dosyayı indir

İLİ
: MANİSA
TARİHİ :06.06/2014
Muhterem Müslümanlar!
BERAAT KANDİLİ
Muhterem Müslümanlar!
Sözlükte suçtan, borçtan, cezadan kurtulmak
anlamlarına gelen Beraat, asıl anlamı ile Allah’ın
affına mazhar olmak demektir. Bir kul için en büyük
saadet ise af olunmaktır. Önümüzdeki perşembeyi
cumaya bağlayan gece, Şaban ayının 15.gecesi, ilahi
rahmetin bütün kâinatı kuşattığı, talep edenlerin
Allah'ın mağfiretine ulaştığı, Ramazan-ı şerifin
müjdecisi olan Beraat kandili gecesidir.
Değerli Kardeşlerim!
Rabbimizin
rızasını
kazanmak
için
yaşadığımız şu dünya hayatında, istikametimizi
korumak, gaflet içinde günahlara dalmamak için
Allah peygamberler, kitaplar göndermiştir. Buna
rağmen hata edip günah işlemeye devam eden biz
günahkâr kullarına kapılarını kapatmamıştır. Bu
hususta yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde şöyle
buyurmuştur: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı
giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi
kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları
affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok
merhamet edendir.” 1
Tevvab, yani tövbeleri çokça kabul eden
rabbimizin affediciliği her daim tecelli etmekle
beraber bazı gün ve gecelerde bu affedicilik zirve
noktaya ulaşmakta ve bizleri daha ziyade duaya,
tövbeye sevk etmektedir. İşte bu çok kıymetli
gecelerden biriside BERAT gecesidir. Sevgili
peygamberimiz(s.a.v) bu hakikati şöyle ifade
ederler: Şaban ayının on beşinci gününü oruçlu
geçirin. Gecesinde ise ibadete kalkın. Çünkü o
gece güneş batınca Allah Teâlâ (keyfiyetini
bilemediğimiz bir halde) en yakın semaya tecelli
ederek fecir doğuncaya kadar: ‘Bağışlanma
dileyen yok mu? Onu bağışlayayım. Rızık isteyen
yok mu? Ona rızık vereyim. Musibete uğrayan
yok mu ona afiyet vereyim.”2 diye nida
etmektedir.
Değerli Kardeşlerim!
Ömrümüzde sayılı olan bu mübarek gün ve
geceler vesilesiyle kırılan kalpleri onaralım,
yetimleri, garipleri, ihtiyaç sahiplerini unutmayalım.
En çok ihtiyacımız olan tebessümü birbirimize çok
görmeyelim. Gelin, rahmet hazinelerinin ardına
kadar açıldığı bu mübarek gün geceleri fırsat bilip,
dünyalık işlerimizde muhasebe yaptığımız gibi, asıl
vatanımız olan ahiret yurdu için de muhasebe
yapalım. Gönül dünyamızın penceresini açıp
Kur’an'ın feyzinden hissedar olalım.
----------------------------------------------------1-Zümer, 53
2-İbn Mace, İkame, 191
Hazırlayan: Eyüp ÖZDEMİR
Unvanı: Tekeli Işıklar Mah. Camii İmam-Hatibi /
Soma
İLİ
: MANİSA
TARİHİ :13.06/2014
‫بِ ْس ِم اللّٰ ِه ال َّر ْح ٰمنِ ال َّر ٖحي ِم‬
ِ ٌ ‫وِإ َذإ َسأَلَ َك ِع َب ِادي َعِّني فَِإِّني قَ ِر‬
َّ َ‫يب َد ْعوة‬
‫إع إِ َذإ‬
ِ ‫إلد‬
َ ُ ‫يب أُج‬
َ
ِ
َّ
ِ ‫َد َع‬
‫ون‬
َ ‫ان َفْل َي ْستَ ِج ُيبوْإ لي َوْلُي ْؤ ِمُنوْإ بِي لَ َعلهُ ْم َي ْر ُش ُد‬
،ُ‫ادة‬
َ َ‫ُّعاءُ ُه َو ال ِْعب‬
َ ‫الد‬
DUA İBADETTİR
Muhterem Müminler!
Dua, sözlük anlamı itibariyle çağırmak, birinin
yanında olan bir şeyi istemek anlamlarına gelir.
Dinimizde ise, kulun, huzur ve huşu içerisinde kendi
noksanlığını ve yaradanına muhtaç olduğunu
düşünerek, Rabbinden kendisine yardım etmesini
istemektir. Dua, kulluğun zirvesi, Allah’a
teslimiyetin son noktasıdır. Bu anlamıyla duada
Allah’ı yüceltme, bütün yönleriyle cömertlik ve
ikramın sadece O’ndan gelebileceğini kabul etme
manaları vardır. Allah’ın kullarından beklediği en
önemli ibadetlerden biri de duadır ki, Rabbimiz,
Kur’an’ında şöyle buyurur: Ey Muhammed!
Kullarım sana Beni sorarlarsa, bilsinler ki Ben,
şüphesiz onlara yakınım Benden isteyenin, dua
ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlarda
davetimi kabul edip bana inansınlar ki doğru
yolda yürüyenlerden olsunlar .”(Bakara Suresi,
[2:186]) Ayrıca Mümin suresinde: “Rabbiniz şöyle
buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü
bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar
aşağılanarak
cehenneme
gireceklerdir.” Buyurmaktadır. (Mümin Suresi,
[40:60])
Değerli Kardeşlerim!
“Dua, ibadetin ta kendisidir” (Ebu Davud,
Tirmizi) hadis-i şerifinde de buyrulduğu gibi, kulun
Allah karşısında acizliğini itiraf ettiği; tevazu ile ona
yöneldiği bir makam olması sebebiyle dua
ibadetlerin beyni, özü kabul edilmiştir (Tirmizi). Dili
ile dua eden, kalbi ile de Allah’tan gelenlere rıza
gösteren insan, kâmil müslümandır.
Aziz Kardeşlerim!
Duanın kabul olması için yerine getirilmesi gereken
kurallar vardır. Dua edenin, yediği, içtiği, giydiği,
kısaca kazancı helal yoldan elde edilmiş olmalıdır.
Nitekim haramla iştigal eden birisinin duasının
kabul olmasının mümkün olamayacağını Peygamber
Efendimiz (as) şöyle buyurarak haber vermiştir: “Ey
İnsanlar! Allah, temizdir ve temiz olan şeyleri
sever. Bir kişi uzun yollar katetmiş, toz toprak
içinde kalmış, ellerini dua için havaya kaldırmış
ve “Ya Rabbi, Ya Rabbi” deyip durmaktadır.
Fakat yediği haram, içtiği haram, giydiği haram;
haramla besleniyor... Bu adamın duası nasıl
kabul olunacaktır?” (Müslim) Ayrıca duayı
duaların kabul olacağı zaman ve mekânlara riayet
ederek de yapmak gerekir.
O Halde değerli kardeşlerim!
Dilimizden dualarımızı eksik etmeyelim. Şahsımıza,
aile fertlerimize, akraba ve yakınlarımıza, özellikle
Ümmet-i Muhammed’in düşmüş olduğu sıkıntı ve
problemlerin bir an önce sona ermesi için, dualar
edelim. Cenab-ı Hakk’a bir taraftan elimizi açarken,
kalbimizi de açalım, samimi dileklerimizi dilimizle
ifade edelim. Rabbim bizleri duaları kabul olan ve
razı olduğu mü’minlerden eylesin.
Hazırlayan:İbrahim AKSU
Unvanı: Ozanca mah. Camii İ.H- Gölmarmara
İLİ
: MANİSA
TARİHİ :20.06/2014
‫بِ ْس ِم اللّٰ ِه ال َّر ْح ٰمنِ ال َّر ٖحي ِم‬
‫ين اٰ َم ُنوا قُوا اَنْف َُس ُك ْم َواَ ْه ٖلي ُك ْم نَا ًرا‬
َ ‫َيا اَ ُّي َها الَّ ٖذ‬
‫اس َوالْ ِح َجا َر ُة َع َل ْي َها َملٰئِ َك ٌة ِغلَا ٌظ ِش َدا ٌد‬
ُ ‫َوقُو ُد َها ال َّن‬
‫َلا َي ْع ُصو َن اللّٰ َه َما اَ َم َر ُه ْم َو َي ْف َعلُو َن َما ُي ْؤ َم ُرو َن‬
YAZ KUR’AN KURSLARI VE KUR’AN
EĞİTİMİ
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği dünya
nimetlerinden birisi de çocuklarımızdır. Kur’an-ı
Kerim’in deyimiyle hayatımızın süsü olan
çocuklarımız gözümüzün nuru ve geleceğimizin
teminatıdır. Öyleyse çocuklarını iyi terbiye etmeyen,
yeterli bilgiyle donatmayan milletlerin yarınlarına
güvenle bakmaları mümkün değildir. Dinimiz çocuk
terbiyesine büyük önem vermiş, çocukların ruhen ve
bedenen sağlıklı yetişmeleri için gerekli prensipleri
ortaya
koymuştur.
Çocuklarımıza
karşı
sorumluluğumuzu Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı
Kerim’de şöyle ifade etmektedir: “Ey iman
edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve
taşlar olan ateşten koruyunuz…”1 Peygamberimiz
(sav)’de çocuklarımızı yedi yaşından itibaren
namaza alıştırmayı emretmiştir. Diğer hadis-i
şeriflerinde ise , “Çocuklarınıza güzel davranıp
iyilikte ve ikramda bulununuz. Onları en güzel
şekilde terbiye ediniz”2 buyurmuştur. Neslimizi
Kur’an-ı Kerim ile tanıştırmak büyük önem arz
etmektedir. Çünkü Kur’an, insanlar için bir hidayet
kaynağı, gönüllere şifa ve Allah’tan bir rahmettir.
Değerli Kardeşlerim!
Çocuklarımızı Kur’an-ı Kerimle buluşturmak, hem
görevimiz hem de evlatlarımıza bırakacağımız en
güzel mirastır. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s),
“Hiçbir anne-baba çocuğuna güzel terbiyeden
daha kıymetli bir miras bırakamaz.”3 hadisiyle
bu gerçeği ifade etmiştir. Şüphesiz dinin temel
kaynağı Kur’an-ı Kerim olduğu gibi insanı en doğru
yola ileten, dünya ve ahrette ona saadet yollarını
gösteren de yine eşiz ve mu’ciz kelam Kur’an’dır.
Bu sebeple, ondan nasibini almayanların ne derece
kayıp içerisinde oldukları malumdur. Bu yüzden
bizler “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ”
buyuran bir kitaba inananlar olarak eğitim ve
öğretime önem vermeliyiz. Nitekim Peygamberimiz
(sav) “Sizin en hayırlınız Kur’an-ı öğrenen ve
öğretendir” buyurarak Kur’an-ı Kerim öğrenme ve
öğretmenin faziletine dikkat çekmiştir.
Aziz Müslümanlar!
Günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığımızın denetim
ve sorumluluğunda ülkemiz genelinde yaz Kur’an
Kursları düzenlenmektedir. Yaz Kur’an Kursları
Haziran ayında başlayıp iki ay boyunca devam
edecektir. Bu kurslar çocuklarımıza abdest, namaz
ve duaları öğrenme, Kur’an-ı Kerim’i yüzünden
okuma imkânı sağlamaktadır. Ayrıca kurslarımızda
anne-babaya, akraba, komşu ve diğer insanlara karşı
saygı ve sevgi, milli ve manevi değerlerimize
bağlılığın önemi de öğretilmektedir. Peygamber
Efendimiz (sav) zamanından beri süregelen bu
eğitimin devamı için, çocuklarımızı yaz kurslarımıza
göndermenizi bekliyoruz. Hutbemi Hz. İbrahim
(as)’ın bir duası ile bitiriyorum: “Ey Rabbim! Beni
ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru
kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamı kabul
buyur!”
------------------------------------------------------------1.Tahrîm 6
2. İbn-i Mace Edep 368 Cilt II/121
3 Tirmizî, Birr ve Sıla, 33.
Hazırlayan:Ergül AYDIN
Unvanı:Baharlar Mh. Cami İ-H-Sarıgöl
İLİ
: MANİSA
TARİHİ :27/06/2014
Değerli Kardeşlerim!
:
Ramazan ayı, aç kalanların farkına varıp, sosyal
yardımlaşma ve dayanışmanın yoğunlaştığı bir
aydır. Yine Peygamberimiz (S.A.V.) hadis-i
şeriflerinde; bu ay yardım ayıdır ve mü’minlerin
rızkının arttırıldığı bir aydır. Kim bu ayda bir
oruçluya iftar ettirirse bir köle azat etmiş gibi sevap
alır ve günahları bağışlanır. Allah bu sevabı
oruçluya bir yudum su ve bir hurma ile ettirene de
verir.
Muhterem Kardeşlerim!
RAHMET AYI RAMAZAN
Muhterem Müslümanlar!
İnsanlığa hayat veren Kur’anın indiği içinde bin
aydan hayırlı gecenin bulunduğu mübarek bir ayın
gölgesindeyiz. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu
cehennemden kurtuluş olan ramazan ayı, fitre, fidye,
sadaka, teravih, mukabele gibi her türlü iyilikleri
içinde barındıran biraydır. Ramazan ayı her yönüyle
rahmettir. Allaha itaat eden onun rahmetine nail
olur. Oruç tutan Müslüman; açlık, susuzlukla
olgunlaşır, imkânı olduğu halde yemeyerek,
içmeyerek, günahlardan uzak durup, ahlakını
güzelleştirerek adeta meleklere benzer. Oruç
sayesinde sağlığını korur, sabır ve merhamet
kazanır, büyük bir sevaba nail olur. Peygamberimiz
S.A.V, mükâfatını Allah tan bekleyerek Ramazan
orucunu tutan kişinin geçmiş günahlarının
affolunacağı(1) müjdesini vermektedir.
Niyetlerdeki samimiyet ile adetler, ziyaretler ve
ziyafetler ibadet halini alır. Bu itibarla İftar
sofralarına öncelikle ihtiyaç sahipleri ve fakirler
çağırılmalıdır. Peygamberimiz S.A.V. Hadis-i
şeriflerinde; “ Varlıklı insanların çağırılıp fakirlerin
çağırılmadığı sofraları kötü ziyafetler (2) olarak
nitelendirmektedir.
O halde ibadet, tövbe, dua, bağışlama ayı olan
Ramazan ayını gereği gibi değerlendirelim.
Oruçlarımızı Allah’ın razı olacağı şekilde tutalım.
Zor şartlarda sıcak günlerde kazandığımız sevapları
kaybetmeyelim.
Ahiret
hayatına
kendimizi
hazırlayalım. Hutbemi başta okuduğum ayet meali
ile bitiriyorum.” Ey Müminler; (kötülükten ve
haramlardan) korunmanız için oruç tutmak
sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz
kılındı.” (3)
1- Buhari, Samv 6
2- Müslim, Nikah,107
3- Bakara 2/183
Hazırlayan : Fatih YAPRAK
Unvanı:Kaşıkçı Mahallesi Camii İ.H.
Gördes