Şehitlik ve Gazilik

İL
:AYDIN
TARİH :19.09.2014
Aynı gaye uğrunda düşmanla savaşan, şehit olmayı arzu
eden fakat sağ kalan gazilerimiz hakkında da
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Allah
yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet gününde
yarasından kan akarak Allah’ın huzuruna gelir. Rengi
kan rengi kokusu ise misk kokusudur.“(3)
Aziz Müminler!
Allah yolunda ölenlerin bu mübarek toprağa hayatını
ekip, onu kanı ile sulayanların ahiret ve hesap gününde
biçecekleri mahsul, ebedi ve nurlu hayattan başka ne
olabilir? Bizim bir kurşun, bir gülle, bir bomba parçası ve bir
süngü ile öldü sandığımız o mübarek insanlar Allah katında
diridirler. Şehit; dini, vatanı, bayrağı ve milleti için
ölmektedir. Böyle bir ölümden şerefli başka bir ölüm ne
olabilir? Bu şerefli ölümde şehit acı bile hissetmez. Bu
haberi bize Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle
bildirmektedir. “Sizden biriniz karınca ısırdığı zaman ne
kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölüm acısını
ancak o kadar duyar.”(4)
ŞEHİTLİK VE GAZİLİK
Muhterem Müminler!
Vatan; insanın halen üzerinde yaşadığı, geçmişin
acı ve tatlı hatıraları ile avunduğu, istikbale ümitle baktığı,
kısacası her üç zamanı da idrak ettiği bütün bir mekândır.
Bir toprak parçasının vatan olabilmesi kolay değildir.
Yüzlerce yıl yurt edinilen, uğrunda şehitler verilerek kanla
yoğrulan toprak parçasıdır vatan. Vatan, bütün kutsal
değerlerimizin toplandığı yerdir. Artık o, bir toprak
parçasından çok, tüm manevi değerlerin yaşandığı bir
ortamdır. Ünlü şair Mithat Cemal KUNTAY, bu gerçeği
şöyle dile getirir:
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa; Vatandır.
Değerli Kardeşlerim!
Yüce dinimiz İslam; din, vatan ve mukaddesat
uğrunda can vermeyi şehadet müjdesi içinde değerlendirmiş
ve büyük bir şeref kabul etmiştir. Şehitliğin, ilahi makam ve
mertebelerin en yücelerinden olduğu hepimizce malumdur.
Allah yolunda, vatan müdafaasında canlarını feda edan
kahramanlara verilen bir unvandır, şehit. Allah Teâlâ
şehitlerin ölümü ve ölümünden sonra göreceği mükâfatı
diğer insanlardan farklı özel bir iltifata layık görerek
buyuruyor ki: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler
sanma. Bilakis onlar diridirler. Rableri katında Allah’ın
lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini
yaşayarak rızıklandırılırlar.”(1) Peygamber Efendimiz
(s.a.v) de bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Cennete giren
hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile
dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü
büyük itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi
ve on defa şehit olmayı ister.”(2)
Kardeşlerim!
Şehit ve gaziler bu vatanı bize emanet etmek için
gayret gösterdiler, bu yolda mal ve canlarını feda ettiler.
Elbette ki, evinde oturanlarla Allah yolunda savaşanların
Allah katındaki dereceleri bir olmayacaktır. Bu hususu Yüce
Rabbimiz şöyle beyan ediyor: “Müminlerden (özür sahibi
dışında) oturanlarla malları ve canlarıyla Allah yolunda
cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile
cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün
kıldı.”(5) Dinimizin bu emir, tavsiye ve müjdelerinden ilham
alan ecdadımız, şehitlik ve gaziliğin manevi değerini idrak
ettiklerinden “Ölürsem şehit kalırsam gazi” inancıyla
hareket ederek İslam’ın yayılmasına, yaşadıkları toprağın
vatana dönüştürülmesine vesile olmuşlardır.
Değerli Müminler!
Canlarından aziz bildikleri bu vatanı bizlere bırakan
şehitlerimize layık olmaya çalışalım. Vatanımızın
bütünlüğünü, milletimizin huzurunu bozmaya çalışanlara
fırsat vermeyelim. Şehitlerimizin geride kalan ailelerine,
yetimlerine sahip çıkalım. Onlar artık bizlere emanettir. Bu
vesileyle bütün şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyor;
kabirlerinin nur, makamlarının cennet, derecelerinin âli
olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
1-Bakara, 154
2-Buhari, Cihad, 21
3-Buhari, Cihad, 10
4-Riyazüs-salihin C.2,S.558,H.No:1328
5-Nisa, 95
Hazırlayan: Kadir LÜLECİ
Eskihisar Mah. Yeni Camii M-K
Sultanhisar/Aydın
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu