KAN

KAN VE EGZERSİZ
KAN VE EGZERSİZ
 ASİT-BAZ DENGESİ VE EGZERSİZ
- Damarlarda dolaşan kırmızı renkli sıvıya kan adı verilir.
- Vikoz bir sıvıdır.
- Sudan daha koyu ve yoğundur.
- Suyun vizkositesi 1.0
- Kanın vizkositesi 4.5-5.5 arasındadır.
-Sudan daha ağırdır.
- 7.35-7.45 Ph’a sahiptir.
- %0.85-%90 arasında tuz (NaCl) içerir.
- Vücut ağırlığının 58’ini teşkil eder.
- Ortalama erkeklerde 5-6 lt, kadınlarda 4-5 lt’dir.
Kanın fonksiyonel olarak
üstlendiği görevler
 Akciğerden dokulara O2 taşınımı,
 Dokudan akciğere CO2 taşınımı,
 Sindirim organlarından hücrelere besin
maddeleri taşınımı,
 Hücreden atık maddelerin böbrek, akciğer,
ter bezleri v.b gibi bölgelere taşınımı,
 Endokrin bezlerden hücrelere hormon
taşınımı,
 Hücrelere enzim taşınımı,
 PH’ın düzenlenmesi
Vücut ısısının düzenlenmesi,
Hücrelerin su yoğunluğunun
düzenlenmesi(Na++ iyonunun
yoğunluğuna göre),
Toksik ve yabancı mikroplara karşı
vücudu koruma,
Eloktrolit dengesini düzenleme,
Kanamayı durdurma ve kan kaybını
önleme.
Kanın hacim ve komposizyonu
Kişinin vücut yapısı, su miktarı,
eloktrolit dengesi ve içerdiği yağ
miktarına ve antrenman düzeyine
göre değişiklik gösterir.
Erkekte 75ml x vücut ağırlığı (kg)
Bayanda 65 ml x vücut ağırlığı
(kg)’dır.
Kanın Komposizyonu
KAN
KAN HÜCRESİ
PLAZMA
Plazma proteinleri
Serum
Albumin
Glubulin
Fibrinojen
Pıhtılaşma faktörü
Eritrosit
Lökosit
Trombosit
Granüler Lökosit
su
Nötrofil
tuz
Çözünmüş gaz
Agranüler Lökosit
Lenfosit
Asidofil
Monosit
Basofil
hormonlar
Glikoz
Atık maddeller
KAN
Kan
Plazma
(%55-57)
Kan Hücreleri
(%43-45)
Plazma
1.Plazma Proteinler
Albumin (%4,8)
Globulin (%2,3)
Fibrinojen (%0,3)
2.Besinler ve Gazlar
3.Eloktrolitler
4.Düzenleyici Maddeler
5.Nonprotein (atık) maddeler)
Kan Hücreleri
1.Eritrositler(Alyuvarlar)
2.Lökositler(Akyuvarlar)
Granülositler (bazofil, asidofil, nötrofil)
Agranülositler(Monosit, lenfosit)
Başlıca işlevleri mikroorganizmalara karşı
vücudu koruma, kanın pıhtılaşmasını
engellemedir
3.Trombositler (kan pulcukları)
Kanın pıhtılaşmasında görevlidirler.
KANSIZLIK (ANEMİ)
Anemi’yi oluşturan faktörler;
Kan kaybı,
Kemik iliğinin yıkımı,
Eritrositlerin olgunlaşmaması,
Eritrosit hemolizi(eritrosit hücre
zarının yırtılması)dır.
Anemi Çeşitleri
 Nutritional Anemi
 Pernicious Anemi
Eritrositlerin yetrsiz üretimi sonucunda olur.
 Hemorarjik Anemi
 Hemolitik Anemi
Eritrosit hücre zarının olgunlaşmadan yırtılmasıyla,
 Aplastik Anemi
Kırmızı kemik iliği hücrelerinin yıkımı ile oluşur.
 Hasta hücre anemisi
Abnormal bir biçimde hemoglobin üretimi ile oluşur.
Anemi ve Sporcu
Nedenleri;
Egzersizde kansız kalan böbrekte doku
zedelenmesine bağlı olarak idrarda kan
bulunması
Kas hücrelerinin tahribine bağlı
myoglobinuri
Bağırsaklarda kanama ve hemoroid
Plazma hacmi değişiklikleri
Terle demir kaybı ve
Beslenme eksikliğidir.
Polistemi ve Lösemi
 Polistemi eritrositlerin anormal bir şekilde
artışıdır.
- 1mm3 kanda 2-3 milyon eritrosit artışı
sözkonusudur.
- Bu artış kanın vizkositesini ve kan basıncını
arttırır.
 Lösemi ise kan kanseridir.
- Lökosit (akyuvar) üretiminin anormal
artmasıdır.
- Bir çok lökosit olgunlaşmadan ölür.
Antijen ve Antikor (Antibody)
 Organizma ve iç ortam bazı yabancı maddelerle
karşılaştırıldığında kanda bu yabancı maddeleri yok
etmeye yarayan bazı bileşikler vardır. Bu koruyucu
maddelere antikor (antibody) denir.
 Her bir antikorun oluşmasına sebep olan bir antijen
vardır.
- Antijen eritrositlerin hücre zarındaki özel proteinlerdir.
 Antijen bir çeşit zehir (toksin) ise antitoksini olarak bir
antikor olmak zorundadır.
 Antijen ve antikorlar kanda bulunurlar ve kalıtım yolu ile
geçerler. (anneden çocuğa)
 Antijen ve antikorlar kan gruplarının belirlenmesi için
önemlidir.
 Eritrositlerinde antijeni olmayan insanların kan grubu
negatif(-) olur.
- Genel insan nüfusunun %15’i kadar.
Antijen ve Antikor
Kan grubu Antijen tipi Antikor tipi
A
A
B
B
B
A
AB
A ve B
Antikor yok
O
Antijen Taşımaz
A ve B
Kan Alıp Verebilme
Düzeyleri
Kan Grubu
A
B
AB(genel verici)
O (genel verici)
Kan alabileceği grubu
O ve A
O ve B
A,B,AB ve O
Yalnızca O
Kan Dağılımının Kontrolü
 Büyük kan dolaşımında dokulara dağılan kan akımı
küçük atar damar ve kılcal damarların çapındaki
değişmelerle kontrol edilir.
-Kılcal damarların çapları 2 misli genişlediğinden kan
akımı 16 kat artar.
-Damar çaplarındaki bu değişim sinir sistemi ve kimyasal
olaylar sonucu düzenlenir.
 İskelet kaslarına kan dağılımı sempatik sinir sistemi
tarafından düzenlenir. Buda;
-Adrenerjik olarak pasif dokulara kan taşıyan arterioller
daralır ( vasokonstriksiyon).
-Kolinerjik olarak da aktif dokulara kan yaşıyan arterioller
genişler (vasodilatasyon).
 Kan dağılımının kimyasal olarak düzenlenmesi
ise;
- CO
- LA
- H+
- O2 sonucunda meydana gelir.
 İstirahatte iskelet kaslarına akan kan miktarı
%15-20 iken egzersizde bu oran %80-85 olur.
- İstirahatte 100 gr iskelet kasına 4-7 ml kan
akar.
- Egzersizde ise bı miktar 50-75ml 2ye kadar
çıkabilir.
Antrenmanın Kan Dolaşım
Sistemine Etkisi
Kalp atım hızı(altına yazı var)
Kalp atım hacmi
Kalp Hipertrofisi
Kalp debisi
Kan Volümü
Kılcallanma
Hemoglobin Miktarı
Kan basınçları
Kalp Atım Hızı
- Antrenman düzeyi ilerledikçe hem
istirahat hem de egzersiz sırasındaki kalp
arım sayısı düşer.
Kalp Atım Hacmi
- Sol ventrikül (kulakçık)’da meydana
gelen büyüme ile dolan kan miktarı
dolayısı ile atım hacminde artış olur.
(starling yasası)
Kalp Debisi
- Kalp atım hacminin, kalbin kasılması
gücünün artmasına bağlı olarak kalp
debisi de artar.
Kalp Hipertrofisi
- Antrenmanla sadece iskelet kasları değil
kalp kasıda hipertrofiye uğrar. Bu
hipertrofinin en önemşi etkisi sol
ventriküldeki büyüme ile gözlenir.
 Kan Volümü
- Antrenmanla kan hacminde %10-19 arasında artış
olduğu belirlenmiştir.
- Sporcular sedanterlere göre %40 daha fazla kan
hacmine sahiptirler.
- Kan plazma hacmindeki artışın iki nedeni vardır:
a) ADH ve Aldesteron salınımı egzersizde artar ve
böbreklerde su tutulumu sağlanarak kan plazması
arttırılır.
b) Egzersiz sayesinde plazma proteinleri (özellikle
albulanin) artarak osmotik basıncın ve kan hacminin
artışı sağlanır.
 Kılcallanma (Kapillarizasyon)
- Çalışan kaslarda yeni kılcal damarlar
gelişir.
- Doku daha iyi kanlanır.
Hemoglobin Miktarı
- Antrenmanla Hb miktarı artar bu da kan
hacminin artması demektir.
 Kan Basınçları
- Egzersizin kronik etkisi olarak kan
basınçlarında düşüş sağlanır.
- Kalp daha ekonomik çalışır.
- Kan akımına karşı direnç azalması da
kan basıncının düşmesi demektir.
 Egzersiz sırasında kan basınçlarının durumu ise;
- Ritmik egzersizlerde (jog, yüzme, bisiklet gibi)
- Sistolik kan basıncı kalp debisinin artılına
paralel olarak artar.
- Maksimal egzersizlerde diastolik kan basıncı
%12 artar.
- Dayanıklılık türü egzersizlerde sistolik kan
basıncı 200 mmHg’ye kadar çıkabilir.
Direnç Egzersizler
- Ağırlık kaldırma içeren egzersizler
- Aşırı kas kasılması sonucu çevresel
arterlerde kan akımına karşı bir direnç
oluşur.
- Sistolik ve diastolik kan basıncı artar.
 Üst Ekstremite Egzersizleri
- Bu tür egzersizlerin kan basıncına etkisi
büyüktür.
- Çalışan kasların büyüklüğü arttıkça kan
akımına direnç azalır.
- kan basıncı düşer.
- dolayısıyla kalp ve tansiyon hastaları daha
çok;
- alt ekstremite egzersizleri yapmalı
- dinamik ve büyük kas gruplarını çalıştıran
egzersizleri tercik etmelidirler.
Lenfatik Sistem ve Lenf
Dolaşımı
 Lenf, lenf damarları, lenf dokuları, lenf düğümleri ve
tonsil(bademcik), timus bezi ve dalak lenfatik sistemi
oluşturur.
 Lenf sıvısı ise lenf kanallarında dolaşan kanla
karışık bir doku sıvısıdır.
 Kılcal damarlardan kan basıncı nedeniyle tekrar
kana geri dönemeyen su ve protein gibi çözünmüş
maddeler doku sıvısından lenf kılcallarına geçerek,
lenfatik dolaşım ile yeniden kana döndürülmektedir.
 Bu sistemin temel fonksiyonu dokulardan protein
ihtiva eden sıvıyı kana akıtmak, sindirim
sisteminden yağların kana geçişini sağlamak ve
lenfosit üreterek vücudun antikor sistemini
oluşturmaktır.
Asit Baz Dengesi, PH ve
Egzersiz
 Ph değeri H+ iyonlarını yoğunluğunu gösterir. Kanın PH’ı
7.4 tür ve bunun sabit tutulması şarttır. Çünkü;
Protein moleküllerinin yapısı,
Enzim aktiviteleri
Eloktrolit dağılımı
Membran geçirgenliği PH’a bağlıdır.
Vücutta asit-baz dengesi başlıca akciğer ve böbreklerce
sağlanır.
PH üç şekilde korunmaya çalışılır
-Kimyasal tamponlarla
-solunumsal tamponlarla
-böbrek fonksiyonları
Asit Baz Dengesi, PH ve
Egzersiz
 PH’ın dengede tutulması için önemli
tamponlar;
Hemoglobin-tampon sistemi
Meydana gelen hidrojenin %20’sini
bağlayarak tamponlama etkisine katkı
sağlar.
Bikarbonat –tampon sistemi
Fosfat-tampon sistemi
EGZERSİZ VE ASİT BAZ DENGESİ
Egzersiz sırasında O2 tüketimi ve Co2
tüketimi artar. Ayrıca egzersizin süresi ve
şiddetine bağlı olarak da La miktarı hızla
artar. Buna bağlı olarak H+
konsantrasyonu artar.
- Ağır egzersizlerde La HCO3 ile
tamponlanır.
Şekil gelecek
 Egzersizin süresi uzun şiddeti yüksekse pH
bunun sebebi;
- CO2
- La
- Ha+
 Düzenli antrenmanla;
- anaerobik eşik geciktirilir
- sporcunun laktik asit dolayısı ile asidosa
toleransı artırılarak performans geliştirilir.