SAYFA 1 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Nihayet hatırladılar İzmir'de bulunan bulunan bazısı bazısı ibadete ibadete kapalı kapalı Türk Türk İslam İslam tarihine tarihine ait ait çok çok sayıda sayıda mescit mescit ve ve cami, cami, Vakıflar Vakıflar Bölge Bölge Müdürlüğünce Müdürlüğünce İzmir'de restore restore ediliyor. ediliyor. Vakıflar Vakıflar Bölge Bölge Müdürü Müdürü İba, İba, "8-10 "8-10 yıllık yıllık periyotta periyotta tüm tüm bu bu eserlerin eserlerin ayağa ayağa kalkmasını kalkmasını hedefliyoruz" hedefliyoruz" dedi dedi ÇOK FAZLA ESER VAR Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilen eserlerin başında, Türk İslam tarihine ait kent merkezinde fiziki koşulları nedeniyle yıllardır ibadete kapalı mescitler geliyor. Bunlardan biri de Abdurrahman Mescidi ya da yaygın bilinen ismiyle Kumrulu Mescit. Hatice Hanım tarafından 1756 yılında yaptırıldığı bilinen Basmane Semti'ndeki mescit, kapalı 16 yılın ardından, tekrar ibadete açılmak üzere gün sayıyor. Müdür İba, "Çok işimiz var. İzmir'in, hem merkez hem de ilçelerinde çok fazla eser var" diye konuştu. ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR İbadete açık mescit ve camiler arasında da restorasyona ihtiyacı olanlar bulunduğunu ifade eden İba, "Bunların da proje çalışmaları devam ediyor. Projeleri bittikçe bunları da restore edeceğiz. Yaklaşık 10 yıldır kapalı durumda olan Kadifekale'deki Baladur Hacı Mehmet Camii ile Emir Mükremeddin hazretleri külliyesi içerisinde zikirhane ve mescit olarak kullanılan yapıyı da restore ettik. En kısa zamanda buraları da ibadete açacağız. Ali Ağa Cami, Yapıcıoğlu Camisi'nde de restorasyon çalışmaları devam ediyor" dedi.16’da KAÇAKÇILARDAN zihni sinir yöntem www.sondakikagazetesi.com 23 Kasım 2014 Pazar , Uluslararası kuş kaçakçılarının de rin üze u yol göç n ları kuş yırtıcı ları bulunan Türkiye'de yakaladık ır sın e lerl tem kuşları, şaşırtıcı yön Özellikdışına çıkardığı belirtiliyor. le Doğu Karadeniz ve Doğu Bir park için 50 yıl beklemişler! Kadının fendi işsizliği yendi Bornova Belediyesi, yerel seçimlerin ardından mahalle statüsü kazanan Eğridere’de, yeşil alan, çim saha, oyun parkı ve spor aletlerinden oluşan rekreasyon alanı oluşturdu Muğla'nın Datça ilçesinde bir kadın girişimci, köy köy dolaşarak tarlada üreticilerden topladığı 68 çeşit organik ürünü kurduğu internet sitesi üzerinden Türkiye geneline gönderiyor. Girişimci Biray Atasalihi, "Farklı ürünleri bir araya getirip tüketiciye bir anlamda doğal gıda marketi hizmeti vermeye çalışıyoruz" dedi. 16’da BİZ DE ŞEHERLİ OLDUK Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın vatandaşların taleplerini dikkate alarak başlattığı düzenleme çalışması Eğridere’nin girişine bambaşka bir hava kattı. Eğridere Mahallesi Muhtarı Şeker, 50 senedir istedikleri futbol sahası, park ve yeşil alanlara kavuştuklarını belirterek, “50 senedir istediğimiz parkımıza, sahamıza ve yeşil alanlarımıza kavuştuk. Çocuklarımız, kadınlarımız, gençlerimiz bu hizmetten çok memnun. Buralar eskiden dağ idi şimdi bahçe oldu” diye konuştu. KIRMIZI BİZE moru Ruslara Antalya'da bir ziraat mühendisi, Rus firmaların talebi üzerine yaklaşık 50 günlük raf ömrüne sahip, tat aroması istenilen düzeyde mor domates geliştirdi. Ziraat mühendisi Yapıcı, "Domateste hafif morarma başladığı zaman hasat ediyoruz, 45-50 gün sonra da yiyebiliyorsunuz. Bu süre zarfında hiç bozulmuyor, her geçen gün daha da morarıyor, çok güzel bir renk alıyor. Eflatun, koyu mor oluyor. Renk aldıkça da tatlanıyor" dedi. 9’da HER YERE EŞİT HİZMET Bornova Belediye Başkanı Atila, eskiden köy olan yeni mahallelerin eksiklerinin kısa süre içinde tamamlanacağını belirterek, eşit hizmet vereceklerini söyledi. Atilla, "Sadece Eğridere’de değil ilçemize bağlanan tüm yeni mahallelerde çeşitli çalışmalalar yapıyoruz. Eğridere’de ise yaptığımız çeşitli düzenleme ve tadilatların yanında herkese hitap edecek bir rekreasyon alanı yarattık. Buradaki çim sahamızda gençlerimizin yapacağı maçları, düzenlenecek turnuvaları büyük bir heyecanla izlemek istiyorum” dedi. 14’de Yaş 40 yolun başı Patronlara kirlilik davası Ege Bölgesi’nin en önemli su kaynaklarından biri olan Gediz Nehri’ni kirleten bütün kurum ve kuruluşlar tespit edilerek, haklarında dava açılacak Ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın yazdığı 35 yaş şiiri artık tarih oldu. Türkiye'de lise eğitiminin ardından her gencin rüyasını süsleyen üniversite eğitimi, farklı yaş gruplarının da ilgisini çekiyor ÇOCUKLARIYLA OKUYORLAR Üniversiteyi kazananlar çoğunlukla 18 yaşındakiler olurken, çocukları, hatta torunları yaşındakilerle aynı azmi gösteren ve sınavlarda ter döken 40 yaşın üstündekilerin başarısı da istatistiklere yansıyor. 2013-2014 akademik yılında 40 yaşın üstünde 2 bin 555 kişi, üniversite kapısını aralayıp lisans ve ön lisans hakkı kazanarak okumanın yaşının olmadığını bir kez daha gösterdi. Üniversitelerde şu anda 40 yaş üstünde 17 bin 769 kişi lisans ve ön lisans eğitimi alıyor. 16’da “HEDEFLERİ OLMAYAN FUTBOLCUYLA ÇALIŞMIYORUZ” Altınordu’yu futbolcu fabrikası yapan Seyit Mehmet Özkan’dan Sondakika’ya çok özel açıklamalar… röportaj röportaj röportaj röportaj röportaj ez Anadolu bölgelerinde, görünm ır sın ları kuş ları dık ala ağlarla yak , Suriye hattında salıveren kaçakçılar rar tek arla ağl tarafına kurdukları takıle rüğ güm ları yakaladıkları kuş da 16’ or. ırıy kaç ına dış t madan yur 1955 yılında İzmir Eşrefpaşa’da doğan Seyit Mehmet Özkan kimilerine göre futbolun Don Kişot’u olup yel değirmenlerine karşı savaşıyor; kimine göre ise Türkiye’de futbol adına ilkleri gerçekleştiriyor. İşte size Özkan röportajının tamamı; 15’te HER EVDE BİR KANSER HASTASI VAR Gediz Nehri'ndeki kirliliğin her geçen gün artması, Manisa Barosu Çevre Şehircilik ve Hayvan Hakları Komisyonu, Gediz Havzası Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma Çevre ve Kalkınma Vakfı ve Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi’ni harekete geçirdi.Gediz Nehri'nin çok kirli olduğunu dile getiren Kilimcigöldelioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan randevu istediklerini açıkladı. Kilimcigöldelioğlu, "İçme suyunu nasıl kontrol ediyorsanız, sulama sularını da kontrol edeceksiniz. Şu anda her evde iki üç kanser vakası var. Sebebi, bu kirliliktir. Bunun için savaşmaya karar verdik.” diye konuştu. 8’de Böyle ENGEL görülmedi Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yeni yapılan yolda görme engelliler için yerleştirilen taşların ortasına konan 'Dur' yazısı vatandaşların tepkisini çekiyor. 9’da Sabit İNCE yazdı RASİM KÖROĞLU’NUN YAPAMADIKLARI 8’de >> Serap YAŞAR BUZRUL yazdı SÜT PARASI 9’da >> Özcan PEHLİVANOĞLU yazdı LİDERİ ANLAMAK YA DA ANLAYAMAMAK 10’da >> SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 23 Kasım 2014 Pazar Öğretmenin azmi, işitme engellilere orkestra kurdurdu Müzik öğretmeni Cansu Yıldırım, işitme engelli 9 öğrenciye, duyamadıkları müzik aletlerini çalmayı öğretip "Duyan Kalpler" orkestrasını kurdu. Öğretmen Yıldırım, "Öğrencilerim ksilofen, marakas, zilli def, çelik üçgen, balık sırtı çalabiliyor" dedi İşitme engelli 9 öğrenci, müzik öğretmenleri Cansu Yıldırım'ın geliştirdiği yöntem sayesinde duyamadıkları müzik aletlerini çalmayı öğrenip "Duyan Kalpler" orkestrasını kurdu. Eline üflenen nüansı hissederek müzik aletlerini kullanmayı öğrenen engelli öğrencilerin en büyük hayali, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) ile aynı sahnede konser vermek. Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Ortaokulu müzik öğretmeni Cansu Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl okula müzik öğretmeni olarak atandıktan sonra Türkiye'de ve dünyada işitme engelli çocuklar üzerine yapılan müzik çalışmalarını araştırdığını aktardı.Literatürde sadece ritm tutmayı sağlayan metodlara ulaştığını aktaran Yıldırım, yüzde 100 işitme engelli öğrencilere bir ezgi ve bir melodi yaratmaları için çalışmalara başladıklarını ifade etti. Müziği "işitilebilir" hale getirmek için çocuklarda beden perküsyonunu kullandığını anlatan Yıldırım, 20 günlük çalışmanın ardından etkinliklerini sunmaya başladıklarını söyledi. Yıldırım, şöyle devam etti: "Çocuklar, beden perküsyonunu kullanarak ritmi bedenlerinde algıladılar ve herhangi bir enstrüman kullanmadan bir müzik deneyimi yaşamaya başladılar. Ritm duygularının oluştuğuna inandığım dakikada nota eğitimi vermeye başladım. Nota okuma becerileri belli bir seviyeye ulaş- çalabiliyor" bilgilerini verdi. -Hayalleri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yıldırım, orkestrada yer alan öğrencilerin en büyük hayalinin, CSO ile aynı sahnede yer almak olduğunu bildirdi. Öğrencilerinin bu isteklerini CSO yönetimine sunduğunu aktaran Yıldırım, "Yönetim de bu duruma çok sıcak baktı ve kendi projelerine dahil etti" diye konuştu. İşitme engelli öğrencilerin müzik derslerine başladıktan sonra diğer derslerinde de olumlu gelişmeler yaşadıklarını belirten Yıldırım, "Derslerine daha ilgililer. Her şeyden önce özgüvenleri yerine geldi. Engelli çocukların ailelerinde anlamlandıramadığınız hüzünlü bir hikaye vardır. Çocuklarının orkestrada yer aldığını görünce artık gurur duyuyorlar" dedi. tıktan sonra da müzik eğitiminde önemli bir yere sahip olan orff çalgılarını temin ettik. Çocuklara notaları öğretmek için flüt -"Her şey sevgiyle başladı" Yıldırım, işitme engelli çocuklarla çalışmasına ilişkin şunları anlattı: "Bana bu işi nasıl yaptığım sorulduğunda çok alışılagelmiş bir söz de olsa hep şu cevabı veriyorum: 'Her şey sevgiyle başladı' diyorum. Çünkü bir öğretmen olarak iyi bir yöntem ve tekniği çocuğa sevgi yoluyla aşılarsanız, onun sevdiği bir öğretmen olmanın yanı sıra, gözü ve kulağı da olabilirsiniz." Cansu Yıldırım, Duyan Kalpler Orkestrası'nın birçok önemli kurum ve kuruluşlarda konser verdiğini ve Milli Eğitim Bakanlığının Toplam Kalite Yönetimi Yarışması'nda tek engelli grup olarak Ankara birincisi ve Türkiye üçüncüsü olduğunu sözlerine ekledi. (AA) kullandığını dile getiren Yıldırım, "Çocuk işitme engelli olduğu için flütü hangi nüansta üflediğini bilmiyor. Bunun için öncelikle çocuğun eline en doğru nüansı ben üflüyorum. Daha sonra çocuk hissettiği nüansı flütüne uyguluyor" diye konuştu. Gitar eğitimlerinde parmak numaralarını öğrettiklerini, beden perküsyonunu kullanarak ritmi algılattıklarını dile getiren Yıldırım, "9 kişilik ekibimiz şu an ksilofen, marakas, zilli def, çelik üçgen, balık sırtını Kanuni'nin mirası ayağa kaldırılıyor Kanuni Sultan Süleyman'ın Yatağan'da yaptırdığı cami, han ve köprü, restore edilerek turizme kazandırılacak. Muğla Valisi Çiçek, "Bu çalışmalarla tarihi değerlere sahip çıkıp bunları gelecek nesillere ve kültür turizmine kazandırmayı amaçlıyoruz" dedi Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük Mahallesi'nde yaptırdığı, birkaç yıl önce defineciler tarafından talan edilen cami, han ve köprü restore edilecek. Muğla Valisi Amir Çiçek, Yatağan Kaymakamı Gökay Özkan, Yatağan Belediye Başkanı Haşmet Işık, Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt ile Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı, yaklaşık 500 yıllık cami ile hanın bulunduğu alanda inceleme yaptı. Prof. Dr. Söğüt'ten cami, han ve köprü hakkında bilgi alan Çiçek, önceliklerinin Kanuni'nin mirası tarihi eseri yapıldığı dönemdeki ihtişamlı haline yeniden kavuşturmak olduğunu söyledi. Kanuni'nin mirasına sahip çıkmak ve caminin ilk yapıldığı günlerdeki güzelliğine kavuşturulması için çalışma yürütüldüğünü belirten Çiçek, şöyle konuştu: "Buradaki yapıların ayağa kaldırılması için Anıtlar Kurulundan rölöve ve restorasyon projeleri geçirildi. Peyzaj ve elektrik projeleri tamamlandı. Tarihi yapılar, Muğla Valiliği Kültür Katkı Fonu'ndan aktarılan 1 milyon 195 bin lira ödenekle restore edilerek turizme kazandırılacak. Yatağan Belediyesi tarafından 26 Kasım'da ihalesi yapılacak." Muğla'da 12 ay turizm yapmayı hedeflediklerini bu amaçla kültür turizminin de önemli olduğunu vurgulayan Çiçek, "Bu çalışmalarla tarihi değerlere sahip çıkıp bunları gelecek nesillere ve kültür turizmine kazandırmayı amaçlıyoruz" dedi. - Kanuni 36 bin kişilik orduyla Bozüyük'te konakladı Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt ise cami, han ve köprünün restore edilmesi ile bölge turizminin canlanacağını söyledi. Kanuni'nin 1522'de Bozüyük'ten geçerek Rodos seferine çıktığını, 1525'te aynı güzergahtan İstanbul'a döndüğünü anlatan Söğüt, şöyle konuştu: "Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük Mahallesi'nde konakladığı ve tüm askerlerinin buradan geçtiğini biliyoruz. Kanuni'nin 36 bin kişi ile burada konakladığı, cami ve han yapılmasını buyurduğu biliniyor. Yatağan'a Osmanlı Dönemi ile ilgili ciddi anlamda katkı sağlayan merkezlerden birisi de burası. Burası için çok güzel bir restore projesi onaylandı. Restore çalışmaları tamamlandığında burası tam yaşanabilir bir alan ola- Yatağan'daki Stratonikeia Antik Kenti'nde, geçmişte kazı evi ve müze deposu olarak kullanılan yaklaşık 100 yıllık Hasan Şar Evi, Muğla Valiliği tarafından restore edildi. Stratonikea Antik Kenti'nde incelemelerde bulunan Muğla Valisi Amir Çiçek, restorasyon çalışmaları tamamlanan evi gezerek Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt'ten bilgi aldı. Söğüt, 3 bin yıllık kentte, 19. yüzyılda ağa evi olarak kullanılan, bugün ise kazı evi ve müze deposu olarak hizmet veren tarihi yapının restorasyon çalışmasıyla eski ihtişamına kavuştuğunu söyledi. Tarihi yapının antik kentte çıkarılan eserlerin sergileneceği müze olarak kullanılacağını belirten Söğüt, Hasan Şar Evi'nin ileriki günlerde açılışının yapılacağını bildirdi. Prof. Dr. Söğüt, Hasan Şar'ın Eskihisar köyünde yaşayan Murat Ağa'nın kızı Zahide Hanım ile zorlu bir süreçten sonra evlendiğini ve bu olayın "Zahide Hanım" adlı türküye konu olduğunu da hatırlattı. (AA) cak." İnceleme sonunda 500 yıllık cami ile hanın define avcıları tarafından talan edildiğini, caminin girişinde yer alan tarihi kitabenin çalındığını öğrenen Çiçek, kazı çalışması yapılan alanları görünce İlçe Jandarma Komutanlığı yetkililerine daha dikkatli olmaları konusunda talimat verdi. (AA) Tarihi eser görmek isteyen Seyitömer Müzesi'ne gelsin Seyitömer Höyüğü Kazı Grubu Başkanı Prof. Dr. Bilgen, "Bu yıl ki çalışmalarımız bir kez daha Kütahya'nın, MÖ 3 bin yılında bile seramik ve kilden üretim yapılan bir merkez olduğunu gösterdi" dedi Anadolu'da buluntu eserlerin çokluğu bakımından önde gelen arkeolojik Türkülere konu olan 100 yıllık "Ağa Evi" restore edildi kazılardan olan Kütahya'daki 5 yıllık geçmişe sahip Seyitömer Höyüğü'nde temmuz ayında başlanan ve çalışmaları tamamlanan kazı döneminde 3 bin eser gün ışığına çıkarıldı. Bunlardan 860'ının restorasyonu tamamlanarak müzeye teslim edildi. Kütahya'da, Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi çalışma alanında bulunan ve Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Arkeoloji Bölümü tarafından 9 yıl- dır yürütülen höyük kurtarma kazılarına bu sene temmuz ayında başlandı. Seyitömer Höyüğü Kazı Grubu Başkanı aynı zamanda DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Nejat Bilgen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006 yılından beri sürdürdükleri Seyitömer Höyüğü Kurtarma Kazıları'nın, bu yılki çalışmalarını tamamladıklarını söyledi. (AA) Yıl: 4. Sayı: 1109. 23 Kasım 2014 Pazar Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği 05326601776 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe Annenin dışarıya çıkardığı kömür kovasını odalarına alıp ısınmak istemişler Suriyeli 5 kardeş zehirlenerek öldü! Suriye’deki iç savaş sebebiyle ülkelerinden kaçarak Antalya-Korkuteli’ne gelen İbrahim Almahawi (45) ve eşi Nufea Almahawi'nin 5 çocuğu kömür kovasından sızan gaz sonucu hayatını kaybetti Antalya’nın Korkuteli ilçesinde sobadan sızan karbonmonoksitten zehirlenen 5 Suriyeli kardeş hayatını kaybetti. Korkuteli ilçesi Aşağıpazar Mahallesi’nde meydana gelen olayda Suriyeli oldukları belirlenen 5 kardeş kömür sobasından çıkan karbonmonoksit gazından zehirlenerek yaşamını yitirdi. Yaklaşık iki hafta önce Suriye’deki iç savaş sebebiyle ülkelerinden kaçarak Mardin Nusaybin’e, oradan da Korkuteli’ne gelen İbrahim Almahawi (45) ve eşi Nufea Almahawi gündelik işçi olarak mantar toplama kompos taşıma ve bağ budama işlerine çalışmaya başladı. Dün gece soğuk hava sebebiyle kömür sobasını yakan anne Nufea Almahawi’nin, yatmadan önce kömürlerle dolu kovayı dışarı bıraktığı, gece üşüyerek uyanan 5 kardeşten birinin annesinin dışarı bıraktığı kömür dolu kovayı kendi odalarına aldığı öğrenildi. Sabah çocuklarını uyandırmak için odaya giren anne, Cemile Almahawi (18), Ala Almahawi (14), Ahmet Almahawi (11), Nesri Almahawi (9) ve Gıfran Almahawi (7) yaşındaki çocuklarının cansız bedeniyle karşılaştı. Sağlık ekiplerine haber verilmesiyle olay yerine gelen ekipler 5 cansız kardeşin cesediyle karşılaştı. İlk yapılan incelemelerde çocukların karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatlarını kaybettiği belirtildi. Cenazeler otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken, hayatını kaybeden 5 kardeşin Suriye’ye gönderileceği ve orada defnedileceği öğrenildi. 15 GÜN ÖNCE KIZILTEPE'DEN GELDİLER Baba İbrahim Almahawi, sabahleyin eşinin çocukları uyandırmak için odaya gittiğinde şoka uğradığını, çocukları tokatlayarak uyandırmaya çalıştığını an- cak uyanmayınca kendisini çağırdığını söyledi. Kendisinin içeri girmesiyle içerdeki boğucu kokuyu hissettiğini açıklayan İbrahim Almahawi, “Hemen abime haber verdim. Abimde hemen polisi aramış. Ancak ekipler geldiğinde çocuklarım hayatını kaybetmişti. Kimseden şüphelenmiyorum. Allah verdi Allah aldı.” dedi. Baba Almahawi, Suriye’den 15 gün önce Mardin Kızıltepe’ye kaçarak geldiklerini buradan da çalışmak için Korkuteli’ne geldiklerini belirtti. Gece eşinin sobanın kovasını dışarı bıraktığını kaydeden acılı baba, çocuklardan hangisinin dışarı bırakılan kovayı tekrardan içeri getirdiğini bilmediğini, kendisinin olayı da görmediği için müdahale edemediğini kaydetti. Öte yandan ifadelerine başvurulan anne ve baba ise Korkuteli’nde sağlık kontrolünden geçirildi. (CİHAN) TESİS HİZMET ARAÇLARINA YAKIT NARLIDERE HUZUREVİ YAŞLI BAKIM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ Tesis Hizmet Araçlarına Yakıt alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/155417 1-İdarenin a) Adresi : Huzur mah. Öğretmenler sokak No:7 NARLIDERE/İZMİR b)Telefon ve faks numarası : 2322385243 - 2322382853 ç) İhale dokümanının : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 3.200 litre kurşunsuz Benzin, 10.000 Litre Motorin ve 10.000 Litre Motorin (Diğer) Ayrıntılı bilgiye E KAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yerleri : Kuruma ait ATC monte edilen araçlar, akaryakıt ihtiyaçlarını Taşıt Tanıma Sistemine sahip petrol istasyonlarında bulunan pompalardan teslim alacaktır c) Teslim tarihi : Kuruma ait araçlara ihtiyaç duyuldukça yüklenici tarafından akaryakıt ikmali yapılacaktır. Yüklenici sözleşme süresi ile bağlı kalmak kaydıyla, ATC cihazı takılan idareye ait resmi ve kiralık araçlara akaryakıt ikmali yapılacaktır. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Huzur mah.Öğretmenler sokak No:7 Narlıdere/İzmir b) Tarihi ve saati : 04.12.2014 - 14:00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.3.İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgeler: 1)İstekli bir Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşu ise; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından verilmiş ve iş bitim tarihine kadar geçerliliği olan Teklif sahibinin Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşu olduğunu gösteren belge, 2)İstekli bir Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşunun Bayisi ise; Teklif sahibinin Bayisi olduğu kuruluş dan verilmiş ve iş bitim tarihîne kadar geçerliliği olan Akaryakıt ve Dağıtım Pazarlama Kuruluşu'nun Bayisi olduğuna dair Bayilik Yazısı ve Bayilik Sözleşmesi, 3)İstekliye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan Bayilik yapmak üzere verilmiş ve iş bitim tarihine kadar geçerliliği olan İstasyonlu Bayilik Belgesi, 4)İsteklinin bağlı bulunduğu İlgili Belediye Başkanlığından alınmış olan İş Yeri Açma ve İzin Belgesi, 4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Huzur mah.Öğretmenler sokak No:7 Narlıdere/İzmir adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü Huzur mah.Öğretmenler sokak No:7 Narlıdere/İzmir adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Altmış gün) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 23/11 Basın: 12789 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de HEKİME ŞİDDET CEZASIZ KALMADI Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’nde görevli bir operatör cerraha, fiili ve sözlü saldırıda bulunduğu iddia edilen hasta yakınına 7 bin lira para cezası verildiği bildirildi. İzmir Kuzey Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’nden yapılan açıklamaya göre, ocak ayında Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'nde yaşanan olayda, iddiaya göre safra kesesi ameliyatı olan hastasını ameliyat sonrasında kontrole getiren hasta yakını doktorun üzerine yürümüş ve sözlü olarak hakaretlerde bulunmuştu. Hastasının ameliyatını yapan doktora "televizyonlarda izliyoruz doktorları boşuna dövmü- yorlar hepiniz bunları hak ediyorsunuz" şeklinde ifadelerde bulunduğu ve doktorun üzerine yürüdüğü iddia edilen kişiye, doktorun şikayeti üzerine dava açıldı. Davanın sonuçlanması ile "hakaretten suçlu bulunan" kişinin 7 bin lira adli para cezasına çarptırıldığı belirtildi. (AA) MANGAL KEYFİNE a z e c k ı l a r i l n i b 17 Anamur ilçesindeki yaban hayatını geliştirme sahasında avladıkları keçinin etini mangalda pişirirken yakalanan 4 kişiye 17 bin lira ceza verildi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Mersin Şube Müdürü Ahmet Çörtük, AA muhabirine, Su Gözü Devlet Avlığı'nda izinsiz avlananlara yönelik kontrollerde, ormanlık alanda mangal yakan 4 avcı tespit ettiklerini söyledi. Avcıları, avladıkları yaban keçisinin etini mangalda pişirirken suçüstü yakaladıklarını aktaran Çörtük, "Bu kişilere idari ve tazminat olmak üzere 17 bin lira ceza kestik. Ekiplerimiz, 4 tüfeğe ve ete el koydu" dedi. Av koruma ve kontrol faaliyetlerine devam ettiklerini vurgulayan Çörtük, şöyle konuştu: "2014, 'Av koruma yılı' ilan edildi. Tarsus, Mut, Silifke, Anamur ve merkez ilçemizde av koruma ve kontrol ekiplerimiz etkin çalışıyor. Mersin, biyo çeşitlilik anlamında çok zengin bir il. Yaban keçisi, Mersin'de korunan türlerimiz arasında yer alıyor. Yaban keçileri, il genelinde 5 bölgedeki yaban hayatını geliştirme sahası ile Anamur'da bulunan Su Gözü Devlet Avlağı'nda korunuyor." (AA) Yürümeden önce yüzmeyi öğrenmiş İ zmir Körfezi'nde alabora olan balıkçı teknesinde hayatını kaybeden Osman Uğuz'un kayınbiraderi Mustafa Akkuş, eniştesinin küçüklüğünden denizle iç içe büyüdüğünü belirterek "Yürümeden önce yüzmeyi öğrenmiş" dedi. Balık avından dönerken Güzelbahçe sahili açıklarında alabora olan "Furkan" isimli teknede hayatını kaybeden Osman Oğuz'un (34) cenazesi, İzmir Adli Tıp Morgu'ndan yakınları tarafından alındıktan sonra Narlıdere ilçesindeki Şehitlik Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından ilçedeki mezarlıkta toprağa verildi. Uğuz'un cenazesine yakınları, mes- lektaşları ve sevenleri katıldı.Osman Uğuz'un kayınbiraderi Mustafa Akkuş, eniştesini AA muhabirine anlattı. Eniştesinin ardından 12 yaşındaki yeğeninin yetim kaldığını söyleyen Akkuş, "Sabah bana 'Dayı babam ne zaman gelecek' diye sordu. Yetim kaldı kız. Zaman zaman işini bırakmasını söyledik. 'Dalgası var fırtınası var' dedim. 'Elimden bu işten başka ne iş gelir' yanıtını verdi. Bazen şikayet etse de mesleğini seviyordu" ifadesini kullandı. Akkuş, eniştesinin küçüklüğünden beri balıkçılık yaptığını belirterek, "Babası da abisi de balıkçıydı. Eniştem doğuştan balıkçıydı. Yürümeden önce yüzmeyi öğrenmiş. Gel gör ki denizde hayatını kaybetti. Yeni bir araba aldı, 100 metre bile binemeden hayatını kaybetti" diye konuştu. (AA) 23 Kasım 2014 Pazar ! ! ! Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu tespit edilen 6 ilde Sosyal Güvenlik Kurumu işbirliğiyle seminer düzenleyecek. Seminerlerde; kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkileri, ziraat odalarının SGK ile ilgili yaşadığı iş ve işlemlerde yaşanan problemlere ilişkin konular ele alınacak (VTY\6+\;[MUP>S[\;OXQ[>S[\Q[DUV[?[T\MZPYXZWVZWE S[@[\MOXW[\6\;[MUP>S[\-WJNWNP>S[E\:\5W[VUT>R[ 3[T[WQ[>S[E\+\5W[VUT>R[\*[XYM[>S[E\\5W[VUT>R[ [XVUNW<[>S[\CZ\::\5W[VUT>R[\5S[X[>S[ HZWIZTVZGRYWYVZ?ZTB\5QXU\J[P[XS[\3OMQ[V\.KCZXVYT\;N= WNPN\3.;\/AXZRYP\;NWNVN\QZMY\OV[X\7'8\.ZXZV 8[GT[XU\ZPMY\8[QW[TR[WE\TOXNQV[\YVHYVY\Q[DRUFU [IUTV[P[S[E\MOMQ[V\HKCZXVYTRZ\IY<RIYVZWZ\CZ\JYW[[R OS[V[WUX[\QAXZVYT\IOT\AXZPVY\SKJZXVZPZVZWYX IUT[WUVP[MUXU\M[FV[SUTV[WUXU\LZVYWRRYB\8[QW[TR[W\!"Y<RIY= VZWYPYJYX\P[FSNWYQZRVZWYXY\HYSZWYQOWNJB\;OXNQV[\YV= HYVY\MOMQ[V\HKCZXVYT\LYVHYVZXSYWPZ\MZPYXZWVZWYXZ\SZ L[GVUQOWNJB$\SZSYB\::\-QVKV\69:+\R[WY@VY\ZMPY .[JZRZ>XYX\PKTZWWZW\M[QUMUXS[\Q[QUXV[X[X\CZ\T[= PNOQNXS[\,ROWL[\T[XNX,\OV[W[T\[SV[XSUWUV[XE\,(G\;[= XNXN\YVZ\8[JU\;[XNX\CZ\;[XNX\ KTPKXSZ\;[W[W= X[PZVZWSZ\)ZFYGYTVYT\/[DUVP[MU\YVZ\8[JU 5V[?[TV[WUX\/ZXYSZX\/[DUV[XSUWUVP[MUX[\)[YW &006\3[QUVU\;[XNX,NX\IY<RIYXYX\LYWIOT P[FSNWYQZRYXY\HYSZWSYFYXY\LZVYWRRYB\8[QW[TR[WE GNXV[WU\T[QSZRRY#\!&:::\M[QUVU\T[XNXV[ M[RRUTV[WU\KWKX\LZSZVVZWY\KJZWYXSZX\:+ QUVUXS[X\LN\Q[X[\85;\DWYP\TZMYXRYMY Q[DUV[XE\YW[[R\'S[MU>X[\S[\T[QURVU\IY<RIYVZW= YPYJZ\HZWYQZ\QAXZVYT\Q[DUV[XSUWP[\@[TTU HZRYWYVSYB\5X?[T\T[SUX\IY<RIYVZWYPYJE\6991\QUVUXS[X AX?ZTY\SAXZPVZW\YIYX\[YVZ\WZYMY\OVP[P[V[WU\XZSZXYQVZ LOWIV[X[P[SUV[WB\69:6\QUVUXS[\LN\P[FSNWYQZR\HYSZWYVSYB ;[SUXV[WUPUJ\6991\QUVUXS[X\AX?ZTY\SAXZPVZW\YIYX\SZ [YVZ\WZYMY\OVP[M[V[W\LYVZ\HZWYQZ\QAXZVYT\LOWIV[X[LYVSYVZWB 3.;\XZJSYXSZ\Q[DRUFUPUJ\HYWYGYPVZW\MOXN?NXS[E SKJZXVZPZQZ\YMRYX[SZX\RZM?YV\R[WY@VZWYXSZTY\SZFYGYTVYT XZSZXYQVZ\MYHOWR[VUVUT\SNWNPV[WU\SZFYGZX\T[SUX\IY<RIYVZW= YPYJE\@[T\T[J[XSUTV[WU\SAXZP\YIYX\HZ?YTPZ\?ZJ[MU\CZ HZ?YTPZ\J[PPU\ASZPZSYVZWB\/YXZ\I[L[V[WUPUJ MOXN?N\Q[DUV[X\SKJZXVZPZQVZE\YVHYVY\P[SSZQZ ,R[WUPM[V\<[[VYQZRRZ\I[VUG[XV[W\@[WYI,\YL[WZMY ZTVZXPZMY\SOV[QUMUQV[\R[WUPS[\TZXSY\X[P\CZ @ZM[LUX[\I[VUG[X\IY<RIYVZWYPYJYX [QVUTV[WUXS[XE\R[WUPM[V\<[[VYQZRZ\SZC[P ZRMZVZW\LYVZ\QKJSZ\:0\MOMQ[V HKCZXVYT\SZMRZT\DWYPY TZMYXRYMY Q[DUVPUQOWB )YFZW R[W[<R[X IY<RIYVZWYP= YJYX\M[RRUTV[WU\KWKX\LZSZVVZWY\KJ= ZWYXSZXE\LOW?N\OVMNX\OVP[MUXE\:+ QUVUXS[X\YRYL[WZX\QKJSZ\:\OW[XUXS[ 85;\DWYP\TZMYXRY Q[DUVP[Q[\L[GV[XSUB\69:6\QUVU\L[GUXS[\LN\TZMYXRY\OW[XU QKJSZ\0>Z\IUT[WUVSUB\.YWYGYPVZWYPYJ\MOXN?NE\:\'?[T 69:+\R[WY@YXSZX\LN\Q[X[\QKJSZ\6\OV[W[TE\M[SZ?Z\LOW?N OV[X\IY<RIYVZWZ\CZ\LOW?N\OW[XUXS[\TZMYXRY\GZTVYXSZ NQHNV[XUQOWB\"Y<RIY\PN[<YQZR\T[DM[PUXS[E\SYFZW\LYW\M= R[RKSZ\I[VUGUQOW\YMZ\TNWNPS[X\[V[?[FU\TZMYXRY\PN[<YQZR LZVHZMYQVZ\TZMYXRYSZX\TNWRNVNQOWB$7[VZDVZWY\KJZWYXZE IY<RIYVZWYXE\&006\M[QUVU\T[XNXV[\OS[\T[QURV[WUXS[X\T[Q= X[TV[X[X\MOWNXV[W\XZSZXYQVZ\OVNG[X\T[QUDV[WUXUX\RZV[<Y ZSYVSYFYXZ\SYTT[RY\IZTZX\8[QW[TR[WE\GN\LYVHYVZWY\CZWSY# !&006\M[QUVU\ROWL[\Q[M[S[\QZW\[V[X\SKJZXVZPZVZWVZ IY<RIYVZWYX\OS[\T[QURV[WUXS[X\T[QX[TV[X[X\MOWNXV[W\XZ= SZXYQVZ\OVNG[X\T[QUDV[W\RZV[<Y\ZSYVZ?ZTB\YW[[R\'S[V[WU KQZ\T[QURV[WUXS[\OVP[MU\HZWZTZX\QAXZRYP\TNWNVN\T[W[WUE R[WY@Y\CZ\LZXJZWY\NMNV\CZ\ZM[MV[W\YVZ\YVHYVY\ZTMYTVYTVZWE\KQZ T[QUR\SZ<RZWVZWYXYX\XORZW\R[MSYTVY\OVP[P[MU\CZQ[\SZ<RZW= VZWSZTY\QUDW[XP[V[W\XZSZXYQVZE\R[P[PZX\KQZXYX\YW[SZMY SUGUXS[\OVNG[X\MZLZDVZWVZ\TYGYVZWYX\MYHOWR[VUVUTV[WUXUX\YD= R[V\ZSYVPZMY\CZ\LNX[\L[FVU\OV[W[T\@[T\T[QLUX[ NFW[P[P[V[WU\ZXHZVVZXYQOWB\YW[[R\OS[V[WU T[QURV[WUXS[TY\NQHNXMNJVNTV[W\MZLZLYQVZ\MYHOWR[VUVUTV[WU YDR[V\ZSYVZX\IY<RIYVZWYX\MAJ\TOXNMN\MKWZVZWZ\YVYGTYX\DWYPE HZ?YTPZ\J[PPU\CZ\HZ?YTPZ\?ZJ[V[WUXU\1:\5W[VUT\69:1 R[WY@YXZ\T[S[W\ASZXPYG\OVP[MU\G[WRUQV[\MYHOWR[VUVUTV[WU L[GV[XHUIR[X\YRYL[WZX\HZIZWVY\OV[?[TB\/YXZE\T[XNX[\ZTVZ= XZX\,JYW[[R\OS[V[WUX[\TZXSY\X[P\CZ\@ZM[LUX[\L[FUPMUJ I[VUG[XV[WU\LYVSYWPZPZTRZX\SOV[QU\TZMYVZX\YS[WY\D[W[ ?ZJ[V[WUXUX\S[\LYW\SZ<[Q[\P[@MNM\MYVYXZ?ZT,\YL[WZMYQVZ\Y= S[WY\D[W[\?ZJ[V[WUXUX\MYVYXPZMY\M[FV[XSUB\'S[V[WUPUJUX LYVSYWYVPZPYG\YGZ\HYWYG\CZ\IUTUG\LYVSYWYPVZWYXY\::\5W[VUT 69:+\PZM[Y\M[[RY\LYRYPYXZ\T[S[W\LYVSYWPZVZWY\HZWZTYQOWB 7[VZDVZWYPYJ\KJZWYXZE\7[WUP\8[FTNWVN\T[SUX\IY<RIYVZWYP= YJZ\1\IO?NF[\T[S[W\SOFNP\LOWIV[XP[MU\@[TTU\HZRYWYVSYB )KJZXVZPZQVZE\1\IO?NFN\OV[X\T[SUX\IY<RIYE\&\QUV[\T[S[W LOWIV[X[LYVZ?ZTB\/YXZE\HZXZV\M[FVUT\MYHOWR[MU\CZ\MYHOWR[ DWYP\LOWIV[WUX[\Q[DUV[XSUWP[\@[TTU\HZRYWYVSYB\"Y<RIYVZW= YPYJ\S[@[\MOXW[\P[FSNW\OVP[P[V[WU\[IUMUXS[X\LOWIV[WU Q[DUV[XSUWP[\YGVZPVZWY\YIYX\1:\5W[VUT\69:+\R[WY@YXZ T[S[W\L[GCNWP[V[WU\HZWZTYQOWB$\"Y<RIYVZWYX P[FSNWYQZRVZWYXY\HYSZWPZT\YIYX\DZT\IOT\HYWYGYPSZ LNVNXSNTV[WUXU\@[RUWV[R[X\8[QW[TR[WE\!3OMQ[V\.KCZXVYT ;NWNPN\CZ\YVHYVY\L[T[XVUTV[WUX\SNQ[WVU\Q[TV[GUPV[WUQV[ MOWNXV[WU\AXZPVY\AVIKSZ\IAJPZQY\L[G[WUQOWNJB\"AJKVZX LN\TOXNV[WS[\ZPZFY\HZIZX\@ZWTZMZ\RZPMYV\ZRRYFYP\R[WUP MZTRAWK\[SUX[\RZGZTTKW\ZSYQOWNPB$\SZSYB\!'* ''#)' &)(% #% &)'$'(& %(""$"$)%(%$#(!)!( &'&( <6<7=6<:/5='.:;=4:474 ;&8;6+=<"97( 1:895<=32$;7 /;:;60:31:1016=4%<53<89 "<0:27(=.2$:;5;5;=,;8;:-;6+% -;3<.<=,9:=5<:<=/<7<,979:=2=3; 1:895<='89=-;;3;(=/<7<.<8=-<6< )))=,96=;:97<=+8#;5+=4#40 <3952:4%&<87963<=8264&04 OXSW[\LOWM[MUXS[\YGVZP\HAWZX\CZ\4W[T>UX\ZX\LKQKT\ZXZW%Y GYWTZRVZWYXSZX\.ZXZV\-XZWHQ>XYX\(?W[\;NWNVN\8[GT[XU *Z@PZR\3ZDYVE\7KWTYQZ>XYXE\8[FS[R\CZ\-WLYV\QAXZRYPVZWY [W[MUXS[TY\ZXZW%Y\L[WUGUXUX\H[W[XRAWK\OVSNFNXN MAQVZSYB55\PN@[LYWYXYX\MOWNV[WUXU\Q[XURV[Q[X\3ZDYVE 8[FS[R>R[TY\4W[T\*ZWTZJY\ KTKPZRY\CZ\4W[T\;KWR\8AVHZ= MZV\/AXZRYPY\4;8/\[W[MUXS[\M[FV[X[X\ZXZW%Y\L[WUGUX[ YVYGTYX\7KWTYQZ,XYX\SOF[V\H[W[XRAW\OVSNFNXN\Y<[SZ ZRRYB;NJZQ>SZTY\LKRKX\DZRWOVKXE\YMRZW\;KWR\DZRWOVKE\YMRZW\;= ZWTKT\DZRWOVK\OVMNXE\?OFW[<Q[S[\M[SZ?Z\LYW\QZWZ HZVZLYVZ?ZFYXYE\LNW[XUX\S[\7KWTYQZ\OVSNFNXN\[XV[R[X 3ZDYVE\28OWN\@[RRUXUX\SYFZW\N?N\LYJSZ\OVSNFNX[\HAWZ\CZ SOF[VH[JS[\S[\AQVZ\OV[?[T\YVZWYSZE\7KWTYQZ\ZTOXOPYT H[W[XRAW\SNWNPNX[\HZVYQOWB\OVYRYT\OV[W[T\S[\4W[T>UX\RZT D[WI[\T[VP[MUE\7KWTYQZ>XYX\IOT\YMRZFY\LYW\GZQ\OV[W[T HZWIZTVZGPYG\OVNW2\GZTVYXSZ\TOXNGRNB3ZDYVE\7KWTYQZ>XYX\4= W[T\DZRWOVKXKX\KVTZXYX\R[P[PU\YIYX\M[RUVSUFU\QAXKXSZTY MAQVZPYXYX\J[P[X\YIZWYMYXSZ\SOFWNV[XSUFUX[\SYTT[RY\IZT= ZWZTE\2-FZW\LN\DZRWOVKX\M[RUGUX[\YJYX\CZWYVPZMZQSYE\GYPSY LN\[XV[GP[XUX\JZPYXVZWY\OVP[Q[?[TRUB\)OV[QUMUQV[\@ZW\[X= V[PS[\7KWTYQZ\LN\YGZ\H[W[XRAW\OVSN2\SZSYB4W[T\ZRWOV 8[T[XU\5SYV\5LSZV\*Z@SY\YVZ\4;8/\)OF[V\;[QX[TV[W 8[T[XU\5GRY\ [W[PY,XYX\(MR[XLNV>S[\SKJZXVZXZX\5RV[XRYT ;OXMZQY\-XZW%Y\CZ\-TOXOPY\YWCZMY\T[DM[PUXS[\LYW\[W[Q[ HZVPZMYXYX\MOX\SZWZ?Z\AXZPVY\OVSNFNXN\CNWHNV[Q[X 3ZDYVE\GNXV[WU\T[QSZRRY#2(VT\SZ<[\[QXU\<OWNPS[\Q[X\Q[X[\O= RNWSNV[WB\(MR[XLNV>S[TY\ZXZW%Y\JYWCZMYXSZX\AX?Z\YTY\R[W[< [W[MUXS[TY\HAWKGPZXYX\LYW\GZQYX\L[GV[XHU?U\OVSNFNXN SKGKXKQOWSNPB\5P[\AXVZWYXSZ\IOT\LKQKT\MOWNXV[W\C[WE LYW\P[M[Q[\ORNWP[T\YIYX\Q[DUV[X\T[WGUVUTVU\LYW\YQY\XYQZR [XV[GP[MU\OV[W[T\L[TUQOWSNPB\'QM[\LYW[J\S[@[\<[JV[MU\O= V[W[T\SKGKXKQOWNP\[WRUTB\ ZW\YTY\YMYP\SZ\[QXU\MOWNXN\[QXU GZTYVSZ\RZG@YM\ZSYQOWV[WB3[QUX\*Z@SYE\4W[T>UX\PZWTZJYQZRIY JY@XYQZRVZ\QAXZRYVPZMYXYX\HZIPYGRZ\IOT\D[@[VUQ[ D[RV[SUFUXUE\LAVKXPZMYXZ\QOV\[IRUFUXUE\QAXZRYP QZWZVVZGRYWYVPZMYXSZX\Q[X[\OVSNFNXN\MAQVZSYB\-FZW 8[FS[R>R[\LN\HZWIZTVZGRYWYVZLYVYWMZ\O\J[P[XE\IOT\?YSSY LYW\[XV[GP[Q[\S[\QOV\[I[LYVYWB2*Z@PZR\3ZDYVE 8[FS[R>R[TY\4W[T\*ZWTZJY\/AXZRYPY>XYXE S[@[\AX?ZSZX\;NJZQ\4W[T\DZRWOVVZWYXY M[SZ?Z\TZXSYXZ\[YR\OV[W[T\HAWSKFKXK LZVYWRZWZTE\2;ZWTKT>KX\SZ\[WRUT\R[P[= PZX\8[FS[R>UX\TOXRWOVK\SUGUX[ IUTRUFUXUE\;KWRVZW\R[W[<UXS[X\TOXRWOV ZSYVSYFYXY\SKGKXKWMZTE\OW[S[TY DZRWOVKX\R[P[PU\LNHKX\[X?[T\RZT GZTYVSZ\7KWTYQZ,QZ\HZVZLYVYWE\O\S[ ;KWR\LAVHZMYXSZX\HZIZWZTB\)YFZW LOWN\@[RV[WU\R[P[PZX\4()>YX\TOX= RWOVK\[VRUXS[B\8NXV[WUX\R[P[PUXU\M[= R[WM[\R[P\RZWMY\;KWRVZW\D[W[\CZWZLYVZ= ?ZT\@[VZ\HZVYQOW2\SYQZ\TOXNGRNB4W[T *ZWTZJY\ KTKPZRY\CZ\;NJZQ\4W[T>R[TY LAVHZMZV\QAXZRYP\[W[MUXS[TY\[XV[GP[JVUFUXE RKP\QAXVZWYQVZ\T[DM[PVU\IAJKPKXKX\J[P[X [V[LYVZ?ZFYXY\Y<[SZ\ZSZX\3ZDYVE\23OWNXV[W\R[LYTY\YTY\HKXSZ @[VVOV[?[T\MOWNXV[W\SZFYV\[P[\8[FS[R\[X[\DWZXMYD\OV[X PZWTZJYQZRIY\JY@XYQZRRZX\[QWUVP[Q[\T[W[W\CZWSYQMZ\TY IAJKP\OW[S[E\O\J[P[X\?YSSY\LYW\G[XMU\C[W2\QOWNPNXN Q[DRUB*Z@PZR\3ZDYVE\699>SZX\LN\Q[X[\KWZRYPVZWYXY SKJZXVY\OV[W[T\[WRUWSUTV[WUXU\LZVYWRZWZTE\GNXV[WU T[QSZRRY#2-X\HKX?ZV\CZWYVZWVZ\7[T\7[T\M[@[MUXS[\HKXVKT :19\LYX\C[WYVE\7[TZ>SZ\YMZ\::9\LYX\C[WYV\DZRWOV\KWZRYQ= OWNJB\7ODV[PS[\@ZW\YTY\M[@[PUJS[X\6+9\LYX\C[WYV\KWZRYVYQ= OWB\.ZVZ?ZT\MZXZTY\@ZSZ<YPYJ\YMZ\7[TZ>QY\:9=699\LYX C[WYV\[W[MUX[E\7[T\7[T>U\:09\LYXYX\KJZWYXZ\IUT[WP[TB\/[XY IOT\?YSSY\[XV[PS[\LYJ\YTY\M[@[S[X\HZVZ?ZT\MZXZ\119=109 LYX\C[WYVZ\IUTP[QU\NPNR\ZSYQOWNJB\WZRYPYPYJSZ\?YSSY\LYW [WRUG\LZTVYQOWNJB2VNMV[W[W[MU\ZXZW%Y\DYQ[M[V[WUXS[\;NJZQ 4W[T>R[TY\T[QX[TV[W[\LKQKT\LYW\YVHY\OVSNFNX\LZVYWRZX\3ZDYVE 2N\[X[\T[S[W\LOWNQ[\TOQSNFNPNJ\@ZW\DZRWOV\M[RUVSUB )OV[QUMUQV[\R[VZDRZ\LYW\MOWNX\HAWKXPKQOW2\SZSYB;ZWTKT\ ZQ@[X\DZRWOV\LOWN\@[RRUXUX\T[D[MYRZXYX\@ZW\QUV\S[@[\S[ [WRUWUVP[MUXUX\[P[IV[XSUFUXU\CNWHNV[Q[X\3ZDYVE\GAQVZ\SZ= C[P\ZRRY#2ZQ@[X\LOWN\@[RRUX[\NJNX\LYW\J[P[XSUW HKXVKT\199\LYX\C[WYV\DZRWOV\HZVYQOWB\8NE R[XTZWVZWZ\TOXNVNQOW\CZ\M[RUVUQOWB\8AVHZ= MZV\;KWR\/AXZRYPY\QUV\MOXNX[\T[S[W LNXNX\HKXSZ\+99\LYX\C[WYVZ [WRUWUV[?[FUXU\MAQVKQOWB\;KWR\QAXZRY= PY\\LOWN\@[RRUXS[X\7KWTYQZ>QZ\HY= SZX\DZRWOVK\YTY\MZXZ\YIZWYMYXSZ\: PYVQOX\C[WYVZ\IUT[WP[QU\@ZSZ= <VYQOWB\;NJZQ\4W[T\LOWN\@[RRUXUX T[D[MYRZMY\TOV[QVUTV[\099\LYXSZX 09\LYX\C[WYVZ IUT[WUV[LYVYWB269::>SZ\(XHYVYJ\[V= V[WZM\YVZ\LYWVZGPZMYXYX\[WSUXS[X !.ZXZV\-XZWHQ\V?$\[SUXU\[V[X\CZ 7KWTYQZ>SZX\OXSW[\8OWM[MU>X[\TORZ OV[X\YVT\7KWT\GYWTZRY\OVP[\AJZVVYFYXY R[GUQ[X\.ZXZV\-XZWHQE\AJZVVYTVZ\;NJZQ\4= W[T>R[\M[@YD\OVSNFN\LKQKT\DZRWOVE\H[J\WZJZWCVZWY CZ\KWZRYPY\YVZ\AXZ\IUTUQOWB\.ZXZV\-XZWHQ>XYX\QKJSZ ++>KXZ\M[@YD\OVSNFN\;NJZQ\4W[T>R[TY\7[T\7[T\M[@[MUXS[ CZ\QKJSZ\60>YXZ\M[@YD\OVSNFN\7[CTZ\M[@[V[WUXS[\OWR[V[P[ :E1\PYVQ[W\C[WYV\DZRWOV\WZJZWCY\OVSNFNE\RODV[P\WZJZWCYX Q[TV[GUT\:E\PYVQ[W\C[WYVZ\T[S[W\IUT[LYVZ?ZFY\R[@PYX ZSYVYQOWB.ZXZV\-XZWHQ\ZX\MOX\HZIZX\@[<R[\GYWTZRYX\5CNMRN= WQ[\TATZXVY\'*\<YWP[MUXUX\@YMMZVZWYXYX\QKJSZ\1&,MUXU :09\PYVQOX\SOV[W[\M[RUX\[VSUFUXU\[IUTV[PUGRUB\!** ('$&'(') %%#%(")&&$ !#)'(& Zorlu, İŞKUR Manisa İl Müdürlüğü tarafından Manisa Büyükşehir Belediyesi Fuar Alanı'nda düzenlenen 7. İstihdam ve Eğitimde Buluşma Günleri'nde, "Liderlik ve Kariyer Deneyimleri" konulu söyleşiye katıldı. Burada öğrencilere, gelecekteki iş hayatları için öğüt verdi Sadece tüketen bir toplum durumuna gelinmemesi gerektiğinin altını çizen Zorlu, “Yapmaya gelince yok, tüketmeye gelince var. Böyle ülke kalkınmaz. Ben 20 sene önce şunu söyledim, 3. Dünya Savaşı'nın çıkacağına inanmıyorum, çünkü ekonomik savaşın içerisindeyiz. O günden bugüne savaş o kadar büyüdü ki o yüzden birbirimizle istişare edeceğiz, kavga etmeyeceğiz. Kavgayı iş için yapacağız ama öyle bildiğimiz kavga değil, mücadele anlamında. 10 sene önceki Manisa’ya bakın, şimdiki Manisa’ya bakın. Ben burada siyasi konuşmuyorum, yanlış anlamayın. Önemli olan istikrardır. Onun için kavga etmeyelim ve çalışalım, üretelim, ihraç edelim, ülke kalkınsın. İkinci ve üçüncü sınıf dünya insanı olmayalım, birinci sınıf dünya insanı olalım.” dedi. Türkiye’nin komşu ülkelerinin zor günlerden geçtiğini hatırlatan Zorlu, “Komşu ülkelerimize bakın, işte Suriye, işte Irak. Gazeteleri okuyun. Magazin sayfalarını değil de içerikleri okuyun, bakın onlar ne durumdalar. Onları görüyorum, inanın acıyorum. O çocukları gördükçe üzülüyorum. O çocukların günahı ne, o insanların günahı ne? Biz birlik olacağız, beraber olacağız. Hep beraber bu ülkenin kalkınması için çalışacağız, yalnız siyasetçilerden beklemeyeceğiz. Çalışacağız, çalıştığımızın hakkını isteyeceğiz. Bugün Vestel’e gelin görün, dört çeşit yemeğimiz var. Masa örtüsü üzerinde yemek yiyorsunuz. Her türlü hijyen mevcut.” diye konuştu.Manisa’daki Vestel City’de Türk mühendislerce geliştirilen, yerli tasarım ve üretim eseri akıllı cep telefonu Venüs’ü de gençlere tanıtan Zorlu, yerli malının önemine değindi. İnsanın önce inanması ve daha sonra kendisine güvenmesi gerektiğini vurgulayan Zorlu, “Eğer kendine güvenemezsen, bir yere varmamız mümkün değil. Yerli malı çok önemlidir. Biz her 100 televizyondan 90’nını ihraç ediyoruz. 10 tanesini burada satıyoruz. İki dokuma tezgahından gelmiş, 25 bin istihdam, 2 milyon metrekare yurtiçinde fabrika alanlarımız var. Sadece kapalı alan olarak 2 milyon metrekare. Avrupa’nın en büyük kompleksidir. Peki bunu kim yaptı, Türkler yaptı.” dedi.Vestel Savunma Sanayi tarafından üretilen insansız hava aracının (İHA) yapımına nasıl başladıklarını anlatan Zorlu, “Artık insansız uçak yapıyoruz. Orduya vereceğiz. Ben bu insansız hava uçağını inceler, bakardım. Ya bu uçakta bir şey yok yani. bakıyorsunuz böyle kanatlarında iki motor var, gerisi mühendislik. Motoru zaten başka bir yerden alıyorsun. Bu uçağı yapan mühendislik. Biz de uçağımızı denedik, uçtu, indi. Uçak yani zor bir şey değil.” şeklinde onuştu. Konuşmaların ardından İŞKUR Manisa İl Müdürü Yüksel Uçar, Ahmet Nazif Zorlu’ya teşekkür ederek plaket verdi. (CİHAN) Kasım2013 2014Perşembe Pazar 231Şubat Başbakan Yardımcısı Babacan,"Türkiye artık yüksek orta gelirli ülkeler sınıfında. Yüksek gelir düzeyine geçilmesi için 2 bin dolar kaldı.Bu sene yüzde 3,3'lük bir büyüme bekliyoruz. Aslında bu büyüme bilerek düşürülmüştür"dedi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye artık yüksek orta gelirli ülkeler sınıfında. Yüksek gelir düzeyine geçilmesi için 2 bin dolar kaldı" dedi.Babacan, Borsa İstanbul, Chevron, Halkbank ve THY iş ortaklığında düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. Daha düşük oranlarla da olsa gelişmekte olan ülkelerin yine de dinamizmin, büyümenin yeri ve aynı zamanda ticaret yapmanın da merkezinde olacağını kaydeden Babacan, büyümenin kalitesi hakkında da değerlendirmelerde bulundu.Babacan, şayet büyüme nüfusun yüzde 1'ine yarıyorsa bunun sosyal sonuçlarının da dikkate alınması ve üzerinde dikkatle düşünülmesi gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin 2002'den bu yana geçirdiği siyasal, sosyal ve ekonomik değişimlere değindi. Türkiye'nin yalnızca büyümekle kalmadığını, Gini katsayısının da düştüğünü belirten Babacan, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nde (OECD) Gini katsayısını en çok düşürebilen ülkenin Türkiye olduğunu ifade etti.Babacan, Türkiye'nin artık yüksek orta gelirli ülkeler sınıfında olduğunun altını çizerek, yüksek gelir düzeyine geçilmesi için 2 bin doların daha kaldığını aktardı. Babacan, Türkiye'nin diplomatik ofislerin dünyanın her yerine yayıldığına işaret ederek, gelecek yıl Laos'ta bir Türk büyükelçiliğinin açılacağını da söyledi.Babacan, bu sene yüzde 3,3'lük bir büyüme beklediklerini hatırlatarak, "Aslında bu büyüme bilerek düşürülmüştür. Geçtiğimiz sene pek çok tedbirler aldık çünkü... 'İç talebi biraz sınırlayalım dedik', çünkü bankalarımız o kadar zengin kaynaklara sahipler, o kadar hevesliler ki kredi vermeye, tüketicilerimiz de harcamaya o kadar eğimli ki, çok hızlı gidiyordu bu borçlanarak harcama meselesi. Tedbirler almak zorunda kaldık" diye konuştu.Babacan, bu durumun haneler için risk, bankaların bilançoları için de kritik durumlar oluşturduğunu aktardı. Bu yıl Türkiye'deki araba satışlarının yüzde 20 düştüğünü, bunun iyi bir şey olduğunu, çünkü otomobillerin yüzde 80'inin ithal olduğunu anlatan Babacan, "Bu sene ne kadar büyürüz değil, 5 sene, 10 sene sonra ne kadar büyüyeceğiz? Bunlar en önemli perspektiflerdir" ifadelerini kullandı.Babacan, hükümet olarak uzun vadeli düşünme lüksünün olduğunu, ancak birçok ülkenin böyle bir lüksünün bulunmadığını belirtti. Öngörülebilirliğin diğer ülkelerde bir problem haline geldiğini vurgulayan Babacan, 25 reform alanına konsantre olduklarını ve her alanda da eylemler ilan edeceklerini dile getirdi.Babacan, bunların listelendiğini, hangi kurumların sorumlu olacağı ile bu reformların hangi tarihte bitirileceğinin de listeleneceğinin altını çizdi. Bu reformların teslim edileceği tarihte başarılı olunursa Türkiye'nin büyümesinin çok daha büyük ve çok daha sürdürülebilir hale geleceğini aktaran Babacan, yargı ve eğitim konusu üzerinde de çalışmak ve kendilerini daha da geliştirmek istediklerini kaydetti. Babacan, bunların her ikisinin de büyümenin sürdürülebilir olması için büyük önem taşıdığına dikkati çekti.Babacan, konuşmasından sonra CNN sunucusu Nina Dos Santos ile katılımcıların sorularını yanıtladı. İkili anlaşmalarla ilgili bir soru üzerine Babacan, ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmaları koordineli bir şekilde gerçekleştirilirse dünya ticaretinin büyümeye devam edeceğini, bunun da küresel büyümeye katkı sağlayacağını söyledi.Babacan, serbest ticarete inandıklarını vurgulayarak, eğer emtialar, insanlar ve finans serbest bir şekilde dolaşırsa tüm bunların hepsinin kazankazan sonucunu doğuracağını anlattı. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün gayri safi yurt içi hasılanın ve enflasyonun yüzde 25'ine tekabül ettiğini aktaran Babacan, petrol fiyatlarındaki düşüşün iyi bir şey olduğunu ama buna güvenemeyeceklerini ve bu nedenle ithalat bağımlılığını azaltmaları gerektiğini belirtti.Babacan, devletin dış borcunu ödediğini ancak özel sektörün döviz borcunun arttığını hatırlatarak, "Sonuçta cari açığımıza bakacak olursak bu bankalardan ve şirketlerden kaynaklanıyor. Çünkü dışarıdan borç alıyor" dedi.Babacan, bir konuşmacının "Eğitim, hukukun üstünlüğü ve yapısal reformdan bahsettiniz. Hukukun üstünlüğü konusunda Türkiye, özellikle yolsuzluk soruşturması konusunda 17 Aralık'tan beri çok önemli geri adımlar atmış durumda. Eğitim konusuna bakacak olursak özellikle İslami okullara giden çocuk sayısının artırılacağından bahsediliyor. Aynı şekilde İmam Hatip okullarının sayısının artacağından bahsediliyor. Yapısal reformlara bakacak olursak vergi reformu bugün değil ama daha çok seçimler sonrasında karşımıza çıkacak konulardan bir tanesi" yorumunu yapması üzerine, şunları söyledi:"Yasal, hukuki sistemle ilgili olarak aralık ayından beri bir dizi dönemden geçtik. Burada bunların büyük bir kısmı hukuk sistemimizde bulunan ve koordineli bir şekilde hareket etmeye çalışan bir grup insandı. Kanuni düzenlemelere uygun davranmayan ve hukuk ilkelerine riayet etmeyen, adil davranmayan insanlarla ilgili olarak, bu bir gurup insanın hukuk sisteminin içinde olması, kredibilitesini etkiliyordu. Hakim ve savcılar, kendilerinin de ait olduklarını düşündükleri bir ağdan emir almaya başlayacak olurlarsa o zaman hukuk sistemine güvenin kalması mümkün değil. O yüzden de şunu yapmaya başladık. Hukuk sistemimizin bu tür grup hareketlerinden arındırılmış olması için çalışmalar başlattık. Hukuk sistemimizin bağımsız ve adil bir şekilde işlemesi için harekete geçtik.Biz şuna inanıyoruz. Türkiye'nin bir hukuk devleti olması büyük bir önem taşıyor, eğer ileri düzeye gelmiş bir ekonomi olmak istiyorsak, birinci sınıf bir demokrasi olmak istiyorsak bunlar çok önemli. Biliyorum bu çalışma gerektiriyor ve bu reformlar da zaman alıcı. Yeni hukuk adamları, yeni hakimler ve yeni savcılar görevlendirilmeye çalışılıyor. Sistem yenilenmeye çalışılıyor, bir dizi önemli adım atılarak bu önemli revizyon çalışmaları yapılıyor. Aynı zamanda Avrupa Komisyonu ile de çok yakın çalışmalar yapıyoruz. Performansımızı da kendilerinden geri bildirim isteyerek takip ediyoruz.Zorunlu eğitim 8 yıldan 1 yıla çıkarıldı Türkiye'de. Bu önemli bir adımdı, burada müfredatla da ilgili revizyonlar yaptık, yeni bir öğretmenler stratejisi de geliştirdik. İş eğitime geldiği zaman biz öğrencilerimizin karşısında opsiyonlar olduğuna inanıyoruz. Bir zorunlu dersler var, bir de ailelerin çocuklarla birlikte katılmayı tercih edebilecekleri dersler olabilir. Biz neyin ideal olduğunu biliyoruz, hangi istikamete gitmemiz gerektiğini biliyoruz. Çok önemli 2 unsur var; ekonomimiz ve demokrasiye bağlılığımız."Babacan, yolsuzluğun G20'nin öncelikli konuları arasında yer aldığını, Türkiye'nin burada bakıldığında saydamlık göstergeleri açısından üst sıralara çıktığını söyledi. Babacan, şunları kaydetti:"Biliyoruz, kusursuz durumda değiliz ama iyileşmeler yapılıyor ve daha da fazla ileriye dönük adımlar atılacak, daha iyi saydamlığın elde edilmesi ve yolsuzlukla mücadelenin daha üst düzeyde yürütülebilmesi için. Biliyoruz bizim siyasi partimizin adı da AK Parti. Ak, beyaz ve lekesiz demek. Bu aslında bizim var oluş sebeplerimizden de biri. O yüzden de böyle bir şeye tolerans göstermemiz mümkün değil.Böyle davalar olduğu zaman tabii ki soruşturmalar açılacak ve yapısal adımların da atıldığından emin olacağız. Ama saydamlık bir yandan da bunu başarmanın en kolay ve en etkili yolu. Bunu açık bir şekilde yapmamız büyük önem taşıyor. Özellikle bir potansiyel söz konusu ise bir fırsat varsa o zaman eşit erişimin de sağlanması gerekiyor. Eşit fırsatın da tanınması gerekiyor. Nelerin yapılması gerektiğinin farkındayız ama kimi zaman, zaman alabiliyor."Babacan, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerle ilgili de bilgi verdi. Türkiye'de şu anda 1,6 milyon Suriyeli mülteci bulunduğunu ve bu mültecilerin 220 bininin kamplarda yaşadığını belirten Babacan, şu ana kadar Suriyeli mülteciler için kümülatif olarak 4 milyar lira harcandığı bilgisini paylaştı.Babacan, Türkiye'nin şimdiye kadar Suriyeli mültecilerin maliyetini karşılayabildiğini, çalışmalar için çok az oranda uluslararası destek alındığını hatırlattı. Suriye'ye daha fazla güvenliğin ve istikrarın getirilebileceğine dikkati çeken Babacan, "Bunun nasıl ve ne zaman yapılacağı, dost ülkeler arasında tartıştığımız konular arasında yer alıyor. Kolay bir mesele değil" diye konuştu.Babacan, İstanbul'un finans merkezi olmasının gitgide daha da gerçek bir mesele haline geldiğini vurgulayarak, İstanbul'un iyi bir finans merkezi olması için iyi yönetmeliklerin yapılması gerektiğinin de altını çizdi. İstanbul'un zaten halihazırda ticaretin ve yatırımın buluştuğu önemli bir merkez olduğuna işaret ederek, "Nihai olarak finans için de aynı şey söz konusu olacak" dedi.Babacan, Türkiye'nin birçok alanda yabancı doğrudan yatırım çekmeye devam ettiğine dikkati çekerek, "Çünkü burada tahmin edilebilirlik çok yüksek ve son 12 yıllık dönemde finans düzenlemeleri, hukukun üstünlüğünün tam işlerlik kazanması çok daha üst seviyelere çıkarıldı" değerlendirmesinde de bulundu. (AA) Ziraat Bankası, Türk ürünlerini ithal eden yabancı şirketleri destek için özel proje geliştirdi. Eximbank’la yıl başında anlaşma imzalayan Ziraat Bankası projeyi uygulamaya başladı. Rusya’da faaliyet gösteren Ziraat Bankası Moskova Genel Müdürü Avni Demirci, ilk proje desteğini Rusya’nın Penza bölgesinde bir yatırım için verdiklerini söyledi .EIKE>S3JSTKGPGNGBNSPMOMOT(ATHMNMT>RIQNRIQTQNRT4DPK CSIMOTFROIG=NSPMTQNRTCQPTSPSHST?RNROT*RFQP:Q9T5GIHST 4DPKQHRTRKEOEFQTQNQBKQNRPQ9T5GIHS3JSTFSNQT=QHSISNSPT>R QPSSLT1SOKSIMT.EIKE>S3OMOT6SSNQHRLNRPQTQNRTQN?QNQ S<MKNSFSJSTCGNGOJGAT.DBLRPQTFRPKR@NQTJ8ODBDF =PE?PSFNSPMOMTLSFSFNSJMKNSPMOMT>RT4DPKQHRTQNRTLSF GHGFNGT7SNRT?RNJQKNRPQOQTCRNQPLROT*RFQP:Q9TPGCNRJRTSBMPM JR;RPTKSHCMTHSBSOFSIMTORJROQTQNRT(&TFQNHEOTJENSPTIRP2 FSHRTSPLMBMTHS=LMKNSPMOM9T8JROFQBTIRPFSHRTPSKSFMOMT& FQNHEOTJENSPS9T8@TKSHOSKNSPMTJST&TFQNHEOTJENSPS <MKSPJMKNSPMOMTQ6SJRTRLLQAT5GIHS3JSTHSBSOSOTKPQ@QT6MPISLTE2 NSPSKT?8PJDKNRPQOQ9TJE;PGTKGPGFISNT6QPFSNSPNST<SNMBSPSK CDHDFRKTQILRJQKNRPQOQTCRNQPLROT*RFQP:Q9T 4DPKQHRT>R 5GIHSTSPSIMOJST(++TFQNHSPTJENSPNMKTLE=NSFTLQ:SPRLT7S:FQ 7RJR6QT>SPAT5GIHS3JSTPGCNROQOTJR;RPTKSHCMTQNRTQ7PS:SL<M 6QHSLNSPMTG:G@NSJMAT,L7SNSLTHS=SONSPT@EPTJGPGFJSA 4DPKQHR3OQOTCGTIDPR<LRT5GIHS3HSTQ7PS:SLMTSPLSCQNQPAT1GOGO Q<QOT42PGCNRTLQ:SPRLQT?RNQBLQPQNFRIQT?RPRKQHEPAT,KQNQ SONSBFSTQF@SNSOISTJST7ROD@TCGOGOTSNLMTJENGTJR;QNA .RPKR@T1SOKSNSPM3OMOT)0'TSONSBFSNSPMOMTQF@SNSFSIM ?RPRKQHEPAT5GIHST*R>NRLT1SBKSOMTNSJQFQPT'GLQO3QOT( 0PSNMK3LSTHS=S:S;MT4DPKQHRT@QHSPRLQOJRTKEOGOGOT?DO2 JRFRT?RNFRIQOQTCRKNQHEPG@AT5GIHST4DPKQHR3HRTRORP!Q ISLLM;MTQ<QOTKMIFROTQILRKIQ@TENSCQNQPAT"RPRNT=SPSTCQPQFNRPQ QNRTLQ:SPRLT5GIHST>RT<R>PRIQORTQ7PS:SLTHS=SOT4DPK BQPKRLNRPQTQ<QOTKGPTPQIKQOQTS@SNLMPATJR;RPNROJQPFRIQOJRTCG2 NGOJGAT%GPTPQIKQOQOTQL7SNSL<MT>RTQ7PS:SL<MTSPSIMOJS =SHNSBMNFSIMOMOTLQ:SPRLQTKENSHNSBLMPS:S;MOMTCRNQPLRO *RFQP:Q9T5GIHS24DPKQHRTSPSIMOJSTQBTHS=SOT6QPFSNSPMO .EIKE>S3JSTCGNGOSOT4DPKTCSOKSNSPMTSPS:MNM;MTQNRT=SPS LPSOI6RPNRPQOQT?RP<RKNRBLQPFRNRPQOQOTPQIKQTEPLSJSO KSNJMPJM;MOMTI8HNRJQAT#KPSHOSTKPQ@QTORJROQTQNRT5GIHS3HS H8ORNQKTHS=LMPMFNSPT=SPSTLPSOI6RPNRPQOJRTCS@MTIEPGONSPMO HSBSOFSIMOSTORJROTENGHEPA%PQ@TJ8ORFNRPQOJRTCSOKS:MNMK IRKL8PDODOTQBQOQOT@EPNSBLM;MOMT>GP?GNSHSOT*RFQP:Q9 5GIHSTLSISPPG6ST?QJQHEPAT1S@MT6QPFSNSPTKPQ@TJ8ORFNRPQOQ CDHDFRTQ<QOT6MPISLTENSPSKT?8PDHEPAT%GPGFISNTKPRJQTLSNR=2 NRPQOJRTSPLMBT>SPAT,L7SNSL<MT6QPFSNSPT@EPTJGPGFJSAT5GIHS FSNQT=QHSISNSPMOJSTCSBSPMNMTCQPTH8ORLQFT>SPAT5GCNROQO IRPCRILTJSN?SNSOFSHSTCMPSKMNFSIMTJE;PGTCQPTSJMFJMA #KPSHOSTKPQ@QTORJROQTQNRT=RLPENT6QHSLNSPMOMTJDBDPRPRK 5GIHS3HSTCSIKMTHS=FSKTQILQHEPNSPAT5GIHS3OMOTLQ:SPRL 6S@NSIMT>SPAT'RLPENT>RTJE;SN?S@MT7RPT@SFSOTISLSCQNQHEPA 0O:SKTJDBDKTPSKSFNSPT?RNQPNRPQOTS@SNFSIMOSTORJROTENGH2 EPAT'RLPENDOT>SPQNQT((+TJENSPTIR>QHRIQOJROT+TJENSPMOTJS SNLMOSTQOJQATJRJQA5GIHS3OMOTHS=LMPMFTIDPR:QOQTQL7SN QKSFR:QTRKEOEFQKTFEJRNRT?R<QBTQ<QOTCQPT6MPISLTENSPSK JR;RPNROJQPFRKTQILRJQ;QOQTCRNQPLROT4DPKT1SOKS:M9 5S6NSPJSTDPDONRPQOTHD@JRT+3QOQTQL7SNAT5GIHSTCGTIDPR:Q <EKTQHQTKS>PSJMATPRLQFT5GIHS3OMOT<MKMBTHENGTENS:SKA PRLQFTLRB>QKTRJQNQHEPAT)SOSHQJRTJRTLRB>QKNRPQO HSH?MONSBLMPMNFSIMTNS@MFAT18N?RJRT>SNQNRPTCQPQO:QTRNJRO HSCSO:MTHSLMPMFTQ<QOT<SNMBMHEPAT5GIHS3JSTKSPTFSP!NSPMTHDK2 IRKTENJG;GTQ<QOTCDPEKPSLQKTRO?RNNRPQOTKSNJMPMNFSIMT<EK CDHDKTCQPTLRB>QKATSNQNRPTHSCSO:MTHSLMPMFNSPMOT7RP SBSFSIMOMTCQPQO:QTRNJROTLSKQ=TRJQHEPATCQN?QIQOQ =SHNSBLMA5GIHS3JSTRKEOEFQOQOTKSHMLTSNLMOSTSNMOFSHS CSBNSJM;MOMTQ6SJRTRJROT*RFQP:Q9T5GIHS3OMOTKROJQT8@ KSHOSKNSPMOMOTHGPLTJMBMOST<MKFSIMOMOTJ8>Q@TD@RPQOJR CSIKMTENGBLGPJG;GOGTI8HNRJQAT4DPKT1SOKS:MHST?8PRT=RLPEN 6QHSLNSPMT+TJENSPTIR>QHRIQORT<MKSPIS9TJENSPT+TPGCNRHR KSJSPT?RPQNRPAT'RLPENTSBS;MTJE;PGT?QJRPIRTKGPT&+TPGCNRHR KSJSPTJST<MKSCQNQPAT5GIHS3JSTT=RPIEORNNRT7Q@FRLT>RPRO QPSSLT1SOKSIMT8ODFD@JRKQTJ8ORFJRT4DPKTBQPKRLNRPQO SKLQ6TENJG;G9T%S@SO9T)LA'RLRPICGP?T>RT.EIKE>S3JSTCS@M C8N?RNRPJRTBGCRTS<FSHMTJST=NSONMHEPATT RIM Türkiye Cephe Sistemleri Test ve Simülasyon Müdürü İnan,"Yangın önemli bir unsur ama büyük çaplı testler çerçevesinde yapılması lazım. Ufak bir yüzeyde yaptığınız testler gerçekçi sonuçlar vermiyor"dedi .SOLENSFSTIQILRFNRPQOQOTHSO?MOS JSHSOMKNMNM;MOMT8N<FRKTQ<QOTCDHDKT<S=NM LRILNRPTHS=MNFSIMT>RTGH?GNSFSOMO DPRLQ:QOQOTLS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJR ?RP<RKNRBLQPQNFRIQT?RPRKLQ;QTCQNJQPQNJQA *PAT5ECRPLT.GP!S7OTOILQLDIDT5. 4DPKQHRT1QNQFIRNT0PSBLMPFST.RPKR@Q R=7RT)QILRFNRPQT4RILT>RT)QFDNSIHEO .DJDPDTDORBT,OSO9T00TFG7SCQPQOR HS=LM;MTS<MKNSFSJS9T,O?QNLRPRT>RT0N2 FSOHS/JSTTFSOLENSFSTIQILRFNRPQOQO CDHDKT<S=NMTHSO?MOTLRILNRPQOQOTSPJMOJSO =QHSISJSTKGNNSOMNJM;MOMTSONSLLMA 4DPKQHR/JRKQTILSOJSPLNSPMOTFSOLENSFS IQILRFNRPQOQOTHSO?MOT=RP6EPFSOIMOM JR;RPNROJQPFRKTQ<QOTHRLRPNQTENFSJM;MOM IS>GOSOT,OSO9TB8HNRTKEOGBLG-1G SINMOJST0>PG=STQNRTQN?QNQTCQPTIEPGOA $DOKDTDNKRFQ@JRKQTILSOJSPLNSPT<E;G 0>PG=STDNKRIQTQNRTSHOMAT4SCQT0>PG=S/JSKQ ILSOJSPLNSPMOTRKIQKTENFSIMTJENSHMIMHNS DNKRFQ@JRTJRTRKIQKNQKNRPT>SPAT0>PG=STJS BGTSOTCQPT?R<QBTIDPR:QOJRAT1QPTIDPRT8O:R %SHIRPQ/JRTCQPT6SCPQKSJSTHS=LM;MFM@ HSO?MOTLRILQORTCRO@RPTGH?GNSFSNSP DNKRNRPQOTFR>@GSLNSPMOST?QPQHEPAT"SO?MO 8ORFNQTCQPTGOIGPTSFSTCDHDKT<S=NMTLRILNRP <RP<R>RIQOJRTHS=MNFSIMTNS@MFAT#6SKTCQP HD@RHJRTHS=LM;MOM@TLRILNRPT?RP<RK<Q IEOG<NSPT>RPFQHEPA-4DPKQHR/JRTCGTLRIL2 NRPQOTGH?GNSOFSIMOMOT>RTLRILNRPJRO ?R<ROTFSN@RFRNRPQOTKGNNSOMNFSIMOMOTCR2 NQPNQTCQPTIDPR:QT?RPRKLQPJQ;QOQT>GP?GNSHSO ,OSO9T4DPKQHR/OQOTCGTIDPR:QT7M@NMTCQP BRKQNJRTSLNSLFSIMOMTSP@GTRLLQKNRPQOQTKSH2 JRLLQA,OSO9T4DPKQHR/JRTCGTKEOGJST<EK ?ROQBTNSCEPSLG>SPTENSOSKNSPMTENJG;GOG >GP?GNSHSPSK9T-)EOT&2(+THMNTQ<QOJRT<EK :QJJQTHSLMPMFNSPTHS=MNJMAT4DPKQHR/JRKQTMIM HSNMLMFTIRKL8PDTJRT0>PG=S/OMOTROTCDHDK IRKL8PDAT0P2RTSNLTHS=MIMOJSTJST<EK ?RNQBLQKAT4DPKQHR/OQOTCDHDKT<S=NM LRILNRPJRT8O:DTENFSIMT?RPRKQPAT0>PG=S/2 JSKQT?RNQBFRNRPQTCRKNRFRKLROT@QHSJR9 0>PG=S/OMOTROTCDHDKT=S@SPMTENFSIMOMO >RPJQ;QTIEPGFNGNGKNST0>PG=S/JSOT8O:R CGTIQILRFNRPQTFR>@GSLNSPMOSTJS7QNTRLFRIQ ?RPRKQP-TJQHRTKEOGBLGAT1QPTDPDODTHRLRP2 IQ@TCQPTLRILTD@RPQOJROTKMIMLNSFSOMOTJS 7SKIM@TPRKSCRLTHSPSLSCQNR:R;QORTJQKKSLQ <RKROT,OSO9TBGONSPMTSONSLLM-"SO?MOS JSHSOMKNMNMKLSTTGOIGPT>SPAT1QPQO:QIQ FSN@RFRAT;RPTCGTCQPTIQILRFTQIRTIQILRF ENSPSKTJSHSOMKNMNM;MT8ORFNQAT$DOKDTIQI2 LRFQTENGBLGPSOTCQNRBRONRPJROT@QHSJR9 KEF=NRTIQILRFQTLRILTRLFRKT8ORFNQAT1QP IQILRFT2TKSLFSOJSOTFRHJSOS ?RNRCQNQPAT0NR>RTROT<EKTFSPG@TKSNSO HD@RHQOTHSO?MOSTKSPBMTJSHSOMFM9TSNR>R JS7STS@TFSPG@TKSNSOTKMIMFNSPMO JSHSOMFMOJSOTJS7ST6S@NST8ORFNQA .SN@RFROQOT?RPRKTJMBT?RPRKTQ<T:R=7RJR ENIGOT>RHSTHS=MOMOTCSBKSTCQPTHRPNRPQOJR ENIGO9TCQOSJSTOSIMNTKGNNSOMNMHEPISTE BRKQNJRTLRILTRJQNFRIQTNS@MFAT1QOSJS KGNNSOMNFSJM;MTBRKQNJRTLRILTRLFROQO 7Q<CQPTFSOSIMTHEKA-T.SOLENSFSTIQILRF2 NRPQOJRKQTCQPTJQ;RPT8ORFNQTGOIGPGOTJS OSIMNTGH?GNSOJM;MTENJG;GOGTQ6SJRTRJRO ,OSO9T-#H?GNSFSOMOTJSTDPRLQ:QNRPQO LS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJR9TDPDOTOSIMNTLRIL RJQNJQ9TOSIMNTCRN?RNROJQPQNJQHIRTETBRKQNJR GH?GNSOFSIMTNS@MFAT)QILRFTDPRLQ:QOQO LS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJRTJR;QNTJRTCSBKS BRKQNJRTGH?GNSOMPISTCGTIR6RPTEOGO LRKPSPTLRILRTLSCQTLGLGNFSIMTNS@MFA $DOKD9TCQ@TEOGOTOSIMNTCQPT=RP6EPFSOI IRP?QNRHR:R;QOQTCQNRFQHEPG@AT1GOGO Q<QOTGH?GNSFS:MNSPMO9TDPRLQ:QNRPQO LS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJRTGH?GNSFS HS=FSIM9TKQLSCMOSTGH?GOTGH?GNSFS HS=FSIM9TIRPLQ6QKSNMTGILSTENFSIMTIEO JRPR:RT8ORFNQ-TJQHRTKEOGBLGA-"SONMB GH?GNSFSTHSO?MOMTSPLLMPFS@TJRPIRK HSNSOTENGP-TJQHROT,OSO9TB8HNRTJR>SF RLLQ-$DOKDTLRILTRLFRJQ;QOQ@TCQPTBRH 7SKKMOJSTHEPGFJSTCGNGOFSKT7Q<TCQP @SFSOTJE;PGTJR;QNAT1Q@TJRTLRILNRPQF2 Q@JRTDPRLQ:QOQOTLS>IQHRTRLLQ;QTBRKQNJR GH?GNSFSTHS=LMKAT1GTLDPTLRILNRPQO 4DPKQHR/JRTHSH?MONSBFSIMTNS@MFAT1G HSH?MONSBLM;MT@SFSOTGILSNSPMTJSTLSKQ= RLFRKT?RPRKQHEPAT 5 Kasım 2014 Pazar 23 1Şubat 2013 Perşembe Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Başbakan Davutoğlu, "Hiçbir zaman çevremizde ne halkına zulmederek büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler ne de bu güç boşluğundan istifa eden terör örgütleri görmek istiyoruz" diye konuştu ama en şanslı ülke Irak. Orta Doğu'da öyle Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hiçbir zaülkeler var ki, insan kaynağı bakımından man çevremizde ne halkına zulmederek zengin, Türkiye, Mısır gibi. Öyle ülkeler var büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler ki, doğal kaynak bakımından zengin. Ama görmek istiyoruz ne de bu güç bir ülkede hem insan kaynağı zenginliği boşluğundan istifa eden terör örgütleri var hem de doğal zenginlik var. Öyle uygörmek istiyoruz" dedi. Davutoğlu, ABD gun bir kombinasyon ki."Irak'ta istikrarın Başkan Yardımcısı Joe Biden ile The sağlanması durumunda 5 yılda bir, seçim Grand Tarabya Otel'de düzenlenen Atdöneminde dünyanın en hızlı yükselen lantik Konseyi Enerji ve Ekonomi ülkeleri arasına girebileceğine dikkati Zirvesi'nin kapanış oturumunda konuştu.Başbakan Davutoğlu, kalkınan bir çeken Davutoğlu, "Yeter ki Irak içindeki siyasi gruplar, partiler, bölgeler birbirlerine ülke için istikrarın önemine değindiği güvensinler ve içselleştirici bir siyasi yapı konuşmasında, özellikle son dönemde oluşsun" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin civarında yaşanan krizlerden Demokrasinin en büyük meziyetinin; her olumsuz etkilendiğini anlattı. "Hiçbir zabir vatandaşı ve her bir siyasi kesimi ortak man çevremizde ne halkına zulmederek hedef etrafında buluşturabilme, büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler içselleştirme kapasitesi olduğuna görmek istiyoruz ne de bu güç değinen Davutoğlu, Irak'ta son boşluğundan istifa eden terör örgütleri görmek istiyoruz" 14,$-452.,5*34 yıllarda belli kesimlerin siyasi sistemin dışına itilmesi, Kürt diyen Davutoğlu, bunun '-05(2)4(25.2*31.31 bölgesel yönetimi ve hem bu bölgenin halkları hem de için büyük 3.2025-4&/054.-/045,%)414, merkezi yönetim ilişkilerin gertehdit olduğunu $)3025'215*#03+5'4&.4*/$ arasındaki ilmesi ve Kürt yönetiminvurguladı. Burada özellikle 4 alana atıfta 2040/).45*4!140/)%1.415+2- deki maaşların dahi ögelen bulunmak ve çağrıda 3*312 5,25'"54-+%(315*3!4+ denmemesinden birikmiş tereddütler bulunmak istediğini 3*3151,2)3$0205305%,541 " bulunduğunu anlattı. dile getiren Davutoğlu, "Birincisi 3--225&3)514,5+31,3 25)#03 Başbakan Davutoğlu, "Bizim önce bu tereddütIrak... Türkiye'nin -2+2).35'#.3(3.5)#03-2+ leri aşmamız lazım. Sayın etrafında tarihi arka Abadi ile görüşmemden plana baktığımızda biz414(/0*45'21530312 çok ümitlendim. Siyasi liderim coğrafyamızın, 40-.4&+4(/04 lerle de... Irak'ta ilk defa bütün şehirlerimizin, devletlerin siyasi liderler elini taşın altına zenginliği İpek Yolu üz!41/.+4(/*/1 koyarak, 'yeni bir dönem başladı' erinden geçmesine bağlıydı. Ayinancıyla davranıyor. Ümit ederiz ki, bu nen İpek Yolu gibi şimdi biz bir enerji atmosfer devam eder. Türkiye'nin en çok yolu peşindeyiz. Bizim coğrafyamız üzarzu ettiği şey; Irak merkezi yönetimiyle erinden geçen bütün halkların barış için, güven için bizim coğrafyada buluştuğu bir bölgesel yönetim arasında bir enerji antlaşmasına varılmasıdır" Başbakan Ahenerji habı olmak istiyoruz. Bunu bir güç met Davutoğlu, Irak'ın bir arada sahibi olup da enerji üzerinden başka tutulmasının temel aracının, birliğini koülkelere belli siyasi taleplerde bulunmak ruyabilmesi olduğunu dile getirerek, için istemiyoruz. Aksine ne kadar çok enşunları kaydetti: "Bu da güç paylaşımına erji hattı ülkemizden geçerse o enerji ve kaynak paylaşımına bağlıdır. O hattının çıktığı ve ulaştığı yerde barış bakımdan dün gerek Erbil ve gerek köprüsü oluruz" diye konuştu. Başbakan Bağdat'ta yaptığım görüşmelerde böylesi Ahmet Davutoğlu, çarpıcı bir misal olarak, "Irak'taki enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması ve Türkiye tarafından kullanılması merkezi hükümetin de çıkarınadır, bölgesel yönetimin de çıkarınadır. Ama kimse bize bu kadar büyüyen bir ekonomi içinde 'Siz Ankara'da oturun, Irak'taki enerji kaynakları da atıl kalsın anlaşma da yapmayın. aralarındaki anlaşmazlık 50 yıl sürsün, bekleyin' diyemez" Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ni (TANAP) örnek verebileceğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "1990'lı yıllarda Kafkasya ve Balkanlar, kriz coğrafyaları olarak anılıyordu. TANAP'la sadece biz Bakü'den Azerbaycan'dan Balkanlar'a bir enerji aktarmayacağız, aynı zamanda kriz bölgesi gibi anılan iki bölgede barış köprüsü oluşturacağız. Dolayısıyla TANAP bir enerji projesi değil, bir barış projesi aynı zamanda. Azerbaycan'dan Arnavutluk'a, Adriyatik'e kadar gidecek bir barış projesidir TANAP. Dün ve evvelsi gün Irak'taydım. Çok güzel görüşmeler yaptık. Sayın Abadi'ye zikrettiğim bir husus var. Orta Doğu'da ülkeler birçok şeylerden şanslı, bir konudan veya diğer konudan, bir yeni anlayışın Irak ve bölgeye egemen olması için çağrılarda bulundum. Çok verimli görüşmeler yaptım, hiçbir ülke böyle bir anlaşmadan Türkiye'den daha fazla mutlu olamaz. Herkesin şunu bilmesi lazım; Türkiye'nin enerji arzına ihtiyacı var ve çevremizde bu kadar çok enerji varken biz oturup gelişmeleri seyredemeyiz. Irak'taki enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması ve Türkiye tarafından kullanılması merkezi hükümetin de çıkarınadır, bölgesel yönetimin de çıkarınadır. Ama kimse bize bu kadar büyüyen bir ekonomi içinde 'Siz Ankara'da oturun, Irak'taki enerji kaynakları da atıl kalsın anlaşma da yapmayın. aralarındaki anlaşmazlık 50 yıl sürsün, bekleyin' diyemez."(AA) ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye’nin şu ana kadar petrol konusunda önemli bir rol oynadığını belirterek, bundan sonra doğalgaz konusunda da daha önemli bir rol oynadığını söyledi 6C/WCVENVSW,VRPOL8OIOWCTPUS;WBW6JQVSJTN 1HSIUKTW(SUR4TW@UW(NHSHLTWTR@UITSPUWKV=JO?O NHSMELVPVWUSUR4TW>F@USQT?TSTSW9SULTSUWTEVRUJ [email protected]:KOWUSUR4TKTWGTRWITQV<WHQVRVNWNMQ7 QVSLVNQVWIMAQVPOB.MIKV:KVWIURJWUQUEJTRTQUR K9SUQJUSW6C/WCVENVSW,VRPOL8OIOWCTPUS; 0.MIKV:SOSW$NRVKSV:PVNTWGMW2VVQTKUJQURTWJVGTT NTWNVGMQWUPTQULUDBW.MIKV:SOSW9DUQQTNQUW1OROL G9Q>UITSPUNTWKVIVWPOEOWTE>VQTWNVGMQWUPTQULUDB CTDWJVGTTWNTWGMSMSQVWLF8VPUQUWUJLUKUWPU@VL UPU8U?TDBWCMWGV?QVLPVW6@RM=V:SOSWIJRVJU4TN @TDKHSMWAHNW9SULQTBW,VSTWGTRQTNJUWAVQOEVRVNW@U GVROEOWIV@MSVRVNBWVI<TS>JHS:PVW%VKOIWVKOSPV >URAUNQUEJTRTQUSWJH=QVSJOPVWGMSPVS GV<IUJLTEJTLBW6@RM=V:SOSW@TDKHSMW>URAUNJUS AHNWPH?RMWGTRW@TDKHSBWVNVJWGMW@TDKHSV MQVELVNWTATSWAVGVQVROLODOWTNTWNVJOSV AONVRLVQOKODBW VQQUR:PU;W63+WJH=RV?OSOSW<UR VQVSOSOSWNHRMSLVIOWJVV<<FJWUPTQLTEJTBW%FJJU2TN7 QURTLTDTWIV@MSLVKVWVTJWGFJAUKTWKFDPUW" HRVSOSPVWVRJORLOEJONBW63+:SMSWPVW>URUNQTWPM7 RMLQVRPVW<ODQOW<VRUNUJUW>UATQLUITWUQU VQOSLOEJOB)WPTKUWNHSMEJMB$QMIQVRVRVIOWUSUR4T >F@USQT?TSTSWIV?QVSLVIOSOSWAHNW9SULQTWGTR NHSMWHQPM?MSMWNVKPUPUSWCTPUS;W#DUQQTNQU 6@RM=V:SOSWUSUR4TW>F@USQT?TSTSWIV?QVSLVIO NHSMIMSPVW3FRNTKU:STSWG9Q>UPUWAHNW9SULQTWGTR KURTWHQPM?MSMWGUQTRJJTBW5UJRHQFSWVRPOSPVS PH?VQ>VDW=VDVROSPVW3FRNTKU:STSW9SULQTWGTR LURNUDWHQV8V?OSVWTEVRUJWUPUSW6C/WCVENVS ,VRPOL8OIOWCTPUS;W03FRNTKUWETLPTKUWNVPVR =UJRHQWNHSMIMSPVW9SULQTWGTRWRHQUWIV<T=JTBW6RJON PH?VQ>VDWNHSMIMSPVWPV<VWPVW9SULQTWGTRWRHQWHK7 SVLVKVW<VDORQVSOKHRBWCMWIUGU=QUWCV?PVJWTQU KVNOSWDVLVSPVWKV=OQVSWVSQVELVW>URAUNJUSWAHN 9SULQTBW-<RV8VJWNHSMIMW@UWGMRVPVNTW>UQTRQURTS PV?OJOQLVIOWNHSMIMSPVWCVIRVW@UWUK<VS VRVIOSPVWIJRVJU4TNWGHRMW<VJJOWKV=OQVIOWAHNWAHN 9SULQTBW3FRNTKU:STSWIJRVJU4TNWNHSMLMWGMRVPV >URAUNJUSWAHNW9SULQTBW3FRNTKUWPFSKVSOSWUS GFKFNWUSW>USTEWUSUR4TW=VDVROSVWIV<T=B #SFLFDPUNTW!'WKOQWTATSPUWGFKFLUITWGUNQUSUS JUNW=TKVIVBWCMWIUGU=QUW6C/:PUW3FRNTKU:STSWGM USUR4TW=HJVSITKUQTSTWKURTSUW>UJTRLUITWTATSWUQTS7 PUSW>UQUSW<URWEUKTWKV=LVKVW<VDORBWCMSMSWTATS KVJOROLW@UWVQJWKV=OSOSWKV=OQVRVNW3FRNTKU:STS AVQOELVKVWPU@VLWUJLUITW>URUNTKHRB) VAONQVLVIOSPVWGMQMSPMB6C/WCVENVS ,VRPOL8OIOWCTPUS;W.MIKV:SOSWPOEWTQTENTQURPUWUS7 UR4TW>F@USQT?TSTWGTRWITQV<WHQVRVNWNMQQVSLVNQV IMAQVPOBWCTPUS;W.MIKV:SOSWGMW>FSUWNVPVRWMQMI7 QVRWVRVIOWSHRLQVRVWNVREOWGMSMW>URAUNQUEJTRPT?TST T2VPUWUPURUN;W6@RM=VWUSUR4TWJUPVRTNTWNHSMIMS7 PVWGFKFNW9QAFPUW.MIKV:KVWPVKVSOKHRBW6S8VN 6@RM=VWAHNW9SULQTWGTRW2ORIVJWKVNVQVLOEWPMRML7 PVBW6@RM=VWNUSPTWPMRMLMSMWPU?TEJTRLUN NHSMIMSPVW>F8FWNUSPTWUQTSUWVQLVQOBWCTD CVENVSQVW+GVLVWGURVGURWEMSVWTSVSOKHRMDB (SUR4TW>F@USTRQT?TWVRJONW6@RM=V:SOSWGMWUSJU7 >RVIKHSW@UW=VDVRW>USTEQUJLUW=RH4UITWGTRWIHSRVNT VPOLOWHQLVQOBW3UPVRTNWKHQQVROSOSWVRJOROQLVIO QVDOLB)WEUNQTSPUWNHSMEJMB(SUR4TPUWJUNWNVKSV?V GV?OLQOWHQLVSOSW6@RM=VWTATSWIHRMS HQMEJMRPM?MSVWTEVRUJWUPUSWHUWCTPUS;W0$NRVK7 SV:PVWHQVSQVRWPMRMLMSWSUWNVPVRWV8TQWHQPM?MSM GTDUW>9IJURPTBW6RJONW<VRUNUJUW>UALUQTKTDB) AV?ROIOSPVWGMQMSPMBW.MIKV:SOSW9SULQTWGTRWUSUR7 4TWNVKSV?OWHQLVKVWPU@VLWUPU8U?TSTWT2VPUWUPUS CTPUS;WVIOQWIHRMSMSWUSUR4TW>F@USQT?TSTS HQMEJMRPM?MSMWI9KQUPTBWCMSMSWTATSPUW6@RM=V:KV USUR4TWNVKSVNQVROSOW@UWJUPVRTNATQURTST AUETJQUSPTRLUITSTSW>URU?TSTW@MR>MQVPO 4(-450"+414(/).45 42(-3,25./.41/05-4+4+/5*/&41/5/,41/.44, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, hükümetin hapishanelerdeki PKK’lıları hasta tutuklu veya mahkum diye çıkarma yoluna girdiğini açıkladı. Değişik yargı paketleri ile hapishanelerdeki KCK’lıların tamamının salındığını kaydeden Destici, "Bir tane bile KCK’lı içeri de kalmadı 511:QOWJUR9RTIJQURTSPUW<ULUSW<ULUSWJVLVLOSVWKVNOSO IVQOSOKHRBW&MWVSPVW<V=TI<VSUQURPUNTW!'WGTSUWKVNOS LV<NMLMSWGTSPUWGTRTWGTQUWJUR9RTIJ;W511:QOWPU?TQBW&TLPT GMSQVROWPVWAONVRV8VNQVRBW,VR>OW=VNUJQURTWTQUWAONVRLVKO GVEVRVLVPONQVRO;W=HQTIQURW@UWVPQTKUQURUW<URWJFRQFWH=URVIK7 HSVWRV?LUSWAONVRLVPONQVROW>URTPUWNVQVSW511:QOQVROWPV ETLPTW<VIJVWJMJMNQMW@UKVWLV<NMLWPTKUWAONVRLVKVWKHQMSV >TRPTQURBWCMWNHSMPVWPVWGTRWVSQVELVWIV?QVLOEW@VDTKUJJUQURB CTRWLMJVGVNVJWIV?QVLOEW@VDTKUJJUQURBW#SFLFDPUNTW>FS7 QURPUWGMSQVROWPVW<VIJVWVPOKQV;WSMLVRVIOKQVWJVLVLOSOWTAURT7 PUSWAONVRV8VNQVRW@UWTAURTPUWGTRWJVSUWGTQUW511:QOWNVQLVKV7 8VNB0WPUPTBWWWWWCC5;WFRLUQTW+JUQ:PUWCFKFNW1VJOQOL: =RH>RVLOWPFDUSQUPTBWCC5W USUQWCVENVSOW%MIJV2VW/UIJT8T; VRVQVROSPVW-IJVSGMQ;W6SNVRV;W%URITS;WVLIMSW@UW3HNVJ:OS KURWVQPO?OWGTRAHNWTQPUSW=VRJTITSUWNVJOQVSWGTSWNTETWVPOSVWJUL7 ITQUSW''WNTETKUWRHDUJWJVNJOBWWWWW3FRNTKU:PUNTWGVDOWLUPKV >RM=QVROW@UWLUPKVWLUSIM=QVROSVWIUIQUSLUNWTIJUPT?TSTWGU7 QTRJUSW/UIJT8T;W01USPTQURTSTWUSWLTQQT;WUSWKURQT;WUSW-IQVLT;WUS PH?RMWHQVRVNWLTQQUJUWKVSIOJLVKVWAVQOEVSW@UWGMWTPPTVQVROSO <URWHRJVLPVWPTQUW>UJTRUSWLUPKVWLUSIM=QVROSVWIUIQUSTKH7 RMLBWCM>FSWHSQVRVW<V@MD;KVSPVE;W8VSPVEWLUPKVWPTKUWI7 UIQUSLTKHRMLBW1USPTWT2VPUQURTKQUWUSWPH?RM;WUSW-IQVLT;WUS KURQTWLUPKVWPTKUWIUIQUSTKHRMLBW(KWUSW-IQVLT;WUSWPH?RM; USWKURQT;WUSWLTQQTWLUPKVWWNTETWCFKFNWCTRQTNW5VRJTIT:SPUS TIJT2VWUJJT?TSPUWCC5:PUWPU=RULW<VGURQURTWKV=VSWLUPKV ETLPTWGMRVPVWKFDQUR8UWNTET;WCC5:KUWNVJOQOKHRBWCVNVQOL KVROSWSUWPTKU8UNITSTDBW,VROSW>9RU8U?TDBWCUSWHWDVLVSW-IQV7 LTWLUPKVWLO;WKURQTWLUPKVWLO;WLTQQTWLUPKVWLOWKHNIV <V@MDWLUPKVIOWLO;W8VSPVEWLUPKVLO;WKVSPVEWLUPKVWLO HQPM?MSVWTEJUWHWDVLVSWNVRVRW@URU8U?TLBW*URNUIT PH?RMQM?V;WPFRFIJQF?U;WPH?RMW<VGURWKV=LVKVWPV@UJWUPTKH7 RMLBWUWCFKFNWCTRQTNW5VRJTITWTATSPUSWUQQURTSTWAUNLUKU AVQOEOKHRMLB0WPTKUWNHSMEJMBW*TAGTRWH=URVIKHSMSWCC5:PU NVREOQONWGMQVLVKV8V?OSOWNVKPUPUSW/UIJT8T;WCC5:STWDVV2V M?RVJLVWKVWPVWKHQMSPVSWP9SPFRLUWKVWPVW<UPU2TSPUS IV=JORLVWVPOSVWKFRFJFQUSW<TAGTRW2VVQTKUJWGVEVROKVWMQVELVDB CC5:KUW<TAWNTLIUWK9SW@UWTIJTNVLUJWJVKTSWUPULUDB CC5:STSWK9SFWPUWTIJTNVLUJTWPUWGMSPVSWJVLW""WIUSUW9S8U RV<LUJQTWQTPURTLTDW@UWPV@VWVRNVPVEQVROLODQVWGTRQTNJUWLTQQT LMJVGVNVJWLUJSTSPUWATDTQLTEJTRW@UWVKSOWKHQPVWKFRFLUKU PU@VLWUPTKHRPMRB0WEUNQTSPUWNHSMEJMBWWWWCC5W@UWHSMS >9SFQWGV?OWTAURTITSPUWHQPM?MWGVDOWNMRMQMEQVROWGTRWJVNOL ETPPUJWHQVKQVROWTAURTITSPUW>9IJURTQLUKUWAVQOEVSQVR HQPM?MSMWT2VPUWUPUSW/UIJT8T;W0CTRTQURTWFQNULTDWFDURTSPU >UALTEJUWPUWGM>FSQURPUWPUWVKSOWHKMSQVROWHKSMKHRQVRBWCTR JVNOLWH=URVIKHSQVRWKV=OKHRQVRBWCTRWJVNOLWPURTSWKV=OQVR 8TSVKUJQURWTEQTKHRBWCTRWJVNOLWIVQPOROQVRW>URAUNQUEJTRTKHRQVRB +SPVSWIHSRVWPVWGMSMWCC5W@UWHSMSW>9SFQWGV?OWTATSPU HQPM?MW6Q=URUSW+8VNQVROWGVEJVWHQLVNWFDURUWGTRWJVNOL NMRMQMEQVROLODQVWTQTENTQUSPTRLUKUWAVQOEOKHRQVRBW*TAGTR CC5:QT;W<TAGTRW6Q=URUS;W<TAGTRW3FRN7-IQVLWQNF8FIF @VJVSOSOS;WLTQQUJTSTSW@UWPU@QUJTSTSWVQUK<TSUWHQV8VNW<TAGTR PV@RVSOEOSWTATSPUWHQLVDBW*TAGTRWCC5:QT;W<TAGTRW6Q=URUSWGTR ETPPUJWHQVKOSOSWTATSPUWHQLVDBWCTDWNMRMQPM?MLMDW>FSPUS GMWKVSVWOIRVRQVW@UWTSVJQVWEMSMWI9KQUPTNBW&TPPUJWNTLPUS >UQTRIUW>UQITSW@UWNTLUWNVREOWKV=OQORIVWKV=OQIOSWCC5 <VRUNUJTWGMSMSWNVREOIOSPVPORBW&TPPUJUWGMQVEVSWKVPV ETPPUJUWGMQVEJORVSQVROSWVIQVWCC5WTQUW@UWHSMSW>9SFQWGV?O TATSPUWHQPM?MWNMRMQMEQVRQVWTQTENTITWKHNJMR;WGMRVKV GMQVEVSQVROSPVWDVJUSWGTDTLWVRVLODPVWKURTWKHNJMRBW*VS>T HKMSMWHKSVLVKVWNVQNVRIVSODWNVQNOS;W<VS>TWJUD>V<OWNMR7 LVKVWNVQNVRIVSODWNVQNOS;W<VS>TWH=URVIKHSMWKV=LVKV NVQNVRIVSODWNVQNOSWGMWCC5:STSW@UWCC5W<VRUNUJTSTSWFD7 URTSPUWJMJLVDB0WT2VPUQURTSTWNMQQVSPOBFRNTKU:STSWUSW9SULQT >FSPULWLVPPUQURTSPUSWGTRTSTSW<FNFLUJTSWA9DFLWIFRU8T HQVRVNWVPQVSPORPO?O;WNUSPTQURTSTWTIUWA9DFQLU;WVKROELVW@U G9QFSLUWIFRU8TWHQVRVNWVPQVSPORPONQVROWIFRUAWHQPM?MSMWVS7 QVJVSW/UIJT8T;W03FRNTKU:KTWK9SUJUSQURT;W3FRNTKU:KTWSVIOQWGTR AONLVDWIHNV?VW>9JFRPFNQURTSUW<U=WGTRQTNJUWEV<TJQTNWUPTK7 HRMDBW*FNFLUJWFKUQURTSPUS;WNVGTSUWFKUQURTSTSWUSWFIJ7 QURTSPUSWPMKPM?MLMDWI9DQURW!W<V2JVWI9DQURWKVQVSQVSLVN KVWPVWKMJMQLVNWDHRMSPVWNVQOKHR)PUPTBW 23 Kasım 2014Perşembe Pazar ubat 2013 Erzurum'da konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Hem yırtık ayakkabıyı giyeceksin, hem de koşup oyunu başka bir yere vereceksin, hayır kabul etmiyorum" diye konuştu &-)S(RORMS5Q>KQOLS2RGQMSS 2LML9JQNE@MIAS1-R8PGPCPOS:7NR;PS;QNA ;QFQOJQ>LOSJQSDENIGMIMI@IS;QN? QFQOJQ>QSDENIGMIMI@IOI 6QFLNMQFLHENIGASQ9SEMQ=QKDLOASQ9LKFQ EMQ=QKDLOASHLNFLKSQHQKKQBLHLS:PHR3 =RKDPOASKE>I8SEHIOISBQ>KQSBPNSHRNR ;RNR=RKDPOAS6QHLNSKQBIMSRFGPHENIG? "HIOIOS8QNFPDPAS6QMKLOS8QNFPDP &IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDPSEMGQK CENIOJQJLN1SJRJP?S2LML9JQNE@MIAS/NCI3 NIGS2<MF<NS$RNKRCP4OJRSB7M:RSPM3 MRNPOSKQFLMLGLHMQSJ<CROMRORO 1(RMR=R@PS5PNMPKFRS2INIHENIC /NCINIGS5IMI>GQDL1SQJML FE8MQOFLJQSHQ8FL@LSKEOI>GQJQA <MKROPOS:RMR=R@PSEMQOS:RO9MRNR POQOJL@LOLS;RS$IDFQ0QS2RGQM *FQF<NK4<OS:<;ROJP@PS:PBP :RO9MRNRS:<;ROJP@POPSD7HMRJP? .RKSIGIJIOIOS:RO9MRN EMJI@IOIOSQMFLOLS9PCRO 2LML9JQNE@MIAS1/DOQ0LSCPHQNRFSRF3 FPK?S5PNS;QFQOJQ>LGLCLOS>I D7C<O<S6P9SIOIFGIHENIG?S4*MFL GPMMRF;RKPMPGPCS;QNASBPCPGSJRNFMRN3 PGPCPSJPMRS:RFPNR=RKSKPGDRSHEKSGIA .<NKPHRS5<H<KS$PMMRFS$R=MPDP4OJR !RJPSKPSPHPAS9EKS:<CRM?S"OMQNLSBRO DR9GRJPGSKPSDPCSDR9FPOPC?S5ROSDPCJRO SHLMSP9POSHRFKPSPDFPHENIG4SJRJPG?S5RO /NCINIG4QS:RMR=R@PGASBROS2QND4Q :RMR=R@PGASBROS,P;QD4QS:RMR=R@PG?S PMRS:PJR=R@PGASBROS.<NKPHR4OPO DENIOMQNLOLS97CR=R@PG?S2ROJP DENIOMQNLGLSJR@PMAS;QFQOJQ>LOSJRNJP@POP 97CR=R@PGASD7CS;RNPHENIGSJRJPG1SP3 0QJRMRNPOPSKIMMQOJL? 2ROJPDPOPOSDQNQHMQNJQ EFINGQHQ=Q@LOLSBRMPNFRO 2LML9JQNE@MIAS>IOMQNLSKQHJRFFPS15PO EJQMLSDQNQHJQSEFINGQKSBROPGSP9PO :<OQ6FLNASPDNQ0FLNAS6QNQGJLN4SJRJ3 PG?S45ROS;QFQOJQ>S:PBPSR;PGJR EFINQ=Q@LGAS6ICINSP9POJR EFINQ=Q@LG?S5ROS6RNSKINI>IO 6RDQBLOLSBISGPMMRFR ;RNR=R@PG4SJRJPG?S5QOQ HRFKPS;RNR=RKDPOSKP >PKQHRFSRJPHENDQOS2R3 GQMS2LML9JQNE@MI4OQ HRFKPS;RNR=RKDPO? PKQHRFRS6QKKLOSHEK? PKQHRFPSBQOQ HQ8LHENDQOASBQOQSHRFKP ;RNR=RKDPO?S,EONQSBRO :RMR=R@PGS7O<ORASHRFKP ;RNJP@POSCQGQOS:RMR=R@PGS;RSE CQGQOSDROPOSDENIOIOIS97CGRJPHDRGASJPHR=RKDPOSKPS4/H 2LML9JQNE@MISDROSBROJROSHRFKPSPDFRJPO?S#RJROSBI DENIOIGIS97CGRHR=RKDPO SJPHRSBQOQSDENQ=QKDLO?S%RFKP ;RNAS:7NSBQKQMLGSBIS<MKRJRSDENIOMQNSOQDLM 97C<M<NG<>?14!E@I4JQAS5QFL4JQAS(<ORHJE@I4JQSORMRN EMIHEN4SJPHRSKROJPDPORSDENIMJI@IOISQOMQFQO 2LML9JQNE@MIAS1+>DPCMPKS;QNASHEKDIMMIKS;QNASDR0QMRFS;QNA FQ>RNEOSP>9PMPKS;QNASRGRKMPS:R9PORGPHEN?S5ROSBIOMQNLO 6R8DPOPSBPMPHENIG?S-R8DPOPOSJRS97C<G<O<SBPMPHENIG? 5INQJQOSD7C<GSD7C?S&IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDP4OPOS:RORM BQ>KQOLSEMQNQKSD7CS;RNPHENIG?S5<F<OS&IG6INPHRFS-QMK )QNFPMPMRNSQJLOQSD7CS;RNPHENIG?S,ROPOSKPGMP@POMRSBPCPG DENIOIGICSHEK?S,ROPOSPOQO=LOMQSBPCPGSDENIOIGIC HEK?S,ROPOSHQ>QGSFQNCLOMQSBPCPGSDENIOIGICSHEK?S5PC3 PGSDENIOIGICASDROPOS9E=I@IOSORJROSP>SBIMGIHENASOR3 JROSP>SBIMQGLHEN?S5ROPGSJRNJPGSEA DENIOIGSE?S5IOQSPOQOGQOLSPD3 FPHENIG?S"SORJROMRSEFINI8A 6R8PGPCSHROPJRO J<><OR=R@PC?SQ8KQGLCL 7O<G<CRSKEHI8ASHROPJRO J<><O<=R@PC1S>RKMPOJR KEOI>FI?3S15PCPGSBPNPO=P JRNJPGPCS6RNKRDPOSP>PSEMQ3 =QK12LML9JQNE@MIASB<F<O HQFLNLGMQNLOS+DFQOBIMSP9PO HQ8LMJL@LOLS;IN:IMQHQNQKA >7HMRSJR;QGSRFFPS1/NCINIG HEKSGIAS,P;QDSHEKSGI !PHQNBQKLNSHEKSGIA 5PO:7MSHEKSGIAS.NQBCEO HEKSGIASPCRSHEKSGI 4-QHLNSHQFLNLGSBI3 NQMQNQS:RNRKSHEK4? #RNRHR S"NQHQ? .<NKPHR4OPOSJRO3 :RDPORSBQKLO?S#<3 0IDIOSHQNLDLOJQO 0QCMQDLS<9ASJ7NF B<H<KSKROFFR ORNRJRHDR?S#R3 JROS*OQJEMI4OIO P9PSBE>QMLHEN 9<OK<SP> BIMQGLHENMQN? 5<H<KSIGIFMQN3 MQSB<H<K >R6PNMRNRS:PJPH3 ENMQN?S#RJRO /NCINIG4JQSP> HEKASORJRO ,P;QD4FQSP>SHEKA ORJROS2QND4FQ P>SHEK S/@RN 8EMPFPKQOLC HQOML>DQSRM3 BRFFRSP>SEM3 GQC?S5I KQJRNPSJR@P>FPNR=R@PC?S-RNKRDPOSBIMIOJI@ISPMJRASJ3 RJRDPOPOASBQBQDLOLOSGRCQNLOLOSEMJI@ISHRNJRSEOQSP> EMQOQ@LSDQ@MQHQ=Q@LC?S5PCPGSBPNPO=PSJRNJPGPCS6RNKRDPO P>PSEMQ=QK?11/0ROJPGAS&IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDPSPKFPJQN EMINDQSB<F<OSDEDHQMSHQNJLGMQNLSKRDR=RK1SH7O<OJRS8NE83 Q:QOJQSHQ8LMJL@LOLSQOMQFQOS2LML9JQNE@MIAS1,QOKPSBRHR3 0ROJPAS=RBPOJROS7J<HENSJQS:PJPO=RS=RBPOJRO 7JRGRHR=RKGP>S:PBP?S,EDHQMSHQNJLGMQNLSDQ@MQHQOSBI GPMMRFPOS;QFQOJQ>MQNLASEOMQNS;RN:PS7J<HENMQNASDROSGQML :7F<N<HENDIO?S*NFQOSKLDGLOLSDEDHQMSHQNJLGSEMQNQK ;RNPHENDIO?S5PCSORSHQ8Q=Q@LCASDEDHQMSHQNJLGMQNLSROSQC PKPSKQFLOQS9LKQNQ=Q@LC1SJPHRSKEOI>FI?15Q>BQKQOS2R3 GQM1SDME:QOMQNLHMQSQNQSQNQSKEOI>GQDLSB7M<ORO 2LML9JQNE@MIAS1MIDQMSJR@RNMRNPGPCRSBQ@MLSBPNS8QNFPHPC? 5QHNQ@LGLCLSDR;PHENICAS;QFQOLGLCLSDR;PHENICAS<MKRGPCP DR;PHENICASPODQOLGLCLSDR;PHENICASKPGMP@PSORSEMINDQSEM3 DIOASPOQO=LSORSEMINDQSEMDIOS6RNS;QFQOJQ>LGLCL KI=QKMLHENIC?S5PCPGSP9POSPODQOS*MMQ64LOSHQNQFFL@LSRO JR@RNMPS;QNMLKFLNS;RSBPCPGSBQ>LGLCLOS<DF<OJRSHRNPS;QNJLN? *HNLMLKAS:QHNLMLKSHEK?S2PGDROPOSKLMLKSKLHQ0RFPHMR I@NQ>GLHENIC?S2PGDROPOSHQ>QGSFQNCLHMQSI@NQ>GLHENICA 6RNKRDPSKI=QKMLHENIC1SP0QJRMRNPOPSKIMMQOJL? 2LML9JQNE@MIASR@RNSBIS<MKRJRS6ICINSEMQ=QKDQS6RNKRDPO P>POPOSEMGQDLS:RNRKFP@POPSBRMPNFRNRKAS15ROPG 9E=IKMI@IGJQASPMK7@NRFPGJRS4%RNMPSGQMLAS.<NK4<OSGQMLA 6RNKRDSBIOISKIMMQOGQML4SJPHRSBPCRS7@NRFPNMRNJP?S2ROJP GQMLGLCLS<NRFR=R@PCASKROJPSGQMLGLCLSF<KRFR=R@PC?S$PM3 MPHRF9PSJR@PMSGPHPCASGPMMPHRF9PMPKSBINQJQOSBQ>MQN? 2Q0QFQD9LML@LSJR@PMJPNSKPSGPMMPHRF9PMPK1SJRJP?S,PHQDRFPO 6QMKQSQJQOGL>MLKSEMJI@IOIOSQMFLOLS9PCROS2LML9JQNE@MIA 1QFQOJQ>SP9POS9QML>Q=QKDLOAS=RBPOSP9POSJR@PM?S5PCPG DPHQDRF9PMRNPGPCSORSHQ8LHENMQNASKROJPMRNPS;RSHQOJQ>MQNL CRO:POSEMIHEN?S%RFGPHENASBPOSEJQMLSDQNQHSHQ8LHENMQN? %RFGPHENASHQOLOQSSEJQMLSR;SHQ8Q=QKMQN?S%QS 9E=I@IOSEMDQSJPHR=R@PGAS6RNSBPNSEJQJQSBPNS9E=I@IO HQFDLO?S"SJQSHEK?S#RSJPHENMQNJLAS4/0ROJPGSBPCS6QMKFQO :RMJPKASHLNFLKSQHQKKQBLSPMRSDPHQDRFRS:PNJPK?4S/GPOSEMIO 6R8DPSHQMQO1SJPHRSKEOI>FI?/NGRORK4FRSFE8NQ@QS;RNPMRO GQJROSP>9PDPS.RC=QOS(7K9R4OPOAS=ROQCRSF7NROPSDLNQDLOJQ HLNFLKSQHQKKQBLMQNLHMQSJPKKQFMRNPS9RKROSBQBQDLSR=R8 (7K9R4OPOS0EFE@NQ0LOLS:7DFRNROS2LML9JQNE@MIA 1.<NKPHR4JRSHQ>QHQOSSGPMHEOSPODQOLGLCQSDRDMROPHE3 NIG?S5IS;QFQOJQ>AS?SH<CHLMLOS.<NKPHR4DPOJRSHQ>LHEN? %LNFLKSQHQKKQBLHLSKPGS:PHPHENASP>FRSBIS;QFQOJQ>S:PHPHEN? ,ROSEOIOSRJRBPHQFLOLSHQ8LHENDIO?S5POSEJQMLSDQNQHSHRF3 GPHENSDQOQ?S?SH<CHLMLOS.<NKPHR4DP?S#RSHQ8LHENMQNA 4*HQKKQBLDLSHLNFLKASKQNQSMQDFP@PSJR@P>FPNRMPGASHRNPORSHROP BPNSKQNQSMQDFPKS;RNPHENMQN?S2IOJINQS;RNGRHPSBPMRSP9MRNPOR DPOJPNRGPHENMQN?S5ROSBIS;QFQOJQ>LOSJRNJPOJRHPGASEOMQN DQNQHSJRNJPOJRMRN?S5ROPGSP9POSBIS;QFQOJQ>S7ORGMPJPNA DQNQHSJR@PM1S>RKMPOJRSKEOI>FI?-R8SBRNQBRN 9QML>Q=QKMQNLOLSKQHJRJROS2LML9JQNE@MIAS1-R8PGPCPO :7NR;PS;QN?SQFQOJQ>LOSJQSDENIGMIMI@IS;QN?SQFQOJQ>Q JQSDENIGMIMI@IOIS6QFLNMQFLHENIG?S*9SEMQ=QKDLOASQ9LKFQ EMQ=QKDLOASHLNFLKSQHQKKQBLHLS:PHR=RKDPOASKE>I8SEHIOI BQ>KQSBPNSHRNRS;RNR=RKDPOAS6QHLNSKQBIMSRFGPHENIG? "HIOIOS8QNFPDPAS6QMKLOS8QNFPDPS&IG6INPHRFS-QMKS)QNFPDP EMGQKSCENIOJQJLN1SP0QJRMRNPOPSKIMMQOJL?)) &" &&%#&#$$%# &!&%#$&$ %" Halkın iktidara güvendiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bugün bile nerede anket yaparsanız yapın yüzde 52'den aşağı değiliz. Demek ki millet bize güveniyor" şeklinde konuştu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecine ilişkin, "Şimdi daha sağlam bir zeminde, daha akılcı ve daha dürüst bir ilişki ile bunu götürmeye çalışıyoruz. Bunu başaracağız. Herkes sabırlı olmalı. Bize güvenmeli. Bizi o yola çıktığımızdan bu yana pek çok siyasetçi suçladı. Hakaret etti ama halk bize güvenini kaybetmedi. Bugün bile nerede anket yaparsanız yapın yüzde 52'den aşağı değiliz. Demek ki millet bize güveniyor" dedi. Kulu Cihanbeyli Yardımlaşma, Kültür ve Çevre Derneği'nin Konya’daki bir otelde düzenlediği Milli Birlik ve Kardeşlik Buluşmaları Programı'nda konuşan Arınç, milletin AK Parti'ye güvenerek oy verdiğini, bu desteklerle 13 yıla 9 seçim başarısını sığdırdığını söyledi. Bugüne kadar yetiştirdiği büyük şahsiyetlerin yanında, ilim, mana, ahlak dünyasına ve birbirinden nadide insanlarla nam salmış Konya'nın tebrik edilmesi gerektiğini belirten Arınç, rahmetli Necmettin Erbakan'dan sonra 2014 yılında Türk milletine çok değerli bir başbakan hediye ettiğini vurguladı.Güvenoyu aldıktan sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Konya'ya geldiklerini anımsatan Arınç şöyle konuştu: "Sayın Davutoğlu mükemmel bir insan. Başbakanlık için ismi geçenlerden birisi de bendenizsem, kendi adaylığı ilan edildiğinde koşup önce tebrik etmiş, 'bana da sorsalardı seni söylerdim. Bu kadar bize zaman kaybettirdi, Tayyip Beyin günahı var' demiştim. Yani, baştan da kim olsun denseydi, biz çok şükür öyle bir eğitimin içinden geliyoruz. Kendi nefsimizden önce daha başarılı insanları her zaman söyler ve tercih ederiz. İnanmış, ahlakı çok düzgün bir insan. Aile hayatı, çocukları, eşi, evlatları çok mükemmel bir insan. Tarih bilincine sahip iyi yetişmiş bir insan. Hayatında batıla yüz çevirmemiş, gözünü oynatmamış bir insan. Daha ne istiyoruz. Bundan daha iyisi olamaz. Dolayısıyla çok önemli bir iş yaptık. Başbakanımızı cumhurbaşkanı yaptı milletimiz. 13 yıldır tek başına iktidar olan partide acaba ne olacak diye herkes merakla beklerken, bir tek şey oldu, çok güzel oldu. Oy birliği ve ittifakla acabaların bile kalmadığı bir süreçten geçtik. Sayın Davutoğlu başbakanımız oldu. Allah bu beraberliğimizi, fedakarlık duygularımızı boşa çıkarmasın."Çözüm sürecine de değinen Arınç, terör örgütü yüzünden geçmişte Doğu ve Güneydoğu'da ne tarım ne de hayvancılığın kaldığını, evlerin yakıldığını, örgütün en büyük zararı Kürt halkına verdiğini ifade etti. Sürecin devam etmesini istediklerini dile getiren Arınç, şöyle devam etti: "Bugün söylediğimiz şey şudur; çözüm süreci devam etmelidir. Biter mi, çok kolay. Bugün bitti dersiniz. Sonuç eski günlere dönüştür. 'Eski günlere razıyız canım' derseniz. Eski günlerden daha kötü olur. Bu ülkenin halkı barış ve huzur istiyor. Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını is- tiyor. Özellikle 6-7 Ekim olaylarından sonra bölge halkı hükümete daha çok güvenmeye, hükümetin bu sürece daha çok sahip çıkmasını istemeye başladı. Sayın Başbakan çok kararlı bir biçimde hükümetimizin tercihini ortaya koydu. Çözüm süreci var diye kanunsuzluk, hukuksuzluk, şiddet olayları devam edemez. Kamu düzenini sağlamak hükümetin birinci önemli görevidir. Hükümetimiz herkesin can, mal, iş emniyetini, nesil emniyetini temin etmek zorundadır. Eğer çözüm sürecinin tarafları, bu eylemlere devam edecek olursa bilsinler ki biz bu işe razı değiliz. Ne kadar yalvarırsa yalvarsınlar önce kamu düzeni sağlanacak. Millet huzur bulacak. Ondan sonra öbür adımları atacağız. Bu sözümüzün tesirli olduğunu düşünüyorum. Kararlı bir davranış. Yoksa, 'biz ne yaparsak yapalım siz bizi hoş görün. Adam da öldürürüz, sokaklarda da yol keseriz. Canımızın istediğini vergi mahkemesine çağırır ver bakalım para deriz. İş makinelerini yakarız. Yolda propaganda yaparız...' Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bunların hiç birisini yapamazsın. Bunların hepsi suç. Bunların hiç birisini yapmayacaksın, çözüm sürecinde de kademe kademe adım adım gideceğiz. Sonucu da örgütün silahtan arındırılması ve !"! $&#%"$%&%% #%" $&$!%" "#%763647!515327$6'547$242,5/4 -63647'6/16(7.5/523,537,+(634636&6176 -67!4-6*03,6107+.+370446/,63715.242' *54535&517('0/74-67.453.2*270037 )/54217 7%5(5/.6*07-+3+7-646&617 N:<FMROGRJROSDENIGMIS&-)S(RORMS5Q>KQO %QNJLG=LDLS.RKPOS5PO:7M'<OSKEENJPOQDHEOIOJQA 7N:<FSFRGDPM=PMRNPOPOSKQFLMLGLHMQSHQ8LMQO FE8MQOFLMQNLOSJ7NJ<O=<D<S+CGPN'JRSEMQ=QK?S/:R 57M:RDP4OJRSBIMIOQOSJP@RNSPMMRNPOS7N:<FSFRGDPM=P3 MRNPASBRMRJPHRSBQ>KQOMQNLS;RSBRMRJPHRSGR=MPD <HRMRNPOPOSJRSKQFLMQ=Q@LSFE8MQOFLHQSR;DQ6P8MP@PSHQ3 8Q=QKSEMQOS&-)S+CGPNS+MS5Q>KQOLS*MPS/O:POA +CGPNSB7M:RSFE8MQOFLDLOLS:RN9RKMR>FPNR=RKS;R :RORMSBQ>KQOLGLCLSQ@LNMQHQ=QKSEMGQKFQOSJEMQHL 6RGS6RHR=QOMLS6RGSJRSGIFMIHIC?SJRJP?!Q6Q 7O=RS*OKQNQAS/DKP>R6PNS;RS(PNRDIO'JQSJ<CROMRORO B7M:RSFE8MQOFLMQNLOLOSBISKRCS+CGPN'JRSHQ8LMQ=Q@LOL ;RS/:RS57M:RDP'OJRKPSJP@RNSPMMRNPOSJRSKQFLMQ=Q@LOL QKFQNQOS+MS5Q>KQOLS/O:POAS!P@RNSB7M:R FE8MQOFLMQNLOJQSEMJI@IS:PBPS+CGPNSFE8MQOFLGLCQSJQ ,QHLOS(RORMS5Q>KQOLGLCS2RGQMS2LML9JQNE@MI KQFLMQ=QKS;RS7N:<FRSDRDMROR=RK?S5ISFE8MQOFLMQNA P9RNPKSPFPBQNPHRS:RORMSGRNKRCPGPCSFQNQ0LOJQOSBRMPN3 MROROSKP>PMRNPOSKQFLMLGLHMQS:RN9RKMR>PHENAS+CGPN B7M:RSFE8MQOFLGLCSJQSBIS>RKPMJRS:RN9RKMR>R=RK? .E8MQOFLHQSKQFLMLGSDQ@MQGQDLSPDFROROS8QNFPMPMRNPG3 PCPS+CGPN'JRSBPCASJP@RNSPMMRNJRSJRS:RORMSGRNKRC3 PGPCSJQ;RFSRJR=RK?S+CGPN'JRSHQ8Q=Q@LGLC FE8MQOFLHQASFE8MQGJQSSBPOSSKP>PSJQ;RFSRJPMR3 =RK?S57M:RSFE8MQOFLMQNLOLOSQOQSQGQ=LAS&-)'HPSPKFP3 JQNQSFQ>LGQKS;RSSDR9PGMRNPORSH7ORMPKS6QCLNMLK 9QML>GQDLSHQ8GQKFLN?S.E8MQOFLHLS2<MF<N8QNKSIQN *MQOLSSOE'MIS6EMJRS:RN9RKMR>FPNR=R@PC?S(RORM BQ>KQOLGLCLOSHQOLDLNQAS(RORMS5Q>KQO HQNJLG=LMQNLGLCS.RKPOS5PO:7MAS5<MROFS.RC=QOS;R ,RH6QOS/NJE@JISJQSFE8MQOFLHQSKQFLMQNQKSBPNRN DIOIGS:RN9RKMR>FPNR=RKMRN?S*HNL=QSJQ;RFMPS7N:<F <HRMRNPGPCJROSPDFRHROMRNAS:7N<>S;RS7ORNPMRNPOP FE8MQOFLOLOSDEOSB7M<G<OJRSP0QJRSRJRBPMR=RKMRN? .E8MQOFLOLOSB7M:RS;RS+CGPNS7N:<F<G<CRSB<H<K GENQMS;RNR=R@PORS6P9SKI>KIGICSHEK?S,QHLOS:RORM BQ>KQOLGLCLOS;RNR=R@PSGRDQMQNS;RS9PCR=R@PSHEM 6QNPFQDLASRGPOPGSKPS:RORMSDR9PGMRNJRS+CGPN'JR 6RJR0MRJP@PGPCSNRKENSEHSENQOLOQSIMQ>GQGLCJQ BPCRS9EKSB<H<KSKQFKLSDQ@MQHQ=QKFLN?SJRJP?&-) (RORMS$RNKRCPSFQNQ0LOJQOSJ<CROMROROSB7M:R FE8MQOFLMQNLOQASB7M:RSKQ8DQGLOJQKPSPMMRNPOSGPM3 MRF;RKPMMRNPAS$%2AS)$S;RS%!2S<HRMRNPASKINIMFQH JRMR:RMRNPASPMSBQ>KQOMQNLASPMSH7ORFP=PMRNPASPM9RS;R BRMJRSBQ>KQOMQNLASBRMRJPHRSBQ>KQOMQNLASPMS;RSPM9R :RO9MPKS;RSKQJLOSKEMMQNLSBQ>KQOMQNLASBRMRJPHRS;RSPM :RORMSGR=MPDPS<HRMRNPSJQ;RFSRJPMPHEN? "#) eylemlerine son vermesi olacak. Ben de bunun içinde yer almış olan tüm kesimleri tekrar hayata döndüreceğim. Yapamazsın. Yaparım. Kanununu çıkardım. Artık kanun dayanağım var. Sonunda inandılar."Milletin çözüm süreci konusunda hükümete güvendiğini vurgulayan Arınç "Şimdi daha sağlam bir zeminde, daha akılcı ve daha dürüst bir ilişki ile bunu götürmeye çalışıyoruz. Bunu başaracağız. Herkes sabırlı olmalı. Bize güvenmeli. Bizi, o yola çıktığımızdan bu yana pek çok siyasetçi suçladı. Hakaret etti ama halk bize güvenini kaybetmedi. Bugün bile nerede anket yaparsanız yapın yüzde 52'den aşağı değiliz. Demek ki millet bize güveniyor" diye konuştu.Arınç kendilerinin de millete güvendiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Peki o insanlarla bu iş ne kadar gider? Gidebildiğimiz kadar gideceğiz. Biz işi kontrol altında tutar ve herkes atması gereken adımları da atarsa bu iş olacak. Efendim sekreterya istiyormuş, istesin. Ne var bunda. Karışlayabileceksek karşılayacağız. Efendim gidenlerin sayısının artmasını istiyormuş. İstesin. Ne var bunda ne zararımız var. Üç kişiye söylemiş olduğunu beş kişiye söylemiş olsun. Aralarına farklı kesimlerden de insanlar girsin. Bunlar suç değil. Vatan hainliği değil. Ne kadar şeffaf hale getirebilirsek, adadan çıkan söz Kandil'de değişiyor mu diye endişe etmeyeceğiz. Bu sayının artırılması bizim aleyhimize değil. Oraya akil insanlardan da iki kişi koysak, gazetecilerden bir kişi koysak, oradan da başka kesimden bir kişi daha koysak onlar da bir şekilde bu sürecin içinde olsalar bence zararı olmaz. Süreci dikkatli ve hassas götürmek zorundayız. Önümüz 6 ay, 7 ay sonra seçim. Mart ayında Türkiye'de seçim dönemi başlar.(AA) SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE [email protected] RASİM KÖROĞLU'NUN YAPAMADIKLARI Aramızdan ayrılan değerli dostum Rasim Köroğlu şiire ve Ozanlık geleneğine çok büyük hizmetleri olan birisiydi. Halk ozanlığını sever ama kendisini hiç bir zaman ozan olarak görmez ve ozanlığı düşünmezdi. Ama ozanları destekler, bilgilendirir, hatta rahmetli Erzurumlu Aşık Reyhani gibi ustaların ellerinden tutar, onlara hizmet eder, onların her istek ve yapmak istediklerine destek olurdu. Bu 61 yıllık ömrüne çok şeyler sığdırdı ama maalesef biraz tembellik ettiği iki konuda yapması gerekeni yapamadan gitti. Bunlardan bir tanesi Türk Halk edebiyatı ile ilgili çalışmasıydı ki, çok önemli bir çalışma olacaktı. Maalesef yapamadı ve öğrendiğime göre bilgisayarındaki göçme nedeni ile bilgilerinin büyük bir kısmının da kaybolduğunu öğrendim. Fakat o harddisk eğer halen muhafaza ediliyorsa o bilgilerin kurtarılması mümkündür ve o bilgiler çok değerlidir. Eğer kurtulabilirse Sevgili dostum Mustafa Ceylan'ın o yarım kalan eseri tamamlama yeteneğine ve bilgisine sahip olduğunu biliyorum ve yapmak için de hazır olduğunu bizzat kendisi bana söyledi. Şimdi inşallah bu bilgiler tekrar kurtarılır ve merhumun yapamayıp yarım bıraktığı bu halk edebiyatı ile ilgili eseri tamamlanır ve Türk edebiyatına kazandırılmış olur. Aslında bazı küçük bilgileri benim yayınladığım Anadolu Sevdasında zaman zaman vermişti. Ama bunlar genel ve temel bilgilerdi ve birer özet şeklindeydi. İkinci yapamadığı ve yarım bıraktığı iş ise Merhum Aşık Reyhani'nin hayatını yazmak, onun eserleri üzerinde çalışma yapmaktı. Maalesef her karşılaşmamızda ısrarla söylememe rağmen, hadi artık şunu yaz, ne yaptın yazıyor musun dememe rağmen yazamadığı bu eserde çok önemli bir eser olacaktı. Aslında Aşık Reyhani ile ilgili epey eser yayınlandığını biliyordu ama merhum Reyhani'yi en iyi kendisi tanıdığı için bu eserlerin zayıf ve yetersiz kaldığını her fırsatta bana ve halk ozanlarına defalarca söylediğini biliyorum Şimdi Aşık Reyhani ile ilgili çalışmalarda zannediyorum bilgisayarında yarım kalmış veya parça parça bilgiler ve dosyalar halinde duruyordur. Bunların ailesi ve oğlu Emre tarafından iyi saklanarak Kadim dostum Mustafa Ceylan'a verilerek bu kıymetli eserinde tamamlanacağını düşünüyor ve umuyorum. Çünkü bazen şaka yollu ya mustafa sana vereyim de şunu sen yaz dediğini de çok iyi hatırlıyorum. Ayrıca vefatından evvel birkaç kez Mustafa Ceylan dostum Rasim Köroğlu'nun hayatını yazmayı istediğini söylediğinde tevazuundan dolayı yo mustafa olmaz dediğini de biliyorum. Fakat kendisi ağırlaşıp hastahaneye yatmadan önce mustafa ile telefonla görüşmüş ve mustafa kendisini razı etmişti. Bu haberi de hemen beni arayarak Mustafa Ceylan bu müjdeyi de vermiş ve çocuklar gibi sevinmişti. Yani şimdi bu güzel eserlerin yayınlanması işi Ailesi ve Mustafa Ceylan'a kalmış bir iş. inşallah kısa zamanda bu eserlerin yayınlandığını görerek hem ruhunu şad etmiş olacaklar, hem de Edebiyatımıza önemli 3 eser kazandırmış olacaklardır. 8 GÜNCEL 23 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe değerlendirdi. İzmir Valiliği’nin yaklaşık 3 milyar lira tutarındaki taşınmazları Hazine ve bakanlıklara devretmesi aleyhine 160’tan fazla dava açtıklarını hatırlatan Kocaoğlu, sürecin devam ettiğini belirterek, kaybetmeleri gibi bir durumun söz konusu olmadığını savundu. Başkan Kocaoğlu, davanın ya Anayasa Mahkemesi’ne kadar gideceğine ya da İzmir Gediz Nehri'ndeki kirlilik GEMA'yı da isyan ettirdi! G ediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma (GEMA) Vakfı Başkanı Şener si Kilimci Göldelioğlu, arıtma tesi orve er yel edi bel n bulunmaya ganize sanayi bölgeleri hakkında suç nehri kirlettikleri gerekçesiyle nı ları cak una duyurusunda bul söyledi. Manisa Barosu Çevre k Komisyonu Üyesi Hasan Nama laaçık ile birlikte gazetecilere malarda bulunan Göldelioğlu, Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne (MASKİ) verdikleri dilekçeyle belediyenin tarımsal sulama konusunda da denetimlere başlamasını talep ettiklerini, sanayi ve evsel atıkların artık i Gediz’e dökülmemesi gerektiğin diz Ge ti. det kay vurguladıklarını l'Nehri Havzası üzerinde Sarıgö en ci'd mir De , en'e nem Me den Manisa'ya ve Kemalpaşa'dan Turgutlu'ya kadar olan bölümlere i atık su kanalı ve arıtma tesisler e ifad i iğin inşa edilmesi gerekt eden Göldelioğlu, Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin bir an önce arıtma tesisi inşaatlarına başlaması gerektiğine dikkat çekti. Göldelioğlu, şunları söyledi: "Arıtma tesisi olmayan belediyeler ve organize sanayi fabrikalarına yönelik suç duyurusunda bulunacağız. Gediz tılNehri'ne hiçbir şekilde atık akı ı ktığ bıra mayacak, nehre atık tespit edilenlerden davacı olacağız. Gediz’in kaynağından çık tığı gibi tertemiz kalmasını istiyoruz" dedi. Manisa Barosu Çevre Komisyonu Üyesi Hasan ı Namak ise kurulu bulunan baz atık su arıtma tesislerinin çalıştırılmadığını da savunarak bunlara yönelik de suç duyurularında bulunmaya hazırlandıklarına dikkat çekti. (AA) Maden ocağı kapanırsa Ermenek batar Ermenek ilçesinde Türkiye'yi hüzne boğan maden kazasının etkisini en derinden yaşayanlar, maden ocağının yakınındaki Güneyyurt beldesi sakinleri. Ekonomik hareketliliğin durma noktasına geldiği beldede başta esnaf olmak üzere hemen herkes, gerekli önlemler alındıktan sonra maden ocaklarının yeniden faaliyete geçmesini istiyor. En önemli geçim kaynağı bölgedeki madenlerde çalışan işçilerin aldığı maaş olan beldede hissedilen acı ve sadece kazanın yaşandığı ocak değil, Cenne Maden Sahası'ndaki diğer 8 maden ocağında da kömür üretiminin durması, belde esnafını iş yapamaz hale getirdi. Belde sakinleri ve esnafın ortak talebi, en önemli gelir kaynakları olan maden ocaklarının kapanmaması. Güneyyurt'un eski belediye başkanlarından Şükrü Arı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bundan sonra ne olacağına hükümetin karar vereceğini söyledi. Arı, "Hükümet bu maden ocaklarını ya kapatacak ya da madenleri düzenli şekilde denetleyip açacak. Zaten açılmazsa bu memleketin hali berbat. Herkes oradan ekmek yiyor" dedi. (AA) Tasarruf dediğin böyle olur Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü yeni kurulan Doğançay Futbol Tesisleri ile Osmangazi Mahallesi’ndeki Araçlar Amirliği’ne su ihtiyaçlarını karşılamak üzere artezyen kuyusu açtırdı. Tesis bakımı ve araç yıkaması için bundan sonra artezyen suyu kullanılarak tasarruf sağlanacak. SONDAKiKA GAZETESİ >> Kocaoğlu: Özel İdare malları davası lehimize sonuçlanacak Kapatılan özel idarelere ait malların paylaşımında yaşanan kriz devam ediyor. Belediyeleri AK Parti'li adayların kazandığı illerde büyükşehir belediyelerine devredilen özel idarelere ait milyarlarca liralık taşınmazlar, CHP ve MHP’nin kazandığı illerde ise Maliye Hazinesi veya bakanlıklara devredildi. Özel idare malları üzerinden en sert tartışmaların yaşandığı illerin başında gelen İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, valiliğin yaptığı devirle ilgili açtıkları davaları Bayraklı Belediyesi suda tasarrufa gidiyor. Geçtiğimiz günlerde hizmete giren Doğançay Futbol Tesislerinin su ihtiyacı vidanjör aracılığı ile sağlanıyordu. Tesisin hem su ihtiyacının giderilmesi hem de tasarruf sağlamak amacıyla bölgede artezyen kuyusu açıldı. 160 metrede bulu- SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI nan su ile saha sulaması yapılacak, soyunma odalarında duş ve tuvaletlerde kullanılacak. ARAÇLAR YIKANIYOR Diğer artezyen çalışması ise Osmangazi Hizmet Binası yanında bulunan Araçlar Amirliğinde yapıldı. 98 metrede bulunan su, 750 litre kapasiteli bir pompa yardımıyla yüzeye çıkartılıyor. Su içinde servis ve otobüslerin de bulunduğu 30 aracın yıkanması için kullanılıyor. ÖNEM VERİYORUZ Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, belediye kaynaklarını en doğru şekilde kullandıklarını ve bu konuya büyük önem verdiklerini belirterek, “Artezyen kuyularından çıkarılan su sayesinde büyük bir tasarruf sağlayacağız. Doğançay Futbol Tesislerin’nden yararlanan çocuklarımız artezyen sayesinde rahat edecek. Belediye araçlarımız yıkanırken de artezyenden yararlanılacak” dedi. (HABER MERKEZİ) Büyükşehir Belediyesi lehine sonuçlanacağına inandıklarını belirterek, “Şu anda bir gelişme yok, bekliyoruz. Şimdi şöyle bir şey var, yasada yapılan değişikliğe göre belli konular dışında yürütmeyi durdurma kararı verilmiyor. Ondan dolayı, yürütmeyi durdurma kararı verilmemesinden dolayı bir şey var, dava kaybetti diye bir şey yok. Dava devam ediyor.” dedi. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 160 DAVA AÇMIŞTI İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU Genel Müdürlüğü, kapatılan İl Özel İdaresi'nin mallarının paylaşımı kararlarının iptali için yargı süreci başlatmış ve idare mahkemelerinde 160'ı aşkın dava açmıştı. Mahkeme süreci devam eden mallar arasında Balçova Termal Tesisleri, Balçova Kaya Termal Otel, Çeşme Turistik Tesisleri, Menemen Soğuk Hava Tesisleri, Menderes Şaşal Kaynak Suyu Tesisleri, Urla İçmeler Günübirlik Tesisleri, Urla Zeytinalanı Tesisleri, Selçuk İl Fidanlığı, Foça Polen Tatil Köyü, Narlıdere Vilayet Ormanı ve Mesire Yeri, Bor- nova Belkahve Atatürk anıtı ve tesisleri, Çeşme Alaçatı Barajı, Bornova Motor Sporları Yarış Pisti, eski Sümerbank Basma Fabrikası, Buca garaj, ambar ve atölye binası, İl Özel İdare hizmet binaları, ilçelerdeki hizmet binaları, Bergama, Menemen ve Tire'deki iş merkezleri, Çiğli Kültür Alışveriş Merkezi, İzmir Engelliler Eğitim Merkezi, İl Özel İdaresi hizmet binası (Tekel), 482 adet lojman, 209 adet kamyon ve iş makinesi yer alıyor. AK PARTİ'Lİ BELEDİYELERE DEVREDİLMİŞTİ Özel idarelere ait mallar, AK Parti'nin kazandığı büyükşehirlerde belediyelere devredildi. Trabzon'da valilik bünyesinde kurulan mal dağıtım komisyonu, özel idareye ait bütün malları AK Parti'li belediyeye devretti. Buna karşılık CHP ve MHP'nin kazandığı illerde ise mallar, Hazine ve bakanlıklara devredildi. İzmir'in CHP'li Büyükşehir Belediyesi'nin yanısıra CHP'li Aydın ve MHP'li Manisa belediyeleri de aynı sıkıntıyı yaşadı. (CİHAN) 9 GÜNCEL 23 2014 Pazar 17 Kasım Şubat 2013 Perşembe Görme engelliler için konan taşların ortasına 'dur' tabelası yerleştirdiler! BURASI Türkiye Zonguldak'ın Zonguldak'ın Ereğli Ereğli ilçesinde ilçesinde yeni yeni yapılan yolda görme engelliler için yapılan engelliler yapılan yolda yolda görme görme engelliler için için yerleştirilen taşların ortasına konan yerleştirilen taşların taşların ortasına ortasına konan yerleştirilen konan 'Dur' yazısı vatandaşların tepkisini 'Dur' yazısı yazısı vatandaşların vatandaşların tepkisini tepkisini 'Dur' Mahalle Muhtarı çekiyor. çekiyor. Elmatepe Elmatepe Mahalle Mahalle Muhtarı Muhtarı Muammer Aslan, görme engelliler Muammer engelliler Muammer Aslan, Aslan, görme görme engelliler için yerleştirilen taşların ortasına için yerleştirilen yerleştirilen taşların taşların ortasına ortasına için konan tabela için 'Fıkra gibi' yorukonan tabela tabela için için 'Fıkra 'Fıkra gibi' gibi' yoruyorukonan munda munda bulundu. bulundu. Ereğli'de Ereğli'de yaz yaz yapımına başlanan Ereğliayında yapımına ayında yapımına başlanan başlanan EreğliEreğliGülüç arasındaki yol çalışmasının Gülüç arasındaki arasındaki yol yol çalışmasının çalışmasının Gülüç sonlarına yaklaşılırken, yüklenici sonlarına yaklaşılırken, yaklaşılırken, yüklenici yüklenici sonlarına firma firma tarafından tarafından yapımı yapımı tamamtamamlanan düzenyan yolun yolun kaldırım kaldırım düzenlanan lanan yan düzenlemesine geçildi. Kaldırım taşlarının geçildi. Kaldırım Kaldırım taşlarının lemesine geçildi. taşlarının lemesine döşeme çalışmaları devam eddöşeme çalışmaları çalışmaları devam devam ededdöşeme erken, erken, kaldırımın kaldırımın orta orta kısmında kısmında da da sarı görme engelliler engelliler için için yapılan yapılan sarı görme sarı taşlar yerine kondu. Ancak yan yol yol taşlar yerine yerine kondu. kondu. Ancak Ancak yan taşlar ile köprü çıkışında sürücüleri ile köprü köprü çıkışında çıkışında sürücüleri sürücüleri ile uyarmak uyarmak için için konan konan 'Dur' 'Dur' tabelasının görme görme engellilerin engellilerin tabelasının taşının tam ortasına konması, taşının tam tam ortasına ortasına konması, konması, taşının SÜT PARASI Sosyal güvenlik sistemimizde düzenlenmiş olan haklardan birini de sigortalılara veya sigortalı yakınlarına ödenen emzirme ödeneği oluşturmaktadır Halk arasında süt parası olarak anılan bu ödeme yeni doğum yapan kadınlara ve eşlerine ödenmektedir.Ancak emzirme ödeneğini almanın bazı şartları da bulunmakta.Peki, emzirme ödeneği nedir, ne kadardır, nasıl alınabilir? Ayrıntılı olarak açıklayalım. neden vatandaşların vatandaşların tepkisine tepkisine neden neden Tabelayı neden görme enoluyor. Tabelayı oluyor. neden görme Tabelayı neden görme enengellilerin taşının ortasına kongellilerin taşının taşının ortasına ortasına kongellilerin konduğuna anlam veremediğini anlam veremediğini veremediğini duğuna duğuna anlam kaydeden kaydeden Elmatepe Elmatepe Mahallesi Mahallesi sakinlerinden Mehmet Emin Ünal, sakinlerinden Mehmet sakinlerinden Mehmet Emin Emin Ünal, Ünal, "Buna bir akıl erdiremedim. Hem erdiremedim. Hem Hem "Buna "Buna bir bir akıl akıl erdiremedim. görme engellilere yol yapmışlar, görme engellilere engellilere yol yol yapmışlar, yapmışlar, görme hem hem de de 'Dur' 'Dur' tabelası tabelası dikmişler. dikmişler. NeNedenini anlayamadım." dedi. Eldenini anlayamadım." dedi. Eldenini anlayamadım." dedi. Elmatepe Mahalle Muhtarı Muammer matepe matepe Mahalle Mahalle Muhtarı Muhtarı Muammer Muammer Aslan ise konuşmasında konan Aslan Aslan ise ise konuşmasında konuşmasında konan konan tabelayı tabelayı 'Temel 'Temel fıkrası'na fıkrası'na benzetti. benzetti. Aslan, "Burası Karayolları'nın yapAslan, "Burası Karayolları'nın yapAslan, "Burası mış olduğu yaya yolu. Burada görmış olduğu olduğu yaya yaya yolu. mış yolu. Burada Burada görgörmüş olduğunuz gibi engelli yolu müş olduğunuz olduğunuz gibi gibi engelli engelli yolu yolu müş var. var. Görme Görme engellilerin engellilerin yolunda yolunda da da var. Yetkililer, 'Dur' tabelası Yetkililer, her'Dur' 'Dur' tabelası tabelası var. Yetkililer, herherhalde gerekeni yaparlar. Temel halde gerekeni gerekeni yaparlar. yaparlar. Temel Temel halde fıkrası gibi. Bu zamanda böyle bir fıkrası gibi. gibi. Bu Bu zamanda zamanda böyle böyle bir bir fıkrası şey şey Türkiye'de, Türkiye'de, hatta hatta dünyada dünyada bir bir ilktir." diye diye konuştu. konuştu. ilktir." (CİHAN) (CİHAN) (CİHAN) Emzirme Ödeneği Nedir? Emzirme ödeneği ülkemizde kısa vadeli sigorta kolları, başka bir deyişle emeklilik değil sağlık hizmeti sağlayan sigorta kollarından olan analık sigortasından yapılan sosyal sigortalar yardımlardan biridir.Halk arasında süt parası olarak yaygınlaşmış bulunan emzirme ödeneği, çocuğu olan sigortalılara belirli şartlarda verilmektedir.Emzirme ödeneği almak için illaki doğum yapan kadının sigortalı olmasına gerek yoktur. Kocası sigortalı çalışan bir ev kadını da emzirme ödeneği alabilmektedir.Kısa vadeli sigorta kolları içerisinde yer alan analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmektedir. Hangi Sigortalılar Emzirme Ödeneği Kapsamında? Emzirme ödeneği 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıları kapsamaktadır.Hukuki tabiri Türkçeleştirecek olursak SSKlı çalışanlar ile BağKurlu esnaflar, muhtarlar, çiftçiler ve şirket ortakları emzirme ödeneği alabilmektedir.4/cliler, yani devlet memurları emzirme ödeneği kapsamında değildir. daha yolun başındayız K ültürel ve mekansal mirasa hak ettiği saygının gösterilmesi ve tarihi yapıların korunmasını teşvik amacıyla Türkiye’de ilk kez İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan ve bu yıl 12. kez gerçekleştirilen “Tarihe Saygı/Yerel Koruma Ödülleri” İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen Ayavukla Kilisesi’nde düzenlenen tören ile sahiplerini buldu. "Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri” sergisinin de açıldığı anlamlı tören "Tulumbacıların" anlatıldığı tiyatral gösteri ile başladı. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sahneye davet edilen seçici kurul üyelerine tek tek teşekkür etti. Kentin tarihi eserlerini korumak ve kentin tarihi değerleri ile ilgili farkındalık yaratmak üzere başlanan bu önemli projeye emek verenleri ve tüm katılımcıları kutlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Bu kentin tarihi değerlerinin büyük bir bölümünü, en nadide olanlarını maalesef kaybettik. Kalanlara şükretmek zorundayız ve onları korumak, gelecek kuşaklara taşımak zorundayız. Biz de bunu belediye başkanlarımızla birlikte gücümüz el verdiğince yapmaya çalışıyoruz" dedi. Tarihi kazılara destek olduklarının ve tarihi ayağa kaldırmak için bir çok çalışma yaptık- larının altını çizen Başkan Aziz Kocaoğlu, Kadifekale etrafının temizlenmesi, tiyatronun kazıya hazır hale gelmesi, Agora'nın İkiçeşmelik ile birleşmesi ve heyelan bölgesinin Uzundere'ye taşınması dahil olmak üzere, 10 sene içinde sadece 270 hektarlık tarihi aks için 350 milyon TL harcadıklarını vurguladı. Sığacık Kale içi evlerini gördünüz mü? Foça'da kale surlarının restorasyonu için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalara da değinen Başkan Aziz Kocaoğlu, "Şu anda bizim desteğimizle süren kale duvarları restorasyonu var. Bir de onun biraz ilerisinde yapılan Beş kapılar restorasyonu var. Yolu düşen olursa gidip ikisinin arasındaki farka bakarsa; tarihe nasıl sahip çıkılıyor ya da tarih nasıl katlediliyor, ikisi birbirinin devamı, orada görmemiz mümkün" dedi. Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu yapılan Seferihisar Sığacık Kale İçi Evleri ile ilgili de bilgi aktaran Başkan Kocaoğlu, tüm İzmirlilerin bu güzel tarihi dokuyu görmesini arzu ettiklerini ifade etti. Konuşmasında İzmirlilerin tarihine sahip çıktığına da vurgu yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Ne mutlu ki, İzmirli hemşehrilerim bizim bu çabalarımızın maddi, manevi arkasında oluyorlar. Türkiye'nin en ileri, en bilinçli insanlarının yaşadığı bu kentte belediye başkanı olmak çok ayrı ve farklı bir önem taşıyor benim için. Daha yolun başındayız. Mümkün olduğu kadar hızlı çalışıp mutlaka bu kentin üzerindeki toprağı silkeleyip onları tekrar eski ihtişamlı durumuna getirmek isteğindeyiz. İnanıyoruz, başaracağız" şeklinde konuştu. Büyükşehir'e övgü Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi, Şehir Plancısı ve Seçici Kurul Başkanı Prof. Dr. Asuman Türkün ise şunları söyledi: "Farklı kategorilerde tanımlanan bu ödüllerin verilmesi, ülkemizde son derece ihmal edilen koruma alanına dikkat çekme konusunda çok önemli bir katkıda bulunmakta. Ve aslında bütün yerel yönetimlere öncülük etme ve bu konuda duyarlılığı artırma misyonuna sahiptir. İzmir Büyükşehir Belediyesi kentin kamusal birliğini oluşturan yapı ve çevrelerini tarihi, kültürel ve sosyal kimlikleriyle bir arada ele almakta ve korunarak geleceğe aktarılması gereken bir zenginlik olarak görmektedir. Bunun Türkiye'de nadir görülen bir koruma anlayışı olduğunu ve örnek alınması gerektiğini ifade etmemiz gerekir." 23 esere ödül Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri’nin 12.’sinde seçici kurul incelemeleri sonucunda, 23 başvuru ödüle değer bulundu. Seçici Kurul ayrıca tarihi mirasın korunduğu ve değerlendirildiği örnek alınacak bir yerleşim olarak gördüğü Birgi’ye “Jüri Özel Ödülü” verdi. Geçtiğimiz sene bu ödül usta edebiyatçı Tarık Dursun K.'ya verilmişti. Diğer kategorilerdeki ödüller şöyle: Tarihi Yapıda Yaşam Kategorisi - Ayşe Adalet Süzer Can Evi (Birgi) - Arife Döner Evi (Birgi) - Füsun & Güven Çağatay Evi (Varyant) - Semer Ustası Kamil Bezcioğlu (Tire) - Nalın Ustası Cemil Tolga (Tire) - Konuralp Dürük Evi (Tire) - Zeliha & Mehmet Çoban Evi (Tire) - İsmail Bilgi Evi (Ödemiş - Bademli) - Aliye & İbrahim Bademci Evi (Çeşme Alaçatı) Tek Yapı Ölçeğinde Koruma Uygulamaları Ödülleri Kategorisi Özgün İşlevin Korunduğu Esaslı Onarım Dalı - Emel Aliberti Evi (Küçükyalı) - Mimari Müellifi Tamer Pakben Tarihi Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Dalında Katkı Kategorisi - A.Munis Armağan Tire ve Ege üzerine hazırladığı tüm yayınları - Yılmaz Göçmen “Tire’nin Yıldızları” kitabı - Tufan Atakişi “Kralın İzmir Günleri” kitabı - Gül Altuna Doyranlı “Elveda İzmir” romanı - Ressam Seha Gidel “Tire Resimleri” - Tiyatro Viya / Kentin Oyuncuları “Tulumbacılar” tiyatro oyunu - Yönetmenliğini Özer Kesemen’in yaptığı “Lübbey'i Bekleyenler” belgesel filmi Tarihi ve Kültürel Miras Konulu Okul Projeleri Teşvik Ödülü - Özel Karşıyaka Piri Reis İlkokulu “Efesten Bir Hikaye: Celcus” ve “Agora'daki Yalıçapkını Arkadaşlarını Arıyor” çalışması - DEÜ Özel 75. Yıl İlköğretim Kurumları “İzmir Kültürümün Aynası Tarihin Duvara Yansıması” çalışması - Naci Şensoy Anadolu Lisesi “Gençlerle Tarih” çalışması - Ayrancılar Ortaokulu “Tarihine Sahip Çık” çalışması - Yaratıcı Çocuklar Derneği “Efes'i Geziyorum” çalışması Jüri Üyeleri “Tarihe Saygı / Yerel Koruma Ödülleri”nin Seçici Kurul Başkanlığını Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi, Şehir Plancısı Prof. Dr. Asuman Türkün yaptı. Asil Jüri üyeleri, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Arkeolog Prof. Dr. Taner Korkut, Dokuz Eylül üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Emel Kayın, Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, Grafik ve Tasarım Bölümü'nden Sanat Tarihçisi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kahyaoğlu, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Bölümü Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi, Yüksek Mimar Kıvılcım Keskiner, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi/ Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı'ndan Şehir Plancısı Uzman Tülin Selvi Ünlü ve Mimar Zübeyda Özkan'dan oluştu. (HABER MERKEZİ) Serap YAŞAR BUZRUL [email protected] TARİHİ yatırımlarda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “12. Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri” sahiplerini buldu. Törende konuşan Başkan Kocaoğlu, "Daha yolun başındayız. Mümkün olduğu kadar hızlı çalışıp tarihimize sahip çıkacak ve mutlaka bu kentin üzerindeki toprağı silkeleyeceğiz" dedi SiYAH MAVi KIRMIZI SARI Kapsama giren sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla emzirme ödeneği verilmektedir. Emzirme Ödeneğinin Şartları Nelerdir? Emzirme ödeneğini alabilmek için: Ruslar istedi, Türk mühendis ıslah etti Antalya'da bir ziraat mühendisi, Rus firmaların talebi üzerine yaklaşık 50 günlük raf ömrüne sahip, tat aroması istenilen düzeyde mor domates geliştirdi. Ziraat mühendisi Yapıcı, "Eflatun, koyu mor oluyor. Renk aldıkça da tatlanıyor" dedi Antalya'da faaliyet gösteren bir tohumculuk firmasının sahibi ziraat mühendisi Büşra yapıcı, Rus firmaların isteği üzerine raf ömrü uzun, tat aroması istenilen düzeyde mor domates üretti. Dolmalık domates, 7 metre boyunda, normal bir fideden daha fazla verim alınabilen domates türlerini geliştiren ziraat mühendisi Büşra Yapıcı, yaklaşık 4 yıl önce Rus firmaların talebi üzerine uzun ömürlü, aroması iyi mor domates üzerinde çalışmaya başladı. Yumuşak olması ve tadı nedeniyle pek tercih edilmeyen mor domates üzerinde ıslah çalışması yapan Yapıcı, geliştirdiği ilk tohumları geçen yıl toprakla buluşturdu. Üretimde verimli sonuçlar alan Yapıcı, talepte bulunan Rus firmaları temsilcilerini Türkiye'ye davet ederek, üretilen mor domatesleri tattırdı. Firma temsilcilerinin domatesi beğenmesi üzerine Yapıcı, bu yıl üretimini artırdı. - "Rengi morardıkça tatlanıyor" Yapıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, albenisi çok yüksek, rafa konduğu zaman dikkat çekici bir domates ürettiğini söyledi. Rusya'da özellikle dış görünüşe önem veren bir pazarın olduğunu anlatan Yapıcı, kendilerinden de mor görünümlü ama raf ömrü uzun domates türü istendiğini belirtti. Bunun üzerinde çalışırken tadının da iyi olmasına özen gösterdiklerini dile getiren Yapıcı, "Domateste hafif morarma başladığı zaman hasat ediyoruz, 4550 gün sonra da yiyebiliyorsunuz. Bu süre zarfında hiç bozulmuyor, her geçen gün daha da morarıyor, çok güzel bir renk alıyor. Eflatun, koyu mor oluyor. Renk aldıkça da tatlanıyor" dedi. - İhracat gelecek yıl kasımda başlayacak Yapıcı, Rus firma temsilcilerin geçen hafta gelerek ne kadarlık alanda tohum üretilebileceği konusunda çalışma yaptıklarını kay- detti. Islah edilen tohumların Türk çiftçiler tarafından gelecek yıl ilkbahar döneminde toprakla buluşturulacağını, hasat edildikten sonra da Rusya'ya ihraç edileceğine dikkati çeken Yapıcı, kendisinin sadece tohumu ıslah etmekle görevli olduğunu, bunu da başardığını kaydetti. İlk ihracatın gelecek yıl kasım ayında başlayacağına işaret eden Yapıcı, ilk etapta haftada bir tır olarak 2016 yılının haziran ayına kadar Rusya'ya mor domates ihraç edileceğini dile getirdi. Üretilecek domateslerin Türk damak tadına uygun olduğunu, bu açıdan iç piyasada da talep edileceğine inandığını ifade eden Yapıcı, "İlk üretimi yaptıktan sonra çevremdeki ev hanımlarına domatesi tattırdım. 10 kadından 9'u tadını çok beğendi. Sadece biri rengini beğenmediği için tadına bakmadı" diye konuştu. - Fiyatını ihracatçı firma belirleyecek Büşra Yapıcı, mor domatesin fiyatının normal domatese göre farklı olabileceğini, fiyatını ise ihracatçı firmanın belirleyeceğini anlattı. Kendisinin sadece tohum fiyatını belirlediğini söyleyen Yapıcı, "Yüzde 100 yerli tohumlarla ıslahını yaptığım için çok yüksek bir fiyat düşünmüyorum. Türk çiftçisine yararlı olmak, çıkarını düşünmek zorundayız. Normal bir domatesin fiyatı ile aynı olacak" diye konuştu. (AA) - Kişinin yada eşinin SSK veya Bağ-Kurlu olarak sigortalı olması, - Çocuğun sağ olarak dünyaya gelmiş olması, - Sigortalıların doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bulunması,şartları aranır. Emzirme ödeneği sağ doğum olması şartıyla her bir çocuk için verilmektedir. Çocuğun sağ olarak doğduktan sonra vefat etmesi halinde dahi emzirme ödeneği alınabilmesi mümkündür. Emzirme ödeneği doğum sonrasındaki her ay için verilmez; yalnızca her doğum için bir kez verilmektedir.Bağ-Kurluların emzirme ödeneği alabilmesi için GSS dahil tüm prim borçlarını kapatmış olmaları zorunludur, borçları varsa ödenek alamazlar.Emzirme ödeneği yalnızca aktif olarak çalışan sigortalılara verilmez, işten ayrıldıktan sonra belirli bir süre daha bu hak korunur. Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan işten çıkanların, sigortalılığın son erme tarihinden başlamak üzere üç yüz (300) gün içerisinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya eşi analık sigortalı erkek, doğum tarihinden itibaren önceki on beş ay içerisinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlandırmaktadır.Hem doğumun 300 gün içinde olması hem de doğumdan önceki on beş ayda 120 gün aranması şartları bir arada gerçekleşmelidir.Emzirme ödeneğine müstehaklığın tespitinde hizmet süresinin hesabında dikkate alınmayacak süreler 5510 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde belirtilmiştir. SGK’ya Başvurmak Gerekiyor Emzirme ödeneği otomatik olarak ödenmez. Yani doğumun gerçekleşmesi ile SGK adınıza otomatik olarak emzirme ödeneği göndermez. Emzirme ödeneği alabilmek için dilekçe ile SGK’nın sigortalının son hizmetinin geçtiği Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü yada Sosyal Güvenlik Merkezi’ne başvurmak gerekir. Başvuru sırasında çocuğun doğum belgesi, evlilik cüzdanının fotokopisi ve bebeğin doğum tarihi itibariyle sigortalıya ait 120 gün hizmet süresi bulunduğunu gösterir vizite kağıdının verilmesi yerinde olacaktır. Parayı Almak İçin Son Beş Yıl ÖnemliEmzirme ödeneğini yalnızca yeni doğum yapanlar almaz.Son beş yıl içerisinde doğum yapan kadınların SGK’ya başvurarak süt parası isteme hakkı vardır.Zira sosyal güvenlik sistemimizde emzirme ödeneği doğum tarihinden itibaren beş yıl içerisinde istenilebilir. SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> Özcan PEHLİVANOĞLU [email protected] https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU LİDERİ ANLAMAK YADA ANLAYAMAMAK ! Toplumların kimliklerinin oluşumunda ve kaderlerini belirleyecek karar verme süreçlerinde, siyasal liderlik hayati öneme sahiptir. Politik psikoloji açısından ortaya konmuş teori ve gözlemlerin coğunluğu, bize kriz zamanlarında kitlelerin liderlere bağımlığının artacağını söylüyor. Bu dönemlerde siyasal liderliğin önemi ve etkinliği, yalnızca ülke için değil aynı zamanda milletlerarası ilişkiler bakımındanda fevkalade önemli bir hale geliyor. Böyle dönemlerde yani kriz zamanlarında, liderler kendi düşüncelerini hayata geçirebilmeleri için desteklenmeli ve cesaretlendirilmelidir. Bir davaya baş koymuş olan lider, dünyada olup bitenleri, kendi inanaç ve düşüncelerine göre izler. Böyle bir lider, olan biteni seçkin gördüğü bakış açısı ile değerlendirir. Bu tavırlarınıda kolay kolay değiştirmez. Bu davranışlarını, kendileri ile siyaset yapacak yol arkadaşlarını seçerkende sürdürürler. Buradaki öncelikli husus, sadakattir... Liderin toplumu yatıştırıcı ve uzlaştırıcı özelliklere sahip olması gerekir. Ayrıca demokratik değerleri benimsemiş olan lider, uzlaşmaya, koalisyona, pazarlığa ve paylaşmaya açıktır. Lider aynı zamanda, iç ve dışta meydana gelen olaylara, güncel değil kolay kolay değişmeyen geniş bir perspektifle ve genel politikadaki önceliklerine göre bakar. Bu açılardan kısıtlanmayı kabul etmez ve aksine bunu, üstesinden gelinmesi gereken bir engel olarak görür. Türklerde liderlik denilince, aklımıza gelen ilk hususlardan biri, bu liderliğin “uhrevi” olduğu yönündeki düşünce yapımızdır. Yani Atatürk başta olmak üzere liderliğin nasip işi olduğu, Türk toplumunda çoğunlukla kabul görür bir inanıştır. Buna bağlı olarakta, lider merkezli bir itaat kültürümüz mevcuttur. Yani liderliğe atfedilen uhrevilik ve itaat, Türk toplumunu hedefe taşıyan bir anlayıştır. Türk Milliyetçiliğinin filizlenmeye başladığı Osmanlı’nın son zamanlarında bile, bir çok yazar ve düşünür, itaat kültürümüzün bir örneği olarak devlete ve padişaha karşı gelmemeyi eserlerinde işlemişlerdir. Hatta Ülkücü Türk Milliyetçisi olarak nitelediğimiz hikayeci Ömer Seyfettin; “Ferman” adlı hikayesinin kahramanı Tosun Bey’e annesi, yaşamı boyunca iki şeye yani padişaha ve devlete karşı gelmemesini öğütler. Türkler, liderlerinden aynı zamanda babalık beklerler. Belki de zaman zaman devlet kavramı ile liderlik iç içe geçmekte ve her ikisi de milletin babası olarak kabul görmektedir. Hatta Prof. Dr. Osman Turan “Hakanların babalık vazifeleri” olduğu sonucuna varmıştır. Lider, yeniliklere ve paylaşmaya açıktır. Önemli olan liderin, bu özelliklerini görebilmemizdir. Bunlara ilaveten daha çok şey söylenebilir. Bütün bunları yazmamızın nedeni şudur: Türkler ve Türkiye, geriye dönüp baktığımızda bir çok kez olduğu gibi yine Sır’at Köprüsü’nden geçmektedir. Bu köprüden geçişin zor olduğunu bilmeyenimizde yoktur. Bu sebeble Türk Milleti, kendisini bu köprüden geçirecek liderini, iyi ve çabuk seçmelidir. Ülkemiz için Akp iktidarı sürdüğü müddetçe iç çatışma ve bölünme beklentileri çok büyüktür. Onun için Haziran 2015 seçimi, Türk Milletince başarı ile atlatılmalıdır. Seçtiğimiz lidere bu süreçte inanılmalı ve onun ortaya koyduğu politikalar ve stratejiler iyi izlenerek, takip edilmelidir. Lider hiç bir zaman boş yere ve nedensiz eleştirilmemeli ve yıpratılmamalıdır. Şahsi nedenler ve menfaat beklentileri yüzünden yapılan haksız nitelendirmeler, Türk Milletinin istikbaline olumsuz olarak etki edecek yani çocuk ve torunlarımızın yaşamını zindana çevirecektir. Eğer lideri anlayamıyor ve yaptıklarını değerlendiremiyorsanız, en azından susarak yani sükutla destek veriniz. Türk Milleti bu meyanda süratle iç çekişmelere, boş tartışmalara, gıybete, dedikoduya son vermeli ve lider etrafında birlik ve beraberlik görüntüsü çizmelidir. Unutmayın ki; siyaset dünyanın en zor zanaatıdır. Siyaset santrancı ise herkesin bilip anlayabileceği ve oynayabileceği basit bir oyun değildir. Eğer bunu kabul ediyorsak, bizim için mücadele eden bu takımın kaptanı ve oyuncularını, boşu boşuna yerden yere vurmayalım. Benim liderim Devlet Bahçeli ve partimde MHP... Niye yazının sonunda bunları belirtiyorsun derseniz, lafı da topu da ortada gezdirmeye hiç gerek yok. Sıkıntı büyük, bende sizlere bu vesile ile bir çözüm yolu göstermek istiyorum. Bunu da açıkça söylüyorum. İvedi olarak lideri; ya anlayalım ya anlayalım! 10 DENİZLİ HABERLERİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 Kasım 2013 2014 Perşembe Pazar 971Şubat BAŞKAN GÜRLESİN, ÖĞRETMENLERLE BİRARAYA GELDİ Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, okul yönetimi, veliler, öğretmenler ve öğrencilerle bir araya geldiği programda, eğitime verdiği desteklerden dolayı bir de plaket aldı B aşkan Gürlesin, Başkan Yardımcıları Selim Arkan, Fahrettin Göksu, Veli Demir ve Abdullah Sevinçli’yle birlikte Cafer Sadık Abalıoğlu Orta Okulu’nda düzenlenen programa katıldı. Toplantıya, İlçe Milli Eğitim Müdürü Reşat Erdoğan, Anafartalar Mahalle Muhtarı Ekrem Demir, Okul Müdürü Hasan Hüseyin Hançar, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda öğrenci velisi katıldı. Programda, okul aile birliğinin yeni yönetimi de belirlendi. Başkan Gürlesin, burada öğretmen ve öğrenci velilerine hitap etti. Belediye denilince akla alt yapı ve üst yapı gibi çalışmaların akla geldiğini kaydeden Başkan Gürlesin, konuşmasında şöyle dedi: ‘Belediyeler, bunlara ek olarak eğitime de gerekli desteği vermelidir. Eğitim bizim için ayrı bir önem taşımaktadır. Geleceğimiz olan çocuklarımızın ve onları geleceğe hazırlayacak öğretmenlerimizin sağlıklı ortamda çalışmaları gerektiğine inanıyoruz. Okulumuza da peyzaj ve çevre düzenleme ile güvenliğini artırılması amacıyla duvar üzerine tel örgü yapılması şeklinde destek verdik. Eğitim yuvalarımız bizim önceliklerimiz arasında yer almaktadır ve eğitime pozitif ayrımcılık yapmaya devam edeceğiz. Camilerimiz de pozitif ayrımcılık yapacağımız yerlerden biridir. Bu ayrımcılığı sözde değil bugüne kadar yaptıklarımızla yerine getirdiğimizi ve yerine getirmeyi sürdüreceğimizi gösterdik. Anafartalar Mahallesi’nde sadece bu okulumuzda değil 3-4 okulumuzdan gelen talepleri karşıladık. Bunları niçin anlattığımı söylemek istiyorum. Halkın gözünde siyasetçiler genelde dilde konuşur. İcraat noktasında ise tamam denir ancak bazen işler yarım kalır. Bizler, sizin bildiğiniz o siyasetçilerden değiliz. Biz çar da bir konuma yaptı. Ardından Müdür Erdoğan, Başkan Gürlesin’e eğitme verdiği desteklerden dolayı plaket takdim etti. Okul Müdürü Hançar da Muhtar Ekrem Demir’e desteklerinden dolayı plaket sundu. söz verdiğimiz taktirde, gelen talepleri öncelik sıralamasına koyup ardından uygulamaya geçeriz. Bundan dolayı verdiğimiz sözü bu okulumuzda da yerine getirdiğimiz için mutluyum.’ Programda ayrıca İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdoğan ile Okul Müdürü Han- -İLK DEFABaşkan Gürlesin, programın sonrasında okulda görev yapan öğretmenlerle bir araya gelip, Görüş istek, beklenti ve önerilerini aldı. Yaklaşık 1 saati aşkın süre devam eden birliktelikde, öğretmenlerin ve eğitimde karşılaşılan sorunların çözümü enine boyuna ele alındı. Bazı öğretmenlerin ilk defa bir siyasetçinin okula gelip öğretmenlerin sorunlarına bu denli içtenlikle eğildiğini bildirmesi öne çıktı. Başkan Gürlesin’in gerek okul, gerek öğrenci ve gerekse öğretmenler için bir şey yapmamış olsa bile böyle bir organizasyonla öğretmenleri dinlemesinin her türlü takdirin üzerinde olduğu, öğretmenlerce ifade edildi. Başkan Gürlesin de, öğretmenlik mesleğinin önemine işaret ederek, ‘Sizler kutsal bir görevi yerine getiriyorsunuz. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlerimiz sizlerin ellerinde şekilleniyor. Bizler de aydınlık yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımız ve siz değerli öğretmenlerimizin beklentilerini karşılamakla yükümlüyüz. Bu vesileyle yaklaşan öğretmenler gününüzü de kutluyor, tüm öğretmenlerimize kutsal görevlerinden dolayı sonsuz teşekkür ediyorum’ dedi. (HABER MERKEZİ) TÜRKİYE !NOVASYON HAFTASI FİNALİ 4-5-6 ARALIK’ta İSTANBUL’da… E Denizli Ticaret Odasından Pamukkale Belediye’sine ziyaret Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer ve Yönetim Kurulu Üyeleri Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Güresin’i makamında ziyaret etti. Denizli için yapılan çalışmalar ve belediye hizmetlerinin konuşulduğu ziyarette Başkan Özer “Yeni kurulan belediye olan Pamukkale Belediyesinin ’de, güzel çalışmalar yaptığını görüyoruz. Fakat hangi belediyenin hangi hizmetleri verdiğini, bizler başta olmak üzere vatandaşlar pek idrak etmiş değil. Bu sebeple önümüzdeki günlerde Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Merkezefendi ve Pamukkale Belediyesini sırayla Odamıza davet edip komite ve meclis üyelerimizi bilgilendirmek isteriz. Denizli Ticaret Odası olarak sizlerle Denizli’miz için işbirliği yapmaya hazırız” diye konuştu. Denizli Ticaret Odasının ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Gürlesin “Denizli için birlikte hareket ediyoruz. 30 Martta Büyükşehir olmamızın ardından Merkezefendi Belediyesiyle birlikte yeni belediye olarak görev yapmaktayız. Tabi yeni kurulan bir belediye olmanın zorlukları oluyor. Ama hepsini yakın bir zamanda aşacağımıza inanıyorum. Bu süreç tam olarak oturana kadar Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarından ve deneyimlerinden bizlerde yararlanıyoruz. Özellikle bu aşamada sivil toplum kuruluşlarının da desteğine ihtiyacımız var. Öncelikle var olan mevcut sorunları çözmeye yönelik çalışıyoruz. Ardından yeni çalışmalar yapacağız. Bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor” diye konuştu. (HABER MERKEZİ) konomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi işbirliği ile düzenlenen, Türkiye’de inovasyonun önemini anlatmak ve inovatif çalışmaları desteklemek için gerçekleştirdiği Tükiye !novasyon Haftası’nın Finali 4-5-6 Aralık’ta İstanbul Kongre Merkezi Harbiye'de gerçekleşecek. Etkinlik süresince birbirinden ünlü ve uzman yabancı ve yerli isimlerin konuşmacı olacağı Türkiye İnovasyon Haftası 2014 İstanbul'da bu yıl Hollanda da "partner ülke" olarak yer alırken, Arçelik, Sabancı Holding, Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Türk Hava Yolları (THY) stratejik ortaklar olacaklar. Çarpıcı konferansların yanında Türkiye-Hollanda İş Forumu, B2B organizasyonları ve Hollandalı firmaların çalıştayları da sizlerle birlikte olacak. Türkiye !novasyon Haftası Lansmanında konuşan Tim Başkanı Mehmet BÜYÜKEKŞİ, inovasyonla büyümeye büyük önem verdiklerini belirterek; “İzmir, Ankara ve Gaziantep’te gerçekleştirilen, yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı Anadolu turunun ardından, İstanbul’da yapılacak etkinliğin önemine işaret etti. Son 3 yıldır inovasyon konusunda Türki- ye'de bir farkındalık yaratmaya çalıştıklarını ve bunu başardıklarını belirten Büyükekşi, İstanbul'un 2014'ün final etkinliği olacağını” söyledi. Denizli’de katıldığı bir programda konuşan Denizli İhracatçılar Birliği ve TiM Başkan Vekili Süleyman KOCASERT ise, “ihracatımızın çok üreterek neredeyse geleceği en son noktaya ulaştığı kanaatindeyim. Bundan böyle marka ürünler üreterek, katma değeri yüksek ürünler üreterek 2023 500 Milyar Dolar ihracat hedefimize ulaşmamız mümkün; bunu da inovasyon ile gerçekleştireceğimizi düşünüyorum. Biz bu düşüncelerle inovasyona yöneldik ve her yıl daha iyiye gittiğimizi düşünüyoruz. Türkiye İnovasyon Haftası’nın Finalini bu yıl 4-5-6 Aralık tarihinde İstanbul’da gerçekleştireceğiz” diyerek inovasyona verdiği değerin altını çizdi. Türkiye’nin geleceğini inşa etme adına birçok inovasyon gurusu ile çok sayıda üst düzey yönetici ve yönetici adayını bir araya getirecek etkinliğin kayıtları başladı. Etkinliğe katılım ücretsiz olup, www.turkiyeinovasyonhaftasi.com sitesinden online başvuru yapılması zorunludur. (HABER MERKEZİ) SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 23 Şubat Kasım2013 2014Perşembe Pazar 17 "Al lafı koy rafa" modeli siyaset söylemleri üzerine Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Bazen akıllıca söylenmiş bir söz bütün safsataları sona erdirir... Buna bir örneği CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Hürriyet'e verdiği demeç karşısında CHP'nin İzmir Milletvekili Rıza Türmen'in gösterdiği tepki ile verebiliriz. Kılıçdaroğlu Hürriyet'te yayınlanan demecinde şöyle konuşmuştu: "- MİT'in içinde bir grubun sadece CHP için görevlendirildiğini biliyoruz. CHP içinde karışıklık çıkarmak ve daha bir sürü başka şey için yapıldı bu görevlendirme." Kılıçdaroğlu'nun bu iddiasını CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Meclis'te basın mensupları ile konuşurken şöyle yanıtlamış: "- Biz zaten yeteri kadar karışığız. MİT'e ihtiyaç var mı bilmiyorum. Demek ki MİT yapıyormuş..." MİT'in diğer projeleri Bereket Türmen bu kadar konuşmuş... Ya şunları da söyleseydi? - Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanı yapan ve Baykal'ı deviren kaset komplosu da mı MİT'in CHP'yi karıştırma projesinin bir parçasıydı? Yahut Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Tayyip Erdoğan'ın karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarmak da mı MİT'in bir projesiydi? Bu tür soruları sonsuza kadar sürdürmek mümkündür. Ama doğru olan galiba CHP'yi kendi haline bırakmaktır. Çünkü bu köklü partinin günün gerçeklerine uyarlı siyaset üretmesi pek mümkün görünmüyor. Bunun için gerekli birikimli kadrolar da, toplumun ufkunu açacak yeni bir vizyon da, şu anda CHP'de yer bulamıyor... İktidar kanadından gelen her açıklamaya laf yetiştirmek, her konuyu ak ile kara arasında sıkıştırmak ve "Çözüm Süreci" gibi bir konuda bile ikircikli davranmak, bugünün CHP'sinin siyaset tarzını yansıtıyor. Uzaktan izliyor Kılıçdaroğlu'nun Çözüm Süreci hakkında Hürriyet'e söylediklerine bakın... Sanki bu süreç CHP'nin uzaktan izlediği ve kendisini pek ilgilendirmeyen bir dedikodu konusu gibi değil mi? SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI "- PKK'nın silahlara veda etmeyeceğini herkes biliyor. Dolayısıyla o tartışmanın hiçbir anlamı kalmamış oluyor. Kandil'deki yetkili 'Biz silahları bırakmayacağız' dedi. Türkiye'ye karşı silah bırakılacağı da söylenmiyor. Aksine 'Silah bizim gücümüzdür. Silah elimizde oldukça, masada daha güçlü oluyoruz' diyorlar. Bunu da kanıtladılar." Bari sussalar... "- Kobani olaylarında hükümet koşa koşa gitti, İmralı'dan olaylara müdahil olmasını istedi. O da gereğini yaptı. PKK'nın kongre kararıyla da silahlara veda edeceğini sanmıyorum. Selahattin Bey'in (Demirtaş) yaptığı açıklamalar, HDP, Kandil ve İmralı hattında sorun olduğunu gösteriyor. Sorunun temelinde ise anlaşılıyor ki görüş birliğinin olmaması var." Melih Altınok'un Türkiye'deki köşesinde ileri giden HDP'lilere verdiği öğütte, CHP'nin konumu ne kadar açık belirtilmişti: "Özetle bazı HDP'lilerin tek yapması gereken şey, CHP kadar destek vermedikleri sürece hiç olmazsa MHP kadar karşı olmamak. Bir şey yapmadan sadece durmak ya da illa bir şey söyleyeceklerse de, Kandil yerine İmralı'ya kulak vermek." 22.11.2014 Abdurrahman DLPAK YENİ AKİT GAZETESİ Tepki yasaları hukuk olmaz, adaleti sağlamaz HSYK seçimlerinin sonuçları “bizim cenah”ta heyecanlarını “paralel” söylemiyle diri tutanlara “zafer naraları” attırsa da, durum o kadar da iç açıcı görünmüyor. Hani “paralel yapı kaybetti, Hükümet kazandı” deniyor ya, siz buna o kadar da inanmayın. Eğer “paralel yapı”dan kasıt “Gülen Cemaati” ise, evet doğrudur, onlar kaybetti. Ancak kazananın “AK Parti Hükümeti” olduğunu söylemek için henüz erken. Çünkü Gülen Cemaati’nin oluşturduğu “paralel yapı” kaybetmiş de olsa, “başka bir paralel yapı”nın kazandığına dair “ciddi emareler/veriler” var. Gerçi “yeni seçilen üyelerin profili”ni bilmediğimden (bu konuda Ali Karahasanoğlu’nun dünkü yazısını okuyunuz), kimseyi bir şeyle itham edecek değilim. Ancak “Laik-Kemalist derin yapı”nın sözcülerinin “sevinç çığlıkları”nı da yabana atmamak lazım. Doğu Perinçek’i bilirsiniz. İslam’a ve müslümanlara bakışını da... Hapisten tahliye edildiği gün, “kınından çıkmış kılıç gibiyiz, göreve hazırız” diye belli çevrelere mesaj yollayan bu şahsın ettiği lafları bir hatırlatayım da görün: “Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız.... Türkiye’yi bölenlerin iktidarını yıkacağız.... Tayyip Erdoğan’ların, Fethullah Gülen’lerin, Abdullah Gül’’lerin iktidarını yıkacağız.... Bu manzara dervişler, müritler, tarikatlar manzarası, bunların hepsinin kökünü kazıyacağız.... Atatürk devrimlerini kesin hedeflerine ulaştıracağız....” İşte böyle. Detayları bu köşede 12.03 2014’te yazdığım “Heey müslüman! Kimlerle aynı saftasın?” başlıklı yazıda okuyabilirsiniz. Şimdi, bizim cenah “Hükümet kazandı” diyor, ama “yeni HSYK’ya kefil olduğunu ilan eden Doğu Perinçek”, HSYK seçimlerinin sonucu hakkında bakınız neler diyor: “HSYK seçimlerinde Cumhuriyet yargısı kazandı. Türk Devrimi’nin büyük Adliye Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un hakimleri ve savcıları kazandı. Seçilen yargıçların ve savcıların, hükümetin emrinde olmayacağı garantisini ben veriyorum. Hepsi pırıl pırıl Cumhuriyet yargıçları. Ergenekon şüphelisi hakimimiz Metin Yandırmaz 5836 oy aldı.... Seçilen yargıçlar ve savcılar, gerekirse Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişiyi Yüce Divana götürebilecek vicdana sahipler. Seçilen yargıçlar ve savcılar, Başbakanlık koltuğunda oturan insanları yargı önüne çıkartacak adalet duygusuna ve bilince sahipler. Yargıda Birlik Platformu Başkanı Sayın Abbas Özden,İşçi Partisi’nde yapılan aramaların yasadışı olduğunu saptamış ve soruşturma açmıştır. Sayın Abbas Özden diyor ki: “Biz Atatürk’ün resimlerini öpe öpe büyüdük.” ....Yurttaşlarımızın gönlü ferah olsun.” Çocuklar, öğretmenler ve bitmeyen sorunlar... Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle, son birkaç gündür çocukları konuşuyorduk. Pazartesiden itibaren de öğretmenleri konuşacağız... Çocuklar geleceğimiz, öğretmenler de geleceğin mimarları. Yani toplumda en fazla değer görmesi gerekenler. Peki, hak ettikleri değeri görüyorlar mı? Evet demek o kadar zor ki, sadece özel günlerde hatırlanıyorlar o kadar... Çocuk olmak = eziyet Sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde çocuklar ya savaş ortasında ya da açlık sınırında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. İşte bu koşulları ortadan kaldırmak ve onlara daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi, Türkiye de dahil, 193 ülke tarafından kabul edildi. 1990’da bizim de imzaladığımız bu sözleşme toplam 54 maddeden oluşuyor. Taraf ülkeler bu sözleşmeyi hazırlarken çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini kabul ettiler. Ayrıca çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliğini savundular. Sözleşmede yok ama o dünden bugüne göreceli değişikliklerin ötesine geçildiğini söylemek abartı olur... Bayramız var ama! Çocuk Bayramı olan tek ülkeyiz diye sürekli gururlanıyoruz. Yalan değil. Evet, çocuk bayramı olan tek ülkeyiz. Peki, aynı zamanda, çocuğa hak ettiği değeri veren bir ülke miyiz? İşte bu soruya evet demek mümkün değil. Araştırmalara bakılırsa, en azından bazılarımıza göre, halimiz hiç de fena değil. En azından komşularımıza göre daha iyi durumdayız. Ama çocuklar için aynısını söylemek o kadar da kolay değil! Okulda olması gerekirken, pek çoğu okulda değil sokakta. Çocuk evliliklerin oranı olağanüstü düzeyde. Çocuk işçilerin sayısı her geçen gün artıyor. Eğitim onlar için bir keyif değil, eziyet. Yarış atı gibi bir sınavdan çıkıp, diğerine koşturuyorlar. İlgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim gören yok denecek kadar az. Onları ne kadar çok sevdiğimizi, onlara ne kadar önem verdiğimizi bıkmadan, usanmadan anlatmaya devam ediyoruz. Ama çocuk da olsalar artık onlar da kanmıyor. Lafa değil kendileri için yapılanlara bakıyorlar. Devletin çocuklara bakış açısında iyileşme yok mu, elbette var. Aileler, eskiye oranla çocuklarıyla daha az mı il- gileniyor? Elbette hayır. Pozitif yönde fazlasıyla gelişme var. Ama hâlâ hak ettiklerinin çok uzağındalar... Öğretmenler mutlu mu? Her ne kadar fazlasıyla sıkıntıları olsa da görevde olan öğretmenler en azından mesleklerini yapmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Ama atama bekleyenler için aynı sözleri söylemek mümkün değil. Sıkıntılılar hem de çok sıkıntılılar. Eğer onlara 24 Kasım’da gerçek anlamda bir müjde vermek istiyorsak, şubatta ciddi anlamda bir atama yapmak yeter de artar. Daha da önemlisi, şubat atamasına onlar kadar devletin de gereksinimi var. İşte gerekçeleri: 1. OECD ve Avrupa normlarına göre yüz binlerce öğretmene ihtiyaç var. 2. Aralıkta 20 bin öğretmen müdür ve müdür yardımcısı olacak. Yasal olarak ders veremeyecekleri için yeni ihtiyaçlar oluşacak. 3. Şubatta, her yıl olduğu gibi eş durumu ya da özür grubu tayiniyle öğretmenler batıya gelecek, doğu ve güneydoğu boşalacak. 4. Liselere bu yıl 1 milyonun üzerinde kayıt gerçekleşti ve öğretmen ihtiyaçları eylül atamasından sonra belirlendi. Bu yüzden liselerde binlerce öğretmene ihtiyaç var. 5. Şubatta binlerce öğretmen emekli olacak. 6. Şubat ayı geldiğinde her yıl olduğu gibi ücretli öğretmenlerin çoğu KPSS’ye hazırlanmak için iş bırakacak... Bu arada, görevdeki öğretmenlere de bir maaş ikramiye de hiç fena olmaz... Özetin özeti: Çocuklar da öğretmenler de laf yerine icraat bekliyor. 22.11.2014 Gördünüz mü? Kimse erken havalara girmesin, zira eğer Doğu Perinçek kefil oluyorsa, vay halimize! Eğer hal böyleyse, gün gelip, bugün “paralel yapı” diye bir an önce kurtulmak istediğiniz Gülen Cemaati yandaşlarını mumla ararsanız, hiç de şaşırtıcı olmaz. Zira yeni “yapı”, güçlü bir organizasyonal yapıya sahip oylan Gülen Cemaati yandaşlarını bürokrasiden ayıkladıktan sonra, gücü (tek)ellerine almış olacaklarından, “Laik-Kemalist ve Faşist rejim”in “İslami duyarlılıklar”a karşı tekrar harekete geçmeyeceğini nasıl garanti edebilirsiniz? Şimdi hem HSYK seçimleri sonrasında, hem de PKK’nın Kobani eylemleri neticesinde yeni yasal düzenlemelerden söz ediliyor. Mesela konuşulanlardan biri, “Devletin gizli anayasası”nın güncellendiği yönünde. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gizli anayasası olarak bilinen “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi”nin güncelleneceğini duyurdu bile. “Laik-Kemalist Devlet”in bir gizli anayasası olmasının özellikle de müslümanlar için neler getirdiğini biz yakın tarihlere kadar gördük. O yüzden, “gizli anayasa” türü düzenlemelere “özgürlük adına razı olmamak” lazım. Bu meselenin bir boyutu. Güncel boyutuna gelince: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin MGK toplantısında değerlendirileceğini ve ülkeyi tehdit eden unsurlara yönelik yeniden düzenleneceğini söyledi. Bu kapsamda, “paralel yapı” tabir edilen Gülen Cemaati’nin “tehdit” olarak tanımlanacağına dair yorumlar yapılıyor. Bir diğer gelişme de Kobani gösterilerine dair Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın söyledikleri. Zira, haklı olarak Kobani gösterilerini “terör olayı” olarak nitelendiren Arınç, “eskiden bunların cezası idamdı, şimdi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriliyor” diyerek yeni düzenlemenin sert olacağının ipucunu verdi. Kapsamlı bir “iç güvenlik reformu” yapılacak, “Polisin yetkileri artırılacak” vs. Ancak hemen belirtmeliyim ki, bu tür yeni düzenlemelerin “tepkisel nitelik”te olması halinde, ülkemizi “hayırlı bir gelecek”e ulaştıracağını sanmıyorum. Çünkü muhtemeldir ki, mevzuatta yapılacak “tepkisel değişiklik” veya tepkisellikle üretilen mevzuat “hukuk” olmaktan çıkar, “baskı vasıtası”na dönüşür. Bu yüzden, yeni düzenlemeler “hukuk mantığı” çerçevesinde ve “esaslı temeller”e dayalı olarak yapılmalıdır. Etki-tepki hukuku adaleti sağlamadığı gibi, gün gelir başa bela olur. Bu yüzden, genel bir “hukuk ve sistem reformu” yapılabilir, ancak bunun “toplumsal değerler”e ve “sosyal gerçekler”e dayalı olması lazımdır. Yasalarda “olayların gelişimine göre, günü kurtarmak işlevini görecek tarzda tadilat”a gitmek, “sağlıklı bir hukuk sistemi” getirmez. 22.11.2014 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> ACİL TELEFONLAR Dünya Bankas ’ndan Kocao lu’na te ekkür İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 Dünya Bankas Çok Tarafl Yat r mTELEFONLARI Garanti Ajans YANGIN MIGA’n n cra Kurulu Ba kan İzmir 110 (CEO) Keiko Honda, zmir Karşıyaka 372 58 74 Büyük ehir Belediye Ba225kan Kadifekale 49 99 Kocao Honda, Bornovalu’nu ziyaret etti.388 10 03 “Sizinle birlikte çal t 386 k ve Bostanlı 17 86 Buca 61 gelecekte de çal aca 487z.13Bize 13 07 i Karabağlar birli i f rsat verdi237iniz için Çamdibi 433 65 59 te ekkür ederiz.” dedi. Ziyarette Çiğli Risk Yönetimi Üst 376 73 23 MIGA Düzey Balçova 278 76 02 Yetkilisi Franciscus Linden, K demli Evka 4 351 09 04 Sigorta Uzman Christopher Evka 1 452 24 77 Millword, Gaziemir Dünya Bankas 251 00 44 Uluslararas Finans Kurulu (IFC) Hatay 250 86u 40 Avrupa, Ortado u ve Kuzey Narlıdere 238 Afrika 35 97 Güzelbahçe 234 25 Çevik 34 Yat r mlar Sorumlusu Elif ile Büyük ehir Belediyesi HASTANE TELEFONLARI bürokratlar da haz r bulundu. -Devlet HastaneleriBüyük ehir Belediyesi’nin çe itli Aliağa 616 87 87 projeleri için IFC’den kredi N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 ald n hat rlatan Honda, Alsancak Acil Servis veririz, “Size nas l daha iyi hizmet Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 onun için buraday Alsancak Diş Hast. z.” diye 464 konu 78 62 tu. Dünya Bankas Atatürk Devlet ’n n misyonu 244 44 44 hakk nda bilgi veren Honda, Behçet Uz 489 56 56 58 58 imiz “ Bornava zmir’e Dev. dahaHast. önce kredi375 verdi Bozyaka Eği. Hast. 250 50 gibi 50 gemi, tramvay ve trafik sistemi Buca S.D. projeler var.Hastanesi Gelecekte de452 52 52 A. Çizgenakat 07 77i çalÇeşmeaca z. Bize i 712 birli Foça 812 29 f rsat verdi iniz için te 14ekkür Göğüs dedi. Hastanesi 433 33üç 33 ederiz.” Dünyada sadece Konak Diş Hastanesi 441 81 81 belediyeyle çal t klar n Karşıyaka 366 88 88 belirten CEO Honda, bunlar n Sao Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Paulo, stanbul Büyük 832 ehir58ve59 Menemen Dev. Hast. zmir Büyük ehir oldu unu Nejat Hepkon açSeferihisar klad . Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Dev.Kocao Hastanesi 10 04 BaUrlakan lu ise, 752 “Finans Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 yap s n belirli bir noktaya getirmeden, kendi -Belediye Hastaneleriözkaynaklar n zla yat r m Eşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 yapmadan zaten dünya kredi sahnesine ç kma ans n z yok. Bizim de bir -Özel Hastanelerhaz rl k evremiz oldu, bugünlere Anadolu Tıp Merkezi 272 00 11 kolay gelmedik. Finans ve borç Agora Tıp Merkezi 425 73 73 yap m Kalp za özen gösterdik.483 Kararl Atakalp Hastanesi 14 14 veAtakent istikrarlTıp Merkezi çal malar 336 m11 z95 sonras k Hazine’ye Atagöz nda Göz art Hastalıkları 435 vadesi 35 35 Atafizik,borcumuz Fizik Ted. Mer. 25 15 geçmi kalmad 231 . Bugün Batıgöz Hastanesi 489 03 03 çok farkl bir noktaday z.” diye Bornova Merkezi 388için 20 40 konu tu. Tıp Kocao lu, tüketim Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 kredi almad klar n , sadece Bornova Özel finansal geri dönü ü olan büyük Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 projeler i in uzun vadeli kredi Buca Tıp Merkezi 438 14 14 kulland klar n ve daha438 dü 06ük Buca Sağlık Merkezi 20 faiz oranlar nda kredi almaya Central Hospital 341 67 67 çalCan Tıp t Merkezi klar n kaydetti. 232 13 48 Kocao lu, Dünya heyetine Caner Göz MerkeziBankas 278 81 11 Çağdaşehir Tıp Merkezi 95 95 Büyük Belediyesi’nin285 önemli Çankayahakk Tıp Merkezi 31 31 projeleri nda bilgi de425 sundu. 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe Üreticiye ilaçsız ÜRETİM uyarısı Alaşehir'deki toplantıda uyarıda bulunan Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, “Bizim öncelikli hedefimiz ihracat potansiyelimizi artırmak ve bu konuda sonuç odaklı çalışmaktır. Bu konuda üreticilerimiz ve işletme sahiplerinin üzerinde durmasını istediğimiz en önemli faktör kalıntısız ürün yetiştirmeleri ve ihraç edilen partilerde kalıcı ve güvenli bir etiketleme sisteminin olmasıdır" dedi M anisa’nın ihracattaki son durumunun görüşüldüğü ve sorunların masaya yatırılarak çözüm önerilerinin detaylı olarak tartışıldığı ortak akıl toplantısı Alaşehir’de yapıldı. Manisa Valisi Erdoğan Bektaş’ın önderliğinde yapılan toplantıya Alaşehir Kaymakamı Kemal İnan, Alaşehir Belediye Başkanı Gökhan Karaçoban, Sarıgöl Kaymakamı Çetin Kılınç, Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu, Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, Manisa Bağcılık Araştırma Müdürü Akay Ünal, Alaşehir Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Soygür, kamu kurum yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda ihracatçı katıldı. İhracatçıların dile getirdiği tüm hususları detaylı olarak değerlendiren Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, birtakım eksikliklerin olabileceğini fakat en kısa sürede bu eksiklikler üzerinde gerekli çalışmaların yapılacağını ifade etti. Bölgedeki sektör temsilcilerinin hemen hemen hepsinin toplantıya iştirak ettiğini, bu durumun da sonuç odaklı çalışma konusunda olumlu sonuçlar doğuracağını belirten Vali Bektaş, “Öncelikle dikkat etmemiz gereken en önemli nokta Alaşehir Ovası kaybedilmesi gereken en önemli tarımsal alanlarımızdandır. Bu bölgede yetiştirilen sultani üzüm dünyada tek. Bu konuda en önemli amacımız, yetiştirdiğimiz ürüne sahip çıkma ve kalıntısız ürün yetiştirmek olmalıdır. Bunun yanında ürün çeşitliliğine de önem vermeliyiz. Alaşehir Ovası tarımsal potansiyel açısından çok bereketli. Doğal koşulların imkan sağlaması ve üreticilerin de bu durumu avantaja çevirerek üretim yapması, ilçenin dolayısıyla ilin kalkınmasına olanak sağlıyor. Çiftçinin kaliteli ürün üretmesi, pazarlama sorununu da ortadan kaldırmış oluyor” dedi. Herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmekle yükümlü olduğunu da vurgulayan Vali Bektaş, “Burada önce üretici kalıntısız ürün yetiştirecek ardından ihracatçı satacağı ürünün kalitesini düşürmeden pazarlama imkanı sağlayacak, bu konuda bizler de üzerimize düşen görev her ne ise yapacağız “ dedi. Toplantıda konuşan Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, “Bugün burada toplanmamızdaki amaç karşılıklı olarak görüşüp, çözüm önerilerini ele almaktır. Genel olarak yaşadığımız sorunlardan bir tanesi de kalıntı konusundaki bilgi kirliliği. Bu konuda İl ve İlçe Müdürlükleri olarak gerekli eğitim faaliyetlerine devam ediyoruz. Açmış olduğumuz çiftçi tarla okulları ile her türlü konuda çiftçilerimiz bilinçlendiriliyor. Uygulamakta olduğumuz biyoteknik mücadele, uzaktan algılama ve erken uyarı sistemleri ile çiftçilerimiz bilgi kirliliğinden kurtuluyor” dedi. Manisa’da 25 bin ailenin geçimini bağcılıkla sağladığını söyleyen Çebi, “Bu ilimiz ekonomisi açısından çok ciddi bir rakam. Fakat ürünün üretilmesinden sonraki depolama kısmında bir takım sıkıntılar yaşanıyor. Bakanlığımız bu konuda soğuk hava depolarını teşvik kapsamında değerlendirip % 50 oranında hibe desteği sunu- yor” dedi. Manisa’nın bugün itibariyle sofralık üzümdeki ihracatının 235 bin 600 tona ulaştığı belirten Çebi, “İl genelinde ihracat potansiyelimiz her geçen gün artmaktadır. Fakat bunun yanında ürün çeşitliliğine de önem vermemiz gerekmektedir. Alternatif ürün yetiştirmek, hem üretim hem de ihracat konusunda riski dağıtmak anlamına gelir. Bu konuda organize sera bölgelerinin kurulması önemli sonuçlar doğuracaktır. İl ve İlçe Müdürlükleri olarak ürün çeşitliliği konusunda çiftçilerimize gerekli her türlü desteği sağlıyoruz” dedi. Yapılan toplantının çok verimli olduğunu ve sonuç odaklı bir takım kararlar alındığını da vurgulayan Çebi, “Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler direk ihracatımıza etki etmektedir. Bizim öncelikli hedefimiz ihracat potansiyelimizi artırmak ve bu konuda sonuç odaklı çalışmaktır. Bu konuda üreticilerimiz ve işletme sahiplerinin üzerinde durmasını istediğimiz en önemli faktör kalıntısız ürün yetiştirmeleri ve ihraç edilen partilerde kalıcı ve güvenli bir etiketleme sisteminin olmasıdır" dedi. (HABER MERKEZİ) Acil servise başvuran hastaların % 70’i acil değil Sağlık Komisyonu üyesi ve AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş, acil servislere başvuran hastaların % 70’inin poliklinik hastası olduğunu belirtti. 112 acil servisi arayanların dikkatli olmasını da isteyen Yurttaş, gereksiz çağrılar ve suistimallerin başkalarının hayatını tehlikeye atabileceğini söyledi. AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş “2013 yılında Manisa ilimizde toplam 1.532.715 hasta acil servislere başvurmuş. Bu hastaların birçoğu grip, nezle, bel ağrısı, kulak akıntısı, uzun süredir var olan şikayetler nedeniyle başvurmuş. Bu hastaların sadece 810 tanesi başka ile sevk edilmiş. Son yıllarda açılan yoğun bakım yatak sayısı, kardiyovasküler merkez- ler sayesinde sevk oranlarımız gittikçe azalmaktadır. Manisa’da çok iyi bir ambulans filomuz var. Ekibimiz bölgeye iyi adapte oldu ve çağrılara kısa sürede ulaşabiliyoruz. Ancak arkadaşlarımızın en büyük sıkıntısı acil olmayan çağrılar ve asılsız çağrılar. Buradan tüm halkımıza seslenmek istiyorum. Gereksiz yapılan bir çağrı başkasının hayatını tehlikeye sokabilir. Acil servislere başvuran hastaların pek çoğu aile hekiminin tedavi edebileceği hastalar. Kronik ve acil olmayan durumlarda sizi ve özgeçmişinizi iyi bilen aile hekiminize başvurmanız sizlerin yararınadır” dedi. Yurttaş “İhtiyaç olduğunda hızır gibi yetişen acil servis çalışanlarının görevi hayat kurtarmaktır. Normal ambulanslar dışında he- likopter ambulanslarımız da halkımızın hizmetindedir. İzmir bölgesinde bulunan uçak ambulanslar da başka bölgelere nakilde kullanılmaktadır” dedi. (HABER MERKEZİ) POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 -Körfez Ulaşım İskelelerÇeşme Sissus Has. 723 05 55 Konak 484 98 56 Dünyaca ünlü uluslararas kredi Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Karşıyaka 368 00 42 derecelendirme kurulu u Moody’s, Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Alsancak 464 78 31 temmuz ay sonunda Diyabet Hastanesi 449 13 19 Bostanlı 330 89 22 yay mlad son raporunda Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Bayraklı İskele 345 77 53 zmir Tıp Büyük Doğa Mer. ehir Belediyesi’nin 244 16 16 Pasaport İskele 484 22 56 ulusal ölçek kredi notunu “Aa3”, ölçekte kredi notunu “Baa3” olarak aç klam t . zmir, Moody’s taraf ndan verilen söz konusu notlar Göztepe iki y ldİskele r korumay 224 20 22 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67küresel 47 -Türk TelekomAvşar Palmiye 277 48 00 Sema Sineması 483 91 00 baEfes arK.B.B. yor. Merkezi Raporda zmir n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini finanseİskele etme kapasitesi 446Büyük 15 16 ehir’in güçlü faaliyet marjlar , dengeli nakit ak Üçkuyular 259 40 13 Arıza 121 Cinemaximum 278 87 87 Konak Sineması 483 21 91 Sağlık Hastanesi 463 77 00 be y l içinde toplam gelirlerinin yakla saEgelad ve bu durumun, geçen k yüzde 4’üne denk gelen finansman fazlal ndan da anla ld ifade edilmi ti. Moody’s, Bilinmeyen Numara 11811 Cinemaximum 446 90 40 Desem Sineması 422 53 10 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 -Elektrik Arıza-bir nakit belediyenin bugüne kadar bütün borçlar nDanışma n anapara ve faiz geri444 ödemelerini fazlas yla kar yeterli rezervi bulundurdu istikrarl 14 44 Cinemaximum (Ykm) lamaya 425 01 25 miktarda Karşıyakanakit Sineması 381 50 98 unu, bunun da Egeria Çocuk Sağlık Genel Kesinti Seb. 435 11 84 yönetimi stratejisi izlemesinden kaynaklandUyandırma n vurgulam t 135 . Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88 İzmir Sİneması 421 42 61 Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Buca 426 69 37 Posta Kodu 119 Çeşme Hollywood 712 07 13 Ekol K.B.B. Dal Mer. ) 386 55 05 (HABER MERKEZ Çiğli 376 90 91 Fono Tel 141 Çamlıca 343 83 15 -TiyatroEkol K.B.B. Şube 369 89 65 Karşıyaka 369 79 80 Borç Ögrenme 163 Deniz Karşıyaka 381 64 61 Konak Sahnesi 483 50 35 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Bornova 388 83 78 Çağrı 133 Batı Sineması 347 58 25 Ragıp Haykır Sahn. 369 14 87 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Narlıdere 238 32 90 -SinemalarÇınar Sineması 489 88 85 İzmir Devlet Tiyat. 445 89 41 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 261 48 04 Eşrefpasa Agora Balçova 277 25 25 Uğur Mumcu Sahnesi 343 04 33 Karaca Sineması 445 87 76 Hayat Hastanesi 441 41 96 Gaziemir 251 92 05 Afm Park Bornova 373 73 20 İzmir Tiyatro Kipa Hollywood 252 56 66 İzmir Hastanesi 483 31 31 Güzelbahçe 234 05 34 Afm Forum Bornova 373 03 50 Bab-ı Sanat Merkezi 446 77 95 Menemen Kültür 832 14 11 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Konak 425 60 60 İsmet İnönü Afm Ege Park 324 42 64 Şan Konak 483 75 11 441 41 70 Karataş Çeşme 712 63 46 Sanat Merkezi 441 09 02 Afm Passtel 489 22 00 Çınar Center 277 11 00 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 23Şubat Kasım2013 2014 Pazar Perşembe " $&''"'%'&!%& ### &# Uzmanlar, ağız ve diş sağlığını korumak için doğru bilinen birçok yanlış uygulamanın diş hastalıklarına hatta diş kayıplarına yol açtığını vurguladı. Memorial Suadiye Tıp Merkezi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü hekimlerinden Aslı Tapan, diş sağlığı hakkında bilgiler verdi Tapan, halk arasında diş sağlığı için yapılan birçok uygulamanın yanlış olduğunu vurguladı. Aslı Tapan, doğru bilen yanlışları şöyle sıraladı: Diş ipi ve ara yüz fırçası, iyi restore edilmiş kaplama ve dolguların arasına bile son derece rahat bir şekilde girip temizliği sağlamaktadır. Hangi ürünün nasıl kullanılacağı konusunda diş hekiminden bilgi alınmalıdır. Çürüksüz ve sağlıklı bir ağız için ara yüz temizliğinin önemli olduğunu unutulmamalıdır. Ağız kokusuna, ağızdaki bakteriler neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra temizliği iyi yapılmayan sorunlu bir ağızda koku daha fazla olabilmektedir. Ağız içinde ve dişlerde hiçbir problem olmamasına rağmen ağız kokusu varsa bunun sebebi mutlaka araştırılmalıdır. Solunum yolları, mide, yemek borusu, böbrek rahatsızlıkları gibi birçok faktör 0>J\<VJ\5ATC[W\5KDZWZV'\MLH[F\[HVUPUB\AT? PKVKTB\NORQ[\IKGXKHKB\PZP\TUPUTXUHUB\MLH[FS[ TOVOXOT\CYPPY\IYMY\V[C[RPUFXUTX[VUW\VZ=XKSZW T[NW[TX[W[MYXZ@ZHYWY\PANXZSYJ\5KDZWZVB\VZ? =XKNK\RZRYTXZNZW\AFZXXYTXZ\I[FXU\DZ\[XTLXXK\YGZ? @ZTXZVSZW\OF[T\SOVOXQ[PUWU\AWZVSYJ\:DOPROVN[ 3ZW\LV"\9[PR[WZPY\8OX[T\7OVOW\7LH[F 9[PR[XUTX[VU\FQ[WU\0>J\<VJ\5ATC[W\5KDZWZV MLH[F\[HVUPU\YXZ\YXIYXY\MYXIYXZV\DZVSYJ\7LH[F\MAX? IZPYWSZ\LXOE[W\V[C[RPUFXUTX[VUW\VZ=XKSZW T[NW[TX[W[MYXZ@ZHYWY\MZXYVRZW\0>J\<VJ\5KWZD? ZVB\(5[PRVLAF[=[IY[X\VZ=XKB\QYSZ\YGZVYHYWYW NOT[VU\SLHVO\NZQZT\MLVOPOW[\T[GQ[PU\PLWO? @OWS[\LXOEOVJ\[VYWIL=[VYWIZ[X\VZ=XK\YPZB\QYSZ YGZVYHYWYW\NZQZT\MLVOPOWOW\KPR\TUPQUWS[W NOT[VU\GUT[V[T\PZP\RZXXZVY\DZ\MLH[F[\ZVYEQZPYB MOV[S[TY\N[>UX[VU\R[CVYE\ZRQZPY\PLWO@OWS[ LXOEOVJ\7LH[FS[\[HVU\DZ\IU@UT\CYPPYB\MLH[FU\PUT PUT\RZQYFXZQZ\YCRYN[@U\CYPPZRQZB\PZMZMY [WX[EUX[Q[N[W\RZTV[VX[NU@U\ATPKVKTB\NORQ[ IKGXKHKB\PZP\TUPUTXUHU\DZ\M[FZW\QYSZ\[PYSYWYW MLH[F[\T[S[V\IZXSYHYWY\CYPPZRQZ\ZW\PUT\V[PR? X[W[W\MOXIOX[V\[V[PUWS[SUVJ)\SZSYJ\ 7LH[F\MLEXOHONX[\NZQZT\MLVOPOWOW M[EX[WIU@U\[V[PUWS[\DZ\NZQZT\MLVOPOWOW\PL? WOWS[\QYSZ\[V[PUWS[\IZVY\T[GUEU\AWXZNZW\TL? VONO@O\QZT[WYFQ[X[V\LXSOHOWO\[WX[R[W\5KW? ZDZVB\EANXZ\SZD[Q\ZRRY&\(7O\QZT[WYFQ[X[VS[? TY\MLFOXQ[X[V\VZ=XKWKW\LXOEQ[PUW[\PZMZ>\LXOVJ 0MZFYRZB\MZPXZWQZ\SKFZWYWSZTY\MLFOTXOTX[VB PYI[V[\YGYXQZPYB\QYSZ\=URUHU\DZ\T[VUW[\M[PTU\N[? >[W\GLT\S[V\TUN[=ZRXZV\IYNYXQZPY\VZ=XKNK RZRYTXZNZVZT\EYSSZRYWY\[VRRUV[MYXYVJ\+[WUB C[PR[WUW\N[TUWQ[X[VU\DZ\QO[NZWZ MOXIOX[VUNX[\TLWOVJ\-FZXXYTXZ\X[VYWIL=[VYWIZ[X VZ=XKSZ\PZP\RZXXZVYWYW\[VT[\MAXIZPYWSZTY\ASZQ DZ\R[CVYE\MOXIOX[VU\RY>YTRYVJ\8YQY\LXIOX[VS[ PYWSYVYQ\PYPRZQY\ZWSLPTL>YPY\DZ\[PYRXYT\PZ? DYNZPYWYW\AXGKQK\IYMY\NAWRZQXZV\IZVZTXY\LX[? MYXYVJ\ZVYXZW\[WRYVZ=XK\YX[GX[V[\TUP[\PKVZSZ N[WUR\[XUWQ[PU\AWZQXY\MYV\R[WU\NAWRZQYSYVJ) Z=XK\LXOEOQOWO\AWXZQZT\YGYWB\QYSZ\[? PYSYWSZTY\[VRUEU\DZ\VZ=XKNK\RZRYTXZNZ@ZT IUS[X[VS[W\OF[T\SOVOXQ[PU\IZVZTRYHYWZ\SYTT[R GZTZW\5KWZDZVB\(5[FXU\DZ\[PYRXY\YGZ@ZTXZVB [XTLXB\GYTLX[R[B\TUF[VRQ[X[VB\N[HXU\DZ\M[C[V[RXU NYNZ@ZTXZVB\Q[N[XU\DZ\C[QOV\YEY\IUS[X[V\AWZV? YXQZFJ\3YI[V[S[W\OF[T\SOVOXQ[XUB\=[FX[\QYT? R[VS[\G[N\T[CDZ\RKTZRYXQZQZXYSYVJ\8KGKT\>LV? PYNLWX[V\ZEXYHYWSZ\PUT\PUT\NZQZT\NZWQZXY\DZ TZPYWXYTXZ\[G\T[XUWQ[Q[XUSUVJ\6[R[H[\N[R? Q[S[W\.\P[[R\AW@Z\NZQZ\YGQZ\TZPYXQZXYB\N? [R[VTZW\M[E\DZ\LQOFX[V\S[C[\NKTPZTRZ\T[X[? @[T\MYV\EZTYXSZ\>LFYPNLW\[XUWQ[XUSUVJ\SZ[X\T? YXLN[\YWQZTB\SKFZWXY\NKVKNKE\DZ\P>LVB\PRVZPRZW OF[T\SOVQ[TB\S[V\DZ\T[VUW[\M[PTU\N[>[W TUN[=ZRXZVSZW\T[GUWQ[T\IYMY\NAWRZQXZV\SZ N[V[VXU\LX[@[TRUVJ\7ZPXZWQZ\DZ\C[N[R\R[VFUWU SKFZWXZQZ\SUEUWS[B\QYSZ\[PYSYWY\[F[XR[W\DZ IZVY\T[GUE[\ZWIZX\LX[W\YX[GX[V\SKFZWXY\DZ\ON? IOW\PKVZSZ\TOXX[WUXSUTX[VUWS[\C[PR[X[VUW MKNKT\MYV\TUPQUWS[\V[C[RX[Q[\P[HX[WUVJ) EZTXYWSZ\TLWOEROJ\<VJ\5KWZDZVB\YX[G\RZS[DYPY YXZ\TLWRVLX\[XRUW[\[XUW[Q[N[WB\RZTV[VX[N[W\LX? IOX[VS[\YPZ\@ZVV[CY\RZS[DY\PZGZWZTXZVY\SZ SKEKWKXZMYXZ@ZHYWY\T[NSZRRYJ\ ağız kokusunun sebebi olabilir. Diş taşı temizliği sonrası diş hekiminizin önerdiği diş fırçası, ağız bakım ürünlerini kullanmanız ve bunları doğru kullanım tekniği ile uygulamanız yeni diş taşı oluşumunu azaltabilmektedir. Doğru ürün ve doğru teknik ile dişlerinizi daha iyi temizleyebilirsiniz. Diş beyazlatma, diş hekimi kontrolünde yapıldığı takdirde kişileri sıkıntıya sokmayan ve zararsız bir işlemdir. Diş minesi yüzeyindeki çatlak ve kırıklar ağızdaki çürükler ve kötü restorasyonlar, beyazlatma ile hassasiyetinizi artırabilmektedir. Bunun için diş beyazlatma işlemleri hekim kontrolünde yapılmalıdır. Hamilelik öncesinde yapılan diş hekimi kontrolü ve kontrolde yapılan önleyici tedaviler hamileliğin ağız ve diş sağlığı açısından rahat geçmesini sağlayacaktır. Hamileliğin 3 ve 6. aylarında diş hekimi kontrolü yaptırılmalıdır. Hamilelik dönemi boyunca yapılan iyi bir ağız ve diş bakımı problemlerle karşılaşmanızı engeller. Eksilen dişin yerine planlanan implant ya da diş kesimi ile kurulacak bir köprü için harcanan zaman, ücret ve ağrı düşünüldüğünde en uygun tedavi şekli kanal tedavisidir. Doğru bir anestezi altında uygulanan tedavi, hızlı ve kolay bir biçimde olumlu bir sonuca ulaştıracaktır. Süt dişlerindeki aralıklar gerçek dişlerinin de böyle olacağını düşündürdüğü için ebeveynleri endişelendirmektedir. Ancak süt dişindeki aralıklar daimi dişlerin gelmesiyle kapanacaktır. Çünkü daimi dişler daha geniştir. Önemli olan çarpık ve sıkışık dizilimi olan süt dişlerini dikkate alınmasıdır. (CİHAN) Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde iki aşamalı olarak yapılan operasyonla beyin pili takılan 53 yaşındaki Neriman Şengül, 11 yıl sonra sağlığına kavuştu 1WYDZVPYRZSZW\N[>UX[W\[GUTX[Q[N[\IAVZB\9[SYQ\YXGZ? PYWZ\M[HXU\7ZHVZXY\TANKWSZ\N[E[N[W\%.\N[EUWS[TY\. GL@OT\[WWZPY\ZVYQ[W\4ZWIKX#KW\TLXOWS[\M[@[TX[VUWS[ DZ\MZXYWSZ\22\NUX\AW@Z\[HVUX[V\LXOEROJ\9[VZTZRXZVYWSZTY N[D[EX[Q[\WZSZWYNXZ\IKWXKT\YEXZVYWY\S[CY\N[>[Q[F\SOVO? Q[\IZXZW\4ZWIKXB\[HVUX[VUW\EYSSZRXZWQZPYWZ\M[HXU\LX[V[T T[QMOVX[EQ[N[\M[EX[SUJ\4ZWIKXB\*//\NUXUWS[\MZX\=URUHU [QZXYN[RU\IZGYVSYJ\7OW[\V[HQZW\[HVUX[VU\SYWQZNZW T[SUWUW\T[QMOVX[EQ[PU\S[\IYSZVZT\[VRRUJ\ ORYW\YEXZVYWY\N[? >[Q[N[W\DZ\[YXZPYWZ\CZV\IZGZW\IKW\S[C[\=[FX[\M[HUQXU C[XZ\IZXZW\4ZWIKXB\MZXYWSZTY\MKTKXQZPYWYW\/\SZVZ@ZNZ T[S[V\YXZVXZQZPYNXZ\GZDVZPYWSZTYXZVXZ\YXZRYEYQ\TOVQ[TR[ MYXZ\FLVX[WSUJ\*/2.\NUXUWS[\3ZXGOT\1WYDZVPYRZPY\+U> [TKXRZPY\AVLXL"Y\:W[MYXYQ\<[XUWS[\RZS[DY\ZSYXZW 4ZWIKXZ\;>[VTYWPLW;\RZECYPY\TLWOXSOJ[VTYWPLW[\M[HXU T[QMOVXOT\WZSZWYNXZ\4ZWIKX#ZB\7ZNYWB\0QOVYXYT\DZ\3YWYV !ZVV[CYPY\:W[MYXYQ\<[XU\-HVZRYQ\1NZPY\<LGJ\<VJ\9KX[IO 8[>R[W\YXZ\AVLXL"Y\:W[MYXYQ\<[XU\-HVZRYQ\1NZPY\6VSJ <LGJ\<VJ\:CQZR\9[T[W\,TQZTGY\R[V[=UWS[W\YTY\[E[Q[XU LX[V[T\M[E[VUNX[\IZVGZTXZERYVYXZW\L>ZV[PNLWX[\MZNYW\>YXY R[TUXSUJ\0>ZV[PNLWOW\[VSUWS[W\WZVZSZNPZ\R[Q[QZW\IKW? XKT\N[E[Q\C[VZTZRXZVYWY\PKVSKVZMYXZ@ZT\C[XZ\IZXZW 4ZWIKX#KW\22\NUXXUT\GYXZPY\PLW[\ZVSYJ\<LGJ\<VJ\8[>R[WB\MO RY>\[QZXYN[RX[VUW\+KVTYNZSZ\P[NUXU\QZVTZFXZVSZ N[>UX[MYXSYHYWY\MZXYVRZVZTB\RZS[DYWYW\ON[WUT\MZNYW [QZXYN[RU\DZN[\C[XT\[V[PUWS[\MZNYW\>YXY\ONIOX[Q[PU\L? X[V[T\MYXYWSYHYWY\[WX[RRUJ :QZXYN[RU\IZVGZTXZERYVYVTZW\QYXYQZRVYT\CZP[>X[Q[X[V N[>UXSUHUWU\DOVIOX[N[W\8[>R[WB\EO\MYXIYXZVY DZVSY&;:QZXYN[R\P[M[CU\C[PR[N[\XLT[X\[WZPRZFYNXZ\MYV M[EXUT\=V[QZ\R[TUXUNLVJ\7OWOB\QYXYQZRVYT\[X[W[\ZRTY\ZSZ? MYXQZT\YGYW\N[>UNLVOFJ\9[PR[NU\AW@Z\RLQLIV[=YNZ [XUNLVOFJ\:VSUWS[W\MYV\IKW\AW@Z\GZTYXZW\ \IAVKWRKXZVY? WY\AFZX\MYV\MYXIYP[N[VS[\KPR\KPRZ\TLN[V[T\CZSZ=XZSYHYQYF MAXIZNY\RZP>YR\ZSYNLVOFJ\9[PR[\ON[WUTTZW\MZNWZ\[GUX[W TKGKT\MYV\SZXYTRZWB\IZWZXXYTXZ\*\[NVU\WLTR[S[W\SZVYWZ\YWZW DZ\AQKV\MLNO\T[X[@[T\ZXZTRVLRX[VU\PLVOWXO\MAXIZXZVZ NZVXZERYVYNLVOFJ\8[=[R[PUWUW\YGYWSZ\[W@[T\MZNWYW\SUE TUPQUWS[\LX[W\ZXZTRVLSOW\IAHKP\T[=ZPYWSZ\M[HX[WRUPU\MO? XOWONLVJ\TYW@Y\[E[Q[S[\IAHKPZ\SZ\AFZX\MYV\>YX NZVXZERYVYNLVOF\DZ\@YXR\[XRUWS[W\IZGYVYXZW\OF[RQ[ M[HX[WRUX[VUNX[\ZXZTRVLRX[VU\>YXZ\M[HXUNLVOFJ\<[C[\PLWV[ MYXIYP[N[V\[V[@UXUHUNX[\C[PR[N[\YNY\IZXZ@ZT\>[V[QZRVZXZVY [N[VXUNLVOFJ\7O\>[V[QZRVZXZV\MZNWZ\IYSYNLV\DZ\LXOQPOF C[VZTZRZ\NLX\[G[W\CK@VZXZVY\SYPY>XYWZ\ZSYNLVJ;6VSJ\<LGJ <VJ\,TQZTGY\SZ\2\NUX\AW@Z\TZWSYXZVYWZ\IZXZW\C[PR[S[ >[VTYWPLW\DZ\MZX\=URUHUWUW\KPRKWZ\MYWQYEB\N[E[Q\T[XYRZPYWY [XR\KPR\ZSZW\;MKTKXQZ\C[PR[XUHU;\SZWYXZMYXZ@ZT\V[C[RPUFXUT MZXYVXZSYTXZVYWY\[WX[RRUJ9[PR[WUW\MZNYW\GZTYVSZTXZVYWY\YW? @ZXZSYTXZVYWYB\OFOW\[V[ERUVQ[\DZ\YW@ZXZQZXZV\PLWO@OWS[ MZNYW\>YXY\NZVXZERYVQZNZ\T[V[V\DZVSYTXZVYWY\MYXSYVZW\,T? QZTGYB\;7ZNWZ\YTY\R[V[=XU\>YX\NZVXZERYVSYTJ\YXY\NZVXZERYVYV NZVXZERYVQZF\C[PR[QUFS[\>[VTYWPLWOW\ZRTYPY\LX[W\ROROT? XOTB\ROD[XZRZ\IYSZQZQZB\NKVKNZQZQZ\IYMY\YEXZDXZVSZ SKFZXQZB\R[Q[\N[TUW\M[HUQPUFXUT\C[XY\DZ\ZW\AWZQXYPY\SZ MZX\MKTKXQZ\LX[NUWS[\AWZQXY\AXGKSZ\SKFZXQZ\LXSO;\Y? =[SZPYWY\TOXX[WSUJ 4ZWIKX\SZ\22\NUXSUV\T[QMOVXOHO\WZSZWYNXZ\LXSOTG[ PUTUWRUXU\IKWXZV\N[E[SUHUW[\SYTT[RY\GZTZVZTB\EOWX[VU\T[N? SZRRY&\;,PTYSZW\IKWSZXYT\YEXZVYQY\S[CY\N[>[Q[FSUQJ ,EYQYW\DZ\GL@OTX[VUWU\N[VSUQX[\YEXZVYQY\C[XXZSYNLVSOQJ :YXZQZ\M[HUQXU\MYV\C[XSZNSYQJ\7ZX\MKTKXQZPYWSZW SLX[NU\YWP[WX[VX[\YXZRYEYQ\TOVQ[TR[\FLVX[WUNLVSOQJ\4YQSY MZXYQSZTY\MKTKXQZ\WZVZSZNPZ\SKFZXSYJ\:HVUX[VUQ\D[V\[? Q[\SLTRLVX[VUQ\MOWOW\WLVQ[X\LXSOHOWOB\F[Q[WX[\LV? R[S[W\T[XT[@[HUWU\PANXKNLVJ\4YQSY\LXSOTG[\QORXONOQJ 8ZWSYQY\GLT\S[C[\YNY\CYPPZSYNLVOQJ; $"$%$&$&'"'&! !&!' '%& '% 8[VP\8[=T[P\1WYDZVPYRZPY\8:1\$L@OT\3[HXUHU\DZ 9[PR[XUTX[VU\:W[MYXYQ\<[XU\AHVZRYQ\KNZPY\6VSJ\<LGJ\<VJ 6OWOP\6UXQ[FB\GL@OTX[VS[\PUTG[\IAVKXZW\POGYGZHY C[PR[XUHUWUW\RZS[DYPYWSZ\[P>YVYW\TOXX[WUXQ[Q[PU ON[VUPUWS[\MOXOWSOJ\6UXQ[FB\;3OGYGZHY\IZGYVZW\C[PR[S[ [RZEY\SKEKVQZT\YGYW\DZVYXZW\[P>YVYW\MZNYWSZ\YXRYC[M[\NLX [G[MYXYVJ;\SZSYJ\$L@OT\3[HXUHU\DZ\9[PR[XUTX[VU\:W[MYXYQ <[XU\AHVZRYQ\KNZPY\6VSJ\<LGJ\<VJ\6UXQ[F\PUT\IAVKXZW\DZ DYVKP\TATZWXY\MYV\MOX[EU@U\C[PR[XUT\LX[W\POGYGZHYWYW\MZXYV? RYXZVYWYWB\SATKWRKXZV\YXZ\SZVYSZ\T[M[VRU\N[>Q[N[W\WLTR[X[V C[XYWSZTY\XZTZXZVYW\YGYWSZW\GUT[W\PUDU\SLXO\T[M[V@UTX[V LXSOHOWO\C[RUVX[RRUJ\8[M[V@UTX[VUW\GZDVZPYWSZ\C[XT[\MYGY? QYWSZ\MZXYVIYW\TUF[VUTXUT\DZ\MO\TUF[VUTXUTX[V T[M[V@UTX[VUW\TOVOQ[N[\M[EX[Q[PUNX[\T[NMLXSOHOW[ SZHYWZW\<VJ\6UXQ[F'\;8[M[V@UTX[V\LVR[X[VUWS[W\TOVONO> T[MOT\M[HX[Q[N[\M[EX[SUHUWS[\IAMZTXY\MYV\IAVKWKQ T[F[WUVJ\9[=Y=\LXIOX[VS[\SATKWRK\M[EB\NKF\DZ\IADSZNXZ PUWUVXUSUVJ\:HUV\LXIOX[VS[\S[C[\N[NIUW\LX[W\SATKWRKXZV\TLX DZ\M[@[TX[V[B\IAFKW\SUE\F[VUW[B\NOR[TB\IUVRX[T\DZ\PLXOT MLVOPO\QOTLF[X[VUW[\S[\PUGV[VJ;\SZSYJ <ATKWRKXZVYW\T[MOTX[V[\SKEQZPYNXZ\ZXXZWQZSZW\LVR[? X[Q[\*/\IKW\YGYWSZ\YF\MUV[TQ[S[W\T[NMLX[@[TX[VUW[\DOV? IO\N[>[W\<VJ\6UXQ[F'\;:Q[\T[VEU\SOVOXQ[F\MYV\T[EUWQ[ YPRZHY\ON[WSUV[W\MO\SATKWRKXZVYW\T[EUWQ[PU\SOVOQOWS[ SZVYSZ\TKGKT\GOTOVX[V\T[X[MYXYVJ\9[PR[XUT\ZPW[PUWS[\[RZE IZWZXXYTXZ\.B%!?.!\[V[PUWS[\T[XUVJ\:Q[\[HUV\SOVOQ? X[VS[\/B%\SZVZ@ZNZ\OX[E[MYXYVJ; ON[VUPUWS[\MOXOWSOJ 3OGYGZHY\C[PR[XUHUW[\T[VEU\NKVKRKXZW RZS[DY\IYVYEYQYWSZ\CZSZ=XZVYWYW\C[PR[WUW N[TUWQ[X[VUWU\LX[MYXSYHYW@Z\[F[XRQ[T LXSOHOWO\Y=[SZ\ZSZW\8:1\$L@OT 3[HXUHU\DZ\9[PR[XUTX[VU\:W[MYXYQ\<[XU -HVZRYQ\5AVZDXYPY\6VSJ\<LGJ\<VJ\6UXQ[FB ;YVKP\TATZWXY\SYHZV\C[PR[XUTX[VS[\LXSOHO IYMY\POGYGZHYWSZ\SZ\YX[G\RZS[DYPY QKQTKW\SZHYXSYVJ\[T[R\T[EUWRUNU\[F[XR? Q[T\N[\S[\C[=Y=Z\YWSYVIZQZT\[Q[GXU\[WRY? CYPR[QYW\YGZVZW\XLPNLWB\TVZQXZV\DZ EOVO>X[V\TOXX[WUX[MYXYVJ\+ZS[DY\ZDSZ QKQTKWSKVJ\9[PR[WUW\N[R[HU\RZQYF ROROXQ[XU\G[VE[=\DZ\N[PRUT\TUXU=X[VU\PKVZTXY SZHYERYVYXQZXY\DZ\NUT[WQ[XUSUVJ\XUT\SOE C[PR[NU\V[C[RX[R[MYXYVJ\8[EUWRUWUW\F[V[V DZVQZQZPY\[SUW[\C[PR[WUW\RUVW[TX[VU\RAV? >KXZWQZXY\MZMZTXZVZ\YPZ\ZXSYDZW\IYN? SYVYXQZXYSYVJ\9[PR[WUW\IYNPYXZVY\SZ\RZQYF ROROXQ[XUSUVJ\-FZXXYTXZ\YG\G[Q[EUVU\IKW YGZVYPYWSZ\PKVZTXY\SZHYERYVYXQZXY\DZ NUT[WQ[XUSUVJ\9[PR[XUT\MOX[EU@USUV\MO NKFSZW\C[PR[WUW\LS[PUWS[\GLT\=[FX[\D[TYR IZGYVYXQZQZXYSYV\DZ\C[PR[\SUE[VUN[ GUT[VUXQ[Q[XUSUVJ; SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Kasım 2014 Pazar 1ubat 2013 Perşembe 14 GÜNCEL723 Doktorlar halı sahada kalp muayenesi yaptı! Eğridereliler 50 senelik isteklerine kavuştu Bornova Belediyesi, yerel seçimlerin ardından mahalle statüsü kazanan Eğridere’de, yeşil alan, çim saha, oyun parkı ve spor aletlerinden oluşan rekreasyon alanı yarattı Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın vatandaşların taleplerini dikkate alarak başlattığı düzenleme çalışması Eğridere’nin girişine bambaşka bir hava kattı. Eğridere Mahallesi Muhtarı Hüseyin Şeker, 50 senedir istedikleri futbol sahası, park ve yeşil alanlara kavuştuklarını söyledi. Bornova Belediyesi, yerel seçimlerin ardından köy statüsü kaldırılarak mahalleye dönüşen Eğridere’de vatandaşların talep ettiği pek çok düzenlemeyi tamamladı. İzmir büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’e kazandırdığı Homeros Vadisi’ne giden yol üzerinde bulunan rekreasyon alanında, gençlerin istediği çim saha yapıldı. Hem çim sahadaki maçların izlenebileceği hem de muhteşem manzarasıyla seyir terası işlevi görecek trübünler, arkasındaki ve çevresindeki yeşil alan düzenlemesiyle bütün oluşturdu. Kauçuk zeminli çocuk oyun parkının yanısıra spor aletlerinin de yerleştirildiği rekreasyon alanında mahallelilerin istediği herşey yapıldı. Öte yandan mahallelilerin yerleşim alanı içinde yapılmasını istediği çeşitli düzenleme ve tadilatlar da Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile tamamlandı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, eskiden köy olan yeni mahallelerin eksiklerinin kısa süre içinde tamamlanacağını belirterek, “Sadece Eğridere’de değil ilçemize bağlanan tüm yeni mahallelerde çeşitli çalışmalalar yapıyoruz. Eğridere’de ise yaptığımız çeşitli düzenleme ve tadilatların yanında herkese hitap edecek bir rekreasyon alanı yarattık. Buradaki çim sahamızda gençlerimizin yapacağı maçları, düzenlenecek turnuvaları büyük bir heyecanla izlemek istiyorum” dedi. HERKES MEMNUN Eğridere Mahalle Muhtarı Hüseyin Şeker, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’ya yapılan hizmetler nedeniyle teşekkür ederek, “Yapılan bu düzenlemeyle 50 senedir istediğimiz parkımıza, sahamıza ve yeşil alanlarımıza kavuştuk. Çocuklarımız, kadınlarımız, gençlerimiz bu hizmetten çok memnun” dedi. Muhtar Şeker, yaşanan değişimi, “Buralar eskiden dağ idi şimdi bahçe oldu” sözleriyle dile getirdi. Eğridereliler de yapılan düzenlemeden memnuniyet duyduklarını söyledi. (HABER MERKEZİ) Balıkesir Tabip Odası, halı sahalarda meydana gelen ani ölümlere dikkat çekmek amacıyla maçtan önce sporculara sağlık taraması yaptı. Oda Başkanı Şahin, "Önce sağlık sonra spor" dedi B alıkesir Tabip Odası, halı sahalarda meydana gelen ani ölümlere dikkat çekmek amacıyla maçtan önce sporculara sağlık taraması yaptı. Fiziki muayene, EKG ve ekokardiyografi uygulayan uzman doktorlar, halı sahada maç yapacak kişilerin, sağlıklı olsalar dahi mutlaka kontrolden geçmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca maçlarda midenin boş olması, enerji içeceği ve alkol alınmaması uyarısında da bulunuldu. Şehir merkezindeki bir halı sahada, tam donanımlı bir cankurtaran ve iki kardiyologla yapılan sağlık taramasına Tabip Odası Başkanı Dr. Fikret Şahin, oda üyesi kardiyologlar Dr. Tarık Yıldırım ve Dr. Eyüp Avcı katıldı. Cankurtarana alınan sporcular, öncelikle fiziki muayeneden geçirildi. Ardından EKG ve ekokardiyografi yapıldı. Yıllardır spor yapan ve hiç hastalığı bulunmayan 24 yaşındaki Emrah Özalay isimli vatandaşın, kalp kapağının kapanmasında problem tespit edildi. Doktorlar, şimdilik bir sıkıntı teşkil etmeyeceğini ancak ileriki yaşlarda tedbir alması geretiğini söyledi. Oda Başkanı Şahin, geçen haftalarda Balıkesir'de genç yaşta bir öğrencinin halı sahada maç yaparken hayatını kaybettiğini belirterek, "Çok üzüldük. Bu sebepten dolayı bu gibi sportif karşılaşmalarda ne gibi noktalara dikkat etmemiz gerektiği konusunda toplumsal duyarlılığı arttırmak amacıyla odamız üyesi kardiyolog arkadaşlarımızla birlikte bu çalışmayı gerçekleştirdik. Amacımız, spor karşılamalarından önce kişilerin rutin olarak bir sağlık kontrolünden geçmesinin önemine vurgu yapmaktı. Aynı zamanda halı saha maçları öncesi kişilerin ne gibi hususlara dikkat etmesi gerekiyor, bunlara dikkat çekmek istedik." dedi. Halı saha maçına tok karınla gidilmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Şahin, "Ayrıca alkol alınarak bu tip sportif faaliyetlerine gelinmemeli. Gençler arasında tüketimi yüksek olan enerji içecekleri içilmemeli. Ayrıca özellikle spor karşılaşmaları ve halı saha maçlarının, insanların biyoritmine uygun saatlerde olmasına dikkat edilmeli. Bazen sabaha karşı bu maçlar yapılıyor, bu kesinlikle uygun değil. Bu tür konulara toplumumuzun dikkatin çekmek için bu çalışmayı gerçekleştirdik." diye konuştu. Dr. Avcı da son dönemlerde özellikle halı sahalarda genç yaşta ani ölümlerin sıklıkla yaşandığını belirterek, "Biz buna, ani kardiyak ölüm diyoruz. Daha önceden herhangi bir şikayeti olmayan bir kişide semptomların başlamasından sonra bir saat içinde bu ölümler gerçekleşiyor. Ani kardiyak ölümlerinin yüzde 90'a kadar olan bölümünü engelleyebiliyoruz. Bunun için mutlaka bir hekime başvurmak gerekiyor. 40 yaş grubu bireylere, herhangi bir şikayeti olmasa bile mutlaka kardiyak muayene öneriyoruz. Herhangi bir spor aktivitesinde bulunacak olan sağlıklı genç kişilerin de mutlaka sağlık kontrolünden geçmesi gerekir." ifadelerini kullandı. Dr. Yıldırım ise öncelikle EKG çekilmesi gerektiğini belirterek, 30 yaş üstü insanlarda ani kardiyak ölümlerin en büyük sebebinin, koroner arter hastalığı olduğunu söyledi. 30 yaş altındakilerde ise son dönemde meydana gelen ani ölümlerin sebeplerinin kalp kasının kalınlaşması ve kalbin elektrik bozuklukları olduğunu anlattı. Bu rahatsızlıklara yüzde 90 oranında teşhis koyulabileceğini sözlerine ekledi. (CİHAN) ALİAĞA LİMANLARI SORUNLARLA BOĞUŞUYOR İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu tarafından Aliağa limanlarına ziyaret gerçekleştirildi. Habaş, Ege Çelik, Batı Çim, İDÇ, Ege Gübre, TCE Ege ve Nemport limanlarına yapılan ziyaretlerde, yetkililerle karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Görüşmeler sırasında liman yetkilileri tarafından en fazla ‘yol sorunu’ dile getirilerek, hurda taşıyan kamyonların taşıma şekli ve bu yollarda geçimini hurda toplayarak sağlayan insanların olmasının mevcut durumu daha zor hale getirdiğini ifade ettiler. Yıllardır bir çözüm bulunamayan bu yolların, çağdaş Aliağa limanlarına yakışmadığı konusunda birleşildi. Bölgenin uygulama imar planları olmaması nedeniyle liman gerisindeki yaklaşık 150 dönümlük araziye herhangi bir inşaat yapılamadığına dikkat çeken liman yetkilileri, yaşanılan diğer sorunlarla ilgili olarak şunları dile getirdiler: “Bölgeye hizmet vermesi düşünülen demiryolları, bir türlü hizmete giremedi. Bölgeye imar gelmesi durumunda bile demir yolu hattı yüzünden imara açılamayacak alanlar bulunmaktadır. Bunun yanında bölgenin arkeolojik SİT sınırları içerisinde olması durumu daha da zorlaştırmaktadır. Yani bölgenin SİT sınırları içerisinde olması ve imar planlarının olmaması limanlar sahasının iyileştirilmesine ve genişletilmesine izin vermiyor.” Görüşmeler sırasında ayrıca, hali hazırda yeni liman yatırım planlarının önünün açılmasının hem bölgeye hem Türkiye ekonomisine fayda sağlayıcı konusunda değerlendirmelerde bulunulması ve limanlar bölgesine uzatılacak demir yolu ağının, liman içine kadar değil de her limana yakın ortak indi -bindi, elleçleme yapılabilecek güzergahta olması değerlendirildi. (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Saygınlık, itibar. – En kısa zaman süresi. 2. Eti lezzetli bir balık. – Negatif, artı karşıtı. 3. Kuran surelerini oluşturan cümle. – Türlü etkenlerin organizmada ve metabolizmada yarattığı bozuklukların tümü. 4. Görüntü çeken alet. – Soyundan gelinen kimse. 5. İstençli. 6. İki tarla arasındaki sınır. – İslamiyet’ten önce Kâbe’de bulunan üç puttan biri. – Bir nota. 7. Kara taşıtlarından biri. – Gökteki ay. 8. Arjantin’in plaka işareti. – Rus Kazaklarda başkan. 9. Boğanotundan çıkarılan ve hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. 10. Çiğ sütten yapılan yağsız peynir, çökelek, ekşimik. – Torun sahibi olan kadın. 11. Yer kırığı, fay. – Antalya ilinin bir ilçesi. 12. İridyumun simgesi. – Çok çabuk yürüyen, hızlı giden, iyi yol alan. 13. Eskiden Arapların Recep ayında kestikleri kurban. – Asya’da bir göl. 14. Ok kılıfı. – Bir nota. 15. Şikâr. – Düz ve ensiz bir kılıç türü. – At yavrusu. 16. Küçültücü söz veya davranış. 17. Bir şeyle eğlenme, onu küçümseme. – Evcil bir geyik türü. 18. Kolay işlenebilen yumuşak bir element. – Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme. 19. Sanma, sanı. – Mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme. 20. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge. – Büyük sıçan. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Taşıtlara takılan numara levhası. – Soluk borusu. – Gürbüz kundak çocuğu. 2. Düş. – Çizgilerin, yüzeylerin, katı cisimlerin birbirilerine rastladıkları ve kesiştikleri yer. – Bal koymaya yarayan küçük tekne. 3. Kadınsı davranışları olan erkek. – Mısır inanışında Ölülerin Koruyucusu olan tanrı. – Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde davul ve zurna eşliğinde oynanan bir halk oyunu. 4. Uzun tüylü av köpeği türü. – Bir alay işareti. – Kutsal Hint destanlarına verilen ad. 5. Ülkemizin plaka işareti. – Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. – Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi. – Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan. 6. İçten bağlılık. – Çıplak vücut resmi. – Anahtar. 7. Tepkili uçak. – Seyrek olarak dokunmuş delikli bir tür kumaş. – Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan derisi. – Üstü örtülü önü açık yer, sundurma. 8. Başarılı iş adamı. – Kadınlarda elin ve özellikle el tırnaklarının bakımı. – Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac. 9. Parlak bir ışık vererek yanan sarımsak kokulu gaz. – Bir şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen bölüm. – Dansta kavalyenin eşi. 10. Eski dilde kadın. – Güzel sanat. – Tavlada bir sayı. – Romanya’nın para birimi. – Cam, çini, toprak gibi şeylerden yapılmış derince çanak. SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 23 17Kasım Şubat 2014 2013 Pazar Perşembe Altınordu’yu futbolcu fabrikası yapan Seyit Mehmet Özkan’dan Sondakika’ya çok özel açıklamalar… “HEDEFLERİ OLMAYAN FUTBOLCUYLA ÇALIŞMIYORUZ” 1955 yılında İzmir Eşrefpaşa’da doğan Seyit Mehmet Özkan kimilerine göre futbolun Don Kişot’u olup yel değirmenlerine karşı savaşıyor; kimine göre ise Türkiye’de futbol adına ilkleri gerçekleştiriyor. İşte size Özkan röportajının tamamı; 1 955 yılında İzmir Eşrefpaşa’da doğan Seyit Mehmet Özkan kimilerine göre futbolun Don Kişot’u olup yel değirmenlerine karşı savaşıyor; kimine göre ise Türkiye’de futbol adına ilkleri gerçekleştiriyor. Futbolla tanışması İzmir’in dar sokaklarında Metin Oktay gibi Türk futbolunun yapıtaşı olan isimlerle büyümesinden geliyor. Babası ve çevresindekilerin futbol oynamayıp baba mesleği olan torna ve demir işleriyle uğramasını istemesine karşın gizli gizli mahalle arasında futbol oynamaya devam ediyor. Eğitim ve iş hayatı nedeniyle kesintiye uğrayan futbol kariyeri Bucaspor’un 1984’te yardım istemesi üzerine yöneticiliğe dönüşüyor. 1997 yılında Bucaspor’un finali kaybetmesi sonucu aklına altyapı fikrinin oluşması üzerine bugün ki başarısının temelleri atılıyor. Buca Genç ve Buca Akademi takımları ile ulusal ve uluslararası birçok başarıya imza atan Özkan, Bucaspor A takımına üst üste şampiyonluk yaşatıp 2011 yılında Süper Lig’de oynamasını sağladı. Yaşanan problemler sonucu Bucaspor’la yollarını ayıran Özkan’ın yolu Altınordu ile kesişiyor. "Yabancı futbolcu oynatmam" ve "Türkiye'de futbol gelişme kaydetmesi için şirketleşmeli" açıklamalarını yapan Altınordu Futbol Sosyal Girişimi Başkanı Seyit Mehmet Özkan’a Don Kişot’a dönüşen hikayesinisorduk. Seyit Mehmet Özkan kimdir? Kendinizden bahsedebilir misiniz? İzmir Eşrefpaşa’da 1955 yılında doğdum. Dört kardeşin en büyüğüyüm. Babamın dedesi Kırşehirli, Babaannesi Şumnu Tatarı. Annemin dedesi Kırcaalili, Anneannesi Gümülcineli. Genetik olarak 1/4 Anadolu, 3/4 Balkanlar karışımıyım. Başarımın nedeni olan inatçılık ise baba tarafından geliyor herhalde. Eşimle tamı tamına 31 yıldır birlikteyiz. Biyolojik olarak çocuğumuz yok. Kendi yetiştirdiğim ve evladımın gibi her şeyine kefil olabileceğim yüzlerce çocuğum var. Altınordu Futbol Sosyal Gelişim Başkanlığı görevini yapıyorum. Futbola ilginiz nasıl başladı? Yöneticilik kariyeriniz nasıl devam etti? Küçüklükten beri futbolun içindeyim. Sokakta oynayarak futbolu öğrendik. Babamdan gizli futbol oynardık. Futbol bizim için bir tutku ve yaşam stilidir. Maalesef futbol sokakta öğrenenlerin oynadığı bir oyun. Şimdi sokaklar kalmadığı için futbolcu olmak için eğitim gerekiyor. Üniversiteyi ODTÜ’de okurken de hep futbol vardı. Yöneticiliğe 1984'da Bucaspor’da başladım. Buca Genç ve Buca Akademi'de birçok başarı kazandık. Bucaspor’u da Süper Lig’e çıkardık. Buca’da problemler yaşandı. Altınordu kulübüne geçtik. Hangi takımı tutuyorsunuz? İzmir Eşrefpaşa'da doğup büyüdüğüm için yüzde 25 İzmirspor, armasının yeddiemini olduğum için yüzde 30 Altınordu,lise çağlarımızda antrenmanlarına dahi gittiğimiz için yüzde 15 Göztepe, aile büyüklerinden dolayı yüzde 15 Altay, basketbol ve akrabalarımdan dolayı yüzde 15 Karşıyaka takımını tutuyorum. İstanbul’da ise Metin Oktay oynadığı için Galatasaray, Ankara'da ise ODTÜ’de okuduğum yıllarda maçlarına gittiğim için Ankaragücü'nü destekliyorum. HEDEFLERİ OLMAYAN FUTBOLCUYLA ÇALIŞMIYORUZ Futbolcularınızın başarılı olmasının sırrı nedir? Türkiye'deki futbolun ve diğer sporların başarıya ulaşılması için sizce neler gerekli? Futbolcularla en az 3 yıllık sözleşme imzalıyoruz. Futbolcuların tüm karşılıyoruz. GıdaÖZEL ÖZEL ihtiyaçlarını sından giyimine kadar futbolröportaj röportaj cuya bir standart kazandırıyoruz. Kendisine kariyer planı yapmak istemeyen oyuncuyla çalışmıyoruz. Oyuncular altyapıdan itibaren maç analiz sistemiyle yetişmeli ve hangi alanda iyi hangi alanda gelmesi gerektiğini öğrenip ve buna göre hareket etmelidir. Rıdvan Dilmen “Ben Milli takıma gittiğimde Tanju Çolak’tan ayak içi ile vurmayı öğrendim” dedi. Spor eğitimi 10 yaşından itibaren öğrenilmeli. Akademi Ligleri Türkiye’de U-14’den başlıyor. Akademi Ligleri 10 yaş ve altına çekilirse Türk futbolcuları her alanda başarıya ulaşır. Bizim akademimizde temel eğitim 7 ile 10 yaş arasında olacak jimnastik yüzme ve pilates her branş için kas ve iskelet sisteminin gelişmesinde çok önemli eğitimler. Bu eğitime aldıktan sonra 10 yaşında futbol, basketbol, atletizm gibi branşlara ayrılmalıdır. Altyapıya yönelme fikri nasıl ortaya çıktı? Bucaspor’da kulüp başkanı iken 1997’de Antalya’da Şekerspor’la play-off oynadık. Şekerspor’a yenildik. Şekerspor zor koşullarda kurulmuş bir kulüptü ama başında Celal Kıbrıslı vardı ve çok deneyimli bir antrenördü. Ben o gün lejyoner takımla başarıların sürdürülebilir olmayacağını anladım. Bir defalık ve sonuca ulaşmayan başarıyla bir şey olmayacağını anladım ve altyapıya yönelmeye karar verdim. İzmir kulüplerinin genel olarak kalıcı başarı sağlayamaması ve Süper Lig’de bir İzmir takımının bulunmamasının da asıl nedeni İzmir kulüplerinin kendi oyuncu yetiştirmemesi ve anlık başarılara göre hareket etmeleridir. İYİ BİREY, İYİ VATANDAŞ, İYİ FUTBOLCU Futbolcularınıza saha dışında nasıl eğitim veriyorsunuz? Örnek aldığınız kulüp var mı? Athletic Bilbao ve Hoffenheim kulübünü örnek alıyoruz ve orada çocukların spor eğitimlerinin yanı sıra İngilizce, kültür sanat eğitimleri de verildiğini gördük bu da bizim için örnek oldu. Eğitimlerimiz bu yönde ilerliyor. Bunun yanı sıra psikologlar ve diyetisyenlerle altyapıdaki çocuklarımız zihinsel ve bedensel gelişimini de takip ediyoruz. Çocuklarımız hangi yönde eksik ise o yönde gelişmesini amaçlıyoruz. Kişilik gelişimine de çok önem veriyoruz. İlgili, kaygıyla baş etme, ekip bilinci oluşturma, stresle baş etme, zaman yönetimi konusunda ders veriyoruz. Kısacası tam donanımlı sporcu yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Biz çocuklarımıza lojman'da ALFA SİSTEMİ ALFA (Altınordu Fikir Atölyesi) oluşumu nedir? Hangi faaliyetlerde bulunuyor? ALFA, farklı iş dallarından Altınordu için ortak noktada buluşmuş yaklaşık 15 kişiden oluşuyor. Türkiye’de başka bir örneği olmayan bu topluluğun amacı, “Altınordu’yu Türk futbolunun temel aktörü konumuna yükseltirken, kırmızı-lacivert renklerin sevdalısı” bir kuşak yaratmak, topluma dokunabilmek, birlikte hareket etme duygusunu pekiştirmek, aidiyet duygusuyla hareket edenlerin sayısını hızla yükseltmek, Altınordu ile iş dünyasını bir araya getirmek, çoklu akıldan doğacak sinerji ile basamakları daha hızlı ve daha kontrollü geçebilmek. ALFA, üniversitelerin bahar şenliklerinde, fuarlarda, sosyal medyada, alışveriş merkezlerinde ve son olarak Ulusal Down Sendromu Derneği ile birlikte organize ettikleri down sendromlulara yönelik ‘+1 Şenliği’ ile kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Ayrıca cezaevinde bulunanlarla futbol turnuvası düzenledik. Yurtiçinde ve yurt dışında altyapı futbol turnuvaları yapıldı. Kısacası bu ekip, eski topraklara Altınordu’yu hatırlatmak, yeni nesli de Altınordu’yla tanıştırmak için çalışıyor. Umarım bu hedeflerine kısa sürede ulaşırlar. barınma imkanı sağlıyoruz. Sporcu beslenmesine uygun besliyoruz. Servisle okula götürüp, servisle okuldan alıyoruz. Okulları ile de ilgileniyoruz. Antrenman sahasına servisle getirip, servisle götürüyoruz. En iyi antrenman yapma imkanları sağlıyoruz. En iyi yetiştirici antrenörlerle eğitim almasını sağlıyoruz. Gelişim performanslarını çok sıkı takip ediyoruz. Aynı zamanda "iyi birey" ve "iyi vatandaş" ile birlikte “iyi futbolcu” olmaları için emek veriyoruz. “Altınordu Koleji” açma fikrimiz de var. Onu da en kısa sürede hayata geçireceğiz. Bucaspor’dan olaylı bir şekilde ayrıldınız. Buca için neler söyleyeceksiniz? Bucaspor, Buca Akademi ve Buca Genç takımlarıyla çok önemli başarılara imza attık ama istenmeyen olaylar yaşadık. Buca Genç ve Buca Akademide Türk futboluna birçok futbolcu kazandırdık ve bu futbolcu hala önemli başarılara imza atıyorlar. Bunca emeğe karşılık yapılanlara hala kabullenemiyorum. Bu açıdan Bucaspor dönemi benim için kayıp yıllar oldu. Ama demoralize olmadım, kaldığım yerden devam ettim. Ben kaybetmedim. Hani kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış, biz de Altınordu'yu alarak bu sayede ev sahibi olduk. Altınordu kulübüne geçişiniz nasıl oldu? Daha önce Isparta Emrespor’la görüşüyordunuz… 12 Haziran 2012 günü TSYD ödül törenine o zamanın Bucaspor A takımın Futbol Direktörü şimdi de Altınordu Futbol Direktörü Murat Dizdar'a Buca'dan bu gece itibariyle ayrıldığımızı ve Isparta Emrespor'u alacağımızı söyledik. Bunun üzerine Murat Bey yeni evlendiklerini tüm düzeni İzmir’de kurduklarını ve Isparta’nın kendilerini zorlayacağını söyledi. Aklımıza şöyle bir fikir geldi. İki hafta sonra Altınordu'nun kongresi vardı. Arkadaşlarımız hemen Altınordu Eski Başkanı olan dostumuz Halim Bezircilioğlu ile irtibata geçtiler ve konuyu anlattılar. Halim Başkan da camia büyüklerine danıştı. Altınordu armasını teslim almak için randevulaştık ve görüşmede Halim Başkan'a A.Ş. olursa olur dedik. Onlar da kabul edince kulübü aldık. Altınordu'yu almamızda asıl etkili olan olay ise İZVAK (İzmir Gücü Spor Vakfı) olarak zamanın Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın İzmir’de olmasından dolayı bir kahvaltı organize etmiştik. O kahvaltıda Binali Bey bize "İzmir’de kazanıyorsun, bu birikimini İzmir’e harca ve futbolda yatırımı İzmir’de yap" dedi. Biz de Isparta Emresporlulara durumu anlattık ve Altınordu'yu almak için işlemlere başladık. BAŞARI İÇİN ŞİRKETLEŞME ŞART Kulüplerin şirket olmasının ne gibi bir yararı var? Sporun profesyonelleştiği dönemde 40’lı 50’li yıllardan kalan dernek modeline bağlı olan kulüp sistemi çağın çok gerisinde kalıyor. Bu durum da günümüz futboluna ve yönetim sistemine hiç uymuyor. Hızlı karar alma ve kısa zamanda çok iş yapabilmek için şirketleşmek en iyi sistem. Altınordu’da 1,5 yıl içerisinde normal dernek olan kulübün 15 yılda yapacağı gelişmeyi kaydettik. Futbol okulları açtık. Yetiştirici kulübümüz Gümüşordu’yu hazırladık. Kuşadası, Selçuk Efes ve Yeşilyurt’ta tesisler ve daha birçok projeyi gerçekleştirdik. Bu işleri yaparken şirket olmanın çok büyük faydasını gördük. Genelde şirketlerince para kazanılıyor gibi bir görüş var ama durum öyle değil ben ABD’de uygulanan sosyal girişimcilik sistemini uyguluyorum ve amacım sade “iyi birey”, “iyi vatandaş” ve “iyi futbolcu” yetiştirmek. Ayrıca Türkiye’de futbol sektörünün yıllık 900 milyon Euro bütçesi var ve her sene 200 milyon Euro açık veriyor. İngiltere Premier Lig’de kulüpler şirketleştiği için genel anlamda her sene kar ediyor. Bütçede transfere, altyapıya, personele ve diğer masraflara ayrılacak tutar çok katı kurallara göre belirlendiği için maddi ve sportif başarı getiriyor. Salih Uçan’ın satılması ile ilgili pişmanlığınız var mı? Salih oyun yapısı itibariyle çok özel bir oyuncu. Bucaspor’da iken yerli ve yabancı birçok kulüp teklifte bulunmuştu. Biz de kulüp olarak Rubin Kazan ile anlaşmıştık. İş Salih’e kalmıştı. Salih’in annesi ve babasına bir arkadaşımız Rubin Kazan’ın haritadaki yerini sorunca ve ailesinin Kazan’ın Orta Asya’ya yakın olduğunu görünce beni bir hışımla aradı ve Salih’i oraya yollamayacaklarını belirtti. Biz de sonra Fenerbahçe ile anlaştık ve oraya transfer oldu. Bence Salih’in geleceği çok parlak daha 94 doğumlu Salih mutlaka Avrupa’da ülkemizi başarı ile temsil edecek bir futbolcu olacaktır. DAHA İYİ PROJESİ OLAN KARŞIMA ÇIKSIN “Menajerler bizden uzak dursun” açıklamanız var. Bu açıklamayı yapmanızda ne etkili oldu? Bizim altyapıdan itibaren tüm takımlarımız çok iyi. U-16 ve U-17’de 4 büyük kulübün toplamından daha fazla oyuncu milli takıma veriyoruz. Bu durum da haliyle menajerlerin ilgisini çekiyor ve oyuncularımız kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Biz oyuncularımız için her şeyi yapıyoruz. Ben menajerlere soruyorum “Benden fazla bir şey yapabilir misiniz?” diye ama cevap veren çıkmıyor. Eğitimlerini tamamlamadan ve bizim A takımımıza katkı sağlamayan oyuncu trans- fer olamaz. Eğer takıma katkı sağlar ve yurtdışından da teklif gelirse ben elimden geldiği kadar gitmesi için yardımda bulunurum. Benim yaptığımdan da daha iyi projesi olan menajer yada her kim varsa karşıma çıkabilir. “Yabancı futbolcu oynatmayacağım” şeklinde açıklama yaptınız. Bunun için neler söyleyecekleriniz? Bu açıklamayı yaptığımda insanların ilgisi bir anda “kim bu adam, neden böyle bir şey söyler” tarzında bir anlayış oluştu. Bence Türk futbolunun milli takım ve kulüp takımı anlamında kurtuluşu da bu sistem üzerindedir. Biz Altınordu ve daha önce de Buca ile minik takımdan itibaren sistemli bir şeklide ve tamamen kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla yakaladığımız başarıyı sadece Türk futbolcu oynatarak devam ettireceğiz. Yabancı oyuncular başta maddi olmak üzere kulüplere büyük yük getiriyor ve ülkedeki futbolun gelişmesine katkı sağlamıyor. Biz altyapıdan teknik, taktik, mental eğitimler başta olmak üzere kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla başarıyı yakalayacağımıza inanıyorum. Altınordu kulübüyle de bu sezon PTT 1.Lig olmak üzere ilerleyen yıllarda da Süper Lig de dahil tamamen Türk ve kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla oynayacağız. AVRUPA İÇİN HEDEF 2023 Altınordu’nun 100. yılda yani 2023’de Avrupa’da başarı olacak mı? Hedefleriniz nasıl? 2023 de Süper Lig’in iyi kulüplerinden biri olmayı hedefliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda Avrupa’da oynama da var tabi. Bizim ligde 1 yıl çaylaklık, 1 yıl ustalık, 1 yıl da kalfalık hedefimiz var. Bu sene PTT 1. Lig’e yükseldik ve deneyim kazanmak için bu yıl PTT 1.Lig’de oynamayı, gelecek sezon için PTT 1.Lig’de şampiyon olup Süper Lig’e yükselmeyi amaçlıyoruz. KADINLAR SALON SPORLARINA YÖNELMELİ Kadın futbolu ile ilgili düşünceniz nedir? Bence kadınların şu aşamada bütün sporlarda daha başarıyı yakalamamışken futbola direk yönelmesini yerine salon sporlarında ve atletizmde yer alması gerektiğine inanıyorum. Daha estetik daha atletik harekete yönelik olan jimnastik, voleybol, basketbol, yüzme gibi sporlarda başarı sağlamasını daha çok istiyorum. Bu sporların kızlarımız kas ve iskelet yapısına daha uygun olduğu da bilimsel verilerde de görüyoruz. Türk futbolunda daha erkeklerin işi bitmemişken kadın futbolu üzerine yönelmeyi pek doğru bulmuyorum. Ben herkesin spor yapmasını istiyorum ama herkes futbol oynamak zorunda değil. Kim hangi spor için uygunsa o sporu yapsın ama mutlaka spor yapsın. “MAÇA GİTMEME KARARIM VAR” Altınordu maçlarına gitmiyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı? Altınordu maçlarına gitmememin nedeni sahadaki ilk 11’in 8-9 futbolcusu kendi altyapımızdan çıkana kadar gitmeme kararım var. Dışarıdan alınan oyuncularla sağlanan başarı benim için başarı değildir. Bundan dolayı maçlara gitmiyorum. Bu sezon olmasa da gelecek sezondan itibaren bu sınırı yakalayacağımız umuyorum. SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Biyokaçakçıların "kuş kaçırma'' yöntemi şaşırtıyor Özellikle Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, görünmez ağlarla yakaladıkları kuşları sınır hattında salıveren kaçakçılar, Suriye tarafına kurdukları ağlarla tekrar yakaladıkları kuşları gümrüğe takılmadan yurt dışına kaçırıyor Kelebek, kaplumbağa, yılan ve geyik böceği... Anadolu'da her yıl binlerce hayvan doğadan toplanarak yurt dışına kaçırılıyor ve yüksek fiyatlara satılıyor. Biyokaçakçılığa maruz kalan canlı türleri arasında yırtıcı kuşlar, avlanma ve kaçırılma yöntemleriyle diğerlerinden farklılaşıyor. Doğu Karadeniz'de görünmez ağlarla yakalanarak sınır ötesine "uçurulan" şahin ve doğan gibi kuşlar, uyuşturucu kaçakçılığında dahi kullanılabiliyor. AA muhabirine açıklamalarda bulunan Çankırı Karatekin Üniversitesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tarkan Yorulmaz, Anadolu topraklarının yüz yılı aşkın süredir bitki ve hayvan kaçakçılarının uğrak noktası olduğunu belirtti. İngilizlerin 1800'lü yıllarda Anadolu topraklarındaki birçok türü ülkelerine taşıdığını, o dönemde kayda alınan çok sayıdaki türe bugün ulaşılamadığını anlatan Yorulmaz, biyokaçakçılığa karşı ancak son dönemlerde farkındalığın artmaya başladığını, bu konuda sıkı güvenlik tedbirlerinin kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti. Anadolu'da özellikle Artvin ve Erzurum'dan toplanan kelebeklerin Avrupalı koleksiyonculara, Hatay'dan toplanan geyik böceklerinin Japonya'ya, zehirli yılanların bilimsel araştırmalar için gelişmiş ülkelerdeki teknoloji merkezlerine gönderildiğini anlatan Yorulmaz, ülkenin güney sınırlarından kaçırılan hayvanlar arasında yırtıcı kuşların ise özel bir yerinin olduğuna dikkati çekti. Yorulmaz, Anadolu'nun ulu doğan, şahin, atmaca ve kerkenez gibi yırtıcı kuşların göç yolları üzerinde olduğunu, bu türlerin hayatlarının büyük bölümünü burada geçirmesi nedeniyle de kaçakçılarının Türkiye'ye özel önem verdiğini ifade etti. Yırtıcı kuşların bir çok kültürde güç sembolü olduğunu, hobi olarak yırtıcı kuş besleyen ve buna çok para harcamaya hazır insanların bulunduğunu anlatan Yorulmaz, şunları söyledi: "Kuşların yüksek bedellerle satılması kaçakçılık olaylarını cezbediyor. Genelde Suriye'den gelen kaçakçılar Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'da, özellikle Artvin ve Kars taraflarında, bu kuşların yoğun olarak göç ettiği bölgelerde 'sis ağı' denen görünmeyen ağları geriyor. Yere kuş besleyen zenginlere satıldığı, bazı kuşların diğer kuşları avlamakta kullanıldığının bilindiğini ifade eden Yorulmaz, uluslararası raporlarda tespit edilen diğer bir kullanım alanının da uyuşturucu kaçakçılığı olduğuna, Afganistan ve Pakistan'da şahin ve doğanın uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığının tespit edildiğine dikkati çekti. Anadolu'daki kaçakçılık olaylarının yırtıcı kuşların popülasyonunu tehlikeye düşürecek boyutta olduğunu ileri süren Yorulmaz, bu konuda rakam vermenin mümkün olmadığını kaydetti. (AA) bağlanan küçük kuşları yakalamak üzere alçalan yırtıcılar, ağlara takılıyor. Bu kuşlar, uzun süre aç bırakılarak Suriye sınırına getiriliyor. Burada da sınırın öte yanına yine aynı ağ düzeneği kuruluyor. Serbest bırakılan kuş, sınırın hemen karşı tarafında yem olarak bırakılan kuşa doğru uçuyor ve ağa tekrar yakalanıyor. Yırtıcı kuşları sınırdan 'uçuranlar' da gümrükte hiçbir sorun yaşamadan çıkıp gidiyor. Maalesef bu kaçakçılığa yardım eden çok sayıda vatandaşımız da var. Hepsi aynı yöntemi anlatıyor." Sınırdan geçirilen yırtıcı kuşların, Arap ülkelerinde 23 Kasım 2014 Pazar www.sondakikagazetesi.com Türk İslam eserleri ayağa kaldırılacak İzmir'de bulunan bazısı ibadete kapalı Türk İslam tarihine ait çok sayıda mescit ve cami, Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore ediliyor. Vakıflar Bölge Müdürü İba, "8-10 yıllık periyotta tüm bu eserlerin ayağa kalkmasını hedefliyoruz" dedi İzmir'de bulunan Türk İslam tarihine ait çok sayıda mescit ve cami, Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore ediliyor. Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilen eserlerin başında, Türk İslam tarihine ait kent merkezinde fiziki koşulları nedeniyle yıllardır ibadete kapalı mescitler geliyor. Bunlardan biri de Abdurrahman Mescidi ya da yaygın bilinen ismiyle Kumrulu Mescit. Hatice Hanım tarafından 1756 yılında yaptırıldığı bilinen Basmane Semti'ndeki mescit, kapalı 16 yılın ardından, tekrar ibadete açılmak üzere gün sayıyor. Dikdörtgen planlı ve üzeri kiremitli düz çatıyla örtülü mescit, Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edildi. Vakıflar Bölge Müdürü Kenan İba, AA muhabirine, harap haldeki mescidin ibadete hazır hale getirildiğini, yakında açılıp tekrar eski günlerine kavuşacağını söyledi. Mescidin kitabesi, kapısı, mihrabındaki süslemelerin orijinal olduğunu belirten İba, "Duvarlar kısmen ayaktaydı. Eksik kalan kısımlar ve çatısı yenilendi. Kapı dışındaki ahşap işler, yeni baştan yapıldı" dedi. İba, İzmirlilerin eski mescit ve camilerin restore edilmesi yönünde çok talebi bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "Yapıldıkça memnun oluyorlar. Esasen İzmir merkezde unutulmuş, harap halde bekleyen çok eserimiz var. 810 yıllık periyotta, tüm bu eserlerin ayağa kalkmasını hedefliyoruz. Ama daha çok işimiz var. İzmir, bu manada çok zengin, hem merkez hem ilçelerde çok fazla eser var." İbadete açık mescit ve camiler arasında da restorasyona ihtiyacı olanlar bulunduğunu ifade eden İba, şunları kaydetti: "Bunların da proje çalışmaları devam ediyor. Projeleri bittikçe bunları da restore edeceğiz. Yaklaşık 10 yıldır kapalı durumda olan Kadifekale'deki Baladur Hacı Mehmet Camii ile Emir Mükremeddin hazretleri külliyesi içerisinde zikirhane ve mescit olarak kullanılan yapıyı da restore ettik. En kısa zamanda buraları da ibadete açacağız. Ali Ağa Cami, Yapıcıoğlu Camisi'nde de restorasyon çalışmaları devam ediyor." Kenan İba, çalışmalarına, İzmir Valiliğinin büyük katkı koyduğunu, belediyelerin de destek verdiğini sözlerine ekledi. (AA) 40'ından sonra üniversite kapısını araladılar Türkiye'de lise eğitiminin ardından her gencin rüyasını süsleyen üniversite eğitimi, farklı yaş gruplarının da ilgisini çekiyor. Üniversitelerde şu anda 40 yaş üstünde 17 bin 769 kişi lisans ve ön lisans eğitimi alıyor Türkiye'de lise eğitiminin ardından her gencin rüyasını süsleyen üniversite eğitimi, farklı yaş gruplarının da ilgisini çekiyor. Üniversiteyi kazananlar çoğunlukla 18 yaşındakiler olurken, çocukları, hatta torunları yaşındakilerle aynı azmi gösteren ve sınavlarda ter döken 40 yaşın üstündekilerin başarısı da istatistiklere yansıyor. AA muhabirinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı (YÖK) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2013-2014 öğretim yılında 581 bin 219 kişi lisans, 431 bin 228 kişi ise ön lisans hakkı kazanarak üniversitelere ilk kaydını yaptırdı. Üniversiteye girişke en yüksek başarı oranını 18 yaşındakiler gösterirken farklı yaş grubundakilerin başarıları da dikkati çekti. -40 yaş üstünde 17 bin üniversiteli var 2013-2014 öğretim yılında, 40 yaş üstünde 292'si erkek, 256'sı kadın olmak üzere 548 kişi üniversitelerin lisans bölümlerine girmeye hak kazandı. Bu yaş grubunda bin 578'i erkek, 429'u da kadın olmak üzere 2 bin 7 kişi ise ön lisans programlarına girmeyi başardı. 40 yaş ve üstünde toplam 2 bin 555 kişi, lisans ve ön lisans programlarında çocukları, hatta torunları yaşındaki öğrencilerle aynı sıraları paylaştı. 35-39 yaş grubunda 890'ı lisans, bin 970'i ön lisans olmak üzere 2 bin 860, 30-34 yaş grubunda ise 2 bin 544'ü lisans, 3 bin 779'u ön lisans olmak üzere 6 bin 323 kişi üniversitelere ilk kez kayıt yaptırdı. Bu yıl itibariyle üniversitelerin lisans ve ön lisans programlarında, 40 yaş ve üstünde 17 bin 769, 35-39 yaş grubunda 17 bin 190, 30-34 yaş grubunda da 45 bin 184 kişi öğrenim görüyor. (AA) Köy köy dolaşarak topladığı organik ürünleri pazarlıyor Muğla'nın Datça ilçesinde bir kadın girişimci, köy köy dolaşarak tarlada üreticilerden topladığı 68 çeşit organik ürünü kurduğu internet sitesi üzerinden Türkiye geneline gönderiyor D atça ilçesinde girişimci Biray Atasalihi, köy köy dolaşarak topladığı organik ürünleri internet sitesi üzerinden satıyor. İstanbul'da uluslararası firmalarda pazarlama alanında çalışan Atasalihi, katıldığı bir girişimcilik konferanslarının ardından kendi işini kurmaya karar verdi. Daha önce beğenerek yediği organik Datça ürünlerini pazarlamaya kararı alan Atasalihi, yaklaşık bir yıl önce kurduğu "datcapaketi.com" internet sitesi ile sektöre girdi. Atasalihi, Datça'nın köylerinde kadın üreticiler tarafından toplanılan güz domatesi, Datça bademi, zeytin, zeytinyağı, kekik, çam balı, reçel, salça, keçiboynuzu gibi 68 farklı ürünü köy köy dolaşarak temin ettikten sonra ambalajlayarak internet üzerinden isteyenlere göndermeye başladı. Atasahili, böylece ilçedeki kadın üreticilerin daha fazla gelir sağlamasına da katkı vermiş oldu. Sabahın erken saatlerinde tarlada kadın üreticileri ziyaret eden Atasalihi, sipariş edilen ürünleri tek tek seçerek müşterilerine en iyi hizmeti sunmaya çalışıyor. Atasalihi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllar uluslararası pazarlama alanında çalıştıktan sonra Datça'da kendi işini kurup istihdam sağlamak istediğini söyledi. Kurduğu internet sitesi ile organik ürünleri pazarlamaya başladığını belirten Atasalihi, 8 tedarikçi kadın ile çalıştıklarını, ürünü tarladan alarak paketleyip kargo aracılığıyla ülke geneline ulaştırdıkları anlattı. Hem bölge insanına yeni iş alanları oluşturmak hem de bölgenin organik ürünlerinin ülke genelinde tanıtılmasını hedeflediğini dile getiren Atasalihi, "Başarıyı yakalamak için çok seçici davranıyoruz. Tedarikçilerimle ürünleri seçerken en iyilerini müşterilerimize sunmak istiyoruz" dedi. Farklı tedarikçilerden doğal ürünler topladıklarını vurgulayan Atasalihi, şöyle devam etti: "İstanbul’da yaşarken doğal ve lezzetli ürünler arayışı içerisindeydim. Bu ürünleri de yılın belirli dönemlerinde Datça’dan getirtiyorduk. Üreticiyi destekleyerek her iki tarafı mutlu edecek bir iş kurmak istedim. Yaptığı- mız görüşmeler sonucunda böyle bir iş yapmaya karar verdim. Karadeniz’den İstanbul’a kadar Türkiye’nin her şehrine ürün gönderiyoruz. Farklı ürünleri bir araya getirip tüketiciye bir anlamda doğal gıda marketi hizmeti vermeye çalışıyoruz." Atasalihi, satışlarının müşteri memnuniyetine paralel olarak bir yılda yaklaşık 2,5 kat arttığını, ürünlerinin büyük internet sitelerinde de satışa sunulduğunu ifade etti. Son olarak Datça'da üretilen ve Amerika'da uluslararası ödül kazanan çam balını ürün yelpazesine kattığını bildiren Atasalihi, en çok aranan kekik, çam, keçiboynuzu ve püren ballarını tüketiciye ulaştırdıklarını kaydetti. Sağlıklı ve lezzetli yemekler yemeyi tercih edenlerin mutfaklarına girmeyi başardıklarına işaret eden Atasalihi "Kuru incir, ceviz, zeytinyağı, bal, badem, reçel ve salça gibi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı ve köy yapımı olmak üzere 68 farklı ürün ile müşterilerimize hizmet veriyoruz" diye konuştu. - Üreticiler memnun Datça’da 20 yıldır güz domatesi üretimi yapan Sevgül Yılmaz ise şimdiye kadar yaşadıkları en büyük sorunun ürünlerinin tanınmaması ve pazarlanamaması olduğunu ifade etti. Sabahın erken saatlerinden itibaren tarladan büyük bir zahmetle topladıkları organik ürünleri kolaylıkla pazar- layamadıklarını vurgulayan Yılmaz, bu nedenle ürünlerini düşük fiyattan tüccarların aldığını söyledi. Yılmaz, organik olarak yetiştirdikleri ürünlerin Atasalihi tarafından Türkiye’nin farklı yerlerine gönderildiğini kaydetti. Zeytincilik ve arıcılık yapan Mithat Kuyucu da Datça’nın kendine özgü çok sayıda yöresel organik ürünü bulunduğuna dikkati çekti. Yetiştirdiği ürünlerin organik olduğunu fakat insanların tanımadığının altını çizen Kuyucu, şöyle konuştu: "Halkımızın doğal ürünler konusunda bilinçlenmesi lazım. İnsanlar parlak ve gösterişli ürünlere rağbet gösteriyor.” (AA)
© Copyright 2024 Paperzz