Biyoloji - Öz-De-Bir

LYS 2
ÜNÝVERSÝTE HAZIRLIK
ÖZ-DE-BÝR YAYINLARI
A
BÝYOLOJÝ TESTÝ
1.
I. düzenekteki kaplarda bulunan substrat (H2O2) miktarý
birbirine eþit, III. düzenekteki kaplarda bulunan substrat
(H2O2) miktarý da birbirine eþit olduðu için, oluþacak toplam ürün miktarlarý da birbirine eþit olur. Bu nedenle, deney sonunda I. ve III. düzenekteki renkli sývý damlacýðý
baþlangýçtaki konumuna ulaþýr.
4.
II. düzenekteki kaplarda bulunan substrat (H2O2) miktarý
farklý olduðu ve oluþan toplam ürün miktarý da farklý olacaðý için, II. deney düzeneðinde renkli sývý damlacýðýnýn konumu baþlangýçtan farklý olur.
O kan grubundan elde edilen serumda anti A ve anti B,
A kan grubundan elde edilen serumda anti B, B kan grubundan elde edilen serumda anti A bulunur. AB kan grubundan elde edilen serumda antikor bulunmaz. A antijeni
ile anti A, B antijeni ile anti B birleþirse çökelme meydana
gelir.
X bireyinin alyuvar zarýnda A ve B antijenleri bulunmadýðýndan serumlar damlatýldýðýnda çökelme görülmez. Bu
nedenle X bireyi O kan grubuna sahiptir.
Y bireyinde anti A ve anti B içeren serum ve yalnýzca anti
A içeren serum damlatýldýðýnda çökelmenin gerçekleþmesi, anti B içeren serum damlatýldýðýnda çökelmenin gerçekleþmemesi bu bireyin alyuvar zarýndan sadece A antijeni olduðunu gösterir. Bu nedenle, Y bireyi A kan grubuna sahiptir.
Yanýt: B
Z bireyinde anti A ve anti B içeren serum ve yalnýzca anti
B içeren serum damlatýldýðýnda çökelmenin gerçekleþmesi, bu bireyin alyuvar zarýnda sadece B antijeni olduðunu
gösterir. Bu nedenle, Z bireyi B kan grubuna sahiptir.
2.
Pirüvat molekülünden asetil CoA molekülünün oluþumu sýrasýnda ve krebs döngüsü sýrasýnda oluþan, ETS sistemine
taþýdýðý elektronlarý aktaran I numaralý molekül NADH molekülüdür. II numaralý molekül; glikoz molekülünden pirüvat
moleküllerinin oluþumu sýrasýnda ve Krebs döngüsünde,
substrat düzeyinde fosforilasyonla, ETS evresinde ise oksidatif fosforilasyonla sentezlenen ATP molekülüdür. III numaralý molekül CO2, IV numaralý molekül ise oksijen molekülünün hidrojen ve elektron almasýyla oluþan H2O molekülüdür.
T bireyinde anti A ve anti B içeren serum, yalnýzca anti B
içeren serum ve yalnýzca anti A içeren serum damlatýldýðýnda çökelmenin gerçekleþmesi, bu bireyde A ve B antijenlerinin olduðunu gösterir. Bu nedenle, T bireyi AB kan
grubuna sahiptir.
Yanýt: A
5.
Yanýt: C
1 ve 2 numaralý moleküllerdeki element çeþitlerinin tümü
3 numaralý molekülde de bulunur. Tepkimeye giren 1 ve 2
numaralý moleküllerinin yapýsýndaki tüm karbon ve azot
elementleri tepkime sonucunda oluþan 3 numaralý molekülün yapýsýna katýlýr. 1 ve 2 numaralý moleküllerin toplam
aðýrlýðý, tepkime sonucunda oluþan 3 numaralý molekül ve
H2O molekülünün toplam aðýrlýðýna eþittir.
Yanýt: B
6.
3.
Ökaryot bir hücrede, oksidatif fosforilasyon mitokondride,
fotofosforilasyon kloroplastta, substrat düzeyinde fosforilasyon sitoplazma ve mitokondride gerçekleþir.
Bir hücrede, hücre zarýndaki porlardan geçebilecek büyüklükteki moleküllerin, deriþimlerinin az olduðu ortamdan çok
olduðu ortama doðru taþýnmasý sýrasýnda aktif taþýma gerçekleþir. Bu nedenle, bu bitkide de mineral oranýnýn, uyum
saðladýðý topraktaki mineral oranýndan daha yüksek olmasýnda aktif taþýma etkilidir.
Yanýt: D
Yanýt: D
A
7.
A
A
A
11.
Temel doku; parankima, kollenkima ve sklerenkimadan
oluþur. II numaralý hücre palizat parankimasý, III numaralý
hücre sünger parankimasý olduðundan temel dokuya aittir.
Bir bitkideki tüm canlý hücreler kendi ATP moleküllerini
sentezler. I, II, III ve IV numaralý hücrelerin tümü canlý olduðundan, bu hücrelerde kemiozmotik yolla ATP sentezler.
Suyun fotolizi, fotosentez sýrasýnda gerçekleþir. II, III ve IV
numaralý hücrelerde kloroplast bulunduðundan, fotosen-
A
Salgýn hastalýk oluþturan mikroorganizmalarýn çoðalmasý,
çevredeki kirleticilerin oranýnýn artmasý, komünitenin
yaþam alanýnýn daralmasýna baðlý olarak rekabetin artmasý, ortamdaki ýþýk þiddetinin azalmasýnýn fotosentez
yapan canlýlarý olumsuz etkilemesi, komünitedeki tür çeþidi sayýsýnýn azalmasýna neden olur. Türler arasý rekabetin
azalmasý ise komünitedeki tür çeþidi sayýsýnýn azalmasýna
neden olmaz.
Yanýt: B
tez gerçekleþir. Bu nedenle, bu hücrelerde suyun fotolizi
gerçekleþir.
Yanýt: A
12.
8.
Guanin ve sitozin arasýnda üçlü hidrojen baðý bulunduðundan, eþit sayýda nükleotit içeren üç DNA molekülünden guanin ve sitozin oraný fazla olan DNA molekülünde
daha fazla hidrojen baðý bulunur. Sýcaklýk artýþý DNA molekülündeki hidrojen baðlarýnýn kýrýlmasýna neden olur.
Hidrojen baðý fazla olan DNA molekülünün, sýcaklýk artýþýna dayanýklýlýðý en fazladýr. Üç DNA molekülünün hidrojen
baðlarýnýn sayýlarý arasýndaki iliþki DNA1 > DNA2 > DNA3
þeklindedir. Bu nedenle sýcaklýk artýþýna en fazla dayanýklý olandan en az dayanýklý olana doðru sýralanýþý DNA1,
DNA2, DNA3 þeklindedir.
A bitkisi B bitkisine göre daha nemli ortamda yaþamaya
uyum saðladýðýndan, A bitkisinin kök ozmotik basýncý B
bitkisinin kök ozmotik basýncýna göre daha düþüktür.
Yanýt: C
13.
Yanýt: D
Ýçgüdüsel davranýþlar, öðrenme ile kazanýlmayan, doðuþtan gelen davranýþlardýr. Tarla faresinin kýþ mevsimini
yaþamadýðý halde, toprakta açtýðý oyuðunda besin depolamaya baþlamasý içgüdüsel bir davranýþtýr..
Yanýt: A
9.
Sýcaklýk deðiþimleri termoreseptörlerle algýlanýr. Derinin
daha yoðun termoreseptör içeren bölgeleri, diðer bölgelere göre sýcaklýk deðiþimlerine daha duyarlýdýr. Bir reseptör
çeþidinin uyarýlabilmesi için gerekli uyarý þiddeti bulunduðu bölgeye göre deðiþmez.
Yanýt: A
10.
14.
Tropikal orman biyomunda, ormanýn en üst tabakasýnda
bitki yoðunluðunun fazla olmasý, zemine ulaþan ýþýk miktarýnýn az olmasýna neden olur. Ormanýn en üst tabakasýndan zemine doðru ulaþan ýþýk miktarýnýn az olmasý, bitki fideleri arasýndaki ýþýk rekabetinin artmasýna ve uzun
boylu aðaçlarýn yaþama olasýlýðýnýn kýsa boylu bitkilere
oranla fazla olmasýna neden olur.
Soyaðacýna göre PTC nin tadýný algýlayabilme özelliði
baskýn genle taþýnmaktadýr. Bu nedenle, PTC tadýný algýlayamayan bireyler çekinik fenotipte olduklarýndan, bu bireylerin genotipleri de aynýdýr. Soyaðacýndaki 1. ailedeki
anne ve baba heterozigot genotipli olduðundan çocuklarýnýn PTC nin tadýný algýlayabilme olasýlýðý % 75 tir. Soyaðacýndaki 2. ailedeki anne ve baba çekinik fenotipli olduklarýndan, çocuklarýnýn PTC nin algýlanmasýný saðlayan gene sahip olma olasýlýðý yoktur. 3. ailedeki babanýn genotipi homozigot veya heterozigot olabileceðinden, “PTC nin
tadýný algýlayabilen bireylerin tümünün genotipi aynýdýr”
yargýsýnýn doðruluðu, bu durumda kesin deðildir.
Yanýt: E
Yanýt: D
2
A
A
A
15.
Genomu DNA olan bir bakteriyofajýn çoðalmasý sýrasýnda
bakteriyofaj DNA sýndan mRNA sentezlenmesi, bakteriyofaj DNA sýnýn eþlenmesi olaylarý gerçekleþir. Bakteriyofajýn protein kýlýfý, bakteriyofajýn genomuna göre konak hücrenin ribozomlarýnda sentezlenir. Protein kýlýf, konak hücrenin genetik bilgisine göre sentezlenmez.
A
19.
Yanýt: D
A
Ototrof bakteriler, fotoototrof ve kemoototrof olmak üzere
iki gruba ayrýlýrlar. Bu nedenle 1 numara ile gösterilen bakteriler kemoototroftur. Heterotrof bakteriler ise parazit ve
saprofit bakteriler olmak üzere iki gruba ayrýlýr. Bu nedenle 2 numara ile gösterilen bakteriler saprofittir. Bakterilerden sadece ototrof beslenenler karbondioksit özümlemesi
yapar. Bu nedenle 1 numara ile gösterilen bakteriler karbondioksit özümlemesi tepkimelerini gerçekleþtirirler.
Hücre dýþý sindirim enzimi salgýlama bakterilerden yalnýzca saprofit beslenenlerde gerçekleþir. Bu nedenle 2 numara ile gösterilen bakteriler hücre dýþý sindirim enzimi
salgýlar. Hücre içindeki polimerleri monomerlere parçalama ve inorganik madde tüketme olaylarý tüm bakterilerde
gerçekleþtiðinden, 1 ve 2 numaralý bakterilerde de ortak
olarak gerçekleþir.
Yanýt: D
16.
Hormonlar, endokrin bez hücrelerinden ve sinir hücrelerinden kana salgýlanabilir. Sinir hücrelerinin uyarýlmasý sonu-
20.
cu oluþan impuls, elektrokimyasal yolla iletilir. Ýmpuls iletiminde görevli nörotransmitter maddeler, sinir hücrelerinin
akson uçlarýndan ekzositozla salgýlanýr.
Yanýt: A
Sitoplazmada serbest olarak bulunan ribozomlarda polipeptit sentezlenmesi, hücre bölünmesi öncesinde DNA
replikasyonunun gerçekleþmesi olaylarý ökaryot ve prokaryot hücrelerde gözlemlenir. Ökaryot ve prokaryot tüm
hücrelerin, hücre zarýnda fosfolipit molekülleri bulunur. Fotosentez yapan ökaryot ve prokaryot canlýlarýn hücrelerinde klorofil pigmenti bulunur. Prokaryot hücreler haploit (n)
olduðundan, her bir özelliðin kalýtýmýndan sorumlu tek gen
bulundururlar. Bu nedenle, bir hücrede herbir özellikle ilgili
iki alel bulunmasý, bu hücrenin prokaryot olmadýðýný gösterir.
Yanýt: A
17.
Refleks yayýnda, duyu reseptörü, duyu nöronu, ara nöron,
motor nöron ve tepki organý görev alýr. Refleks sýrasýnda
istem dýþý tepki oluþtuðu için, beyin kabuðu görev almaz.
21.
Yanýt: C
Denizyýldýzýnýn rejenerasyonu sýrasýnda, hücre bölünmesi
ve hücre farklýlaþmasý olaylarý meydana gelir. Bu nedenle
rejenerasyon sýrasýnda, organellerin üretimi, hücre zarýnýn
yapýsýna katýlan moleküllerin sentezi ve farklý hücrelerde,
DNA moleküllerinin farklý bölgelerinin aktif hale gelmesi
olaylarý gerçekleþir. Denizyýldýzý, hayvanlar alemine ait bir
canlý olduðundan hücre bölünmesi sýrasýnda sitoplazma
bölünmesi boðumlanma ile gerçekleþir.
Yanýt: E
22.
18.
Kulaktaki salyangoz iþitme olayýnda, yarým daire kanallarý,
tulumcuk ve kesecik ise denge olayýnda görev alýr.
Yanýt: E
Aminoasitler ve vitaminler, küçük moleküller olduklarýndan
hidroliz edilmezler. Glikojen, protein ve nötral yað, büyük
moleküller olduklarý ve memeliler sýnýfýndaki canlýlarda
hücre içinde bulunduklarý için hücre içindeki hidroliz tepkimelerinde substrat olarak kullanýlabilirler.
Yanýt: E
3
A
A
A
23.
Bir bitkinin tohum dýþýndaki kýsýmlarýndan alýnan parçalarýn, uygun koþullarýnýn bulunduðu ortamda yetiþtirilmesiyle yeni bitkilerin oluþmasýna vejetatif üreme denir. Vejetatif yolla üretilen bitkilerin genetik özellikleri birbirleriyle aynýdýr. Vejetatif üreme sýrasýnda, hücre bölünmesi ve hücre farklýlaþmasý olaylarý görülür. Þekilde, bir bitkinin gövdesinden alýnan parçalardan iki yeni bitki üretilmiþtir. Bu
nedenle ana bitkinin vejetatif yolla üremesi saðlanmýþtýr.
Vejetatif yolla üretilen iki bitkinin bulunduðu ortamdaki
ýþýk, su, mineral gibi çevresel koþullarýn farklý olmasý, bu
bitkilerin kök uzunluklarýnýn ve kloroplast sayýlarýnýn farklý
olmasýna neden olabilir.
A
27.
A
Sýðýrlarda görülen çiçek hastalýðýna ve gerçek çiçek hastalýðýna neden olan antijenlerin yapýsýnýn benzer olmasý,
sýðýrlarda görülen çiçek hastalýðýna yakalanan kiþilerin
gerçek çiçek hastalýðýna karþý baðýþýklýk kazanmasýný
saðlar. Ýnsanda, çiçek hastalýðýna karþý baðýþýklýk kazanmada, her iki durumda da antijen vücuda alýndýðýndan aktif baðýþýklýk gerçekleþir. Aktif baðýþýklýk, doðuþtan gelmeyen sonradan kazanýlan baðýþýklýktýr. Aktif baðýþýklýkta savunmanýn üçüncü hattý devreye girer ve antijenlere karþý
antikorlar üretilir.
Yanýt: E
Yanýt: E
28.
24.
Kýlcal damardan doku sývýsýna geçen madde miktarýnýn
normalden fazla olmasý veya doku sývýsýndan kýlcal damara geçen madde miktarýnýn normalden az olmasý, doku sývýsýnýn artmasýna neden olur. Doku sývýsýnýn artmasýyla
ödem oluþur. Bu nedenle, kan basýncýnýn normalden fazla olmasý veya kýlcal damardaki protein ozmotik basýncýnýn normalden az olmasý durumlarýnda doku sývýsý artar
ve ödem oluþur. B seçeneðindeki kiþide kýlcal damardaki
protein ozmotik basýncý normalden az olduðu için ödem
oluþumu gerçekleþebilir.
Yanýt: C
29.
Yanýt: B
25.
Nikotin, asetilkoline benzer fizyolojik etkinlik gösterdiðinden, deney hayvanýnda sinaptik aralýða verilen nikotin
karþý sinir hücresindeki reseptörü uyarýr. Reseptörün
uyarýlmasý, sinir hücresinde depolarizasyona sebep olur.
Nikotinin kolinesteraz enzimi ile parçalanmasý asetilkolinden daha uzun sürdüðünden, fizyolojik etkileri de daha
uzun sürer.
Yüksek sýcaklýk enzimlerin yapýsýný bozar. Bu nedenle, 1.
düzenekteki tohumlar kaynatýldýðýndan enzimleri aktivite
gösteremez. 2. düzenekte ise tohumlar kaynatýlmadýðýndan enzimleri aktivite gösterir. 2. düzenekteki tohumlarýn
hücresel solunum tepkimeleri sýrasýnda oluþturduðu karbondioksit, kireç suyunun bulanmasýna neden olmuþtur.
Þekilde verilen bilgilere göre, 1995 yýlýndan 2000 yýlýna
doðru gidildikçe her iki bakterinin de X ve Y antibiyotiklerine direnç oraný artmýþtýr. E. faecium bakteri türünde X
antibiyotiðine direnç oraný, Y antibiyotiðine direnç oranýndan fazladýr. E. faecum bakterisinin X antibiyotiðine karþý,
E. faecalis bakterisinin Y antibiyotiðine karþý direnci fazla
olduðundan, E. faecum bakterisi ile enfekte olan bir canlý
X antibiyotiði ile, E faecalis ile enfekte olan bir canlý ise Y
antibiyotiði ile tedavi edilemez.
Yanýt: B
Yanýt: B
30.
26.
Ototrof olan prokaryot yapýlý canlýlar, fotoototrof ve kemoototrof olmak üzere iki grupta incelenir. Fotoototrof olanlar
fotosentez olayý ile, kemoototrof olanlar kemosentez olayý
ile besin üretirler. Klorofil pigmentine sahip olma yalnýzca
fotoototrof olan canlýlarda, inorganik maddeleri oksitleyerek enerji üretme yalnýzca kemoototrof olan canlýlarda bulunan özelliklerdir. Enzim üretme ve karbondioksit tüketme özellikleri ise, ototrof olan prokaryot yapýlý canlýlarýn tümünde ortak olarak bulunur.
Erkek bireyde 22 + XX ve 22 + YY kromozom formülüne
sahip gametler, bu gametlerin oluþumu sýrasýnda gerçekleþen mayoz bölünmenin anafaz II evresinde kardeþ kromatitlerde meydana gelen ayrýlmama olayý ile, 22 + XY
kromozom formülüne sahip gamet ise bu gametin oluþumu sýrasýnda gerçekleþen mayoz bölünmenin anafaz I
evresinde homolog kromozomlarda meydana gelen ayrýlmama olayý ile oluþur. 22 + O kromozom formülüne sahip
gamet, bu gametin oluþumu sýrasýnda gerçekleþen mayoz
bölünmenin anafaz I veya anafaz II evresinde meydana
gelen ayrýlmama olayý ile oluþabilir.
Yanýt: C
Yanýt: C
4