Kur`an`da Ümmi Kavramı Ve Hz. Peygamber`in Ümmiliği

‹slâmî ‹limler Dergisi, Y›l 1, Say› 2, Güz 2006 (203-218)
KUR’AN’DA ÜMMÎ KAVRAMI
VE HZ. PEYGAMBER’‹N ÜMMÎL‹⁄‹
Ziya fiEN1
Concept of ‘Ummi’ (illiterate) In The Qur’an and
Illiteracy of Prophet Muhammad
Abstract
In this article we will examine the concept of ‘ummi’ (illiterate) which is
mentioned in six verses of the Qur’an. In the study, there are three topics.
In the first topic, it is investigated the meaning of ‘ummi’. Usage of ‘ummi’
in the Qur’an is researched in the second topic. At the end of this article,
we dealt with illiteracy of Prophet Muhammad. In that topic, we researched the claims about the illiteracy and unilliteracy of the prophet.
Key words: Illiterate, Illiteracy, Arab, Prophet, Qur’an, Verse.
1. Ümmî’nin Anlam›
Kur’an’da farkl› flekillerde kullan›lan2 ve bunlar içerisinde ‘anne’ anlam›n› da bar›nd›ran ‘ümm’ kelimesinin ism-i mensûbu olan ümmî, bir fleyin asl›,3 annesinden do¤du¤u hal üzere olan, okuma-yazma bilmeyen ve bu hal
üzere devam eden gibi çeflitli anlamlara gelmektedir.4 ‹yi yazamayan manas›n› da ifade eden ümmî,5 okuma-yazma e¤itimi olmayan bir grup içerisinde ortaya ç›kmak suretiyle, onlar gibi okuyup-yazmay› bilemeyen, ilk yarat›l›fl üzere yetiflen ve kitab› ö¤renmemifl olan kimseye denir. Ümmînin ço¤ulu ‘emmân’ fleklinde gelir.6
1
2
3
4
5
6
Ar. Gör. Dr., DEÜ ‹lahiyat Fakültesi.
Bu kullan›mlar için bkz. Ezherî, Ebû Mansûr Muhammed b. Ahmed el-Ezherî, Tehzîbü'l-lüga,
(thk. Abdüsselâm Muhammed Hârûn&Muhammed Ali en-Neccâr), Kahire 1964-1967, 1979,
XV, 630; ‹bnü’l-Cevzî, Cemaleddîn Ebu’l-Ferec Abdurrahman, Nüzhetu’l-‘uyûn fî ilmi’l-vücûh
ve’n-nazâir, (thk. Muhammed Abdülkerim Kaz›m er-Râzî), Beyrut 1405/1985, 140-142; Fîrûzâbâdî, Mecdüddîn Muhammed b. Ya'kûb, Basâiru zevi’t-temyîz fî latâifi’l-Kitâbi’l-Azîz, (thk.
Muhammed Ali), Beyrut trs. II, 111-112.
Ezherî, Tehzîbü'l-lüga, XV, 631; el-Cevheri, ‹smail b. Hammad, es-S›hâh, (thk. Ahmet Abdulgafur Atar), Beyrut 1399/1979, V, 1863; ‹bnü’l-Cevzî, Nüzhetu’l-‘uyûn, 141; Fîrûzâbâdî, Basâiru Zevi’t-temyîz, II, 111.
Zeccac, Ebu ‹shak ‹brahim es-Sîrî, Meâni’l-Kur’an ve i’rabuhu, (thk. Abdülcelil Abduhu fielebi), Beyrut 1408/1988, I, 159; Fîrûzâbâdî, Mecdüddîn Muhammed b. Ya'kûb, el-Kâmûsu'l-muhît, ‹stanbul 1304-1305, IV, 177.
el-Kirmani, fiemseddin Muhammed b. Yusuf b. Ali, el-Buhârî bi flerhi’l-Kirmânî, Beyrut
1041/1981, XII, 9.
Fîruzâbâdî, el-Kâmûsu'l-muhît, IV, 177.
204
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
Di¤er taraftan ümmî kelimesine farkl› anlamlar da yüklenmifltir. Örne¤in,
ümmî, toplumunun yarat›l›fl› üzere olan, Arap milletinin özelliklerini tafl›yan,
f›trat› ve yarat›l›fl› gere¤i kitab› bilmeyen, gaflet ve cehalet içerisinde bulunan,
bilgisi az olan ve herhangi bir kitaba inanmayan Araplar için kullan›lan genel bir tabirdir. Ümmîlik, s›rf adetleri oldu¤u için yazmayan ve yazmas›n› da
ö¤renmeyen bir topluma nispet edilmifltir.7
“Biz ümmî bir ümmetiz”8 hadisinde geçen ümmî lafz›, Araplar›n annelerinden do¤du¤u hal üzere oldu¤unu, onlar›n yazmay› ve hesab› bilmediklerini ve
ilk tabii f›tratlar› içerisinde olduklar›n› ifade eder. Ebû Ka’b’›n rivayet etti¤i
“Ben ümmî bir ümmete gönderildim”9 hadisinde geçen ümmî ümmet tabiri
de, Araplar›n kitaps›z bir toplum oldu¤unu vurgular. Genel olarak Arap toplumu yazam›yor ve yaz›l› bir kitab› okuyam›yordu. Allah da Peygamberini
okuyup-yazamaz bir halde Arap toplumuna gönderdi.10
Bu bilgilerden yola ç›karak ümmîyi terim olarak tan›mlayacak olursak, kiflinin mensubu oldu¤u toplumunun âdetleri gere¤i okuma-yazma bilmeyen
ve anas›ndan do¤du¤u hal üzere devam eden kimse fleklinde tarif etmemiz
mümkündür.
2. Ümmî’nin Kur’an’da Kullan›m›
Ümmînin Kur’an’da kullan›l›fl› daha ziyade flu iki flekilde görülmektedir:
Genel anlamda ümmî ve özel olarak Hz. Peygamber’in ümmîli¤i.
a. Genel Anlamda Ümmî
Kur’an’da alt› yerde geçen ümmî kelimesi Bakara 78, Al-i ‹mran 20, 75 ve
Cuma 2’de ço¤ul flekilde yer almaktad›r. Bu surelerde geçen ümmî lafz›, bazen bir k›s›m Yahudilerin vasf›,11 bazen müflrik Araplar›n bir s›fat›,12 bazen de
Isfahânî, Ebu'l-Kâs›m Huseyn b. Muhammed er-R⤛b, el-Müfredât fi ¤arîbi’l-Kur'ân, (thk. Muhammed Halil), Beyrut 1422/2001, 33; ‹bn Manzûr, Ebu'l-Fazl Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem, Lisânü'l- ‘Arab, Beyrut 1374/1955, XII, 34; Fîrûzâbâdî, Basâiru zevi’t-temyîz, II, 159.
8 Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. ‹smâîl b. ‹brâhîm, el-Câmiu's-sahîh, ‹stanbul 1401/1981,
Savm, 13, II, 230; Muslim, Ebu'l-Huseyn Müslim b. Haccâc en-Nîsâbûrî, el-Câmiû's-sahîh (Sahîhu Müslim), ‹stanbul 1401/ 1981, Siyam, 15, I, 761; Nesâî, Ebû Abdirrahmân Ahmed b. fiuayb, Sünen, ‹stanbul 1401/1981, Savm, 4, II, 739; Nesai, Sünen, S›yam, 17, IV, 139-140; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, ‹stanbul 1402/1982, II, 43, 52, 127, 129.
9 ‹bn Hibbân, Ebû Hatim Muhammed b. Hibbân el-Büstî es-Sicistânî, Sahîhu ‹bn Hibbân bi tertîbi ‹bn Belbân, (thk. fiuayb el-Arnavud), Beyrut 1993, III, 14, Hadis No: 739.
10 ‹bn Manzûr, Lisânü'l- ‘Arab, XII, 34; Fîrûzâbâdî, Basâiru zevi’t-temyîz, II, 159.
11 Bkz. Bakara 2/78, Al-i ‹mran 3/75.
12 Bkz. Al-i ‹mran 3/20.
7
Kur’an’da Ummî Kavram› ve Hz. Peygamber’in Ummîli¤i
205
Hz. Peygamber’in kendilerinden ç›kt›¤› Arap toplumunun bir özelli¤i olarak13
zikredilmektedir. Bir surede ard arda iki âyette14 tekil flekilde Hz. Peygamber’in bir özelli¤i olarak yer almaktad›r.
Ümmî vasf› Hz. Peygamber’e nispet edildi¤inde, onun bir kitab› yazmamas› ve okumamas› anlam›na gelir. Hz. Peygamber, Ümmü’l-Kura’ya nispet edildi¤i için onun bu flekilde vas›fland›r›ld›¤›n› söyleyenler de vard›r.15
Burada öncelikli olarak Kur’an’da geçen ümmî kavram›n›n hangi anlamlarda kullan›ld›¤›n› klasik ve modern birkaç tefsirden yola ç›karak de¤erlendirmek istiyoruz.
Bakara 78’de geçen16 ‘ümmiyyûn’ lafz›, Yahudilerden okuma-yazmay› ve
Tevrat’›n manas›n› bilmeyenler anlam›ndad›r. ‹yi yazamayan ve kitab› okuyamayanlar için kullan›l›r.17 Dahhâk b. Müzâhim (ö. 105/723) yoluyla ‹bn
Abbas (ö. 68/687-688)’dan nakledilen bir görüfle göre, bu âyetteki ümmiyyûn tabirinin Allah’›n gönderdi¤i peygamberlerden hiçbirini ve Allah’›n indirdi¤i kitaplardan hiçbirini do¤rulamayan ve bundan dolay› kitab› elleriyle yazan Yahudiler için kullan›lan bir s›fat oldu¤u kaydedilir. Ancak bu rivayetin
isnad›nda yer alan Dahhâk güvenilir olmakla birlikte, kendisi ne ‹bn Abbas
ile ne de baflka Sahabeyle karfl›laflm›flt›r. ‹flte bundan dolay›, Taberi (ö.
310/922) bu rivayeti reddetmifl ve bu yorumun ümmînin Araplar aras›nda
yayg›n olarak bilinen anlam›na ayk›r› bir aç›klama oldu¤unu söylemifltir.18
Âlûsî (ö. 1270/1854), âyette geçen ‘ümmî’ lafz›n›n, flu üç fleye nispet edildi¤ini vurgular:
1. Ço¤unlu¤u okuma-yazma bilmeyen Arap toplumuna nispet edilir.
2. Anaya nispetle anas›ndan do¤du¤u gibi anlam›nda kullan›l›r, anas›n›n
onu do¤urdu¤u hal üzere olup okuma-yazma bilmeyen demektir. Çünkü yazma, sonradan kazan›lan bir beceridir.19
3. Ümmü’l-Kurâ diye isimlendirilen Mekke’ye nispetle Mekkeli anlam›nda
kullan›l›r. Zira burada oturanlar›n ço¤u okuma-yazma bilmeyen topluluklar-
Bkz. Cuma 62/2.
Araf 7/157-158.
Isfahânî, el-Müfredât, s. 33.
Bakara 2/78 : “Onlar›n içinde bir de ümmiler var ki, Kitab› bilmezler, bütün bildikleri birtak›m
kuruntular (yahut kulaktan dolma fleyler) dir; onlar sadece zannediyorlar”.
17 Taberî, Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerîr, Câmiu'l-beyân an te’vîli âyi’l-Kur'ân, Kahire
1373/1954, I, 373; Fîrûzâbâdî, Basâiru Zevi’t-temyîz, II, 159.
18 Taberî, Câmiu'l-beyân, I, 374.
19 Bu konuda ayr›ca bkz. Muhammed R›za, Muhammed, Kahire 1385/1966, I, 63.
13
14
15
16
206
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
d›r. Onlar›n cahil olmalar› Tevrat’› bilmemeleri anlam›na gelir.20 en-Nehhâs
(ö. 280/893) da, Hz. Peygamber’in, Ümmü’l-Kurâ olan Mekke'ye nispet edilerek kendisine ümmî denildi¤ini belirtir.21
Bu nispetlerin üçünde de ümmî için okuyup-yazma bilmeyen anlam› öne
ç›kmaktad›r.22 Ancak ‹bn Manzur (ö. 711/1311), bunlardan ikinci görüflü
tercih etmifltir.23
kitab› bilmezler” ifadesi, bu kelimenin
‘Ümmî’ kelimesinden sonra gelen “k
anlam› hakk›nda bize somut denebilecek bir bilgi vermektedir. Buna göre ister Yahudi isterse Müslüman olsun, kifli pek çok fleyi bilebilir; ama kendi
kutsal kitab›n› bilmiyor, bu konuda tahminlerle hareket ediyor ve hayal peflinde kofluyorsa o ümmî say›l›r.
Al-i ‹mran suresi 20. âyette geçen24 ‘ümmiyyûn’ lafz› ‘kitap sahibi olmayan
kimseler’ anlam›na gelir ki bununla da müflrik Araplar kast edilmifltir.25 fiu
iki sebepten dolay› müflrik Araplar ümmî diye s›fatland›r›lm›fllard›r:
1. Onlar ‹lâhî bir kitaba sahip olmad›klar› için, okuma-yazma bilmeyen
kimselere benzetilerek ümmî diye vas›fland›r›lm›fllard›r.
2. Bundan kas›t, onlar›n okuyup-yazmas› olan kimselerden olmay›fllar›d›r. Bu okuyup- yazamama ifli onlar›n genelinin vasf›d›r. Aralar›nda okuyupyazmas› olanlar bulunsa bile bu, nadir bir husustur.26
20 Âlûsî, fiihâbüddin Mahmûd el-Âlûsî, Rûhu'l-me'ânî fi tefsîri'l-Kur'âni'l-'Azîm ve's-seb'i'l-mesânî, Beyrut ts., I, 303. Ayr›ca bkz. efl-fievkânî, Muhammed b. Ali b. Muhammed, Fethu’l-kadîr,
M›s›r 1383/1964, II, 252.
21 Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh el-Kurtubî, el-Câmi' li ahkâmi’l-Kur'ân, yy. 1387/1967, VII, 299. Bu konuda ayr›ca bkz. ‹bn Abdirabbih, Ahmed b. Muhammed el-Endelüsî, el-‹kdü’l-ferîd, Beyrut ts., IV, 214. Mekke’ye Ümmü’l-Kurâ denir. (el-Cevheri, es-S›hâh, V, 1863) Mekke’ye Ümmü’l-Kurâ denmesi, insanlar›n namaz k›larken oraya yönelmeleri veya oran›n fazilet bak›m›ndan flehirlerin en yücesi olmas› sebebiyledir. ‹ddia edildi¤ine göre, oran›n yeryüzünün merkezinde bulunur. (Fîruzâbâdî, el-Kâmûsu'l-muhît, IV, 77.)
Her bir flehir etraf›ndaki köylerin anas›d›r. Mekke’de böyle oldu¤u için Ümmü’l-Kura olarak
isimlendirilmifltir. (Ezherî, Tehzîbü'l-lüga, XV, 632; ‹bn Fâris, Ahmed b. Zekeriyya, Mu’cemu
mekâyîsi’l-luga, (thk. Abdüsselâm Muhammed Hârûn), Beyrut 1411/1991, I, 23)
22 Elmal›l› M. Hamdi Yaz›r, Hak Dini Kur'an Dili, yy. ts., IV, 2297; VII, 4955-4956.
23 ‹bn Manzur, Lisânu’l-Arab, XII, 34. Ayr›ca bkz. Muhammed R›za, Muhammed, I, 63.
24 Al-i ‹mran 3/20 “Seninle tart›flmaya giriflirlerse, de ki: "Ben de özümü Allah'a teslim ettim bana uyanlar da." Kendilerine Kitap verilenlere ve ümmilere de ki: "Siz de ‹slâm oldunuz mu?"
E¤er ‹slâm olurlarsa do¤ru yolu bulmufllard›r. Yok e¤er dönerlerse, sana düflen, sadece duyurmakt›r. Allâh kullar›(n›n yapt›klar›n›) görmektedir”.
25 Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, IV, 45; Süleyman Atefl, Yüce Kur'an'›n Ça¤dafl Tefsîri, ‹stanbul 1988., II, 25.
26 Fahreddîn er-Râzî, et-Tefsîru’l-kebîr, Tahran trs. VII, 213. Bu konuda ayr›ca bkz. Muhammed
R›za, Muhammed, I, 63.
Kur’an’da Ummî Kavram› ve Hz. Peygamber’in Ummîli¤i
207
Bu âyette dikkatimizi çeken di¤er bir husus, kitap ehli ile ümmîlerin ayr›
ayr› zikredildi¤i ve bunlar›n ayn› kifliler olmad›¤›d›r.
Al-i ‹mran suresi 75. âyette de,27 kitap ehli ile ümmîler birbirinden ayr›lm›flt›r. Âyetteki ümmîlerden kas›t, kitap ehlinden olmayanlard›r.28 Buradaki
âyetten kitap ehlinin, ümmîlere karfl› iflledikleri suçun karfl›l›¤›nda bir ceza
görmeyecekleri inanc›na sahip olduklar›n› anl›yoruz.
Cuma suresinin 2. âyeti hicretten sonra Medine’de nazil olmufltur.29 Burada geçen30 ‘ümmiyyun’ lafz› ‘yazamayanlar’ anlam›na gelir ki31 bunlardan
murad Araplard›r.32 Hz. Peygamber’in ümmeti, ümmî olarak vas›fland›r›lm›flt›r. Çünkü onlara daha önce bir kitap nazil olmam›flt›. Hz. Peygamber de bu
toplumdan ç›kt›¤› için o da ümmî diye vas›fland›r›lm›flt›r.33
b. Özel Anlamda Hz. Peygamber’in Ümmîli¤i
Özel anlamda kullan›lan ve Â’raf suresinin 157-158. âyetlerinde geçen34
ümmî lafz›na gelince, Mekke’de nazil olan A’raf suresinin ilgili âyetleri Hz.
Peygamber’in bir vasf›n› aç›klamaktad›r ki o da onun ümmî olufludur.
Âyette geçen ümmî, mucizevî olarak okuyup-yazmas›n› bilmeyen kimseye
denir. Allah’›n Peygamberini bu flekilde vas›fland›rmas›n›n sebebi, Hz. Peygamber’in mucizelerinden biri olarak onun bilgisinin mükemmel bir flekilde
27 Al-i ‹mran 3/75 “Kitap ehlinden öylesi vard›r ki, ona yüklerle emânet b›raksan, onu sana öder.
Onlardan öylesi de vard›r ki, ona bir dinar versen, devaml› olarak bafl›na dikilmeden onu sana
ödemez. Onlar "Ümmilere karfl› bize bir sorumluluk yoktur." dedikleri için böyle yap›yorlar ve
Allah'a karfl› bile bile yalan söylüyorlar”.
28 Zemahflerî, Ebu'l-Kâs›m Carullah Mahmûd b. Ömer, el-Keflflâf an hakâ'iki’t-tenzîl ve 'uyûni’lekâvîl fî vücûhi’t-te’vîl, M›s›r 1380/1966, I, 438; Kâdî el-Beydâvî, Abdullah ‹bn Ömer, Envâtu’ttenzîl ve esrâru’t-te’vîl, yy. ts., I, 314.
29 Taberi, Câmiu'l-beyân, XXVIII, 93.
30 Cuma 62/2 “O'dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allâh'›n âyetlerini okuyan,
onlar› yücelten, onlara Kitab› ve hikmeti ö¤reten bir elçi gönderdi. Oysa onlar, önceden, aç›k
bir sap›kl›k içinde idiler”.
31 Zeccac, Meâni’l-Kur’an, V, 169.
32 Fîrûzâbâdî, Basâiru Zevi’t-temyîz, II, 159; Yaz›r, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 4955.
33 Taberî, Câmiu'l-beyân, XXVIII, 94.
34 Araf 7/157 “Onlar ki yanlar›ndaki Tevrât ve ‹ncil'de yaz›l› bulduklar› o Elçi'ye, o ümmi Peygamber'e uyarlar. O (Peygamber) ki, kendilerine iyili¤i emreder, kendilerini kötülükten meneder;
onlara güzel fleyleri helâl, çirkin fleyleri harâm k›lar, üzerlerindeki a¤›rl›klar›, s›rtlar›ndaki zincirleri kald›r›p atar. O'na inanan, destekleyerek O'na sayg› gösteren, O'na yard›m eden ve
O'nunla beraber indirilen nura uyanlar, iflte felâha erenler onlard›r”.
Araf 7/158 “De ki: "Ey insanlar, ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sâhibi olan, kendisinden
baflka tanr› bulunmayan, yaflatan, öldüren Allâh'›n Elçisiyim. Gelin Allah'a ve O'nun ümmi
peygamberi olan Elçisine inan›n -ki o (peygamber) de Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktad›r,O'na uyun ki do¤ru yolu bulas›n›z!”.
208
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
oldu¤una dikkat çekmektir.35 Razî’nin kaydetti¤ine göre konuyla ilgili olarak
Zeccâc flöyle demifltir: “Ümmîlik Arap toplumunun bir vasf›d›r. Nitekim Hz.
Peygamber: ‘Biz ümmî bir toplumuz, yaz› ve hesap bilmeyiz’36 buyurmufltur.
Çünkü Araplar›n ço¤u okuma-yazma bilmiyorlard›. Hz. Peygamber'in kendisi de böyle idi. Bu sebepten Allah, onu ‘ümmî’ diye tavsîf etmifltir.37
Hz. Peygamber’in ümmî oluflu, onun mucizelerinden biri olarak addedilmifl ve bunun birkaç yönden izah edilebilece¤i flöyle aç›klanm›flt›r:
1. Hz. Peygamber, Allah'›n kitab›n›, insanlara kelime ve cümleleri düzenlenmifl bir flekilde, hiçbir kelime ve lafz›n› de¤ifltirip bozmadan, tekrar tekrar
okuyordu. Bir Arap hatibi, irticâlen bir hutbe irad edip, daha sonra bunu tekrarlad›¤›nda, kaç›n›lmaz olarak az ya da çok, ya ona baz› fleyler ilave ediyor,
ya da ondan baz› fleyleri ç›kartabiliyordu. Hz. Peygamber ise, okuma-yazmay› bilmedi¤i halde, hiçbir ziyâde, eksiltme ve de¤ifltirmede bulunmaks›z›n Allah'›n kitab›n› okuyordu. ‹flte bu, onun mucizelerinden birisidir. Nitekim Allah, “Sana okutaca¤›z ve sen unutmayacaks›n” (Alâ, 6) buyurarak buna iflaret etmifltir. Di¤er taraftan Hz. Peygamber’in ümmî olmas› bir flereftir. Ümmîlik, okuma-yazma bilmeme, tahsil görmemifl olma Hz. Peygamber için bir fleref, fazilet ve mucize iken, di¤er insanlar için bir kusur addedilir.38 Çünkü Allah, Hz. Peygamber için (Sana okutaca¤›z ve sen bunu unutmayacaks›n) buyuruyorken, di¤er insanlar hakk›nda (Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu?)
buyurmufltur. fiunu da hemen belirtelim ki, Hz. Peygamber’in ümmîli¤inden
sonra yazmay› ö¤renmifl olmas› mucizeye ters de¤ildir.39
2) E¤er, Hz. Peygamber iyi yazabiliyor ve okuyabiliyor olsayd›, zaman zaman önceki ümmetlerin kitaplar›n› okudu¤u, böylece bu bilgileri o okumalar
neticesinde elde etti¤i hususunda itham edilirdi. Ama o, hiçbir ö¤retim ve
okumada bulunmaks›z›n, pek çok ilmi ihtiva eden bu yüce Kur'an'› getirince,
bu onun mucizelerinden birisi olmufltur. Nitekim Allah'›n, “Sen, bundan evvel ne bir kitap okumufl, ne de onu elinle yazm›flt›n. E¤er böyle olsayd›, bât›l
söyleyenler flüpheye düflebilirlerdi”40 âyetinden kastedilen budur.
3) Yaz› yazmay› ö¤renmek kolay bir ifltir. Çünkü asgarî düzeyde ak›l ve zekaya sahip kifliler bile, k›sa süreli bir çal›flmayla yaz›y› ö¤renebilmektedirler.
35
36
37
38
39
40
el-Beydâvî, Envâru’t-tenzîl, III, 30; IV, 140.
Konuyla ilgili kaynaklar daha önce zikredilmifltir.
er-Râzî, et-Tefsîru’l-kebîr, XV, 23. Bu konuda ayr›ca bkz. Muhammed R›za, Muhammed, I, 63.
Yaz›r, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 2298.
Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756.
Ankebut 29/48.
Kur’an’da Ummî Kavram› ve Hz. Peygamber’in Ummîli¤i
209
Binâenaleyh yaz›y› ö¤renememek, anlamada büyük bir eksikli¤in oldu¤una
delalet eder. Cenâb-› Hak, Hz. Peygamber'e, önceki ve sonrakilerin ilimlerini
vermifl ve ona, hiçbir beflerin ulaflamad›¤› bilgi ve hakikatleri lütfetmifltir. Ak›l
ve anlay›fl bak›m›ndan bu büyük güçle birlikte, Allah onu öyle bir flekilde yaratm›flt›r ki, zekaca alt derecede yarat›lanlar›n kolayl›kla ö¤renebildi¤i yaz›y›
o ö¤renmemifltir. ‹flte böylece, birbirine z›t bu iki durumu birlefltirmek, adetâ iki z›tt› uzlaflt›rmak gibi olmufltur. Bu da, harikulade bir hâdise olup, bir
mucize yerine geçmifltir.41
Görüldü¤ü gibi ümmî kelimesi genellikle Hz. Peygamber'in en az›ndan
bafllang›çta okuma-yazma bilmedi¤ini, dolay›s›yla tebli¤ etti¤i din ile ilgili bütün bilgilerini herhangi bir kitap veya flah›stan de¤il yaln›zca Allah'tan alm›fl
oldu¤u gerçe¤ini ifade eder. Dolay›s›yla ‹bn Abbas’›n da vurgulad›¤› “Sizin
peygamberiniz ümmî idî. Ne okur, ne yazar, ne de hesap yapard›”42 ifadeleri
bu hususu dile getirmektedir.43
Netice olarak diyebiliriz ki, Kur’an’da alt› farkl› yerde geçen ümmî lafz›, iki
yerde Hz. Peygamber’in, dört yerde de bazen Araplar›n bazen de Yahudilerin
bir vasf› olarak zikredilmektedir. Hz. Peygamber’in bir karakteri olarak zikredildi¤inde onun daha önceleri okuma-yazmay› bilmemesi ve herhangi bir kitab› okumam›fl olmas› gibi anlamlara gelir. Arap toplumuna nispet edildi¤inde, o toplumun genel karakterini yans›t›r ki bu da onlar›n ellerinde kitaplar›
olan bir toplum olmad›klar› olgusudur. Yahudilerle ilgili olarak zikredildi¤inde ise, onlardan okuma-yazma bilmeyenler anlam›na gelir.
Buraya kadar ümmînin özel ve genel anlamlar› ve Kur’an’da nas›l kullan›ld›¤› üzerinde durmaya çal›flt›k. fiimdi de risâlet öncesi ve sonras›nda Hz.
Peygamber’in durumunu incelemeye çal›flaca¤›z.
3. Hz. Peygamber’in Ümmîli¤i ‹le ‹lgili Tart›flmalar
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Peygamberlikten önce okuma-yazma bildi¤ine
dair elimizde somut bir delil yoktur. Ankebut suresinin 48. âyetinde geçen
(bundan önce) ibaresinden Hz. Peygamber’in o dönemde okuma-yazmay› bilmedi¤ini anl›yoruz. Bu âyet, bizim sana kitab› indirmemizden yani sen vahiy
41 er-Râzî, et-Tefsîru’l-kebîr, XV, 23. Bu konuda ayr›ca bkz. ‹bn Manzur, Lisânu’l-Arab, XII, 34;
Ali b. Muhammed b. ‹brahim el-Ba¤dadi, Lubâbu’t-te’vîl fî meâni’t-tenzîl (el-Hâzin), yy. 1317,
II, 162.
42 Ulaflabildi¤imiz kaynaklarda bu hadisi Kurtubî’den baflkas›n›n rivayet etmedi¤ini tespit ettik.
43 Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, VII, 298-299.
210
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
almazdan önce okuyup yazam›yordun, senin böyle bir al›flkanl›¤›n yoktu44
flayet sen okuma-yazmay› iyi bilseydin, baz› cahil kiflilerde flüphe uyan›r ve
senin bu Kur’an’› önceki kitaplardan ve peygamberlerden ald›¤›n› iddia ederlerdi, anlam›na gelir.45
Mücahid (ö.101/719)’in dedi¤i gibi, kitap ehli, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in
daha önceleri okuma-yazma bilmedi¤ini kitaplar›ndan ö¤renmifllerdi. Nehhâs,
bu âyetin Kureyflliler için Hz. Peygamber’in nübüvvetine delil oldu¤unu, o dönemde Mekke’de ehl-i kitap olmad›¤› için Hz. Peygamber’in onlarla bir araya
gelemedi¤ini, dolay›s›yla okuyup-yazamad›¤›n› ancak Mekkelilere önceki peygamberlerin ve ümmetlerin haberlerini anlatt›¤›n› söyler.46 Burada ‘sa¤ el’ denmesinin anlam›, genelde yazman›n sa¤ elle yap›lmas›ndan dolay›d›r.47
‹bn Ebî fieybe (ö. 264/877) Mücahid yoluyla, Nakkâfl (ö. 351/961) da
fia'bî (ö. 104/722)’den naklen Hz. Peygamber’in, vefat›ndan önce yazmay› ö¤rendi¤ini aktar›r.48 Ancak Be¤avi49 ve Kâs›mî’ye göre, Hz. Peygamber, bir harf
veya bir sat›r olsun, hiçbir zaman iyi flekilde yazamam›flt›.50 Önceleri Hz. Peygamber’in okuma-yazmay› iyi derecede bilemedi¤i, iyi fliir ile kötü fliirin aras›n› ay›rt edebildi¤i ancak ‹slam yayg›nlaflt›¤›nda onun yazmay› daha iyi ö¤rendi¤i fleklinde baflka rivayetler de vard›r.51 Durum böyle olmas›na ra¤men
Kâs›mî (ö. 1332/ 1913) Hz. Peygamber’in ölümünden önce yazmay› ö¤rendi¤i fleklindeki rivayetlerin zay›f ve bunlar›n as›llar›n›n olmad›¤›n› ifade eder.52
Kanaatimize göre, Hz. Peygamber, kendisine Peygamberlik verilmeden önce okuyup-yazmay› bilmiyordu. Ancak ticaretle u¤raflt›¤› için al›fl-verifl yapacak kadar hesab› biliyordu ki bugün de okuma-yazmay› bilmedi¤i halde pa44 Be¤avî, Ebû Muhammed el-Huseyn b. Mes'ûd el-Be¤avi, Tefsîru'l-Be¤avi (Me'âlimü't-tenzîl),
Beyrut 1423/2002., 998; Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 351; Âlûsî, Rûhu’l-meânî,
XXI, 4.
45 Ebû Hayyân, Muhammed b. Yûsuf b. Ali b. Yûsuf b. Hayyân el-Endelüsî, el-Bahru’l-muhît,
Beyrut 1412/1992, VIII, 361; Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 351; Beydâvî, Envâru’t-tenzîl, IV, 140; Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 4; en-Nesefî, Ebu’l-Berekât Abdullah b. Ahmed b.
Mahmud, Tefsiru’n-nesefî, yy. trs. III, 260.
46 Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 351.
47 en-Nesefî, Tefsiru’n-Nesefî, III, 260.
48 Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 352; Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 4; Nesefî, Tefsiru’nNesefî, II, 290; Zerkânî, Muhammed Abdülazîm, Menâhilu’l-'irfân fî ulûmi’l-Kur'ân, (thk. Ahmed fiemsuddîn), Beyrut 1409/1988, I, 365.
49 Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 4.
50 Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756.
51 Zebîdî, Muhibbuddîn Ebu'l-Feyz Seyyid Muhammed Murtazâ, Tâcu'l-‘arûs, M›s›r 1306., VIII,
191; Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 4.
52 Kâs›mî, Muhammed Celâleddîn, Tefsîru’l-Kâs›mî, (Mehâsinu’t-te’vîl), (thk. Muhammed Fuâd
Abdülbâkî), M›s›r 1957, XIII, 4756.
Kur’an’da Ummî Kavram› ve Hz. Peygamber’in Ummîli¤i
211
ray› tan›d›¤› için al›fl-verifl yapabilenlerin mevcudiyeti gözler önündedir. Hz.
Peygamber, Mekkelilere önceki peygamberler hakk›nda çeflitli yollarla Yahudilerden edindi¤i baz› bilgileri de veriyordu. Peygamber olduktan sonra ise
okuma-yazmay› bir derece ö¤renmifl ve vefat›na yak›n bunu daha da ilerletmifl olabilir.
a. Hz. Peygamber’in Yazmay› Bildi¤ini ve Yazd›¤›n› ‹ddia Edenler
Hz. Peygamber’in hayat› süresince yaz›p-yazmad›¤› meselesi tart›flma konusu olmufltur. Bir grup alim, Hz. Peygamber’in normalde iyi okuyup-yazamad›¤›n› ama az da olsa yazd›¤›n› iddia eder. bunlar›n bafl›nda Ebu’l-Velid elBâcî53 gelir ve bu iddias›n› hararetle savunur. Daha sonra, kendisini takip
edenler aras›nda es-Sümnânî, Ebû Zer el-Herevî, ‹bn Dihye ve Ebu’l-Feth enNisâbûrî gibi flah›slar zikredilebilir.54 Bâcî ve taraftarlar›, Hz. Peygamber’in
Hudeybiye’de55 yazd›¤›n› ileri sürmüfllerdir.56 Bâcî, bu konuda bir kitap yazm›fl, Afrika ve Sicilyal› alimler de kendisini tasvip etmifllerdir.57 Bâcî ve onu
takip edenlerin görüflüne göre, Hz. Peygamber’in Hudeybiye’de yazmas› onun
ümmî olufluna ayk›r› olmad›¤› gibi, yüce Allah'›n flu ifadesi ile; “Sen bundan
önce hiçbir kitap okumufl de¤ildin ve sa¤ elinle de onu yazmam›flt›n” ve Hz.
Peygamber’in; “Biz ümmî bir ümmetiz, ne yazar›z ne de hesap ederiz”58 beyan›yla çeliflmemektedir. Dahas›, onlar bu hususu onun mucizelerinden saym›fllar, onun do¤rulu¤unu ve risâletinin s›hhatini ortaya koyan bir delil kabul etmifllerdir. Çünkü o, yazmay› ö¤renmeksizin ve bunun için gerekli yollar› araflt›rmaks›z›n yazabilmifltir.59 Yüce Allah onun eline ve kalemine, okuyabilen kimse için “Abdullah'›n o¤lu” diye anlafl›lacak flekilde çizgiler yapma
hareketini vermifltir ki bu apaç›k bir mucizedir. Nitekim, Hz. Peygamber öncekilerin de, sonrakilerin de ilmini, herhangi bir flekilde ilim ö¤renmeden ve
bunun için bir emek de harcamadan ö¤renmifltir. O bak›mdan bu, onun mucizeleri aras›nda en belirgini ve faziletlerinin en büyü¤ü olmufltur. Bununla,
onun ‘ümmîlik’ vasf› ortadan kalkmaz. Bundan dolay›, Hudeybiye olay›ndaki
53 Ebu’l-Velîd Ebu Muhammed el-Bâcî, 403 y›l›nda do¤mufltur. Tamamlanmam›fl ve elimizde olmayan “Kitâbu’t-Tefsir” adl› bir eserinden bahsedilmektedir. Bir toplant›da Buhari’de geçen rivayetin zahirini dikkate alarak Hudeybiye’de Hz. Peygamber’in yazd›¤› meselesinden bahsedince flimflekleri üzerine çekmifltir. Daha sonra onun yazm›fl olma meselesinin mucizeye ayk›r› olmad›¤› konusunda bir makale yazm›flt›r. Kendisi (474/1081)’de vefat etmifltir. (Zehebî, Ebu Abdillah fiemseddin Muhammed, Tezkiratu’l-huffâz, Riyad 1376/1957, IV, 1178-1182).
54 Zebidi, Tâcu’l-arûs, VIII, 191; Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756; Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 5.
55 Konuyla ilgili rivayet daha sonra verilecektir.
56 Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756.
57 ez-Zebîdî, Tâcu’l-arûs, VIII, 191; Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756.
58 Bu hadisin kaynaklar› daha önce verildi¤i için bir daha verilme gere¤i hissedilmemifltir.
59 Bu konuda ayr›ca bkz. Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756.
212
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
bu durumu anlatan ravi “güzel yazam›yordu” demifltir. Dolay›s›yla onun hakk›nda “yazd›” demekle birlikte, onun ‘ümmîlik’ vasf› devam etmifltir.60
Buna mukabil, Ebû Muhammed b. Mefûz, el-Bâci’nin görüfllerini elefltiren
ve onun hatalar›n› ortaya koyan baflka bir eser kaleme alm›flt›r.61 Ayr›ca bu
kifliler Do¤u ve Bat› f›k›hç›lar› taraf›ndan da k›yas›ya elefltirilmifller, fliddetli
tepki alm›fllar ve z›nd›kl›kla itham edilmifllerdir.62 Ebu'l-Abbas Ahmed b.
Ömer bu konuda flöyle demifltir: “Endülüs ve baflka yerlerin pek çok f›k›hç›s› bunu kabul etmemifl ve bu hususa fliddetle karfl› ç›km›fllard›r. Bu sözleri
söyleyenlerin kâfir olaca¤›n› ileri sürmüfllerdir”.63
Ancak, Bâcî’nin görüfllerinin yanl›fl anlafl›ld›¤›n›, onun amac›n›n, Hz. Peygamber’in iyi yazamad›¤›n› ama o s›rada mucize eseri yazabildi¤ini vurgulamak oldu¤u da belirtilmektedir.64
Hz. Peygamber’in hayat› boyunca okuma-yazmay› bilip-bilmedi¤i sorunu,
o dönemden beri tart›fl›lan meseleler aras›nda yer almaktad›r.65 Konumuz
aç›s›ndan önemli oldu¤u için, bundan sonraki sat›rlarda bu hususa temas
edilecektir. Konuyu, her iki grubun taraftarlar›n›n delillerini sunarak ele almak istiyoruz.
b. Hz. Peygamber’in Okuma-Yazma Bildi¤inin Delilleri
Tarihi kaynaklarda Hz. Peygamber’in okuma-yazma bildi¤ine dair yer alan
verilerden baz›lar› flunlard›r:
1. Ebu Kebfle es-Selûlî, Hz. Peygamber’in emriyle Muaviye (ö. 60/679)’nin
yazd›¤› Uyeyne b. H›sn'a ait bir mektubu Peygamberimizin okudu¤unu ve
orada neler yazd›¤›n› bildirdi¤ini kaydeder. Ancak ‹bn Atiyye (ö. 541/1147)
bu ve benzeri rivayetlerin zay›f rivayetler oldu¤unu belirtir.66
2. Berâ b. Âzib (ö. 71/690)'in nakletti¤ine göre, Hudeybiye Bar›fl› (627
h.)'n› anlatan uzunca bir hadiste, Hz. Peygamber, damad› Hz. Ali'ye flöyle demifltir: “….‘Aram›zdaki antlaflmay› yaz! Bismillahirrahmanirrahîm. Bu, Allah'›n Rasûlü Muhammed'in antlaflt›¤› hususlar› belirtir’. Bunun üzerine
müflrikler ona ‘E¤er, biz senin Allah'›n Resûlü oldu¤unu bilseydik, mutlaka
sana uyard›k’. -Bir rivayette de ‘Sana bey'at ederdik’, fleklinde geçer- Ancak,
60
61
62
63
64
65
66
Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 352.
ez-Zebîdî, Tâcu’l-arûs, VIII, 191.
Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756; Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 5.
Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 353.
Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4756.
Bu konuda bkz. Ahmet Önkal, “Hz. Peygamber’in Ümmili¤i”, SÜ‹FD, Y›l: 1986, Say›: 2, s. 249-260.
Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 352.
Kur’an’da Ummî Kavram› ve Hz. Peygamber’in Ummîli¤i
213
sen ‘Abdullah'›n o¤lu Muhammed’ fleklinde yaz, dediler. Rasulullah, Hz.
Ali'ye, yazd›¤›n› silmesini emretti. Hz. Ali ‘Allah'a yemin ederim ki onu silmem’, deyince, Rasulullah ‘Bana, onun yerini göster’ dedi. Hz. Ali, Hz. Peygamberimize onun yerini gösterince, Hz. Peygamber onu sildi ve ‘Abdullah'›n
o¤lu’ fleklinde yazd›”.67 Olay›, Buhârî (ö. 256/870) bundan daha aç›k ifadelerle rivayet etmifl ve flöyle demifltir: “….Rasûlullah, belgeyi ald›, ancak güzel yazam›yordu, yine de yazd›.”68 Ancak buradaki hadiste geçen (yazd›) lafz›n›n
‘Peygamber yazmas›n› emretti, o da yazd›’ anlam›na geldi¤ini veya bu flekilde
yorumlanabilece¤ini söyleyenler de vard›r.69 Mesela Suyûtî (ö. 911/1505) bu
hadisteki Hz. Peygamber’in yazd›¤› fleklindeki ifadelerin do¤ru olmad›¤›n›,
burada Hz. Muhammed (s.a.v.)’in emretti¤ini, Hz. Ali’nin de yazd›¤›n› vurgular.70 Zebidî (ö. 1205/1790) de onun kalemi eline almas›n›n ve yaz› yazmas›n›n, katiplerinden herhangi birisine yazmas›n› emretmesi anlam›na geldi¤ini,
çünkü Hz. Peygamber'in emrinde yirmi alt› tane vahiy katibi bulundu¤unu,71
onun tek bir harf dahi yazmad›¤›n›, ancak yaz› yazanlara emirler verdi¤ini ve
onun yazmas›yla kast edilen fleyin bu oldu¤unu söyler.72 Bize göre de bu hadis, Hz. Peygamber’in okuma-yazma bildi¤ine delil teflkil etmez. Bu gibi olaylar bazen günlük hayat›m›z için de söz konusu olabilir.
3.Zeyd b. Sabit, Rasulullah’›n flöyle buyurdu¤unu rivayet etmifltir: “Bismillâhirrahmânirrahîm’i yazd›¤›n›z zaman ondaki sin’i aç›kça gösterin. Rahmân’› uzat›n.73 Di¤er taraftan Âlûsî de, inceledi¤i kitaplar›n birinde, Hz. Peygamber’in okuyamad›¤› ama bir kitaba bakt›¤›nda oradaki harflerin kendilerinin hangi harfler oldu¤unu söyledikten sonra Hz. Peygamber’in onlar› tan›d›¤›, fleklinde bir bilgi okudu¤unu kaydeder.74 Tabii Âlûsî burada herhangi
bir kaynaktan bahsetmedi¤i için verdi¤i bu bilginin do¤ru olup-olmad›¤› hususu flüpheye aç›kt›r.
4. Kad› ‹yad (ö. 544/1149)'›n, Muaviye yoluyla kaydetti¤i bir rivayete göre
Muaviye, Hz. Peygamber'in huzurunda yaz› yazarken Peygamberimiz kendisine flöyle buyurmufltur: “Mürekkebin hokkas›n› b›rak, kalemin ucunu siv-
67 Müslim, Sahîh, Cihad, 90-93, II, 1409-1410; Buhârî, Sahîh, fiurût, 15, III, 181.
68 Buhari, Sahîh, Kitâbu’l-Ma¤azi 64, V, 84-85; el-Buhârî, es-Sahih, Sulh 53, III, 167-168; Cizye
58, IV, 71; fiurut 54, III, 181; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 86, 342; IV, 291.
69 Kâs›mî, Mehâsinu’t-te’vîl, XIII, 4757; Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 5; Bedreddîn Ebu Muhammed
Mahmud b. Ahmed el-Aynî, Umdetu’l-kârî flerhu sahihi’l-Buhari, Beyrut trs., XIII, 276.
70 Suyûtî, Celâluddîn Abdurrahmân b. Ebî Bekr, el-Hasaisu’l-kubra, (thk. Muhammed Halil), yy.
trs., III, 271.
71 Kurtubi, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’an, XIII, 353.
72 Zebidi, Tâcu’l-arûs, VIII, 191.
73 el-Münavi, Feydu’l-kadîr flerhu câmi’ûs-sa¤îr, Beyrut 1391/1972, I, 433; Kettânî, Muhammed
Abdülhay b. Abdilkebir b. Muhammed, et-Terâtîbü’l-idâriyye, Beyrut ts., I, 125.
74 Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 5.
214
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
rilt, ‘be’ yi do¤ru uzat, ‘sin’in difllerini birbirinden ay›r, ‘mim’i kör yapma, ‘Allah’ lafz›n› güzel yaz, ‘Rahmân’ lafz›n› uzat, ‘Rahîm’i de güzel yaz”. Kad› ‹yad’a
göre, Hz. Peygamber'in yaz› yazd›¤› fiilen sahih olmamakla birlikte, ona bu
ilim verilmifltir. O, harflerin nas›l güzel yaz›laca¤›n› biliyordu. Ancak onun
okuma-yazmas›n›n engellenmifl olmas› da uzak bir ihtimal de¤ildir.75 Bu delil de Peygamberimizin okuma-yazmay› bildi¤ini göstermesine ra¤men, onun
yazd›¤› gerçe¤ini ortaya koymaz.
5. ‹bn Mace (ö. 273/887), Enes b. Mâlik (ö. 179/795)’den Hz. Peygamber’in flu hadisini rivayet etmifltir: “‹sra gecesi cennetin kap›s›nda sadakaya
on misli karfl›l›k, borç vermeye de on sekiz misli karfl›l›k verilecektir, fleklinde bir yaz›n›n oldu¤unu gördüm”.76 Âlûsî, bu hadisi naklettikten sonra okuman›n, yazmaya ait bir parça oldu¤unu kaydeder.77 Ancak bize göre bu hadis Hz. Peygamber’in okumay› bildi¤ine iflaret etmez. Çünkü olay madde ötesi bir alemde vuku bulmufltur. Olay›n ne flekilde gerçekleflti¤i de müphemdir.
Bu aç›dan hâdisenin dünyevi bir meseleye örnek teflkil etmesi söz konusu
olamaz.
Bu konuya temas eden bat›l› tarihçilerden Caetani, ‹slam Tarihi adl› eserinde flöyle der: “Muhammed’in ümmî oldu¤u ispat edilememifltir. Okuyupyazmaya dair Peygamber’in vaziyeti, hep flüpheli bir flekilde kalm›flt›r. Muhaberât› için daimi surette katipler istihdam etti¤i ve kendisini bir fley okur yazarken göstermekten sak›nd›¤› ve hakikati taraftarlar›ndan saklamaya gayret
gösterdi¤i malumdur... Muhammed’in okuma-yazma bilip bilmedi¤ini
kat’iyetle tayine kalkmak beyhude bir yorgunluktur. Çünkü Muhammed bunu muas›rlar›ndan bile saklamaya çal›flm›flt›r…. Zanna göre, Muhammed yaz› sanat›na hakikaten vak›f bulunmasayd›, bunu ashab o gün daha vâd›h ve
sarih bir flekilde ilan etmeyi kendisi için faydal› addedecekti. Binaenaleyh,
onun okuyup yazma bilmesi muhtemeldir. Fakat bunu itiraf etmek istemiyordu”.78
Caetani’nin bu garazkarane ifadelerinin bir k›sm› do¤ru olsa bile, do¤ruluk abidesi olan Peygamberimizin kendisini okur-yazarken göstermekten sak›nmas› ve gerçe¤i ashâb›ndan gizlemesi diye bir fley hiçbir zaman söz konusu olmam›flt›r. Çünkü onun aile içerisindeki durumundan Rabbiyle olan ilifl-
75 Bu konuda bkz. Kettânî, et-Terâtîbu’l-idâriyye, I, 126.
76 ‹bn Mace, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvini, es-Sunen, Sadakat 19, II, 799, ‹stanbul 1401/1981; Zerkânî, Muhammed Abdülazîm, Menâhilu’l-'irfân fî ulûmi’l-Kur'ân, (thk. Ahmed fiemsuddîn), Beyrut 1409/1988, I, 365.
77 Âlûsî, Rûhu’l-meânî, XXI, 5.
78 Leone Caetani, ‹slâm Tarihi, (çev. Hüseyin Cahit), ‹stanbul 1924-27, IX, 162-163.
Kur’an’da Ummî Kavram› ve Hz. Peygamber’in Ummîli¤i
215
kisine kadar yaflad›¤› tüm hayat› ashâb taraf›ndan bize aktar›lm›flt›r. Onun
gizli kapakl› hiçbir fleyi kalmam›fl ve yaflam› rivayetler ›fl›¤›nda gözler önüne
serilmifltir.
Hz. Peygamberin okuma yazma bildi¤ini iddia eden bu rivayetlerden sonra flimdi de okuma-yazma bilmedi¤ini iddia eden rivayetlere bakal›m:
c. Hz. Peygamber’in Okuma-Yazma Bilmedi¤inin Delilleri
Peygamberimizin okuma-yazma bilmedi¤ine delil olarak gösterilen baz› rivayetler ve bilgiler de flunlard›r:
1. Kur’an’›n ilk inen vahyi olan (oku) lafz›ndan sonra Hz. Peygamber’in
söyledi¤i (ben okuma bilmem) yani ‘ben ümmîyim, kitaplar› okuyamam’79 ifadesi onun okuma bilmedi¤inin göstergesidir.80
2. Hz. Peygamber’in ümmî oldu¤u için baz› kâtiplere ihtiyaç duymufltu.
Bundan dolay› onun emrinde katipleri vard›, onlar kendilerine bu konuda verilen görevi icra ediyorlard›.81
3. ‹bn Abbas, Uhud Savafl›nda Mekke’de idi. Orada bulunan Kureyfllilerin toplan›p ç›kmak üzere oldu¤u konusunda Hz. Peygamber’e bir mektup
yazd›. Mektubun üzerini mühürledi ve bu mektubu Benû G›far’dan biriyle
gönderdi. ‹bn Abbas’›n bu mektubu Hz. Peygamber’e ulafl›nca, Hz. Peygamber onu okumas› için Ubey b. Ka’b (ö. 33/653)’a verdi ve bunun muhtevas›n› gizli tutmas› için Ubey’e s›k› tenbihte bulundu. fiayet Hz. Peygamber okuma-yazma bilseydi gizli haberleri içeren bu mektubu Ubey b. Ka’b’a kesinlikle vermezdi.82
4. Zeyd b. Sabit (ö. 45/665) flöyle rivayet etmifltir: “Peygamber’in komflusu idim, bir vahiy geldi¤i zaman beni ça¤›r›rd›, ben de gider o vahyi yazard›m”.83 fiayet Hz. Peygamber okuma-yazmay› bilseydi en az›ndan baz› acil durumlarda gelen vahyi Zeyd’e yazd›rmay›p kendisi yazard›.84
5. Taif’ten bir heyet ‹slam’a girmek için Medine’ye Hz. Peygamber’e gelmiflti. Ancak baz› flart ve istekler ileri sürmüfllerdi. Hz. Peygamber bunlar› yaz›p
Buhari, Sahîh, Bedü’l-Vahy, 1, I, 3.
Muhammed R›za, Muhammed, I, 63.
Muhammed R›za, Muhammed, I, 65.
Muhammed R›za, Muhammed, I, 65.
Buhari, Sahîh, Fedâilu’l-Kur’an 4, IV, 99-100; Tefsir 18, Buhari, Sahîh, Bedü’l-Vahy,V, 182183; ‹bn Ebî Dâvûd, Ebû Bekr Abdullah b. Ebî Dâvûd Süleyman b. el-Efl'as es-Sicistânî, Kitâbu’l-mesâhîf, (thk. Arthur Jeffery), Kahire 1355, Leiden 1937, s. 3.
84 Muhammed R›za, Muhammed, I, 65.
79
80
81
82
83
216
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
kendisine getirmelerini istedi. Onlar da yazd›lar. fiartlar içerisinde faizin ve
zinan›n helal k›l›nmas› da vard›. Onlar flartlar›n› yazd›ktan sonra Hz. Peygamber’e geldiler, Hz. Peygamber flartlar› okumalar›n› istedi. Faizin ve zinan›n yasaklanmas›na gelince Rasulullah (elimi bu yaz›lan›n üzerine koy) buyurdu. Elini koyunca, riba ayetini (“Ey inananlar, Allah'tan korkun, e¤er inan›yorsan›z ribâdan geri kalan k›sm› almay›n” 2/278) ve zina ayetini (“Zinâya
yaklaflmay›n, çünkü o, aç›k bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur!” 17/32) okudu sonra bu cümleleri sildi.85
6. Hz. Peygamber, Mekke’de afla¤› yukar› elli sene yaflam›flt›r. Çocuklu¤undan beri aralar›nda yaflayan Hz. Peygamber’in, Mekkeliler için bilinmeyen
hiçbir taraf› yoktur. fiayet Hz. Peygamber okuma-yazma bilseydi bu, dost ve
düflmanlar› aras›nda mutlaka gündeme getirilirdi. Bunun bir ömür boyu gizli kalmas› mümkün de¤ildi. Ashâb onun s›fat ve fiillerini hatta onun evinde
eflleriyle olan iliflkilerini dahi tafsilat›yla anlat›rlarken bunu niye gizlesin?86
Aksine Sahâbe ve Tabiûndan onun okuma-yazma bilmedi¤ini söyleyen pek
çok kifli vard›. Mesela, ‹bn Abbas’›n, “Peygamber ümmî idi, hiçbir flekilde
okuma yazma bilmiyordu”, Katade (ö. 177/793)’nin, “Peygamber, daha önce
hiçbir kitap okumam›flt›, o ümmî idi, yazam›yordu” gibi ifadeleri bunlardan
birkaç›d›r.87
7. Hz. Peygamber’in: “Biz ümmî bir ümmetiz, ne yazar›z ne de hesap ederiz”88 hadisi. Ancak burada flunu da belirtmekte fayda vard›r: Daha önce de
belirtildi¤i gibi bu hadis, onun daha sonra okuma-yazmay› ö¤renmemifl olmas›n› gerektirmez.89
8. Ehl-i Kitab›n kendi kutsal metinlerinde Hz. Peygamber’in okuma-yazma bilmedi¤i hususu zikredilmekteydi.90
Bunlara ek olarak, Hz. Peygamber’in okuma-yazma bilmedi¤inin baz› bat›l›lar taraf›ndan bile itiraf edildi¤i kaydedilmektedir.91
85 ‹bnu’l-Esîr, Ebu’l-Hasan ‹zzüddîn Ali b. Ebi’l-Kerem Muhammed b. Muhammed Abdülkerîm b.
Abdilvahid efl-fieybânî, Üsdü’l-⁄âbe fî Ma'rifeti’s-sahâbe, yy. 1280, I, 216; Muhammed R›za,
Muhammed, I, 65-66.
86 Muhammed R›za, Muhammed, I, 64.
87 Taberi, Câmiu'l-Beyân, XXI, 4.
88 Buharî, Sahîh, Savm, 13, II, 230; Müslim, Sahîh, Siyam, 15, I, 761; Ebu Davud, Sünen, Savm,
4, II, 739; Nesai, Sünen, S›yam, 17, IV, 139-140; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 43, 52, 127,
129.
89 Âlûsî, Rûhu’l-Meânî, XXI, 5; Zerkani, Menahilu’l-‹rfan, I, 366-367.
90 es-Suyuti, el-Hasaisu’l-Kubra, III, 270.
91 Bu konuda datayl› bilgi için bkz. Muhammed R›za, Muhammed, I, 64-65.
Kur’an’da Ummî Kavram› ve Hz. Peygamber’in Ummîli¤i
217
Zerkânî (ö. 1122/1710 ) de, Hz. Peygamber’in ümmî oldu¤u konusundaki
delillerin aç›k bir flekilde ortada oldu¤unu, onun yazd›¤› konusundaki delillerin ise zannî olup kesin olmad›¤›n› söyler.92
Hz. Peygamber’in okuma-yazma bilmedi¤ine dair ileri sürülen delillerden
pek ço¤unun, bu konuya delil olabilmesi aç›s›ndan herhangi bir hakl›l›k pay› olmamas›na ra¤men, beflinci maddede oldu¤u üzere konumuzla yak›n ilgisi olanlar da vard›r. Bu sebepten ileri sürülen tezin sadece bir tek delille ispatlanmaya çal›fl›lmas›n›n, iddian›n do¤rulu¤u aç›s›ndan yeterli olamayaca¤› düflüncesindeyiz.
Sonuç
Kur’an’da Hz. Peygamber’in zikredilen vas›flar›ndan birisi de onun ümmî
olufludur. Kur’an’da alt› yerde geçen ümmî lafz›, iki yerde tekil dört yerde de
ço¤ul olarak kullan›lmaktad›r. Tekil kullan›ld›¤› yerlerde, Hz. Muhammed
(s.a.v.)’e ait bir s›fat olarak zikredildi¤i dikkatimizi çekmektedir. Ço¤ul flekilde kullan›ld›¤› yerlerde ise bazen Araplar, bazen Ehl-i Kitap ve bazen de Yahudiler fleklinde üç grubun s›fat› fleklinde karfl›m›za ç›kmaktad›r. Dikkatimizi çeken bir husus da, ümmî kelimesinin esas anlam› olan ‘okuma-yazma bilmeyen’ manas› yan›nda, içinde bulundu¤u toplumun adetlerini tafl›yan, yozlaflmam›fl ve do¤du¤u f›trat üzere hayat›n› idame ettiren gibi yan anlamlar›n›n da oldu¤udur.
Konumuz aç›s›ndan önem arz eden ve bu nedenden dolay› bizim de inceledi¤imiz di¤er bir mesele Hz. Peygamber’in okuma-yazmay› bilip bilmedi¤i
hususu tarih boyunca tart›flma konusu olmufltur. Ancak bu konuda kesin
bir sonuca varmak kolay de¤ildir.
Hz. Peygamber’in mutlak manada ve bütün hayat› boyunca okuma yazma bilmedi¤ini veya bildi¤ini savunanlar oldu¤u gibi, bafllang›çta bilmese de
zaman içerisinde ö¤renmifl oldu¤unu savunanlar da vard›r. Hz. Peygamber’in risaletten önce okuma-yazma bilmedi¤i ancak ticaret yapabilecek kadar hesap bildi¤i konusu kesin olarak tespit edilmifltir. Zira okuma-yazman›n çok az kifli taraf›ndan bilindi¤i o dönemde Peygamberimiz okuma-yazmay› bilmifl olsayd›, müflrikler onun Kur’an’› daha önce okudu¤u kitaplardan derlemek suretiyle kendisinin uydurdu¤u hususunda flüphe ortaya
atarlard›. Peygamberlikten sonraki dönemiyle ilgili olarak Hz. Muhammed
(s.a.v.) hakk›nda ayn› fleyleri söyleyebilmek pek mümkün olmasa gerek.
92 ez-Zerkani, Menahilu’l-irfan, I, 367.
218
‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
Çünkü vahyin nazil oldu¤u yirmi üç y›ll›k süre zarf›nda vahiyler genelde
onun huzurunda yaz›lm›fl ve ço¤u zaman kendisi de bizzat bu olaya flahit olmufltur. Bununla beraber di¤er devletlerle yap›lan anlaflmalar, farkl› ülkelere gönderilmek üzere haz›rlanan ‹slâm’a davet mektuplar› ve yine o dönemde yap›lan di¤er yaz›flmalar onun huzurunda yap›lm›flt›r. Kendisinin gözleri
önünde yap›lan bunca yaz›m faaliyetine ra¤men, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in
okuma-yazmay› hiç ö¤renememifl oldu¤unu iddia etmek gerçeklerle ba¤dafl›r bir tutum de¤ildir.
Bütün bunlar›n yan›nda, Peygamberimize nazil olan Kur’an’›n kendisi insanlar› ilme yönlendirmifl, Hz. Peygamber de her f›rsatta okuma-yazmay› ö¤renmeleri için çaba göstermeleri hususunda onlar› teflvik etmifl, savaflta al›nan esirlerden okuma-yazma bilmeyenlere bunu ö¤retmeleri karfl›l›¤›nda serbest b›rak›laca¤›n› onlara duyurmufltur. Bu konuda böylesine hassas davranan bir liderin kendisinin bundan müsta¤ni kalmas› tasavvur edilemez.
Sahip oldu¤u fetanet s›fat› neticesinde, Mekke döneminin sonlar›ndan itibaren özellikle Medine döneminin ortalar›na do¤ru Hz. Peygamber’in çok ileri seviyede ve okur-yazar denebilecek bir mertebede olmasa da okuma-yazmay› bellemifl oldu¤unu söylemek gayet normal bir yaklafl›m olarak kabul
edilmelidir.