ĠÇĠNDEKĠLER - Türkiye Kalkınma Bankası

Türkiye Kalkınma Bankası Yayını
NĠSAN – HAZĠRAN 2014 Sayı: 72
TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.
ĠÇĠNDEKĠLER
Adına Sahibi
Ahmet BUÇUKOĞLU
Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı
MAKALE
 BULUT BİLİŞİM VE RİSKLER 2
 KÜRESELLEŞME DERİNLİK ENDEKSİ 14
 GÜNEŞ-ELEKTRİK DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİNİN
Yazı İşleri Sorumlusu
Hatice BAKIR
İnsan Kaynakları Daire Başkanı

KURULUMUNDA VE İŞLETİLMESİNDE OLASI RİSKLER
VE DEĞERLENDİRİLMESİ 21
KALKINMA BANKACILIĞINDA ALTERNATİF
FİNANSMAN – KAR / ZARAR PAYLAŞIM PROJELERİ 27
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
FAALİYETLERİ
Yayına Hazırlık
Mehmet Ali TOPRAKOĞLU
Düzeltmen
Özlem MUMCU
Yazışma Adresi
 BASIN HABERLERİ - İSEDAK PROJE DÖNGÜSÜ
İMZALARI ATILDI
- TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş GENEL
MÜDÜR VE YÖNETİM KURULU
BAŞKANLIĞIN’A AHMET BUÇUKOĞLU
ATANDI 33
 KURUM İÇİ MESLEKİ VE KURUM DIŞI
YURT İÇİ EĞİTİMLERİ 34
 SOSYAL FAALİYETLER 43
[email protected]
KREDİ PAZARLAMA FAALİYETLERİ
 KALKINMA ICCI 2014 -20.ULUSLARARASI ENERJİ, ÇEVRE
 Dergide yayınlanan bütün yazılar
kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.
FUARI VE KONFERANSIDA 45
 KALKINMA “GREEN FINANCE” KONFERANSINDA
 GÜMTOB ESKİŞEHİRDEKİ TOPLANTISINA DA KATILDIK 46
 Bu dergi ücretsizdir.
 Dergimizde yayınlanan yazılardaki bilgi
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
ve görüşlerin sorumluluğu yazarlara aittir.
FAALİYETLERİ
PROJE VE FİNANS DÜNYASI 47
e-dergi OLARAK YAYINLANMAKTADIR.
 ULUSLARARASI PROJELER
 FİNANS
 SEKTÖRLER
 ENERJİ MADEN VE EMTİA FİYATLARI ENDEKSLERİ
 TEŞVİK BELGESİ İSTATİSTİKLERİ
 İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA FAALİYETLERİ
 BU KİTABI OKUDUK
www.kalkinma.com.tr
1
MAKALE
BULUT BİLİŞİM VE RİSKLER
Metin Turan
Teftiş Kurulu Başkanlığı, Başmüfettiş
[email protected]
Özet
Kurum, kuruluĢ ve iĢletmeler için sahip oldukları veri ya da bilgileri korumak
yanında bunlara etkin bir Ģekilde eriĢerek kullanmak da önemlidir. Bulut biliĢimin tercih
edilmesindeki en önemli nedenleri arasında, mevcut durumdan dolayı daha az kaynak
kullanarak tasarruf, belek kullanımı, yedekleme, maliyet tasarrufu, verimlilik, etkinlik
vs. gibi daha bir çok özellik bulunmaktadır. Bulut biliĢimde en önemli risk olarak güvenlik ve güvenilirlik gelmektedir. Genel olarak 3 tür bulut biliĢim hizmet modeli bulunmaktadır: Altyapının hizmet olarak sunulması (AHOS), (Infrastructure-as-a-Service,
IaaS), Platform/Ortamın hizmet olarak sunulması (OHOS), (Platform-as-a-Service
PaaS), Uygulamanın hizmet olarak sunulması (UHOS), (Software-as-a-Service, SaaS)
Ģeklindedir. Bunlara son yıllarda veri depolamanın hizmet olarak sunulması (dataStorage-as-a-Service, dSaaS) eklenmiĢtir. Ayrıca, bulutta 4 tür kurulum modeli vardır.
Bunlar: genel, özel, ortaklık ve karma bulut, Ģeklindedir. Her kurum, kuruluĢ ya da iĢletmenin yapısına uygun olan bulut modeli farklılaĢmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Bulut biliĢim; bulut biliĢim hizmet ve kurulum modelleri; bulut
biliĢim fayda ve riskleri
GiriĢ
Günümüzde giderek kavram olarak adı yeni yeni duyulan ancak, öte yandan çoğu alanlarda adının duyulmasından öte konu ile ilgili çözümlerin tartıĢıldığı, üretildiği,
uygulandığı bir terim olarak bulut biliĢimi duymaktayız. Ancak, geçmiĢte de bu fonksiyon sahip uygulamalar bulunmaktaydı.
Bulut biliĢimi, genel olarak, biliĢim sistem ve araçları arasında bilgi paylaĢımının
her yerden ortak olarak yapılabildiği bir hizmet olarak tanımlamak mümkündür.
2
MAKALE
Hızla geliĢen ve değiĢen teknolojik yapı ve üretilen bilginin yoğunluğu bu alanda kullanılacak ortak depolama alanını gerektirmiĢtir. Bulut biliĢimin çeĢitli faydaları
bulunmaktadır. Bu faydalardan bazıları, esneklik ve verimliliktir. Çoğunlukla, kurum
ve kuruluĢlar bu özelliklerden dolayı bulut biliĢimi tercih etmektedirler. Bunun dıĢında
bulut biliĢimin baĢkaca faydaları da bulunmaktadır. Bunlar, çok sayıda sunucular kullanmak suretiyle artan maliyetlerin bulut biliĢim sayesinde azaltımıdır.
Bulut biliĢimin geliĢmesi üretilecek teknolojik ürünlerin niteliklerini de etkilemektedir. Üretilecek ürünler çok çeĢitli faktörleri dikkate alırken, bulut biliĢim özelliği
ile ilgili hususlarda son zamanlarda üretilen ürünlerde dikkat edilmektedir.
Bunun dıĢında, bulut biliĢim açısından da bakıldığında bu konuda yazılım ve
donanım özellikleri de dikkate alınmaktadır.
Bulut biliĢimin sağladığı sayısız imkânlardan dolayı iĢletmeler kendi organizasyonlarının özelliklerine, mevcut yazılım ve donanım durumlarına, tercihlerine göre vs.
gibi daha birçok hususa dayalı olarak buluttan faydalanmaktadırlar.
DATA
DATA
DATA
DATA
DATA
ġekil 1. Bulut BiliĢim ve Verilerin Bulutta Saklanması
3
MAKALE
Bulut BiliĢim Nedir?
Bulut BiliĢim ya da Ġngilizce adıyla "cloud computing" çağımızın geliĢen ve artan
bilgi teknolojik iĢlem ve kapasitesinin sonucunda bir gereksinim olarak doğmuĢtur.
Her kavram ile ilgili yapılan tanımlarda olduğu gibi bulut biliĢim için de çok sayıda tanım mevcuttur. Buna göre, bulut biliĢim ağ Ģebekesi biliĢim (grid computing), yardımcı ya da yararlı biliĢim (utility computing) ya da istek üzerine biliĢim (on-demand
computing) gibi adlar da alabilmektedir. Bulut hizmetleri, istek üzerine, masaüstündeki
bir bilgisayar, dizüstü bilgisayarı (laptop), mobil araçlar, bir organizasyonun sunucularında bulundurmak yerine uzaktaki bir yerleĢim yerinden sağlanmaktadır. Bu durum bir iĢletme için bir kısım verileri için ya da finansal ve kurumsal bilgileri için kullanıma dayalı
ücretli hatta bazı durumlarda ücretsiz olarak web üzerinden sözleĢmeye dayalı, uygulamalar, iĢlem gücü ve depolama sağlamak için bu hizmeti sağlayanla bir sözleĢme yapmaya
dayanmaktadır (Wyld, 2009, s.6).
Yine bulut biliĢim için, Ģöyle bir tanımda yapabilmekteyiz. Bulut, bir kurum, kuruluĢ ya da herhangi bir kimsenin uygulamalarının, hizmetlerinin ve depolama unsurlarının
her yerden eriĢilebilecek Ģekilde yani yere bağımsız Ġnternette bulunan bir sunucuda bulunması ve Ġnternete bağlı olan herhangi bir aletle ya da teknolojik iletiĢim aracıyla bu uygulama ve servislerin yine istek üzerine ücrete dayalı ya da bazı koĢullarda ücretsiz çalıĢtırılması, eriĢilmesi ve böylece maliyet tasarrufu, verimlilik, esneklik vs. gibi sağlanmasıdır.
Yine bu konuda çalıĢmaları olan ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü‟nün (National Institute of Standards and Technology, NIST) yapmıĢ olduğu bulut biliĢim tanımı, "düĢük yönetim çabası ya da hizmet sağlayıcı etkileĢimi ile hızlı alınıp serbest
bırakılabilen bilgisayar ağları, sunucular, depolama alanı, uygulamalar ve servisler vs. gibi
ayarlanabilir biliĢim kaynaklarının bulunduğu paylaĢılabilen havuzuna, her zaman ve her
yerden, istendiğinde ve uygun bir Ģekilde ağ eriĢimi sağlayan bir model", Ģeklindedir
(NIST, 2013, s.8).
Rayport ve Heyward‟a göre bulut biliĢimin sağlanması ve tam potansiyelinin gerçekleĢmesi için 8 tane ögeye ihtiyaç olduğunu belirtmesine karĢılık ġekil 2 de bizce 10
unsuru ihtiva edecek Ģekilde geniĢletilebilecektir (Rayport ve Heyward, 2009, s. iv).
4
MAKALE
ġekil 2. Bulut BiliĢimin 10 Unsuru (Rayport and Heyward, 2009, s. 25).
Bu özellikleri sıra ile ifade edecek olursak:
1.
Evrensel EriĢim (Universal connectivity): Hemen hemen her yerden internete eriĢimi ifade etmektedir.
2.
Açık eriĢim (Open Access): Kullanıcılar adil, ayrım yapılmadan Ġnternete eriĢmelidirler.
3.
Güvenilirlik (Reliability): Bulut, eĢit seviyelerde ya da günlük bağımsız sistemlerden daha iyi iĢlemelidir.
4.
Birlikte çalıĢabilirlik (Interoperability): Kullanıcılar bulut platformları arasında hareket edebilmelidir.
5.
Kullanıcı seçimi (User choice): Bulut kullanıcıları dilediklerinde diledikleri buluta
geçebilmelidir.
6.
Güvenlik (Security): Kullanıcıların bulutta bulundurdukları verileri ya da bilgileri
güvenlikte olmalıdır.
7.
Gizlilik (Privacy): Kullanıcıların verileri (data) üzerindeki hakları açıkça tanımlanmalı ve korunmalıdır.
5
MAKALE
8.
Ekonomik değer (Economic value): Bulut maddi bir tasarruf ve ekonomik yarar
sağlamalıdır.
9.
Sürdürülebilirlik (Sustainability): Bulut enerji verimliliği ve tasarrufunu artırmalı ve
ekolojik etkiyi azaltmalıdır.
10.
Ġtibar (Reputation): Bulut kurum ve kuruluĢlara kullandıkları bulut biliĢim sayesinde faaliyetlerinde bir itibar katmalıdır.
Bulut biliĢim ile ilgili olarak 10 temel ögenin bu sistemi kullanmakta gerekli olduğu belirtmekle birlikte, bunlardan güvenilirlik ve güvenlik ile ilgili olarak çeĢitli sorunlar ile
karĢılaĢılabileceği ya da en azından bu tür çekincelerin varlığı mevcuttur.
Yine bulut biliĢimin geliĢmesinde tüm alanlarda da söz konusu olan ölçek ekonomileri (economies of scale) anlayıĢının etkili olduğu söylemek mümkündür. Böylece bulut biliĢimin temelini oluĢturan yazılım ve biliĢim alanına uygun olarak düzenlenmesi etkili olmuĢtur (Türkiye BiliĢim Derneği [TBD], 2012, s.15).
Bulut BiliĢim Hizmet Modelleri
Genel olarak, bulut biliĢim hizmet modelleri 3‟e ayrılmakla birlikte son zamanlarda 4 olarak da tasarlanmaktadır. Bunlar:
1.
Altyapının hizmet olarak sunulması (AHOS), (Infrastructure-as-a-Service, IaaS),
2.
Platform/Ortamın hizmet olarak sunulması (OHOS), (Platform-as-a-Service PaaS),
3.
Uygulamanın hizmet olarak sunulması (UHOS), (Software-as-a-Service, SaaS),
4.
Veri depolamanın hizmet olarak sunulması (VDHOS), (data-storage-as-a-Service,
dSaaS) (Jones, 2009, s.4).
Altyapının Hizmet Olarak Sunumu
Altyapının hizmet olarak sunulması, bu bulut biliĢim hizmet modelinde firmalar
ya da iĢletmeler bir biliĢim sistemlerinin gereksinim duyduğu özellikleri hizmet olarak
sunabildiği gibi ya da bunları diğer kurumlardan satın alabilmektedirler. Alabilecekleri bu
altyapı bulut biliĢim hizmeti, sunucular (server), bellek (storage), veri tabanı (database),
yedekleme (backup), kalıcı mesaj (ileti) kuyruğu (persistant message queue), içerik
6
MAKALE
dağıtım ağı (content distribution network) vs. Ģeklinde gerçekleĢmektedir. BiliĢim sisteminin yalnızca bir ya da birkaç parçasını bulut biliĢim hizmetlerinden sağlamak isteyen
bir kurum için altyapının hizmet olarak sunulması hizmet modeli daha uygun sonuçlar
verebilmektedir. Ayrıca, yine, biliĢim sisteminin farklı bölümlerini farklı iĢletme ya da
firmaların bulut hizmetlerinden faydalanarak iĢlerlik kazandırmak isteyen baĢka bir ifadeyle çalıĢtırmak niyetinde olan bir kuruluĢ ya da kurum için de altyapı modeli ideal
sonuçlar verebilmektedir. Bu modelin bir dezavantajı ise, alınan bu hizmet ile mevcut
kurumda bulunan diğer sistemlerin bütünleĢtirilmesi ve yapılandırılması altyapı hizmetini alan kuruma ait olmasıdır. Bu da kolay olmayan bir süreci gerektirmektedir. Ayrıca,
dosya depolama ve paylaĢım hizmeti Dropbox uygulaması bu hizmet modeline yakın
özellikleri içermektedir (TBD, 2012, s.17).
Platform/Ortamın Hizmet Olarak Sunumu
Bir diğer hizmet modeli ortamın hizmet olarak sunulması ya da buna hizmet olarak platform da denmektedir. Bu hizmet modelinde, kurum ya da kuruluĢlar, yukarıda bahsedildiği gibi (altyapının hizmet olarak sunulması) yapılandırma ve bütünleĢtirme çabalarını
ve maliyetlerini asgariye düĢürmek amacıyla sunulan birçok hizmeti tek bir hizmet Ģeklinde sunabilmektedirler. Böylece, bu bulut biliĢim hizmetini alan herhangi bir kuruluĢ
sunucu, bellek, veri tabanı gibi üç ayrı biliĢim hizmetini sistemdeki özellikleri göz önüne alarak birleĢtirebilmekte ve bunları kendi geliĢtirdiği sistemin bir unsuru haline getirilebilmekteyse de bu (hizmeti alan için) bir yandan biliĢim sistemlerinde ve elde ettiği
bulut hizmetinde esneklik getirirken, diğer yandan da kendi sistemi ile sunucu-belekveri tabanı birleĢtirme ve bütünleĢtirme oldukça fazla bir çaba gereksinimi isteyebilecektir. Bir sistemin büyük bir bölümünü bulutta olmasında sakınca olmayan durumlarda
bu hizmet modelinin kullanılabilmesi genelde uygun görülmektedir (TBD, 2012, s.18).
7
MAKALE
Uygulamaların Hizmet Olarak Sunumu
Bu bulut biliĢim hizmet modelinde uygulamalar ya da yazılımlar hizmet olarak sunulmaktadır. Yani bu hizmet sunumu ile internet üzerinden bir yazılama (software) uzaktan eriĢim imkanına ulaĢılmaktadır. Bu hizmetin ilk yaklaĢımı uygulama hizmet sağlayıcısıydı (Application Service Provider, ASP). ASP‟ler ana makinadaki ya da internet üzerinden sağlanan yazılımlara eriĢim için abonelikler sağlamaktadır. Bu uygulama hizmet sağlayıcısı, kullanıma dayalı olarak internet üzerinden yazılım sağlamakta ve kullanıma dayalı
olarak ücretlendirmektedir. Böyle bir durumda yazılım satın alınmamakta ve kurumun ihtiyaçları ölçüsünde kiralanmaktadır (Jones, 2009, s.5).
Aynı zamanda burada uygulamadan bahsedilmek istenen düĢünce, bir altyapı hizmetinin birleĢtirilmesinden ortaya çıkabilen ve belirli bir hedefe yönelik özelleĢtirilen biliĢim sistemleridir. Bu modele özelliğini veren webe dayalı e-posta (web-based e-mail)
(NIST, 2013, s.9) hizmetleri kurum ve kuruluĢların çok yoğun bir Ģekilde kullandıkları ve
önemli bir iletiĢim aracı olan bulut biliĢim uygulama hizmetidir. Bu aynı zamanda, baĢka
bir deyiĢle, bu hizmet modeli sunucu, bellek, depolama, yedekleme, otomatik ölçekleme
vs. gibi hizmetlerin de beraber çalıĢmasını gerektirmektedir (TBD, 2012, ss.18-19). Ayrıca, Uygulamanın Hizmet Olarak Sunumu, müĢteri iliĢkileri yönetimi (CRM), kurumsal
kaynak planlaması (ERP), muhasebe, iĢbirliği, doküman yönetimi, faturalama, insan kaynakları yönetimi (HRM), içerik yönetimi (CM) ve servis büro yönetimi gibi daha birçok
uygulama alanı bulan ortak bir dağıtım modeli haline gelmiĢtir (NIST, 2013, s.15).
Bulut BiliĢim Kurulum Modelleri
Bulut biliĢim modellerinden yararlanacak, iĢletmeler, kurumlar ve kuruluĢlar farklı
özelliklere sahip olabilmektedirler. AĢağıda açıklanacak olan bulut kurulum modelleri çeĢitli özellikler içermekte ve her organizasyon iĢin uygun olmayabilmektedir. Buna ek olarak, kurumların tercihleri de önemli bir rol oynamaktadır. BaĢka bir deyiĢle, kurulum modellerinin özelikleri bir yana kurumların talepleri de önem kazanabileceği durumlar bulunmaktadır.
Tüm bunların yanında, bulut biliĢimde çeĢitli kurulum modelleri bulunmaktadır.
Bunlar:
8
MAKALE
a)
Genel Bulut
b)
Özel Bulut
c)
Ortaklık Bulutu
d)
Karma Bulut,
olmak üzere 4 çeĢit bulut biliĢim kurulum modeli mevcuttur (NIST, 2013, ss.9-10).
Genel Bulut (Public Cloud)
Genel bulut kurulum modelinde, sunulan hizmetler uygulama programlama ara yüzleri
(Application Programming Interface, API) aracılığıyla herkesin eriĢimine açık olarak
Ġnternet üzerinden kullanıma açılmaktadır. Bu hizmette de kullanım paralı ya da kullanım oranında ücretli olarak yapılabilmektedir (TBD, 2012, s.19). Yine, genel bulut kurulum modeli bir iĢletme, akademik ya da hükümet organizasyonu ya da bunların karıĢımınca sahip olunabilmekte, yönetilebilmekte ve iĢletilebilmektedir (NIST, 2013, s.10).
Görüldüğü gibi, bu kurulum modeli, kamu, özel sektör, ticari nitelikli organizasyon, kurum, kuruluĢ, akademik organizasyon vs. gibi hemen hemen her yapı tarafından yerine
getirilebilmektedir.
Özel Bulut (Private Cloud)
Bu bulut biliĢim kurulum modeli, hizmetler sadece bir kuruluĢ ya da iĢletme tarafından
ulaĢılmasına yönelik düzenlemektedir. Yine, sağlanacak hizmetler, kurumun kendi ağından, kurumun ağı dıĢından kaynaklar kullanılarak da elde edilebilmektedir. Ayrıca, hizmet yönetimi de kurumca ya da diğer kurumlar ya da kuruluĢlarca da (Third Party) yapılabilmektedir (Mell ve Grance, 2009, s.11; TBD, 2012, s.19). Özelikle verileri ve bilgileri riskli olan ve güvenilirlik gereksinimi en üst seviyede olduğunu düĢünen kurumlarca
tercih edilmesi uygun sonuçlar verebilecektir.
Ortaklık Bulutu (Community Cloud)
Ortaklık bulut biliĢim modeli mevcut kaynakların birden çok kurum ya da kuruluĢun ortaklaĢa bir Ģekilde kullanımını içeren bir modeldir (Mell ve Grance, 2009, s.11). Genelde, amacı, güvenlik gereksinimleri, politikaları, uyum koĢulları ve yaklaĢımları benzer
olan kurum ve kuruluĢlarca benimsenebilmektedir (Wyld, 2009, s. 12). Bu bağlamda birbiri ile gerek hukuksal gerekse de ekonomik çok yakın iliĢkileri olan iki finansal kuruluĢ,
9
MAKALE
Türkiye Kalkınma Bankası ile Hazine MüsteĢarlığı bir bulut biliĢim modeli kullanmak
gereksinimi duydukları durumlarda ya da böyle bir gereksinim oluĢtuğunda veya bu
yönde bir düĢünce içerisinde bulunulduğunda, bu tür bir model tercihini yapmalarının,
diğer koĢullarında uygun olması öngörülerek mümkündür. Aynı Ģekilde, ĠĢ Bankasının
bağlı ortaklığı olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ile de böyle bir bulut hizmet modeli tercih edebilmesi bu açıdan uygun görülebilmektedir.
Karma Bulut (Hybrid Cloud)
Karma bulut biliĢim modeli iki ya da daha fazla modelin birleĢmesi ile (özel, topluluk,
genel) oluĢmaktadır (Mell ve Grance, 2009, s.11). Bu bulut biliĢim modelinin en önemli
özelliklerinden biri de hem özel bulutun güvenliğe dönük imtiyazları hem de genel ve
ortaklık bulutunun maliyetleri azaltması hususlarını taĢıyabilme niteliğine sahip olmasında yatmaktadır (TBD, 2012, s.21).
Bulut BiliĢim Faydaları
Öncede de bahsedildiği gibi bulut biliĢimin çok çeĢitli faydaları bulunmaktadır. Bunlar
(TBD, 2012, ss.22-29; Wyld, 2009, ss.6-7):
1.
Esneklik/Kaynak/Verimlilik
a. Büyük esneklik,
b. Ġhtiyaçların kısa sürede gerçekleĢmesi,
c. ĠĢ ortamında verimlilik,
d. Bazı hizmet modellerinde maliyet üstün avantajlar,
2.
Maliyet Avantajı
a. Maliyet nitelikli birlikte çalıĢma,
b. Bulut iletiĢimine uygun daha ekonomik araçlar.
3.
Bulut Hizmet Kalitesi
a. Daha iyi güvenilirlik,
b. Daha güvenli oluĢ,
c. Buluttan elde edilen hizmette süreklilik,
d. UzmanlaĢmanın getirdiği hizmet kalitesi faydaları.
10
MAKALE
4.
Yönetim
a. Sorunsuz taĢınabilirlik (migration)
b. Bulut biliĢim hizmet kullanımı yönetim kolaylığı
5.
Çevreci oluĢu
a. Enerji verimliliği.
6.
Felaketten kurtulma kolaylığı ve çabukluğu (Disaster recovery capabilities).
Bunca faydasına rağmen, bulut biliĢim, olumsuz görülen ya da öyle olduğu varsayılan çeĢitli risklere de sahiptir.
Bulut BiliĢimde Riskler
Bulut biliĢim aynı zamanda çeĢitli riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu riskler genel
olarak (TBD, 2013, ss.31-39):
1.
Hizmet devamlılığı
2.
Hizmetin kullanılırlığı
3.
Bilgi güvenliği
4.
Bilgi gizliliği
5.
Bilginin denetlenebilirliği
6.
Bilginin uyumluluğu
7.
Farklı ülke yasal düzenlemeleri
8.
Bulut biliĢim hizmet sağlayıcı bağımlılığı
9.
Veri kilitlenmesi
10.
Bulut biliĢim hizmet sağlayıcıların taĢıyabilecekleri riskler
11.
Yönetim arayüzü ve uzaktan eriĢim dolayısıyla taĢınan riskler
12.
Bant geniĢliği ve veri transferleri dolayısıyla taĢına riskler
13.
Yazılım lisanslama (açık kaynak kodlu ve lisanslı yazılımların fiyat politikaları)
Ģeklinde sayılabilmektedir.
11
MAKALE
Sonuç ve Değerlendirme
Günümüzde değiĢen teknolojik yapı kurum, kuruluĢ ya da iĢletmelerin sahip
oldukları verileri ya da finansal bilgileri maliyet avantajı, esneklik, güvenlik yedekleme
gibi daha birçok avantajlı gerekçelerden dolayı bulut biliĢim kullanımını tercih etmekte
ya da bunu düĢünmektedir.
Tüm organizasyonlar için aynı seviyede niteliklere sahip olan bulut kurulum
modelleri bulunmamaktadır. Kurumun niteliği özellikleri bulunduğu sektör, sahip olduğu verilerin ya da bilgilerin genel olarak önemi dıĢında kendisi için taĢıdığı önem de
kurulum tercihinde belirleyici olmaktadır.
Bulut biliĢim hizmetlerinden yararlanalar bir organizasyon da olabilir bir Ģahıs
da olabilmektedir. Bu hizmeti sağlayanlar da benzer Ģekilde, gerçek kiĢi, tüzel kiĢi ve
bir organizasyon da olabilmektedir.
Bulut biliĢim yazılım ve donanımdan oluĢmaktadır. Dolayısıyla bu biliĢimi kullanmak yazılım ve donanım tasarrufu sağlamaktadır. Ayrıca, bulut biliĢimde "pay-asyou-go" kullandıkça öde, anında öde, yaygındır. Bunun böyle olması da iĢletmelerin
aldıkları hizmet kadar ödeme yapmalarına böylece atıl bir kaynak kullanımı oluĢmamasına sebep olmaktadır.
Bulut biliĢim, kaynakları internete taĢımaktadır. Ġnternet ortamında iĢlenen biliĢim suçlarının sadece devletleri değil aynı zamanda uluslararası arenada da uluslararası
niteliğe de büründüğünden Ġnternetin, güvenilirliği ile ilgili çeĢitli sorunlar ile karĢılaĢıldığından bu alanlarda taĢınacak verilerin, bilgilerin niteliği, önemi vs. gibi özellikler
dikkate alınmalıdır.
Buluta ile ilgili olarak kurum ve kuruluĢların üzerinde en çok çekince gösterdikleri verilerinin güvenliğinin kendi kurumlarındaki sunuculardaki gibi sağlanıp sağlanmayacağı ile ilgilidir. Böylece bu tür sorunların giderilmesi ile bulut tercihi kurumlar
tarafından yapılmak istenecektir.
12
MAKALE
Kaynakça

Mell, P. ve Grance, T.(2009). Effectively and securely using the cloud computing paradigm. 06 Haziran
2014 tarihinde
http://csrc.nist.gov/organizations/fissea/2009-
conference/presentations/fissea09-pmell-day3_cloud-computing.pdf adresinden eriĢildi.

Jones, M.T.(2009). Cloud computing with Linux: Cloud computing platforms and applications. 06 Haziran 2014 tarihinde http://www.ibm.com/developerworks/linux/library/
l-cloud-computing/l-cloud-computing-pdf.pdf adresinden eriĢildi.

NIST.(2013). NIST Cloud Computing Standards Roadmap. 06 Haziran 2014 tarihinde
http://www.nist.gov/itl/cloud/upload/NIST_SP-500-291_Version
2_2013_June18_FINAL.pdf adresinden eriĢildi.

Rayport, J.F. ve Heyward, A.(2009). Envisioning the cloud: the next computing paradigm. 06 Haziran 2014 tarihinde http://www.hp.com/hpinfo/analystrelations Marketspace_090320_Envisioning-the-Cloud.pdf adresinden eriĢildi.

TBD.(2012). Kamuda bulut biliĢim. 06 Haziran 2014 tarihinde http://www.tbd.org.tr/
usr_img/kamu_bib/RP1-2012.pdf adresinden eriĢildi.

Wyld, D.C.(2009). Moving to the cloud: An introduction to cloud computing in government.
06
Haziran
2014
tarihinde
http://www.ukeig.org.uk/sites/default/files/
WyldCloudReport_0.pdf adresinden eriĢildi.
13
MAKALE
KÜRESELLEŞME
DERİNLİK
ENDEKSİ
Eda AKÇA-Uzman Yardımcısı
İş Ürün ve Planlama Daire
Başkanlığı
Şebnem AKKAYA-Kd Uzman
İş Ürün ve Planlama Daire
Başkanlığı
Navarra Üniversitesi ekonomi ve küresel strateji profesörü Pankaj Ghemawat tarafından gerçekleĢtirilen “DEPTH INDEX OF GLOBALIZATION 2013 “ (2013 KüreselleĢme Endeksi) çalıĢması kapsamında 139 ülke, belirlenen parametreler doğrultusunda incelenmiĢtir. Bu çalıĢmadaki amaç; kapsamlı ve güncel veri analizleriyle Dünyada küreselleĢmenin gerçek boyutlarını ortaya koymaktır. ÇalıĢma, Dünya Gayrisafi Yurt içi Hasıla
(GSYH)‟ sinin %99 „unu ve Dünya nüfusunun %95‟ini oluĢturan 139 ülkeyi kapsamaktadır.
Günümüzde birçok insan küreselleĢmeyi çok etkenli bir fenomen olarak görmektedir. Ticaret ve doğrudan yabancı yatırımlar küreselleĢmenin temel ölçütleri olarak kullanılmaktadır. Prof. Ghemawat‟ın bu çalıĢmasında ticaret ve sermaye akımlarının yanı sıra; bilgi akıĢlarıyla, insan dolaĢımına da yer vermiĢ olması çalıĢmayı diğerlerinden farklı kılmaktadır.
1.
KüreselleĢme Derinlik Endeksi Hesaplanması
ÇalıĢmada endeksin hesaplanması için 4 adet parametre belirlenmiĢtir. Bunlar; tica-
ret, sermaye akımları, yurt dıĢı bilgi paylaĢımı ve insan dolaĢımıdır. Her bir parametrenin
kendi alt bileĢenleri bulunmaktadır. Bu parametrelerin ve bileĢenlerinin toplam ülke küreselleĢme endeks puanına etkisi Tablo 1‟de özetlenmiĢtir.
14
MAKALE
Tablo 1: Parametreler, BileĢenler ve Ağırlıkları
Ağırlık
Parametre
BileĢen
Emtia Ticareti
35%
1.Ticaret
Hizmet Ticareti
Doğrudan Yabancı Yatırım Stokları
35%
2.Sermaye
Akımları
Doğrudan Yabancı Yatırım Akımları
Hisse Senedi Portföy Stokları
Hisse Senedi Portföy Akımları
Ġhracat
Ġthalat
Ġhracat
Ġthalat
DıĢ
Ġç
DıĢ
Ġç
DıĢ
Ġç
DıĢ
Ġç
Uluslararası Ġnternet Bant GeniĢliği
15%
3.Bilgi
Uluslararası Telefon GörüĢme Süresi
Aranan
Gelen
Ġhracat
Basılı Yayınlarda Ticaret
KarĢılaĢtırma Kriteri
Ağırlık
GSYH
75%
GSYH
25%
GSYH
25%
Gayrisafi
OluĢumu
Sabit
Sermaye
25%
GSYH
25%
GSYH
25%
Ġnternet Kullanıcıları
40%
Nüfus
40%
Nüfus
20%
Nüfus
33%
Nüfus
33%
Yükseköğretim OkullaĢma
33%
Ġthalat
Göçmenler ( Doğan Yabancı Nüfus)
15%
4. Ġnsan
Uluslararası Turistler ( geliĢ ve gidiĢler)
Giden
Gelen
Giden
Gelen
Giden
Uluslararası Öğrenciler
Gelen
Küresel DerinleĢme Endeksi hesaplaması 5 adımdan oluĢmaktadır.
 Ġlk önce endeksin hesaplanması için gerekli olan parametreler ve bu parametrelerin bileĢenleri belirlenmiĢtir. (Tablo 1)
 Daha sonra, bu parametre ve bileĢenlerini karĢılaĢtırabilmek için her bir bileĢen için karĢılaĢtırma kriteri belirlenmiĢtir.
 Üçüncü olarak az geliĢmiĢ ülkeler için güncel veri problemi yaĢandığından, endeksin hesaplanması için eksik olan veriler enterpolasyon (bilinmeyen bir fonksiyonun bilinen değiĢken değer setlerini kullanarak bilinen bir fonksiyon elde etme yöntemi) veya yenileme
yöntemiyle üretilmiĢtir.
 Dördüncü olarak bileĢenler karĢılaĢtırma kriterine göre hesaplanıp eksik veriler de tamamlandıktan sonra, bütün veriler normalleĢtirilmiĢtir. Örneğin Amerika için; emtia ticaret ihracat bileĢeninin karĢılaĢtırma kriteri olan GSYH‟ya oranı %10‟dur. 2005-2012 yılları arasında bütün ülkeler için bu oran kıyaslandığında, ülkelerin % 7,2‟sinde bu oranının Amerika‟dan daha düĢük olduğu görülmüĢtür. Bu verilerden hareketle, Amerika‟nın emtia ticaret ihracatı normalleĢtirilmiĢ puanının 0,072 olduğu söylenebilir.
15
MAKALE

Son olarak toplam Küresel Derinlik Endeksi toplam puanı 2 adımda hesaplanmıĢtır. (ġekil 1) Ġlk olarak bileĢenlerin puanları belirlenen ağırlıklara göre toplanarak
parametre puanı elde edilmiĢtir. Daha sonra parametre puanları belirlenen ağırlıklara göre toplanarak toplam küresel derinlik endeks puanına ulaĢılmıĢtır. Puan
hesaplarını daha anlaĢılır kılmak için tüm ülke puanları 0-50 arasında uygun değere dönüĢtürülmüĢtür. Tablo 1‟de bileĢen ve parametre ağırlıklarına da yer verilmiĢtir.
2. Türkiye’nin Durumu
ÇalıĢmada kullanılan hesaplama yöntemine göre Türkiye son 7 yılda 10 basamak yükselse de 18 puan ile 139 ülke arasında 106. sırada yer almaktadır. (Grafik 1)
Sermaye akımlarında 82. , yurt dıĢı bilgi paylaĢımında 81. sırada, ülkelerarası insan dolaĢımında ise 87. sırada yer almaktadır. ( Tablo 2)
Grafik 1:
Yıllar Ġtibariyle
Türkiye’nin Küresel Derinlik
Puanı ve Sıralaması
16
MAKALE
Endekste Türkiye'nin en yüksek sıralamada bulunduğu bileĢen; internet kullanıcısı baĢına düĢen uluslararası internet bant geniĢliğidir. Türkiye bu bileĢende endekste 60. sırada yer alırken, uluslararası telefon konuĢmalarında son sıralarda yer
almaktadır. KüreselleĢme Endeksinde ilk sırada Hong Kong yer alırken, Singapur ve
Lüksemburg ikinci ve üçüncü sırada yer almaktadır. Endeksin sonunda yer alan ülkeler ise sırasıyla; BangladeĢ Myanmar, ve Ġran‟dır.
Tablo 2: Türkiye’nin Parametreler için Sıralaması ve Puanı
Sıralama
Puan
2012
2011
DeğiĢim
2012
2011
DeğiĢim
Toplam
106/139
107/139
1
15/50
14/50
1
Ticaret
114/139
115/139
1
14/50
13/50
1
Sermaye Akımları
82/116
87/116
5
15/50
14/50
1
Bilgi
81/139
80/139
-1
29/50
29/50
0
Ġnsan
87/118
88/118
1
19/50
19/50
0
Grafik 2 „de, Türkiye‟nin yıllara göre küresel derinlik puanları gösterilmektedir.
Grafik 2: Türkiye’nin Yıllara Göre Küresel Derinlik Puanı
ÇalıĢmada yer alan verilere göre; Türkiye'de ürün ihracatının milli gelire oranı 2005'te
% 15 iken, 2012'de % 19'a yükselmiĢtir. Aynı dönemde ürün ihracatı 6 puan artarak,
milli gelirin % 30'u olmuĢtur. Hizmet sektöründe ise ihracatın 7 yılda milli gelire oranı değiĢmeyerek % 5'te kalırken, ithalatın milli gelire oranı da % 2'de kalmıĢtır. (Tablo
3) Ayrıca Türkiye‟de 2005-2012 yılları arasındaki yedi yıllık dönemde milli gelir
392,2 milyar dolardan 789,3 milyar dolara çıkmıĢtır.
Tablo 3 „te, Türkiye‟nin Küresel Derinlik Parametre BileĢenlerine ait oranlar ve sıralamalar yıllar itibari ile verilmektedir.
17
MAKALE
Tablo 3: Türkiye’nin Küresel Derinlik Parametre BileĢenleri
Yabancıların yaptıkları doğrudan yatırım stoklarının toplamı 2012 yılında, milli gelirin % 31'ine ulaĢırken, yurt dıĢına yapılan doğrudan yatırımlar milli gelirin % 10'unu oluĢturmuĢtur. DıĢarıdan gelen doğrudan yatırımların, milli gelire oranı 7 yılda 10 puan artmıĢ
olsa da bu sıralamada Türkiye 82. ülke konumundadır.
Yabancıların Türkiye'ye yaptığı doğrudan yatırımlar Merkez Bankası verilerine göre
2012'de bir önceki yıla göre 6 milyar dolar azalarak 10,5 milyar dolara inmiĢtir. Bu yatırım
kalemi, 2013‟ün ilk 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yaklaĢık 1 milyar dolar azalmıĢ ve 8,4 milyar dolar olarak gerçekleĢmiĢtir.
18
MAKALE
Endeksin hesaplayıcısı Profesör Ghemawat Türkiye‟nin geçmiĢe göre (küresel)
ticarete daha açık olduğunu, ancak henüz kat edilmesi gereken çok yolu olduğunu savunmuĢtur.
3. Sonuç
Navarra Üniversitesi ekonomi ve küresel strateji profesörü Pankaj Ghemawat
tarafından yayınlanan “DEPTH INDEX OF GLOBALIZATION 2013 “ (2013 KüreselleĢme Endeksi) raporuna göre ülkeler arasındaki etkileĢimin yoğunluğu ve derinliği ile
ölçülen küreselleĢmenin tahmin edilenden çok daha sınırlı olduğu ve küreselleĢmenin
2007-2008 finansal kriz sonrası toparlanmasının durduğu belirtilmiĢtir. Ticaretin ve
doğrudan yabancı yatırım yoğunluğunun geçtiğimiz yıl düĢmesine rağmen, küreselleĢmenin yükselen ekonomilerde hızlı yükseliĢine devam ettiği ortaya konmuĢtur. ÇalıĢmada belirlenen yükselen ekonomiye sahip ülkelerin küresel ekonomik aktiviteler içindeki payının hızla arttığı belirtilmiĢtir.
Raporda küresel derinliğin, farklı türdeki sermaye akımlarının farklı riskler ve
faydalar getirdiği, bu nedenle sadece faydaların risklerden daha fazla olduğu uluslararası sermaye yatırımlarının bir araya getirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu nedenle,
2012 boyunca doğrudan yabancı yatırım derinliğinin azalması ve doğrudan yabancı yatırım ve uluslararası portföy sermaye akımının kriz öncesi döneme göre daha düĢük olması kaygı verici bir sorun olarak ortaya konmaktadır.
ÇalıĢmada ülkelerin ne kadar küreselleĢtiklerini, olduğundan yüksek tahmin etmiĢ olduklarından da bahsedilmiĢtir. Bir ülkede ekonominin düzelerek küreselleĢme
eğiliminin artmıĢ olmasının bazen mevcut durum hakkında olduğundan daha iyimser
beklentiler oluĢturabileceğine dikkat çekilmiĢtir. Bu nedenle endeksin gerçekçi bir tablo
ortaya koyduğu da vurgulanmıĢtır. Ortaya çıkan bulgulardan biri de yerli ekonominin
geliĢmesinin, yurt dıĢı ile daha etkileĢimli olmaya katkı sağladığıdır.
Raporda vurgulanan diğer bir konu ise; ulusal sınırlar, ülke mesafeleri ve aynı
zamanda bunlar arasındaki iletiĢimin büyük etkileri olduğunun değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmasının küreselleĢmenin bir gerçeği olduğu konusudur.
19
MAKALE
Raporda ayrıca 2012‟nin küreselleĢme açısından iyi bir yıl olmadığı, kötü makroekonomik koĢulların küreselleĢmenin kötüye gitmesine katkıda bulunduğu belirtilmiĢtir. 2013 KüreselleĢme Endeksi çalıĢmasında dünya ekonomisinin 2012-2018 yılları
arasında gerçek anlamda yıllık %3,8 oranıyla büyüyeceği tahmin edilmiĢtir. Yükselen
ekonomilerin büyüme tahmini % 5,2 iken geliĢmiĢ ekonomiler için bu oran %2,2 olarak
öngörülmüĢtür. Eğer hükümetlerdeki politika belirleyiciler ve iĢ dünyası birlikte hareket ederlerse gelecek yılların daha iyi olabileceği yönünde fikir belirtilmiĢtir.
20
MAKALE
GÜNEŞ - ELEKTRİK DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİNİN
KURULUMUNDA VE İŞLETİLMESİNDE OLASI
RİSKLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Serdar ÇATAKÇI-Teknik Uzman
Kurumsal Pazarlama Daire Başkanlığı
1.GiriĢ
Çevreye duyarlı yatırımların gerçekleĢmesine finans desteği veren ve destek verdiği
her projenin “çevre dostu” olmasını gözeten Bankamızın yenilenebilir enerji finansmanı
portföyü içerisinde GüneĢ Enerji Santrallerinin diğer adıyla Fotovoltaik güç tesislerinin
payı ve önemi giderek artmaktadır.
BaĢarılı bir fotovoltaik (FV)
güç tesisinin iĢletmesine pek çok
paydaĢ dâhil olmaktadır: üreticiler,
proje
planlamacıları,
iĢletmeciler,
yatırımcılar, bankalar ve sigorta Ģirketleri. Her paydaĢ kendi risk yönetimini yaparken, aynı zamanda kendi
kriterlerini belirlemektedir.
Bu kapsamda Fizik Mühendisleri Odası tarafından 18 ġubat 2014 tarihinde Hacettepe Üniversitesinde gerçekleĢtirilen ve kurumumuzu temsilen Serkan Özdemir‟le birlikte
“Türkiye‟de enerji üretiminde karĢılaĢılan finansal riskler” baĢlıklı konu ile panelist olarak
katıldığım Fotovoltaik ÇalıĢtayında öne çıkan riskler ve çözüm önerileri aĢağıda paylaĢılmıĢtır.
21
MAKALE
2. GüneĢ - Elektrik DönüĢüm Sistemlerinin kurulumunda ve iĢletilmesin
de olası Riskler
2.1 Proje GeliĢtirme AĢamasındaki Riskler

Hatalı yer seçimi (iklim, gölgelenme, zemin yapısı, tozluluk, sahaya eriĢim, vb.),

Proje geliĢtirme sürecindeki mühendislik hizmetlerinin yetersizliği hatalı hesap veya raporlama, (Hatalı Projelendirme/ seçilen yere uygun olmayan projelendirme, seçilen yere
uygun olmayan montaj sistemi, seçilen bileĢenin garanti koĢullarının kurulum yapılan
yere uygun olmaması, vb.),

Satın alıcı firmanın yetkinlik ve deneyim eksikliği, öz kaynak yetersizliği,

EPC
(Engineering
Procurement
Construction) Ģirketin veya yüklenici
firmanın yetkinlik ve deneyim eksikliği, kurumsallaĢmamıĢ olması,

Ekipman sağlayıcısı veya tedarikçi
firmanın yetkinlik ve deneyim eksikliği, kurumsallaĢmamıĢ olması,

Fizibilite aĢamasındaki riskleri (üretim hesaplaması kullanılan yazılıma göre farklılıklar
göstermesi, güncel olmayan ölçüm istasyonu verileri kullanılması, finansal hesaplama
hataları),

Finansman temin eden kurumların taahhütlerini tutamamaları veya taahhüt vermemeleri,

Hatalı bağlantı noktası seçimi (düĢük trafo kapasitesi, lisanssız santrallerde kamu yararı
kararı olmadığı için dağıtım Ģirketinin yaklaĢımı önemli),

Ġzin süreçlerinin uzaması sonucu fizibilitede sapma,

Aynı saha veya çevresi için baĢka kurumların beklenmeyen tasarrufları,

Rekabete dayalı sistemde bir saha için yapılan masrafların boĢa gitmesi kamu kaynaklarının verimsiz kullanımı.
22
MAKALE
2.2 Yapım Aşamasındaki Riskler

Kötü ürün ve altyüklenici seçimi (her türlü ürün ve hizmette),

Uygulamadaki gecikmeler (belirsiz ve yavaĢ izin süreçleri, yönetmeliklerde halen bazı
belirsiz noktaların var olması, sistem bileĢenleri için stok yetersizliği),

Kötü satın alma süreçleri (çok çabuk veya yavaĢ karar verme, kötü kabul ve test, sözleĢmelerde bazı hususların göz ardı edilmesi, vb.),

Kötü sigorta poliçesi (yüksek muafiyet oranları, tahsilat sorunları),

Hatalı mühendislik ve iĢçilik,

Onay ve izin veren kuruluĢların hatalı tutumları, yetkinlik ve deneyim eksikliği süre
taahhütlerine uymamaları,

Mevsimsel etkiler nedeniyle proje süresinin uzaması,

Çoğunluğu ithal girdiye dayalı malzemelerdeki fiyat dalgalanmaları,

Kırsal kesimde yapılan çalıĢmaların yerel halkta fazla merak, bazen de kaygı uyandırması ve abartılı beklentiler.
2.3 İşletim Aşamasındaki Riskler

Pazara giren ürünlerin kalite kontrol değerlendirilmesinin olmaması,

Dizayn aĢamasında yeterli koruma önlemlerinin alınmaması,

Koruyucu bakımın uygun Ģekilde yapılmaması,

Onarıcı bakım hizmeti sunacak kuruluĢların yerel yetkinliklerinin sınırlılığı,

Sigorta poliçelerinin küçük ölçekli hasarları karĢılamaması,

Güvenlik sorunları,

Beklenmeyen iklim koĢulları (çok Ģiddetli rüzgar, toz fırtınaları, aĢırı kar yağıĢı, vb.),

Su temininde yaĢanabilecek sorunlar,

Garanti yükümlülüklerinin iĢletilememesi (yükümlü kuruluĢun iflası vb.),
23
MAKALE

ġebeke iĢleticilerinin düĢük performans gösterme riski,

Üretim ve satıĢ riskleri (üretimin durması, panel üreticisinin güvenilirliği),

ÖngörülmemiĢ çevresel değiĢim (komĢu araziye çimento fabrikası, mermer iĢleme tesisi
kurmak, taĢ ocağı iĢletmek, gölge oluĢturabilecek bir yapının yapılması),

Özellikle değiĢken faizli kredilerde nakit akıĢının borç yükünü karĢılamaması
(mevsimsellik ve libordaki dalgalanma),
2.4 Diğer Riskler

Mevzuatın olgunlaĢmaması ve aĢırı merkeziyetçi uygulama,

Arazi onayının ve/veya çatı kullanım izninin kısmen ya da tamamen alınamaması ya da
gecikmesi,

Tasarım, yapım, onay ve iĢletimde yer alan teknik personelin yetersizliği,

Proje, yapım ve iĢletim aĢamalarında izin ve onaylardan sorumlu kamu kurumlarının
imkânlarının yetersizliği,

Finans ve sigorta kuruluĢlarının konuya yeterince hakim olmaması,

Mevzuatta taahhüt edilen sürelere paydaĢlar tarafından uyulmaması ve yaptırımların
güçlüğü,

Ġthal ürünlerin satıĢ sonrası hizmetleri (servis vb.) Ģartlarını sağlama konusunda ve garanti yükümlülüklerini denetleyecek bir mekanizmanın olmaması,

OturmuĢ bir yerli ürün teĢvik politikası ve uygulamalarının noksanlığı (cam, cam paneller konusu vb.),

Çevresel riskler (yatırım öncesi halk tepkisi, yatırım sonrası panele olası zarar, atık panellerin geri dönüĢüm sürecindeki belirsizlik).
3. Çözüm Önerileri

Sistemlerde kullanılacak panel ve sistem bileĢenlerinin belirli standartlarda olması ve
ancak bu standartlardaki ürünlerin üretilmesine ve ihracatına izin verilmesinin mevzuatlarca sağlanması,
24
MAKALE

Taraflar arası açık ve kapsamlı tedarik anlaĢmalar yapılarak;
 Ekipmanların test prosedürleri
 Kurulum ve ilk 2 yıl iĢletim süresince izlenmesi
 Ekipmanların performans garantileri için yapılacak iĢler açıkça tanımlanmalı,

Kurulum ve devreye alma sürecinde;
 Farklı sistem bileĢenlerinin sevkiyat ve nakliyesi doğru planlanmalı,
 Sahada çalıĢan teknik ekip eğitilmiĢ olmalı,
 Sistemin mekanik yük ve elektriksel yük testleri yapılmalı,
 Devreye alma sürecinin mümkün ise en hassas parça olan invertör sağlayıcı
tarafından yapılmalı,

PV projelerinden ortalama ömürleri boyunca (20-25 sene) maksimum verim alabilmek
için;
 Sistemin hatalara karĢı koruma önlemlerinin alınması,
 Ekipman hatalarına karĢı anlık uyarı veren uzaktan izleme sistemleri,
 Sürekli bakım planının oluĢturulması, gibi doğru bakım faaliyetleri göz önüne alınmalı.

Lisanssız uygulamalarda özellikle küçük ölçekli ev uygulamalarında kabul süreci
yerelleĢip, basitleĢmeli ve hızlanmalı, onay- kontrol sürecinin yetkilendirilmiĢ denetim kuruluĢlarınca yaptırılması konusunda mevzuat oluĢturulması,

Ġzin ve lisans süreçlerini kısaltmak için çeĢitli kamu kuruluĢlarından oluĢan uzmanlaĢmıĢ heyet modeli (California, Georgia gibi eyaletlerde benzer giriĢimler var) oluĢturulması,

Projelendirmeyi basitleĢtirecek ve proje okumayı kolaylaĢtıracak Ģablon proje ve
formların kullanımının yaygınlaĢması,

Kamu özel sektör diyaloğunun artırılması,
25
MAKALE

Dağıtım Ģirketlerinin Ģebeke bağlantı sürecindeki uygulamaları daha iyi denetlenmeli,

ġebekeye düzenli enerji vermeyi taahhüt eden sistemler özendirilmeli ve farklı bir teĢvik uygulanmalı,

Leasing yasasında kiralama yoluyla sistemlerini pazarlamak isteyen EPC Ģirketlerini
rahatlatıcı düzenleme yapılmalı,

Yerli ürüne verilen teĢviklerle ilgili mevzuattaki bazı eksiklikler giderilmeli ve böylece yerli üreticiler ihracatı teĢvik (ECA ) kredileriyle baĢ edebilecek olanağa kavuĢmalılar,

Daha uzun vadeli ve diĢe dokunur hedefleri olan bir güneĢ enerjisi politika dokümanı
kamuyla paylaĢılmalı,

Finansal ve tecrübe açısından yeterli firmalar seçilmelidir. Enerji üretimi dıĢında mekanik ve elektriksel hesaplar da yapılmalıdır,

Ġzinler için gerekli zaman dikkatlice tahmin edilmeli. YurtdıĢı ve Türk tedarikçiler ile
doğru koordinasyon sağlanarak stok temini için planlama yapılmalı,

Garantili ve Sigortalı ekipmanlar seçilmeli, Sistemlerin devreye alınması mutlaka uzman ekip tarafından yapılmalı, Tedarikçi firmalar ile tasarım aĢamasında bakım onarım anlaĢmaları yapılmalı.

YEGM Uygunluk Raporu için, Dağıtım Ģirketlerinin firmalara ait evrakları YEGM‟ne
iletilmesinde sürecin kısaltılması için gerekli önlemlerin alınması.
26
MAKALE
KALKINMA BANKACILIĞINDA
ALTERNATİF FİNANSMAN – KAR / ZARAR
PAYLAŞIM PROJELERİ
Yücel Özbilgin -Müdür
Ticari Pazarlama Daire Başkanlığı
Özet
Türkiye Kalkınma Bankası A.ġ., KuruluĢ Kanununun 3. Maddesinde verilen amaçları
gerçekleĢtirebilmek için, Türk Lirası ve döviz olarak kısa, orta ve uzun vadeli her türlü nakdi ve gayri nakdi kredi açabilir, kâr ortaklığı veya kiralama esaslı kredi iĢlemleri yapabilir. Yerli ve yabancı kiĢi ve kurumlara gerekli teminatın alınması karĢılığında garanti verebilir ve aracı olabilir. Orta ve uzun vadeli kredi iĢlemlerinde kar/zarar
ortaklığı iĢlemlerinin önemine binaen hazırlanan bu yazının temel içeriğini katılım
bankacılığı uygulamaları ve kar/zarar ortaklığı iĢlemleri oluĢturmaktadır.
Murabaha iĢlemleri, diğer faize dayalı iĢlemler yapan bankaların yaptığı kredi iĢleminin faiz oranı yerine kar marjı ifadesinin yerleĢtirilerek uygulanmakta olan hali olup,
kesinlikle kar zarara dayalı değillerdir. Kar marjı uygulaması “kapıdan kovulan
faizin bacadan içeri alınması” Ģeklinde tezahür etmektedir. Murabaha iĢleminde kar
marjının faiz oranı olarak nitelendirilmesinin temelde üç dayanağı bulunmaktadır.
1.
Kar marjı vadeye göre farklılaĢmaktadır.
2.
Asıl önemli olan husus ise iĢleme konu olan malın niteliğinin finansman sağlayan kurum tarafından bilinmemesi ve bu malın üretimi ve ticareti ile ilgili finans
kurumunun hiçbir risk taĢımadığıdır. Yani finansman sağlayan kurum murabaha
iĢlemine konu malı önceden satın almıĢ ya da üretmiĢ değildir. O malın müĢteri
tarafından satın alınabilmesi için sadece finansman sağlanmaktadır. Dolayısıyla
malın satılmaması ya da zararına satılması Ģeklinde tezahür edebilecek risk, finansmanı sağlayan açısından sıfırdır. Murabahaya konu mala hiçbir değer katmayan sadece finansmanına katılanın bu iĢlem, faizin kar marjı adıyla kamufle edilmesinden baĢka bir Ģey değildir.
27
MAKALE
3.
Kar marjları faizli iĢlem yapan bankaların müĢterilerine uyguladığı faiz oranlarına
paralel belirlenmektedir. Kredi piyasalarında oluĢan faiz oranları kar marjını belirleyen tek unsur olarak karĢımıza çıkmaktadır.
ĠĢte bu üç hususa dayanmak suretiyle, murabaha iĢlemlerinin kesinlikle faiz iĢlemleri
olduğunu söyleyebiliriz. Ġslami bankacılık yapan ya da yapacak olan kurumların mudaraba ve muĢaraka yöntemlerine yönelmesi önerilir. Uzun vadeli finansmanla öne çıkan proje değerlendirme esasına dayalı yöntemlere sahip olan kalkınma bankaları, mudaraba iĢlemlerini en iyi yapabilecek kurumlardır.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koĢullar kısa vadeyi ön plana çıkarmakta olup,
kar-zarara katılım esaslı finansal ürünler sayesinde fon arz edenlerin faiz konusunda bilinçlendirilmesine ve vadelerin uzamasına yol açması Ģeklinde önemli bir fonksiyonların
icra edilmesine yol açacak ve ülkemizin yavaĢ yavaĢ faiz batağından çıkmasını sağlayacaktır. Yan ürün ise kayıt dıĢılığın azaltılması Ģeklinde ortaya çıkacaktır. Kar zarara katılım esaslı finansman sağlayan kurumlar, finansmanına katıldıkları giriĢimcileri etkin bir
Ģekilde denetleyeceklerdir. Dolayısıyla kamunun kayıt dıĢılığa yönelik denetim maliyetleri azalır, doğrudan vergi gelirlerinde artıĢ görülür.
Kalkınma Bankacılığı
Kalkınma bankaları, ülkelerin kalkınma çabalarında ihtiyaç duydukları orta ve uzun vadeli finansmanı temin etmek amacıyla, kamu mülkiyeti veya kontrolünde kurulan finansal kuruluĢlardır. Temel görevleri, kaynakların bilinçli tercihler kapsamında seçilmiĢ öncelikli sektörlere dağıtılması olmakla birlikte yatırım projelerinin değerlendirilmesi ve
yönetilmesidir. Milli kalkınma bankalarının temel misyonlarını, ülkenin kalkınma çabalarını yönlendirerek yatırımları teknolojik, ekonomik ve finansal açıdan desteklemek, bölgesel geliĢmiĢlik farklılıklarını azaltmak ve rekabet gücünü artırmak Ģeklindeki hususlar
oluĢturmaktadır. Kalkınma bankaları, ticari bankaların ve diğer kredi kurumlarının kar ve
risk değerlendirmelerine bağlı olarak isteksiz davrandığı ancak ülke için stratejik öncelikler kapsamında olan yatırımlara finansman desteği sağlanmasında öncü görevler üstlenmiĢ ve sosyal kalkınma önceliklerini de gözeterek ekonomik ve finansal riskleri yüklenmiĢtir.
28
MAKALE
Kısa vadeli fon arz ve talebinin buluĢtuğu para piyasaları ile uzun vadeli fon arz ve talebinin buluĢtuğu sermaye piyasalarında ağırlıklı olarak belirleyici faktörün faiz olarak karĢımıza çıktığını görmekteyiz. Sermaye piyasalarında tahvil ve hisse senedi iĢlemleri farklı
argümanlar ile tezahür etseler de kıyaslamalar kar marjlarından daha çok faiz oranlarına
dayanmaktadır. Hem kısa hem de uzun vadeli fon arz ve talebinin teorik temelleri içinde
faiz oranı arz ve talebi belirlemesi açısından önemli bir yere sahip olmaktadır. Faiz oranı
fon arz eden açısından kesin geliri, fon talep eden açısından ise kesin gideri belirleyici faktördür. Herhangi bir yatırıma iĢtirak niteliğinde özkaynak sağlama iĢleminde ise o yatırımdan elde edilecek nakit akımlarının iç verimlilik oranı belirleyicidir. Ancak, iç verim oranını mukayese ederken faiz oranını benchmark olarak kullanmaktayız. Ġç verim oranı belirsizlik riskini üzerinde barındırırken, faiz oranı belirsizliğe imkan tanımaz.
Bankacılık sektöründe bir kısım banka faiz oranları ile mevduat toplayıp, faiz oranları ile
kredilerini plase etmekte iken diğer bir kısım kar/zarara katılım esasına göre katılım fonu
kabul edip, kar marjı esasına göre de kredilerini plase etmektedir. Klasik bankacılık yönteminde belirli bir faiz oranı maliyeti ile fon bulan banka bu maliyetin üzerine genel gider
payını, risk primini ve kar marjını ekleyerek bulduğu faiz oranı ile bu fonu plase eder. Kar/
Zarara katılım esasına göre çalıĢan bankalar ise kendisine gelen fona herhangi bir Ģekilde
belli bir oranı garanti etmeden ne kadar kar/zarar elde ederse dönem sonunda o kar/zararı
kendisine fon verenlerle önceden belirlenmiĢ oranda paylaĢma yoluna gider. Kar/Zarara
katılım esaslı çalıĢan bankalar ekonomideki riski alıyor gibi gözükseler de topladıkları fonları plase ederken kullandıkları yöntem riskten arınmıĢ bir yöntem olarak karĢımıza çıkmakta ve bu da diğer bankaların faiz oranı uygulamaları ile yüksek oranda korelasyona
sahip olmaktadır. Acaba kar/zarara katılım esaslı çalıĢan finansman kurumları neden böyle
bir yola baĢvurmaktadır? Bunun cevabı belirsizliğin minimum düzeye indirgenmesi ve
operasyon maliyetlerinin azaltılması çabalarıdır. Fon arz edenlere zarar yansıtma olasılığının, fon arz edenlerin arzdan vazgeçmeleri ya da azaltmaları olasılığını artırma endiĢesi ile
tercih edilen plasman yönteminin kesin bir oran içermesi düĢüncesini ön plana çıkartmaktadır. Plasman operasyonu maliyetlerinin ve sürecinin minimizasyon sorunu ile kayıt dıĢı
çalıĢma alıĢkanlığı bu durumun ortaya çıkmasında en büyük etkenlerdir. Kendisinden fon
talep eden müĢterisini kalitatif ve kantitatif olarak yeterli analiz etme yöntemine sahip olmayan banka gelecekteki kar/zararın ne olacağını öngörememektedir. Zaten böyle bir öngörü yöntemine sahip yöntem hem operasyon maliyetini artıracak hem de daha uzun bir
29
MAKALE
değerlendirme süresine ihtiyaç duyacaktı. Bu durumda faiz oranı ile çalıĢan bankalar karĢısında kar/zarar paylaĢım esasına göre çalıĢan bankaları rekabet açısından zayıf konumuna düĢürecektir.
Peki tercih ne olmalı? Kar/Zarar paylaĢım yönteminin arkasına gizlenmiĢ faiz ile çalıĢmak mı? yoksa her Ģeye rağmen değerlerini muhafaza edip her tür bedele razı olmak mı?
ĠĢte bu noktada kalkınma bankacılığı yöntemlerini devreye sokmak bu meseleyi çözmek
adına ilk adımı oluĢturacaktır. Kalkınma bankaları elde ettikleri fonları plase ederken
kullandıkları yöntemin proje değerlendirme yöntemi olması geleceğin belirsizliğinin yönetilmesi imkanını sunmaktadır. Kredi verilen Ģirketin gelecekteki nakit akımları ortaya
konulmakta, gelir ve giderleri hesaplanarak mali yapısının nasıl Ģekillenebileceği öngörülmektedir. Bu durumda ne kadar gelir paylaĢım oranına esas pazarlıkları yapma imkanı
doğmaktadır. Operasyon maliyeti ve süre açısından iĢ yapma modelinin uygun olması
gerçek anlamda faiz içermeyen kredi plasman iĢleminin kalkınma bankacılığı bünyesi
içinde yapılabilirliğini ortaya koymaktadır. Geriye tek bir problem kalmakta olup o da
kayıt dıĢılıktır. Kayıt dıĢılık problemi ise iyi yapılan kalitatif değerlendirme ile aĢılabilir.
Kayıt dıĢılığın minimum olduğu sektör, kalitatif değerlendirmesi çok iyi olan kiĢi ya da
Ģirket tercihi veya gelir paylaĢım oranlarının farklılaĢtırılması, denetim mekanizmalarının
devreye sokulması ile ortaya çıkabilecek sorunları önceden çözme yoluna gidilebilir.
Kar/Zarara Katılıma ĠliĢkin GörüĢ
Murabaha, Ġslam hukukunda bir satıĢ türüdür. AlıĢ fiyatı veya maliyet üzerine belirlenen
oranda kâr ilâvesiyle hesaplanan tutar üzerinden yapılan satıĢ iĢlemidir. Ġslam hukukunda
murabahalı satıĢ akdi, güven esasına dayalı akitlerden olup, alıcı satıcının beyanının doğruluğuna güvenmektedir. Murabahalı satıĢta müĢterinin malın ilk fiyatını veya maliyeti
bilmesi akdin sıhhat Ģartıdır. Ġlk bedel veya maliyetin bilinmediği durumlarda akit geçersiz olur. Kâr miktarı belli olmalıdır. Ġslâm hukuku, alıĢ-veriĢlerde belli bir kâr sınırı koymamıĢtır. Bundan dolayı alıĢ fiyatı veya maliyet üzerine eklenen kâr miktarının müĢteri
tarafından bilinmesi gerekir. Çünkü kâr, satıĢ bedelinin bir kısmını teĢkil etmektedir.
1976 yılında geliĢtirilen ve Ġslami olarak lanse edilen murabaha iĢlemlerinin gerçek anlamıyla faize dayalı iĢlemlerin araya bir mal konularak Ġslam adına faizin meĢrulaĢtırılmıĢ
hali olarak görülmelidir. Ġslam hukuku içerisine derç edilmiĢ olması murabahanın faizli
bir iĢlem olmasını gizlemez ve dine uygun olduğuna delil olamaz. Ġslami ekonomi konusunda otorite sayılan uzmanların bazıları murabaha iĢlemlerine sıcak bakmamaktalardır.
Murabahanın geçiĢ dönemlerinde kullanılabileceğini, bunun da sınırlı olması gerektiğini
belirtmelerine karĢın, mudaraba ve muĢaraka iĢlemlerinin yerini kolaycılığı ve garantili
kazanç sağlaması nedeniyle murabaha‟nın aldığını belirtmektedirler. Teorik olarak islami
sayılan finansman sağlama yöntemlerinde finansman sağlayan bunun karĢılığında hiç bir
Ģey almaz veya mudaraba ve/veya muĢaraka yöntemleriyle finansman sağlayarak payı
oranında kar-zarar alır.
30
MAKALE
İslami finansman sağlamanın temeli, finansmanın önceden belli bir bedel (faiz) karşılığında değil, finansman sonucunda oluşacak kar ya da zarara katılım şeklinde yapılmasıdır.
Murabahada banka, peşin olarak satın aldığı mala belli bir kar marjı ile hesapladığı tutarı
malın maliyeti üzerine ekleyerek satmaktadır. Bu durumda kar önceden belli olmakta ve
garanti altına alınmaktadır. Yatırım konusu sabit kıymetlerle elde edilecek kar zarar artık
bankayı alakadar etmemektedir. Dolayısıyla murabaha yöntemi şekli olarak dine uygun
gibi gözükse de sonuçları dikkate alındığında banka faizli kredi işlemleri ile özdeştir. İslami denilen bankaların murabaha yöntemini geçici olarak kullanmalarına çeşitli nedenlerle müsamaha gösterilmektedir. Hatta bunun belli bir oranla sınırlandırılmasında ve
bu sınırın aşılmaması gerektiği hususu önemle belirtilmektedir. Konu bu derece net olarak ortaya konulmasına karşın murabaha işlemlerinin kesin bir faiz işlemi olduğu konusunda fikir birliği sağlanmış değildir. “Müsamaha gösterme” ifadesi çoğuna azına bakmadan yasak kapsamında olanların, insan marifetiyle azına müsamaha gösterilmesi gibi bir
yanlıĢ sonuca bizi götürür. Murabaha iĢlemleri, diğer faize dayalı iĢlemler yapan bankaların
yaptığı kredi iĢleminin faiz oranı yerine kar marjı ifadesinin yerleĢtirilerek uygulanmakta
olan hali olup, kesinlikle kar zarara dayalı değillerdir. Kar marjı uygulaması “kapıdan
kovulan faizin bacadan içeri alınması” Ģeklinde tezahür etmektedir.
Murabaha iĢleminde kar marjının faiz oranı olarak nitelendirilmesinin temelde üç dayanağı
bulunmaktadır.
1.
Kar marjı vadeye göre farklılaĢmaktadır.
2.
Asıl önemli olan husus ise iĢleme konu olan malın niteliğinin finansman sağlayan kurum tarafından bilinmemesi ve bu malın üretimi ve ticareti ile ilgili finans kurumunun
hiçbir risk taĢımadığıdır. Yani finansman sağlayan kurum murabaha iĢlemine konu
malı önceden satın almıĢ ya da üretmiĢ değildir. O malın müĢteri tarafından satın alınabilmesi için sadece finansman sağlanmaktadır. Dolayısıyla malın satılmaması ya da
zararına satılması Ģeklinde tezahür edebilecek risk finansmanı sağlayan açısından sıfırdır. Murabahaya konu mala hiçbir değer katmayan sadece finansmanına katılanın bu
iĢlemi, faizin kar marjı adıyla kamufle edilmesinden baĢka bir Ģey değildir.
3.
Kar marjları faizli iĢlem yapan bankaların müĢterilerine uyguladığı faiz oranlarına paralel belirlenmektedir. Kredi piyasalarında oluĢan faiz oranları kar marjını belirleyen
tek unsur olarak karĢımıza çıkmaktadır.
31
MAKALE
ĠĢte bu üç hususa dayanmak suretiyle, murabaha iĢlemlerinin faiz iĢlemleri olduğunu söyleyebiliriz. Ġslami bankacılık yapan ya da yapacak olan kurumların mudaraba ve muĢaraka yöntemlerine yönelmesi önerilir. Her iki iĢlemde de kar zarara katılım esas olup, finansman sağlayanlar finansmandan faydalanan tarafın tüm risklerini paylaĢmaktadır. Sonuçta kar zarara katılım temelli kredi ürünlerinde zarar eden firmaların olması tabii karĢılanmalıdır. Hatta konjonktürün dip yapması halinde çoğunluk zarar eder halde olacağından
zarar toplama da yansır. Burada esas olan büyük sayılar kanunundan yararlanarak mudaraba ve muĢaraka iĢlemlerinin sayısının artırılarak riskin belli oranlarda tutulmasıdır. Çok
fazla sayıda ticari ve sınai birime mudaraba ve muĢaraka yöntemleriyle ulaĢabilen finansör
büyük sayılar kanunu gereğince ekonominin reel büyümesi oranında kar sağlayacağı ve bu
karı da fon sağladığı müĢterilerine yansıttığı takdirde, hem fon arz edenleri hem de fon talep edenlerin memnuniyeti sağlanacaktır.
Katılım bankaları topladıkları fonlara kar-zarar dağıtımında mudaraba esasına uymakta
iken, bu fonların değerlendirilmesinde murabahanın ağırlıklı kullanılmasının arkasında yatan en büyük faktörün, fon sahiplerinin en az piyasada oluĢan faiz oranı kadar bir kar beklentisi içinde olmalarıdır. Dolayısıyla bu konuda izlenecek stratejinin omurgasını fon sahiplerinin bilinçlendirilmesi hususu oluĢturmalıdır. Mudaraba ve muĢaraka iĢlemlerinin
meĢakkatli ve nispeten uzun vadeli iĢlemler olduğu belirtilmeli ve gerçek anlamıyla faizsiz
iĢlemler olduğu açıkça belirtilmelidir. Hatta kar zarar katılım amacıyla fon arz edenlere
bazen piyasada oluĢan faiz oranının üzerinde mudaraba ve muĢaraka iĢleminin daha fazla
kazanç sağlayabileceği hususu olumlu yön olarak belirtilmelidir.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koĢullar kısa vadeyi ön plana çıkarmakta olup, karzarara katılım esaslı finansal ürünler sayesinde fon arz edenlerin faiz konusunda bilinçlendirilmesine ve vadelerin uzamasına yol açması Ģeklinde önemli bir fonksiyonların icra edilmesine yol açacak ve ülkemizin yavaĢ yavaĢ faiz batağından çıkmasını sağlayacaktır. Yan
ürün ise kayıt dıĢılığın azaltılması Ģeklinde ortaya çıkacaktır. Kar zarara katılım esaslı finansman sağlayan kurumlar, finansmanına katıldıkları giriĢimcileri etkin bir Ģekilde denetleyeceklerdir. Dolayısıyla kamunun kayıt dıĢılığa yönelik denetim maliyetleri azalır, doğrudan vergi gelirlerinde artıĢ görülür.
32
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
BASIN HABERLERİ
STAR GÜNDEM
03 NİSAN 2014
ĠSEDAK PROJE DÖNGÜSÜ ĠMZALARI ATILDI
Ġslam ĠĢbirliği TeĢkilatı Ekonomik ve Ticari ĠĢbirliği Daimi Komitesi (ĠSEDAK) tarafından hazırlanan 'Proje Döngüsü' için imzalar Ankara Palas'ta atıldı.
Ġslam ĠĢbirliği TeĢkilatı Ekonomik ve Ticari ĠĢbirliği Daimi
Komitesi (ĠSEDAK) tarafından hazırlanan 'Proje Döngüsü'
için imzalar Ankara Palas'ta atıldı.
ĠSEDAK Proje Döngüsü olarak adlandırılan protokol anlaĢmasının imza törenine DıĢiĢleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, TĠKA BaĢkanı Serdar Çam'ın yanı sıra Hazine MüsteĢarlığı ve Ekonomi Bakanlığı'ndan üst düzey temsilciler ile
projesi kabul edilen ülkelerin büyükelçileri ve projelerin
uygulanmasında önemli bir rol oynayacak Türkiye Kalkınma Bankası'nın üst düzey yöneticileri katıldı. Saat 10.00'da baĢlayan programın ilk bir
saati açılıĢ konuĢmaları ile devam etti. Sonrasında Türkiye Kalkınma Bankası Genel Müdürü Metin Pehlivan ile finansman desteği sağlanacak 15 projenin sorumlu otoriteleri arasında projelerin yürürlüğe girmesini sağlayacak anlaĢmalar imzalandı.
Ġmza töreni sonrasında konuklar için kokteyl verildi.
ANADOLU AJANSI
24 HAZİRAN 2014
TÜRKĠYE KALKINMA BANKASI A.ġ GENEL MÜDÜR VE YÖNETĠM
KURULU BAġKANLIĞI'N AHMET BUÇUKOĞLU ATANDI.
BaĢbakan Yardımcılığı, Adalet, Avrupa Birliği, ĠçiĢleri ile Kalkınma Bakanlıklarına ait atama kararları, Resmi Gazete'de yayımlandı. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan
kararlara göre, BaĢbakan Yardımcılığı'nın açık bulunan Türkiye Kalkınma Bankası A.ġ Genel Müdür ve Yönetim Kurulu BaĢkanlığı'na Ahmet Buçukoğlu atandı.
MYNET FİNANS
24 HAZİRAN 2014
TÜRKĠYE KALKINMA BANKASI GENEL MÜDÜR VE YÖNETĠM
KURULU BAġKANLIĞINA AHMET BUÇUKOĞLU ATANDI
Türkiye Kalkınma Bankası A.ġ. Genel Müdür ve Yönetim Kurulu BaĢkanlığına Ahmet Buçukoğlu atandı. BaĢbakan Yardımcılığının konu ile ilgili atama kararı Resmi Gazete‟de yayımlandı.
33
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
KURUM İÇİ MESLEKİ
KURUM DIŞI -YURT İÇİ
EĞİTİMLERİ
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2014
34
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
35
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
“VADELİ PİYASALAR VE TÜREV ÜRÜNLERİ”
SEMİNERİ
09 – 10 Nisan 2014 tarihlerinde “Vadeli Piyasalar ve Türev Ürünleri” semineri Bankamız Eğitim Salonunda 14 kiĢinin katılımıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. Temel Araçlar, Hazine Bonosu, Paranın Zaman Değeri, Hisse Senedi ve Sabit Getiri, Swaps, Kur Türevleri,
Emtia Türevleri, Altın Türevleri, Baz Metaller Türevleri gibi konuların iĢlendiği eğitimi
TOBB Üniversitesinden Yrd. Doç.Dr. Atılım MURAT vermiĢtir.
“BİLGİSAYAR UYGULAMALI FİNANS MATEMATİĞİ”
SEMİNERİ
16 Nisan 2014 tarihinde “Bilgisayar Uygulamalı Finans Matematiği” semineri Bankamız Bilgisayar Eğitim Salonunda 12 kiĢinin katılımıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. Faiz Kavramı, Dönem Sonu ve Dönem BaĢı EĢit Ödemeler (Annuiteler),
Borç Ġtfası ve Örnek
Uygulamaları, Hisse Senedi Değerleme, Tahvil Değerleme gibi konuların iĢlendiği eğitimi TOBB Üniversitesi ĠĢletme Bölüm BaĢkanı Prof. Dr. Ramazan AKTAġ vermiĢtir.
36
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
“BANKACILIK SİSTEMİNDE PROJE FİNANSMANI”
EĞİTİMİ
Hazine MüsteĢarlığı uzman ve uzman yardımcıları için, 21 Nisan 2014 tarihinde (1
gün) “Bankacılık Sisteminde Proje Finansmanı” eğitimi vermek üzere Bankamız
Kredi Değerlendirme II Daire BaĢkanlığından Uzmanlar görevlendirilmiĢ ve eğitim
Hazine MüsteĢarlığı bünyesinde gerçekleĢtirilmiĢtir.
“ORACLE FORMS” VE “ORACLE REPORTS” EĞİTİMİ
Bilgi ĠĢlem Daire BaĢkanlığı‟ndan 7 kiĢinin “ORACLE Forms” ve “ORACLE Reports” konularında yetkinliğini arttırmaya yönelik olarak düzenlenen eğitimler Ġnfopark Bilgi Teknolojileri San. Ve Tic. A.ġ‟ nin kendi bünyesinde 14 - 25 Nisan 2014
tarihlerinde gerçekleĢtirilmiĢtir.
“PROJE DEĞERLENDİRME VE FİRMA DEĞERLEME”
EĞİTİMİ
Hazine uzman ve uzman yardımcıları için, 13 – 15 Mayıs 2014 tarihlerinde (3 gün)
“Proje Değerlendirme ve Firma Değerleme” eğitimi vermek üzere Bankamız Kredi
Değerlendirme II Daire BaĢkanı Dr. Mehmet TAMĠRCĠ, Müdür Ahmet Mithat CESUR, Ali Rıza DERELĠ ve Cemal Selim KILIÇ, Kıdemli Uzman Hilal GÖZÜTOK ve
Yelda KAVUKÇU, Uzman Özmen DEMĠR ve Tuğba AKTÜRK görevlendirilmiĢ ve
eğitim Hazine MüsteĢarlığı bünyesinde gerçekleĢtirilmiĢtir.
37
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
“YÖNETİM BECERİLERİ GELİŞTİRME”
EĞİTİMİ
05 – 06 Mayıs 2014 tarihlerinde “Yönetim Becerileri GeliĢtirme” semineri Bankamız Eğitim Salonunda Nurten DÜZGÜN SÖNMEMĠġ tarafından verilmiĢtir. 12 kiĢinin
katılımıyla gerçekleĢtirilmiĢ olan 2 günlük seminerde; Algılama ve ĠletiĢim, Kendimizi
ve Ekibimizi Tanımak, Güç Yönetimi, Takım çalıĢması, Değerlerim, Durumsal Liderlik
ve Yetkilendirme (Delegasyon), Güveni OluĢturmak, Performans Değerlendirme ve Geri Bildirim, Takımlarda ÇatıĢma Yönetimi ve Ġkna, Motivasyon, Zaman Yönetimi (Acil
– Önemli Ayırımı) gibi konular uygulamalı olarak iĢlenmiĢtir.
38
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
“TOPLANTI, STRES, ZAMAN YÖNETİMİ-KARAR ALMA”
EĞİTİMİ
2014 Yılı Eğitim Hizmetiçi Eğitim Programı kapsamında; 22-23 Mayıs 2014 tarihlerde,
Ġnsan Kaynakları - Kurumsal ĠletiĢim DanıĢmanı, Eğitmen Özlem YURDANUR ÖZGENÇ‟in sunumu ile Bankamız Yöneticilerine yönelik olarak; “TOPLANTI, STRES,
ZAMAN YÖNETĠMĠ-KARAR ALMA” konulu eğitim, Seminer Salonumuzda gerçekleĢtirilmiĢtir.
Farklı birimlerden 15 Yöneticimizin katılımıyla gerçekleĢtirilen ve ;
1.
ZAMAN YÖNETĠMĠ










2.
Zaman kavramı ve zamanı yönetmek
Kaynakları kullanma ve kullanamama sıkıntısı
Önemli ve acil kavĢağı
Acil iĢler kriz ve panikler
Yangın söndürmek zevklidir
Zaman hırsızları
Öncelik yönetimi
Zaman yönetimi sorunları
Zihin Haritaları
Uygulama önerileri
TOPLANTI YÖNETĠMĠ




ÇalıĢma yaĢamı ve toplantılar
Neden etkin toplantı?
Toplantı Gerektiren ve Gerektirmeyen Durumlar, Toplantıya alternatif metotlar
Toplantı Öncesi Hazırlık


Gündem
Katılımcılar
39
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ


Oturma düzeni
Toplantı Planı

Toplantıyı yönetmek ve kolaylaĢtırmak
Toplantı sonrası iĢlemleri
3.
STRES YÖNETĠMĠ


Stres Yönetim Süreci
(Farkına Varma)-(Tanımlama)-(SavaĢma/ Kaçınma)-(Değerlendirme)
Stresle BaĢetmenin Etkili Yolları
SavaĢ ya da Kaç
Olumlu ve Olumsuz Stres
ĠĢ Yerinde Kronik Stres Kaynakları
Yöneticinin stresi
Stressiz iĢ ortamı tasarımı
Stressiz gündem yönetimi
Çok kiĢilik stresi
Stresten Kurtulmanın Altın Kuralları
4.
KARAR ALMA VE KARARLARIN YÖNETĠMĠ

Karar almanın arka planı
Kararın analizi
Ġnsiyatif alma
Sorumluluk
Delegasyon (karar devri, yetki devri),













konularının ele alındığı sözkonusu seminerde; katılımcıların zamanlarını, toplantılarını
doğru yönetmek, doğru karar almak ve streslerini kontrol etmek konusunda farkındalıklarını artırmaları, pratik ipuçları ve çözüm önerileri ile hayatlarını kolaylaĢtırmaları
amaçlanmıĢtır.
40
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
İŞ SÜREKLİLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ
UYGULAMA EĞİTİMİ
07-08-09 NİSAN 2014
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan, Ġç Sistemler Yönetmeliği kapsamında zorunlu hale getirilmiĢ olan ĠĢ Sürekliliği Politikalarının belirlenmesi ve ĠĢ Sürekliliği Planlarının hazırlanması amacıyla Genel Müdürlük Makamının
2014/1 sayılı genelgesine istinaden Bankamız Birimlerince belirlenen personelden oluĢan
gruba yönelik "ĠĢ Sürekliliği Yönetim Sistemi Uygulama Eğitimi " gerçekleĢtirilmiĢ olup
bu kapsamında, ĠĢ Sürekliliği ve IS022301, ĠĢ Sürekliliği Yönetim Sistemi, Proses YaklaĢımı ve PÜKO, ĠĢ Sürekliliği standartları, ISO222301 Terimler ve Tanımları, ĠĢ Sürekliliği Stratejisi, Ürünler, Risk, Tatbikat, ĠĢ Etki Analizi, RTO Hedeflenen Kurtarma Süresi,
RPO Hedeflenen Kurtarma Noktası, Düzeltme ve Düzeltici Faaliyetler, Organizasyon Ġçeriği, Liderlik, Planlama, Destek, Operasyon, Performans Değerlendirme ĠyileĢtirme, Sorumlulukların Atanması, ĠĢ Sürekliliği Hedefleri, Tatbikat ve Genel Farkındalık Eğitimleri, Sürekli Ġhtiyaçlar, Risk Tespiti, Strateji Belirleme, Karar Verme, Tesis ve Teknoloji
Stratejileri, Tedarikçiler ve Hizmet Sağlayıcılar, Uyarı ve HaberleĢme, Plan OluĢturma ve
Sorumluluklar, Tatbikat Formları, ve Değerlendirme, Denetim, Yeniden Gözden Geçirme,
ĠyileĢtirme ve Düzeltici Faaliyetler konuları yasal yükümlülükler göz önünde bulundurarak uygun yöntem ve araçlarla Bankamız ihtiyaçlarına cevap verecek Ģekilde teorik ve
farklı senaryolarla uygulamalı olarak detaylı bir Ģekilde BTYÖN DANIġMANLIK EĞĠTĠM YAZILIM VE TEKNOLOJĠ HĠZMETLERĠ SAN. VE TĠC.LTD. ġTĠ „nden Ali
DĠNÇKAN tarafından katılımcılara aktarılmıĢtır. Eğitime 32 personel katılmıĢtır.
41
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
EĞİTİM FAALİYETLERİ
HİJYEN EĞİTİMİ SEMİNERİ
5 Temmuz 2013 tarih ve 28698
sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanarak yürürlüğe giren Hijyen Eğitimi
Yönetmeliği çerçevesinde,“Hijyen
Eğitimi” Konulu seminer,31 Mayıs
2014 Cumartesi günü, Çankaya
Halk Eğitim Merkezi ve AkĢam
Sanat Okulu Müdürlüğü Seminer
salonunda, Bankamız mutfak personelinden oluĢan,13 kiĢinin katılımıyla gerçekleĢmiĢtir.
Bu seminer sonunda, katılımcılara Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifikalar verilmiĢtir.
42
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
SOSYAL FAALİYETLERİ
23-25 MAYIS 2014 TARİHLERİ ARASINDA
İSTANBUL’DA DÜZENLENEN
12.İSTANBUL KURUMSAL OYUNLARI
“CORPORATE GAMES” DE
BANKAMIZ KOŞU BRANŞINDA
1 BİRİNCİLİK ALDI.
Dünya çapında yaklaĢık 26 yıldır gerçekleĢtirilen Corporate Games “Kurumsal
Oyunların” 12.incisi bu yıl 23-25 Mayıs 2014 tarihleri arasında Ġstanbul Büyük ġehir Belediyesi‟nin desteği ile Ġstanbul‟da, düzenlenmiĢtir. Özel Sektör ve Kamu kurumlarından sekseni aĢkın kurumun katıldığı Kurumsal Oyunlarda 14 adet bireysel ve takım yarıĢması düzenlenmiĢtir.
Anılan oyunlara bu yıl Bankamız Atletizm- KoĢu dalına; Aydın ÇEKEN, Ali Rıza
DERELĠ, Ömür GENÇ, Murat ġevki AKKÖSE ve Mete TOPRAK‟ tan oluĢan bir takım ile
katılmıĢtır.
12. Ġstanbul Kurumsal Oyunlarında;
 Aydın ÇEKEN 50 + yaĢ üstü Erkek 5 km KoĢu Dalında 17:21.0 Dk. ile Birinci olarak
26-29 Haziran 2014 da ĠNGĠLTERE Liverpool‟ da düzenlenecek olan yarıĢlara ücretsiz
katılma hakkını kazanmıĢtır.

Ömür GENÇ
23:28.9 derece ile 5.
Ali Rıza DERELĠ
24:46.4 derece ile 9. sırayı almıĢtır.
30-39 yaĢ Erkek 5 km koĢu da Mete TOPRAK ile Murat
ġevki AKKÖSE yarıĢları baĢarı ile tamamlamıĢlardır.
43
İNSAN KAYNAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI
SOSYAL FAALİYETLERİ
TÜRKİYE KALKINMA BANKASI
ÇALIŞANLARI TSM 29 YAŞINDA.
Türkiye Kalkınma Bankası bir kamu hizmeti ve bir sosyal sorumluluk ilkesi anlayıĢından hareketle, ülkemizin geleneksel müzik yapısını oluĢturan Türk Sanat Müziğini, konusunda uzman, TRT Radyosu sanatçılarından ġef Selçuk AYGAN yönetiminde, eğitilen korosu ile desteklemektedir.
Türkiye Kalkınma Bankası A.ġ. çalıĢanları, banka bünyesinde oluĢturdukları koro ile
Türk Sanat Müziğini ve bu müziğe emek veren bestekârların eserlerini öğrenerek, yaĢatmak ve sevdirmek gayesiyle 29 yıldan bu yana, çalıĢmalarını banka bünyesinde ara vermeksizin sürdürmektedir.
Bu dönem, 29. yılını tamamlayan Türk Sanat Müziği Korosu, “Geleneksel Bahar Konseri”ni, değerli bestekârların sevilen eserlerinden oluĢan repertuarı ile 07 Haziran 2014
Cumartesi günü Resim Heykel Müzesi Konser Salonun da gerçekleĢtirdi.
44
KREDİ PAZARLAMA FAALİYETLERİ
KALKINMA
24 –26 NİSAN 2014
TARİHLERİNDE DÜZENLENEN
ICCI 2014 - 20. ULUSLARARASI ENERJİ,
ÇEVRE FUARI VE KONFERANSI’NDA
Bankamız ülkemizde en önemli sektörlerden biri olan enerji sektöründeki faaliyetlerini daha
etkin bir Ģekilde sürdürebilmek, yatırımcı kitlelerini Bankamız faaliyet alanları hakkında bilgilendirerek daha fazla yatırımcıya ulaĢabilmek ve sektördeki güncel geliĢmeleri daha yakından takip edebilmek için 24 – 26 Nisan 2014 tarihleri arasında Ġstanbul‟da Sektörel Fuarcılık
tarafından düzenlenen ICCI 2014 - 20. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı‟na
katılmıĢtır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız‟ın
açılıĢını yaptığı 30 ülkeden 417 Ģirketin katıldığı
30.000 kiĢinin ziyaretleriyle 24-25-26 Nisan 2014
tarihlerinde gerçekleĢmiĢtir. Fuar süresince 200
akademisyen, özel sektör temsilcisi, kamu kurum
ve kuruluĢlarının yöneticileri yaptıkları sunumlarla
enerji gündemindeki önemli konuları tartıĢma imkanı buldu. Bu konferanslara Bankamız Teknoloji Ġzleme ve AraĢtırma Müdürlüğü‟den Müdür Ġbrahim SEVĠN, Kıd. Uzman Zehra BĠROL, Kıd. Uzman Halil BAġARIR ve Kredi II Daire Bakanlığı Müdür Ali Rıza DERELĠ iĢtirak etmiĢlerdir.
Katılımcıların, Yatırımcıların ve ziyaretçilerin 3 gün
süren fuar süresince yoğun ilgiyle karĢılaĢan Bankamız
standında; görev alan Kredi Pazarlama Daire BaĢkanlığı‟ndan Kd. Amiri Ali SAKA, Kurumsal Pazarlama Daire BaĢkanlığı Ġstanbul ġube Müdürlüğü‟nden Kd. Uzman Selma DEMĠRCĠ, Amir Soner CANATAN, Memur Turgay SARIÇAM, Memur Çağrı DUYSAK, Memur Emine SOYLU faaliyet alanlarıyla
ilgili olarak Bankamız hakkında ziyaretçiler bilgilendirildi.
45
KREDİ PAZARLAMA FAALİYETLERİ
KALKINMA “GREEN FINANCE” KONFERANSINDA
14-15 Mayıs 2014 tarihleri arasında ADFIAP ve
TSKB
tarafından
Ġstanbul‟da
düzenlenen
“Green Finace” konulu konferansta, moderatörlüğünü TSKB Genel Müdür Yardımcısı Sn. Orhan BEġKÖK‟ ün yaptığı, Green Finance in
tartıĢıldığı panele,
Bankamız Kurumsal Pazarlama Daire BaĢkanlığı Kıdemli Uzmanı Sn. Esin EREN panelist olarak katılmıĢtır.
Konferansta Bankamızı ,Genel Müdür Yardımcımız Sn.
Bahattin SEKKĠN, Uzman Sn. Ġlker ÖZATA ve Uzman
Sn. Özmen DEMĠR temsil etmiĢtir.
GÜMTOB’UN ESKİŞEHİRDEKİ
TOPLANTISINA DA KATILIM SAĞLADIK.
Kurumsal Pazarlama Daire BaĢkanlığı Müdürü Sayın Seyhan AYANLAR ve AyĢegül AS, Güney
Marmara Turistik Otelciler ve ĠĢletmeciler Birliği‟
nin (GÜMTOB), 02.04.2014 tarihinde EskiĢehir
Anemon Otel‟de düzenlediği “Sektör Bilgilendirme”
toplantısına katılım sağlamıĢlar ve Birliğe üye Kütahya, Bilecik, EskiĢehir, Afyon illerinden katılan otel
sahiplerini, Bankamız kredi portföyünde yer alan ve
turizm sektöründe faaliyet gösteren mevcut firmaların
otellerindeki modernizasyon, tevsi ve enerji verimliliğine yönelik yatırımlarını finanse edebilecek olan kaynaklarımız ve kullandırım koĢullarımız hakkında bilgilendirmiĢler ve gelen soruları cevaplandırmıĢlardır.
46
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
ULUSLARARASI PROJELER
TRANS-SAHRA YOLU: FAS VE SAHEL ÜLKELERĠNĠN ĠSTĠKRARI VE BÜYÜMESĠ
ĠÇĠN HAYATĠ BĠR ÖNEM TAġIYAN YAKLAġIK 10 000 KM'LĠK BĠR YOL PROJESĠ.
Afrika Kalkınma Bankası (ADB), Cezayir‟in baĢkentinden Lagos‟a kadar uzanan TransSahra Yolu projesiyle ilgili olarak, 20 Nisan 2014‟te Cezayir'in baĢkentinde yapılan koordinasyon toplantısı yapıldı. ADB yetkililerinin yanı sıra, Trans-Sahra Yolu‟nun Ġrtibat Komitesi ve BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı temsilcisi katıldı. Bu projenin hedefi, toplam
9.400 km'lik bir hat üzerinde Fas ve Sahil ülkelerinin tüm alt bölgelerinin ulaĢımını sağlamaktır. Toplantıya
Bu yolun, Cezayir ile ilgili bölümü % 90 oranında tamamlanmıĢtır; baĢkent Cezayir‟den Lagos‟a dek uzanan ana eksenle ilgili olarak 2.400 km‟lik yol inĢası bitmiĢ durumdadır. Buna
ek olarak, yan eksenlerle ilgili yol yapım çalıĢmaları Ģöyledir: Tunus bölümü % 100 tamamlanmıĢ, Mali bölümü % 50‟si tamamlanmıĢ; geriye 200 km kalmıĢtır. Ayrıca, Çad‟la Nijer
arasındaki yolun Nijer bölümünde yaklaĢık 2.700 km ile Çad bölümünde yaklaĢık 2600 km
Ģu an yapım halindedir.
Trans-Sahra Yolunun ana hedefleri Ģunlardır: Büyük ölçüde geniĢ sahralardan oluĢan 6 milyon km2‟lik bir alana yayılan 400 milyonu aĢkın Afrikalının dünyaya açılmasını sağlamak;
Trans-Sahra Yolunun geçtiği 6 ülkenin – ve ayrıca Körfez ülkeleriyle Gine‟nin – ekonomik
entegrasyonunu sağlamak; Cezayir‟deki yol ağı sayesinde, 16 Batı Afrika ülkesine Akdeniz
limanlarına doğru yeni bir hayati koridor açmak.
Bu çokuluslu mega yol projesine Cezayir, yaklaĢık 3 milyar dolar finansal destek sağlamıĢtır. Afrika Ekonomik Komisyonu‟nun giriĢimiyle 1970'lerde baĢlayan bu bölgesel projenin
tamamlanması için sadece 200 km kalmıĢtır.
Afrika Kalkınma Bankası ise, yaklaĢık 120 milyon dolar, yani toplam proje tutarının %
23,3‟ünü sağlamıĢtır. Projeye finansman sağlayan diğer kuruluĢlar Ģunlardır: Ġslam Kalkınma Bankası (BID), Orta Afrika Ülkeleri Kalkınma Bankası (BDEAC), Afrika‟da Ekonomik
Kalkınma Ġçin Arap Bankası (BADEA), Kuveyt Fonu, OPEP ve Arabistan Fonları.
Afrika Kalkınma Bankası, 14/05/2014.
http://www.afdb.org/fr/news-and-events/article/la-route-transsaharienne-un-projet-denviron-10-000-km-pour-la-stabilite-etla-croissance-inclusive-au-maghreb-et-au-sahel-13065/
47
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
PETROL VE DOĞALGAZ BORU HATTI GELĠġMELERĠ
BULGARĠSTAN GÜNEY AKIM'DAN VAZGEÇMĠYOR
Bulgaristan
Ekonomi
ve
Enerji
Bakanı
Dragomir
Stoynev,
Btan'ın, Avrupa Komisyonu'nun (AK) uyarısı doğrultusunda Güney Akım Doğalgaz Projesi'ni askıya almasının ardından bir açıklama yaparak Stoynev, ülkesinin Güney Akım
Doğalgaz Boru Hattı projesinden vazgeçmediğini duyurdu. Projeyle ilgili sorulması gereken sorunun "Hayata geçirilecek mi?" değil, "Tam nasıl geçirileceği" olduğunu belirtti.
Güney Akım hattının güzergâhı üzerindeki Macaristan, Avusturya, Hırvatistan, Slovenya
ve Ġtalya'nın enerji bakanlarıyla projenin hayata geçirilmesi konusunda uzlaĢı içinde olduklarını kaydeden Stoynev, Lüksemburg‟da gerçekleĢtirilecek AB UlaĢım, ĠletiĢim ve
Enerji Konseyi toplantısında bunu bir daha dile getireceklerini ifade etti.
http://www.aa.com.tr/tr/dunya/342430--bulgaristan-guney-akimdan-vazgecmiyor
RUSYA, UKRAYNA'YA DOĞAL GAZ ĠÇĠN EK MÜHLET VERDĠ
Ukrayna'nın doğusundan yeni çatıĢma haberleri gelirken, Rusya ülkeye doğal gaz ödemesi için verdiği süreyi bir hafta uzattı. Rusya doğal gaz ihracat devi OAO Gazprom, Ukrayna için ön ödeme takvimini 02.06.2014‟ten 09.06.2014‟e kadar çekerek tansiyonu düĢürdü. Gazprom CEO'su Alexey Miller yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın ġubat
ve Mart aylarında aldığı doğal gaz için 786 milyon dolar transfer ettiğini, böylelikle aylar
sonra ilk kez ödeme yaptığını duyurdu.
http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1569055-rusya-ukraynaya-dogal-gaz-icin-ek-muhlet-verdi
RUSYA JAPONYA DOĞALGAZ BORU HATTI PROJESĠ MASADA
Rusya‟nın Çin ile imzaladığı uzun vadeli doğalgaz anlaĢmasının ardından Japonya da
Rusya ile 5.9 milyar dolar değerinde bir doğalgaz boru hattı kurmak istiyor.
Blo-
omberg‟in haberine göre, Rusya ve Çin`in, 21.05.2014`de imzaladığı 400 milyar dolarlık
doğalgaz anlaĢmasından sonra, 33 kiĢilik Japon kanun koyucu grup Rusya‟nın ġakalin
Adası ile Japonya‟nın Ibaraki vilayeti arasında 1.350 km. uzunluğunda doğalgaz boru
hattı projesini yeniden canlandırmak istiyor.
48
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
Projenin maliyetinin yaklaĢık olarak 5,9 milyar dolar olacağı ve her yıl 20 milyar metreküp
doğalgaz akıĢı gerçekleĢtirebileceği öngörülüyor. Böylece Boru Hattı‟nın Japonya‟nın ithalatının yüzde 17‟sini karĢılayacağı düĢünülüyor.
http://enerjigunlugu.net/rusya-japonya-dogalgaz-boru-hatti-projesi-masada_8784.html#.U5W1RnJ_tS0
ĠRAN DOĞALGAZ BORU HATTI BĠTMEK ÜZERE
Irak Elektrik Bakanı Kerim Aftan el Cemili, Ġran ile Irak arasına döĢenmekte olan doğalgaz boru hattının yüzde 90‟lık bölümünün tamamlandığını söyledi. Doğalgaz hattının faaliyete geçmesi durumunda ilk elektrik santralinin de üretime baĢlayacağını belirtti. Bakan
Cemili Ġran doğalgazının Neftahane, Bağdat‟ın 90 km uzaklığında bulunan Kudüs ve Basra elektrik santrallerindeki üretimi büyük oranda artıracağını dile getirdi.
Ġran doğalgaz hattının açılmasıyla birlikte Irak elektrik üretiminin 11 bin kilovattan 16 bin
kilovata çıkacağı tahmin ediliyor.
http://www.dunyabulteni.net/haberler/299348/iran-dogalgaz-boru-hatti-bitmek-uzere
ĠSRAĠL GAZI DENĠZĠN ALTINDAN CEYHAN'A GELECEK
Zorlu Holding, Ġsrail‟in Leviathan sahasından çıkarılacak doğalgazı Türkiye‟ye getirmek
üzere 2,5 milyar dolarlık boru hattı üzerinde çalıĢıyor. Deniz altından Ceyhan‟a ulaĢacak
hattan yılda 8 milyar m³ doğalgaz taĢınması planlanıyor.
Zorlu Enerji‟nin yurt içindeki doğalgaz, jeotermal, rüzgar ve suya dayalı elektrik santrallerinin yanı sıra, Pakistan‟da rüzgar, Ġsrail‟de de doğalgaza dayalı elektrik santrali yatırımları
bulunuyor. Zorlu Holding, yurtdıĢından Türkiye‟ye doğalgaz getirmek üzere kritik bir proje üzerinde de çalıĢıyor. Proje, Ġsrail‟in Doğu Akdeniz‟deki Leviathan sahasında çıkarılacak gazın, deniz altına döĢenecek boru hattı ile Ceyhan yakınlarına ulaĢtırılmasını içeriyor.
http://www.dunya.com/israil-gazini-denizin-altindan-ceyhana-getirecek-228612h.htm
SABOTAJLAR PETROL AKIġINI DURDURDU
Terör gruplarının sabotajları nedeniyle Kerkük Ġl Meclisi Enerji Komisyonu BaĢkan Yardımcısı Necat Hüseyin, AA muhabirine yaptığı açıklamada terör gruplarının, boru hattına
yönelik saldırıları nedeniyle Kerkük-Ceyhan Boru Hattı'yla Türkiye'ye iki aydır petrol
gönderiminin yapılamadığı bildirildi.
Musul'un Ayın El-CahıĢ bölgesinden geçen boru hattının, iki ay önce terörist gruplarca
tahrip edildiğini aktaran Hüseyin, "Kuzey Petrol ġirketi, boruları onarmak için defalarca
teknik ekiplerini göndermek istedi. Fakat bölgedeki terör grupları, bu ekipleri engelledi.
Musul'daki ordu güçleri de bu ekipleri korumakta aciz kaldı" dedi.
http://www.ahaber.com.tr/Ekonomi/2014/05/06/sabotajlar-petrol-akisini-durdurdu
49
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
FİNANS
HĠNDĠSTAN EXĠMBANK’I ĠLE NĠJERYA, ENERJĠ GELĠġTĠRME PROJESĠ
ĠÇĠN 100 MĠLYON DOLARLIK BĠR KREDĠ ANLAġMASI ĠMZALADI.
Hindistan Ġhracat-Ġthalat Bankası (Exim Bank) ile
Nijerya, 22 Mayıs 2014‟te Kigali‟de (Ruanda) düzenlenen Afrika Kalkınma Bankası (ADB) Yıllık
Toplantısı sırasında, 100 milyon dolar tutarında bir
kredi anlaĢması imzaladılar. Bu kredi, kırsal alanlarda güneĢ enerjisine dayalı elektrik üretimi için elektrik transformatörleri sağlamaya yönelik üç enerji projesinin finansmanını öngörmektedir. Söz konusu 100 milyon dolar,
Nijerya'nın doğusunda bulunan Enugu eyaletinin üç bölgesindeki 96 yerleĢime transformatör sağlamak için harcanacaktır.
Toplantıda, Hindistan Exim Bank‟ı Yönetim Kurulu ve Murahhas Yönetim Kurulu BaĢkanı Yaduvendra Mathur söz alarak, Ģunları söyledi: "Exim Bank, Nijerya ile elektriğin
geliĢtirilmesi alanında iĢbirliği yapmaktan gurur duymaktadır. ĠĢbirliğimizi, diğer sektörlere de yaymak için sabırsızlanıyoruz. "
Nijerya Maliye Bakanı Ngozi Okonjo-Iweala, yedi yıl süren müzakereler sonucunda imzalanan sözleĢmenin, Exim Bank ile Nijerya arasındaki iliĢkilerde bir dönüm noktası
oluĢturduğunu ifade etti.
Bu yeni kredi anlaĢması uyarınca, Exim Bank, sözleĢme değerinin % 100‟ünü Hintli ihracatçılara mal ve malzeme nakliyesinin yanı sıra hizmet sunumu karĢılığında iade edecektir.
Hindistan Nijerya‟ya, nakliye aracı, makine araç ve gereç, ilaç, pirinç ve elektronik cihazlar ihraç etmektedir. Exim Bank; Afrika, Asya, Latin Amerika, Avrupa ve Okyanusya'da olmak üzere toplam 76 ülkeyi kapsayan ve 10 milyar doları aĢan bir iĢbirliği iliĢkisi içerisindedir.
http://www.afdb.org/news-and-events/article/exim-bank-of-india-and-nigeria-sign-us-100-million-loan-for-energydevelopment-13183/
50
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
49 BANKADAN 37'SĠNDE YABANCI HĠSSESĠ VAR
Ġstanbul Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler Odası (ĠSMMMO), 'Türk Bankacılık Sisteminde YabancılaĢma' raporunu açıkladı.
Rapora göre, 49 bankadan 37'sinde yabancıların hissesi bulunuyor. 2001 yılından bugüne kadar 21 bankada gerçekleĢen satın almaya 20 milyar dolar 563 milyon dolar harcayan yabancılar, 17 milyar doları aĢkın kar
elde ederlerken, satın alınan hisselerin değeri
ise 27 milyar doları aĢtı. Borsadaki banka
hissedarı yabancı yatırımcılar eklendiğinde,
yabancıların 2013'te sadece bir yılda elde ettiği kar ise 4,8 milyar doları buldu. Türk
bankacılık sisteminde yabancıların toplamdaki payı yüzde 25'lere yaklaĢırken, yapılan
çalıĢmaya göre, yabancı yatırımcılar 2001'de baĢlayan süreçte bankalara ortak olmak
veya tamamını satın almak için 20,5 milyar dolar sermaye getirdi. Rapora iliĢkin değerlendirmelerde; yabancıların sistemdeki payının bu kadar yükselmesinin piyasalarda olası manipülasyonlara zemin hazırladığını ve daha birçok tehlikeyi beraberinde getirebileceği ifade edildi ve transfer edilen karların cari açığı olumsuz etkilediğine iĢaret edildi.
cnnturk.com, 12/05/2014
51
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
SEKTÖRLER
UKRAYNA-RUSYA KRĠZĠ DERĠ SEKTÖRÜNÜ ETKĠLEDĠ
UĢak Deri Karma Organize Sanayi Bölgesi„nden (UKOSB) yapılan açıklamaya göre
Türk deri sektörü, Ukrayna ile Rusya arasındaki kriz nedeniyle zor günler geçiriyor.
Sektörün en önemli pazarını Rusya ve Türki Cumhuriyetleri oluĢturuyor. Deri ihracatımızın yüzde 70'inden fazlası bu ülkelere yapılıyor iken bölgeye ihracat krizin de etkisiyle son beĢ ayda yüzde 80 azaldı.
Dünyadaki 220 milyar dolarlık deri sektöründen Türkiye'nin yeterince faydalanamadığı, ülkedeki sektörün yaklaĢık 6 milyar dolarlık bir ekonomik güce sahip olduğu ifade edilirken, sektörde en büyük sorunun kayıt dıĢılık olduğu belirtiliyor.
Sektörde Uzakdoğu, Avrupa, Kuzey Amerika ülkelerine yoğunlaĢmak gerektiği, Öncelikli hedefin Uzakdoğu pazarı olması gerekliliği ve bu pazarda baĢarılı olmak için Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapılması ve
katma değeri yüksek ürünler üretilmesinin gerekliliği vurgulanıyor.
http://www.haberler.com/usak/gundemi/usak-deri-karma-organize-sanayi-bolgesi-ukosb-2.htm
DÜNYA TURĠZM HARCAMASI 1,4 TRĠLYON DOLAR
BirleĢmiĢ Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) verilerine göre, 1 milyarı aĢkın
kiĢinin seyahat ettiği 2013 yılında dünya turizm harcaması 1 trilyon 377 milyar dolar
oldu. Söz konusu harcamanın 218 milyar doları uluslararası yolcu taĢımalarından, 1 trilyon 159 milyar dolarlık bölümü de konaklama, yeme-içme, alıĢveriĢ gibi harcamalardan
kaynaklandı. Turizm harcaması 2012 yılına göre yüzde 5 arttı. Avrupa, 489,3 milyar dolar ile geçen sene uluslararası turizmden elde edilen gelirin yüzde 42'sini alarak en büyük paya sahip oldu. Asya ve Pasifik, 358,9 milyar dolar ile yüzde 31 pay alırken, yüzde
8 ile bir önceki yıla göre en büyük artıĢı yakalayan bölge oldu. Amerika ise 229,2 milyar
52
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
dolar gelir ile yüzde 19,8 pay aldı. Aynı dönemde Afrika 34,2 milyar dolar (yüzde 3 pay),
Ortadoğu da 47,3 milyar dolar (yüzde 4,1 pay) gelir elde etti. Ziyaretçi trafiği açısından
bakıldığında, yüzde 7,9 pay
ile Fransa ilk sırayı alırken,
bu ülkeyi sırasıyla ABD,
Ġspanya, Çin ve Ġtalya takip
etti. Türkiye ise yüzde 3 pay
ile Ġtalya'dan sonra 6'ıncı
sıraya yerleĢti. Bir önceki
yıla göre en fazla artıĢ taĢıyan 5 destinasyon, "Tayland (yüzde 23 artıĢ), Hong Kong (yüzde 18 artıĢ), Makao (yüzde
18 artıĢ), BirleĢik Krallık (yüzde 13 artıĢ) ve BirleĢik Devletler (yüzde 11)" oldu.
www.sabah.com.tr, 22/05/2014
TÜRKĠYE TURĠZMĠNDE ĠLK BEġ HEDEF BEġ YIL ÖNE ÇEKĠLDĠ.
Yedi yıl önce hayata geçirilen Türkiye Turizm Stratejisi 2023'ün ikinci beĢ yıllık planı
belirlendi. Yatırım, planlama, tanıtma, markalaĢma, ulaĢım ve altyapı gibi ana baĢlıklar
üzerine yoğunlaĢan ikinci eylem planın temelini "sürdürülebilir kalkınma içerisinde
sürdürülebilir turizm politikası" oluĢturuyor. Planda, dünya turist sayısının yaklaĢık
üçte birini, dünya turizm gelirleriyle yatak kapasitesinin ise yaklaĢık dörtte birini elinde
bulunduran Akdeniz çanağında, Türkiye'nin pozisyonu daha da kuvvetlendirilerek dünya
turizminde kendisini daha fazla hissettirmesi öngörülüyor. "Eylem Planı 2014-2018"de
Türkiye'nin en çok ziyaretçi çeken ülkeler sıralamasında ilk 5 ülke arasında yer alması ve
aynı zamanda dünya turizm gelirlerinden alacağı payın arttırılması hedefleniyor. Planın
en belirleyici unsurları arasında Türkiye'nin sahil kesimi haricindeki turizm potansiyeline
sahip alanların tespiti planlanması, teknik altyapı açısından yeterli hale getirilerek turizm
üstyapı yatırımlarına hazırlanması dikkati çekiyor. Türkiye Turizm Stratejisi-2023'te, belirlenen stratejik yaklaĢımlar çerçevesinde yapılacak çalıĢmaların tamamlanması, geliĢtirilmesi öngörülen bölgelerdeki altyapı ve konaklama ihtiyaçlarının karĢılanması duru
53
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
munda, 2023 yılında, 63 milyon turist, 86 milyar dolar dıĢ turizm geliri ve turist baĢına
yaklaĢık bin 350 dolar harcamaya ulaĢılması öngörülmüĢtü. Bu süreçte, stratejinin hayata
geçirildiği 2007 yılında 26,1 milyon turistin geldiği Türkiye'yi, 2013'te 37,8 milyon kiĢi
ziyaret etti.2013 yılında, yüzde 5,02 olan dünya genelinde yıllık ziyaretçi artıĢ oranı, Türkiye'de yüzde 5.87 oranında gerçekleĢti. Türkiye böylece dünyada en çok ziyaretçi çeken ülkeler sıralamasında 6'ncı sıraya yükseldi
Dünya Gazetesi, 28/04/2014
DÜNYADA ÇELĠK ÜRETĠMĠ ARTTI
Dünya Çelik Birliği (WSA) verilerine göre, geçen yılın Ocak-Mart döneminde 389
milyon 740 bin ton olan dünya ham çelik
üretimi, bu yıl yüzde 3,6 oranında artarak
404 milyon 30 bin tona ulaĢtı. Çin, 201
milyon 53 bin tonla dünya üretiminin yüzde 49,7'sini tek baĢına karĢıladı. Çin‟i 27
milyon 575 bin tonla Japonya, 21 milyon
535 bin tonla ABD, 20 milyon 752 bin
tonla Hindistan, 17 milyon 448 bin tonla Güney Kore, 17 milyon 194 bin tonla Rusya izledi. Söz konusu dönemde ham çelik üretimi yüzde 5,2 artan Güney Kore, en büyük 10 çelik
üreticisi arasında performansını en fazla yükselten ülke oldu. En büyük 10 çelik üretici
ülke arasında sadece Ukrayna ve Türkiye'nin üretimi azaldı. Bu azalma oranı Ukrayna'da
yüzde 10,1, Türkiye'de de yüzde 0,4 olarak gerçekleĢti.
www.ihracat.info.tr
ÇELĠK BORU ĠHRACATI ĠLK DÖRT AYDA 629 BĠN TONA ULAġTI
Çelik Boru Ġmalatçıları Derneği (ÇEBĠD) açıklamasına göre Sektörün miktar bazında ihracatı, mayıs ayında 2013 yılının aynı ayına göre yüzde 53 artarak 203 bin ton oldu. Söz konusu dönemde değer bazında ihracat ise yüzde 40 yükseliĢle 167 milyon 189 bin dolar seviyesinde gerçekleĢti. Çelik boru sektörünün önemli pazarlarından Irak ve ABD'ye gerçekleĢtirilen ihracatın Mart ve Nisan ayında gösterdiği azalma eğilimi, Mayıs ayında yerini
yükseliĢe bıraktı. ABD'ye gerçekleĢtirilen çelik boru ihracatı bir önceki yılın aynı ayına
54
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
göre önemli oranda artarak 36 milyon 904 bin dolara ulaĢtı. Böylece ABD, bu dönemde
sektörün en fazla ihracat yaptığı ülke oldu. Sıralamada ikinci sırada yer alan Irak'a gerçekleĢtirilen ihracat ise yüzde 36,75 yükseliĢle 28 milyon 842 bin dolara çıktı. Türkiye'nin
çelik boru ihracatı, yılın ilk beĢ aylık döneminde de artıĢ kaydetti. Ocak-Mayıs döneminde sektörün ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre, miktar bazında yüzde 12,82 artarak 832 bin 174 ton, değer bazında yüzde 8 yükselerek 708 milyon 525 bin dolara çıktı.
Söz konusu dönemde en çok ihracat yapılan ilk üç ülke ise Irak, ABD ve Ġngiltere olarak
sıralandı. Dernekten yapılan açıklamaya göre Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi
(TANAP) TANAP projesini yerli üreticilerin gerçekleĢtirmesi durumunda sektörün 2014
yılı üretiminin önemli oranda artacağı tahmin ediliyor.
cebid.org.tr, - Dünya Gazetesi, 08/05/2014 ve 12/05/2014
TÜRKĠYE'NĠN ENERJĠ KURULU GÜCÜ YÜZDE 13,4 ARTTI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‟nın
açıklamasına
göre
2013 yılı mayıs ayı sonunda 58
bin 323 MW olan Türkiye toplam enerji kurulu gücü 2014 Mayıs sonu itibarıyla yüzde 13,4
artıĢla 66 bin 134 MW değerine
ulaĢtı. Santral sayısı ise aynı dönemde yüzde 20,8 artıĢla 822'den 993'e çıktı. 2013 yılı Mayıs ayından bu yana toplam
7811 MW gücünde 171 santral devreye alındı. Geçtiğimiz Mayıs ayında devreye giren
290,5 MW gücündeki 51 santralin tamamına yakını yenilenebilir kaynaklardan oluĢmakta. Elektrik üretiminin, Mayıs 2013'ten önceki bir yıllık döneme oranla, son bir yılda yüzde 2,9 artarken, aynı dönemde elektrik tüketimi yüzde 3,1 arttı. Mayıs ayları baz alındığında elektrik üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,4; tüketimin ise yüzde 5,1 arttığını bildirdi.
Dünya Gazetesi, 07/06/2014
55
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
TÜRKĠYE, YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠDE AVRUPA'YLA YARIġIYOR
Avrupa Ġstatistik Ofisi (EUROSTAT) ve
Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK) verilerinden derlenen bilgilere göre, 2012 yılında
Avrupa'da yenilenebilir enerji kaynakları
en fazla Norveç ve Ġsveç'te, en az Malta,
Lüksemburg, Ġngiltere ve Hollanda'da kullanıldı. AB'de yenilenebilir enerji kaynaklarının, toplam enerji tüketimindeki oranı
yüzde 14 seviyesinde gerçekleĢti. Söz konusu oran Türkiye'de ise yüzde 10 oldu. Avrupa‟da 2020 yılına kadar enerji ihtiyacının
yüzde 20'sinin yenilenebilir kaynaklardan temin edilmesi planlanıyor. Yenilenebilir enerji
kaynaklarını en fazla kullanan ülkelerin baĢında Norveç ve Ġsveç geliyor. Ġsveç, Bulgaristan ve Estonya'nın, 2020 için öngördükleri yenilenebilir enerji kullanımı hedeflerine 2012
yılında ulaĢmaları ise dikkati çekiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji tüketimindeki oranı en düĢük ülkeler Malta, Lüksemburg, Ġngiltere ve Hollanda olarak göze
çarpıyor. Türkiye'de 2023 yılına kadar enerji tüketiminin yüzde 30'unun yenilenebilir
enerji kaynakları ile karĢılanması hedefleniyor, buna yönelik yaklaĢık 130 milyar dolarlık
enerji yatırımı öngörülüyor. Türkiye'nin yenilenebilir enerjide 2023 için öngördüğü yüzde
30 hedefine ulaĢması için özellikle rüzgar ve su yatırımlarının büyük önem taĢıdığına iĢaret ediliyor.
Dünya Gazetesi, 30/04/2014
5 MĠLYAR € YATIRIMLA 'CHEMPORT' KURULUYOR
Bir süredir çalıĢmaları devam eden „‟Kimya Ġhtisas
Bölgesi „‟ projesi somutlaĢtırılıyor. Bu bölge, özellikle ithalata konu olan ve Türkiye‟nin dıĢ ticaretinde
25 milyar dolar açık verdiği akaryakıt, yağlar vs. hariç kimyasallar gibi ürünleri, ara girdileri üretmeyi
amaçlıyor. Kimya Sanayicileri Derneği‟nden yapılan
açıklamaya göre fizibilitesini bir danıĢmanlık firması
olan A.T. Kearney‟in yaptığı proje için Sanayi Bakanlığı‟nda Teknik Komite kuruldu.
Proje için “Biga ile Bandırma arasında 30 bin dönümlük bir alan tespit edildi. BaĢlangıçta
56
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
15 bin dönüm ve 20-25 arası Ģirket ile yola çıkılarak, Türkiye‟de üretimi olmayan ara girdi
niteliğinde, katma değeri yüksek ürünlerin üretimine baĢlanabileceği ifade ediliyor. Yapılan açıklamalara göre “Ġhtisas Bölgesi” statüsünde olması düĢünülen bölgede isteyen her
firma değil de bir kümelenme yaratabilmek için, birbirini destekleyen, Türkiye‟nin ithalatı
yüksek ara girdileri üreten firmalar tercih edilecek. BaĢka bir kriter de katma değeri yüksek
ürünler üretmek. A.T Kearney raporuna göre 3 milyar Euro lük altyapı yatırımı gerektiren
proje; liman, iskele, su, elektrik, enerji hatları vs. üst yapısı da dahil yaklaĢık 5 milyar Euro
tutarında.
Dünya Gazetesi, 05/05/2014
PLASTĠK SEKTÖRÜ ÜLKE EKONOMĠSĠNE KATKI SAĞLAMAYA DEVAM
EDĠYOR
Fleksıbl Ambalaj Sanayicileri
Derneği‟nden (FASD) yapılan
açıklamaya göre plastik sektörünün 2013 yılında 34 milyar
dolarlık üretim değeriyle ekonomiye 14 milyar dolar katma
değer sağladı. Yapılan açıklamaya göre son 10 yılda GSMH
büyümesini ikiye katlayacak bir
büyüme hızı ile yüzde 4'ü aĢan
bir ekonomik büyüklüğe ulaĢan
sektör 250 bin kiĢilik direk istihdam sağlarken, hammadde ve yarı mamul verdiği ihracatçı
sektörler kanalıyla dolaylı olarak 1 milyon kiĢiye istihdam olanağı sunuyor. 2013 yılında
hammadde ve mamul olarak 6 milyar dolara yakın direk ihracat yapılan sektörün, yarı mamul ve hammadde sağladığı ihracatçı sektörler kanalı 6 milyar dolarlık dolaylı ihracat gerçekleĢtirmekte ve sonuçta ülke ekonomisine yılda 12 milyar dolarlık döviz girdisi sağlamaktadır. Türkiye Ġhracatçılar Meclisi (TĠM)‟den yapılan açıklamaya göre, Türkiye‟yi Avrupa‟nın ikinci büyük plastik imalatçısı haline getiren ve mamul bazında dıĢ ticaret fazlası
veren plastik sektöründen 34 firma Türkiye‟nin en fazla ihracat yapan 1000 firmasının sıralandığı “Ġlk 1000 Ġhracatçı 2013” listesine girdi. Türkiye‟nin en fazla ihracat yapan mamul
57
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
ve hammadde üreticisi 34 plastik firma, aynı zamanda Türkiye plastik mamul ve hammadde ihracatının yüzde 51‟ini gerçekleĢtiriyor. Bu firmalar yaptıkları 2,9 milyar dolarlık ihracatla, Ġlk 1000 listesindeki ihracat toplamının yüzde 3‟ünü, Türkiye‟nin toplam ihracatının
ise 2‟sini gerçekleĢtirdi. Türkiye‟nin plastik ve hammadde ihracatı toplamı 2013 yılı sonunda 5,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleĢti. Plastik sektörü, plastik mamullerde Türkiye tüketiminin yüzde 91‟ini yerli üretimle karĢıladı ve yine mamul bazında 1,6 milyar TL
dıĢ ticaret fazlası verdi. Yapısal sorunların en önde gelenlerinden biri olan hammaddede
dıĢa bağımlılık sürüyor. Sektör, yerli üretim olmadığı için dıĢarıdan hammadde ithal ediyor. Bu nedenle toplamda dıĢ ticaret açığı verilmesine rağmen Avrupa‟nın ikinci, dünyanın
ise 7. büyük plastik üreticisi ülke olma sıfatını Türkiye‟ye ait.
www.plasferd.org.tr, Dünya Gazetesi, 27/05/2014, 31/05/2014
58
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
ENERJİ MADEN VE EMTİA FİYATLARI ENDEKSLERİ
59
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
Kaynak: www.investing.com
60
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
TEŞVİK BELGESİ İSTATİSTİKLERİ
Ocak- Mart Dönemi Yatırım Teşvik Belgelerinin Genel Karakteristikleri
2014 yılı Ocak-Mart döneminde, öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 17,1 milyar TL
olan toplam 1.025 adet Yatırım TeĢvik Belgesi düzenlenmiĢtir. Düzenlenen belgelerde
35.831 kiĢilik istihdam öngörülmektedir.
2014 yılı Ocak-Mart döneminde düzenlenen 1.025 adet yatırım teĢvik belgesinin 606 adedi Bölgesel, 5 adedi Büyük Ölçekli, 413 adedi Genel ve 1 adedi ise Stratejik mahiyete sahiptir. Yatırım teĢvik belgelerinde öngörülen toplam 17,1 milyar TL‟lik sabit yatırım tutarının 8,2 milyar TL‟si Bölgesel, 813 milyon TL‟si Büyük Ölçekli, 8 milyar TL‟si Genel ve
117 milyon TL‟si ise Stratejik mahiyetteki yatırımlara aittir.
2014 yılı Ocak-Mart döneminde düzenlenen 1.025 adet Yatırım TeĢvik Belgesinin 970
adedi yerli firmalar, 55 adedi yabancı sermayeli firmalar tarafından alınmıĢtır. Yerli firmalar için düzenlenen belgelerde öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 11,9 milyar TL
olurken, yabancı sermayeli firmalar için düzenlenen belgelerde öngörülen toplam sabit
yatırım tutarı 5,2 milyar TL‟dir.
Ocak-Mart Dönemi Yatırım Teşvik Belgelerinin Bölgelere Göre Dağılımı
2014 yılı Ocak-Mart döneminde verilen teĢvik belgelerinin 392 adedi I. Bölgede, 171 adedi II. Bölgede, 148 adedi III. Bölgede, 100 adedi IV. Bölgede, 92 adedi V. Bölgede, 122
adedi ise VI. Bölgededir.
TeĢvik belgelerinde öngörülen toplam sabit yatırım tutarının ise 6,2 milyar TL‟si
I.Bölgede, 2,5 milyar TL‟si II. Bölgede, 3,7 milyar TL‟si III. Bölgede, 1,8 milyar TL‟si
IV.Bölgede, 1,8 milyar TL‟si V. Bölgede ve 1,2 milyar TL‟si ise VI. Bölgededir.
TEŞVİK BELGESİNE BAĞLANMIŞ YATIRIMLARIN BÖLGESEL DAĞILIMI
(MART 2014-Milyon TL)
61
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
2014 yılı Ocak-Mart dönemi sektörel yatırım tutarları ile istidamın seyri grafiklerde gösterilmiştir.
62
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
Ocak-Mart Dönemi Yatırım Teşvik Belgelerinin Türlerine Göre Dağılımı
2014 yılı Ocak-Mart döneminde düzenlenen 1,025 adet belgenin 637 adedi komple yeni
yatırım, 280 adedi tevsi, 108 adedi de diğer mahiyetlerdeki yatırımlardan oluĢmaktadır.
Ocak-Mart döneminde yatırım teĢvik belgelerinde öngörülen 17,1 milyar TL toplam sabit
yatırım tutarının 13,2 milyar TL komple yeni yatırım, 2,7 milyar TL tevsi ve 1,2 milyar
TL ise diğer mahiyetlerdeki yatırımlardan oluĢmaktadır.
TEŞVİK BELGESİNE BAĞLANMIŞ YATIRIMLARIN TÜRLERİNE
GÖRE DAĞILIMI (MART – 2014-Milyon TL)
Ocak-Mart Dönemi Yatırım Teşvik Belgelerinin Sektörlere Göre Dağılımı
2014 yılı Ocak-Mart döneminde verilen yatırım teĢvik belgelerinde öngörülen toplam 17,1
milyar TL sabit yatırım tutarının 4,9 milyar TL Enerji sektöründe, 5,5 milyar TL Hizmetler sektöründe, 530 milyon TL Madencilik sektöründe, 6 milyar TL imalat sektöründe, 129
Milyon TL ise Tarım sektöründedir.
63
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
TEŞVİK BELGESİNE BAĞLANMIŞ YATIRIMLARIN SEKTÖREL DAĞILIMI
(MART – 2014-Milyon TL)
64
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
2014 yılı Ocak-Mart dönemi sektörlere göre yatırım ve istihdam paylarını değerlendirdiğimizde, imalat ve enerji sektörünün toplam yatırımlardan % 64 pay aldığı ancak, Ġmalat sektörünün istihdama katkısı % 45 iken, enerji sektörünün % 2 oranında istihdama
katkı sağladığı, buna mukabil toplam yatırımlardan % 32 pay alan Hizmet sektörünün
istihdama katkısının % 48 olduğu görülmektedir.
2014 yılı Ocak-Mart döneminde Bir kiĢilik istihdam oluĢturabilmek için gerekli yatırım
tutarlarına bakıldığında en düĢük bedelin tarım sektöründe bulunduğu, buna karĢılık
enerji sektörünün diğerlerinin çok üstünde yatırım gerektirdiği görülmektedir.
65
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA FAALİYETLERİ
EĞĠTĠMLER
Kalkınma ajanslarına yönelik gerçekleĢmiĢ ve programları tamamlanmıĢ eğitimler aĢağıdaki gibidir;
26-30 Mayıs
Ankara Genel Fizibilite Eğitimi
Ankara
09-13 Haziran
Ankara Genel Fizibilite Eğitimi
Ankara
23-25 Haziran
ORAN Uygulamalı Finansal Tablolar Analizi
Kayseri
19-20 Haziran
ORAN Temel Makro Ekonomik Göstergeler
Kayseri
16-20 Haziran
DOĞAKA Sektörel Performans Değerlendirmesi
Osmaniye
16-20 Haziran
DOĞAKA Fizibilite hazırlama
Ġskenderun
Eğitimlere değerli katkılar sağlayan arkadaĢlarımız; Ali Makal, Esil Ġnam, Ömür Genç,
Zehra Birol, Faruk Sekmen, Murat Mahmutoğlu, Oktay Küçükkiremitçi ve Mustafa ġimĢek‟e teĢekkür ederiz.
SELP-II 10. YÖNLENDĠRME KOMĠTESĠ TOPLANTISI
SELP-II 10. Yönlendirme Komitesi Toplantısı 12 Mayıs 2014 tarihinde Hazine MüsteĢarlığı baĢkanlığında gerçekleĢtirilmiĢtir. Proje teknik olarak kapanmıĢ olup kapanıĢ iĢlemlerinin tamamlanması ve fonun bankamıza aktarım yöntemine iliĢkin çalıĢmalar devam etmektedir.
ĠSEDAK ODAK NOKTALARI TOPLANTISI
ĠSEDAK ÇalıĢma Grupları Yıllık Odak Noktaları 2. Toplantısı, 4-5 Haziran tarihlerinde
Ankara‟da yapılmıĢtır. Toplantıya 37 ülkeden ĠSEDAK ÇalıĢma Grupları için kendi odak
noktalarını bildiren yaklaĢık 100 katılımcı iĢtirak etmiĢtir.
Toplantıda, ĠSEDAK ÇalıĢma Gruplarının, ĠSEDAK Stratejisinin uygulanmasındaki rolü
vurgulanmıĢ, ĠSEDAK ÇalıĢma Grupları Odak Noktaları, ĠSEDAK Stratejisinin uygulanması ile ilgili olarak kendi deneyimlerini ve görüĢlerini paylaĢmıĢlar ve uygulamanın geliĢtirilmesi konusunda kendi önerilerini ifade etmiĢlerdir.
66
İŞ ÜRÜN VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
PROJE VE FİNANS DÜNYASI
ĠSEDAK Proje Döngüsü Yönetimi ile ilgili bir Eğitim programı yapılmıĢ, Programda Bankayı tanıtan ve uygulama hakkında bilgi veren bir sunum yapılmıĢtır. Ayrıca proje sahipleri ile görüĢmeler yapma fırsatı da doğmuĢtur.
APEKS FAALĠYETLERĠ
Bankamız ile finansal kiralama Ģirketleri arasında AKKB kaynaklarından 80 milyon EUR
tutarında kaynağın KOBĠ‟lere kullandırımına yönelik sözleĢmeler imzalanıĢtır. Kaynak
KOBĠ‟lere Yapı Kredi Finansal Kiralama, Garanti Finansal Kiralama, Ak Finansal Kiralama, Deniz Finansal Kiralama ve ĠĢ Finansal Kiralama Ģirketleri aracılığı ile ulaĢtırılacaktır.
BU KİTABI OKUDUK
Yeryüzünde refahın eĢitsiz dağılımının nedeni nedir? Coğrafya mı? Aynı coğrafyada zengin ve fakir ülkeler mevcut.
Hatta Afrika gibi aynı coğrafyada yüzyıllardır yoksullukla
savaĢan ülkeler olduğu gibi aynı coğrafyada Aztekler ve
Ġnkalar gibi medeniyet yaratmıĢ ancak Ģimdi yoksul topluluklar da mevcut. Peki, bunun açıklaması kültür olabilir
mi? Aynı kültüre sahip birçok komĢu ülke hatta aynı ülkede aynı kültürde komĢu kentlerde bile benzeri farklılıkları
görmek mümkün.
Daron Acemoğlu ve James A. Robinson ilginç yaklaĢım ve
analizler ile bütün bu sorulara akıcı bir Ģekilde cevap aramaya çalıĢıyor.
67