Dergiyi Ücretsiz İndirmek İçin Tıklayınız.

Satınalma
www.satinalmadergisi.com
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticilerinin Dergisi
Yıl:2
Sayı : 18
Haziran 2014
Satınalma Pazarlık
Planlaması ve Temel
Aşamalar
Prof. Dr. Murat ERDAL
Satınalma ile İş
Sağlığı ve Güvenliği
İlişkisi
Sertaç Sedat KÖKSAL
Emtia
Fiyat Analizleri
Gürkan HÜRYILMAZ
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı Başvuruları 1 Temmuz da Başlıyor
Satınalma Çalıştayları EYLÜL Ayında İstanbul Üniversitesi’nde
2
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
BU SAYIDA
HAZİRAN 2014
07
13
17
22
24
25
27
30
32
34
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Prof.Dr. Murat ERDAL
Satınalma
Pazarlık
Planlaması
ve Temel
Aşamalar
Satınalma Pazarlık Planlaması ve Temel
Aşamalar
07
Eda EKİNCİOĞLU
Prof. Dr. Murat ERDAL, İstanbul Üniversitesi
Başkalarının Bakıp ta Göremediğini Görebilmek
Kişisel Başarı
Prof. Dr. Mahmut TEKİN, Selçuk Üniversitesi
TMGD Hakkında Tebliğ’in Yayınlanmasının
Ardından
Yrd.Doç. Dr. Ezgi UZEL, Beykoz Lojistik MYO
Perakende ve
Ramazan
30
İnovasyonun ne Olduğunu Bilmeyen var mı?
K a m i l B AYA R , E n d ü s t r i M ü h e n d i s i , M B A
H a l i t K AYA
Vadeler Kısalıyor mu?
Hamza BULUT, Endüstri Mühendisi ‘06 YTÜ, Satınalma Md.
Satınalma İle İş Sağlığı ve Güvenliği
S e r t a ç S e d a t KÖ K S A L , D e n e t m e n / S o s y a l G ü v e n l i k K u r u m u
37
Lojistik
Satınalma
Satınalma ve Etik İlkeler
Vakası
Düzenlenmesi Zorunlu ve Sorunlu Bir Alan
Çarşıda Verdim 1 Lira, Eve Geldim 3 Lira!
Sayfa 13
A r i f Y ı l d ı r ı m Te d a r i k Z i n c i r i D i r e k t ö r ü , K a r a c a
Perakende ve Ramazan
S e r t a ç S e d a t KÖ K S A L
E d a E K İ N C İ O Ğ L U , P e r a k e n d e Te d a r i k Z i n c i r i M d r .
Franchising Sistemi
M. Vefa TOROSLU, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Türkiye’nin 2014 Yılı Lojistik Performans
Karnesi
A y d o ğ a n C A N , M ü n i h Te k n i k Ü n i v e r s i t e s i , U l a ş t ı r m a v e
Lojistik Yüksek Lisans Öğrencisi
Satınalma
ile İş Sağlığı
ve Güvenliği
İlişkisi
25
3
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
BU SAYIDA
HAZİRAN 2014
37
38
39
www.sat inalmadergisi.com
satınalma
Satınalma ve Sayfa
Tedarik Zinciri Yöneticilerinin Dergisi
Lojistik Satınalma Vakası
H a l i t K AYA , S ü r a t L o j i s t i k S a t ı ş S o r u m l u s u
www.satinalmadergisi.com
Yönetici ? Lider?
Simge ERDAĞ
Nuh’un Gemisine Binmek İstiyorum!
Selda YÜKSEKBAŞ, The Marmara Hotels Satınalma
Müdürü
40
44
51
www.b u y ernet work.net
Sayfa
Tüketici Etnosentrizmi
Doç.Dr. Nusret Göksu, KahramanMARAŞ sÜTÇÜ İ mam
Üniversitesi
Emtia Fiyat Analizleri
G ü r k a n H Ü R Y I L M A Z , C E O , P u r c h a s i n g Tu r k e y
3B Yazıcılar ve Türkiye’deki Kullanımı
Kemal ŞAHİN, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
EDİTÖR
PROF. DR. MURAT ERDAL
İNTERNET EDİTÖRÜ
ARŞ. GÖR. ADİL ÜNAL
GRAFİK TASARIM
FİLİZ ÜNAL
ONLINE DAĞITIM
satınalmadergisi.com
buyernetwork.net
Sayfa
REKLAM VE SPONSORLUK
[email protected]
Reklam İndeksi
Şirket / Marka
Adı
Lojistiknet
Sayfa Web Sitesi
6
www.lojistiknet.net
Asbir Antrepo
11
www.asbir.com
Temesist
16
www.temesist.com
Martı Gümrük
Müşavirliği
Planet Lojistik
19
www.martiglobal.com.tr
20
www.planetlogistics.com.tr
Buyer Network
25
www.buyernetwork.net
ADRES
Prof.Nurettin Mazhar Öktel Sokak,
Dilek Apt. No:19/3, 34381 Şişli /
İstanbul
Tel
(0212) 296 96 49
Faks (0212) 219 30 04
Web
www.satinalmadergisi.com
Sayfa
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
4
www.b u y ernet work.net
EDİTÖRD
www.sat inalmadergisi.com
EN
Editörden...
projelerinizi, ar-ge çalışmalarınızı bizlerle paylaşın. Bülten
ve duyurularınızı [email protected] adresine
gönderebilirsiniz.
Değerli Satınalma Dergisi Okuyucuları,
Meslek ağımız BuyerNetwork.net 1.200 üyeyi geçti.
Satınalma ve Tedarik Zinciri Profesyoneller kulübü olarak
tanımladığımız bu grubun çok önemli bir potansiyeli
olduğunu düşünmekteyiz. İlerleyen dönemde birlikte/
ortaklaşa neler yapabiliriz duygusunu geliştirmek
istiyoruz.
Haziran ayı ile birlikte okullar kapandı. Çocuklar
tatile başlarken üniversite öğrencileri son sınavlarına
girmekteler. Mezuniyet günleri ise tüm okullarda arka
arkaya yaşanıyor. Ailelerin en mutlu günleri.
Sektörlerde ise Ukrayna’dan sonra Irak’ta yaşanan
siyasi gelişmeler ve belirsizliklerin bir ölçüde tedirginlik
yaşattığı bir gerçek. Irak, Türkiye’nin son dönemde önemli
bir ihracat pazarı iken, bu gelişimin kesintiye uğraması
zincirleme olarak sadece o bölgeye ihracat yapanları
değil tüm ekonomiye etki edecektir. Ekonomide ilk
çeyrek verileri olumlu iken bunun bu şekilde sürdürülüp
sürdürülemeyeceği konusunda farklı yaklaşımlar mevcut.
Olumlu ve olumsuz senaryoları hep birlikte yaşayacağız.
Fakat satınalma yöneticileri açısından durum “temkinli
olmakta fayda var” şeklinde özetlenebilir.
Ramazan ayı içerisinde sivil toplum örgütlerinin iftar
buluşmaları sektör yöneticilerinin bir araya gelmesi
bakımından son derece önemli. Bu dönemde şirket
yöneticileri arasında daha fazla kaynaşma olduğu da bir
gerçek.
Anlayış, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşım öğelerinin
daha fazla ön plana çıktığı Ramazan ayının tüm sektörlere
bolluk ve bereket getirmesi dileğiyle...
Yeni sayıda buluşmak üzere...
Satınalma Dergisi içerisinde yeni dönemde daha
fazla sektörel haberlere yer vereceğiz. Özellikle siz
satınalma yöneticileri kurumsal iletişim yöneticilerinizi
ve ajanslarınızı bizlere yönlendirin. Üretim ve hizmet
sektörlerindeki
yeni
uygulamalarınızı,
yatırım
E D İ T Ö R
EDİTÖR
PROF. DR. MURAT ERDAL
www.muraterdal.com
http://www.buyernetwork.net/members/muraterdal
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
5
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Satınalma ve Tedarik Zinciri Günleri
İstanbul Üniversitesi
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı
Sektör uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilecek teknik
çalıştay dizisi Eylül ayında başlıyor. Tam gün sürecek
ücretsiz etkinlikte bilgi paylaşımı ve mesleki sosyalleşme
bir arada olacak.
Katılımın 40 kişiyle sınırlandığı bu özel ve ücretsiz etkinlikte yer almak ve katılım koşulları hakkında
bilgi sahibi olmak için www.buyernetwork.net adresini ziyaret edebilirsiniz.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
6
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
türkİye’nİN LOJİSTİK AĞI:
LOJİSTİKNET.NET YAYINDA
Lojistiknet, yöneticilerin, firmaların,
akademisyenlerin, öğrencilerin ve ülkemizin
lojistik ailesinin sosyal ağ sitesidir.
Kişisel ve kurumsal kullanımı ücretsizdir.
Tüm paydaşlarımızı davet ediyoruz.
www.lojistiknet.net
7
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi
Te d a r i k Z i n c i r i Yö n e t i m i B i l i m D a l ı B a ş k a n ı
www.muraterdal.com
http://www.buyernetwork.net/members/muraterdal
Satınalma Pazarlık
Planlaması
ve Temel Aşamalar
Satınalma yöneticileri kariyerleri boyunca çok sayıda
ve farklı özelliklerdeki satıcı/tedarikçi profilleri ile alım
müzakerelerini yürütmektedirler. Satınalma pazarlıklarında
her zaman hatırlanması gereken, “her pazarlık birbirinden
farklıdır ve her pazarlık aynı şekilde sonuçlanmayabilir”.
Bu nedenle her pazarlığın kendine özgü dinamiklerinin
bulunduğu söylenebilir.
Tedarikçilerle yürütülen pazarlıklarda büyük ölçüde
“uzun dönemli bir ilişki nasıl sağlanır ?” sorusuna
cevap aranmaktadır. Satınalma pazarlıklarında iki taraf
bulunmaktadır. Alıcı hazırlığı kadar tedarikçinin/satıcının
da pazarlık için hazırlandığı akıldan çıkarılmamalıdır. Bu
nedenle pazarlıklarda eğitimli satıcılara karşı her zaman
hazırlıklı olunmalıdır.
Zaman içerisinde elde edinilen pazarlık deneyimi alıcıları
bu konuda olgunlaştırmaktadır. Pazarlıklarda başarı,
çok çalışma, bilgi toplama, iyi bir planlama ve hazırlık ile
kendini göstermektedir. Pazarlık planlamasında işletme
gereksinimlerinin analiz edilmesi, temin edilmesi planlanan
ürün/hizmetin içeriği, tedarikçi araştırması, pazarlık amaç
pozisyonunu belirlenmesi (maksimum, hedef ve minimum
beklentiler) önemli bir yer tutmaktadır (Şekil).
Pazarlık planlamasında aşağıda sıralanan temel konular
gözden geçirilmektedir:
• Pazarlıkta hedeflenen belirli bir amaç geliştirilmesi.
• Tedarikçinin profili, kapasitesi ve kârlılık düzeyi vb. ne
olduğunun araştırılması.
• Tedarikçinin ihtiyaçlarının toplanması.
• Tedarikçinin anlaşma/pazarlık pozisyonunun analiz
edilmesi.
• Tedarikçi sözleşme yapılacak kadar güvenilir mi ?
• Ürün/hizmet maliyet analizleri pazarlıkta başlangıç
adımları için elzemdir. Bu nedenle uygun verilerin
toplanması gerekmektedir.
• Durum analizinin yapılması. Pazarlık için bir aciliyet
var mı ?
• Pazarlık stratejisi ve taktik adımlar planlanmalıdır.
Satınalma pazarlıkları;
• pazarlık öncesi dönem
• pazarlık oturumu ve
• pazarlık sonrası dönem olarak üç aşamada ele
alınmaktadır.
Pazarlığın iyi yönetilmesi, pazarlığın her üç aşamasında
yürütülecek profesyonel hamlelere bağlıdır. Bu aşamalarda
hangi adımların atılması, nelerin yapılması ve aynı zamanda
nelerin yapılmamasına bağlıdır.
I - Pazarlık Öncesi Dönem
Şekil. Satınalma Pazarlık Süreci Modeli
Kaynak: Michiel R. Leenders, Harold E. Fearon, a.g.e., s:322.
Her pazarlık süreci, ürün ve/veya hizmetin özelliklerine
göre “karmaşıklık”, “risk” ve “değer” içermektedir. Pazarlık
sürecinde inisiyatif alan, sevk ve idare eden yönetici,
aynı zamanda başarısına zemin hazırlamaktadır. Pazarlık
konusunda deneyim sahibi bir satınalma yöneticisi, sıkı
pazarlık sürecinin nerede başlayıp nerede bittiğini gayet
iyi bilmektedir. Fiili pazarlık oturumundan önce, pazarlık
hazırlığı ve konu hakkında temel fikirlere (farkındalık) sahip
olunmalıdır. 1
1
Michiel R. Leenders, Harold E. Fearon, a.g.e., s:322.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
a – Pazarlık Hazırlığı
o Uygun tedarikçilerin bulunması. Tedarikçinin
pozisyonunun analiz edilmesi.
o Alternatif tedarikçi (yeni imkân/fırsat) araştırmasının
yapılması.
o Tedarikçinin finansal durumunun sorgulanması.
o Tedarikçinin önerilerinin analiz edilmesi.
o Pazarlık ekibinin organizasyonu.
o İş durumunun anlaşılmasında açık olunması.
o Pazarlık amaçlarının belirlenmesi.
o Alternatif eylem planlarının hazırlanması.
o Yetki ve sorumlulukların farkında olunması.
o Yeterli müzakere/görüşme için imkân sağlanması.
o Uygun toplantı odası ve ortamın hazırlanması.
b - Temel Fikirler
o Uzlaşma konusunda hazırlıklı olunması.
o Alıcı pozisyonu “satış”ı zorlayacaktır.
o Oturum sürecinde pazarlık tutumunu (rengini) belli
etmemesi.
o Satıcının asla küçük görülmemesi.
o Asla pazarlık gardının düşürülmemesi.
o Zamanın etkin kullanılması ve doğru işi yapılması.
o Makul olunması ve çok uzağa gidilmemesi.
o Alıcı teklifi ne olursa olsun, satıcı daima daha fazlasını
istediğinin bilinmesi.
o Alıcı tarafdaki sinirlilik zayıflık belirtisi olarak
yorumlanacaktır.
o Pazarlık öncesinde ve süresince biyolojik ihtiyaçların
(açlık, tokluk gibi) kontrol edilmesi.
II - Pazarlık Oturum Aşaması
Etkili bir pazarlık,
- içeriğe ilişkin konuların tatmin edici bir biçimde
çözüldüğünde yani, tüm tarafları memnun eden bir
mutabakata varıldığında ve
- taraflar arası çalışma ilişkileri korunduğunda ve hatta
geliştirildiğinde ortaya çıkmaktadır.
Pazarlıklarda gündemin oluşturulması büyük kolaylık
sağlamaktadır. Pazarlığın başlarında daha az tartışmalı
konularda bir takım mutabakatların aranması daha
zor konularda anlaşma için ortamın yumuşatılması
sağlanmalıdır.
Pazarlık insanlar arasındadır, dolayısıyla karşı tarafın kişisel
özelliklerini ve başarı, korku veya benzer etmenler gibi
onları motive eden unsurları tartmayı bilmek çok önemlidir.
Sorular bilgilerin ortaya çıkarılması ve karşı tarafı bir
ölçüde baskıda tutma yöntemidir. Pazarlığın düzeni
ve gelişimini kontrol etmek için akılcı sorulardan
yararlanılmalıdır.
8
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Pazarlıklarda ödün verme (kısmen veya tamamen geri
çekilme) çıkmaza giren pazarlıkların çözümünde için
kullanılabilecek bir taktik hamle olarak kullanılabilmektedir.
Her ödün karşı tarafın beklenti düzeyini
yükseltebilmektedir. Dolayısıyla alıcıların yeterli hazırlık
olmaması nedeniyle gittikçe daha çok ödün verdikleri bir
“ödün serisi”nden kaçınması gerekmektedir. Bu konuda
ortak fikir, ödünlerin taraflar arasında hamle bazında
karşılıklı olması gerektiğidir. Esneklik temeldir ancak,
karşı ödün vermek bir zorunluluk değildir ve pazarlıklarda
amaç kazanılandan daha az ödün vermektir. Tecrübeli bir
pazarlık yürütücüsü genelde “kaz gelecek yerden tavuğu
esirgenmez” sözünü gayet iyi bilir.
Pazarlık oturum süresince üç bileşene dikkat edilmelidir.
Bunlar 2:
– Satıcının/tedarikçinin değerlendirilmesi
– Pazarlık stratejisinin geliştirilmesi
– Pazarlık taktiklerinin geliştirilmesi
a – Satıcının / Tedarikçinin Değerlendirilmesi
o Pazarlık oturumunda dikkatli gözlerle incelendiğinizin
farkında olunması.
o Tarafların pazarlık oturumunda her türlü gelişmeden
ipuçları elde ettiklerinin bilinmesi
o Tedarikçinin oturum sürecinde pozisyonunun analiz
edilmesi.
o Pazarlık oturumunda diğer tarafın liderinin tespit
edilmesi.
o Gerçek anlamda pazarlık sürecinde kimin ne ölçüde ödün
vereceğinin izlenmesi
o Karşı tarafta bir soru / konu hakkında bir duraksama
olduğunda bir zayıflık oluğu işaretidir.
o Satıcı gündemde olan herhangi bir soru/konu hakkında
gerekli veriye sahip değilse bu durum bir zayıflık belirtisidir.
o Güçlü ve kuvvetli olunması. Özgüvene dayalı bir biçimde
yüz yüze (göz kontağı kurarak) karşı tarafın ne söylediğinin
iyi anlaşılması.
2
Michiel R. Leenders, Harold E. Fearon, a.g.e., s:324.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
9
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
b – Pazarlık Stratejisinin Geliştirilmesi
Çıkmaz Pazarlıkların Çözümlenmesi
o Pazarlık oturum sürecinde yönetimin (pazarlık oturum
idaresinin) ele alınması.
o Toplantı masasının başına veya merkezine oturulması.
o Satıcı tarafın isim ve özelliklerini bilinmesi.
o Satıcı ekibinin yetki dağılımının anlaşılması.
o Satıcının minimum pozisyonun değerlendirilmesi.
o Pozitif iletişim ortamının oluşturulması ve bunun
desteklenmesi.
o Kısa ve uygun anlatıma özen gösterilmesi.
o Pozitif cevap almak için diğer tarafın cesaretlendirilmesi.
o Avantaj getiren pozisyonlarda / küçük noktalarda
uzlaşılması.
o Oturum sürecinde erken uzlaşmaya varılması halinde
karşı taraftan da aynı hareketin beklenmesi.
o Pazarlığa kolay konulardan başlanılması.
o Katı pozisyon almaktan kaçınılması. Aşırı katı tutum
tedarikçinin vazgeçmesine ve ayrılmasına neden olabilir.
o Pazarlık oturumunda gereğinden fazla taviz verilmemesi.
o Fiziksel ve mental dayanıklılık sınırlarının bilinmesi.
Pazarlıklar bazen her iki tarafın da çözüm geliştirilmediği
noktalarda çıkmaza girebilmektedir. Bu tür çıkmaza giren
pazarlıkların çözümü için önerilen yöntemler arasında;
c - Pazarlık Taktiklerinin Geliştirilmesi
o Alıcı olarak elde edebilecek maksimum pozisyonun belli
edilmemesi.
o Herhangi bir neden olmadan tartışmadan uzak
durulması.
o Soğukkanlılığın kaybedilmemesi.
o Yetkiyi aşan vaatlerde bulunulmaması.
o Tedarikçinin de pazarlık sonucunda kazanması
gerektiğinin hatırlanılması.
o Toplantının ani bir şekilde bölünmesine izin verilmemesi.
Diğer tarafa saygısızlık olabilecek durumlardan kaçınılması.
o Bütünüyle kabul edilemez tekliflere karşı en iyi cevabın
sessiz kalınması gerektiğinin hatırlanılması.
o Zaman, değerlidir. Vakit nakittir. Bu nedenle gereksiz
konularda fazla tartışmanın zaman kaybına neden
olduğunun bilinmesi.
o Hassas ve problemli alanlarda diğer bir pazarlık
konusuna geçilmesi.
o “Pozisyonunu görüyorum, şimdi benim pozisyonumu
anlamayı dene” hamlesinin uygulanması.
o İnisiyatif alınması ve çözüm önerilmesi.
o “Çok ileri gitmiş olmalıyız şimdi bataklığa saplanıp
kaldık” sendromlarını ortadan kaldırılması.
o Tarafların pazarlık maddelerine tekrar odaklanması için
oturuma ara verilmesi
o Espri yapılarak havanın yumuşatılması
o Konunun alt başlıklara ayrılması ve mutabakat aranması
o “prensipte anlaşmak” için adım atılması (Eğer taraflar
prensipte anlaşırsa, maddeler üzerine de anlaşma şansı
doğmaktadır.)
o Taraflar için anlaşamamanın sonuçlarını değerlendirme
o Argümanları objektif olarak dinleyecekleri, meseleleri
açıklığa kavuşturacakları ve gerektiğinde hakemlik
yapacakları için üçüncü kişi yardımı alma
o Pazarlık yürütücülerinin değiştirilmesi
Pazarlık Sürecinde Olası Problemler
Pazarlık sürecinde olası problemler şu şekilde
özetlenebilir 3:
• Hatalı yönetim taahhütleri
• Pazarlık taraflarındaki temsilcilerinin (satınalma ve satış
yöneticileri) konu hakkında sınırlı bilgiye sahip olması
• Tekliflerle satınalma ihtiyaçları arasında denge
kurulamaması
• Tedarikçinin hedef ve amaçlarının iyi anlaşılamaması
• Pazarlıklarda eski alışkanlıkların sürmesi
• Satıcı ve alıcı taraflardaki rollerin tanımlanmasındaki
eksiklik
• Alıcı ve tedarikçi işletmeler arasında her düzeydeki
ilişkilerde iletişim eksikliği
3
Geoff Harmer, Overview of Supplier Management, PinkRoccade UK, 26 November 2002, slayt:6-9.
10
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
PAZARLIK DAVRANIŞ TİPLERİ VE OLASI KARŞILIKLARI
Davranış Tipleri
Teklif edici davranış
Öneri hareketleri...
o Alt maddelere (veya geçmiş) sözleşmelere bakalım
mı?”
Olası Karşılığı
Genellikle destek şeklinde gelişimci davranış veya zorluk
çözümü şeklinde mantıklı davranışa yol açar.
Gelişimci davranış
Tekliflerin üzerine ekleme veya başkaları tarafından
yapılan teklifleri destekleme gibi.
o Alt sözleşmeler konusunda karara vardığımıza göre,
hangi maddeye geçelim?
Genellikle gelişimci davranışın devamına veya belki de
daha fazla açıklama isteyen bir soruya yol açar.
Mantıklı olumsuz davranış
Mantıklı bir şekilde diğerleriyle aynı fikirde olmamak,
onların fikirlerindeki zorlulukları ortaya koymak.
o Fiyat bir sorun teşkil ediyor çünkü onların malzeme
maliyetleri bizim miktar indirimlerimizi karşılamıyor.
Benzer olumsuz davranışla karşılanması muhtemeldir,
iletişim ve duygular açısından bir inişe geçilebilir. Bu inişten farklılıkların olabildiğince mantıklı bir şekilde açıklanması ve belki de soru sorularak kaçınılabilir.
Duygusal olumsuz davranış
Diğerlerine saldırma, eleştirme, aynı türden saldırılara
karşı savunma.
o “Saçmalık.”
Genellikle, saldırı, saldırı veya savunmayla karşılanır.
Yapıcı pazarlığı zora sokar.
Açıklayıcı davranış
İnsanların anlayıp anlamadığını kontrol edip, bir önceki
tartılmayı özetleyen.
o Benim gördüğüm kadarıyla, anlaşmamız şuydu.”
Fikir ayrılığı olsa da destekleyici gelişimci davranışa yol
açar.
Bilgi isteme davranışı
Olgu, görüş, fikir ...
o Eğer miktarı iki katına çıkarırsak ne kadar indirim
alırız?
o Eğer?”
Bu neredeyse her zaman bilgi verilmesiyle sonuçlanır.
Cevabın kesinliği bunu güçlü bir yön verme davranışı
yapar.
Bilgi verme davranışı
Olgu, görüş, fikir ...
o Bugün bir karara varmamız gerekli
Bu genelde bilgi isteyen bir başka davranışa karşılıktır.
Etkisi içeriğine bağlı olduğundan belirsizdir.
III - Pazarlık Oturum Sonrasında Faaliyetler
Pazarlık sonrasından üzerinde mutabakata varılan konular
olabildiğince açık bir biçimde belirten bir metnin yazılmalı
ve taraflara yorum ve imza için iletilmelidir. Pazarlık oturumu sonrasında yürütülmekte olan faaliyetleri şu başlıklarda toplamak mümkündür:
1. Nihai anlaşmada tüm maddelerin kapsandığından emin
olunması.
2. Pazarlık oturumunun ne zaman ve nasıl sonlandığını
bilinmesi.
3. Anlaşmanın her noktasındaki bütün kayıtları saklanması.
4. Pazarlık oturumunda ne olduğunun ve neden olduğunu
analiz edilmesi
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
11
www.asbir.com
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
12
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Yeşİlİ Sevİyoruz, Yeşİl Ofİsİ
Desteklİyoruz !
Satınalma Dergİsİ Ve Buyer Network Olarak Okur Ve Paydaşlarımıza Yeşİl Ofİsİ Önerİyoruz.
Siz de ofisinizde gerekli önlemleri alıp, enerjiyi en verimli şekilde kullanarak iklim
değişikliğiyle mücadeledeki yerinizi alın. Geç kalmadan, ofisinizde bilinçli tüketimi
sağlamak ve bunu yaygınlaştırmak için Green Office Programı’na katılın.
Yeşil Ofis Hakkında Detaylı Bilgi İçin: www.wwf.org.tr
13
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Prof. Dr. Mahmut TEKİN
Selçuk Üniversitesi
Bölgesel Gelişme Araştırma
ve Uygulama Merkezi Müdürü
[email protected]
[email protected]
BAŞKALARININ BAKIP tA
GÖREMEDİĞİNİ GÖREBİLMEK;
KİŞİSEL BAŞARI
Başarı kişisel olarak her zaman dikkate değer bir konu olarak hep ilgi çekmiştir.
Başarı bir bakıma, kişinin bugününü ve geleceğini etkileyen en önemli kavramdır.
Artık benzer/aynı teknoloji
her yerde var ve herkes çok kolay
sahip olabiliyor. Kişiler benzer
eğitimi alıyorlar. Kişilere sunulan
imkân ve çevre koşulları arasındaki
neredeyse fark yok. Nasıl oluyor da
aynı koşullar altında yarışa başlayan
kişilerden birisi çok gerilerde
kalırken diğeri çok önde yarışa
devam ediyor? Başarılı ve başarılı
olmayan arasında belirleyici olan
başka şeyler neler? Farkları yaratan
ne? Bazen yanı başımızda olup ta
bizim göremediğimiz başarı ipuçları
neler? Başarının sırları neler? Ben ne
yapmalıyım?
Bu ve benzeri sorular her
zaman aklımıza gelir ve biz, başarılı
olan ve olmayan arasındaki farkın ne
olduğunu merak ederiz. Elbette bu ve
benzeri sorulara bizim cevaplarımız
olabilir. Hem kişisel olarak ve hem
de kurumsal olarak başarılı olma her
zaman merak edilen ve ilgi çeken
bir konu olmuştur. Otuz dört yıllık
meslek hayatımda ülkemizin en
büyüğünden küçüğüne kadar çeşitli
şirketlerde yaptığım; proje, eğitim,
danışmanlık gibi çalışmalarda bu
sorular hep bana sorulmuştur. Ayrıca
başarı, yoğun rekabetin yaşandığı
küresel bir dünyada kişisel ve
kurumsal olarak var olmanın temel
koşulu olup, yaşamsal öneme
sahiptir. Yukarıdaki sorulara cevap
olarak başarının en önemli sırrının;
başkalarının bakıp ta göremediğini
görebilmek olduğu söylenebilir. Bu sır
bir bakıma yenilikçilikten (inovasyon)
başka bir şey değildir. Başarı kişisel
olarak her zaman dikkate değer
bir konu olarak hep ilgi çekmiştir.
Çünkü; başarı bir bakıma, kişinin
bugününü ve geleceğini etkileyen
en önemli kavramdır. Başarılı
bireyler yetiştirmek adına dünyada
aileler, ülkeler ve şirketler inanılmaz
sermaye ile yatırım yapıyorlar.
Çünkü; biliyoruz ki küresel yarışta
teknolojiye hâkim olan dünyaya
hakim olarak diğerlerini yönetir,
yönlendirir. Teknoloji üreterek
ona hâkim olmanın yolu da insan
tarafından üretilen bilginin hayata
uygulanmasıyla mümkün. Bu bilgiyi
de üreten insan. Ne kadar donanımlı
ve başarılı insan o kadar teknoloji
ar-ge, yenilik ya da ne kadar teknoloji
ar-ge o kadar başarılı insan.
Bizler bir birey olarak hep
işimizde/mesleğimizde nasıl daha
başarılı olacağımızın hayallerini
kurarız. Başarılı kişilerin, hikâyelerini
dinlemek hoşumuza gider. Başarıyla
ilgili yaşanmış olaylar ve anılarla
ilgili deneyim paylaşımı hep ilgimizi
çekmiştir. Başarıyı biz amaca
ulaşmak olarak gördüğümüzde,
bunun sadece bir yolla değil, birden
çok yolla mümkün olabileceğini
görmeliyiz. Burada kritik sorunun;
başarı ama nasıl?
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Olduğu görülecektir. Nasıl?
Sorusunun cevabı bizim için çok
zor olabilir. Nasıl sorusunun cevabi
için öncelikle kişisel yeteneklerimizi
keşfetmemiz gerekir. Yeteneğimizi
keşfederek ona uygun iş/meslek
seçimi ve mesleğin icrası başarı için
hayati önemde. Keşfedilen kişisel
yeteneğin aynı zamanda yetkinliğe
de dönüştürülmesi gerekir. Yetenek
sahip olunan potansiyeli, yetkinlik
ise bu potansiyeli kullanabilme
gücünü gösterir. Örneğin;
otomobiliniz kilometre göstergesi
saatte maksimum 100 kilometre
olsun. Siz sözgelimi, saatte ortalama
70 kilometre ile gidiyorsanız,
hızınız 70 kilometre olacaktır.
Burada 100 kilometre yetenek, 70
kilometre yetkinlik olarak kabul
edilirse, önemli olan yetenekten
çok bu yeteneği kullanabilme
gücü yani, yetkinliktir. Bu örnekte
30 kilometre kullanılmayan güç
vardır. Şayet ortalama hızınız saatte
100 kilometre ise yeteneğinizi
yetkinliğe dönüştürüp, tamamen
yararlanıyorsunuz demektir. Zaten
başarıyı da belirleyen budur; kişiler,
şirketler, sistemler, ülkeler,…arasında.
14
Peki nedir kişisel başarı?
Öncelikle başarının, kişinin
amacına ulaşması/ulaşabilme
derecesi olduğunu belirterek
göreceli bir kavram olarak koşullara
ve ulaşılan sonuçlara göre
değişebileceğini söyleyelim. Bununla
birlikte herkesin hemfikir olarak
başarılı olarak kabul ettikleri kişilerin/
girişimcilerin başarısı incelendiğinde
en önemli özelliklerinin; “başkalarının
bakıp ta göremediği yenilikleri
görerek bunları iş fikrine dönüştürüp,
iş ve işletme kurarak çalıştırmak”
olduğu görülecektir. Bu özellik yani;
“başkalarının bakıp ta göremediği
yenilikleri görerek bunları iş fikrine
dönüştürebilme ve uygulayabilme”
çok farklı bir düşünme (leteral/çapraz)
şeklini ve iş yapabilme becerisini
bize gösterir. Bu düşünme şekli ve
uygulama becerisi bilinen dışında
yani; iş bilici olma ve iş bitiricilik bir
bakıma başarılı olan kişiyle başarılı
olmayanı arasındaki farkı gösteren en
önemli göstergedir. Bu göstergenin
en önemli ipucu farklı düşünme
kalıpları ve bakış açılarından başka
bir şey değildir. Örneğin; dünyanın
önde gelen teknoloji şirketlerinden
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
olan Microsoft bu düşünme
kalıplarını, kişisel yetkinlik becerileri
olarak; merak etmek, rahat olmak,
resmi olmamak, heyecan duymak,
yenilikçilik, yaratıcılık, açık iletişimlilik,
çapraz düşünme.. olarak belirlemiştir.
Çalışma ortamı koşulları da yani işin
mutfağı da bambaşka..
Peki bu nasıl olacak?
Bir kişinin başarılı olması için
öncelikle yaptığı işten mutlu olması
ve o işin rüyalarına girmesi gerekir ki,
başarılı için tüm koşullar sağlanmış
olsun. Bu bakımdan kişinin kendisinin
severek yapabileceği ve mutlu
olacağı işi yapması gerekir. Bunun
için öncelikle yetenekleri keşfederek
bu yeteneklerini kullanarak severek
yapabileceği bir işi yapması gerekir.
Severek yapılan ve yaparken mutlu
olunan her iş/meslek kişiyi başarıya
götürür. Öncelikle O işin rüyalara
girebilmesi için de kişinin öncelikle
yapmış ve yapacağı işle ilgili olarak
hayal olması ve hayal kurması gerekir.
Kişinin kurduğu hayalle birlikte
vizyonu gelişir. Bu aşamada vizyon
belki de başarının en önemli anahtar
kavramıdır. Denebilir ki; ne kadar
vizyon, o kadar başarı.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Vizyon, bir bakıma geleceği
önceden görebilme yeteneğidir.
Vizyon bir bakıma hayali belirler.
Hayal ise kurgusal olarak tasarlanır.
Bu tasarım bizim için başarıya giden
bir yol haritasıdır. Vizyon bir bakıma
elimizdeki mevcut koşullara göre
kurgulanan bir gelecekten başka
bir şey değildir. Elbette bu geleceği
kurgularken bize ait olan değişkenler
kadar başka değişkenlerinde işin
içerisinde olacağı unutulmamalıdır.
Rüyalarına girmek, ancak vizyona
sahip olan işin veya işlerin, mesleğin,
konunun son aşamasını oluşturur.
Rüyalarına girmek bir bakıma, yüksek
bir motivasyon ve coşkuyla işe
odaklanmak anlamı taşımaktadır.
Fakülde öğrencilerim bana iş hayatına
atılmadan önce ne yapmaları
gerektiğiyle ilgili sorular sorduğunda
onlara cevap olarak; önce o işin
hayalini kurmaları gerektiğini ve
hayalini kurmadıkları işi yapmamaları
gerektiğini söyledim. Bir gün bir
öğrencim bana geldi ve; “ben otomobil
lastik işi yapmak istiyorum” dedi. Ve
bende ona cevaben; lastikle yatıp
lastikle kalkacaksın, lastik rüyalarına
girecek, yatak odanın duvarında lastik
posterleri olacak dedim ve öğrencim
şu anda lastik piyasasında çok başarılı
bir girişimci. Elbette bu örneğe benzer
çok sayıda yaşanmış deneyimler var.
Öte yandan vizyonu olmayan, vizyon
geliştiremeyen veya yetersiz vizyona
sahip olan kişilerin veya kişilerin
başarısız olacağı apaçık ortada.
Bir işin veya mesleğin rüyalara
15
girebilmesi için öncelikle kişinin
o işe o yüksek bir motivasyonla
coşkulu bir şekilde odaklanılması
gerekir. Yani; daima coşkulu olması
gerekir. Coşku bir bakıma işe olan
aşırı istekle birlikte ortaya çıkan
heyecandır. Bu heyecan kişiyi sürekli
dinamik tutarak başarıya koşullandırır.
Heyecan yokluğu veya kaybolması
başarısızlık anlamına gelmektedir.
Tarihsel süreçte başarılı olan kişilere
baktığımız zaman sözgelimi; bilim
insanlarının istedikleri sonucu almak
için bitip tükenmeyen büyük bir istek
ve hevesle yani, coşkuyla işlerini
sabırla yaparak istedikleri sonuçları
elde ettikleri görülmektedir. Benzer
şekilde hükümdarların fethetmek
istedikleri yeri elde etmek için büyük
bir çaba, azim, sabır ve gayretle birlikte
hedeflerine ulaştıkları görülüyor.
Başarılı girişimcilerinde bitip tükenmek
bilmeyen heyecanın verdiği coşkuyla
birlikte işlerinde başarılı oldukları
görülmektedir. Başarılı kişiler içinde
yüksek bir motivasyonla coşkulu
olarak işe başlamak ve heyecanını
kaybetmeden ilk günkü gibi işlerini
yapmak başarının anahtarıdır. Coşku,
hayal ve hayale anlam katan yaratıcı bir
vizyon ile birleşince güçlü bir başarma
duygusuyla dolarak heyecanla
başarının itici gücü oluyor. Coşkunun
yenilikçi ve yaratıcı olabilmesi için farklı
bir bakış açısıyla bakarak başkalarının
bakıp ta göremediğini görebilmek
önemli. Bunun içinde sorgulayıcı bir
yaklaşımla işin felsefesini anlamalıyız.
Her şeyde olduğu gibi başarıda da
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
sağlıklı bir yaşamın ön koşul olduğunu
belirtmeye gerek yok sanırım. Sağlıklı
yaşam, bir bakıma başarının temeli.
Kişisel başarı için coşkuyla
birlikte adanmışlık gerekir. Adanmışlık
bir bakıma kişisel başarı için bir
vizyon tasarlayarak hayalini kurduğu
işin gerçekleşmesi için var gücüyle
çalışmak anlamına gelmektedir.
Adanmışlık, başarılı olmak isteyen bir
kişi için kendini feda etmek demektir.
Bu bağlamda kişinin başarılı olabilmek
için mutlaka bazı şeylerden fedâkarlık
yapması da gerekebilecektir. Başarı kişi
için yoğun olarak ilgilenmeyi gerektiren
çaba, emek ve gayretle yılmadan bıkıp
usanmadan çalışmayı gerektirir. Bu
konuda Edison; “başarısızlık yeniden
deneyebilme fırsatıdır!, başarımın %1
zeka, %99’u alın teridir” der. Başarılı
olmak bağlamında adanmışlık,
kişinin zamanını ve hayatını önemli
ölçüde işine ayırması demektir. Zaten
genellikle başarılı kişilerin çoğunun
kendilerine zamanın yetmediğini
söylediklerine şahit oluruz.
Başkalarının bakıp ta
göremediği görebilmek, yenilikçiliktir.
Geniş bir vizyon sahibi olarak hayâlleri
rüyâlarına giren, işine/mesleğine
kendisini adayarak mutlu bir şekilde
keyifle işini yapan kişi de girişimcinin
ta kendisidir. Yenilikçilik ve girişimcilik
ise kişisel başarının sihirli formülüdür.
Bu formülü etkili kullanabilmenin
tek yolu da bakış açımızı,
paradigmalarımızı değiştirmek geçer.
Sahi siz paradigmanızı değiştirdiniz mi?
En son ne zaman?...
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
16
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
17
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Yr d . D o ç . D r . E z g i U z e l
Beykoz Lojistik MYO,
Yö n e t i m v e O r g a n i z a s y o n B ö l ü m ü ,
Lojistik Program Başkanı
[email protected]
Tehlİkelİ Madde Güvenlİk
Danışmanlığı -TMGDHakkında Teblİğ’İn
yayınlanmasının ardından …
Uzun zamandır beklenen tebliğ nihayet 22 Mayıs 2014’te Resmi Gazete’de yayımlandı. Özellikle lojistik sektörünün
dört gözle beklediği, hakkında her kafadan farklı ses çıkan tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı ve buna olan
gereklilik bir nebze olsun aydınlatılmış oldu.
Bildiğimiz gibi Türkiye 22 Mart 2010’dan bu yana Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınmasına İlişkin Sözleşme’ye
(ADR) taraf olmasına rağmen birçok gerekliliğini yerine getirmemekteydi. Tehlikeli maddeler ile faaliyet gösteren
işletmelerin tehlike madde danışmanı bulundurması da ADR’nin temel gerekliliklerinden biridir. Ancak ülkemizin alt
yapı ve eğitim yetersizliği nedeniyle bu gereklilik sürekli ertelenmekteydi. Oysa ki tehlikeli maddeler ile ilgili olan bu
tür yasal düzenlemelerin temel amacı başta insanların olmak üzere diğer canlıların yaşamını güvence altına almak
ve çevreyi korumaktır. Tehlikeli maddelerin dahil olduğu her türlü faaliyeti yürüten işletmelerin ise bu konuda daha
fazla duyarlı olmaları, bir şekilde taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar ve ilgili mevzuat hükümlerinin gerekliliklerini tam anlamıyla yerine getirmeleri beklenmektedir. Bu anlamda tehlikeli maddeler ile faaliyet gösteren işletmeler için kendilerine yön gösterecek ve faaliyetlerinin daha güvenli olmasını sağlayacak tehlikeli madde güvenlik
danışmanlarının istihdam edilmesi veya tehlikeli madde güvenlik danışmanlarından hizmet alınması zorunlu hale
getirilmiştir.
Tehlikeli madde güvenlik danışmanına kimlerin
ihtiyacı var ?
1 Eylül 2014 tarihi itibari ile tehlikeli madde güvenlik
danışmanı bulundurması zorunlu olan işletmeler
aşağıdaki gibi belirlenmiştir :
• Bir takvim yılı içerisinde net 50 ton ve üzerinde
tehlikeli madde işlem hacmi olan gönderen,
paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak
faaliyette bulunan işletmelerin Tehlikeli Madde
Güvenlik Danışmanı bulundurması zorunludur.
• Bunun yanı sıra toplam araç taşıma kapasitesi 50
ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmelerinin de
Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurması
zorunludur.
• Ayrıca miktarına bakılmaksızın ADR Bölüm 1.1.3.6.3’te
yer alan tablodaki taşıma kategorisi “0” olan tehlikeli
maddelerle iştigal eden ve tehlikeli madde taşımacılığı
sürecinde yer alan, gönderen, paketleyen, yükleyen
ve dolduran olarak faaliyette bulunan işletmelerinin
bundan sonra Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı
bulundurmaları zorunludur.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Neden tehlikeli madde güvenlik
danışmanı bulundurmak zorundayız?
Türkiye’nin taraf olduğu ADR
hükümlerince ve ulusal mevzuatımıza
göre tehlikeli madde gönderen,
paketleyen, yükleyen, dolduran,
boşaltan ve taşıyan tüm işletmelerin
yerine getirmek zorunda oldukları
bir takım gereklilikler bulunmaktadır.
Tehlikeli madde güvenlik
danışmanlarının görevi, işletmelerin
yaptıkları işin gereklilikleri kapsamında
en uygun araç ve faaliyetleri belirleyip
kullanımını sağlayarak, en güvenli
yolla bu faaliyetlerin yönetimini
kolaylaştırmaktır. Ayrıca, tehlikeli
madde güvenlik danışmanı, tehlikeli
maddelerin taşınmasında uluslararası
anlaşma ve sözleşme (ADR/RID)
hükümlerine uyulduğunu izler ve
işletmeye öneriler sunar.
İdareye Sunulacak Yıllık Rapor…
Tehlikeli madde güvenlik
danışmanları, işletmenin tehlikeli
maddelerin taşınması ile ilgili yıllık
faaliyet raporunu hazırlar ve elektronik
ortamda İdare’ye ibraz eder. İbraz edilen
raporda tehlikeli maddelerin tehlike
sınıfı ve özellikleri, tehlikeli maddelerin
sınıflarına göre toplam miktarları,
ADR/RID Bölüm 1.8.3.6’ya göre
işletmede meydana gelmiş kazalarla
ilgili düzenlenmiş raporlar, taşınan
tehlikeli maddelerin hangi taşıma
türü ile yapıldığı, ADR’de ön görülen
muafiyet kapsamında herhangi bir yük
taşınıp taşınmadığı, taşınmış ise miktar
ve sınıfı, işletme için gerek gördüğü
takdirde ilave güvenlik değerlendirmesi
yer alır.
Uygunluk Prosedürleri…
Tehlikeli madde güvenlik
danışmanı, taşınacak tehlikeli
maddelerin tespiti ve bu maddeye
ilişkin ADR’deki zorunluluklar ile
uygunluk prosedürlerini belirler.
İşletmenin faaliyet konusu olan tehlikeli
maddelerin taşınmasında kullanacağı
18
taşıma araçları satın alınırken rehberlik
eder. Tehlikeli maddelerin taşınması,
yüklenmesi ve boşaltımında kullanılan
teçhizatın kontrolüyle ilgili prosedürleri
belirler.
İşletme içi eğitimler…
Tehlikeli madde güvenlik
danışmanı, işletme çalışanlarına göreve
yönelik eğitim verir veya bu konuda
eğitim almalarını sağlar. Tehlikeli
maddelerin taşınması, doldurulması
veya boşaltılmasında yer alan
çalışanların, operasyonel prosedürler
ve talimatlar hakkında bilgiye sahip
olmalarını sağlar ve muhtemel
risklere karşı hazırlıklı olmak için, ilgili
personelin farkındalığını artırmaya
yönelik önlemler alır.
Kazalar ve Güvenlik …
Tehlikeli madde güvenlik
danışmanı, tehlikeli maddelerin
taşınması, yüklenmesi veya boşaltılması
sırasında bir kaza veya güvenliği
etkileyecek muhtemel bir olay meydana
gelmesi durumunda uygulanacak acil
durum prosedürlerini belirler, çalışanlara
bunlarla ilgili tatbikatları periyodik
olarak yaptırır ve bunların kayıtlarını
tutar.
Kazaların veya ciddi ihlallerin
tekrar oluşmasını önleyecek tedbirlerin
alınmasını sağlar. Alt yüklenicilerin
veya üçüncü tarafların seçiminde ve
çalıştırılmasında tehlikeli maddelerin
taşınmasıyla ilgili mevzuatın öngördüğü
özel şartların dikkate alınmasını sağlar.
Tehlikeli maddenin sınıfına göre taşıma
sırasında taşıtta bulunması gereken
doküman ve güvenlik teçhizatlarının
taşıma aracında bulundurulmasına
yönelik talimatları oluşturur.
Güvenlik Planı ve kayıtların
tutulması…
Tehlikeli madde güvenlik
danışmanı, ADR/RID Bölüm 1.10.3.2’de
belirtilen işletme güvenlik planını
hazırlayarak planın uygulanmasını
sağlar. Faaliyetler konusunda eğitim,
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
denetim ve kontrol dâhil yaptığı her
türlü işi kayıt altına alır, bu kayıtları
5 yıl süreyle saklar ve talep edilmesi
halinde İdareye ibraz eder. İşletmede
görevi ile ilgili yapacağı denetlemelerde;
denetlenen kişi ve işlerle ilgili tarih ve
saat belirterek kayıt tutar. Herhangi
bir tehlikenin söz konusu olduğu
durumlarda tehlike giderilene kadar
yapılan işi durdurma, tehlikenin
giderildiği durumda da işi kendi onayı
ile başlatma ve tehlike giderilene kadar
geçen süreçteki her türlü aşamayı
işletmeye veya yetkili mercilere yazılı
olarak bildirir. Taşıma aracına yüklenen
yükün ADR/RID hükümlerine uygun
olarak; paketlenmesi, etiketlenmesi,
işaretlenmesi ve yüklenmesiyle ilgili iş
ve işlemlere ilişkin prosedürler belirler.
Tehlikeli madde güvenlik
danışmanı, sorumlu olduğu işletmede
taşıma, yükleme veya boşaltma
sırasında meydana gelen bir kazanın
cana, mala ve çevreye zarar vermesi
durumunda; kaza hakkında bilgi
toplayarak işletme yönetimine veya
İdareye bir kaza raporu verir. Bu rapor
uluslararası veya ulusal mevzuat
kapsamında işletme yönetimi
tarafından yazılması gereken raporun
yerini tutmaz.
ADR Sözleşmesi’ne taraf olan
her gelişmiş ülke gibi, ülkemiz de hem
ulusal hem de uluslar arası tehlikeli
madde taşımalarında, insanların
ve diğer canlıların yaşamına saygılı
ve çevreye duyarlı olabilmek adına
sözleşmenin en kritik unsurlarından
biri olan tehlikeli madde güvenlik
danışmanı bulundurma konusunda
hassas davranmalıdır. Bu konuda
faaliyet gösteren tüm işletmelerin
1 Eylül 2014 tarihine kadar mevcut
durumlarını gözden geçirmeleri ve
eksikliklerini gidermek adına adım
atmaları gerekmektedir. Bu konuda
faaliyet gösteren herkes eşit derece de
sorumluluk sahibidir.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
19
Çobançeşme Mah. Mithatpaşa Cad. No:24 Kat:3 Yenibosna-İSTANBUL
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
http://www.martiglobal.com.tr
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
20
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Uluslararası
Taşımacılık
PLANET ile
Yeniden Şekilleniyor
Planet Uluslararası Taşımacılık ve Dış Ticaret Ltd. Şti.
Prof N. Mazhar Öktel Sk. Dilek Apt No:19/3 Şişli İstanbul
+90 212 219 11 81 - 219 82 32
www.planetlogistics.com.tr
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
21
www.b u y ernet work.net
Satınalma Dergisi ile
Ürün ve Hizmetlerinizi
Örgütsel Pazarlarda
En Kolay ve Doğrudan
Tanıtma Fırsatı
Rek l a m A la n la r ı H a kkı n d a Bi lgi i çi n
de r g i @ s a t i n a lm a d e r g i s i . c o m
www.sat inalmadergisi.com
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
22
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
K a m i l B AYA R
Endüstri Mühendisi, MBA
w w w .k amilbayar. co m
İnovasyonun Ne Olduğunu
Bİlmeyen Var Mı?
Son dönemlerde dünyanın
ağzından düşürmediği ve
rekabet edebilmenin en önemli
argümanlarından biri kabul edilen
‘inovasyon’ dan bahsedeceğim.
Öncelikle inovasyonu
tanımlayarak işe başlamak istiyorum.
Oslo kılavuzunda belirtildiği haliyle,
inovasyon; “yeni veya önemli ölçüde
değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet)
veya sürecin; yeni bir pazarlama
yönteminin ya da iş uygulamalarında,
iş yeri organizasyonunda veya dış
ilişkilerde yeni bir organizasyonel
yöntemin uygulanmasıdır”. Tanımdan
da ANLAŞILMADIĞI gibi inovasyon
özünde ‘yeni’ ye odaklanılmış gibi
görünüyor. Tabi yeni denilince akla
“Hangi yeni?” sorusu geliyor. Bunu
daha iyi anlamak için halen en faydalı
inovasyon örnekleri arasında gösterilen
bisikleti düşünelim.
• 1492 yılında Leanorda Da
Vinci’nin karalaması diye olarak
ortaya atılan ve kimin icat ettiği
tam olarak bilinmeyen ilk bisiklet
acaba yeni bir şey midir?
• Ya da daha sonra
evrilip gelişen ve vitesler takılıp
kullanımı kolaylaştırılan bisiklet
yeni midir?
• Peki güçlü bir araba
üretim know-how’una sahip Audi
gibi bir firmanın çıkarmış olduğu
elektrikli bisiklet yeni midir?
• Peki ya tasarımı
tamamlanmış ama rekabete
de bağlı henüz piyasaya
sunulmayan bisiklet modelleri
yeni midir?
Bu noktada inovasyonu
sadece ‘yeni’ kavramına indirger ve
basitleştirsek bu terimin özüne haksızlık
etmiş olabiliriz.
İnovasyonun inovasyon olması
için bilinmesi gereken en önemli
özelliklerinden biri, ortaya çıkarılan
ürün ya da hizmetin değiş tokuş
edilebilir olmasıdır. Yani inovasyon
temelli ortaya çıkarılan ürün ya da
hizmete müşteriler para verip alabilmeli
ve buna bir değer atfedilmelidir.
Bir çok alt dalı olmakla birlikte
gerçekte inovasyonun dört ana
boyutundan bahsedilir1 . Bunlar;
• Dönüşümsel İnovasyon
İnovasyonun büyük büyük
babası olarak tanımlanır. Kuşaktan
kuşağa etkisi devam ettiği için bir
devrim ve onun devamı şeklinde
düşünülür. Bunu ayırt edebilmenin en
kolay yolu, “Bu inovasyon insanların
hayatından çekip alındığında hayat
duruyor mu?” sorusunu sormaktır.
Bu sorunun cevabı “evet” ise bu
dönüşümsel bir inovasyondur. Elektrik
ve internet buna verilebilecek en basit
örneklerdir.
• Pazar İnovasyonu
Bu inovasyon şekli ise yeni
müşteriler bulmanın bir yoludur. Mevcut
olan ürün ya da hizmette yenilikler
ortaya çıkarmaktır. Bu inovasyon türüne
verilebilecek en güzel örneklerden
biri 1900’lerin başında Henry Ford
önderliğinde orta çıkarılan Ford T model
araçtır. Bilindiği üzere bu araç daha
fazla sayıda üretim yapmak için tek
renk üretilmiş ve daha hızlı kuruduğu
için siyah renk tercih edilmiştir.
23
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Belirli bir süre sonra siyah
renk istemeyen tüketiciler ortaya
açıkmış ve bu ihtiyaca cevap vermek
için General Motors’un üretmiş
olduğu rengarenk Chervrolet araçlar
piyasaya çıkarılmış ve yeni bir
müşteri kitlesi ortaya çıkmıştır.
• Kategori İnovasyonu
Dönüşümsel inovasyon
devrimsel nitelikteyse bu inovasyon
modeli de evrimseldir. Bu inovasyon
modelinin en önemli ayır edici
noktası, icat edilmiş veya kullanılan
bir ürünün fonksiyonlarını radikal
bir şekilde değiştirmek yani
evrimleştirerek kullanıma sunmaktır.
Buna verilebilecek en basit örnek;
Apple firmasının piyasaya sunduğu
tuşları olmayan ve dokunmatik
ekran şeklinde kullanılan iphone’dur.
1
• Operasyon
İnovasyon
“Nasıl daha
iyi” cümlesiyle
başlayan ve bir adım
öteye götürülmek
istenen işlerin tümünü
kapsayan bir inovasyon
türüdür. Bu tür
inovasyon; proseslerin
etkin ve verimli
yönetilmesi, karlılığın
artırılması, maliyetlerin
düşürülmesi,
operasyonların
mükemmelleştirilmesi
amacıyla atılan
adımların veya
yaklaşımların tümü diye de
tanımlanabilir. Bu inovasyon türünün
en güzel örneği, dünyanın en büyük
tekstil perakendecilerinden olan
ZARA ‘dır. Bu firmayı rakiplerinden
ayıran en belirgin özellik nedir?
Tabi ki birçok şey söylenebilir
fakat temelde operasyonlarını
çok hızlı ve verimli bir şekilde
yönetebilmek, satışa sunduğu
ürünlerini tasarım süreci de dahil
olmak üzere rakiplerinden daha
hızlı bir şekilde mağazasına
ulaştırabilmek ve tedarik zinciri
yapısını yönetebilmektir.
Artan rekabet koşullarında
inovasyonun önemi gerçekten çok
arttı. Dünyanın en güçlü telefon
markalarından Nokia’nın
durumunu düşünelim. Firma
2000’lerin başından beri her yıl
ciddi oranda büyürken
ve dünya mobil telefon
pazarına yayılma
stratejisi izlerken
hiç beklemediği bir
anda karşı karşıya
kaldığı dokunmatik
telefon teknolojisine
hazırlıksız
yakalanması
kendisinin sonunu
getirdi. Firma her ne
kadar bu değişime
sonradan adapte olmaya
çalışsa da artık çok
Jane Stevenson, Bilal Kaafarani, “Sürüden Ayrılmak”
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
geçti ve bizim tabirimizle ‘Atı alan
Üsküdar’ı çoktan geçmişti’. Tabi
çetin şartlarla elde edilmiş güzelim
pazar payları başka markalara
kaptırılmıştır bile.
Nokia örneğinin çok bilindik
ve ibretlik bir örnek olduğunu
düşünüyorum. Bir çok firma tıpkı
Nokia’nın bir zamanlar yaptığı gibi
şuan ürün ya da hizmetlerine çok
güveniyor olabilir. Fakat her şey o
kadar hızlı değişiyor ki, bu değişimi
okuyamayanlar arkada derin izler
bırakarak yok olup gidebiliyor.
Yenilenmeye, ürün ya da
hizmetlerinizi yenilemeye ne
dersiniz? Cevabınız “evet” ise
bu hayali gerçekleştirmek için
inovasyon yaklaşımı size yol
gösterici olacaktır.
Anahtar kelimeler: İnovasyon,
inovasyon çeşitleri, inovasyon nedir?
24
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Hamza BULUT
Endüstri Mühendisi ‘06 YTÜ
Satınalma Md.
[email protected]
Vadeler Kısalıyor mu?
Vadeler tüm işletmelerde
satınalma, satış, finans birimlerinin ortak
çalışarak ile yönetmeye çalıştıkları çok
boyutlu bir süreçtir. Satınalma birimlerinin
de üzerinde ehemmiyetle durup
yönetmesi gereklidir
Vade efektif satınalmanın
karşısında bir kısıt olarak
değerlendirilebilir. Satınalma birimleri en
uygun fiyatı yakalamak istediklerinde
vade ödün vermeleri gereken bir araç
olarak karşılarındadır. Vade baskısı;
yani bir kısıt olarak vade geleneksel
finans yapısına sahip işletmelerde
daha çok hissedilir. Bununla birlikte
her vakit satış vadesinin kısa olması ve
alış vadelerinin uzun olması amaçlanan
bir tablodur; ancak bunu belirlemek
genellikle işletmenin elinde değildir.
Pazar şartları, sektör, dönemsellik, ürün/
hizmet çeşidi gibi rekabet adı altında
gruplayabileceğimiz unsurlar ödeme
vadelerinin oluşmasında etkendir.
Vade; aynı zamanda tedarikçi ve
alıcılar arasında piyasalarda bir denge
unsurudur. Sektöre, bölgeye göre ve
işleme (ürüne) göre farklılık gösterse de
hem sektörel hem de bölgesel olarak
sağlıklı bir iş çevresi oluşabilmesi için
bu denge çok önemlidir. Özellikle
küçük işletmeleri, sanayi sitelerini,
ticarethaneleri barındıran sektör ve
bölgeler için hayati öneme sahiptir.
Böyle bir işlev ortadayken alış
ve satış vadeleri dengede olmayan
işletmeler; eğer işletme sermayesi ve
karlılık da yetersiz ise finansal dengeyi
kuramazlar. Kısa ve uzun vadeli
borçlanmak zorunda kalırlar. Dengenin
bozulduğu dönemler; banka kredilerinin
geri çağrıldığı dönemlerde olduğu
gibi iş çevrelerinde ciddi sorunlara ve
huzursuzluklarla beraber işletmelerin
kapanmasına kadar uzanan bir durum
ortaya çıkartır.
Ülkemizde, özellikle yakın
geçmişte yapılmış bazı düzenlemeler
-çek kanununda değişiklik, yeni TTK,
taksitlerin sınırlandırılması, e-fatura
gibi- iş çevrelerinde önemli etkilere yol
açtı, kimi düzenlemeler devrim olarak
nitelendirildi; üzerinde çokça konuşuldu.
Bu düzenlemelerin ortak amaçlarından
biri sağlıklı iş çevrelerinin sürekliliğini
sağlamak olarak değerlendirilmelidir.
Dolayısı ile düzenlemeler piyasadaki
vadeleri de etkilemektedir.
Özellikle taksitlerin
sınırlandırılmasının uzun vadelere
doğrudan müdahale olduğunu görmeliyiz.
Yapılan yoğun eleştirilerden biri de
bu müdahalenin piyasada daralmaya
sebebiyet verecek olmasıydı.
Doğru.
Doğurduğu sonuçlardan en
görünür olanı budur; ancak diğer önemli
sonuçlardan biri de alım şartlarının
zorlaşması sonucu tüketicinin alım
kararı verirken daha ihtiyatlı davranması
olacaktır. Yani gerçekten alım gücü olan
harcayacaktır. Bence daha çok üzerinde
durulması gereken çıktısı budur.
Yeni TTK ve e-faturanın vadelere
etkisi dolaylıdır. Bu düzenlemeler ile
kamu, işletmelere
“yapmanız gerekeni
siz yapmadığınız
için, biz bu kuralları
koyduk” mesajı
verdi; firmaları
mali disipline
yönlendirdi. Mali
disipline sahip
işletmeler diğer
işletmelere nazaran
daha kolay ve
ucuz finans kaynaklarına ulaşabilir. Bu
kuralları yerine getirebilen dolayısı daha
elverişli finansman kullanan işletmelerin
uzun vadeye olan ihtiyacı azalır ve
diğerlerinden sıyrılır. Kurumsal ve büyük
firmalar zaten bu grupta yer alıyordu; bu
düzenlemeler ile bu kaynaklara erişebilen
işletme sayısının artırılması amaçlandı.
Geleneksel finans yapısına sahip
işletmelerde vade bir kısıt iken; bu tarz
işletmeler kısa vadeyi satınalma birimi
için kuvvetli bir silah olarak kullanabilir.
Kısa vadede ödeme yapan alıcıların
tedarikçi çeşitliliği artlar, tedarikçi
rekabeti oluşur ve tedarikçi kalitesi
yükselir.
Çek yasası olarak nitelendirilen
çek kanunda düzenleme ile yapılan
değişikliğin en büyük ve net çıktısı banka
çekinin itibarsızlaştırılmasıdır. Bu durum o
kadar net ortadadır ki banka onaylı çekler
bankaların yeni ürünleri olarak ortaya
çıktı. Çekin itibarsızlaşmasının önemli
sonuçlarından biri ise vadeli satış yapan
işletmelerin çek ile ödeme söz konusu
olduğunda ihtiyatla yaklaşmalarıdır.
Bu uygulamalarla ekonomi
yönetimi, işletmelerin dikkatini finansal
disipline ve geleneksel yapıdan planlı bir
yapıya yönlendirmektedir. Bu yönelimi
tamamlayamayan firmalar çalışma
hayatından birer birer ayıklanacaktır.
Bu ayıklanmanın sonucunda;
finansal açıdan kuvvetli işletmelerin
oranı hızla artacaktır. Sattığı üründen
ve verdiği hizmetten emin olan firmalar
başka bir deyiş ile satış baskısı yüksek
olmayan işletmeler satışlarını daha
kısa vadede yapmak isteyecektir.
Bu isteğe çeşitli avantajlar sebebiyle
uyacak alıcılar da hızla artınca vadeler
hissettirmeden kısalacaktır. İşletmeler
bugün her türlü gideri azaltmak ya da yok
etmek için uğraşırken ödenen faiz ve/
ve ya finansman maliyetlerini doğrudan
azaltma imkânı bulacaklar.
Bu eğilimin her geçen yıl yeni
düzenlemeler ve pazar şartları ile
artacağını düşünüyorum.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Çalışma
Hayatı
25
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
S e r t a ç S e d a t KÖ K S A L
Denetmen
Sosyal Güvenlik Kurumu
[email protected]
SATINALMA İLE İŞ SAĞLIĞI
VE GÜVENLİĞİ İLİŞKİSİ
Satınalma departmanı
işletmelerde çeşitli düzeylerde olmak
üzere diğer tüm departmanları ve
operasyonel süreçleri etkilemektedir.
Bir işletmede bulunan tüm
departmanlar ile ilişkili olan satın alma
departmanı işlevi itibariyle tüm iş ve
işlemleri etkileme yönüyle de dikkatle
ele alınması gereken bir konudur. Bu
kapsamda satın almanın işletmelerde
iş sağlığı ve güvenliği(İSG) ile de yakın
ilişkisinin olduğunu söyleyebiliriz. İyi
yönetilmeyen bir satın alma sürecinin
iş sağlığı ve güvenliği alanında ortaya
çıkaracağı en acı tabloyu geçtiğimiz
ay Soma’da gerçekleşen maden iş
kazasında görmüş bireyler olarak
konuya kurumsal bir bakış açısıyla
yaklaşmanın gerekliliğini bir kez
daha derinden hissettik. İSG alanında
işveren yükümlülüklerinden biri olan
işçilere kişisel koruyucu donanımların
temini ve kullandırılmasına satın alma
departmanı doğrudan etki etmektedir.
SADECE UYUM İÇİN
YAPILAN SATIN ALMALARIN
ETKİSİ
NELER KİŞİŞEL
KORUYUCU DONANIM
OLARAK SAYILIR?
Mevzuatsal olarak çizgileri
çizilmiş olan kişisel koruyucu
donanımların temin edilmesi
sürecinde satın alma kararının
verilmesine kadar geçen sürede
kararı etkileyen analizlerinin dikkatle
yapılmaması sonucunda sadece
mevzuat uyumu için gerçekleşen
alımlar ihtiyaç halinde işlevsiz
kalan donanımlara dönüşerek satın
almada maksadının hasıl olmadığı
gözlenmektedir. Her ne kadar
işyerindeki risklerin önlenmesinin
veya yeterli derecede azaltılmasının,
teknik tedbirlere dayalı toplu koruma
ya da iş organizasyonu veya çalışma
yöntemleri ile sağlanamadığı
durumlarda, kullanılacak kişisel
koruyucu donanımların özellikleri,
temini, kullanımı ve diğer hususlar
yönetmelik ile belirlenmiş olsa
da kullanılacak donanımları
son aşamada belirleyenler
satınalmacılardır. Satın alma
departmanlarının temin edecekleri
kişisel koruyucu donanımlarda
belirli standartlar bulunmaktadır. Bu
noktada hangi malzemelerin kişisel
koruyucu donanım kapsamında
değerlendirildiğinin de bilinmesi
gerekmektedir.
• Çalışanı, yürütülen işten
kaynaklanan, sağlık ve güvenliği
etkileyen bir veya birden fazla riske
karşı koruyan, çalışan tarafından
giyilen, takılan veya tutulan, bu amaca
uygun olarak tasarımı yapılmış tüm
alet, araç, gereç ve cihazlar,
• Çalışanı aynı anda bir veya
birden fazla riske karşı korumak
amacıyla üretici tarafından bir bütün
haline getirilmiş cihaz, alet veya
malzemeden oluşmuş donanım,
• Belirli bir faaliyetin yapılması
için korunma amacı olmaksızın
taşınan veya giyilen donanımla
birlikte kullanılan, ayrılabilir veya
ayrılamaz nitelikteki koruyucu cihaz,
alet veya malzeme,
• Kişisel koruyucu donanımın
rahat ve işlevsel bir şekilde çalışması
için gerekli olan ve sadece bu tür
donanımlarla kullanılan değiştirilebilir
parçalar kişisel koruyucu donanım
kapsamında tanımlanmaktadır.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
NELER KİŞİSEL
KORUYUCU DONANIM OLARAK
SAYILMAZ?
• Özel olarak çalışanın sağlığını
ve güvenliğini korumak üzere
yapılmamış sıradan iş elbiseleri ve
üniformalar,
• Acil kurtarma servislerinin
kullandıkları ekipmanlar,
• Askerlerin, polislerin ve diğer
kamu güvenlik güçlerinin giydiği ve
kullandığı kişisel koruyucular,
• Kara taşımacılığında kullanılan
kişisel koruyucular,
• Spor ekipmanları,
• Nefsi müdafaayı veya
caydırmayı hedefleyen ekipmanlar,
• Riskleri ve istenmeyen
durumları ikaz eden, taşınabilir cihazlar
kişisel koruyucu donamı kapsamın
değerlendirilmemektedir.
KİŞİSEL KORUYUCU
DONANIM TEMİNİNDE DİKKAT
EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Satın alma departmanları
İSG alanına ilişkin yürütecekleri
operasyonda temin edecekleri
kişisel koruyucu donanımlar ile
ilgili belirlenmiş olan mevzuatsal
standartlara dikkat etmek
durumundalar. Bir işletmeye
kişisel koruyucu donanım satın
alması yapılmadan önce dikkat
edilmesi gereken temel sağlık ve
güvenlik gereksinimlerini şu şekilde
sıralayabiliriz.
• KKD, tehlike içeren iş
yapılırken, öngörülebilen koşullarda
ve amaçlanan doğrultuda kullanımı
sırasında kullanıcıyı mümkün olan en
26
yüksek düzeyde koruyacak şekilde
tasarlanarak imal edilmelidir.
• KKD’ nin tasarımında, aynı
risk faktörünün farklı düzeylerinin
ayırt edilebilmesi gibi öngörülebilir
kullanım koşullarının farklılık
gösterdiği durumlarda uygun koruma
sınıflandırmaları dikkate alınmalıdır.
• KKD, öngörülebilir koşullarda
kullanımı sırasında tehlikelere ve
yapısından kaynaklanabilen rahatsızlık
verici diğer faktörlere neden olmayacak
şekilde tasarlanarak imal edilmelidir.
• KKD malzemesi ve parçaları,
bozulma sonucu ortaya çıkan maddeler
de dahil olmak üzere, kullanıcının
sağlık ve hijyenini olumsuz yönde
etkilememelidir.
• Giyildiğinde kullanıcıya
temas eden veya etmesi muhtemel
herhangi bir KKD elemanı, tahriş ya
da yaralanmalara neden olabilecek
derecede sert olmamalı, keskin kenarlar
ve çıkıntılar bulundurmamalıdır.
• KKD’nin vücudun duruş şekline
ve hareket etmesine neden olduğu
kısıtlamalar ile duyu organlarında
yol açabileceği hassasiyet kaybı en
aza indirilmeli ve KKD, kullanıcı veya
diğer kişiler için tehlikeli olabilecek
hareketlere neden olmamalıdır.
• KKD, iş sırasında yapılacak
hareketler ve vücudun duruş şekilleri
göz önüne alınarak kullanıcı üzerinde
doğru pozisyonda kolayca durmasını
sağlayacak ve öngörülen kullanım
süresinde yerinde kalacak şekilde
tasarlanarak üretilmelidir. Bu amaçla
KKD’ nin ayarlanabilir ve eklenebilir
sistemler yardımıyla veya farklı beden
ölçülerinde üretilerek kullanıcının vücut
yapısına uygunluğu sağlanarak en etkin
şekilde kullanılabilmesi sağlanmalıdır.
• KKD, dayanıklılık ve
işlevselliğini azaltmayacak şekilde
olabildiğince hafif imal edilmelidir.
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Satın alma departmanının
KKD alımlarında yukarıda
sayılanlara ek olarak donamının
kullanma kılavuzunda aşağıdaki
bilgilerin yer aldığını teyit etmesi
gerekmektedir.
o İmalatçının veya yetkili
temsilcisinin isim ve adresi
o Depolama, kullanım,
temizlik, bakım, onarım ve dezenfekte
etmeye ilişkin bilgiler (imalatçı
tarafından önerilen temizlik, bakım ve
enfeksiyondan arındırma maddeleri,
kullanım kılavuzunda verilen talimata
uygun olarak kullanıldığında kullanıcı
veya KKD’ye zarar vermemelidir)
o Söz konusu KKD’nin sağladığı
korumanın sınıfını ya da seviyesini
ölçmek için uygulanan teknik testlerde
kaydedilen performans sonuçları
o Söz konusu KKD’ye uygun
aksesuarların ve yedek parçaların
özellikleri
o Farklı risk seviyeleri için uygun
koruma sınıfları ve bunlara karşılık
gelen kullanım limitleri
o KKD veya belirli parçalarının
kullanma ömrü veya son kullanma tarihi
o Taşımaya uygun paketleme
şekli
o İşaretlerin anlamı
o KKD’lerin tasarımını yapan
onaylanmış kuruluşun unvanı, adresi ve
kimlik numarası
SATINALMA DEPARTMANI
İLE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANININ
İLİŞKİSİ
Mevzuat metinlerinde iş
sağlığı ve güvenliği uygulamalarında
kullanılması gereken kişisel koruyucu
malzemelerin özellikleri net bir şekilde
belirtilmiş olsa da nihai olarak temin
edilecek KKD’nin hangisi olacağı
kararına satın alma departmanının
etkisi bulunmaktadır. Standart
donanımlara sahip malzemelerin
kullanılmasının yansıra işletmelerde
görevli iş güvenliği uzmanlarının
kullanılan donanımların amaca
uygunluğunun satın alma departmanları
ile tartışılarak gerek görülmesi
halinde donanımların uygun olanla
değiştirilmesi veya yeni satın almaların
yapılması için karar alınması için sıkı
bir koordinasyon gerekmektedir.
Bu amaçla işletmeler iş güvenliği
uzmanları veya ortak sağlık güvenlik
birimleri ile satın alma departmanlarının
belirli periyotlarda istişare toplantıları
düzenlemeleri gerekmektedir.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
27
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
ARİF YILDIRIM
Te d a r i k Z i n c i r i D i r e k t ö r ü
KARACA TİC. ve SAN. A.Ş.
[email protected]
Çarşıda Verdİm 1 Lİra,
Eve Geldİm 3 Lİra!
İhtiyaç analizi yaparken öngörülen çözümün değil, ihtiyacının
tanımlandığından emin olunmalı.
Bu yazımda sizlere işletmelerde sıklıkla
karşılaştığımız satınalma ile ilgili bir yanlış yorumlamadan
bahsetmek istiyorum. Ama önce gelin isterseniz satınalma
nedir, ne değildir ile başlayalım. Satınalma, en ucuz
fiyattan en kaliteli ürünün tedariki değildir. Satınalma, iş
ihtiyacınızı çözecek en iyi çözümü, en iyi şartlarda temin
etmektir. Bu cümledeki her bir tamlamanın üzerinde tek
tek düşünmek gerekir. İhtiyaç, üretimde kullanılacak bir
hammadde veya yarı-mamul, servis, alınıp-satılacak ticari
bir meta, vb. olabilir. Satınalmacı işe, ihtiyacını anlayarak
başlamalı. Buna müşterinin sesi (voice of customer)
diyoruz. Müşterinin ihtiyacını karşılamayan veya fazlasıyla
karşılayan hiçbir çözüm, en iyi (optimal) çözüm değildir.
İhtiyaç analizi yaparken öngörülen çözümün değil,
ihtiyacının tanımlandığından emin olunmalı. Örneğin;
ihtiyaç, “Uluslararası konuşmalarımızı yapabilmek
için bir konuşma paketine ihtiyacımız var” şeklinde
söylendiğinde buradaki ihtiyaç, uluslararası konuşmaların
yapılabilmesidir. Konuşma paketi, muhtemel çözümlerden
birisi olabilir. Bunun için Skype ve Viber gibi çözümler,
konuşma paketi
alınmasından daha efektif bir
çözüm olabilir.
Satınalmacı ihtiyacın en iyi
hangi şekilde karşılanacağı
konusunda yaratıcı olmalı.
Satınalmacının ve ihtiyaç
sahibinin, çözüm ile ihtiyaç
arasındaki farklı bilmesi
gerekir. Bu farkı anladıktan
sonra çözümle ilgili
önyargıya kafa tutmak ve
diğer çözüm alternatiflerine
bakmak daha kolay olacaktır.
En iyi çözüm, niteliksel açıdan ihtiyacı en iyi
karşılayan çözümdür. En iyi çözümün, en iyi şartlarda
temin edilmesi ise başka bir şeydir. Örneğin; akıllı telefon
ihtiyacını karşılayacak en iyi çözümün iPhone olduğunu
kabul edelim. iPhone’un temininde en iyiyi sağlayan
şartlar; fiyat, temin süresi, vade, garanti süresi, vb.
şartlardır. Satınalma fiyatı hiçbir zaman tek başına en iyi
şartları sağlamaya yetmez.
Bunu şöyle düşünün; bir gazlı içeceği 1TL’ye
kapının önündeki bakkaldan almak ile 80 kuruşa
5km ötedeki marketten almak arasındaki fark, esasen
satınalma fiyatları arasındaki 20 kuruş değildir. İçeceğin
toplam satınalma maliyeti, satıcıya ödediğimiz para ile o
içeceğin evin buzdolabına girinceye kadar harcadığınız
çabanın parasal karşılığının toplamıdır. Bu çabanın
içine çok çeşitli maliyetler girebilir, bunlara sair giderler
diyelim. Market-Bakkal örneğinde bu, içeceği temin etmek
için gideceğiniz yol (ulaşım/lojistik giderleri), otopark,
harcayacağınız toplam zaman, vb. gibi masrafları içerir.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
28
Çoğumuz birim Satınalma maliyetini düşürmek için
1 yerine 10 tane alıp, birim başına sair giderleri düşürmeye
çalışırız ki daha düşük bir toplam satınalma maliyetimiz
olsun. Ve genellikle o çok tehlikeli envanter tuzağına
düşeriz. Hemen adı koyalım; ihtiyacımızdan fazla stok,
israftır. Paramızı, depolama alanlarımızı, enerjimizi (sayımı,
bakımı, vs.) tüketir. Bu yüzden tedarik süresi ve tedarik
süresinin varyasyonundan dolayı tuttuğumuz stokların
stoklama maliyetleri de toplam satınalma fiyatına ilave
edilmelidir. Örneğin; traktör üretiminiz için ihtiyacınız olan
fren balatalarını, Çin’deki bir satıcıdan tedarik ettiğinizi
varsayalım. Aylık ihtiyacın 2000 adet olduğunu ve
tedarikçinizin aylık sevkiyatlar yaptığını kabul edelim.
Tedarik süresindeki oynamalar (variations) için de 500
adet emniyet stoğu tutalım. Tam zamanında üretim (JIT:
Just in time) yapılan bir senaryoda bile yaklaşık ortalama
1500 adet stokla çalışırsınız. Ortalama stok hesabı en
basit şekliyle şöyle yapılır:
Ortalama Stok= (Ay başı stok + Ay sonu stok )/2
Diğer taraftan yurtiçindeki bir üreticiden 1 hafta temin
süresiyle tedarik yaptığınız senaryoda ortalama stoklarınız
250 adede kadar düşebilir. Ortalama 1250 adet daha az
stok tutmak; finansal, depolama alanı ve ürün devre dışı
kaldığında atıl olma riski gibi açılardan önemli tasarruflar
sağlar. Bu, “yurtiçinden tedarik etmelisiniz, çünkü daha az
ortalama stokla çalışırsınız” anlamına gelmemeli. Önemli
olan, toplam sahip olma maliyetidir (total ownership cost).
Ödeme vadesi, Toplam Sahip Olma Maliyetinin bir
unsurudur ve satınalma kararı için çok belirleyici bir rol
oynayabilir. Örneğin; 60 gün vade ile aldığınız bir ürünü 30
gün vade ile sattığınız bir senaryoda, şirket için satış fiyatı
kadar 1 aylık finansman oluşturmak mümkündür ve bu -en
az- paranın reel faiz getirisi kadar bir tasarruf sağlar.
İşin içine vade, gümrükleme maliyetleri ve eğer varsa
gümrük tarifesi, tedarik zinciri riskleri, vb.
parametreler girdiğinde daha da karışık bir
denklemi çözmek için kolları sıvayın.
Tedarik Zinciri ve Satınalma uzmanlarına,
Satınalma kararını vermeden önce her bir
alternatif –çözüm- için Toplam Sahip Olma
Maliyeti denklemini oluşturmalarını şiddetle
tavsiye ediyorum. Kısa vadede en iyi çözüm,
en düşük Toplam Sahip Olma Maliyetini veren
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
çözüm olsa da, orta ve uzun vadede en iyi çözüm
olmayabilir. Bunun için Toplam Sahip Olma Maliyetini
oluşturan her bir kalemi gözden geçirin. Vade
süresi, taşıma maliyetleri, gümrük tarifesi, vb. sair
giderlerdeki optimizasyon ve pazarlık fırsatlarına
bakın. Bu alanlarda sağlanacak bir optimizasyon
inanılmaz satınalma avantajları yaratabilir. Son
yıllarda Çin’den büyük hacimlerde tedarik yapan
Amerikan şirketlerinin, Çin’de dağıtım merkezleri
kurmaya başlamasının en önemli nedenlerinden biri
budur; lojistik maliyetlerini ve dolayısıyla Toplam
Sahip Olma maliyetini düşürmek ve rekabet avantajı
sağlamak.
Tedarikçi seçimi kendi başına ayrı bir makale
konusu, fakat tam bu noktada tedarikçi seçimiyle ilgili
son yıllarda gözlemlenen bir trendi sizinle paylaşmak
istiyorum. Tedarikçinin operasyonel mükemmellik
çalışmalarına verdiği ehemmiyet, tedarikçi seçme kriterleri
arasında çok güçlü bir ağırlık teşkil etmeye başladı. Zira
stratejik açıdan böyle tedarikçilerle çalışmak, bugünkü
kısa vadeli kazanımların ötesinde, sürdürülebilir bir
rekabet avantajı elde etmek için önemlidir.
Kuşkusuz rekabette avantaj sağlayacak en önemli
unsur, işletmelerin insan kaynağıdır. İşletmeler, yetenekli
ve başarılı Tedarik Zinciri profesyonellerini şirketlerine
çekmek ve ellerinde tutmak için stratejiler belirlemeli ve bu
stratejilere uygun politikalar geliştirmelidir.
İşletmeler, satışlar üzerinden hesaplanan prim sistemine
benzer bir prim sistemini, satınalmalar için de tasarlamalı
ve devreye sokmalıdır. Toplam sahip olma maliyetini
ölçecek ve izleyecek sistemler geliştirilmeli ve bununla
ilgili performans metrikleri (KPI) ile Tedarik Zinciri
Yöneticilerinin performansları değerlendirilmelidir.
Özetle;
• Belirleyici olan, salt satınalma fiyatı değil; toplam sahip
olma maliyetidir.
• Toplam Satınalma maliyetlerini ölçmek için bir sistem
kurun. “Ölçmediğiniz işleri yönetemezsiniz.” Jack Welch
• Toplam sahip olma maliyetini düşürmek için kafa yorun.
Yenilikçi olun.
• TZY çalışanlarınızı motive edin. Onlara KPI’lar atayın ve
bir prim sistemi kurun
• Ve unutmayın, “Mükemmel firmalar, mükemmelliğe
inanmazlar – sadece sürekli değişim ve ve sürekli gelişime
inanırlar”. Tom Peters
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
29
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticileri için
Tedarik Zinciri Yönetimi
Yüksek Lisans Programları
Başvuru Dönemi:
Tezli Yüksek Lisans Programı: 01 - 23 Temmuz 2014
Tezsiz Yüksek Lisans Programı: 01 Temmuz - 24 Ağustos 2014
Online Başvuru: http://nokta.istanbul.edu.tr
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER
ENSTİTÜSÜ
TEDARİK ZİNCİRİ
YÖNETİMİ
YÜKSEK LİSANS
PROGRAMI
Yüksek Lisans,
Yüksek Hedefler !
30
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Eda EKİNCİOĞLU
P e r a k e n d e Te d a r i k Z i n c i r i M d r .
[email protected]
PERAKENDE VE RAMAZAN
Gıda perakendecisinin
hareket , bereket ayıdır
Ramazan…
Mağazaların içine özel bölüm
hazırlıkları başlar, Ramazan özel
insert ürünleri haftalık ve günlük
olarak çoktan belirlenmiştir. Ürünler
son kullanım tarihlerine göre depo
raflarındaki yerini 1 ay öncesinden
almaya başlamıştır.
Ramazan ayının Hicri ve
Miladi takvim farkından dolayı her yıl
10 gün önceye gelmesi kaçınılmaz
olarak tüketim alışkanlıklarını az da
olsa etkilemektedir. Perakendeci
bunu göz ardı etmez asla.
Her zamanki gibi müşteri
memnuniyeti önemlidir perakendeci
için. Rahat ve uygun alışveriş
yapılabilmesi için aylar öncesinden
genel merkez Ramazan Özel
toplantılarına başlar. Her kategori
müdürü kendilerine sunulan bütçe
planını en verimli halde kullanmak
adına yoğun bir çalışma sergiler.
Reklam Pazarlama departmanı
insertler ve tanıtım reklamları
üzerinde yoğunlaşır, amaç daha
çok müşteriye seslenmektir.
İnsan Kaynaklarını es geçmemek
lazım. Onlarında sancılı dönemidir
Ramazan ayı. Özellikle iftar öncesi
saatlerindeki yoğunluk için personel
alımları ve şirket bünyesinde
eğitimleri söz konusudur.
Sektör Ramazan’a yoğun
tempoda hazırlanıyor… Belirttiğimiz
gibi perakendeciler müşterilerine
rahat ve uygun alışveriş
yapmaları için özenli bir çalışma
gerçekleştiriyorlar. Özel Ramazan
Paketleri, insert ürünleri , mağaza içi
Ramazan ‘a özel dekorlar, Ramazan
hediyeleri…
Ramazan paketleri işin
içinde olmayan için kolay bir hazırlık
olarak görülebilir. Bu dönemin en
hassas ürünüdür. Ürün diyoruz
çünkü “paket” olarak adlandırdığımız
“koliler” içerisinde kaç çeşit ve adet
olursa olsun tek bir ürün barkodu
ile stoklanır ve satış kasasından
tek ürün olarak çıkış yapılır. Bir çok
zincir paket içerisindeki ürünleri farklı
tedarikçilerden temin ederek ayrı ayrı
stoklayıp, kendi depo bünyesinde
paket haline getirerek tek bir
barkoda dönüştürürler. Bu da sistemi
oturmamış
ya da ERP
sistemine
yeni yeni
geçiş
yapıyor
olan yerel
zincirlerin
en çok
zorlandığı konudur. 2 ya da 3 çeşit
Ramazan Paketi hazırlayan şirketler
paket içeriğine göre her bir paket
için belirlemiş olduğu satış fiyatıyla
mağazalarına yerleştirmeye başlarlar.
Ramazan paketleri perakendecinin
Ramazan boyunca stoklarında
bulunması gerekmektedir. Burada
yanlış yapılan bir sözleşme ya da
yanlış satın alma perakendeciye
hem satış kaybı hem de müşteri
memnuniyetsizliği olarak dönüş
yapar.
Ramazan paketlerinin
yanı sıra hemen hemen her
markette mutlaka Ramazanı
temsil eden özel ürün standları
görüyoruz. Stand ürünleri ve
tabii olmazsa olmazlarımızdan
bakliyat veya meşrubat gibi ürün
segmentlerinde de talep - arz
dengesinde Ramazandan dolayı
bir aksaklık yaşanmaması için stok
yönetimine ekstra özen göstermek
gerekmektedir.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Ramazan’ın bir başka özelliği
ise sofralarda yöresel yemeklerin
de yerlerini almasıdır. Her bölgenin
kendine özgü yöresel yemekleri
Ramazan’da mutlaka yapılır.
Ramazan’da pişirilen yemekler
bölgesel tüketim alışkanlıkları ile
yakından ilgilidir. Yani, Güney’de,
Karadeniz’de, Orta ve İç Anadolu’da,
Ege’de, Trakya’da, Akdeniz’deki
farklı tüketim alışkanlıkları
Ramazan’da da özelliğini korur.
Bazı bölgelerde hamur işleri,
bazı bölgelerde zeytinyağlılar,
bazı bölgelerde ise et ağırlıklı
menüler Ramazan sofralarında da
hakimiyetlerini devam ettirirler.
Burada yine satın alma ekibinin
dikkati gerekiyor. Yöresel tercihleri
mutlaka göz önünde bulundurmalı
, satın alma ve bu ürünlerin
stok yönetimini buna istinaden
yapmalıdır.
Sürekli arz talep dengesi,
stok yönetimi diyoruz… Ramazan
sonu geldiğinde istenilen hedefe
ulaşılmış olabilir, hatta daha
yüksek cirolar yapılmıştır.
Üst Yönetim tarafından
bakıldığında rapor analizleri
mükemmel gözüküyor
olabilir. Ve artık ramazan
bitmiştir, hala stoklarda
toplu alım yapılan ürünler,
mağazalarda Ramazan özel
ürünleri bulunuyordur. İşte
işin en can sıkıcı durumu,
ürünleri geri çağırma, stoklara
alım ve tedarikçilerle iletişim.
İade süreci başlı başına bir
sorundur perakendede.
Genel olarak
bakıldığında herşey olması
gereken gibi , ön hazırlıklar
tamam, tanıtımlar, insertler
31
tamamlanmış durumda. Ama son
yıllarda işletmelerin genelinde
atlanılan bir durum söz konusu.
Bir çok yönetici hala teşhirlerde
kiloluk reçeller, pekmezler, büyük
ambalajlı nohut, fasulye gibi
bakliyatlara yer veriyorlar. Pastırma
standları market girişlerinde
yerlerini alıyor. Hala kış aylarındaki
ramazanlar takip edilir durumda.
Bu durumu yaratanlar perakende
firmaları mı yoksa tedarikçiler midir
acaba? Her iki tarafında ezberi
bozmama durumu var gibi.
Bu duruma en bariz örnek
çorba tedarikçilerini verebiliriz. Her
Ramazan olduğu gibi yine çorbacılar
kolları sıvıyor, yeni reklam sloganları
ile yollarına devam ediyorlar. Yaz
aylarında olunduğu fark edilmiyor
sanki çorba satışlarında patlama
olacakmış gibi bir de perakendeciler
tarafından çorba stokları yapılıyor.
Kimin canı 30 derece sıcakta iftarı
beklerken üzerinden duman tüten
yöresel çorba çekiyor?
Ülkemizde marketçiliğin
yaygınlaştığı dönemlerde
ramazanlar hep kışa denk geldi,
şimdi de o alışkanlıklarla insertler
çıkarılıyor, bu insertlere uygun
teşhirler hazırlanıyor. Çorba
örneğindeki gibi yanlış ürünler
ise atıl stok maliyeti olarak ortaya
çıkıyor ve firmalardan alınan insert
katılım bedelleri bu maliyetin altında
kalabiliyor.
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Reklam pazarlama tarafından
baktığımızda ise bu dönemde
normalin üzerinde efor sarf edildiğini
görüyoruz. Reklam stratejileri
sıfırdan ele alınır. Farklılık yaratmalı,
müşteri dikkatini çekmelidir. Sadık
müşteri memnuniyetini devam
ettirirken, yeni müşterileri mağazaya
çekmeyi başarmalıdır. Peki Ramazan
reklamları deyince akla neler gelir?
Elinde davul ile mani söyleyen
adamlar, bol çeşitli sofra görüntüleri,
tatlı ve pideler, iftar topları,
Karagözler Hacivatlar ve pişekarlar ...
Genelde Nostaljik pazarlama
devreye alınır. Nedir Nostaljik
Pazarlama hemen kısa bir hatırlatma
yapalım; Geçmişe özlem duygusu ile
tüketim arasında anlamlı (!) bir ilişki
kurarak satın alma, üretme veya
pazarlama çalışmalarına Nostaljik
Pazarlama denir. Bu kavramın
pazarlama iletişimindeki karşılığı
ise Nostaljik Reklamdır. Tek tip bir
duygu olmayan nostalji; Gerçek
Nostalji, Canlandırılmış Nostalji ve
Toplu Nostalji olarak kategorize
edilebilir.
Müşteriyi can evinden
vuracak yer burasıdır; insanların
algılarında hiç yaşamadıkları ama
“saf ve temiz” olarak her zaman
hatırlanacak bir “sanal geçmiş”
yaratmalıdır Reklam Pazarlama ve
satın alma duyusu ile bu geçmişe
duyulan özlem arasında bir bağlantı
kurulmalıdır.
32
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
M. Vefa TOROSLU
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
FRANCHıSıNG SİSTEMİ
1. FRANCHISINGIN TANIMI
Franchising, iki taraf arasında
süreklilik gösteren ve ticari ilişkiye
dayanan bir anlaşmadır. Franchising,
bir işletme sistemi çerçevesinde
yapılan satış etkinliklerinde denenmiş,
kendini ispat etmiş bir markanın
desteği ve güvencesi altında iş yapan,
birbirinin kopyası firmaların mal ve
hizmet dağılımına yönelik olarak belli
bir bedel karşılığında söz konusu
marka ve sistemin sahibi olan firma
(Franchisor) ile yapmış oldukları ticari
anlaşma türüdür. Franchising bir işletme
sisteminin ürünlerinin ve hizmetlerinin
sunulduğu bir ekonomik paylaşım
türüdür. Bu açıdan franchising bir
dağıtım ve pazarlama sistemidir.
2. FRANCHISING’DE TARAFLAR
Frnchising sisteminde
Franchisor (franchise veren) ve
Franchisee (franche alan) olmak üzere
en az iki taraf bulunmaktadır.
2.1. Franchisor
Gelişmiş bir üretim, işletme
ve pazarlama sistemine, ticari isme
ve tescilli bir ticari markaya sahip
olan her hangi bir gerçek veya tüzel
kişidir. Franchisor, franchisinge konu
olacak ürün ve hizmetin hak sahibidir.
Franchisor, franche alan tarafa
kullandığı isim veya marka, mal veya
hizmetin üretim tekniği, işin yönetim ve
organizasyonu ile ilgili bilgileri vermek
ve onu sürekli olarak desteklemek
zorundadır.
Franchisor, işin sevk ve
idaresiyle ilgili olarak franche alan taraf
üzerinde sürekli ve geniş bir denetim
hakkına sahiptir. Franchisor, franche
alan tarafın faaliyetlerini denetleme,
muhasebe kayıtlarını inceleme, işyerini
denetleme, franche alan taraftan
faaliyetlerle ilgili olarak raporlar ve
bilgiler talep etme hakkına sahiptir.
2.2. Franchisee
Franchee, franchising
sisteminden yaralanarak franche konu
olan mal veya hizmetin bağımsız olarak
üretimini ve yerel pazarlarda dağıtım
ve satışını üstlenen gerçek veya tüzel
kişidir. Franchee, franchisor’un isim ve
marka imtiyaz hakkını kullanmakta ve
bunun karşılığında da belli bir bedel
ödemektedir.
Franchee, franchising
sözleşmesi çerçevesinde kendisine
verilen teknik bilgi ve hizmetlerden
yararlanmaktadır. Buna karşılık yine
sözleşme çerçevesinde varsa verilmesi
gereken teminatları vermekte ve yıllık
ciro üzerinden ödemesi gereken royalty
ücretlerini ödemektedir.
Franchisee, dünyaca ünlü
bir isim veya markayı, işletme
organizasyonu ile birlikte devralmakta
ve arkasında kendisine her konuda
destek verebilecek deneyimli bir
kuruluş bulunmaktadır. Böylece
franchee, herhangi bir risk almadan
bilmediği ve tecrübesi bulunmadığı
bir faaliyet kolunda mal veya hizmet
üreterek bunları satabilir hale
gelmektedir.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
3. FRANCHISING SISTEMINDE
MALIYET
Franchising sisteminin
franchisee’e franchise ücreti, yıllık
royalty ücreti ve diğer olmak üzere üç
çeşit maliyeti vardır.
3.1. Franchise Ücreti
Franchise ücreti, franchisee
tarafından franchisor’a sisteme giriş,
teknoloji, isim ve markayı kullanma
hakkı karşılığında başlangıçta bir defaya
mahsus olarak ödenen bedeldir.
3.2. Royalty Ücreti
Royalty ücreti, franchisee
tarafından franchisor’a yıllık ciro veya
kâr üzerinden franchising anlaşmasında
belirlenen oranlarda devamlı ve belirli
dönemlerde yapılan ödemelerdir.
3.3. Diğer Maliyetler
Franchisee’nin franchisor’a onun
yaptığı reklam vb. harcamalara katkı payı
olarak yaptığı ödemelerdir.
4. FRANCHISING ÇEŞITLERI
4.1. Tarafların Bulunduğu Ülke
Açısından
a) Ulusal Franchising:
Franchising’e konu mal veya hizmetin
üretim ve satış hakkının aynı ülke
sınırları içerisinde bulunan bir franchee’e
verildiği franchising çeşididir. Bu
farnchising’de her iki tarafın kazancı
ülke sınırları içinde kalmaktadır:
b) Uluslararası Franchising:
Franchising’e konu mal veya hizmetin
üretim ve satış hakkının başka bir
ülkede bulunan bir franchisee’e verildiği
franchising çeşididir. Yani söz konusu
olan mal veya hizmet franchising
anlaşması ile franchisor açısından ihraç
edilmekte, franchisee açısından ise ithal
edilmektedir.
4.2. İşlemin Niteliği Açısından
33
a) Geleneksel Franchising:
Geleneksel franchising’de franchisor ile
franchisee arasında basit ve bağımsız bir
satış ilişkisi vardır. Taraflar için önemli
olan belli bir marka ve ticaret ünvanının
kullanılmasıdır. Tarafların içerik ve kalite
gibi konularda birbirlerinin denetlemeleri
söz konusu değildir.
b) Modern Franchising: Modern
franchising’de franchisor ile franchisee
arasındaki ilişki sürekli ve geniş
kapsamlıdır. Bu sistemde franchisor
bütün tecrübesini ve bilgisini franchisee
öğretmekte ve bunun yanında da sürekli
denetlemektedir.
4.3. Diğer Franchising Çeşitleri
a) Master Franchising: Master
franchising’de ana franchisor yerli
ülkede kendi adına hareket edecek bir
işletme seçer. Bu işletme belirli bir eğitim
döneminin sonunda ana firma gibi
hareket etmeye başlar. Ana franchisor
adına yerli ülkede franche dağıtır.
Ana ülkedeki işletme adına çeşitli
sorumluluklar yüklenir ve çeşitli haklara
sahiptir. Yerli ülkedeki franchisorleri ana
franchisor adına denetler.
b) İşletme Franchisingi: İşletme
franchising’inde franchisor ile franchisee
arasında sadece ürün, servis ve marka
alanında değil, bir bütün olarak işletme
sistemi için sürekli bir iş ilişkisi ve
işbirliği yapılmaktadır. Bu sistem
içerisinde pazarlama ve üretim ile ilgili
tüm faaliyetler yer alır. Oteller, moteller,
restoranlar, kuru temizleme, muhasebe
ve denetim hizmetleri, oto kiralama
hizmetleri, perakende satış mağazaları
işletme franchisingine örnek olarak
gösterilebilir.
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
c) İkili Franchising: İkili
franchising, İki farklı işin aynı yerde ve
aynı zamanda faaliyette bulunmasından
oluşan franchisingdir. Bir benzin
istasyonunda ayrıca birde restoran
bulunması ikili franchisinge örnektir.
d) Ürün Franchisingi: Ürün
franchasing’inde franchisee
işletmesinde sadece franchisor’un
mallarını satma hakkına sahiptir.
Franchisee’nin işletmesinde başka
malları bulundurması ve satması
yasaktır.
e) Marka Franchisingi: Marka
franchising’inde franchisee sadece
franchisor’un ticari markasından
yararlanmaktadır.
5. Sonuç
Franchising, girişimci ruhunu
geliştirmek, küçük ve orta ölçekli
tasarrufların ekonomiye aktarımını
sağlamak açısından önemlidir.
Günümüz ekonomilerinde, küçük
girişimcilerin başarılı olması giderek
zorlaşmaktadır. Bunun temelinde de,
söz konusu işletmelerin gerekli ve
yeterli sermayeden, bilgi ve deneyimden
yoksun olmaları yatmaktadır.
Tüketici ağırlıklı işletmelerin
ön plana çıktığı günümüzde yüksek
kalite standartlarını oluşturmuş yaygın
bir hizmet ağına sahip olan işletmeler
başarılı olabilmektedir. Bu açıdan
franchising sistemi, yılların bilgi ve
deneyimini küçük girişimcilere aktararak
bu tür işletmelerin pazardaki başarı
şanslarını artırmaktadır. Franchising,
küçük işletme olmanın olumsuz
yönlerini ortadan kaldırarak, sınırlı
olanaklarla bağımsız iş kuran ya da
kurmak isteyenlere, yeni faaliyet alanları
ve başarılı olabilme şansı sağlayan bir
sistemdir.
34
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Aydoğan CAN
M ü n i h Te k n i k Ü n i v e r s i t e s i ,
U l a ş t ı r m a v e L o j i s t i k Yü k s e k L i s a n s Ö ğ r e n c i s i
[email protected]
Türkİye’nİn 2014 Yılı
Lojİstİk Performans Karnesİ
Türkiye’nin lojistik ve stratejik
önemini anlatan şu cümlelere
ilkokul yıllarımızdan beri sayısız kez
karşılaştık:
• Türkiye Afrika, Avrupa ve
Asya’nın kesiştiği yerde ve bu üç
kıtanın konum olarak birbirine en yakın
bulunduğu bölgededir.
• Türkiye, Asya ve Avrupa’yı
birbirine bağlayan önemli yollar
üzerindedir.
• Türkiye’nin üç tarafı denizlerle
çevrilidir ve boğazlarla okyanuslara
çıkışı vardır.
Türkiye olarak ülkemizin
lojistik/stratejik önemine yaptığımız
yukarıdaki vurguların tarafsız
organizasyonlarca nasıl algılandığını
bu yazımızda inceleceğiz. Yazımız
Dünya Bankası’nın 2014 yılı Lojistik
Performans Indeksi çalışmasına
dayanıyor.
2014 Dünya Bankası Lojistik
Performans İndeksi
Dünya Bankası Lojistik
Performans İndeksi (LPI) 160 ülkeyi
kapsayan global freight forwarder ve
express taşıyıcılarla gerçekleştirilen
anketlere dayanan geniş çaplı bir
araştırma. İlk çalışma 2007 yılında
başlatıldı, her iki yılda bir yenilenmekle
birlikte inceleyeceğimiz son çalışma
2014 yılında yayınlandı.
Lojistik Performans Indeksinin
amacı siyasi liderleri, özel sektör
girişimcilerini ve sivil toplum
kuruluşlarını ülkelerinin lojistik
performansları hakkında bilgilendirmek
ve lojistik alanında yapılabilecek
iyileştirmeler için ışık tutabilmek.
Uluslararası ve ulusal Lojistik
endeksleri bulunan Dünya bankasının
uluslararası lojistik performansı
üzerinde duracağız.
Uluslararsı Lojistik performansı
şu alanlarda yapılan değerlendirmeleri
baz alır:
• Gümrüklerin etkinliği
(Customs)
• Ulaştırma altyapısı ve ticaretin
niteliği (Infrastructure)
• Rekabetçi navlunlarla
uluslararası sevkiyatlar organize
edebilme(international shipments)
• Lojistik hizmetlerin kalitesi
ve rekabet edebilirlik (Logistics
competence)
• Lojistik hizmetlerin takip edilip
izlenebilmesi (Tracking and tracing )
• Lojistik hizmetlerin zamanında
gerçekleştirilmesi (Timeliness)
Türkiye’nin Lojistik Ligindeki
Konumu
Türkiye 160 ülke içinden en iyi
lojistik performansa sahip 30. ülke.
(http://lpi.worldbank.org/international/
global)
En iyi performansa sahip ülke
Almanya. Almanya’yı Hollanda, Belçika,
İngiltere ve Singapur izliyor. Lojistik
liginde Avrupa ülkelerinin liderliği
dikkat çekici. İlk 10 ülke içindeki
ülkelerin 7’si Avrupa, 2’si Asya, 1 tanesi
de Amerika kıtasından.
Altyapı ve takip&izleme altkategorilerinde birinci olan Almanya
gümrük ve lojistik hizmetlerin kalitesi
alt-kategorilerinde liderliği Norveç’e,
uluslararası sevkiyatlar ve vaktindelikte
ise Lüksemburg’a, kaptırmış durumda.
Benelüks ve İskandinav ülkelerinin
lojistik performasları oldukça dikkat
çekici.
35
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Loj.Perfr.İndeksi
ÜLKE
Gümrük
Uluslararası
Sevkiyat
Altyapı
Sıralama Puan
www.b u y ernet work.net
Lojistik Hizmet
Kalitesi
www.sat inalmadergisi.com
Takip & İzleme
Vaktindelik
Sıralama
Puan
Sıralama
Puan
Almanya
1
4,12
2
4,1
1
4,32
Sıralama Puan Sıralama Puan Sıralama Puan Sıralama Puan
4
3,74
3
4,12
1
4,17
4
4,36
Hollanda
2
4,05
4
3,96
3
4,23
11
3,64
2
4,13
6
4,07
6
4,34
Belçika
3
4,04
11
3,8
8
4,1
2
3,8
4
4,11
4
4,11
2
4,39
İngiltere
4
4,01
5
3,94
6
4,16
12
3,63
5
4,03
5
4,08
7
4,33
Singapur
5
4
3
4,01
2
4,28
6
3,7
8
3,97
11
3,9
9
4,25
İsveç
6
3,96
15
3,75
9
4,09
3
3,76
6
3,98
7
3,97
8
4,26
Norveç
7
3,96
1
4,21
4
4,19
30
3,42
1
4,19
31
3,5
5
4,36
Luxembourg
8
3,95
10
3,82
15
3,91
1
3,82
14
3,78
22
3,68
1
4,71
Amerika
9
3,92
16
3,73
5
4,18
26
3,45
7
3,97
2
4,14
14
4,14
Japonya
10
3,91
14
3,78
7
4,16
19
3,52
11
3,93
9
3,95
10
4,24
İrlanda
11
3,87
12
3,8
16
3,84
27
3,44
9
3.94
3
4,13
16
4,13
Kanada
12
3,86
20
3,61
10
4,05
23
3,46
10
3,94
8
3,97
11
4,18
Fransa
13
3,85
18
3,65
13
3,98
7
3,68
15
3,75
12
3,89
13
4,17
İsviçre
14
3,84
7
3,92
11
4,04
15
3,58
16
3,75
18
3,79
21
4,06
Hong Kong,Çin
15
3,83
17
3,72
14
3,97
14
3,58
13
3,81
13
3,87
18
4,06
Avusturalya
16
3,81
9
3,85
12
4
18
3,52
17
3,75
16
3,81
26
4
Danimarka
17
3,78
13
3,79
17
3,82
9
3,65
18
3,74
36
3,36
3
4,39
İspanya
18
3,72
19
3,63
20
3,77
21
3,51
12
3,83
26
3,54
17
4,07
Tayvan
19
3,72
21
3,55
24
3,64
5
3,71
25
3,6
17
3,79
25
4,02
İtalya
20
3,69
29
3,36
19
3,78
17
3,54
23
3,62
14
3,84
22
4,05
Kore
21
3,67
24
3,47
18
3,79
28
3,44
21
3,66
21
3,69
28
4
Avusturya
22
3,65
23
3,53
25
3,64
40
3,26
26
3,56
10
3,93
23
4,04
Yeni Zelenda
23
3,64
6
3,92
22
3,67
8
3,67
27
3,56
38
3,33
40
3,72
Finlandiya
24
3,62
8
3,89
28
3,52
20
3,52
19
3,72
39
3,31
38
3,8
Malezya
25
3,59
27
3,37
26
3,56
10
3,64
32
3,47
23
3,58
31
3,92
Portekiz
26
3,56
31
3,26
31
3,37
29
3,43
20
3,71
20
3,71
35
3,87
Birleşik Arap
Emr.
27
3,54
25
3,42
21
3,7
43
3,2
31
3,5
24
3,57
32
3,92
Çin
28
3,53
38
3,21
23
3,67
22
3,5
35
3,46
29
3,5
36
3,87
Katar
29
3,52
37
3,21
29
3,44
16
3,55
28
3,55
32
3,47
34
3,87
Türkiye
30
3,5
34
3,23
27
3,53
48
3,18
22
3,64
19
3,77
41
3,68
Poland
31
3,49
32
3,26
46
3,08
24
3,46
33
3,47
27
3,54
15
4,13
Czech Republic
32
3,49
33
3,24
36
3,29
13
3,59
29
3,51
25
3,56
39
3,73
Hungary
33
3,46
48
2,97
40
3,18
32
3,4
37
3,33
15
3,82
20
4,06
Geçmiş Yıllara ait LPI Karşılaştırması
Türkiye 2007 yılından 2012 yılına kadar
lojistik performansını sürekli iyileştirdi.
2014 yılı ise 2012 yılına kıyasla iyileştirmenin gözlenmediği yıl oldu.
2007 yılında lojistik liginde 34. sırada
olan Türkiye 2010 yılında yükselen LPI
puanına rağmen 5 basamak geriledi,
2012’de ise büyük bir sıçrama yaparak 12
basamak yükseldi. 2014’te ise 3 basamak
gerileyerek 30. sırada yerini aldı Türkiye.
36
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
I
LP
s
om
t
us
C
s
fra
In
ts
e
ur
ct
tru
In
Turkey 2014
Income: Upper middie income 2014
Alt Kategoriler
ve Yıllar Bazında
Değerlendirme
Türkiye genel olarak
tüm alt kategorilerde
2010 yılında 2007
yılına oranla daha kötü
bir performans sergiledi. 2012 yılı 2010 yılına
kıyasla başarılı geçmesine rağmen aynı ivme
2014 yılında yakalanamadı. 4 yıllık geçmişe
bakıldığında istikrarlı
bir süreçten bahsedilemeyecekken, 2014 yılı
performaslarının 2007
yılı performanslarına
oranla daha iyi olduğu
söylenebilir.
Türkiye, Takip&İzleme
alt kategorisindeki 19.
sıradaki konumuyla,
tüm alt-kategoriler
içerisinde en iyi performansa sahip. 22. sırayla lojistik hizmetlerin
kalitesi ve 27. sırayla
altyapı, takip&izleme
kategorisini izliyor.
Uluslararası sevkiyatlar Türkiye’nin en kötü
performans sergilediği alan. Uluslararası
sevkiyatlarda 48.
sıradayız.
tio
na
r
te
l
na
e
nc
en
pm
i
sh
www.b u y ernet work.net
ic
ist
g
Lo
g
ng
i
ck
&
c
tra
a
Tr
Regionı Europe & Central Asia 2014
s
es
in
p
m
o
sc
e
et
Ti
m
n
eli
www.sat inalmadergisi.com
Türkiye, değerlendirildiği ‘Avrupa
& Merkezi Asya”
(Europe&Central
Asia) ve ‘Üst Orta
Gelir’ (Upper Middle
Income) ülke gruplarına ait LPI ortalamalarından daha
iyi bir performansa
sahip.
37
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
H a l i t K AYA
Sürat Lojistik A.Ş
Lojistik Satış Sorumlusu
Lojİstİk Satınalma Vakası
Türkiye’de faaliyet gösteren
çok büyük firma ile lojistik ihtiyaçları
doğrultusunda görüşmek ve lojistik
hizmet vermek adına randevu talep
ettim. Randevu talebime olumlu
dönüş yaptılar ve bana bir görüşme
tarihi bildirdiler. O tarihte kendileri
ile görüşme yapmak adına firmaya
gittim. Firmanın Satınalma müdürüne
sunumumu yaptım ve kendilerinden
de firmalarının lojistik tanıtımını
yapmalarını, nasıl çalıştıklarını,
gönderdikleri ürünlerin ds ve kg
bilgilerini kısacası lojistik operasyonları
hakkında bilgi talep ettim.
Bana gerekli bilgileri verdiler.
Daha sonra firmanın Satınalma
müdürü bana
-”Halit Bey, biz şuan da bir
lojistik firması ile çalışıyoruz. Sizin,
şuan çalıştığımız firmanın verdiği fiyatı
vereceğinizi zannetmiyorum. Biz çok
uygun fiyata çalışıyoruz” dedi.
Bende kendileri için bir
mahsuru yoksa çalıştıkları fiyatı
sordum. Onlarda bana;01–30 ds/kg
arası bir koliyi 5.00 TL +KDV ye sevk
ettiklerini söylediler. Önce, benim
vereceğim fiyatın çok altında bir fiyat
olduğunu düşündüm. Kendilerinden
bir aylık gönderi datalarını istedim.
Bana bir aylık gönderi datalarını mail
attılar. Dataları inceledim, lakin 30
ds/kg lık bir koliye rastlayamadım!
Firmanın en büyük kolisinin 16 ds/kg
ve altı olduğunu fark ettim. Yani firma
fazladan 14 ds/kg ın parasını ödüyordu!
Firmaya, fiyat teklifi hazırladım ve
01/30 ds/kg için 4.00 TL +KDV
fiyatı verdim mail attım. Firmasının
Satınalma müdürü 15 dakika sonra
beni aradı firmaya davet etti. Firmaya
gittim.
Bana şunu söyledi;
-”Halit Bey, şuan çalıştığımız
fiyattan nasıl daha düşük bir fiyat
verdiniz?”
Bende kendilerine durumu izah
ettim.
-Firmanızın 30 ds/kg lık zaten
bir kolisinin olmadığını, en büyük
kolinin 16 ds/kg olduğunu aslında
14 ds/kg oranında daha fazla para
ödediklerini ve diğer ayrıntıları anlattım.
Firmanın Satınalma
müdüründe biran bir sessizlik oldu ve
bana dönerek;
“Halit Bey bizi aydınlattığınız
için teşekkür ederim” dedi ve firmadan
ayrıldım. Lakin işin ilginç yanı, firma,
bunları anlatmama rağmen yine aktif
çalıştığı o lojistik firması ile çalışmaya
devam etti.
Lojistik satınalma süreçlerinde
en önemli kıstas şirketini iyi tanımaktır.
Tüm lojistik operasyona hâkim
olmaktır.
38
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Simge ERDAĞ
[email protected]
Yönetİcİ ? Lİder ?
Yöneticilik ve liderlik çoğu zaman birbirine
karıştırılıp eşanlamlı olarak kullanılsa da birbirinden farklı rollerdir. Bunlardan hangisinin daha üstün
olduğuyla ilgili bir seçim yapmak boş bir çaba olacaktır
çünkü bu ikisi birbirlerinin tamamlayıcısıdır ve bir organizasyonun başarısında hem yöneticilere hem de liderlere
ihtiyaç vardır .
Yönetici, bir organizasyonun başında bulunan, bir grup insanı istenilen
hedeflere ulaşabilmek için yönlendiren kişidir. Önceden belirlenen hedeflere ulaşmak için başkaları aracılığıyla iş gören; kaynakların en etkin ve
verimli şekilde planlanmasını, organize edilmesini, yönlendirilmesini, koordine ve kontol edilmesini sağlamayan yine
yöneticidir. Dolayısıyla çalışanlar, üretim, finans, pazarlama gibi birçok konuda bilgi sahibi olmak ve bunları anlamak
zorundadır.
İyi bir yönetim iyi planlamayla başlar. Belirli bir hedefe nasıl ulaşılacağını planlarken bunu gerçekleştirmek için gereken
bütçe, insan gücü, çeşitli senaryolar ve olası olumsuzluklar karşısında atılacak diğer adımlar yönetici tarafından belirlenir. Daha sonra bu planı hayata geçirmek için yapılacakları organize etmek gerekir. İşi yapacak kişiler planın kendilerine
düşen bölümünü yerine getirmeye hazır mı, bunun için gereken malzemeler doğru zamanda hazır olacak mı, belirlenen
zamanda işler bitecek mi gibi sorular organizasyonun başarılı olmasında önemli rol oynar. Çalışanları planlanan hedef
doğrultusunda organize edilen sorumluluklar doğrultusunda yönlendirmek ve bu süreci gözlemleyip ortaya çıkan problemlere çözüm üretmek de yöneticinin sorumluluğu altındadır.
Lider, içinde bulunduğu grubu belirli bir amaç etrafında toplayıp bu amacı gerçekleştirmek için onların harekete geçmesini motive eden kişidir. Kişileri etkileyip motive eden ve organizasyonun başarıya ulaşması için katkıda bulunmalarına
olanak sağlayan kişidir. Liderin vizyonu ve açık bir hedefi vardır. Problemleri ele alırken yeni ve yaratıcı çözümler sunarlar. Lider kendini takip eden kişilere sahiptir.
Yönetici ve lider arasındaki farkları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Yönetici uygular, lider değişiklik yapar.
- Yönetici kopyadır, lider ise orijinal.
- Yönetici sistemlere ve yapılara odaklanırken, lider insanlara odaklanır.
- Yönetici için kontrol önemliyken, lider iççin güven daha büyük önem taşır.
- Yönetici nasıl ve ne zaman sorularıyla çalışırken, liden ne ve neden sorularına yanıt arar.
- Yönetici, pozisyonu gereği güçlüdür oysa lider, kişiliğinden dolayı güçlüdür.
- Yönetici ödül ve ceza mekanizmasına inanır fakat lider ortak amacın doğurduğu güçle hareket eder.
Tüm organizasyonların temelde farklı olan iki amacı vardır. Birincisi, bugünün işini mümkün olan
en verimli şekilde gerçekleştirmek ve diğeri ise gelecteki başarı için yeni bir yön geliştirmektir.
Dolayısıyla organizasyonların bu günlük işlerin gerçekleştirilmesini sağlayacak yöneticilere ve kendilerini yeni bir yöne götürebilecek liderlere ihtiyaçları vardır.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
39
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Selda YÜKSEKBAŞ
The marmara Hotels, Satınalma Müdürü
[email protected]
NUH’UN GEMİSİNE BİNMEK
İSTİYORUM !
Denizler taştı ve her taraf su oldu.
Tufan oldu. Nuh, 3 katlı gemisine
her canlıdan birer çift aldı. Oğlu
Ken’an’ı da gemiye almak istedi,
ama o “Beni sudan koruyacak bir
dağa sığınacağım” dedi. Gemiye
binmedi ve hemen bir dalga onu
alıp boğdu.
Dergimizin Şubat ayı sayısında
“Nuh’un Gemisi”ni yazmış, kriz
gelmeden krizi önlemeden ve kriz
yönetiminden bahsetmiştik. Dilerseniz
şimdi, Nuh ile beraber olmanın ve
bu kurtuluş gemisine binebilmenin
olmasa olmaz şartlarına bakalım.
Biz Satınalmacılar gemimize
hangi tedarikçiyi alacağımıza karar
vermekle yükümlüyüz.
Peki, nasıl belirleyeceğiz
yanı başımızda olacak tedarikçiyi?
Yanımızda kimin olmasını istediğimize
–tıpkı Nuh gibi- hangi kriterleri
gözeterek karar vereceğiz?
“Bizimlesin” dediklerimize
“partner”, “paydaş” gibi isimler takarız.
Bu, onları “ortak olarak ” görme
arzusudur.
Gerçek bir tedarikçi ve yakın
bir ekip arkadaşı olmak isteyen
firmalar her zaman ön plandadır.
Zira bunu dilemeyen hiç bir
tedarikçinin gemimizde yer alması
söz konusu değildir. Ortak projelerde
buluştuğumuz, süreç yönetim yeteneği
yüksek, sözüne güvendiğimiz firmaları
kendimize daha yakın hissederiz.
Bunlar genelde kendilerini, bizlere
daha çok adar, bizimle özdeşleştirir ve
risk paylaşımı yaparlar. Bizi birbirimize
bağlayan ortak hedeflerimiz ve kendi
aramızda oluşturduğumuz ortak bir
sözlüğümüz vardır.
En sevdiğimiz tedarikçimiz,
öncelikli ve destek aktiviteleri yerine
getirirken rekabet üstünlüğünü
sağlayacak kaynak ve kapasiteye
sahip tedarikçilerdir. Değişen yapılara
ayak uydurarak, pazarlarını büyütmek
için kendilerini sürekli geliştiren,
Tedarik Zinciri başarısına katkıda
bulunanlar her zaman alıcı firmalar
tarafından tercih edilir.
Hayatta iken gelişme, gemiye
binmenin olmazsa olmaz şartıdır.
O nedenle yeni arz kaynakları için
yol gösterici araştırmalar yapan
tedarikçiler her zaman bir adım
öndedir. Maliyet azaltma hedefi
ile katma değerin nasıl ortaya
çıkarılacağına yönelik modeller
geliştirerek tasarım yetenek ve
kapasitesi yüksek olan tedarikçi
beraberinde başarı getirir. Bu tarz
çalışma ekstra rekabet avantajı
getirecek satınalmalar yapma
olasılığını yükseltir.
Kısaca etkin tedarikçi bizimledir
ve işletmelerimizin değerini artırır.
Ayrıca, en iyi tedarikçiler
müşterisinin gereksinimlerini
karşılayan mal ve hizmetleri en düşük
toplam maliyetle en uygun satın almayı
sağlayarak alıcıya kâr ettirenlerdir.
Bunlar aynı zamanda genelde
değişime açık, bizim kurallarımızla
teknik ve yenilik yeteneklerini
geliştirenler ve sorun olmaktan çok
sorun önleyen olmayı öğrenenlerdir.
Geleceği görebilen, reel tahminlerde
bulunabilenlerdir. Pazar ve fiyat
trendleri, yerel ve küresel rekabet
politikalarını görüp analiz etme
yetisine sahip olanlardır. Değişimi
yönetebilenlerdir.
Sıradan tedarikçilerin,
bizim Nuh’un gemisine binebilme
şansları pek yoktur.. Bizler, seçilmiş
tedarikçilerle bilgi akışının doğru
ve zamanında yapılıp yapılmadığını
kontrol edilebilecek konuma geliriz.
Talep planlama ve öngörülerimizin
gerçeğe en yakın şekilde yapılması
konusunda iyileşme sağlarız.
Kalburüstü tedarikçilerle uzun
dönemli sözleşmelere yöneliriz. Teslim
tarih revizeleri, ani sipariş iptalleri,
sipariş miktar değişimleri, öngörüde
bulunamama, ödeme problemleri gibi
operasyonel sorunları sıkca yaşamaz
ve ortak gelişim projeleri oluşturulacak
duruma geliriz.
Adayların konularında uzman
olmaları, tarafımıza sağlayacakları
hizmetin uzun dönemli sürekliliği,
sunduğumuz finansal ve sözleşme
şartlarına uyum göstermeleri ve
kendilerine her zaman ulaşılabilir
olması memnuniyetimiz açısından
vazgeçilmezdir.
Tüm bu unsurlar dikkate
alındığında, gemi bileti verdiğimiz
tedarikçilerimizin stratejik ittifakımıza
ve değer zincirimize dahil oldukları
kolaylıkla anlaşılmaktadır. Strateji,
uzun dönemli, karşılıklı faydaya
dayanan ve özel koşullar içeren
ilişkidir. Satınalmanın başarısında
da başarısızlığında da katkı payları
olan tedarikçiler, bizim en ciddi
yatırımlarımızdandır. Bu yatırımın
bize dönüş oranı, karşılıklı anlayış
birlikteliğine dayalıdır. O nedenle riskli
bir seçimdir bu.
Firmaların, performanslarına
bağlı olarak, kazandıkları derecelere
göre varacakları yer bizim güvenli
gemimizdir.
Unutmayalım, hayatta iken
insanın hep canlı kalma dileği, gemiye
binmenin olmazsa olmaz şartıdır.
Nuh’un gemisine binebilmenin
bileti ise, hissedebildiğimiz tedarikçisatınalmacı sevgisine, iş yapma
heyecanı ve enerjisine bağlı.
Nuh’un gemisine bilet alabilmek
için evrimleşelim, seçilmiş özel
tedarikçilerimizle değişimi yaratalım…
Haydi, biletiniz hazır! Nuh’un
gemisi kalkıyor…
Artık biz satınalmacılar ve siz
tedarikçiler için Nuh’un Gemisi’nde
beraber olma vakti…
Gemideki tedarikçilerimizle
keyifle izleyeceğimiz bir 2014 FIFA
Dünya Kupası diliyorum .
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Mehri Banu SÜNBÜL,
Ayten KILIÇ
KSÜ, İİBF, İşletme Bölümü,
Yüksek Lisans Öğrencisi
40
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Doç. Dr. Nusret GÖKSU
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi
TÜKETİCİ ETNOSENTRİZMİ
VE YERLİ MARKALI ÜRÜNLERE İLİŞKİN
ALGILANAN KALİTE ARASINDAKİ İLİŞKİNİN
İNCELENMESİ
Tüketici
etnosentrizminin
tüketicilerin satın alma
kararlarını etkilediği
düşünülmektedir. Satın
alma tercihlerini yerli
markalı ürünlerden
yana yapmaya özen
gösteren tüketicilerin
etnosentrizm eğilimleri
daha yüksek çıkmaktadır.
Tüketici etnosentrizmi
ile ilişkisi olan birçok
faktör bulunmaktadır.
Bu faktörlerden biri de
algılanan kalitedir.
Globalleşmenin etkisiyle
ve uluslararası pazarlamanın
gelişmesiyle günümüzde
işletmeler dünyanın bütün
bölgelerinde hiçbir kısıtlamaya
maruz kalmadan tek bir pazar
gibi faaliyet gösterebilmektedir.
Öyle ki dünyanın bir köşesinde
üretilen bir ürün, dünyanın diğer
köşesindeki bir ülkeye kolay bir
şekilde ulaştırılabilmekte ve ülkeler
arasında ürünlerin giriş-çıkışı kolay
yollarla sağlanabilmektedir. Ancak
bu durumda işletmelerin karşısına
bazı engeller çıkabilmektedir. Bu
engellerden bir tanesi de, tüketici
etnosentrizmidir.
Tüketicilerin satın alma
kararlarını etkileyen ve bazı
durumlarda bu kararlara yön veren
entrosentrizmin menşe ülke etkisi
üzerindeki baskısı değişken olmakla
birlikte entrosentrizm düzeyi yüksek
tüketicilerin yerli marka ürünleri
daha çok tercih etme yönünde niyet
taşıdığını göstermektedir. (Aksu
Armağan ve Gürsoy 2011: 68).
Belli bir pazarda tüketicilerin
etnosentrik eğilimlerinin yüksek
olması, o pazara girmeyi düşünen
yabancı firmalar için büyük bir tehdit
unsuru oluşturabileceği gibi, yerli
firmalar açısından da bazı avantajlar
sağlayabilmektedir. Dolayısıyla,
başka ülkelerin pazarlarında faaliyet
göstermek isteyen firmaların hedef
pazarlarındaki tüketici etnosentrizm
derecesini bilmeleri kendileri
açısından avantaj sağlayacaktır.
Çünkü etnosentrik eğilime
sahip olan tüketiciler, yabancı
ürünleri satın aldıklarında hem yerli
ekonomiye zarar vereceklerine hem
de ülke içerisinde işsizliğe neden
olacaklarına inanmaktadırlar. Ayrıca
yabancı ürünleri tercih etmenin
ahlaki bir davranış olmadığını
düşünmektedirler (Shimp, 1984:
285).
Yapılan çalışmalardan
yola çıkılarak tüketici satın alma
davranışlarının birçok faktörden
etkilendiği söylenebilir. Bu
faktörlerden birisi de tüketici
etnosentrizmi olarak adlandırılan
kişilerdeki milliyetçi, vatansever
duygularıdır. Başka ülkelerde
olduğu gibi Türkiye’de de bu
duyguların tüketicilerin satın alma
davranışlarında etkili olduğunun
öğrenilmesi ile etnosentrizme
yönelik çalışmalar da artmıştır.
Dolayısıyla pazarlamada etkinliği
ispatlanmış bu etnosentrik
eğilimlerin, öğrencilerde oluşan yerli
markalı ürünlere yönelik algılanan
kaliteyi etkileyebileceği düşüncesi
araştırmamıza yön vermiştir. Bu
noktadan hareketle tüketici
etnosentrizmi ile yerli markalı
ürünlere yönelik algılanan kalite
arasındaki ilişki incelenmiştir. Ayrıca
üniversitenin öğrencilerin yerli
markalı ürünlere yönelik algıladıkları
kalite düzeyini etkileyip etkilemediği
de incelenmiştir.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
2. Tüketici Etnosentrizmi
İngilizcesi “ethnocentrism”
olan bu kavram Türkçede “bizmerkezcilik”, “ırk-merkezcilik”,
“etnik-merkezcilik” veya
“etnosentrizm” kelimeleriyle
ifade edilmektedir. Etnosentrizm
Yunancada “millet, ırk” anlamına
gelen “ethnos” ve “merkez” anlamına
gelen “kentron” kelimelerinin
birleşmesinden oluşmuştur (Asil ve
Kaya, 2013: 114). İlk kez Amerikalı
akademisyen William Graham
Sumner tarafından 1906 yılında dile
getirilen etnosentrizm şu şekilde
açıklanmıştır. “Grubun içerisinde
olanlara karşı barış, düzen, kanun,
yönetim, endüstri vb. hepsi gereklidir.
Grubun dıştakilerle ve dış grup ile
ilişkisi savaş ve yağma üzerinedir
(Özbek, 2005: 2). Bu terime göre
bir grup için diğer bütün gruplar
aşağı seviyededir (Ruyter vd., 1998:
187). Türk Dil Kurumu’na göre ise
etnosentrizm kavramı, halk bencilik
olarak ifade etmektedir. Bir başka
tanıma göre etnosentrizm,“bir
aşirete, kabileye, boya ve benzeri
etnik gruba bağlılık ile tarif edilen,
bir kimsenin kendi kültürünü
temel olarak alması ve diğer
kültürleri kendi kültürü açısından
değerlendirmesi ile tarif edilen ilkel
duygudur” (www.wikipedia.org,
03.05.2014). Yukarıdaki tanımlar
dahilinde etnosentrizm ile ilgili hem
olumlu hem de olumsuz fikirde
bulunulabilir. Grup içerisindeki
bireylerin birbirlerine olan bağlılıkları
olumlu yönleri arasında yer alırken,
ayrımcılıklara yol açması ve diğer
grupları kendi gruplarına göre
küçümseyip, dışlamaları ise olumsuz
yönleri olduğu söylenebilir (Eroğlu ve
Sarı, 2011: 5).
Etnosentrizm kavramı
pazarlama literatürüne “tüketici
etnosentrizmi” terimiyle girmiştir.
Etnosentrik tüketici eğilimi, yabancı
ürünleri satın almanın doğruluğu
ve ahlaki uygunluğu hakkındaki
kuşkuları içinde bulundurduğundan,
etnosentrik eğilimi güçlü olan
tüketicilerin yerli ürünleri tercih
etmesi beklenir (İşler, 2013: 96). Yani
41
tüketici etnosentrizmi, tüketicilerin
yabancı malları kullanmanın ve
satın almanın ne derece uygun
veya ahlaki olduğuna ilişkin
görüş değerlendirmelerini ifade
eder (Sharma, vd., 1995: 27). Bu
değerlendirmelerin iki farklı nedeni
bulunmaktadır. Bu nedenlerin ilkini
ekonomik, ikincisini ise ahlaki
faktörler oluşturmaktadır (Asil ve
Kaya, 2013: 114). Ekonomik açıdan
etnosentrizm eğilimi yüksek
olan tüketiciler yabancı menşeli
ürünleri almanın yanlış olduğunu
düşünmektedirler. Çünkü bu durum
yerli ekonomiye ve işgücüne zarar
verecek, işsizliğe neden olabilecektir.
Ahlaki faktörler açısından ise
bu tüketiciler, yabancı ürünler
almanın milliyetçilik duygusuna
ters düştüğünü, ülkesini ve milletini
seven kişilerin en iyi olan yerli
ürünleri almaları icap ettiğini
düşünmektedirler (Aysuna, 2006:
94).
Etnosentrik tüketiciler kendi
ülkelerine ait ürünlerin en iyisi
olduğuna inandıkları için bu ürünleri
satın almaktadırlar (Wang ve Chen,
2004: 391). Yerli ürün, fiyat/kalite
performansı açısından ithal üründen
düşük düzeyde olsa bile etnosentrik
eğilimi güçlü olan tüketicilerin yerli
ürün satın alma tercihlerini sürdürme
eğiliminde olduğu görülmektedir
(Akın vd. 2008, 245). Globalleşmenin
doğrudan bir
sonucu olarak
birçok farklı
ülkeden ürün ya
da markaların
yaygın biçimde
yer aldığı pazar
ortamında,
tüketicilerin söz
konusu ürünleri
ve markaları ait
oldukları veya
işlem gördükleri
ülkelerle
eşleştirmeleri
tabii bir eğilim
olarak kabul
edilebilir.
Zira böyle bir
ilişkilendirme
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
davranışı tüketicilere daha hızlı,
uygun ve tatminkâr değerlendirme
yapma olanağı sağlayabilmektedir
(Nart, 2008: 156).
Tüketici davranışı açısından
tüketici etnosentrizmi birkaç boyutu
kapsamakta olup, Sharma vd.
çalışmalarında tüketici etnosentrizmi
kavramını üç ilkeye dayandırmıştır
(Akhter, 2007: 144);
(i) Herhangi birisinin ithal
ürünleri satın alarak değer verdiği
ülkesine ekonomik olarak zarar
vereceği korkusu,
(ii) İthal ürünleri satın almanın
ahlaki meşruluğu,
(iii) İthal edilen ürünlere karşı
kişisel bir önyargı.
İktisadi açıdan bakıldığında
etnosentrik eğilimi yüksek tüketiciler
ithal ürünleri satın almanın yerli
ekonomiye ve işgücüne zarar
vererek işsizliğe sebep olabileceğini,
ahlaki açıdan bakıldığında ise ithal
ürünleri satın almanın milliyetçilik
duygusuna ters düştüğünü, ülkesini
ve milletini seven kişilerin yerli
ürün satın almaları gerektiğini
düşünmektedirler (Mutlu vd., 2011:
56). Bu ekonomik ve ahlaki nedenler
de, aşırı durumlarda, tüketicinin daha
düşük kalitede olsa bile kişisel bir
önyargı ile ithal ürün yerine yerli ürün
satın almalarına neden olduğuna
işaret etmektedirler.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Anavatan odaklı olan
bu yaklaşım yabancı ülkede
gerçekleştirilen pazarlama
faaliyetlerini geri planda görür.
Kendi ülkesinin ihtiyaç ve değerleri
her şeyden üstündür (Aksu
Armağan ve Gürsoy, 2011: 69).
Pazarlama faaliyetleri açısından
değerlendirme yapılacak olursa iki
durumun söz konusu olduğunu
görürüz. Birincisi, tüketici
etnosentrizmi yerli işletmelerin
başarısını arttıran, onların rekabet
avantajı elde etmelerini sağlayan
bir kavramdır. Yerli işletmeler,
ürünlerinin yerli malı olduğunu
reklamlarda vurgulayarak ya da
ürünün üzerine ilgi çekici bir şekilde
bu özelliği yazarak tüketicilerin
etnosentrik eğilimlerinden istifade
edebilmektedirler (Bozyiğit ve Akkan,
2011: 115). İkinci durum ise, tüketici
entrosentrizmi yabancı işletmeler
için dezavantaj gibi görünse de
faaliyet gösterecekleri pazardaki
etnosentrizm eğilimini bilen
yabancı işletmeler,uygulayacakları
başarılı pazarlama stratejileriyle
bu dezavantajı avantaja
dönüştürebilmektedirler. Ürünün
menşeinin ürün üzerinde daha az
görünür şekilde yerleştirilmesi veya
ürünün menşeinin ambalaj üzerine
tüketicilerin dikkatini çekmeyecek
şekilde yerleştirilerek pazarlanması
etnosentrizmin olumsuz
etkilerini ortadan kaldırmak
için uygulanabilecek pazarlama
faaliyetlerine örnek verilebilir
(Bozyiğit ve Akkan, 2011: 115).
Yukarıda ifade edilen
düşünceler dahilinde tüketici
etnosentrizmini ile ilgili
özetle şu fikir beyan edilebilir;
tüketici etnosentrizmi yerli
ürünlerin kalitesine ve değerine,
olduğundan daha fazla değer
verilmesi ya da ithal ürünlerin
üstünlüklerine, olduğundan daha
az değer verilmesi, yerli ürünlerin
satın alınması için manevi bir
zorunluluğu ve yerli ürünlerin ve/
veya hizmetlerin satın alınmasının
tercih edilmesini içerir (Kaynak ve
Kara, 2001: 462).
42
3. Algılanan Kalite
Kalite, bir ürünün sahip olduğu
üstünlük veya mükemmellik olarak
bilinir. Algılanan kalite ise tüketicinin
ürünün mükemmelliğine veya
üstünlüğüne yönelik değerlendirmesi
olarak tanımlanır (Zeithaml, 1988:
3). Kalite somut ve soyut özellikleri
içerirken, algılanan kalite tüketicilerin
bir ürünü diğer rakip ürünlerle
kıyaslayıp o ürünün kalitesine ilişkin
algılamalarıdır (Aaker, 1991: 270).
Algılanan kalite, tüketicilerin ürünün
fiziksel özellikleri ve hizmetleri
konusunda o ürünün markasını
nasıl algıladığıyla ilgilidir (Cop ve
Baş, 2010: 323). Aslında algılanan
kalite toplam kalite ile henüz
keşfedilmemiş kalite arasındaki fark
olarak da tanımlanabilir (Kurtuluş ve
Bozbay, 2008: 12). Başka bir deyişle
algılanan kalite tüketicinin bir ürün ile
ilgili algıları ve beklentileri arasındaki
farkın derecesi ve yönüdür (Bardakçı
ve Haşıloğlu, 2013: 55).
Algılanan kalite, ürünün
gerçek kalitesi değildir tüketicinin
kişisel değerlendirmesidir (Aaker,
1991: 270). Yani, tüketicilerin
beklentilerinin kendileri açısından
karşılanma derecesidir. Algılanan
kalite, müşterilerin beklentileri ile
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
uyumluluk gösteriyor ise, müşteri
tatmininin sağlanmasında olumlu
yönde etkide bulunmakta; ancak
müşteri beklentileri ile uyumsuzluk
söz konusu ise, algılanan kalite
müşteri tatmini üzerinde olumsuz
yönde bir etki yaratmaktadır
(Başanbaş, 2013: 5-6).
Tüketiciler markalarının
kalitelerini “çok iyi”, “iyi”, “o kadar
iyi değil” ya da “kötü” olarak
algılamaktadırlar. Bu algılamalar,
dereceli olarak süreklilik arz eden
yargılardır. “Algılanan kalite” tek
boyutludur ve bir soyutlamadır.
Bunun, bireysel, işlevsel ve simgesel
karakteristiklere biçilen değerlere
dayandığı kabul edilmektedir.
(Franzen, 2005: 108-109).
4. Uygulama
Bu çalışmanın amacı tüketici
etnosentrizmi ve yerli markalı
ürünlere yönelik algılanan kalite
arasındaki ilişkiyi incelemektir. Buna
ek olarak öğrencilerin yerli markalı
ürünlere ilişkin algılanan kaliteyi
ölçmek ve üniversitenin öğrencilerin
var olabilecek etnosentrik eğilimlerini
arttırıp arttırmadığı araştırmada
belirlenmek istenen bir diğer
noktadır.
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Cevaplayıcılar, başka
ülkelerde üretilen ürünler yerine
kendi ülkemizde üretilen ürünleri
satın alarak başka ülkelerin
zengin olmasını engellemeyi tercih
etmektedirler. Dolayısıyla Türk
tüketiciler sadece kendi ülkelerinde
üretilmeyen ürünleri başka
ülkelerden satın alma eğilimini
göstermektedirler. Ayrıca yabancı
markalı ürünleri satın almanın ahlaki
bir davranış olduğunu ve yabancı
işletmelerin de pazarlarımızda
yer almaları gerektiğini
düşünmektedirler.
Yerli markalı ürünlere
ilişkin algılanan kalite düzeylerine
bakıldığında ise, Türk tüketiciler
yerli markalı ürünlerle ilgili sorun
ve şikayetlerin çözülebilirliğinin
yabancı markalı ürünlere göre daha
kolay olduğunu ve bununla birlikte
yerli markalı ürünlerin bir üründen
duyulan tatmini arttıracak nitelikte
olduğunu düşünürlerken bunun
aksine hem de yabancı markalı
ürünleri estetik açıdan daha çekici
bulmaktadırlar.
Üniversite öğrencileri, her
zaman için yerli ürünlerin satın
alınmamsı gerektiğini ve böylece
diğer ülkelerin bizim ülkemiz
aracılığyla zengin olmasına
izin verilmememsi gerektiğini
düşünmektedirler. Ayrıca Türklerin
yabancı markalı ürünleri satın
almalarının yakışıksız bir davranış
olduğu düşüncesine katılım oranı
lisans eğitimine yeni başlamış
öğrencilerde daha fazla iken
lisans eğitimini bitirmek üzere
olan öğrencilerde daha azdır.
Buna ek olarak üniversiteli
erkek öğrencilerinin etnosentik
eğilimlerinin bayan öğrencilere göre
daha yüksek olduğu görülmüştür.
Birinci sınıf öğrencilerinin
dördüncü sınıf öğrencilerine
göre etnosentrik eğilimleri daha
yüksek olup buna nazaran aynı
zamanda yerli markalı ürünlerin
daha kaliteli olduğu görüşüne
katılımları daha yüksektir. Burada
43
öğrencilerin üniversiteye başlama
ve üniversiteyi bitirme seviyesine
göre bir karşılaştırma yapıldığında
üniversitenin öğrencilerin
etnosentrik eğilimlerini arttırmadığı
aksine düşürdüğü görülmektedir.
Yani eğitim seviyesinin etnosentrik
eğilimleri azaltır düşüncesinin
doğrulanması, eğitim seviyesi
farkının daha az olduğu üniversite
ilk ve son sınıf öğrencilerinde
bile göze çarptığı görülmektedir.
Ayrıca gelir düzeyi yüksek olan
üniversite öğrencilerinin etnosentrik
eğilimlerinin de daha yüksek olduğu
söylenebilir. Yapılan korelasyon
analizi sonucuna göre de tüketici
etnosentrizmi ve algılanan kalite
arasında yüksek derecede anlamlı
bir ilişki olduğu saptanmıştır.
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
ilişkinin literatürde yer alan
çalışmaların sonuçlarını destekler
nitelikte olduğu görülmüştür. Tüketici
yaş gruplarına göre etnosentrizm
ve yerli markalı ürünlere yönelik
algılanan kalite ile arasında anlamlı
bir ilişki olduğu görülmüştür.
Cinsiyet, eğitim seviyeleri ve gelir
düzeyleri arasında ise anlamlı bir
fark görülmemiştir. Ayrıca yapılan
korelasyon analizi sonucuna göre
tüketici etnosentrizmi ve yerli
markalı ürünlere yönelik algılanan
kalite arasında yüksek derecede
anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır.
Bunun yanısıra çalışmada lisans
eğitiminin öğrencilerin hem
etnosentrik eğilimlerini hem de yerli
markalı ürünlere yönelik algılanan
kalite düzeyini azalttığı sonucuna
ulaşılmıştır.
5. Sonuç ve Öneriler
Tüketicilerin değerleri,
tüketicilerin etnosentrik eğilimleri
seviyesini ve tüketici etnosentrizmi
ile yerli markalı ürünlere yönelik
algılanan kalite arasındaki ilişkiyi
ortaya koymak amacıyla yapılan
araştırmanın genel sonuçlarına
göre, Türk tüketicileri olarak
lisans öğrencilerinin genel olarak
etnosentrizm düzeyleri yüksek
bulunmuştur. Bu çalışmada birinci
sınıf ve dördüncü sınıf öğrencilerinin
etnosentrik eğilimleri ile yerli
markalı ürünlere yönelik algılanan
kalite düzeyi incelenmiştir. Ayrıca
öğrenciler tarafından yerli markalı
ürünlerin kalitesinin algılanmasının
farklı olup olmadığını belirlemek
üzere yapılan analizlerde farklı
sınıflarda eğitim gören lisans
öğrencilerinin yerli markalı
ürünlere yönelik algıladıkları
kalitenin de farklı olduğu
saptanmıştır. Lisans öğrencilerinin
genel olarak yerli markalı
ürünlerin daha kaliteli olduğu
düşüncesine katıldıkları ancak
bu katılımın çok yüksek seviyede
olmadığı görülmüştür.
Tüketicilerin sosyodemografik özellikleri ile tüketici
etnosentrizm düzeyleri arasındaki
Çalışma iktisadi ve idari
bilimler fakültesi ile sınırlandırılmıştır.
Bu araştırmanın örneklemi için
etnosentrik eğilimleri ile yerli markalı
ürünlere yönelik algılanan kalite
arasındaki ilişkiyi ve üniversitenin
bunun üzerindeki etkisinin
ölçülmesi noktasında birinci
sınıflar ve dördüncü sınıflar tercih
edilmiştir. Örneklemin yalnızca
bir üniversiteyi kapsaması ve tüm
öğrenci gruplarının dahil edilmemesi
nedeniyle bulgular, genelleme
yapmaya elverişli olmayacaktır.
Bu nedenle daha geniş örneklem
kitleleriyle çalışmak ve üniversite
bakımından çeşitlilik sağlamak
gerekmektedir.
44
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
EMTİA FİYAT
ANALİZLERİ
G ü r k a n H Ü R Y I L M A Z / C E O P u r c h a s i n g Tu r k e y / g u r k a n h u r y i l m a z @ g m a i l . c o m
Değerli Satınalma Profesyonelleri,
Satınalma tarafında Haziran ayı ile birlikte 2014 yılı 3.çeyrek veya 2014 yılı 2.yarı anlaşmaları hazırlıkları
başladı. Doğal olarak taraflar anlaşma öncesi hazırlıklarını hızlandırırken piyasalardaki gelişmeler ve
beklentileri yakından takip etmeye başladılar. Bu kapsamda yurtiçi piyasalara baktığımızda hammadde
ve enerji fiyatlarını ana başlıklarda detaylandırdığımız şekilde ele alabilirsiniz. İşçilik maliyeti tarafında ise
Temmuz ayı ile birlikte asgari ücretin %5.9 oranında artacak olması hesaba katılmalıdır. Diğer yandan iç
pazardaki daralma devam etmesine rağmen global piyasalardaki olumlu veriler ihracat yapan üreticiler için
fırsat yaratabilir. Örneği otomotivde iç pazardaki %29’luk daralmaya rağmen Mayıs ayında ihracat geçen
yılda kıyasla %9 artış gösterdi. Ocak-Mayıs döneminde ise iç pazar %25 daralırken ihracat %5 arttı, toplam
üretim ise %2 geriledi. Mayıs’ta Ford Otosan’ın ihracatı geçen yıla kıyasla %5, bir önceki aya kıyasla da %17
yükselirken, Tofaş geçen yılın %5 altında ancak bir önceki ayın %9 üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Global piyasalara baktığımızda; ABD’de açıklanan verilere göre tarım dışı istihdam Mayıs ayında beklentilere
yakın seviyede artış kaydederken, işsizlik oranı Nisan ayına göre değişim göstermeyerek %6.3 seviyesinde
gerçekleşti. ABD’de istihdam verilerinin beklentilere paralel bir görünüm sergilemesi ve ülkede iktisadi
faaliyetteki toparlanmanın sürdüğüne işaret etmesi küresel piyasalarda olumlu karşılandı. Japonya’nın
ilk çeyrek büyümesi yukarı yönlü revize edildi. ABD’de Mayıs ayına ilişkin ISM imalat endeksi 53,2 ile
beklentilerin altında açıklandı. Ancak, açıklamanın ardından yapılan düzeltmeyle endeks 55,4 düzeyine
revize edildi. PMI verisi öngörüleri aşarak ülkede iktisadi faaliyetin ivme kazandığına işaret etti. Çin’de
Mayıs ayına ilişkin PMI verisi 49,4 ile eşik düzeyinin hafif altında ancak beklentilerin üzerinde açıklandı.
Euro Alanı’nda imalat PMI Mayıs ayında 52,2 ile beklentilerin bir miktar altında açıklanmasına rağmen eşik
düzeyinin üzerinde gerçekleşerek bölgede üretim faaliyetlerinin artış kaydettiğine işaret etti. Öte yandan,
Almanya’da Mayıs ayında yıllık enflasyon oranı %0,9 düzeyine geriledi. Euro alanı enflasyon verileri Avrupa Merkez Bankası’nın para politikalarına yönelik beklentileri şekillendirmesi açısından önem taşıyor.
Avrupa Merkez Bankası faiz indirim kararı alması durumunda bankaların reel sektöre daha ucuz ve daha
fazla kredi sağlaması hedeflenirken, düşük enflasyonla mücadele konusunda da ilerleme kaydedilmesi
bekleniyor. Çin’de hükümet, büyümede istikrarın korunabilmesi amacıyla gerekli görüldüğü takdirde para
ve maliye politikasında düzenlemeler yapılabileceğini duyurdu. Yapılan açıklamada, ekonomik büyümenin
desteklenmesi amacıyla şirketler için maliyetleri düşürecek düzenlemelere gidilebileceği ve bazı bankalar için zorunlu karşılıklarda indireme gidebileceği belirtildi. Ayrıca, Çin Merkez Bankası’nın ekonomideki
yavaşlama nedeniyle doğrudan tahvil alımlarının da aralarında olduğunu seçenekleri değerlendirdiği
yönünde haberler gündeme geliyor. Çin Hükümeti bu sene için %7.5’lik bir büyüme hedefliyor. Bu amaçla
bütçeden daha fazla harcama yapmak ve demir yolu yatırımlarını artırmak gibi birçok tedbirin yanı sıra;
bazı bankaların zorunlu karşılık oranlarında indirime giderek piyasaya daha fazla krediye dönebilecek likidite yaratmayı hedeflemekte. Büyüme amaçlı atılan adımlar ve PMI’ın da iyi gelmesi petrol ve bakır başta
olmak kaydı ile endüstriyel maden fiyatlarında yükselmeye sebep olacaktır.
Selamlarım ve Saygılarımla,
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Bakır
L
ME Bakır stokları Mayıs ayında da
düşüş gösterdi. Stoklardaki azalış
ve Çin’de arz sıkışıklığı etkisi ile fiyatlar
yükselerek 29 Mayıs’ta son 11 haftanın
zirvesine ulaştı. Açığın oluşmasında
2014 yılı başından bu yana tüketimin
üretime göre 3 kat daha yüksek
olması etken gösteriliyor. Dünya
bakır tüketiminin ~%37’sini oluşturan
Çin’den gelen imalat PMI’daki artış
fiyatlara yukarı yönlü baskı yapıyor.
Diğer yandan Çin’in kuzeydoğu
limanlarından olan Qingdao’dan
alüminyum ve bakır sevkiyatlarının
durdurulması tedirginlik yaratıyor.
Qingdao Limanı teminatlı depolarında,
borçlar için teminat olarak kullanılan
bakırın birden fazla kez sayılıp
sayılmadığı görmek için stoklarını
inceliyor. Shanghai merkezli SMM
Information & Technology Co. şirketi,
Çinli yatırımcıların incelemeyle birlikte
bakır hisselerini fiziksel piyasada
sattıklarını ve gelecek hafta daha fazla
bakırın elden çıkarılacağını açıkladı.
Tokyodaki Fujitomi Co.da analist olan
Kazuhiko Saito, “Yatırımcılar Qingdao
incelemesinden dolayı bakır satın
almakta tedirgin davranıyorlar. Daralan
stoklar ve Çin ve ABD ekonomilerindeki
gelişme işaretleri, bakırda daha fazla
düşüşün önüne geçebilir.” şeklinde
konuştu. Tüm bu gelişmeler altında
gelecek dönem beklentileri ise şu
şekilde gerçekleşti : Citibank 3 aylık
dönemde fiyatların düşmesini ancak
6-12 aylık dönemde ise fiyatların %0.7
düşmesini bekliyor. Danske Bank; 2014
ve 2015 yılsonu fiyatlarını sırasıyla 6.815
ve 7.165 $/ton olarak tahmin ediyor.
Dukascopy Q2, Q3, Q4 ve 2015-Q1
ortalama tahminlerini sırasıyla 6.973,
6.962, 6988 ve 6937 $/ton olarak
açıkladı. IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini
6.976, 6.954 ve 6.944 $/ton olarak
45
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Alüminyum
Nikel
tahminledi. TD Economics ise Bakır
fiyatlarının yılı sonuna kadar ~%3.1
seviyesinde azalacağını öngörüyor.
Societe Generale 2014 yılı ortalamasını
6.875$/ton’dan 6.750$/ton’a revize
ederken 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019
için ortalama fiyat tahmini ise sırasıyla
6.500, 6.000, 6.500, 7.000 ve 7.500
$/ton olarak açıkladı. Goldman Sachs
ise yılsonu tahminini 6.200$/ton olarak
revize etti.
sırasıyla 1.844, 1.857, 1.904 ve 1.912
$/t olarak açıkladı. IMF; Q2, Q3 ve Q4
beklentisini 1.713, 1.753 ve 1.784 $/ton
olarak tahminledi. TD Economics ise
Alüminyum fiyatlarının 2014 yılı sonuna
kadar ~%4.9 oranında yükseldikten
sonra 2015 yılı sonuna kadar aynı
seviyeye kadar azalacağını öngörüyor.
Generale, alüminyum için 2014
ortalama fiyat tahminini 1.765 dolar/
tondan 1.775 dolar/tona çıkardı.
Alüminyum
LME Alüminyum stokları Mayıs
ayında hızlı bir şekilde düşüş gösterdi.
LME fiyatlarında ise yukarı doğru
hareketler yaşandı. Japonya’daki
alıcıların tedarik garanti sağlamak
amacıyla primleri 405$ seviyelerinden
bağlamasından sonra bu artuş
yurtiçine de yansıdı. Dünyanın en
büyük alüminyum üreticilerinden
olan Rusal, Endonezya’nın boksit
cevherine uyguladığı yasağın 2015
yılına kadar devam edeceğine dikkat
çekerek; 2016 yılı sonuna kadar boksit
sıkıntı yaşanabileceği uyarısında
bulundu. Rusal aynı zamanda
fiyatların kısa vadede 2.000 $/ton
seviyesine çıkabileceğini de belirtti.
Diğer yandan Harbor Aluminium
Intelligence yetkilisi Jorge Vazquez,
küresel alüminyum üretimindeki düşüş
ve azalan stoklardan dolayı gelecek
yıl fiyatların 2.257$/ton seviyelerine
çıkacağını ifade etti. Gelecek dönem
beklentileri ise şu şekilde gerçekleşti
: Citibank 3 aylık dönemde fiyatların
düşmesini, 6-12 aylık dönemde %1.0
oranında düşmesini bekliyor. Danske
Bank; 2014 ve 2015 yılsonu fiyatlarını
sırasıyla 1.890 ve 1.930 $/ton olarak
tahmin ediyor. Dukascopy Q2, Q3,
Q4 ve 2015-Q1 ortalama tahminlerini
Nikel
LME Nikel stoklarındaki Mayıs
ayında nispeten yatay seyir izledi.
Fiyatlardaki yükseliş ise paslanmaz
çelik yapımından kullanılan metallere
olan talebi düşürebileceği beklentisi
ile frenlendi. Diğer yandan Korea
Exchange Bank Futures Co.’dan
Hwang II Doo, ”Nikele odaklanan
spekülatif ilgi sebebiyle piyasa
oldukça değişken. Temelde bir değişim
olmaksızın gerçekleşen herhangi
bir düşüş pazarlık şansı sağlıyor”
yorumunda bulundu. Dünyanın en
büyük rafine metal üreticisi OAO
GMK Norilsk Nickel , dünyada üretim
fazlasının bu yıl son dört yılın en düşük
seviyesine gerileyeceğini ve piyasanın
önümüzdeki yıl üretim açığıyla karşı
karşıya kalacağını açıkladı. Macquarie
Group ise, dünyanın en büyük nikel
madencisi Endonezya’nın, Ocak
ayında işlenmemiş cevher sevkiyatını
yasaklamasının ardından tüketicilerin
yeni tedarik noktaları arayışına
yönelmesinin etkisiyle, 2019 yılı içinde
nikele olan talebin üretim miktarını
aşacağını belirtti. Nikel fiyatları 2014
yılının başından bu yana Londra Metal
Borsası’nda (LME) toplamda % 48’lik
artış görerek müthiş bir trend yakaladı.
46
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
arasında yer alan Rus Norilsk Nickel
şirketi 2014 yılının sonunda bu
metalin arzının 4 senenin en düşük
seviyesine gerileyeceğini ve 2019 yılına
kadar da nikel talebinin arz miktarını
geçeceğini öngörürken, bu durumun
fiyatlara artış olarak yansıyacağını
da belirtti. Nikel fiyatlarında yaşanan
artışa sebep ise 2014 Ocak ayında
dünyanın en büyük ham nikel üreticisi
Endonezya’nın işlenmemiş ham nikel
sevkiyatını yasaklaması gösterilirken,
Yeni Kaledonya’da Vale Sa şirketine
ait önemli miktarda nikel üretimi
gerçekleştirilen madende de yaşanan
asit sızıntısı nedeniyle faaliyetlerin
durdurulması nikel fiyatlarının
yükselmesine sebep oldu. Gelecek
dönem beklentileri ise şu şekilde
gerçekleşti : Citibank 6-12 aylık
dönemde fiyatların %14.3 oranında
artmasını bekliyor. Danske Bank; 2014
ve 2015 yılsonu fiyatlarını sırasıyla
20.500 ve 21.300 $/ton olarak tahmin
ediyor. Dukascopy Q2, Q3, Q4 ve
2015-Q1 ortalama tahminlerini sırasıyla
16.395, 16.615, 16.825 ve 17.453$/t
olarak açıkladı. IMF; Q2, Q3 ve Q4
beklentisini 14.731, 14.746 ve 14.753 $/
ton olarak tahminledi. TD Economics
ise Nikel fiyatlarının yıl sonuna
kadar %2.86 oranında azaldıktan
sonar 2015 yılı sonuna kadar %5.9
oranında yükseleceğini öngörüyor.
Societe Generale ise yılsonu tahminini
17.000’den 19.100 $/tona yükseltti.
Çinko
L
ME Çinko stokları Mayıs ayında da
düşmeye devam etti. Buna ragmen
fiyatlar geçen ay olduğu gibi inişli
çıkışlı bir seyir izleyerek nispeten yatay
bir çizgide hareket etti. Ancak, stokların
düşmeye devam etmesi durumunda
www.sat inalmadergisi.com
Çinko / Kurşun /
Diğer Metaller
Diğer Metalle /
Demir - Çelik
global talepteki artış beklentisi ve arz
düşüşü etkisi ile fiyatlar yükselebilir.
Gelecek dönem beklentileri ise şu
şekilde gerçekleşti : Citibank fiyatların
önümüzdeki 3 aylık dönemdeki yatay
seyrinden sonra 6-12 aylık dönemde
%3.7 oranında yükselmesini bekliyor.
Danske Bank; 2014 ve 2015 yılsonu
fiyatlarını sırasıyla 2.070$/t ve 2.110$/t
olarak tahmin ediyor. Dukascopy
Q2, Q3, Q4 ve 2015-Q1 ortalama
tahminlerini sırasıyla 2.027, 2.059,
2.119 ve 2.128 $/ton olarak açıkladı.
IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 2074,
2.070 ve 2.072 $/ton olarak tahminledi.
TD Economics ise Çinko fiyatlarının
2014 yılı sonuna kadar ~%8.5 oranında;
2015 yılı sonuna kadar ~%11.8 oranında
yükseleceğini öngörüyor.
çıkışlı Pik fiyatları yatay seyirde hareket
ediyor. (~380USD/ton FOB) Türkiye’de
son pik demir bağlantılarının 400$/
ton seviyelerinde olduğu belirtiliyor.
Mayıs ayında yaklaşık 10$/mt düşüşle
100$/mt CFR Çin seviyesinin altına
inmiş olan demir cevheri fiyatları
öncelikle yarı mamul ve mamul,
dolayısıyla da hurda fiyatları üzerinde
baskı oluşturmaktadır. Ukrayna’nın
en büyük kütük tedarikçisinin haziran
ayının ilk iki haftasında bakıma girecek
oluşu, Türkiye kütük piyasasında
süregelen arz sıkıntısının bir süre daha
devam edeceğini göstermektedir. Yaz
aylarında hurda tedarikçilerinin hurda
toplama faaliyetleri kolaylaşacağı ve
maliyetleri azalacağı için, hurda arzının
gücünü koruması beklenmektedir.
Global piyasalardaki beklentilere
baktığımızda : Citibank 6-12 aylık
dönemde Kalay fiyatlarının %5.5,
Platin fiyatlarının %5.0 ve Paladyum
fiyatlarının %2.9 oranında artacağını
öngörüyor. Dukascopy de bunu
fiyatların yılsonuna kadar ~%4
oranında artış göstereceğini belirterek
destekliyor. IMF Q2, Q3 ve Q4 için
Kalay fiyatlarını 22.965, 22.907 ve
22.854 $/ton ve Uranyum fiyatlarını
34.0, 33 ve 33 $/lb olarak tahminledi.
TD Economics’e göre Molibden, Platin
ve Paladyum fiyatları 2015 yılı sonuna
kadar sırasıyla -%6, %20.7 ve -%1.6
oranında değişim gösterecek.
Nikel - Çinko
Dünyanın önemli nikel üreticileri
www.b u y ernet work.net
Kurşun
L
ME kurşun stoklarında Mayıs
ayında hafif düşüş görüldü. Global
piyasalardaki iyileşme beklenti ise
talebin artacağı öngörüsü fiyatları
yukarı çekebilir. Gelecek dönem
beklentileri ise şu şekilde gerçekleşti :
Citibank 6-12 aylık dönemde fiyatların
%9.8 oranında yükselmesini bekliyor.
Önümüzdeki 3 aylık tahmininin ise
yatay bir seyirde olduğu görülüyor.
IMF; Q2, Q3 ve Q4 beklentisini 2.111,
2.119 ve 2.125 $/t olarak tahminledi.
TD Economics ise Kurşun fiyatlarının
2014 yılı sonuna kadar %9.4 oranında;
2015 yılı sonuna kadar %10.5 oranında
yükseleceğini öngörüyor. Societe
Generale, kurşun için ise 2.225
seviyesine düzeltme yaptı.
Diğer Metaller
Ferromangan fiyatları yatay;
Çin’de
FerroSilicon fiyatları ise yükseliş
eğilimli olarak hareket ediyor. Ukrayna
Demir - Çelik
Y
urtiçinde hurda talebinin yaz
aylarında bakımların artması
ve Ramazan dolayısı ile azalması
bekleniyor. Bu da Mayıs ayında yatay
seyreden hurda fiyatları üzerinde
indirim baskısı yaratıyor. Çin yerel
piyasalarına baktığımızda demir
cevheri fiyatlarının düştüğü görülüyor.
47
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Demir - Çelik / Plastik
Plastik / Kağıt / Enerji
Enerji
Ancak, demir cevheri fiyatlarından
etkilenen hurda fiyatları düşüş
beklentisini durağana çevirebilir.
Hindistan’da ise demir cevherinde
kısa vadede artış görünmüyor.
Ayrıca, Hindistan’da yerel çelik
üreticilerinin hammadde sıkıntısı ile
karşı karşıya kalması sebebiyle devlet
tarafından yönetilen madencilik şirketi
NMDC tarafından yapılan ihracatın
durdurulması düşünülüyor. Global
piyasalara baktığımızda IMF, demir
cevheri için Q2, Q3 ve Q4 beklentisini
124, 122 ve 121 $/ton olarak tahminledi.
TD Economics Demir Cevheri fiyatlarını
Q2, Q3, Q4, 2015-Q1 ve 2015-Q4
için sırasıyla 106$/t, 108$/t, 110$/t,
110$/t ve 95$/t olarak öngörüyor.
Yurtiçi fiyatlarında Mayıs ayında
sıcak ve soğuk rulo’da ortalama %1.56
gibi küçük bir yukarı yönlü hareket
gözlenirken, galvanizli rulo da %0.64
gibi çok küçük bir artış görüldü.
talebin yavaş seyretmesi, PS fiyatlarının
aşağı yönlü olmasına etken olarak
gösteriliyor. Haziran ayında ABS
talebinde artış yaşanması bekleniyor.
ABS fiyatlarında talebe bağlı artış
beklentisinin yanında uzakdoğudaki
üreticiler artan navlun fiyatlarını da
artış için etken olarak gösteriyor.
Ancak, ABS’de piyasanın artan fiyatlara
tepkisi sert olursa fiyatlarda geri adım
atılabilir. PET yurtiçi ve global piyasaları
artan hammadde fiyatları etkiliyor. Bu
sebeple PET fiyatlarının yukarı yönlü
olması bekleniyor. Çin’deki bazı PTA
tesislerinde son dönemde gerçekleşen
duruşlar hammadde fiyatlarının
yükselmesini sağlamış bulunuyor.
destekliyor. Bilindiği üzere Nisan
ayında da artış beklentisi olduğu
halde kayıp kaçak bedeli dahil
fiyatlarda değişme görülmemiş birim
fiyatta indirim gerçekleşmişti. Enerji
Bakanı Yıldız, “Haziran ayında da
mayıs fiyatlarıyla devam edeceğiz,
herhangi bir fiyat artışı söz konusu
değildir” dedi. Diğer yandan İran ile
doğalgaz fiyatının indirilmesi için
görüşmeler devam ederken İran
indirim için Türkiye’nin açtığı tahkim
davasını geri çekmesini istiyor. Global
fiyat beklentilerine baktığımızda :
Citibank Nymex doğalgaz fiyatlarının
6-12 aylık dönemde %6.8 oranında
artacağını öngörüyor. TD Economics
ise Doğal Gaz fiyatlarının 2015-Q1’e
kadar %16.7 oranında azalacağını
tahmin ediyor. Dukascopy’e göre
Doğal Gaz fiyatları yılsonuna kadar %13
oranında artış eğilimli olacak. Ukrayna
ve Rusya krizinin tam anlamıyla
sonuçlanmaması doğalgaz arzında
tedirginliği devam ettirmesine rağmen
gaz akışında bir kesinti görülmedi.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA)
Londra’da ‘Dünya Enerji Yatırımları
Görünümü’ raporunu açıkladı. Raporu
değerlendiren Uluslararası Enerji
Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol,
elektrik santrallerinin geçmişe göre
daha pahalıya mal olduğunu, petrolde
daha zor yerlere gidildiğini anlattı.
Birol, “Sadece petrol değil, elektrik
ve doğalgaz da dâhil, enerji fiyatları
daha da yükseğe gidecek. . Pahalı
enerji devri başlıyor. Bu konuda
yapılacak şeyler son derece sınırlı,
yerli kaynakları kullanmak önemli.
Bundan en fazla enerjide dışa bağımlı
ülkeler etkilenecek. Türkiye de bu
ülkelerden biri. Bundan sonra ne
petrol, ne doğalgaz fiyatlarının birden
bire düşeceğini düşünmek tam bir
hayalperestlik olur” dedi.
Plastik
M
ayıs ayında Petkim fiyatları
%1.3 ila %6.3 oranında arttı.
En yüksek artış PP (MH-418)’de
görüldü. Petkim 27.05.2014 tarihinde
yaptığı açıklamada, yeni Ksilen ve
Nafta alımlarında sağlanan fiyat
avantajlarının hammadde maliyetini
30 USD/ton azaltacağını öngörmüştür.
Türkiye ve Global piyasalara
baktığımızda : PP piyasasında arz
sıkıntıları nedeniyle fiyat artışları
yurtiçine de yansıdı. Global piyasalarda
da PP’de fiyat artışı yaşanıyor. PVC’de
talebin artması ile birlikte fiyatlarda
yurtiçinde ve global piyasalarda
ufak artışlar görüldü. Ortadoğu ve
İran’dan yapılan ithalatlarda kısıtlı
kalınması nedeniyle PE fiyatlarında
da ufak artışlar görüldü. Stiren
kontratlarının önceki aylarada göre
düşük seviyelerden yapılması ve
Kağıt
O
MÜD verilerine göre Mayıs ayında
global fiyatlar ortalama olarak şu
şekilde değişti : Kraft -%4.4, Beyaz Kraft
-%2.9, Fluting %4.4 ve Beyaz Testliner
-%0.8. Aynı dönemde yurtiçinde Esmer
Testliner -%6.4, Fluting -%6.5 olarak
değişirken Beyaz Testliner’da değişiklik
görülmedi. Geridönüşen kağıtlarda ise
Mayıs ayında da Gazete kağıdı atıkları
dışında yurtiçi ve dünyada düşüşler
görüldü. En yüksek düşüş %10.3 ile gri
karton ve benzeri atıklarda görüldü.
Scotiabank’a göre dünya kağıt hamuru
ve gazete kağıdı atık fiyatları yükseliş
eğilimli olacak.
Enerji
Elektrik fiyatları Nisan ayında
açıklandığı şekilde Haziran sonuna
kadar devam edecek. Ancak, temmuz
ayında açıklanacak 3 aylık fiyatlarda
artış beklentisi devam ediyor.
Özellikle yaz döneminde talebin
artması ve bunun yanın kuraklık
nedeni ile HES’lerin tam verim ile
çalışamayacak beklentisi fiyat artışını
48
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Benzin - Motorin /
Tarım-Gıda-Et
Benzin - Motorin
T
avan fiyat uygulamasının sona
ermesi ile akaryakıt fiyatlarının
belirlenmesi ve takip edilmesi için
düzenleme taslağı hazırlayan EPDK
tarafından Temmuz ayına kadar görüş
alınacak olması Haziran ayında da
iskonto anlaşmalarının tam anlamıyla
sağlam bir temele oturmayacağını
gösteriyor. Henüz taslak aşamasında
bulunan düzenlemeye göre, Rafineri
lisansı sahiplerinin akaryakıt satış
fiyatının takibinde Platts European
Market Scan’de CIF MED (Genova/
Lavera) başlığı altında ABD Doları/
ton cinsinden yayımlanan günlük
fiyatların ortalamasının TCMB
tarafından açıklanan döviz satış kuru
üzerinden TL’ye çevrilmiş olan tutarı
(TL/ton) dikkate alınacak. Bu tutarın
TL/lt değerinin hesaplanmasında
yoğunluk değeri motorin için
0,845 ton/m3 ve benzin için 0,775
ton/m3 olarak dikkate alınacak.
Rafineri lisansı sahipleri tarafından
belirlenecek ürün fiyatında ürünün
uluslararası piyasadaki fiyatının TL
cinsinden değerine ilaveten ülke
içi pazara sunumu kapsamında
katlanılan maliyetler de dikkate
alınacak. Dağıtıcılar tarafından ilan
edilen tavan/tavsiye fiyatlarının
tespitinde, ilgili ürün için rafineri
lisansı sahiplerince belirlenen
satış fiyatı ve takip edilen en yakın
erişilebilir serbest piyasalardaki fiyat
oluşumundaki dağıtıcı ve bayi marjı
dikkate alınacak. Pompa satış fiyatları
nakliye maliyetleri de dikkate alınarak
iller bazında farklı belirlenebilecek.
Döviz kurlarındaki düşüş ve global
piyasalarda petrol fiyatlarının Mayıs ayı
sonundaki düşüşleri etkisi ile pompa
fiyatları geçici olarak indirilebilir.
Ancak, global talebin özellikle ABD
ve Çin’de artacak olması fiyatlara
yukarı doğru baskı yapıyor. Global
beklentilere baktığımıda : Citibank
petrol fiyatlarının 6-12 aylık dönemde
~%0.4 oranında düşüş göstereceğini
öngörüyor. Danskebank’a göre
fiyatlar 2015 yılı sonuna kadar azalma
eğilimi gösterecek ve Brent petrol yıl
sonunda 96$ seviyelerinde olacak.
Dukascopy Brent petrol Q2, Q3, Q4
ve 2015-Q1 ortalama tahminlerini
sırasıyla 104.8, 105.0, 103.0 ve 102.6
$/bbl olarak açıkladı. TD Economics
ise Petrol fiyatlarının 2015 yılı sonuna
kadar +/- %2 gibi dar bir aralıkta yatay
seyredeceğini öngörüyor.
Tarım-Gıda-Et
İ
TO geçinme indeksine göre Mayıs
ayında fiyatı en fazla artan gıda ürünü
%13.34 ile fındık oldu. Mevsimsel tarım
ürünlerinde ise ilk sırayı yüzde 11.19
artış oranı ile çilek aldı. Nisan ayında
en fazla atış gösteren bezelye %41.96
ile en fazla azalış gösteren ürün oldu.
Bunu %30.21 ile taze fasulye izledi.
Geçinme Endeksi’nde yer alan 242
ürünün 67’sinin perakende fiyatı
arttı, 26 ürünün fiyatı düştü ve 149
ürünün fiyatı ise değişmedi. Grup
bazında aylık değişimler şu şekilde
görüldü : Ekmek/Tahıllar %2.38, Et/
Balık/Kümes Hayvanları %1.91, Yağlar
Süt/Süt Mamulleri %0.39, Yaş Kuru
Sebze/Meyve -%7.62, Çeşitli/Hazır
Yiyecekler %0.27, Tütün/AlkollüAlkolsuz İçkiler %0.00 ve Dışarıda
Yenen Yemek %0.00. Sektörle ilgili
haberlere bakacak olursak : Ulusal Süt
Konseyi, 1 Şubat-30 Haziran arasında
geçerli 1,05 lira olan çiğ sütün litre
fiyatını, 1 Temmuz-31 Aralık için 1,15
liraya yükseltti. Çiğ süt fiyatları, 1 Ocak31 Ocak arasında 1 liraydı. Kuraklık
ve aşırı yağışlar nedeniyle hububat
üretiminin düşmesine bağlı olarak
saman üretimi azaldı, fiyat yükseldi.
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Tarım-Gıda-Et
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
saman krizini önlemek ve fiyat artışını
önlemek üzere ithalat için düğmeye
bastı. Ulusal Hububat Konseyi 20132014 üretim yılı “Buğday Raporu”
hazırladı. Rapora bu yıl yaşanan
kuraklık damgasını vurdu. Konsey’in
raporunda geçen yıl 22 milyon tonla
üretim rekoru kırılan buğdayda bu
yıl kuraklığın etkisiyle 17.3 milyon
ton üretim olacağı tahmin edildi.
Ayrıca, Ramazan ayının yaklaşması
ile gıda fiyatlarında artış olabileceği
beklentisinin yanında bazı toptancılar
aksine fiyatları indireceklerini
bildirdiler. Global piyasalarda, kahve
fiyatları Mayıs ayında tekrar geriliyerek
Nisan ayı başındaki değerine geldi.
Citibank’a göre 6-12 aylık periyotta
Mısır, Soya ve Pamuk fiyatları sırasıyla
%1.3, %33.0 ve %9.6 oranında düşüş;
Kakao, Şeker, Kahve ve Pirinç
fiyatları aynı dönemde sırasıyla %4.2,
%3.6, %12.7 ve %2.1 artış gösterecek.
Danskebank’a göre Buğday, Mısır
ve Soya fiyatları yıl sonuna kadar
sırasıyla %14.0, %13.3 ve %2.7 oranında
yükselecek. Dukascopy’ye göre Mısır,
Kahve ve Soya fiyatları yılsonuna kadar
sırasıyla %1.2, %2,7 ve %10.7 oranında
azalış gösterecek. Diğer yandan
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO) Gıda Fiyatları Endeksi
Mayıs ayında %1.2 düşüş göstererek
iki ay üst üste gerilemiş oldu. . FAO
alt gruplarına baktığımızda fiyat
endeksleri şu şekilde değişim gösterdi
: Tahıl %1.2, Yağ %1.8 ve DSüt %5.0
düşerken, Şeker %3.7 arttı.Et fiyatları
ise yatay seyir izledi. Ukrayna’da
yaşanan kriz dünya piyasasındaki
tahıl fiyatlarının artışına yol açtı.
Şikago Borsası’nda buğdayın Temmuz
kontratları 270 doları aştı. Piyasalar,
Ukrayna’nın güneydoğusundaki şiddet
eylemlerinin ekin hasadını
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Döviz Kurları / Altın ve
Gümüş - Diğer Emtialar ve
Haberler
olumsuz etkileyeceğinden endişe
ediyor. Dünya piyasalarında tahıl
fiyatlarındaki artışın yeni rekorlar
kırmasına mutlak gözüyle bakılıyor.
Döviz Kurları / Altın ve
Gümüş
T
CMB Mayıs ayı beklenti anketine
göre 2014 yıl sonu döviz kuru
(Dolar/TL) beklentisi bir önceki anket
döneminde 2,20 TL iken, bu anket
döneminde 2,1724 TL’ye geriledi.
Ankete göre ABD Dolar kuru için cari
aysonu beklentisi 2.0833 ve 12 ay
sonrası beklentisi ise 2.2165 olarak
gerçekleşti. Pariteler ile ilgili beklentiler
ise şu şekilde gerçekleşti : Citibank
EUR/USD paritesini 12 aylık dönemde
1.35; USD kurunun 2.20 seviyelerinde
olacağını belirtiyor. Scotiabank Q2, Q3,
Q4, 2015-Q1 ve 2015-Q4 için EUR/USD
tahminini sırasıyla 1.37, 1.33, 1.30, 1.28 ve
1.24 olarak açıklarken Morgen Stanley
EUR/USD paritesi aynı dönemler
için sırasıyla 1.41, 1.37, 1.33, 1.27 ve 1.23
olarak açıklıyor. Morgan Stanley USD/
TRY kurunu MB’nin dış etkenlere karşı
hassas olabileceğini belirterek 2.30,
2.35, 2.30, 2.25 ve 2.20 olarak açıkladı.
Aynı dönemler için Scotiabank’ın USD
kuru tahminlerinin ise sırasıyla 2.14,
2.17, 2.20, 2.21 ve 2.25 olduğu görüldü.
TD Economics ise USD kurunu Q2, Q3,
Q4, 2015-Q1 ve 2015-Q4 için sırasıyla
2.14, 2.22, 2.35, 2.32 ve 2.22 olarak ; aynı
dönemler için EUR kurunu 2.82, 2.80,
2.87, 2.83 ve 2.86 olarak öngörüyor.
Altın ve Gümüş fiyatları için gelecek
dönem beklentilerine baktığımızda :
Citibank’a göre 6-12 aylık dönemde
altın fiyatları %9.2 ve gümüş fiyatları
%14.5 oranında yükselecek. TD
Economics altın ve gümüş fiyatlarının
2015 yılı sonuna kadar sırasıyla
49
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet
Endeksleri
%3.6 ve %6.9 oranında yükseleceği
görüşünde. Dukascopy’e göre altın
ve gümüş fiyatları 2015-Q1’e kadar
düşüş eğilimli. Diğer yandan Deutsche
Bank Emtia Araştırmaları Başkanı
Michael Lewis, ABD ekonomisinde
toparlanma ve doların yükselişi ile
altının bu yıl sonunda 1100$’a doğru
ineceği kanısında. Goldman Sachs
emtia araştırma analistleri de ABD
ekonomisinde iyileşmenin fiyatı 1.050$
seviyesine çekebileceği uyarısında
bulundu. Societe Generale yılsonu
tahminini altın için 1.272$/ons, gümüş
için 19$/ons olarak açıklıyor.
Diğer Emtialar ve Haberler
SunSirs tarafından izlenen verilere
göre Mayıs ayında fiyatı yükselen bazı
emtialar : Asetik Asit %15.6, Saf Benzen
%8.6, Paslanmaz Çelik Levha %8.34,
Nikel(Külçe) %7.11, Kloroform %6.5, PTA
%4.08 ve fiyatı düşen bazı emtialar
: Demir Cevheri %8.33, Akrilik Asit
%7.99, DME %6.30, Metanol %5.63, Üre
%5.06 şeklinde görüldü.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet
Endeksleri
Üreticilerin ürün fiyat değişimlerini
izleyerek tedarikçilerimizin
maliyetlerinde fikir edinebileceğimiz
fiyat ve maliyet endeksleri aşağıda
verilmiştir :
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE),
2014 yılı Mayıs ayında bir önceki aya
göre %0,52 düşüş, bir önceki yılın
Aralık ayına göre %5,06 artış, bir
önceki yılın aynı ayına göre %11,28 artış
ve on iki aylık ortalamalara göre %8,66
artış gösterdi. Bir önceki aya göre
endekslerin en fazla artış gösterdiği
alt sektörler; basım ve kayıt hizmetleri
(%4,63), tütün ürünleri (%2,98), suyun
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet
Endeksleri
toplanması, arıtılması ve dağıtılması
(%1,40) alt sektörleri oldu. Buna karşılık
elektrik, gaz üretim ve dağıtımı (%3,60), ham petrol ve doğal gaz (%-3,26)
ve bilgisayarlar ile elektronik ve optik
ürünler (%-2,89) bir ay önceye göre
endekslerin en fazla gerilediği alt
sektörler oldu.
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YDÜFE), 2014 yılı Nisan ayında bir önceki
aya göre %3,21 düşüş, bir önceki
yılın Aralık ayına göre %2,59 artış, bir
önceki yılın aynı ayına göre %19,20
artış ve on iki aylık ortalamalara
göre %13,76 artış gösterdi. Bir önceki
aya göre endekslerin en fazla düşüş
gösterdiği alt sektörler; ağaç ve mantar
ürünleri (mobilya hariç) (%-10,97), diğer
mamül eşyalar (%-4,73), kauçuk ve
plastik ürünler (%-4,73) alt sektörleri
oldu. Buna karşılık bilgisayarlar
ile elektronik ve optik ürünler (%0,77), temel eczacılık ürünleri ve
müstahzarları (%-1,18), deri ve ilgili
ürünler (%-1,47) bir önceki aya göre
endekslerin en az düşüş gösterdiği alt
sektörler oldu.
Tarım ÜFE, 2014 yılı Nisan ayında bir
önceki aya göre %4,25, bir önceki yılın
Aralık ayına göre %6,86, bir önceki
yılın aynı ayına göre %17,65 ve on iki
aylık ortalamalara göre %5,15 artış
gösterdi. Aylık değişim; tarım ve
avcılık ürünlerinde %4,36, ormancılık
ürünlerinde %0,54 ve balıkçılıkta %4,11
artış olarak gerçekleşti.
Diğer yandan Avrupa Birliği istatistik
ofisi Eurostat’ın açıkladığı verilere göre,
Euro Bölgesi’nde üretici fiyatları Nisan
ayında bir önceki aya göre %0.1, yıllık
bazda ise %1.2 düşüş gösterdi.
Gürkan HÜRYILMAZ
CEO, Purchasing Turkey
[email protected]
50
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
EMTİALAR
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
OCAK
ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM
ARALIK
OCAK
2014
ŞUBAT
2014
MART
2014
NİSAN
2014
MAYIS
2014
BAKIR
101,05
96,82
93,78
87,49
89,56
85,55
84,17
87,76
90,17
89,47
86,69
91,46
87,71
87,93
86,98
83,03
82,86
ALÜMİNYUM
99,04
93,62
89,87
88,20
89,56
83,78
82,73
84,79
86,12
87,56
81,18
84,28
79,46
79,03
79,99
84,86
82,95
NİKEL
105,45
95,61
94,92
87,23
83,99
79,40
77,88
78,94
79,54
83,30
76,84
80,17
78,62
79,31
83,27
92,57
104,45
ÇİNKO
102,49
98,97
89,63
88,84
90,18
87,83
85,91
89,96
89,91
92,26
88,91
99,93
94,18
95,11
100,38
95,06
96,43
KURŞUN
102,22
95,91
87,80
84,65
91,95
86,33
85,26
90,59
87,00
90,99
85,56
92,49
87,69
87,13
87,25
85,37
86,39
KALAY
103,08
96,65
95,07
85,42
85,52
81,13
81,70
87,19
96,08
94,44
93,16
92,61
90,04
90,60
94,99
94,97
94,46
ALTIN
99,58
94,62
95,30
87,59
83,87
73,95
79,19
82,83
79,44
79,32
73,60
71,45
74,13
74,93
79,94
76,36
76,30
GÜMÜŞ
103,76
93,78
86,95
79,11
73,11
62,97
64,59
76,58
70,23
71,91
63,98
63,17
62,55
64,37
69,52
64,20
61,74
MOTORİN
101,20
102,87
101,67
97,61
100,96
102,87
104,78
110,05
106,46
106,46
108,37
110,77
113,16
113,64
103,83
103,59
104,55
BENZİN(95)
104,09
104,09
101,94
98,06
101,51
101,51
104,30
106,45
103,01
103,01
105,16
106,45
109,03
109,25
107,53
108,39
107,96
GEMİ YAKITI
103,14
100,72
99,28
94,90
94,51
96,50
97,92
102,69
99,22
99,70
100,06
99,70
98,13
97,68
93,78
94,75
97,95
DOĞALGAZ-TR
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
ELEKTRİK
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,06
USD
98,61
101,40
101,90
100,93
106,42
108,45
108,94
114,36
113,18
112,96
114,20
122,28
127,44
124,91
121,01
118,65
118,01
EUR
101,49
99,67
98,49
100,23
104,48
106,52
108,78
114,35
115,72
115,20
116,76
126,30
129,76
129,75
125,88
123,97
121,11
EUR/USD
102,92
98,30
96,65
99,30
98,17
58,23
99,85
99,99
102,24
101,98
102,24
103,29
101,82
103,88
104,02
104,48
102,63
YURT İÇİ ÜFE
99,82
99,69
100,50
99,99
100,99
102,46
103,48
103,52
104,43
105,15
105,80
106,97
110,52
112,05
112,88
112,97
112,38
YURT DIŞI ÜFE
86,32
86,73
86,86
86,06
87,06
90,45
92,05
94,05
96,93
96,32
97,23
100,00
105,73
105,80
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
100,00
102,78
101,68
---
--
--
TÜFE
101,65
101,95
102,63
103,06
103,21
104,00
104,32
104,21
105,01
106,90
106,91
107,40
109,52
109,99
111,23
112,73
113,17
ASGARİ ÜCRET
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
104,37
104,37
104,37
104,37
104,37
104,37
109,43
109,43
109,43
109,43
109,43
HAM PETROL GLOBAL
106,47
100,13
105,94
101,85
99,87
106,79
117,41
124,28
110,75
103,11
101,13
103,99
105,94
114,06
108,55
108,26
112,28
DOĞALGAZ GLOBAL
97,60
103,53
118,23
129,19
118,38
106,41
100,21
108,64
106,68
104,48
115,83
127,52
143,97
133,97
126,16
140,47
135,66
KRAFT (KAHVE/BEYAZ)
99,57
99,07
98,89
99,58
99,91
100,30
100,33
99,85
99,90
98,98
98,67
99,96
97,51
96,17
95,65
95,69
95,73
TESTLİNER(2/3)
96,97
100,68
103,42
104,48
104,57
104,22
104,16
108,03
110,02
111,25
112,92
99,89
113,50
113,54
112,41
112,13
108,77
DÜZ YUVARLAK ÇELİK
101,55
98,45
100,78
100,00
100,78
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
PROFİL DEMİR
100,00
95,10
95,10
95,10
95,10
92,16
92,16
92,16
90,20
90,20
90,20
90,20
90,20
90,20
86,27
86,27
87,25
PİK
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
105,15
105,15
105,15
105,15
100,00
100,00
104,12
104,12
KÖŞEBENT
100,00
98,29
98,29
98,29
98,29
94,02
94,02
92,31
88,89
88,89
88,89
88,89
88,89
88,89
88,89
88,89
89,74
HURDA DEMİR
100,00
100,00
102,77
99,38
98,46
97,23
102,77
102,77
115,54
125,69
125,69
131,23
136,77
122,00
135,23
129,69
129,69
HRP SAC
103,99
102,40
100,00
99,33
96,00
96,00
101,20
99,60
95,59
95,59
96,79
96,79
95,20
95,20
95,20
95,20
96,79
DKP SAC
102,75
102,75
104,82
104,13
103,79
103,79
103,79
103,10
99,65
99,65
101,03
101,03
97,24
96,55
95,17
95,17
96,55
GALVANİZLİ SAC
110,33
110,33
105,81
105,16
102,59
102,59
110,97
107,74
101,93
104,52
103,23
103,23
101,93
101,93
100,33
100,97
101,62
DEMİR CEVHERİ
117,12
120,31
108,87
106,93
96,50
89,34
98,99
106,69
104,44
103,19
106,07
105,68
99,69
94,47
87,00
89,17
78,26
DÖKÜM PİKLERİ
98,58
95,01
98,09
96,12
98,02
102,74
105,48
109,68
113,77
110,37
111,34
112,97
122,86
120,33
120,12
117,86
116,13
KAUÇUK-SİNGAPUR
106,24
102,45
95,74
92,19
97,70
90,37
82,42
82,61
84,83
81,50
80,06
82,27
74,80
68,98
73,36
70,60
66,66
99,31
97,18
95,05
95,98
95,41
97,39
95,94
97,35
98,07
99,60
99,41
99,82
99,80
100,43
100,69
101,21
101,86
ABS
102,36
104,93
104,28
101,28
95,07
97,00
97,00
97,43
97,22
97,22
93,58
94,22
94,22
94,22
92,08
92,08
92,08
HIPS
103,77
106,13
101,36
97,50
96,36
96,82
97,73
97,95
97,73
97,73
95,91
96,59
96,59
96,59
92,05
92,05
92,05
PVC
100,63
101,05
100,21
96,25
98,34
100,83
100,83
102,30
99,79
99,79
99,79
99,79
99,79
99,79
99,79
99,16
99,79
PP
101,65
100,24
101,24
96,43
97,94
99,51
99,46
102,60
101,22
100,26
100,56
101,85
102,04
101,04
103,05
101,10
104,63
PE
100,66
97,32
96,49
93,87
93,96
95,21
95,34
99,28
96,75
95,85
97,01
98,33
98,84
97,39
97,53
97,28
99,68
PA
101,26
109,78
102,52
102,52
102,52
102,52
102,52
102,52
102,52
102,52
102,52
103,15
101,26
101,26
97,16
105,36
97,16
PAMUK
110,22
113,21
117,49
116,35
105,52
113,69
113,55
111,10
114,97
101,93
104,52
111,90
112,96
117,16
122,24
125,47
115,10
KAKAO
97,69
96,82
99,74
106,71
101,08
98,22
106,29
111,54
117,78
11840
123,81
117,80
130,26
128,82
130,48
128,38
136,42
KAHVE
102,29
104,53
100,78
99,87
94,08
88,79
88,68
86,70
82,24
75,46
81,22
80,69
95,74
123,22
113,25
127,64
110,11
ŞEKER
93,33
96,58
93,21
93,42
87,94
90,23
89,66
87,46
93,48
92,58
86,75
84,14
81,01
91,,21
87,51
91,32
88,51
SOYA
104,80
102,86
98,95
99,15
107,21
101,90
87,70
96,30
90,07
88,93
93,80
90,22
91,72
100,06
105,28
103,72
106,36
BUĞDAY
101,67
95,26
91,60
93,31
89,04
81,71
81,30
79,74
80,93
8247
81,90
77,55
72,31
79,48
83,43
85,58
74,89
MISIR
105,24
101,97
96,30
92,80
94,94
76,21
69,73
69,06
62,85
61,05
60,76
60,26
62,34
67,50
72,58
72,59
66,52
ÇİĞ SÜT
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
100,00
111,11
111,11
111,11
111,11
111,11
111,11
116,67
116,67
116,67
116,67
KIRMIZI ET
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
100,00
101,42
104,37
105,90
106,85
107,48
BEYAZ ET
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
100,00
103,99
106,03
106,43
113,53
113,53
100,00
125,11
125,11
118,59
118,59
91,54
77,67
86,04
84,19
87,40
88,99
88,99
84,98
91,72
91,72
91,72
91,72
MEYVE
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
100,00
110,16
106,83
120,37
128,35
119,90
SEBZE
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
--
100,00
102,47
91,42
107,91
100,53
89,42
99,58
99,45
100,49
101,44
100,38
99,12
97,04
95,66
95,30
96,62
96,22
96,24
94,90
97,35
99,53
97,89
97,19
TARIM ÜFE
KERESTE-GLOBAL
YEM (SÜT SIĞIR)
FAO GIDA İNDEKSİ
(31.12.2012=100)
51
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Kemal ŞAHİN
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Öğretim Görevlisi
Üretİmde yenİ boyut:
3B yazıcılar
ve Türkİye’dekİ kullanımı
3 Boyutlu Yazıcı temel olarak
bakıldığı zaman; bilgisayar ortamında
saklanan sayısal verinin fiziksel
gerçek nesnelere dönüştürülmesini
sağlayan cihazlardır. Bu teknoloji,
geleneksel imalat yöntemleri
gerçekleştirilmesi mümkün olmayan
geometrileri de üretebilmektedir.
Bu teknoloji her ne kadar yenilikçi
ve özgün bir yapıya sahip olmasına
rağmen ilk uygulamaları 80’li
yıllara dayanmaktadır. Son 20 yıl
içerisinde hızlı prototipleme alanında
fazla ilgi görmesi bu teknolojilerin
yaygınlaşmasına destek olmuştur.
2006 yılında başlayan REPRAP
(kendin yap, kendin geliştir)
projesi sayesinde birçok sıradan
kullanıcı, hobi sever, kendin yap
kültürüne sahip kişiler bu cihazları
kullanmaya başlamıştır. Goshen
(2013) ‘in de belirttiği gibi bu projenin
başlangıcından 3 yıl gibi kısa bir süre
sonrasında bir çok şirket açık kaynak
olarak 3 boyutlu yazıcıları üretmek ve
satmak için REPRAP projesine dahil
olmaya başlamıştır.
3 boyutlu üretim, masaüstü
imalat ya da (additive manufacturing)
katkısal üretim olarak da bilinen
bir üretim yöntemidir. 3D Yazıcılar,
üretimi gerçekleştirebilmek
için birçok farklı teknoloji
kullanabilmektedirler. Teknolojiler
arasındaki farklılıklar genellikle
katmanların nasıl oluşturulduğu ile
alakalıdır. 3D yazıcıların kullandığı
bazı teknojileri sıralamak gerekirse,
Seçici Lazer Sinterleme - SLS
(SelectiveLaserSintering), FDM
(FusedDepositionModeling),
Stereolithograhpy en çok kullanılan
3B yazıcı teknolojileri arsındadır.
Kişisel bilgisayarların veya
mürekkep püskürtmeli-lazer
yazıcıların gelişmesine benzer
bir şekilde, 3B yazıcıların da satın
alınabilme olanağının artması
ile yaygınlaşmaya başlamasını
sağlamıştır. Ancak birbirinden
oldukça farklı üretim biçimleri ve
malzeme kullanımı dolayısıyla
bir standarttan söz etmek henüz
mümkün değildir. Bu bağlamda
farklı tekniklerden ve oldukça farklı
büyüklüklerdeki, oldukça farklı fiyat
aralıklarında makinelerden söz
edilebilir. Burada hangi amaçla 3B
yazıcıların kullanıldığı çok önem
kazanmaktadır. Çünkü analiz
yapmak için ölçekli modelin
oluşturulması için ürün
üretilebileceği gibi direkt olarak
bir parçanın yerine kullanılması
için de bir ürün üretilebilir.
Ya da mikron kalınlıkta
hassasiyet gerektiren üretimler
için de kullanılabileceği gibi
hassasiyet gerektirmeyen
kaba modellemeler için de
kullanılabilir.
3 boyutlu yazıcıların en
yaygın olarak uygulama alanları
aşağıda listelenmiştir.
• Prototip ve kalıp oluşturma:
Özellikle tasarım ve mühendislik
alanlarında bir ürünün üretilmesi ve
analiz edilmesi amaçlı olarak prototip
veya kalıbının oluşturulması.
• Topografı katı modelleme:
Yüzey şekillerinin fiziksel veriye
dönüştürülmesi.
• Kitlesel bireyselleştirme:
Ürünlerin kişileştirilmesi ve kişiye
özgü olarak yeniden üretilmesi
amaçlı kitlesel bireyselleştirilmesi
(masscustomization).
• Medikal ve dental
uygulamalar: Teşhise yardımcı olacak
fiziksel modellerin hazırlanması,
protez ve implantuygulamarı.
• Yedek parça üretimi: 3B
yazıcıların kendi yedek parçaları
da dahil olmak üzere, ürünlerin
sürekliliğini sağlamak amacıyla ürün
yedek parçalarının üretilmesi.
52
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
Giderek yaygınlaşması ve daha
fazla ulaşılabilir olmasına rağmen 3
boyutlu yazıcıların belirli sınırlıkları
vardır. Bunlar;
• Malzame, renk ve yüzey
özellikleri açısından çeşitliliğin az
olması.
• Üretilen ojelerin sıcaklık, nem
ve kırılganlık açısından dayanımının
az olması.
• Yazdırılacak ürün boyutu
büyüdükçe maliyetin katlanarak
artması.
• Dİğer üretim/fabrikasyon
tekniklerine göre daha düşük
hassasiyet göstermesi olarak öne
çıkmaktadır.
Sonuç olarak 3B yazıcıların
sahip olduğu avantajlar ise aşağıdaki
gibidir.
• Tasarımın dijital veriden
oluşması dolayısıyla kolayca
aktarılabilir/paylaşılabilir olması.
• Değişiklik ve düzeltmelerin
hızlı bir şekilde yapılabiliyor olması.
• Kişiselleştirilmiş ürünlerin
kolaylıkla üretilebiliyor olması.
• Yatırım ve üretim açısından
verimli olması
• Başlangıç yatırım maliyetinin
göreceli olarak düşük olması.
• Ürün fiyatının üretimden önce
hesaplanabiliyor olması.
• Dönüştürülebilir malzeme
kullanılması.
• Malzemeden en az fire
verilmesi.
3 Boyutlu Yazıcı Pazarı ve
Türkiye
Son yıllarda 3B yazıcı ile katkılı
üretim teknolojilerini pazarlayan
şirketler önemli ölçüde büyüdü
görülmektedir(ReportsnReports,
2013). Pazar araştırmaları ve sektörel
analizler yapan ReportsnReports
sitesinin yayınladığı 3B Yazıcı
Pazarı Büyüme Raporu ile idtechex
gibi araştırma şirketlerinin
gerçekleştirdiği çeşitli araştırmalar
ve gelecek öngörüleri, gerek 3B
Yazıcı makinelerinin, gerekse katkı
maddelerinin satışı açısından
değerlendirilmiştir. Dünya çapında
yapılan bir araştırmada 2017
projeksiyonu çıkarılmıştır.
(Kneissl, 2013)
3D Baskı teknolojileri ile
çalışan şirketlerin büyüme oranları
da artmaktadır. 2017 yılına kadar her
yıl için %20 büyüme ile yılda yaklaşık
5 milyar dolar öngörülmektedir. Bu
pazarda yeni teknolojilerin eklenmesi
ve katkı malzemelerin fiyatlarındaki
azalma pazar oranını yükseltecektir.
Bu şekilde devam ederse 3D Yazıcı
Pazarının 2017 yılında 5 milyar
$ olacağı tahmin edilmektedir.
Geliştirilen yeniliklerin büyük
üreticiler üzerinde baskı yaratacağı
yeni bir dönem oluşmaktadır. Bu
baskının çoğunlukla üretim tasarımı
ve prototipleme alanında olacağı
düşünülmektedir. 3D baskı hızlarının
artmasını sağlayacak teknolojik
yeniliklerin doğrudan üretimi artıracak
bir unsur olarak görülmektedir.
Diğer taraftan tüketici
baskılarının da arttığını belirten
raporda masaüstü 3D Yazıcıların
fiyatlarının azalması ile tüketicilerin,
küçük işletmelerin, ev matbaacılarının
satın alma eğiliminin artacağı
öngörülmektedir.
3D Baskı ile üretimini
önümüzdeki yıllarda artarak devam
edeceği kullanım oranının düşük
olduğu ülkelerde ve bölgelerde pazar
payında ciddi artışlar gözleneceği
beklenmektedir. Yıllık büyümenin en
%20’lerde gerçekleşeceği düşünülen
ve pazar payının her geçen gün
artacak ve geleceğin üretimi olacaktır.
Bu rapor öyle
gösteriyor ki pazar
payı hızla büyüyen
bu teknolojinin yan
ürünleri ile ilgili de
önemli gelişmeler
olacaktır. Bununla
birlikte bu teknolojiyi
sanayi kullanıcılarının
yanı sıra ev tipi, masa
üstü yazıcılar olarak
kullanılabilmesi için
yaygınlaştırılması
gerekmektedir. Ham
madde birim fiyatlarının,
masa üstü tipi yazıcıların
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
daha geniş kitlelere uygun fiyatlarla
sunulmasının sağlanması pazar
payında bahsi gecen ilerleme oranını
artıracağını göstermektedir.
Türkiye’de yaygınlaşmaya
başlayan bu teknoloji kullanımın,
üretim yatırımları ile daha
uygun fiyatlara düşürülmesi
öngörülmektedir. Teknoloji
transferi ve üretimi önemli olduğu
kadar teknolojinin kendisinin de
geliştirilmesi ve üretilmesi 3D
Yazıcılarının kullanımının yanında
teknik destek, servis ve bakım
maliyetlerine de etkili bir katkı
sağlayacaktır.
Cihazların tedariki ve
Türkiye’de resmi olarak satışı için
bir firmanın çalışma gerçekleştirdiği
görülmektedir. Bazı firmalar sadece
çevrimiçi ortamda 3B yazıcı satışı
gerçekleştirirken bazı firmalar
bu konuda özelleşmiş konsept
mağazalar açarak konuya olan
ilgiyi değerlendirme gayretindedir.
Bu tip firmalara örnek olarak 3bfab
(www.3bfab.com) ve 3Dörtgen
(www.3dortgen.com) verilebilir.
Yazıcıların üretim gücüne yönelik
çeşitli girişimlerde bulunmaktadır.
Bu girişimler sayesinde, kullanıcılar
çevrimiçi ortam üzerinden
üretiminin yapılmasını istediklerini
modellerin sayısal formattaki halini
yollayıp 3 boyutlu yazıcıdan üretim
yaptırabilmektedir. Bu iş sürecini en
iyi sayısal ortama aktaran örneklerden
biri formhane adlı projedir.(www.
formhane.com.tr)
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
53
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Satınalma ve
Tedarik Zinciri Oyunu
Yayında!
www.buyernetwork.net/oyun
SATINA L MADE R GİSİ | HAZİ R AN 2 01 4
54
www.b u y ernet work.net
www.sat inalmadergisi.com
Türkiye’nin Satınalma Uzmanları Ağı
BuyerNetwork.Net