Mukattaa Harfleri-3 (Kef Harfi)

KEF HARFİ
‫ك‬
Arapça ve İbranice gibi Semitik dillerde, sadece kelimelerin değil, aynı zamanda
alfabeyi oluşturan harflerin de anlamları vardır. Bu anlamlar, genellikle, harflerin köken aldığı
orijinal harflerin şekilleriyle yakından ilişkilidir.
Kef Harfinin Evrimi.
Kef harfi, “avuç içi” şeklinden türemiştir. Ayrıca, M.Ö. 1500-500 yılları arasında,
Fenike ve İbrani alfabesindeki şeklin, palmiye ağacıyla olan benzerliği dikkat çekicidir.
Arapçadaki kef harfinin (İbranicede kaf/haf, ‫ כ‬, ‫ ) ך‬kökeni
’tir. Şekliyle irtibatlı
olarak, eğri olmak (İng. curve, bend) anlamına gelir. Elin çukur olan avuç içine (İng. palm)
ve ayağın eğri tabanına (İng. sole) “kef” denir. Aynı şekilde, ortası çökük olduğu için çanak
ve kaseye (İng. bowl) ve eğri hurma dallarına (İng. palm branch) da “kef” denmiştir. Avuç
içi, yani açık bir el, teslimiyet ve itaat anlamına geldiğinden dolayı, boyun eğdirmek (İng.
subdue, tame) anlamı da vardır1. Görüldüğü gibi kef harfi, Semitik dillerde, köken aldığı
harfin şekliyle irtibatlı olacak şekilde, eğik nesneleri ve eğilmeyle ilişkili durumları
tanımlamak için kullanılmıştır.
Kuran’da k-f-f kökünden türeyen bazı isim ve fiiller vardır: Keffe (َّ‫ )كَف‬fiili 4/77, 4/91,
5/11, 5/110, 48/20 ve 48/24’te, (elini) çekmek, men etmek, alıkoymak, engellemek; 4/84’te
zayıflatmak, (gücünü) kırmak ve 21/39’da da savmak ve tehlikesini önlemek anlamında
kullanılmıştır (avuç içinin, boyun eğdirmeyi sembolize ettiğini hatırlayınız). Kâffet (‫)كَافة‬
bütün, toplu, hep, hepsi demektir (2/208, 9/36, 9/122 ve 34/28). 13/14 ve 18/42. ayetlerde ise,
keff (َّ‫ )كَف‬kelimesi avuç, avuç içi anlamında kullanılmıştır.
Arapça sözlüklere baktığımızda da, kef harfinden türeyen pek çok fiilin ve ismin,
harfin kök anlamıyla bağlantılı olarak kullanıldığını görebilmekteyiz. Örneğin, “keff” avuç,
el, aya, semizotu; “keffu’l-hirr” kediayası otu; “keffu Meryem” Meryem ana eli bitkisi; “kifef”
gözün oturduğu çukur; “kefef” dilenmek; “kiffet” terazi gözü (kefe), yağmur çukuru;
“şeceretu’l-kef” palmiye, hurma ağacı; “tekeffefe” avuç açarak dilenmek, avuçlamak;
“istekeffe” almak için elini uzatmak vb. kelimeler…
Kuran’da Meryem suresi, “kef” harfiyle başlar. Sureye Meryem isminin verilmesinin
sebebi, 16. ayetten itibaren anlatılan Meryem kıssasıdır:
“Kitapta Meryem’i zikret! Hani bir zamanlar ailesinden uzaklaştı doğu tarafında bir
yere... Onlardan öte bir perde edindi (onlardan saklandı). Ona ruhumuzu gönderdik. Düzgün
bir beşer olarak ona göründü. (Meryem) Dedi ki: Şüphesiz ben, senden Rahman’a sığınırım!
Eğer takva sahibi biriysen… (Ruh) Dedi ki: Ben sadece senin Rabbinin elçisiyim, sana temiz
1
Benner JA. The Ancient Hebrew Language and Alphabet: Understanding the Ancient Hebrew Language of the
Bible Based on Ancient Hebrew Culture and Thought. Jeff A. Benner, 2004. s. 60-61.
bir oğlan çocuğu bağışlamak için… (Meryem) Dedi ki: Bana ait bir oğlan çocuğu nasıl olur,
bana bir beşer temas etmediği halde ve ben kötü bir kadın değilken… (Ruh) Dedi ki: Öyle!
Rabbin <<O bana kolaydır… Onu insanlara bir ayet ve bizden bir rahmet kılmamız için…
Bitirilmiş bir işti.>> dedi. Ona hamile kaldı, onunla ırak bir yere uzaklaştı… Doğum sancısı
onu hurma ağacının gövdesine getirdi. (Meryem) Dedi ki: Keşke ben bundan önce ölseydim
ve unutulup gitmiş olsaydım! Ona altından seslendi: Üzülme, Rabbin altında bir akıntı
kılmıştır ve hurma ağacının gövdesini kendine doğru silkele ki üzerine toplanabilecek
haldeki taze hurmalar dökülsün!” (19/16-25)
Yukarıda verdiğimiz bilgiler, Meryem kıssasının (hurma ağacından bahsedilen
bölümleri nedeniyle) surenin başında (Arapça da dahil bütün Semitik dillerde) “el ayasına
benzer eğri hurma dalı” anlamına gelen “kef” harfiyle sembolize edildiğini düşündürüyor.
İkinci bir ihtimal, Arapçada avuç içi anlamına gelen ve avuç açarak bir şey istemek
ile ilgili fiillere kaynaklık eden “kef” harfinin, surenin başında Zekeriyya peygamberin yaptığı
duaya bir atıf olmasıdır:
“Kulu Zekeriyya’ya, Rabbinin rahmetinin zikridir! Hani bir zamanlar, Rabbine gizli
bir nida ile nida etmişti. Demişti ki: <<Rabbim! Doğrusu kemiklerim eridi ve saçlar ağardı.
Rabbim sana dua ile hiç bedbaht olmadım. Doğrusu ben arkamdan gelen yakınlarıma
endişeliyim. Karım kısır oldu. Bana katından bir veli bağışla. Bana ve Yakub ailesine varis
olur. Onu razı olunan kıl.”
Surenin başındaki bu dua, avuç içi (kef) ile sembolize edilmiş olabilir.
En doğrusunu Allah bilir!