Sohbet Sayfası - İvrindi Gazetesi

Bizim İvrindi Gazetesi
406
Gül
Bahçesi
Sohbet Sayfası
Halil SAYGI
Sayfa 5
21/04/2014
Aşık Cemale’nin
sazından sözünden damlalar
İSMİ AZAM DUASI
ŞEHİTLİĞİN FAZİLETİ- ÇANAKKALE ZAFERİ:
Geçtiğimiz 18 Mart Pazar günü Çanakkale Deniz Zaferi'nin 98. Yıldönümüydü.
Ülkemizde o gün şehitler günü olarak kabul edilmiştir. Balkan Harbinden yeni çıkan
askeri, siyasi ve maddi gücünü kaybeden Osmanlı Devleti I. Cihan Harbi'ne girmeyi
istemiyordu. Fakat Almanların oyununa gelerek İttihat Devletleri tarafında yer almıştı.
İngilizlerin, Fransızların, Rusların bulunduğu itilaf devletlerine karşı olmuş oldu.
Akdeniz'de İngilizlerden kaçan iki Alman gemisini Karadeniz'e geçirerek İngilizlerden
kurtaran (Midilli Yavuz) gemilerini bahane ederek Osmanlı'ya harp ilan ettiler. İstanbul'u
işgal ederek Osmanlı Devleti'ne son vermek için 3-11-1914'te Dünyanın en güçlü İngiliz
ve Fransız donanması 100'den fazla harp gemisiyle Çanakkale Boğazı'na geldiler.
Boğazın Anadolu ve Rumeli yakalarındaki tabyaları yaklaşık 3,5 ay bombaladılar.
18.03.1915 günü tabyaların tahrip olduğunu zannederek Marmara'ya geçmek niyeti ile
boğaza girmek isterken kahraman topçularımızın isabetli atışları ile ve Nusret mayın
Gemisi'nin gizlice döşediği mayınlara çarparak büyük zaiyat verip geri çekilmek zorunda
kaldılar. Bu tarih Çanakkale Deniz Zaferi olarak tarihe geçti. Boğazlardan geçemeyince
25.04.1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yaparak karadan İstanbul'u işgal
etmek için harekete geçtiler. 09.01.1916 tarihine kadar yaklaşık 8,5 ay çıkarma yapmak
için taaruz etmişseler de kahraman Türk Ordusu karşısında hezimete uğramış ve geri
çekilmişlerdir. Harp olan sahalara hesaplara göre metrekareye 6000 mermi ve bir insan
cesedi düşmektedir. 250 000'den fazla şehidimiz , bir o kadar da gavur geberiği vardır.
Osmanlı'nın bu galibiyeti tarihe altın harflerle yazılmıştır. Burada yiğitlerimiz sayısız
kahramanlıklar göstermiş, bu harp ile ilgili sayısız kitap yazılmış, yüzlerce menkıbeler,
kahramanlık destanları anlatılmıştır. Bunlardan iki tanesini de biz özetle anlatalım:
Seyit Onbaşı: Çanakkale Boğazı'nın girişinde mecidiye tabyasına 18.03.1915 günü top
mermisi isabet ediyor. Oradakilerin hepsi şehit oluyor, Yalnız takım komutanı Yüzbaşı
Hilmi bey ile Niğdeli Ali ve Havran'ın Koca Seyit Köyü'nden hemşehrimiz Koca Seyit
kalıyor. Koca Seyit bir şehit arkadaşlarına bir de boğaza girmekte olan gemilere
bakıyor, hemen topun yanına koşuyor. Top sağlam fakat vinci bozulmuştur. 276 kiloluk
mermiyi kaldırmaksa imkansızdır. Ama Seyit Onbaşı kendinde değildir, başka
alemlerdedir. Gayrı iradi Bismillah, Ya Allah La Havle Ve la Kuvvete İlla Billahil aliyyil
azim (güç kuvvet yalnız Allah'ındır.) deyip top mermisini omuzladığı gibi üç basamaklı
merdivenleri çıkarak topun ağzına sürüyor ve gözleyip tetiği çekiyor. Top mermisi gidiyor
İngilizlerin en büyük zırhlısı olan komuta gemisi Ocean'ın bacasından girip oracıkta
batırıyor. Bunu gören diğer gemiler paniğe kapılıp geri dönerken mayınlara çarparak
büyük zayiat verirler. Bu mermi harbin gidişatını lehimize çevirip savaşı kazanmamıza
vesile olur. Durumdan haberdar olan Boğazlar Komutanı Cevad Paşa gelip Koca
Seyit'in alnından öper ve der ki: Seyit şu mermiyi kaldır da bir de ben göreyim. Koca
Seyit: Paşam şu anki fiziki gücümle bu mermiyi kaldıramam ozaman ben kendimde
değildim, ilahi bir hal, bir güç vardı. Bir de anamın bana öğrettiği şu dua “Bismillah, Ya
Allah La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil Azim”. Dediğimi hatırlıyorum, der.
17. Alay Komutanı Yarbay Hasan Efendi: Alçıtepe ile Abideler arasında 17. Alay ile
Fransızların yaptığı savaşta Fransızlar geri püskürtülmüş ölülerini bırakıp kaçmışlardı.
Alay komutanı ölüler arasında dolaşırken birinde bir kıpırdama gördü ve sağ ise tedavi
ettirme niyetiyle yanına vardı. Yaralı Fransız elindeki kasaturayı Hasan Efendi'nin
göğsüne sapladı. Allah diyerek yere düştü. Alayın sağlık görevlileri ve imamı onunla
meşgul olurken beni kaldırınız dedi. Kaldırdılar. Yüzünde bir tebessüm belirdi ve yüksek
sesle “NİÇİN ZAHMET BUYURDUNUZ YA RESULALLAH BEN GELİYORDUM”
diyerek ruhunu teslim etti. Şehit olduğu yere gömüldü. Anıt yapıldı.
Şehitliğin fazileti: Allah-ü Teala'nın yolunda Allah'ın vaaz ettiği dini yükseltmek, dinini,
vatanını, ırzını, namusunu, mukaddes bildiği her şeyini korumak için cepheye giden
canını da orada bırakarak Hak Teala'nın rızasına, cennetine, cemaline nail olan kişidir.
Kur'an-ı Kerim'de şehitleri öven bir çok ayetler vardır. Bazıları şöyledir: “Allah yolunda
öldürülenlere ölü demeyiniz Zira onlar diridirler lakin siz onu hissedemezsiniz,
anlayınız.” Bakara154. “Allah yolunda öldürülen şehitleri ölü sanmayınız bilakis onlar
diridirler. Öyle ki Allah-ü Teala'nın kendilerine verdiği, ihsan ettiği şehitlik mertebesiyle
hepsi de sevinerek cennet nimetleriyle rızıklanırlar.” Ali İmran 169-171. “Şüphesiz ki
Allah-ü Teala şehit olan mü'minlerden canını ve mallarını cennet karşılığında satın
almıştır.” Tevbe 111. Buna benzer ayetler çok olup birkaç tane de Hadis-i Şeriflerden
yazalım. “Şehit, ailesinden tam yetmiş kişiye şefaat edecektir.” Uhud Savaşı'nda Ziyat
(RA) kucağında iken şehit olmasına gıpta eden sahabeye Resulallah (SAV)
“Peygamberler kucağında şehit olmak her kula nasip olmaz demeyiniz. Kıyamete kadar
gelip geçecek bütün şehitler beni kerşılerında görmeden can vermezler,” buyurmuştur.
(Bunu şahidi yukarıda bahsettiğimiz Yarbay Hasan Efendi'dir.) “Şehitlerinizi ziyaret
ediniz, kendilerine selam verini. Hak Teala'ya yemin ederim ki, kim bu dünyada şehitlere
selam verirse kıyamette de bu aziz şehitler kendilerine mukabil selam vereceklerdir.”
Bu hadisten anlaşılıyor ki şehitleri ziyaret etmek fazilettir. Hangi şehitleri ziyaret edelim
derseniz; bize çok yakın olan 250 000'den fazlası bir arada olan, her biri gayet dindar
imanlı Osmanlı şehitleri olan Çanakkale şehitlerini ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Bu
şehitler Türkiye'nin her tarafından gelip ziyaret edilmektedir. Bize yakın olduğu için
bizler daha çok ziyaret etmeliyiz. Biz daha evvel ziyaret etmiştik diyenlere şunu
hatırlatayım: evvelki senelerde televizyonda seyretmiştim Anzaklar her sene 25
Nisan'da Çanakkale'ye gelip ölülerine dua edenlerden birine spiker niçin geldiniz diye
soruyor. O da “burada harpte dedem ölmüş onu ziyarete geldim. Bu dördüncü gelişim,
niyetim, imkanım olursa her sene gelmek istiyorum” dedi. Yeni Zellanda, Avustralya
Çanakkale'ye 12 000 km bize ise 200 km onlar batıl dinde geberiklerine ziyarete geliyor,
biz ise bu aziz vatanı canları pahasına korumuş ve bize emanet eden aziz kahraman
şehit atalarımızı ziyaret etmiyoruz.
Allah-ü Teala'dan ilk İslam şehidi Yasir'in, Sümeyye'nin, Bedir ve Uhud şehitlerinin, bu
günümüze kadar dini, vatanı uğruna canını veren bütün şehitlerin hassaten Çanakkale
şehitlerinin ruhlarını şad etmesini âli olan makamlarını daha da âli edip sonsuz
rahmetine gark etmesini bizleri de onların şefaatlerine nail edip onlarla beraber şehit
olarak haşır etmesini niyaz ederim. Amin. Velhamdülillahi Rabbil Alemin. Amin. Amin.
Amin.
Her kim, bu duayı ihlas ile okusa veya üzerinde taşısa bin defa hatim
etmiş, bin defa nafile haccetmiş, bin köleyi hürriyetine kavuşturmuş, bin
altını fukaraya dağıtmış, bin defa nafile namaz kılmış gibi sevaba nail
olur. Bu duayı okuyan veya üzerinde taşıyan kimse Allah (c.c.) katında
izzetli ye şerefli olur. Suda boğulmaz, ateşte yanmaz. Ansızın ölümle
karşılaşmaz. Bütün musibet ve belalardan emniyet içinde olur.
Bu mübarek duanın şerefine inanmayan, günahkâr olur. Bu duaya
hürmet eden veya okuyan kimse kabre varınca melekler tarafından izzet
ve ikram ile karşılanır. Kıyamet gününe kadar melekler onu yalnız
bırakmaz. Ömründe bu duayı bir defa okuyup İslam'ın emirlerini yerine
getiren kimse Sırat köprüsünü yıldırım gibi geçer. Günahı dağlar gibi olsa
Allah'ın affına nail olur.
*. Ruhu Allah tarafından alınır. Bu mübarek duayı okuyana cennetin sekiz
kapısı açılır. Bu duanın sevap ve müjdelerine Cebrail (a.s.) aşık olmuştur.
Borçlu olan kimse bu duayı sadakatle okursa Allah Teala borcunu
ödemeye muvaffak kılar. Cenabı Hak kendisine rahmet nazarı ile bakar:
İSM-İ Â'ZAM DUASI
Bismillâhirrahmânirrahiym.
"Yâ Cemîlu Yâ Allâh
Yâ Karîbu Yâ Allâh
Yâ Mücîbu Yâ Allâh
Yâ Habîbu Yâ Allâh"
"Yâ Raûfu Yâ Allâh
Yâ Atûfu Yâ Allâh
Yâ Ma'rûfu Yâ Allâh
Yâ Latîfü Yâ Allâh"
"Yâ Azîmü Yâ Allâh
Yâ Hannânü Yâ Allâh
Yâ Mennânü Yâ Allâh
Yâ Deyyânü Yâ Allâh"
"Yâ Subhânü Yâ Allâh
Yâ Emânü Yâ Allâh
Yâ Bürhânü Yâ Allâh
Yâ Sultânü Yâ Allâh"
"Yâ Müste'ânü Yâ Allâh
Yâ Muhsinü Yâ Allâh
Yâ Mütealü Yâ Allâh
Yâ Rahmânü Yâ Allâh"
"Yâ Rahîmü Yâ Allâh
Yâ Kerîmü Yâ Allâh
Yâ Mecîdü Yâ Allâh
Yâ Ferdü Yâ Allâh"
"Yâ Vitru Yâ Allâh
Yâ Ehadü Yâ Allâh
Yâ Samedü Yâ Allâh
Yâ Mahmûdu Yâ Allâh"
"Yâ Sadıka'l-va'di Yâ Allâh
Yâ Aliyyü Yâ Allâh
Yâ Ganiyyü Yâ Allâh
Yâ Şâfî Yâ Allâh"
"Yâ Kâfî Yâ Allâh
Yâ Muâfî Yâ Allâh
Yâ Bâkî Yâ Allâh
Yâ Hâdî Yâ Allâh"
"Yâ Kâdiru Yâ Allâh
Yâ Sâtiru Yâ Allâh
Yâ Kahhâru Yâ Allâh
Yâ Cebbâru Yâ Allâh"
"Yâ Gaffâru Yâ Allâh
Yâ Fettâhu Yâ Allâh"
"(Eller açılır) Yâ rabbe's-semâvâti ve'l-ard, yâ zelcelâli ve'l-ikrâm.
Es'elüke bi hakkı hâzihi'l-esmâi küllihâ en tüsâlliye alâ seyyidinâ
Muhammedin ve alâ âli Muhammed, verham Muhammeden kemâ
salleyte ve sellemte ve bârekte ve râhimte ve terahhamte alâ
ibrâhîme ve alâ âli ibrâhime fil alemin. Rabbenâ inneke hamîdun
mecid. Birâhmetike yâ erhâme'r-râhimin. Velhamdü lillâhi rabbi'lâlemin." Denir.
Fatih'in Peygamberimize yazdığı şiir
Senin teninde degmeyen,
Yağmuru istemem,
Meltemi istemem.
Sana yanmayan yıldızı, istemem.
Bülbüller söyleyecekse, seni söylesın
Senden okumayan, Bülbülün
Ne söylerse dinlemem.
Özlemim sen olacaksan,Yansın yüreğim
sılası sen olmayan vatanım,
Gürbet istemem vatan istemem.
Senden gayri bir aşkla kül olursa kalbım,
Bu kalbı istemem,
Sonu sana çıkmayan yollum,
Yönü istemem yollu istemem.
Kalbini fethedecekse,
Geçerim bin sına'yı birden,
Yoksa neyime bu fethi,
İstemem mısrı, istemem cihani.
Ben sultan mehmet'im,
Önündeyim kostantının,
Yakarım ben bu şehri,
Bir tebessümün için.
Ben senin ümmetinim,
Sensın benim efedim,
Senden gayrı senden başka,
Efendi istemem sevgi istemem.
Fatih Sultan Mehmet Han