SkyTech - Turkish Technic

GÜNDEM
Değerli arkadaşlar,
Nisan ayında, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye büyük emekler
veren Prof. Dr. İsmail Demir, “müsteşar” olarak atandığı Milli
Savunma Bakanlığı’ndaki yeni görevine başlamak için genel
müdürlük görevinden ayrıldı. Ama bu yollarımızın tamamen ayrıldığı anlamına gelmiyor; veda konuşmasında kendisinin de
değindiği gibi yönetim kurulu üyesi olarak aramızda olmaya,
tecrübelerini ve fikirlerini bizimle paylaşmaya devam edecek.
Türk Hava Yolları’nın bakım birimiyken, bugün bünyesindeki
iştirak şirketleriyle birlikte küresel MRO pazarında rekabet
edebilecek güç ve kabiliyette bir şirkete dönüşmüşsek, bunda Prof. Dr. İsmail Demir’in payı büyük. 8 yılı genel müdürlük
olmak üzere toplam 11 yıldır görev yaptığı THY Teknik A.Ş.’de
şirketin geçirdiği büyük değişim sürecine tanıklık eden; geleceğe yönelik alınan kararlarda, yapılan yatırımlarda bizzat imzası
olan Prof. Dr. İsmail Demir’e kurumumuz adına teşekkür ediyor
ve yeni görevinde başarılar diliyorum.
THY Teknik A.Ş.’de yatırımlar yapılmaya devam ediyor, öte yandan mevcut yatırımların meyveleri de alınmaya başladı. İştirak
şirketlerimizden TSI (Turkish Seats Industries) Uçak Koltuk
Üretimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. tarafından üretilen ilk yerli uçak
koltuğu ve TCI (Turkish Cabin Interiors Inc.) Kabin İçi Sistemleri
A.Ş. tarafından üretilen ilk yerli kabin içi mutfağının uluslararası MRO pazarındaki yolculuğu başladı. Türk havacılık sektörü
açısından devrim niteliğindeki bu büyük atılımın nihai hedefine ulaşması için oldukça sert rekabet koşullarına sahip MRO
pazarında kendine yer açması gerekiyor. Marka bilinirliğini
sağlamak, mevcut ürün ve hizmetlerini tüm dünyaya tanıtmak
için 2014 yılında, iştirak şirketleriyle birlikte yaklaşık 20 fuar
ve konferansa katılmayı planlayan THY Teknik A.Ş. bu sürecin
ilk ayağı olarak, Nisan ayında Hamburg’ta yapılan Aircraft Interiors Expo’ya katıldı. Tamamen Türk mühendisleri tarafından
yapılan “ilk yerli uçak koltuğu” ve “ilk yerli kabin içi mutfak” için
aldığımız olumlu tepkiler, beklediğimizin üzerindeydi.
Nisan ayındaki başka bir olumlu gelişme ise THY Teknik A.Ş.’de
iki adet A319-112 tipi uçağın, kabin içi yenilemesi ve dış boya
değişiminin tamamlanarak, EASA’dan 3. STC onayı alınması
oldu. Başta Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü olmak
üzere projede görev alan arkadaşları tebrik ediyorum.
Değerli arkadaşlar; bu yıl, 5-7 Mayıs 2014 tarihleri arasında
İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde “7. Uluslararası İş Sağlığı
Güvenliği Konferansı” gerçekleştiriliyor. Maalesef, Türkiye geneline bakıldığında iş sağlığı ve güvenliği konusunda henüz
istenen seviyede olmadığımız gözüküyor. “Önce İnsan” düsturuyla hareket eden ve bu konuda kurumsal bilinç oluşturmayı
başaran THY Teknik A.Ş.’nin öncü kimliğinin bu konuda da Türkiye’ye örnek olacağına inanıyorum.
Sağlıcakla kalın.
Fazıl Çiftçi
Genel Müdür V.
3
4 İÇİNDEKİLER
06
TEKNİK’TEN
HABERLER
14
16
HAVACILIK
DÜNYASINDAN
18
06
HABOM
ÖZEL RÖPORTAJ
DR. BAHADIR İNÖZÜ
18
14
22
21
22
SÜREKLİ
GELİŞİM
AR-GE
24
26
EMNİYET
KÖŞESİ
İŞ SAĞLIĞI
VE GÜVENLİĞİ
28
BİLGİ
TEKNOLOJİLERİ
30
32
TEKNOLOJİ
BİZDEN
28
İmtiyaz Sahibi
Prof. Dr. İsmail Demir
(Yönetim Kurulu Üyesi)
YAYIN
THY TEKNİK A.Ş.
Medya Reklam
Halkla İlişkiler Şefliği
Ferhat Yenibertiz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi)
Pınar Yılmaz Kaynak
(Yayın Koordinatörü, Uzman)
Cemal Gökgöz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir)
Katkıda Bulunanlar
Can Oğuz, Emine Arslan, Harun Toptaş,
Muammer Çokyürür, Mustafa Dağ,
Ş. Ercüment Yalız, Vural Saim Halaçoglu,
Yalçın Faik Sümer, Dr. Yüksel Bozkurt
YAPIM
GODE İSTANBUL
Songül Kurnaz
(Yayın Grup Direktörü)
Ergün Tozan
(Yapım Koordinatörü)
Ali Yıldız
(Editör)
Meltem İşleyen
(Art Direktör, Kapak Tasarım)
Gürcan Bulut
(Grafik Uygulama)
Jülide Türkay
(Redaksiyon Editörü)
32
Baskı ve Cilt
Bizim Matbaa Basım Yayın Ltd. Şti.
[email protected]
33
SAĞLIK
REHBERİ
33
GODE İSTANBUL
Al Karanfil Sokak
No: 5 Levent / İstanbul
godeistanbul.com
444 02 90
6 TEKNİK’TEN HABERLER
Prof. Dr. İsmail Demir
THY Teknik A.Ş.’ye
veda etti
THY Teknik A.Ş.’de
yeni atamalar
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de uzun yıllar çeşitli görevlerde bulunan Hüseyin
Sağlam, İnsan Kaynakları Başkanlığı ve
Uçak Bakım Başkanlığı görevlerinin ardından Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdür (İşletme) Yardımcılığı görevine atandı. Hüseyin Sağlam’dan boşalan
Uçak Bakım Başkanlığı görevine Mühendislik Başkanı Halim Şahin atanırken,
Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürü
olarak görev yapan Davut Yılmaz, Mühendislik Başkanlığı görevine atandı.
Boş bulunan Komponent Atölyeleri Başkanlığı görevine ise Salih İnce getirildi.
Skytech ekibi olarak, tüm yöneticilerimize, yeni görevlerinin hayırlı olmasını diliyoruz.
THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı
Hüseyin Sağlam (solda) THY Teknik A.Ş.
Uçak Bakım Başkanı Halim Şahin.
Türk Hava Yolları A.O. ailesine 2003 tarihinde katılan ve 23 Mayıs 2006 tarihinden itibaren Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. Genel Müdürlük görevini yürüten
Prof. Dr. İsmail Demir, Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarı olarak iş hayatına devam etmek üzere THY
Teknik A.Ş.’ye veda etti.
İsmail Demir için THY Teknik A.Ş. II. Hangarı’nda yönetici ve çalışanlardan çok
Londra
Nisan
Fam
Trip’leri
Prof. Dr.
İsmail Demir
1960 yılında Elazığ'da doğan Prof. Dr.
Demir, 1982 yılında İTÜ'den Uçak Mühendisi olarak mezun oldu. Uludağ ve
İstanbul Teknik Üniversitelerinde 2 yıl
“Araştırma Görevlisi” olarak çalıştıktan
sonra Yüksek Lisans ve Doktora öğrenimi için ABD’ye gitti. 1992'den 2003 yılına kadar Suudi Arabistan, ABD ve Kanada'da çeşitli üniversite ve araştırma
kurumlarında görev yaptı. 1997'de
“Uçak Elemanları ve Malzemesi” dalında Doçentlik unvanı aldı. 2003 yılı sonunda Eğitim Başkanı olarak girdiği THY
Teknik A.Ş.’de 23 Mayıs 2006 tarihinde
Genel Müdürlük görevine getirildi. 2014
yılında Profesör unvanını alan Demir, Nisan ayında Savunma Bakanlığı’na müsteşar olarak atandı.
sayıda katılımcının hazır bulunduğu bir
veda töreni düzenlendi. Burada yaptığı
konuşmada, bir aile olarak, birçok şeyi
birlikte başardıklarının altını çizen Demir, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi dünyanın önemli uçak bakım merkezi yapma yolunda çok önemli adımlar
attıklarını belirterek; “Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ile bağımız tamamen kopmuş değil, yönetim kurulu üyeliğimiz de-
Avrupa Acenteleri
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin yıl boyu
sürecek “fam trip” programı, yerli ve yabancı birçok acente temsilcisi ve yöneticinin katılımıyla devam ediyor. Nisan
ayında Londra CPB ajans temsilcileri,
Avrupa acenteleri, Danimarka Billund’tan acente temsilcileri ve Türk
Hava Yolları Uçuş Eğitim Başkanlığı’na
bağlı uçuş eğitim doktorları THY Teknik
Prof. Dr. İsmail Demir
THY Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
vam ediyor; zaman zaman yine birlikte
olacağız. Hepimiz bir aileyiz, sizlerle çalışmaktan doyalı çok mutlu oldum. Tüm
çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür
ediyorum,” dedi.
Konuşmasında, daha yapılacak çok şeyin olduğuna dikkat çeken Demir, dünyanın en iyi havacılık bakım, onarım, modifikasyon ve üretim şirketlerini birlikte
oluşturmak üzere bu yolda devam ede-
Danimarka Billund
A.Ş.’yi ziyaret etti.
Acente temsilcileri ve yöneticiler, Türk
Hava Yolları’nın davetlisi olarak 10 Nisan 2014 tarihinde İstanbul’a geldi. İstanbul’un tarihi ve turistik merkezlerini
gezen grup, Turkish Do&Co ve Uçuş İşletme Başkanlığı’nı ziyaret ettikten sonra THY Teknik A.Ş.’ye geldi. THY Teknik
A.Ş.’yi tanıtan sunumu izledikten sonra
Fazıl Çiftçi
THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Vekili
ceklerini sözlerine ekledikten sonra herkesle tek tek vedalaştı. Duygusal anların
yaşandığı veda töreninin sonunda Demir
alkışlarla uğurlandı. Prof. Dr. İsmail Demir’den boşalan Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. Genel Müdürlük makamına Genel
Müdür Yardımcısı (Mali ve İdari İşler) Fazıl Çiftçi vekalet edecektir.
Skytech ekibi olarak, Prof. Dr. İsmail Demir’e yeni görevinde başarılar diliyoruz.
Uçuş Tabipleri
tesisi gezen grup, Türk Hava Yolları’nın
yükselen başarısını takip ettiklerini, bunun yanında Türk Hava Yolları’nın önemli iştirak şirketlerinden THY Teknik A.Ş.’yi
de yakından tanıma imkânı bulduklarını
söyleyerek, kendilerine gösterilen ilgiden dolayı teşekkür etti.
7
8 TEKNİK’TEN HABERLER
Aircraft Interiors Expo’da
“Türk imzası!”
Tamamen Türk mühendisleri tarafından yapılan
“ilk yerli uçak koltuğu” ve “ilk yerli kabin içi mutfak”
Aircraft Interiors Expo’ya damgasını vurdu.
THY Teknik A.Ş. iştirak şirketleri bünyesinde uzun bir hazırlık
döneminden sonra üretilen ve 2014 yılı ile birlikte art arda
lansmanları yapılan “ilk yerli uçak koltuğu” ve “ilk yerli kabin
içi mutfak”, Nisan ayında Hamburg’ta yapılan Aircraft Interiors Expo’ya damgasını vurdu.
Hatırlanacağı gibi THY Teknik A.Ş. iştirak şirketlerinden olan
TSI (Turkish Seats Industries) Uçak Koltuk Üretimi Sanayii
ve Ticaret A.Ş. tarafından üretilen ilk yerli uçak koltuğunun
lansmanı geçtiğimiz Şubat ayında yapılmış ve Türk Hava Yolları’nın Boeing 737-800 tipi uçağına takılmıştı. Hemen ardından Mart ayında TCI (Turkish Cabin Interiors Inc.) Kabin
İçi Sistemleri A.Ş. tarafından üretilen yerli kabin içi mutfağa
sahip ilk Next Generation B737-800 uçağı, Boeing tarafından
Türk Hava Yolları’na teslim edilmişti. Türk havacılık sektörü
açısından devrim niteliğindeki bu büyük atılımla birlikte, TSI
ve TCI şirketlerinin havacılık dünyasını ilgilendiren her türlü
önemli organizasyon ve etkinliğe katılarak, “Made in Turkey”
imzalı uçak koltuğu ve uçak mutfaklarının uluslararası düzeyde tanıtımını yapacağı yeni bir süreç başlatıldı.
Marka bilinirliğini pekiştirerek yeni müşteriler edinmeyi hedefleyen bu sürecin ilk durağı ise Hamburg oldu. 08-10 Nisan
2014 tarihleri arasında Hamburg’ta yapılan Aircraft Interiors
Expo fuarına katılan TSI ve TCI, tanıtımını yaptıkları ilk yerli
üretim uçak koltuğu ve kabin içi mutfak ile aralarında dünya
devlerinin de bulunduğu sektör temsilcilerinden övgüler aldı.
Boeing, Airbus, Zodiac Aerospace, B/A Aerospace, Recaro
ve Geven gibi sektörün önemli temsilcilerinden toplam 525
firmanın katıldığı fuar süresince TSI ve TCI stantları ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Başta Boeing ve Airbus olmak üzere,
Lufthansa, Freebird, Atlas Jet, Pegasus gibi sektörün önde
gelen firma temsilcileri tarafından da ziyaret edilen stantta
ilk yerli üretim uçak koltuğu ve galley ekipmanları hakkında
bilgi verilirken; bazı firmalarla da bire bir toplantılar yapılarak
yakın gelecekte iş fırsatları konuşuldu.
THY Teknik A.Ş.
“MRO Americas 2014”e katıldı
Turkish Technic ve Turkish Habom, dünyanın en önemli
MRO fuarlarından olan “MRO Americas 2014”te büyük ilgi gördü.
Marka bilinirliğinin
artırılması amacı ile
2013 yılında dünyanın
12 farklı noktasında 17 fuar,
konferans ve kongreye
katılan THY Teknik A.Ş.
bu yıl da iştirak şirketleriyle
birlikte yaklaşık 20 fuar
ve konferansa katılmayı
planlıyor.
08-10 Nisan 2014 tarihleri arasında Arizona Phoenix Convention Center'da gerçekleştirilen “MRO Americas 2014” fuarına, Turkish Technic ve Turkish Habom markaları ile katılan
THY Teknik A.Ş. ziyaretçilerden ve katılımcılardan büyük ilgi
gördü. Uluslararası MRO fuarlarının en önemlilerinden kabul edilen organizasyonda, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’den
Oryantasyon
Mehmet Gökhan Doğan, katıldığı seminerde Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin MRO sektörüne yaptığı katkıları anlatan bir
sunum gerçekleştirdi. Fuar boyunca, Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin standını birçok firma temsilcisi ziyaret etti; yapılan
karşılıklı görüşmelerde gelecekte olası işbirliği imkânları ele
alındı.
Türk Hava Yolları’ndan 10 ve 17 Nisan tarihleri arasında yaklaşık 40 uzman, “oryantasyon” kapsamında Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Katılımcılara önce Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda THY Teknik A.Ş.’yi tanıtan bir sunum izlettirildi; sonrasında ise hangar ve atölyeler gezdirildi.
9
10 TEKNİK’TEN HABERLER
Turnuvanın birincisi THY’den Emre Arpa kupasını ve teşekkür belgesini THY Spor Kulübü Genel Kaptanı Zafer Cengiz elinden aldı. İkinci olan, THY Teknik A.Ş.’den Bilal Demir’e ödülünü APU Atölye Şefi Korkut Baytaz; üçüncü olan THY Teknik
A.Ş. çalışanlarından Ali Kulaoğlu’nun ödülünü ise Güç Sistemleri Atölye Şefi Mehmet Çakır verdi.
Satranç Turnuvası
final maçları ile
son buldu
Türk Hava Yolları Spor Kulübü’nün organize ettiği “2. Satranç
Turnuvası” 3 Nisan’da yapılan final maçlarıyla sona erdi. Türk
Hava Yolları A.O., THY Teknik A.Ş. ve THY Habom A.Ş. çalışanlarının katılımıyla 24 Mart’ta başlayan turnuva yaklaşık 10 gün
sürdü.
THY Spor Kulübü’nde yapılan turnuva maçlarına toplam 53 kişi
katıldı. “Swiss” sistemine göre 5 tur şeklinde oynanan maçlar
sonucunda Türk Hava Yolları’ndan Emre Arpa tüm rakiplerini
geride bırakarak birinci oldu. Turnuvanın ikincisi THY Teknik
A.Ş.’den Bilal Demir olurken, üçüncülüğü yine THY Teknik A.Ş.
çalışanlarından Ali Kulaoğlu kazandı.
Türk Hava Yolları Spor Kulübü tarafından THY A.O., THY Teknik
A.Ş. ve THY Habom A.Ş. çalışanlarından oluşturulan satranç
takımımız, 04-11 Mayıs tarihleri arasında THY organizatörlüğünde İstanbul’da yapılacak “25th Annual Interline Chess
Tournament”e katılacak.
Geleceğin kapılarını
aralayanlar
Farklı üniversitelerden bir grup mühendis, THY Teknik A.Ş.’yi
ziyaret etti. Kendilerini, “Geleceğin Kapılarını Aralayanlar,”
diye nitelendirilen Ümit Akademisi üyelerine THY Teknik
A.Ş.’nin yurtiçinde ve bölgesindeki yeri hakkında bir sunum
yapıldı. Sunum sonrasında Uçak Motor Atölyesi, İniş Takımları Atölyesi ve APU Atölyesi’ni ziyaret eden gruba, yapılan
işler hakkında bilgi verildi.
THY Teknik A.Ş.’de 23 Nisan
Uçaklar ve Çocuklar!
Her 23 Nisan’da olduğu gibi bu yıl da gelenek bozulmadı ve THY Teknik A.Ş. farklı yaş gruplarından 100 kadar çocuğa kapılarını
açarak, onlara benzersiz bir deneyim yaşattı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısı ile gerçekleştirilen program
çerçevesinde, B kapısında karşılanan çocuklara önce II. Hangar’da kısa bir tanıtım yapıldı. Ardından bugün için özel olarak hazırlanan Boeing 777 uçağını gezen çocuklar, burada hem eğlenceli vakit geçirdiler, hem de kokpitte pilot koltuğuna oturarak hatıra
fotoğrafı çektirdiler. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda ise çocukları başka bir sürpriz bekliyordu: Özel olarak hazırlanan bir fonda,
her çocuğun pilot kostümleriyle fotoğrafı çekildi ve bugünün anısına kendilerine hediye edildi. Daha sonra çizgi film eşliğinde
yemek yiyen çocuklar, B kapısından ailelerine teslim edildi.
11
12 TEKNİK’TEN HABERLER
Gazi İlköğretim Okulu 1. sınıf öğrencisi olan Yiğit, henüz 6 yaşında. Kendinden birkaç yaş
büyük ağabeyi ile katıldığı gezide neşeli tavırları ile dikkat çeken Yiğit’in gözü yükseklerde.
“Büyüyünce Türk Hava Yolları müdürü olacağım ve buradaki bütün uçakları
kullanacağım.”
Ömer Yusuf Aydın (Sağda)
ve Buğra Hamza Çınar
Melis Kögmen
Özgür Zaman
10 yaşında 4. sınıf öğrencisi olan bu iki yakışıklının hayallerinde futbolcu olmak var.
Ömer Yusuf: “İlk kez 23 Nisan gezisine katılıyorum. En çok kokpite
girmek hoşuma gitti.”
Nail Reşit İlköğretim Okulu 2. sınıf öğrencisi olan Özgür, çok çalışkan bir öğrenci olduğunu söylüyor. Büyüyünce pilot olmak istiyor. Özgür’e, pilot olmak için
ne yapması gerektiğini soruyoruz.
“Pilot olmak için direksiyonu kullanmayı öğrenmem gerek. Bir de
orada çok düğme gördüm; onların ne işe yaradığını da öğreneceğim.”
Buğra: “Ben en çok uçakların motorlarını merak ediyordum; şimdi
yakından görme şansını buldum.”
Gökkuşağı Koleji 1. sınıf öğrencisi 7 yaşında ve büyüyünce öğretmen olmak
istiyor.
“Uçakları hep küçük küçük görüyordum. Şimdi yakından görünce
çok büyükmüş.”
Ece İşbilir
Sertan ve Murat Güler
Berra Pelin Özkan
İhlâs Koleji 1. sınıf öğrencisi büyüyünce
doktor olmak istiyor.
“Uçakları yakından görünce çok
şaşırdım. Çekildiğimiz fotoğrafları
arkadaşlarıma göstereceğim. “
Atatürk İlköğretim Okulu’na giden Ece, ilk
kez yanında annesi ve babası olmadan bir
geziye katılmış.
“Büyüyünce hemşire olmak istiyordum, ama bu geziden sonra fikrimi
değiştirdim, uçak pilotu olacağım.”
Ferhat Paşa İlköğretim Okulu’na giden
iki kardeşten Sertan 7, ağabeyi Murat
ise 8 yaşında. Sertan büyüyünce “maççı” olmak istiyormuş. “O da nedir?” diye
sorunca, “futbol golcüsü” diyor. Murat,
“profesör doktor” olmak istiyormuş.
“SÜPER!”
13
14 HABOM
Otopark Giriş Binası
Geniş Gövdeli Hangar
Bakım Bölümü
Geniş Gövdeli Hangar
Boya Bölümü
Otopark
Yönetim Binası Sergi
HABOM’da
son durum
T
ürk Hava Yolları’nın en önemli yatırımı HABOM’un Sabiha
Gökçen tesislerinde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. THY
HABOM A.Ş.’den edindiğimiz bilgiye göre fiziki olarak tamamlanmış tüm binaların 1. faz kapsamına giren bölümlerinde geçici kabul işlemleri ile beraber eksik imalatların tamamlanmasına devam ediliyor; 2. faza ait binaların imalatları ise
tamamlanmak üzere.
1. faz ve 2. faz binalar kapsamında; “atölye” ve “yönetim” binaları hariç faaliyete geçilen HABOM’daki diğer gelişmeler şöyle: Dar gövdeli uçak bakım hangarında bakım işleri son hızıyla
yürütülürken, atölye bölümleri hazırlıklarını sürdürüyor. Vinç
Mayıs ayı içinde sosyal merkez
“fitness” alanları ile atölye
binasının açık spor alanlarını
kullanıma açmaya hazırlanan
HABOM’da yönetim binası da hazır.
montajları devam eden atölye binasında, taşınma programı yapılmaya başlandı. Nisan ayında kimyasal deponun kullanılmasına başlandı; atık merkezi ise kullanıma hazır hale getirildi.
Arıtma tesisinin kullanımı için hazırlıklar yapılıyor. Sosyal binanın içinde bulunan “fitness” salonlarında alet kurulumları devam ediyor. Mayıs ayı içinde sosyal merkez “fitness” alanları ile
atölye binasının açık spor alanlarının kullanıma açılması planlanıyor. Geniş gövdeli uçak bakım hangarının boya bölümünde
faaliyete başlandı; bakım bölümünde ise dok kurulumları devam ediyor. THY HABOM A.Ş. yönetim binası kullanıma hazır;
yüzde 70 oranında tamamlanan peyzaj işlerine devam ediliyor.
TASARIM GELİŞTİRME VE PROJELER MÜDÜRLÜĞÜ
Kabin modifikasyonunda
THY Teknik A.Ş. Tasarım
Geliştirme ve Projeler
Müdürlüğü, Ural Air’e transfer
olan 2 adet A319-112 tipi
uçağının, kabin içi yenilemesini
ve dış boyanın değişimini
tamamlayarak, EASA’dan
3. STC onayı aldı.
3. STC!
Airblue’dan Ural Air’e transfer olan 2 adet A319-112 tipi uçağının, STC (Supplemental Type Certificate) kapsamındaki “Kabin
içi yenilemesi ve dış boya değişimi projesi,” başarıyla tamamlanarak EASA’dan 3. STC onayı alındı.
3 ay süren kapsamlı çalışmada, Tasarım Geliştirme ve Projeler
Müdürlüğü’ne bağlı Kabiniçi, Yapısal ve Aviyonik Tasarım Ofisleri’nin tamamı yer aldı. Koltuk modifikasyonundan “partition”
ve “stowage” tanımlanmasına kadar geniş bir yelpazede değişiklikler içeren projenin tasarım aşamasında toplamda 20’den
fazla mühendis ve teknisyen görev aldı.
Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü’nün potansiyel yetkinlik ve kabiliyetlerinin uygulamaya geçirilmesi açısından büyük fayda sağlayan bu proje, aynı zamanda gelecekte gerçekleştirilmesi muhtemel daha kapsamlı projeler açısından ileriye
yönelik bir adım olarak görülüyor.
15
16 HAVACILIK DÜNYASINDAN
AEI, 737-800 için dönüştürme programı başlattı
A
eronautical Engineers Inc (AEI), Boeing 737-800 serisi için “yolcu uçağından nakliye uçağına” ve “yolcu
uçağından kombiye” dönüştürme yapan programı
başlattığını duyurdu. Dönüştürme yapılan uçaklar, 737-800
“Özel Nakliye” ve 737-800C “yolcu ve nakliye uçağı” kombinasyonları ile pazarlanacak. Tamamen AEI tarafından finanse edilecek dönüştürme çalışmaları, AEI’nin beş yetkili
dönüşüm merkezlerinden biri olan Commercial Jet's Miami
Florida tesislerinde gerçekleşecek.
AEI, her iki dönüştürme programını, ABD hükümeti Federal
Havacılık İdaresi’nin tamamlayıcı tip sertifikayı vermesine
müteakip, yetkili merkezlerinde hazır hale getirecek. İlk geliştirme ve sertifikasyonun üç yıl kadar sürmesi bekleniyor.
Bu sürecin ardından AEI her iki programı da Avrupa Havacılık Güvenliği Ajansı, Çin Sivil Havacılık İdaresi, Brezilya'nın
Agência Nacional de Aviação Civil ve Rus yetkili kurumlarına
onaylatmayı planlıyor.
Kaynak: MRO News Focus
Latin Amerika’nın en
büyük MRO tesisi:
TechOps Mexico
D
elta Air Lines ve Grupo Aeroméxico, %50 ortaklıkla
Meksika’nın Querétaro eyaletinde Latin Amerika’nın en
büyük MRO merkezini açmaya hazırlanıyor. Querétaro
Intercontinental Airport yakınında bulunan TechOps Mexico’da
hizmete girecek olan MRO merkezi için yaklaşık 55 milyon dolarlık bir yatırım öngörülüyor.
Bağımsız bir eyalet olan Querétaro yönetimi tarafından da
desteklenen tesis, toplam 100 bin metrekarelik alanıyla Latin
Amerika’daki en büyük uçak bakım ve onarım merkezi olacak.
Üç hangara sahip olacak tesiste aynı anda dokuz uçağın bakımı yapılabilecek. Bölgedeki en modern MRO merkezi olmaya
da aday olan TechOps Mexico’da, en son teknolojik yeniliklerin
yanı sıra yenilenebilir ve temiz enerji kullanımını sağlayan sistemler kullanılacak. Yağmur suyu toplama sistemi ve geri dönüşüm programına sahip çevre dostu bir MRO merkezi olarak
tasarlanan tesiste çalışacak teknik personel Querétaro Havacılık Üniversitesi'nde eğitim görmeye başladı bile.
TechOps Mexico, 2011 yılında başlayan Delta Air Lines ve
Grupo Aeroméxico ilişkisini güçlendirmeye yönelik önemli bir
adım olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: AIRBUS
Lufthansa Technik Ar-Ge’ye yatırım yapıyor
L
ufthansa Technik, bu yılın ortalarında şirket merkezinin
bulunduğu Hamburg’da yeni bir bina kompleksini hayata
geçirmeye hazırlanıyor. Yaklaşık 20 milyon avro tutarında
bir inşaat yatırımı yapan Lufthansa, bu komplekste yeni ofis ve
atölyelerinin yanı sıra bir kimya laboratuvarı gibi çalışacak Malzeme Teknolojisi Merkezi’ni de devreye alacak. Bu merkezde,
bileşen ve sistem değerlendirmesi dâhil üretim kaynaklarının
izlenmesi, uçakta kullanılan tüm sıvıların testi, malzeme doğrulama ve yeni teknolojilerin değerlendirilmesi gibi uygulamalar yapılacak.
50 milyon avro olan yatırım hacmini kısa vadede 200 milyon
avroya çıkadığını duyuran Lufthansa Technik, son yıllarda ArGe çalışmalarına hız verirken; çok yönlü yenilik faaliyetlerini,
merkezi inovasyon yönetimi ile tüm birimlere başarılı bir biçimde aktarıyor.
Modifiye E-Jet, daha cimri
Kaynak: MRO MANAGEMENT
E
mbraer, daha önce üretilmiş modellere kıyasla daha az
yakıt tüketen ve bazı aerodinamik iyileştirmeler yapılmış
yeni E175’in tanıtımını yaptı. Yeni E175’teki modifikasyonlar, yeni kanat uçları, bazı sistem optimizasyonları ve yüzeydeki aerodinamik dokunuşları içeriyor.
Embraer firmasından yapılan açıklamaya göre modifiye edilmiş
yeni model, eski E175’lere kıyasla %6,6 daha az yakıt tüketiyor. 70-80 kişilik "turboprop" yolcu uçağı ile karşılaştırıldığında
E175, daha ekonomik olmasının yanı sıra, daha uzun bakım
aralıklarına ihtiyaç duyduğu için daha verimli olarak tanımlanıyor. Üstün yolcu konforuna sahip olan E175’in, 2020’de
E175-E2 piyasaya çıkana kadar kendi sınıfında rekabet gücünü koruyacağı düşünülüyor.
Kaynak: MRO News Focus
Aeroturbine Arizona’da
hangar açıyor
TVS, 2020’ye kadar
International Lease Finance Corporation’ın bir iştiraki olan
Aeroturbine firması Arizona’da hangar alanını yaklaşık 10 bin
metrekare artıran ikinci hangarını açıyor. Bu ikinci hangar, dar
gövde uçak bakım servisi ve 757 kargo dönüşümü hizmeti
verecek. Aeroturbine, Arizona tesislerinde uçak depolama, bakım, modifikasyon, aviyonik sistemler, boyama, lojistik ve parçalama gibi diğer MRO hizmetlerini sunuyor.
Kaynak: AERO TURBINE
Çek havayolu şirketi Travel Service (TVS) ile Lufthansa Technik
arasında 2020 yılına kadar sürecek uzun soluklu bir işbirliği
anlaşması imzalandı. Lufthansa Technik, bu protokolle, Travel
Service filosundaki tüm 737NG uçaklarına MRO hizmeti verecek; ayrıca 56 CFM56-7B motorlarından da tek başına sorumlu olacak. Travel Service, ayrıca Prag-Dubai güzergâhı üzerinde
uçuş sayısında bir artış olacağını; İspanya ve Portekiz’e de yeni
destinasyon açıldığını açıkladı.
Kaynak: AERO TURBINE
Lufthansa Technik ile çalışacak
17
18 ÖZEL RÖPORTAJ
Envanter
Yönetimi
hiç bu kadar
dinamik
olmamıştı
“Yalın” ve “6 Sigma” metodunu
“Kısıtlar Yönetimi” ile entegre ederek,
işletmelerin iyileştirilmesine yönelik
etkili öneriler geliştiren Dr. Bahadır
İnözü’nün THY Teknik A.Ş.’de belirli
malzemelerde uygulanan “Talebe
Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi,”
söz konusu ürünlerde daha önce
%90,4 olan servis seviyesini %98’e
çıkartırken, envanteri yaklaşık %40
azalttı; tasarruf miktarı 3 milyon dolar
seviyesinde.
A
merika’da hayata geçirdiği yönetim danışmanlığı şirketi
NOVACES ile adından söz ettiren Dr. Bahadır İnözü, 2014
yılının başında İstanbul’da kurduğu NOVACES International ile Türk şirketlerine de hizmet vermeye başladı. Özellikle
Envanter Yönetimi ve Dinamik Stok Kontrolü Yöntemleriyle şirketlere hem zaman, hem de ekonomik açıdan ciddi kazançlar
sağlayan öneriler geliştiren İnözü, aynı zamanda çağdaş şirket
organizasyonlarında akış kontrolünün nasıl olması gerektiğinin cevabını da veriyor. THY Teknik A.Ş. Üretim Planlama ve
Kontrol Müdürlüğü’nde sorularımızı yanıtlayan Dr. Bahadır İnözü ile mevcut yöntemleri ve bu yöntemlerin THY Teknik A.Ş.’de
uygulanması ile ilgili ayrıntılı bir röportaj gerçekleştirdik.
Bahadır Bey, başta stok kontrolü ve envanter yönetimi konuları olmak üzere şirket organizasyonlarında önemli iyileştirmeler sağlayan önerilerinizde kullandığınız yöntemleri bize
anlatır mısınız?
Bilindiği gibi, süreçlerdeki israfı azaltmaya yönelik Toyota’nın
çıkardığı bir metodoloji olan Yalın (LEAN) ile süreçlerdeki değişkenliği ve varyasyonu azaltmak üzere ilk kez Motorola tarafından uygulanan fakat General Electric tarafından meşhur
edilen 6 Sigma metodunun arasındaki sinerji fark edildiğinden
bu yana birlikte kullanılıyor. 2 binli yıllardan bu yana “Yalın 6
Sigma” adıyla kullanılan bu metoda daha sonra, Kısıtlar Yönetimi uygulamaları da entegre edildi. Eliyahu Goldratt adlı
fizikçinin bulduğu Kısıtlar Yönetimi, organizasyonlara tepeden
bakarak en büyük dar boğazın nerede olduğunu belirleyen ve
iyileştirme süreçlerini bu dar boğaza odaklayan bir metot. Bu
üç metot bir araya geldiği zaman çok hızlı, çok kuvvetli ve etkili
neticeler almak mümkün. Bu üç metodun entegrasyonunda
öncü rolü oynamak bizim için çok heyecan verici oldu.
Her sektöre uygulanabilir mi?
Bu metot uygulama bakımından çok geniş bir alanda her sektöre uygulanabilir. NOVACES olarak biz, gemicilik, sağlık, kamu
ve havacılık sektörlerinin de aralarında bulunduğu birçok sektörde yüzlerce proje geliştirdik. Fakat sektörün dilini konuşuyor
olmak önemli; özel şartlarını bilmek lazım. Mesela MRO sektörü, hem uzmanlık isteyen bir alan, hem de planlı ve plansız
bakımı içerdiğinden dolayı çok özel “hibrit” çalışma modeline
sahip.
Bu yöntemlerin havacılık sektöründeki uygulamasından söz
eder misiniz?
Uçakların bakım-tutum sektöründe, özellikle stratejik parçaların tedarik sürelerinin hızlandırılmasıyla ilgili çalışmalarımız
oldu. Çünkü bu sektörde tedarik süresi çok önemli... Uçağın
bakım-tutumunda takip edilmesi gereken iki ayrı malzeme
grubu var: Biri planlı olarak değiştireceğiniz parçalar, diğeri de
uçağı açtığınız zaman ihtiyaç duyabileceğiniz parçalar. Bir 747
uçağında 1 milyonun üzerinde parça olduğu düşünülürse, bunların her birinden 20’şer tane stok tutarsanız, çok para bağlamış olursunuz. Üstelik bunların bir kısmı belli bir zaman sonra
kullanılmaz hale gelebilir. Bunun dışında, bazı parçalar, öyle
istenildiği zaman gelmez; bazıları ancak sipariş üzerine üretilir;
bazı parçalara ise talep fazla olduğu için beklemek gerekebilir.
Sonra, AOG (Aircraft on Ground) diye anılan bir kategori var;
acil olarak parçaları en hızlı şekilde temin etmeniz gereken,
çok da yüksek ücretli olarak ödemenizi gerektiren bir durum.
Son derece zor şartlarda çalışılan bir operasyon aslında... Burada 300 binin üzerinde farklı malzemeyle çalışılıyor; bunlardan bir tanesi olmasa, bir vida yüzünden o uçak kalkmayabilir.
Bu yüzden neye, ne kadar ihtiyaç olduğunu bilmek önemli hale
geliyor. Geleneksel yöntemlerde, geçmişe bakarak bir tahmin
yapılır; ancak bu risk almak anlamına da geliyor; hele THY gibi
son derece hızlı büyüyen dinamik bir organizasyonsa…
ÜPK Amerika yolcusu
Üretim Planlama ve Kontrol Müdürlüğü’nden Bilal Pandül ve İbrahim Taş’ın, Dr. Bahadır İnözü danışmanlığında hazırladığı “Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi”
önümüzdeki ay tüm dünya ile paylaşılacak. Kısıtlar Yönetimi konusunda sertifika
veren Theory of Constraints International Certification Organization (TOCICO) tarafından Washington DC’de 08-11 Haziran 2014 tarihlerinde yapılacak konferansa
kabul edilen sunum, THY Teknik A.Ş.’nin uluslararası bilinirliğini artırmak açısından
da önem taşıyor.
İbrahim Taş:
Endüstri Mühendisi – ÜPK
Envanter yönteminde genelde dünyada kullanılan belli başlı
yöntemler var. Stoktaki ürünlerin seviyelerinden hareketle geliştirilen Min-Max yöntemi, “depodaki malzeme ‘Reorder Point’
seviyesine düşünce ‘Economic Order Quantity’ kadar sipariş
ver,” mantığına dayanır. THY Teknik A.Ş.’de stok seviyesini takip ettiğimiz malzemelerde uyguladığımız yöntem esasında budur. Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi’nde ise malzemenin stokta belirli bir seviyeye düşmesi beklenmez; tüketim
çok yakından takip edilerek, siparişler otomatik olarak verilir.
Sistem şöyle işliyor: Programa günlük olarak malzemelerdeki
değişiklikleri giriyoruz. Program haftalık olarak bize sipariş miktarını geri bildirim olarak gönderiyor. Aynı zamanda web tabanlı
bir program olduğu için, anlık olarak malzemelerin durumunu
da istediğimiz an görebiliyoruz.
THY Teknik A.Ş. olarak son dönemlerde çok büyüdük. Birbirleriyle ilişkisi olan 4 farklı tesisimiz oldu: Esenboğa’da Teknik-ESB, Sabiha Gökçen’de Habom-SAW, Atatürk Havalimanı’nda Teknik-IST ve Habom-AHL var. Müdürümüz İskender
Gürsoy’un önerisiyle bu yöntemin bütün tesislerin arasındaki
malzeme yönetimine uygulanabileceği fikri doğdu. Musluk ve
Şamandıra Sistemi adını verdiğimiz bu konsept ile stok seviyeli malzemeler için planlama ve siparişlerin tek bir yerden yapılmasını ve malzemelerin ilgili depolara günlük dağıtılmasını
planlıyoruz.
Bilal Pandül:
Endüstri Mühendisi - ÜPK
THY Teknik A.Ş. olarak 2011 yılının başlarında “Talebe Dayalı
Dinamik Envanter Yönetimi,” gündemimize girdi ve Novaces
ile görüşmeler başladı. Müdürümüz İskender Gürsoy, bu metodun bir hastane üzerinde uygulanmasıyla ilgili yazılmış makale
paylaşmıştı bölümümüzle. Açıkçası, hastane üzerinde olduğu
için ilk etapta bu konseptin bize uymayacağını düşündüm. Fakat proje üzerinde çalışmaya başlayıp, yazılımcı arkadaşlarla
da bir araya gelince metodun faydalarını daha net gördüm. İlk
etapta dört parça ile başladık. Sonra bin parçaya çıkardık. Ardından rastgele seçilmiş 2 bin parçayla 1. faza başladık; ilk faz
aslında birçok şeyin bizim sektöre adaptasyon süreciydi. Bir
takım uyarlamalar, alt yapıda değişiklikler yapılması gerekiyordu. Onlar yapınca da çarpıcı sonuçlar almaya başladık. 2. faza
geçince rastgele seçilen parçalar yerine, bilinçli seçilmiş bin
kadar parçada uygulama yaptık. Sonuçlar iyi olmasına rağmen
2. faz bittikten son 148 parçada devam etme kararı aldık. Bunun nedeni IT altyapısının henüz hazır olmamasıydı. Çünkü bu
program daha sık, daha küçük miktarlarda sipariş gerektiriyor,
bu da satın almacıların yükünü artırıyordu. Bunun üstesinden
gelmek için otomatik PO (satın alma emri) yazma programını
geliştirdik. Fakat bunun için de TRAX adlı bir programın hayata
geçmesi gerekiyor. Haziran ayında bu programın hayata geçirilmesini bekliyoruz.
19
20 ÖZEL RÖPORTAJ
Dr. Bahadır İnözü, İTÜ Genel Makina Mühendisliği alanında lisans,
Michigan Üniversitesi’nde de Gemi İnşaatı ve Makinaları Mühendisliği alanında yüksek lisans eğitimi aldı. 1990-2005 yıllarında
New Orleans Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve bölüm başkanlığı
yaptı. 2004’te New Orleans’ta “NOVACES”, 2014’te İstanbul’da
“NOVACES International” şirketlerini hayata geçirdi. Denizcilik,
sağlık ve havacılık sektörünün dışında Amerikan hükümetine ve
bazı eyalet yönetimlerine de danışmanlık ve eğitim hizmeti veren
İnözü’nün “Sağlık Sektöründe Performans Geliştirme: Yalın, Altı
Sigma ve Kısıtlar Yönetimi ile Değişime Liderlik Yapmak” adlı bir
kitabı bulunuyor.
Bu durumda sizin öneriniz nedir?
Sadece dikiz aynasına bakarak tahmine dayalı planlama
yapmak riskli ve yetersiz. Bizim geliştirdiğimiz Talebe Dayalı
Dinamik Envanter Yönetimi, geçmiş bilgileri ve mevsimsel değişimleri de göz önünde tutarak günlük tüketime ve tedarik
zincirindeki akışa bakarak istenilen malzemeyi en hızlı şekilde
alabilecek çevik bir yapı oluşturmayı amaçlar. Geleneksel yöntem olarak tanımlayabileceğimiz Min-Max yönteminde, raftaki
ürüne bakarsınız, azaldıkça sipariş verirsiniz. Bizim yöntemimizde ise günübirlik ne kadar harcandığına bakılır; ayrıca temin etme süresi de hızlandırılarak işletme geleneksel metotlara göre çok daha verimli bir yapıya kavuşturulur.
Uygulaması kolay mı?
Altyapıda ve şirket yapısında gerçekleştirilecek bir takım değişikliklere bağlı. Her şeyden önce bu yöntemin uygulanması
için güvenilir bir veri sistemine ihtiyaç var; malzeme akışının
ve bilgi akışının doğru ve hızlı olması gerekiyor; bunun için de
otomasyon sistemine ve satın alma proseslerinde bazı değişiklikler yapılmasına ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca, süreç iyileştirme
“değişim” anlamına geliyor. Değişim denince de bir takım rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Değişimden etkilenecek kişiler, ne
olacağını bilmiyorlar ve doğal olarak direnç gösteriliyor. Bunları
iyi yönetmezseniz, süreçteki kilit paydaşların katılımını sağlamazsanız çok iyi bir çözüm üretseniz dahi iyi sonuç alamazsınız. Şu unutulmamalı ki: “Sürekli Süreç İyileştirme” bitmeyen
bir yarıştır. Bu kültürü, kurum içinde yerleştirmek gerekiyor.
Çalışanların bu heyecanı hissetmeleri, kendilerinde o enerjiyi
bulabilmeleri çok kritik, iyi yönetilmesi gereken bir süreç. Bizim uygulamalar çok radikal iyileştirmeler yapıyor; ama aynı zamanda getirdiği kültür değişimi de bir o kadar radikal. Dolayısı
ile üst yönetimin bu konuda kararlı ve istekli olması şart.
THY Teknik A.Ş. ile 2011 yılından bu yana çalışıyorsunuz.
Neler yaptınız, nasıl sonuçlar aldınız bunları bizimle paylaşır
mısınız?
Uzunca bir süre, adını 5 Japonca sözcükten alan “5S” metodu uygulanıyordu; şimdi Yalın uygulamasına geçildi; bu arada
6 Sigma ile ilgili çalışmalar da oldu. THY Teknik A.Ş. sürekli
süreç geliştirme kültürüne son derece açık, bunu teşvik eden
bir organizasyon zaten.
Bu yıl Komponent Müdürlüğü'nde odaklı performans geliştirmeyle organizasyonun büyük resmini çekerek, darboğazı ortaya koyup oraya odaklanılmasını sağlamaya çalıştık. Daha önce
de sarf malzemelerinin stok kontrolüyle ilgili 2 fazdan oluşan
bir uygulama yaptık. 2011 yılının Temmuz ayında başlayıp
yıl sonuna kadar devam eden 1. fazda belli bir grup parçayı
seçtik; şartlarına baktık, durumu inceleyip bazı düzenlemeler
yaptık. Devamında 1000 kadar parçayı kapsayan 2’nci fazı
bitirdik. 2’nci faz sonunda bu metodun faydalarını maksimize
edebilmek için gerekli strateji ve taktiklerin tümünü hemen
hayata geçiremeyeceğimizi gördük. IT altyapıları programın istediği veri akışı ve satın almada otomatik PO (Purchase Order)
sağlayacak seviyede değildi. Dolayısı ile bu metot şimdilik 148
parçada uygulanıyor; buna rağmen sık kullanılan pahalı parçalar olması dolayısı ile sağladığı tasarruf büyük boyutlarda.
Kısmen uygulama şansı yakalayan bu yöntemin faydasını rakamsal olarak ifade edersek…
Envanteri yaklaşık %40 azaltarak, daha önce %90,4 olan servis seviyesini %98 ve üstüne çıkardık. Tasarruf miktarı ise 3
milyon dolar seviyesinde.
SÜREKLİ GELİŞİM
ÇALIŞTAY 1407
1407 - AOG Stress Test VSM (Value Stream Mapping) Çalıştayı’nda,
bir dış istasyonda AOG (Aircraft on Ground) durumdaki uçak için ekip,
malzeme ve bakım planlaması incelenmiştir. Çalışma sonunda yazılan
iyileştirme fırsatları 90 gün içinde kapatılacaktır. Çalıştayda beklenen, AOG durumunda her bir birimin raporlama sorumluluklarını standard hale getirmektir.
Katılımcı birimler: SGKPM, GSMM, THY Teknik Başkanlık, MCC, MOCC, GE.
En iyi gönüllü
TPM örnek ofis
Bakım Mühendislik Müdürlüğü’ne bağlı Teknik Doküman Yönetim Şefliği, “En İyi Gönüllü TPM Örnek Ofisi” olarak seçilmiştir. Türkçeye “Toplam Verimli Bakım” olarak çevrilebilecek TPM (Total Productive Maintenance), sıfır ekipman duruşu ve sıfır kalite hatası hedefleyen bir bakım
sistemidir. Çalışmada emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.
Soldan sağa; Muhittin Çelik, Berna Oran Türksoy, Özkan Erdem
Sürekli gelişim
panoları
SÜREKLİ GELİŞİM PANOSU
Performans Takibi
Şirketimizde bulunan sürekli gelişim panoları değiştirilmeye başlanmıştır. Yeni panoların formatı aşağıda verilmekte olup; destek birimlerinde sadece “başkanlıklarda”, operasyon birimlerinde ise her bir
“müdürlükte” bulunacaktır. Destek birimlerinde “müdürlükler” panoda
istenen formları, başkanlık panolarında her ayın 6’sına dek güncelleyeceklerdir. Operasyon birimlerinde ise “şeflikler” panoda istenen formları müdürlük panolarında, her ayın 6’sına dek güncelleyeceklerdir.
Güncelleme sorumluluğu her bir müdürlük için yayılım şampiyonlarına
aittir. Başkanlık panolarının tamamlanmasından başkanlıkta bulunan
yayılım şampiyonları sırası ile sorumlu olacaklardır.
5S/Tpm
Süreçler ve Sürekli Gelişim
İsgç
Işığını Yay
Şirket Vizyon & Misyon &
Politikası
Alan Sorumluluk Dağılımı/Layout
Sipoc ve Süreç Akış Şemaları, Standart İşlem Örnekleri Multiskill Matris
İsgç Hedefler
Birinci Çeyrek Öneri
Birincisi
Şirket Kalite Hedefleri
5S Grafik ve Kontrol Listesi
Süreç Olgunluk Seviye Kontrol Listesi
Toplanma Noktaları
İkinci Çeyrek Öneri Birincisi
Bölüm Hedefleri ve Takip
Çizelgesi
Tpm, Makina Duruşları (Ofisler için
Haftalık Sürekli Gelişim Bülteni)
Gerçekleştirilen
Çalıştay Örneği
Alert
Üçüncü Çeyrek Öneri
Birincisi
Tutturulamayan
Hedefler için Kök
Neden Analizi
Alana Ait 5S/Tpm
İyileştirmeleri
Çalıştaya Ait Kaizen’lerin Durumu
İsgç Toplantı Tutanakları
Dördüncü Çeyrek Öneri
Birincisi
21
22 AR-GE MERKEZİ
CAD
CAM
Bilgisayar destekli tasarım ve imalat
Özellikle
endüstriyel tasarım
ve üretimin göz
bebeği olan
CAD/CAM, sadece
Türkiye’de değil
tüm dünyada
neredeyse
bütün sanayi
kuruluşlarında
farklı alanlarda
yoğun bir biçimde
kullanılıyor.
Farklı alanlarda
kullanılmakla
birlikte amaç aynı:
“Bilgisayar destekli
tasarım ve imalat.”
P
ek çok sahada olduğu gibi mühendislik sahasında da yaygın olarak kullanılan CAD/CAM, birbirinden bağımsız işleyen fakat birbirini tamamlayan iki süreç…
CAD
Bu kısaltma "Computer Aided
Design" sözcüklerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Türkçesi
"Bilgisayar Destekli Tasarım"dır.
CAD genel olarak proje ve teknik
resim çizimlerinde kullanılır. Teknik elemanlar için çok büyük bir
öneme sahiptir.
CAM
Bu kısaltma "Computer Aided
Manufacturing"
sözcüklerinin
baş harflerinden oluşmaktadır.
"Türkçesi Bilgisayar Destekli İmalat"tır. CAM programları karışık biçimli veya
elle yazılması zor olan parçaların CNC tezgâhlarında işlenmesi için gerekli
Numerical Control (NC) kodlarını, verdiğiniz parametrelere göre oluşturan
programlardır. Önceden sadece CAM üzerine yazılan programlar yerine günümüzde firmaların aynı data üzerinde çalışmayı kolaylaştırmak ve gereken
ihtiyaçlara cevap vermesi için CAD ve CAM modülleri aynı paket program içerisinde gelmektedir.
Sanayideki en büyük CAD/CAM programı payına Catia sahip olmakla beraber,
en büyük takipçisi UniGraphics'tir. SolidWorks ve AutoCAD en çok kullanılan
CAD programıdır. SolidWorks için CAM
programı CamWorks ve SolidCAM; Autocad için ise yeni piyasaya sürülen AutoCAM programları mevcuttur.
CAD ve CAM pek çok sahada olduğu gibi
mühendislik sahasında da yaygın olarak
kullanılmaktadır. İmal edilecek herhangi
bir parçanın teknik resmi veya üç boyutlu modeli veyahut herhangi bir sistem
şeması bilgisayarda kolayca tasarlanıp
hassas bir şekilde çizilebilmektedir. Çizilen bir şekil üzerinde istenen herhangi
bir değişiklik birkaç ufak işlemle kolayca
yapılabilmekte, hatalar derhal düzeltilebilmektedir. Elle tasarlanıp çizimi çok zaman alan çizimler ve tasarlanması çok
güç olan karışık parçaların modelleri bilgisayarda kolayca yapılabilmekte; hatta
tasarlanan modelin döndürülmesi, kesitinin alınıp çeşitli açılardan incelenmesi
ve çeşitli yüklere karşı mukavemetinin
analiz edilmesi mümkün olabilmektedir.
Yani CAD sayesinde mühendislik çizim
ve tasarımları elle yapılana göre çok
daha hassas, hızlı yapılabilmekte ve pek
çok konuda tasarruf sağlanmaktadır.
CAD sistemiyle tasarlanıp çizimi yapılan
bir parçanın bilgisayar yardımıyla imali
veya bir sistemin montajı CAM sistemiyle gerçekleştirilir. CAM, yapılacak imalat
veya işin bilgisayar kontrolünde yapılmasıdır. Bilgisayar kontrollü CNC (Computer
Numeric Control) tezgâhlar veya çeşitli
taşıma, montaj, aktarma işlerinde kullanılan robotlar önceden programlanarak
yapılacak işin otomatik olarak yapılması
sağlanır. Programlama, insanın her seferinde kumanda ettiği tezgâh hareketlerinin çeşitli kodlarla tezgâh bilgisayarına tanıtılmasından ibarettir. Program
yüklenip başladıktan sonra insan müdahalesine ihtiyaç duyulmadan imalat
tamamlanır. Dizaynda olduğu gibi imalat çok daha hassas, hızlı ve tasarruflu
yapılabilmektedir. CNC tezgâhlarda, NC
tezgâhlardan farklı olarak bir bilgisayarlı kontrol ünitesi bulunur. Böylece NC
programları kesicilerle ilgili bazı teknik
ve ofset bilgileri kalıcı olarak tezgâh hafızasında saklanabilir.
Bilgisayar destekli tasarımın faydaları
• Piyasanın ihtiyaçlarına daha hızlı cevap verilir.
• Gerekli veri tabanı oluşturulduktan sonra benzer yeni mamuller üretmek için
gereken proje zamanlarını en aza indirerek, pazar rekabetinde avantaj sağlar.
• Kopyalama (çizme) hataları minimuma iner. Tasarımın doğruluğunu arttırarak
daha iyi bir çıktı sağlar.
• Mühendislik personelinin ihtiyaçları azalır.
• Tasarımın mevcut imalat tekniklerine uygun olmasını ve standardizasyonu sağlar.
• Yapılmış tasarımlar üzerinde ortaya çıkan müşteri istekleri kolaylıkla yerine getirilir.
• Analiz sırasında bileşenlerin birbirleriyle etkileşimleri daha kolay belirlenir.
• Daha iyi bir fonksiyonel analiz sağlanarak “prototip” test sayısı azalır.
• Dokümantasyon hazırlamaya destek sağlar.
• Takım tasarımında üretkenliği arttırır. Mühendisler, tasarımcılar, yönetim ve farklı
proje grupları arasında daha iyi bir anlaşma ve haberleşme ortamı sağlar.
• Maliyetler hakkında daha iyi bilgi sağlar.
• NC parça programları ve rutin çizim görevleri için gerekli eğitim süresini azaltır.
• Algoritmaları optimize ederek malzemelerden ve makine zamanlarından tasarruf
sağlar.
• Projeler üzerinde çalışan tasarımcıların daha etkin bir şekilde yönetilmesini sağlar.
• Karmaşık parçaların incelenmesine yardımcı olur.
23
24 EMNİYET KÖŞESİ
Geçtiğimiz aylarda havacılık sektöründe ender rastlanan
bir olayla karşılaşıldı: Burun iniş takımı (NLG-Nose Landing Gear) henüz değiştirilmiş bir Boeing 737, ilk uçuşunda “NLG çökmesi” yaşadı. Sorunu MEDA çalışmasıyla
ele alan THY Teknik A.Ş. hatanın kök sebebini bulmaya
yönelik yaptığı incelemeleri kısa bir sürede sonuçlandırdı.
I/T Atölyesi tarafından bakımı yapılan ve söz konusu hatanın yaşandığı NLG’nin 2000’li yıllara uzanan geçmişini,
geçirdiği süreçleri, kiralandığı, tamir veya bakım gördüğü
bütün önemli aşamaları kapsayan bu çalışma, gerek nadir
rastlanılan bir olay olması, gerekse örnek bir çözüm süreci
içermesi açısından MRO sektörünü yakından ilgilendiriyor.
Araştırma Süreci
İlgili iniş takımı THY Teknik A.Ş. I/T Atölyesi’nde detaylı bir
şekilde incelenmiştir. MEDA araştırmaları gereği geçmişe dönük yapılan bakım kaydı incelemelerinde, NLG, Jet
Airways’deyken 02.02.2000 yılında “Internal failure” arızası meydana geldiği ve NLG’nin 22 Ekim 2001 yılında erken
overhaul’a gönderildiği anlaşılmıştır.
MEDA Konusu: NLG Çökmesi
Bildirim Türü: Internal Occurrence
Olay Süreci
Boeing 737 uçağında
NLG değişimi yapılıp
sefere verilmiştir.
İlk uçuşunda NLG çökmesi yaşanmış, yapılan
ilk incelemede ikmal yapılmasına rağmen hidrolik
kaçağı gözlemlenmiştir.
I/T Atölyesi’nden ilgili
lokasyona giden teknisyen tarafından yapılan
incelemede Gland Nut’ın
en üstten sadece 2 dişinin
tuttuğu görülmüştür.
Seal değişimi için
2 gün hangar yeri slot’u
beklenmiştir.
I/T Atölyesi’nde tüm yedek
NLG’ler kirada olduğu için
SAW tesislerindeki aynı tipte farklı bir uçaktan NLG
sökülmüş, ilgili lokasyona
gönderilmiştir.
NLG,
uçağa faal takılarak
4 gün sonunda sefere
verilmiştir.
Overhaul işlemi NLG üreticisi tarafından yapılmış ve aşağıda
belirtilen “defect” bulunmuştur.
Üretici firma overhaul sırasında outer cylinder’in gland nut
bağlantı bölgesindeki dişlere oversize tamiri uyguladığı halde; aşağıdaki dokümanda görüldüğü üzere standart dışı
gland nut kullanıldığı görülmektedir. Oversize gland nut kullanılmış olsaydı parça numarası 16A1513-2 olması gerekirdi.
Atölyede olay sonrası yapılan incelemede outer cylinder Mfr.
PN ve SN yer aldığı bölgeye aşağıdaki bilgi notunun yazıldığı
tespit edilmiştir: «1/16 O/S GLAND NUT REQ»
THY Teknik I/T Atölyesi’nde yapılan overhaul sırasındaki incoming inspection’da çekilen fotoğraf aşağıdaki gibidir:
Oversize olan gland nut,
sarı renkli olmalıydı. Boeing tarafından sağlanan tüm oversize gland
nut’lar sarı renk boyalı
olarak gelmektedir.
Sarı renk olmalıydı
THY Teknik I/T Atölyesi’nde yapılan overhaul sonrasında oversize olan bir
gland nut örneği yanda
görülmektedir.
2012 yılında yapılan overhaul sırasında NLG üreticisi firma tarafından takılan gland nut, korozyon tespit edilmesi nedeniyle
sökülmüş ve yerine standart (oversize olmayan) gland nut takılmıştır. 2012 yılındaki son overhaul sonrasında, NLG 2013
yılında da 3 ayrı operatörde toplam 1214 cycle uçmuştur. Son
operatörden kira dönüşü gelen NLG’de hidrolik kaçak indikasyonu görüldüğü için dinamik ve statik seal’ler değiştirilmiş ve
testleri yapılmıştır. Seal değişimi sonrası CMM’e göre gerekli
tüm testler (hidrolik kaçak testi dâhil olmak üzere) yapılmış ve
testlerden başarıyla geçmiştir.
Gland nut, inner cylinder üzerindeki tüm seal grubunu outer
cylinder içerisinde tutmaya yarayan parçadır. Açıldığı anda outer ve inner cylinder birbirinden ayrılır.
Tespit edilen hidrolik kaçağı sonrasında gland nut sökülerek,
seal’ler değiştirilmiş ve aynı gland nut tekrar monte edilmiştir.
CMM prosedürü gereği montaj yapılırken, gland nut torklandık-
tan sonra üzerindeki emniyetler kanallara denk gelecek şekilde gevşetilmektedir. Bu işlem birbiriyle uyumlu işlenmiş gland
nut ve outer cylinder arasında sorun oluşturmaz; ancak outer
cylinder oversize işlenmişken, standart gland nut kullanıldığı
zaman dişler arasında boşluk oluşturmaktadır.
İlk uçuş sonrası iniş yapıldığı sırada oluşan kuvvetin etkisiyle outer cylinder ile gland nut dişler arasındaki boşluk, gland
nut’ın açılarak yerinden çıkmasına neden olmuştur. Gland
nut, inner cylinder’in alt tarafına çarpmış, boşta kalan outer
cylinder gland nut üzerine oturmuş, outer ve inner cylinder iç
içe geçmiştir; bu sırada bazı sealler gland nut ve outer cylinder arasında sıkıştığı için steering esnasında parçalanmış ve
oluşan kuvvet nedeni ile outer cylinder üzerinde iz oluşturarak
çepeçevre hasarlamıştır.
DFDR kayıtları incelenmesi sonucunda herhangi bir “hard landing” durumu olmadığı gözlemlenmiştir.
Section III
Maintenance
System Failure
Section IV - Contributing Factor Checklist
F.13 Individual Factors-Situation Awareness
Inspection sırasında NLG üzerinde oversize işlemi gördüğünü
ifade eden yazı görülememiştir.
C.7. Aircraft Design/Configuration/Parts-Not Used
Oversize gland nut sarı renkli
olması gerekliydi, oysa NLG üreticisinin kullandığı gland nut bunu
belirtecek şekilde boyalı değildi.
Bu nedenle 2012 yılında yapılan
overhaul sırasında 162A1513-1
standart gland nut kullanılmıştır.
(162A1513-2 oversize gland nut
kullanılmış olsaydı, outer cylinder
oversize ölçülere göre işlenmediği
için, montajı yapılamayacaktı.)
3.Why
2.Why
C.5. Aircraft Design/Configuration/
Parts-Parts/Equipment Incorrectly Labeled
1-) 2001 yılında NLG üretici firması tesislerinde yapılan
“overhaul” işlemi sırasında, Boeing’in ürettiği oversize gland
nut ölçüsüne göre outer cylinder dişleri işlenmemiş, outer
cylinder diş ölçüsüne göre gland nut imal edilmiştir. Gland nut
üzerinde yapılan işlemi gösteren sarı renkli markalama yoktur.
2-) Oversize yazısı outer cylinder üzerine yazılması gerekirken
NLG’de P/N ve S/N yer aldığı yere yazılmıştır.
1.b - Installation failureWrong material/equip./
part installed
162A1513-1 Gland nut
kullanılmıştır.
1.Why
Section II
Event
2.Aircraft
Damage
EVENT
25
26 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası
"Önce İNSAN!"
“Türkiye, iş kazaları ve
ölümlerde kötü karneye sahip
ülkelerden birisi… THY Teknik
A.Ş. gibi bu konuda kurumsal
bir bilinç oluşturmayı başaran
sorumluluk sahibi kuruluşlardan
başlayarak, ülke genelinde
iş sağlığı ve güvenliğini artırıcı
önlemlerin alınmasını sağlamak
hepimizin görevi.”
İ
ş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konusu, M.Ö. 370’de Hipokrat’ın,
kurşunun zararlarını ortaya koyması ile başlayan; 16. yüzyılda İtalya’da; 18. ve 19. yüzyılda Almanya, İsviçre, Fransa ve
ABD’de iş sağlığı güvenliği ile ilgili kanunlar çıkarılması ile devam
eden bir süreç. 1919 yılında kısa adı ILO olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kurulması ile bu süreç uluslararası boyuta taşınmış; devamında 1946 yılında Birleşmiş Milletler çatısı altına
alınarak çalışmaların etkinliği artırılmıştır.
ILO’nun, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında kabul ettiği
sözleşme ve tavsiyelerde bulunan 5 temel ilkesi:
•ÖNLEME•KORUMA•UYARLAMA•GELİŞTİRME•HAFİFLETME
Ülkemizde ise Cumhuriyet kurulmadan önce çalışma kuralları
ile ilgili bazı nizamnameler çıkarılmış; Cumhuriyetin kurulması
ile 1964’te Sosyal Sigortalar Kanunu, 1971’de 1475 sayılı İş
Kanunu uygulamaya konulmuştur. AB uyum çalışmaları sonucunda 2003’te yayınlanan 4857 sayılı Yeni İş Kanunu’nu takiben 2008 yılında yayınlanan 5510/5754 sayılı Sosyal Güvenlik
Kanunu ve 30.06.2012 tarihinde İş Sağılığı ve Güvenliği Kanunu ile bu kanunlara istinaden çıkarılan tüzük, yönetmelik ve
tebliğler ile çalışma hayatı kontrol altına alınmıştır.
Günümüzde, “İş Sağlığı ve Güvenliği” uygulamalarında, riskleri
tespit ederek proaktif önlemlerle öncelikle yerinde yok etmek;
yok edilemiyorsa etki şiddetini ve süresini azaltmak ya da maruz kalanların sayısını azaltmak şeklinde çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre meydana gelen iş kazalarının
%98’i “önlenebilir” ve bunların %50'si ise “kolaylıkla önlenebilir” nitelikteki iş kazalarıdır. Yüksek iş güvenliği kültürüne sahip
olan işyerleri, kazaların önlenmesi konularında proaktif davranarak, yatırımlar yaparak, çalışanlarının motivasyonunu en üst
seviyeye çıkartarak kaza ve kayıp günleri önlemekte, iş gücü
verimliliğini arttırmaktadır.
İşyerlerinde iş sağlığı güvenliğini yönetmek; en üst yöneticiden
başlayarak, çalışanın kendisi ve beraber çalıştığı kişilerin sağlık ve güvenliğinden sorumlu olabilmektir. Bu kültürün yerleştiği, sorumlulukların belirlendiği, herkesin iş güvenliğini içselleştirdiği işyerlerinde, iş kazası ve meslek hastalıkları ile kayıplar
en alt seviyeye inecektir.
2012 yılında Türkiye’de 74 bin 871 iş kazası, 395 meslek hastalığı meydana gelmiş; bunun sonucunda 745 kişi hayatını
kaybetmiş ve yaklaşık 1 milyon 650 bin işgünü kaybı gerçekleşmiştir. Bu istatistikî bilgiler, sadece SGK’ya bildirimi yapılan
resmi verilerdir. Maalesef bu verilerle bile iş kazaları ve ölümlerde dünyada en kötü ülkeler arasındayız; bu kötü durumdan
kurtulmak için hepimize büyük görevler düşmektedir.
THY Teknik A.Ş.’de Bilinç Artıyor
THY Teknik A.Ş.’ye gelirsek; İş Sağlığı Güvenliği (İSG) politikamızda
da belirttiğimiz gibi “Önce insan”
ve “Hiçbir iş, insanın can güvenliğini tehlikeye atacak kadar acil ve
önemli değildir,” düsturundan hareketle tüm paydaşlar ve çalışanlar olarak durumun farkındayız.
Şirketimizin kurulduğu 2006 yılından beri her ay, İş Sağlığı Güvenliği kurul toplantıları yapılmakta ve
kurulda alınan tüm kararlar, yönetimin de desteği ile uygulanmaktadır. Şirket politikamız ve OHSAS
18001 belgemiz gereğince, her 6
ayda bir tüm yönetime “iş kazaları,
nedenleri ve önleme aksiyonları”
hakkında sunum yapılmaktadır.
2010 yılında atölye ve hangarlarda İSG bölge sorumluları tespit
edilip, riskler anında değerlendirilerek önlem alınma çalışmaları başlamış ve periyodik bölge sorumluları toplantıları ile
sonuçlar değerlendirilmektedir. Şirketimizde, “olay raporlama”
ve “öneri sistemi” uygulanmakta ve tüm çalışanlar gördükleri tehlike, risk ve “ramak kala” olayları raporlayabilmektedir.
Yapılan işe uygun Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD) tanımlı
hale getirilmiş, takımhanelerde mankenler üzerinde üç boyutlu
olarak sunulmaktadır. Tesisimizdeki İSG uygulamaları ile ilgili
olarak çalışanlarımızın rol aldığı bir film yaptırılmış; oryantasyon çalışmalarında ve dışarıdan gelen ziyaretçilerimize bu film
gösterilerek konunun daha iyi anlaşılması sağlanmaktadır.
Tüm çalışanlara her yıl tam kan ve idrar testi yapılmakta, akciğer grafisi çekilmektedir. Çalışılan birimlerdeki maruz kalınan
risklere göre “odyometrik test” ile kanda ağır metal ve hepatite
yönelik kontroller yapılmaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), iş kazalarını önlemek, işyerlerindeki çalışma şartlarını düzenlemek ve iş kayıplarını en aza indirebilmek amacıyla, 1987 yılından bu yana
4-10 Mayıs tarihleri arasındaki haftayı “İş Sağlığı Güvenliği
Haftası” olarak kutlamaktadır. 2001 yılından itibaren ise üç
yılda bir Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Bölge Konferansı
şeklinde düzenlenmektedir. İSG haftalarında çeşitli bilimsel
konferanslar ve oturumlar yapılmakta, katılımcılara fikir alışverişlerinde bulunma imkânı sağlanmaktadır.
Bu yıl, 5-7 Mayıs 2014 tarihleri arasında İstanbul Haliç
Kongre Merkezi’nde “7. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği
Konferansı” gerçekleştirilecek. ÇSGB tarafından ana başlığı, “İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi”
olarak açıklanan konferansta, başta İSG politikaları ve risk
analizleri olmak üzere iş kazaları, meslek hastalıkları, iş
hukuku, İSG eğitim ve uygulamalarının da aralarında olduğu 50’den fazla alt başlık ele alınacak.
Öncü kimliği ile bugüne kadar iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
yapılan birçok etkinlik ve organizasyonda yer alan THY Teknik
A.Ş.’nin bu konuda yaptığı çalışmalar ve tutumu katıldığı tüm
etkinliklerde ilgi uyandırıyor.
2007 yılında Harbiye Askeri Müzesi’nde yapılan 21. İSG Haftası Fuarı’na stant açarak katılmış; gerek standımız gerekse
dağıttığımız iş sağlığı güvenliği kitapçıklarımızla başta ÇSGB
yetkilileri olmak üzere katılımcılar ve ziyaretçilerden övgüler
almıştık. 2008 yılında Ankara’da gerçekleştirilen 22. İSG Haftası’na; 8-10 Mayıs 2009 tarihleri arasında Bursa’da yapılan
23. İSG Haftası’na; 4 Mayıs 2010 tarihinde Konya’da yapılan
24. İSG Haftası’na katılarak bu konulara olan ilgimizi ortaya
koyduk. 11-15 Eylül 2011 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre
Merkezi’nde gerçekleştirilen 19. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Kongresi’nde ise ÇSGB, THY Teknik A.Ş.’yi “İyi Uygulama
Örneği” olarak teknik gezi kapsamına aldı; biz de ulusal ve
uluslararası kongre katılımcılarını kurumumuzda ağırladık. Bu
yıl da 5-7 Mayıs 2014 tarihlerinde yine İstanbul Haliç Kongre
Merkezi’nde yapılacak olan 7. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği
Konferansı sonrasında THY Teknik A.Ş. uçak bakım hangar ve
atölyelerinde katılımcılara yönelik bir teknik gezi planlanmıştır.
İş Sağlığı Güvenliği Haftası
27
28 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ
AĞ GÜVENLİĞİ ve
korunma yöntemleri
Küresel anlamda,
firmaların sürekli
gündemlerinde tuttuğu
kötü niyetli siber saldırılar
hız kesmeden devam
ediyor; bu saldırılardan
korunmak için geliştirilen
yöntemler ne?
Peki, siz, işyerinde
veya evde kullandığınız
bilgisayarınızın
güvenliğinden
emin misiniz?
G
ünümüzde bilişim alanındaki en büyük sorunlardan biri
ağ güvenliğidir. Büyük şirketler, kurmuş oldukları ağ
sistemlerini, kötü niyetli siber saldırılara karşı korumak
için neredeyse yaşamsal bir savaş veriyor. Firmalar, ticari anlamda büyük zarar gördükleri bu tür saldırıları maliyet unsuru
olarak bütçelerine eklerken; madalyonun öbür yüzünde bu tür
sistemleri üreten ve yazılım geliştiren firmalar büyük paralar
kazanıyor. Saldırı çeşitleri arttıkça, buna bağlı olarak yeni ağ
güvenliği programları ve sistemler gündemimize giriyor. Sadece büyük firmalar değil, kişisel bazdaki kullanıcılar da güvenli
bir iletişim arzular; bilgilerinin saklanıp korunduğundan emin
olmak için çeşitli programlar ve sistemler satın alırlar.
Küresel anlamda büyük bir pazar haline gelen bu güvenlik
tehditleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz ekonomisine de
büyük zararlar vermektedir. Yapılan araştırmalara göre, dünya
genelinde şirketlere yapılan saldırıların büyük bölümü (%70 ila
%90 arasında) şirket çalışanları tarafından gerçekleştiriliyor.
Bu bilgi bilerek ya da bilmeyerek sistemlere verilen zararları
kapsıyor.
Genelde işinden kötü şekilde ayrılan şirket çalışanı, sistemlere
ait bilgiyi başkalarına verebiliyor ya da özellikle sistemleri sa-
Bilgisayarınız tehlike altındaysa!
Dünya genelinde şirketlere
yapılan saldırıların büyük
bölümü şirket çalışanları
tarafından gerçekleştiriliyor.
bote edebiliyor. Kötü niyetli bir kişi, kendi bilgisayarlarına kurduğu “sniffer” adı verilen paket dinleyiciler sayesinde başka
kişilerin elektronik postalarını ya da gizli bilgilerini elde edebiliyor. Firma, kötü niyetli saldırılar karşısında her türlü önlemini
dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı almışken, içeriden bir
kullanıcı kolaylıkla önemli sistemlere erişerek, kritik bilgileri
silip değiştirebiliyor; daha da kötüsü rakip bir firmaya verebiliyor. Bunların dışında, bir de yeni öğrendiği “hacker” programını
şirket bünyesinde deneyen meraklı kullanıcılar var.
Güvenlik için yapılan yatırımlara ve alınan bütün önlemlere
rağmen bu saldırılar, her geçen gün artarak devam ediyor. Hatta Amerika’da dünyanın en iyi korunan, “girilmesi imkânsız”
olarak tanımlanan Savunma Bakanlığı bilgisayarlarına dahi
girilmiş ve çok önemli bilgilere ulaşılmıştır. Tam da bu esnada
kişi ve kuruluşlara düşen görev olası saldırı ve bilgi hırsızlığına
karşı mümkün olan tedbirleri eksiksiz olarak almak; ilgili sızma olasılıklarını mümkün olduğunca düşürmektir. Bu da doğal
olarak, Ağ Güvenliği ve Ağ Güvenliğini Sağlama Yöntemlerini
karşımıza çıkarıyor.
Güvenli internet için
Her bir bilgisayar kullanıcısının güvenli internet kullanımı adına
alması gereken önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
• Bilgisayarlarda mutlaka antivirüs-firewall-antispam uygulaması bulundurulmalıdır.
• Daha önce iletişime geçilmemiş ve tanınmayan kişi ve kuruluşlar adına gelen mesajlar kesinlikle okunmadan silinmelidir.
• Şüphelenilen ve zararlı içerik barındırma ihtimali bulunan
internet sayfaları ziyaret edilmemelidir.
• Güvenilmeyen kullanıcılardan gelen resim, dosya, vs. hiçbir
Güvenlik tedbirleri bir şekilde atlatılmış veya yukarıda bahsedilen konulardan biri veya bir kaçına dikkat edilmediğinden
bilgisayara virüs, spam gibi zararlı eklenti bulaştığında ne tür
işlemler yapmalıyız? Bu durumda aşağıdaki işlem basamakları
sizi bu zararlı içeriklerden kurtaracaktır:
•Şirket bünyesinde ise ilgili kişiler bilgilendirilmelidir. Bu kişiler, var olan duruma müdahale edebilecek kişiler olduğu gibi
bu durumdan etkilenebilecek kişiler de olabilir.
•İşletim sistemi güncellenmeli ve ihtiyaç duyulan işletim sistemi yamaları uygulanmalıdır.
•Güncel bir antivirüs programı ile bilgisayar taratılmalıdır; bulunan virüslerin temizlenmesi,
temizlenemiyorsa silinmesi, silinemiyorsa karantinaya alınması sağlanmalıdır.
•Güvenlik duvarı aktif değilse aktif hale getirilmeli, güncel değilse güncellenmelidir.
şekilde kabul edilmemelidir. Öyle ki veri hırsızlıklarının büyük
bir kısmı, bir dosya içerisine yazılı kodlar sayesinde yapılmaktadır.
• Güvenilirliği hakkında hiçbir şüphe bulunmayan internet
sayfaları dışındaki internet adreslerinden herhangi bir dosya
indirilmemelidir.
• Bilgisayarlarda paylaşıma açık dosya bulundurulmamalıdır.
Eğer bu ihtiyaç zorunluysa, bir grubun tamamına değil de sadece ilgili kullanıcıya paylaşım sağlanmalıdır.
• Dışardan gelen CD, flash disk vb. taşınabilir medya depolayıcıları mutlaka antivirüs taramasından geçirildikten sonra
kullanılmalıdır.
• İnternet üzerindeki insanı cezbeden, “1.000.000'uncu
şanslı kişisiniz”, “bizden hediye kazandınız”, “Amerika’ya gitme şansı” gibi ekranlara tıklanmamalıdır.
• İnternet platformundaki sitelere üye olurken sadece harf
veya sadece rakamlardan oluşan şifreler yerine küçük-büyük
harf barındıran harf ve rakam ve sembollerden oluşan, “Esd#Rg=x” şeklinde şifreler kullanılmalıdır.
• İnternet üzerindeki lisansı olmayan programlar kullanılmamalıdır.
• Birden fazla üyelikler için kullanıcı adı ve şifreler farklı olmalıdır.
• Bankacılık ile işlemler tamamlandığında mutlaka “Güvenli
Çıkış” butonları kullanılarak ilgili ekranlarda çıkış işlemi sağlanmalıdır. Aksi halde askıda kalabilecek oturumunuz bankacılık bilgilerinizin başkalarının eline geçmesine sebep olabilir.
• İnternetten indirilen antivirüs (virüsten korunma) ve antispyware (casus yazılımdan korunma) programlarının da birer
virüs olma ihtimali unutmamalı; lisanslı ürünler kullanılmalıdır.
29
30 TEKNOLOJİ
Teknolojik gelişmeler ve yeni malzemeler, petrol
bağımlısı uçakların geleceğine alternatif getiriyor.
“Suntoucher”
enerjisini
güneşten
alıyor
Samuel Nicz tarafından
geliştirilen konsept uçak
Suntoucher, iki kişilik ve
tamamen güneş enerjisiyle
çalışıyor. 100 km/sa ortalama hızla ortalama 400
km uçan bu ekonomik ve
çevreci uçak, enerjisini,
genişliği 70 metre olan kanat açıklığına yerleştirilen
güneş panellerinden alıyor.
Airbus’ın
elektrikli uçağı
“E Fan”
Airbus’ın elektrik motoru ile
çalışan uçağı E-Fan, bir pilot ve
bir yolcu taşıyabiliyor. 60 kilovatlık iki elektrik motoruna sahip olan E-Fan, lityum-iyon pil
kullanıyor. Uçuş süresi sadece
1 saat bu yüzden şimdilik eğitim amaçlı kullanılıyor.
Cargo Scooter
Kaliforniya merkezli küçük bir
şirket olan Lit Motors, küçük
yükleri taşımaya yönelik elektrikli bir “scooter” tasarladı.
Bu yılın sonunda daha güvenli
bir sürüş özelliği ile piyasaya
sürülmesi beklenen Cargo Scooter’ın yük taşıma kapasitesi
binici ağırlığı hariç 90 kg olarak
açıklandı.
THY SPOR
25
th
Turkish Airlines International Interline Chess Tournament
Satranç turnuvasının gümüş yılı İstanbul’da
Başta hava yolları ve MRO şirketleri olmak üzere dünyadaki
tüm havacılık şirketlerinin katılımına açık olan “25. Yıl Uluslararası Hava Yolları Satranç Turnuvası”, bu sene Türk Hava Yolları’nın organizasyonu ile İstanbul’da gerçekleşiyor. 04-11 Mayıs
2014 tarihleri arasında Topkapı-Akgün Otel’de yapılacak olan
turnuvaya El Al Airlines, Air France, Cargolux, Swissair, Air Astana, Dubai Emirates, Singapore Airlines, Ukraine International
Airlines ve Lufthansa Airlines satranç takımları iştirak edecek.
THY’nin ev sahipliğinde İstanbul’u gezip tanıma fırsatı bulacak
katılımcılar, program dâhilinde THY Teknik A.Ş. ve THY HABOM
A.Ş.'yi de ziyaret edecek.
“International Interline Chess Tournament” adıyla her sene
başka bir ülkede yapılan turnuva, 1978 yılından bu yana yapılıyor.
Türkiye’nin en kapsamlı şirketler arası spor organizasyonu olan
Istanbul Corporate Games, bu sene yepyeni branşlarıyla 23-25
Mayıs 2014 tarihleri arasında yapılacak. Son iki yıldır kendi adı
ile katıldığı oyunlarda başarılı sonuçlar alan Türk Hava Yolları,
bu sene THY Spor olarak yaklaşık 160 sporcu ile oyunlara katılıyor. Istanbul Corporate Games’e katılacak sporcular, THY A.O.,
THY Teknik A.Ş. ve THY Habom A.Ş.’de çalışanlardan oluşuyor.
2003 yılından bu yana düzenlenen ve en az 15 farklı spor da-
lında kurumların yarıştığı Istanbul Corporate Games’in bu seneki sürprizi ise yeni branşlar: Çabuk düşünüp hızlı koşmayı
gerektiren “Oryantiring” bunlardan biri.
Geçen sene 06-08 Eylül 2013 tarihleri arasında yapılan Istanbul Corporate Games’e THY Spor Kulübü, 159 sporcu/personeliyle 13 farklı spor branşında (Masa Tenisi, Futbol, Bocce, Bowling, Karting, Basketbol, Yüzme, Yelken, Dağ Bisikleti, Koşu,
Plaj Voleybolu, Satranç ve Voleybol) katıldı.
"Corporate Games Istanbul" başlıyor!
THY Spor Kulübü Gündemi
Futbol Turnuvası
Geçen sene 92 katılımcı ile gerçekleştirilen 80. Yıl Futbol
Turnuvası, bu sene “THY Spor 2. Geleneksel Futbol Turnuvası” adı altında 116 takımın katılımı ile gerçekleşiyor. 28
Nisan’da başlayan müsabakalar Sena ve Çiroz halı saha
tesislerinde 9 Mayıs’a kadar devam edecek.
Voleybol Turnuvası
28 Nisan’da 16 katılımcı takım ile başlayan “THY Spor Kulübü 1. Voleybol Turnuvası”nda heyecan dorukta. THY Teknik
Apron sahasında gerçekleştirilecek turnuva 6’lı sistem olarak oynanacak.
U13-U14-U15 futbol takımları Vodafone Cup’taydı.
Çocuklarımız Antalya Vodafone Cup’ta Danimarka-Kopenhagen takımını yenerek turnuvayı 6. olarak tamamladı. U15
yaş finalinde Bursaspor ve Danimarka Kopenhagen takımı;
U13 yaş finalinde ise BJK ve Milan karşı karşıya geldi.
31
32 BİZDEN
Son Centilmen!
Mustafa Korkut Baytaz
Türk Hava Yolları çatısı altında 27. senesini tamamlamak üzere olan
Baytaz’ın en büyük tutkusu masa tenisi.
Özellikle günümüz şartlarında çok fazla sirkülasyonun olduğu iş hayatında, bütün çalışma hayatını ilk girdiği
işyerinde geçirmek pek az kişiye nasip olur. THY Teknik A.Ş. APU (Auxiliary Power Unit-Yardımcı Güç Üniteleri)
Atölyesi Şefi Mustafa Korkut Baytaz, işte o şanslı kişilerden... Doğma büyüme İstanbullu olan Baytaz, askere gidip geldikten sonra ilk iş müracaatını Türk Hava Yolları’na yapıyor ve kabul ediliyor. 1987 yılının sonunda girdiği
THY çatısı altında 27. senesini tamamlamak üzere olan Baytaz, hem kurumsal kültürle hemhal olmuş örnek
bir kişilik, hem de başta masa tenisi olmak üzere bütün spor dallarına ilgi duyan centilmen bir sporcu.
27 yıllık istikrar
Üniversiteden Makine Yüksek Mühendisi olarak
mezun olduktan sonra askere gittim. Askerliğin
bitiminde 1987 yılında ilk iş müracaatını Türk Hava
Yolları’na yaptım ve kabul edildim. O günden, bugüne
kadar yaklaşık 27 senedir bu kurum çatısı altında
çalışıyorum. İlk olarak Yakıt Komponent Atölyesi’nde
mühendis olarak çalışmaya başladım. Daha sonra
Motor Atölyesi’nde Planlama Şefliği ve Motor Revizyon Atölyesi Müdür Yardımcılığı yaptım. Devam eden
yıllarda Tamir ve İç Satınalma Müdürlüğü ve Motor Revizyon Atölyesi Müdürlüğü yaptıktan sonra en son APU
Atölyesi Şefi olarak görevlendirildim. Bir şirkette bu
kadar uzun süre çalışınca kurum kültürü ister istemez
sizi etkiliyor; size de onun bir parçası oluyorsunuz.
Kurumun geçirdiği değişime tanıklık ediyor; birlikte
gelişiyor, olgunlaşıyorsunuz. Şimdi ben, şirketin eski
halini de şimdiki halini de biliyorum. O zamanlar, THY
Anonim Ortaklığı’ydı. Zaman içinde gerek filosundaki
ve organizasyon yapısındaki değişimleri, gerekse aile
olarak büyüyüp gelişmesini bilfiil yaşadım. Bu büyümenin içinde benim de bir katkım olduğunu bilmek
beni mutlu ediyor.
Bahçede ping-pong!
1961 yılında İstanbul-Levent’te doğdum. Evin arkasındaki boş araziyi futbol sahası yapmıştık. Haliyle
bütün günümüz oralarda geçerdi. İlkokulu bitirdiğim yaz, komşumuz, “çocukları tatilde masa tenisi
oynasın” diye bir masa almış bahçesine koymuştu;
masa tenisine onlarla beraber başladım. Daha sonra
Türk Hava Yolları’na girdim. Birkaç ay sonra atölyenin
bir tanesinde bir masa tenisi turnuvasının yapıldığını
gördüm; derken kendimi turnuvalarda buldum. 90’lı
yılların başında iki arkadaşımla birlikte THY Masa
Tenisi Takımı’nı kurduk ve o gün, bu gündür İstanbul
Kurumlar Arası Masa Tenisi Ligi’nde oynuyoruz. İki
kere İstanbul Corporate Games’e katıldım; ikisinde
de 50 yaş üstünde birinci oldum. Bu sene kısmetse
şirketler arası dünya şampiyonasına katılacağım. Uluslararası müsabakalarda yarışan sporcuların çoğunun
profesyonel geçmişleri var. Haliyle onların tecrübesiyle, benim tecrübem arasında epey bir saat farkı
var. Bu yüzden formumu korumak için, haftada en
az üç kez masa tenisi oynarım. Ayrıca şunu söylemek
istiyorum: Sporcu ruhunda centilmenlik vardır. Gerçek
bir amatör, bu sporcu ruhu gereği karşılıklı saygı ve
sevgiye önem veren, hak ve hukuka riayet eden bir
centilmen olmalıdır.
SAĞLIK REHBERİ
DİKKAT!
“Gizli kalp”
Normalde kalp kasını besleyen koroner damarlarda kan akımının azalmasına yol açan darlık söz konusu olduğunda, çoğunlukla kişilerde “efor” sırasında; göğüs ağrısı, göğüste yanma,
baskı veya sıkışma hissi, mide ile sol kol ağrısı ortaya çıkıyor
ya da bu şikayetler artıyor. Bu belirtilerin oluşması hastalar için
bir şans; çünkü bu durumda hasta kalp krizi geçirdiğini anlıyor
ve en yakın sağlık kuruluşuna başvuruyor. Ancak kalp hastalarının yüzde 10-20’si, gizli kalp hastalığı riski ile karşı karşıya.
Gizli kalp hastalığında, kalp kasını besleyen damarda tıkanıklık olmasına rağmen bu belirtiler ortaya çıkmıyor. Bunun sonucunda da kalp krizindeki hasarın büyüklüğüne bağlı olarak
kalp yetersizliği veya ani ölüm gelişebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı
Dr. Murat Şener, hastalığın sadece bazı kardiyoloji testler sonucunda ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, dikkat edilmesi
gereken noktaları şöyle sıraladı:
Uzman Dr. Murat Şener
Ailede kalp hastalığı varsa, dikkat!
Gizli kalp hastalığına bağlı ani ölümlerin önüne geçebilmenin
tek yolu, “kardiyak check-up” yaptırmaktır. Erken yaşlarda yapılan check-up’lar sayesinde gizli kalp hastalığına bağlı ani
ölümlerin önüne geçilebilir. Ailesinde kalp hastalığı olanların
20 yaşından itibaren kardiyak check-up yaptırmaları, gizli kalp
hastalığı teşhisinin daha erken konulmasını sağlıyor.
Özellikle diyabetli hastaları tehdit ediyor
Gizli kalp hastalığı, en sık diyabet hastalarında ortaya çıkıyor.
Bunun nedeni ise diyabet hastalarında sinir uçlarında tahribata bağlı his kaybı olması. Damar tıkanıklığı sonucu oluşan ağrı,
hastalar tarafından hissedilmiyor. Bu yüzden diyabet hastalarının yılda bir kez kalple ilgili kontrolden geçmeleri yaşamsal
önem taşıyor.
Erken tanı yaşam kurtarıyor
Gizli kalp hastalarının hayatları erken teşhis sayesinde kurtulabiliyor. Hastalık ilk olarak elektrokardiyografi, daha sonra
ekokardiyografi, ritim holteri ve efor testi; en sonunda da kalp
anjiyosu ile teşhis ediliyor. Bu hastalığın tedavisinde ise hemen her kalp hastalıklarında olduğu gibi balon ve stent işlemi,
by-pass veya ilaç tedavisine başvuruluyor.
33
GEÇEN SAYININ CEVABI: TRANSATLANTİK
34 BULMACA
Geçen sayının talihlileri Kamuran ÇETİNBAŞ, Merve GÖK, Hamiye BOLAT, Erhan ÜLKER ve Mahir AYAZ 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki kazandı.
Anahtar kelimeyi 24 Mayıs 2014 tarihine kadar [email protected] adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında TEKNOSA hediye çeki kazanacak.
ANAHTAR KELİME:
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10