AHİRET - Karaman İl Müftülüğü

İL
: GENEL
TARİH: 05/12/2014
AHİRET: HESAP VERME BİLİNCİ
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “İnkâr edenler, kesinlikle
diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır!
Rabbime and olsun ki mutlaka diriltileceksiniz ve
yaptıklarınızdan haberdar edileceksiniz.. Bu, Allah
için çok kolaydır.”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Allah Rasulü (sav)
şöyle buyuruyor: “Akıllı kişi kendisini hesaba çeken
ve ahiret için salih amel işleyendir. Aciz kişi ise
arzularına uyup bir de Allah’tan bağışlanma
umandır.”2
Kardeşlerim!
Her yeni eskir, her doğan ölür, her beklenen
gelir… Geleceğinden hiç şüphe olmayan ahiret, hesap
vermek üzere tekrar diriltileceğimiz hayattır. O büyük
ve mukadder olan günde, dünyada yapıp ettiklerimizin
kaydedildiği amel defterlerimizi elimize aldıktan sonra
adalet terazileri kurulacak ve hesap görülecektir. Dünya
hayatında yapmış olduğumuz her hayrın mükâfatını
göreceğimiz gibi, işlemiş olduğumuz her günahın da
hesabı sorulacaktır. O gün, kitabında salih amel ve
iyiliklerin ağır bastığı kimse kurtuluşa erecektir. Hayır
adına tartıları hafif gelenlerse kendilerine yazık etmiş
olduklarına bizzat kendileri şahitlik edeceklerdir.
Aziz Kardeşlerim!
İman esaslarından biri olan, çoğu defa Allah’a
imanla birlikte zikredilen ahirete iman, insanın
sorumluluk bilinciyle hareket etmesini sağlar. Bu
bilinçle hareket eden kimse dünya hayatında ilkesiz,
sorumsuz bir şekilde asla hareket etmez. Âhirete iman
etmek, insan hayatına tutum ve davranışlarına anlam
katar, yön verir, değer kazandırır, varoluş amacını hep
diri tutar. Bu inanç Allah’a, topluma, aileye ve
kendimize karşı olan sorumluluklarımızı layıkıyla yerine
getirmemizi sağlar. Bizim her türlü tutum ve
davranışımızdan haberdar olan bir Rabbimizin
olduğunu, bütün amellerimizin kaydedildiğini ve
bunlardan bir gün mutlaka hesaba çekileceğimiz
şuurunu canlı tutar.
Ahirete inanan bir insan, hayatında her daim
ölçülü ve tutarlı hareket eder. Kin, haset, düşmanlık,
nefret gibi duygularını törpüler. Affetme, bağışlama, hoş
görme gibi hasletlerini geliştirir. Bela ve musibetler
karşısında sabırlı ve metanetli davranır. Huzuru ve
mutluluğu, Allah’a imanda ve O’nun rızasını
kazanabileceği amellerde arar.
Kardeşlerim!
Ahirete inanmak ve ona hazırlık yapmak,
şüphesiz
dünyayı
ihmal
etmek
olarak
da
algılanmamalıdır.
Nitekim
Kerim
Kitabımızda:
“Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda
harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da
nasibini unutma.”3 buyrularak hem bu dünya için hem
de ahiret için çalışılması gerektiğine vurgu yapılmıştır.
“Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir.”4
buyurulması, dünya hayatını kötülemek için değil,
ahiret hayatının göz ardı edildiği bir dünya hayatının boş
ve anlamsız olduğunu vurgulamak içindir. Aksi takdirde
Yüce Allah’ın bizleri halife olarak yaratması, yeryüzünü
bize emanet edip imarla mükellef tutması nasıl
anlamlandırılabilirdi?
Bizlerden
istenen
dünya
kazanımlarına sahip olmamak değil, kazanımlarımızın
esiri olmamaktır.
Değerli Mü’minler!
Huzurlu bir fert ve toplum olmanın yolu, ahirete
yürekten iman etmekten geçer. Öyleyse gelin, ahirete
iman bilinciyle hareket eden ve bu bilinç doğrultusunda
yaşayan müminler olalım. Erdemi, ahlâkı, hak hukuka
riayeti, başkalarına sevgi ve saygı göstermeyi,
yaşadığımız her an vazgeçilmezimiz kabul edelim.
Hutbemi şu eşsiz dualarla bitirmek istiyorum:
“Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver
ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!”5
"Allah’ım!
Ebedî
yaşayacağım
ahiret
hayatımı benim için hayırlı eyle. Hayatımda her
türlü hayrı ziyadesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her
türlü şerlerden muhafaza eyle"6
1
Teğâbun, 64/7.
Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme, 2.
3
Kasas, 28/77.
4
Ankebût, 29/64.
5
Bakara, 2/201.
6
Müslim, Dua, 71.
2
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü