T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU ŞİKAYET NO : 03.2013/862

T.C.
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
ŞİKAYET NO
: 03.2013/862
KARAR TARİHİ : 25/03/2014
TAVSİYE KARARI
ŞİKAYETÇİ
: A.S.
H.B.
ŞİKAYET EDİLEN İDARE
: 1­ T.C. Başbakanlık (re'sen)
2­ T.C. Milli Savunma Bakanlığı
3­ T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
ŞİKAYETİN KONUSU
: : Bedelli askerlik hizmeti kapsamında ikinci
(son) taksiti ödemedikleri için bedelli askerlik
kapsamından çıkartılan ve ödemiş oldukları 15
bin TL'lik ilk taksitin iadesi için 6 aylık süre içinde
başvuru yapmayan şikayetçilerin iade taleplerinin
Milli Savunma Bakanlığı tarafından reddedilmesi
hakkındadır.
: 16.12.2013, 17.12.2013
ŞİKAYET BAŞVURU TARİHİ
I. USÛL
A. Şikâyet Başvuru Süreci
1) Şikayetçi A.S. 03.2013/862 sayılı şikayet başvurusunu posta yolu ile gönderilen ve
16/12/2013 tarih ve 11712 sayı ile kayıt altına alınan dilekçesi ve ekleri (toplam 3 sayfa)
vasıtasıyla yapmıştır. Şikayetçi H.B. ise 03.2013/865 sayılı şikâyet başvurusunu, şikâyet
başvuru belgesini doldurmak suretiyle, 17/12/2013 tarihinde elektronik başvuru vasıtasıyla
yapmış olup; adı geçen şikâyet sahibi, faks yolu ile gönderdiği ve Kurumumuzca 23/12/2013
tarih ve 12017 sayı ile kayıt altına alınan 7 sayfalık belgeyi başvurusuna sonradan eklemiştir.
Şikayet başvurusunun karara bağlanması için 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin
Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 41/1­a maddesi ile İmza Yetkileri Yönergesinin 7 nci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, şikâyet başvurularının incelenmesine ve
araştırılmasına geçilmiş, 03.2013/862 şikayet sayılı Tavsiye Önerisiyle Kamu Başdenetçisine
sunulmuştur.
B. Ön İnceleme Süreci
2) Yapılan ön inceleme neticesinde; Her iki şikâyetçinin de, bedelli askerlik kapsamında
ödedikleri 15 bin TL'lik ilk taksitin iadesi için 1111 sayılı Askerlik Kanuna dayanılarak
çıkartılan ilgili Bakanlar Kurulu Kararında öngörülen süre (6 ay) içinde ve usul çerçevesinde
ilgili İdareye (Askerlik Şubesi/ Cumhuriyet Savcılığı ya da Konsolosluğa) başvuruda
bulunmadıkları (menfi); bununla birlikte bedelli askerlik kapsamından çıkartıldıktan sonra
kendilerine ait paranın iadesi için müteaddit defalar ilgili Askerlik Şubesi, Milli Savunma
Bakanlığı ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına başvurdukları; İdareden son olarak 2013
Kasım ve Aralık aylarında yazılı olarak "para iadesinin 6 ay içinde başvuru yapmadıklarından
dolayı mevzuat gereğince mümkün olmadığı" yanıtını aldıkları ve aldıkları bu olumsuz yanıtı
müteakip Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun "Başvuru ve usulü" başlıklı 17 nci maddesinin
yedinci fıkrasında öngörülen süre içerisinde Kurumumuza şikâyet başvurusunda bulundukları
ve Kuruma şikayet başvurusunda bulunma şartları ve usulünü düzenleyen bahse konu 17.
maddede düzenlenen diğer başvuru şartlarının da şikayetçiler tarafından karşılandığı
anlaşıldığından, şikayetin incelenmesine ve araştırılmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı
tespit edilmiştir.
3) Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, inceleme ve araştırma kararı verilen 03.2013/862 ve
03.2013/865 sayılı şikâyet başvurularının aynı sebep ve konudan doğduğu ve biri hakkında
verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığından, H.B.'e ait
"03.2013/865" sayılı dosyanın, incelenmesine önceden başlanan A.S.'a ait "03.2013/862" sayılı
şikâyet dosyasında birleştirilmesine, inceleme ve araştırmanın bu dosya üzerinden
yürütülmesine ilgili Yönetmeliğin 22 nci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca karar verilmiştir.
4) Şikâyet başvurularının ön incelemesinden, şikâyet edilen idarenin Milli Savunma Bakanlığı
olduğu görülse de, 1111 sayılı Askerlik Kanununun geçici 46 ncı maddesi uyarınca bedelli
askerlik hizmetinden yararlanma, bedelin ödenmesi ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar
hakkında alınan 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre bedelli askerlik kapsamında
ödenecek para Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hesabına yatırıldığından, para iade talepleri
Askerlik Şubeleri Başkanlıklarınca değerlendirildiğinden, iade işlemi ise Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı tarafından yerine getirildiğinden ve anılan Bakanlar Kurulu Kararında
belirtildiği üzere söz konusu esasların uygulanması sırasında ortaya çıkan tereddütleri
gidermeye ilgisine göre Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Millî Savunma Bakanlığı
birlikte yetkili kılındığından, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da Milli Savunma
Bakanlığıyla birlikte ilgili kurumlardan birisi olduğu sonucuna varılmıştır.
5) Ayrıca, gerek Milli Savunma Bakanlığı, gerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca
şikâyet sahiplerine verilen yanıtlarda, para iadesinin ancak yeni bir Bakanlar Kurulu Kararının
çıkartılmasıyla mümkün olacağı belirtilmiş olduğundan; Anayasamızın 112. maddesinde
Başbakanın Bakanlar Kurulunun Başkanı olarak gösterildiği göz önüne alınarak, Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanlığı şikâyetçiler tarafından gösterilmemesine rağmen, Kamu Denetçiliği
Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20 nci
maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, Kurumumuzca re’sen, uygulayıcı Bakanlık olan Milli
Savunma ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıklarıyla birlikte şikâyet edilen İdarelerden biri
olarak kabul edilmiştir.
II. OLAY VE OLGULAR
A. Şikâyetçilerin Konu Hakkındaki Açıklamaları ve İddiaları
6) Şikâyetçi A.S. üniversiteye devam ettiği sırada eğitimini tamamlayabilmek ve
askerlikyönünden yasal olarak sıkıntıya düşmemek amacıyla bedelli askerlik başvurusunda
bulunduğunu ve bu kapsamda ilk taksit olan 15 bin TL’yi Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığının hesabına yatırdığını, ikinci taksit ödemesini ise maddi durumunun kötüleşmesi ve
ailevi nedenler yüzünden yapamadığını, okulunu bitirmesini müteakip Askerlik Şubesine
müracaat ettiğini ve Şubat 2014 celp dönemi için askerlik tecilini bozdurduğunu belirterek,
bedelli askerlik kapsamında ödediği ilk taksitin iadesi için ilgili Askerlik Şubesine 17/9/2013
tarihinde dilekçe ile başvurduğunu, kendisine ilgili Şube tarafından “Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına gerekli yazının gönderildiğinin, söz konusu Bakanlıkça ödemenin yapılacağının
ve banka hesabını sürekli kontrol etmesinin” söylendiğini, ödemenin yapılmaması üzerine Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileriyle yaptığı görüşme ve BİMER aracılığıyla Milli
Savunma Bakanlığına yaptığı başvuru neticesinde “geri ödeme başvurusu için 6 aylık süreyi
geçirdiğinden kendisine herhangi bir para iadesi yapılamayacağını” öğrendiğini belirtmiş;
Askerlik Şubesinin “parasının iade edileceği” şeklinde kendisine verdiği bilgi ile BİMER
kanalıyla yaptığı başvuruya Milli Savunma Bakanlığı tarafından 14/11/2013 tarihinde
gönderilen yanıt arasında tam anlamıyla çelişki olduğunu, diğer ifadeyle kendisini yanlış
bilgilendirdiklerini, buna ilaveten 1111 sayılı Askerlik Kanununun geçici 46 ncı maddesi
uyarınca bedelli askerlik hizmetinden yararlanma, bedelin ödenmesi ve uygulamaya ilişkin usul
ve esaslar hakkında alınan 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen 6 aylık
sürenin yoruma açık olduğunu, söz konusu Kararda hangi tarihten itibaren 6 aylık
başvuru süresinin başladığının net olarak belirtilmediğini ifade etmiş ve “16/2/2013
tarihinde yürürlüğe giren yasada bedelli askerlik kapsamında 2 nci taksit ödemesini
yapmayanlara 1 aylık ek süre verildiğini”, fakat bu ek sürenin dikkate alınmadığını iddia
ederek, Kurumumuzdan bedelli askerlik başvurusu kapsamında ödediği ilk taksit olan 15 bin
TL’nin tarafına iadesini talep etmiştir.
7) Şikâyetçi H.B. ise, bedelli askerlikten yararlanabilmek için 2012 Haziran ayında ilktaksit
olan 15 bin TL'yi yatırdığını, ikinci taksiti ise çalıştığı Kurumun özelleştirilmesi sonucunda
işten çıkarılması ve bunun sonucunda maddi durumunun kötüleşmesi nedeniyle ödeyemediğini,
bu nedenle de bedelli askerlik hizmeti kapsamından çıkartılarak askere alındığını, halihazırda
221 no.lu Hava Radar Kıt'a Komutanlığı Pazar/Rize'de vatani görevini yapmakta olduğunu
belirtmiş; ödemiş olduğu 15bin TL tutarındaki parayı geri alabilmek için Askerlik Şubesine
başvurduğunu, kendisine "askerlik bitince ödenir" cevabının verildiğini, gerek Milli
Savunma Bakanlığına gerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yaptığı müteakip
başvurularda ise kendisine, "6 aylık süre içinde başvuru yapmadığından bu paranın
iadesinin yapılamayacağı ve para iadesinin ancak yeni bir Bakanlar Kurulu Kararı ile
mümkün olabileceği" yanıtının verildiğini ifade ederek, birçok yere borcu bulunduğunu,
maddi ve manevi bakımdan ailesinin hayli sıkıntıda olduğunu ve 6 aylık süre içinde başvuru
yapması gerektiğini bilmediğinden, Kurumumuzdan bedelli askerlik başvurusu kapsamında
ödediği ilk taksit olan 15 bin TL'nin tarafına iadesini talep etmiştir.
B. İdarenin Şikâyetlere İlişkin Açıklamaları
8) A.S. hakkında Mili Savunma Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında iletilen
bilgi ve belgelerden aşağıda hususlar tespit edilmiştir.
a. Milli Savunma Bakanlığı Kurumumuza gönderdiği .../1/2014 tarihli ve 1205 sayılı
yazısında, adı geçen şikâyet sahibinin ilk taksit miktarı olan 15 bin TL'lik tutarı 11/6/2012
tarihinde yatırdığını, geriye kalan diğer 15 bin TL'lik ödemeyi ise 11/12/2012 tarihine kadar
yapmaması nedeniyle mevzuat gereği Göksun Askerlik Şubesi Başkanlığınca bedelli askerlik
hizmeti kapsamından çıkartıldığını, kapsam dışına çıkartıldıktan sonra 6 ay içerisinde yani
11/6/2013 tarihine kadar ilgili makama müracaat ederek ödemiş olduğu ilk taksiti geri alma
hakkına sahip iken Askerlik Şubesine 17/9/2013 tarihinde müracaat ettiğini, bu nedenle de
anılan Bakanlar Kurulu kararı nedeniyle kendisine bir ödeme yapılmasının mümkün
olmadığını, konu hakkında yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkartılması halinde durumunun
yeniden değerlendirileceğini, ayrıca yükümlünün hakkında tesis edilen idari işlemin iptaline
yönelik Askeri Yüksek İdare Mahkemesine isterse başvurabileceğini belirtmiştir. Milli
Savunma Bakanlığı şikâyet sahibinin ilgili Askerlik Şubesine başvurusu neticesinde 1111 sayılı
Askerlik Kanununun 36. maddesi kapsamında 3/6/2015 tarihine kadar askerlik ertelemesinin
yapıldığını da bildirmiştir.
b. Milli Savunma Bakanlığının, bilgi­belge talep yazımızdaki "Kapsam dışına çıkartılanlara,
kapsam dışına çıkartıldıkları ve ödemiş oldukları ilk taksitin kendilerine iade edilmesi için
ne yapmaları (diğer ifadeyle nereye/ hangi süre içinde/nasıl başvuru yapmaları) gerektiği
yazılı olarak bildirilmekte midir? Bildirilmekte ise adıgeçene kapsam dışına çıkartıldığı
bilgisi ile parasının iadesi için nereye/nasıl/hangi süre içinde başvurması gerektiği yazılı
olarak tebliğ edilmiş midir?"şeklindeki soruya, "Askerlik Şubesi Başkanlıklarınca, bedelli
askerlik yasası hususunda yükümlülere bilgi verilmektedir. Anılan yükümlünün 2011/2531
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilgili tarafına yazılı herhangi bir bilgi verilmemesi
nedeniyle hak kaybı yaşamasının, idarenin bir hatası olarak değerlendirilmesi mümkün
değildir" şeklinde cevap verdiği görülmüştür.
c. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, A.S. hakkında Kurumumuza gönderdiği 3/1/2014
tarihli ve 1277 sayılı yazısında, bedelli askerlik kapsamında yapılan ödemelerin iadesi
taleplerinin 1111 sayılı Askerlik Kanununun geçici 46 ncı maddesi uyarınca "bedelli askerlik
hizmetinden yararlanma, bedelin ödenmesi ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar hakkında
alınan 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 16. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince
Askerlik Şubelerince değerlendirildiğini ve karara bağlandığını; inceleme sonucunun Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığına bildirilmesi sonucu işlem yaptıklarını (ödemenin
gerçekleştirildiğini) belirtmiştir. Anılan Bakanlık yazısında devamla, Göksun Askerlik Şubesi
Başkanlığınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına "A.S.'a iade yapılması" konusunda
25/9/2013 tarihinde bir yazı gönderildiğini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca anılan
Bakanlar Kurulu Kararının 16. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen 6 aylık başvuru
süresi gözetilmediği için 8/10/2013 tarihinde Milli Savunma Bakanlığına "ilgilinin geri
ödemeye hak kazanıp kazanmadığının yeniden değerlendirilerek Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına bildirilmesi"nin istendiği bir yazının iletildiğini ve henüz Milli Savunma
Bakanlığından bu yazıya bir yanıt alamadıklarını bildirmiştir.
9) H.B. hakkında Mili Savunma Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında iletilen
bilgi ve belgelerden aşağıda hususlar tespit edilmiştir.
a. Milli Savunma Bakanlığı, Kurumumuza gönderdiği 7/1/2014 tarihli ve 980 sayılı yazısında,
adı geçen şikâyet sahibinin ilk taksit miktarı olan 15 bin TL'lik tutarı 14/6/2012 tarihinde
yatırdığını, geriye kalan diğer 15 bin TL'lik ödemeyi ise 14/12/2012 tarihine kadar yapmaması
nedeniyle mevzuat gereği Kütahya Askerlik Şubesi Başkanlığınca bedelli askerlik hizmeti
kapsamından çıkartıldığını, kapsam dışına çıkartıldıktan sonra 6 ay içerisinde yani 14/6/2013
tarihine kadar ilgili makama müracaat ederek ödemiş olduğu ilk taksiti geri alma hakkına
sahip iken, bu süre içerisinde başvuru yapmadığından muhtelif tarihlerde yaptığı geri ödeme
müracaatlarına Milli Savunma Bakanlığı ve Kütahya Askerlik Şubesince olumsuz yanıt
verildiğini, konu hakkında yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkartılması halinde durumunun
yeniden değerlendirileceğini, ayrıca yükümlünün hakkında tesis edilen idari işlemin iptaline
yönelik Askeri Yüksek İdare Mahkemesine isterse başvurabileceğini belirtmiştir. Milli
Savunma Bakanlığı şikâyet sahibinin 9/7/2013 tarihinde yaptığı müracaat sonucunda silah
altına alındığını da bildirmiştir.
b. Milli Savunma Bakanlığı, bilgi­belge talep yazımızdaki "Kapsam dışına çıkartılanlara,
kapsam dışına çıkartıldıkları ve ödemiş oldukları ilk taksitin kendilerine iade edilmesi için
ne yapmaları (diğer ifadeyle nereye/ hangi süre içinde/nasıl başvuru yapmaları) gerektiği
yazılı olarak bildirilmekte midir? Bildirilmekte ise adıgeçene kapsam dışına çıkartıldığı
bilgisi ile parasının iadesi için nereye/nasıl/hangi süre içinde başvurması gerektiği yazılı
olarak tebliğ edilmiş midir?" şeklindeki soruyu yanıtsız bırakmıştır. Anılan Bakanlığın cevabi
yazısına eklediği belgelerden, şikâyet sahibinin iade talebiyle 9/7/2013 tarihinde (yaklaşık 1 ay
gecikmeyle) Kütahya Askerlik Şubesi Başkanlığına başvurduğu anlaşılmaktadır.
c. Milli Savunma Bakanlığının Kurumumuza gönderdiği 7/1/2014 tarihli cevabi
yazısınınekinde yer alan belgelerden, H.B.'in çeşitli tarihlerde müteaddit defalar Milli
Savunma
Bakanlığına BİMER aracılığıyla başvuruda bulunduğu tespit edilmiştir. Bu doğrultuda Milli
Savunma Bakanlığının H.B.'e hitaben;
­ 17/5/2013 tarihli ve 450 sayılı cevabi yazısında, "bedelli askerlik hizmeti kapsamından
çıkartıldığını ve kendisine ek bir süre tanınmasının mümkün olmadığını, tabi olduğu statüye
göre askerlik hizmetini yapmak üzere kayıtlı olduğu ya da ikametine en yakın askerlik şubesine
müracaatının gerektiğini",
­ 10/6/2013 tarihli ve 490­13 sayılı cevabi yazısında, "bedelli askerlik hizmeti kapsamından
çıkartıldığını, kalan bedel ödemesinin yapılması için Bakanlıklarınca ek bir süre verilmesinin
mümkün olmadığını, tabi olduğu statüde askerlik hizmetini yapmak üzere ve ayrıca ödemiş
olduğu bedel tutarının geri iadesi için kayıtlı olduğu ya da ikametine en yakın askerlik
şubesine müracaatının gerektiğini,
­ 20/6/2013 tarihli ve 510­13 sayılı cevabi yazısında, "bedelli askerlik hizmeti kapsamından
çıkartıldığını, geri ödeme işlemleri ile ilgili başvurusunu altı ay içerisinde kayıtlı olduğu veya
ikametine en yakın askerlik şubesine dilekçe ile yapabileceğini, başvurusunun askerlik
şubesince üç ay içinde inceleneceğini, inceleme sonucunda geri ödeme şartlarının
oluştuğunun tespiti halinde ödenmiş olunan bedelin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca
bir ay içinde tarafına iade edileceğini",
­ 23/8/2013 tarihli ve 662­13 sayılı cevabi yazısında, "geri ödeme müracaatını kayıtlı olduğu
askerlik şubesi başkanlığına 15/6/2013 tarihine kadar yapmamış olmasından dolayı
Bakanlıklarınca geri ödeme işleminin yapılamadığını, talebini belirtir dilekçe ile Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığına müracaatı halinde durumunun yeniden
değerlendirileceğini",
­ 20/11/2013 tarihli ve 36161 sayılı cevabi yazısında, "bedelli askerlik kapsamında ödediği
ilk taksitin iadesinin 15/6/2013 tarihine kadar başvurmadığı için mümkün olmadığı, konu
hakkında yeni bir Bakanlar Kurulu Kararı çıkartılması halinde durumunun yeniden
değerlendirileceği, muhtaç asker ailelerine yardım etme yükümlülüğünün yerel idarelere
verildiği ve silahaltında olduğu dönemde şikâyet sahibinin ailesine maaş bağlanması talebi
konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü'ne
başvurabileceği",
­ 29/11/2013 tarihli ve 37897 sayılı cevabi yazısında, "kanunda belirtilen süre içinde geri
ödeme talebinde bulunmadığından, 9/7/2013 tarihinde yapmış olduğu geri ödeme
müracaatının Kütahya Askerlik Şubesi Başkanlığınca reddedildiğinin anlaşıldığı, ödenen
bedelin iadesi için altı ay içinde ilgili makamlara müracaat etmediğinden tarafına geri ödeme
yapılmasının mümkün olmadığı",
­ 30/12/2013 tarihli ve 2850­2 sayılı cevabi yazısında, "yasal mevzuat çerçevesinde bedelli
askerlik hizmeti kapsamında ödemiş olduğu bedelin, altı aylık süreyi aşması nedeniyle tarafına
ödenmesinin mümkün olmadığı, konu hakkında yeni bir Bakanlar Kurulu Kararı çıkartılması
halinde durumunun yeniden değerlendirileceği, talep ettiği taktirde tesis edilen idari işlemin
iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesine başvurabileceği" bildirilmiştir.
d. Şikayetçi 20/11/2013 tarihinde TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvurmuş, Milli Savunma
Bakanlığı tarafından anılan Komisyona gönderilen 6/1/2014 tarihli ve 483 sayılı cevabi
yazıda, adı geçenin "bedelli askerlik hizmetinden çıkartıldıktan sonra, ödediği bedelin iadesi
için 6 ay içerisinde ilgili makamlara müracaat etmemiş olmasından dolayı kendisine geri
ödeme yapılmasının mümkün olmadığı" bildirilmiştir.
e. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kurumumuza gönderdiği 3/1/2014 tarih ve 1060 sayılı
yazısında, bedelli askerlik kapsamında yapılan taksit ödemelerinin iadesi yönündeki taleplerin
1111 sayılı Askerlik Kanununun geçici 46 ncı maddesi uyarınca "bedelli askerlik hizmetinden
yararlanma, bedelin ödenmesi ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar hakkında alınan 2011/2531
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı"nın 16. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince Askerlik
Şubelerince değerlendirildiğini ve karara bağlandığını; inceleme sonucunun Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığına bildirilmesi sonucu Bakanlıkça işlem yapıldığını (ödemenin
gerçekleştirildiğini) belirtmiştir. Anılan Bakanlık yazısında ayrıca, H.B.'in 23/9/2013 tarihinde
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına dilekçe ile başvurduğunu ve adı geçenin dilekçesinde
Milli Savunma Bakanlığınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yönlendirildiğini
belirterek iade talebinde bulunduğunu, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının ise adı geçene "mevzuat gereğince şahıs dilekçelerine göre işlem
yapılamadığını, ancak ilgili askerlik şubesinin değerlendirmesine/kararına göre işlem
(ödeme) yapılabildiğini" bildirdiği de ifade edilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,
kişinin mağduriyeti konusunda Milli Savunma Bakanlığı Asker alma Daire Başkanlığına
24/9/2013 tarihinde (99017 sayılı) bir yazı yazdıklarını, fakat söz konusu yazılarına henüz bir
yanıt almadıklarını da belirtmiştir.
C . Olaylar
10) Şikayetçinin ve ilgili idarelerin sunduğu ve ilgili Kamu Denetçisince yapılan araştırmalar
sonucunda elde edilen bilgi ve belgelere göre şikayetçi A.S. hakkında şikayet konusu olaylar
aşağıda özetlenmiştir.
a. Şikayetçi A.S., bedelli askerlik hizmetinden yararlanmak için ilk taksit miktarı olan 15 bin
Türk Lirası'nı 11/6/2012 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının hesabına yatırmış;
geriye kalan 15 bin Türk Lirası tutarındaki son ödemeyi ise, 11/12/2012 tarihine kadar yapması
gerekiyorken, özel nedenlerden dolayı yapamamış/yapmamış ve Göksun Askerlik Şubesince
bedelli askerlik kapsamından çıkartılmıştır. Bu doğrultuda A.S., anılan Bakanlar Kurulu
Kararına göre kapsam dışına çıkartıldıktan sonraki 6 ay içinde (11/6/2013 tarihine kadar) ilgili
Askerlik Şubesine parasının iadesi için başvuruda bulunması gerekiyorken, Göksun Askerlik
Şubesine 17/9/2013 tarihinde iade talebiyle müracaat etmiş, ayrıca tecilini bozdurarak Şubat
2014 celp dönemi için askerlik müracaatını yapmış ve 3/6/2015 tarihine kadar askerlik
ertelemesi
yapılmıştır.
b. Göksun Askerlik Şubesi Başkanlığı, kişinin dilekçesini 6 aylık süre geçmişken kabul etmiş
ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına 25/9/2013 tarihli ve 672­13 sayılı yazı ile gerekli
ödemenin yapılarak adı geçenin hesabına yatırılmasını ve ödemenin yapıldığının Askerlik
Şubesine bildirilmesini istemiştir. Şikâyetçi, ilgili Askerlik Şubesinin kendisine şifahen yaptığı
açıklamada da "dilekçesini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına gönderdiklerini, ödemenin
yapılacağını, düzenli olarak hesap numarasını kontrol etmesi gerektiği" yönünde
bilgilendirildiğini ifade etmiştir.
c. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Göksun Askerlik Şubesinin kişiye ödeme yapılması
yönündeki yazısını almasının ardından, Milli Savunma Bakanlığına yazdığı 8/10/2013 tarihli
yazısında, mevzuatta yer alan 6 aylık sürede başvurulmadığı için "ilgilinin geri ödemeye hak
kazanıp kazanmadığının yeniden değerlendirilerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına
bildirilmesini" istemiş, fakat 3/1/2014 tarihi itibarıyla göndermiş olduğu talep yazısına bir yanıt
alamamıştır.
d. A.S. Askerlik Şubesinin belirttiğinin aksine parasının hesabına yatırılmadığını görünce,
BİMER aracılığıyla Milli Savunma Bakanlığı ile temasa geçmiş; anılan Bakanlık şikâyetçiye
gönderdiği 14/11/2013 tarihli 801­13 sayılı cevabi yazısında, 6 aylık süreyi geçirdiğinden
iadenin mümkün olmadığını bildirmiştir. Milli Savunma Bakanlığı şikâyet sahibine "konu
hakkında yeni bir Bakanlar Kurulu Kararı çıkartılması halinde durumunun yeniden
değerlendirileceğini" de ifade etmiştir.
11) Şikayetçinin ve ilgili idarelerin sunduğu ve ilgili Kamu Denetçisince yapılan araştırmalar
sonucunda elde edilen bilgi ve belgelere göre şikayetçi H.B. hakkında şikayet konusu olaylar
aşağıda özetlenmiştir.
a. Şikayetçi H.B. bedelli askerlik hizmetinden yararlanmak için ilk taksit miktarı olan 15 bin
Türk Lirası'nı 15/6/2012 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait hesap numarasına
yatırmış; geriye kalan 15 bin Türk Lirası tutarındaki son ödemeyi ise 15/12/2012 tarihine kadar
yapması gerekiyorken, özel nedenlerden dolayı yapamamış/yapmamış ve Kütahya Askerlik
Şubesi Başkanlığınca bedelli askerlik hizmeti kapsamından çıkartılmıştır.
b. H.B. Kütahya Askerlik Şubesi Başkanlığına 9/7 / 2013 tarihinde yapmış olduğu müracaat
sonrasında silah altına alınarak, 11/ 7/ 2013 tarihinde Kütahya Hava Er Eğitim Tugay
Komutanlığında askerlik görevine başlamış olup; bu görevini 13/8/2013 tarihinden itibaren 221
Numaralı Hava Radar Kıt'a Komutanlığında (Rize/Pazar) sürdürmektedir. Şikâyetçi Askerlik
Şubesine gittiğinde ödemiş olduğu paranın iadesi için de müracaatta bulunduğunu, fakat
kendisine şifahen "askerliğini bitirince ödenir" cevabının verildiğini belirtmiştir.
c H.B. bedelli askerlik kapsamından çıkartıldıktan sonra, iade talebiyle müteaddit defalar
İdareye başvuruda bulunmuş ve talebi reddedilmiştir. (Bkz. pr. 9/c, 9/d, 9/e).
D. Kamu Denetçisi Mehmet ELKATMIŞ'ın İnceleme ve Araştırma Bulguları
12) Şikâyetçilerin iddiaları üzerine, Milli Savunma Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığından A.S. ve H.B.'in şikâyetlerine konu işleme ilişkin bilgi­belge talebinde
bulunulmuş sözkonusu bilgiler ile resmi belgelerin incelenmesi sonucu ilgili Kamu Denetçisi
aşağıdaki sonuçlara varmıştır.
13) Şikayetçi A.S.'a ilişkin olarak Milli Savunma Bakanlığına yöneltilen "Kapsam dışına
çıkartılanlara, kapsam dışına çıkartıldıkları ve ödemiş oldukları ilk taksitin kendilerine iade
edilmesi için ne yapmaları (diğer ifadeyle nereye/ hangi süre içinde/nasıl başvuru yapmaları)
gerektiği yazılı olarak bildirilmekte midir? Bildirilmekte ise adıgeçene kapsam dışına
çıkartıldığı bilgisi ile parasının iadesi için nereye/nasıl/hangi süre içinde başvurması gerektiği
yazılı olarak tebliğ edilmiş midir?" şeklindeki soruya İdare tarafından, "Askerlik Şubesi
Başkanlıklarınca, bedelli askerlik yasası hususunda yükümlülere bilgi verilmektedir" şeklinde
genel bir cevap verildiği, devamla "Anılan yükümlünün 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı ile ilgili tarafına yazılı herhangi bir bilgi verilmemesi nedeniyle hak kaybı yaşamasının,
idarenin bir hatası olarak değerlendirilmesi mümkün değildir" ifadesinin kullanıldığı;
İdarenin cevabi yazısından ve beraberinde sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden,
yükümlülere, bedelli askerlik kapsamının dışına çıkartıldıklarında Milli Savunma
Bakanlığı ya da ilgili askerlik şubesi tarafından herhangi bir yazılı bildirimde
bulunulmamış olduğu ve "kapsam dışına çıkartıldıkları" bilgisi ile birlikte, ödemiş
oldukları ilk taksiti ne şekilde/hangi süre içinde alabileceklerinin kendilerine tebliğ
edilmediğinin anlaşıldığı tespit edilmiştir.
14) Bununla birlikte Şikayetçi A.S., anılan Bakanlar Kurulu Kararına göre kapsam dışına
çıkartılmasının ardından 6 ay içinde (11 Haziran 2013 tarihine kadar) ilgili Askerlik Şubesine
parasının iadesi için başvurması gerekiyorken, Göksun Askerlik Şubesine 17/9/2013 tarihinde
iade talebiyle müracaat etmiş, ilgili Askerlik Şubesi ise adı geçene başvuru süresini
kaçırdığını bildirmesi gerekmekteyken, kişinin dilekçesini (6 aylık süre geçmişken) kabul
etmiş ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına 25/9/2013 tarih ve 672­13 sayılı yazıyı
göndererek, gerekli ödemenin yapılarak adı geçenin hesabına yatırılmasını ve ödemenin
yapıldığının Askerlik Şubesine bildirilmesini istemiş ve kişiye de bu yönde bilgi vermiştir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise, sözkonusu yazıyı almasını müteakip, mevzuata aykırı
davranıldığı için durumun açıklığa kavuşturulması amacıyla Milli Savunma Bakanlığına bir
yazı göndermiş, fakat 3/1/2014 tarihi itibarıyla anılan Bakanlıktan hala bir yanıt alamadığını
belirtmiştir. Adıgeçenin müteakiben başvurduğu Milli Savunma Bakanlığı ise, Askerlik
Şubesinin aksine, şikâyet sahibine 6 aylık süreyi kaçırdığından bir ödeme yapılmasının
mümkün olmadığını bildirmiştir. Buradan, A.S. adlı yükümlünün ilgili Askerlik Şubesi
tarafından yanlış bilgilendirilerek parasını alma beklentisine sokulduğu tespit edilmiştir.
15) Şikayetçi H.B. Kurumumuza yaptığı başvuruda Askerlik Şubesine iade için başvurduğunu,
kendisine "askerliğin bitince ödenir" cevabının verildiğini belirtmişken; Milli Savunma
Bakanlığı 29/11/2013 tarihinde adı geçene gönderdiği cevabi yazıda, kişinin ödediği ilk taksitin
iadesi için 09/07/2013 tarihinde Kütahya Askerlik Şubesine başvurduğunu, anılan Askerlik
Şubesi Başkanlığının ise adı geçenin iade talebini 6 aylık başvuru süresinin aşılmasından dolayı
reddettiğini ifade etmiştir. Milli Savunma Bakanlığı'nın bilgi edinme kapsamında adı
geçene göndermiş olduğu resmi cevabi yazıların incelenmesinden, hak sahibinin ilgili
İdare tarafından müteaddit kez yanlış yönlendirildiği, yanlış yönlendirme ya da verilen
eksik cevaplar nedeniyle kendisine ait parayı alma konusunda süresi dolmamışken hak
kaybına
uğratıldığı tespit edilmiştir, şöyle ki;
16) H.B.'in 2013 Mayıs ayı içinde bedelli askerlik ödemesi için kendisine ek süre verilmesi
konusunda Milli Savunma Bakanlığına başvurduğu, Milli Savunma Bakanlığının ise 17/5/2013
tarihli ve 450 sayılı cevabi yazısında adı geçene bedelli askerlik kapsamından çıkartıldığını
bildirdiği, fakat ödediği ilk taksiti nasıl alabileceğine ilişkin hiçbir bilgi vermediği
görülmüştür. Keza Milli Savunma Bakanlığının H.B.'e gönderdiği 10/6/2013 tarihli ve 490­13
sayılı cevabi yazıda "ödemiş olduğunuz bedel tutarının geri iadesi için kayıtlı olduğunuz
ya da ikametinize en yakın askerlik şubesine müracaatınız gerekmektedir" şeklinde
cevap verdiği, fakat kişinin hangi zamana kadar başvuru yapabileceğini, diğer ifadeyle
başvurusu için sadece 5 günü kaldığını yükümlüye bildirmediği tespit edilmiştir.
17) Milli Savunma Bakanlığının 20/6/2013 tarihli ve 510­13 sayılı H.B.'e muhatap yazısında
ise, H.B.'in iade başvuru süresi 15/6/2013 tarihinde dolmuş iken adı geçene "geri ödeme
işlemleriniz ile ilgili başvurunuzu altı ay içerisinde kayıtlı olduğunuz veya ikametinize en
yakın askerlik şubesine dilekçe ile yapabilirsiniz" şeklinde atıfta bulunduğu mevzuata
aykırı ve yanlış yönlendirici bir cevap verdiği tespit edilmiştir.
18) Milli Savunma Bakanlığı 23/8/2013 tarihli 662­13 sayılı cevabi yazısında H.B.'e, geri
ödeme talebini 6 ay içerisinde 15/6/2013 tarihine kadar ilgili makama yapmamış olmasından
dolayı Milli Savunma Bakanlığınca geri ödeme işleminin yapılamadığını bildirdiği, talebini
belirtir dilekçe ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına müracaatı halinde durumunun
yeniden değerlendirileceği bilgisini verdiği, kişinin de kendisine verilen yazılı cevap
çerçevesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına başvuruda bulunduğu, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının ise şikâyet sahibine "bedelli askerlik hizmetinden yararlanma, bedelin
ödenmesi ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar hakkında alınan 2011/2531 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı"nın 16. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince şahıs dilekçelerine göre işlem
yapılamadığı, ancak ilgili askerlik şubesinin değerlendirmesine/kararına göre Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığının işlem (ödeme) yapabildiğini" bildirdiği; dolayısıyla kişinin
müteaddit başvurularına rağmen, İdarenin bazen birbiriyle çelişkili, bazen mevzuata aykırı,
bazen de eksik bilgi vererek yanlış yönlendirmede bulunduğu, kişiyi beklenti içine
soktuğu, hatta başvuru için hala süresi varken bu süreyi cevabi yazılarda bildirmediği;
ayrıca, adı geçenin almadığı bir hizmet karşılığında ödediği ve doğru yönlendirilseydi geri
alabileceği bir para mevcut iken, kişinin sosyal yardım için Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına başvurmaya yönlendirildiği tespit edilmiştir.
III. HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
A. İLGİLİ MEVZUAT
19) Bedelli Askerlik
a. Anayasamızın 72 nci maddesi "Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu
hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya
getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir";
b. 1111 sayılı Askerlik Kanunu 'nun Geçici 46. maddesi "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiili askerlik hizmetine başlamamış, 31
Aralık 2011 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) 30 yaşından gün almış ve 1076 sayılı Yedek
Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi
yükümlüler, istekleri halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay
içinde askerlik şubelerine başvurmaları ve 30.000 Türk Lirası parayı ödemeleri şartıyla
temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.
Başvuruda bulunanlar, öngörülen miktarı başvuru sırasında def'aten ödeyebilecekleri
gibi, yarısını başvuru sırasında diğer yarısını ise başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde
de ödeyebilirler….Bu uygulama kapsamında ödenecek paralar, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı adına T.C. Ziraat Bankası, T. Halk Bankası ve T. Vakıflar
Bankasında açılacak özel hesaba yatırılır. Özel hesapta toplanan paralar, Bakanlar
Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde şehit yakınları, gaziler,
engelliler, muhtaç erbaş ve er aileleri, Türk Silahlı Kuvvetleri (Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dâhil)'ne mensup vazife malûlleri ile
emniyet hizmetleri sınıfına mensup vazife malûllerine yönelik sosyal hizmet ve yardım
faaliyetlerinin finansmanında kullanılır...Bedelin ödenme usul ve esasları ile kaynağın
kullanılmasına ilişkin diğer hususlar Bakanlar Kurulu kararı ile düzenlenir";
c. 1111 Sayılı Askerlik Kanununun Geçici 46 ncı Maddesi Uyarınca Bedelli Askerlik
Hizmetinden Yararlanma, Bedelin Ödenmesi Ve Uygulamaya İlişkin Usul Ve
Esaslar Hakkında, 16/12/2011 tarihli ve 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı'nın, "Kapsam dışına çıkarılma halleri" başlıklı 15. maddesinin birinci
fıkrası "Bedelli askerlik hizmeti için başvurusu kabul edilenlerden ödemelerini süresi
içinde yerine getirmeyenler, ödemelerini tamamlamadan kendi isteği ile bu haktan
faydalanmaktan vazgeçenler ile yararlanma şartlarını taşımadıkları sonradan anlaşılanlar
kapsam dışına çıkarılır"; "Geri Ödeme İşlemleri" başlıklı 16. maddesi ise "(1)
Yükümlülerin 15 inci maddeye göre bedelli askerlik hizmeti kapsamından
çıkarılmaları….halinde ödedikleri bedel iade olunur. (2) Geri ödeme ile ilgili
başvurular; yurtiçinde yükümlünün kayıtlı olduğu askerlik şubesine veya Cumhuriyet
savcılıklarına, yurtdışında ise askerlik şubesine iletilmek üzere konsolosluğa dilekçe ile
yapılır. Dilekçede banka IBAN numarası ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası da
belirtilir. (3) Bu başvurular yükümlüler veya vekilleri, vasi ya da kanuni mirasçıları
tarafından altı ay içerisinde ikinci fıkrada belirtilen makamlara yapılır. (4) Başvurular
askerlik şubesince üç ay içerisinde incelenir. İnceleme sonucunda geri ödeme şartlarının
oluştuğunun tespit edilmesi halinde yükümlünün veya hak sahiplerinin dilekçesi ve
ödemeye ilişkin dekontun aslı veya ödeme yapıldığını ispata yarar belgeler yazı ekinde
Bakanlığa gönderilir. Ödenmiş olunan bedel Bakanlıkça bir ay içerisinde iade edilir",
hükümlerini içermektedir.
20) İdarenin Sorumluluğu/ Bildirim Yükümlülüğü
a. Anayasamızın 40 ıncı maddesi "Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen
herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme
hakkına sahiptir; Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere
başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır";
b. Anayasamızın 125 inci maddesi "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı
yolu açıktır. İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden
başlar; "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür";
c. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı'nın 41 inci maddesinde geçen "iyi bir yönetim
hakkı" nın uygulamada ne anlama geldiğini açıklayan ve ülkemizin de Aday ülke olduğu
Avrupa Birliği müktesebatının bir parçası olan Avrupa Doğru İdare Davranış
Yasası'nın 20 nci maddesi "Yetkili, bireylerin hak ve menfaatlerini ilgilendiren
kararların, alınır alınmaz ilgili kişiye ya da kişilere yazılı olarak tebliğ edilmesini
sağlamalıdır" hükümlerini içermektedir.
21) Mülkiyet Hakkı
a. Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin
Sözleşmeye ekli 1 No'lu Protokolün 1 inci maddesi; "her gerçek ve tüzel kişinin mal
ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkının bulunduğu, herhangi bir
kimsenin, ancak kamu yararı sebebiyle ve kanunda öngörülen koşullara ve uluslararası
hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabileceği;
b. Anayasamızın 35 inci maddesi "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu
haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir";
c. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 34 üncü maddesi "…malın
alındığı veya hizmetin yapıldığı mali yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep
edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen
tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir….İlgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak
beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep
edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar
zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşer",
d. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesi "Haklı bir sebep olmaksızın, bir
başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle
yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya
gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur"; 82
nci maddesi ise "sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme
hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin
gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar"
hükümlerini içermektedir.
B. Şikâyet Konusuna İlişkin Uygulamalar
22) Yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğrudan son bedelli askerlik uygulamasına
ilişkin olarak emsal bir yargı kararına rastlanmamıştır. Öte yandan, her ne kadar önceki
mevzuat hükümlerine ilişkin olsa da dövizle askerlik alacağına ilişkin açılan bir dava hakkında
AYİM tarafından alınan bir karar aşağıda sunulmuştur. Söz konusu kararda, genelde özel hukuk
ilişkilerinde kullanılan Borçlar Kanununun idarenin işlemine ilişkin olarak da kullanılması
dikkat çekmektedir.
23) AYİM 2 nci Dairesi tarafından 22/1/1986 tarihinde alınan 85/70 Esas ve 86/9 Karar
sayılıkararda, 1111 Sayılı Askerlik Kanunu'na bazı ek maddeler ve geçici madde eklenmesine
ilişkin 2299 Sayılı Kanundan istifade ile döviz ödemek suretiyle askerlik yapmak amacıyla
kanunda öngörülen döviz miktarını yatıran, ancak sonradan yaş nedeniyle anılan kanundan
yararlanma şartlarını haiz olmadığı anlaşılan davacıya, yatırdığı dövizin Borçlar Kanununun
83 üncü maddesinden esinlenerek, iade tarihindeki resmi kur üzerinden hesaplanacak Türk
parası olarak ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Anılan davada; "Davalı idarenin 2299
Sayılı Kanun kapsamına girmeyen davacıdan 4418.46 Kanada Dolarını aldığı, davacının
15.2.1984 tarihli dilekçesi ile talep etmesine rağmen söz konusu parayı iade etmediği
ortadadır. Sebepsiz zenginleşme, idare hukukunda da tanzim borcunun doğumuna yol
açmaktadır. Olayımızda davacıdan söz konusu meblağın alınmasını haklı kılacak hiçbir
hukuki nedenin bulunmadığı, bu iktisabın davacının aleyhine olarak idarenin sebepsiz
zenginleşmesine yol açtığı gözönünde tutulacak olursa, idarenin alınan parayı iadesinin, bir
yönüyle, "herkese kendisine ait olanı vermek" biçiminde tanımlanabilecek olan adalet
kavramının bir gereği olduğu, nitekim sebepsiz zenginleşme kuralının temelinde adalet
kavramının yer aldığı, özel hukuk ilişkilerinde sebepsiz zenginleşmenin Borçlar Kanununun
61 inci maddesinde düzenlendiği, özel hukukumuzdaki bu düzenlemelerden idare
hukukunun esinlenerek idarenin, sebepsiz zenginleşmeye dayalı sorumluluğunun idare
hukukunda bir sorumluluk ilkesi olarak geliştiği bilinmektedir. Kurulumuz, açıklanan
nedenlerle davalı idarenin, 4418.46 Kanada Dolarının davacıya iade ile mükellef bulunduğu"
sonucuna ulaşarak, 4418.46 Kanada Dolarının, ödemenin yapılacağı tarihteki resmi kur
üzerinden hesaplanacak Türk parası karşılığının, sebepsiz zenginleşen davalı idareden alınarak
davacıya verilmesine karar vermiştir.
C. Kamu Denetçisi Mehmet ELKATMIŞ'ın Kamu Başdenetçisine Önerisi
24) İlgili Kamu Denetçisi incelemesi ve araştırması sonucunda, şikayetçilere bedelli askerlik
hizmeti karşılığı ödemiş oldukları ilk taksit tutarının iade edilmemesine ilişkin idarenin
işleminin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek; şikâyetin kabulü ile
Başbakanlığa, "1111 Sayılı Askerlik Kanununun Geçici 46 ncı Maddesi Uyarınca Bedelli
Askerlik Hizmetinden Yararlanma, Bedelin Ödenmesi ve Uygulamaya İlişkin Usul ve Esaslar
Hakkında 16/12/2011 tarihli ve 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı"ndan 1111, 5018 ve
6098 sayılı Kanunlara aykırı olan "6 aylık" hak düşürücü süreye ilişkin maddelerin çıkartılması
ve şikayet sahiplerine ve benzer durumdakilere, almadıkları bir hizmetin bedeli olarak
ödedikleri ve kendilerine ait olan paraların iade için başvurdukları tarihten itibaren başlatılmak
üzere yasal faiziyle birlikte iadesi için gereken işlemin yapılması; Milli Savunma Bakanlığına
ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, şikâyet konusu işlemin iptali/düzeltilmesi ve
şikayet sahiplerinin almadıkları bir hizmetin bedeli olarak ödedikleri ve kendilerine ait olan
paraların iade için başvurdukları tarihten itibaren başlatılmak üzere yasal faiziyle birlikte
ödenmesi; Milli Savunma Bakanlığına, hak kayıplarının yaşanmaması ve başka
mağduriyetlere yol açılmaması için, bireylerin hak ve menfaatlerini ilgilendiren kararlar
hususunda ilgili kişilere gerekli bildirimleri yazılı olarak yapması ve İdarenin tutarlı, sorumlu
ve şeffaf davranması gerekliliği ilkeleri çerçevesinde, personelini ilgili mevzuat konusunda
eğitime tabi tutması, hizmet kusuru işleyenler hakkında ise gerekli tedbirleri alması
hususlarında TAVSİYEDE bulunulmasını önermiştir.
D. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönlerinden Değerlendirme ve Gerekçe
25) 2011/2531 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 1111 Sayılı Askerlik Kanununda
Belirtilmeyen Bir Hususu Düzenleyerek Anayasamızda Temel Hak ve Hürriyetler
Arasında Sıralanan "Mülkiyet Hakkı"nı İkincil Mevzuatla Düzenlemiştir:
a. Anayasada sadece Kanun Hükmünde Kararname, Tüzük ve Yönetmeliğin yürütme organının
düzenleyici işlemleri olarak sayıldığı; Bakanlar Kurulu Kararlarının ise sarih bir şekilde
tanımlanmadığı bilinmektedir. Bakanlar Kurulu Kararlarının, Anayasa, usulüne uygun olarak
yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmalar, Kanunlar, Kanun Hükmünde Kararnameler,
Tüzükler, Yönetmelikler ve yönerge, genelge, tebliğ, talimat, kararname gibi adsız düzenleyici
işlemler olarak sıralanan normlar hiyerarşisinde nerede yer aldığı bilinmemekle birlikte, alt
hukuk normlarının üst hukuk normlarına aykırı olamayacağı hususu hukukun temel
ilkelerinden birisidir. Sonuç olarak yukarıda sayılan normlar farklı kademelerde yer
almakta, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her norm
geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır.
b. Anayasada tanımlanan Tüzük, Anayasa ve Kanunlara; Yönetmelik ise Anayasa, Kanunlar
ve Tüzüklere aykırı olamaz iken, aynı şekilde Bakanlar Kurulu Kararlarının da hiçbir surette
üst hukuk normlarına aykırı olamayacağı kabul edilmektedir. Bakanlar Kurulu Kararları
birincil mevzuata (Kanunlara) dayanılarak çıkartılır, Kanunların uygulama esas ve
usullerini ortaya koyar, diğer ifadeyle, kanunlarda ortaya konan ana çerçeveyi
detaylandırır.
c. Somut olayımızda, 1111 sayılı Askerlik Kanununda, bedelli askerlik hizmeti kapsamı dışına
çıkartılanların ödemiş oldukları ilk taksitin kendilerine iadesi konusundaki şartlara, diğer
ifadeyle bu konudaki zamanaşımı süresine hiçbir surette yer verilmemiş ve bedelin ödenme
usul ve esasları ile kaynağın kullanılmasına ilişkin diğer hususların Bakanlar Kurulu kararı ile
düzenleneceği bildirilmişken, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile Kanunda yer
almayan bir konuya ilişkin olarak düzenleme yapılmış ayrıca Anayasal bir hak olan ve
Anayasanın "Temel Haklar ve Ödevler" başlıklı ikinci kısmının ikinci bölümünde yer
alan "mülkiyet hakkı"nın bir parçası olan alacak hakkı ve buna ilişkin zamanaşımı süresi
ikincil mevzuat olan Bakanlar Kurulu Kararıyla oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu
doğrultuda 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan söz konusu
düzenlemenin hukuka ve kanuna uyarlı olduğu söylenemez. Bakanlar Kurulu Kararıyla
birincil mevzuata aykırı olarak oluşturulan 6 aylık zamanaşımı süresi konusunda, hukuka
aykırılığa ek olarak ayrıca bu sürenin ne zamandan itibaren başlatılacağı hususunun hiçbir
tereddüte yer vermeyecek şekilde açık olarak düzenlenmediği tespit edilmiştir.
26) İkincil Mevzuatla Mülkiyet/Alacak Hakkına İlişkin Olarak Belirlenen "6 aylık süre",
Anayasamızın 35. maddesine, Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin
Korunmasına İlişkin Sözleşmeye ekli 1 No'lu Protokolün 1. maddesine ve 5018 sayılı
Kanunun 34. maddesine ve 6098 sayılı Kanunun 82. maddesine aykırıdır:
a. Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye ekli 1
No'lu Protokolü'nün 1. maddesi, her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına
saygı gösterilmesini isteme hakkının bulunduğuna, herhangi bir kimsenin, ancak kamu yararı
sebebiyle ve kanunda öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun
olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabileceğine; Anayasamızın 35. maddesi ise herkesin,
mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğuna, bu hakların ise ancak kamu yararı amacıyla
kanunla sınırlanabileceğine hükmeder.
b. Şikayetçiler bedelli askerlik hizmeti kapsamında ödemeleri gereken 2. taksit tutarını süresi
içinde ödemedikleri için bedelli askerlik hizmeti kapsamı dışına çıkartıldıkları andan itibaren
ödemiş oldukları ilk taksit tutarı şikayetçiler için bir "alacak" haline gelmiştir. Alacak hakkı
mülkiyet hakkı kapsamında kişilerin temel haklarındandır. Kişiler bu durumda belli bir süre
mülkiyetlerinde olması gereken bir meblağdan kullanma, tasarruf etme ve harcama şeklinde
yararlanma imkanından mahrum kalmaktadırlar.
c. 1111 sayılı Askerlik Kanununda paranın iadesi için bir zamanaşımı öngörülmediğinden, bu
nedenle 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunundaki zamanaşımına ilişkin
hükümler dikkate alınmalıdır. 5018 sayılı Kanunun 34. maddesi "…malın alındığı veya
hizmetin yapıldığı mali yılı izleyen BEŞİNCİ YILIN sonuna kadar talep edilmeyen emanet
hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı
üzerine ödenir….İlgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları
tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep edilmediğinden veya belgeleri
verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine
düşer" hükümlerini içermektedir.
d. "Şikâyet Konusuna İlişkin Uygulamalar" başlığı altında özetlenen AYİM kararında
"sebepsiz zenginleşme kuralının temelinde adalet kavramının yer aldığı, özel hukuk
ilişkilerinde sebepsiz zenginleşmenin Borçlar Kanununun 61 nci maddesinde
düzenlendiği, özel hukukumuzdaki bu düzenlemelerden idare hukukunun esinlenerek
idarenin, sebepsiz zenginleşmeye dayalı sorumluluğunun idare hukukunda bir
sorumluluk ilkesi olarak geliştiği ve sebepsiz zenginleşmenin idare hukukunda da tanzim
borcunun doğumuna yol açtığı" tespit edilmiş olup; bu yaklaşım çerçevesinde de somut
olayımızda 6098 sayılı Borçlar Kanununun 77 nci maddesinde düzenlendiği üzere idare lehine
bir sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği ve 82 nci maddede belirtildiği üzere "sebepsiz
zenginleşmeden doğan istem hakkının hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği
tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak
on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar" hükmünün gözetilmesinin mümkün olduğu
değerlendirilmiştir.
e. Somut olayımızda, 1111 sayılı Kanunun geçici 46 ncı maddesi uyarınca çıkartılan
Bakanlar Kurulu Kararında zamanaşımı süresi, 5018 ve 6098 sayılı Kanunlar hilafına "6
ay" olarak belirlenmiş; şikayet sahiplerinden ilki kapsam dışına çıkartıldıktan sonra 9
ay, ikincisi ise 7 ay içinde para iadesi için ilgili Askerlik Şubesine başvurmuşken, bu
talepleri 1111, 5018 ve 6098 sayılı Kanunlara aykırı olan çıkartılan ikincil mevzuata
(Bakanlar Kurulu Kararına) dayandırılarak reddedilmiştir. Avrupa İnsan Haklarının ve
Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin yukarıda anılan hükmü
gereğince, bir kişinin mülkiyet hakkından mahrum bırakılabilmesi, bu durumun,
uluslararası hukukun genel ilkelerine aykırı bulunmaması, kamu yararına ve kanunun
açık hükmüne uygun olması şartlarının birarada gerçekleşmesine bağlıdır. Dolayısıyla
Anayasal ve Kanuni bir dayanağı bulunmayan bir şekilde kişilerin mülkiyet hakkından
mahrum bırakılması mümkün olmayıp, aksi durum yukarıda sözü edilen Anayasa ile
kanun hükmünde olduğu kabul edilen sözleşmeye de aykırılık teşkil edecektir.
27) İdare, Yükümlülere "Kapsam Dışına Çıkartıldıkları ve Ödemiş Oldukları Parayı
Nasıl Geri Alabilecekleri" Konularında Bildirimde Bulunmamıştır:
a. Anayasamızın 40 ıncı maddesi, Devletin, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları
ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğuna hükmeder. Keza,
Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı'nın 41. maddesinde geçen "iyi bir yönetim hakkı"nın
uygulamada ne anlama geldiğini açıklayan ve ülkemizin de Aday ülke olduğu Avrupa Birliğinin
müktesebatının bir parçası olan "Avrupa Doğru İdare Davranış Yasası"nın 20. maddesinde de,
Yetkililerin bireylerin hak ve menfaatlerini ilgilendiren kararlar hususunda ilgili kişi ya
da kişilere gerekli bildirimleri yapmasının, özellikle mağduriyete yol açacak kısıtlamaları/
hak düşürücü süreleri muhatabına doğrudan ve yazılı olarak tebliğ etmesinin gerektiği
belirtilmektedir.
b. Milli Savunma Bakanlığı Kurumumuzun bilgi­ belge isteme yazısına cevaben gönderdiği
yazısında, "Askerlik Şubesi Başkanlıklarınca, bedelli askerlik yasası hususunda yükümlülere
bilgi verilmektedir...Anılan yükümlünün 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilgili
tarafına yazılı herhangi bir bilgi verilmemesi nedeniyle hak kaybı yaşamasının, idarenin bir
hatası olarak değerlendirilmesi mümkün değildir" şeklinde açıklamada bulunulmuştur. İdare
tarafından sunulan cevaptan, şikayetçiler ve idarelerin gönderdiği bilgi ve belgelerin
incelenmesinden, yükümlülere bedelli askerlik kapsamının dışına çıkartıldıklarında, Milli
Savunma Bakanlığı ya da ilgili askerlik şubesi tarafından herhangi bir yazılı bildirimde
bulunulmadığı anlaşılmış olup "kapsam dışına çıkartıldıkları" bilgisi ile birlikte, ödemiş
oldukları ilk taksiti ne şekilde/hangi süre içinde alabileceklerinin kendilerine tebliğ
edildiği tespit edilememiştir.
c. Devletin yurttaşlarına yasalarını öğretme ve duyurma ödevi (Anayasamızın 89. Maddesinde
düzenlenen yasaların yayımlanarak duyurulması) karşısında yurttaşların da yasaları bilmesinin
bir ödev olduğu kabul edilmekle birlikte, açıkça düzenlenmeyen bir kanun hükmünün, somut
olayımız için Bakanlar Kurulu Kararının, vatandaşlarca anlaşılmasının beklenemeyeceği,
dolayısıyla kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesinden hareketle idarenin "2011/2531
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilgili tarafına yazılı herhangi bir bilgi verilmemesi
nedeniyle hak kaybı yaşamasının, idarenin bir hatası olarak değerlendirilmesi mümkün
değildir." şeklindeki beyanı gereğince kişinin mülkiyet hakkından yoksun bırakılmasının
Anayasının Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu düzenleyen 2.
maddesine aykırılık teşkil edeceği kanaati ve sonucuna varılmıştır.
28) İdarenin Kendi Eylem ve İşlemlerine Karşı Sorumluluğu:
a. Anayasamızın 40 ıncı maddesi kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler
sonucu uğradığı zararın, kanuna göre, Devletçe tazmin edileceğine, Anayasamızın 125.
maddesi ise, İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yoluna başvurulabileceğine,
İdarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğuna
hükmeder.
b. İdarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden dolayı idare edilenlerin uğrayacakları her
türlü zararın tazmini, "İdarenin Sorumluluğu" ile ilgili kurallarla sağlanır. İdarenin sebep
olduğu zarar, kusursuz sorumluluk veya hizmet kusuruna dayalı sorumluluk ilkelerine
göre ödenmekte, hizmet kusuru ise; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi
şeklinde tezahür etmektedir. İçtihatlarla geliştirilmiş olan hizmet kusuru, idarenin
yürüttüğü bir hizmetin kurulmasında, düzenlenmesinde ya da işleyişindeki bozukluk ya
da aksaklığı ifade eder (Metin Günday: İdare Hukuku, 6. Aynı Bası, İmaj Yayınları,
Ankara 2002, s. 320). Danıştay'ın eski tarihli bir kararında belirttiği üzere bir olayda hizmet
kusurunun varlığından söz edebilmek için, "… idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu
kamu hizmetinde, kuruluş, işleyiş ya da personel açısından gereken emir ve talimatların
verilmemesi, denetiminin yetersiz olması, hizmete tahsis edilen araç ve gereçlerin hizmet
gereklerine uygun ve yeterli olmaması, gereken tedbirlerin alınmaması veya geç veya
zamansız alınması gibi nedenlerle bir aksaklık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik veya sakatlık
meydana gelmiş ve oluştuğu ileri sürülen zararın da bundan kaynaklamış olması…" gerekir
(D10D: 17/10/1983, E. 82/185, K. 83/1984, DBB).
c. Bedelli askerlik hizmeti karşılığında yükümlülerden alınan 1. taksit ödemenin iadesine ilişkin
talebin idarece reddinin dayanağını oluşturan 6 aylık zamanaşımı süresinin Bakanlar Kurulu
Kararıyla düzenlenmesi, 25. ve 26. paragraflarda açıklanan gerekçelerle açıkça hukuka
aykırıdır. Bakanlar Kurulu Kararıyla birincil mevzuata aykırı olarak oluşturulan 6 aylık
zamanaşımı süresi konusunda, hukuka aykırılığa ek olarak bu sürenin ne zamandan itibaren
başlatılacağı hususunun açık olarak düzenlenmemesi, idarenin de bu konuda tereddüte düşerek
şikayetçileri yanlış yönlendirmesine ve dolayısıyla hizmet kusuru işlemesine yol açmıştır.
Hukuk devleti ilkesinin bir sonucu olarak idare verdiği zararları tazmin etmekle yükümlüdür.
29) Yukarıda 19, 20 ve 21 numaralı paragraflarda yer verilen mevzuat hükümleri ve 25, 26, 27,
28 numaralı paragraflarda yapılan hukuka ve hakkaniyet uygunluk incelemesi sonucunda,
Bedelli askerlik hizmeti karşılığında yükümlülerden alınan 1. taksit ödemenin iadesine
ilişkin talebin idarece reddinin dayanağını oluşturan 6 aylık zamanaşımı süresinin
Bakanlar Kurulu Kararıyla düzenlenmesinin, Avrupa İnsan Haklarının ve Temel
Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye ekli 1 No'lu Protokolün 1. maddesine,
Anayasanın 2. ve 35. maddeleriyle, 5018 sayılı Kanunun 34. maddesine, 6098 sayılı
Kanunun 82. maddesine ve 1111 sayılı Kanunun Geçici 46 ncı maddesine aykırılığı tespit
edilmiş olmakla birlikte, Anayasanın 40. ve 125. maddeleri gereği idarenin vermiş olduğu
zararı tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılarak ilgili idarelere Tavsiyede
bulunulmasına karar verilmiştir.
IV. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT
A. Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması
30) 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 21'inci
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu tavsiye kararı üzerine ilgili mercii tarafından otuz gün
içinde herhangi bir işlem tesis edilmez veya eylemde bulunulmaz ise, Kamu Denetçiliği
Kurumu'na başvuruyla birlikte durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye
başlayacaktır.
B) Yargı Yolu
31) 2709 Sayılı 1982 Anayasası'nın "Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması" başlıklı 40.
maddesinin ikinci fıkrasında, "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve
mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır" hükmü yer almakta olup; 6328
sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 20'inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, ilgili
İdarenin işlemine karşı 60 günlük dava açma süresinden arta kalan süre içinde Askeri Yüksek
İdare Mahkemesine yargı yolu açıktır.
V . KARAR
Açıklanan gerekçelerle; şikâyetin kabulü ile,
1) "1111 Sayılı Askerlik Kanununun Geçici 46 ncı Maddesi Uyarınca Bedelli Askerlik
Hizmetinden Yararlanma, Bedelin Ödenmesi ve Uygulamaya İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında
16 Aralık 2011 tarih ve 2011/2531 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı"nda düzenlenen 6 aylık
zamanaşımı süresinin 5018 sayılı Kanunun 34. maddesinde belirtilen süreye uygun olarak
yeniden belirlenmesi ve söz konusu 6 aylık zamanaşımı süresi sebebiyle mağdur olan
şikayetçiler için paralarının iadesini mümkün kılacak yeni bir yasal düzenleme yapılması ve
bedelli askerlik hizmeti kapsamında ödedikleri birinci taksit tutarının geri ödenmesi
hususlarında BAŞBAKANLIĞA, MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI İLE AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA;
2) Bireylerin hak ve menfaatlerini ilgilendiren kararlar hususunda ilgili kişilere gerekli
bildirimleri yazılı olarak yapması hususunda MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞINA
TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca,
bu karar üzerine tesis edilecek işlem ya da tavsiye edilen çözümün uygulanabilir nitelikte
görülmediği taktirde gerekçesinin otuz (30) gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu
olduğuna,
Bu kararın şikayetçilere, Başbakanlığa, Milli Savunma Bakanlığına ve Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığına tebliğine,
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.
M. Nihat ÖMEROĞLU
Kamu Başdenetçisi