Meryemana - Sondakika Gazetesi

SAYFA 1
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
ŞANTİYE BARİKATINI ENGELLİ YOLUNU KAPATMAYACAK ŞEKİLDE KURDU
Böyle patronlar da var
Geçtiğimiz günlerde, birinci sayfadan;
“Engelli değil, ölüm yolu” manşetiyle
gördüğümüz haber bir inşaat firması
tarafından dikkate alındı. Firma,
şantiye barikatını engelli yolu
kapatmayacak şekilde kurdu
ÖZEL
ÖZEL
HABER
HABER
BU ŞİRKETE ÖDÜL VERİLMELİ
Geçtiğimiz günlerde, birinci sayfadan; “Engelli değil, ölüm yolu”
manşetiyle gördüğümüz habere nihayet biri kulak verdi. Haberin içeriğinde yer alan; “Engelli yolunun izlerinin silinmesi, İzli yolun engellileri
arabaların önüne yönlendirmesi ve İzli yolun ortasına inşaat şantiyesinin
olması” konu başlıklarını okuyan ve aynı yol üzerinde bulunan başka bir
inşaat; aynı hatayı yapmadı. Haberi okuyan inşaat yetkilileri; şantiyeyi,
şantiyenin engelli yolunu engellememesi prensibiyle kurdu. Böylece, şantiyeyi engelli yolunun ortasına kuran inşaat şirketine de örnek olmuş oldu.
O ŞİRKETİN ŞANTİYESİ HALA AYNI YERDE
www.sondakikagazetesi.com
16 Kasım 2014 Pazar
Öte yandan engelli yolunun ortasına şantiye kurduğu için haber konusu
olan şirketin barikatları, olduğu gibi duruyor. Engellileri ölümle karşı
karşıya getiren bu sorumsuzluğa da çözüm üretilmedi. Engelliler ise, zor
anlar hatta tehlikeli anlar yaşıyor. Bir firmanın duyarlılık gösterdiği ancak
habere konu olan şirket ile Büyükşehir Belediyesi'nin sus-pus olduğu engelli yolu skandalı hala çözüm bekliyor. Yani, görme engellilerin
yürümesini sağlayan yollar hala bozuk. Yollar bozuk olduğu sürece, görme
engelliler bu yolu kullanamayacak. 16’da
Evde eğitim dönemi
Buca Gençlik Eğitim Merkezi tarafından verilen YGS ve LYS
hazırlık kurslarının açılışına katılan Başkan Levent Piriştina,
"Türkiye'ye örnek olacak bir projeye daha imza atıyoruz" dedi
BİNALARA SIĞMIYORUZ
EŞEK SÜTÜNE
bilimadamı onayı!
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi Biyoloji
Bölümünde yürütülen proje kapsamında kanser tedavisinde "eşek
sütü"nün etkisi araştırılıyor.
Sonuçların umut verici olduğunu
söyleyen Biyoloji Bölümü Hücre
Kültürü ve Genetik Toksikoloji
Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr.
Çavaş, "İyi bir planlama yaparak
ilk etapta eşek sütünün kanser tedavisinde faydalı olup olmadığını
hücreler üzerinde denedik. Güzel
sonuçlar aldık" dedi. 12’de
Üniversiteye girişte
kızlar erkekleri solladı
Türkiye'de, 21 yaşına kadar üniversiteyi kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü dikkati çekiyor. Üniversitelerde 16-20 yaş grubundaki 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin
908'ini ise erkek öğrenciler oluşturuyor. Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Çalapkulu, "Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak kadınların
zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" dedi. 16’da
Bakıcı, Papa Franciscus’a davet mektubu yolladı
Önce Ankara sonra
Meryemana
Katolik aleminin ruhani lideri
Papa Franciscus’un Türkiye
programı daha önce 3 papa
tarafından ziyaret edilen
İzmir'in Selçuk ilçesinde
heyecanla karşılandı
TURİZM İÇİN BÜYÜK FIRSAT
Papa Franciscus, Türkiye ziyaretleri kapsamında bu ilçeye de davet
edildi. Selçuk Belediye Başkanı
Bakıcı, "Dışişleri Bakanlığı'na Papa'nın Türkiye ziyareti programı içerisine ilçemizin de eklenmesi talebimizi ilettik. Davet mektubumuzu gönderdik. Hristiyan dünyasının ruhani liderlerinin Efes'i ve
Meryem Ana'yı ziyaret etmeleri oldukça
önemli oluyor, bu ziyaretin gerçekleşeceğini düşünüyoruz" dedi. 16’da
Belediye Başkanı Levent Piriştina, ailelerin üzerinden
eğitim yükünü bir nebze olsun almak istediklerini ve
bunun için de en kısa sürede tüm Bucalı öğrencilerin
faydalanabileceği evde eğitim dönemine geçeceklerini
söyledi. Piriştina, “Bir müjde vermek istiyorum. Evde
eğitimi başlatıyoruz. Onu da çok kısa zaman içerisinde
sizlerle paylaşıp hayata geçireceğiz. Binalara sığamıyoruz ve bizde bu gibi sınavlara çocuklarımızı evlerde de
hazırlayalım, dijital ortamlarda da hazırlayalım. Yaş gurubu olarak 7’den 17’ye giden bir yaş gurubumuza hitap
edecek bir çalışmamız var. Bu proje ile de bu yükü
ailelerimizin sırtından biraz daha alacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.
HAYATA HAZIRLIYORUZ
Başkan Levent Piriştina, “İlçemizin kalkınması için
birçok işler yapmaya çalışıyoruz. Fakat bunların planını
yaparken mesai harcarken en çok gençliğe ve geleceğe
yapılacak yatırımlar konusunda heyecanlanıyoruz. Ve orada ne kadar haklı olduğumuzu üç kız arkadaşımıza
baktığımızda bir kez daha görmüş oluyoruz. Ben de bir
kız çocuğu okutuyorum ve şunun çok iyi farkındayım,
gençleri SBS’ye, YGS’ye veya LGS’ye hazırlamıyoruz.
Aslında çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz. Bu zorlu mücadelede de mutlaka Buca Belediyesi’nin bir rol oynaması lazım. O yükü ailelerin sırtından alması lazım.
Bunun için evde eğitim projesini başlatıyoruz" dedi.
devamı 16’da
İşportaya kıyak
ESNAFA FIRÇA
İzmir’in Karabağlar
ilçesinde bulunan
Yeşilyurt Sevgi Yolu
esnafı, işgaliye
yüzünden zabıtaların
kendilerini devamlı
rahatsız ettiğini fakat
işportacılara işlem
yapmadıklarını iddia
etti. Çevre esnaflarından
Cemil Mutlu, "Sokaktaki
işportacılara,
masa
sandalye
atanlara
çözüm
bulamıyorlar”
dedi.
14’te
Dağda gördüğünüz
turiste hesap sorun
Coğrafik konumuyla kıtalar arasında bir geçiş noktasında
olan Anadolu, çok sayıda endemik türe ev sahipliği
yapması nedeniyle biyokaçakçıların da gözdesi oldu
Gümrüklerde 2014 yılında tespit edilen 54 vakanın
biyokaçakçılık konusunda buz dağının sadece görünen parçası
olduğu ifade ediliyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge
Müdürlüğü'nce Tepekule Kongre Merkezi'nde biyokaçakçılığa
dikkati çekmek için "Biyoteknoloji Kaçakçılığı Çalıştayı" düzenlendi. Çalıştayda konuşan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Kılınçarslan, "Vatandaşlar,
arazide dolaşıp bitki veya hayvan türlerini toplayan yabancıları
görürse araştırma izinlerini sorgulamalı" dedi. 8-9’da
Sabit İNCE yazdı
BİR UYKUYA
DALMIŞ 8’de
>>
Mustafa ARSLAN yazdı
HAYALİ
ARABA 9’da
>>
Özcan PEHLİVANOĞLU yazdı
Nejat YALÇIN
ÖN ALMAYI BAŞARAMAYAN MİLLET... 10’da
>>
SAYFA 2
SIYAH MAVI
KIRMIZI SARI
16 Kasım 2014 Pazar
Benden sonra yok olacak
K
eçi kılı, kendir ve yünden üretilen
Bitlis'e özgü ayakkabı "harik"in
ustası Haydar Yılmaz, mesleğini
gelecek kuşaklara aktaracak çırak bulamamaktan yakınıyor. Atatürk Kültür Merkezi'nde 13-16 Kasım'da düzenlenen "Bitlis
Tanıtım Günleri"nde, yöreye özgü olan ve
el işçiliğiyle üretilen harikin tanıtımı yapıldı. Harik üretimi hakkında bilgi veren
Usta Haydar Yılmaz, mesleğin yaşayan
son temsilcisi olduğunu söyledi. Yılmaz,
el emeği göz nuruyla yapılan, keçi kılı,
kendir ve yünden üretilen harikten 5 günde bir çift üretebildiğini anlattı.
-600 yıllık geçmişe sahip
Harikin üretiminde kullanılan kendirin
önce ayıklandığını, sonra ip haline dönüştürüldüğünü ifade eden Yılmaz, "Kendirden yapılan harik tabanı daha sonra bezle
kaplanıyor. Doğal keçi kılından yapılan
üst örgüsüyle ayakkabı görünümünü alı-
yor. Üst örgüye isteğe göre başka motifler
işlenebiliyor" dedi. Yılmaz, harikin yazın
serin kışın ise sıcak tuttuğuna ve su geçirmediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"600 yıllık geçmişe sahip harik bundan 60
yıl öncesine kadar Bitlis ve çevre illerde
ayakkabı olarak kullanılıyordu. Deri ayakkabının yaygınlaşmasıyla üretim ve kullanım giderek azaldı, artık kullanılmıyor."
-"Mesleği öğretecek çırak yok"
Bitlis İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce
açılan kurslara yeterli başvurunun olmadığına işaret eden Yılmaz, kursiyer bulunmaması nedeniyle kendisinden sonra harik üretecek ustanın kalmayacağını kaydetti. Yılmaz, mesleği öğretecek çırak bulamadığı için üzüldüğünü vurgulayarak,
harik ustalığının yok olan meslekler arasında yer almaması için yetkililerden destek istedi. (AA)
.
0
0
1
ı
s
a
m
Türk sine
R
O
Y
U
L
T
YAŞINI KU
filmlere, "FranOsmanlı coğrafyasının beyaz perdeyle tanışmasından tiyatro kökenli ilk dönem
rul'a ve Yeşilsız kızlar" için uygulanan ilk sansürden bir döneme damga vuran Muhsin Ertuğ
geride bıraktı
çam'dan milenyumla yeniden ivme kazanan yerli filmlere, Türk sineması bir asrı
T
ürk sineması, ilk Türk filmi kabul edilen "Ayastefanos Abidesinin Yıkılışı"nın bugün 100'üncü yaşını kutluyor. Osmanlı
coğrafyasının beyaz perdeyle tanışmasından tiyatro kökenli ilk dönem filmlere, "Fransız kızlar" için uygulanan ilk sansürden bir döneme damga vuran Muhsin
Ertuğrul'a ve Yeşilçam'dan milenyumla yeniden ivme kazanan yerli filmlere Türk sineması, dünyanın en eski ulusal sinemaları
arasında yer alıyor. İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, araştırmacı ve yazarlar tarafından başlangıç alındığı tarih dolayısıyla
zaman zaman tartışmaların odağı olan Türk
sinemasına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Sinemanın bu topraklardaki geçmişinin çok daha eskilere dayandığını belirten Çelikcan, "Bu yıl 100. yaşını
kutladığımız sinemamızın geçmişi, İstanbul'da ilk film gösteriminin yapıldığı
1896'ya kadar uzanıyor. O yıl, Beyoğlu'nda
başlayan sinema gösterimlerinin ardından
geleneksel temaşa sanatının sergilendiği
alanlarda film gösterimlerinin yapılmasıyla
sinema seyircisi oluşuyor. Dünya sinemasının başlangıcının da Lumiere Kardeşlerin
1895'te Paris'te ilk filmlerinin seyirciyle buluşmasıyla başlatıldığı göz önüne alındığında, aslında Türk sinemasının başlangıcını
da 1896 almak daha uygun olur" diye konuştu. Çelikcan, 1914'e gelene kadar Avrupalı sinemacıların Osmanlı coğrafyasına ilgisi dolayısıyla yüzyılın başından itibaren
çeşitli çalışmalar yapıldığını, film çekim ve
gösterimine ilişkin ilk yasal düzenlemenin
hazırlandığını ve Osmanlı tebaasından Makedon asıllı Manaki Kardeşlerce 1911 yılında da belgesel filmler çekildiğini anlattı.
Çelikcan, Osmanlı ordusunda görevli Fuat
Uzkınay'ın 1914'teki çektiği ve günümüze
ulaşan hiçbir kopyasının bulunmadığı filmin, dönemin koşulları dolayısıyla Türk sinemasının başlangıcı olarak referans alındığını söyledi.
-Beyaz perdeye ilk yansıma
Yıldız Sarayı'nda
Öte yandan, AA muhabirinin çeşitli
kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Türk
sinemasının bir asrı ise şöyle: Osmanlı
Devleti, dünyanın ilk kez Lumiere Kardeşler'in 1895'te çektiği bir trenin gardan hareketini gösteren filme hemen ilgi göstererek,
Yıldız Sarayı'ndaki ilk gösterimle bu topraklar "büyülü dünya" ile tanıştı. Türk sinemasının ilk adımı ise 1.Dünya Savaşı'nın
başladığı günlerde yedek subaylığını yapan
Fuat Uzkınay'ın yönetmenliğinde 14 Kasım
1914'te propaganda amaçlı çekilen "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" belgeseliyle atıldı. Ardından, Harbiye Nazırı Enver
Paşa'nın emriyle 1915'te Merkez Ordu Si-
nema Dairesinin (MOSD) kurulmasıyla
hem Türkiye'yi ziyarete gelen imparatorların gezi belgeselleri hem de birkaç öykülü
film denemeleri yapıldı.
-Türk sinemasında ilk sansür "Fransız kızları" için yapıldı
Dönemin sevilen tiyatro oyunu Leblebici
Horhor ile "Himmet Ağanın İzdivacı",
1916'da çekilmeye başlamasına rağmen savaş koşullarında vaktinde tamamlanamadı.
Dolayısıyla Türk sinemasında yarım kalmadan çekilen ilk öykülü film, İstanbul'un
işgaliyle MOSD'un sinemayla ilgili tüm
malzemelerinin devredildiği Müdafaa-i
Milliye Cemiyetinin Sedat Simavi'ye ısmarladığı "Pençe" ve "Casus" filmleri oldu.
Türk sinemasında sansür ilk kez, İstanbul'un İtilaf devletlerinin işgali altında bulunduğu 1919'da çekilen "Mürebbiye" filmine uygulandı. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın aynı adlı eserinden Fuat Uzkınay'ın
yapımcılığında beyaz perdeye aktarılan sessiz film, Fransız kadınları kötü gösterdiği
gerekçesiyle yasaklanmasına rağmen gizlice gösterildi. Türk sineması ilk komedi film
serisine ise 1921'de gösterilen "Bican Efendi" ile kavuştu.
-Sinemada "tek adam" dönemi
İlk özel yapımevi Kemal Film'in kuruluşuyla Türk sinemasında yeni bir dönem
başladı. Muhsin Ertuğrul, yurt dışında
edindiği sinema tecrübesiyle uzun yıllar
"tek adam" olarak pek çok ilki hayata geçirdi. "İstanbul'da Bir Facia-i Aşk" filmiyle
Türk sinemasına adım atan Ertuğrul, aleyhlerinde çekildiği düşüncesiyle film setinin
Bektaşilerce basıldığı "Boğaziçi Esrarı", ilk
kez Türk kadınlarının rol aldığı "Ateşten
Gömlek", ilk ortak yapım (Türk-Mısır-Yunan) "İstanbul Sokaklarında" filmlerinin de
aralarında olduğu yapımlara imza attı. Türk
sineması ilk uluslararası ödülünü, Ertuğrul'un 1934'te ikinci kez perdeye uyarladığı
"Leblebici Horhor Ağa"nın Venedik 2.
Uluslararası Film Şenliği'nde "onur diploması"na layık görülmesiyle aldı. 2. Dünya
Savaşı'nın olumsuz etkisiyle 1939-1945 yıllarında çok az sayıda filmin üretildiği Türk
sinemasının yerini yabancı filmlerin doldururken, "Yerli Film Yapanlar Cemiyeti"nce
1948 yılında ilk kez düzenlenen yarışma
sektöre canlılık getirdi.
-Sinemamızın "altın çağı"
Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk
sineması büyük bir atılım yaptı. Sinemacı
Ömer Lütfi Akad'ın 1949 yılında çektiği
"Vurun Kahpeye", sektörü yeniden şekillendirdi. Tarihi filmler, roman uyarlamaları,
şehir hikayelerinin de ağırlık kazandığı 50'li
yıllarda bir sinema dili oluşturulmaya başlandı. Yönetmen Akad'ın parladığı bul yıllarda, Türk sinemasının da yıldızları yükse-
lerek Ayhan Işık, Belgin Doruk, Zeki Müren, Fikret Hakan gibi isimlere kavuştu.
Film üretim verimliliğinin en üst noktaya
çıktığı 1960'lı yıllarda ise sinema ulusal bir
kimliğe büründü. Yapım, üretim ve dağıtım
gücü bakımından "altın çağ" kabul edilen
bu dönemde, 1963'ten itibaren renkli filmler ağırlık kazandı. Türk sineması, 1966 yı-
lında 241 film üreterek dünya uzun metraj film üretimi sıralamasında 4'üncü oldu. Memduh Ün, Metin
Erksan, Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez, Halit
Refiğ gibi yönetmenlerin yanı sıra Cüneyt
Arkın, Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Yılmaz Güney, Fatma Girik, Türkan Şoray gibi oyuncular da sinema dünyasına adım attı.
-İlk "Altın Portakal" ve "Altın
Ayı" ödülleri
Türk sineması uluslararası ilk büyük zaferine, 1964'te Berlin Film Şenliği'nde "Altın Ayı"yı kazanan Metin Erksan'ın "Susuz
Yaz" filmiyle ulaştı. Kültür ve Turizm Bakanlığınca bu yaz gerçekleştirilen "En İyi
100 Film" anketinde halkın oymasıyla da
birinci seçilen Susuz Yaz, Türk sinemasının
en iyi filmi olarak yüzyıla damga vurdu.
Aynı yıl Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti
ve Antalya Belediyesinin ortak girişimleriyle I. Antalya Film Festivali (Altın Portakal)
düzenlendi. 1965'ten itibaren, bir filmin 5-6
günde tamamlandığı, iç içe filmler çevrildiği "hızlı" film furyası başladı. Günlük gazetelerde ve dergilerde yayınlanan çizgi romanlarla fotoromanların beyaz perdeye de
yansıtılmasıyla başlayan avantür filmler
modasıyla başta Killing olmak üzere Baytekin, Fantoma, Mandrake, Uçan Adam gibi
filmler çekildi.
Televizyonun evlere girmesinin sinemadan uzaklaşıldığı
1970'li yıllarda, bu zamana kadar çekilen
kanallarının desteğiyle de pek çok film üremelodramlar, komediler, sosyal içerikli
tildi. Yavuz Turgul'un 1996'da çektiği "Eşdramlarla halkın içine giren, Ortadoğu ve
kiya" filmi 90'ların en önemli yapımı olurBalkan ülkelerinde de izlenir hale gelen
ken, Türk sinemasının yeniden zirveye çıkTürk sinemasının, çeşitli furyaların etkisiyle ması için gereken ivmeyi sağladı. Sinan Çekalitesi düştü, sektör daralma sürecine girdi. tin'in "Berlin in Berlin", Ömer Vargı'nın
Türkiye ve dünyadaki olayların etkisiyle
"Her Şey Çok Güzel Olacak", Mustafa Altı70'ler hem arabesk hem Almanya'ya işçi
oklar'ın "Ağır Roman", Derviş Zam'in "Tagöçü dolayısıyla gurbet hem "Karaoğlan",
butta Rövaşata", Reha Erdem'in "Kaç Para
"Malkoçoğlu", "Tarkan"lı, "Çeko", "Zorro", Kaç", Tomris Giritlioğlu'nun "Salkım Hanı"Killing", "Tom Miks", "Süperman"li fanmın Taneleri" dönemin dikkat çeken yatastik, avantür hem de erotik filmlerin çekil- pımları arasında yer aldı.
diği dönem oldu. Öte yandan, Atıf Yıl-Milenyumun bereketi
maz'ın "Selvi Boylum Al Yazmalım", "Kibar Feyzo", Lütfi Akad'ın "Gelin", "Düğün"
Türk sineması tırmanışa geçtiği 2000'li
ve "Diyet" üçlemesi, Metin Erksan'ın "Sen- yıllarda ilk önemli başarısını, Nuri Bilge
siz Yaşayamam", Erden Kıral'ın "Kanal",
Ceylan'ın Uzak filminin 2003'te Cannes
Ali Özgentürk'ün "Hazal", Yılmaz GüFilm Festivali'nde "Jüri Büyük Ödülü"nü
ney'in "Umut", "Arkadaş" filmleri dönemin kazanmasıyla yakaladı. Özellikle 2005'ten
dikkat çeken yapımları arasında yer aldı.
itibaren film üretim sayısında artışın yanı
Türk sinemasında Ertem Göreç'in "Pamuk
sıra yerli film seyircisi de sinemaları dolPrenses ve Yedi Cüceler"iyle ilk kez masal
durdu. Rekorların kırıldığı bu yıllarda, Türk
uyarlaması filmler görücüye çıkarken, Türsineması bugüne kadarki en büyük gişesine
ker İnanoğlu'nun canlandırdığı "Yumurise 7 milyonu aşkın kişinin izlediği "Recep
cak", Menderes Utku'nun "Afacan" filmleri İvedik 4" filmiyle ulaştı.
de sinemada "çocuk kahramanlar" ortaya
2005 yılında 30 milyona yaklaşan sineçıkardı. Bu dönem ayrıca Şule Yüksel Şen- ma seyircisi sayısı geçen yıl 50 milyonu
ler'in Huzur Sokağı romanından uyarlanan
geçti. Vizyon gelirinin 505 milyonu aştığı
"Birleşen Yollar"ın beğenilmesiyle din tesektörün toplam büyüklüğü ise 2 milyar limalı filmler de bir biri ardına beyaz perdeye rayı aştı. Sektör, 2013 yılı itibariyle 620 siyansıdı.
nema binası, 2 bin 170 sinema perdesi ve
-Sinemaya "darbe" etkisi
271 bin 250 sinema koltuğuyla sinemaseTürk sineması, 1980 darbesinin etkisiyle
verlere hizmet veriyor.
dönüşüm yaşarken, filmlerin başrol oyun(AA)
cusu yerine yönetmeniyle anılmaya başlamasıyla "Yeşilçam" dönemi sona
erdi. Bunun yanı sıra 1980'lerin
başlarında 70 civarında film üretilirken 1984'ten itibaren yıllık
100 filmin üzerine çıkıldı ve sanat filmlerine ağırlık verildi. Film
festivallerinin kendi seyirci kitleYıl: 4. Sayı: 1102. 16 Kasım 2014 Pazar
sini oluşturmaya başladığı bu dönemde, Türk sineması Cannes
Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Film Festivali'nin büyük ödülü
Eflatun SAYGILI
"Altın Palmiye"ye, ilk kez Şerif
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Yazı İşleri MüdürüGören ve Yılmaz Güney'in "Yol"
Fikret DAĞTEKİN
Yayın Sahibi Temsilcisi
Azime
MOLLA
filmiyle 1982'de sahip oldu.
-1990'lar "Eşkıya" ile canlandı
Türk sinemasının krize girdiği 1990'lı yıllarda film üretimi sayısı yılda 10'a kadar düştü. Sinemaların kapandığı, televizyon kanallarının çeşitlendiği, VCDDVD'lerle alternatif izleme alanlarının ortaya çıktığı dönemde
Türk sineması kimlik arayışına
girdi. Yönetmenlerin daha gerçekçi ve yaşamın içinden küçük
öykülerin anlatıldığı yapımlara
yöneldiği bu dönemde televizyon
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Turgut KOÇ
Denizli Temsilciliği
05326601776
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
[email protected]
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
16
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
Kuşadası kıl payı kurtuldu
223 vatandaşın evini boşaltmasına sebep olan toprak kaymasının bölgedeki inşaat çalışmasından kaynaklandığını açıklayan belediye yetkilileri, "İnşaat ile ilgili tek bir izin yok.
Denetim yapıldı ve mühürlendi. Olaya el atılmasa büyük bir felaket yaşanacaktı" dedi
Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, zemini
kayan bölgede 114 konut tahliye
edildi. Tahliye edilen vatandaşlardan
182’ü otele yerleştirildi, bir bölümü
ise akrabalarının yanına taşındı.
Toprak kaymasını önlemek için çalışmaların devam ettiği belirtildi.
Kadınlar Denizi Mahallesi, Süleyman Demirel Bulvarı'nda, 2013 yılında başlanan inşaat ve fore kazık
çalışmasından kaynaklandığı belirtilen zemin hareketliliği, üç sitede 63
konutun boşaltılmasına sebep oldu.
Mücella Emgin, Dergah ve Özgün
sitelerinden tahliye edilen vatandaşlar, bir apart otele yerleştirildi. Dün
öğle saatlerinde, riskli binaların tah-
liyesine başlandı. Kuşadası Belediye
Başkanı Özer Kayalı, tahliyede belediye birimlerinin koordineli çalıştığını ve kısa süre içerisinde 63 konuttan 223 vatandaşın tahliye edildiğini
açıkladı. Kayalı, “Evlerinden ayrı
kalmak zorunda kalan vatandaşlardan, 182’si bir apart otele yerleştirildi. Kuşadası Belediyesi'nce vatandaşlara battaniye, elektrikli soba, kumanya, temizlik malzemeleri dağıtıldı. Üç sitede 150’ye yakın evi tehdit eden zemin hareketliliğine, imar
rantının neden olduğu ortaya çıktı.
Arazinin, öndeki yoldan kot almak
için iki yıl önce imarının değiştirildiği, ruhsat veya izin alınmadan, sözlü
olur ile hafriyata başlandığı belirlendi. Belediye seçimleri sonrası fore
kazık çalışmasının büyük bölümü
tamamlanan çalışmaların denetlenmesi sırasında iki kez mühürlendi ve
sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuldu.” dedi. (CİHAN)
TIBBİ SARF MALZEME SATIN ALINACAKTIR
UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI
EGE ÜNİVERSİTESİ
11 KALEM MUHTIBBI SARF ,LABORATUVAR MLZALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/147210
1-İdarenin
a) Adresi
: ANKARA CAD. 35100 BORNOVA/İZMİR
b) Telefon ve faks numarası
: 02323435274 - 02323730083
c) Elektronik Posta Adresi
: [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
internet adresi (varsa)
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı
: 11 Kalem 11 KALEM MUH.TIBBI SARF ,LABORATUVAR MLZ. ALIMI
Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri
: Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Taşınır Kayıt Kontrol
Birimi Bornova-İZMİR
c) Teslim tarihi
: 1., 2., 3., 10., 11. Kalemler için Sözleşmenin imzalanmasına müteakip
verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren işe başlanacak ve 15 gün
içinde sipariş miktarı teslim edilmek kaydıyla malzemenin tamamı 30.06.2015
tarihine kadar peyderpey teslim edilecektir. 4., 5., 6., 7., 8., 9. Kalemler için
Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren 30 gün içinde işe başlanacak ve bu sure içinde malzemeler
defaten teslim edilecektir.
3-İhalenin
a) Yapılacağı yer
: Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü (İhale Salonu) BornovaİZMİR
b) Tarihi ve saati
: 01.12.2014 - 10:30
4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret
ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan
veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge.
4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları
gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1.Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler:
a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu-gösteren belge veya belgeler,
b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler,
c) Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikle sunduğu serbest bölge
faaliyet belgesi.
İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir.
İsteklinin imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler ise şunlardır: a) Aday veya istekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi b) Aday veya isteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen
Kapasite Raporu, c) Aday veya isteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından aday veya istekli adına düzenlenen
İmalat Yeterlik belgesi, Aday veya isteklinin yukarıda sayılan belgelerden birini sunması yeterlidir.
4.3.2.
4.3.2.1.Standarda ilişkin belgeler:
İstekliler 3. kalem ( 82002382) PARAFIN BEYAZ malzemesi için CE belgesi sunmalıdır.
4.3.3.Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman:
a) İstekliler, malzemeler için ürüne yönelik uygunluk değerlendirilmesi yapılacağından ihale Komisyonunca incelenmek üzere teklif ettikleri ürünlere ilişkin 1., 2., 3., 10., 11. Kalemler için ürün numunesini ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif çetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. b) İstekliler, malzemeler için ürüne yönelik uygunluk değerlendirilmesi yapılacağından ihale Komisyonunca incelenmek üzere teklif ettikleri ürünlere ilişkin 4., 5., 6., 7., 8., 9. Kalemler için ürün numunesini veya ürünü tanıtan kataloğu ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır.
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresinden satın alınabilir.
7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale
yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZ YİRMİ) takvim günüdür.
12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Sondakika: 16/11
Basın: 12432
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
SOKAK HAYVANLARININ KISIRLAŞTIRILMASI VE REHABİLİTASYON
HİZMETİ ALINACAKTIR
BORNOVA BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
BORNOVA BELEDİYESİ SINIRLARI İÇERİSİNDE SOKAK HAYVANLARININ KISIRLAŞTIRILMASI VE
REHABİLİTASYONU HİZMETİ ALIMI İŞİ hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine
göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/139286
1-İdarenin
a) Adresi
: 1024 Sok.No:13 Evka -4 Mah. BORNOVA/İZMİR
b) Telefon ve faks numarası : 9992929-4602 - 8502098373
c) Elektronik Posta Adresi : *******
ç) İhale dokümanının
: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
görülebileceği internet adresi
2- İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı
: 36 ay süreyle 8 personel (2 Veteriner Teknikeri ve 6 işçi ile) çalıştırılması
hizmet alımı işi
Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari
şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer
: Bornova Belediyesi Sınırları İçerisinde
c) Süresi
: İşe başlama tarihi 01.01.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2017
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer
: Bornova Belediyesi Encümen Toplantı Salonu Fevzi Çakmak Cad.No:38
Bornova / İZMİR
b) Tarihi ve saati
: 09.12.2014 - 10:00
4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi;
4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk
ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan
veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları
gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine
sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları
veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen
ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma
uygun belge,
4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.2.1Bankalardan temin edilecek belgeler:
Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans
mektubu,
Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir.
4.2.2.İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri:
a)İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun
gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini,
b)İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli
mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi
sunar,
Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde;
a)Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması,
b)Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması,
c)Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50'den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır.
Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son
iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.
Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve
giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince
onaylı olması gerekir.
4.2.3.İş hacmini gösteren belgeler:
a)İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu,
b)Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını
gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar,
Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir.
Toplam cironun teklif edilen bedelin %15'inden, taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %9'undan az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini
sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir.
Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal
tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır.
4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1.İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 15
oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1.
Kamu kurum ve kuruluşları veya özel sektörde gerçekleştirilen her türlü Veteriner işleri hizmet alımı benzer
iş olarak kabul edilecektir.
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 150 TRY (Türk Lirası) karşılığı 1024 sokak No:13 Evka 4
Mah.Bornova/İZMİR adresinden satın alınabilir.
7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Bornova Belediyesi Encümen Toplantı Salonu Fevzi Çakmak
Cad.No:38 Bornova / İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla
da gönderilebilir.
9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim
fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür.
12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13.Diğer hususlar:
İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde
bırakılacaktır.
Sondakika: 16/11
Basın: 12506
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
16 Kasım 2014 Pazar
Johns Hopkins Üniversitesi'nden ekonomist
Hanke,"Kur savaşı terminolojisi yeniden gündeme gelmeye başladı.Eğer bana 2015’te faiz
artışı olacak derseniz, size ancak gelecek yılın
son çeyreğinde olabilir derim”şeklinde konuştu
3JTXNXUZXRKVKPWQXZIXRUXVXVWVZYUOSVQYZGYMS<ZIWTZIJMJ:
PXVWVZKUPYNS@ZXRKVKPWUXTWZIWTIWTWMUXZTXRYIXOZXQX:
IWUPXRZW?WVZRLTZNYDYHUYTSVYZQKETLZWOWMKT=Z&GPYVUYTY
FATXZ,7)*ZMSUSVQYZCWMYNYUYTSVZFAGJZYTOSRZRLT
NYDYHUYTSVQYZKUYBYR=;;ZPL>YIWTWVWVZNKTLUYTSVS
MYVSOUYMYVZ(K>VNZ4KCRWVNZ.VWDXTNWOXNWZ&MFLUYPYUS
2RKVKPWZ-TK<XNATJZ#OXDXZ4YVRX@ZRLTZNYDYHSZOXTPW:
VKUK5WNWVWVZMXVWQXVZFJVQXPXZFXUPXMXZIYHUYQSESVS
YVUYOOS=#JTXBWV@Z(YCKVZ+XVW0VWVZ<YGUYZQXEXTZRYM:
IXOPXNWMUXZIYHUYQSESVSZIXUWTOXVZ4YVRX@Z8#KVZKUYTYR
W5XTMY/VSVZCYTYZIWTWPWZVYWTYNZDXZLNZCYTYZIWTWPWZTLIUX
QXZ>SGUYZQXEXTZRYMIXQWMKT8ZQXQW=;91ZQKUYTS@ZYDTKZDX
MXVZYTYNSVQYZRLTZNYDYHSVSVZMYHYVQSESVYZWHYTXOZXQXV
4YVRX@ZAVJPJGQXRWZNXVXZMWVXZ;91ZQKUYTSVSVZQWEXT
CYTYZIWTWPUXTWZRYTHSNSVQYZVWNCXOXVZFJ?UJZRKVLPLVL
RKTLMYBYESZOY>PWVWVQXZILULVQL=1KUYTSVZFXUXBXRZMSU
FJ?UJZKUPYMYZQXDYPZXQXBXEWVWZQWUXZFXOWTXVZ4YVRX@
8XQ/WVZ<YWGZYTOSHSVYZFXUXBXRZKULTNYR@ZXEXTZIYVY
,7)*/OXZ<YWGZYTOSHSZKUYBYRZQXTNXVWG@ZNWGXZYVBYRZFXUXBXR
MSUSVZNKVZ?XMTXEWVQXZKUYIWUWTZQXTWP=Z6XPXUZKUYTYRZIXV:
WPZ;91ZXRKVKPWNWVWZKRLPYP@ZXRKVKPWVWV@ZCWMYNYVSV
QJHJVQJEJZRYQYTZFJ?UJZKUPYQSESZMAVJVQX===Z6KCUYP
OYUXCZ>YUXVZGYMS<ZDXZILZMJGQXVZQXZYHYESZMAVUJZTXDWGM:
KVUYTZMYCSUSMKT8ZQWMXZRKVLHOL=4YVRXZW?XTWNWVQX
14#-*2(4&53.0010/5,354"3213#(3
4/4.*5-$051,4.&5+'-45!313$+.
!3124$45!! 524/05+1424/5
315$02
(41424510'4.'53-/013.)02(35"313'0
,32)0/1320.054*/14424/&5323)3
23/4"3-5+2-4(*5,42&5+24)45"4#42*5,42&
/'3/532$+2(4.'5,42&523-/3.10/
,42)*2#3/10.)35/+.#-
&UYHOSTPY@Z1XVWGBWUWRZDXZ4YIXTUXHPX
9YRYVUSESVQYZMYCSUYVZ-KNOYZ4WGPXO
#YEUYMSBSUYTSZ+XORWZ9XUFXNWZ6ATXVW/VX
&UYHOSTPY@Z1XVWGBWUWRZDXZ4YIXTUXHPX
9YRYVSZJO<WZ2UDYV@Z9WUFWZ6XRVKUK5WUXTWZDX
UXOWHWPZ3LTLPLZ963Z9YHRYVSZ6YM<LT
;BYTXTZDXZQYDXOUWUXTZRYOSUQS=Z4YIXTUXHPX
NXROATJVJVZAVXPUWZIWUXHXVWVWZKULHOLTYV
CKNOYZRKVLNLVQYZNXTIXNOUXHPXZRKVLNLVQY
VW>YWZYQSPSZILFJVZYOOSRUYTSVSZIXUWTOXV
[email protected])ZMSUUSRZCKNOY
WHUXOPXBWUWEWVQXZ>XCZIWTUWROXZWPGY
YOSMKTLG=Z-66/MXZIWTZYVUYPQYZTYRWCZKUYTYR
AGXUZ<WTPYUYTYZUWNYVNZMYVWZMXORWUXVQWTPX
IXUFXNWZDXTWMKTLG=ZXTXQXZTXRYIXOZKTOYPS
DYT@ZKTYQYZIYHYTSZDYT@ZMJRNXRZCXT<KTPYVN
DYT@ZJTXORXVUWRZDYTQST=Z-KNOYZ>WGPXOUXTW
NXROATJVJVZQXZIWTZYVUYPQYZTXRYIXOX
Y?SUPYNSZDXZAGXUZRXNWPQXRW@
WHUXOPXBWUXTWPWGXZMXORWUXVQWTPXZIXUFXNW
DXTWUPXNWZILZNXROATJVZAVJVJZQY>YZQY
Y?YBYROST=8ZY?SRUYPYNSVQY
ILULVQL=6XRVKUK5WRZFXUWHPXUXT@ZXRKVKPW
CKUWOWRYUYTSVSVZQXEWHPXNW@ZRJTXNXUUXHPX
NKVLBLZMYHYVYVZQAVJHJPJVZCKNOYZNXR:
OATJVJVZQXZYTYUYTSVQYZKUQLELZNXTIXNOUXHPX
NJTXBWVWZ>SGUYVQSTQSESVYZQWRRYOZ?XRXVZ2U:
DYV@Z8WQXTXRZFXVWHUXMXVZ>YIXTUXHPX
CYGYTSVSVZAVXPUWZIWTZCYT?YNSZKUYVZCKNOY
NXROATJZQXZILZ>SGUSZQXEWHWPZDXZFXUWHWP
NJTXBWZWUXZRYTHSZRYTHSMYZRYUPSHOST=Z!GXUUWRUX
IWUFWZDXZWUXOWHWPZOXRVKUK5WUXTWVQXZMYHYVYV
FXUWHWPUXTZFXUXVXRNXUZ>YIXTUXHPXZ>WGPXO:
UXTWVWZWRYPXZXQWBWZYTY?UYTSV
MYMFSVUYHPYNSVYZNXIXCZKUPLHOLT=8ZQWMX
RKVLHOL=+XVWZ>WGPXOZOJTUXTWVWVZKTOYMY
?SROSESVS@ZILVLVUYZIWTUWROXZNXROATQXZMXVW
KMLVBLUYTZW?WVZMXTZY?SUQSESVSZDLTFLUYMYV
2UDYV@Z81JVMYZKUQLELZFWIWZ6JTRWMX/QXZQX
CKNOYZNXROATJZNKVZMSUUYTQYZ>SGUSZIWTZIJMJPX
FANOXTQW=Z2ORWVZIWTZTXRYIXOZKTOYPSVSV
KULHOLTLUPYNSZ>XPZOJRXOWBWUXTWVZ>XPZQX
NXROATJVZW>OWMY?UYTSVSVZRYTHSUYVPYNS
;9/MXZLMLPLVZNYEUYVPYNSZW?WVZ>LRLRW
NJTX?ZKULHOLTLUQL=Z9LZIYEUYPQYZ*
NYMSUSZ-KNOYZ4WGPXOUXTWZ3YVLVLZ,7)
MSUSVQYZMYMSPUYVYTYRZMJTJTUJEXZFWTQW=Z9L
RYVLVZWUXZCKNOYZNXROATJVJV
NXTIXNOUXHOWTWUPXNW@ZNXROATXZMAVXUWRZQJGXV:
UXPXZ<YYUWMXOUXTW@ZRYPLZCKNOY
WHUXOPXBWNWVWVZ-66/VWVZMXVWQXV
MYCSUYVQSTSUPYNSVYZMAVXUWRZQJGXVUXPXUXT
MYCSUPSHOST=8ZW<YQXNWVQXZILULVQL=%
6JTRWMX/VWVZQXZILULVQLELZFXUWHPXROXZKUYVZXRKVKPW:
UXTWVZFXUXBXRZNXVXZGKTULZIWTZMSUZFX?WTXIWUXBXEW
AVFATJNJVQXZILULVYTYR@Z XUWHPXROXZKUYVZXRKVKPW:
UXTWVZAVBXUWRUWZKUYTYRZVXOZIWTZNOTYOX5WNWZKUPYUS=Z9WT?KR
FXUWHPXROXZKUYVZXRKVKPWQXZILZMKR=ZUYNSZIWTZ<YWG
YTOSHSVYZRYQYTRWZNJTXQXZNOTYOX5WVWGWZLMFLUYPYZIWUXZNWMYNW
KUYTYRZGKTZKUYIWUWMKT8ZW<YQXUXTWVWZRLUUYVQS=%VDXNOZ;
KVZ+AVXOWBWNWZ9YOLTZ;NPYGKEULZWNXZRLTZNYDYHUYTSVSV
XRKVKPWRZIJMJPXZJGXTWVQXRWZWNOXVWUXVZXORWMW
FANOXTPXQWEWVWZRYMQXOOW=;NPYGKEUL@ZHLVUYTS
RYMQXOOW ,77"ZXRKVKPWRZRTWGWZNKVTYNSZFXUWHPWH
XRKVKPWUXTZIJMJPXMWZFXTWZFXOWTPXRZW?WVZFWTWHOWRUXTW
3XMVXNMXVZCKUWOWRYUYTQYZMKUY@ZTXXUZ<YWGUXTWZWVQWTXTXR
?SROS=ZZXTXQXMNXZZNXVXZNKVTYNSVQYZILFJV
IYRSUQSESVQYZOXRZIYHSVYZQJHJRZ<YWGZNWUY>SZXRKVKPWUXTW
BYVUYVQSTPYMYZMXOPXQW=Z2POWYZDXZXPUYRZ<WMYOUYTSZMJR:
NXUWTRXV@ZNYVYMWZJTXOWPWZ>W?ZMKUZRYOXOPXQWZDXZFXVXUZYV:
UYPQYZXV<UYNMKV@ZJBTXOZYTOSHUYTSZFWIWZFXT?XRZIJMJPX
IXUWTOWUXTWZ>XCZNSVSTUSZRYUQS=Z,770QYVZILZMYVY
RKVLHLUYVZRLTZNYDYHUYTS@ZFXUWHPWHZJURXUXTQXRWZMJRNXR
WHNWGUWRZKTYVUYTSZWUXZMYDYHZMYDYHZJURXUXTWVZPYUW
CKUWOWRYUYTSVYZFWTPXMXZIYHUYQS=Z3LTZNYDYHUYTSVSZYNUSVQY
?YTXNWGUWEWVZFANOXTFXNWZFWIWZQJHJVXIWUWTWG=$Z9WTIWTWVX
RYTHSZRXVQWZCYTYZIWTWPWVWZQJHJRZOLOYTYRZW>TYBYOSVS
YTOSTSC@ZXRKVKPWNWVWZQY>YZQWVYPWRZ>YUYZFXOWTPXR
WNOXMXVZJURXUXTWVZLMFLUYPYNSVSVZ8MYVZMYVYZKUYV
QJRRYVUYTSVZ<WMYOZRSTYTYRZPJHOXTWZ?XRPXNWVQXVZ<YTRUS
KUPYQSESVS$ZQWUXZFXOWTXVZ;NPYGKEUL@ZRLTZNYDYHUYTSVSV
MXVWQXVZWDPXZRYGYVQSESVYZQWRRYOWZ?XROW=9LZXRKVKPW
CKUWOWRYNSVSVZNXVXUXTZNKVTYZJURXUXTWZMWVXZRLT
CKUWOWRYUYTSVYZPJQY>YUXZXOPXRZGKTLVQYZISTYROSESVSZDLT:
FLUYMYVZ;NPYGKEUL@ZJTXOWPWZVWNCXOXV
BYVUYVQSTYIWUPXRZW?WVZLMFLUYVYVZQJHJRZ<YWGZDX
QXEXTNWGZRLTZCKUWOWRYNSVSVZJURXVWVZMXTXUZGXVFWVUWRUXTW
DXZJTXOWPZFJBJVJVZPYUWMXOWVWZQJHJTPXROXVZWIYTXO
KUQLELVLZIXUWTOOW=&GLVZDYQXQXZILZJURXZW?WVZQY>YZQJHJR
FXUWT@ZWHZFJBJZW?WVZQJVMYZNOYVQYTOUYTSVQYZQJHJRZPYYH
QXPXRZKUNYZQYZWHNWGUWRZNAGZRKVLNLZKULVBYZ>XTHXMWVZR:
YILUZXQWUXIWUWTZ>YUXZFXUQWEWVWZYVUYOYVZ;NPYGKEUL@Z89L
KTOYPQY@ZQXDYUJYNMKVZFXUWHPWHZXRKVKPWUXTQXZBYV
NWPWQWZ>YUWVXZFXUQW$ZQXQW=+YRSVZGYPYVQYZRLT
NYDYHUYTSVQYVZIY>NXQWUQWEWVQXZQWRRYOUXTWVZZNDW?TX/MX
MKELVUYHOSESVSZYVSPNYOYVZ;NPYGKEUL@ZHAMUXZQXDYPZXO:
OW NDW?TXZWUXZLGLVZGYPYVQSTZWURZQX<YZIWTZFXUWHPWH
JURXQXZRLTZNYIWOUXPXZCKUWOWRYNSZFATXVZQJVMY@
(YCKVMY0VSVZVXTQXMNXZOJPZMYOSTSPZYTY?UYTSVYZFXVWH
?YCUSZPJQY>YUXUXTWMUXZQY>YZQYZYFTXNW<ZDXZFXVWHZ?YCUSZIWT
RLTZCKUWOWRYNSVYZHY>WOZKUQL=Z9JMJPXMWZMYRYUYMYIWUPXR
W?WVZHWPQWZ;DTLCY@ZQJHJRZ<YWGZCKUWOWRYNSVS
LMFLUYMYIWUXBXEWZIWTZCUYO<KTPZKULHOLTPYZ>YGSTUSESVQY
DXZNKVLBLZKUYTYRZQYZYDTKZ>SGUYZQXEXTZRYMIXQWMKT=
6JTRWMXZFXUWHPWHZJURXUXTWVZILZYFTXNW<ZIJMJPX
CKUWOWRYUYTSVYZ>XVJGZNYQXBXZVXFYOW<ZTXXUZ<YWGZ>XQX<W
LMFLUYMYTYRZDXZRLTLVZQXEXTUXVPXNWVWZQKUYMUSZMKUQYV
XVFXUUXMXTXRZRYOSUQS=Z9LZYHYPYQYZXRKVKPWZMAVXOW:
PWVWVZRLTZCKUWOWRYNSVQY@ZRLTLZGYMS<UYOSBSZIWTZCYRXOZKU:
PYPYRUYZIWTUWROXZIWGWPZQXZILZRLTZGYMS<UYOSBSZCKUW:
OWRYUYTYZIYHUYPYPSGZFXTXRXBXRZFWIWZFATJVJMKT=$
.URXUXTWVZRXVQWZCYTYNSVSVZQXEXTWVW@ZMYIYVBSZCYTYUYTSV
QXEXTWZRYTHSNSVQYZQJHJRZOLOPYMYZ?YUSHPYUYTS@ZIYHRY
JURXUXTUXZTXRYIXOOXZYDYVOY5ZNYEUYPYMYZ?YUSHPYUYTSZK:
UYTYRZAGXOUXVXIWUXBXRZRLTZNYDYHUYTSZOXTPWVKUK5WNW@
YESTUSRUSZKUYTYRZ,77ZMSUSVQYZNSRUSRUYZRLUUYVSUPYMY
IYHUYQS=Z.URXUXTZYTYNSVQYRWZJNOJVUJRZNYEUYPYZ?YIYUYTS
FJPTJRZDXTFWUXTW@ZRKOYUYT@ZNJIDYVNWMKVUYTZJGXTWVQXV
MYCSUSTRXV@ZYTOSRZQY>YZ?KRZRLTZCKUWOWRYNSZWGUXVXTXR
MYCSUSTRXV@ZILZQLTLPLVZXVZIXUWTFWVZATVXEWZWNX
(YCKVMY=(YCKVMY0VSVZMYRSVZGYPYVQYZIYHUYOOSESZMXVW
FXVWHUXPXZYQSPUYTSVQYZNXVXUWRZDYTUSRZYUSPUYTSVSZ7:7
OTWUMKVZMXVQXVZ"7ZOTWUMKVZMXVXZRYQYTZMJRNXUOPXNWZDX
CKTO<AMJVQXRWZTWNRUWZJTJVUXTWZYTOSTPYNSZ>XPZ;NMYZ>XP
QJVMYZIKTNYUYTSVQYZBWQQWZIWTZCKGWOW<ZXORWZMYTYOPSHOS=%%
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi Prof. Dr. Aras:
"Ülkemizdeki mevcut binaların yüzde 80'inin yalıtımsız olduğu
göz önüne alınırsa, konutlarda ısınmak için AB ülkelerinin üç
katı daha fazla enerji kullandığımız ortaya çıkar"diye konuştu
1JVMYZ2VXT5WZ3KVNXMWZ6JTRZ'WUUWZ3KPWOXNWZ.MXNW
-TK<=Z1T=Z4YMQYTZ;TYN@Z6JTRWMX0QXZRKVLOUYTSVZMJGQX
"70WZMYUSOSPNSGZKUQLELZW?WVZSNSVPYQYZ;DTLCYZ9WTUWEW
;9ZJURXUXTWZKTOYUYPYNSVSVZJ?ZRYOSZ<YGUYZXVXT5W
RLUUYVSUQSESVSZNAMUXQW=2NRWHX>WTZNPYVFYGWZ.VWDXT:
NWOXNWZ'J>XVQWNUWRZ'WPYTUSRZYRJUOXNWZ'YRWVX
'J>XVQWNUWEWZ9AUJPJZ2VXT5WZ6XTPKQWVYPWRZ;VYZ9WU:
WPZ1YUSZ!ETXOWPZ.MXNWZQXZKUYVZ;TYN@Z;;ZPL>YIWTWVX
MYCOSESZY?SRUYPYQY@ZSNSZMYUSOSPSZLMFLUYVYVZIWVYUYTQY
NYQXBXZQKEYUFYGQYZQXEWU@ZXUXROTWRZ<YOLTYUYTSVQYZQY
MJGQXZ*70MXZMYRSVZOYNYTTL<ZNYEUYVYIWUQWEWVW
YVUYOOS=9WTXMNXUZSNSVPYQYZOXTBW>ZXQWUXVZRKPIWUXTWZRSHSV
RLUUYVSTRXVZMYCSUYVZ>YOYUYTSVZIYHSVQYZ8BW>YGSZY?SCZRY:
CYOPY8VSVZFXUQWEWVWZDLTFLUYMYVZ;TYN@Z8!VBXUWRUX
RKPIWUXTWZQKETLZRLUUYVPYMYZAGXVZFANOXTPXUWMWG=
%NSOPYZNXGKVLVLVZIYHUYQSESZOYTW>OXVZWOWIYTXVZIWOWPWVX
RYQYTZRKPIWVWGWVZQJHJRZNSBYRUSROYZNJTXRUWZY?SR
RYUPYNS@ZAVXTWUXVZMAVOXPQWT=Z9AMUXBXZRKPIWVWGWVZQY:
>YZ<YGUYZFYGZ>YTBYMYTYRZYOXHUXPXZMYCPYNSVS
XVFXUUXPWHZDXZQY>YZYGZFYGZWUXZQY>YZLGLVZNJTX
RLUUYVSPZNYEUYPSHZKULTNLVLG8ZW<YQXNWVW
RLUUYVQS=3KPIWVWV@Z>YVXZ>YURSZXDQXZWRXVZVKTPYU
NSBYRUSEY@ZRWPNXZILULVPYQSESVQYZDXMYZFXBXUXTWZWNX
XRKVKPWRZPKQYZYUSVPYNSVSVZAVXPWVXZQXEWVXVZ;TYN@
ILZBW>YGUYTSVSVZIYRSPSZDXZIYBYZOXPWGUWEWVWVZMXORWUW
NXTDWNXZMYCOSTSUPYNSZQLTLPLVQYZ<YOLTYQYZMJGQXZ)*
YGYUPYZKUYBYESZIWUFWNWVWZDXTQW=;TYN@ZSNSOSUYVZYUYVQYRW
TYQMYOATUXTWVZAVZDXZJNOUXTWVWVZRYCYOSUPYPYNS
FXTXROWEWVXZWHYTXOZXQXTXR@ZYRNWZOYRQWTQXZKTOYPQYRW
NSBYRZ>YDYZYRSHSZDXZQYESUSPSVSVZXVFXUUXVXBXEWVW
IWUQWTQW=+XVWZRKPIWZYUYBYRUYTY@ZMJGQXZ70YZDYTYV
MYRSOZOYNYTTL<LZW?WVZMKELHPYUSZKUYVUYTSZOXTBW>ZXOPXNWVW
AVXTXVZ;TYN@ZHAMUXZRKVLHOL8+WVXZRKVLO@ZPXTRXGWZNWN:
OXPUXZSNSOSUSMKTNYZNWOXVWVZDXMYZYCYTOPYVSVZWURZKUYTYR
SNSZMYUSOSPSVSZMYCOSTPYNSZDXZYRYIWVQXZSNSZCYMZAU?XTZNWN:
OXPWVXZFX?PXNWZ<YMQYUSZKUYBYROST=Z9AMUXBXZKTOYR
RLUUYVSPZYUYVUYTSVSVZQSHSVQY@ZSNSVPYRZW?WVZNYQXBXZR:
XVQWZQYWTXVWGWVZ>YTBYQSESZQKEYUFYGSVZIXQXUWVWZAQXPWH
KULTNLVLG=ZJVXHZFATXVZCXVBXTXUXTWVZCXTQXUXTWVW
Y?YTYRZFJVXHZSHSVUYTSVQYVZQY>YZ<YGUYZMYTYTUYVSUPYUS@
FJVXHZ?XRWUQWROXVZNKVTYZCXTQXUXTWZPLOUYRYZRYCYOPYUS=
3YCYUSZCXTQXUXTZSNSZRYMISVSZAVXPUWZAU?JQXZAVUXT=
YQMYOATUXTWVZSNSZYRSHSVYZXVFXUZKUYBYRZLGLVZCXTQXUXT
RLUUYVSUPYPYUS=Z%NSOSBSVSVZDXMYZTYQMYOATJVZAVJVX
DXMYZJGXTWVXZRXNWVUWRUXZXHMY@ZPXTPXTZMYZQYZRLTLOPYR
W?WVZ?YPYHSTZRKVLUPYPYUS=Z9LZQLTLPQYZTYQMYOATQXV
?SRYVZSNS@ZYTRYNSVQYRWZQLDYTSZSNSOST=Z%NSZRYMISVSZAVUX:
PXRZW?WVZTYQMYOATJVZYTRYNSVYZMYUSOSPZUXD>YNSZRKVLUY:
IWUWT=84YMQYTZ;TYN@ZMYUSOSPNSGZIWVYUYTQYZSNSZRYMISVSV
MYRUYHSRZMJGQXZ,70NWVWVZOXRZBYPUSZCXVBXTXUXTQXV
RYMVYRUYVQSESVYZQWRRYOWZ?XROW=W<OZBYPSV@ZSNSZRYMISVS
AVXPUWZAU?JQXZYGYUOYIWUXBXEWVWZQWUXZFXOWTXVZ;TYN@
83YCSZDXZCXVBXTXZ?XT?XDXNWZXOTY<SVQYRWZ?YOUYRUYTS
KVYTSV@Z>YDYZNSGSVOSUYTSVSZAVUXPXRZW?WVZCXVBXTXZIYVQS
DXZNJVFXTZRLUUYVSV=Z3SHSVZKQYUYTQYZPJPRJV
KUQLELVBYZ?YPYHSTZRLTLOPYMSV=Z.URXPWGQXRWZPXDBLO
IWVYUYTSVZMJGQXZ"70WVWVZMYUSOSPNSGZKUQLELZFAGZAVJVX
YUSVSTNY@ZRKVLOUYTQYZSNSVPYRZW?WVZ;9ZJURXUXTWVWVZJ?
RYOSZQY>YZ<YGUYZXVXT5WZRLUUYVQSESPSGZKTOYMYZ?SRYT8
QXEXTUXVQWTPXNWVQXZILULVQL=;TYN@ZRJ?JRZAVUXPUXTUX
>XPZYWUXZIJO?XNWVXZ>XPZQXZJURXVWVZXVXT5WQXZQSHY
IYESPUSUSESVSVZYGYUOSUPYNSVYZAVXPUWZRYORSUYT
NYEUYVYIWUXBXEWVWZNAGUXTWVXZXRUXQW=Z%%
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Merdin"1 Ocak 2015'te
yürürlüğe girecek genelgeyle, firmalardan ürünlerinin cephe yalıtımında kullanılması
durumunda hangi sistem içinde uygulanması gerektiğini beyan etmesini istiyoruz"dedi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki
Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin,
yılbaşında yürürlüğe girecek genelgeyle, firmalardan cephe yalıtımında kullanılan ürünlerinin hangi sistem içinde uygulanması
gerektiğini beyan etmelerini isteyeceklerini, denetimlerde de
beyan edilen sisteme
uyulup uyulmadığının
kontrol edileceğini bildirdi.Merdin, AA
muhabirine yaptığı
açıklamada, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığının
yaşanabilir bir çevre ve
marka şehirler
oluşturmayı
hedeflediğini kaydetti.Marka şehirlerin, güvenli ve enerji verimliliği yüksek yapılarla
oluşturulabileceğini vurgulayan Merdin,
şunları söyledi:"Bu felsefe doğrultusunda,
özellikle mevcut yapı stoğumuzda, Sayın
Başbakanımızın da açıkladığı üzere, enerji
verimliliğinin artırılması için belirli programlar düzenlenecek. Bu programlar düzenlemeden önce, nitelikli uygulamaları temi-
nen, gelişigüzel olmayan, yapıların
güvenliğini tehlikeye atmayan bir sistem
genelgesi yayımladık. 1 Ocak 2015 tarihi
itibariyle binaların dış cephelerinde
kullanılacak EPS ve benzeri sistemlerin
yangın testinden geçmesini zorunlu kıldık.
Yayımladığımız mevzuatın ne kadar yerinde olduğunu tespit etmek ve bu
sistemin yangın performansını yerinde görmek amacıyla da Dr.
Robert Murjahn Enstitüsü (RMI)
Bilimsel Araştırma Merkezi ile
Kayseri'de bir deney
gerçekleştirdik."Mevcut uygulamada, cephe yalıtımında uygulanan sistemlerin bir beyanı
olmadığı için neye göre denetleme
yapılacağına ilişkin doküman
bulunmadığını anlatan Merdin, "1 Ocak
2015'te yürürlüğe girecek genelgeyle, firmalardan ürünlerinin cephe yalıtımında
kullanılması durumunda hangi sistem içinde
uygulanması gerektiğini beyan etmesini istiyoruz. Dolayısıyla denetimlerde, beyan
edilen sisteme uyulup uyulmadığı kontrol
edilecek" diye konuştu.Merdin, yalıtım sistemlerinin denetlenmesindeki boşluğun
kapatıldığına dikkati çekerek "Denetçinin, bir
yapıya gittiğinde hangi sisteme göre bunu
kontrol edeceğine dair teknik doküman
olmadığı için bir boşluk vardı. Bu boşluğu
kapattık. Kayseri'de bir fabrikada
gerçekleştirdiğimiz deneyde elde ettiğimiz
sonuç itibariyle de bunun yerinde olduğunu
gördük" dedi.Yeni düzenlemeyle denetçilerin, şantiye şeflerinin hatta yapı sahiplerinin bu deney sonuçları çerçevesinde,
aldığı ürünlerin belgesine bakarak
denetleme yapabileceklerini dile getiren
Merdin, şöyle devam etti:"Ürünün cephede
kullanılması için EPS'si olacak, 5 milimetre
sıvası olacak, komple filesi olacak, onun üzerine 2 milimetre tekrar sıvası olacak, o
sıvaların üzerinde mineral kaplaması olacak.
Bunları bileceği için kendisi isteyecek. 'Bana
söz verdiğin imalatı bu şekilde yapman
gerekiyor' diyecek. İlla devlet ya da kamu otoritesi tarafından bir denetim değil bizzat
müşterinin kendisi tarafından denetlenen bir
modele doğru gitmiş olacağız." Selami
Merdin, denetimlerde ürünün beyan edildiği
şekilde uygulanmadığının tespit edilmesi
halinde, uygulayıcıdan zararın tazmininin
isteneceğini de sözlerine ekledi.(AA)
161Şubat
Kasım 2014
2013 Pazar
Perşembe
Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi pamuğun bütün
yönleriyle tartışıldığı uluslararası toplantıda konuşan Ege Tekstil ve
Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Jak Eskinazi, "Pamuk tüketimi artırılmalı. Özellikle 'transdry' teknolojisi kullanarak, denim ürünlerde pamuk kullanımını arttıran global firmalar desteklenmeli. Çünkü pamuk stoğu çok fazla” diye konuştu
5KDWZVSTOWZ[XWBXWX[FXWBX[>YUYV[9BY[5YQLSXW[>Y["ZPPZR;
RYWYUX[,=UZGZS@TWZUT[6XUWXHX[#?VYSXP[.NUNWN[6ZEQZV
#ZURTPGTLT[ZQ[9LQXVZIXJ[ -&-[)YVYW[.NUNWN
LMUYLXVGY[SYQLSXW[IXVGXUXVRYQX[CZUQWT[LYQS?UWYUXV[OZDSTHT
LNVNPWZUTV[SZPZPTVRZ[DZPNQ[SMQYSXPXVXV
ZUSSTUTWPZLTVTV[?VYPXVY[>NUBN[OZDTWRTHTVT[QZORYSSXA
$ZPNHNV[PZUQZ[KWZUZQ[VZLTW[DZIZUWZVZGZHT[QKVNLN;
VNV[8[KUWR[-ZCY[LYZVLTVRZ[RYSZOWT[KWZUZQ
SZUSTETWRTHTVT[ZVWZSZV[9LQXVZIXJ[' -&-[MOY[MWQYWYUXJ
DZPNQ[SZWYFXVX[OMQLYWSXGX[>Y[DZPNQ[SMQYSXPXVX
ZUSSTUTGT[?VWYPWYUXV[?VYPXVX[QZORYSSXA[)Y@SXHXPXI
OTWWZURZ[OMQLYQ[DZPNQ[CXOZSWZUTJ[MUMVMV[UYQZFYS
YRYFXWXUWXHXVY[IZUZU[>YUPXESXA[$ZPNQ[CXOZSWZUTVTV
RMEPYLXJ[DZPNHNV[LYVSYSXQ[YWOZCWZUZ[QZUET[UYQZFYS
EZVLTVT[ZUSSTURT[ZVGZQ[LZRYGY[RMEMQ[CXOZS[UYQZFYS[X@XV
OYSYUWX[KWPZOTD[RZ=Z[DUKZQSXC[DZIZUWZPZ[YOWYPWYUX
BYUYQWXA[$ZPNHNV[UYQZFYSX[RXHYU[DZPNQWZUWZ[RYHXWJ
LYVSYSXQ[YWOZCWZUWZA[ -&-[MOY[MWQYWYUXJ[?IYWWXQWY[X@
DZIZUWZUTVRZ[KWPZQ[MIYUY[DZPNQ[QNWWZVTPTVTV
ZUSSTUTWPZLT[O?VMVRY[ZGXW[?VWYPWYU[ZWPZWTA[ -&FMVOYLXVRY[OYU[ZWZV[WNLWZUZUZLT[$ZPNQ[5ZVTSTP[K;
UNPNJ[FN[QKVNRZ[@ZWTEPZWZUZ[=TI[>YUYGYQA([EYQWXVRY
QKVNESNA9UQYQ[BXOXPXVRY[DZPNQ[QNWWZVTP[KUZVWZUTVTV
RYVXP[DZVSKWKVRZ[OMIRY[+7J4J[DZVSKWKVRZ[OMIRY
42J+J[?UPY[B?PWYQSY[OMIRY[00J+J[RKQNPZ[B?PWYQSY
OMIRY[7<J0J[LDKU[BXOXPRY[OMIRY[87J8J[FZOZV[BXOXPRY
RYVXP[DZVSKWKVRZ[OMIRY[74J[DZVSKWKVRZ[30J+J[?UPY
B?PWYQSY[OMIRY[28J3J[RKQNPZ[B?PWYQSY[OMIRY[//J:J
LDKU[BXOXPRY[OMIRY[80J0[>Y[YWFXLYRY[OMIRY[:0J2[LY;
>XOYLXVRYA[$ZPNHNV[YWOZC[DZIZUTVRZQX[DZOT[BXRYUYQ
ZIZWTOKUA[$ZPNHNV[OYUXVXJ[DKWOYLSYU[>Y[DKWXDUKDXWYV
PZRRYWYUX[ZWTOKUA[IYWWXQWY[FZOZV[QKVCYQLXOKV[>Y
RYVXP[MUMVWYUXVRY[FN[ZIZWTETV[YSQXLX[RZ=Z[CZIWZ
=XLLYRXWXOKUA[*ZHWTQWT[KWZV[DZPNHNV[SMQYSXPXVX
ZUSSTUZGZQJ[DKWOYLSYU[>Y[LYVSYSXQWYUXV[QNWWZVTPTVT
RMEMUYGYQ[@ZWTEPZWZU[OMUMSMWPYLX[BYUYQSXHXVX[>NUBN;
WZOZV[9LQXVZIXJ['IYWWXQWY[SUZVLRUO[SYQVKWKXLX[QNWWZ;
VZUZQJ[RYVXP[MUMVWYURY[DZPNQ[QNWWZVTPTVT[ZUSSTUZV
BWKFZW[CXUPZWZU[RYLSYQWYVPYWXA([RYRXA9LQXVZIX1VXV
>YURXHX[FXWBXOY[B?UY[BYVYW[QNUNW[SKDWZVSTWZUT
QZDLZPTVRZ[DZPNQ[SXGZUYSXVRYQX[ZVWZEPZIWTQWZUT
ZIZWSPZQ[MIYUY[ZWTVZGZQ[?VWYPWYU[RY[SZUSTETWRTA
8<:<::[LYIKVNVRZ[DZPNQ[CXOZSWZUTVRZQX
XLSXQUZULTIWTHTVJ[DZPNQSZV[XDWXHYJ[QNPZE[>Y[QKVCYQLXO;
KVZ[QZRZU[FMSMV[SYRZUXQ[IXVGXUXVRY[LTQTVSTWZUZ[OKW
Z@STHTVZ[RXQQZS[@YQXWYV[SKDWZVSTRZJ[BYWYGYQSY
@TQZFXWYGYQ[DUKFWYPWYUX[?VWYPYQ[ZPZGTOWZ[IKUNVWN
LXBKUSZ[BXFX[?VWYPWYUXV[BYSXUXWPYLX
?VYUXWRXAWNLWZUZUZLT[$ZPNQ[,LSXEZUY[.KVLYOX1VY[MOY
MWQYWYUXV[FXU@KHNVNVJ[MUMVWYUXVX[XEWYOYUYQ[RZ=Z[QZS;
PZ[RYHYUWX[=ZWY[BYWPYLXVX[ZUINWZRTHTVT[XCZRY[YRYV
9BY["ZITU[)XOXP[>Y[.KVCYQLXOKV[,=UZGZS@TWZUT
6XUWXHX[#?VYSXP[.NUNWN[6ZEQZV[#ZURTPGTLT[6NUZQ
*YUSFZE[XLYJ['6N[QKVNJ[QM@MQ[MWQYWYU[Z@TLTVRZV
F?WBYLYW[XEFXUWXHX[>Y[SYGUMFYWYUX[DZOWZEZUZQ[?W@YQ
YQKVKPXLX[NOBNWZPZLTOWZ[PMPQMVRMUA[9HXUPY[>Y
RKQNPZ[ZEZPZWZUTVRZ[RKHUNRZV[OZFZVGT[OZSTUTP
X@XV[RMEMQ[XE@XWXQ[>Y[YVYUX[PZWXOYSWYUX[?VYPWXOQYV
QKVCYQLXOKV[ZEZPZLTVRZ[FNVWZUTV[OZVTLTUZ[LYUFYLS
SXGZUYS[ZVWZEPZWZUTVZ[QZSTWTP[RZ[?VYP[ZUI[YSPYQSY;
RXUA([EYQWXVRY[QKVNESNA
$"#! #"$$#$ $ $#!$"
İMKON Başkanı Tellioğlu,"Müteahhitler, üretim firmalarından S 420 kalitesinde demir talep etmektedir. Ancak incelemelerde,
bazı inşaatlarda S 420 kalitesi dışında demir kullanıldığı tespit edilmektedir. Burada aldatılan, müteahhittir"dedi
,VEZZS[%MSYZ==XSWYUX[.KVCYRYUZLOKVN[,%.
6ZEQZVT[5Z=XU[5YWWXKHWNJ[PMSYZ==XSWYUXVJ[MUYSXP
CXUPZWZUTVRZV[*[38<[QZWXSYLXVRY[RYPXU[SZWYD[YSSXQWYUXVXJ
XVGYWYPYWYURY[FZIT[XVEZZSWZURZ[*[38<[QZWXSYLX[RTETVRZ
RYPXU[QNWWZVTWRTHT[SYLDXS[YRXWRXHXVX[FYWXUSYUYQJ[6NUZRZ
ZWRZSTWZVJ[PMSYZ==XSSXU[RYRXA5YWWXKHWNJ[OZITWT
Z@TQWZPZLTVRZJ[FYSKV[>Y[RYPXUXV[QZWXSYLXVXVJ[GZV[>Y[PZW
BM>YVWXHX[Z@TLTVRZVJ[XVEZZS[LYQS?UMVMV[GZV[RZPZUT
KWRNHNVN[XCZRY[YRYUYQJ[LKV[IZPZVWZURZJ[MOYWYURYV[BYWYV
EXQZOYSWYURYV[ZVWZETWRTHT[MIYUY[QXPX[RYPXU[MUYSXGXWYUXVXV
PMSYZ==XSWYUYJ[RMEMQ[QZWXSYRY[RYPXU[>YURXHXVXV
ZVWZETWRTHTVT[QZORYSSXA%MSYZ==XSWYUXVJ[XVEZZSWZUTVRZ
QNWWZVZGZQWZUT[RYPXUXV[QZWXSYLX[QKVNLNVRZ[SXSXI[RZ>UZVLZ
RZ[ZWRTQWZUT[RYPXUXV[QZWXSYLXVRYVJ[OMIRY[:<<[YPXV
KWZPZRTQWZUTVT[FXWRXUYV[5YWWXKHWNJ[OZDTVTV[ZOZQSZ
RNUPZLTVTV[OYBZVY[DZU@ZLT[KWZV[RYPXUXVJ[FYSKVRZ
QNWWZVTWZGZQ[@XPYVSK[>Y[QNP[QZRZU[?VYPWX[KWRNHNVN[FY;
WXUSSXA%MSYZ==XSWYUXVJ[DUKYLXVRY[QNWWZVZGZHT[PZWIYPYOX
SYRZUXQ[YRYUQYV[RYPXURY[*[38<[LY>XOYLXVX[FZI[ZWRTHTVZ
RXQQZSX[@YQYV[5YWWXKHWNJ[%MSYZ==XSWYUJ[MUYSXP
CXUPZWZUTVRZVJ[*[38<[QZWXSYLXVRY[RYPXU[SZWYD[YSPYQSY;
RXUWYUA[&VGZQ[OZDT[RYVYSXP[CXUPZWZUTVTV[OZDSTHT[XV;
GYWYPYWYURYJ[FZIT[XVEZZSWZURZ[*[38<[QZWXSYLX[RTETVRZ
RYPXU[QNWWZVTWRTHT[SYLDXS[YRXWPYQSYRXUA[#ZVX[FNUZRZ
ZWRZSTWZVJ[PMSYZ==XSSXUA[.KVNOZ[FN[BYU@YQWYUWY
OZQWZETWRTHTVRZJ[PMSYZ==XSWYUXV[QZWXSYWX[RYPXU[SYRZUXQ
YSPYRYJ[LKUNVWZU[OZEZRTHT[FXWXVPYWXRXU[XCZRYLXVX
QNWWZVRTAY>UY[>Y[Y=XUGXWXQ[6ZQZVT[,RUXL[)MWWMGYVXVJ
RYPXUXV[QZWXSYLXVY[O?VYWXQ[OZDSTHT[Z@TQWZPZWZUT[>Y[LYQ;
S?UY[O?VYWXQ[BYUYQYV[RYVYSXPWYUX[OZDSTUPZLTVT[XLSYOYV
5YWWXKHWNJ[YV[FMOMQ[RYLSYHXV[,VEZZS[%MSYZ==XSWYUX[.KV;
CYRYUZLOKVN[KWZUZQ[QYVRXWYUXVXV[>YURXHXVX[QZORYSSXA*YQ;
S?URY[FXUXQYV[@KQ[LZOTRZ[LKUNV[KWRNHNVN[>NUBNWZOZV
5YWWXKHWNJ[XEXVX[=ZQQTOWZ[OZDZVWZU[XWY[OZDPZOZVWZUTVJ[QZ;
VNV[@YU@Y>YLXVRY[FXUFXUXVRYV[ZOTUPZQ[X@XV[%MSYZ==XSWXQ
"XIPYS[#ZLZLTVTV[OMUMUWMHY[BXUPYLXVX[XLSYRXA[
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
(TZOB) Genel Başkanı
Şemsi Bayraktar, gıda ve
alkolsüz içeceklerde tüketici
enflasyonunun Ekim ayında
tarımda üretici enflasyonuna
15 kat fark attığını savundu
6ZOUZQSZUJ['5ZUTPRZ[MUYSXGX[CXOZSWZUTJ
9QXP1RY[LZRYGY[OMIRY[<J:7[ZUSSTA[)TRZ
>Y[ZWQKWLMI[X@YGYQWYURY[SMQYSXGX
CXOZSWZUTVTV[OMIRY[8J42[ZUSSTHT[9QXP
ZOTVRZ[SZUTPJ[KUPZV[>Y[FZWTQ@TWTQSZ[MUYSX;
GX[CXOZSWZUTVRZQX[ZUSTETV[OMIRY[<J:71RY
QZWPZLTJ[MUYSXGXVXV[CXOZS[ZUSTUPZRTHTVTJ
YVCWZLOKVNV[LKUNPWNLN[KWZUZQ
B?UMWYPYOYGYHXVX[KUSZOZ[QKONOKUA([RY;
RXA6ZOUZQSZUJ[OZDSTHT[Z@TQWZPZRZ[9QXP
ZOTVRZ[SZUTPTV[BYVYWXVRY[MUYSXGX
CXOZSWZUTVTV[OMIRY[<J:7J[SZUTP[>Y[Z>GTWTQ
MUMVWYUXVRY[OMIRY[<J37[ZUSSTHTVTJ
KUPZVGTWTQ[MUMVWYUXVRY[OMIRY[/J::J
FZWTQ@TWTQSZ[OMIRY[7[BYUXWYRXHXVX[XCZRY[YS;
SXA[XCS@XVXV[YVCWZLOKVNV[LKUNPWNLN
KWPZRTHTVZ[RXQQZSX[@YQYV[6ZOUZQSZUJ
'"ZIXUZV1RZ[OMIRY[<J:7J[5YPPNI1RZ
OMIRY[<J0/J[&HNLSKL1SZ[OMIRY[<J22[BYU;
XWYOYV[SZUTPRZ[MUYSXGX[CXOZSWZUTJ[9OWMW1RY
OMIRY[8J8+J[9QXP1RY[OMIRY[<J:7[ZUSSTA
)TRZ[>Y[ZWQKWLMI[X@YGYQWYURY[CXOZSWZUJ
"ZIXUZV[ZOTVRZ[OMIRY[<J/4J[5YPPNI
ZOTVRZ[OMIRY[<J/<J[&HNLSKL[ZOTVRZ
OMIRY[<J7+J[9OWMW1RY[OMIRY[<J/:J[9QXP
ZOTVRZ[XLY[OMIRY[8J42[ZUSPTESTA(
RYRXA!UYSXGX[CXOZSWZUTVTVJ[9QXP[ZOT
XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRY[SZUTPTV
BYVYWXVRY[OMIRY[::J20J[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZ;
WZPZWZUZ[B?UY[OMIRY[:<J37[ZUSSTHTVT[FY;
WXUSYV[6ZOUZQSZUJ[ENVWZUT[QZORYSSX'9QXP
ZOT[XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRYJ
SZUTP[>Y[Z>GTWTQ[MUMVWYUXVRY[OMIRY[::J4:J
KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY[OMIRY
:<J37J[KUPZVGTWTQ[MUMVWYUXVRY[87J70J[KV
XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY[OMIRY[8<J:7
ZUSTE[KWRNA[6ZWTQ@TWTQSZ[9QXP[ZOT
XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRY[CXOZSWZU
OMIRY[4J4/J[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ
B?UY[OMIRY[<J</[BYUXWYRXA[)TRZ[>Y[ZWQKW;
LMI[X@YGYQWYURYJ[9QXP[ZOTVRZ[SMQYSXGX[YV;
CWZLOKVN[OMIRY[8J42J[9QXP[XSXFZUTOWZ[LKV
FXU[OTWWTQ[YVCWZLOKV[OMIRY[:8J24J[KV[XQX
ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY[YVCWZLOKV[XLY
OMIRY[:8[KWPNESNA[5MQYSXGX[CXOZSWZUT[XLY
9QXP[ZOTVRZ[OMIRY[:J+<J[9QXP[ZOT
XSXFZUTOWZ[LKV[FXU[OTWWTQ[R?VYPRY[OMIRY
7J+4J[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZPZWZUZ[B?UY
OMIRY[7J42[ZUSPTESTA(!UYSXGX[>Y[SMQYSXGX
CXOZSWZUT[ZUZLTVRZQX[PZQZLTVTV[Z@TWRTHTVTV
ZWSTVT[@XIYV[6ZOUZQSZUJ[E?OWY[RY>ZP
YSSX'6N[QKVNRZ[GXRRX[FXU[@ZWTEPZ
OZDTWPZLT[WZITPA[6N[@ZWTEPZVTV[5MUQXOY
XUZZS[RZWZUT[6XUWXHX1VXV[RY[X@XVRY
FNWNVRNHN[FXU[QNUNW[PZUXCYSXOWY
OZDTWPZLT[BYUYQXUA[#MIRY[3<<1WYUX[BY@YV
CZUQWZUWZ[MUYSXGXVXV[MUYSSXHX[MUMVWYUX
SMQYSXGXPXI[SMQYSXOKUA[6NUZRZ[FXU[=ZQLTI
QZIZV@[B?UMOKUNIA[!UYSXGX[>Y[SMQYSXGX
CXOZSWZUT[ZUZLTVRZQX[CZUQSZV[PZHRNU[KWZV
MUYSXGX[>Y[SMQYSXGXRXUA[!UYSXGX[RY[SMQYSXGX
RY[PZHRNUA[9QXP[ZOTVRZ[MUYSXGX[YVCWZLO;
KVN[XWY[SMQYSXGX[YVCWZLOKVN[ZUZLTVRZ[:3J0
QZSJ[:2[QZSZ[OZQTV[FXU[CZUQ[KWNENOKULZ
FNVNV[FZEQZ[FXU[Z@TQWZPZLT[KWZPZIA[,LSYU
LKV[FXU[OTWWTQJ[XLSYU[KV[XQX[ZOWTQ[KUSZWZ;
PZWZUZ[FZQTWLTVJ[PZHRNU[KWZV[FXIXIA[9V;
CWZLOKVNV[LYFYFX[QYLXVWXQWY[MUYSXGX[RYHXWA
!UYSXGXRY[CXOZSWZU[ZUSPTOKUA([
#!#" $"#!" !!#
$"$#$$$" $"#$$$#!" !!
Muş Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrika kuran yatırımcılar, elektrik kesintileri, su, çevre düzenlemesi, yol ve özellikle güvenlik sorunu yaşadıklarını belirterek hiçbir yetkilinin kendilerine sahip
çıkmadığını ve fabrikalarını kapatıp anahtarlarını Ekonomi Bakanı’na teslim edeceklerini söylediler
Muş Organize Bölgesi’ne yatırım yapan
işletmeciler, sahipsizlikten dert yandı.
Yaklaşık 50 milyon lira yatırım yaptıklarını
belirten işletmeciler, hiçbir bankanın kredi
desteğini vermediğini ve bu yüzden perişan
olduklarını ifade ettiler. Organize Sanayi
Bölgesi’nin sadece adından başka hiçbir
şeyin olmadığının altını çizen yatırımcılar yol, su, çevre düzenlemesi, elektrik kesintileri
ve özellikle güvenlik sorunu yaşadıklarını
kaydederek sorunlarının kısa sürede
çözüme kavuşmaması halinde anahtarlarını
Ekonomi Bakanı’na teslim edeceklerini
söylediler. Yaptıkları yatırımın bankaların
gözünde hiçbir değer görmediğini ve kredi
desteği alamadıklarını aktaran MNK İzolasyon firması sahibi Halis Yolcu en kısa sürede
mağduriyetlerinin giderilmemesi
noktasında fabrikayı kapatıp anahtarları
Ekonomi Bakanı’na teslim edeceklerini
söyledi. Muş Organize Sanayi Bölgesinde
üretimlerinin Doğu Anadolu Bölgesine ve
çevre illere gönderildiğinin altını çizen Yolcu, “Üretimimizle ilgili bir sorun yok, ama
işte organizemizin bazı sorunları var. Bizim
burada elektrik, su, çevre, güvenlik
sorunlarımız var. Fabrikalarımızın güvenlik
sorunları var ve en büyük sorunumuz fabrika sahibi arkadaşlarımız kendi olanaklarıyla
bir noktaya getirdiler ve şuan krediye
ihtiyacımız var. Hangi bankaya gidiyorsak
hiçbir banka hiçbir şekilde bedel biçmiyorlar. Biz bunları teminat olarak almıyoruz diyorlar yani kısacası tüm
masrafımız toprak üstüne
gömüldü. Şuan birçok
arkadaşımız kredi vermeseler fabrikalarını kapat-
mak zorundalar. Kapatınca da fabrikanın
anahtarını götürüp gerek Bakana gerek
Valiye teslim edeceğiz. Ne diyelim yani durumumuz içler acısı yani. Bizim bir şekilde
kredi almamız lazım. Kapatırsak götürüp
anahtarlarını Ekonomi Bakanına teslim
edeceğiz.” dedi.Fabrikaları kendi imkanları ile
kurduklarını vurgulayan Yolcu, “Bizim 1 hafta içinde
en geç 1 ay içinde bu
sorunlarımızın hallolması lazım. Biz
tamamıyla devlet desteği almadan kendi
çabalarımızla, kendi imkânlarımızla bu
aşamaya getirdik. Bundan sonrasına kesinlikle kredi kullanmadan yürütemeyiz, kapatırız.
Dediğim gibi anahtarımızı götürüp Ekonomi
Bakanına teslim edeceğiz. Sonuçta biz burada 6. bölgeyiz en iyi şartlarda olmamız lazım
ama maalesef öyle olmuyor. 10 tane
fabrikamız kapalı, 10'u açık. Böyle giderse
bende kendi fabrikamı da kapatacağım.”
şeklinde konuştu. Günde 2 - 3 defa elektrik
kesintisi olduğunu belirten Çapsan Çikolata
Fabrikası Sahibi Eşref Çaptuğ da bu soruna
bir türlü çözüm bulamadıklarını ifade etti.
Yetkililerin sorunlara duyarsız kaldığını
kaydeden Çaptuğ şunları söyledi: “Şimdi
buranın organizesine bizi getirdiler.
Sorunları organizenin sorunları. İlk başta senede 2 ay su akmıyor. Organizenin
yollarını görüyorsunuz. Hayvanlar
neredeyse fabrikanın içine gelecekler. Elektrik sorunları var, 4 yıldır açmışız günde 2 ile
3 sefer elektriklerimiz kesiliyor. Bu sorunlar
ne zaman giderilecek.” Yatırımcılar yetkililerin acilen çözüm bulması için umutlu
olduklarını da kaydettiler. (CİHAN)
2014Per
Pazar
16
17 Kasım
ubat 2013
embe
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, son
dönemde Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan infazları
hatırlatarak Türkiye'nin 1990'lı yıllarda yaşamadığı başka
bir iç çatışma ortamını yaşayabileceğine dikkat çekti
"
0KHOBHKKNIENO5I8?FKMOLKMON@GMIO4MBNO2>KL@LJ
9NFH=FH6HJHOAMKLIFMJO-NJIHGCKC;ONDNO7NKGHJOALI.
ALILBKMO9NFH=DN@HJHJO@5<OG>JC@CO>KDNEH6HJH;
FMI5IKMO@>GNGFNOGNI=HOGNI=HBNO8MKLJDMEL6LJLOL1NEMOMFFL:
5<?DO@?IM3LJLJOF>2KCDENOA?B?GOALIOANIH=OAMGKMJ.
FL@LO>KC=FCIEC6CJCOELKMO8MFLIMJO-NJIHGCKC;O/*J3NG
7MI7NJ8LOALIONEHDONFHKDNBHJ3NO4MOF>2KCDNOALK8LO4MI.
LKDMBLJ3M;O@?IM9ODM=ICOALIO<MDLJEMOBNJLO(M3KL@0FM
B?I?DMBLJ3MOEMOA5BKMON6HIOALIOFNAK>OLKMOGNI=HOGNI=HBN
GNKEHG:O&6MIOACOAMGKMJFLOA>=NO9HGNI@NO-?IGLBM0BL
AN=GNOALIO9NFH=DNO>IFNDHOAMGKLB>I:OOJMEMJKMOALINJ
M44MKO7?G?DMFLJONGKHJHOAN=HJNOF>2KNDN@HOKN<HD:O,C
GLAILJEMJO4N<8M9DM@LOKN<HD:/OEMEL:O#L7NJO%NAMI
*NJ@HO#L7NJODC7NALILJLJO@>ICKNIHJHO3M4N2KNBNJ
-NJIHGCKC;O&DJLBMFO-M=GLKNFHJHJOBN2H@HJENOE?=?J?KMJ
EM6L=LGKLGKMOLK8LKLO7MI7NJ8LOALIO@LBN@NKOLGFLENIHJ
2I>8INDHOE>6ICKFC@CJENO8?4MJKLGOIM1>IDCJCJ
>KNALKM3M6LJLOGNBEMFFL:O*DNOACOIM1>IDCJO7MIO<NDNJ
L9LJO7CGCGOEM4KMFLOLKGMKMILO9MI9M4M@LJEMO>KDN@H
8MIMGFL6LJLO4CI8CKNBNJO-NJIHGCKC;OACO7?G?DMFLJ
7CGCGOEM4KMFLOLKGMKMILJLO9L6JMDMOG>JC@CJENOC<CJ
<NDNJENJOAMILOALIO@NAHGN@HO>KEC6CJNOELGGNF
9MGFL:$>KNBH@HBKNOALIOIM1>IDENJO5FMOALIOGLJ;OALIO51GM;
ALIO59ONKDNO>2MIN@B>JCOJMEMJLBKMOACJKNIHJOBN2HKEH6H
G>JC@CJENOGMJELKMILJEMOBNB8HJOALIOGNJH
ACKCJEC6CJCOELKMO8MFLIMJO-NJIHGCKC;O/&6MIO8MI9MGFMJ
EMOALIOIM1>IDNOL7FLBN3HO4NI@NOACJCOFNIFH=DNBKN;
DC7NKM1MFKM;OF>2KCDKN;OACJENJOMFGLKMJM3MGOGM@LDKMI.
KMOALIOFNIFH=DNBKN;OALIKLGFMOBN2DNBKNO>KNALKLI:O*J3NG
AL<OALKLB>IC<OGLOACOBN@NOFN@NIH@HJHJONDN3HO .
*INKHG0FNJO@>JINO>IFNBNO9HGNJOFNAK>ECI:O%?G?DMFLJ
I?=4MF;OB>K@C<KCG;O@N7FM3LKLGO8LALOBN@NEH=HOL=KMILJLO5IF.
DMGONDN3HBKNOBN2HKNJO8LIL=LDKMIELI:O>G@NOM6MI
8MI9MGOALIOIM1>IDO>KCI@N;OAL<LDKMOEMO>FCICIKNI
G>JC=CIKNI:OMI9MGFMJOACOIM1>IDENJOMFGLKMJM3MG
GM@LDKMILJOEMO85I?=KMILONKHJHI;O7L9OGLD@MBLODN6ECI
MFDMEMJO7CGCGOEM4KMFLOLKGMKMILJMOCB8CJOALIO9NAN
L9MIL@LJMO8LILKLI:O*DNO7?G?DMFLJOA5BKMOALIOJLBMFL
B>G:/OELBMOG>JC=FC:O.O&GLDO>KNBKNIHO@>JIN@H
A5K8MEMOBN=NJNJOLJ1N<KNINOB5JMKLGOALIO@>ICBN
-NJIHGCKC;O>OFNIL7FMJOLFLANIMJO-?IGLBM0EMO8MKL=MJ
>KNBKNIHJOALILJ3LOEMIM3MEMO@>ICDKC@CJCJO7?G?DMF
>KEC6CJCO4CI8CKNEH:O%?G?DMFLJOGNDCOE?<MJLO4M
8?4MJKL6LOLKMOACJCJKNOAN6KNJFHKHO>KNINGOLJ@NJKNIHJ
BN=NDHJHOG>ICDNGKNO85IM4KLO>KEC6CJCOL1NEMOMEMJ
-NJIHGCKC;O/,MJOBN2DNEHD;OE>KNBH@HBKNOAMJ
4CIDNEHD;O@>ICDKCOAMJOEM6LKELDOELBMDM<:O,LI;O5J3M
GMJEL@LOBN=NDO7NGGHJNOD?EN7NKMOMFDMBM3MG:OGL;
BN=NDO7NGGHJHOG>ICBN3NG:O%?G?DMFLJOACINENOA?B?G
ALIO8?4MJKLGO<NN1LBMFLOLKMOBN=NDO7NGGHJHOG>ICDNEH6H
NJKN=HKHB>I:/O=MGKLJEMOG>JC=FC:O/,LJ85K0EMOA?B?GOALI
L@FL7ANINFO<NN1LBMFLBKMO&DJLBMFO(?E?I?J?O@NNF
: 0FMOJN@HKOALIOM@JN1O<LBNIMFLJMO85JEMILI@LJL</
ELBMO@>INJO-NJIHGCKC;O@NNFO : 0FMO7L9ALIOM@JN1HJ
>KDNBN3N6HJN;OE>KNBH@HBKNOM@JN1O<LBNIMFLJLJ
>KNDNBN3N6HJNOELGGNFO9MGFL:O+LDOL@FL7ANINFH
4MIDL=@MO@>ICDKCJCJOENO>JKNIO>KEC6CJCOELKMO8MFLIMJ
-NJIHGCKC;O>KNBENJO7MDMJO@>JINOMJ90FMO8MI9MGKM=MJ
4MOOGL=LJLJO5KE?6?O>KNBHO7NFHIKNFFH:O,5BKMOBN@NEH=H
LJ1N<KNIHJO>KEC6CO>IFNDKNIOACKCJEC6CJCOAMKLIFMJ
-NJIHGCKC;O/%NGGNILO?G@MG>4N0ENO8MI9MGFMJO7M2.
LDL<LO?<MJ;OEMILJEMJOBNINKNBNJO?9OFNJMO@L4LKO8LBLDKL
N@GMIOBN=NDHJHOBLFLIEL:O ""0KHOBHKKNIENOALKMO>KDNEH6H
ALIOAL9LDEMO$LBNIANGHI0ENOALION@F@CANB;OM=LJLJ
BNJHJENO5KE?I?KE?:O,NGHJO ""0KHOBHKKNIENOALI9>G
BN@NEH=HOLJ1N<O>KECONDNO7L9OGLD@MOACO=MGLKEMO7CJ7NI.
3NO5KE?I?KDMEL:/OEMEL:*ENJNO4MO#L<IM0EMGLOLJ1N<KNIH
ENO7NFHIKNFNJO-NJIHGCKC;OA5BKMOALIOGN>@O>IFNDHJHJ
D?@MAALJLJO7?G?DMFO4MO9L=KMILO,NGNJHO>KEC6CJCJ
NKFHJHO9L<EL:O-NJIHGCKC;O=5BKMOEM4NDOMFFLO/MI9MGFMJ
EMO-?IGLBM;O"0KHOBHKKNIENOBN=NDNEH6HOAN=GNOALIOL9
9NFH=DNO>IFNDHJHOBN=NBNALKLI:O,CJCO?<?KMIMGOL1NEM
MELB>ICD:O"0KHOBHKKNIENOGNACKOMEMKLD;O5I8?FKMOLKM
N@GMIO4MBNO2>KL@O9NFH=HB>IEC:O*DNO7NKGHJOALIALILBKM
9NFH=DN@HO@5<OG>JC@COEM6LKEL:O-MI5IKMO@>GNGFNOGNI=H
GNI=HBNO8MKDMDL=FL:O*DNOAL<O.O&GLD0EMJO@>JIN
A?F?JO-?IGLBM0EMO85IE?GOGLOF>2KCDCJO5JMDKLOGM@LD.
KMIL;OALIALILBKMO9NFH=DNOJ>GFN@HJNO8MKDL=OACO>IFND
L9MIL@LJEMO4MO7?G?DMFOA5BKMOALIOAN=NIHBNODNNKM@M1
LD<NONFFH:/OOKNBKNIHJONIEHJENJO8MFLILKMJOBNBHJ
BN@NGKNIHJHOENOMKM=FLIMJO-NJIHGCKC;O/?G@MG>4N;
,LJ85KO4MO$LBNIANGHI0ENGLO>KNBKNIKNOLK8LKLOBNBHJ
BN@N6HO9HGFH:O&6MIO@L<OACOL=KMILO=M11N1OBN2DN<@NJH<;
7NKGHJOALK8LONKDNO7NGGHJHOMJ8MKKMI@MJL<OALI9>GO@>IC
L=NIMFKMILO8?JEMDMO8MKLI:/OL1NEMKMILJLOGCKKNJEH:O*ENKMF
4MO+NKGHJDNO)NIFL@L0JLJOGMJELO@>ICDKCKC6CJC
ALKEL6LOL9LJO(M3KL@LJOEM4IMBMO8LIDM@LJL
MJ8MKKMEL6LJLO4CI8CKNBNJO-NJIHGCKC;OA?F?J
GILFLGO>KNBKNIENOAC8?JMOGNENIO(M3KL@LJ
7M2OEM4IMOEH=HOAHINGHKEH6HJHOGNBEMFFL:
5<?DO@?IM3LJLJO8MKEL6LON=NDNBN
LKL=GLJOALIO@>ICBNOL@MO-NJIHGCKC;O/&6MI
ALIO@?IM9OB5JFMDO>KNINGOE>6IC
AN=KNDN<@N;O@>JC3COENOE>6ICO>KDN<:O,L<OAN=HJENJ
AMILOJM8NFL1OALIOFCFCDONKDNENJO@?IMGKLOMKM=FLIELG:
&KM=FLILDL<OE>6ICOALIOB5JFMDKMOAN=KNDN@HOLEL:O$>6IC
B5JFMDOJMELIOALIO@?IM9OEMD>GINFLG;O=M11N1;OF>2KCD.
@NKOA?F?JOGM@LDKMILJOL9LJMOGNFHKEH6HOALIO@?IM9O>KN3NG:
(M=ICO>KDN@HOKN<HD;O(M3KL@FMO>KDN@HOKN<HD:
(M3KL@LJOALKM=MJKMILJLJOEM4IMBMO8LIDM@LOKN<HD;OAC
B5JFMDKMOAN=KNDN@HOKN<HD:O*DNOJMO>KECO7?G?DMF;
7NFFNO7?G?DMFLJOAN<HO?BMKMILBKMO,N=ANGNJKNO(FNIN1HJENJOB?I?F?KMJOALIO@?IM9O4NI:O!?IM3LOB5JMFMJ.
KMILJOALKMOALK8L@LOEH=HJENO>KNJO8MKL=DMKMIO4NI:
,N=ANGNJHJO0@?IM9OB?<EMO"OFNDNDKNJDH=FHI0O@5<?JM
GNI=HKHGO%$)0JLJOMJMKO,N=GNJHO!MKN7NFFLJ
$MDLIFN=;O0@?IM9OB?<EMOOFNDNDKNJDH=FHI0OEMEL:
,5BKMOALIALILBKMOFNDNDMJO9MKL=MJ;O<HF;OALIALILJM
8?4MJDMBMJO4MO8?4MJO?<MILJMOLJ=NOMELKDMBMJOALI
@?IM9O4NI:O$>KNBH@HBKNOACO@?IM9;OF>2KCDENOA?B?GOALI
ANIH=OAMGKMJFL@LOBNINFFH:O*J3NGO7MI7NJ8LOALIONEHD
NFHKDNBHJ3NO4MOF>2KCDNOALK8LO4MILKDMBLJ3M;O@?IM9
DM=ICOALIO<MDLJEMOBNJLO(M3KL@FMOB?I?DMBLJ3MOEM
A5BKMON6HIOALIOFNAK>OLKMOGNI=HOGNI=HBNOGNKEHG:O&6MIOAC
AMGKMJFLOA>=NO9HGNI@NO-?IGLBM0BLOAN=GNOALIO9NFH=DN
>IFNDHOAMGKLB>I:OOJMEMJKMOALINJOM44MKO7?G?DMFLJ
NGKHJHOAN=HJNOF>2KNDN@HOKN<HD:O,COGLAILJEMJ
4N<8M9DM@LOKN<HD:O5JFMDLO(M3KL@FMONJNDC7NKM.
1MFLJO4MOEL6MIODC7NKM1MFO2NIFLKMILJO7NFFNO(M3KL@
EH=HJENOGNKNJOGM@LDKMILJOGNFHKN3N6HOAN=GNOALIO@?IM3M
M4ILKDM@LOKN<HD:/OELBMOG>JC=FC:I8?F?JOBMJLEMJOALI
9NFH=DNO@?IM3LJLOAN=KNFH2OAN=KNFDNBN3N6HJNOLKL=GLJ
ALIO@>ICBNOENO-NJIHGCKC;O/,MJO7L9ALIO<NDNJOA5BKM
ALI=MBONI<COMFDLB>ICD:OKDNDN@HOL9LJOEMOMKLDL<EMJ
8MKMJOA?F?JO9NANBHO@NI1MELB>IC<:O,L<MO85IMO=LEEMFLJ
<NDNJHO8M9DL=FLI:OLEEMF;O@LKN7KHO=LEEMF;O9NFH=DNOB5J.
FMDKMIL;O-?IGLBM0JLJO+?IFODM@MKM@LJLJO95<?D?JM
BNIEHD3HO>KDN<:OOJMEMJKM;O9NFH=DNO4MO@LKN7NO@>J
4MIM3MGOAN=GNONI8?DNJKNIHJOEM4IMBMO8LIDM@L
KN<HD:O,COENOEMD>GINFLGOB5JFMD.
KMIELI;O>JCJOENOBMILO(M3KL@FLI:
LEEMFLJO7L9ALIOAL9LDEMOJM
F>2KCDENOGNI=HKH6HO>KCI;OJM
EMOACO@>ICJCJO95<?D?JM
7L<DMFOMEMI:/O=MGKLJEM
G>JC=FC: &%(
!
" !
%#2+12-.-,0./)/2.'-*2
1+-)!
($#"#$$,,!2+./*02&11+/*0'/20"
)0'/,02.1-2.1+11,12*)0/
(M3KL@0FMOAN@HJOF>2KNJFH@HOE?<MJKMBMJO'CINK;
*+)O4MO)++0JHJO?KGMBLOALIKLGFMOB5JMFFL6LJLOL1NEM
MFFL:O)++0JHJO@LKN7OAHINGDNEH6HJHONDNO7?G?DMFLJ
FH2H=OFH2H=O85I?=F?6?J?OELKMO8MFLIMJO'CINK;ODLKKMFM
BNKNJO@5BKMELGKMILJLO4CI8CKNEH:O(LKKMFMOBNKNJ
@5BKMBMIMGO?KGMJLJOB5JMFLKMDMBM3M6LJLOGNBEMFFL:
-MI5IO5I8?F?J?JO9MGLKDM@LJMOLKL=GLJO>OE5JMD
NFHKNJO8N<MFMOAN=KHGKNIHJHO85@FMIMJO'CINK;O/!LKN7
AHINGDNOB>G;O9MGLKDMOB>GONDNO9MGLKDMOBNKNJHBKN
DLKKMFONKENFHKEH:/OEMEL:O)++OFMI5IO5I8?F?J?JOJND.
KCJCJOC3CJENO7?G?DMFLO>BJNFFH6HJHO@5BKMBMJO'CI.
NK;OFMI5IO5I8?F?J?ODM=ICO85I?2;OBNKNJKNIHBKNODLK.
KMFLJONKENFHKEH6HJH;OGNJEHIHKEH6HJHOAMKLIFFL:O*+).).
++OG>NKL@B>JCJCJ;OACJKNIHO2N<NIKNBNJKNIHJODLKKMFL
GNJEHIDNBNOEM4NDOMFFL6LJLOL1NEMOMEMJO'CINK;
/*@KHJENO95<?DO@?IM3LO1NKNJOB>G:O-?IGLBM0BL
95<DMGOL@FLB>I:O*+).)++;O-?IGLBMO#CD7CILBMFL
$M4KMFL0JMOGCD2N@OGCICB>I:O*JNKNION6KNIOFM7ELFLBKM
GCD2N@OGCICB>I:O!?IM9;O=NJFN;OFM7ELF;OFN4L<;OFM@.
KLDLBMFO=MGKLJEMOFHGHIOFHGHIOL=KMDMGFMELI:/OELBM
G>JC=FC:O/,HINGFHKNI;O9MGLKELKMIOBNKNJKNIHBKNOJMIMBM
GNENIO8LEM3M6L</OELBMO@>INJO'CINK;OACODMD.
KMGMFLJO7M2LDL<LJO>KEC6CJCOL1NEMOMFFL:O/HGHDOG>.
>IELJNF5I?/OELBMOJLFMKMEL6LO*FNKNB0HJO@5<KMILJL
7NFHIKNFNJO'CINK;OJLBMFOFN<MKMDMOEM6LKOJLGN7
FN<MKMDMOBN2HKEH6HJHO@5BKMEL:M<LO)NIGHOMBKM.
DLJEMJOENIAMO9HGNINJO*+O)NIFL0JLJOOGL=LJLJ
5KE?6?O+>ANJLOAN7NJM@LBKMOBN2HKNJOMBKMDKMIEMJ
>IFNGKHGO9HGNIEH6HJH;OJLGN7OFN<MKMEL6LJLOAMKLIFMJ
'CINK;O/%?G?DMFLJOEMI7NKOBN2DN@HO8MIMGMJO=MB
FMI5IO5I8?F?O)++0JHJOGNBHF@H<O=NIF@H<O@LKN7HOEMI7NK
AHINGDN@H:O,CO@LKN7KNIO-?IGODLKKMFLJM;OEM4KMFM
B5JMKLGOALIOFM7ELFFLI;OEMI7NKOGNBHF@H<;O=NIF@H<O@LKN7
AHINGHKN3NGFHI:O%?G?DMFO=CJCON9HGKNDNKHEHIODLKKL
GLDKLGO4MOM8MDMJKL6LJEMJOFN4L<O4MILKDMBM3MGFLI:
&8MDMJKLGOA5K?JDM<OALIOA?F?JF?I:O%L9ALIO8IC2O4M
GLD@MBKMO2NBKN=HKNDNBN3NGFHI;O?JLFMIOBN2H
DC7N1N<NOMELKM3MG:O(LKKMFLJOELKL;OM8MDMJKL6L;
GLDKL6L;OEM4KMFLJO4N@1HOGM@LJKLGKMOGHIDH<HO9L<8LKMI
>KEC6CJCOGNINIKHKH6HJHO>IFNBNOG>BDNKHEHI:O)++OLKM
BN2FH6HO85I?=DMKMIEMO95<?DO>KNINGO85I?=F?6?
G>JCKNIHOL4MELKLGKMODLKKMFMON9HGKNDNKHEHI:/O=MGKLJEM
G>JC=FC:O#%)0KLO!M<8LJO-NJIHGCKC0JCJO$MI@LD0EMGL
>KNBKNIO@MAMALBKMO5<?IOELKMDM@LJMOEMOEM6LJMJO'CI.
NK;O+HKH9ENI>6KC0JCJOEMI7NKOALION9HGKNDN
BN2DN@HJHOL@FMEL:O,5BKMOALIO5<?IOELKMJDM@L
G>JC@CJENOEMI7NKON9HGKNDNOBN2HKDN@HO8MIMGFL6LJL
4CI8CKNEH:O#CD7CIAN=GNJKH6HO!NINBH0BKNOLK8LKLO'CI.
NK;O/,COGNENIO>ENO@H1HIKNJNDNBNJO2NINKNIOL9LJODL
M9LF;OJNGLKOL=KMDKMILOL9LJODLOGCKKNJHKN3NG/OL.
1NEMKMILJLOGCKKNJEH:O/@IN1HJ;OGLAILJ;OGLALIKLOALIO<L7.
JLBMFLJOM@MILELI:/OELBMJO'CINK;O=CJKNIHOMGKMELO/,C
N9HG9N@H;OACO<L7JLBMFLJO5<MKKLGKM
#CD7CIAN=GNJKH6HO!NINBHO?<MILJEMJO85@FMIL=
BN2DN@H;ON9HG9N@HO4MO85@FMIL=FMJODMEMFOACKDN@H;
2CKKNIO9HGDN@HOACJENJO@>JINOIM<LENJ@OBN2HKN3NG:
,LIOG?KKLBNFOBN2HB>I:/O,LJNJHJ;O#CD7CIAN=GNJKH6H
GMB1LOL9LJOBN2HKDH=OALIO@NINBO>KEC6CJCOELKMO8MFLIMJ
'CINK;O#CD7CIAN=GNJH0JHJO,N=ANGNJKHGOALJN@HJH
L=8NKOMFFL6LJLO@5<KMILJMOMGKMEL:&%(
!
""!""!
!"!" " !""
Başbakan Yardımcısı Numan
Kurtulmuş, Ahıska Türkleri'nin bir
gün anayurtlarına döneceğine
inandığını söyledi.
"Sürgünün 70. yılında Ahıska Türkleri
Uluslararası Sempozyumu" Başbakan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla
Çorum'da başladı. Dışişleri Bakanlığı,
Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TİKA, TRT, Çorum Valiliği, Çorum Belediyesi, Hitit Üniversitesi ile Çorum
Ticaret ve Sanayi Odası'nın organize ettiği
sempozyum Anitta Otel’de düzenleniyor.
Sempozyumun açılışında konuşan
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,
sızlanmanın bir anlamı olmadığını, dövünmenin bir anlamı olmadığını ama tarih boyunca bu aziz milleti yok etmek, bu coğrafyadan
ve diğer coğrafyalardan bizi çıkarmak için
bütün gücüyle olmadık planlar yapan insanlardan medet ummanın abesle iştigal olacağını
belirterek,"Biz hak ve hukukumuzu savunur
gücümüzü ispat edersek, bunda ısrarcı olursak, bu hakkımızı elde edebiliriz. 70 yıl çok
uzun süre değildir. Vazgeçmemeyi öğrenirsek
düşeriz, kalakalırız. Ama mutlaka neticeye
ulaşırız. Bizlere düşen hakkı ve hakikati
kaldırmaktır. Büyük bir medeniyet kurduk çok
yükseklerden düştük, adeta bir minarenin tepesinden düştük. Bütün vücudumuz kırıldı,
döküldü. Büyük bir rehabilitasyon döneminden geçtik ve şimdi yavaş yavaş ayağa
kalkıyoruz. Ayakta duramamamız için de
gayret sarf ediyorlar. Başbakanımızın,
cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, kurmuş
olduğumuz kutlu medeniyeti, yeniden ihya
edip, inşa edeceğiz.” dedi. Ümit sahibi insanlar
olarak Ahıskalı soydaşların tekrar ana
yurtlarına döneceklerine inandığını ve bunu
destekleyen insanlara güvendiklerini sözlerine
ekleyen Kurtulmuş şöyle konuştu: “Sözlerime
başlarken şairin de dediği gibi ‘Ahıska bir gül idi gitti, bir ehli din idi gitti, söyleyin Sultan
Mahmut’a İstanbul’un kilidi gitti. Ahıska
sadece Ahıska Türkleri için değil, Türkiye
Türkleri için de önemi olan milli meselelerimizden birisidir. Babalarını, kocalarını, oğullarını
savaşa gönderenlerin, 1944 yılının bir
sabahında kapılarına dayanan bir aylığına sizleri buralardan götüreceğiz diyerek, kamyon
vagonlarına çocuklarını koyarak gidenleri anlatan, bir zulmün adıdır Ahıska. Bu büyük
direnişin sahibi olan bu kahraman halkı,
Ahıskalıları rahmetle minnetle, saygıyla
anıyoruz ve Ahıska'ya selam olsun diyoruz.
Ahıska'da yaşanan sürgün bir tesadüf değil.
Kafkaslara hakim olan, dünyaya hakim olur.
Ahıska Rusların Kafkasya'ya hakim olma projesidir. Ahıska nasıl Osmanlı için, Türk devleti
için stratejik idiyse bugün de aynı şekilde stratejiktir. Belki bugün Ahıska; Türkiye'nin, İstanbul'un kilidir değildir ama Ahıska,
Kafkasya'nın kilidi olmaya devam etmektedir.
Rusların bu bölgeye verdiği isim Mezetya.
Rusların yaptığı propaganda sayesinde ABD,
Ahıska Türkeri'ni Mezhet Türkleri olarak
tanımlıyor. Ahıska bölgesi 1578'de Osmanlı devletinin yönetimine geçti ve eyalet merkezi
oldu. Ahıskalılar ve Kırım Türkleri geri dönmelerine izin verilen halkların arasına dahil
edilmedi. Bugün bile Ahıska Türkleri'nin nasıl
ve ne zaman ana yurtlarına döneceği hala bir
muammadır. Modern zamanlarda da aynı
sürgün hikayeleri devam ediyor hem de artarak devam ediyor acılar katlanarak devam
ediyor. Bosna'da, Çeçenistan'da yaşanan
acıların Ahıska'da yaşanan acılardan,
soykırımlardan, katliamlardan hiçbir farkının
olmadığını hep beraber yaşadık. Orada da yine
duyarlı bir milletin çocukları olarak, biz Türkiye
Türkleri olarak bütün bu kardeşlerimizin derdine çare olmaya çalıştık. Kadınlar evlerinde,
kazak ördüler. Çeçenistan'a, Bosna'ya gönderdiler. Bugün yine sürgünler devam ediyor.
Suriye'de zoraki olarak evlerini terk etmek
zorunda kalanlar, sığınmacılar, evleri yıkılanlar,
bombalarla yok edilen halklar. Şehirlerinin,
camilerinin, medreselerinin yok edilişini,
yıkılışını izleyen bilge insanlar. Türkiye
toprakları dirlik ve birlik içinde hem ileriye
doğru gidecek hem de dünyanın neresinde
mazlum bir halk, hangi dostumuz, hangi
kardeşimiz hatta hiç tanımadığımız dünyanın
ta öteki ucunda hangi millet olursa yok mu bir
yardım eli diyen elini uzatan onlara elimizi
uzatmak Türkiye'nin boynunun borcudur,
Anadolu toraklarının boynunun borcudur. Allah'a çok şükür bugün düne göre, bu borcumuzu daha güçlü bir sesle yerine getirmeye
gayret ediyoruz. Türkiye siyasi ve iktisadi
istikrarı ile birlikte bugün dünyada hem de
uluslararası alanda artık çok da rahat faaliyet
gösteren kurumları ile var.” (CİHAN)
16
7 Kasım
ubat 2014
2013Pazar
Per
embe
MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, bölücü örgütün Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetine açıkça tehditler savurduğunu belirterek, "AKP,
İmralı’nın Davulu ile Kandil'in topuzu arasına sıkışmıştır."şeklinde konuştu
"U=QTI0NUWGVIPSWNH:QVSNPIPWMFCUSQUJUSW7JAVS;WO8
USMTQURTSTSWTAVSUNWIFRU=TWMUMT@TWB>CFLWHQVJPSPS
OFIOFSWVON>RQURTSTSWNUORVRWGVRPENP@PSPWT3VMUWUNNT<
2FRU=TSWRUJNTSDTSTSWMFENF@FSFW3VROWUMUSW6/1WTQUWGK
IFRU=TWOUSMTITSTSWGUOVWLUIUQUITWHQVRVOWD>RUSW79
1VRNT0STS;WJPOPLWIFRU=TSMUWJHQVWMU?VLWOVRVRP
VQMP@PSPWOVJMUNNT<W5.FROTJU4STSWJ>SUNTLTSTSW79148
MUSWBPONP@PWD>RFQFJHRWMVW.FROTJU4JTW6/1WLT;W(LRVQP
LPWJ>SUNTJHR5WMTJUWIHRVSW7JAVS;WE>JQUWMU?VLWUNNT
5>CFLWIFRU=TSUWMU?VLWVBPOQVLVIPSPW6/14JU
JV:NPRPJHRIKS<W7LVWHWMVWTETSWDURBUOWIVATGTSTSW(LRVQP
HQMK@KSKWI>JQFJHR<W"TQQTWTRVMU;WFQOUSTSWDUQU=U@TWTQU
TQDTQTWOVRVRQVRPWVQLVW?UWOVLKHJKSVWVBPOQVLVWJUNO8
TITSTW(LRVQP4JVWLPW?URLTENTRW$QMKWHQV=VOW=VQVS4P
GVIPSWNH:QVSNPIPSVWBPOVRPS<WVQONVSWDURBUOQURT
IVOQVLVJPS<W"TQQUNTSW>SFSMUWNTJVNRHWHJSVLVJPS<
791;W(LRVQP4SPSW/V?KQKWTQUW9VSMTQ0TSWNH:KCKWVRVIPSV
IPOPELPENPR<W(LRVQP4SPSWOV:RTIQURTSUW?UWEVSNVQVRPSV
GHJKSWU@LTENTR<W'POPLWIFRU=TWHRNVOQVRPSPSWVRVIPSV
OVRVWOUMTWDTRLTENT<W.UR>RW>RDFNFWAFOFLUNU
DF?USLUMT@TSTWVBPOQVLPE;WFBFS=FWGTRWNVRV3NVSWD>8
CQUL=TQTOWNVQU:WUNLTENT<W6>QF=FW>RDFN;W.FROTJU
#KLAKRTJUNTWFOFLUNTSUWVBPOBVWNUAMTNQUR
IV?KRLVONVMPR<W6>QDUMUWOVLKWMFCUSTSTWUQU
DUBTRLUONU;W791WAFOFLUNTWAU:ITSTWITSUJUWBUOLUO8
NUMTR<WINUQTOWGFNFSWHQVSWGTNUSMUSW.FROWLTQQUNTWVMPSV
AUIV:WIHRKQV=V@PSV;WNUR>RW>RDFNFSFSWJPOPLWIFRU=TST
=VSQVSMPRV=VOWGTRWVBPOQVLVWJV:LVIPW?UWLFCVOURU
LVIVIPSVWM>SLUITWM>RNWD>CQUWGUOQUSLTE;WVROVWHMV
MT:QHLVITQURTWTQUWTOSVWUMTQLTENTR<56VEGVOVS0PS;W/UR8
ITLWTIJVSPSVWOVNPQVSWVITQURTWLVCQKLWD>INURURUOWIU8
QU3TSTSWJHQKSMVSWDTNNT@TSTWIV?KSVSW7JAVS;WNUR>RTIN8
QURTWAVOQPWBPOVRLVW?UWVOQVLVSPSW79W1VRNT4STS
3PNRVNPSMVWHQMK@KSKWT3VMUWUNNT<W5/URITLWTIJVSPSP
BPOVRVSQVRPSWVIPQWVLV=PWI>LFRDU=TWDFBQURUWOTRVQPO
NUNTOBTQTOW?UWATCLUNOVRQPOWJV:VRVOW.FROWLTQQUNTST
G>QLUONTR<5WMTJUSW7JAVS;WEKSQVRPWI>JQUMTW5/URITL
TIJVSPSPWBPOVRVSQVRVW2VJPSW/V?KNH@QK4SKSWIVAT:
BPOLVIP;W1994QPQVRWTQUW:VCVRQPOWLVIVIPSVWHNKRVSQVRPS
NV?RPWGTCTWATBWEVEPRNLVLPENPR<5W9VBVOWIVRVJVW,<%WNRTQJ8
HS;WVIDVRTWF=RUNQTJUW,WQTRVWCVLW?URTQMT@TSTWVSQVNVS
7JAVS;W5#KLAKRGVEOVSPWU=U:W.VJJT:W)RMH@VS
TBTSWJV:PQVSW09VB87OW2VRVJ0VW,WLTQJVRW*+WLTQJHS
QTRVWAVR=VJVSWAFOFLUN;WVIDVRTWF=RUNUW-+,&WJPQPSMV
IVMU=UWDFSMUW,WQTRVQPOWCVLWJV:PQV=VONPR<W791
UOHSHLTITSTSWVQPSNURTWTQUWBVQPEVSQVRPWDUNTRMT@TWSHONV
GKMKR<W-+,&WJPQPSMVWGFNBUMUW>SD>RFQUSWJFCMUW**
FSW.FROBUITWDFSMUWGTRWQTRVWCVLMP<W7JRP=VWTEUWDUQTR8
DTMUROUSWOKQQVSMPOQVRPW:URIHSUQWIUR?TIQURTSTS
OVQMPRPQLVIPWMVW=VGVIP<W'KRNMPEPSMVWUOHSHLTJU
MKJKQVSWDF?USW?UWUOHSHLTLTCTSWTNTGVRPWMVWMVRGU
VQLVONVMPR<W.FROTJUWUOHSHLTITWTBTSWRTIOWVQDPIPWAUR
DUBUSWDFSWO>NFJUWDTNLUONUMTR<W.FROTJU4STSWJVGVS=P
JVNPRPL=PQVRPWUNOTQUJUSW3VON>RQURTSTSWGVEPSMVWDUQUS
#/2WUSMUOITWRTIOW:RTLT;W-+,*WJPQPSMVW,-WTOUS
-+,%WJPQPSWTQOWMHOKCWVJPSMVW*W:KVSWVRNVRVOW-+4V
BPOLPENPR<W6KWM>SULMUWIVMU=UWORVJSVWTQUWIV?VEV
DTRUSWKIJV4SPSWRTIOW:RTLTSMUWG>JQUWGTRWVRNPE
HQLKENKR<W2HSWHQVRVOW76/4MUOTWTRVVNW6VSOVIP;WOV8
LKHJKSVWJVSIPJVSWOVMVRPJQVW)/4TSWMUSUNTL8
QURTSMUSWDUBULULTEWGTRUJIUQWGVSOV=PQPOW3VVQTJUNQUR8
TSUWIHSW?URLUOWCHRKSMVWOVQLPENPR<W2HRKLQKQVRMVS
ATBGTRWVBPOQVLVWDUQLULTENTR<5WEUOQTSMUWOHSKENK<W8
2'94JVWJV:NP@PWVNVLVQVRQVWCTASTJUNTSTWHRNVJVWOHJVS
IUBTQLTEW#KLAKRGVEOVSP0SPSWGKWOUCWMUW'9
6VEOVSQP@PSVWJV:NP@PWJUSTWVNVLVWTQUW0JVSMVEWLUMJV0
MFCUSTSTWFST?URITNUQURUWNVEPMP@PSPWMTQUWDUNTRUSW7JAVS;
5ST?URITNUQURTLTCMUWVMUNVW07QHW'UONV0WMFCUSTST
GVEQVNLPENPR<W791WTONTMVRPWOUSMTITSTWIU3VAVN;WTIRV3;WO8
TGTRWIVRVJPSPSWMK?VRQVRPWVROVIPSVWAV:IUNLTENTR<W6K
LTQQUNUW?URU=U@TWATBGTRWEUJWOVQLVLPEWNVLWNURITSU
LTQQUNUWJFOWHQLVJVWGVEQVLPENPR<5WMUMT<W"*#
CHP Milletvekili Musa Çam,
Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehdi Eker’e 17-25
Aralık rüşvet ve yolsuzluk
iddialarında geçen para ile ne
kadar tarımsal ve hayvancılık
alanında yatırım
yapılabileceğini sordu. Çam,
"Söz konusu paralarla tarım
ve hayvancılık alanlarında
yapılabilecek yatırımlarla ne
kadar yurttaşımız refaha ererdi? Kabine ve yandaşlar zengin oldu, orası kesin." dedi
Olağan kongre hazırlıkları kapsamında 240 ilçe ve beldede kongrelerini
tamamlayan AK Parti'de ilk il kongresi Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun
talimatıyla Erzurum'da gerçekleştirilecek. Bazı ilçe kongrelerine katılan
Davutoğlu'nun 48 il kongresine de iştirak etmesi bekleniyor
79W1VRNTWUSUQW6VEOVSW'VRMPL=PIPW2FQUJLVSW2HJQKW77
LKAVGTRTSUW79W1VRNTW&<W$QV@VSW9HSDRUIT0SUWJ>SUQTO
AVCPRQPOQVRQVWTQDTQTWMU@URQUSMTRLUQURMUWGKQKSMK<
9HSDRUWTBTSWTJTWGTRWAVCPRQPOWM>SULTWDUBTRMTOQURTSTW?U
NVO?TLTSWIPOPEPOWHQLVIPSVWRV@LUSWITJVIUNTSWCHRQVMP@P
ATBGTRWOKRVQMVSW?UWJUNURWEVRNQVRPSMVSWATBGTRWEUOTQMU
?VCDUBLUMTOQURTSTWMTQUWDUNTRUSW2HJQK;W5 VSIQPJPCWOT
2VJPSW6VEGVOVSPLPCW7ALUNW/V?KNH@QKWMVWVJSPWEUOTQMU
GKWOHSDRUQURTSW79W1VRNTWTBTS;W-+,&WIUBTLQURTWTBTS;W-+-*
AUMU3QURTLTCWTBTSWBHOW>SULQTWGTRW3PRIVN
TBURMT@TST;WBHOW>SULQTWGTRW3PRIVN
JFOQUSMT@TSTWNFLWVROVMVEQVRPLPCQVWMU3VNUS
:VJQVEPJHR5WMUMT<WW9HSDRUJUWAVCPRQPOWM>SU8
LTSTSW6VEGVOVSW/V?KNH@QK0SKSWHRNVJV
OHJMK@KWNVQTLVNQVRQVWJFRFNFQMF@FSFWMTQU
DUNTRUSW2HJQK;WLVAVQQUWOHSDRUQURTSTW*!!WGTS
MUQUDUJQUWNVLVLQVMPOQVRPSPWGUQTRNURUO;W5 K
VSMVW*!!WGTSWMUQUDUW.FROTJU4STSWAUR
SHONVIPSMVWOUSMTWTQBUW?UWTQWOHSDRUQURTST
IUBUGTQLUOWTBTSWGFJFOWGTRWBVGVWTBURTITSMUQ8
UR<W TLMTWTQBUWOHSDRUQURTSUWGVEQVMPO<W K
SHONVJVWOVMVRWMVWJVOQVEPOW-%+WTQBUW?UWGUQMU
OHSDRUITSTWNVLVLQVLPEWMKRKLMVJPC<W6K
AV3NVIHSKWTNTGVRPJQVWJVOQVEPOW%&+WOHSDRUJU
KQVEV=V@PC<W'VSTWSURUMUJIUWOHSDRUQURTLTCTS
JVRPIPSPWGTRWEUOTQMUWNVLVLQVLPEWHQV=V@PC5
MTJUWOHSKENK<W7JWIHSKWTNTGVRPJQVWGVEQVJV=VO
TQWOHSDRUQURTSTSWJVOQVEPOW*WVJWIFRLUITST
GUOQUMTOQURTSTWMTQUWDUNTRUSW2HJQK;WIFRUSTS
KCKSWNKNKQLVIPSPSWIUGUGTSTSW6VEGVOVS
/V?KNH@QK0SKSWJVOQVEPOW%!WTQWOHSDRUITSU
TENTRVOWUMURUOW:VRNTWNUEOTQVNPW?UWNVGVSPJQVWGTR
VRVJVWDUQU=UOWHQLVIPSMVSWOVJSVOQVSMP@PSP
I>JQUMT<W(QOWTQWOHSDRUITW)RCKRKL0MVWW(QWOHS8
DRUQURTSTSWTQOTSTSW)RCKRKL0MV
DURBUOQUENTRTQU=U@TSTWGUQTRNUSW2HJQK;W5)RCKRKLWGTCTL
LTQQTWLF=VMUQULTCTS;WOKRNKQKEKLKCKSWUSW>SULQT
SHONVQVRPSMVSWGTRWNVSUITMTR<W'VSTWOVRVRPS;WOVMURTSW?U
FQOUSTSWDUQU=U@TSTWGTRWEUOTQMUWLTQQUNTLTCWNVRV3PSMVSWNUI8
QTLWUMTQMT@TWSHONVQVRMVSWGTRWNVSUITMTRW)RCKRKL<W$WVBPMVS
)RCKRKLWOHSDRUITWMUWAULW:VRNTLTCWVBPIPSMVSWAUL
FQOULTCWVBPIPSMVSWAULWMUWDUQU=UOWGUOQUSNTQURTLTC
VBPIPSMVSWGTCTLWTBTSW>SULQTWGTRWJURMTR<W(QOWOHSDRUWJURTWH8
QVRVOW)RCKRKL0KSWGUQTRQUSLUITWMTRUONW2VJPSWUSUQ
6VEOVSPLPCPSWNVQTLVNPJQVWHQMK<W)RNUITWDFSWMUWJTSU
>SULQTWIULGHQW?TQVJUNQURTLTCMUSWGTRWNVSUITSMU
6VQPOUITR4MU;WJVSTWV@VSHI4NV;WMURDVAPSWOKRKQMK@K
6VQPOUITR4MUWHQKSV=VO5WMUMT<W2HJQK;WEKGVNWVJPSPS
HRNVIPSVWOVMVRWNFLWOHSDRUQURTSW79W1VRNT4STSWGUQTRQUMT@T
>QBFQURWTBURTITSMUW?UW.FROTJU0STSWGUOQUMT@TWGTRWEUOTQMU
DURBUOQUEU=U@TSUWTSVSMP@PSPWGTQMTRMT<HSDRUQURTSWGFJFO
GTRWAUJU=VSWTBURTITSMUWDUBNT@TSTWI>JQUJUSW2HJQK;W56K
OHSDRUQURTSWGKWOVMVRWJFOIUOWGTRWMTSVLTCLQU
DURBUOQUEUGTQU=U@TWGUQOTWGTCTLWGUOQUSNTLTCMUWMUWJHONK<
VOVNWGKDFSWD>RFJHRKCWOTWDURUOW:VRNTLTCTSWJ>SUNT=TQURT;
LTQQUN?UOTQQURTLTC;WDUSUQWGVEOVSWJVRMPL=PQVRPLPC;WDRK:
GVEOVSW?UOTQQURTLTC;WTQW?UWTQBUWGVEOVSQVRPLPCWGFJFOWGTR
OHSDRUWAUJU=VSPWTBURTITSMUQUR5WMUMT<
579W1VRNT;WAVLKRKWOK??UNQTWOVRPQVSWGTRWITJVITW:VRNTW?UWGK
AVLKRKWOVRVSWMVWLTQQUN5WT3VMUITSTWOKQQVSVSW2HJQK;W579
1VRNTWAVLKRKWOVRPQPROUSWAULWITJVIUNTSWGFNFSW>S=UQTOQUR8
TSUWAULWLTQQUNTSWMU@URQURTSUWAULWMUWGKRVMVSWGVOPS=V
D>RFQFJHRWOTW.FROTJU4STSWDUQU=U@TSUWJ>SUQTOWGFNFSW>CUQ8
QTOQURW?UWAVIQUNQURWFCURTSMUSWOKRKQLKE<W(QOUQURTWGUQQT;
OKRVQQVRPWGUQQTW?UWNUVLFQQURTWGUQQT;WHQKELKEW?UWGKSQVRPS
FCURTSMUSWOUSMTITSTWJ>SUNUSWGTRWITJVITW:VRNTW?UWHRNVOWVOQP
MU@URQUSMTRLUJTWOVREPQPOQPWLKNVGVOVNPW>SULIUJUSWGTR
VSQVJPEW?VR5WMTJUWOHSKENK<W2TJVIUNTSWNULUQWLUERKTJUN
CULTSTSTSWUSW>SULQTWVJVOQVRPSMVSWGTRWNVSUITSTSWOHSDRU
HQMK@KSKW?UWOHSDRUQURTSWIVMU=UWIUBTQUSUWMU@TQWOHSDRUJU
DTMUSUWMUWOHSDRUMUW?VRQP@PWHQVSVWMVW=TMMTWGTRWLUERKTJUN
?UWDFBWIV@QVMP@PSPWMTQUWDUNTRUSW2HJQK;
56FNFSWGKSQVRWGTRWVRVJVWDUQT:W>CUQQTOQU
AULW=KLAKRGVEOVSQP@PWIUBTLTWAUL
HSMVSW>S=UWDURBUOQUEUSWLVRNWLVAVQQT
IUBTLQURTSMUSWIHSRVW79W1VRNT4MUWGTR
JHRDKSQK@KWMU@TQWNVLWNURITWGTRWIUBTL
>S=UITWAVCPRQP@PWHRNVJVWOHJVSWGTR
BVQPELVJPWGFNFSQUENTRLUONUMTR<W79
1VRNTWGKWOHSDRUQURMUSWMUWDFBQFWGTR
EUOTQMUWBPOLVONVMPR<W)QGUNNUWOTWAUR
OHSDRUSTSWOUSMTSUWVTNWGTRW=URUJVSPWI>C
OHSKIKMKRW?UWGKW=URUJVSPWMVW79W1VRNT
JVEVLVONVMPR5WT3VMUITSTWOKQQVSMP<9HS8
DRUQURWIHSRVIPSMVWJUSTMUSWJUNOTWVQVS
OVMRHQVRW?UWJUSTQUSUSWOVMRHQVRQVW-+,&
IUBTLQURTSMUOTWAUMU3QURTSUWKQVEVS
ITJVITW:VRNTWGFNFSQF@FSFSWLKAV3VCV
UMTQMT@TSTWI>JQUJUSW2HJQK;WEKSQVRPWOVJ8
MUNNTW52VJPSW#KLAKRGVEOVSPLPCWOK8
RK=KIKWHQMK@K;WOKRK=KWDUSUQWGVEOVSP
HQMK@KW:VRNTJTW>JQUWGTRWOVRVONURQU
GUCULTEWOTW?UW>JQUWDFBQFWNULUQQUR
HQKENKRLKEW?UW>JQUWOKRVQQVRQVWGKW:VR8
NTSTSWWIUBTLMUSWDVQTGTJUNQUWBPOLVIPSP
IV@QVLPEWOTW79W1VRNT4STSW?UWITJVIUNTS
.FROTJU4MUWOVREPWOVREPJVWOVQLPE
HQMK@KWGKWIFRU=TWGVEVRPJQVWJ>SUNLUITWOHSKIKSMVOTWUS
>SULQTWIHSK=KWGTRWEUOTQMUWDURBUOQUENTRLTE<W$SKSWTBTSWGTR
NVRV3NVSWGKSKWMVAVWTJTWGTRWSHONVJVWDUNTRUGTQLUOWAUMU3T
?VRWGTRWNVRV3NVSWMVWGPRVOPQVSWULVSUNT;W79W1VRNTWULVSUNT8
ST;WBHOWMVAVWTJTWGTRWEUOTQMUWUOITOITCWGTRWEUOTQMUWJ>SUNU8
GTQLUWIHRKLQKQK@KW?VR<W6KDFSW2VJPSWUSUQ
6VEOVSPLPCMVSWFJULTCUWOVMVR;WLVAVQQUWGVEOVSQVRPLPCV;
MUQUDUQURTLTCUWOVMVRWAUROUIWGKWIHRKLQKQKOWGTQTS=T
TBURTITSMUWAVRUOUNWUMTJHR<5W "**#2
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı 2015 bütçesi, TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu’nda
görüşülmeye devam ediliyor. Bakan
Mehdi Eker’in sunumundan sonra
muhalefet üyeleri söz aldı. CHP İzmir
Milletvekili Musa Çam, AK Parti
programlarının ‘kes-yapıştır’ yöntemi
ile hazırlandığını ifade ederek,
bunun hükümetin tarım politikasına
da yansıdığını kaydetti. Bakan Mehdi
Eker’e yolsuzluk ve rüşvet iddiaları
hakkında ne düşündüğünü soran
Çam, "Söz konusu paralarla tarım ve
hayvancılık alanlarında yapılabilecek
yatırımlarla ne kadar yurttaşımız refaha ererdi? Kabine ve yandaşlar
zengin oldu, orası kesin." dedi.
Tarım alanlarının nasıl
yağmalandığını görmek için Resmi
Gazete’ye bakmanın yeterli
olduğunu ifade eden Çam, "Hemen
her gün Bakanlar Kurulu kararı ile
enerji, madencilik ve tarım arazilerinin de içinde yer aldığı çok
büyük alanlar ‘acele kamulaştırma’
adı altında kamulaştırılıyor." diye
konuştu. Türkiye’de nüfusun dörtte
birinin kırsalda yaşadığını kaydeden
CHP İstanbul Milletvekili Aydın
Ayaydın, çalışan beş kişiden birinin
tarımla geçimini sağladığını, bu
rakamın ABD ve AB’de yüzde 1’lerde
olduğunu vurguladı. Bu durumun
sosyal yaşamda sorunlara neden
olduğunu kaydeden Ayaydın, Türk
tarımın en büyük sorunun tarım
alanlarının bölünmüşlüğünün yanı
sıra işletme büyüklüğünün darlığı
olduğunu söyledi. Ayaydın, tarım
arazilerinin miras yoluyla
bölünmüşlüğünün hükümetçe
seneler sonra yani ancak 2014 yılın
başında kanunlaştığını söyledi. CHP
Denizli Milletvekili Adnan Keskin, İstanbul’un 6,5 kat arazinin ekilemez
duruma geldiğini; Arjantin’den mısır,
Şili’den angut, Cumhuriyet tarihinde
ilk kez sap ve samanı dışardan ithal
etmek durumunda kalındığını söyledi. Keskin, yanlış tarım politikaları
yüzünden bu yıl üzüm üreticilerin
kan ağladığını ifade ederek, çiftçilerin mağduriyetlerinden söz etti.
Eski Fenerbahçe yöneticilerinden
Hakan Bilal Kutlualp’ın pazarlık
usulü ile kamudan iş aldığını iddia eden Keskin, Bakan Eker’e "Pazarlık
usulü iş alan kişinin özel uçağı ile
seyahat gerçekleştirdiniz mi? Bu
seyahatlere karşı herhangi bir bedel
ödediniz mi?" diye sordu. Bakan
Mehdi Eker’in sunumunda GAP projesinden neden söz edilmediğini soran HDP Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan, vatandaşın fıstık diye bezelye yemeye başlatıldığından söz etti.
Avrupa Birliği ile balıkçılık faslının
müzakereye açılamamasına 'siyasi
değerlendirmelerin' gerekçe
gösterildiğinin ifade edildiğini
hatırlatan Kaplan, "Balığın neresi
siyasi, bana izah eder misiniz?" diye
sordu. (CİHAN)
2,0,'21!$1021/&%%+%2/10
1/1$1!2*01&('.
0.02,0-02)1/-2,
$')/2-/1+%012/1 ,02( .21/$,('(
+101)2)1/--+-2,2/,+)(/1)/02-!+-
('&. .0.2+1.0&.2
9VRVOVE;WVROUHQHTW?UWIVSVNWNVRTATWLUCKSQVRPSPSWTI8
NTAMVLWIHRKSQVRPSVWJ>SUQTOWJVCPQPWGTRWVBPOQVLV
JV:NP<6TSQUR=UWJPQMPRW:UOWBHOWKJDVRQP@VWU?WIVAT:QT@T
JV:VSW.FROTJU0STSWGTRWVBPOWAV?VWLFCUITWOHSKLKSMV
HQMK@KSKW?KRDKQVJVSW9VRVOVE;W57SVMHQK4MVOTWGK
CUSDTSWNVRTATW?UWOFQNFRWLTRVIPSVW?UWGKSQVRPSWOHRKSLV
TANTJV=PSVWRV@LUSWFQOULTCMUWIVJPQVRPWGTSQURQUWT3VMU
UMTQUSWVROUHQHD;WIVSVNWNVRTABTITW?UWRUINHRVN>RQURWTE
GKQVLVLVONVMPR5WT3VMUITSTWOKQQVSMP<9HSKSKS
LKAVNVGPWHQVSW9FQNFRW?UW.KRTCLW6VOVSQP@PSPS
JVEVSVSWGKWTINTAMVLWIHRKSKSVWOVREPWMKRKLKWD>RLUC8
MUSWDUQMT@TSTWTQURTWIFRUSW9VRVOVE;W6VOVSQP@PS;W,&W$8
=VOW-+,%0NUW/U?QUNW1URIHSUQW6VEOVSQP@PW?UW"VQTJU
6VOVSQP@PSVW-*%WNUOSTOW:URIHSUQTSWVNVLVIPSVWTQTEOTS
JHQQVMP@PWMHIJVSPSWNVOTGTSTSWJV:PQLVMP@PSPWTMMTVWUN8
NT<5$SWTOTWJPQQPOW791WTONTMVRPWM>SULTSMUWUSWMFEFO
GFNBUQTWGVOVSQPOQVRMVSWGTRTWAVQTSUWDUQUSW9FQNFR
6VOVSQP@PSPWOFQNFRUQWLTRVIVW?UWIVSVNVWIVAT:WBPOLVJV
BV@PRPJHRKC<W6VOVSQPO;WOVGKQWUMTQULUCWGHJKNQVRVWDU8
QUSWVROUHQHT;WIVSVNWNVRTATW?UWRUINHRVIJHS
LUCKSQVRPSPSWTEITCQTOWIHRKSKSK;WMVAVW>S=UMUSWI>C
?URMT@TWFCURUWOVIPLWVJPWVNVLVQVRPSMVWB>CLUQTMTR<
9FQNFRWMPEPSMVWAURWTEQUWLUEDKQWHQVSW6VOVSPW-*%W:UR8
IHSUQTSWVNVLVIPSVWTQTEOTSWHQVRVOWDURU@TSTWJV:LVJV
BV@PRPJHRKC<W-+,&0NUSWTNTGVRUSWGKWKCLVSQVRPS
TINTAMVLPSVWTQTEOTSWJVIVQWMFCUSQULUQURWT?UMTQTOQU
KJDKQVSLVQP;WDURUOQTWJURQURMUW9/)60QURTSW9HRK8
LVWJDKQVLVW/USUNTLW6FRHIKWOKRKQLVIPWJVIVQ
CHRKSQKQKOWAVQTSUWDUNTRTQLUQTW?UWGURVGURTSMUW/2(;
".7;W.$9(WDTGTWOKRKLW?UWOKRKQKEQVRMVWMVWGK
KCLVSQVRPSWTINTAMVLPSPSWIV@QVSLVIPWJ>SFSMUWMFCUS8
QULUQURWJV:PQLVQPMPR<5 "**#
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
İNCE ZIMBALAR
Sabit
İNCE
[email protected]
BİR UYKUYA
DALMIŞ..
Büyük usta, ozan, şair ve yazar dostum Rasim
Köroğlu ile ilgili birkaç yazı yazdım biliyorsunuz. O'nu anlatmak elbette mümkün değil.
Ancak onunla yaşamak gerekirdi şükür bendeniz onunla epey beraber vakit geçirme fırsatını buldum. Bendeniz Mustafa Ceylan ve
Merhum Köroğlu bir üçlü idik..
Dedim ya O'nu anlatmak zor ama ozanlar
onun arkasından ağıtlar yakmaya başladılar.
Bugün de Ozan Dadaşoğlu'nun mezarı başında
söylediği deyişi sizinle paylaşmak istedim.
Mekanı Cennet olsun.
( Rasim KÖROĞLU Hocam'ın mezarı başında
)
Bir ziyaret kıldım büyük üstada
Konuşan dilleri susmuş ne yazık
İsmi yazılı başında tahtada
Güneşten mürekkep uçmuş ne yazık
Taht kurdu hocam bütün gönüllere
Gözümü kapatıp döndüm dünlere
Gözyaşlarım aktı eski günlere
Geçen günler çabuk geçmiş ne yazık
Mevla bizi sevdiğimizle sınar
Adeta yüreğimden aktı bir pınar
Sessizce yatıyor koskoca çınar
Kara toprak üstünü örtmüş ne yazık
Dadaşoğlu geçti hayatı çile
Getirmezdi dertlerini hiç dile
Konuşmaya çalıştım duymadı bile
Sonsuz bir uykuya dalmış ne yazık
8 GÜNCEL
16
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Belediye bıktırdı
işadamı terkediyor
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde, iş adamı
İsmail Elibol, Belediye Başkanı Mustafa Çöl’ün
yatırımlarını engellediğini ileri sürerek fabrikalarını satışa çıkardığını, ilçeyi de terk edeceğini açıkladı. Elibol, Çöl’ün kendisine ve iş
yerlerine yönelik hukuksuz icraatlar yürüttüğünü ev ve iş yerlerine ruhsat vermediğini, inşaatlarını da mühürlettiğini söyledi.
Afyonkarahisar'ın en büyük tarım makineleri
imalatçısı olan Elibollar Tarım Aletleri ve
Makineleri eski belediye başkanı İsmail Elibol’a ait. 50 yıldır ürettikleri ürünleri Türkiye
genelinde 46 bayisi aracılığıyla çiftçilere
ulaştıran firma, bu sayede Sandıklı’nın adını
dışarıda en fazla duyuran firma unvanına sahip.
186 kişiye ekmek kapısı olan firma, geçtiğimiz
yıl 11 bin 400 metrekarelik alanda yaklaşık 5
milyon liralık yeni bir fabrika kurma kararı aldı.
Geçtiğimiz aylarda yapımı tamamlan fabrikanın
iş yeri ruhsatı için belediyeye müracaat eden firmaya iddiaya göre yaklaşık 3 aydır ruhsat verilmiyor. Elibollar, "sondaj derin kuyu" ve
"patpat" olarak adlandırılan dingilli su motoruyla çalışan taşıtların üretimini yapan ilk
firma olmasıyla da dikkat çekiyor.
ilmiyor. Otogarın karşısındaki satış mağazasının
etrafını yol geçireceğim diye kasıtlı olarak kazdı
ve kullanılmaz hale getirdi. Ekol olarak bir inşaat firmamız vardı. Sözde kaldırımı kapattık
diye inşaatlarımızı mühürledi. Sonrasında bir ev
yaptım, ‘Üç santim fazla diye oturma ruhsatlarını vermediler.” dedi. Sandıklı’yı en fazla
tanıtan ve en fazla kurumlar vergisi ödeyen firmaların başında geldiklerini ifade eden Elibol,
186 kişiyi istihdam ettiklerini belirtti. “Eksik,
hatam olsa bile bunların giderme noktasında
yardımcı olmadılar." diyen Elibol, başkanın
makamına bu konuları konuşmak için 3 defa
gittiğini; son gidişinde de 40 dakika beklettikten
başkanın görüşmeden belediyeyi terkettiğini
kaydetti. Elibol, fabrikaya ruhsat verilmemesine
de bir gerekçe sunulmadığını aktardı. Bu baskıdan sonra aile şirketi olarak fabrikalarını satışa
çıkardıklarını ve Sandıklı’yı terk etme kararı
aldıklarını ifade eden Elibol, yargıya da gideceklerini dile getirdi. Fabrikada 17 yıldır çalışan
Şükrü Yatan isimli işçi, yaşananlara oldukça
üzüldüğünü söyledi. Kendisi gibi birçok
arkadaşının da ümitlerini buraya bağladığını
ifade eden Yatan, "Biz yıllardır burada çalışıyoruz. Buraya güvenerek kredi aldık, borçlandık.
Fabrika açılmasına yardımcı olunacağına daha
kapatmak için çalışıyorlar. Bu nasıl bir şey anlayamadık" diye konuştu.
Afyonkarahisar- Antalya kara yolunda bulunan fabrikaya olayı protesto için büyük pankartlar asıldı. Pankartlarda şu cümleler yer aldı:
"Buradan yol geçecekmiş başkan söyledi kapattık","Oturum alamadığımızdan dolayı satılıktır","Afyon’un en büyük tarım fabrikasına
oturum vermeyen yerel yönetimi
kınıyoruz","Sandıklı’da yatırım yapmama
kararı aldık satılıktır."
Sandıklı Belediye Başkanı Mustafa Çöl, ise
iddialara yönelik soruları cevaplandırmadı.
İşçiler, belediye önüne siyah çelenk bıraktı
Sandıklı'da Belediye Başkanı Mustafa Çöl ile
eski Belediye Başkanı İsmail Elibol arasında
ruhsat yüzünden çıktığı iddia edilen tartışma
dolayısıyla, Elibol'un sahibi olduğu fabrikanın
işçileri, Sandıklı Belediyesi'ne siyah çelenk
bıraktı.
Fabrika işçileri, Sandıklı Belediyesi önüne,
DOĞRUDAN BAKIŞ
Mustafa
ARSLAN
[email protected]
HAYALİ
ARABA
"Emeğimizin peşindeyiz. Elibollar personeli"
yazılı ve üzerine poşet içerisine konulmuş
ekmek asılı siyah çelengi bıraktı. İşçilerin
protestosuna, MHP Afyonkarahisar Milletvekili
Kemalettin Yılmaz ve Sandıklı MHP İlçe
Başkanı Halil Özdemir de destek verdi.
İşçiler adına basın açıklaması yapan Asım
Şahin, "İş yerlerimizde çalışan arkadaşların
siyasi görüşleri bizi birbirimizden hiç ayırmamıştır" dedi. Aralarında MHP'ye de AK Partiye'ye de CHP'ye de Saadet Partisi'ne de gönül
veren arkadaşlarının bulunduğunu belirten
Şahin, şöyle konuştu: "Sandıklı'nın en çok istihdam sağlayan, en çok vergi ödeyen, ilçenin
reklamını en çok yapan ve dışarıdan
kazandığını Sandıklı'ya getiren sayılı şirketlerden biriyiz. Çalışmakta olduğumuz şirketimizin
zarar görmesi size ve Sandıklı'ya ne gibi bir
fayda sağlayacaktır?
Bu kadar personeli bu şirket zarar gördükten
sonra belediyede mi çalıştıracaksınız? Bizler
sanatkar insanlarız. Sanatımızla, kalitemizle
Türkiye'de dev firmalarla rekabet etmeye çalışmaktayız.
Sandıklı gibi bir ilçede bu imalatları yapabiliyorsak, kendi adımıza mutluyuz. Elinizi ekmeğimizden çekiniz! Bizler Sandıklı'nın adını
ülkemizin her köşesinde anılmasını sağlayan
gizli kahramanlarız. Siyasi çekişmelere alet
edilerek rızkıyla oynanacak kimseler değiliz."
Açıklamanın ardından işçiler, dağıldı.
(CİHAN-AA)
Sertel'den Ermenistan'a sert tepki
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı
ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atila
Sertel, Ermenistan'ın tutuklu bulunan 2 Azeri
vatandaşının serbest bırakması gerektiğini
bildirdi. Sertel, yaptığı açıklamada Ermenistan'ın işgal ettiği Kalbacar bölgesindeki
anne ve babalarının mezarlarını ziyarete giden 3
Azeri'nin Ermenistan askerleri tarafından
alıkonulduğunu, aralarında bulunan Hasan
Hasanov’un katledildiğini, Dilgem Asgarov ile
Şahbaz Quliyev ise tutuklandığını ve üç aydır
tutulduklarını hatırlattı. Anne ve babalarının
İzmir turizminin 30
bin yatağa ihtiyacı var
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan
Yardımcısı İşler, "İzmir'deki yatak kapasitesi, belediye işletme belgeli tesis
sayılarıyla birlikte 70 bine çıktı. Nüfusu ve elindeki potansiyeli dikkate
alındığında İzmir'deki yatak kapasitesi
en az 100 bin olmalı" dedi
Türk turizminin başlangıç yerlerinden olan İzmir, turizmde 2014
yılında kötü bir dönem geçirse de son
9 yılda yatak kapasitesini ve turizm
işletmeli tesis sayısını yüzde 30 artırdı.
İzmir'de 2006 yılında 35 bin 122 olan
yatak kapasitesi 45 bine, 172 olan turizm işletmeli tesis sayısı ise 220'ye
ulaştı. AA muhabirinin İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü verilerinden
derlediği bilgiye göre, kente gelen turist sayısında kötü bir dönem geçiren ve
bir önceki yıla göre yüzde 7'lik bir
düşüş yaşayan İzmir, yatırım alanında
büyüdü. 2006 yılında işletme belgeli
130 tesis, 24 bin 639 yatak sayısı bulunan İzmir'de, bu rakam 2014'de 172
tesis, 32 bin 601 yatağa ulaştı. Dokuz
yıl önce yatırım belgeli 42 tesis ve 10
bin 483 yatak sayısı da 2014'de 48
tesis, 12 bin 140 yatak sayısına çıktı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli 45
bin yatağa ulaşan kentte, belediye belgeli tesislerin yatak kapasitesiyle birlikte bu rakamın 70 bine yükseldiği
belirtildi.
-"Yatak kapasitesi en
az 100 bin olmalı"
Türkiye Otelciler Federasyonu
Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Türk
turizminin başlangıç yerlerinden olan
İzmir'in elindeki büyük potansiyeliyle
12 ay boyunca turizm yapılabilecek bir
kent olduğunu anlattı.Kentin bu potansiyelini iyi değerlendiremediğine ve
Türk turizminden ancak yüzde 5'lik bir
pay alabildiğine dikkati çeken İşler,
İzmir'e ortalama 1 milyon 400 bin turistin geldiğine, oysaki bu rakamın 5
milyon civarında olması gerektiğine
işaret etti. Yatak kapasitesi ve işletme
tesislerinin sayısının son yıllarda yükselmesine karşın bunun yeterli olmadığını kaydeden İşler, şöyle
konuştu: "Havayoluyla kente girişler
iyi gidiyor, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı tesislerde durum iyi ancak
İzmir turizmi doğru yönetilmiyor. Kruvaziyerdeki kayıp İzmir turizmini
aşağıya çekiyor. Kent turizminin her
yıl yüzde 4-5 büyüme ile seneyi kapatması lazım. Yatak olmayınca potansiyelinizi artıramazsınız. İzmir'deki
yatak kapasitesi, belediye işletme belgeli tesis sayılarıyla birlikte 70 bine
çıktı. Nüfusu ve elindeki potansiyeli
dikkate alındığında İzmir'de Kültür ve
Turizm Bakanlığı'na bağlı tesislerin
yatak kapasitesi en az 100 bin olmalı.
İzmir'in turizmde beklenen sıçramasını
yapamamasını "yatırımcının İzmir'e
gelmemesine" bağlayan İşler, "Çünkü
bürokrasi çok fazla. Belediye bu
konuda turizm yatırımcısının önünü
açacak çözüm getirmiyor. Turizmciler,
Türkiye'nin en pahalı suyunu burada
kullanıyor. Yatırımcının önü açılmıyor,
yardımcı olunmuyor" görüşlerini
bildirdi. (AA)
Şimdi de jeotermal kavgası
Buharkent Ziraat Odası Başkanı Özdamar, "Jeotermal şirketleri buharın
etrafa yayılmaması konusundaki tedbirlere uymuyor. Çoğu zaman yasayı
ihmal ederek buharı serbest olarak
salıyorlar. Bu nedenle çiftçilerimiz
zarar görüyor" dedi
Buharkent Ziraat Odası Başkanı
Naim Özdamar, Aydın'da jeotermal
patlamalar sonrası çevreye salınan
buharlardan zirai alanların zarar
gördüğünü iddia etti. Jeotermal patlamanın meydana geldiği Kuyucak ilçesine bağlı Çobanisa Mahallesi'nde
geçtiğimiz günlerde incelemede bulunan Özdamar, çiftçilerle görüştü. (AA)
mezarlarını ziyaret edenlerin tutuklanmasına
hiçbir hukukun izin vermeyeceğine dikkati
çeken Atilla Sertel, tutuklu Azeri vatandaşlarının
serbest bırakılmasının son dönemde gerilen iki
ülke ilişkileri açısından da iyi niyet göstergesi
olacağını, ortamı yumuşatacağını ifade ederek
şu görüşleri aktardı: "Azerbaycan'daki meslektaşlarımızdan edindiğimiz bilgiler ve tutuklu
isimlerin ailelerinden gelen talepler üzerine,
gerek kurum olarak gerekse insani olarak bu
açıklamayı yapma zorunluluğu doğdu. Şahsım
ve temsil ettiğim Türkiye Gazeteciler Federasy-
onu olarak biz daima barıştan yanayız. Bunu
yurt içi ve yurt dışı tüm platformlarda yüksek
sesle dile getiriyoruz. Barışın kaybedeni, savaşın
kazananı yoktur anlayışı çerçevesinde hareket
ediyoruz. Yaklaşık üç aydır ailelerinden ve
sevdiklerinden uzak kalan Dilgem Asgarov ve
Şahbaz Quliyev’in bir an önce serbest bırakılmasını istediğimizi belirtirken, kardeş ülke Azerbaycan ve komşumuz Ermenistan arasında çok
uzun yıllardır süregelen düşmanlığın da yeni bir
savaşa mahal vermeden son bulmasını temenni
ediyoruz." (AA)
Dağda GÖRDÜĞÜNÜZ
yabancıya hesap sorun
Vatandaşı uyaran Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Kılınçarslan, "Vatandaşlar,
arazide dolaşıp bitki veya hayvan türlerini toplayan yabancıları görürse araştırma izinlerini sorgulamalı" şeklinde konuştu
C
oğrafik konumuyla kıtalar
arasında bir geçiş noktasında
olan Anadolu, çok sayıda endemik türe ev sahipliği yapması
nedeniyle biyokaçakçıların da gözdesi
oldu. Gümrüklerde 2014 yılında tespit
edilen 54 vakanın biyokaçakçılık
konusunda buz dağının sadece görünen
parçası olduğu ifade ediliyor. Orman ve
Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü'nce Tepekule Kongre Merkezi'nde
biyokaçakçılığa dikkati çekmek için
"Biyoteknoloji Kaçakçılığı Çalıştayı"
düzenlendi. Akademisyenler, kamu
görevlileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı toplantıda sunum
yapan Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube
Müdürü Hüsniye Kılınçarslan,
Türkiye'nin tür çeşitliliği açısından
neredeyse bir kıtanın sahip olabileceği
zenginliğe ev sahipliği yaptığını, genetik
çeşitliliğin yüksek olması nedeniyle
biyokaçakçıların gözdesi olduğunu ifade
etti.
Türkiye'den çok sayıda türün izinsiz
olarak yurt dışına çıkarılabildiğini ancak
yılan, kelebek, böcek türleri, yırtıcı kuşlar
En değerli bitkilerimiz çalınıyor
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü tarafından Tepekule Kongre Merkezi'nde biyokaçakçılığa dikkati çekmek için
"Biyoteknoloji Kaçakçılığı Çalıştayı" düzenlendi. Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü Hüsniye Kılınçarslan toplantıda bir sunum yaptı. Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Şube Müdürü
Kılınçarslan,"2014 yılında 54 biyokaçakçılık vakası kayıtlara geçti
ancak biliyoruz ki bu rakam buz dağının görünen parçası" dedi.
ve soğanlı bitkilerin yoğun olarak
kaçırıldığının tespit edildiğini anlatan
Kılınçarslan, şu bilgileri verdi: "Bir gram
yılan zehiri ortalama 5 bin liradan
satılıyor. Özellikle zehrinden kanser ve
kalp hastalıklarına yönelik ilaç geliştirilen
engerek yılanı çok değerli. Anadolu'dan
toplanıp götürülen birçok kelebek türü,
internet üzerinden koleksiyonculara yüksek fiyatlarla satılıyor. Türkiye'de 440 tür
kelebek var.
Sadece Erzurum'da 286 tür kelebek
tespit edildi. Bu konuda Artvin'de yoğun
vakalara rastlıyoruz. Ancak Anadolu
genelinde özellikle Avrupa'dan gelen
kaçakçıların olduğunu biliyoruz.
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
Şubat2014
2013Pazar
Perşembe
9 GÜNCEL 1617Kasım
Bir zamanlar belediye başkanlığı yaptığı ilçeyi mevcut başkanın tutumu nedeniyle terk etmek zorunda kaldığını ileri süren Elibol,
"Fabrikama ruhsat vermiyor. İnşaatlarımı mühürlüyor. Kendi evime bile oturma ruhsatı vermedi. Artık gidiyorum" diye konuştu
"SANDIKLI'YI TERK ETME KARARI ALDIK"
İş adamı İsmail Elibol, Sandıklı Belediyesi'nin iş yerlerine kasıtlı olarak ruhsat vermediğini belirtti. 3 aydan bu yana siyasi bir
linçe tabi tutulduğunu belirten Elibol, "Yeni
yaptığım fabrikama işyeri açma ruhsatı ver-
Recep Dadaşoğlu
14.11.2014 - 11:20
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
Japonya'da çok ünlü olan geyik böceği,
tek yaşam alanı olan Amanos Dağları'ndan kaçırılarak binlerce dolar fiyatla
satılıyor. Hayvan ve tıbbi aromatik bitki
türleri bir yana Anadolu'ya has buğday
türleri dahi kuraklığa karşı dayanıklı tür
geliştirilmesi çalışmalarında kullanılmak
üzere kaçırılıyor."
Kaçakçılığı yapılan türlerin genetik
kaynakları üzerinden ürünler geliştirilmesi halinde Türkiye'nin bu türler üzerindeki hükümranlık hakkını
kaybettiğine dikkati çeken Kılınçaslan,
konuyla ilgili halkın bilinçlenmesinin çok
önemli olduğuna işaret etti.
Biyokaçakçılık vakalarının özellikle
Doğu Karadeniz, Güney ve Doğu
Anadolu ile Akdeniz bölgelerinde yoğunlaştığını ifade eden Kılınçaslan, sözlerini
şöyle sürdürdü: "2014 yılında 54
biyokaçakçılık vakası kayıtlara geçti
ancak biliyoruz ki bu rakam buz dağının
görünen parçası. Uluslararası dergilerde,
yayınlarda, internet sitelerinde bunu
görüyoruz. Türkiye'ye has endemik canlı
türlerinden yararlanılarak yapılmış birçok
bilimsel yayın var. ABD merkezli internet
siteleri üzerinden bu türlerin satıldığını
görüyoruz. Yakalanabilen rakam maalesef
bu. Bu konuda son dönemde bilinç
düzeyi artıyor. İhbarlar sayesinde bu yıl
iki haftada 6 bine yakın kelebek ele geçirildi, kaçakçı yabancılar yakalandı. Vatandaşlar, arazide dolaşıp bitki veya hayvan
türlerini toplayan yabancıları görürse
araştırma izinlerini sorgulamalı. Yanlarında Türkiye'deki üniversitelerinden
akademisyenlerin olup olmadığına bakmalı. Yoksa mutlaka kolluk kuvvetlerine
haber vermeli."
Orman ve Su İşleri 4. Bölge Müdürü
Rahmi Bayrak ise biyokaçakçılığa karşı
halkın bilinçlenmesinin acil öneme haiz
olduğunu, bunun için 81 ilde biyoteknoloji çalıştaylarının düzenlendiğini,
etkin faaliyetler sayesinde tespit edilen
vaka sayısında artış görüldüğünü söyledi.
Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı
da Anadolu'nun insan, tarihi eser ve uyuşturucu gibi biyoteknoloji konusunda da
kaçakçılığın yoğun olduğu bir bölgede
yer aldığını, bu konuda bilgisizliğin
kaçakçılığa zemin hazırladığını ifade etti.
(AA)
YATIRIMCIYA
sahip çıkalım
Yenilenebilir Enerji konusunda çalışma yapılmasını
isteyen Muğla Valisi Çiçek, "Bu yatırımcılarımızın cesaretlerini kırmamamız gerekiyor. Nerede, nasıl enerji
üretilir, bunların fizibilitesi yapılıp yatırımcılarımızın
önüne koymamız gerekiyor" diye konuştu
Muğla Valisi Amir Çiçek,
enerji kaynaklarının tükenmez olmadığını belirterek,
"Yüksek Planlama Kurulu
kararı ile ülkemizin yenilebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi
üretimindeki payının 2023
yılında en az yüzde 10 seviyesinde olması planlanıyor. Bu hedefin
yakalanması için bizlere
büyük görevler düşüyor"
dedi. Güney Ege Kalkınma
Ajansı (GEKA) koordinasyonunda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi,
Uluslararası Güneş Enerjisi
Topluluğu ve Muğla Ticaret
ve Sanayi Odası tarafından
Yenilenebilir Enerji Konferansı düzenlendi. Muğla
Sıtkı Koçman Üniversitesi
Atatürk Kültür Merkezi'nde
düzenlenen konferansın
açılışında konuşan Çiçek,
Muğla'nın önemli derecede
yenilenebilir kaynak potansiyeli olduğunu söyledi.
Kentin güneş enerjisi
yatırımlarına elverişli
olduğunu belirten Çiçek, il
genelinde yıllık ortalama
güneşlenme süresinin 3 bin
43 ile 2 bin 640 saat olan
Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu bilgisini
verdi. Çiçek, "Güneş enerjisi kurulu kapasitesi
bakımından öne çıkan
ülkelerden Almanya ile
karşılaştırıldığında ilimizin
yılık güneşlenme süresi, bu
ülkenin iki katı civarında,
toplam güneş enerjisi
değeri ise 1,5 katıdır"
ifadesini kullandı.
Muğla'nın, rüzgar enerjisi
bakımından da potansiyeli
bulunduğuna değinen
Çiçek, şöyle konuştu: "Yüksek Planlama Kurulu kararı
ile ülkemizin yenilebilir enerji kaynaklarının elektrik
enerjisi üretimindeki
payının 2023 yılında en az
yüzde 10 seviyesinde olması planlanıyor. Bu
hedefin yakalanması için
bizlere büyük görevler
düşüyor. Bugün Türkiye
bütçesinin büyük bir kısmı
enerjiye gidiyor. Son yıllarda yenilebilir enerji kaynakları konusu
gündemimize geldi. Bu
konuda geç bile kalınmıştı.
Bu kaynaklar daha önceleri
de vardı. Güneş, insan var
olduğu günden bu yana
var. Rüzgar var, akarsular,
jeotermal kaynaklar daha
önce de vardı ama geç
kalmış değiliz. Tek eksiğimiz, yatırımcılarımızın
önünü açmamız gerek. Bu
yatırımcılarımızın cesaretlerini kırmamamız
gerekiyor. Nerede, nasıl enerji üretilir, bunların fizibilitesi yapılıp, haritası
çıkarılarak yatırımcılarımızın önüne koymamız gerekiyor."
- "Yenilenebilir enerjiyi
daha kolay ve ucuz üretebilmeliyiz"
Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Mansur Harmandar da
yenilenebilir enerjinin en
temiz enerji olduğunu kaydetti. Türkiye'nin enerji
ihtiyacının büyük
bölümünü halen kömürden
elde ettiğine dikkati çeken
Harmandar, "Bir an önce
yenilenebilir enerji kaynaklarımızı faaliyete
geçirmek zorundayız. Yenilenebilir enerjiyi daha
kolay ve daha ucuz üretebilir hale gelmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu.
- "Güney Ege, stratejik
alan"
GEKA Genel Sekreteri Süleyman Alata da
güneşlenme süresi ve küresel radyasyon değerleriyle
Türkiye ortalamasının
oldukça üzerinde yer alan
Güney Ege'nin güneş enerjisi üretimine oldukça
elverişli olduğunu söyledi.
Muğla ve Aydın'ın rüzgar
enerjisi potansiyeline de
işaret eden Alata, şu bilgiyi
paylaştı: "Jeotermal enerji
ele alındığında ise yine en
şanslı bölgelerin başında
geliyoruz. Türkiye'de elektrik üretimine uygun yüksek sıcaklıklı jeotermal
sahalardan sekizi ve
Türkiye'nin en yüksek sıcaklığa sahip DenizliKızıldere jeotermal sahası
bölgemizde yer almaktadır.
Bunun yanı sıra Aydın'daki
kaynaklar, kullanım sıcaklığı ve olası potansiyeliyle
dikkati çekmektedir. Bölgemizin tüm bu enerji
potansiyeli ve verileri göz
önüne alındığında enerji
sektörünün ülke genelinde
olduğu kadar Güney Ege
Bölgesi'nde de kalkınma
politikaları açısından
oldukça stratejik alan
niteliğinde olduğu
görülmektedir."
(AA)
Kaymakam geldi küslük bitti
Afyonkarahisar'ın bir köyünde
cami tartışması yüzünden ikiye
ayrılan köy halkını barıştıran
Kaymakam Altınkaynak, "En
mutlu günümü yaşıyorum" diye
konuştu
Afyonkarahisar'ın İscehisar
ilçesine bağlı Konarı köyünde
2012 yılında cami genişletme
çalışmaları yüzünden çıkan
tartışmalar yüzünden görüş
ayrılığı yaşayan ve birbirine
küserek ikiye ayrılan köy
halkını, yeni atanan Kaymakam
Ali Altınkaynak barıştırdı. Köydeki tarihi caminin genişletme
çalışmaları sırasında vatandaşlar
görüş ayrılığı yaşadı.
Daha sonra bir yangından
dolayı kullanılamaz hale gelen
bu camiyi yeniden yaptırmak
isteyen köylüler, iki farklı
dernek kurdu. Yaşanan rekabet
yüzünden köy halkı ikiye
ayrılarak, kendilerince oluşturdukları iki farklı mescitte, namaz
kılmaya başladı. İscehisar ilçesine bir ay önce atanan Kaymakam Altınkaynak, Konarı
Köyü Cami Yaptırma ve
Yaşatma Derneği ile Konarı
Hayra Hizmet Derneği başkanlarıyla görüşerek, barış çağrısı
yaptı. Kaymakamın bu çağrısına
olumlu yanıt veren dernek
başkanları cuma namazında
köylüleri tek mescitte topladı.
Cuma namazını kıldıran İlçe
Müftüsü Talha Demirkaya da
vaazında birlik berberlik çağrısı
yaptı. Kaymakam Altınkaynak,
Cuma namazı çıkışında yaptığı
açıklamada, köyde yaşanan anlaşmazlığa değinerek, "İnsanların ibadet yerleri ayrılınca,
selamı da azalmış, iletişim azalınca da dedikodularla aralarda
nifaklar artmış" dedi.
Dernek başkanlarını önce
makamında bir araya getirdiğini
anlatan Altınkaynak, şöyle
konuştu: "Köylüleri cuma namazında bir araya getirdik.
Bütün köylümüz bir arada
olduğu için İscehisar'a geldiğimden beri en mutlu günü yaşıyorum.
Bizim için en önemlisi burada insanların birlik içince
huzur içerisinde yaşamasıdır.
Zaten aynı köyün insanları, çoğu
akraba olan kişiler bugün birliği
beraberliği sağlamış oldular.
Dernek başkanlarımız da
hoşgörülü davrandı. Geçmiş defteri kapatalım dedik, kimse itiraz
etmedi.
Bundan sonra da inşallah
beyaz sayfalarla beraber kendileri gidecekler. Bende ilçe kaymakamı olarak elimden geleni
yapacağım."
-Köydeki iki dernek feshedilerek
birlikte çalışacaklar
Yeni yaptırılan caminin açılması
için de ellerinden geleni yapacaklarını bildiren Altınkaynak,
şöyle devam etti: "Yanan
caminin minareleri bile birbirinden farklı. Bunlar bile farklı
dedikodulara sebep olabiliyor.
'Biri diğerinden neden büyük'
diye, köyde huzursuzluk olduğu,
minarelerin boylarından bile
belli oluyor ama bundan sonra
onları da görmeyeceğiz.
Köylümüz elele verip, saflarını
sıkı tutacaklar ve daha bir
muhabbetle hep beraber olacaklar." (AA)
1980’li yılların son dönemlerine kadar ehliyetleri emniyet verirdi. Adamın birisi ehliyet imtihanına girmiş. Yazılıda başarılı olmuş. Polisler,
adamı direksiyon sınavının yapılacağı yere
götürmüşler. İmtihanı yapacak olan polis
memuru, şoför adayının sağ tarafına oturmuş.
Adam arabayı sürmeye başlamış. Polis adamın
arabaya ne kadar hakim olduğunu öğrenmek
için:
“Arkadaş! Sen şimdi önünde hayali bir araba
olduğunu farzederek önündeki arabayı solla
bakalım” demiş. Adam direksiyona çok hakim
değilmiş. Üzerinde biraz da sınav heyecanı varmış. “Hata yapabilirim” korkusu ile polisin talimatını duymamış gibi yapmış. Polis aynı
isteğini bir daha tekrarlamış. Adam yine duymamış gibi arabayı normal sürmeye devam
etmiş. Polis üçüncü defa:
“Önünde hayali olarak bir araba düşünerek solla
bakalım” diyerek emrini tekrarlayınca şoför
adayı:
“Önümdeki hayali arabayı sollayamıyorum
memur Bey! Çünkü karşımdan hayali arabalar
geliyor” demiş.
Bazıları kendileri kuruntuları kendi kurguladıkları hayal dünyasında yaşıyorlar.
Her hareketi ne kadar masum ve iyi niyetli
olursa olsun kendi aleyhlerine yapılmış bir darbe
olarak değerlendirirler.
Çünkü onlar bozuk zihniyetli kişilerdir. Herkesi
de kendileri gibi sanırlar.
Hayal dünyalarında kendilerine düşmanlar üretmişler ve onlarla savaşır dururlar.
Türkiye’de bazı kişi ve kurumlar, yasal olan ve
olmayan bazı oluşumlar kendi işlerini yürütmek
için yıllarca hayali düşmanlar ürettiler.
Kürtlere ve Alevilere karşı yapılan operasyonlar
gönüllerde tamiri mümkün olmayan yaralar
yaralar açtı.
6-7 Eylül olayları, azınlıkların düşman olarak
lanse edilmesinin arkasından meydana geldi ve
acı veren hadiseler olarak tarih sayfaları arasında
yerini aldı. Halbuki Osmanlı Devleti’nin uzun
süre payidar olmasının sebepleri arasında her
renkten, her dilden, her dinden insanlara dil
davranması olarak zikredilir.
“İrtica” isimli bir heyula icat ettiler. Ülkemiz
için bunu en büyük tehlike olarak değerlendirdiler.
Başörtüsünü devleti yıkacak bir sembol olarak
gösterdiler.
“Bizim cesetlerimizin parça parça edilip sokaklara atıldığını görseniz sessizce dağılacak, emniyeti ve asayişi bozacak davranışlarda
bulunmayacaksınız” diyen kimseleri bile
neredeyse anarşist ilan ettiler.
Karıncayı incitmekten korkan kimseleri adım
adım takip ettiler.
Bir araya gelip kitap okuyanları silah tutanlara
aynı kategoride mütala ettiler.
Kitap okuyanları büyük bir suç işlemiş gibi
hapishane köşelerinde inlettiler.
Onlar gibi düşünmeyen ve menfaatlerine engel
olan herkesi uydurma yaftalarla damgaladılar.
Sağ-sol diye insanları birbirlerine düşürüp kavgalarından nemalandılar.
Şimdi ise Avrupalıların, Amerikalıların duydukları zaman bıyık altından güldükleri hakkında
hiçbir delil ortaya koyamadıkları “paralel” diye
bir şey icat ettiler.
Menfaatlerine engel olan herkesi bun isimle
damgalamaya başladılar.
Tabi ki hainlik yapanlar varsa dünyanın her
tarafında yapılacağı gibi cezalandırılmalıdır.
Devlete karşı herhangi bir yanlışı olmayan
herkesi kucaklayacak bir sistem yok mu? Onu
örnek alsak da herkesi devlete bağlı insanlar haline getirsek olmaz mı? neden mutlaka bir düşman icat etme ihtiyacı hissediyoruz?
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Özcan
PEHLİVANOĞLU
[email protected]
https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU
ÖN ALMAYI
BAŞARAMAYAN
MİLLET: TÜRKLER !
Türk Milleti, yüzyıllar boyunca göz göre göre aynen bugün olduğu gibi defaatle batağa saplanmış
ve bu bataklardan ancak canla ve malla bedel
ödeyerek kurtulmuştur. Bunun en önemli sebebi,
üzerimize doğru gelmekte olan olayları hissedemeyişimiz ve göremeyişimizdir.
Başımıza gelen hiç bir hadise, tesadüf değildir.
Hepsi bir plan üzerine gelişmiştir. Bu planların
içimizden satın alınanlarca hayata geçirildiğinden
de hiç şüphemiz yoktur.
Türk Milleti; meselelere böyle bir bakış açısı olmadığı için hem mağdur olmakta hem de aynı olaylarla bir çok kez tekrar tekrar karşı karşıya
kalmaktadır.
2015 yılı “Sözde Ermeni Soykırımı İddiaları”nın
100.yılıdır. Biz millet olarak, toplumsal olayların
25, 50 ve 100.yıl gibi dönemlerinin, insanlar üzerinde nasıl bir psikolojik etki yarattığını pek
bilmediğimiz ve üzerinde düşünmediğimiz için umursamıyor olabiliriz. Ama şu bir gerçek ki, Ermeniler 2015 yılına çok ciddi hazırlıklar yaparak,
soykırım iddialarını yeniden yeşertmeye ve
geliştirmeye hazırlanmaktalar.
Bunun sonucu olarakta, Türk Milleti ve onun devleti Türkiye Cumhuriyeti , önümüzdeki günlerde
çok sıkıştırılacaktır.
Türkiye’nin “Ermeni Meselesi”, aslında Ermenilerle olan bir mesele değildir. Perdenin gerisinde,
bu konu türetildiği andan itibaren İngiltere,
Fransa, ABD ve Rusya vardır. Elbetteki daha sonra buna, bu meseleyi Türklere karşı koz olarak
kullanmak isteyen bir çok ülke daha taraf olarak
eklemlenmiştir.
Türkiye’nin “Ermeni Meselesi”, dün Osmanlıyı,
bugünde Türkiye’yi zayıflatmak isteyenlerin
meselesidir. Tarihi tartışmaktan kaçan Ermeniler
ise sadece bu işin taşeronudur.
Bir Türk devleti olan Osmanlı, bir plan dahilinde
yıkılırken, ülkenin batısı dediğimiz Balkanlar ile
Anadolu’nun doğusunda devlete isyan edenlerin
yani Bulgarların, Ermenilerin, Makedonların, Sırpların ve kiliselerin işbirliği içinde olduğunu
görüyoruz. Süreç; Osmanlı’nın doğusunda ve
batısında eş zamanlı olarak ve benzer argümanlara dayanılarak yürütülüyor.
Tarihçi Prof. Dr. Ali Aslan: “1877 ile 1890 arasında Balkanları Türklerden arındırma eylemleri,
100 yıllık bir plana dayanmaktadır.” diye söylemektedir. Keza Mora Türkleri, 1821’de İngiliz ve
Fransızların himayesinde üç beş hafta içinde adeta
buharlaşmış ve günümüze kadarda izlerine rastlamak bir daha mümkün olmamıştır!
Yine Prof. Dr. Nedim İpek’in yazdıklarından
öğreniyoruz ki; Doğu Anadolumuzda Ermenilerin
hamisi olan Ruslar, 1877’de Balkanlardaki
Türkleri ilk önce Rusya içlerine tehcir etmeye
sonrada bundan vazgeçerek, bir ırkı yok etme
planlarını uygulamaya koyuyorlar. Bu arşiv belgelerine girmiş yazılardan anladığımız bir vahşettir.
Bulgaristan’da Taşnak teşkilatlarının ne işi var?
Ermenilerin kahramanlaştırdığı ve bölücü apo
benzeri bir adam olan Taşnakçı Antranik
Ozanyan, 1905’te Bulgaristan’a geçer, Ermeni
Gönüllü Birliği’ni kurarak Balkan Savaşları’nda
Bulgar Ordusu’nun emrinde Türk’ün yok edildiği
katliamlara katılır. Ondan sonra da aynı
katliamlara 1915 yılında Van ve çevresinde devam eder. Bu bize Balkanlarda uğradığımız
soykırımla, Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları
mezalim arasında, sebep sonuç ilişkisi kurmamız
açısından, önemli bir örnektir.
Zavallı Osmanlı, dört bir koldan uğradığı
saldırılar karşısında ne yapacağını bilmez bir
haldedir. Batı da yani Balkanlarda beş milyonun
üzerinde Türk ve Müslüman yok edilmiştir şimdide ülkenin doğusu Balkanların akibetine doğru
gitmektedir. Ve başka çare kalmadığı içinde tehcir
kararı alınır. İyi ki de tehcir kararı alınmıştırda
bugün Doğu Anadolu’da yaşayan insanlarımızın
ecdatı bir soykırımdan kurtulmuştur!
Osmanlı kendi topraklarının doğusunda bir “İkinci Bulgaristan Vakası” yaşamak istememiştir.
Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti’ne ülkemizin
doğusunda pkk eliyle yeni bir “İkinci Bulgaristan
Vakası” yaşatılmak istenmektedir. Osmanlı bunun
için tedbir alır ama bu tedbirler günümüzde büyük
devletler tarafından çarpıtılırak, halen aleyhimize
kullanılmaktadır.
Asla bir “Ermeni Soykırımı” söz konusu olmadığı
gibi Türk Milletinin bu olaylardan büyük bir mağduriyeti vardır. Osmanlı’nın Ermenilerin yaptıklarına ilişkin, 1916 yılında çıkardığı fotoğraf albümünde, eğer fotoğrafların altındaki yazıyı okumazsanız, vahşetin Balkanlarda yapıldığını
zannedebilirsiniz. Vahşetin görüntüleri ne yazıkki;
bugün pkk’nın yaptıkları ilede birebir aynıdır. Bu
bize, düne kadar vatandaşlarımız olan Bulgarlar,
Ermeniler ile pkk’lıların aynı merkezlerin taşeronluğuna soyunduğunu göstermektedir. Olaylar
sırasında, pkk’lılar içte ve dışta bugün nasıl
savunuluyor ve olay bir hak arama mücadelesi olarak sunuluyorsa, Bulgar ve Ermeni eylemleride
zamanında benzer şekillerde savunulmuştur.
Anlatmak istediğim şey şudur; esas soykırıma
uğrayan Türklerdir. Ermeniler soykırıma uğramamıştır. Türk topraklarının, batısında ve
doğusunda meydana gelen ve insan ve toprak
kaybı ile sonuçlanan olaylarda, bir illiyet bağı
vardır. Yani aynı planın parçalarıdır. Ermenilerle
istediklerini halledemeyen güçler, hedeflerini yeni
versiyon pkk ile devam etmektedir. Türkler, bunları sezemedikleri ve içlerindeki hainleri baş tacı
yaptıkları için, olayları dün olduğu gibi bugünde
öngörememekte ve tedbir alamamaktadır.
On yıldır “Balkanlarda Türk Soykırımları”nı anlatmaya çalışıyorum. Sözde Ermeni iddialarını
başımıza gelen gerçek bir soykırımla karşılayalım
diyorum. Anlatamıyorum... Alın şimdi 2015 geldi
çattı. Ne yapacaksınız görelim bakalım!
10 DENİZLİ HABERLERİ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
16 Kasım 2013
2014 Perşembe
Pazar
971Şubat
Başkan Zolan, Güzelköy ve Dokuzkavaklar'da
aşure hayrına katıldı
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Muharrem ayı nedeniyle kentin
değişik noktalarında düzenlenen aşure hayırlarına katıldı. Güzelköy ve Dokuzkavaklar Mahallesi'ndeki aşure hayırlarına katılan Başkan Zolan, "Binyıllar öncesinden
bu güne kadar gelmiş olan bu değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor" dedi
D
enizli Büyükşehir Belediye
Başkanı Osman Zolan, Muharrem ayı nedeniyle kentin
değişik noktalarında düzenlenen aşure hayırlarına katıldı. Başkan Zolan ilk olarak Güzelköy
Mahalle sakinleri ve Mehmet Tunç Okul
Aile Birliği'nin ortaklaşa düzenlediği aşure hayrında vatandaşlarla bir
araya geldi. Başkan Zolan, Dokuzkavaklar'da
ise mahalle sakinlerinin gerçekleştirdiği aşure etkinliğine katıldı. Güzelköy'de öğrencilerin yoğun ilgisi
ile karşılaşan
Başkan Zolan, vatandaşlarla sohbet
edip dertlerini dinledi. Halk oyunları gösterilerinin sunulduğu etkinlikte Başkan Zolan, öğrencilerle bol bol hatıra fotoğrafı
çektirdi. Başkan Zolan, burada yaptığı konuşmada, etkinliğe emeği geçen ve katkı
sağlayan herkese teşekkür etti. Başkan
Zolan, "Bunlar bizim değerlerimiz. Binyıllar öncesinden bu güne kadar gelmiş
olan bu değerlerimize sahip çıkmamız ge-
rekiyor. Bu değerler nasıl
bize sapasağlam geldiyse aynı
şekilde sahip çıkıp gelecek nesillere
bu güzellikleri aktarmamız gerekiyor.
Tüm manevi ve milli değerlerimize sahip
çıkarak özümüzü, kökümüzü unutmamak
gerekiyor" dedi.
Birlik ve beraberlik mesajı
Başkan Zolan, "Her türlü düşünceye,
her türlü inanca hep beraber sahip çıkmamız ve saygı göstermemiz gerekiyor. Ülkemizde demokrasi adına bir çok güzelliği birlikte yaşıyoruz. Ayrı düşünceler bizleri ayrılığa değil daha iyiye ve daha güzele ulaştırmak için bir vesile olsun. Aşuremiz bu yolda güzellikler sağlasın" diye
konuştu. Büyükşehir Belediyesi'nin Denizli'yi güzelleştirmeye devam edeceğini
kaydeden Başkan Zolan, şöyle konuştu:
"İlçe Belediyelerimiz ile birlikte inşallah
Güzelköyümüzü daha güzel hale getirmek, şehrimizi daha güzel hale getirmek
için gayret sarf edeceğiz.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Yeter ki huzurunuz ve gönül birlikteliğiniz olsun. Kol kola girerek bu güzel yürüyüşümüzü ve hedeflerimize doğru koşuşumuzu devam ettirelim."
(HABER MERKEZİ)
Özer, “TOBB İl Kadın ve Genç
Girişimciler Kurulu için
başvurular başlamıştır”
TSF, Zolan'a satranç
takımı hediye etti
Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı
Gülkız Tulay ve yönetim kurulu üyeleri Denizli
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'ı ziyaret etti. TSF yönetimi Başkan Zolan'a satranç
takımı hediye etti.
Türkiye Satranç Şampiyonası dolayısıyla
Denizli'de bulunan Türkiye Satranç Federasyonu
(TSF) Başkanı Gülkız Tulay ve yönetim kurulu
üyeleri Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Zolan'ı ziyaret etti. TSF Başkanı Gülkız Tulay,
Denizli Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü
Ahmet İbanoğlu'nun da eşlik ettiği ziyarette,
Türkiye'de 450 bin lisanslı satranç sporcusu bulunduğunu belirterek, bu sporcuların arasından
en başarılı 14 sporcusunun Türkiye Şampiyonası
için Denizli'de mücadele ettiğini söyledi. Denizli
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ahmet
İbanoğlu ise, Denizli’nin satranç sporunda
önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “De-
nizli’de 33 satranç kulübümüz ve 9 bin 696 lisanslı satranç sporcumuz bulunuyor. Türkiye’de
nüfus yoğunluğuna göre satranç sporcusu sıralamasında ilk 5’te yer alıyoruz" dedi. Başkan Zolan'ın spor adına her türlü talebe destek verdiğine dikkat çeken İbanoğlu, "Kendisine teşekkür
ediyoruz” dedi.
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, satranç ve diğer spor dallarının kişisel gelişimde önemli bir yere sahip olduğuna işaret ederek, "Çocuklarımızın mutlaka en az bir
dalda spor ile uğraşmasını istiyoruz. Onların
sağlıklı bir ortamda ve düzenli spor yapabilmesi
için Denizli’de modern spor tesisleri açtık, ücretsiz spor kursları düzenledik. Gençlerimiz için
spora verdiğimiz destek devam edecek” dedi.
Konuşmaların ardından TSF Başkanı Tulay,
Başkan Zolan'a satranç takımı hediye etti.
(HABER MERKEZİ)
Şehir tiyatrosundan
“Duvarların Ötesinde”
Denizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,
Turgut Özakman’ın “Duvarların Ötesinde” adlı
oyununu tiyatro severlerle buluşturdu. Kadına
yönelik suç kavramlarını sorgulayan tek perdelik
oyun izleyicilerin büyük beğenisini topladı.
Oyun, Kasım ayı boyunca her cumartesi tiyatro
severlerle buluşmaya devam edecek.
Denizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, geçtiğimiz sezon programında yer alan ve izleyiciler tarafından oldukça beğenilen Turgut
Özakman’ın yazdığı “Duvarların Ötesinde” oyunu ile tekrar tiyatro severler ile buluştu. Hapishaneden kaçan dört kadın mahkumun, köy öğretmenini rehin aldıktan sonra kadınların nasıl suç
dünyasına itildiğini ve toplumun acımasız değer
yargılarının sorgulamaya başladıklarını anlatan
oyun Çatalçeşme Oda Tiyatrosu'nda sahnelendi.
Genel Sanat Yönetmenliğini Sinan Küçüköz'ün
üstlendiği ve yaklaşık 1 saat süren tek perdelik
oyun; suç anomalisini merkez alan teması, sıra
dışı sahne ve ışık tasarımı ile tiyatro izleyicilerinin beğenisini topladı. Kadına yönelik suç kavramını sorgulamaya gayret eden “Duvarların
Ötesinde” tiyatro oyununda Mahperi Coşkun,
Handenaz Ceylan, Deniz Keyikçi, Handenur Tekin, Berfin Kaya ve Özgür Sevil başrollerde yer
aldı. Denizlili tiyatro severler tarafından oldukça
ilgi gören oyun, Kasım ayı boyunca her Cumartesi günü saat 20.30’da Çatalçeşme Oda Tiyatrosunda seyirciler ile buluşmaya devam edecek.
(HABER MERKEZİ)
Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Özer, TOBB İl Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu’nda görev almak isteyenlerin Denizli Ticaret Odası’na başvurmaları gerektiğini bildirdi.
Özer, yaptığı açıklamada, sivil toplum kuruluşlarında gönüllük esasına dayalı olarak çalışıldığını
hatırlatarak, “Kadın Girişimciler Kurulu ve Genç Girişimciler Kurulu icra komitelerinin önümüzdeki ay
görev süresi tamamlanacaktır. Bu nedenle yeni
genç girişimcilerimizi ve kadın girişimcilerimizi belirlemek için başvuruları almaya başladık. Bu kurullarda görev almak isteyenleri 25 Kasım 2014 Salı
günü saat 17.00’a kadar başvuru yapmaya davet
ediyoruz.” dedi.
İl Kadın Girişimciler ve İl Genç Girişimciler Kurulu’nda görev alınabilmesi için belli kriterlerin olduğunu açıklayan Özer, “Ticaret Siciline kayıtlı,
gerçek kişi tacir veya tüzel kişilerin ortağı, yönetim
kurulu üyesi, yöneticisi, genel müdürü veya murahhas azası olması gerekmektedir. Genç Girişimciler Kurulu’na üye olunabilmesi için 18-40 yaş arasında olunması zorunludur. Ayrıca ilde bulunan bir
fakülte, yüksek okul ya da enstitüde, girişimcilik
konusunda çalışmalar yürüten üniversite öğrencileri, öğretim görevlileri veya öğretim üyeleri ile
toplum nezdinde saygınlık uyandıran diğer gerçek
kişiler de İl Kadın Girişimciler ve İl Genç Girişimciler üyeliği için başvuruda bulunabileceklerdir.” diye
konuştu.
Kurul üyelerinin, girişimciliğin, geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılmasına yönelik politika ve stratejiler
oluşturulmasında aktif rol alacaklarını dile getiren
Başkan Özer, kurulların diğer bazı görevlerinin
şunlar olduğunu bildirdi: “İl Kadın Girişimciler ve İl
Genç Girişimciler İcra Komitesi; girişimcilik kültürünün ildeki kadın ve gençler arasında gelişmesine
öncülük edecek. Girişimci ruhlu kişiler ile iş kurmayı düşünenlere kuruluş ve devamındaki işi sürdürme süreçlerinde ihtiyaçları olacak temel bilgileri
verme, yol gösterme amacıyla seminer, panel ve
girişimcilik eğitimleri düzenleyecek. Koçluk sistemi
geliştirerek İldeki yeni iş kuran girişimcilere deneyimli girişimciler tarafından belli sürelerde destek
sağlayacak. İl ekonomisinin gelişmesine katkıda
bulunacak sektörlerde girişimde bulunulmasına
yardımcı olacak tedbirleri belirleme ve bu sektörlere genç ve kadın girişimcileri yönlendirecek ve teşvik edecek.”
Özer, İl Kadın Girişimciler Kurulu ve İl Genç
Girişimciler Kurul üyeliği için www.dto.org.tr adresinde yer alan başvuru formunun doldurularak Denizli Ticaret Odası’na şahsen teslim edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Başvuru formaları için linkler şu şekildedir:
“Genç girişimciler
http://www.dto.org.tr/ggk/tobbggkoda.xls,
Öğrenci girişimciler
http://www.dto.org.tr/ggk/tobbggkogrenci.xls,
Akademisyen girişimciler
http://www.dto.org.tr/ggk/tobbggkakademisyen.xls,
Kadın girişimciler
http://www.dto.org.tr/kgk/tobbkgkoda.xls,
Öğrenci kadın girişimciler
http://www.dto.org.tr/kgk/tobbkgkogrenci.xls,
Akademisyen kadın girişimciler
http://www.dto.org.tr/kgk/tobbkgkakademisyen.xls” (HABER MERKEZ)
SAYFA 11
SONDAKiKA GAZETESİ >>
11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
16 Şubat
Kasım2013
2014Perşembe
Pazar
17
Siyasi yamyamlık artık
sona ermek zorundadır
Mehmet
BARLAS
SABAH GAZETESİ
Ülkesine ve halkına hizmet etmek için siyasete
giren ve halkın desteğini de alarak iktidar olan
politikacıları yıpratma kampanyalarına hedef etmek ve hatta onların kellelerini istemek de, bizim
sosyo-politik geleneklerimiz arasında... Osmanlıcada "Siyaset Meydanı" aynı zamanda "İdam
Sehpası" anlamına da gelmiyor mu?
Adnan Menderes'in çektikleri ve darağacında
biten serüveni hâlâ hatırlarımızda değil mi?
1965-71 arasının Süleyman Demirel'i "Barajlar
Kralı" olarak anılmayı hedeflemişti.
Ama seçilmiş olmayı ve hizmet etmeyi suçu
oluşturan fiiller şeklinde görenler, onu öylesine
yıpratma kampanyalarına hedef kıldılar ki, iki defa askeri darbe ile devrildi. Boğaz'a köprü yap-
mak istediğinde "Zap'ta köprü mü var ki" diye
kampanya açmadılar mı? Sonunda "Bari ben de
onlar gibi olayım" dedi ve 28 Şubat postmodern
darbesinde seçilmişlerin değil, seçilememişlerin
yanında yer aldı.
Özal'a yapılanlar
Ya Turgut Özal'a yapılanlar...
Siyaseti ve ekonomiyi "Devletçilik" olarak anlayan Türkiye'ye Kristof Kolomb'un Amerika'yı
keşfetmesinden 500 yıl sonra Turgut Özal, "Özel
girişim"ciliği, serbest ve haklı rekabeti, konvertibiliteyi, sivilliği, dünyaya açık olabilmeyi, ihracatçılığı, turizmciliği keşfettirdi. "Organize
Sanayi Bölgeleri" ile "Anadolu Kaplanları" global
ekonomiye girdiler.
Onlar Özal'ı da yok etmek ve hatta öldürmek
istediler. Ancak öldükten sonra onun için "Aslında değerli bir adamdı" diyebildiler.
Bu hep böyle oldu... Tansu Çiller Türkiye'yi
Gümrük Birliği'ne soktuğu gün, koruma duvarlarının arkasında dünyanın en kalitesiz sanayi
ürünlerini dünyanın en pahalı fiyatları ile halka ve
devlete satanlar, onun ipini çekmişlerdi.
Doktor raporları ile
Bunlar ve medyadaki uzantıları öylesine
yamyamca alışkanlıklara sahiptiler ki ve devlet
pastasına öylesine oburdular ki, Bülent Ecevit'in
postmodern darbenin yanında yer almasını yeterli
bulmadılar. Doktor raporları ile onu devirmeye
teşebbüs ettiler.
Şimdi bunların gözü dönmüşlerinin hedefinde
Tayyip Erdoğan var... Bu azgın kadro yetmezmiş
gibi "Cemaatçi" diye kendilerini sunanlar da devrede... PKK'yı kışkırtmak, Türkiye'yi dış medyada aşağılamak, sokak kalkışmalarını "Bunlar
demokratik eylem" diyerek kutsamak, bu takımın
son hünerleri arasında.
Ama ne Türkiye eskisi gibi, ne de Erdoğan bu
sapı-siliklere pabuç bırakacak bir siyasetçi.
Seçilmişleri ve hizmet edenleri yiyerek doyan bu
siyasi yamyamlar, sonunda insan gibi davranmayı
denemek zorunda kalacaklardır.
Gidiş o gidiştir... 15.11.2014
Rektörlük seçimleri,
hocaların iradesi ve
Cumhurbaşkanı’nın tavrı?
Abbas
GÜÇLÜ
MİLLİYET GAZETESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli bir testten geçiyor.
Kendisinden önceki cumhurbaşkanları bu sınavda
hep çaktılar. Bakalım, onun söylemleri ile icraatı
birbiriyle ne kadar örtüşecek? Siyasetçiler için
sandığın yani millet iradesinin üzerinde bir güç yok.
Bu söylemi en fazla dile getiren de seçilmiş
Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Geçtiğimiz ay 14 üniversitede rektörlük seçimi
vardı. En fazla oy alan 6 aday YÖK’e bildirildi.
YÖK de aday sayısını 3’e indirerek, Cumhurbaşkanlığı’na sundu. Şimdi o adaylardan biri Erdoğan tarafından rektör olarak atanacak...
Hocaların iradesi hiçbir zaman YÖK’ün umurunda
olmadı. Dünkü oylamalar bunu bir kez daha gösterdi. Seçimlerde en fazla oy alan bazı mevcut rektörler alt sıralara indirildi. İndiremezler mi, yetkileri
olduğuna göre elbette indirebilirler. Aynı şekilde
Cumhurbaşkanı da, kendisine gönderilen üç adaydan herhangi birini rektör olarak atayamaz mı? Elbette atar. İşte o zaman hiç kimse, ne olur, en azından üniversitelerde, demokrasiden, hocaların iradesinden ve seçimlerden söz etmesin...
Veto yiyen rektörler
Görünen o ki YÖK’te çok şeyler değişecek. Yekta
Saraç’ın YÖK Başkanlığı’na atanmasıyla boşalan
YÖK Başkanvekilliği’ne, YÖK Yürütme Kurulu
üyesi Prof. Dr. Yavuz Atar seçildi.
Rektör adaylarını belirleme toplantısında ise Adnan
Menderes, Balıkesir, Celal Bayar, Gebze Teknik,
Kafkas, Kahramanmaraş, Mersin ve Mustafa Kemal
Üniversitesi rektörleri, seçimde en fazla oyu almalarına rağmen, Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen
listede ikinci ve üçüncü sıralarda yer aldılar.
İşte seçim yapılan üniversiteler, YÖK tarafından belirlenen ilk üç ve aldıkları oy sayıları:
Adnan Menderes Üniversitesi: Prof. Dr. Cavit Bircan (100), Prof. Dr. Mehmet Kamil Öcal (91), Prof.
Dr. Mustafa Birincioğlu (162)
Balıkesir Üniversitesi: Prof. Dr. Kerim Özdemir
(97), Prof. Dr. Mahir Alkan (137), Prof. Dr. Bedriye
Tunçsiper (123)
Bülent Ecevit Üniversitesi: Mahmut Özer (271),
Prof. Dr. Suat Hayri Uğurbaş (181), Prof. Dr.
Bayram Ali Çetinkaya (15)
Celal Bayar Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Kemal
Çelebi (108), Prof. Dr. Ahmet Var (73), Prof. Dr.
Mehmet Pakdemirli (204)
Gaziosmanpaşa Üniversitesi: Prof. Dr. Mustafa
Şahin (205), Prof. Dr. Fatih Coşkun Ertaş (78), Prof.
Dr. Mahfuz Elmastaş (77)
Gebze Teknik Üniversitesi: Prof. Dr. Haluk Görgün
(70), Prof. Dr. Orhan Şahin (84), Prof. Dr. İbrahim
Soğukpınar (20)
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü: Prof. Dr.
Mustafa Güden (73), Prof. Dr. Metin Tanoğlu (56),
Prof. Dr. Mehmet Polat (29)
Kafkas Üniversitesi: Prof. Dr. Cevdet Bozkuş (54),
Prof. Dr. Sami Özcan (204), Prof. Dr. Mehmet Fatih
Avşar (55)
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi: Prof. Dr.
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Durmuş Deveci (55), Prof. Dr. İlhami Taner Kale
(73), Prof. Dr. Mehmet Fatih Karaaslan (74)
Kocaeli Üniversitesi: Prof. Dr. Sadettin Hülagü
(291), Prof. Dr. Ali Demirci (263), Prof. Dr. Başar
Çolak (211)
Mersin Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Çamsarı (80),
Prof. Dr. Tuğba Yelken (125), Prof. Dr. Gürol Emekdaş (178)
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi: Prof.
Yalçın Karayağız (214), Prof. Dr. Sitare Turan Bakır
(13), Prof. Dr. Meriç Bakiler (8)
Mustafa Kemal Üniversitesi: Prof. Dr. Hasan Kaya
(175), Prof. Dr. Ertuğrul Baltacıoğlu (69), Prof. Dr.
Hüsnü Salih Güder (217)
Sakarya Üniversitesi: Prof. Dr. Muzaffer Elmas
(640), Prof. Dr. Muharrem Tosun (89), Prof. Dr.
Remzi Altunışık (85)
Ayrıca ilgili üniversitelerin mütevelli heyetlerince,
Çankaya Üniversitesi’ne Prof. Dr. Hamdi Mollamahmutoğlu, Doğuş Üniversitesi’ne Prof. Dr. Abdullah Dinçkol ve Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’ne
de Prof. Dr. Kerim Güney rektör adayı olarak
bildirildi.
Kadının adı yok
Yukarıdaki listeye dikkat ederseniz, rektör adayları
arasında neredeyse hiç kadın yok.
Oysa, 130 bin öğretim elemanından 54 bini ve profesörlerin üçte biri kadınlardan oluşuyor.
Özetin özeti: Üniversitelere keşke biraz daha kadın
eli değse. Mevcut kadın rektörlerin tamamına
yakını çok başarılı...15.11.2014
Abdurrahman
DLPAK
YENİ AKİT GAZETESİ
Ne oldu şimdi?
ABD diyor ki, biz değil, Irak vurdu. Irak diyor ki, biz değil
ABD vurdu..
Biri diyor ki, “konvoya ateş açıldı orada vuruldular.” Bir
başkası diyor ki, “hayır karargahta vuruldular..” Biri diyor ki,
“öldü”. Bir başkası diyor ki, “hayır ağır yaralı..” Bir başkası
diyor ki, “Türk konsolosluğu da vuruldu”, Ankara diyor ki,
“Hayır konsolosluk binamız vurulmadı”
Daha adamın kim olduğunu bile bilmiyoruz. Kim bu Bağdadi!? İslam savaşçısı mı, Amerikan ajanı mı, İsrail ajanı mı, İngiliz ajanı mı.. Yani “Sadık Britani” mi?
Yerine geçeceği söylenen kişi daha da ilginç bir kişiliğe sahip:
Saddam Cemal.. Peki, hani daha önce IŞİD’in önemli isimleridiye tanıtılan Ebu Eymen el Iraki, Ebu Ahmet el Elvani, Ebu Abdurrahman el Bilavi, Hacı Bekir, Ebu Fatıma el Caheyşi
gibi isimler nerede şimdi! Saddam Cemal nereden çıktı durup
dururken..
İşin başından beri içinde hep bir Saddam var.. Birilerine göre
Bağdadi, Saddam’ın torunu idi..Sahi Saddam kimin adamı idi,
İsrail’in mi, İngilizlerin mi, Amerikalıların mı, Rusların mı?
Kime hizmet etti.. Bir diktatör olduğu kesin de, Arap milliyetçisi mi, bir sosyalist mi, bir ajan mı?IŞİD’in yeni lideri
Saddam Cemal’miş. Telegraph gazetesinin iddiası böyle.. Kim
bu Saddam Cemal derseniz eskiden uyuşturucu satıcılığı yapan biri.. Saddam Hüseyin’den Saddam;Abdunnasır’dan da
Cemal’i aldı herhalde. Saddam’a bağlı aşiretlerden destek alacaklar ya, Saddam adı önemli.. Eee biraz Arap milliyetçisi olsun ki, Kürtlere karşı savaşsın, bir de radikal Sünni biri olsun
ki, Şiilere karşı savaşsın.. Selefi bir damarı da olmalı ki, El
Kaide sera’sından savaşçı toplayabilsin.Telegraph gazetesinin
iddiasına göre IŞİD’in Suriye’deki yeni komutanlarından
birinin korumalığını yaptıktan sonra bu görevinden kaçarak
ayrılan Abu Abdullah isimli biri yeni halife hakkında ayrıntılı
bilgiler vermiş.. Hemen hatırlatalım bu ilk bilgilerin tümü
malum çevrelerden gelen kirli bilgiler, hemen inanmamak
gerek.. Bilmediğimiz şeyin peşine düşmeyelim.. Ben sadece
bu konudaki haberlerin nasıl çelişkili olduğunu göstermek için
yazıyorum bunları.. Abu Abdullah’a göre “Saddam Cemal eskiden bir uyuşturucu satıcısıydı. Daha sonra ÖSO’ya katıldı.
Son olarak da IŞİD içinde yer aldı. Haberde Saddam Cemal’le
ilgili özetle şu bilgiler veriliyor: “IŞİD Cemal’in evini havaya
uçurdu, kardeşlerinden birini öldürdü. Başka bir kardeşini de
önce esir alıp sonra öldürdü. Bundan sonra Cemal ortadan
kayboldu. 2013 Kasım’ında ortaya çıktı ve IŞİD’e biat ettiğini
açıkladı. Şaitat adlı aşiret IŞİD’e karşı ayaklanınca buna
karşılık bu aşiretten 700 kişiyi öldürdü. Bir anne ile babanın
gözü önünde çocuklarının başını kesti.”Gelin şimdi, tekrar
haberleri birlikte okuyalım: “Geçtiğimiz cumartesi günü
Musul’dan Rakka’ya giderken, konvoyu ABD savaş uçakları
tarafından vurulan terör örgütü IŞİD’in lideri Ebubekir El Bağdadi’nin ağır yaralı olduğu ve Musul’da Hıristiyan kökenli Yobert İbrahim tarafından tedavisinin sürdürüldüğü öğrenildi.
Bağdadi’nin operasyonda ağır yaralandığı, önce Musul’daki
Cumhuri Hastanesi’ne, ardından ise buradaki güvenlik riskleri
nedeniyle yakındaki daha küçük bir hastane olan Algemhori
Hastanesi’ne nakledildiği belirtildi. Durumu ağır olan Bağdadi’nin dün itibariyle 17 Kasım Mahallesi’nde bir yerde
olduğu ileri sürülürken, mahallede yer alan 2 GSM operatörünün rolelerinin ‘güvenlik’ gerekçesi ile konuşmaya kapatıldığı kaydedildi. ABD uçaklarından atılan bir bomba sonucu
Bağdadi’nin, sağ çene kemiği ile kürek kemiğine şarapnel
parçası isabet etti. Araç konvoyu aniden durdu. IŞİD militanları Bağdadi’yi araçtan çıkararak konvoydan uzaklaştırmak
istedi. Yaklaşık 10 dakika geçmeden ABD uçaklarından ikinci
bir füze ateşlendi. Bu füzenin patlamasıyla Bağdadi, ilkinden
daha ağır şekilde yaralandı. Üstünde dolaşmakta olan insansız
hava araçlarından korkan IŞİD militanları, ilk müdahalenin
yapıldığı Bağdadi ve 4 adamını, Musullu Hıristiyan doktorların görev yaptığı Algemhori Hastanesi’ne taşıdı. Musul’u
terk etmelerine izin verilmeyen Hıristiyan doktorlar, Bağdadi’yi bu hastanede 18 saat boyunca tedavi etti. 10’ar dakika
arayla ardı ardına gerçekleşen iki hava operasyonu sonrası ağır
yaralanan Bağdadi, Algemhori Hastanesi’nin ardından, alınan
bilgilere göre, direnişçilerin yoğun olarak bulunduğu 17 Kasım
Mahallesi’ne götürüldü. İddiaya göre, Bağdadi’nin
nakledilmesinde, kendisini öldürmekle görevlendirilen ABD
askerlerinin Musul Barajı yakınlarına kadar geldikleri haberi
etkili oldu. Tedavisi, götürüldüğü mahalledeki bilinmeyen bir
noktada Hıristiyan Yobert İbrahim tarafından sürdürülen Bağdadi’nin durumu ise kritik. Musullu kaynaklar, ağır yaralı IŞİD
liderinin her an hayatını kaybedebileceğini belirtiyor. İddialara
göre Bağdadi, Musul’daki 17 Kasım Mahallesi’nde henüz belirlenemeyen bir noktada ağır yaralı halde tutuluyor. Hıristiyan
doktor Yobert İbrahim tarafından tedavisi sürdürülen Ebubekir
El Bağdadi’nin ölümü halinde IŞİD örgütünün akıbetinin ne olacağı merak konusu. Neymiş, konvoy vurulmuş ve yaralıların
yaralarının nerede olduğuna kadar her şey biliniyor..Bir başka
açıklama: Uluslararası koalisyon güçlerinin Enbar’a düzenlediği hava saldırıları sırasında Bağdadi’nin yaralandığı
yönünde dün basında haberler çıkmıştı. ABD Savunma
Bakanlığı ise, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerince cuma gecesi hedef alınan IŞİD konvoyunda örgütün
lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin konvoyda olup olmadığını teyit
edemeyeceklerini bildirdi. Saldırılarda IŞİD’in 10 araçlık
silahlı konvoyunun imha edildiği bilgisini veren Elissa Smith
açıklamasında, “IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin orada bulunanların arasında olup olmadığını teyit edemiyoruz. Bu hava
saldırılarına ilişkin daha fazla bilgi veremiyoruz” ifadesini kullandı. Irak’ta Enbar İl Meclisi Başkanı Sabah Kerhut ise ABD
öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Enbar iline düzenledikleri operasyonda, aralarında 2
IŞİD liderinin de bulunduğu 12 militanın öldüğünü belirtmişti.
Bu da aynı olayla ilgili bir başka haber.. Bu kez konvoy değil,
vurulan yer bir bina. Reuters ajansının IŞİD lideri Ebu Bekir
El Bağdadi’nin ağır yaralandığı haberinin ardından bölgedeki
kaynaklardan gelen haberde örgüt liderinin Irak-Suriye hattındaki El-Kaim denilen bölgedeki bir binada bulunduğu sırada
ABD tarafından saldırı yapıldığı, saldırıda ağır yaralanan Bağdadi’nin birkaç saat sonra hayatını kaybettiği bildirildi. Haberi
paylaşan kaynak, Bağdadi’nin bulunduğu meclise sızan bir casusun bina koordinatlarını paylaştığı ve saldırının bu şekilde
gerçekleştiği belirtildi. Herkes bir şey söylüyor. Saldırıyı, ABD
ya da koalisyon güçleri mi, Irak hava kuvvetleri mi, kimin
düzenlediğini, Bağdadi’nin karargahta mı, konvoyda mı vurulduğu, öldü mü, yaralı mı bilmiyoruz.. Selâm ve dua ile..
15.11.2014
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
ACİL TELEFONLAR
Dünya
Bankas ’ndan
Kocao lu’na
te ekkür
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
Dünya Bankas Çok Tarafl
Yat
r mTELEFONLARI
Garanti Ajans
YANGIN
MIGA’n n cra Kurulu Ba kan
İzmir
110
(CEO)
Keiko Honda, zmir
Karşıyaka
372 58 74
Büyük
ehir Belediye Ba225kan
Kadifekale
49 99
Kocao
Honda,
Bornovalu’nu ziyaret etti.388
10 03
“Sizinle
birlikte çal
t 386
k ve
Bostanlı
17 86
Buca
61
gelecekte
de çal
aca 487z.13Bize
13 07
i Karabağlar
birli i f rsat verdi237iniz
için
Çamdibi
433
65
59
te ekkür ederiz.” dedi. Ziyarette
Çiğli Risk Yönetimi Üst 376
73 23
MIGA
Düzey
Balçova
278 76 02
Yetkilisi Franciscus Linden, K demli
Evka 4
351 09 04
Sigorta
Uzman Christopher
Evka 1
452 24 77
Millword,
Gaziemir Dünya Bankas 251 00 44
Uluslararas
Finans Kurulu
(IFC)
Hatay
250 86u 40
Avrupa,
Ortado u ve Kuzey
Narlıdere
238 Afrika
35 97
Güzelbahçe
234
25 Çevik
34
Yat
r mlar Sorumlusu
Elif
ile Büyük ehir Belediyesi
HASTANE TELEFONLARI
bürokratlar
da haz r bulundu.
-Devlet HastaneleriBüyük ehir
Belediyesi’nin çe itli
Aliağa
616 87 87
projeleri için IFC’den kredi
N.S. İşgören Alsancak
463 64 65
ald
n hat rlatan Honda,
Alsancak Acil Servis
veririz,
“Size
nas l daha iyi hizmet
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
onun
için buraday
Alsancak
Diş Hast. z.” diye
464 konu
78 62 tu.
Dünya
Bankas
Atatürk
Devlet ’n n misyonu
244 44 44
hakk
nda
bilgi
veren
Honda,
Behçet Uz
489 56 56
58 58 imiz
“ Bornava
zmir’e Dev.
dahaHast.
önce kredi375
verdi
Bozyaka
Eği. Hast.
250 50 gibi
50
gemi,
tramvay
ve trafik sistemi
Buca S.D.
projeler
var.Hastanesi
Gelecekte de452 52 52
A. Çizgenakat
07 77i
çalÇeşmeaca
z. Bize i 712
birli
Foça
812
29
f rsat verdi iniz için te 14ekkür
Göğüs dedi.
Hastanesi
433 33üç
33
ederiz.”
Dünyada sadece
Konak Diş Hastanesi
441 81 81
belediyeyle çal
t klar n
Karşıyaka
366 88 88
belirten
CEO Honda, bunlar
n Sao
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Paulo,
stanbul
Büyük 832
ehir58ve59
Menemen
Dev. Hast.
zmir
Büyük
ehir
oldu
unu
Nejat Hepkon
açSeferihisar
klad . Hastanesi 743 20 10
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
16
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
Kansere çare olduğu
söylenen eşek sütüne
bilimadamından destek
Biyoloji Bölümü Hücre Kültürü ve Genetik Toksikoloji Laboratuvarı Yöneticisi Prof.
Dr. Çavaş, "İyi bir planlama yaparak ilk etapta eşek sütünün kanser tedavisinde
faydalı olup olmadığını hücreler üzerinde denedik. Güzel sonuçlar aldık" dedi
U
ludağ Üniversitesi (UÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi Biyoloji
Bölümünde yürütülen proje
kapsamında kanser tedavisinde "eşek sütü"nün etkisi
araştırılıyor. Çalışmada elde edilen ilk sonuçlar, bu sütün kanserli hücreleri azalttığını ortaya koydu. UÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hücre Kültürü
ve Genetik Toksikoloji Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr. Tolga Çavaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Işıklar Askeri
Hava Lisesinden Hava Öğretmen Üsteğmen Çetin Akca'nın yaklaşık 1,5 yıl önce
yüksek lisans eğitimi sırasında kendilerine gelerek, toplum arasında eşek sütünün
kansere karşı iyi geldiği yönündeki bilgileri aktardığını ve bu konuda çalışma yapSelçuk Dev. Hast.
892 70 36
mak istediğini ilettiğini söyledi. Bunun
Dev.Kocao
Hastanesi
10 04
BaUrlakan
lu ise, 752
“Finans
üzerine Akca'nın yanı sıra laboratuvarda
görevli Prof. Dr. Nilüfer Çinkılıç, Dr. ÖzTepecik
Dev.
Hast.
469
69
69
yap s n belirli bir noktaya
gür Vatan, Dr. Dilek Yılmaz ve yüksek ligetirmeden, kendi
sans öğrencisi Huzeyfe Huriyet ile çalış-Belediye
Hastaneleriözkaynaklar
n zla
yat r m
ma başlattıklarını belirten Çavaş, "İyi bir
Eşrefpaşa
Bel.
Hast.
293
80
00
yapmadan zaten dünya kredi sahnesine planlama yaparak ilk etapta eşek sütünün
kanser tedavisinde faydalı olup olmadığıç kma ans n z yok. Bizim de bir nı hücreler üzerinde denedik. Güzel so-Özel Hastanelernuçlar aldık. Çalışmalarımızı sürdürüyohaz rl k evremiz oldu, bugünlere
Anadolu Tıp Merkezi
272 00 11
ruz" dedi.
kolay gelmedik. Finans ve borç
Bu sütün geçmişte çok kullanıldığını
hatta yaşlılığa karşı insanları koruyup güzelleştirdiğine inanıldığını aktaran Akca,
"Son dönemlerde ise özellikle ülkemizde
kansere iyi geldiği söyleniyor. Avrupa'da
ise kozmetik ürünlerde çok kullanılıyor
fakat baktığınızda bunlarla ilgili bilimsel
veri bulmak çok zor" ifadesini kullandı.
Akca, araştırmalarında eşek sütünü toz
haline getirip bunu kanserli hücreler üzerinde denedikleri bilgisini verdi.
Çalışmada elde ettikleri ilk bulgularını
anlatan Akca, şöyle konuştu:
"Sonuçta, sağlıklı hücrelere zarar vermeyen dozlarda kanserli hücrelerin apoptoz
yoluyla intihar ettiğini gördük. Yani deneylerimizde, eşek sütü, kanserli hücreleri
yüzde 50-55 ölüme sürükledi. Bunu diyebiliriz. Bilimsel ilk veri, bu çalışmalarımızda ortaya konuldu. Akciğer kanseri ve
sağlıklı akciğer hücreleri hatları üzerinde
bu çalışmayı yaptık, güzel sonuçlar aldık
ama şöyle diyebilirim; bu bir ilk aşama.
Bunu halkımız hemen yanlış anlayıp da
'Bunu hemen içelim' demesin. Halkımızın
bunu doktor tavsiyesi olmadan kullanmasını istemiyoruz. Daha işin ilk aşamasındayız. Daha sonra hayvanlar ve insanlar
üzerinde denendiğinde halkımıza 'kullanılabilir' diyebiliriz."
Araştırmanın ilk aşamasının tamamlandığını, bundan sonra farelerde eşek sütünü deneyeceklerini bildiren Akca, bundaki lizozim enziminin anne sütündekin-
den 3 kat daha fazla olduğunu belirtti.
Bunun çok önemli bir özellik olduğuna
değinen Akca, "İnek sütünde yok denecek
kadar az. Yani eşek sütünü pastörize etmenize gerek yok. Çünkü lizozim enzimi
var. Bakteriler oraya yaklaşamıyor. Onlar
korkuyor. Bir de laktoferrin proteini var.
Bu, yara iyileştirmede ve bir çok kanser
tedavisinde kanıtlanmış protein. Bunların
eşek sütünde fazla olması, ürünü önemli
kılan özellikler" değerlendirmesinde bulundu.
- "Elde ettiğimiz ilk
sonuçlar umut verici"
Çinkılıç ise çalışmalarında önemli bir
aşamaya gelindiğini anlattı. Bundan sonraki aşamada bazı özel koşullar gerektiğini dile getiren Çinkılıç, şunları kaydetti:
"Üniversitemizde bağışıklık sistemi baskılanmış farelerde henüz çalışılmıyor. Bunun için belli bir projelendirmeyle deney
hayvanlarında yapılacak çalışmalarla bu
araştırmayı daha ileri götürmeyi planlıyoruz. Şu an elde ettiğimiz veriler başlangıç
aşamasında. Eşek sütünün tümör hücrelerini öldürdüğünü ama aynı dozda sağlıklı
hücrelere olumsuz bir etki yapmadığını
gördük. Bir maddenin kemoterapik ilaç
haline gelmesi uzun süreli ve yoğun çalışmalarla gerçekleştiriliyor. Bu çalışmada
elde ettiğimiz ilk sonuçlar umut verici.
İlerleyen çalışmalarımızla daha detaylı
sonuçlar elde edeceğimizi umut ediyoruz." (AA)
POLİKLİNİK TELEFONLARI
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi
285 96 50
Kara Hastanesi
262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg.
Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
-Doğum EvleriAgora Tıp Merkezi
425 73 73
Ege
Üni.
Tıp
Fak.
388 19 63
- "Eşek sütü, kanserli hücreleri
yap
m Kalp
za özen
gösterdik.483
Kararl
Atakalp
Hastanesi
14 14
Konak Doğum Evi
489 09 09
yüzde 50-55 ölüme sürükledi"
veAtakent
istikrarlTıp Merkezi
çal
malar 336
m11 z95
T
epecik
Doğum
Hast.
449
49 49
Akca da eşek sütünün yararlarının ansonras
k Hazine’ye
Atagöz nda
Göz art
Hastalıkları
435 vadesi
35 35
tik çağlardan bu yana bilindiğini dile getirdi.
Atafizik,borcumuz
Fizik Ted. Mer.
25 15
geçmi
kalmad 231
. Bugün
-Kan MerkezleriBatıgöz
Hastanesi
489
03
03
çok farkl bir noktaday z.” diye
Kızılay
463 63 53
Bornova
Tıp
Merkezi
388
20
40
Çocuk
Hastanesi
433
06 08
“Milli
Takım
Karşıyaka
stadından
yetişir”
konu tu. Kocao lu, tüketim için
Bornova Özel Tıp Mer.
343 23 50
pankartlarıyla
belediye
binasına
yürüdü.
Ege Üni.
388 28 61
kredi almad klar n , sadece
Burada grup adına açıklama yapan MehBornova Özel
T
epecik
Kan
Merkezi
433
38 74
finansal geri dönü ü olan büyük
met Yıldırım, "Yalı Stat" projesinin KarşıSağlık Tıp Merkezi
339 77 83
yaka Belediyesi tarafından engellendiğini
projeler
i in uzun vadeli kredi
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
ULAŞIM TELEFONLARI
söyledi. Yıldırım, “Karşıyakalıların yüzde
kulland
klar n ve daha438
dü 06ük
70’e yakın oranda oy verdiği belediyemiBuca Sağlık Merkezi
20
Denizyolları
464 88 89
faiz
oranlar
nda kredi almaya
Central
Hospital
341 67 67
yaptı. Karşıyaka İZBAN önünde toplanan zin başkanı, kulübümüzün yüzde 100
zmir’in Karşıyaka ilçesinde bir grup
THY
Rezervasyon
444
08 49
sivil toplum kuruluşu üyesi, stat proje- grup, ellerinde toplar, “Stadı istemeyenleri menfaati olan bu projeye engel olmakta,
çalCan Tıp
t Merkezi
klar n kaydetti.
232 13 48
Basm. Rezervasyon
484 86 38
stat inşaatı için gereken ruhsatı, yüklenicibiz de istemeyiz”, “Stat kulübümüzün
sinin ruhsatını vermediğini iddia ettikKocao
lu, Dünya
heyetine
Caner Göz
MerkeziBankas 278
81 11
ye
gerekçe
göstermeksizin
vermemekteAlsancak
Gar
464
77 95
leri belediye önünde plastik toplarla eylem kurtuluşudur”, “Pişmiş aşa su katmayın”,
dir.
Çağdaşehir
Tıp Merkezi
95 95
Büyük
Belediyesi’nin285
önemli
Santral Garaj
472 10 10
Karşıyaka Stadı inşaatına ruhsat verÇankayahakk
Tıp Merkezi
31 31
projeleri
nda bilgi de425
sundu.
meyen, Karşıyakalıyı hayallerinden, geleÇesav Tıp Merkezi
362 67 67
-Körfez Ulaşım İskelelerceğinden koparan Karşıyaka Belediyesi'ni
Çeşme
Sissus
Has.
723
05
55
topa
tutuyoruz.”
dedi.
Basın
açıklamasının
Konak
484 98 56
Dünyaca ünlü uluslararas kredi
ardından Yıldırım, kurdeleyle sarılı bir toÇınarlı Hastanesi
462 27 27
Karşıyaka
368 00 42
derecelendirme kurulu u Moody’s,
pu belediye başkanına verilmek üzere göÇiğli Özel Sağ.
386 26 16
Alsancak
464
78 31
revlilere teslim etti. Daha sonra gruptakitemmuz ay sonunda
Diyabet Hastanesi
449 13 19
ler, yanlarındaki topları belediye binasına
Bostanlı
330 89 22
yay
mlad
son raporunda
doğru fırlattı. (HABER MERKEZİ)
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Bayraklı İskele
345 77 53
zmir Tıp
Büyük
Doğa
Mer. ehir Belediyesi’nin
244 16 16
Pasaport İskele
484 22 56
ulusal
ölçek
kredi
notunu
“Aa3”,
ölçekte kredi notunu “Baa3” olarak aç klam
t . zmir, Moody’s taraf ndan verilen söz konusu notlar Göztepe
iki y ldİskele
r korumay 224 20 22
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi
367 67küresel
47
-Türk TelekomAvşar Palmiye
277 48 00
Sema Sineması
483 91 00
baEfes
arK.B.B.
yor. Merkezi
Raporda zmir
n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini
finanseİskele
etme kapasitesi
446Büyük
15 16 ehir’in güçlü faaliyet marjlar , dengeli nakit ak
Üçkuyular
259 40 13
Arıza
121
Cinemaximum
278 87 87
Konak Sineması
483 21 91
Sağlık Hastanesi
463 77
00 be y l içinde toplam gelirlerinin yakla
saEgelad
ve bu durumun,
geçen
k
yüzde
4’üne
denk
gelen
finansman
fazlal
ndan
da
anla
ld
ifade
edilmi
ti. Moody’s,
Bilinmeyen Numara
11811
Cinemaximum
446 90 40
Desem Sineması
422 53 10
Ege
Tüp
Bebek
Merkezi
445
31
45
-Elektrik
Arıza-bir nakit
belediyenin bugüne kadar bütün borçlar nDanışma
n anapara ve faiz geri444
ödemelerini
fazlas yla kar
yeterli
rezervi bulundurdu
istikrarl
14 44
Cinemaximum
(Ykm) lamaya
425 01
25 miktarda
Karşıyakanakit
Sineması
381 50 98 unu, bunun da
Egeria
Çocuk
Sağlık
Genel
Kesinti
Seb.
435 11 84
yönetimi stratejisi izlemesinden kaynaklandUyandırma
n vurgulam
t 135
.
Cinecity Kipa Çiğli
386 58 88
İzmir Sİneması
421 42 61
Hastanesi Dal Merkezi
489 35 35
Buca
426 69 37
Posta Kodu
119
Çeşme Hollywood
712 07 13
Ekol K.B.B.
Dal Mer. )
386 55 05
(HABER
MERKEZ
Çiğli
376 90 91
Fono Tel
141
Çamlıca
343 83 15
-TiyatroEkol K.B.B. Şube
369 89 65
Karşıyaka
369 79 80
Borç Ögrenme
163
Deniz Karşıyaka
381 64 61
Konak Sahnesi
483 50 35
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Bornova
388 83 78
Çağrı
133
Batı Sineması
347 58 25
Ragıp Haykır Sahn.
369 14 87
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Narlıdere
238 32 90
-SinemalarÇınar Sineması
489 88 85
İzmir Devlet Tiyat.
445 89 41
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
261
48 04
Eşrefpasa
Agora Balçova
277 25 25
Uğur Mumcu Sahnesi
343 04 33
Karaca Sineması
445 87 76
Hayat Hastanesi
441 41 96
Gaziemir
251 92 05
Afm Park Bornova
373 73 20
İzmir Tiyatro
Kipa Hollywood
252 56 66
İzmir Hastanesi
483 31 31
Güzelbahçe
234 05 34
Afm Forum Bornova
373 03 50
Bab-ı Sanat Merkezi
446 77 95
Menemen Kültür
832 14 11
İrenbe Tüp Bebek Mer.
464 58 88
Konak
425 60 60
İsmet İnönü
Afm Ege Park
324 42 64
Şan Konak
483 75 11
441 41 70
Karataş
Çeşme
712
63 46
Sanat Merkezi
441 09 02
Afm Passtel
489 22 00
Çınar Center
277 11 00
Karşıyaka Tıp Merkezi
369 00 91
Karşıyaka Belediyesi
önünde 'top'lu eylem
İ
SAYFA 13
SONDAKiKA GAZETESİ >>
13 SAĞLIK
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
16
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
Diyabet, organları
sinsi sinsi çürütüyor
Vatandaşı uyaran ERÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünlühızarcı, "Hastalarımız, 'şekerim
200-300 ama ben iyim' gibi yanlış bir düşünce içerisine giriyor. O an kendini belki iyi
hissediyor olabilir ancak kalp, böbrek ve gözleri büyük oranda hasar görüyor" dedi
E
rciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı, diyabetin, organları sinsi sinsi çürüten bir hastalık olduğunu söyledi.
Ünlühızarcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülinü etkili şekilde kullanılamaması durumunda gelişen diyabetin ömür boyu
süren bir hastalık olduğunu ifade etti. Diyabetin tip 1
ve tip 2 olarak ayrıldığını belirten Ünlühızarcı, halk
arasında "kan şekeri yüksekliği" olarak bilinen tip
2'nin çocuklar da dahil olmak üzere toplumun yüzde
15'ini etkilediğini söyledi. Türkiye'de her 100 kişiden
10'unun diyabet hastası, 5'inin ise diyabete yatkın
olduğunu dile getiren Ünlühızarcı, şunları kaydetti:
"Obezite arttıkça diyabet görülme sıklığı da artıyor
çünkü diyabetin en önemli nedenleri arasında aşırı kilo geliyor. Diyabet, organları sinsi sinsi çürüten bir
hastalıktır. Hastalarımız, 'şekerim 200-300 ama ben
iyim' gibi yanlış bir düşünce içerisine giriyor. O an kendini belki iyi hissediyor olabilir ancak kalp, böbrek,
göz başta olmak üzere tüm organların zamanla hasar
gördüğünün farkına varamıyor. Bugün hastanelerin
kroner bakım ünitelerinde 10 hastanın 5'inde diyabet
vardır. Dolayısıyla diyabet aslında şeker yüksekliğinin ötesinde bu yüksekliğin neden olduğu hasarlarla insan hayatını etkiliyor."
- "Diyabet, kalbi etkilediği zaman öldürüyor"
Diyabet hastalarının, organların içten içe zarar
gördüğünü anlayamadığını, bunu anlatabilmek için de
her yıl 14 Kasım'da Dünya Diyabet Günü etkinliklerinin düzenlendiğini ifade eden Ünlühızarcı, "Diyabet, kalbi etkilediği zaman öldürüyor, böbreği etkilemesi durumunda diyalize mahkum bırakıyor, gözü
etkilemesi durumunda ise kör ediyor. Diyabet nedeniyle birçok kişinin ayağı kesilebiliyor. Trafik
kazaları bir kenara bırakırsak sakat kalmaların en
önemli nedenleri arasında diyabet geliyor. Bu kadar
önemli sonuçları olan hastalığın insanlar tarafından
daha fazla önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
'Bana birşey olmaz' düşüncesiyle hareket edilmemesi
gerekiyor" şeklinde konuştu.
- Erken teşhis önemli
Her hastalıkta olduğu gibi diyabette de erken
teşhis ve tedavinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr.
Ünlühızarcı, özellikle şişman hastaların erken
dönemde iyi bir tedaviyle kilo vermesi durumunda
diyabetin ilerlemesinin ve dolayısıyla diğer organların
zarar görmesinin önüne geçilebileceğini söyledi. Ünlühızarcı, nadir görülen bazı hastalıkların da diyabete
neden olduğunu ifade ederek, erken teşhis sayesinde
bu hastalığın ve diyabetin de önüne geçilmiş olunacağını vurguladı. Her yıl düzenlenen Dünya Diyabet Günü etkinlikleriyle erken teşhisin de önemine
dikkat çekildiğini dile getiren Ünlühızarcı, amaçlarının insanlar diyabete yakalanmadan çözüm
üretebilmek olduğunu belirtti.
Şekerinizi ilaçla değil
düzenli sporla düşürün
M
edical Park Samsun
Hastanesi, Endokrinoloji ve Metabolizma
Hastalıkları Kliniği'nden Uzm.
Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş, tip 2
diyabetli kişilerin kan şekerini
normal seviyede tutabilmek için
mutlaka insülin kullanmak
zorunda olmadıklarını belirtti. Dr.
Ecemiş, "Modern tedavi yöntemlerine rağmen tip 2 diyabetin tedavisinde halen beslenme ve egzersiz en önemli tedavi metotlarıdır." dedi. Ecemiş, bu tür
hastaların doktorları tarafından
önerilen beslenme ve ekzersizlerine büyük önem vermelerini
tavsiye etti.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Gülçin
Cengiz Ecemiş, 14 Kasım Dünya
Diyabet Günü nedeni ile bir açıklama yaptı. Diyabet hastalığı
hakkında bilgi veren Dr. Ecemiş,
"Diyabet insülinin eksikliği veya
etkisizliği sonucu ortaya çıkan bir
rahatsızlıktır. Toplumda daha sık
görülen diyabet formu tip 2 diyabettir ve insülinin yeterince etki
gösterememesi sonucu ortaya
çıkar. Tip 1 diyabet ise daha
seyrek olarak görülmesine rağmen küçük yaşlardan itibaren
başlar. Mutlak insülin eksikliğine
neden olan ‘Tip 1 diyabet’ hastası
değilseniz, diyabetinizi kontrolde
tutmak için ağız yolu ile alınan
şeker düşürücülere ihtiyacınız olabilir. Şeker düşürücü ilaçlar
‘Tip 2 diyabet’te kullanılır. Tip 2
diyabetli kişiler kan şekerini normal seviyede tutabilmek için
mutlaka insülin kullanmak
zorunda değildir." diye konuştu.
Her diyabet hastasının tedavisinin bireysel olduğunu
söyleyen Uzm. Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş, "Hastalar sağlık
sorunlarının önemine göre tek bir
ilaç kullanabildikleri gibi; iki, üç
veya daha fazla çeşit ilaç kullanabilirler. Tip 2 diyabetik hastalarda eğer hastanın durumu çok
kötü değilse ve şekerleri ılımlı
derecede yüksekse öncelikle şeker düşürücü ilaçlarla tedaviye
başlanabilir. Bu ilaçlara rağmen
kan şekerleri yüksek seyrederse
tedaviye insulin eklenebilir. Çok
çeşitli insülin tipleri vardır. Hastanın klinik durumuna göre uygun insülin tedavisi şeker
regülasyonu sağlamaya çalışılır.
İnsülin tedavisi bağımlılık yapmaz. Vücuttaki eksikliğin
tamamlanması gibi düşünülebilir.
Hastanın klinik durumuna göre ihtiyaç duyulan yoğun insülin tedavisi takiplerde hafifletilebilir,
hatta tekrar ağızdan alınan şeker
düşürücü ilaçlara dönülebilir. Tip
1 diyabetiniz varsa, ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçların tedavinizde yeri yoktur.” şeklinde
- Tip 2 çocuklarda da görülüyor
Ünlühızarcı, çocuklarda genellikle insülin üreten
hücrelerin tahrip olması sonucu ortaya çıkan tip 1'in
görüldüğünü söyledi. Yetişkinlerde görülen tip 2'nin
de son yıllarda çocuklarda yoğun şekilde
görülebildiğini aktaran Ünlühızarcı, "Bunun en önemli nedeni, fast food tarzı beslenme ve hareketsiz
yaşamın neden olduğu obezite. Günümüzde birçok
evde hem yemek odalarında hem de oturma salon-
konuştu.
Uzm. Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş, “Diyabetli hastalarımızın
yaptığı en büyük yanlışlardan bir
tanesi; ağızdan şeker düşürücü ilaçlar kullanmakta iken, bunun
diyabet tedavisinde her şey
olduğunu düşünerek beslenme ve
egzersiz programlarınızı ihmal
etmenizdir. Unutulmamalıdır ki
modern tedavi yöntemlerine rağmen tip 2 diyabetin tedavisinde
halen beslenme ve egzersiz en
önemli tedavi metotlarıdır. Tedavinin nasıl belirleneceği hastanın durumuna, ek sorunlarına
göre bireysel olarak planlanmalıdır." tavsiyesinde bulundu.
(HABER MERKEZİ)
larında televizyon var. İnsanlar yemek yerken bile
televizyondan vazgeçemiyor. Özellikle çocuklar televizyon başında neyi ne kadar yediğinin farkına varamadığı için kilo alma problemi yaşıyor. Bu da ilerleyen zamanlarda diyabet hastalığı olarak kendini
gösteriyor" diye konuştu. Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı, diyabetten uzak kalmak için mutlaka
yürümek ve spor yapmak gerektiğini belirterek,
hareketli yaşamın diyabetle mücadelenin yüzde 70'ini
oluşturduğunu vurguladı. (AA)
Her 10 BEBEKTEN
biri erken doğuyor
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji (Yenidoğan) Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Nilgün Kültürsay, Dünya Prematüre Günü’nü çeşitli etkinliklerle kutlayacaklarını belirtti. Kültürsay,
“Türkiyede her 10 bebekten biri erken,
yani prematüre olarak doğuyor. Ülkemizde halen bebek ölümlerinin nedenleri
arasında birinci sırada, erken doğum ve
onun getirdiği sorunlar yer alıyor. Prematürelik, çok önemli bir sağlık
sorunudur. Farkedelim, farkettirelim.
Ülkemizde halen bebek ölümlerinin nedenleri arasında birinci sırada erken
doğum ve onun getirdiği sorunlar yer
alıyor. Bu nedenle konu çok önemli ve
eğer yeterli önlem alınmaz ve yeterli
sayıda uzman hekim ve hemşire yetiştirilmezse ve yeterli teknolojik yatırım
yapılmazsa bu bebekler ölmeye veya
sakat kalmaya devam edecekler.” diye
konuştu.
Prof. Dr. Kültürsay, “Her yıl 17
Kasım, Dünya Prematüre günü olarak
kutlanıyor. Prematürelerin simgesi olarak mor renk, bütün etkinliklerimizde
kullanılacak. Bu yıl yapacağımız çeşitli
etkinliklerin yanısıra İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun
da desteğiyle İzmir Saat Kulesi, 17
Kasım gecesi mor ışıklandırılacak. Ayrıca rektörlüğümüzün öncülüğünde Ege
Üniversitesi’nin değişik noktaları mor
ışıklandırılacak. Prematüre doğup
büyüyen bebeklerimizin aileleri ile 17
Kasım saat 19.00'da Saat Kulesi'nde buluşacağız.” dedi. Amaçlarını, erken
doğum sebebiyle yaşama çok erken ve
gelişmemiş organlarla başlayan bebekler
için farkındalık olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Nilgün Kültürsay, “Bildiğimiz
en önemli fizik kurallarını bulan en
büyük dahi Albert Einstein erken doğmuştu. Küçük yapısı, uzun süre yaşıtlarından geri kalan gelişmesi ve konuşmasındaki gecikme aslında buna bağlıydı. Yine Darwin ve Newton, ünlü İngiltere Başbakanı Churchill, dünyaca
ünlü balerin Anna Pavlova, meşhur
yazar Mark Twain prematüre doğan ünlülerden bazıları. Prematüre doğsa da
dünyayı etkileyecek gücü olan bu bebekleri yaşama kazandırmak bu yüzden
çok önemli.” diye konuştu.
Prematüre bebeklerin doğumdan
itibaren çok sıkıntılar yaşadıklarını ve
yaşama en iyi merkezlerde doğurtularak
başlamaları gerektiğini söyleyen Prof.
Dr. Kültürsay, “Vücut ısılarını koruyamazlar, küvöz içerisinde ısıtılarak, nemlendirilerek bakılırlar. Emerek beslenemezler. Akciğerleri gelişmediği için akciğer içine özel geliştirici ilaç uygulamaları yapılır ve solunum yardımı için
cihazlara bağlanarak oksijen ve hava
alırlar. Bağışıklık sistemleri
gelişmemiştir, enfeksiyonlara çok duyarlıdırlar. En önemli ölüm nedenleri
enfeksiyondur. Kafa içindeki damarsal
yapılar kolayca kanamaya eğilimlidirler
ve bu kanamalar, bazen bebeklerin sakat
kalmasına bile yol açabilir. Gelişebilecek görme, işitme sorunlarının erken
tanı ve tedavisi için de uzmanlarca izlenmeleri gerekir. Özellikle çok erken
doğan bebekler, ancak ileri teknolojik
cihazlar, ilaçlar ve bu bebeklere bakmak
için özel eğitim almış sağlık ekipleri
sayesinde yaşamda kalabiliyorlar ve
sakatlık yaşamaları engelleniyor.
Bugünkü gelişmeler sayesinde 500 gr.'dan büyük bebeklerin yaşayabilmeleri
için mücadele etme şansımız var ancak
sadece küvöz denilen özel bakım yatakları ve solunum cihazları da yeterli
değil. İdeal koşullarda yoğun bakımdaki
her prematüre için bir deneyimli
hemşire ihtiyacı var.” dedi. (CİHAN)
Sadece erkeklerin
kalbi teklemiyor
SAÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Keser, "Kalp hastalığı sadece erkek
hastalığı değildir, tam tersine kadınlarda da erkeklerde
de birincil ölüm sebebidir" dedi
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurgül Keser,
kalp hastalığının sadece erkeklere özgü olmadığını belirterek, "Tam tersine kadınlarda da erkeklerde de birincil ölüm sebebidir" dedi. Keser, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, dünyada ve Türkiye'de ölüm sebeplerinin
başında kalp hastalıklarının geldiğini söyledi. Kalp
hastalıklarının hep erkek hastalığı düşünüldüğünü vurgulayan Keser, "Kalp hastalığı sadece erkek hastalığı
değildir, tam tersine kadınlarda da erkeklerde de birincil ölüm sebebidir. Özellikle koroner arter hastalığı ya
da inme ve felç hastalıklarını oluşturur" ifadesini kullandı. Keser, kadınlarda yüzde 22 kanser, yüzde 40 kalp
hastalıklarına bağlı ölüm gerçekleştiğine işaret ederek,
erkeklerde ise bu oranın yüzde 38 civarında olduğunu
anlattı.
- "Kalp hastalığından ölümde Avrupa birincisiyiz"
Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasında kadınlarda kalp
hastalığından ölümde birinci olduğunu aktaran Keser,
şunları kaydetti: "Erkeklerdeki kalp hastalığıyla kadınlardaki kalp hastalığı arasındaki farkı vurgulamak istiyoruz. İlk farklılık başlangıç yaşı olarak ortaya çıkıyor.
Kadınlar kalp hastalığıyla erkeklere göre yaklaşık 10
yıl sonra tanışıyor. Bu, '10 yıl sonra' dediğimiz olay da
kadınların özellikle menopoz sonrası dönemine denk
geliyor. Östrojen hormonu kadınlarda kalp hastalıklarından koruyucu hormon olarak görev yapıyor.
Dolayısıyla onları menopoz dönemine kadar koruyan
faktör olarak elimizde bulunuyor. O yüzden de 45-50
yaş civarındaki kadınlarda erkeklere göre daha sıklıkla
artan kardiyovasküler sistem hastalığıyla karşı
karşıyayız."
Keser, diyabet, hipertansiyon, obezite, sigara ve stres
gibi risk faktörlerinin koroner arter hastalığına yol
açtığına dikkati çekerek, risk faktörlerinin erkek ve
kadınlarda farklı olduğunu söyledi. Diyabetin
Türkiye'de gitgide potansiyel tehlike haline geldiği uyarısında bulunan Keser, Türkiye Endokrinoloji Metabolizma Derneğinin (TURDEP) 2010'daki verilerine
göre, 20 yaş üstü diyabet sıklığının yüzde 15 civarında
olduğunu dile getirdi. Keser, diyabet koroner arter
hastalığının ölüm riskini erkeklerde 3, kadınlarda 7 kat
artırabildiğine işaret etti.
- "Sizin de 'sessiz katiliniz' olabilir"
Kadınlarda ikinci sıradaki ölüm nedeninin hipertansiyon olduğuna dikkati çeken Keser, "Türkiye'de her iki
kadından biri, hipertansif. Erkeklerdeki bu oran yüzde
35 civarında. Dolayısıyla kadınlardaki hipertansiyon
sıklığı da daha fazla. Hipertansiyon, hem risk faktörü
hem de 'sessiz katil' olarak adlandırılan bir hastalık. Neden sessiz katil? Hipertansif olduğunuzun farkına varmıyorsunuz. Farkına varana kadar yüksek kan basıncı
(hipertansiyon) bütün damar yapınızı vücutta bozuyor,
ne zaman ki organ hasarı ortaya çıkmaya başlıyor, o zaman hasta hipertansif olduğunun farkına varıyor" şeklinde konuştu. Keser, obezitenin de Türkiye'de kadınlarda alarm seviyesinde arttığını belirterek, kadınlarda
yüzde 55, erkeklerde yüzde 17 seviyesinde olduğunu
aktardı. Obezitenin başlı başına en büyük risk faktörü
olduğu bilgisini veren Keser, diyabeti tetiklediğini,
kötü kolesterol düzeyinin yükselmesine yol açtığını
söyledi. Sigaranın, kadınlardaki hormonal dengeyi bozduğuna işaret eden Keser, pasif içiciliğin koroner arter
hastalığını 1,5 kat artırdığını, nargilenin de en az sigara
kadar toksik içerdiğini anlattı. Kadınlara yönelik risk
faktörlerini minimum düzeye indirecek bilinçlendirme
programları yürütülmesi gerektiğini ifade eden Keser,
konuşmasını şöyle tamamladı:
"Tansiyonu kontrol altına alacağız, diyabeti ve
obeziteyi engelleyeceğiz, sedanter yaşamını daha aktif
hale getireceğiz. Kadını koruduğumuz zaman aileyi korumuş olacağız. Bir ailede kadın hastaysa çocuk da
erkek de hastalanır. Dolayısıyla kadına sağlıklı yaşam
bilincini verdiğiniz zaman o doğru beslenmeyi, neler
yapması gerektiğini öğrenir ve çevresine uygulatır. Bu
konuda dünyada yazılmış eser olmadığını fark ettik.
Yurt dışından gelen hocalarımızla çalışmaya başladık.
Yaklaşık 32 bölümden oluşan eseri ortaya çıkardık.
Dolayısıyla dünyada tıp fakültelerinde hem öğrenciler
hem de akademisyenler için kadınlardaki kalp
hastalığına yönelik bir eser ortaya çıkmış oldu." (AA)
Safra taşı ölümcül olabilir
G
enel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr.
Taşçı, "Safra yollarının, taşlar
nedeniyle tıkanması sonucu
sarılık oluşur. Safra, karaciğerde
birikmeye başlar ve uzun
dönemde karaciğerin işlevini bozarak yetersizliğe neden olabilir"dedi
Safra kesesi taşının yol açtığı hastalıkların
tedavi edilmemesi halinde ölüme neden olabileceği bildirildi.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan
Taşçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
aşırı tuz kullanımı ve kolesterolün safra kesesi taşı oluşumuna neden olduğunu söyledi.
Safra kesesinin karaciğere hayati yardımda
bulunarak vücuttaki toksik maddelerin atılmasına yardımcı olduğunu belirten Taşçı,
"Safra kesesi taşı genellikle yemeklerden sonra karnın sağ üst kısmında başlayıp, sağ omuza ve sağ kürek kemiğinin alt kısmına
yayılım gösterebilen, zaman zaman artıp azalan, birkaç saat içinde de geçen bir ağrıya sebep olabilir" diye konuştu.
Taşçı, safra kesesi hastalıklarının tedavi
edilmesinin çok önemli olduğunu ifade etti.
Safra kesesi taşının çeşitli hastalıklara neden
olabileceğini dile getiren Taşçı, şöyle konuştu: "Safra yollarının, taşlar nedeniyle tıkanması sonucu sarılık oluşur. Safra, karaciğerde
birikmeye başlar ve uzun dönemde
karaciğerin işlevini bozarak karaciğer yetersizliğine neden olabilir. Daha sık olarak rastladığımız durum ise safra kanalıyla beraber
bağırsağa açılan pankreas kanalının tıkanması
sonucu bu organın zarar görmesidir.
Pankreatit hafif bir karın ağrısı ile geçirilen
bir rahatsızlıktan, uzun süre yoğun bakımlarda tedavi gerektiren ve ölüme kadar giden
geniş hastalıklara neden olabilir."
- "Taş düşmeden müdahale edilmeli"
Taşçı, safra kesesindeki taşın safra yollarına düşmesinin olumsuz sonuçlara neden olabileceğini, bu nedenle taşlar düşmeden müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. (AA)
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Kasım
2014
Pazar
1ubat
2013
Perşembe
14 GÜNCEL716
Büyükşehir, K.Menderes’e
“6 arıtma birden” yapacak!
Büyükşehir Yasası kapsamında Küçük Menderes Havzası’nı da masaya yatıran İZSU, Tire,
Selçuk, Ödemiş Gölcük, Beydağ, Kiraz ve Bayındır Hasköy’de arıtma tesisi kurmak ve evsel
atıkların sağlıklı bir şekilde toplanıp arıtılmasını sağlamak amacıyla çalışmalara başladı
İ
Emekliler maaş promosyonu
için Çelik'e mektup gönderdi
KESK'e bağlı Emekli-Sen
Balıkesir Şube Başkanı Dr. Bekir
Ceylan ve bir grup sendika üyesi,
maaş promosyonu almak için
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik'e iadeli taahhütlü mektup gönderdi. Emekliler, Balıkesir PTT binası önünde
yaptıkları protesto eylemi ile
bankaların kamu çalışanlarına
ödediği promosyonların emeklilere de ödenmesini istedi.
Anafartalar Caddesi üzerinde bulunan PTT önünde toplanan
sendika üyeleri, slogan atarak durumu protesto etti. Emekli-Sen
Şube Başkanı Ceylan,
bankaların, çalışanların
ödemelerine karşılık promosyonlar verdiğini belirterek, "Ancak
aynı bankalar, sayıları 11 milyon
civarında olan emeklilere promosyon vermeyerek,
Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı
bir uygulama içindeler." dedi.
Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın daha önce bankalarla yaptığı görüşmelerden bir sonuç alınamadığını belirterek, 2007 yılında Başbakanlık tarafından
çıkarılan 2007/21 sayılı genelgeyle kamu çalışanlarının promosyonlardan yararlanmaya
başladığını fakat emeklilerin bundan mahrum bırakıldığını ifade
etti. Bu durumun genelgelere ve
Anayasa'nın eşitlik ilkesine de
aykırı olduğunu savunan Ceylan,
"Çalışan veya emekli her yurttaş,
geçmişte veya bugün sarfettiği emeğin karşılığı maaş almaya hak
kazanan kişidir. Bu ortak özelliklerinden dolayı kamu yönetiminin, iş ve işlemlerinde onlara
eşit uygulama yapılması gerekir.
Bankalar, 11 milyon emeklinin
maaşının ödenmesinden ve emeklilere verdikleri diğer
bankacılık hizmetlerinden muazzam gelir elde etmektedirler ancak aynı bankaların, emeklilerin
maaş ödemesini almak için birbirleriyle kıyasıya yarışırken
zorunlu müşterileri olan emeklilere promosyon vermeye
yanaşmamaları, Anayasa'nın ilgili maddesine aykırıdır." ifadelerini kullandı.
Bekir Ceylan, talep
edilen maaş promosyonunun ödenmemesi halinde gerekli hukuki yollara başvuracaklarını söyledi. Sendika üyeleri "Promosyon
hakkımız, söke söke alırız", "Hak
verilmez alınır, zafer sokakta
kazanılır" şeklinde sloganlar attı.
Ceylan ve beraberindekiler,
ardından Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile SGK
Başkanlığı'na iadeli taahhütlü
mektup gönderdi.
(CİHAN)
zmir Büyükşehir Belediyesi,
Küçük Menderes Havzası’nda
6 ileri biyolojik atık su arıtma
tesisi kurmak için çalışmalara
başladı. Avrupa standartlarındaki arıtmaların kurulacağı yerleşimler arasında, Ödemiş’in turistik
mahallesi Gölcük de var. Avrupa standartlarında kurduğu arıtma tesisleri ve kapasitesiyle Türkiye’nin lider kenti haline gelen İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2008 – 2013 yılları
arasında Menemen, Gediz, Nif,
Küçük Menderes havzalarının
kirlilikten kurtarılması için 872 bin
500 kişinin evsel atığını arıtacak kapasitede biri biyolojik, 10’u ileri biyolojik olmak üzere 11 arıtma tesisi
hizmete aldı; bu arıtmalar için 85.5
milyon liralık yatırım yapıldı.
‘Kanal çalışmalarından önce arıtmaların tamamlanması’ prensibiyle
hareket eden Büyükşehir Belediyesi,
Bütünşehir Yasası ile sınırlarına
dahil olan ilçelerde de önceliği arıtmaya verdi. Küçük Menderes
Havzası’nda önemli yatırımlara
hazırlanan İZSU, Tire, Selçuk,
Ödemiş Gölcük, Beydağ, Kiraz ve
Bayındır Hasköy’de arıtma tesisi
kurmak ve evsel atıkların sağlıklı bir
şekilde toplanıp arıtılması sağlamak
amacıyla çalışmalara başladı.
Gölcük’te kamulaştırma sorunu
Ödemiş turistik mahallesi Gölcük’e
ileri biyolojik atık su tesisi kurmak
için çalışmaların sürdüğünü belirten
İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri,
kanalizasyon şebekesinin 2013 yılı
Aralık ayında İller Bankası tarafından ihale edildiğini ve 2014 Mayıs
ayında da yer tesliminin yapıldığını
hatırlatarak, “İller Bankası bölgede
kanal hatları döşeyecek. Ancak bu
projede arıtma tesisi yapımı yer
almıyor. Biz de kanal ve arıtma yatırımları bir bütün olduğu için, bu
bölgede arıtma yapmak için çalışmalara başladık” diye konuştu.
Gölcük’teki evsel atıklarının
Ödemiş’teki mevcut arıtma tesisine
ulaştırılmasının teknik açıdan uygun
olmadığını belirten İZSU Genel
Müdürlüğü yetkilileri, şu bilgileri
verdi:
“Mevcut arıtma tesisi ile Gölcük
Mahallesi arasında 1000 metrelik
kot fark bulunuyor. 20 kilometrelik
mesafe de Karayolları hattından
geçiyor. Karayolları paralelinde yaklaşık 20 kilometrelik bir hat yapılması, teknik olarak uygun bir çözüm
değil. Kapanan Göçlük Belediyesi,
arıtma tesisi yapabilmek için İller
Bankası tarafından belirlenen yerden
farklı bir parsel için kamulaştırma
kararı almış. Bunun proje bazında
düzeltilmesi gerekiyor. İller Bankası
kanal projesinde gerekli revizyonu
yaptıktan sonra Ödemiş Belediyesi
de arıtma tesisi alanını imar planına
işleyecek. Ardından İZSU olarak kamulaştırmasını yapıp arıtma
tesisinin yapımı ile ilgili çalışmalara
başlayacağız.”
İhalesine İller Bankası’nca
çıkılan kanalizasyon işi kapsamında
yapılacak terfi merkezi yeri “kamulaştırma işlemi tamamlanmadan ihaleye çıkıldığından” gerekli kamu-
laştırma işleminin kendileri tarafından yapılmasının istendiğini kaydeden İZSU yetkilileri, “Kurum olarak
sorunun çözümüne yönelik çalışmalara başladık. Küçük proje revizyonu ile terfi merkezinin kamuya
terkli alan içerisine alınmasıyla kamulaştırma probleminin de ortadan
kalkabileceğini belirledik” diye
konuştu. İZSU yetkilileri, kamulaştırma işlemleri tamamlanıp
mülkiyet problemleri çözülmeden
ve kurum izinleri alınmadan, arıtma
ihalesine çıkamayacaklarının da altını çizdi.
Tire arıtması için düğmeye basıldı
İZSU, Tire’de Hüseyin Ağa
Köprüsü Mevkiinde Tire Belediyesi’ne ait 21 bin metrekarelik alanda,
projesi İller Bankası tarafından
hazırlanan arıtma tesisi için yapım ihalesine çıkmaya karar verdi. 66 bin
nüfusa hitap edecek arıtma tesisi
günde 11 bin 700 metreküp atık su
arıtacak. Tesis için İZSU, 2015
başında yapım ihalesine çıkacak.
İZSU Genel Müdürlüğü, Kiraz’da
mevcut olan ancak yetersiz kalan
arıtma yerine ileri biyolojik atık su
arıtma tesisi kuracak. Kiraz
Belediyesi’nce arıtma yerinin imar
planına işlenmesinin ardından arıtma projesi hazırlanacak.
Evsel atık suların foseptiklerle toplandığı Beydağ’da İZSU tarafından
arıtma tesisi yeri arayışı sürüyor.
Selçuk’a yapılacak arıtma tesisi ile
ilgili Selçuk Belediyesi arıtma yerini
imar planına işleme çalışmalarını
sürdürüyor. Yıl sonuna kadar bu
işlemin tamamlanması planlanıyor.
2015 yılında proje yapım ihalesine
çıkılacak.
Bayındır Hasköy’de yapılacak
Hasköy, Arıkbaşı, Çırpı ve
Havuzbaşı mahallerinin evsel atık
sularını arıtacak arıtma tesisinin ise
projesi hazır. Günde 2000 bin metreküp evsel atık su arıtılacak tesis
10 bin kişilik nüfusa göre planlandı.
Güzergahların geçtiği mülkiyetler ve
imar planları ile ilgili prosedürlerin
aşılmasının ardından yapım ihalesine çıkılacak.
İZSU daha önce Küçük
Menderes Havzası’nda 2009 yılında
Bayındır, Ayrancılar –Yazıbaşı, 2010
yılında da Torbalı ileri biyolojik atık
su arıtma tesislerini devreye almıştı.
(HABER MERKEZİ)
Yeşilyurt Sevgi Yolu esnafının zabıta tepkisi
İzmir’in Karabağlar ilçesinde bulunan Yeşilyurt
Sevgi Yolu esnafı, işgaliye yüzünden zabıtaların
kendilerini devamlı rahatsız ettiğini fakat işportacılara işlem yapmadıklarını iddia etti. Belediyeye işgaliye parası ödediklerini söyleyen esnaflar, “Vergisini ödeyen esnafa zulmediliyor.”
şeklinde tepki gösterdi. Yeşilyurt Sevgi Yolu es-
nafı, kendilerine zabıta ekipleri tarafından baskı
yapıldığını ileri sürerek, belediye yetkililerinin
duruma bir an önce çözüm bulmasını istedi. Esnaflar, Karabağlar Belediyesi zabıta ekiplerinin
kendilerine işgaliye cezası kestiğini, işportacı
tezgahlarını ise görmediğini öne sürdü. Kendi
dükkanları önüne kurdukları eşyaların işgaliye
ücretini ödediklerini belirten esnaflardan Mikail
Sarıçam, zabıta ekiplerinin "malları toplayın"
baskısının arttığını ifade etti. Bugün işyerlerindeki malları, protesto amacıyla dışarı çıkarmadıklarını belirten Sarıçam, “Yasal olarak işgaliye ödüyorum. Esnafa üvey evlat muamelesi
yapılıyor. Zabıta, sürekli 'malları içeri alın'
baskısı yaparken işportacılara bir işlem
yapılmıyor.” şeklinde konuştu. Çetin Erdoğan
da, “Vergi ödeyen esnafa zulmediliyor. İşportacılara bir çözüm geliştirmeyen belediye, bize
üvey evlat muamelesi yaparak cezayı bize kesiyor.” diye konuştu. Cemil Mutlu ise, "Sokaktaki işportacılara, masa sandalye atanlara çözüm
bulamıyorlar. Onlar sokağın ortasına kadar
masa koyuyor. Biz işgaliye ödediğimiz halde
malları toplatıp çok az aşmamıza rağmen işgaliye cezası kesiliyor.” diye tepki gösterdi.
Sevgi Yolu esnafı, sıkıntılarının çözülmemesi
halinde çeşitli şekillerde eylemler yapacakları
söyledi. (CİHAN)
bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca
Soldan sağa:
1. Bir iskambil kâğıdı üzerine hileci tarafından yapılan işaret. –
İzmir’in en eski spor kulüplerinden birinin kısaltması. 2. Benzin,
gazyağı, mazot gibi sıvı durumunda olan yakacak. 3. Utku. – Asya’da bir ülke. 4. Ankara ilinin bir ilçesi. – Madencilikle uğraşan
kuruluşumuzun kısaltması. 5. Tenis Eskrim Dağcılık’ın kısaltması. – Eldiven yapımında kullanılan bir tür deri. 6. Düşüncesizce
her işe atılan, cüretkâr. – Radyumun simgesi. – Ateş. 7. Japonya’da atom bombası atılan kentlerden biri. 8. İskambilde birli. –
Otomobilin arkasına takılan, insan taşımaya yarayan, tekerlekli,
üstü kapalı araç. 9. Çirişli bir çeşit parlak bez. – Kadınların giydiği kolsuz üstlük. 10. Samsun ilinin bir ilçesi. – Afrika’da bir ırmak. 11. Bir renk. – El sıkışma. 12. Güçlü inanç, inan. – Düzenli
işleyen. 13. Metin olma, dayanıklılık. – Bir nota. 14. iskambilde
koz. – Cüzamlı. 15. Ceviz. – Dibine ışık vermez. 16. Bir yarışın
belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri. – Taneli bir meyve. 17. Uzaklık anlatır. – Yabancı bir haber ajansının kısaltması. –
Güzel, hoş. 18. Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası.
– Binek hayvanı. 19. Selin getirdiği kumlu, çamurlu toprak. – Senatörlerin toplandıkları yer. 20. Isı yayımı, konveksiyon. – Küçük
gemi.
Yukarıdan aşağıya:
Dünkü bulmacanın cevapları
1. Her tür müzik aracı, çalgı. – Katman. – Yoksullara ve öğrencilere yiyecek dağıtmak için kurulmuş hayır kurumu. – Bir nota. 2.
Bir yerde oturma, eğleşme. – Esen olma durumu, esenlik. – Dinlence. 3. Alakok. – Gürültü patırtı. – Ağaçlıklı yol. 4. Tene yumuşaklık vermek veya güneş, yağmur gibi dış etkenlerden korunmak
için sürülen güzel kokulu merhem. – Manda pastırması. – Olumsuzluk anlatan önek. – Silis grubundan değerli bir mineral. 5. Bir
içecek. – Yanlış kelime veya söz. – İşve, cilve. – Yassı bir tür balık. 6. Bir nota. – Kesin yargı. – Bir sanatçıya poz veren kimse. –
Kötü, fena. 7. İlgi eki. – Kir. – Birbirine bağlı iki tekneden oluşan
gezinti teknesi. 8. Kırılmış veya dövülmüş tahıl. – Kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen. – Halat gibi örülmüş iplik çilesi. –
Evrensel alıcı kan grubu. 9. Stadyumun kısaltması. – Kongo’da
bataklık ormanlarda yaşayan, gövdesi kızıl kestane, bacakları beyaz çizgili bir memeli hayvan. – Cennet. – Kuzey Atlantik Paktı
Örgütünün kısaltması. 10. Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen
ve hayvanlara yem olarak verilen küçük bir bitki. – Kaşındırıcı bir
deri hastalığı. – Bir elektrotta eksi uç.
SAYFA 15
SONDAKiKA GAZETESİ >>
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
16
17Kasım
Şubat 2014
2013 Pazar
Perşembe
Orman: Tek hedefimiz, takımımıza kendi stadında şampiyon olarak tur attırmak
TEK HEDEF
ŞAMPİYONLUK
Beşiktaş Kulübü Başkanı
Fikret Orman, bu sene
hedeflerinin Beşiktaş takımına kendi statlarında
şampiyon olarak tur attırmak olduğunu söyledi
İ
stanbul’da yapılan 2014 Olağan 4. Divan Kurulu Toplantısı'nda konuşan
Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, kulübün borçlanma sebeplerinden, stat inşaatından ve gündeme ilişkin konulara kadar değişik konularda bilgiler verdi. Başkan Fikret Orman, "Borç artıyor hepiniz endişeleniyorsunuz. Ve endişelenmelisiniz. Beşiktaş’ın borcuna bizim ve
arkadaşlarımızın geldiği aydan sonra bakmak lazım. Biz gelmeden önce kulübün
içinde bulunduğu durum çok daha kötüydü.
Bazı kalemler davalar sonuçlanmamasına
karşın ve stat için belli şirketlere verdiğimiz
için avansları da hesaplayarak böyle bir büyük borç çıktı." diyerek şunları söyledi:
"Gelirimizin büyük bir kısmı temlik
edilmiş vaziyette. 80-90 milyon dolarlık bir
gelirle dönmeye çalışsanız bile, faizlere gidecek olan bir meblağ var. Demek ki bu gelirle borçlarımızı ödemek mümkün değil.
Biz de kulübü mali anlamda biraz ufalttık.
Bunun için de taraftarlarımızdan tepkiler aldık. Hem borcu aşağı indireceksiniz, hem
de yatırım yapacaksınız öyle bir şey yok.
Bizim dinimizde güzel temennilerden sonra
amin demek lazım. Bizim yaptığımız güzel
işlere de amin demek lazım." diye konuştu.
BİZLER OKUS POKUSLA İŞ
YAPMIYORUZ. ADAY OLACAK SİHİRBAZ
VARSA BUYURSUN ADAY OLSUN
Başkan Fikret Orman, stat yapmanın zor
olduğunu ve bu sene hedeflerinin şampiyon
olmak olduğunu
söyledi. Orman
ayrıca bu kadar
sıkıntılar içerisinde bir aday varsa
sihirbaz varsa
"Buyursun aday
olsun." ifadesi
kullandı.
Beşiktaş yönetimi
olarak yaptıkları stadın önemine de vurgu yapan Başkan
Orman, "Şimdi bu statları
devlet bile ya-
İsmail Köybaşı:
“Kazakistan
maçına umutlu
bakıyoruz”
B
u akşam Kazakistan ile
oynanacak karşılaşma öncesinde Hasan Doğan
Kamp ve Eğitim Merkezi'nde düzenlenen basın
toplantısına katılan İsmail Köybaşı,
"2016 Avrupa Şampiyonası Grup
Elemeleri'nde 4. maçımızı Kazakistan ile oynayacağız. Bu maçın öne-
pamıyor. Konya stat yapımı bile 4 sene sürmüş. Biz 29 Aralık'ta stat yapımına başladık
ve finanse ediyoruz. Borçlandı diyorlar.
Devlet yapmıyor neyle yapacaktık. Biz
okus - pokusla iş yapmıyoruz. Stadyumumuzu borçlanarak yapıyoruz, buna mecburuz. Statta 17 milyon dolarlık koltuğumuz
kaldı. Kredi almadan borçlanmadan stadı
yapacak olan varsa, 2016’da varsa böyle bir
sihirbaz, aday olmasını bekliyorum." diyerek, şöyle devam etti:
"3 tane projemiz var stadı bitirmek için.
Borçlanmadan bir finansman model için çalışıyoruz. Lig bitmeden stada geçmek isti-
mini hem bizler hem sizler biliyorsunuz. Brezilya maçını fazla konuşmayıp Kazakistan maçına ve galibiyete odaklanmalıyız. Brezilya ile
oynanan hazırlık maçı da çok
önemliydi biz o maçtan gerekli
dersleri çıkardık. Kazakistan maçına umutlu bakıyoruz." dedi.
Bir gazetecinin, 'Takımın moral
yoruz. Heyecanlanıyorum. Stadın büyük
ağırlığı temelindeydi ve biz bunu şu an bitirdik. Önümüzdeki mali genel kurulda stadımız bitmiş olarak arkadaşlarımla sizin
karşınıza çıkmak istiyorum. Bu sene Gökhan Töre ile Motta hariç 2 yabancı 1 yerli
oyuncu almışız. Demba Ba, Sosa ve Cenk
Tosun. Artık yüksek adetli transferlere ihtiyaç olmayacaktır. Eski sistem gibi transferler olmayacaktır. Kılı kırk yararak çalışıyoruz. 2 rakibimizde bakıyorlar ki biz doğru
yapıyoruz. Bizim stratejimize dönüyorlar.
Biz sizin güven oyunuzla buraya geldik. Bize güvenin. Siz endişeleniyosunuz haklısı-
ve motivasyon durumu nasıl?' sorusuna ise İsmail Köybaşı, "Moral ve
motivasyon olarak iyi durumdayız.
Alacağımız bir galibiyet bize özgüven oluşturacaktır. Bu açıdan da
önemli ard ardına galibiyet serisi
gruptaki sıralamayı değiştirecektir.
Herkes bunun bilincinde." diye
cevapladı. CİHAN)
nız ama inanın biz 2 kat daha fazla endişeleniyoruz. Bu sene birinci hedefimiz Beşiktaş
takımına kendi stadında şampiyon olarak
tur attırmaktır."
Bu arada Başkan Fikret Orman, stadın
Aralık ayı sonu itibari ile kaba inşaatının
bitmiş olacağını da sözlerine ekledi.
BİZİ 3 TEMMUZ SÜRECİNE
ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR
Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman
divan kurulu üyelerine son olarak, birilerinin kendilerini 3 Temmuz süreci konularına
çekmek istediğini söyledi.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın dün yaptığı toplantıda gündeme getirdiği 3 Temmuz 2011 süreci, şike olayları ve
eski yönetici Serdal Adalı'nın ismini gündeme getirmesine de cevap veren Orman,
"Beşiktaş’ın kimseye hesap vermek gibi bir
durumu yoktur. Şike olayında bizi konu
mankeni gibi olaya çekmeye çalışıyorlar.
Serdal Adalı konularını açıyorlar. Düşünün
Sayın Adalı’nın bir tane tapesi yoktur. Biz
kendisini de savunduk. Merak etmeyin sizlerin yüzünü kara çıkartacak hiçbir şeyin
içerisinde de olmayız." diye konuştu.
(CİHAN)
Karaca: 10 yıl önce 919 dağcımız vardı, şimdi sayı 35 bini aştı
Son zamanların
modası DAĞCILIK
T
ürkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı
Alaattin Karaca, 10 yıl önce lisanslı
dağ sporcu sayısının 919 olduğunu
belirterek Türkiye'de sayının şimdi 35 bini
bulduğunu söyledi. Karaca, “1998 yılında
23 dağcılık kulübü varken şimdilerde
960 tane kulübümüz var." dedi.
Bursa Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas
Kulübü’nün düzenlediği 18. Latif Osman
Çıkıgil'i anma tırmanışı için Kosova, Makedonya, Karadağ ve Arnavutluk’un yanı sıra
Türkiye’nin dört bir yanından yaklaşık 150
dağcı Bursa’ya geldi. Dağcılar, Uludağ
eteklerinde iki aşamalı ve dört gün sürmesi
beklenen tırmanış için Kent Meydanı’ndan
otobüslerle Uludağ’a hareket
etti. Bayan dağcıların da fazla
olduğu görüldü.
Bursa Dağcılık ve Doğa
Sporları İhtisas Kulübü Kurucu Üyesi Şahin Başak, konuyla ilgili yaptığı açıklamada,
"Kulübümüzün düzenlediği
18. Latif Osman Çıkıgil anma
tırmanışını bu sene yurt dışından gelen dağcılarla birlikte
150 civarındaki sporcuyla
faaliyete başlıyoruz. İki aşamalı olacak. Uludağ oteller
bölgesinden göller bölgesine
yürüyüş olup, pazar günü yapılacak anma töreninden
sonra birinci grup Deliler
Köyü’ne inecek. İkinci grup
ise dört gün sürecek tırmanıştan sonra oylat
kaplıcalarında yürüyüşü tamamlayacak."
dedi.
DAĞCI SAYISI SON 10
YILDA 35 KAT ARTTI
Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı
Alaattin Karaca ise, dağcılık sporunda son
yıllarda güzel gelişmelerin olduğunu dile
getirdi. Karaca, “Türkiye’deki dağcılık
sporcu sayısını lisans sayısıyla mukayese
ediyoruz. Şuanda 35 bin lisanslı dağcımız
var. 10 yıl öncesine baktığımız zaman 919
kişiydi. Şimdi 35 bin kişi olması sevindirici." diyerek, şöyle konuştu:
"Bizim branşımız olimpik olmayan, yarışması olmayan bir branş. Daha önce dağcılık branşında faaliyet gösteriyordu, federasyonumuz.
Şimdi biz ona iki branş daha ekledik;
dağ kayağı ve spor tırmanma. Bu iki branş
yarışması olan branşlar. Temennimiz bu yarışmalarda gelecek dönemlerde başarılar el-
de etmek. Dağcılık sporcusu olarak tüm
sporlara saygımız var. Ama dağcılık sporu
her vatandaşın yapması gereken bir spor dalı. Çünkü yarışması doğa ile, rakibiniz yok,
rakip olmadığı için de kavga yok, gürültü
yok, doping yok. Bunlardan tamamen uzak
ama kişinin kendisini geliştirmesi adına,
paylaşmayı öğrenmesi adına ülkemizin birlik ve bütünlüğü adına fevkalede iyi bir spor
dalı."
23 KULÜPTEN 960 KULÜBE ULAŞTIK
Türkiye’de dağcılığın geçmişine bakıldığında 1998’de 23 dağcılık kulübü olduğunu hatırlatan Karaca, "Bugün 960 tane dağcılık kulübü var. O zaman 25 ilde dağcılık
aktifti bugün 79 ilimizde dağcılık aktif olarak var. O dönemlerde bir tane branş vardı.
Bugün üç branş var. O dönem talimat yoktu, yönetmelik yoktu. Usta çırak ilişkisi içerisinde yapılıyordu. Bugün artık yönetmeliklerle yürütülüyor. Bu da tabi çok sevindirici." diye konuştu. (CİHAN)
SAYFA 16
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Ailelerin üzerinden eğitim yükünü bir
nebze olsun almak istediklerini söyleyen
Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina,
“Bir müjde vermek istiyorum. Yakında
evde eğitimi başlatıyoruz" dedi
16 Kasım 2014 Pazar
www.sondakikagazetesi.com
PİRİŞTİNA'dan kızlar erkekleri
Üniversiteye girişte
öğrencilere müjde
Buca Belediyesi’nin dar gelirli ailelerin çocuklarına ücretsiz olarak verdiği Buca Gençlik Eğitim
Merkezi (BUGEM)’in YGS ve LYS üniversiteye hazırlık kurslarının açılışını Buca Belediye
Başkanı Levent Piriştina, öğrencilerle yaptı.
Başkan Piriştina, törende öğrencilere ders kitaplarını ücretsiz olarak dağıttı. Daha çok öğrenciye
eğitim verebilmek için çalıştıklarını belirten Piriştina, Buca’da evde eğitim dönemini başlatacaklarını müjdeledi. Bugem’in 2014-2015 eğitim yılı, Buca Belediyesi Güzel Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşen açılış ile başladı. Bugem’in
geçen senelerdeki kurslarında ders alarak Anadolu Liselerini kazanan ve bu yıl da üniversiteye
hazırlık kurslarında eğitim alan Kübra Akgül,
Adile Beytorun ve Damla Gün de açılışta yaptıkları konuşmada Başkan Piriştina’ya teşekkür
etti. Adile Beytorun, 2010-2011 yılları arsında
Bugem’in SBS kurslarında ders aldığını ve bu
sayede Anadolu Lisesi’nde okuduğunu söyledi.
Damla Gün de, 7 ve 8’inci sınıfa giderken SBS
kurslarına katıldığını ve Bugem sayesinde İzmir
Atatürk Sağlık ve Meslek Lisesi hemşirelik bölümünü kazandığını söyledi. Gün “O zamanlar
üniversite kursları yoktu. Aradan 4 yıl geçti ve
şimdi SBS’ye hazırlandığım yerde üniversiteye
hazırlanıyorum. Çok şükür üniversite kursları
açıldı. Belediye Başkanımıza ve emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Kübra Akgül ise şöyle konuştu; “Bu sınavlar bizim için çok önemliydi çünkü geleceğimizi bu
sınavlar belirleyecekti. O yüzden sene başında
Başkanımız Levent Piriştina’nın yanına giderek
Bugem’in devam etmesini istediğimizi söyledim. Herkes başkanımızdan imar değişikliği, iş
gibi konularda bir şeyler istiyordu. Fakat ben
kendim için değil, tüm gençler için istekte bulundum. Başkanımız da sağolsun eğitime verdiği önemi gösterdi. Belki belediye için küçük fakat bizim için büyük bir hizmete imza attı. Bugem’in bir öğrencisi olarak Başkanımıza ve
emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.”
İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Okur da konuşmasında Başkan Piriştina’ya kurslar için tüm
öğrenciler adına teşekkür etti.
Piriştina: “Çocuklarımızı sınava
değil hayat hazırlıyoruz”
Başkan Levent Piriştina da şöyle konuştu:
“Genç kardeşlerimizi dinleyince yüreğim kabardı. Heyecanım arttı ve yorgunluğum gitti. İlçemizin kalkınması için birçok işler yapmaya çalı-
şıyoruz. Fakat bunların planını yaparken mesai
harcarken en çok heyecanlandığımız gençliğe
ve geleceğe yapılacak yatırımların planlanmasında ve bütçelenmesinde oluyor. Ve orada ne
kadar haklı olduğumuzu üç kız arkadaşımıza
baktığımızda bir kez daha görmüş oluyoruz.
Ben de bir kız çocuğu okutuyorum ve şunun
çok iyi farkındayım, gençleri SBS’ye, YGS’ye
veya LGS’ye hazırlamıyoruz. Aslında çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz. Bu zorlu mücadelede
de mutlaka Buca Belediyesi’nin bir rol oynaması lazım. O yükü ailelerin sırtından alması lazım.”
Buca’da evde eğitim dönemi başlıyor
Belediye Başkanı Levent Piriştina, ailelerin
üzerinden eğitim yükünü bir nebze olsun almak
istediklerini ve bunun için de en kısa sürede tüm
Bucalı öğrencilerin faydalanabileceği evde eğitim dönemine geçeklerini söyledi. Piriştina, “Bir
müjde vermek istiyorum. Evde eğitimi başlatıyoruz. Onu da çok kısa zaman içerisinde sizlerle
paylaşıp hayata geçireceğiz. Binalara sığamıyoruz ve bizde bu gibi sınavlara çocuklarımızı evlerde de hazırlayalım, dijital ortamlarda da hazırlayalım. Yaş gurubu olarak 7’den 17’ye giden
bir yaş gurubumuza hitap edecek bir çalışmamız
var. Bu proje ile de bu yükü ailelerimizin sırtından biraz daha alacağımızı düşünüyorum” diye
Papa'ya
Meryem
Ana daveti
Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus’un Türkiye'ye yapacağı ziyaret, Meryem
Ana Evi'nin bulunduğu ve daha önce 3 papa
tarafından ziyaret edilen İzmir'in Selçuk ilçesinde heyecanla karşılandı. Papa Franciscus,
Türkiye ziyaretleri kapsamında bu ilçeye de
davet edildi. Meryem Ana'nın evi ve mezarının yanı sıra dinin ilk 7 kilisesinden Saint
John ve azizler adına inşa edilmiş pek çok
kiliseye ev sahipliği yapan, Hristiyan kültüründe ayrıcalıklı bir yer olarak görülen ve
konuştu.
Piriştina konuşmasını şöyle tamamladı; “Ne
mutlu bu gençlerimiz var. Kübra ilk geldiğinde
titriyordu. Bugem kapancak mı ne dediler bilmiyorum. Kübra bir heyecanla gelmişti. Nerede
olursanız olun hangi görevde olursanız olun,
hangi gözlükle dünyaya bakıyor ve kamu görevi
yapıyor olursanız olun bir genç kızın eğitimle ile
ilgili titrerken ki talebine hayır demek zaten
mümkün olmaz. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”
(HABER MERKEZİ)
burayı ziyaret edenlerin "hacı" kabul edildiği
Selçuk ilçesinde, Papa Franciscus’un Türkiye'yi ziyaret edecek olması heyecan yarattı.
Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Papa Franciscus’un Selçuk'u ziyaret etmesinin, ilçedeki Hristiyan inancına ait kültürel miraslar ve
ilçe turizminin geleceği adına çok önemli olduğunu söyledi. İlçeyi daha önce 3 papanın
ziyaret ettiğini hatırlatan Bakıcı, Papa Franciscus’un da ağırlama konusunda Dışişleri
"SOLLADI"
T
ürkiye'de, 21 yaşına
kadar üniversiteyi
kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü dikkati çekiyor.
Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Çalapkulu, "Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak
kadınların zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" dedi
Türkiye'de, 21 yaşına kadar üniversiteyi kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü
dikkati çekiyor.
Üniversitelerde 16-20 yaş
grubundaki 1 milyon 450 bin
208 öğrenciden 760 bin
300'ünü kız, 689 bin 908'ini
ise erkek öğrenci oluşturuyor.
AA muhabirinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı
(YÖK) verilerinden derlediği
bilgilere göre, 2013-2014
öğretim yılında, 1 milyon
752 bin 49'u lisans, 805 bin
542'si önlisans, 265 bin 895'i
yüksek lisans, 67 bin 157'si
doktora, 2 milyon 581 bin
878'i açıköğretim olmak üzere 5 milyon 472 bin 521 öğrenci yüksek öğrenim görüyor. Öğrencilerden 2 milyon
964 bin 442'si erkek, 2 milyon 508 bin 79'u ise kadınlardan oluşuyor.
öğrenciden 11 bin 83'ünü
kız, 7 bin 843'ünü erkek, 18
yaşındaki 304 bin 347 öğrenciden 167 bin 758'ini kız, 136
bin 589'unu erkek, 19 yaşındaki 540 bin 489 öğrenciden
285 bin 84'ünü kız, 255 bin
405'ini erkek, 20 yaşındaki
585 bin 111 öğrenciden 295
bin 655'ini kız, 289 bin
456'sını erkekler oluşturdu.
16-20 yaş grubunda öğrenim
gören 1 milyon 450 bin 208
öğrenciden 760 bin 300'ünü
kız, 689 bin 908'ini ise erkek
öğrenci oluşturdu.
Kız öğrencilerin üniversiteye giriş sayısındaki üstünlüğü, 21 yaşından sonraki
yaş grubunda ise erkeklere
geçti.
-"Dünyanın en zeki
iki kişisi de kadın"
Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Ferhat Çalapkulu, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, kadın ve erkeklerin
beyninin birbirinden farklı olduğunu, öğrenci olarak kızların daha başarılı olmasının
psikolojik gelişimle de ilgilisinin bulunduğunu belirtti.
16-20 yaş grubunda, erkeklerin ergenlik döneminin
tam oturmadığını bu nedenle
de başarı oranının düşük kaldığını ifade eden Çalapkulu,
20'li yaşlardan sonra erkeklerin arayı kapatma şansı
bulduğunu ifade etti.
Dünyanın en zeki iki kişisinin de kadın olduğuna dikkati çeken Çalapkulu, "IQ sonucuna göre kadınlar daha
üstün görünüyor.
Zekayı tek başına görmemek lazım.
Onu etkileyen diğer etkenleri de düşünmek lazım.
Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak kadınların
zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" diye konuştu. (AA)
-16 yaşın altında
üniversiteyi kazandılar
İstatistiklere göre, 20132014 akademik yılında, 16
yaşın altındaki 185 öğrenci
üniversiteyi kazandı.
Bu öğrencilerden 106'sı
kız, 79'u ise erkek öğrenci oldu. Üniversiteyi 21 yaşına
kadar kazanan öğrencilerde
kızların üstünlüğü istatistikleri yansıdı.
2013-2014 öğretim yılı
öğrenci sayılarına bakıldığında, 16 yaşındaki 1335 öğrenciden 720'sini kız, 615'ini erkek, 17 yaşındaki 18 bin 926
Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Fatma
Serpil Alpman'la iletişim kurduklarını, Papa'nın Türkiye ziyareti programı kapsamına
Selçuk'un da eklenmesi yönünde taleplerini
ve davet mektubunu gönderdiklerini bildirdi.
Zeynel Bakıcı, daha önce Efes'i ve Meryem
Ana'yı ziyaret eden ABD'deki The American
Society of Ephesus (Amerikan Efes Derneği) başkanı Bill Quatman'ın kendilerine papanın ziyareti konusunda yardımcı olabileceğini söylediğini anlatarak, "Bill Quatman'a
da Papa Franciscus'un Selçuk'a gelmesi talebimizi ilettik. Hatta Quatman, burayı ziyaretinde bize Papa'yı getirebileceğini kendisi
teklif etmişti" diye konuştu. Papanın ziyaretinin ilçenin tanıtımına büyük katkı sağlayacağını savunan Bakıcı, "Kendilerini burada
ağırlamaktan büyük gurur duyacağız. Hristiyan dünyasının ruhani liderlerinin Efes'i ve
Meryem Ana'yı ziyaret etmeleri oldukça
önemli oluyor, bu ziyaretin gerçekleşeceğini
düşünüyoruz" ifadesini kullandı. (AA)
Gazeteniz Sondakika şantiye sorununu gündeme getirmesinin akabinde ilgililer önlem aldı
HABERİ OKUDU; YANLIŞINI DÜZELTTİ
Sondakika Gazetesinin gündeme taşıdığı “Engelli yolu” sorununa sonunda biri kulak verdi. Şantiyenin engelli yolunun
ortasına dikilmesini eleştirdik. O şantiye olmasa da, başka bir şantiye, haberi okuduktan sonra hatasını düzeltti
Belediye’nin bu yolları düzeltmesi gerektiğini de ifade etmiştik. Ancak hala
bir çözüm üretilmedi. Yani, görme engellilerin yürümesini sağlayan yollar
hala bozuk. Yollar bozuk olduğu sürece, görme engelliler bu yolu kullanamayacak.
Geçtiğimiz günlerde, birinci sayfadan;
“Engelli değil, ölüm yolu” manşetiyle
gördüğümüz habere nihayet biri kulak
verdi. Haberin içeriğinde yer alan;
“Engelli yolunun izlerinin silinmesi,
İzli yolun engellileri arabaların önüne
yönlendirmesi ve İzli yolun ortasına
inşaat şantiyesinin olması” konu başlıklarını okuyan ve aynı yol üzerinde
bulunan başka bir inşaat; aynı hatayı
yapmadı. Haberi okuyan inşaat yetkilileri; şantiyeyi, şantiyenin engelli yolunu engellememesi prensibiyle kurdu. Böylece, şantiyeyi engelli yolunun
ortasına kuran inşaat şirketine de örnek olmuş oldu.
-O ŞİRKETİN ŞANTİYESİ HALA
AYNI YERDE
Engelli yolunun ortasına şantiye
kuran şirketin şantiyesi, olduğu gibi
duruyor. Engellileri ölümle karşı karşıya getiren bu sorumsuzluğa da çözüm üretilmedi. Engelliler ise, zor anlar hatta tehlikeli anlar yaşıyor.
-BELEDİYE HALA İZLİ YOLU
DÜZELTMEDİ
Öte yandan, izli yolun silinmesini
de gündeme taşımıştık. Haberimizde,
izli yolun silindiğinden, bahsetmiştik.
-BELEDİYEYİ UYARIYORUZ
Sondakika Gazetesi olarak İzmir
Büyükşehir Belediyesini uyarıyoruz.
Tarafsız gazetecilik ilkesiyle hareket
eden bizler; hangi partinin belediyesi
olursa olsun, yapılan hataları hata olarak kabul ediyor ve gerekli uyarıları
yapıyoruz. Büyükşehir Belediyesi,
acil bir şekilde İzli Yolları düzeltmeli
ve görme engellilerin yürüyebileceği
hala getirmelidir. Ayrıca, engelli yolunun ortasına dikilen inşaat şantiyesini
kaldırmalı ve sorumlular cezalandırılmalıdır.
anlamına geliyor. En net ifadeyle, Belediye hem kontrolsüz inşaat şantiyesi
izni veriyor hem de kendi projesi olan
“İz”li yol projesinin önemsemiyor veya göstermelik yapıyor.”
-İŞTE O HABERİN BİR BÖLÜMÜ;
““ÂM” YOLUNUN ORTASINDA
İNŞAAT ŞANTİYESİ
Yaşanan bu olumsuz ve üzücü gelişmeye başka bir boyut kazandıran
şey ise; “İz”li yolun ortasında inşaat
şantiyesinin olması… Bu yolu takip
eden “Âmâ”lar (Görme Engelliler)
şantiyenin duvarına çarpıyor. Bu da,
Büyükşehir Belediyesinin; inşaat şantiyesini kontrol etmeden izin verdiği
ÖZEL
ÖZEL
HABER
HABER
Bir haber
ı
bir yanlış
düzeltti