Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği

Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği
Serdar Özkan
Giriş
Standart bir tanımlama bulunmamakla birlikte genellikle 20F çaptan daha küçük
ebatlı toraks drenaj sistemleri “küçük çaplı toraks kateterleri” olarak bilinmektedir.
Kullanım endikasyonları tıpkı büyük çaplı toraks drenleri gibi pnömotoraks ve plevral
effüzyon gibi durumlardır.
Geçtiğimiz dönemlerde daha çok kronik transüdatif effüzyonlarda ve küçük miktardaki pnömotorakslarda tedavi amacıyla ya da maligniteye bağlı kronik effüzyon olgularında palyatif amaçlı olarak kullanılmakta iken günümüzde tüp torakostomiye
oranla küçük çaplı toraks kateteri kullanımında artış söz konusudur. Artışın temel sebepleri arasında kateter torakostominin tüp torakostomiye oranla daha kolay gerçekleştirilebilmesi ve hastanın daha az ağrı hissetmesi nedeni ile konforlu bir tedavi seçeneği sağlamasıdır. Kullanım alanları sıklıkla lokal plevral effüzyon poşları yada
lokal minimal pnömotoraks olgularının tedavisidir.
Kateter torakostomi işlem kolaylığı, özellikle kadınlarda estetik sorunlara yol açmayacak lokalizasyonlardan uygulanabilmesi, hastanın daha az ağrı hissetmesi gibi
avantajlara sahip olup kateter dislokasyonu, kateter lümeninin daha hızlı ve kolay tıkanabilmesi, kateter bakımının daha çok hassasiyet gerektirmesi ve yoğun içerikli effüzyonlarda ve kimyasal plöredez açısından efektif kullanılamama gibi dezavantajları
mevcuttur. İşlem sırasında organ yaralanma riski, malpozisyon ve ampiyem gelişme
riski açısından tüp torakostomiye oranla daha az risk mevcut olmasına rağmen kateter lümeninin tıkanması açısından daha fazla risk taşımaktadır [1].
Küçük çaplı kateterler ile tüp torakostomilerin karşılaştırıldığı bir çalışmada hastanın öksürme egzersizi ve kateterin sonlandırılması sırasında hasta tarafından tüp torakostomiye göre kateter torakostomide daha az ağrı hissedildiği bildirilmiştir [2].
Kullanıma hazır olarak sunulmuş farklı birçok model kateter mevcut olup genel olarak uygulama prensipleri aynıdır. Bununla beraber asıl kullanım amaçları farklı olmasına rağmen kısıtlı imkânlara sahip sağlık merkezlerinde torakostomi amacıyla kullanılabilecek kateterler mevcuttur. Bu bölümde uygulamasından bahsedilecek kate1
Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği
ter asıl toraks kateterlerine alternatif olarak kullanılabilecek “cystofix” tip kateterdir.
Drenaj kateterleri yapı olarak temelde içinden kateterin geçişini sağlayacak metal
bir kanül ve kateter olmak üzere iki ana parçadan oluşmaktadır (Resim 1). Mevcut
Resim 1. Torakal girişimlerde kullanılabilecek farklı yapıdaki kateterler
kateterler temelde kapalı drenaj sistemi olarak fonksiyon görmelerine rağmen distal
uçları konnektör yapısında olan türler su altı drenaj sistemine bağlanabilmektedirler.
Tüp torakostomi uygulama tekniği bölümünde bahsedilen anamnez, radyolojik inceleme, hastanın işleme hazırlanması, hastaya uygun pozisyon verilmesi, cilt dezenfeksiyonu ve lokal anestezi aşamaları kateter torakostomi işleminde de geçerliliğini korumaktadır. Bu nedenle tekrar bahsedilmeyecektir.
Kateter için uygun lokalizasyon belirlendikten ve yeterli lokal anestezi uygulamasının
ardından 11 nolu bistüri yardımıyla yaklaşık 5 mm’lik ve sadece cildi içeren kesi yapılması yeterlidir (Resim 2). Tüm interkostal girişimlerde dikkat edildiği gibi altta yer
alan kostanın üst sınırına yakın olmaya çalışılmalıdır. Kesinin ardından distal kısmı
klempe edilmiş kateter metal kanül içine yerleştirilir (Resim 3).
Toraksa giriş sırasında interkostal vasküler yapılardan başlamak üzere olası torakal
organ ve yapıların hasarlanma riskini azaltmak amacıyla, metal kanülün uzunluğu ve
çapına bağlı olmaksızın kontrol iki el tarafından sağlanmalıdır. Tüp torakostomi işleminde disektörün kullanış biçimine benzer şekilde pasif el kanülün yönlendirilmesinde, aktif el ise ilerletilmesinde görev almalıdır (Resim 4).
Metal kanül toraks duvarına dik açı oluşturacak şekilde cilt insizyonundan girilerek
yavaş hareketlerle ilerletilir. İlerletme sırasında hissedilen karşı gücün azalması interkostal kas dokusunun geçildiğinin işaretidir. Bundan sonra yapılacak milimetrik
ilerleme ile parietal plevra geçişi sağlanır, karşı güç tamamen ortadan kalkar. Eğer
uygulama yapılan hasta plevral effüzyon olgusu ise bu aşamada metal kanülün arka
kısmından sıvı akışı izlenir. Sıvının gözlenmesi kanülün ilerletilmesinin durdurulmasını gerektirir. Bu aşamada kateter kanül içinden torakal kaviteye gönderilir (Resim 5).
2
Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği
Resim 2. Kateter girişi için yapılan cilt insizyonu
Resim 3. Kateterin metal kanül içinde konumlandırılması
3
Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği
Resim 4. Metal kanül ile torakal kaviteye giriş
Resim 5. Kanül lümeninden kateterin torakal kaviteye yerleştirilmesi
Kateterin kaviteye ilerletilmesi sağlanamamış ise ya metal kanülün sivri yapıdaki ucu
plevrayı sadece delmiş ama geçememiştir - ki kanülün bir miktar daha ilerletilmesi
gerekir - ya da işlem yerinin belirlenmesi konusunda hata yapılmıştır.
Drenajı planlanan kavitenin büyüklüğüne göre kateterin uygun uzunlukta yerleştirilmesi sağlandıktan sonra metal kanül kateter üzerinden geri çekilerek çıkarılır (Resim
6). Kateter sisteminin yapısına bağlı olarak değişmekle birlikte cystofix tip kateter
setine ait metal kanülün üzerinde yer alan plastik aparat kısmının her iki parçasının
aşağı doğru kıvrılmasıyla, kanül Resim 7’de gösterildiği şekilde ayrılır.
Kateterin distal ucunda yer alan konektöre kapalı sistem torba ya da su altı drenaj
sistemi bağlanarak drenaj gerçekleştirilir (Resim 8).
Kateterin efektif çalışması teyit edildikten sonra cilde tek noktadan tespit sütürü
atılması yeterli olacaktır. Tespit sütürünün dren üzerinde düğümlenmesi sırasında
sıkı tespit yapılmamasına özen gösterilmelidir (Resim 9). Sütürün kateter üzerinde
çok sıkı düğümlenmesi hem kateter lümeninin daralmasına yol açacak ve düğüm bölgesinde çok kısa sürede fibrin birikimine bağlı olarak kateterin tamamen tıkanması4
Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği
Resim 6. Kateter üzerinden metal kanülün geri çekilerek çıkarılması
Resim 7. Metal kanülün kateterden ayrılması
na yol açacak hem de ilerleyen zamanlarda kateterin bir miktar geri çekilmesi gerekliliği doğduğunda sütürün kesilmesi ve tespit için yeniden sütür atılması gerekecektir.
Kateter torakostomi işlemi tamamlandıktan sonra en az dikkat edilen fakat en az diğer aşamalar kadar önemli olan nokta kateterin pansumanının kapatılmasıdır. Kateterlerin yapısal olarak drenlere nazaran daha yumuşak olması, daha kolay kıvrılabilmesi, lümen yapısının dar olması nedeni ile kısa sürede tıkanmaları önlemek açısından Resim 10’da gösterildiği şekilde kateterin toraksa giriş vaziyeti yani dik açısının
korunarak kapatılmasına özen gösterilmelidir.
5
Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği
Resim 8. Kateterin kapalı sisteme bağlanarak drenajın sağlanması
Resim 9. Kateterin cilde tespiti
6
Kateter Torakostomi Uygulama Tekniği
Resim 10. Kateter pansumanının kapatılması
Kaynaklar
1. Havelock T, Teoh R, Laws D, Gleeson F; BTS Pleural Disease Guideline Group. Pleural procedures and thoracic ultrasound: British Thoracic Society Pleural Disease Guideline 2010. Thorax. 2010;65 Suppl 2:ii61-76.
2. Terzi A, Feil B, Bonadiman C, Lonardoni A, Spilimbergo I, Pergher S, et al. The use of flexible spiral drains after noncardiac thoracic surgery. A clinical study. Eur J Cardiothorac Surg. 2005;27(1):134-7.
7