ömrüne sahip,
tat aroması istenilen düzeyde mor domates geliştirdi. Ziraat mühendisi Yapıcı, "Domateste hafif
morarma başladığı zaman hasat ediyoruz, 45-50
gün sonra da yiyebiliyorsunuz. Bu
süre zarfında hiç bozulmuyor, her
geçen gün daha da morarıyor,
çok güzel bir renk alıyor. Eflatun, koyu mor oluyor. Renk
aldıkça da tatlanıyor" dedi. 9’da
HER YERE EŞİT HİZMET
Bornova Belediye Başkanı Atila, eskiden köy olan yeni mahallelerin
eksiklerinin kısa süre içinde tamamlanacağını belirterek, eşit hizmet
vereceklerini söyledi. Atilla, "Sadece Eğridere’de değil ilçemize
bağlanan tüm yeni mahallelerde çeşitli çalışmalalar yapıyoruz. Eğridere’de ise yaptığımız çeşitli düzenleme ve tadilatların yanında herkese
hitap edecek bir rekreasyon alanı yarattık. Buradaki çim sahamızda
gençlerimizin yapacağı maçları, düzenlenecek turnuvaları büyük bir
heyecanla izlemek istiyorum” dedi. 14’de
Yaş 40
yolun başı
Patronlara kirlilik davası
Ege Bölgesi’nin en önemli su kaynaklarından biri olan Gediz Nehri’ni kirleten
bütün kurum ve kuruluşlar tespit edilerek, haklarında dava açılacak
Ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın
yazdığı 35 yaş şiiri artık tarih oldu.
Türkiye'de lise eğitiminin ardından
her gencin rüyasını süsleyen
üniversite eğitimi, farklı yaş gruplarının da ilgisini çekiyor
ÇOCUKLARIYLA
OKUYORLAR
Üniversiteyi kazananlar
çoğunlukla 18 yaşındakiler
olurken, çocukları, hatta
torunları yaşındakilerle aynı
azmi gösteren ve sınavlarda
ter döken 40 yaşın üstündekilerin başarısı da istatistiklere yansıyor. 2013-2014
akademik yılında 40 yaşın
üstünde 2 bin 555 kişi,
üniversite kapısını aralayıp
lisans ve ön lisans hakkı
kazanarak okumanın yaşının
olmadığını bir kez daha gösterdi. Üniversitelerde şu anda 40 yaş üstünde 17 bin
769 kişi lisans ve ön lisans
eğitimi alıyor. 16’da
“HEDEFLERİ OLMAYAN
FUTBOLCUYLA ÇALIŞMIYORUZ”
Altınordu’yu futbolcu fabrikası yapan Seyit Mehmet
Özkan’dan Sondakika’ya çok özel açıklamalar…
röportaj
röportaj
röportaj
röportaj
röportaj
ez
Anadolu bölgelerinde, görünm ır
sın
ları
kuş
ları
dık
ala
ağlarla yak
, Suriye
hattında salıveren kaçakçılar
rar
tek
arla
ağl
tarafına kurdukları
takıle
rüğ
güm
ları
yakaladıkları kuş
da
16’
or.
ırıy
kaç
ına
dış
t
madan yur
1955 yılında İzmir Eşrefpaşa’da doğan Seyit Mehmet Özkan
kimilerine göre futbolun Don
Kişot’u olup yel değirmenlerine karşı savaşıyor; kimine
göre ise Türkiye’de futbol adına ilkleri gerçekleştiriyor. İşte
size Özkan röportajının
tamamı; 15’te
HER EVDE BİR KANSER HASTASI VAR
Gediz Nehri'ndeki kirliliğin her geçen gün
artması, Manisa Barosu Çevre Şehircilik ve
Hayvan Hakları Komisyonu, Gediz Havzası
Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma Çevre ve
Kalkınma Vakfı ve Ziraat Mühendisleri Odası
Manisa Şubesi’ni harekete geçirdi.Gediz
Nehri'nin çok kirli olduğunu dile getiren Kilimcigöldelioğlu, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu
ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan randevu istediklerini açıkladı. Kilimcigöldelioğlu,
"İçme suyunu nasıl kontrol ediyorsanız, sulama sularını da kontrol edeceksiniz. Şu anda
her evde iki üç kanser vakası var. Sebebi, bu
kirliliktir. Bunun için savaşmaya karar
verdik.” diye konuştu. 8’de
Böyle
ENGEL
görülmedi
Zonguldak'ın Ereğli
ilçesinde yeni yapılan
yolda görme engelliler
için yerleştirilen
taşların ortasına konan
'Dur' yazısı vatandaşların tepkisini
çekiyor. 9’da
Sabit İNCE yazdı
RASİM KÖROĞLU’NUN
YAPAMADIKLARI 8’de
>>
Serap YAŞAR BUZRUL yazdı
SÜT
PARASI 9’da
>>
Özcan PEHLİVANOĞLU yazdı
LİDERİ ANLAMAK
YA DA ANLAYAMAMAK 10’da
>>
SAYFA 2
SIYAH MAVI
KIRMIZI SARI
23 Kasım 2014 Pazar
Öğretmenin azmi, işitme
engellilere orkestra kurdurdu
Müzik öğretmeni Cansu Yıldırım, işitme engelli 9 öğrenciye, duyamadıkları müzik aletlerini çalmayı öğretip "Duyan Kalpler"
orkestrasını kurdu. Öğretmen Yıldırım, "Öğrencilerim ksilofen, marakas, zilli def, çelik üçgen, balık sırtı çalabiliyor" dedi
İşitme engelli 9 öğrenci, müzik öğretmenleri Cansu Yıldırım'ın geliştirdiği yöntem sayesinde duyamadıkları müzik aletlerini çalmayı öğrenip "Duyan Kalpler" orkestrasını
kurdu. Eline üflenen nüansı hissederek müzik aletlerini kullanmayı öğrenen engelli
öğrencilerin en büyük hayali, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) ile aynı
sahnede konser vermek. Kemal Yurtbilir
İşitme Engelliler Ortaokulu müzik öğretmeni Cansu Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl okula müzik öğretmeni olarak atandıktan sonra Türkiye'de
ve dünyada işitme engelli çocuklar üzerine
yapılan müzik çalışmalarını araştırdığını
aktardı.Literatürde sadece ritm tutmayı sağlayan metodlara ulaştığını aktaran Yıldırım,
yüzde 100 işitme engelli öğrencilere bir ezgi ve bir melodi yaratmaları için çalışmalara başladıklarını ifade etti. Müziği "işitilebilir" hale getirmek için çocuklarda beden
perküsyonunu kullandığını anlatan Yıldırım, 20 günlük çalışmanın ardından
etkinliklerini sunmaya başladıklarını
söyledi.
Yıldırım, şöyle devam etti: "Çocuklar,
beden perküsyonunu kullanarak ritmi
bedenlerinde algıladılar ve herhangi bir
enstrüman kullanmadan bir müzik
deneyimi yaşamaya
başladılar. Ritm
duygularının oluştuğuna inandığım dakikada nota eğitimi vermeye başladım. Nota okuma becerileri belli bir seviyeye ulaş-
çalabiliyor" bilgilerini verdi.
-Hayalleri Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrası
Yıldırım, orkestrada yer alan öğrencilerin en büyük hayalinin, CSO ile aynı sahnede yer almak olduğunu bildirdi. Öğrencilerinin bu isteklerini CSO yönetimine sunduğunu aktaran Yıldırım, "Yönetim de bu
duruma çok sıcak baktı ve kendi projelerine
dahil etti" diye konuştu. İşitme engelli öğrencilerin müzik derslerine başladıktan sonra diğer derslerinde de olumlu gelişmeler
yaşadıklarını belirten Yıldırım, "Derslerine
daha ilgililer. Her şeyden önce özgüvenleri
yerine geldi. Engelli çocukların ailelerinde
anlamlandıramadığınız hüzünlü bir hikaye
vardır. Çocuklarının orkestrada yer aldığını
görünce artık gurur duyuyorlar" dedi.
tıktan sonra da müzik eğitiminde önemli
bir yere sahip olan orff çalgılarını temin ettik. Çocuklara notaları öğretmek için flüt
-"Her şey sevgiyle başladı"
Yıldırım, işitme engelli çocuklarla
çalışmasına ilişkin şunları anlattı:
"Bana bu işi nasıl yaptığım sorulduğunda çok alışılagelmiş bir
söz de olsa hep şu cevabı veriyorum: 'Her şey sevgiyle başladı' diyorum. Çünkü bir öğretmen olarak iyi bir yöntem
ve tekniği çocuğa sevgi yoluyla aşılarsanız, onun sevdiği bir öğretmen olmanın yanı
sıra, gözü ve kulağı da olabilirsiniz."
Cansu Yıldırım, Duyan Kalpler
Orkestrası'nın birçok önemli kurum ve kuruluşlarda konser verdiğini ve Milli Eğitim Bakanlığının
Toplam Kalite Yönetimi Yarışması'nda tek engelli grup olarak Ankara
birincisi ve Türkiye üçüncüsü olduğunu
sözlerine ekledi. (AA)
kullandığını dile getiren Yıldırım, "Çocuk işitme engelli olduğu için flütü hangi nüansta üflediğini bilmiyor. Bunun
için öncelikle çocuğun eline en doğru nüansı ben üflüyorum. Daha sonra çocuk
hissettiği nüansı flütüne uyguluyor" diye
konuştu. Gitar eğitimlerinde parmak numaralarını öğrettiklerini, beden perküsyonunu
kullanarak ritmi algılattıklarını dile getiren
Yıldırım, "9 kişilik ekibimiz şu an ksilofen,
marakas, zilli def, çelik üçgen, balık sırtını
Kanuni'nin mirası ayağa kaldırılıyor
Kanuni Sultan Süleyman'ın Yatağan'da yaptırdığı cami,
han ve köprü, restore edilerek turizme kazandırılacak.
Muğla Valisi Çiçek, "Bu çalışmalarla tarihi değerlere sahip çıkıp bunları gelecek nesillere ve kültür turizmine kazandırmayı amaçlıyoruz" dedi
Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında
Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük Mahallesi'nde yaptırdığı,
birkaç yıl önce defineciler tarafından talan edilen cami,
han ve köprü restore edilecek. Muğla Valisi Amir Çiçek,
Yatağan Kaymakamı Gökay Özkan, Yatağan Belediye
Başkanı Haşmet Işık, Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt ile Osmanlı padişahlarından
Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı, yaklaşık 500 yıllık cami ile hanın bulunduğu alanda inceleme yaptı. Prof.
Dr. Söğüt'ten cami, han ve köprü hakkında bilgi alan Çiçek, önceliklerinin Kanuni'nin mirası tarihi eseri yapıldığı dönemdeki ihtişamlı haline yeniden kavuşturmak olduğunu söyledi.
Kanuni'nin mirasına sahip çıkmak ve caminin ilk yapıldığı günlerdeki güzelliğine kavuşturulması için çalışma
yürütüldüğünü belirten Çiçek, şöyle konuştu: "Buradaki
yapıların ayağa kaldırılması için Anıtlar Kurulundan rölöve ve restorasyon projeleri geçirildi. Peyzaj ve elektrik
projeleri tamamlandı. Tarihi yapılar, Muğla Valiliği Kültür Katkı Fonu'ndan aktarılan 1 milyon 195 bin lira ödenekle restore edilerek turizme kazandırılacak. Yatağan
Belediyesi tarafından 26 Kasım'da ihalesi yapılacak."
Muğla'da 12 ay turizm yapmayı hedeflediklerini bu
amaçla kültür turizminin de önemli olduğunu vurgulayan
Çiçek, "Bu çalışmalarla tarihi değerlere sahip çıkıp bunları gelecek nesillere ve kültür turizmine kazandırmayı
amaçlıyoruz" dedi.
- Kanuni 36 bin kişilik orduyla
Bozüyük'te konakladı
Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal
Söğüt ise cami, han ve köprünün restore edilmesi ile bölge
turizminin canlanacağını
söyledi. Kanuni'nin 1522'de
Bozüyük'ten geçerek Rodos
seferine çıktığını, 1525'te aynı güzergahtan İstanbul'a
döndüğünü anlatan Söğüt,
şöyle konuştu: "Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük Mahallesi'nde konakladığı ve tüm
askerlerinin buradan geçtiğini biliyoruz. Kanuni'nin
36 bin kişi ile burada konakladığı, cami ve han yapılmasını buyurduğu biliniyor.
Yatağan'a Osmanlı Dönemi ile ilgili ciddi anlamda
katkı sağlayan merkezlerden birisi de burası. Burası için
çok güzel bir restore projesi onaylandı. Restore çalışmaları tamamlandığında burası tam yaşanabilir bir alan ola-
Yatağan'daki Stratonikeia Antik Kenti'nde, geçmişte kazı evi ve müze deposu olarak kullanılan
yaklaşık 100 yıllık Hasan Şar Evi, Muğla Valiliği tarafından restore edildi.
Stratonikea Antik Kenti'nde incelemelerde
bulunan Muğla Valisi Amir Çiçek, restorasyon
çalışmaları tamamlanan evi gezerek Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt'ten bilgi aldı.
Söğüt, 3 bin yıllık kentte, 19. yüzyılda ağa
evi olarak kullanılan, bugün ise kazı evi ve müze deposu olarak hizmet veren tarihi yapının
restorasyon çalışmasıyla eski ihtişamına kavuştuğunu söyledi.
Tarihi yapının antik kentte çıkarılan eserlerin sergileneceği müze olarak kullanılacağını
belirten Söğüt, Hasan Şar Evi'nin ileriki günlerde açılışının yapılacağını bildirdi. Prof. Dr. Söğüt, Hasan Şar'ın Eskihisar köyünde yaşayan
Murat Ağa'nın kızı Zahide Hanım ile zorlu bir
süreçten sonra evlendiğini ve bu olayın "Zahide
Hanım" adlı türküye konu olduğunu da hatırlattı. (AA)
cak." İnceleme sonunda 500 yıllık cami ile hanın define
avcıları tarafından talan edildiğini, caminin girişinde yer
alan tarihi kitabenin çalındığını öğrenen Çiçek, kazı çalışması yapılan alanları görünce İlçe Jandarma Komutanlığı yetkililerine daha dikkatli olmaları konusunda talimat verdi. (AA)
Tarihi eser görmek isteyen
Seyitömer Müzesi'ne gelsin
Seyitömer Höyüğü Kazı Grubu
Başkanı Prof. Dr. Bilgen, "Bu yıl
ki çalışmalarımız bir kez daha Kütahya'nın, MÖ 3 bin yılında bile seramik ve kilden üretim yapılan bir
merkez olduğunu gösterdi" dedi
Anadolu'da
buluntu eserlerin çokluğu
bakımından
önde gelen
arkeolojik
Türkülere konu olan 100
yıllık "Ağa Evi" restore edildi
kazılardan olan Kütahya'daki 5 yıllık geçmişe sahip Seyitömer Höyüğü'nde temmuz ayında başlanan ve
çalışmaları tamamlanan kazı döneminde 3 bin eser gün ışığına çıkarıldı. Bunlardan 860'ının restorasyonu tamamlanarak müzeye teslim
edildi. Kütahya'da, Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi çalışma alanında bulunan ve
Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ)
Arkeoloji Bölümü tarafından 9 yıl-
dır yürütülen höyük kurtarma kazılarına bu sene temmuz ayında başlandı. Seyitömer Höyüğü Kazı
Grubu Başkanı aynı zamanda DPÜ
Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji
Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Nejat Bilgen, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, 2006 yılından beri sürdürdükleri Seyitömer Höyüğü Kurtarma Kazıları'nın, bu yılki çalışmalarını tamamladıklarını söyledi.
(AA)
Yıl: 4. Sayı: 1109. 23 Kasım 2014 Pazar
Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Eflatun SAYGILI
Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi
Azime MOLLA
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Turgut KOÇ
Denizli Temsilciliği
05326601776
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Fikret DAĞTEKİN
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
[email protected]
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
Annenin dışarıya çıkardığı kömür kovasını odalarına alıp ısınmak istemişler
Suriyeli 5 kardeş
zehirlenerek öldü!
Suriye’deki iç savaş sebebiyle ülkelerinden kaçarak Antalya-Korkuteli’ne gelen İbrahim Almahawi
(45) ve eşi Nufea Almahawi'nin 5 çocuğu kömür kovasından sızan gaz sonucu hayatını kaybetti
Antalya’nın Korkuteli ilçesinde sobadan sızan karbonmonoksitten zehirlenen 5 Suriyeli kardeş hayatını kaybetti.
Korkuteli ilçesi Aşağıpazar Mahallesi’nde meydana gelen olayda Suriyeli
oldukları belirlenen 5 kardeş kömür sobasından çıkan karbonmonoksit gazından zehirlenerek yaşamını yitirdi. Yaklaşık iki hafta önce Suriye’deki iç savaş
sebebiyle ülkelerinden kaçarak Mardin
Nusaybin’e, oradan da Korkuteli’ne gelen İbrahim Almahawi (45) ve eşi Nufea Almahawi gündelik işçi olarak mantar toplama kompos taşıma ve bağ budama işlerine çalışmaya başladı. Dün
gece soğuk hava sebebiyle kömür sobasını yakan anne Nufea Almahawi’nin,
yatmadan önce kömürlerle dolu kovayı
dışarı bıraktığı, gece üşüyerek uyanan 5
kardeşten birinin annesinin dışarı bıraktığı kömür dolu kovayı kendi odalarına
aldığı öğrenildi. Sabah çocuklarını
uyandırmak için odaya giren anne, Cemile Almahawi (18), Ala Almahawi
(14), Ahmet Almahawi (11), Nesri Almahawi (9) ve Gıfran Almahawi (7) yaşındaki çocuklarının cansız bedeniyle
karşılaştı. Sağlık ekiplerine haber verilmesiyle olay yerine gelen ekipler 5 cansız kardeşin cesediyle karşılaştı. İlk yapılan incelemelerde çocukların karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatlarını kaybettiği belirtildi. Cenazeler
otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu
morguna kaldırılırken, hayatını kaybeden 5 kardeşin Suriye’ye gönderileceği
ve orada defnedileceği öğrenildi.
15 GÜN ÖNCE KIZILTEPE'DEN
GELDİLER
Baba İbrahim Almahawi, sabahleyin
eşinin çocukları uyandırmak için odaya
gittiğinde şoka uğradığını, çocukları tokatlayarak uyandırmaya çalıştığını an-
cak uyanmayınca kendisini çağırdığını
söyledi. Kendisinin içeri girmesiyle
içerdeki boğucu kokuyu hissettiğini
açıklayan İbrahim Almahawi, “Hemen
abime haber verdim. Abimde hemen
polisi aramış. Ancak ekipler geldiğinde
çocuklarım hayatını kaybetmişti. Kimseden şüphelenmiyorum. Allah verdi
Allah aldı.” dedi. Baba Almahawi, Suriye’den 15 gün önce Mardin Kızıltepe’ye kaçarak geldiklerini buradan da
çalışmak için Korkuteli’ne geldiklerini
belirtti. Gece eşinin sobanın kovasını dışarı bıraktığını kaydeden acılı baba, çocuklardan hangisinin dışarı bırakılan
kovayı tekrardan içeri getirdiğini bilmediğini, kendisinin olayı da görmediği
için müdahale edemediğini kaydetti.
Öte yandan ifadelerine başvurulan anne
ve baba ise Korkuteli’nde sağlık kontrolünden geçirildi.
(CİHAN)
TESİS HİZMET ARAÇLARINA YAKIT
NARLIDERE HUZUREVİ YAŞLI BAKIM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ
Tesis Hizmet Araçlarına Yakıt alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale
usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/155417
1-İdarenin
a) Adresi
: Huzur mah. Öğretmenler sokak No:7 NARLIDERE/İZMİR
b)Telefon ve faks numarası : 2322385243 - 2322382853
ç) İhale dokümanının
: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
görülebileceği internet adresi (varsa)
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : 3.200 litre kurşunsuz Benzin, 10.000 Litre Motorin ve 10.000 Litre Motorin
(Diğer)
Ayrıntılı bilgiye E KAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari
şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yerleri
: Kuruma ait ATC monte edilen araçlar, akaryakıt ihtiyaçlarını Taşıt Tanıma
Sistemine sahip petrol istasyonlarında bulunan pompalardan teslim alacaktır
c) Teslim tarihi
: Kuruma ait araçlara ihtiyaç duyuldukça yüklenici tarafından akaryakıt
ikmali yapılacaktır. Yüklenici sözleşme süresi ile bağlı kalmak kaydıyla, ATC
cihazı takılan idareye ait resmi ve kiralık araçlara akaryakıt ikmali yapılacaktır.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer
: Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Huzur
mah.Öğretmenler sokak No:7 Narlıdere/İzmir
b) Tarihi ve saati
: 04.12.2014 - 14:00
4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk
ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.3.İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu
izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgeler:
1)İstekli bir Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşu ise; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından verilmiş ve iş bitim tarihine kadar geçerliliği olan Teklif sahibinin Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama
Kuruluşu olduğunu gösteren belge,
2)İstekli bir Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşunun Bayisi ise; Teklif sahibinin Bayisi olduğu kuruluş dan verilmiş ve iş bitim tarihîne kadar geçerliliği olan Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşu'nun
Bayisi olduğuna dair Bayilik Yazısı ve Bayilik Sözleşmesi,
3)İstekliye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan Bayilik yapmak üzere verilmiş ve iş bitim tarihine
kadar geçerliliği olan İstasyonlu Bayilik Belgesi,
4)İsteklinin bağlı bulunduğu İlgili Belediye Başkanlığından alınmış olan İş Yeri Açma ve İzin Belgesi,
4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil
Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu
hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Narlıdere Huzurevi Yaşlı
Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Huzur mah.Öğretmenler sokak No:7 Narlıdere/İzmir adresinden satın alınabilir.
7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Huzur mah.Öğretmenler sokak No:7 Narlıdere/İzmir adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese
iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine
ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Altmış gün) takvim günüdür.
12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Sondakika 23/11
Basın: 12789
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
HEKİME ŞİDDET
CEZASIZ KALMADI
Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’nde görevli bir operatör
cerraha, fiili ve sözlü saldırıda bulunduğu iddia edilen hasta yakınına 7 bin lira para cezası verildiği bildirildi. İzmir Kuzey Kamu
Hastaneler Birliği Genel
Sekreterliği’nden yapılan
açıklamaya göre, ocak
ayında Alsancak Nevvar
Salih İşgören Devlet Hastanesi'nde yaşanan olayda,
iddiaya göre safra kesesi
ameliyatı olan hastasını
ameliyat sonrasında kontrole getiren hasta yakını
doktorun üzerine yürümüş
ve sözlü olarak hakaretlerde bulunmuştu. Hastasının
ameliyatını yapan doktora
"televizyonlarda izliyoruz
doktorları boşuna dövmü-
yorlar hepiniz bunları hak
ediyorsunuz" şeklinde ifadelerde bulunduğu ve doktorun üzerine yürüdüğü iddia edilen kişiye, doktorun
şikayeti üzerine dava açıldı. Davanın sonuçlanması
ile "hakaretten suçlu bulunan" kişinin 7 bin lira adli
para cezasına çarptırıldığı
belirtildi.
(AA)
MANGAL KEYFİNE
a
z
e
c
k
ı
l
a
r
i
l
n
i
b
17
Anamur ilçesindeki yaban hayatını
geliştirme sahasında avladıkları
keçinin etini mangalda pişirirken
yakalanan 4 kişiye 17 bin lira ceza
verildi. Doğa Koruma ve Milli
Parklar Mersin Şube Müdürü Ahmet Çörtük, AA muhabirine, Su
Gözü Devlet Avlığı'nda izinsiz avlananlara yönelik kontrollerde, ormanlık alanda mangal yakan 4 avcı tespit ettiklerini söyledi. Avcıları, avladıkları yaban keçisinin etini
mangalda pişirirken suçüstü yakaladıklarını aktaran Çörtük, "Bu kişilere idari ve tazminat olmak üzere 17 bin lira ceza kestik. Ekiplerimiz, 4 tüfeğe ve ete el koydu" dedi.
Av koruma ve kontrol faaliyetlerine devam ettiklerini vurgulayan
Çörtük, şöyle konuştu: "2014, 'Av
koruma yılı' ilan edildi. Tarsus,
Mut, Silifke, Anamur ve merkez
ilçemizde av koruma ve kontrol
ekiplerimiz etkin çalışıyor. Mersin,
biyo çeşitlilik anlamında çok zengin bir il. Yaban keçisi, Mersin'de
korunan türlerimiz arasında yer
alıyor. Yaban keçileri, il genelinde
5 bölgedeki yaban hayatını geliştirme sahası ile Anamur'da bulunan Su Gözü Devlet Avlağı'nda
korunuyor." (AA)
Yürümeden önce yüzmeyi öğrenmiş
İ
zmir Körfezi'nde alabora olan
balıkçı teknesinde hayatını kaybeden Osman Uğuz'un kayınbiraderi Mustafa Akkuş, eniştesinin
küçüklüğünden denizle iç içe büyüdüğünü belirterek "Yürümeden önce
yüzmeyi öğrenmiş" dedi. Balık
avından dönerken Güzelbahçe sahili
açıklarında alabora olan "Furkan"
isimli teknede hayatını kaybeden
Osman Oğuz'un (34) cenazesi, İzmir
Adli Tıp Morgu'ndan yakınları tarafından alındıktan sonra Narlıdere ilçesindeki Şehitlik Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından ilçedeki mezarlıkta toprağa verildi.
Uğuz'un cenazesine yakınları, mes-
lektaşları ve sevenleri katıldı.Osman
Uğuz'un kayınbiraderi Mustafa Akkuş, eniştesini AA muhabirine anlattı. Eniştesinin ardından 12 yaşındaki
yeğeninin yetim kaldığını söyleyen
Akkuş, "Sabah bana 'Dayı babam ne
zaman gelecek' diye sordu. Yetim
kaldı kız. Zaman zaman işini bırakmasını söyledik. 'Dalgası var fırtınası var' dedim. 'Elimden bu işten başka ne iş gelir' yanıtını verdi. Bazen
şikayet etse de mesleğini seviyordu"
ifadesini kullandı. Akkuş, eniştesinin küçüklüğünden beri balıkçılık
yaptığını belirterek, "Babası da abisi
de balıkçıydı. Eniştem doğuştan balıkçıydı. Yürümeden önce yüzmeyi
öğrenmiş. Gel gör ki denizde hayatını kaybetti. Yeni bir araba aldı, 100
metre bile binemeden hayatını kaybetti" diye konuştu. (AA)
23 Kasım 2014 Pazar
!
! ! Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu
tespit edilen 6 ilde Sosyal Güvenlik Kurumu işbirliğiyle seminer
düzenleyecek. Seminerlerde; kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak
ve yükümlülüklerine olan etkileri, ziraat odalarının SGK ile ilgili yaşadığı
iş ve işlemlerde yaşanan problemlere ilişkin konular ele alınacak
(VTY\6+\;[MUP>S[\;OXQ[>S[\Q[DUV[?[T\MZPYXZWVZWE
S[@[\MOXW[\6\;[MUP>S[\-WJNWNP>S[E\:\5W[VUT>R[
3[T[WQ[>S[E\+\5W[VUT>R[\*[XYM[>S[E\\5W[VUT>R[
[XVUNW<[>S[\CZ\::\5W[VUT>R[\5S[X[>S[
HZWIZTVZGRYWYVZ?ZTB\5QXU\J[P[XS[\3OMQ[V\.KCZXVYT\;N=
WNPN\3.;\/AXZRYP\;NWNVN\QZMY\OV[X\7'8\.ZXZV
8[GT[XU\ZPMY\8[QW[TR[WE\TOXNQV[\YVHYVY\Q[DRUFU
[IUTV[P[S[E\MOMQ[V\HKCZXVYTRZ\IY<RIYVZWZ\CZ\JYW[[R
OS[V[WUX[\QAXZVYT\IOT\AXZPVY\SKJZXVZPZVZWYX
IUT[WUVP[MUXU\M[FV[SUTV[WUXU\LZVYWRRYB\8[QW[TR[W\!"Y<RIY=
VZWYPYJYX\P[FSNWYQZRVZWYXY\HYSZWYQOWNJB\;OXNQV[\YV=
HYVY\MOMQ[V\HKCZXVYT\LYVHYVZXSYWPZ\MZPYXZWVZWYXZ\SZ
L[GVUQOWNJB$\SZSYB\::\-QVKV\69:+\R[WY@VY\ZMPY
.[JZRZ>XYX\PKTZWWZW\M[QUMUXS[\Q[QUXV[X[X\CZ\T[=
PNOQNXS[\,ROWL[\T[XNX,\OV[W[T\[SV[XSUWUV[XE\,(G\;[=
XNXN\YVZ\8[JU\;[XNX\CZ\;[XNX\ KTPKXSZ\;[W[W=
X[PZVZWSZ\)ZFYGYTVYT\/[DUVP[MU\YVZ\8[JU
5V[?[TV[WUX\/ZXYSZX\/[DUV[XSUWUVP[MUX[\)[YW
&006\3[QUVU\;[XNX,NX\IY<RIYXYX\LYWIOT
P[FSNWYQZRYXY\HYSZWSYFYXY\LZVYWRRYB\8[QW[TR[WE
GNXV[WU\T[QSZRRY#\!&:::\M[QUVU\T[XNXV[
M[RRUTV[WU\KWKX\LZSZVVZWY\KJZWYXSZX\:+
QUVUXS[X\LN\Q[X[\85;\DWYP\TZMYXRYMY
Q[DUV[XE\YW[[R\'S[MU>X[\S[\T[QURVU\IY<RIYVZW=
YPYJZ\HZWYQZ\QAXZVYT\Q[DUV[XSUWP[\@[TTU
HZRYWYVSYB\5X?[T\T[SUX\IY<RIYVZWYPYJE\6991\QUVUXS[X
AX?ZTY\SAXZPVZW\YIYX\[YVZ\WZYMY\OVP[P[V[WU\XZSZXYQVZ
LOWIV[X[P[SUV[WB\69:6\QUVUXS[\LN\P[FSNWYQZR\HYSZWYVSYB
;[SUXV[WUPUJ\6991\QUVUXS[X\AX?ZTY\SAXZPVZW\YIYX\SZ
[YVZ\WZYMY\OVP[M[V[W\LYVZ\HZWYQZ\QAXZVYT\LOWIV[X[LYVSYVZWB
3.;\XZJSYXSZ\Q[DRUFUPUJ\HYWYGYPVZW\MOXN?NXS[E
SKJZXVZPZQZ\YMRYX[SZX\RZM?YV\R[WY@VZWYXSZTY\SZFYGYTVYT
XZSZXYQVZ\MYHOWR[VUVUT\SNWNPV[WU\SZFYGZX\T[SUX\IY<RIYVZW=
YPYJE\@[T\T[J[XSUTV[WU\SAXZP\YIYX\HZ?YTPZ\?ZJ[MU\CZ
HZ?YTPZ\J[PPU\ASZPZSYVZWB\/YXZ\I[L[V[WUPUJ
MOXN?N\Q[DUV[X\SKJZXVZPZQVZE\YVHYVY\P[SSZQZ
,R[WUPM[V\<[[VYQZRRZ\I[VUG[XV[W\@[WYI,\YL[WZMY
ZTVZXPZMY\SOV[QUMUQV[\R[WUPS[\TZXSY\X[P\CZ
@ZM[LUX[\I[VUG[X\IY<RIYVZWYPYJYX
[QVUTV[WUXS[XE\R[WUPM[V\<[[VYQZRZ\SZC[P
ZRMZVZW\LYVZ\QKJSZ\:0\MOMQ[V
HKCZXVYT\SZMRZT\DWYPY
TZMYXRYMY
Q[DUVPUQOWB
)YFZW
R[W[<R[X
IY<RIYVZWYP=
YJYX\M[RRUTV[WU\KWKX\LZSZVVZWY\KJ=
ZWYXSZXE\LOW?N\OVMNX\OVP[MUXE\:+
QUVUXS[X\YRYL[WZX\QKJSZ\:\OW[XUXS[
85;\DWYP\TZMYXRY
Q[DUVP[Q[\L[GV[XSUB\69:6\QUVU\L[GUXS[\LN\TZMYXRY\OW[XU
QKJSZ\0>Z\IUT[WUVSUB\.YWYGYPVZWYPYJ\MOXN?NE\:\'?[T
69:+\R[WY@YXSZX\LN\Q[X[\QKJSZ\6\OV[W[TE\M[SZ?Z\LOW?N
OV[X\IY<RIYVZWZ\CZ\LOW?N\OW[XUXS[\TZMYXRY\GZTVYXSZ
NQHNV[XUQOWB\"Y<RIY\PN[<YQZR\T[DM[PUXS[E\SYFZW\LYW\M=
R[RKSZ\I[VUGUQOW\YMZ\TNWNPS[X\[V[?[FU\TZMYXRY\PN[<YQZR
LZVHZMYQVZ\TZMYXRYSZX\TNWRNVNQOWB$7[VZDVZWY\KJZWYXZE
IY<RIYVZWYXE\&006\M[QUVU\T[XNXV[\OS[\T[QURV[WUXS[X\T[Q=
X[TV[X[X\MOWNXV[W\XZSZXYQVZ\OVNG[X\T[QUDV[WUXUX\RZV[<Y
ZSYVSYFYXZ\SYTT[RY\IZTZX\8[QW[TR[WE\GN\LYVHYVZWY\CZWSY#
!&006\M[QUVU\ROWL[\Q[M[S[\QZW\[V[X\SKJZXVZPZVZWVZ
IY<RIYVZWYX\OS[\T[QURV[WUXS[X\T[QX[TV[X[X\MOWNXV[W\XZ=
SZXYQVZ\OVNG[X\T[QUDV[W\RZV[<Y\ZSYVZ?ZTB\YW[[R\'S[V[WU
KQZ\T[QURV[WUXS[\OVP[MU\HZWZTZX\QAXZRYP\TNWNVN\T[W[WUE
R[WY@Y\CZ\LZXJZWY\NMNV\CZ\ZM[MV[W\YVZ\YVHYVY\ZTMYTVYTVZWE\KQZ
T[QUR\SZ<RZWVZWYXYX\XORZW\R[MSYTVY\OVP[P[MU\CZQ[\SZ<RZW=
VZWSZTY\QUDW[XP[V[W\XZSZXYQVZE\R[P[PZX\KQZXYX\YW[SZMY
SUGUXS[\OVNG[X\MZLZDVZWVZ\TYGYVZWYX\MYHOWR[VUVUTV[WUXUX\YD=
R[V\ZSYVPZMY\CZ\LNX[\L[FVU\OV[W[T\@[T\T[QLUX[
NFW[P[P[V[WU\ZXHZVVZXYQOWB\YW[[R\OS[V[WU
T[QURV[WUXS[TY\NQHNXMNJVNTV[W\MZLZLYQVZ\MYHOWR[VUVUTV[WU
YDR[V\ZSYVZX\IY<RIYVZWYX\MAJ\TOXNMN\MKWZVZWZ\YVYGTYX\DWYPE
HZ?YTPZ\J[PPU\CZ\HZ?YTPZ\?ZJ[V[WUXU\1:\5W[VUT\69:1
R[WY@YXZ\T[S[W\ASZXPYG\OVP[MU\G[WRUQV[\MYHOWR[VUVUTV[WU
L[GV[XHUIR[X\YRYL[WZX\HZIZWVY\OV[?[TB\/YXZE\T[XNX[\ZTVZ=
XZX\,JYW[[R\OS[V[WUX[\TZXSY\X[P\CZ\@ZM[LUX[\L[FUPMUJ
I[VUG[XV[WU\LYVSYWPZPZTRZX\SOV[QU\TZMYVZX\YS[WY\D[W[
?ZJ[V[WUXUX\S[\LYW\SZ<[Q[\P[@MNM\MYVYXZ?ZT,\YL[WZMYQVZ\Y=
S[WY\D[W[\?ZJ[V[WUXUX\MYVYXPZMY\M[FV[XSUB\'S[V[WUPUJUX
LYVSYWYVPZPYG\YGZ\HYWYG\CZ\IUTUG\LYVSYWYPVZWYXY\::\5W[VUT
69:+\PZM[Y\M[[RY\LYRYPYXZ\T[S[W\LYVSYWPZVZWY\HZWZTYQOWB
7[VZDVZWYPYJ\KJZWYXZE\7[WUP\8[FTNWVN\T[SUX\IY<RIYVZWYP=
YJZ\1\IO?NF[\T[S[W\SOFNP\LOWIV[XP[MU\@[TTU\HZRYWYVSYB
)KJZXVZPZQVZE\1\IO?NFN\OV[X\T[SUX\IY<RIYE\&\QUV[\T[S[W
LOWIV[X[LYVZ?ZTB\/YXZE\HZXZV\M[FVUT\MYHOWR[MU\CZ\MYHOWR[
DWYP\LOWIV[WUX[\Q[DUV[XSUWP[\@[TTU\HZRYWYVSYB\"Y<RIYVZW=
YPYJ\S[@[\MOXW[\P[FSNW\OVP[P[V[WU\[IUMUXS[X\LOWIV[WU
Q[DUV[XSUWP[\YGVZPVZWY\YIYX\1:\5W[VUT\69:+\R[WY@YXZ
T[S[W\L[GCNWP[V[WU\HZWZTYQOWB$\"Y<RIYVZWYX
P[FSNWYQZRVZWYXY\HYSZWPZT\YIYX\DZT\IOT\HYWYGYPSZ
LNVNXSNTV[WUXU\@[RUWV[R[X\8[QW[TR[WE\!3OMQ[V\.KCZXVYT
;NWNPN\CZ\YVHYVY\L[T[XVUTV[WUX\SNQ[WVU\Q[TV[GUPV[WUQV[
MOWNXV[WU\AXZPVY\AVIKSZ\IAJPZQY\L[G[WUQOWNJB\"AJKVZX
LN\TOXNV[WS[\ZPZFY\HZIZX\@ZWTZMZ\RZPMYV\ZRRYFYP\R[WUP
MZTRAWK\[SUX[\RZGZTTKW\ZSYQOWNPB$\SZSYB\!'*
''#)'
&)(% #% &)'$'(&
%(""$"$)%(%$#(!)!( &'&(
<6<7=6<:/5='.:;=4:474
;&8;6+=<"97( 1:895<=32$;7
/;:;60:31:1016=4%<53<89
"<0:27(=.2$:;5;5;=,;8;:-;6+%
-;3<.<=,9:=5<:<=/<7<,979:=2=3;
1:895<='89=-;;3;(=/<7<.<8=-<6<
)))=,96=;:97<=+8#;5+=4#40
<3952:4%&<87963<=8264&04
OXSW[\LOWM[MUXS[\YGVZP\HAWZX\CZ\4W[T>UX\ZX\LKQKT\ZXZW%Y
GYWTZRVZWYXSZX\.ZXZV\-XZWHQ>XYX\(?W[\;NWNVN\8[GT[XU
*Z@PZR\3ZDYVE\7KWTYQZ>XYXE\8[FS[R\CZ\-WLYV\QAXZRYPVZWY
[W[MUXS[TY\ZXZW%Y\L[WUGUXUX\H[W[XRAWK\OVSNFNXN
MAQVZSYB55\PN@[LYWYXYX\MOWNV[WUXU\Q[XURV[Q[X\3ZDYVE
8[FS[R>R[TY\4W[T\*ZWTZJY\ KTKPZRY\CZ\4W[T\;KWR\8AVHZ=
MZV\/AXZRYPY\4;8/\[W[MUXS[\M[FV[X[X\ZXZW%Y\L[WUGUX[
YVYGTYX\7KWTYQZ,XYX\SOF[V\H[W[XRAW\OVSNFNXN\Y<[SZ
ZRRYB;NJZQ>SZTY\LKRKX\DZRWOVKXE\YMRZW\;KWR\DZRWOVKE\YMRZW\;=
ZWTKT\DZRWOVK\OVMNXE\?OFW[<Q[S[\M[SZ?Z\LYW\QZWZ
HZVZLYVZ?ZFYXYE\LNW[XUX\S[\7KWTYQZ\OVSNFNXN\[XV[R[X
3ZDYVE\28OWN\@[RRUXUX\SYFZW\N?N\LYJSZ\OVSNFNX[\HAWZ\CZ
SOF[VH[JS[\S[\AQVZ\OV[?[T\YVZWYSZE\7KWTYQZ\ZTOXOPYT
H[W[XRAW\SNWNPNX[\HZVYQOWB\OVYRYT\OV[W[T\S[\4W[T>UX\RZT
D[WI[\T[VP[MUE\7KWTYQZ>XYX\IOT\YMRZFY\LYW\GZQ\OV[W[T
HZWIZTVZGPYG\OVNW2\GZTVYXSZ\TOXNGRNB3ZDYVE\7KWTYQZ>XYX\4=
W[T\DZRWOVKXKX\KVTZXYX\R[P[PU\YIYX\M[RUVSUFU\QAXKXSZTY
MAQVZPYXYX\J[P[X\YIZWYMYXSZ\SOFWNV[XSUFUX[\SYTT[RY\IZT=
ZWZTE\2-FZW\LN\DZRWOVKX\M[RUGUX[\YJYX\CZWYVPZMZQSYE\GYPSY
LN\[XV[GP[XUX\JZPYXVZWY\OVP[Q[?[TRUB\)OV[QUMUQV[\@ZW\[X=
V[PS[\7KWTYQZ\LN\YGZ\H[W[XRAW\OVSN2\SZSYB4W[T\ZRWOV
8[T[XU\5SYV\5LSZV\*Z@SY\YVZ\4;8/\)OF[V\;[QX[TV[W
8[T[XU\5GRY\ [W[PY,XYX\(MR[XLNV>S[\SKJZXVZXZX\5RV[XRYT
;OXMZQY\-XZW%Y\CZ\-TOXOPY\YWCZMY\T[DM[PUXS[\LYW\[W[Q[
HZVPZMYXYX\MOX\SZWZ?Z\AXZPVY\OVSNFNXN\CNWHNV[Q[X
3ZDYVE\GNXV[WU\T[QSZRRY#2(VT\SZ<[\[QXU\<OWNPS[\Q[X\Q[X[\O=
RNWSNV[WB\(MR[XLNV>S[TY\ZXZW%Y\JYWCZMYXSZX\AX?Z\YTY\R[W[<
[W[MUXS[TY\HAWKGPZXYX\LYW\GZQYX\L[GV[XHU?U\OVSNFNXN
SKGKXKQOWSNPB\5P[\AXVZWYXSZ\IOT\LKQKT\MOWNXV[W\C[WE
LYW\P[M[Q[\ORNWP[T\YIYX\Q[DUV[X\T[WGUVUTVU\LYW\YQY\XYQZR
[XV[GP[MU\OV[W[T\L[TUQOWSNPB\'QM[\LYW[J\S[@[\<[JV[MU\O=
V[W[T\SKGKXKQOWNP\[WRUTB\ ZW\YTY\YMYP\SZ\[QXU\MOWNXN\[QXU
GZTYVSZ\RZG@YM\ZSYQOWV[WB3[QUX\*Z@SYE\4W[T>UX\PZWTZJYQZRIY
JY@XYQZRVZ\QAXZRYVPZMYXYX\HZIPYGRZ\IOT\D[@[VUQ[
D[RV[SUFUXUE\LAVKXPZMYXZ\QOV\[IRUFUXUE\QAXZRYP
QZWZVVZGRYWYVPZMYXSZX\Q[X[\OVSNFNXN\MAQVZSYB\-FZW
8[FS[R>R[\LN\HZWIZTVZGRYWYVZLYVYWMZ\O\J[P[XE\IOT\?YSSY
LYW\[XV[GP[Q[\S[\QOV\[I[LYVYWB2*Z@PZR\3ZDYVE
8[FS[R>R[TY\4W[T\*ZWTZJY\/AXZRYPY>XYXE
S[@[\AX?ZSZX\;NJZQ\4W[T\DZRWOVVZWYXY
M[SZ?Z\TZXSYXZ\[YR\OV[W[T\HAWSKFKXK
LZVYWRZWZTE\2;ZWTKT>KX\SZ\[WRUT\R[P[=
PZX\8[FS[R>UX\TOXRWOVK\SUGUX[
IUTRUFUXUE\;KWRVZW\R[W[<UXS[X\TOXRWOV
ZSYVSYFYXY\SKGKXKWMZTE\OW[S[TY
DZRWOVKX\R[P[PU\LNHKX\[X?[T\RZT
GZTYVSZ\7KWTYQZ,QZ\HZVZLYVYWE\O\S[
;KWR\LAVHZMYXSZX\HZIZWZTB\)YFZW
LOWN\@[RV[WU\R[P[PZX\4()>YX\TOX=
RWOVK\[VRUXS[B\8NXV[WUX\R[P[PUXU\M[=
R[WM[\R[P\RZWMY\;KWRVZW\D[W[\CZWZLYVZ=
?ZT\@[VZ\HZVYQOW2\SYQZ\TOXNGRNB4W[T
*ZWTZJY\ KTKPZRY\CZ\;NJZQ\4W[T>R[TY
LAVHZMZV\QAXZRYP\[W[MUXS[TY\[XV[GP[JVUFUXE
RKP\QAXVZWYQVZ\T[DM[PVU\IAJKPKXKX\J[P[X
[V[LYVZ?ZFYXY\Y<[SZ\ZSZX\3ZDYVE\23OWNXV[W\R[LYTY\YTY\HKXSZ
@[VVOV[?[T\MOWNXV[W\SZFYV\[P[\8[FS[R\[X[\DWZXMYD\OV[X
PZWTZJYQZRIY\JY@XYQZRRZX\[QWUVP[Q[\T[W[W\CZWSYQMZ\TY
IAJKP\OW[S[E\O\J[P[X\?YSSY\LYW\G[XMU\C[W2\QOWNPNXN
Q[DRUB*Z@PZR\3ZDYVE\699>SZX\LN\Q[X[\KWZRYPVZWYXY
SKJZXVY\OV[W[T\[WRUWSUTV[WUXU\LZVYWRZWZTE\GNXV[WU
T[QSZRRY#2-X\HKX?ZV\CZWYVZWVZ\7[T\7[T\M[@[MUXS[\HKXVKT
:19\LYX\C[WYVE\7[TZ>SZ\YMZ\::9\LYX\C[WYV\DZRWOV\KWZRYQ=
OWNJB\7ODV[PS[\@ZW\YTY\M[@[PUJS[X\6+9\LYX\C[WYV\KWZRYVYQ=
OWB\.ZVZ?ZT\MZXZTY\@ZSZ<YPYJ\YMZ\7[TZ>QY\:9=699\LYX
C[WYV\[W[MUX[E\7[T\7[T>U\:09\LYXYX\KJZWYXZ\IUT[WP[TB\/[XY
IOT\?YSSY\[XV[PS[\LYJ\YTY\M[@[S[X\HZVZ?ZT\MZXZ\119=109
LYX\C[WYVZ\IUTP[QU\NPNR\ZSYQOWNJB\WZRYPYPYJSZ\?YSSY\LYW
[WRUG\LZTVYQOWNJB2VNMV[W[W[MU\ZXZW%Y\DYQ[M[V[WUXS[\;NJZQ
4W[T>R[TY\T[QX[TV[W[\LKQKT\LYW\YVHY\OVSNFNX\LZVYWRZX\3ZDYVE
2N\[X[\T[S[W\LOWNQ[\TOQSNFNPNJ\@ZW\DZRWOV\M[RUVSUB
)OV[QUMUQV[\R[VZDRZ\LYW\MOWNX\HAWKXPKQOW2\SZSYB;ZWTKT\
ZQ@[X\DZRWOV\LOWN\@[RRUXUX\T[D[MYRZXYX\@ZW\QUV\S[@[\S[
[WRUWUVP[MUXUX\[P[IV[XSUFUXU\CNWHNV[Q[X\3ZDYVE\GAQVZ\SZ=
C[P\ZRRY#2ZQ@[X\LOWN\@[RRUX[\NJNX\LYW\J[P[XSUW
HKXVKT\199\LYX\C[WYV\DZRWOV\HZVYQOWB\8NE
R[XTZWVZWZ\TOXNVNQOW\CZ\M[RUVUQOWB\8AVHZ=
MZV\;KWR\/AXZRYPY\QUV\MOXNX[\T[S[W
LNXNX\HKXSZ\+99\LYX\C[WYVZ
[WRUWUV[?[FUXU\MAQVKQOWB\;KWR\QAXZRY=
PY\\LOWN\@[RRUXS[X\7KWTYQZ>QZ\HY=
SZX\DZRWOVK\YTY\MZXZ\YIZWYMYXSZ\:
PYVQOX\C[WYVZ\IUT[WP[QU\@ZSZ=
<VYQOWB\;NJZQ\4W[T\LOWN\@[RRUXUX
T[D[MYRZMY\TOV[QVUTV[\099\LYXSZX
09\LYX\C[WYVZ
IUT[WUV[LYVYWB269::>SZ\(XHYVYJ\[V=
V[WZM\YVZ\LYWVZGPZMYXYX\[WSUXS[X
!.ZXZV\-XZWHQ\V?$\[SUXU\[V[X\CZ
7KWTYQZ>SZX\OXSW[\8OWM[MU>X[\TORZ
OV[X\YVT\7KWT\GYWTZRY\OVP[\AJZVVYFYXY
R[GUQ[X\.ZXZV\-XZWHQE\AJZVVYTVZ\;NJZQ\4=
W[T>R[\M[@YD\OVSNFN\LKQKT\DZRWOVE\H[J\WZJZWCVZWY
CZ\KWZRYPY\YVZ\AXZ\IUTUQOWB\.ZXZV\-XZWHQ>XYX\QKJSZ
++>KXZ\M[@YD\OVSNFN\;NJZQ\4W[T>R[TY\7[T\7[T\M[@[MUXS[
CZ\QKJSZ\60>YXZ\M[@YD\OVSNFN\7[CTZ\M[@[V[WUXS[\OWR[V[P[
:E1\PYVQ[W\C[WYV\DZRWOV\WZJZWCY\OVSNFNE\RODV[P\WZJZWCYX
Q[TV[GUT\:E\PYVQ[W\C[WYVZ\T[S[W\IUT[LYVZ?ZFY\R[@PYX
ZSYVYQOWB.ZXZV\-XZWHQ\ZX\MOX\HZIZX\@[<R[\GYWTZRYX\5CNMRN=
WQ[\TATZXVY\'*\<YWP[MUXUX\@YMMZVZWYXYX\QKJSZ\1&,MUXU
:09\PYVQOX\SOV[W[\M[RUX\[VSUFUXU\[IUTV[PUGRUB\!**
('$&'(')
%%#%(")&&$
!#)'(&
Zorlu, İŞKUR Manisa İl
Müdürlüğü tarafından Manisa
Büyükşehir Belediyesi Fuar
Alanı'nda düzenlenen 7. İstihdam ve Eğitimde Buluşma
Günleri'nde, "Liderlik ve Kariyer Deneyimleri" konulu
söyleşiye katıldı. Burada
öğrencilere, gelecekteki iş
hayatları için öğüt verdi
Sadece tüketen bir toplum durumuna gelinmemesi gerektiğinin
altını çizen Zorlu, “Yapmaya
gelince yok, tüketmeye gelince var.
Böyle ülke kalkınmaz. Ben 20 sene
önce şunu söyledim, 3. Dünya
Savaşı'nın çıkacağına
inanmıyorum, çünkü ekonomik
savaşın içerisindeyiz. O günden
bugüne savaş o kadar büyüdü ki o
yüzden birbirimizle istişare
edeceğiz, kavga etmeyeceğiz.
Kavgayı iş için yapacağız ama öyle
bildiğimiz kavga değil, mücadele
anlamında. 10 sene önceki Manisa’ya bakın, şimdiki Manisa’ya
bakın. Ben burada siyasi
konuşmuyorum, yanlış anlamayın.
Önemli olan istikrardır. Onun için
kavga etmeyelim ve çalışalım,
üretelim, ihraç edelim, ülke
kalkınsın. İkinci ve üçüncü sınıf
dünya insanı olmayalım, birinci
sınıf dünya insanı olalım.” dedi.
Türkiye’nin komşu ülkelerinin zor
günlerden geçtiğini hatırlatan Zorlu, “Komşu ülkelerimize bakın, işte
Suriye, işte Irak. Gazeteleri okuyun.
Magazin sayfalarını değil de içerikleri okuyun, bakın onlar ne durumdalar. Onları görüyorum, inanın
acıyorum. O çocukları gördükçe
üzülüyorum. O çocukların günahı
ne, o insanların günahı ne? Biz birlik olacağız, beraber olacağız. Hep
beraber bu ülkenin kalkınması için
çalışacağız, yalnız siyasetçilerden
beklemeyeceğiz. Çalışacağız,
çalıştığımızın hakkını isteyeceğiz.
Bugün Vestel’e gelin görün, dört
çeşit yemeğimiz var. Masa örtüsü
üzerinde yemek yiyorsunuz. Her
türlü hijyen mevcut.” diye
konuştu.Manisa’daki Vestel City’de
Türk mühendislerce geliştirilen, yerli tasarım ve üretim eseri akıllı
cep telefonu Venüs’ü de gençlere
tanıtan Zorlu, yerli malının önemine
değindi. İnsanın önce inanması ve
daha sonra kendisine güvenmesi
gerektiğini vurgulayan Zorlu, “Eğer
kendine güvenemezsen, bir yere
varmamız mümkün değil. Yerli malı
çok önemlidir. Biz her 100 televizyondan 90’nını ihraç ediyoruz.
10 tanesini burada satıyoruz. İki
dokuma tezgahından gelmiş, 25 bin
istihdam, 2 milyon metrekare yurtiçinde fabrika alanlarımız var.
Sadece kapalı alan olarak 2 milyon
metrekare. Avrupa’nın en büyük
kompleksidir. Peki bunu kim yaptı,
Türkler yaptı.” dedi.Vestel Savunma Sanayi tarafından üretilen
insansız hava aracının (İHA)
yapımına nasıl başladıklarını anlatan Zorlu, “Artık insansız uçak
yapıyoruz. Orduya vereceğiz. Ben
bu insansız hava uçağını inceler,
bakardım. Ya bu uçakta bir şey yok
yani. bakıyorsunuz böyle
kanatlarında iki motor var, gerisi
mühendislik. Motoru zaten başka
bir yerden alıyorsun. Bu uçağı yapan mühendislik. Biz de uçağımızı
denedik, uçtu, indi. Uçak yani zor
bir şey değil.” şeklinde onuştu.
Konuşmaların ardından İŞKUR
Manisa İl Müdürü Yüksel Uçar, Ahmet Nazif Zorlu’ya teşekkür ederek
plaket verdi. (CİHAN)
Kasım2013
2014Perşembe
Pazar
231Şubat
Başbakan Yardımcısı Babacan,"Türkiye artık yüksek orta gelirli ülkeler
sınıfında. Yüksek gelir düzeyine geçilmesi için 2 bin dolar kaldı.Bu sene yüzde
3,3'lük bir büyüme bekliyoruz. Aslında bu büyüme bilerek düşürülmüştür"dedi
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye
artık yüksek orta gelirli ülkeler sınıfında. Yüksek
gelir düzeyine geçilmesi için 2 bin dolar kaldı"
dedi.Babacan, Borsa İstanbul, Chevron, Halkbank ve THY iş ortaklığında düzenlenen Atlantik
Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde bir
konuşma yaptı. Daha düşük oranlarla da olsa
gelişmekte olan ülkelerin yine de dinamizmin,
büyümenin yeri ve aynı zamanda ticaret
yapmanın da merkezinde olacağını kaydeden
Babacan, büyümenin kalitesi hakkında da
değerlendirmelerde bulundu.Babacan, şayet
büyüme nüfusun yüzde 1'ine yarıyorsa bunun
sosyal sonuçlarının da dikkate alınması ve üzerinde dikkatle düşünülmesi gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin 2002'den bu yana geçirdiği
siyasal, sosyal ve ekonomik değişimlere
değindi. Türkiye'nin yalnızca büyümekle
kalmadığını, Gini katsayısının da düştüğünü belirten Babacan, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma
Örgütü'nde (OECD) Gini katsayısını en çok
düşürebilen ülkenin Türkiye olduğunu ifade etti.Babacan, Türkiye'nin artık yüksek orta gelirli
ülkeler sınıfında olduğunun altını çizerek, yüksek gelir düzeyine geçilmesi için 2 bin doların
daha kaldığını aktardı. Babacan, Türkiye'nin
diplomatik ofislerin dünyanın her yerine
yayıldığına işaret ederek, gelecek yıl Laos'ta bir
Türk büyükelçiliğinin açılacağını da
söyledi.Babacan, bu sene yüzde 3,3'lük bir
büyüme beklediklerini hatırlatarak, "Aslında bu
büyüme bilerek düşürülmüştür. Geçtiğimiz
sene pek çok tedbirler aldık çünkü... 'İç talebi
biraz sınırlayalım dedik', çünkü bankalarımız o
kadar zengin kaynaklara sahipler, o kadar
hevesliler ki kredi vermeye, tüketicilerimiz de
harcamaya o kadar eğimli ki, çok hızlı gidiyordu
bu borçlanarak harcama meselesi. Tedbirler almak zorunda kaldık" diye konuştu.Babacan, bu
durumun haneler için risk, bankaların
bilançoları için de kritik durumlar
oluşturduğunu aktardı. Bu yıl Türkiye'deki araba satışlarının yüzde 20 düştüğünü, bunun iyi
bir şey olduğunu, çünkü otomobillerin yüzde
80'inin ithal olduğunu anlatan Babacan, "Bu
sene ne kadar büyürüz değil, 5 sene, 10 sene
sonra ne kadar büyüyeceğiz? Bunlar en önemli
perspektiflerdir" ifadelerini kullandı.Babacan,
hükümet olarak uzun vadeli düşünme lüksünün
olduğunu, ancak birçok ülkenin böyle bir lüksünün bulunmadığını belirtti. Öngörülebilirliğin
diğer ülkelerde bir problem haline geldiğini vurgulayan Babacan, 25 reform alanına konsantre
olduklarını ve her alanda da eylemler ilan edeceklerini dile getirdi.Babacan, bunların
listelendiğini, hangi kurumların sorumlu olacağı
ile bu reformların hangi tarihte bitirileceğinin de
listeleneceğinin altını çizdi. Bu reformların teslim edileceği tarihte başarılı olunursa
Türkiye'nin büyümesinin çok daha büyük ve
çok daha sürdürülebilir hale geleceğini aktaran
Babacan, yargı ve eğitim konusu üzerinde de
çalışmak ve kendilerini daha da geliştirmek
istediklerini kaydetti. Babacan, bunların her ikisinin de büyümenin sürdürülebilir olması için
büyük önem taşıdığına dikkati çekti.Babacan,
konuşmasından sonra CNN sunucusu Nina
Dos Santos ile katılımcıların sorularını yanıtladı.
İkili anlaşmalarla ilgili bir soru üzerine Babacan,
ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmaları koordineli
bir şekilde gerçekleştirilirse dünya ticaretinin
büyümeye devam edeceğini, bunun da küresel
büyümeye katkı sağlayacağını söyledi.Babacan, serbest ticarete inandıklarını vurgulayarak,
eğer emtialar, insanlar ve finans serbest bir
şekilde dolaşırsa tüm bunların hepsinin kazankazan sonucunu doğuracağını anlattı. Petrol
fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün gayri safi
yurt içi hasılanın ve enflasyonun yüzde 25'ine
tekabül ettiğini aktaran Babacan, petrol
fiyatlarındaki düşüşün iyi bir şey olduğunu ama
buna güvenemeyeceklerini ve bu nedenle ithalat bağımlılığını azaltmaları gerektiğini
belirtti.Babacan, devletin dış borcunu ödediğini
ancak özel sektörün döviz borcunun arttığını
hatırlatarak, "Sonuçta cari açığımıza bakacak
olursak bu bankalardan ve şirketlerden
kaynaklanıyor. Çünkü dışarıdan borç alıyor" dedi.Babacan, bir konuşmacının "Eğitim, hukukun
üstünlüğü ve yapısal reformdan bahsettiniz.
Hukukun üstünlüğü konusunda Türkiye, özellikle yolsuzluk soruşturması konusunda 17
Aralık'tan beri çok önemli geri adımlar atmış
durumda. Eğitim konusuna bakacak olursak
özellikle İslami okullara giden çocuk sayısının
artırılacağından bahsediliyor. Aynı şekilde İmam Hatip okullarının sayısının artacağından
bahsediliyor. Yapısal reformlara bakacak olursak vergi reformu bugün değil ama daha çok
seçimler sonrasında karşımıza çıkacak konulardan bir tanesi" yorumunu yapması üzerine,
şunları söyledi:"Yasal, hukuki sistemle ilgili olarak aralık ayından beri bir dizi dönemden
geçtik. Burada bunların büyük bir kısmı hukuk
sistemimizde bulunan ve koordineli bir şekilde
hareket etmeye çalışan bir grup insandı. Kanuni
düzenlemelere uygun davranmayan ve hukuk
ilkelerine riayet etmeyen, adil davranmayan insanlarla ilgili olarak, bu bir gurup insanın hukuk
sisteminin içinde olması, kredibilitesini etkiliyordu. Hakim ve savcılar, kendilerinin de ait
olduklarını düşündükleri bir ağdan emir almaya
başlayacak olurlarsa o zaman hukuk sistemine
güvenin kalması mümkün değil. O yüzden de
şunu yapmaya başladık. Hukuk sistemimizin bu
tür grup hareketlerinden arındırılmış olması için
çalışmalar başlattık. Hukuk sistemimizin
bağımsız ve adil bir şekilde işlemesi için
harekete geçtik.Biz şuna inanıyoruz.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olması büyük bir
önem taşıyor, eğer ileri düzeye gelmiş bir
ekonomi olmak istiyorsak, birinci sınıf bir
demokrasi olmak istiyorsak bunlar çok önemli.
Biliyorum bu çalışma gerektiriyor ve bu reformlar da zaman alıcı. Yeni hukuk adamları, yeni
hakimler ve yeni savcılar görevlendirilmeye
çalışılıyor. Sistem yenilenmeye çalışılıyor, bir
dizi önemli adım atılarak bu önemli revizyon
çalışmaları yapılıyor. Aynı zamanda Avrupa
Komisyonu ile de çok yakın çalışmalar
yapıyoruz. Performansımızı da kendilerinden
geri bildirim isteyerek takip ediyoruz.Zorunlu
eğitim 8 yıldan 1 yıla çıkarıldı Türkiye'de. Bu
önemli bir adımdı, burada müfredatla da ilgili
revizyonlar yaptık, yeni bir öğretmenler stratejisi de geliştirdik. İş eğitime geldiği zaman biz
öğrencilerimizin karşısında opsiyonlar
olduğuna inanıyoruz. Bir zorunlu dersler var,
bir de ailelerin çocuklarla birlikte katılmayı tercih edebilecekleri dersler olabilir. Biz neyin ideal olduğunu biliyoruz, hangi istikamete gitmemiz gerektiğini biliyoruz. Çok önemli 2 unsur var;
ekonomimiz ve demokrasiye
bağlılığımız."Babacan, yolsuzluğun G20'nin
öncelikli konuları arasında yer aldığını,
Türkiye'nin burada bakıldığında saydamlık
göstergeleri açısından üst sıralara çıktığını
söyledi. Babacan, şunları kaydetti:"Biliyoruz,
kusursuz durumda değiliz ama iyileşmeler
yapılıyor ve daha da fazla ileriye dönük adımlar
atılacak, daha iyi saydamlığın elde edilmesi ve
yolsuzlukla mücadelenin daha üst düzeyde
yürütülebilmesi için. Biliyoruz bizim siyasi partimizin adı da AK Parti. Ak, beyaz ve lekesiz demek. Bu aslında bizim var oluş sebeplerimizden de biri. O yüzden de böyle bir şeye tolerans göstermemiz mümkün değil.Böyle davalar
olduğu zaman tabii ki soruşturmalar açılacak
ve yapısal adımların da atıldığından emin
olacağız. Ama saydamlık bir yandan da bunu
başarmanın en kolay ve en etkili yolu. Bunu
açık bir şekilde yapmamız büyük önem taşıyor.
Özellikle bir potansiyel söz konusu ise bir fırsat
varsa o zaman eşit erişimin de sağlanması
gerekiyor. Eşit fırsatın da tanınması gerekiyor.
Nelerin yapılması gerektiğinin farkındayız ama
kimi zaman, zaman alabiliyor."Babacan,
Türkiye'deki Suriyeli mültecilerle ilgili de bilgi
verdi. Türkiye'de şu anda 1,6 milyon Suriyeli
mülteci bulunduğunu ve bu mültecilerin 220
bininin kamplarda yaşadığını belirten Babacan,
şu ana kadar Suriyeli mülteciler için kümülatif
olarak 4 milyar lira harcandığı bilgisini
paylaştı.Babacan, Türkiye'nin şimdiye kadar
Suriyeli mültecilerin maliyetini
karşılayabildiğini, çalışmalar için çok az oranda
uluslararası destek alındığını hatırlattı.
Suriye'ye daha fazla güvenliğin ve istikrarın
getirilebileceğine dikkati çeken Babacan,
"Bunun nasıl ve ne zaman yapılacağı, dost
ülkeler arasında tartıştığımız konular arasında
yer alıyor. Kolay bir mesele değil" diye
konuştu.Babacan, İstanbul'un finans merkezi
olmasının gitgide daha da gerçek bir mesele
haline geldiğini vurgulayarak, İstanbul'un iyi bir
finans merkezi olması için iyi yönetmeliklerin
yapılması gerektiğinin de altını çizdi. İstanbul'un zaten halihazırda ticaretin ve yatırımın
buluştuğu önemli bir merkez olduğuna işaret
ederek, "Nihai olarak finans için de aynı şey
söz konusu olacak" dedi.Babacan, Türkiye'nin
birçok alanda yabancı doğrudan yatırım çekmeye devam ettiğine dikkati çekerek, "Çünkü
burada tahmin edilebilirlik çok yüksek ve son
12 yıllık dönemde finans düzenlemeleri,
hukukun üstünlüğünün tam işlerlik kazanması
çok daha üst seviyelere çıkarıldı"
değerlendirmesinde de bulundu. (AA)
Ziraat Bankası, Türk ürünlerini ithal eden yabancı şirketleri destek için özel proje geliştirdi.
Eximbank’la yıl başında anlaşma imzalayan Ziraat Bankası projeyi uygulamaya başladı.
Rusya’da faaliyet gösteren Ziraat Bankası Moskova Genel Müdürü Avni Demirci, ilk proje
desteğini Rusya’nın Penza bölgesinde bir yatırım için verdiklerini söyledi
.EIKE>S3JSTKGPGNGBNSPMOMOT(ATHMNMT>RIQNRIQTQNRT4DPK
CSIMOTFROIG=NSPMTQNRTCQPTSPSHST?RNROT*RFQP:Q9T5GIHST
4DPKQHRTRKEOEFQTQNQBKQNRPQ9T5GIHS3JSTFSNQT=QHSISNSPT>R
QPSSLT1SOKSIMT.EIKE>S3OMOT6SSNQHRLNRPQTQNRTQN?QNQ
S<MKNSFSJSTCGNGOJGAT.DBLRPQTFRPKR@NQTJ8ODBDF
=PE?PSFNSPMOMTLSFSFNSJMKNSPMOMT>RT4DPKQHRTQNRTLSF
GHGFNGT7SNRT?RNJQKNRPQOQTCRNQPLROT*RFQP:Q9TPGCNRJRTSBMPM
JR;RPTKSHCMTHSBSOFSIMTORJROQTQNRT(&TFQNHEOTJENSPTIRP2
FSHRTSPLMBMTHS=LMKNSPMOM9T8JROFQBTIRPFSHRTPSKSFMOMT&
FQNHEOTJENSPS9T8@TKSHOSKNSPMTJST&TFQNHEOTJENSPS
<MKSPJMKNSPMOMTQ6SJRTRLLQAT5GIHS3JSTHSBSOSOTKPQ@QT6MPISLTE2
NSPSKT?8PJDKNRPQOQ9TJE;PGTKGPGFISNT6QPFSNSPNST<SNMBSPSK
CDHDFRKTQILRJQKNRPQOQTCRNQPLROT*RFQP:Q9T 4DPKQHRT>R
5GIHSTSPSIMOJST(++TFQNHSPTJENSPNMKTLE=NSFTLQ:SPRLT7S:FQ
7RJR6QT>SPAT5GIHS3JSTPGCNROQOTJR;RPTKSHCMTQNRTQ7PS:SL<M
6QHSLNSPMTG:G@NSJMAT,L7SNSLTHS=SONSPT@EPTJGPGFJSA
4DPKQHR3OQOTCGTIDPR<LRT5GIHS3HSTQ7PS:SLMTSPLSCQNQPAT1GOGO
Q<QOT42PGCNRTLQ:SPRLQT?RNQBLQPQNFRIQT?RPRKQHEPAT,KQNQ
SONSBFSTQF@SNSOISTJST7ROD@TCGOGOTSNLMTJENGTJR;QNA
.RPKR@T1SOKSNSPM3OMOT)0'TSONSBFSNSPMOMTQF@SNSFSIM
?RPRKQHEPAT5GIHST*R>NRLT1SBKSOMTNSJQFQPT'GLQO3QOT(
0PSNMK3LSTHS=S:S;MT4DPKQHRT@QHSPRLQOJRTKEOGOGOT?DO2
JRFRT?RNFRIQOQTCRKNQHEPG@AT5GIHST4DPKQHR3HRTRORP!Q
ISLLM;MTQ<QOTKMIFROTQILRKIQ@TENSCQNQPAT"RPRNT=SPSTCQPQFNRPQ
QNRTLQ:SPRLT5GIHST>RT<R>PRIQORTQ7PS:SLTHS=SOT4DPK
BQPKRLNRPQTQ<QOTKGPTPQIKQOQTS@SNLMPATJR;RPNROJQPFRIQOJRTCG2
NGOJGAT%GPTPQIKQOQOTQL7SNSL<MT>RTQ7PS:SL<MTSPSIMOJS
=SHNSBMNFSIMOMOTLQ:SPRLQTKENSHNSBLMPS:S;MOMTCRNQPLRO
*RFQP:Q9T5GIHS24DPKQHRTSPSIMOJSTQBTHS=SOT6QPFSNSPMO
.EIKE>S3JSTCGNGOSOT4DPKTCSOKSNSPMTSPS:MNM;MTQNRT=SPS
LPSOI6RPNRPQOQT?RP<RKNRBLQPFRNRPQOQOTPQIKQTEPLSJSO
KSNJMPJM;MOMTI8HNRJQAT#KPSHOSTKPQ@QTORJROQTQNRT5GIHS3HS
H8ORNQKTHS=LMPMFNSPT=SPSTLPSOI6RPNRPQOJRTCS@MTIEPGONSPMO
HSBSOFSIMOSTORJROTENGHEPA%PQ@TJ8ORFNRPQOJRTCSOKS:MNMK
IRKL8PDODOTQBQOQOT@EPNSBLM;MOMT>GP?GNSHSOT*RFQP:Q9
5GIHSTLSISPPG6ST?QJQHEPAT1S@MT6QPFSNSPTKPQ@TJ8ORFNRPQOQ
CDHDFRTQ<QOT6MPISLTENSPSKT?8PDHEPAT%GPGFISNTKPRJQTLSNR=2
NRPQOJRTSPLMBT>SPAT,L7SNSL<MT6QPFSNSPT@EPTJGPGFJSAT5GIHS
FSNQT=QHSISNSPMOJSTCSBSPMNMTCQPTH8ORLQFT>SPAT5GCNROQO
IRPCRILTJSN?SNSOFSHSTCMPSKMNFSIMTJE;PGTCQPTSJMFJMA
#KPSHOSTKPQ@QTORJROQTQNRT=RLPENT6QHSLNSPMOMTJDBDPRPRK
5GIHS3HSTCSIKMTHS=FSKTQILQHEPNSPAT5GIHS3OMOTLQ:SPRL
6S@NSIMT>SPAT'RLPENT>RTJE;SN?S@MT7RPT@SFSOTISLSCQNQHEPA
0O:SKTJDBDKTPSKSFNSPT?RNQPNRPQOTS@SNFSIMOSTORJROTENGH2
EPAT'RLPENDOT>SPQNQT((+TJENSPTIR>QHRIQOJROT+TJENSPMOTJS
SNLMOSTQOJQATJRJQA5GIHS3OMOTHS=LMPMFTIDPR:QOQTQL7SN
QKSFR:QTRKEOEFQKTFEJRNRT?R<QBTQ<QOTCQPT6MPISLTENSPSK
JR;RPNROJQPFRKTQILRJQ;QOQTCRNQPLROT4DPKT1SOKS:M9
5S6NSPJSTDPDONRPQOTHD@JRT+3QOQTQL7SNAT5GIHSTCGTIDPR:Q
<EKTQHQTKS>PSJMATPRLQFT5GIHS3OMOT<MKMBTHENGTENS:SKA
PRLQFTLRB>QKTRJQNQHEPAT)SOSHQJRTJRTLRB>QKNRPQO
HSH?MONSBLMPMNFSIMTNS@MFAT18N?RJRT>SNQNRPTCQPQO:QTRNJRO
HSCSO:MTHSLMPMFTQ<QOT<SNMBMHEPAT5GIHS3JSTKSPTFSP!NSPMTHDK2
IRKTENJG;GTQ<QOTCDPEKPSLQKTRO?RNNRPQOTKSNJMPMNFSIMT<EK
CDHDKTCQPTLRB>QKATSNQNRPTHSCSO:MTHSLMPMFNSPMOT7RP
SBSFSIMOMTCQPQO:QTRNJROTLSKQ=TRJQHEPATCQN?QIQOQ
=SHNSBLMA5GIHS3JSTRKEOEFQOQOTKSHMLTSNLMOSTSNMOFSHS
CSBNSJM;MOMTQ6SJRTRJROT*RFQP:Q9T5GIHS3OMOTKROJQT8@
KSHOSKNSPMOMOTHGPLTJMBMOST<MKFSIMOMOTJ8>Q@TD@RPQOJR
CSIKMTENGBLGPJG;GOGTI8HNRJQAT4DPKT1SOKS:MHST?8PRT=RLPEN
6QHSLNSPMT+TJENSPTIR>QHRIQORT<MKSPIS9TJENSPT+TPGCNRHR
KSJSPT?RPQNRPAT'RLPENTSBS;MTJE;PGT?QJRPIRTKGPT&+TPGCNRHR
KSJSPTJST<MKSCQNQPAT5GIHS3JSTT=RPIEORNNRT7Q@FRLT>RPRO
QPSSLT1SOKSIMT8ODFD@JRKQTJ8ORFJRT4DPKTBQPKRLNRPQO
SKLQ6TENJG;G9T%S@SO9T)LA'RLRPICGP?T>RT.EIKE>S3JSTCS@M
C8N?RNRPJRTBGCRTS<FSHMTJST=NSONMHEPATT
RIM Türkiye Cephe Sistemleri Test ve Simülasyon Müdürü İnan,"Yangın
önemli bir unsur ama
büyük çaplı testler
çerçevesinde yapılması
lazım. Ufak bir yüzeyde
yaptığınız testler gerçekçi
sonuçlar vermiyor"dedi
.SOLENSFSTIQILRFNRPQOQOTHSO?MOS
JSHSOMKNMNM;MOMT8N<FRKTQ<QOTCDHDKT<S=NM
LRILNRPTHS=MNFSIMT>RTGH?GNSFSOMO
DPRLQ:QOQOTLS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJR
?RP<RKNRBLQPQNFRIQT?RPRKLQ;QTCQNJQPQNJQA
*PAT5ECRPLT.GP!S7OTOILQLDIDT5.
4DPKQHRT1QNQFIRNT0PSBLMPFST.RPKR@Q
R=7RT)QILRFNRPQT4RILT>RT)QFDNSIHEO
.DJDPDTDORBT,OSO9T00TFG7SCQPQOR
HS=LM;MTS<MKNSFSJS9T,O?QNLRPRT>RT0N2
FSOHS/JSTTFSOLENSFSTIQILRFNRPQOQO
CDHDKT<S=NMTHSO?MOTLRILNRPQOQOTSPJMOJSO
=QHSISJSTKGNNSOMNJM;MOMTSONSLLMA
4DPKQHR/JRKQTILSOJSPLNSPMOTFSOLENSFS
IQILRFNRPQOQOTHSO?MOT=RP6EPFSOIMOM
JR;RPNROJQPFRKTQ<QOTHRLRPNQTENFSJM;MOM
IS>GOSOT,OSO9TB8HNRTKEOGBLG-1G
SINMOJST0>PG=STQNRTQN?QNQTCQPTIEPGOA
$DOKDTDNKRFQ@JRKQTILSOJSPLNSPT<E;G
0>PG=STDNKRIQTQNRTSHOMAT4SCQT0>PG=S/JSKQ
ILSOJSPLNSPMOTRKIQKTENFSIMTJENSHMIMHNS
DNKRFQ@JRTJRTRKIQKNQKNRPT>SPAT0>PG=STJS
BGTSOTCQPT?R<QBTIDPR:QOJRAT1QPTIDPRT8O:R
%SHIRPQ/JRTCQPT6SCPQKSJSTHS=LM;MFM@
HSO?MOTLRILQORTCRO@RPTGH?GNSFSNSP
DNKRNRPQOTFR>@GSLNSPMOST?QPQHEPAT"SO?MO
8ORFNQTCQPTGOIGPTSFSTCDHDKT<S=NMTLRILNRP
<RP<R>RIQOJRTHS=MNFSIMTNS@MFAT#6SKTCQP
HD@RHJRTHS=LM;MOM@TLRILNRPT?RP<RK<Q
IEOG<NSPT>RPFQHEPA-4DPKQHR/JRTCGTLRIL2
NRPQOTGH?GNSOFSIMOMOT>RTLRILNRPJRO
?R<ROTFSN@RFRNRPQOTKGNNSOMNFSIMOMOTCR2
NQPNQTCQPTIDPR:QT?RPRKLQPJQ;QOQT>GP?GNSHSO
,OSO9T4DPKQHR/OQOTCGTIDPR:QT7M@NMTCQP
BRKQNJRTSLNSLFSIMOMTSP@GTRLLQKNRPQOQTKSH2
JRLLQA,OSO9T4DPKQHR/JRTCGTKEOGJST<EK
?ROQBTNSCEPSLG>SPTENSOSKNSPMTENJG;GOG
>GP?GNSHSPSK9T-)EOT&2(+THMNTQ<QOJRT<EK
:QJJQTHSLMPMFNSPTHS=MNJMAT4DPKQHR/JRKQTMIM
HSNMLMFTIRKL8PDTJRT0>PG=S/OMOTROTCDHDK
IRKL8PDAT0P2RTSNLTHS=MIMOJSTJST<EK
?RNQBLQKAT4DPKQHR/OQOTCDHDKT<S=NM
LRILNRPJRT8O:DTENFSIMT?RPRKQPAT0>PG=S/2
JSKQT?RNQBFRNRPQTCRKNRFRKLROT@QHSJR9
0>PG=S/OMOTROTCDHDKT=S@SPMTENFSIMOMO
>RPJQ;QTIEPGFNGNGKNST0>PG=S/JSOT8O:R
CGTIQILRFNRPQTFR>@GSLNSPMOSTJS7QNTRLFRIQ
?RPRKQP-TJQHRTKEOGBLGAT1QPTDPDODTHRLRP2
IQ@TCQPTLRILTD@RPQOJROTKMIMLNSFSOMOTJS
7SKIM@TPRKSCRLTHSPSLSCQNR:R;QORTJQKKSLQ
<RKROT,OSO9TBGONSPMTSONSLLM-"SO?MOS
JSHSOMKNMNMKLSTTGOIGPT>SPAT1QPQO:QIQ
FSN@RFRAT;RPTCGTCQPTIQILRFTQIRTIQILRF
ENSPSKTJSHSOMKNMNM;MT8ORFNQAT$DOKDTIQI2
LRFQTENGBLGPSOTCQNRBRONRPJROT@QHSJR9
KEF=NRTIQILRFQTLRILTRLFRKT8ORFNQAT1QP
IQILRFT2TKSLFSOJSOTFRHJSOS
?RNRCQNQPAT0NR>RTROT<EKTFSPG@TKSNSO
HD@RHQOTHSO?MOSTKSPBMTJSHSOMFM9TSNR>R
JS7STS@TFSPG@TKSNSOTKMIMFNSPMO
JSHSOMFMOJSOTJS7ST6S@NST8ORFNQA
.SN@RFROQOT?RPRKTJMBT?RPRKTQ<T:R=7RJR
ENIGOT>RHSTHS=MOMOTCSBKSTCQPTHRPNRPQOJR
ENIGO9TCQOSJSTOSIMNTKGNNSOMNMHEPISTE
BRKQNJRTLRILTRJQNFRIQTNS@MFAT1QOSJS
KGNNSOMNFSJM;MTBRKQNJRTLRILTRLFROQO
7Q<CQPTFSOSIMTHEKA-T.SOLENSFSTIQILRF2
NRPQOJRKQTCQPTJQ;RPT8ORFNQTGOIGPGOTJS
OSIMNTGH?GNSOJM;MTENJG;GOGTQ6SJRTRJRO
,OSO9T-#H?GNSFSOMOTJSTDPRLQ:QNRPQO
LS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJR9TDPDOTOSIMNTLRIL
RJQNJQ9TOSIMNTCRN?RNROJQPQNJQHIRTETBRKQNJR
GH?GNSOFSIMTNS@MFAT)QILRFTDPRLQ:QOQO
LS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJRTJR;QNTJRTCSBKS
BRKQNJRTGH?GNSOMPISTCGTIR6RPTEOGO
LRKPSPTLRILRTLSCQTLGLGNFSIMTNS@MFA
$DOKD9TCQ@TEOGOTOSIMNTCQPT=RP6EPFSOI
IRP?QNRHR:R;QOQTCQNRFQHEPG@AT1GOGO
Q<QOTGH?GNSFS:MNSPMO9TDPRLQ:QNRPQO
LS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJRTGH?GNSFS
HS=FSIM9TKQLSCMOSTGH?GOTGH?GNSFS
HS=FSIM9TIRPLQ6QKSNMTGILSTENFSIMTIEO
JRPR:RT8ORFNQ-TJQHRTKEOGBLGA-"SONMB
GH?GNSFSTHSO?MOMTSPLLMPFS@TJRPIRK
HSNSOTENGP-TJQHROT,OSO9TB8HNRTJR>SF
RLLQ-$DOKDTLRILTRLFRJQ;QOQ@TCQPTBRH
7SKKMOJSTHEPGFJSTCGNGOFSKT7Q<TCQP
@SFSOTJE;PGTJR;QNAT1Q@TJRTLRILNRPQF2
Q@JRTDPRLQ:QOQOTLS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJR
GH?GNSFSTHS=LMKAT1GTLDPTLRILNRPQO
4DPKQHR/JRTHSH?MONSBFSIMTNS@MFAT1G
HSH?MONSBLM;MT@SFSOTGILSNSPMTJSTLSKQ=
RLFRKT?RPRKQHEPAT
5
Kasım
2014
Pazar
23
1Şubat
2013
Perşembe
Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Başbakan Davutoğlu, "Hiçbir
zaman çevremizde ne halkına zulmederek büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler
ne de bu güç boşluğundan istifa eden terör örgütleri görmek istiyoruz" diye konuştu
ama en şanslı ülke Irak. Orta Doğu'da öyle
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hiçbir zaülkeler var ki, insan kaynağı bakımından
man çevremizde ne halkına zulmederek
zengin, Türkiye, Mısır gibi. Öyle ülkeler var
büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler
ki, doğal kaynak bakımından zengin. Ama
görmek istiyoruz ne de bu güç
bir ülkede hem insan kaynağı zenginliği
boşluğundan istifa eden terör örgütleri
var hem de doğal zenginlik var. Öyle uygörmek istiyoruz" dedi. Davutoğlu, ABD
gun bir kombinasyon ki."Irak'ta istikrarın
Başkan Yardımcısı Joe Biden ile The
sağlanması durumunda 5 yılda bir, seçim
Grand Tarabya Otel'de düzenlenen Atdöneminde dünyanın en hızlı yükselen
lantik Konseyi Enerji ve Ekonomi
ülkeleri arasına girebileceğine dikkati
Zirvesi'nin kapanış oturumunda
konuştu.Başbakan Davutoğlu, kalkınan bir çeken Davutoğlu, "Yeter ki Irak içindeki
siyasi gruplar, partiler, bölgeler birbirlerine
ülke için istikrarın önemine değindiği
güvensinler ve içselleştirici bir siyasi yapı
konuşmasında, özellikle son dönemde
oluşsun" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin civarında yaşanan krizlerden
Demokrasinin en büyük meziyetinin; her
olumsuz etkilendiğini anlattı. "Hiçbir zabir vatandaşı ve her bir siyasi kesimi ortak
man çevremizde ne halkına zulmederek
hedef etrafında buluşturabilme,
büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler
içselleştirme kapasitesi olduğuna
görmek istiyoruz ne de bu güç
değinen Davutoğlu, Irak'ta son
boşluğundan istifa eden terör
örgütleri görmek istiyoruz"
14,$-452.,5*34 yıllarda belli kesimlerin siyasi
sistemin dışına itilmesi, Kürt
diyen Davutoğlu, bunun
'-05(2)4(25.2*31.31 bölgesel yönetimi ve
hem bu bölgenin halkları
hem de için büyük
3.2025-4&/054.-/045,%)414, merkezi yönetim
ilişkilerin gertehdit olduğunu
$)3025'215*#03+5'4&.4*/$ arasındaki
ilmesi ve Kürt yönetiminvurguladı. Burada
özellikle 4 alana atıfta 2040/).45*4!140/)%1.415+2- deki maaşların dahi ögelen
bulunmak ve çağrıda
3*312 5,25'"54-+%(315*3!4+ denmemesinden
birikmiş tereddütler
bulunmak istediğini
3*3151,2)3$0205305%,541 " bulunduğunu anlattı.
dile getiren
Davutoğlu, "Birincisi 3--225&3)514,5+31,3 25)#03 Başbakan Davutoğlu,
"Bizim önce bu tereddütIrak... Türkiye'nin
-2+2).35'#.3(3.5)#03-2+ leri aşmamız lazım. Sayın
etrafında tarihi arka
Abadi ile görüşmemden
plana baktığımızda biz414(/0*45'21530312
çok ümitlendim. Siyasi liderim coğrafyamızın,
40-.4&+4(/04
lerle de... Irak'ta ilk defa bütün
şehirlerimizin, devletlerin
siyasi liderler elini taşın altına
zenginliği İpek Yolu üz!41/.+4(/*/1
koyarak, 'yeni bir dönem başladı'
erinden geçmesine bağlıydı. Ayinancıyla davranıyor. Ümit ederiz ki, bu
nen İpek Yolu gibi şimdi biz bir enerji
atmosfer devam eder. Türkiye'nin en çok
yolu peşindeyiz. Bizim coğrafyamız üzarzu ettiği şey; Irak merkezi yönetimiyle
erinden geçen bütün halkların barış için,
güven için bizim coğrafyada buluştuğu bir bölgesel yönetim arasında bir enerji
antlaşmasına varılmasıdır" Başbakan Ahenerji habı olmak istiyoruz. Bunu bir güç
met Davutoğlu, Irak'ın bir arada
sahibi olup da enerji üzerinden başka
tutulmasının temel aracının, birliğini koülkelere belli siyasi taleplerde bulunmak
ruyabilmesi olduğunu dile getirerek,
için istemiyoruz. Aksine ne kadar çok enşunları kaydetti: "Bu da güç paylaşımına
erji hattı ülkemizden geçerse o enerji
ve kaynak paylaşımına bağlıdır. O
hattının çıktığı ve ulaştığı yerde barış
bakımdan dün gerek Erbil ve gerek
köprüsü oluruz" diye konuştu. Başbakan
Bağdat'ta yaptığım görüşmelerde böylesi
Ahmet Davutoğlu, çarpıcı bir misal olarak,
"Irak'taki enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması ve
Türkiye tarafından kullanılması merkezi hükümetin de
çıkarınadır, bölgesel yönetimin de çıkarınadır. Ama kimse bize
bu kadar büyüyen bir ekonomi içinde 'Siz Ankara'da oturun, Irak'taki enerji kaynakları da atıl kalsın anlaşma da yapmayın.
aralarındaki anlaşmazlık 50 yıl sürsün, bekleyin' diyemez"
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ni (TANAP) örnek verebileceğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"1990'lı yıllarda Kafkasya ve Balkanlar,
kriz coğrafyaları olarak anılıyordu.
TANAP'la sadece biz Bakü'den Azerbaycan'dan Balkanlar'a bir enerji
aktarmayacağız, aynı zamanda kriz bölgesi
gibi anılan iki bölgede barış köprüsü
oluşturacağız. Dolayısıyla TANAP bir enerji projesi değil, bir barış projesi aynı zamanda. Azerbaycan'dan Arnavutluk'a,
Adriyatik'e kadar gidecek bir barış projesidir TANAP. Dün ve evvelsi gün
Irak'taydım. Çok güzel görüşmeler yaptık.
Sayın Abadi'ye zikrettiğim bir husus var.
Orta Doğu'da ülkeler birçok şeylerden
şanslı, bir konudan veya diğer konudan,
bir yeni anlayışın Irak ve bölgeye egemen
olması için çağrılarda bulundum. Çok verimli görüşmeler yaptım, hiçbir ülke böyle
bir anlaşmadan Türkiye'den daha fazla
mutlu olamaz. Herkesin şunu bilmesi
lazım; Türkiye'nin enerji arzına ihtiyacı var
ve çevremizde bu kadar çok enerji varken
biz oturup gelişmeleri seyredemeyiz. Irak'taki enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya
ulaşması ve Türkiye tarafından
kullanılması merkezi hükümetin de
çıkarınadır, bölgesel yönetimin de
çıkarınadır. Ama kimse bize bu kadar
büyüyen bir ekonomi içinde 'Siz Ankara'da
oturun, Irak'taki enerji kaynakları da atıl
kalsın anlaşma da yapmayın. aralarındaki
anlaşmazlık 50 yıl sürsün, bekleyin' diyemez."(AA)
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye’nin şu ana kadar petrol
konusunda önemli bir rol oynadığını belirterek, bundan sonra
doğalgaz konusunda da daha önemli bir rol oynadığını söyledi
6C/WCVENVSW,VRPOL8OIOWCTPUS;WBW6JQVSJTN
1HSIUKTW(SUR4TW@UW(NHSHLTWTR@UITSPUWKV=JO?O
NHSMELVPVWUSUR4TW>F@USQT?TSTSW9SULTSUWTEVRUJ
[email protected]:KOWUSUR4TKTWGTRWITQV<WHQVRVNWNMQ7
QVSLVNQVWIMAQVPOB.MIKV:KVWIURJWUQUEJTRTQUR
K9SUQJUSW6C/WCVENVSW,VRPOL8OIOWCTPUS;
0.MIKV:SOSW$NRVKSV:PVNTWGMW2VVQTKUJQURTWJVGTT
NTWNVGMQWUPTQULUDBW.MIKV:SOSW9DUQQTNQUW1OROL
G9Q>UITSPUNTWKVIVWPOEOWTE>VQTWNVGMQWUPTQULUDB
CTDWJVGTTWNTWGMSMSQVWLF8VPUQUWUJLUKUWPU@VL
UPU8U?TDBWCMWGV?QVLPVW6@RM=V:SOSWIJRVJU4TN
@TDKHSMWAHNW9SULQTBW,VSTWGTRQTNJUWAVQOEVRVNW@U
GVROEOWIV@MSVRVNBWVI<TS>JHS:PVW%VKOIWVKOSPV
>URAUNQUEJTRTQUSWJH=QVSJOPVWGMSPVS
GV<IUJLTEJTLBW6@RM=V:SOSW@TDKHSMW>URAUNJUS
AHNWPH?RMWGTRW@TDKHSBWVNVJWGMW@TDKHSV
MQVELVNWTATSWAVGVQVROLODOWTNTWNVJOSV
AONVRLVQOKODBW VQQUR:PU;W63+WJH=RV?OSOSW<UR
VQVSOSOSWNHRMSLVIOWJVV<<FJWUPTQLTEJTBW%FJJU2TN7
QURTLTDTWIV@MSLVKVWVTJWGFJAUKTWKFDPUW"
HRVSOSPVWVRJORLOEJONBW63+:SMSWPVW>URUNQTWPM7
RMLQVRPVW<ODQOW<VRUNUJUW>UATQLUITWUQU
VQOSLOEJOB)WPTKUWNHSMEJMB$QMIQVRVRVIOWUSUR4T
>F@USQT?TSTSWIV?QVSLVIOSOSWAHNW9SULQTWGTR
NHSMWHQPM?MSMWNVKPUPUSWCTPUS;W#DUQQTNQU
6@RM=V:SOSWUSUR4TW>F@USQT?TSTSWIV?QVSLVIO
NHSMIMSPVW3FRNTKU:STSWG9Q>UPUWAHNW9SULQTWGTR
KURTWHQPM?MSMWGUQTRJJTBW5UJRHQFSWVRPOSPVS
PH?VQ>VDW=VDVROSPVW3FRNTKU:STSW9SULQTWGTR
LURNUDWHQV8V?OSVWTEVRUJWUPUSW6C/WCVENVS
,VRPOL8OIOWCTPUS;W03FRNTKUWETLPTKUWNVPVR
=UJRHQWNHSMIMSPVW9SULQTWGTRWRHQUWIV<T=JTBW6RJON
PH?VQ>VDWNHSMIMSPVWPV<VWPVW9SULQTWGTRWRHQWHK7
SVLVKVW<VDORQVSOKHRBWCMWIUGU=QUWCV?PVJWTQU
KVNOSWDVLVSPVWKV=OQVSWVSQVELVW>URAUNJUSWAHN
9SULQTBW-<RV8VJWNHSMIMW@UWGMRVPVNTW>UQTRQURTS
PV?OJOQLVIOWNHSMIMSPVWCVIRVW@UWUK<VS
VRVIOSPVWIJRVJU4TNWGHRMW<VJJOWKV=OQVIOWAHNWAHN
9SULQTBW3FRNTKU:STSWIJRVJU4TNWNHSMLMWGMRVPV
>URAUNJUSWAHNW9SULQTBW3FRNTKUWPFSKVSOSWUS
GFKFNWUSW>USTEWUSUR4TW=VDVROSVWIV<T=B
#SFLFDPUNTW!'WKOQWTATSPUWGFKFLUITWGUNQUSUS
JUNW=TKVIVBWCMWIUGU=QUW6C/:PUW3FRNTKU:STSWGM
USUR4TW=HJVSITKUQTSTWKURTSUW>UJTRLUITWTATSWUQTS7
PUSW>UQUSW<URWEUKTWKV=LVKVW<VDORBWCMSMSWTATS
KVJOROLW@UWVQJWKV=OSOSWKV=OQVRVNW3FRNTKU:STS
AVQOELVKVWPU@VLWUJLUITW>URUNTKHRB)
VAONQVLVIOSPVWGMQMSPMB6C/WCVENVS
,VRPOL8OIOWCTPUS;W.MIKV:SOSWPOEWTQTENTQURPUWUS7
UR4TW>F@USQT?TSTWGTRWITQV<WHQVRVNWNMQQVSLVNQV
IMAQVPOBWCTPUS;W.MIKV:SOSWGMW>FSUWNVPVRWMQMI7
QVRWVRVIOWSHRLQVRVWNVREOWGMSMW>URAUNQUEJTRPT?TST
T2VPUWUPURUN;W6@RM=VWUSUR4TWJUPVRTNTWNHSMIMS7
PVWGFKFNW9QAFPUW.MIKV:KVWPVKVSOKHRBW6S8VN
6@RM=VWAHNW9SULQTWGTRW2ORIVJWKVNVQVLOEWPMRML7
PVBW6@RM=VWNUSPTWPMRMLMSMWPU?TEJTRLUN
NHSMIMSPVW>F8FWNUSPTWUQTSUWVQLVQOBWCTD
CVENVSQVW+GVLVWGURVGURWEMSVWTSVSOKHRMDB
(SUR4TW>F@USTRQT?TWVRJONW6@RM=V:SOSWGMWUSJU7
>RVIKHSW@UW=VDVRW>USTEQUJLUW=RH4UITWGTRWIHSRVNT
VPOLOWHQLVQOBW3UPVRTNWKHQQVROSOSWVRJOROQLVIO
QVDOLB)WEUNQTSPUWNHSMEJMB(SUR4TPUWJUNWNVKSV?V
GV?OLQOWHQLVSOSW6@RM=VWTATSWIHRMS
HQMEJMRPM?MSVWTEVRUJWUPUSWHUWCTPUS;W0$NRVK7
SV:PVWHQVSQVRWPMRMLMSWSUWNVPVRWV8TQWHQPM?MSM
GTDUW>9IJURPTBW6RJONW<VRUNUJUW>UALUQTKTDB)
AV?ROIOSPVWGMQMSPMBW.MIKV:SOSW9SULQTWGTRWUSUR7
4TWNVKSV?OWHQLVKVWPU@VLWUPU8U?TSTWT2VPUWUPUS
CTPUS;WVIOQWIHRMSMSWUSUR4TW>F@USQT?TSTS
HQMEJMRPM?MSMWI9KQUPTBWCMSMSWTATSPUW6@RM=V:KV
USUR4TWNVKSVNQVROSOW@UWJUPVRTNATQURTST
AUETJQUSPTRLUITSTSW>URU?TSTW@MR>MQVPO
4(-450"+414(/).45
42(-3,25./.41/05-4+4+/5*/&41/5/,41/.44,
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, hükümetin hapishanelerdeki PKK’lıları hasta tutuklu veya mahkum diye çıkarma yoluna girdiğini açıkladı. Değişik yargı paketleri ile hapishanelerdeki KCK’lıların tamamının salındığını kaydeden Destici, "Bir tane bile KCK’lı içeri de kalmadı
511:QOWJUR9RTIJQURTSPUW<ULUSW<ULUSWJVLVLOSVWKVNOSO
IVQOSOKHRBW&MWVSPVW<V=TI<VSUQURPUNTW!'WGTSUWKVNOS
LV<NMLMSWGTSPUWGTRTWGTQUWJUR9RTIJ;W511:QOWPU?TQBW&TLPT
GMSQVROWPVWAONVRV8VNQVRBW,VR>OW=VNUJQURTWTQUWAONVRLVKO
GVEVRVLVPONQVRO;W=HQTIQURW@UWVPQTKUQURUW<URWJFRQFWH=URVIK7
HSVWRV?LUSWAONVRLVPONQVROW>URTPUWNVQVSW511:QOQVROWPV
ETLPTW<VIJVWJMJMNQMW@UKVWLV<NMLWPTKUWAONVRLVKVWKHQMSV
>TRPTQURBWCMWNHSMPVWPVWGTRWVSQVELVWIV?QVLOEW@VDTKUJJUQURB
CTRWLMJVGVNVJWIV?QVLOEW@VDTKUJJUQURBW#SFLFDPUNTW>FS7
QURPUWGMSQVROWPVW<VIJVWVPOKQV;WSMLVRVIOKQVWJVLVLOSOWTAURT7
PUSWAONVRV8VNQVRW@UWTAURTPUWGTRWJVSUWGTQUW511:QOWNVQLVKV7
8VNB0WPUPTBWWWWWCC5;WFRLUQTW+JUQ:PUWCFKFNW1VJOQOL:
=RH>RVLOWPFDUSQUPTBWCC5W USUQWCVENVSOW%MIJV2VW/UIJT8T;
VRVQVROSPVW-IJVSGMQ;W6SNVRV;W%URITS;WVLIMSW@UW3HNVJ:OS
KURWVQPO?OWGTRAHNWTQPUSW=VRJTITSUWNVJOQVSWGTSWNTETWVPOSVWJUL7
ITQUSW''WNTETKUWRHDUJWJVNJOBWWWWW3FRNTKU:PUNTWGVDOWLUPKV
>RM=QVROW@UWLUPKVWLUSIM=QVROSVWIUIQUSLUNWTIJUPT?TSTWGU7
QTRJUSW/UIJT8T;W01USPTQURTSTWUSWLTQQT;WUSWKURQT;WUSW-IQVLT;WUS
PH?RMWHQVRVNWLTQQUJUWKVSIOJLVKVWAVQOEVSW@UWGMWTPPTVQVROSO
<URWHRJVLPVWPTQUW>UJTRUSWLUPKVWLUSIM=QVROSVWIUIQUSTKH7
RMLBWCM>FSWHSQVRVW<V@MD;KVSPVE;W8VSPVEWLUPKVWPTKUWI7
UIQUSLTKHRMLBW1USPTWT2VPUQURTKQUWUSWPH?RM;WUSW-IQVLT;WUS
KURQTWLUPKVWPTKUWIUIQUSTKHRMLBW(KWUSW-IQVLT;WUSWPH?RM;
USWKURQT;WUSWLTQQTWLUPKVWWNTETWCFKFNWCTRQTNW5VRJTIT:SPUS
TIJT2VWUJJT?TSPUWCC5:PUWPU=RULW<VGURQURTWKV=VSWLUPKV
ETLPTWGMRVPVWKFDQUR8UWNTET;WCC5:KUWNVJOQOKHRBWCVNVQOL
KVROSWSUWPTKU8UNITSTDBW,VROSW>9RU8U?TDBWCUSWHWDVLVSW-IQV7
LTWLUPKVWLO;WKURQTWLUPKVWLO;WLTQQTWLUPKVWLOWKHNIV
<V@MDWLUPKVIOWLO;W8VSPVEWLUPKVLO;WKVSPVEWLUPKVWLO
HQPM?MSVWTEJUWHWDVLVSWNVRVRW@URU8U?TLBW*URNUIT
PH?RMQM?V;WPFRFIJQF?U;WPH?RMW<VGURWKV=LVKVWPV@UJWUPTKH7
RMLBWUWCFKFNWCTRQTNW5VRJTITWTATSPUSWUQQURTSTWAUNLUKU
AVQOEOKHRMLB0WPTKUWNHSMEJMBW*TAGTRWH=URVIKHSMSWCC5:PU
NVREOQONWGMQVLVKV8V?OSOWNVKPUPUSW/UIJT8T;WCC5:STWDVV2V
M?RVJLVWKVWPVWKHQMSPVSWP9SPFRLUWKVWPVW<UPU2TSPUS
IV=JORLVWVPOSVWKFRFJFQUSW<TAGTRW2VVQTKUJWGVEVROKVWMQVELVDB
CC5:KUW<TAWNTLIUWK9SW@UWTIJTNVLUJWJVKTSWUPULUDB
CC5:STSWK9SFWPUWTIJTNVLUJTWPUWGMSPVSWJVLW""WIUSUW9S8U
RV<LUJQTWQTPURTLTDW@UWPV@VWVRNVPVEQVROLODQVWGTRQTNJUWLTQQT
LMJVGVNVJWLUJSTSPUWATDTQLTEJTRW@UWVKSOWKHQPVWKFRFLUKU
PU@VLWUPTKHRPMRB0WEUNQTSPUWNHSMEJMBWWWWCC5W@UWHSMS
>9SFQWGV?OWTAURTITSPUWHQPM?MWGVDOWNMRMQMEQVROWGTRWJVNOL
ETPPUJWHQVKQVROWTAURTITSPUW>9IJURTQLUKUWAVQOEVSQVR
HQPM?MSMWT2VPUWUPUSW/UIJT8T;W0CTRTQURTWFQNULTDWFDURTSPU
>UALTEJUWPUWGM>FSQURPUWPUWVKSOWHKMSQVROWHKSMKHRQVRBWCTR
JVNOLWH=URVIKHSQVRWKV=OKHRQVRBWCTRWJVNOLWPURTSWKV=OQVR
8TSVKUJQURWTEQTKHRBWCTRWJVNOLWIVQPOROQVRW>URAUNQUEJTRTKHRQVRB
+SPVSWIHSRVWPVWGMSMWCC5W@UWHSMSW>9SFQWGV?OWTATSPU
HQPM?MW6Q=URUSW+8VNQVROWGVEJVWHQLVNWFDURUWGTRWJVNOL
NMRMQMEQVROLODQVWTQTENTQUSPTRLUKUWAVQOEOKHRQVRBW*TAGTR
CC5:QT;W<TAGTRW6Q=URUS;W<TAGTRW3FRN7-IQVLWQNF8FIF
@VJVSOSOS;WLTQQUJTSTSW@UWPU@QUJTSTSWVQUK<TSUWHQV8VNW<TAGTR
PV@RVSOEOSWTATSPUWHQLVDBW*TAGTRWCC5:QT;W<TAGTRW6Q=URUSWGTR
ETPPUJWHQVKOSOSWTATSPUWHQLVDBWCTDWNMRMQPM?MLMDW>FSPUS
GMWKVSVWOIRVRQVW@UWTSVJQVWEMSMWI9KQUPTNBW&TPPUJWNTLPUS
>UQTRIUW>UQITSW@UWNTLUWNVREOWKV=OQORIVWKV=OQIOSWCC5
<VRUNUJTWGMSMSWNVREOIOSPVPORBW&TPPUJUWGMQVEVSWKVPV
ETPPUJUWGMQVEJORVSQVROSWVIQVWCC5WTQUW@UWHSMSW>9SFQWGV?O
TATSPUWHQPM?MWNMRMQMEQVRQVWTQTENTITWKHNJMR;WGMRVKV
GMQVEVSQVROSPVWDVJUSWGTDTLWVRVLODPVWKURTWKHNJMRBW*VS>T
HKMSMWHKSVLVKVWNVQNVRIVSODWNVQNOS;W<VS>TWJUD>V<OWNMR7
LVKVWNVQNVRIVSODWNVQNOS;W<VS>TWH=URVIKHSMWKV=LVKV
NVQNVRIVSODWNVQNOSWGMWCC5:STSW@UWCC5W<VRUNUJTSTSWFD7
URTSPUWJMJLVDB0WT2VPUQURTSTWNMQQVSPOBFRNTKU:STSWUSW9SULQT
>FSPULWLVPPUQURTSPUSWGTRTSTSW<FNFLUJTSWA9DFLWIFRU8T
HQVRVNWVPQVSPORPO?O;WNUSPTQURTSTWTIUWA9DFQLU;WVKROELVW@U
G9QFSLUWIFRU8TWHQVRVNWVPQVSPORPONQVROWIFRUAWHQPM?MSMWVS7
QVJVSW/UIJT8T;W03FRNTKU:KTWK9SUJUSQURT;W3FRNTKU:KTWSVIOQWGTR
AONLVDWIHNV?VW>9JFRPFNQURTSUW<U=WGTRQTNJUWEV<TJQTNWUPTK7
HRMDBW*FNFLUJWFKUQURTSPUS;WNVGTSUWFKUQURTSTSWUSWFIJ7
QURTSPUSWPMKPM?MLMDWI9DQURW!W<V2JVWI9DQURWKVQVSQVSLVN
KVWPVWKMJMQLVNWDHRMSPVWNVQOKHR)PUPTBW
23 Kasım
2014Perşembe
Pazar
ubat 2013
Erzurum'da konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Hem
yırtık ayakkabıyı giyeceksin, hem de koşup oyunu başka bir
yere vereceksin, hayır kabul etmiyorum" diye konuştu
&-)S(RORMS5Q>KQOLS2RGQMSS
2LML9JQNE@MIAS1-R8PGPCPOS:7NR;PS;QNA
;QFQOJQ>LOSJQSDENIGMIMI@IS;QN?
QFQOJQ>QSDENIGMIMI@IOI
6QFLNMQFLHENIGASQ9SEMQ=QKDLOASQ9LKFQ
EMQ=QKDLOASHLNFLKSQHQKKQBLHLS:PHR3
=RKDPOASKE>I8SEHIOISBQ>KQSBPNSHRNR
;RNR=RKDPOAS6QHLNSKQBIMSRFGPHENIG?
"HIOIOS8QNFPDPAS6QMKLOS8QNFPDP
&IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDPSEMGQK
CENIOJQJLN1SJRJP?S2LML9JQNE@MIAS/NCI3
NIGS2<MF<NS$RNKRCP4OJRSB7M:RSPM3
MRNPOSKQFLMLGLHMQSJ<CROMRORO
1(RMR=R@PS5PNMPKFRS2INIHENIC
/NCINIGS5IMI>GQDL1SQJML
FE8MQOFLJQSHQ8FL@LSKEOI>GQJQA
<MKROPOS:RMR=R@PSEMQOS:RO9MRNR
POQOJL@LOLS;RS$IDFQ0QS2RGQM
*FQF<NK4<OS:<;ROJP@PS:PBP
:RO9MRNRS:<;ROJP@POPSD7HMRJP?
.RKSIGIJIOIOS:RO9MRN
EMJI@IOIOSQMFLOLS9PCRO
2LML9JQNE@MIAS1/DOQ0LSCPHQNRFSRF3
FPK?S5PNS;QFQOJQ>LGLCLOS>I
D7C<O<S6P9SIOIFGIHENIG?S4*MFL
GPMMRF;RKPMPGPCS;QNASBPCPGSJRNFMRN3
PGPCPSJPMRS:RFPNR=RKSKPGDRSHEKSGIA
.<NKPHRS5<H<KS$PMMRFS$R=MPDP4OJR
!RJPSKPSPHPAS9EKS:<CRM?S"OMQNLSBRO
DR9GRJPGSKPSDPCSDR9FPOPC?S5ROSDPCJRO
SHLMSP9POSHRFKPSPDFPHENIG4SJRJPG?S5RO
/NCINIG4QS:RMR=R@PGASBROS2QND4Q
:RMR=R@PGASBROS,P;QD4QS:RMR=R@PG?S
PMRS:PJR=R@PGASBROS.<NKPHR4OPO
DENIOMQNLOLS97CR=R@PG?S2ROJP
DENIOMQNLGLSJR@PMAS;QFQOJQ>LOSJRNJP@POP
97CR=R@PGASD7CS;RNPHENIGSJRJPG1SP3
0QJRMRNPOPSKIMMQOJL?
2ROJPDPOPOSDQNQHMQNJQ
EFINGQHQ=Q@LOLSBRMPNFRO
2LML9JQNE@MIAS>IOMQNLSKQHJRFFPS15PO
EJQMLSDQNQHJQSEFINGQKSBROPGSP9PO
:<OQ6FLNASPDNQ0FLNAS6QNQGJLN4SJRJ3
PG?S45ROS;QFQOJQ>S:PBPSR;PGJR
EFINQ=Q@LGAS6ICINSP9POJR
EFINQ=Q@LG?S5ROS6RNSKINI>IO
6RDQBLOLSBISGPMMRFR
;RNR=R@PG4SJRJPG?S5QOQ
HRFKPS;RNR=RKDPOSKP
>PKQHRFSRJPHENDQOS2R3
GQMS2LML9JQNE@MI4OQ
HRFKPS;RNR=RKDPO?
PKQHRFRS6QKKLOSHEK?
PKQHRFPSBQOQ
HQ8LHENDQOASBQOQSHRFKP
;RNR=RKDPO?S,EONQSBRO
:RMR=R@PGS7O<ORASHRFKP
;RNJP@POSCQGQOS:RMR=R@PGS;RSE
CQGQOSDROPOSDENIOIOIS97CGRJPHDRGASJPHR=RKDPOSKPS4/H
2LML9JQNE@MISDROSBROJROSHRFKPSPDFRJPO?S#RJROSBI
DENIOIGIS97CGRHR=RKDPO SJPHRSBQOQSDENQ=QKDLO?S%RFKP
;RNAS:7NSBQKQMLGSBIS<MKRJRSDENIOMQNSOQDLM
97C<M<NG<>?14!E@I4JQAS5QFL4JQAS(<ORHJE@I4JQSORMRN
EMIHEN4SJPHRSKROJPDPORSDENIMJI@IOISQOMQFQO
2LML9JQNE@MIAS1+>DPCMPKS;QNASHEKDIMMIKS;QNASDR0QMRFS;QNA
FQ>RNEOSP>9PMPKS;QNASRGRKMPS:R9PORGPHEN?S5ROSBIOMQNLO
6R8DPOPSBPMPHENIG?S-R8DPOPOSJRS97C<G<O<SBPMPHENIG?
5INQJQOSD7C<GSD7C?S&IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDP4OPOS:RORM
BQ>KQOLSEMQNQKSD7CS;RNPHENIG?S5<F<OS&IG6INPHRFS-QMK
)QNFPMPMRNSQJLOQSD7CS;RNPHENIG?S,ROPOSKPGMP@POMRSBPCPG
DENIOIGICSHEK?S,ROPOSPOQO=LOMQSBPCPGSDENIOIGIC
HEK?S,ROPOSHQ>QGSFQNCLOMQSBPCPGSDENIOIGICSHEK?S5PC3
PGSDENIOIGICASDROPOS9E=I@IOSORJROSP>SBIMGIHENASOR3
JROSP>SBIMQGLHEN?S5ROPGSJRNJPGSEA
DENIOIGSE?S5IOQSPOQOGQOLSPD3
FPHENIG?S"SORJROMRSEFINI8A
6R8PGPCSHROPJRO
J<><OR=R@PC?SQ8KQGLCL
7O<G<CRSKEHI8ASHROPJRO
J<><O<=R@PC1S>RKMPOJR
KEOI>FI?3S15PCPGSBPNPO=P
JRNJPGPCS6RNKRDPOSP>PSEMQ3
=QK12LML9JQNE@MIASB<F<O
HQFLNLGMQNLOS+DFQOBIMSP9PO
HQ8LMJL@LOLS;IN:IMQHQNQKA
>7HMRSJR;QGSRFFPS1/NCINIG
HEKSGIAS,P;QDSHEKSGI
!PHQNBQKLNSHEKSGIA
5PO:7MSHEKSGIAS.NQBCEO
HEKSGIASPCRSHEKSGI
4-QHLNSHQFLNLGSBI3
NQMQNQS:RNRKSHEK4?
#RNRHR S"NQHQ?
.<NKPHR4OPOSJRO3
:RDPORSBQKLO?S#<3
0IDIOSHQNLDLOJQO
0QCMQDLS<9ASJ7NF
B<H<KSKROFFR
ORNRJRHDR?S#R3
JROS*OQJEMI4OIO
P9PSBE>QMLHEN
9<OK<SP>
BIMQGLHENMQN?
5<H<KSIGIFMQN3
MQSB<H<K
>R6PNMRNRS:PJPH3
ENMQN?S#RJRO
/NCINIG4JQSP>
HEKASORJRO
,P;QD4FQSP>SHEKA
ORJROS2QND4FQ
P>SHEK S/@RN
8EMPFPKQOLC
HQOML>DQSRM3
BRFFRSP>SEM3
GQC?S5I
KQJRNPSJR@P>FPNR=R@PC?S-RNKRDPOSBIMIOJI@ISPMJRASJ3
RJRDPOPOASBQBQDLOLOSGRCQNLOLOSEMJI@ISHRNJRSEOQSP>
EMQOQ@LSDQ@MQHQ=Q@LC?S5PCPGSBPNPO=PSJRNJPGPCS6RNKRDPO
P>PSEMQ=QK?11/0ROJPGAS&IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDPSPKFPJQN
EMINDQSB<F<OSDEDHQMSHQNJLGMQNLSKRDR=RK1SH7O<OJRS8NE83
Q:QOJQSHQ8LMJL@LOLSQOMQFQOS2LML9JQNE@MIAS1,QOKPSBRHR3
0ROJPAS=RBPOJROS7J<HENSJQS:PJPO=RS=RBPOJRO
7JRGRHR=RKGP>S:PBP?S,EDHQMSHQNJLGMQNLSDQ@MQHQOSBI
GPMMRFPOS;QFQOJQ>MQNLASEOMQNS;RN:PS7J<HENMQNASDROSGQML
:7F<N<HENDIO?S*NFQOSKLDGLOLSDEDHQMSHQNJLGSEMQNQK
;RNPHENDIO?S5PCSORSHQ8Q=Q@LCASDEDHQMSHQNJLGMQNLSROSQC
PKPSKQFLOQS9LKQNQ=Q@LC1SJPHRSKEOI>FI?15Q>BQKQOS2R3
GQM1SDME:QOMQNLHMQSQNQSQNQSKEOI>GQDLSB7M<ORO
2LML9JQNE@MIAS1MIDQMSJR@RNMRNPGPCRSBQ@MLSBPNS8QNFPHPC?
5QHNQ@LGLCLSDR;PHENICAS;QFQOLGLCLSDR;PHENICAS<MKRGPCP
DR;PHENICASPODQOLGLCLSDR;PHENICASKPGMP@PSORSEMINDQSEM3
DIOASPOQO=LSORSEMINDQSEMDIOS6RNS;QFQOJQ>LGLCL
KI=QKMLHENIC?S5PCPGSP9POSPODQOS*MMQ64LOSHQNQFFL@LSRO
JR@RNMPS;QNMLKFLNS;RSBPCPGSBQ>LGLCLOS<DF<OJRSHRNPS;QNJLN?
*HNLMLKAS:QHNLMLKSHEK?S2PGDROPOSKLMLKSKLHQ0RFPHMR
I@NQ>GLHENIC?S2PGDROPOSHQ>QGSFQNCLHMQSI@NQ>GLHENICA
6RNKRDPSKI=QKMLHENIC1SP0QJRMRNPOPSKIMMQOJL?
2LML9JQNE@MIASR@RNSBIS<MKRJRS6ICINSEMQ=QKDQS6RNKRDPO
P>POPOSEMGQDLS:RNRKFP@POPSBRMPNFRNRKAS15ROPG
9E=IKMI@IGJQASPMK7@NRFPGJRS4%RNMPSGQMLAS.<NK4<OSGQMLA
6RNKRDSBIOISKIMMQOGQML4SJPHRSBPCRS7@NRFPNMRNJP?S2ROJP
GQMLGLCLS<NRFR=R@PCASKROJPSGQMLGLCLSF<KRFR=R@PC?S$PM3
MPHRF9PSJR@PMSGPHPCASGPMMPHRF9PMPKSBINQJQOSBQ>MQN?
2Q0QFQD9LML@LSJR@PMJPNSKPSGPMMPHRF9PMPK1SJRJP?S,PHQDRFPO
6QMKQSQJQOGL>MLKSEMJI@IOIOSQMFLOLS9PCROS2LML9JQNE@MIA
1QFQOJQ>SP9POS9QML>Q=QKDLOAS=RBPOSP9POSJR@PM?S5PCPG
DPHQDRF9PMRNPGPCSORSHQ8LHENMQNASKROJPMRNPS;RSHQOJQ>MQNL
CRO:POSEMIHEN?S%RFGPHENASBPOSEJQMLSDQNQHSHQ8LHENMQN?
%RFGPHENASHQOLOQSSEJQMLSR;SHQ8Q=QKMQN?S%QS
9E=I@IOSEMDQSJPHR=R@PGAS6RNSBPNSEJQJQSBPNS9E=I@IO
HQFDLO?S"SJQSHEK?S#RSJPHENMQNJLAS4/0ROJPGSBPCS6QMKFQO
:RMJPKASHLNFLKSQHQKKQBLSPMRSDPHQDRFRS:PNJPK?4S/GPOSEMIO
6R8DPSHQMQO1SJPHRSKEOI>FI?/NGRORK4FRSFE8NQ@QS;RNPMRO
GQJROSP>9PDPS.RC=QOS(7K9R4OPOAS=ROQCRSF7NROPSDLNQDLOJQ
HLNFLKSQHQKKQBLMQNLHMQSJPKKQFMRNPS9RKROSBQBQDLSR=R8
(7K9R4OPOS0EFE@NQ0LOLS:7DFRNROS2LML9JQNE@MIA
1.<NKPHR4JRSHQ>QHQOSSGPMHEOSPODQOLGLCQSDRDMROPHE3
NIG?S5IS;QFQOJQ>AS?SH<CHLMLOS.<NKPHR4DPOJRSHQ>LHEN?
%LNFLKSQHQKKQBLHLSKPGS:PHPHENASP>FRSBIS;QFQOJQ>S:PHPHEN?
,ROSEOIOSRJRBPHQFLOLSHQ8LHENDIO?S5POSEJQMLSDQNQHSHRF3
GPHENSDQOQ?S?SH<CHLMLOS.<NKPHR4DP?S#RSHQ8LHENMQNA
4*HQKKQBLDLSHLNFLKASKQNQSMQDFP@PSJR@P>FPNRMPGASHRNPORSHROP
BPNSKQNQSMQDFPKS;RNPHENMQN?S2IOJINQS;RNGRHPSBPMRSP9MRNPOR
DPOJPNRGPHENMQN?S5ROSBIS;QFQOJQ>LOSJRNJPOJRHPGASEOMQN
DQNQHSJRNJPOJRMRN?S5ROPGSP9POSBIS;QFQOJQ>S7ORGMPJPNA
DQNQHSJR@PM1S>RKMPOJRSKEOI>FI?-R8SBRNQBRN
9QML>Q=QKMQNLOLSKQHJRJROS2LML9JQNE@MIAS1-R8PGPCPO
:7NR;PS;QN?SQFQOJQ>LOSJQSDENIGMIMI@IS;QN?SQFQOJQ>Q
JQSDENIGMIMI@IOIS6QFLNMQFLHENIG?S*9SEMQ=QKDLOASQ9LKFQ
EMQ=QKDLOASHLNFLKSQHQKKQBLHLS:PHR=RKDPOASKE>I8SEHIOI
BQ>KQSBPNSHRNRS;RNR=RKDPOAS6QHLNSKQBIMSRFGPHENIG?
"HIOIOS8QNFPDPAS6QMKLOS8QNFPDPS&IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDP
EMGQKSCENIOJQJLN1SP0QJRMRNPOPSKIMMQOJL?))
&" &&%#&#$$%#
&!&%#$&$ %"
Halkın iktidara güvendiğini
söyleyen Başbakan Yardımcısı
Arınç, "Bugün bile nerede anket
yaparsanız yapın yüzde 52'den
aşağı değiliz. Demek ki millet bize
güveniyor" şeklinde konuştu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
çözüm sürecine ilişkin, "Şimdi daha sağlam
bir zeminde, daha akılcı ve daha dürüst bir
ilişki ile bunu götürmeye çalışıyoruz. Bunu
başaracağız. Herkes sabırlı olmalı. Bize
güvenmeli. Bizi o yola çıktığımızdan bu yana
pek çok siyasetçi suçladı. Hakaret etti ama
halk bize güvenini kaybetmedi. Bugün bile
nerede anket yaparsanız yapın yüzde 52'den
aşağı değiliz. Demek ki millet bize güveniyor" dedi. Kulu Cihanbeyli Yardımlaşma,
Kültür ve Çevre Derneği'nin Konya’daki bir
otelde düzenlediği Milli Birlik ve Kardeşlik
Buluşmaları Programı'nda konuşan Arınç,
milletin AK Parti'ye güvenerek oy verdiğini,
bu desteklerle 13 yıla 9 seçim başarısını
sığdırdığını söyledi. Bugüne kadar
yetiştirdiği büyük şahsiyetlerin yanında, ilim, mana, ahlak dünyasına ve birbirinden
nadide insanlarla nam salmış Konya'nın
tebrik edilmesi gerektiğini belirten Arınç,
rahmetli Necmettin Erbakan'dan sonra 2014
yılında Türk milletine çok değerli bir
başbakan hediye ettiğini
vurguladı.Güvenoyu aldıktan sonra
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Konya'ya
geldiklerini anımsatan Arınç şöyle konuştu:
"Sayın Davutoğlu mükemmel bir insan.
Başbakanlık için ismi geçenlerden birisi de
bendenizsem, kendi adaylığı ilan edildiğinde
koşup önce tebrik etmiş, 'bana da sorsalardı
seni söylerdim. Bu kadar bize zaman kaybettirdi, Tayyip Beyin günahı var' demiştim.
Yani, baştan da kim olsun denseydi, biz çok
şükür öyle bir eğitimin içinden geliyoruz. Kendi nefsimizden önce daha başarılı
insanları her zaman söyler ve tercih ederiz.
İnanmış, ahlakı çok düzgün bir insan. Aile
hayatı, çocukları, eşi, evlatları çok mükemmel bir insan. Tarih bilincine sahip iyi
yetişmiş bir insan. Hayatında batıla yüz
çevirmemiş, gözünü oynatmamış bir insan.
Daha ne istiyoruz. Bundan daha iyisi olamaz. Dolayısıyla çok önemli bir iş yaptık.
Başbakanımızı cumhurbaşkanı yaptı milletimiz. 13 yıldır tek başına iktidar olan partide acaba ne olacak diye herkes merakla
beklerken, bir tek şey oldu, çok güzel oldu.
Oy birliği ve ittifakla acabaların bile
kalmadığı bir süreçten geçtik. Sayın
Davutoğlu başbakanımız oldu. Allah bu
beraberliğimizi, fedakarlık duygularımızı
boşa çıkarmasın."Çözüm sürecine de
değinen Arınç, terör örgütü yüzünden
geçmişte Doğu ve Güneydoğu'da ne tarım
ne de hayvancılığın kaldığını, evlerin
yakıldığını, örgütün en büyük zararı Kürt
halkına verdiğini ifade etti. Sürecin devam
etmesini istediklerini dile getiren Arınç,
şöyle devam etti: "Bugün söylediğimiz şey
şudur; çözüm süreci devam etmelidir. Biter
mi, çok kolay. Bugün bitti dersiniz. Sonuç
eski günlere dönüştür. 'Eski günlere razıyız
canım' derseniz. Eski günlerden daha kötü
olur. Bu ülkenin halkı barış ve huzur istiyor.
Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını is-
tiyor. Özellikle 6-7 Ekim olaylarından sonra
bölge halkı hükümete daha çok güvenmeye,
hükümetin bu sürece daha çok sahip
çıkmasını istemeye başladı. Sayın Başbakan
çok kararlı bir biçimde hükümetimizin tercihini ortaya koydu. Çözüm süreci var
diye kanunsuzluk, hukuksuzluk,
şiddet olayları devam edemez. Kamu düzenini
sağlamak hükümetin birinci önemli görevidir.
Hükümetimiz herkesin
can, mal, iş emniyetini,
nesil emniyetini temin
etmek zorundadır.
Eğer çözüm sürecinin
tarafları, bu eylemlere
devam edecek olursa
bilsinler ki biz bu işe
razı değiliz. Ne kadar
yalvarırsa yalvarsınlar
önce kamu düzeni
sağlanacak. Millet huzur bulacak. Ondan sonra öbür adımları
atacağız. Bu sözümüzün tesirli olduğunu
düşünüyorum. Kararlı bir davranış. Yoksa,
'biz ne yaparsak yapalım siz bizi hoş görün.
Adam da öldürürüz, sokaklarda da yol keseriz. Canımızın istediğini vergi mahkemesine çağırır ver bakalım para deriz. İş
makinelerini yakarız. Yolda propaganda
yaparız...' Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bunların hiç birisini yapamazsın.
Bunların hepsi suç. Bunların hiç birisini
yapmayacaksın, çözüm sürecinde de
kademe kademe adım adım gideceğiz.
Sonucu da örgütün silahtan arındırılması ve
!"!
$&#%"$%&%%
#%"
$&$!%"
"#%763647!515327$6'547$242,5/4
-63647'6/16(7.5/523,537,+(634636&6176
-67!4-6*03,6107+.+370446/,63715.242'
*54535&517('0/74-67.453.2*270037
)/54217 7%5(5/.6*07-+3+7-646&617
N:<FMROGRJROSDENIGMIS&-)S(RORMS5Q>KQO
%QNJLG=LDLS.RKPOS5PO:7M'<OSKEENJPOQDHEOIOJQA
7N:<FSFRGDPM=PMRNPOPOSKQFLMLGLHMQSHQ8LMQO
FE8MQOFLMQNLOSJ7NJ<O=<D<S+CGPN'JRSEMQ=QK?S/:R
57M:RDP4OJRSBIMIOQOSJP@RNSPMMRNPOS7N:<FSFRGDPM=P3
MRNPASBRMRJPHRSBQ>KQOMQNLS;RSBRMRJPHRSGR=MPD
<HRMRNPOPOSJRSKQFLMQ=Q@LSFE8MQOFLHQSR;DQ6P8MP@PSHQ3
8Q=QKSEMQOS&-)S+CGPNS+MS5Q>KQOLS*MPS/O:POA
+CGPNSB7M:RSFE8MQOFLDLOLS:RN9RKMR>FPNR=RKS;R
:RORMSBQ>KQOLGLCLSQ@LNMQHQ=QKSEMGQKFQOSJEMQHL
6RGS6RHR=QOMLS6RGSJRSGIFMIHIC?SJRJP?!Q6Q
7O=RS*OKQNQAS/DKP>R6PNS;RS(PNRDIO'JQSJ<CROMRORO
B7M:RSFE8MQOFLMQNLOLOSBISKRCS+CGPN'JRSHQ8LMQ=Q@LOL
;RS/:RS57M:RDP'OJRKPSJP@RNSPMMRNPOSJRSKQFLMQ=Q@LOL
QKFQNQOS+MS5Q>KQOLS/O:POAS!P@RNSB7M:R
FE8MQOFLMQNLOJQSEMJI@IS:PBPS+CGPNSFE8MQOFLGLCQSJQ
,QHLOS(RORMS5Q>KQOLGLCS2RGQMS2LML9JQNE@MI
KQFLMQ=QKS;RS7N:<FRSDRDMROR=RK?S5ISFE8MQOFLMQNA
P9RNPKSPFPBQNPHRS:RORMSGRNKRCPGPCSFQNQ0LOJQOSBRMPN3
MROROSKP>PMRNPOSKQFLMLGLHMQS:RN9RKMR>PHENAS+CGPN
B7M:RSFE8MQOFLGLCSJQSBIS>RKPMJRS:RN9RKMR>R=RK?
.E8MQOFLHQSKQFLMLGSDQ@MQGQDLSPDFROROS8QNFPMPMRNPG3
PCPS+CGPN'JRSBPCASJP@RNSPMMRNJRSJRS:RORMSGRNKRC3
PGPCSJQ;RFSRJR=RK?S+CGPN'JRSHQ8Q=Q@LGLC
FE8MQOFLHQASFE8MQGJQSSBPOSSKP>PSJQ;RFSRJPMR3
=RK?S57M:RSFE8MQOFLMQNLOLOSQOQSQGQ=LAS&-)'HPSPKFP3
JQNQSFQ>LGQKS;RSSDR9PGMRNPORSH7ORMPKS6QCLNMLK
9QML>GQDLSHQ8GQKFLN?S.E8MQOFLHLS2<MF<N8QNKSIQN
*MQOLSSOE'MIS6EMJRS:RN9RKMR>FPNR=R@PC?S(RORM
BQ>KQOLGLCLOSHQOLDLNQAS(RORMS5Q>KQO
HQNJLG=LMQNLGLCS.RKPOS5PO:7MAS5<MROFS.RC=QOS;R
,RH6QOS/NJE@JISJQSFE8MQOFLHQSKQFLMQNQKSBPNRN
DIOIGS:RN9RKMR>FPNR=RKMRN?S*HNL=QSJQ;RFMPS7N:<F
<HRMRNPGPCJROSPDFRHROMRNAS:7N<>S;RS7ORNPMRNPOP
FE8MQOFLOLOSDEOSB7M<G<OJRSP0QJRSRJRBPMR=RKMRN?
.E8MQOFLOLOSB7M:RS;RS+CGPNS7N:<F<G<CRSB<H<K
GENQMS;RNR=R@PORS6P9SKI>KIGICSHEK?S,QHLOS:RORM
BQ>KQOLGLCLOS;RNR=R@PSGRDQMQNS;RS9PCR=R@PSHEM
6QNPFQDLASRGPOPGSKPS:RORMSDR9PGMRNJRS+CGPN'JR
6RJR0MRJP@PGPCSNRKENSEHSENQOLOQSIMQ>GQGLCJQ
BPCRS9EKSB<H<KSKQFKLSDQ@MQHQ=QKFLN?SJRJP?&-)
(RORMS$RNKRCPSFQNQ0LOJQOSJ<CROMROROSB7M:R
FE8MQOFLMQNLOQASB7M:RSKQ8DQGLOJQKPSPMMRNPOSGPM3
MRF;RKPMMRNPAS$%2AS)$S;RS%!2S<HRMRNPASKINIMFQH
JRMR:RMRNPASPMSBQ>KQOMQNLASPMSH7ORFP=PMRNPASPM9RS;R
BRMJRSBQ>KQOMQNLASBRMRJPHRSBQ>KQOMQNLASPMS;RSPM9R
:RO9MPKS;RSKQJLOSKEMMQNLSBQ>KQOMQNLASBRMRJPHRS;RSPM
:RORMSGR=MPDPS<HRMRNPSJQ;RFSRJPMPHEN? "#)
eylemlerine son vermesi olacak. Ben de
bunun içinde yer almış olan tüm kesimleri
tekrar hayata döndüreceğim. Yapamazsın.
Yaparım. Kanununu çıkardım. Artık kanun
dayanağım var. Sonunda inandılar."Milletin
çözüm süreci konusunda hükümete
güvendiğini vurgulayan Arınç "Şimdi daha
sağlam bir zeminde, daha akılcı ve daha
dürüst bir ilişki ile bunu götürmeye
çalışıyoruz. Bunu başaracağız. Herkes
sabırlı olmalı. Bize güvenmeli. Bizi, o yola
çıktığımızdan bu yana pek çok siyasetçi
suçladı. Hakaret etti ama halk bize güvenini
kaybetmedi. Bugün bile nerede anket
yaparsanız yapın yüzde 52'den aşağı değiliz.
Demek ki millet bize güveniyor" diye
konuştu.Arınç kendilerinin de millete
güvendiğini vurgulayarak, şunları
kaydetti: "Peki o insanlarla bu
iş ne kadar gider?
Gidebildiğimiz kadar
gideceğiz. Biz işi kontrol
altında tutar ve herkes
atması gereken adımları
da atarsa bu iş olacak. Efendim sekreterya
istiyormuş, istesin. Ne var
bunda. Karışlayabileceksek
karşılayacağız. Efendim gidenlerin sayısının artmasını
istiyormuş. İstesin. Ne var bunda ne zararımız var. Üç kişiye
söylemiş olduğunu beş kişiye
söylemiş olsun. Aralarına farklı kesimlerden de insanlar girsin. Bunlar suç değil.
Vatan hainliği değil. Ne kadar şeffaf hale getirebilirsek, adadan çıkan söz Kandil'de
değişiyor mu diye endişe etmeyeceğiz. Bu
sayının artırılması bizim aleyhimize değil. Oraya akil insanlardan da iki kişi koysak,
gazetecilerden bir kişi koysak, oradan da
başka kesimden bir kişi daha koysak onlar
da bir şekilde bu sürecin içinde olsalar
bence zararı olmaz. Süreci dikkatli ve hassas götürmek zorundayız. Önümüz 6 ay, 7
ay sonra seçim. Mart ayında Türkiye'de
seçim dönemi başlar.(AA)
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
İNCE ZIMBALAR
Sabit
İNCE
[email protected]
RASİM
KÖROĞLU'NUN
YAPAMADIKLARI
Aramızdan ayrılan değerli dostum Rasim
Köroğlu şiire ve Ozanlık geleneğine çok
büyük hizmetleri olan birisiydi. Halk ozanlığını sever ama kendisini hiç bir zaman ozan
olarak görmez ve ozanlığı düşünmezdi. Ama
ozanları destekler, bilgilendirir, hatta rahmetli
Erzurumlu Aşık Reyhani gibi ustaların ellerinden tutar, onlara hizmet eder, onların her
istek ve yapmak istediklerine destek olurdu.
Bu 61 yıllık ömrüne çok şeyler sığdırdı ama
maalesef biraz tembellik ettiği iki konuda
yapması gerekeni yapamadan gitti. Bunlardan
bir tanesi Türk Halk edebiyatı ile ilgili çalışmasıydı ki, çok önemli bir çalışma olacaktı.
Maalesef yapamadı ve öğrendiğime göre bilgisayarındaki göçme nedeni ile bilgilerinin
büyük bir kısmının da kaybolduğunu
öğrendim. Fakat o harddisk eğer halen
muhafaza ediliyorsa o bilgilerin kurtarılması
mümkündür ve o bilgiler çok değerlidir. Eğer
kurtulabilirse Sevgili dostum Mustafa Ceylan'ın o yarım kalan eseri tamamlama
yeteneğine ve bilgisine sahip olduğunu biliyorum ve yapmak için de hazır olduğunu bizzat
kendisi bana söyledi.
Şimdi inşallah bu bilgiler tekrar kurtarılır ve
merhumun yapamayıp yarım bıraktığı bu halk
edebiyatı ile ilgili eseri tamamlanır ve Türk
edebiyatına kazandırılmış olur. Aslında bazı
küçük bilgileri benim yayınladığım Anadolu
Sevdasında zaman zaman vermişti. Ama bunlar genel ve temel bilgilerdi ve birer özet şeklindeydi.
İkinci yapamadığı ve yarım bıraktığı iş ise
Merhum Aşık Reyhani'nin hayatını yazmak,
onun eserleri üzerinde çalışma yapmaktı.
Maalesef her karşılaşmamızda ısrarla söylememe rağmen, hadi artık şunu yaz, ne yaptın
yazıyor musun dememe rağmen yazamadığı
bu eserde çok önemli bir eser olacaktı.
Aslında Aşık Reyhani ile ilgili epey eser
yayınlandığını biliyordu ama merhum Reyhani'yi en iyi kendisi tanıdığı için bu eserlerin
zayıf ve yetersiz kaldığını her fırsatta bana ve
halk ozanlarına defalarca söylediğini biliyorum
Şimdi Aşık Reyhani ile ilgili çalışmalarda
zannediyorum bilgisayarında yarım kalmış
veya parça parça bilgiler ve dosyalar halinde
duruyordur. Bunların ailesi ve oğlu Emre
tarafından iyi saklanarak Kadim dostum
Mustafa Ceylan'a verilerek bu kıymetli eserinde tamamlanacağını düşünüyor ve umuyorum. Çünkü bazen şaka yollu ya mustafa
sana vereyim de şunu sen yaz dediğini de çok
iyi hatırlıyorum.
Ayrıca vefatından evvel birkaç kez Mustafa
Ceylan dostum Rasim Köroğlu'nun hayatını
yazmayı istediğini söylediğinde tevazuundan
dolayı yo mustafa olmaz dediğini de biliyorum. Fakat kendisi ağırlaşıp hastahaneye yatmadan önce mustafa ile telefonla görüşmüş
ve mustafa kendisini razı etmişti. Bu haberi
de hemen beni arayarak Mustafa Ceylan bu
müjdeyi de vermiş ve çocuklar gibi sevinmişti.
Yani şimdi bu güzel eserlerin yayınlanması
işi Ailesi ve Mustafa Ceylan'a kalmış bir iş.
inşallah kısa zamanda bu eserlerin yayınlandığını görerek hem ruhunu şad etmiş olacaklar, hem de Edebiyatımıza önemli 3 eser
kazandırmış olacaklardır.
8 GÜNCEL
23
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
değerlendirdi. İzmir Valiliği’nin
yaklaşık 3 milyar lira tutarındaki
taşınmazları Hazine ve bakanlıklara devretmesi aleyhine 160’tan
fazla dava açtıklarını hatırlatan Kocaoğlu, sürecin
devam ettiğini belirterek, kaybetmeleri gibi bir
durumun söz konusu
olmadığını savundu.
Başkan Kocaoğlu,
davanın ya
Anayasa
Mahkemesi’ne
kadar
gideceğine
ya da
İzmir
Gediz Nehri'ndeki kirlilik
GEMA'yı da isyan ettirdi!
G
ediz Havzası Erozyonla
Mücadele, Ağaçlandırma,
Çevre ve Kalkınma
(GEMA) Vakfı Başkanı Şener
si
Kilimci Göldelioğlu, arıtma tesi
orve
er
yel
edi
bel
n
bulunmaya
ganize sanayi bölgeleri hakkında
suç
nehri kirlettikleri gerekçesiyle
nı
ları
cak
una
duyurusunda bul
söyledi. Manisa Barosu Çevre
k
Komisyonu Üyesi Hasan Nama
laaçık
ile birlikte gazetecilere
malarda bulunan Göldelioğlu,
Manisa Su ve Kanalizasyon
İdaresi'ne (MASKİ) verdikleri
dilekçeyle belediyenin tarımsal
sulama konusunda da denetimlere
başlamasını talep ettiklerini,
sanayi ve evsel atıkların artık
i
Gediz’e dökülmemesi gerektiğin
diz
Ge
ti.
det
kay
vurguladıklarını
l'Nehri Havzası üzerinde Sarıgö
en
ci'd
mir
De
,
en'e
nem
Me
den
Manisa'ya ve Kemalpaşa'dan
Turgutlu'ya kadar olan bölümlere
i
atık su kanalı ve arıtma tesisler
e
ifad
i
iğin
inşa edilmesi gerekt
eden Göldelioğlu, Manisa
Büyükşehir Belediyesi'nin bir an
önce arıtma tesisi inşaatlarına
başlaması gerektiğine dikkat
çekti.
Göldelioğlu, şunları söyledi:
"Arıtma tesisi olmayan
belediyeler ve organize sanayi
fabrikalarına yönelik suç duyurusunda bulunacağız. Gediz
tılNehri'ne hiçbir şekilde atık akı
ı
ktığ
bıra
mayacak, nehre atık
tespit edilenlerden davacı olacağız. Gediz’in kaynağından çık
tığı gibi tertemiz kalmasını
istiyoruz" dedi. Manisa Barosu
Çevre Komisyonu Üyesi Hasan
ı
Namak ise kurulu bulunan baz
atık su arıtma tesislerinin
çalıştırılmadığını da savunarak
bunlara yönelik de suç duyurularında bulunmaya hazırlandıklarına dikkat çekti. (AA)
Maden ocağı kapanırsa Ermenek batar
Ermenek ilçesinde Türkiye'yi hüzne
boğan maden kazasının etkisini en
derinden yaşayanlar, maden
ocağının yakınındaki Güneyyurt
beldesi sakinleri. Ekonomik
hareketliliğin durma noktasına
geldiği beldede başta esnaf olmak
üzere hemen herkes, gerekli önlemler alındıktan sonra maden ocaklarının yeniden faaliyete geçmesini
istiyor. En önemli geçim kaynağı
bölgedeki madenlerde çalışan işçilerin aldığı maaş olan beldede
hissedilen acı ve sadece kazanın
yaşandığı ocak değil, Cenne Maden
Sahası'ndaki diğer 8 maden
ocağında da kömür üretiminin durması, belde esnafını iş yapamaz hale
getirdi. Belde sakinleri ve esnafın
ortak talebi, en önemli gelir kaynakları olan maden ocaklarının kapanmaması. Güneyyurt'un eski
belediye başkanlarından Şükrü Arı,
AA muhabirine yaptığı açıklamada,
bundan sonra ne olacağına
hükümetin karar vereceğini söyledi.
Arı, "Hükümet bu maden ocaklarını
ya kapatacak ya da madenleri
düzenli şekilde denetleyip açacak.
Zaten açılmazsa bu memleketin hali
berbat. Herkes oradan ekmek yiyor"
dedi. (AA)
Tasarruf dediğin böyle olur
Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü
yeni kurulan Doğançay Futbol Tesisleri ile
Osmangazi Mahallesi’ndeki Araçlar Amirliği’ne su ihtiyaçlarını karşılamak üzere
artezyen kuyusu açtırdı. Tesis bakımı ve
araç yıkaması için bundan sonra artezyen
suyu kullanılarak tasarruf sağlanacak.
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Kocaoğlu: Özel İdare malları
davası lehimize sonuçlanacak
Kapatılan özel idarelere ait malların paylaşımında yaşanan kriz
devam ediyor. Belediyeleri AK
Parti'li adayların kazandığı illerde
büyükşehir belediyelerine devredilen özel idarelere ait
milyarlarca liralık taşınmazlar, CHP ve MHP’nin
kazandığı illerde ise Maliye
Hazinesi veya bakanlıklara
devredildi. Özel idare malları üzerinden en sert
tartışmaların yaşandığı illerin başında gelen
İzmir’de Büyükşehir
Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu,
valiliğin
yaptığı devirle ilgili
açtıkları
davaları
Bayraklı Belediyesi suda tasarrufa gidiyor.
Geçtiğimiz günlerde hizmete giren
Doğançay Futbol Tesislerinin su ihtiyacı
vidanjör aracılığı ile sağlanıyordu. Tesisin
hem su ihtiyacının giderilmesi hem de
tasarruf sağlamak amacıyla bölgede
artezyen kuyusu açıldı. 160 metrede bulu-
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
nan su ile saha sulaması yapılacak,
soyunma odalarında duş ve tuvaletlerde
kullanılacak.
ARAÇLAR YIKANIYOR
Diğer artezyen çalışması ise Osmangazi Hizmet Binası yanında bulunan
Araçlar Amirliğinde yapıldı. 98 metrede
bulunan su, 750 litre kapasiteli bir pompa
yardımıyla yüzeye çıkartılıyor. Su içinde
servis ve otobüslerin de bulunduğu 30
aracın yıkanması için kullanılıyor.
ÖNEM VERİYORUZ
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan
Karabağ, belediye kaynaklarını en doğru
şekilde kullandıklarını ve bu konuya
büyük önem verdiklerini belirterek,
“Artezyen kuyularından çıkarılan su
sayesinde büyük bir tasarruf sağlayacağız.
Doğançay Futbol Tesislerin’nden yararlanan çocuklarımız artezyen sayesinde
rahat edecek. Belediye araçlarımız
yıkanırken de artezyenden yararlanılacak”
dedi. (HABER MERKEZİ)
Büyükşehir Belediyesi lehine
sonuçlanacağına inandıklarını
belirterek, “Şu anda bir gelişme
yok, bekliyoruz. Şimdi şöyle bir
şey var, yasada yapılan değişikliğe göre belli konular dışında
yürütmeyi durdurma kararı verilmiyor. Ondan dolayı, yürütmeyi
durdurma kararı verilmemesinden dolayı bir şey var, dava kaybetti diye bir şey yok. Dava
devam ediyor.” dedi.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
160 DAVA AÇMIŞTI
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve
İZSU Genel Müdürlüğü, kapatılan
İl Özel İdaresi'nin mallarının
paylaşımı kararlarının iptali için
yargı süreci başlatmış ve idare
mahkemelerinde 160'ı aşkın
dava açmıştı. Mahkeme süreci
devam eden mallar arasında
Balçova Termal Tesisleri, Balçova
Kaya Termal Otel, Çeşme Turistik
Tesisleri, Menemen Soğuk Hava
Tesisleri, Menderes Şaşal
Kaynak Suyu Tesisleri, Urla
İçmeler Günübirlik Tesisleri,
Urla Zeytinalanı Tesisleri,
Selçuk İl Fidanlığı, Foça Polen
Tatil Köyü, Narlıdere Vilayet
Ormanı ve Mesire Yeri, Bor-
nova Belkahve Atatürk anıtı ve
tesisleri, Çeşme Alaçatı Barajı,
Bornova Motor Sporları Yarış
Pisti, eski Sümerbank Basma
Fabrikası, Buca garaj, ambar ve
atölye binası, İl Özel İdare
hizmet binaları, ilçelerdeki
hizmet binaları, Bergama, Menemen ve Tire'deki iş merkezleri,
Çiğli Kültür Alışveriş Merkezi,
İzmir Engelliler Eğitim Merkezi, İl
Özel İdaresi hizmet binası
(Tekel), 482 adet lojman, 209
adet kamyon ve iş makinesi yer
alıyor.
AK PARTİ'Lİ BELEDİYELERE
DEVREDİLMİŞTİ
Özel idarelere ait mallar, AK Parti'nin kazandığı büyükşehirlerde
belediyelere devredildi. Trabzon'da valilik bünyesinde kurulan
mal dağıtım komisyonu, özel
idareye ait bütün malları AK Parti'li belediyeye devretti. Buna
karşılık CHP ve MHP'nin
kazandığı illerde ise mallar,
Hazine ve bakanlıklara devredildi. İzmir'in CHP'li Büyükşehir Belediyesi'nin yanısıra CHP'li
Aydın ve MHP'li Manisa
belediyeleri de aynı sıkıntıyı
yaşadı. (CİHAN)
9 GÜNCEL
23
2014 Pazar
17 Kasım
Şubat 2013
Perşembe
Görme engelliler için konan taşların ortasına 'dur' tabelası yerleştirdiler!
BURASI
Türkiye
Zonguldak'ın
Zonguldak'ın Ereğli
Ereğli ilçesinde
ilçesinde yeni
yeni
yapılan
yolda
görme
engelliler
için
yapılan
engelliler
yapılan yolda
yolda görme
görme engelliler için
için
yerleştirilen
taşların
ortasına
konan
yerleştirilen taşların
taşların ortasına
ortasına konan
yerleştirilen
konan
'Dur'
yazısı
vatandaşların
tepkisini
'Dur' yazısı
yazısı vatandaşların
vatandaşların tepkisini
tepkisini
'Dur'
Mahalle
Muhtarı
çekiyor.
çekiyor. Elmatepe
Elmatepe Mahalle
Mahalle Muhtarı
Muhtarı
Muammer
Aslan,
görme
engelliler
Muammer
engelliler
Muammer Aslan,
Aslan, görme
görme engelliler
için
yerleştirilen
taşların
ortasına
için yerleştirilen
yerleştirilen taşların
taşların ortasına
ortasına
için
konan
tabela
için
'Fıkra
gibi'
yorukonan tabela
tabela için
için 'Fıkra
'Fıkra gibi'
gibi' yoruyorukonan
munda
munda bulundu.
bulundu. Ereğli'de
Ereğli'de yaz
yaz
yapımına
başlanan
Ereğliayında yapımına
ayında
yapımına başlanan
başlanan EreğliEreğliGülüç
arasındaki
yol
çalışmasının
Gülüç arasındaki
arasındaki yol
yol çalışmasının
çalışmasının
Gülüç
sonlarına
yaklaşılırken,
yüklenici
sonlarına yaklaşılırken,
yaklaşılırken, yüklenici
yüklenici
sonlarına
firma
firma tarafından
tarafından yapımı
yapımı tamamtamamlanan
düzenyan yolun
yolun kaldırım
kaldırım düzenlanan
lanan yan
düzenlemesine
geçildi.
Kaldırım
taşlarının
geçildi. Kaldırım
Kaldırım taşlarının
lemesine geçildi.
taşlarının
lemesine
döşeme
çalışmaları
devam
eddöşeme çalışmaları
çalışmaları devam
devam ededdöşeme
erken,
erken, kaldırımın
kaldırımın orta
orta kısmında
kısmında da
da
sarı
görme engelliler
engelliler için
için yapılan
yapılan sarı
görme
sarı
taşlar
yerine
kondu.
Ancak
yan yol
yol
taşlar yerine
yerine kondu.
kondu. Ancak
Ancak yan
taşlar
ile
köprü
çıkışında
sürücüleri
ile köprü
köprü çıkışında
çıkışında sürücüleri
sürücüleri
ile
uyarmak
uyarmak için
için konan
konan 'Dur'
'Dur'
tabelasının görme
görme engellilerin
engellilerin
tabelasının
taşının
tam
ortasına
konması,
taşının tam
tam ortasına
ortasına konması,
konması,
taşının
SÜT
PARASI
Sosyal güvenlik sistemimizde düzenlenmiş olan
haklardan birini de sigortalılara veya sigortalı
yakınlarına ödenen emzirme ödeneği oluşturmaktadır
Halk arasında süt parası olarak anılan bu ödeme
yeni doğum yapan kadınlara ve eşlerine ödenmektedir.Ancak emzirme ödeneğini almanın
bazı şartları da bulunmakta.Peki, emzirme
ödeneği nedir, ne kadardır, nasıl alınabilir?
Ayrıntılı olarak açıklayalım.
neden
vatandaşların
vatandaşların tepkisine
tepkisine neden
neden
Tabelayı
neden
görme
enoluyor. Tabelayı
oluyor.
neden
görme
Tabelayı neden görme enengellilerin
taşının
ortasına
kongellilerin taşının
taşının ortasına
ortasına kongellilerin
konduğuna
anlam
veremediğini
anlam veremediğini
veremediğini
duğuna
duğuna anlam
kaydeden
kaydeden Elmatepe
Elmatepe Mahallesi
Mahallesi
sakinlerinden
Mehmet
Emin
Ünal,
sakinlerinden
Mehmet
sakinlerinden Mehmet Emin
Emin Ünal,
Ünal,
"Buna
bir
akıl
erdiremedim.
Hem
erdiremedim. Hem
Hem
"Buna
"Buna bir
bir akıl
akıl erdiremedim.
görme
engellilere
yol
yapmışlar,
görme engellilere
engellilere yol
yol yapmışlar,
yapmışlar,
görme
hem
hem de
de 'Dur'
'Dur' tabelası
tabelası dikmişler.
dikmişler. NeNedenini
anlayamadım."
dedi.
Eldenini
anlayamadım."
dedi.
Eldenini anlayamadım." dedi. Elmatepe
Mahalle
Muhtarı
Muammer
matepe
matepe Mahalle
Mahalle Muhtarı
Muhtarı Muammer
Muammer
Aslan
ise
konuşmasında
konan
Aslan
Aslan ise
ise konuşmasında
konuşmasında konan
konan
tabelayı
tabelayı 'Temel
'Temel fıkrası'na
fıkrası'na benzetti.
benzetti.
Aslan,
"Burası
Karayolları'nın
yapAslan,
"Burası
Karayolları'nın
yapAslan, "Burası
mış
olduğu
yaya
yolu.
Burada
görmış olduğu
olduğu yaya
yaya yolu.
mış
yolu. Burada
Burada görgörmüş
olduğunuz
gibi
engelli
yolu
müş olduğunuz
olduğunuz gibi
gibi engelli
engelli yolu
yolu
müş
var.
var. Görme
Görme engellilerin
engellilerin yolunda
yolunda da
da
var. Yetkililer,
'Dur'
tabelası
Yetkililer,
her'Dur'
'Dur' tabelası
tabelası var.
Yetkililer, herherhalde
gerekeni
yaparlar.
Temel
halde gerekeni
gerekeni yaparlar.
yaparlar. Temel
Temel
halde
fıkrası
gibi.
Bu
zamanda
böyle
bir
fıkrası gibi.
gibi. Bu
Bu zamanda
zamanda böyle
böyle bir
bir
fıkrası
şey
şey Türkiye'de,
Türkiye'de, hatta
hatta dünyada
dünyada bir
bir
ilktir." diye
diye konuştu.
konuştu.
ilktir."
(CİHAN)
(CİHAN)
(CİHAN)
Emzirme Ödeneği Nedir?
Emzirme ödeneği ülkemizde kısa vadeli sigorta
kolları, başka bir deyişle emeklilik değil sağlık
hizmeti sağlayan sigorta kollarından olan analık
sigortasından yapılan sosyal sigortalar yardımlardan biridir.Halk arasında süt parası olarak
yaygınlaşmış bulunan emzirme ödeneği, çocuğu
olan sigortalılara belirli şartlarda
verilmektedir.Emzirme ödeneği almak için illaki
doğum yapan kadının sigortalı olmasına gerek
yoktur. Kocası sigortalı çalışan bir ev kadını da
emzirme ödeneği alabilmektedir.Kısa vadeli sigorta kolları içerisinde yer alan analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan
karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı
erkeğe emzirme ödeneği verilebilmektedir.
Hangi Sigortalılar Emzirme Ödeneği Kapsamında?
Emzirme ödeneği 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
kapsamındaki sigortalıları
kapsamaktadır.Hukuki tabiri Türkçeleştirecek
olursak SSKlı çalışanlar ile BağKurlu esnaflar,
muhtarlar, çiftçiler ve şirket ortakları emzirme
ödeneği alabilmektedir.4/cliler, yani devlet
memurları emzirme ödeneği kapsamında
değildir.
daha yolun başındayız
K
ültürel ve mekansal mirasa hak ettiği saygının gösterilmesi ve tarihi
yapıların korunmasını teşvik
amacıyla Türkiye’de ilk kez İzmir
Büyükşehir Belediyesi tarafından
başlatılan ve bu yıl 12. kez gerçekleştirilen “Tarihe Saygı/Yerel Koruma Ödülleri” İzmir
Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen
Ayavukla Kilisesi’nde düzenlenen tören ile
sahiplerini buldu. "Tarihe Saygı Yerel Koruma
Ödülleri” sergisinin de açıldığı anlamlı tören
"Tulumbacıların" anlatıldığı tiyatral gösteri ile
başladı. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu, sahneye davet edilen
seçici kurul üyelerine tek tek teşekkür etti.
Kentin tarihi eserlerini korumak ve kentin tarihi
değerleri ile ilgili farkındalık yaratmak üzere
başlanan bu önemli projeye emek verenleri ve
tüm katılımcıları kutlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Bu kentin tarihi değerlerinin büyük bir
bölümünü, en nadide olanlarını maalesef kaybettik. Kalanlara şükretmek zorundayız ve onları
korumak, gelecek kuşaklara taşımak zorundayız.
Biz de bunu belediye başkanlarımızla birlikte
gücümüz el verdiğince yapmaya çalışıyoruz"
dedi. Tarihi kazılara destek olduklarının ve tarihi
ayağa kaldırmak için bir çok çalışma yaptık-
larının altını çizen Başkan Aziz Kocaoğlu, Kadifekale etrafının temizlenmesi, tiyatronun kazıya
hazır hale gelmesi, Agora'nın İkiçeşmelik ile birleşmesi ve heyelan bölgesinin Uzundere'ye
taşınması dahil olmak üzere, 10 sene içinde
sadece 270 hektarlık tarihi aks için 350 milyon
TL harcadıklarını vurguladı.
Sığacık Kale içi evlerini gördünüz mü?
Foça'da kale surlarının restorasyonu için İzmir
Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalara da değinen Başkan Aziz Kocaoğlu, "Şu
anda bizim desteğimizle süren kale duvarları
restorasyonu var. Bir de onun biraz ilerisinde
yapılan Beş kapılar restorasyonu var. Yolu düşen
olursa gidip ikisinin arasındaki farka bakarsa;
tarihe nasıl sahip çıkılıyor ya da tarih nasıl katlediliyor, ikisi birbirinin devamı, orada
görmemiz mümkün" dedi.
Büyükşehir Belediyesi
tarafından restorasyonu
yapılan Seferihisar Sığacık
Kale İçi Evleri ile ilgili de
bilgi aktaran Başkan Kocaoğlu, tüm İzmirlilerin bu
güzel tarihi dokuyu
görmesini arzu ettiklerini
ifade etti.
Konuşmasında
İzmirlilerin tarihine sahip
çıktığına da vurgu yapan
Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu,
"Ne mutlu ki, İzmirli
hemşehrilerim bizim bu çabalarımızın maddi, manevi
arkasında oluyorlar.
Türkiye'nin en ileri, en bilinçli insanlarının
yaşadığı bu kentte belediye başkanı olmak çok
ayrı ve farklı bir önem taşıyor benim için. Daha
yolun başındayız. Mümkün olduğu kadar hızlı
çalışıp mutlaka bu kentin üzerindeki toprağı
silkeleyip onları tekrar eski ihtişamlı durumuna
getirmek isteğindeyiz. İnanıyoruz, başaracağız"
şeklinde konuştu.
Büyükşehir'e övgü
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim
Üyesi, Şehir Plancısı ve Seçici Kurul Başkanı
Prof. Dr. Asuman Türkün ise şunları söyledi:
"Farklı kategorilerde tanımlanan bu ödüllerin
verilmesi, ülkemizde son derece ihmal edilen
koruma alanına dikkat çekme konusunda çok
önemli bir katkıda bulunmakta. Ve aslında bütün
yerel yönetimlere öncülük etme ve bu konuda
duyarlılığı artırma misyonuna sahiptir. İzmir
Büyükşehir Belediyesi kentin kamusal birliğini
oluşturan yapı ve çevrelerini tarihi, kültürel ve
sosyal kimlikleriyle bir arada ele almakta ve korunarak geleceğe aktarılması gereken bir zenginlik olarak görmektedir. Bunun Türkiye'de nadir
görülen bir koruma anlayışı olduğunu ve örnek
alınması gerektiğini ifade etmemiz gerekir."
23 esere ödül
Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri’nin
12.’sinde seçici kurul incelemeleri sonucunda,
23 başvuru ödüle değer bulundu. Seçici Kurul
ayrıca tarihi mirasın korunduğu ve değerlendirildiği örnek alınacak bir yerleşim olarak
gördüğü Birgi’ye “Jüri Özel Ödülü” verdi.
Geçtiğimiz sene bu ödül usta edebiyatçı Tarık
Dursun K.'ya verilmişti. Diğer kategorilerdeki
ödüller şöyle:
Tarihi Yapıda Yaşam Kategorisi
- Ayşe Adalet Süzer Can Evi (Birgi)
- Arife Döner Evi (Birgi)
- Füsun & Güven Çağatay Evi (Varyant)
- Semer Ustası Kamil Bezcioğlu (Tire)
- Nalın Ustası Cemil Tolga (Tire)
- Konuralp Dürük Evi (Tire)
- Zeliha & Mehmet Çoban Evi (Tire)
- İsmail Bilgi Evi (Ödemiş - Bademli)
- Aliye & İbrahim Bademci Evi (Çeşme Alaçatı)
Tek Yapı Ölçeğinde Koruma Uygulamaları
Ödülleri Kategorisi
Özgün İşlevin Korunduğu Esaslı Onarım Dalı
- Emel Aliberti Evi (Küçükyalı) - Mimari Müellifi Tamer Pakben
Tarihi Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma
Dalında Katkı Kategorisi
- A.Munis Armağan Tire ve Ege üzerine hazırladığı tüm yayınları
- Yılmaz Göçmen “Tire’nin Yıldızları” kitabı
- Tufan Atakişi “Kralın İzmir Günleri” kitabı
- Gül Altuna Doyranlı “Elveda İzmir” romanı
- Ressam Seha Gidel “Tire Resimleri”
- Tiyatro Viya / Kentin Oyuncuları “Tulumbacılar” tiyatro oyunu
- Yönetmenliğini Özer Kesemen’in yaptığı
“Lübbey'i Bekleyenler” belgesel filmi
Tarihi ve Kültürel Miras Konulu Okul Projeleri
Teşvik Ödülü
- Özel Karşıyaka Piri Reis İlkokulu “Efesten Bir
Hikaye: Celcus” ve “Agora'daki Yalıçapkını
Arkadaşlarını Arıyor” çalışması
- DEÜ Özel 75. Yıl İlköğretim Kurumları “İzmir
Kültürümün Aynası Tarihin Duvara Yansıması”
çalışması
- Naci Şensoy Anadolu Lisesi “Gençlerle Tarih”
çalışması
- Ayrancılar Ortaokulu “Tarihine Sahip Çık”
çalışması
- Yaratıcı Çocuklar Derneği “Efes'i Geziyorum”
çalışması
Jüri Üyeleri
“Tarihe Saygı / Yerel Koruma Ödülleri”nin
Seçici Kurul Başkanlığını Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi, Şehir Plancısı
Prof. Dr. Asuman Türkün yaptı. Asil Jüri üyeleri,
Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Arkeolog Prof. Dr.
Taner Korkut, Dokuz Eylül üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi
Doç Dr. Emel Kayın, Yaşar Üniversitesi Sanat
ve Tasarım Fakültesi, Grafik ve Tasarım
Bölümü'nden Sanat Tarihçisi Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Kahyaoğlu, İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü Mimarlık Bölümü Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi, Yüksek Mimar Kıvılcım Keskiner,
Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları
Merkezi/ Şehir ve Bölge Planlama Anabilim
Dalı'ndan Şehir Plancısı Uzman Tülin Selvi
Ünlü ve Mimar Zübeyda Özkan'dan oluştu.
(HABER MERKEZİ)
Serap YAŞAR
BUZRUL
[email protected]
TARİHİ yatırımlarda
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “12. Tarihe Saygı
Yerel Koruma Ödülleri”
sahiplerini buldu. Törende
konuşan Başkan Kocaoğlu,
"Daha yolun başındayız.
Mümkün olduğu kadar hızlı
çalışıp tarihimize sahip
çıkacak ve mutlaka bu
kentin üzerindeki toprağı
silkeleyeceğiz" dedi
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
Kapsama giren sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına
ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla
emzirme ödeneği verilmektedir.
Emzirme Ödeneğinin Şartları Nelerdir?
Emzirme ödeneğini alabilmek için:
Ruslar istedi, Türk
mühendis ıslah etti
Antalya'da bir ziraat mühendisi, Rus firmaların talebi üzerine
yaklaşık 50 günlük raf ömrüne sahip, tat aroması istenilen
düzeyde mor domates geliştirdi. Ziraat mühendisi Yapıcı,
"Eflatun, koyu mor oluyor. Renk aldıkça da tatlanıyor" dedi
Antalya'da faaliyet gösteren bir tohumculuk firmasının sahibi ziraat
mühendisi Büşra yapıcı, Rus firmaların isteği üzerine raf ömrü uzun,
tat aroması istenilen düzeyde mor
domates üretti. Dolmalık domates, 7
metre boyunda, normal bir fideden
daha fazla verim alınabilen domates
türlerini geliştiren ziraat mühendisi
Büşra Yapıcı, yaklaşık 4 yıl önce Rus
firmaların talebi üzerine uzun
ömürlü, aroması iyi mor domates üzerinde çalışmaya başladı. Yumuşak
olması ve tadı nedeniyle pek tercih
edilmeyen mor domates üzerinde
ıslah çalışması yapan Yapıcı,
geliştirdiği ilk tohumları geçen yıl
toprakla buluşturdu. Üretimde verimli sonuçlar alan Yapıcı, talepte bulunan Rus firmaları temsilcilerini
Türkiye'ye davet ederek, üretilen
mor domatesleri tattırdı. Firma temsilcilerinin domatesi beğenmesi üzerine Yapıcı, bu yıl üretimini artırdı.
- "Rengi morardıkça tatlanıyor"
Yapıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, albenisi çok yüksek, rafa
konduğu zaman dikkat çekici bir domates ürettiğini söyledi. Rusya'da
özellikle dış görünüşe önem veren
bir pazarın olduğunu anlatan Yapıcı,
kendilerinden de mor görünümlü
ama raf ömrü uzun domates türü istendiğini belirtti. Bunun üzerinde
çalışırken tadının da iyi olmasına
özen gösterdiklerini dile getiren
Yapıcı, "Domateste hafif morarma
başladığı zaman hasat ediyoruz, 4550 gün sonra da yiyebiliyorsunuz.
Bu süre zarfında hiç bozulmuyor, her
geçen gün daha da morarıyor, çok
güzel bir renk alıyor. Eflatun, koyu
mor oluyor. Renk aldıkça da tatlanıyor" dedi.
- İhracat gelecek
yıl kasımda başlayacak
Yapıcı, Rus firma temsilcilerin
geçen hafta gelerek ne kadarlık
alanda tohum üretilebileceği
konusunda çalışma yaptıklarını kay-
detti. Islah edilen tohumların Türk
çiftçiler tarafından gelecek yıl ilkbahar döneminde toprakla buluşturulacağını, hasat edildikten sonra da
Rusya'ya ihraç edileceğine dikkati
çeken Yapıcı, kendisinin sadece tohumu ıslah etmekle görevli
olduğunu, bunu da başardığını kaydetti. İlk ihracatın gelecek yıl kasım
ayında başlayacağına işaret eden
Yapıcı, ilk etapta haftada bir tır
olarak 2016 yılının haziran ayına
kadar Rusya'ya mor domates ihraç
edileceğini dile getirdi. Üretilecek
domateslerin Türk damak tadına
uygun olduğunu, bu açıdan iç
piyasada da talep edileceğine
inandığını ifade eden Yapıcı, "İlk
üretimi yaptıktan sonra çevremdeki
ev hanımlarına domatesi tattırdım.
10 kadından 9'u tadını çok beğendi.
Sadece biri rengini beğenmediği için
tadına bakmadı" diye konuştu.
- Fiyatını ihracatçı
firma belirleyecek
Büşra Yapıcı, mor domatesin fiyatının normal domatese göre farklı
olabileceğini, fiyatını ise ihracatçı
firmanın belirleyeceğini anlattı. Kendisinin sadece tohum fiyatını belirlediğini söyleyen Yapıcı, "Yüzde
100 yerli tohumlarla ıslahını yaptığım için çok yüksek bir fiyat
düşünmüyorum. Türk çiftçisine
yararlı olmak, çıkarını düşünmek
zorundayız. Normal bir domatesin
fiyatı ile aynı olacak" diye konuştu.
(AA)
- Kişinin yada eşinin SSK veya Bağ-Kurlu
olarak sigortalı olması,
- Çocuğun sağ olarak dünyaya gelmiş olması,
- Sigortalıların doğumdan önceki bir yıl içinde
en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi
bulunması,şartları aranır.
Emzirme ödeneği sağ doğum olması şartıyla her
bir çocuk için verilmektedir. Çocuğun sağ olarak
doğduktan sonra vefat etmesi halinde dahi
emzirme ödeneği alınabilmesi mümkündür.
Emzirme ödeneği doğum sonrasındaki her ay
için verilmez; yalnızca her doğum için bir kez
verilmektedir.Bağ-Kurluların emzirme ödeneği
alabilmesi için GSS dahil tüm prim borçlarını
kapatmış olmaları zorunludur, borçları varsa
ödenek alamazlar.Emzirme ödeneği yalnızca
aktif olarak çalışan sigortalılara verilmez, işten
ayrıldıktan sonra belirli bir süre daha bu hak korunur.
Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan
işten çıkanların, sigortalılığın son erme tarihinden başlamak üzere üç yüz (300) gün içerisinde
çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya eşi analık
sigortalı erkek, doğum tarihinden itibaren önceki
on beş ay içerisinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlandırmaktadır.Hem doğumun 300 gün içinde
olması hem de doğumdan önceki on beş ayda
120 gün aranması şartları bir arada gerçekleşmelidir.Emzirme ödeneğine müstehaklığın
tespitinde hizmet süresinin hesabında dikkate
alınmayacak süreler 5510 sayılı Kanunun 24
üncü maddesinde belirtilmiştir.
SGK’ya Başvurmak Gerekiyor
Emzirme ödeneği otomatik olarak ödenmez.
Yani doğumun gerçekleşmesi ile SGK adınıza
otomatik olarak emzirme ödeneği göndermez.
Emzirme ödeneği alabilmek için dilekçe ile
SGK’nın sigortalının son hizmetinin geçtiği
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü yada Sosyal
Güvenlik Merkezi’ne başvurmak gerekir.
Başvuru sırasında çocuğun doğum belgesi,
evlilik cüzdanının fotokopisi ve bebeğin doğum
tarihi itibariyle sigortalıya ait 120 gün hizmet
süresi bulunduğunu gösterir vizite kağıdının verilmesi yerinde olacaktır.
Parayı Almak İçin Son Beş Yıl ÖnemliEmzirme
ödeneğini yalnızca yeni doğum yapanlar
almaz.Son beş yıl içerisinde doğum yapan
kadınların SGK’ya başvurarak süt parası isteme
hakkı vardır.Zira sosyal güvenlik sistemimizde
emzirme ödeneği doğum tarihinden itibaren beş
yıl içerisinde istenilebilir.
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Özcan
PEHLİVANOĞLU
[email protected]
https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU
LİDERİ
ANLAMAK YADA
ANLAYAMAMAK !
Toplumların kimliklerinin oluşumunda ve
kaderlerini belirleyecek karar verme süreçlerinde, siyasal liderlik hayati öneme sahiptir.
Politik psikoloji açısından ortaya konmuş teori
ve gözlemlerin coğunluğu, bize kriz zamanlarında kitlelerin liderlere bağımlığının artacağını söylüyor. Bu dönemlerde siyasal liderliğin önemi ve etkinliği, yalnızca ülke için
değil aynı zamanda milletlerarası ilişkiler
bakımındanda fevkalade önemli bir hale geliyor.
Böyle dönemlerde yani kriz zamanlarında, liderler kendi düşüncelerini hayata geçirebilmeleri için desteklenmeli ve cesaretlendirilmelidir.
Bir davaya baş koymuş olan lider, dünyada
olup bitenleri, kendi inanaç ve düşüncelerine
göre izler. Böyle bir lider, olan biteni seçkin
gördüğü bakış açısı ile değerlendirir. Bu tavırlarınıda kolay kolay değiştirmez.
Bu davranışlarını, kendileri ile siyaset yapacak
yol arkadaşlarını seçerkende sürdürürler. Buradaki öncelikli husus, sadakattir...
Liderin toplumu yatıştırıcı ve uzlaştırıcı özelliklere sahip olması gerekir. Ayrıca demokratik
değerleri benimsemiş olan lider, uzlaşmaya,
koalisyona, pazarlığa ve paylaşmaya açıktır.
Lider aynı zamanda, iç ve dışta meydana gelen
olaylara, güncel değil kolay kolay değişmeyen
geniş bir perspektifle ve genel politikadaki
önceliklerine göre bakar. Bu açılardan kısıtlanmayı kabul etmez ve aksine bunu, üstesinden
gelinmesi gereken bir engel olarak görür.
Türklerde liderlik denilince, aklımıza gelen ilk
hususlardan biri, bu liderliğin “uhrevi” olduğu
yönündeki düşünce yapımızdır. Yani Atatürk
başta olmak üzere liderliğin nasip işi olduğu,
Türk toplumunda çoğunlukla kabul görür bir inanıştır. Buna bağlı olarakta, lider merkezli bir
itaat kültürümüz mevcuttur. Yani liderliğe
atfedilen uhrevilik ve itaat, Türk toplumunu
hedefe taşıyan bir anlayıştır.
Türk Milliyetçiliğinin filizlenmeye başladığı
Osmanlı’nın son zamanlarında bile, bir çok
yazar ve düşünür, itaat kültürümüzün bir
örneği olarak devlete ve padişaha karşı
gelmemeyi eserlerinde işlemişlerdir. Hatta
Ülkücü Türk Milliyetçisi olarak nitelediğimiz
hikayeci Ömer Seyfettin; “Ferman” adlı
hikayesinin kahramanı Tosun Bey’e annesi,
yaşamı boyunca iki şeye yani padişaha ve devlete karşı gelmemesini öğütler.
Türkler, liderlerinden aynı zamanda babalık
beklerler. Belki de zaman zaman devlet
kavramı ile liderlik iç içe geçmekte ve her ikisi
de milletin babası olarak kabul görmektedir.
Hatta Prof. Dr. Osman Turan “Hakanların babalık vazifeleri” olduğu sonucuna varmıştır.
Lider, yeniliklere ve paylaşmaya açıktır.
Önemli olan liderin, bu özelliklerini görebilmemizdir. Bunlara ilaveten daha çok şey
söylenebilir.
Bütün bunları yazmamızın nedeni şudur:
Türkler ve Türkiye, geriye dönüp baktığımızda
bir çok kez olduğu gibi yine Sır’at Köprüsü’nden geçmektedir. Bu köprüden geçişin zor
olduğunu bilmeyenimizde yoktur.
Bu sebeble Türk Milleti, kendisini bu köprüden geçirecek liderini, iyi ve çabuk seçmelidir.
Ülkemiz için Akp iktidarı sürdüğü müddetçe iç
çatışma ve bölünme beklentileri çok büyüktür.
Onun için Haziran 2015 seçimi, Türk Milletince başarı ile atlatılmalıdır.
Seçtiğimiz lidere bu süreçte inanılmalı ve onun
ortaya koyduğu politikalar ve stratejiler iyi izlenerek, takip edilmelidir. Lider hiç bir zaman
boş yere ve nedensiz eleştirilmemeli ve
yıpratılmamalıdır. Şahsi nedenler ve menfaat
beklentileri yüzünden yapılan haksız nitelendirmeler, Türk Milletinin istikbaline olumsuz olarak etki edecek yani çocuk ve torunlarımızın yaşamını zindana çevirecektir.
Eğer lideri anlayamıyor ve yaptıklarını değerlendiremiyorsanız, en azından susarak yani
sükutla destek veriniz.
Türk Milleti bu meyanda süratle iç çekişmelere, boş tartışmalara, gıybete, dedikoduya
son vermeli ve lider etrafında birlik ve beraberlik görüntüsü çizmelidir.
Unutmayın ki; siyaset dünyanın en zor
zanaatıdır. Siyaset santrancı ise herkesin bilip
anlayabileceği ve oynayabileceği basit bir
oyun değildir. Eğer bunu kabul ediyorsak, bizim için mücadele eden bu takımın kaptanı ve
oyuncularını, boşu boşuna yerden yere vurmayalım.
Benim liderim Devlet Bahçeli ve partimde
MHP... Niye yazının sonunda bunları belirtiyorsun derseniz, lafı da topu da ortada gezdirmeye hiç gerek yok. Sıkıntı büyük, bende sizlere
bu vesile ile bir çözüm yolu göstermek istiyorum. Bunu da açıkça söylüyorum. İvedi olarak
lideri; ya anlayalım ya anlayalım!
10 DENİZLİ HABERLERİ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23 Kasım 2013
2014 Perşembe
Pazar
971Şubat
BAŞKAN GÜRLESİN,
ÖĞRETMENLERLE
BİRARAYA GELDİ
Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, okul yönetimi, veliler, öğretmenler ve öğrencilerle bir araya geldiği programda, eğitime verdiği desteklerden dolayı bir de plaket aldı
B
aşkan Gürlesin, Başkan Yardımcıları Selim Arkan, Fahrettin Göksu, Veli Demir ve
Abdullah Sevinçli’yle birlikte
Cafer Sadık Abalıoğlu Orta
Okulu’nda düzenlenen programa katıldı.
Toplantıya, İlçe Milli Eğitim Müdürü Reşat Erdoğan, Anafartalar Mahalle Muhtarı
Ekrem Demir, Okul Müdürü Hasan Hüseyin Hançar, öğretmenler, öğrenciler ve
çok sayıda öğrenci velisi katıldı.
Programda, okul aile birliğinin yeni yönetimi de belirlendi. Başkan Gürlesin, burada öğretmen ve öğrenci velilerine hitap
etti.
Belediye denilince akla alt yapı ve üst
yapı gibi çalışmaların akla geldiğini kaydeden Başkan Gürlesin, konuşmasında
şöyle dedi:
‘Belediyeler, bunlara ek olarak eğitime de gerekli desteği vermelidir. Eğitim
bizim için ayrı bir önem taşımaktadır. Geleceğimiz olan çocuklarımızın ve onları
geleceğe hazırlayacak öğretmenlerimizin sağlıklı ortamda çalışmaları gerektiğine inanıyoruz.
Okulumuza da peyzaj ve çevre
düzenleme ile güvenliğini artırılması amacıyla duvar üzerine
tel örgü yapılması şeklinde destek verdik. Eğitim yuvalarımız
bizim önceliklerimiz arasında
yer almaktadır ve eğitime pozitif
ayrımcılık yapmaya devam edeceğiz. Camilerimiz de pozitif ayrımcılık yapacağımız yerlerden
biridir. Bu ayrımcılığı sözde değil
bugüne kadar yaptıklarımızla yerine getirdiğimizi ve yerine getirmeyi sürdüreceğimizi gösterdik. Anafartalar Mahallesi’nde sadece bu
okulumuzda değil 3-4 okulumuzdan
gelen talepleri karşıladık. Bunları niçin
anlattığımı söylemek istiyorum. Halkın
gözünde siyasetçiler genelde dilde konuşur. İcraat noktasında ise tamam denir ancak bazen işler yarım kalır. Bizler, sizin
bildiğiniz o siyasetçilerden değiliz. Biz
çar da bir konuma yaptı. Ardından Müdür
Erdoğan, Başkan Gürlesin’e eğitme verdiği desteklerden dolayı plaket takdim etti. Okul Müdürü Hançar da Muhtar Ekrem Demir’e desteklerinden dolayı plaket
sundu.
söz verdiğimiz taktirde, gelen talepleri öncelik sıralamasına
koyup ardından uygulamaya geçeriz.
Bundan dolayı verdiğimiz sözü bu okulumuzda da yerine getirdiğimiz için mutluyum.’
Programda ayrıca İlçe Milli Eğitim
Müdürü Erdoğan ile Okul Müdürü Han-
-İLK DEFABaşkan Gürlesin, programın sonrasında
okulda görev yapan öğretmenlerle bir
araya gelip, Görüş istek, beklenti ve önerilerini aldı.
Yaklaşık 1 saati aşkın süre devam
eden birliktelikde, öğretmenlerin ve eğitimde karşılaşılan sorunların çözümü enine boyuna ele alındı. Bazı öğretmenlerin
ilk defa bir siyasetçinin okula gelip öğretmenlerin sorunlarına bu denli içtenlikle
eğildiğini bildirmesi öne çıktı.
Başkan Gürlesin’in gerek okul, gerek
öğrenci ve gerekse öğretmenler için bir
şey yapmamış olsa bile böyle bir organizasyonla öğretmenleri dinlemesinin her
türlü takdirin üzerinde olduğu, öğretmenlerce ifade edildi.
Başkan Gürlesin de, öğretmenlik mesleğinin önemine işaret ederek, ‘Sizler kutsal bir görevi yerine getiriyorsunuz.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlerimiz sizlerin ellerinde şekilleniyor.
Bizler de aydınlık yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımız ve siz değerli öğretmenlerimizin beklentilerini karşılamakla yükümlüyüz.
Bu vesileyle yaklaşan öğretmenler gününüzü de kutluyor, tüm öğretmenlerimize kutsal görevlerinden dolayı sonsuz teşekkür ediyorum’ dedi.
(HABER MERKEZİ)
TÜRKİYE !NOVASYON HAFTASI FİNALİ
4-5-6 ARALIK’ta İSTANBUL’da…
E
Denizli Ticaret Odasından
Pamukkale Belediye’sine ziyaret
Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Necdet Özer ve Yönetim Kurulu
Üyeleri Pamukkale Belediye Başkanı
Hüseyin Güresin’i makamında ziyaret etti.
Denizli için yapılan çalışmalar ve belediye hizmetlerinin konuşulduğu ziyarette Başkan Özer “Yeni kurulan belediye
olan Pamukkale Belediyesinin ’de, güzel
çalışmalar yaptığını görüyoruz. Fakat
hangi belediyenin hangi hizmetleri verdiğini, bizler başta olmak üzere vatandaşlar
pek idrak etmiş değil. Bu sebeple önümüzdeki günlerde Büyükşehir Belediyesi
başta olmak üzere Merkezefendi ve Pamukkale Belediyesini sırayla Odamıza
davet edip komite ve meclis üyelerimizi
bilgilendirmek isteriz. Denizli Ticaret
Odası olarak sizlerle Denizli’miz için işbirliği yapmaya hazırız” diye konuştu.
Denizli Ticaret Odasının ziyaretinden
duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Gürlesin “Denizli için birlikte hareket ediyoruz. 30 Martta Büyükşehir olmamızın ardından Merkezefendi Belediyesiyle birlikte yeni belediye olarak görev yapmaktayız. Tabi yeni kurulan bir
belediye olmanın zorlukları oluyor. Ama
hepsini yakın bir zamanda aşacağımıza
inanıyorum. Bu süreç tam olarak oturana
kadar Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarından ve deneyimlerinden bizlerde
yararlanıyoruz. Özellikle bu aşamada sivil toplum kuruluşlarının da desteğine ihtiyacımız var. Öncelikle var olan mevcut
sorunları çözmeye yönelik çalışıyoruz.
Ardından yeni çalışmalar yapacağız. Bu
konuda herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor” diye konuştu.
(HABER MERKEZİ)
konomi Bakanlığı ve
Türkiye İhracatçılar Meclisi işbirliği ile düzenlenen, Türkiye’de inovasyonun önemini anlatmak
ve inovatif çalışmaları desteklemek
için gerçekleştirdiği Tükiye !novasyon Haftası’nın Finali 4-5-6 Aralık’ta İstanbul Kongre Merkezi Harbiye'de gerçekleşecek.
Etkinlik süresince birbirinden ünlü
ve uzman yabancı ve yerli isimlerin
konuşmacı olacağı Türkiye İnovasyon Haftası 2014 İstanbul'da bu yıl
Hollanda da "partner ülke" olarak
yer alırken, Arçelik, Sabancı Holding, Türk Ekonomi Bankası (TEB)
ve Türk Hava Yolları (THY) stratejik
ortaklar olacaklar. Çarpıcı konferansların yanında Türkiye-Hollanda
İş Forumu, B2B organizasyonları ve
Hollandalı firmaların çalıştayları da
sizlerle birlikte olacak.
Türkiye !novasyon Haftası Lansmanında konuşan Tim Başkanı Mehmet BÜYÜKEKŞİ, inovasyonla büyümeye büyük önem verdiklerini belirterek; “İzmir, Ankara ve Gaziantep’te gerçekleştirilen, yaklaşık 20
bin kişinin katıldığı Anadolu turunun
ardından, İstanbul’da yapılacak etkinliğin önemine işaret etti. Son 3
yıldır inovasyon konusunda Türki-
ye'de bir farkındalık yaratmaya çalıştıklarını ve bunu başardıklarını belirten Büyükekşi, İstanbul'un 2014'ün
final etkinliği olacağını” söyledi.
Denizli’de katıldığı bir programda
konuşan Denizli İhracatçılar Birliği
ve TiM Başkan Vekili Süleyman
KOCASERT ise, “ihracatımızın çok
üreterek neredeyse geleceği en son
noktaya ulaştığı kanaatindeyim.
Bundan böyle marka ürünler üreterek, katma değeri yüksek ürünler
üreterek 2023 500 Milyar Dolar ihracat hedefimize ulaşmamız mümkün; bunu da inovasyon ile gerçekleştireceğimizi düşünüyorum. Biz bu
düşüncelerle inovasyona yöneldik ve
her yıl daha iyiye gittiğimizi düşünüyoruz.
Türkiye İnovasyon Haftası’nın
Finalini bu yıl 4-5-6 Aralık tarihinde
İstanbul’da gerçekleştireceğiz” diyerek inovasyona verdiği değerin altını
çizdi.
Türkiye’nin geleceğini inşa etme
adına birçok inovasyon gurusu ile
çok sayıda üst düzey yönetici ve yönetici adayını bir araya getirecek etkinliğin kayıtları başladı. Etkinliğe
katılım ücretsiz olup, www.turkiyeinovasyonhaftasi.com sitesinden online başvuru yapılması zorunludur.
(HABER MERKEZİ)
SAYFA 11
SONDAKiKA GAZETESİ >>
11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
23 Şubat
Kasım2013
2014Perşembe
Pazar
17
"Al lafı koy rafa" modeli
siyaset söylemleri üzerine
Mehmet
BARLAS
SABAH GAZETESİ
Bazen akıllıca söylenmiş bir söz bütün safsataları sona erdirir...
Buna bir örneği CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Hürriyet'e verdiği demeç karşısında
CHP'nin İzmir Milletvekili Rıza Türmen'in gösterdiği tepki ile verebiliriz.
Kılıçdaroğlu Hürriyet'te yayınlanan demecinde
şöyle konuşmuştu:
"- MİT'in içinde bir grubun sadece CHP için
görevlendirildiğini biliyoruz. CHP içinde karışıklık çıkarmak ve daha bir sürü başka şey için
yapıldı bu görevlendirme."
Kılıçdaroğlu'nun bu iddiasını CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Meclis'te basın mensupları
ile konuşurken şöyle yanıtlamış:
"- Biz zaten yeteri kadar karışığız. MİT'e ihtiyaç var mı bilmiyorum. Demek ki MİT yapıyormuş..."
MİT'in diğer projeleri
Bereket Türmen bu kadar konuşmuş... Ya şunları da söyleseydi?
- Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanı yapan ve
Baykal'ı deviren kaset komplosu da mı MİT'in
CHP'yi karıştırma projesinin bir parçasıydı?
Yahut Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Tayyip Erdoğan'ın karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak
çıkarmak da mı MİT'in bir projesiydi?
Bu tür soruları sonsuza kadar sürdürmek
mümkündür. Ama doğru olan galiba CHP'yi kendi haline bırakmaktır. Çünkü bu köklü partinin
günün gerçeklerine uyarlı siyaset üretmesi pek
mümkün görünmüyor. Bunun için gerekli
birikimli kadrolar da, toplumun ufkunu açacak
yeni bir vizyon da, şu anda CHP'de yer bulamıyor... İktidar kanadından gelen her açıklamaya laf
yetiştirmek, her konuyu ak ile kara arasında
sıkıştırmak ve "Çözüm Süreci" gibi bir konuda
bile ikircikli davranmak, bugünün CHP'sinin
siyaset tarzını yansıtıyor.
Uzaktan izliyor
Kılıçdaroğlu'nun Çözüm Süreci hakkında Hürriyet'e söylediklerine bakın... Sanki bu süreç CHP'nin uzaktan izlediği ve kendisini pek ilgilendirmeyen bir dedikodu konusu gibi değil mi?
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
"- PKK'nın silahlara veda etmeyeceğini herkes
biliyor. Dolayısıyla o tartışmanın hiçbir anlamı
kalmamış oluyor. Kandil'deki yetkili 'Biz silahları
bırakmayacağız' dedi. Türkiye'ye karşı silah
bırakılacağı da söylenmiyor. Aksine 'Silah bizim
gücümüzdür. Silah elimizde oldukça, masada daha güçlü oluyoruz' diyorlar. Bunu da kanıtladılar."
Bari sussalar...
"- Kobani olaylarında hükümet koşa koşa gitti,
İmralı'dan olaylara müdahil olmasını istedi. O da
gereğini yaptı. PKK'nın kongre kararıyla da
silahlara veda edeceğini sanmıyorum. Selahattin
Bey'in (Demirtaş) yaptığı açıklamalar, HDP,
Kandil ve İmralı hattında sorun olduğunu gösteriyor. Sorunun temelinde ise anlaşılıyor ki görüş
birliğinin olmaması var."
Melih Altınok'un Türkiye'deki köşesinde ileri
giden HDP'lilere verdiği öğütte, CHP'nin konumu
ne kadar açık belirtilmişti:
"Özetle bazı HDP'lilerin tek yapması gereken
şey, CHP kadar destek vermedikleri sürece hiç olmazsa MHP kadar karşı olmamak. Bir şey yapmadan sadece durmak ya da illa bir şey söyleyeceklerse de, Kandil yerine İmralı'ya kulak vermek." 22.11.2014
Abdurrahman
DLPAK
YENİ AKİT GAZETESİ
Tepki yasaları
hukuk olmaz,
adaleti sağlamaz
HSYK seçimlerinin sonuçları “bizim cenah”ta heyecanlarını
“paralel” söylemiyle diri tutanlara “zafer naraları” attırsa da,
durum o kadar da iç açıcı görünmüyor. Hani “paralel yapı kaybetti, Hükümet kazandı” deniyor ya, siz buna o kadar da inanmayın.
Eğer “paralel yapı”dan kasıt “Gülen Cemaati” ise, evet
doğrudur, onlar kaybetti. Ancak kazananın “AK Parti
Hükümeti” olduğunu söylemek için henüz erken. Çünkü
Gülen Cemaati’nin oluşturduğu “paralel yapı” kaybetmiş de
olsa, “başka bir paralel yapı”nın kazandığına dair “ciddi emareler/veriler” var. Gerçi “yeni seçilen üyelerin profili”ni
bilmediğimden (bu konuda Ali Karahasanoğlu’nun dünkü
yazısını okuyunuz), kimseyi bir şeyle itham edecek değilim.
Ancak “Laik-Kemalist derin yapı”nın sözcülerinin “sevinç
çığlıkları”nı da yabana atmamak lazım.
Doğu Perinçek’i bilirsiniz. İslam’a ve müslümanlara bakışını
da... Hapisten tahliye edildiği gün, “kınından çıkmış kılıç
gibiyiz, göreve hazırız” diye belli çevrelere mesaj yollayan bu
şahsın ettiği lafları bir hatırlatayım da görün:
“Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız.... Türkiye’yi
bölenlerin iktidarını yıkacağız.... Tayyip Erdoğan’ların, Fethullah Gülen’lerin, Abdullah Gül’’lerin iktidarını yıkacağız.... Bu
manzara dervişler, müritler, tarikatlar manzarası, bunların hepsinin kökünü kazıyacağız.... Atatürk devrimlerini kesin hedeflerine ulaştıracağız....”
İşte böyle. Detayları bu köşede 12.03 2014’te yazdığım “Heey
müslüman! Kimlerle aynı saftasın?” başlıklı yazıda okuyabilirsiniz.
Şimdi, bizim cenah “Hükümet kazandı” diyor, ama “yeni HSYK’ya kefil olduğunu ilan eden Doğu Perinçek”, HSYK
seçimlerinin sonucu hakkında bakınız neler diyor:
“HSYK seçimlerinde Cumhuriyet yargısı kazandı. Türk Devrimi’nin büyük Adliye Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un
hakimleri ve savcıları kazandı. Seçilen yargıçların ve
savcıların, hükümetin emrinde olmayacağı garantisini ben
veriyorum. Hepsi pırıl pırıl Cumhuriyet yargıçları. Ergenekon
şüphelisi hakimimiz Metin Yandırmaz 5836 oy aldı.... Seçilen
yargıçlar ve savcılar, gerekirse Cumhurbaşkanlığı koltuğunda
oturan kişiyi Yüce Divana götürebilecek vicdana sahipler.
Seçilen yargıçlar ve savcılar, Başbakanlık koltuğunda oturan
insanları yargı önüne çıkartacak adalet duygusuna ve bilince
sahipler. Yargıda Birlik Platformu Başkanı Sayın Abbas Özden,İşçi Partisi’nde yapılan aramaların yasadışı olduğunu saptamış ve soruşturma açmıştır. Sayın Abbas Özden diyor ki:
“Biz Atatürk’ün resimlerini öpe öpe büyüdük.” ....Yurttaşlarımızın gönlü ferah olsun.”
Çocuklar, öğretmenler ve
bitmeyen sorunlar...
Abbas
GÜÇLÜ
MİLLİYET GAZETESİ
Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle, son birkaç
gündür çocukları konuşuyorduk. Pazartesiden
itibaren de öğretmenleri konuşacağız...
Çocuklar geleceğimiz, öğretmenler de geleceğin
mimarları.
Yani toplumda en fazla değer görmesi gerekenler.
Peki, hak ettikleri değeri görüyorlar mı?
Evet demek o kadar zor ki, sadece özel günlerde
hatırlanıyorlar o kadar...
Çocuk olmak = eziyet
Sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde
çocuklar ya savaş ortasında ya da açlık sınırında
yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
İşte bu koşulları ortadan kaldırmak ve onlara daha
iyi bir yaşam sağlamak amacıyla hazırlanan Çocuk
Hakları Sözleşmesi, Türkiye de dahil, 193 ülke
tarafından kabul edildi.
1990’da bizim de imzaladığımız bu sözleşme
toplam 54 maddeden oluşuyor.
Taraf ülkeler bu sözleşmeyi hazırlarken çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için
mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir
aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini kabul ettiler. Ayrıca çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı
sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve
özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük,
eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin
gerekliliğini savundular.
Sözleşmede yok ama o dünden bugüne göreceli
değişikliklerin ötesine geçildiğini söylemek abartı
olur...
Bayramız var ama!
Çocuk Bayramı olan tek ülkeyiz diye sürekli gururlanıyoruz.
Yalan değil. Evet, çocuk bayramı olan tek ülkeyiz.
Peki, aynı zamanda, çocuğa hak ettiği değeri veren
bir ülke miyiz?
İşte bu soruya evet demek mümkün değil.
Araştırmalara bakılırsa, en azından bazılarımıza
göre, halimiz hiç de fena değil.
En azından komşularımıza göre daha iyi durumdayız.
Ama çocuklar için aynısını söylemek o kadar da kolay değil!
Okulda olması gerekirken, pek çoğu okulda değil
sokakta.
Çocuk evliliklerin oranı olağanüstü düzeyde.
Çocuk işçilerin sayısı her geçen gün artıyor.
Eğitim onlar için bir keyif değil, eziyet.
Yarış atı gibi bir sınavdan çıkıp, diğerine koşturuyorlar.
İlgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim gören yok
denecek kadar az.
Onları ne kadar çok sevdiğimizi, onlara ne kadar
önem verdiğimizi bıkmadan, usanmadan anlatmaya
devam ediyoruz.
Ama çocuk da olsalar artık onlar da kanmıyor. Lafa
değil kendileri için yapılanlara bakıyorlar.
Devletin çocuklara bakış açısında iyileşme yok mu,
elbette var.
Aileler, eskiye oranla çocuklarıyla daha az mı il-
gileniyor? Elbette hayır.
Pozitif yönde fazlasıyla gelişme var. Ama hâlâ hak
ettiklerinin çok uzağındalar...
Öğretmenler mutlu mu?
Her ne kadar fazlasıyla sıkıntıları olsa da görevde
olan öğretmenler en azından mesleklerini yapmanın
mutluluğunu yaşıyorlar. Ama atama bekleyenler
için aynı sözleri söylemek mümkün değil. Sıkıntılılar hem de çok sıkıntılılar. Eğer onlara 24
Kasım’da gerçek anlamda bir müjde vermek istiyorsak, şubatta ciddi anlamda bir atama yapmak
yeter de artar.
Daha da önemlisi, şubat atamasına onlar kadar devletin de gereksinimi var. İşte gerekçeleri:
1. OECD ve Avrupa normlarına göre yüz binlerce
öğretmene ihtiyaç var.
2. Aralıkta 20 bin öğretmen müdür ve müdür
yardımcısı olacak. Yasal olarak ders veremeyecekleri için yeni ihtiyaçlar oluşacak.
3. Şubatta, her yıl olduğu gibi eş durumu ya da özür
grubu tayiniyle öğretmenler batıya gelecek, doğu ve
güneydoğu boşalacak.
4. Liselere bu yıl 1 milyonun üzerinde kayıt gerçekleşti ve öğretmen ihtiyaçları eylül atamasından sonra belirlendi. Bu yüzden liselerde binlerce
öğretmene ihtiyaç var.
5. Şubatta binlerce öğretmen emekli olacak.
6. Şubat ayı geldiğinde her yıl olduğu gibi ücretli
öğretmenlerin çoğu KPSS’ye hazırlanmak için iş
bırakacak...
Bu arada, görevdeki öğretmenlere de bir maaş
ikramiye de hiç fena olmaz...
Özetin özeti: Çocuklar da öğretmenler de laf yerine
icraat bekliyor. 22.11.2014
Gördünüz mü? Kimse erken havalara girmesin, zira eğer Doğu
Perinçek kefil oluyorsa, vay halimize! Eğer hal böyleyse, gün
gelip, bugün “paralel yapı” diye bir an önce kurtulmak istediğiniz Gülen Cemaati yandaşlarını mumla ararsanız, hiç de
şaşırtıcı olmaz. Zira yeni “yapı”, güçlü bir organizasyonal
yapıya sahip oylan Gülen Cemaati yandaşlarını bürokrasiden
ayıkladıktan sonra, gücü (tek)ellerine almış olacaklarından,
“Laik-Kemalist ve Faşist rejim”in “İslami duyarlılıklar”a karşı
tekrar harekete geçmeyeceğini nasıl garanti edebilirsiniz?
Şimdi hem HSYK seçimleri sonrasında, hem de PKK’nın
Kobani eylemleri neticesinde yeni yasal düzenlemelerden söz
ediliyor. Mesela konuşulanlardan biri, “Devletin gizli
anayasası”nın güncellendiği yönünde. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gizli anayasası olarak bilinen “Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi”nin güncelleneceğini duyurdu bile.
“Laik-Kemalist Devlet”in bir gizli anayasası olmasının özellikle de müslümanlar için neler getirdiğini biz yakın tarihlere
kadar gördük. O yüzden, “gizli anayasa” türü düzenlemelere
“özgürlük adına razı olmamak” lazım. Bu meselenin bir boyutu. Güncel boyutuna gelince:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin
MGK toplantısında değerlendirileceğini ve ülkeyi tehdit eden
unsurlara yönelik yeniden düzenleneceğini söyledi. Bu kapsamda, “paralel yapı” tabir edilen Gülen Cemaati’nin “tehdit”
olarak tanımlanacağına dair yorumlar yapılıyor.
Bir diğer gelişme de Kobani gösterilerine dair Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın söyledikleri. Zira, haklı olarak
Kobani gösterilerini “terör olayı” olarak nitelendiren Arınç,
“eskiden bunların cezası idamdı, şimdi ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası veriliyor” diyerek yeni düzenlemenin sert olacağının ipucunu verdi. Kapsamlı bir “iç güvenlik reformu”
yapılacak, “Polisin yetkileri artırılacak” vs.
Ancak hemen belirtmeliyim ki, bu tür yeni düzenlemelerin
“tepkisel nitelik”te olması halinde, ülkemizi “hayırlı bir gelecek”e ulaştıracağını sanmıyorum. Çünkü muhtemeldir ki,
mevzuatta yapılacak “tepkisel değişiklik” veya tepkisellikle
üretilen mevzuat “hukuk” olmaktan çıkar, “baskı vasıtası”na
dönüşür. Bu yüzden, yeni düzenlemeler “hukuk mantığı”
çerçevesinde ve “esaslı temeller”e dayalı olarak yapılmalıdır.
Etki-tepki hukuku adaleti sağlamadığı gibi, gün gelir başa bela
olur. Bu yüzden, genel bir “hukuk ve sistem reformu” yapılabilir, ancak bunun “toplumsal değerler”e ve “sosyal gerçekler”e dayalı olması lazımdır. Yasalarda “olayların gelişimine
göre, günü kurtarmak işlevini görecek tarzda tadilat”a gitmek,
“sağlıklı bir hukuk sistemi” getirmez. 22.11.2014
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
ACİL TELEFONLAR
Dünya
Bankas ’ndan
Kocao lu’na
te ekkür
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
Dünya Bankas Çok Tarafl
Yat
r mTELEFONLARI
Garanti Ajans
YANGIN
MIGA’n n cra Kurulu Ba kan
İzmir
110
(CEO)
Keiko Honda, zmir
Karşıyaka
372 58 74
Büyük
ehir Belediye Ba225kan
Kadifekale
49 99
Kocao
Honda,
Bornovalu’nu ziyaret etti.388
10 03
“Sizinle
birlikte çal
t 386
k ve
Bostanlı
17 86
Buca
61
gelecekte
de çal
aca 487z.13Bize
13 07
i Karabağlar
birli i f rsat verdi237iniz
için
Çamdibi
433
65
59
te ekkür ederiz.” dedi. Ziyarette
Çiğli Risk Yönetimi Üst 376
73 23
MIGA
Düzey
Balçova
278 76 02
Yetkilisi Franciscus Linden, K demli
Evka 4
351 09 04
Sigorta
Uzman Christopher
Evka 1
452 24 77
Millword,
Gaziemir Dünya Bankas 251 00 44
Uluslararas
Finans Kurulu
(IFC)
Hatay
250 86u 40
Avrupa,
Ortado u ve Kuzey
Narlıdere
238 Afrika
35 97
Güzelbahçe
234
25 Çevik
34
Yat
r mlar Sorumlusu
Elif
ile Büyük ehir Belediyesi
HASTANE TELEFONLARI
bürokratlar
da haz r bulundu.
-Devlet HastaneleriBüyük ehir
Belediyesi’nin çe itli
Aliağa
616 87 87
projeleri için IFC’den kredi
N.S. İşgören Alsancak
463 64 65
ald
n hat rlatan Honda,
Alsancak Acil Servis
veririz,
“Size
nas l daha iyi hizmet
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
onun
için buraday
Alsancak
Diş Hast. z.” diye
464 konu
78 62 tu.
Dünya
Bankas
Atatürk
Devlet ’n n misyonu
244 44 44
hakk
nda
bilgi
veren
Honda,
Behçet Uz
489 56 56
58 58 imiz
“ Bornava
zmir’e Dev.
dahaHast.
önce kredi375
verdi
Bozyaka
Eği. Hast.
250 50 gibi
50
gemi,
tramvay
ve trafik sistemi
Buca S.D.
projeler
var.Hastanesi
Gelecekte de452 52 52
A. Çizgenakat
07 77i
çalÇeşmeaca
z. Bize i 712
birli
Foça
812
29
f rsat verdi iniz için te 14ekkür
Göğüs dedi.
Hastanesi
433 33üç
33
ederiz.”
Dünyada sadece
Konak Diş Hastanesi
441 81 81
belediyeyle çal
t klar n
Karşıyaka
366 88 88
belirten
CEO Honda, bunlar
n Sao
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Paulo,
stanbul
Büyük 832
ehir58ve59
Menemen
Dev. Hast.
zmir
Büyük
ehir
oldu
unu
Nejat Hepkon
açSeferihisar
klad . Hastanesi 743 20 10
Selçuk Dev. Hast.
892 70 36
Dev.Kocao
Hastanesi
10 04
BaUrlakan
lu ise, 752
“Finans
Tepecik
Dev.
Hast.
469
69 69
yap s n belirli bir noktaya
getirmeden, kendi
-Belediye
Hastaneleriözkaynaklar
n zla
yat r m
Eşrefpaşa
Bel.
Hast.
293
80 00
yapmadan zaten dünya kredi
sahnesine
ç kma ans n z yok. Bizim de bir
-Özel Hastanelerhaz rl k evremiz oldu, bugünlere
Anadolu Tıp Merkezi
272 00 11
kolay gelmedik. Finans ve borç
Agora Tıp Merkezi
425 73 73
yap
m Kalp
za özen
gösterdik.483
Kararl
Atakalp
Hastanesi
14 14
veAtakent
istikrarlTıp Merkezi
çal
malar 336
m11 z95
sonras
k Hazine’ye
Atagöz nda
Göz art
Hastalıkları
435 vadesi
35 35
Atafizik,borcumuz
Fizik Ted. Mer.
25 15
geçmi
kalmad 231
. Bugün
Batıgöz
Hastanesi
489
03 03
çok farkl bir noktaday z.” diye
Bornova
Merkezi
388için
20 40
konu
tu. Tıp
Kocao
lu, tüketim
Bornova Özel Tıp Mer.
343 23 50
kredi almad klar n , sadece
Bornova Özel
finansal geri dönü ü olan büyük
Sağlık Tıp Merkezi
339 77 83
projeler
i
in
uzun
vadeli
kredi
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
kulland
klar n ve daha438
dü 06ük
Buca Sağlık Merkezi
20
faiz
oranlar
nda
kredi
almaya
Central Hospital
341 67 67
çalCan Tıp
t Merkezi
klar n kaydetti.
232 13 48
Kocao
lu, Dünya
heyetine
Caner Göz
MerkeziBankas 278
81 11
Çağdaşehir
Tıp Merkezi
95 95
Büyük
Belediyesi’nin285
önemli
Çankayahakk
Tıp Merkezi
31 31
projeleri
nda bilgi de425
sundu.
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
Üreticiye ilaçsız
ÜRETİM uyarısı
Alaşehir'deki toplantıda uyarıda bulunan Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, “Bizim öncelikli hedefimiz ihracat potansiyelimizi artırmak ve bu konuda sonuç odaklı çalışmaktır. Bu konuda üreticilerimiz ve işletme sahiplerinin üzerinde durmasını istediğimiz en önemli faktör kalıntısız ürün yetiştirmeleri ve ihraç edilen
partilerde kalıcı ve güvenli bir etiketleme sisteminin olmasıdır" dedi
M
anisa’nın ihracattaki son
durumunun görüşüldüğü
ve sorunların masaya yatırılarak çözüm önerilerinin detaylı olarak tartışıldığı ortak akıl toplantısı Alaşehir’de yapıldı. Manisa Valisi Erdoğan Bektaş’ın
önderliğinde yapılan toplantıya Alaşehir
Kaymakamı Kemal İnan, Alaşehir Belediye Başkanı Gökhan Karaçoban, Sarıgöl
Kaymakamı Çetin Kılınç, Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu, Manisa Gıda
Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan
Çebi, Manisa Bağcılık Araştırma Müdürü
Akay Ünal, Alaşehir Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Soygür, kamu kurum yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda ihracatçı katıldı. İhracatçıların dile getirdiği tüm hususları detaylı olarak değerlendiren Manisa Valisi Erdoğan Bektaş,
birtakım eksikliklerin olabileceğini fakat
en kısa sürede bu eksiklikler üzerinde gerekli çalışmaların yapılacağını ifade etti.
Bölgedeki sektör temsilcilerinin hemen
hemen hepsinin toplantıya iştirak ettiğini,
bu durumun da sonuç odaklı çalışma konusunda olumlu sonuçlar doğuracağını
belirten Vali Bektaş, “Öncelikle dikkat etmemiz gereken en önemli nokta Alaşehir
Ovası kaybedilmesi gereken en önemli
tarımsal alanlarımızdandır. Bu bölgede
yetiştirilen sultani üzüm dünyada tek. Bu
konuda en önemli amacımız, yetiştirdiğimiz ürüne sahip çıkma ve kalıntısız ürün
yetiştirmek olmalıdır. Bunun yanında
ürün çeşitliliğine de önem vermeliyiz.
Alaşehir Ovası tarımsal potansiyel açısından çok bereketli. Doğal koşulların imkan
sağlaması ve üreticilerin de bu durumu
avantaja çevirerek üretim yapması, ilçenin dolayısıyla ilin kalkınmasına olanak
sağlıyor. Çiftçinin kaliteli ürün üretmesi,
pazarlama sorununu da ortadan kaldırmış
oluyor” dedi.
Herkesin üzerine düşen görevi yerine
getirmekle yükümlü olduğunu da vurgulayan Vali Bektaş, “Burada önce üretici
kalıntısız ürün yetiştirecek ardından ihracatçı satacağı ürünün kalitesini düşürmeden pazarlama imkanı sağlayacak, bu konuda bizler de üzerimize düşen görev her
ne ise yapacağız “ dedi. Toplantıda konuşan Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürü Hasan Çebi, “Bugün burada toplanmamızdaki amaç karşılıklı olarak görüşüp, çözüm önerilerini ele almaktır. Genel olarak yaşadığımız sorunlardan bir tanesi de kalıntı konusundaki bilgi kirliliği.
Bu konuda İl ve İlçe Müdürlükleri olarak
gerekli eğitim faaliyetlerine devam ediyoruz. Açmış olduğumuz çiftçi tarla okulları
ile her türlü konuda çiftçilerimiz bilinçlendiriliyor. Uygulamakta olduğumuz
biyoteknik mücadele, uzaktan algılama
ve erken uyarı sistemleri ile çiftçilerimiz
bilgi kirliliğinden kurtuluyor” dedi.
Manisa’da 25 bin ailenin geçimini bağcılıkla sağladığını söyleyen Çebi, “Bu ilimiz ekonomisi açısından çok ciddi bir rakam. Fakat ürünün üretilmesinden sonraki depolama kısmında bir takım sıkıntılar
yaşanıyor. Bakanlığımız bu konuda soğuk
hava depolarını teşvik kapsamında değerlendirip % 50 oranında hibe desteği sunu-
yor” dedi. Manisa’nın bugün itibariyle
sofralık üzümdeki ihracatının 235 bin 600
tona ulaştığı belirten Çebi, “İl genelinde
ihracat potansiyelimiz her geçen gün artmaktadır. Fakat bunun yanında ürün çeşitliliğine de önem vermemiz gerekmektedir. Alternatif ürün yetiştirmek, hem
üretim hem de ihracat konusunda riski
dağıtmak anlamına gelir. Bu konuda organize sera bölgelerinin kurulması önemli
sonuçlar doğuracaktır. İl ve İlçe Müdürlükleri olarak ürün çeşitliliği konusunda
çiftçilerimize gerekli her türlü desteği
sağlıyoruz” dedi. Yapılan toplantının çok
verimli olduğunu ve sonuç odaklı bir takım kararlar alındığını da vurgulayan Çebi, “Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler direk ihracatımıza etki etmektedir.
Bizim öncelikli hedefimiz ihracat potansiyelimizi artırmak ve bu konuda sonuç
odaklı çalışmaktır. Bu konuda üreticilerimiz ve işletme sahiplerinin üzerinde durmasını istediğimiz en önemli faktör kalıntısız ürün yetiştirmeleri ve ihraç edilen
partilerde kalıcı ve güvenli bir etiketleme
sisteminin olmasıdır" dedi.
(HABER MERKEZİ)
Acil servise başvuran
hastaların % 70’i acil değil
Sağlık Komisyonu üyesi ve AK
Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş, acil servislere
başvuran hastaların % 70’inin
poliklinik hastası olduğunu belirtti. 112 acil servisi arayanların
dikkatli olmasını da isteyen
Yurttaş, gereksiz çağrılar ve suistimallerin başkalarının hayatını
tehlikeye atabileceğini söyledi.
AK Parti Manisa Milletvekili Dr.
Muzaffer Yurttaş “2013 yılında
Manisa ilimizde toplam
1.532.715 hasta acil servislere
başvurmuş. Bu hastaların birçoğu grip, nezle, bel ağrısı, kulak
akıntısı, uzun süredir var olan şikayetler nedeniyle başvurmuş.
Bu hastaların sadece 810 tanesi
başka ile sevk edilmiş. Son yıllarda açılan yoğun bakım yatak
sayısı, kardiyovasküler merkez-
ler sayesinde sevk oranlarımız
gittikçe azalmaktadır. Manisa’da
çok iyi bir ambulans filomuz var.
Ekibimiz bölgeye iyi adapte oldu
ve çağrılara kısa sürede ulaşabiliyoruz. Ancak arkadaşlarımızın
en büyük sıkıntısı acil olmayan
çağrılar ve asılsız çağrılar. Buradan tüm halkımıza seslenmek istiyorum. Gereksiz yapılan bir
çağrı başkasının hayatını tehlikeye sokabilir. Acil servislere
başvuran hastaların pek çoğu aile hekiminin tedavi edebileceği
hastalar. Kronik ve acil olmayan
durumlarda sizi ve özgeçmişinizi
iyi bilen aile hekiminize başvurmanız sizlerin yararınadır” dedi.
Yurttaş “İhtiyaç olduğunda hızır
gibi yetişen acil servis çalışanlarının görevi hayat kurtarmaktır.
Normal ambulanslar dışında he-
likopter ambulanslarımız da halkımızın hizmetindedir. İzmir bölgesinde bulunan uçak ambulanslar da başka bölgelere nakilde kullanılmaktadır” dedi.
(HABER MERKEZİ)
POLİKLİNİK TELEFONLARI
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi
285 96 50
Kara Hastanesi
262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg.
Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
-Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak.
388 19 63
Konak Doğum Evi
489 09 09
Tepecik Doğum Hast.
449 49 49
-Kan MerkezleriKızılay
463 63 53
Çocuk Hastanesi
433 06 08
Ege Üni.
388 28 61
Tepecik Kan Merkezi
433 38 74
ULAŞIM TELEFONLARI
Denizyolları
THY Rezervasyon
Basm. Rezervasyon
Alsancak Gar
Santral Garaj
464 88 89
444 08 49
484 86 38
464 77 95
472 10 10
Çesav Tıp Merkezi
362 67 67
-Körfez Ulaşım İskelelerÇeşme
Sissus
Has.
723
05
55
Konak
484 98 56
Dünyaca ünlü uluslararas kredi
Çınarlı Hastanesi
462 27 27
Karşıyaka
368 00 42
derecelendirme kurulu u Moody’s,
Çiğli Özel Sağ.
386 26 16
Alsancak
464
78 31
temmuz ay sonunda
Diyabet Hastanesi
449 13 19
Bostanlı
330 89 22
yay
mlad
son raporunda
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Bayraklı İskele
345 77 53
zmir Tıp
Büyük
Doğa
Mer. ehir Belediyesi’nin
244 16 16
Pasaport İskele
484 22 56
ulusal
ölçek
kredi
notunu
“Aa3”,
ölçekte kredi notunu “Baa3” olarak aç klam
t . zmir, Moody’s taraf ndan verilen söz konusu notlar Göztepe
iki y ldİskele
r korumay 224 20 22
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi
367 67küresel
47
-Türk TelekomAvşar Palmiye
277 48 00
Sema Sineması
483 91 00
baEfes
arK.B.B.
yor. Merkezi
Raporda zmir
n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini
finanseİskele
etme kapasitesi
446Büyük
15 16 ehir’in güçlü faaliyet marjlar , dengeli nakit ak
Üçkuyular
259 40 13
Arıza
121
Cinemaximum
278 87 87
Konak Sineması
483 21 91
Sağlık Hastanesi
463 77
00 be y l içinde toplam gelirlerinin yakla
saEgelad
ve bu durumun,
geçen
k
yüzde
4’üne
denk
gelen
finansman
fazlal
ndan
da
anla
ld
ifade
edilmi
ti. Moody’s,
Bilinmeyen Numara
11811
Cinemaximum
446 90 40
Desem Sineması
422 53 10
Ege
Tüp
Bebek
Merkezi
445
31
45
-Elektrik
Arıza-bir nakit
belediyenin bugüne kadar bütün borçlar nDanışma
n anapara ve faiz geri444
ödemelerini
fazlas yla kar
yeterli
rezervi bulundurdu
istikrarl
14 44
Cinemaximum
(Ykm) lamaya
425 01
25 miktarda
Karşıyakanakit
Sineması
381 50 98 unu, bunun da
Egeria
Çocuk
Sağlık
Genel
Kesinti
Seb.
435 11 84
yönetimi stratejisi izlemesinden kaynaklandUyandırma
n vurgulam
t 135
.
Cinecity Kipa Çiğli
386 58 88
İzmir Sİneması
421 42 61
Hastanesi Dal Merkezi
489 35 35
Buca
426 69 37
Posta Kodu
119
Çeşme Hollywood
712 07 13
Ekol K.B.B.
Dal Mer. )
386 55 05
(HABER
MERKEZ
Çiğli
376 90 91
Fono Tel
141
Çamlıca
343 83 15
-TiyatroEkol K.B.B. Şube
369 89 65
Karşıyaka
369 79 80
Borç Ögrenme
163
Deniz Karşıyaka
381 64 61
Konak Sahnesi
483 50 35
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Bornova
388 83 78
Çağrı
133
Batı Sineması
347 58 25
Ragıp Haykır Sahn.
369 14 87
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Narlıdere
238 32 90
-SinemalarÇınar Sineması
489 88 85
İzmir Devlet Tiyat.
445 89 41
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
261
48 04
Eşrefpasa
Agora Balçova
277 25 25
Uğur Mumcu Sahnesi
343 04 33
Karaca Sineması
445 87 76
Hayat Hastanesi
441 41 96
Gaziemir
251 92 05
Afm Park Bornova
373 73 20
İzmir Tiyatro
Kipa Hollywood
252 56 66
İzmir Hastanesi
483 31 31
Güzelbahçe
234 05 34
Afm Forum Bornova
373 03 50
Bab-ı Sanat Merkezi
446 77 95
Menemen Kültür
832 14 11
İrenbe Tüp Bebek Mer.
464 58 88
Konak
425 60 60
İsmet İnönü
Afm Ege Park
324 42 64
Şan Konak
483 75 11
441 41 70
Karataş
Çeşme
712
63 46
Sanat Merkezi
441 09 02
Afm Passtel
489 22 00
Çınar Center
277 11 00
Karşıyaka Tıp Merkezi
369 00 91
23Şubat
Kasım2013
2014
Pazar
Perşembe
" $&''"'%'&!%&
###
&#
Uzmanlar, ağız ve diş sağlığını korumak için doğru bilinen birçok yanlış uygulamanın diş
hastalıklarına hatta diş kayıplarına yol açtığını vurguladı. Memorial Suadiye Tıp Merkezi
Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü hekimlerinden Aslı Tapan, diş sağlığı hakkında bilgiler verdi
Tapan, halk arasında diş sağlığı
için yapılan birçok uygulamanın
yanlış olduğunu vurguladı. Aslı
Tapan, doğru bilen yanlışları şöyle
sıraladı: Diş ipi ve ara yüz fırçası,
iyi restore edilmiş kaplama ve
dolguların arasına bile son derece
rahat bir şekilde girip temizliği
sağlamaktadır. Hangi ürünün nasıl
kullanılacağı konusunda diş hekiminden bilgi alınmalıdır. Çürüksüz
ve sağlıklı bir ağız için ara yüz
temizliğinin önemli olduğunu
unutulmamalıdır. Ağız kokusuna,
ağızdaki bakteriler neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra
temizliği iyi yapılmayan sorunlu
bir ağızda koku daha fazla olabilmektedir. Ağız içinde ve
dişlerde hiçbir problem
olmamasına rağmen ağız kokusu
varsa bunun sebebi mutlaka
araştırılmalıdır. Solunum yolları,
mide, yemek borusu, böbrek
rahatsızlıkları gibi birçok faktör
0>J\<VJ\5ATC[W\5KDZWZV'\MLH[F\[HVUPUB\AT?
PKVKTB\NORQ[\IKGXKHKB\PZP\TUPUTXUHUB\MLH[FS[
TOVOXOT\CYPPY\IYMY\V[C[RPUFXUTX[VUW\VZ=XKSZW
T[NW[TX[W[MYXZ@ZHYWY\PANXZSYJ\5KDZWZVB\VZ?
=XKNK\RZRYTXZNZW\AFZXXYTXZ\I[FXU\DZ\[XTLXXK\YGZ?
@ZTXZVSZW\OF[T\SOVOXQ[PUWU\AWZVSYJ\:DOPROVN[
3ZW\LV"\9[PR[WZPY\8OX[T\7OVOW\7LH[F
9[PR[XUTX[VU\FQ[WU\0>J\<VJ\5ATC[W\5KDZWZV
MLH[F\[HVUPU\YXZ\YXIYXY\MYXIYXZV\DZVSYJ\7LH[F\MAX?
IZPYWSZ\LXOE[W\V[C[RPUFXUTX[VUW\VZ=XKSZW
T[NW[TX[W[MYXZ@ZHYWY\MZXYVRZW\0>J\<VJ\5KWZD?
ZVB\(5[PRVLAF[=[IY[X\VZ=XKB\QYSZ\YGZVYHYWYW
NOT[VU\SLHVO\NZQZT\MLVOPOW[\T[GQ[PU\PLWO?
@OWS[\LXOEOVJ\[VYWIL=[VYWIZ[X\VZ=XK\YPZB\QYSZ
YGZVYHYWYW\NZQZT\MLVOPOWOW\KPR\TUPQUWS[W
NOT[VU\GUT[V[T\PZP\RZXXZVY\DZ\MLH[F[\ZVYEQZPYB
MOV[S[TY\N[>UX[VU\R[CVYE\ZRQZPY\PLWO@OWS[
LXOEOVJ\7LH[FS[\[HVU\DZ\IU@UT\CYPPYB\MLH[FU\PUT
PUT\RZQYFXZQZ\YCRYN[@U\CYPPZRQZB\PZMZMY
[WX[EUX[Q[N[W\RZTV[VX[NU@U\ATPKVKTB\NORQ[
IKGXKHKB\PZP\TUPUTXUHU\DZ\M[FZW\QYSZ\[PYSYWYW
MLH[F[\T[S[V\IZXSYHYWY\CYPPZRQZ\ZW\PUT\V[PR?
X[W[W\MOXIOX[V\[V[PUWS[SUVJ)\SZSYJ\
7LH[F\MLEXOHONX[\NZQZT\MLVOPOWOW
M[EX[WIU@U\[V[PUWS[\DZ\NZQZT\MLVOPOWOW\PL?
WOWS[\QYSZ\[V[PUWS[\IZVY\T[GUEU\AWXZNZW\TL?
VONO@O\QZT[WYFQ[X[V\LXSOHOWO\[WX[R[W\5KW?
ZDZVB\EANXZ\SZD[Q\ZRRY&\(7O\QZT[WYFQ[X[VS[?
TY\MLFOXQ[X[V\VZ=XKWKW\LXOEQ[PUW[\PZMZ>\LXOVJ
0MZFYRZB\MZPXZWQZ\SKFZWYWSZTY\MLFOTXOTX[VB
PYI[V[\YGYXQZPYB\QYSZ\=URUHU\DZ\T[VUW[\M[PTU\N[?
>[W\GLT\S[V\TUN[=ZRXZV\IYNYXQZPY\VZ=XKNK
RZRYTXZNZVZT\EYSSZRYWY\[VRRUV[MYXYVJ\+[WUB
C[PR[WUW\N[TUWQ[X[VU\DZ\QO[NZWZ
MOXIOX[VUNX[\TLWOVJ\-FZXXYTXZ\X[VYWIL=[VYWIZ[X
VZ=XKSZ\PZP\RZXXZVYWYW\[VT[\MAXIZPYWSZTY\ASZQ
DZ\R[CVYE\MOXIOX[VU\RY>YTRYVJ\8YQY\LXIOX[VS[
PYWSYVYQ\PYPRZQY\ZWSLPTL>YPY\DZ\[PYRXYT\PZ?
DYNZPYWYW\AXGKQK\IYMY\NAWRZQXZV\IZVZTXY\LX[?
MYXYVJ\ZVYXZW\[WRYVZ=XK\YX[GX[V[\TUP[\PKVZSZ
N[WUR\[XUWQ[PU\AWZQXY\MYV\R[WU\NAWRZQYSYVJ)
Z=XK\LXOEOQOWO\AWXZQZT\YGYWB\QYSZ\[?
PYSYWSZTY\[VRUEU\DZ\VZ=XKNK\RZRYTXZNZ@ZT
IUS[X[VS[W\OF[T\SOVOXQ[PU\IZVZTRYHYWZ\SYTT[R
GZTZW\5KWZDZVB\(5[FXU\DZ\[PYRXY\YGZ@ZTXZVB
[XTLXB\GYTLX[R[B\TUF[VRQ[X[VB\N[HXU\DZ\M[C[V[RXU
NYNZ@ZTXZVB\Q[N[XU\DZ\C[QOV\YEY\IUS[X[V\AWZV?
YXQZFJ\3YI[V[S[W\OF[T\SOVOXQ[XUB\=[FX[\QYT?
R[VS[\G[N\T[CDZ\RKTZRYXQZQZXYSYVJ\8KGKT\>LV?
PYNLWX[V\ZEXYHYWSZ\PUT\PUT\NZQZT\NZWQZXY\DZ
TZPYWXYTXZ\[G\T[XUWQ[Q[XUSUVJ\6[R[H[\N[R?
Q[S[W\.\P[[R\AW@Z\NZQZ\YGQZ\TZPYXQZXYB\N?
[R[VTZW\M[E\DZ\LQOFX[V\S[C[\NKTPZTRZ\T[X[?
@[T\MYV\EZTYXSZ\>LFYPNLW\[XUWQ[XUSUVJ\SZ[X\T?
YXLN[\YWQZTB\SKFZWXY\NKVKNKE\DZ\P>LVB\PRVZPRZW
OF[T\SOVQ[TB\S[V\DZ\T[VUW[\M[PTU\N[>[W
TUN[=ZRXZVSZW\T[GUWQ[T\IYMY\NAWRZQXZV\SZ
N[V[VXU\LX[@[TRUVJ\7ZPXZWQZ\DZ\C[N[R\R[VFUWU
SKFZWXZQZ\SUEUWS[B\QYSZ\[PYSYWY\[F[XR[W\DZ
IZVY\T[GUE[\ZWIZX\LX[W\YX[GX[V\SKFZWXY\DZ\ON?
IOW\PKVZSZ\TOXX[WUXSUTX[VUWS[\C[PR[X[VUW
MKNKT\MYV\TUPQUWS[\V[C[RX[Q[\P[HX[WUVJ)
EZTXYWSZ\TLWOEROJ\<VJ\5KWZDZVB\YX[G\RZS[DYPY
YXZ\TLWRVLX\[XRUW[\[XUW[Q[N[WB\RZTV[VX[N[W\LX?
IOX[VS[\YPZ\@ZVV[CY\RZS[DY\PZGZWZTXZVY\SZ
SKEKWKXZMYXZ@ZHYWY\T[NSZRRYJ\
ağız kokusunun sebebi olabilir.
Diş taşı temizliği sonrası diş
hekiminizin önerdiği diş fırçası,
ağız bakım ürünlerini kullanmanız
ve bunları doğru kullanım tekniği
ile uygulamanız yeni diş taşı
oluşumunu azaltabilmektedir.
Doğru ürün ve doğru teknik ile
dişlerinizi daha iyi temizleyebilirsiniz. Diş beyazlatma, diş
hekimi kontrolünde yapıldığı
takdirde kişileri sıkıntıya sokmayan ve zararsız bir işlemdir. Diş
minesi yüzeyindeki çatlak ve
kırıklar ağızdaki çürükler ve kötü
restorasyonlar, beyazlatma ile
hassasiyetinizi artırabilmektedir.
Bunun için diş beyazlatma
işlemleri hekim kontrolünde
yapılmalıdır.
Hamilelik öncesinde yapılan diş
hekimi kontrolü ve kontrolde
yapılan önleyici tedaviler
hamileliğin ağız ve diş sağlığı
açısından rahat geçmesini
sağlayacaktır. Hamileliğin 3 ve 6.
aylarında diş hekimi kontrolü
yaptırılmalıdır. Hamilelik dönemi
boyunca yapılan iyi bir ağız ve diş
bakımı problemlerle
karşılaşmanızı engeller. Eksilen
dişin yerine planlanan implant ya
da diş kesimi ile kurulacak bir
köprü için harcanan zaman, ücret
ve ağrı düşünüldüğünde en uygun
tedavi şekli kanal tedavisidir.
Doğru bir anestezi altında uygulanan tedavi, hızlı ve kolay bir
biçimde olumlu bir sonuca
ulaştıracaktır. Süt dişlerindeki
aralıklar gerçek dişlerinin de böyle
olacağını düşündürdüğü için ebeveynleri endişelendirmektedir.
Ancak süt dişindeki aralıklar daimi
dişlerin gelmesiyle kapanacaktır.
Çünkü daimi dişler daha geniştir.
Önemli olan çarpık ve sıkışık dizilimi olan süt dişlerini dikkate
alınmasıdır.
(CİHAN)
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde iki aşamalı olarak yapılan operasyonla
beyin pili takılan 53 yaşındaki Neriman Şengül, 11 yıl sonra sağlığına kavuştu
1WYDZVPYRZSZW\N[>UX[W\[GUTX[Q[N[\IAVZB\9[SYQ\YXGZ?
PYWZ\M[HXU\7ZHVZXY\TANKWSZ\N[E[N[W\%.\N[EUWS[TY\.
GL@OT\[WWZPY\ZVYQ[W\4ZWIKX#KW\TLXOWS[\M[@[TX[VUWS[
DZ\MZXYWSZ\22\NUX\AW@Z\[HVUX[V\LXOEROJ\9[VZTZRXZVYWSZTY
N[D[EX[Q[\WZSZWYNXZ\IKWXKT\YEXZVYWY\S[CY\N[>[Q[F\SOVO?
Q[\IZXZW\4ZWIKXB\[HVUX[VUW\EYSSZRXZWQZPYWZ\M[HXU\LX[V[T
T[QMOVX[EQ[N[\M[EX[SUJ\4ZWIKXB\*//\NUXUWS[\MZX\=URUHU
[QZXYN[RU\IZGYVSYJ\7OW[\V[HQZW\[HVUX[VU\SYWQZNZW
T[SUWUW\T[QMOVX[EQ[PU\S[\IYSZVZT\[VRRUJ\ ORYW\YEXZVYWY\N[?
>[Q[N[W\DZ\[YXZPYWZ\CZV\IZGZW\IKW\S[C[\=[FX[\M[HUQXU
C[XZ\IZXZW\4ZWIKXB\MZXYWSZTY\MKTKXQZPYWYW\/\SZVZ@ZNZ
T[S[V\YXZVXZQZPYNXZ\GZDVZPYWSZTYXZVXZ\YXZRYEYQ\TOVQ[TR[
MYXZ\FLVX[WSUJ\*/2.\NUXUWS[\3ZXGOT\1WYDZVPYRZPY\+U>
[TKXRZPY\AVLXL"Y\:W[MYXYQ\<[XUWS[\RZS[DY\ZSYXZW
4ZWIKXZ\;>[VTYWPLW;\RZECYPY\TLWOXSOJ[VTYWPLW[\M[HXU
T[QMOVXOT\WZSZWYNXZ\4ZWIKX#ZB\7ZNYWB\0QOVYXYT\DZ\3YWYV
!ZVV[CYPY\:W[MYXYQ\<[XU\-HVZRYQ\1NZPY\<LGJ\<VJ\9KX[IO
8[>R[W\YXZ\AVLXL"Y\:W[MYXYQ\<[XU\-HVZRYQ\1NZPY\6VSJ
<LGJ\<VJ\:CQZR\9[T[W\,TQZTGY\R[V[=UWS[W\YTY\[E[Q[XU
LX[V[T\M[E[VUNX[\IZVGZTXZERYVYXZW\L>ZV[PNLWX[\MZNYW\>YXY
R[TUXSUJ\0>ZV[PNLWOW\[VSUWS[W\WZVZSZNPZ\R[Q[QZW\IKW?
XKT\N[E[Q\C[VZTZRXZVYWY\PKVSKVZMYXZ@ZT\C[XZ\IZXZW
4ZWIKX#KW\22\NUXXUT\GYXZPY\PLW[\ZVSYJ\<LGJ\<VJ\8[>R[WB\MO
RY>\[QZXYN[RX[VUW\+KVTYNZSZ\P[NUXU\QZVTZFXZVSZ
N[>UX[MYXSYHYWY\MZXYVRZVZTB\RZS[DYWYW\ON[WUT\MZNYW
[QZXYN[RU\DZN[\C[XT\[V[PUWS[\MZNYW\>YXY\ONIOX[Q[PU\L?
X[V[T\MYXYWSYHYWY\[WX[RRUJ
:QZXYN[RU\IZVGZTXZERYVYVTZW\QYXYQZRVYT\CZP[>X[Q[X[V
N[>UXSUHUWU\DOVIOX[N[W\8[>R[WB\EO\MYXIYXZVY
DZVSY&;:QZXYN[R\P[M[CU\C[PR[N[\XLT[X\[WZPRZFYNXZ\MYV
M[EXUT\=V[QZ\R[TUXUNLVJ\7OWOB\QYXYQZRVYT\[X[W[\ZRTY\ZSZ?
MYXQZT\YGYW\N[>UNLVOFJ\9[PR[NU\AW@Z\RLQLIV[=YNZ
[XUNLVOFJ\:VSUWS[W\MYV\IKW\AW@Z\GZTYXZW\ \IAVKWRKXZVY?
WY\AFZX\MYV\MYXIYP[N[VS[\KPR\KPRZ\TLN[V[T\CZSZ=XZSYHYQYF
MAXIZNY\RZP>YR\ZSYNLVOFJ\9[PR[\ON[WUTTZW\MZNWZ\[GUX[W
TKGKT\MYV\SZXYTRZWB\IZWZXXYTXZ\*\[NVU\WLTR[S[W\SZVYWZ\YWZW
DZ\AQKV\MLNO\T[X[@[T\ZXZTRVLRX[VU\PLVOWXO\MAXIZXZVZ
NZVXZERYVYNLVOFJ\8[=[R[PUWUW\YGYWSZ\[W@[T\MZNWYW\SUE
TUPQUWS[\LX[W\ZXZTRVLSOW\IAHKP\T[=ZPYWSZ\M[HX[WRUPU\MO?
XOWONLVJ\TYW@Y\[E[Q[S[\IAHKPZ\SZ\AFZX\MYV\>YX
NZVXZERYVYNLVOF\DZ\@YXR\[XRUWS[W\IZGYVYXZW\OF[RQ[
M[HX[WRUX[VUNX[\ZXZTRVLRX[VU\>YXZ\M[HXUNLVOFJ\<[C[\PLWV[
MYXIYP[N[V\[V[@UXUHUNX[\C[PR[N[\YNY\IZXZ@ZT\>[V[QZRVZXZVY
[N[VXUNLVOFJ\7O\>[V[QZRVZXZV\MZNWZ\IYSYNLV\DZ\LXOQPOF
C[VZTZRZ\NLX\[G[W\CK@VZXZVY\SYPY>XYWZ\ZSYNLVJ;6VSJ\<LGJ
<VJ\,TQZTGY\SZ\2\NUX\AW@Z\TZWSYXZVYWZ\IZXZW\C[PR[S[
>[VTYWPLW\DZ\MZX\=URUHUWUW\KPRKWZ\MYWQYEB\N[E[Q\T[XYRZPYWY
[XR\KPR\ZSZW\;MKTKXQZ\C[PR[XUHU;\SZWYXZMYXZ@ZT\V[C[RPUFXUT
MZXYVXZSYTXZVYWY\[WX[RRUJ9[PR[WUW\MZNYW\GZTYVSZTXZVYWY\YW?
@ZXZSYTXZVYWYB\OFOW\[V[ERUVQ[\DZ\YW@ZXZQZXZV\PLWO@OWS[
MZNYW\>YXY\NZVXZERYVQZNZ\T[V[V\DZVSYTXZVYWY\MYXSYVZW\,T?
QZTGYB\;7ZNWZ\YTY\R[V[=XU\>YX\NZVXZERYVSYTJ\YXY\NZVXZERYVYV
NZVXZERYVQZF\C[PR[QUFS[\>[VTYWPLWOW\ZRTYPY\LX[W\ROROT?
XOTB\ROD[XZRZ\IYSZQZQZB\NKVKNZQZQZ\IYMY\YEXZDXZVSZ
SKFZXQZB\R[Q[\N[TUW\M[HUQPUFXUT\C[XY\DZ\ZW\AWZQXYPY\SZ
MZX\MKTKXQZ\LX[NUWS[\AWZQXY\AXGKSZ\SKFZXQZ\LXSO;\Y?
=[SZPYWY\TOXX[WSUJ
4ZWIKX\SZ\22\NUXSUV\T[QMOVXOHO\WZSZWYNXZ\LXSOTG[
PUTUWRUXU\IKWXZV\N[E[SUHUW[\SYTT[RY\GZTZVZTB\EOWX[VU\T[N?
SZRRY&\;,PTYSZW\IKWSZXYT\YEXZVYQY\S[CY\N[>[Q[FSUQJ
,EYQYW\DZ\GL@OTX[VUWU\N[VSUQX[\YEXZVYQY\C[XXZSYNLVSOQJ
:YXZQZ\M[HUQXU\MYV\C[XSZNSYQJ\7ZX\MKTKXQZPYWSZW
SLX[NU\YWP[WX[VX[\YXZRYEYQ\TOVQ[TR[\FLVX[WUNLVSOQJ\4YQSY
MZXYQSZTY\MKTKXQZ\WZVZSZNPZ\SKFZXSYJ\:HVUX[VUQ\D[V\[?
Q[\SLTRLVX[VUQ\MOWOW\WLVQ[X\LXSOHOWOB\F[Q[WX[\LV?
R[S[W\T[XT[@[HUWU\PANXKNLVJ\4YQSY\LXSOTG[\QORXONOQJ
8ZWSYQY\GLT\S[C[\YNY\CYPPZSYNLVOQJ;
$"$%$&$&'"'&! !&!' '%& '%
8[VP\8[=T[P\1WYDZVPYRZPY\8:1\$L@OT\3[HXUHU\DZ
9[PR[XUTX[VU\:W[MYXYQ\<[XU\AHVZRYQ\KNZPY\6VSJ\<LGJ\<VJ
6OWOP\6UXQ[FB\GL@OTX[VS[\PUTG[\IAVKXZW\POGYGZHY
C[PR[XUHUWUW\RZS[DYPYWSZ\[P>YVYW\TOXX[WUXQ[Q[PU
ON[VUPUWS[\MOXOWSOJ\6UXQ[FB\;3OGYGZHY\IZGYVZW\C[PR[S[
[RZEY\SKEKVQZT\YGYW\DZVYXZW\[P>YVYW\MZNYWSZ\YXRYC[M[\NLX
[G[MYXYVJ;\SZSYJ\$L@OT\3[HXUHU\DZ\9[PR[XUTX[VU\:W[MYXYQ
<[XU\AHVZRYQ\KNZPY\6VSJ\<LGJ\<VJ\6UXQ[F\PUT\IAVKXZW\DZ
DYVKP\TATZWXY\MYV\MOX[EU@U\C[PR[XUT\LX[W\POGYGZHYWYW\MZXYV?
RYXZVYWYWB\SATKWRKXZV\YXZ\SZVYSZ\T[M[VRU\N[>Q[N[W\WLTR[X[V
C[XYWSZTY\XZTZXZVYW\YGYWSZW\GUT[W\PUDU\SLXO\T[M[V@UTX[V
LXSOHOWO\C[RUVX[RRUJ\8[M[V@UTX[VUW\GZDVZPYWSZ\C[XT[\MYGY?
QYWSZ\MZXYVIYW\TUF[VUTXUT\DZ\MO\TUF[VUTXUTX[V
T[M[V@UTX[VUW\TOVOQ[N[\M[EX[Q[PUNX[\T[NMLXSOHOW[
SZHYWZW\<VJ\6UXQ[F'\;8[M[V@UTX[V\LVR[X[VUWS[W\TOVONO>
T[MOT\M[HX[Q[N[\M[EX[SUHUWS[\IAMZTXY\MYV\IAVKWKQ
T[F[WUVJ\9[=Y=\LXIOX[VS[\SATKWRK\M[EB\NKF\DZ\IADSZNXZ
PUWUVXUSUVJ\:HUV\LXIOX[VS[\S[C[\N[NIUW\LX[W\SATKWRKXZV\TLX
DZ\M[@[TX[V[B\IAFKW\SUE\F[VUW[B\NOR[TB\IUVRX[T\DZ\PLXOT
MLVOPO\QOTLF[X[VUW[\S[\PUGV[VJ;\SZSYJ
<ATKWRKXZVYW\T[MOTX[V[\SKEQZPYNXZ\ZXXZWQZSZW\LVR[?
X[Q[\*/\IKW\YGYWSZ\YF\MUV[TQ[S[W\T[NMLX[@[TX[VUW[\DOV?
IO\N[>[W\<VJ\6UXQ[F'\;:Q[\T[VEU\SOVOXQ[F\MYV\T[EUWQ[
YPRZHY\ON[WSUV[W\MO\SATKWRKXZVYW\T[EUWQ[PU\SOVOQOWS[
SZVYSZ\TKGKT\GOTOVX[V\T[X[MYXYVJ\9[PR[XUT\ZPW[PUWS[\[RZE
IZWZXXYTXZ\.B%!?.!\[V[PUWS[\T[XUVJ\:Q[\[HUV\SOVOQ?
X[VS[\/B%\SZVZ@ZNZ\OX[E[MYXYVJ;
ON[VUPUWS[\MOXOWSOJ
3OGYGZHY\C[PR[XUHUW[\T[VEU\NKVKRKXZW
RZS[DY\IYVYEYQYWSZ\CZSZ=XZVYWYW\C[PR[WUW
N[TUWQ[X[VUWU\LX[MYXSYHYW@Z\[F[XRQ[T
LXSOHOWO\Y=[SZ\ZSZW\8:1\$L@OT
3[HXUHU\DZ\9[PR[XUTX[VU\:W[MYXYQ\<[XU
-HVZRYQ\5AVZDXYPY\6VSJ\<LGJ\<VJ\6UXQ[FB
;YVKP\TATZWXY\SYHZV\C[PR[XUTX[VS[\LXSOHO
IYMY\POGYGZHYWSZ\SZ\YX[G\RZS[DYPY
QKQTKW\SZHYXSYVJ\[T[R\T[EUWRUNU\[F[XR?
Q[T\N[\S[\C[=Y=Z\YWSYVIZQZT\[Q[GXU\[WRY?
CYPR[QYW\YGZVZW\XLPNLWB\TVZQXZV\DZ
EOVO>X[V\TOXX[WUX[MYXYVJ\+ZS[DY\ZDSZ
QKQTKWSKVJ\9[PR[WUW\N[R[HU\RZQYF
ROROXQ[XU\G[VE[=\DZ\N[PRUT\TUXU=X[VU\PKVZTXY
SZHYERYVYXQZXY\DZ\NUT[WQ[XUSUVJ\XUT\SOE
C[PR[NU\V[C[RX[R[MYXYVJ\8[EUWRUWUW\F[V[V
DZVQZQZPY\[SUW[\C[PR[WUW\RUVW[TX[VU\RAV?
>KXZWQZXY\MZMZTXZVZ\YPZ\ZXSYDZW\IYN?
SYVYXQZXYSYVJ\9[PR[WUW\IYNPYXZVY\SZ\RZQYF
ROROXQ[XUSUVJ\-FZXXYTXZ\YG\G[Q[EUVU\IKW
YGZVYPYWSZ\PKVZTXY\SZHYERYVYXQZXY\DZ
NUT[WQ[XUSUVJ\9[PR[XUT\MOX[EU@USUV\MO
NKFSZW\C[PR[WUW\LS[PUWS[\GLT\=[FX[\D[TYR
IZGYVYXQZQZXYSYV\DZ\C[PR[\SUE[VUN[
GUT[VUXQ[Q[XUSUVJ;
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Kasım
2014
Pazar
1ubat
2013
Perşembe
14 GÜNCEL723
Doktorlar halı sahada
kalp muayenesi yaptı!
Eğridereliler 50 senelik
isteklerine kavuştu
Bornova Belediyesi, yerel seçimlerin ardından mahalle statüsü kazanan Eğridere’de, yeşil alan, çim saha, oyun
parkı ve spor aletlerinden oluşan rekreasyon alanı yarattı
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın vatandaşların taleplerini dikkate alarak başlattığı düzenleme
çalışması Eğridere’nin girişine bambaşka bir hava kattı.
Eğridere Mahallesi Muhtarı Hüseyin Şeker, 50 senedir istedikleri futbol sahası, park ve yeşil alanlara kavuştuklarını
söyledi. Bornova Belediyesi, yerel seçimlerin ardından köy
statüsü kaldırılarak mahalleye dönüşen Eğridere’de vatandaşların talep ettiği pek çok düzenlemeyi tamamladı. İzmir
büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’e kazandırdığı Homeros
Vadisi’ne giden yol üzerinde bulunan rekreasyon alanında,
gençlerin istediği çim saha yapıldı.
Hem çim sahadaki maçların izlenebileceği hem de
muhteşem manzarasıyla seyir terası işlevi görecek trübünler, arkasındaki ve çevresindeki yeşil alan düzenlemesiyle
bütün oluşturdu. Kauçuk zeminli çocuk oyun parkının
yanısıra spor aletlerinin de yerleştirildiği rekreasyon alanında mahallelilerin istediği herşey yapıldı. Öte yandan mahallelilerin yerleşim alanı içinde yapılmasını istediği çeşitli
düzenleme ve tadilatlar da Büyükşehir Belediyesi işbirliği
ile tamamlandı.
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, eskiden köy olan
yeni mahallelerin eksiklerinin kısa süre içinde tamamlanacağını belirterek, “Sadece Eğridere’de değil ilçemize
bağlanan tüm yeni mahallelerde çeşitli çalışmalalar yapıyoruz.
Eğridere’de ise yaptığımız çeşitli düzenleme ve tadilatların yanında herkese hitap edecek bir rekreasyon alanı
yarattık. Buradaki çim sahamızda gençlerimizin yapacağı
maçları, düzenlenecek turnuvaları büyük bir heyecanla izlemek istiyorum” dedi.
HERKES MEMNUN
Eğridere Mahalle Muhtarı Hüseyin Şeker, Bornova
Belediye Başkanı Olgun Atila’ya yapılan hizmetler nedeniyle teşekkür ederek, “Yapılan bu düzenlemeyle 50 senedir istediğimiz parkımıza, sahamıza ve yeşil alanlarımıza kavuştuk. Çocuklarımız, kadınlarımız, gençlerimiz
bu hizmetten çok memnun” dedi. Muhtar Şeker, yaşanan
değişimi, “Buralar eskiden dağ idi şimdi bahçe oldu” sözleriyle dile getirdi. Eğridereliler de yapılan düzenlemeden
memnuniyet duyduklarını söyledi.
(HABER MERKEZİ)
Balıkesir Tabip Odası, halı sahalarda meydana gelen ani ölümlere dikkat çekmek amacıyla maçtan önce sporculara sağlık taraması yaptı. Oda Başkanı Şahin, "Önce sağlık sonra spor" dedi
B
alıkesir Tabip Odası, halı
sahalarda meydana gelen
ani ölümlere dikkat çekmek amacıyla maçtan
önce sporculara sağlık
taraması yaptı. Fiziki muayene, EKG
ve ekokardiyografi uygulayan uzman
doktorlar, halı sahada maç yapacak kişilerin, sağlıklı olsalar dahi mutlaka
kontrolden geçmesi gerektiğine dikkat
çekti. Ayrıca maçlarda midenin boş olması, enerji içeceği ve alkol alınmaması uyarısında da bulunuldu. Şehir
merkezindeki bir halı sahada, tam donanımlı bir cankurtaran ve iki kardiyologla yapılan sağlık taramasına Tabip
Odası Başkanı Dr. Fikret Şahin, oda
üyesi kardiyologlar Dr. Tarık Yıldırım
ve Dr. Eyüp Avcı katıldı. Cankurtarana
alınan sporcular, öncelikle fiziki
muayeneden geçirildi. Ardından EKG
ve ekokardiyografi yapıldı. Yıllardır spor yapan ve hiç hastalığı bulunmayan
24 yaşındaki Emrah Özalay isimli
vatandaşın, kalp kapağının kapanmasında problem tespit edildi. Doktorlar, şimdilik bir sıkıntı teşkil etmeyeceğini ancak ileriki yaşlarda tedbir alması geretiğini söyledi.
Oda Başkanı Şahin, geçen haftalarda Balıkesir'de genç yaşta bir
öğrencinin halı sahada maç yaparken
hayatını kaybettiğini belirterek, "Çok
üzüldük. Bu sebepten dolayı bu gibi sportif karşılaşmalarda ne gibi noktalara dikkat etmemiz gerektiği
konusunda toplumsal duyarlılığı arttırmak amacıyla odamız üyesi kardiyolog arkadaşlarımızla birlikte bu çalışmayı gerçekleştirdik. Amacımız, spor
karşılamalarından önce kişilerin rutin
olarak bir sağlık kontrolünden
geçmesinin önemine vurgu yapmaktı.
Aynı zamanda halı saha maçları öncesi
kişilerin ne gibi hususlara dikkat
etmesi gerekiyor, bunlara dikkat çekmek istedik." dedi. Halı saha maçına
tok karınla gidilmemesi gerektiğini
vurgulayan Dr. Şahin, "Ayrıca alkol
alınarak bu tip sportif faaliyetlerine
gelinmemeli. Gençler arasında tüketimi yüksek olan enerji içecekleri
içilmemeli. Ayrıca özellikle spor
karşılaşmaları ve halı saha maçlarının,
insanların biyoritmine uygun saatlerde
olmasına dikkat edilmeli. Bazen sabaha karşı bu maçlar yapılıyor, bu kesinlikle uygun değil. Bu tür konulara
toplumumuzun dikkatin çekmek için
bu çalışmayı gerçekleştirdik." diye
konuştu.
Dr. Avcı da son dönemlerde özellikle halı sahalarda genç yaşta ani
ölümlerin sıklıkla yaşandığını belirterek, "Biz buna, ani kardiyak ölüm
diyoruz. Daha önceden herhangi bir
şikayeti olmayan bir kişide semptomların başlamasından sonra bir saat
içinde bu ölümler gerçekleşiyor. Ani
kardiyak ölümlerinin yüzde 90'a kadar
olan bölümünü engelleyebiliyoruz.
Bunun için mutlaka bir hekime
başvurmak gerekiyor. 40 yaş grubu
bireylere, herhangi bir şikayeti olmasa
bile mutlaka kardiyak muayene öneriyoruz. Herhangi bir spor aktivitesinde
bulunacak olan sağlıklı genç kişilerin
de mutlaka sağlık kontrolünden
geçmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
Dr. Yıldırım ise öncelikle EKG
çekilmesi gerektiğini belirterek, 30 yaş
üstü insanlarda ani kardiyak ölümlerin
en büyük sebebinin, koroner arter
hastalığı olduğunu söyledi. 30 yaş altındakilerde ise son dönemde meydana gelen ani ölümlerin sebeplerinin
kalp kasının kalınlaşması ve kalbin
elektrik bozuklukları olduğunu anlattı.
Bu rahatsızlıklara yüzde 90 oranında
teşhis koyulabileceğini sözlerine ekledi. (CİHAN)
ALİAĞA LİMANLARI SORUNLARLA BOĞUŞUYOR
İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu tarafından Aliağa limanlarına ziyaret
gerçekleştirildi. Habaş, Ege Çelik, Batı
Çim, İDÇ, Ege Gübre, TCE Ege ve
Nemport limanlarına yapılan ziyaretlerde, yetkililerle karşılıklı görüş
alışverişinde bulunuldu. Görüşmeler
sırasında liman yetkilileri tarafından en
fazla ‘yol sorunu’ dile getirilerek, hurda
taşıyan kamyonların taşıma şekli ve bu
yollarda geçimini hurda toplayarak
sağlayan insanların olmasının mevcut
durumu daha zor hale getirdiğini ifade ettiler. Yıllardır bir çözüm bulunamayan bu
yolların, çağdaş Aliağa limanlarına
yakışmadığı konusunda birleşildi.
Bölgenin uygulama imar planları olmaması nedeniyle liman gerisindeki yaklaşık 150 dönümlük araziye herhangi bir
inşaat yapılamadığına dikkat çeken liman
yetkilileri, yaşanılan diğer sorunlarla ilgili olarak şunları dile getirdiler:
“Bölgeye hizmet vermesi düşünülen
demiryolları, bir türlü hizmete giremedi.
Bölgeye imar gelmesi durumunda bile
demir yolu hattı yüzünden imara açılamayacak alanlar bulunmaktadır. Bunun
yanında bölgenin arkeolojik SİT sınırları
içerisinde olması durumu daha da zorlaştırmaktadır. Yani bölgenin SİT sınırları
içerisinde olması ve imar planlarının olmaması limanlar sahasının iyileştirilmesine ve genişletilmesine izin vermiyor.”
Görüşmeler sırasında ayrıca, hali
hazırda yeni liman yatırım planlarının
önünün açılmasının hem bölgeye hem
Türkiye ekonomisine fayda sağlayıcı
konusunda değerlendirmelerde bulunulması ve limanlar bölgesine uzatılacak
demir yolu ağının, liman içine kadar
değil de her limana yakın ortak indi -bindi, elleçleme yapılabilecek güzergahta olması değerlendirildi.
(HABER MERKEZİ)
bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca
Soldan sağa:
1. Saygınlık, itibar. – En kısa zaman süresi. 2. Eti lezzetli bir balık. –
Negatif, artı karşıtı. 3. Kuran surelerini oluşturan cümle. – Türlü etkenlerin organizmada ve metabolizmada yarattığı bozuklukların tümü. 4. Görüntü çeken alet. – Soyundan gelinen kimse. 5. İstençli. 6.
İki tarla arasındaki sınır. – İslamiyet’ten önce Kâbe’de bulunan üç
puttan biri. – Bir nota. 7. Kara taşıtlarından biri. – Gökteki ay. 8. Arjantin’in plaka işareti. – Rus Kazaklarda başkan. 9. Boğanotundan çıkarılan ve hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. 10. Çiğ sütten yapılan yağsız peynir, çökelek, ekşimik. – Torun sahibi olan kadın. 11.
Yer kırığı, fay. – Antalya ilinin bir ilçesi. 12. İridyumun simgesi. –
Çok çabuk yürüyen, hızlı giden, iyi yol alan. 13. Eskiden Arapların
Recep ayında kestikleri kurban. – Asya’da bir göl. 14. Ok kılıfı. – Bir
nota. 15. Şikâr. – Düz ve ensiz bir kılıç türü. – At yavrusu. 16. Küçültücü söz veya davranış. 17. Bir şeyle eğlenme, onu küçümseme. –
Evcil bir geyik türü. 18. Kolay işlenebilen yumuşak bir element. –
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme. 19. Sanma, sanı. – Mal
alıp karşılığında mal vererek ödeşme. 20. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge. – Büyük sıçan.
Yukarıdan aşağıya:
Dünkü bulmacanın cevapları
1. Taşıtlara takılan numara levhası. – Soluk borusu. – Gürbüz kundak çocuğu. 2. Düş. – Çizgilerin, yüzeylerin, katı cisimlerin birbirilerine rastladıkları ve kesiştikleri yer. – Bal koymaya yarayan küçük
tekne. 3. Kadınsı davranışları olan erkek. – Mısır inanışında Ölülerin
Koruyucusu olan tanrı. – Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde davul ve
zurna eşliğinde oynanan bir halk oyunu. 4. Uzun tüylü av köpeği türü. – Bir alay işareti. – Kutsal Hint destanlarına verilen ad. 5. Ülkemizin plaka işareti. – Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik
ses. – Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi. – Gereğinde
kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan. 6. İçten bağlılık. – Çıplak vücut resmi. – Anahtar. 7. Tepkili uçak. – Seyrek olarak
dokunmuş delikli bir tür kumaş. – Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan derisi. – Üstü örtülü önü açık yer, sundurma. 8. Başarılı iş adamı. – Kadınlarda elin ve özellikle el tırnaklarının bakımı. –
Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac. 9. Parlak bir
ışık vererek yanan sarımsak kokulu gaz. – Bir şarkıda her kıtadan
sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen bölüm. – Dansta kavalyenin
eşi. 10. Eski dilde kadın. – Güzel sanat. – Tavlada bir sayı. – Romanya’nın para birimi. – Cam, çini, toprak gibi şeylerden yapılmış derince çanak.
SAYFA 15
SONDAKiKA GAZETESİ >>
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
Altınordu’yu futbolcu fabrikası yapan Seyit Mehmet Özkan’dan Sondakika’ya çok özel açıklamalar…
“HEDEFLERİ OLMAYAN
FUTBOLCUYLA ÇALIŞMIYORUZ”
1955 yılında İzmir Eşrefpaşa’da doğan Seyit Mehmet
Özkan kimilerine göre futbolun Don Kişot’u olup yel değirmenlerine karşı savaşıyor;
kimine göre ise Türkiye’de
futbol adına ilkleri gerçekleştiriyor. İşte size Özkan röportajının tamamı;
1
955 yılında İzmir Eşrefpaşa’da
doğan Seyit Mehmet Özkan kimilerine göre futbolun Don Kişot’u
olup yel değirmenlerine karşı savaşıyor; kimine göre ise Türkiye’de futbol adına ilkleri gerçekleştiriyor. Futbolla tanışması İzmir’in dar sokaklarında Metin
Oktay gibi Türk futbolunun
yapıtaşı olan isimlerle büyümesinden geliyor. Babası ve
çevresindekilerin futbol oynamayıp baba mesleği olan
torna ve demir işleriyle uğramasını istemesine karşın
gizli gizli mahalle arasında
futbol oynamaya devam ediyor.
Eğitim ve iş hayatı nedeniyle kesintiye uğrayan futbol kariyeri Bucaspor’un 1984’te yardım istemesi üzerine yöneticiliğe dönüşüyor. 1997 yılında Bucaspor’un finali kaybetmesi sonucu aklına altyapı fikrinin oluşması üzerine bugün ki başarısının temelleri atılıyor. Buca Genç ve Buca
Akademi takımları ile ulusal ve uluslararası
birçok başarıya imza atan Özkan, Bucaspor
A takımına üst üste şampiyonluk yaşatıp
2011 yılında Süper Lig’de oynamasını sağladı. Yaşanan problemler sonucu Bucaspor’la
yollarını ayıran Özkan’ın yolu Altınordu ile
kesişiyor. "Yabancı futbolcu oynatmam" ve
"Türkiye'de futbol gelişme kaydetmesi için
şirketleşmeli" açıklamalarını yapan Altınordu
Futbol Sosyal Girişimi Başkanı Seyit Mehmet Özkan’a Don Kişot’a dönüşen hikayesinisorduk.
Seyit Mehmet Özkan kimdir? Kendinizden bahsedebilir misiniz?
İzmir Eşrefpaşa’da 1955 yılında doğdum.
Dört kardeşin en büyüğüyüm. Babamın dedesi Kırşehirli, Babaannesi Şumnu Tatarı.
Annemin dedesi Kırcaalili, Anneannesi Gümülcineli. Genetik olarak 1/4 Anadolu, 3/4
Balkanlar karışımıyım. Başarımın nedeni
olan inatçılık ise baba tarafından geliyor herhalde. Eşimle tamı tamına 31 yıldır birlikteyiz. Biyolojik olarak çocuğumuz yok. Kendi
yetiştirdiğim ve evladımın gibi her şeyine kefil olabileceğim yüzlerce çocuğum var. Altınordu Futbol Sosyal Gelişim Başkanlığı görevini yapıyorum.
Futbola ilginiz nasıl başladı? Yöneticilik
kariyeriniz nasıl devam etti?
Küçüklükten beri futbolun içindeyim.
Sokakta oynayarak futbolu öğrendik. Babamdan gizli futbol oynardık. Futbol bizim
için bir tutku ve yaşam stilidir. Maalesef futbol sokakta öğrenenlerin oynadığı bir oyun.
Şimdi sokaklar kalmadığı için futbolcu olmak için eğitim gerekiyor. Üniversiteyi ODTÜ’de okurken de hep futbol vardı. Yöneticiliğe 1984'da Bucaspor’da başladım. Buca
Genç ve Buca Akademi'de birçok başarı kazandık. Bucaspor’u da Süper Lig’e çıkardık.
Buca’da problemler yaşandı. Altınordu kulübüne geçtik.
Hangi takımı tutuyorsunuz?
İzmir Eşrefpaşa'da doğup büyüdüğüm
için yüzde 25 İzmirspor, armasının yeddiemini olduğum için yüzde 30 Altınordu,lise
çağlarımızda antrenmanlarına dahi gittiğimiz
için yüzde 15 Göztepe, aile büyüklerinden
dolayı yüzde 15 Altay, basketbol ve akrabalarımdan dolayı yüzde 15 Karşıyaka takımını
tutuyorum. İstanbul’da ise Metin Oktay oynadığı için Galatasaray, Ankara'da ise ODTÜ’de okuduğum yıllarda maçlarına gittiğim
için Ankaragücü'nü destekliyorum.
HEDEFLERİ OLMAYAN
FUTBOLCUYLA ÇALIŞMIYORUZ
Futbolcularınızın başarılı olmasının sırrı
nedir? Türkiye'deki futbolun ve diğer
sporların başarıya ulaşılması için sizce neler gerekli?
Futbolcularla en az 3 yıllık sözleşme imzalıyoruz. Futbolcuların tüm
karşılıyoruz. GıdaÖZEL
ÖZEL ihtiyaçlarını
sından giyimine kadar futbolröportaj
röportaj cuya bir standart kazandırıyoruz. Kendisine kariyer planı
yapmak istemeyen oyuncuyla çalışmıyoruz. Oyuncular
altyapıdan itibaren maç analiz
sistemiyle yetişmeli ve hangi
alanda iyi hangi alanda gelmesi
gerektiğini öğrenip ve buna göre
hareket etmelidir. Rıdvan Dilmen
“Ben Milli takıma gittiğimde Tanju Çolak’tan ayak içi ile vurmayı öğrendim” dedi.
Spor eğitimi 10 yaşından itibaren öğrenilmeli. Akademi Ligleri Türkiye’de U-14’den
başlıyor. Akademi Ligleri 10 yaş ve altına çekilirse Türk futbolcuları her alanda başarıya
ulaşır. Bizim akademimizde temel eğitim 7
ile 10 yaş arasında olacak jimnastik yüzme
ve pilates her branş için kas ve iskelet sisteminin gelişmesinde çok önemli eğitimler. Bu
eğitime aldıktan sonra 10 yaşında futbol, basketbol, atletizm gibi branşlara ayrılmalıdır.
Altyapıya yönelme fikri
nasıl ortaya çıktı?
Bucaspor’da kulüp başkanı iken 1997’de
Antalya’da Şekerspor’la play-off oynadık.
Şekerspor’a yenildik. Şekerspor zor koşullarda kurulmuş bir kulüptü ama başında Celal
Kıbrıslı vardı ve çok deneyimli bir antrenördü. Ben o gün lejyoner takımla başarıların
sürdürülebilir olmayacağını anladım. Bir defalık ve sonuca ulaşmayan başarıyla bir şey
olmayacağını anladım ve altyapıya yönelmeye karar verdim. İzmir kulüplerinin genel
olarak kalıcı başarı sağlayamaması ve Süper
Lig’de bir İzmir takımının bulunmamasının
da asıl nedeni İzmir kulüplerinin kendi oyuncu yetiştirmemesi ve anlık başarılara göre hareket etmeleridir.
İYİ BİREY, İYİ VATANDAŞ, İYİ FUTBOLCU
Futbolcularınıza saha dışında nasıl
eğitim veriyorsunuz? Örnek aldığınız
kulüp var mı?
Athletic Bilbao ve Hoffenheim kulübünü
örnek alıyoruz ve orada çocukların spor eğitimlerinin yanı sıra İngilizce, kültür sanat eğitimleri de verildiğini gördük bu da bizim için
örnek oldu. Eğitimlerimiz bu yönde ilerliyor.
Bunun yanı sıra psikologlar ve diyetisyenlerle altyapıdaki çocuklarımız zihinsel ve bedensel gelişimini de takip ediyoruz. Çocuklarımız hangi yönde eksik ise o yönde gelişmesini amaçlıyoruz. Kişilik gelişimine de çok
önem veriyoruz. İlgili, kaygıyla baş etme,
ekip bilinci oluşturma, stresle baş etme, zaman yönetimi konusunda ders veriyoruz. Kısacası tam donanımlı sporcu yetiştirmeyi
amaçlıyoruz. Biz çocuklarımıza lojman'da
ALFA SİSTEMİ
ALFA (Altınordu Fikir Atölyesi)
oluşumu nedir? Hangi faaliyetlerde
bulunuyor?
ALFA, farklı iş dallarından Altınordu
için ortak noktada buluşmuş yaklaşık 15
kişiden oluşuyor. Türkiye’de başka bir örneği olmayan bu topluluğun amacı, “Altınordu’yu Türk futbolunun temel aktörü
konumuna yükseltirken, kırmızı-lacivert
renklerin sevdalısı” bir kuşak yaratmak,
topluma dokunabilmek, birlikte hareket
etme duygusunu pekiştirmek, aidiyet duygusuyla hareket edenlerin sayısını hızla
yükseltmek, Altınordu ile iş dünyasını bir
araya getirmek, çoklu akıldan doğacak sinerji ile basamakları daha hızlı ve daha
kontrollü geçebilmek. ALFA, üniversitelerin bahar şenliklerinde, fuarlarda, sosyal
medyada, alışveriş merkezlerinde ve son
olarak Ulusal Down Sendromu Derneği
ile birlikte organize ettikleri down sendromlulara yönelik ‘+1 Şenliği’ ile kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Ayrıca cezaevinde bulunanlarla futbol turnuvası düzenledik. Yurtiçinde ve yurt dışında altyapı futbol turnuvaları yapıldı. Kısacası bu
ekip, eski topraklara Altınordu’yu hatırlatmak, yeni nesli de Altınordu’yla tanıştırmak için çalışıyor. Umarım bu hedeflerine
kısa sürede ulaşırlar.
barınma imkanı sağlıyoruz. Sporcu beslenmesine uygun besliyoruz. Servisle okula götürüp, servisle okuldan alıyoruz. Okulları ile
de ilgileniyoruz. Antrenman sahasına servisle
getirip, servisle götürüyoruz. En iyi antrenman yapma imkanları sağlıyoruz. En iyi yetiştirici antrenörlerle eğitim almasını sağlıyoruz. Gelişim performanslarını çok sıkı takip
ediyoruz. Aynı zamanda "iyi birey" ve "iyi
vatandaş" ile birlikte “iyi futbolcu” olmaları
için emek veriyoruz. “Altınordu Koleji” açma fikrimiz de var. Onu da en kısa sürede hayata geçireceğiz.
Bucaspor’dan olaylı bir şekilde ayrıldınız.
Buca için neler söyleyeceksiniz?
Bucaspor, Buca Akademi ve Buca Genç
takımlarıyla çok önemli başarılara imza attık
ama istenmeyen olaylar yaşadık. Buca Genç
ve Buca Akademide Türk futboluna birçok
futbolcu kazandırdık ve bu futbolcu hala
önemli başarılara imza atıyorlar. Bunca emeğe karşılık yapılanlara hala kabullenemiyorum. Bu açıdan Bucaspor dönemi benim için
kayıp yıllar oldu. Ama demoralize olmadım,
kaldığım yerden devam ettim. Ben kaybetmedim. Hani kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış, biz de Altınordu'yu alarak bu sayede
ev sahibi olduk.
Altınordu kulübüne geçişiniz nasıl oldu?
Daha önce Isparta Emrespor’la görüşüyordunuz…
12 Haziran 2012 günü TSYD ödül törenine o zamanın Bucaspor A takımın Futbol
Direktörü şimdi de Altınordu Futbol Direktörü Murat Dizdar'a Buca'dan bu gece itibariyle ayrıldığımızı ve Isparta Emrespor'u alacağımızı söyledik. Bunun üzerine Murat Bey
yeni evlendiklerini tüm düzeni İzmir’de kurduklarını ve Isparta’nın kendilerini zorlayacağını söyledi. Aklımıza şöyle bir fikir geldi.
İki hafta sonra Altınordu'nun kongresi vardı.
Arkadaşlarımız hemen Altınordu Eski Başkanı olan dostumuz Halim Bezircilioğlu ile
irtibata geçtiler ve konuyu anlattılar. Halim
Başkan da camia büyüklerine danıştı. Altınordu armasını teslim almak için randevulaştık ve görüşmede Halim Başkan'a A.Ş. olursa
olur dedik. Onlar da kabul edince kulübü aldık. Altınordu'yu almamızda asıl etkili olan
olay ise İZVAK (İzmir Gücü Spor Vakfı) olarak zamanın Eski Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım'ın İzmir’de olmasından dolayı bir
kahvaltı organize etmiştik. O kahvaltıda Binali Bey bize "İzmir’de kazanıyorsun, bu birikimini İzmir’e harca ve futbolda yatırımı
İzmir’de yap" dedi. Biz de Isparta Emresporlulara durumu anlattık ve Altınordu'yu almak
için işlemlere başladık.
BAŞARI İÇİN ŞİRKETLEŞME ŞART
Kulüplerin şirket olmasının ne gibi
bir yararı var?
Sporun profesyonelleştiği dönemde 40’lı
50’li yıllardan kalan dernek modeline bağlı
olan kulüp sistemi çağın çok gerisinde kalıyor. Bu durum da günümüz futboluna ve yönetim sistemine hiç uymuyor. Hızlı karar alma ve kısa zamanda çok iş yapabilmek için
şirketleşmek en iyi sistem. Altınordu’da 1,5
yıl içerisinde normal dernek olan kulübün 15
yılda yapacağı gelişmeyi kaydettik. Futbol
okulları açtık. Yetiştirici kulübümüz Gümüşordu’yu hazırladık. Kuşadası, Selçuk Efes ve
Yeşilyurt’ta tesisler ve daha birçok projeyi
gerçekleştirdik. Bu işleri yaparken şirket olmanın çok büyük faydasını gördük. Genelde
şirketlerince para kazanılıyor gibi bir görüş
var ama durum öyle değil ben ABD’de uygulanan sosyal girişimcilik sistemini uyguluyorum ve amacım sade “iyi birey”, “iyi vatandaş” ve “iyi futbolcu” yetiştirmek. Ayrıca
Türkiye’de futbol sektörünün yıllık 900 milyon Euro bütçesi var ve her sene 200 milyon
Euro açık veriyor. İngiltere Premier Lig’de
kulüpler şirketleştiği için genel anlamda her
sene kar ediyor. Bütçede transfere, altyapıya,
personele ve diğer masraflara ayrılacak tutar
çok katı kurallara göre belirlendiği için maddi ve sportif başarı getiriyor.
Salih Uçan’ın satılması ile ilgili
pişmanlığınız var mı?
Salih oyun yapısı itibariyle çok özel bir
oyuncu. Bucaspor’da iken yerli ve yabancı
birçok kulüp teklifte bulunmuştu. Biz de kulüp olarak Rubin Kazan ile anlaşmıştık. İş
Salih’e kalmıştı. Salih’in annesi ve babasına
bir arkadaşımız Rubin Kazan’ın haritadaki
yerini sorunca ve ailesinin Kazan’ın Orta Asya’ya yakın olduğunu görünce beni bir hışımla aradı ve Salih’i oraya yollamayacaklarını belirtti. Biz de sonra Fenerbahçe ile anlaştık ve oraya transfer oldu. Bence Salih’in
geleceği çok parlak daha 94 doğumlu Salih
mutlaka Avrupa’da ülkemizi başarı ile temsil
edecek bir futbolcu olacaktır.
DAHA İYİ PROJESİ OLAN KARŞIMA ÇIKSIN
“Menajerler bizden uzak dursun” açıklamanız var. Bu açıklamayı yapmanızda ne
etkili oldu?
Bizim altyapıdan itibaren tüm takımlarımız çok iyi. U-16 ve U-17’de 4 büyük kulübün toplamından daha fazla oyuncu milli takıma veriyoruz. Bu durum da haliyle menajerlerin ilgisini çekiyor ve oyuncularımız kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Biz oyuncularımız için her şeyi yapıyoruz. Ben menajerlere soruyorum “Benden fazla bir şey yapabilir misiniz?” diye ama cevap veren çıkmıyor. Eğitimlerini tamamlamadan ve bizim A
takımımıza katkı sağlamayan oyuncu trans-
fer olamaz. Eğer takıma katkı sağlar ve yurtdışından da teklif gelirse ben elimden geldiği
kadar gitmesi için yardımda bulunurum. Benim yaptığımdan da daha iyi projesi olan menajer yada her kim varsa karşıma çıkabilir.
“Yabancı futbolcu oynatmayacağım”
şeklinde açıklama yaptınız. Bunun için
neler söyleyecekleriniz?
Bu açıklamayı yaptığımda insanların ilgisi bir anda “kim bu adam, neden böyle bir
şey söyler” tarzında bir anlayış oluştu. Bence
Türk futbolunun milli takım ve kulüp takımı
anlamında kurtuluşu da bu sistem üzerindedir. Biz Altınordu ve daha önce de Buca ile
minik takımdan itibaren sistemli bir şeklide
ve tamamen kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla yakaladığımız başarıyı sadece Türk futbolcu oynatarak devam ettireceğiz. Yabancı
oyuncular başta maddi olmak üzere kulüplere büyük yük getiriyor ve ülkedeki futbolun
gelişmesine katkı sağlamıyor. Biz altyapıdan
teknik, taktik, mental eğitimler başta olmak
üzere kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla başarıyı yakalayacağımıza inanıyorum. Altınordu
kulübüyle de bu sezon PTT 1.Lig olmak üzere ilerleyen yıllarda da Süper Lig de dahil tamamen Türk ve kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla oynayacağız.
AVRUPA İÇİN HEDEF 2023
Altınordu’nun 100. yılda yani 2023’de
Avrupa’da başarı olacak mı? Hedefleriniz
nasıl?
2023 de Süper Lig’in iyi kulüplerinden
biri olmayı hedefliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda Avrupa’da oynama da var tabi. Bizim ligde 1 yıl çaylaklık, 1 yıl ustalık, 1 yıl
da kalfalık hedefimiz var. Bu sene PTT 1.
Lig’e yükseldik ve deneyim kazanmak için
bu yıl PTT 1.Lig’de oynamayı, gelecek sezon için PTT 1.Lig’de şampiyon olup Süper
Lig’e yükselmeyi amaçlıyoruz.
KADINLAR SALON SPORLARINA YÖNELMELİ
Kadın futbolu ile ilgili düşünceniz nedir?
Bence kadınların şu aşamada bütün sporlarda daha başarıyı yakalamamışken futbola
direk yönelmesini yerine salon sporlarında
ve atletizmde yer alması gerektiğine inanıyorum. Daha estetik daha atletik harekete yönelik olan jimnastik, voleybol, basketbol, yüzme gibi sporlarda başarı sağlamasını daha
çok istiyorum. Bu sporların kızlarımız kas ve
iskelet yapısına daha uygun olduğu da bilimsel verilerde de görüyoruz. Türk futbolunda
daha erkeklerin işi bitmemişken kadın futbolu üzerine yönelmeyi pek doğru bulmuyorum. Ben herkesin spor yapmasını istiyorum
ama herkes futbol oynamak zorunda değil.
Kim hangi spor için uygunsa o sporu yapsın
ama mutlaka spor yapsın.
“MAÇA GİTMEME
KARARIM VAR”
Altınordu maçlarına gitmiyorsunuz.
Bunun özel bir nedeni var mı?
Altınordu maçlarına gitmememin
nedeni sahadaki ilk 11’in 8-9 futbolcusu kendi altyapımızdan çıkana kadar
gitmeme kararım var. Dışarıdan alınan
oyuncularla sağlanan başarı benim için
başarı değildir. Bundan dolayı maçlara
gitmiyorum. Bu sezon olmasa da gelecek sezondan itibaren bu sınırı yakalayacağımız umuyorum.
SAYFA 16
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Biyokaçakçıların "kuş kaçırma'' yöntemi şaşırtıyor
Özellikle Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, görünmez ağlarla yakaladıkları kuşları sınır hattında
salıveren kaçakçılar, Suriye tarafına kurdukları ağlarla
tekrar yakaladıkları kuşları gümrüğe takılmadan yurt dışına kaçırıyor
Kelebek, kaplumbağa, yılan ve geyik böceği... Anadolu'da her yıl binlerce hayvan doğadan toplanarak yurt
dışına kaçırılıyor ve yüksek fiyatlara satılıyor. Biyokaçakçılığa maruz kalan canlı türleri arasında yırtıcı kuşlar,
avlanma ve kaçırılma yöntemleriyle diğerlerinden farklılaşıyor. Doğu Karadeniz'de görünmez ağlarla yakalanarak sınır ötesine "uçurulan" şahin ve doğan gibi kuşlar,
uyuşturucu kaçakçılığında dahi kullanılabiliyor. AA muhabirine açıklamalarda bulunan Çankırı Karatekin Üniversitesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tarkan Yorulmaz, Anadolu topraklarının yüz yılı aşkın süredir bitki ve hayvan kaçakçılarının uğrak noktası olduğunu belirtti.
İngilizlerin 1800'lü yıllarda Anadolu topraklarındaki birçok türü ülkelerine taşıdığını, o dönemde kayda alınan
çok sayıdaki türe bugün ulaşılamadığını anlatan Yorulmaz, biyokaçakçılığa karşı ancak son dönemlerde farkındalığın artmaya başladığını, bu konuda sıkı güvenlik
tedbirlerinin kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti.
Anadolu'da özellikle Artvin ve Erzurum'dan toplanan kelebeklerin Avrupalı koleksiyonculara, Hatay'dan
toplanan geyik böceklerinin Japonya'ya, zehirli yılanların bilimsel araştırmalar için gelişmiş ülkelerdeki teknoloji merkezlerine gönderildiğini anlatan Yorulmaz, ülkenin güney sınırlarından kaçırılan hayvanlar arasında yırtıcı kuşların ise özel bir yerinin olduğuna dikkati çekti.
Yorulmaz, Anadolu'nun ulu doğan, şahin, atmaca ve kerkenez gibi yırtıcı kuşların göç yolları üzerinde olduğunu,
bu türlerin hayatlarının büyük bölümünü burada geçirmesi nedeniyle de kaçakçılarının Türkiye'ye özel önem
verdiğini ifade etti.
Yırtıcı kuşların bir çok kültürde güç
sembolü olduğunu, hobi olarak yırtıcı kuş
besleyen ve buna çok para harcamaya hazır insanların bulunduğunu anlatan Yorulmaz, şunları söyledi:
"Kuşların yüksek bedellerle satılması kaçakçılık olaylarını cezbediyor. Genelde
Suriye'den gelen kaçakçılar Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'da, özellikle Artvin ve Kars taraflarında, bu kuşların yoğun olarak göç ettiği bölgelerde 'sis ağı'
denen görünmeyen ağları geriyor. Yere
kuş besleyen zenginlere satıldığı, bazı kuşların diğer
kuşları avlamakta kullanıldığının bilindiğini ifade eden
Yorulmaz, uluslararası raporlarda tespit edilen diğer bir
kullanım alanının da uyuşturucu kaçakçılığı olduğuna,
Afganistan ve Pakistan'da şahin ve doğanın uyuşturucu
kaçakçılığı için kullanıldığının tespit edildiğine dikkati
çekti.
Anadolu'daki kaçakçılık olaylarının yırtıcı kuşların popülasyonunu tehlikeye düşürecek boyutta olduğunu ileri
süren Yorulmaz, bu konuda rakam vermenin mümkün
olmadığını kaydetti. (AA)
bağlanan küçük kuşları yakalamak üzere alçalan yırtıcılar, ağlara takılıyor. Bu kuşlar, uzun süre aç bırakılarak
Suriye sınırına getiriliyor. Burada da sınırın öte yanına
yine aynı ağ düzeneği kuruluyor. Serbest bırakılan kuş,
sınırın hemen karşı tarafında yem olarak bırakılan kuşa
doğru uçuyor ve ağa tekrar yakalanıyor. Yırtıcı kuşları
sınırdan 'uçuranlar' da gümrükte hiçbir sorun yaşamadan
çıkıp gidiyor. Maalesef bu kaçakçılığa yardım eden çok
sayıda vatandaşımız da var. Hepsi aynı yöntemi anlatıyor."
Sınırdan geçirilen yırtıcı kuşların, Arap ülkelerinde
23 Kasım 2014 Pazar
www.sondakikagazetesi.com
Türk İslam eserleri
ayağa kaldırılacak
İzmir'de bulunan bazısı ibadete kapalı Türk İslam tarihine ait çok sayıda mescit
ve cami, Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore ediliyor. Vakıflar Bölge Müdürü İba,
"8-10 yıllık periyotta tüm bu eserlerin ayağa kalkmasını hedefliyoruz" dedi
İzmir'de bulunan Türk İslam tarihine
ait çok sayıda mescit ve cami, Vakıflar
Bölge Müdürlüğünce restore ediliyor.
Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore
edilen eserlerin başında, Türk İslam tarihine ait kent merkezinde fiziki koşulları nedeniyle yıllardır ibadete kapalı
mescitler geliyor. Bunlardan biri de
Abdurrahman Mescidi ya da yaygın
bilinen ismiyle Kumrulu Mescit. Hatice Hanım tarafından 1756 yılında yaptırıldığı bilinen Basmane Semti'ndeki
mescit, kapalı 16 yılın ardından, tekrar
ibadete açılmak üzere gün sayıyor.
Dikdörtgen planlı ve üzeri kiremitli
düz çatıyla örtülü mescit, Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edildi.
Vakıflar Bölge Müdürü Kenan İba, AA
muhabirine, harap haldeki mescidin
ibadete hazır hale getirildiğini, yakında
açılıp tekrar eski günlerine kavuşacağını söyledi.
Mescidin kitabesi, kapısı, mihrabındaki süslemelerin orijinal olduğunu
belirten İba, "Duvarlar kısmen ayaktaydı. Eksik kalan kısımlar ve çatısı
yenilendi. Kapı dışındaki ahşap işler,
yeni baştan yapıldı" dedi.
İba, İzmirlilerin eski mescit ve camilerin restore edilmesi yönünde çok talebi
bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Yapıldıkça memnun oluyorlar.
Esasen İzmir merkezde unutulmuş, harap halde bekleyen çok eserimiz var. 810 yıllık periyotta, tüm bu eserlerin
ayağa kalkmasını hedefliyoruz. Ama
daha çok işimiz var. İzmir, bu manada
çok zengin, hem merkez hem ilçelerde
çok fazla eser var."
İbadete açık mescit ve camiler arasında da restorasyona ihtiyacı olanlar bulunduğunu ifade eden İba, şunları kaydetti:
"Bunların da proje çalışmaları devam ediyor. Projeleri bittikçe bunları
da restore edeceğiz. Yaklaşık 10 yıldır
kapalı durumda olan Kadifekale'deki
Baladur Hacı Mehmet Camii ile Emir
Mükremeddin hazretleri külliyesi içerisinde zikirhane ve mescit olarak kullanılan yapıyı da restore ettik. En kısa
zamanda buraları da ibadete açacağız.
Ali Ağa Cami, Yapıcıoğlu Camisi'nde
de restorasyon çalışmaları devam ediyor."
Kenan İba, çalışmalarına, İzmir Valiliğinin büyük katkı koyduğunu, belediyelerin de destek verdiğini sözlerine
ekledi. (AA)
40'ından
sonra
üniversite
kapısını
araladılar
Türkiye'de lise eğitiminin ardından her gencin rüyasını süsleyen üniversite eğitimi, farklı yaş gruplarının da ilgisini çekiyor. Üniversitelerde şu anda
40 yaş üstünde 17 bin 769 kişi lisans ve ön lisans
eğitimi alıyor
Türkiye'de lise eğitiminin ardından her gencin rüyasını süsleyen üniversite eğitimi, farklı yaş
gruplarının da ilgisini çekiyor. Üniversiteyi kazananlar çoğunlukla 18 yaşındakiler olurken, çocukları, hatta torunları yaşındakilerle aynı azmi
gösteren ve sınavlarda ter döken 40 yaşın üstündekilerin başarısı da istatistiklere yansıyor. AA
muhabirinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı
(YÖK) verilerinden derlediği bilgilere göre,
2013-2014 öğretim yılında 581 bin 219 kişi lisans, 431 bin 228 kişi ise ön lisans hakkı kazanarak üniversitelere ilk kaydını yaptırdı. Üniversiteye girişke en yüksek başarı oranını 18 yaşındakiler gösterirken farklı yaş grubundakilerin başarıları da dikkati çekti.
-40 yaş üstünde 17 bin üniversiteli var
2013-2014 öğretim yılında, 40 yaş üstünde
292'si erkek, 256'sı kadın olmak üzere 548 kişi
üniversitelerin lisans bölümlerine girmeye hak
kazandı. Bu yaş grubunda bin 578'i erkek, 429'u
da kadın olmak üzere 2 bin 7 kişi ise ön lisans
programlarına girmeyi başardı. 40 yaş ve üstünde
toplam 2 bin 555 kişi, lisans ve ön lisans programlarında çocukları, hatta torunları yaşındaki
öğrencilerle aynı sıraları paylaştı.
35-39 yaş grubunda 890'ı lisans, bin 970'i ön lisans olmak üzere 2 bin 860, 30-34 yaş grubunda
ise 2 bin 544'ü lisans, 3 bin 779'u ön lisans olmak
üzere 6 bin 323 kişi üniversitelere ilk kez kayıt
yaptırdı. Bu yıl itibariyle üniversitelerin lisans ve
ön lisans programlarında, 40 yaş ve üstünde 17
bin 769, 35-39 yaş grubunda 17 bin 190, 30-34
yaş grubunda da 45 bin 184 kişi öğrenim görüyor. (AA)
Köy köy dolaşarak topladığı
organik ürünleri pazarlıyor
Muğla'nın Datça ilçesinde bir kadın girişimci, köy köy dolaşarak tarlada üreticilerden topladığı 68 çeşit organik ürünü kurduğu internet sitesi üzerinden Türkiye geneline gönderiyor
D
atça ilçesinde girişimci Biray Atasalihi, köy köy
dolaşarak topladığı organik ürünleri internet sitesi üzerinden satıyor. İstanbul'da uluslararası
firmalarda pazarlama alanında çalışan Atasalihi, katıldığı bir girişimcilik konferanslarının ardından kendi işini
kurmaya karar verdi. Daha önce beğenerek yediği organik Datça ürünlerini pazarlamaya kararı alan Atasalihi,
yaklaşık bir yıl önce kurduğu "datcapaketi.com" internet sitesi ile sektöre girdi. Atasalihi, Datça'nın köylerinde kadın üreticiler tarafından toplanılan güz domatesi,
Datça bademi, zeytin, zeytinyağı, kekik, çam balı, reçel,
salça, keçiboynuzu gibi 68 farklı ürünü köy köy dolaşarak temin ettikten sonra ambalajlayarak internet üzerinden isteyenlere göndermeye başladı. Atasahili, böylece
ilçedeki kadın üreticilerin daha fazla gelir sağlamasına
da katkı vermiş oldu. Sabahın erken saatlerinde tarlada
kadın üreticileri ziyaret eden Atasalihi, sipariş edilen
ürünleri tek tek seçerek müşterilerine en iyi hizmeti
sunmaya çalışıyor.
Atasalihi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun
yıllar uluslararası pazarlama alanında çalıştıktan sonra
Datça'da kendi işini kurup istihdam sağlamak istediğini
söyledi.
Kurduğu internet sitesi ile organik ürünleri pazarlamaya başladığını belirten Atasalihi, 8 tedarikçi kadın ile
çalıştıklarını, ürünü tarladan alarak paketleyip kargo
aracılığıyla ülke geneline ulaştırdıkları anlattı.
Hem bölge insanına yeni iş alanları oluşturmak hem de
bölgenin organik ürünlerinin ülke genelinde tanıtılmasını hedeflediğini dile getiren Atasalihi, "Başarıyı yakalamak için çok seçici davranıyoruz. Tedarikçilerimle
ürünleri seçerken en iyilerini müşterilerimize sunmak
istiyoruz" dedi.
Farklı tedarikçilerden doğal ürünler topladıklarını vurgulayan Atasalihi, şöyle devam etti:
"İstanbul’da yaşarken doğal ve lezzetli ürünler arayışı
içerisindeydim. Bu ürünleri de yılın belirli dönemlerinde Datça’dan getirtiyorduk. Üreticiyi destekleyerek her
iki tarafı mutlu edecek bir iş kurmak istedim. Yaptığı-
mız görüşmeler sonucunda böyle bir iş yapmaya karar
verdim. Karadeniz’den İstanbul’a kadar Türkiye’nin her
şehrine ürün gönderiyoruz. Farklı ürünleri bir araya getirip tüketiciye bir anlamda doğal gıda marketi hizmeti
vermeye çalışıyoruz."
Atasalihi, satışlarının müşteri memnuniyetine paralel olarak bir yılda yaklaşık 2,5 kat arttığını, ürünlerinin
büyük internet sitelerinde de satışa sunulduğunu ifade
etti.
Son olarak Datça'da üretilen ve Amerika'da uluslararası
ödül kazanan çam balını ürün yelpazesine kattığını bildiren Atasalihi, en çok aranan kekik, çam, keçiboynuzu
ve püren ballarını tüketiciye ulaştırdıklarını kaydetti.
Sağlıklı ve lezzetli yemekler yemeyi tercih edenlerin
mutfaklarına girmeyi başardıklarına işaret eden Atasalihi "Kuru incir, ceviz, zeytinyağı, bal, badem, reçel ve
salça gibi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı
ve köy yapımı olmak üzere 68 farklı ürün ile müşterilerimize hizmet veriyoruz" diye konuştu.
- Üreticiler memnun
Datça’da 20 yıldır güz domatesi üretimi yapan Sevgül Yılmaz ise şimdiye kadar yaşadıkları en büyük sorunun ürünlerinin tanınmaması ve pazarlanamaması olduğunu ifade etti.
Sabahın erken saatlerinden itibaren tarladan büyük bir
zahmetle topladıkları organik ürünleri kolaylıkla pazar-
layamadıklarını vurgulayan Yılmaz, bu nedenle ürünlerini düşük fiyattan tüccarların aldığını söyledi.
Yılmaz, organik olarak yetiştirdikleri ürünlerin Atasalihi tarafından Türkiye’nin farklı yerlerine gönderildiğini
kaydetti.
Zeytincilik ve arıcılık yapan Mithat Kuyucu da Datça’nın kendine özgü çok sayıda yöresel organik ürünü
bulunduğuna dikkati çekti.
Yetiştirdiği ürünlerin organik olduğunu fakat insanların
tanımadığının altını çizen Kuyucu, şöyle konuştu:
"Halkımızın doğal ürünler konusunda bilinçlenmesi lazım. İnsanlar parlak ve gösterişli ürünlere rağbet gösteriyor.” (AA)