Farklı kültürlerde sözsüz iletişim

Farklı kültürlerde sözsüz iletişim
Vücut dilindeki kültürel farklılıklar değişik çeşitlerde karşımıza çıkar; mesela fiziksel temas, kişiler
arasındaki konuşma mesafesi, aynı cinsiyetten kişilerin etkileşimi, farklı cinsiyetten kişilerin
etkileşimi gibi. Örneğin bazı kültürler, fiziksel temasa gelince çok anlamlı olabilirler. İtalya'yı
düşünün, sarılma ve iki yanaktan birden öpme çok yaygın ve kabul edilen bir selamlaşma iken;
Japonya'da selamlaşma sadece baş eğerek yapılan bir hareketten ibarettir ve kişiler birbirlerine
genelde dokunmazlar. Başka bir ülkeye seyahat eden bir kişi, iş için ya da eğlence için olsun,
vücut dili ilgili en azından bir bilgi sahibi olmalıdır. İş yaşamında yanlış vücut dili, çok çabuk bir
biçimde ilişkiyi olumsuz etkileyebilir ve genellikle, yanlış vücut dili düşmanlığa ve hatta tehlikeli
durumlara yol açabilir.
! El Sıkışmak:
El sıkışmak her yerde aynı şekilde değildir. Kuzey Avrupa'daki bölgelerde çabuk ve hızlı el
sıkışmak genel geçer durumdur. Güney Avrupa, Orta ve Güney Amerika'daki bölgelerde ise el
sıkışmak daha uzun ve daha sıcaktır. Genellikle, sol el sıkılan ellere, dirseğe ve hatta gömlek
yakasına dokunur. Türkiye'de, sert ve sıkı bir el sıkışma kaba ya da saldırgan olarak
değerlendirilebilir. Bazı Afrika ülkelerinde, gevşek bir el sıkışması standarttır. İslam ülkelerinde
kadınlar hatta kendileriyle ilgilisi olmayan kadınların elini asla sıkmaz.
! Tanıştırma:
Eğer birine kendinizi tanıştırıyorsanız, genel yöntem el sıkışmak ve 'merhaba, ben...' demektir.
Uluslararası toplantılar sırasında, genellikle herkes kendini diğer kişiye göre ayarlayacaktır, ama
bir Japon’un sadece başıyla selam verdiğini ya da bir İtalyan’ın yanaklarınızdan öptüğünü
görürseniz şaşırmamanız gerekmektedir.
! Kişisel Alan:
Birçok insan diğerlerinin fazla yakınına gelmesinden çok hoşlanmaz. Bazı kültürlerde, insanların
sizin kişisel alanınıza yaklaşması gayet normaldir. Eğer Çin'de bir kişi ile iş yapıyorsanız, o kişi
sizin yakınınıza yaklaşırsa şaşırmamanız gerekmektedir, bu normaldir. Farklı insanlar genellikle
birbirlerine yakın bir şekilde ayakta dururken birbirlerine dokunurlar. Diğer bir taraftan, bazı
kültürlerde, alanları geniş tutmak genellikle normaldir. Lütfen unutmayınız ki kişisel alan eğitim
ve kültüre bağlı olarak değişmektedir. Eğer bir kültürdeki özel normdan emin değilseniz, kendi
kişisel alanınıza bağlı kalın ve ne kadar yakınınıza geleceğini karşı tarafa bırakın.
! Dokunma:
Teme olarak hiçbir zaman dokunmamanız gerekmektedir. Bu iyi görünebilir, ama her yerde de
takdir edilmez. Bazı kültürlerde, mesela Cudaizm'de bir erkek evli olmadığı bir bayana asla
dokunmaz. Bunun yanında, Latin Amerika'da daha fazla dokunmaya teşvik edilirken; Japonya,
İskandinavya ve İngiltere'de birbirinize genellikle dokunmazsınız. Ama insanların kafalarına asla
dokunmamanız gerektiğini unutmamalısınız. Birçok dinde, bu durum tehlikeli olarak algılanır.
Eğer iş bağlantısı yapıyorsanız, kimseye dokunmamaya dikkat edin. Genel yaklaşımı, karşı
tarafın alıştığı şekilde devam ettirmesi için karşınızdaki kişiye bırakın.
! Kısa konuşmalar:
"Kısa konuşma" - ondan bundan konuşmak - daha da tuzaklarla dolu olabilir. Bunun vücut dili ile
çok alakası yoktur ama başka bir kültürden bir kişi ile karşılaşınca bilmekte yarar vardır. Batı
Avrupalılar oldukça açık ve doğrudan davranırlar, ama diğer birçok kültürde bu iyi niyetlerin
değişiminden başka bir şey değildir. Eğer birisi nasıl olduğunuzu sorarsa, cevabında kapsamlı
bir sağlık raporu vermeniz beklenmemektedir. Sadece iyi olduğunuzu söylemeniz yeterlidir.
! Hareket ve Jestler:
Eğer bir Felemenk insanı bir şeyi beğenirse, kulağına doğru sürtünen bir el işareti yapar. Ama bu
davranış Felemenklere özeldir ve neredeyse başka hiçbir kültürde tanınmaz. Hatta saldırgan bir
davranış olarak bile görülebilir. Bu yüzden, yemeğin güzel olduğunu söylemek daha iyidir.
Surinam gibi bazı kültürlerde, parmak ucunu öpmek yemeği beğendiğine dair bir işarettir.
Birine el sallamak da başka bir şeydir. Biz bunu avuç içimizi yukarı kaldırarak yaparız, ama bazı
kültürlerde, mesela Somali'de, bu durum anlaşılmaz çünkü onlar sağ tarafta avuç içi ile aşağı
doru el sallarlar. Bunun yanında çok bilinen "başparmak kaldırma" işareti vardır. Birçok ülkede,
her şeyin yolunda olduğuna dair bir işarettir. İran’da ise bu hareket orta parmağı göstermekle
aynı harekettir! Ki bu hareketi İran'da zaten bilmezler.
Bunun yanında başparmakla ve işaret parmağıyla yapılan çember her yerde aynı anlama
gelmez. Burada, özellikle de dalgıçlar arasında " tamam" işaretidir. Japonya'da, bu işaret para
anlamına gelir ve hesabı istemek için kullanılır. Arap ülkelerinde ise sefalet anlamına gelen kötü
göze karşı direnç göstermek demektir. Güney Amerika'da ise bu işaret müstehcen bir harekettir.
Eğer ellerimizi kaldırır ve parmaklarımızı açarak "üzgünüm" dersek, özellikle de trafikte, bu diğer
ülkelerde yanlış anlaşılabilir. Mesela, Yunanistan'da bu, 'yüzüne pislik fırlatırım' anlamına gelen
sözlü bir davranıştır. Bir kişinin kafasındakinin çok da doğru olmadığını düşünürsek,
başparmağımızla alnımıza vururuz. Ve eğer bir kişiyi zeki buluyorsak, alnımıza vurma ya da
döndürme işareti yaparız. Fakat Fransa'da bu hareket birinin "tamamen deli" olduğunu
göstermek için yapılır.
! Göz Teması:
Eğer bir kişi bir şey anlatırken direkt gözün içine bakıyorsa, bu kişinin genellikle dürüst olduğuna
inanırız. Ama bu her yerde aynı değildir. Araplar ve Güney Asyalılar müzakere ortaklarının
gözlerinin içine bakmazlar. Mesela, Japonlar saygıdan dolayı hep biraz aşağıya doğru bakarlar,
özellikle de çok kişi ile konuşurlarken. iş konuşmalarında genellikle başka yöne bakarlar.
Birleşmiş Milletler gibi bir batı ülkesinde bile konuşan biri diğerine bakar ama bu sadece %40
oranındadır. Dinleyen kişi de aynı zamanda başka yöne bakar, genellikle göz teması %30
oranındadır.
! Gülmek:
Birisi size karşı gülümserse, bu her zaman o kişinin rahat hissettiği anlamına gelmez. Özellikle,
Asya ülkelerinde insanlar hakaret görseler bile gülmeye devam ederler. Bu saygı ve
güvensizlikten gelir. Biz kendimizi iyi hissedince güleriz, ama Doğu kültüründe iş beklentisinin
yerine gelmesini isterler ve başkalarını daha kıymetli sayarlar. Bu nedenle, bir Japon ya da Taili
birinin sözünü düzeltseniz bile gülmeye devam edecektir.