View/Open

BÜYÜKÇEKMECE'DE TÜRK ESERLEBt
Entom V O C a
Türk Trakyasındaki eski eserler
ve özellikle Türk yapılan bir iki araş­
tırma dışında hemen hemen hiç ince­
lenmemiştir. ' Bunlar arasında istan­
bul • Edime yolu üzerinde, tstanbula
pek yakm olan Büyükçekmece'deki
»Türk eserleri eskidenberi dikkati üze­
rine çektiği halde inceleme konusu ol- ,
mamış, bugUne kadar da etraflıca araşttnUp yayınlannnamıştır. Bunun ya­
rn sıra Çatalca civan köylerinde de ilgi
çekici Türk eserlerine ve onlann kaImtılanna rastlanılmıştır. *
Son yıllarda tipik Türk eserleri­
nin karşımıza çıktığı bu çevrede yap­
tığımız araştırmalar sonunda yapıların
plânlarını çıkarmak ve mimari özellik­
lerini söz konusu yapabilmek fırsatını
bulabildik*.
1. Tnkywta >-apılan M-AfiııUMİur ifin bkz: A. MUn« M m m I . Trafcya-Kırklareli n M a r b n w sıAte kubbe
ve kemer yrobkml. Ankara 19U; Feridun
Dirimıckln.
Viae. "AyMOfya MUae>i Yılh^ı" taıanbul 19U. S. S. a.
n-»:
P. Dirimlekin. T n k y a ve tsunbMİ ciı«rı tetkikle­
ri, "AyMofya MOıeıt
Yıllıiı"
İstanbul IMS, S. 6.
s. U-M: F . Dirinıtekin, Erc|li-Pcrinıhus-Herakkıa ltfcıtoHM ve batısındaki liman kalıniuı. "AyasnTya
MOmsİ
İstanbul 1M7, S. T. s. I - U : Semavi
Eyiec.
Bma'de Yunus kaptan ıttrbesi ve kas Yunus Beyin mexati iMkkinda bir araftırma. "Tarilı Dergisi" İstanbul
IMS. S. 17-M. s. M l - I » ; S. Byke. Trakya'da Bizans
devrine ait eserler. "Belleten" Ankara IM9. S. 1)1. s.
32S-3S».
Y1II41"
2. Istanbal'un batısında Büyükçekmcuc «SIU ajzının
dolusunda yer alan bucak. Çatalca ilcesine baHıdır. tslanbula oton uzaklıiı 40 km. Çalalçay* ise 17 km. dir.
}. Sayın Reşat Ekrem Koçu Ue I9M yılında dala«liiimix bu yerlerde ilgi çekici cami. mesçil. hamam, sa­
ray kaliMisı ile Kırım hanlarına ait mezarlMra rastlanmııiır. Bu konuda R. E . Ko(u tararından 23.1.197» «ünU
T.T.O.K da Mr konferans verilmif, ayrKa aeyyahat itienimleri ne<rcdilmi«tir. Bkz: R . E . Ko(u. Çatalca Saraylan. "TercUman" <I4.2.I9W.
lU.WTO.
»Xl9»i
17.2.19». ».2.1970. l9Xim):
TUrkiyc Turing \ « Oto­
mobil Kurumu, Konferanslar proiramı..
4. Yerinde aldıtı ölvüler ile pMnlan çizen Vakıflar
Genel MoMrlOğa Maiebassıs MUfavIri Y. MUh. Mimar
Yılmaz Onge'K letckkür ederim.
Büyükçekmece'nin tarihi çağlarda
eski ismi Athyras idi. * Bizanshlar za­
manında imparator lustinianus I
(527 • 565) burasımn ehemmiyetini
göz önünde bulundurarak bir köprü
yaptırmıştı. Bölgenin, arkeoloji yönün­
den zengin buluntulara sahip olduğuna
şüphe yoktur. Zira İstanbul'un batısın­
da yer alan, denizden birer kum diliyle
ayrılan Büyükçekmece ve Küçükçekmecc ismindeki göller mıntıkasında önemli kalıntılara rastlanılmıştır^.
Osmanlılar zamanında Büyükçek­
mece, Trakya'nın ana ticaret yolunun
Ü7erinden geçtiği ve aynı zamanda st­
ratejik önemi olan eski bir konak yeri
idi. Ayrıca Evliya Çelebi de bu konu
da şöylece bilgi vermektedir. "Çekmecci Kebir - Eyyub kadılığına bağlı nâhiyelerindendir, deıyâ ile göl kıyısın­
da bin hâneli, bağlı bağçeli. ftbıhayat
çeşmeli, cüle kiremit örtülü fevkaani
tahtîni mâmur hâneleri olan bir kasa­
badır. Arazisi vakıftır. Subaşısı, yasak­
çısı vardır, fakat istanbul'a yakın ol­
duğundan yeniçeri serdarı ve sipâhi
kâhyası yoktur. Deniz kenarında harap
bir kalesi vardır.
Camilerinden Sokollu Mehmet Pa-.
şa Mescidi Mimar Sinan binâsıdır. Onbir adet büyük kurşulu ham vardır,
tmâreti, medresesi, sıbyân
mektebi,
çarşı ve pazarı vardır.
s. Pauly-Wisaowa. Athyras aıad.
"Real-Bncytopacdie', Stuıtgard l«M. Band U . 2. s. 2074; A. Van MitHngen. Byzantine Constantinople. London l<9», s. 77.
6. A»z O t s n - A r i f Müfit Mansel, Rhegkm-Kacfik
Çekmece hafriyalı 1 9 » 1 9 l l çalifmaUrına dair ilk rapor.
"Belleten" Ankara l»(2, S. 21-22, s. l - U : Z. TViflıklıothı. Rheglbn (KilçOkçekmece) kitAbeleri,
"BcUcten"
Ankara 1 9 » . S. 92, s. 545-S42.
AbdOssdâm medresesi büyük med­
resedir. Gelene fidene nimeti bol imAreti ve mâmur ve müzeyyen hamamı
vardır. Mahkeme yanmdaU kervansa- •
ray bin at abr azim binftdır. AbÜ hava­
sı faayet lAttfdir. Küçiikçekmece iie
arası det^Adan oniki mildir. Büyükçekmece flMüne yedi adet dere dökü­
lür ki baflıcalan funlardur: Azadlı de­
resi. Çatalca deresi. Baba Nakkaş de­
resi. Kodttk deresidir. GöHin suyunun
lezaeti bocuktur. Gölün aynca
mdni
vanfar. KSprtt ba^mda yeniçeri kolluğ a ve fümrük emini vardır. Geçenlerin
kaçak etyasım, malmt ve kaçak köle­
leri ve hftramileri yakalarlar,
kaydü
bend ederler, yüklerden baç alırlar. G5.
ttlnde pisi b a h i ı ve yılan balığı ohırki
medhedilir." '
BÜYÜKÇBKMBCB'PBKİ YAPIIARIN
tNCBLENMBSl:
Büyükçekmece'de köprü, kervan­
saray, cami, mescit, hamam ve çeşme­
lerden meydana felmif muhtelif yapı­
lar buhmmaktadır. Osmanh çağına u rihleodirilen bu yapılar muhtelif devir­
lerde inşft edihnişlecdir ve her biri de
kendi başma ilgi çekici eserierdir.
BÜYOKÇEKUBCB KÖTRÜSÜ :
Mimar Sinan'm sayısn eserleri arasmda köprülerin ayn bir yeri vardır.
Bununla beraber onun inşa ettiği' köp­
rüler hakbnda da kaynaklarda pek az
bir bilgiye rastlanmaktadır. ' Onun
köprülerinden en fazla tanınmış obnt
ve neşriyatta da ismi sık sık feçeni BüyOkçekmece köprüsüdür. (Resim 1).
İmmM
T.
C. l U .
1.
IM4.
Büyükçekmece ite Mimar
Sinan
köyünü birbirine bağiıyan bu k ö p r ü ,
denizle göl arasındaki boğazın üzerine
kurulmuştur. Bizanslılar
zamanmda
burada bir köprü vardı. Ayrıca Osma-v
hbr da bir köprü yapmışlardır. Nitekim bu köprünün temel kalıntılarını
bugün göl tarafından görmek m ü m k ü n ­
dür. Mimar Sinan yeni köprüyü yapma
emrini aldığı zaman zemini tetkik et­
miş, eski köprünün yıkılış sebebi üze­
rinde durmuş, "eski köpriiyü deryadan
kaçırıp kenardan yana batak içine dü­
şürmüşler. 01 cihetten temeli bozulup
barab ve yebab olmuş. Deryadan cani­
bi hem sığ hem sağ yerdir" diyerek te­
melleri deniz tarafına yapmıya karar
vermiştir. * Köprü yapılmadan
önce
kervanlar ve sefere çıkan ordular, gö­
lü denize bağiıyan. dibi batak b i r kanaldan güçlükte geçiyorlardı. Böylece
bir kervanın geçişi bütün günü alıyor,
ordular da zamandan kaybediyorlardı.
İki yakâ arasına gayet kalın halatlar
geriliyor, yolcular, asker veya mühim­
mat bîr a l a bindiriliyor, salcılar da
halatları çekmek suretiyle mesafe alıyorlardı.
Büyükçekmece köprüsü.
Kanunî
Sultan Süleyman'ın emri ile Mimar Sinana yaptırılmıştır. Mimar
Sinan'ın
eserlerinin listesini veren Tuhfet-ül •
mimarin de, -Büyükçekmece köprüsü­
dür, köprü tekdir filpa üzre. Bazı göz­
lerini sel alıp tekrar yapılmıştır." diye
bir kayıt vardır. ** Ayrıca Risalci Tczkiıet • Ul - ebniye de de "Büyükçekme­
ce de bina olunan köprü" denilmekte­
dir. " Mimar Sinan, tezkeret-ül beya­
nında da köprünün yapılışına şöyle de­
ğinmektedir:
ntiim 4t
Kırkth
k9nM.
Kr»: OıUn
S İ M ' M Mprtttri. l ı i M i M m7:
»mm.
-MM-MalMita.
B M k u r t . Koca
Rıflıt MeUI Meriç,
« d ) . MİMT SİMMMn BeKaaiNdtkI eterleri. "Mimar"
Mırlr
MS»
iMfM*
IImMİİ
nrVııl
Ifeia •
! r i L J ^ H i ^ L « İ M İ
T M
stCckM yo-
mi
H * y « ı . Kwrt. Aaluı» t « S : Minwr Sttrtyya ( Y ü
tt».
S. 4. I . I l l :
4lm« karflirri.
Narm
Canbll,.
Idanbvl Oaimviteti
E4e(>i>ıai
MtMted UtMU tcıi (bMiliMMHf).
«. Ortaa SMkurt. ayM eter. ». 51.
M. Rıftı Mdûl Itertç. «ym
II.
M k ı UtM
Merk. aym
***r.
«er,
»•
..
U-
Trakya'da
«
Ill
aüYüKCEKMece-pe i ü m c c m k l e m
"—Bir seher yine ol Sultanı bahrUben, ol padişahı namver, şehriyari
KAnaran Süleymanı insücan...
istanbul'un etrafında seyrü kûhü
dept niyeti ile etrafı âlemi kcşt ederken
yollan saadetle çekmecei kebire uğra­
yıp ol maberdcn geçmesini
izdirapla
görüp...
Saadetle bu dainlerine buyurdular
ki:
—Büyükçekmece de kâfir zama­
nında köprü bina edenler ne tarikle ey­
lemiştir? harabına sebeb ne olmuş? ha­
lâ cesir bina olunmak lâzım gelmiştir.
Yerile tecessüs edip deri devlete arz
eylesin.
Bu fermanı hümayunları olmağm
hakir dahi tamam ahv&lile tetebbü ey­
leyip bir resme cevap verdimki:
—^Padişahım bunun binası bibünyad olmasının sebebi malı hazine sarfmda tamam mertebe ihtimam etmiş
iken köprüyü deryadan kaçırıp kenar*
dan yana batak içinde düşürmüşler, ol
cihetten temeli bozulup harab ve yabab
olmuş deryadan canibi hem sığ ve hem
sağ yerdir. Deryadan tarafa köprü ya­
pılmak ahserdir.
Deyu köprüyü resmedip
dim».
arzeyle-
Mimar Sinan emrinde yüzlerce
neccar, senktraş olduğu halde H . 975
(M. 1566 - 1567) yıhnda köprüyü inşâ
etmiştir. " Büyük tulumbaların yardımlanyle gölün sulan çekilmiş, iki-üç
insan boyundaki kazıkların aralarına
kurşun akıtılarak birleştirilmiştir. B u
temel tarzı daha sonraları Mimar Dâvut Ağa tarafından Yeni Camiin yapı­
mında da aynen uygulanmıştır. Orada
da, burada olduğu gibi temellere dolan
97
sular, pompalar vasıtasıyle boşaltılmış­
tır. Temellerin atılacağı toprak zeminin
yumuşak ve zayıf oluşundan, temel taş­
lan kurşunla birbirine bağlanan kazık­
lar üzerine otunulmuştur. "
Avnıpadan kara yolu ile Istanbula
gelen seyyahlar, Büyükçekmece'de en
çok dikkat çekici yapı olarak bu taş
köprüyü belirtmektedirler. Nitekim
Sultan Murat li'nin (1402 • 1451) nezdinde Venedik balyosu olan Jacöbo Soranzo, seyyahatnamesinde, iki ağaç köp­
rü yıkıldıktan sonra Kanûni tarafından
yaptınlan taş köprünün 769
varchi
uzunluğunda ve kırk kemerli olduğunu
yazmaktadır**.
İbrahim Hakkı Konyalı'nm belirt­
tiği gibi bu muazzam eserin o asnn v&sıtalan ile bu kadar kısa bir zamanda
ve muhteşem metânet de tamamlanma­
sı Türk milletinin yapıcı kudretine de
ayrıca bir örnek teşkil etmektedir. »•
Büyükçekmece köprüsü 635.57 m.
uzunluğunda ve 7.17 m. genişliğinde olup dört ayn köprünün birleşmesiyle
meydana gelmiştir. (Resim. 2) Yapımı­
na 73.853 akça sarfedilmiş, basit bir
hesapla da 35 . 40 bin
taşa ihtiyaç
gösterilmiştir. Etrafı geniş nhtımlar
ile çevrilmiş olan köprü inişli çıkışlı­
dır. Büyükçekmece tarafmdan gelindi­
ğine göre birinci ve ikinci köprüler de
yedişer göz, üçüncü köprü de beş, dör­
düncü köprüde de dokuz göz vardır.
Böylece hepsi yirmisekiz gözden mey­
dana gelmiştir. B u gözlerin yükseklik­
leri birbirlerine eş değildir. " Orta göz­
lerin kemerleri en fazla yüksekliğe sa­
hiptir, bunlann iki yanındakiler de
M. B r a e n YOoel. Y « b I Cami HOakftr K a t n , •'Aı^•
kltekı"
IttMbul IMS, S. 320, >. I I S - l » .
15. Eremya ÇdcM KemOıcUyaıı, (Tcrcttrat v« tah­
kiye Hrand D. AndrcMyan) tslantral Tarihi, talariml
$. aos.
tOftüsa.
M. t b r a U n Hakkı Konyalı. BOyOkçekmece kB^rtl.
tU mad. "İstanbul Aotiklopcdlsi" istanbul 1 9 » , C . ». .*
32M.
a. Bk. Frof. Dotan K u b m . M i m » »nm
v« TOrk
« f a m r U n i n kUıik t^.
"MUMMrlık" ttunbul i9«7. S.
U . t. 3S.
17. Kttprtt elemanlannın leıkiU w k«m«r «(ikbklan İle «l$(ll«ri için bkz: Orhan Bcakurt. aynı cMr, ı .
S5-S7.
a. Y . MOk. Natir Tutcul, myttkçckıaece
'Arkttekt" htaabul 1944, S. M»-1S0 *. %3İ.
96
köprünün iniş-çıkış hattına uyarak ka­
demeli olarak alçahriar. Kemer form­
ları genellikle sivridir ve 2 m. uzunluftundaki taşlarla örülmüştür; iç yüzey­
lerde de ince muntazam taşlar kullamlnuştır. Yapım sırasında kireç harç
kullambnamıştır; taşlar eritilmiş kur­
şunla birbirlerine bağlanmıştır. Köprü
üzerinde dikkati çeken bir husus, ke­
mer açıklıklanyla beraber ayak geniş,
ilklerinin de artmasıdır. îki kemerin
meydana getirdiği bu şekil yanlarda siv­
ri çıkıntılar halinde kendisini belli et­
mektedir.
Birinci köprüde tampon duvarları,
orta kemerin doğrultusunda, volüt şekIhıdeki dört taş konsol üzerine oturtul­
muş iki balkonu uşımaktadır. (Resim.
3) Aynca bunlar dördüncü köprü de
her iki taraftan yükselerek kitâbc duvarlarını meydana getirmektedir. Bu
balkonlar Türk köprülerinde zaman za­
man karşımıza çıkmaktadır. Bir nevi
dinlenme ve sohbet yeri mahiyetinde
sayılabilecek bu balkonlara başlıca ör^
nek olarak Bursa da Selçuk Hatun
köprüsü ( X I V yy.), Geyve'de Sultan
Bayezıt 11 köprüsü ( X V yy.). Babaes­
ki köprüsü ( X V I I yy.) ve Edirne'de
Meriç köprüsünü ( X V yy.) gösterebi­
liriz.
Köprü üzerindeki korkuluk levha­
ları da aralarında ufak görünüşlü baba
taşlarına sahip olarak devam etmek tedür. (Resim. 4)
Dördüncü köprü özellikle kitâbeli köşkleri ile dikkati çekmektedir. Bu
köşkler iri stalaktitler üzerine otur­
tulmuş olup ayaklardaki çıkıntılar ile
birleşerek abidevi bir görünüş almış­
lardır. Kitâbesinde Mimar Sinan'ın is­
mi ile imzasını taşıması köprüye ayn
bir değer kazandırmaktadır. Zira Mi­
mar Sinan'ın ismi müzelerde, arşivler­
de ve kütüphanelerdeki bütün vesika­
larda daima "Sinan" olarak kaydedil­
i r Krt; Cevdet ÇulpM. KBptvlerde Tarih lUfkk r i . '-S«ıM Tariki Yttl^ı" tttaMMİ itU. S. 2, t. 24-15.
miştir. t. Hakkı Konyalı'nm da belir,,
tiği gibi yalnız Tezkiret-ül-cbniyenj^
yazma nüshası ile köprü kitâbesinde
kendisinin ve babasının ismi "Yusyf
îbni Abdullah" diye geçmektedir'».
Büyükçckmece köprüsünün Mima?
Sinan köyü* tarafındaki taş duvarlar^
3.68 m. yüksekliğinde ve 3.20 m. enitj.
dedir. Burada sol taraftaki
şahnişin
üzerine 0.83x2.32 m. ölçüsünde mermer
bir kitâbe yerleştirilmiştir.
Zamanın
seçkin hattatı Derviş Mehmet'in ya^
dığı bu sülüs kitabenin dört beyitlilc
manzum metni de Şâir Hüdâi'ye aittir.
Kitâbe :
Hazret-1 Sultan Sttleynuın k i m ana
Şâhirfth ola Sırat-ı müstakim
Başladı bu hayn olnoadm temâm
Kıldı azm4 sâ-yi cernıat-ün-nalm
Geldi am uîll Hak Sultan Selim
Etti tckmtl oldu bir cUr^l azîm
Dedi târilün Httdftyl o l zaman
Yaptı âb Uznee bu cUri şeh selâm
Ketebehu Derviş Muhammed"
Kitâbenin sağındaki köfeki ta­
şından babanın üzerindeki 0,33x0.47 m.
ölçüsünde mermer bir levhaya kelimc i
şehadet solundaki babaya da yukarıda
değindimiz gibi "Abdullah oğlu Yusuf
yaptı" yazılmıştır. Fakat sırası gelmiş­
ken üzüntü ile kaydedelimki, Sinan'ın
imzası 1961-1962 yıllan arasmda yerin­
den sökülmüş, yok edilmiştir. Bugün
ise yerine bir benzeri yazılarak kon­
muştur. (Resim: 3, a.)
Diğer taraftaki tarih k ö ş k ü n d e de
2.36 x 083 m. ölçüsünde Hattat Derviş
Mehmet'in güzel bir nesih yazı ile yaz­
dığı arapça kitâbe yer almaktadır.
Kitâbe :
"Tann onu ve bizzat çalışanlara
mağfiret etsin. Bu güzel köprünün vc
» . i . Hakkı Kgayalı Mimar Koca Sinan, hianbwt
İMİ. t. m.
20. Mimar Sinan kÖyünUn eski adı Kalikıra<>adır.
2). Halim Baki Kunler. Klıtbelerlmiz.
"VakıHar
DcTfisi" Ankara 1942. S. I I . s. 4»
6ÜVÜKÇEKMECE-DE TÜRK £SEftL£Rİ
değerli geçidin temelini Allah-ı Teâlanın rızası için Selim H â n ı n oğlu Sul­
tan oğlu sultan, Sultan S ü l e y m a n a t t ı .
(Yarabbi onu s ı r a t ve mizanın tehlike­
sinden k o r u ) . B u n u m ü t e a k i p m e r h u m
mağfur deni d ü n y a d a n canibi rahmet
ve cennete i n t i k a l etti. Sonra en b ü y ü k
Sultan, Ulu H â k a n Arab ve Acemin me­
l i k l e r i n i n efendisi, d ü n y a d a ve âhirette Allahm gölgesi ve Sultan O s m a n ı n
oğlu Sultan O r h a n ı n oğlu Sultan Mu­
r a d ı n oğlu Sultan Bayezidin oğlu Sul­
tan Selimin oğlu Sultan S ü l e y m a n ı n
oğlu Sultan oğlu Sultan Selim onun
t a h t ı s a l t a n a t ı n a câlis oldu ve 975 se­
nesinde o k ö p r ü y ü t a m a m l a d ı . Zama­
nın sonuna kadar devletini ebedî kılsın
ve s a l t a n a t ı n ı idame etsin. T a n r ı Kur'anın h ü r m e t i n e ikisinin
hayratlarını
kabul etsin."»
Î s t a n b u l - E d i m e yolu ü z e r i n d e
yeni b i r k ö p r ü y a p ı l m ı ş
olduğundan
g ü n ü m ü z d e Sinan yapısı B ü y ü k ç e k m e ­
ce k ö p r ü s ü pek fazla k u l l a n ı l m a m a k t a ­
dır. B u g ü n k ö p r ü n ü n d ö r d ü n c ü bölü­
m ü K a r a y o l l a r ı t a r a f ı n d a n t a m i r edil­
mektedir,
BÜYÜKÇEKMECE KERVANSARAYI
(Kurşunlu Han)
Anadolu ile Trakyadaki
ticaret
y o l l a r ı n ı n ü z e r i n e S e l ç u k l u l a r ve Os­
m a n l ı l a r t a r a f ı n d a n b i r çok kervansa*
ray i n ş a e d i l m i ş t i . B u kervansaraylar­
dan b i r tanesi de B ü y ü k ç e k m e c e de bu­
lunmaktadır.
E k r e m H a k k ı Ay verdi, Fatih Sul­
t a n Mehmet'in H . 859 ( M . 1455)
da
B ü y ü k ç e k m e c e de b i r kervansaray yap­
tığını K r i t o v u l o s ' u n zikrettiğini ve bu­
g ü n mevcut o l m a d ı ğ ı n ı kaydetmekte­
d i r ^ . G ü n ü m ü z d e k i kervansaray Kanu­
n i Sultan S ü l e y m a n z a m a n ı n d a , Büyük­
ç e k m e c e k ö p r ü s ü n ü n b u l u n d u ğ u yerde
yapılmıştır- S ö y l e n t i l e r e göre önce ker22.
Halim Baki Kunlcr, aynı eser, s.
2J. Ekrem Hftkkı
Istanbul 195Î. .t. 73.
Ay\eTdl, Fatih Devri
449.
vansaray sonra da k ö p r ü n ü n y a p ı m ı n a
başlanılmıştır. Kervansarayın kitâbesi
bulunmamakla beraber Mimar Sinan'ın
eseri olduğu Tuhfet-ül-mimarin ve Risalei tezkiret-ül-ebniyeden öğrenilmekte­
dir»*.
Bunun yanı sıra kervansarayın yapı
şekli de Mimar Sinanın eseri o l d u ğ u n u
açıkça g ö s t e r m e k t e d i r . (Resim: 4). Zi­
ra Mimar Sinan yapısı Gebze Çoban
Mustafa P a ş a kervansarayı ile aralannda çok yakın benzerlikler vardır. Diğer
taraftan buna benzeyen b a ş k a 'bir ö r n e k
de X I V yüzyıla ait Ç a r d a k ' d a k i Kapıdan-ı derya Yakup Bey kervansarayı­
d ı r . Bundan ayrı olarak Vezirhan'daki
K ö p r ü l ü k e r v a n s a r a y ı ( X V I I y y ) , Edir­
ne de Ayşe K a d ı n veya Ekmekçizade
Ahmet Paşa kervansarayı da bu tipin
gelişmiş örnekleridir.
B ü y ü k ç e k m e c e kervansarayı 41 x
18.50 m . ölçüsündedir, tuğla hatıllı kes­
me t a ş t a n inşâ edilmiştir, üzeri k ı r m a
b i r çatı ile ö r t ü l m ü ş t ü r . Bugün alatur­
ka k i r e m i t l i olan çatı orjinal durumun­
da k u r ş u n l a kaplıydı, bu yüzden de
" K u r ş u n l u han"
diye tanınıyordu.
( P l â n : 1).
K e r v a n s a r a y ı n kuzeyde, k ö p r ü ta­
r a f ı n d a k i girişinde bazı kalıntı ve izler
d i k k a t i ç e k m e k t e d i r . Burada hiç b i r
a r a ş t ı r m a y a p ı l m a m ı ş t ı r . Bununla be­
raber kervansaraylarda mutad bazı ya­
p ı l a r ı n burada b u l u n d u ğ u n a da ş ü p h e
yoktur. N i t e k i m Büyükçekmece kervan
s a r a y ı n ı n uzun k e n a r l a r ı n ı n devamı
olan duvarda i k i pencere, d o l d u r u l m u ş
o l m a s ı n a r a ğ m e n kendisini açıkça bel­
l i eden b i r niş ve ocaklar görülmekte­
dir. (Resim. 5) Pencereler dikdörtgen
söveli olup üzerlerinde sağır kitâbelik1er vardır- Ayrıca ocaklar a r a s ı n d a k i
b i r duvar kalıntısı da burada i k i a y n
o d a n ı n b u l u n d u ğ u n a işaret etmektedir.
K e r v a n s a r a y ı n cephe d u v a r ı n d a görü­
len b i r silme h a t t ı b u r a s ı n ı n daha al­
ç a k b i r çatı ile ö r t ü l m ü ş olduğunu gös-
Mimarisi,
24. Rıfkı MeJöl Meriç, aynı e ı e r . $. 49, I I J .
too_
iarmtkti^. Diğer t»nttMD k e m n s a r » ,
y m cq)he duvan üzerindeki gergi de­
likleri ve ahşap bir gergi kalıntısı çatı­
nın v a r l ı m ı açıkça ortaya koymakta­
dır. Yerinâc yaptığıma soruşturmada
bu mckâmn çok yakm zamana k»d»T
ayakta durduğunu ve hatta 1939-1944
yıllan arasmda askeri birlikler tarafın­
dan k u l l a n ı l d ı m öğrenmiş bulunduk.
Bu mekânm karşuuıa gelen yerde
de ban temel kalmtılan dikkati çek­
mektedir; böylece orada da bir ilâve
mekânm o l d ı ^ sanıfanakUdır. Bura­
da 65 cm yüksekliğinde seki kalıntıla­
rı vardır. Kervansarayın cephesinde
görülen sıva izleri ile bezemeler dc bu
kısmm kapah bir mekân olarak yakın
tarihlere kadar kullamidığım açıkça
göstermektedir. Aynca ocakh mekânın
yan duvan bitimindeki kemer başlan­
gıcı da müştemilatm dışardan kemerli
bir kapı ile aynidığına işaret etmekte­
dir.
Şu halde bu mekân ne obbilirdi?
Kervansaray kapılannm iki yanında ve
bazı hallerde de iç kısımda cmlann gör­
düğü iaxxQcte yardıma olarak nalbant
d ü k k â u . araba tamirhanesi, kahve
ocağı, dinlenme yerleri veya han gö­
revlilerinin ikâmet ettikleri mekânlar
vardı. Büyükçekmece
kervansarayı
ö n ü n d d ü kahntılann da böyle bir hiz­
mete ait olduğuna şüphe yoktur.
Kervansarayın giriş kapısı köfeki
taşından oldukça geniş yuvarlak kemer­
lidir. Küit taşmm ortasmda asılı ola­
rak günümüze kadar gelen zincir ise
herhalde içeriye araba vs. girmesine ma.
ni obnak için kullanılıyordu. İç kısım
aynı zamanda çatıyı taşıyan on tane
köşeU direk ile üç bölüme ayrılmıştır.
Orijinal durumlarmda ahşap oimalan
gereken bu direklerin yerine son yıllar­
daki onanm sırasmda beton direkler
yapılmıştır. İki yanda oldukça yüksek
peykeler vardır; peykelerin arkasında­
k i duvarlarda da onbir ocak ile oniki
niş bulunmaktadır. Sivri üçgen külah­
lı ve yay kemerli ocaklar d u v a r d a n çıkmtı yapan konsollar ü z e r i n e y e r l e ş t i ­
rilmişti. Ocak b a ş m a o t u r a n y o l c u l a r ,
çatıyı t u u n direkler ile d u v a r l a r ara­
sına sıralanmış b a ğ l a n t ı l a r a k i l i m l e r as­
mak suretiyle ayrı a y n b ö l m e l e r mey­
dana getirirlerdi. Kervan h a l k ı b u b ö l ­
melere hasırlarını, y a t a k l a r ı n ı sererler,
mallarını da göz ö n ü n e a l ı r l a r d ı .
Aydınlık güney cephede s ı r a l a n ­
mış pencereler ve k a p ı d a n s a ğ l a n m a k ­
tadır. Bunun y a n ı n d a gece o c a k l a r d a
yanan ateş dc içeriye m i s t i k b i r h a v a
veriyordu. Güney cephe de i k i s ı r a pen­
cere vardır; en ü s t t e i k i y u v a r l a k , bu­
nun ortasında sivri k e m e r l i b i r pence­
re b u l u n m a k t a d ı r . Y u v a r l a k pencere­
lerin etrafı d i k d ö r t g e n söveli t a ş
bir
çerçeve içerisine a l ı n m ı ş o l u p ü z e r l e ­
rindeki sağır kit&beliklcr i l e s i v r i ke­
merli tuğla hatıUı ç e r ç e v e l e r
dikkati
çdımektedir. Bunun a l t ı n d a b i r yuvar­
lak bir sivri kemerli pencere a l t e r n a t i f
olarak s ı r a l a n m ı ş t ı r . Ü z e r i n d e de t u ğ l a
hattUı sivri kemerli ç e r ç e v e l e r b u l u n ­
maktadır. B ü t ü n bu pencerelerin içle­
ri küfekiden t a ş ş e b e k e l e r l e d o l d u r u l ­
muştur. Yuvarlak pencerelerde o r t a d a
bir yıldız ile bunun e t r a f ı n d a a l t ı tane
altıgenden meydana g e l m i ş b i r k o m p o ­
zisyon g ö r ü l m e k t e d i r . O r t a d a k i
sivri
kemerli pencerelerde ise o r t a e k s c j ı d e
yukarıdan aşağıya ü ç yıldız ve b u n u n
iki tarafında ü ç e r a l t ı g e n ,
kenarlarada bunların y a n m ş e k i l l e r i y e r l e ş t i r i l ­
miştir.
Büyükçekmece k e r v a n s a r a y ı
son
yıllara kadar harap b i r halde s a m a n
deposu olarak hususi b i r ş a h ı s t a r a f ı n ­
dan kullanılıyordu". B u n d a n sonra Va­
kıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü
tarafından
1965-1966 yıllan a r a s ı n d a o n a n i m ı ş t ı r .
FATtH CAMİt
Büyükçekmece'nin F a t i h mahalle­
sinde, cami s o k a ğ ı n d a yer alan F a t i h
ti. IU»M Ekrem Koçu. BUyükçeknMce h»n» ın»d.
• hlinbul Amikloppıll»! • İjUnbirf 11*3. C. 6. ». M » .
10^
Camiinin
kitâbesi
bulunmadığından
m i m a r ı ve y a p ı m t a r i h i kesin olarak
b i l i n m e m e k t e d i r . E k r e m H a k k ı Ayverd i , " F a t i h Devri M i m a r i s i " i s i m l i ese­
rinde, B ü y ü k ç e k m e c e d e Fatih Sultan
Mehmet z a m a n ı n d a y a p ı l m ı ş b i r cami­
den s ö z etmemektedir. Ayrıca Evliya
Ç e l e b i ' n i n seyyahatnamesinde de b u
camiin ismi geçmemektedir.
Y a p ı m t a r i h i n i kesin olarak tespit
e d e m e d i ğ i m i z c a m i o l d u k ç a değişikli­
ğ e u ğ r a m ı ş t ı r . B u n u n l a beraber toazı
y a p ı elemanlan o n u n eski b i r tarihe
ait o l d u ğ u n u belirtecek niteliktedir.
B u g ü n k ü d u r u m u y l a geniş b i r av­
l u n u n o r t a s ı n d a yer alan cami d i k d ö r t ­
gen p l â n l ı d ı r ; ü z e r i de a h ş a p b i r ç a t ı
ile ö r t ü l m ü ş t ü r ( R e s i m : 6)- Kuzey-batı y ö n ü n d e basit b i r k a p ı s ı bulunan son
cemaat yeri u z u n l a m a s ı n a ,
yüksekçe
b i r set halindedir. B u k ı s m ı n o l d u k ç a
tadilata u ğ r a d ı ğ ı n a ş ü p h e y o k t u r . Zira
ü z e r i n d e pencere bulunmayan i k i y a n
duvar o l d u k ç a eski b i r t a ş işçiliği gös­
termektedir, cephedeki geniş pencere
de buraya sonradan ilâve e d i l m i ş t i r .
İ b a d e t m e k â n ı i l g i çekici b i r özel­
l i k g ö s t e r m e m e k t e d i r . Girişte sol taraf
tahta p a r m a k l ı k l a r l a aynlarak mahfilsofa haline g e t i r i l m i ş t i r . Ayrıca bura­
daki ü ç direk de son cemaat yerinden
çıkılan k a d ı n l a r m a h f i l i n i t a ş ı m a k t a d ı r .
M i h r a p ile duvara b i t i ş i k a h ş a p m i n b e r
o l d u k ç a b a s i t t i r . B u r a s ı i k i s ı r a halin­
deki pencereler i l e a y d ı n l a t ı l m a k t a d ı r ;
i k i yan duvarda d ö r t , kıble t a r a f ı n d a
da b i r i m i h r a p ü z e r i n d e , b e ş penceresi
vardır.
Minareye ibadet m e k â n ı n ı n sağın­
daki b i r k a p ı d a n ç ı k ı l m a k t a d ı r .
Kes­
me köfeki t a ş ı n d a n olan minare altıgen
İMARET CAMİİ
Dizdariye mahallesinde, H ü k ü m e t
sokağı üzerindeki m e y d a n ı m s ı b i r açık­
lığın a r k a s ı n d a yer alan î m a r e t Camii'
n i n kitâbesi b u l u n m a d ı ğ ı n d a n b â n i s i
ve y a p ı m t a r i h i kesin olarak bilinme­
mektedir. (Resim 8 ) . Esash b i r tadila­
ta u ğ r a m ı ş olan b u yapı X V yüzyılda
i n ş a e d i l m i ş t i r ; dikkat çekici bazı izler
de bunun zaviyeli b i r cami o l d u ğ u n u
belirtmektedir.
Erken Osmanlı devri mimarisinde
tek kubbbeli ve ç o k kubbeli camilerin
y a n ı s ı r a karşımıza çıkan b u tipe, ö n ­
celeri ö r n e k l e r i n e Bursa'da rastlandı­
ğ ı n d a n "Bursa t i p i " denilmiştir. Ters
T veya x b i ç i m i n d e diye isimlendirilen
b u tipe sonradan çapraz mihverli veya
yan m e k â n l ı camiler de denilmiştir*.
O s m a n l ı i m p a r a t o r l u ğ u n u n k u r u l u ş ve
gelişim yıllarında çok sayıda uygulanan
b u p l â n tarzı X V I yüzyıl b a ş l a r ı n d a da
g ö r ü l m ü ş ve ondan sonra yavaş yavaş
t e r k e d i l m i ş t i r Belki de bunda X V I
yüzyılda zaviyelerin hakiki fonksiyonla­
r ı n ı ve gczğin dervişlerin a n l a m l a n n ı
k a y b e t m i ş o l m a l a r ı n ı n b ü y ü k r o l ü ol­
muştur.
Zâviye-cami veya zâviyeli cami diye
isimlendirilen T ü r k mimarisinin b u ye­
n i t i p i n i i l k defa Prof. Semavi Eyice,
B i r i n c i Milletler Arası T ü r k
Sanatı
Kongresinde b i r tebliğ konusu yaparak
t a n ı t m ı ş t ı r ^ . Prof. Semavi Eyice b u
y a p ı l a r ı n özelliklerini kısaca şöyle ifa­
de etmektedir: " B u t i p binalar esas i t i ­
bariyle bilhassa erken misallerde aynı
aks ü z e r i n d e b i r b i r i n i takip eden her
b i r i b i r kubbe ile ö r t ü l ü i k i a y n me­
k â n d a n ve bunlardan cümlekapısı tara­
fında olanın i k i yanma bitişik yine kub­
beli ( n â d i r hallerde tonozlu) k ü ç ü k
h ö c r e l e r d e n meydana gelir. Şimdiye ka-
b i r kaide ü z e r i n e i n ş a e d i l m i ş t i r . (Re­
sim. 7 ) G ö v d e k ı s m ı
tuğladan
olup
üzeri sonradan s ı v a n m ı ş t ı r . Şerefe ve
k o r k u l u k l a r da o l d u k ç a basit olup kur­
şun b i r külahı vardır.
26. Kr»: Ernst Diez^ktay Aslanapa, T O A Sanatı,
Istanbul (19S5). s. 116-117, 1ÎS-WÎ.
301: Apdullah
Kuran, ilk <levlr Osmanlı mimarisinde cami. Ankara
1964. s. 64-9».
27. MUletlerarası I . TOrk Sanattan KonfrMİ, An­
kara 1959. s. 20-22.
102
cnoEM vüca.
dar tespit edilen irili ufaklı altmış ka­
dar örneğin hepsinde bu ana şemanın
esas prensiplerini bulmak kabil olmak­
tadır. Yalnız geç devirlere doğnı büyük
kubbeli mekânlardan birincisinden
vazgeçilmeye başlandığı görülür"".
Büyükçekmece İmaret Camii nisbeten geniş bir avlunun gerisinde inşâ
edilmiştir. Giriş kapısında iki ince ah­
şap sütunun taşıdığı bir sundurma bu­
lunmaktadır. Sütunlara göre oldukça
geniş olan mermer kaideler aslında bun­
lara ait değildir. Bu durum da bize ca­
mi değişikliğe uğramadan önce önün­
de mermer sütunların taşıdığı bir son
cemaat yerinin olduğuna işaret etmek­
tedir. Bugün son cemaat yeri olarak
düşünülen yer, zaviyeli camilerde aynı
eksen üzerinde birbirini takip eden iki
mekândan öndekini meydana getiriyor­
du. Fakat sütun kaidelerinin son ce­
maat yerine yakınlığını göz önüne alır
ve X V I yüzyıl başlannda bazı hallerde
ilk mekândan vazgeçildiğini düşünecek
olursak, camiin orjinal plânı ile bir de­
receye kadar yapım tarihi ortaya çık­
maktadır. Buna göre imaret Camii,
X V I yüzyılın ilk yansında inşâ edilmiş­
tir.
Orjinal durumda son cemaat yeri
dışa açıktı. Önünde de sütunlu bir re­
va k bulunuyordu. Son cemaat yeri iba­
det mekânmdan 4.20 m. genişliğinde
yuvarlak bir kemerie ayrılmaktadır.
Zâviyeli camilerde aynı eksendeki iki
mekân geniş kemerJÖric birbirierinden
aynlmaktadıriar. Diğer taraftan üze­
rinde durulması gereken bir başka
nokta da kemer ayağının normal ölçü­
lene göre biraz daha alçak oluşudur.
Zâviyeli camilerde ibadet mekânının
diğerinden bir iki basamak daha yük­
sek olduğunu düşünecek olursak ön
taraftaki mekânın sonradan doldurul­
duğunu, kemer ayaklannında bu ne-
denlc kısaldığı
çıkmaktadır.
kendiliğinden
ibadet mekânı 7.00 x 7.00 m ölçü­
sünde kare plânlıdır, üzeri de kiremit
kaplı çatı ile ö r t ü l m ü ş t ü r .
(Plân. 2)
Kıble duvarının o r t a s ı n d a yer alan mih­
rap nişi dışarıya çıkıntı yapmamakta­
dır. Burada dikkati çeken b a ş k a b i r
husus da çok az sayıdaki pencereler­
dir. Mihrabın i k i y a n ı n d a birer, d o ğ u
duvarında da bir tane olmak üzere iba­
det mekânı üç pencere ile aydınlatıl­
maktadır. Fakat duvarlarda b u g ü n kullanıinıayan bazı pencerelerin izleri görülmsîktedir. .Nitekim doğu d u v a r ı n d a ­
ki pencere üzerinde sonradan dolduruIrrak örülmüş, sivri kemerli bir-pence­
re izi vardır. (Resim. 9) Bunun karşı­
sına gelen minare yanındaki d i ğ e r ke­
narda gene d o l d u ı n l m u ş b a ş k a b i r pen­
cerenin varlığı dikkati
çekmektedir.
(Resim. 10) Bunun yanı sıra mihrap
duvarındaki pencerelerin ü z e r i n d e de
sivri kemerli pencerelerin
kalıntıları
kendisini açıkça belli etmektedir.
Zâviyeli camilerde b i r b a ş k a özel­
lik yan hücrelerdir, ibadet m e k â n ı ile
doğrudan doğruya bağlantısı o l m ı y a n
bu hücrelerin içerisinde dolap nişleri
ve ocaklar vardır. Bunların fonksiyo­
nunu ise Prof. Semavi Eyice şöyle açık­
lamaktadır: "Bunların ibadete mahsus
yerler olmadıkları açıkça
kendisini
göstermektedir. Kapalı hacimler oluş­
ları, dışarısı ile bağlantıları ve ancak
kubbeli avlu sofasına irtibatları oluşu
bunların, içinde oturulmak, iskân edil­
mek üzere tasarlandıklarını
gösterir.
Tabhane bir nevi misafirhane o l d u ğ u n a
göre, bu hücrelerin fonksiyonu b i r de­
receye kîidar a y d ı n l a n m a k t a d ı r Ancak,
bu tabhanclcrin alclâde kervansaray­
lardan daha fazla b i r mahiyet ve görev­
leri olduğu, bunların muayyen b i r pr­
ensibe hizmet ettiklerine
muhakkak
nazarı ile bakılabilir." **
a. Srmni Eyice. Unytitr ve ılviyeU cuailcr. "IkHkOHai Ucammı" tıunbol H U . C. 2J. S, U.
Cim
t. 5.
ortaya
î». S«iM«l Eyk». âynı tter,
».
t4.
103
Büyükçekmece İ m a r e t
Camiinde
böyle bir yan m e k â n m
bulunmadığı
söylenemez. Zira yapı dikkatle incele­
necek olursa yan m e k â n l a r ı n varlığını
ispat edecek izler kolaylıkla
kendini
belli etmektedir. Doğu t a r a f ı n d a k i du­
varın o r t a s ı n d a d ı ş t a n uzanan b i r te­
mel kalıntısı v a r d ı r . (Resim. 11) Ay­
rıca bununla aynı eksende olan cami
duvarı üzerinde de ç a t ı y a kadar yükse­
len bir iz d i k k a t i ç e k m e k t e d i r . Minare
kaidesinin dayandığı 100 m . genişliğin­
deki çıkıntı da d i ğ e r taraftaki yan ka­
nada aittir. B u k a l ı n t ı l a r a d a y a n ı l a r a k ,
yan k a n a t l a r ı n 7.00 x 7.00 m . ö l ç ü s ü n d e
mekânlar o l d u ğ u ve son
cemaatteki
pencere b o ş l u ğ u n a kadar u z a n d ı k l a r ı
sanılmaktadır.
î b a d e t m e k â n ı n ı n o r t a s ı n d a , yan
kanat k a l ı n t ı s ı n d a n istifade edilmek su­
retiyle inşâ edilen minare, bu duruma
göre camiin y a p ı m ı n d a n sonraki b i r
tarihe aittir. Diğer taraftan zâviyeli ca­
milerin b a z ı l a r ı n d a da minare bulunmr.dığı bilinmektedir. N i t e k i m b u g ü n
zâviyeli olarak incelenen Yakup Çele­
bi, Nilüfer Hatun, Yenişehir P o s t i n p u ş
Baba zâviyesinde minare yoktur. Ayrı­
ca zâviyeli camilerin minareleri de orjinal o l m a y ı p sonraki devirlerde yapıl­
mıştır. Bu b a k ı m d a n
Büyükçekmece
î m a r e t Camiî minaresinin de sonradan
yapılmış o l m a s ı normaldir. D i k d ö r t g e n
bir kaide ü z e r i n d e n y ü k s e l e n minare
fazla b i r y ü k s e k l i ğ e sahip değildir.
Türk üçgenlerinin y a r d ı m ı ile gövdeye
geçilmektedir. Şerefesi ç a n a k şeklinde­
dir, petek k ı s m ı da o l d u k ç a
kısadır.
Külaha geçişteki dalgalı b i r hat da mi­
narenin geç devre ait o l u ş u n u n b a ş k a
l>ir belirtisidir.
SOKOLLXJ M E H M E T PAŞA M E S C İ D İ .
Büyükçekmece'deki yapıların
en
ö n e m l i l e r i n d e n b i r i olan Sokollu Meh*)• Bu yan kanatlar, içerisinde mihrap bulunmahacimlerdir. Ancak avlu sofası » e irtibatları olan
mekanlardaki ocak, nif v.s. onların i s k i n edlInKk
«^« yapıldıklarım belirtmektedir.
met Paşa Mescidi, Dizdariye mahalle­
sinde, Enver Paşa caddesindedir. Bu­
rada k ö p r ü , kervansaray, ç e ş m e
ve
mesçit ile Büyükçekmecenin ilgi çekici
y a p ı l a r ı b i r araya t o p l a n m ı ş t ı r . Yapıya
b u l u n d u ğ u yerden ö t ü r ü halk a r a s ı n d a
K ö p r ü b a ş ı Mescidi ismi
verilmiştir.
(Resim. 12)
Sokollu Mehmet Paşa Mescidi,
Tuhfet-ül-mimarin ve Tezkiret-ül-ebniyeden öğrenileceği gibi Mimar Sinan ya­
pısıdır.
Kitâbesi
bulunmadığından
yapıldığı tarih kesin olarak
bilinme­
mektedir. Büyük b i r avlu içerisinde in­
şâ edilen mescidin avlu d u v a r l a r ı n d a n
g ü n ü m ü z e pek b i r şey
kalmamıştır.
Sadece minare kaidesinin e t r a f ı n d a ve
kıble y ö n ü n d e bazı kalıntılar dikkati
çekmektedir.
İlgi çekici bir minareye sahip olan
Sokollu Mehmet P a ş a Mescidi, k ü ç ü k
ve basit b i r y a p ı d ı r ; son yıllarda da
esaslı bir surette o n a r ı l m ı ş t ı r . Bunun­
la beraber yapının o l d u k ç a değişikliğe
uğradığı da m u h a k k a k t ı r . Zira o n a r ı m
ö n c e s i n e , 1962-1963 yıllarına kadar son
cemaat yeri dışa kapalı ve a h ş a p t ı . Bu­
g ü n çevresi açık olup i k i s i yanda on
a h ş a p direğin taşıdığı, ibadet mekânı­
n ı n uzantısı bir çatı ile üzeri ö r t ü l m ü ş ­
t ü r . Son cemaat yeri 0.65 m . yüksekligindedir ve burada altlı üstlü
ikişer
pencere ile a r a l a r ı n d a b i r m i h r a p ç ı k
bulunmaktadır
Mescidin kuzey cephesinin sağın­
daki köfeki taşından yuvarlak kemerli
b i r kapı ibadet m e k â n ı n a açılmakta­
d ı r . Üzerindeki mermer kitâbeye de
s ü l ü s yazı ile kelime-i tevhit yazılmış­
tır. (Resim. 13) İ b a d e t m e k â n ı 9.50 x
7.00 m . ö l ç ü s ü n d e dik<iörtgen b i r p l â n
şekli g ö s t e r m e k t e d i r . ( P l â n . 3) Mesçit
zaman zaman tadilata u ğ r a d ı ğ ı n d a n or.
j i n a l yapı elemanlanna pek az rastlan­
m a k t a d ı r . Tuğla h a t ı l h kesme t a ş du­
v a r l a r ı hemen hemen yeni b a ş t a n inşâ
)l.
Rjfkı Melûl Meriç aynı eser. s. 92. 266.
ODCMnnEL
104
nekler îstanbulda da b u l u n ı n a k t a d ı . .
r.
Mimar Sinan bunlan andıran şcrcfcsiz
bir minareyi Eyüb de Semiz Ali Paşa
Mesçidinde yapmıştır.
Diğer tarafian
gene Eyüb de Silahşor Mehmet
Bey
Mesçidi, Karagümrük'de
Derviş Ali
Mesçidi ve Mimar Sinan'ın kendi ismi­
ni taşıyan Ycnibahçcdeki m e s ç i d i
de
bunlara benzer şekilde şerefesiz mina­
relere sahiptir; Fatih y a n g ı m sırasrnda
ortadan kalkmış olan Kaptan Sinan
Paşa Riesçidi minaresinin de ş e r e f e s i /
olduğunu kaynaklardan ö ğ r e n m e k t e y i z .
» Maalesef günümüze gelcmiycrek 1957
yılında yıktırılan Attar Halil Ağa nın
çeşme üserine inşâ edilmiş minber- mi­
naresi de Büyükçekmece Sokollu Mesçidini hatırlatan en iyi ö r n e k l e r d e n bi­
ri idi. * Sokollu Mehmet Paşa Mesçidi­
nin minaresinde şerefe çıkmaları, kor­
kuluk fcvhalan daha ince ve daha itinah olup Mimar Sinana yakışacak şe­
kildedir, tik bakışta bir minberi akla
getiren bu minare dikdörtgen bir kaide
üzerine oturtulmuştur, köşk
kısmına
da dıştan profilli ve l a ş k m oniki basa­
mağın yardımı ile çıkılmaktadır. Sekiz­
gen şekildeki köşk k ı s m ı n d a sekiz sü­
tun üzerine kubbe yerleştirilmiştir. Sü­
tunlar araşma yerleştirilen taş korkuluk
levhalanna da çeşitli motifler i ş l e n m i ş ,
tir. Buniann esasını altlı ü s t l ü sıralanmış altifenier meydana getirmektedir.
Altıgenler, merkezlerinden geçen doğru­
lar tarafından kesilmekte ve b ö y l e c e
üçgenler ile baklava şekilleri meydana
gefanektedir. Ezan okuma pencereleri­
nin üzerinde ise Bursa üslûbunu hatır­
latan at nah kemerler yer a l m a k l a d ı r .
Kemerler üzerinde saçak frizi ve daha
edilmiştir. Aydmlatmayi sa|ltyan pen­
cereler alt sırada dikdörtgen söveli, Ust
sırada ise sivri k e m l i d i r . Sadece mih­
rabın üzerinde yer alan pracere di^rlerinden ayrılarak altıgen bir şekil gös­
termektedir, iki yan kenarda üçer, di­
ğer kenarlara da ikişer pencere açılmış*
tır.
Kıble duvannm tam ortasında yer
alan mihrap beş kenarlı bir niş şeklin­
dedir ve yukanya doğru da kademeler
halinde daralarak stalaktitli olarak nihayetlenmektedir.
Büyükçekmece Sokollu Mehmet
Paşa Mesçidinin avlu duvarına bitişik
olan ve cami ile hiç bir bağlantısı bu­
lunmayan bir minaresi vardır. (Resim.
14) Avlunun kuzey^tı köşesinde yer
aian ve TUrk sanatında çok M^r olan
bu tip minareye, minber-minare ismi
verilmiştir. " Mînber^lnare tipinin en
iyi örneklerinden birisi de BöyUkçekmece'dcki Sokollu Mehmet Paja Mes.
çidi'nin minaresidir Bu küçök ve bir
}
bibk> gibi zarif mfaıarenin benzerleri
Orta Asya, Mısır ve Anadohı'nun bazı
yeHerinde karşımıza çıkmaktadır. Sel­
çuklular zamanmda Anadohı da dıştan
meyilli basamaklar ile köşk kısmına çı­
kılan mİMirelere rastlanmaktadu-. Kay­
seri Vhi Camii İle Kayseri kalesi ara­
sındaki ikinci avhınun güneyinde X I I L
yüzyıla ait bir minber-minare vardır.
Dıştan dokuz basamaklı merdiven ile
çıkılan köşk kısmımn üzerine dört sü­
tuna oturtulmuş küçük bir sivri külah
örtmektedir. Aynca Milas'da Kurşunlu
Cami ((1330) iie Ahmet Cari Camii
(1379) minareleri de bu tipe dahil ol­
maktadır.
J. Schacht. dıştan merdivenli bu
çeşit minarelerin en eski islimi minare
tipinin devamı okluğunu ve Mısırda da
benserferine rastlandığını ileri sUnnek«edlr. Bu tip minarelere benzer ö r
10^ C «. O K
a. I .
Tmt
t
14
A n « m M «t l « w l n
I" ItteatMd nu.
M HOMyto Ajnrw»w«rl.
mı. C I.I .
C
ı.
l U d l k M Ul
Oürittt. i M M . tokjMIl U . b« m ^ M t a Mr
mı.
1*. Mtm
AM. M .
Y M . A m v Halil
—«»o.
AM'nm
"
BÜWK<:CJCMCCE'Oe TÜftK ESERLERİ
yukarıda da yanyana s ı r a l a n m ı ş palmet
motifleri d i k k a t i ç e k m e k t e d i r . Minare'
nin üzeri soğan kubbe diye isimJendirilen k u r ş u n b i r k ü l a h l a ö r t ü l m ü ş ­
tür. R. Ekrem K o ç u , asli şeklinde kü­
lahın da t a ş t a n o l m a s ı n ı n muhtemel ol­
duğunu ve bu çeşit k u r ş u n k ü l a h ı n da
yaklaşık olarak yüz yıla yakın b i r za­
manda gördüğü tamir s ı r a s ı n d a kondu­
ğunu tahmin etmektedir.
YUSUF PAŞA H A M A M I .
Büyük ç e k m e c e ' d e k i T ü r k yapıla­
rı içerisinde, i y i b i r durumda g ü n ü m ü ­
ze kadar gelebilmiş b i r hamama rast­
lamak m ü m k ü n o l m a m ı ş t ı r . Reşat Ek­
rem Koçu B ü y ü k ç e k m e c e d e k i
gü­
zel b i r çarşı h a m a m ı n ı n yıkıldığını ve
yerinin arsa halinde o l d u ğ u n u belirt­
mektedir". B u g ü n
Büyükçekmecedc
bir diğer hamam, o l d u k ç a p e r i ş a n hal­
de, bazı b ö l ü m l e r i
yıkılmış
olarak
ayakta kalmıştır. B u h a m a m ı n kaltntılannda b i r k i t â b c y e r a s t l a n a m a d ı ğ ı n ­
dan k i m i n t a r a f ı n d a n ne zaman yaptı-/
rıldığı öğrenilememiştir. Fakat
halk
arasında Yusuf P a ş a h a m a m ı ismi ile
tanınmaktadır. Yapı e l e m a n l a r ı n a
ve
bazı süsleme izlerine dayanılaı*ak ha­
mamın X V I I yüzyılda inşâ edilmiş ol­
duğu s a n ı l m a k t a d ı r (Resim. 15)
Yusuf P a ş a h a m a m ı asgari ölçü­
ler k u l l a n ı l m a k suretiyle b i r b i r i n e
bitişik, çifte hamam şeklinde
yapıl­
mıştır. Simetrik b i r p l â n şekli g ö s t e r m e ,
yen h a m a m ı n yapı malzemesini moloz
taş teşkil etmektedir; ayrıca kubbe ve
tonozlar t u ğ l a d a n ö r ü l m ü ş t ü r (Resim
16) ( P l â n 4)
B u g ü n özel b i r şahsın mülkiyetin­
de olan hamama bitişikteki b i r evin
bahçesinden girilmektedir. Burada ka­
dınlara mahsus o l d u ğ u n u tahmin etti­
ğimiz, 2.00 X 2.00 m. ö l ç ü s ü n d e
so33. X. Ekrem Koçu. Büyilkçelunece Sokullu Meh­
met P«f« Mescidi mad. "İstanbul Ansikloptdlst" İsUnbul 1963, C . 6. s. 323S.
3t. R. Ekrem Kocu, BUyUkçekmecc mad. "Istıtnbul
Aatlklopedld" tsunbul im, C. 6. S. 3229.
105
ğ u k l u k b u l u n m a k t a d ı r . Üzeri ayna to­
nozla ö r t ü l ü olan soğukluğun b i r tara­
fından sıcaklığa, diğer tarafdan da hclâ ve soyunma yerlerine geçilmektedir.
Helâ ve soyunma yerleri 6.00 x 1.50 m.
ö l ç ü s ü n d e , üç ayrı b ö l ü m halindedir,
üzerleri de ayna tonozlarla ö r t ü l m ü ş ­
t ü r . Sıcaklık, birbirine küçük b i r kapı
ile b a ğ l a n m ı ş 3.00 x 3.00 m . ö l ç ü s ü n d e
i k i a y n m e k â n d a n meydana gelmiştir.
B u Ölçü klâsik T ü r k h a m a m l a r ı n ı n he­
men ç o ğ u n d a aynen
uygulanmıştır.
Her i k i m e k â n ı n üzeri birbirine eşit.
t r o m p l a kubbelerle ö r t ü l m ü ş t ü r . Kub­
be eksenlerinden geçen plastu* şeklin­
deki kemerlerin, köşelerde s i v i l
ke­
merli tromplara o t u r t u l m u ş oluşu da
klâsik O s m a n l ı m i m a r i geleneğinin de­
v a m ı n a işaret etmektedir. Kubbeler ol­
d u k ç a harap ve hatta k ı s m e n yıkılmış
o l m a l a r ı n a r a ğ m e n üzerlerindeki
ay­
dınlık fenerleri dikkati ç e k m e k t e d i r .
Sıcaklığın iç k ı s m ı n d a döşemeler
ç ö k m ü ş , d u v a r l a r ı n pembe h o r a s a n l ı
sıvaları d ö k ü l m ü ş t ü r . Ayrıca duvarla­
r ı n o r t a s ı n a yerleştirilmiş olmaları ge­
reken kurnalardan da hiç b i r iz kalma­
mıştır- Sıcaklığın y a n ı n d a 2.00x2.00 m .
Ölçüsünde ayna tonuzlu k ü ç ü k b i r me­
k â n daha v a r d ı r . Giriş kapısının eğri
olduğu bu yerin, b i r köşe halveti oldu­
ğu s a n ı l m a k t a d ı r .
Yusuf Paşa h a m a m ı n ı n diğer bö­
l ü m ü daha h a r a p t ı r ve bazı yerleri de
tamamen yıkılmıştır. Soğukluk 3,50x
2.50 m . ö l ç ü s ü n d e d i k d ö r t g e n plânlıdır,
üzeri de t r o m p l a b i r kubbe ile Örtül­
m ü ş t ü r . Buradan d i ğ e r b ö l ü m d e oldu­
ğu gibi 3.00x3.00 m . ö l ç ü s ü n d e i k i ayrı
m e k â n d a n meydana gelen kubbeli sı­
c a k l ı k l a r a geçilmektedir. Bu bölümle­
r i n de döşemeleri ç ö k m ü ş , d u v a r l a r ı
yer yer ç a t l a m ı ş , sıvalar d ö k ü l m ü ş t ü r .
B u n u n v a n ı n d a k i 2.50x2.00 m . l i k to­
nozlu b i r yerin de su deposu olması
kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca sıcaklı­
ğın arka cephesi boyunca 11.00 m. uzun­
l u ğ u n d a , tonozlu b i r su haznesi de yer
almaktadır-
tWJCM YÜCEL
106
BÜYÜKÇEKMECE ÇEŞMELERt
Büyükçekmece'de cami, mesçit,
kervansaray ve k ö p r ü d e n b a ş k a yer
yer çeşmelere de r a s t l a n m a k t a d ı r . Bun­
lar K a n û n i Sultan Süleyman, Süley­
man Aga, Meydan (Enver P a ş a ) . Zey­
nep Dudu ve Sultan Abdülhamit I I çeş­
mesi ile havuzudur.
KANUNt SULTAN SÜLEYMAN
ÇEŞMESİ
Kanûni Sultan Süleyman Çeşmesi
Dizdariye mahallesinde. Mimar Sinan
caddesinde, köprü, kervansaray ve Sokollu Mehmet Paşa Mesçidinin hemen
yanı başmdadır. (Resim. 17). Kanûni
Sultan Süleyman Zigetvar seferine çı­
karken bu çeşmeyi köprü ile beraber
Mimar Sinana yaptırtmıştır.
Klâsik üstûpta ve beyaz mermer­
den olan çeşme her biri 6.00 m. uzunlu­
ğunda üç ayn kanattan meydana gelmiş­
tir. (Plân. 5) Bunlardan orta kanat
diğerlerine göre biraz daha geniş vc
yüksektir. Sivri kemerli nişler halinde­
k i her kanadın içerisine de küçük ayna
tcşları yerleştirilmiştir. Orta bölüme
dört satır halinde kartuşlar içerisine
alınmış sülüs yazıh bir kitâbe yerleşti­
rilmiştir.
Kitâbe :
Kaçan hj çesnoeaftn ltl8 bfnâ
SüJeyman Han Sultânı muzaffer
Dldi târihin anın ehli târih
Yine akdi cihâna âbı kevaer
«M (I5M>
(m
SÜLEYMAN AĞA ÇEŞâfESt
S ü k y m a n Ağa Çeşmesi, Fatih Camiinin kuzcy-batı köşesinde yer almak­
tadır. (Resim. 18), Klâsik üslûpta, kesrae köfeki taşından inşa edilen bu çeşnraenin sâde bir görünüşü v a r d ı r ; sivri
J». İ t Ekıtm Kop», Bay«kçrtt««« S » H «
SUv
OM Ccmmi mmt. -Itfaabul Ansiklopedi*!''
Iıuabol
m», c. ».». » n
kemerli niş içerisine de ayna t a ş ı yer­
leştirilmiştir Kemer ü z e r i n d e b u l u n a n
H . 1273 ( M . 1856) t a r i h l i k i t a b e s i n d e n
Yâkub Alemdar Ağa ile H a t i c e H a t u ­
nun oğlu, Kırım Harbinde Y c r k ö y ü m u ­
harebesinde gazi ve Gözlevc
şehrinde
yirmialtı y a ş m d a ş e h i d o l a n (18541855) Süleyman Ağanın r u h u için an­
nesi tarafından yaptırıldığı ö ğ r e n i l m e k ­
tedir.
Kitabe :
Çckmccei Kebire t â b i
Çakmaklı
kariycsi s â k i n l e r i n d e n s â h i b ü l
hayıât
ve hasenât Y â k u b Alemdar A ğ a n ı n pe­
deri çiftçi Süleyman Ağa vc v â l i d e s i Hanifc Hâtûn ve zevcesi Hatice H â t û n ve
oğlu Süleyman Ağa b i n i k i y ü z y e t m i ş
bir senesi Yerköyü m u h â r c b c s i n d e ga­
zi olup Kırım A d a s ı n d a G ö z l c v c ş e h r i n ­
de yirmi altı y a ş ı n d a ş e h î d c n vefat cyk d i . Ebülfeth Camii i h t i s â l i n d c ( i t ı i s â lindc) binâ ve ihyâ e y l e d i ğ i m b u çeş­
menin hayrını o ğ l u m S ü l e y m a n Aga'ya
hediye eyledim. B u zikr o l a n l a r ı n c ü m ­
lesine ve kâffei ehli İ m a m ve erv a h l a r ı
için rızâcn lillâhi teâlâ el f â t i h â . F i gurrci m. sene 1273*'.
SULTAN tKİNCİ
ABDÜLHAMİT
ÇEŞMESt VE HAVUZU
Büyükçekmece'de H a v u z b a ş ı d i y e
isimlendirilen meydanda yer alan
bu
çeşme ile havuz. Sultan A b d ü l h a m i t H ' nin (1842-1918) y i r m i b c ş i n c i c u l û s yılı
hatırası olarak halk t a r a f ı n d a n y a p t ı n l m ı ş t ı r . (Resim: 19).
Havuz 3 60 x 4.20 m . ö l ç ü s ü n d e
olup yerden yükse)cligi 0 80 m . d i r . Ay­
rıca havuzun b a t ı s ı n a yekpare m e r m e r ­
den bir de ç e ş m e o t u r t u l m u ş t u r . B u
çeşmenin havuza bakan t a r a f ı n a da a ğ ­
zından su akan b i r aslan b a ş ı y e r l e ş t i ­
rilmiştir;
cephe g ö r ü n ü ş ü ç e ş i t l i mo­
tifler ile süslenmiştir. Ayrıca ç e ş m e n i n
40. R. Ekrem Koçu. BüyÜkçehmece SUlvyınıtn A f a
CcfiMti i M d . " U l a n b u l An«(klo{Mdisi" I t t a n b u l
196.^
C. • . . » J 7 .
107
gerine de üç mermer kürre konulmuş­
tur
Çeşmenin dış yüzüne Sultan Abdülhamit n'nin tuğrası, güzel bir sülüs yao ile şu kitâbe yazılmıştır :
"Cülûsi hümâyunu (lazreti Abdülhamit Hânı âzamînin yirmi beşinci devtei senevii kudsîsinin hâtırat kıymetdân şükür güzârîsi olaı-ak inşa kılınmış­
tır."
Havuz tarafındaki aslanbaşı ka­
bartmanın üzerine de gene güzel bir
sülüs yazı »le şu dua hâk olunmuştur.:
"Tavvelallâhü ömrühu ve şevketühû
Saefalâhü umrânü mülkühû
Sene 1318'"".
MEYDAN ÇEŞMESt (ENVER (PAŞA
ÇEŞMESİ)
Büyükçekmece meydanın da bir
köşe de yer alan bu çeşme, asrımızın
başlarında Enver Paşa tarafından yaptınlmıştır. (Resim: 20) Kesme taştan
inşâ edilen çeşmenin kuzey ve güney
yUzleri daha geniş olduğundan esas
cephelerin buraları olduğu anlaşılmak­
tadır. Bu cephelerde istiridye kabuğu
şeklinde nihayetlenen yaprak motifleri
süslenmiş birer mermer ayna taşı yer­
leştirilmiştir. Diğer cepheler ise düz
duvar halindedir. Üzerini de geniş bir
saçak örtmektedir.
ZEYNEP DUDU ÇEŞMESt
tmaret Caminin avlusundaki
bu
çeşme, kitâbesinden öğrenildiğine göre
Zeynep Dudu ismindeki bir kadın ta­
rafından H. 1273 (1856-1857) yılında
yaptırılmıştır (Resim: 21).
Klâsik üslûpta inşâ edilen çeşme
üzerinde mevlevi sikkesini hatırlatan
^
R. Ekrem Koçu, Myükçekmece tklnct Sulun
«"""hM»!! ÇcfiMti ve havuzu m*d. "tHânbul Ansik•opeaiJl" Isunbul I9M, C . 6, $. 3 2 » .
küçük bir mermer kitâbe bulunmakta­
dır.
Kitâbe :
"Sâhibül vel hasenât Zeynep dudu
Bu çcşme-i bina eylemiştir."
Sene 1273
Zeynep dudu çeşmesi 1959 yılında
tamir edilmiştir; Bu arada üzeri geniş
bir mozaik saçak ile örtülmüş, cami­
ye bakan tarafına üç musluk takılmış
ve ayrıca yeni yazı ile de tâmir kitâbesi yerleştirilmiştir.
Kitâbe :
"îş bu hayratın ihyası Hafız Mus­
tafa tarafından tesisi şevval 1378 (Ni­
san 1959)"
BÜYÜKÇEKMECEDEKİ
ESERLER
DİĞER
Büyükçekmece'deki evlerin üzerin­
de durulmağa değer bir özellikleri yok­
tur ; hepsi basit köy evleridir. Bununla
beraber bu yapılar dikkatle incelene­
cek olursa, duvarlarında oldukça iri
blok t a ş l a n n kullanılmış olduğu görül­
mektedir. B u durum da bölgenin vak­
tiyle önemli bir yerleşme veya menzil
yeri olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca
sokaklarda veya duvar aralarında rast­
lanan Bizans sütun başlıkları da böl­
genin Bizans iskânına ait belirtileridir.
Şehirde mimari yönden pek fazla
bir değeri olmamakla beraber gene de
söz konusu yapılması gereken bir yapı
da sıbyan mektebidir. (Resim: 22) Sul­
tan Abdülhamit I I ç e ş m e ve havuzunun
bulunduğu meydanda yer alan bu yapı
zannımıza göre 100-150 yıllık bir geç­
m i ş e sahiptir. Moloz taştan, üzeri çatı
ile örtülü olan bu tek katlı yapımn
uzunlamasına dikdörtgen plânı vardır.
Sıbyân mektebinin bânisi ögrenilememekle beraber Balkan savaşına ka­
dar iptidai mektep olarak kullanıldığı
bilinmektedir. Büyükçekmece de yeni
108
bir okul yapılınca burası terkedilmiş­
tir ve bugün ev olarak kullanılmakta­
dır.
Büyükçekmece'de yakın tarihimi­
zin bir hatırası da Enver Paşanın köş­
küdür. (Resim; 23). Köprüye giden yol
üzerinde ağaçlıklı bir bahçenin ortasın­
da yer alan bu köşk, üç katlı olup Av­
rupai bir üslûpta inş& edilmiştir.
Enver Paşa bu köşke civarda av­
lanmak için zaman zaman g e l m i ş , an­
nesi ile kardeşi ise uzun bir s ü r e otur­
muştur. Bugün yapı İsmail Mahir Efen­
di Çocuk Yetiştirme Yurdudur.
£RDEM YÜCEL
II
II
P l â n : 1)
1
r
3
gÜYÜkCCKMECE
İMAPET
CAMİİ
ÖLÇEK ,
a/uo
•
O
İD •
İSTANBUL-BÜYÜKCEKMECe
SOKOLV.U
MESCİOl
ÖLÇEK: 1/50
1/
i.
1
/
=1
I
>^ I
••s
i
I
I
I
i '
fi
t
-V--=--^--'ı
BÛYÜKCEKMtCC
•
CİPTE
HAMAM
•
plân
UfoUtU
<>lf«k
^/ioo
j
EDİRNE
ESKİÇAMİİN
PLÂN
{ Y. MİMAR A . S .
KROKİSİ
ULGEN'DEN)
/ I
/ - 1
b
İd
\L1
\ 1
^
I I
1
fT
n
Plân: 6)
K
E R D E M YÜCEL
Rcs.: 1) Büyük Çekmece Köprüsü.
Rcs.: 2) Mimar Sinan köyü yönünden Büyükçekmccc köprüsünün görünüşü.
•
.i
••i. ' ti
Res.: 3) Büyükçcşmece Köprüsünde Tarih Köşkü diye isimlendirilen balkonlardan biri.
RcN. 3d) B i i y j k Çckmcvc köpıüstünde M i m a r
Rcs.
Sı
4 ) Büyük Ç e k m e c e K ö p r ü s ü n ü n Baba T a ş l a n n dan birisi.
RcN.: 4a)
Büyük Çekmece Kervansarayının
güneyden
gürünüşü.|
•M
r
'i^Si
vV
Rcs.: 5) K e r v a n s a r a y ı n g i r i ş k a p ı s ' ö n ü n d e k i
V
Kalıntılar.'
V
6) Bü>-ükçckıncce Fatih Camii.
Rcs : 7)
Frtlih C a m i i
Minaresi
j
1
t f 3
Res.: 9) î ı r . a r e t C a m i i n i n d o ğ u k e n a n . B u r a d a dol­
d u r u l a r a k ö r ü l m ü ş b i r pencere ile yan k a n a d ı n d u v a r
üzerindeki izi görülmektedir.
BüNÜkçekmecc imaret Camii.
Res.:
10) İ m a r e t Camiinde sonradan m i n a r e n i n
edilmeliyle k a p a t ı l a n penceresi.
Res.- I I ) İmaret Camiinin do|u tarafındaki
in$aa
,
duvann ortasında, d ı ş l a n uzanan temel k a -
Res.:
Res.:
12) B ü y ü k Ç e k m e c e S o k u l l u M e h m e t
13) S o k u l l u M e h m e t P a ş a M e s c i d i n i n k a p ı s ı
kitabe.
Paşa
Mescidi.
üzerindeki "Kelime-i
Tevhit'
vazıh
m
Re».: 14) S o t a ı ö u M ^ m * » ^»^
minaresi.
Rcs.:
Mescidinin
mimbc.
15) B ü y ü k Ç e k m e c e Yusuf P a » * H a m a m ı
ERDEM
t:
9^
Res.: 16) Y u s u f P a ş a Hamamı.
Res.:
17) B ü y ü k ç e k m e c e de K a n u n î S u l t a n S ü l e y m a n Ç e ş m e s i .
YÜCEL
Re».: U ) Büyük Çekmece S ü l e y m a n A f i Ç « f i n e s
i».
R « . : 19) Bu>ilk Cekmeoe de Sultan I I . AbdülhanMl
Çefmesi.
ERDEM YÜCEL
İM
Res.:
2U) B ü y ü k Ç e k m e c e M e y d a n Ç e ş m e s i .
4f
Res.:
21) B ü y ü k Ç e k m e c e de Zeynep D u d u
vcşmcsi.
I
i M . : 22) BOyUk Ç e k m e c * d e S ı b y a n M e k t e b i .
Res.: 23) B ü y ü k Ç e k m e c e de Enver P a ş a n ı n
Köşkü.