`7 HAZİRAN DİRLİK İÇİN BİRLİK GÜNÜ`

Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural:
Seçmen sindiriliyor
EFSANE RÖPORTAJLAR
MHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili, Ulaştırma eski
bakanlarından Oktay Vural, Efsane Güzeldereli’ye partisinin
seçim vaatlerini ve ekonomi politikalarını anlattı. Vural, Ege
Üniversitesi öğrencilerinden Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun
öldürülmesi ve PPK’nin silah bırakma olayıyla ilgili görüşlerini
aktardı.
7 Haziran’da seçim güvenliği sorunu olduğunu savunan Oktay
Vural, “Her seçimde maalesef devleti yöneten güç bu seçime
müdahale ediyor. Bu eksende bakıldığında bu seçimde sandık
başkanlarının müdahaleleri söz konusu. Devletin seçime
girmesi söz konusu. Seçim güvenliğini sağlamanın yollarından
biri seçime gidecek insanı güvenli hale dönüştürmektir. Ama
bugün seçime giden insan korkutuluyor. Sindiriliyor” dedi.
Efsane GÜZELDERELİ’nin röportajı YARIN
17 Mart 2015 Salı
İKİ YÜZLÜ
Amerika!
Türkiye’yi başlarda
destekler göründüğü
Suriye politikasından
çark eden ABD, eli
kanlı diktatör Beşar
Esed’e göz kırpmaya
başladı. Yapılan açıklamalar ise kafa
karıştırmaya dönük
mesajlar içeriyor.
‘7 HAZİRAN
DİRLİK İÇİN
BİRLİK
GÜNÜ’
Suriye sınırımız ‘007’ dolu…
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
Elini sallasan
ajana değiyor
Türkiye’yi IŞİD’e yardım
etmekle suçlayan batı,
IŞİD’e eleman ve para temin
etmek için Türkiye – Suriye
sınırına ajan üssü kurmuş.
IŞİD'in içinde İngiltere'ye
ajanlık yapan Muhammed el
Raşit'i suçüstü yakalayan
Türkiye, iki İngiliz iki de İsrail
ajanı derdest etti. Takvim’in
haberine göre, biri kadın
dört ajandan ikisi
Gaziantep'te ikisi de
Ankara'da sorguya alındı.
ABD Dışişleri Bakanı
John Kerry ile Dışişleri
Bakanlığı Sözcü
Yardımcısı Marie
Harf’in açıklamaları
birbiriyle çelişiyor.
HABERİ 12’DE
3 binden
fazla sokak
hayvanı
tedavi edildi
Türk istihbaratı
daha önce kimsenin yapamadığını
başararak
IŞİD'in içinde
İngiltere adına
ajanlık yapan
Muhammed el
Raşit'i ele geçirdi. Ardından iki
İngiliz ve iki
İsrail ajanı daha
yakalandı.
Sözde Ermeni soykırımının 100.
yıldönümünde Ermenistan'da düzenlenecek törenlere davet edilen Norveç'in
sağ partili Başbakanı Erna Solberg,
Türkiye ile ilişkilerin daha önemli olduğuna dikkat çekerek törenlere katılmayacağını açıkladı. Solberg'in kararı bazı
Ermenistan taraftarı tarihçilerin tepkisine
yol açtı.
Washington’un
anlamakta
zorlandığı...
3. Sayfada
Efsane GÜZELDERELİ’nin
röportajı 16. SAYFADA
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu,
partisinin İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi ve MYK
toplantısında yaptığı konuşmada, "Yeni Türkiye'de bugün
başı açık, başı örtülü bütün kadınlar onurla TBMM'ye
giriyorlarsa bu AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının
bir eseridir" dedi.
HABERİ 12. SAYFADA
Suriye’ye yardım
Türk Kızılayı, AFAD ve Suudi
Arabistanlı iş adamları tarafından Lazkiye ve İdlib kırsalındaki
Suriyelilere 4 tır yardım
malzemesi gönderildi.
Suriye Türkleri Derneği'nin
yardım dağıtım sorumlusu
Muhammed Kömürcü,
malzemelerin İdlib ve Lazkiye
kırsalındaki halka dağıtıldığını
söyledi. HABERİ 12’DE
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj
Sarkisyan'ın 24 Nisan'da sözde Ermeni
soykırımının 100'üncü yılı anma törenleri
davetine 'hayır' yanıtı veren Başbakan
Erna Solberg, Norveç'in ne başbakan ne
de dışişleri bakanı düzeyinde temsil
edilmeyeceğini sadece Ermenistan'daki
büyükelçinin törenlere katılabileceğini
bildirdi.
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
11. Sayfada
Hayrettin İvgin
Kültürel Boyut
Hayata ve
Aşka dair
9. Sayfada
CHP’yi tercih etmesini, “Sosyal
demokrat olmak bizde bir aile
geleneğidir” diye açıklayan Ölmez,
“Buradan seçmenlere seslenmek
istiyorum” diyerek şunları söyledi:
“Bir Kemal Kılıçdaroğlu'na bakın.
Bir de Genel başkanımızın dediği
‘çapsız Davutoğlu’na’ bakın. Elinizi
vicdanınıza koyun. Seçim sandığına gidin. Vicdanınızı dinleyerek
bugününüz ve çocuklarımızın geleceği için oyunuzu kullanın. Lazı,
Kürdü, Çerkezi, başörtüsü takanı,
takmayanı, Alevisi, Sünnisi, bize oy
vereni, vermeyeni biliniz ki 7
Haziran dirlik için birlik
günüdür.”
Ajanların bölgedeki Türkler'le
irtibat kurarak onların IŞİD'e
katılmaya ikna etmeye
çalıştığı belirtildi. Ajanlar
böylelikle Türkler'in IŞİD'e
katıldığını belgeleyerek Türk
makamlarına bunu gösterip
ülkelerinin ellerini masada
güçlendirmeyi amaçlıyordu.
Türk istihbaratı bu kirli tezgahı bozarken, yakalanan 4
ajanın aynı zamanda yakın
dönemde Türkiye'nin olası
bir Musul çıkarmasına karşı
saha çalışması yaptığı da
öğrenildi.
Norveç Başbakanı Solberg,
Ermenistan'daki törenlere katılmayacağını
açıkladı
Fehmi Koru
M.Nuri Parmaksız
CHP Milletvekili Aday Adayı Nizamettin Ölmez,
neden milletvekili olmak istediğini ve değişik
konularla ilgili düşüncelerini Efsane
Güzeldereli’ye anlattı. Kadına yönelik cinayetleri
kınayan Ölmez, dış politikayı da eleştirdi.
Kadınlara seslendi
Çankaya Belediyesi,
sokak hayvanlarının
bakım ve rehabilitasyonu için 10 farklı projeyi hayata geçirdi. Bir
yandan bakıma muhtaç hayvanların tedavilerini yapan Belediye
bir yandan da barınakta kalan sokak canlarına yeni yuvalar buluyor. HABERİ 6’DA
9. Sayfada
CHP Milletvekili Aday
Adayı Nizamettin Ölmez:
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
gençlere seslendi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara
Gençlik Kolları'nın düzenlediği, "Onurlu
Yaşa"yanlar Konserine katıldı. Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada, "Birileri gençleri ayırıyor 'bizim
gençler, onların gençleri' diye ben buradan
bütün gençlere söz veriyorum: hiçbir ayrım
yapmayacağım" dedi. Etkinliğe CHP Genel
Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Ankara
milletvekili Aylin Nazlıaka, partililer ve vatanGazetemizi https://www. daşlar katıldı. Etkinlikte, hayatlarını kaybeden
Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Berkin Elvan,
Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım ve
/yedigun.gazetesi Abdullah Cömert'in aileleri de yer aldı. 12’DE
2
TV / MAGAZIN
SINEMA
17 Mart 2015 Salı
Tuba Büyüküstün için 50
metrelik doğum günü mektubu
Funda Arar yazın
15 konser verecek
İSTANBUL - Ünlü yıldız Tuba
Büyüküstün hayranları, sanatçıya
Temmuz ayındaki doğum gününde
teslim etmek üzere 21 ülkedeki
hayranlarının yazdığı kutlama
mesajlarının yer aldığı 50 metre
uzunluğundaki rulo şeklindeki
mektup için kolları sıvadı. Geçen
ay Tuba Büyüküstün’ü sette
ziyaret ederek yazıların yanı sıra
şiir ve çizimlerden oluşan
‘Koşulsuz Sevgi’ adını verdikleri
‘Kişiye özel’ tek baskı kitabı teslim
eden hayranları ‘Dünyanın en
uzun mektuplarından biri’ için
Vizyona
yeni
girecek
filmler
başlattıkları kampanyaya ağırlık
verdi. İnternet üzerinden örgütlenen hayranları, Tuba
Büyüküstün'ün Facebook sayfasını beğenenlerin sayısından
esinlenilerek ‘4 milyon insan tek
sevgi’ adını verdikleri kampanyada
önümüzdeki 5 Temmuz’da
33’üncü yaşını kutlayacak Tuba
Büyüküstün’e teslim edilmek
üzere çalışmaya başladı.
Dünyanın en uzun doğum günü
kutlama mektubu olması hedeflenen Almanya’dan başlatılan kampanyada, 50 metre uzunluğundaki
"Çekmeköy Underground"
Türkiye prömiyeri 51. Uluslararası
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin
ulusal yarışma bölümünde gerçekleştiren filmin yönetmen koltuğunda,
Aysim Türkmen var. Dram türündeki
filmin oyuncu kadrosunda, Can Sipahi,
Kerem Can, Gözde Kocaoğlu, Barış
Gönenen, Aslı Menaz, Onur Öztay,
Hakan Ummak, Özer Arslan, Metin
Göksel, Tülin Özen, Ayşe Selen ile
Levend Yılmaz gibi isimler yer alıyor.
Lüks semtlere dönüşen gecekondu
mahallelerindeki gençlerin öyküsünün
ele alındığı filmde, yaşadıkları mahallelerde gitgide alanları daralsa da dansları,
şarkıları ve kendilerine özgü stilleriyle
hayallerinin peşinde koşan gençlerin
hikayesi anlatılıyor.
05:13İstiklal Marşı ve Günün
05:15 Ana Ocağı
06:40 1'de Sabah
09:001'de Bugün
09:15 Beni Böyle Sev
11:25 İyi Fikir
13:25 Ana Ocağı
15:00 Annem Söyler Ben
Yaparım
16:10 1'de Bugün
16:25 Seksenler
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Filinta
23:00 Bak Hele Bak
00:00 Annem Söyler Ben
Yaparım
01:00 Beni Böyle Sev
02:35 Komiser Rex
06:10 Benim Annem Bir Melek
07:00 Kahvaltı Haberleri
10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert
13:00 Kızlar ve Anneleri
15:00 Alemin Kıralı
16:00 Zahide ile Yetiş Hayata
18:45 Atv Ana Haber
19:45 Kupa Günlüğü
20:30 Kayserispor - Fenerbahçe
22:30 Kim Milyoner
Olmak İster?
19:55 FİLİNTA
Televizyon tarihinin ilk Osmanlı
Polisiyesi olan Filinta, adalet, dostluk,
kardeşlik kavramlarını ortaya koyan
bir dizi. İlim irfan sahibi Kadılar,
adaletin kılıcını 600 yıl Devlet-i
Aliyye-i Osmaniye'de taşımış,
dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı İmparatorluğu’nun
yüzyıllar boyunca dirliğini sağlamış,
toplumda huzuru ihtisas etmişlerdir.
Filinta işte bu nedenle, Osmanlı’nın
temel gücü olan hukuka bir saygı
duruşudur. Hikaye Galata Kadısı
Gıyasettin Hatemi ve onun yetiştirdiği
Galata Amiri Filinta Mustafa ekseninde geçmektedir. Mustafa oldukça
zeki, maharetli, yakışıklı bir gençtir.
Kendisi gibi öksüz ve yetim olan en
yakın arkadaşı Ali ile birlikte zaptiye
olarak görev yapmaktadır.
rulo, Tuba Büyüküstün hayranlarının internet üzerinden örgütlü
olduğu ülkelerdeki hayran temsilcilerine sırasıyla gönderiliyor.
Mesajların yazıldığı rulo sırasıyla
Almanya, Fas, Kanada, Amerika
(New Jersey, Virginia ve Teksas
eyaletleri), Azerbaycan ve son
olarak belirlenen Gürcistan’da
belirlenen isimlere ulaştırıldı.
Doğum günü mesajlarını taşıyan
binlerce kişinin duygularını el
yazısı ile kaleme aldığı rulo şeklindeki mektup belirlenen diğer
ülkeler Mısır, Tunus, Suudi
Arabistan, Fransa, İngiltere,
Belçika, İsviçre, Avusturya,
Bulgaristan, Danimarka,
Finlandiya, İsveç, Kosova,
Yunanistan’ın ardından Türkiye’ye
ulaştırılacak. Tuba Büyüküstün,
kısa süre önce MBC’de yer alan
araştırmanın sonucundaen fazla
beğenilen ve konuşulan Türk
oyuncu olmuştu. Büyüküstün,
hayranlarının kendisi için hazırladığı 'Tek baskılı' kitap için
keşekkür ederken "Kalabalıkken
‘Bir olmak’ dedikleri böyle bir şey
olsa gerek" diye konuşmuştu.
"Sindirella"
Cate Blanchett, Lily James, Richard
Madden ile Stellan Skarsgard'ın
oynadığı filmin yönetmenliğini, Kenneth Branagh yaptı.
1697 yılında ilk kez Charles Perrault
tarafından kaleme alınan "Sindirella"
masalının modern uyarlaması olan
filmin konusu şöyle: "Ella'nın tüccar
babası, annesinin trajik ölümü üzerine
başka bir kadınla evlenir. Çok sevdiği
babasına destek olmak için Ella yeni
üvey annesi Tremaine'i ve üvey kız
kardeşleri Anastasia ve Drizella'yı
kabul eder. Fakat Ella'nın babası da
aniden ölünce, genç kız bu zalim üvey
anne ve kız kardeş ile baş başa kalacaktır. Kısa zaman içinde kendi evinde bu
üç kadının hizmetçisi durumuna düşer.
07:00 HER SABAH
08:45 2.SAYFA
10:40 DUDAKTAN KALBE
DİZİ-TEKRAR
12:30 ERKAN AKKUŞ İLE
ÖĞLE HABERLERİ
12:50 DERYA'NIN DÜNYASI
KADIN PROGRAMI-CANLI
15:00 DUDAKTAN KALBE
17:00 İKİNCİ BAHAR
18:15 EKİN OLCAYTO İLE
ANA HABER
19:45 YABANCI SİNEMA
ASLA PES ETME 2
21:30 YABANCI
SİNEMA
23:30 HAYATIN RENGİ
01:20 YABANCI SİNEMA
TEKRAR
02:40 YABANCI SİNEMA
TEKRAR
04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM
TEKRAR
05:10 BOKS GECESİ
05:40 Benim Hala
Umudum Var
06:45 Aşkın Bedeli
07:30 Bugün
09:00 Beni Affet
10:00 Melek
11:45 Hayat Sevince Güzel
13:15 Aşkın Bedeli
14:45 Benim Kuaförüm
16:30 Beni Affet
18:30 Star Haber
19:15 Deniz Yıldızı
20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün
23:30 Yerli Dizi
19:45 ASLA PES ETME 2
Orjinal İsmi:Never Backdown 2:
The Beatdown
Yönetmen:Michael Jai White
Oyuncular:Michael Jai White,
Dean Geyer, Alex Meraz
Yapım Yılı:2012
Tür:Aksiyon/Dram
Zack, bir dövüş esnasında gözüne
aldığı bir darbe sonrası yere serilir
ve dövüşü kaybetmiş sayılır. Eğer
gözüne bir darbe daha alırsa kör
olma ihtimalini taşır. Mike eskiden
güreş sporuyla uğraşan bir lise
öğrencisidir. Justin ise bir mağazada çalışan sıradan bir gençtir. Bir
gün Tim isimli usta dövüşçü ile
tanışarak onun izinden gitmeyi
düşünür. Bu dört dövüşçü aynı çatı
altında birleşerek Case Walker
isimli dövüş sanatı ustası tarafından eğitime tabi tutulur.
İSTANBUL - Ünlü sanatçı Funda Arar,
konser yarışında rakiplerini solladı. Sessiz
sedasız anlaşmalar yapan Arar, şimdiden
yaz aylarında vereceği 15 konser için mukavele imzaladı. Ünlü şarkıcı, turneden 2
milyon 250 bin lira kazanacak.
Demet Akalın ile Hande Yener birbirleriyle çekişip her yaptıkları konser anlaşmasını yüksek sesle duyururken Funda Arar
yaptığı sessiz sedasız anlaşmalarla iki rakibine fark atıyor.
Yaz konserleri için şimdiden masaya
oturan Arar, 15 konser için imza attı. Kon ser başına 150 bin lira isteyen ünlü şarkıcı
toplamda 2 milyon 250 bin lira kazanacak.
Ramazan Bayramı’yla birlikte konser
maratonuna başlayacağını belirten Funda
Arar, “Kış aylarında Edir ne'den Şır nak'a ka dar gittim. Yaz ayları daha da yoğun olaca k” dedi.
Funda Arar’ın menajeri Can Talanioğlu,
konser rekabetinde sanatçısının Yener ve
Akalın ile aynı kulvarda olmadığını söyledi.
Talanioğlu, “Onlar konserlerinin yüzde 85’ini gece kulübünde veriyor. Funda Arar ise
anfi tiyatrolarda sahne alıyor. Avrupa tur nesinde dünyaca ünlü salonlarda şarkı söyledi” dedi.
"Prenses Kaguya Masalı"
Animasyon sevenleri
"Ruhların Kaçışı"ndan
"Prenses Mononoke"ye
kadar pek çok hikayeyle
tanıştıran Japon animasyon
şirketi Studio Ghibli'nin
projesi olan "Prenses
Kaguya Masalı", yönetmen
Isao Takahata'nın 8 yıllık
çalışması sonucu izleyiciyle buluşuyor.
2014 Oscar Ödülleri'ne
"En İyi Animasyon" dalında aday gösterilen film,
"Bambucu Masalı" ismindeki ünlü Japon masalından sinemaya aktarıldı.
00:15 Ütopya
01:30 Ver Fırına
02:30 Aramızda Kalmasın
04:30 Şeffaf Oda
05:30 Para Bende
06:30 Oynat Bakalım
07:15 Disney Çocuk Kuşağı
08:15 Magazin
08:45 Aramızda Kalmasın
11:45 Oynat Bakalım
12:45 Para Bende
14:00 Kaçak Gelinler
15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm)
17:00 Çok Güzel
Hareketler Bunlar
18:30 Ütopya (Yeni Bölüm)
06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE
06:45 Günaydın
09:30 Alın Yazım ALIN
11:00 Bana Her Şey Yakışır
12:30 Gün Arası
13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir
15:45 Evim Şahane
17:15 Arka Sokaklar
18:40 Baba Haber Bülteni
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Küçük Ağa
20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN
Kahraman ne yaparsa yapsın
Elif’i konuşturmayı başaramaz.
Onu kendine inandırmanın
başka yollarını arayacaktır.
Elif’in ise tek istediği şey
Kahraman’dan uzak olmaktır.
Kerem de bu zor zamanında
Elif’in yanında kalmaya kararlıdır. Öyle bir teklifte bulunur
ki, Elif şaşkına döner.
Defne çıkmazda!
Defne ise bir çıkmazdadır.
İstediği gibi Kahraman’ın
kalbini kazanamamıştır. Tekrar
kocasını kendine aşık etmenin
yollarını arayacaktır, akıllara
gelmeyecek bir plan yapar.
Neval, Elif’in üvey ağabeyi
İbrahim’le iş birliği yapmaya
çalışmaktadır.
17 Mart 2015 Salı
“Erken evlilik” şiddete
davetiye çıkarıyor
Türkiye'de kadınların yüzde 26'sının 18 yaşından önce evlendiği; fiziksel şiddetin erken evlenen kadınlar arasında yüzde 48, 18 yaşından sonra evlenen kadınlar arasında ise yüzde 31
oranında olduğu belirlendi.
ANKARA - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri
Enstitüsünce gerçekleştirilen ''Türkiye'de Kadına
Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması''nın ana raporunun hazırlanması için çalışmalar sürüyor.
Sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşılan araştırmanın özet raporuna göre, çalışma 78 ilde 15 bin
84 hanede, 15-59 yaş arasındaki 7 bin 462
kadınla görüşülerek hazırlandı.
Araştırmayla ülke genelinde fiziksel şiddete
maruz kaldığını ifade eden evlenmiş kadınların
oranının yüzde 36 olduğu; her 10 kadından
4'ünün eşi veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel
şiddetine maruz kaldığı belirlendi.
Araştırmaya göre, fiziksel şiddetin en fazla
belirtildiği bölge Orta Anadolu, en az dile getirildiği bölge ise Doğu Karadeniz oldu. Ağır şiddet
davranışlarına maruz kalma yaygınlığı ise en fazla
Orta Anadolu ile Batı Anadolu'da görülüyor.
Türkiye genelinde cinsel şiddete maruz kalma
oranı ise yüzde 12 olarak tespit edilirken, cinsel
şiddetin en fazla dile getirildiği bölgeler ise Orta
Anadolu, Doğu Marmara, Batı Marmara ve Batı
Karadeniz. ''Kadının istemediği halde korktuğu
için cinsel ilişkiye girmesi'' en sık ifade edilen
cinsel şiddet davranışı olarak dile getirildi.
Araştırmaya katılan kadınlardan yüzde 44'ü
duygusal şiddete; yüzde 30'u ise ekonomik şiddete maruz kaldığını ifade etti.
Ön raporda, medeni durumun şiddet düzeyi
üzerinde en büyük etkiye sahip temel özellik
olduğu belirtilerek, ''Boşanmış ya da ayrı yaşayan kadınların maruz kaldıkları fiziksel ve/veya
cinsel şiddet düzeyi yüzde 75 ile tüm kadınlar
arasında maruz kalınan şiddet oranının iki katıdır.
Bu durum şiddetin bizzat kendisinin boşanma
nedeni olabileceğini düşündürmektedir'' görüşüne yer verildi.
Evlenmemiş ancak birlikteliği olmuş kadınların
maruz kaldıkları şiddetin düzeyinin ise yüzde 7
oranında olduğu belirlendi.
Karadenizli
balıkçılar sezonu
erken kapattı
GİRESUN - 1 Eylül'de "Vira bismillah" diyerek
denize açılan Karadenizli balıkçıların büyük bölümü, av yasağının başlamasına yaklaşık bir ay
kala sezonu kapattı.
Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hamdi
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eylülden aralık ayına kadar av sezonunun iyi geçtiğini
söyledi.
Arslan, beklentileri karşılamayan palamut
avıyla başlayan sezonun yine de geçen sezona
oranla verimli geçtiğini dile getirdi.
Ekim ayı itibarıyla palamudun azaldığını ifade
eden Arslan, "Palamudun azalmasıyla hamsi
avcılığı başladı. Genel anlamda 4 ayımız avcılık
açısından iyi geçti. Hem tüketici hem de bizim
açımızdan bol miktarda balık tutuldu. Bolca balık
yeme fırsatı bulduk. Geçimini bu işle sağlayan
balıkçılar olarak üst düzey olmasa da kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabildik" dedi.
Arslan, aralık ayından sonraki dönemin balıkçılar açısından verimli geçmediğini vurgulayarak,
şöyle devam etti:
"15 Nisan itibarıyla sezon kapanıyor ama
maalesef balık sezonu kapanmış görünüyor. Şu
anda birçok teknemiz Gürcistan'da avcılık yapıyor. Özellikle bölgemizdeki teknelerin birçoğu
limanda bağlı. Neredeyse sezonu bitirmiş durumdalar. Avcılık sezonunun bitmesine yaklaşık bir ay
var. Bu süre içerisinde avcılık olmaz. Bundan
sonra beklentimiz yok. Kıyı avcılığı yapan küçük
teknelerimiz için mayıs ayına kadar mezgit avcılığı olacak."
Mayıs ayından sonra suların ısınacağına değinen Arslan, barbunya ve istavrit gibi balıkların
tezgahlarda yer alacağını belirtti.
Avcılık açısından gerekli önlemlerin yeteri
düzeyde alınmadığına işaret eden Arslan, "Her yıl
stoklarımızda azalma var. Birçok balık türü denizlerimizi terk etti. Olan balıklar da yok olmakla
karşı karşıya" ifadesini kullandı.
Arslan, yapılan çalışmalara rağmen kullanılan
malzemelerin balıkçılığa zarar verdiğini ve su kirliliği gibi çevresel etkenlerin sezonun erken bitmesinde önemli rol oynadığını kaydetti. (AA)
Eğitim düzeyi arttıkça kadınların maruz kaldığı
şiddetin azaldığının belirtildiği ön raporda, buna
rağmen lise mezunu kadınların dörtte birinden
fazlasının, üniversite ve üzeri eğitim alan kadınların beşte birinin fiziksel, cinsel şiddete maruz kalmasının dikkat çekici olduğu kaydedildi.
Araştırmaya göre, Türkiye genelinde kadınların
yüzde 26'sının, 18 yaşından önce evlendiği belirlenirken, evlilik yaşı ile şiddet düzeyi arasında
belirgin bir ilişki olduğu, fiziksel şiddetin erken
evlenen kadınlar arasında yüzde 48, 18 yaşından
sonra evlenen kadınlar arasında yüzde 31 düzeyinde olduğu görüldü.
Erken yaşta evlenen kadınların yüzde
19'unun, 18 yaş sonrası evlenen kadınların ise
yüzde 10'unun cinsel şiddete; erken evlenen
kadınların yarısının fiziksel ve/veya cinsel şiddete
maruz kaldığı tespit edildi.
Erken evliliklerde ''aile kararının'', 18 yaşından
sonra evliliklerde ''kendi isteği'' etkili olduğu
görülüyor. Her iki dönemdeki evliliklerde ''resmi
ve dini nikah'' öne çıkarken, erken yaşta yapılan
evliliklerde nikah için yaş büyütme oranının yüzde
13.3 olduğu ortaya çıktı.
Araştırmaya göre, erkeklerin yaşı arttıkça aralarında fiziksel şiddet uygulamış olanların oranı
da artıyor. Ancak, cinsel şiddet için farklı bir yaş
örüntüsü ortaya çıkıyor. En genç yaş grubundaki
erkekler, 25-34 ve 35-44 yaşları arasındaki erkeklerden daha fazla cinsel şiddet uyguluyor. (AA)
Tüketici hakkını arıyor
ADANA - Türkiye'de tüketici sorunlarına ilk
aşamada bakmakla yetkili tüketici hakem heyetlerine 5 milyonun üzerinde başvuru yapıldığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Hukuk Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Mustafa Çeker, AA muhabirine,
Türkiye'de geçen yıl mayısta yürürlüğe giren
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki
Kanunun isminden de anlaşılacağı üzerine tüketici kanunu değil, "korunmasına dair kanun" olarak
adlandırıldığını, bu durumun da aslında tüketicinin korunmasına duyulan özlem ve gerekliliği
gösterdiğini belirtti.
Gerek mahkeme gerekse hakem heyetlerinde
tüketicilere ait fazla sayıda dava ve dosya biriktiğini ifade eden Çeker, şunları söyledi:
"Şu anda tüketici hakem heyetlerinde 5 milyonun üzerinde başvuru söz konusu. Geçen yıl
bu sayı 3,5 milyondu. Bir yıllık zaman diliminde
bu sayı 5 milyonun üzerine çıktı. Gerçekten ihtilaf
sayısı giderek artıyor. Bunlar aslında yargı tarafından çözümlenmekte, karara bağlanmakta. İşin
muhatapları maalesef her şeye rağmen vatandaşı, tüketiciyi yargıya başvurmaya mecbur hale
getiriyor. İş yükünün fazlalığı, yargının çalışma
düzenini de fazla etkilemekte. Yargıtay'da tüketici
sorunlarıyla ilgilenen daire, 45 binin üzerinde
esas karar vermiş. Bu kadar kararla çalışmak
gerçekten zor. Sağlıklı karar vermek adına insan
üstü çaba gerekiyor."
Çeker, başvuru ve dosya sayısının artmasına
paralel bu konuyla ilgilenen mahkeme sayısının
da çoğaldığını kaydetti.
Adliyelerde en çok tüketici sorunlarıyla ilgili
davaların görüldüğüne dikkati çeken Çeker, şöyle
konuştu: "Her adliyede bir tüketici mahkemesi
vardı ancak sayı artmaya başlandı.
Mahkemelerin çokluğu bir gurur vesilesi değil.
Tüketici haklarına ilişkin taleplerin yargıya gitmeden çözümlenmesi çok önem taşıyor. Ama maalesef yerleşik bir çok uygulama kanunu aykırı
olmasına rağmen devam edegelmekte. Bu da
doğal olarak iş yükünü artırmakta. Hukuka, kanuna aykırı davranışta bulunmuş, uygulamalar yapmış kuruluşlar, ödemeleri gereken paraları ödesin, yargının da iş yükü azalsın."
Çeker, tüketicinin uyuşmazlık yaşadığı konular
içinde bankaların tutumunun önemli yer tuttuğunu belirterek, Ziraat Bankası'nın dosya masrafı
taleplerini yargıya taşımadan ödeyeceğine dair
açıklama yaptığını, aynı davranışı diğer banka ve
kuruluşlardan da beklediklerini kaydetti. Çeker,
yeni kanunun yürürlüğe girmesi ve yargının
dosya masrafı, hesap işletim ücreti gibi başvuruları kabul etmesinin, tüketicilerin başvurularını
artırdığını vurguladı. (AA)
11 işçinin öldüğü yer park
yapılmayınca fidan dikildi
İSTANBUL - Esenyurt’ta bir alışveriş merkezinin inşaatı sırasında, işçilerin kaldığı barakada
çıkan yangında ölen 11 kişi anıldı. Ölenlerin
yakınları, olay yerinin park yapılmasını istedi.
Belediyeden olumsuz cevap alan mağdur aileler,
olay gerçekleştiği yere fidan dikti.
11 Mart 2012 tarihinde Esenyurt'ta meydana
gelen yangında ölen 11 işçi anıldı. Bu yangında
ve başka iş kazalarında ölenlerin yakınlarının da
katıldığı anma, olayın yaşandığı alışveriş merkezinin önünde başladı. Pankart açan ve çeşitli sloganlar atan grup adalet istediklerini vurguladı.
Yangında ağabeyini kaybeden Damla Kıyak
basın açıklamasını okudu. Kıyak, “Bizler bu yangında kardeşlerini, evlatlarını, analarını, babalarını,
canlarını yitirmiş aileler olarak her yıldönümünde
yangının meydana geldiği yerde buluşarak unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı yetkililere ve
kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz.” dedi.
Grup açıklamanın ardından, sloganlar eşliğinde yangının yaşandığı barakaların kurulduğu
alana yürüdü. Yağmur ve çamur nedeniyle güçlükle alana gelen grup buraya ölen 11 işçiyi temsilen diktikleri 11 fidana karanfil bıraktı. Fidanların
ölen işçiler anısına dikildiğini belirten bir de tabela dikildi. Olayda oğlunu kaybeden Ayşe Kıyak,
duygularını güçlükle dile getirebildi. Gözyaşlarını
tutamayan anne Kıyak, “3 yıl oldu evladımı, evlatlarımızı kaybedeli. Hiçbir şey olmamış gibi millet
keyif çatıyor. Patronların para hırsı yüzünden
evlatlarımızı kaybettik. Canlı canlı burada yandılar. Hiçbir şekilde patronlar ceza almıyor, dokunulmazlıkları var. İşçiler ölmeye devam ediyor.
Hiç kimse ilgilenmiyor. Herkes kendi derdinde.”
ifadelerini kullandı. (CHA)
Fehmi KORU
[email protected]
3
[email protected]
bölge haberlerİ
Washington’un anlamakta
zorlandığı...
CENTER for American Progress (CAP) bir
Amerikan düşünce kuruluşu; kuruluş “TürkAmerikan Ortaklığı: Bir Adım İleri, Üç Adım Geri”
başlıklı taze bir rapor yayımladı. Michael Werz ile
Max Hoffman adlı uzmanların imzasını taşıyan
rapor, birkaç gündür gazetelerde kendine yer buluyor.
Rapor yazarları, AK Parti iktidarının dış politika
tercihleri konusunda hiç olumlu düşünmüyor.
Rapora göre; Ankara, Amerika’yı da yakından ilgilendiren bölgesel sorunlarda Washington’un tasvip
etmediği, anlamakta zorlandığı bir çizgi izliyor.
CAP’in Barack Obama’ya yakın bir kuruluş olduğu düşünülürse, raporun, son zamanlarda Beyaz
Saray’a hâkim olan görüşleri yansıttığı söylenebilir.
Washington’un resmi kanallardan iletmekte zorlandığı mesajların bu raporla paylaşıldığını bile
düşünebilirsiniz.
Garip gelmesin; ABD’nin böyle dolaylı mesajlar
vermeyi yeğlediği başka olaylar daha önce de oldu.
Başka ülkelere de Türkiye’ye de... Kimi mesajlar
muhatapları tarafından alındı; kimi fark edilmediği
için ortada kaldı. İkinci grupta yer alanların başlara
açtığı sorunları, biraz eşeleyince, hepimiz hatırlarız.
Werz ile Hoffman, Gezi olaylarıyla başlayıp
Kobani’ye IŞİD saldırısı sırasında takınılan tavra
kadar uzanan bir dizi politikanın Washington’da şaşkınlıkla karşılandığını yazıyor; hem de olabildiğince
açık bir dille. ABD’nin Türkiye’ye sürekli yatırım
yaptığını, ancak özellikle son birkaç yıldır izlenen
politikaların hayal kırıklığı yarattığını söylüyorlar.
Politikaları “kinci, otoriterlik hevesinde ve siyasi
zekâdan mahrum” görüyor yazarlar...
Bir yıl kadar önce de, Morton Abramowitz ve Eric
Edelman’ın imzalarını taşıyan bir rapor ile ilk işaret
fişeği atılmıştı. Türkiye’de büyükelçilik yapmış iki
diplomat (Abramowitz ile Edelman), yeni raporun
yazarlarından farklı olarak, Bush’a yakın,
Cumhuriyetçi ve “Neo-Çılgınlar” çizgisindendi;
raporları her ne kadar iki partinin ortak kurduğu bir
kuruluş tarafından yayımlanmış olsa bile...
O raporda da, Gezi olayları sırası ve öncesinde
sergilenen iç ve dış tavırlar bire bin katılarak ele alınıyordu.
(Aynı kuruluş, önceki gün, Türk ekonomisiyle
ilgili aynı ikilinin imzasını taşıyan hafif alarmist bir
rapor daha yayımladı.)
Ankara’nın, seçim kampanyasının körleştirmesine
izin vermeksizin bu raporların hepsini dikkatle incelemesi gerekir. Ancak, bu tür raporların yayınından
“mesaj değeri” açısından medet uman ABD’deki
etkili kuruluşların ve Washington’da karar alma
mekanizması içerisinde yer alanların da bilmesi
gereken bir gerçek var: Türkiye’den bakıldığında,
esas ABD ve izlediği dış politik çizgi sorunlu görülüyor.
Tutarsız, çelişkili, ahlaki değerlerden yoksun, tek
taraflı ve anlayışsız...
Türkiye’nin İran’ı dengelemekten uzaklaşması,
her iki raporda en geniş yeri tutuyor... Oysa, tam da
bu konuda sorunlu olan, Washington’un izlediği
çelişkili ve tutarsız politik çizgi. BM Güvenlik
Konseyi’nde nükleer çalışmaları yüzünden İran’a
konulmak istenen ambargolar için olumsuz oy kullandı diye Türkiye’nin üzerine ucu zehirli eleştiri
okları gönderen Washington’du; bugün
Washington’un kendisi İran konusunda Türkiye’nin
o zaman savunduğu “müzakereler yoluyla soruna
çözüm bulma” noktasına gelmiş görünüyor...
Vaktiyle Türkiye’nin yakın olmasına itiraz edilen
bölgedeki rejimlerin hepsiyle iyi geçinme derdinde
bugün Washington; şimdi Türkiye’yi neden kendisi
gibi geniş karınlı olmadığı için kınıyor...
Ankara’dan bakıldığında, ABD’nin öncelikler
sıralamasında ön saflarda yer alan ülkeler arasında
Türkiye görünmüyor; eskiden düşmanları olan yeni
sevgilileri var ABD’nin...
Dolayısıyla, ara açılıyorsa, daha çok bundan dolayı açılıyor...
16 Mart 2015/ HABER TÜRK
İllerin imar planlarını,
il belediyeleri yapacak
ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris
Güllüce, "İllerin imar planlarını, il belediyelerinin
yapması şeklinde bir tasavvur var" dedi.
Burada konuşan Güllüce, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının köklerinin Sultan 2. Mahmut dönemine kadar uzandığını, bu döneme kadarki imar
işlerini eyalet ve sancakların yönettiğini hatırlattı.
Çok farklı kişilerin, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı görevini yaptığını belirten Güllüce,
"Bakanlığımızı yönetenlerin yolculuğu Sakız
Adasında hicret eden bir ailenin çocuğu olan
Hekim İsmail Paşa'ya kadar uzanır" dedi.
Güllüce, buluşmalarının tarihe hizmet etmiş
bakanlara derin bir saygının göstergesi olduğunu ifade etti.
Güllüce daha sonra bakanlığın çalışmaları
hakkında eski bakanlara bilgi vererek, "İllerin
imar planlarını, il belediyelerin yapması şeklinde
bir tasavvur var. Hepsinin büyükşehir olması söz
konusu değil. Mesela Nevşehir'i yapamazsınız
ama ilçelerini ve beldelerinin de il belediyesince
yapılması biraz daha işi kontrol edilebilir hale
getirir diye düşünülüyor" ifadesini kullandı.
Kısmi bir denetime tabi tutacak çalışmalar
da yaptıklarını bildiren Güllüce, "Her yapılan
plan tadilatının sayı numarası bizden almak
zorunluluğu var. Şu anda yapamıyoruz ama yeni
binaya taşındığımızda zannediyorum bunu
becerebileceğiz. O planın, üst planlara uygun
olup olmadığı konusunda denetim yapan elektronik sistem kurmaya çalışıyoruz" dedi. (AA)
4
ANKARA
17 Mart 2015 Salı
Mamak Yüzme
Havuzu, yaz döneminde binlerce kişiye
yüzme öğretmeyi
hedefliyor. Havaların
ısınmasıyla birlikte
yaz sezonu için son
hazırlıkları tamamlayan havuz, sıcak ve
bunaltıcı havalardan
uzaklaşarak,
güneşlenmek, serinlemek, günün yorgunluğunu ve stresini
atarak hoşça vakit
geçirmek isteyenlerin
uğrak yeri olacak.
Mamak Yüzme Havuzu
yaza hazır hale getirildi
HABER MERKEZİMamak Yüzme Havuzu, yaz
döneminde binlerce kişiye yüzme
öğretmeyi hedefliyor. Havaların ısınmasıyla birlikte yaz sezonu için son
hazırlıkları tamamlayan havuz, sıcak
ve bunaltıcı havalardan uzaklaşarak, güneşlenmek, serinlemek,
günün yorgunluğunu ve stresini
atarak hoşça vakit geçirmek
isteyenlerin uğrak yeri olacak.
Bugüne kadar 180 bin kişinin faydalandığı havuzda yaz sezonunun
açılmasıyla birlikte Sağlık
Bakanlığı’nca belirlenen kriterler
doğrultusunda gerekli tedbirler
alındı. Tesis ilaçlandı, eksiklikler
giderildi, suları yenilendi ve çevre
düzenlemeleri yapılarak yaz sezonuna hazır hale geldi. Havuz suyu
ölçümlerinin düzenli olarak yapıldığı, kimyasal ve
fiziksel ölçümlerin yanı sıra mikrobiyolojik ölçümlerin de gerçekleştirildiği tesis vatandaşlara sağlıklı
ortamda yüzme imkânı sunuyor. Yaz aylarında
yüzme öğrenmek veya serinlemek için Mamak
Yüzme Havuzu’nu tercih eden vatandaşlara en iyi
hizmeti sunmak için çok titiz çalıştıklarını belirten
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, havuzun
kış konseptinden çıkarılıp yaz sezona uygun hale
getirildiğini belirterek, “Vatandaşlarımızın yoğun
olarak kullandığı havuzda sağlığa
büyük özen gösteriyor, bu konunun
hassasiyetle üzerinde duruyoruz"
dedi.
Başkent’in modern spor merkezleri arasında ön plana çıkan havuz,
eğitimli cankurtaran ve deneyimli
eğitimci kadrosuyla, günden güne
artan talebi karşılamak üzere hizmetini sürekli yenileyerek geliştiriyor.
Vatandaşlar, cankurtaranlar ve yüzme
hocaları eşliğinde gönül rahatlığı
içinde yüzmenin keyfini yaşıyor.
Çocukların yanı sıra her yaş grubundan vatandaşın ilgi gösterdiği yüzme
havuzu yılın her mevsimi vatandaşlara
hizmet veriyor. Bugüne kadar 10 bin
kişiye yüzme öğreten havuz, pazartesi günü hariç haftanın altı günü
hizmet vererek yaz mevsiminde kış
serinliği sunarken kış mevsiminde de yaz sıcaklığı
sunuyor. Saat 09.00–21.00 saatleri arasında
hizmet veren havuz, salı-perşembe ve cumartesi
günlere bayanlara, çarşamba- cuma ve pazar
günleri de erkeklere hizmet veriyor.
Mamaklı hanımlar sporda
Çetin'den, hanım
evine ziyaret
Ayyıldız Hanım Evini ziyaret eden Pursaklar
Belediye Başkanı Selçuk Çetin, kursiyerlerin
yaptığı çalışmaları inceledi.
HABER MERKEZİPursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin,
Başkan Yardımcısı Nedim Erçetin, Spor
Koordinatörü Salih Yergin ile birlikte Ayyıldız
Hanım Evini ziyaret etti. Ziyaret sırasında kursiyerler sohbet eden Başkan Çetin, çalışmalar
hakkında bilgi aldı. Hanımların yapmış olduğu
tezhip sanatını dikkatle inceleyen Çetin “Hanım
kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Çok güzel çalışmalara imza atmışlar. Bu başarıları görmek bizleri
de mutlu ediyor. Belediyemizin birbirinden güzel
hanım evlerinden tüm hemşerilerimizin yararlanmasını istiyoruz” dedi.
Bilgisayar kursunun bulunduğu sınıfı da
ziyaret eden Selçuk Çetin, kursiyerlere teknolojiyi
öğrenmenin faydalarını anlatarak,
“Öğrendiklerinizi pratik yaparak geliştirin.
Buradan alacağınız sertifika sizlere ileride iş
imkânı sunacaktır. Bunarlı iyi değerlendirin”
tesviyesinde bulundu. Pursaklar Belediye
Başkanı Selçuk Çetin’in ziyaretinden memnun
kalan hanımlar, Çetin’e teşekkür etti.
HABER MERKEZİForm tutmak ve zinde
kalmak isteyen kadınların
sayısının her geçen gün
arttığı Mamak’ta, pilates
topları ve lastiklerini yanlarından ayırmayan kadınlar,
fazla kilolarını atarak sağlıklı yaşamayı hedefliyor.
Mamak’ta sporu tabana
yayarak, 7’den 70’e
herkesin spor yapabilmesi
için çaba sarf ettiklerini
kaydeden Mamak Belediye
Başkanı Mesut Akgül,
“Sağlıklı yaşamın anahtarı
spordur.İlçemizde her yaştan vatandaşımıza sosyal
yaşamlarını renklendirecek
bir uğraş ve kurs
edindirmek arzusundayız.
Ev hanımlarımızın sağlıklı
bir yaşam geçirmeleri ve
sosyalleşmeleri için bu tarz
kurslar açmaya devam
edeceğiz” dedi.
Mamaklıların uğrak yerlerinden biri olan Mamak
Belediyesi Spor
Salonu’nda, bayanlara fitness, pilates, zumba, step,
aerobik dersleri veriliyor.
Sporla müziğin birleşmesiyle daha da eğlenceli hale
gelen spor dallarıyla,
Mamaklılar hem dans ediyor, hem de eğlenerek zinde
kalıyor. Profesyonel spor
hocaları eşliğinde gün
içerisinde belirlenen
seanslarda spor yapan
kadınların düzenli olarak
kilo kontrolü de gerçekleştiriliyor. Mamak
Belediyesi’nin başlattığı
uygulamadan memnuniyetini dile getiren kursiyerler,
“Mamak Belediyesi’nin
hizmete açtığı spor tesisleri
ve kurslardan çok mem-
nunuz, hareket ediyoruz,
kilo veriyoruz ve sağlıklı
yaşıyoruz” sözleriyle mutluluklarını dile getirdiler.
Mamak Belediyesi’nin
spor tesislerinde hizmet
vermeye başlayan step,
aerobik, pilates ve zumba
kurslarının yeri ve saatleri;
Salı ve Perşembe günleri
Mamak Belediyesi Spor
Salonu’nda, 09.00-10.00
saatleri arası ve 10.1511.15 saatleri arası stepaerobik, 18.00-19.00 arası
zumba kursu, 19.15-20.15
saatleri arası da pilates
kursu, Çarşamba ve Cuma
günleri Başak Gençlik ve
Spor Merkezi’nde, 10.3011.30 saatleri arası stepaerobik,13.00-14.00 saatleri zumba, 14.15-15.15
saatleri arasında da pilates
kursu.
Eryamanlı berberlerden
Demirel’e ziyaret
HABER MERKEZİEtimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel,
Berberler Odası Eryaman Temsilciliği yöneticileri ve
aileleri konukt etti. Oda temsilcisi Ömer Arslan
Etimesgut genelinde 270; Eryaman bölgesinde de 68
berberin faaliyet gösterdiğini söyledi. Berberler olarak
Başkan Demirel’in her zaman sorunlarıyla yakından
ilgilendiğini kendilerine destek oluğunu kaydeden
Arslan, “Eryaman’daki berberler olarak Pazar günü
tatil olmasını istiyoruz. Haftada bir gün de olsa ailemize, sevdiklerimize zaman ayırmak en büyük temennimiz. Eryaman’daki berberlerin tamamına yakınının
talebi bu yöndedir” şeklinde konuştu.
Başkan Demirel de, Etimesgut’ta faaliyet gösteren
esnafların sorunlarıyla yakından ilgilendiklerini vurgulayarak, “Yasa ve mevzuatlar çerçevesinde sorunlarınızın çözümü noktasında neler yapılabileceğini
yeniden gözden geçirelim. Diğer berber esnaflarımızın
da istekleri doğrultusunda herkesin memnun olacağı
ortak bir yol bulalım. Ne esnafımızın ne de hemşehrilerimizin mağdur olmasını asla istemeyiz. Yerel yönetimler olarak halkımızın sorunlarını çözmek, onların
yaşam kalitesinin artırmak için görevimizin başındayız”
diye konuştu. Demirel ziyarete katılan minik İrfan
Doruk Başer’i sevdi.
Alüminyum rölyef
kursu başlıyor
HABER MERKEZİMamak’ta aile merkezlerinde kadınlara yönelik
çeşitli meslek edindirme ve hobi kursları veriliyor. Cilt
bakımından tel kırmaya, şiş dantelden takı tasarımına
onlarca kursun organize edildiği aile merkezlerinde
Mamaklı kadınların en çok rağbet ettiği kursların
başında alüminyum rölyef kursu geliyor. Alüminyum
rölyef özel iğnelerle alüminyum tabakaların üzerine
sabırla işleniyor. Desen ve zemin çalışmaları tamamen
kişinin hayal dünyasıyla alakalı olan alüminyum rölyef
çalışmaları kursiyerlere aynı zamanda ek gelir kazanma şansı da sunuyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut
Akgül; “Aile Merkezlerimiz Mamaklı kadınlara yönelik
çeşitli kurslar ve organizasyonlar gerçekleştiriyor.
Kurslarımızda kadınlarımız hem meslek öğreniyor hem
de hobi ediniyor” dedi.
Alüminyum tabakalara verilen desen ve şekiller
pek çok zemini süslemekte kullanılabiliyor. Ayna
kenarlarından çeyiz sandığı üzerine, duvar panosundan biblo süslemeye kadar çok yaygın bir şekilde kullanım alanına sahip. Artık çeyizlerin vazgeçilmez bir
parçası olmaya başlayan alüminyum rölyef çalışması
yapan kursiyerler bu çalışmalarını satarak aile
bütçelerine katkıda bulunabiliyor.
Veli-öğrenci iletişimi semineri
Geçtiğimiz pazar günü yapılan YGS sınavı
öncesi velilere “Öğrenci Veli İletişimi” konulu
bir seminer veren Pursaklar Belediyesi
Ayyıldız Hanımevi, velilerin stresini azalttı.
HABER MERKEZİYüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) öncesi
Pursaklar Belediyesi Ayyıldız Hanım Evi harekete
geçti. Milyonlarca öğrencinin hazırlandığı önemli
sınav öncesi velilerle öğrenciler arasındaki etkili
iletişimin yolları masaya yatırıldı. Profesyonel
Öğrenci Koçu İlay Atik’in konuşmacı olarak hazırlanan seminere çok sayıda kadın katıldı. İlay Atik
yaptığı sunumda, sınav kaygısı, veli kaygısı, anne
baba tutumları, sınav haftasında ve son günlerde
yapılması gerekenler konusunda önemli bilgiler
verdi. Anne ve babaların çocuklarına bu dönemde
daha çok yardımcı olmaları gerektiğini belirten Atik
“Çocuklar ergenlik döneminde tedirgin olurlar, daha
çabuk tepki gösterirler.
ANKARA
17 Mart 2015 Salı
Ankara Büyükşehir
Belediyesi, şehir
dışı cenaze nakillerinde yepyeni bir
dönem başlatacak.
Büyükşehir
Belediyesi ve Türk
Hava Yolları arasında yapılacak protokolle, şehir dışına
gönderilecek
cenazeler uygun
görülmesi halinde
hava yolu ile taşınacak.
Şehirdışı cenazi nakilleri
hava yoluyla yapılacak
HABER MERKEZİBaşkent’te yakınlarını kaybeden vatandaşların
tüm cenaze hizmetlerini ücretsiz olarak yerine
getiren Büyükşehir Belediyesi, şehir dışı nakiller
için de yeni bir dönem başlatıyor.
Daha önce cenaze sahiplerine yardımcı olabilmek amacıyla talep eden vatandaşların şehir
dışı cenaze nakilleri için gidiş-dönüş araç ve tüm
akaryakıt ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karşılayan,
cenazeyi Ankara dışındaki istenilen yere ulaştıran
Büyükşehir Belediyesi, artık bu hizmeti Türk Hava
Yolları ile yapılacak protokolle yerine getirecek.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde “Gerek
mevsimsel şartlar, gerekse ekonomik olması
yanında nakil işlemlerinin süratli olmasını sağlamak amacıyla, Ankara’dan diğer il merkezlerine
cenaze nakillerinin Türk Hava Yolları Kargo
Başkanlığı ile yapılmasının çok daha uygun olacağı” ifadelerine yer verildiği komisyon raporu ele
alındı. Rapor, oy birliğiyle karara bağlandı.
Talep olduğu ve gerek görüldüğü hallerde
hava limanı bulunan yerlere yapılacak cenaze
nakillerinin Türk Hava Yolları Kargo Başkanlığı ile
yapılacak protokol kapsamında uygulanmasının
gerekliliğine değinilen raporda, cenazenin Türk
Hava Yolları Kargo Başkanlığı’na ulaştırılmasına
kadar Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet vermeye
devam edeceği, buradan sonra Türk Hava Yolları
Kargo Başkanlığı’nın, cenazeyi gideceği ile taşıyarak, cenaze sahiplerine teslim edeceği bildirildi.
Protokol’de ayrıca Türk Hava Yolları’nın iç hat
seferlerinde, sefer başına tek yönlü olarak verilecek hizmet için ödenecek 310 TL’nin de
Büyükşehir Belediyesi Mali Hizmetler Dairesi
Başkanlığı’nca yapılması kararlaştırıldı.
ULUS ÇALIŞMALARI
Belediye Meclis Toplantısı’nda ayrıca Ulus’ta
tarihi dokuyu yeniden ortaya çıkarma çalışmalarını
sürdüren Büyükşehir Belediyesi’nin yeni bölgelere
ilişkin Başkanlık Yazısı da oy birliğiyle kabul edildi.
Yazı’da, Ulus Tarihi Kent Merkezi kapsamında
kalan ve mülkiyeti Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı’na ait olan Altındağ ilçesi Anafartalar
Mahallesinde bulunan 5862/1 parselin
(6329,60/7.912 metrekare) hissesi, 5040/1 (5.697
metrekare), 834/1 (3.086 metrekare) nolu
ada/parsellerin üzerindeki tesisler ile birlikte
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na
devredilmesi kararlaştırıldı.
Büyükşehir Belediyesi, SGK ve ASKİ arasında
imzalanacak protokolle yapılacak bu devir işlemine karşılık olarak da trampa usulü ile SGK’ya şu
taşınmazların verilmesi karar altına alındı:
“Mülkiyeti ASKİ Genel Müdürlüğü’ne ait,
Keçiören 19 Mayıs mahallesi 90749 ada 2 nolu
parsel (32.200 metrekare), mülkiyeti Büyükşehir
Belediyesi’ne ait Akyurt Kızılhisar Mahallesi 1892
ada 1 parsel (218.122,77 metrekare), Çankaya
Çayyolu Mahallesi 18035 ada 1 parsel (3.372
metrekare), Yenimahalle Ergazi Mahallesi 17259
ada 1 parsel (kad. 127 parsel) (36.400 metrekare),
Çubuk Atatürk Mahallesi 2627 ada 2 parsel
(1.000 metrekare), Yenimahalle Orman Çiftliği
Mahallesi 13652 ada 2 parselin (662,18/4890
metrekare) hissesi, Altındağ Ege Mahallesi 4873
ada 10 parselin (396/50707 metrekare) hissesi,
Çankaya Kocatepe Mahallesi 1096 ada 7
parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölüm…”
Yeni bağlanan ilçelere pek çok desteğini
sürdüren Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılık konusunda da yepyeni adımlar atmaya
devam edecek.
Yenimahalle’de “Hoşgeldin Melek” kampanyası
HABER MERKEZİUsta tiyatrocu Bülent
Kayabaş, yakın dostu Ali
Poyrazoğlu’nun yönettiği
“Hoşgeldin Melek” oyunuyla
tiyatro seyircisinin karşısına
çıktı. Huzurevinde yaşayan
ve aynı kadına âşık olan iki
arkadaşın hikâyesini konu
alan oyunda, Kayabaş’a
Meriç Başaran ve Özdemir
Çiftçioğlu eşlik etti.
Aynı huzur evinde
yaşayan iki dost, aynı
zamanda iki düşman huzur
evine gelen çok ünlü, eski
bir aktris nedeniyle karşı
karşıya geliyorlar. İşte o
zaman kıyamet kopar.
Kaçmaca, kovalamaca,
haince yapılan planlar, birbirlerinin kuyularını kazmaca
ve bitmeyen bir rekabetin
komik bir dille aktarıldığı
oyunda, yaşlı insanların da
sevmeye ve sevilmeye hakkı
olduğu, sevginin önemi
anlatıldı.
“Hoşgeldin
Melek”
adlı oyun
Yenimahalle
Belediyesi 50.
Yıl Dört Mevsim
Tiyatro
Sahnesi’nde
tiyatro severlerle buluştu
5
Yenimahalle Kent Konseyi
Başkan Yaşar’ı ziyaret etti
HABER MERKEZİ- Yenimahalle Kent Konseyi
Başkanı Adnan Keskin’in geçtiğimiz Ocak ayı
içerisinde CHP Ankara İl Başkanlığı’na atanması
sonrasında toplanan Yenimahalle Kent Konseyi
Yürütme Kurulu üyesi olarak görev yapan Atila
Çınar, Kent Konseyi başkanlığına seçildi. Çınar,
Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nda Ostim Sanayici
ve İşadamları Derneği’ni temsil ediyor.
Çalışmalarını hız kesmeden sürdüren
Yenimahalle Kent Konseyi, Başkan Yaşar’ı
makamında ziyaret ederek projelerinden söz etti.
Yenimahalle Kent Konseyi Başkanı Çınar’a yeni
görevinde başarılar dileyen Yaşar, el ele vererek
Yenimahalle için daha büyük başarılara imza atacaklarını vurguladı.
Hayata geçirilecek her bir projenin Yenimahalle
için önemli olduğunu dile getiren Yaşar,
“Yenimahalle Belediyesi olarak Kent Konseyi’ne
imkanlar dahilinde destek olmaya devam edeceğiz.
İlçemizi cumhuriyete yaraşır bir biçimde daha iyi bir
noktaya taşımak hepimizin görevidir. Vatandaşın
isteklerini göz ardı etmeden, onların yaşamını
kolaylaştıracak projeler hayata geçirmeliyiz” dedi.
Yenimahalle Kent Konseyi’nde yer almaktan
onur duyduğunu ifade eden Çınar, Başkan Yaşar’ın
kendilerine desteğinin çok önemli olduğunu bildirdi.
Yenimahalle’de Kent Konseyi’nin kurumsal ve
güçlü bir yapıya sahip olmasının öncelikli görevleri
olduğunu belirten Çınar, Kent Konseyi faaliyet ve
projelerini aktardı. Çınar, “Yenimahalle, Sayın
Yaşar’ın başkanlığı sürecinde marka haline geldi ve
Türkiye’nin adından en çok söz edilen ilçelerinden
oldu. Başkanımızın verdiği destekle çıktığımız yolda
daha büyük başarılara imza atmak için elimizden
geleni yapacağız. Kent Konseyi olarak yapacağımız
çalışmalarla ilçemizin adını yücelteceğimize, değerini artıracağımıza inanıyoruz” diyerek Kent
Konseyi’ne güvenini dile getirdi.
Kent konseyi olarak bir icra organı değil, icracı
kuruluşlara öneride bulunma ve proje geliştirme
aracı olmanın bilincinde olduklarını belirten Çınar en
önemli amaçlarını şu sözlerle dile getirdi:
“Yenimahalle Kent Konseyi olarak en önemli
amacımız, Yenimahalle’de yaşamın herkes için
daha kolay, daha demokratik ve barış içerisinde
sürmesine katkı sağlamaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için Yenimahalle sınırlarında bulunan sanayi
merkezlerinin bölgemiz ve ülkemiz ekonomisine
katkısının artırılmasını esas alacak projeleri, ilçemizin mülki ve yerel yöneticilerine sunacak, önerilerimizin takipçisi olacak ve bu projelerin hayata
geçmesi için üzerimize düşeni yapacağız.”
Çocuk Meclisi
haklarını tartıştı
Yenimahalle’nin
2014'ü gözden geçirildi
Yaşar, “Ustalara Saygı
Gecesi”ne katıldı
HABER MERKEZİGümüşhaneli İşadamları ve Girişimcileri Derneği
(GİAD) "Ustalara Saygı" gecesi düzenledi. GİAD
Başkanı Mutlu Gürler’in ev sahipliğinde düzenlenen
geceye kendisi de Gümüşhaneli olan Adalet eski
Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu, Yenimahalle
Belediye Başkanı Fethi Yaşar, , Gümüşhane
Belediye Başkanı Ercan Çimen, Yenimahalle
Belediyesi Başkan Yardımcısı Erhan Aras, Ak Parti
Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün, MHP
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Ak Parti
Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın,
Yenimahalle Belediye Meclis Üyesi ve GİAD Genel
Sekreteri Emre Aydın ve Gümüşhaneliler katıldı.
Gazi Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen
gecede 50 yılı aşkın süredir Gümüşhane kültürünü
Ankara'da yaşatan 70 yaş üstü, 15 girişimciye
"Ustalara Saygı Plaketi" ve ödüller verildi. GİAD
Başkanı Mutlu Güler emeğe değer verdiklerini
söyledi. Ustalardan Osman Kara’ya plaketini
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar verdi.
Aysel Yakupoğlu’nun yorumuyla birbirinden
güzel türkülere eşlik eden Gümüşhaneli hemşeriler
Tanju Topal eşliğinde horon oynadı. Yenimahalle
TUBİL Halk Dansları Topluluğu da Karadeniz halk
oyunları gösterisi ile muhteşem bir performans
sergiledi.
HABER MERKEZİYenimahalle Belediyesi Kalite
Yönetimi Sistem Temsilciliği,
bu yıl 20’inci toplantısını
gerçekleştirdi.
Yenimahalle Belediyesi
Meclis Salonu’nda gerçekleşen Yönetim Gözden
Geçirme toplantısına,
Yenimahalle Belediyesi
Başkan Yardımcısı Hüseyin
Boran başta olmak üzere
birim müdürleri ve semt koordinatörleri katıldı.
Kaliteli hizmeti çok
önemsediklerini belirten
Başkan Yardımcısı Hüseyin
Boran, “Ankara’da bir
numara olmak için tüm
arkadaşlarımızın gerekli
katkıyı sağlamalarını istiyoruz” diye konuştu.
Kalite Yönetim Sistem
Temsilcisi Mustafa Sargın’ın
açılış konuşmasıyla başlayan
toplantıda, Yenimahalle
Belediyesi’nin hizmet
anlayışının sürekli iyileştirilmesi için yapılması gerekenler
ele alınarak 2014’te müdürlüklerin hedeflerinin gerçekleşme oranları ve 2015 hedefleri incelendi.
Yenimahalle Belediyesi’nin
Ankara’da TSE belgeli ilk ve
tek belediye olduğuna dikkat
çeken Sargın, “Şeffaf, katılımcı, kamu yararını ön planda
tutan, çevreye saygılı, her
bakımdan örnek bir
belediyeyiz” diyerek toplantının gündem maddelerini
paylaştı. Toplantıda ilk olarak
kalite politikası çerçevesinde
hedefler belirlendi. İç ve dış
tetkiklerin sonuçları değerlendirilerek yapılması
gerekenler konuşuldu. Kalite
yönetimini etkileyecek
değişiklikler belirlenerek öneriler dinlendi.
HABER MERKEZİÇocuk Meclisi Binası’nda gerçekleşen seminere katılan Çocuk Meclis üyeleri, gruplar halinde
“Çocuk Haklarını Yeniden Yazıyoruz” ve “Çocuklar
Haklarını Resmediyor” isimli çalışmalar yaptı.
Seminerde konuşan Çocuk Meclisi Başkanı
Ayşe Dila Karakaya, “Hepimizin, çocukların ve
büyüklerin, Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’ni en
az bir kez okuması gerektiğine inanıyorum.
Bilinmeyen, anlaşılmayan bir konunun uygulanmasının da mümkün olamayacağını düşünüyorum” dedi. Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler
Daire Başkanı Adnan Şeker’in de katıldığı toplantıda, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çocuklarla
ilgili geliştirdiği öncü projeler anlatıldı.
Projelerle dünyada da önemli bir konum elde
edildiğini belirten Şeker, şunları söyledi:
“Çocukların sosyal, kültürel ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunan, boş zamanlarını güzel ve
verimli bir biçimde değerlendirmelerini sağlayan
etkinlikler gerçekleştiriyor, tüm hizmetleri ücretsiz
olarak sunuyoruz. Binlerce çocuğa kucak açan
Çocuk Kulüpleri, Sokakta Çalışan Çocuklar
Merkezi, bakıma muhtaç çocuklara yönelik koruma evlerimiz var. Eğitime destek amacıyla imkanı
olmayan vatandaşlara yardımlar ulaştırıyoruz.
Kararlara katılım konusunda 20 yıldır Ankara
Çocukların sesi olan Çocuk Meclisimiz var.”
Seminer süresince meclis üyesi minikler, çocuk
hakları ve çocukların kararlara katılımı konularında,
gözlemleri ve kendi bakış açıları çerçevesinde
tartıştılar. Eleştiri ve çözüm önerilerini sunuma
dönüştüren çocuklar, hararetli ve heyecanlı bir
çalışma yürüttü. Miniklerin, çocuk hakları ile ilgili
resimlerle oluşturdukları mini sergi ise büyük ilgi
gördü.
6
ANKARA
17 Mart 2015 Salı
Türkiye Sanayici İş
Kadınları ve İş Adamları
Konfederasyonu Genel
Başkanı Nezaket
Emine Atasoy ve Arap
Devletler Birliği Türkiye
temsilcisi Büyükelçi
Mohamed El Fattah
Naciri Başkanlığında
Ürdün Haşimi Krallığı
himayesinde 22 Arap
ve Müslüman Devletler
Bakanlar düzeyinde
Ankara’da toplanacak.
Arap ve Müslüman devletler
Kudüs Zirvesi'nde buluşacak
HABER MERKEZİ21 Mart 2015 günü Arap ve Müslüman
Devletler Ortadoğu Barışına katkı sağlamak ve
Ortadoğu ve Müslüman Devletler arasında
yaşanan siyasi gerilimleri ve Filistin sorununu
tartışmak ve çözüme kavuşturmak üzere
Ankara’da olağanüstü toplanıyor. Yapılan
Ortadoğu Devletler zirvesinde Kudüs meselesi
en önemli konu olarak gündeme alınacak ve
tartışılacak. Toplantının sonuçları Merkezi
Kahire’de bulunan 22 Arap devletinin üyesi
olduğu Arap Devletler Birliğine ve Birleşmiş
Milletlere Deklerasyon olarak gönderilecek.
21 Martta 2015 tarihinde Ankara’da yapılacak olan Arap ve Müslüman Devletler Zirvesi
Ürdün Haşimi Krallığı Kralı 2. Abdullah tarafından himaye edileceği açıklandı. 21 Mart 2015
tarihinde yapılacak olan zirveye şu devletler
katılacak: "Türkiye Cumhuriyeti ,Suriye Arap
Cumhuriyeti, Lübnan Cumhuriyeti, Ürdün
Haşimi Krallığı, Suudi Arabistan Krallığı,
Bahreyn Krallığı, Katar Emirliği, Birleşik Arap
Emirlikleri, Umman Sultanlığı, Cibuti
Cumhuriyeti, Komorlar Federal İslam
Cumhuriyeti, Yemen Cumhuriyeti, Kuveyt
Devleti, Mısır Arap Cumhuriyeti, Libya Devleti,
Tunus Cumhuriyeti, Filistin Devleti, Cezayir
Demokratik Halk Cumhuriyeti, Fas Krallığı,
Moritanya İslam Cumhuriyeti, Sudan
Cumhuriyeti, Somali Federal Cumhuriyeti."
100+ Yaş Kulubü’nde
SAĞLIK SEMİNERİ
HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi’nin,
hizmete açtığı 100+ Yaş Kulübü,
eğitim ve bilgilendirme seminerlerinden birine daha ev sahipliği
yaptı. Daha önce yaşa bağlı
olarak ortaya çıkabilecek sorunlardan Demans, Depresyon ve
Deliryum konusunda Türk
Geriatri Derneği ile genel bilgilendirme semineri düzenleyen
100+ Yaş Kulübü, bu defa Özel
Kavaklıdere Hastanesi Üroloji
Uzmanı Operatör Dr. Alper
Tuncayengin’in konuşmacı
olarak katıldığı bir seminer
düzenledi.
Genellikle yaş ilerledikçe
ortaya çıkma olasılığı artan ve
kadınlarda inkontinans, erkeklerde prostat olarak bilinen idrar
kaçırmanın nedenleri ve tedavi
yöntemleri konusunda detaylı
bilgiler veren Operatör Dr. Alper
Tuncayengin, katılımcıların sorularını da yanıtladı. Soru cevapla
karşılıklı sohbete dönüşen seminere katılan kulübün 35 üyesi,
bu tür bilgilendirici eğitimlerin
çok yararlı olduğunu ve
karşılaştıkları sorunların nedenlerini öğrenmelerinin kendilerini
aydınlattığını belirterek Çankaya
Belediyesi’ne teşekkür ettiler.
Hafta içi her gün mesai saatleri içerisinde hizmet veren
100+Yaş Kulübü’nün şu an için
384 müdavimi var. Aşağı
Ayrancı Hüseyin Onat Sokak’ta
faaliyet gösteren kulübe bölge
sakinlerinin yoğun ilgi göstermesinden dolayı bu sayı her
gün artıyor. Kulüp, akranları ile
iyi vakit geçirmek isteyen bölge
sakinlerine kapılarını açık
tutuyor.
Taşdelen’e tiyatro teşekkürü
HABER MERKEZİÇankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen,
Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası
(Kültür Sanat-Sen) yönetimi konuk etti
Sendika Genel Başkanı Yavuz Demirkaya ve
beraberindekiler bir süre sohbet ettikleri
Taşdelen’e, 2014 yılının Aralık ayında
Kuğulupark’ta gerçekleştirilen etkinliklerde
Ankara’daki tiyatrolara verdiği destek nedeniyle
teşekkür ettiler.
KÜLTÜR SANAT-SEN, TOBAV, DETİS, TOMEB
ve Başkent Dayanışması tarafından geçtiğimiz
Aralık ayında Şinasi ve Akün Sahnelerinin Emek
İnşaat’a satılarak yıkılmasının önünün açılmasına
tepki amacıyla "Sesimize Ses Katın" etkinliği
düzenlenmişti. Etkinliğin açılış konuşmasını da
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen yapmıştı.
Sendika Yönetimini ağırlamaktan memnuniyet
duyduğunu ifade eden Taşdelen, sanat ve
sanatçının topluma kattığı önemin altını çizerek
Çankaya Belediyesi’nin bu alanda her zaman
destek olacağını belirtti. Alper Taşdelen, Akün ve
Şinasi Sahnesi'nin Ankara'nın sanat hayatı açısından taşıdığı değerin yanı sıra başkente kimlik
kazandıran sembollerden olduğunu da ifade etti.
HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi, sokak hayvanlarının bakım ve
rehabilitasyonu için 10 farklı projeyi hayata geçirdi. Bir
yandan bakıma muhtaç hayvanların tedavilerini yapan
Belediye bir yandan da barınakta kalan sokak canlarına yeni yuvalar buluyor.
2015’in ilk iki ayında 3 bin 340 hayvanın tedavi
edildiği Çankaya
Belediyesi
Sahipsiz Sokak
Hayvanları
Bakım ve
Rehabilitasyon
Merkezi’nde
görevli uzman
veterinerler
aşılamadan kısırlaştırmaya,
kanser
tedavisinden
açık yaraya birçok rahatsızlıkta sokak hayvanlarının ilk
müdahalesini ve bakımını gerçekleştiriyor.
Sahipsiz sokak hayvanlarının bakım ve tedavilerini
yaparak sahiplendirilmelerini sağlayarak hayvan
nüfusunu kontrol altında tutmayı ve koruyucu halk
sağlığı hizmeti sunmayı ilke edinen Çankaya Belediyesi
geçtiğimiz iki ayda 179 sokak hayvanını da
sahiplendirdi.
Sokak hayvanları için hayata geçirdiği 10 Şanslı
Proje ile hem halk sağlığını hem hayvan sağlığını korumaya yönelik adımlar atan Çankaya Belediyesi, projeler kapsamında etkinlik hızını ve kalitesini de artırdı.
Sokak hayvanlarını “Şanslı” olarak niteleyen projeler
dâhilinde kısırlaştırma, doğal ortamlarında yaşamlarını
sağlama, barınağın iyileştirilmesi, eğitim gibi birçok
konu üzerinde çalışmalar yapılıyor.
Başkan Güney'den
hastane ziyareti
Çankaya’dan okullara destek
HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi
havaların ısınmasıyla
birlikte okullar için yürüttüğü çalışmalara da ağırlık
verdi. Kış boyunca kar
temizliği, ağaç budaması,
pota yerleştirme gibi işler
yapan ekipler havaların
ısınmasıyla çocuk oyun
alanları ve çevre düzenlemeleri için kolları
sıvadılar.
3 binden fazla
sokak hayvanı
tedavi edildi
Girişine engelli rampası
yaptıkları Mimar Kemal
İlkokulu’nda çocuklar için
bir de sürpriz hazırlayan
Çankaya Belediyesi ekipleri, basketbol sahasının
yanı sıra çocukların istekleri doğrultusunda oyun
çizgileri de hazırladılar.
Çankaya Belediyesi’nin
okullara yönelik desteği
sadece fiziki şartların
iyileştirilmesiyle sınırlı
AYŞEGÜL BALDEMİRKızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney,
hasta ziyaretlerinde bulundu. Başkan Muhittin Güney,
Başkan Yardımcısı Fahrettin İlhan, Belediye Başkan
Danışmanı ve Genel Koordinatör İhsan Taşer, Zabıta
Amiri Kemal Civan ile birlikte, Geçirdikleri rahatsızlık
nedeniyle evlerinde istirahat eden Belediye Zabıta
Personeli Dursun Pireci, Belediye Jeotermal personeli
Hayrettin Akar ve İlçe yöresel sanatçılarından Aydın
Gündoğdu'yu evlerinde ziyaret ederek geçmiş olsun
dileklerinde bulundular.
değil. Düzenlenen çeşitli
seminerlerde öğrencileri
hayvan sevgisinden ağız
diş sağlığına kadar pek
çok konuda bilgilendiren
Çankaya Belediyesi,
çocuklara temel bilimsel
kavramları eğlenceli bir
dille anlatan ve okuma
sevgisi aşılayan “Bilim
Hikâyeleri Serisi”yle şimdiden yaklaşık 85 bin
çocuğa ulaştı.
Vatandaşların
iyi gününde ve
kötü günlerinde
hep yanlarında
olan Belediye
Başkanı Muhittin
Güney ziyaretlerinde; personellerin geçirdiği
rahatsızlıktan
dolayı üzüntüsünü dile getirerek biran önce sağlıklarını kavuşmalarını dilerken,
diğer yandan trafik kazası sonucu yaralanan ilçenin
sevilen sanatçılarından ve aynı zamanda belediye personeli Ercan Gündoğdu'nun oğlu Aydın Gündoğdu'nun
durumunun iyiye gitmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ileterek bütün hastalarıa "Allah'tan acil şifalar"
diledi.
EKONOMİ
17 Mart 2015 Salı
Banyo, Yapı,
Enerji, Klima
ve Yenilenebilir
Enerji
Teknolojileri
Fuarı'na (ISH)
katılan Türk
firmaları, iklimlendirme sektöründe sahip
oldukları kalite
ve fiyat rekabetiyle fuarda
öne çıkıyor.
Türkiye, iklimlendirme
sektöründe iddialı
FRANKFURT - ABDULSELAM DURDAK Messe Frankfurt tarafından düzenlenen uluslararası "Banyo, Yapı, Enerji, Klima ve
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Fuarı (IHS) 2015"
Almanya'nın Frankfurt kentinde üçüncü gününde
devam ediyor. Fuara Türkiye'den çoğunluğu
iklimlendirme sektöründen olmak üzere yaklaşık
90 firma katılım sağladı.
İki yılda bir düzenlenen fuara katılan Türk firmaları, iklimlendirme sektöründeki kalite ve fiyat
avantajıyla fuarda dikkati çekiyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan
ERBAŞ/ER VE ASKERİ ÖĞRENCİLERİN İAŞE
HİZMETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE
12 (ONİKİ) KALEM YİYECEK MADDESİ ALIMI
ZH.BRL.OK. VE EĞİTİM TÜM. K.LIĞI MİLLİ
SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY
BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK
ERBAŞ/ER VE ASKERİ ÖĞRENCİLERİN İAŞE HİZMETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE 12
(ONİKİ) KALEM YİYECEK MADDESİ ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu
maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer
almaktadır:
İhale Kayıt Numarası: 2015/28313
1-İdarenin
a) Adresi: ZH.BRL. OKL.VE EĞT.TÜM.K.LIĞI 06990 ETİMESGUT/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası: 3122491145-3122491118
c) Elektronik Posta Adresi: [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa): https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-lhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı: ERBAŞ/ER VE ASKERİ ÖĞRENCİLERİN İAŞE HİZMETLERİNDE
KULLANILMAK ÜZERE 12 (ONİKİ) KALEM YİYECEK MADDESİ ALIMI (PATLICAN, HIYAR,
PATATES, KURU SOĞAN, YAZLIK KABAK, TAZE FASULYE, TAZE BİBER, DOMATES, LİMON.
MAYDANOZ, TAZE BEZELYE, SARIMSAK)Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı
içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri: Zh.Brl.Okl.ve Eğt.Tüm.K.lığı Tşn.Tük.- 660 Mal Saymanlığı Depolarına
(Etimesgut/ ANKARA)
c) Teslim tarihi Her gün ne miktarda mal alınacağı Tşn.Tük.660 Mal saymanlığınca verilecek
aylık tebligatlarla belirtilecektir. Bu tebligat listesi yüklenicinin şahsına veya kanuni vekiline
veyahut ihalede belirttiği kanuni ikametgâhına en az üç (3) gün evvelden ulaştırılacaktır. (Elden
veya Resmi İadeli Taahhütlü) 10.3.2. Aylık alınacak mal tebligatı tahmini rakamlar üzerinden
hesaplandığından yüklenici aylık tebligata ilaveten her gün ne miktarda mal getireceğini bir gün
önceden bizzat kendisi veya kanuni vekili tarafından Tşn.Tük.660 Mal saymanlığından öğrenmek
zorundadır. Bu maksatla ilgili saymanlık tarafından Günlük Muayene Defteri doldurulacaktır.
Yüklenici veya kanuni vekili bu defteri imza edecektir.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Zh.Brl.Okl.ve Eğt.Tüm.K.lığı İhl.Kom.Bşk.lığı Etimesgut/ANKARA
b) Tarihi ve saati : 07.04.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak
kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve
Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış,
ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter
tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 1 TRY (Türk Lirası) karşılığı ZH.BRL.OK.
EĞT.TÜM.K.LIĞI İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI ETİMESGUT/ANKARA adresinden satın
alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Zh.Brl.Okl.ve Eğt.Tüm.K.lığı İhl.Kom.Bşk.lığı
Etimesgut/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta
vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale
sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif
edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda
geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 42304 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB)
Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Poyraz, ısıtma,
soğutma, havalandırma ve tesisat yalıtım
malzemelerinden oluşan iklimlendirme sanayinin
Türkiye'de iyi organize olduğunu söyledi.
Poyraz, yabancı sermayenin, özellikle de
Alman sermayesinin Türkiye pazarına ilgi
gösterdiğini ve önemli yatırımlar yaptığını dile
getirdi.
2014 yılında 4,5 milyar dolarlık ihracat
gerçekleştirdiklerini belirten Poyraz,
"Sektörümüz gelişmiş bir sektör ve kalitesiyle
kendisini Avrupa'da ispat etmiş bir sektördür.
Sektörün en önemli pazarlarından bir tanesi
de Avrupa ülkeleridir" dedi.
Almanya'daki fuarı bu açıdan çok
önemsediklerini vurgulayan Poyraz, fuara
katılan Türk firmaların da oldukça memnun
olduklarını ifade etti.
Türkiye'nin sektörde önemli bir konuma
sahip olduğunu aktaran Poyraz, şöyle devam
etti:
"Bazı ürünlerde dünyanın tek ve en çok
üreticisi gibi unvanlara sahibiz. Örneğin ev tipi
klimalarda Türkiye şu an da üretim açısından
Avrupa'nın en büyük kapasitesine sahip.
Ayrıca radyatör üretiminde Türkiye dünyanın
en büyük kapasitesine sahip. Çin dahil tüm
dünyaya mal ihraç ediliyor. Plastik su borularında yine Türkiye'nin çok büyük kapasitesi
var."
Türkiye'nin hem kalite hem de fiyat açısından rekabetçi bir konumda olduğunu dile
getiren Poyraz, Alman firmalarıyla rekabeti
artırmak için teknoloji ve inovasyona daha
fazla önem verilmesi gerektiğine işaret etti.
Poyraz, sektörün gelişmesinde Türkiye'nin
ekonomik ve siyasi istikrarının etkili olduğunu
vurgulayarak şunları kaydetti:
"Son 12 yıldaki tek partili dönemin getirmiş olduğu değişimler ve gelişmeler diğer
sektörleri etkilediği gibi bizim sektörümüzü de
olumu yönde etkiledi. Yatırım ortamının daha
iyi ve güvenli olması, dışarıya daha çok açılmak, ekonomik yönden üretilebilmek ham
madde bulabilmek ve satabilmek büyük
avantaj olarak önümüze kondu. Biz de bu
avantajları değerlendirerek bütün ürünlerimizi
satma imkanına sahip olduk. THY'nin
gelişmesi ve her yere uçması bizi oralara taşıması bize yeni pazarlar açtı." (AA)
ARA-SIRA
7
Nurullah AYDIN
[email protected]
BİLGİ ÇAĞINDA İDEOLOJİK KÖRLÜK
İnsanlık gelişirken; değişim ve dönüşümlerde
yaşamaya devam ediyor. Belki yaşam kolaylaşmıştır
ancak köleleştirme, yöneten yönetilen ilişkisi,
sürüleştirme uyuşturma ve ayrıcalıklı kesimin mutlu
ve rahat yaşama anlayışı değişmemiştir. Öylesine ki
köleleştirme köleleşme değişmemiş sadece şekil
değişimine uğramıştır.
Köleleşme gerçeğini birçok insan dile getirmeye
çalışır. Ancak alternatif oluşturma da zorluk yaşarlar.
Kimileri bireysel, kimileri parti grubu olarak hareket
ederler. Bazı kişiler ve partiler ise duyarlı görünüp
duyarsızlıklarını çıkarları için devam ettirirler.
Bilgi Çağında; bilgisizlik ve çaresizlik nedeniyle
işbirlikçilik moda olmuştur.
Aydın mı yoksa kimliksizleşen aydınlar mı var
sorusu soruluyor!
Ülkelerin yönetimine gelmek için kriterlerin
başında, küresel sermaye ve örtülü derin dünya
örgütlerin icazeti gelmektedir.
Aydınların gaflet ve hıyaneti, aydınlardaki ideolojik körlükten ileri gelmektedir.
Bilim adamı ve sorumluluğunu yitirmiş
akademisyenler, devşirilen aydınlar ve embesil
medya mensupları; sonu kaosa giden yolları döşemektedirler.
Dönek Aydınlar ve Diplomalı cahiller kafa
karıştırmaktadır. Kimliksizler etkili ve yetkilidir.
Beynin biyolojik ve sosyolojik ritmi bozulmuş,
siyasi iradeleri felç etmek üzere ve biyolojik ve
psikolojik Savaş her alanda her şekilde kural tanımaksızın uygulanmaktadır.
İnsan ve toplum üzerinde zihin operasyonları ile
kitlesel zihin çökertme silahı kullanılmaktadır.
Kontrollü Gerilim Stratejisi; kitlelerin düşünme
sorgulama melekelerini alt üst etmiştir.
Dinleme merakı insanları sarmalamıştır. Casus
yanıbaşınızdadır.
İstihbarat sistemlerinin şifreleri elinde olan küresel
güç dünyayı dinliyor.
Terörün yeni silahı internettir ve siber savaş her
alanda sürdürülmektedir.
Tele kulak ve medya-siyaset içiçe olmuştur.
Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali artmıştır. Bu
nedenle derin kulaklara dikkat edilmelidir.
Korku ülkesi algısı, kitlelerde oluşmuştur.
Bilgi toplumu ve çağın gerçekleri ortada iken
insanlar teknoloji bağımlısıdır. Tehlikeleri algılamaktan uzaktır.
Siber güvenlik ortadan kalmış, bilgisayar yoluyla
da takip sürmekte, mailler okunmaktadır.
Beyin avcıları işbaşındadır. Yabancılar uzman,
gazeteci, danışman, iş adamı akademisyen kimlikleriyle ülkeleri mesken tutmuşlardır.
Provokasyonlarını örtülü bir şekilde rahatlıkla yapar
hale gelmiştir.
Toplumlar; kaosa sokulmuştur. Küresel merkezlerin kaostan kozmosa stratejisi işlemektedir. Bölge
ülke lider ve kadroları, figüranlığı kabul etmiş,
rollerini oynamaktadırlar.
Dikkat edin: Bilgi kirliliği yaratan sosyal ajanlar
peşinizde olabilir. Bunlar her meslek grubundan
olabilir.
Muhbirlik, gizli tanıklık nemalanma ve takdir
edilme kimliğine dönüşmüştür.
Gazete sayfalarında yer alan ve TV ekranlarında
yer alan ucube tipler, ücretli asalak işbirlikçilerdir.
Ajan akademisyenler, ajan gazeteciler, ajan
siyasetçilerle kolkoladır.
Gizli Tanıklık nedeniyle gizemli soruşturmaya
maruz kalma endişesi, duyarlı herkeste panik
meydana getirmiştir.
Asimetrik psikolojik savaş yürütülürken, Kontrollü
Gerilim Stratejisi uygulanmaktadır.
Köleleşmeyi kabullenen insanları uyandırmak
aydınlatmak dünyanın en zorlu yoludur.
Günün Sözü: güç, makam, unvan, servet ve
şöhret insanın vazgeçemediği tutkularıdır.
Milli gelir revizyonu
2016’da tamamlanacak
ANKARA - MERVE ÖZLEM ÇAKIR - ARİFE
YILDIZ ÜNAL - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz,
milli gelir hesabında yapılacak revizyona ilişkin,
"Önümüzdeki süreçte yenilenen standartlarla
hesaplarımızı revize edeceğiz. Bu çalışma 2015'te
yetişmeyecek, 2016'dan itibaren bunu tamamlamış olacağız, milli gelirimizi de yeniden
hesaplamış olacağız. İnanıyorum ki milli gelirimiz
bugün göründüğünden daha yüksek" dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda soruları
yanıtlayan Yılmaz, 2015-2019 döneminin reformlar
ve hızlı dönüşüm için bir fırsat penceresi, altın
kıymetinde yıllar olduğunu belirterek, bu dönemde
de makro ekonomik istikrarı devam ettireceklerini
bildirdi.
Mali disiplinden asla taviz vermeyeceklerinin
altını çizen Yılmaz, para politikalarını da dünyadaki
çalkantılar sonrasında büyümeye destek olacak
şekilde devam ettireceklerini söyledi.
Enflasyon ve faizleri 0-5 arasındaki banda çekmenin önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz,
büyümeyi sağlamak, cari açığı azaltmak ve
enflasyonu düşürmenin Orta Vadeli Plan'ın (OVP)
temel 3 hedefi olduğunu söyledi.
Yılmaz, OVP'deki enflasyon hedefine ilişkin
soruya, "Dolardaki artışın enflasyon açısından bir
miktar olumsuz etkileri olabilir ama petrol fiyatlarındaki düşüşün de ciddi anlamda olumlu yansımaları
var. Dolayısıyla enflasyon hedefini rahatlıkla tut-
turabileceğimize inanıyoruz" yanıtını verdi.
Geçen yıl tarımda yaşanan kuraklık ve don
olayının fiyatlara yansıdığına dikkati çeken Yılmaz,
"Bu sene dışarıdaki havaya da baktığımızda daha
şanslı ve bereketli yıl geçireceğimize inanıyoruz.
Bunun da enflasyon açısından olumlu katkısı olacak. Dolayısıyla enflasyonda daha iyi bir perspektife sahip olduğumuzu söyleyebilirim" diye konuştu. Bakan Yılmaz, 2023'te iddialı hedeflerinin
olduğu, bu hedefleri bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonra da reformlarla gerçekleştireceklerini
dile getirerek, "AK Parti'nin en önemli özelliklerinden biri değişimci olması. Biz bir taraftan
muhafazakar bir partiyiz ama bu muhafazakarlık
politikalar anlamında değil, bu yanlış anlaşılmamalı. Aile, temel bazı değerlerimiz, tarihi değerlerimiz anlamında tabii ki muhafazakarız ama bir
taraftan da AK Parti gerçekten bazı anlamlarda
'devrimci' diyebileceğimiz ölçüde değişimci bir
parti. Biz hiç bir zaman popülist olmadık.
Halkımızın ihtiyacı, beklentisi ne ise onu yapmaya
çalıştık" şeklinde konuştu.
Yılmaz, istihdamı çok önemsediklerinin altını
çizerek, dünyada istihdam oluşturmada en başarılı
ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söyledi.
Gelecek dönemde istihdamın öncelikli konulardan biri olduğunu dile getiren Yılmaz, özellikle
mesleki becerilerin geliştirilmesi yönünde desteklemeleri sürdüreceklerini kaydetti. (AA)
8
EKONOMİ
17 Mart 2015 Salı
Polonya’dan 150 kişilik
üst düzey heyet geliyor
Polonya Dışişleri Bakanı Grzegorz Schetyna'nın başkanlığını yaptığı ve çeşitli bakanlıklardan yetkililerin yanı sıra 150'ye yakın iş
adamının katılacağı üst düzey heyetin Türkiye'ye geleceği bildirildi.
VARŞOVA - Polonya Dışişleri Bakanı Grzegorz
Schetyna'nın başkanlığını yaptığı ve çeşitli bakanlıklardan yetkililerin yanı sıra 150'ye yakın iş
adamının katılacağı üst düzey heyetin Türkiye'ye
geleceği bildirildi.
Geçen yıl ikili ilişkilerin 600. yılının kutlandığı
Polonya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin
geliştirilmesi çerçevesinde 24 Mart'ta Türkiye'ye
gelecek heyetin, İstanbul ve Ankara'da ekonomi
forumlarına katılacağı ve resmi temaslarda bulunacağı belirtildi.
Heyetin ziyareti öncesi Türk gazetecilere açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Katarzyna Kacperczyk (sağda), geçen
sene Türkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin 600.
yıl dönümü dolayısıyla kültürel ve ekonomik
faaliyetler düzenlediklerini anımsatarak bu ay sonu
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun daveti
üzerine Schetyna'nın geniş bir iş adamı heyeti ve
çeşitli kurumların temsilcileriyle Türkiye'ye gideceğini söyledi. Bilimsel araştırma kurumlarının yanı
sıra enerji ve madencilik sektörlerinden yoğun
katılım olacağını ifade eden Kacperczyk, çevrecilik
alanında faaliyet gösteren şirketlerin de heyete
dahil olacağını kaydetti.
Kacperczyk, "Türkiye ile birçok alanda birbirimize benziyoruz. Büyüme modellerimiz, büyümeye öncü olan sektörlerimiz... Ayrıca Türkiye ile
birbirimizi tamamlayacağımız, üçüncü ülkelerde
birlikte çalışabileceğimiz birçok alan var" dedi.
Polonya'nın teknoloji alanında uzun bir yol
katettiğini ve tecrübesini Türkiye ile paylaşmak
istediğini belirten Kacperczyk, "Heyetin genişliği,
toplantıların sayısı ve Türkiye'de kalınacak zaman
aralığı bu isteğimizin büyüklüğünü gösteriyor"
ifadesini kullandı. (AA)
SANAT YAPILARI YAPTIRILACAKTIR BÖLGE
MÜDÜRLÜĞÜ-4.BÖLGE ANKARA DİĞER ÖZEL
BÜTÇELİ KURULUŞLAR KARAYOLLARI
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Karayolları 41 (Bolu) ve 42 (Kızılcahamam) Şube Sınırları Dahilindeki Muhtelif Sanat Yapılarında
Yapım, Bakım ve Onarım Yapılması yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır.
İhale Kayıt Numarası : 2015/29006
1- İdarenin
a) Adresi : Etlik Cad. No: 39 06110 DIŞKAPI ALTINDAĞ/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3123039000 - 3123843128
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ internet adresi
2- İhale konusu yapım işinin
a) Niteliği, türü ve miktarı : Sanat Yapılarında Yapım, Bakım ve Onarım Yapılması 1250 m3 taş duvar yapılması, 1450 m3 beton yapılması, 2500 m beton yol korkuluğu yapılması,
25000 m3 yarma kazısı yapılması , 6000 m2 prefabrik beton parke yapılması Ayrıntılı bilgiye
EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer : 41. (Bolu) ve 42. (Kızılcahamam) Şube Şeflikleri Sınırları Dahilinde
c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 gün içinde yer teslimi
yapılarak işe başlanacaktır.
ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 200 (ikiyüz ) takvim günüdür.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü İhale Salonu - Etlik Cad. No:39 Dışkapı
ANKARA
b) Tarihi ve saati : 09.04.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak
kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar
Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi.
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf
ve sanatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu
yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri.
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi.
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter
tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası
bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye
doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge.
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyim belgeleri:
Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen
bedelin % 80 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik
ve mimarlık bölümleri:
4.4.1. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
Tebliğde yer alan AI. GRUP: KÖPRÜ VE VİYADÜK İŞLERİ veya A/V. GRUP: KARAYOLU İŞLERİ
(Altyapı + Üstyapı), grubu işler benzer iş olarak kabul edilecektir.
4.4.2. Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: Benzer işe denk sayılacak
mühendislik bölümü; İnşaat Mühendisliğidir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 350 TRY (Türk Lirası) karşılığı Karayolları
4. Bölge Müdürlüğü İhaleler Başmühendisliği Etlik Cad. No:39 Dışkapı ANKARA adresinden
satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü İhale Salonu - Etlik Cad.
No:39 Dışkapı ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü
posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, Her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların
çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda
geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 210 (ikiyüzon) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13. Diğer hususlar:
İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1,20
Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde
öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir.
Basın - 42711 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
İLAN
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Çankaya İlçesi Yıldız Mahallesi, 7757/13 nolu ada/parsel için hazırlanan 62260/3 nolu Parselasyon
Planı Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 26.02.2015 tarih ve 549/1296 sayılı kararı ile 3194
sayılı İmar Kanununun 19. Maddesi ve 5216 sayılı yasanın 7/c maddesine göre onanmış olup,
3194 sayılı Kanunun 19.maddesi uyannca 17.03.2015 tarihinde mesai başlangıcında 1 aylık askı
ilanına çıkarılmıştır.
İlgililere ilanen duyurulur.
Ada ve Parsel
Çankaya İlçesi, Yıldız Mahallesi 7757/13 nolu ada/parsel
Basın - 42617 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN
Huzur Mahallesi, 25395 ada 1 nolu parseldeki Karakol alanına ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar
planı değişikliği, 13.03.2015 tarihinden itibaren Belediyemiz ilan panosunda 1 (bir) ay süre ile ilan
edilmektedir. İlgilenenlere duyurulur.
Basın - 42010 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
KİTAP SATIN ALINACAKTIR
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YILDIRIM
BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ KÜTÜPHANE VE
DOKÜMANTASYON DAİRE BAŞKANLIĞI
4834 Kalem Kitap Alımı alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık
ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2015/26037
1-İdarenin
a) Adresi : Güvenevler Mah. Güneş Sok. 11 ÇANKAYA/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3124667533 - 3123792264
c) Elektronik Posta Adresi :
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : 4834 Kalem Kitap Alımı
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri : Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Deposu
c) Teslim tarihleri : Yüklenicinin uhdesinde kalan malın %50'si sözleşmenin imzalanmasına
müteakip 45 gün içerisinde sipariş edilmeksizin teslim edilecektir. Yüklenicinin uhdesinde geriye
kalan malın % 50'si ise 15/08/2015 tarihinden sonra 45 gün içerisinde sipariş edilmeksizin teslim
edilecektir.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü Kütüphane Ve Dokümantasyon Daire
Başkanlığı 1. Kat. Çankırı Cad. Çiçek Sok. No: 3 Altındağ / ANKARA
b) Tarihi ve saati : 07.04.2015 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak
kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve
Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış,
ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı
olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile
tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter
tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin
yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan
tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak
bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge,
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve
teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin
iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1. Kitap alım-satım işine ait iş bitirme belgeleri iş deneyim belgesi olarak kabul edilecektir.
5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Yıldırım
Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı 1.Kat /Çankırı
Cad.Çiçek Sok.No:3 Altındağ/ANKARA adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza
kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü Kütüphane Ve
Dokümantasyon Daire Başkanlığı 1. Kat. Çankırı Cad. Çiçek Sok. No: 3 Altındağ / ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale
sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif
edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda
geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüzyirmi) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 41712 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
KÜLTÜR-SANAT
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
[email protected]
SOMUNCU BABA GERÇEĞİ
VE HACI BAYRAM-I VELİ İLE İLİŞKİSİ
"Somuncu Baba”, "Ekmekçi Koca" olarak bilinen ve
asıl adı Şeyh Hamid Veli (Şeyh Hamidüdin-i Aksarayi);
Kayseri'nin Akçakaya Köyünde doğmuştur. Doğum
tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak 730/1331
yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Şeyh
Şemseddin Musa’dır. Aslen Türkistanlıdır ve Kayseri’ye
geliş tarihi belli değildir. Dedesinin adı Abdullah’tır.
Babası öldükten sonra öğrenim yapmak için Şam'a,
oradan Tebriz'e ve Tebriz'den Erdebil'e gitmiştir.
Çünkü o yıllarda bu şehirler ilim merkez leriydi.
Tebriz civarında bulunan Hoy kasabasında Şeyh
Safiyeddin İshak'ın torunu, Şeyh Hacı Alâaddin
Erdebili’ye (Ölümü 833/1429) öğrenci oldu. Bazı kaynaklar Somuncu Baba’nın Alâaddin Ali Erdebili’ye değil
Şeyh Sadreddin Erdebili’ye (Doğumu: 704/1305 Ölümü:
794/1392) öğrenci olduğunu ifade ederler.
Şeyh Hamid-i Veli, Zahiri ve Batınî ilimleri öğrendi.
Kâmil bir insan olarak Bursa'ya geldi ve oraya yerleşti.
Bursa'da yerleştikten sonra merkebi ile dağdan odun getirerek kendi fırınında pişirir, bunları bazan sırtında bazan
da iki küfeye doldurarak merkebin sırtına yükleyip çarşılarda satardı.
Kendi şeyhliğini halktan saklayan Şeyh Hanıid-i
Veli'ye halk "Somuncu Baba", "Ekmekçi Koca" diyordu.
Yıldırım Beyazıd, Niğbolu Zafcri'nin (792/1389) bir
nişanesi olarak Bursa’da, Ulu Cami'yi inşa ettirdi.
802/1400 ya da 801/1399 yılının yazında bir cuma günü
halkın ibadetine açılmasını ve ilk hutbenin damadı ve
meşhur Şeyh Emir Sultan tarafından yapılmasını istedi.
Emir Sultan, bu hutbeyi kendisinin değil "Gavsi Âzam
Somuncu Baba'nın yapması"nı istedi. "O varken bize
imamete vaizlik münasip değildir" dedi.
Bursa'da sırrı böylece ortaya çıkan Somuncu Baba, Ulu
Cami'nin açılışında hutbede Fatiha Sûresi'ni okuyor ve 7
türlü mânasını da veriyor. O sırada Camide bulunan Bursa
Kadısı Molla Fenârî ayağa kalkarak Somuncu Baba'yı
öven bir konuşma yapıyor. Bu hutbe onu birdenbire halkın sevgilisi yapıyor. Onun caminin her üç kapısından birden çıktığı görülüyor. Ancak o doğru çilehânesine gidiyor
ve bir daha hiç ekmek yapmıyor.
Somuncu Baba "Eyvah sırrım fâş oldu, dillere düştüm,
burada durucu değilim" diyerek bir gece merkebine binerek ortadan kaybolmuştur.
Rivayete göre, Bursadan ayrıldıktan sonra Kayseri'ye
geldi. Hacı Bayram Veli (1357-1429) ile ilişkisi
Kayscri'dc iken başladı. O sıralarda henüz adı Hacı
Bayram olmayan Numan (Zülfazıl köyünde) Ankara'da
Kara Medrese'de müderrislik yapıyordu. Somuncu Baba,
müridlerinden Şeyh Sücaüddîn Karamanî’yi Ankara'ya
yollayarak Numan'ı Kayseri'ye davet etti. Numan "Davete
icabet lâzımdır" diyerek Kayseri'ye geldi. Somuncu
Baba'nın huzuruna çıktı. Somuncu Baha'nın adı artık
Şeyh Hamid-i Velidir. Şeyh Hamid-i Veli, Numan'a, zahir
âlimlerinin ölülerinin ile tasavvuf ehlilerinin ölülerinin
mertebelerini gösterdi. Ve ona: "Hangisini arzu edersen o
yolu seç" dedi. Numan da tasavvuf ehlinin hallerini ve
derecelerini daha yüce gördü ve meşâyıh yolunu seçti.
Ankara'daki müderisliğinden vazgeçti ve halkı irşad
etmeye başladı. Şeyh Hamid-i Veli ile Numan bir bayram
günü buluştuklarından dolayı şeyhi tarafından kendisine
"Bayram" adı verildi.
Şeyh Hamid-i Veli, Bayram'la bir müddet Kayseri'de
kaldıktan sonra, birlikte Şam'a, daha sonra Hicaz'a Hac
görevi için gittiler. Bu gezileri tam 3 yıl sürdü.
Hac dönüşünde Solsafıllı Numan, Hacı Bayram adı ile
Ankara'ya yerleşti ve halkı irşad etmeye başladı.
O
günlerde
Kayseri'de
makam-ı
irşadda
Peygamberimizin ahfadından Seyyid Zeynel Abidin Ali
bulunmaklaydı. Bu sebeble Şeyh Hamid-i Veli de
Aksaray'a yerleşti. Çünkü Aksaray o zamanlar
Anadolu'nun sayılı ilim merkezlerindedir.
Aksaray'da Şeyh Hamidettin-i Aksarayî adı ile şöhret
bulmuştur. Büyük oğlu Hakikî’yi Aksaray'da bırakarak
Darende'ye geldi. Darende'ye yanında küçük oğlu Halil
Taybî ile eski şehrin Hıdırlık Mahallesi (Şimdiki adı
Zaviye Mahallesi) yerleşti. Son günlerini bu eşi bulunmaz
güzellikteki yerde geçirdi. Mescid ve çilehane kurdu. 14
Şaban 815/1412 tarihinde bir Berat gecesi vefat etti.
Söylendiğine göre. Hacı bayram Veli, Şeyh Hamid-i
Veli'nin cenazesini yıkadı, namazını kıldırdı ve Ankara'ya
dönerek Bayramiyye Tarikatının pîri oldu.
Somuncu Baba, Darende'nin eski şehir Hıdırlık mahallesinde (Şimdiki adı Zaviye mahallesi) Şeyh Hamid-i Veli
Cami Şerifi'nde bir türbe içinde oğlu Halil Taybî ile birlikte medfun bulunmaktadır.
Aksaray'da Ervak kabristanında, Kayseri'de Hunat
Hatun Medresesi doğusunda bugünkü Turizm Müdürlüğü
binasının olduğu yerde yıkılmış türbesinde makamları
bulunmaktadır.
Somuncu Baba'nın müridleri Hacı Bayram Veli (13571429), Emir Sultan Seyyid Şemseddin Muhammed
Buharî (1368-1429), Molla Şemseddin Muhammed
Fenârî (1350-1431), Şeyh Sücâüddin Karamanî, Şeyh
Muzafferüddin Karamanî, Ak Şemseddin, Kara
Şemseddin, Ak Bedreddin, Kızılca Bedreddin'dir.
Bildiğimiz eserleri şunlardır: a) Şerhu Hadisi'l-Erbani
(Kırk Hadis şerhi), b) Risâletü'z Zikr (Zikir Risalesi), c)
Silâhül-Müridin.
Tuluyhan Uğurlu’ya
Burdur’da alkış
BURDUR - Besteci
ve piyano sanatçısı
Tuluyhan Uğurlu,
Burdur'da konser
verdi.
Uğurlu, "İstiklal
Marşı'nın Kabulü ve
Mehmet Akif Ersoy'u
Anma Günü" etkinlikleri kapsamında Mehmet
Akif Ersoy
Üniversitesi'nde
(MAKÜ) klasik müzik
eserlerini seslendirdi.
"Bir Anadolu
Kahramanı Mehmet
Akif Ersoy" isimli konserinde Çanakkale Türküsü
ve İstiklal Marşı üzerine hazırladığı doğaçlamalara da yer veren Uğurlu, büyük beğeni topladı.
Uğurlu eserleri, Ersoy'un şiirleri, görüşleri ve
yaşamının anlatıldığı sunum eşliğinde seslendirdi.
(AA)
17 Mart 2015 Salı
9
Şair ve yazar Aycı,
yeni kitabını imzaladı
Şiir, inceleme-araştırma ve deneme kitapları bulunan Mehmet Aycı, 247 portrenin yer aldığı
yeni kitabı "İki Yüz" için düzenlenen imza günü ve söyleşide okuyucularıyla bir araya geldi.
ANKARA- Şiir, inceleme-araştırma ve deneme kitapları bulunan Mehmet Aycı, 247 portrenin yer aldığı yeni kitabı "İki Yüz" için düzenlenen imza günü ve söyleşide okuyucularıyla bir
araya geldi.
Aycı, Cümle Yayınları'ndan çıkan kitabı için
okuyucularıyla Kızılay'da buluştu. Özel bir kitabevinden okuyucularının aldığı kitapları imzalayan
Aycı, daha sonra editör Muhsin Mete ile birlikte
söyleşide, kitaba konu olan portreler hakkında
bilgi verdi.
Kitabın editörlüğünü yapan Mete, Aycı'nın
çok başarılı eserlere imza attığını belirterek, "iki
Yüz" isimli kitabın da okuyucunun beğenisini
kazanacağına inandığını söyledi. Kitabın, yayınevinin ilk yayımlanan kitapları arasında yer aldığını ifade eden Mete, "Aycı'nın bir internet sitesinde yer alan portrelerini kitap olarak yayımlamak istedik. Portreler, belli bir ritmi ve tempoyu
koruyor. Aycı'yı iyi bir portre yazarı olarak görüyorum. Allah, yolunu açık etsin, bahtı açık olsun"
dedi.
Şair ve yazar Aycı da Türk edebiyatının şiir,
öykü, roman yönünden zengin olduğunu, ancak
bunun portre için geçerli olmadığını ifade ederek, "Portre metinlerinde 'ben olsam, böyle yazmazdım' dediğiniz metinlerle karşılaşıyorsunuz.
Bizdeki portre metinlerinin çoğu, biyografi metni
aslında. Karakterini vermiyor, hayat hikayesini
Aycı, henüz kaleme almadığı, ancak daha
kronolojik olarak anlatan ve aralarına anı serpiş- sonra yazacağı portrelerin de bulunduğunu söytirmiş metinler" diye konuştu.
ledi.
Kendisinin henüz 30'lu yaşlarda, bir gün portAycı, 1971 yılında Adana/Saimbeyli'de
re yazmak istediğini dile getirdiğini belirterek, "O doğdu. Anadolu Üniversitesi İktisat
zamanlar, 40-42 yaşlarında yazmak istediğimi
Fakültesi'nden 1996 yılında mezun oldu. Bir
söylerdim. Tanıdığım, kültürde karşılığı olan
kamu kurumunda yönetici olarak çalışan Aycı,
yazar, düşünür, yönetmen, kitapçı, sahaf yerine
Anadolu Üniversitesi'nde "Demiryolu Tarihi ve
göre hurdacı ama bir karşılığı oyan kişileri yazGelişimi" dersi veriyor.
mak istediğimi belirtmiştim" dedi. Kendisine bu
Aycı, "Mürekkep Ten" isimli kitabıyla Türkiye
sözünün hatırlatılması üzerine portrelerin kaleme Yazarlar Birliği'nin 2007 yılı, "Sonrası
almaya başladığını anlatan Aycı, kitabında 247
Şimendifer" adlı kitabıyla da Edebiyat Sanat ve
kişinin portresine yer verdiğini, bu kişilerden
Kültür Araştırmaları Derneği ESKADER'in 2012
10'unun şu an hayatta olmadığını söyledi.
yılı "Yılın En İyi Deneme Yazarı" ödüllerini aldı.
Aycı, tüm karakterleri birebir tanıdığını ifade
Aycı'nın 1990 yılından bu yana çeşitli dergieden Aycı, şunları kaydetti:
lerde şiir ve yazıları yayımlandı. (AA)
"Bir adım öne kim çıkmışsa, o kişiyi
başka hiçbir malzeme katmadan o güne
kadar nasıl tanımışsam, o kişinin yüzünü
MEHMET NURİ
karşıma alarak, yüzündeki anlamları
gözönüde tutarak yazdım, bunlar metinPARMAKSIZ
lerde vardır.
[email protected]
Bir oturuşta yazdım ama yemek yediğim, yola gittiğim, beraber çay içtiğim,
birtakım paylaşımlarda bulunduğum
BENCİLEYİN SÖZLER
insanları yazdım. Yüz yüze gelmediğim,
zaman geçirmediğim kişileri yazmadım.
GELENEKTEN YARARLANAN ÇOK
İyi bir karşılık gördü."
Kütahya çinisi “UNESCO” yolunda
KÜTAHYA - Kültür ve Turizm Bakanlığı
ile Kütahya Çiniciler Odası iş birliğinde,
geleneksel el sanatları arasında yer alan ve
yaklaşık 600 yıldır cami, saray, kervansaray
gibi mekanları süsleyen Kütahya çinilerinin
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütünün (UNESCO) Somut Olmayan
Kültürel Miras Listesine alınması amacıyla
müracaat edildi.
Kütahya Çiniciler Odası Başkanı Sadık
Erilbaylı, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iki yıldır yürüttükleri çalışmada önemli bir aşamaya geldiklerini söyledi.
Bakanlık ile UNESCO'ya başvurduklarını
anlatan Erilbaylı, "İnşallah gelecek yıl
Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine
Kütahya çiniciliği de eklenecek. Kütahya'da
600 yıllık bir el sanatını yaşatmanın gururunu hep birlikte yaşıyoruz" dedi.
Erilbaylı Kütahya'da, bakanlıkça onaylanan 417 çini atölyesi ile bu alanda 53
sanatçı, 826 usta bulunduğu bilgisini verdi.
Evlerinde uğraşanlarla yaklaşık 6 bin kişinin
çinicilik sektöründe çalıştığını dile getiren
Erilbaylı, şöyle konuştu:
"Bütün dünyanın camilerini, mabetlerini
ve saraylarını süslemeye devam ediyoruz.
Bunların yanı sıra bazı sorunlarımız da bulunuyor. Ürettiğimiz çinileri gerçek değerinde
satamıyoruz, bunları bir çatı altında toplayamıyoruz. Bununla ilgili de çalışmalarımız
sürüyor. Ayrıca enerji ve istihdam desteğinin verilmesini istiyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinde el sanatlarında katma değer vergisi
oranı yüzde 1, bizde ise yüzde 18. Bunun
yüzde 5'e çekilmesiyle ilgili olarak Maliye
Bakanlığımıza da müracaatımızı yaptık, son
aşamasına kadar geldik. Allah'ın izniyle
bundan da sonuç alacağımıza inanıyoruz."
Çin malı çini ürünlerinin Türkiye pazarında yoğun olarak görüldüğünü vurgulayan
Erilbaylı, Kütahya çinisi satın almak isteyenlerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini
belirtti.
UNESCO'nun 2009 yılında "yaşayan
insan hazinesi" seçtiği çini sanatçısı
Mehmet Gürsoy ise 40 yıldır bu işin içinde
olduğunu bildirdi.
Bu sanata, 16'ncı yüzyılda zirvede olan
Türk çiniciliğinin 17'nci asrın başlarında
devletin taleplerinin azalması gerekçesiyle
gerilemeye başlamasından dolayı adım attığına değinen Gürsoy, "Dünyada bütün
müze, saray ve camileri eski ustaların yaptıkları eserler süslüyor. Maalesef günümüzde bu canım eserler üretilemiyordu. İşte
bunların unutulmaması için bu sanata başladım. 2009 yılında da UNESCO ile Kültür
ve Turizm Bakanlığı, çalışmalarımın değerlendirilmesi sonucu beni miras taşıyıcı olarak kabul etti" ifadesini kullandı. (AA)
YÖNLÜ SANATKÂR VE YÖNETİCİ
ÖZGEN KESKİN ÜZERİNE
Son elli yıldır Türk edebiyatının kalite yönünden bir düşüş
yaşadığı herkes tarafından konuşulan bir vakıadır. Teknolojinin
ve bilimin aydınlığında gelişen insanlık, kanımca güzel san'atlardan ve milli kültürden yavaş yavaş uzaklaşmaktadır. Bunun
böyle olmasının sebepleri
arasında, okumayan ve araştırmayan bir topluma gidişin
yanı sıra, eşyanın (teknolojik gelişmelerin) insan hayâtına tesîrinin de etkisi büyüktür. Beşir Ayvazoğlu 'Geleneğin Direnişi'
adlı eserinde bu meseleyi anlatmış ve şu tespitte bulunarak
geleneğe direnişin mümkün olmadığını ifâde etmiştir: "Batıyla
temâsa geçtikten sonra farklı bir gerçeklik kavrayışıyla da yüz
yüze gelen Türk aydınları, fotoğraf makinesi realizmini
san'atın kendisi zannetmiş, realiteyi göründüğü gibi tasvir
etmeyen, hattâ bunu gereksiz ve anlamsız bulan eski san'at
anlayışını düşman ilan ederek geçmişle bugün arasında
kalın bir duvar örmüşlerdir. Ancak bu duvar ne kadar kalın
olursa olsun, geçmişten yâni gelenekten kurtulmanın o kadar
kolay olmadığı bugün çok açık bir biçimde anlaşılmıştır. En
yenilikçi aydınların içinde bile, sonuna
kadar bir vicdân azabı gibi konuşan geçmiş, beklenmedik
zamânlarda, beklenmedik yerlerden filizler vermiştir."
Gelenek yazar için en önemli cevherdir; geleneği bilmeden,
gelenekten beslenmeden üretilen eserlerin geleceğe kalması
pek de mümkün değildir.
Günümüzde gelenekten faydalanan, yaptığı çalışmalar ve
yazdığı kitaplarla kendini kabul ettirmiş yazarlardan birisi de
değerli kalem Özgen Keskin'dir. Hikâye, roman, tiyatro, inceleme-araştırma ve antoloji gibi alanlarda eser vermiş olan
Sayın Keskin takdire şayan çalışmalara imza atmıştır.
Sanatkârın ve yazarın gözü dünyayı; eşyayı farklı görür;
zaten göremezse üretemez ki...Üretmek içinde çok okumak, iyi
bir bilgi birikime sahip olup iyi gözlemci olmak ve de dikkat
gerekir.İşte bütün bu özellikler Özgen Keskin’de bir araya gelmiş ve sonuçta onlarca kitap olarak kendini göstermiştir.
Sayın Keskin’in eğitim-öğretim camiası içinde yıllarca yer
alması onda paylaşımcı olma özelliğini daha da güçlendirmiş;
öğrendiklerini farklı alanlarda ürettiği eserlerle okuyucuya
ulaştırmaya çalışmıştır. 2004’ten beri Yıldırım Belediye
Başkanı olan Keskin, onca işinin arasında yine de üretmeye
devam etmiştir. Yazmak ve üretmek hastalıkların en güzelidir.
Keşke her idareci Özgen Keskin gibi olabilse…
Özgen Keskin bir başka özelliği ise millî kültüre ve özellikle de Halk edebiyatına ilgisidir. Gelenek kavramını bizi biz
yapan değerlerin bütünü olarak düşünebiliriz. Gelenek dediğimiz mefhûm başlangıçtan bugüne Türkçe yazılan bütün eserleri içine alır. Aslında her yazar gelenekten az ya da çok etkilenir ve onu işlemeye çalışır. Özgen Keskin’de; halk şiiri üzerine
yaptığı araştırmalarla ve yaptığı programlarla bir Türkçe ve
Türk kültürü âşığı olduğunu ortaya koymuştur. Belediye
Başkanlığı gibi önemli bir görevi ifâ ederken, kültürel programlara verdiği destek ve yazdıklarından dolayı ne kadar takdir
edilse azdır onun için. Benim gözümde geleneğe katkı sağlayan; onu koruyan ve gelişmesi yönünde adım atan herkes bilgisinin de zekâtını ödemiş demektir. Başarılı olan insanları takdir etmek, ödüllendirmek aslında onlara daha fazla sorumluluk
yüklemek anlamına gelir.
Unutmayalım ki, günümüzde geleneğe karşı çıkanlar bazen
onu yıkmaya ve baskı altına almaya çalışanlar da vardır; ama
böyle düşünenler ne yaparlarsa yapsınlar geleneğin ve Nillî
kültürün etkilerinden kurtulamazlar. Hele de Özgen Keskin
gibi geleneği koruyan, onu yaşatmaya çalışanlar olduğu müddetçe gelenek ve millî kültür karşıtları her zaman kaybetmeye
mahkûm olacaklardır. Geleneğimiz bizim karakterimizdir.
Onu inkâr, şahsiyetimizi inkârdır.
Edebiyat ve kültür insandaki beden ve ruh kavramına benzer. Edebiyatın ve sanatın önemi onu taşıyan ruhla yani kültürle güzeldir. İşte gelenek, beden ile ruhu bir arada tutan harç
gibidir. Gelenek kavramı geçmiş kültürün hepsini ( tarihî, sosyal olayları, söylenmiş ve yazılmış bütün eserleri, dili, dini,
mimariyi...) kapsar. Ondan kopmak demek, köksüz kalmak
demektir.
Geleneğimizi, güzel Türkçemizi ve sanatımızı koruyan,
yazdığı eserler ile güzellikleri dile getiren ve onu zengin
Türkçemizle işleyen Özgen Keskin Beyefendiyi başarılı çalışmalarından ve edebiyatımız adına verdiği güzel eserlerden
dolayı kutluyor; her dem üretmesini ve de daha nice eserlere,
projelere imza atmasını Yüce Yaradandan niyaz ediyorum.
Ne mutlu kültürümüzü, geleneğimizi ve edebiyatımızı
koruyan ve gelişimine katkı sağlayanlara. Ne mutlu bu yolda
çalışan sanatçı ve idarecilere.
GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ
Âşık için en zoru gece hicran vaktidir,
Gerçek âşıklar için özlenense âtîdir.
Beni ayakta tutan her dem şükre koşturan
Sevgiliyle aramda sonsuz mahşer aktidir.
10
SAĞLIK
17 Mart 2015 Salı
“Akil” 50 genç, madde
bağımlılığı ile mücadele ediyor
Uyuşturucuyla mücadelede pilot seçilen 5 ilçe arasında yer alan Yüreğir'de belediyesinin seçtiği "akil" 50 genç, akranlarını madde bağımlılığı ve kötü alışkanlıklardan uzak tutmak amacıyla okullarında ve mahallelerinde faaliyete başladı.
ADANA - Yüreğir Belediyesi,
Uyuşturucu İle Mücadele Yüksek
Kurulu'nun hazırladığı acil eylem
planı çerçevesinde, Gençlik Proje
ve Strateji Derneği ile hazırladığı,
Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın da
desteklediği "Kendini Kurtaran
Kaptan Projesi" kapsamında,
"Gençleri ancak gençler anlar",
"En iyi sırdaş, arkadaştır" fikrinden
yola çıkarak, akil 50 genci tespit
etti.
Davranışlarıyla örnek gösterilebilecek, milli ve manevi değerlerini
bilen, milli şuur bilincine ulaşmış,
arkadaşlarını kötü alışkanlıklardan
uzak kalmaya yönlendirebilecek
kapasitedeki 50 genç, alanında
uzman kişilerden eğitim alarak,
okullarında, yaşadıkları mahallelerde madde bağımlılığı ile mücadeleye başladı.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Başkanı
Necdet Ünüvar, AA muhabirine,
uyuşturucu ile mücadeleye önem
veren hükümetin, bu konuda acil
eylem planı yürüttüğünü söyledi.
Ünüvar, uyuşturucuyla mücadelede devletin yanında yerel
yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına da görev düştüğüne dikkati çekerek, Yüreğir
Belediyesi'nin hayata geçirdiği akil
50 genç projesinin buna katkı sağlayacağını kaydetti.
Akil gençlerin öğrenci olduğunu
ve alanında uzmanlar tarafından
birçok konuda eğitildiğini aktaran
Ünüvar, şöyle devam etti:
"Bu öğrenciler okullarında,
mahallerinde arkadaşlarına uyuşturucunun zararlarını anlatıyor ve
onlara örnek oluyor. Dolayısıyla
Yüreğir'deki tüm okullarda 'akil
genç' grupları oluşturulacak.
Madde bağımlılığında arkadaş
etkisi çok yüksek. 50 akil genci,
toplumun değişik kesimlerinde
uyuşturucuyla mücadele kapsamına dahil etmiş oluyoruz. Bu gençlerin eğitimi devam ediyor.
Toplumu madde bağımlılığı ile
mücadeleye entegre etmiş olacağız. Özellikle genç bireyleri, topluma örnek pozisyona getirmiş olacağız."
Türkiye'de 15-24 yaş grubun-
Kayseri, kemik iliği
naklinde Avrupa ile
yarışıyor
KAYSERİ - Erciyes Üniversitesi
(ERÜ) Kemik İliği Nakli ve Kök
Hücre Tedavi Merkezi, Türkiye'nin
yanı sıra Avrupa, Ortadoğu ve
Afrika ülkelerinden gelen hastalara
da hizmet veriyor.
ERÜ Hematoloji ve Kök Hücre
Nakli Kliniği Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Serdar Şıvgın, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Türkiye'de
60'a yakın kök hücre nakil merkezi
olduğunu, en fazla naklin ise
Erciyes Üniversitesi'ndeki merkezde yapıldığını söyledi.
Son iki yıldır nakil sayısında
Türkiye birincisi olduklarını belirten
Şıvgın, "Yılda ortalama 150 hastaya kök hücre nakli gerçekleştiriyoruz. Merkezde, kurulduğundan bu
yana yaklaşık bin 200 nakil yapıldı.
Türkiye'de bu sayıya ulaşabilen
merkez yok" dedi.
Hematoloji kliniğiyle birlikte
toplam 74 yatak kapasitesine
sahip merkezin bu özelliğiyle
Türkiye'nin en büyük tesislerinden
birisi olduğunu ifade eden Şıvgın,
nakil konusunda Avrupa'da da 4.
sırada yer aldıklarını vurguladı.
Şıvgın, 100'ün üzerinde nakil
merkezinin bulunduğu Avrupa'da
ilk 4 arasında yer almalarının
Türkiye açısından çok önemli
olduğunu vurguladı. Avrupa'nın en
iyi merkezi olmaya çalıştıklarını
ifade eden Şıvgın, yetişmiş eleman
ve cihaz bakımından bunu başarabilecek kapasitelerinin bulunduğunu belirtti.
ERÜ Kök Hücre Nakli
Merkezi'nin Türkiye'de Uluslararası
JACIE akreditasyonuna sahip tek
resmi kurum olduğunu, bu sayede
dünyanın herhangi bir ülkesinden
gelen hastayı tedavi edebildiklerini
dile getiren Şıvgın, şunları kaydetti:
"JACIE, Avrupa'daki bütün kök
hücre merkezlerini denetleyen bir
kuruluş. Yaklaşık iki yıl süren denetimlerin ardından biz bu kuruluş
tarafından akredite edildik. 3 yıl
süreli bu akreditasyon, dünyanın
herhangi bir ülkesinden hastaların
Türkiye'de tedavi olabilmesine
imkan tanıyor. Bir hasta tüm tedavi
masraflarını kendi devleti karşılamak suretiyle Türkiye'de tedavi
olabiliyor. Kök hücre konusunda
Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı
konumundayız."
Arap ve Afrika ülkeleri başta
olmak üzere dünyanın dört bir
tarafında nakil yaptıkları hastaları
olduğuna dikkati çeken Şıvgın,
şöyle devam etti:
"Bu hastaların çoğu yıllardır
Avrupa'daki merkezleri tercih ediyordu. Orada tedavi maliyetleri
ciddi anlamda yüksek. Türkiye'de
kök hücre nakli için 200-250 bin
lira ödenirken, İngiltere'de 250-300
bin avroyu yani bir milyon lirayı
bulabiliyor. Bundan dolayı da yurtdışından çok sayıda hasta alıyoruz. Ayrıca Türkiye kök hücre nakli
konusu başta olmak üzere sağlık
alanında çok büyük mesafe katetti. Yurtdışındaki meslektaşlarımız
da Türk hekimlerinin teşhis ve
tedavi konusunda kendilerine göre
daha cesur ve başarılı olduğunu
itiraf ediyor. Dolayısıyla yurt dışındaki hastalar hem ucuz hem de
daha iyi hizmet aldıkları için
Türkiye'yi tercih ediyor."
Şıvgın, kök hücre naklinin sağlık turizmine de ciddi anlamda
katkı sağladığına işaret ederek,
deniz turizminden elde edilen gelirin çok daha fazlasının bu alandan
sağlanabileceğini vurguladı. (AA)
bilgilendirdiğini söyledi.
Çukurova Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi Makine
Bölümü öğrencisi Fırat Koç da
alanında uzmanlardan kişisel gelişim, madde kullanımının zararları
gibi konularda eğitim aldığını kaydetti.
Yaşadığı mahallede bazı gençlerin kötü alışkanlıklara yöneldiğini
gördüğünü, işe bunlardan başladığını aktaran Koç, şunları anlattı:
"Çevremizdeki insanları doğruya yönlendirmek amacıyla bu projede yer aldım. Çevremde kötü
alışkanlığı olan çok sayıda kişi var.
Bunlara, madde kullanmanın
zararlarını anlattım. Çoğu arkadaşımı kültür evine getirdim ve şu an
çeşitli kurslarda eğitim alıyorlar.
da, uyuşturucu maddeyi en az bir Önce kendimizi sonra da çevrekez deneme oranı yüzde 2,7'yken mizdeki insanları düzeltmeye
kararlıyız."
AB'de bunun yüzde 29,7 olduğuMersin Anadolu Lisesi mezunu
nu ifade eden Ünüvar, mücadeleyi
kararlılıkla sürdüreceklerini bildirdi. Yeliz Çalışkan da arkadaşları sayesinde projeye katıldığını belirterek,
Ünüvar, "Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan, bu konuyu çevresinde uyuşturucu madde kullanan kişileri görünce uyardığını,
çok önemsiyor. Türkiye, tütünle
zararlarını anlattığını kaydetti.
mücadelede bir başarı hikayesi
Proje koordinatörü Acar Pek de
oluşturdu. Uyuşturucu ile mücadelede de bu başarı hikayesini oluş- 10'u kadın 50 akil genç belirlediklerini, bu gençlerin ilçedeki kültür
turma iradesine sahip" dedi.
Akil 50 genç arasında yer alan evi ve merkezlerinde çeşitli eğitimMobil Ticaret Meslek Lisesi 3. sınıf ler alarak madde bağımlılığı konuöğrencisi Ebru Bildirici de projeye sunda farkındalık yaratacağına
katkı sunmanın mutluluğu yaşadı- inandığını dile getirdi.
Pek, "Akil gençlerimiz, her
ğını belirterek, önce çevresindekileri sonra sınıfı ve okulundaki arka- yönüyle topluma örnek yetişecek"
daşlarını madde bağımlığına karşı diye konuştu. (AA)
Poyraz bebek “Mavi ışık”tan
kurtulacak
ANTALYA - Hastalığı nedeniyle
günde 10-12 saat arasında mavi
ışık altında kalan 4,5 aylık Poyraz
bebek, halasından yapılacak karaciğer nakliyle sağlığına kavuşacak.
Antalya'da bir markette çalışan
Servet Ergün ile Zeliha Ergün çiftinin 4,5 aylık bebekleri Poyraz'a,
doğumundan 3 gün sonra rengindeki sarılık nedeniyle götürüldüğü
hastanede dünyada yaklaşık 200
bebekte görülen ve "mavi ışık hastalığı" diye tabir edilen Crigler
Najjar hastalığı teşhisi konuldu.
Doktorlar, bebeğin iyileşmesi
için tek yolun karaciğer nakli olduğunu ancak bu nakil için de bebeğin belirli bir kiloya ulaşması gerektiğini ifade etti. Bebeğin hastalığının
ilerlemesi üzerine doktorlar, mavi
ışık tedavisi görmesi gerektiğini
belirtti.
Mavi ışık tedavisi için devlet
hastanelerinde yer olmayınca, özel
hastanelere de maddi imkansızlık
nedeniyle gidemeyince baba
Servet Ergün, mavi ışık veren fototerapi cihazını yaptırmaya karar
verdi. Medikal firmasında çalışan
bir teknikerin yardımıyla aile, 10 bin
liralık cihazı sanayide 500 liraya
yaptırdı.
Babanın sanayide yaptırdığı bu
cihazın haber olması üzerine Sağlık
Bakanlığının girişimiyle bebek hastaneye kaldırıldı ve tedaviye alındı.
Tedavinin ardından taburcu edilen
Poyraz'a bir hayırsever modern bir
fototerapi cihazı hediye etti.
Poyraz'ın yeni cihaz ile sadece sırtından ışık aldığı için mavi ışık tedavisi görürken gözlerinin 10-12 saat
süresince kapatılması zorunluluğu
da ortadan kalktı. (AA)
Okullarda yemekhane sistemine
geçilmesi önerildi
KOCAELİ - Öğrencilerde yanlış beslenme alışkanlığının gelişmesindeki etkenlerden biri olarak
gösterilen kantinlerin yerine
yemekhane sistemine geçilmesi
önerildi.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp
Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve
Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Şükrü Hatun, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, tip 1 diyabetin
daha çok çocuklarda ve gençlerde görülen bir hastalık olduğunu
belirterek, Dünya Diyabet
Federasyonu'nun açıkladığı verilerine göre Türkiye'de 7 milyon
civarında "tip 2" diyabetliye karşın
50 bin civarında "tip 1" diyabetli
olduğunu ve bunların üçte birinden fazlasını çocukların oluşturduğunu söyledi.
Türkiye'de yaklaşık 20 bin
çocuğun tip 1 diyabetli olduğunu
ve her yıl bin 700 civarında çocukta söz konusu hastalığın görüldüğünü bildiren Hatun, bu rakamın
çok yüksek olmadığını, o yüzden
iyi bir programla sorunların çözülebileceğini kaydetti.
Pankreastaki insülin üreten
hücreler zedelendiği için hastaların
tanı anından itibaren insüline
bağımlı yaşamak zorunda kaldıklarına dikkati çeken Hatun, "Tip 1
diyabet tanısı konan hastalar
günde en az 4 defa insülin hormonu kullanmak zorunda. Bu da
enjeksiyonla yapılıyor. İnsülin dozlarına karar verirken kan şekerini
ölçmek zorundalar. Dolayısıyla, tip
1 diyabetliler yaşam tarzları değişen ve ömür boyu bunları yapmak
zorunda kalan bir hasta grubunu
teşkil ediyor" ifadesini kullandı.
Diyabetli çocukların zamanlarının çoğunu okulda geçirdiklerini,
bu yüzden sağlıklı beslenme ortamına kavuşmalarının çok önemli
olduğunu vurgulayan Hatun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kantinler Türkiye'nin en
önemli sorunu çünkü şişmanlık
bakımından olumsuz bir işleve
sahipler. Yemekhane sistemine
geçilmesi, yemeklerin okulda
yapılması lazım. En ideal sistem
bu. Hem diyabetli çocukların sağlıklı beslenme ortamına kavuşması
açısından hem de şişmanlığa yol
açan gıdaların daha az tüketilmesi
bakımından kantinlerin yeniden
düzenlenmesi veya kantin yerine
yemekhane sistemine geçilmesi
lazım. Dünyadaki bütün araştırmalar çocukluk çağında şişmanlık ve
yanlış beslenme sorunun okullardaki yemekhaneler üzerinden
çözülebileceğini gösteriyor." (AA)
Aile hekimleri
haftada 30 saatten
fazla nöbet
tutmayacak
ANKARA - Aile hekimlerinin nöbetine ilişkin planlama, aile hekimliği uygulamasında aksamaya yol açmayacak şekilde yapılacak ve hafta içi sekizer saat, hafta
sonu ise onaltı saatten fazla olmamak üzere haftalık
toplam 30 saatten fazla nöbet tutturulamayacak.
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'nin
bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelik değişikliğiyle eğitim, aile sağlığı merkezinde veya biriminde, tıpta uzmanlık mevzuatında
belirlenen sorumluluğu çerçevesinde, asistanlarca
sunulan aile hekimliği hizmetlerini ve bu personelin
eğitimlerini koordine eden, öğretim üyesi, eğitim
görevlisi ve başasistan gibi tıpta uzmanlık mevzuatına
göre eğitim vermeye yetkili kişiler yapabilecek.
Eğitim aile hekimliği birimleri, eğiticinin gözetim ve
koordinasyonunda, aile hekimliği hizmeti veren bir
asistan ile en az bir aile sağlığı elemanından oluşacak.
Eğitim aile sağlığı merkezi, eğiticinin gözetim ve
koordinasyonunda, bir veya birden fazla asistan ile aile
sağlığı elemanlarınca aile hekimliği hizmetinin verildiği
ve tamamı eğitim aile hekimliği birimlerinden oluşan
sağlık kuruluşları olacak.
Toplum sağlığı merkezi, bölgesinde yaşayan toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek maksadıyla sağlıkla ilgili risk ve sorunları belirleyen, bunlarla ilgili
düzeltici ve önleyici faaliyetleri gerçekleştiren, birinci
basamak koruyucu, iyileştirici ve rehabilite edici sağlık
hizmetlerini koordine eden ve bu hizmetlerin etkin ve
verimli bir şekilde sunulmasını izleyen, değerlendiren,
denetleyen ve destekleyen, bölgesinde bulunan sağlık
kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlar arasındaki
koordinasyonu sağlayan sağlık kuruluşları şeklinde
olacak.
Sürekli ikamet ettiği bölgeden uzakta kalacak kişi
veya geçici süre ile Türkiye'de ikamet edecek olan
kişi, kendisine yakın konumdaki bir aile hekiminden
misafir olarak sağlık hizmeti alabilecek. Ancak 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na tabi olan ilçeler
misafir uygulaması bakımından tek bölge kabul edilecek. Aile hekimlerince aile sağlığı merkezlerinde sunulan nöbet hizmetleri, hekime kayıtlı kişilere bakılmaksızın gerçekleştirilecek. Aile hekimi misafir kişiler için
herhangi bir ücret talep etmeyecek.
Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına ilgili
kanun maddesi uyarınca belirtilen yerlerde haftalık
çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari
sekiz saat, ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde
nöbet görevi verilecek.
Bunlara entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere,
ilgili kanun maddesi uyarınca nöbet ücreti ödenecek.
Nöbete ilişkin planlama aile hekimliği uygulamasında
aksamaya yol açmayacak şekilde yapılacak ve hafta
içi sekizer saat, hafta sonu ise on altı saatten fazla
olmamak üzere haftalık toplam 30 saatten fazla nöbet
tutturulamayacak.
Aile hekimliği çalışanlarına tuttukları nöbetler karşılığında ilgili kurumlarca nöbet ücreti ödenecek. İhtiyaç
ve zaruret halinin tespiti, illerin sağlık personeli doluluk
oranı, nüfus, coğrafi koşulları, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri, nöbet tutulacak sağlık tesisinin il veya
ilçe merkezine uzaklığı gibi kriterler göz önünde bulundurulmak suretiyle bakan onayı ile belirlenecek.
Fiilen en az altı ay aile hekimliği yaparak akabinde
askerlik veya doğum nedeniyle sözleşmesini feshederek bir defalık tercih hakkına sahip olan aile hekimleri,
bu grupta bulunan aile hekimlerine askerlik veya
doğum sonrası kamu görevine başlama tarihine göre
öncelik verilecek.
Yerleştirme işlemi yapılmasına rağmen yerleştirildiği
yeni birimde başlamayan aile hekiminin eski birimine
iadesi yapılmayacak ve hekim bir yıl süre ile yeniden
yerleştirme başvurusunda bulunamayacak.
Öte yandan, 2 Kasım 2011 tarihinden 1 Şubat
2015 tarihine kadar il sağlık müdürü, kamu hastaneleri
birliği genel sekreteri, halk sağlığı müdürü, bakanlık
merkez veya bağlı kuruluşlarının daire başkanı ve üstü
görevlerinde fiilen bir yıl görev yapmış ve bu görevlerden ayrılmış olan tabip ve uzman tabipler aile hekimliğine başvurmaları halinde 1 Şubat 2016 tarihine kadar
yerleştirmeye dahil edilebilecekler. (AA)
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
17 Mart 2015 Salı
Yararlı “patlıcan”lar yeniden
denizle buluşturuldu
Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde avlanması yasak olan, "denizlerin akciğeri" olarak nitelendirilen yaklaşık yarım ton ağırlığında 4 bin deniz patlıcanı, 9 çuval içinde önemli
bölümü canlı olarak ele geçirildi. Her biri yılda 150 ton kumu temizlediği belirtilen
deniz patlıcanlarının büyük bölümü, canlı olduğu için tekrar denize bırakıldı.
BALIKESİR - AA muhabirinin aldığı
bilgiye göre, ihbar üzere harekete geçen
İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü ekipleri, jandarma ve sahil
güvenlik ekipleriyle Altınova Mahallesi
sahiline gitti.
Burada ekiplerin geldiğini gören kaçak
avcılar, yeni denizden çıkardıkları deniz
patlıcanlarını doldurdukları 9 çuvalı bırakıp kaçtı.
Cunda Adası'na getirilen yaklaşık
yarım ton ağırlığındaki 4 bin deniz patlıcanının önemli bölümü canlı olduğundan, iskeleden denize bırakıldı.
Ayvalık Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü su ürünleri mühendisi Fatih
Erdoğan, denize bırakılan deniz patlıcanlarının yüzde 90'ının yaşayacağını
belirterek, "Her birinin yılda 150 ton
kumu temizlediği biliniyor.
Yakalamasaydık 600 bin ton kumu
temizleyecek bu canlıların doğaya faydası önlenmiş olacaktı" dedi.
Altınova Mahallesi Karakoç mevkisinde denizde 4 kişinin usulsüz olarak
deniz patlıcanı avcılığı yaptığı ihbarı
üzerine canlıları kurtardıklarını ifade
eden Erdoğan, "İskeleden 3 metre
derinlikten denize bıraktık. Deniz patlıcanının özellikle bizim bölgemizde sayısı
azaldığı için avcılığı tamamen yasak.
Denizlerin akciğeri olarak nitelendirilen
bu canlılar, doğa dostudur. AB ülkelerinde ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılıyor. Ayrıca bazı rahatsızlıklara iyi geldiği
söyleniyor" diye konuştu.
Deniz patlıcanlarının, kaçak avcılardan
tanesi 35-50 kuruştan alındığını vurgulayan Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü Su Ürünleri Kontrol Birimi
olarak bu işin takipçisi olacaklarını,
avcılığına geçit vermeyeceklerini söyledi. (AA)
Beyşehir Gölü “Leylek Cenneti” olacak
KONYA - Beyşehir Gölü Milli
Parkı'na, ilkbahar mevsiminin müjdecisi olarak nitelendirilen leyleklerin göçü
başladı.
Baharın müjdecisi leylekler bu yıl
Anamas'ın karla kaplı zirvesiyle birlikte
adeta kartpostallık görüntüler ortaya
çıkardı.
Beyşehir Gölü'ne kıyısı olan Yeşildağ
Mahallesi'ndeki Leylekler Vadisi ile
hemen yakınındaki Adaköy
Mahallesi'nde bulunan Leylekler
Tepesi de bu göçebe kuşların gelmesiyle şenlenen bölgeler arasında yer
aldı.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Kuş Gözlem
Topluluğu akademik danışmanı Yrd.
Doç. Dr. Mustafa Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kış mevsiminin
geride kalmasıyla sıcak ülkelerden
Türkiye'ye gelmeye başlayan leyleklerin Beyşehir bölgesini renklendirmeye
başladığını söyledi.
Topluluk olarak yaptıkları 15-16 yıllık
uzun süreli gözlemlere göre, her yıl 3-6
Mart arasında leyleklerin bölgeye geldiğini ifade eden Arslan, bu yıl da ilk
leyleğin 6 Mart'ta geldiğini belirtti.
Arslan, Beyşehir'in simgesi haline
gelen Leylekler Vadisi'nde geçen yıl
30'un üzerinde, Leylekler Tepesi'nde
ise 44 aktif yuvayı tesbit ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
1
2
3
4
5
6
"Yavruları da çok sağlıklıydı, yavru
sayıları fazlaydı. Bu da Beyşehir
Gölü'nün onlara çok iyi imkanlar sunduğunu gösteriyor. Özellikle su seviyesindeki artış, sığ alanların genişlemesi,
bunların beslenecekleri canlıların üremesine yol açtı ve leyleklerimiz burada
çok güzel beslenip enerji depoluyor.
Beyşehir'in doğasında özellikle
Kurucuova ve Gedikli arasındaki sahada, Yeşildağ'ın kırsalında güzel üreme
7
8
9
10
yerleri genişliyor. Orada da yuvaları
var. Bu kuşlar bizi çok sevindiriyor.
Beyşehir artık 'leylekler cenneti" oldu
diyebiliriz."
Leylekler Vadisi ve Leylekler
Tepesi'nde yüksek ardıç ağaçlarındaki
yuvalarına yerleşen leyleklerin nesillerdir bu yuvaları kullandıklarını anlatan
Arsan, "Şu aşamada, geliyorlar yuvalarına yerleşiyorlar. Aynı yörüklerin yaylaya göçtüğü gibi. Yuvalarını tamir ediyorlar, ilerleyen günlerde çiftleşecekler
belki. Nisan ayı içerisinde yuvalarını
bitirdikten sonra yumurtlayacaklar ve
Mayıs'ta yavruları yumurtalardan çıkmaya başlayacak. Büyüyüp, uçuş
talimlerini tamamlayıp güçlerini toparladıktan sonra Eylül ayında daha sıcak
ülkelere gönderip, Mart ayında yine
yollarını gözlemeye başlayacağız" diye
konuştu.
Arslan, Beyşehir Gölü Milli Parkı'na
bu yıl gelen göçebe kuşların daha
farklı bir manzarayla karşılaştıklarını
dile getirerek, sıcak ülkelerden gelen
leyleklerin, burada bir tarafta kar diğer
tarafta ılık suları gördüğünü bildirdi.
Bölge halkının da gelmelerinden
büyük mutluluk duyduğu leylekler,
Anamas Dağı'nın zirvesindeki kar
görüntüsü ile kartpostallık manzaralar
oluşturuyor. (AA)
BULMACA
Soldan sağa:
1. Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu. – Yapraklarından kokain
çıkarılan ağaç. 2. Kiraya verilerek gelir getiren mülk. – Avrupa’da bir göl. 3.
Lale bahçesi. – Bizmutun simgesi. 4. İsim. – Kasnağa gerilmiş kumaşa iğne
ya da tığla yapılan bir tür nakış. 5. Jimnastik ayakkabısı. – İrmikle yapılan bir
tür tatlı. 6. Eski dilde masraflar. 7. Gerdeğe girme. – Parça, lokma, dilim,
lime. 8. Akarsu yatağı, mecra. – İslamiyet’ten önce Kâbe’de bulunan üç puttan biri. 9. Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı. – Açık, ortada, herkesin içinde. 10. Tembih sözü. – Çıplak, özgür, hür. – Meslek. 11.
Galyumun simgesi. – Başıboş, işsiz, aylak. 12. Saha, meydan. – Döşeme,
divan gibi yerlere serilen, genellikle desenli, kalın, havsız, kalın kıl ya da yün
dokuma. 13. İzmir ilinin Kemalpaşa ilçesine eskiden verilen ad. –
Etoburlardan, sürüler halinde yaşayan, kurttan küçük bir yabani hayvan. 14.
Adam öldüren kimse, cani. – Çelik çomak oyunu. 15. Bir tür şekerleme. 16.
Herkes, el gün, yabancılar. – Taneli bir meyve. 17. Lantanın simgesi. – Yabani
hayvan barınağı. – Uzaklık anlatır. 18. Cennet. – Dince yasak olan. 19. Edirne
ilinin bir ilçesi. 20. Kösnül, şehevi. – Japonya’nın para birimi.
Yukarıdan aşağıya:
1. Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından dengesiz, seviyesiz ve saf
olduğu anlaşılan kimse. – Soylular. – Sözcük. 2. Yüksekokul. – Tarihte gariplikleri ile ünlü bir kabile. 3. İnek ve köpeklere yedirilmek için un ve kepekle
hazırlanan yiyecek. – Afrika’da yapılan toplu hayvan avı. – Tahılın taş ve
toprakla karışık kalıntısı. – Satrançta bir değerlendirme ve klasman sistemi. 4.
Makine yağı. – Serçegillerden güzel, küçük ve ötücü bir kuş. – İki tarla
arasındaki sınır. – Yönerge, direktif. 5. Bir hayvan. – Şikâr. – Kendiliğinden
yetişmiş çim. – Lityumun simgesi. 6. Çok güçlü ışık pırıltıları oluşturan enerji
kaynağı. – Resim yaparken kullanılan bir tür
kömür kalem. – Adalet, tüze. 7. Tatlı su ıstakozu.
– Coşkun, esinle dolu. – Kutur. 8. Kemiklerin
ÇÖZÜMÜ
toparlak ucu. – Boşa gitme, heba olma. – Bezginlik
BUGÜN
ve sızlanma anlatan bir sözcük. – Demiryolu. 9.
Plajda soyunma yeri. – Kanmış, inanmış. – Bir
13. SAYFADA
bağlaç. – Elçilik uzmanı. 10. Bir anda oluveren,
apansız. – Haberleşme, komünikasyon. – Genç
irisi.
Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu
11
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
[email protected]
TÜRK'ÜN ŞEREFLİ AYDINI ÂŞIK ŞEREF TAŞLIOVA
13 Şubat 2010 günü Ardahan'da
mişlerdi. Onların kötülük ve yanlış
düzenlenen "Bahtiyar Vahapzade"
yapma imkânları yok gibiydi.
konulu sempozyuma bir bildiri ile
Çünkü halkın önünde, halka iyi
katılmıştım. Sempozyum sonunda
şeyler söyleyen, güzel, faydalı, doğru
Âşık Şeref Taşlıova'yı dinledim.
şeyler söyleme konumunda olan halk
Sazıyla hem çaldı hem söyledi. O,
bilgeleri, kanaat önderleriydi. Her
hayatımda dinlediğim ve gördüğüm
daim halkın gözü önünde olduklarınilk âşıktı. Bu tabii benim kabahatim- dan ve halka güven vermeleri gerekdi. Şimdiye kadar hep kentli, eğitimli tiğinden isteseler de kötülük yapaedebiyatçılarla ilgilendim, ama sözlü mazlardı. Bu durum onları İslam
sazlı halk edebiyatına çok fazla ilgi
öncesi dönemde şaman, İslamî
göstermemiştim. Türk halk edebiyadönemde veli, yeni zamanlarda da
tının daha çok yazılı metinleriyle
bilge konumuna itiyordu.
temasta idim. O programdan sonra
Âşıkların şiirleri genellikle dersler,
Türk halk edebiyatından habersiz
öğütler, ahlakî telkinler aktaran topyaşamanın ne kadar büyük bir eksik- lumsal, kültürel nitelikli metinlerdir.
lik olduğunu anladım.
Yani sosyal faydaya dönük bir edebiTarihin bilinen en eski zamanların- yat yaparlar. Bunu da halka sazın,
dan beri Türk kültür ve edebiyatının
müziğin sihrinden yararlanarak etkili
üretici ve yayıcılarından biri, sazla
bir şekilde sunma gayreti içinde olurşiir söyleyen halk şairleri olan ozanlar. Söz ve saz birlikteliği, mesajı
lardı, âşıklardı. İzleyip dinlediğim
etkili ve akıcı bir şekilde aktarmada
Şeref Taşlıova, geleneksel Türk külbüyük bir etkiye sahiptir. Âşıklar,
tür ve edebiyatının ana damarlarınhikmetli sözlerden oluşan şiirlerinin
dan biri olan âşıklık geleneğinin son
etkili olabilmesi için sadece sazdan
temsilcilerinden biridir. 1938'de
değil; aynı zamanda mizahtan da
Ardahan'ın Çıldır ilçesine bağlı
yararlanıyorlardı. Mizahî bir üslup,
Gülyüzü köyünde doğmuş.
havayı ısıtıyor ve dinleyici kitlesini
Çocukluğundan beri sazla, şiirle
ortama çekiveriyordu.
meşgul olmuş. Doğu Anadolu bölgeÂşıklar, beşerî, ilahî aşk gibi duysinin âşıklık geleneğini çok iyi
guların yanında tarihî olayları, savaşözümsemiş. İline, ilçesine, köyüne
ları, göçleri, felaketleri de anlatarak
büyük bir aşkla bağlı. Vatana sahipTürk milletinin toplumsal tarihinin
lenme duygusunun ve derinden vatan nesilden nesile intikalini sağlamış
sevgisinin gerçek anlamda nasıl olaoluyorlar. Tarih konulu edebiyatlarını
bileceğini onda gördüm. Âdeta Türk
çok önemsiyorum. Çünkü böylece
vatanı ve milleti mistiği diyebileceği- tarih bilincini sürekli diri tutarak milmiz bir şahsiyet. Dünyanın her taraletleşme sürecimizi pekiştiriyorlar.
fında tanınıyor ve bol miktarda ürün- Zira milletler, tarihî hafızalarıyla
leri ve ödülleri var.
millet olurlar. Türklük ve milliyet
Ardahan'da Türk halk âşığı olarak
ruh ve şuurunu telkin etmede de
izlediğim Şeref Taşlıova, bende şu
önemli bir role sahipler.
izlenimlerin doğmasına sebep oldu:
Âşıkların söylediği destanlar, ağıtTürk milletinin milletleşmesinde,
lar ve başka türde metinler, millî
kaynaşmasında, kültür üretip yayma- hafızamızı diri tutmaktadır.
sında âşıkların tarihsel rolleri yadsıAyrıca âşıklar, güncel olaylara da
namaz. Teknolojinin gelişmediği eski yer verip onları yorumlayarak aktarzamanlarda âşıklar, sazlarıyla, şiirlemalarıyla bir bakıma gazetecilik görriyle, davranışlarıyla mensubu bulun- evini de üstlenmiş oluyorlar.
dukları Türk milletine yol ve yön
Bütün bu genel özellikleri Şeref
gösteriyorlardı. Millî şuur, dinî hasTaşlıova'da gördüm. O, bir buçuk
sasiyet ve ahlakî değerler telkin edisaatlik programında bize Doğu
yorlardı. Yaşadıkları ve gözlemledik- Anadolumuzun, Kars Ardahan yöreleri olaylara dair yorumlar yapıyormizin hem mahallî tarihçisi, hem
lar, bilgece yaklaşımlar getirerek
gazetecisi, hem kanaat önderi, hem
halkı aydınlatıyorlar, uyarıyorlardı.
şairi, hem bilgesi, hem aksakalı, hem
Halk bilgeleri olan bu âşıklar, bir
meddahı, hem vaizi gibi göründü.
yönüyle vaizlerin görevini üstlenmiş- Vatan, millet, bayrak, şehit, devlet,
lerdi. Hayata dair doğruları telkin
Türklük, müslümanlık, insanlık,
ediyor, yanlışlıklardan uzaklaştırıyor- sevgi, saygı, aşk gibi kavramlara bol
lardı. Mektep medrese görmemişlerdi bol yer vererek Türk millî kimliğini
ama hayat mektebinden öğrendikleri- vurgulu bir şekilde ortaya koydu.
ni manalı, ezgili, etkili, esprili, zarif,
Tanzimat sonrası süreçte özellikle II.
güzel sözlere ve seslere dönüştürebil- Abdülhamit döneminde Ermenilerin
me becerileri vardı. Halkın içinden
Doğu Anadolu Türklüğüne nasıl
çıkıp yine halkın içinde kaldıklarıninsanlık dışı barbarca zulümler, katlidan halkla rahat bir iletişim kurabili- amlar yaptığını, köyleri yakıp yıktıyorlar, halkın dilinden anlıyorlar, hal- ğını; ama Türk'ün o soykırımcı
kın ruhuna nüfuz edebiliyorlardı.
Ermenilere karşı yılmadan nasıl
Kibirlenmiyorlar, halkla halk oluyor- erkekçe, mertçe mücadele verdiğini
lar, halktan uzaklaşmıyorlardı.
anlattı.
Âşıklar, iletişim ve ulaşımın gelişŞeref Taşlıova taşranın, geleneksel
mediği eski zamanlarda mahalli hav- saf, bozulmamış, modernite tarafınzalarda merkezî bir konuma sahiptidan kirletilmemiş, temiz Anadolu
ler. Bu yönleriyle mahallî kültür taşı- Türk ruhunun cisimleşmiş bir temsilyıcısı olarak büyük bir işlev görüyor- cisi gibi göründü gözüme. Taşlıova,
lardı. Mesajlarını şiir şekli ve yapısı
Müslümanlık ve Türklük değerlerini
içinde vermek durumunda olduklaolanca saflığı, yalınlığı ve gerçekliği
rından sözü güzel, sanatlı ve ahenkli
içinde sergileyen son derece doğal
söyleme gayretinde oluyorlar. Bu da
bir kişiliğe sahipti. Şeref Taşlıova,
onların Türkçemizi daha güzel ve
hem kendisinden hem başkalarından
zengin bir hâle getirmeleri sonucunu
okuduğu şiirlerin yanısıra şu anlamlı
doğuruyordu. Konuşma dilimiz olan
sözleri de aktardı:
Türkçemizin zenginleşmesinde ve
"Geçmişini bilmeyenin geleceğine
güzelleşmesinde âşıkların katkısı
gülle atarlar." (Bahtiyar Vahapzade)
büyüktür.
"Âşık demek, deliden düzgün
Mahallî havzaların ruhu ve vicdanı sayıklayan demektir." (Behçet Kemal
olan âşıklar, Türk millet yapısının
Çağlar)
gelişmesinde ve sağlamlaşmasında
"Eseri olmayanın yerinde yeller
bir yönüyle çimento görevi üstleneser." (Bir türbe kitabesinden)
Özgecan'ın anısı ormanda yaşayacak
ANKARA - Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu, anısına kurdukları hatıra ormanında her bir fidanın, Özgecan için yeşereceğini,
büyüyeceğini belirtti.
Eroğlu, AA muhabirine, Mersin'in
Tarsus ilçesinde öldürülen üniversite
öğrencisi Özgecan Aslan hatırasına,
Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından oluşturulan hatıra ormanıyla ilgili
açıklamada bulundu.
Özgecan'ın adını sonsuza kadar
yaşatmak ve unutulmamasını sağlamak amacıyla hatıra ormanı oluşturduklarını ifade eden Eroğlu,
"Özgecan Aslan, adına kurduğumuz
hatıra ormanının her bir fidanında
yeşerecek" değerlendirmesinde
bulundu.
Eroğlu, "Yaşam ve sevgi dolu kızımızın hatırasını sonsuza kadar
yaşatmak adına yüzlerce fidanı toprakla buluşturduk. Toplumun her
kesiminde Özgecan adının yaşatılması için etkinlikler düzenleniyor. Bu
kapsamda çeşitli tesislere de adı
verilerek Özgecan kızımızın adı artık
eserlerle yaşatılacak" görüşünü dile
getirdi.
Toplumda kadına yönelik şiddete
karşı farkındalık oluşturmak için bu
ormanı kurduklarını aktaran Eroğlu,
şunları kaydetti:
"Bizler de Özgecan'ımızın ismini
yaşatmak için bir orman tesis ettik.
Oradaki her bir fidan bundan sonra
Özgecan için yeşerecek ve büyüyecek. Biz de bu maksatla toplumumuzda birliğin, huzurun ve güvenin
simgesi olan ormanı seçtik. Kızımız
için, bu fidanlar nasıl bir araya gelerek bir orman olacaksa bu toplumda
insanlar da millet olmanın şuuru ile
bir araya gelerek böyle olaylara karşı
birlik olacaklar ve öyle hareket edecekler."
Özgecan Aslan'ın adını yaşatmak
amacıyla Mersin-Tarsus arasındaki
otoban kenarında bulunan 15
dönümlük alana bin 500 fidan dikilmişti. Düzenlenen etkinliğe
Özgecan'ın annesi, babası, ablası,
kardeşi, çok sayıda yetkili ve vatandaş da katılmıştı. (AA)
12
SURİYE’YE
yardım sürüyor
17 Mart 2015 Salı
HATAY-Türk Kızılayı, AFAD ve Suudi
Arabistanlı iş adamları tarafından Lazkiye
ve İdlib kırsalındaki Suriyelilere 4 tır
yardım malzemesi gönderildi.
Malzemelerin Suriye tarafında
dağıtımını üstlenen Suriye Türkleri
Derneği'nin yardım dağıtım sorumlusu
Muhammed Kömürcü, Türk Kızılayı'nın
temin ettiği 6 bin battaniye, 25 bin kıyafet,
150 koli bisküvi, 250 yatak, 4 ton süt,
AFAD'ın 10 büyük boy çadırı ve Suudi
Arabistanlı iş adamları tarafından gönderilen 275 çadırın Yayladağı sınırına
ulaştırıldığını kaydetti. Malzeme yüklü 4
tırın, Türk Kızılayı aracılığıyla insani
yardımların geçişi için açılan Arfalı ve
Güveççi mevkisinden Suriye'ye geçtiğini
belirten Kömürcü, malzemelerin İdlib ve
Lazkiye kırsalındaki halka dağıtıldığını
söyledi. Yayladağı Suriye toprakları
yakınlarında çatışmaların yoğunlaştığını
aktaran Kömürcü, yüzlerce insanın köy-
lerini terk ederek güvenli bölgelere
kaçtığını dile getirdi.
İnsani yardım malzemelerine her
zamankinden fazla ihtiyaç duyulduğunu
vurgulayan Kömürcü, "Allah, Türk devleti
ve milletinden razı olsun. Bizimle ekmeklerini paylaşıyorlar. Bölgede çatışmalar
yoğunlaştı. İnsanlar perişan durumda.
Kuru gıda ve una ihtiyacımız var. Tüm
hayırseverlerden yardım bekliyoruz" diye
konuştu.
ABD, Esed’e göz kırpıyor
WASHINGTONTürkiye’yi başlarda
destekler
göründüğü Suriye
politikasından çark
eden ABD, eli kanlı
diktatör Beşar
Esed’e göz kırpmaya başladı.
Yapılan açıklamalar ise kafa
karıştırmaya dönük
mesajlar içeriyor.
ABD Dışişleri
Bakanı John Kerry,
ABD olarak
Suriye'de siyasi
değişim için bu
ülkenin Devlet
Başkanı Beşşar
Esed ile müzakere
etmek zorunda
olacaklarını ve
Esed'e müzakereleri kabul
etmesi için baskı
yapmanın yollarını araştırdıklarını
söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü
Yardımcısı Marie Harf ise, ABD'nin
Suriye politikasında değişiklik bulunmadığını ve Suriye Devlet Başkanı
Beşşar Esed ile doğrudan müzakere
etmelerinin söz konusu olmadığını kaydetti.
Kerry, Suriye'deki iç savaşın
dördüncü yılında, CBS News'e verdiği
mülakatta, "Neticede müzakere etmek
zorundayız. Cenevre 1 süreci
bağlamında her zaman müzakere etme
niyetinde olduk" dedi.
Suriye'deki çatışmayı sona erdirmeye dönük diplomatik süreci yeniden
canlandırmanın yollarını araştırdıklarını
belirten Kerry, "Esed'in gelip bunu
yapması (müzakerelere girmesi) için
uğraşıyoruz ve bunun olması için de
onun üzerinde çeşitli türlerden artan
baskı oluşturmak gerekebilir. Bu
baskıyı meydana getirmeye yardımcı
olabilecek adımları değerlendirmekte
olduğumuzu insanlara çok net ifade
ettik" diye konuştu.
Kerry, müzakerelerin önemli
olduğunu çünkü soruna askeri değil,
siyasi çözüm bulmak gerektiği noktasında herkesin mutabık kaldığını dile
getirerek, şunları kaydetti:
"Esed rejiminin müzakere etmesini
sağlamak için, ona, bu siyasi neticenin
peşinde olma ve (Esed'in) müzakereler
konusundaki hesaplarını değiştirme
yönünde herkeste bir
kararlılığın bulunduğunu net biçimde
göstermemiz gerekecek. Bu, şu anda yapılmakta. Ve şuna ikna
olmuş durumdayım ki
müttefiklerimizin ve
diğerlerinin çabalarıyla,
Esed üzerinde artan
baskı olacak"
ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcü
Yardımcısı Marie Harf,
ABD'nin Suriye politikasında değişiklik
bulunmadığını ve
Suriye Devlet Başkanı
Beşşar Esed ile doğrudan müzakere
etmelerinin söz konusu
olmadığını kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanı
John Kerry, bir
Amerikan televizyon
kanalına verdiği
mülakatta, ABD olarak Suriye'de siyasi
değişim için Esed ile müzakere etmek
zorunda olacaklarını ve Esed'e müzakereleri kabul etmesi için baskı yapmanın yollarını araştırdıklarını söyledi.
Harf ise Twitter mesajı atarak,
Kerry'nin sözlerine açıklık getirdi.
Mesajında ABD'nin Suriye politikasında bir değişiklik olmadığını
belirten Harf, Esed'in Suriye'nin geleceğinde bir yeri bulunmadığını kaydetti.
Harf, "Bakan Kerry, rejim ile masada
müzakere edilmiş bir sürece ihtiyacımız
olduğuna dair uzun süredir var olan
politikamızı tekrar etti. Kerry, doğrudan
Esed ile müzakere edeceğimizi
söylemedi" ifadesini kullandı.
haber
DAVUTOĞLU
kadınlara seslendi
İSTANBUL - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan
Ahmet Davutoğlu, "Yeni Türkiye'de bugün başı açık,
başı örtülü bütün kadınlar onurla TBMM'ye giriyorlarsa
bu AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının bir
eseridir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Kadın
Kolları Kongresi ve MYK toplantısında yaptığı konuşmada, "Çanakkale'de bundan 100 sene önce vatan
savunması için bu aziz İstanbul'un savunması için
şehit düşen yiğitlere, o yiğitlerin analarına, onların
yetim bıraktığı çocuklara selam olsun, kınalı kuzulara
selam olsun" diyerek sözlerine başladı.
Tarihi bir kongre gerçekleştirdiklerini belirten
Davutoğlu, şunları kaydetti:
"İzmir işgal edildiğinde İstanbul'da Sultanahmet
mitinginde bütün Türk kadınları adına istiklal için
haykıran Halide Edip'e selam olsun. Tek parti zulmünden çıkarken 1947 muhtarlık seçimlerinde Mersin'de,
Aslanköy'de el konulmak istenen seçim sandıklarına
sahip çıkıp 'sandık namusumuzdur' diyen demokrasi
kadınlarına selam olsun. AK siyasetin ak kadınlarına
İstanbul teşkilatımızın öncü kadınlarına selam olsun.
İstanbul'da bu kadın teşkilatını kurarak kadınların
siyasette öncülüğünü üstlenen Cumhurbaşkanımız
sayın Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun."
Başbakan Davutoğlu, yükseköğrenime geçiş sınavına girenlere de başarılar dileyerek, "Onları yetiştiren
annelere hürmetlerimi sunuyorum. Onların yetiştirdiği
yeni neslin, bugün üniversiteye adım atmak üzere
harekete geçen bu yeni neslin Türkiye'nin yeni öncü
nesli olacağına dair inancımız sonsuzdur" diye konuştu.
- Kadın ve onur, şefkat, estetik kavramları
İlk defa bir il kongresinde, kolları itibarıyla bu denli
muhteşem bir topluluğa hitap etmekten büyük onur
duyduğunu anlatan Davutoğlu, kadınların onur, şefkat
ve estetik kavramlarını yücelttiğine inandığını söyledi.
AK Parti siyasetinin bu üç kavramını bütün siyasetine bir mühür gibi vurduğunu dile getiren Davutoğlu,
şöyle devam etti:
"Önce onur, kadınlık, insanlık onuru. AK Parti
siyasetinin temeli insanlık onuruna sahip çıkmaktır,
kadınlarımızın onuruna sahip çıkmaktır. Eski Türkiye ile
yeni Türkiye arasındaki en temel fark da budur. Bir an
gözünüzü kapatın ve eski Türkiye'yi hatırlayın, hani
milli iradeyle TBMM'ye girmiş olan başörtülü bir hanıma 'bu kadının haddini bildirin' diyen eski Türkiye'yi
hatırlayın. O eski Türkiye'de benim bugün makamımda
oturan bir Başbakan, Allah rahmet eylesin, biz yine de
rahmetle anarız. Ama oraya milletin oylarıyla gelmiş ve
kadınlık onuruyla gelmiş bir kardeşimize bütün erkekleri tahrik ederek 'bu kadının haddini bildirin' demişti.
Kürsünün önüne erkekler dizilmişti, sanki 'Çanakkale
geçilmez demek' için. Halbuki o kadın milletvekili
Çanakkale şehitlerini, milli iradeyi temsil ediyordu."
Başbakan Davutoğlu, yeni Türkiye'de bugün başı
açık, başı örtülü bütün kadınların onurla TBMM'ye
giriyorlarsa bunun AK Parti'nin kadınlara duyduğu
saygının bir eseri olduğunu dile getirdi.
KILIÇDAROĞLU
gençlere seslendi
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, "Birileri gençleri ayırıyor 'bizim
gençler, onların gençleri' diye ben buradan bütün
gençlere söz veriyorum: hiçbir ayrım yapmayacağım" dedi.
CHP Ankara Gençlik Kolları'nın düzenlediği,
"Onurlu Yaşa"yanlar Konseri Ankara Arena'da
gerçekleştirildi.
Etkinliğe CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel
Tekin, CHP Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka, partililer ve vatandaşlar katıldı. Etkinlikte, hayatlarını
kaybeden Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Berkin
Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım ve
Abdullah Cömert'in aileleri de yer aldı.
Konserde gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, "Ben
de yürekten inanıyorum, devrim şehitleri ölümsüzdür" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sevgili gençler güzel eğlenin, hayatın bütün
renklerini tadın, gelecek sizindir, umudumuz
sizsiniz, Türkiye'nin geleceği sizsiniz. Türkiye'nin
vicdanı, ideali, umudu sizsiniz. Birileri gençleri
ayırıyor, 'bizim gençler, onların gençleri' diye ben
buradan bütün gençlere söz veriyorum: hiçbir
ayrım yapmayacağım. Bütün gençleri bağrıma
basıyorum.
Gezi'nin gençleri bedel ödediler, o bedel sizin
geleceğiniz için ödenen bir bedeldir. O bedel
Türkiye'nin geleceği için ödenen bir bedeldir. O
nedenle Gezi'nin gençleri bu ülkenin onurudur, o
nedenle diyoruz ki: Gezi'nin gençliği dünyadaki
onurumuzdur. Gençleri unutmamızın en güzel
göstergesi işte karşımızdadır, 'Denizlere sözümüz,
devrim olacak' diyor. Nasıl unutmadıysak asla
unutmayacağız ve unutturmayacağız."
dış dünya
17 Mart 2015 Salı
13
İsrail seçimlerinden yine
koalisyon çıkacak
İsrail'de dikkatler
bugün yapılacak
genel seçimlere kilitlenirken, anketler
Herzog-Livni ikilisini
Likud'un önünde gösteriyor. Ancak, sağcı
partilerden alacağı
destekle hükümeti
Binyamin Netanyahu
liderliğindeki Likud'un
kurması da ihtimal
dışı görünmüyor.
“AB ordusu” önerisi
Avrupa'yı böldü
Netenyahu’nun seçimlerden yenik çıkması bekleniyor
KUDÜS - İsrail'de son hükümet krizi,
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Yeş
Atid Partisi lideri Maliye Bakanı Yair Lapid
ve Hatnuah Partisi lideri Adalet Bakanı
Tzipi Livni'nin de aralarında bulunduğu 6
bakanı görevden almasıyla patlak verdi.
Parlamentonun feshedilmesinin ardından, liderler genel seçimlerin 17 Mart’da
yapılması konusunda anlaşmaya vardı.
Bu çerçevede kuruluşundan bu yana 20.
kez genel seçimlere giden İsrail, hükümetlerin ömrünün kısa olması ve genelde
erken seçimle sonuçlanması göze çarpan önemli bir nokta. İstatistikler, İsrail'de
bir hükümetin ömrünün ortalama 3 yıl
olarak gösterirken, son Netanyahu hükümeti ise sadece 21 ay görev başında
kaldı.
Seçim öncesi yapılan anketler
Netanyahu'nun akıbetine ilişkin ipuçları
veriyor. İsrail radyosunun çarşamba günü
yayınladığı son ankete göre, Herzog ve
Livni partilerinin oluşturduğu Siyonist
Birlik, İsrail meclisindeki 120 koltuktan
24'ünü alabiliyor, Netanyahu'nun Likud
Partisi ise 21 sandalyede kalıyor.
Ülkenin "tek seçim bölgesi" olarak
kabul edildiği İsrail'de nispi temsil sistemi
uygulanıyor. 17 Mart'ta sandık başına
gidecek İsrailliler, herhangi bir adaya
değil, 120 ismin bulunduğu parti listesine
oy verecek. Her partinin seçimde aldığı
oy oranı kadar, hazırladığı listedeki aday
meclise girmeye hak kazanacak. Buna
göre, bir parti yüzde 10 oy alması halinde, mecliste 12 sandalyeye sahip olacak.
Partilerin, Knesset'e girebilmesi için
yüzde 3,25 olan seçim barajını aşması
gerekiyor.
Barajı aşan siyasi partiler, aldıkları oy
karşılığı mecliste belli sayıda sandalye
kazanmalarının ardından, bu partilerin
yeni bir koltuk daha elde etmeye yetmeyen artık oyları ve barajın altında kalan
partilerin oyları, meclise girmeye hak
kazanan partiler arasında yeniden dağıtılacak. Bu dağıtım seçim sonuçlarındaki
oy dağılımı yüzdelerine göre yapılacak.
İsrail seçim sisteminde barajın düsu
̧ k̈
olması ülke siyasetinde aktif partilerin
çoğunun Knesset'te temsil edilmesine
imkan tanıyor. Mevcut baraj uygulaması,
bir partinin tek başına iktidara gelmesini
ise son derece güç hale getirdiğinden,
İsrail'de koalisyon hükümetleri alışılageldik bir tablo. Bu nedenle, geçmişteki bazı
hükümetlerde tamamen farklı siyasi çizgide olan partiler, aynı hükümet çatısı altında birleşmek zorunda kalmıştı.
Seçimde yarışacak partileri sonuçların
açıklanmasının ardından bu sefer de koalisyonu oluşturma maratonu bekleniyor.
İsrail'de koalisyon hükümeti oluşturabilmek için 61 koltuğa ihtiyaç duyuluyor.
AB, Kırım’ın
Rusya tarafından
ilhak edilmesini
kınadı
Avustralya, sığınmacılara
“ACIMASIZCA” davranıyor
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - Avrupa
Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik
Politikası Yüksek Temsilcisi Federica
Mogherini, Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin uluslararası hukukun ihlali olduğunu
söyledi.
BM Güvenlik Konseyi'nin bugünkü
oturumunda AB ile BM arasındaki koordinasyon konusu ele alındı. Mogherini,
toplantıda yaptığı konuşmada, Rusya'nın
Kırım'ı işgalini eleştirerek, "Bu eylem
yanıtsız bırakılamaz. Kırım ve
Sivastopol'un ilhak edilmesi uluslararası
hukukun ihlalidir, AB olarak kınıyoruz"
dedi.
Mogherini, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne de vurgu yaparak, "Bizim
Ukrayna konusundaki politikamız son
derece net: Biz çatışmalara son verilmesini ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün
korunmasını istiyoruz" diye konuştu.
Kırım'da Rusya yanlıları, geçen yıl
Mart ayında yapılan ancak uluslararası
toplumun tanımadığı referandumun
ardından özerk bölgenin Rusya'ya bağlandığını açıklamıştı.
Konuşmasında Libya'daki çatışmalara da değinen Mogherini, taraflara ulusal
birlik hükümeti konusunda uzlaşı çağrısı
yaparak, "Bu uzlaşının bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor. Libya'da kriz
derinleştikçe IŞİD'in bölgedeki etkisi artıyor. İnsan kaçakçıları, bölgeden kaçmaya
çalışan çok sayıda göçmenin hayatını
riske ediyor" ifadesini kullandı. (AA)
MELBOURNE - Avustralya İnsan
Hakları Kanun Merkezi Direktörü Daniel
Webb, Avustralya'ya sığınma talebinde
bulunmak için teknelerle gelen ve yakalandıktan sonra Manus Adası gözaltı merkezinde tutulanların çok kötü şartlar altında
gördüğünü belirterek, "Tarih Avustralya'yı
acımasızca yargılayacak" dedi.
Avustralya'ya sığınmak isteyenlerin
yakalandıktan sonra tutulduğu Manus
Adası, Nauru gözaltı merkezi ve
Avustralya topraklarında bulunan gözaltı
merkezlerinde tutulan sığınmacıların zor
şartlar altında yaşadıkları, insan hakları
savunucularının sürekli gündeminde yer
alıyor. Ülkede en çok protesto edilen
konuların başında gelen mülteci ve sığınmacı haklarıyla ilgili düzenlenen gösterilerde, merkezlerde kalan çok sayıda
çocuk ve yetişkinin insani şartlardan uzak
bir ortamda yaşadıkları sıklıkla dile getiriliyor.
Ülkede uzun süredir mülteci uygulamalarını eleştiren ve sığınmacıların gözaltı
merkezlerinde zor şartlarda yaşadığını
belirten göstericilerin bu düşüncelerini,
Avustralya İnsan Hakları Komisyonu,
Amnesty International ve son olarak da
Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan
raporlar haklı çıkardı.
Avustralya'da insan hakları alanında
faaliyet gösteren kuruluşlardan biri olan
İnsan Hakları Kanun Merkezi Direktörü
avukat Daniel Webb, AA muhabirine bu
gözaltı merkezlerine ziyarette bulunduğunu ve ziyaretin ardından bu merkezlerin
görüntülenmesine neden izin verilmediğini anladığını söyledi. Webb, bu merkezlerde sığınmacıların "çok kötü" şartlar
altında yaşadığını belirtti.
Bu merkezleri ziyaret etmeden önce
konuyla ilgili hazırlanmış raporları incelediğini anlatan Webb, merkezlerin "şoke
edici" şekilde kalabalık olduğunu aktardı.
Webb, bu merkezleri "boğucu" olarak
niteleyerek şunları söyledi:
"Gördüklerim karşısında kesinlikle
Ülkede çoğu zaman seçim sonuçlarına
yakın veriler ortaya koyan anketler, 17
Mart seçimlerinde bir partinin tek başına
iktidara gelemeyeceğini gösteriyor.
İsrail'deki son anketlere göre, seçim
sonrasında 120 koltuğun partilere dağılımının şu şekilde olması bekleniyor:
"Siyonist Birlik (24), Likud (21), Birleşik
Arap Listesi (13), HaBayit HaYehudi (13),
Yeş Atid (13), Kulanu (8), Şas (7), Birleşik
Tora Yahudiliği (6), Yisrael Beitenu (6),
Meretz (5), Yahad (4)"
Söz konusu anketler esas alındığında
partilerin siyasi çizgilerine göre, Likud,
Yisrael Beitenu, HaBayit HaYehudi ve
Yahad'dan oluşan sağcı partiler 44, UltraOrtodoks partilerin 13, Yeş Atid ve
Kulanu'ndan oluşan merkez partiler 21,
Siyonist Birlik ve Meretz'in oluşturduğu
liberal solcu partiler 29, Birleşik Arap
Listesi'nin ise 13 koltuk elde edeceği
öngörülüyor.
Anketler her ne kadar Herzog-Livni
ikilisini Netanyahu'nun Likud partisi
önünde gösterse de Netanyahu'nun yeni
dönemde koalisyon kurabilme ihtimali
sağcı partilerden alabileceği destek dolayısıyla daha muhtemel değerlendiriliyor.
Netanyahu karşıtı bir hükümet kurulması için ise Herzog'un bazı sağcı partilerin desteğini alması gerekiyor. (AA)
LONDRA - Rusya'nın Ukrayna
kriziyle birlikte oluşturduğu tehdit
Avrupa hükümetlerinin savunma
politikalarını sorgulamasına ve gözden geçirmesine neden olurken,
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu
Başkanı Jean Claude Juncker'in
"AB ordusu oluşturulsun" önerisi
her Avrupa ülkesinde olumlu karşılanmadı.
AB Komisyonu Başkanı
Juncker, geçen hafta AB'nin kendi
ordusuna ihtiyacı olduğunu, bunun
AB'nin son dönemde Rusya'nın
oluşturduğu tehdit gibi, gelecek
tehditlere karşı daha fazla önlem
alınabilmesini sağlayacağını dile
getirdi.
Juncker, AB ordusuyla üye
ülkelerin savunma bütçelerinde
tasarruf sağlanabileceğini ve
bunun Avrupa entegrasyonunu
teşvik edeceğini ifade etti. Eski
Lüksemburg Başbakanı Juncker
ayrıca, "AB ordusu, ortak dış ve
güvenlik politikaları geliştirmemizi
sağlayacaktır. Avrupa'nın imajı dış
politika anlamında zedelendi, çok
fazla ciddiye alınmıyoruz" dedi.
Ekonomi ve Dış Politika
Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı
Sinan Ülgen AA'ya yaptığı açıklamada, "AB ordusu" önerisinin yeni
bir öneri olmadığını, uzun süredir
gündemde olduğunu ancak bir
türlü ilerletilemediğini belirtti.
Juncker'in konuyu yeniden gündeme getirmesindeki temel sebebin, Rusya'nın Avrupa için oluşturduğu tehdit olduğunu ifade eden
Ülgen, "Juncker bu konuyu gündeme getirdikten sonra verilen tepkilerden görüyoruz ki AB içinde
NATO'ya benzer bir savunma
geliştirilmesine dair ciddi tereddütleri olan ülkeler var. Bunların başında da İngiltere geliyor" dedi.
İngiltere, daha önce de AB
ordusu oluşturması fikrini birkaç
kez dile getiren Juncker'in önerisini
reddetti. İngiliz hükümeti, savunmanın ulusal bir konu olduğunu,
AB'nin sorumluluğunda olmadığını
bildirdi. Hükümetten yapılan yazılı
açıklamada, "Savunmanın ulusal
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
1
2
şoke oldum. Merkez şok edici şekilde
kalabalıktı. Bir yatakhanede 120 adet iki
katlı ranza birbirine yapışık şekilde yerleştirilmiş 240 yatak vardı. Yataklar, aralarından yürünemeyecek şekilde birbirine
yakın konulmuş. Gardiyanlar her yerdeydi. Ürkütücü levhalar vardı. Mesela levhalardan birinde 'tüm güvenlik görevlileri
her zaman yanlarında (Hoffman Knife)
özel bıçak bulundurmak zorunda' yazıyordu. Bu bıçaklar kendini asmaya çalışanların iplerini kesmek içindi. O levhaları
görmem bana şunu ifade ediyor. Şartlar
sadece rahatsız edici değil. O kadar acı
verici ki doğal olarak intihar riskini artırıyor. O yüzden de gardiyanlar yanlarında
bıçak taşımak zorunda."BM raporlarına
konu olan Manus Adası gözaltı merkezinde 17 Şubat 2014'de çıkan olaylarda 62
kişi çeşitli yerlerinden yaralanmış, başından darbe alan İran uyruklu Reza Berati
(23) hayatını kaybetmişti. Ancak bir yıl
geçmesine rağmen Berati'nin ölümüne
ilişkin sorumlular hakkında bir yakalama
kararı ya da yargı süreci başlatılmamıştı.
Gözaltı merkezlerinde yaşanan olaylara, zor fiziksel şartlar, yavaş işleyen sığınmacılık başvuruları, yeniden yerleşme
sürecindeki belirsizlik gibi unsurların
sebep olduğunu ve bu nedenle çıkan
olaylarda Berati'nin hayatını kaybettiğini
kaydeden Webb, "12 ay geçti şartlar hala
değişmedi. Başvurular inanılmaz yavaş
ve sığınmacıların mülteci olarak ne
zaman, nereye ve nasıl yerleştirileceklerine dair hiçbir plan yok. İnsanlara bu
kadar acımasız davranırsak şiddet kaçınılmaz" dedi. (AA)
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
1
2
3
4
5
olduğu, AB'nin sorumluluğunda
olmadığı konusundaki pozisyonumuz tamamen açıktır. Bu duruşumuzun değişmesi olası değildir ve
bir Avrupa ordusunu olası görmüyoruz" ifadelerine yer verildi.
İngiltere Başbakanı David
Cameron daha önce konu gündeme geldiğinde, üye ülkeler arasındaki savunma işbirliğinin önemli
olduğunu ancak AB kontrolünde
bir ordu oluşturmanın doğru olmayacağını söylemişti.
Avrupa Parlamentosu üyesi,
Muhafazakar Partili Geoffrey Van
Orden, kimi zaman yeniden gündeme getirilen AB ordusu oluşturulması fikrine son verilmesi gerektiğini belirterek, "Ülkelerimiz ciddi bir
tehdit altındaysa NATO'ya mı
AB'ye mi güveniriz? Yanıt, sorunun
içinde var zaten" dedi.
EDAM Başkanı Sinan Ülgen,
bugün birçok Avrupa ülkesinde
ekonomik yavaşlama ve kriz varken, savunma bütçelerinde kesintiler yaşanırken, AB'nin NATO'dan
ayrı kendine has bir güvenlik kimliği oluşturmasını beklemenin gerçekçi olmadığını dile getirdi. Ülgen,
"Uzun yıllardan beri ABD, NATO
içindeki Avrupalı ortaklarından
savunmaya ayırdıkları bütçeyi artırmalarını istiyor. NATO içinde bunu
yapamayan birçok AB ülkesi varken, Juncker'in çağrısını gerçekçi
görmüyorum" diye konuştu.
AB Komisyonu Başkanı
Juncker, "oluşturulacak bir AB
ordusunun NATO'nun rolüne meydan okumayacağını" söylese de
İngiliz siyasetçiler NATO'nun AB
ülkelerinin savunmasının "temel
taşı olması gerektiğini" ifade ediyor. İngiltere'de koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Demokrat
Parti, "AB ordusu, savunduğumuz
birşey değil. Gerekli olduğunu
düşünmüyoruz" açıklamasında
bulundu. Muhalefetteki İşçi Partisi
de AB ordusu önerisini desteklemeyeceğini, NATO'nun Avrupa'nın
savunması için "köşe taşı" olmaya
devam etmesi gerektiğini bildirdi.
(AA)
6
7
8
9
10
14
17 Mart 2015 Salı
"Hersek'in İncisi" Poçitely
TURİZM
Bosna Hersek'in güneyindeki Çaplyina şehrinin tarihi Türk köyü
Poçitely, ilkbaharın gelmesiyle ayrı bir güzelliğe büründü.
IKBY'nin,
tarihi ve turizm
alanlarının
tanıtılması
ERBİL - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin
(IKBY) Turizm Bakanı Nevroz Mevlüt,
"Kürdistan'ın" ticaret ve turizm açısından oldukça
zengin bir bölge olduğunu belirterek, "DAEŞ terör
örgütü, her ne kadar bölgemize saldırsa da
Peşmerge güçlerimiz kahramanca topraklarımızı
koruyor. Dolayısıyla endişe edilecek bir durum
yok" diyerek ticaret ve turizm firmalarına yatırım
çağrısında bulundu. Erbil'deki bir otelde IKBY'nin,
tarihi ve turizm alanlarının tanıtım toplantısı
gerçekleştirildi. Toplantıya, IKBY Turizm
Bakanlığı'nın daveti üzerine Türkiye, İran ve Irak'ta
60 firma katıldı. Tanıtım toplantısında bir konuşma
yapan Turizm Bakanı Mevlüt, gezip görmeye
değer pek çok tarihi ve turistik alanların bulunduğunu söyledi. DAEŞ tehdidinin Peşmerge güçleri tarafından bertaraf edildiğini belirten Mevlüt,
"Bugün birçok seyahat ve turizm acentesi burada. Bu da bölgemizin güvenli olduğunu gösteriyor. Toplantımıza katılmayan firmalara seslenmek
istiyorum: Kürdistan, ticaret ve turizm acısından
zengin bir bölgedir. Firmalardan isteğimiz, başka
ülkelerden insanların buraya gelmelerini sağlayıp,
bölgenin zenginliklerini görmelerini sağlamaktır.
Kürdistan'ın tarihi ve turistlik alanlarının tanıtılmasına yardımcı olacak firmalara, elimizden gelen
yardımı veremeye hazırız" şeklinde konuştu. IKBY
Turizm Bakanlığı'nın daveti üzerine Türkiye'den
Erbil'e geldiklerini kaydeden Abdullah Tunçdemir
de "Türkiye'den iş gezisi amaçlı grupları bölgeye
getiriyoruz. Bundan sonra burada yaşayan insanları da ülkemize götürüp seyahat etmelerini sağlamak içinde çalışmalarımız olacak. Yazın burada
havalar aşırı derecede ısınıyor. Buradaki insanların, Van'a gelmelerini, tarihi kentimizde hem
gezmelerini hem de dinlenmelerini istiyoruz"
ifadelerini kullandı. Tunçdemir, IKBY'de turizmin
gelişmesi için profesyonel adımlar atılması gerektiğini, kapılarda geçişlerin kolaylaştırılması, otel
fiyatlarının düşürülmesi ve DAEŞ tehdidinin acilen
son verilerek huzur ve güven ortamının sağlandığının gösterilmesi durumunda Türkiye ile
belgesel hükümet arasında geliş-gidişlerin artabileceğini sözlerine ekledi. Türkiye'de faaliyet
gösteren 16 acente adına toplantıya katıldığını
söyleyen Mahmut Bağcı ise turizm acısından
özellikle Erbil'in iyi tanıtılmasının şart olduğunu
aktardı. Erbil Kalesi'nin, Amerika'nın tarihinden 10
kat daha eski olduğunu hatırlatan Bağcı,
"Şaklava, Behal, Revanduz gibi dışarıdan fazla
bilinmeyen ancak turistik olarak tanıtıp gezdireceğiniz birçok yerin mevcut olduğunu biliyoruz.
Bu tür yerlerin iyi tanıtılması gerekiyor" görüşünü
dile getirdi. (AA)
ISSN 1308-7622
Yıl: 45
Sayı: 15118
17 Mart 2015
Salı
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi:
Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına
Ahmet Serkan Küçük
Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet TEKEŞ
Haber Koordinatörü
Dursun ERKILIÇ
Yazı İşleri Müdürü
Şebnem ÜNAL
Sayfa Editörü
Abdülmecit KOYUNSAĞAN
İstihbarat Şefi
Ayşegül BALDEMİR
Muhabir - İnternet Editörü
Kenan ERGEN
Haber Merkezi
Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay,
Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel,
Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli
İdari Merkez
Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle /
ANKARA Tel: 0312 397 49 79 - [email protected]
Basıldığı Yer:
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİT
POÇİTELY - Araç giremeyecek kadar
dar sokakları, temelinden çatısına kadar
taştan yapılan otantik evleri, Bosna
Krallığı'ndan kalma kalesi ve Osmanlı
dönemine ait cami, medrese ve hamamıyla ülkenin en gözde turizm merkezlerinden biri olan Poçitely, başta Türkiye
olmak üzere her yıl binlerce turisti ağırlıyor.
"Taştan" inşa edilen bu köyün en eski
yapısı ise kayıtlara göre 15. yüzyılda inşa
edilen bir kale.
Osmanlı'nın bölgeyi fethinin ardından
önemli bir merkez haline gelen
Poçitely'de, o dönemde inşa edilen
Şişman İbrahim Paşa Camisi, Poçitely
Saat Kulesi, medrese, hamam ve han
günümüze ulaşan eserlerden.
Kendine özgü evleriyle ilk görüşte
dikkati çeken köy, 2003 yılında Bosna
Hersek Milli Anıtı ilan edilerek, koruma
altına alındı. Poçitely ayrıca, 2007 yılında
da USNESCO Kültür Mirasları listesi için
Bosna Hersekli yetkililerce aday gösterildi. savaş döneminde, başta köydeki
cami olmak üzere birçok yapı önemli
ölçüde zarar gördü. Restorasyon çalışmalarının sürdüğü köyde, orijinal yapılar
hala muhafaza ediliyor. Kale içine kurulan
ve merdivenlerle çıkılan evlerin taş mimari
yapıları, bahçelerdeki çiçekleri ve Neretva
Nehri manzarasıyla insanı büyüleyen
Poçitely, ziyaretçileri adeta Orta Çağ'a
götürüyor.
Dünyanın en güzel minyatür yerleşim
birimlerinden biri olarak gösterilen köyün
bir diğer özelliği ise dört bir yanı saran
nar ağaçları. Hemen her bahçede nar
Erciyes'te Nisan’da da kayak yapılabilecek
KAYSERİ- Türkiye'nin en önemli
kayak merkezlerinden Erciyes'te,
nisan ayının ortaların akadar kayak
yapılabilecek.
Erciyes AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Cahid Cıngı, AA
muhabirine yaptığı açıklamada,
geçen günlerde etkili olan kar
yağışının Erciyes'te kayak sezonunu 2 hafta daha uzatmalarını
sağladığını söyledi.
Bu yıl sezonu dünyadaki birçok
kayak merkezinden çok daha erken
açtıklarını belirten Cıngı, "Yapay
kar makinelerimiz sayesinde
Erciyes'te 22 Kasımdan itibaren
sezonu açmıştık. Geçtiğimiz günlerde 70 santimetre kadar daha
Erciyes'e kar yağdı. Pistlerimizde
deforme olan yerler vardı, onların
kapanmasını sağladı. En önemlisi
de sıcak hava nedeniyle
yumuşayan ve sulanan pistlerin
tekrar sertleşmesini sağladı. Bu da
kayak sezonunu Nisan'ın 15'ine
kadar uzatabilme fırsatı verdi" diye
konuştu.
(AA)
ağacının bulunduğu köyde, nardan meyve
suları ve pekmezler satın almak da
mümkün.
Bu arada, Poçitely'deki taş evler, ünlü
ressamlara ilham olması açısından eski
Yugoslavya döneminde senede 15 gün
boyunca ressamlara tahsis ediliyordu.
Bosna Hersek'in en ünlü ressamlarından biri olan Safet Zec de köye hakim bir
tepedeki görkemli bir konakta ikamet
edip, resimleri için ilham arıyor.
"Hersek'in İncisi" olarak anılan bu şirin
köye ulaşmak ise çok kolay.
Hersek bölgesinin en önemli turizm
merkezi olan, tarihi Mostar Köprüsüyle
ünlü Mostar kentinden güneye doğru 30
kilometre uzaklıkta bulunan bu köy
Neretva Nehri'nin yanı başında, M 17
karayolunun tam üzerinde bulunuyor. (AA)
ABONE TALEP FORMU
$',62<$',
)ù50$$',
6$'(&(7h=(/.ùúù/(5
9(5*ù180$5$6,9(5*ù'$ù5(6ù
6$'(&(7h=(/.ùúù/(5
6$'(&(7h=(/.ùúù/(5
$'5(6
6(07ù/d(ú(+ù5
3267$.2'87(/()21*60
(3267$7&.ù0/ù.12
$%21(/ù.6h5(6ù<,//,.<,//,.
g'(0(ú(./ù3(úù1..$57,DOÖQPÖûWÖU
$ERQHOLNELWLûWDULKLQGHQLWLEDUHQJQ|QFHDERQHOLNLSWDOL\D]ÖOÖûHNLOGHLVWHQPHGLøLWDNWLUGHDERQHOLNVUHVL\ÖOX]D\DFDNWÖU
7$5ù+
)RUPGDNLELOJLOHULQHNVLNVL]GROGXUXOXSLP]DODQPDVÖQGDQYHWDUDIÖPÖ]DXODûPDVÖQGDQVRQUDDERQH
OLNLûOHPOHULQL]EDûOD\DFDNWÖU
<HGLJQ*D]HWHVLQH
$ERQH2OPDNùVWL\RUXP
Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp
Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti.
İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: 0 312 384 30 70 Pbx
Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç)
ù0=$
<XNDUÖGDNLELOJLOHULQGRøUXOXøXQXNDEXOYHEH\DQHGL\RUXP
%HOLUWWLøLPJD]HWHJD]HWHOHULQDGUHVLPHJ|QGHULOPHVLQLRQD\OÖ\RUXP
:2
<,91
4;
8735
*5; <97: 7/2
<+; .6/ <
. 3*
:8' 8<,
612
:11 4: <-65' 69<; 6/,;7
944 1-6
;6<
;<* 6<:6< 87;1;8#97927:;87 0.6$
438
98, 8; <5;4;/<;043 4:1<: 2< %698: 0/8 <*94 6<+%7- 9*<(
12
/. 6;5 <+9
5;28:7<.7;4;<: 0+:
(: 6/2 6989<5;;7' 87:69
4/ :7: .,0 4:
7:
8(
4: 8/8<, <8: 7795 %8:2 38
/ 8.295 :8: 9)<4 87;638 9$
:5. +9796$< <56 .6; 6<4:4
295
.7; 8. /&< -0.
:A
:5. 84:<, 6-7
4>
7:69 13#3<(%
:?
;61
BA
*
;B
>9@
-2
B=,
>?>
$
"$
$
>AB
$6@
&
# %
"
'
!
$
#
$
#
$ERQHOLNùûOHPOHULYH'DøÖWÖPÖ<DSDQ)LUPD
*UXS%LULNLP0DWEDDFÖOÖN
<D\ÖQFÖOÖN%LOLûLP0HG\D6$1YH7ù&$ú
%DWÖNHQW<HQL%DWÖ0DK6RNDN1R
<HQLPDKDOOH$1.$5$
ZZZ\HGLJXQJD]HWHVLFRPWU‡JD]HWH\HGLJXQ#JPDLOFRP
=8
;B9A
@(
-= ;
B92 @6 <5@8
9@> ;<5 ?B@ ?6A.
B+@ @=AB 8
=A. 9'B ,><A5
B), @=A
B), 0@>A <4B @=@ 41
94=
.B5 @
A9A
;>; ;> A:A>
<A 7B1?=B? A=B B89?:
@6 6@
0@
@B0 7 ?<:?'B# @: @+@/ B0@9;=>?>B?> 31A95
A: A>B2=@B6 &?& A=? B8@ ?8'
>;
8@
=A8 /6 >B@ 9?<< =@8 ?=:
>
@/
)A @+@ ;&; "B8@'B!2- ?/9
7=1 3?- 1@8@
9;'B :@:;5B
:;8 ?B:A(
50 @3 @/ B?<A %?>
A @/;>; @& =?>
7 A-B!AB# (<7 >B?
@5 B3A
>@
792 32 >.
A
>B+
@8
(@ @+ -A=@6 =8A ;
1;= 1A>?>
:A
:2
94=
"
$= 5A9B" =B2 <;B /8@><7.
*0 8@><@@/@=;A<B#@ =2(
9A
1@ 8B1 A> :@
:?9 %
%2 B <B;<;%+<A9. 9A0 ;-B8@ =A
5@ B:A >B?<8B =@8 =?69<A
A<
A %<4 ;<@ B1; =,
! &
4 <@/<@=;>; .B9A <A BA>
=/;
(?< A8 8?>
8@
=@8
B:A =5
92- 8<@ +A :?'B A<B!A >7 7
$%
"
5@ =6?>?B= B:A 4=6 =@632 2> ?<A
&
!
:A >7 9A=?B -A A=@63 4B:
4>
'
'
!
&
!
&
2<7 8=A 0B2 2- 4/ A<
A .B @ @9B ,= A>
?6A (?<.B597=B)B
:A 7/ ?'B
2<59?=: <?
)A @0%A
B#
<A9 @0
A+
;B" 5@>B); @
@>
@3 8% ;=
/8 <A3
#@ .B 4 ?B+AB =8@;<5;/9 @-9;'
:A =1A6 2<7B82=@8 A6?B3
63
!4 =@8 B1; ?=5
A=@ @>
@ &4694 >:
B2- ;6;>:<@=;>
34 (A=<A
3?
3A ;/B@%/;5
:A
?5
=8?
?=
!4 @B1@8B3@8<@ ;<B1 ?B6A% A5
@6
2> B17
>B> A(?>6;<B,>=;>:@
<4>
1, @6A9A A=A :A.B@ %<@
B
6?3 >7%B+ =?> B62>7
$
62 8A9<A ?5
"*
#$ *
@> ?B6A% A(?&'
* *
<?6 =A
'B
),
#
'
& **
%
"*
5? @> >7
)
:4<0@@3;0=@6320;>
?B *1@5?:BB-A@>B@
$
9?
B
B
B
B
B
<
B
<
<
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
<
<
<
<
<
<
<
B
B
<
<
<
<
B
<
<
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
<
<
<
<
B
B
B
B
B
B
B
B
<
<
<
<
B
B
B
B
<
<
<
<
<
<
<
B
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
B
B
>
>@
7>
2=7
5?
92= >2(<7 :A 5?<<A%28B, A=@ B17 .B8
.
B2-4>:A <@=@8
5@ .B "A =8B ?>B
B?% 3<A
6 8?> B!4A:B?% -;<@>B,>
5@ :464@&@
@ ,&
?<?/ 1A6?.55
)4 0@ B@<5@ ?
94= 0@ 9<?:?='B9<A=B)
57 ;>@ :A<A6
7 5A ?3A
@<9 @ >7 8;3 66@6
54 (7 32
0@
<:7 >4 :?
B B
>
:A <A=
4> A>
<5 85
B&7 B!4= B
" @> 3A
<
B
B
:?
>B8?>1:4<0 B;=@9 35 5A ?B+A B17 =7
7> :7
5 5<
( 7<9@ 7B* .B@0 &B4<A
9?.B >A 632> <7>
8
B%2
;=@9 A=A "$
@0B A8B4&
:?'B
/9?=
2(<7.B?B),=4/5
8<A
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
B
$
17 Mart 2015 Salı
Hakan Çalhanoğlu, çeyrek finali istiyor
MADRİD - UEFA
Şampiyonlar Ligi 2. tur
rövanşında, yarın
İspanya'nın Atletico Madrid
takımına konuk olacak
Alman ekibi Bayer
Leverkusen'den milli futbolcu Hakan Çalhanoğlu, ilk
maçta elde edilen 1-0'lık
galibiyetin avantajını korumaya çalışacaklarını söyledi.
İspanyol El Mundo gaze-
"Cim Bom" kalesini
SAVUNAMIYOR
İSTANBUL- Sarı-kırmızılı ekip, bu sezon
Süper Lig, Ziraat Türkiye Kupası, UEFA
Şampiyonlar Ligi ve TFF Süper Kupa'da oynadığı 39 resmi maçın sadece 8'inde kalesini
gole kapattı.
Süper Lig'de yalnızca 6 maçta rakiplerinin
gol bulmasına izin vermeyen Galatasaray,
Türkiye Kupası'nda bir maçta ve TFF Süper
Kupa'da Fenerbahçe ile yapılan derbide gol
yemedi.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'de geride kalan 24 maçın 18'inde kalesinde gol
görürken, sadece 6 karşılaşmada rakiplerinin
gol atmasını engelledi.
Sarı-kırmızılı ekip, ligde Bursaspor,
Beşiktaş ve Çaykur Rizespor'u 2-0,
Gaziantepspor'u 1-0 ve Torku Konyaspor'u 50 yendiği maçlar ile Eskişehirspor karşısından
0-0 beraberlikte ayrıldığı karşılaşmada gol
yemedi.
Süper Lig'de şu ana kadar rakiplerinin 28
golüne engel olamayan sarı-kırmızılı takım, 24.
haftalar itibarıyla son 4 sezonun en kötü performansını ortaya koydu.
Tarihinin en kötü sezonlarından birini geçirdiği 2010-2011 sezonunda 24. hafta sonunda
kalesinde 29 gol gören Galatasaray, aynı sürede 2011-2012 sezonunda 17, 2012-2013
sezonunda 27, geçen sezon ise 21 gol yedi.
Galatasaray, Süper Lig'deki son 7 maçında
da rakiplerinin gol bulmasını engelleyemedi.
Sarı-kırmızılı ekip, Süper Lig'de 17. haftada
Çaykur Rizespor'u 2-0 yendiği maçın ardından çıktığı müsabakalarda Eskişehirspor'u 21, Balıkesirspor ve Suat Altın İnşaat Kayseri
Erciyesspor'u 3-1, Medicana Sivasspor'u 3-2
yendi, Bursaspor ve İstanbul Başakşehir ile 22 berabere kaldı, Fenerbahçe'ye de 1-0 mağlup oldu. (AA)
tesine konuşan Hakan, turu
geçmek için çok büyük bir
şansa sahip olduklarını ifade
ederek, "Hücum oynama
sırası şimdi Atletico'da ama
çok dikkatli olmalılar. Kaliteli
bir takımız ve bir gol atarsak
onlar için çok zor olacak. Bu
fırsatı değerlendirmeye çalışacağız. Bir gol bizim için
altın değerinde olur" açıklamasında bulundu.
"Atmacalar"ı
Kamerunlu golcüsü
Kweuke uçuruyor
RİZE- Çaykur Rizespor'un Kamerunlu golcü
oyuncusu Leonard Kweuke, attığı gollerle takımına alt sıralardan kurtulma mücadelesinde
önemli katkı sağladı.
Kamerunlu futbolcu, attığı 7 golle Spor Toto
Süper Lig'de 25 puanla 14'üncü sırada yer alan
yeşil-mavili takımının 11 puan almasında önemli
pay sahibi oldu. Kweuke'nin gol attığı maçlarda
Karadeniz ekibi, 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1
mağlubiyet aldı.
Ligin 5'inci haftasında Eskişehirspor ile deplasmanda oynanan karşılaşmanın 84'üncü dakikasında attığı golle takımının 2-1 kazanmasını
sağlayan Kweuke, 7'nci haftada da dış sahada
Medicana Sivasspor karşısında 86'ıncı dakikada
da takımına 1-0'lık galibiyeti getiren golü kaydetti.
Kweuke, 13'üncü hafta Trabzonspor deplasmanında 65'inci dakikada takımı adına 2-2'lik
eşitliği sağlasa da maçtan 3-2 yenik ayrılan
yeşil-mavili ekip, bu maçtan puan almayı başaramadı. Bu maç aynı zamanda Çaykur
Rizespor'da Kweuke'nin gol atıp puan kazanamadığı tek maç oldu.
Ligin ikinci yarısında ilk üç maçta Afrika
Kupası'nda Kamerun milli takımı ile yer aldığı
için görev alamayan Kweuke, ligde son haftalarda toparlandı.
Ligin 21'inci haftasında Bursaspor ile deplasmanda oynanan maçın 52'nci dakikasında attığı
golle takımının 1-1 beraberlikle sahadan ayrılmasına katkı sağlayan golcü oyuncu, 23'üncü
haftada da Balıkesirspor deplasmanında maçının 83'üncü dakikasında takımına 2-2'lik beraberliği getiren golü kaydetti. (AA)
Beşiktaş, Oğuzhan’ı arıyor
İSTANBUL - Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Club Brugge'e 2-1 yenildiği maçta yaptığı
top kayıplarıyla dikkati çeken Oğuzhan Özyakup, geçen
sezonki performansının uzağında kaldı.
Sakatlığı bulunan Jose Sosa ve Atiba Hutchinson'ın
yokluğunda Belçika temsilcisi karşısında teknik direktör
Slaven Bilic'in ilk 11'de görev verdiği Oğuzhan Özyakup, 72
dakika sahada kaldığı mücadelede yaptığı 13 top kaybıyla,
karşılaşmada en fazla top kaybı yapan isimlerin başında
geldi.
Bu sezon bir türlü istenilen seviyeye ulaşamayan siyahbeyazlı futbolcu, Club Brugge karşısında yakaladığı şansı
iyi değerlendiremezken, geçen sezonki performansının da
uzağında kaldı.
Spor Toto Süper Lig'de sezonun geride kalan 23 haftasında 17 maçta forma şansı bulan 23 yaşındaki futbolcu,
bu maçların 12'sine ilk 11'de başlarken, 5 karşılaşmada ise
oyuna sonradan dahil oldu.
Toplam 985 dakika sahada kalan ve sadece 3 maçta 90
dakikayı tamamlayan Oğuzhan Özyakup, ligdeki tek golünü
13. haftada deplasmanda oynanan Gaziantepspor karşılaşmasında kaydetti.
Beşiktaş'a 2012-2013 sezonu öncesi transfer olan ofansif orta saha oyuncusu, geçen sezon görev yaptığı 26
maçta 6 gol atma başarısı göstermişti. Oğuzhan Özyakup,
26 maçın 23'üne ilk 11'de çıkarken, bu maçların 11'inde 90
dakika görev yapmıştı.
Oğuzhan Özyakup, bu sezon Avrupa kupalarında forma
giydiği 11 maçta da sadece bir gol atabildi.
Siyah-beyazlıların Şampiyonlar Ligi ön elemesinde
Feyenoord ve Arsenal ile oynadığı toplam 4 maçta da
forma şansı bulan siyah-beyazlı futbolcu, UEFA Avrupa
Ligi'nde ise 7 maçta görev yaptı.
Bu maçlardan 7'sine ilk 11'de başlayan ve sadece bir
tanesinde 90 dakika görev yapan Oğuzhan Özyakup, bu
sezon şu ana kadar Avrupa kupalarındaki tek golünü
Beşiktaş'ın grup maçlarında Partizan'ı deplasmanda 4-0
yendiği karşılaşmada kaydetmişti. (AA)
Shota Arvealdze'nin
Kasımpaşa serüveni
İSTANBUL - Spor Toto Süper Lig ekibi
Kasımpaşa, istifa eden teknik direktörü Shota
Arveladze yönetiminde 91 resmi maça çıktı.
Lacivert-beyazlılar, Arveladze döneminde
çıktığı 91 resmi maçta 33 galibiyet, 29'ar beraberlik ve yenilgi aldı.
Süper Lig'de dün Torku Konyaspor'a 2-1
yenildikleri maçtan sonra istifa eden Gürcü teknik adam Arveladze, 7 Ekim 2012'de başladığı
görevinde 887 gün kaldı.
Arveladze, teknik direktör Metin Diyadin'in
yerine lacivert-beyazlıların başına 2012-2013
sezonun 8. haftasında geçerek, takımıyla çıktığı
85 lig maçında sahadan 30 galibiyet, 28 beraberlik ve 27 yenilgiyle ayrıldı. Süper Lig'de maç
başına 1,3 puan ortalaması yakalayan
Arveladze, bu sezon istediği sonuçları bir türlü
alamadı.
Ligin geride kalan 24 haftasında son iki
sezonun oldukça uzağında kalan lacivert-beyazlılar, 7 galibiyet, 8 beraberlik ve 9 yenilgiyle 29
puan toplayabildi. Kasımpaşa geçen sezonun
24. haftasında 34, 2012-2013'te ise 36 puan
almıştı. (AA)
17 Mart 2015 Salı
CHP Milletvekili Aday Adayı Nizamettin Ölmez:
‘7 HAZİRAN
BİRLİK GÜNÜ’
CHP Milletvekili Aday Adayı Nizamettin Ölmez, “7 Haziran dirlik için birlik günüdür” dedi. Efsane Güzeldereli’nin sorularını yanıtlayan Ölmez, “Buradan seçmenlere seslenmek istiyorum” diyerek şunları söyledi: “Bir Kemal Kılıçdaroğlu'na
bakın. Bir de Genel başkanımızın dediği ‘çapsız Davutoğlu’na’ bakın. Elinizi vicdanınıza koyun. Seçim sandığına gidin.
Vicdanınızı dinleyerek bugününüz ve çocuklarımızın geleceği için oyunuzu kullanın” dedi. İşte sorular ve yanıtları.
E.G:Nizamettin Ölmez kendini nasıl
tarif eder? Nasıl birisidir?
N.Ö: 1970 yılında Kars’tan dokuz çocuğu
ile birlikte Ankara’ya gelip ekmeğini hayvancılıktan kazanan elleri çoraklı bir Anadolu
ailesinin ortanca evladıyım. Bir tencere pilava
on bir kişinin kaşık salladığı o günlerde aht
ettim; “Bir gün başarılı bir iş adamı olacaktım.” Rabbim nasip etti, bugün yüzlerce
kişinin sofrasına ekmek veren işadamı
oldum. Tabi bu kolay olmadı çalıştım, azmettim, ticari zekâmı kullandım. Doğru yatırımlarla her yıl biraz daha büyüdüm. Hamt olsun ki
bu günlere alnımın akı ile geldim.
Cumhuriyet değerlerine inanıp, eşitlik,
adalet, özgürlük ve sadakatten ayrılmayan
çizgimle her zaman haktan ve halktan yana
oldum. giriveriyor. Örneğin, hükümetlerin vermiş
olduğu bir siyasi karar, ülke ekonomisiyle birlikte sizin ekonomi ve iş hayatınızı da altüst
edebiliyor. Veya tam tersi sizi yukarı çıkarabiliyor. Böyle bir durumda, her zaman siyaseti
yakından takip etme gerekliliği doğuyor.
E.G: Başarılı bir iş adamısınız, aynı
zamanda CHP’de de Çankaya Belediyesi
Meclis üyeliği yaptınız. Siyasette seçmeni
kazanmak mı zor? Ticarette para
kazanmak mı?
N.Ö: Siyasetin de ticaretin de kendine
özgü zorlukları vardır. Ancak her ikisinde de
başarıya ulaşmak için; azmetmek, çok çalışmak, fedakârlık yapmak ve sabretmek
gerekir. Çünkü ikisinin de temelinde insan
EFSANE RÖPORTAJLAR
Efsane GÜZELDERELİ
[email protected]
E.G: CHP ve millet için neler
yapabilirsiniz?
Büyüyen, kalkınan, hakça paylaşımın
olduğu, huzur ve refahın gerçekleştiği,
hukukun adil, adaletin hukuk çerçevesinde
uygulandığı, çocukların açlıktan, işçilerin tedbirsizlikten, kadınların cinayetten ölmediği bir
Türkiye için her şeyi yaparım.
Bildiğim ve gördüğüm bir gerçek var ki
insanların birinci önceliği ekonomi olmuş. O
nedenle ticari deneyimim gereği ev kadınları
ve gençleri ticari yaşama kazandırıp
ekonomik rahatlamanın yolunu açacak.
Esnafın daha rahat ve sıkıntıya düşmeden
çalışabileceği, yarınından endişe etmeyeceği
önemli projelerim var.Bu projelerimi parti
yönetimime sunacağım. Çünkü CHP’de
kişisel proje olmaz parti projesi olur.
E.G: Milletvekili aday adaylığı için ne
gibi çalışmalar yapmaktasınız?
N.Ö: Parlamentoya girmek için çıktığım
adaylık yolunda tabiî ki partimle birlikte benim
de başarıya ulaşmam için özel bir seçim kampanyası programı uygulayacağım. Yazılı,
görsel ve sosyal medyayı en iyi şekilde kullanıp seçim ekibimde görevli 100 kişilik profesyonel kadro ile seçim bölgemdeki seçmenlerimize parti politikalarımızı anlatacağım.
İnsanların sorunlarını not edip o sorunun
çözümü için projeler üretmeye çalışacağım.
Bölgemde bilinen tanınan bir insan olmama
rağmen yüzlerce çalışanımla kapı kapı dolaşıp
partimi ve kendimi anlatacağım. Seçim insan
odaklı bir yapıdır. Bundan dolayı 24 saat cep
telefonum açık. İnsanların kolay ulaşabileceği
bir yapım ve duruşum var. CHP'nin tüm çalışma ve faaliyetlerine vaktim el verdiğince katılmaktayım. Kendim de sosyal hayatımda sık
sık toplantılar yapmaktayım.
E.G. Eğer listeye giremezseniz yolunuza
nasıl devam edeceksiniz?
Aslında en zor şey insanın kendisini anlatmasıdır. Ancak; arkadaşlarım sevecen ve
bonkör, çocuklarım şefkatli ve otoriter, personelim titiz ve tavizsiz olduğumu söylerler.
Çünkü ben önce insan olmayı seviyorum.
E.G: Siyasi kimliğiniz nasıl şekillendi?
Politikaya ilginiz nasıl başladı?
N.Ö: Sosyal demokrat olmak bizde bir aile
geleneğidir. Ben de bu geleneğin sadece bir
halkasıyım. Emekçi babamın bizlere en büyük
nasihati; emeğe saygı duymamız, kimsenin
hakkını yemememiz kimseye de hakkımızı
yedirmememiz konusundaydı. Sevgili babam
bizlere sık sık bu temel kavramın sosyal
demokrat olmanın ilk şartı olduğunu söylerdi.
O günlerde beni çok etkileyen bu felsefe ve
Cumhuriyet Halk Partisi politikaları şahsımı
ister istemez Cumhuriyet Halk Partisi’nin
içine çekti. Yani bu sevda içime çocuklukta
düştü ve o ateş hiç sönmediği gibi, gün
geçtikçe büyüdü, büyüdü ve
bir “sevdaya” dönüştü.
Tabi ki CHP içinde aktif siyaset yapan
diğer aile fertlerimin de benim CHP’li olmamda ziyadesiyle katkısı vardır. Fakat üniversite
yıllarında yaşadıklarım, beni bir siyasi kimlik
edinme zorunluluğunda da bıraktı. 12
Eylül'ün mahsulü olan YÖK’ün başlangıç
döneminde üniversitedeydim. O dönemde
başörtülü kız kardeşlerimize yapılan bu haksız ve fırsat eşitliğini ortadan kaldıran uygulamalar, sosyal demokrat ve sol görüşlü
arkadaşlarımıza da, bizlere de yapıldı. Tüm
bunları ortadan kaldırabilecek tek bir şey
vardı O da ülkemizde, sosyal demokrasinin
ve de hukukun üstünlüğünün sağlanması
şartı. Bu perspektif ile CHP'nin sosyal
demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü her fırsatta yüksek ses ile dile getirdiğini gördüm
Parti politikalarını insan odaklı aldığını
gördüm, fırsat eşitliğine olan inancını gördüm
ve gönlüm CHP'de oldu. Zaten Türkiye'de yaşıyorsanız siyaset
yaşamınızın her alanına siz istemeseniz de
vardır. Çünkü ikisinin temelinde de güven
kazanmak vardır. O nedenle iyi bir planlamayla amacınızı ne kadar doğru anlatırsanız,
sonuca ulaşmanızda o kadar sağlam ve
sağlıklı olur.
27 yıllık ticaret hayatımda en önemli ilkem
iyi niyet, doğru anlatım, güven kazanımı ve
çok çalışmak oldu. Bu çizgi bana mutlak
başarıyı getirdi. İşte siyasete de bunun için
giriyorum. Yani ticari deneyimimi siyasette de
kullanıp insanların yaşam kalitesini yükseltmek için. Bildiğim gerçek şu ki; partimizin ve
cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk’ten bu güne kadar CHP hep aynı
felsefe ile çalışmış, hep kazanmak için var
olmuştur. Kimi zaman iktidar, kimi zaman ana
muhalefet görevini yürütse de, kurulduğu
günden itibaren inandığı doğrulardan hiç şaşmamıştır. İşte ben atalarımın bize emanet
ettiği bu partinin bayrağını taşımaya talibim.
E.G: Tercihiniz neden CHP?
N.Ö: Çünkü kökleri Kurtuluş Savaşı'na
kadar dayanan ve tarihi TC'nin tarihi ile birleşen partidir CHP. Diğer taraftan, ideolojik
olarak sosyal demokrasinin evrensel değerlerini benimsemiş olan bir partidir. Sosyal
devletten, emekten ve dengeli kalkınmadan,
çoğulcu ve katılımcı demokrasiden yanadır
ve fırsat eşitliğini savunan partidir.
Kadın-erkek eşitliğini, ırk, din, dil eşitliğini,
özgürlükleri savunan partidir. En önemlisi
benim partimdir. Bugün siyasi partiler
içerisinde kadın kotasını en yüksek tutan
liderimiz genel başkanımız Kemal
Kılıçtaroğlu’ndan başkası değildir. Genel
başkanımız birçok ilde birinci sıra kontenjanını kadınlara ayırmıştır. Cumhuriyet Halk
Partisinin kadına bakışı ile AKP’nin kadına
bakışı arasında büyük bir uçurum var. Biz
kadına değer olarak bakıyoruz AKP meta
olarak bakıyor. Çünkü bazı kesimler mini etek
giyen bir kadına tecavüzü hak görüyor, oysa
bizim için kadın cennet ayaklarının altında
olan değerli bir varlıktır.
N.Ö: Cumhuriyet Halk partisinin
geleneğinde ben değil biz vardır. Sadece milletvekili adayları değil Cumhuriyet Halk partisine gönül vermiş Edirne’den Kars’a,
Antalya’dan Trabzon’a kadar yani yurdun dört
bir yanındaki yoldaşlarımız, gönüldeşlerimiz
Cumhuriyet Halk Partisinin başarısı için
uğraşır. Benim felsefem şudur; Partim
kazanırsa ben zaten kazanmış
olurum. Hepimizin amacı Cumhuriyet Halk
Partisini tek başına iktidara taşımaktır. Çünkü
başbakanlık Kemal Kılıçtaroğlun’a çok yakışır
ve bana göre de bu makamı anasının ak sütü
gibi hak etmektedir.
E.G: Türkiye’nin bir ekonomik krize
doğru sürüklendiğini söylüyorlar bir iş
adamı olarak ekonomik tabloyu nasıl
görüyorsunuz?
N.Ö: Merkez bankası başkanının hain ilan
edildiği ve cumhuriyet tarihinin en yüksek
döviz artışı rekorunun kırıldığı ülkemizde
trilyonluk kaçak sarayda oturanlara göre
ekonomi güllük gülistanlık görülse de;
Cumhurbaşkanının oturduğu klozetin parasına
on iki asgari ücretlinin aylık ücreti ancak denk
geliyor. Daha size ne anlatayım! Ülkemiz,
çalışanları açlık ve yoksulluk sınırının altında
yaşamaya mahkum edildiği, esnafın tüccarın
borç yükü altında ezildiği, temel ihtiyaçlarını
bile karşılayamadığı, çocuklarını sevindiremediği, ailesine mahcup olduğu bir
dönemde 4 kişiden biri depresyonda.
Yoksulluk için yolsuzlukla mücadele edeceğini
söyleyenler, yolsuzluk ile halkı yoksullaştırmıştır. Vatandaşın demokratik hak ve özgürlükleri, toplantı, gösteri, yürüyüş, eylem
yapma gibi anayasadan doğan hakları
ellerinden tek tek alınıyor. Sadece sorunlarını
dile getirmek için sokağa çıkan insanlar
hayatını kaybediyor, sakat kalıyor, kör oluyor.
Diğer taraftan toplum dönüştürülmüş, beyinler
kirletilmiş. Kadına yönelik cinayetler son 7
yılda yüzde 1400 oranında artmıştır. En üst
ağızlardan, kadına dair ilkel söylemler kabul
edilemez. Kadınların kahkaha atmalarının
eleştirildiği değil, mutluluktan kahkaha attığı
bir ülke olmalıyız biz. Kendi içimizde böyle
iken; Genel başkanımız Kılıçtaroğlu’nun her
zaman dile getirdiği 'çapsız dışişleri bakanı'
ve politikaları sayesinde; dışarıda da tek dostumuz kalmadı. Sıfır sorunlu komşuluk ilişkileri
olacağı yerde, tüm komşularımızın düşmanlığına sebebiyet verdik. Batıda da itibarımız
kalmadı. Bize güven kalmadı. Dış basının
kınadığı, zaman zaman alay ettiği bir ülke
olduk. Erdoğan'ın değerli yalnızlığını, biz
aksine çok değersiz ve itibarsız buluyoruz.
Buradan seçmenlere seslenmek istiyorum; Bir
Kemal Kılıçdaroğlu'na bakın. Bir de Genel
başkanımızın dediği “çapsız Davutoğlu'na”
bakın. Elinizi vicdanınıza koyun. Seçim
sandığına gidin. Vicdanınızı dinleyerek
bugününüz ve çocuklarımızın geleceği için
oyunuzu kullanın. Lazı, Kürdü, Çerkezi,
başörtüsü takanı, takmayanı, Alevisi, Sünnisi,
bize oy vereni, vermeyeni biliniz ki 7 Haziran
dirlik için birlik günüdür. NİZAMETTİN ÖLMEZ KİMDİR?
1965 Kars doğumludur.
Gazi Üniversitesi, İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi,
Maliye Bölümü mezunudur.
Türk Tanıtma Vakfı, Çin Türk
Dostluk Derneği'
üyesidir. Aynı zamanda Kars
Vakfı ve Türkiye ve Türk
Cumhuriyetleri Dostluk
Derneğinde üyedir ve
yöneticilik yapmaktadır. 2 çocuk babasıdır.