Metnin Tamamı

ORSAM BÖLGESEL
ORSAMGELİŞMELER
BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ
No.16, KASIM 2014
DEĞERLENDİRMESİ
No.16, KASIM 2014
TUNUS’TA
CUMHURBAŞKANLIĞI
SEÇİMLERİ
Nebahat TANRIVERDİ YAŞAR
Nebahat Tanrıverdi Yaşar, 2010
yılından bu yana ORSAM’da
araştırma asistanı olarak
görevine devam etmektedir. Temel
olarak Tunus, Libya ve Mısır
üzerine çalışan Tanrıverdi’nin
özellikle Arap Baharı ve
dönüşüm süreçlerine ilişkin
çalışmaları bulunmaktadır. Lisans
eğitimini Hacettepe Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler bölümünde
tamamlayan Tanrıverdi, yüksek
lisans eğitimini Orta Doğu
Teknik Üniversitesi Orta Doğu
Araştırmaları bölümünde
“Reconsidering Durability
of Authoritarian Regime and
Possibilities of Democratization
in Tunisia” başlıklı tezi vererek
tamamlamıştır. Tanrıverdi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler bölümünde
doktora eğitimine devam
etmektedir.
Arap Baharının başarılı örneği olan Tunus’ta, Ekim ayında
gerçekleştirilen parlamento seçimlerinin ardından Tunuslular bu kez cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandığa gidecekler. Parlamento seçimlerinde seküler milliyetçi parti Nida
Tunus ile Nahda Partisi arasındaki rekabet, siyasal İslam-sekülerlik tartışmasını alevlendirmiş ve Nida Tunus seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştı. Ancak Nahda Partisi’nin
uzlaşmacı söyleminin bir uzamı olarak cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde aday göstermeme kararı, Yasemin Devrimi ile
dönüşüm sürecine giren ülkedeki siyasal tartışmayı asıl ekseni olan otoriterlik-demokratikleşme eksenine yeniden kaydırmıştır. Nahda’nın seçim sonrası benimsediği yaklaşım ve
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki önemli siyasi lider olan
Sebsi ile Marzuki’nin şahsında vücut bulan siyasi çekişmenin
seyri, gelişmeleri siyasal İslam-sekülerlik gerilimi üzerinden
okumanın ülkedeki derin dönüşüm sürecinin karmaşık yapısını ve bileşenleri anlamayı zorlaştırdığını göstermiştir. Her
ne kadar siyasal İslam ve sekülerlik ile Nahda Partisi’nin seçim yenilgisi üzerinden çeşitli öngörüler ve çıkarımlar popülerliğini korumaya devam etse de Tunuslular cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yoğun bir şekilde Nida Tunus’un tek parti
rejimini yeniden tesis edip edemeyeceğini tartışmaktalar.
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
T
unus’ta Ekim 2014
Parlamento seçimlerine dair tartışmalar hız
kesmeden devam ederken ülke
siyasi tarihi açısından önem taşıyan bir diğer seçim bu Pazar
günü gerçekleştirecek. 23 Kasım 2014 tarihinde gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimi,
2011 sonrası geçiş dönemi için
önemli bir dönüm noktasını
temsil etmektedir. Seçimde balotaj sistemi uygulanacağından
adayların cumhurbaşkanı seçilmesi için oyların %50’sinden
fazlasını alması gerekmektedir. Pazar günkü seçimlerde
bu gerçekleşmez ise en yüksek
oyu alan iki aday ikinci turda
yeniden yarışacaktır. Cumhurbaşkanının halk tarafından
ilk defa seçileceği bu seçim,
parlamento seçimleri sonucu
oluşan yeni siyasi dengenin
geleceğini de belirleyecektir.
Parlemento seçimlerinin galibi
2
Nida Tunus’un adayı Said Cebsi’nin cumhurbaşkanı olma ihtimali, başbakan, meclis sözcülüğü ve cumhurbaşkanlığı gibi
üç önemli koltuğun tek parti
tarafından domine edilme olasılığını ortaya çıkarmaktadır.
Bu ihtimal ise Tunus’ta özellikle 2013’ten beri Nahda Partisi üzerinde yoğunlaşan siyasi
kutuplaşmanın ve tartışmanın
eksenini büyük ölçüde kaydırmıştır.
Seküler
milliyetçi
par-
ti Nida Tunus’un parlamento
seçimlerinde büyük bir başarı
elde ederek Nahda Partisi’ni
ikinci sıraya itmesi siyasal İslam-sekülerlik
tartışmasını
alevlendirmiştir. Ancak Nahda
Partisi’nin uzlaşmacı söyleminin bir uzamı olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday
göstermeme kararı, Yasemin
Devrimi ile dönüşüm sürecine
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ
No.16, KASIM 2014
giren ülkedeki siyasal tartışmayı asıl ekseni olan otoriterlik-demokratikleşme eksenine
yeniden kaydırmıştır. Nahda’nın seçim sonrası benimsediği yaklaşım ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki önemli
siyasi lider olan Sebsi ile Marzuki’nin şahsında vücut bulan
siyasi çekişmenin seyri, gelişmeleri siyasal İslam-sekülerlik
gerilimi üzerinden okumanın
ülkedeki derin dönüşüm sürecinin karmaşık yapısını ve bileşenleri anlamayı zorlaştırdığını göstermiştir. Her ne kadar
siyasal İslam ve sekülerlik ile
Nahda Partisi’nin seçim yenilgisi üzerinden çeşitli öngörüler
ve çıkarımlar popülerliğini korumaya devam etse de Tunuslular cumhurbaşkanlığı seçimi
öncesi yoğun bir şekilde Nida
Tunus’un tek parti rejimini yeniden tesis edip edemeyeceğini
tartışmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı
Seçimleri Neden Önemli?
Tunus siyasi tarihinde Habib
Burgiba ve Zeynelabidin Bin
Ali’nin şahısları ile bütünleşen cumhurbaşkanlığı makamı otoriter rejimin en önemli
güç merkezi olmuştur. Bağımsızlığından 2011 yılında Bin
Ali’nin devrilmesine kadar geçen süre içinde ülke tek partinin domine ettiği güçlü bir başkanlık sistemiyle yönetilmiştir.
Bu nedenle de 2011 sonrası
yapılan reformların ve 2014
Ocak ayında kabul edilen yeni
anayasanın en öncelikli amacı
bu güçlü başkanlık sistemini
dengeleyecek bazı önlemler
almak olmuştur. Devlet başkanının sahip olduğu olağanüstü
gücün dengelenmesi için de
karma bir sistem kabul edilmiş
ve Bin Ali döneminde cumhurbaşkanının sahip olduğu yetki
ve sorumluluklar başbakan ve
cumhurbaşkanı arasında dağıtılmıştır. Böylece iki makam
arasında denetim ve denge tesis
edilmeye çalışılmıştır.
Her ne kadar ekonomi ve
güvenlik gibi önemli konulardaki yetkiler başbakan ve
cumhurbaşkanı arasında paylaştırılmışsa da cumhurbaşkanının yetki ve sorumluluğunun yeniden tanımlandığı bu
yeni sistemde cumhurbaşkanı
önemli yetkileri elinde tutmaya
devam etmektedir. Dış politika, savunma ve ulusal güvenlik
Nahda’nın
seçim sonrası
benimsediği
yaklaşım ve
cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde
iki önemli siyasi
lider olan Sebsi
ile Marzuki’nin
şahsında vücut
bulan siyasi
çekişmenin
seyri, gelişmeleri
siyasal İslamsekülerlik gerilimi
üzerinden
okumanın
ülkedeki derin
dönüşüm
sürecinin
karmaşık yapısını
ve bileşenleri
anlamayı
zorlaştırdığını
göstermiştir.
3
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
4
konuları cumhurbaşkanlığının
sorumluluk ve yetki alanına
bırakılırken kamu idaresi, bakanlıkların görev alanları ile
ülke yönetimi başbakanın yetki
alanı içinde bırakılmıştır. Cumhurbaşkanı hala mecliste kabul
edilen yasaların onaylanmasından sorumludur. Cumhurbaşkanı ayrıca Tunus Silahlı Kuvvetlerinin başkumandanıdır ve
üst düzey askeri, idari ve diplomatik görevlileri kapsayan
ülkedeki önemli atamalar onun
yetki alanındadır.
etmektedir. 23 Kasım tarihinde seçilecek cumhurbaşkanının yeni başbakan ve kabinesi
ile illişkisi yapılan güç dağılımının nasıl yorumlanacağı ve
uygulanacağını büyük oranda
belirleyecek, önemli teamüllerin oluşturulmasını sağlayacaktır. Bu nedenle cumhurbaşkanı
ve başbakan arasındaki güç
dengesinin pratik sonuçlarını
seçim sonrası süreçte görmek
mümkün olacaktır.
Yeni anayasanın kurduğu
bu yeni güç dağılımının sonuçları yeni cumhurbaşkanı
ve hükümet ile test edilecektir.
Bu bakımdan parlamento seçimleri kadar cumhurbaşkanlığı seçimleri de ülkede önemli
bir dönem noktasını temsil
Nahda Partisi parlamento seçimlerinin öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday
göstermeme kararı almış ve
resmi olarak da bu süreçte hiçbir adayı desteklemeyeceklerini ilan etmiştir. Nahda Partisi’nin lideri Raşid Gannuşi,
Nahda’sız Bir Seçim
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ
No.16, KASIM 2014
19 Kasım’da The New York
Times’a yazdığı “How Tunisia
Will Succeed” başlıklı yazısında bu kararlarını demokratik
gelişme için gerekli olan dengenin kurulmasına yardım etmek için aldıklarını belirtmiştir. Bu karar kuşkusuz bir şekilde cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve koalisyon çalışmalarına
önemli etkiler yapacaktır.
Öncelikle Nahda Partisi’nin
aday göstermeme kararı parlamento seçimlerinde Nida Tunus ve bazı seküler-sol çizgideki partilerin kullandığı siyasal İslam-sekülerlik ayrışması
üzerine kurulu retoriğin bu
seçimlerde de kullanılmasını
engellemiştir. 2013 yılında iki
önemli siyasal muhalif liderin öldürülmesi ve 37 askerin
sınır çatışmalarında hayatını
kaybetmesi üzerine iyice tırmanan siyasal kutuplaşma üzerine kurulu bu söylem istikrar
vaadiyle bir araya gelerek Nida
Tunus’un parlamento seçimlerinde önemli bir başarı elde etmesini sağlamıştır. Parlamento
seçimleri öncesinde uzlaşmacı yaklaşımını sürdüren Nahda Partisi, seçimlerin ardından Raşid Gannuşi’nin Nida
Tunus’un lideri Said Sebsi’yi
arayarak şahsen tebrik etmesi,
seçim sonuçlarını demokratik zafer olarak ilan etmesi ve
ulusal birliğe yaptığı atıflar seçim öncesinde gözlenen siyasal
kutuplaşmanın yumuşamasına
yardım etmiştir. Böylece siyasal İslam üzerinden devşirilen
kamplaşma, seçim kampanyasında seçmen desteği almak
için kullanılabilecek bir argüman olmaktan çıkmış ve yerini 2011’deki temel fay hattına
bırakmıştır.
Eski rejim partisi, sol ve liberal siyasi figür ve hareketlere
kadar geniş bir siyasi yelpazeyi çatısı altında toplayan Nida
Tunus, parti bütünlüğünü parlamento seçimlerinde oluşan
bu siyasi kutuplaşmaya borçludur. Nida Tunus partisini bir
arada tutan temel dinamiğin
ortak siyasal amaçlar ve ilkeler
olmaması, aksine Nahda karşıtlığı üzerine inşa edilmesi parti
içi istikrar ve uyum sorununu
da tartışmaya açmıştır. Tunus
kamuoyunda karşılık bulan bu
tartışma Nida Tunus’a yönelik
beklentilerin de sorgulanmasını
beraberinde getirmiştir. Parlamento seçimleri öncesinde eski
Nahda
Partisi’nin aday
göstermeme
kararı
parlamento
seçimlerinde
Nida Tunus ve
bazı sekülersol çizgideki
partilerin
kullandığı siyasal
İslam-sekülerlik
ayrışması üzerine
kurulu retoriğin
bu seçimlerde
de kullanılmasını
engellemiştir.
5
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
rejim partisinden gelen isimlerin, partinin kurumsal yapısını
ve seçim listelerini domine etmesi parti içi ittifakın paydaşları olan sol ve liberal isimler
arasında hoşnutsuzluk yaratmıştır. Bu hoşnutsuzluk 87
yaşındaki Said Sebsi’nin oğlu
Hafız’ı partide halefi olacak
şekilde konumlandırması ile
daha da artmıştır. Ancak daha
önce de belirtildiği üzere bu
hoşnutsuzluk ve eleştiriler
Nahda karşıtlığının gölgesinde
kalmış ve ötelenmiştir. Nahda’sız bir cumhurbaşkanlığı
seçim yarışında Said Sebsi’nin
adaylığı ise hem parti içi tartışmaların hem de parti dışı
eleştirilerin artmasına neden
olmuştur.
Bunun yanı sıra Nahda Partisi’nin seçim yarışı dışında
kalma kararı, seçim aritmetiğini de doğrudan etkileyecektir.
Parlamento seçimlerinde Nahda Partisi ve diğerleri şeklinde
tezahür eden seçim yarışı bu
seçimlerde seküler isimler arasında gerçekleşmektedir. Parlamento seçimlerinde ekonomik
ve siyasi vaatlerin yerine siyasal kutuplaşmanın kullanılması, Nahda’sız gerçekleşecek bu
6
seçimlerde adayların seçmen
desteği talep ederken kullanabilecekleri söylemleri sınırlandırmıştır. Bu nedenle de ülkedeki siyasal kutuplaşma rejim-demokratikleşme eksenine
kaymıştır. Siyasal söylemdeki
bu kayma Nida Tunus’un daha
fazla eleştirilmesine ve Tunuslu seçmenler tarafından daha
büyük bir kuşkuyla karşılanmasına neden olmuştur.
Son olarak Nahda Partisi’nin oy tabanının bu seçimlerde Munsif Marzuki’yi destekleyeceğine dair bir kanaat
oluşmuştur. Her halükarda Nahda Partisi tabanının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Said
Sebsi’ye yönelmesi mümkün
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ
No.16, KASIM 2014
görünmemektedir.
Partinin
resmi olarak herhangi bir adayı
desteklememeye karar vermesi
seçmenin dağınık bir şekilde
farklı adaylara yönelebileceği
beklentisini doğurmuştur. Buna
rağmen Nahda tabanının rejim-demokratikleşme ekseninde seyreden seçim yarışında
eski koalisyon ortağı Cumhuriyetçi Kongre Partisi’nin lideri
Monşef Marzuki’ye yönelmesi
yüksek olasılıktır. Bu nedenle
Nahda, seçimin dışında kalmasına rağmen seçim sonuçlarını
etkiyecek en önemli siyasi aktör
olarak karşımıza çıkmaktadır.
OtoriterlikDemokratikleşme
Tartışmasına Geri Dönüş:
Tek Parti Yönetimi
Korkusu
Ekim 2014 parlamento seçimleri Tunus’taki siyasi dengeyi
önemli ölçüde değiştirmiştir.
85 sandalye kazanarak seçimin galibi olan Nida Tunus,
hükümet kurmak için yeter
sayı olan 109 sandalyeye ulaşmak için koalisyon görüşmelerine başlamıştır. Şu ana
kadar Nida Tunus tarafından
yapılan açıklamalar, partinin
Nahda dışındaki diğer partilere
öncelik vereceği yönündedir.
Yeni hükümet, yeni cumhurbaşkanının göreve başlamasını
takiben kurulacaktır. Bu nedenle de 23 Kasım tarihinde olan
seçimin galibi yeni koalisyon
hükümetinin ortaklarının kimler olacağını ve başbakan ile
kabine ve cumhurbaşkanı arasındaki ilişkilerin geleceğini
belirleyecektir. Sonuç itibariyle cumhurbaşkanlığı seçimleri
parlamento seçimlerinde değişen siyasi dengeye nihai şeklini
verecektir.
Nida Tunus, Parlamento
seçimlerinde olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçiminde de
oldukça iddialıdır. Hatta parlamento seçimlerinde elde ettiği başarıyı cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde arkasına alarak
başarı olasılığını arttırmaya
çalışmaktadır. Biri kadın diğerleri erkek olmak üzere 27 aday
ile başlayan cumhurbaşkanlığı
seçimi yarışı, 20 Kasım itibariyle beş adayın çekilmesiyle
22 adaya düşmüştür. Tunus
Komünist İşçi Partisi lideri
Hamma Hamami, Düstur geleneğinin ve mirasının reform
edilmesi gerektiğini savunan
Sonuç itibariyle
cumhurbaşkanlığı
seçimleri
parlamento
seçimlerinde
değişen siyasi
dengeye nihai
şeklini verecektir.
7
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Mubadara
Partisi’nin
lideri
Kemal Morjani, eski meclis
sözcüsü ve koalisyon ortağı
Ettakatol’un lideri Mustafa bin
Cafer gibi bilinen önemli isimlerin yarıştığı bu seçimlerin en
güçlü adayı ise Nida Tunus’un
lideri Bacı Said Sebsi’dir.
Said Sebsi hem parlamento
seçimlerinde hem de cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları
sırasında ülkedeki pek çok siyasi parti ve isim tarafından
“eski rejimin/nizamın adamı”
olarak lanse edilmiştir. Bu
yöndeki suçlamalar parlamento seçimleri sırasında Nahda
Partisi karşıtlığının ve istikrar
arayışının
gölgesinde
kalsa
da, parlamento seçimlerinde
8
elde ettiği başarı ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde güçlü
bir aday olması nedeniyle daha
yoğun bir şekilde dile getirilmeye başlanmıştır. Eleştirilerin yoğunlaşmasının ardındaki
temel dinamik Nida Tunus’un
hem meclisi domine etmesine
hem de başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı makamlarını alarak ülkede tek parti yönetimini
yeniden tesis etmesine yönelik
korkudur. Nahda Partisi’nin
kendi tercihi doğrultusunda
cumhurbaşkanlığı seçimleri dışında kalması ise bu korkunun
derin bir şekilde tartışılmasına
ve seçim yarışında eski rejim
– demokratikleşme ekseninde
derin bir siyasal kutuplaşmanın
yaşanmasına neden olmuştur.
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ
No.16, KASIM 2014
Bu yeni siyasal kutuplaşma ise
parlamento seçimlerinde büyük bir oy kaybı yaşayan ve
sadece 1 sandalye ile mecliste
temsil hakkı kazanan Cumhuriyetçi Kongre Partisi’nin lideri Monşef Marzuki’nin Said
Sebsi karşısında en güçlü aday
olarak yükselmesine neden olmuştur.
Nida Tunus’un adayı Said
Sebsi hem Burgiba hem de Bin
Ali döneminde önemli makamlarda görev almış bir siyasetçidir. Bu sayede Bin Ali döneminde tasfiye edilen Düsturcuların ardılları olan Düsturcu
sosyalistleri ve 2011 sonrası
kapatılan rejim partisi Demokratik Anayasal Birlik Partisi
üyelerini kolayca bir araya getirmiştir. Bu koalisyon sol ve liberal hareketler ile çeşitli sivil
toplum örgütlerinden isimlerin
katılımıyla daha da çeşitli hale
gelmiştir. Ancak Düsturcu sosyalistler ile Demokratik Anayasal Birlik Partisi üyelerinin
partinin merkezinde olması, tek
parti rejiminin Nida Tunus adı
ile Tunus siyasetine geri dönüp
dönmeyeceğini daha yoğun bir
şekilde tartışmaya açmıştır.
Demokratikleşmenin hassas
bir geçiş dönemi olduğu gerçeğinden hareketle bu tartışma
eski rejim nostaljisi ile değişim
sancıları arasındaki savrulmanın yaşandığı ülkede önemli
bir siyasi fay hattını temsil etmektedir. 2011 Baharında Said
Sebsi’nin başbakanlığında kurulan 2 adet geçici hükümetin
büyük bir muhalefet ile karşılaşmasının ve istifa etmek zorunda kalmasının nedeni eski
rejimin kendini yeniden tesis
etmesini engellemeye yönelik
oluşan ulusal uzlaşıydı. 2011
yılı boyunca da değişime yönelik kaygılar ve beklentiler bu dinamik çerçevesinde
şekillenmişti. Ancak Ekim
2011 seçimlerinde Nahda’nın
elde ettiği büyük başarı siyasal
İslam üzerindeki tartışmaların
Tunus gündemi ve siyasetini
işgal etmesiyle sonuçlanmıştır.
Ekonomiden siyasete ülkedeki tüm önemli gelişmeler bu
tartışma üzerinden okunmuş
ve şekillenmiştir. Ancak Nahda’nın parlamento seçimlerinde ikinci sıraya düşmesi ve
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermemesi Tunus
siyasetinde asıl meseleye ani
Demokratikleşmenin
hassas bir geçiş
dönemi olduğu
gerçeğinden
hareketle bu
tartışma eski rejim
nostaljisi ile değişim
sancıları arasındaki
savrulmanın
yaşandığı ülkede
önemli bir siyasi
fay hattını temsil
etmektedir.
9
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
bir dönüş yaşamasına vesile
olmuştur. Nida Tunus’un indirgemeci bir yaklaşımla Burgiba
liderliğindeki Düstur Partisi ve
Bin Ali liderliğindeki Demokratik Anayasal Birlik Partisi ile
eş tutulması elbette doğru değildir. Tunus siyasetinde eski
rejimin tüm esaslarıyla yeniden
tesis edilmesi mevcut koşullar
altında olası görünmemektedir.
Ancak otoriter rejimlerin çehre
değiştirerek kendilerini yeniden tesis edebildikleri de bilinmektedir ve bu olasılık Tunus’
un demokratikleşme sür­ec­ inin
önündeki en önemli tehlikelerden biri olmaya devam etmektedir. 23 Kasım günü gerçekleşecek
cumhurbaşkanlığı
seçimleri bu gerçeğin yeniden
hatırlanmasına vesile olduğu
için Tunus siyasetinde şimdiden önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Sonuç
itibariyle
cumhurbaşkanlığı
seçimlerinin sonucu Tunus’un
sadece önümüzdeki beş yılını
değil, Tunus siyasetinin önümüzdeki döneminin geleceğini
etkileyecektir.
ORSAM, Ortadoğu konusunda faaliyet gösteren tarafsız bir düşünce kuruluşudur.
ORSAM Ortadoğu ile ilgili bilgi kaynaklarını çeşitlendirmeyi ve bölge uzmanlarının
düşüncelerini Türk akademik ve siyasi çevrelerine doğrudan yansıtabilmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlar doğrultusunda ORSAM, Ortadoğu ülkelerindeki devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve
sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak,
yerel perspektiflerin güçlü yayın yelpazesiyle gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. ORSAM yayın yelpazesi içinde kitap, rapor, bülten,
politika notu, konferans tutanağı ve ORSAM dergileri Ortadoğu Analiz ve Ortadoğu
Etütleri bulunmaktadır.
©Bu metnin içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir
şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan
değerlendirmeler yazarına aittir. ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM)
Süleyman Nazif Sokak No: 12-B Çankaya / Ankara
Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48
www.orsam.org.tr
10