Kasım 2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği

İÇİNDEKİLER
AYIN KONUSU
50 TARIM BAĞ-KUR SİGORTALILARININ
TESCİL İŞLEMLERİ
HABERLER
52 SGK İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
6 TZOB YÖNETIM KURULU
BAKAN EKER’I ZIYARET ETTI
İmtiyaz Sahibi
TZOB Adına
Genel Başkan Ş. Şemsi Bayraktar
Genel Yayın Müdürü
Bekir Şinasi Özdemir
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ebru Mine Esen
Yayın Kurulu
M. Hikmet Yavuzyiğit
Metin Türkyılmaz
Ömer Kaya
Dr. M. Fethi Güven
Hasan Hüseyin Coşkun
Prof. Dr. Mevhibe Albayrak
Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu
Prof. Dr. Erdoğan Güneş
Dr. Özden Hiçbirol
26 İLKBAHARDA YAŞANAN DON AFETİ KİVİ
ÜRETİMİNİ DE VURDU
13 BAYRAKTAR CHP HEYETINI KABUL ETTI
14 TARIMDA ÇALIŞAN SOYOLOGLARA TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI
15 BAYRAKTAR "BITLIS GÜNLERI" NE KATILDI
16 BAYRAKTAR "NİĞDE GÜNLERI" NE KATILDI
17 AİLE ÇİFTÇİLİĞİ SEMPOZYUMU
T ZOB DİYOR Kİ!
18 SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLENDİRME
SEMİNERLERİ BAŞLIYOR
22 İHRACATIN LOKOMOTİFİ
NARENCİYEDE REKOLTE İYİ
24 KESTANE YETİŞTİRİCİLİĞİNİN
GELECEĞİ PARLAK
Görsel Katkı
28 İSTANBULUN 8 KATI ALAN
NADASA BIRAKILIYOR
54 SOSYAL GÜVENLİKTE TARIMIN ÖNEMİ
30 KIRMIZI ET ÜRETİMİNE DİKKAT
57 TARIMSAL KESİNTİ
(TARIM TEVKİFAT) UYGULAMASI
32 FINDIKTA ALAN BAZLI DESTEK MÜJDESİ
36 TARIMDA SİGORTA SÜRELERİNE DİKKAT
ODALARIMIZDAN
61 YENİ HİZMET BİNASI AÇILDI
42 GIDA İTHALATININ ÜÇTE BİRİ
YAĞLI TOHUMLARDAN
63 SULUSARAY’A HİZMET BİNASI
44 TARIMDA İHRACAT DA İTHALAT DA ARTIYOR
63 ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI
NARMAN’DA TOPLANDI
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
"Tarım ve İnsan" fotoğraf
yarışmasından alınmıştır.
Yayın Türü
Yaygın Süreli Yayın
Basım Tarihi
08.12.2014
Dağıtım
MNG Kargo
Yönetim Yeri
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
GMK Bulvarı No: 25
Demirtepe/ANKARA
Tel: 312 231 63 00
Fax: 312 229 65 38 - 231 30 77
e-mail:[email protected]
Baskı
Dorukkaya Matbaacılık Yayıncılık
Reklamcılık Madencilik
Enerji ve İnşaat A.Ş.
Macun Mahallesi 195. Cadde No: 2
Yenimahalle - ANKARA
Tel: 0312 397 11 97-98
Çiftçi ve Köy Dünyası dergisi
basın ahlak kurallarına uymayı
taahhüt eder. Yayımlanan yazıların
sorumlulukları sahiplerine ait olup,
Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır.
Dergide yayımlanan yazılar, kaynak
gösterilmek koşuluyla, diğer yayın
organlarında yayımlanabilir.
Gönderilen yazılar iade edilmez.
TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ
BAŞKANDAN
BAŞKANDAN
SESLENİŞ
Ziraat Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım,
Sektörümüzün yılların birikimiyle oluşmuş temel yapısal sorunlarını her platformda ve her fırsatta dile getiriyor; çözümü noktasında da Türkiye Ziraat Odaları
Birliği ailesi olarak geceli gündüzlü gayret sürdürülen emekle çaba harcıyoruz.
Sorunlarımızı olduğu kadar çözüm önerilerimizi ve beklentilerimizi; çiftçilerimiz ve
ülkemiz adına atılması gereken adımları ortaya koyuyor ve bu doğrultudaki çalışmalarımızı her platformda ve her kademede sürdürüyoruz.
Hep dile getirdiğimiz gibi, tarımın sorunları, çiftçimizin, üreticimizin olduğu kadar aslında ülkemizin de bir sorunu vasfını taşıyor. Zira üreticimizin bir sorunu
varsa o sorundan mutlaka tüketicilerimiz de ülkemiz de etkileniyor. Sorunlar çözüldükçe sadece çiftçilerimiz değil, tüketicilerimiz, dolayısıyla ülkemiz de kazançlı
çıkıyor.
Değerli dostlarım,
Hem Ankara’da hem Başkent dışında hem de bu köşede her fırsatta vurguladığımız gibi, gıda sektörü, enerjiyle birlikte dünyanın en öncelikli sektörlerinden
biri haline geldi. Gıda güvenliğini sağlayan ülkelerde sadece o ülkenin çiftçileri
değil, o ülkeler de zenginleşecek. Bu açıdan tarım, ülkemizde için de fevkalade
önemli, stratejik bir sektördür. Gayri Safi Yurtiçi Hasılada tarımın payı azalmakla
birlikte Haziran ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 7,2 olmuştur. İstihdam içinde de
tarımın payı yüzde 22,1’dir. Tarım, son 9 yılın 8’inde reel olarak büyüse de bu
sektörde çalışanlar büyümeden yeterince pay alamamaktadır. Tarımdaki nüfusun
geliri, ülke ortalamasının üçte birini ancak bulmaktadır. Yapısal sorunları bulunan
tarımda potansiyelimizin tamamının kullanıldığından bahsetmek de mümkün değildir. Ekonominin istikrarı için sektörümüz mutlaka desteklenmelidir.
Sektörümüz, 5,8 milyon kişiye istihdam sağlıyor, 60,7 milyar dolarlık hasıla
üretiyor, 17 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 77 milyon ülke nüfusunu, 35
milyon turisti besliyor. Fakat hedeflerimizi dikkate aldığımızda daha çok çalışmamız, sektörün bütün paydaşlarının el ele vererek, gecemizi gündüzümüze katarak
almamız gereken daha çok yolumuz var.
Yapısal sorunların çözümü bağlamında, öncelikle 6537 sayılı Toprak Koruma
ve Arazi Kullanım Kanunla ilgili yönetmeliğin bir an evvel çıkarılması sağlanmalıdır.
Ş. Şemsi BAYRAKTAR
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Genel Başkanı
6552 sayılı Kanun ile üreticilerin TEDAŞ’a ait olan elektrik
borçları yapılandırılmıştır. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerine ait olan borçların yapılandırılması ihtiyari bir karar olarak yer almıştır. Kanundan beklenen faydanın sağlanması
bakımından özel dağıtım şirketlerine ait olan elektrik borçları
yapılandırılmalıdır. Seralar ve hayvancılık işletmelerinin daha
düşük fiyatla elektrik temin edecekleri bir abone grubu oluşturularak indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır.
Tarımda destekler artırılmalıdır. Desteklerden, geçmişte
doğrudan gelir desteğinde uygulandığı gibi yüzde 4 stopaj
kesilmemelidir. Desteklerden yararlanması için tarımsal faaliyette bulunan tüm çiftçilerin, çiftçi kayıt sistemine girmesi
sağlanmalıdır.
Sulanamayan alanların büyüklüğü 2,6 milyon hektarı, yani Belçika’ya yakın bir
alanı bulmaktadır. Bu büyüklükte alanın sulanamaması ülkemiz için çok büyük bir
kayıptır.
Üreticiler, sigorta maliyetlerinin yüksek olması, kuraklık
gibi bazı risklerin kapsamda olmaması, kredi kullandıran şubelerin yeterli bilgiyi vermemesi gibi nedenlerle ürünlerini sigorta yaptırmamaktadır. Düşük faizli kredi kararının amacına
ulaşabilmesi için sigorta yaptırma zorunluluğu olmamalıdır.
Örgütlenme yetersizliği, çiftçinin istikrarlı bir gelir elde edebilmesine engel teşkil ediyor. Üretim planlaması yapılamıyor. Mevcut üretici örgütlerin, mali yönden
güçlendirilmesi, profesyonelce yönetilmesi ile etkinliklerinin artırılması için gerekli
mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır.
Üreticilerin yaşadığı afetlerin etkilerini azaltmak için yayınlanan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine yönelik Kararın amacına ulaşması için, afet yaşayan tüm çiftçilerin kredi
borçlarının tamamını kapsamalıdır.
Tarımda üretim maliyetinin düşürülmesi için girdi destekleri artırılmalı, özellikle
gübre, mazot, ilaç ve elektrik gibi temel girdilerdeki KDV oranları ve mazottan alınan ÖTV miktarı düşürülmelidir.
Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla
kullanılan düşük faizli kredi, diğer kamu bankalarını da kapsamalıdır.
Finansman yetersizliği üreticilerin yatırım imkânlarını sınırlamıştır. Bu nedenle yatırımların daha fazla teşvik edilerek faizsiz veya düşük faizli krediyle desteklenmesine ihtiyaç vardır.
Lisanslı depoculuk, özellikle fındık, pamuk, buğday gibi
depolanabilir ürünler başta olmak üzere diğer ürünlerde
yaygınlaştırılmalıdır.
Toprak Koruma Kurulları etkin bir şekilde faaliyet göstermeli, tarım arazilerini, meraları imara açılmaması için gerekli
tedbirler alınmalıdır.
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Türkiye
Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuştur. Zeytinciliğimizin geleceğinin ve son yıllarda yapılan büyük yatırımların heba olmaması açısından, söz konusu kanun tasarısı geri çekilmelidir.
Doğal afetler yaşayan çiftçi açısından finansman sorunu
yeni üretim sezonunda hayati bir hal almıştır. Çiftçinin yeniden üretime dönmesi ve tarlada kalabilmesi için finansman
giderleri karşılanmalıdır.
Bu konularla ilgili atılacak her adım hem sektörümüz hem
çiftçimiz hem de ülkemiz açısından çok önemli ve olumlu
sonuçları beraberinde getirecektir. Bu konuda elbirliğiyle
sürdürülecek çabalarla sonuca ulaşılacağına olan inancımı
vurguluyor, hepinize işlerinizde başarılar, bereketli kazançlar, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
5
HABERLER
HABERLER
TZOB YÖNETİM KURULU
BAKAN EKER'İ ZİYARET ETTİ
Bayraktar: Bakanlığın hazırladığı, gerekli desteği sağladığımız Toprak Koruma ve
Arazi Kullanım Kanunu'nun önümüzdeki yıllarda sektöre faydalarını hep beraber göreceğiz
likle transit ticaret kapsamında yurtdışına çıkarılması gereken etlerin yüzde 225
vergisini de ödemeden ülke içine kaçak
olarak sokulduğu iddiaları var. Bunu çok
ciddi buluyoruz. Son operasyonu da
memnuniyetle karşıladık. Ama bu konuda
devletimizin, kurum ve kuruluşların fevkalade dikkatli olması gerekir. Sadece sektörümüze değil, ülkemize zarar verecek
bir etkisi olduğunu görüyoruz. Önlenmesi
gereken bir durum.”
ÇKS başvurularında süre uzatılsın
31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek, 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)
başvurularının uzatılması yönünde hem
üreticilerden, hem de odalardan talep olduğunu vurgulayan Bayraktar, zamanın
kısaldığını, Aralık sonuna kadar yetiştirilemeyeceğinin anlaşıldığını bildirerek, bu
sürenin uzatılmasını istedi.
Üretici ve tüketici fiyatları
arasındaki makas
Bayraktar: "Bakanlığımızla çiftçi
menfatine, tarım sektörüne
katkı sağlayan kanunların
çıkarılmasında iş birliği
yapıyoruz."
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker, Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığındaki Türkiye Ziraat
Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyeleriyle
görüştü.
Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım sektörünün
kalkınması için hem Bakan Eker, hem de
bakanlık yetkilileriyle uyum içinde çalıştıklarını, bundan dolayı memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Bakanlığın kanun ve
diğer çalışmalarına destek verdiklerini,
sevgiye, saygıya ve güvene dayalı ilişki
kurduklarını, TZOB’un çalışmalarına da
bakanlıktan büyük destek aldıklarını belirten Bayraktar, olumlu ilişkilerin devam
edeceğine inandığını bildirdi.
Ziraat Odalarında, Aralık ayı içinde
tüm Türkiye'de bütün köy ve mahallelerde
delege seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Bayraktar, seçimlerin şimdiden hayırlı
olmasını temenni etti.
6
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Toprak Koruma Kanunu ve
Et ve Süt Kurumu
Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki
makasının açıldığını bildiren Bayraktar,
“bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız
lazım. Yüzde 400 farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada
bir haksız kazanç görüyoruz. Bu manada
bakanlığımızın da bir çalışması olduğunu biliyoruz ama bizim de bu konuda bir
katkı vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bayraktar: "Toprak Koruma ve Arazi
Kullanım Kanunu'na
ilişkin yönetmeliğin de bir an önce
çıkarılmasını talep ediyoruz."
İşin tarafı olarak, mağdur olan kesim olarak. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki
farktan mağdur olan üreticidir. Tüketici de
mağdur oluyor” dedi.
Bütçe imkanlarını bildiklerini ama girdiler üzerinde vergilerin yüksek olduğunu
belirten Bayraktar, girdi fiyatları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini talep etti.
Bakan Eker
Ziraat odalarının ve üreticilerin sorunlarını TZOB Yönetim Kurulu üyelerinden tek
tek dinleyen Bakan Eker, konuşmasında,
enflasyonun sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirterek, "Gıdada üretici ve tüketici fiyatları
arasında büyük farklar varsa burada aracı
faktörlere bakmak gerekir" dedi.
Sektör temsilcilerinin desteklerinin
kendileri için önemli olduğunu ifade eden
Eker, enflasyonun asıl sebebinin tarım
ürünleri olarak gösterilmesinin haksızlık
olduğunu belirtti. Gıda ürünlerinde üretici
ve tüketici fiyatları arasındaki fiyat farkına
da değinen Eker, şunları kaydetti: "Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda bu konuyu Merkez Bankası Başkanı’na aktardım.
Kışın git enflasyonda biberi, soğanı dikkate al, çekirdek enflasyonu dikkate alma,
sonra enflasyonun sebebini gıda ürünleri
olarak göster. Burada tarıma haksızlık yapılıyor. Asıl problem şu; gıdada üretici ve
tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir.
Bu durumu ben ilgili kurumlara anlattım.
Bunun üzerine Bakanlığımız Müsteşarlığı
Başkanlığında 'Tarım Ürünleri Piyasayı İzleme Değerlendirme Kurulu' oluşturuldu.
Bu kurul, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın nereden geldiği ve bunların
hangi aşamada ne şekilde denetleneceği
yönünde çalışacak."
Tarımda sigortanın önemini
çok iyi anlatmalıyız
Üreticilere sigortanın önemini başta Bakanlık ve sektör temsilcileri olmak üzere çiftçilere her platformda bıkmadan, usanmadan, defalarca anlatmak gerektiğini belirten
Eker, TARSİM kapsamında üreticiye sigorta
priminin yarısını hibe şeklinde verdiklerini,
bu kapsamda 1 milyar 300 milyon liralık sigorta prim desteği ödemesi yaptıklarını, bir
sınır bulunmadığını, üretici ne kadar sigorta
yaptırırsa onun yarısını ödediklerini, amaçlarının tarımda sigortacılık kültürünü yerleştirmek olduğunu belirtti.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın
hazırladığı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nu gerekli desteği sağladıklarını, kanunun devrim niteliğinde bir
kanun olduğunu ifade eden Bayraktar,
“önümüzdeki yıllarda bunun sektöre
faydalarını hep beraber öreceğiz. Buna
ilişkin yönetmeliğin de bir an önce çıkarılmasını talep ediyoruz. Yine Et ve Süt
Kurumu’nun devreye girmiş olmasından
da sektör adına büyük mutluluk duyuyoruz. Bu kanuna da TZOB olarak gerekli
desteği verdik. Kanunu çıkardınız. Çok
teşekkür ediyoruz. Tarımsal Destekleme
Kurumu’nun da sektöre zamanında müdahale etmesinin çok önemli olduğunu
düşünüyoruz” dedi.
Kaçak et
Bugünlerde gündemde olan kaçak
et meselesinin de kendilerini üzdüğünü
belirten Bayraktar, şunları söyledi: “Özel◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
7
HABERLER
HABERLER
TZOB Yönetim Kurulu üyeleri Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığında
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yapılan ziyaretin ardından,
Bakan Eker’e aktardıkları sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundular.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanım
Kanunu için önümüzdeki günlerde ilgili
yönetmeliğin çıkarılacağını bildiren Eker,
bundan sonra üreticilerin ÇKS’de her yıl
kayıt yaptırmasına gerek kalmayacağını,
sadece arazi büyüklüğü, farklı ürün ekimi
gibi hususlar olduğunda üreticilerin bildirim yapması gerekeceğini ifade etti.
Ege Bölge Temsilcisi Sorman
Lisanslı depoculuğun gelişmesi için
yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini hatırlatan Eker, "Bundan
sonra üretici lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceğiz. Üretici
lisanslı depoculukla ürününün kalitesi
düşmeden saklayabilecek" ifadesini kullandı.
Eker, sertifikalı tohumun üretimini ve
kullanımını kendi hükümetleri zamanında
destekleme kapsamına aldıklarını hatırlatarak, "Göreve geldiğimiz günden bu
yana sertifikalı tohum üretimini 150 bin
tondan 750 bin tona çıkardık. Bu başarı
verdiğimiz desteklerle oldu. Tohum satan
bayiler ile ilgili şikayetleri bana aktarın.
Eğer yanlış yapan bayiler varsa biz gerekeni yaparız” ifadesini kullandı.
Sığır eti üretimi konusunda Hollanda,
Fransa, Yeni Zelanda gibi ülkelerle rekabet etme şansının olmadığını vurgulayan
Bakan Eker, “Bu ülkelerde yağış miktarı
çok fazla. İklim müsait. Bu nedenle çayır
alanı da fazla. Hayvanlar devamlı otlu-
yor. Bu ülkelerdeki üreticilerin yem maliyeti yok. Ancak bizim ülkemizde hayvancılık maliyetlerinin yüzde 70’i yem.
Bu nedenle bu ülkelerle rekabet etme
şansımız yok. Türkiye coğrafyası koyun
coğrafyası. Bu dezavantajlı durumu lehimize çevirmek için öncelikle koyun, keçi
sayısını artırmalıyız. İkinci olarak yem
bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız.
Üçüncü yapmamız gereken şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Hayvancılıkta ülkelerle rekabet edebilmek için öncelikle koyun ve keçi sayısının
artırılması gerektiğini belirten Eker, "İkinci
olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını ço-
ğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gerek şey
ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Görüşmede TZOB Yönetim Kurulu
Başkan Vekili M. Nuri Şeyda Sorman,
Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa
Hepokur, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir
Şinasi Özdemir, Mehmet Latif Maskan,
Tuncer Başoğlu, Hasan Kozoğlu, Ahmet
Bahadır Sezgin, Mehmet Cevat Delil, Nejat Gamzeli hazır bulundu.
M. Nuri Şeyda Sorman
TZOB Yönetim Kurulu
Başkan Vekili
TZOB Yönetim Kurulu üyeleri, görüşmede bölgeleriyle ilgili sorunları Bakan
Eker’e aktardı.
M.Nuri Şeyda Sorman, maliyetlerin, özellikle
girdilerdeki ÖTV ve KDV gibi vergilerin yüksekliğinin bölge üreticilerini zorladığını, bunlarda
indirime gidilmesini talep ettiklerini bildirdi.
Bölgede sulama birliklerinin yer altı sularına
dekar başına 7-8 lira para talep etiklerini belirten Sorman, şöyle devam etti:
“Oysa, ülkemizde damlama sulamaya teşvik verirken adam zaten sondaj yatırımı, elektrik yatırımı yapıyor. Üreticilerimiz, hiçbir hizmet
sağlamadan sulama birliklerinin bu parayı talep
etmelerini kabul etmiyor. Bu uygulamaya son
verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, geçmiş yıllarda 2015’e ertelenen yer altı sularına saat takma
olayı vardı. Üreticilerimiz, bu saat takma olayının 2015’te yeniden ertelenmesi veya tamamen
ortadan kaldırılmasını talep ediyor.”
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, başbakanlığı döneminde dağıtılan primlerde vergi
kesintisi yapıldığını arz ettiğini, Erdoğan’ın da
Maliye Bakanlığı’na kesintinin kaldırılması için
talimat verdiğini ama hala uygulamanın sürdüğünü bildiren Sorman, “Maalesef 2 senedir
hiçbir gelişme yok. Üreticilerimiz dağıtılan prim-
lerden stopaj adı altında vergi kesilmemesini
istiyor. Ayrıca, dekara verimin uydu sistemiyle
belirlenmesi hatalara yol açıyor. Üreticimiz, dekara verimlerin komisyonlar tarafından belirlenmesini istiyor” dedi.
Sorman
ayrıca,
bölgelerinde
hatta
Türkiye’nin çoğu yerinde domuz salgının büyük
mesele haline geldiğini; üreticilerin üretim planlaması, stok müessesesi, müdahil kurum istediğini; Ziraat Odalarının kırsal kalkınma olanaklarından faydalanmasını talep etiklerini vurguladı.
“Bölgemizdeki pamuk üreticileri yağışlardan
etkilenip ürün kaybına uğramalarından dolayı
kredi borçlarını ödeyemeyecekler” diyen Sorman, şunları kaydetti: Üreticimiz, kredi borçlarının yalnız faizinin alınmasını ve tekrar yenilenmesini İstiyor. Toplulaştırma çalışması yapılıyor
ama maalesef desteklerde ekim sınırlaması var.
Bu sınırın artmasını talep ediyoruz. Ayrıca bir de
vergi usul kanununa göre, bir traktörden fazla
sahiplik olunca üretici deftere tabi oluyor. Bunun da değişmesini arzu ediyoruz. Desteklerde
ekim arazi sınırlandırılmasını istemiyor üreticilerimiz, çünkü bu usulsüzlüklere teşvik ediyor.
Arazisini başka kişi adına gösteriyor.”
Orta Güney Anadolu Bölge Temsilcisi Hepokur
Mustafa Hepokur
TZOB Yönetim Kurulu
Muhasip Üye
8
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Mustafa Hepokur, Konya Ovası ve İç
Anadolu’nun tohumda sıkıntı çektiğini bildirerek, “Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, ofis
tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı” dedi.
Bakan Eker’e, tarımın sorunlarını aktardıklarını bildiren Hepokur, Konya Ovası’nın İç
Anadolu Bölgesi’nin tohumda sıkıntı çektiğini
belirtti. Bakanlığın tohumu bayilere verdiğini
vurgulayan Hepokur, şunları kaydetti:
“Ekim zamanı biliyorsunuz, gübre, mazot,
tohum bunlar para olarak artıyor. Bunların önleminin alınmasını talep ediyoruz. Hakikaten biz
kaliteyi yakalamak istiyorsak, gen olayını kontrol etmek istiyorsak bu değişiklikleri yapmamız
şart. Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, Ofis
tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçi-
lerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı.”
Türkiye’nin baklagillerde açık verdiğine dikkati çeken Hepokur, şöyle dedi:
“Baklagillerle ilgili bir çalışma istiyoruz. Baklagillerin toprak açısından ne kadar verimli olduğunu biliyoruz. Bu konuda oturup düşünmemiz
lazım. Gübreye dünyanın parasını veriyoruz.
Toprak açısından baklagiller gübre gibi. Fakat
baklagil fiyatlarında üreticiden tüketiciye arada
bir uçurum var. Üreticide 2 lire 70 kuruş, paketlenip markette 6 liradan satılıyor. Yüzde 100’ün
üzerinde kar. Bütün ürünlerde böyle. Bunların
önleminin alınması gerekiyor. Dışa bağımlı olduğumuz baklagilde üretim teşvik edilmeli. Modern fabrikası olanlar ikinciyi, üçüncüyü açıyor
ama tarlada çiftçi, üretici mağdur durumda.
Önlem alınmalı.”
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
9
HABERLER
HABERLER
Orta Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Özdemir
Bekir Şinasi Özdemir
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
Bekir Şinasi Özdemir, Malatya ve Elazığ
bölgesinde kayısıda alan bazlı destek, kayısı
taban fiyatının belirlenmesi için bir kayısı birliği
veya lisanslı depoculuk talep ettiklerini bildirdi.
Özdemir, TZOB Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar başkanlığında TZOB Yönetim Kurulu
olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker’e yaptıkları ziyareti değerlendirdi.
Bakan Eker’e, tarımın sorunlarını aktardıklarını
bildiren Özdemir, üreticinin tarım sigortalarına
prim ödeyecek güçleri olmadığını ilettiğini,
tarım sigortası yaptırmayanların da borçlarının
ertelenmesi gerektiğini belirtti. Amasya, Tokat
ve Sivas’ta büyükbaş hayvan alımında hibe
desteği kredisi talep ettiklerini bildiren Özdemir, şunları kaydetti:
“İntikal işlemleri yapılmayan ama işlenen tarım arazilerinde de arazileri kullananlara destek
verilmesini istiyoruz.
GAP Master Acil Eylem Planı kapsamında büyük tarım arazisi olan Adıyaman’da en
büyük sıkıntı sulanamayan tarım arazileridir.
Adıyaman ilinde acilen sulama projelerinin hayata geçirilmesini, sulama yatırımlarına ağırlık
verilmesini bekliyoruz.
Genel olarak hayvancılık ve arıcılık yapılan
Tunceli ilimizde güvenlik sorunu nedeniyle
mera, yaylalar yeterince kullanılamıyor. Bunun
çözülmesi gerekiyor.
Tarım alanında verilen hibe desteklerinin tarımın tüm alanlarına yayılmasını talep ediyoruz.
Soğuk haya deposu, silo yatırımlarına verilirken, biçer döver traktör alımlarına verilmiyor.
Malatya ve Elazığ bölgesinde kayısıda alan
bazlı destek istiyoruz. Kayısı taban fiyatının
belirlenmesi için bir kayısı birliği veya lisanslı
depoculuk talep ediyoruz.”
Elazığ bölgesinde öküzgözü, boğazkere
gibi dünya çapında tanınan üzüm çeşitleri bulunduğuna dikkati çeken Özdemir, bu üzümlerin desteklenmesi, milli ürünler kapsamına
alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
Marmara Bölge Temsilcisi Başoğlu
Tuncer Başoğlu
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
Mehmet Latif Maskan
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
10
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
siliyor. Bu haksızlığın önüne geçilmesini istiyoruz.
Başta Erzincan olmak üzere bölge olarak sulamanın pahalı olması vatandaşımızın şikayetine
neden olmaktadır. Sulama maliyetleri makul seviyeye çekilmelidir. 2007 yılından beri Bayburt’ta
bulunan MASAT Sulama çalışmıyor. Maliyetlerin
pahalı oluşundan dolayı faaliyetler durdurulmuş.
Buna çözüm bulunmalıdır. Sulama birliğinin devlete 700 bin lira borcu bulunuyor.
Bölgede hazine adına büyük ölçekli araziler
bulunuyor. Hazine adına kayıtlı bu araziler bir
an önce vatandaşa satılmalıdır. Arazilerin tapusu vatandaşa verilmelidir.”
Maskan, Erzurum’da Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü hizmet binasının çok yetersiz kaldığını, günün şartlarına göre yeni bina
yapılması gerektiğini bildirdi.
masını istiyoruz.
Torba kanunda yer alan traktör muayenesinde sürenin uzatılmasını talep ediyoruz. Hasat
döneminde Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO)
piyasaya girmesini istiyoruz. Geçen yıl ayçiçeğinde yaşanan sıkıntı TMO piyasaya girmediği
için bu yıl buğdayda meydana geldi.
Tarımda kullanılan makine ve ekipmanlar,
mekanizasyon büyük ölçüde ithal. Bundan dolayı maliyeti artırıyor. İthal olan bu ürünler üzerindeki vergilerin kaldırılmasını veya yerli imalatın teşvik edilmesini istiyoruz. TARSİM ile ilgili
sorunların çözülmesini talep ediyoruz.”
Başoğlu, Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu
kredilerinin faizlerin yüksek olduğunu, sübvansiyon oranlarının yükseltilerek, faizlerin düşürülmesi gerektiğini bildirdi.
Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Delil
Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Maskan
Mehmet Latif Maskan, Doğu Anadolu
Bölgesi’nde şeker pancarı tarımının geçmişte
önemli bir geçim kaynağı olduğunu bildirerek,
“Ağrı ve Kars şeker fabrikaları kapalı. Bu fabrikalar bir an önce açılmalıdır” dedi.
Maskan, Tarım Bakanlığı’nın veteriner hekimleri nokta tayinle ilçelerde atamasını yapması gerektiğini, veteriner hekimler ile ziraat
mühendislerinin sahada olmasının çok yararlı
olacağını belirtti. Bölgede hayvan sayısı ve arazi varlığı fazla olduğundan çiftçiden çok para
alan özel veteriner hekimlerin eline bırakılmaması zorunluluğu bulunduğunu vurguladı.
Erzurum’a, çevre illere de hizmet edecek bir
TARSİM Bölge Müdürlüğü kurulmasının çok yararlı olacağını belirten Maskan, şunları kaydetti:
“Suni tohumlama için devletin gönderdiği
kaynağın çoğu damızlık birlikleri tarafından ke-
Tuncer Başoğlu, ayçiçeğinde destekleme priminin yetersiz kaldığını bildirerek, “kilogramda 23
kuruş olan prim en az 40 kuruşa çıkarılmalı” dedi.
Başoğlu, Türkiye’nin en yoğun nüfuslu bölgesi olan Marmara’nın buğdayda, ayçiçeğine,
pirince kadar çok çeşitli bitkisel ürünü, meyveciliği, sebzeciliği, büyükbaş, küçükbaş hayvancılığı ve balıkçılığı ile tarımda da büyük önem
taşıdığını ama bölgesel desteklerden yararlanamadığını belirtti.
Bölge olarak IPARD, GAP, KOP gibi desteklerin ve projelerin Marmara’da da uygulanmasını istediklerini bildiren Başoğlu, şunları kaydetti:
“Süt başta olmak üzere hayvancılık desteklerinin artırılmasını istiyoruz. Toplulaştırmayı
destekliyoruz. Ayçiçeği destekleme priminin
kilogramda 23 kuruştan en az 40 kuruşa çıkarıl-
Mehmet Cevat Delil
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
M.Cevat Delil, Güneydoğu Anadolu
Projesi’nde (GAP) enerji santrallarına ağırlık
verildiği için sulama yatırımlarının hala tamamlanamadığını bildirerek, “GAP’ta sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla bölgenin kaderi
değişecek” dedi.
Delil, Güneydoğu Anadolu Bölgesi tarımıyla
ilgili olarak GAP’taki sulama yatırımlarının çok
önem taşıdığını vurguladı.
Delil, şunları kaydetti:
“GAP’ta enerji santrallerine ağırlık verildiği
için sulama yatırımları hala tamamlanamadı.
Sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla GAP
bölgesinin kaderini değiştirecek. Güneydoğu
Anadolu Bölgesi, ülkemizin en önemli tarım alanı haline gelecek.
Sulama yatırımlarını tamamlarken arazi toplulaştırmasını da bitirmek gerekir. Arazi toplu-
laştırması bölgemiz açısından büyük önem taşıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın
yürüttüğü arazi toplulaştırma projesi bölgemizin
büyük bir sorununu çözecek. Projede kısmen
sıkıntılar var. Bunlar da giderilirse, proje çiftçimiz açısından, tarımımız açısından çok yararlı
olacak.
Silvan Barajı da bölge açısından çok önemlidir. İnşaat bir an önce tamamlanmalı ve baraj
hizmete alınmalıdır.”
Delil, sulamada kullanılan elektrik enerjisi
sorununun kökten çözülmesi gerektiğini bildirerek, “Çiftçimizin kullandığı elektrik enerjisinden
yüzde 18 KDV ve diğer paylar alınmamalı. Maliyetler düşürülmeli. Borç sorununa çiftçimizin
ödeyebileceği şekilde bir çözüm getirilmeli”
dedi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
11
HABERLER
HABERLER
Orta Kuzey Anadolu Bölge Temsilcisi Gamzeli
Nejat Gamzeli
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
Nejat Gamzeli, çiftçi kayıt sistemi (ÇKS)
dosyalarının teslim edilirken, mazot, gübre destekleri için de 3-4 ay sonra ayrı dilekçe istendiğini bildirerek, “Çiftçilerimiz bu dilekçeleri verme
süresini kaçırıyor. ÇKS dosyası veren herkes
mazot, gübre desteklerinden de yararlanmak
istiyor. Analiz yaptırmak da 50 dekar üzerinde
zorunlu. 50 dekarın üzerinde tarlası olan çok az
çiftçimiz var. Ayrıca dilekçe istenmemeli” dedi.
Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak istediklerini ifade eden Gamzeli, nohutu bu sene
kilogramı 1 lira 80-1 lira 90 kuruş civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1 lira 30 kuruşa kadar
düştüğünü ama hala marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında satıldığını belirtti; Gamzeli,
Bunun sonucu tüketici enflasyonunun yüksek
çıktığını, ancak bunun sorumlusunun üretici olmadığını, bu yüksek fiyatlardan bir kazancı olmadığını da vurguladı.
Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak için dosyalar hazırladıklarını, bölge yetkililerini hareket
geçirdiklerini fakat destekleme yapılan iller arasına giremediklerini bildiren Gamzeli, “Çankırı
olarak kalkınmada öncelikli yörelerde 5’nci bölgedeyiz ama Ankara ve İstanbul’a yakın olduğumuz için hibe desteklerinden yararlanamıyoruz. Biz de bu kapsama alınmak istiyoruz” dedi.
Nohutu bu sene kilogramı 1 lira 80-1 lira 90
kuruş civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1 lira
30 kuruşa kadar düştüğünü ama hala marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında fiyatla tüketiciye sunulduğunu belirten Gamzeli, şunları
kaydetti:
“Bunun sonucu tüketici enflasyonu yüksek
çıkıyor. Gıdada enflasyon rakamları yüksek deniyor. Ama bizim ürettiğimiz nohutun fiyatı 1 lira
30 kuruş. Paketleniyor fiyat bir anda 6 liraya çıkıyor. Markette vatandaşa bu fiyattan satılıyor.
Üretici kazanmıyor.
İç Anadolu Bölgesi’nde şekerpancarındaki
polar oranının düşük kalmasını üreticimiz tohuma bağlıyor. Çiftçimizi şekerpancarı üretiminden soğutmamak gerekiyor.”
Gamzeli, desteklemelerin özellikle mazot,
gübre analiz desteklerinin bir takvime bağlanması gerektiğini, böyle olması halinde çiftçinin
önünü görebileceğini, planlamasını daha rahat
yapabileceğini söyledi.
Karadeniz Bölge Temsilcisi Kozoğlu
Hasan Kozoğlu
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
12
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Hasan Kozoğlu, 29-30 Mart 2014’de fındıkta
yaşanan donun ürüne büyük zarar verdiğini belirterek, “fındıkta dondan zarar gören üretici şehirlere göç ediyor. Üretimin sürdürülebilirliği için 2014
yılı alan bazlı desteği erken ödenmeli” dedi.
Kozoğlu, görüşmede Tarım Bakanı’nın
2014’te sona erecek alan bazlı desteklerinin
2015’den itibaren devam edeceği müjdesini
verdiğini belirtti.
Lisanslı depo ve ürün ihtisas borsalarının
hayata geçirilmesi gerektiğini bildiren Kozoğlu,
şunları kaydetti:
“Tarım Bakanımız Mehmet Mehdi Eker, lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini söyledi. Sayın Eker, bundan sonra üreticinin
lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceklerini, üreticinin lisanslı depoculukla
ürününün kalitesi düşmeden saklayabileceğini
ifade etti.
85 bin dekar fındık alanının ruhsatlandırılması gerekiyor. Bu alanlara ruhsat verilmeli. 18-19
Aralık 2013’de sektör paydaşlarıyla gerçekleşti-
rilen Fındık Çalıştayı kararları gereği ekonomik
ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmeli.
Kivide soğuk hava depoları kurulmalı. Bu
depolar olmadığı için üretici ürünü planlı bir şekilde pazara süremiyor. Kısa zamanda satmak
zorunda kalıyor. Bu da zarar etmesine sebep
oluyor.
Çayda Çaykur’un alım kotası artırılmalı. Şu
andaki kotalar yetersiz, üretici sıkıntı yaşıyor.
Çay Kanunu hazırlanırken sektördeki en büyük
paydaş TZOB’un da görüşü alınmalı. Rize başta
olmak üzere bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan çayda, Çaykur’un tartışmasız
bir önemi var. Kesinlikle özelleştirilmemelidir.
Özelleştirilmesi büyük sorunlara yol açar. Fındıkta olduğu gibi çayda da ekonomik ömrünü
yitirmiş bahçeler yenilenmelidir.”
Kozoğlu, Doğu Karadeniz Projesi’ne (DOKAP) benzer bir projenin Sinop, Kastamonu,
Bartın, Zonguldak illerini de kapsayacak şekilde
“Batı Karadeniz Projesi” şeklinde uygulanmasının bölgenin geleceği açısından yararlı olacağını vurguladı.
Akdeniz Bölge Temsilcisi Sezgin
Ahmet Bahadır Sezgin
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
A.Bahadır Sezgin, 2013 yılında 120-130 bin
ton olan Antep fıstığı üretiminin 2014 yılında 3040 bin ton dolaylarına gerilediğini, kuru kabuklu
Antep fıstığı kilogram fiyatının ise 14-15 liradan
23-24 liraya yükseldiğini bildirerek, “Fiyatların
istikrarlı seyretmesi ve üreticinin desteklenmesi
için Antepfıstığına ürün desteği verilmesi ve sulama kanallarının bir an evvel hizmete alınarak
sulu tarıma geçilmesini talep ediyoruz” dedi.
Sezgin, Hatay’da kuraklık nedeniyle mağduriyet olduğunu, buğdayda iyi verim alınamadığını belirtti. Üreticilerin, Reyhanlı Barajı’nın en
kısa sürede tamamlanıp faaliyete geçmesini
beklediğini bildiren Sezgin, pamuk ve zeytinde
yaşanan sıkıntılara değindi.
Traktör muayenesinde sürenin en az 6 ay
daha uzatılması gerektiğini vurgulayan Sezgin,
Çiftçi Mallarını Koruma Kanunu’nun faal ve Ziraat Odalarının ise bu kanun kapsamında aktif
hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekti; tarım
sigortalarında prim oranlarının düşürülmesini,
tek bir paket altında her türlü riskin satın alınabileceği bir sistem oluşturulmasını istedi.
Hayvancılık desteklerinde çiftçi belgesi istenmemesinin Anayasaya Mahkemesi kararına
aykırı olduğunu, bu yönetmeliğin iptali için ivedi-
likle hukuki işlem başlatılmasını isteyen Sezgin,
narenciyede satışların iyi gitmediğini vurguladı;
limonun zamanından önce hasat edilmesinden
dolayı ihracat sorunları olduğunu, depolama
için hibe desteği verilmesi gerektiğini anlattı.
Mersin’de sulamanın pompajla yapıldığını,
enerji bedellerinin düşürülmesi gerektiğini belirten Sezgin, arıcılıktaki sorunların giderilmesini,
organik tarım ve iyi tarım uygulamalarına yeterli
ödenek ayrılmasını istedi.
Sezgin, “Kahramanmaraş’ta baraj, gölet ve
kanalet yatırımlarının bir an önce tamamlanmalıdır. Bütün zirai kredilerin, çiftçilerin BağKur, SGK, vergi ve benzeri borçlarının, tarımsal
elektrik borçlarının ertelenmesi, tarımsal sulama
borcu olan çiftçilerin sözleşmelerinin iptal edilmemesi, destekleme miktarlarının artırılması
gerekir. Adana’da pamuk üretimi, hem üretim
hem de ürün prim desteği dünya ölçülerinde
desteklenmelidir. Tarımsal girdilerde önemli kalem teşkil eden mazot, gübre, makine, teçhizat
ve yedek parçada aşırı vergilerin kaldırılması
şarttır. Hayvan üreticilerini korumak için sınırlar
çok iyi denetlenmeli, et ve canlı hayvan girişlerine izin verilmemelidir. Kaçak zeytinyağı girişlerine yönelik önlem alınmalıdır” görüşlerini iletti.
BAYRAKTAR CHP HEYETINI KABUL ETTI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, CHP Genel Başkan Yardımcısı
Faik Öztrak, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın ve
CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay’dan oluşan CHP heyetini makamında kabul etti. Bayraktar, CHP
Heyeti ile tarımla ilgili konularda görüş alışverişinde bulundu.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
13
HABERLER
HABERLER
TARIMDA ÇALIŞAN SOSYOLOGLARA
TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI
Bayraktar: Sosyologların tarıma katkısı büyük olacak
BAYRAKTAR "BITLIS GÜNLERI" NE KATILDI
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Atatürk Kültür
Merkezi’nde düzenlenen Bitlis Tanıtım Günleri’ni ziyaret etti
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı’nda
görevli sosyologların araştırmalarını elektronik ortamda da yapmalarını sağlamak amacıyla hazırlanan özel tasarımlı tablet bilgisayarlar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın da katıldığı törenle dağıtıldı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy Konferans
Salonu’nda gerçekleştirilen tablet dağıtım
töreninde, sosyologların tarım sektörüne
büyük katkıları olacağına inandığını belirtti.
Kırsal kalkınmaya çok büyük önem verdikle-
at mühendisinin sahadan aktaracağı verileri
de kendi bilgisayarları üzerinden alabileceğini, değerlendirebileceğini ve yeni veriler
oluşturabileceğini anlattı.
Tarım için “milletlerin kalıcı servetleri”
tanımını yapan Bakan Eker, “zahmeti çok,
geliri az” faaliyeti yerine getiren üreticilerin
bu faaliyetlerini sürdürebilmelerinin sağlanması; onların bulundukları yerde mutlu ve
huzurlu şekilde çalışmaları gerektiğini de
sözlerine ekledi.
rini ifade eden Bayraktar, kırsalda üretim yapan insanların
orada tutulabilmeleri için şartların mutlaka oluşturulması
gerektiğini vurguladı. Kırsal alanın farklı bilimsel bir gözle
analiz edilebilmesi, tarımın sosyolojik açıdan da değerlendirilmesi ve bu bilgilerin ışığında gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine işaret eden Bayraktar, bu konuda emeği geçen başta Bakan Eker olmak üzere herkese
teşekkür etti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’da bu yıl ikincisi düzenlenen “Bitlis Tanıtım Günleri”
kapsamında açılan standları ziyaret etti.
Tatvan Ziraat Odası Başkanı Şefik Kızılca, Hizan Ziraat Odası Başkanı Erkan Durmaz, Mutki Ziraat Odası Başkanı Ali Akın,
Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Genel Başkan
Bayraktar’a sergilenen ürünler, el işlemeleri ve yöresel lezzetler
hakkında bilgi sundu.
Tatvan Belediyesi’nin açtığı standı ziyaret eden Bayraktar’a,
Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy kitap hediye etti, anı fotoğrafı çektirdi. Şemsi Bayraktar’a TZOB Yönetim Kurulu Üyesi
Mehmet Cevat Delil de eşlik etti.
Bakan Eker de törende yaptığı konuşmada, tarım faaliyetinin multidisipliner yapısına dikkati çekerek, bu disiplinler arasına sosyolojiyi de dâhil ettiklerini belirtti. Tarım
faaliyetlerinin merkezinde insan unsurunun bulunduğunu,
bu bakımdan tarım ve hayvancılık projelerinde mutlaka
sosyoloji disiplinin bakışının da gerekli olduğunu kaydeden Eker, Bakanlık bünyesinde 81 ilde görevlendirdikleri
sosyologların, şu anda köylerde görev yapan 10 bin zira-
14
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
15
HABERLER
HABERLER
BAYRAKTAR "NIĞDE GÜNLERI"NE KATILDI
AILE ÇIFTÇILIĞI SEMPOZYUMU
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Tanıtım Günleri organizasyonları
söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağlıyor"
TZOB’un da katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda
çeşitli yönleriyle aile çiftçiliği ele alındı
Sempozyumda temel tartışma alanları
ve öneriler
Birleşmiş Milletler, açlık - yoksullukla mücadele ve doğal kaynakların korunması, kırdan-kente göçün azaltılması ve sürdürülebilir
tarımsal üretim açısından “Aile Çiftçiliği”nin öneminin vurgulanması
amacıyla 2014 yılını “Uluslararası Aile Çiftçiliği” yılı olarak ilan etti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Genel Başkanı
Şemsi Bayraktar, Ankara’da
“Niğde Tanıtım
Günleri” çerçevesinde açılan
stantları ziyaret
etti.
Bayraktar,
Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen
Niğde Tanıtım Günleri’ne gelişinde Niğde
Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, Bor Ziraat Odası Başkanı Nurettin Eriç, Ulukışla Ziraat Odası Başkanı Ali Emin Uğurlu,
Çiftlik Ziraat Odası Başkanı Arif Dinçsoy
tarafından karşılandı.
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan ve Oda başkanlarıyla birlikte stantları
ziyaret eden Bayraktar’a, Niğde’ye özgü
ürünlerle hakkında bilgi sunuldu.
16
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
İlk olarak Niğde Ziraat Odası’nın düzenlediği standı gezen Bayraktar, burada
ilin önemli ürünlerinden patates ve elmanın
yetiştirilmesi ve pazarlanmasıyla ilgili oda
başkanlarıyla görüş alışverişinde bulundu.
Bayraktar, Niğde Belediyesi’nin açtığı
stantta TBMM İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu Başkan Vekili Nevzat Pakdil,
Niğde Valisi Necmeddin Kılıç ve Niğde
Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, ilin diğer yöneticileriyle bir süre sohbet etti.
Kemerhisar, Bor, Çiftlik belediyelerinin
yanı sıra Niğde Esnaf ve Sanatkarlar ile
Ticaret ve Sanayi odalarının stantlarında da incelemelerde bulunan ve bilgiler
alan Bayraktar’a ziyaretlerinin sonunda
Niğde’nin yöresel ürünleri ikram edildi.
Bayraktar, Tanıtım Günleri organizasyonlarının söz konusu il ve yöreye büyük
katkı sağladığına da dikkati çekerek, bu
tür faaliyetlerin diğer metropollerde de
yapılmasının yararlı olacağına işaret etti.
Aile çiftçiliği, aile temelinde tüm tarımsal faaliyetleri içermekte
ve aile tarafından yönetilen ve gerçekleştirilen, bütün aile bireylerinin işgücüne dayalı bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık,
balıkçılık-su ürünleri ve el sanatları alanlarındaki üretim faaliyetlerini kapsıyor. Aile Çiftçiliği konusuna ve sürdürülebilirliğine ilgi
çekmek ve daha yoğun biçimde gündeme getirmek amacıyla
Ankara’da “Ulusal Aile Çiftçiliği Sempozyumu” düzenlendi.
Sempozyum; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye
Ziraat Odaları Birliği, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Ankara
Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi-AKÇAM, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Kredi
Kooperatifleri Merkez Birliği, PANKOBİRLİK, KÖY-KOOP Merkez
Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası ve Şekerbank işbirliğinde gerçekleştirildi.
Sempozyuma Türkiye Ziraat Odaları Birliği adına katılan ve
açılışta bir konuşma yapan Danışman H.Hüseyin Çoşkun, son
yıllarda yaşanan gelişmelerin dünyanın çok zor bir süreçten geçtiğini açıkça ortaya koyduğuna işaret ederek, “Dünyada beslenme ihtiyacı artarak devam ediyor. Tarım alanlarının giderek
daraldığı, küresel ısınmanın önemli bir tehdit olduğu günümüz
dünyasında, yeterli ve güvenli gıdaya erişim tüm ülkelerin öncelikleri arasında bulunuyor. Bu noktada temel amaç, her insanın,
kaliteli ve yeterli miktarda sağlıklı gıdaya ulaşabilmesidir” dedi.
Coşkun, ülkemizde çok sayıdaki küçük ölçekli işletmenin varlığının, tarımsal faaliyetlerin aile çiftçiliği şeklinde yapılmasının, BM
Gıda ve Tarım Örgütü tarafından bu bağlamda belirlenen temanın
Türkiye için de ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı; bu açıdan sempozyumun çok önemli olduğunu belirtti.
Aile çiftçiliği Türkiye için vazgeçilmez üretim ve gelirgeçim alanıdır.
İnsanlığın ve tüm canlıların geleceği ve gereksinimleri
için aile çiftçiliği önemlidir.
Biyoçeşitliliğin korunmasında aile çiftçiliği önemli misyonlar üstenmektedir.
Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımında aile çiftçiliğinin fonksiyonu önemlidir.
Aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliği için örgütlenme şart
olup burada “kooperatifçilik” temelli örgütlenme önem taşımaktadır.
Karar vericiler aile çiftçiliği konusunda daha rasyonel,
sürdürülebilir politikalar izlemek durumundadır.
Endüstriyel tarım aile çiftçiliğinin tehdit etmektedir. Bunun için küçük çiftçilerin özellikle pazarlama temelli örgütlenmeleri gereklilik göstermektedir.
Sanayi, enerji, turizm politikaları ve yatırımları aile çiftçiliğinin ve tarımı tehdit etmektedir.
Aile çiftçiliği ile uğraşanların eğitim-yayım, örgütlenme,
kredi ve yerinde kalkınma konularında desteğe gereksinimleri vardır.
Aile çiftçiliği ürünlerinin pazarlanması ve değerlendirilmesi için yerel yönetimlerle işbirliği önem taşımakta ve bu
konuda üretici örgütleri ve özellikle de Türkiye Ziraat Odaları
Birliği’ne önemli roller düşmektedir.
Tarımda kayıt dışı çalışma koşulları ortadan kaldırılmalıdır.
Mevsimlik tarım işçiliği Türkiye’ni önemli bir sorunu
olup, sorunun çözümü için tarafların bir araya gelip izlenebilir, denetlenebilir stratejiler geliştirmesi gerekmektedir.
Kırsal alanda ve tarımda alt ve üstyapı hizmetlerinin niteliğine yönelik yatırımlara daha fazla ağırlık verilmelidir.
Kadınlara ve gençlere yönelik özel istihdam ve kredi
sistemleri geliştirilmelidir.
Tarımdan kopan her nüfus diğer sektörlerde çok daha
zor ve ucuz koşullarda iş bulabilmektedir. Bu bazen maden
kazalarında görüldüğü gibi ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir. Bunun için aile çiftçiliğinin yaşatılması önemlidir.
Büyükşehir Yasası’nın tarım ve kırsal yaşa üzerinde getireceği etkiler iyi analiz edilmeli ve özellikle aile çiftçiliği ile
uğraşanların çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirici uygulamalara gidilmesi gereklilik göstermektedir.
Aile çiftçiliği Türkiye’nin vaz geçilmez gerçeğidir. Sürdürebilirliği daha fazla gündemde yer almalıdır.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
17
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Sosyal
güvenlik
bilgilendirme
seminerleri
başlıyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)
Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Bayraktar,
sosyal güvenlikte çiftçilere ve Ziraat Odalarına yönelik çok önemli düzenlemelerini çıkarılmasını sağladıklarını bildirerek,
“Çiftçilerimizin mağduriyetlerini gideriyoruz. Konuyla ilgili sosyal güvenlik bilgilendirme seminerlerine de başlıyoruz” dedi.
Bayraktar, 11 Eylül 2014 tarihli Resmi
Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan, kamuoyunda torba kanun olarak
adlandırılan, “İş Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552
Sayılı Kanun”un çiftçinin birçok mağduriyetini giderdiğini belirtti.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu üyesi olarak da görev yaptığını, SGK’da kendi nam ve hesabına çalışanları temsil ettiğini bildiren Bayraktar,
bu görevi dolayısıyla, çiftçilere ve Ziraat
Odalarımıza yönelik çok önemli düzenlemelerin çıkarılmasına katkıda bulunma
fırsatı olduğunu vurguladı.
18
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Çiftçilerimize ve Ziraat Odalarımıza yönelik çok önemli
düzenlemelerin çıkarılmasını sağladık."
Çiftçilerimize yönelik sosyal
güvenlik düzenlemeleri
Bayraktar, şunları kaydetti: “6111
sayılı kanunla sattıkları ürün bedelleri üzerinden 1994 yılından bu yana
BAĞKUR prim kesintisi yapılan, Ziraat
Odası’na da kayıtlı çiftçilerimize geriye yönelik yapılandırma hakkı getirildi.
Ancak kadın çiftçilerimiz, 2003 yılından
önceki dönemler için aile reisi olmamaları nedeniyle borçlanamadılar. 2012
yılında bu mağduriyet giderildi. Kadınlarımız 2003 yılından önceki dönemler
için de aile reisi olmasalar bile geriye
yönelik borçlanabildiler. SGK nezdinde yaptığımız girişimler sonucunda,
düzenlemeye istinaden tescil tarihlerindeki değişiklik nedeniyle sigortalılık
durumları değişen kadın çiftçilerimiz,
hak kazandıkları dönem için gecikme
cezası ve gecikme zammı ödemediler.
Yine çabalarımız sonucu yapılan düzenlemeyle, ilgili maddeye “tarımsal faaliyette çalışanlar hariç” ibaresi eklenmesi
dolayısıyla tarımda kendi nam ve hesabına çalışan çiftçilerimizin aylıklarından, ta-
rımsal faaliyete devam etseler bile yüzde
15 sosyal güvenlik destek primi kesintisi
yapılmıyor.
Diğer taraftan çiftçilerimizin sattıkları ürün bedelleri üzerinden, borcu olsun
olmasın, 1994 yılından itibaren yüzde 1
oranında BAĞKUR prim kesinti yapılmaya başlandı. 2012 yılı başında bu kesinti
oranı yüzde 5’e çıkarıldı. Girişimlerimiz
sonucu, 1 Ocak 2014 tarihinden bu yana
yüzde 2 olarak, sadece borcu olan çiftçilere ve borcu oranında kesinti şeklinde
uygulanıyor. Çiftçi muafiyet kapsamında,
diğer bir statüde çalışıyor ise kurumdan
alacağı kesinti muafiyet belgesiyle kesintiden kurtuluyor.”
Torba kanunla kayıplar
telafi edildi
Talepleri üzerine, çiftçilerin, 6552
sayılı kanunla oda kayıtlarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle oluşan kayıplarının telafi edildiğine dikkati çeken
Bayraktar, şu bilgileri verdi: “6552 sayılı
torba yasada yer alan düzenlemelerle
çiftçilerin oda kayıtlarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle oluşan kayıplar
telafi edilecek. Ziraat Odaları üye kayıtlarında olması gereken; yönetim kurulu
kararı, tarihi ve benzeri usul ve esaslar
ile ilgili eksiklikler, üye kayıt defterlerinin
noter tasdikli olmaması veya defterlerdeki yıpranmalar nedeniyle, tamamen
üyenin iradesi dışında oluşan sebeplerle
kişilerin sigortalılıklarının iptal edilmesi
ve buna bağlı olarak hak kaybına uğramamaları engelleniyor. Ziraat odaları
kayıtlarındaki uygunsuzluklar sebebiyle
sigortalılıkları iptal edilen çiftçilerin; söz
konusu sürelere ilişkin prim, gecikme
zammı ve gecikme cezalarını 31 Aralık
2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla sigortalılıkları başlangıçtan itibaren
geçerli olacak.
ri para cezalarının da bir defaya mahsus
silinecek” ibaresiyle idari para cezalarının
silinmesi sağlandı. Odalarımızın bildirilmemiş işe giriş ve çıkış bildirimlerini 11
Aralık 2014 mesai saati bitimine kadar
bildirmeleri gerekiyor.
Yine, kanuna eklenen “ziraat odalarına kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanları bildirmemekten dolayı kesilen ida-
Çiftçilerin mağduriyetlerini gidermek
için pek çok girişimde bulunduklarını
hatırlatan Bayraktar, “Sosyal Güvenlik
Taleplerimiz üzerine, Tarım Bağkurlu
kadın çiftçilerimize 3 çocuğa kadar doğum borçlanması hakkı getirildi. Düzenlemeyle, 3 çocuğu olan kadın çiftçi, 6 yıla
kadar borçlanabilecek.
Yine, genel sağlık sigortası ve sigorta
prim borçlarına yapılandırma hakkı getirildi.
Çiftçilerimiz daha sonra mağdur olmamaları açısından borçları yapılandırma
işlemleri için 31 Aralık 2014 tarihine kadar
başvurmaları gerekiyor.”
Kurumu ve ilgili bakanlıkların duyarlı yaklaşımlarıyla sorunları önemli ölçüde çözmeyi başarıyoruz. Çözülen bu konularda
emeği geçen herkese temsil ettiğim tarım
sektörü adına teşekkür ediyorum” dedi.
Bilgilendirme seminerleri
Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu
tespit edilen 6 ilde SGK ve TZOB işbirliğiyle bilgilendirme seminerleri yapılacağına dikkati çeken Bayraktar, bilgilendirme
seminerlerinin, 24 Kasım’da Konya’da,
27 Kasım’da Erzurum’da, 1 Aralık’ta
Sakarya’da, 4 Aralık’ta Manisa’da,
8 Aralık’ta Şanlıurfa’da, 11 Aralık’ta
Adana’da başlayacağını bildirdi.
Bayraktar, seminerlerin, kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkilerine, Ziraat Odalarının SGK ile ilgili yaşadığı iş ve işlemlerde
yaşanan problemlere ilişkin olduğunu
belirtti.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
19
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Üretici market
fiyat farkı
aynen devam
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici market fiyat farkının bir türlü kapanmadığını,
aynen devam ettiğini bildirerek, “Üretici
market fiyatları arasındaki makas açılıyor. Tüketiciye de üreticiye de yazık oluyor. Üreticinin 44 kuruşa sattığı ıspanak
markette 2 lira 54 kuruş, 13 kuruşa sattığı maydanoz 70 kuruş, 50 kuruşa sattığı mandalina 2 lira 33 kuruş oluyorsa
bunda sorumluluğu üreticiye bağlamak
yanlıştır” dedi.
Bayraktar, Ekim ayı üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını değerlendirdi
açıklamasında, Türkiye Ziraat Odaları
Birliği olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda
fiyatlarındaki değişimleri, takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme
amacıyla açıklamalar yapmaya devam
ettiklerini belirtti.
Ekim ayındaki, üretici ve market fiyatları arasındaki farkı incelediklerinde,
üretici ve market arasındaki fiyat farkının
en fazla yüzde 481,68 ile ıspanakta görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ispanaktan sonra fiyat farkı sırasıyla maydanozda yüzde 434,62, mandalinada yüzde 390,4, marulda yüzde
20
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
366,67’yi buluyor. Fiyat farkı salatalıkta
yüzde 279,86, kuru incirde yüzde 279,
lahanada yüzde 278,29, sivri biberde
yüzde 264,92, karnabaharda yüzde
234,46, limonda yüzde 229,89, pırasada yüzde 221,20, kuru üzümde yüzde
212,22, havuçta yüzde 210,61, kuru
fasulyede yüzde 209,28. Bu kadar fiyat
farkı olmaz.
Tarlada, üreticide 44 kuruş olan ıspanak markette 2 lira 54 kuruşa, 13 kuruş olan maydanoz 70 kuruşa, 50 kuruş
olan mandalina 2 lira 45 kuruşa, 50 kuruş
olan marul 2 lira 33 kuruşa satılıyor. Üreticide, 48 kuruş olan salatalık markette 1
lira 84 kuruşa, 5 lira olan kuru incir 18 lira
95 kuruşa, 39 kuruş olan lahana 1 lira 48
kuruşa, 86 kuruş olan sivri biber 2 lira 7
kuruşa, 1 lira 19 kuruş olan karnabahar
3 lira 96 kuruşa fiyat buluyor. Yine üreticide 1 lira 7 kuruş olan limon markette 3
lira 51 kuruşa, 79 kuruş olan pırasa 2 lira
52 kuruş, 2 lira 85 kuruş olan kuru üzüm
8 lira 90 kuruşa, 63 kuruş olan havuç 1
lira 94 kuruşa, 3 lira olan kuru fasulye 9
lira 28 kuruşa satılıyor.”
Asıl fiyat artışı halden sonra
Üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını incelediklerinde asıl artışın halden
sonra olduğunu gördüklerini bildiren
Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Ispanak üreticide 44 kuruşa, halde 87 kuruşa satılırken, fiyat pazarda 2
lira 19 kuruşa, markette 2 lira 54 kuruşa çıkıyor. Yine üreticide 13 kuruş olan
maydanoz halde 23 kuruşa satılırken,
pazarda 58, markette 70 kuruş. Üreticide 50 kuruş olan mandalina, halde
83 kuruşken, pazarda 1 lira 45, markette 2 lira 45 kuruş. Üretici fiyatı 50
kuruş, hal fiyatı 82 kuruş olan marul,
pazarda 1 lira 56, markette 2 lira 33
kuruşa yükseliyor. Çoğu üründe böyle. Üretici hal fiyat farkı, kuru fasulyede
yüzde 100’ü bulurken, diğer ürünlerde
yüzde 100’ün altında. Halkımızın çok
tükettiği ürünlerden biri olan domates,
üreticide 1 lira 15 kuruşken, halde 1
lira 59 kuruşa satılıyor. Buna karşın
domates fiyatı, pazarda 2 lira 25 kuruşu, markette 3 lira 13 kuruşu buluyor. Üretici hal fiyat farkı yüzde 38,71
iken, üretici pazar fiyat farkı yüzde
96,08’e, üretici market fiyat farkı yüzde
172,52’ye çıkıyor.”
Çiftçinin, çok uygun fiyata, hatta
bazen zararına ürününü elden çıkardığını, çoğunlukla emeğinin karşılığını alamadığını vurgulayan Bayraktar,
“bunun çaresi aradaki zincir kırılmalı,
aracı sayısı azaltılmalı, çiftçi de kazanmalı, tüketici de uygun fiyata tüketmeli” dedi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Üretici market fiyatları arasındaki
makas açılıyor. Tüketiciye de
üreticiye de yazık oluyor."
Market fiyatları
Ekim ayında market fiyatlarında
süt ve mısırözü yağı fiyatlarında değişim görülmediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“En fazla fiyat düşüşü Ekim ayında
yüzde 19,99 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 16,05
elma, yüzde 12,35 ile sivri biber, yüzde 12,03 ile maydanoz, yüzde 11,14
ile kuru kayısı, yüzde 10,35 ile salatalık, yüzde 9,97 ile yeşil fasulye, yüzde
5,63 ile domates, yüzde 5,37 ile tavuk
eti izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise
yüzde 17,5 oran ile havuçta görüldü.
Havuçtaki fiyat artışını yüzde 13,61
ile kuru soğan, yüzde 13,36 ile Antep
fıstığı, yüzde 12,86 ile patates, yüzde
11,80 ile kuru incir, yüzde 11,62 ile
fındık, yüzde 9,59 ile yeşil mercimek,
yüzde 5,25 ile yumurta takip etti.”
Üretici fiyatları
Üretici fiyatlarında Ekim ayında
kuru kayısı, kuru incir, Antep fıstığı,
süt ve zeytinyağında değişim olmadığını belirten Bayraktar, şu bilgileri
verdi:
“Fiyat düşüşü yüzde 21,94 oran
ile en fazla yumurtada görüldü. Yumurtadaki fiyat düşüşünü üreticide
yüzde 18,08 ile salatalık ve limon,
yüzde 15,65 ile yeşil fasulye, yüzde
15,06 ile sivri biber, yüzde 14,50 ile
kabak, yüzde 9,09 ile marul, yüzde
7,14 ile maydanoz, yüzde 6,25 ile
kuru fasulye izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde
32,8 oran ile yeşil soğanda oldu. Yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 18 ile
kuru soğan, yüzde 16,39 ile patlıcan,
yüzde 15,74 ile havuç, yüzde 14,93 ile
kırmızı mercimek, yüzde 11,11 ile patates, yüzde 10,69 ile pirinç takip etti.”
Artış ve
düşüşlerin
nedenleri
Şemsi Bayraktar, üreticide yeşil soğanda arzdaki daralmaya bağlı olarak
fiyat artışı yaşandığını, kuru soğanda
ise meydana gelen dolu ve kuraklık nedeniyle rekoltedeki düşüşe bağlı olarak
fiyatların artış gösterdiğini bildirdi. Patlıcanda da yine arzdaki daralmanın fiyat
artışında etkili olduğunu belirten Bayraktar, “kırmızı mercimekte de hasadın
bitmesiyle birlikte piyasaya sunulan
ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansıdı.
Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, yumurtada talep durumundaki
değişime göre aylık bazda fiyatlar değişkenlik göstermektedir. Geçen aya göre yumurta fiyatları yüzde 21,94 düşüşle 24 kuruştan 19 kuruşa gerilemiş, Temmuz ayı
seviyesine gelmiştir. Buna karşın market fiyatları yüzde 5,25 artışla 36 kuruştan 38
kuruşa çıkmıştır. Limonda ise hasat dönemi olup arzdaki artış ile birlikte fiyatlar düşüş göstermiştir. Salatalık, yeşil fasulye, sivri biber, kabak, domates gibi ürünlerde
örtü altında hasat başlamış olup, arzdaki artışla birlikte fiyatlar gerilemiştir.
Genel olarak değerlendirdiğimizde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışların meydana geldiği görülmektedir.”
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
21
TZOB DİYOR Kİ!
İhracatın l k m tifi
narenciyede rek lte iyi
yüzde 6,1 payla Hindistan, yüzde 5,1
payla Meksika, yüzde 4,2 payla İspanya
izliyor.
Ülkemizde narenciye üretimi, Akdeniz ve Ege Bölgesinde yoğunlaşmış durumdadır. 2013 yılı itibarıyla gerçekleşen
3 milyon 681 bin 159 ton üretimin iller
bazında dağılımına baktığımızda Adana ilimiz yüzde 26’lık payla ilk sırada yer
almaktadır. Adana ilimizi sırasıyla yüzde
22,7’lik payla Mersin, yüzde 17,5’lik payla
Hatay, yüzde 16,8’lik payla Antalya, yüzde 8,4’lük payla Muğla, yüzde 4,1’lik payla İzmir, yüzde 2,4’lük payla Aydın, yüzde
1,2’lik payla Osmaniye ilimiz izlemektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ikinci
tahmin verilerine göre 2014 yılında 3 milyon 786 bin 690 ton üretim bekleniyor.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, narenciyede
bu yıl rekoltenin, geçen yılın üzerinde
olduğunu gördüklerini bildirerek, “bu yıl
rekoltenin 3,8 milyon tona yaklaşacağı
tahmin ediliyor” dedi.
Bayraktar, devam eden narenciye hasadı dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaş
sebze ve meyve içinde narenciye oldukça önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.
Narenciye taze tüketimin yanında meyve
suyu, konsantre, reçel, marmelat olarak
çeşitli ürünlere işlenebildiği gibi kabuklarından da esans elde edilebildiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Narenciye, içerdiği organik asitler, C
ve B gibi vitaminler bakımından beslenmedeki önemi büyük. Vücutta toksinlerin
atılmasında önemli rol oynuyor. Bununla
birlikte gribal enfeksiyonlara dayanıklılık
sağlamada, kalbi kuvvetlendirmede, kan
22
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
damarlarını ve kılcal damarları güçlendirmede, kanı temizlemede, sinirleri yatıştırarak bedeni ve zihni yorgunlukların giderilmesinde, diş etlerini güçlendirmede
oldukça faydalıdır. Özellikle kışa girmeye
hazırlandığımız bu dönemlerde vücut
direncinin artırılmasına katkı sağlayan
önemli bir ürünümüzdür.”
Türkiye narenciye üretiminde
yüzde 2,7 pay alıyor
Türkiye’nin dünyada narenciye üretiminde söz sahibi ülkelerden biri olduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO), 2012 yılı verilerine göre,
131,3 milyon ton olan dünya narenciye
üretiminden yüzde 2,7 pay alan ülkemiz,
dünya sıralamasına dokuzuncu sırada
yer alıyor. Dünyada en önemli üretici ülke
yüzde 24,1 payla Çin. Bu ülkeyi yüzde
15,4 payla Brezilya, yüzde 8,1 payla ABD,
Türkiye’de narenciye üretiminin iç
pazarın ihtiyacını karşıladığını, önemli miktarda ihracata da konu olduğunu
vurgulayan Bayraktar, “2013 yılı itibarıyla
gerçekleştirilen 3 milyon 346 bin 889 tonluk toplam yaş meyve sebze ihracatımızın
yüzde 41’ini narenciye oluşturmaktadır.
Narenciye, yaş meyve sebze ihracatımızın lokomotifi konumunda. Geçen yıl
yapılan ihracat karşılığında 930,9 milyon
dolar döviz kazanmamızı sağladı” dedi.
İhracatın yüzde 32’si Rusya’ya,
yüzde 21’i Irak’a
Narenciye ihracatının yüzde 32’sinin
Rusya’ya yapıldığını, bu ülkeyi 21 payla
Irak, yüzde 16 payla Ukrayna, yüzde 5
payla Suudi Arabistan, yüzde 4 payla
Romanya’nın izlediğini belirten Bayraktar, “Narenciye ihracatında öne çıkan
ve Türkiye için önemli pazar konumundaki ülkelerde yaşanan siyasi karışıklar,
ihracatımızı da etkilemektedir. İhracatın
daha da artırılması için marka oluşturulmalı, tanıtım faaliyetlerine önem verilmeli” dedi.
Yapılması gerekenler
Bayraktar, narenciye konusunda yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

“İhracat iadelerinin artırılması ve ödemelerin peşin olarak yapılması,


Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketimin artırılması,
Dış pazarda rekabet gücümüz artırılması, üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi,

Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama,
nakliye gibi unsurların da desteklenerek girdilerdeki KDV
oranlarının indirilmesi,

Marka oluşturulması, yeni pazarlar bulunarak ihracatın artırılması,

Şeker ve asit oranı yeterli seviyeye gelmemiş narenciyenin hasat edilmesi (erken kesim) kaliteyi düşüreceğinden bu hususta daha hassas davranılması,

Üretimden pazarlamaya kadar olan bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi,

Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilerek pazar talebine uygun çeşitlerin geliştirilmesi,

Ürün ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel önem verilmesi, soğuk
hava depoları artırılması,

Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birliklerinin finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale gelmelerinin sağlanması,

Bu üretim dalından menfaat elde eden tüm taraflar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması
gerekir.”
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
23
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Üretimde bölgeler arasında Ege,
iller arasında Aydın ilk sırada
Kestane
Üretimin, Doğu Karadeniz’de gürgen,
kızılağaç gibi ağaçlarla karışık olarak nadiren de saf kestane toplulukları şeklinde
yapılırken, batıya doğru küçük gruplar halinde bol miktarda kestaneliklere rastlandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
yetiştiriciliğinin
geleceği parlak
“Bölgeler itibariyle kestane üretimde
Ege Bölgesi, yaklaşık yüzde 70’lik payla ilk sıradadır. İller arasında, 21 bin 406
tonla Aydın birinci gelirken, bu ili 9 bin 24
tonla İzmir, 5 bin 787 tonla Kastamonu ve
4 bin 231 tonla Sinop izlemektedir.
Ülkemizde kestane, doğada tamamen doğal şartlar altında yetiştirilmekte,
hiçbir şekilde tarımsal ilaç, suni gübre kullanılmamaktadır. Kestane besin içeriğinin
zengin olması ve tamamen doğal şartlar
altında yetiştirilmesi nedeniyle, beslenme
diyetlerinde hatta çocuk mamalarında yer
almaktadır.
Çin, dünya üretiminin yüzde 82,5’ini
Türkiye yüzde 3’ünü karşılıyor
İklim ve toprak
özelliklerimiz nedeniyle,
kestanede yıllık
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Dış alıcılar, Türkiye’de kabukları
soyulmuş, soğutulmuş,
paketlenmiş, işlenmiş kestane
bulamıyor. Bizimle de
görüşüyorlar."
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de kestane yetiştiriciliğinin geleceğinin parlak olduğunu bildirerek, “dış alıcılar, Türkiye’de
kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor.
Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı
yatırıma davet ediyorum. Türkiye, kestanede önemli bir ihracat ülkesi olabilir”
dedi.
Bayraktar, iklim ve toprak özellikleri
nedeniyle Türkiye’nin kestanede yıllık 60
24
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
bin tondan çok daha fazla üretim yapmasının mümkün olduğunu, tamamen doğal şartlarda üretilen kestanede kapama
bahçecilik yaygınlaştırılması gerektiğini
belirtti. Şemsi Bayraktar, son yıllarda talep artışı nedeniyle fiyatı artan kestanede,
üretimin çok daha büyük rakamlara çıkarılabileceğini vurguladı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, hasadı süren kestane yetiştiriciliği konusunda
yaptığı açıklamada, modern üretime geçilmemesi nedeniyle kestanede üretim
60 bin
tondan çok
daha fazla üretim
yapmamız mümkün
artışının sınırlı kaldığını, 2008 yılında 55
bin 385 ton olan üretimin, 2013 yılında
60 bin 19 tona yükseldiğini belirtti. Şemsi
Bayraktar, Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün
(TÜİK) bu yıl kestane üretiminin yüzde 7,8
artışla 64 bin 724 tona çıkacağını tahmin
ettiği bilgisini verdi.
Çin, 1 milyon 998 bin 880 ton olan
dünya kestane üretiminin 1 milyon 650
bin tonunu tek başına karşılamaktadır.
Bu ülkenin dünya üretimindeki payı yüzde
82,5’i geçmektedir. Üretimde 70 bin tonla Güney Kore ikinci, 60 bin tonla Türkiye
üçüncü sıradadır. Ülkemiz, her ne kadar
60 bin ton üretimle dünya üçüncüsü olsa
da üretimi Çin’e göre yetersiz kalmaktadır. Dünya üretiminde yüzde 3 pay alan
ülkemizi, Bolivya, İtalya, Yunanistan ve
Japonya izlemektedir. Yaklaşık 19–20 ülkede üretilen kestanede ticari üretim yapılan ülke sayısı 5-6’yı geçmemektedir.”
İşadamlarımız yatırım yapsın.
Kendileri de çiftçimiz de kazansın
Meyvesinin yanı sıra ağacıyla da
önemli bir ekonomik değer olan kestanede markalaşmaya önem verilmesi,
modern ürün işleme tesisleri kurulması
gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Kestanede, talepteki artış nedeniyle
fiyatlar yükseliyor. 5 yıldır kestane fiyatları sürekli artıyor. Üretim çok daha büyük
rakamlara çıkarılabilir. Tanıtım yapılır,
üreticinin yetiştiricilik ve pazarlama konusundaki bilgi eksikliği giderilir, mürek-
kep hastalığı ve kestane dal kanseriyle
mücadelede başarı sağlanır ve kapama
bahçelerin kurulması desteklenirse kestanede üretim de ihracat da artar. Bunun
olmaması için bir sebep yok. Ülkemizin
potansiyeli var. Dünyanın en lezzetli ve
kaliteli kestanesini üretiyorsak, bunu değerlendirmeli, marka olmalıyız. Ürüne
katma değer katan ürün işleme tesislerini kurmalıyız. Bu kadar üretimimize
rağmen kestane soyma makinemiz yok.
Soğuk hava tesislerini açmalıyız. Ürünü
işlenmiş olarak ihraç etmeliyiz. Dış alıcılar, Türkiye’de kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane
bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı yatırıma davet ediyorum. Yatırım yapsınlar, kendileri de kazansınlar.
Çiftçimiz de kazansın.”
Kestane sektöründe üretim tekniği,
hasat, depolama ve pazarlama konularında üreticide bilgi eksikliği bulunduğunu bildiren Bayraktar, bu konularda
gerekli çalışmalar yapılarak üreticinin aydınlatılması ve modern tarım tekniklerinin
uygulamaya konulmasının ürün kayıplarını azaltacağına dikkati çekti.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
25
TZOB DİYOR Kİ!
İlkbaharda yaşanan don
kivi üretimini de vurdu
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son yıllarda üretimi hızla artan
kivide, başlayan hasatta ürüne, 29-30 Mart 2014’te yaşanan don felaketinin önemli ölçüde
hasar verdiğini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tahminlerine
göre, bu yıl kivi üretiminin yüzde 20,8 oranında azalarak 33 bin tonun altına ineceğini belirtti.
Kivi üretiminin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla arttığını bildiren
Bayraktar, “Kivi üretiminde uzun bir geçmişe sahip olmadığımız halde üretim yıllar itibariyle önemli artışlar gösterdi. 2000 yılında 1,4 ton olan kivi
üretimimiz, 2005 yılında 8 bin tona, 2007 de 15 bin 200 tona, 2010 yılında
26 bin 500 tona, 2012 yılında ise 37 bin 200 tona 2013 yılında da 41 bin
600 tona kadar yükselmişti” dedi.
İtalya birinci, Yeni Zelanda ikinci,
Türkiye altıncı sırada
Dünya kivi üretiminde 2012 yılında, İtalya’nın 384 bin 844 tonla
birinci, Yeni Zelanda’nın 376 bin 400 tonla ikinci, Şili’nin 240 bin tonla
üçüncü, Yunanistan’ın 161 bin 400 tonla dördüncü, Fransa’nın 65 bin
253 tonla beşinci sırada olduğunu bildiren Bayraktar, Türkiye’nin altıncı, İran’ın 32 bin tonla yedinci sırada yer aldığını belirtti.
TZOB DİYOR Kİ!
afeti
İller arasında Yalova birinci, Rize ikinci, Ordu üçüncü
İller arasında 17 bin 990 ton üretimde ilk sırayı Yalova’nın aldığını vurgulayan Bayraktar, bu ili 6 bin 273 tonla Rize’nin, 6 bin 70 tonla
Ordu’nun, 2 bin 478 tonla Giresun’un, 2 bin 293 tonla Samsun’un, 1812 tonla Trabzon’un izlediğini dikkati çekti.
Bayraktar, 2013 yılında 219 bin 785 dolarlık kivi ihracatına karşılık, 4 milyon 12 bin 647 dolarlık ithalat yapıldığını, bu ithalatın 3 milyon 110 bin 647 dolarının İran’dan, 779 bin 6 dolarının Şili’den gerçekleştirildiğini belirtti.
Yapılması gerekenler
Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde alternatif ürün haline gelmekte olan kivide üretimin artırılması,
ülke ihtiyacının ithalat olmadan karşılanabilmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“İran başta olmak üzere bazı ülkelerden yapılan düşük kaliteli ve ucuz ürün ithalatı, üreticilerimizi mağdur etmekte, ürünün elde kalmasına neden olmaktadır.
 Türkiye’de geleceği olan kivi üretimi, destekleme kapsamına alınmalıdır.
 Ürün kivi üretici birlikleri kanalıyla pazarlanmalıdır.
 Tekniğine uygun bahçeler kurulmalıdır.
 Hasat döneminde ithalatı engelleyici tedbirler alınmalıdır.
 Tüketimin artırılması için tanıtım yapılmalıdır.
 Kaliteli fidan üretimi için kivi üretim istasyonları kurulmalıdır.
 Kivide ambalajlama yetersizdir. Ambalajlama tesislerinin kurulması deeklenmelidir.
 Arzın düzenli sağlanması için soğuk hava depolarının kurulmasına
destek verilmelidir.”
Hasada azami dikkat gösterilmeli
Üreticilerden hasadı zamanında yapma konusunda azami dikkati göstermelerini isteyen Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Kivi zamanından önce
hasat yapılması ürünün tadını etkiliyor. Ekşi bir tat vermesine neden oluyor. Özellikle kivi lezzetine yeni alışan kişilerde ekşi tat nedeniyle ürün
beğenilmiyor.
Erken hasat edilen meyvelerde ağırlık kaybı fazla oluyor. Yeme olgunluğuna yüksek kalitede ulaşılamıyor. Çok hızlı bir yumuşama, sulanma ve
renk bozulmaları görülüyor.”
Bayraktar, kivi meyvesinin de ürün bazında desteklemelere dahil edilmesinin özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişmesine
katkı sağlayacağını vurguladı.
26
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
27
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
İstanbul’un
8nadasa
katı
alan
Bayraktar:
"Gıdanın bu kadar
hayati olduğu,
toprağın her karışının
önem taşıdığı bir
sürece girdiğimiz
günümüzde,
İstanbul’un
8 katı
bir alanı nadasa
bırakmamız kabul
edilebilir değildir."
bırakılıyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde nadasa çok büyük tarım alanları ayrıldığını,
bunun çok önemli bir ekonomik kayıp olduğunu bildirerek, “Gıdanın bu kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem
taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde,
İstanbul’un 8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değildir” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, kurak
ve yarı kurak alanlarda toprakta yeterli suyun temini için çok büyük alanların nadasa
bırakıldığını belirtti. “2000-2013 döneminde yüzde 14,1 azalmayla nadasa bırakılan
alanlar, 4,83 milyon hektardan, 4,15 milyon hektara inse de hala çok büyük” diye
28
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Bayraktar, nadas alanlarının ekilen alan
içindeki payının da bu dönemde yüzde
18,3’ten yüzde 17,4’e düştüğünü vurguladı. Türkiye’nin 23,81 milyon hektarlık toplam tarım alanının 15,62 milyon hektarının
tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin ekimi için
kullanıldığını bildiren Bayraktar, meyve
alanlarına 3,23 milyon hektar, sebze alanlarına 0,81 milyon hektar, süs bitkilerine ise
4 bin 504 hektar alanın ayrıldığını, nadasa
ayrılan alanın meyve, sebze ve süs bitkilerine ayrılan toplam alanı geçtiğini belirtti.
Dünyada tarım alanları olağanüstü
değer kazandı
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
“Nadas alanlarında görülen bu azalma, yeterli görülmemeli. Çünkü hala
nadasa bırakılan alanın büyüklüğü olağanüstü boyutlarda. Dünyada hiçbir gelişmiş ülke bu kadar tarımsal alanı, bir
yıl boş tutmaz. Bir şekilde değerlendirir.
Günümüzde gıda, enerjiyle birlikte gittikçe stratejik bir hal almaya başladı. Tarım
alanları, olağanüstü değer kazandı. Dünya nüfusu 7,3 milyara yaklaştı. Nüfusun
2050’de 9 milyarı aşacağı tahmin ediliyor.
Başta Çin olmak üzere, gelişmekte olan
birçok ülkenin beslenme rejimleri değişti.
İnsanlar, şimdi çok daha fazla gıda tüketiyor. Bu kadar nüfusu besleyebilmek için
tarım ve gıda ürünü üretiminin 2050’ye
kadar yüzde 60 oranında artması gere-
yaklaşıyor. İsrail’in iki katı. Lübnan’ın, Kıbrıs adasının 4 katı. 50 milyona yakın nüfuslu Güney Kore’nin yarısına yakın.
Gittikçe daha önemli bir hale gelen
tarım ürünleri ve gıda üretiminde, tüm iç
kaynaklardan olduğu gibi nadas alanlarından da yararlanma zorunluluğu var.”
İllere göre nadas alanları
Bayraktar, ülkemizde düşen yıllık yağış miktarının nadas alanlarının büyüklüğünde etkili olduğunu belirtti.2013 yılında
Konya’da 586 bin 562, Ankara’da 332
bin 144, Sivas’ta 325 bin 657, Kayseri’de
216 bin 197, Çorum’da 190 bin 220,
Şanlıurfa’da 187 bin 570, Eskişehir’de ise
184 bin 856 hektar alanın nadasa bırakıldığını belirtti.
Toplam nadas alanlarının yarıya yakınını barındıran bu 7 ilin dışında, Yozgat ve Kırşehir’in nadas alanlarının 150
bin hektarı, Aksaray, Kırıkkale, Van, Ağrı
ve Erzurum’un nadas alanlarının 100
bin hektarı geçtiğini vurgulayan Bayraktar, Batman’da 853, Zonguldak’ta 841,
Siirt’te 822, Osmaniye’de 306, Edirne’de
273, Hatay’da 217, İstanbul’da180,
Tekirdağ’da 104, Düzce’de ise 5 hektar
alanın nadasa bırakıldığını, Bartın, Rize ve
Trabzon’da nadasa hiç alan ayrılmadığı
bilgisini verdi.
Nadas alanlarının azaltılması için
yapılan çalışmalar
kiyor. Tarım alanları artmıyor. Dünyadaki
toplam tarım alanı 1,5 milyar hektar dolaylarında.
Bütün bunlara rağmen, ülkemizde
4,15 milyon hektar alanı nadasa bırakıyoruz. 130 milyona yakın nüfusu olan
Japonya’nın tarım alanlarının yaklaşık
5 milyon hektar, dünyanın en büyük
gıda ve tarım ürünleri ihracatçılarından
Hollanda’nın 1,3 milyon hektar tarım alanı olduğunu göz önümüze aldığımızda
nadasa ayrılan alanın büyüklüğü daha
iyi ortaya çıkıyor. Nadasa bıraktığımız
alan tüm topraklarıyla Hollanda, İsviçre,
Danimarka büyüklüğünde. Belçika’nın,
Ermenistan’ın, Arnavutluk’un 1,5 katına
Nadas alanlarının azaltılmasında o
bölgeye düşen yılık yağış toplamı ve
sulamanın önemli rol oynadığını, Konya
Ovası Projesi (KOP) ve Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi büyük sulama
yatırımları öngören dev projelerin bir an
önce tamamlanması, tarım topraklarının
nadasa bırakılmaktan kurtarılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri
verdi: “1980-1994 yılları arasında uygulanan Nadas Alanlarının Daraltılması (NAD)
Projesi kapsamında, nadas alanları kullanılması özellikle mercimek ve nohut üretimini artırmıştır. Ancak, 1994 yılından itibaren Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO)
yemeklik tane baklagilleri alım kapsamından çıkarması nedeniyle, mercimek ve
nohutta ekim alanları ve üretimi azaldı.
Proje başlangıcında 8 milyon hektar
dolayında olan nadas alanları, 1994 yılı
itibarıyla 5,2 milyon hektara indirildi. Burada nadas alanlarının yemeklik ve yemlik
baklagil ekimi ile değerlendirilmesi amaçlanmıştı. Projeyle mercimek, fiğ ve nohutta büyük üretim artışları sağlandı.
Günümüzde de tarım arazilerinin bir
kısmını nadasa bırakmak zorunda kalan
bazı illerimiz önemli ölçüde yer ayıran illerimiz fiğ, nohut ile yağ bitkisi aspir gibi
çeşitli alternatif bitkiler üzerinde durarak
bu alanları azaltmaya çalışmaktadırlar.”
Bu bağlamda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, nadas alanlarında yağ
bitkisi yetiştirilmesini teşvik ettiğini ve alım
garantisi verdiğini bildiren Bayraktar, “Bu
çerçevede aspir bitkisi önemli oranda
desteklendi. Son yıllarda aspir üretimde
artış sağlandı” dedi.
Yıllık yağış ortalamasının düşük olduğu yarı kurak tarım alanlarında yağışa bağımlılık ve sulama suyunun yokluğunun,
geleneksel nadas-buğday üretim yöntemi dışındaki ekim sistemlerini engellediğini, tarımsal ürünlere, artan nüfusa paralel olarak artan talep karsısında, nadas
alanlarından her yıl ürün almanın yollarının arandığını belirten Bayraktar, şunları
kaydetti:
“Tarım alanlarımızda uygulanan nadasın amacı, toprakta yeterli nemin sağlanabilmesi ve yabancı otların yok edilmesi
yanında toprağın besin maddeleri yönünden iyileştirilmesidir.
İç Anadolu bölgemizde lokal bazı bölgeler ile özel mikroklimalar hariç, özellikle
Konya bölgesinde yıllık yağış ortalamasının düşük olması sonucu, toprakta yeterli
nemin sağlanamıyor, üreticimiz, tarlasını
nadasa bırakmak zorunda kalıyor. Nadas
döneminde sürüm tekniğine uygun ve
zamanında yapılırsa düşen yağışın yarısı,
zamanında yapılmaz ve hatalı yapılırsa,
düşen yağışın üçte biri toprakta nem olarak tutulabiliyor. Bundan dolayı nadasa
bırakılacak tarlada sürüm zamanında ve
tekniğine uygun yapılmalıdır.
KOP, GAP gibi projelerinin bir an evvel tamamlanırsa üreticimiz, özellikle
Konya bölgesinde buğday–nadas veya
ayçiçeği- nadas sisteminden vazgeçip,
ürün desenini de değiştirebilir.”
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
29
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Kırmızı et
üretimine
DiKKAT
muz ayında 743 bin 232 ton, Ağustos
ayında 697 bin 736 ton, Eylül ayında ise
648 bin 573 ton inek sütü aktarıldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“2013 yılında sanayiye 7 milyon 938
bin 510 ton inek sütü aktarılmıştı. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı Eylül ayı
itibarıyla yıllık bazda 8 milyon 532 bin 748
ton ile 8,5 milyon tonu aştı. Ocak-Eylül
dönemlerine bakıldığında 2013 yılında 6
milyon 67 bin 908 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarı, 2014 yılında yüzde 9,8 artışla 6 milyon 662 bin 146 tona
ulaştı.”
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014
yılının 9 aylık döneminde (Ocak-Eylül)
sanayiye aktarılan süt miktarının 594 bin
ton, yumurta üretiminin 499 milyon, tavuk
eti üretiminin 76 bin ton arttığını, buna
karşın kırmızı et üretiminin aynı dönemde
22 bin ton azalarak 606 bin tona indiğini
belirtti.
Dış ticaret
Bayraktar, 2013 yılının tamamında
406 milyon 352 bin 441 dolar yumurta,
Kanatlı
sektörü
Bayraktar, tavuk yumurtası üre-
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Eylül
ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının yüzde 9,1, tavuk yumurtası üretiminin yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin yüzde
4,2 arttı, Temmuz-Ağustos-Eylül dönemi
kırmızı et üretiminin yüzde 1,9 azaldığını
vurguladı.
2014 yılı Eylül ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 9,1 artışla 594 bin 456
tondan 648 bin 573 tona yükseldiğini belirtti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, düşüş görülen
kırmızı et üretime dikkat edilmesi gerektiğini bildirerek, “Ocak-Eylül döneminde
sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 9,8, tavuk yumurtası üretimi yüzde 4,1,
tavuk eti üretimi yüzde 5,6 artarken, kırmızı et üretimi yüzde 3,5 geriledi” dedi.
Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak ayında 637 bin 956 ton olan sanayiye aktarılan süt miktarının, Şubat ayında 622 bin
381 ton, Mart ayında 710 bin 712 ton, Nisan ayında 733 bin 380 ton, Mayıs ayında
772 bin 785 ton, Haziran ayında 692 bin
84 ton, Temmuz ayında 675 bin 158 ton,
Ağustos ayında 628 bin 996 ton, Eylül
ayında 594 bin 456 ton, Ekim ayında 605
bin 194 ton, Kasım ayında 611 bin 918
ton, Aralık ayında 653 bin 490 ton olduğu
bilgisini verdi.
2014 Ocak ayında sanayiye 710 bin
33 ton, Şubat ayında 684 bin 115 ton,
Mart ayında 789 bin 355 ton, Nisan ayında 793 bin 573 ton, Mayıs ayında 828 bin
417, Haziran ayında 767 bin 112, Tem-
30
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
607 milyon 930 bin 13 dolar kümes hayvanı eti, sakatatı ve benzeri ürün, 285 milyon 776 bin 482 dolar süt ve süt ürünleri,
2014 Ocak-Eylül döneminde ise 295 milyon 150 bin 88 dolar yumurta, 488 milyon
140 bin 719 dolar kümes hayvanı eti, sakatatları ve benzeri ürün, 279 milyon 506
bin 438 dolar süt ve süt ürünleri ihracatı
yapıldığını da kaydetti.
Kırmızı
et
2014 yılının ilk çeyreğinden 184
bin 975 ton, ikinci çeyrekte 218 bin
432 ton olan kırmızı et üretiminin
üçüncü çeyrekte 202 bin 530 tonda
kaldığını belirten Bayraktar, şunları
kaydetti:
“2013 yılında ilk çeyrekte 208
bin 597, ikinci çeyrekte 212 bin 885,
üçüncü çeyrekte 206 bin 466 ton kırmızı et üretilmişti. Yine 2013 yılının
tamamında kırmızı et üretimi 996 bin
155 tonu bulmuştu. Bu yıl üçüncü
çeyrekte kırmızı et üretimi yüzde 1,9
azaldı. 9 aylık dönemdeki azalış ise
yüzde 3,5’i buldu. Ocak-Eylül döneminde 2013 yılında 627 bin 948 ton
olan kırmızı et üretimi, bu yıl aynı dönemde 605 bin 937 tonda kaldı. 9 aylık dönemdeki azalma 22 bin 11 tonu
buldu. Kırmızı et üretimi artırılmalı.
Çünkü, tüketim artışı devam ediyor.”
timinin de Eylül’de yüzde 3,7, tavuk
eti üretiminin ise yüzde 4,2 arttığını,
Ocak-Eylül döneminde yumurtada
yüzde 4,1, tavuk etinde yüzde 5,6’lık
yükseliş olduğunu bildirdi. Şemsi
Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde,
2013 yılında 12 milyar 203 milyon
851 bin olan tavuk yumurtası üretimi, 2014 yılında yüzde 4,1 artışla 12
milyar 703 milyon 227 bine yükseldi”
dedi.
2013 yılı Eylül ayında 157 bin 504
ton olan tavuk eti üretiminin, yüzde
4,2 artışla 2014 Eylül ayında 164 bin
170 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde, 2013
yılında 1 milyon 359 bin 920 ton olan
tavuk eti üretimi, 2014 yılında yüzde
5,6 artışla 1 milyon 435 bin 918 tona
yükseldi” bilgisini verdi.
Bayraktar, 2013 yılında 16 milyar
496 milyon 751 bin adet olan yumurta
üretiminin Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 17 milyar 16 milyon 127 bin ile 17
milyar adedi aştığını, 1 milyon 758 bin
363 ton olan tavuk eti üretiminin ise
Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon
834 bin 359 ton olduğunu bildirdi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
31
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Gıdada
Fındıkta
alan bazlı
destek
müjdesi
tüketici enflasyonu,
üretici enflasyonuna
15 kat
Bayraktar: "Tarım
Bakanımız Eker, bakanlık
olarak alan bazlı desteğin
2015’den sonra da devam
edeceğini söyledi."
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta alan
bazlı desteğin 2015’den sonra da devam
edeceğini söyledi.
Bayraktar, TZOB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehdi Eker’i ziyaret etti. Fındık
üreticisinin 29-30 Mart 2014’de yaşanan
don afetinden önemli ölçüde zarar gördüğünü belirten Bayraktar, Bakan Eker’den,
2014 yılında sona erecek fındıkta alan
bazlı desteğin devam etmesini, üretimi-
32
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici enflasyonunun
Ekim ayında tarımda üretici enflasyonuna 15 kat fark attığını bildirerek, “Tarımda üretici fiyatları, Ekim’de sadece yüzde
0,18 arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerde
tüketici fiyatlarının yüzde 2,65 arttığı Ekim
ayında tarım, orman ve balıkçılıkta üretici
fiyatlarındaki artışın yüzde 0,18’de kalması, üreticinin fiyat artırmadığını, enflasyonun sorumlusu olarak görülemeyeceğini
ortaya koyuyor” dedi.
nin sürdürülebilirliği açısından 2014 yılı
alan bazlı desteklerinin erken ödenmesini
talep etti.
Bakan Eker; “Bakanlık olarak
kararımız uygulamanın
devamı yönünde”
Eker, fındıkta alan bazlı destek uygulamasının devam edeceğini, Bakanlık
olarak görüş ve kararlarının bu yönde
olduğunu bildirerek, “ilgili bakanlarımızla görüşeceğiz. 2015’den sonra da alan
bazlı desteğe devam edeceğiz” dedi.
Bayraktar, fındıkta alan bazlı desteği Birlik olarak çok önemsedikleri ve uzatılma
kararının üreticilerin mağduriyetini gidereceğini bildirdi.
Fındığın üretici açısından olduğu kadar, istihdam ve döviz girdisi dolayısıyla
ülke açısından da büyük önemi bulunduğunu belirten Bayraktar, fındıkta 2009,
2010, 2011, 2012 yıllarında dekar alana
150 lira olarak uygulanan alan bazlı desteğin, 2013 yılında 160, 2014 yılında 170
liraya çıkarıldığını vurguladı.
Bayraktar yaptığı açıklamada, Ekim
ayında tarımın genelinde üretici fiyatlarının (ÜFE) yüzde 0,18, tarım ve avcılık
ürünlerinde yüzde 0,48 arttığını, ormancılık ürünlerinde yüzde 3,11, balıkçılıkta
yüzde 8 gerilediğini bildirdi.
Çiftçinin enflasyonun sorumlusu
olmadığına dikkati çeken Bayraktar,
“Haziran’da yüzde 0,18, Temmuz’da
yüzde 0,73, Ağustos’ta yüzde 0,55 gerileyen tarımda üretici fiyatları, Eylül’de
yüzde 2,29, Ekim’de yüzde 0,18 arttı.
fark
attı
Gıda ve alkolsüz içeceklerde fiyatlar, Haziran ayında yüzde 0,36, Temmuz ayında
yüzde 0,30, Ağustos ayında yüzde 0,89,
Eylül’de yüzde 0,31, Ekim ayında ise yüzde 2,65 artmıştı” dedi.
Yıllık rakamlarda da üretici
enflasyonu, tüketiciden düşük
Üretici fiyatlarının, Ekim ayı itibarıyla
son bir yıllık dönemde tarımın genelinde yüzde 11,57, on iki aylık ortalamalara
göre yüzde 10,48 arttığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde, tarım ve avcılık
ürünlerinde yüzde 11,61, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,48, ormancılık
ürünlerinde 28,87, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 20,18 artış oldu. Balıkçılıkta
Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde
fiyatlar yüzde 6,63, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 0,03 geriledi.
Gıda ve alkolsüz içeceklerde, Ekim
ayında tüketici enflasyonu yüzde 2,65,
Ekim itibarıyla son bir yıllık enflasyon yüzde 12,56, on iki aylık ortalamalara göre
enflasyon ise yüzde 12 olmuştu.
Tüketici fiyatları ise Ekim ayında yüzde
1,90, Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde yüzde 8,96, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 8,65 artmıştı.”
Makas açılıyor
Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki
makasının açıldığını bildiren Bayraktar,
“bu konuda ciddi bir çalışma yapılması
lazım. Bu çalışmanın Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de (TZOB) içinde bulunduğu bir kurul marifetiyle yapılması gerekir.
Yüzde 400’leri geçen farklarla üreticinin
ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz.
Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki
farktan mağdur olan üretici ve tüketicidir. Üretici de tüketici de mağdur. Ekim
ayında üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasında 14,7 kat, 15 kata yakın bir fark oluşuyorsa bunun başka bir
açıklaması olamaz. İster son bir yıllık,
ister on iki aylık ortalamalara bakılsın,
mağdur olan biziz. Enflasyonun sebebi
kesinlikle üretici değil. Üreticide fiyatlar
artmıyor” dedi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
33
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Yağışlar Üreticimizin
Yüzünü Güldürdü
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, ekilişlerin yapıldığı Eylül ve Ekim aylarında yağışların iyi
geçtiğini, 2013-2014 üretim sezonunda
kuraklıktan büyük zarar gören çiftçiyi sevindirdiğini bildirerek, “yağışlar normalin,
Eylül ayında yüzde 170, Ekim ayında yüzde 20 üzerinde gerçekleşti. Sadece Karadeniz Bölgemizde 2014 Ekim ayı yağışları,
geçen yılın ve normalin altında kaldı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre,
ülke çapında Eylül ve Ekim ayıyağışlarının
genel olarak normalinden ve geçen yıl yağışından fazla olduğunu belirtti.
Eylül ayı yağış ortalaması 73,9 milimetre (mm), normalinin 27,4 mm ve 2013
Eylül ayı yağış ortalamasının ise 29,2 mm
olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları
Bayraktar:
"Yağışlar normalin,
Eylül ayında
% 170,
Ekim ayında
% 20
kaydetti: “Yağışlarda normaline göre yüzde 169,7, geçen yıl Eylül ayı yağışına göre
yüzde 153,1’den fazla artış gözlendi.
Geçen yıl Eylül ayı yağışlarının yetersiz
olduğu tüm bölgelerimizde yağışlar arttı.
Yağış miktarı yüzde 30 artan Karadeniz
Bölgesi hariç, diğer bölgelerde geçen
yıla göre artış yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşti. En fazla artış son iki yıldır kuraklığın devam ettiği Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde meydana geldi.Bölgede Eylül
ayı yağış miktarındaki artış, normalin 7,7,
2013 Eylül ayının 53,8 katını buldu.
Eylül
ayı
yağışları
Karadeniz
Bölgesi’nde 131,0 mm, Marmara Bölgesinde 112,1 mm, Akdeniz Bölgesinde 71,9
mm, İç Anadolu Bölgesinde 66,2 mm, Ege
Bölgesinde 48,4 mm, Doğu Anadolu Bölgesinde 42,0 mm, Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde 26,9 mm olarak gerçekleşti.
Bu rakam geçen yıl Eylül ayında Karadeniz Bölgesi’nde 100,8, Marmara Bölgesinde 16,8 mm, Akdeniz Bölgesinde 35,9
mm, İç Anadolu Bölgesinde 9,6 mm, Ege
Bölgesinde 6,2 mm, Doğu Anadolu Bölgesinde 15,3 mm, Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde sadece 0,5 mm olmuştu.”
Ekim yağışları
Ekim ayı yağış ortalamasının 71,7 mm,
normalinin59,6 mm ve 2013 Ekim ayı yağış ortalaması ise 62,0 mm olduğunu,
yağışlarda normaline göre yüzde 20,3, geçen yıl Ekim ayı yağışına göre ise yüzde
15,6 artış gözlendiğini belirten Bayraktar,
şöyle devam etti:
“Geçen yıl normalleri civarında olan
ekim ayı yağışları, bu yıl daha fazla gerçekleşti. Ekim ayı yağışları, Karadeniz
Bölgesi’nde geçen yıla ve normaline göre
az oldu. Ege Bölgesi’nde Ekim yağışları,
normalin üzerinde olmakla beraber geçen
yılın altında kalırken, diğer bölgelerin tamamında artış meydana geldi.
Yağışlar Ekim ayında, Karadeniz Bölgesi’nde 79,3 mm, Marmara
Bölgesi’nde 89,8 mm, Akdeniz Bölgesi’nde
103,0 mm, İç Anadolu Bölgesi’nde 49,6
mm, Ege Bölgesi’nde 62,1 mm, Doğu
Anadolu Bölgesi’nde 58,8 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 50,2 mm oldu.
Geçen yılı Ekim ayında yağışlar, Karadeniz Bölgesi’nde 132,6 mm, Marmara Bölgesi’nde 87,9 mm, Akdeniz Bölgesi’nde 62,2 mm, İç Anadolu
Bölgesi’nde 27,3 mm, Ege Bölgesi’nde
82,3 mm, Doğu Anadolu Bölgesi’nde 19,7
mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 5,6
mmdüzeyinde gerçekleşmişti.”
Kışlık hububat, kırmızı mercimek,
kanola, bazı yem bitkileri ekiliyor
2014-2015 yılı tarımsal üretim ve pazarlama döneminin Ekim ayı itibariyle
başladığını,bu tarihten itibaren başta
kışlık hububat olmak üzere, kırmızı mercimek, kanola ve bazı yem bitkileri ekilişlerininyapılmaya başlandığına ve devam
ettiğine dikkat çeken Bayraktar, şunları
kaydetti:
“Ekiliş yapılabilmesi için ülke genelinde
yeterli toprak nemini sağlayacak yağışların olması iyi oldu. Eylül ve Ekim aylarında
bazı il ve ilçelerimizde gerçekleşen aşırı
yağışlar, hasat döneminde olan bazı ürünlere zarar verdi ama ekilişleri etkilemedi.
Eylül ve Ekim ayı yağışlarıyla iyi bir
başlangıç yapılan bu tarım yılının, çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı, kaliteli ve
yüksek rekolteli ürünlerin yetiştirildiği bir
yıl olarak tamamlanmasını temenni ediyoruz.”
üzerinde
gerçekleşti."
34
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
35
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Bayraktar, şunları kaydetti:
etkilediğini vurgulayan Bayraktar, şunları
kaydetti:
“Üreticiler her yıl ekim döneminin başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı
yağışlarla, ürünlerin gelişme döneminde
oluşan don, dolu, kuraklık ve benzeri hadiselerle karşı karşıya kalmaktadır.
Çiftçimizin karşılaştıkları riskler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi ve
risklere karşı çözüm üretilebilmesi için,
ülkemize uygun devlet destekli 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu, 21 Haziran
2005 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İlk olarak 2006 yılı Haziran ayında
başlanan kanun uygulamaları, halen devam etmektedir.
Tarım sigortalarının geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılması, üreticileri tarım sigortaları hakkında bilgilendirmek, halkla ilişkiler ve tanıtım kampanyalarını yürütme
görevleri kanunla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TARSİM’e verilmiştir.
Bu kapsamda TARSİM ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı ile ortaklara her yıl
yoğun şekilde eğitim faaliyetlerini devam
ettirmekte, basılı ve görüntülü medya aracılığıyla tarım sigortaları tanıtılmaktadır.
Ayrıca, Birlik olarak biz de ilgili kanun, yönetmelikler ve her yıl yayınlanan Bakanlar
Kurulu Kararını Odalarımıza göndererek
Odalarımız aracılığıyla çiftçilerin bilgilendirilmesi sağlıyoruz.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"2013-2014 üretim sezonunda
çiftçimiz doğal afetlerden
çok zarar gördü. Zamanında
sigortasını yaptıramayan
üreticimiz mağdur oldu."
Türkiye Ziraat Odaları
Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013-2014
üretim sezonunda çiftçinin
doğal afetlerden çok zarar gördüğünü bildirerek, “zamanında
sigortasını yaptıramayan üreticimiz
mağdur oldu. Yaşanan doğal afetler
sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Geçen üretim sezonundan ders çıkarılmalı, sigorta poliçe
yaptırma süreleri konusunda üreticimiz
uyarılmalı, süreler geçirilmemeli” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımsal
üretimdeki üreticilerin gelirlerinde istikrarın sağlanmasının, ülkelerin en temel tarım
politikası olması gerektiğini, üretici gelirle-
36
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Üreticilerle gerçekleştirilen görüşmelerden ve yaptığımız anketlerden anlaşıldığı üzere halen çiftçilerimiz, devlet destekli tarım sigortası uygulamasını genel
anlamda bilmekteler ama teknik ayrıntı
konusunda yeterli bilgiye sahip değiller.
Bu nedenle sigorta konusunda çekimser
davranıyorlar.”
rinde meydana
gelebilecek özellikle
ani düşüşlerin, ülkelerin makro ekonomik
dengelerini de etkileyecek sonuçlara yol
açtığını belirtti.
Türkiye’de son yıllarda iklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar,
sel, su baskını, dolu, don, hortum, fırtına,
kuraklık gibi doğal afetlerin daha fazla
yaşandığını, tarım ürünlerini daha fazla
Sigorta yaptıranlar tazminatlarını
alarak afetin etkilerini azalttı
Son yıllarda arka arkaya yaşanan
don, dolu, sel, fırtına gibi afetlerden sonra üreticilerde sigorta yaptırma isteği artış
gösterdiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri
verdi:
“Ülkemizde tarım sigortası uygulaması 8 yıldır devam ediyor. Tarım sigortası
uygulaması; Bitkisel Ürün Sigortası, Sera
Sigortası, Büyükbaş Hayvan Hayat Si-
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Geçen üretim sezonundan
ders çıkarılmalı, sigorta poliçe
yaptırma süreleri konusunda
üreticimiz uyarılmalı, süreler
geçirilmemeli."
gortası, Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Kümes Hayvanları Hayat Sigortası,
Su Ürünleri Hayat Sigortası, Arıcılık (Arılı
Kovan) Hayat Sigortası branşlarında yapılıyor.
Bu yıl ülkemizde yaşanan kuraklık,
don dolu, aşırı yağış, sel gibi doğal afetler tarım alanlarımızda büyük zararlara
neden oldu. 29-30 Mart 2014 tarihlerinde
eksi 10 derecelere düşen sıcaklıklardan
meyve türlerinin hemen tamamında büyük zararlar meydana geldi. Ürünlerini sigorta yaptıran üreticilerimiz tazminatlarını
alarak afetin etkilerini azaltırken, sigorta yaptıramayan üreticiler zor durumda
kaldılar. 2013-2014 üretim yılında yaşanan doğal afetler sigorta yaptırmanın ne
denli önemli olduğunu gösterdi. Yapılan
açıklamalara göre, Devlet Destekli Tarım
Sigortaları Sistemi çerçevesinde ülke genelinde poliçe sayısının 4,4 milyon adedi
geçti. Yaklaşık 72 milyon dekar alan ve 3
milyon adedin üzerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanın sigortalanıyor. 2014 yılı
sonuna kadar üreticilere yapılacak olan
hasar ödemesinin 1,6 milyar lirayı geçeceği ifade ediliyor. Artışa rağmen sigorta
yaptırmanın henüz yeterli düzeyde olduğu söylenemez. Sigortalılık oranları hala
çok düşüktür. Ziraat Odaları Birliği olarak
üreticilerimizi her yıl tarım sigortası yaptırılması konusunda uyarıyoruz ve gerekliliğini ifade ediyoruz.”
Sigortada istenilen düzeyde artışın
sağlanamamasının nedenleri
Tarım sigortalarındaki sıkıntıların giderilmesi, çiftçi için sigorta yaptırmanın
daha cazip hale getirilmesi, kuraklığın ve
tarla ürünlerinde don riskinin sigorta kapsamına alınması gerektiğini ifade eden
 Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri
arasında, tarımsal üretimde çiftçilerimizi
mağdur eden kuraklık, tarla ürünlerinde
don gibi risklerin kapsamda olmaması
birinci sırada gelmektedir. Bu konuda
yapılmakta olan çalışmalar bir an önce
tamamlanmalı, ülke genelini etkileyen kuraklık ve tarla ürünlerinde don riski kapsama alınmalıdır.
 Yine, bağcılıkta doğal afetlerden
zarar gören yapraklar, tarım sigortası
kapsamında
değerlendirilmemektedir.
Bağcılıkta meyvenin yanı sıra, asma yaprakları da salamura olarak değerlendirilmekte, üretici tarafından gelir elde edilmektedir. Bu amaçla asma yapraklarının
da sigorta kapsamına alınması bağlamında halen sürdürülen çalışmalarının da bir
an önce sonuçlandırılması sağlanmalıdır.
 Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının diğer
nedenleri arasında;
 Hayvancılıkta kapsamdaki hastalıkların yeterli olmaması,
 Yüzde 50 prim desteğine rağmen
bazı ürünlerde sigorta bedellerinin yüksek olması,
 Eksperlerin raporlarına yeterince
güven duyulmaması,
 Muafiyet ve müşterek sigorta oranlarının yüksekliği,
gibi hususlar yer almaktadır.
Bu nedenle;
 Tarım sigortasında prim bedelleri
düşürülmeli,
 Hayvancılıkta kapsamdaki hastalık
sayısı artırılmalı,
 Muafiyet ve müşterek sigorta oranları yeniden belirlenmeli,
 Üreticilerde sigorta bilincini artırmaya yönelik çalışmalara daha fazla ağırlık verilmeli,
 Eksperlerin çalışmasının gözden
geçirilmesi sağlanmalıdır.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
37
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Tarım kadınlarda işsizliği
Mayıs’ta yüzde 21,9’a, Haziran’da yüzde
22,3, Temmuz’da yüzde 22,4’e çıktığını,
Ağustos ayında yüzde 22,1’e indiğini bildirdi.
rekor seviyede
düşü
Ağustos ayında sanayinin toplam istihdamdaki payının yüzde 20, inşaatın
yüzde 7,5, hizmetlerin yüzde 50,5 olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
rdü
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Tarım, kadınlarda işsizliği
5,5 puanla rekor bir seviyede
düşürdü ve yüzde 18,2’den
yüzde 12,7’ye indirdi."
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında 3 milyon 54 bin erkek, 2 milyon 761 bin
kadının tarımda istihdam edildiğini, “Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla rekor
bir seviyede düşürdü ve yüzde 18,2’den
yüzde 12,7’ye indirdi. Ağustos’ta tarım
genel işsizliği 2,2 puan gerileterek yüzde
12,3’den yüzde 10,1’e” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın işsizliği erkeklerde 1,3 puan düşürerek yüzde 10,2’den yüzde 8,9 indirdi-
38
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
ğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart
ayında 1,9, Nisan’da 1,8, Mayıs’ta 1,9,
Haziran’da 2, Temmuz’da ise 2,2 puan
azalttığını hatırlattı.
Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında tarımda çalışan sayısının, Temmuz ayına
göre 99 bin kişi azalarak 5 milyon 914 bin
kişiden 5 milyon 815 bin kişiye indiğini
belirtti.
TZOB Genel Başkanı, Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın
yoğunlaştığını hasadın ardından azalmaya başladığını, Ocak-Şubat aylarında en
düşük düzeye indiğini vurguladı.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 26
milyon 313 bin olan istihdam edilenlerin
13 milyon 277 bininin hizmetler, 5 milyon
257 bininin sanayi, 1 milyon 964 bininin
inşaat, 5 milyon 815 bininin ise tarımda
çalıştığını vurguladı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mart
ayında tarımın istihdamda yüzde 20,8
olan payının, Nisan ayında yüzde 21,3’e,
“Sıkıntılara rağmen tarım 5 milyon 815
bin kişiye istihdam sağlarken, bu rakam
sanayide 5 milyon 257 binde kalıyor.
Tarımda, sanayiden 558 bin kişilik daha
fazla istihdam var. Teknolojik gelişmeyle
birlikte tarımdaki istihdam önümüzdeki
yıllarda azalacak. Bu nüfus, kırsalda korunmalı. Kırla kent arasındaki ekonomik,
sosyal gelişmişlik farkları giderilmeli. Kırsal kalkınma sağlanmalı. Yeni iş sahaları
açılmalı. Kırsaldaki insanlar meslek sahibi yapılmalı. 4-5 milyon insanın kentlere
göç etmesi şehirlerde büyük sorunlara
neden olur. Bu kadar insana kentlerde
kısa zamanda, iş, aş, hizmet sağlamak,
onlara altyapı hizmeti, okul, hastane götürmek mümkün değil. Kentlerde iş bulamayan, tarımda çalışma imkanı olmayan
bu insanlar, kentlerde inşaatlarda, kırsalda madenlerde vasıfsız eleman olarak,
çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda
kalıyor. Bunun sıkıntılarını da tüm ülke
çekiyor.”
Tarım, kadınlarda işsizliği
5,5 puan düşürdü
Tarımın ülke ekonomisine ihracatta,
üretimde, istihdamda büyük katkı sağladığını bildiren Bayraktar, “Ağustos ayında
tarım, toplamda işsizliği 2,2 puan azaltarak yüzde 10,1’e çekti. Tarım erkeklerde
işsizliği yüzde 10,2’den yüzde 8,9’e, kadınlarda ise yüzde 18,2’dan 12,7’ye çekti.
Tarım, erkeklerde işsizliği 1,3, kadınlarda
5,5 puan düşürdü” dedi.
Bayraktar, Ağustos ayında tarımın 3
milyon 54 bin erkek, 2 milyon 761 bin kadına iş ve aş yarattığını, çalışan erkeklerin
yüzde 16,5’inin, çalışan kadınların yüzde
35,4’ünün, üçte birden fazlasının tarımda
çalıştığını vurguladı.
Şemsi Bayraktar, 5 milyon 815 bin istihdamın 46 bininin işveren, 649 bininin
ücretli ve yevmiyeli, 2 milyon 201 bininin
kendi hesabına çalışan, 2 milyon 920 bininin ise ücretsiz aile işçisi konumunda
bulunduğunu bildirdi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
39
TZOB DİYOR Kİ!
Traktör sayısı
en çok
Konya’da
arttı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, traktör sayısının Eylül ayında en çok
Konya’da arttığını bildirerek, “Eylül ayında Konya’da
traktör sayısı 348 adet arttı. Konya’yı 202 adetle Denizli,
179 adetle Manisa, 177 adetle Bursa, 172 adetle İzmir, 160
adetle Ankara, 157 adetle Adana, 154 adetle Afyonkarahisar, 152 adetle Gaziantep izledi” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, traktör sayısının Eylül ayında Balıkesir ve Sakarya’da 144,Sivas’ta 121, Aydın ve Kayseri’de 118, Kastamonu’da 109, Yozgat’ta
108, Diyarbakır’da 107, Samsun’da 106, Şanlıurfa’da 104,
Adıyaman’da 101, Erzurum’da 100 adet arttığını belirtti. Şemsi
40
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
TZOB DİYOR Kİ!
Bayraktar, Mersin ve Osmaniye’de 97,
Antalya ve Muğla’da 95, Kütahya’da
94, Tokat’ta 92, Niğde’de 90, Muş’ta
89, Tekirdağ’da 86, Çanakkale ve
Kars’ta 81, Kahramanmaraş’ta 79,
Ardahan’da 75, Edirne’de 72 adet olan
traktör sayısındaki artışın, Çorum’da 69,
Bolu’da 67, Isparta ve Kocaeli’nde 65,
Amasya’da 63, Eskişehir ve Uşak’ta 61,
Malatya ve Nevşehir’de 56, Çankırı’da
54, Hatay’da 52, Kırklareli’nde 50 adette kaldığını bildirdi.
Düzce’de 48, Kırşehir, Van ve
Siirt’te 41, Aksaray ve Şırnak’ta 38,
Karaman’da 37, Bilecik, Elazığ ve
Kilis’te 36 Batman’da 35, Burdur ve
Mardin’de 34 arttığı bilgisini veren Bayraktar, “artış Bartın’da 27, Kırıkkale’de
22, Ağrı’da 20, Erzincan’da 19, Zonguldak ve Yalova’da 18, Iğdır’da 17,
İstanbul ve Bitlis’te 16, Giresun’da 14,
Tunceli’de 11, Bayburt’ta 10, Sinop’ta
9, Karabük’te 8, Bingöl’de 7, Artvin’de
4, Ordu ve Trabzon’da 3, Gümüşhane
ve Hakkari’de 1 adette kaldı. Rize’de
ise artış olmadı” dedi.
Traktör
sayısında
Sivas’ın,
Tekirdağ’ı,
Muş’un,
Kırşehir’i,
Batman’ın, Karabük’ü geride bıraktığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ağustos ayında Sivas’ta 27 bin 540,
Tekirdağ’da 27 bin 545 traktör vardı.
Sivas, Eylül ayında Tekirdağ’ı geride
bırakarak 27 bin 661 traktör sayısına
ulaşırken, Tekirdağ 27 bin 631 traktörde kaldı. Aynı şekilde Ağustos ayında
9 bin 747 traktörü olan Muş, Eylül’de
9 bin 836 traktörle Kırşehir’i geride bıraktı. Kırşehir’in Ağustos’ta 9 bin 755,
Eylül ayında 9 bin 796 traktörü vardı.
Ağustos ayında 5 bin 64 traktörü olan
Batman ise 5 bin 69 traktörü bulunan
Karabük’ü geçti. Eylül ayında Batman
5 bin 99 traktöre ulaşırken, Karabük 5
bin 77 traktörde kaldı.”
İllerin traktör sayıları
Konya, traktör sayısında Manisa ile
arasındaki farkı kapatsa da hala geçemediğini bildiren Bayraktar, illerin traktör sayısıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Manisa, 77 bin 308 traktörle ilk
sırada bulunuyor. Bu ili 75 bin 966
traktörle Konya, 56 bin 437 adetle Balıkesir, 55 bin 775 adetle İzmir, 55 bin
670 adetle Bursa, 47 bin 664 adetle
Ankara, 46 bin 925 adetle Samsun,
46 bin 644 adetle Adana, 43 bin 129
adetle Denizli, 41 bin 802 adetle Antalya izledi. Aydın’da 38 bin 757, Tokat’ta
37 bin 606, Afyonkarahisar’da 37 bin
48, Çorum’da 36 bin 112, Şanlıurfa’da
32 bin 574, Sakarya’da 32 bin 299,
Mersin’de 30 bin 392, Kütahya’da 30
bin 195 traktör var.
Traktör sayısı Edirne’de 29 bin 307,
Çanakkale’de 29 bin 230, Yozgat’ta 28
bin 702, Sivas’ta 27 bin 661,Tekirdağ’da
27 bin 631, Muğla’da 27 bin 13,
Gaziantep’te 26 bin 469, Kastamonu’da
25 bin 919, Kayseri’de 24 bin 899,
İstanbul’da 21 bin 766, Diyarbakır’da
21 bin 83, Eskişehir’de 20 bin 293,
Malatya’da 20 bin 144’i buluyor.
Hatay’da
19
bin
452, Burdur’da 19 bin 247,
Isparta’da 19 bin 103, Nevşehir’de
19 bin 27, Bolu’da 18 bin 999,
Kırklareli’nde 18 bin 811, Amasya’da 17
bin 738, Kahramanmaraş’ta 17 bin 389,
Kars’ta 16 bin 783, Uşak’ta 16 bin 478,
Aksaray’da 16 bin 342, Erzurum’da
15 bin 732, Niğde’de 14 bin 677,
Kocaeli’nde 14 bin 647, Osmaniye’de
14 bin 532, Adıyaman’da 13 bin 529,
Çankırı’da 11 bin 788 traktör var.
Traktör sayısı, Karaman’da 9 bin
895, Muş’ta 9 bin 836, Kırşehir’de 9 bin
796, Bilecik’te 9 bin 631, Düzce’de 9 bin
398, Mardin’de 9 bin 344, Zonguldak’ta
8 bin 821, Elazığ’da 8 bin 560,
Ardahan’da 8 bin 520, Kırıkkale’de 8
bin 292, Sinop’a 7 bin 954, Van’da 7 bin
847, Ağrı’da 7 bin 463, Erzincan’da 6
bin 75, Batman’da 5 bin 99 Karabük’te
5 bin 77 adette kalıyor.”
Kilis’te 4 bin 831, Bartın’da 4 bin 694,
Iğdır’da 3 bin 688, Gümüşhane’de 3 bin
186, Bitlis’te 2 bin 931, Giresun’da 2 bin
813, Bayburt’ta 2 bin 710, Yalova’da 2
bin 311, Siirt’te 2 bin 282, Ordu’da 2 bin
147, Şırnak’ta 2 bin 112 traktör bulunduğunu bildiren Bayraktar, “Tunceli’de
1317, Artvin 1081, Bingöl 982, Hakkari
766, Trabzon 189 traktörle son sıraları paylaşıyor. En az traktör 41 adetle
Rize’de bulunuyor” dedi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
41
TZOB DİYOR Kİ!
Gıda
ithalatının
üçte biri
yağlı
tohumlardan
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıdadaki 11,2 milyar dolarlık ithalatın üçte birinin yağlı tohum, ham yağ, margarin ve yağlı tohum küspesinden oluştuğunu
bildirerek, “3,68 milyar dolarlık ithalatın 1,24 milyar doları tohum, 1,6 milyar doları ham yağ, 0,84
milyar doları küspe ve margarinden meydana geliyor” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013 yılında, 643 milyon doları soya fasulyesi, 474 milyon
doları ayçiçeği tohumu olmak üzere 1 milyar 245 milyon dolarlık yağlı tohum ithalatı yapıldığını
belirtti. 2013 yılında, 918 milyon doları ayçiçeği tohumu ham yağı, 585 milyon doları palm yağı,
48 milyon doları mısır yağı olmak üzere 1 milyar 602 milyon dolarlık ham yağ ithal edildiğini
bildiren Bayraktar, 628 milyon doları soya küspesinden, 142 milyon doları ayçiçeği küspesiden oluşmak üzere 808 milyon dolarlık yağlı tohum küspesi ithalatı olduğu bilgisini
verdi. Bayraktar, 2013 yılında 28,4 milyon dolarlık da margarin ithalatı yapıldığını belirtti.
TZOB DİYOR Kİ!
Yağlı tohumlar ülke ekonomisinde
büyük öneme sahip
Yağlı tohumlu bitkilerin, gıda sanayi başta olmak üzere, yem, kozmetik,
boya, enerji gibi çeşitli sektörlere ham
madde sağlaması bakımından ülke
ekonomisinde büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları
kaydetti:
“Ülkemizin hemen hemen her bölgesi yağlı tohumlar üretimine elverişli
iken, halen yağlı tohumlu ürünlerde net
ithalatçı ülke konumundayız.
Ülkemizde üretilen yağlı tohumlardan elde edilen yağ miktarı 655 bin
ton, önemli bir bölümü de ihraç edilen
toplam kullanılan yağ miktarı ise 2 milyon 145 bin tondur. Ülke ihtiyacımız ve
ihracatımız için gereken yağ ihtiyacının
sadece yüzde 30’unu ürettiğimiz yağlı
tohumlardan karşılıyoruz, kalanı ithal
ediyoruz.
2013 yılında 2 milyon
12 bin 123 ton yağlı tohum, 1 milyon 391 bin
381 ton bitkisel yağ, 17
bin 124 ton margarin ve 1
milyon 722 bin 562 ton da yağlı
tohumların işlenmesi sonucu arta kalan
küspe ithalatı yapıldı. İthalatın toplamı 5
milyon 143 bin 191 tonu buldu. Bütün
bu ithalat kalemlerine ödediğimiz döviz
tutarı ise 3,68 milyar dolara ulaştı. 2013
yılında toplam tarım ve gıda ürünleri ithalatımız 11,2 milyar dolar. milyar 200
milyon dolardır. Yağlı tohum, bitkisel
yağ, margarin ve yağlı tohum küspesi
ithalatının toplam tarım ve gıda ürünleri
ithalatı içindeki payı yüzde 32,9’dur.”
Üretimde potansiyel büyük
Ülkenin yağlı tohumlara yılda 3,68
milyar dolar döviz verecek kadar zengin olmayan Türkiye’de, yağlı tohumlu
bitkiler içinde, özellikle ayçiçeği, soya,
yerfıstığı, susam ve kanola gibi bitkilerin
üretimlerini artırabilmek için büyük bir
potansiyel bulunduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Uzun yıllardan bu yana bitkisel
yağ açığı sorunumuzu çözemiyoruz.
İmkanlara rağmen, ihtiyacı karşılaya-
42
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
cak bir üretim artışı sağlanamadı. Üretimi artırmak için öncelikle, ülkemizin
yağ ve protein gereksinimleri göz önüne alınarak, yağlı tohumlu bitkilerin, en
az tahıllar kadar stratejik öneme sahip
olduğu her kesim tarafından kabul
edilmeli.
Üretimi teşvik edici bir fiyat politikası
izlenmeli, üreticiye alım garantisi verilmeli.
Primler kendinden beklenen amacı
gerçekleştirecek düzeyde belirlenmelidir.
Yağlı tohumlu bitkilerin üretim alanlarının başka ürünlere kaymasını önlemek
bakımından, üretimi teşvik edici bir parite sistemi uygulanmalı. Ülkemizde yağlı
tohumlu bitkiler üretiminde ilk sırada ayçiçeğinin olduğu dikkate alındığında bitkisel yağ açığımızın daha da artmaması
için ayçiçeği-buğday fiyat paritesi 2’nin
altına düşürülmemelidir.
Üreticilerimizin verimli bir şekilde
üretim yapabilmeleri bakımından ucuz
girdi kullanımı sağlanmalı, gübre, mazot ve elektrikteki vergi oranları indirilmelidir.
Girdilerin verimli bir şekilde kullanılmasının sağlanması bakımından üreticilerin eğitimi de büyük önem taşıyor.
Eğitim faaliyetleri ile girdilerin doğru zamanda, doğru miktarda optimum verimi
elde edecek şekilde kullanımı sağlanmalı ve tarımda teknoloji kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.”
Sulama yatırımlarının
tamamlanması büyük kayıp
Sulama yatırımlarının tamamlanmasının yağlı tohumlar üretimi için de çok
önemli olduğunu, sulamaya yönelik
teşviklerin artırılması ve bu tür uygulamalar desteklenmeli, sulamada kullanılan elektrik fiyatlarının makul bir seviyeye indirilmesi gerektiğine dikkati çeken
Bayraktar, “teknik ve ekonomik olarak
sulanabilir 8,5 milyon hektar alandan
hala 2,6 milyon hektarının gerekli altyapı
yatırımları bitirilemediği için sulanamıyor. Belçika’ya yakın büyüklükteki bir
alanın sulanamaması büyük bir kayıptır.
Bir an önce sulama yatırımları tamamlanmalıdır” dedi.
Tohumlarda gerekli performans analizleri ve demonstrasyonlar yapılmadan
piyasaya sürülmemesi gerektiğini, bunun üretimi ve verimi olumsuz etkileyeceğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Yabancı ot, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesine
ağırlık verilmeli ve geliştirilen çeşitlerin
performans denemeleri ve adaptasyon
çalışmaları yapılarak sonuçları üreticilerimize aktarılmalıdır.
Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde
yağlı tohumlar ve bunların ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin
üst sınırları bellidir. Bu sınırlar, dış piyasa fiyatları ile üreticimizin rekabet edebilmesi için yeteri kadar yüksek değildir.
Bu nedenle özellikle üreticinin hasat ve
sonrasındaki ürün pazarlama döneminde, tarife dışı engellerle ithalat kesinlikle
önlenmelidir. Dünya Ticaret Örgütü ile
yapılan anlaşmalar gereği, yağlı tohum
ve ham yağ ithalatındaki sınırlamayı kaldıran vergi oranlarının ülkemiz lehine
yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Yağlı tohumlu bitkilerin üretimin artırılabilmesi bakımından münavebe durumu gözden geçirilerek, bu yolla ekim
alanında artış sağlanmalıdır.
GAP’ta teşvik edilmeli
GAP bölgesinde, yağlı tohumlu bitkiler için öngörülen üretim hedeflerine
ulaşabilmek için, başta soya olmak üzere, ayçiçeği, kanola, yerfıstığı ve susam
gibi bitkilerin üretimleri planlı bir şekilde
teşvik edilmelidir.”
Tarımın bir diğer önemli kayıplarından biri olan nadas alanlarında yetişebilecek başta aspir olmak üzere, uygun
yağ bitkilerinin belirlenmesi ve bunların
yetiştirilmeleri için gerekli teşvikler sağlanması gerektiğini belirten Bayraktar,
“Ülkemizde yemeklik yağ tüketiminde
en fazla ayçiçeği tercih edilmektedir.
Son yıllarda kanola marketlerde yerini alırken halen tüketici tarafından tam
olarak benimsenmemektedir. Yağlık
bitkilerden son yıllarda aspir üretiminin
de yaygınlaştırılarak tüketimde yerini alması yönünde çalışmalar artırılmalıdır”
dedi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
43
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
12,7’de kalmasını sağlayarak da işsizliğin dünyanın en önemli sorunlarından biri olduğu
bir ortamda istihdama eşsiz destek sağladığını belirtti.
Tarımda ihracat
da ithalat da
artıyor
Tarım ve gıdanın
10 ayda
yaptığı ihracat
14,3,
ithalat
10 milyar
doları aştı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda ihracatın da ithalatın da artmaya devam ettiğini
bildirerek, “Tarım ve gıda 10 ayda yaptığı
ihracat 14,3, ithalat 10 milyar doları aştı”
dedi.
Bayraktar, Ocak-Ekim döneminde
gıda ve tarımda ihracatın 2013-2014 yıllarında yüzde 6,9 artışla 13,4 milyar dolardan, 14,32 milyar dolara çıktığını, ithalatın
ise 9,16 milyar dolardan 10 milyar dolara
yükseldiğini belirtti.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada,
tarım ve gıdada Ekim ayında ihracatın,
geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16,6
artarak 1 milyar 442 milyon 587 bin dolardan 1 milyar 681 milyon 341 bin dolara, ithalatın ise yüzde 41,9 artarak 746 milyon
908 bin dolardan 1 milyar 59 milyon 908
bin dolara yükseldiğini vurguladı.
Bayraktar, tarım ve gıdada ihracat,
Haziran ayında yüzde 0,8, Temmuz ayında yüzde 10,6 gerilediğini, Ağustos’ta
44
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
yüzde 16,1, Eylül’de yüzde 5,3 artığını
hatırlattı.
10 ayda gıda ve tarımın, 4 milyar 318
milyon 487 bin dolar dış ticaret fazlası
verdiğinin altını çizen Bayraktar, son 12
ayda tarım ve gıdanın 5,86 milyar dolar dış ticaret fazlasına ulaştığını belirtti.
Bayraktar, tarımın Başta kuraklık ve don
olmak üzere hemen bütün doğal afetleri yaşamasına rağmen tarım sektörün,
Ekim itibarıyla 12 aylık ihracatın 17,9 milyar doları bulduğunu bildiren Bayraktar,
son 12 aylık ithalatın ise 12 milyar doları
aştığına dikkati çekti.
Şemsi Bayraktar, Ekim ayında genel
ihracatın yüzde 7,3 artarak 12 milyar 54
milyon dolardan 12 milyar 933 milyon dolara çıktığını, genel ithalatın ise yüzde 1,5
düşüşle 19 milyar 483 milyon dolardan 19
milyar 185 milyon dolara indiğini bildirdi.
Bayraktar, kronik bir şekilde dış ticaret
açığı veren Türkiye’ye tarımın 6 milyar dolara yakın dış ticaret fazlasıyla önemli bir
Şemsi Bayraktar, tarımın milli gelire de önemli katkı verdiğini, gayri safi yurtiçi yüzde
7,4’ünü oluşturduğunu, gıda sanayi, tekstil konfeksiyon sanayi, ulaştırma, ticaret, finans,
lokanta ve otel sektörleri başta olmak üzere çok sayıda sektörün de hammadde ve gelirinin önemli bir bölümünü tarımdan sağladığını bildirdi.
katkıda bulunduğunu bildirdi. Tarımın katkısının sadece dış ticaret fazlası vermek
olmadığını vurgulan Bayraktar, istihdamın
yüzde 22,2’si karşılayarak, toplamda işsizliği 2,2, erkeklerde 1,3, kadınlarda 5,5
puan azaltarak, genelde işsizliğin yüzde
10,1, erkeklerde yüzde 8,9, kadınlarda
Tarımdaki büyük
potansiyel
Bayraktar, tarımın aşırı arazi parçalanması, sulama altyapısının tamamlanamaması, güçlü örgütlenme
eksikliği gibi yapısal sorunları bulunduğunu, bu sorunların aşılması halinde, tarımda çok büyük bir potansiyeli
içinde barındıran Türkiye’nin, rahatlıkla 2023 yılında, 150 milyar dolarlık
tarımsal hasılaya, 40 milyar dolarlık
gıda ve tarım ihracatına ulaşabileceğini vurguladı.
En fazla ihracat meyve, sebze ve
bunlardan elde edilen ürünlerden
Ekim ayındaki gıda ve tarım ihracatının yarısına yakınının, yüzde 47,5’inin
meyve, sebze ve bunlardan elde edilen
ürünlerden sağlandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ürün bazında en fazla ihracat, meyve, sebze ve hububat, en fazla ithalat
hububat, yağlı tohumlar ve hayvansal
ve bitkisel yağlarda yapıldı. Geçen yılın Ekim ayında 424 milyon 512 bin dolarlık olan yenilen meyveler ve yenilen
sert kabuklu meyve ihracatı 2014 yılının
Ekim ayında 583 milyon 10 bin dolara, 50 milyon 498 bin dolarlık yenilen
sebzeler ve bazı kök yumrular ihracatı
ise 60 milyon 478 bin dolara yükseldi.
Sebzeler, meyveler, sert kabuklu meyveler ve bitkilerin diğer kısımlarından
elde edilen müstahzarların ihracatı,
Ekim ayları itibarıyla 181 milyon 588 bin
dolardan 224 milyon 995 bin dolara,
hububat, un nişasta veya süt müstahzarları, pastacılık ürünleri ihracatı 127
milyon 34 bin dolardan 142 milyon 103
bin dolara, tütün ve tütün yerine geçen
işlenmiş maddeler ihracatı ise 49 milyon 915 bin dolardan 95 milyon 874 bin
dolara çıktı.
2014 Ekim ayında 237 milyon 925 bin
dolarlık hububat ithal edildi. Bunu 199
milyon 949 bin dolarla yağlı tohum ve
meyveler, muhtelif tane, tohum ve meyveler, sanayide ve tıpta kullanılan bitkiler,
saman ve kaba yem takip etti. Üçüncü
büyük kalem olarak bunları 175 milyon
654 bin dolarla hayvansal ve bitkisel katı
ve sıvı yağlar, yemeklik katı yağlar, hayvansal ve bitkisel mumlar izledi.”
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
45
TZOB DİYOR Kİ!
TZOB DİYOR Kİ!
Traktör muayenesinde süre uzatımı talebi
TZOB,
ÇKS başvuru
süresinin
uzatılmasını
istedi
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Torba yasayla traktör muayenesinde gecikme
bedellerindeki indirimden yararlanma süresi 31 Aralık 2014’de sona eriyor."
Bu yıl kuraklık, don, dolu gibi afetler yaşayan
çiftçimizin, 2015 yılı ÇKS kayıt işlemlerini 31 Aralık
2014 tarihine kadar tamamlaması mümkün değil.
Ek süre verilmeli.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, 31 Aralık 2014
tarihinde sona erecek 2015 yılı Çiftçi Kayıt
Sistemi (ÇKS) kayıt süresinin uzatılmasını
istediklerini bildirdi.
Ekim ayından önce başlaması doğru
olmuştur. Ayrıca tarım ürünlerini sigorta
yaptırmak isteyen üreticilerimizin işlemlerine, yeni tarımsal üretim sezonu kredi
başvurularına kolaylık getirdi.
Bayraktar, “bu yıl kuraklık, don, dolu
gibi afetler yaşayan çiftçilerin, 2015 yılı
ÇKS kayıt işlemlerini 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlaması mümkün değil.
Ek süre verilmeli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın da bu talebimizi
makul karşılayacağını tahmin ediyoruz”
dedi.
Ancak, bilindiği üzere bu yıl 2014 yılı
ÇKS başvuruları Ekim ayına kadar devam
etti. Bu nedenle 2015 yılı ÇKS başvuruları
belirtilen 1 Eylül tarihinde başlatılamadı.
Ayrıca yeni yönetmelik değişikliği ile önceki başvuru formlarında değişiklik yapılması, sistemde meydana gelen aksaklıklar, bu yıl işlemlerin uzamasına yol açtı.
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
“Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yeni ÇKS yönetmeliği, 27 Mayıs
2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
ÇKS başvuru işlemlerinin yapıldığı bugünlerde Odalarımız başvurularda fazla
yoğunluk yaşandığı, üreticilerin panik halinde olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenlerle 2015 yılı ÇKS başvurularının, 31
Aralık 2014 tarihine kadar tamamlanması
mümkün görülmemektedir.”
Yönetmelik, ‘Üretim yılına ilişkin çiftçi
başvuruları bir önceki yılın 31 Aralık tarihinde sona erer’ hükmü getirdi. Konuyla
ilgili genelge de yayımlandı. Buna göre,
1 Eylül 2014’de başlayan 2015 yılı ÇKS
başvuruları, 31 Aralık 2014 tarihinde sona
erecek.
ÇKS başvuru tarihinin 2014-2015 tarımsal üretim sezonunun başlangıcı olan
46
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Yönetmelikte “Çiftçilerin bu tarihten
sonra sahip oldukları veya kiraladıkları
tarım arazileri hariç olmak üzere ÇKS’ye
yeni bir çiftçi ve arazi kaydı yapılamaz.
Ancak, çiftçiler içinde bulunulan üretim
yılında ÇKS’ye kayıtlı tarım arazileri üzerindeki üretim bilgilerinin güncellenmesini, üretim yılının 15 Mart-15 Mayıs tarihleri
arasında yapabilirler” denildiğine de dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ülkemizde tarla bitkileri ekilişleri genel
olarak ürünlere göre değişmekle birlikte
genel olarak Eylül ayı itibariyle başlayıp
Mayıs ayı sonuna kadar devam etmektedir. Yönetmelikte yer alan bu husus
da dikkate alındığında ekilişlerin devam
etmesi sistemin açık olmasını zorunlu kılmaktadır.
Yaşanılan sıkıntıların çözümü ve ekilişlerin Mayıs ayı sonuna kadar devam
etmesi nedeniyle ÇKS başvurularının bir
önceki yılın Eylül ayında başlayıp, üretim
yılı içinde Haziran ayına kadar uzatılmasının önemli olduğu görülmektedir.
ÇKS başvuru süresinin Haziran ayına
kadar uzatılmasına ilişkin talebimiz Birliğimizce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza iletilmiştir. Talebimizin değerlendirilerek ÇKS yönetmeliğinde gerekli
değişikliğin biran önce yapılması sorunu
çözecektir.”
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, çiftçilerin de olası sıkışıklıkları düşünerek son
günü beklemeden tarım il ve ilçe müdürlüklerine bir an önce başvurusunu yapması gerektiğine dikkati çekti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkan Şemsi Bayraktar, kamuoyunda
torba yasa olarak 6552 sayısı kanunla
traktör muayenesinde gecikme bedellerindeki indirimden yararlanma süresinin
31 Aralık 2014’de sona erdiğini bildirerek,
“Mobil istasyonların sayısının yetersizliği nedeniyle çiftçimizin 31 Aralık 2014’e
kadar traktör muayenelerini yaptırmaları
mümkün görünmüyor. Süre en az 6 ay
uzatılmalı” dedi.
Şemsi Bayraktar, sürenin uzatılması için Maliye ile Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme bakanlıkları nezdinde yazılı
girişimde bulunduklarını bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer
sayısında yayınlanan, kamuoyunda torba
kanun olarak adlandırılan, “İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına
Dair 6552 Sayılı Kanun”un zamanında yapılmayan traktör muayenelerinde gecikme bedellerine indirim getirdiğini belirtti.
Muayene süresinin uzatılması yanında gecikme bedellerinde indirim öngören düzenlemeden üreticinin son derece
memnun olduğunu belirten Bayraktar,
şunları kaydetti:
“Fakat traktör muayenelerinde talebin
fazla olduğu illerde mobil istasyonlarının
sayısı yeterli değil. Birçok üreticimiz, traktör muayenesini yaptıramamaktadır. Bu
nedenle 31 Aralık 2014’te sona erecek
olan gecikme bedellerindeki indirimden
faydalanma süresinin en az 6 ay uzatılması büyük önem arz etmektedir.
Kanunda, 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu uyarınca araç muayenesi yaptırmaları gerektiği hâlde muayenelerini sü-
resinde yaptırmamış olanların, 31 Aralık
2014 tarihi mesai saati bitimine kadar
araç muayenelerini yaptırmaları halinde
indirimden faydalanabiliyor. Muayene
süresi geçirilen her ay ve kesri için daha
önce yüzde 5 ceza ödeniyordu. Şimdi,
kanunun yayımlandığı tarihe kadar yurtiçi
üretici fiyatları endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları uygulanıyor. Kanunun yayımlandığı tarihten (yayımlandığı ay dâhil)
araç muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar ise her ay ve kesri için aylık yüzde 1
fazla para alınacak.”
Buna göre, yıllık cezanın yüzde
60’dan, enflasyon oranına indirildiğini, bu
oranın geçmiş yıllarda yüzde 7-9 arasında gerçekleştiğini vurgulayan Bayraktar,
“2013-2014 üretim sezonunda yaşadığı
doğal afetler yüzünden zaten ekonomik
sıkıntı içindeki çiftçimiz, bu olanaktan
mahrum bırakılmamalı. Süre uzatılmalı”
dedi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
47
SOSYAL GÜVENLİK
Radyo ve televizyonlar için ayrı ayrı hazırlanan; Radyo
ve Televizyon Üst Kurulu’nun “kamu yararına yönelik spot
film” onayından da geçen 45’er saniyelik spotlar hem üreticileri,
hem aracı kişi ve kuruluşları, israf konusunda uyarmak ve toplumsal
farkındalık ve bilinç geliştirilmesini sağlamak amacı taşıyor.
AYIN KONUSU
Türkiye Ziraat Odaları Birliği, doğal afetler
nedeniyle bu yıl çok zor
bir üretim sezonu geçirilmekte olduğuna vurgu yapan, çiftçimizin ürettiği her
dilim, her salkım ve her danenin geçtiğimiz yıllardan çok daha fazla önemli hale geldiğine dikkati çeken, bu nedenle her türlü israftan kaçınılması
gerektiği mesajını veren bir kamu spotu hazırladı.
AYIN KONUSU
AYIN KONUSU
kadın sigortalılar ile 60 yaşını dolduran
erkek sigortalıların,
Cihangir Çakmur
SGK, Şube Müdürü
Ayrıca 25/02/2011 tarihi itibariyle Kurum tarafından (re’sen) tarım Bağ-Kur
sigortalılığı başlatılanların tescillerinin
yapıldığı tarihte 65 yaşını doldurduklarını
gerekçe göstererek tescilinin iptali için
talepte bulunanların, tescil tarihi itibariyle
sigortalılıkları iptal edilmektedir.
Yaşlarını doldurmaları nedeniyle sigortalılıkları iptal edilenlerin veya durdurulanların daha sonraki bir tarihte ziraat odasında
üye kaydı olanların sigortalılıklarının yeniden başlatılması için talepte bulunmaları
halinde, sigortalılıkları Kurum kayıtlarına
intikal ettiği tarih itibariyle yeniden başlatılır.
TARIM BAĞ-KUR
SİGORTALILARININ
TESCİL İŞLEMLERİ
Tarımsal faaliyetinden dolayı ziraat
odalarında üye kaydı bulunanların, tescil işlemleri için bağlı bulundukları ziraat
odalarınca veya kendilerince bir yıl içerisinde bildirilmesi halinde odaya kaydedildikleri tarihten, bu süre içerisinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin sosyal
güvenlik il müdürlüklerinin kayıtlarına intikal ettiği tarihi itibariyle,
Ziraat odaları tarafından bildirimi yapılan çiftçilerin, SSK, Bağ-Kur veya Emekli
Sandığı kapsamında sigortalı olmaları
nedeniyle tarım tescili yapılamayanların
tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde, bu sigortalılıklarının son bulduğu
tarihi takip eden günden itibaren, sigortalılıkları başlatılır.
Ayrıca, tarımsal faaliyetinden dolayı
2926 sayılı Kanuna göre tarım bağ-kur
sigortalısı olmak için tescilini yaptırmayan
ancak kendilerinden, 01/04/1994 tarihinden itibaren tevkifat kesintisi yapılan çiftçilerin, tevkifat yapıldığını gösteren belgeleri eklemek suretiyle sosyal güvenlik il/
merkez müdürlüklerine yazılı talepte bulunmaları halinde, tevkifat tutarının kurum
hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifat
yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılır ve tarımsal
faaliyetlerinin devam etmesi halinde sigortalılıkları tescil tarihi itibariyle devam ettirilir.
50
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Sigortalının tarımsal faaliyetinin tespitinde ziraat odası kayıtları, ziraat odası
kaydı bulunmayanların ise tevkifata esas
ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşları,
kooperatif veya birlik kayıtları, bunların
olmaması halinde ise sattığı ürünü elde
etiği alana ilişkin tapu tescil kayıtları esas
alınır.
Tescili yapılanların sigortalılıklarının
sona erdirilmesi
1-Tarımda kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışanların, tarımsal faaliyetinin
sona erdiği tarihten,
2-65 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle, sigortalılığını durdurmak için
talepte bulunanların talepte bulunduğu
tarihten,
3-Yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden
bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten
sonra kalan tutarın aylık ortalamasının
prime esas günlük kazanç alt sınırının
otuz katından az olduğunu “Sigortalılık Muafiyet Belgesi” ile belgelemeleri
halinde,(Bu belge ziraat odalarından
alınacak) belgenin düzenlendiği tarihten
itibaren 10 gün içinde Kurum kayıtlarına
intikal ettirenlerin sigortalılıkları belgenin
düzenlendiği, bu süreyi geçirenlerin ise
belgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği
tarihten,
Yapılan usulsüz tesciller
4-Yaşlılık aylığı talebinde bulunanların
talep ettiği tarihten,
5-Sigortalının, sigortalılığı
ederken vefat ettiği tarihten,
devam
6-Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise
rapor tarihi itibariyle,
Malul sayılmasına esas tutulan rapor
tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı
istekte bulunduğu tarihten,
7-Bağ-Kur, SSK veya Emekli Sandığı kapsamında çalışmaya başlayanların,
çalışmaya başladığı tarihten önceki günden, İtibaren sigortalılıkları sona erer.
İleri yaşta bulunan sigortalılar
hakkında yapılacak işlemler
İleri yaşta olduğu halde tescili yapılan
sigortalılardan;
1-29/05/1984-02/08/2003 tarihleri arasında illerde uygulamanın başlatıldığı tarihte 50 yaşını dolduran kadın sigortalılar
ile 55 yaşını dolduran erkek sigortalıların,
2-02/08/2003-30/09/2008 tarihleri arasında tarım sigortalılıkları başlayanlardan
tescil tarihi itibariyle 58 yaşını dolduran
Tarım Bağ-Kur tescil uygulamasının başlandığı 29.05.1984 tarihi ile
30.09.2008 tarihleri arasında tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine
esas tarımsal faaliyetleriyle ilgili kurum ve
kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun
olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal
edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten
31.12.2010 tarihine kadar geçen sürelere
ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, sigortalılıkları başlangıç tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar
geçerli sayılmıştır.
Sigortalının, 31.12.2010 tarihinden itibaren bağlı bulunduğu ziraat odasında
usulüne uygun üye kaydının devam etmesi halinde ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı devam ettirilmektedir.
içerisinde bildirim yükümlülüklerini yerine
getirmeyenler hakkında, Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından idari para cezası uygulanmaktadır.
Süresi içerisinde bildirimi yapılmayan
üyelerden dolayı idari para cezası kapsamına giren ilgili kurum ve kuruluşların,
6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği
11/09/2014 tarihinden itibaren üç ay içerisinde bildirim yapmaları halinde, bildirimler kanuni süresi içerisinde yerine getirilmiş sayılarak bunlara idari para cezası
uygulanmayacak, daha önce uygulanan
idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın terkin edilecek,
ancak tahsil edilen idari para cezalarının
iade işlemi yapılmayacaktır.
Doğum borçlanması
6552 sayılı Kanunla, 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yapılan değişiklikle, doğumdan önce sigortalı olan kadın sigortalılara üç defaya mahsus olmak üzere
doğum yaptığı tarihten sonraki iki yıllık süreyi geçmemek ve çocukların yaşaması şartıyla doğum borçlanması hakkı verilmiştir.
Sigortalının veya hak sahiplerinin doğum borçlanması için yazılı talepte bulunduğu tarihte, prime esas günlük kazanç
alt ve üst sınırları arasında olmak üzere
kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’si üzerinden hesaplanacak,
borçlanma tutarının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenmesi halinde,
borçlanma talebi geçerli sayılacaktır.
Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalı;
Doğum yaptığı tarihten itibaren iki yıl
içerisinde çocuğunun yaşamasıyla beraber adına prim ödemesi olmadığı takdirde iki yıllık sürenin tamamını,
Birinci veya ikinci doğumunun üzerinden iki yıl geçmeden doğum yapması
halinde, birinci ve ikinci doğumda geçen
süre ile takip eden doğumdaki iki yıllık sürenin toplamı kadar geçen süreyi,
Doğan çocuğun iki yıllık süre içerisinde
ölümü halinde, çocuğun yaşadığı süreleri,
Doğum yaptıktan sonra iki yıllık süre
tamamlanmadan sigortalı çalışmaya
başlaması halinde, doğum yaptığı tarih
ile sigortalı çalışmaya başladığı tarih arasındaki süreyi, geçmemek üzere istenilen
süreyi borçlanabilecektir.
Aylık ödenilmesi gereken primler
Tarım Bağ-Kur sigortalıları aylık prime esas kazançları üzerinden, 30 günü
aşmamak şartıyla 01/10/2008 tarihinde
15 gün, takip eden her yıl bir puan artırılarak % 2 kısa vadeli, % 20 uzun vadeli
sigorta kolları ile % 12,5 genel sağlık sigortası primi olmak üzere toplam %34,5
üzerinden yıllara isabet eden aylık gün
sayısına göre tahakkuk eden primlerini,
takip eden ayın sonuna kadar Kurumun
anlaşmalı bulundu bankalara ödemeleri
gerekmektedir.
Ancak, 01.10.2008 tarihinden sonra
tevkifat kesintisine istinaden geriye dönük
tescili yapılanlardan, tescil tarihi itibariyle
ziraat odası kaydı bulunmayanlara, daha
sonraki bir tarihte ziraat odaları tarafından
geriye dönük olarak yapılan kayıtlar geçerli sayılmamaktadır.
Bildirim yükümlülüğü
Ziraat odası üyeliklerinden dolayı tarım
sigortalısı sayılanların, üye olduğu tarihten itibaren en geç bir ay, üyelik kaydının
son bulması halinde ise 10 gün içerisinde ziraat odaları tarafından bildirimlerinin
yapılması gerekmektedir. Tanınan süre
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
51
AYIN KONUSU
Neşe Tezer
TZOB Teknik Müşavir Yardımcısı
AYIN KONUSU
SGK İLE İLGİLİ
SIKÇA SORULAN
SORULAR
satmış olduğu kurum veya kuruluştan bilgi almaları gerekir.
Tarım bağkurlusu (tarım işçisi) olarak ve SSK’lı çalışmış bir kişinin ziraat
odasından ‘Muafiyet Belgesi’ alıp, SSK
prim borcunu ödeyerek, yaş haddinden
emekli olması mümkün müdür?
Tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan; 2014 yılı için, yıllık
tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete
ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan
tutarın aylık ortalamasının, 1/1/2014 ila
30/6/2014 tarihleri arasında 749,70 TL,
1/7/2014 ila 31/12/2014 tarihleri arasında
793,80 TL ‘den düşük ise talep edilmesi
halinde "Sigortalılık Muafiyet Belgesi"ni
ziraat odaları düzenleyerek vermektedir.
Yıllık kazanç net gelir hesaplamasını İl/İlçe
Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce
ilgili odanın talebi üzerine yapılmaktadır.
İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri, Zirai Kazanç Ölçülerinin Tespiti
Hakkında Yönetmelik çerçevesinde Yıllık
kazanç net gelir hesaplamasını yapmaktadırlar.
Muafiyet kapsamına giren bir çiftçi,
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne
talepte bulunması halinde, Ek 5 “Tarım işçi
sigortalılığı”ndan faydalanabilmektedir.
Kimler muafiyet kapsamına girmektedir? Muafiyet belgesi alınca ne olur?
Tarım Bağ-Kuru bulunan bir kişinin
SSK’lı bir işe başlamasıyla tarım Bağkuru neden sona erdirilmektedir. Ziraat
Odası kaydının silinmesi gerekli midir?
Sigortalıların aynı anda birden fazla
sigortalılık haline tabi çalışması durumunda hangi sigortalılık durumunun esas
alınacağı hususu 5510 sayılı Kanun’un
53. maddesinde düzenlenmiştir. Buna
göre kişinin 5510 sayılı kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
(4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin
birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi ola-
52
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
cak şekilde çalışılması durumunda, (b)
bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki
diğer sigortalılık durumu dikkate alınır…"
hükmündedir.
Çiftçilikle uğraşan ve tarım bağkuru
olan bir kişinin aynı dönemde başka bir
sigortalılığa tabi olarak çalışması mümkündür. Ziraat Odası kaydının silinmesine
gerek yoktur. Kişi ne zaman SSK’lı işten
ayrılır ise tarım bağkuru aktif olacaktır.
Her odanın farklı tüzel kişiliği olduğundan, çiftçi ile ilgili işlemler kayıtlı olduğu oda
tarafından yürütülmesi gerekmektedir.
Çiftçi tarım bağkurlu sigortalılık durumunu (sigortalı olup olmadığını),sigorta
kayıt tarihini ve sattığı üründen tevkifat
kesintisi yapılıp yapılmadığını nereden
ve nasıl öğrenebilir?
Kanun gereği, 2008 yılından itibaren
ziraat odalarına kayıt olan her kişi zorunlu
olarak tarım bağkur sigortalı olmaktadır.
Kayıtlı olduğunuz odadan bilgi edinerek,
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne
başvurmanız gerekmektedir. Tarımsal
ürününden tevkifat kesintisi yapılıp yapılmadığı hususu, çiftçilerimizin ürününü
Kanunun Ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım veya
orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette
bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının,
bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük
kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler, 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar, Türkiye’de kendi
adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan,
yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal
güvenlik mevzuatına tabi olanlar, 18 yaşını
doldurmamış olanlar, 4. Maddeye göre sigortalı sayılmazlar.
Sigortalının sigortalılığı, “Sigortalılık
Muafiyet Belgesi”ni on gün içinde Ku-
ruma intikal ettirilmesi halinde belgenin
düzenlendiği tarihten, bu sürenin geçirilmesi halinde ise belgenin Kuruma
intikal ettirildiği tarihten itibaren sona
erecektir.
Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce,
mülga 2926 sayılı Kanuna göre sigortalılıkları başlatılanlardan ziraat odası kaydı bulunmayanların sigortalıklarının sona
ermesinde, tescilde esas alınan kayıtlara
göre sigortalılık sona erdirilecektir.
Muafiyet belgesi alan kişiler sigortalı
sayılmazlar ve sigorta primi ödemezler. Sigorta primi ödemedikleri için de
ileride emekli olamazlar. Ancak, muafiyet belgesi aldıktan sonra, Ek-5 “Tarım
Sigortalılığı”na başvuruda bulunabilirler.
Muafiyet sınırı nasıl belirlenir?
Asgari ücret her yıl, Resmi Gazetede
yayınlandıktan sonra, SGK, “Günlük Kazanç Alt ve Üst Sınırlarını” bir genelge ile
belirler. Birliğimiz, SGK’nın yayınlamış
olduğu (Kanunun geçici 16.maddesini)
dikkate alarak ilk altı ay ve ikinci altı ay
için muafiyet sınırı belirler ve bir genelge
ile ziraat odalarımıza duyurur.
Muafiyet belgesi alarak sigortalılığını durduran bir çiftçi, daha sonra tekrar
muafiyetini kaldırarak tarım Bağ-Kur
primini ödemek isterse ne yapması gerekir?
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan muafiyet belgesi ile düzenlemeye göre sigortalılığını durdurup,
daha sonra muafiyeti ortadan kalkanların,
tekrar sigortalılıklarının başlatılması için,
muafiyet halinin kalktığını gösterir belgeyi
2 nüsha düzenleyerek ziraat odalarımıza
onaylatmaları gerekir.
Onaylatılan bu belgelerden biri odada
kalacak, diğeri ise bağlı bulunulan Sosyal
Güvenlik İl/İlçe Müdürlüklerine ibraz edilecektir.
Ziraat odalarımızın dikkat etmesi gereken muafiyetin neye göre kalktığını çiftçilerimizin belgelemeleridir.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
53
AYIN KONUSU
Arzu Zübeyde Dikeçoğlu
SGK, Sosyal Güvenlik Uzmanı
AYIN KONUSU
Yüzyıllardan beri tarım sektörü
Anadolu’nun geçim kaynağını oluşturmuş, dönem dönem ticareti geliştirmiş,
ekonomik kalkınmayı sağlamış, yaşlı
genç tüm nüfusa istihdam sağlamıştır.
Şimdilerde ise Gayri Safi Milli Hasıladan
%7,4 (2013 yılı için) pay alan tarım sektörü, Türkiye’deki 26 milyon 4 yüz bin
istihdamın yaklaşık 6 milyonunu yani neredeyse işgücünün dörtte birini kapsamaktadır.
Ancak ekonomik konjonktürdeki değişmeler, artan işsizlik, yoksulluk gibi ne-
SOSYAL
GÜVENLİKTE
TARIMIN ÖNEMİ
denler tarım sektörünü diğer sektörlere
oranla daha fazla etkilemektedir. Tarımda çalışan kişiler yaşadıkları topraklarda
iş olanağı yakalayamadıkları için başka
yerlere mevsimsel olarak göç ederek geçimini bu şekilde sağlamaya çalışmaktadırlar. Diğer taraftan teknolojik gelişmeler, bir kesime daha fazla gelir sağlarken
diğer bir kesimin işsiz kalması sonucunu
doğurmaktadır. Buna ek olarak anormal
mevsim geçişleri, ürün yetiştirme konusunda yaşanan problemleri de eklersek
tarım sektörü diğer sektörlere oranla çok
daha hassas bir yapıdadır.
Tarımda kayıt dışı istihdam boyutu
İlk ortaya çıktığı süreçten beri sosyal
güvenliğin ana amacı; kişilerin ve aile bireylerinin çalıştıkları süreçte ve gelecekte
karşılaşabilecekleri riskleri telafi etme çabası olmuştur. Vatandaşların sosyal güvenlik sisteminden mahrum olması, gelecekte oluşabilecek iş kazası, hastalık,
analık risklerine karşı korunamamasına,
sağlık hizmetlerinden faydalanamamasına, geleceğe güvenle bakamayan bir
toplumun oluşmasına sebep olmaktadır.
Bir yandan işverenler arasında haksız rekabetin ortaya çıkmasına, diğer taraftan
prim kaybına yol açarak sürdürülebilir bir
sosyal güvenlik sisteminin gelecek nesillere taşınamamasına sebep olmaktadır.
Daha çok sigortasız çalışma diye tabir
ettiğimiz kayıt dışı istihdam, kısaca çalışan işçilerin gün ve kazançlarının SGK’ya
hiç bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi
olarak tanımlanabilir. Tarım sektörünün
olumsuz etkilenmesine yol açan yukarıdaki nedenler, aynı zamanda kayıt dışı
istihdamı da tetikleyen nedenlerdir. Ne
yazık ki, Türkiye için önemli bir istihdam
kaynağı olan ve bu kadar hassas yapıdaki tarım sektöründe istihdam edilen kişilerin büyük bir bölümü bu nedenlerle kayıt
dışı çalışmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumunun 2014 yılı Ağustos ayı verilerine
göre kayıt dışı istihdam oranı %36,35 olarak gerçekleşmiştir. Tarım sektöründe kayıt dışı istihdam oranı ise neredeyse % 85
dolaylarındadır. Oysa aynı dönemde sanayide kayıt dışı istihdam % 19,8, inşaat
% 37,5, hizmet % 21,9 olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, son 10 yıl içinde tarım sektöründeki istihdam yapısında herhangi bir değişim de gözlenmemektedir.
TÜİK’e göre 2004 yılında 5 milyon 7 yüz
bin kişi tarımda çalışırken 2014 Ağustos
ayında 5 milyon 9 yüz bin kişi tarım sek-
54
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
töründe çalışmaktadır. Tarım sektöründe
çalışan 100 erkekten sadece 27’si, 100
kadından ise sadece 5’i sigortalı olarak
çalışmaktadır. Bunun yanında ücretsiz
çalışan aile işçilerini de düşünürsek, tarım
sektörünün tamamına yakınının sigortasız
çalıştığını söylemek yanlış olmaz.
Kayıt dışı istihdamla mücadele
kapsamında yapılan çalışmalar
a)Mevzuat Düzenlemeleri
Ülkemiz açısından bu kadar önemli
bir sektörün daha rekabet edebilir olması
ve bu sektörde çalışan kişilerin geleceğe
daha güvenle bakabilmeleri için Sosyal
Güvenlik Kurumunca birçok çalışma yürütülmektedir. 01/10/2008 tarihinde sosyal güvenlik alanında yapılan reformla
birlikte sosyal güvenlik sistemi tek çatı
altında toplanarak, tüm bireylerin hizmetlerden adil ve eşit bir şekilde faydalanmaları öngörülmüştür. Bu dönemde Sosyal
Güvenlik Mevzuatı yeniden revize edilmiş
tarımda çalışanlara özel düzenlemeler
yeni 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa eklenmiştir. Kendi adına ve hesabına veya hizmet
akdiyle tarımda çalışanlara yönelik düzenlemelere yeni Kanunda yer verilmiştir.
Tarımda yıl boyunca bilfiil çalışmak
her zaman mümkün olmadığından; hizmet akdiyle tarım ve orman işlerinde süreksiz olarak çalışan kişilere, muhtarlık,
birlik, il ilçe tarım müdürlüklerince onaylanmış belgeler ile SGK’ya başvurması
halinde EK 5 inci madde ile 4/a (hizmet
akdiyle çalışanlar) kapsamında sigortalısı
sayılma ve primlerini kendileri ödeyebilme hakkı getirilmiştir. Bu kişiler için prim
miktarı da diğer hizmet akdiyle çalışanlara göre daha düşük belirlenmiştir. Bu
kapsamda, Ek 5 kapsamında çalışanlara
yönelik 2014 yılı için prim miktarı 21 gün
üzerinden hesaplanmakta, kişiler 30 gün
üzerinden hizmet kazanabilmektedirler.
Ayrıca, tarım sektörüne özel muafiyet uygulamaları bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanunun “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı
6 ncı maddesinde: “Kanunun ek 5 inci
maddesi kapsamında sayılanlar hariç
olmak üzere, tarım işlerinde veya orman
işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde
çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal
faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet
gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraf-
lar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık
ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan
prime esas günlük kazanç alt sınırının
otuz katından az olduğunu belgeleyenler
ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar..” hükmü yer almaktadır. Hiçbir
sektör dalında uygulanmayan muafiyet
uygulaması tarım sektöründe çok düşük
kazanç elde eden kişilere yönelik talebe
bağlı olarak uygulanmaktadır.
b)Teşvik uygulamaları
Yapılan mevzuat düzenlemeleri dışın-
da, kayıt dışılığın önlenmesi adına Sosyal
Güvenlik Kurumunca yürütülen birçok
teşvik uygulaması söz konusudur. Teşvik
uygulamaları hem primini düzenli ödeyen işverenleri ödüllendirmekte, hem de
işçi maliyetlerinin düşürülmesine katkıda
bulunmaktadır. Diğer taraftan, dezavantajlı gruplara da (kadın, genç, işsiz..) bir
istihdam olanağı sağlamaktadır. Ancak
haksız teşvik alanlara yönelik uygulanan
yaptırımlar da mevcuttur. İşverenlerin
hem teşvik alıp, hem de kayıt dışı işçi çalıştırdığı tespit edilmesi halinde, işverenler
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
55
AYIN KONUSU
AYIN KONUSU
yapılmakta, zaman ve maliyet kayıplarının
da önüne geçilmektedir.
d)Veri paylaşımı
Diğer taraftan, sadece denetim ile
kayıt dışı istihdamın önüne geçilmesinin
pek mümkün olmayacağı düşüncesinden hareketle, reformla birlikte çapraz
veri paylaşımı sistemi hayata geçirilmiştir. Bu yeni uygulama ile diğer kamu kurum ve kuruluşların yaptıkları işlemlerde
istenen bilgiler dönemsel olarak Sosyal
Güvenlik Kurumuna gönderilmektedir.
Söz konusu veriler Sosyal Güvenlik Kurumunca kontrol edilerek kişilerin sigortasız çalışıp çalışmadığı tespit edilmektedir. Bu sayede, birçok kayıt dışı çalışan
denetime gerek kalmadan sadece belgeler üzerinden tespit edilebilmektedir.
Bu kapsamda, toplam 17 kurum ve kuruluştan 100 ayrı işleme yönelik alınan
bilgiler düzenli olarak SGK’ya gönderilmektedir. Tarım sektöründe, Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan; çiftçi kayıt sistemindeki veriler, su ürünleri, organik tarım, hayvancılık alanlarında yapılan
13 ayrı işlemden alınan veriler SGK’ya
gönderilmekte ve bu veriler kontrol edilmektedir. Sadece yapılan veri paylaşımı
çalışması ile 2008 yılından bu yana yaklaşık 1 milyon 900 bin kişinin kayıt dışı
çalıştığı, 134 bin işyerinin ise tescilsiz
olduğu tespit edilmiştir.
bir yıl boyunca teşvikten yararlanma hakkını kaybetmektedirler.
c)Denetimde rehberlik anlayışı
Ülkemizde denetim elemanlarının denetleyecek çok fazla mucip sayısına sahip olması ve denetim elamanı sıkıntısı
denetim sistemlerinin en büyük sorunlarından birisidir. Yapılan reformla birlikte,
sigortasız çalışmanın önüne geçmek için
Sosyal Güvenlik Kurumunca denetim
sistemi yeniden yapılandırılmış, denetimlerde rehberlik anlayışı benimsenmiştir.
Öncelikle ilgili sektörde veya meslek grubunda detaylı analizler yapılıp, kayıt dışı
istihdamın yoğun olduğu alanlar tespit
edilmekte; bu alanlara yönelik bilgilendirme yapıldıktan sonra denetim aşamasına
geçilerek işverenlere rehberlik yapılmaktadır. Böylece, hak ve yükümlülükleri konusunda bilgi sahibi olmayan kişiler önce
bilinçlendirilmekte, daha sonra denetim
56
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
e)Bilgilendirme ve
bilinçlendirme çalışmaları
Kişilerin kayıt dışı çalışmasının veya
işverenlerin kayıt dışı işçi çalıştırmasının
ardında yatan bir sebep de kişilerin hak
ve yükümlülükleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmamalarıdır. Sürekli değişen
ve karmaşık mevzuat yapısı nedeniyle
vatandaşlarımız sosyal güvenlik haklarını
konusunda yeterli bilgiye sahip olamamaktadırlar. Bu anlamda Sosyal Güvenlik
Kurumunca yapılan en önemli faaliyet bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır. Günümüz yeni teknolojilerini de kullanarak yapılan kamu spotları, afiş, broşür,
seminer ve eğitimlerin yanı sıra, Sosyal
Güvenlik İl ve Merkez teşkilatlarında oluşturulan danışma birimleri, televizyonlarda
sosyal güvenlik alanında yapılan programlar, dizi ve filmlerde bu konuya yer
verilmesinin sağlanması amacıyla yapılan çalışmalar vatandaşları bilinçlendirme
açısından büyük öneme haizdir.
f)Planlananlar
Kayıt dışı istihdamla mücadele çalışmaları hızlı ve yoğun bir şekilde devam
etmektedir. Bu konuya Onuncu Kalkına
Planı’nda da yer verilmiş, tarım sektöründe kayıt dışı istihdamın azaltılmasına
yönelik bilgilendirici ve bilinçlendirici faaliyetler yapılmasına konusunda eylem
eklenmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı koordinesinde hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nde de tarımda
kayıt dışılığın yoğun olduğu alanlarda
sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı çalıştayların düzenlenmesi, sektördeki kayıt dışılığın kaldırılmasına yönelik özel düzenlemeler ve bilinçlendirme
çalışmaları konularında eylemler yer almaktadır.
g)KİTUP II Projesi
Tüm bu yapılan çalışmalar ek olarak,
İnsan Kaynakları Operasyonel Programı
kapsamında yürütülen ve Etkin Rehberlik ve Denetim Yoluyla Kayıtlı İstihdamın
Teşviki II (KİTUP II) Projesi, ilkinin başarıyla tamamlanmasının ardından hayata
geçirilmiştir. Bu proje kaspamında da
kayıt dışılığın azaltılması amacıyla sektörel rehberlerin hazırlanması, risk analizi
çalışmaları yapılması planlanmaktadır.
Diğer taraftan işverenler, işçiler, köylerde
muhtarlar, imamlar gibi kanaat önderlerine bilinçlendirme faaliyetleri yapılması
planlanmaktadır.
Sonuç
Nedenlerin ve sonuçların birbirini
kolayca tetiklediği kayıt dışı istihdam,
Türkiye’nin öncelikle mücadele edilmesi gereken sorunları arasında yer
almaktadır. Ancak, bu alanda yapılan
çalışmalar yetersiz kalmakta sigortasız
çalışmanın önüne geçilememektedir.
Sorunla tek başına Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun mücadele etmesi pek
mümkün değildir. Bu nedenle, Sosyal
Güvenlik Kurumu başta olmak üzere,
diğer kamu kurum ve kuruluşların özellikle sosyal tarafların etkin mücadelesi
kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi, toplumun geleceğe güvenle bakabilmesi
açısından büyük önem arz etmektedir.
TARIMSAL KESİNTİ
(TARIM TEVKİFAT)
UYGULAMASI
Derya Bayraktar Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı
Cihat Gürsoy
Sosyal Güvenlik Uzmanı
Tarımda kendi adına ve hesabına
çalışanlar 2926 sayılı Kanunun 2 nci
maddesi kapsamında zorunlu Tarım
Bağ-Kur sigortalısı sayılmakta ve Kanunun 36.maddesi uyarınca da bu kapsamdakilerden Kurumun prim alacakları, sattıkları ürün bedellerinden tevkifat
yapılmak suretiyle tahsil edilebilmekteydi. 5510 sayılı Kanun ile 2926 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte, kendi adına ve hesabına tarımsal
faaliyette bulunanlar “4/b” statüsünde
sigortalı sayılmışlardır. Benzer biçimde,
primlerinin ise ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil edilebileceği esası
benimsenmiştir.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanun uygulamasına ilişkin konuyla ilgili tebliğ yayınlanmamış olmakla birlikte, özellikle bu
kapsamdakilerin tescil ve prim ödemeleri
eski mevzuatla birlikte uygulanmaktadır.
Tarım Tevkifatı, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendi kapsamında sigortalı
sayılan ve tarımsal faaliyette bulunanların
prim borçlarına mahsuben sattıkları ürün
bedelleri üzerinden yapılan kesinti işlemini ifade eder. Örneğin, vatandaşlar resmi
veya özel işletmelere süt, üzüm, fındık,
tahıl, et, pancar ve buna benzer tarımsal
ürünler sattığında, ürün alan gerçek ve
Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı
tüzel kişiler tarafından SGK adına ürün
bedellerinden prim kesintisi yapılmasına
tevkifat denir.
5510 sayılı Kanunun Primlerin ödenmesi başlıklı 88 inci maddesinin 10 uncu
fıkrasında; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi
kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş
olanların prim borçlarını, sattıkları ürün
bedellerinden borç tutarını geçmemek
şartıyla %1 ila %5 oranları arasında olmak
üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir” hükmüne yer verilmiştir.
12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Sigorta
İşlemleri Yönetmeliğinin “Sigorta primlerinin ödenme süresi ve erken ödeme”
başlıklı 108 inci maddesinin beşinci fıkrasında ise “Kurum, Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
4 numaralı alt bendi kapsamında sigortalı
olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, diğer tahsilat yolları dışında, sattıkları
tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını
geçmemek kaydıyla %5 oranında kesinti yaptırmak suretiyle tahsil eder. Kurum
bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları tebliğ ile belirler.” hükmü yer almaktadır.
Ancak, 17/04/2012 tarihli ve 28267
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 16
ncı maddesiyle Sosyal Sigorta İşlemleri
Yönetmeliğinin 108 nci maddesinin beşinci fıkrası “Kurum, Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
4 numaralı alt bendi kapsamında sigortalı
olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, diğer tahsilat yolları dışında, sattıkları
tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını
geçmemek kaydıyla kesinti yapmaya,
kesinti oranını % 5 oranına kadar belirlemeye yetkilidir. Kurum bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tebliğ ile
belirler.” şeklinde değiştirilmiştir.
01/10/2008 tarihinden sonra tarımsal faaliyette bulunması nedeniyle 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendi kapsamında sigortalı
sayılanlar ile bu tarihten önce 2926 sayılı
Kanun gereğince sigortalı olarak tescil edilmemiş olanlardan, sattıkları tarımsal ürün
bedelleri üzerinden tevkifat yapılanların,
tevkifata istinaden tescilleri 22/5/2007 tarihli
ve 26529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7 Seri Numaralı Tebliğ(4 Seri Nolu Uygulama Tebliği’nde değişiklik yapan tebliğ)
ve 15/06/2007 tarihli ve 2007/44 sayılı Genelge hükümlerine göre yapılmaktaydı.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
57
AYIN KONUSU
AYIN KONUSU
mek şartıyla %5 oranında kesinti yaptırmak suretiyle tahsil eder. Kurum bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
tebliğ ile belirler.
Sözü edilen yeni tebliğ çalışmaları Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı
tarafından tamamlanmış ve Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti
Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair
Tebliğ 01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. Buna göre; 12/05/2010 tarihli
ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta
İşlemleri Yönetmeliği’nin 108 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, tarımsal ürün
bedellerinden yapılacak tevkifata ilişkin
düzenleme yapılıncaya ve tevkifatı yapan
gerçek ve tüzel kişilerin Kurum bilgisayar
sistemine erişimi sağlanıncaya kadar,
26/3/1994 tarihli ve 21886 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği hükümlerine göre işlem yapılması hükmü 01/03/2013 tarihi itibariyle
sona ermiş ve yeni tebliğ ile 26/3/1994
tarihli ve 21886 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan 2926 sayılı Tarımda Kendi
Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu 4 Seri Nolu Uygulama
Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.
1.1 2007/44 Sayılı Genelge
2007/44 sayılı Genelgede yukarıda sözü edilen, 4 Seri No’lu Uygulama
Tebliğ’in (I) numaralı bendini yeniden
düzenleyen 7 Seri Numaralı Tebliğ uygulaması açıklanmıştır. Buna göre SGK il
müdürlükleri aşağıdaki şekilde işlem yapacaklardır:
Esasen, 5510 sayılı Kanunun 88 inci
maddesinin onikinci fıkrasına göre de;
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi
kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş
olanların prim borçlarını, sattıkları tarımsal
ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ilâ % 5 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle
tahsil etmeye Kurum yetkilidir.
58
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Kurum bu yetkisini kullanmış ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin
“Primlerin Ödenmesi” başlıklı 108 inci
maddesinin beşinci fıkrasına göre; Kurum, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt
bendi kapsamında sigortalı olarak tescil
edilmiş olanların prim borçlarını, diğer
tahsilat yolları dışında, sattıkları tarımsal
ürün bedellerinden borç tutarını geçme-
1- 2926 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu halde Kuruma kayıt ve tescilini
yaptırmayan ve kendilerinden tevkifat yapılan çiftçilerin tevkifat yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle tevkifata istinaden sigortalılıklarının başlatılması
için Kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde, Tebliğde belirtildiği gibi, tevkifat
tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifatın yapıldığı tarihi takip
eden aybaşından itibaren sigortalılıklarının başlatılması, tarımsal faaliyetlerinin
devam etmesi halinde sigortalılıklarının
devam ettirilmesi, tarımsal faaliyetinin
tespitinde ise ziraat odası kayıtlarının,
ziraat odası kaydı bulunmayanların ise
tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum
ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının,
kooperatif veya birliklerin kayıtlarının esas
alınması, tescile ilişkin esas alınan bu
kayıtların sona ermesi halinde ise sigortalılıklarının da aynı tarih itibariyle sona
erdirilmesi,
2- Kuruma kayıt ve tescili yapılanlardan, sigortalılıkları devam edenlerin sigortalılıkları başlatılmadan önce tevkifat
yapıldığına ilişkin belgeleri ibraz ederek
tescil tarihlerinin geriye götürülmesini talep edenlerin tarımsal faaliyetlerinin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, tescil
tarihlerinin tevkifatın yapıldığı tarihi takip
eden aybaşından itibaren başlatılması,
3- Herhangi bir nedenle 2926 sayılı
Kanuna tabi sigortalılıkları, sona erenlerden yeniden 2926 sayılı Kanun kapsamına girenlerin, kapsama girdikleri tarihten
itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı talepte
bulunmaları veya prim ödemeleri halinde
sigortalılıkları başlatıldığından, yeniden
sigortalılık kapsamına girdikleri tarihten
sonra sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılanlardan, tevkifata istinaden yeniden sigortalılıklarının başlatılması için
yazılı talepte bulunanların sigortalılıklarının tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden
aybaşından itibaren başlatılması,
4- Tebliğ değişikliğinin yayımlandığı
22/05/2007 tarihinden önce tevkifata istinaden tescillerinin yapılması için talepte
bulunan, ancak geriye dönük tescilleri yapılamayan, tevkifata istinaden tescillerinin
yapılması için dava açan ve halen bu davaları devam edenlerin, il müdürlüklerince
Tebliğ değişikliği hususunda yazılı olarak
bilgilendirilmesi, sigortalıların kendi istekleri haricinde davalarından feragat etmeleri istenmeksizin işlemlerinin yapılması,
ancak bu konuda Kurum avukatlarının
açılmış davalarla ilgili olarak “dava konusunun kalmadığı” yeni açılacak davalarda ise idarenin dava konusu işlemlerde
zaten işlemi yaptığından “menfaat” olayının bulunmadığı gerekçesiyle mahkemelere bilgi vermeleri ve davanın reddini
istemelerinin sağlanması,
5- Sattıkları ürün bedellerinden tevkifat
yapılan ancak Tebliğde belirtilen kurum
ve kuruluşlarda kaydı bulunmayanların
talepleri halinde sigortalılıklarının tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından
itibaren başlatılması ve yılsonuna kadar
devam ettirilmesi, tevkifat yapılmayan yıllar varsa bu yıllar atlanarak tevkifat yapılan yıllarda aynı şekilde sigortalılıklarının
başlatılması ve sona erdirilmesi,
6- 5 inci maddedeki gibi tevkifata ilişkin geriye dönük sigortalılık başlatılması
için başvurulduğu tarihte geriye dönük
sigortalılıkları başlatılıp sona erdirilenlerden, başvuruda bulunulan tarihte 2926
sayılı Kanun kapsamında bulunduğu tespit edilenlerin mevcut mevzuat hükümlerine göre Kurumca yeniden sigortalılıklarının re’sen başlatılması,
7- Kurumca tevkifata istinaden yapılan
re’sen tescillerde de Tebliğde belirtilen
şartları taşıyanların sigortalılıklarının tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılması gerekmektedir.
1.2 2009/35 Sayılı Genelge
Yukarıda da yer verildiği üzere; 7 Seri
Numaralı Tebliğ ile 2926 sayılı Kanun
kapsamında bulunduğu halde Kuruma
kayıt ve tescilini yaptırmayan Kurumca da
re’sen tescil edilemeyen ve 08/01/1994
tarihli ve 94/5173 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı gereğince sattıkları ürün bedellerinden 01/04/1994 tarihinden itibaren
tevkifat yapılan çiftçilerin tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle tevkifata istinaden sigortalılıklarının
başlatılması için Kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde Tebliğde belirtildiği gibi
tevkifat tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılmaktadır. Tebliğ gereğince
çiftçilerin kendilerinin talepte bulunmaları
halinde veya Kurumca re’sen sigortalılıkları başlatılmaktadır.
2926 sayılı Kanun kapsamında bulundukları halde Kuruma kayıt ve tescilini
yaptırmadan vefat eden ve vefat etmeden
önce sattıkları ürün bedellerinden tevkifat
yapılan çiftçilerin hak sahiplerinin de talepte bulunmaları halinde tevkifata istinaden
tescillerinin yapılabilmesi hususu Kurum
Yönetim Kuruluna sunulmuş, 26/02/2009
tarihli ve 2009/89 numaralı Kararı ile Yönetim Kurulunda görüşülmüştür.
Alınan karar uyarınca, 2926 sayılı
Kanun kapsamında bulundukları halde
Kuruma kayıt ve tescillerini yaptırmayan,
Kurumca da re’sen tescil edilemeyen ve
vefat etmeden önce sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılan çiftçilerin hak sahiplerinin talepte bulunmaları halinde, 7
Seri Numaralı Tebliğ ve 13/06/2007 tarihli
ve 2007/44 numaralı Genelge hükümleri
doğrultusunda, vefat eden sigortalıların
tevkifata istinaden geriye dönük tescillerinin yapılarak tevkifatın yapıldığı tarihi
takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılacaktır.
Ayrıca, vefat eden sigortalıların hak
sahiplerinden tevkifata istinaden tescil
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
59
AYIN KONUSU
ODALARIMIZDAN
zuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı
tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar
ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı
tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük
tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci
fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum
tarafından belirlenir.” hükmüne amir olup, daha önce tevkifat
dışında geçerli kayıtlar olmadan yapılan tesciller geçerli sayılmazken 6552 sayılı Kanunla yine tevkifat dışında geçerli kayıtlar
olmadan 31/12/2010 tarihine kadar yapılan tesciller bu sürelere
ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla geçerli hale getirilmiştir.
1.3 Tarımsal Kesinti Oranı
01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim
Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ ile 26/3/1994 tarihli
ve 21886 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği yürürlükten kaldırılmış olup, 01/03/2013 tarihinden
önce eski tebliği hükümlerine göre tarımsal kesinti(tevkifat) oranı
%1 olarak uygulanmaktaydı.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, sattıkları ürün bedellerinden
borç tutarını geçmemek şartıyla tahsil edilmesi ile ilgili usul ve
esasları belirleyen Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ, 01/03/2013 tarihli ve 28574
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
yapılması için talepte bulunan, ancak geriye dönük tescil yapılamayan, tevkifata istinaden tescillerinin yapılması için dava açan
ve halen bu davaları devam edenlerin, SGK müdürlüklerince yazılı olarak bilgilendirilmesi, hak sahiplerinin kendi istekleri haricinde davalarından feragat etmeleri istenmeksizin işlemlerinin yapılması, ancak bu konuda Kurum avukatlarının açılmış davalarla
ilgili olarak “dava konusunun kalmadığı” yeni açılacak davalarda
ise idarenin dava konusu işlemlerde zaten işlemi yaptığından
“menfaat” olayının bulunmadığı gerekçesiyle mahkemelere bilgi vermeleri ve davanın reddini istemelerinin sağlanması gerekmektedir.
6552 sayılı Kanunun 58 inci Maddesi ile 5510 sayılı Kanuna
eklenen Geçici 54 üncü Maddesi “4 üncü ve 7 nci maddeler ile
2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre
kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas
tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mev-
60
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
YENİ HİZMET BİNASI AÇILDI
Köprübaşı Ziraat Odası
Manisa'nın Köprübaşı ilçesinde, Ziraat Odası Başkanlığı'nın
yeni binası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan
Vekili Nuri Sorman’ın da katıldığı törenle hizmete açıldı.
Sorman, açılış töreninde yaptığı konuşmada, son hizmet binasıyla Manisa’nın bütün ilçelerindeki Ziraat Odalarının hizmet binalarının tamamlandığını belirterek, “Bugün çok büyük bir gündür” dedi.
Türkiye genelindeki Ziraat Odalarının yüzde 70’inin kendi hizmet binalarına sahip olduğunun altını çizen Sorman, “Son 8 yılda
Sayın Genel Başkanımızın 50 yıldır çıkmayan kanunumuzu değiştirmesi neticesinde, odalarımızın aidat gelirine kavuşmasıyla
her türlü hizmet çiftçimize sunulmaya çalışılmaktadırlar. Özellikle
Genel Başkanımızın şiarı olan çiftçinin alın teriyle ödemiş olduğu
bu aidatların yine çiftçiye götürülmesi, Ziraat Odalarımızın en büyük emel ve arzusudur” diye konuştu.
Köprübaşı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çelik, törende yaptığı konuşmada, Odalarının, kayıtlı 4 bin 500 üyeye hizmet verildiğini bildirdi. Çelik, şöyle devam etti: "Devletin, tarım alanındaki
plan ve programlarını uygulama noktasında Ziraat Odalarımız
önemli bir sivil toplum örgütüdür. Türkiye Ziraat Odaları Birliği
ekonomik ve sosyal hayatta en ön sıralarda yer alma hakkını
kazanmıştır. Bakanlığımız ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanımızın katkılarıyla ve Allah'ın izniyle daha güzel çalışmalar
yapacağız. Bu zamana kadar hep bina kirası vermekteydik, yeni
hizmet binasını yaparak kira vermekten de kurtulmuş olduk."
Konuşmaların ardından yeni hizmet binasının açılış kurdelesi
kesildi. Protokol üyeleri, daha sonra yeni binayı gezdi. Açılış törenine, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkan Vekili ve Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, Köprübaşı Kaymakamı
Abdulkadir Çelik, Köprübaşı Belediye Başkanı Zafer Mergen, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda
vatandaş katıldı.
Yeni tebliğe göre uygulanacak kesinti oranı 1/1/2014 tarihine
kadar %1 olarak uygulanacak ancak yeni tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, “Kesinti yapmakla yükümlü olan
gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunanlardan satın
aldıkları ürün bedelleri üzerinden prim borçlarına mahsuben ve
borç tutarını geçmemek şartıyla %2 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.” Hükmüne istinaden 01/01/2014 tarihinden itibaren
uygulanacak oran %2 olarak belirlenmiştir.
Tarımsal kesinti (tevkifat) bildirimlerinin, kesinti yapmakla
yükümlü gerçek ve tüzel kişiler tarafından “e-Kesinti” adı verilen program aracılığı ile on-line olarak gönderilmesi ve kesinti
tutarlarının sigortalıların hesaplarına otomatik olarak işlenmesini
sağlayacak bilgisayar programı da tebliğ çalışmalarıyla eşzamanlı olarak tamamlanmış olup Yeni Tarımsal Kesinti Uygulama
Tebliğinin Resmi Gazetede yayımı ve yürürlüğe girmesi ile birlikte
uygulanmaya başlanmıştır.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
61
ODALARIMIZDAN
TEKNO-TARIM FUARI
KAPILARINI AÇTI
ODALARIMIZDAN
Şehzadeler Ziraat Odası
bir sektör haline getirmiştir. Manisa dünya piyasasında birinci
ve ikincilik unvanlarına sahip ürünlere sahiptir. Her gittiğimiz ilde
hem valilerimize hem de sevgili başkanlarımıza rica ediyoruz.
Lütfen tarım alanlarını sanayiye kaydırmayın. Çünkü tarım alanları Allah’ın yaratmış olduğu açık bir fabrikadır. Fabrikanın üstüne
fabrika kurmak yersizdir. Onun için mutlaka tarım toprakları korunmalı ve sanayiye de açılmamalıdır.”
Açılışta, Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Vekili Metin Öztürk, Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık
Özkasap ve Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil
Memiş de birer konuşma yaptı.
Manisa Valiliği öncülüğünde Manisa Büyükşehir Belediyesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Manisa Ticaret ve
Sanayi Odası, Manisa Ticaret Borsası, Şehzadeler Ziraat Odası, Manisa Veteriner Hekimler Odası, Ziraat Mühendisleri Odası
Manisa Şubesi ve Manisa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ile
Köy-Koop ve KOSGEB tarafından desteklenen 8’inci Uluslararası Manisa Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapılarını açtı.
Fuarda İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Denizli, Trabzon,
Mersin ve Konyalı firmaların yanı sıra Almanya, Avusturya, Fransa, ABD ve Hollandalı firmaların da Türkiye distribütörleri yer aldı.
SULUSARAY’A HİZMET BİNASI
Sulusaray Ziraat Odası
Tokat’ın Sulusaray ilçesi Ziraat Odası Başkanlığı'nın yeni
binası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir’in de katıldığı törenle hizmete açıldı. TZOB
Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, açılışta yaptığı konuşmada, “Çiftçimizden gelen para alın teri. O halde bize gelen
bu parayı hizmet olarak kuruşuna kadar çiftçimize çevirmemiz
gerekir” dedi.
Ziraat Odası Başkanlarının çiftçimizden gelen parayı hizmete
çevirmek için büyük bir mücadele içinde olduğunun altını çizen
Özdemir, “İnşallah önümüzdeki dönemlerde Odalarımız daha hızlı
şekilde hizmet vermeye devam edeceklerdir” diye konuştu. Yeni
hizmet binasının açılış kurdelesi kesildi. Protokol üyeleri, daha
sonra yeni binayı gezdi. Açılış törenine, Kaymakam Nazlı Demir,
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, Tokat’ın ilçe
Ziraat Odası başkanları, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Toplam 107 firmanın katıldığı fuarın açılışında konuşan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, fuarın uluslararası
boyuta taşınmasının üreticiler için çok önemli olduğunu söyledi.
Sorman, şöyle devam etti: “Özellikle doğal afetlerin artması ve
iklim değişikliklerin meydana gelmesi, şehir planlarının tarım arazilerini azaltması ülke ve dünya nüfusunun artması tarımı önemli
ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI
NARMAN’DA TOPLANDI
Narman Ziraat Odası
Ziraat Odaları Erzurum İl Koordinasyon Kurulu, Türkiye Ziraat
Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyesi M.Latif Maskan’ın da katılımıyla toplandı.
Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda konuşan TZOB Yönetim Kurulu üyesi
ve Karayazı Ziraat Odası Başkanı M.Latif Maskan, “Ziraat Odaları
adına her ay bir ilçede il koordinasyon toplantıları yapmaktayız.
Toplantılarda çiftçilerimizin sorunlarını tespit ederek, yerelde halledilebilecek sorunları yerelde halletmeye çalışıyoruz. Yerelde
halledemediğimiz sorunları ise Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Merkezine taşıyoruz. Başta Tarım Bakanlığımız olmak üzere,
ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunarak çiftçilerimizin
sorunlarını çözmeye çalışıyoruz” dedi.
Toplantıya Erzurum ve ilçe Ziraat Odası Başkanları katıldı. Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy toplantıya katılan misafirlere teşekkür etti, çiftçilerin sorunlarını dile getirdiklerini belirtti.
62
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
63
ODALARIMIZDAN
ODALARIMIZDAN
EMEKLİLİK PROTOKOLÜ
İMZALANDI
Altınordu Ziraat Odası
ÜYELERE İNDİRİMLİ GÖZ
MUAYENESİ
Altınordu Ziraat Odası ve Ziraat Bankası arasında bireysel
emeklilik planı protokolü imzalandı.
Zonguldak’ın Çaycuma Ziraat Odası Başkanlığı, Kdz.
Ereğli’de bulunan göz hastanesi ile anlaşma yaparak, üyelerine
indirimli göz muayenesi yapılmasını sağladı.0
Altınordu Ziraat Odası’nda yapılan imza törenine Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt, Ziraat Bankası Samsun Bölge Müdürü
Mahmut Şencan, Ziraat Emeklilik Bölge Yöneticisi Hakan Erten,
Ordu Şube Müdürü Zeki Cabi, Akyazı Şube Müdürü Süleyman
Güneş, Bireysel Emeklilik Ordu Bölge Temsilcisi Uğur Faruk Aşık
ve Gülyalı Ziraat Bankası Müdürü Ercan Yıldız katıldı.
Çaycuma Ziraat Odası Başkanı Rıza Çapkın, Karadeniz Ereğli ilçesinde olan bir göz hastanesi ile anlaşarak personel, üye ve
1. derece yakınlarına indirim yapılacağını kaydetti. Başkan Çapkın, “Çaycuma Ziraat Odası Başkanlığı olarak Ereğli ilçemizde
olan özel bir hastanemiz ile personellerimize, üyelerimize ve 1.
derece yakınlarımıza indirimli göz muayenesi yaptıracağız. Muayene ücretinde devlet katılım payı 12 TL dışında fark alınmayacak. Tüm tetkiklerde yüzde 30, genel ameliyatlarda yüzde 20, lazer ameliyatlarında yüzde 30 indirim yapılacaktır. Ayrıca katarakt
ameliyatlarında fark yok. Tüm üyelerimize, üye yakınlarımıza ve
personelimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
Ziraat Bankası Samsun Bölge Müdürü Mahmut Şencan, Ziraat Bankasının Altınordu ve Gülyalı ilçesindeki çiftçilere özel bir
kampanya başlattığını belirterek, “Yıllık ödemenin 6 ayda bir yapılması ciddi bir avantaj, Ordu’daki çiftçilerimizin bundan faydalanmasını istiyoruz. Emekli olduğunuzda bu size ciddi bir katkı
sağlayacaktır” dedi.
Başkan Uğur Cörüt de, "27 bin çiftçimizin bu sistemden
faydalanmasını istiyoruz. Biz Altınordu Ziraat Odası olarak
çiftçilerimizin refah seviyesini yükseltmek için, çiftçilerimizin
faydasına olacak çalışmalara imza atmaya devam ediyoruz.
Bugün de Ziraat Bankası Bölge Müdürümüz ve diğer şube
müdürlerimizin katılımıyla bankanın çiftçilere hazırladığı özel
bireysel emeklilik kampanyası protokolüne imza attık. Hayırlı
olsun” diye konuştu.
BAŞKANLAR BİR ARAYA GELDİ
Kütahya Ziraat Odası
rım Sigortası, Genel Sağlık Sigortası ile ilgili odalarımızın, çiftçilerimizin sorunlarını iştişare yapmak amacıyla SGK’dan İl Müdürü
İsmail Sayar, Ahmet Özcan, Orhan Erdoğan, Ramazan Karadal
katılmışlardır. Toplantıda ziraat odalarımızın, çiftçililerimizin yaşadığı sorunlar dile getirilmiştir" dedi.
Kütahya İl Müdürü İsmail Sayar Kütahya Sosyal Güvenlik Kurumu olarak bütün vatandaşların kurumlarından faydalanması gerektiğini belirterek Genel Sağlık Sigortası ile ilgili geniş bilgi verdi.
Kütahya ve ilçeleri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Dumlupınar'ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Aylık Koordinasyon Toplantısına başkanlık eden Kütahya Ziraat Odası Başkanı Ömer Demirtaş bu tür toplantıları her ay değişik bir ilçede gerçekleştirmek suretiyle tarımın sorunlarını masaya yatırıp çözüm yolları bulmaya çalıştıklarını söyledi. Demirtaş,
”Toplantımıza Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Tarım-Bağkur, Ta-
64
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Ziraat Odası Başkanları aylık koordinasyon kurulu toplantısına Kütahya Ziraat Odası Başkanı Ömer Demirtaş, Tavşanlı Ziraat
Odası Başkanı İsmail Akpınar, Aslanapa Ziraat Odası Başkanı
Şaban Yel, Altıntaş Ziraat Odası Başkanı Mustafa Başbunar,
Çavdarhisar Ziraat Odası Başkanı Musa Özgül, Domaniç Ziraat
Odası Başkanı Ahmet Özoğul, Dumlupınar Ziraat Odası Başkanı Mehmet Işık, Emet Ziraat Odası Başkanı Sami Yüksel, Gediz
Ziraat Odası Başkanı Ali Osman Aslan, Hisarcık Ziraat Odası
Başkanı Yusuf Çalışkan, Şaphane Ziraat Odası Başkanı Talat
Bilaloğlu, Pazarlar Ziraat Odası Başkanı Kamil Ünal ile odaların
Sekreterleri katıldı.
Çaycuma Ziraat Odası
ÇİFTÇİYE ÜCRETSİZ EĞİTİM
Erdemli Ziraat Odası
Erdemli Ziraat Odası Başkanı Adnan Dölek, ilçedeki çiftçilere
“narenciye’de aşı” ve “toprak örneği alma” eğitimleri verdiklerini
söyledi.
Odaları tarafından yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi veren
Dölek, yöre çiftçisine tarımdaki teknolojik gelişme ve yeni ürün
çeşitlerinin bölgeye uyumu konularında sürekli bilgi akışı sağladıklarını belirterek, çalışmaların uzman ziraat mühendisleri tarafından gerçekleştirildiğine dikkati çekti.
Çiftçilere son olarak narenciyede aşı ve toprak örneği alma
eğitimleri verildiğini anlatan Dölek, “Mühendislerimiz, hangi bitkiye hangi aylarda neler uygulaması gerektiği konularında da
bilgiler aktarıyor. Öncelikli yapılması gereken konular üzerinde
duruluyor. Zor şartlarda yetiştirilen ürünlerin kaliteli olduğu kadar
bol kazanca dönüşmesini de arzu etmekteyiz. Mühendislerimizin çiftçilerimize verdiği teknik hizmetlerden kesinlikle ücret almamaktayız. Bu tür
hizmetlerimiz devam edecektir”
dedi.
Eğitimlerle birlikte doğru uygulamalarla girdi maliyetlerinin düşeceğini de dile getiren Dölek, eğitimlerde görev alan
tarım danışmanlarından Mustafa Yılmaz, Emine Tuba Ezerlegiz
ile Leyla Sevda Kurt’a da teşekkür etti.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
65
ODALARIMIZDAN
ODALARIMIZDAN
ÇIFTÇILER TARLA GÜNÜ’NDE
BULUŞTU
Kırkağaç Ziraat Odası
PATATESİ DON VURDU
lişmeler kaydedilmektedir. İlçemizde 110 bin dekar zeytin alanı
bulunmaktadır. Zeytincilikte de yeni gelişmelere öncülük eden
Ziraat Odamıza da böyle bir etkinlik gerçekleştirdikleri için teşekkür ediyorum’’ dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Recai Berber de
diğer zeytin üreticisi ülkelerle rekabet edebilmek için zeytincilik
alanında büyük bir değişime ve yeniliğe ihtiyaç duyulduğunun
altını çizerek, “Ziraat Odası Başkanlığımızı tebrik ediyorum. Hem
yöremizin çiftçilerinin her derdine, her soruna ekibiyle birlikte
koşturuyorlar hem de bizlere böyle güzel bir tarla günü düzenleyerek çiftçilerimize önemli konularda bilgilendiriyorlar” şeklinde
konuştu.
Bitlis’in Ahlat ilçesinde hasadı tamamlanmak üzere olan patatesin yüzde 5’lik kısmını don vurdu.
Kırkağaç’ta düzenlenen Tarla Günü’nde çiftçiler bir araya
geldi. Etkinliğe TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı, AK Parti
Manise Milletvekili Recai Berber, Kırkağaç Kaymakamı Ali Sırmalı, Belediye Başkanı Yaşar İsmail Gedüz, Muhtarlar ve çiftçilerimiz katıldı.
Ahlat Kaymakamlığı koordinasyonunda tarlalar gezilerek hasar tespiti yapıldı. İlçedeki şeker pancarı ve patates tarlalarını gezen Ahlat Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu, Ahlat Gıda Tarım ve
Hayvancılık Müdürü Nihat Keskin ile Ahlat Ziraat Odası Başkanı
Necat Demirden, çiftçilerin sorunlarını yerinde dinledi. Yapılan
incelemelerin ardından gazetecilere açıklama yapan Kaymakam
Tekbıyıkoğlu, ilçede ekilen 30 bin dönüm civarındaki patatesin
yüzde 5’lik kısmına don vurduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Ahlat bir tarım ilçesidir. İlçemizin en önemli tarım kalemlerinin
Ziraat Odası Başkanlığı Tarım Danışmanı Berfu
Boduroğlu’nun, “Zeytinde Toprakaltı Damla Sulama” hakkında
bilgi vermesiyle başlayan etkinlikte Oda Başkanı Süleyman Boğaz, açılış konuşmasını yaptı. Boğaz, Kırkağaç’ta zeytine verdiği
önemli katkılardan dolayı Recai Berber’e teşekkür etti. Kaymakam Sırmalı da ilçe halkının % 80’nin tarım ile geçimini sağladığını belirterek, “Kırkağacımızın en önemli değerlerinin başında
kavun gelmektedir. Ancak son yıllarda zeytinde de önemli ge-
KIŞLIK PATATES HASADI
TAMAMLANDI
Türkiye’nin en önemli patates üretim merkezlerinden biri olan
Nevşehir’de kışlık patates hasadı tamamlandı.
Nevşehir Ziraat Odası Başkanı Mustafa Ekiz yaptığı açıklamada, Niğde ile birlikte Türkiye’nin yıllık patates ihtiyacının önemli
bir bölümünü karşılayan Nevşehir’de yaklaşık 45 bin dekar alanda kışlık patates hasadının gerçekleştirildiğini ifade etti.
Nevşehir’in Derinkuyu ve Acıgöl ilçelerinin yanı sıra Kaymaklı
beldesinde yoğun olarak ekilen patatesin şu anki kg fiyatının 80
Kuruş ile 1 TL arasında değiştiğini ifade eden Ekiz, “Geçtiğimiz
yıllarda Kasım ayı ortalarında yaşanan don olayları nedeniyle bu
yıl söküm tarihi üreticiler tarafından biraz daha öne çekildi. Üreticiler depolarındaki patatesi ortalama 1 TL’den satışa sunuyor ve
bu fiyat üreticilerimiz için son derece iyi” dedi.
66
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
KAYMAKAMDAN ZİYARET
Ahlat Ziraat Odası
başında ise şeker pancarı ve patates gelmektedir. Hava sıcaklıklarının bir anda düşmesiyle birlikte, özellikle 2, 3 ve 4 Kasım
günlerinde çiftçilerimizin az bir kısmının etkilendiğini biliyoruz.
İlçemizde toplam ekilen patates 30 bin dönüm civarındadır. Şeker pancarı ise yaklaşık 28 bin dönüm ekilmiştir. Şeker pancarının dondan çok fazla etkilenmediğini görüyoruz. Ancak patates
üretimimizin yaklaşık yüzde 5’lik kısmının etkilendiğini düşünüyoruz. Bu don olayının ilçemizin toplam hasılasına olan etkisinin
ise yaklaşık olarak 30 milyon civarında olduğunu kendi hesaplamalarımızda belirledik. Şimdi ürünü dondan etkilenen çiftçilerimizin de teker teker tespitlerini yapmak suretiyle Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’nın imkanları ve mevcut mevzuat dahilinde
yapılacaklar elbette var. Bir borç ertelemesi gündemde olabilir.
Bunların değerlendirilmesi
için tespitlerimizi yapıyoruz.
Etkilenen çiftçilerimize ise
geçmiş olsun
dileklerimizi
iletiyoruz.”
Alaca Ziraat Odası
Nevşehir Ziraat Odası
Görevine yeni başlayan Alaca Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, Alaca Ziraat Odası Başkanı İlhan Yılmaz’a iadei ziyarette
bulundu.
Başkan Yılmaz ziyarette, Kaymakam Ramazan Kurtyemez’e
yeni görevinde başarılar diledi; ilçedeku kurum ve kuruluşların
birbirleriyle irtibat ve ilişkilerinin daha sağlam olması gerektiğini
vurguladı; fikir ve görüşlerin birleştiği noktada daha güzel hizmetlerin yapılabileceğine dikkati çekti.
Ardından Kaymakam Kurtyemez ve Başkan Yılmaz Alaca
Ziraat Odası bünyesinde çiftçimize verilen hizmetleri incelediler.
Kurtyemez, bu çerçevede Oda binasındaki zirai ilaç ve gübre satış mağazası, toprak tahlil laboratuarı, selektör ve yem kırma tesisi ile tahsilat bölümlerinde bilgi aldı. Daha sonra, Ziraat Odası
bünyesinde yeni kurulan ve yakın zamanda üretime başlayacak
olan süt işleme, peynir, yoğurt ve tereyağı yapım tesisi ziyaret
edildi.
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
67
ODALARIMIZDAN
ODALARIMIZDAN
MEYVE FUARINA KATILIM
Mudanya Ziraat Odası
Mudanya Ziraat Odası, Antalya'da düzenlenen ve Bursa'nın
partner il olarak katıldığı 2. Meyve Yetiştiriciliği ve Meyve Teknolojileri Fuarı'nda Bursa'nın üç karası, incir, üzüm ve zeytin ile deveci armudu, elma, Trabzon hurması ve Hünnap gibi meyveleri
sergiledi.
ÇİFTÇİLERE HİBE
BİLGİLENDİRMESİ
Eskişehir’in hibe programından faydalanabilmesi için il milletvekillerinin katkısının büyük olduğunu belirten Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Şen, “Son yıllarda Kütahya, Bursa,
Afyon gibi illerimize çok kapsamlı yapılan hibelerden Eskişehir
mahrumdu. Bu konuda yapmış olduğumuz çalışmalar sonucu,
il milletvekillerimiz bu konuda yardımcı oldular. Onlara teşekkür
ediyorum. Çünkü 2015 - 2016 gibi beklenen bir yatırımdı. Milletvekillerimiz sayesinde daha erken faydalanabiliyoruz” şeklinde
konuştu.
Mudanya Ziraat Odası’nın hazırladığı stand ve meyve sepeti
ziyaretçilerden büyük ilgil gördü. Mudanya standını Gıda Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğlu, Bursa
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Vali Yardımcısı Hüseyin Eren, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürümüz Ömer Çelik
de ziyarette bulundu.
GÜNCELLEME UYARISI
Eskişehir Odunpazarı Ziraat Odası Başkanlığı, 9. Etap Kırsal
Kalkınma Yatırım Programı kapsamında hibe konularını çiftçilere anlattı. Çiftçileri bilgilendirme amaçlı toplantıya, çiftçilerin
katılımı yoğun oldu.
Fatsa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Özgen, 2015 yılının mazot gübre desteği için güncellemeleri gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları söyledi: “Fatsa’da üreticilerimize ait mazot ve gübre
desteği için 13 bin 100 dosyamız var. Günlük 500 ile 600 arası
üreticimizin işlerini şu an için Odamızda gerçekleştiriyoruz. Bundan sonra cumartesi günleri de açık kalarak süreyle ilgili sıkıntıyı
ortadan kaldırmayı ve üreticilerimizin işlerini halletmeye çalışacağız. Üreticilerimiz şu an için duyarlı davranıyor ve güncellemelerini gerçekleştiriyorlar. Mazot gübre desteklemesi için güncelleme yapmayan üreticiler alan bazlı destek ödemelerine müracaat
edemeyecekler. Üreticilerimiz mağduriyet yaşamamaları için gerekli güncellemeleri mutlaka yaptırsınlar.”
AKDENİZ SİNEĞİ
SIKINTI VERİYOR
İL KOORDİNASYON KURULU
TOPLANTISI YAPILDI
Afyonkarahisar’ın Bolvadin İlçesinde Türk Kızılayı, kan bağışı toplama kampanyalarına destek veren Bolvadin Ziraat Odası
Başkanı Fikret Dayı’ ya teşekkür plaketi verdi.
68
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
9. Etap Kırsal Kalkınma Yatırım Programı kapsamında, büyükbaş sabit yatırımları, küçükbaş sabit yatırımları, kanatlı sabit
yatırımları, çelik silo yatırımları, soğuk hava depoları, hayvansal
ürünlerin işlenmesi ve bitkisel ürünlerin işlenmesi hakkında çiftçilere bilgi verildi.
Fatsa Ziraat Odası
Ordu’nun Fatsa ilçesinde Çiftçi Kayıt Sistemi(ÇKS) başvuruları için Fatsa Ziraat Odası önünde uzun kuyruklar oluştu.
Toplantının
ardından
Ziraat
Odası
tarafından
Hamamyolu’nda, Odunpazarı Kaymakamı Abdullah Selim
Parlar'ın da katılımıyla vatandaşlara aşure dağıtıldı.
Efeler Ziraat Odası
na ve hasadı yaklaşan portakallarda ciddi çeşitlere zarar var.
Üreticinin bu dönemde mücadele yapması önemlidir. Bu sinek,
yurt dışında karantina uygulanan bir zararlıdır ve toleransı sıfırdır. Bu nedenle sıkıntı büyümeden gerekli önlemin alınması
gerekiyor. İl Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü ve ilçe müdürlükleri konu hakkında çalışmalarda bulunduklarını, tuzaklar
asarak popülasyonu takip ettiklerini belirttiler. Konunun üzerinde duruyoruz” dedi.
Bolvadin Ziraat Odası
Ziraat Odasında düzenlenen plaket sunumunda konuşan
Başkan Fikret Dayı, kan ve kan bağışının önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Türk Kızılayımızın bu anlamlı kan toplama
kampanyasını ilçemiz Bolvadin'de de yürütmeleri halkımız için
yararlı görüyorum. İlçemizde olası kan ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra başka yerlerde kan ihtiyacının karşılanması için
kan toplama kampanyası büyük önem arz etmektedir. Türk Kızılayının daha verimli bir çalışma sergilemesi için kan bağışında
bulunulması ve kişilerin bağış konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kızılayımızın kan toplama kampanyasını, Bolvadin halkı adına destekliyor ve halkımızı da hayat kurtarabilmek adına kan vermeye davet ediyoruz." Başkan Dayı’nın
plaketini Türk Kızılayı Bolvadin Şube Başkanı Faik Karagüven
sundu.
Odunpazarı Ziraat Odası
Aydın’ın en önemli ürünlerinden biri olan narenciyede Akdeniz sineği vurgunu yaşandı. Çalışma çalışmalarına rağmen,
zararın ciddi boyutlara ulaştığını belirten Efeler Ziraat Odası
Başkanı Rıza Posacı, sorunun çözümü için çalıştıklarını ancak,
şimdiden zararın ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Aydın Efeler Ziraat Odası
Başkanı Rıza Posacı, Akdeniz meyve sineğinin, ağırlıklı olarak
şeker oranı yüksek olan mandalina ve portakalda ciddi hasar
oluşturduğunu belirterek, “Özellikle hasadı başlayan mandali◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
69
ODALARIMIZDAN
ÇİFTÇİLER ULUSLARARASI
TEKNO TARIM FUARINI GEZDİ
Sarıgöl Ziraat Odası
Manisa’da, bu yıl 8’incisi düzenlenen ’’Tekno Tarım Fuarına’’ Sarıgöl ilçesinden 120 çiftçi ziyarete gitti.
Manisa'da Tekno Tarım Fuarının, bu yıl 8’incisi düzenleniyor. Sarıgöl Ziraat Odası da, ilçedeki çiftçilerin tarım alanında
son yapılan yenilikleri görmesi adına bir gezi düzenledi. Fuarı
gezen çiftçiler, ziyaretten memnun kaldıklarını belirtti. Çiftçiler
için fuarın önemine dikkat çeken Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı
Ali İhsan Ülgen, "Uluslararası Tekno Tarım Fuarı’na Sarıgöl’den
120 çiftçimizle ziyarete çıktık. Fuarda çiftçilerimiz tarım alanlarında yapılan son yenilikleri görecek ve hayata geçirmelerini sağlamak amacıyla bu geziyi düzenledik. Yararlı olduğunu
umuyorum" diye konuştu.
3 BİN ADET ÇAM FİDANI
DAĞITACAK
Gercüş Ziraat Odası
Batman'ın Gercüş İlçe Ziraat Odası Başkanı Şefik Öner, köylerin
ortak alanlarında kullanılmak üzere 3 bin adet çam fidanı dağıtacaklarını söyledi. Diyarbakır ve Batman Çevre ve Orman İl müdürlüklerinden alınan 3 bin adet selvi, kızıl ve İran çamlarının köylerin ortak
alanlarında kullanılmak üzere dağıtacaklarını belirten Öner, çam fidanlarını köylerin ortak alanları olan mezarlıklar, okul bahçesi, cami
bahçesi gibi yerlere dikileceğini söyledi. 3 çeşit çam fidanının dağıtılacağını aktaran Öner, "Çevremizi yeşillendirmek için yaptığımız
girişimler sonuç vermeye devam ediyor. Çiftçilerimiz ve köylerimiz
için her zaman çalışmaya devam edeceğiz. Fidanlarını almak isteyen köy muhtarları, resmi kuruluş temsilcileri ve vatandaşları Gercüş
Ziraat Odası Başkanlığı'na bekliyoruz. Vereceğimiz çam fidanları köyün ortak kullanım alanları dışında kullanılamaz" dedi.
ÇİFTÇİLERE REFLEKTÖR
DAĞITILDI
Yerköy Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği, traktörlerin
sebep olabileceği kazaları en aza indirmek amacıyla traktör sürücülerine reflektör dağıttı.
70
◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI
Yerköy Ziraat Odası
Yerköy Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amiri Ramazan Özdemir, Yerköy Ziraat Odası ile ortaklaşa bir çalışma yaptıklarını
ve traktör sürücülerine reflektör dağıttıklarını belirterek, “Yerköy
ilçesi önemli bir tarım bölgesi ve tarımsal faaliyetler oldukça fazla. Bu sebeple ilçemizde traktörler gerek köy yollarında gerekse
devlet karayollarında önemli bir ağırlık teşkil ediyor. Bizler Bölge
Trafik Denetleme İstasyon Amirliği olarak denetiminden sorumlu
olduğumuz devlet karayollarında traktörlerin taraf olacağı muhtemel kazaların önlenmesi amacıyla pancar hasadı yapan traktörü
bulunan çiftçilerimize reflektör dağıtımı gerçekleştirdik ve sürücülere reflektör takmanın önemini anlattık. Amirliğimiz ile birlikte
ortak hareket eden ve reflektör dağıtımında bizlerden desteğini
esirgemeyen Ziraat Odası Başkanı Yusuf Bahri Yılmaz ve oda
çalışanlarına teşekkür ediyoruz” dedi.
TZOB
TZOB
TZOB
Resmi Gazete’de Yayımlanan
Tarımla İlgili Kanun, Karar, Yönetmelik ve Tebliğler
12 Kasım 2014
■ Yerli Hayvan Irk ve Hatlarının Tescili Hakkında Tebliğ (Tebliğ
No: 2004/39)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2014/50)
■ Tarımsal Faaliyetlere İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS
41) Hakkında Tebliğ (Sıra No: 22)’de Değişiklik Yapılmasına Dair
Tebliğ (Sıra No: 31)
14 Kasım 2014
■ 1074 Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarının Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis
Araştırması Komisyonu Kurulmasına İlişkin Karar
20 Kasım 2014
■ Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Analiz Metotları
Tebliği (No: 2014/53)
22 Kasım 2014
■ Buzağıların Korunması ile İlgili Asgari Standartlara İlişkin
Yönetmelik
■ Çiftlik Hayvanlarının Refahına İlişkin Genel Hükümler
Hakkında Yönetmelik
■ Yumurtacı Tavukların Korunması ile İlgili Asgari Standartlara
İlişkin Yönetmelik
27 Kasım 2014
■ Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere
Bu Borçları Ödenene Kadar 2014 Yılında Tarımsal Destekleme
Ödemesi Yapılmayacağına Dair Bakanlar Kurulu Kararı
Uygulama Tebliği (Tebliğ No: 2014/9)’nde Değişiklik Yapılmasına
Dair Tebliğ (No: 2014/49)
■ Gıda İşletmelerinde Yerel, Marjinal ve Sınırlı Faaliyetlerin
Düzenlenmesine Dair Tebliğ (No: 2014/52)
27 Kasım 2014
■ Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı
Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi
Hakkında Tebliğde (Tebliğ 2013/59) Değişiklik Yapılmasına Dair
Tebliğ (No: 2014/58)
BAŞSAĞLIĞI
Murat KALEŞ
Erdek Ziraat Odası
Başkanı
Hasan Ali GÜL
Durağan Ziraat Odası
Başkanı
Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Kendisine Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere
tüm sevenlerine ve camiamıza başsağlığı dileriz.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Kendisine Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere
tüm sevenlerine ve camiamıza başsağlığı dileriz.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği