Gül Neslinin Gül Kokulu Evladı

GENÇ KALEMLER / Halime ÇETİN
Gül Neslinin
Gül Kokulu Evladı
K
aleme yemin eden Allah (c.c)’ın selamıyla sözlerime başlayıp, nübüvvet mührünün sahibine salât u selam ederek, bu
satırları sizin yüce huzurunuza arz ediyorum.
(Hamid Hamidettin Ateş Efendi (Mektubat)) diyen temiz bir ağzın sözleriyle Hulûsi bir kalp ile
başlıyorum sözlerime.
Darende’nin
bir
köşesidir
Zaviye.
Darende’nin insanı huzurla baş başa bıraktığı, ırmak kenarında gülleriyle, bülbülleriyle insanı malayani işlerden alıkoyan,
huzura kapı açan bir mutluluktur Zaviye, otuz yapraklı gül şehrinde. Belki
de Darende otuz yapraklı gül şehri ismini gül neslinin bünyesinde
barınmasına borçludur. ‘Şöhret
afettir.’ diyerek Bursa’dan sonra Darende’nin Zaviye’sini tercih eden Somuncu Baba’sına,
Taceddin-i Veli’sine borçludur.
1914 yılının 22 Ramazan gecesi bir gül
kokusu yayılır etrafa,
gül neslinden ona
benzeyen. O, on
ikinci kuşaktan
Şeyh Hamid-i
Veli,
36.
76 HAZİRAN 2014
kuşaktan kâinatın serveri Hazreti Muhammed
(s.a.v.) Efendimizin gül neslinden bir hak dostudur. Diyor ya Nesimi’ Gül olanın aslı güldür,
Peygamberin nesli güldür.’ Gül kokulu evladına sevgili babası Hatip Hasan Efendi (k.s.) Osman Hulûsi ismini verir. ‘Efendi’ diye seslenir
kardeşleri. Yaşıtlarından daha olgun ve zekidir.
Manevî boyutta yaşıtlarının fark edemeyeceği
güzelliklerin farkındadır. Henüz küçük yaşlarda
iken pirini gitmek istediği yere yar yolundan
ulaştırarak himmetlerine mazhar olmuştur.
Nefsini yenmiş bir pehlivandır Osman
Hulûsi Efendi (k.s.). 20. yüzyılın son Dîvân şairlerindedir. Bir “Künt-ü Kenz”dir Osman Hulûsi
Efendi (k.s.). gazellerinde, müfredlerinde, rubai
ve mektuplarında her seferinde farklı bir mana
düşürür yüreğimize. Dertlere dermandır beyitleri, gönüllere nakış nakış işleyen, her gönlü ihtiyacına göre tetikleyen.
Halk içinde Hak ile beraber olan Osman
Hulûsi Efendi (k.s.) “Hayra vesile olan hayrı yapan gibidir.” hadisi şerifini kendisine düstur
edinerek 1986 yılında kendi adına “Her canlıya
hizmet” için bir vakıf kurdu. TRT’nin kendileri ile
yapmış olduğu bir röportajında “Elime bir taş
geçse onu memleketim için nasıl faydalı hale
getiririm.” sözleriyle kurmuş olduğu bu vakfın
gayesini belirtmiştir. Gönüllü bir hayırseverdi
Osman Hulûsi Efendi (k.s), komşusu aç iken,
elindekini onlarla paylaşır bir karşılık beklemezdi. Çok misafirperverdi, misafirleri ile çok
iyi ilgilenir bütün ihtiyaçlarını giderirdi.
Şefkatli ve merhametli bir baba idi, evlatları
arasında ayrım gözetmezdi. “Hangi evladınızı
daha çok seversiniz?” sorusuna “Büyüyene kadar çocuk olanını, iyileşene kadar hasta olanını,
yuvasına dönene kadar gurbette olanını…’ cevabını vererek babalarımıza örnek bir babadır
Osman Hulûsi (k.s).
Nice Çocukların Okumasına
Öncü Olmuş
Eğitime önem verirdi, örnek olarak kendi evlatlarının eğitimi için çabalamış ve evlatlarını
okutmaları için babalara nasihatlerde bulunmuştur. Kurmuş olduğu vakfın kız erkek ayrımı
gözetmeden öğrencilerin tahsili için hem ev,
hem yurt, hem de burs desteği vermesi bu durumun en büyük örneğidir. Nice okulların açılmasında öncü olmuş ve desteklemiştir.
Melâmet
neş’esinin bir gereği olarak keramete önem vermez ve
onu gizlemeye çalışan
Nakşbend Hazretleri, yukarıdaki beyitlerde ifade
ederler kendilerini. Es-Seyyid
Osman Hulûsi Efendi (k.s)’de
de aynı hal bulunurdu ve kerameti önemsemezlerdi.
“Kişinin hüsn-i nesebi hüsnü edebidir. Daima büyüklere karşı hürmet
ve küçüklere şefkat et. Ta ki hürmet ve
şefkat gibi iki haslet-i cemileye sahip olmuş olasın.”...
Evladı Mahmud Kemal Ağabey’e mektubunda seslenen Osman Hulûsi Efendi (k.s),
inandığı doğruları ve güzellikleri etrafındaki
insanlarla paylaşmasını bilen bir ruh haline
Gönüller sultanıdır Osman Hulûsi Efendi
(k.s), kutbu’l-azamdır. Bir rehberdir Ümmet-i
Muhammed’e, mürşid-i kâmildir.
sahipti. O, gerek hutbelerinde, gerek şiirlerin-
Sabırlı ve metaneti büyük bir babadır Osman Hulûsi (k.s.). 1986 yılında bir trafik kazasında evlatlarını kaybeden. Bir tek kendi evlatlarının değil yeğeninin yetimlerine de babadır,
kimsesiz mazlum yetimlere de babadır.
1990 yılının 14 Haziran günü Hak Teâlâ
Hak Teâlâ’nın kudretiyle peygamberler tarafından meydana getirilen harikulade şeylere
mucize denir. Yine Allahu Teâlâ’nın kudretiyle
Hak dostları tarafından meydana getirilen harikulade şeylere de keramet denir.
Ez derun vez aşina ve’z birun bigâne-veş
İn çonin ziba reviş kem mi buved ender cehan
İçerden (Hakka) aşina ol, dışarıdan ise habersiz gibi (davran)
Bu tür güzel bir usul cihanda az bulunur
de ve gerekse mektuplarında “Din nasihattir.”
hadis gereği nasihate önem verirdi.
(c.c)’ya kavuşan Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s) kurmuş olduğu vakfı, yardımda bulunduğu onu seven insanlar, açmış olduğu okullar,
nice değerli şah eserler ve hayırlı evlatları ile
sonsuz ebediyete uğurlanmıştır 15 Haziran
Cuma günü.
Bir gün gelir ki bu hayat-ı âlem hayal olur
Dehrin nesi varsa cümle pamal olur.
Allahu Teâlâ bu kapıyı sevenler ile bizleri bu
kapıdan iki cihanda ayırmasın. Efendi Hazretlerinin gözlerinden ve gönüllerinden düşürmesin. Bizleri büyüklerimizle haşreylesin.
Selam ve dua ile...
somuncubaba 77