indirmek için tıklayınız

429
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASINDA ÇOCUK HAKLARI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIN
YARARLARI
Hatice Yalçın*
Murat Bay**
Ercan Ekmekçioğlu***
GİRİŞ
Türk Dünyasında, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, yeni devletlerin kurulma
süreciyle birlikte toplumsal yaşamın her alanında çeşitli sorunlar yaşandığı, Türkiye’den de
gözlenmiştir. Bu sorunlara yeni sorunlar ve farklı boyutlar sürekli olarak ilave olmuştur. Orta
Asya’da yeni kurulan devletler siyasal birliklerini koruma, devlet organlarını ve sistemlerini
oluşturma problemlerinin yanında; toplumsal yaşamın dünyadaki gelişmeler doğrultusunda
düzenlenmesi, çağdaş eğitim sistemlerinin oluşturulması, kültürel hayatın yeniden organize
edilmesi ve geliştirilmesi, komşu ülkeler ve dünyanın diğer ülkeleri ile iletişimin daha etkili bir
şekilde sağlanması konularıyla ilgilenmek zorunda kalmışlardır. Ayrıca Türk Dünyasındaki
ülkeler, küreselleşen dünyanın yeni değerlerini anlamak, bunlara uyum sağlamak gerektiğinin
farkına varmışlar ve bunun için de Türkiye gibi kardeş ülkelerle de ilişkileri artırmaya önem
vermişlerdir. Türk Dünyasında öncelikli olarak çocuk haklarının korunmasına dair çalışmaların
şartlar gereği yeterince yapılamadığı gözlenmiştir.
Çalışmamızda, Türkiye’de ve Türk Dünyasında çocuk hakları konusunda literatür
çalışması yapılarak, çocuk haklarına yönelik uygulamaların getireceği yararlar üzerinde
durulmuştur. Bir literatür çalışması yapılırken karşılaşılabilecek en temel sorunlardan birisi, ilgili
çalışmanın kapsamının ve metodolojisinin belirlenmesidir. Çocuk Hakları literatürü bağlamında
başlangıçta çözülmesi gereken üç sorunun varlığından söz edilebilir. Öncelikle ne tür
çalışmaların Çocuk Hakları literatürü içerisinde değerlendirileceği ele alınmıştır. İkinci
basamakta hangi tür kaynakların araştırmaya dahil edileceği; üçüncü basamakta ise ilgili
literatürün Türk Dünyasında ne şekilde ele alındığı araştırılmıştır.
Bu çalışmaya Çocuk Haklarına ilişkin gazete yazıları dahil edilmemiş, temel olarak
makale, bildiri ve kitaplar esas alınmıştır. Çalışmanın amacı Türkiye ve Türk Dünyasında Çocuk
hakları ile ilgili durum literatürü olduğu için, doğal olarak Türkçe kaynaklar çalışma kapsamı
içerisinde değerlendirilmiş, Türkçe dışında yapılmış çalışmalar kapsam dışında bırakılmıştır.
YÖK tez katalogundan rahatlıkla ulaşılabileceği ve henüz yayınlanmış çalışmalar kategorisine
girmediği için akademik tezlere de çalışmada yer verilmemiştir.
Literatür hazırlanırken, Milli Kütüphane, Ulakbim gibi araştırma kanallarından, üniversite
kütüphanelerinden faydalanılmış, sosyal bilimlerler alanında önde gelen dergiler ve ilgili alanda
yazılmış eserlerin kaynakçaları taranmıştır. Online araştırmalarda konu araştırması yanı sıra,
“insan hakları”, “çocuk hakları”, “Türkiye’de ve Türk Dünyasında çocuk hakları” gibi
kavramlar girilerek anahtar kelime araştırması da yapılmıştır. Bununla birlikte, yukarıdaki
veritabanlarının ve internet üzerinden yapılan araştırmaların, ilgili veri tabanının ilgi alanı ile
sınırlı olması ve genellikle ilk dönem ya da son dönem çalışmalarını içermemesi nedeni ile
yayınevlerinde de sınırlı da olsa taramalar yapılmıştır.
*
Öğr. Gör., Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Öğr. Gör., Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü
***
Yrd. Doç. Dr., Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi İİBF
**
430
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
İnsan ve Çocuk Hakları Niçin Önemlidir?
Çocuklar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve diğer anlaşmalarla korunmuş tüm hakların
yanı sıra Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere birçok ek hakka da
sahiptir. Hükümetler çocukların ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının yanı sıra onların medeni
ve siyasi haklarını da korumakla yükümlüdür. Devletler yalnız kendi görevlilerinin
gerçekleştirdiği ihlalleri değil, ailede ya da toplumdaki diğer bireylerin çocuklara uyguladığı
suistimalleri de önlemekle yükümlüdür. Uluslararası Af Örgütü çocuk haklarının korunması için
dünya çapında kampanyalar yürütmekte; hükümetlere, muhalif gruplara ve çocuklar üzerinde
kontrolü bulunan herkese çocukları ilgilendiren her eylemde “Çocuklar İçin En İyisi” ilkesini
birincil kaygı olarak benimsemeleri çağrısında bulunmaktadır (Koman 2005)
Türkiye’de genel nüfus, büyük yaşlardan küçük yaşlara doğru genişleyen bir piramit
görünümünü andırmaktadır. Bu yönü ile Türkiye bir çocuk ülkesidir. Çocuk nüfus yoğunluğu,
avantajları yanında dezavantajları da olan bir toplum gerçeğidir. Dünya çocukları kötü davranışa,
ihmale, şiddete, cinsel tacize, sömürüye maruz kalan, uyuşturucuya kurban giden çocuk sayısında
sürekli artış gözlenmektedir. Dünyada çocuk profiline yönelik olumlu çalışmalar son yıllarda hız
kazansa da, çocuk nüfusunun büyük çoğunluğu sorunlu büyümektedir. Dünyada artan çocuklarla
ilgili sorunlarda, insan ve çocuk haklarına dair çalışmaların yapılmasının önemi büyüktür (İnsan
Hakları Bülteni 2008)
İnsan hakları, insanın herhangi bir şarta ve statüye bağlı olmadan, doğuştan sahip olduğu,
dokunulmaz, vazgeçilmez, üstün nitelikli ahlaki değerlerdir. Bu haklar;
1
İnsanın değerini ve onurunu korur
2
İnsanın “insanca” yaşaması için gerekli, zorunlu koşulları ifade eder
3
İnsan olmaktan kaynaklanan gereksinimlerini karşılamaya yönelik maddi ve
manevi varlığını korumayı ve geliştirmeyi hedef edinen en temel değerlerdir.
İnsan hakları evrenseldir; zamandan, mekandan, ekonomiden ve kültürden bağımsız
olarak insanın varoluşu ile birlikte vardır (Uzak&Altuntaş 2007).
İnsan ve çocuk hakları sorunu, bütün ülkelerin gündemindedir. Bütün ülkelerin
hükümetleri, insan hakları ihlallerine meydan vermemeyi başlıca görev olarak kabul etmek
durumundadır. Ancak insan haklarının korunması görevi, sadece Hükümetlerin başarabileceği bir
iş değildir. Bu görev, bütün kuruluşların, bütün insanların işbirliğini gerektirmektedir. Bu çerçeve
içerisinde, insan hakları bilincinin ve insan haklarının tam olarak benimsenerek, uygulanması
için gerekli sorumluluk duygusunun toplumda ve bütün insanlarda bulunması büyük önem
taşımaktadır (Başbakanlık 2005)
Günümüzde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi ülkelerin bir iç sorunu olmaktan
çıkmış, tüm insanlığın ortak bir sorunu haline gelmiştir. İnsan haklarının korunması ve
geliştirilmesi konusundaki sorumluluk öncelikle devletlere ait olmakla birlikte, bu görev
medyadan sivil toplum örgütlerine kadar tüm kuruluş ve bireylerin işbirliğini gerektirmektedir.
Bu çerçevede, insan hakları bilincinin ve insan haklarının tam olarak benimsenerek uygulanması
için gerekli sorumluluk duygusunun bireylerde özellikle sivil toplum kuruluşları ve medyada
bulunması büyük önem taşımaktadır.
İnsan ve çocuk haklarının korunup geliştirilmesi, kamu güvenliğini tehdit eden bir unsur
değil, bilakis bireylere onurlu bir yaşamın tüm koşullarını sağlaması yönüyle kamu düzeninin,
huzurun ve esenliğin teminatıdır (Başbakanlık 2005)
İnsan haklarının gelişimi çerçevesinde, bu haklar gruplandırılabilir: Buna göre;
431
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
1 Can ve mal güvenliği, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü ve siyasi haklar
gibi geleneksel hak ve özgürlükler, birinci kuşak haklar olarak adlandırılmaktadır
2 Çalışma hakkı, adil ve eşit ücret, insan haysiyetine yaraşır bir yaşam düzeyine kavuşma hakkı
ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı gibi bir takım ekonomik ve sosyal haklar da ikinci
kuşak haklar olarak adlandırılır.
3 Teknolojik gelişmeye paralel olarak temiz bir çevrede yaşama hakkı, bilgisayar verilerine
karşı özel hayatın korunmasını isteme hakkı, sanat ve bilim özgürlüğü, tüketici hakkı, tıbbi ve
biyolojik gelişmelere karşı korunma gibi haklar da üçüncü kuşak haklardır ve bu haklar sürekli
gelişmektedir.
Ülkelerin yetkili birimlerinde hazırlanan Temel Haklar Sözleşmesinde de onurlu yaşama
hakkı, özgürlük, eşitlik, dayanışma, vatandaşlık hakları, adli haklar ana başlıklar altında tüm bu
haklar güvence altına alınmıştır. Türkiye’de BM Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarihinde
kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini 6 Nisan 1949’da onaylamıştır (Resmi Gazete
1949)
Günümüzde insan hakları denildiğinde, doğal hukuktan önce pozitif metinler akla
gelmektedir. Bu, uluslararası hukukun yazılılık yönünde gelişmesinin bir sonucudur. Dolayısıyla,
dünyadaki insan hakları uygulaması eleştirilirken, yazılı hukukun durumu, daha önce de insan
haklarının uluslararası hukuktaki özel konumu göz önünde tutulmalıdır (Akıllıoğlu 1989)
Çocuk hakları, hiç kuşkusuz, insan hakları arasında en temel nitelikte olanıdır. Çünkü
ancak bu hakların gözetilmesi ile yetişkinlere özgü diğer bütün haklar kullanılabilecektir.
Çocuğun bedensel ve ruhsal sağlığını korumak, onu ülkenin geleceği olarak yetiştirmek büyük
özen ve duyarlılık istemektedir.
Türk Dünyasındaki kardeş ülkelerde haklarını bilen, yaşayan ve davranış kültürüne
dönüştüren bir gençliğin yetişmesine katkıda bulunmak; çocuk haklarını günlük hayatla
ilişkilendirerek anlaşılmalarını kolaylaştırmak; çocuk haklarını teorik, pratik, felsefî ve hukuki
anlamda Türkiye ve Türk Dünyasındaki kardeş ülkelerde çocukların sorunlarını dikkate alarak
gençlerle birlikte yorumlamak; insan bütününün, yaş cinsiyet, ırk gibi ayrımlar gözetmeksizin
hangi haklara sahip olduğunun farkına varması yönünde ve insan hakları kültürünün çağımızdaki
çerçevesinin bütün yönleriyle kazanmasına yardımcı olmak; risk altındaki çocukları birinci
gündem maddesi olarak izlemek ve toplumsal çocukluk projesi çerçevesinde sorunlarının
çözümüne yönelik uygulamaları başlatmak; çocuk hakları alanında duyarlı ve bilinçli çocuk
hakları savunucuları yetiştirmek; çocuk hakları kültürünü yaygınlaştırmak amacı ile yeni
çalışmalara ihtiyaç vardır.
Bu bağlamda üniversitelerdeki akademisyenlere ve duyarlı üniversiteli gençlere büyük
sorumluluklar düşmektedir. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığının Mayıs 2008’de
gerçekleştirdiği İnsan Hakları Kurullarının Reformu Toplantısında, Uluslararası İnsan Hakları
Avrasya Federasyonunun düzenlediği 14 Türk ülkesini buluşturan TURKSOY toplantısı ve Türk
Dayanışma Konseyinin kararlarında da bu konular üzerinde durularak çözüm yolları üretilmiştir
Toplumun çocuk konusundaki mevcut sıkıntıları, "çocukla ilgili olarak sevgi, ilgi ve
özveri yokluğundan değil; bu sevgi, ilgi ve özveriyi yine çocuk konusunda disiplinli bir eğitime,
yeni kuşaklarla olgun bir diyaloga ve sağlam bir sosyal koruma mekanizmasına dönüştürememiş
olmaktan kaynaklanır. Değişim kültürünün kaçınılmaz hale getirdiği bu çatışmada sırasıyla aile,
eğitim, medya, kültür ve siyaset kurumlarına önemli sorumluluklar düşmektedir
(http://turkdunyasihd.org).
432
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
Dünyada ve Türkiye’de Çocukların Durumu:
UNICEF’in Dünya Çocuklarının Durumu Raporuna (2007) göre;
1
Tüm dünyadaki toplam çocuk sayısı: 2.2 milyar.
2
Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan çocuk sayısı: 1.9 milyar.
3
Yoksulluk içinde yaşayan çocuk sayısı: 1 milyar, her iki çocuktan biri.
4
Sahra Güneyi Afrika'da: 153 milyon; Güney Asya'da 585 milyon; Doğu Asya ve
Pasifik'te: 594 milyon; Latin Amerika ve Karaipler'de: 197 milyon; Orta ve Doğu Avrupa
ile Bağımsız Devletler Topluluğu'nda:108 milyon
5
400 milyon çocuk temiz içme suyu imkanlarından yoksun; her beş çocuktan biri.
6
270 milyon çocuk sağlık hizmetlerine erişemiyor; her yedi çocuktan biri.
7
İlköğretim çağındaki 121 milyonu aşkın çocuk okula gitmiyor; bunların çoğunluğunu
kızlar oluşturuyor.
8
Her 100 kişiye düşen telefon sayısı İsveç'te 162, Norveç'te 158, Güney Asya'da ise 4.
9
Her 100 kişi için internet kullanan sayısı İzlanda'da 65, Liechtenstein'de ve Hollanda'da
51, Güney Asya'da ise 2.
10 5 yıldır süren "tipik" bir savaşta 5 yaş altı ölüm hızında meydana gelecek tahmini artış:
yüzde 13.
11 5 yaş altı ileri ve orta derecede düşük kilolu çocuk yüzdesi Güney Asya’da %46; Doğu
Asya ve Pasifikte % 17’dir.
12 Asya ülkelerine genel olarak bakıldığında UNICEF, Bali Konsensüsü Konferansında,
“Bütün Çocuklarımızın Geleceği” başlıklı ile hazırladığı raporda: “Asya kıtasında, 12 ile
17 yaş arası bir milyonun üzerinde çocuğun seks ticaretinde kullanıldığı” bildirilmiştir.
Türkiye’de Çocuk Hakları
Türkiye’de Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS), Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
Tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiş ve “çocuk” kavramının tanımı yapılmıştır. Bu
sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu
hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılmaktadır.
ÇHS, tarihte en geniş çapta onaylanmış olan insan hakları andlaşmasıdır. BM üyesi bütün
ülkeler tarafından onaylanmıştır ki, bu 191 ülkenin onayı anlamına gelmektedir (UNICEF 2006).
ÇHS’de özetlenen haklar, nerede olurlarsa olsunlar bütün çocuklar için geçerlidir. Çocuklarla
ilgili bütün konularda, çocuğun yüksek yararı gözetilecektir. Devletler, çocukların haklarına
eksiksiz biçimde saygı gösterilmesini sağlayacak önlemleri almakla yükümlüdürler.
Çocuk Hakları çerçevesinde ele alınan başlıca konular aşağıdadır:
1
Ana–babanın rolü ve sorumluluğu; bunun ihmal edildiği durumlarda ise devletin rolü ve
sorumluluğu;
2
Bir isme ve vatandaşlığa sahip olma ve bunu koruma hakkı;
3
Yaşama ve gelişme hakkı;
4
Sağlık hizmetlerine erişim hakkı;
433
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
5
Eğitime erişim hakkı;
6
Sosyal güvenlik hizmetlerine erişim hakkı;
7
İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı;
8
Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı;
9
İstismar ve ihmalden korunma hakkı;
10 Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı;
11 Cinsel sömürüden korunma hakkı;
12 Ekonomik sömürüden korunma hakkı;
13 Satış, kaçırılma ve zorla alıkoyma’dan korunma hakkı;
14 Diğer suistimal biçimlerinden korunma hakkı; işkence’den korunma hakkı;
15 Özgürlükten yoksun bırakıcı uygulamalardan korunma hakkı;
16 Siyahlı çatışmalardan dolaylı yada dolaysız korunma hakkı;
17 İfade özgürlüğü hakkı;
18 Düşünce özgürlüğü hakkı;
19 Din ve vicdan özgürlüğü hakkı;
20 Dernek kurma özgürlükleri hakkı;
21 Çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme hakkı;
22 Gerekli bilgilere ulaşma hakkı;
23 Özel yaşamı saklı tutma hakkı.
24 Özel gereksinimleri olan çocukların hakları (çocuk mülteciler; özürlü çocuklar; azınlık ve
yerli gruplara mensup olan çocuklar gibi)
25 Evlat edinme işlemlerinin belirli bir düzene bağlanmasını da kapsamak üzere aileleri
olmayan çocukların hakları.
Sözleşmenin son bölümleri uygulama, izleme, onay, değişiklik, çekince ve geri çekilme
işlemleriyle ilgilidir (Koman 2005).
Çocuk haklarının tanınması ve uygulamaya geçirilmesi, insan hakları arasında en acil
durum olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle de uluslararası toplum, küresel düzeyde yasal ve
fiili düzeyde çalışmalarda bulunmaktadır. Türkiye açısından duruma bakıldığında ise ülkenin
öncelikli olarak sorumlu olduğu ve nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan çocuklara karşı tüm
görevlerin yerine getirilemediği görülmektedir (Usta 2004).
Dünyada "çocuk bayramı"nı kutlayan tek ülke olmakla övünmekle beraber, kısa ve uzun
vadeli samimi bir çocuk politikası oluşturulamamış, zenginliğinin ifadesi olan farklı kültürler
arasında ilişkiler kurulamamıştır. Bu konuda varolan önyargıları ortadan kaldırıcı entellektüel
eğitim ve anlayışı geliştirerek, farklılığı kabule yönelik barışçıl ortamlar yaratmak yerine
önyargıları, ayırımcılığı derinleştirici tutumlar kazandırmaya yönelinmiştir
Türkiye’de ve dünyanın bir çok ülkesinde İnsan Hakları ve Fırsat Eşitliği Komisyonu
(Human Rights and Equal Opportunity Commission) bulunmaktadır. Belli durumlarda Hükümet
kurum ve kuruluşları tarafından yapılan ayrımcılık, insan ve çocuk hakları ihlalleriyle ilgili
şikayetleri inceleyen ve uzlaştıran bağımsız ulusal bir kuruluştur. Komisyon tarafsız bir şekilde
434
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
hareket eder. Komisyon ayrıca, şikayetle ilgili tarafların hiç birisi adına hareket etmez. Şikayette
bulunmak isteme durumunda aşağıdaki bilgiler göz önünde bulundurulmalıdır:
Komisyon beş farklı yasa uygulamaktadır. Bu yasalar şunlardır: 1975 Irk Ayrımcılığı Yasası
(Racial Discrimination Act 1975; 1984 Cinsiyet Ayrımcılığı Yasası (Sex Discrimination Act
1984); 1986 İnsan Hakları ve Fırsat Eşitliği Komisyonu Yasası (Human Rights and Equal
Opportunity Commission Act 1986); 1992 Özürlü Ayrımcılığı Yasası (Disability Discrimination
Act 1992); 2004 Yaş Ayrımcılığı Yasası (Age Discrimination Act 2004). Tüm haksız davranışlar
yasadışı kabul edilmediğinden, yukarıda belirtilen yasaların hepsi çeşitli istisna ve muafiyetler
sağlamaktadır. Ayrıca, hakkında şikayette bulunulan kişiler için bazı savunma yöntemleri de
bulunmaktadır. Komisyon ücretsiz şikayet hizmeti sağlamaktadır. Ayrımcılık veya insan hakları
ihlalinden kaynaklandığı düşünülen bir sorunla ilgili olarak tavsiye ve bilgi almak için
Komisyona başvurulabilir. Yasal temsilcinin olması gerekli değildir. Bir avukatın gerekip
gerekmediği kararı tamamen taraflara bağlıdır. Bununla beraber, Komisyonun yasal temsilcilik
için herhangi bir parasal destek sağlamadığını bilinmesi gerekir. Birçok şikayet işlemi
Komisyona telefon etmeyle başlamaktadır. Bir şikayet bilgi görevlisi, şikayetin Komisyon
tarafından ele alınıp alınamayacağının belirlenmesinde yardımcı olur. Alınması halinde, bir
sonraki aşama hakkında bilgilendirilir. Komisyonun, telefonla bilgi alan kişiler için tercümanlık
hizmetleri bulunmaktadır. Bazı özel durumların dışında, tüm şikayetlerin Komisyona yazılı
olarak yapılması gerekir. Bu herhangi bir yazılı şekilde (e-posta dahil) ve dilde olabilir. (Şikayet
Rehberi-www.hreoc.gov.au)
Türk Dünyası ve Asya Ülkelerinde Durum
Türk Dünyası, çok büyük bir coğrafyayı ifade eder. Ortak soy, ortak dil, ortak din, ortak tarih,
ortak kültür ve benzeri diğer ortak değerler, hep birlikte, bu coğrafyanın sınırlarını çizer. Türk
Dünyası dediğimiz olgunun temelinde, tarihin süzgecinden geçerken, kaderde, kıvançta ve tasada
ortak, bölünmez bir bütün halinde hareket ediş, kendini bir bütünün ayrılmaz parçası olarak görüş
vardır. Farklı etnik kökenden gelse, farklı bir dili konuşsa, farklı bir dine mensup olsa da,
ortaklaşa olarak paylaşılan, aynı bir bütüne ait olma-kendini o bütünün bir parçası olarak görmeduygusu söz konusudur.
Türkler tarih boyunca insan hakları konusunda sicili en temiz olan, tarih boyunca ve halen,
insan haklarına ve özgürlüklerine en çok özen gösteren millet olmuştur. Türkler dünyada
imparatorluklar kurmuş, hâkimiyetler oluşturmuş; ancak insanlar arasında hiçbir ayırım
yapmadan onların hak ve hukuklarını korumayı kendisi için onurlu bir yaklaşım olarak kabul
etmiştir. Tercihini daima mazlumdan yana yapmıştır (turkatak.gen.tr).
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği ve İnsan Hakları Avrasya Federasyonu kapsamında
çocuk hakları konusu da ele alınmaktadır. Bu federasyonun temel felsefesi insan haklarının
insanın kişiliğinin ve onurunun ayrılmaz ve feragat edilemez bir parçası olduğunu kabul ederek,
insan haklarının korunmasının ve geliştirilmesinin demokratik, barışçı, adaletli ve güvenli bir
dünya için en önemli ön şart olduğunu bildirilmektedir. İnsan haklarını korumanın ve
geliştirmenin sadece ülkelerle sınırlı bir iç sorun ya da olgu olmadığının, aynı zamanda evrensel
bir sorun ve de olgu olduğunun bilincinde olarak, Avrasya bölgesindeki her türlü insan hakları
ihlaline karşı tam bir dayanışma içinde olarak dünya kamuoyunu durumdan haberdar etmek için
gerekli her türlü çabayı göstermek bu federasyonun temel amaçları arasındadır. Hukukun
üstünlüğü temelinde, her türlü sömürüye karşı mücadele ederek, insanın sadece insan olmasından
kaynaklanan haklarını korumak için birlikte hareket etme amacıyla, İnsan Hakları Avrasya
Federasyonu kurulmuştur (www.koksav.org.tr)
435
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
Türk Dünyasındaki soydaşlarımıza karşı uygulamaları kamu oyunda en çok eritme, soykırım
ve insanlığa karşı suç kavramlarının kullanılmasına yol açmıştır. Eritme, daha doğru deyimle
"benzetme", hukuksal olmaktan çok sosyolojik bir kavramdır. Yabancıların, göçmenlerin ve son
yıllarda görüldüğü gibi "yabancı işçilerin' eritilmesinden söz edilmektedir. Bu kavramın yerine
doğru ve hukuki olanı azınlık haklarıdır. Çok kullanılan bir başka kavram da "soykırım"dır
(Genacide). Azınlıklar, bir pozitif metne dayanmak kaydıyla, çoğunlukla anı haklardan
yararlanmak ve kimliğini korumak üzere kendisine bazı haklar ya da farklı olma hakkı tanınan
kesimlerdir. Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ile kurala bağlanan bu kavram, ayrıca çeşitli
bağlamlarda, örneğin Irk Ayrımının Her Biçiminin Önlenmesi Hakkında Andlaşma ile de kurala
bağlanmıştır. Avrupa Konseyi çerçevesinde bir Azınlık Dilleri Avrupa Şartı hazırlığı sürdüğü
gibi Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi tasarısına da "azınlık, yerli ahali, ırk ve
soylara mensup çocukların kimliklerinin korunması, ailelerinin birleştirilmesine" ilişkin kurallar
yer almaktadır.
Türk Dünyasındaki insan ve çocuk hakları uygulamaları hakkında genellikle "insanlık suçu"
deyiminin kullanıldığı dikkat çekmektedir. Hukuksal bir nitelik taşımayan bu deyim yerine iki
teknik kavram mevcuttur. Birincisi "İşkencenin ÖnlenmesiHakkında" Birleşmiş Milletler (1985)
ve Avrupa (1987) Sözleşmeleri tarafından kurala bağlanan "İnsanlık Dışı Ceza ve Uygulamalar"
kavramıdır (Akıllıoğlu 1988)
İkinci kavram ise "İnsanlığa Karşı Suçlar"dır. Nüremberg Mahkemesi Statüsünü n 6.
maddesi bu suçları "Savaştan önce veya savaş sırasında sivil halka karşı işlenen zulüm
hareketleri" biçiminde tanımlamıştır. İnsanlığa Karşı Suç kavramının bir başka özelliği de
"Soykırım"ın bu suçların özel bir türü olmasıdır. Başka bir deyişle, insanlığa karşı suçlar,
soykır~m tanımına sokulamayan bütün fiilleri kapsayacak genişlik taşımaktadır. Soykırım
uluslararası pozitif hukukun suç olarak kabul ettiği bir eylemdir. BM Genel Kurulunun 1948
tarihinde kabul ettiği ve 12.1.1951tarihinde yürürlüğe giren "Soykırım Suçunun Önlenmesi ve
Cezalandırılması Sözleşmesi", "Ulus, din, soy ya da ırk özellikleri üzerine oluşan bir grubun
yokedilmesi olgusunu" uluslararası suç saymaktadır.
Bu noktadan hareketle Bulgaristan'daki uygulamaların Türk azınlığı yoketmek, ortadan
kalkmalanna yol açacak koşullar içine sokulmak, çocuklarının zorla alınması gibi nedenlerle
soykırım oluşturduğu savunulabilir
Türk Dünyasındaki insan ve çocuk hakları ile ilgili uygulamaları özetlemek gerekirse,
Türkiye sadece resmi kuruluşları ya da yönetimi aracılığıyla değil, toplumun bütün kesimleri ile
bu arada yönetim dışı kuruluşları ile Türk soydaşlarımızın korunmasına ilişkin düşünce ve model
üretmek zorundadır. Bu yolla ve hukuksal modellere de gereken önem verilerek sağlanacak
ussallık uluslararası ilişkilere yansıtılabildiği takdirde Türk Dünyasındaki hukuk dışı davranışları
ile en etkin mücadele yapılmış olacaktır.
SONUÇ
İnsan ve çocuk hakları konusunda yapılacak faaliyetler, çocuklarda ve gençlerde Türk
Milleti'ne mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevî ve kültürel değerlerimizi özümsemiş,
farklı kültürleri yorumlayabilen; dış dünyaya, yeni düşünce ve gelişmelere açık, bilim ve
teknoloji üretimine yatkın; inançlı, yüksek ahlâklı ve sağlam karakterli bir gençlik oluşumunu
sağlayacaktır.
Haklarını bilen, başkalarının haklarına da saygı duyarlılığını gösteren bir Türk Dünyası
gençliği sayesinde istikrarlı bir ekonomik büyümeyi yakalamış, bölgeler arası gelişmişlik farkı en
436
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
aza indirilmiş, gelir dağılımı dengeli ve adaletli bölüşüm sistemine dayanan; vatandaşların
birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerinde, insan hak ve özgürlükleri ile hukukun üstünlüğünün
esas alındığı yapıya sahip; her türlü terör ve anarşinin giderilerek toplumsal barış ve huzurun
hâkim kılındığı; bilim ve teknolojide çağı yakalamış, kudretli, itibarlı ve önder bir toplum
meydana gelmiş olacaktır.
Çocuk haklarının tanınması ve uygulamaya geçirilmesi, insan hakları arasında en acil durum
olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle de uluslararası toplum, küresel düzeyde yasal ve fiili
düzeyde çalışmalarda bulunmaktadır
Ükelerin varlıklarını egemen bir şekilde sürdürerek, halkının insanca yaşaması ve haklarını
koruması için güçlü olmasının gereği her fırsatta görülmekte ve yaşanmaktadır. Güçlü olmanın
yolu da ülkelerin varlığından, bağımsızlığından, üniter yapısını ve ulus-devlet anlayışını
koruyabilmesinden geçmektedir. Yaşanan olaylar hep güçlü olanın haklı olduğunu veya haklı
görüldüğünü göstermektedir. Güç ise birlik ve beraberlikten doğmaktadır. Bunun yolu da önce
kendi içindeki bütünlüğü ve beraberliği sağlamaktan, bireysel hakları uygulamaya koymaktan,
sonra akraba devletler ortamı yaratarak insan haklarına saygı gücünü arttırmaktan geçmektedir.
Aynı ırka, tarihe, dile, dine, mezhebe, ideolojiye, kültüre ve buna benzer ortak değerlere sahip
olmak, o ülkeler ile iş birliği ve ortak bir anlayış doğmasına imkan yaratır. Türk Dünyasında
böyle bir imkan ve fırsat vardır. İlişkiler mutlaka geliştirilmelidir. İlişkileri geliştirmekle
yaratılmaya çalışılacak esas konu; Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasındaki potansiyel olarak
kökte bulunan bağların, politik, ekonomik, askeri ve sosyal alanlardaki birliği sağlaması için
harekete geçirilmesi ve insan haklarını, dolayısıyla da çocuk haklarını kullanma yeteneğinin
kazanılmasıdır. Bu ilişkilerin güçlü bir seviyeye ulaşması ve bunun tescili, hem Türkiye’ye, hem
de Türk Cumhuriyetleri’ne stratejik menfaatler sağlayacak, insan haklarına önem verme ile
ortaya çıkacak birlik ve bu birlikteliğin yaratacağı güç, Türk Dünyası’nı aynı zamanda
yalnızlıktan kurtaracaktır.
20. yüzyılda ana babalar, öğretmenler ve toplum çocukların öğreticileriydiler, çocuklar ise
hep öğretilen konumdaydılar. 21. yüzyılda yetişkinler çocukların saflık, masumiyet, sevinç,
bilgelik ve sezgileri gibi muazzam yeteneklerinden ilham alarak, birbirlerini mutlu etmeyi
öğreneceklerdir. Genç kuşak aydınlık bir gelecek için barışın yaratılmasında lider bir rol
oynayacak.
ÖNERİLER
1 Öncelikle, tüm okullarda çocuk hakları dersi konmalı ve şiddet karşıtı bir eğitim programı
gerçekleştirilmelidir.
2 Türk Dünyasındaki tüm ülkelerde ÇOCUK MAHKEMELERİ kurulup, işler hale
getirilmelidir.
3 İstismar ve ihmal mağduru çocuklar için özel bir yargılama Usül Yasası çıkarılmalı,
ÇOCUK İSTİSMAR MAHKEMELERİ kurulmalıdır.
4 Türkiye’de işlerlikte olan CMUK’nın 138. Maddesinde olduğu gibi, mağdur çocuklar için
de, ZORUNLU HUKUKİ YARDIM sistemi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
5 Türk Dünyasındaki tüm ülkelerdeki her TABİP ODASI’nda ve BAROLAR’da, çocuk
istismarı ve ihmali konusunda eğitim-araştırma çalışmaları yapılmalıdır. Mümkün olduğu kadar
çalışmalar, Çocuk Şube Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Belediyeler ve sivil toplum
örgütleri ile yardımlaşarak en iyi şekilde yürütülmelidir.
6
Tüm çalışan çocukları kapsayan TEK BİR YASA geliştirilip, çalışan çocuklarla ilgili
437
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
yüzlerce yasaya dağılmış ve yer yer birbirleri ile çelişen yasa maddeleri bir araya getirilmelidir.
7 Türk Dünyasındaki tüm ülkelerde Bakanlıkların bünyesinde, bir Çocuk Hakları Dairesi
kurulmalıdır.
8
Çalışan çocukların, riskli ve ağır işlerde çalışması önlenmelidir.
9
İşverenlere, iş riski eğitimi ve denetimi getirilmelidir.
10 İşyerlerinde güvenlik cezaları caydırıcı hale getirilmelidir.
11 Organize sanayi sitelerinde, sağlık güvenlik birimleri ve sosyal tesisler kurulmalıdır.
Burada çalışan çocukların sosyal güvenliği mutlak sağlanmalı ve sıkı denetimleri yapılmalıdır.
12 Kamuoyuna ÇOCUK İHMAL ve İSTİSMARI’nı önleme ve erken farkına varma
konusunda bilgilendirilmelidir.
13 Bütün ilgililere verilecek en önemli mesaj; “Küçük yaşta korunamayan çocukların,
topluma ileride yüksek maliyet yükleyeceği gerçeği”dir.
Türkiye’de 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle ilgili haftayı da kapsayan
günlerde İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının organizesinde, Kurul üyesi çeşitli kamu kurum ve
kuruluşları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla insan hakları
konularında çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Vatandaşların ilgisini daha fazla çekebilmek
adına basın da bu etkinliklerin duyurulması ve insan hakları konusunda bilinçlendirmeye katkıda
bulunmaktadır. Çocuk Hakları Komisyonları, ülkedeki çocuklara yönelik bir çok konuda
iyileştirmelerde önemli bir konum olabilir.
Türk Dünyasındaki Her Ülkede Kurulacak Çocuk Hakları Komisyonu Hangi
Faaliyetleri Yapmalıdır:
1
İmkan dahilinde çocuk hakları konulu broşür el kitabı hazırlanarak halka dağıtılması, afiş,
pankart hazırlanarak halkın görebileceği şehrin belirli yerlerine asılması,
2
Her ilde kurulacak olan Çocuk Hakları Kurulları’nın ve Danışma Masalarının işlevinin halka
duyurulması amacıyla yazılı ve görüntülü tanıtım için yerel medya kuruluşları ile işbirliği
yapılması,
3
İnsan ve Çocuk Hakları dilek ve şikayet kutuları uygulaması başlatılması ve vatandaşlara
duyurulması,
4
Eğitim Müdürlükleri tarafından okullarda resim, şiir ve kompozisyon yarışması yapılarak,
dereceye giren öğrencilere ödüllerinin törenle verilmesi,
5
Okullarda eğitim ve çocuk hakları ve insan hakları konularında bilgilendirme ve bilinçlenme
kapsamında (seminer, konferans, panel) gibi toplantılar yapılması,
6
Bütün illerde okullarda öğrenci okul panoları ve duvar gazetelerinde çocuk haklarıyla ilgili
yazı, resim ve şiir gibi çalışmalar sergilenmesi,
7
Çocuk Meclisi çalışmaları yapılması,
8
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin çoğaltılarak dağıtılması
9
Din görevlilerinin hutbe ve vaaz vermesi,
10 Yerel radyo ve televizyonlarda uzman ve akademisyenlerin katılımıyla insan hakları
konularında açık oturum, konferans, bilgilendirme programı yapılması hazırlanması,
438
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
11 Valilik veya İnsan Hakları Kurullarınca hazırlanacak basın bildirisinin yerel yazılı medyada
yayınlanması,
12 Çocuk haklarıyla ilgili hazırlanacak yazı ve makalenin yerel gazetelerde yayınlatılması,
13 Resim sergisi düzenlenmesi, sergi açılması,
14 Emniyet genel müdürlüğü, nezarethane, çocuk yuvası ziyaretleri yapılması,
15 Vatandaşların İl ve İlçe Kurullarına başvurularının olabildiğince kolaylaştırılması ve
cesaretlendirilmesi amacıyla Danışma Masası telefon numarası tahsisi, Web sayfası ve
elektronik posta imkanından yararlanılması için çalışmalar yapılması, vatandaşlar tarafından
büyük bir memnuniyetle karşılanacaktır. Bu ve benzeri imkanlarla İnsan Hakları
Kurulları’nın temel amacı olan vatandaşların sorunlarına yerinde ve acil olarak çözüm
bulunması önemlidir.
KAYNAKÇA
-Akıllıoğlu Tekin (1988) "İşkencenin, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı, Zalimce Davranışların ve
Cezaların Önlenmesi" İnsan Hakları Yıllığı, TODAİE, Cilt 10-11,1988-1989,s. 17-64
-Akıllıoğlu Tekin (1989), Bulgaristan'ın Türk Azınlığa Karşı Giriştiği Uygulamaların
Uluslararası İnsan Hakları Bakımından İncelenmesi, 29 Haziran 1989 Günü Ankara
Üniversitesi Rektörlüğünde Düzenlenen Toplantıda Yapılan Konuşmanın Notlanmış Metni.
-Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı (2005), Dünya İnsan Hakları Günü 57. Yıldönümü Mesajı
-Bellamy Carol (2005), Dünya Çocuklarının Durumu-Çocukluk Tehdit Altında, Her Çocuk İçin
Sağlık, Eğitim, Eşitlik, Koruma, UNICEF Türkiye Temsilciliği Yayınları, Ankara.
-Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Dünya
http://www.unicef.org/sowc08/report/report.php
Çocuklarının
Durumu
Raporu
2008
-Freeman Mark (2001), İnsan Hakları Suçları için Çıkarılan Aflara Dair Bir Not, İstanbul Bilgi
Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Araştırma Merkezi, Heinrich Böll Stiftung Derneği
Türkiye Temsilciliği ve Uluslararası Geçiş Döneminde Adalet Merkezi (ICTJ)'nin ortaklaşa
düzenledikleri "Geçiş Döneminde Adalet Semineri" konulu etkinlik 21.-23. Mart-İstanbul.
-Fronczek Valerie, Sara Cameron (2006), Reaching the Unreached, Case Studies, Bangladesh,
Basic Education for the Hard toReach Urban Child, UNICEF 2006.
-Fronczek Valerie, Yates Robert A. (2005), Reaching the Unreached, Case Studies, Smart User's
Guide to Child Friendly Housing, Making Your Community More Child and Youth Friendly:
Getting Started, and Making Your Community More Child and Youth Friendly in Philipins
Urban Child, UNICEF 2005.
-Hazar Mehmet (2006), Türk Dilinde ve Türk Lehçelerinde Çocuk, Cumhuriyet Üniversitesi
SBE,(http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/mehmet_hazar_cocuk_ve_genc)
-İnsan Hakları Bülteni (2008), İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, İstanbul
Bilgi Üniversitesi, Nisan 2008, Sayı:2.
- İnsan Hakları Vakfı Kılavuzu (2008), Birleşmiş Milletler Hukuk Dışı, Keyfi ve Yargısız
İnfazların Önlenmesine ve Soruşturulmasına İlişkin El Kılavuzu: Minnesota Protokolü, TİHV
439
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ
Yayınları 51, İstanbul, 2008,viii+111 s.
-Koman E., (2005), Çocuk Hakları Grubu e-Bülteni, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi,
Sayı:1 Mart 2005
- Lema Uyar (derleyen ve çeviren) (2006), Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Yorumları: İnsan
Hakları Komitesi ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi, 1981 – 2006, İstanbul
Bilgi Üniversitesi Yayınları, İnsan Hakları Hukuku Çalışmaları 5, İstanbul, 2006, xvi+413 s
ISBN : 975-6176-63-6
- Resmi Gazete, 27.5.1949, No. 7217– Düstur III, c. 30. s.1020
-The International Children’s Center (ICC),Bilkent University, Main Library Building 06800,
Ankara, Turkey. (http://www.icc.org.tr/documents/news-tr/April06.pdf)
-Usta Sayıta Sevgi (2004), İnsan Haklarında En Acil Durum, Çocuk Hakları, Görüş Dergisi, Mart
2004, ss57-65.
-Uzak Ahmet, Altuntaş Mehmet (2007), İnsan Hakları Nedir Temel Bilgiler ve Türkiye’de İnsan
Hakları Konusunda Yaşanan Gelişmeler, TC Başbakanlık Yayınları
-Yudahin, K. K. (1994), Kırgız Sözlüğü Cilt: I (A-J), Cilt: II (K-Z), Ankara: Türk Dil Kurumu
yayınları, 809 + XXXIII s.
-http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhak/pdf01/137-160.pdf
-http://www.unicef.org/turkey/crc/_cr23a.html
-http://www.britishcouncil.org/turkey-society-media-guidelines-children.pdf
-www.bilgiportal.com/v1/idx/53/1870/Salk/makale/ocukluk-Tehdit-Altnda-HIVAIDS.html - 48k
-http://www.unicef.org/turkey/pdf/_sum05.pdf
-http://www.koksav.org.tr/ebulten/ocak2008/080129_buksur.pdf
-http://www.turkatak.gen.tr/index2.php?option=com_content&do_pdf=1&id=1206
-http://www.ihb.gov.tr/yayinlar/insan_haklari_nedir_kitap.pdf
-http://www.hreoc.gov.au/pdf/languages/Concise_Complaint_Guide_Turkish.pdf
-http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/pdf/44/3/8_tekin_akillioglu.pdf
-http://www.boell-tr.org/images/cust_files/080409143122.pdf
-http://turkdunyasihd.org/