TDB ANKARA DİŞ HEKİMLERİ ODASI 15.OLAĞAN GENEL

TDB
ANKARA DİŞ HEKİMLERİ ODASI
15.OLAĞAN GENEL KURULU
26 NİSAN 2014
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 09.30
---------o-------GÜNDEM MADDESİ 1: Açılış ve Saygı duruşu, İstiklal Marşı.
Dt. EVRİM AKTAŞ - Ankara Dişhekimleri Odası 15. Olağan Genel
Kurula hoş geldiniz.
Şimdi sizleri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ve
hayatını kaybeden meslektaşlarımız için 1 dakikalık saygı duruşu ve
ardından İstiklal Marşı’na davet ediyorum.
(Saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu)
Dt. EVRİM AKTAŞ - Açılış konuşmasını yapmak üzere Sayın İlker
Cebeci’yi kürsüye davet ediyorum.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili meslektaşlarım,
Genel Kurul üyeleri meslektaşlarım; hepiniz sağ olun. Cumartesi günü
işinizi gücünüzü bıraktınız, Odamızın en yüksek karar organı olan Genel
Kurula katılma hassasiyeti gösterdiniz.
Sanıyorum bu sene bir agresif seçim ortamı olmadığı için biraz
katılımımız düşük, ancak genel kurullarda ne yazık ki bu tabloya alıştık bir
şekilde. Ama umarım gelecek genel kurullarda meslektaşlarımız daha
meslek örgütlerinin kıymetini, değerini bilip yanında olmayı tercih ederler
diye düşünüyorum.
Ben lafı çok uzatmayacağım, çünkü Sevgili Helin’in Çalışma
Raporu’nu sunması için ona biraz vakit ayırmamız gerekiyor. Geçtiğimiz iki
sene oldukça yoğun bir çalışma dönemi geçti biliyorsunuz. Bu çalışma
1
döneminde
ekip
olarak
oldukça
uygun
bir
şekilde
çalıştığımızı
düşünüyorum Yönetim Kurulu Başkanı olarak. Bu dönem çalışmaların
sonunda burada teşekkür etmem gereken, aramızda devam etmeyecek
arkadaşlarım var.
Yönetim Kurulunda Sevgili Helin ve Sevgili Nil Abla çeşitli
yoğunlukları nedeniyle gelecek dönem isimleri yazılı olmadan aktivist
olarak yanımızda olacaklar. Gene Denetleme Kurulundan Hanife Abla,
Orhan Bey aramızda olmayacaklar. Hanife Abla sağ olsun çok özveriyle
çalıştı, geldi gitti Elmadağ’dan, umarım ki gene aktivist olarak yanımızda
olacak, umarım değil eminim.
Bunun dışında, Disiplin Kurulumuzda Sevgili Sibel’imiz küçük bir
bebeği oldu, onun için biraz ona mola verdik, dinleniyor.
Sevgili Dağhan 4 kızla perişan oldu Disiplin Kurulunda, ona da biraz
mola verdik, biraz nefes alıyor.
Onların yerine de aramızda yeni arkadaşlarımız olacak, herkes
birbirinin yerini layığıyla mutlaka dolduracak.
Biliyorsunuz, delege seçimlerini bu dönem yapamıyoruz. İstanbul
Odasının yaklaşık dört sene kadar önce verdiği bir Anayasa Mahkemesine
başvurusuyla bir durum ortaya çıktı. Delegelikler adil temsili ifade etmediği
gerekçesiyle kanunun o maddesi iptal edildi ve yerine bir madde
konulmadığı için de bu sene delege seçimini yapamıyoruz. Ne yazık ki
bunu burada söylemek zorundayım, bana göre bu tarihî hatanın
mağdurlarıyız bu dönem. Ne demek tarihî hata? Sonuç olarak tabii ki
birlikler üyelerinin doğru temsilleriyle ayakta kalırlar. Burada temsilde
adalet kısmında İstanbul Odası sonuna kadar haklıydı. Sonuç olarak 7 bin
üyesi olan bir Oda. Biz mesela 2 bin üyeliyiz, bazen delege temsillerinde
hakikaten farklı noktalara gidebiliyordu iş. Ama bununla beraber, şunu da
bilmek ve bence bu tarihî hatayı da mutlaka zaman zaman dile getirmek
lazım, gelecekte benzerleri olmasın diye. Bu kadar meslek örgütlerine, sivil
2
toplum kurumlarına tahammülü olmayan, bu birlikleri yok etmek için elinden
gelen yasal düzenlemeleri ardına koymayan bir zihniyetle yaşadığımız şu
günlerde İstanbul Dişhekimleri Odasının bu davayı bana göre, açmaması
gerekirdi. Burada bu değişikliği kendi lehlerine, mesela nispi temsil gibi,
düzenlemesi için Hükümetin eline bir gerekçe vermemeliydi diye
düşünüyorum. Bu, bilmiyorum belki de benim yanlış ve duygusal
düşüncem ama bunun hep not olarak bir kenarda olmasını istiyorum.
Bu arada, başınızı fazla ağrıtmadan, hepiniz çok destek verdiniz bu
geçtiğimiz dönem. O nedenle bizim bakış açımızla oldukça başarılı geçti,
umarım ki gelecek dönemde benzer çalışmalarla hep beraber daha iyi yere
götüreceğiz Odamızı.
Hepinize çok teşekkür ederim.
GÜNDEM MADDESİ 2: Genel Kurul Divan seçimi (Bir Başkan, Bir
Başkan Vekili, İki Üye)
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şimdi, Gündemimizin
2 nci maddesi gereğince Bir Başkan, Bir Başkanvekili, iki üye seçimine
geçiyoruz.
Öncelikle Divan Başkanlığı için tekliflerinizi bekliyoruz.
Divan Başkanlığına Sayın Nezih Yavuz Tan önerilmiştir.
Başka önerisi olan var mı?,, Yok.
Divan Başkanlığı için Nezih Yavuz Tan’ı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Divan Başkan Vekilliğine Sayın Evrim Aktaş önerilmiştir. Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Divan Üyeliklerine; Yaşar Uzun ve Fatih Özyürük önerilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul
edilmiştir.
3
BAŞKAN : Dt. Nezih YAVUZTAN
BAŞKANVEKİLİ: Dt. Evrim AKTAŞ
DİVAN ÜYELERİ : Dt. Yaşar UZUN, Dt. Fatih ÖZYÜRÜK
…………o…………..
BAŞKAN – Sevgili meslektaşlarım, günaydın.
Hoş geldiniz cumartesi günü Ankara Dişhekimleri Odasının Genel
Kuruluna.
Ben lafı çok fazla uzatmadan gündemi okuyup oylarınıza sunacağım.
GÜNDEM:
1- Açılış, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı
2- Genel Kurul Divan Seçimi (Bir Başkan, bir Başkan Vekili ve iki
üye)
3- Çalışma Raporunun okunması
4- Sayman raporunun ve gelecek dönem bütçesinin okunması.
5- Denetleme Kurulu Raporu’nun okunması.
6- Raporlar üzerinde görüşmeler ve ibralar.
7- Oda için gerekli taşınmazların alınıp satılabilmesi için Yönetim
Kuruluna yetki verilmesi.
8- Genel Kurulda karara bağlanacak öneriler.
9- Dilekler.
10-
Seçimler ’27 Nisan 2014 Pazar günü saat 09.00-17.00 arası)
Gündeme ilave etmek istediğiniz veya çıkarılmasını istediğiniz bir
husus var mı? Yok.
O
halde
gündemi
oylarınıza
sunuyorum:
Kabul
edenler…
Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Teşekkür ederim.
Gündemimizin 3. maddesine geçmeden önce Genel Kurulumuza
gelmiş bir telgrafı bilgilerinize sunmak istiyorum.
4
“Ankara Dişhekimleri Odası Başkanı
Sayın İlker Cebeci
15. Olağan Genel Kurulunuzda davetinize teşekkür ederim.
Genel Kurulun başarılı ve üretken geçmesi temennisiyle tüm değerli
üyelerinize ve konuklara sevgiler, saygılar sunarım.
Kemal Kılıçdaroğlu…”
Şimdi gündemin 3. maddesine geçiyoruz.
GÜNDEM MADDESİ 3: Çalışma Raporu’nun okunması.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Aras Tek.
Dt. HELİN ARAS TEK (ADO Genel Sekreteri) – Zamanımız kısıtlı
olduğu için, raporu izninizle sunum üzerinden ve başlıklar şeklinde
sunacağım. Eğer üstünde konuşmak istediğiniz konu varsa o kısımlarda
ayrıntıya girebiliriz.
14. Dönemi başlıklar hâlinde sunumuma başlayacağım. Oda
organlarımızı saymıyorum, hepimiz biliyoruz zaten. Aslında burada il ve
ilçe temsilcilerimizin adlarını tek tek okumak isterdim, çünkü bizlere çok
emekleri var ama vakit sıkıntısından onlara da teşekkürlerimizi sunuyoruz
Yönetim Kurulu adına.
Yönetim Kurulumuz göreve başladığı 18 Nisan 2012 tarihinden 31
Mart 2014 tarihine kadar toplam 86 toplantı yapmış, 1.801 karar almıştır.
Çalışma dönemimizde Odamız tarafından Türk Dişhekimleri Birliği
resmî dairelere, odalara, hukuk bürosuna ve çeşitli kurumlara yazışmalar
yapmıştır ve giden yazı sayımız 3.852, kurumlardan gelen yazı sayımız da
3.743.
Meslektaşlarımıza, gerek yaşadıkları problemlerle ilgili gerekse
mevzuat ve gerekse çeşitli değişiklikler, sistemle felsefi düşüncelerimiz
konusunda, meslek politikalarımız konusunda çeşitli konu başlıklarında
bilgilendirmeler yaptık. Bunların başlıklarını hepsini zaman kısıtlılığı
5
yüzünden tekrar saymayacağım ama şöyle belli başlılarını saymak
istiyorum.
Göreve başlar başlamaz Ağız ve Diş Sağlığı Teknikerliği Eğitim ve
sınavı olmuştur; bunlarla ilgili pek çok bilgilendirme yaptık.
Ankara Sağlık Meslek Örgütleri Platformu kuruldu 14. Dönemde.
Aslında daha önceden Emek Platformu adı altında pek çok meslek
örgütünün bir arada olduğu bir platformun içinde yer almıştık, ama sağlık
meslek örgütleri olarak ilk defa bir araya geldik ve bu platform sayesinde,
özellikle Tabip Odasıyla çok fazla ortak çalışmamız oldu.
Bu dönemde sürekli bir mevzuat değişiklikleri yüzünden ve ister
istemez bu sağlık sisteminin gittiği yer itibarıyla çok değişik, şimdiye kadar
alışık olmadığımız ortaklıklar, şirketleşmeler git gide artmaya başladı.
Bunlarla ilgili çok sayıda bilgilendirme yaptık.
Burada, özellikle Karşıyaka Semt Polikliniğine açtığımız davada
biliyorsunuz çok fazla sorun oluşturmuştu bize ve bizim için çok önemliydi,
bununla ilgili çok önemli bir gelişme yaşadık.
Sağlık-Net’le ilgili çok fazla sıkıntı oldu.
Bu dönemde zaten ülkenin genelinde çok hızla dönüşen bir hukuksal
değişiklik, sistem değişikliğine yönelik çok fazla mevzuat değişiklikleri,
yönetmelik değişiklikleri, yasal değişikliklerle karşı karşıya kaldığımız için
açıkçası zor bir dönem geçirdik. Bunlarla ilgili de genel anlamda Ankara
Dişhekimleri Odasının hukuksal ve etik açıdan mesleğimiz adına tüm
doğrularımızı savunmaya çalıştık. Bunlarla ilgili her seferinde sizleri de
bilgilendirdik.
Aynı şekilde, burada yine hastaların bilgilerinin paylaşılmasıyla ilgili
bir imza kampanyamız olmuştu, çoğunuz imzalamıştınız.
Evet, bunlar genel olarak bilgilendirmelerimiz: Özellikle Tam Gün
konusunda çok çalışma yaptık.
6
Türk Dişhekimleri Birliğinin eylem ve etkinliklerine de tabii ki en büyük
odalarından biri olarak sürekli katılımda bulunduk.
Bu arada, bilmiyorum söylememin sakıncası var mı ama Türk
Dişhekimleri Birliğinde yazın olarak destek açısından en fazla desteği
veren Oda biziz.
Bunlar katıldığımız etkinlikler: Meslek Sorunları Sempozyumu, Türk
Dişhekimleri Birliği 6. Ulusal Öğrenci Kongresi, Türk Dişhekimleri Birliği
Öğrenci
Kolu
Ulusal
Sempozyumu,
Türkiye
Büyük
Millet
Meclisi
Komisyonuna sunum yapılması, Sağlığı Gelişen Okullar Projesi için Yenilik
ve Ahmet Andiçen İlköğretim okullarındaki görevlerimiz…
Sağlık Bakanı Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası toplantısına
katılmıştı, onunla ilgili toplantıya katıldık, ondan önce Genel Kurula katıldık.
Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 3. Ulusal Kongresi’ne destek verdik.
14. Dünya Sterilizasyon Kongresi,
8. Ulusal Sterilizasyon-Dezenfeksiyon Kongresi,
Sağlık Çalışanlarının tekrar 4. Ulusal Sağlık Kongresi,
Türk Dişhekimleri Birliği Öğrenci Kolu 6. Olağan Genel Kurulu,
Türk Dişhekimleri Birliği 8. Ulusal Öğrenci Kongresi,
Burada da Türk Dişhekimleri Birliği komisyonlarında çalışan Odamız
adına meslektaşlarımız var, onlara da tekrar buradan teşekkürlerimizi
sunuyoruz.
Üyelerimize verilen hizmetleri de başlıklar hâlinde özetlemeye
çalıştım.
Mesleki ve hukuki destek verdik,
Türk Dişhekimleri Birliği Ferdi Kaza Sigortası Anlaşması yaptık.
Ortak sağlık güvenlik birimi, biliyorsunuz yine bu son dönemde
karşımıza çıkan bir iş sağlığı güvenliği konusu var. Bununla ilgili bu
birimlerden teklifleri güvenilir ve kurallara uygun firmaların tekliflerini
üyelerimize duyurduk.
7
Değişik sektörden firmalarla üyelerimize özel indirim anlaşmaları
yapıp bunları duyurduk.
Perşembe
seminerlerimizi,
sempozyumlarımız,
kongrelerimiz,
söyleşilerimiz düzenlendi.
Hafta sonu cumartesi günleri dahil olmak üzere, Oda Merkezimiz
üyelerimize hizmet verdi.
Hasta Onam Formu ve Çocuk Erişkin Hasta Bilgilendirme kitapçıkları
yayına sunuldu. Bunu daha sonra tekrar konuşacağız.
Kurumsal ilişkilerimiz devam etti; onları da tek tek söylemiyorum.
Temsilcilerimize aslında çok önem veriyoruz, çünkü çok özverili
çalışıyorlar. Mümkün olduğunca onlarla birlikte olmaya, birlikte toplantılar
yapmaya çalıştık. Kastamonu ve Çankırı ziyaretlerimiz gerçekleşti, bir
kokteylimiz gerçekleşti, sonra da bir kahvaltı toplantımız gerçekleşti;
sorunları konuştuğumuz ve neler yapabileceğimizi konuştuğumuz.
Fiziki altyapı çalışmalarımız, Oda komisyon ve toplantı odaların
çehresi yenilendi.
Alarm güvenlik sistemimiz devam ediyor.
Ses kayıt sistemimiz devam ediyor.
Elektronik arşiv tarama sistemimiz devam ediyor; bunlara zaten daha
önceden başlanmıştı.
Kütüphane kurmaya çalıştık. Aslında buradan yine tekrar bir destek,
belki çok dijital bir ortam, çok sanal bir ortamda yaşıyoruz artık ama kitap
kitaptır diyoruz ve buradan tekrar da bir duyuru yapmış olalım.
Uzaktan erişimin sağlanmasını da etkili iletişim ortamlarımızla
sağladık. Bunlar yine dergilerimiz, klinik bilimler ve aktüel dergilerimiz.
Web sitemiz yenilendi.
Yeni
bir
mail
grubu
kurduk
ama
mail’lerini
takip
etmeyen
meslektaşlarımız için bu dönem özellikle SMS trafiğini, telefonla mesaja
ağırlık verdik.
8
Üyelerimiz
için
hasta-hekim
sözleşmesini
aydınlatılmış
onam
içerecek biçimde yenileyerek bastırdık.
Üye kayıtlarımızı güncelledik. Bu, aslında çok basit bir cümleymiş gibi
duruyor burada ama bizim çok vaktimizi alan bir konuydu bu. Tek tek tüm
üyelerimiz arandı. Takdir edersiniz ki, üyeler tek bir telefonda hemen cevap
vermediler, hasta bakıyorlar, meşguller, bazı üyelerimiz 5-6 kereden fazla
arandı. Tek tek bu kayıtları güncelledik.
Bu arada, Oda üyeliğinin devam ettiğinden haberi olmayan
üyelerimiz bile ortaya çıktı açıkçası, başka illere gidip bunu bildirmeyen
üyelerimiz, çok sayıda olmasa da o kayıtlarımız yenilendi.
Sosyal alanlara girdik biz de; facebook’ta “ADO Basın-Yayın” adı
altında ve bir grubumuz var, Ankara Dişhekimleri Odası olarak. Twitter’de
de yine Ankara Dişhekimleri Odasının sayfası var.
Bu basın açıklamaları ve duyurularımız zaten bütün önemli günlerde
duyuruları yapıyoruz. Onun dışında, sağlık çalışanlarına yönelik şiddette
torba yasayla ilgili, normal rutin şeyler dışındakileri sayıyorum. Emekçi
Demokrasi Güçlerinde, Ortak Birey Çağrısı’nda.
Onun dışında, son dönemde yine “Berkinler Yitmesin” gibi daha farklı
konularda da basın açıklamalarımız oldu.
Hukuki mücadelemiz son derece çok büyük bir hızla devam ediyor.
Dişhekimlerinin mesleki haklarıyla ilgili davalar. Aslında bunları şöyle
konu başlıkları yaptık:
Açılan ve devam eden davalar. Bunlar, dişhekimlerinin mesleki
haklarıyla ilgili davalar.
Dişhekimlerinin bağımsız çalışma alanlarını daraltan hizmet satın
alma ve taşeron işçiliğine yönelik davalar,
Disiplin cezalarıyla ilgili dava ve hukuki girişimlerimiz,
Oda tüzel kişiliğiyle ilgili hukuki girişimler,
9
Bir de hukuksal görüş yazıları, sözleşme inceleme ve düzenlemeler
hakkında bilgilendirmeler yaptı Hukuk Büromuz.
Bunun dışında da, son dönemde yine biliyorsunuz aidatlarını
ödemeyen üyelerle ilgili icra başlatmıştık, o icra dosyalarının takibi ve
işlemleri yapılıyor.
Bilimsel etkinlikler: Göreve başlar başlamaz Türk Dişhekimleri Birliği
19. Ulusal Dişhekimliği Kongresi gibi çok büyük bir organizasyonla görevi
teslim aldık.
22
Kasımda
Sağlıkta
Dönüşüm
Uygulamalarının
Mesleki
Geleceğimize Yansımaları Paneli,
2012’de ve 2013’te 2 kere Ilgaz Sempozyumu gerçekleştirdik. Bu
Ilgaz Sempozyumu, aslında demin bahsettim, Kastamonu ve Çankırı
temsilcilerini ziyaretimizde ortaya çıktı. Onlarla biz her seferinde daha çok
bir araya gelmek istiyorduk ama bunu bir türlü başaramıyorduk. Orada bir
sempozyum gerçekleştirerek, daha böyle bir ortak noktada, acaba
meslektaşlarımızla daha fazla bir arada olabilir miyiz düşüncesiyle ortaya
çıktı ve her ikisi de çok başarılı bir şekilde, çok keyifli bir şekilde geçti.
Bahar sempozyumlarımız geleneksel olarak devam etti iki yılda.
Sağlık Hukuku Komisyonumuzun çalışmasıyla 1. Dişhekimliği
Hukuku Sempozyumu gerçekleşti. Bu da, çok ilgi gördü.
Burada söylemeden edemeyeceğim, tabii böyle gelenekselleşmiş bir
EXPO Dental’imiz var biliyorsunuz, onu burada göremiyorsunuz. Çünkü ilk
yıl TDB 19. Uluslararası Dişhekimliği Kongresi’nden çıkmıştık ve takvim
uygun olmadı. İkinci yıl tekrar, bu sefer koskoca bir FDI Kongresi oldu
ülkemizde. Dolayısıyla meslektaşlarımızla yaptığımız görüşmeler ve
firmalarla yaptığımız görüşmelerde takvim açısından çok fazla katılım
olamayacağını düşündüğümüz için EXPO Dental’leri bu iki dönem
yapamadık. Ama gelenekselleşmiş bir sempozyumumuz olduğu için
umarım bir dahaki yıllarda bu devam edecek.
10
Perşembe seminerlerimiz çok fazlaydı, hatta bazı perşembelerimiz
boş olmadığı için bir perşembeye iki konu birden koymak zorunda kaldık.
Komisyonlarımız mevzuat gereği oluşan komisyonlar dışında bu
dönem kendi Yönetim Kurulumuzun kararıyla belli komisyonlar kuruldu.
Ben açıkçası onlardan bahsetmek istiyorum.
Biri 3224 sayılı Kanun’la ilgili kurulan Komisyon. Demin Oda
Başkanımız bahsetti, bu dönemde delege sayılarıyla ilgili bir değişiklik
yapılacağı için 3224’ün revizyonuyla ilgili ve hani bir konu gündeme gelince
biz bununla ilgili hazırlıklı olalım istedik ve bu Komisyon çok güzel bir
şekilde çalıştı. Türk Dişhekimleri Birliği’ne gerekli yerlere iletilmesiyle ilgili
raporunu sundu.
Onam Komisyonu aynı şekilde çok güzel çalıştı. Aydınlatılmış Onam
hepinizin zaten eline geçti, ileride bir daha bahsedeceğim.
Öğrenci Komisyonumuz çok çok güzel çalışıyor.
Özlük Hakları Komisyonu sorunları çok farklı olduğu için iki ayrı
komisyonda değerlendirdik. Biri Serbest Dişhekimleri Komisyonu, biri de
Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu olarak. O yüzden o ikisi farklı
gelebilir size.
Tabii, farklı olan bir de Sağlık Hukuku Komisyonu.
Bunlar Komisyonda görev alan meslektaşlarımız… Hepsine tekrar
tekrar sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyoruz.
Basın-Yayın Komisyonu çalışmalarını hepimiz takip ediyoruz, Klinik
Bilimler Dergisi, zaten TÜBİTAK’ın Türk Tıp Dizininde yer alıyor.
Aktüel Dergi’miz devam ediyor.
Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Komisyonu, burada söylemeden
edemeyeceğim, burada tabii TADS Komisyon üyeleri ve TDB Eğitmen
Dişhekimi Sertifikalı meslektaşlarımız ve Öğrenci Koluyla birlikte çalışıyor
TADS Komisyonu.
Çeşitli okullarda verdiği eğitimler…
11
Eğitim
Komisyonu,
tüm
Perşembe
seminerlerimizin,
tüm
sempozyumlarımızın bilimsel kısımlarını organize etti, tüm kurslarımızı
organize etti.
Sosyal Komisyonumuz çok uzun süredir sosyal konularda bir kopuş
vardı meslektaşlarımız arasında. Bununla ilgili bu dönem çok hızlıca bir
giriş yaptı ve çalıştı.
Masa Tenisi Takımı kuruldu. Hatta Türkiye çapında çok önemli
başarılara imza attı.
Doğa Yürüyüşü Topluluğu kuruldu, Genel Sekreterliği bıraktıktan
sonra umarım katılabileceğim buradan.
Türk Halk Müziği Korosu kuruldu. Kendi çabalarıyla kayıt bile yaptılar;
web sayfamızda duruyor, dinlemenizi çok isterim.
Tiyatro etkinlikleri yapıldı, fotoğraf yarışması düzenlendi.
Kütüphaneden bahsetmiştim.
Geleneksel hâle gelmiş Tenis Turnuvamız yapıldı.
22 Kasım Dişhekimliği Balosu gerçekleştirildi.
Öykü Yarışması düzenledik, sonuçları Mayıs ayının başında
açıklanacak.
Çeşitli konser duyuruları ve Ağaç Dikme Şenliği gerçekleştirildi.
Sağlık Hukuku Komisyonunun gerçekleştirdiği 1. Dişhekimliği Hukuku
Sempozyumu alanında çok başarılı ve hayata farklı pencerelerden bakan
hem meslektaşlarımız hem hukuk insanlarıyla çok güzel çıktıları olan bir
sempozyum oldu. Zaten kitabı da basıldı, sizler de gördünüz belki. Bununla
ilgili çok yeterli sayıda basamadık ama Odamızdan ulaşabilirsiniz.
Serbest Dişhekimleri Komisyonu, serbest dişhekimlerinin ve aynı
şekilde Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu, kamuda çalışan
dişhekimlerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini Yönetim Kurulumuza
ilettiler. Bunlarla ilgili çalışmalar yaptık.
3224’ten bahsetmiştim.
12
Onam Komisyonundan tekrar bahsedeyim: Burada oluşturulmuş
aydınlatılmış Onam formunun yanında, özellikle Hacettepe Üniversitesi
Dişhekimliği Fakültesine teşekkür etmek istiyoruz. Çünkü onların yaptığı
bilgilendirme
kitapçıklarından
faydalandık,
kendi
bilgilendirme
kitapçıklarımızı oluştururken.
Öğrenci Kolu çok çalışıyor, her türlü konuda çok çalışıyor. Bizler için
çok fazla umut yaratıyorlar.
Disiplin Kurulunu –bir hata yapmamak için- buradan okumak
istiyorum:
Odamızca soruşturma nedeniyle açılan dosya sayısı 192’dir. 73’ü
Yönetim Kurulu tarafından “Soruşturmaya Gerek Olmadığı”na karar
verilerek kapanmıştır. 14. Dönemde de Disiplin Kuruluna sevk edilen 62
dosya için 7 toplantı yapılmış olup 62 karar alınmıştır.
Toplam hasta şikâyetleri: 95
SABİM şikâyeti: 10
Yönetimde soruşturması devam eden: 2
Yönetim tarafından kapatılan: 8
Şahıs şikâyetleri toplam: 85
Yönetimde soruşturması devam eden: 21
Yönetim tarafından kapatılan: 43
Disiplinde sonuçlanan: 21
Muhtelif şikâyetler var aynı şekilde, 97 adet.
Yönetimde soruşturması devam eden: 25
Yönetim tarafından kapatılan: 30
Disiplinde soruşturması devam eden: 3
Disiplinde sonuçlanan: 39
Bu
arada,
disiplin
dosyalarımızın
soruşturmalarını
yürüten
soruşturmacılarımıza da tekrar sizlerin huzurunda 14. Dönem Yönetim
Kurulu olarak çok teşekkür ediyoruz.
13
Çok hızlı geçtim biliyorum ama eğer konuşmak istediğiniz bir konu
varsa öyle konuşalım diye ve öğleden sonraya yetişelim diye… (Alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Genel Sekreter Helin Hanım’a çok teşekkür
ediyoruz.
Bu arada, Ankara Dişhekimleri Odası’nın –geçmiş dönem diyeceğimYönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarıma ve tüm aktivistlerine, iki yılda bu
kadar yoğun çalışmalarından ve bu kadar başarılı çalışmalarından dolayı
sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Sayın Onursal Başkanımız Orhan Özkan Bey, hoş geldiniz efendim…
ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN – Hoş bulduk…
(Alkışlar)
BAŞKAN – Şimdi gündemimizin 4. maddesine geçiyoruz.
GÜNDEM MADDESİ 4: Sayman Raporu’nun ve gelecek dönem
bütçesinin okunması.
BAŞKAN – Buyurun.
Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Değerli Onursal Başkanımız,
Sayın Divan Başkanım ve Divan üyelerimiz ve değerli meslektaşlarımız;
eğer Divan Başkanımız da izin verirse ben ana başlıklar üzerinden
gideceğim.
ADO BAŞKANI DR. A.R. İLKER CEBECİ – Estağfurullah.
Ben de aslında onu önerecektim hem meslektaşlarımızın daha fazla
vaktini almadan hem de fazla rakamlarla oynamadan sonuçlardan
giderseniz kısaca iyi olur.
Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Teşekkür ederim.
31 Aralık 2012 tarihli ayrıntılı bilançomuz:
Bu dönemdeki aktif varlıklarımız:
Dönem varlıklar toplamı: 545.723,67 lira
Duran varlıklar toplamı: 251.948,43 lira
14
Aktif varlıkların toplamı: 797.672,10 lira.
Yine bu dönemde pasif kaynaklarımız:
Kısa vadeli yabancı kaynaklarımız toplamları: 269.728,31 lira,
Öz kaynaklarımız toplamı: 527,089,79 lira
Pasif kaynaklar toplamı: 797.672,10 lira
31 Aralık 2013 tarihli ayrıntılı bilançomuza baktığımızda:
Aktif varlıklarımızda dönen varlıklar toplamı: 391.416,04 lira.
Duran varlıklar toplamı: 251.948,43 lira.
Aktif varlıkların toplamı: 643.364,47 lira.
31 Aralık 2013 tarihli ayrıntılı bilançoya baktığımızda:
Pasif kaynaklar:
Kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamı: 250.157,65 lira.
Öz kaynaklar toplamı: 393.206,82 lira.
Pasif kaynaklar toplamı: 643.364,47 lira.
31 Mart 2014 tarihli ayrıntı bilançoda ise:
Dönen varlıklar toplamı: 766.952,71 lira.
Duran varlıklar toplamı: 251.948,43 lira.
Aktif varlıklar toplamı: 1.018.901,14 lira.
31 Mart 2014 tarihli ayrıntılı bilançoda ise:
Kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamı: 368.742,94 lira.
Öz kaynaklar toplamı: 650.158,20 lira.
Pasif kaynaklar toplamı: 1.018.901,14 lira.
8 Mart 2012-31-Aralık 2012 tarihleri arasında gelir-gider tablomuza
baktığımızda:
Giderler toplamı: 543.607,14 lira.
Gelirler toplamı: 590.691,40 lira.
Edinilen kâr: 47.354,26 lira.
1 Ocak 2013-31 Aralık 2013 tarihleri arasındaki gelir-gider tablomuza
baktığımızda:
15
Giderler toplamı: 700.128,29 lira.
Gelirler toplamı: 565.495,32 lira.
Zarar: 134.682,97 lira.
1 Ocak 2014-31 Mart 2014 tarihleri arasındaki gelir-gider tablomuza
baktığımızda:
Toplam giderler: 135.743,03 lira.
Gelirler: 392.694,41 lira.
Edilen kâr: 256.951,38 lira.
Bu verilerden yola çıkarak 2014 ve 2015 için bir tahmini bütçe
oluşturmaya çalıştık.
1 Ocak ve 31 Aralık 2014 tarihleri arasındaki tahmini bütçemiz:
Gelirler: 588.402 lira umuyoruz.
Gider olarak da: 579,545 lira tahmin ediyoruz. Buradaki tahmin
ettiğimiz kâr miktarı ise: 8.857 lira.
1 Ocak 2015 ve 31 Aralık 2015 tarihleri arasındaki tahmini bütçemiz
ise:
Gelirler: 617.827 lira.
Giderler: 608.602 lirayı umuyoruz.
Tahmin ettiğimiz kâr miktarı ise: 9.225 lira.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Sayman, o 2013’teki görünen zararı açıklayabilir
misiniz bize, ne olabilir sebepleri?
Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Aslında orada detaylı
bakıldığında, personel giderlerine bakıldığında, diğer iki yıla göre fazla bir
personel gideri olduğu görülecektir. Bizim dönemimizde, gerek Yasemin
Abla gerekse Nuran Abla her ikisine biz tazminat ödedik. Nuran Abla
hâlihazırda işine devam ediyor ancak tekrar kendisine ikinci bir tazminat
ödenmeyecek. Bu iki tazminatı zaten alt alta topladığımızda 95 bin liralık
bir tazminat bedeli var. Yani edilen zarar, aslında 134 bin değil, 95 lirayı
16
çıktığımızda, 40 bin liralık bir zarar bu dönem ortalama bir değer olarak
karşımıza çıkıyor. Yani o aradaki fark tamamen personellerimize verilen
tazminatın buraya yansımasıdır; kıdem tazminatı.
ADO BAŞKANI DR. A.R. İLKER CEBECİ – Sene sonundan sene
başına kayan Kongrenin erken ödemeleri vardı herhalde, bunları da zarara
katıyorsunuz?
Dt. ALPER ALKAN (ADO Saymanı) – Evet, maalesef, sonraki
tabloda zaten kâr olarak karşımıza çıkıyor.
Başka sorusu olan arkadaşımız var mı?
Peki, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.
Sevgili Genel Kurul üyeleri, Denetleme Kurulu Raporu’na geçmeden
önce Genel Kurulumuza gelen iki mesaj var, okutuyorum:
“Sayın Meslektaşım,
Odanızın 15. Olağan Genel Kuruluna dair nazik davetinize teşekkür
ederim.
Yoğun gündemim nedeniyle aranızda olamayacağımı üzülerek
belirtirken Genel Kurul sonrası alınacak kararlar ve yeni yapılanmayla
başarılarınızın devamını diler, selam ve saygılarımı sunarım. İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt.”
BAŞKAN – Diğer telgraf, TDB Başkanımız Profesör Doktor Taner
Yücel’in, okutuyorum:
“Değerli Başkan,
Çoğulcu demokrasilerde yürütme ve yasama yargının yanı sıra,
basın ile meslek odaları ve birlikleri çoğulcu demokrasilerin vazgeçilmez
unsurlarıdır. Bu nedenle çok önemli olan genel kurullarımızı Türk
Dişhekimleri Birliğinin kurumsal vizyonunu daha üst noktalara taşıyacak,
dinamik ve üretken kılacak önemli platformlar olarak görmekteyiz.
17
Toplantılarda alınacak kararlar mesleki politikalarımızı yönlendirecek,
dayanışma yeteneğimizi artıracaktır.
Gönüllülük temelinde meslek odalarında görev yapma arzusu,
beraberinde meslek adına bir özveriyle günlük yaşamımızın doğal bir
parçası hâline getirmektedir.
Bu duygularla Oda organlarında günümüze kadar çalışmış, emek
vermiş başta siz değerli Başkan olmak üzere, tüm meslektaşlarıma
teşekkürlerimi sunarken, Genel Kurulunuza katılanlara iyi dilek ve
selamlarımı gönderiyorum.
Prof. Dr. Taner Yücel”
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
GÜNDEM MADDESİ 5: Denetleme Kurulu Raporu’nun okunması.
Dt. ADNAN UZLUER (ADO Denetleme Kurulu Başkanı) – Hepinize
günaydınlar.
Sayın Divan, Sayın Onursal Başkanım, sevgili meslektaşlarım,
hocalarım ve sevgili konuklar; 19.4.2012-31.3.2014 tarihleri arasını
kapsayan 14. Dönem içinde Denetleme Kurulumuz düzenli ve periyodik
olarak idari yönden 4 kez, mali yönden 5 kez gerekli denetimlerini
yapmıştır.
Bu denetim raporları Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kuruluna
sunulduğu gibi, dönem sonunda ADO web sayfasında da yayınlanmıştır.
Kurulumuz 8.4.2014 tarihinde yapılan son Denetleme Kurulu
toplantısında Ankara Dişhekimleri Odası 15. Genel Kuruluna sunulmak
üzere bu raporu düzenlemiştir.
1-Kayıt ve defterler: Yönetim Kurulu Karar Defteri incelemesinde 14.
Dönemde ADO Yönetim Kuruluna seçilen üyeler 18.4.2012 tarihindeki ilk
toplantısında
İlker
Cebeci’yi
Başkanlığa
yapmışlardır.
18
seçerek
görev
dağılımı
ADO Yönetim Kurulunun dönem boyunca düzenli olarak olağan ve
olağanüstü toplandığı, 8.4.2014 tarihi itibarıyla 86 toplantı gerçekleştirerek
1.803 karar aldığı tespit edilmiştir.
Gelen-giden evrak defterleri, TDB, resmî kurumlar, İl Sağlık
Müdürlüğü, fakülteler, diğer meslek odaları ve üyelerle yazışmalar ile
disiplin dosyalarının günlük ve yeterli bir şekilde işlendiği saptanmıştır. Bu
süre zarfında Odaya 3.743 adet evrak girişi olmuş, 3.852 adet evrak da
Odadan çıkmıştır.
Mali durum incelemesinde:
Kasa Defteri incelemesinde, kasa limitlerine uyulduğu saptanmıştır.
Odanın TDB’ye olan mali yükümlülüklerini yerine getirdikleri tespit
edilmiştir, Odanın vergi ve sigorta prim borcu bulunmadığı saptanmıştır.
Kasa Defteri, Çek Defteri, Yevmiye, Kebir, Envanter defterleri ile
banka kayıtları ve posta çeki hesabı kayıtlarının birbirleriyle uygunluğu
gözlenmiştir.
ADO’nun 14. Döneminde bütün harcamalarının ve gelir-gider
belgelerinin, kanunen tutulması zorunlu olan defterlere zamanında tam ve
eksiksiz olarak işlendiği Kurulumuzca tespit edilmiştir.
En son denetleme yaptığımız 31.3.2014 tarihi itibarıyla banka
hesaplarında Ankara Dişhekimleri Odası Personel Kıdem Tazminatları
dâhil olmak üzere, 261.236,47 TL bakiye tutulduğu görülmüştür.
Sonuç olarak, Ankara Dişhekimleri Odasının 14. Döneminde
muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, düzenli ve tiziz bir şekilde tutulduğu
ve yürütüldüğü saptanmıştır.
Bu nedenle başarılı ve özverili çalışmaları için başta Yönetim Kurulu
olmak üzere, ADO çalışanlarına değerli katkılarından dolayı teşekkür
ederiz. Genel Kurula da 15. Dönem çalışmalarında başarılar dileriz.
Teşekkürler.”
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
19
Sayın Genel Kurul, gündemimizin 6. maddesine geçiyoruz.
GÜNDEM MADDESİ 6: Raporlar üzerinde görüşmeler ve ibraları.
BAŞKAN – Raporlar üzerinde söz almak isteyen arkadaşımız var mı?
ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN – Sayın Divan
Başkanı,
değerli
meslektaşlarım;
hepinizi
sevgi
ve
saygılarımla
selamlıyorum.
Yıllar öncesi önümde EXPO Dental dosyasıyla geldim, anılarımı
tazelemek için.
Yönetim Kurulu raporu üzerinde konuşulur, rapor üzerinde lehinde
konuşanlar
vardır,
aleyhinde
konuşanlar
vardır.
Ben
üzerinde
konuşacağım, ancak 1.850 üyesi olan Ankara Dişhekimleri Odasını eski
günleri hatırlayarak genel kurullarındaki katılımla bugünkü katılımı bundan
evvelki yıllarda da olduğu gibi, sayısının azlığını büyük üzüntüyle
karşılıyorum.
Büyük
mücadeleler
verilerek
bu
Oda
kuruldu.
Kanun'un
çıkarılmasında çok büyük sıkıntılar çıkarıldı. Çalışmaları sırasında
dişhekimlerini birçok bakımlardan faaliyet raporları getirildiği zamanlar
bugüne kadar olan yönetim kurulları hepsi büyük ilgi göstermişlerdir, büyük
gayretler göstermişlerdir şimdiki Yönetimde olduğu gibi. Bütün arkadaşlara,
şimdikiler de dahil çalışmalarından dolayı teşekkür ederim.
Dişhekimliği mesleği toplumsal bir meslektir, ancak anladığım,
gördüğüm kadarıyla her geçen gün, her geçen yıllar dişhekimliği mesleği
mensupları toplumsal olmaktan çıkmışlar, bireyselliğe dönüşmüşler.
Buradaki raporlarda Disiplin Kuruluna sevk edilenlerin sayısını
görünce üzüldüm mesleğimiz bakımından. Geçmişte disiplin kurullarına bu
kadar çok dişhekimi gitmiyordu. Tamamen menfaate dönen bir şey olmuş.
Öyle bireysellik olmuş ki, kendi üyesi oldukları Odamızın toplantılarına
bakın, gelmiyorlar. Eskiden bakıyorum, görev almak arzusuyla isteyen
arkadaşlar vardı, burada listeler vardı. Hani o listeler? Yani Odadaki kendi
20
meslektaşlarının, mesleğin sorunları için, kendi bireysel değil, kendi
mesleğin sorunları için çözüm aramak, yeni çözümler getirmek isteyenler
yok mu? Bunun üzerinde durulması lazım.
Yönetim Kurulunda yeni görev alacak olan arkadaşlar işin şekli
sorunları çok değişmiş, bunun üzerinde dursunlar. Bu bireysellik,
toplumsallıktan uzaklaşma bizim çok aleyhimize olacaktır. Bu, 1.850 üyesi
olan dişhekimleri içinde, dişhekimlerinin hastaları arasında muhakkak
surette milletvekilleri var, sorumluluk taşıyan kimseler var, bakan veya
bakan yakınları var. Sorunlarımız Odanın dışında, sorunlarımıza bu
dişhekimi meslektaşlarımız, üyelerimiz, ilgili kimselerle sorunlarımız
konusunda
Odanın
politikası
istikametinde
niçin
ilgi
gösterip
desteklemiyorlar? Bir bakan veya milletvekili benim hastam olsa bana
geldiğinde -ağzı bana emanet zaten, o konuşamıyor- fırsat bu fırsattır deyip
konuşurum
ve
derim
ki:
Sayın
Bakanım,
Sayın
Milletvekilim,
dişhekimlerinin böyle böyle sorunları var. Bak geliyorsunuz, tedavi
oluyorsunuz, bizim gelir sorunumuz var, bizim kredi sorunumuz var. Ben bir
muayenehaneyi kaça mal ediyorum, nasıl açılıyor bu muayenehane. Sen
bu
muayenehanenin
ilgilenmiyorsunuz?
kaça
Niçin
çıktığını
biliyorsun,
hastalarınızı
kalkıp
niçin
bu
konularla
hastanelere
sevk
ediyorsunuz? Hastanelere sevk edilen hastalar dolayısıyla o hastalar hem
iş gücünden kaybediyorlar, dükkânını bırakıyor, işini bırakıyor gidiyor.
Maliye bakımından, vergi bakımından bir noksanlık oluyor. Hâlbuki hasta
en yakın bir muayenehaneye… Avrupa'da örnekleri var. Ben genel sağlık
sigortasının Beş Yıllık Planda, biliyorsunuz, Başkanıyım. Dünya Sağlık
Teşkilatının Danışmanı olarak dolaşmadığım Avrupa ülkesi kalmadı. Genel
Sağlık Sigortası örneğini Devlet Planlamaya getirdim ve Devlet Planlamada
kabul edildi bu. Ama gelen siyasi iktidarlar devletin Beş Yıllık Planını
uygulamıyorlar. Bunun uygulanmaması nedeniyle gördüğümüz zarar için
bize gelen resmî sıfatlı olan kimseler üzerinde etkili olmaya çalışmamız
21
lazım. Bilmem anlatabiliyor muyum? Derdi çeken sizlersiniz. Her gün
dişhekimi sayısı artıyor. Nüfus artıyor ama işler bu vaziyette azalmaya
gidiyor.
Bir de, bir kısım resmî kurumlar, hatta bazı üniversitelerimiz
belediyelerde yerler açtılar, oradaki meslektaşlarımıza yazık değil mi?
Üniversite
bizim
anamız,
doğurdukları
evlatlarına
sahip
çıkmak
durumundalar, üniversiteler bu işlere niye girdiler? Dekanlar niçin susarlar?
Yalnız mücadeleyi biz mi yapacağız? Mezun ettiğimiz çocuklarımızın
sorunları var. YÖK Yasası’nda da bununla ilgili hüküm de vardır. Vaktinizi
fazla almak istemiyorum.
Buraya gelen sizlere bu gayreti göstermenizden dolayı çok çok
teşekkür ederim ama görev alma talebinde yeni çözümler getirmek
durumunda olmayan, buna ilgi göstermeyen meslektaşlarıma da maalesef
üzüntülerimi bildiriyorum.
Hepinizi
sevgi
ve
saygılarımla
selamlıyorum.
Allah
hepinizin
yardımcısı olsun. (Alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Orhan Özkan’a teşekkür ediyoruz.
Sevgili Kemal Taş, buyurun.
Dt. KEMAL TAŞ – Sayın Divan, Onursal Başkanım, geçmiş dönem
TDB başkanlarım, sevgili meslektaşlar; hepinize Genel Kurula katıldığınız
için teşekkür ederim.
Öncelikle, iki yıl çok özveriyle çalışan geçmiş dönem Yönetim
Kuruluna ve delegasyonuna ve bütün organlara teşekkür ediyorum.
Benim üzüldüğüm bir nokta, 2013 bütçesinde 90 küsur bin liralık
zarar olarak gösterilmesi bence yanlış geliyor. Niye yanlış geldiğini ifade
edeyim: Tazminatlardan dolayı eksi bakiye gözüktüğünü söylediler. Böyle
bir bütçe olması lazım. Çalışanlarımızın özlük haklarıyla ilgili hususların
mutlaka ayrı bir bütçede olması lazım. Ben geçmişte de saymanlık
yaptığım için bu tazminattan dolayı çok zor durumda kalan, TDB’den para
22
isteyen odalar geldi. Siz bütçelerinizi yaparken çalışanlarınızın haklarının
ayrı yerde tutulduğu bir bütçe oluşturmanız gerekiyor. Muhasebeden
mutlaka bunu ayırın ve o para onların hakkı. Her sene fonlanacak, bir
sonraki seçimlere, dönemlere aktarılacak. Eğer böyle yapmazsanız bir
dahaki dönemlerde çalışanlarınıza ödeyeceğiniz tazminatlar sizi daha zor
durumda bırakır, bütçeler daha kötü vaziyetler alır. Bunun mutlaka önlemini
şimdiden alın ve mutlak ve mutlak surette çalışanlarınıza ayrı bir fon
oluşturun kazandıkları haklarla ilgili.
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.
Buyurun Sayın Kürüm.
Dt. METİN KÜRÜM – Sayın Başkan, bir söz verirseniz bu
konuşmaların özetini yapacağım. Müsaadenizle konuşmak istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
Dt. METİN KÜRÜM – Sayın Başkanlık Divanı üyeleri ve sayın
meslektaşlarım;
herkes
doğruları
söylüyor
fakat
bir
doğruyu
unutuyorsunuz. O da, bütün Türkiye'nin düşman olduğu tek meslek vardır,
hekimlik. Bütün Türkiye hekimlerin bir gözü kör edilsin diye kanun çıksa,
hiç kimse itiraz etmez. Böyle garip bir ortamda yaşıyoruz.
Çoğunuz 40 yıl evvel hekim değildiniz, 40 yıl evvel asgari geçim
indirimi yükseltildi “Hekimler hariç” diye çıktı. Sabancı ile Koç dahil ama
hekimler hariç. Anayasa Mahkemesi’nden iptal ettirerek maaşlarımızı 1520 lira fazla aldık.
Şimdi, bu ortamda çalışma faaliyetlerimiz ne olursa olsun, vakıa ki bu
iş hükümetlere, parlamentolara giderse orada kalır.
Size bir anımı daha anlatacağım. Bundan 40 yıl evvel Maliye
Bakanlığı yapan Sümer Oral benim yurttan oda arkadaşımdı. O sırada
bizim fakültelerimiz fazla hastadan şikayetçiydiler. O zaman bu diş tedavi
merkezleri filan yok. Onlar diyorlardı ki: “Biz rapor verelim, hastalar serbest
23
meslek arkadaşlarımıza gitsinler.” Ben de bu dileği Sümer Oral’a aktardım,
o da dedi ki: “Dekanları alın gelin.” O zaman bütçe Gelirler Genel Müdürü.
Aldım üç dekanı gittim, bizi bir yardımcısıyla bir odaya koydu, anlattılar
dekan ağabeylerimiz. O da dedi ki: “Mümkün değil” Biz “Niye, hayrola?”
dedik, dedi ki: “Türkiye Cumhuriyeti bütçesi bu işi serbest bırakırsak,
herkes istediği hekime gitsin dersek –o zamanlar da altın köprüler
yapıyoruz, onu da belirteyim- bunun altından kalkamayız” Ve çıktık, olay
kapandı.
Yani şunu bilmiş olun ki, herkes doğrudur, kişisel mücadelesini
yürütmek zorundadır; fakültede olan fakültede, muayene sahibi olan
muayenehanesinde. 50 yıllık muayenehanemi geçen yıl kapattım, çünkü
Allah’ın günü, yok İl Sağlık Örgütü, yok Maliyeci, yok bilmem ne… Geliyor
odam “Vay şurası temiz değil” diye rapor tutuyor. “Vay kapılar 1.20 metre
olacakmış…” Milletin binasını yıkacağız, kapıları 1.20 metre yapacağız!
Böyle saçma sapan şeylerden dolayı bıktım ve 50 yıllık muayenehanemi
geçen yıl kapattım arkadaşlar.
Onun için, elinizden geldiği kadar sadece kendinizi kurtarmaya bakın.
Hepinizin gözlerinden öperim. Hoşçakalın. (Alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Başkan, buyurun efendim.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Teşekkürler.
Kemal Ağabeyin sonuç olarak eleştirisini zamanında biz de haklı
bulduğumuz için ve hani bunun yönetimlerin üzerinde bir yük gibi kalmasını
istemediğimiz için, yaklaşık iki senedir zaten ayrı bir hesap açtırdık. Bu
kıdem tazminatlarıyla ilgili ödentileri her ay düzenli bir şekilde oraya
yatırıyoruz ama genel bütçenin içinden sonuç olarak bu para oraya ayrıca
yatırıldığı için, genel bütçeye baktığınız zaman oraya aktarılan ve oradan
çıkan para bir zarar gibi görülüyor. Tabii ki aslında bu zarar değil. Ben de
tabii Sevgili Saymanımıza o zararla ilgili soruyu sorma nedenim o idi,
aslında bu reel bir zarar değil, tabii ki çalışanlarımızın yıllardır elde ettikleri
24
hakların bir şekilde yansıtılmasıydı. O da bizim döneme denk geldi, zarar
gibi görünüyor. Sadece onu vurgulamak istedim. Bu noktada eleştirisi çok
doğru; evet, ayrı hesaplarda mutlaka o kıdem tazminatlarının biriktirilmesi
gerekiyor. Biz de onu düzenli olarak yapıyoruz bu dönem.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Raporlar üzerinde başka konuşmak isteyen meslektaşımız var mı?
Yok.
Konuşan meslektaşlarıma teşekkürler.
Evet, Çalışma Raporu’nun ibrasını kabul edenler… Etmeyenler… Oy
birliğiyle kabul edilmiştir.
Sayman Raporu’nun ibrasını kabul edenler… Etmeyenler… Oy
birliğiyle kabul edilmiştir.
Denetleme Kurulu Raporu’nu kabul edenler… Etmeyenler… Oy
birliğiyle kabul edilmiştir.
Raporların tümünü kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul
edilmiştir.
Teşekkür ediyoruz sevgili arkadaşlar… (Alkışlar)
Şimdi gündemin 7. maddesine geçiyoruz.
GÜNDEM MADDESİ 7: Oda için gerekli taşınmazların alınıp
satılabilmesi için Yönetim Kuruluna yetki verilmesi.
BAŞKAN – Yönetim Kuruluna yetki verilmesini kabul edenler…
Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Şimdi gündemin 8. maddesine geçiyoruz.
GÜNDEM MADDESİ 8: Genel Kurulda karara bağlanacak öneriler.
BAŞKAN – Elimizde birkaç tane önerge var, onun dışında önergesi
olan arkadaşımız varsa lütfen Divana ulaştırsın.
Şimdi önergeleri tek tek okutup oylarınıza sunacağım.
Önergeyi okutuyorum:
25
“Ankara Dişhekimleri Odası sosyal tesis, lokal oluşturulması için
gerekli fizibilite çalışmasının yapılması için Yönetim Kurulu tarafından bir
çalışma grubu oluşturulmasını öneriyoruz.
Alper Alkan
Kemal Taş”
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz almak isteyen?
Buyurun Sayın Başkan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım,
değerli meslektaşlarım; Odamızın üyelerinin bir arada olması için çeşitli
bahaneler yaratmaya çalışıyorduk. Bu bahanelerin bir kısmı eğitimlerdi bir
kısmı da sosyal etkinliklerdi.
Bunun dışında da, bir arada olabilmek için bir başka ortam daha
yaratalım diye düşünüldü. Bu ortam da “Lokal tarzında bir yer olsun, işte
dişhekimi arkadaşlarımız sevdikleriyle gidip oturabilecekleri bir yer olsun.
Bunu da bir şekilde biz yürütelim” diye. Bununla ilgili tabii sonuç olarak her
şey önce herhalde düşünmekle başlıyor. Bir görevlendirme yaparak
bununla ilgili bir çalışma yapılmasını, eğer bu çalışmanın göstergeleri
bunun olabileceğini işaret ediyorsa da bunun hayata geçirilmesini
düşündük. Burada da, eğer hani Genel Kurulda da bu yaklaşım mantıklı
geldiyse hiç olmazsa Genel Kuruldan da bu konuda bir destek almış olalım
istendi. Sanıyorum Kemal Bey’le Alper Bey de onun için o önergeyi
hazırladılar Yönetim Kurulunda konuşulanlardan yola çıkarak.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Özkan.
ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN - Geçmişte, galiba
1992-1993 yıllarında yani benim Başkanlık zamanımda lokali biz açtık,
lokalimiz vardı fakat maalesef genel kurullara gelmeyen arkadaşlarımız
lokallere dahi gelmediler. Sonuçta zarar ettik. Açıkça söyleyeyim, yanlış
yapmışız. Onun için, böyle bir şeyi denemeye kalkmasınlar Yönetim
Kurulu, bir de onun açığı çıkmasın karşımıza. Ben bu bakımdan ilgili
26
önergedeki arkadaşlarıma bu geçmişi hatırlatarak önergelerini geri
almalarını rica ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Fehmi Karataş, buyurun.
Dt. FEHMİ KARATAŞ - Öncelikle selamlarımı sunuyorum.
Lokal veya bu tür etkinliklerin gerçekten faydası olacaktır. Çünkü
bizler iki yılda bir ancak bu şekilde bir araya gelebiliyoruz. Belki lokal veya
benzeri ortamlar olursa katılımı daha da artırabileceğini düşünüyorum. Bu
bağlamda, mesela sanatsal etkinlikler de burada yapılabilir. Yani lokal
olarak değil de, lokalin beraberinde belli günlerde mesela, işte türkülü,
şarkılı veya dişhekimleri tiyatrosu gibi etkinlikler de yapılabilir. Hani benim
önerim, buna bağlı olarak, dişhekimleri tiyatrosu kurulmalı. Önergeme bunu
ilave ederseniz sevinirim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Buyurun Sayın Yakar.
Dt. ALİ YAKAR – Önergenin özelliği, önümüzdeki Yönetim Kuruluna
görev olarak tevdi etmesidir. Bunu gerçekleştiremediği zaman bunun
sorumluluğunu bir sonraki Genel Kurula vermek zorundadır hukuken.
Olmasını arzu ettiğimiz, bir şekilde gerçekleştirilirse mutlu olacağımız şeyin
dilek ve temenni olarak sunulmasında yarar var. Önerge olarak verildiği
zaman eğer bu Genel Kurul bir şekilde bir sonraki Yönetim Kuruluna lokal
açması için çaba göstermesini desteklemesi başka şeydir, buna görev
olarak yüklemesi başka bir şeydir.
BAŞKAN – Sayın Ali Yakar, yalnız çalışma grubu kurulması için
önerge verildi, lokal kurulması için değil.
Başka söz isteyen?
Buyurun Sayın Uzluer.
Dt. ADNAN UZLUER – Lokalle ilgili olarak Sayın Onursal
Başkanımdan farklı olarak ben de bir şeyler söylemek istiyorum.
27
Bu
projenin
geliştirilmesi
konusunda
Yönetim
Kurulundaki
arkadaşlardan İlker Cebeci ile diğer üyelerle bir arada konuştuğumuz
zaman bunun hayata geçirilebileceğini ben açıkçası düşündüm ve hâlâ da
düşünüyorum. Gerçekten de ihtiyacımız var, çünkü malum genelde iki yılda
bir, üç beş, altı ayda bir sempozyumlarda, panellerde ve az sayıda kişiyle
bu katılımı sağlayabiliyoruz. Bunlar da maksimum 200-300 kişi. Perşembe
toplantılarında 50-60 kişiyle bir araya gelinebiliyor ama böyle bir lokal
oluşturulursa daha çok kişinin daha sık bir araya gelebileceğini
düşünüyorum. Bunun olabilirliğini de şöyle düşündüm: Malum, işte ODTÜ
Vişnelik Tesisleri var, bunlar tabii büyük yatırımlar. Bu yatırımları hayata
geçirme… 1.700 kişinin üyesi olduğu Ankara Dişhekimleri Odasının
üstesinden gelebileceği bir şey değil kuşkusuz ama bunun hakkıyla
mutlaka olabilecektir.
ODTÜ Vişnelik Tesisleri mevcut üyelerinden, mezunlarından 1.000
dolar katkı payı almak suretiyle orayı yaptı ve destek alarak kuşkusuz ve
şu anda başarılı bir yönetim sergiliyorlar. Benzer odalarda da TED’de,
Eczacılar Birliği’nde de aynı çalışma var. Bu yönde bir çalışma yapılabilirse
başarıya ulaşabileceğini düşünüyorum. Ama bu tabii bir fizibiliteyi
gerektiriyor. Bunun için yeni dönemdeki Yönetim Kurulunun bu yönde bir
çalışma yapması yararlı olacaktır diye düşünüyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Buyurun Sayın Özkan.
ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN - Adnan arkadaşıma
teşekkür ederim.
Demokrasinin gereği olarak Onursal Başkanıyla aynı şekilde
düşünmedi. Ancak bir şey söyleyeyim, kusura bakmayın: Şimdi, eskiden
kulaklık dahi yoktu, şimdi iki tane kulaklık birden var, sekreter hanımın,
biraz da hanım olarak yavaş sesle okuduğundan ben yanlış anlamıştım.
Onun için, mikrofonu Sayın Başkan Nezih Bey’i gayet net anladım, sizin
28
sözünüzü yanlış anladığım için aleyhte konuştum, anlatabildim mi? Onun
için, tekrar düzelteyim, aleyhinde değilim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Ankara Dişhekimleri Odası sosyal tesis, lokal oluşturulması için
gerekli fizibilite çalışmasının yapılması için Yönetim Kurulu tarafından bir
çalışma grubu oluşturulması önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
“Vefat eden üyelerimiz için gazetelerde ilan verilmesi.”
Önerge sahibi: Cem Baykan.
BAŞKAN – Sayın Cem Baykan önergesi hakkında konuşmak istiyor,
buyurun efendim.
Dt. CEM BAYKAN – Efendim, hepinize iyi günler. Hoş geldiniz.
Eskiden Odamız kurulduğu zaman mali yönden zayıftı, çok fazla da
üyemiz yoktu. Fakat şimdi artık Odamızda 1.800 üyemiz var ve Odamızın
mali durumu oldukça da iyi.
Bakıyoruz gazetelerde, ölen tabiplerin yahut da Baroyla ilgili
avukatların ilanları var ve burada yalnız onların da değil, derneklerin, Türk
Ortopedi Derneğinin ölen üyesinin ilanı var. Aynı zamanda Üroloji
Derneğinin ölen üyesinin ilanı var. Niye bir Ankara Dişhekimleri Odasının
bir üyesi vefat ettiği zaman ufak bir ilan Odamız veremesin? Bunu ben
önemli olarak kayda geçmesini ve bu önergemin kabul edilmesini rica
ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Baykan.
Bu önerge üzerinde konuşmak isteyen var mı?
Buyurun Sayın Başkan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Destekliyorum.
29
BAŞKAN – Teşekkürler.
Peki, vefat eden üyelerimiz için uygun görülen gazeteye Ankara
Dişhekimleri Odasının ilan vermesini kabul edenler… Etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Teşekkür ederiz efendim.
Diğer önergeyi okutuyorum:
“Kamuda çalışan dişhekimlerinin Oda faaliyetlerine katılımının ve
üyeliklerinin artırılması için Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu
tarafından çalışma raporu hazırlanması ve sonuçlarının bir sonraki Genel
Kurulda sunulmasını öneriyoruz.
Serdar Sütcü
Neslihan Sevim”
BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili arkadaşlar,
buradaki sebep şuydu bu maddeyi arkadaşlarımızla tartışırken: Ankara
Dişhekimleri
Odası’nın
demografik
yapısı
çok
farklı.
İstanbul’la
kıyaslıyorum, çünkü bizi kıyaslayabileceğimiz yer İstanbul sonuç olarak
Türkiye'de oda büyüklüğü açısından bakınca.
Ankara Dişhekimleri Odası’nın 1.850 civarında üyesi var, bu zaman
zaman 2.000’e çıkıyor, zaman zaman 2.000’in altına düşüyor. Bu atamalar
zamanında biraz değişiyor, mezuniyet sonrası dönemlerde biraz artıyor
gibi.
Bunların 1.600’ü serbest çalışan dişhekimi üyelerimizin, 200
civarındaki grup da kamuda çalışanlar. Ankara Dişhekimleri Odası belki
dünyanın
hiçbir
yerinde
olmayan
bir
demografiye
sahip.
Ankara
Dişhekimleri Odasının bölgesinde 1.740 civarında kamuda görevlendirilmiş
dişhekimi var yani sayısı serbest dişhekimlerinden fazla şu anda Ankara'da
çalışan, kamuda çalışan hekimler. Şimdi, bu noktada Ankara Dişhekimleri
Odası’nın gerçekten temsili adil olarak aktarabilmesi için gerçekten bütün
sorunlara doğru dürüst hâkim olabilmesi için kamudaki gücünü mutlaka
30
artırması lazım. Bu arada biz Ankara Dişhekimleri Odası olarak kamuyla
ilgili çalışmaları da çok yoğun yürütüyoruz, üye sayımızın az olmasına
rağmen. Tabii ki yapacağız. Sonuç olarak, dişhekimleri olarak sadece
serbest dişhekimleri odası değilsiniz. Ama üyemiz çok olursa gücümüz de
çok artacak diye düşünüyorum.
En son yazmıştım, işte birim performansla ilgili bir dava açmıştık,
kazandık. Bunda sonra idare öyle kafasına göre istediği gibi performans
ayarlamaları yapamayacak mesela. Bu çalışma aslında bütün Türkiye'de
de yankı buldu, bütün odalara gönderdik, Türk Dişhekimleri Birliği’ne
gönderdik bunu. Böyle bir çalışmanın muhatabı olan Ankara Dişhekimleri
Odası’nın kamudan da üyelerinin çok olması lazım. Bununla ilgili bir
dokunuş sağlamak için bir çalışma grubunun sadece bu konuyla ciddi
olarak ilgilenmesi gerekiyor. Yani kamudaki arkadaşlarımıza Odanın
varlığının aslında neler ifade ettiğini, nelerle uğraşıldığını ciddi olarak
anlatacak ve onları da içimize alıp kuvvetimizi artıracak bir çalışma
yapacak bir grup oluşturmak şart diye düşünüyoruz.
Teşekkür ederiz.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Onur Şengün.
Dt. ONUR ŞENGÜN – Önergenin içerisindeki bir cümle beni şüpheye
düşürdü: Bir sonraki Genel Kurula rapor mu isteyecek önümüzdeki
Yönetim Kurulu yoksa…
Benim önerim şöyle bir şey olabilir: Altı ay bir çalışma yürütmesi, altı
ay sonra Yönetim Kuruluna bir rapor vererek onu yönlendirmesi daha iyi
olur. İki sene boşa geçmiş olur yoksa.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şöyle: Yanlış
anlaşılmış olabilir. Çalışma raporu hazırlansın, sonra da bu çalışma raporu
uygulandıktan sonraki sonuçlar bir sonraki Yönetim Kurulunda ifade edilsin.
Dt. ONUR ŞENGÜN – Tamam, yani Yönetim Kurulunda bir çalışma
yapılsın.
31
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Tabii ki, tabii ki.
BAŞKAN – Pardon, o zaman “Genel Kurul” kelimesi kalkıyor
buradan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – “Genel Kurula da”,
hani bu çalışmaların tümü… Altı ay sonra bir rapor geldi. Biz sonra
kamuyla ilgili çalışmaları o rapora göre başlattık. Bunun sonuçları ne oldu,
istatistikler ne kadar değişti, bir sonraki Genel Kurula da bu aktarılsın.
BAŞKAN – Sayın Murat Akkaya, buyurun efendim.
Dt. MURAT AKKAYA – İsim bana da biraz karışık geldi, uzun geldi.
“Kamuda çalışan dişhekimlerinin Oda üyeliklerinin artırılması için
çalışma yapılması” desek daha net olabilir mi?
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Olur, bir çalışma grubu
oluşturup… Yani orada düzeltilebilir, daha anlaşılır bir hâle getirilir.
BAŞKAN – Hocam, bir daha tekrarlar mısınız lütfen önerinizi?
Dt. MURAT AKKAYA – “Kamuda çalışan dişhekimlerinin Oda
üyeliklerinin artırılmasına” ya da “Odaya üye olmaları için çalışma
yapılmasına…”
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.
Buyurun Sayın Baykan.
Dt. CEM BAYKAN – Efendim, kamuda çalışan arkadaşlarımız…
Odanın asli vazifesi serbest dişhekimlerinin hak ve hukukunu korumaktır
bana göre. Çünkü yaşama problemi vardır. Kamudaki meslektaşlarımız çok
güzel verilerle çalışabilmektedirler ve iyi de ücretler alabilmektedirler. Ama
hakikaten
özel
meslektaşlarımız
olarak
çok
zor
çalışan,
dışarıda
durumdadırlar.
Bir
muayenehanesi
de
kamuda
olan
çalışan
meslektaşlarımızın bir sendika durumu vardır, biliyorsunuz onu. Bunlar
genel olarak sendikaya bağlıdırlar yani Odaya değil, esas olarak sendikaya
bağlıdırlar. Bu durumda, bence Odanın 1600 üyesinin de serbest meslek
olduğunu düşünerek, Odanın serbest meslek faaliyetlerinde bulunan
32
dişhekimleri için daha büyük çalışma yapması yönünde gayretlerde
bulunmasını istiyorum.
Bakın, bir baroları düşünün; barolar avukatlarla ilgili bütün problemleri
çözerler. Hâkimlerle ilgili bir problem katiyen baroları ilgilendirmez, onlar
hakkında düşüncelerini ifade edebilirler. Onun için, Odanın biraz daha
serbest ağırlıklı olmasını temenni ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Yalnız, Türk Tabipler Birliği’nin yoğun olarak kamuda üyeleri var ama
serbest üyeleri için de çalışmalar yapıyorlar.
Buyurun Sayın Başkan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Burada tabii, Cem
Ağabey’e katılıyoruz tabii ki, serbest dişhekimlerinin gönüllülükle içinde
olduğu bir örgütüz gibi görünüyor ama aslında ne yazık ki zorunlulukla
içinde oldukları görüntüsü var şimdilik. Ben mesela, bazen de anlamsız
düşünüyoruz ama keşke aslında tüm üyelikler gönüllükle olsa ve
gönüllülerin gücüyle belli bir noktaya gelinse çok daha kuvvetli olacak.
Tabip Odasının kuvveti, Nezih Ağabey’in dediği gibi, gönüllülükten
geliyor. Çünkü Tabip Odasının yüzde 90 civarında üyesi –Ankara Tabip
Odasının 14 bin üyesi var- kamudan ve hiçbir zorunlulukları da yok üye
olmakla ilgili ve hakikaten duruşlarını görüyorsunuz, nasıl sağlam
durduklarını. Bizim sorunlarımızı serbest dişhekimlerinin sorunlarını
yaratan kamu Cem Ağabey. Çünkü kamu bu kadar şuursuz bir ağız diş
sağlığı hizmeti verdiği zaman biz serbest dişhekimleri zaten Ankara'da
mahkûmuz kötü olmaya. Ama kamudaki üyelerimiz bizimle olursa bir
hareketimizle yeri geldiğinde, kamudaki sevgili arkadaşlarımızı hekimliğin
gereklerini yapma konusunda güçlendirebilirsek, yüreklendirebilirsek o
zaman otomatikman aslında serbest dişhekimliği de gelişecek. Şimdi
kamuda kriterler var, işte günde birim olarak 15-20 birimlik iş yapmak gibi.
Bunları dayatabilsek, kamudaki arkadaşlarımız bu konuda bize güç verse.
33
Aslında serbest dişhekimlerine de bunun çok katkısı olacak. O nedenle,
yine sonuç olarak hepimizin davasına çalışmak sanki daha güçlü
duruşumuzu sağlayacak diye düşünüyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Dt. CEM BAYKAN - Mahkemeye katılan her avukat kamuda da
çalışsa Baroya üye olmak zorunda.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Hasar.
Dt. BURAK HASAR – Herkese tekrar günaydın diyorum.
Ben Ankara'da çalışan dişhekimlerinin serbest ya da kamu şeklinde
ayrılmasının çok anlamlı olduğunu düşünmeyenlerdenim. Şu an Ankara
Dişhekimleri Odasının çalışmaları ve faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu
kamuyla ilgili hadiseler depolamıştır. Dolayısıyla Ankara Dişhekimleri
Odasının selameti kamudadır. Şu an tek kanatlı bir kuş gibi uçmaya
çalışan bir Oda şeklindeyiz. İki sene önce de bunu ben dile getirmiştim. Bu
önümüzdeki iki sene içerisinde Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim
Kurulunun
en
büyük
faaliyetinin
kamuda
çalışan
dişhekimleri
arkadaşlarımızın yanımıza çekilmesidir.
Saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Karataş.
Dt. FEHMİ KARATAŞ – Gerçekten eskiden biz bu ayrımı yapıyorduk
yani serbest dişhekimleri, kamu dişhekimleri falan diye. Şimdi gördük ki,
Oda serbest dişhekimlerine kaldı, daha da dibe gittik. Demek ki hakikaten
biraz da özeleştiri yapmak gerekiyorsa, biraz da eksik olmuş oluyor. Benim
önerim veya edindiğim tecrübeler, arkadaşlarımdan geri dönüşümler yani
kamu dişhekimleri yani serbest olup da kamuya geçtiğinde ilk işi Odadan
ayrılmak oluyor. Hani ben gerçekçi olarak yaşadıklarımdan söylüyorum belki tersi de oluyordur- ilk işi aidatını ödememek ve Odadan ayrılmak.
Dolayısıyla bir tepki var. Hani biz desek ki “Size bedava, hiç para
34
vermeyin” gelip Odaya üye olmayabilirler. Yani bu kadar açık, net
konuşuyorum.
Önerim şu: Serbest dişhekimlerinin zaten bir sıkıntısı yok, örgütleri
var, örgütlülerin de durumu burada, bunu sorguluyoruz. Ama kamu
dişhekimleri kendi içinde örgütlenebilir, 10 bin dişhekiminden bahsediyoruz.
Bunlara en azından şimdilik Kamu Dişhekimleri Derneği bazında, atıyorum,
başlanabilir. Sonra onların içerisinde kanunların izin verdiği ölçüde oda
benzeri örgütlenebilir. Bu, öğretim üyeleri ile öğrencilerin de kendi içlerinde
bir örgütlenmeleri olabilir. Çünkü benzer sorunları ve çözüm önerileri
oluyor. Yani kamuya serbest iken sanki çalışma içindeymiş gibi oluyor ama
aslında değil, ortak masa toplantımızda menfaatlerimiz ortak ama bunu
oturup konuşma ortamımız olmuyor.
Önerim: Dediğim gibi, öğretim üyeleri ve öğrencileri kendi içerisinde
bir dernek tarzı örgütlenme, kamu dişhekimlerine en azından kanunların,
mevzuatın önerdiği şekilde örgütlenmeleri, dernek kurmaları, daha sonra
üst bir birlik şeklinde işte dişhekimleri, serbest dişhekimleri, kamu ve
öğretim üyeleri şeklinde üst bir birlik, belki bir federasyon tarzında –ki,
esnaf odalarında bu var- bir örgütlenmenin daha da gerçekçi olacağını
düşünüyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Buyurun Sayın Yakar.
Dt. ALİ YAKAR – Sayın Fehmi Karataş’ın bu görüşüne şiddetle karşı
çıkıyorum. Bu kadar bölünmüşlükten sonra bugünkü yönetim anlayışının
dişhekimlerini oda, sivil toplum ve bu tür şeylerden uzaklaştırmasına bir
şekilde
payanda
olacaktır.
Bu
konunun
çok
ciddi
ve
dikkatli
tartışılmasından yanayım. Bu, bir şekilde ileride bizim gibi kamu kurumu
niteliğindeki sivil toplum ayaklarının bu ülkedeki demokrasi itirazlarının yok
edilmesi. Biz burada şu anda özel dişhekimlerinin ya da serbest
35
muayenehanesi olan dişhekimlerini temsil ederken bu kadar az arkadaş
olursa, bundan sonrasında hiç olmayacağız.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Buyurun Sayın Sevim.
Dt. NESLİHAN SEVİM – Önergenin altında da imzam vardı.
Aslında Ali Bey’le aynı şeyleri söyleyecektim ama öncesinde de söz
almıştım, Fehmi Bey’in görüşüne katılmıyorum. Mutlaka iyi niyetle böyle bir
öneride bulunuyorsunuz ama biz Dişhekimleri Odası olarak hem serbest
dişhekimlerinin hem de kamuda çalışan meslektaşlarımızın temsilcisiyiz.
Geçmiş dönemde de Serbest Dişhekimleri Komisyonundaydık, serbest
çalışan dişhekimi arkadaşlarımızla belli bir sayıda toplantı yaptık, hepimiz
beraberdik. Ama biz kamuda çalışan dişhekimi arkadaşlarımızın da
sorunlarının farkındayız, mutlaka onlar da bizim sorunlarımızın farkında.
Zaten birlik, beraberlik mesajları vermeye çalışıyoruz, beraber olmak
istiyoruz ve açıkçası, kamuda çalışan arkadaşlarımızın sorunlarıyla
mücadele ederken, onların sesi olmaya çalışırken bazen yanımda hiç
kamuda çalışan bir arkadaşımı görmeyince, bazen garip bir hisse
kapılıyorum. Yani kimin için, neden, nasıl diye. Dolayısıyla ben isterim ki
kamuda çalışan arkadaşlarımız da bizlerin sorunlarının farkına varsın, hep
beraber olalım. Yani sorunlarını bize getirsinler demeyeyim, Odada temsil
edebilsinler. Hep birlikte bir meslek örgütünün üyesi olarak temsil
edebilsinler ve beraber mücadele edelim. Sayımızın artmasının her yönde,
her anlamda çok daha iyi olacağını düşünüyorum.
Bu önergeye en çok destek vermek isteyen, çeşitli hastanelerde
çalışan arkadaşlarımızın olacağını ve bire bir çalışma yapacağımızı
düşünüyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.
36
Arkadaşlar, bu önerge hakkında yeterince konuşuldu sanıyorum.
Zaten komisyon veya çalışma grubu kurulduktan sonra o zaman daha çok
enine boyuna tartışırız gibi düşünüyorum.
Başkanım kısa bir şey söylemek istiyor.
Buyurun Sayın Başkan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şöyle: Bunun menfi
sonuçlarını yaşadık, ayrı olmanın. Neredeyse uzmanlık biçiminde yaşadık.
Bana göre bu bilinçsiz değil, Sağlık Bakanlığı çok güzel bir top attı ortaya,
“Dördünüz
uzmansınız,
üçünüz
değilsiniz”
ondan
sonra
uzmanlık
dernekleri “Nasıl ben değilim?” diye başladılar çalışmaya. Herkes bilimsel
verilerle gittiler. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir Uzmanlık Yasası çıktı.
Uzmanlık dernekleri Türk Dişhekimleri Birliği çatısı altında olmadığı için
çıktı. Yani onlar kendilerini, ne yazık ki biraz dişhekimliğinden ayrıştırdıkları
için çıktı. Yani bunun olumsuz sonuçları var önümüzde yaşanmış. Onun
için, aman dikkat diyorum, başka da bir şey demiyorum.
Dt. FEHMİ KARATAŞ – Başkanım, yanlış anlaşılmış, bir açıklık
getirebilir miyim?
Zaten biz de aynı şeyi konuşuyoruz aslında da, sadece…
BAŞKAN – Peki, buyurun.
Dt. FEHMİ KARATAŞ – Şimdi, çok özür diliyorum.
Ben, en çok birlikte olmayı savunan, hatta sosyal ağlarda falan da
“Türk Dişhekimleri Birliği” diye özellikle vurgulayan bir kişi olarak bunun
söylenmesine hakikaten üzüldüm. Çünkü ben diyorum ki: Tamam, hep
birlikte olalım ama olamıyoruz. Tamam, 25 senedir bu süreçteyiz ve gittikçe
kaybediyoruz. Kamu dişhekimleri odalardan ayrıldı, güç kaybettik, yani ben
diyorum ki güç kaybediyoruz, hiç kimse gelmiyor. Gelen de gidiyor. Siz ne
kadar yalvarsanız, “Gelin sizi bedava üye yapalım, aidat istemiyoruz”
Gelmiyorlar. Ben bunu diyorum. Keşke gelseler, hep beraber olalım,
37
buraları coşturalım. Ben buna itiraz etmiyorum ki, hatta savunuyorum,
beraber olalım diyorum ama olmuyor işte. Ben bunu vurguluyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Arkadaşlar, bu önerge herhalde yeteri kadar tartışıldı.
Bize verilen önergede “Kamuda Çalışan Dişhekimleri Komisyonu
çalışma raporu hazırlansın” denmişti. Ancak önerilerden ve tartışmalardan
daha doğru olacağını düşündüğüm başlığı oylatmak istiyorum.
Önerge üzerinde yapılan tartışmaların ışığında, bu öneriyi “Kamuda
çalışan dişhekimlerinin oda üyeliklerinin ve katılımlarının artırılması için
çalışma raporu hazırlanması ve sonuçlarının Genel Kurula sunulması…”
şeklinde düzelterek oylarınıza sunuyorum:
Bu önergeyi kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
“Ankara Dişhekimleri Odası Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu
tarafından Türkiye'deki erken çocukluk dönemi çürüklerinin önlenmesi
amaçlı bir projenin hazırlanmasını, uygulamaya konmasını ve Komisyon
çalışmalarının raporlanarak bir sonraki Genel Kurulda sunulmasını
öneriyoruz.
Fatih Özyürük
Murat Çağlar”
BAŞKAN - Bu raporun Genel Kurula mı, yoksa Yönetim Kuruluna mı
sunulması gerekiyor?
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım,
şöyle: Orda hep yanlış anlaşılma oluyor cümleden. Hani bütün çalışma
sonuçlandıktan ya da bir yol alındıktan sonra, iki sene sonra da “Ya, buna
başlayamadık” Rapor da hazırlanması, yani öyle kendi kendine kalmasın
bir kenarda çalışma.
BAŞKAN - Ne düşünülüyor, nasıl bir şey düşünülüyor, bir açıklama
alabilir miyiz?
38
Dt. NİL ALTAY – Ben önerge sahibi değilim, ama bu konuda söz
almak isterim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay.
Dt. NİL ALTAY - Herkese iyi günler.
Sayın Başkan, bütün meslektaşlarıma iyi günler diliyorum.
Bu öneri tabii bire bir beni de ilgilendirdiği için açıklama yapmak
istedim. Bu erken çocukluk çağı çürükleri maalesef, daha doğrusu eski
terimiyle biberon çürükleri, ama sadece biberonla oluşmadığı için artık
terimi değiştirdiler, çok önemli bir problem. Bütün çalışmalarda, TDB’nin de
yaptığı çalışmalarda, bütün odaların yaptığı çalışmalarda, üniversitelerin
yaptığı çalışmalarda görüyoruz ki 6 yaş altındaki bütün çocuklarda çok
ciddi çürükler var. Ama dünya standartlarına baktığınız zaman, 6 yaş
altındaki çocuklarda bir tek çürük bile varsa “Erken Çocukluk Çağı Çürüğü”
deniyor ve yüksek risk grubu olarak değerlendiriliyor. O zaman Türkiye'de,
daha da daraltalım, Ankara'da çok ciddi problemin olduğunu görüyoruz.
Hepiniz gelen hastalarınızdan, çevrenizden bunu biliyorsunuz. Yapılan
bütün çalışmalar, TDB’nin de ön ayak olduğu çalışmalar, çeşitli derneklerin,
üniversitelerin çalışmalarında genellikle hep ilkokul çağına yönelik
çalışmalar yapılıyor. Ama biz ülkede çürüğü durdurmak istiyorsak, bence
doğumdan itibaren bunu durdurmamız gerekiyor. Bu önerge de bununla
ilgili verildi yani ilk diş çıktığı andan itibaren belli gruplardan, ama çok ciddi
istatistik çalışmalar yaparak, yani sonucunu değerlendirerek yapılması.
Bugüne kadar yapılan bütün çalışmalarda -ben çuvaldızı da kendi
branşıma batırarak söylüyorum- pek de ilerleme kaydedemedik, çok
düzgün çalışmalar çıkmadı. Yani bir yurt dışı çalışmalara benzeyen
çalışmalar görünmedi. Bu açıdan aslında Odaya bir yaptırım olsun diye bu
önerge verildi. Hakikaten ciddi bir çalışma yapılsın.
Benim hep şöyle bir önerim oldu arkadaşlarıma: Diyelim ki 2014
yılında doğmuş, ocaktan itibaren doğan çocukları hedef alarak bir çalışma
39
başlatılsın. Koruyucu program yapılsın. Çünkü mevcut çürükler zaten
tedavi edilmeye çalışılarak yapılıyor ama koruyucu bir program için aslında
başlamadan önlemeye çalışmak gerekiyor ve dişhekimliğinde de bu bir
hedeftir, FDI’ın hedefleri de vardır ve biz Türkiye olarak hiçbir zaman o
hedeflere ulaşamadık.
Çok üzülerek belirteyim, 50 sene önce yüzde 85 çürükten
bahsederken,
biz
hâlâ
taramalar
yaparak…
Niye
yapıldığını
da
anlamadığım taramalar, çünkü zaten mevcudu bin kere ortaya koyuyoruz,
yine yüzde 85 çürük var.
Peki, ne yaptık dişhekimleri olarak, öğretim üyeleri olarak, meslek
örgütleri olarak? Hiçbir şey. Ben rahmetle anıyorum, Engin Hoca’nın
yaptığı çalışmayla bugün benim yaptığım çalışma 50 sene farkla aynı
sonucu veriyorsa, dişhekimleri olarak, odalar olarak, meslek örgütleri
olarak, branşlar olarak hiçbir şey yapmadık demektir. Hâlâ yüzde 85
çürükten bahsediyoruz. Demek ki hiç ilerlemedik.
Onun için, ben bu önergeyi gönülden destekliyorum. Yönetimde
olmasam da zaten çalışmalarda arkadaşlarımı gönülden destekleyeceğim.
Bugün
doğan,
2014
doğumlu
çocuklarla
başlayan
bir
koruma
programıyla… Bunun iki yıllık sonuçları belki iki sene sonraki Genel
Kurulda, işte çocuklara bakılır, bu sene iki yaşında olan belli gruptaki
çocukların ağız diş sağlığı verileriyle karşılaştırılır, bu koruma programı iyi
oldu diye sonuçlanır ve devam eder. Böylece her iki yılda bir bu çocuklar 6
yaşına geldiğinde ne oldu? Yani biz çünkü süt dişlerinde sıfır çürük veya
çok az çürük elde edemediğimiz sürece daimi dişlenmede asla çürüksüz
bir ağza, en azından dünya standartlarına ulaşamayacağız. Mevcut
programları kınamıyorum, ama bir şey elde edemediğimizi de görmemiz
lazım diye düşünüyorum. Onun için, bu önerge için arkadaşlarıma teşekkür
ediyorum, her türlü desteğe de varım.
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
40
BAŞKAN – Buyurun Sayın Özkan.
ADO
ONURSAL
BAŞKANI
Dt.
ORHAN
ÖZKAN
-
Değerli
arkadaşlarım, bir bilgilendirme için söz aldım.
Görüşlere katılıyorum. 1974 yılında İzmir’de Dişhekimleri Cemiyetinin
Başkanı iken biz Türkiye çapında en büyük diş taramasını yaptık ve ondan
sonra Dünya Sağlık Teşkilatı beni eğitime tabi tutarak Toplum Sağlık
Eğitim Uzmanı diplomasını verdiler.
2000 yılında Malpraktis Kanunu hazırlanacağı zaman, kanun tasarısı
çalışılırken Dünya Sağlık Teşkilatından… Projelerde daima âdettir, devlet
bir proje verdiği zaman onu destekleyeceği için proje hakkında Dünya
Sağlık
Teşkilatı
da
görüş
bildirir.
Kurulan
komisyon
için
bunu
bildirdiklerinde diyorlar ki: “Toplum Sağlık Eğitim Uzmanı da kanunda
olması lazım. Eğer kendisi sağ ise biz buradan birini göndereceğimiz yerde
sizde bir eleman vardır, Orhan Özkan diye, çağırın..” Ben emekli olduğum
anda, 2000 yılında beni de o Komisyona aldılar. Komisyonda 1 Ağustos
1998’de Hasta Hakları Yönetmeliği yürürlüğe girmiş, 1 Kasım 1979’a kadar
yalnız Sağlık Bakanlığına, meslek odaları hariç, 2 bin doktor hakkında
şikâyet oldu. Bu şikâyetin neticesi her meslekle ilgili ayrı komisyonlar
kuruldu, çok azdı o zaman,17 taneydi ve toplantıya girildi. Toplantıda
kanun taslağını hazırlayanların, dikkat ettim, avukatlarla sigorta şirketlerinin
etkisi olmuş kanunda. Öyle ki, o komisyonlara gidip gelirken, arkadaşlar
Numune Hastanesinde “Ne oluyor, ne diyorlar?” dediklerinde, dedim ki:
“Bundan sonra hastaların başında hasta refakatçisinden evvel avukatları
göreceksiniz…”
Şimdi, oradaki hemşire hekimleri şikâyet etmesi üzerine dediler ki:
“Hekimlerde eğitim noksanlığı” Ben orada devreye girdim, dikkat ediniz,
dedim ki: “Hekimlerdeki eğitim noksanlığı olarak hekimleri suçlamayın.
Toplumda da sağlık eğitimi bakımından hekim noksanlığı var.” Bir
dişhekimine Dünya Sağlık Teşkilatının ölçümleri içinde bir uzman hekime
41
en çok 25 hasta düşer. Bir dişhekiminin de kamuda ancak 15 hasta
bakması lazım. Şimdi, bir dişhekimi hangi 15 hasta, 70-80 tane diş çekimi
yapıyor. Malpraktis sen suçu nasıl bize yüklersin, hekimlere. Halk da zaten
doğru dürüst bilgi vermiyor. Dedik ki: “Toplumda sağlık eğitim noksanlığı
var” Şimdi değindiğiniz çocukların meselesi dolayısıyla ele alınması lazım
gelen şey, toplumdaki sağlık eğitimi için yeni bir program açılması,
anaların, babaların eğitilmesi, çocukların… Çünkü ekonomik bakımdan da
bize büyük zarar oluyor devlet bütçesine. Böyle bir programın… Millî Eğitim
olmadık
şeylerde
toplantılar
yapacağına,
Kur’an
okutarak
ilkokul
çocuklarını alıp camilerde namaz kılmayı öğreteceğine, bunların üzerinde
dursun.
Önergeniz çok yerinde. Hakikaten artmış durumda ve bu aileye de
külfet yüklüyor dolayısıyla devlete de külfet yüklüyor. Onun için, ben
arkadaşımızın önergesini çok uygun buldum, destekliyorum ancak bu
hususun da çalışmalarda dikkate alınmasını rica ediyorum.
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özkan.
Arkadaşlar, bu önerge hakkında daha fazla konuşmaya bence gerek
yok, zamanı biraz daha iyi kullanmak açısından.
Yine
öneriler
doğrultusunda
başlığını
değiştirerek
oylarınıza
sunacağım.
Önergeyi son şekliyle okutup, oylarınıza sunacağım:
“Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu tarafından erken çocukluk
dönemi
çürüklerinin
önlenmesi
amaçlı
projenin
hazırlanmasını,
uygulanmasını ve sonuçlarının raporlanarak bir sonraki Genel Kurula
sunulmasını öneriyoruz.”
BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum, buyurun:
42
“Türkiye'nin ağız ve diş sağlığı politikasının oluşturulması ve Türk
Dişhekimleri Birliği çalışmalarına bu konuda fikrî destek sağlanması için
çalışacak
bir
komisyonun kurulmasını ve komisyon çalışmalarının
raporlanarak bir sonraki Genel Kurulda sunulmasını öneriyoruz.
Burak Yandımata ”
BAŞKAN – Bu önergeyi kabul edenler… Etmeyenler… Oy birliğiyle
kabul edilmiştir.
Bir başka önergeyi okutuyorum:
“Ankara'da sürekli artan kamunun ağız diş sağlığı hizmeti verme
kapasitesinin serbest dişhekimliği yapan meslektaşlarımızın hayatlarına
etkilerini araştıracak ve sorunlara çözüm önerileri üreterek gerekli
önermeleri ortaya koyacak bir çalışma yapılmasını öneriyoruz.
Sibel Kepez Ülkü
Alp Köfteci”
BAŞKAN – Bir başka önergeyi okutuyorum:
“Ankara'da mesleğini icra eden dişhekimlerinin özel sektörde iki ayrı
merkezde çalışabilmelerinin oylamaya sunulmasını saygılarımla arz
ederim.
Celal Şehlaver
Ödül Onur”
BAŞKAN – Söz isteyen?.. Buyurun Sayın Başkan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt.
A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım,
kıymetli meslektaşlarım; aslında, genel kurullar tabii en yüksek karar
organları ama kanunun tanıdığı bazı hakları genel kurullarda başka yerlere
vermek mümkün değil. Bu, kanunen, 3224 sayılı Yasayla 42. maddeyle
Yönetim Kuruluna tanınmış bir hak ama bununla beraber, ben Genel
Kurulda
bu
konunun
tartışılmasını
arzu
ediyordum.
Neden
arzu
ediyordum? Bununla ilgili talepler, bizim buna karşı düşüncelerimiz,
Yönetim Kurulu içinde bu konuyla ilgili destek verebilecek olan arkadaşların
konuşmaları… Çünkü Genel Kuruldaki bu tartışmalar sonuç olarak Yönetim
Kuruluna mutlaka rehber olacaktır ama yasal olarak böyle bir yasal
43
onaylama yapmak mümkün değil. Yani buradan bunu çıkartmak. Ama
tartışılması mutlaka yapılmalı ve buradaki dediğim gibi, genel kabul
mutlaka yansıyacaktır tabii Yönetim Kurullarına. Onu söylemek istedim, bir
yanlış anlaşma olmasın diye.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Buyurun Özkan Kalkan.
Dt. ÖZKAN KALKAN – Bu son derece başarılı geçen, çok düzeyli
Genel Kurul için tüm katılımcı meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.
Aslında
benim
de
bu
önergenin
konuşulmasını
sabırsızlıkla
bekliyordum, bir söz alabilmek için. Biliyorsunuz, 1.850 dişhekimi var
serbest olarak çalışan ve hızla açılan özel hastaneler var. Açılan bu özel
hastanelerde de bir kadro boşluğu var. 1.850 dişhekiminin hepsinin aynı
yetenekte, aynı kalibrasyonda olmadığı da mümkün, bunu da çok rahatlıkla
söyleyebiliriz. Bazı hekim arkadaşlar kendini implant konusunda, bazıları
protez konusunda, bazıları da tedaviler konusunda geliştirebiliyor.
Neticede, bir dişhekiminin başka bir yerde çalışması, o hekimin
özelliklerine göre de bir talep alabilir. Kamu bu kadar acımasızca bizim
sahamızın içine girmişken ve muayenehanelerde çalışma zorlukları
içerisindeyken birden fazla yerde çalışabilmenin de kanuni hakkı bize
tanınmışken, bunun hayata geçirilmesini doğru buluyorum, önerinin
tartışmaya açılmasından dolayı da Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim
Kuruluna teşekkür ediyorum.
Tabii ki bazı istismarlar var, evet, “Çantacı” diye tabir ettiğimiz birkaç
muayenehanede çalışarak bu işi istismar eden maalesef meslektaşlarımız
da var ama, hani suçun ferdiliği nasıl söz konusu ise, müracaatların da
ferdiliği, bireysel özgünlüğü aynı derecede söz konusu. Bu bir başka yerde
çalışma talebi, Oda Yönetimine geldiği zaman o kişi adına konuşulur ve
Yönetim Kurulu tarafından kararı verilir. Uygunluğu veya uygun olmadığı
tartışılır. Yani bir odanın böyle bir genel geçer bir bu işi bir paradigma
44
hâline getirmesine de karşıyım. Yani biz bundan sonra “Hiçbir kimseye
ikinci bir yerde çalışma izni vermeyeceğiz” deyip, bir de bunu deklere
etmeleri doğru değildir. Buna kesinlikle katılmıyorum. Hâlbuki her
müracaatı ayrı ayrı araştırıp her müracaatın samimiyetine ve ihtiyacına
göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Buyurun efendim.
Dt. CEM BAYKAN – Efendim, geçenlerde bir torba yasa çıktı, bu
yasaya göre hekimlerin -dişhekimleri de dahil, içinde- Sağlık Bakanlığından
veyahut da sağlık müdürlüklerinden izin almadan başka bir kurumda
çalışması katiyen yasak. Bu tespit edildiği takdirde 54 bin lira ceza ve üç
yıldan beş yıla kadar hapis cezaları öngörülmekte. Diş teknisyenlerine
verilen cezalarla daha da üst seviyede. Yani bir hekim, bir dişhekimi izinsiz
olarak başka bir muayenehanede veyahut da başka bir hastanede izinsiz
olarak çalıştığı ve yakalandığı takdirde bu kanun hükümlerine tabi.
Biliyoruz ki Ankara'da yüzlerce hekim “Torbacı” yahut da “Çantacı” diye
muayenehanelerde, sağlık kuruluşlarında inanılmaz bir şekilde çalışıyor ve
bunu Oda hiçbir şekilde kontrol edemiyor.
Ben branş hekimiyim, en az 100 tane ortodontist şu anda
üniversitelerde
veyahut
da
sağda
solda
muayenehanelerde
ve
hastanelerde izinsiz çalışıyor. Yine size şunu söyleyeyim: İzmir’deki bir
profesör Kayseri’ye ayda bir defa ortodonti hastalarını bakmak üzere
gidiyor. Böyle bir disiplinsiz teşkilat olamaz.
1219 numaralı Kanun’un 41. maddesi, bir hekimin iki yerde
muayenehane açmasına karşıdır. Ve bir dişhekimi gidip bir hastaneyle
anlaşıp hem muayenehanesi olup hem de oranın patronluğunu yapıp ve
çalıştırdığı elemanları da kaçak olarak çalıştırması da mümkün değildir.
45
Onun için, Odanın bu disiplini mutlaka kurması lazımdır. Aksi takdirde
1.850 üyesi olan hekimlerimizin sayısı gittikçe bölünecektir.
Bunu saygıyla arz ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Buyurun Sayın Çınar.
Dt. TUĞBA ÇINAR – Az önce konuşma yapan Beyefendinin adını
unuttum ama kendisine aynen katılıyorum, çünkü bence bu karar kişiye
özel olarak değerlendirilmeli. Örneğin, ben pedodontistim ve sadece çocuk
hasta bakıyorum ve çocuk hasta dışında büyük hasta bakmak kesinlikle
istemiyorum. Ama ben tek başıma bir muayenehane açtığım zaman, ben
bu muayenehaneyi çocuk hastayla çeviremeyeceğimi bildiğim için haliyle
isteyip birkaç yerde birden diplomamla yasal olarak çalışmam. Ama yasa
izin vermesine rağmen, Yasa Odaya bıraktığı için Oda bana izin vermiyor.
Yine az önceki Beyefendinin bahsettiği gibi, çantacı olarak çalışan
birçok asistan var ama, bunun nedeninin de yine Oda olduğunu
düşünüyorum. Çünkü eğer kişilere göre yani branşlara göre eğer izin
verirseniz buna, bu çantacılığın zaten ortadan kalkacağını düşünüyorum ve
bunu da çok rahatlıkla kontrol edebileceğimizi düşünüyorum. Dediğim gibi,
yine mesleklere ve branşlara göre ve kişiye göre değerlendirmeniz
gerektiğini düşünüyorum, çünkü zaten pedodontist sayısına baktığımız
zaman çok düşük bir sayıda yani sayımız zaten yeterli değil. Bu nedenle
ben bunun yolunun açılmasından yanayım. Ankara haricinde, işte İstanbul,
Eskişehir ve Konya gibi yerlerde, dişhekimleri odaları izin verirken
Ankara'nın neden vermediğini merak ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Süha Alpay, buyurun.
Dt. SÜHA ALPAY – Sayın Divan, değerli Genel Kurul üyeleri; bu son
beş altı yıldır yoğunlukla tartışılan bir konudur, dişhekimlerinin çeşitli
46
toplantılarında da tartışıldı ve geçmiş dönemlerde Dişhekimleri Birliğinde
konuyla ilgili komisyon başkanlığı yaptım.
Tabii bunun burada tartışılması iyi bir şey, yalnız Odanın yasayla
verilmiş olan bir görevi -42. maddeyi kastediyorum- Genel Kurul kararıyla
aşılması teknik olarak, hukuki olarak mümkün değil. Yani bu Genel Kurul
kararının bu şekilde oylanması ve kabul edilmesi hukuki karmaşa
yaratacaktır, tam olarak hukuki sonuçları ne olacaktır bilemiyorum, ama
aynı şekilde Yönetim Kurulunun yasa ile belirlenmiş bir görevinin Genel
Kurul kararıyla değiştirilmesi, başka deyişle Yasa’daki maddenin by-pass
edilmesi hukuken mümkün değildir. O açıdan, bu Genel Kurul kararının
kabul edilmemesi gerekiyor ama burada ifade edilen görüşler, düşünceler,
gerekçeler, meslektaşlarımızın özgün durumları ve buna bağlı olarak
Yönetim Kurulunun alacağı önümüzdeki dönem kararlar itibarıyla buradaki
tartışmalar yararlı olmuştur, düşünceler göz önüne alınmalıdır diyorum.
Ama önerge teknik olarak doğru bir önerge değil, kabul edilmemesi
gerekiyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkürler.
Buyurun Helin Hanım.
Dt. HELİN ARAS TEK (ADO Genel Sekreteri) – Biz, genel anlamda
Ankara Dişhekimleri Odası 14. Dönem Yönetim Kurulu olarak çeşitli
bilgilendirmeler yaparken prensip kararı olarak bunu açıklamıştık ama bir
açıklama gereği duydum.
Öncelikle madde 42’nin bir paragrafını okumak istiyorum: “Oda
yönetim kurulları ikinci görev konusunda başvuruları iş hacmi, ikinci
görevlerinin dişhekimleri arasında adil şekilde dağıtılması, hizmetin iyi
yapılması ve benzeri hususları da göz önünde bulundurarak inceler ve
gerekçeli olarak karara bağlar” diyor.
47
Şimdi biz, çok sayıda başvuru olunca “bir yerde hata mı yapıyoruz”
acaba diye düşünüp, bunu kendi içimizde çok fazla tartışmaya başladık ve
Odamızın yapısı –daha önce bahsedildi burada- üye sayıları ve çalıştıkları
yer anlamında Türkiye'deki hemen hemen hiçbir odayla uyuşmuyor. Çünkü
nüfus başına düşen dişhekimi oranı Ankara'da çok fazla. Kamuda çalışan
dişhekimi oranı çok fazla ve dolayısıyla burada hastaların hekime ulaşma
gibi bir -Mesela, burada gerekçeler sunmamız gerekiyor ya- sıkıntılarının
en az olduğu illerden birisi Ankara, hatta en az olduğu il diyebiliriz. Biz bu
kararı verirken verilen hizmetin gereklerini… Daha sonra, mesela bu izin
verdiğimiz yerlerde aslında tam tersi, ikinci yerde çalışmaya hatta bazen
yasal olmadan üçüncü yerde çalışan meslektaşlarımıza hastaların aslında
çok da rahat ulaşamadıklarını, bir karmaşaya yol açtıklarını ve bununla ilgili
çok sayıda şikâyetin Odaya ulaştığını gördük. Bu anlamda, hastanın
hekime ulaşması açısından çok bir faydası yok. Ankara'daki hekim sayısını
da gözeterek bunu söylüyoruz. Fakat yine de biz bu kararı alırken şöyle bir
şeyi de belirtmiştik: Bu ikinci iş yeri başvuruları genelde merkezî yerlerde,
hekimlerin çok sayıda olduğu yerlerde, ilçelerde veriliyor. Hekim sayımızın
az
olduğu
ilçelerde
bölgelerde
olduğu
zaman
bunu
tekrar
değerlendireceğimizi bildirmiştik. Yani “Böyle bir prensip kararı aldık, bunu
vermeyeceğiz” diye bir karar değildi bu. Yani tekrar biz her başvuruyu ayrı
ayrı kendi içimizde -14. Dönem Yönetim Kurulu olarak söylüyorum, bundan
sonraki yönetim kurulları da aynı şeyi yapacaktır- değerlendiriyor ve
tartışıyor. Yani biz önümüze gelen dilekçeyi “Hayır, biz buna karşıyız” deyip
bir kenara bırakmıyoruz. Gerekçelerimizi, sizlere daha önce duyurduk,
burada okumak istemiyorum, çünkü çok uzun. Bu gerekçeleri yerine
getirdiğini düşündüğümüz herhangi bir başvuru olsaydı biz buna izin
verecektik zaten. Bundan sonra olduğunda da eminim yani umarım, 15.
Dönem izin verecektir, böyle bir şey yok. Yani bu madde 42’nin Yönetim
Kuruluna verdiği yetkiyi Yönetim Kurulu kullanıyor. Dolayısıyla her başvuru
48
kendi içinde değerlendiriliyor. Yani burada bir yanlış anlaşılma olmuş gibi
algıladığım için bu açıklamayı gerek gördüğümü bildiriyorum ve açıkçası
şöyle bir şey var: Bizim için bütün dişhekimlerinin edinebildikleri bir işte
çalışma hakkını da korumak istiyoruz açıkçası.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Buyurun.
Dt. FATİH ÖZYÜRÜK – Şimdi, siz Odanın müsaadesinden
bahsettiniz. Bir de torba yasadan bahsedildi. Sağlık Bakanlığının çıkardığı
torba yasada ikinci görev yasağı mevzu bahis, bu konuda bir açıklama
yapar mısınız? Yani, sen izin versen dahi torba yasa bunu engellemeyecek
mi?
Dt. HELİN ARAS TEK (ADO Genel Sekreteri) – İkisi birbirinden biraz
farklı.
Dt. KEMAL TAŞ - İzin alındığı takdirde çalışabiliyor.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sayın Başkanım,
müsaade eder misiniz…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – İkisini karıştırmamakta
yarar var. Kamunun çalışma düzeni çeşitli yasalarla düzenleniyor yani
Memur Yasası’yla düzenleniyor, Üniversite Yasası’yla düzenleniyor, o ayrı
bir şey, ayrı bir alan. Biz şimdi serbest dişhekimlerinin birden fazla
çalışmasını konuşuyoruz. Serbest dişhekimlerinin birden fazla çalışmasıyla
ilgili,
demin
aslında
son
noktayı
güzel
koydu.
Bizim
beraber
benimsediğimiz bir şey vardı, tabii ki dişhekimlerinin sonuç olarak yararı ve
menfaatini
düşünüyoruz.
Ama
dişhekimlerinin
yarar
ve
menfaatini
düşünürken yeri geliyor sokaklara da dökülüyoruz, hani Gezi olaylarında
olduğu gibi. Sonuç olarak toplumsal da düşünmek zorundayız. Bizim için
ışık… Avukatımızın söylediği bir şey vardır, onu çok jargon olarak
kullanmaya başladım, kutup yıldızımız, bize yön veren ışığımız hasta
49
yararıdır aslında, bizler hekimiz sonuç olarak. Hasta yararı açısından da
değerlendirdiğimiz zaman olayı iki yerde çalışmanın Ankara'da çok etkin
olmadığını
düşünüyoruz,
bölgesel
bazı
farklılıklar
hariç.
Bu
kış
Haymana’dan bazı okullardan bize talep gelmişti, “Öğrencilerimiz bir
dişhekimi görsünler, bir eğitim alsınlar” diye. Çok da güzel bir gün yaşadık.
Sabahleyin
bir
minibüs
kiraladık,
atladık
Yönetim
Kurulu
olarak
Haymana’ya gittik. Yaklaşık bütün gün oradaydık, akşamüzeri de geri
döndük. 3 tane okulu ziyaret ettik. Haymana’da serbest dişhekimi yok, hiç
yok. Kamunun da dişhekimi yok. Şimdi yeni bir çalışma var, orada. Her
yere yetecek olması da mümkün değil, bir hazırlık yapıyor kamu.
Türk Dişhekimleri Birliği geçenlerde bize bir çalışma için… Hoş,
felsefik olarak karşısında durduğumuz bir şeydi, ama, bir yazı gönderdi.
Halk Sağlığı Kurumu bir çalışma planlıyor, diyor ki: “Türkiye'deki 12 yaş
altındaki çocuklarda işte florlama yapalım, bu florlama hizmetini de serbest
dişhekimlerinden alalım, serbest dişhekimlerinin dağılımıyla ilgili bir
çalışma
yapın,
nerede,
nasıl
yapabiliriz
bunu?”
Ankara-Kazan’da,
Haymana’da, Bala’da serbest dişhekimi yok, birkaç yer daha var burada.
Ankara'da ismini bilmediğim ilçe de varmış, bu bahaneyle onu da
öğrendim. Oralardaki florlamayı nasıl yapacağımızla ilgili, eğer devlet bu
konuda hizmet satın alsa elimizde şeyimiz yok, yani yapamayacağız. Öyle
ütopik şeyler oldu, işte hekim oraya gider de… Yani mümkün olmayan bazı
ütopyalar… Evet, oralarla ilgili ikinci çalışmayla ilgili bir talep gelirse tabii ki
Yönetim Kurulu olarak orada hasta yararı da işin içine girdiği için ve bir
dişhekimi arkadaşımız da bunu ön plana çıkararak bir talebi olursa, seve
seve ikinci çalışmayı verecektir diye düşünüyorum Yönetim Kurulları. Tabii,
yeni bir Yönetim Kurulu oluşacak, onların adına konuşmak haddime değil
tabii ama mantık olarak düşününce bunun böyle yürümesi gerekeceğini
düşünüyorum.
Sevgilerimle.
50
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Buyurun.
Dt. BURAK HASAR – Ben, 14. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi olarak,
Denetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımın beni mazur görmesiyle bir şeyi
burada arz etmek istiyorum. Ben, Yönetim Kurulu arkadaşlarımı size
şikâyet etmek istiyorum Genel Kurula.
Şikayetimin sebebi de, nezaket seviyesinin tavan yapması ki, bazı
konular var, gerçekten kendi ayağımıza kurşun sıktığımız konuları idrak
ediyoruz hep birlikte. Örneğin, şöyle söyleyeyim, hani arkadan güzel bir
yorum geldi, galiba Cem Ağabeyindi. Şimdi, insanları klasifiye etmek çok
doğru değil, ancak genel anlamda daha iyi anlaşılsın diye, işte kamuda
veya üniversite hastanelerinde hizmet almak isteyen hastalar genelde orta
ekonomik düzeyde olanlar veya daha güvencesi olmayan vatandaşlarımız.
Bu kamuda çalışan dişhekimi arkadaşlarımız ve üniversitede çalışan
dişhekimi arkadaşlarımız, buradaki hastalara bir şekilde bakarken -kurul
kararı gereği bakmazken- bir de özel sektördeki hastalara gözünü dikmiş
olması ve Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulunun bunu, tabiri caizse, çok
yumuşak şekilde takip ediyor olmasını ben içime sindiremiyorum. Bu
konuyla ilgili Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulunun daha agresif
bir tutum içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum. Bunu birtakım
akademik verilerle destekleyebilirim.
Örneğin, ortodontist çantacıların -ne demek istediğimi herkes çok çok
iyi anlıyor bu şekilde, terminolojiye takılmamak adına konuşuyorumüniversitedeki doktora yapan ortodontist arkadaşların dışarıda baktığı
ortodontik tedavilerden hayır gelmiş, güzel bir tedavi olduğunu pek
zannetmiyorum. Çünkü tedavinin sürekliliği, devamı esas alındığında bu
işin
başarısının
mümkün
olmadığını,
uzun
dönem
kontrollerinin
yapılamadığını ve ortaya bir sürü çapraşık durumların çıktığını görüyorum.
51
Özetle şu: Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu üniversitede
görev alan, yani doktora yapan ya da öğretim görevlisi olarak çalışan
sevgili meslektaşlarımızın dışarıda kayıtsız bir şekilde çalışmalarını
engellemek için her türlü hafiyeliği, her türlü tabiri caizse, jandarmacılığı
yapması
gerektiğini
düşünüyorum.
Çünkü
kamuda
çalışan
meslektaşlarımız zaten Dişhekimleri Odasına üye olmamakta direniyor.
Bunun bir sebebi de, maalesef, çok özür dileyerek söylüyorum, kayıt altına
girmeme nedenidir. Ben, hiçbir şekilde bir cerrah arkadaşın, üniversitedeki
bir cerrah arkadaşın, çıkıp, bir de özel muayenehanelere -orta düzeydeki
ve düşük ekonomik gelirli olan hastalara zaten bakıyorlar- gitmek isteyen
hastalara da gözlerini dikmeye çalışmalarını şiddetle kınıyorum ve bu
konuda Ankara Dişhekimleri Odasının çok ciddi olarak dekanlarla iletişim
içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum, bu konuyla ilgili hafiyelik
yapması gerektiğini düşünüyorum ve gerek ortodontistlerin gerek çene
cerrahlarının
dışarıda
özel
muayenehanelerde
hasta
bakmalarının
kesinlikle önünün alınması gerektiğini düşünüyorum. Genel Kurul, bu
konuyla ilgili Yönetim Kuruluna bir tavsiye niteliğinde bir tutum kararı
verebilir diye düşünüyorum.
Saygılarımla arz ediyorum. Teşekkürler.
BAŞKAN - Teşekkürler.
Buyurun Sayın ….
Dt. MURAT AKKAYA – Sayın Başkan, değerli meslektaşlarım; bu
konuyu çok uzun süre biz hem Odamızda hem de Türk Dişhekimleri
Birliğinin çeşitli toplantılarında, Yönetim Kurulu, Başkanlar Konseyi, Genel
Kurul, birçok yerde defalarca tartıştık. Ne anladım bugüne kadarki
tartışmalardan?
1- Böyle bir şey kesinlikle olmaz demek doğru değil.
2- Kesinlikle hemen bunun önünü açalım demek de doğru değildir.
52
Yapılması gereken nedir, en doğrusu nedir: Kriterler koyarak,
prensipler belirleyerek bu işin önünün açılmasıdır, işte sıkıntı burada
doğuyor. Prensipleri nasıl koyacağız, kriterleri nasıl koyacağız? Bunun
uygulanmasının avantajları var -işte kayıtlı olarak bu işler yapılacakdezavantajları var, arkadaşlarıma anlattım. Tabii, kayıtlı sistem üzerinden
söylüyorum
ben,
Muayenehanesi
Burak’ın
olup
da
dediği
kayıtsız
yine
başka
şeyleri
kastetmiyorum.
muayenehanelere
giden
meslektaşlarımız var. Yani resmî olarak kayıtlı ancak bu işi illegal olarak
yapanlar var. Direkt illegal olarak kendi muayenehanesinde başkalarını
çalıştıranlar var; yani, bu bir realite. Ortalıkta uygulanan, piyasada
uygulanan bir sistem var. Bunu, ya görmezden geleceğiz, bu bu şekliyle
gidecek veyahut da biz prensiplerini koyacağız, koyduğumuz kurallar
çerçevesinde yürüyecek; çünkü Yasa bu hakkı veriyor.
Bir değerli meslektaşım, pedodontist kardeşimiz diyor ki: “Ben
pedodontist olarak çalışmak istiyorum.” Uzmanlığın gereği bana göre,
uzman unvanı kullanmanın gereği sadece kendi mesleğiyle ilgili, kendi
branşıyla ilgili çalışması. Ancak “mevcut durumda hasta potansiyeli,
sadece çocuk hasta bakarak ben bir muayenehaneyi işletemiyorum” son
derece haklı “O zaman gidip başka yerlerde de izinli olarak, legal olarak
sadece kendi branşımı yapmak istiyorum” diyor. Hak vermemek elde değil.
Ancak, işte sıkıntı -tekrar dönüyorum- bunun kurallarını belirlemede. Eğer
düzgün bir şekilde kuralları belirleyebileceksek, koyabileceksek ben neden
olmasın diyenlerdenim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Buyurun efendim.
ADO
ONURSAL
BAŞKANI
Dt.
ORHAN
ÖZKAN
–
Değerli
arkadaşlarım, Ankara'da Dişhekimleri Cemiyeti vardı eskiden. Hüsnü
Yavuz arkadaşımız Gazi Üniversitesinden emekli oldu Profesör Başkanı,
ben de İkinci Başkandım. Sağlık Bakanlığında Genel Müdür olarak
53
bulunuyorduk. Şu Kanun’un yazılması için hazırlıklar yapıldığı zaman
Kanun Tabipler Odası için hazırdı, benim Bakanlıktaki odamda Cem
Baykan, Osman Özyürek üç kişilik bir komisyon olarak, Kanun üzerinde
çalıştık. Hukuk Müşavirimiz burada mı? Yok. O zaman ben bu konuda kısa
bir bilgi arz edeceğim.
Kanunlarda bir kanunun genel gerekçesi vardır, kanunumuzda var.
Ondan sonra maddeler vardır, madde başlığı vardır. Bizim “İkinci görev
yasağı bildirme zorunluluğu” maddesi, 42. Madde. O maddenin gerekçesi
vardır. O maddenin gerekçesinde tespit edilmiştir. O gerekçede, ikinci
görev konusu bakımından, bilhassa muvazaalı kaçak çalışanlar vardı ya,
teknisyenler, onlar muvazaalı olarak bir dişhekimini alıyorlar, onu… Buna
karşı o zamanki sorumluluk için mücadele etmek için bilhassa bu ikinci
görev yasağını şey ettik. Gerekçesinde de şu vardır: İkinci görev alınacak
yerde -dikkat buyurun- dişhekiminin olmaması lazım. Kesinlikle dişhekimi
varsa açamaz. Yoksa açarsa, açtığı kaç gün ise, iki gün gelecekse onu
bildirmek mecburiyetindedir vergiden kaçırmasın diye. O iki gün ve saat
içinde kendi muayenehanesini çalıştıramaz. Çünkü kendisini orada
gösteriyor, orada çalışacak. Aksi takdirde hem muayenehanesinde
çalışacak hem tabelasını satacak orada teknisyen çalışacak. Bu
gerekçeyle bu maddeyi koymuştur. Ve bunun gerekçesi dolayısıyla da,
bakın tekrar şey ediyorum, 42. madde “Özel kurum ve iş yerinde görevli
dişhekimlerinin bu görevlerini başka bir yerde de yapmaları kayıtlı
bulundukları oda yönetim kurulunca kabul edilmedikçe, her ne surette
olursa olsun, diğer bir kurum veya iş yerinin dişhekimliği görevini alamaz”
Gene aynı maddenin üçüncü fıkrasında: “Oda Yönetim Kurulları ikinci
görev konusunda başvuruları, iş hacmi, ikinci görevlerin dişhekimleri
arasında adil bir şekilde dağıtılması, hizmetin iyi yapılması ve benzeri
hususları da göz önünde bulundurarak inceler ve gerekçeli olarak karara
bağlar.”
54
Biliyorsunuz, yeni torba kanun çıktı, hukukta bir kural vardır, eğer o
torba kanunda, bizim bu maddemizi yürürlükten kaldırdığı hükmü yoksa,
bizim kanunumuzun 42. Maddesi yürürlükte demektir. Kusura bakmayın,
biraz hukuk tahsili aldığım için söylüyorum. Bizim zamanımızda ikinci
üniversiteyi okumak müsaitti, üç sene hukuk fakültesine de gittim. Yani,
tekrar ediyorum, bu torba yasada bizim Kanunumuzdaki 42. maddenin iptal
edildiğine dair, yürürlükten kaldırıldığına dair bir hükmü yoksa –ki, var mı
yok mu bilmiyorum onu sizler söyleyeceksiniz- bizim bu 42. madde
yürürlüktedir ve Oda Yönetim Kurulu bunu uygulamakla zorunludur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Arkadaşlar, Yönetim Kuruluna yasayla verilmiş bir yetki vardır, Genel
Kurulun bu konuda ayrı bir karar alması söz konusu değil. Ancak tavsiye
kararı alabiliriz, o bile yeterli değil bence. İsterseniz bu konuda başka
konuşmak isteyen arkadaşlar var ama…
Peki, buyurun.
Dt. KALANDER KARAGÖZ – Önce bütün arkadaşlara teşekkür
ederim.
Arkadaşlar, bizim derdimiz üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?
Hepimizin derdi üzüm yemek. Yani üzüm yemekse, eğer işin olumlu
tarafına bakacaksak -ki burada bütün arkadaşlar öyle bakarlar- biz
problemleri çözeriz. Eğer önümüzde yasal bir engel varsa, birlik beraberlik
içinde olup bu yasal engeli kaldırma yoluna gideriz. Kanunsa bile güçlü
olursak gideriz, deriz ki: “Arkadaşlar, burada bir yanlışlık var, günün birinde
böyle bir şey çıkarmışsınız ama bu bizim ihtiyaçlarımızı karşılamıyor”
Nitekim geçen sene de, Sayın Başkan bilir, İl Sağlık Müdürlüğüyle
mahkemelik olduk, kazandık, o ayrı, uzun bir iş. İl Sağlık Müdürlüğü önüme
şunu koyuyor: “Tababet ve Şuabatı Tarzı Sanatlarının İcrasına Dair Kanun”
Söylemekte bile zorlanıyor. Doğru, sene 1926, Türkiye kabile gibi bir
55
devlet, bu şey çıkmış. O günün şartlarında çok güzel, ama artık 76
milyonun ihtiyacını karşılamıyorsa bizim oturup bu konuda ağırlığımızı
koyup
“Arkadaşlar,
bunlar
ihtiyacımızı
karşılamıyor,
bizim
farklı
ihtiyaçlarımız var, bizim sıkıntılarımız var…” Bardağın dolu tarafından
bakıp olumlu olarak bunu çözmeye çalışırsak emin olun bunların
üstesinden de geliriz. Ama bunun için önce bizim gönüllü olarak Odamızın
güçlü olması lazım. Odamızda güç sıkıntısı var.
Bakın, işte şurada, içim ezilerek söylüyorum- görevli arkadaşların
dışında benim gibi sivil olarak gelen herhalde 10 arkadaş yok. Neden yok?
O arkadaşları suçlayarak bir yere varamayız, o ayrı bir şey. Biz kendimizi
öncelik masaya yatırırsak, demek ki bizde bir sıkıntı var. Biz burayı cazibe
merkezi hâline getiremedik, arkadaşlarımız da gelmedi. Tekrar söylüyorum,
onları suçlayarak bir yere varamayız, çözemeyiz de. Yani 40 yaşında,
benim gibi 50 yaşına dayanmış bir insanı zorla eğitemezsiniz belli bir
yerden sonra. Bizim buraya gelmemiz lazım. Oda bizim elimizde. Bugüne
kadar, şimdiki arkadaşları tenzih ederim arkadaşlar, sivil toplum örgütüyüz
biz bir yerde, şey olsak da. Oda bugüne kadar önümüzde ne oldu? Hep
engel oldu. Özür dilerim, bakın şimdikileri söylemiyorum. Hep başımıza şu
geldi: Oda jandarma gibi veya başka meslek grupları jandarma gibi, polis
gibi başımızda sıkıntı oldular. Biz bunu istemiyoruz. Biz neyi istiyoruz?
Tabii ki düzenin sağlanması için belli kaideler, kurallar olacak ama Allah
aşkına bir sıkıntımız olduğunda da arkamızda –önümüzde değil- bizi
destekleyen, önümüzü açan çok güzel bir Oda bekliyoruz biz ve bu
arkadaşlar, şu andaki arkadaşlara teşekkür ederim, gerçekten bu konuda
kafa yoruyorlar. Fakat en basit bir şeyde kliniğimize arkadaşlar geliyor, ben
üzülüyorum. Hocam bilir, meslektaşım geliyor Odama -benim meslektaşımya öyle rencide ediyor ki sizi, ortada bir şey yok. Nitekim, ben 20 yıllık
dişhekimiyim, yeni bir hastane gibi bir yer açtık ve çok basit bir kartvizit
bastırmışım. Bakın, bir örnek olsun diye. Kartvizitin arkasına da kliniğimizin
56
adresini yazmışım tarif şeklinde. Ya zaten kimse kartvizite gelmez, bunu
biliyorsunuz. Ama ben, beni tanıyan 25 bin tane kayıtlı hastam benim yeni
yerime gelince bilsin diye Yenimahalle’deki temsilci arkadaşım, burada
bilerek söylüyorum Hocam, hekimlerimin önünde “Bunu yapamazsın” diyor.
“Hayrola, bunu niye yapamam?” dedim. Biz neyle uğraşıyoruz arkadaşlar.
Gemimiz batıyor, bizim bir sürü sıkıntımız var, biz direk boyamayla
uğraşıyoruz.
Ya arkadaşlar, kartının arkasına tarif koymanın, harita koymanın ne
mahzuru var, kime ne zararı var? Yani biz birbirimizin kuyusunu kazıyarak
bir yere varamayız. Bir sıkıntımız varsa onu çözelim, olumlu tarafından
bakalım. Önümüzde yasal engel varsa, ne olur, birlik beraberlik içinde
olalım, bunları çözelim. Ama biz bunları çözme yerine basit şeylere
takılırsak biz bunları çözemeyiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Dt. ERCAN ERDEM – Ben de bir poliklinik işletmecisiyim, yıllardır bu
işi
yapıyorum.
Önergeyi
veren
arkadaşımın
görüşlerine
tamamen
katılıyorum. Biz burada tabii ki bir Genel Kurulun yetkisini oylamayla
olamayacağını biliyoruz. Ama biz bunun bir öneri olarak kayda alınmasını
istiyorum.
Bu ikinci yerde çalışma konusunda kriterleri net bir şekilde ortaya
koyarsak… İstanbul ne yapıyor? “Üç yerde çalışabilirsin” diyor. E, benim
yanımda bir tane cerrahi uzmanı hekim çalışıyor. Şimdi, bu arkadaşım
benim yanımda çalışıyor, başka yerde çalışamıyor. Yasal engellerden
dolayı torbacılık yapmak istemiyor. E, bu arkadaşım başka bir poliklinikle
anlaşsa da cerrahi işini yapsa da ben de onun yerine pedodontist bir
arkadaşı onun yerine alsam. Cerrah arkadaşa pedodonti yaptırıyoruz.
Demin diyoruz ki: Hasta gerekli. Hastaların hakları açısından bir
ihtiyaç hekim birkaç yerde çalışsın. Hekimin de hakkı var ya. Birçok
57
uzmanlığı alınmış, geliyor, bir tane yerde çalışsa 3-5 bin lira, çalışmayacak,
yetmeyecek. E ne yapacak? Kayıt dışına itiyoruz.
Demin arkadaşımın söylediği gibi, Yasa da çok ağır, yakalandığında
çok ciddi yaptırımları var. Biz bunu Genel Kurula bir öneri olarak sunalım,
Genel Kurul bunu bir incelesin, kriterleri net bir şekilde ortaya koysun.
Yasal engel yok. Zaten Sağlık Bakanlığı, ihtiyaç olmasa bu izni vermezdi.
Sağlık Bakanlığının şu anda 1.000 hekimi aynı statüde olmak kaydıyla
birkaç yerde çalışmasına izin veriyor, ama bunu verirken 10 yerde çalış
demiyor, “Saatini yazacaksın, nerede çalıştığını belirteceksin, benden izin
alacaksın” diyor. E, bunların hepsini yerine getirdikten sonra bir uzman iki
üç yerde, iki poliklinikte çalışsa ne zararı olacak? Biz de kayıt dışına
çıkmasak. Ben gidip de “Efendim, implant sertifikası alayım da hastanın
ağzına –cerrah olmadığım halde- bunu yapayım” diye niye uğraşayım?
Gelsin uzman arkadaşım, işini yapsın, faturasını keserek her şey kayıt
içinde olsun. Net bir şekilde bunun kriterlerini ortaya koyalım, bu iş bitsin.
Niye birbirimizin gözünü çıkaralım diye uğraşalım. Arkadaşımın dediklerine
katılıyorum sonsuz bir şekilde. Hep biz olumlu yönde yani nasıl çözelim?
Eskiden ne imiş? Hastanın ihtiyacı olduğunda birkaç yere izin veriliyormuş.
Ya, şimdi de hekimin ihtiyacı var, hekimlerimizin bu konuda sıkıntısı var,
biz bunu dile getirmeye çalışıyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Ben teşekkür ederim.
Arkadaşlar, ben yanlış tartıştığımızı düşünüyorum, çünkü yasaların
bağladığı şeyleri bizim burada Genel Kurul kararlarıyla çözmemiz mümkün
değil. Sizin taleplerinize, dileklerinize ben de katılabilirim belki ama
platformu burası değil. Biz burada her ne karar alırsak alalım sizin
istekleriniz doğrultusunda, yasal olmayacak.
Dt. MURAT AKKAYA – Sayın Başkan, zaten tartışalım diye. Karar
değil de, konuyu geniş olarak tartışalım burada.
58
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili arkadaşlar,
şöyle bir şey önerebilir miyim:
1 - Bir kere, Ankara Dişhekimleri Odasının bu konudaki tavırlarına
tam hâkim olmadığımız zaman yanlış noktalarda tartışıyoruz. Ankara
Dişhekimleri Odası bugüne kadar Türkiye'de legal olarak bu işi yürüten ilk
Oda idi diyebiliriz. İstanbul’dan daha öncü bir şekilde yürüttü hem de
geçmiş genel kurullarda.
2 - Ama Ankara Dişhekimleri Odası her zaman olduğu gibi, her şeyin
bir standardizasyonu için Türk Dişhekimleri Birliğine bu konuda bir öneride
de bulundu ve dedik ki: “Bunu bir standart hâle getirelim” O öneriyle
beraber geçmiş dönem –geçmiş dönem Yönetimden Nihat Ağabey de
burada- TDB Komisyonuna da ben gittim bizzat bu konuyla ilgili. Oradaki
çalışmalarımızda, iki ayrı çalışmanın, nasıl olabileceğiyle ilgili bir yönerge
hazırlamaya çalıştık. Bu yönerge daha sonra Türk Dişhekimleri Birliği
Başkanlar
Toplantısı’na
geldi.
Başkanlar
Toplantısı’nda
oylanmaya
kalkışıldığı anda İstanbul’dan farklı bir yere gidecek bir manipülasyonla
değiştirildiğini fark ettik ve biz desteklemedik bu öneriyi. O zamanlar izin
veriyorduk hâlâ. Ondan sonra da Türk Dişhekimleri Birliğiyle beraber,
standardize edilmiş bir metin açığa çıkmadan, gerekçelerimiz de sağlam
olduğu için artık iki yerde çalışmaya izin vermemeye karar verdik Yönetim
Kurulu olarak biz buna temelden karşı değil, tam tersine olması gerektiği
şekilde düzenlenmesiyle de zamanında desteklemiş bir Odayız.
3-Sağlık Bakanlığı ihtiyaçlara göre işlem yapıyor olsaydı bugün
Türkiye'de 51 tane dişhekimliği fakültesi olmazdı, beş sene sonra iki katına
çıkacak sayımız. Ne istatistiği yapılmış, ne dağılımla ilgili çalışma yapılmış.
Biliyorsunuz, Sağlık Bakanlının 1980’lerden bu tarafa yaptığı, “Bu işten
nasıl sermaye bu işten para kazanır”ı manipüle etmeye çalışan bir tavır
içinde. Bunu açık olarak kabul edelim. Geri kalanı? Ya hiçbir şey bilmiyoruz
59
demektir ya da gözlerimizi kapatıyoruz demektir bu sistemin nereye
geldiğini. O nedenle, Sağlık Bakanlığı bunu bir kriterle koymuş değil.
Artı, dikkatinizi çekerim, Sağlık Bakanlığının çok yerde çalışmayla
ilgili koyduğu, torba yasayla getirdiği ya da bazen kanun değişiklikleriyle
yapmaya çalıştığı şey, aslında yapmaya çalıştığı şey değildi. Nihat Ağabey
de iyi hatırlayacaktır, bizim açtığımız davalarla, iptallerle böyle abuk sabuk
bir şey çıktı ortaya aslında Anayasa Mahkemesi iptalleriyle. Onun için,
geçmişe bir bakın lütfen, o kanunlarla nereden nereye geldiğimize.
Ha, bu arada bu tartışma için çok teşekkürler, çünkü biz de bunun
sıkıntısını çekiyoruz. Yani izin vermemeyle ilgili, hani doğru yapıyoruz
kısmı kendi vicdanımızda öyle gibi görünüyor, ama dediğiniz gibi
handikaplar da var, uzmanlar ve çalışan sistem açısından. Ama buna ortak
akılla karar vermek lazım, bu ortak akıl bence Türk Dişhekimleri Birliği
bünyesinde gerçekleşecek diye düşünüyorum. Onunla ilgili çalışmalarımız
sürüyor, emin olun. Dediğim gibi, her türlü platformda da katılıyoruz o
çalışmaların içine. Bundan sonra da Yönetim Kurulları sanıyorum bu
geçmişi göz önüne alarak bu konuda çalışacaklardır.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Sayın Kalkan, buyurun.
Dt. TAHİR ÖZKAN KALKAN – Teşekkür ederim.
Şimdi, kutup yıldızımız aslında bir tane değil. Evet, hastanın yararı bir
kutup yıldızı ise meslek odası olarak hekimin yararı da ikinci kutup
yıldızımız olacak. Her müracaat kendi içinde bireysel olarak değerlendirilip
karara varılmalı. Yani bunun daha fazla da tartışma konusu olmasını da
Genel Kurulu meşguliyetten başka bir şey olmadığını da hatırlatmak
istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Buyurunuz.
60
Dt. TUĞBA ÇINAR – Babam hukukçu olduğu için biz o maddeyi
değerlendirip, yasal olarak bu hakkımız var yani birden fazla yerde
çalışabiliriz ama buradaki maddeye göre Oda Yönetim Kurulunun
inisiyatifine bırakılıyor. Yani Ankara Dişhekimleri Odası bize izin verdiği
sürece çalışabiliriz.
Bunun haricinde, Burak Bey’e sonuna kadar katılıyorum, kesinlikle
Odanın bence çok agresif davranması lazım ki bu çantacıların bir sonunun
gelmesi gerektiğine inanıyorum. Ve eğer bizim –yine sizin tabirinizle- kutup
yıldızımız hasta hakları ise, bir yıllık bir asistanın –yine kendi branşım için
söylüyorum- polikliniklerde ya da merkezlerde uzman olarak çalıştırılmasını
doğru bulmuyorum, çünkü hastaya yarardan çok zarar veriyor.
Bunun haricinde, eğer hasta hakları bizim temel özelliğimiz ise,
kesinlikle çok agresif olup yani bunun önünü açmamız gerekiyor ki
uzmanlar bu şekilde çalışsın. Ha, yine dediğiniz gibi, üniversitede
çalışanlar için bir şey demiyorum. Ben zaten özel bir hekimim, en azından
özelde bir de bir ulaşımları olmalı, pedodonti açısından bakabiliyorum
olaya, daha yanlı bakabiliyorum ama, şu anda girip baktığınız zaman
Ankara'da internete neredeyse her polikliniğin, her kliniğin pedodonti
bölümünün olduğunu görüyorsunuz, ama aradığınız zaman yok. “Evet, bir
doktorumuz var” ama kayıtlı bir doktorları yok. Çünkü bütün üniversitelerde,
fakültelerde şehir dışındaki yerlerden bir yıllık, iki yıllık mümkünse paraya
ihtiyacı olan asistanları uzman olarak gösteriyorlar. Ve dışarıdan gelen
hasta bunu bilmiyor, bunu yeterli araştırma yapamıyor. Bu yüzden, dediğim
gibi, bu Yasa’yı sizin inisiyatifinize bıraktığı için sizin bir şekilde kişiye göre
değerlendirip önünü açmanız gerektiğini düşünüyorum. En azından bu işi
uzmanlarının yapması gerektiğine inanıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
61
Arkadaşlar, bu konu hakkında yeteri kadar tartışıldığını sanıyorum
ama son sözü Sayın Başkana vermek istiyorum.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sevgili Arkadaşım, şey
konusunda haklısın, Burak da haklı ama Burak eksik. Niye eksik? Ankara
Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu 9 kişi, perşembe günleri toplanıyoruz.
Aslında normal şartlarda da zorunlu toplantısı ayda bir ayın ilk perşembesi
toplanıyoruz. Biz bu dönem dört perşembe de hep toplandık arka arkaya.
Odaya geldiğimiz zaman yapacağımız bir normal işleyişle ilgili işler
var; ikincisi de bazı felsefik işler var, işte bazı fikirler üretmeye çalışıyoruz,
çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Ondan sonra da, öbür altı günde herkes
evinin ekmeğini kazanmaya çalışıyor. Ankara Dişhekimleri Odası o 9 kişi
değil, Ankara Dişhekimleri Odası 1.850 kişi. Eğer bir cerrah üniversitede
devam ederken eğer bir muayenehanede çalışıyorsa, bu konuda bilginiz
varsa Odanıza dilekçeyle bunu bildireceksiniz. Ya da bir arkadaşınız izni
olmadığı halde üç dört yerde çalışıyorsa Odanıza bunu dilekçeyle
bildireceksiniz. Ya da birisi pedodontist olmadığı halde pedodontist
unvanını kullanıyorsa bildireceksiniz. Ama bununla beraber şuna da hiç
katılmıyorum: Dişhekimleri konusunun uzmanı hekimlerdir, kendi sınırlarını
kendileri belirlerler. İyi olarak çocuk hastalara baktığını düşünüyorsa bir
dişhekimi arkadaşım, kesinlikle de bakar, o da başka mesele. O nedenle
arkadaşlar, hepimiziz dişhekimleri odası. Yani biz 9 kişiden lütfen… Hani
sokağa çıkıp kaçak çalışanları kovalamamızı beklemeyin. Ama destek
olduğunuz zaman, Odanın kayıtlarına girip de “Ya, burada şu da kaçak
çalışıyormuş” dedikleri anda, Burak, ne yapıyorum, ilk hamlem ne? Cep
telefonundan İl Sağlık Müdürünü arıyorum direkt ve direkt konuşarak
adresle, isimle bildiriyorum. Arkasından yazı gidiyor. Yani düşünün nasıl
davrandığımızı.
Sonuç olarak, bu nedenle hani buradaki eğer gücümüz düşükse gücü
sizlerden bulayım. Yani burada bize destek olacaksınız, bunun başka çıkar
62
yolu yok. Hep beraber olursak ve onunla ilgilenmiyorsak da vuracaksınız
tepesine Yönetim Kurulunun, indireceksiniz aşağıya, bu böyle.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Arkadaşlar, ben bu önergeyi yazıldığı gibi oylatacağım ki
doğru anlaşılsın. Başka bir şey söyleyemiyorum maalesef.
“Ankara'da mesleğini icra eden dişhekimlerinin özel sektörde iki ayrı
merkezde çalışabilmelerinin oylanmaya sunulmasını saygılarımla arz
ederim” Yani Yönetim Kurulu yetkilerinin üstünde bir yetki…
Dt. MURAT AKKAYA – “Tavsiye” desek ne olur yani, yanlış bir şey mi
olur mu? “Tavsiye niteliğinde” desek?
BAŞKAN – Kabul edenler…
Dt. MURAT AKKAYA – Sonuna “Tavsiye ediyoruz” niteliğinde ise
kabul ediyorum.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – “Tavsiye ediyoruz”
değil, oradaki şeyi… Çünkü önerge sahibi burada değil, etik olmaz.
ADO ONURSAL BAŞKANI Dt. ORHAN ÖZKAN - Sayın Başkanım,
usul hakkında, söz istiyorum, bunu hukuki şeye göre oylayamazsınız.
BAŞKAN – Hayır, şimdi gelen bir önergenin bir şekilde oylanması
lazım ve ben onu izah etmeye çalışıyorum. Şu anda net çıktı zaten…
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Son iki önergeyi okutuyorum:
“Odamızda dişhekimleri tiyatrosu kurulmasını öneriyorum.
Dt. Fehmi Karataş”
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Şöyle bir şey
söyleyebilir miyiz: Odada böyle bir çalışmanın olabilirliğiyle ilgili bir çalışma
grubu yani “Kuracağız” dediğimiz zaman kurmak lazım.
Dt. FEHMİ KARATAŞ – Tavsiye anlamında.
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Sosyal Komisyonu bu
konuda görevlendirecek bir oylama yapabiliriz.
63
BAŞKAN – Peki.
Oylarınıza
sunuyorum:
Kabul
edenler…
isimlerinin
Divan
Etmeyenler…
Kabul
edilmiştir.
Aday
arkadaşlarımın
Başkanlığına
gelmesi
gerekiyor.
Son önergeyi okutuyorum:
“Duayen Onursal Başkanımız Sayın Orhan Özkan’ın mesleğimizi
yücelten çalışmaları dolayısıyla kendisini anlatan bir kitapçık hazırlatılması
konusunda çalışma yapılmasını öneriyorum.
Gerekli bilgi ve belgeler bende ve kendisinde hâlihazırda mevcut iken
gereğinin yapılmasını arz ederim.
Dt. Adnan Uzluer”
BAŞKAN – Önergeyi tartışacak bir şey yok.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Oy
birliğiyle kabul edilmiştir.
Gündemimizin 9. maddesine gelmiş bulunuyoruz.
GÜNDEM MADDESİ 9: Dilekler.
BAŞKAN – Sayın Genel Kurul üyeleri, dilek ve temennilerde
konuşmak isteyen arkadaşlarımız işaret buyursunlar…
Başka var mı?
Buyurunuz Cem Baykan.
Dt. CEM BAYKAN – Sayın üyelerimiz, bir hususta dikkatinizi çekmek
istiyorum,
o
da
muayene
ücreti.
Bugün
dişhekimleri
internette
görüyorsunuz, bilhassa polikliniklerde “Muayene ücretimiz yoktur” deniliyor.
Geçen gün bir tıp doktoruna gittim, kendisi Hacettepe Hastanesinde
onkolojide çalışıyor, muayenehanesine gittim. Bir yakınımın cerrahi mi
işlem görmesi yoksa kemoterapi mi alması hususunda kendisinden bilgi
almak istedim. Üç dakikada baktı, çıkarken, “Sen dişhekimisin, senden 650
lira yerine 500 lira ödeyeceksin” dedi ve ben bunu ödedim. Yemin
64
ediyorum ödedim. Soranlara adını da söyleyebilirim. Piyasada 300-400 lira
altında çalışan hiçbir tıp hekimi yok. Bizde ise, günde bana 4 kişi, 5 kişi
geliyor elinde filmlerle ve diyor ki: “Kapı aralığında, paspasın üstünde
“Kaça yaparsın?” Bu, dişhekimleri arasında bir birlik olmadığımızı
gösteriyor.
Dişhekimleri Odasının bir asgari ücret listesi var, o da 48 lira yahut 50
lira diyor. Bir 50 lira ücreti alsak, biraz daha şahsiyetimiz, haysiyetimiz,
şerefimiz ve mesleki onurumuz artmaz mı?
Bakın, geçen gün gene telefonda… Ben muayene ücreti alıyorum ve
bunu her hastandan da talep ediyorum. Bana ne dedi bir hasta biliyor
musunuz: “Ayak bastı parası mı alıyorsun sen?” dedi. Yani durum bu
şekildedir, durumumuz budur. Onun için, lütfen el birliğiyle bu muayene
ücretini işletelim, hepimizin yararına olacağını göreceksiniz. Çünkü gene
bir hastam, Aksaray’dan geliyor, bana telefon açtı “Bir saat gecikeceğim”
dedi,
“Hayrola?”
dedim,
“Şimdi
Kavaklıdere’deki
muayenehaneleri
geziyorum, sıra size gelince Meşrutiyet’e ineceğim” dedi. Çünkü muayene
ücreti yok biliyor. Ama 45 senelik meslek hayatımda, hayatım boyunca
devamlı olarak muayene ücreti aldım ve bununla da uğraşıyorum. Babam
da dişhekimiydi ve o da muayene ücreti alırdı ve “Ben bu saçları
değirmende ağartmadım” derdi. Onun için, sizlere rica ediyorum, lütfen bu
hususta yardımcı olalım, kenetlenelim. Lütfen, kendi durumumuzu biraz
düzeltelim.
Saygılar, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Arkadaşlar,
Dt. KALENDER KARAGÖZ – Bir cümle ilave edeceğim.
20 yıldır son 3 yıldır muayene parası alıyorum, cüzi bir rakam
alıyorum. İnsanların tepki göstermesi umurumda değil. Ama çoğu olumlu
tepki gösteriyor ve ciddiye alıyorlar. Yani gelip orada senin vaktini alacak,
filmi okutacak, ondan sonra gidecek; hayır. Emin olun, çekinmeyin alın.
65
İkincisi, Yenimahalle’deki ADSM ile arkadaşlar uğraşıyor, biliyorlar.
Geçen gün Odaya gittim, arkadaşımızın yanında, Yenimahalle Başkanını
aradım, telefonu açtım kendisi şahit, dedim ki: “Sizin şu anda
Yenimahalle’deki ADSM ile oradaki kişiyle bağlantınız var mı?” Kendisi
“Hayır, daha önce sadece bizim kiracımızdı, şu anda kiracımız da değil,
çıktı” diyorlar.
Gazi Üniversitesini arıyorsunuz, diyorlar ki: “Hayır, bizim de
bağlantımız yok.” Ben merak ediyorum, mahkemeyi niçin kazanamıyoruz.
Çünkü daha önce şöyle bir şey vardı…
ADO BAŞKANI Dr. Dt. A.R. İLKER CEBECİ – Kalender Bey,
mahkemeyi kazandık, orada tahliye kararını da aldırdık. Şimdi sadece
cumhuriyet savcıları takip ediyorlar ama bir yerden sonra bu kadar müdahil
olabiliyorsunuz. Savcılık da yapamayız ki.
Dt. KALENDER KARAGÖZ – Doğrudur, bilginiz olsun diye söyledim.
Geçen Odaya geldim, inlettim, direkt Başkan dedi ki: “Bizim bir bağımız
yok, her türlü yaptırımı yapabilirsiniz. Hatta şu anda yerimizden çıkardık,
yan tarafa geçtiler” dediler. Bu işin bir tarafı.
İşin ikinci tarafı, orada daha önce çalışan bir hekim şimdi bizde
çalışıyor, diyor ki: “Hocam, oradaki hanımefendi şunu söylüyor: Ben sabah
biniyorum arabaya, bütün dişhekimleri bakıyorum en ufak bir şey görünce
kalkıp şikâyet ediyor….” Makbul şeyi şikâyetlerinde makbul olmayan şeyin
neyini şikâyet ediyorsunuz? Yani böyle sıkıntılarımız var. Ama emin olun
biz bunu beraber aşacağız. Yani bir ADSM ile ilgili, ikincisi muayene ile ilgili
söyledim ve o konu da tuttu ve bundan sonra tutacak.
Teşekkür ederim, sağ olun.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım; 15. Dönem Ankara Dişhekimleri Odası
organlarına aday olanların listesini okutuyorum:
66
1. Önerge, “Ankara Dişhekimleri Odası 15. Olağan Genel Kurul Divan
Başkanlığına,
15. Dönem Ankara Dişhekimleri Odası organlarına aday olanların
listesi aşağıda sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederiz. Önerge sahipleri;
A.R.İlker CEBECİ, Erdoğan Alp KÖFTECİ, Ersel ÖZDEMİR
Yönetim Kurulu:
Ali Rıza İlker CEBECİ
Semih BERKSUN
Mustafa Murat ÇAĞLAR
Alper ALKAN
Neslihan SEVİM
Serkan ER
Ahmet Burak YANDIMATA
Zafer Burak HASAR
Erdoğan Alp KÖFTECİ
Denetleme Kurulu:
Ersel ÖZDEMİR
Armağan DEMİRÖREN
Tuna CAVBİN
Disiplin Kurulu:
Adnan UZLUER
Sibel Kepez ÜLKÜ
Funda Tosunal TANRIKULU
Evrim AKTAŞ
Gül ATEŞ
67
2. Önerge, “Ankara Dişhekimleri Odası 15. Olağan Genel Kurul Divan
Başkanlığına,
15. Dönem Ankara Dişhekimleri Odası organlarına aday olanların
listesi aşağıda sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederiz. Önerge sahipleri; Helin
ARAS TEK, Dağhan ERBAZ, Mehmet Aziz AVCIOĞLU
Yönetim Kurulu:
Helin ARAS TEK
Engin ERSÖZ
Mehmet Aziz AVCIOĞLU
Dağhan ERBAZ
Semih Süreyya YAZICI
Ahu Eser ESET
Didem KANBER
Aydın TANK
Özgür Yıldırım TORUN
Denetleme Kurulu :
Barbaros ÖZEL
Halit YOSUNÇIĞIR
Sibel Danışman UZBİLEK
Disiplin Kurulu:
Arif Hüseyin KIRMIZIGÜL
Sermin SELÇUK
Yaşar KAMAN
Savaş AKBIYIK
Ali KARAAĞAÇ
BAŞKAN - Divan Başkanlığına verilen diğer önergeyi okutuyorum:
“Ankara Dişhekimleri Odası Genel Kurulu Divan Başkanlığına
Odamızın Yönetim Kuruluna adayım.
68
Gereğini arz ederim.
Fehmi Karataş”
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.
Sevgili meslektaşlarım, sevgili Genel Kurul üyeleri; güzel bir Genel
Kurulu burada bitiriyoruz. Yeni seçilecek Yönetim Kurulu ve diğer
organlardaki arkadaşlara şimdiden başarılar diliyorum.
Geldiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Hepinize bol şans, bol kazanç, sağlık diliyorum.
Oylama yarın sabah saat 09.00’da başlayıp 17.00’de sona erecektir.
Saygılarımızla.
69
--------o-------İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 09.00
27 Nisan 2014 Pazar
BAŞKAN : Dt. Nezih YAVUZTAN
BAŞKAN VEKİLİ : Dt. AKTAŞ
KATİP ÜYELER : Dt. Yaşar UZUN, Dt. Fatih ÖZYÜRÜK
------------o------------
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, toplantıyı açıyorum.
Bugünkü gündemimiz “Seçimler”
10 – Seçimler (26 Nisan 2014 Pazar Günü Saat 09.00-17.00
arasındadır)
BAŞKAN – Değerli meslektaşlarım, sırayla oylarını kullanacaklardır.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Oylama işlemi yapıldı)
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, oylama işlemi bitmiştir.
Şimdi, oyların tasnifine geçiyoruz.
(Oyların tasnifi yapıldı)
BAŞKAN
açıklıyorum:
–
Saygıdeğer
meslektaşlarım,
70
seçim
sonuçlarını
YÖNETİM KURULU
1. Alper ALKAN
2. Semih BERKSUN
3. Ali Rıza İlker CEBECİ
4. Mustafa Murat ÇAĞLAR
5. Serkan ER
6. Zafer Burak HASAR
7. Erdoğan Alp KÖFTECİ
8. Neslihan SEVİM
9. Ahmet Burak YANDIMATA
DENETLEME KURULU
1.Tuna CAVBİN
2.Armağan DEMİRÖREN
3. Ersel ÖZDEMİR
DİSİPLİN KURULU
1. Evrim AKTAŞ
2. Gül ATEŞ
3. Funda TOSUNAL TANRIKULU
4. Adnan UZLUER
5. Sibel KEPEZ ÜLKÜ
BAŞKAN – Değerli meslektaşlarım, böylece seçimlerimizi de
tamamlamış olduk. Yeni Yönetime seçilen arkadaşlarıma başarılar
diliyorum ve toplantımızı kapatıyorum. (Alkışlar)
Kapanma Saati: 17.00
71