enformel ıstıhdam

iSTANBUL TiCARET ODASI
YAYlN NO: 1995-17
.
KAYITDIŞI
EKONOMI
. .
ENFORMEL ISTIHDAM
Prof. Dr. Nusret EKiN
i.ü. iktisat Fakültesi,
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri,
Bölüm
Başkanı
istanbul 1995
PRIVE
Yerabatan Caddesi Salkım Söğüt Sokak No. 5 Cağaloğlu 3441 O istanbul
Tel: 0212. 527 33 24 • 526 37 27 • 526 47 12 Faks: 0212. 511 12 01
ÖN SÖZ
Özellikle ikinci Dünya Savaşından sonra yaşanan ekonomik sıkıntıların bir sonucu olarak bildirimdışı kazanç elde etme yöntemleri gelişmeye başlamıştır.
Bu durum günümüze kadar ekonominin alanlarına yayılarak, gelişmiş ekanomilerin önemli bir sorunu haline gelmiştir. Öyle ki devletler, bildirim dışı, bir başka
deyişle kayıtdışı ekonomiyi kontrol altına alma ve büyük ölçüde vergi kayıplarına ve
sosyal problemlere neden olan bu olayı mümkün olduğunca ortadan kaldırma çabasındadır.
Ülkemizde de son yıllarda, önemli bir ekonomik kayıp olduğu gerçeğinden
hareketle kayıtdışı ekonominin kontrol altına alınması gündemdeki tartışma konularının başında yer almakta ve çeşitli platformlarda bu yönde çalışmalar yürütü..!_mektedir.
Odamızca da konuyla ilgili mevcut girişimlerimizin yanısıra, kayıtdışı ekonominin bir başka cephesi olan ve özellikle köyden kente hızlı göçle birlikte gelişme
ortamı bulan · Kayıtdışı istihdamı sosyo-ekonomik boyutlarıyla ve dünyadaki örnekleriyle karşılaştırmalı olarak ele alan bir çalışma gerçekleştirilmiştir.
Bu yöndeki tartışmalara ışık tutacağına inandığımız araştırmanın, üyelerimiz
ve ilgililere yararlı olmasını diler, araştırmamızı gerçekleştiren Prof. Dr. Nusret
Ekin'e teşekkür ederim.
Prof. Dr. ismail Özaslan
Genel Sekreter
iÇiNDEKiLER
Sayfa No:
SUNUŞ
GiRiŞ ...................................................................................................................................... 9
1- ENFORMEL EKONOMi .................................................................................................... 11
A. Kavram Tartışmaları ...................................................................................................... 11
1. Enformel Ekonomi, Enformel Sektör istihdamı ve
Enformel Çalışma Hayatı ......................................................................................... 11
2. Enformel Ekonomi Kavramı ..................................................................................... 11
3. Enformel Ekonominin Çeşitleri. ................................................................................ 13
4. Enformel Ekonominin Nitelikleri ............................................................................... 14
B. ikili Ekonomik Yapı ........................................................................................................ 16
C. Enformel-Enformel Ekonomi Tartışmaları ..................................................................... 17
1. Enformel Sektör ve Ekonomik Yapı ......................................................................... 19
2. Enfdrmel Sektör, Temiz Ekonomi .................................................................... :....... 19
D. Enformel Ekonomi ve Mikro işletmeler ......................................................................... 20
1. Mikro işletmelerin Artan Potansiyeli ......................................................................... 20
a. Üretime Katkıları .................................................................................................. 20
b. istihdama Katkıları. .............................................................................................. 21
2. Mikro işletmelere Yönelik Politikalar ......................................................................... 22
E. Evin işyeri Olarak Kullanılması ..................................................................................... 23
ll. ENFORMEL iSTiHDAM ................................................................................................... 23
A. işgücündeki Yapısal Değişmeler .................................................................................. 23
1. Gelişme ve işgücünün Sökterel Dağılışı. ................................................................. 24
2. Fakirlik ve Toprak Mülkiyeti ..................................................................................... 26
3. Gelişme ve işgücünün Statü Dağılışı ...................................................................... 26
B. istihdam ve işsizlikteki Değişmeler .............................................................................. 28
1. Gelişen Ülkelerde işsizlik ........................................................................................ 29
2. Gelişmiş Ülkelerde işsizlik ...................................................................................... 30
a. Temel Değişmeler ............................................................................................... 30
b. işsizliğin Gittikçe Artan Önemi ............................................................................ 32
c. Günümüzdeki Gelişmeler .................................................................................... 32
C. Kentleşme, işsizlik ve Enformel Sektör ....................................................................... 33
1. Üç Sektörlü Analiz .................................................................................................. 34
2. Kentsel ikili Yapılar ................................................................................................. 34
3. Kentsel Enformel istihdam ...................................................................................... 35
4. Yeni işsizlik Kavramları ........................................................................................... 35
D. Enformel istihdama Yaklaşımlar .................................................................................. 35
1. Enformel istihdam la ilgili Kavramlar ........................................................................ 35
2. Enformel istihdamın Niteliği .................................................................................... 36
3. Enformel Sektörün Doğuş Nedenleri ...................................................................... 38
a. Formel Sektörün Özellikleri ................................................................................. 41
b. Enformel Sektörün Özellikleri. ............................................................................. 41
4. Enformel Sektörün Tarifi ......................................................................................... 43
5. UÇÖ Araştırmaları ve Sonuçları ........ : ..................................................................... 45
a. Bağımsız Çalışan Ucuz işçiler ............................................................................. 47
b. Çok Farklı Gelirler ............................................................................................... 47
c. Büyüyen Standart Dışı Çalışma ........................................................................... 47
lll. GENiŞLEYEN ENFORMEL SEKTÖR ............................................................................. 49
A. Enformel Sektörün Yaygınlığı ..................................................................................... 49
1. Gelişmişlerde Enformel Sektör............................................................................... 49
a. Gelişme Seviyeleri ve Enformel Sektör Farkları .................................................. 50
b. Kayıtdışı ve Enformel istihdamı ........................................................................... 50
2. Artan Bağımsız Çalışma ......................................................................................... 51
B. Bazı Araştırma Örnekleri ............................................................................................ 53
1. Hindistan'da Kentsel istihdam ................................................................................ 53
2. Tayvan'da Göçmen işçiler. ..................................................................................... 54
3. ispanya'da Seyyar Satıcılık .................................................................................... 54
C. Enformel Sektörde Kadın ve Çocuklar ....................................................................... 55
1. Yoğun Kadın istihdamı ........................................................................................... 55
2. Çocuk istihdamının Boyutları ................................................................................. 56
3. Enformel Çıraklık .................................................................................................... 58
IV. TÜRKiYE'DE ENFORMEL EKONOMi VE iSTiHDAM .................................................... 59
A. Türkiye'de Enformel Ekonomi .................................................................................... 59
1. Türkiye'de Enformel Ekonominin Boyutları ............................................................ 59
a. Enformel Ekonomi ve istihdam Tartışması ........................................................ 59
b. Enformel Ekonomi ve Tarım .............................................................................. 59
c. Enformel Faaliyetlerin Çeşitleri .......................................................................... 60
d. Enformel Ekonominin Büyüklüğü ...................................................................... 61
2. Enformel Ekonomi Tartışmaları ............................................................................. 67
a. Farklı Yöndeki Yaklaşımlar ................................................................................ 67
b. işçi Sendikalarının Görüşleri .............................................................................. 69
c. Enformel Ekonomi ve Haksız Rekabet .............................................................. 69
B. Türkiye'de Enformel istihdam ..................................................................................... 71
1. işs!zli~t~~ Ge_liş~~ler ............................................................................................ 71
a. lşsızlıgın Nıtelıgı ................................................................................................. 71
b. işsizlik Oranlarında Belirsizlik ............................................................................ 72
2. Hızla Büyüyen Enformel istihdam .......................................................................... 73
a. Büyümenin Niteliği ............................................................................................. 73
b. Formelle Yürüyen Enformel. .............................................................................. 74
3. Enformel istihdam ın Artış Nedenleri ...................................................................... 75
a. Vergi ve Fon Yükleri .......................................................................................... 75
b. Sosyal Güvenlikten Uzaklaşma ......................................................................... 82
C. Enformel Sektör istihdamının Özellikleri .................................................................... 83
1. Çor:uk işçiler .......................................................................................................... 83
a. Enformel Çocuk istihdamının Niteliği ................................................................. 83
b. UÇÖ-Türk iş-TiSK Araştırması (IPEC) .............................................................. 84
c. Bursa Araştırması .............................................................................................. 87
2. Yabancı Kaçak işçiler ............................................................................................ 88
a. Kaçak Yabancı işçi istihdamının Boyutları ......................................................... 88
b. Kaçakların istihdamının Niteliği ......................................................................... 90
D. Kentsel Enformel Sektör Araştırmaları ....................................................................... 90
1. DPT Araştırması .................................................................................................... 91
2. Örgütleşemeyen ve Bütünleşemeyen Kent Yaklaşımları ....................................... 93
3. Yurtdışından Gelen işçilerin Eğilimleri ve Diğer Yaklaşımlar ................................. 94
4. Enformel istihdama Yönelik Araştırmalar .............................................................. 95
5. Ek Gelir ve ilave işler Araştırması ......................................................................... 96
6. işportacılar Araştırması .......................................................................................... 99
V. ENFORMEL SEKTÖRE YÖNELiK POLiTiKALAR ........................................................ 101
GENEL DEGERLENDiRME ve SONUÇ ............................................................................ 105
KAYNAKLAR ...................................................................................................................... 109
SUNUŞ
Gelişen dünyada ve hatta gelişmiş ülkelerde ekonominin ve istihdamın özellikle 1970'1erden sonra gittikçe daha yoğun biçimde "enformel sektör istihdamına"
kaydığına dair dikkati çekici ipuçları gözlenmektedir.
Gelişmiş Batı toplumlarında
enformel ekonomi ve istihdam % 1O' la ra yakdünyada ve özellikle Türkiye'de enformel ekonomi ve istihdamın % 50'1ere
doğru genişlediği gözlenmektedir. Böyle bir oluşum, bir yandan çalışanların güvencesiz kalmasına, yaygın bir biçimde çocuk, kadın, kaçak işçi, istihdamı yoluyla
çalışanların korumasız kalmasına yol açarken, diğer yandan devlet vergiler yoluyla
sağlayacağı sağlıklı finansman kaynaklarına kavuşamamakta, kamu açıkları hızla
büyümekte, sosyal güvenlik sistemi yeterli mali kaynaklardan yoksun kalmaktadır.
laşırken, gelişen
Kuşkusuz sorunun en önemli boyutunu, formel ekonomi ve istihdamın haksız
bir rekabetle karşı karşıya kalması oluşturmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak formel sektörden enformel ekonomi ve istihdama kayma eğilimleri de hızlanmaktadır.
Böylece tüm ekonomik ve sosyal· yapıda bir bozulma ve geriye kayma gözlenmektedir.
Çağımızın hızla gelişen küreselleşme, bölgesel bütünleşme çabaları ve eği­
limleri içinde böyle bir gelişmenin özellikle ekonomik ve sosyal boyutlarının irdelenmesi, ilginç bir araştırma alanı oluşturmaktır.
·
Ülkemizde bu alanı kapsayan tartışmalar son yıllarda "kayıt-dışı ekonomi"
çerçevesinde kısmen yapılmıştır. Ne var ki sorunu daha geniş bir bakış açı­
sından enformel ekonomi ve onunla birlikte yürüyen enformel istihdam boyutları
içinde ele alıp ekonomik ve sosyal yönleri ile inceleyen araştırma ve yayınlara rastkavramı
lanmamaktadır.
Bu çok faktörlü karmaşık alanın gelişmiş, gelişen ülkeler ve nihayet Türkiye
boyutu ile ele alınmasına imkan veren iTO Yönetim Kuruluna ve çok değerli Genel
Sekreteri Sayın Prof. Dr. ismail Özaslan'a, ayrıca bu araştırmanın gerçekleştirilmesinde yoğun yardımlarını gördüğüm asistanım Tekin Akgeyik'e teşekkür
etmek isterim. Bu araştırmanın Türkiye'nin ekonomik gelişme, sağlıklı ve "üretken
istihdam" yaratma politikası tartışmaianna yardımcı olması en içten dileğimdir.
Suadiye, Nisan 1995
Dr. Nusret EKiN
GiRiŞ
Günümüzde ekonominin temel değişme trendleri arasında görülen işgücünün
sektöründen tarım-dışı sektörlere transferi olayı gelişmiş toplumların bir çoğunda tamamlanmış bir süreçtir. Artık sadece tarımdan değil, sanayi sektöründen
de hizmet sektörüne belirgin bir geçiş gözlenmektedir. Böylece batı toplumları, iktisadi faaliyetlerin hizmet sektöründe biriktiği bir yapı ile kendini ortaya koymaktadır.
Böyle bir yapı içinde hizmet sektörü faaliyetleri hızla çeşitlenmekte ve getarım
nişlemektedir.
Buna paralel olarak işgücünün yapısı içinde kadınlar, "pembe yakalılar" ve
özellikle "beyaz yakalıları n" yoğun bir şekilde yer aldığı, vasıfları n, mesleklerin ve iş­
gücü yapısının hızla yeniden şekillendiği bir üretim biçimi gündeme gelmektedir.
Temelde batıdaki bu dönüşüm "formel sektör" faaliyetleri biçiminde ortaya çı­
karken, özellikle hizmet sektörlerinde % 1O'lar civarında gözüken bir enformel ekonomi, yine bu büyüklüklerde oluşan kaçak, göçmen, çocuk, geçici, mevsimlik, ücretsiz aile işçileri tarafından yürütülen bir enformel sektör istihdamı gözlenmektedir.
Buna benzer bir yapı gelişen toplumlarda da yaşanmakta, hızlı nüfus artışı,
ile birlikte, sanayi sektörü belirli teknolojilere, üretim yapılarına ve
büyüklüklere ulaşmadan hizmet sektörlerinde büyüme ile ortaya çıkan, adeta "sanayi ötesi" toplumlardaki işgücünün hizmet sektörlerindeki büyümesine benzeyen
aldatıcı bir yapısal dönüşüm yaşanmaktadır.
yoğun kentleşme
Böylece bu yeni yapılaşma hizmet sektörlerinin formelleşmesi yerine, yanıltıcı
ve "üretken olmayan istihdam" biçimlerinin yaygınlaşması ile, kendini enformel ekonomi ve enformel istihdam biçimlerinde ortaya koymaktadır. Birçok halde, gelişen
toplumlarda bu sektör hızla büyüyerek toplam ekonominin % 40'na yaklaşan enformel ekonomiler, bazen % 50'sini geçen enformel istihdam biçimleri ile karşımıza
çıkmaktadır. Bu enformel yapıların, özellikle sanayileşme hızının yetersizliği nedeniyle yapısal bir süreklilik kazandığı gözlenmekte ve adeta enformel ekonomiye,
enformel istihdam eşlik etmektedir.
Ekonominin önemli bir kısmı "kayıt-dışı" kalırken, kamu yönetiminin vergi gelirleri daralmakta ve sadece belirli bir kesim üzerine yüklenen diğer vergi gelirleri de
gerilemekte, her türlü fon ve sigorta yükleri sadece formel sektördeki işçi ve iş­
verenlerce karşılanmaktadır.
Özellikle "küreselleşme" sürecinde artan iç ve dış rekabet, işyerierini küçük,
yeniliklere açık, ileri teknoloji kullanan, sosyal korumaları elden geldiği ölçüde azaltmış, küçük ve orta ölçekli işletmelere dönüştürmektedir. Endüstri ilişkileri sisteminin
artan yüklerinden uzaklaşmaya çalışan yeni üretim yapıları içinde, işyerlerinin parçalanması, işin ve işyerinin esnekleştirilmesi, yeni üretim ve yönetim tekniklerinin
kullanılması, altişveren uygulamalarının yaygınlaştırılması eğilimleri gözlenmektedir.
9
Geleneksel istihdam ilişkisi yerine, "Atipik ve Standart Dışı" istihdam biçimlerinin yaygınlaşması da, sanayi sektörü istihdamının küçülerek durgunlaşmasına, hizmet sektörlerinin hızla büyümesine yol açmaktadır. Özellikle enformelleşen ekonomi ve istihdam, ucuz kaçak yerli ve yabancı işgücüne, gençlere,
çocuklara, aile işçilerine, mevsimlik, geçici ve belirli hizmet akdi ile çalışan ucuz iş­
çilere doğru yönelmek suretiyle, ekonominin bütünü içinde rekabet kabiliyetini artırmaya çalışmaktadır. Ayrıca küçük işyerleri her türlü "esnekliğin" yaşandığı, bütün
yasalardan bağlarını koparmış bir çerçevede üretime yönelirken, formel yapılardaki
daha pahalı bir sistemle çalışan hizmet ve özellikle ticaret sektörleri, haksız, zaman
zaman da kirli rekabetten zarar görmektedir.
sadece milili ve bölgesel iç pazarlarda yaşanmakta, ayrıca küdünyada, özellikle Uzak Doğu'da her türlü yasal korumadan yoksun,
ucuz kadın ve çocuk işçilere dayalı üretim yapıları da uluslararası ticarette "sosyal
damping" açısından ciddi rekabet sorunları getirmektedir. Kuşkusuz Uzak Doğu'nun
bu ucuz üretimi, büyük ölçüde enformel ekonomi ve istihdama dayanmaktadır.
Bu
oluşum
reselleşen
Günümüz Türkiye'sinde de ekonomi ve istihdamın enformelleşmesi, istihdam
ve gelir dağılımı açısından bazı olanaklar getirmiş olsa da, ekonominin ve kentsel
istihdam ın yarısına yaklaşan bir kısmının, her türlü yasal düzenlemelerin, sigorta korumaları nın, vergi yükümlülüklerinin çerçevesi dışına kayarak gelir getiren üretim faaliyetlerinde bulunması ve bu oluşumun keskin bir rekabetin aleti olarak kullanılması, XXI. yüzyıla yaklaşan dünyamızda ekonomik ve sosyal yönden tasvip
edilmesi mümkün olmayan bir dönüşümü ifade etmektedir.
Kaldı
ki bu nitelikteki ekonomik faaliyetlerin genişlemesi ve istihdamın yayörgütlü, özellikle formelekonomi ve istihdamdan enformel ekonomi ve
istihdama dönüşme eğilimlerini de güçlendirmek suretiyle ekonominin tümünde
olumsuz eğilimleri genişletmekte ve hızlandırmaktadır.
gınlaşması,
Açıklamalarımızın takip eden bölümlerinde ilk olarak dünyadaki uygulamaları
ile, enformel ekonomi ve istihdam kavramları !artışılacak, özellikle kuramsal boyutları ile ele alınacak, daha sonra ise, gelişen dünyada ve özellikle Türkiye'de enformel ekonomi ve istihdam analiz edilecektir.
Nihayet en son bölümde ise, hizmet sektörlerinde, özellikle ticaret kesiminde
enformel iktisadi faaliyet ve istihdamın en belirgin uygulamaları üzerinde durulacak,
bazı genel değerlendirmelerin belirlenmesine ve sonuçların çıkarılmasına gayret
edilecektir.
10
1. ENFORMEL EKONOMi
A. Kavram
Tartışmaları
1- Enformel Ekonomi, Enformel Sektör istihdamı ve
Enformel Çalışma Hayatı
Asrın son çeyreğinde yaşanan değişim sürecinde, özellikle 1970'den sonra,
daha belirgin hale gelmek üzere ekonomik faaliyetler ve istihdam sorunları açı­
sından genelde toplumların "ikili bir yapı" tercihine zorlandığı gözlenmiştir. Kentleşme sürecini tamamlamış ve sanayileşmede ileri bir aşamaya ulaşmış batı toplumlarında özellikle enformel ekonomi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan enformel
çalışma hayatı, ağırlıklı bir biçimde günümüzde gündeme gelirken, özellikle kriz dönemlerinde bu toplumlarda hudutlu bir kesimi oluşturmakla beraber, enformel sektör örneklerine gittikçe daha sık rastlanmağa başlanmıştır.
Kentsel formel sektörlerdeki hudutlu istihdam olanaklarından dolayı, yaygın
bir biçimde enformel sektörlerde kendi kendilerine istihdam fırsatları yaratarak yaşamlarını sürdürmeye gayret eden geniş kesimler oluşmuştur. Bu kesimler kentlerde bir yandan formel sektöre nazaran daha hızlı büyürken, diğer yandan kentsel
iktisadi faaliyetler içinde süreklilik kazanmaya başlamış, bunların çalışmaları, kalıcı
bir gelir sağlama ve istihdam biçimine dönüşmüştür.
O halde
gelişmiş
ülkelerde enformel ekonomi daha ciddi boyutlu bir sorun nihalindeki ülkelerde ise enformel ekonomi ve kentsel enformel sektör istihdamı daha büyük boyutlu bir sorun olarak gündeme gelmiştir. Bu
bakış açısı içinde, takip eden açıklamalarımızda ilk önce kısaca enformel ekonomi
ve çalışma hayatı, daha sonra enformel sektör istihdamı tartışmaları ele alınacaktır.
teliği taşırken, gelişme
2- Enformel Ekonomi
Kavramı
Ekonominin esas itibariyle iktisadi boyutunu analiz etmeye yönelik ve ekonominin türnündeki sisteme dahil olmayan kayıpları ortaya koymayı amaçlayan analizler son yıllarda bilimsel literatürde çok yoğun bir şekilde ilgi çekmeye başlamıştır.
Özellikle vergi ve bilgi vermekten kaçınmaya yönelik bu uygulamalara "Enformel
Ekonomi" (lnformel Economy) denilmektedir. Burada temel iktisadi faaliyet ve bu faaliyetten doğan gelirin kamu organlarının yasal düzenlemelerinden, vergilendirmelerinden ve bilgisinden kaçırılması sözkonusudur.
Günümüzde kavram konusunda çok değişik terimierin kullanıldığını görüyoruz. Enformel ekonomi yanında "Yeraltı Ekonomisi" (Underground Economy,
Subretanean Economy), "Yasa€lışı Ekonomi" (lllegal Economy), "Bildirilmemiş Ekonomi" (Unreported Ec0nomy), "Düzen.~iz Ekonomi" (lrregular Economy), "Gözlenemeyen Ekonomi". (Unoljı,served Economy), "Saklı Ekonomi" (Hidden Economy),
"ikinci Ekonomi" (Second Ecôhoniy), "Eialtı Ekonomisi" (Ciandestine Economy),
"Paralel Ekonomi" (Parallel Economy), "Hanehalkı Ekonomisi" (Household Eco11
nomy)( 1). "Görünmez Ekonomi" (lnvisible Economy), "Resmi Olmayan Ekonomi"
(Unofficial Economy), "Vergilenmeyen Ekonomi", "Kayıp Ekonomi" "Nakit-Dışı Toplum"(2) ve benzeri kavramları kullananlara rastlıyoruz.
Bu kavramlar çok
sayıda
iktisadi faaliyeti içine alacak
şekilde
özellikle ge-
lişmiş toplumlarda yaygın bir kullanış bulmaktadır. Örneğin uyuşturucu maddeler,
fuhuş,
pornografi, kumar, vergi kaçırma, kaçak
edinilen gelirler bu çerçevede sayılabilir.
çalışma
gibi faaliyetler ve bundan
Enformel ekonomiye ilgi özellikle ikinci dünya savaşı yıllarında gittikçe yayyüksek vergi oranları ve fiyat kontrolleri beraberinde çok değişik biçimlerde "Karaborsa" (Black Market) faaliyetlerini ortaya çıkarmıştır. Böylece
"Bildirilmeyen Gelirlere" karşı Batı toplumlarında çok sayıda tedbir de geliştirilmiştir.
gınlaşmaya başlamış,
"Bildirilmeyen Gelirin" (Unreported lncome) savaş sonu yıllarında, GSMH'nın
% 23'üne yaklaştığı hesaplanmıştır. Bu gelişmeler beraberinde birçok ülkede yeni
vergi reformlarının yapılmasına da yol açmıştır. 1976'da ABD'de yapılan bir araş­
tırma bu kayıpların 175 milyar dolara ulaştığını ve GSMH'nın% 1O'nu na vardığını ortaya koymuştur. 1980'1erde yapılan diğer araştırmalar ise, A.B.D.'de bildirilmeyen
gelirin 280-420 milyar dolar olduğunu göstermiştir. Bu miktar GSMH'nın % 1624'üne ulaşmaktadır. Yasa-dıŞı faaliyetlerden gelen gelirlerin ise, bildirilmemiş gelirlerin % 15'ine vardığı tahmin edilmiştir.
Bu araştırmalarda, özellikle yükselen vergi oranlarının ve ilave yüksek gelirin
kamu hizmetlerinin enformel ekonomiyi genişleten faktörler olduğu iddia edilmiştir( 3 l.
Gerçekte enformel ekonomi ile ilgili konular, bir yandan çalışma ekonomistlerinin, maliyecilerin, makro iktisatçıların, kriminoljistlerin, milli gelir hesapları
yapanların, vergi uzmanlarının ve benzeri çok sayıda alanın konularını kapsamaktadır. Enformel ekonominin büyüklüğü, ülkenin gelişme seviyesi açısından
da önemlidir ve ülkeden ülkeye önemli nitelik farkları göstermektedir.
Özellikle enformel ekonominin gelişen ülkelerde "Milli Muhasebe Sistemleri"
da ciddi sorunlar yarattığı görülmektedir. Bu nedenle gelişen ülkelerde,
açısından
a- Formel ve enformel sektör,
b- Piyasa ve
piyasa-dışı
üretim,
c- Aile işletmelerinin alt sektörleri
önemli bulunmaktadır.
arasındaki farkların
ortaya
konması,
çok
(1) Feige, L.E. (Ed); The Underground Economies, 1986 Newyork, p. 5.
(2) Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi, Yayınlanmamış Doktora Tezi,
1986 Bursa, s. 96.
(3) Feige, L.E; a.g.e., p. 5.
12
Bu
ayrımlar
yeterli ölçüde
yapılmadığı
taktirde, Milli Muhasebe Sistemlerinin
uygulanması sınırlı sonuçlar verecektir( 4 l.
3- Enformel Ekonominin
Çeşitleri
Enformel ekonomik faaliyetleri iki ana bölümde ele alan yazariara da rastlanmaktadı r.
a- Kayıtdışı ekonomi; ekonomiyi düzenleyen yasalara ve yönetmeliklere ayolarak gerçekleştirilen ve belgeye bağlanmamış, kanuni defterlere işlenmemiş
ekonomik işlemler (faturasız satışlar, sigortasız işçi çalıştı rma, gecekondu, iş­
portacılık vb.) bu gruba girmektedir.
kırı
ekonomisi; kamu düzenini korumak için getirilen yasalara aykırı olave belgeye bağlanması adetten olmayan, hem kayıtdışı ve hem de yasadışı ekonomik faaliyetler (kaçakçılık, uyuşturucu ticareti, fahişelik, vb.)( 5 l bu grupta sayı lmaktadır.
b-
rak
Yeraltı
yapılan
"Kayıtdışı
ekonomi
tarafından
sunulan, korumadan uzak istihdam tek tip deve katılımcılara verilen maddi ödüller açısından kayıtdışının tamamen iki ayrı sektör olduğu söylenebilir. Bir yanda en kötü sömürüye
bile açık olan güvencesiz emek türünün yeniden doğması sözkonusudur. Sağlığa
zararlı şartlar altında az ücretle çalıştırılan işçiler, çocuk işçiler, sigortasız çalışma ve
diğer tarihsel hata olarak kabul edilen düzenlemeler, gelişmiş endüstri ülkelerinin
bir çoğunda tehlikeli bir sıklıkla ortaya çıkmaktadır."
ğildir. Aslında çalışma koşulları
faaliyete katılmaya zorlananlar kadın, çocuk ve göçmenlerdir.
en düşük kaderneye atılmış bu gruplar, yaptıkları yatırımlarla iş yasalarına çok az önem veren kimi iş ortamlarının hilekarlığına açık olanlardır. istihdam kapasitesinin azaldığı her dönemde, bu işçiler ne iş olursa yapmak zorundadırlar. Günümüzde de bu gibi durumlara kayıt dışı ekonomide sıkça
rastlanmaktad ır."
"Bu tür
Emek
kayıtdışı
pazarında
"Öte taraftan yetenekli işçiler bir yandan esas görevleriyle kendilerine ekonomik güvence sağlarken, bir yandan da ek (vergisiz) bir gelir edinmek üzere
başka bir işte daha çalışmaktadırlar."( 6 )
Enformel ekonominin özellikleri olarak herşeyden önce bu ekonomilerin kuikinci olarak vergilendirilmediği, üçüncü olarak ölçülemediği iddia edilmektedir.
ralsız olduğu,
(4) Ruggles, R.; "lssues Relating to the UN System Of National Accounts and Developing Countries"- Journal of Development Economics, V. 44, New York, June 1994, p. 84.
(5) Altuğ, O.; Kayıtdışı Ekonomi, 1994 istanbul, s. 15.
(6) Altuğ, 0.; a.g.e., s. 19.
13
Kayıtdışı ekonominin istihdam cephesine baktığımızda, ilk önce karşımıza
kayda geçirmeden çalışmak veya çalıştırmak anlamına gelen "Kayıtdışı istihdam"
(Working of the Books) gelmektedir. Buna ilaveten "Ek işte Çalışmak" (Moonlighting) bir başka yaygın bir uygulama şeklidir.
Genelde kamu hizmetlerinde görev alan ve başka işte çalışması yasak olan
personelin, gelir düşüklüğü nedeniyle kayda geçmeyen ikinci bir işte çalışmak zorunda kaldığı gözlenmektedir. Bu gruplara resmi olarak işsiz görülmesine rağmen
çalışanları ve benzeri bazı diğer grupları da ilave edebiliriz.
4- Enformel Ekonominin Nitelikleri
Aslında enformel istihdam bu ikili yapıdaki faaliyetlerin çalışma boyutunu
ifade ederken, enformel ekonomi ise, aynı sektörün üretim ve gelir yapısını ortaya
koymaktadır. Tıpkı enformel sektörde olduğu gibi enformel ekonomiyi de ifade
etmek üzere karşımıza daha önce de işaret ettiğimiz gibi çok sayıda kavram çık­
maktadır. Bazı yazarlar enformel ekonomiye "Gizli Ekonomi" de demektedirler.
Kuşkusuz her kavramın ifade ettiği ekonomik olgular bir diğerinden farklıdır.
"ilk olarak enformel e~onomi nakit ve sosyal bir takım menfaatler karşılığında
yapılan üretim-tüketim ve ticareti karşılamaktadır. ikinci olarak bu faaliyetler tam
gün süreli olmaktan ziyade "kısmi-süreli" çalışma olarak ortaya çıkmaktadır. Üçüncü olarak bu faaliyetler resmileşmesi ve kayıt altına alınması bakımından gizli ve
gayri resmi olmayan faaliyetlerdir. Bu özellikleri saptamanın\ güç olması, faaliyetlerin aile fertleri, arkadaşlar, komşular arasında yapılması,\küçük ölçekli olmaları ve yasal düzenden, yasadışı olanlara kadar hukuki bakı\ndan farklar taşımalarının bir sonucudur."(?)
Bazı yazariara göre ise, enformel ekonomi "Düzensiz Ekonomi" (lrregular
Economy) ve "Sosyal Ekonomi" (Social Economy) olarak ikiye ayrılmaktadır. Düzensiz ekonomide, ilişkilerde değişim aracı olarak nakit kullanılmasına karşılık, sosyaı ekonomide, nakit yerine diğer çıkarlar yoluyla ilişkiler sürdürülmektedir.
Sosyal ekonomi kavramını "Aile Ekonomisi" (Household Economy) veya "Komünal Ekonomi" (Communal Economy) biçiminde tekrar içinde bölen yaklaşımiara
da rastlıyoruz. Aile ekonomisi, ailenin para verip satınalacağı malların kendi içlerinde üretilmesi anlamına gelirken, kominal ekonomi ise, belli bir grupça üretilmesi manasına gelmektedir.
Bazı yazarlar ise enformel ekonomi kavramına, "Yeraltı Ekonomisi" (Underground Economy), "Gizli Ekonomi" (Hidden Economy) veya "Karaborsa Ekonomisi" (Black Ekonomy) isimlerini vermektedir. Bu faaliyetler vergi ve diğer yasalar açısından resmi otoritelere bildirilmesi gerekirken, kısmen ya da tamamen
gizli tutulan faaliyetleri içermektedir. Enformel ekonomi kavramı, günümüz dün(7) Portes, A.; The Informal Economy, 1989 USA, p. 26.
14
Formel ve enformel ekonomi ile ilgili bütün bu tartışma
bir biçimde aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
alanları
Profesör
Basswarner'ın belirtiği
Tablo ll
FORMEL-ENFORMEL EKONOMi TASNiFi
KURAMSAL EKONOMi
ENFORMEL EKONOMi
Merkezi iş çevresinde endüstri çevresinde toplanmakta
ve yeni kentsel alanlar oluş­
Kent kenarlarında veya içinde
geçici binalarda, barakalarda
veya eski binalarda top-
turmaktadır.
lanmaktadır.
Mal ve Hizmet Arz ı
Araştırma geliştirmeye, reklam
ve pazar araştırmalarına dayalı, uluslar-anlaşmalar ve
kartellerle ilişkide.
Bölgesel, yakın çevreye yönelik, nakit veya takasa dayalı, küçük dağıtım şe­
bekeleriyle küçük miktarlarda
ikinci el ve çalınmış mal arzı.
Mal ve Hizmet Talebi
Elverişli ve güvenli büyük pazarlardan yüksek oranda farklılaşmış mal ve hizmet.
Kentsel Ekonomi
KAYNAK:
Bölgesel pazarlarda sokak
yüzyüze alış­
satıcılarından
veriş.
Tahir Baştaymaz, Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve
Önemi, a.g.e., s. 87.
B. ikili Ekonomik Yapı
Gelişme halindeki toplumlarda dikkati çeken en önemli bir özellik "ikili" (Dualist) ekonomik yapıdır. Kentlerde birbirleriyle yanyana ve beraber çalışan, birbirinden önemli özellik farkları gösteren ikili bir ekonomik yapı gözler:ımektedir. Bu
ekonomik yapılardan birincisinin kapitalist bir üretim yapısına, ikincisinin ise kırsal
üretim yapısına sahip olduğu söylenebilir.
Bu yapıların analizinde yaygın biçimde kullanılan iki kavramla karşılaşıyoruz.
Bunlar "Modern ve Geleneksel Yapı" kavramlarıdır. "Dikkat edilirse modern/
geleneksel ayrımı daha çok kısıtlanılan teknololiyi belirtmekte, fakat ekonomik faaliyetlerin diğer özellikleri hakkında bir şey ifade etmemektedir." Diğer bir yazar, bu
iki üretim sistemine, "firma temeline dayalı ekonomi/pazar tipi ekonomi" adını vermektedir. Bu adlaıoıdırmada üretimden dağılıma kadar geçen sürede yer alan kuruluşların tipi, ölçeği ve yöneldiği alan vurgulanmaktadır. Bu ayrıma "pazara yöneliklgeçimlik" adı da verilmektedir. Başka bir yazar ise, "alt Qretim sistemi/üst
üretim sistemi" terimini kullanmaktadır. Bunlara daha sonraları Keithar'ın kentsel
kesimde gençlerin çalışmaları üzerine yazdığı makalede belirttiği gibi, "formel!
16
yasında yaygın
bir uygulama bulmuş, özellikle formel ekonominin
lama faaliyetleri olarak değerlendirilmiştir.
Tablo
dışında
gelir
sağ­
ı
ENFORMEL EKONOMi
DÜZENSiZ EKONOMi
(IRREGULAR)
Aynı
Aynı
zamanda,
Yeraltı
SAKLI EKONOMi
(HIDDEN)
(Underground)
SOSYAL EKONOMi
(SOCiAL)
GAYRi-RESMi
EKONOMi
(UNOFFiCiAL)
zamanda,
Enformel ekonomi
de denilmektedir.
Aynı
Ev
Yeraltı (Underground)
işleri
(Household),
Komünal (Communal)
Kara (Black)
ikincil (Secondary)
isimleri de verilmektedir. Örneğin
Gizli (Secret)
Gölge (Shodow)
isimleri de verilmektedir. Örnek olarak;
Devlet memurlarının
ikinci bir işte gizli olarak çalışmaları.
Gecekondu (Getto)
ev ekonomisi de denilmektedir. Örnek
olarak takas, ev temizlik işleri.
hırsızlık, çalınmış
eşya
ticareti.
Baştaymaz, T.; "Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformal sektörün Nitelikleri ve
Önemi" a.g.e., s. 86.
KAYNAK:
Diğer
bir
ayrıma
göre ise, ekonomik hayatta 5 sektör
vardır.
a- Birinci!, tabii kaynaklar sektörü
(Nakit)
b- ikincil, imalat sektörü
(
ll
c- Üçüncü, hizmet sektörü
(
ll
d- Dördüncü, marjinal sektör
(Kısmen
e-
zamanda.
Beşinci,
Nakit),
(Nakit-dışı).
aile ekonomisi
Bu dağılımda ilk üç sektör "formel nakit ekonomisine" dayanmakta, son iki
sektör ekonominin kuramsallaşmamış yapısını oluşturmaktadır.
15
enformel" terimleri esas olmuş ve bu çok daha fazla geçerlilik kazanmıştır( 8 l.
Kuşkusuz bu tanımlar üretim faaliyetlerindeki farklı örgütleniş biçimlerini ifade
etmektedir. işte enformel sektör böyle bir ikili yapıda ortaya çıkmaktadır. Kentlerde
ortaya çıkan bu ikinci sektör, genelde formel yapının kapsamadığı boşlukları dolduran, vergileme bakımından kapsam dışı kalan, herhangi bir yerde kaydı olmayan,
yasaların kapsamı dışında kalan, yasal sorumluluk ve korumadan yararlanmayan
faaliyetleri ifade etmektedir.
Enformel ekonomik yapıyı ortaya
gibi sıralayabiliriz:
çıkaran
çok
sayıda
neden
sayılabilir. Bunları
aşağıdaki
"a- Kent ekonomik yaşamında formel yapının girmediği, daha
ve teknik zorluklar nedeniyle giremediği alanların olması,
doğrusu
yasal
b- Enformel faaliyetlere olan talep,
c- Bazı ekonomik faaliyetlere
tada otorite boşluğunun olması,
d- Vergi
e-
girişin
yasalarla
engellenmemiş olması
veya or-
mevzuatından kaçınma,
Yasaklamalar-kısıtlamalar,
f- Emekli olan ve
çalışma çağına gelmemiş bulunanların
gelir
sağlama
zo-
runlulukları" bu arada sayılabilir( 9 l.
C. Formel-Enformel Ekonomi
Tartışmaları
yapının formel ve enformel ekonomi olarak ayrımına ciddi
Birçok yazara göre, bu ayrımlar bilimsel kriterlerden çok
sezgilere dayanmaktadır. Kaldı bu, yapı analizini daha da karmaşık hale sokan bu
alanda daha önce belirtilen çok sayıdaki kavramın kullanılmasıdır.
Kentsel ekonomik
eleştiriler yöneltilmiştir.
Enformel ekonomi, temelde yasal olmayan, GSMH hesaplama yöntemlerinde yer almayan, istatistiklere yansımayan, makro ekonomideki önemli bir
kesimin faaliyetlerini içermektedir. Ekonomideki bu kesimin payı arttıkça ulusal ekonomide sağlıklı verilere ulaşmak güçleşmekte, ekonomi politikaları bilimsel verilere
dayandırılmamaktadır.
Ülkelerdeki ekonomik faaliyetler, "Kayıtlı" (Resmi) ve "Kayıtdışı" (Resmi Olmayan) ekonomik faaliyetlerden oluşmaktadır. Oysa makro ekonomik kararlar,
resmi belgelere bağlanmış, kayda alınmış ekonomik faaliyet rakamlarına da(8)
(9)
Baştaymaz,
Baştaymaz,
T.; a.g.e., s. 88.
T.; a.g.e., s. 88.
17
yanılarak, yani resmi istatistiklere göre verilmektedir.
olsa olsa yöntemi ile belirlenerek dikkate alınmaktadır.
Kayıtdışı işlem rakamları
da
Yapılan hesaplamalar genelde enformel ekonominin gelişmiş ülkelerde %
1O'lar düzeyinde olmasına karşılık, gelişmekte olan ülkelerde ekonominin yarısının
kayıtdışı olduğunu göstermektedir. Avrupa ülkelerinde % 4 - % 10 arasında gözüken ve ülkeden ülkeye değişen enformel ekonomi., A.B.D.'de % 16'ya, Hindistan'da % 39'a, Peru'da ise % 40 düzeyine çıkmaktadır. Türkiye için bu oranın %
25 olduğunu belirten hesaplamalar yanında % 40'1ara ulaştığını iddia eden görüşlere de rastlanmaktadır( 10 l.
Bazı yazariara göre, "Geniş anlamı ile resmi kayıtlara dahil olmayan ve belgelendirilmeyen tüm faaliyetleri kapsayan kayıtdışı ekonomi, vergi açısından yaklaşıldığında ise, vergi kayıp ve kaçakları şeklinde karzımıza çıkmakta ve vergi-dışı
alanları kapsamaktadır."( 11 l Bu nedenle vergi idaresinin bilgi alanındaki faaliyetlerin
tümünü enformel ekonomi diye değerlendiren görüşlere de rastlanmaktadır. Bir
başka görüşe göre, "kayıtdışı ekonomi, hiçbir belgeye bağlanmayarak ya da içeriği
gerçeği yansıtmayan belgelerle sağlanan ekonomik olayın (alış-satış) devletten ve
işletmeyle ilgili diğer kişilerden (ortaklar, alacaklılar, kazanca katılan işçiler vb.) tamamen ya da kısmen gizlenerek kayıtlı ekonominin dışına taşınmasıdır."
Bu noktada, enformel sektör istihdamının ekonomik ve mali boyutundan, konuyu itina ile ayırmaya çalışan görüşlere ci€ rastlanmaktadır. "Kayıtdışı ekonomiden
anlaşılması gerekenin genellikle söylendiği gibi işportacı, değnekçi, kaçak mal pazarlarının esnafı, küçük esnaf ve sanatkarlar gibi görünen uç elemanların ticaretinin
olmadığını belirtmek gerekir. Kayıtdışı ekonomi, ağırlıklı olarak kaçakçılık gibi çoğu
kez bir ya da birkaç yönüyle yasadışı ticari faaliyetlerde devletin sağladığı imtiyazların, avantajların kontrolü veya kurumsal varlıkların yağmalanması gibi çarpık
yapılaşma ve kentleşmeyle beslenen faaliyetlerin, bir kolu mutlak devlette olan örgütlü şebekelerce yürütülmesiyle oluşan ekonomidir."
"Kayıtdışı olmanın
en önemli yan ürünü ise, vergi bağışıklığıdır. Ticari yaiçinde bu ekonominin herhangi bir noktasında, bir zincir halkası oluşturan,
hiçbir ekonomik faaliyet gerçek bir kayıt ve belge düzenine istense bile geçilememektedir. Kısaca kayıtdışı ekonomilerin büyüklüğü, ekonomideki kayıt ve
belge düzenini sarsmakta, beyana dayalı vergilerneyi işlemez duruma getirmektedir. Götürü vergileme sistemi ise, kayıt ve belge düzeninin işlememesinde
önemli bir araç olmaktadır."( 12 l
şamın
(10) Küpeli, B.; "Kayıt Dışı Ekonomi (1)", Türk-iş Dergisi Şubat, 1995, s. 22.
(11) Küpeli, B.; a.g.e., s. 22.
(12) B.Y.K.P., Vergi Özel ihtisas Komisyonu Çalışmaları,
18
1- Enformel Sektör ve Ekonomik
Yapı
Genelde enformel sektör, ekonomik yapıların özelliklerine göre büyümektedir. Mali yükler arttıkça, bu yüklerden kaçmağa yeltenenler olacaktır. Özellikle enflasyonun yüksek, haksız ve spekülatif kazançların yoğun, gelir dağılımının
adaletsiz olduğu, ekonominin denetim dışı kaldığı ve ekonomik istikrarın düşük olduğu ülkelerde enformel ekonominin büyümesi doğaldır.
Sağlam bir denetim mekanizmasına, rasyonel vergi politikasına, istikrarlı bir
ekonomiye sahip ülkelerde kayıtdışı ekonominin daha ziyade yasadışı işlere yönelerek küçülmesi doğaldır. Gerçekten Batı Avrupa ülkelerinde toplam ekonominin
% 1O'larına doğru küçülen enformel ekonomi, büyük ölçüde ekonomik yapıların
doğal bir sonucu olarak büyüyüp küçülmektedir.
Ekonomik analizlerde karşımıza çıkan ilginç bir boyut da özellikle küsürecinde enformel ekonominin öneminin artmasıdır. "Gelişen ülkelerin
ekonomik durgunluğu aşmak için ihracata dönük sanayileşme politikalarını benimsemesi, bazı işletmeleri kayıtdışı faaliyetlere zorlamıştır. Gelişen ülkelerde de
değişimden olumsuz etkilenen bazı sektörlerin rekabet edebilme amacıyla kayıtdışı
ekonomiye ilgilerinin arttığı söylenmektedir."( 13l
reselleşme
2- Enformel Sektör, Temiz Ekonomi
Aslında enformel ekonomiyi daha da üst bir kavramdan hareketle ele almak
mümkündür. Özellikle Japonya, italya, Almanya ve bazı ileri Batı toplumlarında görülen kamu yönetimindeki bozulmalar, rüşvet skandalları, italya'da başlayan "Temiz
Eller Operasyonu" ve bunun dalga dalga Türkiye de dahil olmak üzere birçok topluma yansıması, enformel ekonominin iktisadi, sosyal, kültürel ve ahlaki temel boyutlarını sergileyen bir kavram olmuştur.
Toplumsal değer yargılarının bozulması, "temiz ekonomiden" enformel ekonomiye geçişin de işaretlerini vermiştir. Bu süreçde ilginç bir deyişle "yolsuzluk yol
olmaya" başlamaktadır.
Gerçekte kayıt-dışı ekonomi, kayıtlı ekonominin rakibidir. Kayıt-dışı ekonomi
büyüdükçe, kayıtlı ekonomi küçülmektedir. Devletin gelirleri azalmakta, devlet görevlerini borçlanarak yapmaya başlamakta, böylece verginin yerini borç almaktadır.
Borçlanma ise faizleri artırmakta, o da enflasyonu beslemektedir( 14l.
(13) TOBB; "Kayıt Dışı Ekonomi", 1993 Ekonomik Rapor, 1994, s. 121.
(14) Özçelik-iş; Özçelik-iş Gazetesi, S. 4, 1994, s. 6.
19
D. Enformel Ekonomi ve Mikro işletmeler
1- Mikro işletmelerin Artan Potansiyeli
Günümüzde gelişen dünyada üretilen mal ve hizmetlerin özellikle "Mikro iş­
letme"ler (Micro Enterprises) tarafından üretildiği gözlenmektedir. Sokak satıcıları,
semt pazarlarında satış yapan kadınlar, taksi şoförleri, terziler, ayakkabı boyacıları,
metal işleriyle uğraşan küçük dükkanlar, kuaförler, küçük bakkal dükkaniarı çok
küçük işyerlerine bazı örneklerdir. Bu işyerleri ekonomiye büyük bir dinamizm getirmekte ve tüketim maliarına olan talebi canlı tutmaktadırlar( 15l.
Aslında
1980'1erden sonra, gelişen dünyada ekonomik büyümenin yailave olarak alınan istikrar tedbirleri, endüstri ve kamu sektöründe genelde bir durgunluğa yol açmıştır. Böyle bir yapıda geniş kitleler, bağımsız bir şe­
kilde çalışma veya aile ve arkadaşları ile marjinal faaliyetlerde "gelir getiren
istihdam" fırsatları na kavuşabilmişlerdir.
vaşlaması,
Gittikçe hızlanan nüfus artışı, kentsel göçler, artan fakirlik, politikacıların dikkatini mikro işyerlerinin desteklenmesine çevirmiştir. Bu işyerleri genelde bağımsız
çalışanlarca yürütülmekte, bazı nadir hallerde 2-1 O arasında işçi çalıştırmaktadırlar.
Bu işyerleri tipik olarak, emek-yoğun teknolojiler kullanmakta, zanaat hayatı teknikleri ile çalışmakta, çok düşük sermaye, yaşamı devam ettirme düzeyinde ücret
ve yüksek işgüvensizliği bu istihdamın özelliklerini oluşturmaktadır.
Bir başka özellik olarak ise, bu sektöre girme ve çıkmanın çok kolay olduğu
belirlenmekte ve bu sektörün yüksek rekabete dayanan bir özellik taşıdığı anlaşılmaktadır. Gelişen dünyada bu işyerlerinin sayı, çeşit ve yoğunlukları, faaliyet biçimleri bir ülkeden diğerine önemli ölçüde değişmektedir.
a- Üretime Katkıları
Mikro ölçekli işyerlerinin üretime katkısı bölgelerin yapısal özelliklerine bağlı
olarak farklılaşmaktadır. Örneğin Afrika'da mikro işyerleri esas itibariyle kırsal alanda bulunmakta ve temelde tüketim malları satmaktadır. Buna karşılık Latin Amerika'da bu işyerleri kentsel kesimde yoğunlaşmaktadır. Öte yandan Asya'da ise,
hem kırsal hem de kentsel kesimde mikro işyerleri görülmekte, bunlar yoğun bir kapital kullanmakta, ileri teknolojilerle karmaşık yönetim teknikleri uygulamaktadırlar.
Bunlardan bazıları alt işveren biçiminde, büyük işyerlerine ara mallar üretmektedirler.
Bu işyerleri bir tarafa bırakılacak olursa, özelikleri ne olursa olsun, mikro iş­
yerleri bütün dünyada benzer şekillerde çalışmaktadır. Bu işyerleri toplumun çok
fakir, marjinal insanları tarafından kurulmakta, devlet ve kamu otoritelerinden hiçbir
(15)
Development Co-operation; Efforts and Policies of the Number of Development Assistance Committee-1991 Report, OECD Publications, Paris 1991, pp. 4-6.
20
ilgi ve
yardım
alanlarında
lunan
görmemektedirler. Aslında bu toplumlarda teşvik, kredi ve ihracat
her türlü yardım genelde büyük, modern ve önemli kısmı kentlerde bu-
girişimiere sağlanmaktadır.
Bir diğer özellik olarak hemen tüm dünyada mikro işyerleri enformel sektörün
önemli bir parçasını oluşturmakta, kamu otoritelerinin getirdiği yasa ve kurallara uymadan ve hiçbir yerde kaydolmadan faaliyet gösterm~ktedirler. Gerçekte, bunların
yaptığı, çok fakir nüfus gruplarına istihdam ve gelir sağlamak suretiyle toplumun
marjinal unsurlarını etkin bir şekilde topluma birleştirmektir.
Kuşkusuz bu işyerleri, büyük işyerlerine nazaran çok düşük ücretle, sınırlı
sosyal yardımlarla, fevkalade kötü şartlarla işçi çalıştırmaktadırlar. Bu işyerlerinde
bilhassa kadın ve çocuk istismarı ile yoğun bir şekilde karşılaşılmaktadır. Sınırlı sağ­
lık hizmetleri, ışıklandırma, çevre kirliliği, koruyucu malzeme noksanlığı ve uzun çalışma saatleri çok olumsuz çalışma koşullarını oluşturmaktadır. Sonuçta mesleki
hastalık ve tehlikeler, iş kazaları dikkati çekici bir şekilde yükselmektedir.
Bazı yazariara göre, mikro işyerleri önemli oranda iktisadi değer yaratmakta,
gelir ve üretim sağlamakta, düşük ücretli işler yaratmakta ve genelde ülkenin ürettiği girdileri kullanmakta ve çok hallerde düşük kaliteli de olsa, büyük hacimde mal
ve hizmet üretmektedirler. Bu üretime toplumun düşük gelirli kesimi de tüketici olarak katılmaktadır.
Bazı
iddialara göre bu işyerleri, geleneksel ve modern üretim sistemleri araendüstri, kırsal ve kentsel kesim üretimi-tüketimi arasında, dikey ve
yatay bir ilişkinin kurulmasına da imkan vermektedir. Böylece uzun dönemde ülkenin ekonomik gelişmesine de katkıda bulunmaktadır. Mikro işyerlerinin enformel
sektör faaliyetleri yoluyla istihdam ve üretime yaptığı katkıları ölçme konusunda çok
sında, tarımla
sayıda araştırma yapılmıştır.
b- istihdama Katkıları
Enformel sektörün gelişen dünyada iktisaden faal nüfusa % 30 - % 70 araistihdam fırsatı sağladığı ve GSYH'ya % 20 - % 70 arasında katkıda bulunduğu hesaplanmıştır. Örneğin Peru'nun bir liman kentinde 1985 yılında inşa edilen 100 evden 69'unu enformel girişimcilerinin yaptığı, 100 kamu ulaşım vasıtasında
91'nin enformel sektör girişimeisi olduğu tespit edilmiştir.
sında
Daha da önemli olarak, belirtildiğine göre, enformel sektör faaliyetleri zaile daha da artacaktır. Dünya bankasınca yürütülen yeni bir araştırma
sonuçlarına göre, 2020 yılında Afrika! ı işçilerin% 95'i enformel sektör faaliyetlerinde
çalışacaktır( 16 l. Ayrıca bunların Afrika milli gelirine katkısı, formel sektörün yarısından 2/3'sine çıkacaktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, enformel sektörün bümanın geçişi
(16) The OECD Observer; "The Growing
Potantiaı
of Micro-Enterprises", N. 173, December 1991/January 1992 p. 9.
21
yümesinin nedenlerinin başında, formel sektörün yeter
sağlamaması gelmektedir.
sayıda
istihdam
olanakları
Özellikle durgun bir ekonomik büyüme, emek piyasasındaki sıkı kurallar ve
piyasasına yeni girenierin sayısındaki hızlı artış, böyle bir sonucu doğurmaktadır. Bu oluşuma katkı yapan diğer faktörler arasında, etkin olmayan hükümet politikaları, elverişli olmayan yasal düzenlemeler, formel sektörün pahalı maliyetleri sayılabilir.
emek
Gerçekten vergilendirme, iş yasaları düzenlemeleri, mülkiyet hakları, sağlık
hizmetleri, kayıt ve tesbit kuralları, tescille ilgili düzenlemeler birçok ülkede fevkalade karışık, zor ve vakit alıcı bulunmaktadır. Genelde modern sektör üzerine
yüklenmiş bulunan pahalı ve etkin olmayan yasal kural ve düzenlemeler, sınırlı verimliliği ve büyümesi olan enformel sektör üzerine yüklendiğinde, mikro işletmelerin
sistem dışına kaçmağa özen gösterdikleri saptanmaktadır.
Sonuç itibariyle, topluca ifade etmek gerekirse, mikro
işyerlerinin
iktisadi ge-
lişmeye dikkati çekici katkıları sözkonusudur. Yapılan hesaplara göre mikro işyerleri
2000 yılına kadar her yıl büyüyüp gelişen dünyada tahminen 44 milyon yeni iş fır­
satı yaratacaktır.
nüfusa,
Bu
işyerleri
kadınlara, eğitimsiz
genellikle kırsal kesimden göçeden ve yeni
genç nüfusa yönelik işyerleri olacaktır.
kentleşen
Ayrıca bu işyerleri gelir dağılımının daha geniş kitlelere yayılmasını sağlamak
yoluyla yaşam standardını nisbeten yükseltmektedir. Nihayet ekonomide yatay ve
dikey ilişkileri güçlendirmek suretiyle ekonominin daha dengeli bir biçimde büyümesine de hizmet etmektedir.
2- Mikro işletmelere Yönelik Politikalar
Gerçekte çok küçük işyerleri, gelişen ülkelerin bir çoğunda örgütlenmemiş,
önem verilmeyen, suskun bir çoğunluğu teşkil etmektedir. Buradaki temel çözüm,
mikro işyerlerinin "kendi kendine yardım" (self-help) mekanizmaları ile, tasarruf ve
kredi örgütlerini, üretim gruplarını, kooperatiflerini ve derneklerini kurmalarıdır. Böylece rekabet sorunlarının çözümü yanında sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm getirmek de mümkün olacak, bilgi ve fikirlerin karşılıklı değiştirilmesi, kamu politikalarını etkileme imkanları ortaya çıkacaktır.
Gelişen ülkelerin çoğunda bu sektöre yönelik
ruluşlara rastlıyoruz. Ayrıca ülkelerin çoğunda kendi
olmak üzere, bu nitelikli kukendine yardım kuruluşlarına
da rastlanmaktadır. Enformel sektörün ve bu sektörde mikro işyerlerinin önemi anlaşıldıkça, hükümetlerce bu sektöre karşı farklı yaklaşımların ortaya çıktığı görülmektedir.
Bu sektöre yönelik temelde öngörülen programlar arasında kredi sağlanması
ve teknik yardımlar sayılabilir. Teknik yardımlar alanında çok sayıda faaliyet öngörülmüştür. Bunların arasında mali ve işletme yönetimi tekniklerinin öğretilmesi,
22
muhasebe kayıtlarının tutulması, kredi yönetimi, mesleki
benzeri alanlar mevcuttur( 17l.
eğitim,
teknolojik uyum ve
E. Evin işyeri Olarak Kullanılması
Birçok ülkede yasal sınırlarnalara rağmen "Evin işyeri Olarak Kullanılması"
(Home Based Enterprises) uygulamalarına rastlıyoruz. Örneğin endüstri devriminden önce ingiltere'de bu, çok yaygın olarak kullanılan bir üretim biçimiydi. Sonraları üretim ev temelinden, fabrika imalatına yönelmiştir. Bu gelişmeye rağmen,
evde üretim, gelişme halindeki ülkelerde enformel sektörün yaygın bir biçimi olarak
devam etmiştir.
Aslında belirli bir ticaret, imalat faaliyetinin yürütülmesinde evde çalışma, yerine getirilmesi gereken bir şart olabilir. Bazı hallerde evlerin inşaatında evde üretime elverişli koşulların da dikkate alındığı gözlenmektedir. Gelişen dünyanın birçok
ülkesinde yapılan araştırmalar, üretimin yapılması, depolanması ve satılması için
oturma amacıyla yapılan evlerde bazı önemli değişiklikler yapıldığını göstermiştir.
Düşük gelirli ailelerde evin bir odasını böyle bir iktisadi faaliyet amacıyla kullanma, çok az bir sermaye ve yatırım talep etmekte, bu yüzden hızla yaygınlaşmaktadır. Örneğin sigara ve meyve satmak, kaynamış yumurta ve sandeviç
yapmak vb. faaliyetlerde bulunmak için evi kullanma, çok küçük bir sermaye ile yapılacak enformel faaliyetler olarak hızla artmaktadır.
Bazı hallerde kadıniann çoğu, evlerinden uzak formel sektörlerde çalışma yerine, çocuklarına ve ailelerine hizmet olanakları da veren evde yürütülen işleri tercih
etmektedir. Evde yürütülen işlerin hemen tamamı enformel sektör faaliyetlerine
dahil bulunmaktadır.
Gerçekten gelişen dünyada işyeri olarak evde yapılan iktisadi faaliyetler çok sainsana istihdam olanağı sağlamaktadır. Evde mevcut geçerli bir bilgi olmamasına
rağmen, gelişen dünyada küçük hacimli enformel girişimlerin önemli bir kısmının evde
yapıldığı veya eve çok yakın alanlarda sürdürüldüğü iddia edilmektedir( 18l.
yıda
ll. ENFORMEL iSTiHDAM
A. işgücündeki Yapısal Değişmeler
ikinci yarısından bu yana, teknolojik, ekonomik ve sosyal yapıdaki
ortaya çıkan gelişme sürecinin en önemli özelliğini "kendi içine kapalı"
geleneksel tarım sektöründen, "piyasa ekonomisinin" yaygın olduğu modern sektöre çok hızlı bir geçiş olarak belirlemek mümkündür. Böylece ortaya çıkan modern
XVII.
asrın
değişmelerle
(17) The OECD Observer; a.g.m. p. 9.
(18) Tıpple, G.; Shelter as Work Place; A Review of Homebased Enterprise in Developing Countries; International
Labor Review, V. 132, 1993, New York, p. 529.
23
sosyal meselelerin birçok
sorunları,
görülebilir ve ölçülebilir hale
gelmiştir.
Örneğin geniş aile sistemi içinde geleneksel sektörde "iş'te işsiz" olarak
eksik istihdama tabi olan işgücü fazlası, bu geçiş içinde modern sektörde istihdam
sorunlarının daha belirli ve açık bir şekilde görülebilmesine imkan sağladığı gibi, ayrıca çalışanlar ücretsiz aile yardımcılığı'ndan çıkıp, ücret ve maaşla istihdam edildikleri zaman, emek gelirinin ölçülebilme olanakları da belirmiştir( 19 l.
Özellikle modern endüstri toplumunda, sanayileşme sürecinin doğal bir sonucu olarak, işçi-işveren ilişkileri önem kazanmıştır. Bu ilişkilerin belirlenmesinde
sendikaların ve toplu pazarlık düzeninin tayin edici vazgeçilmez müesseseler olarak yeraldığı görülmektedir. Günümüzde Asya, Afrika ve Latin Amerika'daki ülkelerin çoğunda işgücünün % 60 ile, % 80'i arasındaki kısmı tarımda çalışmaktadır.
Geri kalan sınırlı kısmı ise, birçok hallerde hizmet sektörlerinde "sağlıksız ve üretken olmayan sun'i istihdam şekilleri" içinde ülke üretimine çok az veya sınırlı bir
ilave yaparak, üretken olmayan işlerde çalışmaktadır.
Hizmet sektörlerinde en önemli istihdam kaynağını devlet memurluğu sağ­
lamakta, geleneksel bağımsız zanaat hayatı, seyyar satıcılık ve esnaflık, diğer istihdam şekillerini belirlemektedir.
işgücünün çok sınırlı bir bölümü imalat sanayiinde çalışmakta, bu sektör içinde de tekstil ve gıda sanayileri ağır basmaktadır. Böylece gelişen Dünya'da toplam
işgücünün oldukça sınırlı bir bölümü modern istihdamda bulunmakta, gene bu iş­
gücünün çok sınırlı bir bölümü imalat sanayiinde çalışmakta, bu sektör içinde ise,
esas ağırlığı tekstil ve gıda gibi hafif ve küçük sanayiler teşkil etmektedir.
1- Gelişme ve işgücünün Sektörel Dağılışı
Bir ülkede işgücünün iktisadi sektörler itibariyle dağılışı, o ülkenin iktisadi bünyesini ve ekonomisinin gelişme seviyesini gösteren en önemli kriterlerden biri olarak
kabul edilmektedir. Ekonomik gelişmeyle işgücünün sektörler arasındaki bölünüşündeki değişmeler, ilk defa ayrıntılı bir şekilde Colin Clark tarafından "iktisadi
Gelişmenin Şartları" isimli eserde araştırma konusu yapılmıştır. Clark'a göre, ekonomik süreci çok daha ayrıntılı bir analize tabi tutabiirnek için üç büyük alt gruba bölmek gereklidir. Birinci sektör tarımdır ve bu sektöre avcılık, balıkçılık, ormancılık dahil
bulunmaktadır. Bu sektörün en büyük özelliğini "azalan verim kanunlarının" geçerli
oluşu yanında, faaliyetlerin doğal kaynaklara sıkı sıkıya bağlı oluşu ve genellikle iktisadi faaliyetlerin oldukça yavaş bir tempo içinde yürütülmesi teşkil etmektedir.
ikinci grup imalat sanayiidir. imalat sektörü önemli bir kapital yatırıma ve yüksek derecede bir örgütlenmeye ihtiyaç göstermektedir. Üçüncü ve son grup ise
yapı, ulaşım, haberleşme, ticaret, kamu idaresi vesair faaliyet dallarını kavrayan
hizmet sektörüdür.
(19) Ekin, N.; Endüstri ilişkileri, 1994 istanbul, s. 20.
24
Genel bir şekilde belirtilmek istenirse, endüstrileşme ve ekonomik gelişmeyle
birlikte tarımda çalışanların sayısı, imalat sektöründe çalışanlar lehine gittikçe azalmakta ve aynı süreç içinde imalat sanayii de hizmet sektörü lehine gittikçe küçülmeye başlamaktadır.
Bu genellernede Clark'ın bilhassa üzerinde durduğu husus, birey başına milli
gelirdeki artışın bu üç sektörde işgücünün dağılışınanasıl etki yaptığı sorunudur. Bu
sorunu iki kısımda ele almak lazımdır. ilk olarak birey başına milli gelirin yükselmesi
ile, tarım maliarına olan talep nisbi olarak düşmekte ve imalat sanayii maliarına
talep artmaktadır.
Bunu takiben imalat malları talebi hizmet endüstrileri lehine tekrar nisbi
önemlerini kaybetmektedir. Talepteki bu değişme yanında, dikkate alıhması gereken diğer bir husus ise, her sektörde mevcut verimliliktir.
Örneğin imalat endüstrisinde birey/saat başına reel üretim, ekonominin diğer
sektörlerine nazaran birey/saat olmak üzere üretimden çok daha hızlı bir şekilde
artmaktadır. Bu sebepten dolayı imalat sanayi malları için nisbi anlamda sabit veya
yavaş gelişen bir talep, teknolojik gelişmelerden dolayı bu sektörde çalışanların sayısında bir düşmeye sebep olabilecektir.
Colin Clark'ın ortaya koyduğu bu Üç Sektör Kanununa uygun bir gelişme
gösteren ülkelerde enformel sektörün sanayileşmeye de paralel olarak son derece
düşük düzeyde kaldığı, buna karşılık sağlıklı bir sanayileşme göstermeyen gelişme
halindeki ülkelerde ise, yetersiz sanayileşmenin beraberinde bir kentsel enformel istihdamı getirdiği söylenebilir.
Nitekim Tablo lll'ün analizinden de anlaşılacağı üzere, gelişen ülkelerde işgücü
içinde tarım sektörünün oranı, endüstri ülkelerine nazaran 5-10 misli daha yüksek bulunmaktadır. Aynı şekilde endüstri sektörü de bölgeden bölgeye üç-dört misli daha az
işçi istihdam etmektedir. Mamafih gelişen ülkelerde tarım işgücünde devamlı bir
düşme, endüstriyel işgücünde nisbi bir durgunluk, hatta bir azalış görülmektedir.
Tablo lll
Endüstri Ülkelerinde ve Gelişen Ülkelerde
işgücünün Sektörler itibariyle Dağılışı
Dünya
Endüstri Ülkeleri
Gelişen Ülkeler
Latin Amerika
Güney ve Doğu Asya
Kuzey Afrika
Diğerleri
Tarım
Endüstri
Hizmetler
58.1
22.9
73.1
50.1
73.1
69.6
77.3
18.8
36.0
11.2
20.0
10.5
10.3
10.4
22.9
41.1
15.6
30.0
16.4
20.0
12.3
25
Bu yapı hiç kuşkusuz beraberinde belli
formel sektör istihdamını getirmektedir.
şehirlere yoğun
bir göç olgusu ve en-
2- Fakirlik ve Toprak Mülkiyeti
Gerçekten de kırdan kente yoğun göç ve enformel sektörlerin hızla büyümesi
kuran pekçok yazara rastlanmaktadır. Bunu ve dolayısıyla enformel
sektörü engellemek için üzerinde durulan çok önemli bir tartışma alanı, toprak reformunun kırsal kesimdeki fakirliğin giderilmesi ve kentsel kesimlere ve enformel
sektöre işgücü akışındaki etkilerinin araştırılmasıdır.
arasında ilişki
Üçüncü dünya ülkelerinde hükümetler toprak reformunu tarım üretiminin artve kırsal kesimde fakirliğin azaltılmasına yönelik bir politika olarak görmektedirler. Buna göre, kırsal kesimde nisbeten daha gelişmiş şartlar, kırsal kesim
fakirlerinin kentsel setalet mahallelerine göçünü de engelleyecektir.
ması
Burada toprak reformu ile kentsel nüfusun "eksik istihdamı" arasındaki iliş­
konusu olmuştur. 1989 yılında Habib Ahmed'in yaptığı bir
araştırma, çok değişken sonuçlar vermiştir( 20 l. Örneğin Çin ve Tayvan'da1940'1ar
ve 50'1er başında yapılan toprak reformu, hem tarımsal üretimi artırmış hem de kır­
sal fakirliği azaltmıştır. Bunun tersi bir durum Meksika'da 1919 devrimini takiben,
Peru'da 1960'1arda yapılan toprak reformları sırasında görülmüş, bu reformlar kırsal
fakirliği azaltmada daha az etkili olmuştur. Sonuçta bu ülkelerde toprak reformuna
rağmen kentlere göç aynı hızla devam etmiştir.
kiler
bazı araştırmaların
3- Gelişme ve işgücünün Statü Dağılışı
Sanayileşme
ve işgücünün yapısal değişmesi diğer bir özellik olarak kendini
"statü" (meslekteki mevki) dağılışında ortaya koymaktadır. Gerçekten iş­
gücünün statü dağılışı endüstrileşmenin sosyal sonuçlarını aydınlatıcı niteliktedir.
Bugün ülkelerin çoğunda nüfus sayımları Birleşmiş Milletler'in de tavsiyelerine uyarak işgücünü statü itibariyle dört farklı grupta toplamaktadır; bu gruplar bağımlılar
(ücret ve maaş mukabili çalışanlar), işverenler, bağımsız çalışanlar ve ücretsiz aile
işgücünün
yardımcı larıdır.
Diğer
yandan statü itibariyle yapılmış bu dörtlü ayrım işverenleri ve bağımsız
içine alan bir grup olarak "istihdam edenler", bağımlıları ve ücretsiz aile
yardımcılarını kavrayan diğer bir grup olarak, "istihdam edilenler" şeklinde daha da
basitleştirilebilir. Dünya'daki işgücünün en büyük kısmı bu ikinci kategoriye dahil
çalışanları
bulunmaktadır.
Kuşkusuz endüstri ilişkileri açısından bizleri en fazla ilgilendiren grup, özellikle bağımlılar ve işverenler olmaktadır. Ekonomik gelişme ve endüstrileşme her ülkede aynı modele uygun olarak ortaya çıkmayacağı gibi, bu gelişmenin hızı da farklı
(20) Moene, K.; "Poverty and Londownership", American Economic Review, V. 82, N. 1, March 1992. p. 52.
26
olabilir. Ancak açıkça belirgin olan nokta şudur ki, endüstrileşmenin statü dağılışı
üzerine etkisi evrensel bir nitelik taşımakta ve endüstrileşme kendisiyle birlikte· gittikçe büyüyen bir bağımlılar grubunu da getirmektedir. Gelişmiş ve gelişen ekonomilerde bağımlıların toplam işgücü içindeki bu nisbi önemi o kadar açık bir şe­
kilde görülmektedir ki, hatta Fransız yazarlarından J. Marchall ve J. Lecaillon
ülkeleri bağımlıların nisbi önemine göre dizmekte ve % 60'dan yüksek oran gösteren ülkeleri gelişmiş, daha az oran gösterenleri ise, gelişme halindeki ülkeler şek­
linde tasnif etmektedirler.
Gerçekten endüstri devriminden bu yana, hemen bütün ülkelerde bağımlılar
büyük bir süratle artmıştır. Günümüzde gelişme halinde bulunan ülkeler, aşağı
yukarı iki asırlık gecikmeyle aynı yapısal işgücü değişmelerine uğramaktadır. Endüstrileşmenin ilk birkaç neslinden sonra tarımdan olan akım devam etmekle beraber, bağımlı olarak çalışan sınıf kendisini bizzat kendi içinde artırarak hızla gesınıfı
nişlemiştir.
Kaldı ki bu dinamik gelişme süreci içinde, bir yandan işgücünde bağımlıların
nisbi önemi tüm modern sektörlerde devamlı bir şekilde artarken, diğer yandan bağımlı lar grubu da kendi bünyesinde değişikliğe uğramakta, hizmet sektörlerinin hızla
büyümesiyle "beyaz yakalılar" da gittikçe önem kazanmaktadır. Gerçekten bağımlıların mavi ve beyaz yakalı dağılımı, beyaz yakalılar lehine süratle değişmektedir.
Gelişmiş
ekonomilerde sanayileşme ve sektörel dönüşüme paralel olarak bu
halindeki toplumlarda yetersiz ekonomik gelişme, gerçekleştirilemeyen sektörel dönüşüm beraberinde tarım ve enformel ekonomi ağırlıklı
bir yapı meydana getirmektedir. Böylece sanayileşmiş ülkelerde % 80-90'1ara varan
bağımlı kesim formel bir yapı içinde iş olanaklarını bulabilirken, gelişme halindeki ülkeler, tarımda yoğunlaşan istihdamın bir uzantısı olarak yardımcı aile efradı ve kentsel alanlarda formel sektörde iş bulamayan enformel işgücü ile belirginleşmektedir.
Bu konudaki istatistikler de bu yapıyı açık bir şekilde yansıtmaktadır.
süreç
yaşanırken, gelişme
27
Tablo-IV
Endüstri Ülkelerinde ve Gelişen Ülkelerde Bağımlıların Toplam
işgücündeki Nisbi Önemi
işgücünün Yüzdesi
Olarak Bağımlılar
(Ücret ve Maaşlılar)
Ülkeler
1- Endüstri Ülkeleri
A.B.D.
Japonya
Fransa
F. Almanya
Polanya
ingiltere
1973
1970
1973
1973
1970
1966
90
64
79
85
65
90
ll- Gelişen Ülkeler
Fas
Libya
Peru
Brezilya
Hindistan
i ran
1971
1964
1970
1970
1971
1966
KAYNAK: ILO; Year Book of Labour Statistics, 1974, Geneva, s. 46 ve
37
49
37
54
16
43
devamı.
Gerçekten de formel sektör niteliği ağır basan endüstri ülkelerinde toplam iş­
gücünün 3/4 ile 9/10'u ücret ve maaş mukabili çalışan bağımlılardan ol~şurken, enformel sektör istihdamının yoğun olduğu Latin Amerika ülkelerinin çoğunda aynı
oran yarıdan daha az, Afrika ve Asya Ülkelerinde ise 1/3'den daha küçük, hatta bir
çok ülkede 1/5 oranını teşkil etmektedir.
Yapılan
bu tahliller bize ekonomik gelişme ve buna bağlı sektörel dönüşüm,
ile enformel sektör arasında doğrudan bir
kırdan kente göç olgusu ve statü dağılımı
ilişki olduğunu göstermektedir.
B. istihdam ve işsizlikteki Değişmeler
işsizlik gerek ekonomik, gerekse sosyal yönden gelişme seviyesi ne olursa
olsun, dün olduğu kadar bugün de, bütün toplumların en önemli ortak sorunlarını
teşkil etmektedir. Aslında işsizliğin varlığı üretken kaynakların israfı biçiminde sa-
28
dece toplum açısından değil, özellikle aile gelirlerinin tamamen kesilmesi şeklinde
bireysel seviyede de ciddi sorunlar yaratmaktadır. Genellikle işsizlik sigortasının
mevcut olmadığı bir ülkede işsizlik bir kabus gibi çalışma hayatındaki bireyin üzerine çökmekte ve onun en baştaki endişesini oluşturmaktadır. Bu endişe kuşkusuz
halihazırda işsiz olan bir şahıs için bahis konusu olabileceği gibi, ayrıca halen çalışmakta bulunan bir insan yönünden de her an işsiz kalma korkusu, çalışma hayatındaki barış ve güven duygusu yerine, huzursuzluğu ve gelecek endişesini getirmektedir.
işsizliği ayrıca bir ülkenin gelişme seviyesinin en önemli kriteri ve dengeli bir
ekonomik ve sosyal gelişmenin göstergesi olarak da sıfatiandırmak herhalde yerinde olacaktır. Prof. Reynolds'un da işaret ettiği gibi, "başarılı bir gelişme, sadece
hızlı gelir artışları şeklinde ifade edilmek yerine, en iyi olarak istihdam, yahut istihdam ve hızlı gelir artışı olarak belirtilebilir. Gelişmede başarının en önemli göstergesi işsizliğin gittikçe düşmeye başlamış olmasıdır."( 21 l
Gerçekten günümüzde iktisadi planlamaları yapanlar, istihdam hedefleriyle
hedefleri ara?ındaki ilişkilerle daha fazla ilgilenmeye başlamışlardır.
Gelişmiş ülkeler muhtelif istihdam politikalarıyla istihdamı yüksek ve devamlı bir seviyede tutmanın gayretini gösterirken, gelişen ülkeler ise, ekonomik ve sosyal gelişme dengesi içinde gittikçe daha fazla insanı üretken istihdama sokmanın, ülkenin
gelirini artırırken, aynı zamanda işsizliği azaltmak suretiyle gelir ve refah dağıtmanın
arzusu içinde bulunmaktadırlar.
diğer kalkınma
1- Gelişen Ülkelerde işsizlik
Dünya nüfus ve işgücünün çok önemli bir kısmını oluşturan gelişme halindeki
ülkelerde çok hızlı bir nüfus artışı yanında, her yıl emek piyasasına ilk defa girenlerin sayısı da yıldan yıla gittikçe büyümektedir.
Bu ülkelerde geniş kitleler kırsal kesimde ilkel üretim yöntemleriyle mevsimlik
dalgalanmalara tabi olarak aile işletmeleri biçiminde geleneksel tarım üretimini sürdürürken, sanayileşmeden ve şehirlerdeki iş imkanlarından bağımsız olarak kentlere ve modern sektöre doluşan geniş kitlelerin örgütlenmemiş marjinal sektörlerde
biriktiği de gÇizlenmektedir.
yalı
Esasen hudutlu olan formel sektörde ise, iktisadi ve teknolojik nedenlere daciddi istihdam problemleri yaşanmaktadır.
Geniş ölçüde istihdam sorunları, kendini açık işsizlikten ziyade, yoksulluk ve
gelir düşüklüğü biçiminde ortaya koymaktadır. Bu toplumların çoğu önemi gittikçe
artan işsizlik sorunları yanında, ciddi büyüme ve enflasyon sorunlarıyla da başbaşa
bulunmaktadır.
(21) Ekin, N.; işsizlik Sigortası, Kamu-iş, 1994 Ankara, s. 4.
29
Aslında bugün dünyanın önemli bir nüfus kesiminde daha önce üretken ve
yüksek gelirli bir işi varken bunu kaybetmiş insanların problemi değil, Çalışma hayatlarının hiçbir devresinde böyle bir işe kavuşamamaktan dolayı düşük gelir, eksik
istihdam ve yoksulluğa maruz kalan geniş insan kitlelerinin istihdam sorunları mevcuttur. Böylece gelişmiş ülkelerin farklı birçok nedenden dolayı işini kaybetmiş iş­
sizlik sorunu, gelişen ülkelerde geniş kitlelerin üretken bir işe giremernesi problemi
olarak kendini ortaya koymaktadır.
UÇÖ Genel Direktörü bir açıklamasında bu durumu şöyle ifade etmektedir:
a. Gelişen ülkelerde ekonomik kalkınma yavaş bir hızla seyretmekte, fakir ve
zengin ülkeler arasındaki açıklık hergün biraz daha genişlemektedir,
b. Gelişen ülkelerde nüfus patlaması gelişmeyi engellemekte, bu ülkelerde
artan üretimin sağladığı faydaların adeta tamamı, sadece halihazır yaşama standardının devam ettirilmesine harcanmaktadır' 22 l.
Özellikle işsizlik ve yoksulluk 90'1ı yılların başlarındandan beri gelişme halindeki ülkelerde ciddi sosyal ve siyasi sorunlar yaratacak nitelikte katlamalı olarak
kitlesel bir gelişme göstermektedir. Afrika ve Latin Amerika'nın birçok ülkesinde,
hatta düzenli ücretle çalışan formel sektörlerin durgunlaşması veya daralması, yeni
iş imkanları bir tarafa, çok sayıda insanı enformel sektörlerde geçici, ücretsiz aile iş­
çisi ve bağımsız çalışan insanlar biçiminde çalışma statülerine yöneltmiştir.
insangücü kaynaklarının israfının yeterli bir açıklıkla ortaya konulabilmesi
için, bu toplumlarda sektörler itibariyle ayrıntılı bir istihdam analizi yapmak gereği
mevcuttur. Gelişmekte olan ülkelerin toplum nüfusunun ortalama olarak % 60'ı ilkel
şartlarda üretim yapan tarım sektöründe çalışmaktadır. Afrika'nın düşük gelir gruplu
ülkelerinde bu oran % 80'1ere çıkmaktadır. Bu ülkelerde sanayi kesiminin oranı %
8'e, hizmetler sektörü ise, sadece% 11'e ulaşmaktadır' 23l.
2- Gelişmiş Ülkelerde işsizlik
a- Temel Değişmeler
Gelişmiş
sanayi toplumlarının günümüzde en fazla dikkati çeken sorununun
hiç kuşku yoktur. Hatta yapılan araştırmaların ortaya koyduğuna
göre, özellikle Batı toplumlarında işsizlik sorununun önemi önümüzdeki yıllarda
zaman içinde daha da artacaktır.
işsizlik olduğuna
Aslında
1929
buhranından
bu yana son 60 yılda istihdamın gelişmesi açı­
birbiriyle zıt istikamette gelişme gösteren üç
sından gelişmiş Batı toplumlarında
(22)
(23)
EKiN, N.; Gelişen Ülkelerde ve Türkiye'de Bir istihdam Politikası Olarak Küçük Ölçekli işyerlerinin Teşviki, s. 6.
Ekin, N.; işsizlik Sigortası, a.g.e., s. 12.
30
dönem yaşanmıştır. Birinci dönem büyük buhranın getirdiği işsizlik felaketiyle baş­
layıp, ll. Dünya Savaşıyla sonuçlanan 15 yıllık yavaş gelişme dönemidir. Savaş
sonrasında ise, çoğu ülkede tam istihdama yaklaşılan 20-25 yıllık bir hızlı gelişme
dönemi yaşanmıştır.
le
Nihayet üçüncü ve son dönemde birinci petrol kriziyle başlayan ve ikinci krizve günümüze kadar uzanan hızlı bir işsizlik artışı dönemi gözlenmiştir.
hızlanan
Bu konuda yapılan araştırmalar ilginç sonuçlar vermektedir. 1950 ile 1964
endüstriyel üretim artmış ve endüstriyel istihdam da artmıştır. 1963/64 ile
1971/72 arasında endüstriyel üretim dikkati çekici bir biçimde artarken, endüstriyel
istihdam eski seviyesini muhafaza etmiş ve 1963'1er düzeyinde kalmıştır. 1972 ile
80 arasında endüstriiyel üretim 30 puan artarken, endüstriyel istihdam aşağı yukarı
8 puan düşmüştür.
arasında
TABLO V
SANAYiLEŞMiŞ ÜLKELERDE iŞSiZLiK(%)
ÜLKELER
1973-82
Ortalama 1986
1987
1988
1989 1990
7.5
7.0
1.9
5.2
3.7
7.6
4.7
5.2
5.3
5.3
5.2
5.5
8.9
6.2
2.8
10.5
7.9
12.0
10.0
10.0
7.5
6.9
10.1
11.1
7.8
5.5
2.5
10.0
7.7
12.0
8.1
9.6
6.9
6.3
9.6
10.3
7.5
5.3
2.3
9.5
7.1
12.0
6.2
8.7
6.4
5.9
8.7
9.4
KANADA
ABD
JAPONYA
FRANSA
ALMANYA
iTALYA
iNGiLTERE
DiGER SANAYiLEŞMiŞ ÜLKELER
BÜTÜN SANAYiLEŞMiŞ ÜLKELER
YEDi SANAYiLEŞMiŞ ÜLKE
AVRUPA ÜLKELERi
AVRUPA TOPLULUGU
9.5
7.0
2.8
10.4
7.9
11.1
11.1
10.5
7.8
7.3
10.3
11.1
8.1
5.5
2.1
9.0
6.4
11.0
6.0
8.5
6.2
5.7
8.2
8.8
KAYNAK: iş ve işçi Bulma Kurumu: 1991 Faaliyet Raporu: Ankara, 1992, s. 14.
Böylece 1960'1ar işsizlik artmadan büyüme, 1970'1er ise istihdamın daralması
dönemleri olarak ifade edilebilir. Bu gelişmelere uygun olarak 1960'1arda endüstride
artan bir yoğunluk yaşanmış ve küçük işyerlerinin sayısı ve üretimdeki payları düş­
müştür.
Ayrıca küçük firmalarda büyük ölçüde rasyonalizasyona gitmek büyük firmalara nazaran daha güç olduğundan, istihdam daralması daha çok büyüklerde ortaya çıkmıştır.
31
Gerçekten küçük işyerlerinde otomasyon ve diğer kayan bant sistemlerinin
daha güçtür. Günümüzde büyük firmalarda artan ölçüde üretimlerini
rasyonelleştirme ve emekten tasarruf edici teknolojilere daha fazla yatırım yapılması eğilimi görünebilir. Yakın bir gelecekte, ekonomide önemli ölçüde iş yaratma potansiyelinin esas itibariyle hızla büyüyen, yeniliklere açık küçük ve orta ölçekli işyerlerinden doğabileceğini düşünülmektedir.
uygulanması
b- işsizliğin Gittikçe Artan Önemi
istihdam açısından bütün bu olumsuz gelişmeleri aşağıdaki faktörlere bağ­
layanlar vardır: Bir yandan emek fiyatının arttığı, ücrete ilave olarak diğer sosyal
yardımların ve brüt işçilik giderlerinin yükseldiği ifade edilmektedir. Ayrıca istihdamın hizmetler sektörüne kayışıyla verimliliğin düştüğü, kamu giderlerinin ve
sosyal güvenlik harcamalarının büyük miktarlara vardığı, endüstride üretim kapasitesinin düştüğü, istikrar tedbirlerinin enflasyonda başarılı olurken, ekonomileri
durgunluğa sürüklediği iddia edilmektedir.
Başka görüşlere
göre ise;
a- Tarihsel olarak çok yüksek ve hızla artan gerçek enerji maliyetleri, reel gelirlerde hızlı bir d üşmeye neden olmuştur,
b- Yüksek seviyeli enflasyon tüketicilerin
"
satınalma
gücünü ve talebini dü-
şürmüştür,
c- Karların azalması, yüksek faiz oranları ve yüksek
lasyona ve genelde yatırımların azalmasına neden olmuştur,
dyıplarına
işçilik
maliyeti, enf-
Yatırımların gelişmeden
neden
yoğun iş kayıpları
olmuştur.
ortaya
rasyonalizasyona kayışı, yüksek seviyede iş kaTekstil, ayakkabı yapımı gibi emek yoğun sahalarda
çıkmıştır,
e- Anti-enflasyonist hükümet politikalarının etkisiyle talepteki büyüme azalTeknolojik değişmelerde azalan eğilimler yeni teknolojilere daha az yatırım
yapılması, başka bölgelerde yeni_ pazarların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
mıştır.
c- Günümüzdeki
Gelişmeler
1990'1arın başında "basitleştirilmiş sayılarla 100 kişiden 10'unun işsiz olduğu,
bu 1O kişiden 5'inin genç, 3'ünün ise, kadın olduğu ileri sürülmektedir." Bütün bu
gelişmeleri, özellikle işsizlik sigortasının istihdam üzerinde yarattığı olumsuz etkilere
bağlayan görüşlere de rastlanmaktadır( 24 l.
(24)
DPT; Sosyal Planlama Başkanlığı, Dünya Çalışma Raporu 1; Ankara 1991, s. 69.
32
Bu ülkelerde esas itibariyle ücretli ve maaşlı istihdam ve kadın işçi istihdamı
büyürken, tarımsal istihdamın keskin bir şekilde azalışına, endüstriyel istihdamdaki yavaş düşüş eşlik etmekte, hizmet sektöründeki istihdamın toplam ekonomideki payı dikkati çekici şekilde artmaktadır. Ayrıca hizmet sektöründeki istihdamın özellikle eğitim, sağlık ve sosyal hizmet alanlarında genişlediği
gözlenmekte, kısmi süreli istihdam artarken, bu istihdamda kadınların payı da dikkati çekici şekilde yükselmektedir.
hızla
gelişmeleri AB boyutu ile de ele alıp tartışan
Gerçekten 1983 başında AB'de çalışan nüfusun
% 11.4'ünü teşkil eden 17 milyon insanın işsiz olduğu belirlenmiştir. Japonya ve
A.B.D.'de işsizlik oranlarındaki zayıf artışlara karşılık Avrupa'da işsizliğin daha da
hızlanacağını ileri süren görüşlere rastlanmaktadır.
Endüstri
araştırmacılara
toplumlarındaki
da
bu
rastlanmaktadır.
Kuşkusuz işsizlikteki tüm bu olumsuz gelişmeler dikkatleri büyüme stratejilerine, sanayinin değişen yapısına ve bu değişmeda küçük işletmelerin rolüne
doğru yöneltmektedir. Küçük işletmelerin toplam ekonomide net yeni işler yaratma
potansiyeli özellikle Japonya, yeni sanayileşen ülkeler, bir ölçüde A.B.D. gibi ülkelerde küçük işletmelerin büyüme ve istihdamı gibi konuların yoğun bir şekilde ele
alınıp tartışılmasına neden olmaktadır.
Tablo VI
Batı Toplumlarında işsizlik
Ülkeler
Avrupa
Almanya
ABD
1992%
1993%
1994%
9.9
7.7
7.4
11.4
10.1
7.0
11.3
11.3
6.5
C. Kentleşme, işsizlik ve Enformel Sektör
Kuşkusuz enformel sektör istihdamının daha iyi anlaşılması açısından bu sektörün analizine geçmeden önce, gelişen ülkelerde kentleşme ve işsizlik sorunlarına
geniş bir perspektiften bir daha bakmak gerekir. Ekonomik gelişme sürecinde iş­
gücünün tarım sektöründen tarım-dışı sektörlere transferi olgusuna, bilindiği gibi
"kentleşme" denilmektedir. Tarihi gelişim sürecinde bu gelişmeye hemen tüm ülkelerde rastlıyoruz.
FAO tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, irianda dışında 121 ülkede her yıl tarım-dışı sektörlere belirgin bir transfer gözlenmektedir. 1985 yılında
Kuznets'in belirttiği gibi, bu dönüşümün gelirin dağılımı açısından ilgi çekici sonuçları gözlenmiştir. Onun ileri sürdüğüne göre, nüfusun tarım sektöründen trans33
feri ile gelişmenin başlangıç yıllarında gelir eşitsizliği
gelir daha eşitlikçi bir biçimde paylaşılmaktadır( 25 l.
artacaktır. Tarım
sektöründe
1- Üç Sektörlü Analiz
Değişimin
istihdam boyutuna baktığımızda temelde bu ülkelerde işsizlik sokendini üç sektörde ortaya koyduğunu görürüz. Gerçekten bir yandan geleneksel tarım sektöründe istihdam ve işsizlik sorunlarının b~utlarının çağdaş kavramların ışığı altında analiz edilmesi gerekirken, diğer yandan tarım-dışı sektörlerde,
kentsel yapılarda istihdam sorunları incelenmelidir.
runlarının
Kentsel yapılarda bilindiği gibi ayrıca iki sektörlü bir istihdam analizine ihtiyaç
Burada da kuşkusuz formel ve enformel sektörün, emek piyasalarının kendi
özellikleri açısından ele alınıp analiz edilmesi zorunludur. Ancak böyle bir analiz yapıldığında makro seviyede tüm ülkede "insangücü israfının" boyutları, "istihdamda
işsizlik" veya "emek arzı" fazlalığının büyüklüğü ve niteliği ortaya konulabilir.
vardır.
Gelişen ülkelerde tarım sektöründe karşımıza çıkan en önemli istihdam sorunu genelde tek ürüne dayalı geleneksel tarım bünyesi ve aile işletmeleri ile üretimin yürütüldüğü bir ekonomik yapıda, bu sektörde yaşanan istihdam sorunlarının
"görülebilir eksik istihdam" biçiminde karşımıza çıkmasıdır.
Tarım sektörü faaliyetinin niteliklerinden ötürü yoğun bir şekilde coğrafi ve iklimsel şartlara bağlı tarım faaliyetleri içinde, senenin belli aylarında insanlar yoğun
bir biçimde tarımsal faaliyetlerde bulunurken, yılın geri kalan aylarında iktisadi faaliyetlerin dışında kalmaktadırlar. Bu mevsimlik boşluklar sebzecilik, hayvancılık,
köy zanaatları, kentlerde mevsim işçiliği biçimlerinde doldurulmadıkça, yılın özellikle
kış aylarında mevsimlik koşullara bağlı yoğun bir eksik istihdamla karşılaşılacaktır.
2- Kentsel ikili Yapılar
Kırsal kesimdeki bu nüfus, her yıl kentleşme yoluyla şehir merkezlerine iç
göçler yoluyla sürekli insangücü kaydırmaktadır. Böylece ekonomide tarım kesiminde çalışanların miktarı sabit kalırken, nisbi oranları azalmaktadır. Buna karşılık
kentleşen nüfus için formel sektördeki istihdam imkanları sınırlıdır. Bu sektör özel
teşebbüs işyerlerinden ve birçok ülkede kamu işletmelerinden oluşmakta, politik
nedenlerle kamu kuruluşlarında istihdam sürekli artarken, bu büyük çaplı kamu iş­
letmelerinde esas itibariyle işsizlik sorunları kendini "gizli işsizlik" tarzında ortaya
koymaktadır.
Özel sektör işyerlerinde ise Batı'dakine benzer şekilde konjonktürel dalgalanmalara bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik, teknolojik nedenlere dayanan iş­
sizlik sorunlarıyla karşılaşılmaktadır. Bu niteliği ile özellikle özel kesim kentsel is(25)
Rauch, E.J.; "Economic Development, Urban Underemployment and Ineome lnequality", Canadian Journal of
Economics, November 1993, p. 902.
34
tihdamında, Batı
örneklerine benzeyen işsizlik sorunlarıyla karşılaşılmaktadır. Ne
bu işsizler yine kentsel kesim emek piyasalarında yeni istihdam fır­
satları aramakta, bulamadıkları takdirde işsizlik sigortasından yararlanmaktadır. Gelişen ülkelerde ise işsizlik sigortası olmadığından işsizler ya kentsel enformel istihdama kaymakta veya "iş aramayan işsizler" veya "cesaretleri kırılmış işsizler"
var ki
Batı'da
gruplarını oluşturmaktadır.
3- Kentsel Enformel istihdam
Aslında gelişen
ülkelerde istihdam sorunlarının özünü enformel sektör is"üretken olmayan ve milli gelire sınırlı katkılar yapan" bu istihdam biçimleri, "görülebilir ve görülemez eksik istihdamı n" yaygın örnekleri ile gelir
getirmekten ziyade, gelir paylaştıran istihdam biçimlerinde ortaya çıkmaktadır. Böylece gelişen ülkelerde enformel sektör bir yandan adeta işsizlik sigortası fonksiyonu
görürken, diğer yandan kentsel kesimlerde açık işsizliğe dönüşerneyen ve gittikçe
büyüyen istihdam sorunlarının önemini gözlerden saklamaktadır.
tihdamı oluşturmakta,
Bu nitelikleri ile gelişen ülkelerde istihdam sorunları, gelişmiş ülkelerden tamamen farklı bir biçimde, hızla büyüyen hizmet sektörlerinde geçici, kararsız, üretken olmayan istihdam biçimleri ile yeni bir yapı oluşturmaktadır.
4- Yeni işsizlik Kavramları
Tüm bu oluşumlar içinde gelişen ülkelerde işsizlik sorunlarını belirlemek için
çok sayıda işsizlik kavramı ortaya çıkmaktadır. Bunlardan bazılarını şöyle
sıralayabiliriz: "Çalışan işsizler, çalışmayan işsizler, iş aramayan işsizler, cesaretleri
kırılmış işsizler, görülebilir ve görülemez eksik istihdam, aralıkla çalışanlar, değişken
gelirle çalışanlar, düzensiz çalışanlar, istikrarlı gelirle çalışanlar, istikrarsız istihdam,
zorla meydana çıkarılan işsizlik, yanıltıcı işsizlik, ihtiyari işsizlik, yapısal işsizlik, iş­
gücü tortusu işsizliği, gizli işsizlik vb.'leri" bu arada sayılabilir( 26 l.
karmaşık,
Gerçekte tüm bu istihdam sorunları, kentsel sektörlerdeki "ikili" (Dualist) yaiçinde ortaya çıkmakta ve bu ikili yapının bilimsel ve sağlıklı bir analizini zorunlu hale getirmektedir(27 l.
pılar
D. Enformel istihdama Yaklaşımlar
1- Enformel istihdamla ilgili Kavramlar
Enformel
tığı
bir
kavramının
araştırma
ile
literatürde yer alması Keit Hart'ın 1960'1arda Gana'da yapYazar, bu kavramı Gana'da kentsel istihdam özel-
başlamaktadır.
(26) Baytaymaz, T.; "işsizlik Kavramı ve Gelişen Ülkeler", Uludağ Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Dergisi, C. IV, S.
52, Kasım 1983, s. 256.
(27) Baştaymaz, T.; "Gelişmekte Olan Ülkelerde Ekonomik Yapının istihdamı Açısından Yeni Görünümler: Dualist
Yapı", Uludağ Ünv. i.i.B.D., C. VI, S. 2, Kasım 1995, s. 107.
35
liklerini araştırırkan kullanmış ve konuyla ilgili bir makale yayınlamıştır(28 l. Aynı kavram
·
daha sonra Kenya istihdam Komisyonunun çalışmalarında da kullanılmıştır( 29l.
Kavram
sonraları çeşitli
yazarlarca
farklı
biçimlerde ifade
edilmiştir.
Bunlar
arasında "Marjinal Sektör", "Tersiyer Sektör", "Örgütlenmemiş Sektör", "Kurumlaşmamış Sektör", "Korumasız Sektör", "Türedi Sektör", "Gecekondu istihdamı", "Marjinal Hizmet Sektörü", "Üzerinde Veri Olmayan Sektör" en yaygın olarak kullanılanlarıdır. Özellikle "Marjinal Sektör", "Marjinal Kesim" ile "Örgütlenmemiş
Sektör"
yaygın
bir
kullanılış alanı bulmuştur.
Aslında
bu kavramlar çok değişik alanlarda farklı tartışmalar için yoğun bir bikavram, şehrin kenarında kalmış yerleşimleri ifade etmektedir. işletmeciler açısından marjinal işletme; küçük, gelişmeye
kapalı, verimsiz işletmeleri belirtmektedir. Marjinal işler ise, verimliliği çok düşük iş­
leri akla getirmektedir. Ancak modern sektörde bulunan bir işletme, ekonomik darboğazlar nedeniyle bir anda marjinal bir konuma da girebilmektedir."
çimde
kullanılmaktadır. "Kentleşme açısından
Bu alanda sıkça kullanılan bir diğer kavram ise, örgütlenmemiş sektör kavFakat bu kavram enformel sektörün sadece bir özelliğini vurgulamaktadır.
Benzer şekilde "Korumasız Sektör" kavramı da sektörün tüm özelliklerini içermemektedir.
ramıdır.
Benzer şekilde "Modern ve Geleneksel Sektör" kavramları da ekonomik ve
sosyal olayı tam bir açıklıkla ifade edememektedir. Kaldı ki enformel sektörün
daima geleneksel bir yapıda ortaya çıkacağı da söylenemez. Bu bakımdan sektörün özellikle istihdam boyutunu, eksik istihdam özelliğini de vurgulayan, enformel
sektör kavramının belirttiği söylenebilir.
2- Enformel istihdamın Niteliği
Enformel sektör kavramı, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin istihdam ve
analizinden ortaya çıkmış, genelde kalkınma ve özellikle de istihdam politikası literatüründe önemli bir şekilde yer almıştır. "Gerçekten bu faaliyetler henüz ekonomik gelişmesini tamamlamamış kurumsal bir yapıya kavuşmamış ekonomilerde büyük bir güce ve etkinliğe sahiptir. Gelişen ülkelerde
büyük bir nüfus kitlesi kırdan koparak kentlere yerleşmekte fakat kentlerdeki sanayi
istihdamı aynı hızla artmadığından, kentlere yeni gelenler sanayide veya daha
doğru söylemek gerekirse formel sektörde ücretli istihdamın dışında kendi istihdamlarını kendileri oluşturmak durumunda kalmaktadır."
işsizlik durumlarının
"Diğer bir ifade ile marjinal verimliliği çok düşük, kararsız, düzensiz ve düşük
gelirli formel sektör dışında kalan işgücünün barındığı ve gelir sağladığı yapılar oluş­
turmaktadır. Bu tür yapıların genellikle gelişen ülkelerde ortaya çıktığı ve ekonomi
(28) Roberts, B.; "The lnformel Seetar in Comparative Perspective", Perspectives on the Informal Economy, Leo. A
Despres (Ed), 1990 Bostan, p. 33.
(29) ILO; Report of Director: The Dilemma of the Informal Sector, 1991, p. 3.
36
içinde önemli bir ağırlığa sahip olduğu, kısaca toplumsal ekonomik hayatın en
önemli belirleyicisi olduğu söylenebilir. Gelişmiş ülkelerde de çok büyük olmamakla
birlikte, zaman zaman oluşan ekonomik 'krizlerle artarak işsiz kitlelerin biriktiği benzer yapılara rastlanmaktadır."
Aslında
belirli bir ülkenin farklı şehirlerinde, belirli bölgelerinde enformel sekbiçimlerde ortaya koymaktadır. Bu yüzden bu sektöre ilgili politika
geliştirenlerin enformel sektörün çok değişik yapılarla kendini ortaya koyduğunu bilmeleri gerekir. Örneğin bu sektör, hem işçi istihdam eden işyerlerini, hem de tek
şahıs tarafından yürütülen faaliyetleri kapsamaktadır.
tör kendini
farklı
Buna göre kavram bir yandan küçük imalat işyerlerini, diğer yandan ise seyyar satıcıları, ayakkabı boyacılarını, sadece yaşamlarını sürdürmek için gelir elde etmeye yönelik hizmet sektörlerinde tek başına çalışanları da kavramaktadır. Özellikle
hizmet sektörlerinde enformel ulaşım hizmetleri, küçük dükkanlar, çamaşır yı­
kayıcıları vb. işyerleri mevcuttur.
Bu sektörde çalışan işçilerin büyük bir kısmı fakirdir, bazıları gerçekten çok
yoksul iken, diğer bir kısmı hatta formel sektördeki asgari ücretten daha yüksek
gelir kazanmaktadır. Daha önce de işaret edildiği gibi, bu faaliyetler için gerekli olan
sermaye düşük bulunmaktadır.
Buna karşılık bazı enformel faaliyetler, sözgelimi küçük dükkanlar veya taksi
hizmetleri bazen sermaye ihtiyacı da doğurmaktadır. Buna mukabil sokak satıcılığı
çok az veya hiç kapital gerektirmemektedir.
Bu sektörün heterojen yapısına rağmen, sektör faaliyetlerinin ortak özelliğini
yararlanabilir oluşları teşkil etmektedir. Çünkü bu sektörde çalışanlar
kendi gayretleri ile en iyi hizmetleri sunmaya çalışmakta ve modern ekonomi kuruluşlarından bağımsız bir şekilde hareket edebilrtıektedirler.
kolaylıkla
Modern kapital piyasalarına girme yerine bu sektör işyerleri, kredi ihtiyaçlarını
kaynaklardan sağlamakta, birçok hallerde bu kaynaklar daha zor koşullar
talep etmektedir. Yine enformel sektör, resmi eğitim kuruluşlarından yararlanmadığı
için kendi vasıf ve becerilerini enformel biçimde çıraklık yoluyla sağlamaktadır. Ayrıca bu sektör resmi sosyal güvenlik sistemlerine dahil olmadığından sorunların çözümünde aileden,· grup dayanışmasından ve resmi olmayan örgütlerden yararlanmaktadı r.
diğer
Enformel sektörün dikkati çeken diğer bir niteliği ise, bu sektörün büyük ölçüde yasal korumanın çok az veya hiç olmadığı bir yasal düzen içinde işlemesidir.
Bu yüzden bu sektörde hizmet akdinden doğan hakların yerine getirilmesi için iş
mahkemelerine müracaat imkanı mevcut değildir. Kuşkusuz buradaki yasadışılık
suçluluk doğuran yasadışı faaliyetler anlamında değildir: Fakat ne olursa olsun enformel sektör faaliyetleri yine de "yasa dışı" (illegal) bir nitelik taşımaktadır.
37
Aslında bütün yasal düzeniemelerin uygulanması, enformel sektörde çalışan
fakir aile işletmeleri ve çok küçük girişimler üzerinde taşınması mümkün olmayan
ağır bürokratik ve mali yükler getirecektir. Sorunun bir diğer yanı, belirli yasa ve düzenlemelerin enformel sektör faaliyetlerinde ortaya çıkan şartlara ve ihtiyaçlara
uygun düşüp düşmediği hususudur. Belki de resmi faaliyetlerin yükselen maliyetleri
birçok insanı enformel sektör istihdamına yöneltmiş de olabilir.
Bütün bu durumlar, enformel sektör faaliyetlerine kamu otoritelerinin zaman
zaman yasadışı faaliyetler gözü ile bakmalarına neden olmuş ve bu faaliyetlere
baskı ve müdahaleler gözlenmiştir. Tüm bu kendine özgü ve yarı yasal uygulamalara rağmen enformel sektör, tamamiyle modern sektör dışında da kalmamıştır. Gerçekten modern sektör hizmetlerinin yüksek maliyetli ve esnek olmadığı piyasalarda, modern sektör işçileri enformel sektörün tüketicilerini
oluşturmaktadır.
Diğer
yandan enformel sektör modern sektörün genişleme dönemlerinde yabüyük bir "Emek Deposu" (Labor Reserve) fonksiyonunu da oluş­
Daralma dönemlerinde ise sektör işçisi tekrar bu rezerve dahil ol-
rarlanabileceği
turmaktadır.
maktadır.
Günümüzde formel/enformel sektör ilişkileri önemli değişiklikler göstermektedir. Örneğin, bazı enformel sektör teşebbüsleri kullandıkları girdiler olarak
modern girişimiere büyük ölçüde bağlı bulunmaktadır. Tekelci niteliği olan modern
sektör girişimleri bu girdilerin fiyatını kolaylıkla yükseltebilirler.
Bazıları ise, modern sektör faaliyetlerinin altişvereni biçiminde faaliyet göstermektedir. Fakat bunların iktisadi güçlerinin sınırlı olması, bu işyerlerinin modern
teşebbüslerce istismar edilmesine neden olabilmektedir. Buna karşılık, bireysel seviyede bir hizmetin görülmesini öngören girişimlerin formel sektörle ilişkileri daha
zayıf olacaktır. Diğer bir örnek ise, büyük hacimli modern teşebbüslerin ticaret sektörünü kontrol etmeleri sonucu bağımsız sokak satıcılarına önemli ölçüde etki yapabilmeleridir.
3- Enformel Sektörün Doğuş Nedenleri
Enformel sektörün sosyal yapıdan gelen temel nedenlerinin başında nüfus,
nüfus artışı, nüfusun coğrafi dağılımı, iç ve dış göçler, aile yapısı, eğitim olanakları
ve benzeri faktörler sayılabilir.
Enformel sektörün ortaya çıkışının ekonomik temellerine gelince, burada
esas itibariyle ikili ekonomik yapı ve enformel ekonomi üzerinde durmak gerekir.
Gerçekten bir ekonomide diğer sektörlerin istihdam sağlamada yetersizliği,
enformel sektörün ekonomi içinde sürekli hale gelişinin temel nedeni olmuştur. Gerçekten bir yandan tarım ve diğer tarımsal faaliyetler, öte yandan modern sanayi ve
38
hizmet sektörleri hızlı büyüyen ve
lamada yetersiz kalmıştır.
kentleşen işgücüne
uygun gelir ve istihdam
sağ­
Son 30-40 yılda kesintisiz bir şekilde kırsal kesimden kentlere sürekli bir biçimde ortaya çıkan emsali görülmemiş göç hareketi, günümüz gelişen dünyasının
en dikkat çekici özelliğini teşkil etmiştir. Düşük gelirli ülkelerde kentli nüfus 1965 yı­
lında toplam nüfusun % 17'sini oluştururken, bu oran 1988'de % 35'e ulaşmıştır.
Orta gelir gruplu ülkelerde ise, aynı oran % 42'den % 58'e yükselmiştir.
Aynı zaman süresi içinde kentsel modern faaliyetler, bu kentlerde biriken iş­
gücünün sadece belirli bir oranına istihdam olanağı sağlamıştır. Çünkü bu sektördeki yatırımlar, endüstri ülkelerinden ithal edilmiş kapital yoğun teknolojilerin ithal
edilmesini gerekli kılmaktadır. Böylece modern sektör istihdamının dışında kalmış
kentsel işgücü, büyük bir "Emek Arzı Fazlalığı" (Labour Surplus) oluşturmuştur.
Kentlerdeki bu fazla işgücü, işsiz olarak işsizlik sigortası yoluyla finanse edilsürece, yaşamlarını sürdürecek bir geliri sağlamak açısından kendi çalışma
alanlarını adeta kendileri yaratma durumunda kalacaktır.
mediği
Böylece enformel sektör bir açıdan büyük bir "Emek Süngeri" (Labor Spange) rolü oynamış ve aşırı bir emme kapasitesi ile modern sektör faaliyetlerinin dı­
şında kalan emeğe istihdam imkanları sağlamıştır. Sonuçta, modern sektöre girmedeki ciddi güçlüklere karşılık, enformel sektöre girmedeki kolaylıklar bu sektör
istihdamının temel nedenini oluşturmaktadır. Kuşkusuz bütün enformel sektör faaliyetleri girmesi kolay olan çalışma biçimleri değildir. Gerçekten bazıları belli bir
miktar sermayeyi gerektirmektedir. Bütün bunlara rağmen yasal boşluklar ve finansman kolaylıkları sektörün hızla büyümesine yol açmıştır.
Buna karşılık, uzun yıllar enformel sektörün ortaya çıkışını geçici bir olay olarak değerlendiren görüşlerle karşılaşılmıştır. Geçmişte olduğu gibi modern sektörün
büyümesi ve daha fazla emeğe istihdam fırsatı sağlaması yoluyla enformel sektörün zaman içinde ortadan kalkacağı iddia edilmiştir. Bu yüzden enformel sektördeki çok büyük ve artan sayıdaki insana yönelik politikalar ve geliştirilmemiş
plancılar tarafından bu sektöre fazla bir ilgi gösterilmemiştir.
Fakat zaman içinde er veya geç enformel sektör ışçısıne modern tebulma imkanı oluşmayınca, kavram toplumsal önem kazanmıştır.
Hatta 1970'1erde Amerika'nın bazı bölgelerinde sanayileşmede nisbeten hızlı gelişmenin yaşandığı dönemlerde, toplam işgücündeki enformel istihdamının %
17'den % 19'a yükseldiği ve bu sektördeki istihdamın bölgede bir bütün olarak %
3.7 oranında arttığı tespit edilmiştir. Bu oluşum benzer şekilde hemen bütün gelişen
dünyada gözlenmiştir( 30 l.
şebbüslerde iş
(30)
ıLO;
a.g.e., p. 10.
39
Yakın
tarihteki araştırmalar bu sektörün daha da hızlı bir biçimde bügöstermektedir. 1980'1erdeki durgunluk ve gelişen ülkelerdeki buna
uygun politikalar, enformel sektörün daha da büyümesine yol açmıştır. Özellikle bu
dönemde gelişen ülkelerin çoğunda modern sektör işyerlerinde, bilhassa en geniş
işveren olan kamu kesiminde reel ücretierin ciddi bir şekilde düşürülmesi ve istihdamın daralması, bu eğilimi daha da hızlandırmıştır.
yüdüğünü
işsizlik sigortasının ve diğer gelir sağlayıcı süreçlerin olmaması nedeniyle bu
için enformel sektör istihdamı bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim çeşitli örnekler bu durumu teyid etmektedir. Latin Amerika örneğine bakacak olursak,
1980-87 arasında enformel sektör istihdamının % 56'ya yükseldiği tespit edilmiştir.
Buna karşılık aynı dönemde toplam tarımdışı istihdam sadece % 30 artmıştır. Yine
aynı dönemde ortalama enformel sektör gelirleri% 8 oranında azalmıştır.
işçiler
Afrika'nın
Alt Sahara bölgesinde ise, 1980-85 arasında enformel sektör is6.7 oranında arttığı gözlenmiştir. Bu dönemde modern sektörün,
işgücüne yeni girenierin sadece % 6'sına istihdam imkanı vermesine karşılık, aynı
işgücünün % 75'i enformel sektörde çalışma fırsatı bulmuştur. Benzer şekilde
Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir raporda da Dünyada 1993 yılında yaklaşık
2 milyon insanın düşük gelirli ekonomilerde yaşadığı ve yıllık 695 Dolardan daha
düşük bir gelir elde ettiği belirlenmiştir. Her ne kadar bu ekonomilerde çalışma çağı
nüfusunun yaklaşık üçte biri işsizse de, bu nüfusun büyük çoğunluğu düşük kazançlı işlerde çalışmaktadır. Bunların yalnızca % 15'i formel ekonomide çalışarak
gelir elde etmektedir (Bu işler, tarımdışı özel sektör ve kamu sektörü işleridir). Bu
durum fakirliğin de başlıca nedeni olarak görülmektedir. ilave olarak, formel sektördeki endüstri, yeniden yapılanma sürecinde altişveren uygulaması ile, üretimin
daha büyük bir kısmını merkez dışı bir yapıya dönüştürmüştür.
tihdamının yılda%
Maliyetierin düşürülmesi baskısı ve daha "esnek" (flexibl} üretim metodlarının
tercih edilmesi, geniş modern teşebbüslerde daha az sayıda işin yaratılmasına yol
açmıştır. Ayrıca temelde daha fazla üretim altişverenlerce yürütülmüştür. Aslında
bu altişverenlerin önemli bir kısmını, enformel sektörü oluşturmaktadır.
Kuşkusuz bu gelişmeler enformel sektördeki küçük teşebbüslerin daha yüksek gelirle ve daha fazla sayıda istihdam imkanı yarattığı anlamına gelmektedir.
ilave olarak bu süreçle formel sektörden enformel sektöre daha ileri teknolojilerin
transferi imkanı da çıkmıştır. Fakat kuşkusuz tüm bu gelişmeler aynı zamanda formel sektör işyerlerinde çalışan işçilerin, daha büyük ölçüde "Kuralsızlaştırılması"
(Deregulation) ve geçici hale getirilmesi anlamına da gelmektedir.
Tüm bu nedenlerden dolayı artık enformel sektörün geçici bir olay olmadığı
ve görülebilir bir gelecekte formel modern sektörde yaratılacak işlerle ortadan kalkmayacağı görüşü gittikçe güçlenmiştir. Bunun sonucu olarak, gelişen ülkelerin çoğunda, işgücünün büyük ve gittikçe artan bir bölümünün daha uzun yıllar enformel
sektörde çalışacağı düşünülmeğe başlanmıştır.
40
Aslında
taya
çıkma
formel sektör istihdamı karşısında enformel sektör istihdamının ornedenlerini daha iyi anlayabilmek içiri her iki sektörün temel özelliklerine
kısaca değinmekteyarar vardır.
a- Formel Sektörün Özellikleri
a. Bir defa formel sektöre girişin zor olduğu gözlenmektedir. Bu sektörde çok
yasal norm sektöre girişi zorlaştırmaktadır. Bu bakımdan bazı yazarlar bu
sektöre "Korumalı Sektör" (Protected Sector) adını da vermektedir (31 l. Sektöre
giriş sadece yasal düzenlerle değil, teknolojik, idari, sermaye ile ilgili çok sayıda faktör tarafından da sınırlandırılmaktadır. Sektörde üretim faaliyeti kısa, orta ve uzun
dönemli planlara, kontrol ve programlara dayanmakta, bir girişimcinin bu sektöre
girmesi birçok zorlukları da beraberinde getirmektedir.
sayıda
b. ikinci bir özellik olarak bu sektörün büyük oranda yurtdışı kaynaklara da-
yandığfsöylenebilir. Çok sayıda finansal ve teknolojik faktör, formel sektörün yoğun
yurtdışı bağlantılarını oluşturmaktadır.
c. Formel sektörde dikkati çeken diğer bir faktör ise, anonim mülkiyet yaEkonominin gelişmesi ile, mülkyet yapısı parçalanmış, hisse senetleri yo·
luyla yaygınlaşmıştır.
pısıdır.
d. Formel sektörde üretim daha geniş ölçekli faaliyet birimleri tarafından yürütülmektedir. işletmelerin önemli bir kısmında yatay-dikey entegrasyonla kar·
şılaşılmaktadır.
e. Bu sektörün bir
diğer özelliğini, sermaye-yoğun
lanılması oluşturmaktadır. Gerçekten formel
sermaye yoğun teknikleri kullanmaktadır.
ithal teknolojilerin kulsektör genelde emekten tasarruf eden,
f. Genelde formel sektörde sendikacılık ve toplu pazarlık mekanizmaları ile iktisadi faaliyetler endüstri ilişkileri sistemi ile birlikte çalışmakta, sosyal koruması yüksek iş yasalarının getirdiği çalışma koşulları üzerinde toplu pazarlık süreçleri ile belirlenmiş sosyal maliyetierin daha yüksek olduğu bir çalışma düzeni mevcut
bulunmaktadır.
g. Formel sektörde çalışanların vasıf seviyeleri daha yüksektir ve formel
timden geçmiş insan kaynaklarınının kullanımı sözkonusudur(32l.
eği­
b- Enformel Sektörün Özellikleri
Şimdi kısaca enformel sektörün özellikleri üzerinde durabiliriz. Aslında "enformel sektör kavramını ortaya koyarken genelde iki problemle karşılaşılmaktadır.
(31) Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önerıii, a.g.e., s. 101.
(32) Baştaymaz, T.; a.g.e., s. 104.
41
Bunlardan birincisi, enformel sektörün belirlenmesinde
telerin seçimidir."
kullanılacak
ekonomik üni-
"ikincisi ise, ekonomiyi iki alt sisteme ayırırken sınırın nasıl belirleneceği"( 33 l
hususudur. Gerçekten enformel sektörde sözkonusu olan birim acaba birey mi,
hane halkı mı, yoksa işletmeler midir? Ekonomik ünitenin seçiminde gerçekten karmaşık ve ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Genelde UÇÖ'nün iktisadi faaliyet dallarını ve işletmeleri bir ekonomik ünite olarak seçtiği gözlenmektedir.
Enformel sektörün temel özelliklerini
aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
a. Enformel ekonomik faaliyetlere, formel sektörün aksine çok kolaylıkla dahil
olunabilmektedir. Bu giriş kolaylığı, temelde kamu otoritelerinin bu sektöre uygulanacak hükümlerin tespiti sırasında, bu sektörün oluşturduğu istihdam ve gelir
imkanlarını da düşünerek daha yumuşak yaklaşmalarıdır. Yasadışı faaliyetlere kaymadığı sürece, resmi otoriteler bu sektöre giriş kolaylıklarını anlayışla karşılamaktadır. Kaldı ki bu sektörün hızla büyümesi, alınacak polisiye tedbirleri de etkisiz hale sokmaktadır.
b. Enformel sektör genelde sermaye olarak kişisel tasarrufları kullanmakta,
faaliyete geçmesinde esas itibariyle bu kaynaktan yararlanılmaktadır.
Girişimin sermaye talep etmemesi, sektöre girişi de kolaylaştıran temel unsurlardan
en önemlisidir. Kırsal kesimdeki bir mülkiyetin satışı, böyle bir enformel girişim için
ilk kaynağı da oluşturabilir.
işletmelerin
c. Aile işgücüne bağlılık hem PREALC hem de diğer araştırmalarda enformel
sektörün özelliklerinden biri olarak tanımlanmıştır. Böylelikle bu sektörün genellikle
yardımcı aile efradına dayandığı ifade edilebilir(34l.
genelde fevkalade küçük ölçekli işyerleridir. Yaptıkları iş­
nedeniyle varlıklarını sürdürebilmekte ve ayakta kalmayı başarabilmektedirler. Bazı hallerde formel sektörün giremediği veya girmek istemediği
alanlarda faaliyet göstermektedirler. Bu işyerleri talebe bağlı olarak ölçek değiştirmekte, tüketiciye daha kolaylıkla ulaşabilmekte, talepteki bölgesel değişmelere
hızla uyum gösterebilmektedir.
d. Enformel
lerin
işyerleri
değişken olması
e. Bu sektör işyerleri genelde emek yoğun çalışma tarzıyla basit teknolojiler
kullanmakta, esas itibariyle kentsel yoksullarca bu işyerlerinin en önemli sermayelerini hizmet sektörlerindeki kişisel emekleri oluşturmaktadır.
f. PREALC'ın da belirttiği gibi enformel sektörde çalışan işçiler ve işletmeler
"Örgütlenmemiş Faaliyetler"e (Unorganized Activities) dahildirler. Bunun anlamı
emek ve sermaye arasında belirgin bir ayrımın olmaması ve aynı zamanda buradaki istihdamın sosyal yasalarca korunmamasıdır.
(33) Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi, a.g.e., s. 105.
(34) Roberts, B.; a.g.e., p. 2.
42
g. Enformel sektör istihdamında temelde gerekli bir ön eğitim şartı buGenelde bu sektörde çalışanlar kısmi bir formel eğitim dışında bazı
faaliyet alanlarında çıraklık eğitimi görmüşlerdir. Gerekli bilgi ve beceri bu sektörde
çalışırken öğrenilmekte,
bazı
faaliyetlerde ise, belirgin hiçbir beceri gerekmemektedir.
lunmamaktadır.
h. Bilhassa gelişen ülkelerde enformel sektör, eğitim veya düzenli gelir gibi
niteliklere sahip olmayan grupları koruyucu bir özellik göstermektedir. Bu koruma
ekonomik olarak iki biçimde olmaktadır. Birincisi, bu gruplar işgücü piyasasındaki
rekabetten korunmaktadır. Çünkü enformel sektördeki işyerlerinde çalışanlar genellikle kişisel ve toplumsal ilişkiler yoluyla sağlanmaktadır. ikincisi, bu gruplar
mamül piyasası baskılarından kUrtulabilmektedirler. Zira enformel sektördeki karşılıklı yardım ve düşük maliyetli mal ve hizmetler, insanlara formel piyasada pahalı
olan aynı mal ve hizmetleri ikame imkanı vermektedir.
4- Enformel Sektörün Tarifi
Aslında,
enformel sektör konusunda çok yoğun bir yayın yapılmasına, veri
sürdürülmesine rağmen, enformel sektörün ne olduğunu,
nasıl işlediğini, yapısal özelliklerini belirleme konusunda yeterli bir mesafe alı­
namamıştır. 25 yılı aşan bir dönemde bu alanda ulusal ve uluslararası çabalara rağ­
men gerçekten enformel sektörün herkesçe kabul edilmiş bir tarifi de mevcut de-
toplama ve
araştırmaların
ğildir.
Bazı görüşlere göre, enformel sektör insanlara istihdam olanakları sağlayan
olumlu bir olaydır, aksi halde milyonlarca insan yaşamlarını devam ettirmek için geçin me imkanlarına kavuşamayacaktır. Diğer bir görüş ise, konuya olumsuz bir yönden bakmakta, enformel sektörü yasal korumalardan ve düzenlemelerden kaçınmaya çalışan bir toplumsal sorun olarak değerlendirmektedir.
Bazı görüşlere göre ise, enformel sektör bürokrasiden, gereksiz düzenlemelerden işyerierini kurtaran, daha ucuz ve esnek üretim yapmayı imkan dahiline sokan bir istihdam biçimidir. Buna karşılık enformel sektörü gerilik, fakirlik,
cürüm ve çağdaş olmayan çalışma koşulları olarak değerlendirenler de vardır.
enformel sektör istihdamı, değişik boyutlardan farklı dekonu teşkil etmektedir. Burada karşımıza bir ikili değerlendirme,
adeta bir "dilemma" çıkmaktadır. Acaba enformel sektör, istihdam ve gelir sağlayan
bir sektör olarak teşvik edilmeli midir? Yoksa yasaların ve sosyal korumanın daha
geniş kitlelere ulaşması amacıyla enformel sektöre müdahale edilmeli midir? Ayrıca
bu iki amacı bir arada yürütmek ve böylece koruma ile birlikte istihdamı artırma da
mümkün olabilecek midir( 35 l? Aslında burada karşımıza çıkan ana sorun, geniş kitlelerin "Fakir Çalışanlar" (Working Poor) biçiminde istihdama dahil olmasıdır.
Böylece
ğerlendirmelere
(35)
ıLO;
a.g.e, p. 23.
43
mal ve hizmetlerin üretiminde çok zor şartlar
buna mukabil bu faaliyetler kamu otoritelerince düzenlenmemekte, korunmamakta, tanınmamakta ve kayıtlara geçmemektedir.
Gerçekten bu
altında
insanların çoğu
çalışmakta,
Aslında burada tartışma konusu olan husus, enformel faaliyetin ne olduğu ve
bu faaliyeti formel üretim birimlerinden ayıran temel unsurların neler olduğu konusudur.
Günümüzde enformel sektör kavramı, akademik yayınlarda ve resmi dökümanlarda yaygın bir biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Gerçekten, hangi tip faaliyetlerin, hangi kategoriye ait işlerin bu sektöre dahil olacağı hususunda önemli
görüş ayrılıkları olmasına rağmen, kavram geniş bir kullanım alanı bulmuştur.
Temelde enformel sektör mal ve hizmet üreten ve dağıtan çok küçük birimler
için kullanılmakta ve özellikle gelişen ülkelerde bağımsız biçimde kentsel alanlarda
kendi kendini istihdam eden üreticileri ifade etmektedir. Bazı hallerde bu üretim birimi aile işgücünü kullanmakta, az sayıda işçi istihdam etmektedir. Bu üretim üniteleri bazen hiç bir kapitale dayanmamakta veya çok küçük bir kapitalle çalışmaktadır.
Bu üretim biriminde çok
düşük
teknoloji ve
vasıf
seviyesi mevcuttur. Bunun
doğal sonucu olarak çok düşük bir verimlilik ile çalışmakta ve genelde çalışanlara
çok düşük ve düzensiz bir gelir sağlamakta, kararsız bir istihdam yapısı en önemli
özelliğini oluşturmaktadır.
Bu üretime enformel denmesinin temel nedeni, bu faaliyetin bir kayda tabi olve resmi istatistiklerde gözükmemesidir. Bunların örgütlü piyasalara, kredi
örgütlerine, resmi eğitim ve öğretim kurumlarına ve kamu hizmetlerine hemen hiç
dahil olmadıkları gözlenmektedir.
maması
Diğer
yandan bunların hükümetlerce tanınmadığı, desteklenmediği ve düde görülmektedir. Temelde bunların yasal bir çerçevenin dışında çalıştıkları ve sosyal korumanın dışında kaldıkları, iş yasalarının koruyucu tedbirlerinin
bu işyerlerinde sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır.
zenlenmediği
Enformel sektör işçilerinin genelde örgütlenmediği de tespit edilmiştir. Birçok
hallerde bu işyerleri işveren örgütlerinin ve sendikaların faaliyetleri dışında bulunmaktadır. Bütün bu şartlarda örgütsüz olarak yasaların korumaları dışında, çok
düşük bir gelir ve üretkenlikle çalışmaları nedeniyle genelde bu sektör çalışanları
tehlikeli, sağlıksız ve hatta temel sağlık hizmetlerinden yoksun olarak kentsel kesimdeki setalet mahallelerinde oturmaktadırlar.
Bu özelliklere
bağlı
olarak, enformel sektörü genel olarak, kent içinde minik yatoplam üretime net katkının son derece
yürütülen ve herhangi bir örgüte dahil olmayan ve de hiçbir yasal güvencesi bulunmayan işler olarak tanımlayabiliriz.
tırımı gerektiren, ihtisaslaşmanın olmadığı,
düşük olduğu, genellikle tek kişi tarafından
44
5- UÇÖ Araştırmalan ve Sonuçları
a-Bağımsız Çalışan Ucuz işçiler
Enformel sektörün tarifi ve sınırlarının belirlenmesi konusunda genelde teoride büyük bir karmaşa mevcuttur. Gerçekten günümüzde enformel sektör araş­
tırmacıların ve politikacıların çok önemli bir uğraş alanı olmasına rağmen, kavrama
yeterli açıklık getirildiği söylenemez. Özellikle dünyanın bazı ülke. ve bölgelerinde
enformel sektör, kent nüfusunun çok önemli bir kısmını oluşturmakta ve bu kesim
"kararlı ve tam süreli istihdamın" dışında kalmakta ve zaman içinde bu sektör gittikçe büyümektedir.
UÇÖ bu istihdam sektörüne, gelişen ülkelerde iş fırsatlarının yaratılması amacıyla bir istihdam politikası olarak bakmıştır. Özellikle 1960'1arın sonunda ve 70'1erin
başlarında, kent ekonomilerindeki fakirliğin temel unsurunu işsizliğin
bariyle enformel istihdamın oluşturduğu üzerinde durulmuştur.
değil,
esas iti-
UÇÖ tarafından yapılan araştırmalar, özellikle antrapolog ve sosyologların incelemeleri, kent ekonomisinin büyümesine ve büyüyen kent nüfusunun yaşamını
idame ettirmesine bu sektörün çok önemli katkılar yaptığını ortaya koymuştur. Yine
bu araştırmaların ortaya koyduğuna göre, bu tip iktisadi faaliyetler temelde çok
düşük gelirli bireyler yaratmaktadır. Bunun sonucu olarak UÇÖ fakirliğe çözüm
olmak üzere enformel sektör içinde geliri artırıcı politikalara yönelmiştir.
UÇÖ açısından enformel sektör faaliyetleri kent ekonomisine faydalı bir katkı
Çünkü bu faaliyetler düşük birkapital/emek oranına sahiptir. Bu sayede hızla büyüyen kent nüfusunun iktisadi faaliyetlere katılmasına çok öııemli katyapmaktadır.
kılar yapmaktadır.
Örneğin, Latin Amerika'da 1970 ve 80'1erde enformel sektör istihdamını be-
çok sayıda genel ve bölgesel araştırmalar yapılmıştır. Bu araş­
göre sektör istihdamı bazı ilginç karakteristikler taşımaktadır. Herşeyden
evvel bu teşebbüsler küçük işletmelerden oluşmakta ve çok az bir kapital yatırımına
dayanan basit teknolojiler kullanmaktadır.
lirleme
açısından
tırmalara
göre, işçiler ve müteşebbisler enformal sektörde
faaliyetlerde" (Unorganized Activities) çalışmaktadır. Bunun anlamı,
kapitalle emek arasında belirgin bir farkın mevcut olmamasıdır. Bu girişimlerde aile
işçileri çalışmakta ve çalışmanın karşılığında temelde ücret alınmamakta ve bu istihdam yasal zorunluluklarla düzenlenmemiş bulunmaktadır.
Bu
araştırma sonuçlarına
"örgütlenmemiş
Örneğin,
bu istihdamda sosyal güvenlik yasaları ve iş yasaları uyBu istihdam biçimine düşük bir vasıf seviyesi de ilave olmakta,
böylece sektöre girip çıkmak fevkalede kolay bulunmakta, sonuçta bu sektör düşük
gelir imkanı sağladığından, yüksek bir rekabet kabiliyetine ulaşmaktadır.
gulanmamaktadır.
45
Aslında
enformel sektörün faaliyet gösterdiği alanlar formel sektör açısından
olmayan faaliyet şekilleridir. Bunlar formel sektör girişimlerinin faaliyet gösterdiği oligopolistik piyasalardaki pramidin en alt grubunu oluş­
turmaktadırlar. UÇÖ'nün Latin Amerika Bürosu olarak faaliyet gösteren PREALC
tarafından yapılan araştırmalara göre, enformel sektör, genelde kendi hesabına çalışan, ücretsiz aile işçisi kullanan ve temelde 5'ten az işçi çalıştıran teşebbüslerde
istihdam imkanı bulan insanların çalıştığı iş yerlerinden müteşekkildir.
istikrarsız
ve
karlı
Aynı kuruluş tarafından yapılan araştırmalarda, bu sektörde çalışan işçiler
özel karakteristikler taşımakta bilhassa kadın, kırsal kesimden göçedenler,
gençler ve yaşlılar olup, bu istihdamın kent emek piyasalarında esas itibariyle
küçük işyerlerine dayalı bir istihdam biçimi olduğu vurgulanmıştır( 36 l.
bazı
Bu istihdamın diğer bir özelliğini, düşük gelir teşkil etmektedir. Bu gelir düsadece işyerlerinin küçüklüğünden değil, ayrıca burada çalışanların eğitim,
cinsiyet, yaş gibi özelliklerinin bir sonucu olarak da ortaya çıkmaktadır. Böylece forme! sektörle, enformel sektör arasında dikkati çekici gelir farklılıkları gözlenmektedir.
şüklüğü
Örneğin San Salvador'da yapılan bir araştırmada enformel sektör ücretlerinin
formel sektör ücretlerinden % 30 ile % 60 arasında daha az olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmaların sonucunda temelde üç önemli sonuç ortaya çıkmıştır. Birinci ve en önemli olanı, enformel sektör istihdamının zaman içinde öneminin azalacağına dair herhangi bir işaretin görülmemesidir.
Örneğin Latin Amerika ülkelerinin çoğunda enformel sektörde çalışan kentli
işçilerin oranı
nisbeten aynı kalmıştır. 1950-80 arası dönemde kentli enformel isbir deyişle tarımdışı faaliyetlerdeki bağımsız çalışan ücretsiz aile
işçilerinin oranı, sadece % 30'1ardan iki puan azalarak % 28'1ere düşmüştür. Buna
mukabil 1980'1erde başlayan borç krizi ile birlikte enformel sektör istihdamı yılda %
6.8 oranında artış göstermiştir. Kentli formel istihdamı ise, sadece % 2 artmıştır.
tihdam
oranı, diğer
PREALC analizlerine göre, enformel sektörün varlığını korumasına rağmen,
refah ve iş yaratma açısından konjonktürel dalgalanmalar sonucu işsiz kalanlara
çok fazla refah ve iş yaratan bir sektör olmadığı da belirlenmiştir. Örneğin 1980'de
Latin Amerika'da ortaya çıkan genel durgunlukla birlikte formel sektörde oluşan istihdam daralmasını massetme konusunda enformel sektör önemli bir rol oynamamıştır.
Böylece bu durgunluk sonucu kentsel kesimde açık işsizlik 1970'1erin 6.8
1985'1erin 11.1 oranına yükselmiştir. Genelde durgunluk dönemlerinde
enformel sektör istihdamı düşük gelirli ve girmesi kolay mesleklerde, hizmet .sektörlerinde, özellikle ticaret ve şahsi hizmet mesleklerinde artmıştır( 37 l.
oranından
(36) Roberts, B.; a.g.e., p. 27.
(37) Roberts, B.; a.g.e., p. 27.
46
b- Çok
Farklı
Gelirler
PREALC'ın yaptığı ve diğer araştırma sonuçlarının da doğruladığı verilere
göre, üyelerinin gelirleri ve işyerinin kapital girdisi açısından enformel sektörün heterojen bir yapıya sahip olduğu gözlenmektedir. Tokman'ın 1986'da Kostarika, Kolombiya ve Peru'da yaptığı bir araştırma sonuçlarına göre, enformel dükkan sahipleri, bağımsız çalışanlar ve enformel işyeri işçileri ile ev hizmetlerinde
çalışanların gelirlerinde dikkati çekici farklar gözlenmiştir. Örneğin dükkan sahibi enformel sektör çalışanlarının gelirleri, formel sektörde çalışan işçilerin gelirlerinden
daha yüksektir.
Bu bulgular Uruguay'da yapılan araştırmada da benzer sonuçlar vermiştir.
Özellikle bazı araştırma sonuçlarına göre, ihtiyaçlardaki değişmeler, bazı şahısların
enformel sektörden formel sektöre ve tersine zaman içinde hareket ettiklerini,
zaman zaman da uluslararası göçe dahil olduklarını göstermektedir.
Ayrıca,
Latin Amerika ülkelerinde enformel sektörün karakteristikleri ve genel
benzerlikler olmasına rağmen, şehirli işgücü içinde enformel
sektörün payı açısından dikkat çekici farklar da gözlenmektedir. Örneğin daha azgelişmiş olan Paraguay'da bu sektör kentli işgücünün% 57'sine ulaşırken, daha gelişmiş olan Brezilya'da bu oran % 30'1ara varmaktadır( 38 l.
eğilimleri açısından
Yapılan araştırmalar Latin Amerika'da şehirler itibariyle enformel sektörün ülkeden ülkeye değiştiğini göstermektedir. Genelde bu farklı oranlar, kentlerin endüstriyel yapılarındaki özelliklerden kaynaklanmaktadır. Diğer bir deyişle, temel faktör olarak ekonomik gelişmenin tipi ve seviyesi, o ülkede enformel sektörün
genişliğini belirlemektedir.
Gerçekte işgücü arzındaki hızlı bir artış, formel sektörlerdeki istihdam fır­
yetersiz kalışı ile birlikte ortaya çıktığı zaman, böyle bir ekonomik yapıda
hizmet sektörlerinde düşük ücretli bir enformel sektör büyümesi ile kar-
satlarının
şılaşılmaktadır.
c- Büyüyen Standard
Dışı Çalışma
Temelde endüstrinin hızlı bir biçimde yeniden yapılanmasına bağlı olarak ortaya çıkan teknolojik yenilikler, imalat sanayiini daha az emek yoğun, buna karşılık
daha kapital yoğun hale getirdiğinden, istihdam büyümesi esas itibariyle hizmet
sektörlerinde ortaya çıkmaktadır. Böyle bir tarihsel gelişmenin sonucu olarak
UÇÖ'nün de belirttiği gibi, "Standart-Dışı" (Non-Standart) istihdam biçimleri tüm
dünyada, hatta gelişmiş ülkelerde artmaktadır.
Bu standart dışı istihdam biçimleri
biçimilerinde kendini ortaya
çalışma
bağımsız çalışma, kısmi çalışma
koymaktadır.
(38) Roberts, B.; a.g.e., p. 28.
47
Tüm bu
ve arizi
gelişmeler
doğ-
rultusunda Marshall'ın 1987'de, Roberts'in 1989'da yaptığı araştırmalar sonucu olarak birçok ülkede toplam işgücünün sadece yarısı, "Tam Süreli" ve "Korumalı istihdam" (Protected Employment) imkanlarına sahip olabilmiştir.
Özellikle modern hizmet sektörlerindeki küçük işyerlerinin ve emek-yoğun tedinamik bir biçimde hızla artışı, enformel sektörü azaltacağı yerde,
daha da genişletmektedir. Diğer bir deyişle işyeri sahiplerinin, profesyonel yöneticiler ve teknik elemanların yerini, düşük ücretli vasıfsız ve kısmi-süreli çalışanlar
şebbüslerin
almaktadır.
Özellikle hizmet sektörlerinde şiddetlenen uluslararası rekabet, firmaları
emek maliyetlerini daha büyük bir önemle dikkate almaya ve emeği daha büyük bir
esneklikle kullanmanın yollarını aramaya sevketmektedir. Buna bağlı olarak ortaya
çıkan diğer bir değişme ise, üretim sürecinin teknolojik olarak daha karmaşık alanlannda çok az sayıda vasıflı işçi kullanılmasına rağmen, diğer emek-yoğun kı­
sımlardaki üretimin küçük işyerlerinde ve evlerde çok daha ucuz işçi ile yapılmasıdır.
48
lll. GENiŞLEYEN ENFORMEL SEKTÖR
A. Enformel Sektörün
Yaygınlığı
Günümüzde enformel sektör istikrarsız ve güvenilir olmayan ve düşük gelir
getiren bir kesim olmasına rağmen, çok sayıda insanın istihdam kaynağını oluş­
turmuştur. Latin Amerika'da 30 milyon insan enformel sektörde çalışmaktadır. Afrikanın Alt Sahara bölgesinde 1985 yılında kentli işgücünün % 60'nın enformel sektörde çalıştığı tespit edilmiştir.
Asya ülkelerinde 1980'1erde bu oran ülkeden ülkeye % 40-66 nisbetinde deKaba bir tahminle gelişen dünyadaki toplam enformel sektör istihdamının 300 milyona vardığı hesaplanmaktadır. Kuşkusuz enformel sektör, toplam üretime de önemli katkılar yapmaktadır. Elverişli verilerin olduğu bazı ülkelerde
yapılan hesaplamalar ülkeden ülkeye değişmekle beraber, bu katkının GSMH'nın %
5-35'ine ulaştığını göstermiştir( 39 l.
ğişmektedir.
Daha evvelki açıklamalarımızda da görüleceği gibi yaygın bulunmakta, ayrıca
bu ülkeler enformel sektör esas itibariyle gelişen ülkelerde bulunmaktadır. Enformel
sektörle arasında ilgili dikkati çekici farklar, örneğin Latin Amerika'nın nisbeten kentleşmiş ve sanayileşmiş ülkeleri ile, Afrika'nın tarım ağırlıklı sanayileşme ve kentleşmenin henüz hudutlu bulunduğu ülkeleri arasında dikkati çekici farklar gözlenmektedir.
1- Gelişmişlerde Enformel Sektör
Acaba gelişmiş ülkelerde ne büyüklükte yukarıda nitelikleri belirtilen enformel
sektörü mevcuttur? ilk bakışta enformel sektörle ilgili gelişmiş ve gelişen ülkeler
arasında çok sayıda benzerlikler gözlenmektedir. Gelişmiş ülkelerde de bir kentsel
fakirlik görülmektedir. Bu ülkelerde çok sayıda insan düşük ücret ödenen marjinal
faaliyetlerde çalışmaktadır. Gelişmiş ülkelerin birçoğunda dikkati çekici bir "Yeraltı
Ekonomisi" (Under Ground Economy) ve çok değişik şekillerde "Kayıtdışı Çalışma"
(Unregistried Labor) veya "Kara Çalışma" (Black Labor) mevcuttur.
Kuralsızlaştırmaya yönelik eğilimler ve üretimin merkezdışı hale gelişi, teknolojik değişiklikler sonucunda hızla ortaya çıkmıştır. Artan rekabet işyerlerinin maliyeti düşürme konusundaki gayretlerini hızlandırmıştır. Bunun sonucu olarak, gelişen ülkelere benzer şekilde gelişmiş ülkelerde de alt işveren uygulamaları ve
işgücünün istikrarsız istihdam biçimlerine kayışı, sonuçta çalışanların daha düşük
seviyede korunmasına yol açmıştır.
Ayrıca planlı
reci
bir ekonomiden piyasa ekonomisine sorunlarla dolu bir geçiş süülkelerinde ekonomik güçlükler nedeniyle gelecekte de
yaşayan Doğu-Avrupa
(39) !LO; a.g.e, p. 11.
49
benzer ekonomik ve sosyal yapıların ortaya çıkması mümkün gözükmektedir. Halihazırda dahi bunun çok sayıda örneklerine rastlanmaktadır.
a-
Gelişme
Seviyeleri ve Enformel Sektör
Farkları
Tüm bunlara rağmen gelişmiş ve gelişen ülkeler arasında yapısal, teknolojik
ve müessesevi açıdan belirli benzeriikiere rağmen, çok önemli ve dikkati çekici
farklar da mevcuttur.
Örneğin gelişmiş ülkelerde, gelişme halindeki ülkelerin emek piyasalarının
hemen hepsinin temel niteliğini oluşturan kitlesel bir emek arzı fazlalığı mevcut değildir. Ayrıca endüstri toplumlarının çoğunda tarımdan kitlesel göç tamamiyle sona
ermiştir. Kuşkusuz gelişmiş ülkelerin bazı az gelişmiş bölgelerinde emek arzı fazlalığı mevcuttur. Ayrıca endüstrileşmiş toplumlarda bazı gruplar örneğin göçmen iş­
çiler ve aileleri, azınlıklar, bazı nüfus grupları, marjinal istihdam şekillerinde çalışmaktadır. Bu saydığımız grupların istihdamı gelişen ülkelerdeki enformel
istihdamın karakteristiklerine yaklaşmaktadır.
Buna rağmen genelde bu istihdamın yarattığı problemierin farklı olduğunu
söyleyebiliriz. Günümüzde gelişen ülkelerde enformel sektörün karşıladığı mal ve
hizmetler gelişmişlerde ya mevcut değildir veya formel istihdam içinde karşılanmaktadır. Çok az bir istisna ile gelişmiş ülkelerde marjinal gruplar eğitim, sağlık,
ulaşım ve diğer kamu hizmetlerinden daha yaygın bir biçimde yararlanmaktadırlar.
Ayrıca gelişmiş ülkelerin çoğu fakirlik sıkıntısı çeken nüfus gruplarını korumaya yönelik bazı sosyal siyaset tedbirleri de geliştirmiş bulunmaktadır. Bu tedbirlerin çoğuna gelişme halindeki ülkelerde rastlamak mümkün değildir.
b- Kayıtdışı ve Enformel istihdam
Ayrıca gelişmiş bazı
ülkelerdeki kayıtdışı ekonomiyi, enformel sektör ankullanmak da yanıltıcıdır. Yeraltı ekonomisinin mevcut olduğu bir toplumda
genelde amaç vergiden, kontrol ve yasal düzenlemelerden kaçmaktır. Muhtemelen
bu ülkelerde kontrol ve yasal düzenlemler çok fazla bürokratik ve anlamsızdır. Bazı
nadir hallerde ise, gelişen ülkelerdeki fakir nüfus gruplarının yaşamlarını sürdürme
stratejilerine benzemektedir. Kuşkusuz üretimin kuralsızlaştırılıp merkez-dışı bir düzene sokulması ve alt işveren uygulamasının gelişmemesi, beraberinde iş güvenliğini azaltıcı ve gelişmiş ülkelerde emeğin daha az korunmasına yol açıcı sonuçlar yaratabilir. Alt işveren işçilerinin "Düzenli istihdama" (Reguler Employment)
nazaran, ücretleri daha da düşük olacaktır.
lamında
Gelişmiş ülkelerde bazı açılardan gelişen ülkelerin enformel sektör problemlerine benzer sorunlarla da karşılaşılmaktadır. Fakat bunlar tamamen değişik
çerçeveler de ortaya çıkmaktadır. Bu problemierin çözümleride tamamen farklı boyutlar taşımaktadır. Bu açılardan bakıldığında, enformel sektör istihdamını temelde
gelişme halindeki ülkelerin ana istihdam sorunları olarak değerlendirme yanlış olmayacaktır.
50
2- Artan
Bağımsız Çalışma
Günümüzde
değişik
ülkelerde
bağımsız çalışmanın
ücretli
çalışmadan
daha
hızlı arttığı görülmektedir. iktisadi faaliyetlerin örgütlenmesi süreci birçok ülkede
daha da yavaşlamaktadır. Birçok endüstri sektöründe toplu
bizzat işverenin yaptığı düzenlemeler almaktadır.
iş sözleşmelerinin
yerini
Yapılan araştırmalara göre, Latin Amerika'da 1950-80 arasında kentsel "Enformel işçilerin" oranı (lnformel Workers) % 30 oranı ile sabit kalmış, fakat toplam
enformel işçilerin oranı aynı dönemde % 46'dan % 42'ye düşmüştür. Buna karşılık
bağımsız çalışanların oranı ise% 27'den % 28'e çıkmıştır. Dikkati çeken husus, aynı
dönemde endüstri işletmelerinin sayısı üç misli artmasına rağmen, enformel istihdam ve bağımsız çalışma oranları sabit kalmış ve azalmamıştır.
Aşağıdaki Tablo VII'den de görüleceği üzere Latin Amerika ülkelerini aynı
dönem zarfında A.B.D. ile mukayese ettiğimizde, enformel işçilerin oranı A.B.D.'de
belirgin bir biçimde azalmaya devam etmiştir. Benzer sonuçlara bağımsız çalışanların oranında da rastlıyoruz.
Hızlı büyüme döneminde bu statüde çalışanların oranı hızla azalmıştır. Özel-
likle
belirtildiği ne
göre 1970'1er ve SO'Ierin başındaki ekonomik krizler enformel eka-.
temel nedenlerden biri olmuştur.
rıomilerin gelişmesinde
51
Tablo VII
Latin Amerika'da Toplam Faal Nüfusun Sektörlere Dağılımı
Ülke/Şehir
Arjantin
Brezilya
Şili
Kolombiya
Meksika
Peru
Venezuella
Bogoto
Yıl
1950
Kentli Enformel
Toplam Enformel
Bağımsız
işçiler
işçiler
Çalışanlar
21.1
22.8
7.8
1980
23.0
25.7
16.7
1950
27.3
48.3
1980
27.2
22.5
28.6
33.7.
1950
35.1
31.0
22.4
1980
27.1
28.9
18.6
1950
39.0
48.3
23.4
1980
34.4
41.0
18.9
1950
37.4
56.9
37.4
1980
35.8
40.4
23.2
1950
46.9
56.3
1980
40.5
55.8
1950
32.1
38.9
28.8
31.5
31.8
1980
20.8
1975
33.0
40.2
(60.5}
1984
34.2
(59.7)
Montevideo
1968
12.5
1983
16.2
(19.3}
San Paola
Latin Amerika
1976
29.7
1982
34.4
1950
30.8
46.5
27.3
1980
30.3
42.2
28.3
KAYNAK: Manuel Casteli es, "World Underneath: The Origins Dynamics and Effects of the Informal Economy", The Informal Economy, a.g.e., p. 17.
52
Tablo VIII
ABD ve Latin Amerika'da Toplam Enformel
işgücü ve Bağımsız Çalışanlar
Bağımsız
imalat
Sanayiinde
işçiler
Çalışanlar
Bağımsızlar
1950
46.5
27.3
22.1
1900
50.8
34.0
7.2
1960
44.8
28.1
21.5
1910
41.8
29.3
6.0
1970
44.0
28.3
20.7
1920
34.5
26.1
4.4
1980
42.2
1930
31.2
23.1
3.0
Yılı
Toplam
Enformel
Bağımsız
Toplam
Enformel
Yılı
Çalışanlar
işçiler
imalat
Sanayiinde
Çalışanlar
KAYNAK: Manuel Castelles, "World Underneath: The Origins Dynamics and Effects of the Informal Economy", The Informal Economy, a.g.e., p. 17.
Lubell tarafından yapılan araştırmalara göre, nüfus trendleri, özellikle yüksek
nüfus artışı ve köy-kent göçleri ile formel sektörün nisbeten durgun kalışı, enformel
sektörün büyümesinin terQel nedenidir. Bunun sonucu olarak gelişen ülkelerde
kentsel işgücünün% 40-60' oranı enformel sektörde bulunmaktadır( 40 l.
Bu sektör istihdamının temel özelliğini küçük ticaret ve asgari ücretin altındaki
gelirler teşkil etmektedir. Kuşkusuz formel sektöre nazaran bu sektöre yaklaşmak
ve niteliklerini belirlemek fevkalade güçtür. Her ne kadar enformel sektör tartışmaları kentsel yapıyla ilgili olarak sözkonusu edilse de tarım sektöründe ve kırsal
kesim küçük işyerlerinde de ciddi bir enformel sektör uygulaması mevcuttur.
B. Bazı Araştırma Örnekleri
1- Hindistan'da Kentsel istihdam
Hindistan'da yapılan araştırmalara göre formel sektördeki iş fırsatlarından etolarak kente gelen göçmen işçiler, kente geldikten sonra başlangıçta bir iş­
sizlik dönemi geçirmekte veya zamanlarının bir kısmını enformel sektörde harcamaktadırlar. Aslında enformel sektördeki istihdam, formel sektörde istihdam
imkanlarını arama dönemini finanse eden bir vasıta rolü oynamaktadır. Böylece uygulamaya yönelik bir çok araştırma, göçmen işçilere istihdam fırsatları sağlama açı­
sından enformel sektörün önemli bir rolü olduğunu ortaya koymuştur.
kilenmiş
(40) ı LO; "Book Review", ındustriaı and Labor Reıations Review, V. 46, ıss. 3, 1993, p. 598.
53
1983-84 ve 91 tarihlerinde Hintli göçmen işçilerle ilgili
özellikle göçmen işçinin göçten evvelki beklentilerini, kentsel
bir istihdam imkanı elde etmek için uyguladığı iş arama stratejilerini, başlangıçtaki
kentsel işsizliğin süresini incelerneyi amaçlamıştır.
Banerjee
tarafından
yapılan araştırmalar,
Bu araştırmanın bulgularına göre, Delhi'de çalışan göçmen işçilerin yarısı,
kentlerde bir istihdam imkanı sağladıktan sonra göçetme yolunu seçmişlerdir. Bu iş
imkanı kuşkusuz formel ve enformel sektör için sözkonusu olabilmektedir. Enformel
sektördeki ücretli istihdama giren göçmenlerin sayısı, formel sektör istihdamına girenlerin iki katına ulaşmaktadır. Bu ülkede enformel sektördeki işçi devri ve formel
sektöre yönelik işgücü mobilitesi oldukça düşük bulunmaktadır.
Üzerinde durulan önemli noktalardan biri de eğer göçmen işçi formel sektörde bir iş olanağı beklerken enformel sektördeki bir istihdam katlanıyorsa normal
koşullarda enformel sektördeki bu işçi alternatif yeni işler arayacaktır. Gerçekte yapılan araştırmalar bu varsayımı doğrulamamaktadır.( 41 l
2- Tayvan'da Göçmen işçiler
Günümüz uygulamalarında Tayvan hükümetinin göçmen işçilere özellikle
"kaçak işçilere" (illegal Workers) çağdaş normlara uymayan bir muamele yaptığı sık
sık tenkit konusu yapılmaktadır. Gerçekten Tayvan hükümetinin evlenen kadın ve
erkek göçmen işçileri ada dışına çıkardığı, hamile kalan kadın göçmen işçileri sınır­
dışı ettiği iddia edilmektedir. Tayvan Çalışma Konseyi Başkanı'nın Avrupa Ticaret
Konseyi'nde yaptığı bir konuşmada, ev hizmeti yapan kadınların aktin bitimini
hemen takip eden dönemde evlerine geri dönmeyip kaçtıklarını ifade etmiştir.
Özellikle bu işçilerin kiliseye müracaat ederek işverenlerinden gördükleri
kötü muameleden şikayet ettikleri belirtilmektedir. Bu şikayetler Papa'ya kadar
ulaştırılmıştır. "Dökümanları Olmayan işçilerin" (Undocumanted Workers) esas itibariyle Filipinli işçiler olduğu tesbit edilmiştir. Gerçekten bu ülkede "istihdam Hizmetleri Yasasına göre, (Employment Service Law) hizmet akdi ile çalışan bir işçi,
çalışma koşulları ne olursa olsun işverenini değiştiremez. Hatta bu durum işçinin
kötü işlem görmesi halinde bile geçerlidir. işyerinden herhangi bir kaçış yasadışıdır
ve bu işçinin ülkesine iade edilmesi gereklidir(42l.
3- ispanya'da Seyyar Satıcılık
Günümüz ispanya'sında sokaklarda en fazla görülen şey, birbirine benzer
ve büyüklükte ve arkalarında daima 80 km'yi geçemez işareti olan kamyonet
ve küçük arabalardır. Bu arabalar ispanya'nın önemli bir özelliğini oluşturan "Seyahat Eden Satıcılar" (Travelling Vendors) sisteminin bir parçasıdır. Bu seyahat
şekil
(41) Banerjiee, B.; "On The Job Search Alter Entering Urban Empıoyment: An Anaıysis Based On ındian Migrants",
Oxford Buııetin of Economics and Statistics, V. 5, Feb. 1994. p. 34.
(42) The Assocation of ındustriaı Reıations; Taiwan ındusturiaı Reıations Buııetin, Dec. 1994, p. 6
54
eden satıcılık sistemi ispanya'nın köyleri, kasabaları ve şehirlerinde görülen yaygın
bir enformel sektör uygulamasıdır.
Özellikle son 15 yılda bu pazarlama sistemi ve seyahat eden satıcılar, ülkenin iktisadi hayatında artan bir biçimde önem kazanmıştır. Bu sistem halihazırda
işsiz olan işgücüne gelir getiren bir iş sağlamada çok önemli bir rol oynadığı gibi, tüketicilere de uzun süren ekonomik krizde uygun fiyatlarla mal temin etme imkanı
sağlamaktadır. Bu biçimde pazarlar ve satıcılar antik çağdan bu yana Avrupa'da
zaman zaman önem kazanırken, bazı dönemlerde ise önemlerini kaybetmiştir. Bu
seyyar satıcılık sistemine ispanya'da "rastro sistemi" denilmektedir.
Günümüz ispanya'sında insanların çoğu yapacak başka bir alternatif işlevi oliçin mallarını rastro sistemi içinde satmaktadır. Bu seyyar satıcıların önemli
bir kısmı, bağımsız çalışma özgürlüğünden dolayı çok memnun olduklarını ifade
ederken, önemli bir kısmı ise, kendi çocuklarının da aynı mesleği bu şekilde sürdürmesini istememektedir.
madığı
Günümüzde lisanslı ve lisanssız satıcılar arasındaki uyuşmazlıklar kamu yöneticilerinin politikalarının sonucu ortaya çıkmıştır. Rastro'ların sayısını tahdid etme
ve bunları bir formaliteye bağlama konusundaki teşebbüsler lisans taleplerinin hızla
artması yüzünden bir düzene bağlanamamıştır.
Bu yüzden rastrolardaki izinsiz satıcıların sayısı hızla artmaktadır. Lisans talepleri reddedilmiş satıcılar yanında, hatta bu konuda hiçbir müracaatta bulunmamış
olanlara da rastlanmaktadır. Sonuç olarak belirtmek gerekirse, ispanya'da ekonomik kriz dönemlerinde Rastro sistemi düşük gelirli çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak malları sağlamada çok önemli bir rol oynamakta ve geniş bir çalışan kesime de gelir getirecek bir istihdam temin etmektedir(43l.
C. Enformel Sektörde
Kadın
ve Çocuklar
1- Yoğun Kadın istihdamı
Genelde enformel sektör istihdamının olumsuz biçimde en fazla etkilediği
gruplar kadınlar ve çocuklardır. Kadınlar formel sektörde ayrımcılığa tabi olduklarından, özellikle enformel sektör istihdamında önemli bir büyüklükte yer almaktadırlar. Gerçekten formel sektörde kadınları korumaya yönelik tedbirlerin
neden olduğu maliyet artışları, kadınlara karşı bir ayrımcıltğın temel unsurunu oluş­
turmakta, bu yüzden kadınların önemli bir kısmı enformel sektörde istihdam olanakları aramaktadır.
Eldeki elverişli verilerin sonuçlarına göre, ülkelerin çoğunda kadınlar toplam
enformel sektör istihdamının 1/3'ini, hatta daha fazlasını oluşturmaktadır. ilave ola(45) Oliver, A.; "Economic Grisis and the Informal Street Market System of Spain", Perspectives on the Informal Economy, Leo. A. Despres (Ed). Bostan 1990, p. 230.
55
rak enformel sektörde kadınların en kararsız ve düşük ücretli işlerde yoğunlaştıkları
gözlenmektedir. Bu sektördeki kadınların önemli bir kısmı çok az sermaye ve vasıf
talep eden küçük ticaret ve hizmet işlerinde çalışmaktadır( 44 l.
Kadınların önemli bir kısmı evde çalışmakta ve imalat teşebbüslerine parça
mal hazırlamakta, bu da gizli bir istihdam biçimi olarak kamu otoritelerince
kontrol edilemediğinden istismara elverişli istihdam biçimlerini oluşturmaktadır.
başı
Gelişmiş
ve gelişen ülkelerde formel ve enformel sektörlerde kadın istihdamı
özellikler göstermektedir. Bu bakımdan formel sektör istihdamında
çalışmasına yönelik analizleri farklı faktörlere dayandırmak gerekir.
birbirinden
kadın
farklı
T.P. Shultz'un özellikle vurguladığı husus şudur; ekonomik gelişmeyle birlikte
önemli değişiklikler ortaya çıkmakta, işgücünün daha büyük
enformel emek piyasası istihdamından, daha yüksek oranda enformel emek
işgücünün yapısında
kısmı
piyasalarına doğru değişmektedir.
Örneğin Portoriko ve Japonya'da yapılan bir araştırmada formel sektörde çalışan kadınlara
nazaran, enformel sektörde çalışan kadınların daha yüksek dosahip olduğu belirlenmiştir. Bunu formel sektöre nazaran enformel sektörde çocuk bakmanın daha kolay oluşuna bağlayan yazarlar mevcuttur. Diğer bir
deyişle enformel sektöre nazaran formel sektörde çocuk sahibi olmak çok daha
yüksek bir maliyeti gerektirmektedir(45l·
ğurganlığa
2- Çocuk istihdamının Boyutları
Enformel sektörde çocukların durumuna gelince, bu sorunun en trajik yönunu oluşturmaktadır. Ülkelerin çoğunda yasalar çocuk çalışmasını yasakladığı
halde, bütün dünyada milyonlarca çocuk çalışmakta ve bunların çalışma şartları
tehlikeli, ve sağlıksız olmaktadır. Hatta yapılan araştırmalar dünyanın pek çok ülkesinde çocukların gizli bir biçimde formel sektörlerde yoğun olarak çalıştırıldığını
da ortaya koymuştur.
Günümüz dünyasında çocukların uysal olmaları ve bazı becerileri nedeniyle,
hatta tercih edilen işçi olarak küçük imalat firmalarında istihdam edildikleri gözlenmektedir. Bunların genelde çok düşük ücretlerle, tehlikeli koşullar altında, uzun
çalışma süreleri ile ciddi bir biçimde istismar edildikleri de saptanmaktadır.
Bazı hallerde ise, çocuk işçiler aile birimlerinde veya kendi başlarına sokaklarda sigara satarak, ayakkabı boyayarak çalışmaktadır. Bazı ülkelerde ise çocuklar ahlak-dışı uygulamalarda kullanılarak yüzkarası bir istismara da konu ola-
(44) ILO; Reportof the Director: The Dilamma of the Informal Sector, a.g.e., p. 7.
(45) Tiefenthaler, J.; "A Multi Sector Model of Famale Labor Force Participation: Empirical Evidence From Cebu lsland,
Phillippiness", Economic Development and Cuıtural Change, Aug. 1994, p. 719.
56
bilmektedirler. Bir kısım ülkelerde ise, çocuklar aileleri tarafından kiralanarak "iş­
yerine Bağlı" (Tied or Bounded Labour) bir şekil.de çalışmaktadırlar.
Bu çalışma biçimleri ne olursa olsun çocuk işçi istihdamı yoksulluğun en dikkati çekici örneğidir. Bazı hallerde aileler kendi yaşamlarını sürdürebilmek için,
kendi çocuklarınınemeğinede muhtaç bulunmaktadırlar. Böylece ortaya bir fakirlik
zinciri çıkmakta, aileler çocuklarının eğitim ve vasıf kazanmalarına imkan verecek
ve böylece daha iyi ücretli işlere girmelerine olanak sağlayacak bir eğitim sisteminden onları koparmak suretiyle ilerdeki yıllarda da bir fakirlik kısır döngüsü içine
düşmelerine neden olmaktadır.( 46 l
Gerçekten çocuk istihdamı, çocuk çalışması, enformel sektör istihdamının en
belirgin özelliğini oluşturmaktadır. Örneğin Meksika'da yaş grubu çocuklar sokaklarda sakız satıcılığı, ayakkabı boyacılığı, hamallık, gazete satıcılığı, yardımcılık
vb. işlerde yoğun bir biçimde çalışmaktadırlar. Bazı hallerde çocuk işçilerin geceleri
de çalıştığı ve asgari ücretinaltında gelir elde ettiği gözlenmektedir. Bir araştırmada
"şehirde hemen hemen her metro istasyonunun yakınında, fabrika alanları çevresinde, pazar bölgelerinde, Meksika gecelerinde reklam ışıkları altında, bu çocuklarla karşılaşabilirsiniz"(47 l denilmektedir.
Aslında çocukları çalışma hayatına
ailelerinin yoksulluğu sürüklemektedir.
sokak çocuklarının % 85'inin ailelerinin
ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmaları yüzünden enformel sektörde çalıştıkları
ortaya konulmuştur. Çocuklar çok erken saatlerde ulaşım işlerinde bir çeşit hamallı k
yapmakta, bunlar kendilerinden yaşça daha büyük işçilerce tehdit edilmekte, hakarete uğramakta ve dövülmektedir.
Meksika'da
yapılan
bir
başka araştırmada,
Bu işçilerin aileleri büyük ölçüde kırsal alanlardan şehirlere gelmiştir ve kentlere doluşan göçmen işçilerle beraber yaşamaktadır. Bazı hallerde bu çocuklar çok
uluslu büyük şirketlerin mallarını da satmakta, çalışan çocuklarla temas kurmamak
için bazen bu firmalar "aracı" (Middeleman) denilen insanları kullanmaktadırlar.
yapan çocuklar ise, makinaları temizleme, taşıma, silme
etmektedirler. Bunların önemli bir kısmı sadece ilkokul
düzeyinde bir eğitim görmüş bulunmaktadır. Aslında Meksika'da yasalar 14 yaşın
altında çalışmayı yasakladığı halde, emek piyasalarında bu yaşın altında çalışan çok
sayıda çocuk mevcuttur.
Tamirci
yardımcılığı
işlerinde kalfalarına yardım
Endüstrileşmenin
ilk yıllarında hızla gelişen sanayi, muhtaç olduğu ucuz işçiyi
ve çocuk işçilerden sağlamıştır. Sosyal politika tedbirleri ve endüstri
ilişkileri ile iki asra yaklaşan mücadeleler sonunda çocuklar, daha yüksek bir vasıf
kazanabilmek için istihdamın dışına itilerek eğitim yoluyla vasıf seviyelerini yükseltebilme imkanına kavuşturulmuştur.
temelde
kadın
(46) ILO; Report of The Director: The Dilemma of The Informal Sector, a.g.e., p. 7.
(47) TÜRK-iŞ; Çalışan Çocuklar Bülteni, Şubat 1995, s. 5.
57
Ne var ki günümüzün az gelişmiş dünyasında her türlü eğitim olanaklarından
yoksun, hemen her kesimde yoğun bir çocuk işçi istihdamı ile karşılaşılmaktadır.
Ekseriya tarım sektöründe ücretsiz aile yardımcısı statüsünde çalışan bu çocuklar,
kentsel enformel sektörlerde yine önemli bir biçimde ücretsiz olarak aile iş­
letmelerinde çalışmaya devam etmekte, bir kesimi sokaklarda satıcılık yaparak
veya üretimde düşük vasıflı ve ücretli işlerde yardımcı olarak çalışıp tüm gelirlerini
yoksul ailelerine vermektedir. Bütün bu uygulamalar, hemen birçok ülkede çocuğu
çalışma hayatında istismardan korumaya yönelik mevzuata rağmen gerçekleştirilmektedir.
Yeterli bir eğitim seviyesine ulaşmadan çocukların üretimde ve gelir getirici
faaliyetlerde kullanılması, daha yaşantılarının başında çocukların gelecekteki yoksulluğa ve eğitimsizliğe rıza göstermeleri anlamına gelecektir.
Burada temel sorumluluk yoksul ailelere düşmektedir. Günümüz dünyasında
artan işsizlik, enflasyon, bozulan gelir dağılımı, çocukların yoğun biçimde aile fertleriyle, geçici, istikrarsız, enformel sektör işlerinde çalıştırılması sonucunu doğurmuştur.
hızlı kentleşme,
Kuşkusuz formel piyasalarda çalışan işverenler için, enformel kesimde çok
ucuz çocuk işçi istihdamı ciddi sorunlar getiren bir haksız rekabete dönüşecektir.
"Bu durum sadece ülke içinde, sektörler veya işyerleri arasında değil, ülkeler arasında da görülen bir durumdur. Uzak-doğu ülkeleri üretim sürecinde ucuz çocuk
emeğini yaygın bir biçimde kullanarak gelişmiş Batı ülkeleri ile rekabet etmekte ve
kendilerine önemli avantajlar sağlamaktadır"( 48 l.
3- Enformel
Çıraklık
Bu sektörlerde çocuk istihdamın bir diğer boyutunu çıraklık uygulaması oluş­
gibi çıraklık bir meslek ve zanaatın geleneksel öğrenme sürecidir. Günümüzde bir çok ülkede yasal düzenlemelerle formel çıraklık hükümleri
getirilmiştir. Buna rağmen bir çok ülkede her türlü yasal düzenin dışında "enformel
çıraklık" uygulaması ile de karşılaşıyoruz.
turmaktadır. Bilindiği
Bu düzende genelde belirli bir mesleğin öğrenilmesinde çok uzun süreli çabasit vasıfların edinildiği, sınırlı bir çıraklık eğitimi verilen bir üretim
işçiliği sözkonusudur. Bu çıraklık adeta ucuz işgücü çalıştırmaya dönüşmektedir( 49 l
lışmaya dayalı,
Baştaymaz, T.; "Formel ve Enformel Sektörde Çalışan Çocuklar ve Sanayiye Etkileri", Türkiye'de Çocuk işgücü,
Ekim 1994, s. 85.
(49) Baştaymaz, T.; 6-15 Yaş Grubu Bursa'da Çalışan Çocuklar Üzerine Bir Araştırma, 1990 istanbul, s. 14.
(48)
58
VI. TÜRKiYE'DE ENFORMEL EKONOMi VE iSTiHDAM
A. Türkiye'de Enformel Ekonomi
1- Türkiye'de Enformel Ekonominin
Boyutları
a- Enformel Ekonomi ve istihdam Tartışması
Temelde enformel ekonomi ve enformel istihdam ayrımını sağlıklı bir biçimde
yapmak çok zordur. Ekonominin gelir sağlamaya yönelik iktisadi faaliyetlerinin
vergi, sigorta ve diğer yasal işlemler açısından kayıtdışı kalışıyla, hatta bu gelirlerin
yasa-dışı yollardan ve suç teşkil eden faaliyetlerden elde edilmesi ile, kentsel kesimde formel sektörlerde istihdam fırsatı bulamayan geniş işgücü kesiminin üretken
olmayan düşük gelirli sektörlerde kayıtdışı bir istihdam yapısı içinde çalıştırılmasını
birbirinden özenle ayırmak gerekir. Bu yapıldığı takdirde kavram kargaşasına bir ölçüde açıklık getirmek mümkün olacaktır.
Böylece enformel ekonomi esas itibariyle vergiye tabi olmayan iktisadi faaliyet ve gelirleri, enformel çalışma ise, bu faaliyetlerin istihdam boyutunu ifade
edecektir. Kuşkusuz formel ekonomide bazı enformel faaliyetler olabileceği gibi,
bazı iktisadi faaliyetler tümüyle enformel bir karakter de gösterebilir. Benzer şe­
kilde formel istihdam sektörleri ve faaliyetleri tümüyle enformel istihdam karakteri
de taşıyabilir.
Bütün bunları dikkate aldığımızda enformel ekonomi ile enformel istihdam
adeta birbirini tamamlayan iki sektör oluşturmakta, birinci kavram ekonomik faaliyetlerin kayıtdışı kalışını, ikinci kavram ise, bunların sosyal boyutlarını ifade etmekte ve birbirini tamamlamaktadır.
Hemen başlangıçta Türkiye'de enformel ekonominin toplam ekonominin %
50'sine yaklaştığını belirtmek mümkündür. Gene ülkemizde kentsel istihdamın %
60'ının enformel istihdam biçiminde ortaya çıktığı söylenmektedir. Bu niteliği ile ülkemizde iktisadi faaliyetler sonucu elde edilen gelirin hemen yarısı enformel iktisadi
faaliyetlerden elde edilirken, kentsel istihdamda çalışanların yarıdan fazlasının yine
enformel istihdam biçimleri içinde kayıtdışı çalıştığını ifade etmek yerinde olacaktır.
Ayrıca ülkemizde birçok hallerde kayıtdışı ekonomi ile kayıt dışı istihdam üstüste çakışmakta ve birlikte ortaya çıkmaktadır.
b- Enformel Ekonomi ve
Tarım
"Kayıtdışı çalışmanın en yaygın olduğu işkolu tarımdır. Tarım kesiminde zirai
kesimin götürü gider üsülünde tespitine ilişkin hasılat tutarının (1992 yılı için 80 milyon) 1993 yılı için 120 milyon oluşu, bu kesimde defter tutma yükümlülüğünü adeta
yok ettiğinden kayıtdışı çalışma kaide, resmi çalışma ise, istisna haline gelmiştir. Bu
59
durum 1987 yılı fiyatları ile 1993 yılında 27 trilyonluk
ması sonucunu doğurmuştur. "( 50 )
Kuşkusuz tarım
kullanan sanayi
kesiminin vergi
sonucunu da
c- Enformel Faaliyetlerin
üretimin vergi
dışı
kal-
dışı kalışı tarım
kuruluşlarının kullandıkları
çeği yansıtmaması
tarımsal
ürünlerini hammadde olarak
girdilerin miktar ve fiyat yönünden ger-
doğuracaktır.
Çeşitleri
Konuyla ilgili olarak yapılan bir araştırmada aşağıda belirtilen kesimlerde ya
tümünün kayıtdışı olduğu veya gerçek ücretlerinin altında beyan edilsigorta ve vergi primlerinin buna uygun olarak kesildiği ifade edilmiştir:
çalışanların
diği,
"a- ikinci bir işte kayıtsız çalışanlar (Devlet memuru kahveeilik yapıyor, öğ­
retmen özel ders veriyor, şöförlük ya da emlak, oto komisyoncusu yanında çalışıyor, gece bekçiliği yapıyor),
b- inşaat, altın ve döviz sektörü çalışanları,
c- Beslenme, barınma ve eğlence dünyası (restaurant, gazino, gece klübü,
kahvehane, kumarhane ve %ile çalışanlar, ses ve saz sanatçıları, mankenler, otel
işçileri, resepsiyoncular, özel koruma görevlileri, turist rehberleri vb.),
d- Özel ulaştırma kuruluşları çalışanları (şöfor, muavin, yazıhane çalışanları,
okul ve servis çalışanları),
e- Otopark bekçileri, hizmetçiler,
f- Terzi, berber,
kunduracı,
bakıcılar,
manav,
çırak
özel
ve
hemşireler,
özel
şöförler,
kalfaları,
g- Sebze, meyve, hububat, oto ve emlak komisyoncusu
çalışanları,
h- Ticarethane çalışanları, kuyumcu imalathaneleri, atölye çalışanları, tezgahtarlar, pazarcı yanında çalışanlar, oto yıkayıcıları, tamirci çırak ve kalfaları, döviz
ayakçıları, çiçekçi çalışanları, gazete dağıtıcıları, hurdacı çalışanları, aktif pazarlamacılar (Eve teslim türü ansiklopodiciler, tencereciler),
i- Evlerde imalat
işi
yapanlar (çorap ütücüleri, örücüler, nakışçılar, oyacılar,
gezici esnaf, gezici tamirciler, su dağıtıcıları."
işlengiciler, montajcılar) işportacılar,
(51)
Yukarıda verilen örnekleri çok sayıdaki başka örneklerle daha da zenginleştirrnek mümkündür. Bu örneklerde hem olayın ekonomik boyutunun hem de
(50)
(51)
Aıtuğ,
0.;
Kayıtdışı
Ekonomi, a.g.e., s. 348.
Altuğ, 0.; Kayıtdışı Ekonomi; a.g.e., s. 349.
60
istihdam boyutunun enformel bir nitelik taşıdığı gözlenmektedir. Bu faaliyetlerin
önemli bir kısmı, tamamen vergi sistemi dışında tutulmakta, istihdam biçimleri ise,
enformel sektörün tüm özelliklerini taşımaktadır. Özellikle işletmelerin küçüldükçe
hem kayıtdışına kaydıkları, hem de endüstri ilişkileri sisteminden tümüyle uzaklaştıkları gözlenmektedir( 52 l.
Kaldı
fonlar işletmeleri parçalamaya, öngörülen belirli sı­
özendirerek, küçük işyerierindeki üretim ve istihdamın daha da genişlemesine yol açmaktadır( 53 l.
ki uygulanan
bazı
nırların altında işçi çalıştırmaya
Günümüzde gittikçe yaygınlaşan "fason çalışma", bir istihdam biçimi olarak
enformel istihdam şekillerini yaygınlaştırmaktadır. Böylece işçi ve işveren vergi ve
prim yükümlülüklerinden kurtularak net ücreti biraz daha artırmanın imkanlarını aramaktadırlar. ihtiyaçların çokluğu, gelirin düşüklüğü, geniş çalışan kesimlerin halihazırda biraz daha yüksek ücreti, geleceğe yönelik korumalı daha düşük ücretten
daha fazla tercih ettiklerini göstermektedir.
Ülkemizde "gayrimenkul, altın, döviz, para piyasası (tefecilik), tekstil, ku'ndura, otomotiv, özel eğitim, sağlık sektöründeki "ikinci Pazar"da kayıtdışı istihdam
ve kazancın yoğunluğu" bilinmektedir( 54 l.
d- Enformel Ekonominin Büyüklüğü
Kayıtdışı ekonomi; "ticari, zirai, sınai, serbest meslek, ücret ve arazi faaliyetler gibi Türk vergi kanuniarına göre vergiye tabi gelir elde ettiği halde bunu
beyan etmeyen ve böylece vergilendirilmeyen kişilerin oluşturduğu ekonomi" olarak
tanımlanabilir. Bir başka deyişle kayıtdışı ekonomi, devletin oluşturduğu her hizmet
veya üründen pay aldığı ve vergilendirilmesi gerekli bir gelir elde ettiği halde, devletin finansmanına hiç katkıda bulunmayan kişilerin oluşturduğu ticari ve sınai ve
diğer faaliyetlerin bütünüdür."
Böyle bir ekonominin dikkat çekici özelliğini sistemin zincirleme çalışması
yazariara göre, kayıtdışı ekonomi esas itibariyle tarım ve hizmetdışı sektörlerde işlemektedir. Özellikle bazı meslek sahipleri gelirlerini gerçeğin
çok altında beyan ederken, bazı hizmet sektörlerinde örneğin seyyar satıcılar, iş­
portacılar hiç gelir beyanında bulunmamaktadır.
oluşturmaktadır. Bazı
Özellikle vergi oranlarının yüksek olduğu enflasyonist bir ekonomide, gerçek
gelirlerin altında vergi beyanında bulunma eğilimleri hızlanmaktadır. Türk hukuk sisteminin boşlukları, denetleme mekanizmalarının ve vergi toplama tekniklerinin yetersizliği, enformel ekonomik yapıyı güçlendiren nedenler olmaktadır.
(52) Ekin, N.; Küçük işyerlerinde Endüstri ilişkileri, 1993 Ankara,
(53) Ekin, N.; Büyüme-ihracat-istihdam Boyutlarıyla Küçük işyerleri ve Sosyal Koruma, 1994 istanbul,.
(54) Altuğ. 0.; a.g.e., s. 350.
61
Ekonominin bir kesiminde hiçbir ekonomik ve ticari faaliyet kayda girmemekte, bir kesim aldığı, sattığı, ürettiği faaliyeti kayda sokmamakta ve tüm ekonomik faaliyetler kayıtdışı cereyan etmektedir.
Bazı
hallerde ise, kayda geçen değerler faaliyetin gerçek değerlerinin çok alFaaliyetler, kayıtlara geçmekle beraber, bazı aktif yan kayıtlarla karlar küçültülmektedir. Böylece, sCın'i olarak şişirilmiş maliyetler veya holdinge bağlı şirketlerarası hesap aktarmaları ile vergiye esas teşkil edecek değerler
düşük gösterilmektedir. Düşük bedelli ithalat ile daha az vergi verilmesi ve yüksek
bedelli satış, karşılık faturayı düşük gösterme yoluyla vergi kaçırma mekanizmaları
da işleyebilmektedir.
tı nda bulunmaktadır.
Yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelirler tümüyle beyandışı bırakılmakta,
vergilendirilmeyen bu gelir ekonomide harcama ve servet olarak ortaya çık­
maktadır. Üst kademe bir yönetici, içinde bulunduğumuz yılda verdiği bir beyanatta
kayıtdışı ekonominin asgari düzeyde vergilendirilmesi halinde 250 trilyon gelir elde
edileceğini beyan etmiştir. Denetleme teşkilatının yetersizliği, özellikle beyanların
sadece % 3'ünü denetlemesi, bir yandan düşük beyanlara, diğer yandan hiç beyan
edilmeyen gelirlerin ortaya çıkışına neden olmaktadır.
Düşük
gayrimenkul beyanları yanında, faturasız hizmetler önemli vergi kayol açmaktadır. Bazı hesaplamalara göre, 1994 fiyatlarıyla 4,5 katirilyona
ulaşması beklenen milli gelirin 2 katirilyonun kayıtdışı kaldığı ve bunun da milli gelirin % 44'üne ulaştığı ifade edilmektedir.
yıplarına
Günümüze kadar yapılan bütün vergi reformlarına ve geliştirilen sistemlere
devletin vatandaştan eşitlik ilkelerine uygun vergi toplayamaması, devletin
güvenilir ve sağlam finansman kaynaklarına kavuşamaması, gittikçe büyüyen bütçe
açıklarına, ekonomide çok yüksek enflasyon oranlarına ve devlet borçlarının hızla
artışına neden olmuştur. Böylece yüksek faiz, yüksek enflasyon, kamu açıkları, iç
ve dış borçlar, daha yüksek enflasyon ve daha yüksek faiz hadleri ile kısır bir döngüye girilmiştir.
rağmen
Sonuçta, gelir dağılımı bozulmuş, devlet finansman gücünü kaybetmiş, rant
ekonomisi hızla genişlemiştir. Kayıtdışı ekonominin daha sağlıklı bir biçimde kavranabilmesi için gelir, harcama, servet üçgeninde sistemi rasyonel esaslara bağ­
lama gereği doğmuştur.
Enformel ekonomi formel bir yapıya kavuşturulmadıkça, devlet çok önemli bir
gelir kaynağından mahrum olmakta, formel sektör enformel sektörün çok önemli
boyutlara ulaşan haksız bir rekabeti ile karşı karşıya kalmaktadır. Bir başka önemli
nokta ise, kayıtdışı ekonominin genişlemesi ile formal kesimin gittikçe daha ağır bir
vergi yükünün altına girmesidir.
Ülkemizde enformel ekonominin ve enformel istihdamın boyutlarını belirlemeye
yönelik değişik yöntemler kullanarak yapılmış çeşitli hesaplamalar görülmektedir.
62
Prof. Altuğ'un eserinde kayıtdışı istihdam açısından hesaplanmış vergi ve sigorta kayıtları ile kayıtdışı çalışmanın boyutlarını gösteren ve değişik faktörlerden
hareketle bu sektörlerin büyüklüklerini belirlemeye yönelik ilginç hesaplamalar yapılmıştır.
Enformel ekonomi ve istihdamın boyutlarını belirlemede temel sorun elde
mevcut yeterli verilerin olmamasıdır. Fakat tüm bunlara rağmen, bazı verilerden hareketle yapılan hesaplar büyük ölçüde birbirini tutmakta ve enformel ekonomi ve istihdamın boyutlarının tüm ekonomide% 50'1ere yaklaştığını bize göstermektedir. ·
Aşağıdaki
koymaktadır:
hesaplama bu yolda yapılmış bir yaklaşımı ve
Bu yönde yapılmış bir hesaplamaya göre,
sonuçlarını
ortaya
"Ücretle çalışanlar ve ödedikleri vergi durumu, Türkiye'de vergi yükünü tagereken kitleler konusunda aşağıdaki durum-sonuçlarla kar-
şıyan-taşıması
şılaşılmaktadır:
Kayıtlı Çalışanlar
Emekli
Sandığına
(Milyon)
tabi aktif
1992
sigortalılar
1601
sigortalılar
3796
Özel sendikalara tabi aktif sigortalılar
78
Sosyal Sigortaya tabi aktif
5475
TOPLAM
Tahsilat Esasına Göre Ücretiiierin Ödedikleri Gelir Vergisi
1992 (Milyon TL);
Gelir Vergisi Toplamı
Ücretli Payı (% 55)
yını
60.276, bu rakamın
33.152 miktarını bulmaktadır.
Kayıtlı Ücretli Başına Gelir Vergisini bulmak için vergi gelirlerindeki ücretli patoplam kayıtlı çalışana bölmeliyiz.
33.152: 5475
= 6.055.160 TL
Bu rakamdan hareketle
çalışanlar açısından
63
toplam vergi
kaybını
bulabiliriz;
1992 sonu itibariyle (Milyon)
Çalışan Sayısı;
Tarım
kesiminde
çalışanlar
Sanayi kesiminde
8169
çalışanlar
Hizmetler kesiminde
3047
çalışanlar
7385
18.600
istihdam Edilen Toplam
Bu rakamdan
labiliriz.
Bağ-Kur'lu
kayıtlı çalışanları çıkarırsak kayıtdışı çalışanların sayısını
aktif sigartalilar
Kayıtlı çalışanlar
Tarımdaki
H
2.038
H
5.475
868
aktif sigartalilar
Kayıtdışı Çalışanların
Toplam
bu-
Miktarı
1.1046
(Milyon)
Ücretli kesimin ödenen vergileri kayıtlı-kayıtdışı çalışan sayısı ile kargelir vergisi miktarının yaklaşık 4.5 kat azaldığını gö-
şılaştırırsak, kişi başına düşen
rürüz.
Ödenen G. Vergisi 1992
Çalışan Sayısı
18.600
33152
Aynı
Ücretli Başına G.V.
1.782.365
rakamlardan hareketle sanayi ve hizmet sektörlerinde toplam enformel
bulabiliriz.
çalışma oranını
Tarım
layısıyla
onu
kesiminin
hesapdışı
tamamına yakını kayıtdışı (sigortasız-vergisiz) çalışır,
tutmak gerekir;
Sanayi kesiminde
3.047
(Milyon)
Hizmetler kesiminde
7.385
(Milyon)
10.435
(Milyon)
Toplam
Çalışan Sayısı
64
do-
Kişi çalıştığına
göre
tarım
ve (kayıtlı-sigortalı-vergili) resmi çalışma
kesimi hariç, öteki kesimlerde resmi çalışma oranı;
5.475 : 10.432 =% 52
sayısı
5475
olduğuna
kayıtdışı çalışma oranı
495 : 10.432 = % 48'dir.
Kayıtdışı çalışma oranının böylesine yüksekliği, çalışan başına düşen vergi tubulunarak yapılan hesapların tümünü tutarsız, yanıltıcı kılmaktadır. Kaldı ki kayıtlı-sigortalı-vergili yani bordrolu çalışma halinde de resmi kayda geçen ücret rakamları çoğu kez gerçeği yansıtmamaktadır"( 55 ).
tarları
1994 yılında yapılan başka bir araştırma, aynı sonuçlara yakın neticeler verBu incelemeye göre ekonominin üretim ve istihdam yapısından % 50'1ere
ulaşan bir kayıp gözlenmektedir( 56 ).
miştir.
Bir diğer araştırmaya göre ise Türkiye'de kayıtdışı ekonominin GSMH'ya
% 28'1er civarında bulunmuştur. (Tablo-iX). Aynı incelemeye göre, 1991 yılı itibariyle vergilendirilmeyen gelirin vergilenen gelire oranı % 50, vergilendirilmeyen
gelirin GSMH'ya oranı ise% 40 civarında bulunmuştur.
oranı
Enformel sektörde çalışanların oranı açısından yapılan hesaplamalar ise, tasektörlerde böyle bir istihdamın% 48 oranlarına ulaştığını göstermiştir.
rımdışı
TABLO-IX
Kayıt Dışı
Ekonominin
Boyutları
Yılı
Araştırmacı
Ülke Adı
1976
1976
1982
1980
1980
1984
1986
1976
1984
Tanzi
Miuros ve Simith
Normal
Kirchgaessner
Langfeldt
Bhattacharyya
Bhattacharyya
Derbiyok
Derdiyok
A.B.D.
A.B.D.
Avusturalya
B. Almanya
B. Almanya
ingiltere
A.B.D.
Türkiye
Türkiye
KAYNAK: T.O.B.B.;
(55)
(56)
"Kayıtdışı
11.70
7.80
13.40
12.00
13.00
7.98
16.18
28.28
27.34
Ekonomi", 1993 Ekonomik Rapor, a.g.e., s. 123.
Altuğ,
Koş,
Kayıtdışı Ekonomi
(GSMH%)
0.; a.g.e., s. 351.
K.; "Gelirin Yarısı Kayda Geçmiyor", Nokta Dergisi,
65
Kasım
1994, s. 31.
Bu hesaplamalar yanında kayıtdışı ekonominin boyutlarını sektörel bazda ve
faaliyet türlerine göre hesaplayan incelemelere de rastlanmaktadır. Aşağıdaki tablo
konuyu bu açıdan ele almaktadır.
TABLO-X
Enformel Ekonomi (Trilyon TL)
Kayıtdışı işçilikle yapılan
1992
1993
1994
431
619
1.241
üretim
Kayıtdışı tarımsal
üretim
162
266
573
Kayıtdışı
sınai
102
189
316
773
1.074
2.134
ticari ve
faaliyet
TOPLAM
KAYNAK:
Selüloz-iş Sendikası; 1992-95 Dönemi Çalışma Raporu, 1995 Ankara,
s. 52.
TABLO-Xl
Enformel Ekonomi Nedeniyle Ortaya Çıkan Vergi
Türlerine Göre Dağılımı
(Trilyon TL)
Kayıtdışı işçilikle
satışlarında
Faaliyet
1992
Oran
1993
Oran
32
26.4
46
23.1
25
20.7
37
18.6
40
33.1
76
38.2
24
19.8
40
20.1
121
100
199
100
üretilen mal ve hizmet
vergi
kaybı
Kayıtdışı işçilikler
vergi
kaybı
Beyannameiiierde vergi
Tarım
Kaybının
kesiminde vergi
kaybı
kaybı
TOPLAM
KAYNAK: Selüloz-iş Sendikası; 1992-95 Dönemi Çalışma Raporu, 1995 Ankara,
s. 53.
66
Konuyla ilgili inceleme ve hesaplamalar yapan bir araştırmacıya göre, devletin 1994 yılı itibariyle kayıtdışı ekonomi nedeniyle uğradığı vergi kaybı 379 trilyon
liraya, kayıtdışı ekonominin hacmi ise 2 katirilyon 130 trilyon liraya ulaşmaktadır( 57 l.
Öte yandan, enformel ekonomi açısından sadece enformel sektör isbakılarak vergi kayıplarını hesaplayan bazı araştırmalara da rastlanmaktadır. Bu hesaplara göre ülkemizde 7,5 milyona ulaşan bir kesimin kayıtdışı
çalıştığı tahmin edilmiştir. 1992 yılına göre bunların vergilendirilmemiş ve primlendirilmemiş gelirlerinin 127 trilyon olduğu hesaplanmıştır. Hesaplama sadece sanayi ve hizmet kesimlerini kavradığı takdirde, bu sektörlerde kayıtdışı çalışanların 5
milyona vardığı, bu işgücünün vergilendirilmemiş ve primlendirilmemiş 1992 yılı gelirlerinin 86 trilyon olduğu tahmin edilmiştir.
tihdamına
Kuşkusuz
bu büyüklükte bir gelir kaybı ve ülkede geniş bir kesimin kayıtdışı
ve bunun doğal sonucu olarak kayıtdışı üretim ve satış yapılması
ekonominin büyümesini sınırlamakta, kamu açıklarının hızla büyümesinin temel nedenini de oluşturmaktadır. Bu zincirin doğal sonucu kayıtdışı satışiara bağlı olarak ticari karlar da kayıtdışı kalacağından vergilendirilmemiş olacaktır.
işçi çalıştırması
Temelde brüt ücretle net ücret arasındaki çok geniş farklılıklar "istihdam vergisine" dönüşen sosyal yüksek ve bunların adeta "yarıcılık" denilen bir sistemle net
ücretin iki katına yaklaşması, sonuçta zaman zaman net/brüt ücret farklarının işçi/
işveren arasında paylaşılması sonucunu doğurmaktadır.
işgücünün yarısına yaklaşan bir kısmının kayıtdışı ekonomide
sonucu olarak ortaya çıkan gelir kayıplarının ne şekilde formel
sektöre dönüştürülebileceği konusunda da bazı yaklaşımlar yapılmıştır. Burada günümüze kadar uzanan tartışmalar içinde ücretli olsun veya olmasın tüm kesimlerin
vergi mükellefi olarak beyanname vermesi sistemi üzerinde durulmuştur.
Kabaca toplam
kayıtdışı çalışmasının
Batı'nın birçok ülkesinde olduğu gibi ücretiiierin beyanname vermesi, daha
sonra, yıl içinde kesinti biçiminde ödedikleri vergilerin belgeleriyle bu beyannameden düşülmesi önerilmiştir.
2- Enformel Ekonomi
a-
Farklı
Yöndeki
Tartışmaları
Yaklaşımlar
Enformel ekonomiyi kayda alma konusunda da ülkemizde ilginç tartışmalar
bu tartışmaların odak noktasını böyle bir ekonomik yapının sağ­
layacağı fayda ve zararlar oluşturmaktadır.
yapılmaktadır.
haksız
Olumsuz görüşlere göre enformel ekonominin büyümesi bütçe
rekabete yol açmakta ve kaynakların verimsiz alanlara doğru
(57) Selüloz-iş; 1992-95 Dönemi Çalışma Raporu, izmit 1995, s. 52.
67
açıklarına,
kaymasına
böyle bir uygulama ekonomik bir anarşi yaratmakta, vergi
neden olmakta ve ekonomik göstergelere karşı güvensizlik yaratmaktadır. ilave olarak, çalışanların pazarlık gücünü kırmakta ve moral değerlerini
yozlaştı rmaktad ır.
neden
olmaktadır. Ayrıca
adaletsizliğine
Diğer yandan bu süreçte, ekonomideki enflasyon oranlarının yükselmesi nedeniyle Türk Lirasından kaçarak dövize yöneliş eğilimi güç kazanmaktadır. Bir diğer
olumsuz boyut ise, enformel ekonominin ulusal kaynakların yurtdışına kaçmasına
neden olmasıdır. Sonuçta enflasyonun daha da hızlanarak yatırımların azalması, iş­
sizliğin genişlemesi, üretimin düşerek sosyal barışın bozulması, ekonomik ve sosyal sorunların gittikçe önemini artırarak birikmesi oluşumları ile karşılaşılmaktadır.
Enformel ekonominin olumlu yönlerini belirten ve kayıtdışı ekonominin rekabet gücünü artıracağına, istihdam hacmini genişleteceğine, "çoğaltan etkisi ile tasarrufların yatırımlara kayış hızını ve oranını artırarak ekonomiye canlılık getireceğine, kaynak israflarını önleyeceğine, gelir dağılımına olumlu yönde etkiler
sağlayacağına ve kayıtlı ekonomiye talep yaratacağına, formel ekonomiye kaynak
sağlayacağına ve ekonomiye dinamizm getireceğine" işaret eden görüşlere de rastlanmaktadır.
Benzer şekilde, aslında ekonominin vergi kayıplarının enflasyon yoluyla geri
çünkü enformel sektörde çalışanların gerçekte enflasyon vergisinin en
büyük mükelleflerini oluşturduğunu, bu yolla gelir kayıplarının esasen karşıianmış
olacağını belirten yaklaşımlar da görülmektedir.
alınacağını,
"Devletin kayıtlı ekonomideki (israf, yolsuzluk, yanlış politika vb.) baekonomiye yönelen toplumun bu yolla varlığını koruduğu ve kaynakları daha verimli kullandığı ifade edilmektedir. Buna göre "kayıtdışı ekonomik faaliyetler kayıtlı ekonominir (ekonomik, sosyal ve siyasal
sistemin) güvencesidir. Kayıtlı ekonominin olmadığı yerde, kayıtdışı ekonomiden de
söz edilemez"( 58l.
şarısızlıklarına karşı, kayıtdışı
Ülkemizde enformel ek(l)nominin boyutlarının artmasını siyasi nedenlere bağ­
layan görüşler de yaygın bulunmaktadır. Bu yaklaşımiara göre, popülist politikalar
ciddi, verimli ve rasyonel bir vergi reformunu önlemekte, hiçbir iktidar gayri memnun bir seçmen kitlesi oluşturmak istememektedir.
Sonuç olarak, genel bir değerlendirme yapılacak olursa, "kayıtdışı ekonominin b0yutlarının küçültülmesinde herkese önemli görevler düşmektedir. Çağ­
daş Türk toplumu demokratik düzeni, mülkiyet hakkını, çalışma hakkını, ailesini, çocuklarını, gününü, geleceğini korumak amacıyla; herkesin ve her .kesimin vergi
mükellefi kılınmasını, kimlik belgesinin vergi kimliği belgesine (kredi kartı işlevi de
görebilecek biçimde) dönüştürülmesini, kredi kartı ile alış-verişin özendirilerek bu
yolla vergiyi doğuran olayın belgeye bağlanmasını, enflasyon muhasebesine ge{58) Aıtuğ, 0.; a.g.e., s. 375.
68
çilmesini, ya topluca, ya da aşama aşama gerçekleştirmeye çabalamak suretiyle
kayıtdışı (kravatsız) ekonomiye dur denmesi zamanının geldiği belirtilmektedir( 59l."
b- işçi Sendikalarının Görüşleri
Genelde sendikalar enformel ekonomiye
haklı
olarak çok olumsuz bir
açıdan
bakmaktadır. işçi sendikalarının konuya yaklaşımında dikkati çeken boyutlara göre,
"devletin aldığı bu pay üretilen mal veya hizmete ek bir maliyet getirmektedir. Bu ek
maliyetten kaçınmak, rekabet gücünü artırmak isteyenler, bu faaliyetlerini, devletten
gizleyerek yürütme yolunu seçmekte, devlet de bir anlamda ihracatın gizli teşviki
gibi, bu olaya göz yummaktadır"( 60 l.
işçi sendikalarınca ileri sürülen görüşlere göre, günümüzde gittikçe genişleyen kayıtdışı
ekonomi, yepyeni bir ekonomik model olarak değerlendirilmelidir.
Günümüz dünyasında geniş kitleler enformel sektörde çalışmayı, yepyeni bir yaşam
biçimi, adeta bir çeşit özgürleşme olarak algılamakta, bağımsız çalışmaya eğilim
göstermektedirler.
Sanayi devrimi sonrası dönemdeki büyük işyerlerinde yoğun kurallar altında,
kitlelerinin özellikle mavi yakalı işçiler olarak birlikte üretimde bulunması
yerine, günümüzde çalışanların kendi başına buyruk, kuralları bir ölçüde kendilerinin
koydukları, daha özgür bir çalışma ve yaşam biçimini tercih ettikleri söylenmektedir.
geniş işçi
Kuşkusuz
bir yandan enformel sektör istihdamındaki çok küçük
neden olurken, ayrıca işçi sendikaları üyeliğine yönelik
eğilimleri de büyük ölçüde zayıflatmaktadır. Sonuçta bir yandan ekonomi enformel
bir karaktere doğru kayarken, buna eşlik eden enformel istihdam da sendikaların
gücüne çok olumsuz etkiler yapmaktadır.
bu
eğilimler
işyerlerinin hızla artmasına
c- Enformel Ekonomi ve
Haksız
Rekabet
Enformel ekonomi-formel ekonomi ilişkilerinin en olumsuz yönü haksız rekabet alanında ortaya çıkmaktadır. Formel bir ekonomide faaliyet gösteren işyerleri
yasalardan ve yasal düzenlemelerden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirmek
zorundadır. Bir yandan vergi ve sigorta mevzuatının getirdiği yükümlülükler, işyerini
formel yasal düzenlere kavuşturmak için gerekli masraflara katlanılması yanında,
diğer yandan bir işçi istihdamının işverene getirdiği mali sorumluluklar da formel
sektörü pahalı hale sokmaktadır.
ilave olarak böyle bir işyerinin, işçi-işveren ilişkilerinden, endüstri ilişkileri sistemine geçecek olursak, sosyal yükleri katlamalı olarak daha da artacaktır. Kısa sürelerde çalışma şartlarının iyileştirilmesinden doğan yüklere, ayrıca toplu pazarlık
Aıtuğ, 0.; a.g.e., s. 380.
(60) Selüloz-iş; a.g.e., s. 52.
(59)
69
düzeninin getirdiği sosyal yardımları ve ücret artışlarından
etmek gerekmektedir. Bu da daha pahalı bir sisteme geçme
doğan
yükleri de ilave
gelecektir.
anlamına
Buna mukabil aynı işkolunda çalışan küçük ve orta ölçekli bir işyerinde, biihtimal olarak toplu iş ilişkileri dışında, sendikacılık ve toplu pazarlık süreçlerinin işlemediği bir düzende üretim yapmak sözkonusu olabilir. işkolları itibariyle değişmekle beraber, örgütlü ve örgütsüz kesimler arasındaki farklar işçilik
maliyetleri itibariyle 5-6 katına yükselecektir.
rıncı
Eğer bu işyeri sendikacılık ve toplu pazarlık süreçleri bir yana, sendikasız bir
olarak, bir de kayıtdışı ekonomi içinde yer alacak olursa, diğer bir deyişle sigorta ve vergi sorumluluklarını, iş yasalarından doğan yükümlülüklerini yerine getiremeyen bir enformel sektör işyerine dönüşecek olursa, kuşkusuz bu gibi durumlarda işçilik maliyetleri arasındaki farklar daha da artarak en az 1O katına
çıkacaktır. Bu durum beraberinde;
işyeri
a- Özellikle emek unsuru üzerinden yapılmış bir "haksız ve kirli rekabeti" dobir yandan küreselleşme süreci, diğer yandan gümrük birliği
yoluyla ortaya çıkacak iç pazar rekabet koşulları, bu nitelikteki işyerlerinin mal piyasalarındaki rekabet şartlarını tümüyle ortadan kaldıracaktır.
ğuracaktır. Kuşkusuz
b- Ayrıca dikkati çekici bir başka gelişme ortaya çıkacak, endüstri ilişkileri sisteminden kaçış gittikçe hızlanmaya ve yaygınlaşmaya başlayacaktır. Kuşkusuz bu
kaçışın en etkin yollarından biri sendikasıziaştırma olacaktır. Böyle bir süreç beraberinde otomatikman toplu sözleşme düzeninin de bertaraf edilmesini getirecektir.
Sendikalı işçilerin işten çıkarılması yanında, taşeronlaşmanın işçi emeğini
ucuziatma yolu olarak yaygınlaşması, geçici, mevsimlik, belirli süreli hizmet akdi uygulamalarının büyümesi, atipik istihdam şekillerinin hızla genişlemesi, her biçimi ile
esnekliğin genişlemesi, kapsam dışı personelin büyümesi, stajyer, öğrenci, çırak
adı altında süreksiz istihdam biçimlerinin artışı uygulamaları ortaya çıkacaktır.
Böylece endüstri ilişkileri sisteminden kaçış, hatta bununla da yetinmeyip formel sektör istihdamından uzaklaşmatemel unsur olarak belirecektir( 61 l.
.
Bu
eğilimleri
kaydırabilmek
önlemek ve esas itibariyle vergi gelirlerini formel düzenlemelere
kamu otoritelerinin bazı tedbirlere yöneldiği göz-
amacıyla,
lenmektedir.
Gerçekten Maliye Bakı;ınl.ığı yayınladığı bir tebliğ ile vergi kapsamına dahil
mükelleflerin muhasebeye ilişkin işlemlerinin bir muhasebeci tarafından yürütülerek
(61)
EKiN, N.; Büyüme-ihracat-istihdam Boyutları Ki.içük işyerleri ve Sosyal Koruma, a.g.e., (Ayrıca Bkz. Ekin, N.;
2000'Ii Yıllara Doğru Çalışma Hayatı TÜHiS;·C. 13, Sayı 5, Mayıs 1995, s. 1-11).- Ekin. N. 1995'inBaşlarında
Türk End. iliş., Basisen Dergisi Mart 95, ss. 25-26.
70
daha
bir hale getirilmesini ve kayıtdışı ekonominin kontrole alınmasını önBu tedbirlerle enformel ekonominin daralması ve vergi gelirlerinde dik-
sağlıklı
görmüştür.
kati çekici
artışların gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.
Bu düzenlemelere şiddetle karşı çıkan reaksiyonlar gözlenmiş, hatta bu uyanayasaya uygun düşmeyeceğini belirten beyanlarla karşılaşılmıştır.
Ciddi bir vergi reformu yapılmadan vergi denetimini yeniden düzenlemeye kalkmanın yanlış bir yaklaşım olacağı iddia edilmiştir. Hatta ileri sürülen görüşlere göre
bu nitelikteki tedbirler kayıtdışı ekonominin daha da genişlemesine yol açacaktır.
gulamaların
B. Türkiye'de Enformel istihdam
1- işsizlikteki Gelişmeler
a- işsizliğin Niteliği
Türkiye gibi işsizlik konusundaki verilerin çok az belirgin ve sınırlı olduğu bir
ülkede işsizlik incelemeleri yapmanın zorlukları açıktır. Batı'da endüstri toplumlarında kullanılan kavramlar Türkiye'de işsizlik sorununun aniaşılmasına yetmemektedir. Çünkü Türkiye'nin temel sorunu, işsizlik sigortasının olmadığı bir emek
piyasası nda, geniş bir tarım kesimiyle, kentlerde gittikçe artan enformel sektörleriyle
Batı'dakinin aksine işsizliğin "çalışmanın" zıddı olan "çalışmama ve işsiz kalma" olarak ortaya çıkmamasıdır. işsizlik "istihdamda işsizliğin" yani çalışır gözükürken aslında işsiz olanların belirlenmesi sorununa dönüşmektedir.
Böyle bir yaklaşım içinde sorun işsizliğinin araştırılmasından ziyade, isincelenmesine yönelmektedir. Açık işsizlik kavramları büyük ölçüde yerini,
"emek arzı fazlalığı", "eksik istihdam" yaklaşımiarına terketmektedir. Ülkemizde iş­
sizlik konusundaki tartışmaların, en azından eldeki mevcut verilerin ve değişik yaklaşımların iyi bir şekilde bilinmemesinden doğduğuna hiç kuşku yoktur.
tihdamın
süredir planlı dönemde sarfedilen gayretiere rağmen ülkemizdeki
bir deyimle üretken bir şekilde değerlendirilerneyen insangücü kaynaklarının ne zaman, ne de üretkenlik açısından yeterli bir değerlendirilmesi yapılmamış, bu kayıtların büyüklük itibariyle genişliği ve niteliği yeterli açıklıkla ortaya konulamamıştır.
30
işsizliğin,
yılı aşkın
daha
doğru
Türkiye'de de
yaygın şekilde kullanıldığı
gibi, 2 milyonu
aşan işsiz sayısını
planlamanın makro seviyede yaptığı emek arz ve talebi arasındaki "bir fark" olarak
değerlendirmek ve buna işsizlik yerine.--"emek arzı fazlalığı" olarak bakmak gerekir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, ikinci sorun ise, bu kaybın daima Batı'da gördüğümüz
şekilde istihdam-dışı koşullar içinde ortaya çıkmasının gerekli olmadığıdır.
Tarım-dışı modern kesimlerde dahi emek piyasası kurumlarının bu sektördeki
tüm emek piyasalarını kavrayarak işsizlik sigortasıyla organik bağlar kurmak suretiyle çalışmayışı, ülkemizde işsizlik sorununu açık ve görülür bir işsizlik ni-
71
teliğinden uzaklaştırarak
bir istihdam
yapısı
sorununa
dönüştürmektedir.
Böylece işsizlik, istihdam içinde işsizlik şeklini almak suretiyle kendini düşük
gelir, fakirlik, çalıştığı halde asgari gelirden yoksun ve ülkenin milli gelirine katkı
yapmayan yapay istihdam biçimlerinde ortaya koymaktadır( 62 l.
b- işsizlik Oranlarında Belirsizlik
1990-1994 dönemini kavrayan VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemlerinde
dengeli ve istikrarlı bir kalkınma süreci içinde gelir dağılımını iyileştirmek, iş­
sizliği ve yöresel gelişmişlik farklarını azaltmak, planın başlıca amaçları arasında
kabul edilmiştir." VI. Planda sivil işgücü 20.937 (bin), sivil istihdam ise 19.117 (bin)
kişi olarak öngörülmüştür, buna göre işsizierin miktarının 1.820 (bin) kişiye, işsizlik
oranının ise% 8.7'ye ulaşacağı hesaplanmıştır.
"hızlı,
istihdamın geliştirilmesi amacıyla yatırımların teşvik edilmesi, teşebbüs gücünün geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli teşebbüslerin desteklenmesi, nitelikli iş­
gücü yetiştirilmesi, işgücü piyasasında istihdamın gelişmesini olumsuz şekilde etkileyen aksaklıkların kaldırılması, bu plan döneminde temel istihdam politikaları
olarak belirlenmiştir.
Aslında işsizliğin büyüklüğü konusunda eldeki mevcut veriler birbirini tutmamakta, eski serilerde % 15'1ere çıkan işsizlik oranları, yeni serilerde % 8'1ere
kadar düşmekte, değişik birçok çevre ise 3.5 milyon civarında% 20'1ere ulaşan iş­
sizlik oranlarından bahsetmektedir. Gerçekten son yıllarda hiçbir resmi kaynaktaki
işsizlik oranı birbirine uymamaktadır.
Sonuç olarak, belirtmek gerekirse % 2.2'1ere varan yıllık nüfus artışı karmevcut sanayileşme politikaları ve gelişme hızları dikkate alınacak olursa
Türkiye'nin daha uzun yıllar işsizlik sorunlarının baskısı altında kalacağı na hiç kuşku
yoktur. Nüfusun net artış oranlarının bütün kentlerde gelir artışı ve eğitimdeki gelişmelere rağmen nisbi yüksekliğini koruması, artan iç ve dış borçlar, gelişmeyi tehdit eden finansman açıkları, yurtdışına göç imkanlarının hemen tamamen ortadan
kalkması ve yüksek seviyede devam eden enflasyon geleceğe bağlı istihdam ümitlerini büyük ölçüde zayıflatmaktadır. Kuşkusuz bunun da anlamı, özellikle kentsel
emek piyasalarında enformel istihdamın daha da yaygınlaşmasıdır(63 l.
şısında
(62) Ekin, N.; Gelişmiş Ülkelerde ve Türkiye'de Bir Istihdam Politikası Olarak Küçük Ölçekli Işyerlerinin Teşviki, a.g.e.,
s. 61.
(63) Ekin, N.; işsizlik Sigortası, a.g.e., s. 15.
72
2- Hızla Büyüyen Enformel istihdam
a- Büyümenin Niteliği
Ülkemizde genelde enformel sektörün hızla genişlemesi yönünde çok sayıda
faktörün rol oynadığı gözlenmektedir. Özellikle kırsal kesimden kentlere% 4'1er oranının üzerinde yaşanan hızlı göç, nüfus artış oranlarının yüksekliği, Türk ekonomisinde 1980 sonrası açılmalara rağmen kentleşen işgücüne üretken iş sağ­
lamada yetersiz kalmış, özellikle son yılda yaşanan ekonomik kriz ve 5 Nisan
tedbirlerinin getirdiği yeni yaklaşımlar ve kısıtlamalar zaman, zaman formel sektör
istihdamının genişleme şöyle dursun, hatta daha da daralması sonucunu vermiştir.
sonucunda kentleşen nüfus, sanayi sektöründe istihdam olasürece, enformel sektörlere transfer olarak üretken olmayan
marjinal sektörde adeta çalışır gözükerek kendisinin ve ailesinin geçimini sağ­
layacak istikrarsız, düşük gelirli işlerde çalışmak zorunda kalmıştır. Böylece kentleşen nüfus, ne sanayi sektöründe, ne de hizmet sektörlerinde üretken ve sürekli
gelir getiren formel sektör iş imkanlarına kavuşamamıştır. Üstelik tasarrufların yatırım yerine spekülatif gelir getiren alanlara kaydırılması, üretken olmayan istihdam
biçimlerini daha da yaygınlaştırmıştır.
Bu
değişim
nakları bulamadığı
Böylece çok hızlı ve sağlıksız bir biçimde büyüyen büyük kentlerde denetim
da yetersizliği nedeniyle, bazen yasadışı bir karakter taşıyan enformel istihdam çeşitlenerek genişlemiştir. Yüksek enflasyon karşısında gelirlerin
reel gücünü kaybetmesi, gelir dağılımının gittikçe bozulması, hatta formel sektör iş­
çilerinin ek iş olarak enformel sektörlerde iş olanakları aramasına da neden olmuştur. Özellikle komşu ülkelerden gelen yasadışı göçlerin de büyük boyutlara varması ile, suç niteliği taşıyan enformel sektör faaliyetleri hızlanmış, böylece "yeraltı
ekonomisi" de genişlemiştir.
mekanizmalarının
Kentlerde temelde aile gelirlerinin düşüklüğünden, genellikle yasal sınırların
bir çocuk istihdamı ve istismarı görülmekte, kadınların, emeklilerin,
kaçak işçilerin, genç, sakat ve eski hükümlü işçilerin enformel işlerde fevkalade
düşük ücret ve gelir koşulları ile istihdam olanakları aradıkları gözlenmektedir.
altında yaygın
Öte yandan işsizlik sigortası ile birleştirilmemiş sınırlı bir sosyal sigorta sistemi, üstelik oldukça yüksek primleri ile, enformel sektörün gelişmesine önemli katkılar yapmıştır. Bu çok değişik kaynaktan gelen faktöre, yeterli bir vergi reformunun
yapılamamasını, endüstri ilişkilerinden kaçış eğilimi sonucunda işyerlerinin bölünmesi, küçültülmesi, alt işverene verilmesi süreçlerini ilave edebiliriz. Nihayet küreselleşme ve gümrük birliği ile artan rekabetin beraberinde getirdiği haksız rekabet
eğilimlerinin enformel sektöre yönelme istikametinde ortaya koyduğu gelişmeleri de
bu arada sayabiliriz.
Aslında
leneksel
kırsal
enformel sektörün bazı özellikleri, zaman zaman bu sektörü gekesim istihdam biçimlerine yaklaştırmakta, aile işletmelerinin en-
73
fomel istihdamdaki yaygınlığı, göç yoluyla kırsal kesimden gelen kentsel
nüfus artış hızlarının düşmesini ertelemekte ve geciktirmektedir.
yığınlarda
Kuşkusuz bu nüfus artışına bağlı emek piyasası özellikleri, sonuçta enformel
sektörün daha da hızlı bir biçimde büyümesine neden olmaktadır. Dikkati çeken bir
diğer faktör ise, formel sektördeki sınırlı bir endüstri ilişkileri uygulaması ve belirli
orandaki örgütlenme ve toplu pazarlık süreçlerinin, özellikle bunlara ilaveten ekonomik krizleri n, durgunluk ve hatta ekonomik küçülmenin beraberinde getirdiği ilave
istihdam sorunlarıdır. Nihayet enflasyona karşı yeterli biçimde korunamamış reel
ücret gelirleri yüzünden formel sektördeki istihdama ilave iş biçiminde enformel
sektöre uzanan istihdam talepleri sayılabilir.
Böylece ortaya çıkan çok sayıda karmaşık yoğun faktörlerin etkisi ile ülkemizde "paralel faaliyetler" olarak isimlendirilen, esas itibariyle enformel sektörde
bulunan iktisadi faaliyetlerin ve istihdam biçimlerinin genişlemesi olayı yaşanmaktadır. Tüm bunların sonucu olarak Türkiye'de formel sektör istihdamının
nisbi bir kararlılık göstermesine karşılık, enformel sektör istihdamı beklenen ve olması gerekenden daha hızlı bir biçimde artmaktadır.
b- Formelle Yürüyen Enformel
Türkiye'de formel istihdamda çalışanların ikinci gelir getiren bir ek iş boyutu
ile yaygın bir enformel sektör istihdamında çalışması olayı ile de karşılaşıyoruz. Bu
istihdam yapısı büyük ölçüde formel sektördeki istihdam sorunlarının çalışanlar üzerindeki olumsuz etkilerini hafifleten bir gelişim olduğu kadar, ayrıca enflasyonun beraberinde getirdiği gelir kayıplarını tamamlayan önemli bir faktör rolü de oynamaktadır.
Gerçekten kentsel yapıda istihdam dalgalanmalarından doğan güçlükleri en
fazla hisseden toplumsal kesim bağımlı çalışanlardır. "Başkasına bağlı olarak çalışma yanında, gelirlerinin en önemli kaynağını teşkil eden ücretierin belirli sürelerde sabit kalması ve gelişen olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle giderek yetersizleşmesi, bu kesimin en temel sorununu teşkil etmektedir( 64 l.
Gelişmiş sanayi toplumlarında da benzer nitelikte sorunlarla karşılaşmak
mümkündür. Fakat bu toplumlarda iş güvencesi, aktif emek piyasası politikaları, iş­
sizlik sigortası, kıdem tazminatı sorununun önemini azaltırken, gelişme halindeki
toplumlarda ve Türkiye'de bağımlı çalışanlar gelirdeki değişmelere karşı çok daha
güvencesiz bulunmaktadır. Bu gelir kayıplarına karşı resmi ve kalıcı çözümler bulunamaması karşısında kendi sorunlarına bizzat kendileri bazı çözümler üretmekte
ve ilave bir işte yasadışı çalışmaktadırlar.
(64)
Dülgeroğlu-Aykaç-Baştaymaz, E.M.T.; Kentlerde Yaşayan Ücretli Kesimin Telafi Edici ve Tamamlayıcı Gelir Kaynakları: Bursa Örneği, 1993 istanbul, s. 1.
74
Özellikle gelir yetersizliği ve gelirlerdeki reel düşmeler karşısında bağımlı çakendiliklerinden bazı ek işler oluşturdukları bilinmektedir. Kaldı ki "ilave
işçi" (editional worker) niteliği taşıyan çocuk, kadın ve yaşlıların aile bütçesine katkı
amacıyla durgunluk dönemlerinde emek piyasasına katıldıkları da bilinmektedir.
Özellikle çocuklar eğitimlerinin aksaması pahasına da olsa gelir getirici işlere eğilim
göstermek zorunda kalmaktadır. Kuşkusuz bu kesimlerin ilave gelir getirmesi konusunda istihdam fırsatları aramaları, temelde enformel sektör yapısı içinde ortaya
lışanların
çıkmaktadır.
Bu nitelikteki çalışmalar kuşkusuz bağımlı çalışanların formel sektördeki
kendi esas işlerindeki çalışmalarının kalitesini ve verimliliğini düşürmekte, bu sektörde işe devamsızlığın geç gelmelerin ve işkazaların yoğunluğunun artmasına
neden olmaktadırlar.
"Bu sorunların başlangıcı, ana gelir grubunu oluşturan ücretierin satınalma
güçlerinin aşırı derecede düşmesi, hızlı nüfus artışı ve üretken istihdam alanlarındaki yetersizliklerdir."( 65 )
Gerçekten gelişme halindeki ülkelerde ve ülkemizde formel sektördeki reel
ücret düşmeleri sonucu bağımlı çalışanların refah kayıplarına yol açan düşük gelirlerini tamamlamak amacıyla ek işlerde yaygın bir biçimde çalıştıkları gözlenmektedir.
3- Enformel istihdamın Artış Nedenleri
a- Vergi ve Fon Yükleri
Enformel sektörün genişlemesini etkileyen faktörlerin başında formel sektördeki istihdamın genişleme hızı çok önemli bir unsur olarak yer almaktadır. Türkiye'de yıllar itibariyle formel sektördeki istihdam artışına baktığımızda, genelde bu
artışın oldukça zayıf bir eğilim taşıdığını görüyoruz. Örneğin formel sektörde işe
alınma ve işten çıkarılma oranlarına baktığımızda 1993'de% 22 olan işe alınma oranına karşılık, işten ayrılma oranları % 21 'e ulaşmıştır.
TiSK'e bağlı işyerlerinde örneğin 1993 yılında bazı işkollarında istihdamın
ise gerilediği, sonuçta ise istihdamın tüm işkollarında çok
zayıf bir biçimde arttığı tespit edilmiştir. 1993 yılında yüksek büyüme hızına bağlı
olarak istihdam yavaşça artarken, 1994 krizi ile istihdam artışı yerini tekrar dikkati
çekici bir azalışa terketmiştir( 66 )_
sabit
kaldığı, bazılarında
1993 yılında TiSK'e bağlı 495 işletmede 6 fon için yapılan toplam ödemeler
2 trilyona varmaktadır. 1993'te işçi başına fon yükü 10 milyon liraya yük-
yaklaşık
(65) Dülgeroğlu-Aykaç-Baştaymaz. E.M.T.; Bursa Örneği, a.g.e., s. 2.
(66) TiSK; işveren Dergisi, C. XXXIII, S. 3, Aralık 1994, s. 22.
75
selmiş
fon yükü 6 yılda yaklaşık 99 kat ağırlaşmıştır. Tüm ekonomide
6 fon için devlete yapılan ödeme toplamı yaklaşık 16 trilyona varmaktadır. Böylece 1993 yılında sanayiden devlete ek vergi olarak sadece 6 fon itibariyle 16.3 trilyon kaynak aktarılmış ve üretim maliyeti de bu miktar tutarında fazlalaşmıştır(67l. Bu durum yatırım ve istihdam artışını sınırlamakta, girişimcilerin
kapital yoğun teknikiere yönelmesine neden olmaktadır.
1993
ve
işçi başına
yılında
Fon kesintilerinin doğal bir sonucu olarak özellikle 1O ve daha fazla işçi çagetirilmesiyle SSK istatistiklerine göre 10-24 işçi çalıştıran iş­
yerleri sayısında önemli azalmalar olmuştur. "Mevcut sistem, toplu iş sözleşmesi
düzenine bağ!ı, sigortalı işçi çalıştıran, tüm yasal düzenlemeleri yerine getiren iş­
verenleri adeta cezalandırmakta, kaçak işçi çalıştıran kayıtdışı sektörü teşvik etmektedir."
lıştırılması esasının
ileri sürüldüğüne göre, ülkemizde işverenin istihdama bağlı yasal yükümlülükleri, örneğin SSK primi, işveren payı, fon ödemeleri, kıdem ve ihbar tazminatları, toplam işgücü maliyetleri içinde çok büyük bir paya sahip olmakta, örneğin 1992 yılında ülkemizde bu payın % 23 olduğu, diğer ülkelerde ise % 3'e
kadar düştüğü belirtilmektedir. Tablo'dan da görüleceği üzere Türkiye'de % 23 olan
bu yükümlülük, Uzak-doğu ülkelerinde % 9.7'ye, sanayileşmiş ülkelerde ise %
17.8'e varmaktadır.
"Kaldı ki bugün Batı ülkelerinin gündeminde, sanayide işveren yükümlülüklerinin, genel olarak üretime bağlı olmayan yan ödemelerin azaltılarak istihdam, verimlilik ve yatırım artışının teşviki vardır. Bu kapsamda sosyal sigorta iş­
veren prim oranlarında indirim yapılması da sıklıkla görülen bir uygulamadır"
denilmektedir(68l.
(67)
(68)
TlSK; a.g.e., s. 22
TiSK; a.g.e., s. 23.
76
TABLO-XII
Ülkeler itibariyle işverene Ait Yasal Yükümlülüklerin Toplam
işgücü Maliyeti içindeki Payı (1992)
%
Ülkeler
3.0
DANiMARKA
HONG KONG
Y. ZELANDA
TAYVAN
MEKSiKA
KORE
JAPONYA
LÜKSEMBURG(*)
iNGiLTERE
SiNGAPUR
KANADA
iR LANDA
iSViÇRE
AVUSTURALYA
i SRAiL
NORVEÇ
YUNANiSTAN
ABD
ALMANYA
HOLLANDA
FiNLANDiYA
TÜRKiYE
PORTEKiZ
BELÇiKA
FRANSA
iTALYA
30.6
GENEL ORTALAMA
UZAKDOGU ÜLKELERi ORTALAMASI
17.8
9.7
KAYNAK:
3.2
6.0
7.4
10.9
12.3
13.7
14.2
15.4
15.5
15.5
15.7
16.7
16.5
17.5
18.5
19.8
22.6
22.6
22.7
22.8
22.8
24.1
27.0
28.5
TiSK; işveren Dergisi, Aralık 1984, s. 22.
işverenler ayrıca kıdem tazminatı yüklerinin 13.6 trilyona ulaştığını hesaplamaktadırlar.
Bu hesaplama ülke genelinde yapılırsa, bu yükün potansiyel
yükü olarak 542 trilyon liraya ulaşacağı varsayılmaktadır. Çıplak
ücret ve yan ödemeler itibariyle gelişmelere baktığımızda, 1993 yılında toplam ödemeler içinde çıplak ücret % 36.7'ye yaklaşırken, yan ödemeler ise % 63.3'ü bulkıdem tazminatı
maktadır.
77
TiSK tarafından yapılan hesaplamalara göre, 1993 yılında çalışma karşılığı
ödenen çıplak ücretin işçilik ödemeleri içindeki payının % 36'ya gerilediği ve iş­
verenin istihdam oluştururken sarfettiği paranın yaklaşık 2/3'nün üretim ve verimlilikle bağlantısı olmayan giderlere ödendiği belirtilmektedir.
TABLO-XIII
Türkiye'de Çıplak Ücret ve Yan Ödemeler
(1984 - 1993)
Çıplak Ücret
(%)
Yan Ödemeler
Yıllar
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
41.9
40.1
40.1
36.9
35.9
34.2
35.7
35.4
37.2
36.7
58.1
59.9
59.9
63.1
64.1
65.8
64.3
64.6
62.8
63.3
(%)
KAYNAK: TiSK; işveren Dergisi, a.g.e., s. 23.
Diğer bir önemli nokta olarak Tablo XIV'ten de görüleceği üzere, çalışılan süreye ilişkin ödemeler 1993 yılında diğer ülkelerde % 83'e çıkarken, bu oranın Türkiye'de% 36.7'de kaldığı öne sürülmektedir.
78
TABLO XIV
Ülkeler itibariyle Çalışma Karşılığı Ücretin Toplam
işgücü Maliyeti içindeki Payı (1993)
ÇALIŞILAN SÜREYE iLiŞKiN
ÜLKELER
ÜCRETiN PAYI (%)
83.3
81.6
74.8
74.3
73.5
72.7
71.5
70.2
70.0
66.7
65.7
61.7
59.7
58.7
56.9
56.4
56.2
54.5
52.6
50.5
50.5
36.7
DANiMARKA
Y. ZELANDA
KANADA
IR LANDA
AVUSTURALYA
iNGiLTERE
NORVEÇ
LÜKSEMBURG
ABD
SiNGAPUR
i SViÇRE
YUNANiSTAN
iSVEÇ
JAPONYA
HOLLANDA
FiNLANDiYA
ALMANYA
FRANSA
BELÇiKA
AVUSTURYA
iTALYA
TÜRKiYE
KAYNAK: TiSK; işveren Dergisi, a.g.e., s. 23.
Tüm bu endüstri ilişkileri sistemine bağlı olarak ortaya çıkan ücret soadeta bir "istihdam vergisine" dönüştüğünü, tüm sektörlerde örgütlü, toplu
pazarlıklı formel sektör istihdamını artırma yerine tersine bir eğilimin yaşandığını,
formel sektör istihdamından kaçış yoluyla enformel ekonominin ve istihdamın hızla
büyüdüğünü ileri süren görüşlerle karşılaşılmaktadır.
runlarının
Formel sektörde işçi istihdamını etkileyen önemli diğer bir faktör vergi yükleridir. Konuya bu açıdan baktığımızda OECD ortalamasında ortalama vergi gelirlerinin % 30'unu, AB ortalamasında % 26'sını oluşturan gelir vergisi, Türkiye'de %
28.7'ye, Portekiz'de % 17,8'e, Fransa'da % 13.5'a, Avusturya'da % 21.9, Yunanistan'da ise% 12.5'e varmaktadır.
79
Buna göre ülkemizde gelir vergisi oranları AB ortalamalarının üzerinde buKurumlar vergisinde Türkiye % 6.1 'lik bir payla AB ve OECD ortalamalarına yakın bulunmaktadır. Vergi gelirleri kalemleri içinde yer alan sosyal güvenlik katılımiarına gelince, bu oran ülkemizde nisbi olarak düşük olmakla beraber
yine de AB ve OECD ortalamalarından uzak değildir. Ancak diğer bir çok OECD ülkesinin aksine ülkemizde devletin sosyal güvenlik sistemine işçi ve işverenler gibi
bir katkısının bulunmadığı da gözönünde tutulmalıdır.
lunmaktadır.
Mal ve hizmetlerden alınan vergiler ise, ülkemizde de OECD ortalamalarına
çok yakın bir orana sahiptir. Diğer vergi grupları içinde isviçre % 20 ile ilk sırada bulunurken, Türkiye% 17.4 ile ikinci sıradadır. Halbuki bu grupta AB ortalaması %
8.7'ye, OECD ortalaması ise,% 10.5'a varmaktadır.
80
TABLO-XV
OECD'ye Üye Ülkelerde Vergi Gelirlerinin Dağılımı (1991)
(Toplam Vergi Gelirinin Yüzdesi Olarak)
Mal ve Hizm etlerden
Ülkeler
işçi
işveren
Alınan
Diğer
Vergiler
Vergiler
Gelir
Vergisi
Kurumlar
Vergisi
AVUSTURALYA
41.4
14.5
0.0
0.0
27.7
16.3
AVUSTURYA
21.9
3.5
13.9
16.2
30.7
14.0
BELÇiKA
30.3
6.0
11.1
21.8
25.6
5.2
KANADA
40.7
5.5
4.8
10.2
27.3
11.4
DANiMARKA
53.4
3.3
2.4
0.7
33.3
6.9
FiNLANDiYA
48.5
3.7
0.0
7.5
37.4
2.9
FRANSA
13.5
4.5
13.0
27.1
27.1
14.8
ALMANYA
27.1
4.3
17.1
20.1
26.7
4.7
YUNANiSTAN
12.5
4.5
14.2
13.8
45.5
9.5
ilLANDA
26.4
2.6
0.3
6.7
51.4
12.6
iR LANDA
32.3
5.9
5.2
9.2
40.7
6.6
iTALYA
26.4
9.6
6.6
23.2
28.1
6.2
JAPONYA
26.9
20.0
11.4
15.6
13.5
12.7
LÜKSEMBURG
22.2
15.5
11.4
14.2
25.4
11.3
HOLLANDA
26.2
7.3
22.8
7.1
25.4
11.2
YENi ZELANDA
45.0
7.0
0.0
0.0
35.4
12.5
NORVEÇ
35.7
9.7
8.4
16.4
34.9
5.0
PORTEKiZ
17.8
8.4
10.1
16.3
41.9
5.4
iSPANYA
23.4
7.7
5.7
25.4
28.2
9.7
iSVEÇ
34.2
3.1
0.0
26.9
26.9
9.0
iSViÇRE
34.3
6.3
10.8
10.6
18.0
20.1
TÜRKiYE
28.7
6.1
7.6
11.0
29.3
17.4
iNGiLTERE
28.5
8.9
6.7
10.4
32.7
12.9
ABD
34.9
7.3
11.8
16.4
16.8
12.7
AB Ort.
OECD Ort.
26.1
30.1
7.2
7.3
10.5
8.1
15.8
13.6
31.7
30.4
8.7
10.5
KAYNAK: TiSK; işveren Dergisi, a.g.e., s. 26.
81
Sonuç olarak bir değerlendirme yapılacak olursa, ülkemizde yaşanan yüksek
enflasyon ve hızlı kentleşme, vergilendirilmeyen bazı rantların oluşmasına yol açmakta, döviz alış-verişinden ve benzeri faaliyetlerden oluşan gelirler tespit edilerek
vergilendirilmemektedir. Böylece enformel ekonomi hızla büyümekte, çalışanlar dı­
şındaki grupları kapsayacak ciddi bir vergi reformuna ihtiyaç ortaya çıkmaktadır.
"Ancak ülkemizde vergi ile ilgili her yeni düzenleme kayıtlı sektöre ilave yükler getirmekte ve bu durum fazla işçi çalıştırmayı adeta cezalandırarak kayıtdışı sektöre geçişi özendirmektedir. Devletin kayıtdışı sektörden vergi toplayamaması da
büyük vergi kayıplarına neden olmaktadır."
"Bu nedenle götürü usulü vergilendirme kaldırılmalı, kayıtdışı ekonominin
üzerine gidilerek vergi tabanı yaygınlaştırılmalı, toplumdan gelir temin eden her kişinin vergi mükellefi yapılması amaçlanmalı ve bu konuda ivedi önlemler alınarak
vergi adeleti sağlanmalıdır."( 69 l
b- Sosyal Güvenlikten
Enformel
Uzaklaşma
istihdamın
fevkalade önemli olan sosyal sigortalar boyutuna baküst kademe karnu yöneticileri 1993 yılı sonu itibariyle Kuruma bildirilen 3.976.000 sigortalıya karşı, 4 milyon kaçak işçinin mevcut olduğunu açık­
lamışlardır. Bu kaçak istihdam," a- Çalışmaları Kuruma hiç bildirmemekle,
bKurama bildirmekle beraber, prime esas kazançları eksik bildirmekle, c- Bir iş­
yerinde çalışmakla beraber, sırf sosyal güvenlik yardımlarından istifade için bildirilenlerle ortaya çıktığını"( 70 l ifade etmişlerdir.
tığımızda, örneğin
Aslında yüksek para cezalarına, teftiş teşkilatının tarama ve denetimlerine ve
bu konuda alınan çok sayıda tedbire rağmen sigorta alanında enformel istihdam yoluyla ortaya çıkan kayıtlar formel bildirgelerin iki katına ulaşmaktadır. "Ülkemizin
içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik çıkmazlar sonucu istihdam seviyesindeki düşüklük, çaresizlik içinde bu insanların sosyal güvenlik haklarından vazgeçmelerine,
bazı işyerlerinin de bu çaresizliği bile bile onları istismar etmelerine neden ol-
maktadır."(71l
Enformel ekonominin çalışma ve sosyal güvenlik boyutu ile ilgili başka araş­
da yapılmıştır. Yapılan bu araştırmalara göre, "1994 yılında en az 2.5 milyon çalışanın sosyal güvenceden yoksun kaldığı ve bordro-dışı ücret aldığı anlaşılmaktadır. Kayıtdışı çalıştırılan bu kişiler nedeniyle sosyal sigortalar kurumunun
1994 yılına ait prim kaybı yaklaşık 36 milyar liradır. 1994 yılında kayıtdışı ekonominin varlığı nedeniyle ortaya çıkan vergi kaybı ise, yaklaşık 296 trilyon liradır"( 72 l
yolunda bir hesaplama yapılmaktadır.
tırmalar
(69)
(70)
(71)
(72)
TiSK; a.g.e., s. 26, (Ayrıca Bkz. Özçelik-iş Sendikası; Kayıtdışı Ekonomi ve istihdam, 1994 Ankara)
A.; "Kayıtdışı Sektör ve Sosyal Sigortalar Kurumu, Türk-iş Dergisi, Kasım 1994, s. 38.
Yazıcı, A.; a.g.e., s. 38.
Seviğ, V.; "Kayıtdışı Ekonominin Boyutları", Yeni Yüzyıl Gazetesi, 20 Şubat 1995.
Yazıcı,
82
C. Enformel Sektör istihdamının Özellikleri
Enformel sektör istihdamının kullandığı işçi tipi bakımından bazı özellikler tabilinmektedir. Bu istihdamın yapısında özellikle marjinal nüfus grupları önemli
bir yoğunluğa sahiptir. Takip eden açıklamalarımızda, enformel sektör istihdamındaki önemleri açısından özellikle çocuk işçilerle yabancı kaçak işçiler üzerinde durmak istiyoruz.
şıdığı
1- Çocuk işçiler
a- Enformel Çocuk istihdamının Niteliği
Enformel sektör istihdamının belirgin özelliklerinden birisini yoğun bir biçimde
çocuk işçilerin istihdamı oluşturmaktadır. Çocukların Türkiye'nin değişik bölgelerinde çalışma biçimlerinde ve çalıştıkları sektörde önemli farklar gözlenmektedir. Diğer ilgi çekici nokta ise, çocuk işçinin sadece enformel sektörün
değil, formel sektörün de önemli bir sorunu oluşudur. Bir genelierne yapacak olursak gerçek şudur ki, zamanın geçişi ile hemen tüm sektörlerde çocuk ve genç iş­
çinin istihdamı yaygınlaşmaktadır.
Turizm sektöründe, bankalarda, diğer hizmet sektörlerinde stajyer ve çırak
hatta birçok işyerinde asgari ücretin bile ödenmediği yoğun bir çocuk ve
genç istihdamı ile karşılaşılmaktadır. Özellikle 1-9 işçi çalıştıran çok küçük iş­
yerlerinde çok sayıda kaçak işçi yanında çocuk işçinin de çalıştırıldığı gözlenmektedir. Enformel sektör istihdam biçimlerinden olan eve iş vermelerde, evin iş­
yeri olarak kullanılmasında ve diğer mikro işyerlerinde çocuk işçiler okula gitmeden
ailelerine katkı da bulunmak için çalışmaktadırlar.
adı altında,
Aslında çalışan çocuk sorununun temelirrde ailenin ekonomik durumu çok
önemli rol oynamaktadır. Kırsal kesimde ücretsiz aile yardımcısı olarak yoğun biçimde tarım üretimine katkıda bulunan çocuk, kentlerde ve formel sektörlerde çırak,
stajyer, kaçak işçi biçimlerinde istihdam imkanı bulmakta, temelde enformel sektörler çocuk işçinin istihdamı için çok daha elverişli işyerierini oluşturmaktadır.
Özellikle enformel sektörlerin, aile işletmeleri niteliği taşıması, çok küçük üretim birimleri olması ve işyerlerinin herhangi bir kayda tabi olmadan üretim faaliyetlerinde bulunması, bu işyerlerinde aile üretimine katkıda bulunmak üzere
yoğun bir biçimde çocuk işçi istihdamına olanak sağlamaktadır. Bu çocukların
küçük bir kısmı eğitim ve çalışmayı bir arada yürütürken, çok daha büyük kısmı her
seviyede formel eğitimi terkederek aile bütçesine katkıda bulunmak için ücretsiz
aile yardımcısı olarak yoğun bir şekilde üretken olmayan işlerde istihdam edilmektedir.
Gerçekten günümüz Türkiye'sinde ayakkabı boyacılığı, yollarda araba camı
silme, gazete ve su satıcılığı ve benzeri marjinal işlerde yoğun çocuk istihdamı ile
karşılaşılmaktadır. Tüm bu koşullar altında çocuk işçiler hiçbir yasal güvenceden ve
83
sosyal güvenlik sisteminin korumasından yararlanamadan
bir şekilde ucuz işçi olarak çalıştırılmaktadır.
eğitim yaşlarında yoğun
Yakın
tarihlerde 240 bin sigartalinın çalıştığı Ankara bölgesinde 40-50 bin saçocuk işçi çalıştığı tesbit edilmiştir. Diğer yandan "1.190.000 işçinin
çalıştığı istanbul bölgesinde 1-9 işçi çalıştıran işyerierindeki işçi sayısının 360 bin olduğu ve bu işyerlerinde çocuk işçinin önemli bir ağırlığı bulunduğu düşünülürse,
tahmini olarak istanbul'da 300-400 bine yakın bir çocuk işçinin varlığı hesaplanabilir. Bu nedenle Türkiye'de 3.650.000 tahmini rakamlarla çocuk işçiliği vardır. Dünyada da 100-200 milyon arasında bir çocuk işçiliği rakamı tesbit etmiş bulunuyoruz"(73l denilmektedir.
yısına ulaşan
b- UÇÖ-Türk-iş-TiSK Araştırması (IPEC)
UÇÖ-Türk-iş-TiSK işbirliği ile yürütülen "IPEC Programı" çerçevesinde 1992
yılından
bu yana sürdürülen araştırmalarda yapılan tesbitiere göre, şu anda Türkiye'de ve Dünya'da ne boyutta çocuk işçi istihdam edildiğinin resmen bilinmediği
ifade edilmektedir. Buna rağmen geniş çocuk işçi kesiminin "aile işçisi olarak ücret
almadan çalıştıkları, enformel sektörde yasal olmayan bir biçimde resmi istatistiklerde yer almadan istihdam edildikleri, toplam sayılarının 100 milyonlarca
ifade edilebilecek boyutta olduğu, çalışma koşullarının gittikçe kötüleşfiği ve sayılarının giderek arttığı"(74 l ifade edilmiştir.
IPEC program yöneticisi Gabrielle Stoskov'a göre, "çocuk işçinin en yoğun olbölgeler genellikle Asya ülkeleridir. Asya ülkelerinde toplam işgücünün % 11 'nin
çocuklardan oluştuğu tesbit edilmiştir. Afrika'da bu oran toplam işgücünün % 20'sine,
Latin Amerika ülkelerinde % 26'sına varmaktadır. Benzer şekilde italya'da deri sektöründe 10 binlerce çocuğun çalıştığı, ispanya'da tarım alanlarında yüzbinin üzerinde
çalışan çocuk bulunduğu, ingiltere'de 1985 yılında yapılan bir araştırmaya göre, çalışan çocukların % 40'ının yasa-dışı olarak istihdam edildiği belirlenmiştir." A.B.D.'de
ise, genelde tarım kesiminde göçmen aile çocuklarının çalıştırıldığı tesbit edilmiştir.
duğu
Çocuk işçilerin çok küçük yaşlarda, hatta 6-7 yaşlarında çalışma hayatına girdikleri, günde 12-16 saat, haftada 100 saat olmak üzere çok uzun süre çalıştıkları
hatta maden ocaklarında ağır fiziksel koşullar altında istihdam edildikleri, tehlikeli
koşullarda sokaklarda fevkalade düşük ücretlerle çalıştıkları, taşıyabileceklerinden
daha fazla sorumluluk altına sokuldukları, zorunlu çalışma, cinsel tacize hedef teşkil
ettikleri ve aile korumasından yoksun bulundukları ifade edilmiştir.
Kuşkusuz çocuk çalıştırılmasının temelinde ülkemiz açısından esas tayin
edici unsuru, hızlı nüfus artışı, işsizliğin büyüklüğü ve piyasasında yoksul ailelerin
geçim için gelir sağlamada çocuklarını eğitim yerine çok küçük yaşlarda çalışmaya
teşvik etmeleri gelmektedir. Yasaların tüm koruyucu önlemlerine, özellikle işçi sen-
{73}
{74}
TÜRK·iŞ; Deri Işkolunda Çalışan Çocukların Eğitim Semineri,
TÜRK-iŞ; a.g.e., s. 19.
84
1995 ist., s. 13.
dikalarının
bu alanda sarfettikleri uğraşiara rağmen, geleneksel olarak tarımda, sanayi devriminden bu yana sanayi tesisleri ve özellikle hizmet sektörlerinde yoğun
bir çocuk işçi istihdamı ve istismarı ile karşılaşılmaktadır.
Günümüzde gelişen ekenomilerin enformel sektörlerinde hiçbir kayda bağlı
olmadan kaçak çalışan çocuk emeğinin, tarihsel gelişim içinde tarım kesimindeki
ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocukların yerini aldığı gözlenmektedir.
Aslında Türkiye'de çalışan çocukların baba mesleklerine bakıldığında bunların
esas itibariyle işçi veya işsiz çocukları olduğu görülmekte, babanın toplumsal üretime katılmadığı bir aşamada, çocuk emeğinin devreye girdiği gözlenmektedir. Bu
da "ilave işçiler" hipotezini haklı çıkaracak bir biçimde, babanın işsizliğinin çocuğu
emek piyasalarına girmeye zorladığı sonucunu vermektedir. Kuşkusuz çocuk bunu,
en hızlı yoldan içine girmenin kolay olduğu enformel sektörlerde yapacaktır.
Ankara araştırması ile ortaya konulan sonuçlara göre ise, çocuk
günde 10 saat çalıştıkları, % 15'inin hiçbir sosyal güvenlik kuruluşu ile
madığı,% 30'unun sigortasız çalıştığı tesbit edilmiştir( 75 l.
işçilerin
bağı
ol-
Çocuk işçilerle ilgili TiSK-iPEC projesinin bir parçası olarak TiSK'in yürüttüğü
sonucunda, çocuk işçilerin çalışma alanlarının öncelikle küçük işyerleri
olduğu ve bu işyerlerinde çocuk işçilerin hiçbir yasal çerçeveye uyulmadan, sosyal
güvenceden yoksun olarak yoğun bir şekilde istihdam edildiği belirlenmiştir. "izlenen ekonomi politikalarının organize sektör açısından adeta istihdamı cezalandırıcı bir nitelik taşıdığı, kayıtdışı sektörün giderek arttığı, çocuk işçiliğinin sanayiye getirilen özellikle sosyal amaçlı fonlardan kaçmak için genellikle küçük
ölçekli işletmelerce kullanıldığı" bildirilmektedir(76 l .
çalışmalar
"Çocuk işçiliği istismarının öncelikle enformel sektörde görüldüğü ülkemizde,
organize sanayi sektörü üzerine getirilen çeşitli mükellefiyetler ve esnek olmayan
mevzuatın varlığının enformel sektörün büyümesine neden olduğu bildirilmiştir. Ayrıca ücret yapısının bozukluğu, SSK'nın finansmanına sadece işçi-işverenin katılması ve sosyal amaçlı fonların büyüklüğü gibi unsurların da son yıllarda enformel
sektörün büyümesine ivme kazandırdığı"( 77 l vurgulanmıştır.
riSK'in 486 işyerini kapsayan ve 954 bin çalışanı olan bu araştırma sonucunda elde ettiği verilere göre, bu işyerlerinde 276 bin çocuk olduğu ve bunların
sayısının toplam çalışanların % 3'üne yaklaştığı belirtilmiştir. Formel sektörde çalışan bu çocuk işçilerin % 94'ünün meslek lisesi öğrencisi, % 2.9'unun çırak, %
2.6'sının ise işçi olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bu çocuk işçilerin % 25'inin kız, %
75'inin erkek olduğu saptanmıştır. Kuşkusuz bu çocuk işçiler Türk mevzuatının öngördüğü bir yasal çerçeve içinde çalıştı rı lmaktadır.
(75) TÜRK-iŞ; Deri işkolunda Çalışan Çocukların Eğitim Semineri, a.g.e., s. 37.
(76) TiSK; Türkiye'de Çocuk işgücü, 1994 Ankara, ss. 10-11.
(77) TiSK; a.g.e., s. 10-11.
85
---
-~---
----
TiSK tarafından düzenlenen bir toplantıda belirtilen bir diğer önemli husus
ise, enformel sektörlerde çalışmayı eğitime tercih ederek para kazanma olgusunun,
gelecekte eğitim yoluyla kazanılabilecek daha yüksek istihdam olanağını daha baş­
tan önlediği ifade edilmiştir. Ayrıca eğitim eksikliği yanısıra, bilhassa enformel sektör denilen düzensiz gelir ve düzensiz çalışma ile nitelendirilen işlerde bu çocukların çalışmalarının mesleki eğitim ve iş disiplininden uzaklaşmalarına neden
olacağı ve gelecekte iş disiplini gerektiren formel sektördeki çalışmaları zorlaştıracağı ifade edilmiştir. Çocukların ~sas istihdcım biçiminin enformel istihdam olduğu ve bu sektörde herhangi bir mesleki eğitimin yer almadığı, düzensiz bir istihdam biçimi özelliği olan bu sektörün bazen yasadışı işlere de kaydığı ifade
edilmiştir( 78 l.
Sosyal güvenlik hakları açısından çocuklara baktığımızda kapsam yönünden
çocuklar, bir hizmet akdine bağlı olarak çalışan çocuklar, kaçak olarak çalıştırılan
çocuklar, yasak işlerde çalıştırılan çocuklar, çıraklar, işverenin yanında çalışan çocuklar, öğrenciler ve kursiyeller başlıkları altında ayrı ayrı incelenmektedir. Sonuç
olarak "Türk sosyaL güvenlik sistemi içinde özellikle çocuklar ve çocuk çalışanlar
için çıkarılmış bir mevzuat ve oluşturulmuş bir sosyal güvenlik programı olmadığı"
belirtilmiştir( 79 l.
Çocuk işçilerin sorunlarını belirtmeye yönelik olarak bu proje çerçevesinde
istanbul'da ayakkabı, izmir'de deri, Ankara'da ağaç, Antalya'da hizmet, Samsun ve
Adana'da otomotiv, Bursa'da tekstil, konfeksiyon sektörlerinin seçildiği de ifade
edilmiştir.
Ülkemizde nüfusun hızlı artışı nedeniyle genç bir nüfus yapısına sahip olduğu
gözlenmektedir. DiE verilerine göre 1993 yılında 12-21 yaş grubu, toplam nüfusun
% 22'sini oluşturmaktadır. 1992 Hanehalkı işgücü anketine göre ise, Türkiye'de çocukların yaş gruplarına göre dağılımı aşağıda gösterilmiştir:
TABLO XVI
Çocukların Yaş Gruplarına
Yaş
Grubu
Göre
Çalışma
Çalışan
Genel Nüfus
Nüfus
Durumu
Çalışma Oranı
12-14
3.895.339
865.093
22.2
15-19
6.059.380
2.773.957
45.8
12-19
9.954.710
3.639.05
36.6
KAYNAK: TiSK; Çalışan Çocuk işgücü, a.g.e., s. 70.
(78)
(79)
Baştaymaz, T.; "Formel ve Enformel Sektôrde Çalışan Çocuklar ve Sanayi'ye Etkileri", Türkiye'de Çocuk işgücü,
a.g.e., ss. 83-91.
Alper, Y.; a.g.e., ss. 61-82.
86
"12-19 yaş grubunun toplam işgücü içindeki oranı % 17.2 dir. Bir başka ifade
ile ülkemizdeki her yüz kişiden 17.2'si veya her 6 kişiden biri çocuk işgücü sayılabilecek grupta yer almaktadır."
TABLO XVII
Çocuk işgücünün Meslekteki Mevkie Göre Dağılımı
Yaş
Ücret/Maaş lı
Grubu
Mevsimlik
Ücretsiz Aile
Diğer
işçisi
12-14
16.6
10.1
70.8
2.5
15-19
26.0
10.1
59.8
4.1
12-19
23.6
20.1
62.6
3.7
KAYNAK: TiSK; Çalışan Çocuk işgücü, a.g.e., s. 71.
Çalışan çocukların
ücretsiz aile
çalışanların
statü dağılımına baktığımızda bunların önemli bir kısmının
ikinci grubu, % 16.6 oranı ile ücret ve maaş mukabili
oluşturduğunu görüyoruz.
işçisi olduğunu,
Genelde gelişen dünyada çalışan çocuk, iş hayatı için ucuz emek potansiyeli
olarak görülmektedir. Eğer üretim aile bireyleri ile yapılıyorsa, çocuğa ödenen bir
ücret de sözkonusu değildir. Bu çalışmanın "boğaz tokluğuna" olduğuna hiç kuşku
yoktur. Çalışma hayatına erken atılmadan dolayı fiziksel ve ruhsal dengesizlikler yanında, küçük yaşta çalışan çocuğun daha çok iş kazası yapma ve meslek hastalığına tutulma ihtimali de vardır. Aslında enformel sektörlerde çocuk istismarı genelde ailenin çocuğu istismarı olarak ortaya çıkmaktadır.
c- Bursa
Araştırması
Bursa bölgesinde 1982 yılında yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, çalışan
için çırcı.klık sisteminin uygulanması önerilmektedir. O tarihlerde ülkemizde 600 bin civa.rında çalışan çocuk bulunduğu hesaplanmakta, 1218 yaş grubunda çalışan çocukların sadece% 40'nın okula devam etme olanağı bulunduğu belirtilmektedir.
çocukların yetiştirilmesi
Bu araştırma bulgularına göre, formel sektörlerde çocuk işçi çalışmasının
kendini çıraklık biçiminde ortaya koyduğu da görülmektedir. Çalışan çocukların ortalama aile yapısı oldukça geniş aileye dayanmakta, geçim yükünün paylaşılması
çocuğu çalışmaya zorlamaktadır. Bu çocuklar genelde çalışma hayatında bir meslek öğrenmemekte ve marjinal mesleklerde çalışmaktadır. Uzun çalışma süreleri
çocuk çalışmasının bir diğer özelliğini oluşturmakta, çocuk işçilere çok düşük üc&7
retler
ödendiği
madığı tesbit
saptanmakta, çocuk
istihdamında
temelde yasal hükümlere uyul-
edilmiş'bulunmaktadır(80 l.
istanbul'da deri işkolu ile ilgili olarak yapılan çocuk işçilerle ilgili bir araş­
tırmada ise, çocuğun aile gelirine katkı yapma yanında, bir meslek ve zanaatı öğ­
renme amacıyla formel çıraklık kurumları dışında çalıştırıldıkları anlaşılmaktadır. Bu
işkolunda yoğun bir çocuk işçi istihdamı görülmekte, bu işçilerin hepsinin sigortasız
kaçak
işçi
olarak çalıştıkları tesbit edilmektedir.
Bu araştırmaya göre kundura, deri ve konfeksiyon atölyelerinde günde 13-14
saat çalışıldığı, çalışma şartlarının çok kötü olduğu, dökük yıkık han odalarında,
susuz, havasız işyerlerinde üretim yapıldığı, çalışan çocukların küçük yaşta uçucu
maddelerle çalıştıkları, alkol ve tiner kullanmaktan doğan bazı kötü alışkanlıklar
elde ettikleri ifade edilmiştir( 81 l.
2- YabancıKaçak işçiler
a- Kaçak Yabancı işçi istihdamının Boyutları
Türkiye'nin, kendi emek arzı ve talebi arasındaki dengesiziikten doğan yüksek hacimli ve kronik hale gelmiş istihdam sorunlarına ilaveten, son yıllarda emek
piyasalarında çok ciddi boyutlara ulaşan bir "yabancı kaçak işçi" sorunuyla da karşılaştığını görüyoruz.
Özellikle komşu ülkelerde yaşanan gelişmeler sonucu olarak bavul ticareti
yapmak, çalışmak ve fuhuş amacıyla gelen yabancıların sayısında hızlı artışlar gözlenmiştir. Bir yandan Sovyetler Birliği, Balkanlar ve Doğu Avrupa'daki gelişmeler,
diğer yandan iran'da dini-siyasi bir rejimin kurulması, Irak ve Suriye'de yaşanan siyasi krizler, nihayet Kafkaslar'da ortaya çıkan bölgesel çatışmalar Balkanlardan,
Kafkaslardan ve Orta-Doğu'dan çok sayıda insanın Türkiye'ye yasal ve yasadışı
yollardan gelmesine yol açmıştır.
"Türkiye'ye yasal yollardan gelerek kalan yabancıların bir ücret karşılığında
konusunda yürürlükte mevcut önemli yasaklamalar bulunmaktadır. Yasadışı yollardan gelen yabancılar, özellikle de yasadışı yollardan gelerek kaçak çalışan yabancılar, yürürlükteki mevzuatı birçok yönüyle ihlal etmektedir. 1990'1ı yıl­
lara kadar etkisi sınırlı olan yabancı kaçak işçilik olgusu, özellikle 1989 ve 1990'1ı
yıllarda işgücü maliyetindeki artışın ve Sovyetler Birliği ile Orta ve Güney Avrupa ülkelerinde meydana gelen dönüşümün ardından hızla yaygınlaşmıştır"( 82 l.
çalışmaları
(80)
(81)
(82)
Lordoğlu, K.; "12-18 Yaş Arsısı Çalışan Çocuklar Için Bölgesel Bir Analiz Örneği: Bursa", Sosyal Siyaset Dergisi,
S. 32-33, 1983lstanbul, s. 352.
TÜRK-iŞ; Deri Işkolunda Çalışan Çocuklar Semineri, a.g.e., s. 8.
KOÇ, Y.; Türkiye'de YabancıKaçak Işçilik, Yayınlanmamış Makale, Şubat 1995, s. 2.
88
Yabancı kaçak işçilerin istihdamı esas itibariyle enformel ekonomide enformel istihdam olarak ortaya çıkmaktadır. Yabancı kaçak işçiler kayıtdışı işçi istihdamının önemli bir parçasını teşkil ederken enformel sektör işçiliğini yaygınlaştırmakta, yerli işçilerin çalışma koşullarını ve ücretlerini düşürmekte ve
sendikasıziaştırma süreçlerini hızlandırmaktadır.
Türkiye'de
yabancıların çalışmasına
yönelik oldukça ayrıntılı mevzuat buözellikle çevre ülkelerdeki siyasi ve ekonomik krizler adeta Türk
işsizlik baskıları na rağmen bazı işçiler açısından cazip bir hale dö-
lunmasına rağmen,
emek
piyasalarını
nüştürmüştür.
Aslında yabancı kaçak işçilerin bir kısmı belli bir miktar parayı biriktirdikten
sonra ülkelerine geri dönmeyi amaçlamakta, çok ağır çalışma koşullarına rıza göstermektedirler. "Çalışmaları yasadışı olduğu için sendikaya üye olmaları olanaklı değildir. Yasadışı ve kaçak olarak çalıştıkları için sürekli polis ve sınırdışı edilme korkusuyla yaşamakta, seyahat giderlerini bile karşılayamama tehdidi ile karşı karşıya
bulunmaktadırlar. Kaçak olarak çalıştıkları için yasalar önünde işçi sayılmamakta ve
yürürlükteki yasalardan yararlanamamaktadırlar. u(B3)
üzerinde anlaştıkları ücreti almada dahi zorlanmakta,
hallerinde güvenceleri bulunmamakta, çok düşük ücretlerle uzun
iş süreleri ile çalışmaktadırlar. Esasen yoğun işsizlik sorunları ile başbaşa olan ülkemizde kentleşen işgücü, enformel sektörlerde yaşam imkanları ararken, miktarları
her yıl artan kaçak yabancı işçilerin ortaya çıkışı ile daha da ağırlaşan istihdam soKaçak
yabancı işçiler
hastalık, iş kazası
runlarıyla başbaşa kalmaktadır.
Bu kaçak yabancı işçilerin bir kısmı enformel sektörlerde bağımlı veya baolarak çalışırken, bir kısmı ise, formel hatta örgütlü sektörlerde iş imkanları
bulabilmektedir. Böyle bir yapı içinde hangi sektörde çalışırsa çalışsınlar SSK'nın ve
kamu maliyesinin ciddi ölçülere varan prim ve vergi kayıpları ortaya çıkmaktadır.
ğımsız
Yabancı kaçak işçilik konusunda değişik alternatifler olabilmektedir. Bazı iş­
çiler ülkemize yasadışı yollardan girmekte, bir kısmı yasal yollardan girerek yurt içinde kalış sürelerini yasadışı bir biçimde uzatarak çalışmakta, nihayet bazıları ise,
yasal yollarla girerek yasal kalış süreleri içinde yasadışı çalışmaktadırlar.
Yasadışı işçiliğin denetimi konusunda çok farklı devlet organlarının görevli olgözlenmekte, fakat etkin bir denetim yapılamadığından yabancı kaçak işçilik
özellikle büyük şehirlerde hızla genişlemektedir. 1994 yılı başında yapılan tahminlere göre yabancı kaçak işçilerin sayısı 4 milyona varmaktadır.
duğu
(83) Koç, Y.; a.g.m., s. 9.
89
Kaçak işçilerle ilgili olarak yapılan bu araştırmada da belirtildiği gibi, özellikle
1989 yılından itibaren 1985 100 kabul edilerek hesaplanan reel işgücü maliyeti endeksinin 1993'1erde 128'e çıkması, kaçak yabancı işçi çalıştırmayı hızlandıran
önemli etkenlerden biri olmuştur. Ayrıca iSO tarafından yapılan bir araştırmada 500
büyük firma içinde net katma değer payı içindeki oranın 1993 yılından % 69'1ara
kadar ulaşması, işverenlerin yabancı kaçak işçi istihdamına yönelmelerinin temel
nedenlerinden biri olarak değerlendirilmektedir(84l.
b- Kaçakların istihdamının Niteliği
Bir taraftan komşu ülkeler eski Sovyet Cumhuriyetlerinden, Doğu-Avrupa ülkelerinden, özellikle Romanya ve Polanya'dan hatta Filipinler'den gelerek Türkiye'de ev işlerinde ve hizmet sektörlerinde çok sayıda işçinin çalıştığı tespit edilmiştir. Filipinli işçilerin özellikle dokuma sanayiinde çalıştıkları gözlenmiştir. Bazı
kaynaklara göre Romen işçilerin bilhassa inşaat sektöründe çalıştıkları görülmektedir.
1993 yılı başlarında yapılan bir diğer tahmine göre, Türkiye'de çoğu iranlı
olmak üzere yaklaşık 2 milyon yabancı kaçak işçi vardır. Bunların bir kısmının ülkemize sahte vizelerle girdiği beyan edilmiştir. Bazı denizcilik işletmelerinde Ukraynalı, Endonezyalı işçi ve Doğu Karadeniz'de Rus işçilerin çay fabrikalarında çalıştığı ifade edilmiştir. Bir diğer iddiaya göre, "Bulgar, Romen ve Polonyalı işçiler
turist vizesi ile gelmekte ve kaçak olarak inşaat, dokuma, dericilik ve otel iş­
yerlerinde istihdam edilmektedir. inşaatlarda genellikle Romen işçiler çalışmaktadır."
1994 yılında ise Romanya, Bulgaristan, Rusya ve Azerbeycan'dan gelen yakaçak işçilere Cezayir, Filistin ve bazı Orta-Doğu ülkelerinden, hatta Afrika'nın bazı ülkelerinden sayıları gittikçe artan yabancı kaçak işçinin geldiği bu
araştırmada özellikle vurgulanmaktadır. Bu kaçak işçilerin hizmetler, inşaat, tekstil,
metal ve plastik işkollarında yaygın bir biçimde istihdam edildikleri belirtilmektedir.
bancı
Bu konuda yapılmış öncü bir inceleme dışında elimizde resmi ve bilimsel verilere dayanan başka bir araştırma bulunmamaktadır. Hatta kamu organlarının bile
bu konudaki bilgileri sınırlıdır.
Bu son
gelişmelerle
yasasına dönüştüğü
çok uluslu ülkemizin adeta bir kaçak
gözlenmektedir.
D. Kentsel Enformel Sektör
koyan
(84)
işçi
emek pi-
Araştırmaları
Kentsel istihdam yapısındaki enformel sektör gelişmesinin boyutlarını ortaya
kapsamlı bir araştırma ülkemizde malesef yapılmamıştır. Buna karşılık, kent-
Koç, Y.; a.g.m., s. 8.
90
sel
gili
birimler, gecekonduda yaşayanların çalışma ve istihdam sorunlarıyla ilgözlemler yanında, Bursa bölgesiyle ilgili yapılmış bir enformel sektör isaraştırması mevcut bulunmaktadır.
yerleşim
bazı
tihdamı
1- DPT
Araştırması
Devlet Planlama Teşkilatı Sosyal Planlama Dairesinde enformel sektöre yönelik yapılmış ilk araştırmalardan birinde dikkati çekici sonuçlar tesbit edilmektedir.
Eski tarihli bu araştırmada özellikle nüfusu 1O.OOO'den çok olan kentlerde 1960-65
dönemi arasında marjinal verimliliği düşük sektörlerdeki istihdam üzerinde durulmuştur(85l.
Bu araştırmada özellikle enformel sektör içinde bulunan bazı meslekler ele
ancak yeterli verilerin olmaması yüzünden bu sektör istihdamının sadece
belirli faaliyet alanları incelenmiştir.
alınmış,
Belirli mesleklerin seçiminde "Ülke ihracatında ve ithal ikamesinde dikkate
ölçüde hissesi kabul edilebilir, mamul ve hizmet üretimindeki çalışanlarla, toplumdaki yaygın kanaate göre önemsiz sayılan bir sermaye tutarı ile kurulabilen ve sistemde olmayan çok kısa süreli çalışmalarla öğrenebilinilen, çevresel
toplum hayatında eski değerlerle ilişkisi genellikle kabul edilmeyen, mevcut şartlarla
en kolay ve çabuk vazgeçilebilme şartlarını taşıyan özel kabiliyet ve beceri gerektirmeyen sahalardaki faaliyetler marjinal üretkenliği düşük meslekler olarak
kabul edilmiştir". Kuşkusuz bu kavramdaki özellikler enformel sektörün beli başlı
tüm niteliklerini taşımaktadır.
alınmayacak
(85)
Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi, a.g.e., s.
91
254.
TABLO - XVIII
1960-65 yılları arasında 10.000 ve daha fazla nüfuslu
marjinal prodüktivitesi düşük meslekler:
yerleşim alanlarındaki
meslek
dağılımında
MESLEKLER
1960
1965
53.250
71.724
1.509
2.513
27.404
26.683
8.986
10.712
Silici, Süpürgeciler
44.291
59.376
Sütnineler, Mürebbiyeler
1.828
500
Ayakkabı Boyacıları
7.075
9.868
Sakalar
1.786
1.018
8.072
12.548
154.206
194.940
Sergiler, Seyyar
Gazete
Satıcı lar,
Satıcıları,
Eski Kitap
Satıcıları
Müvezziler,
Harnallar
Hizmetçiler,
Uşaklar, Yanaşmalar
Kapıcı, Odacı,
Dadılar,
Alım-Satım işleri Mutavassıtları,
Mübaya
Memurları, Mezatçılar,
Muhamminler
KAYNAK: Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri
ve Önemi, a.g.e., s. 155.
TABLO XIX
10.000 ve daha fazla nüfuslu
alanlarda nüfus oranları:
Yıllar
Çalışan
Nüfus
yerleşme alanlarında çalışan
Marjinal Meslekler
marjinal mesleklerin o
Marjinal Meslek
Oranları
1960
2.174.457
154.212
7.09
1965
2.617.147
194.940
7.44
KAYNAK: Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi, a.g.e., s. 255.
92
Yukarıdaki tablolardan da görüleceği üzere bu araştırma sonucuna göre, belirli mesleklerle ilgili enformel sektör istihdamı genelde kentsel işgücünün % ?'sine
varmaktadır. Zaman içinde bu oranın nisbeten zayıfda olsa artış göstermesi, ülkemizde enformel sektör istihdamının zaman içinde hızla arttığının ipuçlarını vermektedir.
1O.OOO'den az nüfuslu yerleşi.m birimleriyle ilgili geleneksel ve kırsal sektör isdaha da egemen olduğu istihdam yapılarında ise, marjinal meslek oranlarının yarıya inerek % 3.8 civarında olduğu görülmektedir. Bunun doğal sonucu
olarak enformel sektör istihdamının esas itibariyle kentsel yapı içinde ortaya çıkan
bir olgu olduğu anlaşılmaktadır.
tihdamının
Sonuç olarak bu araştırma 1960-65 dönemi gibi çok eski tarihli verileri esas
ve hudutlu bir enformel sektör mesleklerini kavramasına karşılık, Türkiye'de özellikle kentsel enformel sektör istihdamının önemli boyutlara ulaştığını
göstermektedir.
almasına
Dikkati çeken diğer bir husus ise, genellikle planlı gelişme döneminde enformel sektöre ve bunun istihdam sorunları açısından önemine yeterli ölçüde değinilmemiş olmasıdır. Halbuki geleneksel tarım sektörünün yapısal istihdam sorunları birtarafa bırakılacak olursa, Türkiye'de işsizliğin boyutlarını esas itibariyle
kentsel enformel sektör istihdamında aramak gerekir.
Gerçekten enformel sektör Türkiye'de işsizlik sorununun boyutlarını açıklayan
önemli bir sektör niteliğindedir. Bu sektörde işgücü kayıpları kendini bir ölçüde "istihdamda işsizlik" biçiminde ortaya koyduğundan ülkemizde işsizliğin önemini ve
boyutlarını gözden kaçırmaktadır.
2- Örgütleşemeyen ve Bütünleşemeyen Kent Yaklaşımları
Bir başka araştırmada ise, aynı dönemde enformel sektörün kent nüfusunun
% 60'ını oluşturduğu iddia edilmiştir( 86 l. 1976'da yayınlanan başka bir araştırmada
ise, istanbul'da gecekondu bölgelerinde yaşayan nüfusun hane başkanlarının meslek dağılımı ele alınmış ve aile reisierinin% 11'inin marjinal sektörlerde çalıştığı,%
18'inin küçük esnaf olduğu, %?'sinin ise işsiz olduğu tespit edilmiştir.
Bu araştırmaya göre, istanbul'da gecekondu bölgelerinde yaşayanların %
35'i enformel sektör istihdamında çalışmaktadır. Bu özellikler daha sonraki tarihlerde izmir'de esnaflık üzerine yapılan araştırmalarla da büyük ölçüde teyid edilmiş ve kırsal göçün kendini "örgütleşemeyen kent olgusu" ile birlikte ortaya koyduğu belirtilmiştir.
(86) Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi, a.g.e., s. 258.
93
Başka bazı araştırmalarda, kır kökenli kentsel nüfusun yapmayı arzu ettiği işlerin başında kolay kazanç sağlayan işlerin geldiği tesbit edilmiştir. Bu işler içinde
ise en yüksek oranı küçük esnaHık oluşturmaktadır. "Küçük esnafın bağırtısızlığı ve
kolay kazanç sağlayabilmesl, gelirini diğer örgütlü işlerde çalışanlara göre artırabilme umudunun olması gibi nedenlerle küçük esnaflık tercih edilmektedir."(B?l
3- Yurtdışından Gelen işçilerin Eğilimleri ve Diğer Yaklaşımlar
ise, yurtdışından dönen göçmen işçilerle ilgili yapılmıştır.
göre, dönem işçilerin% 23'ü bireysel girişim kurmaya yönelmiş bulunmaktadır. Bireysel girişim olarak bakkal, manav, dükkan açmak, minibüs işletmek, taksicilik yapmak sayılmaktadır. Bu da esas itibariyle yurtdışındaki
tasarrufların enformel sektöre yöneldiğini göstermektedir.
Bir
Bu
başka araştırma
araştırma sonuçlarına
Ülkemizde enformel sektörün büyüklüğünü tahmine yönelik bir diğer araş­
tırma 1982 yılında yapılmıştır. Bu araştırmada enformel sektörün örgütlenmediği
gerçeğinden hareketle, esas itibariyle tarımdışı toplam istihdamdan Emekli Sandığı,
Sosyal Sigortalar, Bağ-Kur gibi örgütlere üye olanların toplamı çıkarılmış ve aradaki
fark enformel sektör istihdamı olarak ifade edilmiştir. Bu hesaba göre, kentsel enformel sektör toplam çalışanların yüzde kırksekizine (% 48) varmaktadır.
ikinci hesaplama enformel sektörün hem örgütlenmemiş, hem de küçük gihipotezine dayandırılmıştır. Bu metodla toplam işgücünün %
31 'inin enformel sektörde çalıştığı hesaplanmıştır. Üçüncü yöntemde ise, nüfus sayımlarında meslek tablolarından yararlanılmış, enformel sektöre dahil mesleklerin
istihdam rakamlarının toplanması suretiyle enformel sektör istihdamının büyüklüğü
belirlenmeye çalışılmıştır.
rişimlerden oluştuğu
Bu yöntemleri kullanmak suretiyle 1984 verilerine dayanılarak başka hesaplar da yapılmıştır. 1984 için yapılan bu hesaplamalarda üç sektörde toplam istihdamın 15.7 milyon olduğu, tarımdışı istihdamın ise tek başına 6.3 milyona vardığı
hesaplanmıştır. O tarihte toplam sosyal güvenlik kuruluşlarına bağlı olarak çalışanların 5.4 milyona ulaştığı noktasından hareketle, tarımdışı istihdamdan tarımdıŞı
örgütlü istihdam çıkarılmış ve 900 bin kişinin tarımdışı örgütsüz istihdamda bulunduğu hesaplanmıştır. Bunun da anlamı 1984 yılı için tarımdışı istihdamın %
14,2'sinin enformel sektör istihdamı olarak kabul edilmesidir.
ileri sürüldüğüne göre, "bu orana işsizlik kitlesi içinde bulunup enformel sekçalışanlarla, ilk çalışma çağı dışında olan çocuk ve emekiiierin enformel çalışanları ve ayrıca formel sektörde çalışıp ikinci iş olarak enformel sektörde çalışanların sayılarının eklenmesi gerekir. Ancak sayılan bu kitleler hakkında mevcut
hiçbir veri yoktur. Bütün bu araştırma sonuçları doğrulamaktadır ki ülkemizde enformel sektör istihdamını belirlemeye yönelik bilimsel ve sağlam araştırma metördeki
(87)
Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi, a.g.e., s. 262.
94
tadiarı geliştirilememiş,
teliği
ve
büyüklüğünü
bunun doğal sonucu Olarak kentsel enformel sektörün nibelirleyebilecek güvenilir istatistikler ortaya konulamamıştır.
4- Enformel istihdama Yönelik Araştırmalar
1989 Bursa araştırmasında bu sektörün yapısı ve özelliklerine yönelik
önemli ipuçları elde edilmiştir. Bu sonuçları aşağıdaki şekilde özetliyebiliriz:(88l
bazı
Gelişmenin ilk yıllarında enformel sektörde çalışanlar çevre, il, ilçe ve köylerden gelenlerden oluşurken, zamanla bu sektörde çalışanlar arasına Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelenler de gittikçe artan bir oranda katılmaya başlamıştır.
Özellikle geniş bir aile yapısının sonucu olarak, Doğu Anadolu kaynaklı çalışanlar
arasında yaş ortalaması daha küçüktür. Bir başka ilginç noktayı ise, enformel sektörde çalışanlar arasında kırsal kökenli olanların % 77,5'ini köy ve kasaba doğumlu
olanların teşkil etmesi oluşturmaktadır. Ayrıca Balkan ülkelerinden gelen göçmenlerin de bu istihdamda dikkati çekici payları olduğu gözlenmektedir. Bunların
oranı% 8'e varmaktadır.
Diğer
bir özellik olarak, bu sektörde çalışanların yaş ortalamalarının 36 yaşın
Bu yaş seviyesr de sektörün sürekli ve kalıcı olduğunun bir işareti olarak değerlendirilmektedir. incelemeye yönelik hedef kitlenin
% 28'inin eğitim çağında olduğu gözlenmektedir. Bu sonuç bize genç ve çocukların
esas itibariyle eğitimden vazgeçerek aile gelirine katkıda bulunmak için çalıştıklarını
göstermektedir.
üzerinde
olduğu belirlenmiştir.
Enformel sektör istihdamında çalışanların % 69'u ya hiç okula gitmemiş, ya
da ilk okul mezunlarından oluşmaktadır. Bu sektörde çalışanların % 55'inin evli
oluşu, sektörün geçici, mevsimlik işçilerin çalıştığı bir sektör olmaktan çok, yerleşik
bir biçimde Bursa'da yaşayan ve enformel sektörde çalışmayı bir istihdam biÇimi
olarak seçmiş insanlardan oluştuğunu göstermektedir.
Bu sektörde çalışanların aile büyüklüğünün 5-6 kişiye vardığı gözlenmektedir.
Hedef kitlenin % 54'ü Bursa'ya son 1O yıl içinde gelmiştir. Bu da enformel sektörün
son 1O yıl içinde hızla geliştiğini ifade etmektedir. Bu sektörde çalışanların Bursa'yı
yerleşme yeri olarak seçme nedenleri arasında bu bölgede akraba ve tanıdıklarının
yaşaması, daha düzgün konut imkanlarına kavuşmalarıdır.
Enformel sektörde çalışma nedenlerinin başında aile reisi olarak ailenin geçimini temin etmek gelmekte, gençler ve çocuklar esas itibariyle aile gelirine katkıda
bulunmak için çalışmaktadırlar. Bu sektörde çalışanların diğer aile üyelerinin de aynı
sektörde çalıştığı gözlenmekte, bu şahısların daha önce çalıştıkları işler arasında en
önemli yeri diğer enformel işler almaktadır.
(88) Baştaymaz, T.; 6·15 Yaş Grubu Bursa'da Çalışan Çocuklar Üzerine Bir Araştırma, ss. 21-63.
95
ilginç bir sonuç olarak, hedef kitlenin % 38'i ise daha önce formel sektörde
ifade etmiştir. Hedef kitlenin yaptığı enformel işlerin genellikle gıda iş­
koluyla ilgili olduğu gözlenmektedir. Bu faaliyet dalını gıdadışı malların satıldığı iş­
portacılar izlemektedir. Bu sektörde çalışanların % 42'si yaptıkları bu işte 4 yıldan
fazla süredir çalıştıklarını ifade etmiştir. Böylece geniş enformel sektör çalışanı için
bu sektör adeta devamlılık kazanmıştır. Bu sektörde çalışmanın temel nedeni olarak
genelde formel sektörde iş bulma olanaklarının son derece sınırlı olması ifade edilmektedir.
çalıştıklarını
% 13'ü formel sektörde çalışmalarına veya emekli olgeçinmelerini sağlayamadıklarından bu sektörde çalışmaya mecifade etmişlerdir.
Sektörde
çalışanların
malarına rağmen
bur
kaldıklarını
Araştırma sonuçlarına göre, bu sektörde çalışanların önemli bir kısmının en
az 1O yılı aşkın süredir bu işi yaptığı belirlenmiş, böylece sektörün sürekli bir istihdam biçimi olma özelliği bir kez daha vurgulanmıştır. Sektöre geçiş nedenleri
arasında bu sektörün karlı olduğunu ifade edenler de vardır. Özellikle ticaret iş­
kolunda fiyatların kolaylıkla değiştirilmesi, formel sektör istihdamı gelirlerinin çok
daha katı olmasına karşılık, bu sektöre gelir esnekliği sağlamaktadır.
Enformel sektörde beyan edilen kazançlar işyeri kirası, vergi ve diğer kesintiler olmadığı için ele geçen net gelirleri ifade etmektedir. Örneğin bu sektörün %
88'i o tarihlerdeki asgari ücretin üzerinde gelir sağlamaktadır. Hatta bazı enformel
sektör çalışanları, formel sektörde çok özel vasıflara sahip kişilerin dahi temin edemedikleri gelirleri kazanmaktadır. Enformel sektör gelirleri formel sektörün aksine
herhangi bir faktörden bağımsız olarak kazanılmaktadır. Oysa bilindiği gibi formel
sektörde ücretler yaşa, eğitime, vasıfa ve kıdeme göre farklılıklar göstermektedir.
Enformel sektörde çalışanların % 82'si işyerleriyle ilgili olarak vergi vermediklerini belirtmiştir. Ayrıca vergi vermemeleri nedeniyle formel sektörle kolayca
rekabet edebildiklerini ifade etmişlerdir. Diğer bir özellik olarak, enformel sektör çalışanlarının herhangi bir resmi kaydının bulunmamasıdır. Diğer bir deyişle enformel
sektör örgütlenmemiş bir sektördür ve resmi korumalardan yararlanamamaktadır.
Bu sektörde istihdamın başlaması için bir zorluk bulunmamakta ve araştırmaya
dahil hedef kitle, sektöre girerken herhangi bir zorlukla karşılaşmadığını ifade etmektedir.
Sektörde çalışırken karşılaşılan sorunların başında belediye zabıtaları gelmektedir. Gerçekten araştırmaya dahil grubun % 50'si en önemli sorunlarının belediye zabıtaları olduğunu ifade etmiştir. Diğer önemli bir güçlük ise, açıkta ve sokaklarda çalışmadan doğmaktadır. Hava koşulları, sağlık, tezgahların taşınması,
uzun süreli çalışma, dolaşarak satış yapma, temel sorunlar olarak sıralanmıştır.
Sektörde çalışanların % 59'u şimdiye kadar hiç işsiz kalmadığını belirtmiştir.
"Sektörün çalışma şartları ve gelir seviyesi ile bu kitleyi işsizliğin sınırında bulunan
kişiler olarak nitelernek mümkün görülmektedir." Bu kitlenin kentte yaşarken ve ça-
96
lışırken karşılaştığı en önemli sorunların başında birinci sırayı geçinme, ikinci sırayı
konut oluşturmaktadır. iş bulma üçüncü sırada bir sorun olarak belirtilmektedir.
"Gelecekte formel sektöre işçi olarak geçme eğilimi çok düşüktür. Fakat bir
olarak geçme eğilimi ise oldukça yüksektir. Bu nedenle sektör, kırsal nüfusun kentlerde işçileşme sürecinde gelir temin ettikleri bir oluşumdan ziyade, tüccarlaşma süreci olarak işlemektedir. Nitekim daha ileride olanak olursa, yapmayı istediğiniz iş nedir sorusuna, % 59 gibi bir çoğunluk esnaf olmayı istediklerini
girişimci
belirtmiştir."
Araştırmanın
temel sonuçlarından bir diğeri ise, enformel sektörün kentsel iş
ile ortadan kalkacak bir sektör olmadığıdır. Yaygın kanı, enformel sektör işçilerinin formel sektörün vasıfsız işgücünü oluşturabileceği iddialarına karşılık, bu sektör çalışanlarının çalışma alışkanlıkları, gelir beklentileri ve
yetenekleri itibariyle ticaret sektörüne daha yakın oldukları anlaşılmaktadır.
olanaklarının artması
"Tüm bu bilgilerin ışığında sektöre yönelik kısıtlayıcı politikaların etkin olasonucuna varılmaktadır. Ancak konu oldukça hassastır. Çünkü bir taraftan kontrol edilemeyen geniş bir kitlenin kentlerde oluşturduğu sorunlar, insan
sağlığından trafik sıkışıklığına kadar pek çok alanı kapsarken, diğer yönden sektörün olumlu yönlerinin desteklenmesi sektörün cazibesini artıracak bir etki yapacak
bir kent olayını körükleyecektir. Bu ise, bölgelerarası dengesizliği artırabiieceği gibi,
kentlerin içinde bulunduğu sorunları çözümsüz bir hale de getirebilecektiL
mayacağı
5- Ek Gelir ve ilave işler Araştırması
Ülkemizde son on yılda uygulanan ücret politikalarının, enflasyondaki dalve takip edilen iktisat politikalarının sonucu olarak bağımlı çalışanların
gelirlerindeki dalgalanmalar, hatta bazı dönemlerde belirgin reel düşmeler "telafi
edici ve tamamlayıcı gelir" ve buna bağlı istihdam uygulamalarının önemini hızla artırmıştır. Bu gelir kavramı, işçinin esas itibariyle ücret ve yan ödemeler dışında elde
ettiği gelirleri kapsamaktadır. Burada telafi edici gelirden kasıt temelde enflasyon
karşısında düşen reel gelirdeki satınalma gücünün telafisi anlamına gelirken, tamamlayıcı gelirde ise, hedeflenen bir mal ve hizmetin ortaya çıkaracağı talebi gelirle
destekleme rolü kastedilmektedir. "Hem telafi, hem de tamamlama ilişkisi bir taraftan enflasyonla ilişkili iken, diğer yandan da ücretli kesimin yaşam standardı ile
galanmaların
yakından ilgilidir."(aeı
Bu telafi edici ve tamamlayıcı gelir türleri, formel sektördeki istihdamın ücret
ve eklerinden genelde daha düşük olabileceği gibi, aynı seviyede ve daha yüksek
de olabilir. Bu gelirler bu yeni koşullar altında kazanılmış gelirler olabileceği gibi,
daha önceden kazanılmış ve biriktirilmiş servetierin çözülmesinden oluşan gelirler
biçiminde de ortaya çıkabilir.
(89)
Düıgeroğıu-Aykaç-Baştaymaz,
E.M.T.; a.g.e., s. 25.
97
Kuşkusuz burada bizi ilgilendiren, gelir düşmeleri karşısında enformel sektördeki yeni istihdam arayışları ile birlikte gelen ve yeni çalışma biçimlerine bağlı
olarak ortaya çıkan gelir türleridir. Burada da karşımıza temelde iki faktör çık­
maktadır. Bu yeni gelir, formel sektör-istihdamına ilaveten bağımlı çalışan enformel
sektörde yeni ve ilave bazı işlerde çalışma sonucu elde edilebileceği gibi, çalışanın
yakın aile bireylerinin daha önce gayri faal iken ortaya çıkan yeni koşullar altında
yine enformel sektörde kendilerine ve dolayısıyla ailelerine yeni bir gelir olanağı
sağlayan işlerde çalışmaları sonucu da ortaya çıkmış olabilir.
Dikkati çeken bir başka unsur ise, bu ilave işlerin ikincil veya üçüncü! bir nitelik taşıyabilmesi olasılığıdır. Kuşkusuz bu telafi edici ve tamamlayıcı gelirler faiz,
rant ve kar gelirleri biçiminde de kazanılabilir. Bu alandaki istihdam ve gelir biçimlerini ortaya koymaya yönelik örneğin Bursa bölgesiyle ilgili ilginç bir araştırma
yapılmıştır. Bu saha araştırması sonucunda bazı sonuçlar elde edilmiştir.
Bu araştırma sonuçlarına göre, temelde ek gelir elde etmeye yönelik ilave iş­
lerde çalışma ihtiyacının, düşen gelirin telafisinden ziyade başka faktörlerin etkisi altında kaldığı belirlenmiştir. Özellikle telafi edici ve tamamlayıcı gelirin ortaya çık­
masında yaşam standardının daha da ileriye götürülmesi için yapılan faaliyetler
esas unsuru oluşturmaktadır. Diğer bir deyişle, bu istihdam biçimlerinin telafi edicilikten ziyade, tamamlama ilişkisinden doğduğu belirlenmiştir.
Diğer bir nokta ise, esas analizierin bağımlı çalışan bireyin reel gelirlerinden
ziyade, hanehalkının gelirlerindeki değişmelerle ilgili oluşudur. Bu da ilave gelire ihtiyacı olan grupların enformel sektöre girişlerini etkileyecek.önemli bir unsurdur.
Bu
bir
ek
araştırmaya
göre, formel sektörde
çalışan bağımlı işçilerin
% 27'sinin ek
işte çalıştığı tespit edilmiştir. Ek iş yapmayanların en önemli nedenleri arasında,
iş yapmaya zamanının müsait olmadığını, uygun bir iş bulamadığını, ailede
başka çalışanlar olduğunu belirtenierin oranı % BO'e varmaktadır. Ek iş yapmadan
gelir elde etme konusunda kuşkusuz kar-faiz ve rant gelirleri, menkul ve gayri menkul satışları ile borçlanma ve benzeri imkanlar da mevcuttur.
Ek iş bulanlar bu işleri % 55'ini kendi. gayretleri ile % 28'ini çevresindekilerin
ile bulduklarını ifade etmişlerdir. Bu ek işlerin türleriyle ilgili yapılan araş­
tırmada bunların % 51'inin ücret karşılığı yapılan bir iş olduğu, % 44'ünün ise kendi
sermayesi ve emeği ile yürütülen bir iş niteliği taşıdığı belirlenmiştir. Kuşkusuz bu
ikinci gruba giren işlerin işportacılık, seyyar satıcılık ve enformel sektör faaliyetleri
yardımı
-olduğu açıktır.
Bu ek işlerin % 55'inin hafta sonu yapılan işler olduğu anlaşılmakta, hergün
yapılan işlerin oranı % 36'ya varmaktadır. Ek işlerin kaç yıldan beri yapıldığı da sorulmuş _değişik kıdemlerdeki işçi grupları, uzun yıllardır ek işlerde çalıştıklarını belirtmişle'rdir.
98
Esas itibariyle, ek iş yapan işçilerin işyerinden aldığı net gelirinin % 43'ü orailave bir net kazanç elde ettiği ortaya konulmuştur. Ayrıca yine bu araş­
tırmaya göre, formel sektörde çalışanların % 22'sinin fiilen çalışmayı gerektirmeyen
faaliyetler sonucunda ek bir gelire sahip olduğu anlaşılmıştır. Kuşkusuz bunlar kira,
faiz, kar payı, menkul kıymetler, yayıncılık ve diğer gelirlerdir. Formel sektörde çalışan işçilerin ayrıca% 58'inin eşinin,% 15'inin kardeşinin,% 10'unun ise babasının
nında
çalıştığı görülmüştür.
Başka ilginç nokta ise, bu işçilerin terzilik, örgü, dikiş, nakış, tamirat vb. gibi
evde yapılan işlerde çalışarak ek gelir temin ettiği tesbit edilmiştir.
Bu araştırmanın bulguları arasında ilgi çekici diğer bir nokta ise, ek iş yapan
formel işçilerinin % 26'sının esas işyerinde veriminin düştüğünü, % 6'sının duyulma
stresi yaŞadığını, % 2,5'inin işkazası yapma olasılığının arttığını belirtmesidir( 90l.
6- işportacılar Araştırması
Kentsel enformel sektörleFie ilgili diğer bir saha araştırması 1989 yılında iş­
ilgili olarak yapılmıştır. Bu araştırmanın bulguları da genelde diğer saha
araştırmalarının neticelerini doğrulayan sonuçlar vermektedir( 91 l. Bu araştırmada
belirtildiğine göre, "bu sektörde geçimini sağlayanların bazıları özellikle genç olanları, işler arasında yanlamasına hareket etme eğilimine sahip olup, aynı anda birkaç
işle meşgul olmamaktadırlar." istisnai olarak formel sektöre nazaran daha yüksek
geliriere rastlanmasına rağmen, genelde bu sektörde çalışanların gelirleri düşük, istikrarsız ve geçimlik bir düzeydedir. Üretime yönelik enformel işyerlerinin 1964 yı­
lından sonra Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu'nun verdiği imkanlar çerçevesinde örgütlendikleri ifade edilmiştir.
portacılarla
Bu yatay örgütlenme, enformel sektöre giriş koşullarını sınıriandırması nedeniyle kentlere gelenlerin yeni iş alanları aramaya başladığını bunun da enformel
sektörde çeşitlenmelerin genişlemesine yol açtığı belirtilmektedir.
ileri sürüldüğüne göre marjinal kesim, bir büyük şehir olgusu olmaktan zihızla büyüyen kentleşmenin göstergesidir. Kentlere gelen nüfus, gecekondulaşma süreci ve şehir mekanı ile bütünleşme aşamasını yaşarken enformel
sektöre girerek kentsel ekonomiyle bütünleşmeye başlamaktadır.
yade
Kentsel kesimde, ticsı-ret sektöründe ve enformel işlernde çalışan seyyar saözelliklerini belirleme amacıyla yapılan bu araştırma aşağıdaki sonuçları ver-
tıcıların
miştir.
(90) Dülgeroğlu-Aykaç-Baştaymaz, E.M.T.; a.g.e., s. 164.
(91) Taşdelen, M.; "Şehirler Bütün leşerneyen Nüfusa Bir Örnek: Seyyar Satıcılar", Yayınlanmamış Araştırma, 1989 istanbul, ss. 6-22.
99
Araştırmaya
göre, seyyar satıcıların yaş grupları itibariyle% 68 oranında 20grubunda olduğu, % 66'sının ilkokul mezunu, % 14'ünün okuma-yazma bilmediği, % 8'inin ise okuma-yazma bildiği saptanmıştır. Diğer bir deyişle ilkokulun
altında tahsili olanların oranı % 88'e varmaktadır. Ayrıca yapılan işin herhangi bir nitelik ve eğitim gerektirmediği de belirlenmiştir.
40
yaş
Bu seyyar
satıcıların% 96'sının
herhangi bir sosyal güvenlik
kuruluşu
ile
bağ­
lantısı yoktur. Sadece% 4'ü Bağ-Kur'a bağlı olduğunu ifade etmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, zaman zaman belediyelerce yer gösterilme karşılığında para alın­
mışsa da bu satıcıların büyük çoğunluğu hiç bir vergi ödememiştir. 1O yıldan fazla
süredir seyyar satıcılık yapanların oranı % 56'ya varmaktadır. işe yeni başlayanların
oranı nisbeten düşük bulunmakta, bu da enformel sektörün ekonomi içinde süreklilik kazandığının başka bir işaretini vermektedir.
Araştırmaya
göre satıcıların yarısı (% 42), bu işi ömürboyu sürdüreceklerini
Daha iyi bir iş bulursa satıcılığı terkedeceklerini söyleyenierin oranı ise
% 38'e varmaktadır. Özellikle gençlerin büyük çoğunluğu daha iyi iş buldukları takdirde seyyar satıcılıktan ayrılacaklarını belirtmiştir. Seyyar satıcıların % 88'inin herhangi bir mesleğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan satıcıların %
50'sinin seyyar satıcılıktan önce herhangi bir iş yapmadıkları da tesbit edilmiştir.
belirtmiştir.
Diğer
ilginç bir nokta ise, seyyar satıcıların % 72'si, kazandıkları gelirin yadevam ettirmelerine yetmediğini ve geçim sıkıntısı çektiklerini söylemişlerdir. Bu gurubun en çok şikayet ettikleri hususlar % 56 oranı ile belediye
baskısı,% 28 oranı ile geleceğin belirsizliği,% 18 oranı ile ise geçim sıkıntısıdır.
şamlarını
Ayrıca
seyyar
satıcıların
% 88'i köyde kaldıkları takdirde geçimlerini sağ­
Bu gurubun % 68'inin evli, % 37'sinin ise 5 ve
anlaşılmaktadır.
·
layamayacaklarını belirtmişlerdir.
daha fazla çocuklu
olduğu
ilginç bir başka sonuç ise, satıcıların çocuklarının % 16'sının babası ile aynı
Bu çocukların hemen tamamı erkek çocuklardır. Başka işte çalışanların oranı çok düşük bulunmaktadır. Bu da, temelde seyyar satıcılık faaliyetlerinde aile üyelerinin birlikte çalıştığı ve çoğunun ücretsiz aile yardımcısı olarak babasına yardım ettiği anlamına gelmektedir.
ışı yapmasıdır.
Nihayet son olarak seyyar satıcıların % 72'sinin geleceğe bakışlarının olumsuz oldukları belirtilmiştir. Zira formel sektörde korumalı ve güvenceli bir işe sahip
olamamak, bu kesimin güvenli bir geleceğe ümitle bakmasına mani olmaktadır. Bu
sektör istihdamının da özellikleri de böyle bir eğilimi güçlendirmektedir.
100
V. ENFORMEL SEKTÖRE YÖNELiK POLiTiKALAR
Enformel sektöre yönelik politikaları belirlemede dikkate alınacak en önemli
nokta, sektörün iktisadi büyüme ile birlikte kendiliğinden ortadan kalmadığıdır. Tersine yılların geçişi ile "kentsel fakirlik" ve yığınların birikmesi gittikçe büyümektedir.
Burada ana konu "enformel sektörün, sosyal ve ekonomik hayatını yöneten müessese ve yasaların çerçevesi dışında büyümeye devam etmesine müsade edilmeli
midir" sorusudur.
Kuşkusuz enformel çalışma sayesinde başka sektörlerde istihdam edilemeyen geniş kitlelere düşük maliyetle istihdam imkanı sağlanmış olacaktır. Acaba
bu kesim yasal ve kurumsal bir çerçeve içine sokulmalı mıdır? Burada sektörün
emek massedebilme kapasitesindeki bir daralmanın ortaya çıkma riski de mevcuttur. Burada temel sorun, bu emeği massetme ve bunu bir yasal düzen içinde
yapma gibi her iki hedefi de bir arada yürütecek bir yolun mevcut olup olmamas ıdır.
Günümüzde enformel sektör istihdamına yönelik bilimsel ilgi ve araştırmalar
bu sektörün formel hizmet sektörlerine özellikle ticaret sektörüne karşı haksız ve kirli rekabetini önleme konusunda da çok sayıda tedbirin ve
politikanın geliştiriidiğini görüyoruz.
hızla artmaktadır. Ayrıca
Bu çerçevede enformel sektörü kurumsal bir yapıya oturtmak ve bu konuda
tedbirleri belirtmek, böylece bir yandan bu sektörde çalışanları sosyal korumaya alırken, diğer yandan rakip formel sektör işverenlerini dalaylı yoldan haksız
rekabete karşı güvence altına alma söz konusu olmaktadır.
alınacak
Bu konudaki tedbirlerin geliştirilmesinde karşımıza çıkan en önemli sorun, gehalindeki ülkelerde enformel istihdamın ve enformel ekonominin, gelişmiş ülkelerde ise, özellikle enformel ekonominin niteliklerinin ve yapı özelliklerinin açık­
lıkla ortaya konulmasıdır. Bu yapısal özellikler sağlıklı bir biçimde ve bilimsel olarak
belirlenmedikçe, kuşkusuz buna uygun politikaların geliştirilmesi mümkün olalişme
mayacaktır.
Burada temelde bu sektöre yönelik yeni ve köklü değişiklikleri taşıyan pogerekir. Buna bağlı olarak getirilecek tedbirler bu sektörde
daha ileri çalışma standartlarının oluşmasına imkan vereceği gibi, bu gelişmelerden
bir yandan o sektörde çalışan insanlar yararlanırken, diğer yandan bu tedbirler örgütlü ve örgütsüz ticaret sektörü arasındaki insan emeği ve diğer iktisadi faktörlerden kaynaklanan haksız rekabeti de bertaraf edecektir.
litikaların geliştirilmesi
Şu halde enformel sektöre müdahale ve gelişme politikalarında belirli bir düzene kavuşturulmuş dinamik yaklaşımlar açısından bu sektörün gelişen bir biçimde
toplumla bütünleştirilmesi yönünde çeşitli tedbirler ve stratejiler belirlenmelidir.
1- Burada ilk akla gelen tedbirlerden biri
gibi enformel sektör kentsel fakir kesimlerin
101
pazarların geliştirilmesidir. Bilindiği
ihtiyaçlarının karşılanmasında
çok
önemli bir rol oynamaktadır. Fakat bu sektörde çalışan ve yaşayanların düşük gelir
ve satınalma güçleri yüzünden böyle bir talep yapısı büyümeye olumsuz etki yapmaktadır.
Genelde bu sektörün tüketicileri gelirlerini modern ve kamu sektöründen
sağ­
lamaktadır. Eğer bu sektörün üretimine talep hızla büyüyecek olursa, bu sektörün
ekonominin diğer kesimleriyle ilişkilerini güçlendirmek gerekecektir. Böyle bir gelişmenin sağlanmasında
nüşmesine
bu sektörün kaliteli mal ve hizmet üreten birimlere döimkan verecek en önemli araç kuşkusuz alt işveren uygulamasıdır.
2- ikinci bir tedbir, finansman ve kredi sorunlarının çözümünde karşımıza çık­
Genelde enformel sektör üreticisi formel işletmelere nazaran finansman
kaynakları temin etmekte büyük güçlüklerle karşılaşmaktadır. Çok az enformel sektör müteşebbisi bankalardan kredi alabilmektedir. Bu işletmelerin bankalara gösterebileceği bir toprak mülkiyeti veya binası mevcut değildir. Bu yüzden bu iş­
letmeler temelde kredi ihtiyaçlarını yine kendileri gibi enformel olan kredi
kurumlarından pahalı bir biçimde sağlamaktadırlar.
maktadır.
3- Diğer bir tartışma alanı ise, enformel sektörün insan kaynakları açısından
seviyesini ne şekilde yükseltebileceği sorusudur. Enformel sektör işçilerinden
çok büyük bir kısmı formel eğitim müesseselerinden mezun olmamıştır. Dolayısıyla
ilk olarak bu sektör işçilerinin, bilhassa çocuk çalışanların kısa süreli de olsa bir forme! eğitimden geçmeleri için tedbirler alınmalıdır.
vasıf
4- Bu sektörün refah şartlarının geliştirilmesine gelince, aslında bu sektörde
üretken işyerlerinin oluşturulması, teknolojinin geliştirilmesi, modern sektörle karşılıklı faydalı ilişkilerin kurulması bu sektördeki istihdamı artıracak, gelirleri yükseltecek ve üretilen mal ve hizmetler için yeni talepler ortaya çıkaracaktır.
5- Bu sektörde sosyal korumanın ve yasal düzenleme ile ilgili çerçevenin gebir stratejidir. Yakın tarihte yapılan araştırmalar, enformel iş­
yerlerinin tümüyle yasal bir çerçevenin dışında kalmasına imkan olmadığını göstermiştir. Bazı ülkelerde belirli büyüklüğe ulaşmış bu tip işletmeler kayda girmekte,
hatta vergi ödemektedir.
liştirilmesi diğer
Aslında enformel işletmelerin, işyerlerinin iktisadi faaliyetlerini yasal bir düzene oturtma konusunda arzulu oldukları da gözlenmiştir. Eğer yasalarda bu konularda bazı istisnalar tanınacak ve bu faaliyetleri destekleyen krediler sağlanacak
olursa bu eğilimler daha da güçlenecektir. Böylece enformel sektör yasal bir düzen
içinde toplumla bütünleşecektir.
Ayrıca enformel sektör faaliyetlerine yönelik bazı yasal düzenlemelerde esneklik getirilebilir ve daha düşük hadiere inen kurallar konulabilir ve istisnalar da tanınabilir.
102
6- Çok önemli bir alan ise vergilendirmedir. Vergi sistemlerinde yapılacak reformlar, enformel sektör faaliyetlerinin yasal çerçeve dışına kaçmasını önleyen çok
önemli bir araç olacaktır. Kuşkusuz bazı yasalar, düzenlemeler ve yasal süreçler
toplumun varlığını sürdürmesi ve kamu düzeninin sağlanması açısından vazgeçilmez politikalardır. Ne var ki, kamu çıkarlarına zarar vermeden bu yasal çerçeve enformel sektöre bazı esneklikler sağlamak suretiyle uygulanabilir.
Burada temel unsur, zaman içinde enformel sektörü, getirilecek reformist
yaklaşımlarla sürekli bir biçimde yasal çerçevenin içine çekmek olmalıdır. Özellikle
konumuz
açısından
önemli olan, enformel sektörün temel
düzenlere doğru yönlendirilmesidir.
çalışma standartlarına
ve
iş yasalarının getirdiği
7- Enformel sektörle ilgili diğer bir tedbir, bu sektördeki çalışma
Bunun için bazı temel tedbirler öngörülebilir.
şartlarının
in-
sanileştirilmesidir.
Herşeyden
önce, temel insan hakları niteliği taşıyan örgütlenme öz'!zorunlu çalışmanın" (forced labor) bertaraf edilmesi, "istihdamda ayrımcılığın önlenmesi" atılacak ilk adımlardır. Bu haklar insan onuru açı­
sından temel unsurlardır ve enformel sektörü toplumun diğer sektörleri ile
bütünleştirmede çok önemli bir role sahiptir.
gürlüğünün sağlanması,
8- Ayrıca, enformel sektördeki istismarın en kötü örneklerini teşkil eden alanlarda bazı tedbirler alınabilir. Bunların başında çocuk emeğinin istihdamı konusunda
bazı öncelikli politikalar geliştirilebilir. Kuşkusuz kısa zaman sürelerinde çocuk emeğini bu sektörden tamamen bertaraf etmek mümkün değildir. Fakirlik, eğitimsizlik,
sosyal ve kültürel davranışlar bu yoldaki çabaları etkisiz kılmaktadır.
·
Ayrıca çocukların çoğu
işletmelerinde çalışmakta, bunlara yönelik ted~
Bütün bunlara rağmen çocukların önemli bir kıs­
mının "kiralık işçi" olarak tehlikeli meslek ve endüstrilerde çok küçük yaşlarda istihdamı ve istismarı sürüp gitmektedir.
birleri uygulamak
aile
güçleşmektedir.
Kamuoyunun dikkatini çeken
diğer
dramatik bir problem ise, sokaklarda ça-
lışan ve yaşayan çocuklardır. Ülkelerin çoğunda bu tipteki çocuk emeğinin kullanılmasını
yasaklayan düzenlemeler olmasına rağmen, bu tedbirler çocuklara sağ­
olanakları, çok yönlü toplumsal refah programları ile birlikte
yürütülmediğinden olumlu sonuçlar vermemektedir.
lanacak
eğitim
Kuşkusuz esas tedbirler bu tip çocukları çalıştıran fakir ailelere yönelik önlemlerde karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, ebeveynlere yönelik gelir getirici projeler
bir ölçüde çocukların okula devam etmesi sonucunu doğuracaktır.
9- Dikkati çeken diğer bir alan ise sağlık ve güvenlik tedbirleridir. Kuşkusuz
ve güvenliği ile ilgili tüm yasal tedbirlerin enformel sektör istihdamına uygulanması mümkün değildir. Bilhassa enformel sektördeki kullanılan makinalar çok
eski modeller olduğundan güvenlik tedbirlerinin hemen hiçbirine sahip buişçi sağlığı
103
lunmamaktadır. Kaldı
lanmaya da
ki enformel sektör çalışanları bu tipteki tehlikeli makinaları kul-
elverişli değildir.
Benzer sorunlar hava ve su kirlenmelerinde,
elverişsiz ışıklandırma
ve ha-
valandırma tedbirlerinde de gözlenmektedir. ilave masraf getirmeyen bazı tedbirler,
özellikle küçük işyerlerine uygun gerçekçi tavsiye ve öneriler bu alanda
olsa bazı gelişmelere neden olabilir.
sınırlı
da
Ülkelerin çoğunda işçi sağlığı-iş güvenliği tedbirlerinin uygulanmasında, mesile ilgili tedbirlerin etkin hale getirilmesinde, yeterli bir iş teftişi mekanizması da mevcut değildir. Tüm bunlara rağmen enformel sektör işveren ve iş­
çilerine bazı eğitim faaliyetlerinin sağlanması, bilgi ve tavsiyelerde bulunulması
olanakları ile örgütlenmelere gidilebilir. .
lek
hastalıkları
diğer önemli sorun alanı sosyal güvenlik programlarının uyortaya çıkmaktadır. Fakirlik ve gelir düşüklüğü, geleceğe yönelik riskIerin güvence altına alınmasına yönelik programlar etkisiz kalmaktadır. ilave olarak
bu tip işyerlerinin ekonomik yaşamdaki süreksizliği, uzun dönemli sigorta dallarının
uygulanmasına da önemli güçlükler getirmektedir.
1O- Bir
gulanmasında
Özellikle sosyal güvenlik sisteminin getirdiği ilave maliyetler yoğun rekabetin
bu ortamda işyerlerinin bu sistemden kaçmasının temel nedenlerinden bi-
yaşandığı
rini
oluşturmaktadır.
Bu sektörde çalışma hayatında ortaya çıkan riskierin esas itibariyle aile yaiçinde karşılanmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Geniş aile sistemi içinde· istihdam sorunları, aile işletmelerinin kendi yapısı içinde ve sınırlı bir biçimde çözümlenmeye çalışılmaktadır.
pısı
11- Aslında kentleşme ve göç hareketleri ile birlikte ortaya çıkan kültürel ve
sosyal değişmeler, aile yapısını zayıflatmak suretiyle kentsel enformel sektörlerde
ortaya çıkan sosyal sorunları daha da şiddetlendirmektedir. Enformel sektörde sosyal korumanın gerçekleştirilmesinde bir yandan devletin doğrudan aldığı tedbirlere,
diğer yandan sektörün bizzat kendi yapısına bazı sosyal mekanizmaların sokulması
ve aile yapısının geliştirilmesine ihtiyaç mevcuttur.
Diğer yandan enformel sektörün bizzat kendi içinde kooperatifler, yerel yönetimler veya sivil toplum örgütleri ve sendikalar yoluyla bazı sosyal güvenlik politikaları geliştirilebilir. Nihayet diğer bir yol olarak ailenin bu konudaki rolü güçlendirilebilir.
104
GENEL DEGERLENDiRME VE SONUÇ
Özellikle 1950'1erden sonra yaşanan kırdan kente göç, ülkemizde çok kısa
zaman sürelerinde milyonluk kitlelerin tarımdan tarımdışı kesimlere hızlı bir transferine neden olmuştur. Bu değişim sürecinde dikkati çeken en önemli özelliklerden
birisi, genelde kırsal kesimden bu kaçışın ülkenin bir büyük kentine doğru yönelmesidir.
Bir diğer önemli gelişim ise, bu göçün kentlerdeki iş olanaklarından bağımsız
bir biçimde ve çok kısa zaman süreleri içinde ortaya çıkmasıdır. Ne var ki kentleşen
nüfus barınma ihtiyacını karşılamak için nasıl yaşadışı yollardan kentin varaşlarını
sarmış ve kendi imkanları ile ürettiği gecekondularda barınma imkanını elde etmişse, benzer şekilde formel sektörlerde sağlıklı ve üretken iş imkanları bulamayan
kentleşen ve gecekondulaşan nüfus, yaşamını sürdürmek için adeta "gecekondu istihdam" diyebileceğimiz bir biçimde kendi imkanları ile oluşturduğu enformel sektör
istihdamı içinde çalışma ve gelir elde etme imkanlarına kavuşmuştur.
Aslında
sanayi sektörü, hemen toplumların hiçbirinde insanlara yeterli isbir sektör değildir. Bu sektör belirli bir büyüklüğe ulaşınca, teknolojik gelişmelerle üretimi ve verimliliği arttığı halde, istihdamı artmamaktadır. Gelişen ülkelerde toplum belirli bir refah düzeyine ulaşamadığından
hizmet sektörlerindeki formel istihdam olanakları da sınırlı bulunmaktadır.
tihdam
olanakları sağlayan
Sanayi toplumlarında tüm sektörlerdeki gelişmeler yine tüm sektörlerde formel istihdam biçimlerini hızla genişletirken, gelişen dünyada sanayi ve kısmen hizmet sektörü dışında formel sektör istihdamı sınırlı bir büyüklük göstermekte, kentleşmeyle ortaya çıkan değişim sürecinde formel sektördeki sınırlı gelişmelere
karşılık enformel sektör büyük bir hızla genişlemektedir.
Bazı yazarlar bu kesimde çalışanları temelde iki gruba ayırmakta, birinci kategoriye küçük imalatçıları, el sanat işçilerini, küçük ölçekli ticaret ve sanayi çalışanlarını, sanayi öncesi döneme ait küçük esnaf ve sanatkarları koymaktadır. ikinci
grupta ise, genelde seyyar satıcılar, ev hizmetlerinde çalışanlar, arzuhalciler, iş­
portacılar ve benzeri hizmet sektöründe çalışanlar bulunmaktadır.
Bu genel değişme perspektifinden konuya baktığımızda aşağıdaki noktaJan
belirleyebiliriz: Bir defa enformel istihdam, çağımızda gittikçe daha büyük bir kesimin çalışma ve gelir elde etme biçimi olmaya başlamıştır. Bu istihdamın geçici,
katlanılan bir fedekarlık değil, bir çalışma ve yaşam biçimi olma özelliği giderek süreklilik kazanmaktadır.
dünyada hızla artan nüfus, hızlı kentleşme, formel sektör isbüyümesi, istikrarsız, güvensiz, düşük ücretli sektörlerde çalışmayı
ve gelir elde etmeyi milyonluk yığınların bir kaderi haline dönüştürmüştür. Böylece
uzun yıllar formel sektöre geçmek için bir "bekleme odası" olarak düşünülen bu sektör, artık kentsel istihdamın yapısal bir özelliği haline gelmiş ve geniş kitlelere büyük
Bilhassa
gelişen
tihdamının sınırlı
105
ölçüde üretime katkı yapmadan gelir paylaştıran istihdam biçimleri içinde yaşama
ve çalışma olanağı sağlamıştır. Sonuçta gecekondulaşma ile bütünleşen ve onun
özelliklerine çok benzeyen bir istihdam yapısı ortaya çıkmıştır.
Dikkati çeken noktalardan bir diğeri, bu enformel istihdamın bir ölçüde enformel ekonomi ile birlikte yürümesidir. ilgi çekici bir diğer sonuç ise, hudutlu oranIara varmakla beraber endüstri toplumlarında da enformel ekonominin ve enformel
istihdamın belirli yapısal faktörlerin etkisi ile zaman içinde nisbi bir önem kazanmasıdır.
kentlerdeki açık işsizlik
yerine, kent işgücüne katılan büyük işgücü yığınlarının, enformel
sektör adı verilen küçük ölçekli mal, hizmet üretim ve dağıtımında kendi istihdam
imkanlarını bizzat kendilerinin oluşturmasıdır.
Temel
eğilimiere baktığımızda kentleşen işgücünün
oranlarını artırma
Bu niteliği ile enformel sektör bir istihdam politikası olarak fonksiyon görmekte, gelir dağılımına nisbi de olsa hizmet etmekte, bir ölçüde işsizlik sigortası
fonksiyonu görmekte, sınırlı da olsa ülke milli gelirinin artmasına hizmet etmektedir.
Buna karşılık aynı gelişme, beraberinde insan onuruna yakışmayan istihdam biçimlerinin ortaya çıkmasına, çocuk, genç ve kadın işçilerin yoğun istismarına, ilkel
koşullarla çalışmalarına neden olmaktadır. Belki bunlardan hepsinden de önemli
olarak kentsel enformel istihdam, formel ve enformel sektörler arasındaki haksız rekabetin temel kaynağını da oluşturmaktadır. En azından formel ve enformel sektör
üretimleri arasında iki katını aşan sosyal maliyet farklarının ortaya çıkışının temel
nedenlerini oluşturmaktadır.
Günümüzde de gelişen toplumların temel gelişme ve istihdam politikalarını
büyük ölçüde enformel sektör istihdamının yapısal özelliklerini dikkate alarak yeniden şekillendirmek gerekir. Bölgesel gelişme politikaları, nüfus politikaları, nüfus
kontrolü ve aile planlaması tedbirleri yanında, tarımsal sanayilerin geliştirilmesi ve
şimdiye kadar formel sektöre yönelik politikaların enformel ekonomi ve enformel istihdam açısından yeniden gözden geçirilmesi zorunlu bulunmaktadır.
Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede, enformel sektörün özelliklerine
göre, şekiilendirilmiş istihdam politikalarına rastlanmamaktadır. Gerçekten ülkemizde bu sektörün varlığı gözle görülür bir hale gelmesine rağmen, sosyal ve
ekonomik gelişme politikalarında enformel sektöre yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Aslında
enformel sektör toplumsal yapıda bazı ekonomik ve sosyal soözellikle işsizlikten doğan fakirlik ve gelir düşüklüğünün gözden kaçrol oynamakta ve sosyal sorunların politikacılar ve kamu yöneticileri tarafından yeterli ölçüde görülmesine mani olmaktadır. Fakat ne olursa olsun çağdışı
çocuk istihdamı, yabancı kaçak işçiler her türlü güvenceden yoksun istihdam yapısı
ile enformel sektör, kentsel nüfusun gözleri önünde gittikçe büyüyüp gerunların,
masında
nişlemektedir.
106
"Enformel sektörün oluşturduğu yaşama ve çalışma şartlarından ortaya
alt kültür incelenmesi gereken diğer önemli bir konudur. Eğitim eksikliği, gelir
yetersizliği, çalışma ve yaşama standardındaki olumsuz şartlar, bu sektöre dahil
olanları topluma zararlı unsurlar haline dönüştürebilir. Yaşamak için ne pahasına
olursa olsun gelir temin etme zorunluluğu, ekonomik ve sosyal hayatta ihmal edilmişlik duygusu, kural tanımazlık insani değerlerin ortadan kalkmasına yol açabilmektedir(92).
çıkan"
Bu sektöre giriş kolaylığı ve sektörün denetimden uzak oluşu, yasadışı bir
çok faaliyetin enformel sektör içinde genişlemesine neden olmaktadır. Özellikle
uyuşturucu madde, çalınmış mal ticareti, hayat kadınlığı, yasadışı talih oyunları bu
arada sayılabilir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi sektörün çok önemli yararlarından birisini toplumsal boyutu da olan istihdam baskılarını hafifletmesi ve ertelemesi oluş­
turmaktadır. Bu yüzden bazı yazarlar enformel sektörün siyasi istikrara katkı yaptığını da ifade etmektedir.
Bazı görüşlere göre enformel sektör, kağıt, plastik, cam, demir vb. kullanılmış
maddelerin tekrar üretime sokulması yoluyla kaynak kullanımında etkinlik sağ­
lamaktadır. Bir başka dikkati çekici nokta ise enformel sektörün düşük gelirli gruplar
için ucuz fiyatlarla mal ve hizmet sağlayarak geniş fakir kesimlerin taleplerini karşılamalarıdır. Bu sektörün ilave işçi olarak kadın istihdamını genişlettiği, evlerde yapılan üretim yoluyla kadınların ekonomik hayata katılmalarına olanak verdiği söylenmektedir.
Gerçekten bazı araştırmalar bu değerlendirmeleri doğrulamakta ve enformel
sektör istihdamında kadından ziyade çocuk emeğinin çok daha önemli olduğunu
belirtmektedir. Genellikle gözden kaçan bir başka özellik ise, formel sektörde çalıştığı halde gelir yetersizliği nedeni ile enformel sektörde ikinci bir işte çalışaniard ır.
Bu sektörün sağladığı istihdam biçimleri ve esnek çalışma olanakları, formel sektördeki aile reisierinin gelirlerini yükseltmeye yarayan potansiyel bir iş alanı olarak
ortaya çıkmaktadır.
Bir diğer olumlu nokta ise, enformel sektörün eğitimsiz geniş kitlelere bazı nitelikler kazandırdığı, girişimcilik becerisini geliştirdiği ve bunun da daha sonraki formel sektör istihdamı için potansiyel bir kaynak olabileceği hususudur. Bu sektör ayrıca çocuklar için bir çıraklık eğitimi olanağını da sağlamaktadır. Ne var ki bu
sektörde çırak adı altında yaygın bir çocuk istihdamı ve istismarı gözlenmektedir.
Bazı iddialara göre ise, kentleşme süreci formel sektörden daha çok enformel sektör istihdamının ve gelir imkanlarının etkisi ile daha da hızlanmakta, böy-
(92)
Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi, a.g.e., s.
107
270.
lece toplumlar daha
hızlı
bir biçimde
yapı değiştirmektedir.
Enformel sektörün formel sektöre geçmede bir aşama olduğu iddiaları da günümüzde önemini kaybetmiştir. "Bir yandan formel sektör istihdamının sınırlı büyüklüğü, diğer yandan bağımsız çalışmaya alışmış, gelirini her an artırabilme
umudu olanların formel sektörde bağımlı ve belirli bir ücretten çalışmayı arzu etmeleri zorlanmaktadır." Buna karşılık tersinin daha yaygın olduğu, özellikle toplumda işsizlik sigortasının yokluğu nedeniyle formel sektör işsiz kalanlarının yaşamlarını sürdürebilmek ve ailelerinin gelirini sağlamak için hızla enformel sektör
istihdamına kaydıkları söylenmektedir.
Sonuç itibariyle günümüzde gelişen ülkelerin ve Türkiye'nin en önemli istihdam sorunları enformel sektörde ortaya çıkmakta, kentleşen nüfusun giderek
daha büyük bir kısmı düzensiz, yasal korumadan uzak, örgütsüz ve üretkenliği
düşük alanlarda çalışma zorunda kalmaktadır. Aslında bu süreçte, bağımlı çalışan
işçilerin yerine, kırsal kesimi taklid edercesine bağımsız veya ücretsiz aile işçisi olarak çalışma yaygınlaşmaktadır.
Yapılan araştırmalara
göre, günümüz dünyasında son 25 yılda toplam nüfus
kentsel nüfus üç kat artmıştır. Batı dünyasının sanayileşmesinden farklı olarak gelişen ülkelerde ve Türkiye'de kentleşen nüfus, ne
gelişmeyi hızlandırmakta, ne de gelir artışından pay almakta, geçimlik bir biçimde
istikrarsız ve üretken olmayan istihdam biçimleri içinde yaşamını sürdürmektedir.
Bu sektörlerin üretkenliğinin ve veriminin olmaması, bu gelişmeye enformel ekonominin de eşlik etmesi, ekonominin büyüme potansiyelini yavaşlatmakta, sonuçta
çok insanın çalıştığı, fakat çok az ürettiği, ürettiklerinin kalitesinin de düşük olduğu,
kendi kendine yeterli, durgun bir ekonomik yapı oluşmaktadır.
kat
arttığı
halde,
Kuşkusuz
temeldeki en önemli sorun, formel hizmet ve ticaret sektörlerinde
rekabete dayalı ve bu sektörün üretim ve istihdamını da enformel yapılara
dönüştürmeye zorlayan gelişmelerdir.
haksız
108
KAYNAKLAR
The Association of lndustrial Relations; Taiwan lndustrial Relations Bulletin, December 1O, 1994, p. 6.
Acharya, S; The Informal Sector in Developing Countries - A Macro View Point,
Jorn ual of Contemparary Asia, V. 13, N. 4, 1983.
Altuğ, 0.; Kayıtdışı Ekonomi: 1994 istanbul.
Altuğ, 0.; "Türkiye'de Kayıtdışı istihdamın Boyutları", Basisen Dergisi, Nisan 1994,
ss. 25-29.
Altuğ,
0.; "Ekonomik Krizin
kara 1995, ss. 65-83.
Kaynağı Kayıt Dışı
Ekonomi", Türkiye'nin Petrolü, An-
Alper, Y.; "Çocuk işçilerin Sosyal Güvenlik Hakları", Türkiye'de Çocuk işgücü, Ekim
1994, ss. 61-82.
Baştaymaz, T.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Enformel Sektörün Nitelikleri ve Önemi,
Yayınlanmamış
Doktora Tezi, 1986 Bursa.
Baştaymaz T.; "işsizlik Kavramı ve Gelişen Ülkeler", Uludağ Ünv. iktisadi ve idari
Bilimler Dergisi, C.IV, S. 2, Kasım 1983, ss. 245-258.
Baştaymaz, T.; 6-15 Yaş Grubu Bursa'da Çalışan Çocuklar Üzerine Bir Araştırma,
1990 istanbul.
Baştaymaz, T.; "Gelişmekte Olan Ülkelerde Ekonomik Yapının istihdam Açısından
Yeni Görünümleri: Dualist Yapı", Uludağ Ünv. iktisadi ve idari Bilimler Dergisi, C.VI.
s. 2, Kasım 1995, ss. 107-111.
Baştaymaz, T.; "Enformel Sektör ve Gelişmekte Olan Ülkelerde istihdam", Uludağ
Ünv. iktisadi ve idari Bilimler Dergisi, C. VII. S. 1, Nisan 1986, ss. 95-101.
Baştaymaz, T.; "Çalışan Çocuklar ve Enformel Sektör", Türk-iş Deri işkolunda Çalışan Çocuklar Eğitim Semineri, 1995 istanbul, ss. 16-41.
Baştaymaz,
T.; "Formel ve Enformel Sektörde Çalışan Çocuklar ve Sanayiye Etkileri", Türkiye'de Çocuk işgücü, Ekim 1994, ss. 83-91.
Bawley, D.; The Subterranan Economy, New York: Mc Graw- Hill 1982.
Blades, D.; The Hidden Economy and National Accounts, OECD Occasional S.
DPT, Sosyal Planlama
Başkanlığı;
Dünya
Çalışma
Raporu 1, Ankara, 1991.
Bilgin, Y.; "Çalışan Çocukların Toplumsal Profili", Türk-iş Sendikalar ve Çalışan Çocuklar Ulusal Semineri, Ekim 1994, ss. 33-40
Baneriee, B; "On the Job Search after Entering Urban Employment: An Analysis
Based on lndian Migrants", Oxford Bulletin of Economics and Statistics, V. 56, Feb.
1994, pp. 34-46.
B.Y.K.P; Vergi Özel ihtisas Komisyonu Çalışmaları.
109
Carson, C.; The Underground Economy: An Introduction Survey of Current Business, May 1984.
Davies, R.; The Informal Sector: A Solution to Unemployment? Catholis Institute
Forn International Relations, London 1978.
David, T.; Bernard Salome and Antoine Schware (eds), The InfOrmal Seetar Revisited, 1990, ss.
Demircioğlu, M.; "Türk-iş Hukukunda Çocuk ve Gençlerin Korunması", Türk-iş Sen-
dikalar ve
Çalışan
Çocuklar Semineri, Ekim 1994, ss. 41-48.
Development Co-operation: Efforts and Policies of the Members of the Development Assistance Committee 1991 Report, OECD Publications, Paris 1991,
pp. 4-6.
Dülgeroğlu-Aykaç-Baştaymaz, E.M.T.; Kentlerde Yaşayan Ücretli Kesimin Telafi
Edici ve Tamamlayıcı Gelir Kaynakları: Bursa Örneği, 1993 istanbul.
Ekin, N.; işsizlik Sigortası, Kamu-iş, 1994 Ankara.
Ekin, N.; Gelişen Ülkelerde ve Türkiye'de Bir istihdam Politikası Olarak Küçük Ölçekli işyerlerinin Teşviki, i.T.O. Yay., 1994 istanbul.
Ekin, N.; Endüstri ilişkileri, 1994 istanbul.
Ekin, N.; Küçük işyerlerinde Endüstri ilişkileri, 1993 Ankara.
Ekin, N.; Büyüme-ihracat-istihdam Boyutlarıyla Küçük işyerleri ve Sosyal Koruma,
1994, istanbul.
Türk-iş; Çalışan Çocuklar Bülteni, S. 6, Şubat 1995.
Ekin, N.; "1995'in Başlarında Türk Endüstri ilişkileri", Basisen Dergisi, Mart 95, ss.
25-26.
Ekin, N.; "2000'Ii Yıllara Doğru Çalışma Hayatı", TÜHiS Dergisi, C. 13, S. 5, Mayıs
1995, ss. 1-11.
Feige, L.E. (Ed); The Underground Economics, Newyork 1986.
Harold, L.; The Informal Seetar in 1980 's and 1990 's, 1991.
Heinze, R.G.; "Development of Informal Economy", Futures, Jun 1982.
Hak-iş; 18. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri, Ankara 1994.
Henry, S.; "The Working Unemployed Perspectives on the Informal Economy and
Unemployment", Sociological Review, Aug. 1982.
ILO; lndustrial and Labor Relations Review, V. 46, lss. 3, 1993, pp. 597-599.
ILO; Report of the Director: The Dilemma of the Informal Sector, 1991.
Kıray, M.; "Gecekondu: Azgelişmiş Ülkelerde Hızla Topraktan Kopma Kentle Bütünleşmeme", Toplum Bilim Yazıları, Gazi ünv., Ankara 1983.
110
Köksai-Lordoğlu,
S. K.; Geleneksel
Çıraklıktan
Çocuk
Emeğine:
Bir Alan
Araş­
tırması, 1993 istanbul.
Koş,
K.; "Gelirin
Yarısı
Kayda Geçmiyor", Nokta Dergisi,
Kasım
1994, ss. 67-69.
Küpeli, B.; "Kayıt Dışı Ekonomi (1 ), Türk-iş Dergisi, Şubat 1995, ss. 22-23.
Kongar, E.; "Kentleşen Gecekondular ya da
Kentsel Bütünleşme, Ankara 1982.
Gecekondulaşan
Kentler Sorunu",
Lordoğlu, K.; "12-18 Yaş Arası Çalışan Çocuklar için Bölgesel Bir Analiz Örneği:
Bursa", Sosyal Siyaset Dergisi, S. 32-33, 1983 istanbul, ss. 337-357.
Linston, D-Reeves, N.; The lnvisible Economy, London 1988.
Koç,Yıldırım; Türkiye'de Yabancı Kaçak işçilik, Yayınlanmamış Makale, Şubat
1995.
Moene, K.; "Poverty and Land Owner-ship", American Economic Review, V. 82, N.
1, March 1992, pp. 52-66.
Morice, A.; "The Exploitation of Children in the Informal Sector: Proposals for Research", Child Work, Poverty and Under Development, (Ed) G. Rodger, G. Standing, ILO- Geneva 1981.
Oliver, A.; "Economic Grisis and the Informal Street Market System of Spain", Perspectives on the Informal Economy, Leo. A. Despres (Ed). Bostan 1990, pp. 207231.
The OECD Observer; "The Growing Potantil of Micro-Enterprises", N. 173, December 1991, January 1992, pp. 7-11.
Özsoy, A.; "Enformel Sektör ve Politika Önerileri", istihdam Dergisi, Ocak-Mart
1995, ss. 24-29.
Özçelik-iş Sendikası; Kayıtdışı Ekonomi ve istihdam, 1994 Ankara.
Öz Gıda-iş; Öz Gıda-iş Dergisi, Aralık 1994.
Özçelik-iş; Özçelik-iş Gazetesi, S. 4, 1994.
Portes, A.; The Informal Economy, 1989, U.S.A.
Portes, A. and S. Sassen-Koob; "Makin it Underground: Comparative Material on
the Informal Sector in Western Market Economies", American Journal of Sociology
93, 1987' pp. 30-61.
Roberts, B.; "The Informal Sector in Comparative Perspective", Perspectives on
the Informal Economy, Leo, A. Deprus (Ed), Boston 1990, pp. 23-43.
Rauch, E.J.; "Economic Development, Urban Under Employment and Ineome in
Equality", Canadian Journal of Economics, November 1993, pp. 901-916.
Ruggles, R.; "lssues Relating to the UN System of National Accounts and De. veloping Countries", Journal of Development Economics, V.4, N.1, June 1994, pp.
77-85.
111
Sencer, Y.; Türkiye'de
Kentleşme,
Ankara 1979.
Sethuraman, S.V.; "The Urban Informal Sector: Concept, Measurement and Policy", International Labour Review, July-Aug. 1976, s. 71 vd.
Selüloz-iş; 1992-95 Dönemi Çalışma Raporu, izmit 1995
Seviğ,
V.;
"Kayıtdışı
Sapancalı,
Ekonominin
F.; "Sosyal Politika
Boyutları",
Yeni
Açısından
Yüzyıl
Gazetesi, 20
Şubat
1995.
Kentsel Enformel Sektörün Analizi",
Kamu-iş, Ocak 1995, ss. 117-137.
Tiefenhaler, J.; A Multi Seetar Model of Femala Labor Force Participation: Empirical Evidence From Cebu lsland, Phillippiness", Economic Development and Cultural Change, August 1994, pp. 719-7 41.
Tipple, G.; "Shelter Asz Work Place: A Review of Home - Based Enterprise in Developing Countries", International Labor Review, V. 132, 1993, N. 4, pp. 512-539.
Tekeli,
i.; "Marjinal Sektörün
Yazıları,
Tekeli,
Dinamiğinde Bir Başka Yön." Türkiye'de Kentleşme
Ankara 1982, ss. 185-186.
"Kalkınma Sürecinde Marjinal Kesim ve Türkiye", Türkiye'de Kentleşme
Ankara, 1982, ss. 178-179.
i.;
Yazıları,
Tanz, V; The Underground Economy in the United States and Abroad. Lexington,
Mass: D.C. Heath, 1982.
TiSK; işveren Dergisi, C.XXXIII, S.3, Aralık 1994.
TÜRK-iŞ; Türk-iş Sendikalar ve Çalışan Çocuklar Ulusal Semineri, Ekim 1994 is-
tanbul.
TÜRK-iŞ; Deri işkolunda Çalışan Çocukların Eğitim Semineri, 1995 istanbul.
Tuncay, C.; "Deri işkolunda Çalışan Çocukların iş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Açı­
sından Sorunları", Türk-iş Deri işkolundan Çalışan Çocuklar Eğitim Semineri, 1995
istanbul ss. 42-53.
Taşdelen, M.; "Şehirle Bütünleşmeyen Nüfusa Bir Örnek: Seyyar Satıcılar", Yayınlanmamış Araştırma, 1989 istanbul.
TiSK; Türkiye'de Çocuk işgücü, 1994 Ankara.
Castelles, Manuel; "World Underneath: The Origins Dynamics and Effects of the Informai Economy", The Informal Economy,
TOBB;
"Kayıt Dışı
Ekonomi", 1993 Ekonomik Rapor, 1994, ss. 121-123.
Tokman, V.E; "The Informal Seetar in Latin America: Fifteen Years Later", in D.
Turnham, B. Salami and A. Schwarz (eds); The Informal Seetar Revisited (Paris,
OECD Development Centre, 1990).
Yazıcı,
A.; "Kayıt Dışı Sektör ve Sosyal Sigortalar Kurumu", Türk-iş Dergisi, Kasım
1994, ss. 38-39.
112