Ali b. Faddal el-Mücâşi`i`nin “Nüketü Me`âni`l-Kur`ân”

Ali b. Faddal el-Mücâşi‘i’nin “Nüketü Me’âni’l-Kur’ân” İsimli
Eserinin Tahlil ve Tenkitli Neşri / Mustafa ALTUNDAĞ
İstanbul, Basılmamış Doktora Tezi
(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), 682 sayfa
Aykut Kaya*
Allah, vahyini Arap lisanıyla insanlara göndermeyi murat etmiştir. Arapça indirilmiş olan Kur’an-ı Kerim’in manalarını ve maksatlarını anlayabilmek, ondan hükümler çıkarabilmek ve ondaki fesâhate
vakıf olabilmek ancak Arapçayı çok iyi bilmekle mümkündür. Bunların yanında onun üslûp özellikleri, belâğî incelikleri gibi yönlerinin
de bilinmesi icap etmektedir. Kur’ân’ın anlaşılıp yorumlanması noktasında Arap dilinin öneminin farkında olan Müslümanların, vahyin
nüzûlüyle birlikte bu alanda çalışmalara hız verdiklerini söylemek
mümkündür. Sahabe döneminde başlayan Kur’an lafızları ve ibareleriyle ilgili çalışmalar, Arap dilinin kayda geçirilmesi ve dil okullarının
ortaya çıkmasıyla birlikte daha sistemli bir seyir takip etmiştir. Örneğin Kur’an’ı baştan sona Arap dili ve onun imkânları çerçevesinde
tefsir eden kitapları ilk olarak hicrî II. asrın son çeyreğinde görmek
mümkündür. V. asra kadar devam ettiğini söyleyebileceğimiz bu geleneğin Garîbu’l-Kur’ân, Meâni’l-Kur’an, İ’rabu’l-Kur’ân, Mecâzü’lKur’ân adları ile ürünler verdiğini görmekteyiz. Genelde lafızların ve
cümlelerin delâletini, Kur’an üslûbunu, dil inceliklerini, Kur’ân’ın iç
bütünlüğünü dikkate alan bu çalışmaların amacı, ayetlerin anlamında ortaya çıkabilecek anlam kaymalarının ve yanlış yorumlamaların
önüne geçmektir. Bundan sonra da bu tefsir yönteminin dirayet tefsiri
olarak adlandırılan geniş hacimli tefsirlerin bünyesinde devam ettiğini görmekteyiz.
1
Hicri V. asrın önemli dil ve tefsir âlimi Ebu’l-Hasan Ali b. Faddal
el-Mücaşi‘î el-Kayravânî el-Malikî’nin (v. 479/1086) tefsire dair kaleme
*
206
Şırnak Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Dergisi
Doktora Öğrencisi
aldığı yirmi ciltlik el-Burhanu’l-Amîdî, otuzbeş ciltlik el-İksir fi İlmi’tTefsir ve Nüketü Me’âni’l-Kur’an isimli eserlerinden Altundağ’ın tespitine göre sadece sonuncusu günümüze gelmiştir (s. 7-8). Bu eser, II.
asrın son çeyreğinde başlayan Me’âni’l-Kur’an geleneğinin son halkası
mahiyetindedir. Bu tefsir, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Ahmed
III/115 numarada 121 varak olarak kayıtlıdır.
Prof. Dr. Mustafa Altundağ’ın, Prof. Dr. Suat Yıldırım danışmanlığında hazırladığı “Ali b. Faddal el-Mücaşi‘i’nin Nüketu Meani’l-Kur’an
İsimli Eserinin Tahlili ve Tenkitli Neşri” adlı bu çalışması, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora tezi olarak 1994 yılında kabul edilmiştir.
Söz konusu bu çalışma tahlil ve tahkik olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Tahlil kısmı bir giriş ve iki bölümden teşekkül etmiştir. Giriş bölümünde “Tefsirde Lûgat ve Nahiv Temâyülü” başlığı altında Me’âni’l-Kur’an geleneğinin daha iyi anlaşılması açısından lûgat
ve nahiv ilimlerinin doğup gelişmesi hakkında özet bilgiler verilmiştir.
Bu başlık altında Arap dil ekollerinden bahsedilerek Me’an’il-Kur’an’ların bu dil ekollerine göre yazıldığına dikkat çekilmektedir (s.36). “Belli
Başlı Tefsirlerde Lûgat ve Nahiv Temayülü” başlığı altında Mücaşi’î den
önceki dil bilimsel yöntemle tefsir yazan müfessirlerin tefsirleri hakkında özet bilgiler sunulmaktadır. Bununla birlikte Me’âni’l-Kur’an literatüründe sayılmayıp fakat tefsirinde dil bilimsel açıklamalara yer veren
İbn Cerir et-Taberi (310/923), Ebu’l-Leys es-Semarkandi (373/983),
es-Sa’lebi (427/1036), el-Vâhidi (468/1076) gibi müfessirler de eserleriyle birlikte tanıtılmıştır. Mücaşi’î’den sonraki dönemlerde filolojik
yöne önem veren müfessirlerin eserleriyle birlikte isimlerini zikrettikten sonra onlardan bazıları hakkında bir takım bilgilere yer verildiği de
görülmektedir. Ayrıca Mukatil b. Süleyman (v. 150/?) tefsirinin kaynak
olarak göstermemesinin sebebini ise ona sonradan bazı ilave bilgiler katıldığını belirtmesi ve bu iddiasını delilleriyle sunması oldukça kayda
değer bir bilgidir (s. 44-45).
Birinci bölümde, “Müfessirin Hayatı, İlmî Mevki’i Ve Nüketü
Me’âni’l-Kur’ân’ı” başlığı altında müfessirimizin yaşadığı asır ve ilmî
207
Şırnak Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Dergisi
muhîti, hayatı, ilmî mevki’î anlatılırken tabakat kitaplarında müfessirin
meşhur olmasına rağmen pek kayıtlı olmadığı vurgusu yapılmaktadır.
Aynı zamanda tahkikinde bulunulan Nüketü Me’âni’l-Kur’ân adlı eserinin ismi, müellife nispeti, yazılış gayesi ve eseri tahkikte takip edilen
metod gibi konular ortaya konmaya çalışılmıştır.
Me’âni’l-Kur’ân’larda dil ağırlıklı tefsir ön planda gelmektedir.
Özellikle i’rap, şiirle istişhad ve lûgat gibi konular eserde üzerinde durulan hususların başında gelmektedir (s. 255). Bununla birlikte bu tefsirler sadece dilsel tahlilden de ibaret değildir. Bu tefsirlerde de rivayetler
kaynak olarak kullanılmış ve birçok fıkhî, kelamî, tarihî vb. meselelere
de açıklık getirilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümün değerlendirilmesine bu zaviyeden bakıldığında bölüm daha anlamlı olacaktır.
İkinci bölümde, “Nüketü Me’âni’l-Kur’ân’ın Tahlili” başlığı altında müfessirin tefsirdeki metodu birçok yönden ortaya konmaya çalışılmıştır. Öncelikli olarak müfessirin metodu hakkında genel bilgilere
değinen yazar, kaynakları, tefsir, kırâat, nahiv, lûgat, esbab-ı nûzül, tarih
gibi ilim dallarına göre metinleri karşılaştırarak vermiş fakat metinlerin
tercümesini yapmamıştır. Kaynaklar; Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsiri; sahabe ve tâbi’ûn kavli ile tefsiri; İsrâiliyyat; fıkıh, kelam ve tarih ilimleri;
Kur’ân ilimleri; Arap fililojisi gibi yönlerden ayrıntılı olarak, örnekler
sunularak, metinlerin orijinalleri verilerek açıklama yoluna gidilmiştir. Özellikle eser, dilsel yönden ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bunun
yanında Kur’an ilimleri ve eserin kelamî yönü de birçok açıdan incelemeye tâbi tutulmuştur. Bu bölümde ayrıca, Nüketü Me’âni’l-Kur’ân’ın
kendisinden sonra yazılan tefsirlere ne ölçüde te’sir ettiği konusuna da
yer verilmiştir; özellikle bu eserin, Ebu Ali el-Fadl el-Hasen et-Tabresi
(v. 538/1143)’nin, Mecmeu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an adlı tefsirinin ana
kaynaklarından birisi olduğu belirtilmektedir.
Sonuç kısmında ise metin içerisinde ayrıntılı olarak değerlendirilen
meseleler özet olarak sunulmuştur. Fatiha’dan Nas’a muhtasar bir tefsir
mahiyetini taşıyan bu eser, nahiv, lûgat, edebiyat,filoloji, fıkıh, kelam,
tarih gibi birçok açıdan değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.
208
Şırnak Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Dergisi
Eserin tahlil ve tahkik diye iki ana bölümden oluştuğunu belirtmiştik. Tahlil kısmını özet mahiyetinde yukarıda açıklamaya çalıştık.
Tahkik, muhakkikin altı sayfalık kısa mukaddimesiyle başlamakta ardından, tahlil kısmında genişçe yer verdiği, müellif hakkında özet bilgi
sunmaktadır. Ardından aynı şekilde tahlil kısmında bahsettiği tahkikte
takip edilen metodu maddeler halinde belirtmektedir.
Eserin tahkiki titiz bir ilmi disiplinle ele alınarak gerekli nokta, iki
nokta, virgül, ünlem, soru işareti gibi imla işaretleri; dipnot, tasnif, parantez, harekeleme ve benzeri açıklamalar yazar tarafından metne ilave
edilerek okuyucuların istifadesine sunulmuştur.
Ayrıca metin, kendisinden önceki Me’âni’l-Kur’an eserleriyle karşılaştırmalar yapılarak gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Bunun yanında
özellikle kendisinden çokça nakilde bulunan Tabresi’in Mecme’ul-Beyan
adlı tefsiriyle de karşılaştırmada bulunulmuştur. Birazda nüshanın tek
olması bu çalışmayı daha titiz ve kapsamlı araştırmaya sevk etmiştir denilebilir.
Muhakkik, metnin daha düzenli ve faydalı olması adına mana, lûgat, i’rab, kırâat, huccet, nûzul gibi bazı başlıkları kendisi ilave etmiştir.
Fakat bunları parantez içerisinde vererek metnin orijinalliğine sadık
kalmıştır.
Metin içerisinde geçen âyetlere numarası parentez içerisinde verilmiş, hadislerin tahrici dipnotta belirtilmiş, kırâatler tahric edilmiş, zikrolunan yer ve şahıslar dipnotlarda açıklanmış, şiirlerin tahrici yapılmış, gerekli nahvî açıklamalar için nahiv kitaplarına müracaat edilerek
dipnotta açıklamalara yer verilerek detaylı bilgi için ilgili esere referans
verilmiştir. Orijinal kitabın ilk ve son sayfaları tahkikin başına konulmuştur.
Ayrıca tahkikin sonuna kitabın daha sistematik ve okuyuculara
daha istifadeli olması için sırasıyla Kur’an ayetleri, hadisler, ıstılahatlar,
a’lam, büldan, milel-nihal, lûgat, şiir ve muhteva başlıkları altında dokuz tane fihrist konulmuştur.
209
Şırnak Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Dergisi