Sayı 30 E-Dergi

İçindekiler
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeler Derneği
EGE KOBİDER Adına İmtiyaz Sahibi
Fettah GÜVENTÜRK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ahmet KAPLAN
Yayın Kurulu
Aydın TELSEREN
Prof. Dr. Edip TEKER
Fahrettin SELÇİK
Prof. Dr. Oğuzhan ALTAY
Prof. Dr. H. Semih GÜNEŞ
Mehmet DEMİR
Şener MUTER
Yusuf AŞMAN
Zekai FİDAN
Editör
Murat KOÇ
Haber Sorumlusu
Türkan KOÇ
Görsel Yönetmen/Sayfa Tasarım
Ümit GÖZLEMECİ
Grafik Tasarım/Renk Ayrımı
Yudum GÖZLEMECİ
10
Haber
8 ‘Güçlü rakip’ olmak AR-GE’den geçiyor
9 KOSGEB’den KOBİ’lere Avrupa vizyonu
10 BAYOSB 2016 yılında 10 bin istihdam hedefliyor
Etkinlik
14 EGEKOBİDER kahvaltı buluşmaları
15 İşçi ve işveren “Zirve”de buluştu
Reklam Sorumlusu
Gözde GÜNEÇ
Baskı Öncesi/Baskı/Baskı Sonrası
Berke Ofset Matbaacılık
Sanayi Cad. No:30 Kazım Dirik Mah.
Ağaçlı Yol Bornova/İZMİR
Tel: 0 232 449 77 47
Fax: 0 232 449 70 97
Yayın Türü: Bölgesel Süreli Yayın
Baskı Tarihi: 28 Mart 2014
Yönetim Yeri:
10001 Sokak No: 24 AOSB-Çiğli / İZMİR
Tel: 0 232 376 75 20 Fax: 0 232 376 85 64
www.egekobider.org.tr
e-mail: [email protected]
Dergimiz Basın Ahlak Yasası’na uyar.
Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu
yazarına aittir.
Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
2
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
15
İçindekiler
Röportaj
Galip Akhan’dan
26 Prof.Dr.
gençlere mesleki tavsiyeler
26
Yazarlar
Şirketlerden
TMM çevre teknolojileri
4 KOBİ’ler ve girişimcilik (Başyazı)
20 Göktoğan
konusunda AR-GE’ye hız verdi
Türkiye’nin 2023 vizyonunda
6
KOBİ’ler (Editörden)
Cıvata tüm sektörlere
26 Berdan
sertifikalı hizmet veriyor
KOBİ’lerin dış ticaretinde
12
limanların kilit rolü (Ayşe Özken)
30 TREX DCAS uygulama şekilleri
16 KOBİ’lere bütünsel bir bakış (Şener Muter)
KOBİ’ler 2014 yılında nasıl bir strateji ve
18
risk yönetimi izlemeli? (Prof.Dr. Edip Teker)
Bilgi
22 EFT ile stresi yönetebilirsiniz (Leyla Bilen)
24 KOBİ’ler ve geliştirici eğitimler
23 Şirketlerimizle rafting yapıyoruz! (Mustafa Topal)
32 İnsan ve sevgi
Küçük girişimcilikte YENİÇAĞ!
Başarının anahtarı okuma ve
28
(Yrd.Doç.Dr. Osman Sirkeci)
44 bilgi üzerine
38 Aile şirketiniz sağlıklı mı? (İsmail Hakkı Ceylan)
40 Orantısız vergi hacizleri (Dr. Mustafa Alpaslan)
Tanıtım
Kayıpları önlemek için başlama kararı
41
(O. Vehbi Uçal)
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi,
34 dünya üniversitesi olma yolunda 42 AB destekli Bricker projesi ile binalarda
emin adımlarla ilerliyor
yüzde 50 enerji tasarrufu (Atilla Baysal)
Ö. kapak içi
1
5
7
13
21
27
Reklam İndeksi
Sisbim
Sipil A.Ş.
Çağdaş Gümrük
Promach
Onur Enerji
Teknik Makina
Sonar Tour
29
33
37
39
43
A. kapak içi
Arka kapak
Başaran Kazan
Serin Matbaa
Berdan Cıvata
Naturel Food
Güven Haddecilik
Özken Gümrük
İAOSB
KOBİ
yolculuğu
albümü
25
Üye listesi
46
Teşekkür
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
45
www.egekobider.org.tr
3
Başyazı
Fettah GÜVENTÜRK
EGEKOBİDER Yönetim Kurulu Başkanı
B
u sihirli ve stratejik iki kavramın önemi; son yıllarda daha
iyi
anlaşılmakta
ve
“Ekonomik hayatın temel taşı niteliği konumuna gelmekte.”
GİRİŞİMCİLİK; İnsan hayatındaki
beceri, tecrübe gibi hasletleri eğitim
etkinlikleri ile birleştirmek üzere ;
çevre, doğal şartların yarattığı fırsatları projeye, bilahare yatırıma,
işe çevirme işlemidir.
Bir nevi KOBİ’lerin doğuşuna vesile
olan GİRİŞİMCİLİK; “KOBİ’lerin,
ekonominin temel taşı işletmelerin”
hayata geçirilmesine vesile olmaktadır. İçinde bulunduğumuz küresel
rekabet ortamı gelişmekte olan
ülkelerin en önemli silahı; Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeler’dir.
Son yıllarda ekonomisi hızla büyüme gösteren ülkemizde küçük ve
orta büyüklükteki işletmeler özellikle istihdama yaptıkları katkılar açısından ekonomik büyüme ve gelişme sürecinde son derece önemli
bir rol üstlenmişlerdir. Türkiye gibi
gelişmekte olan ülkelerde büyük
ölçüde ve dünya çapında rekabet
edilebilir ulusal işletmelerin yaratı-
KOBİ’ler ve girişimcilik
labilmesi için dinamik ve istikrarlı,
küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yapısının oluşması kaçınılmaz
bir zorunluluk gibi görünmektedir.
Bu bakımdan KOBİ’lerin gerek kişisel, gerek kurumsallaşmasıyla alacakları geliştirici eğitimler gerek
üniversite sanayi yaklaşımı ile proje
kültürü edinmeleri bir çok kurumlardan alacakları proje karşılığı fon ve
hibelerle, ihracata yakın durmaları
ile kendilerini geliştirebileceklerdir.
Girişimciliğin her geçen gün daha
da geniş alanlarda önem kazanması, iş kurma kültürü ve mevzuatlarının kolaylaşması, teşvik ve desteklerin yeteri hale gelmesi KOBİ’lere
yeni finansman yollarını açacaktır.
KOBİ’ler için yapılan ve yapılacak
çalışmaları tekrar özetlersek;
KOBİ’ler tarafından
yapılması gerekenler;
• Birleşme, tanıtım, kurumsallaşma,
rekabet kabiliyeti, verimlilik, katma
değeri yüksek ürünler yaratmak,
• Kamuca yapılması gerekenler:
Çıkarılacak
kanun,
mevzuat,
yönergelerin bürokrasiden uzak ve
etkin kullanıma yönelik özellikler
arz etmesi, destek imkanlarının
genişletilmesi.
• Odalar ve sivil toplum kuruluşlarınca; iş birliği içinde yapılacak çalış-
maların hızlandırıcı, öğretici, bilgilendirici, kolaylaştırıcı olması, tanıtım, iletişim gibi…
• Destek kurumları; Desteklerinden
anlaşılır, seri ve uygulamaya yönelik özellik arz etmesi, destek sınırlarının genişletilmesi.
• Ulusal ve uluslararası KOBİ’ler
lehine oluşmuş ve oluşacak her
türlü destek ve projenin KOBİ’lere
ulaştırılması, öğretilmesi ve etkin
kullandırılması.
• Banka ve finans kurumlarının
KOBİ’lere kullandırılacağı kredilerde; performans, verimlilik esasına
göre öncelik tanıması ve kredi
işlemlerinin kolaylaştırılması.
• EĞİTİM ve danışmanlık kurumlarının başta nitelikli eleman olmak
üzere uygulamaya dönük
eğitimin yanı sıra, nitelik eleman
arzı ile kaliteyi yükseltici eğitimlere
önem vermesi.
• Basın yayın kurumları vasıtasıyla
konunun önemi ve çözümleri üzerine bilgilendirici, kolaylaştırıcı, birleştirici çalışmalar yapılması.
Tüm bu faaliyetlerin etkinliği
KOBİ’lerin kurtuluşuna vesile
olacaktır.
KOBİ’lerin sıkıntıda olması; en
başta istihdam gibi ülke sorununun çözümünü zorlaştıracaktır.
BİLGİ, tecrübe, teknolojiyi kullanarak ÜRÜN ve ürün kalitesine dönük
yatırım yapan, mesleğine hakim, gelişmeye ve EĞİTİME açık, lisan bilen,
bilgisayar program ve alt yapısına sahip, verimliliği ölçebilen, verimlilik
artırıcı faaliyetlerde bulunan, PROJE ve fizibilite, planlamaya dönük,
çağdaş YÖNETİM ve dengeli finansman desteklerine sahip, iç ve dış
fuarlarda kendini ve ürününü tanıtabilen, ihracat yapabilen, müşteri
memnuniyetini esas alan KOBİLER başarı hedeflerine ulaşabilecektir.
Karlılık Ortaklık Büyüme İşbirliği = KOBİ (EKONOMİNİN TEMEL TAŞI)
4
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
Editörden
Ahmet KAPLAN
Türkiye’nin 2023
vizyonunda KOBİ’ler
[email protected]
T
ürkiye’nin büyük bir iddiası
var. 2023 yılında Türkiye ihracatını 500 milyar dolara
çıkartmayı hedefliyor. Cumhuriyet’in 100. yılı olan 2023’te 500 milyar dolarlık ihracata ulaşma hedefine odaklanan Türkiye, geçen son
iki yılda ihracatta cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Öyle görülüyor ki
Türkiye’nin hedeflerine ulaşması
uzak ihtimal değil. Kendisini dünyanın önemli bir gücü olarak konumlandırmaya çalışan ve bu amaçla
dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına
da girme konusunda çalışmalar
yürüten ülkemizin 100’üncü yılı olan
2023’te 500 milyar dolarlık ihracat
için KOBİ’leri-mizin ihracata özendirilmesi çok önemli. Çünkü
Türkiye’de KOBİ ağırlıklı olarak iç
pazara yönelik çalışıyorlardı.
Dolayısıyla da KOBİ’lerin ihracattaki payı istenilen düzeyde değildi.
Türkiye’nin dünyanın sayılı güçlerinden birisi olabilmesi ve hedeflerine ulaşması için KOBİ’lerin
‘Marka, Patent, Tasarım, Ar-Ge,
İnovasyon ve ihracat’ kabiliyetinin
artırılması çok büyük önem arz ediyor. KOBİ’lerin daha yüksek katma
değerli ihracat yapabilmesi için de
öncelikle üretim altyapısının geliştirilmesi ve kurumsallaşması gerekiyor. Elbette ki dünyadaki en büyük
ekonomiler arasına girmek sadece
ihracatla ölçülemez. Ama unutmayalım ki direkt bağlantılı olmasa da
sı mümkün görünmüyor. KOBİ’ler
Ar-Ge desteklerinden ve hibelerden
yararlanamıyor. Mevcut durumda
Ar-Ge desteklerinden büyük işletmeler yararlanabiliyor.
Geçmişe baktığımızda, bugün
KOBİ’lerimiz çok yol kat etti. Ama
daha alınacak çok yol var.
Ekonominin içinde KOBİ’ler yükseKobiler ve AR-GE
len bir değer haline geldi. Birçok
konuda büyüklerin elinde olan ekoHükümet, Türkiye tarihinde bir ilke nomi hakimiyetini KOBİ’ler yerle bir
imza attı. İlk kez yasalarla belirle- etmeye başladı. İstihdamda, ihranen tutarlarda Ar-Ge için destek catta büyük işletmeleri geçerek
kararı aldı.
daha büyük paya sahip oldular. Bu
Bu Türkiye için çok büyük ve önem- başarının devam etmesi için hüküli bir adım. Ancak bu yasa önemli metin KOBİ’lerin araştırma geliştirme faaliyetleri başta olmak
üzere daha çok desteklenmesi,
Elbette ki dünyadaki en
ülkemizin belirlediği hedeflere
büyük ekonomiler arasına ulaşmasına büyük katkı sağlayacaktır. Dünyanın en önemli 10
girmek sadece ihracatla
ekonomisi arasında yer alma
ölçülemez. Ama
hedefine koşan ülkemizde,
unutmayalım ki direkt
KOBİ’lerin başta KOSGEB gibi
bağlantılı olmasa da ihracat kurumlarla desteklenmesi ve bu
desteklere yeni kalemlerinde
büyümenin en temel
eklenmesi ile şaha kalkacak bir
unsurlarından birisidir
Türkiye’nin önünde hiçbir güç
duramayacaktır. İstihdam ve
bir adım olmakla birlikte Ar-Ge des- ihracatta yükselen değer haline
teklerinden daha çok büyük boyutlu gelen KOBİ’lerimiz, Türkiye’nin
işletmelerin
yararlanması 2023 vizyonunda itici bir unsur olaKOBİ’lerin yararlanamaması da rak yerini almaya başladı. Biraz
gözden geçirilmesi gereken bir daha destek verir ve bu destekleri
konudur. Çünkü destek için oluştu- artırırsak KOBİ’lerimiz de Türkiye’yi
rulan kriterleri KOBİ’lerin karşılama- yükseklere doğru uçurur.
ihracat büyümenin en temel unsurlarından birisidir.
Bu nedenle KOBİ’lerimizi gündeme
daha çok taşımak ve güçlü bir
Türkiye için kurumsallaşmış uzun
ömürlü KOBİ’lerin altyapısını hazırlarken onları araştırma ve geliştirmeye teşvik etmeliyiz.
“
”
Derneğimiz yayın organı “KOBİ DÜNYASI”
Dergisi “Bilgi ve Eğitimin Anahtarıdır”
6
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
“
”
Haber
‘Güçlü rakip’ olmak AR-GE’den geçiyor
A
HSBC Küresel Bağlantılar Raporu’na göre, Türkiye'de Ar-Ge yatırımlarının
artırmasıyla ihracatın büyümeye katkısı yüzde 10’un üzerinde olacak
r-Ge yatırımlarının sektörlere ve
bu bağlamda bir ülkeye kazandırdıkları yadsınamaz. HSBC, hazırladığı raporla, Türkiye için Ar-Ge'nin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
İhracat, ithalat ve ticari dengelerin analiz edildiği HSBC Küresel Bağlantılar
Raporu’na göre, Türkiye’nin durgun ekonomiden çıkarak rekabetçi güce kavuşması, bilişim teknolojileri ve Ar- Ge’ye
yatırım yapmasından geçiyor.
HSBC’nin dünya ekonomisine dair tahmin ve analizleri baz alınarak Oxford
Economics desteğiyle hazırlanan HSBC
Küresel
Bağlantılar
Raporu’nda;
Türkiye’nin, GSYİH’den yalnızca yüzde 1
pay ayırdığı Ar-Ge yatırımlarını artırmasının, 2030 yılına kadar ihracattaki toplam büyümeye katkısının yüzde 10’un
üzerinde olacağı öngörülüyor.
Ticaret koridorları genişleyecek
Rapor, Türkiye ile Orta Doğu ve Orta
Asya ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin
ve bu bölgelere olan ihracatın orta vadede artacağına işaret ediyor. Rapora
göre; 2030 yılına kadar makina ve ulaşım
ekipmanı ihracatı toplam ihracattaki
artışın yaklaşık üçte birini sağlayacak.
Türkiye son dönemde Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini artırmış olsa da, ticaretin
büyük bir kısmı halen Avrupa ülkeleriyle
yapılıyor. Avrupa ekonomisinin umut
verici toparlanması ve TL’nin değer
kaybı gibi etkenler birleşince Türk ihracatçıların, önümüzdeki yıllarda iş hacimlerini artırması bekleniyor.
Ayrıca Türkiye’deki yabancı yatırımda en
büyük paya sahip olan Avrupalı şirketlerin ülkedeki güçlü varlığı teknoloji bilgisinin yayılmasına da katkı sağlayacak.
Böylece Türk şirketleri sanayileşmiş
ülkelerden bu yolla teknoloji transferinden yararlanabilecek. Raporda Türkiye’nin, önümüzdeki yıllarda dikkat çekici
bir büyüme potansiyelini koruduğu
belirtiliyor. Diğer taraftan yükselen gelir8
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
ler, ithal edilen ürünler için büyüyen bir
tüketici pazarına da işaret ediyor.
Rekabetçi olabilmek
için Ar-Ge şart
Raporu değerlendiren HSBC Türkiye
Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel
Müdür Yardımcısı Virma Sökmen şunları
www.egekobider.org.tr
Virma Sökmen
söyledi: “HSBC Küresel Bağlantılar
Raporu ana hatlarıyla, gelişmekte olan
pazarların, global arenada daha da rekabetçi olabilmek için Ar-Ge’ye yatırım
yapması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Teknolojinin ana tema olarak ele alındığı rapor; yüksek teknolojili
ürünleri kendileri üreten ülkelerin, rekabette her zaman avantaj sahibi olacağına dikkat çekiyor.
Türkiye’nin, farklı sektörlerde giderek
yoğunlaşan Ar-Ge temelli yenilikçi çalışmaları ve eğitimli genç nüfusuyla, bu
konuda önemli bir potansiyele sahip
olduğunu düşünüyoruz. Halihazırda,
GSYİH’den Ar-Ge’ye ayrılan sadece
yüzde 1’lik pay da, söz konusu potansiyelin ne kadar ileri bir noktaya ulaşabileceğini gösteriyor. Ülkemizdeki Ar-Ge
harcamalarının artırılması, yüksek teknoloji alanında nitelikli insan kaynağının
daha fazla geliştirilmesi, Türkiye’nin
gelişmiş pazarlardan biri olması için itici
bir güç olacak. Diğer taraftan ülkemizin
Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik
Stratejisi de, Türkiye’nin bu alandaki
kararlığının önemli bir göstergesi olarak
dikkat çekiyor.”
“
”
Haber
KOSGEB’den KOBİ’lere
Avrupa vizyonu
A
Yüzbinlerce KOBİ’mizi ilgilendiren Avrupa
Birliği politikaları yine KOSGEB’in
öncülüğünde ülkemizle buluşturulacak
vrupa Birliği, ekonominin yüzde
90’ını oluşturan KOBİ’lere yönelik
vizyonunu geliştirmeye devam
ediyor. 2007 – 2013 yılları arasında gerçekleştirilen Girişimcilik ve Yenilik
Programının (EIP) tamamlanmasının
ardından 2014 – 2020 yıllarında gerçekleştirilecek programın adı “İşletmelerin
ve KOBİ’lerin Rekabet Edilebilirliği
Programı” (COSME) olarak
belirlendi. Böylece Avrupa
Birliği’nin 2020 stratejisinin
ana politikalarından biri
olan “Küreselleşen Çağ için
Sanayi Politi-kası”nın önemli bir hareket noktası belirlenmiş oldu.
Programın bütçesi
2,3 milyar Avro
Programın istenilen düzeyde geçmesini planlayan
Avrupa Birliği, KOBİ’lerin
daha etkin bir rol oynayabilmesi için
cimri davranmayarak programın bütçesini 2,3 milyar Avro olarak belirledi.
Bu bütçe 7 yıl boyunca; KOBİ’lerin
finansmana daha kolay erişmesi, pazarlara erişimin iyileştirilmesi, çerçeve
koşulların geliştirilmesi ve girişimciliğin
teşvik edilmesi gibi konularda kullanılmak üzere açılacak.
KOBİ’mizi ilgilendiren Avrupa Birliği politikaları yine KOSGEB’in öncülüğünde
ülkemizle buluşturulacak.
COSME’nin avantajları
COSME, özellikle KOBİ’leri ve gelişimlerini göz önünde bulunduruyor. Mikro
işletmelere, zanaatla ilgilenen işletmele-
re, tek çalışanlı işletmelere, liberal mesleklere ve sosyal işletmelere; potansiyel,
yeni, genç ve kadın girişimcilere vb. özel
önem veriliyor.
Finansmana
erişim
kapsamında
KOBİ’lerimizin esnek ve kolay şartlarla
kredi teminatlarına erişimini sağlayan
kredi garantilerinin yanı sıra risk sermayesi yatırım şirketlerine yönelik destekler de yine COSME’yi cazip kılan diğer
önemli konular olarak göze çarpıyor.
Diğer yandan, programın ana eylemlerinden bir olan Pazarlara Erişim konusunda, 2008 yılından beri KOSGEB’in
koordinasyonunu yürüttüğü Avrupa
İşletmeler Ağı (AİA) ön plana
çıkıyor. Ülkemizin 7 konsorsiyum ile yer aldığı AİA kapsamında, Avrupa Komisyonu COSME’ye ilişkin ilk
adımı atarak yeni dönem
AİA Proje Teklif Çağrısı açıldı. Çağrı, 15 Mayıs 2014’e
kadar açık kalacak ve
KOSGEB’in koordinasyonunda, yeni dönem AİA’larının
kurulması için Avrupa
Komisyonu’na sunulmak
üzere teklifler hazırlanacak.
KOBİ’lere Avrupa vizyonu
KOSGEB, COSME Programına ilişkin
muhtemel katılım payının belirlenmesi
ve ilgili diğer hususlarda, kamu kurum ve
kuruluşları ile işbirliği içinde Avrupa
Komisyonu ile teknik müzakereleri
yürütmekle görevli sorumlu kuruluş olarak yetkilendirildi. Böylece yüzbinlerce
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
9
“
Haber
”
BAYOSB 2016 yılında
10 bin istihdam hedefliyor
Sanayicinin kendi güç ve öz kaynakları ile birleşerek meydana getirdikleri İzmir
Bağyurdu OSB’de çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 2016 yılında tamamlanması
planlanan bölgenin, istihdam hedefi 10 bin, ihracat hedefi ise asgari 750 milyon dolar
İ
zmir Bağyurdu OSB (BAYOSB) bölge
sanayicisiyle bira araya gelerek
kurulduğu tarihten bugüne kadar
OSB’nin başarılı gelişim sürecini değerlendirdi. Toplantıya Bağyurdu OSB
Başkanı Aydın Telseren, Başkanvekili
Fahrettin Selçik, Bölge Müdürü Figen
Akdemir, Ege Bölgesi Sanayi Odası
Meclis Başkanı Salih Esen, Kemalpaşa
OSB Başkanı Kamil Porsuk, KESİAD
Başkan Yardımcısı Aytekin Öztaş, Ege
KOBİDER Başkanı Fettah Güventürk,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu ve çok sayıda sanayici katıldı.
Toplantıda konuşan BAYOSB Başkanı
Aydın Telseren, bölgenin kuruluş hikayesini anlattı. Telseren, “Ekonominin
hızlı büyüdüğü dönemde, çoğunlukla
otomotiv sanayisine hizmet vermekte
olan, EGE KOBİDER üyesi 94 sanayicimiz
ile birlikte, 15 gün içinde 7,5 milyon TL
toplayıp 1500 dönümlük bu araziyi
satın alarak hepimizin rüyası olan bu
projeyi 2006 yılı sonunda başlattık.
Süratle projelerimizi hazırlamaya ve
2011 yılına kadar altyapı inşaatlarını
bitirerek fabrikalarımızı biran önce
kendi OSB’mizde çalışır hale getirmeyi planlıyorduk ancak, 2008 yılında
ayak seslerini duyduğumuz dünya
ekonomik krizi ve ülkemizdeki yansımalarını dikkate olarak projeyi askıya
almak zorunda kaldık” dedi.
35 arkadaşımızın talep ve taahhütleri
çerçevesinde, projeyi 2 etaba ayırdık.
Brüt 500 dönümlük bir alanı kapsayan
1’nci etabın ihale işlemlerini tamamlayarak, 2011 yılı kasım ayında ilk kazmayı vurduk ve36 parsel hazırlamak üzere
başladığımız bu etabı, arkadaşlarımız-
İlk kazma 2011’de vuruldu
Ekonomik krizin etkilerinin azalmasıyla
birlikte ilk kazmayı 2011 yılında vurduklarını ifade eden Telseren, şunları
söyledi:
“Nihayet, 2010 yılının sonuna doğru
krizin yavaşlama sinyalleri gelince,
planlarımızı tekrar gözden geçirdik ve
10
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
Aydın Telseren
dan gelen talep sonucu brüt 150
dönüm ilave ile 47 parsele çıkardık.”
2016 yılında 10 bin istihdam
Bölgenin hedefleri hakkında da bilgiler
veren Telseren, “Bu yıl ikinci etabın hafriyatına başlamayı ve 2016 yılı içinde
OSB’mizin tamamını sanayicilerimizin
hizmetine sunmayı planlıyoruz.
Bölgemizin altyapı inşaatlarının 70-75
milyon TL bedelle tamamlanabileceği, fabrika inşaatları için 600-650 milyon TL ve yine makine yatırımları için
2,5 milyar TL civarında harcama olacağı beklenmektedir. Tam kapasite ile
faaliyete geçildiğinde, direkt olarak
yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edileceği ve yıllık yaklaşık 2,5-3.0 milyar TL
ciro oluşturarak asgari 750 milyon
dolarlık ihracat yapılacağı bir bölge
olacağız” diye konuştu.
Haber
Esen: Ülkeyi kalkındırmak
için ölümüne çalışıyoruz
Toplantıda konuşan EBSO Meclis
Başkanı ve ESEN Plastik AŞ. Yönetim
Kurulu Başkanı Salih Esen de, ülkeyi
kalkındırma ve istihdam yaratma
heyecanı sürekli hissettiklerini ve bu
görevi yerine getirmek amacıyla
ölümüne çalıştıklarını ifade ederek,
“Üretim heyecanı ve ekonomi ülkenin gündeminden hiç inmesin istiyoruz. Türkiye ekonomisi ayaklarının
üzerinde duruyor ve güçlü yapısını
sürdürüyorsa, bizleri burada bir
araya getiren üretme heyecanıdır”
diye konuştu.
Kocaoğlu: İzmir gittikçe
güçleniyor
Sanayicilerin yoğun ilgi gösterdiği
toplantıya katılan İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
İzmir’in teşvik sorununa dikkat
çekerek, “İzmir dışında 4 verip sadece bir alarak kalkınmasını sürdüren
başka kent varsa, oturup tartışalım.
Yakın illerle aramızda yatırım maliyetinin yüzde 25’ine varan bir teşvik
farkı var. İZBAN’ın açılışına katılan
Sayın Başbakan’dan o tarihte üç şey
istemiştim. Bunlardan ilki, teşvik
indirimlerinin eşitlenmesi; hiç olmuyorsa bizim yatırım yaptığımız
OSB’ler belirli bir doluluk oranına
ulaşıncaya kadar eşitlenmesiydi.
Söyledik nazara alınmadı ama alınacak. İzmir gittikçe güçleniyor ve
büyüyor” dedi.
Selçik: OSB’lere model
bir bölge olacağız
“
Bölgenin gelişimi hakkında katılımcılara
bilgi
veren
BAYOSB
Başkanvekili Fahrettin Seçik de,
“Türkiye’ye model olma yolunda
emin adımlarla ilerleyen bölgemiz
sanayicilerimizin işbirliği halinde
ortaya çıktı. En zor dönemlerde bu
memlekete güvenen sanayicilerimize ne kadar teşekkür etsek az. Onlar
her şeyin en iyisini hak ediyor” dedi.
BAYOSB KÜNYESİ
Toplam yatırım alanı :
Net sanayi alanı :
İmarlı inşaat alanı :
Alt yapı yatırımı :
Fabrika inşaatları :
Makine ekipman :
İhracat hacmi :
Öngörülen istihdam :
”
Ekonominin hızlı büyüdüğü
dönemde, çoğunlukla otomotiv
sanayisine hizmet vermekte
olan, EGE KOBİDER üyesi 94
sanayicimiz ile birlikte, 15 gün
içinde 7,5 milyon TL toplayıp
1500 dönümlük bu araziyi
satın alarak hepimizin rüyası
olan bu projeyi 2006 yılı
sonunda başlattık
1 milyon 468 bin m2
900 bin m2
630 bin m2
60 milyon TL
150 milyon TL
500 milyon TL
500 bin dolar
8-10 bin
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
11
Görüş
“
KOBİ’lerin dış ticaretinde
limanların kilit rolü
Ayşe ÖZKEN
Özken Gümrük Müşavirliği ve Danışmanlık
Endüstri Mühendisi & Öğretim Görevlisi
Ü
retim ve bilişim teknolojilerindeki
gelişmeler küreselleşmeyi tetiklemiş artan küreselleşme ile birlikte
artan rekabet baskısı da firmaları gittikçe
daha etkin, verimli çözümler bulmaya
yönlendirmiştir. Firmaların artık sadece
üretim süreçlerine yoğunlaşması yeterli
olmayıp hammaddenin kaynağından alınıp nihai ürünün müşteriye ulaşmasına
kadar ki bütün süreçleri içeren Tedarik
Zinciri bakış açısı ile yönetmesi, süreçte
yer alan bütün adımları da en iyi şekilde
irdeleyip her basamakta en iyi çözümleri
üretmesi gerekmektedir. Rakiplerden sıyrılabilmek için müşteriye doğru ürünü
sunabilmek kadar doğru yer, doğru
zaman, doğru miktarda sunabilmek de
önemli olup malzeme tedarik, üretim ve
nihai ürün lojistiğinin en iyi şekilde, bir
uyum içinde yönetilmesi gerekmektedir.
Küreselleşme ile birlikte artan çeşitlilik
müşteri beklentilerini de oldukça arttırmış,
tedarik zinciri içerisinde birbirinin müşterisi
ve tedarikçisi şeklinde olan zincirde her
noktada rekabet en güçlü şekilde hissedilmeye başlamıştır. Zincir en zayıf halkası
kadar güçlü olduğu için firmaların da tek
başlarına güçlenmesi yeterli olmayıp zincirin de her noktasında gücünün, mukavemetinin arttırılması gerekmektedir. Bu
anlamda dış ticarette rekabet baskısı hisseden firmalarımızın güçlü tedarikçilere ve
güçlü lojistik firmalarına, güçlü bilişim ve
ulaşım altyapılarına ihtiyacı bulunmaktadır. Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler
lojistikte de çok önemli gelişmelere sahne
olmuştur. Bu gelişmeleri çok iyi takip edip
sürekli gelişim ve değişim içerisinde
olmak, rakiplerin gerisine düşmemek için teknolojinin de gerisine
düşmemek gerekmektedir. İşte bu
noktada firmalar bir tarafta gelişmeleri takip etmek ve bir tarafta da
düzenli olarak performans değerlendirmesi yaparak mevcut durumları ve gelecek projeksiyonlarını
belirlemek durumundadırlar.
ve maliyet avantajı sağlayacaktır. Bu
anlamda ülke olarak lojistik gücümüzü
mümkün olduğunca arttırmalıyız. Küresel
ticarette deniz taşımacılığının payı çok
yüksek olup limanlar denizaşırı ticarette
kilit rol oynamaktadır. Türkiye`de de dış
ticaretin yüzde 80’i deniz yolu ile gerçekleştirilmekte olup limanlarımızın performansları dış ticaretçilerimizin performansını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu noktada limanlarımızın da gerek modernizasyon çalışmaları ile sürekli gelişim içerisinde olması gerekse de objektif ölçüler seçerek performansını değerlendirmesi gerekmektedir. Eskiden daha az rekabet baskısı hisseden limanlar da bu baskıyı güçlü
bir şekilde hissetmeye başlamış olup rekabet gücünü koruyamayan limanlar sektördeki pozisyonlarını rakiplerine kaptırma
tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.
Liman yönetimi, limanın büyüklüğü,
reformlar, liman rekabetinde önemli noktalardan biri olan liman etkinliğini ve performansını etkilemekte olup bu ve benzeri
unsurların liman etkinliği üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmaların sayısı da gittikçe artmaktadır.
Lojistik
Güçlü bir lojistik alt yapı ve yönetim, firmalarımıza küresel rakipleri
karşısında zaman, miktar esnekliği
12
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
”
Dış ticarette rekabet baskısı
hisseden firmalarımızın güçlü
tedarikçilere ve güçlü lojistik
firmalarına, güçlü bilişim ve
ulaşım altyapılarına
ihtiyacı bulunmaktadır
www.egekobider.org.tr
Ülke olarak bulunduğumuz avantajlı
coğrafik konumumuzu en iyi şekilde
değerlendirip limanlarımızın transit yük
ticaretinden de pay alması sağlanmalı
bunun için de rakiplerinin çok iyi şekilde
analiz edilerek, rekabet edebilmeleri için
rakiplerinden daha iyi hizmet sunabilir
bir duruma getirilmesi gerekmektedir.
21. yüzyılda önemi gittikçe artan sosyal
sorumluluk, sürdürülebilirlik, çevre yönetimi (karbon ayak izi takibi) - atık yönetimi gibi konuların da sistemli bir şekilde
takip edilmesi ve raporlanması da önemlidir. Limanın performansında etkili olan
gemi acenteleri, ithalatçı-ihracatçı firmalar,
gümrük müşavirleri gibi paydaşları ile bilgi
paylaşımının analiz edilerek, SRM
(Stakeholder Relationship Management)
incelenerek etkin bir iletişim sürecinin oluşturulması da önemlidir.
Ayrıca gümrük prosedürleri de limanların
performansına doğrudan etki eden konulardan biri olup, gümrük prosedürlerinin
limanların performansı üzerindeki etkilerinin ve de uluslararası başarılı, büyük
limanlardaki uygulamaların incelenmesi
de faydalı olacaktır. Bu kapsamda AB de
yakın zamanda tamamen geçilmesi planlanan Tek Pencere Sistemi (Single
Window) uygulamalarının ve Türkiye`deki
gümrüklerin, limanların sürece adaptasyonunun incelenmesi de önemli konulardan
biridir. Ülkemizdeki mevcut dış ticaret
işleyişlerine baktığımızda 300’den fazla
belgenin istendiği ve bu belgelerinde gümrük idaresinin haricinde tüm resmi/özel
kurumlardan talep edilerek dış ticaret
işlemlerinin sonlandırıldığı görülmektedir.
Birbirinden bağımsız birden fazla
kuruma ayrı ayrı gidilip istenilen belgelerin temin edilmesi dış ticaretçileri hem zaman hem de maliyet açısından üzmektedir. Bu işlemlerin
AB Konsey Tüzüğü ile kabul edilen
Modernize Gümrük Kodu'nda yer
alan "Tek Pencere" sistemi ile basit
hale getirilmesi planlanmaktadır.
Firmalarımı-zın küresel ticarette
rakiplerinin arasından öne çıkabilmesi için güçlü bir lojistiğe ihtiyaçları bulunmakta bu nokta da lojistikte
önemli bir nokta olan limanlara
önemli görevler düşmektedir.
Etkinlik
EGEKOBİDER
“kahvaltı” buluşmaları
hvaltı
İşte EGEKOBİDER’in ka nlar...
a
programlarından yansıy
Ö
ncelikli olarak üyeler arasındaki iletişimi,
birlikteliği ve işbirliğini artırmayı amaçlayan EGEKOBİDER bu amaç doğrultusunda
üyelerini belli aralıklarla bir araya getirmeye
devam ediyor. Ege Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeler Derneği (EGE KOBİDER) tarafından
geleneksel hale getirilen Ramazan ayındaki iftar
programı ve aylık kahvaltılı buluşmalar devam
ediyor. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Seçsan Naturel Food Tesisleri’nde bir
araya gelen dernek üyeleri, güncel sorunları
masaya yatırma ve kaynaşma imkanı buluyor.
Kahvaltıda EGEKOBİDER üyeleriyle bir araya gelen
Profesyonel Koç ve Eğitmen Leyla Bilen sanayicilere stres yönetimi ile ilgili bir sunum da yaptı.
14
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
“
Etkinlik
”
İşçi ve işveren “Zirve”de buluştu
İ
Güvenli ve engelsiz istihdamın tartışıldığı, işçi ve işveren ile
ilgili tüm tarafların bir araya geldiği İzmir 2. İstihdam Zirvesi
19-20 Aralık 2013 tarihlerinde geniş katılımla yapıldı
zmir Çalışma ve İş Kurumu İl
Müdürlüğü’nün organize ettiği
“İzmir 2. İstihdam Zirvesi”, İzmir
Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ, PERYÖN,
İzmir Üniversiteler Platformu ve İzmir
Kalkınma Ajansının yanı sıra birçok
kurum ve kuruluşunun katkılarıyla
Kültürpark’ta gerçekleşti.
İş’te İzmir, İş’te Yenilik, İş’te Zirve sloganıyla, güvenli ve engelsiz istihdam
ana temasıyla gerçekleştirilen zirvenin
açılış töreninde konuşan İŞKUR Genel
Müdürü Nusret Yazıcı, İŞKUR'un son iki
yılda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en
büyük iş gücü piyasası araştırmasını
yaptığını, iki yılda 165 bin iş yeri ziyaret
edilerek yapılan araştırma sayesinde
Türkiye'nin her noktasında hangi türde
ve nitelikte bir işe veya işçiye ihtiyaç
duyulduğunu bildiklerini ifade etti.
olduğunu vurguladı. Etyemez, 2008'de
dünyada yaşanan küresel ekonomik
krizin en çok istihdamı etkilediğini ve
bunu sonucunda dünyada işsiz sayısının 200 milyonu aştığını dile getirdi.
İstihdam arttı
Türkiye'nin söz konusu dönemde aldığı
önlemler ve yaptığı reformlar sonucunda küresel ölçekteki krizden sınırlı etkilendiğini belirten Etyemez, şöyle
konuştu: "İş gücü piyasamız bu dönem
gelişmiş ülkelere göre başarılı bir sınav
vermiştir. Eylül 2008'den bu yana iş
gücümüz yaklaşık 4 milyon 230 bin,
istihdamımız ise yaklaşık 4 milyon artış
göstermiştir. istihdam oranımız yüzde
46,3'e iş gücüne katılma oranımız
2013’te 630 bin kişi işe yerleşti
Yazıcı, İŞKUR'un, son iki yılda bir milyon
800 bin kişiye işe yerleştirme ve meslek
seçimi hizmeti verdiğini belirterek,
"İŞKUR, 2003 yılında sadece 65 bin kişiyi işe yerleştirirken, 2013'ün ilk on ayında 630 bin kişinin işe yerleştirilmesine
aracılık yaptı. Bu rakamlar İŞKUR'un
değişen ve dinamik yapısı ile iş gücü
piyasasında aldığı aktif rolün göstergesidir" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Yardımcısı Halil Etyemez ise işsizlikle
mücadelenin siyaset üstü bir konu
yüzde 52'lere ulaşmıştır. işgücü piyasamızdaki bu olumlu verilerin gerçekleşmesinde İŞKUR'un katkısı büyüktür."
EGEKOBİDER stant açtı
İki gün süren zirvede iş arayanlar, işini
değiştirmek isteyenler, üniversite ve
meslek lisesi öğrencileri ile işverenler
bir araya geldi.
Aralarında
EGEKOBİDER’in de bulunduğu 150’ye
yakın firmanın ve İŞKUR İzmir İl
Müdürlüğü’nün stant açtığı Zirveyi iki
gün boyunca binlerce kişi ziyaret etti.
Zirvede; “En Çok Kişiyi İstihdam Eden”,
“En Çok Kadın İstihdamı Sağlayan”, “En
Çok Kontenjan Fazlası Engelliyi
İstihdam Eden”, “En Çok İstihdam
Garantili Kurs Düzenleyen” ve “En Çok
İşbaşı Eğitim Programı Düzenleyen”
olmak üzere 5 ayrı kategoride dereceye
giren 25 firmaya ödül verildi. Ödül verilen sivil toplum kuruluşları arasında
EGEKOBİDER’de yer aldı.
Danışmanlık hizmeti
Fuar alanında, İzmir Çalışma ve İş
Kurumu İl Müdürlüğü tarafından oluşturulan bireysel görüşme odaları, işveren temsilcileri ve vatandaşları bir
araya getirdi. İzmir Çalışma ve İş
Kurumu İl Müdürlüğü’nde görevli iş ve
meslek danışmanları da bireysel görüşme odalarında çok sayıda kişiyi ağırlayarak bire bir danışmanlık hizmeti
verdi. Zirve kapsamında öğrenciler,
yeni mezunlar ve tüm iş arayanlar tam
ve yarı zamanlı iş imkânı sunan firmalar
ile staj yapabilecekleri işletmeler hakkında bilgi aldı. Ayrıca katılımcıların
kişisel gelişimlerini artırmak amacıyla
kurulan seminer salonlarında panel,
oturum ve söyleşiler de düzenlendi.
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
15
Görüş
Şener MUTER
MESS Eğitim Vakfı
Yönetim Kurulu Üyesi
K
OBİ’lerin başarı kazanabilmesi
ve gelişebilmesi açısından
maddi kaynaklara ve yetenekli
iş gücüne sahip olmaları büyük bir
önem taşımaktadır.
Bunlara ilave olarak yeni yönetim
anlayışı, çalışanların motivasyonu,
sürekli gelişme, ARGE ve inovasyon
çalışmaları da zorunlu olmaktadır.
Günümüzde ekonomik ve sosyal
etkinlikler bilgi üzerine kurulmak
zorundadır. KOBİ’lerin başarıya ulaşabilmeleri için sadece bilgiye sahip
olmaları da yeterli değildir. Bilgiyi
algılayabilmek ve onu doğru değerlendirebilmek büyük bir önem taşımaktadır.
Daha iyi bir gelecek
KOBİ’lere
bütünsel bir bakış
lendirme ve kariyer geliştirme çalışmaları yapılıyor mu?
• Çalışanların tecrübe ve verimliliğini
artırmak amacıyla rotasyon sistemi
uygulanıyor mu?
• Uluslararası pazarlardaki yeni gelişmeler takip ediliyor mu?
“
Uluslararası pazarları izleme ve
çağdaş dünyadan kopmama konusu her geçen gün daha çok önem
kazanmaktadır. İş dünyasını yakından ilgilendiren aşağıdaki konuların
öncelikle KOBİ’ler tarafından ele
alınması ve daha iyi bir gelecek için
çaba harcanması gerekmektedir.
• İş dünyasında yaşanan değişim
ve küreselleşme süreci yakından
izleniyor mu?
• Rekabet gücünü artırmak için dış
kaynaklardan yararlanılıyor mu?
• Üretim girdilerinin daha uygun şartlarda temini için küresel tedarikçi ağı
kullanılıyor mu?
• Toplam kalite yönetimine uyum
sağlanıyor mu?
• Çalışanlar kalite yönetim sistemine
katkıda bulunuyor mu?
• Çalışanların iş geliştirme ile ilgili
önerileri dikkate alınıyor ve teşvik
ediliyor mu?
”
• KOBİ’lerde temel yetenekler belirlenmiş mi?
• Temel yetenekleri geliştirme konusunda çalışmalar yapılıyor mu?
• KOBİ’lerde yenilik ve yaratıcılık teşvik ediliyor mu?
KOBİ’lerin başarıya
ulaşabilmeleri için sadece
bilgiye sahip olmaları da yeterli
değildir. Bilgiyi algılayabilmek
ve onu doğru
değerlendirebilmek büyük
bir önem taşımaktadır
• KOBİ’ler sürekli gelişmeye ve geleceği yönetmeye hazırlıklı mı?
• KOBİ’lerde değişim süreci kimler
tarafından ve nasıl gerçekleştiriliyor?
• Yeni yatırımlar ve kapasite artırma
konularında şirket bünyesinde bir
çalışma var mı?
• KOBİ’lerde yönetim anlayışı ve
örgütlenme modeli dinamik ve esnek
bir yapıya sahip mi?
• Elemanlar yeteneklerine uygun
işlerde çalıştırılıyor mu?
• Çalışanların eğitimine ve sürekli
gelişimine özen gösteriliyor mu?
• Ar-Ge ve inovasyona önem ve
öncelik veriliyor mu?
• KOBİ’ler küreselleşme sürecinde
sendikalarla işbirliğine ve sinerji
yaratmaya hazır mı?
• Yeniden yapılanma konusunda
geleceğe yönelik bir öngörü var mı?
• Çalışanlar için performans değer-
• Tüm çalışanlar yapılan işlere bütün-
16
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
sel bir bakışın gerekli olduğunu
benimsiyor mu?
• KOBİ’lerde çalışanlar yapılan işleri
bütünsel bir bakış açısıyla ele alabiliyor mu?
• İnsan kaynaklarının eğitimine, katılımcı yönetime ve sürekli gelişmeye
öncelik veriliyor mu?
Yukarıdaki konularda adım adım gerçekleştirilen bilinçli ve özverili çabalar
ülkemizde KOBİ’lerin gelişmesini ve
ekonomimize daha olumlu katkılarda
bulunmasını sağlamaktadır.
İş dünyasını yakından izleme
Küreselleşme sürecinde haksız rekabet nedeniyle iş çevrelerinin yakınmaları
giderek
artmaktadır.
Küreselleşme sürecinde yabancı
ürünlerin ithalatı kolaylaşmaktadır.
Bu nedenle yerli sanayimizin haksız rekabetle karşı karşıya kalmasına fırsat verilmemelidir. Ülkemizde
işsizliğin ve dış ticaret açığının
giderek artması da bu konularda
daha duyarlı olmamız gerektiğini
göstermektedir.
Ekonomimizin geleceği uluslararası ticaretimizi geliştirmeye ve ihracat potansiyelimizi artırmaya bağlı
bulunmaktadır. İhracat artışı için
öncelikle sermaye, teknoloji, yenilik, yaratıcılık ve verimli üretim artışı
akla gelmektedir. Yerli malı kullanımına daha çok özen göstermek, yerli
mala duyulan güveni geliştirmek ve
yeni markaların sayısını artırmak
zorunlu olmaktadır. Ülkemizde özellikle KOBİ’lere bu konularda önemli
görevler düşmektedir.
İş dünyasında yeni örgütlenme
modellerine duyulan gereksinim
giderek artmaktadır. Günümüzde iş
yapma ve iş yönetme biçimleri her
geçen gün daha çok bilgiye dayalı
olmak zorundadır. Küresel bilgi ağından yararlanmak büyük bir önem
taşımaktadır. Bunları gerçekleştirmek için iş yerlerinde bireysel reka-
Görüş
bet yerine ekip çalışmalarını, yıldız
oyuncu aramak yerine katılımcı
yönetimi teşvik etmek gerekmektedir.
Dünyayı yakından izlemek ve değişime açık olmak zorunlu hale gelmektedir. KOBİ’ler açık iletişim ve katılımcı yönetim anlayışı ile sahip
oldukları potansiyeli daha başarılı bir
şekilde değerlendirmektedir.
Yeni yöneticilik tanımı
İş dünyasında karşılaşılan yeni
sorunlar alışılmış eski yöntemlerle
çözülememektedir. Yeni iş ve çalışma modellerinin oluşturulması gerekmektedir. Yeni yönetim ve organizasyon sistemleri arayışı ön plana çıkmaktadır. Klasik organizasyon uygulamalarından esnek ve yatay organizasyon uygulamalarına geçiş hızlanmaktadır.
Çalışma ve iş yapma yöntemleri çok
hızlı bir biçimde değişmektedir. Çok
sayıda bireyler ve onların oluşturduğu topluluklar dijital ortamda birbirleriyle iletişim içinde bulunmaktadır.
Günümüz dünyasında e-yönetim, eticaret, e-pazarlama ve e-devlet farklılık yaratan ve başarı kazandıran
uygulamalar durumuna gelmektedir.
Günümüzde üretim yöntemleri ve
yapılan işler giderek bir insanın tek
başına yönetemeyeceği kadar karmaşık bir yapıya sahip bulunmaktadır. Bu nedenle ekip çalışmaları
zorunlu olmaktadır. Ayrıca toplam
kalite yönetimini gerçekleştirmek için
de güçlü bir işbirliğine ve ekip çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Yeni
yöneticilik tanımının bu nitelikleri de
kapsaması gerekmektedir.
Yeni yönetim anlayışına göre çalışanların görevleri kalıplaşmış iş
tanımları ve unvanlarla değil, süreçler ve hedeflerle belirlenmektedir.
Kuruluşlar katı hiyerarşi, klasik organizasyon şemaları ve talimatlarla
değil değerler, ortak hedefler ve yenilikçi düşüncelerle yönetilmek zorundadır. Bu da ancak yeni yöneticilik
anlayışıyla sağlanabilmektedir.
Geleneksel yönetim anlayışına göre
yöneticiler çalışanlara emirler vermektedir. Küresel rekabette başarılı
olabilmek için çalışan elemanlardan
yukarıya bilgi akışı da önem kazanmaktadır. Klasik yönetim tarzında
çalışan elemanların yeteneklerinin
ancak bir bölümünü değerlendirilebilmektedir. Ayrıca insanlar emir alarak
yönetilmek yerine kendilerine önderlik yapılması durumunda daha verimli olmaktadır. Çalışan elemanlara
daha çok yetki ve sorumluluk verilerek bireysel yeteneklerinin daha iyi
değerlendirilmesi sağlanmaktadır.
İş hayatında kas gücüne dayalı eleman gereksinimi giderek azalmaktadır. Güç isteyen işler makinelerle ve
robotlarla yapmaktadır. Bireylerde
aranılan yetenekler arasında bilgi
işçisi olma niteliğini ön plana çıkmaktadır. Onun için çalışanların eğitimi
ve bireysel kalite konusu öncelik
kazanmaktadır. Genç insan kaynaklarının çalıştıkları iş yerlerinde daha
yararlı olabilmeleri için işbaşında eğitim görmeleri ve ekip çalışmalarında
görev almaları gerekmektedir.
Sonuç ve değerlendirme
İş dünyasını etkileyen küresel rekabet ve hızlı değişim süreci yeni teknolojilerin ve bilgi kaynaklarının daha
iyi değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, ülkemizde yabancı
ürünlerin tüketimine gösterilen aşırı
ilgi de yerli sanayimizin ve ulusal
ekonomimizin gelişimi açısından zorluk yaratmaktadır. Özellikle tüketim
mallarında ithalatın artması yerli üretimin önünde birtakım engeller oluşturmaktadır. Bu konular KOBİ’ler için
de büyük bir önem taşımaktadır.
Uluslararası pazarlarda serbest piyasa ekonomisine yönelik uygulamalar
yayıldıkça insan kaynaklarının önemi
daha çok ön plana çıkmaktadır. Ana
rekabet gücü kaynağı olarak nitelikli
elemanlara duyulan gereksinim her
geçen gün artmaktadır. Bu nedenle
endüstri meslek lisesi, meslek yüksekokulu ve üniversite eğitimi görmüş olan genç kuşaklara, özellikle
yeni çalışmaya başladıkları iş yerlerinde öğrenme, uygulama ve iş geliştirme süreçlerine katılmaları için fırsatlar tanınmalıdır.
Şirketlerin işsiz kalmalarının ve zor
duruma düşmelerinin nedeni sadece
ekonomik kriz ya da taleplerin azalması değildir. Verimliliği, kaliteli üretimi ve rekabetçi tasarım gücünü
geliştiremeyen şirketler işlerini de
kaybetmektedir. İş hayatında mevcut
durumu sürdürmenin hiçbir güvencesi bulunmamaktadır. Rakipler bizden
daha hızlı gelişiyorsa, biz geriye gidiyoruz demektir. O nedenle KOBİ’ler
yeniliğe açık olmak ve kendilerini
daha etkili bir biçimde tanıtmak
zorundadır.
Uluslararası pazarlarda fırsatları
önceden fark etmek, yeni ürün tasarımında ve üretiminde öncü olmak,
maliyetlerde ucuz işgücünün dışında
teknolojik rekabet avantajlarını
değerlendirmek yeni bir bakış açısına sahip olmayı gerektirmektedir.
KOBİ’lerin başarılı olmaları yalnızca
kendi yapılarındaki dinamiklerle sağlanamamaktadır.
Kurumsal politikaların ulusal politikalarla desteklenmesi ve yönlendirilmesi zorunlu olmaktadır.
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
17
Üniversite-Sanayi
Prof.Dr. Edip TEKER
Yaşar Üniversitesi İİBF Uluslararası
Ticaret ve Finansman Bölümü Öğr. Üyesi
[email protected]
T
“
ürk ekonomisi 2014 yılına 65
milyar dolar cari açık, yüzde dört
dolayında olacağı beklenen bir
büyüme, yüzde 7’yi aşacağı tahmin
edilen bir enflasyon ve buna bağlı olarak artan kredi faiz oranları ile girmektedir. 2013 yılı ortalarında “Gezi” olayları ile başlayan sosyal gerilim, 2013
Aralık ayında gündeme gelen yolsuzluk soruşturmaları ile devam etmektedir. 2014 yılında yapılacak olan yerel
seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında da ülke içi siyasette
yaşanan olumsuz hava ve belirsizliğin
giderilebileceğine ilişkin iyimser bir
beklenti ne yazık ki bulunmamaktadır.
Bu olumsuz tabloya ek olarak
Amerikan Merkez Bankası (FED) in
2013 Mayıs ayında -2008 krizinin
yaralarını sarmak amacı ile- başlattığı
tahvil geri alım programında ABD’deki
ekonomik iyileşmeye paralel olarak
aylık 85 milyar dolar tutarındaki alımlarını kademeli olarak azaltma kararı,
özellikle Türkiye’nin de içinde bulun-
18
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
KOBİ’ler 2014 yılında
nasıl bir strateji ve
risk yönetimi izlemeli?
”
Türkiye’de 2013 Haziran ayında “Gezi olayları” ile başlayan
ve 17 Aralık soruşturmaları ile artan siyasal gerginlik ve
başta Suriye ile Mısır olmak üzere Irak ve İran gibi
ülkelerde cereyan eden olaylar ve bu ülkelerle yürütülen
siyasal ve ekonomik ilişkiler yurt dışı yatırımcıların
gözünde ülke riskinin artmasına neden olmuştur
duğu gelişen ülkeler piyasalarından
büyük sermaye çıkışlarına yol açmış,
bu da döviz kurlarında tırmanmaya
neden olmuştur. Merkez Bankasının
uzunca bir süre faiz oranlarını arttırmayarak, piyasaya 3,5 milyar dolar
satması da döviz kurunun artmasını
engelleyememiş ve Türk lirası, gelişen ülkeler arasında ulusal parası
dolara karşı en çok değer kaybeden
ülke olmuştur.
Türkiye’de 2013
Haziran ayında “Gezi olayları” ile başlayan ve 17 Aralık soruşturmaları ile
artan siyasal gerginlik ve başta Suriye
ile Mısır olmak üzere Irak ve İran gibi
ülkelerde cereyan eden olaylar ve bu
ülkelerle yürütülen siyasal ve ekono-
www.egekobider.org.tr
mik ilişkiler yurt dışı yatırımcıların
gözünde ülke riskinin artmasına
neden olmuştur.
2014 ekonomik krizinin
KOBİ’lere etkileri
Ekonomik krizler ve finansal istikrarsızlıklar son on yılda dünya ekonomisinin en belirgin özelliği haline gelmiştir. Kısa aralıklarla ortaya çıkan ve birbirini izleyen krizler, özellikle gelişmekte olan ülkelerin reel ekonomileri
üzerinde kalıcı etkiler bırakmaktadır.
Ülkemizde reel sektör içinde
KOBİ’lerin payının yüzde 98 olduğu
düşünülecek olursa, ekonomik krizlerin görünür etkisinin finans piyasalarında ortaya çıkmasına karşın, gerçek
etkisini reel kesimde ve özellikle
KOBİ’ler üzerinde yaptığı unutulmamalıdır. Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz dönemlerinde KOBİ’lerin öz
kaynakları giderek erimektedir. Zira,
böyle dönemlerde işletmeler üretim
faaliyetlerini sürdürmek için, genelde
ihtiyaç duydukları emek dâhil tüm üretim girdilerini peşin ödeme ile sağlamakta, ancak daralan talep nedeni ile
ürünlerini belirli vadelerle piyasaya
sunma durumunda kalmaktadırlar.
Ekonomik istikrarsızlık ve piyasada
baş gösteren tıkanıklık, işletmelerin
tahsilatlarını aksatmakta, hatta bazen
hiç tahsilat yapamama gibi bir durumlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Nakit
sıkıntısının baş göstermesi, işletmeleri
Üniversite-Sanayi
maliyeti daha yüksek finans kaynaklarına yöneltmekte, ya da çok ciddi darboğaz içerisine sokmaktadır.
Benzer şekilde enflasyon baskısı altındaki ekonomilerde de, üretim ve stok
maliyetleri yükselmekte, işletmelerin
öz kaynakları erimektedir.
Kriz dönemlerinde KOBİ’ler
nasıl bir strateji izlemeli?
ları gereken en cazip fon kaynaklarındandır.
rılmalı ve yeni fırsatlar kaçırılmamalıdır. KOBİ’lerin kriz dönemlerinde
nasıl yönetileceği ve ne yapılması
gerektiği, her sektörün işleyişine ve iş
Kriz yönetimi
alanına göre farklılık göstermektedir.
Kriz yönetimi, olası bir kriz durumuna Bu bağlamda her firma kendisine
karşılık, kriz sinyallerinin önceden özgü bir kriz planı oluşturmak amafark edilerek değerlendirilmesi ve cıyla geleceğe yönelik alternatif
işletmenin kriz durumunu en az çözüm önlemleri geliştirmelidir.
kayıpla atlatabilmesi için gerekli KOBİ’lerin kriz dönemlerinde gerek
önlemlerin alınması ve uygulanması işletme içi ve gerekse işletme dışı ilesürecidir. İşletmelerin kriz yönetimin- tişimi ve bilgi akışını artırmaları büyük
de uygulayabilecekleri ilkeler arasın- önem taşımaktadır.
da, krizden kaçınmak, (krizi önle- Bu noktadan hareketle KOBİ’lerde,
mek), krizi yönetmeye hazırlanmak, alınan kararların uygulama hızı artırılkrizi saptamak (kriz olduğunu kabul malı, kriz dönemi atlatılıncaya kadar
etmek), krizi çözmek ve krizden yarar yeni yatırımlar ertelenmeli ve en
uygun finansman modelinin belirve süratle uygulamaya
Finansal kriz dönemlerinde lenmesi
konulması sağlanmalıdır.
KOBİ’ler “likidite” sorununa KOBİ’ler profesyonel yönetim anlabenimseyerek mesleki ve
birinci önceliği vermelidirler. yışını
hizmet içi eğitime önem vermelidir.
Bu amaçla likiditesi yüksek İçerisinde bulunduğumuz kriz
cari varlıklarını arttırırken, kısa atmosferinde KOBİ’lerin stok politikalarını tutarlı bir yapıya kavuşturavadeli borçlarını azaltmaya
rak etkin bir stok politikası uygulamaları maliyetlerini düşürmek açıgayret etmelidirler
sından daha da önem kazanmıştır.
sağlamak, sayılabilir. Kriz yönetimin- KOBİ’ler kriz dönemlerinde Ar-Ge
de sorunların nedenlerinin sağlıklı bir faaliyetlerini desteklemeli ve yeni
şekilde analiz edilmesi büyük önem ürün geliştirme yanında maliyet
taşımaktadır. Krizi aşmanın diğer bir düşürme ve üretim süreçlerini iyileştirme doğrultusunda çalışmalar yapyolu da gelecek yönetimidir.
Gelecek yönetiminin esasını; firma, malı, çağdaş pazarlama anlayışlarını
firmanın ilişki içinde olduğu müşteri- benimseyerek tüm faaliyetlerinin
ler, tedarikçiler, bankalar ve rakiple- odak noktasının tüketicilerin ihtiyaçlarinden oluşan katılımcı organizasyon- rı olduğunu kavramalı ve “ne üretirlar meydana getirir. Kriz dönemleri sek satarız” anlayışını terk ederek,
tehdit ve fırsatların bir arada yaşandı- hedef tüketicilerinin gereksinimlerinden hareketle mal ve
ğı dönemlerdir. Krizi fırsata dönüştürhizmet üretmeye odakmek için kriz sinyalleri iyi değerlendilanmalıdırlar.
rilmeli, gerekli durumlarda yeniden
yapılanmaya gidilmeli, sosyal paydaşlarla her türlü iletişim arttı-
“
Finansal kriz dönemlerinde KOBİ’ler
“likidite” sorununa birinci önceliği vermelidirler. Bu amaçla likiditesi yüksek
cari varlıklarını arttırırken, kısa vadeli
borçlarını azaltmaya gayret etmelidirler. Vadeli satışlarında vade süresini
kısaltma ve peşin satışlara iskonto
uygulayarak tahsilatı hızlandırma
yolunu seçmeli, stoğa üretim yapmak
yerine, sipariş üzerine üretim yaparak, stok maliyetlerini en aza indirmelidirler. Özellikle döviz borcu bulunan
KOBİ’lerin kur riskine karşı son derece dikkatli olmaları gerekir. Öz kaynak kullanımı düşük, yabancı kaynak
kullanımı yüksek olan KOBİ’ler de,
yükselen kredi faizleri sebebiyle, öz
kaynaklarını arttırma yoluna gitmelidirler. Öz kaynak yaratamayan, kredi
bulamayan, teşviklerden faydalanamayan, yüksek kredi maliyetlerini karşılayamayan ve dolayısıyla işletme
sermayesi ihtiyacı hızla artan
KOBİ’lerin ise gelecekte faaliyetlerine
son verme tehlikesi ile karşı karşıya
kalabilecekleri
unutulmamalıdır.
İşletmelerin kendi yarattığı fonlarla
faaliyetlerini finanse etmesi olarak
tanımlanan otofinansman, açık ve gizli
otofinansman olmak üzere iki şekilde
gerçekleştirilebilir.
Açık otofinansman, faaliyetler neticesinde elde edilmiş olan kârın işletme
içinde tutulmasıdır. Gizli otofinansman
ise ticari kârın tespitinden önce,
faaliyetler neticesinde elde edilmiş
olan gelirlerin, işletme dışına çıkmasını önleyici tedbirler alarak,
ticari kârın düşük hesaplanmasının sağlanmasıdır. Gizli otofinansman ülkemiz şartlarında sağlam
mali yapı için vazgeçilmez bir
finans kaynağıdır. Açık otofinansman yanında özellikle gizli otofinansman imkânlarının, muhasebe
standartlarının izin verdiği ölçüde
azami olarak kullanılması, kriz
ortamında işletmelerin başvurma-
”
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
19
“
Şirketlerden
”
Göktoğan TMM çevre teknolojileri
konusunda AR-GE’ye hız verdi
1
Türkiye'nin tek blower imalatçısı olan Göktoğan Teknik Makina
Model, pozitif deplasmanlı blowerlar ve endüstriyel süpürgeler
konusunda da Türkiye'nin lider üreticisi konumunda...
969 yılında kurulan Teknik Makina
Model
Atölyesi
günümüzde
Göktoğan Teknik Makina Model
Limited Şirketi olarak çalışmalarına
devam ediyor. 1986 yılında yandan
kanallı blower imalatına başlayan
Göktoğan TMM, 2013 yılı itibariyle 96
farklı yandan kanallı blower modelinin
seri üretimini yapıyor. 2007 yılında pozitif deplasmanlı blowerların üretimine
başlayan ve 2009 yılında Helis Loblu
Blowerların üretimi İZKA tarafından da
desteklenen Göktoğan TMM, 2014 yılı
itibariyle 0.25 kW ile 350 kW arasındaki
her ihtiyaca yönelik blower
modelleri ile Türkiye sanayisinin
basınçlı hava ve vakum ihtiyaçlarına yanıt veriyor.
Çevre teknolojileri konusunda Türkiye
pazarının ithalata muhtaç olduğu alanlarda çözümler üretmeyi hedefleyen
Göktoğan TMM, ithalatçı bir ülkeden
ihracatçı bir ülkeye dönüşmek ve yüksek
katma değerli ürünler üretebilmek için
çevre teknolojileri konusunda yürüttüğü
AR-GE çalışmalarına ara vermeksizin
devam ediyor.
sunduğu 4 yeni blower modeli ile piyasanın ihtiyaçlarına daha etkin şekilde
çözümler üretiyor. Türkiye'nin ilk toprak
yenileme/arıtma (soil remediation)
uygulaması için yüksek vakum blowerları ile çözümler üreten Göktoğan TMM,
metropolitan atıksu arıtma tesislerinin
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Turbo
Blower tasarım çalışmalarına başladı.
Çalışmalarına hız kesmeden devam eden
Göktoğan TMM, 2015 yılı içerisinde
Türkiye'nin ilk Turbo Blower prototipini
üretmiş olmayı hedefliyor.
İlkleri başardı
İstanbul, Ankara ve Adana düzenli çöp
depolama alanlarında ve 16 farklı tarım
atığı değerlendirme tesisinde biyogaz
transferi konusunda çözümler üreten
Göktoğan TMM, biyogaz transfer blowerları konusundaki deneyimini uluslararası piyasalara taşımak amacıyla İzmir
Kalkınma Ajansı desteği ile biyogaz blower modellerine ATEX sertifikası aldı.
Türkiye'deki atıksu arıtma sektörüne 25
yıldır blower modelleri ile hizmet veren
Göktoğan TMM, 2013 yılında hizmete
20
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
Görüş
ret sinyallerine sahip olduğunuzu anlar
anlamaz atağa geçmelisiniz.
İşte bu noktada EFT, tam da size daha
doğrusu bizlere ışık tutacak ve şifa olacak bir yöntem…
Leyla BİLEN
Çaresiz ruh hali
Profesyonel Koç ve Eğitmen
E
FT
(Emotional
Freedom
Techniques), ülkemiz dahil olmak
üzere tüm dünya ülkelerinde duygusal sorunların ve davranış bozukluklarının terapi ve tedavisinde kullanılan çok
etkili bir yöntem olarak bilinmekte ve
uygulanmaktadır. EFT, bedenimizdeki
bir takım akupunktur noktalarına vuruşlar
yapılarak önce negatif duygu durumlarının açığa çıkartılması, sonrasında ise
istenen pozitif duygu olumlamalarının
bedene yüklenmesi halinde gerçekleştirilmektedir.
EFT (Duygusal Özgürleşme Teknikleri)
sayesinde olay ve/ya kişilerin sizde
sebep olduğu keder, üzüntü, stres gibi
birçok ruhsal ve psikolojik sorundan arınabileceğiniz gibi sahip olduğunuz ve
size zarar verdiğini düşündüğünüz
olumsuz davranışlarınızı da olumlularıyla değiştirebilirsiniz. Bu sayede, acılarla daha doğrusu her türlü olumsuz
duygu ve düşüncenizle beslediğiniz acı
bedeninizden özgürleşebilirsiniz. Acı
beden kavramını ilk defa duyuyorsanız
ya da duymuş olduğunuz halde bu
konuda herhangi bir fikre sahip değilseniz kısaca değinelim.
Acı beden, özetle insanda kurnazca
büyüyen bir ruh hali olarak tanımlanabilir ve kişide kronik bağımlılığa neden olacak niteliğe sahiptir. Siz, arkadaşlarınız
ve yakınlarınızla üzüntüleriniz üzerinden
dertleştikçe acı beden, keyifle beslenmeye devam eder. Geçmişten bugüne
yaşattığınız her türlü acı deneyim ve anılarınız bu bedenin en büyük besin stoklarını oluşturmaktadır. Bir süre sonra büyüyen beden, sizi ‘acıların esiri’ haline getirir. Artık esaretinizin etkisiyle sorunsuz
bir hayat düşünemez hale gelirsiniz.
Geleceğe dair, her bir istek ve hedefiniz,
kara bir çerçeve içinde karamsarlıklarla
dolu bir resim olarak beyninizin merkezine taht kurar. Dolayısıyla, negatif yönde
çekim yasası kanunlarını hayatınızın akışında bulmaya başlarsınız. Gerek dünya
gerekse insan enerjisinin bu kadar yoğun
ve yüksek yaşandığı bu sıra dışı çağda,
bir an evvel ruhsal ve psikolojik gerçekliğinizin durumunun farkına vararak esa22
KOBİ DÜNYASI
EFT ile stresi yönetebilirsiniz
Acıların temelini oluşturduğu çaresiz ruh
hallerinden kurtulmak adına bir EFT terapisinin itinayla gerçekleştirilmesi gerekir
ki kesin ve hızlı sonuçlar alınabilsin. Bu
bağlamda, öncelikle üzerine çalışmak
istediğiniz olayı belirlemelisiniz. Bu olayın sizde yarattığı negatif duyguların listesini yaptıktan sonra bunların karşılığında yüklemek istediğiniz pozitif duyguları
saptamalısınız. Direkt olay veya kişiye
odaklanarak çalışma yapmaya kalkışırsanız sonuç alamazsınız! Duyguların listelenmesinin ardından, EFT cümlenizi
yazmalısınız. Doğru hazırlanmış bir EFT
cümlesi hem olumsuz duygulara meydan okuma özelliğini hem de olumlu
“
MART-NİSAN 2014
”
Hayat, bizler hangi duygu
ve davranış durumlarını
yaşarsak yaşayalım bir
şekilde ilerliyor. Bu noktada
insan, iki geçen olguyu
geriye getiremiyor:
Sağlık ve zaman
duygu durumlarının seçimini içermelidir.
Konumuz ‘acılardan özgürleşmek’ ve
yöntemimiz ‘EFT’… Öyleyse, örnekleyerek ilerlememiz daha yerinde olacaktır.
Genel olarak hayatta çektiğiniz acıların
listesini yapacak olsanız, ortaya çok
uzun ve detaylı maddeler çıkacaktır. Bu
bağlamda, görselde gördüğünüz EFT
noktalarına vuruşlar yaparak sahip olduğunuz negatif duygularınızı sesli bir
biçimde ifade edin. Listenizin kabarıklığına göre her bir noktaya vuruş süresini
kendiniz belirleyebilirsiniz. Ardından,
genelleme yaparak olumsuz duyguların
tümünü kapsayacak şekilde görselde
kesik çizgilerle dairesel olarak belirtilmiş
olan bölgeye, dairesel ovma hareketiyle
şu EFT cümlesini üç kez sakin ses
tonuyla yükleme yapın:
“Bugüne kadar hayatta yaşamış olduğum bütün acı deneyimlerin bende yarat-
www.egekobider.org.tr
tığı her türlü olumsuz duyguya rağmen,
şu andan itibaren hayatımın her alanında
pozitif yaklaşımlar sergilemeyi ve olumlu
duygularla kendimi sağlıklı, güçlü ve
dinamik hissetmeyi seçiyorum. Kendimi
tamamen ve derinden kabul ediyorum.
Kendimi onaylıyor ve seviyorum.”
Maddi ve manevi rahatlık
Cümlenizi, bedeninize yüklemenizin
ardından EFT noktalarına aynı cümleyi
vuruşlar yaparak tekrarlayın. Vuruş sürelerini kendinize göre ayarlayabilirsiniz.
Çalışmayı, sesli olarak yapmanız önerilir.
Çünkü duygusal açıdan yoğun anlar
yaşayacağınız bu süreçte, arınmanın
tam olarak gerçekleşmesi adına sesli
çalışmak en doğru seçim olacaktır.
Uygulamanız bittiğinde, yerinize oturun
ve bir bardak su için. Kendinizi bir süre
dinleyin. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Ne gibi duygularınız açığa çıktı?
Yaklaşık olarak, on dakikayı ruhsal durumunuzu irdelemeye ayırın. Bir takım
acı deneyimlerin sizde neden olduğu
ağır yüklerden arındığınızı, yani
özgürleştiğinizi hissediyorsanız EFT,
sizde işe yaradı demektir.
Bu çalışmayı 21 gün süreyle tekrarlayabilir, özgürleşmenin hayatınıza
katacağı güzelliklerin tadını çıkarmaya
başlayabilirsiniz. İlerleyen zamanlarda, EFT’yi başka konularda kullanmak
isterseniz bu defa genelleme yapmak
yerine spesifik konular üzerinden aynı
mantığı oturtarak çalışma yapmayı
tercih edebilirsiniz. Tekniği hayatınıza
uyarlamayı başardığınız noktada, hem
manevi hem de maddi yaşantınızın daha
rahat aktığını hissetmeye ve arındıkça
özgürce yaşamaya başladığınızı fark
edeceksiniz. Hayat, bizler hangi duygu
ve davranış durumlarını yaşarsak yaşayalım bir şekilde ilerliyor.
Bu noktada insan, iki geçen olguyu geriye getiremiyor: sağlık ve zaman… Bu
sebeple, hayatı farkındalıkla yaşama
gereğimizin önemi göz ardı edilemez bir
boyut kazanıyor. Öyleyse iş, yine başa
düşüyor… Önce kendiniz sonra sevdikleriniz için, hayatı anlamlı yaşamak adına
bugünden itibaren olumlu duygu ve
deneyim seçimleri yaparak sağlıklı,
huzurlu ve acılardan özgürleşmiş bireyler
olarak hayata devam etmenin zamanı
çoktan gelmiş demektir. Hepimize her
açıdan sağlıklı ve mutlu yaşamlar dileğimle kendimize iyi bakalım!
Görüş
Şirketlerimizle rafting yapıyoruz!
Mustafa TOPAL
EFES Yeminli Mali Müşavirlik
H
ve uygun nehir yollarını takip eder,
komut verir, ekipteki kişileri yönlendirir. Artık, hiç bir şey, şirketlerimizi kurduğumuz eski zamanlardaki gibi değil.
Bunu herkesin kabul ettiğini düşünüyorum. Öyleyse, biz de şirketlerimizi
hırçın nehirde ilerletirken, yanımıza
yeterince deneyimli rehber ve profesyoneller almalıyız. Rafting yapabilmenin koşullarından biri yüzme bilmektir.
Biz de şirketimizi yönetirken, temel
ölçütlerde, başta mizan bilgisine sahip
olmalıyız. Bilançoya baktığımızda, bot
görevi yapan şirketimizin, yönünü
anlayabilmeliyiz. Çünkü, sağlıklı tutulması esas olan muhasebe, botumu-
“
ayat hepimiz için bir yolculuk.
Bu yolculuk hep bir mücadele
ile geçiyor. Zaman zaman, kendimizi, çırağı olamadığımız işin patronu olarak buluveriyoruz. Bazen de,
babamızın ilk atölyecilik zamanını
hatırlayıp, elimize süpürgeyi verdiği
ve sonrasında çırağı, ardından işveren olduğumuz “ilk an” gelir gözümüzün önüne… Hayat nehrinde, bizi
taşıyan botumuz olan şirketimiz ile
rafting yapar dururuz. Sağlıklı bir rafting için, botta bulunan herkesin bir
takım olduğunu unutmaması ve herkesin kürek çekmesi gerekir.
Ancak, raftinge giderken, ne gerekli
diye düşünmemize rağmen, bizi taşıyan şirketimiz için gerekli şeyleri hep
ertelemeye çalışır veya “nasıl olsa
bilir, yaparız” yanlış algısına düşer,
ama farkında olmayız. Oysa, şirketimiz bir kişiliktir. Adına tüzel kişi deriz.
Bu kişinin ihtiyaçlarını zamanında ve
eksiksiz gidermek için ne kadar çaba
harcıyoruz. Rafting yaparken öncelikle gerekli güvenlik önlemlerini almanız
gerekir. Peki biz şirketlerimizde, hem
çalışanlarımız, hem de şirket içindeki
birimlerin, kayıt, üretim sırrı, kıymetli
evrak veya bilgi gizliliği konularında
güvenliğini sağlıyor muyuz? Yoksa,
birimler arası herkes her şeyden
haberdar, imza yetkilerimiz münferiden, antetli kağıtlarımız ve faturalarımız masa üzerlerinde, çalışanlarımız
her şeyi uluorta konuşuyorlar mı?..
Botumuzu/şirketimizi güvenli midir?
Diye, denetletmeye “aman sende” mi
diyoruz? Peki, botumuzun nehir için
uygun olup olmadığını, hırçın sulara
dayanıklılığını kim bize söyleyecek?..
layacaktır? Hayati soru budur…
Muhasebe donanımlı olmalı
”
Hayat nehrinde, bizi taşıyan
botumuz olan şirketimiz ile rafting
yapar dururuz. Sağlıklı bir rafting
için, botta bulunan herkesin bir
takım olduğunu unutmaması ve
herkesin kürek çekmesi gerekir
zun yani şirketimizin “Sonarı” dır.
Hırçın bir nehirde rafting yaparken
suya düştüğünüz zaman, can yeleğinizin olması, yüzme bilmeniz yeterli
olmayabilir. Ekonomik ve siyasi risklerin büyüdüğü ve yönetilemez olduğu
zamanlar, işte tam da hırçın nehrin
sularına düştüğünüz anlara benzer.
Öncelikle hayatta kalabilmeniz için,
mutlaka suyun yüzeyinde kalmanız
gerekecektir. Peki bunu size kim sağ-
İşte o an, botta bulunan deneyimli rehberleriniz, donanımlı kaliteli personeliniz, size bu konuda çok yardımcı olacaktır.
Botunuzu/şirketinizi, gerekli denetimlerden geçirip, bu hırçın sulara teknik
olarak iyi hazırlamış olmanız ise, sizin
hırçın sulardan, tekrar güven içinde
alabora olmamış botunuza çıkmanızı
sağlayacaktır.
Şirketlerinize/botunuza, öncelikle çok
iyi bir sonar sistemi kurunuz. Yani
muhasebe… muhasebeyi, gerekli
gereksiz her işin yapıldığı bir tezgah olmaktan uzak tutunuz.
Muhasebeyi yöneten kadronuz,
dirençli ve size de dahi “hayır”
demeyi bilen insanlardan oluşsun.
Yasama merci olarak, sizin ve
yönetim ekibinizin aldığı kararları,
mali mevzuat fırçaları, kıymetli
evrak hukuku boyaları ile tuvale
resmeden birimin muhasebe ve
muhasebenin donanımlı insanlarca
denetlenmesi olduğunu ve ortaya
çıkan resmin duvarınıza asılarak,
uzun yıllar sorumlu tutulacağınızı
unutmayınız. Tüm bunları tamamlayan ise, siz botunuzla/şirketinizle rafting yaparken size rotayı ve rotanın
üzerindeki önemli noktaları belirleyen
yol haritasını önünüze koyan, denetim
mekanizmasını kurmak olacaktır.
Tecrübeli rehber şart
Rafting yapmadan önce, yanınıza
mutlaka bu işi daha önceden yapmış
tecrübeli rehber almalısınız. Rehber,
kürekler kullanarak, manevralar yapar
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
23
“K
Bilgi
”
KOBİLER VE GELİŞTİRİCİ EĞİTİMLER
“Bir ülkenin kalkınıp ilerlemesinde temel iki dinamik; eğitim ve
ekonomidir. İstenilen gelişme ve kalkınma düzeyine ancak bu iki
itici güç bir arada ve birbirini destekler nitelikte ise ulaşılabilir.”
işi ve kurumların başarısı; devamlılığı,
verimliliği, rekabet üstünlüğü… Yönetim ve
çalışan kademelerinin nitelik derecesini
yükseltmesine, geliştirici eğitimleri almasına ve aldırmasına bağlıdır. İnsanın yaradılışından beri her aşamada ve devirde tekrar edilen
EĞİTSEL, öğüt ve sözler ötesinde içine girmiş olduğumuz “Bilgi Çağı” devrinin tüm gerek ve imkanları ile
kurumları; sektörün ve devrin icablarına göre EĞİTİM
faaliyetlerini yeteri ölçüde yerine getirmeye, EĞİTİM
için zaman ve finans ayırmaya mecbur etmiştir.
Bilindiği gibi; doğumdan ölüme kadar (yaşam boyu)
devam eden EĞİTİM’in muhtelif safha ve süreleri vardır. Genelde temel eğitimle başlayan meslek ve kariyer kazandırıcı Örgün Eğitim, meslek kazandırıcı
Endüstri ve Meslek Liseleri, kurum ve kuruluşların
organize ettiği kurslar, muhtelif platformlarda sıkça
tekrar edilen seminer, konferans ve nitelik artırıcı
yaygın eğitimler…
Bu ve benzeri çok sayıdaki eğitimler; şu temel
unsurları ile gerçekleşir ve başarıya ulaşır:
1. Eğitimi alacak kişi ve kurumlar (hedef kitle),
2. Eğitim verecek kişi ve kurumlar,
3. Eğitimin verileceği ortam ve platformlar,
4. Arzu edilen eğitim konusu ve amaçları,
5. Eğitim için gerekli optimum zaman,
6. Bu unsurların gerçekleştirilmesini yapan girişimci,
organizatör kişi ve kuruluşlar….
7. Eğitimin önem ve gerekliliğine inanmak ve katılmak
Tüm bu unsurların gerçekleşmesi ile eğitim ve bilgilendirme hedefine ulaşılabilecektir.
Bu nedenledir ki; işletmelerin kapasite, gereksinim ve
imkanları mertebesince oluşturacakları EĞİTİM BİRİMİ, bilginin değere ulaşması ile beraber birçok AVANTAJLARI yanında getirecektir. Bilgi ve teknolojinin
hızla geliştiği, değiştiği asrımızda bu hıza uyum sağlamak için zorunlu eğitim yanında “Yaşam Boyu
Eğitime” de yatırım yapılması gerekmektedir. Bilginin
değere dönüşmesi her ortamda eğitime önem vermekle, gerekli etkinliklere katılmakla mümkündür.
İleri gitmiş ulusların bulundukları konuma; eğitim,
teknoloji, Ar-Ge’ye yeteri ölçüde yatırım yapmaları ile
gelebildikleri herkesçe bilinen bir gerçektir. Mevcut
örgün eğitim kurumları, kamu kurumları ile oda ve
sivil toplum kuruluşlarının, bilgi ve danışman kuruluşların eğitim üzerine yaptığı tüm faaliyetlerden
yeteri ölçüde istifade edilebilmesi şartı;
Bilgiye ve nitelikli elemana ihtiyaç duyan işletmelerin istekli, duyarlı, planlı
davranışı ve tüm kurumların sinerji içerisinde işbirliği yapmasından geçer.
BAŞLICA KİŞİSEL ve KURUMSAL GELİŞTİRİCİ EĞİTİMLER
Çok Sayıdaki Eğitimlerden birkaç önemli örnek;
Proje Yönetimi, İnsan Kaynakları, İletişim Teknikleri, İş
Etüdü, Üretim Planlama, Kalite Yönetimi, Verimlilik
Yönetimi, Zaman Yönetimi, İletişim Teknikleri, Motivasyon,
Hızlı Okuma Teknikleri, Kurumsallaşma, İş Sağlığı ve
Güvenliği, Yönetim Teknikleri, Girişimcilik… ve Kuruma
Özel Eğitimler, Çok sayıda Mesleki Kurslar.
24
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
Röportaj
Prof.Dr. Galip Akhan’dan
gençlere mesleki tavsiyeler
İ
zmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Galip Akhan, üniversite ve
meslek tercihi yapacak gençlere
önemli tavsiyelerde bulundu. KOBİ
Dünyası Dergisi’nin mini anketini yanıtlayan Prof. Akhan, “Gençlerimiz meslek
seçimlerini kabiliyetleri doğrultusunda
yapmalıdır. Mesleğinizi isteyerek severek yapmanız gerekir. Aile isteğiyle ya da
mesleğin büyüsüne kapılarak bir anlık bir
kararla; örneğin tıp fakültesi 6 sene okunabilecek bir okul değildir” diye konuştu.
İşte Katip Çelebi Üniversitesi’nin başarılı
rektörü Prof. Galip Akhan’ın sorularımıza
verdiği yanıtlar:
Bugün tercih yapsanız hangi mesleği tercih ederdiniz…
Prof.Dr. Galip AKHAN: Tıp Fakültesine
girmeden önceki istediğim Fakülte
İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ydi.
Baştan beri isteğim İşletme okumak,
ticari hayata atılıp yönetici olmaktı.
Ama Tıp Fakültesi’ni tercih ettim, kazandım. Mesleğimi severek okudum. Mesleğimi seviyorum.
Bu mesleği tercih edecek tüm gençlerimize de tavsiye ediyorum. Kuşkusuz her
meslek kıymetlidir. Meslekleri kıymetli
hale getiren uğraştıkları metadır.
26
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
Meslekler içinde en kıymetli meslek hekimliktir.
Çünkü insan hayatı kutsaldır.
Bugün tercih etsem
mesleğimi
Sosyal
Bilimlerle birleştirip
okumak isterdim.
Prof.Dr.
Galip AKHAN
Size göre geleceğin meslekleri nelerdir?
Prof.Dr.
Galip AKHAN: Bence geleceğin meslekleri yerine ‘geleceğin alanlarında donanımlı, başarılı olan insanları’ demek
daha doğru olacaktır. Mühendislik alanları, sosyal bilimler alanları oldukça
önemli alanlardır ve öyle olmaya da
devam edecektir. Ama gelecekte tek
alan yerine multi disiplinler daha önem
arz edecektir. Mesela Mekatronik, biyomedikal gibi mühendislik alanları buna
en güzel örnektir.
Kendi ihtisas alanlarının içinde başka
disiplinleri de barındırması o mesleği
daha cazip hale getirecektir. Bir
Biyomedikal Mühendisi sağlık sektörünün aranılanı olabilir. Bünyesinde makine, elektrik-elektronik, kontrol mühen-
www.egekobider.org.tr
disliği ile yazılım mühendisliği çalışma
konularını içeren Mekatronik Mühendisliği sanayinin aradığı en gözde mühendislik alanlarından biri olacaktır.
Örneğin doktor olmak için insani ilişkilerinizin kuvvetli olması hastalarla diyalog
açısından size avantaj sağlayacaktır. Bu
saydığım örnekler multi disiplinleri bünyesinde barındıran her meslek için
geçerlidir. Bunların yanında sosyal beceriye sahip, bilgisayara hakim, birden
fazla yabancı dile sahip gençlerimizin
alanlarında başarılı olmaması için hiçbir
engel yoktur.
Öğrencilere meslek seçimlerindeki
tavsiyeleriniz nelerdir?
Prof.Dr. Galip AKHAN: Gençlerimiz
meslek seçimlerini kabiliyetleri doğrultusunda yapmalıdır. Mesleğinizi
isteyerek severek yapmanız gerekir.
Aile isteğiyle ya da mesleğin büyüsüne kapılarak bir anlık bir kararla; örneğin tıp fakültesi 6 sene okunabilecek
bir okul değildir. Tüm bunların yanında gençlerimizin tercih yapacağı alanların istihdam olanaklarını da iyi araştırması gerekir. Mezun olup istihdam
alanı bulamazsanız da bu sizi mutsuz
eder. Ben bu okulu niye okudumu
söylememeleri için çok yönlü bir araştırma sürecinin ardından ülkemizin
istihdam olanakları da gözden geçirilerek tercihler yapılmalıdır.
Görüş
“
Küçük girişimcilikte
YENİÇAĞ!
Yrd.Doç.Dr. Osman SİRKECİ
İİBF Dekan Yardımcısı
G
irişimcilik her geçen gün
eski klasik yaklaşımlardan
kurtulup yeni ufuklara doğru
yelken açıyor. 1980’lerin ORTADİREK söylemleri ile gündemde yerini alan orta yaşam grupları ekososyopolitik ağırlıkları ile dikkate alınmaya başlanmış oluyordu. Geçen
30 yıl içinde kamu sektörü daraltıldı. Büyük işletmeler yeni istihdam
olanakları yaratamaz oldular.
Dijitalleşme hızla ağırlığı aratmasına rağmen hizmet sektöründe ücret
ve maaşlı olarak talep edilen ölçüde istihdam olanağı yaratamadı.
Buna karşılık çare arayışları kendi
işini kuracak, kendi hesabına çalışacak kümenin harekete geçirilmesinde yegâne çare arayışları tüm
yer kürede öne çıkmaya başladı.
Avrupa Birliği’nin “KIRMIZI HALI”
Politikaları’ndan Amerika’ya, Çin’e
ve dünyanın dört biryanına KOBİ,
MKOBİ destek politikaları ve milyonlarca saatlik GİRİŞİMCİLİK
SERTİFİKA ve EĞİTİM programları
hâkim oldu. Netice itibarı ile süreç
Amerika’dan Trabzon’a oradan
Essen’e kadar Öğrenci Girişimci,
Genç Girişimci, Kadın Girişimci
örnekleri ile her çeşit medyal zenginliğe dönüştü.
Avrasya pazarı Kanaviçe
sokağı-Çarpıcı mutfak
Türkiye bir baştan bir başa binlerce
yeni girişimciye ev sahipliği yapmaya başladı. Diyarbakır’da 20 kişiye
istihdam sağlayan Ayşe hanımdan,
Trabzon’da 5-10 bin liralık mikro
kredilerle kendi işini kurup 10
patent ve marka sahibi olan ÇARPICI MUTFAK fikrinin ve girişiminin
sahibi Güzin Demirci diğer girişimci
28
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
”
Avrupa Birliği’nin “KIRMIZI HALI”
Politikaları’ndan Amerika’ya,
Çin’e ve dünyanın dört biryanına
KOBİ, MKOBİ destek politikaları
ve milyonlarca saatlik
GİRİŞİMCİLİK SERTİFİKA ve
EĞİTİM programları hâkim oldu
adayı kadınlara da cesaretlendirici
örnek oluşturuyorlar.
Liseli genç başarı şirketi
Üniversitelerin birçok bölümlerinde
ve liseler düzeyinde yaygınlaşmaya başlayan GİRİŞİMCİLİK dersleri ile yaratılan girişimcilik motivasyonu ve cesareti yeni iş-girişim
fikirlerinin, projelerinin ortaya çıkmasına çok önemli katkılar sağlamaya başladığı özellikle öğrenim
çağındaki gençlerin çok sayıdaki
örnek girişimleri ile gözle görülür
hale gelmeye devam ediyor. Kendi
markaları ve ürünleri ile kendi
çıkardıkları 10-15 Türk lirası değerindeki hisse senetleri ile finanse
edip kuruluş sermayesi temin ederek kendi şirketlerini de kuran
Trabzon Ticaret Meslek Lisesi 10.
ve 11. Sınıf öğrencileri sadece
Türkiye’ye değil GENÇ BAŞARI
VAKIF-KOOPERATİF-ŞİRKET’lerini tanıtmak için gittikleri Avrupa
ülkelerinde, fuarlarda ve ziyaret
ettikleri yakın Üniversitelerde abilerine dahi örnek oluyorlar.
Uluslararası girişimci
öğrenci fuarı
Hemen hemen tüm üniversiteleri-
www.egekobider.org.tr
mizde olduğu gibi İzmir’de
Gediz Üniversitesinde tecrübeli
girişimci ve eğitimci Fettah
Güventürk hocamız, Trabzon’da Harvard tecrübeli E.
David Aslan tarafından verilen
Girişimcilik dersleri ile yakın
üniversitelerin öğrencileri dahi
etkilenerek yeni iş fikirleri ile
harekete geçmeye başlıyorlar.
Bir yandan mevcut eğitim sistemleri ABD’den AB ülkelerine ve
reform zengini Türkiye’ye kadar
hükümetler ve kitleler tarafından
şiddetli eleştirilere tabi tutulmaktadırlar. Diğer yandan Başlangıç
aşamalarında ve cılız dahi olsa
GİRİŞİMCİLİK dersleri ve MERKEZLERİ lisans veya yüksek
lisans öğrencileri üzerinde dikkate
değer yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Avrasya Üniversitesinde yüksek lisans öğrenimini
sürdüren Artvin ve Bayburt İl Milli
Eğitim Müdürleri Mustafa Yılmaz
ve diğer öğretmen arkadaşları
uygulamalı Girişimcilik Araştırmaları dersleri kapsamında yürüttükleri çalışmalarını ve Yüksek Lisans
bitirme
tezlerini
“GİRİŞİMCİ
ÖĞRENCİ” konulu kompozisyon
yarışmasına dönüştürerek iki ilin
tüm orta ve liselerine yaygınlaştırmış bulunuyorlar.
Bu yaratıcı ve reel yaşama dönük
örenim ve ders prensipleri ile
uygulanmaya başlayan AVRASYA
EKOLÜ’ndeki eğitimin önemini ve
verimliğini
gören
Artvin
ili
Valiliğinin de desteği ile 2015
yılında düzenlenmesi düşünülen
“ULUSLARARASI
GİRİŞİMCİ
ÖĞRENCİ FUARI”nın hazırlık
adımları atılmaya başlanmış
bulunuyor.
30
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
31
İ
Bilgi
İNSAN VE SEVGİ
nsan taşıdığı ve yaşadığı duygularla
değer kazanmaktadır. Sevmek duygusu da insana verilmiş en güzel ve
anlamlı duygulardan bir tanesidir.
Sevgi, sadece insana mahsus bir duygudur. Bu duyguyu, en mükemmel şekliyle
yaşayabilen sadece insandır.
İnsana bu duyguyu Veren, onun kullanım
sınırlarını da belirlemiştir. Onun için meşrû
sevmekler yani sınırlarını Yaratıcının belirlediği sevmekler, ibadet.
Sevgi, taşıyanı sevimli kılar
Sevgi kapasitesi yoğun insanlardan oluşan
bir toplum, hayatın yaşamaya değdiği,
insan olmanın lezzet verdiği, insanlar arası
ilişkilerin kaliteli olarak icra edildiği bir dünyanın kapılarını açacaktır.
Sevgi, ruhun gıdasıdır. Bütün varlık sevildikçe anlamlıdır. İnsan böyle bir sevgi gıdasından haz duyar. Bedende yaşayan ruh, sevgiyle beslenirse güzelleşir.
İnsan, taşıdığı duygularla anlam kazandığı
için, güzel duygular taşıyan insan haliyle
İnsana sevmek yakışıyor. İnsan, sevince ve güzelleşeceklerdir. Sevgi, taşıyanda etkisini
gösterir. İnsan, bedeni içinde taşıdığı duysevilince insandır.
gular ile değerlendirilir. İnsanı bir duygu
kabı olarak düşünürsek, bu kabın içinde
İnsan, her şeye karşı taşıdığı sevgisiyle âle- olanlar dışa da yansıyor. Bu kapta sevgi
min her tarafıyla alâkadardır. Sevgisi ne taşıyan seviliyor.
kadar büyükse, insan o kadar büyüktür.
İnsan, sevgisiyle anlam kazanıyor. İnsanı İnsan bedenine iskân edilen ruh, ancak
insan yapan değerlerdendir sevgi.
sevgi ile nefes alıyor.
Sevgi, ruhun da genişlemesine vesiledir.
Sevgiyi taşımak ve yaşayabilmek her insa- Her şeyin sevilecek tarafına yönelen ruh,
nın harcı değildir. Bu san’atı herkes güzel sevginin her şeyi kapsadığını görecektir.
icrâ edemiyor. Sevmek gerçekten san’attır.
Böylece göz, sevgi gözlüğüyle hayata bakaDünyanın yaşanabilirliği, sevginin insanlar- caktır. Görülen, varlıklardaki güzellikleri
görecektir ve gösterecektir. Sevgi kulağı,
daki oranıyla alakalıdır.
işitme organına dokunan bütün seslerin
Nitekim sevgisizler yüzünden her geçen gün sevgi melodisini hissedecek ve terennümüdünya neşesini, sevincini, heyecanını kay- nü böylece idrak edecektir. Sevginin hakim
betmektedir. Sevgisizler dünyaya daha çok olduğu vicdan, kendisine dokunan bütün
hükmettiğinde, dünya ömrünü tamamla- olaylardan sevgiyi öz olarak çıkaracaktır.
mış olacaktır. Onun için dünyadaki insanları, sevenler ve sevmeyenler diye ikiye ayır- İçinde sevgi taşımayan bütün davranışlar,
mak mümkündür.
hem taşıyanı, hem de taşınanı rahatsız edecektir. Sevgisiz vermek, almak, ilgilenmek,
Ama tabiî neyi seviyor insan, neden seviyor, gitmek, gelmek, düşünmek, hissetmek,
bu sevgi ona ne kazandırıyor asıl belirleyici dokunmak, hasılı onsuz ne kadar fiil varsa,
ruhsuz olacaktır.
olan da bu noktadır.
• Sevgi; Paylaşımın, yardımlaşmanın,
insanca yaşamanın mutluluğun Anahtarıdır
• İnsanlar, sevgi beslerse sevgi görür
• Sevilen, çalışabilen, yararlı iş yapabilen
insan sağlıklıdır.
32
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
Tanıtım
“
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi,
dünya üniversitesi olma yolunda
emin adımlarla ilerliyor
”
İzmir’in 4’ncü devlet üniversitesi olarak kurulan Katip Çelebi Üniversitesi, henüz
3 yaşında olmasına rağmen 2013-2014 Eğitim-Öğretim döneminde 9’u aktif
12 fakülte, 3 enstitü ve 3 yüksekokulda 2371 öğrenciye eğitim vermek üzere 217’i
öğretim üyesi olmak üzere toplam 396 öğretim elemanı ve 244 idari personele ulaştı
İ
zmir Kâtip Çelebi Üniversitesi,
14.07.2010 tarihinde İzmir’in 4.
Devlet üniversitesi olarak kurulmuştur. 10 Aralık 2010 tarihinde Prof. Dr.
Galip AKHAN, üniversitemize rektör
olarak atanmıştır.
İzmir’in en genç devlet üniversitesi olarak, adını tarihteki büyük Türk âlimi
Kâtip Çelebi’den alan Üniversite; 20112012 Eğitim-Öğretim dönemine Tıp
Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde
211 öğrenci, 99 akademisyen ve 40
34
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
idari personel ile eğitim hayatına başladı. Genç ve dinamik bir yapıya sahip
olan, sağlam ve emin adımlarla ilerleyen üniversite henüz 3 yaşında olmasına rağmen 2013-2014 Eğitim-Öğretim
döneminde 9’u aktif 12 fakülte, 3 enstitü ve 3 yüksekokulda 2371 öğrenciye
eğitim vermek üzere 217’i öğretim
üyesi olmak üzere toplam 396 öğretim
elemanı ve 244 idari personele ulaştı.
Katip Çelebi Üniversitesi; Sağlık
Bilimleri Alanında; Diş Hekimliği,
www.egekobider.org.tr
Eczacılık, Sağlık Bilimleri ve Tıp
Fakülteleri, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulundan, Fen Bilimleri Alanında;
Mühendislik ve Mimarlık, Su Ürünleri,
Gemi İnşaat-Denizcilik ve Orman
Fakülteleri ile Fen Bilimleri Enstitüsünden; Sosyal Bilimleri Alanında ise;
İktisadi ve İdari Bilimler, Turizm, Sosyal
ve Beşeri Bilimler ve İslami İlimler
Fakülteleri ile Yabancı Diller Yüksekokulundan oluşuyor.
Tanıtım
“
2013-2014 eğitim-öğretim yılında ise programlarına büyük önem veren üniBiyomedikal, Mekatronik, Harita versite, 2011 yılının sonunda yapmış
Mühendisliği, Turizm Rehberliği, olduğu başvurusunun neticesini
İktisat, İşletme, Uluslararası İlişkiler, “Erasmus University Charter”ını en
Siyaset ve Kamu Yönetimi, Maliye ve kapsamlı seviye olan “Extended” düzeMali yönetimi bölümlerinde lisans eği- yinde alarak; Erasmus Programı’ndan
timine başlanıldı. Ayrıca bu yıl ilk
olarak Sağlık Meslek Yüksek Üçüncü kuşak ya da “Dünya
Okulu’na, Ağız-Diş Sağlığı, Yaşlı
Üniversitesi” denilen bir
Bakım, Acil ve İlk Yardım programlakonsept ile öğrencisinin
rına öğrenci kaydı yapıldı. Araştırma
üniversitesi olmayı hedefleyen Katip
karşısına çıkan İzmir Kâtip
Çelebi Üniversitesi’nde 24 alanda
Çelebi Üniversitesi,
yüksek lisans, 16 alanda ise doktora
eğitimlerine de başlanıldı.2014uluslararası bir üniversite
2015 eğitim yılında ise İslami İlimler
olmayı hedefliyor
Fakültesi’ne, Sağlık Bilimleri Fakülfaydalanabilecek olan üniversiteler listesine ismini yazdırmayı başardı. Bu
kapsamda Finlandiya, Macaristan,
Litvanya, Letonya, Romanya, İsveç, Çek
Cumhuriyeti, Estonya, Yunanistan,
Portekiz, Almanya, İtalya vb. daha bir-
”
çok ülke ile anlaşmalar imzalanarak,
öğrenci ve öğretim üyesi değişim çalışmaları başlatılmış.
Üniversite ayrıca ABD’nin Michigan
State ve Kanada’nın Bishop’s Üniversitesi ile imzaladığı işbirliği anlaşmalarıyla uluslararası anlamda emin adımlarla
ilerliyor.
Rektörlük ve fakülte binaları merkez
yerleşke olan Çiğli Ana Yerleşkesi’nde
yaklaşık 700 bin metrekarelik alanda,
Diş Hekimliği, Sağlık Bilimleri ve Tıp
Fakültesi ise Çiğli Aydınlıkevler Sağlık
Yerleşkesinde 9 bin 500 metrekarelik
kapalı alanda bulunuyor.
Üniversitelerin devamı niteliğinde;
kaliteli, standartları yüksek, başarı ve
kişisel gelişim odaklı kurulan Sürekli
Eğitim Merkezlerinin en yenisi olan
İKÇÜ-SEM’de (İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi) 15’in
üzerindeki derslikte eğitim, seminerler veriliyor.
İLETİŞİM BİLGİLERİ
Adres: İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Çiğli Ana Yerleşkesi 35620
Çiğli/İzmir
E-Posta : rektörlü[email protected]
Web : http://www.ikc.edu.tr/
Telefon : +90 (232) 329 35 35
Faks : +90 (232) 386 08 88
tesi’nin Beslenme ve Diyalektik
Bölümüne, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümüne; Sosyal ve Beşeri
Bilimler Fakültesi’nin Tarih, Felsefe,
Medya ve İletişim, Sosyoloji, Türk Dili
ve Edebiyatı ile Bölümlerine; Sağlık
Hizmetleri Meslek Yüksekokul-u’nun
Fizyoterapi Programı-na öğrenci alınması planlanıyor.
Yurt dışı eğitim programları
Üçüncü kuşak ya da “Dünya Üniversitesi” denilen bir konsept ile öğrencisinin karşısına çıkan İzmir Kâtip Çelebi
Üniversitesi, uluslararası bir üniversite
olmayı hedefliyor. Yurt dışı eğitim
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
35
“
Şirketlerden
”
Berdan Cıvata tüm sektörlere
sertifikalı hizmet veriyor
4
Cıvata-Somun-Saplama ve benzeri Bağlantı Elemanları konusunda
Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan Berdan Cıvata
Türkiye’nin Bağlantı Elemanları sektöründe CE Belgesi’ni alan ilk firma
4 yıllık bilgi birikimine sahip Berdan
Cıvata
Sanayi
A.Ş
Bağlantı
Elemanlarının söz konusu olduğu
hemen her sektöre cıvata,somun, saplama gibi ürünlerle hizmet vermektedir.
İnşaat sektörü, Çelik Yapı Sektörü, Rüzgar,
Güneş, Hidroelektrik, Jeotermal ve
Nükleer Enerji sektörleri, Basınçlı KapKazan, Rafinerleri, Petrokimya Tesisleri,
Borulama Sistemleri ve Demir-yolu
Sektörü gibi birçok sektöre hizmet vermektedir. Cıvata-Somun-Saplama ve benzeri Bağlantı Elemanları konusunda
Mersin-Tarsus
Organize
Sanayi
Bölgesi’nde üretim yapan Berdan Cıvata
Türkiye’nin Bağlantı Elemanları sektöründe CE Belgesi’ni alan ilk firma olduğu gibi
bu sektörde zengin test laboratuvarı için
Türkak’tan Akreditasyon alan ilk Cıvata
Somun fabrikası oldu.
Sektöre 1970 yılında İstanbul’da Denet
Cıvata’yla giren, 1980’lerde Adana’da
STFA Cıvata’dan emekli olduğunda
Tarsus’ta ağabeyi Yunus Şemsi tarafından
kurulmuş 150m2’lik Berdan Cıvataya
geçen Makina Mühendisi Hasan Şemsi
bugün Mersin-Tarsus OSB’de, 33.000 m²
alan üzerinde 9000 m²’si kapalı tesislerde,
18’i mühendis 200 civarında çalışanla
cıvata, somun, saplama ve benzeri yüksek
dayanımlı Bağlantı Elemanları üretmekte
ve yarıya yakınını AB ülkelerine ihraç
etmektedir.
Ürettiği Bağlantı Elemanlarının sertleştirme, menevişleme ve benzeri ısıl işlemlerini kendi tesislerinde yapabilirken, korozyona karşı korunmalarını da sağlamak
üzere Elektro Galvaniz, Sıcak Daldırma
Galvaniz veya Çinko Lamelli Kaplama tesislerini de aynı çatı altında kurarak entegre bir üretim tesisi haline gelmiştir. Çevre
Dostu Daldırma Galvaniz Tesisi’nde
temizlik işlerinde asit kullanmayarak çalışanları ve doğayı asit zararlarından korumaya çalışan Berdan Cıvata böylece bilhassa 10.9 ve 12.9 kalite daldırma galvanizli cıvataları da Hidrojen Kırılganlığı
36
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
Riskinden korumuş olmaktadır. Berdan
Cıvata bugün gerek Türkiye’de gerekse
yurtdışında çalıştığı firmalar ve katıldığı
yurtiçi ve yurtdışı fuarlar nedeniyle çok
geniş bir çevrede Çok Büyük Boyutlu
Bağlantı Elemanlarının az sayıdaki üreticilerinden birisi olarak tanınmaktadır.
Son zamanlarda 3,5 saatlik İzmirİstanbul Otoyolu’nun 2,7 km ile
Avrupa’nın en uzun ikinci köprüsü olan
İzmit Körfez Geçişi Köprüsünün M110
çapta 10,1 metre boyda 750 kg ağırlıktaki Ankeraj Cıvatalarını, Alstom’un
Ekon-Prokon ile birlikte yaptığı Konukoğlu
Baraj Kapaklarına ait M154 çapta, 9,8
metre boyda, herbiri 1,5 ton ağırlıktaki
Ankeraj Cıvatalarını, Anamur’dan Kıbrıs’a
80 km Boru ile Su Taşıma Projesi’nin
deniz suyuna dayanıklı tüm bağlantı elemanlarını üreten ve benzeri büyük projelerde görev alan Berdan Cıvata Sanayi A.Ş
Türkiye’de Bağlantı Elemanları sektörünün Tarsus’tan dünyaya tanıtılmasında
sektörün önde gelen firmalarıyla birlikte
önemli katkılar sağlamaktadır. Büyük
Boyutlu Cıvata Somun Saplama üreticisi
olmanın yanı sıra yenilikçi bir kimliğe
sahip olan Berdan Cıvata,
Türkiye’de
Bağlantı Elemanları Sektö-ründe CE
Belgesini ve TucsaMARK Sertifikası’nı
2008 yılında alan ilk firma olmanın haklı
gururunu yaşamaktadır. Şimdi de Bağlantı
Elemanları sektörünün en zengin test
laboratuvarlarından birine sahip olmanın
avantajlarını yaşarken 2 yıllık bir çalışma
sonrası bu zengin test laboratuvarını
2013’te Türkak’tan aldığı Akreditasyon
Belgesi ile taçlandırmanın ve sektörde
Akreditasyon almış tek laboratuvar olmanın da haklı gururunu yaşamaktadır.
Türkiye’ de Akreditasyon Belgesi vermeye
yetkili tek kuruluş olan Türkak’ ın Akredite
ettiği Berdan Cıvata Laboratu-varında
yapılacak deneylerle ilgili olarak düzenlenecek test raporları dünyanın her yerinde
geçerli olmaktadır.
Bundan böyle gerek kendi ürünlerimiz
için gerekse laboratuvar hizmeti vereceğimiz firmalara ait ürünlerin standartlara
uygunluk testleri akredite bir laboratuvar
tarafından yapılmış ve dünya standartlarına uygunluğu belgelenmiş olacaktır.
Uluslararası geçerliliği olan böylesi belgelere sahip olmak Berdan’ın marka değerini ve Cıvata, Somun, Saplama gibi hayati
öneme haiz ürünlerinin güvenilirliğini arttıran önemli bir özelliktir.
Görüş
Aile şirketiniz sağlıklı mı?
2. Gelecek kuşak
yöneticilerini yetiştirme:
İsmail Hakkı CEYLAN
Makine Yüksek Mühendisi
D
“
eğerli KOBİ Dünyası okurları ve
sanayiciler; yıllardır aile işletmelerinin
kurumsallaşmasıyla ilgili eğitim çalışmaları yaptım, profesyonel ve gönüllü
danışmanlık hizmetleri verdim. Özellikle
“Küçük İşletmelerin” bu hizmetleri aldıktan
sonra ekonomik faaliyetlerinde gözle görülür gelişmeler gösterdiklerine tanıklık ettim.
KOSGEB ve EBİLTEM’in gönüllü danışmanlık hizmetlerinin KOBİ’ler için önemli bir
fırsat olduğunu, bu hizmetin devam etmesi
gerektiğini özellikle belirtmek isterim. Bu
sayıda kurumsallaşmayla ilgili çok önemli
bir konuyu bilgilerinize arz etmenin mutluluğuyla hepinize saygılar sunarım.
Aile şirketlerinin sağlıklı
olup olmadığının tespiti
Bir aile şirketinin sağlıklı olup olmadığının,
hemen veya ilerde çıkabilecek sorunların
tespiti için, aile üyelerine sorulup yanıtlamaları istenen bazı sorular vardır. Bu sorular basit görünse de aile üyeleri gündelik
işlerin içinde kaybolduklarından iş işten
geçinceye veya önemli sorunlarla karşılaşıncaya dek bu soruların sorulmasını pek
istemezler.
Aşağıda deneyimlerle ortaya çıkan, bazı kritik konuları kapsayan önemli sorulardan
örnekler sunulmaktadır. Kuşkusuz bu sorular şirketten şirkete farklılık gösterecektir.
Uzman bir danışmandan, aile-şirket sisteminin sağlık durumu inceletilip analiz ettirilerek
gerekli yardım alınabilir.
Aile liderinin samimiyetle yanıtlaması gereken sorular;
1. İşin devamlılığı:
• İşinizle ve ailenizle ilgili gelecek planlarınız
var mı, varsa nelerdir?
• Bu planlarınızı gelecek kuşaklarla paylaştınız mı?
• Emeklilikle ilgili planlarınız nedir?
• Emeklilik gelirinizle işinizden bir katkı olmadan geçinebilir misiniz?
• İşten ayrıldıktan sonra bugünkü yaşam
seviyenizi sürdürecek emeklilik dışı başka
gelirleriniz var mı?
38
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
• Geleceğin aile yöneticileri nasıl seçilecek
bir planınız var mı?
• Gelecekte yönetici olabilecek aile üyelerinin gelişme planları var mı?
• Gelecek kuşak yöneticilerinin, tarafsız ve
uzman birileri tarafından değerlendirilmelerini düşünür müsünüz?
• Sizden sonra işinizi kim yönetecek belirlediniz mi?
• Ailenin kaç üyesi işte çalışmakta, gelecekte hangi rolleri oynayacaklar, olası rolleri
hakkında onlarla konuştunuz mu?
• Çocuklarınızın aile işine girmeden dışarıda
deneyim kazanmaları ve kendilerini kanıtlamaları konusunda bir politikanız var mı?
• Aile üyeleri şirketinizde işe en alttan mı,
yoksa üstten mi başlamalılar?
”
Bir aile şirketinin sağlıklı olup
olmadığının, hemen veya ilerde
çıkabilecek sorunların tespiti için,
aile üyelerine sorulup yanıtlamaları
istenen bazı sorular vardır
3. Hissedarlık ve sahiplik:
• Gelecek kuşaklar için hissedarlık planlarınız var mı?
• Kimlerin ne kadar hisseye sahip olacağını
kararlaştırdınız mı?
• Hisse sahiplerinin rolleri ve sorumlulukları
hakkında yazılı bir anlaşmanız var mı?
4. Aile politikaları:
• Aile ile şirket ilişkilerini düzenleyen ilke ve
politikalarınız var mı?
• Evlilik dolayısıyla aileye dahil olanlarla ilgili politikalarınız var mı?
• Aile üyelerinin maaş, prim ve diğer
kazançları nasıl belirleniyor?
• Aile üyeleri şirketten para çekebiliyorlar
mı, bununla ilgili bir kuralınız var mı?
5. Aile toplantıları:
• Aile politikaları, varlıkların değerlendirilmesi, hisse transferi, hisse sahipliği, ailenin
devamlılığı için planlama ve gelecek kuşakları yetiştirme konularını görüşmek üzere
Aile üyeleri nasıl ve ne zaman bir araya
gelirler?
• Aile düzenli, planlı ve gündemli toplanıyor
www.egekobider.org.tr
mu, nasıl organize oluyor, yer, zaman belirleniyor mu?
• Kim davet ediyor, kimler katılıyor, kim
yönetiyor, gündemi kim belirliyor?
• Bu toplantıların sonucu ne tip projeler ve
belgeler üretiliyor, bunlar ne oluyor?
6. Varlık planlaması:
• Bir vasiyetiniz var mı, en son ne zaman
güncellediniz, bununla ilgili vergi yükünü
hesapladınız mı?
• Başınıza, işinizle ilgilenemeyecek bir
sorun geldiğinde, işlerinizle ilgilenecek ve
yasal güce sahip biri var mı?
• Kişisel varlığınızla ilgili kişi kimdir, eşiniz ne
derece işten ve şirketten anlamakta, o bu işi
yürütebilecek nitelik ve güçte mi?
• Varlık ve miras planlamanız çocuklarınızı
ve torunlarınızı nasıl etkileyecek?
7. Kurumsal yönetim:
• Yönetim kurulu üyeleriniz şirketinizin
yönlendirilmesinde ve performansının
sorgulanmasında etkin rol oynuyorlar mı?
• Yönetim kurulunun yapısı, sayısı, nitelik
ve deneyimleri nedir?
• Yönetim kurulunda yer alan aile üyeleri
kimler ve sayısı nedir?
• Toplantıların kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
8. Kurumsallaşma aşamasında
bulunduğunuz nokta:
• Aile anayasanız var mı?
• Aile meclisi oluşturuldu mu, bu meclis
düzenli toplanıyor mu?
• Gerçek bağımsız yönetim kurulu üyeleriniz var mı, yoksa planınız nedir?
• Aile üyelerinin gelişmesi ve gözetilmesi
için bir planınız var mı?
• Şirkette çalışan aile üyelerinizi ödüllendirme ve diğer haklarını düzenleyen yazılı
kurallarınız var mı?
• Hissedarlık ve sahiplik ile ilgili birçok hassas konuyu kapsayan yazılı bir “hissedarlar
sözleşmeniz” var mı?
Bu ve benzeri soruları sorup, samimi bir
şekilde yanıtlayarak, önünüzde şirketinizi
tehdit edecek bazı önemli konuları tespit
edebilirsiniz. Unutmayınız, her aile ve şirket
kendi çözümlerini kendilerinin üretmesi
gereklidir. Bütün deneyimler, sorunların
ortaya çıkmasından önce tespit edilip
gerekli önlemlerin alınmasının daha yararlı
sonuçlar doğurduğunu göstermiştir.
Kaynak: Dr. Haluk Alacakloğlu
Görüş
Orantısız vergi hacizleri
Dr. Mustafa ALPASLAN
SMMM
6
183 sayılı AATUH kanunun ilgili hükümlerine göre uygulanan
hacizler, e-hacizler, üçüncü
şahıslar nezdindeki mal, alacak ve
menkul mal hacizleri mükellefleri
adeta canından bezdirmektedir.
Örneğin, kamu gücü ile uygulanan
orantısız ve aşırı, ölçüsüz vergi
hacizleri mükellefleri adeta kilitlemektedir.
Aynı uygulamalar, SGK prim, idare
para cezaları ve diğer SGK alacakları içinde 6183 sayılı yasa uygulandığı için aşırı ve taşkın hacizler SGK
alacakları içinde zaman zaman
görülebilmektedir.
Örneğin, bir mükellefin 23 bin TL
borcu için Türkiye çapında bütün
menkul ve gayrimenkullerine haciz
uygulanması mükellefi kilitlemekte
ve mağdur etmektedir. Oysaki,
vergi hacizlerinin taşkın ve ölçüsüz
uygulanmaması
gerekecektir.
Konuyla ilgili 6183 sayılı kanunun
54. Maddesinin 2. Bendinde;
“amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek, paraya çevrilmesi” gerekmektedir. Buradan hareketle yukarıdaki
örnekte yer alan 23 bin TL’lik bir
amme alacağı için mükellefin bir
adet otomobili ve ayrıca 5 adet
gayrimenkul için haciz uygulanması hukuka uyarlı olamaz.
Bir başka orantısız ve taşkın vergi
haczi ise şu şekilde uygulanmaktadır. Mükellefin vergi borcunun 50
bin TL olduğunu varsayalım. Bu
mükellefin Türkiye çapındaki 10
adet 250 bin TL değerinde sahibi
olduğu gayrimenkullere haciz konulmuştur. Burada da görüldüğü üzere
orantısız ve taşkın vergi haczi söz
konusudur. Vergi hacizlerin çözülmesi sırasında da birçok problem
yaşanmaktadır. Örneğin, (A) vergi
“ ”
40
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
dairesine olan vergi borcunun ödenerek haczin çözümlenmesi talep
edildiği takdirde, Türkiye çapında
diğer vergi dairelerinde de borcun
bulunup bulunmadığı araştırılmakta
ve buna göre (A) vergi dairesindeki
gayrimenkul haczi ancak kaldırılabilmektedir.
Bu uygulamanın yasal olmadığı
hakkında birçok görüş olmasına
Kamu gücü ile uygulanan
orantısız ve aşırı, ölçüsüz
vergi hacizleri mükellefleri
adeta kilitlemektedir
rağmen, vergi idaresi yapmış olduğu uygulamanın gelir idaresinin
kendi teşkilatına yolladığı bir iç
genelgeye göre sürdürüldüğünü
iddia etmektedir. Aynı uygulamalar
e-haciz kaldırılmasında da yürütülmektedir. Özellikle, taşkın ve borcun çok çok üzerindeki gayrimenkullere haciz konulması mükellefleri
maddi ve manevi yönden mağdur
www.egekobider.org.tr
etmektedir. Mükelleflerin kredi itibarını zedelemektedir. Ayrıca, mükelleflerin iş yapmak, yatırım yapabilmek için finans kesiminden kredi
talebi yönündeki tercihlerini olumsuz etkileyerek mükelleflerin piyasadaki itibarını zedeleyici etkide
bulunabilmektedir. Sonuç olarak,
Maliye Bakanlığı’nın bu konuda bir
genelge yayınlayarak aşırı ve taşkın
vergi hacizlerini önleyici inisiyatifler kullanılması yönünde vergi dairesi yetkilerini rahatlatıcı kolaylıklar getirmesi hem idare yönünden,
hem mükellefler yönünden ve hem
de piyasadaki iş potansiyelinin
geliştirilmesi yönünden kolaylıklar
getireceği düşünülmektedir.
Özellikle vergi borçlarının tecil ve
taksitlendirilmesi konusunda vergi
idaresinin bütün vergi borçlarını
kapsama alan (KDV dahil) bir uygulama içerisine girmesi ve tecil ve
taksitlendirmedeki teminatsız limitin
günün koşullarına göre (örneğin
150.000 TL’ye çıkarılması) yeniden
uygun bir rakamın belirlenmesi
zorunlu hale gelmiştir.
Görüş
Kayıpları önlemek
için başlama kararı
O. Vehbi UÇAL
Mak. Y.Müh. & TKY. Eğitim Uzmanı
İş Güvenliği Uzmanı, OHSAS 18001 Baş Denetçisi
B
u sayımızda sizlere İSG., İş
Sağlığı ve Güvenliği konusunu
özetlemeye çalışacağım.
• Sanayimiz gittikçe gelişti, taleplere
bağlı olarak üretim arttı, ancak iş
kazaları, yaralanmalar ve insan ölümleri artmaya başladı!.. Sanki iş güvenliğini, mesleki hastalıkları unutmuştuk.
İş sağlığı ve güvenliği önemli bir
“Bilim” dalıdır. Bu önemli İş Sağlığı ve
Güvenliği Bilim dalı ihmal edilmiş,
meslek hastalıkları ise yıllardır adeta
unutulmuş bir Tıp dalı olmuştur.
• İSG. konusu, Sanayi Devrimi ile birlikte işgören ve işverenlerin ve onların
yakınları için “çok hayati bir konu”
haline gelmiştir. Sürdürülebilen kalkınma tam anlamı ile gerçekleştirilemediği için, maalesef, kazalar olmuş,
insanlar ve çevre maalesef olumsuz
yönde etkilenmiştir.
• Her işçinin; maddi ve manevi varlığını tehdit eden risklerden arınmış sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma
hakkı vardır. Bu Anayasal bir haktır.
• Ancak bu olgunun sosyal bir ihtiyaç
olarak ortaya çıkması gecikmiş ve
yakın zaman olgusu olmuştur.
• Tabi gerekli önlemler, zamanında
alınmadığı için maalesef birçok insanımız zarar görmüştür!..
• “İş sağlığı ve güvenliği” kavramı son
5-10 yıl içinde gelişmiştir. Bundan
önce bu sistem “İşçi sağlığı ve
Güvenliği” diye anılırdı! Sanki sistem
içinde sadece işçi vardı! İlgisizlik ve
bilgisizlik üst düzeyde idi.
• Sonra aklımız başımıza geldi, mecburen İSG. kuralları, Yönetmelikler,
Kanunlar çıkmaya başladı. Devletler
İSG. konusunu ciddiye aldı ve sıkı
denetlemeye başladılar. İşverenlerimiz, sorumluluğunun bilincinde
yöneticilerine, çalışanlarına artık eğitimler aldırmaya başladılar, işverenler artık gelişmenin, değişimle başladığını biliyor ve gerekli kaynakları
artık sağlıyorlar.
• 2012 yılı sonunda çıkan 6331 sayılı
yeni İSG. İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ yasası, herkesi, her kesimi kapsamı içine alıyor. Asker, Polis, Cezaevi,
Acil Kurtarma vb. kurumlar bu kanunun kapsamı dışında. Ancak diğer
tüm kurum ve kuruluşlar kapsam içindedir. Bu önemli kanun ile birlikte,
taraflara yani Devlete, Kurum ve
Kuruluşlara, İşverene, Yöneticilere,
Çalışanlara, Alt İşverenlere, İş
Güvenliği Uzmanlarına, İşyeri Hekimlerine, Diğer Sağlık Personeline,
Eğitmenlere, Sektördeki Tedarikçilere, Sigorta Şirketlerine çok iş
düşüyor.
• Aslında İSG. İş Sağlığı ve Güvenliği
bir nevi kayıp yönetimidir. Yıllardır çok
şey, çok değerlerimizi kaybettik! Ama
artık kaybetmek yok!..
• Artık insanın önemi bilinmekte. Akıl
var, aklını kullananlar var.
• Bilgi var, Bilge var, Bilim var…
• Kanuna uymayanlara yaptırımlar
uygulanacaktır. İş Yerleri işe başlamadan önce sistem kuracak, planını,
programını yapacak, önceden tehlikeleri tespit edip, Risk Değerlendirme
çalışmaları ve Proaktif (ön hazırlıklı)
çalışmalar yapılacaktır.
• Artık kazalar olmasın diye işveren işi
ile ilgili her türlü önlemi alacak / aldıracak, personelini olası tehlikelere ve
meslek hastalıklarına karşı uyaracak,
gerekli eğitimler ve bilgilendirme toplantıları yapacaktır. Yazılı bir İş
Güvenliği Sistemi kuracak, performans hedefleri konacak, Risk Analiz
ve değerlendirmeleri yapacak/ yaptıracak, Acil Durum Eylem Planları yaptıracak, yangın söndürme tatbikatları,
acil durum tatbikatları yapılacak ve
kurum-kuruluş içinde detaylı İSG.
denetimleri yapılacaktır.
• İş Güvenliği Sistemi iyi çalışıyor mu,
eksikler var mı? İç ve dış denetçilerle
denetlenecek, kurum ve kuruluşlar
kayıp vermeden sağlıklı, güvenli yollarına başarı ile devam edecekler.
• Tüm bu işler nasıl yapılacak, sistemler nasıl kurulacak? Cevap çok basit
Çalışma
ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı sitesine giriniz, 6331 sayılı
İSG. Kanunu’nu okuyunuz ve kayıpları önleyecek başlama kararı alınız.
Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri
(OSGB) isimli şirketler var. İş Güvenliği Uzmanları var, Danışman-lar,
Eğitmenler var. Kaliteli kurum ve
kuruluşları, bilgili mühendislerimizi,
uzmanlarımızı arayıp bulacak ve istihdam edeceksiniz.
• Devlet 6331 sayılı yasaya uyum istiyor. Müşteriler artık tedarikçilerinden
İSG. Yönetim Sistemi (OHSAS 18001
vb. sistemi) kurmalarını istiyor. İSG.
sistemine başlamayan, geç davranan,
yönetmeliklere uymayan kurum ve
kuruluşlar, maalesef maddi-manevi
çok yönlü kaybedecek!
• Çok Güzel gelişmeler bunlar…
«GÜVENLE BÜYÜ TÜRKİYE»
• Ne mutlu bize ki, bu günleri gördük.
Tüm sanayicilerimize, yöneticilerimize, iş görenlerimize ve bu konu ile ilgilenen ve katkıda bulunan tüm personele, ilgili taraflara,
• Herkese; Sağlıklı, Başarılı Mutlu
günler diliyorum. Kolay Gelsin.
• Kayıpları önlemek için verdiğiniz
“BAŞLAMA KARARI” için siz kıymetli
iş adamlarımızı, yöneticilerimizi ve
ilgilileri
içtenlikle
kutlarım.
Saygılarımla.
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
41
Görüş
Atilla BAYSAL
EE MSc EEP Onur Enerji
B
RICKER projesi, mevcut kamu
binalarının enerji verimliliğini artırmaya yönelik Avrupa Birliği destekli
bir projedir. Proje kapsamında binalara
yapılacak teknolojik yatırım ve iyileştirmelerin enerji tüketimini en az yüzde 50
azaltması ve 6-7 yıl içinde kendisini amorti etmesi beklenmektedir.
Altı Avrupa ülkesinden 18 paydaşın katılımıyla Ekim 2013’te başlayan projeye
Türkiye’den Onur Enerji, Özyeğin Üniversitesi ve Adnan Menderes Üniversitesi
destek vermektedir.
Proje kapsamında Türkiye’de Adnan
Menderes Üniversitesi Hastanesi A-Blok
binasına, İspanya’da bir idari binaya ve
Belçika’da bir akademik binaya enerji
verimliliği yatırımları yapılacaktır.
Binalara uygulanacak iyileştirme paketi;
• Sıfır emisyonlu enerji üretim teknolojileri
• Enerji ihtiyacını azaltmaya yönelik iyileştirmeler
• Uygulanan yeni teknolojilerin entegrasyon ve işletme stratejilerinin geliştirilmesinden oluşmaktadır.
AB destekli Bricker projesi ile
binalarda yüzde 50 enerji tasarrufu
Bu prosese kojenerasyon adı verilir. Yaz
aylarında türbin çıkışındaki sıcak akışkandan faydalanarak absorbsiyonlu
soğutma üniteleri ile soğutma ihtiyacının
karşılanması (Trijenerasyon) da mümkün
olmaktadır. Absorbsiyonlu soğutma üniteleri, ısıyı kullanarak kimyasal reaksiyonlarla soğutma yapan ünitelerdir.
Enerji gereksinimini
azaltmaya yönelik iyileştirmeler
Havalandırmalı cephe
Proje kapsamında kurulacak sürdürülebilir ve düşük ağırlıklı, havalandırmalı cepheyle binanın dışında ikinci bir kabuk
oluşturacaktır. Bu iki kabuk arasındaki
boşluk, baca etkisiyle oluşan doğal hava
akımıyla havalanmaktadır. Havalandırmalı cephe esnek, adapte edilebilir ve
Sıfır emisyonlu enerji üretimi
BRICKER projesi kapsamında binalara
kurulacak parabolik güneş kolektörleri
gün boyunca güneşi takip edip güneş
ışınlarını aynanın odak noktası eksenince
uzanan boruya odaklayarak 250-300oC
sıcaklıkta buhar elde etmektedir. Güneş
enerjisi yeterli olmadığında sistem boylerlerle desteklenmektedir.
Elde edilen buhar, organik Rankine çevriminde kullanılıp bir türbinden geçirilerek
elektrik elde edilmektedir. Türbin çıkışındaki sıcak akışkan, iklimlendirme için kullanılıp daha sonra tekrar kolektörlerde
buharlaşarak sisteme dönmektedir.
42
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
Isı geri-kazanımlı
havalandırma pencereleri
Havalandırma sırasında kaybedilen enerjiyi geri kazanma prensibine dayalı pencereler kış aylarında bina içerisine girecek
temiz ve soğuk havayı, havalandırma
amacıyla dışarı atılacak ısınmış havanın
sıcaklığıyla ısıtmaktadır. Yaz aylarında da
tam tersi şekilde işleyen sistem ısı gerikazanımı sağlamaktadır. Bu teknolojide
en önemli problem ısı transferinin gerçekleşmesi için kullanılacak ısı değiştiricinin
ebatlarıdır. Bu ısı değiştiricilerin pencereye entegre edilebilecek kadar küçük olması ve gerekli ısı kazanımını sağlayabilmeleri gerekmektedir. BRICKER projesinde
bu problem ince, sentetik folyo malzemeden üretilmiş, mikro-tüplerin birleştirilmesiyle oluşturulmuş, yeterli ısı geçişi sağlayan ve fazla hacim kaplamayan ısı-değiştiricilerin kullanımıyla çözülmüştür.
Havalandırma pencerelerine entegre edilmiş bu ters akışlı ısı değiştiriciler metreküp
hacim başına 900 metrekareye kadar ısı
transfer yüzeyi sağlayabilmektedirler.Bu
sistem bina içindeki ve dışındaki hava
sıcaklığının farkı arttıkça daha verimli hale
gelmektedir. Bu nedenle BRICKER projesinde yalnızca iklimi görece daha sert olan
Belçika’daki binaya uygulanacaktır.
Hal değiştiren malzeme içeren
poliüretan yalıtım panelleri
kolay kurulup sökülebilecek alüminyum
bir yapıyla desteklenecektir. Söz konusu
dış kabukta GreenCast® adı verilen yeni,
geri dönüştürülmüş malzeme kullanılacak. Termik santrallerde açığa çıkan küllerin işlenmesiyle elde edilen bu yeni malzemenin mekanik özellikleri piyasada
yaygın olarak kullanılan malzemelerden
daha iyidir. Bu hafif malzemenin kullanılması akustik ve termal yalıtımı iyileştirirken binaya binen yükleri de fazla artırmamaktadır.
Havalandırmalı cephenin kurulmasından
önce binanın dış duvarına bir yalıtım süngeri uygulanacaktır. Daha sonra stratejik
şekilde tasarlanmış taşıyıcı alüminyum
yapı bina yapısına sabitlenecektir. Son
olarak GreenCast® malzemesinden
yapılmış dış paneller alüminyum yapıya
oturtularak cephe görselde görüldüğü gibi
tamamlanacaktır.
www.egekobider.org.tr
PCMler (faz değiştiren malzeme) faz
değiştirdiklerinde termal enerjiyi emerek
bünyelerinde saklayabilen malzemelerdir.
Malzeme katı fazdan sıvı faza geçtiğinde
depoladığı enerjiyi, katı hale dönerken
geri verir. Bu ısı transferi neredeyse sabit
sıcaklıkta gerçekleşir. PCM’ler geleneksel
poliüretan yalıtım malzemesi ile birleştirildiğinde, cephenin termal davranışını ve
ısıl depolama kapasitesini oldukça iyileştirir. BRICKER projesinde PCM gömülmüş
yalıtım panelleri Belçika’daki demo binasına uygulanacaktır. Bina cephesinin yalıtımı termal kayıpları minimize etmek için bu
malzemeyle yapılacaktır. Avrupa Birliği
destekli bu projeyle demo binalarına yapılacak yatırımların getirileri, kurulacak enerji verimliliği izleme sistemleriyle 1 yıl
boyunca izlenecektir. İzleme süreleriyle
birlikte toplam 4 yıl sürecek projenin gelecekte benzer projelere örnek olması
amaçlanmaktadır.
Bilgi
BAŞARININ ANAHTARI
OKUMA VE BİLGİ ÜZERİNE
OKU; İnsana verilen ilk emirdir.
Okumanın ürünü bilgidir.
Bilginin kaynağı okumaktır.
Bilgi; meslektir, üretimdir.
Bilgi; iştir, yaşamdır, yönetimdir.
Bilgi; çalışmaktır, girişimdir.
Bilgi; katma değer ve kardır.
Bilgi; okuma, yönetim yaşamın direksiyonudur.
Bilgi; öğrenimdir, var olmaktır.
Bilgi ile mücehhez çalışmak, başarıdır.
Bilgi; kuvvettir, başarıdır.
Başarılı çalışmak zenginliktir.
Bilgi; doğruluktur, kalitedir.
“Hayat doğru yaşayınca güzeldir”
“Doğru yaşam, doğru iş Salih Amel’dir”
“Salih Amel iki dünyanın kurtuluşudur”
“Tüm bu değerler okumanı n meyvesidir”
“Güzelliğin ve Başarı nı n tek kaynağı okumaktır”
KOBİ DOSTLARIMIZIN DİKKATİNE!..
İLGİNÇ ve ÖNEMLİ SORULAR;
- Oda ve Dernek ilişkileriniz?
- KOSGEB ve İŞKUR destekleriniz?
- Fuar ve tanıtım platformlarında
var mısınız?
- Proje kültürü başta olmak üzere
geliştirici eğitimlere iştirak ediyor
musunuz?
44
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
- Başta web sitesi olmak üzere
iletişim organlarınız?
- İş güvenliği ve sağlığı kurallarına
ilginiz?
- Üniversite sanayi işbirliğinizin
mertebesi?
EGEKOBİDER
Üye Listesi
46
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
Üye Listesi
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr
47
Üye Listesi
48
KOBİ DÜNYASI
MART-NİSAN 2014
www.egekobider.org.tr