Yok böyle güzellik! - Sondakika Gazetesi

Soma'daki maden faciasından 7 saat sonra yaralı olarak kurtulan işçilerden 33 yaşındaki Ferhat Genç, soğuk taşları vücuduna
sürerek ayakta kaldığını anlatıyor. Kurtarılmayı beklerken kendisine çay ikram eden arkadaşının ise şehit olduğunu söylüyor
"$!#
$ ""
Oksijenin bitmesiyle zorlanmaya
başladıklarını belirten Ferhat Genç,
çareyi soğuk taşları vücuduna
sürmede bulduğunu söylüyor. Genç,
"Soğuk taşlardan alıp vücuduma sürmeye başladım, yüzüme sürmeye
başladım. Arkadaşlara da söyledim,
taşları yüzünüze sürün, faydası oluyor.
Oksijen de vardır taşta, soğuk çünkü.
Benim vücudum sıcak. Vücut ısısını
dengede tutar. Kimi arkadaşlarımız
demirleri ısırmışlar. Çaresiziz, yapacak
bir şey arıyoruz. Taşları yüzüme
sürmek, biraz olsun gözümü açtı. Saat
19.00 civarlarında bayılmışım. 7'den
sonrasını hatırlamıyorum” dedi. 14’te
Manisa- Soma’daki maden faciasının ardından uzun süre tartışılan gaz maskelerinin, hem 1993 yapımı hem de kullanım
tarihi geçen Çin malı olduğu iddia edildi
Dokuz yıldır çalışan Barış Kılıç, yanında getirerek
basın mensuplarına tanıttığı gaz maskesinin hiç bakımdan geçmediğini, işçilere zimmetlendiğini, içindeki havanın 45 dakika değil, sadece 10 dakika yettiğini söyledi. Gaz maskesini takıp uygulamalı olarak
gösteren madenci Kılıç, “Ben dokuz yıldır bu şirkette
çalışıyorum. Hepimizde bunlar var. Bize verildiğinde
nasıl çalıştığını bilmiyorduk. Çalışırken bir gün kutu
açıldı, mühendislerimiz, 'Niye açıldı?' diye sordu. Arkadaşlarımızın hiçbiri kullanımını bilmiyor. Daha
sonra bize kurs verdiler." dedi.
devamı 9’da
23 Mayıs 2014 Cuma
www.sondakikagazetesi.com
$$!""$$!# ##$ ##$
' )#+(#!$$+! *+" Soma'daki maden faciasında hayatını
kaybeden imam hatip lisesi mezunu Feridun Çelik'in, çok istemesine rağmen
imam olamadığı, ailesine bakmak için
kömür ocağında çalıştığı öğrenildi. 8 ay
önce evlenen ve 5 aylık hamile eşini geride bırakan işçinin kardeşi Çelik: "Beni
ağabeyim okuttu. Geçen yıl imam hatip
lisesinden onun sayesinde mezun oldum. O olmasaydı okuyamazdım, bu
köyde çoban olurdum" dedi.
devamı 16'da
16’da
16’da
İzmir Valisi Mustafa Toprak ve İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’nın
açıklamalarını eleştiren Başkan Kocaoğlu, "Sayın Vali, kimin ideolojik, popülist ve yanlı olduğunu İzmirliler çok iyi biliyor" diye konuştu
!
! <*5<96=+;+
/%</'72$=3:4/58<1;5=!<55696=5277<9<9=/9-;97:8%:
+4;87;0;=4<8;9<7=82&7<86=#9:=.,8:8:5
%:+<7<93684<969$=.<'76576=-;8=0#9:1;4=<97<06*607<
-<'3<*4<36'696=.#07:3;"/%</'72$==067368=<0864
0<&4<5.6+69$=2024=;(:8;.;93:=):=!<55<9;0:1
#7(,.,93:=-:7:3;0:=-<*5<976'6=#8:);9;=.,83,8,0/
824"=<069=<7;9;9=;3:/7/;5=):=&/&,7;.1=0<57<*64
9;1:7:4:.;9;=9:=-;+;4=9:=3:=!:4*:!8;7:8;4;+;9=5<-
27=:14:.;=4,45,9=3:';73;8"=#8:):=:73;';=,93:9
-2=1<8<<=):83;';=5<8<87<8=):=2027<4<7<8607<$
5;4;9=;3:/7/;5$=&/&,7;.1=):=0<976=/732'2$=5<42/02
1<8<693<9=(/5=;0;=-;7;94:51:3;8=3;0:=5/92*12"
%&!#
%&!#
*+#$
Kadir
Kadir Demirel’in
Demirel’in
yazısı
sayfa
2’de
yazısı sayfa
sayfa 2’de
2’de
! !!/&8<569=.1<1=):=(#&
-:81<8<=1:.;.;=5/92.293<=0<&16'6=<(657<4<7<86=3<
:7:*1;8:9=<*5<9=+;+=/%</'72$= +4;8;9=
924<8<76=<1<946*=0#9:1;%;.;9;9$=5:91;9=-;+%:=3:
4<724=-2=&8/-7:47:8;9;9=(#+,4,9:=3:.1:5=/74<5
0:8;9:=-28<7<83<9=52824242+2=):=*<!.646
06&8<14<0<=(<76*4<.6=<086%<=3,*,93,8,%,3,8"=:
0<+65=5;=-2=<(657<4<7<8$=-;8=)<7;3:9=3<!<=(/5=;51;
3<8=&<81;.;=;7=0#9:1;%;7:8;93:9=-;8;9:=<;11;8==;+7:9;4;
):84;*1;8=3;0:=5/92*12"=<*5<9=/%</'72$=<086%<
+4;8= 7=+:7= 3<8:.;9:=<;1=4<77<869=-:7:3;0:0:=3:
)8;=;(;9=3<)<=<(4<51<9=-<*5<=(<8:=-68<54<3657<8696
3<=3;55<1=(:51;"=!
KALMAM
KONUSUNDA
SIKINTI YOK
Yavuz Atalay // RÖPORTAJ Mustafa Reşit Akçay’dan boşalan
koltuğa gelen efsane futbolcu Hami Mandıralı, suskunluğunu
Sondakika Gazetesine bozdu. “Bazı yönetici abilerimizin fikir
yürütmesi beni üzüyor” diyen Mandıralı; gelecek sezona ilişkin
aslan gibi gençlerimiz var, dedi. Bombacı, lisans sorununu ise
bu ay sonu çözeceğini ifade etti. Şota’nın esprili kontrasına ise,
aynı şekilde cevap verdi. devamı 15’te
Soma'daki maden faciasının yaşandığı ocakta çalışan ve kazanın olduğu gün
ikiz çocuklarının sünnet töreni hazırlıkları için işe gitmeyen Pala, hayatta kalmayı başardı. Pala, "Kazanın meydana
geldiği 13 Mayıs'ta oğullarımın sünnet
hazırlığını yapıyordum. O hafta sonu
olacak sünnet düğünü için dana kesiyorduk bu nedenle işi gitmedim. Eğer
bu olmasa ben de o vardiyada olacaktım. Sünnet hazırlıklarından dolayı hayatta kalmama sevinemedim. Orada ben
de olabilirdim"dedi. 16’da
# $!"$ #
$
%#%!$$"!:47<5$
(:)8:=):=1:4@+7@5=):8@7:8@=-@8@9%@
1<5.@17:8@9@9=./9=#3:4:=,9,=0<5
7<*685:9=<81<9=0/'297251<=)<1<9
3<*7<8<=#+:7=!@+4:1=):8@0/8"=,
0,5&<85=@(:8@.@93:5@=>:85:+=:+
9:0:=:7:9
/89/)<767<8
.<95@=-@8=(<0
-<!(:.@93:0
4@*=@-@=<'687<
960/8"=2827<9
.:00<8=(<83<51<
,9:*1:9=5/82
9<9=)<1<93<*7<8
/89/)<=:7:
3@0:.@=@58<4
<8<%693<9=3<=0<8<87<9<-@7@0/8"=?1283257<86=0:83:=.6
8<7<8696=-:57:85:9=(<0$=5<!):=0<=3<=4:0):=.27<8696
02324720/8"= *7:4=.68<.6=:7:97:8=!<757<=@7@*5@7:8
&:8./9:7@=1<8<693<9=@7@7@=):+9:0:=0#97:93@8@7@0/8"=
!
Bugün açılıyor
devamı 4’te
Asansörün kalbi
İzmir’de atacak!
SAYFA 02
MAVI
KIRMIZI SARI
23 Mayıs 2014 Cuma
Van Gölü’nde seyahat
Van Gölü Çevresi’nde seyahat ederken, tarih, coğrafya bilginize olduğu kadar, fizik, kimya ve jeoloji
bilginize de gereksinim duyacaksınız. Van Tatvan arasında tren seferleri yapan feribotu görünce
ağzınız açık kalacak, Urartular’ın çivi yazılarının ne anlam içerdiğini öğrenmek için can atacaksınız
Kadir Demirel
Van Kedi Evi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin kampüsünde yer alıyor.
Eski Van Şehri, Van Kalesi'nin
aleler: En yüksek tepede kugüney kısmında bulunmakta olup,
rulu olan, Van'ın en önemli
tüm kalıntılarıyla yeni kazı çalışyapılarından biri Van Kalemalarına
ev sahipliği yapmakta.
sidir. Van geziniz sırasında mutlaka
Van'ın
bu eski yerleşim alanı üç
görmeniz gereken bir yer, turistyönden
çevreleyen surlarla
lerin uğrak noktalarından
takviye
edilmiş. Şehrin en
biridir. Urartular'dan
önemli
kalıntılarından
kalan ve tarihi M.Ö.
ve eski foMuradiye Şelalesi
885'e uzanan Van
toğraflarından
sizi düşler ülkesine
Kalesi'nin yanı
buradaki evsıra Zernek
sürüklerken, Hüsrev Paşa
genellikle
Kalesi, Ayanis
Külliyesi ile tarihin derinlikler- lerin
tek
veya
iki
Kalesi, Hoşap
ine yolculuk yapacaksınız. Gezilip katlı olarak
Kalesi ve
görülmesi gereken, en önemli yer- inşa edildiği
Çavuştepe
Kalesi Van'da lerden biri olarak Van Gölü çevresi bilinmekte.
Eski Van
büyülü bir atmosferdir. Van
gezebileŞehri'nin
Gölü’nde gün batımını izlerken
ceğiniz diğer
tarihi kaleler
ülkemizin batısında mı, doğusun- camileri, kiliseleri ve
olarak sayılada mı olduğunuzu, karıştıradiğer
tüm
bilir.
cak, “deniz” diyeceksiniz
yapıları
Rus işVan Gölü:
Van Gölü’ne, Vanlılar
galine
kadar
Türkiye'nin en
gibi…
kesintisiz kulbüyük gölüne ev
lanılmış olup, işgalin
sahipliği yapan Van'ın
ardından işlevselliklerini
simgelerinden biridir Van
yitirmiş. Günümüzde sadece
Gölü. Etrafında sayısız doğal güzellik barındıran Van Gölü, sodalı suyu birkaç yapının harap bir şekilde
geldiği bölgede ne
ve İnci Kefali ile
yazık ki Van Ulu
şehir geziniz
Camii'nin de
sırasındaki en keysadece
ifli duraklardan
minaresinin bir
biri olacaktır. Van
bölümü görülür.
Gölü'nün yanı sıra
Her ne kadar
Erçek Gölü de
terk
edilmiş
bir
gezebileceğiniz bir
bölge
de
olsa,
diğer göldür.
Van'a gelen turistVan Müzesi:
lerin
ve araştırmaÖzellikle Urartu
cıların
uğrak yuygarlığından
eridir. Günümüzde
kalma çok önemli
arkeoloji kazıları
eserlerin,
yapılan Eski Van
parçaların
Şehri'nde
her
geçen
gün yeni kalınsergilendiği Van Müzesi Van
tılar
gün
yüzüne
çıkarılıyor.
gezinizde mutlaka uğramanız
gereken yerlerden
K
biri. Arkeolojik kalıntıların yanı sıra
el yazmaları ve el sanat ürünleri ile
eski savaş aletlerinin de
sergilendiği Van Müzesi şehir
merkezinde bulunuyor.
Van Kedi Evi: Van'ın
simgelerinden bir de
Van Kedisi. Van
Kedilerinin
neslini korumak
için kurulmuş
olan
Muradiye Şelalesi: Van şehir
merkezinin 88 km kuzeydoğusunda
yer alan şelale adını, Van’ın en eski
ilçelerinden biri olan Muradiye
İlçesinden almakta. Şelalenin ortalama yüksekliği 15-20
metre.
Çevresinde
alabalık
tesisleri bulunuyor.
Hüsrev Paşa külliyesi: Eski Van'ın
Ortakapı mahallesinde bulunmaktadır. Cami medrese, türbe ve imaretten oluşan bir külliye
içerisinde yer almaktadır. Cami giriş
kapısı üzerindeki kitabesine göre,
Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa
tarafından 1567 tarihinde yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın eserleri
arasında sayılmaktadır. Cami ve
çevresinde Prof. Dr. A. Uluçam kazı
ve restorasyon çalışmalarını yürütmektedir.
Kare planlı, üzeri
kubbeyle örtülü caminin
kuzeyindeki beş gözlü
son cemaat yeri
yıkılmıştır. Harim, kalın
duvarlar üzerine
kubbeyle örtülmüştür.
Yapının duvarlarında
kesme taş, tromp ve
kubbede tuğla
malzeme kullanılmıştır. İç
mekanda duvarları
belli bir yüksekliğe
kadar kaplayan
çiniler günümüzde
mevcut değildir.
Kuzey
cephede kemerli
bir girinti
içerisinde kapı
açılmıştır. Kapının
bulunduğu
kuzey cephe ile
diğer cepheler
pencerelerle
hareketlendirilmiştir. Minare ve dış
cephelerde iki renkli kesme taş
malzeme görülmektedir. Kuzeybatı
köşede yükselen kare kaideli
silindirik gövdeli minarenin şerefe,
petek ve külahı onarılmıştır.
İç mekanda kıble duvarının ortasına yerleştirilmiş mihrap dikkat çekmektedir. Kalker taşından düzgün
bir işçilik gösteren dikdörtgen
görünüşlü mihrap, üç dilimli kemerle taçlandırmış, beş kenarlı ve
mukarnas kavsaralı nişe sahiptir.
Mihrabın düzeylerinde çeşitli
geometrik
süslemeler bulunmaktadır.
Ancak mihrap,
1992 yılında
defne arayıcıları
tarafından
tahrip edilmiştir.
Ayrıca caminin
içini süsleyen
kalemiçi ve
çinilerden çok
azı kalmıştır.
Yıl: 3
. Sayı: 925 . 23 Mayıs 2014 Cuma
Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Eflatun SAYGILI
Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi
Azime MOLLA
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Turgut KOÇ
Denizli Temsilcisi
Sedat KAYA
05326601776
[email protected]
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Fikret DAĞTEKİN
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
[email protected]
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
Soma faciasında üst düzey
şüpheliler mahkemede
suçu birbirinin üstüne attı
Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasının ardından tutuklanan şüpheliler
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ile Genel Müdür Ramazan Doğru'nun ifadeleri ortaya
çıktı. İfadelere göre üst düzey yöneticiler suçu bir alttaki yöneticinin üzerine atıp masum olduklarını ileri sürdüler.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can
Gürkan, sorumluluğun Genel Müdür Ramazan Doğru'ya ait olduğunu söyledi. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan hakim
karşısındaki savunmasında, "Şirketimizin
yönetim kurulunun almış olduğu kararla iş
hukuku ve maden hukuku konularındaki
hukuki ve cezai sorumluluk yönetim kurulu
üyesi olan Ramazan Doğru'ya verilmiştir. Bu
yönetim kurulundaki imza da kendisine aittir."
diyerek Doğru'nun sorumlu olduğunu iddia
etti. Görevi gereği madenle ilgili teknik bilgiye
sahip olmadığını belirten Can Gürkan, şirketlerine bağlı birden fazla krom ve maden
işletmesi olduğunu belirterek, "Bu işletmelerin işletme müdürleri ve bölge müdürleri
bu işletmelerdeki iş güvenliği ve sağlığı
konusunda öncelikli sorumludurlar. Soruşturmaya konu işletmenin Genel Müdürü Ramazan Doğru'dur. Kendisinin görevi işletme
müdüründen almış olduğu bilgileri bizimle
paylaşmaktır. Kendisi ve işletme müdürü
madenle ilgili olarak iş güvenliği ve sağlığı
yönünden her hangi bir aksaklığın olduğunu
bana iletmediler. Ayrıca işletmemiz hem özel
hem de kamu denetçileri tarafından sürekli
denetlenmektedir. En son denetim de
kazadan kısa bir süre önce yapılmıştır. Her
hangi bir aksaklığın olduğuna dair rapor verilmemiştir." dedi. Olaydan sonra sorumluluğunun daha da arttığını belirten Gürkan, tutuklanması halinde çalışanların ve vefat eden
çalışanlarının ailelerinin daha da mağdur olacağını söyledi. Can Gürkan'ın avukatı da,
müvekkilinin finansçı olduğunu, teknik bilgiye
sahip olmadığını belirterek işletmedeki iş
sağlığı ve iş güvenliği konusunda sorumluluğun Ramazan Doğru'da olduğunu tekrarlayarak bu konudaki yönetim kurulu kararını
mahkemeye sundu. Gürkan'ın avukatı, Ramazan Doğru'nun yönetim kurulundaki
imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının da
doğru olmadığını, kendisine bu kararın posta
yoluyla gönderildiğini Doğru'nun imzalayıp
yine posta yoluyla geri gönderdiğini belirtti.
Mahkeme ise, yönetim kurulu kararıyla iş
güvenliği sorumluluğunun Ramazan
Doğru'ya devredilmesine rağmen evrensel
hukuk normları çerçevesinde cezai sorumluluğun şahsi ve devredilemez olduğunu,
şüpheli Can Gürkan'ın madende çalışan iş
güvenliği ve sağlığı yönünden sorumlu olan
işletme müdürü ve diğer yetkilileri denetleme
yetkisinin bulunduğunu, bilirkişi raporunda
kusur izafe edilmesini gerekçe göstererek tutuklanmasına karar verdi. Soma Kömürleri
A.Ş.'de Genel Müdür olarak görev yapan Ramazan Doğru da, mahkemede işletme
müdürü Akın Çelik'i suçladı. Doğru, "Görevim
şirkete ait birden çok madenin idari denetimlerini yapmak ve bu işletmelerin müdürleriyle
işletmelerdeki aksaklıkları görüşmektir. Ancak
işletmelerde ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi için talimat verme yetkim yoktur. Bu
yetki ve sorumluluk işletme müdürüne aittir.
Ben görevim gereği belli aralıklarla maden ocağına giriyorum. Ancak kazanın meydana
geldiği ocağa en son ne zaman girdiğimi
GIDA MADDESİ SATIN ALINACAKTIR
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE
MÜSTEŞARLIK İZMİR TED.BLG.BŞK (MSB)
ERİTME PEYNİRİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir.
İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/55177
1- İdarenin
a) Adresi
: GAZILER CD./ 1420 SOKAK 1/3 35128 YENİŞEHİR KONAK/İZMİR
b) Telefon ve faks numarası
: 2324330076 - 2324332709
c) Elektronik Posta Adresi
: [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği
: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
internet adresi (varsa)
2- İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı
: 9 Kısım Eritme Peyniri.
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari
şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yerleri
: İdari Şartnamenin Eki olan Tedarik Çizelgesinde belirtilmiştir.
c) Teslim tarihleri
: Taahhüt konusu mallar, sözleşmenin yürürlüğe girmesini müteakip 11-30
gün içinde, İdari Şartnamenin Eki olan Tedarik Çizelgesindeki birlik ve
kurumlara hizalarında gösterilen miktarlar kadar taksit teslim sürelerine
uygun olarak defaten teslim edilecektir. Ancak herhangi bir nedenle
sözleşmenin akdinin gecikmesi nedeniyle geçmiş taksit durumunda kalan
taksitler, sözleşmeyi yapan idarenin onayını müteakip teslim alınabilecektir.
10.3.2. Taahhüt edilen malın son teslim günü tatil gününe tesadüf ettiği
takdirde teslimat, tatili müteakip ilk iş gününde yapılacaktır. Son teslim günü
tatil gününe rastlayan teslimatlar, tatil gününü takip eden ilk iş gününde
yapılmaz ise sözleşme tasarısının 34.1 ’inci maddesi hükümleri uygulanır.
Teslimatlar iş günü ve iş saatlerinde yapılır. 10.3.3. Teslim edilen mal kat’i
kabulü yapılıncaya kadar geçecek süre içerisinde (reddedilme hali dışında)
geri verilmeyecektir. 10.3.4. Teslim süresi içerisinde getirilen malların
muayeneleri uygun çıkmazsa bu süre içinde yüklenici malını alıp yerine
yenisini getirmekte veya itiraz muayenesi istemekte serbesttir. Teslim süresi
içinde uygun çıkmayan mallar yerine, sadece 2 (iki) defaya mahsus olmak
üzere yeniden getirilen malların muayenesi yapılır. Teslim süresi bitinceye
kadar getirilecek mallar geçici olarak teslim alınarak muayeneleri yapılır.
10.3.5. Teslim süresi içerisinde teslim edilen malların birlik/kuruma teslim
tarihinden itibaren muayene ve kabulünde geçen süreler, teslim süresinden
sayılmaz. Muayenede geçen süre; yüklenicinin malı ihale dokümanına
uygun şekilde ilgili birliğe teslim ettiği tarihi takip eden günden başlayarak,
muayene raporunun yükleniciye tebliğ tarihine (Dahil) kadar devam eden
süredir. 10.3.6. Yüklenici, sözleşmeye uygun olarak taahhüdünü süresinde
yerine getiremediği (hiç mal teslimatı yapmadığı veya teslim edilen malların
muayenede uygun bulunmadığı veya işi bitirmediği) takdirde; sözleşme
tasarısının 34.1’inci maddesine göre çekilecek ihtarlı sürede sadece 1 (bir)
defa mal getirme hakkına sahiptir. 10.3.7. Taahhüt konusu malların, teslim
yerlerinde birlik/kurumun göstereceği depolara taşınması, istifi, muayeneye
hazır hale getirilmesi, reddolması halinde depolardan kaldırılması dahil, her
türlü nakliye ve işçilik masrafları yükleniciye aittir. 10.3.8. Çeşitli nedenlerle
bir taksitin kat’i kabulü yapılmadan müteakip taksit/taksitlerin kat’i kabulü
yapılırsa kat’i kabulü yapılanların bedeli ödenir. Taksitlerden herhangi birinin
ifa edilmemesi nedeniyle sözleşme fesih aşamasına gelirse diğer taksitlerin
durumu dikkate alınmadan 4735 Sayılı KİSK’nun 22’nci maddesine göre
fesih işlemi gerçekleştirilir. Sözleşme feshini gerektiren durumun
gerçekleştiği anda henüz birlik/kuruma teslim edilmemiş taksit veya taksitler
varsa bunlar teslim alınmaz. Sözleşme feshini gerektiren durumun gerçekleştiği
anda birlik/kuruma daha önceden teslim edilmiş ancak, muayene işlemleri
devam eden taksit veya taksitler varsa bunlara ait her türlü muayene (Fiziksel,
duyusal, kimyasal, mikrobiyolojik vb.) işlemleri itiraz muayeneleri de dahil
yaptırılır. Sonuçların uygun çıkması halinde kat’i kabulü yapılarak bedeli ödenir.
Sonuçların uygun çıkmaması halinde ret olan mal/mallar kaldırtılır ve yerine
teslim süresi olsa da yeni mal teslim alınmaz.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer
: MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı Ted.Ş.Md.lüğü Yiy.Yak.Mad.Ted.Ks. Yenişehir/İZMİR
b) Tarihi ve saati
: 13.06.2014 -10:00
4.
İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.
İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya
Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
hatırlamıyorum. Kaza günü ocakta değildim.
Ben saat 15.20 sıralarında telefonla kazayı
öğrendim ve kendi şirketimize ait tahlisiye
ekiplerini işçilerin tahliyesi için
görevlendirdim. Yetersiz olduğunu görünce
zaman geçirmeksizin TKİ Eli Müdür Yardımcısı ile görüşüp tahliyise ekibi göndermesini
istedim. Bir süre sonra İmbat AŞ'ye ait
tahlisiye ekibi geldi." diye konuştu. Olayın ocak içerisindeki karbonmonoksit gazının artmasından dolayı ortaya çıktığını sanmadığını
mahkemede dile getiren Doğru, "Kömürlerin
görünemeyen bir yerde oksitlenmesi sonucu
ani yangın çıktığını düşünüyorum. Gaz
ölçümlerine ve iş güvenliğine ilişkin olağandışı herhangi bir durum bana kazadan
önce iletilmedi. İş güvenliği defterinin mart ve
nisan ayı denetim raporlarının tutulmamış
olduğunu savcılıktaki ifadem sırasında
öğrendim. Benim bu defteri denetleme gibi bir
görevim yok. Olaya ilişkin her hangi bir kusurum olmadığına düşünüyorum. Kaza
öngörülemeyen sebeplerden dolayı meydana
gelmiştir." dedi. Ramazan Doğru'nun avukatı
ise, "Bilirkişi raporunda müvekkilime her hangi bir kusur izafe edilmemiştir." dedi.
Mahkeme, Genel Müdür Ramazan
Doğru'yu da, bilirkişi raporunda her hangi bir
kusur izafe edilmemesine rağmen, şirket
genel müdürlüğü sıfatıyla iş güvenliğine ilişkin hukuki ve cezai sorumluluğu bulunan
yönetim kurulu üyesi sıfatıyla sorumlu bularak tutuklanmasına karar verdi. (CİHAN)
Polisin müdahalesinde
yaralanan Kani Beko, olayları mahkemeye taşıdı
Soma’daki maden faciası protestolarında çıkan olaylarda yaralanarak İzmir’de hastaneye kaldırılan DİSK
Genel Başkanı Kani Beko, İzmir Valisi ve İzmir İl Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu. Basmane Meydanı'nda toplanan sendikalar, Gazi Bulvarı üzerinden Konak Meydanı'na kadar, "Taşerona karşı tek ses, tek yürek" yürüyüşü yaptı. CHP İzmir Milletvekilleri
Mustafa Moroğlu, Mustafa Balbay ve Devrimci İşçi
Sendikaları (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko'nun da
katıldığı kortej, sloganlar atarak dövizler ve sloganlar
eşliğinde eski Sümerbank binası önüne geldi. Valilik binasına çıkan Konak Meydanı girişini bariyerlerle kapatan polis TOMA'larla da önlem aldı.
(CİHAN)
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya
ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki
görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde
bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren
belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.2.
Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3.
Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. Yetkili satıcılığı veya imalatçılığı gösteren belgeler:
a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler,
b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler,
c) Türkiye’de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest
bölge faaliyet belgesi.
İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir.
İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir.
a) İstekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi,
b) İsteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu,
c) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi,
ç) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenmiş ve teklif ettiği mala ilişkin Yerli
Malı Belgesi (düzenlenen yerli malı belgesindeki malzeme adı ile teklif edilen malzeme adının birbiriyle aynı
olması ihale aşamasında aranacaktır),
d) İsteklinin alım konusu malı ürettiğine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca yetkili kurum veya kuruluşlarca
düzenlenen ve isteklinin üretici veya imalatçı olduğunu gösteren belgeler,
e) İstekli, alım konusu ürünü üreten üreticiye ait “İşletme Onay Belgesi” veya “Gıda İşletmelerinin Kayıt ve
Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik”in geçici hükümleri kısmında Geçici Madde 1.(1) kapsamındaki
işletmelere ait yönetmelik kapsamındaki belgelere sahip olacaktır.
Ortak girişimlerde en az bir ortağın bu belgeleri sağlaması yeterli olacaktır.
İstekliler yukarıdaki belgelerden birini sunarak imalatçı olduğunu tevsik edecektir.
Ayrıca; istekliler, alım konusu ürünü üreten üreticiye ait “İşletme Onay Belgesi” veya “Gıda İşletmelerinin
Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik”in geçici hükümleri kısmında Geçici Madde 1.(1) kapsamındaki
işletmelere ait yönetmelik kapsamındaki belgelere sahip olacaktır.
Ortak girişimlerde en az bir ortağın bu belgeleri sağlaması yeterli olacaktır.
İstekli, yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetki aldığı firmanın imalatçı olduğunu gösteren belgelerden
birini vermesi gerekmektedir.
Yetki belgesini veren firmanın imza sirküleri ihale aşamasında ihale komisyonuna verilecektir.
4.3.2.
4.3.2.1.Standarda ilişkin belgeler:
Eritme Peyniri için; istekli üretici/imalatçı firmalar kendilerine ait ürüne, istekli yetkili satıcılar ise temsil
ettikleri üretici/imalatçı firmaya ait ürüne ilişkin;
(I) Türk Standartlarına (TS) Uygunluk Belgesi veya
(II) Ürüne ait TSEK Belgesi (Kritere Uygunluk Belgesi) veya
(III) Yurt dışında üretilen ürünler için, ürünün Avrupa Standartlarına (EN veya ENELEC) veya
uluslar arası standartlara (ISO veya IEC) uygunluğunu gösteren Deney Raporu veya belgesi (Yurt dışından
gelen ürünlerde, deney raporunun yeminli mütercim tarafından yapılmış olan tercümesiyle düzenleyen
laboratuvarın akredite edilmiş olduğunu gösteren ilgili ülkedeki T.C. Elçilik/Konsolosluğu tarafından onaylı
veya Apostille kaşeli belge. Yurt içinden alım yapılan ürünlerde deney raporunu düzenleyen lâboratuvarın
akredite edilmiş olduğunu gösteren belgenin aslı veya noter tasdikli sureti olacaktır) ihale komisyonuna
verilecektir.
İş ortaklıklarında, ortaklık oranına bakılmaksızın bu belgeleri en az bir ortağın sağlaması gerekir.
5.
Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.
İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7.
İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.
İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı PI.
Koor.Ş.Md.lüğü Şartname Dağıtım ve İlan Uzmanlığı Yenişehir/İZMİR (Dahili:2404) adresinden satın alınabilir.
7.2.
İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri
zorunludur.
8.
Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar MSB İzmir Ted.Blg.Bşk.lığı PI.Koor.Ş.Md.lüğü Şartname Dağıtım ve İlan
Uzmanlığı Yenişehir/İZMİR (Dahili:2404) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta
vasıtasıyla da gönderilebilir.
9.
İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale
yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu
bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10.
İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat
vereceklerdir.
11.
Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 180 (YÜZSEKSEN) takvim günüdür.
12.
Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Sondakika 23/5
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
Basın: 6007
!
23 Mayıs 2014 Cuma
Washington'daki Wilson Center uzmanı Ottaway:"Libya’daki güvenlik durumunun
dünya petrol piyasası ve sektörüne büyük etki yapacağını düşünmüyorum"dedi
Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Libya'da, silahlı grupların, ordu
güçleriyle çatışmasının yarattığı
karışıklığın petrol üretiminin durmasına
neden olacağı ihtimali üzerinde durulurken, bu durumun petrol fiyatlarına
yapacağı etki konusunda ise farklı
görüşler bulunuyor.Emekli general Halife Haftar liderliğindeki silahlı grupların
önce Bingazi’de ordu güçleriyle
çatışması, sonra başkent Trablus’ta parlamento binasına saldırması, brent
petrolün fiyatının yaklaşık yüzde 2 artarak 110 doları bulmasına neden oldu.
Güvenlik krizinin daha da derinleşmesi
ve Libya’nın petrol üretiminin durması ihtimali üzerinde duran uzmanlar, bunun
dünya petrol piyasasına yapacağı etki
konusunda farklı görüşe sahipler.AA
muhabirine değerlendirmede bulunan
Washington'daki Wilson Center uzmanı
David Ottaway, "Libya’daki güvenlik durumunun dünya petrol piyasası ve sektörüne büyük etki yapacağını
düşünmüyorum" dedi.Libya'da hükümetle anlaşma sağlandıktan sonra sadece
iki limanından petrol ihraç edildiğini
hatırlatan Ottaway, şu an o iki limanın da
üretim yapıp yapmadığı bilinmediğini
söyledi. Ottaway, şöyle konuştu:"Suudi
Arabistan, Libya’nın ihracat
yapamamasından kaynaklanan boşluğu
dolduracağını açıkladı ve zaten günlük
yaklaşık 10 milyon varil üretim yapmaya
başladı. Dolayısıyla Suudi Arabistan
açığı kapatır ve Libya'daki durum petrol
fiyatlarına etkisi kısa süreli olur"Londra'daki Avrupa Dış İlişkiler Konseyi uzmanı
Mattia Toaldo da "Libya ham petrolünün
kalitesi çok iyi ama ikame edilebilir" dedi.Toaldo, 2011'deki savaştan sonra ve
özellikle 8 aylık abluka döneminde
Avrupa'nın Libya petrolü olmadan da
rafinelerini işlettiğini belirterek, yeniden
üretiminse ulusal birlik hükümeti kurulmadan mümkün olmayacağını ifade etti.Londra'daki Global Resources Corporation ve İstanbul merkezli Bosphorus
Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü
ise "Piyasalar, Libya'daki arzın
kısılmasından olması gerekenden daha
çok etkilendi çünkü özellikle Avrupa
rafinerileri Libya'nın tatlı ham petrolünü,
Suudi Arabistan petrolü dahil, hiçbir
şeyle ikame edemez" diye
konuştu.Öğütçü, brent petroldeki fiyat
artışının diğer nedeninin de "Artık
Libya'dan umudun görünür gelecekte
kesilmesi" olduğunu söyledi. "Piyasanın
kendisini önümüzdeki dönemde Libya'daki durumun daha da kötüleşeceği
gerçeğine alıştırması gerekiyor" diyen
Öğütçü, iç savaşın hızla yaklaştığını, üretimin de eski düzeyine çıkmasının
muhtemel senaryolar arasında
olmadığını öne sürdü. Öğütçü, şöyle devam etti:"Ukrayna'daki gelişmeler de
düşünüldüğünde petrol fiyatlarının
önümüzdeki dönemde bıçak sırtında
durmaya devam edeceğini söyleyebiliriz.
Irak ve İran'ın arz artırma çabaları sonuç
verecek ama yakın gelecekte değil."Kaliforniya'daki Post Carbon Enstitüsü
uzmanı Richard Heinberg, "Libya’da
giderek kötüleşen durum henüz
piyasaya büyük etki yapmadı ancak elbette halihazırda kırılgan sisteme baskı
yapacaktır" dedi.Suudi Arabistan’ın daha önceki arz kesintilerinde krize
zamanında müdahale etmekte
geciktiğini söyleyen Heinberg, “Libya’daki üretim durursa, 5 dolarlık da olsa fiyat
artışı bekliyorum” ifadesini
kullandı.OPEC verilerine göre, Libya, Ocak 2013 itibariyle 48 milyar varillik
kanıtlanmış ham petrol rezerviyle Afrika’nın en büyük, dünyanın 9. büyük
petrol üreticisi. Avrupa, petrol ithalatının
yaklaşık yüzde 10'unu Libya'dan
sağlıyor. Kaddafi sonrası ülkedeki siyasi
otorite boşluğundan yararlanan aşiret
liderleri ve silahlı gruplar, ülkenin
doğusundaki dört ana petrol limanını 8
ay boyunca ablukaya almış, günlük 1 milyon 400 bin varil olan petrol üretiminin,
150 bin varile kadar düşmesine yol
açmıştı. Geçen ay, hükümet ve silahlı
gruplar arasında varılan anlaşmayla, nispeten küçük el-Zuveytine ve el-Harika
limanları açılmış, petrol üretimi günlük
200 bin varile çıkmış, ülkenin yeniden
dünya petrol piyasasına döneceği
umutlarını yükseltmişti.Ülkenin
petrolünün yüzde 80'i doğusunda,
Bingazi yakınındaki Sirte havzasında bulunuyor. Havzada el-Zuveytine, el-Harika,
as Sadra, ras Lanuf ve Marsa el Braga
limanlarının 2011'den önce günlük ortalama 825 bin varil ham petrol ürettiği belirtiliyordu.Libya'nın savaş öncesinde
günlük yaklaşık 1.65 milyon varil olan
ham petrol üretimi, 2011’de yaklaşık 500
bin, 2012’de ise 1.4 milyon varil olarak
gerçekleşti. Haziran 2013’te başlayan
abluka sonrası ise üretim 150 bin varile
kadar düştü.(AA)
%"%
''& &$%'#"$
INELEX 2014 "9. Asansör ve Asansör Teknolojileri Fuarı ", İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda
23-25 Mayıs 2014 tarihlerinde gerçekleşecek. İki yılda bir düzenlenen sektörün Ege Zirvesi,
bu senede Türkiye ve dünyanın dört bir yanından profesyonellere önemli fırsatlar sunacak
>PXUPATYV9OVLX@RUMXY@VMMVYFVTYXTORBYLXBXUMR<RUXYMVQQXO
?WQWUY85KTY)IXT@RSRQY1WUWSY,JMJTJY ITXLY8LVEWSWY6BSWLWU
PWQOATY=XLMXBSXTRURUYMK<TIYLXORTRNYLX=XFVSNWSWTVYX?RPRUMXU
NIOSXQXY 88Y-40Y5IXTRUMXQVYPKUYOTWUMSWTVYLXQRUMXUYVU:
@WSWNWSWTVYEWTWQOV<VUVYHITEISXMR;3JTQVLWYHWYMJULXURUYMATO
FVTYLXURUMXYNVSLKUSXT@XYVUPXURUYQISSXUMR<RYISXBRN
XTX@RYXPXUPATSWTWYMXVTYWUYLWUVYJTJUGYOWQUKSK+VYHW
ILEISXNXSXTRUYPWTEVSWUMV<VY 88Y-40YY;
>PXUPATYHWY>PXUPATY3WQUKSK+VSWTVY)IXTRGY-'
,XLRP(MXYQX=RSXTRURYX?X@XQ;Y7WQOATJUYPW?QVU
QXORSRN@RSXTRUXGYLJQPWQYFVSEVYFVTVQVNVLSWYKT:
OXLXYQKLMIQSXTRYJTJUYHWY9VDNWOSWTVUV
OXURONXGY=VLXPXYXUXSVDVYLX=NXY5RTPXOR
PIUX@XQYKSXUY5IXTGYYDVLXTWO?VSWTVUWYVPWYPWQ:
OATJUYEWSVBWUYOWQUKSK+VSWTVUVYLXQRUMXUYOXQV=
WMWFVSNWUVUYLXURYPRTXYLWUVYVBFVTSV<VYHWYLXORTRN
KSXUXQSXTRURYMW<WTSWUMVTWFVSW@WQSWT;Y2IYLRSY0'
[email protected],XQV:
UXSXTGY.VBSVPVDY,XQVUXSXTGY>PXUPATY,KOKTSXTRGY%VMTKSVQ
1J?YUVOWSWTVYHWY&VPOKUSXTG%VMTKSVQY>PXUPATY2VSWBWUSWTVG%RD
WEJSXOATSWTVYG7X=ORTNXY,XQXTXSXTRGY3XN=KUSXTGYCINXUMX
HWY7VULXSVDXPLKUY7VPOWNSWTVGY1J?Y3XFSKSXTRYHWY>UXYXSOWTG
>PXUPATYCINXUMXY3XFSKSXTRGY6UHWTOWTYHWY8UQKMWTSWTGYASWG
CKUOXQOATYHWY>QPWPIXTSXTRGYCILIY2VSEVY7VPOWNSWTVGYCILI
>LMRUSXONXPRGY1J?YCWPVUOVPVUMWYCXOXY1WOVTNWY7VPOWNVGYC:
XFVUYCXPWOSWTVYHWYCXOYCXPWOSWTVGYCXFSKSXTYHWY2JQJSEWUYC:
XFSKSXTGY2KLY)KOKPWSSWTYHWYBRUY&WTMWSWTVGY>BRTRY/JQYS?NW
7VPOWNSWTVGYWHVDLKUYCIOISXTRGY>SXTNYHWY6SWOVBVNY7VPOWNSWTVG
/KS@IYHWY/JQYCXFVUSWTVGY%XPOXUWY>PXUPATYCXFVUSWTVGY/JQPWQ
%RDY>PXUPATYCXFVUSWTVGY&XUKTXNVQYCXFVUSWTGY>TX?
>PXUPATYCXFVUSWTVGYCX=RSXTGYCXOYCX=R
,WQXUVDNXSXTRGYCXOYCX=RY&XUWSYHWYCXPXSXTRG
CXOYCX=RYCVSVOSWTVGYCXOYCX=RY>NKTOVPATSWTV
HWYVT=KN=SXTRGYCXFVUYCX=R
,WQXUVDNXSXTRGYCXFVUYCX=RY&XUWSSWTVGYXL
HWY>QPWPIXTSXTRGYCXFVUYHWYCXTBRY><RTSRQ
CXTQXPSXTRGY1JHWUSVQY3WTOVFXOSXTRGY&XOWUSWTG
7WPY6DKSXPLKUYHWGY3VOTWBVNYCWPV@VYXPOVQSWTG
CXTBRY><RTSRQYCXTQXPSXTRYHWY2SKQSXTRGY>PQR
%XSXOSXTRYHWY.WUEWSWNWY>QPWPIXTSXTRGY%XSXO:
SXTYHWY>QPWPIXTSXTRYHWY.WQKTXPLKU
,XSDWNWSWTVUVYPWTEVSWLW@WQ;CWUOPWSYMAUJBJN
=TK+WSWTVUVUYMWYQXDXUMRTMR<RYVHNWYVSWYVUBXXOYPWQOATJUMW
XPXUPATYV9OVLX@RUMXY@VMMVYFVTYXTORBYLXBXUX@X<RUXYMVQQXOY?WQWU
85KTY)IXT@RSRQY1WUWSY,JMJTJY ITXLY8LVEWSWY6BSWLWUGY$6UBXXO
PWQOATJUMWQVY=TK+WSWTGYNKMWTUVDXPLKUYHWY?WHTWYYJSQWSWTMWQV
EWSVBNWSWTY=XDXTRUYFJLJNWLWYMWHXNYWMW@W<VUVYEAPOWTVLKT;
7WQOATY 88Y-40Y>PXUPATYHWY>PXUPATY3WQUKSK+VSWTV
)IXTR(UMXYEWSMVQSWTVYPKUYUKQOXLRYKTOXLXYQKLX@XQSXT;
CXORSRN@RSXTRNRDYEWSVBVNWYXLXQYILMITNXYHWYLAUYHWTNWYQX:
FVSVLWOSWTVUVGY=XDXTXY9XQVNYKSNXYEJ?SWTVUVYFVTYQWDYMX9X
QXUROSXLX@XQSXT;Y>PXUPATY>QPXNRYTWOV@VYHWY3WMXTVQ?VSWTVUVG
>PXUPATY3XX99JOY)VTNXSXTRURYNJOWX99VOSWTVGYNVNXTSXTRG
NJ9WUMVPSWTVGYWNSXQYLXORTRN@RSXTRURGYQXNIYLAUWOV@VSWTVUVGYL:
WTWSYLAUWOV@VSWTVGYFVUXYLAUWOV@VSWTVYHWYXQXMWNVPLWUSWTVYPWQ:
OATJUY8EWYVTHWPVYUVOWSV<VUMWQVY5IXTRNRDMXYFISIBOITX@X<RD;
CXORSRN@RSXTRNRDY'YAUWNSVYVBYEJUJUMWYAUWNSVY5RTPXOSXTR
LXQXSXLX@XQSXT;YVLXTWO?VSWTVNVDYAUWNSVYQXTXTSXTRURYFIYKTEX:
UVDXPLKUMXYHWTW@WQSWT!MWMV;YY
85KTY)IXT@RSR<RUY8>/7>.Y#8EWY>PXUPATYHWY/JTJLWU
,[email protected]<V"GY827*Y#8EWY2ASEWPVY7XUXLV
*MXPR"GY63*Y#Y6DNVTY3V@XTWOY*MXPR"YHWYC*7182Y#YCJ?JQ
HWY*TOXYS?WQSVY7XUXLVY1WSVBOVTNWYHWY.WPOWQSWNWY6MXTWPV
2XBQXUSR<R"YMWPOWQSWTVLSWYEWT?WQSWBOVTW@W<VYPWQOATJUY8EW
DVTHWPVYUVOWSV<VUMWQVYKTEXUVDXPLKUMXYPWQOATMWQVYLWUVSVQSWTG
&XDXTYXUXSVDSWTVYHWYILEISXNXSXTY9XQQRUMXY'YEJUYPJTWLSWY=XU:
WSYHWYQKU5WTXUPSXTYMJDWUSWUW@WQ;Y-':-Y,XLRPY-40YOXTV9:
SWTVUMWY6DNVTYSIPSXTXTXPRY)IXTY>SXUR(UMXYEWT?WQSWBW@WQY :
88Y-40Y;Y>PXUPATYHWY>PXUPATY3WQUKSK+VSWTVY)IXTR
QX=PXNRUMXY0>:02YHWY-YUKSIYPXSKUSXTYQISSXURSX@XQ;Y'YEJU
PJTWYVSWYMWHXNYWMW@WQYKTEXUVDXPLKUY0444YVSWY044YPXXOSWTV
XTXPRUMXYDVLXTWOYWMVSWFVSW@WQ;Y
&'&"!''&&%'%$'#" #"''
816>.Y/AUWOVNYCITISIY2XBQXURY7WMXYCXLXY-40'(OW
MJULXURUYWUYFJLJQY04YWQKUKNVPVYKSNXURUYLXURUMXYVUK:
HXPLKUYXSXURUMXYMXYFIYPRTXSXNXYV?VUMWYLWTYXSNXNRD
EWTWQOV<VUVYPALSWMV;Y6UKHXPLKUIYTWPVNWYFWUDWOWUYCXLXYFVT
XUYAU@WYOIHXSVUYFXBRUXYEW?VSNWPVUVYVPOWMV;Y6DNVTYCXSQRUNX
>+XUPRY#6C>"GY8EWY1WU?Y6BXMXNSXTRY.WTUW<VY#816>."
HWY/XBXTYUVHWTPVOWPVYVBFVTSV<VYVSWY$6DNVT(VUY1WSW@W<VUMW
/WUVSVQY7OTXOW+VQY2VTY/XQSXBRNYV?VUY*TOXQY>QRSY>TXLRBSXTR
XSRBOXLR!YEWT?WQSWBOVTVSMV;YCXTX@XY*OWS(MWYLX=RSXU
OK=SXUORMXYQKUIBXUY816>.Y/AUWOVNYCITISIY2XBQXURY7W:
MXYCXLXGY6DNVT(VUY6UKHXPLKUIUYPKUYLRSSXTRUYWUYEADMW
QXHTXNSXTRUMXUYFVTVYKSMI<IUIYPALSWMV;Y.JULX
WQKUKNVPVUMWYTWQXFWOYHWY=XDXTYEJ@JYX?RPRUMXUYAU
PRTXSXTMXYLWTYXSXUY5VTNXSXTXYHWYJSQWSWTWYFXQRSMR<RUMXYTWQX:
FWOYXHXUOX+RYLXTXONXURUYWUYAUWNSVSWTVYXTXPRUMXYVUKHXPL:
KUIUYKSMI<IUIUYXSORURY?VDWUYCXLXGY$-4-'YLRSRUMXY44YNVS:
LXTYMKSXTYV9TX@XOYHWYMJULXURUYWUYFJLJQY04YWQKUKNVPV
XTXPRUMXYLWTYXSNXY9WMW5SWTVNVDVUYLXURUXYXLURYDXNXUMX
JSQWYKSXTXQYMJULXURUYWUYVUKHXOV5Y04YWQKUKNVPVYXTXPRUMX
EVTNWY9WMW5VUVYMWYQKLNXNRDYEWTWQOV<VUVYMJBJUJLKTIN!
MWMV;YXSRBOXLRUYXNX@RURUYVUKHXPLKUYPJTW@VUMWYQVNVU
UXPRSGY9XUEVYDXNXUY=WTP=WQOV5VUMWYHWYUWYLX=X@XQYEVFVYPKTI:
SXTXY@WHX=YXTXNXQYKSMI<IUIYFWSVTOWUYCXLXY6UKHXPLKUI
EJDWSYFVTYOXFSKYEVFVYMJBJUJSNWPVYEWTWQOV<VUVYHITEISXLXTXQG
$6DNVTGYFIYOXFSKLIYLX=NXQYV?VUYEWTWQSVYFJOJUYTWUQSWTV
FXTRUMRTRLKT;3WQYV9OVLX@RNRDYKSXUYDXNXUYQXLFWONWMWUYOI:
HXSVUYFXBRUXYEW?NWQ!YV5XMWSWTVUVYQISSXUMR;7KUYLRSSXTMXYQX:
NIYHWYADWSYQWPVNMWQVYQITISIBSXTRUYVUKHXPLKUXYLAUWSVQ
XOOR<RYXMRNSXTRUYXORSNXPRUMXUYNWNUIUVLWOYMILMIQSXTRURU
XSORURY?VDWUYCXLXGY$VTQWOSWTVNVDYHWYJSQWNVDYV?VUYFVTYQJSOJT
BWQSVUMWYFWUVNPWUNWSVYHWYPKUPIDYFVTYPJTW?YBWQSVUMWYWSW
XSRUNXSRMRT;Y6UKHXPLKUXYFVTY=TK+WYEVFVYFXQNXNXSRYHW
BVTQWOSWTVNVDMWYQITINPXSYQJSOJTJUYXLTRSNXDYFVTY=XT?XPRY9X:
SVUWYEWOVTNWSVLVD!YMVLWYQKUIBOI;Y
$!&%%
&#$#
$!% "&
!#$ #
Orkide, iki yılda bir düzenlenen ve dünyanın gıda-otel
ekipmanları sektöründen
önde gelen temsilcilerin
buluşma noktası Food Hotel
Asia 2014 Fuarı’ndan yeni
ihracat bağlantıları ile döndü
)IXTYPJTWPVU@WY*TQVMWY9WNY3JTQVLW(UVUYWU
EJ?SJYLX<YNXTQXPRYKSXTXQY9WNYMWYQXSVOWPVYVSW
FJLJQYVSEVYEATMJ;1RMXYPWQOATJUMWQV
EWSVBNWSWTVUYLXQRUYOXQV=?VPVY*TQVMW(UVUGYAUWNSV
WOQVUSVQSWTMWYLWTYXSXTXQYFJLJQYFVTYNXTQX
KSNXURUYEWTWQSWTVUVYLWTVUWYEWOVTMV<VUVYX?RQSXLXU
CJ?JQFXLY/X<Y7XU;Y>;;Y/AUWOVNYCITISI
2XBQXURY>9NWOYCJ?JQFXLG
$.JULXURUYUWTWPVUMWYKSITPX
KSPIUYOJQWOV@VSWTVNVDSWYHW
=KOXUPVLWSYNJBOWTVSWTVNVDSW
LXQRUYVSVBQVSWTYQITNXNRDR
PX<SXLXUY9WTY=SXO5KTNI
ADWUSWYMW<WTSWUMVTVLKTID;
DWSSVQSWYERMXYPWQOATJUMW
MW<VBWUYMJULXYOTWUMSWTVUV
OXQV=YWONWQGYOJQWOV@VY=KT5VSVUV
VDSWNWQYAUWNSV;Y7KUI?OXYX:
NX?YOJQWOV@VNVDWYLJQPWQ
UKTNSXTXYPX9V=YJTJUSWTYPIUNXQ!YMWMV;YSQWN:
VDVUYEWSVBWUYWQKUKNVPVLSWY9WTYEW?WUYEJU
MJULXMXQVYQKUINIUIUYEJ?SWUMV<VUWYMVQQXO
?WQWUYCJ?JQFXLGY$7VUEX=ITYAUWNSVY=XDXT
KSNXPRURUYLXURUMXYNVSSVYEWSVTVUYJ?YQXORYQXMXTYMRB
OV@XTWOY9X@NVLSWYSVFWTXSYWQKUKNVMWYFXBRY?WQWU
JSQWSWTYXTXPRUMXYLWTVUVYXSRLKT;Y8QKUKNVPVUVU
FJLJQYFVTYQRPNRYOV@XTWOWYMXLXURLKT;Y
7VUEX=ITIUYWQKUKNVQYXUSXNMXQVYWUYFJLJQ
XHXUOX+RGY?WHTWYJSQWSWTWYHWY>PLXY=VLXPXSXTRUX
EVTVBOWYFVTYEW?VBYUKQOXPRYKSNXPRUMXUYVSWTVYEWSVLKT;
$
Mayıs2013
2014 Cuma
123ubat
Per embe
!$# #$#$#
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de fert başına düşen
milli gelirin son 6 yıldır 10 bin dolarda takılıp kaldığını söyledi. 2023’de 2 trilyon dolar milli gelir hedefini yakalanması için, her yıl yüzde 8 civarında büyüme oranının yakalanması gerektiğini ifade eden
Hisarcıklıoğlu, “Ekonomiye yeni bir ivme kazandırıp, yüksek büyümeyi sürdürebilmeliyiz. Ancak,
üretmek için cari açık veren, büyümek için borçlanan bir ülke olarak bunu başaramayız.” dedi
TOBB’un 70’inci mali genel kurulu başladı.
Birlik başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, açılışta
yaptığı konuşmada, halkın ilk defa
Cumhurbaşkanını oyları ile seçeceğini belirterek, “İlk defa halkoyuyla seçileceğinden
dolayı, farklı bir önemde. Biz bu seçim
sürecinin itidalli bir şekilde
tamamlanacağına inanıyoruz. İnşallah seçim
sonucu, ülkemizde yeni bir toplumsal
mutabakatın oluşmasına da vesile olur. Zira
en çok, huzura ihtiyacımız var. Huzur bulalım
ki, hepimiz işimize odaklanalım. Daha fazla
üretim, daha fazla yatırım, daha fazla ihracat
yapalım.” ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu,
Türkiye’de fert başına düşen milli gelirin son
6 yıldır 10 bin dolarda takılıp kaldığına dikkat
çekerken, 2023’de 2 trilyon dolar milli gelir
hedefini yakalanması için, her yıl yüzde 8
civarında büyüme oranının tutturulması
gerektiğini vurguladı. TOBB Başkanı, “Son
10 yılda 4 defa yüzde 8’in üzerinde
büyümeyi sağlamışız. Demek ki biz bunu yapabiliyoruz. Şimdi ekonomiye yeni bir ivme
kazandırıp, yüksek büyümeyi sürdürebilmeliyiz. Ancak üretmek için cari açık veren, büyümek için borçlanan bir ülke olarak
bunu başaramayız.” diye
konuştu.Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyaç duyduğunu ifade eden
Hisarcıklıoğlu, "Bunun için de bir dizi yapısal
reforma ihtiyaç var. Siyasetçisi, bürokratı,
akademisyeni, iş dünyası el ele verip,ortak
akılla, doğru politikaları tasarlamalıyız. Biz
hazırlığımızı yapıyoruz. Düzenli anketlerle iş
dünyasının nabzını tutuyoruz. Görüyoruz ki,
iş dünyamız geleceğe umutla bakıyor. Zaten
umut olmadan kalkınma olmaz. Ama ihtiyaç
duyulan yapısal reformlar var. Bunlardan ilk
5 öncelikli alan şunlardır; vergi reformu, cari
açığı azaltacak sanayi stratejisi, istihdamın
teşviki, girdi maliyetlerinin azaltılması ve reel
sektörün bankalarla çalışma ortamının
iyileştirilmesi.” şeklinde konuştu.
Konuşmasında KOBİ’lere pozitif ayrımcılık
yapılmasını da isteyen Hisarcıklıoğlu, “KOBİ’lerin ekonomi için ne kadar önemli
olduğuna dair bir rakam vereyim.Buna hiç
kimse dikkat etmiyor.Bugün ihracatın yüzde
63’ünü KOBİ’ler yapıyor. İthalatınsa sadece
yüzde 39’unu. Demek ki dış ticaret açığının
çözümü de KOBİ’lerde." dedi. KOBİ’lerin de
büyüyebilecekleri ve büyük şirketler
tarafından piyasadan silinmeyecekleri, onlarla eşit şartlarda rekabet edebilecekleri bir
eko-sistem gerektiğini dile getiren
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Bunun için
dünyada benimsenen bir sistemi, ülkemizde
de uygulamalıyız. Bu da ‘Kalkınma Temelli
Kamu Satın Alma Politikasıdır’. Biz kamu
alımlarında yabancı ürünlere kucak
açtığımız için, yabancı ülkelerin şirketlerini
desteklemiş oluyoruz. Böyle devam edersek,
Anadolu’nun KOBİ’lerinden yarının küresel
şirketleri çıkmaz. Kamu alımlarında da KOBİ’ler lehine düzenleme yapılmalı.
Mevzuatta bazı hükümler var ama
uygulaması zayıf. Mesela sayın
Başbakanımızın talimatıyla, kamu
alımlarında yerli üretime yüzde 15 fiyat
avantajı uygulanması kararı alınmıştı.Ama
ne yazık ki bürokrasi bunu uygulamadı. Kamu mal alım ihalelerinin yüzde 93’ünde bu
kararişletilmedi.”Hisarcıklıoğlu, son
dönemde canlarını yakan hususlardan
birinin de bankaların yüklediği maliyetler
olduğunu belirterek, “Sektör, bankalara farklı
isimler altında; harç, komisyon, dosya ücreti
ödemekten bıktı. Zaten bu kadar faiz
ödediğimiz bankalar, bir de dosya ücretine
mi muhtaç durumda? Bu dönemde reel sektör hapşırırsa, bankacılık sektörü grip olur.
Bankalara sesleniyorum; artık bu
vicdansızlığı, ‘hep bana’ anlayışını bırakın.
Unutmayın, KOBİ varsa siz varsınız!” diye
sitem etti. AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı
ama Türkiye'yi dahil etmediği Serbest Ticaret
Anlaşmaları'nın Türkiye’nin aleyhine
döndüğüne dikkat çeken Hisarcıklıoğlu,
Türkiye’nin önüne bir de taşıma kotaları ve
tarife dışı engeller konulduğunu belirterek,
“Bizi dışlayan, bize zarar veren bu
yapımutlaka değişmeli.” dedi.
Hisarcıklıoğlu, konuşmasının sonunda yeni
Anayasa’nın gündeme alınması gerektiğini
belirtti. Evrensel standartlarda, AB
normlarına uygun, demokratik bir
anayasanın gerekli olduğu vurgulayan
Hisarcıklıoğlu, “Bu sayede; yasama, yürütme
ve yargı erklerinin ahenk içinde çalışması
mümkün olacak. Demokratik, laik, sosyal bir
hukuk devleti yapımız kurumsallaşacak.” ifadesini kullandı. (CİHAN)
#!#$""$!"""$!" "
!"$! !" "$$##$!#$# Son dönemlerde oldukça sık yaşanan işçi istismarına bir yenisi daha eklendi.
Ülke genelinde işverenler tarafından son dönemlerde artarak uygulanmaya
başlanan sistemde işe girişlerde çalışanlardan boş kağıda imza alınıyor.
Böylelikle işveren, işçinin hak etmiş olduğu tazminatını ve tüm yasal
haklarını ödemeden işçiden yazılı delil alarak borçtan kurtulmaya çalışıyor
$WNWL1OTXSFUTXURCVMUTQVX@<SVEXLW>WTXMVSGVMN
KJAWMVGV;UXEVXKWRUXKDHWEUSX/TQVSX/FMIL
PITJXAWPPOTQWXLW>NOBOXWCOPRWKWQWXLWHWTWT
MOPOTNORWSOTXLVNVSUT;VXQVTVNUKXIRKWQOBOTQWT
PWLTWPRWTQOBOTOXGVRUSNNU?X2WRUX2DHWEUSX/FMIL=
UHVX@USUHRVSQVXUHEVSVTRVSUTXCWROHWTRWSQWTXGIH
PWBOQWXUKFWXWRO>XQWAWXMITSWXWROTWTXUKFWTOT
DMNDTDXQIRQJSWSWPXGJTJTXUMNU:WXQURVPCVMUTV
CVESURQUBUTUXM<LRVQU?%L@JRWKWTOTXNWKWKVT
LWMWXQOHOXIRQJBJTJXGVRUSNVTX2WRUX2DHWEUSX/T9
QVSX/FMIL=X114WFOXUHXLVSUXMWAU>RVSU=XUHVXWROKRWSQW=
UHCURVSVXGIHXPWBONXUKFWRWNOLISRWSXGJXPWTJTVT
MJCNJS?X-HEVSVTRVSUTXPWTJTXEVXTUFWKOXAUCVXMW9
LWSWPXAWSVPVNXVNKVRVSUXLWMWRXQVBURQUS?X-HXEVSVT
GJXUKFWTOTXDMNDTDXQIRQJSWSWPXUMNU:WXQURVPCVMU
@UGUX@<MNVSKVLVXCWROHOLIS?X4JXAJMJMXNWTOPRWXEV
AVSXNDSRDXQVRURXURVXUM>WNXVQURVGURKVPNVQUS?X4JXNDS
UHRVKRVSQVXUHCUTUTXUMNU:WMOTOXEVXUHNVTXCOPOHXTV9
QVTUTUXPVTQUXVRXLWFOMOXURVXLWFKWMOX@VSVPKVPNV9
QUS?X%L@JRWKWQWXVTXCIPXLWHWTWTXMISJTXUMV
UHEVSVTUT=XUMNU:WXQURVPCVMUXUMNVKVMUQUS?X-HEVSVTUT
GJXGWMPOQWPUXWKW;OXUHCUTUTXAWPXVNKUHXIRQJBJ
NWFKUTWNRWSOTOX<QVKVQVT=XLWFOROXQVRURXWRWSWP
GISCNWTXPJSNJRKWPNOS?X.WTUXUHCUTUTXAWPPOTW
U>INVPXPILKWPNOS?XWROHWTXQWXUHEVSVTXEVLWXEVP9
URUT;VXLW>ORWTXGWMPOXMITJ;J=XUCUTQVXGJRJTQJBJ
>MUPIRI+UPXGJASWTXEVXMNSVMNVTXPJSNJRKWPXUCUT
WTUQVTXPWSWSXWRO>XUMNU:WXQURVPCVMUXLWFKWPXFISJT9
QWXPWROLIS?X4<LRVRUPRVXLORRWSOTXVKVBUXGUS
PWRVKQVXMURUTU>X@UQULIS?X4JXQJSJKQWXPWRWT
PUHURVS=XURVSRVLVTXFWKWTQWXQWXUMNU:WXQURVPCVMUXTV9
QVTULRVXAWPPOXIRKWQOBOTOXFWTTVQVSVP
UHEVSVTQVTXAVSAWT@UXGUSXAWPXNWRV>XVNKULIS?/T9
QVSX/FMILX.WS@ONWLOT=X*-HXLVSUTQVXAUFKVNXMDSVMU
UNUGWSOLRWXGVRUSRUXAWPRWSOXPWFWTKOHXGUSXPUHUTUT
AWLWNOTXIRWBWTXWPOHOXUCUTQVXUMNU:WXVNKVMUXURVXGJ
AWPRWSOXISNWQWTXPWRQOSKWMOXIRWBWTXGUSXQWESWTOH
MWLORKWF?X-HCUTUT=XJFJTXGUSXPOQVKXMDSVMUTV
MWAU>XIRKWMO=X:VMAUTXUHCUXNWSW:OTQWT
LW>ORKWQOBOTOX<T@<SVTXGUSXIR@JXIRWSWP
QVBVSRVTQUSKUHNUS11XQVQUBUTUXU:WQVXVNNU?X/FMIL
0DSPX(VFWX3WTJTJTX55)?XKWQQVMUTUTXGJ
PITJLWXWCOPROPX@VNUSQUBUTUXAWNOSRWNNO?X0DSPX(VFW
3WTJTJX55)?X2WQQVMUTVX@<SVX*-HXEVXCWROHKW
ADSSULVNUTUXUARWRXVQVTXPUHULV=XKWBQJSJTXHUPWLVNU
AWRUTQV=XWRNOXWLQWTXUPUXLORWXPWQWSXAW>UMXEVLW
WQRUX>WSWX;VFWMOXEVSURUS?XWSVMUFRUBUTU=
PUKMVMUFRUBUTUXEVXGWBROROBOTOXM<KDSKVP
MJSVNULRVXPUHUXEVLWXPUHURVSUXD;SVNMUFXIRWSWPXEVLW
MWBRWQOBOXAUFKVNXURVXWCOPXGUSXHVPURQVXISWTNOMOF
QDHDPXGUSXD;SVNRVXCWROHNOSWTXEVLWXGJXQJSJKQW
GJRJTWTXPUHULU=XUTMWTXITJSJXURVXGWBQWHKWLW;WP
CWROHKWXEVXPITWPRWKWXPIHJRRWSOTWXNWGUXPORWT
PUKMVLVXWRNOXWLQWTXDCXLORWXPWQWSXAW>UMXEVLW
LDFX@DTQVTXWFXIRKWKWPXDFVSVXWQRUX>WSWX;VFWMO
EVSURUS?X.JPWSOQWPUX:OPSWQWXGVRUSNURVTXQJSJKRWSW
QDHDSKVPXDFVSVXGUSXPUKMVLUXNVQWSUPXEVLWXMVEP
EVLWXGUSXLVSQVTXQUBVSXGUSXLVSVXTWPRVQVTXPUHULV
QVXWLTOX;VFWXEVSURUS?X(VGUSXEVLWXNVAQUNXPJRRW9
TWSWP=XUHCULUXEVLWXUHEVSVTRVSUTUXD;SVNRVSUXWFWRNO>
CIBWRNKWLWXEVLWXVEEVR;VXPWGJRXVQURVTRVSQVT
GWHPWXPIHJRRWSXWRNOTQWXWTRWHKWRWSXPWGJRDTVXFIS9
RWLWTXLWXQWXGUSXUHUTXQJSKWMOTW=XMITWXVSKVMUTV
EVLWXQJSKWTOTXQVEWKOTWXTVQVTXIRWTXPUHULVXWRNO
WLQWTXDCXLORWXPWQWSXAW>UMX;VFWMOXEVSURUS? 4J
PITJQWX.WS@ONWLXPWSWSOXUMVXHJXHVPURQVX*-HCU
NWSW:OTQWTXSOFWXURVXUKFWRWTKOHX:WPWNXUHRVKV
PITKWLO>XUHCUXCWROHKWLWXQVEWKXVNKUHMVXUHCUTUT
<T;VQVTXUKFWRWQOBOXUMNU:WXQURVPCVMUX@VCVSMUFQUS
EVXGJXGVR@VLVX@<SVXADPDKXPJSJRKWF XQVKUHNUS?
6LSO;WX*-HVX@USVSPVTXEVLWXCWROHKWXVMTWMOTQW
WROTWTXUMNU:WXQURVPCVRVSUXPVMUTRUPRVX@VCVSMUFQUS?
4JXHVPURQVXWROTWTXUMNU:WXGVLWTO=XUHCUTUTX@VSCVPXU9
SWQVMUTUXLWTMONKWKWPNWQOS?11
# #
#$# !"
3WKJX<FVRXISNWPROBOXKIQVRUTQVXLWPRWHOPX7XGUTXLWNWBWXJRWHW;WP
IRWTXHVAUSXAWMNWTVRVSU=X@WLSUKVTPJRXMVPN<SDTVXQVXUEKVXPWFWTQOSQO?
3WLMVSU=X2WTUMW=X3ITLW8QWXIRQJBJX@UGUX6TPWSW8QWXQWXHVAUSXAWM9
NWTVRVSUTUTXLW>ORW;WBOXG<R@VRVSQVXVKRWPX:ULWNRWSOTQWX;UQQUXWSNOHRWS
KVLQWTWX@VRQU?X4WHGWPWTROPX.WNOSOKX'VMNVPXEVX0WTONOKX6+WTMO=
#IEVSVU@TXVWRNAX&JTQXTMNUNJNVX#&XURVXGUSRUPNVX0DSPULV8QVXURP
QV:WX7XDRPVQVTX%RJMWRXWSROPX&ITRWSOXL<TVNU;URVSU=XVKVPRURUP
:ITRWSOXEVX<FVRX:ITXL<TVNU;URVSUTUTXPWNORQOBOX0DSPULVX.WNOSOK
USEVMUXQDFVTRVQU?XUSEVTUTX>WTVRUMNRVSUTQVTXIRWTX.'6XSIJ>
.<TVNUKX3JSJRJX4WHPWTOX$DMVLUTX6SMRWT=X0DSPULV8TUTXURPXHVAUS
AWMNWTVMUTUTXLWNOSOK;OMOXIRWSWPX3WKJX/FVRXSNWPROBOX>SI+VRVSUTUT
GWHNWX@WLSUKVTPJRXIRKWPXDFVSVX>VPXCIPXMVPN<SVXUEKV
PWFWTQOSQOBOTOXGVRUSNNU?X3WLMVSUXEVX6TPWSW8QWTX<STVPXEVSVTX6SMRWT=
PWKJTJTXNV;SDGVMUX<FVRXMVPN<SDTXQUTWKUFKUXURVXLW>ORW;WPXIRWTXGJ
>SI+VRVSUT=XLWNOSOKRWSOTXGJRJTQJPRWSOXPITJKXUNUGWSULRVXHUKQUQVT
PITJNXEVXPWSKWXPJRRWTOKX>SI+VRVSUTVXGDLDPXGUSXUEKV
PWFWTQOSQOBOTOXM<LRVQU?X2VE;JNXAWMNWTVRVSUTXPITJKXUNUGWSULRV
HVAUSRVSUTXVTXPJ>ITXG<R@VRVSUTQVXIRQJBJTJXQWXGVRUSNVTX6SMRWT=
HVAUSXAWMNWTVRVSUTUTXLW>OKOLRWXNWHOTW;WPXAWMNWTVRVSUTXG<R@VRVSUTQV
QVX;UQQUXGUSX@WLSUKVTPJRXLWNOSOKX:OSMWNOXQIBQJBJTWXQUPPWNXCVPNU?
0DSPULV8TUTXMJTQJBJXLWNOSOKX:OSMWNRWSOTOX"""X>SI+VRVSUXEVX@WLSU9
KVTPJRXMVPN<SDXCVSCVEVMUTQVXQVBVSRVTQUSVTX6SMRWTXHJTRWSOXM<LRVQU
!3ITJNXPSVQURVSUTUTX2WSNX,75XUNUGWSULRVXNI>RWKXPSVQURVSXUCVSUMUT9
QVPUX>WLOXLDFQVX57X;UEWSOTQW?X3SVQURVSUTXNWPUGVXQ<TDHDKXISWTO
6SWROPX,75,8QVXLDFQVX,==X6SWROPX,758NVXLDFQVX,=)XEVX2WSNX,75
UNUGWSULRVXLDFQVX,=XIRWSWPX@VSCVPRVHNU?X0DSPULV8TUTXPITJNXPSVQUXM9
NIPJX577XKURLWSXRUSW=XLWTUXLWPRWHOPX7XKURLWSXQIRWSXMVEULVMUTQV?
4JXQWX#.$8MUTUTXLDFQVXX98MOTWXQVTPX@VRULIS?X64'8QVXGWRIT
IRJHNJBJTQWXGJXISWTXLDFQVX5778DX@VCKUHNU?X0DSPULV8QVXLWPOTXFW9
KWTQWX@WLSUKVTPJRXPWLTWPROX1VKRWPXGWRITJ1XSUMPUTQVTXGWAMVQV9
KVLUF?X2WPSI9VPITIKUPXQVT@VRVSVXQUPPWNXVQURQUPNVTXMITSW=
VPITIKUX@VTVRUTQVXMWBRWKXGUSXFVKUTQVXLDSDQDPNVTXMITSWX@WLSU9
KVTPJRX>ULWMWMOTQWTXPISPKWKWPXRWFOK?!QVQU?XX
23 Mayıs 2014 Cuma
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın 17 Aralık darbesi iddialarına
tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Burada dinlemedi, dinleseydi eminim yine kalkıp gidecekti ama
senin bakanının koluna 700 milyar liralık kol saatini darbeciler mi taktı?" ifadelerini kullandı
:UWUHT[XMGWRF\SYPQZVYV\XIKBZO\MW[NW[XUVU\T[XLZ
TYNZ\EYJWZPZPZQY\EZXZSOYGYVY\QANWZTYD\01+\'ZVZW
?[KS[VU\:ZP[W\:UWUHT[XMGWRF\3IXSYNZ\/T[W[X\BZ\?MX=
Q[W[X\?YXWYGY;VYV\&3/??%\,7D\ [WY\'ZVZW\:RXRWR;VT[
?[KL[S[V\.XTMG[V;UV\[XTUVT[V\SIXQINZ\HUSOUD
?[KL[S[V\.XTMG[V;UV\93[NNY>\.XTMG[V;[\TYSO[OAX
TYNZV\BZ\KR\[V\S[XKUPT[\MORX[VW[X\B[X;;\QAJIVZ\OZ>SY
EAQOZXZV\:UWUHT[XMGWRF\KRVW[XU\QANWZTY!\9$[Q[P[\BZ
N[XEU\LZVYP\YHYV\[N[S\L[GUTUX\TYNZVF\6V[N[Q[;NU
HYGVZNZVF\EIHWZX\[NXUWUGU\YWSZQYVY\XZTTZTZV\LYX\SYKYNZ
VZ\TZVYX<\?[V[\QMXP[NUVF\EYTYV\@ZX@[VEY\LYX\[V[N[Q[
@RSRSHRQRV[\QMXRVD\*[NUKO[N\X[>MXW[XUVU\EZOYXOPZNZ=
CZSQYVYJF\[V[N[Q[W\SRXRPR\H[WUKOUXOP[N[C[SQUVUJF
0RP@RXYNZO\1[WS\+[XOYQY;VYV\LYWWLM[XTW[X[\>[X[QUVU
ATZNZXZS\BZXZCZGY\YW[VU\N[NUVW[OP[N[C[SQUVUJF
;N[Q[P[\BZ\N[XEU\LZVYP\YHYV\[N[S\L[GU;\TYNZCZSQYVYJF
QMVX[\LR\IWSZTZ\TZPMSX[QYTZV\QAJ\ZTZCZSQYVYJF
@RSRSRV\IQOIVWIGIVTZV\QAJ\ZTZCZSQYVYJD;;\
!9/:<K.%<2DK<9:8KD90"%21
:UWUHT[XMGWRF\*MP[2T[\N[K[V[V\P[TZV\8[CY[QUV[
T[\TZGYVZXZSF\;;NE[X\LYX\IWSZVYV\TZBWZO\[T[PW[XU\YWZ
RNE[X\MWP[N[V\IWSZWZXYV\TZBWZO\[T[PW[XU\[X[QUVT[
8[XS\B[XTUXD\/\8[XS\KRTRX\LYXYVTZ\AVCZ\XYQS\[V[WYJY
N[>UWUXD\/\XYQSWZX\EYTZXYWYX\QMVX[\YKHY\EYXZXD\?YJ\VZ
N[>UNMXRJ<\:ZXB[V\NMWT[\TIJIWIXD\#WTISOZV\QMVX[
AVWZP\[WUNMXRJD\#WTISOZV\QMVX[\VZ\AVWZP\[W[C[SQUV<
75\SYKY\@[N[OUVU\S[NLZTYNMXQ[\MVRV\PROW[S[\QYN[QY
LYX\QMXRPWRQR\B[XTUXD\/\QYN[Q[W\QMXRPWR\LR
QMXRPWRWRGR\[WTU\PU<\1[NUXF\[WP[TUD9\TYNZXZS
[>MVN[2T[\QRW[XUV\TAXO\Q[[O\[SP[P[QUVT[V\AOIXI
"QMXRPWR\LZVYP2\TYNZXZS\YQOY8[\ZTZV\LZWZTYNZ
L[KS[VUVT[V\AXVZS\BZXTYD\
!/>8.:K2 :K%9D"9D20<0K
D24:K>":K>9:8:.><1
5,\6X[WUS\M>ZX[QNMVRV\T[XLZ\MWTRGR\YTTY[W[XU
SMVRQRVT[\YQZ\01+\'ZVZW\?[KS[VU\:UWUHT[XMGWRF\95,
6X[WUS\M>ZX[QNMVR\T[XLZ\TYNMXW[XD\:YP\T[XLZ
N[>UNMXQ[\EZWYV\LYXWYSOZ\PIC[TZWZ\ZTZWYPD\?R\IWSZ=
TZV\T[XLZWZX\LYOPZS\JMXRVT[TUXD9\TZTYD\:UWUHT[XMGWRF
?[KL[S[V\.XTMG[V2UV\SZVTYQYVY\TYVWZPZTZV\Q[WMVT[V
[NXUWTUGUVU\Y8[TZ\ZTZXZS\9?RX[T[\TYVWZPZTYF\TYVWZQZN=
TY\ZPYVYP\NYVZ\S[WSU>\EYTZCZSOY\[P[\QZVYV\L[S[VUVUV
SMWRV[\,77\LYV\WYX[WUS\SMW\Q[[OYVY\T[XLZCYWZX\PY\O[SOU<
*ZVYV\L[S[VW[XUVU\HMWRS\HMCRGRNW[\RPXZNZ\T[XLZCYWZX
PY\EAOIXTI<\?[S[VW[XUV\HMCRSW[XUVUV\N[O[S\MT[W[XUV[
LMN\LMN\,\>[X[\S[Q[QUVUF\>[X[\Q[NP[\P[SYVZWZXYVYF
YHYVTZSY\TMW[XW[XUF\.RXM;W[XU\T[XLZCYWZX\PY\SMNTR<
:YP\T[XLZ\N[>UNMXQ[\ZPYV\MWRV\EZWQYVWZXF\@Z>\LZ=
X[LZX\S[XKU\HUS[XUJD\6P[\SYPQZ\XIKBZO\MW[NW[XUVU
T[XLZ\TYNZ\EYJWZPZQYVD9\TZGZXWZVTYXPZQYVTZ\LRWRVTRD
!68324D /D<0
D>4:9>K%98D8D901
:ZVTYQYVYV\"QYBYW\LYXYQY\CRP@RXL[KS[VU\MWP[WU2\QA=
JWZXYVY\ZWZKOYXZV\?[KL[S[V\.XTMG[V2[\QZQWZVZV
:UWUHT[XMGWRF\9?[V[\QMXTRW[XF\;ZQSY\LYX\EZVZWSRXP[N
L[KS[VU\CRP@RXL[KS[VU\[T[NU\MWRXQ[\TZQOZSWZX
PYQYVYJ;F\QYBYW\LYXYQY\MWP[QU\EZXZSOYGYVY\QANWZTYPF
(+&(#.,&-)+-%&-)+*'.**).
+'-&-.-')*'.
*)-+-$-.,(+,,'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, Soma'daki maden faciasının
ardından iş güvenliğini artırmak için
kömürün yoğun olarak çıkarıldığı bazı
ülkelerde inceleme yapacaklarını söyledi
N[VWUK\PU\QANWZTYPF\LZVYP\EAXIKIP\LRD\;*ZV\TZ
QYBYWQYVF\LZV\TZ\QYBYWYP;\TYNMXD\?ZV\J[OZV\Q[V[\LYX\KZN
TZPZTYP\SYF\[P[\QZV\IQOIVZ\[WUVUNMXQRVF\VZTZV<
IVSI\LYJY\TYVWZPYNMXF\VZ\QANWZXQZ\;LRVW[X\PROW[S[
PZV8Y\LYX\KZN\QANWZX;\O[SUWPUK\ZQSYWZXZD\-IVN[\TZGYKOYF
YVQ[VW[X\TZGYKOYF\3IXSYNZ\TZGYKOYF\@Z>YPYJ\TZGYKOYSD
?YJ\ZWLZOOZ\@[WSUV\CRP@RXL[KS[VU\QZHPZQYVY\YQOYN=
MXRJD\+ZSYNYF\VZ\YQOYNMXRJ\LYJ<\0RP@RXL[KS[VU\SYXWY
[T[P\MWP[P[WUF\K[YLZWY\MWP[P[WUD\#8SZNY\Q[V[O\M=
W[X[S\SRWW[VP[P[WUF\@[WSU\SRC[SW[P[WUF\Q[TZ\MWP[WUF
EIJZW\LYX\TYW\SRWW[VP[WUF\@ZXSZQZ\ZKYO\PZQ[8ZTZ
MWP[WUD\-ZBWZOYV\LIOIV\SRXRPW[XUVU\RNRP\YHZXYQYVTZ
H[WUKOUXP[WUF\@[WSUV\[T[PU\MWP[WUD\0RP@RXL[KS[VU
LANWZ\MWP[WUF\LYJ\LANWZ\YQOYNMXRJD\$[VWUK\LYX\O[XOUKP[
N[>UNMXRJ\;6WY\PY\MWQRV\CRP@RXL[KS[VUF\ZWY\PY\MW=
QRV<;\VYNZ\MVW[XU\O[XOUKUNMXRJ<\#VCZ\CRP@RXL[KS[VUV
VYOZWYSWZXYVY\O[XOUKP[WUNUJD9\TYNZXZSF\QZHYWZCZS
CRP@RXL[KS[VUVUV\L[NX[GU\OZPQYW\ZTZCZGYVY
BRXERW[TUD\*6>3D<)
631BHFK67C+7@-J;AJFGE&EK
?HICIKIIFKIAJCH=$J+K75J@E?E
0RP@RXYNZO\1[WS\+[XOYQY\&01+%\*ZHYP\BZ\1RSRS
KWZXY\'ZVZW\?[KS[V\$[XTUPCUQU\?IWZVO\3ZJC[VF
CRP@RXL[KS[VWUGU\QZHYPWZXYVTZ\O[OYW\NAXZWZXYVTZ\LR=
WRV[C[S\B[O[VT[KW[XUV\O[OYWWZXYVY\N[>[C[SW[XU\YWHZ\BZ
YWWZXTZ\MNW[XUVU\SRWW[V[LYWPZQY\YHYV\LYXYVCY\YS[PZOE[@
[TXZQWZXYVY\M\LAWEZWZXZ\S[NTUXP[QU\EZXZSOYGY
RN[XUQUVT[\LRWRVTRD\\3ZJC[V\N[>OUGU\N[JUWU
[HUSW[P[T[F\90RP@RXL[KS[VWUGU\QZHYPWZXYVYV\LYXYVCY
ORXR\57\6GRQOMQ\475(\O[XY@YVTZF\LYXYVCY\ORXT[
HMGRVWRGRV\Q[GW[V[P[P[QU\@[WYVTZ\YSYVCY\ORXR\4(
6GRQOMQ\475(\O[XY@YVTZ\N[>UW[C[SOUXD9\@[OUXW[OP[QUVU
N[>OUD\*ZHYPYV\N[J\EIVWZXYVZ\TZVS\EZWYNMX\MWP[QU\VZ=
TZVY\YWZ\QZHPZVWZXYV\MN\SRWW[VP[\EIVWZXYVTZ\O[OYW
NAXZWZXYVTZ\LRWRVP[\Y@OYP[WYVYV\MWTRGRVR\BRXER=
W[N[V\3ZJC[VF\90RP@RXL[KS[VWUGU\QZHYPY\O[XY@YVTZ
YS[PZO\[TXZQWZXYVTZ\LRWRVP[NU>\O[OYW\NAXZWZXYVTZ\LR=
WRV[C[S\B[O[VT[KW[XUV\MX[T[\MN\SRWW[VP[S\YQOZPZWZXY
@[WYVTZ\VI8RQ\PITIXWISWZXYVZ\L[KBRX[X[S\O[OYW
NAXZWZXYVTZSY\[TXZQWZXYVY\LYXYVCY\YS[PZOE@\MW[X[S
S[NTZOOYXPZWZXY\JMXRVWRTRXD\6TXZQ\TZGYKYSWYGY
N[>OUXP[S\YHYV\B[O[VT[KW[XUV\S[NUOW[XUVU\[WTUXP[S
YQOZTYSWZXY\[TXZQWZXYVTZ\MORXTRSW[XUVU\EAQOZXYX\LYX\LZW=
EZNY\T[N[V[S\MW[X[S\QRVP[W[XU\EZXZSPZSOZTYXD\?R
LZWEZF\O[>R\QZVZTYF\ZWZSOXYSF\QR\YVOZXVZO\8[ORX[QUF\SYX[
SMVOX[OU\BZ\LZVJZXY\LZWEZWZX\MW[LYWYXD\[O[VT[KW[XUVF
[TXZQ\S[NUOW[XUVUF\QZHPZV\SIOISWZXYVYV\[QSUN[\HUSOUGU
O[XY@WZXTZ\TZ\AVCZ\VI8RQ\PITIXWIGIVZF\MX[T[V
[W[C[SW[XU\LZWEZ\YWZ\YWHZ\QZHYP\SRXRWW[XUV[\L[KBRXP[S
QRXZOYNWZ\TZGYKOYXPZWZXY\TZ\PIPSIVTIXD\6TXZQWZXYVY
O[OYWTZ\LRWRV[C[SW[XU\NAXZWZXZ\LYXYVCY\YS[PZOE[@\M=
W[X[S\[WTUXP[N[V\B[O[VT[KW[XUV\MX[T[\MN\SRWW[VP[
YPS[VU\LRWRVP[P[SO[TUXD\?R\SYKYWZX\MN\SRWW[V=
P[S\YHYV\S[NUOWU\MWTRSW[XU\NZXZ\EYOPZS\JMXRVT[
S[W[C[SW[XTUXD\?R\VZTZVWZ\B[O[VT[KW[XUV\LR
SMVRN[\@[QQ[QYNZO\EAQOZXPZWZXY\AVZPWYTYXD9\Y=
8[TZWZXYVY\SRWW[VTUD\*6>3D<)
+*.",",..",',),
,-%).!!+,$, ()(. %&!
63KHFHGK4J;AJFK"J@BEC#E?EKHK8JGJ=5J
8IGGH=HAIGIKHGIKD&-J-J(K.,CJ1BJAIKCJBHF
J#IJ?EFJKIGI;AIFK=J;H@,FK75$7GJCJ?EKIGHKIG$IGI
K-JAJFJK?,@7K'FH@$H?IK5'FHG==I
ZWY\6GL[L[F\N[>OUGU\N[JUWU\[HUSW[P[T[F\S[PR\YWZ
AJZW\QZSOAXTZ\@ZX\EZHZV\EIV\N[NEUVW[K[V\O[KZXMV
RNERW[P[QUVUV\YK\EIBZVWYGY\[HUQUVT[V\S[J[\BZ\AWIP=
WZXYV\S[NV[GU\@[WYVZ\EZWTYGYVY\LZWYXOOYD\3[KZXMV
RNERW[P[QUVT[F\YKHYWZXYV\EIBZVWYSQYJ\H[WUKP[
K[XOW[XUNW[\L[K\L[K[\LUX[SUWTUGUVUF\LR\TRXRPRV\MXO[T[V
S[WTUXUWP[QU\YHYV\N[>UW[V\TIJZVWZPZWZXYV\NZOZXQYJ
MWTRGRVR\BRXERW[N[V\6GL[L[F\?R\KZSYWTZ\EIBZVCZ=
QYJ\LYX\KZSYWTZ\H[WUK[VW[XUV\Q[NUQUVUV\T[@Y\LYWYVPZPZQY
TRXRPRVRV\B[@[PZOYVY\EAQOZXPZSOZTYXD9\TZTYD\
6GL[L[F\45\L[S[V[\N[VUOW[P[W[XU\YHYV\KR\QMXRW[XU
NAVZWOOY!\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[\OZKSYW[OW[XU
LIVNZQYVTZ\QAJWZKPZWY\BZ\EZHYCY\>ZXQMVZW\MW[X[S\S[H
YKHY\H[WUKP[SO[TUX<\?R\YKHYWZXYV\CYVQYNZOZ\EAXZ
T[GUWUPU\V[QUWTUX<\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[
OZKSYW[OW[XU\LIVNZQYVTZ\[WO\YKBZXZV\YKHYQY\MW[X[S\S[H
YKHY\H[WUKP[SO[TUX<\?R\YKHYWZXYV\CYVQYNZOZ\EAXZ
T[GUWUPU\V[QUWTUX<\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[
OZKSYW[OU\LIVNZQYVTZSY\OIP\H[WUK[VW[XU\&QAJWZKPZWYF
EZHYCYF\[WO\YKBZXZV\YKHYQY=O[KZXMV%\S[>Q[P[S\SMKRWRNW[
4774=475(\NUWW[XU\[X[QUVT[\S[H\[TZO\YK\S[J[QU
N[K[VPUKOUX<\?[S[VWUGUVUJUV\PZXSZJ\BZ\O[KX[\OZKSYW[OU
LIVNZQYVTZSY\OIP\H[WUK[VW[XU\&QAJWZKPZWYF\EZHYCYF\[WO
YKBZXZV\YKHYQY=O[KZXMV%\S[>Q[P[S\SMKRWRNW[\4774=
475(\NUWW[XU\[X[QUVT[\PZQWZS\@[QO[WUGUV[
N[S[W[V[VW[XUV\H[WUK[VW[XUV\Q[NUQU\S[HOUX<\*6>3D<)
Soma'dan gelen 13 kadar madencinin AK
Parti Genel Merkezi'nde Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından kabulüne katılan
Yıldız, çıkışta gazetecilerin sorularını
cevapladı. Görüşmeye ilişkin Soma'dan gelen madencilerin Erdoğan ile
görüşmelerinde samimi, açık ifadeler
kullandıklarını belirten Enerji Bakanı,
madencilik konusunda ideal olan noktaya
ulaşılması için herhangi bir bilginin
saklanmadığını dile getirdi. Yıldız, "Burası
bir doğal afet değil, tabii bir afet değil. Doğal
afetlerin dışında mutlaka o işte bir kusur
vardır. O kusurun sahibi ister paylaşımlı ister
tek başına ne olursa olsun bu hakkın yerine
teslim edilmesi lazım. Malum idari, adli,
hukuki soruşturmalar devam ediyor. O
süreçle alakalı çok fazla bir şey söylemek
doğru olmayabilir." şeklinde konuştu. Facia
ile ilgili mali, idari ve adli soruşturmaların
devam ettiğini hatırlatan Bakan Taner Yıldız,
şöyle devam etti: "Bu süreçle ilgili bir şey
söylemek doğru söylemek doğru olmayabilir. Biz bugün işçi kardeşlerimizle her bir
konuyu görüştük. Her bir arkadaşımız samimi olarak fikirlerini ifade ettiler. Bundan sonra da görüşmelerimiz devam edecek. Çünkü
bu ocakların doğru bir şekilde işletilmesi
açısından bunun devam etmesi gerek. Kendilerine 'bu ocakların kapatılmasını ister
misiniz, yetkili olsanız siz bu ocakların
kapatılmasını ister miydiniz?' diye sordum.
Onlar da 'Hayır, biz bu ocakların
kapatılmasını istemeyiz ancak çalışma
şartlarının doğru bir şekilde yönetilebilmesi
ve gerekli tedbirlerin alınması kaydıyla' diye
cevap verdiler. Bize düşen Çalışma
Bakanımızla beraber oradaki çalışma
şartlarının düzeltilmesi ve işçi
kardeşlerimizle tekrar toplantı yapılabilmesi.
Biz bu alanda Bakanlar Kurulu'nda sunuş
yaptığımız gibi gerek kanuni gerek mevzuat
ve gerekse yönetmelikle alakalı çok daha
detaylı bir çalışmayı uygun görüyoruz"
Görüşmede işçilere "Eğer siz burada yetkili
olsaydınız nasıl yapardınız, işçi sağlığınızla
alakalı ne tür önlemler alırdınız, aksayan
yönler nerelerdir?" diye sorduklarını da
kaydeden Yıldız, görüşmenin son derece
faydalı olduğunu ve bundan sonra da
görüşmelerinin devam edeceğini bildirdi.
Yıldız, bu ocakların doğru bir şekilde
işletilebilmesi için görüşmelerin devam
etmesinin önemli olduğunu kaydetti. Dün
gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'nda Madencilik Kanunu'nda 7 maddenin
değiştirilmesine ilişkin tasarıda, değişiklik
önerdiği maddelerin ne olduğu sorulan
Yıldız, "Dün Bakanlar Kurulu'ndaki
sunuşumuzda devlet haklarından, kıymetli
metalik madenlerin ruhsatlandırılmalarından
tutun Soma'daki kazaya varıncaya kadar
birçok konu irdelendi. Bakan arkadaşlarımızın da soruları oldu, onları cevaplamaya
gayret ettik. Sunuşumuzda hem bu kazanın
oluşu, muhtemel nedenleri, soruşturmaların
devam ediyor olması ve bu sürecin özetlenmesi halinde oldu. Tabii ki bundan sonra bu
işin insani, idari, siyasi, hukuki, adli birçok
yönleri var.” dedi. (CİHAN)
,($ (#.-'*+.,+.,&-%+-.$,&-%+-."!.**.%-$-# *)*#
/=J+5JK4J&EC?EK8IGGH=HAIGI
>B@I?K4JG(K.,CJ1BJK5J;JFJF
CJBHFKJ#IJ?EFEFKAJBH@KBHFIGH@HA
AJJ=EGJCJ5J#J&EFEK?'5GHBIK4JG(
/JBH@GHKCJBH@GH(KIF;JGGJ+
CJ;JGGJ+GJK-7KI;IK'@=HCH?IFI
;HAGIFBHKA,F7;=7
3?
2TZ\L[QUV\OM>W[VOUQU\TIJZVWZNZV
?[W\KRVW[XU\QANWZTY!\94754\NUWUV[\S[T[X\MC[S
YJVY\.VZXY\BZ\3[LYY\:[NV[SW[X\?[S[VWUGU2V[
[YOD\/\O[XY@OZV\QMVX[\TYXZSO\?[KL[S[V2[
L[GW[VUNMXD\)ZTZVTYX\[C[L[<\?R
QMXERW[VUNMX\PR<\1[VEY\AWHIOF\@[VEY\LYWYP=
QZWWYSF\@[VEY\[@W[SY\SXYOZXWZX\HZXHZBZQYVTZ\LR
N[>UWUNMX<\'ZXZSWY\LYWYPQZW\OZTLYXWZX
[WUV[LYWYNMX\PR<\/LZSOY8\SXYOZXWZXZ\EAXZ
@[XZSZO\ZTYWZLYWYNMX\PR<\"-MJZX
QMSRWP[P[WU2\TZVYNMXD\-MJZX\QMSRWTRGRV[
T[YX\[GUX\CYTTY\YTTY[W[X\B[XD\?RV[\VZ\TYNMX=
QRVRJ<\-MJZX\QMSRWTR\PR\QMSRWP[TU\PU<
3[KZXMV\XZQPYNZOOZ\NMS\[P[\N[>UW[V
[HUSW[P[W[X\K[@YOWZX\MXO[N[\SMNRNMX\SY
O[KZXMV\B[X\MX[T[D\?YX\O[X[8O[V\C[VUVU\OZ@WYS=
ZNZ\[O[V\YVQ[VW[X\B[XF\LRVW[XUV\L[KUVT[
T[NUW[X\B[XD\-[NUW[X\57\LYV\WYX[\S[T[X\>[X[
[WUNMXD\/VW[XU\OZKBYS\ZTYNMXF\SMXSRORNMXD\?ZW=
SY\TABINMXD\:MNRV\SRJR\VRORS\[OP[S
SMW[NTUXD\?R\@RQRQO[\VZ\TYNMXQRVRJ<\)ZTZV
LREIVZ\S[T[X\/\QAJWZKPZQYVY\S[LRW\ZOPZ=
TYVYJ<\:[LRW\ZOQZNTYVYJ\YSY\O[VZ\HUSUK
MW[C[SOU\P[TZVTZV\TUK[XUN[D\$[K[P\MT[W[XU
MW[C[SOUD\[@YOWZX\MX[T[F\SRXORW[V\YKHYWZX
QANWINMXF\\PMTZW\E[J\P[QSZWZXY\B[XPUK\BZ
H[WUKPUNMX\LR\E[J\P[QSZWZXYD\YV\P[WU
TZTYGYPYJ\SAOI\IXZOYWZV\P[WW[XPUK\LRVW[XD
)ZTZV\TZGYKOYXPZTYVYJ\LRVW[XU<\1[W\LAN=
WZNSZV\PI8ZOOYKWZX\EYTYNMX\LYX\QMXRV\NMS
TZVYNMXD\)[QUW\TZVZOYP\LR<\)[QUW\PI8ZOOYKWZX
YK\EAXINMX<\:[TZXWZ\P[TZXWZ\YVK[WW[@
P[K[WW[@W[\LR\YKY\AXOZPZJQYVYJD\?RX[T[\LYW=
YPQZW\LYX\KZSYWTZ\T[BX[VP[WUQUVUJD\?YJ\LRVR
5,\6X[WUS\QMXRKORXP[QUVT[\T[\EAXTISD
-ZPMSX[OYS\IWSZTZ\LR\OIX\YTTY[W[XT[
QMXRPWRWRGR\IJZXYVYJZ\[WUXQUVUJF\ZSQYSWYSWZX
B[XQ[\EYTZXYWYXD9\*6>3D<)
Mayıs 2014 Cuma
23
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent
Arınç, Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in, Soma'da,
yerdeki göstericiyi tekmeledikten sonra doktor raporu
almasını "Trajikomik bir olay" sözleriyle değerlendirdi
5K@KGHK?L30?0H0(LWBWCZ0YLLXCZ'TQKDYU
JYIRYUVSDSUQY=ZAYIJYRYUVSRZ.WTRWEZAXUY6QYZNKCVYUQSH
7YRVYISRZ%ZMYYNZMFTWUZNKCVYUNSZMKUTYMS=ZAYIJYRYU
7YTQSPBSMSZ>WZ-FRFPWNZ5<EBFMFZ?TSUG=ZYGSRVYPYVYTQYZJO:
VOUQOHZ5KPYZEXLYTWNXZMSTYMSUQYZAYIJYRYU6SUZJXT
CTKNWMNKBOLYZNKRYNZYNNSDSZXQQXYMSUSZLYVYUVYLYUZ?TSUG=
AYIJYRYUVSRZ.FIY>XTXZ7OMO9Z7WTRWV6XU=ZLWTQWRXZJXTZ@<MNWTX:
BXLWZNWRPWZYNYTRWUZ@<TFUNFVWUPWMXUWZXVXIRXUZXMWZ8AOZKVYL
GKRZ9WBXZJXTZKVYL8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSHZ?TSUG=Z7OMO9Z7:
WTRWV6XUZKVYLZMKUTYMSZTYCKTZYVPYMSUSZXMWZ80TYXRKPXRZJXTZK:
VYL8ZM<EVWTXLVWZQWDWTVWUQXTQXHZ"YEWNWBXVWT=Z?TSUG6Y=Z5KPY6QY
LYIYUYUZPYQWUZ9YBXYMSZ>WZKUOUZWNTY9SUQYUZLYIYUYU
@WVXIPWVWTWZXVXIRXUZMKTOVYTZMKTQOHZ
AYIJYRYUZ'TQKDYU6SU=ZJXTZPYTRWNNW
JXTZRXIXLWZLOPTORZYNNSDSZXQQXYVYTSUS
BW>YCVYUQSTYUZ?TSUG=ZLOPTORZYNSVYU
RXIXUXUZ+HZRWEZX9YQWMXUX
QWDXINXTQXDXUXZM<LVWQXHZ?TSUG=
8"<TWJXVQXDXPZRYQYTSLVY
AYIJYRYUSPSEZRXPMWLWZLOPTOR
YNPYQSHZ4VYJXVXTZRXZKVYLSU
IKROUOZLYISLKTQOTHZ4VYJXVXTZRX
JYIRYZJXTXMXQXTHZ?GSRGYZMOGVYPYR
XMNWPXLKTOPHZ?PYZJWU
JOVOUQODOPZLWTQWU
AYIJYRYUSPSESUZLOPTORZYNNSDSUS
@<TPWQXPHZ4Z@<TFUNFVWTWZJYRYTRWU
LYUVSIVSRVYTZLYCSVQSHZ4TYQYZJXTXUXUZWVXUXZNON:
PYRZXGXUZWVXUXZOEYNPSIZKVYJXVXTHZAXTZJYIJYRYUSUZUYMSV
LOPTORZYNYJXVWBWDXUXZQFIFUWJXVXTMXUXEHZ5XEXZNWPXUZWQWTXP
RXZJWUZJ<LVWZJXTZIWLZ@<TPWQXPH(ZQXLWZRKUOINOHZ?TSUG=ZNKRYN
XQQXYVYTSZRKUOMOUQYZJYMSUSUZGKRZMKTOPVOZQY>TYUQSDSUYZQY
QXRRYNZGWRWTWR=Z'TQKDYU6SUZNKRYNZYNNSDSZRXIXLWZM<LVWQXDXZXQ:
QXYZWQXVWUZ83MTYXVZQ<VF8ZX9YQWMXUWZXVXIRXUZXMWZ87WPXUZWQXLK:
TOPZRXZJ<LVWZJXTZBFPVWMXUXZQOLPYQSPH8ZQWQXH
>9!J"ECE:LCJ$4CLJ,9JA8L
-CJE349E3L5ECL4,J/>
AFVWUNZ?TSUG=ZAYIJYRYUVSRZ.FIY>XTXZ7OMO9Z7WTRWV6XU=ZL:
WTQWRXZJXTZ@<MNWTXBXLWZNWRPWZYNYTRWUZ@<TFUNFVWUPWMXUW
XVXIRXUZXMWZ8AOZKVYLZGKRZ9WBXZJXTZKVYL8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSH
?TSUG=Z87OMO9Z7WTRWV6XUZKVYLZMKUTYZTYCKTZYVPYMSUSZXMWZ80TY:
XRKPXRZJXTZKVYL8ZKVYTYRZQWDWTVWUQXTQXH
-FRFPWNZ5<EBFMFZ?TSUG=Z#!SCVYRZ@<EVWZJYRNSDSPQYZL:
WTQWZJXTXMXZ>YTHZ3RXZ<EWVZ;YTWRWNGSZKUOZLWTWZLYNSTPSIVYT=ZXM:
PXUQWUZJY;MWQXVWUZRXIXZKUOZNWRPWVXLKTHZAOZGKRZ9WBXZJXTZK:
VYLHZ6AOZQKDTOQOT=ZLWTXUQWQXT6ZQXLWBWRZ;YVQWZQWDXVXPHZYNWU
JOZYQYPZJXTZWLVWPZLYCPSI=ZCKVXMZKUOZWNRXMXEZ;YVWZ@WNXTPXIH
7WTQWZKVYUZJXTZXUMYUYZUXGXUZNWRPWZYNSVSTZ-XGJXTZIWRXVQW
YNSVPYPYMSZVYESPHZ&XPZKVOTMYZKVMOUHZ3RXUBXMXZNYISQSDSZMS9YN
XNXJYTXLVWZ;XGJXTZIWRXVQWZQFIFUPWPWRZVYESPHZ&WUQXMXZ6GKR
FEFVQFP6ZQXLWZJXTZJWLYUQYZJOVOUPOIHZ4VYLSUZXRXZL<UFZ>YTH
AOZKVYLSZNYM>XCZWNPWQXDXPXZ;WTRWMXUZJOZKVYLQYUZXU9XYV
QOLPOIZKVYJXVWBWDXUXZRYJOVZWQXLKTOPHZ5Y>OUYBYRZQOTOP:
QYZQWDXVXPHZ&XPZKVOTMYZKVMOUHZ7WTQWZLYNYUZRXIXLWZNWRPW
YNPSIZKZRXIXZIXRYLWNZWQWTMW=ZYQVXZMKTOINOTPYZLYCSVYJXVXTHZ3R:
XUBXMXZJOZRXIXZCWTMKUWVZKVQODOZXGXUZXQYTXZMKTOINOTPYLYZQY
RKUOZKVYJXVXTHZ3QYTXZMKTOINOTPYZMKUOBOUQYZRWUQXMXUXZYNYLYU
PYRYPZJXTZXIVWPZLYCYJXVXTHZAYIJYRYUVSRZ.FMNWIYTVSDSZJOZK:
VYLVYZ>WZRXIXLVWZXV@XVXZXQYTXXZMKTOINOTPYZLYCYTMYZAYIJYRYU
>WZ.FMNWIYTVSRZ@WTWRWUXZLYCYBYRNSTH8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSH
?TSUG=Z7WTRWV2XU=ZKVYLQYUZMKUTYZLWQXZ@FUZXIZ@<TWPWEVXRZTY:
CKTOZYVPYMSLVYZXV@XVXZKVYTYRZQYZ#YCKTZRKUOMOZNTYXRKPXR
JXTZKVYLHZAWUZQWZXVRZQOLQODOPQYZNWRPWVWTRWUZYLYR
JXVWDXUXZJOTRPOIZKVPYVSZQXLWZQFIFUQFPHZ'VJWNNWZ;FRFPWN
NYJXJXUWZ@XQWTMWUXE=ZJXTZ;YMNYUWLWZ@XQWTMWUXE
6YLYDSPQYZIXIVXRZ>YT6ZQWTMWUXE=Z6YLYDSPQYZ<QWP=
WRXPKE6ZQWTMWUXEZMXEWZTYCKTZ>WTXTHZAWUZQKR:
NKTOZMOGVYLYPYPHZXGXUXEQWUZ;WT;YU@X
JXTXMXZ@XNMWZMXEWZXIZ@<TPWEVXRZTYCKTO
>WTXTH
AOTYQYZKVYLQYUZMKUTYMSUYZYXNZTY:
CKTZ>WTXVQXDXZYUVYISVSLKTHZ0WRPWLX
YNPSIZYLYDSUQYZYTSEYZKVOIPOIHZ4
RXIXLVWZGWRXIPW=ZRY>@YZKVPOIZKZRXIX
QWZLYTYVYUPSIZKVMYLQSZYQVXZRKUOZKVOT:
QOHZ&XPZRXPWZ>OTQOZYTYINSTSVSTQSHZ?PY
TYCKTZXGWTXDXZKVYLQYUZMKUTYZRWUQXMXUQW:
RXZYTSEYUSUZKVOINODOUOZJWVXTNXLKTHZ4UOU
XGXUZJOUQYUZJY;MWNPWPXEWZJXVWZ@WTWR
LKRH8ZQWDWTVWUQXTPWMXUQWZJOVOUQOH
>!2&E-L3JCJC8L/43>
AFVWUNZ?TSUG=ZPYQWUQWZ;YLYNSUSZRYLJWQWUZPYQWUBXVWTXU
IW;XNZMNYNFMFUWZYVSUPYMSZRKUOMOUQYZXMWZAYRYUVYTZ&OTOVO6U:
QYZRKUOIOVQODOUOZJWVXTNWTWR=Z8.YQWUZ9YBXYMSUQYZ>W9YNZW:
QWUZXIGXVWTXPXEXUZIW;XNZKVPYMSZRKUOMOUQYZRKUOIPY
LYCSVPSINSTZYPYZ>WTXVWUZJXTZRYTYTZLKRH8ZQWQXH
>EA-EJL34:A>
?TSUG=ZMKTOINOTPYVYTSUZMKUOUQYZJYRYUVYTSUZQYZMKTOPVO
GSRPYMSZ;YVXUQWZJXTZXMNX9YUSUZM<EZRKUOMOZKVOC
KVPYLYBYDSUSUZMKTOVPYMSZFEWTXUWZ8AYRYUVYTSPSEZJOTYQYU
KVYLSZNY;RXRZWNPWMXZ;WTZ@FUZQWUWNVWPWMXZPFPRFUZQWDXVH
AYRYUVYTSUZQWUWNXPZ@<TW>XUQWUZJY;MWQXVWJXVXTHZ7YMYVZWRMXR:
VXRVWTZ@XQWTXVWJXVXTHZ'NXRZYGSQYUZIOYUQYZXMNX9YZWNPWQXRVWTXUW
@<TWZXMNX9YZLKRHZ?PYZJYRYUVYTYZXVWTXQWZROMOTZJOVOUOTMYZKUO
AYIJYRYUSPSEZNYRQXTZWQWTH8ZIWRVXUQWZRKUOINOH
>9J.2:,2CE:L3J$J-8,9JA8>
?TSUG=ZPYQWUVWTXUZRYCYNSVPYMSUSUZM<EZRKUOMOZKVOC
KVPYQSDSUSUZMKTOVPYMSZFEWTXUWZXMWZ8.YQWUVWTXU
[email protected]
WRKUKPXRZYGSMSLVYZMFTQFTFVPWMXZ@WTWRWUZJXTZXINXTHZ*)ZPXVL:
KUZNKUZR<PFTZTWEWT>XZJOVOUYUZFVRWQWZ;WTZIWLXZXN;YVZWNPWLW
RYVRSIMYUSEZBYTXZYGSRZJFLFTHZAOZMWRN<TZMYQWBWZRWUQXZXGXUQW
NWRZMWRN<TZQWDXV=ZJYIRYZMWRN<TVWTXZQWZQWMNWRVXLKTH8ZX9YQWVWTX:
UXZROVVYUQSHZE&J:
%"!%
!%!$%
#"#%##
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Belediyeden çaldınız,
işçinin emeğinden çaldınız,
kaskından çaldınız, baretinden
çaldınız, elektrik kablosundan
çaldınız, elbisesinden çaldınız,
çizmesinden çaldınız, tabutundan çaldınız, çaldınız, çaldınız,
çaldınız!" diye seslendi
Öldükten sonra, ölenlere 'kader' dendiğini
dile getiren Kaplan, "Ne yapalım, ne
yapalım? Biz, 301 ölü, bunca yaralı
karşısında Hükûmetin yapmadığını yapmak
istiyoruz, özür diliyoruz ve eğiliyoruz
önünüzde. Bu utanç bu Meclise yeter!" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel
Kurulu'nun 91. birleşimi saat 14.00'te yoklama yapılmaksızın müşahede ile açıldı.
Birleşimi TBMM Başkanvekili Sadık Yakut
yönetiyor. AK Parti, CHP, MHP ve HDP
tarafından Manisa Soma'da 301 işçinin
hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan maden
faciasıyla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu
kurulmasına yönelik verilen birleştirilmiş önergelerin görüşülmesine başlandı.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan,
Şırnak denince kömür akla geldiğini ifade etti. Onun için Şırnak ve Soma'nın kardeşliği
olduğunu dile getiren Kaplan, birçok Şırnaklı
hemşehrisinin Türkiye Kömür İşletmelerinde,
Soma'da çalıştığını kaydetti.
"VİCDANLARINIZI YOKLAYIN"
"Soma artık iş kazalarında, faciada
Türkiye'de en büyük acıların yaşandığı yer olarak anılacak." diyen Kaplan, "301
kardeşimizi toprağa verdik, 486 yaralı var. Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara şifa diliyorum. Genç annelere, 500'ü aşkın yetim
kalan bebeye, nasıl diyeyim, nasıl sabır…
Nasıl dayanılır buna? Ve böylesine büyük bir
olayda, böylesi bir felakette, böylesi bir faciada biz gecikmiş araştırmalar, önergeler için
Mecliste şu an toplanmış bulunuyoruz.
Geçmişte verdik bunlarla ilgili, Soma'yla ilgili
de verdik, hepsini AK Parti çoğunluğuna
dayanarak reddetti. Sonra, yaşandı bu facia
ve bir önerge getirdiler ve bizim diğer 11 önergeyle birleştirip bugün burada 'Hadi, bir
komisyon kuralım.' dediler.
Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun. Bunca
yaşanan karşısında insani, hukuki, dinî, vicdani sorumluluğu olanlar, siyasi
sorumluluğu olanlar, adalet ve yargı
açısından hesap vermesi gerekenler, ihmal
edenler, kastı olanlar ve 301 ölüme sebep
olanlar ister işletme sahibi olsun ister
müdürleri olsun ister siyasiler olsun ister
bakanlar olsun ister Başbakan olsun, bu
kürsüde Allah aşkına, paslanmış
vicdanlarınızı yoklayın, şu kürsüye gelip
paslanmış vicdanlarınızı bir yoklayın ve
şöyle düşünün: Böyle bir felaket karşısında
bu Hükûmetin başı bu kürsüye gelip 'Ey
halkım, özür diliyorum. Bu korkunç bir felaket, bunun gereğini ne ise yapacağım,
yapacağız.' veya bakanları veya Allah aşkına,
bir memuru, bir tanesi çıkıp bu felaket
karşısında 'Erdemli davranacağım, insan
$$%"$%$$
%!% $ $%$"
5K1+K@KGL/K?BD=#D<DL5F1I?LJ6KHK;
)FLJIHFL)FLA7<;KHL$7HI6I@KHK?L5K@KGD
J;1FG0?LE<HK=(LA7=K'BKL;K1KGKG
)FLL@I1IGIGLK;K6DGDL@K;+F66I*I
=KBFGLK#IK<D;HKLIHIHILJJ.L@7
7?BIGF<IGBFL%KHD1=KHK?DGLBF)K=
F66I*IGIL<;HFBILE<HK=(LA7=K'BKL
%7#0*0GL+K+K<DL@KHBD*DGDLK%D@HKBD
JIHFHF?IGLJYJYVYTSUS=ZWIVWTXUX=ZGKBORVYTSUS
@WTXZ@WNXTWPWLXEZYPYZ@WTXQWZRYVYUVYTSUZJOUQYU
MKUTYRXZ;YLYNVYTSZXGXUZGYVSISLKTOEH(ZQXLWU
AYIJYRYUZ7YTQSPBSMSZ?NYVYL=ZJ<V@WQWZIW;XN
PYQWUBXVWTXUZYXVWVWTXUXUZQOTOPZNWMCXNXUXU
LYCSVQSDSUYZQWDXUQXHZ?XVWZ>WZ5KMLYVZKVXNXRYVYT
AYRYUSZ?LIWUOTZ3MVYPZXMWZ9YBXYQYZ;YLYNSUS
RYLJWQWUZPYQWUBXVWTXUZYXVWVWTXZ;YRRSUQYZJXV:
@XVWTZYRNYTQSHZ3MVYP=Z#?XVWVWTVWZXV@XVX
GYVSIPYVYTSPSESZXVRZ@FUQWUZXNXJYTWUZLYCNSRH
?XVWVWTXUZMKMLYVZQOTOPOZXVWZXV@XVXZJXTZNYJVKZKT:
NYLYZGSRYTPYLYZGYVSISLKTOEHZ$OZYUYZRYQYTZ/%
YXVWLWZOVYINSRHZVYIYPYLYUVYTZQYZQW9XUZXIVWPVWTX
XGXUZIW;XTZQSISUYZGSRPSIZRXIXVWTHZ$W;XNZKVYUVYTQY
/))ZRXIXZW>VX=ZJWRYTZKVYUVYTZXMWZ+ZRXIXHZ!KBODO
KVPYLYUVYTSUZMYLSMSZ%+=ZKVYUVYTSUZMYLSMSZXMWZ/*H
+/ZGKBORZJYJYMSEZRYVPSIZQOTOPQYHZAO
GKBORVYTSUZLYIZKTNYVYPYMSZ* HZAXEXPZXGXUZ<UWP:
VXZKVYUZJOZYXVWVWTXZYLYRNYZNONPYRZ>WZ;YLYNVYTSUY
QW>YPZWNPWVWTXUXZMYDVYPYRH(ZQWQXHZZ
?9WNZ>WZ?BXVZ1OTOPZ7<UWNXPX
AYIRYUVSDS2UQYUZ?,?1ZMKTOPVOZAYIJYRYU
7YTQSPBSMSZAWIXTZ?NYVYLZ>WZ?XVWZ>WZ5KMLYVZKVX:
NXRYVYTZAYRYUSZ?LIWUOTZ3MVYPZQFEWUVWQXRVWTX
JYMSUZNKCVYUNSMSUQYZ *ZRXIXUXUZ;YLYNSUS
RYLJWNNXDXZ5KPY2QYRXZPYQWUZ9YBXYMSUYZXVXIRXU
LYCSVYUZGYVSIPYVYTSZRYPOKLOZXVWZCYLVYINSH
AYIJYRYUZ7YTQSPBSMSZ?NYVYL=Z?,?1ZNYTY9SUQYU
JYIVYNSVYUZLYTQSPZRYPCYULYMSZJYINYZKVPYR
FEWTWZJYDSIZ>WZLYTQSPVYTYZXVXIRXUZMKUZJXV@XVWTX
YRNYTQSHZ1W>VWNZ>WZPXVVWNZKVYTYRZJFLFRZJXTZYBS
LYIYQSRVYTSUSZ>WZJOZYBSLSZ@WTXLWZQ<UFRZMWJWC:
VWTXUXUZYTYINSTSVPYMSZQW>YPZWNPWMXUXUZLYUSUQY
JOUQYUZMKUTYMSZXGXUZUWVWTZLYCSVYJXVWBWDXUXU
GYVSIPYMSUSZLYCNSRVYTSUYZQWDXUWUZ?NYVYL=Z#?XVWV:
WTVWZXV@XVXZLYRSUZNWMCXNZLYCSVSLKTHZ-WTZYXVWZNWRTYT
EXLYTWNZWQXVXLKTHZ-WTZYXVWUXUZQOTOPO=ZGKBORVYTSU
>WZQOTOPVYTSUSUZNWMCXNXHZ0YVWCVWTXUXEZUWZKVYJXVXT
QXLWZ@<TFIVWTXZQWZYVSUSLKTH2ZAOUVYTSUZLYRSUZEY:
PYUQYZNYPYPVYUPYMSUSZCVYUVSLKTOEH(
YGSRVYPYMSUSZLYCNSHZZ?,?1ZRKKTQXUWMXUQW
JYIVYNSVYUZLYTQSPZRYPCYULYVYTSUSUZQYZQW>YP
WNNXDXUWZQWDXUWUZ?NYVYL=ZNFPZLYTQSPVYTSUZ?,?1
JFULWMXUQWZNKCVYUSC=ZQYDSNSPSUSUZLYCSVYBYDSUS
X9YQWZWNNXHZAYIJYRYUZ7YTQSPBSMSZ?NYVYL=ZI<VW
RKUOINOZ
gibi davranacağım, bu acılara
dayanamıyorum, benim de sorumluluğum
var. İstifa ediyorum, istifa ediyorum, istifa
ediyorum ve özür diliyorum.' deme cesareti
ve yürekliliğini kendinde bulamıyor mu? Kimi kandırıyorsunuz?" diye konuştu.
"NEYİN ARAŞTIRMASINI KURACAKSINIZ"
"Neyin araştırmasını kuracaksınız, hangi
araştırma komisyonunu? Ne yapacak? Zaten
Bakanlığın idari müfettişleri orada teftişte
değiller mi? Zaten daha önce sağlam
raporları vermediler mi?" diyen Kaplan,
şöyle devam etti: "İşletme tıkır tıkır işliyor,
kömür çıkıyor. demediler mi? Çalışma
Bakanı 18 Martta demedi mi, Enerji Bakanı
altı ay önce bu işletmeyi örnek olarak gösterip 'Çok güzel, tıkır tıkır çalışıyor.' demedi
mi? Bunları yok sayabilir misiniz, hiç
olmamış diyebilir misiniz?
Bu yaşanan acılardan çok az önce
yaşanan bunları, bu sorumluluk mevkiindeki
insanlara soruyorum ve o işletmeyi TKİ'den
taşeron olarak devralıp, taşeron olarak
devraldıktan sonra binlerce işçiyi 2 kilometre
derinlere, kor kömürlere, yanar bir madene
gönderdikten sonra bu madende grizu
patlaması ve metan gazı karşısında bu gaz
maskelerinin çaresiz, kabloların yanmaz
değil yanar, tünel koridorlarının tahtalardan,
sığınma odalarının ve yaşam odalarının
olmadığı ölüm koridorlarında, tünellerinde
battaniyelere sarılmış olarak çıkan cenazelerin, battaniyelerle çıkan Uludere'deki
cenazeler gibi battaniyelere sarılı ölümlerin
kahrolası fotoğrafına birileri 'olağan şey, kader' deyip bu halkla dalga geçme hakkını kendinde nasıl buluyor, nasıl bulabiliyor? Bu
kadar kolay mı?"
"HÜKÜMET SIKIYÖNETİM
OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN EDİYOR"
Kaplan, "Savcılık ne yapıyor? Savcılık orada, bunca ölüm olmuş, bunca yaralı var, bunca olaydan sonra çıkıyor, yeni ifade almaya
8AOZ;WMYCVYTYZUYRQXZLYTQSPSZ@<UQWTXVXLKTH
AXTZQWZ5.5Z@<UQWTPWRZRYLQSLVYZJOZLYTQSPVYTY
;WMYJYZRYNSVYJXVXLKTHZAOZGWTGW>WQWZQWDXIXRZRY:
POZROTOPVYTSZ>WZMX>XVZNKCVOPZROTOVOIVYTSZQY
JYESZLYTQSPZRYPCYULYVYTSZJYIVYNNSVYTHZ4UVYTVY
XTNXJYNZROTQORZ>WZRWUQXZGYVSIPYVYTSUSZLFTFNWBWR:
VWTHZAFNFUZJOZLYTQSPVYTZJWVVXZRYLSNVYTZXGXUQW
?,?12QYZNKCVYUYBYRHZ04AAZJWVVXZJXTZPXRNYT
YGSRVYQSHZ3MNYUJOVZ>WZ?URYTYZ0XBYTWNZ4QYVYTS
@XJXZROTOPVYTSUZLYTQSPVYTSZXGXUZ;WCMXLVWZXTNXJYN
ROTOVQOHZAOZLYTQSPVYTSZ?,?12QY
JXTVWINXTWBWDXEHZ,XTPYVYTSUZYTYLYTYRZ$W;XNVWTW
RKUONZQWMNWDX=ZGKBORVYTSUZWDXNXPZPYMTY9VYTSUS
RYTISVYPYRZXMNXLKTOEHZ2QXLWUVWTZXGXUZQW
RYLSNVYTSPSESZYVSLKTOEHZ3;NXLYGVYTZNWMCXNZWQXVXLKTH
0KCVYUYUZLYTQSPVYTZMYQWBWZRYEYZMKUTYMSZ;YLYNNY
RYVYUZYXVWVWTZXGXUZROVVYUSVYBYRHZAOZNKCVYUYUZQY
XVYUZWQXVWBWRH8
54A:JL"2LA8C5EA-J:'J
/JC.89,JC898L.2"J9L2.E/4C
?LTSBYZMKUZQ<UWPQWZYISTSZLYDSIVYTSUZMWJWC
KVQODOZUW;XTZNYIRSUVYTSZ>WZMWVVWTZUWQWUXLVWZEKT
@FUVWTZLYIYLYUZJYINYZAKMUYZ-WTMWRZ>W
5STJXMNYUZKVPYRZFEWTWZY9WNNWUZWNRXVWUWUZAYNS
AYVRYUVYTYZ?,?1ZRKKTQXUWMXUQWZ@<UQWTXVWU
XUMYUSZLYTQSPVYTZ>WZY9WNZJ<V@WMXUQWZLFTFNFVWU
GYVSIPYVYTVYZXV@XVXZJXV@XVWUQXTPWQWZJOVOUYUZ?NY:
VYL=Z8AYVRYUVYTVYZ0FTRXLW2UXUZXTNXJYNSZKUVYTZJXE:
XPZ@<UFVZBKDTY9LYPSEHZ4UVYTZJXEQWUZLYTQSP
JWRVXLKTVYTHZ3VRZYRIYPZAKMUYZ-WTMWRZJXEQWU
JYESZXMNWRVWTXZKVQOHZ1Y;YZGKRZROPZNKTJYMSZXMNWU:
QXHZ-WPWUZYTRYQYIVYTSPSEZGYVSINSVYTHZ*/)ZJXU
ROPZNKTJYMSZ;YESTVYUQSZ>WZ"WUWVROTPYL
AYIRYUVSDS2USUZOGYDSZ;YESTHZWUWTYN<TZ>WZCKPCY
MXMNWPVWTXZWRVWUWTWRZKZYRIYPZ@<UQWTXVQXHZEWV:
VXRVWZAKMUYZ-WTMWRZ>WZ5STJXMNYU2YZPYVXZQWMNWR
QWZ@<UQWTQXRHZ4UVYTVYZXTNXJYNSPSEZ;YVWUZQW>YP
WQXLKTHZVRWPXEZWUZQOLYTVSZIWRXVQWZQWMNWRVWTXUX
MFTQFTFLKTHZAOUOUZQYZRKKTQXUYMLKUOUO
LFTFNFLKTOEH8ZX9YQWVWTXUXZROVVYUQSHZ
?XVWZ>WZ5KMLYVZKVXNXRYVYTZAYRYUSZ?LIWUOT
3MVYP=Z5KPY2QYZ;YLYNSUSZRYLJWQWUZIW;XN
PYQWUBXVWTZ;YRRSUQYZXMNYNXMNXRXZJXV@XVWTZYRNYTQS
8?XVWVWTVWZXV@XVXZGYVSIPYVYTSPSESZXVRZ@FUQWU
XNXJYTWUZLYCNSRHZ?XVWVWTXUZMKMLYVZQOTOPOZXVWZXV:
@XVXZJXTZNYJVKZKTNYLYZGSRYTPYLYZGYVSISLKTOEHZ$O
YUYZRYQYTZ/%ZYXVWLWZOVYINSRHZVYIYPYLYUVYTZQY
QW9XUZXIVWPVWTXZXGXUZIW;XTZQSISUYZGSRPSIZRXIXVWTH
$W;XNZKVYUVYTZQYZ/))ZRXIXZW>VX=ZJWRYTZKVYUVYTZXMW
+ZRXIXHZ!KBODOZKVYPYLYUVYTSUZMYLSMSZ%+=
KVYUVYTSUZMYLSMSZXMWZ/*HZ+/ZGKBORZJYJYMSE
RYVPSIZQOTOPQYHZAOZGKBORVYTSUZLYIZKTNYVYPYMS
* HZAXEXPZXGXUZ<UWPVXZKVYUZJOZYXVWVWTXZYLYRNY
NONPYRZ>WZ;YLYNVYTSUYZQW>YPZWNPWVWTXUX
MYDVYPYRH( E&J:
başlıyor ve ondan sonra basına diyor ki:
'Burayı terk et.' Hükûmet, sıkıyönetim,
olağanüstü hâl ilan ediyor 'Kimse giremez
Soma'ya.' diyor, taziye bile yasak. 'Gelemezsiniz, acıları paylaşamazsınız, gidemezsiniz, kucaklaşamazsınız, hayır, buraya
duvar çektik.' diyor tıpkı ocaktaki yanan
ölümlerin geldiği tünellere betonla çekilen
duvarlar gibi. Vicdanlarınız pas tuttu
diyeceğim ama bunda o vicdan yok
arkadaşlar. Vicdan yok, eğer olsaydı, tekme
tokat girişilmezdi yurttaşa, eğer olsaydı, oraya koruma ordularıyla girilmezdi, eğer
olsaydı, orada…" şeklinde konuştu.
"KASKINDAN, BARETİNDEN ÇALDINIZ"
"Belediyeden çaldınız, işçinin emeğinden
çaldınız, kaskından çaldınız, baretinden
çaldınız, elektrik kablosundan çaldınız, elbisesinden çaldınız, çizmesinden çaldınız, tabutundan çaldınız, çaldınız, çaldınız, çaldınız!"
diyen Kaplan, öldükten sonra, ölenlere 'kader' dendiğini ifade etti. "Böyle kadere isyan
ediyoruz arkadaşlar. Böyle kader batsın,
olmasın. Böyle şey olur mu!" ifadelerini kullanan Kaplan, "'Dertlerin kalkınca şaha, Bir
sitem yolla Allah'a, Görecek günler var daha,
Aldırma gönül, aldırma.' Özelleştirmenin,
taşeronluğun, sömürünün kıskacında,
insanlık onurundan uzak yaşama
koşullarında, kölelik koşullarında
çalışıyorken ve bu ülkede angarya, angarya,
angarya koşullarında çalışırken siz gelip burada insanlıktan bahsedeceksiniz. Batsın bu
insanlığınız, ölsün bu insanlık! Bu insanlıkta
onur yok. Angarya koşullarında yaşayan bir
insanlıkta onur arayamazsınız. Onuruna,
işçisine, emekçisine sahip çıkarak insan
onuruna, adaletine sahip çıkabilirsiniz. Ne
yapalım, ne yapalım? Biz, 301 ölü, bunca
yaralı karşısında Hükûmetin yapmadığını
yapmak istiyoruz, özür diliyoruz ve eğiliyoruz
önünüzde. Bu utanç bu Meclise yeter! Böyle
kaçamak yollara saparak adalet
gerçekleşmez ve ben, özür diliyorum, özür
diliyorum, özür diliyorum." dedi. (CİHAN)
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
İNCE ZIMBALAR
Sabit
İNCE
[email protected]
SOMA, ŞİİR,
ANTALYA
Epey ara verdik değil mi? Zaten Yazı İşleri Müdürüm
de öyle diyor yeter çok tatil yapıyorsun, en az hafta da
bir kere yazmalısın, özlüyoruz yazılarınızı diyor. Zaten
telefonu kapattım hemen yazmaya başladım bile.
Antalya da idim biliyorsunuz. Değerli dostlarım
Mustafa Ceylan ve Harun Yiğit epeydir ısrar ediyorlardı gel özledik bir proğram yapalım Antalya'da diye.
Nihayet bana da bırakmadılar ve birkaç yıldır
görüşemediğim şair dostum usta Hicivci Rasim
Köroğlu da Eskişehir de imiş, onu da arayıp ikimize
bir proğram yapmışlar. Bize sadece Antalya'ya gitmek
kaldı ve mecburen gittik tabii. Gittik ama daha yola
çıkmadan malum Soma Faciası meydana geldi. Şimdi
ne yapacaktık, proğramı iptal etmek çok zordu afişler
hazırlanmış, mekan ayarlanmış, duyurular yapılmıştı.
Rasim beni aradı ne yapacağız diye, iptal mi edilecek
dedi. Ben de yok neden iptal edelim biraz ağırlaştırırız
eğlenceyi biraz hüzüne dönüştürürüz sen de hicivlerini
soma ağırlıklı yaparsın proğramı öylece yaparız
dedim.
Nitekim de öyle oldu. 15 Mayıs Antalya Kaleiçi
Karatay Medresesinde yoğun bir katılım ile proğramı
yaptık. Bendeniz ağırlıklı olarak sohbet etmeyi ve
soma da oluşan facianın kesinlikle kader ve bir iş
kazası olmadığı üzerinde durdum. Çünkü aklı eren ermeyen herkes bunun kader veya iş kazası olduğunu
zırvalamaya başlayınca benim de tepem atıyor ve
ağzıma ne gelirse sansürsüz bir şekilde söylüyorum.
Bunun kaza ve kader ile uzaktan yakından bir ilgisi
yok ve bu resmen bir işçi katliamıdır. 301 can ne
demek, hem de göz göre göre, gaz sızıntısını bile bile o
canları madene indirenler bunun hesabını kesinlikle
vermelidirler, vereceklerde...Öbür yandan da bunu bir
fırsat bilip hükümeti düşürmek, algı oluşturup cumhurbaşkanlığı seçimini bir yerlere çekmek isteyenlere de
iyi bir fırsat çıkmıştı. Nitekim bunu en iyi şekilde
değerlendirerek bir kere daha Türk halkının nefretini
artırdılar ve Metin Feyzioğlu'nun konuşması ile kendini bitirdiği gibi bunlarda halkın nefretini bir kez daha
artırarak seçilme ihtimallerini daha da aşağıya çekme
başarısını elde ettiler.
Neyse şimdi Soma konusunu biraz daha ortalık durulunca yazacağım elbette. Biz Antalya'da dostlarla çok
güzel paylaşımlarda bulunduk, Müdürümün dediği
gibi çok fazla tatil yaptık. Elbette yazılar var, çalışmalar var bunları da bir kenara atmamız mümkün
değil. 17 Mayıs günü Konyaaltında dolunayda şiir
söyledik ama baretler ile Soma üzerine şiirler söyledik,
söyleşiler yaptık, konuşmalar yaptık. Bendeniz de yine
orada Soma'yı anlattım, Türkiyedeki bütün madenlerin
avrupa standartlarına getirilmeden asla işletilmemesini
ve çalışan tüm madenlerin hemen kapatılarak yeni
katliamların yaşanmasının önüne geçilmesini önerdim.
Bilmem hükümet buna uyar uymaz ama eğer bundan
sonra bir facia daha allah göstermesin yaşarsak bu
sefer ben de hükümeti sorumlu tutacağım ve ilk suç
duyurusunu da ben yapacağım. İnşallah böyle bir
gaflet içinde bulunmazlar.
Neyse sevgili dostlar biraz kısa yazayım daha yazacak
ve söyleyecek çok sözlerimiz var. Gelecek bizim için
güzel günler getirecek biliyorum ve inanıyorum. İstiyorum ki biraz erken olsun, acılar hiç olmasın, hep
mutlu ve yüzlerimiz gülsün diyorum.
8 GÜNCEL
Domateste ihracat
azaldı, fiyatlar düştü
M
uğla'da domatesin
kilogram fiyatı 20
kuruşa kadar düştü.
Muğla'dan Rusya başta
olmak üzere Polonya,
Ukrayna, Irak, Moldova,
Bulgaristan ve Romanya
gibi ülkelere yapılan ihracatta bu yıl düşüş yaşandı.
Domatesin ihraç edilemeyerek iç piyasaya sunulması
üzerine, pazarda ürün fazlalığı yaşandı. İç piyasada
arz fazlalığının etkisiyle
domatesin haldeki kilogram fiyatı, 20 kuruşa
kadar düştü. Ortaca Ziraat
Odası Başkanı Salim
Çöllü, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, fiyatlardaki düşüş nedeniyle
üreticilerin domatesi salça
fabrikalarına göndermeyi
tercih ettiklerini söyledi.
Salça fabrikalarına giden
domatesin kasasının ise 11,5 liradan satışa sunulduğunu vurgulayan Çöllü,
fiyatlardaki düşüşün engellenmesi için çiftçilerin
planlı üretim yapması
gerektiğini bildirdi.
- "Fiyatlar bu dönemde
bu kadar düşmemeliydi"
Antalya'dan sonra en
çok domates üretilen yerlerden Fethiye ve Seydikemer ilçelerinde ise
domatesin 20 kilogramlık
kasası 1,5-2 liradan satışa
sunuluyor. Karaçulha Mahallesi'nde domates üretimi yapan Ali Hancı, yılın
bu döneminde domates
fiyatlarının bu kadar
düşmemesi gerektiğini
söyledi. Hancı, iç piyasada
20 ila 30 kuruş arasında
değer bulan domatesi,
kasası 2 liradan salça fabrikalarına gönderdiklerini
anlattı. Hal komisyoncusu
Ali Korkut da ihracatın az
olması ve üretimin fazla
gelmesinin domates fiyatının düşmesine neden
olduğunu bildirdi. Korkut,
"Bu yıl domatesin fiyatı
önceki yıllara göre yaklaşık bir ay erken düştü.
Üreticiler talep görmeyen
domatesi, kasası 1,5-2 liradan salça fabrikalarına
gönderiyor" dedi. (AA)
Çizmeden sonra
şimdi de 10 lira
Soma'daki maden kazası
sonrasında bölgede
konuşlanan Türk Kızılayı,
bir maden işçisinin cesedinin sarıldığı battaniye ile
yine bir başka işçinin
madenden çıkarılırken cebinden düştüğü tahmin
edilen kömür karası bulaşmış 10 lirayı, acı ve
hüznü çağrıştıran birer anı
olarak saklayacak Türk
Kızılayı Soma Şube
Başkanı Aziz Günal, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Kızılay Genel
Merkezi, Soma Kaymakamlığı, Soma Belediyesi ve
gönüllülerden destek alarak,
çok sayıda insana yardım ettiklerini belirtti. Günal, faciadan birkaç gün sonra bir
maden işçisinin Kızılay'a
bağışladığı battaniyeyle ilgili şunları anlattı: "Getirdi
bir poşet koydu önüme. Battaniye getirdiğini söyledi.
Kızılay'ın battaniyesi olup
olmadığını sordum. Çünkü
biz de battaniye vermiştik.
Ama onun battaniyesiymiş.
'Bu benim ağabeyimin cenazesini taşıdığım battaniye'
dedi. Herhangi bir konuda
yardımcı olabileceğimi
söyledim ama bizim onlara
yeterince yardım ettiğimizi
ve başka yardıma ihtiyacı
olmadığını, kendisini bize
yardım etmek istediğini
söyledi." Aziz Günal, olaydan sonra bir de maden
ocağı çıkışında kömür karası
bulaşmış 10 lira bulduklarını
ve paranın da cesedi taşınan
bir işçinin cebinden düşmüş
olabileceğini belirtti. Battaniye ve paranın manevi
değerinin çok yüksek
olduğunu kaydeden Günal,
battaniyeyi, Türk Kızılayı
Genel Merkezi'nde, Soma'da ölenler anısına
sergilemek istediklerini, 10
lirayı da Soma şubesinde
saklamayı amaçladıklarını
dile getirdi.
Battaniyesini
bağışlayan işçi
Türk Kızılayı'na battaniye bağışında bulunan
Soma Maden İşletmeleri
işçisi Ahmet Yankın (38), iki
çocuk babası olan ağabeyi
Nurhan Yakın (42) ile o gün
aynı vardiyada çalıştıklarını
ifade etti. Vardiyalarının
aynı ancak bölümlerin ayrı
olduğunu anlatan Ahmet
Yankın, şunları anlattı: "Ben
mekanize ayaktaydım, o
klasik ayaktaydı. Akşam
üstü saatlerinde enerji kesildi. Duman gelmeye
başladı, oksijen tüpü ile
idare ettik. Sonra baygın
halde beni dışarı çıkarmışlar.
Çıktığımda her yerde ceset
vardı, şok geçirmişim. Hastanede tedavi gördüm. Rahmetli ağabeyimi ertesi gün
aradık, bekledik sonra da
teşhis ettik." (AA)
23
17Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
İzmirlilerin olacak. Kentimizdeki kuruluşları, sivil toplum liderlerini
İzmir'in mallarına sahip çıkmaya
çağırıyorum."
Belediyelere devredilsin
CHP İzmir milletvekilleri, ortak bir
açıklama yaparak, İl Özel İdaresi'ne
ait malların belediyelere devredilmesi
çağrısı yaptı. Ortak açıklama yayınlayan 13 vekil, şunları kaydetti: "Özel
İdare'nin yaptığı hizmetler artık İzmir
belediyeleri tarafından verilmek
zorunda bırakıldığına göre Özel İdare
bünyesinde hizmet veren araç,
teçhizat ve diğer taşınmazlar da işin
doğası gereği belediyelere devredilmelidir. Bunun örnekleri Trabzon, Denizli ve Kayseri gibi
illerimizde vardır. Her fırsatta milli
iradenin öneminden bahsedenler,
İzmirlinin iradesini yok sayamazlar.
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
17Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
9 GÜNCEL 23
Maden işçilerine verilen gaz maskeleri
Meltem
ARIKAN
1993 Çin yapımı çıktı
meltem.arı[email protected]
Kader
Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasının ardından uzun süre tartışılan gaz maskelerinin, 1993
yapımı ve kullanım tarihi geçen Çin malı olduğu iddia edildi. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait
ocakta geçen hafta salı günü yaşanan faciada 301 işçi şehit oldu, 486 işçi ise yaralı olarak kurtarıldı
F
acianın hemen ardından en çok tartışılan
konulardan birisi, işçilerin karbonmonoksit gazından korunması için
dağıtılan gaz maskeleri oldu. Şirket yetkililerinin açıklamalarında, işçilerin gaz
maskelerinin bulunduğu ve o anda yanlarında
olduğu açıklandı. Maskelerin 45 dakika hayatta kalmalarını sağladığı ileri sürüldü. Maden
şirketleri yetkililerinin işçilere verildiğini
söylediği o gaz maskeleri ortaya çıktı.
Dokuz yıldır çalışan Barış Kılıç, yanında
getirerek basın mensuplarına tanıttığı gaz
maskesinin hiç bakımdan geçmediğini,
işçilere zimmetlendiğini, içindeki havanın 45
dakika değil, sadece 10 dakika yettiğini
söyledi. Gaz maskesini takıp uygulamalı
olarak gösteren madenci Kılıç, “Ben dokuz
yıldır bu şirkette çalışıyorum.
Hepimizde bunlar var. Bize verildiğinde
nasıl çalıştığını bilmiyorduk. Çalışırken bir
gün kutu açıldı, mühendislerimiz, 'Niye
açıldı?' diye sordu.
Arkadaşlarımızın hiçbiri kullanımını
bilmiyor. Daha sonra bize kurs verdiler." dedi.
Gaz maskelerinin 1993 yılına ait olduğunu ve
üzerinde Çince rakamlar bulunduğunu ifade
eden Kılıç, "Rakamlardan bir şey anlamıyoruz. Çoğu kir pas içinde. Bunu kullanması
zaten zor.
Ben dokuz senedir çalışıyorum, bu sürede
kimse alıp da bakmadı yüzüne. Aldığımız gibi
sepetlere koyuyoruz. İşe başlarken çıkarıyoruz, zaten çalışırken sağa sola çarpıyor.
Dayanma süresi 40-45 dakikaymış. Kurtulan
arkadaşlarımızın anlattığına göre 45 dakika
değil, 10 dakika bile dayanmamış." diye
konuştu.
'TÜRKÇEYİ ZOR KONUŞUYORUZ,
ÇİNCEYİ NASIL ANLAYACAĞIZ?'
Türkçeyi zor konuştuklarını, Çinceyi nasıl anlayacaklarını soran Barış Kılıç, şunları anlattı:
"Bana verdikten sonra maske açıldı.
Mühendis benim için, 'Salak arkadaşınız, gaz
maskesini açıp da geri kapatmış.' dedi. Kullanımını bilmiyorum ki açılınca geri kapattım.
2007 yılında 600-650 TL maaş alıyorum,
maaşın yüzde 50'sini gaz maskesi için kestiler.
Depocu benden geri istedi, maaşımdan kesildiği için götürdüm evime. Aynen böyle
Türkiye ve yurtdışındaki büyük ölçekli altyapı
ve tünel projeleriyle tanınan Özgün Şirketler
Grubu, Hilton Garden Inn İzmir projesiyle
otelcilik sektörüne adım attı. Otel 35 milyon
dolara mal olacak. Üç yılda 150 milyon dolar
yatırımla toplamda beş otel projesini hayata
geçirmeyi planlayan Özgün Turizm Yatırımları, bu yıl Hilton Garden Inn İzmir’in yanı
sına biri Trabzon, diğeri İzmir Aliağa’da olmak
üzere iki otelin daha temelini atmayı planlıyor.
Özgün Turizm Yatırımları’nın ayrıca biri Yunanistan’ın Selanik şehrinde, diğeri bir Balkan
ülkesinde olmak üzere yurtdışında iki adet otel
projesi bulunuyor. Şirket, yurtdışı otellerini de
önümüzdeki beş yıl içinde misafirleriyle buluşturmayı hedefliyor.
Hilton Garden Inn Izmir, Bayrakli’nın
temel atma töreninde konuşan Özgün Şirketler
Grubu Başkanı Cahit Karakullukçu, İzmir’in
yatırım yapmak üzere çok önceden beri takip
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinden
esirgenen taşınır ve taşınmaz mallar,
kapatılan beldelerin ve tüzel kişilikleri sonlandırılan köylerin mal varlıkları tartışmalarının ardında köyler
hizmet beklemektedir. Konu hızla
çözüme kavuşturulmalıdır ama bu
yapılırken de göstermelik komisyonlar kurulup işi oldubittiye getirmeden,
İzmirlinin malını İzmirlinin faydasına
kullanacak biçimde bir sonuç ortaya
konmalıdır. 'Oteller şuna, araziler
buna' diye kafalarında yaptıkları taksimi İzmirliye dayatmaya kalkmamalı, belediyelerimizin haklı talepleri
gözardı edilmemelidir."
Valinin devleti temsil ettiğini
hatırlatan CHP milletvekilleri, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
"Valiler, mülki idarenin başıdır.
Kamu otoritesini ve tüm milleti tem-
sil ederler. Valilerden buna uygun
davranması beklenir. Toprak'ın da
önceliği, İzmirlilerin hizmeti en hızlı
ve en iyi biçimde almasını sağlamak
olmalıdır. Polemiğe giren, işleri
yokuşa süren, demokratik gösteri
hakkını kullanmak isteyenlere zulmeden, gençlere bir TOMA'nın
penceresinden bakan bu anlayış, devlet ciddiyetine de sağduyuya da
İzmirlinin uzlaşma kültürüne de
uygun değildir. Kendisinden bu hoş
olmayan tutumunu terketmesini, bir
partinin değil, devletin ve milletin
valisi olmasını bekliyoruz. Aksi halde
hukuk ve tarih önünde sorumluluktan
kaçamaz. Valiler memurdur, bugün
burada görev yapar, yarın başka
yerde. Hesap verecek olan, milletin
vekilleridir."
(CİHAN)
evde duruyordu. Tesadüfen açılmasaydı,
bugüne kadar görmemiş olacaktım. Faciadan
sonra merakımdan baktım. Sadece canımızı
kurtaracak diye taşıyordum, bir işe yaramıyormuş. O zaman Çetin Bey vardı, duysun, 'salak
arkadaşın' diyen."
Açılan maskenin parasının alındığını
ancak yeni verilen için para alınmadığını da
söyleyen Kılıç, aynı maskenin sadece Soma'da değil, bütün madenlerde kullanıldığını
vurguladı. Gaz maskesinin yanında bir de kullandıkları toz maskeleri olduğunu sözlerine
ekledi.
(CİHAN)
Taşeronların
çalıştırdığı
maden işçileri
'bonus'
sistemiyle
yarıştırılmış
M
Hilton Garden Inn İzmir
Oteli'nin temeli atıldı
KOCAOĞLU: İzmir'in
mallarına sahip çıkın
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu, yerel seçimlerden
sonra kapatılan İl Özel İdaresi'ne ait
taşınmazların yerel yönetimlere devredilmesi için Twitter hesabından
çağrı yaptı. Kocaoğlu, “Bu mallar
Aziz'in değil, İzmirlilerin olacak.
Kentimizdeki kuruluşları, sivil
toplum liderlerini İzmir'in mallarına
sahip çıkmaya çağırıyorum." yazdı.
Kapatılan İzmir İl Özel İdaresi'ne ait
bin 686 taşınmazla ilgili tartışma
devam ediyor. Haklarını hukuki yollardan aramaya karar aldıklarını açıklayan Başkan Kocaoğlu, sosyal
paylaşım sitesinde de şunları ifade
etti: "Mücadelemiz, İzmir'in yerel
serveti olan Özel İdare taşınmazlarının yine İzmir'in yerel yönetimlerinde, yani İzmirlilerde kalması
için. Bu mallar Aziz'in değil,
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
ettikleri bir şehir olduğunu söyledi. İzmir’in
her yıl 1,5 milyon yabancı, 600 bin yerli turist
çektiğini kaydeden Karakullukçu, “Son yıllarda artan kruvaziyer turizmini de göz önünde
bulundurduğumuzda, kentin ne denli büyük bir
turizm potansiyeline sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıca kent, 5 bin yıllık geçmişi ve
çevresindeki tarihi bölgelerin çokluğuyla
önemli bir turizm ve kültür merkezi. Buna rağmen İzmir’in ülkemizdeki yatırımlardan hak
ettiği payı aldığı düşünmüyoruz. Biz de hem
bu fikirden yola çıkarak hem de İzmir’e duyduğumuz özel sevgi sonucu Hilton Garden Inn
İzmir, Bayraklı projemize başladık.” diye
konuştu.
Hilton Garden Inn İzmir’in bölgenin otel
açığını kapatmada önemli bir rol oynayacağını
dile getiren Karakullukçu, şunları kaydetti:
“Kentin kavşak noktası Bayraklı aynı zamanda
İzmir’in kentsel dönüşümle yenilenen bir bölgesi, bu anlamda şehrin yükselen yıldızı.
İnanıyorum ki Hilton Garden Inn İzmir konsepti, ulaşım ağlarına yakınlığı ve Bayraklı’nın
kent merkezine yürüyüş mesafesinde olmasıyla İzmir’in yeni çekim merkezi olacaktır.”
35 milyon dolarlık yatırımla tamamlanacak
Hilton Garden Inn İzmir’de 9’u süit olmak
üzere toplam 195 oda bulunacak. Ayrıca
toplantı salonları, 250 kişilik körfez manzaralı
restoranı bulunan otelin, 2015 yılının ikinci
yarısında açılması planlanıyor.
(CİHAN)
Soma için madalyalarından vazgeçti
Engelli vücut geliştirme sporcusu
Tolga Murat Balıkçı, Soma’da hayatını kaybeden madencilerin
ailelerine yardım etmek için
madalyalarını satışa çıkarttığını
bildirdi. Balıkçı, yaptığı yazılı açıklamada, Soma'daki maden faciasının herkes gibi kendisini de
üzdüğünü, bu nedenle geride
kalanlara sahip çıkılması gerektiğini belirtti. Maddi durumu yetersiz olduğu için kendisi için paha
biçilmez olan madalyalarını satışa
çıkarttığını bildiren Balıkçı, açıklamada şu ifadelere yer verdi: "İnşal-
lah duyarlı insanların girişimiyle
madalyalarımı satıp Somalı
hemşehrilerime destek olacağım.
Soma da yaşamını yitiren şehit
kardeşlerimin geride kalan ailelerine yardım etmeyi çok istedim ama
maddi gücüm buna yetersiz. Sahip
olduğum IFBB ve WBBF federasyonlarına ait 5 altın ve 2013 Guinness dünya rekoru madalyalarımı
internet üzerinden satışa çıkarttım.
Geliriyle aileleri destekleyeceğim.
Varım yoğum hepsi bu. Ölenlere
Allah’tan rahmet, kalanlarına da
sabır diliyorum."(AA)
anisa'nın Soma ilçesinde
facia yaşanan, Soma
Kömür İşletmeleri AŞ.'ye ait
madendeki çalışma şartları,
taşeron sistemleri, bu
taşeronları simgeleyen isimler ve bonus sistemiyle işçilerin yarıştırılma sistemleri
ortaya çıktı. İşçilerin gruplar
halinde günlük üretimlerini
arttırmak için yarıştırıldığı,
ayrıca resmiyette olmasa da
taşeronların "Mis", "Nilüfer
Bey", "Gema", "Doğanay",
"Atmış" ve "Şengül" gibi adlarla birbirinden ayrıldığı ortaya çıktı. Yıllarca madende
çalışan işçilerin anlattıkları,
uygulanan sistemin de
deşifre olmasını sağladı.
Resmiyette olmasa da kendi
taşeron gruplarını belirleyen
kişiler, "ekip başı" veya
"dayıbaşı" olarak adlandırılıyor. Bu ekip
başlarının, sayıları 20 ile 25
arasında değişen kalifiye elemanları için madenin yöneticileriyle görüştüğü, pazarlık
yaparak ücrette anlaştığı
tespit edildi. Bu anlaşmayla
ekipteki kişilerin şirketin
resmî kayıtlarında çalışan
gösterilip ekip başlarının
resmiyette herhangi bir sorumluluk almadığı belirlendi.
Çalışanların şirketten, anlaşmaya göre bin ile 2 bin lira
arasında ücret aldığı, ekip
başlarının ücretlerininse 10
bin liraya yaklaştığı ileri
sürüldü.
Bunun yanısıra işçilerin,
ocağa girdikten sonra bu kez
de vardiya amirleri tarafından, "bonus" olarak adlandırılan ek ödemeleri
alabilmek için çalışmaya zorlandığı iddia edildi. Saat
08.00-16.00 vardiyasının
"Gündüz", 16.00- 24.00
vardiyasının "Paşa" ve 24.0008.00 vardiyasının "Serseri"
olarak adlandırıldığı
madende, işçilerin adeta
yarış atı gibi kullanıldığı belirlendi. Vardiya amirlerinin,
hem kendileri hem de işçilerin bonus alması için daha
çok çalışmaya zorladığı öğrenildi. Vardiyalar arasında
yarış olduğu, bunun da günlük kömür üretimini arttırdığı, işçilerce ifade edildi.
(CİHAN
ASLAN: MADENLERİ
DEVLET İŞLETMELİ
Ege-Koop Danışma Kurulu, 30 Mart
yerel seçim sonrasındaki ilk toplantısını
gerçekleştirdi. Toplantıda başta Soma’da yaşanan maden faciası olmak
üzere seçim sonuçları ve İzmir’in halihazırdaki sorunları ele alındı. Ege-Koop
Genel Başkanı Hüseyin Aslan, “
Madenler özelleştirilmemeli, devlet
güvencesinde faaliyet göstermeli” dedi.
Ege-Koop’un tam on iki yıldır İzmir’in
yerel parlamentosu gibi çalışan
Danışma Kurulu, iki ay ara verdiği
faaliyetlerine yeniden başladı. Mayıs
toplantısını Ege-Koop Genel Merkezi’nde gerçekleştiren kurula Genel
Başkan Hüseyin Aslan da eşlik etti.
Gazeteci Kemal Önderoğlu başkanlığında toplanan kurul, İzmir ve
Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendirdi.
ŞİRKETLER ‘KAR’I GÖZETİYOR
Soma’da yaşanan facianın kader
değil ihmal olduğunun altını çizen
Genel Başkan Hüseyin Aslan, “ Felaketin bizden kopardığı canlarımız, ihmalin, vurdumduymazlığın sonucunda
bir avuç kömür için bir ömür verdiler.
Oysa madenler stratejik özellik taşımaktadırlar ve kamu yararına, bizzat
kamu tarafından işletilmelidirler.
Özelleştirmenin sonucu kâr amacı ön
planda olduğu için bu tür acılar oluyor”
dedi.
“FELAKETTEN DERS ÇIKARILMALI”
Uygarlığın felaketten ders çıkarmak
olduğunu vurgulayan Aslan, “ Bu tip
kazalar önlenebilir kazalardır. İhmal var
mı, yok mu mutlaka tarafsız, güvenilir
bir kurum tarafından araştırılmalı, elde
edilen sonuçlar, kamuoyunu tatmin edecek şekilde açıklanmalıdır. Hiçbir devlet, insan hayatını bu kadar ucuz
göremez. İnsanı merkezine alan, bundan sonra üretimi düşünen bir anlayışa
ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
KURUL: SEÇİM SONUÇLARINDAN
DERS ALINMALI
Kurul üyeleri de, Özellikle Danıştay
toplantısı ile daha da gerilen siyasi ortamın ülkeye verdiği zarara dikkat çekti,
yerel seçim sonuçlarının da her partiye
ders niteliğinde olduğunu dile getirdi.
Üyeler, “ İzmir özelinde oylarını artırıp
iki önemli ilçeyi de alarak asıl kazanan
MHP olmuştur. Her ne kadar oyları artmış gibi dursa da İzmirli’nin AKP
karşıtlığı sürmüş, CHP’ye de son bir
şans vermiştir” dediler.
(HABER MERKEZİ)
MAFETYA ve SEPTO'dan
Tire’ye 4 madalya
Tire Özel Bilgi Koleji öğrencileri, İzmir’de
düzenlenen 9. Ulusal Matematik Fen ve
Teknoloji Yarışması’nda (MAFETYA) 1
bronz, 1 gümüş madalya kazandı.
MAFETYA, Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik
ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü
tarafından Türkiye’deki bütün ortaokullara
duyuruluyor. İzmir’de yapılan
MAFETYA’ya bu yıl Türkiye genelinde 5,
6, 7 ve 8. sınıflardan 72 ilden 2 bin 635
öğrenci katıldı. İzmir’de, Türkiye genelinden öğrencilerin katılımıyla her yıl düzenlenen MAFETYA’da Tire Özel Bilgi Koleji
öğrencileri bir ilke daha imza attı. Yarışmada Tire Özel Bilgi Koleji öğrencileri
Bayındır, Selçuk ve Tire bölgesinden ilk
defa madalya kazanan okul oldu.
MAFETYA’da, Hümanur Özlü gümüş, Nesibe Çulhacı ise bronz madalya kazandı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın desteği ile
Türkiye’deki bütün ortaokullara duyurulan
SEPTO’ya ise bu yıl Türkiye genelinde
yapılan 2 bin 568 proje başvurusunun
arasından 81 ilden 515 okuldan yaklaşık 5
bin öğrenci katıldı. İzmir fuar alanında
açılan standlarda sergilenen eserler alanında
uzman jüri üyeleri tarafından değerlendirildi. Ardından sanatsever İzmir
halkına sergilendi. Tire Özel Bilgi Koleji
oyuncak tasarımı kategorisinde Soner
Şahingöz ile Türkiye ikincisi, Hilal
Karakurt ile resim kategorisinde Türkiye
üçüncüsü olarak Tire’nin gururu oldular.
MAFETYA’dan aldıkları madalyalarla
çok mutlu olan Tire Özel Bilgi Koleji
öğrencilerinden Nesibe Çulhacı, "Çok
mutlu oldum. Bu sınavı kazanmak gerçekten zordu ama çalışarak başarabildim. Okulumun ve öğretmenlerimin desteğiyle oldu
tabii ki. Öğretmenlerime bu başarıyı kazanmamıza yardım eden herkese çok teşekkür
ederim." dedi. Hümanur Özlü ise "Çok
mutluyum. Gümüş madalya kazandım. Bu
benim için ve okulum için büyük bir gurur.
Öğretmenlerime ve beni oraya götüren
kişilere çok teşekkür ederim." ifadesini kullandı. SEPTO’dan madalya alan Soner
Şahingöz, "SEPTO’ya Erhan Hocam
sayesinde katıldım. Kendisine, okuluma ve
bana yardımı olan tüm arkadaşlarıma çok
teşekkür ederim." diye belirtti. Hilal
Karakurt, duygularını şöyle ifade etti: "Bu
yarışma için öğretmenimizle beraber çok
çalıştık. Yarışmanın konusuna uygun bir
resim oluşturup bu resmi yarışmada da çizebilmem için bir çok çalışma yaptık. Emeklerimizin karşılığını aldığım için çok
mutluyum. Okuluma derece getirmek beni
çok mutlu etti."
Öğrenciler bundan sonraki sınavlarda da
Tire’yi ve Özel Bilgi Koleji’ni en iyi şekilde
temsil etmek için sınavlara planlı bir şekilde
hazırlanmaya devam edeceklerini belirtti.
Tire Özel Bilgi Koleji olimpiyat çalıştırıcısı
ve matematik öğretmeni Emine Varol
başarıyla ilgili şunları söyledi: "Öğrencilerimizi ve ailelerini tebrik ediyorum. Bu yıl
başlattığımız hafta sonu olimpiyat grubu
çalışmalarını seneye daha planlı ve sıkı bir
şekilde sürdüreceğiz. İki öğrencimiz
madalya almış olabilir. Ama okulumuzda az
bir gayretle madalya alabilecek en az on
öğrencimiz var. Bölgemizde de aynı seviyede belki elli öğrenci vardır. Ama
madalya almak için herkesin bazı aşamalardan geçmesi gerekiyor. Biz okul olarak
öğrencilerimizin bu aşamaları geçmesinde
rehberlik yapıyoruz."
Tire Özel Bilgi Koleji Teknoloji Tasarım
ve Görsel Sanatlar öğretmeni Erhan Aslan
da şöyle konuştu: "Sanat ruhun gıdasıdır
sözüne inandığımız için öğrencilerimizin
ruhlarına ulaşmaya çalışıyoruz. Daha önce
de sanatsal yarışmalarda Türkiye 1.likleri ve
2.likleri aldığımız için bu konuda tecrübeli
sayılırız. Görevimiz kabiliyetli öğrencilerdeki cevheri açığa çıkarmaktır."
Tire Özel Bilgi Koleji Müdürü İsmail
Özgüç, “Okul olarak amacımız düşünen ve
üreten bireyler yetiştirmektir. Bireysel ve
toplu akademik başarıda bölgede rakibimizin olmadığını herkes biliyor. Her yıl
değişik sınavlarda madalya kazanıyoruz.
MAFETYA’da ise ilk olarak bu yıl aldık.
Ayrıca bilimsel ve akademik başarıların
yanında sanat ve spor başarılarına da çok
önem veriyoruz. Bu başarılarda emeği
geçen öğretmenlerimi ve öğrencilerimi
tebrik ediyorum. 2014-2015 eğitim yılı
kayıtlarımız başladı. Bize çocuğunu emanet
edenlerin güvenlerine layık olmak için
çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.
(CİHAN)
Soma'daki maden faciasının ardından herkes "kader" hakkında
yorumlarda bulunuyor. Bu yorumların çoğundan kader, tevekkül,
teslimiyet ve tedbir konularını bir çok insanın pek bilmediği, bir
çok insanın da hiç düşünmeden konuştuğu ortaya çıktı.
1. Hayatın her anı her saniyesi kaderin parçasıdır. Ne bir felaket
ne bir zenginlik ne bir sevinç ne bir yokluk kaderden ayrı
değildir.
2. Bize göre iyi veya kötü olan bir olayla karşılaştığımızda büyük
veya küçük olsun kaderimizle karşılaşmış oluruz.
3. Kaderin bütün olması ve kaderimizde olanı yaşıyor olmamız,
(somada olduğu gibi) bir felaket yaşandığında ve bu felaketin bir
sorumlusu olduğunda ondan hesap sorulması gerektiği gerçeğini
değiştirmez.
4. Ancak bu felaketin sorumlusu da sorumludan hesap sorma
olayı da yine kaderin bir parçasıdır. Kaderin dışına çıktığınız için
ya da haşa kader yok dediğiniz için hesap soruluyor değildir.
Hesap sorulması da kaderin içindedir.
5. Hayatımız dediğimiz zaman dilimi Allah Katında yaşanmış ve
bitmiştir.
6. Biz zaman ve mekanla sınırlıyız. Düşündüğümüz algıladığımız yorumladığımız her şey zaman ve mekan kavramıyla
sınırlı. Biz bir olayı zamanı geldiğinde görür/yaşarız. Bizim için
geçmiş ve gelecek kavramları vardır. Allah ise zamandan
münezzehtir ve Allah için bir olayı haşa olduktan sonra öğrenmek gibi bir kavram söz konusu değildir. Allah Katında her şey
sonsuz kısa bir an için yaşanmış ve bitmiştir.
7. Müminin kaderi mutlak hayırdır. Sağı solu arkası önü başarısı
başarısızlığı hastalığı sağlığı kaybı kazancı hep hayırdır. Çünkü
imanın temel vasfı hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmadığını
bilerek yaşamaktır. Dünya sadece bir imtihan yeridir.
8. Dünyanın imtihan yeri olduğunu bilmek bazılarının sandığı
gibi tedbirsiz umursuz yaşamak değildir. Tam tersine imtihan
şuuru dünyayı daha güzel daha adil daha eşit daha kaliteli daha
zengin daha müreffeh daha temiz yapmak için maksimum
gayreti gerekli kılar.
9. Solun sürekli gündeme taşıdığı "kader dediler tedbir almadılar" söylemi ise 40'lardan kalma hem önyargılı hem müthiş
cehalet içeren, gerçekle uyumu olmayan, insanların günlük hayatıyla da bağdaşmayan yersiz bir slogandır.
10. Solun bu sloganı kullanmasının kendince ideolojik bir anlamı
olabilir, ama inançlı olduğunu söyleyen insanların hemen ezikliğe kapılıp benzer bir şekilde saygıya uygun olmayan üslup kullanmalarının açıklaması yoktur. Sol bu tip sloganvari saldırılar
yaptığında onlarla birlikte kader hakkında "kader deyip geçemezsin" gibi saygıya hiç uygun olmayan bir cümle müminin
ağzına yakışmaz, büyük ayıptır.
11. İnançlı bir insanın "kader" hakkında yorum yaparken saygıda
asla kusur etmemesi gerekir. İnsan en özenli saygıyı en çok
sevdiğine gösterir. Bizim de Rabbimiz'e saygımız, derin
sevgimiz, seçtiğimi kelimelerle, kullandığımız üslupla, gösterdiğimiz özenle görülür. Bu sebeple kaderle ilgili cümle kurarken
her müminin çok ince düşünmesi gerekir. Saygıya uygun olmayan her söz ve üsluptan Allah bizi korusun. Zamansızlığı,
kaderi, izafiyeti daha derin düşünmek isteyenlerin mutlaka bu iki
kitabı okumasını tavsiye ederim Soma'daki maden faciasının
ardından herkes "kader" hakkında yorumlarda bulunuyor. Bu yorumların çoğundan kader, tevekkül, teslimiyet ve tedbir konularını bir çok insanın pek bilmediği, bir çok insanın da hiç
düşünmeden konuştuğu ortaya çıktı.
1. Hayatın her anı her saniyesi kaderin parçasıdır. Ne bir felaket
ne bir zenginlik ne bir sevinç ne bir yokluk kaderden ayrı
değildir.
2. Bize göre iyi veya kötü olan bir olayla karşılaştığımızda büyük
veya küçük olsun kaderimizle karşılaşmış oluruz.
3. Kaderin bütün olması ve kaderimizde olanı yaşıyor olmamız,
(somada olduğu gibi) bir felaket yaşandığında ve bu felaketin bir
sorumlusu olduğunda ondan hesap sorulması gerektiği gerçeğini
değiştirmez.
4. Ancak bu felaketin sorumlusu da sorumludan hesap sorma
olayı da yine kaderin bir parçasıdır. Kaderin dışına çıktığınız için
ya da haşa kader yok dediğiniz için hesap soruluyor değildir.
Hesap sorulması da kaderin içindedir.
5. Hayatımız dediğimiz zaman dilimi Allah Katında yaşanmış ve
bitmiştir.
6. Biz zaman ve mekanla sınırlıyız. Düşündüğümüz algıladığımız yorumladığımız her şey zaman ve mekan kavramıyla
sınırlı. Biz bir olayı zamanı geldiğinde görür/yaşarız. Bizim için
geçmiş ve gelecek kavramları vardır. Allah ise zamandan
münezzehtir ve Allah için bir olayı haşa olduktan sonra öğrenmek gibi bir kavram söz konusu değildir. Allah Katında her şey
sonsuz kısa bir an için yaşanmış ve bitmiştir.
7. Müminin kaderi mutlak hayırdır. Sağı solu arkası önü başarısı
başarısızlığı hastalığı sağlığı kaybı kazancı hep hayırdır. Çünkü
imanın temel vasfı hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmadığını
bilerek yaşamaktır. Dünya sadece bir imtihan yeridir.
8. Dünyanın imtihan yeri olduğunu bilmek bazılarının sandığı
gibi tedbirsiz umursuz yaşamak değildir. Tam tersine imtihan
şuuru dünyayı daha güzel daha adil daha eşit daha kaliteli daha
zengin daha müreffeh daha temiz yapmak için maksimum
gayreti gerekli kılar.
9. Solun sürekli gündeme taşıdığı "kader dediler tedbir almadılar" söylemi ise 40'lardan kalma hem önyargılı hem müthiş
cehalet içeren, gerçekle uyumu olmayan, insanların günlük hayatıyla da bağdaşmayan yersiz bir slogandır. 10. Solun bu sloganı
kullanmasının kendince ideolojik bir anlamı olabilir, ama inançlı
olduğunu söyleyen insanların hemen ezikliğe kapılıp benzer bir
şekilde saygıya uygun olmayan üslup kullanmalarının açıklaması
yoktur. Sol bu tip sloganvari saldırılar yaptığında onlarla birlikte
kader hakkında "kader deyip geçemezsin" gibi saygıya hiç
uygun olmayan bir cümle müminin ağzına yakışmaz, büyük
ayıptır.
11. İnançlı bir insanın "kader" hakkında yorum yaparken saygıda
asla kusur etmemesi gerekir. İnsan en özenli saygıyı en çok
sevdiğine gösterir. Bizim de Rabbimiz'e saygımız, derin
sevgimiz, seçtiğimi kelimelerle, kullandığımız üslupla, gösterdiğimiz özenle görülür. Bu sebeple kaderle ilgili cümle kurarken
her müminin çok ince düşünmesi gerekir. Saygıya uygun olmayan her söz ve üsluptan Allah bizi korusun.
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
10 GÜNCEL HABERLER
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17 Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
GENÇLİK MECLİSİ’NDEN “EURODESK ARAŞTIRIR ERASMUS+ YARIŞTIRIR’’ PROJESİ,
DENİZLİLİ GENÇLERE ÜCRETSİZ
AVRUPA KAPILARINI AÇIYOR
Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Gençlik
Meclisi Eurodesk Temas Noktası, Denizli
Valiliği AB İl Daimi Temas Noktası ve
Pamukkale Üniversitesi Kariyer Ofisi
Eurodesk Temas Noktası ortaklığında
hazırlanan bir proje ile ilçelerde
yaşayan gençleri eğitim ve kariyerleri
için Avrupa fırsatları ile tanıştırılıyor
MUZAFFER YURTTAŞ: 'KAZADAN
ÇIKARILACAK DERSLER VAR'
AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş,
Soma’da yaşanan maden
faciasından ülke olarak
herkesin çıkaracağı dersler olduğunu söyledi. Bir
daha bu tür kazaların yaşanmaması için el birliği
ile kararlar alınması gerektiğini belirten Yurttaş,
arama kurtarma çalışmalarında 2743 personel,
258 kara aracı, 9 hava
aracı görev yaptığını, hastanelere sevk edilen 145
hastanın 85’inin yatarak
tedavi gördüğünü, halen
iki hastanın tedavileri devam ettiğini, hayati tehlikeleri bulunmadığını belirtti.
Yurttaş açıklamasında
“Madende bulunan 787 işçinin 486’sı kurtarılmış,
301’i tüm gayretlere rağmen kurtarılamamıştır.
Maden içerisinde çıkarılamayan hiçbir madenci
kalmamıştır. Yakınlarını
kaybeden tüm ailelere tek
tek devlet eliyle ve STK lar
vasıtası ile ulaşılacak, durumları ve ihtiyaçları tespit edilecek, geride kalan
yakınlarına, çocuklarına
gerekli yardımlar ve destekler verilecektir. Şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkılacaktır” dedi.
Yurttaş açıklamasına devamla “Böyle bir facia
karşısında yargısız infaz
yapmak, peşinen birilerini
suçlu veya masum ilan etmek elbette yanlıştır. Olay
vahimdir ve tüm boyutları
ile incelenerek aydınlığa
kavuşturulacaktır. Hükümetimiz kendine bakan
yönüyle, yargı ise adli olarak gereken çalışmaları
yapacaktır” dedi.
AK Parti Manisa milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş
açıklamasında :
Buradan hepimizin çıkaracağı dersler var:
1)Madencilik sektörü yeniden ele alınmalı ve masaya yatırılmalıdır. Gerekli
kanuni ve yasal düzenlemeler gözden geçirilmelidir. Var ise eksiklikler tamamlanmalıdır.
2)İş Sağlığı ve Güvenliği
konusunda kömür madenleri ile ilgili özel düzenlemeler yapılmalıdır.
Arabaların nasıl küresel
standartları varsa, iş güvenliğinin, madenciliğinde
standartları var. Ülkemizdeki standartları acilen
yükseltmeliyiz.
3)Gerekli önlem ve tedbir-
leri almayan, ihmali olan,
işveren ve sorumlulara
verilecek cezalar artırılmalı ve caydırıcı hale getirilmelidir.
4)Alternatif enerji kaynakları üzerindeki çalışmalara daha fazla ağırlık
verilmelidir. Hidroelektrik
santrallara da, nükleer
enerjiye de "Hayır" demeyi siyasal bir tavır olarak
benimseyen ve bu konuda
eylemlere yönelen kesimler, belki bu şekilde akla
ve mantığa davet edilebilirler.
5)Yaşam odalarından ziyade tüm yer altı madenleri sağlıklı çalışılabilir hale getirilmelidir.
6)Sekiz OSB olan ve 100
binin üzerinde sanayi sektöründe çalışanı olan Manisa iline bir Meslek Hastalıkları Hastanesi kurulması için çalışmalar zaman geçirmeden başlatılmalıdır.
7)Maden yangınlarının
söndürülmesi için her madende son teknoloji ürünü
araç gereç ve malzemelerin bulundurulması zorunlu hale getirilmeli ve bu
konuda gerekli önlemler
alınmalıdır.
8)Asgari ücret vergi dışı
bırakılarak, madenler ve
yüksek riskli işler için ayrı
bir asgari ücret tabanı belirlenmelidir.
9)Sendikalar konunun
üzerinde ciddiyetle durmalı, madenler için de;
ocağı iyi planlamak, havalandırmayı mükemmel
yapmak, gizlice sigara içmemek, kabloyu üstünkörü tamir etmemek, kurallar neyse tam olarak uygulamak şart olmalıdır.
Savsaklama, ihmal,
göz yumma, hatalara tolerans gösterme gibi çağdaş
olmayan alışkanlıkları artık ülke bünyesinden atmanın zamanıdır! Felaket
karşısında birleşen, bugün
tümünün gönlü yaralı toplumun, bu hasleti normal
zamanda, her daim sürdürmesi de elzemdir! iktidarı, muhalefetiyle, benzer ya da farklı görüşlüleriyle hepimiz; Türkiye' adlı
zengin madende ve aynı
vardiyada, yan yana kazma sallamaktayız! Maden
patlarsa hepimiz patlarız... Grizu ortamında kıvılcım çıkartmaya çalışanlara, işte bu yüzden, topyekûn karşı çıkmalıyız”
dedi. (HABER MERKEZİ)
D
enizli’nin ilçelerinde okuyan liseli ve meslek yüksekokullu gençlere yönelik gerçekleştirilecek tanıtım çalışmaları sonunda yapılacak yarışmada birinci olan grup üyeleri Avrupa'ya gönderilecek. Avrupa fırsatlarının tanıtılacağı proje ile ilçelerde yaşayan gençlere de
Avrupa yolu açılacak.
Denizli’nin 17 ilçesine gidecek olan gençlik meclisi
gönüllüleri, proje kapsamında Erasmus+ programını ve
Eurodesk ağını tanıtacak. Projenin amacı ilçelerde bulunan
imkanı kısıtlı gençlerin T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı Türk
Ulusal Ajansı tarafından eğitim ve gençlik programları
kapsamında desteklenen projelerin tanınırlığını sağlamak.
İlçelerdeki gençler arasında da gönüllülüğü arttırmak, yeni
Erasmus+ programını yenilikçi, dikkat çekici bir yöntemle
duyurmak ve ilgili yerel tüm kuruluşlar ile işbirliğini arttırmak adına gerçekleştirilen proje kapsamında içeriğin daha
iyi kavranması için, Erasmus+ özet kitapçığı ilçelerdeki
gençlere dağıtılacak.
Gerçekleşecek ilçe bilgilendirme toplantıları sonrasında düzenlenecek olan bilgi yarışması ile Avrupa fırsatları
ve Erasmus+ program içeriği hakkında sorular sorulacak.
Yarışmada birinci olan gruba ücretsiz Avrupa fırsatı ödül
olarak verilecek. (HABER MERKEZİ)
L
E
Z
Ö
R
Ü
G
Z
Ö
İ
L
’
P
H
C
A
D
N
I
N
I
S
A
B
DÜNYA
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in verdiği araştırma önergesi gerek ulusal basının gerekse dünya basının gündemine oturdu. CHP’li Özel’in 13 Mayıs günü facianın hemen ardından bölgede yaptığı yoğun
çalışmaları ve açıklamaları basının ilgi odağı oldu
Ö
zellikle yabancı basının da sıkça röportaj talep ettiği CHP’li Özel, önceki gün Amerika’nın en saygın ve dünyanın en çok takip ettiği
gazetelerden biri olan The New York Times’a yazdığı makale ile adından söz ettirdi.
GELİŞMELERİ DAKİKA DAKİKA DUYURDU
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel Soma’da 13 Mayıs günü yaşanan facia ile ilgili
30’dan fazla uluslararası canlı yayına bağlanarak
gelişmeleri dakika dakika dünyaya duyurdu.
CHP’li Özel BBC; CNN gibi önemli televizyon
kanallarına canlı bağlandı, aynı zamanda Fransa’nın en önemli ajanslarından AFP’ye (Agence
France-Press), Amerikan Ajansı Associated
Press’e (AP), Alman gazeteleri Stern ve Bild’e de
mülakatlar verdi.
TÜRKİYE’NİN ÖNLENEBİLİR TRAJEDİSİ
Dünyaca ünlü, saygın gazetelerden The New
York Times’a da (NY Times) bir makale yazan
CHP’li Özel’in kaleme aldığı makalenin başlığı
ise “Türkiye’nin Önlenebilir Trajedisi” (Turkey's
Preventable Tragedy)
İşte Özel'in İngilizce ‘ye tercüme edilirken kısaltılarak kullanılan makalesinin tam metni:
“13 Mayıs günü Türkiye Soma’daki facia ile iş
kazaları konusundaki derin uykusundan uyandı,
ama bunun için 301 madencimizin derin uykuya
dalması gerekti! Şu ana kadar, resmi rakamlara
göre, 301 madencimizi kaybettik. Böyle bir facia
yaşanmadan önce parlamentoda önlem alınması
gerektiğini dile getirdiğim 29 Nisan tarihli konuşmam ve Türkiye’de yasamanın denetim yollarından biri olan araştırma komisyonu kurulmasına
ilişkin önergem 13 Mayıs Soma Faciasının tam da
ortasına bir kor gibi düştü. Çünkü gerek 29 Nisan’da parlamentoda yaptığım konuşmam, gerekse verdiğim önerge Soma’daki maden kazalarını,
yitirdiğimiz canları ve madenlerdeki siyaset-ticaret
ilişkisinin acı gerçeğini anlatıyordu.
Bu kazalar Soma’da ilk değildi. Her kazada birer, ikişer madencimizi yitiriyor ve artık cenazelerine gitmekten usanıyorduk. Bu konuşmayı da yine Soma’da meydana gelen bir maden kazasının
ardından 23 Ekim tarihinde parlamentoya sunduğum işte o araştırma önergesi nedeniyle yapmıştım. Önergem Soma’daki maden kazalarının araştırılmasını, denetlenmesini, çözüm yollarının bulunmasını amaçlayan bir komisyon kurulmasını
talep ediyordu. Hatta, tam da o günlerde, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) kabul ettiği ve
birçok ülkede ilan edilen İş Kazalarında Yaşamını
Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilmesi
için de bir kanun teklifi vermiştim. Bu anma günü
sebebiyle, o gün Meclis’te kürsüye çıktım, araştırma önergemi anlattım. İşçi sınıfını, sendikal hakları ve Soma’yı, madencilerimizi konuştum. 10 dakika boyunca anlattım. Ve dedim ki; ‘Gelin hep
birlikte, iktidar-muhalefet, Soma için komisyon
kuralım, burayı mercek altına alalım.’ Milliyetçi
Hareket Partisi (MHP) ve Halkların Demokratik
Partisi (HDP), bizimle (Cumhuriyet Halk Partisi)
birlikte bu önergeye evet dedi. Ama Adalet ve
Kalkınma Partisi (AKP) ‘sözde ileri demokrasi’
anlayışları gereği bu komisyonun kurulmasına çoğunluk oyları ile hayır dedi! Çünkü bugün Türkiye’de bir parmak demokrasisi var. İktidar partisi
milletvekilleri Recep Tayyip Erdoğan’ın ve parti
ileri gelenlerinin dediğinin dışında asla kendi inisiyatifleri ile hareket etmezler. Çünkü muhalefet onlara göre iktidarlarının baş belasıdır ve ne derse
reddedilmelidir! Bu işin görünen kısmı ve bizim
yıllardır parlamenter işleyişimizde artık aşina olduğumuz sorunlardan birisi. Ama işin iç yüzünde;
madenlerdeki siyaset-ticaret ilişkisi yatıyor aslında. Soma’daki madenler iktidar ve sermaye ortaklığının bir prototipi ve haliyle buraların araştırıl-
ması elbette işlerine gelmezdi. En azından 3-5 kişinin öldüğü kazaların araştırılması için ‘evet’ demek onlar adına pek de akıllıca değildi! Ama şimdi bilanço ağır ve hepsi Türkiye ve dünya basının
yazdığı bu önergenin içeriğini okuyorlar. Hatta
kendileri verdiğim önergeye benzer bir önerge daha hazırladılar ve bugün parlamentoya sundular.
Biz onların önergesine evet diyeceğiz. Çünkü Soma’nın araştırılmasını istiyoruz. Sırf iktidar verdi
diye bir şeyi reddetmemiz mümkün değil. Çünkü
vicdanımızla hareket ediyoruz. Ama biliyoruz ki
kaybettiğimiz 301 canı da hiçbir şey artık geri getirmeyecek.
Şimdi yüzlercesinin yerin altından cansız bedenlerini çıkartmanın acısını yaşıyoruz. Soma’da
sokaklarda insanlar göz yaşı ile dolaşıyor. Soma
ağlıyor, Türkiye ağlıyor. Acımız büyük.
13 Mayıs akşamından beri her gün sabahın ilk
ışıklarına kadar madenin başındayım. Oradan,
oraya koşuşturuyorum. Acılı ailelerin yanındayım,
yanındayız... Tarifi imkansız bir acının içinde, elimizden gelen tüm desteği seferber ettik. Ama gözyaşlarını , acılarını silemeyeceğimizi de çok iyi biliyoruz. Şimdi hepimizin yüreği kömür karası ve
bizler de o göçüğün altında kaldık. Belki sözlerimi
şu cümlelerle tamamlamam doğru olacaktır. 29
Nisan 2014 günü Meclis’te yaptığım konuşmamdan:
“Yeryüzü sıcak olsun diye o soğuk maden ocağına inip alın teri ile ekmeğini kazanan işçilerin
emeklerini, alın terlerini, yaşama mücadelelerini
bir siyasi partinin geleceğine, onun ikbali için Genel Başkanının oradaki miting meydanını doldurmasına, alkışlamasına tahvil etmeye çalışanlar, bu
yaptıklarının hesabını eninde sonunda, tarih karşısında, hem Türkiye işçi sınıfına hem de bu ülkenin
güzel emekçi insanlarına verecekler.”dedi.
(HABER MERKEZİ)
SAYFA 11
SONDAKiKA GAZETESİ >>
11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
Her 40 yaşını geçmiş insan cumhurbaşkanı olabilir mi?
Mehmet
BARLAS
SABAH GAZETESİ
Seçilme yaşının 18'e indirilmesinin konuşulduğu
ve Cumhurbaşkanı olmak için en az 40 yaşında bulunmak şartının bulunduğu bir siyasal ortamda acaba
"Gençlik" kavramına bakış açısının gerçek içeriğinde neler vardır?
Bazı yaşlılar kendilerinden önceki kuşaktan insanlarla konuşurken "Gençliğinizin kıymetini bilin"
derler. Oysa her gençlik kıymeti bilinmesi gereken
anılar içermez... Aslında yaşamın bütün dönemleri
gibi gençlik de sadece yaşanır ve geçer. Yakup Kadri
Karaosmanoğlu şiirsel bir yazısında "Yıllar yarlardan vefasız" diye bakmaz mı olaya?
Galiba önemli olan hangi yaşta olursanız olun aldığınız nefesin kıymetini bilmeniz ve hayatı ciddiyetle, sorumluluk duyarak ve cesaretle yaşamanızdır.
Neticede "Delikanlı" olmak ille de genç olmayı gerektirmez... Ya da yaşın ilerlemiş olması hayattan
bezmiş olmak duygusunu ille de beraberinde getirmez.
35 yaş şart mı?
Cahit Sıtkı Tarancı, ateşin yaktığını ve suyun
boğduğunu 35 yaşına gelince fark etmişti... Bunu
20'li yaşlarda da fark etmek mümkün değil midir
sanki? İnsanlar önlerindeki yılların, arkada kalan yıllardan daha az olduğunu ne zaman fark eder?
Celal Bayar'la son röportajımı yaptığımda, o 102
yaşındaydı. Üzerinde yeni bir takım elbise vardı.
Terlik değil ayakkabı giyiyordu. Demokrat Parti'nin
kuruluşu sırasında 1946'da İsmet İnönü ile yaptıkları
pazarlığı anlatmıştı. Anlattıklarını yazmak için izin
istedim. "Olmaz, bunları ben yazıp, ileride kitap yapacağım" dedi.
Siz hiç 102 yaşında oldunuz mu ve "İleride" yapacağınız işleri tasarladınız mı? İnsanlar önlerindeki
yılların, arkada kalan yıllardan daha az olduğunu
tam olarak ne zaman fark ederler acaba?
Ortak aday arayışı
CHP ve MHP Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'a karşı çıkartabilecekleri ortak bir aday
üzerinde düşünce çeşitlemeleri yaparken, herhalde
sadece 40 yaşın üzerindeki bir isim aramıyorlar... Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de Cumhurbaşkanı seçilebile-
cek yaşta olmalarına ve partilerinin liderleri olmalarına rağmen, neden kendileri aday olmayı düşünmüyorlar acaba?
Kısacası yaş göreceli bir olgu... İnsanların niteliklerini yaşlarına bakarak anlamak pek mümkün değil.
Halk ya da seçmen bir siyasetçiye destek verirken
onun kaç yaşında olduğunu pek düşünmez, söylemlerine, vizyonuna, duruşuna ve icraatına bakar...
İlkokuldaki çocuk zayıf notlarla dolu karnesini
babasına gösterince adam öfkelenmiş ve "Mozart senin yaşındayken senfoniler besteliyordu" diye bağırmış. Babasının kendisini azarlamasını gülerek dinleyen çocuk ona "Napolyon da senin yaşındayken bütün Avrupa'yı fethetmişti" diye cevap vermiş ya...
22.05.2014
Erdoğan Almanya’ya giderken
Abdurrahman
DLPAK
da olabilir.. Onlar da yeni Türkiye’nin liderini görmek, tanımak, dinlemek isteyebilirler.. Alman Cumhurbaşkanı Gauck, Türkiye’ye geldiğinde hükümeti
eleştirmedi mi?.
YENİ AKİT GAZETESİ
Almanya sadece Almanlardan ibaret bir ülke değil. Tek bir Türkiye olmadığı gibi, tek bir Amerika
olmadığı gibi tek bir Almanya da yok.. Doğu-Batı
Almanya’nın ötesinde hâlâ Almanya işgal altındaki
ülke statüsünde.. Almanya’da bir Amerika, bir İngiltere ve bir de Fransa var.. Almanya’da güçlü bir Yahudi lobisi var.. Bunları da hesaba katmak gerek..
Erdoğan’ın 24 Mayıs’ta Almanya’nın Köln kentindeki Lanxess Arena Salonu’nda yapacağı konuşma Almanya’da gündem oldu.. Avrupa Türk Demokratlar Birliği UETD’nin 10. kuruluş yıldönümü kurultayı vesilesi ile yapacağı ziyaret daha bugünden
tartışma konusu oldu..
2 gün sonra gerçekleşecek ziyaret, bugünden yapılan tartışmalar açısından Türkiye-Almanya ilişkilerini etkileyecek bir anlam kazandı..
Alman mediası Erdoğan’ın Almanya ziyaretinden rahatsız.. Sadece Alman mediası değil, Almanya’daki Erdoğan karşıtları da bu kampanyaya destek
veriyorlar..
Bahaneleri hazır “burası Almanya, burada siyaset
yapamazsınız”. Tamam, zaten Erdoğan Alman vatandaşları için değil, Almanya’da yaşayan çifte vatandaşlar ya da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile
konuşacak..
Alman Cumhurbaşkanı 2 sene önce Kars’a gidip,
oradaki Rus işgalinden kalma Malakanlara pasaport
dağıtmadı mı?
Konuşacağı kişiler arasında Alman vatandaşları
Sahi bu arada biz de yeniden şu Hablemitoğlu cinayetine kadar uzanan Türkiye’de faaliyet gösteren
Alman Vakıfları dosyasını ve bunlarla iltisaklı kuruluşları ve kişileri yeniden gündem mi yapalım.
Bu tartışma Erdoğan, AK Parti ve Türkiye’den
çok, Merkel, Gauck, Almanya ve AB’ye zarar verir.
Kötü örnek olurlar..
Batı mediasının Gezi’de nerede durduğunı biliyoruz.. Kimlerle ortaklık kurduklarını ve kimlerle iş
tuttuklarını da..
Alman mediasının bu konuda yalnız olmadığını,
AFP’sinden BBC’sine, CNN’e kadar birçok paralel
media kuruluşu ile birlikte hareket ettiklerini de..
Şartlar cemaati ve Almanya’daki bu lobileri de
bir araya getirdi..
Zaten cemaatin ABD, İsrail ve Vatikan’da sağlam
müttefikleri vardı. Hepsinin de Almanya’da bağlantı
noktaları olduğunu biliyoruz..
Bana kalırsa şimdi hep birlikte el ele verip, Erdoğan’a ve AK Parti’ye karşı topyekun bir saldırıya geçecekler.. Amerikanı, İngilizi, Fransızı da buna destek verecek ama yine umduklarını bulamayacaklar
ve bu kirli oyun yine geri tepecek..
Batılıların bu ziyaretle ilgili iki endişesi var. Almanya’da önemli bir Türk ve Müslüman nüfusu var.
Bunlar aktif hale gelecek ve Türkiye, Erdoğan’ın
şahsında bunların manevi lideri olacak.. Arabı, Arnavudu, Çerkezi Erdoğan’ın yanında yer alacak.. Bu
sadece paralel yapıyı değil, İslam dünyasındaki birtakım siyasi liderleri de endişelendiriyor.. Birileri Erdoğan’ın Almanya’da bir güç gösterisine kalkışmasının kendileri açısından hiç hoş sonuçları olmayacağını düşünüyorlar.. Paralel yapı da bu havadan yararlanarak Türkiye’de başaramadığını Almanya’da
uluslararası sistemin desteği ile başarmak, en azından Erdoğan’ı yalnızlaştırmak ve köşeye sıkıştırmak
istiyor. Ama bana kalırsa tam da aksi sonuçlar doğuracak yeni bir maceraya kalkışıyorlar..
Sonuç ne olursa olsun, bu tartışmalar bile Erdoğan’ın işine yarıyor.. Mavi Marmara, One Minute ile
başlayan süreç bir şekilde devam ediyor. Gezi olayları ile bu süreç yeni bir evreye taşındı. Genel kanaat
ise bu şekilde Erdoğan ve AK Parti’ye karşı derin ve
paralel güçlerin taşeronluğunda, uluslararası sistem
tarafından bir operasyon yürütüldüğü şeklinde.
Bu konu bir şekilde iç ve dış basında yeni tartış-
malara sebeb olacak. Bu tartışmalar sosyal mediaya
taşınacak. İyi de olacak aslında, Derin devlet, paralel
yapı, paralel din tartışmaları daha çok gündem olacak.. Derin ve karmaşık ilişkiler deşifre olacak. Bu
da Erdoğan’ın değil, Erdoğan karşıtlarının işini daha
da zorlaştıracak..
Batı basınındaki bu tür tepkiler bir şekilde mevcut gerilim ve güven krizini daha da derinleştirmekten başka bir işe de yaramayacak..
Burada sınavda olan Erdoğan değil, Alman siyaseti, STK’sı, mediası ve entelijansiyasıdır..
Bana kalırsa uluslararası sistem Almanya üzerinden Türkiye’yi test etmek ve birtakım operasyonları
Almanya üzerinden gerçekleştirmek istiyorlar, ama
bu plan geri teper.. Kötü bir tercih.. Almanya bu işten
zarar görür, ama bu zarar Almanya ile de sınırlı kalmaz..
Almanya’da Türkiye’nin ve Müslümanların eli
diğer ülkelere göre çok daha güçlü..
2 gün sonra ne olacağını göreceğiz. Sel gidecek
ve kum kalacak ve sonunda göreceksiniz Müslümanlar kazanacak. Türkiye kazanacak, AK Parti kazanacak, Erdoğan kazanacak.. Neyi elde etmek istiyorlarsa birileri onu kaybettiklerini görecek.. Bu kafayla giderlerse, gelecek günler, geçen günleri aratacak onlar için.
Selâm ve dua ile.. 22.05.2014
Yeni bir kavram öneriyorum: ‘Orta destek tuzağı’
Fehmi
KORU
STAR GAZETESİ
Sosyal bilimlerde, ekonomide, hatta siyaset biliminde
günlük hayatta meydana gelen gelişmeleri anlayıp anlamlandırmada işe yarayan kavramlar olduğunu biliyoruz.
Acaba Soma’daki derin trajedinin siyasete bakan yüzünü
daha iyi değerlendirmemize yarayacak bir kavramsal çerçeve kurabilir miyiz?
Beklenmeyen, olduğunda toplumu sarsan olaylarla
her ülkede karşılaşılabiliyor. ABD’de maden kazaları artık yok gibi; fakat okullarda küçücük çocukların hayatını
kaybetmesine yol açan silâhlı baskınlar neredeyse rutine
dönüştü. Benzer bir mükerrer olay da, Fransa’da baş gösteren, ‘din’ ve ‘ırk’ motifli (Müslüman ve Yahudi karşıtı)
mezarlık saldırılarıdır...
Şu olayı, saldırgan işe okulda öğretmen olan annesini
öldürmekle başladığı için herhalde hatırlayacaksınız: 20
yaşındaki Adam Lanza silâhlar kuşanarak Sandy Hook
Ortaokulu’nu basıp tam 28 öğrenciyi öldürdü, 12 Aralık
2012 tarihinde. O kadar can almasa da, 2014 yılının ilk
dört ayında, 20’dan fazla okul ve kampüste silâhlı saldırı
olayları yaşandıABD’de...
Can alan olaylar meydana geldiği ülkelerde tartışmalara sebep oluyor elbette; ancak hiç kimsenin aklına bizdekine benzer siyasi sonuçlar çıkarmak gelmiyor.
ABD’de silâh edinme kolaylığı olduğu ve bunun savunucuları ‘muhafazakâr’ kimlikleriyle bilindiği halde... Silâh
edinme kolaylığı karşıtları, NRA (National Rifle Association) çatısı altında örgütlenen kolaylık yanlılarına karşı
örgütlenip yasaklama kampanyası yürütüyorlar en fazla...
O kadar...
Acaba bizde özellikle son yıllarda neden her olay siyasete, hükümete, hatta doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan’a bağlanıyor?
Kısmen Tayyip Erdoğan’ın yönetim tarzının payı var
bunda; ancak olan, tek başına bu etkenle açıklayamayacağımız kadar karmaşık...
İşte ‘kavramsal çerçeve’ ihtiyacı burada ortaya çıkıyor...
Fert başına milli geliri 10 bin dolar çizgisi üzerine çıkan ülkelerde, o zamana kadar müthiş atılımlar gerçekleştirildiği halde, bir tıkanıklık görülüyor ve bu da büyüme
rakamına yansıyor. Vaktiyle “Demokrasi mi, milli gelir
10 bin dolara ulaşmadan hayal” denilirken, ‘orta gelir tuzağı’ kavramıyla açıklananyeni durumda, bu tuzağa düşen Türkiye gibi ülkelerde,gelir dağılımı çarpıklığı dahil
çeşitli sorunlar yaşanıyor.
Doğru veya yanlış, açıklayıcı bir kavram işte...
Gezi’de ve Soma’da açıkça görülen siyasi belirtiler
için de benzer bir kavramlaştırma yapılabilir mi?
Benim aklıma, genelde Ak Parti’nin özelde de Tayyip
Erdoğan’ın 2002’den bugünlere yükselen oy desteğinin
2007’den sonra yüzde 50’ye dayanmasına dayalı bir kavramlaştırmanın bu ihtiyacı karşılayabileceği düşüncesi
geliyor.
Herhalde bu sebeple, Ak Parti karşısındaki partilerin
iktidar umutlarını azaltan, ancak biraz gayretle bunun
aşılmasını mümkün gören bir değerlendirme söz konusu.
“Ak Parti’den birilerini kopartır, ortak cephe oluşturursak...” hesabı...
‘Orta destek tuzağı’ diyebileceğimiz siyasi değerlendirmeye göre, türbülanstan kurtulmak için, Ak Parti’nin
desteğini bugünkünden yükseğe çıkarması şart. (2012
halkoylamasında alınan yüzde 58 oy bir süreliğine etkili
olmuştu).
Milli gelirin 10 bin dolara ulaşması iyi güzel de, bu
durum nasıl içinde sıkıntıları barındırıyorsa, ekonomisi o
tuzağın pençesindeki ülkelerde iktidarın yüzde 50’lik oy
oranı da yeterli olmayıp ülkeyi sarsıntıya uğratabiliyor işte... Daha fazla destekle bu durum tersine çevrilebilir
(mi).
Üzerinde düşünmeye ve biraz daha deşmeye değer
görüyorum bu konuyu... 22.05.2014
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
POLİKLİNİK TELEFONLARI
ACİL TELEFONLAR
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
YANGIN TELEFONLARI
İzmir
Karşıyaka
Kadifekale
Bornova
Bostanlı
Buca
Karabağlar
Çamdibi
Çiğli
Balçova
Evka 4
Evka 1
Gaziemir
Hatay
Narlıdere
Güzelbahçe
110
372 58 74
225 49 99
388 10 03
386 17 86
487 13 61
237 13 07
433 65 59
376 73 23
278 76 02
351 09 04
452 24 77
251 00 44
250 86 40
238 35 97
234 25 34
HASTANE TELEFONLARI
-Devlet HastaneleriAliağa
616 87 87
N.S. İşgören Alsancak
463 64 65
Alsancak Acil Servis
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
Alsancak Diş Hast.
464 78 62
Atatürk Devlet
244 44 44
Behçet Uz
489 56 56
Bornava Dev. Hast.
375 58 58
Bozyaka Eği. Hast.
250 50 50
Buca S.D. Hastanesi
452 52 52
Çeşme A. Çizgenakat
712 07 77
Foça
812 14 29
Göğüs Hastanesi
433 33 33
Konak Diş Hastanesi
441 81 81
Karşıyaka
366 88 88
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Menemen Dev. Hast.
832 58 59
Nejat Hepkon
Seferihisar Hastanesi
743 20 10
Selçuk Dev. Hast.
892 70 36
Urla Dev. Hastanesi
752 10 04
Tepecik Dev. Hast.
469 69 69
-Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00
-Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi
272 00 11
Agora Tıp Merkezi
425 73 73
Atakalp Kalp Hastanesi
483 14 14
Atakent Tıp Merkezi
336 11 95
Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35
Atafizik, Fizik Ted. Mer.
231 25 15
Batıgöz Hastanesi
489 03 03
Bornova Tıp Merkezi
388 20 40
Bornova Özel Tıp Mer.
343 23 50
Bornova Özel
Sağlık Tıp Merkezi
339 77 83
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
Buca Sağlık Merkezi
438 06 20
Central Hospital
341 67 67
Can Tıp Merkezi
232 13 48
Caner Göz Merkezi
278 81 11
Çağdaş Tıp Merkezi
285 95 95
Çankaya Tıp Merkezi
425 31 31
Çesav Tıp Merkezi
362 67 67
Çeşme Sissus Has.
723 05 55
Çınarlı Hastanesi
462 27 27
Çiğli Özel Sağ.
386 26 16
Diyabet Hastanesi
449 13 19
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Doğa Tıp Mer.
244 16 16
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi
367 67 47
Efes K.B.B. Merkezi
446 15 16
Ege Sağlık Hastanesi
463 77 00
Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45
Egeria Çocuk Sağlık
Hastanesi Dal Merkezi
489 35 35
Ekol K.B.B. Dal Mer.
386 55 05
Ekol K.B.B. Şube
369 89 65
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
Hayat Hastanesi
441 41 96
İzmir Hastanesi
483 31 31
İrenbe Tüp Bebek Mer.
464 58 88
441 41 70
Karataş
Karşıyaka Tıp Merkezi
369 00 91
Pekdaş: ESKİ KENTİN
zenginliği ortaya çıkacak
Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş (TARKEM) yönetim kurulu üyelerini makamında
konuk eden Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Kemeraltı, Agora, İkiçeşmelik, Namazgah,
Basmane ve Altınpark gibi tarihi mekanlarda ‘Eski Kent’ temasının ortaya çıkararak İzmir’i
Avrupa kentlerinin önüne geçebilecek konuma getirmeyi amaçladıklarını söyledi
İzmir’in en çok tescilli yapısına
sahip ilçesi Konak’ta zengin kültürel
doku yeniden hayat buluyor. Konak’ın
seçilmiş ilk kadın Belediye Başkanı
unvanıyla çalışmalara başlayan Sema
Pekdaş, kültürel ve tarihi değerlerin ortaya çıkarılması adına ilk adımı attı.
İşe birçok tarihi mekana ve antik kalıntıya ev sahipliği yapan Kemeraltı
Çarşısı’yla başlayan Pekdaş, tarihi
çarşının dokusunun düzenlenerek, korunması amacıyla kurulan Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş
(TARKEM) yönetim kurulu üyeleriyle
biraraya geldi. TARKEM Yönetim Kurulu Başkanı Samim Sivri, Başkan
Vekili Uğur Yüce, Genel Koordinatör
Necdet Kestelli, Teknik İşler Komitesi
Başkanı Murat Demirer’in yanı sıra
Konak Belediyesi eski Başkanı Muzaffer Tunçağ’ın da aralarında yer aldığı
heyeti makamında konuk eden Pekdaş,
Kemeraltı’nın geleceğine yönelik
görüş alışverişinde bulundu, düşünülen
yenileme planları hakkında bilgi aldı.
“ATEŞLEYİCİ BİZİZ”
Toplantı öncesi kısa bir bilgilendirme yapan TARKEM Yönetim
Kurulu Başkanı Samim Sivri, Kemeraltı bölgesinde 270 hektarlık bir ye-
nileme alanı üzerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalıştıklarını
belirterek, Kemeraltı, Agora, İkiçeşmelik, Havra Sokağı bölgesinde yapılacak
çalışmalarda Konak Belediyesi’nin
belkemiği vazifesi gördüğünü söyledi.
Yapılacak çok işin ve herkese düşen
sorumlulukların bulunduğunu dile getiren Sivri, “Önemli olan tüm kesimlerin üzerinde ortak sonuca vardığı bir
plan oluşturabilmek. Mevcut yapıları
ıslah etmek, bazılarını yıkıp yeniden
yapmak. Tüm bunların sonucunda da
ortaya düzenli, tarihi ortaya çıkmış,
turizme açık bir alan oluşurken bir
yandan da kaybolmuş değerler geri
kazanılacak. Biz burada ateşleyici konumundayız, doğru noktaları bulup buralar üzerinde çalışacağız. Otaya çıkan
sonuçlar daha geniş alana yayılacak ve
herkes bu bölgeyi kurtarmak için elini
taşın altına koyacak” dedi.
ESKİ KENT
ORTAYA ÇIKACAK
Konak Belediye Başkanı Sema
Pekdaş ise, Kemeraltı başta olmak
üzere Agora, İkiçeşmelik, Namazgah,
Basmane ve Altınpark’ı kapsayan
bölgede geçtiğimiz günlerde incelemelerde bulunduklarını belirterek,
bu bölgelerin tarihi dokusunun korunarak, gün yüzüne çıkması gerektiğini söyledi. Yapılacak düzenlemeler
sırasında mülk sahipleri, bölge halkı ve
esnafla birilikte hareket etmek gerektiğinin altını çizen Pekdaş, ‘Eski Kent’
temasının Kemeraltı ve çevre bölgelerin ortaya çıkmasıyla anlam
kazanacağını ve İzmir’in bu konuda
Avrupa kentlerinin önüne geçebilecek
potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
En fazla tescilli binanın Konak’ta bulunduğuna dikkat çeken Başkan
Pekdaş, “İzmir için Liman’la birlikte
tam bir hazine olan bu bölgede hep
birlikte çalışmak zorundayız.
Sadece Konak Belediyesi ve
Büyükşehir değil, gereken tüm kamu
kurumlarının da katılacağı bir çalışma
gerekiyor. Kaynakları da zamanı da
verimli kullanmalıyız. Bölgede
akupunktur noktalarını bulmak
gerekiyor. Bu, ipin ucunu bulmak
gibidir, gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Bu bölgenin sahip olduğu zenginlik
‘Eski Kent’ tanımlamasında birçok
mekanı geride bırakacak özelliğe
sahip. Yeter ki zamanı ve kaynakları
iyi kullanalım ve birlikte, koordinasyon içinde çalışalım” diye konuştu.
(HABER MERKEZİ)
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi
285 96 50
Kara Hastanesi
262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg.
Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
-Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak.
388 19 63
Konak Doğum Evi
489 09 09
Tepecik Doğum Hast.
449 49 49
-Kan MerkezleriKızılay
463 63 53
Çocuk Hastanesi
433 06 08
Ege Üni.
388 28 61
Tepecik Kan Merkezi
433 38 74
ULAŞIM TELEFONLARI
Denizyolları
THY Rezervasyon
Basm. Rezervasyon
Alsancak Gar
Santral Garaj
-Türk TelekomArıza
Bilinmeyen Numara
Danışma
Uyandırma
Posta Kodu
Fono Tel
Borç Ögrenme
Çağrı
-SinemalarAgora Balçova
Afm Park Bornova
Afm Forum Bornova
Afm Ege Park
Afm Passtel
121
11811
444 14 44
135
119
141
163
133
277 25 25
373 73 20
373 03 50
324 42 64
489 22 00
Avşar Palmiye
Cinebonus
Cinebonus
Cinebonus (Ykm)
Cinecity Kipa Çiğli
Çeşme Hollywood
Çamlıca
Deniz Karşıyaka
Batı Sineması
Çınar Sineması
Karaca Sineması
Kipa Hollywood
Menemen Kültür
Şan Konak
Çınar Center
277 48 00
278 87 87
446 90 40
425 01 25
386 58 88
712 07 13
343 83 15
381 64 61
347 58 25
489 88 85
445 87 76
252 56 66
832 14 11
483 75 11
277 11 00
Sema Sineması
Konak Sineması
Desem Sineması
Karşıyaka Sineması
İzmir Sİneması
-TiyatroKonak Sahnesi
Ragıp Haykır Sahn.
İzmir Devlet Tiyat.
Uğur Mumcu Sahnesi
İzmir Tiyatro
Bab-ı Sanat Merkezi
İsmet İnönü
Sanat Merkezi
483 91 00
483 21 91
422 53 10
381 50 98
421 42 61
483 50 35
369 14 87
445 89 41
343 04 33
446 77 95
441 09 02
464 88 89
444 08 49
484 86 38
464 77 95
472 10 10
-Körfez Ulaşım İskelelerKonak
484 98 56
Karşıyaka
368 00 42
Alsancak
464 78 31
Bostanlı
330 89 22
Bayraklı İskele
345 77 53
Pasaport İskele
484 22 56
Göztepe İskele
224 20 22
Üçkuyular İskele
259 40 13
-Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb.
435 11 84
Buca
426 69 37
Çiğli
376 90 91
Karşıyaka
369 79 80
Bornova
388 83 78
Narlıdere
238 32 90
261 48 04
Eşrefpasa
Gaziemir
251 92 05
Güzelbahçe
234 05 34
Konak
425 60 60
Çeşme
712 63 46
SAYFA 13
SONDAKiKA GAZETESİ >>
13 SAĞLIK
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
Sigarayı bırakanlar kilo
almaktan korkmamalı!
Sigara bırakmakla kilo
artışı arasındaki ilişkiyi
değerlendiren Hatice
Baygut, ağırlık
artışlarında temel
faktörün alınan enerji
ile harcanan enerji
arasındaki dengesizlik
olduğuna dikkat çekti
canması gerektiğine işaret etti. Baygut bu
çerçevede, alınan ve harcanan enerji
arasındaki dengeyi sağlamak ağırlık kontrolüne yardımcı olacağını ifade etti.
"KİLO VERMEK İÇİN
SİGARA İÇMEYİN"
Vücudun günlük olarak alınan enerji
miktarının yüzde 70'inin kalp, beyin ve
karaciğer gibi önemli organların çalışabilmesi için harcadığını anlatan Hatice
Baygut, sigaranın etken maddesi olan nikotinin metabolik hızı artırdığını belirterek,
"Bu durum harcanan kalori miktarını artırmaktadır; ancak bu yöntem kalori harcamak için seçilecek son derece sağlıksız bir
yöntemdir. Sigara içtikten sonra metabolizma hızlanır, içilen her sigara kalbin dakika
10-20 kez daha fazla vuruş yapmasına neden olur. Sigara içenlerde kalp hastalıklarının yüksek olmasının bir nedeni de
aslında budur. "şeklinde konuştu.
Y
akın Doğu Üniversitesi (YDÜ)
Hastanesi Diyetisyen Uzman Hatice Baygut, sigarayı bırakanların kilo almaktan korkmamaları gerektiğini
söyledi. YDÜ Hastanesi Baş Diyetisyeni
Uzman Hatice Baygut, yapılan araştırmalar
sonucunda sigarayı bırakanların ortalama
2-5 kilogram aldığını ve günlük içilen
sigara miktarına bağlı olarak alınan kilonun da farklılık gösterdiğini ifade etti.
Günlük 2 paket sigara içen bireylerin günlük bir paket içenlere göre, daha fazla kilo
aldığını kaydeden Baygut, kilo alımının
özellikle sigarayı bırakmayı takip eden ilk
6 aylık süreçte olduğunu dile getirdi.
"ALINAN ENERJİ HARCANAN
ENERJİDEN FAZLA OLURSA
KİLO YAPAR"
Sigara bırakmakla kilo artışı arasındaki
ilişkiyi değerlendiren Hatice Baygut, ağırlık artışlarında temel faktörün alınan enerji
ile harcanan enerji arasındaki dengesizlik
olduğunu kaydetti. Günlük olarak alınması
gereken enerjinin yaşa, cinsiyete, vücut
ağırlığına, metabolizmaya ve yapılan egzersiz miktarına göre farklılık göstermekte
olduğuna vurgu yapan Baygut, temelde
harcanan enerji alınan enerjiden fazla
olduğu durumlarda kiloda artışlar meydana
geldiğini belirtti.
"BİR KİLO VERMEK İÇİN 7 BİN
KALORİ HARCAMAK GEREKİR"
Bir kilogram kaybetmek ve ya kazanmak için gerekli enerjinin 7 bin kalori
olduğunu bildiren Baygut, aynı şekilde kilo
vermek için de kilo başına 7 bin kalori har-
"SİGARA BIRAKILDIĞINDA
METABOLİK HIZ NORMALE DÖNER"
Sigara bırakıldığında metabolik hızın
azaldığı bilgisini veren Baygut, bunun zamanla normale döndüğünü ifade etti. Normal seviyeye düşüşün birkaç hafta ve ya
birkaç ay sürebileceğini söyleyen Baygut,
"Bu esnada daha az kalori harcanıyor olması da kilo alma ihtimalini artırır, ancak
hiçbir zaman metabolizmayı hızlandırmak
için sigara içmek doğru seçenek değildir.
"diye konuştu.
Sigaranın bırakılması durumunda tat ve
koku alma hislerinin normale döndüğünü
aktaran Baygut, bu güzel sebepten ötürü iştahta artışın meydana geldiğini, yemek
alımındaki artışla beraber sevilen ve
tartılmanın yanlış olduğunu ifade
eden Yüzbaşıoğlu, “Kilo takibi amacıyla sık sık tartılmak yanlış
bir yöntemdir. Sağlıklı bir diyetle
kilo değişimi ayda 4-6 kilodur.
Buna göre haftada 1-1,5 kilo kaybı normaldir. Fazlasını beklemek
hayal kırıklığına sebep olabilir.
Uygun tartılma sıklığı haftada bir
ve sabahları aç karnına olmalıdır.
Gün içinde farklı saatlerde birkaç
kez tartılmak ise moral bozmaya
ve motivasyonun azalmasına neden olacaktır.” diye konuştu.
Kilo verilmeye başlanırsa kişilerin kendilerine ödül vermesi
gerektiğini söyleyen Yüzbaşıoğlu,
“Diyet programına başladıktan bir
süre sonra kilo vermeye başlanırsa, verilen kilolar için kişiler kendilerini ödüllendirebilirler ancak bu ödüllendirme diyeti
bozarak olmamalıdır. Kendilerine
ödül olarak; beğendikleri bir
kıyafeti alabilir, saç modellerini
değiştirebilir ya da uzun zamandır
görmek istedikleri bir yere gidebilirler. Bu şekilde motivasyon
artırılabilir. Diyet süresince motivasyonu yüksek tutabilmek
amacıyla verilen her
kilo için sevinmek
önemlidir. Verilen kilo miktarı ne olursa
olsun, diyet
yapan kişiler
başarılarını
takdir etmelilerdir.
Bardağın
dolu
tarafını
görmek
diyetin
uzun süreli olmasına ve
başarıyla
sonuçlanmasına sebep olacaktır.” şeklinde
konuştu.
(CİHAN)
KİLO ARTIŞI NASIL ENGELLENEBİLİR?
Sigaranın kalbe kilo almaktan çok daha
fazla zarar verdiğini bildiren Baygut,
günde bir paket sigara içmenin kalp üzerinde oluşturduğu stresin 45 kilogram
ağırlık artışına denk olduğunu vurguladı.
Bu nedenle sigarayı bırakma sonrası kilo
artışı olsa dahi bunun hiçbir zaman sigara
ile aynı düzeyde olmayacağını ifade eden
Baygut, sigarayı bırakmanın kişinin akciğer kanseri ve diğer kanserlere yakalanma riskini, kalp krizine ve inme geçirme
riskini azalttığını ifade etti.
TAVSİYELER
Sigara bırakan kişilerin kilo almamaları
için bazı önerilerde bulunan Baygut şu
tavsiyelerde bulundu:
-Besinlerin daha az yağlı olanlarını
tam yağlı olanlara tercih edin.
-Yemek aralarında atıştırmak için
kalorisi düşük besinleri tercih edin.
-Sebze ve meyvelerden zengin, yağsız et
ve ürünlerini, az yağlı veya yağsız süt ve
ürünlerini içeren, kan şekerini dengeleyici tam tahıllı ürünlerin yer aldığı
dengeli bir beslenme programını benimseyin.
-Şeker ve şekerli besinlerden uzak durarak gereksiz kalori alımını azaltın.
Şekerli besin tüketmek istiyorsanız
doğal tatlandırıcılar ile yapılmış olanları
tercih edin.
-Düzenli egzersiz yaparak kalori harcamanızı artırın, iştahınızı baskılayın,
tekrar sigara içme arzunuzun önüne
geçin ve stresinizi azaltın. (CİHAN)
Türkiye'de her
4 kişiden biri
hipertansiyon
hastası
Önce moral
sonra diyet
Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, kişiyi
günlük hayatında zorlamayacak,
doğru planlanmış bir diyet programı sayesinde beslenme
alışkanlıkları değiştirilerek
başarılı sonuçlar alınabileceğini
söyledi. Yüzbaşıoğlu, “Diyete
başlayanlar ‘Acaba kilo verebilir
miyim? Versem bu kilomu koruyabilir miyim?’ Gibi motivasyonu etkileyecek sorularla kendilerini yormamalıdır.” dedi.
Memorial Ankara Hastanesi
Beslenme ve Diyet Bölümü’nden
Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, diyet
yaparken başarılı olmanın yollarını sıraladı. Yüzbaşıoğlu, “Kilo
vermek isteyen birçok kişi sık sık
diyete başlamakta fakat bir süre
sonra pek çok farklı nedenle diyet
programına sadık kalamamaktadır. Kişiyi günlük hayatında zorlamayacak, doğru planlanmış bir
diyet programı sayesinde beslenme alışkanlıkları değiştirilerek
başarılı sonuçlar alınabilir. Diyete
başlayanlar ‘Acaba kilo verebilir
miyim, versem bu kilomu koruyabilir miyim?’ gibi motivasyonu etkileyecek sorularla kendilerini yormamalıdır. ‘İlk ay 8 kilo
veririm’ gibi büyük
hedefler koymak
yerine gerçekçi
hedeflerle ve kendilerini
strese sokmadan diyete
başlayabilirler.
‘Ayda 1 kilo
versem bile
yılda 12 kilo
eder’ diye
düşünerek
rahatlayabilir, yapabileceklerine
inanarak
ve kendilerini cesaretlendirebilirler.” ifadelerini
kullandı.
Sık sık
sevilmeyen besinlerde de değişiklikler olabildiğini kaydetti.
Yeni doğan bebeklerde
göz yaşarması çok ciddi
hastalıkların habercisi!
Yeni doğan bebeklerde göz
yaşarması ciddi hastalıkların
habercisi olarak görülüyor. Herhangi bir sağlık problemi olmayan ve zamanında doğmuş
bebeklerin yüzde 5'inde gözlerde
sürekli sulanma ve çapaklanma
gözleniyor. Medicine Hospital
göz doktoru Op. Dr Adem
Eroğlu, bebeklerde görülen göz
sulanması, masaj gibi çeşitli
tekniklere rağmen bir yaşından
sonra da devam ederse tıkanıklığın müdahale ile açılması
gerektiğini belirtiyor. Eroğlu
“Normalde gözyaşı salgısı 3.-4.
Haftada salgılanmaya başlar,
üretilen göz yaşı, göz üzerinden
dolaşıp alt ve üst göz kapağının
burunla birleştiği yerden kanallar
vasıtası ile burun arka kısmından
genize akar. Bu akış rotası içinde
herhangi bir noktadaki tıkanıklık
durumunda salgılanan gözyaşı
tıkanıklık noktasından geriye
doğru birikerek göllenir ve dışarı
akar, bu göllenme nedeniyle de
mikropların üremesi için uygun
ortam oluşur. Doğumsal gözyaşı
kanal tıkanıklığı 100 doğumdan
5-10 bebekte görülür, bunların
yüzde 90’ı düzelir, çok az bir
kısmına müdahale etmek
gerekir.” diyor.
Eroğlu, gözün iç kısmında
bulunan kese bölgesi üzerine
yapılacak masajın çoğu zaman
tıkanıklığı açtığına işaret ediyor.
Masajda işaret parmağı kese
içeriğinin dışarı kaçmasına engel
olacak şekilde iç kısma konuyor
ve kesede hidrostatik basıncı
artırmak amacıyla sertçe aşağı
doğru basınç uygulanıyor.
Günde 4 kez ve her seferde 10
defa bunun tekrarı gerekiyor.1218 aylık olduktan sonra açılma
olmamışsa genel anestezi altında
probing (sondalama) yapılıyor.
Açılma olmazsa 6 hafta sonra
tekrar probing uygulanabiliyor.
Yüzde 90 ilk probingde açılıyor,
yüzde 6 bebek 2. probingde
açılır. Açılmama halinde silikon
tüp uygulaması gerekebiliyor.
Adem Eroğlu, bebeklerde
göz yaşarmasının daha önemli
bir nedeninin doğumsal göz tansiyonu olduğunu vurguluyor.
Op. Dr Adem Eroğlu, ” Aksi ispat edilene kadar yeni doğan bebeklerde göz yaşarması varsa
mutlaka doğumsal göz tansiyonu
akıldan çıkarılmamalıdır. Erken
dönemde teşhis edilirse çocuğun
görmesi kurtarılabilirken, geç
kalınması durumunda körlükle
sonuçlanması kaçınılmazdır.
Çocukta aşırı göz yaşarması,
ışığa bakamama, başını ve gözlerini ışıktan kaçırma, hatta
çocuk biraz büyükse yüz üstü yatmaya çalışır, başını yastığın altına gömer. Gözlerin görünüşü
normalden büyüktür (buftalmusöküz gözü), resimdeki gibi bulanıklık olabileceği gibi tansiyonun yüksekliğine bağlı olarak
saydam da olabilir. Tek tedavisi
cerrahi müdahaledir” ifadelerini
kullanıyor. (CİHAN)
Ulusal Böbrek Vakfı ve Hipertansiyon
Derneği Başkanı Prof. Dr. Yahya
Sağlıker, Türkiye'de yaklaşık 20 milyon
hipertansiyon hastası olduğunu bildirdi.
Sağlıker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye'de her geçen
gün hipertansiyon (yüksek tansiyon)
hastası sayısının arttığını belirtti. Erkeklerin kadınlara oranla daha yüksek kan
basıncına sahip olduğu için daha fazla
risk altında bulunduğunu anlatan
Sağlıker, "Ayrıca, ileri yaşlarda hem
damarın yapısındaki esnekliğin azalması hem de damar içindeki sıvının
yapısındaki değişiklikler, kan basıncında yükselmeye neden olabiliyor. Bu da
tansiyonunuzun yükselmesindeki nedenlerden birisi" diye konuştu.
Aşırı kilonun da hipertansiyon
hastalığını tetiklediğini ifade eden
Sağlıker, şu bilgileri verdi: "Bunların
yanı sıra sigara ve alkol de damar
sertliği, buna bağlı olarak kan basıncı
yükselmesine neden oluyor. Günlük alınan kalori miktarı ile harcanan miktarın
eşit olması için düzenli yürüyüş ya da
egzersiz gereklidir. Aksi takdirde bir
taraftan göbek çevresinde, cilt altında
yağlanma meydana gelir. Bunlar da
hipertansiyon oluşumunda etkili faktörlerdir."
"4 kişiden biri
hipertansiyon hastası"
Sağlıker, hipertansiyon hastalarının
çoğu zaman hastalıklarının farkında olmadıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:"Türkiye'de yaklaşık 20 milyon insan, yani her 4 kişiden biri hipertansiyon hastası. İstanbul'da 3 milyon,
Ankara'da 1,5 milyon, Adana'da 500
bin civarında hipertansiyon hastası var.
Bu sayı gün geçtikçe artıyor. Tansiyonunuz 14/9'un üzerinde ise risk başlıyor. Ülkemizde kendisinin hipertansiyon
hastası olduğunu bilenlerin sayısı bile
çok az. Tansiyonunu normal zannediyorlar. ABD'deki insanların sadece yüzde
7,5'i kendisinin hipertansiyon hastası
olduğunun farkında, oran bizde daha
düşük."
Prof. Dr. Sağlıker, Hipertansiyonu
kontrol altına almak için sigara ve
alkolü bırakmak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve özellikle
tuzdan uzak durmak gerektiğini aktardı
(AA)
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Mayıs
2014
Cuma
2013
Perşembe
14 GÜNCEL7237ubat
Yaralı işçi: Soğuk taş ve
su sayesinde kurtuldum
'Ekonomik
kurumlar siyasi
hesaplara
yanaşmadan
karar vermeli'
Bülent Ecevit Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlılığı yapan ve 2001 krizinde
‘Güçlü Ekonomiye Geçiş’ programını hazırlayan
Kemal Derviş, Ege Sanayicileri ve İşadamları
Derneği (ESİAD) 31’inci Yüksek İstişare Toplantısı’na katıldı. Türkiye ve global ekonomiye yönelik
değerlendirmelerde bulunan Derviş, başta Merkez
Bankası olmak üzere ekonomik kurumların özerk
kalması gerektiğini söyledi. Ekonomik kurumların
günlük siyasi hesaplara yanaşmadan karar vermeleri gerektiğini vurgulayan Derviş, “Bu tür kurumlar mutlaka özerk olmalı ve siyasi duruma göre
karar vermemeli. Özelleştirme konusu da yine çok
tartışılan konular arasında. Bence Türkiye’de çoğu
işletme özelleştirilse de olur ama bazı stratejik
yapıların, tesislerin mutlaka devlet kontrolünde olması gerektiğini düşünüyorum.” dedi. İzmir’in
önemli sanayi kuruluşlarının temsilcileri ve
işadamlarının katıldığı toplantıda konuşan Derviş,
iç siyasete değinmek istemediğini belirterek global
ekonomik veriler üzerinden Türk ekonomisine
yönelik tespitlerde bulundu. Türkiye’nin 2023’te ilk
10 ekonomi arasında yer alması için kazaya uğramadan yıllık yüzde 7 büyümesi gerektiğini belirten
Derviş, cari açığın azaltılması için tasarrufun önemine vurgu yaptı. “Bunun için de güven lazım.” dedi.
Devlet, piyasalar ve özel sektörün birlikte hareket
etmesi halinde planlanan büyümenin gerçekleşeceğini dile getiren Derviş, “Devlet her şeyden çekildiğinde özel sektör tek başına bunu başaramaz ama birbirlerine yakın olurlarsa da yolsuzluklar baş
gösterir.” diye konuştu. Uzlaşma kültürünün de
ekonomilerde çok önemli bir yere sahip olduğuna
dikkat çeken Derviş, şöyle devam etti: “Türkiye,
geçmişte yaşadığı ağır krizleri uzlaşma kültürü ile
en az zararla atlattı. Ardından hızla yeniden büyüme
sürecine girildi. Uzlaşmacı yapı iç tasarrufu yüzde
20’lere taşıyabilir. İnsanlar yarına güvenirse tasarruf
yapar.” Hızlı büyüme veya yavaşlamaların bütün
dünyayı aynı derecede etkilediğini vurguladı.
(CİHAN)
Soma'daki maden faciasından 7 saat sonra yaralı olarak kurtulan işçilerden 33
yaşındaki Ferhat Genç, soğuk taşları vücuduna sürerek ayakta kaldığını anlatıyor. Kurtarılmayı beklerken kendisine çay ikram eden arkadaşının ise şehit olduğunu söylüyor
Mesai arkadaşlarının çoğunu toprağa veren Genç, saat 15.00 sularında elektriğin
kesilmesiyle dışarıya çıkmaya çalıştıklarını
ifade ederken yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"O gün sabah saat 08.16 vardiyasındaydım.
Sabah işe girdik. Saat 15.00 gibi elektrikler
gitti. Yapacak bir işimiz olmadığı için çıkmaya yeltendik. Çıkarken dumanla
karşılaştık. Dumanı gördüğümde
arkadaşları uyardım, yaşam mahalline gidelim, orada en azından duman yoktur veya
geç gelir, oradan çıkabiliriz. Kendimize sığınacak yer aradık, sığındık da. Ben A
panosundaydım, H panosu dediğimiz bir
altımızda arkadaşlar varmış, sonra onlar da
geldi. Arkadaşın biri saydı, 142 kişiydik.
İçimizden iki kişi yukarı çıkmış, yer üstüne.
Yer üstüyle irtibatımız olmadığı için bunlara
haber verelim, en azından nerede olduklarını biliyorlar ve canlı olduğumuzu
söyleyelim diye. Arkadaşlar kendini riske
atarak yukarı çıkmışlar, haber de vermişler."
'ÇAY İKRAM EDEN
ARKADAŞIM ŞEHİT OLDU'
Oturmaya başlayarak kurtarılmayı beklediklerini aktaran Genç, o sırada termosundan kendisine çay ikram eden
arkadaşının da şehit olduğunu söylüyor. Olayı anlatırken gözyaşlarını tutamayan
Genç, oksijen tüpünün bitmesiyle
arkadaşlarının bayılmaya başladığını ifade
ediyor: "Saat 17.00 oldu. Oturduk, yapacak
bir şeyimiz yoktu. İsmail Coşkun arkadaşım
vardı, şehit oldu. Onun termosunda çay
varmış, 'Abi. çay içer misin?' diye bana sordu. Ben de içerim dedim. Dört beş
arkadaşımıza çay verdi. Son çayını da içtik
arkadaşın, sağolsun. Daha sonra Veysel
Arıkan arkadaşımız, 'Abi, ne yapacağız?'
dedi. Panik yapmaya başladılar. Onlar panik
yaptıkça ben de tedirginim, panik yaptım.”
'TAŞLARI VÜCUDUMA SÜRDÜM'
Oksijenin bitmesiyle zorlanmaya
başladıklarını belirten Ferhat Genç, çareyi
soğuk taşları vücuduna sürmede bulduğunu söylüyor. Bunun çok faydasını
gördüğünü, bayıldıktan sonra ayıldığını an-
latıyor.: "Soğuk taşlardan alıp vücuduma
sürmeye başladım, yüzüme sürmeye
başladım. Arkadaşlara da söyledim, taşları
yüzünüze sürün, faydası oluyor. Bazı
arkadaşlarımız yapmış. Oksijen de vardır
taşta, soğuk çünkü. Benim vücudum sıcak.
Vücut ısısını dengede tutar. Kimi
arkadaşlarımız demirleri ısırmışlar. Çaresiziz, yapacak bir şey arıyoruz. Taşları yüzüme
sürmek, biraz olsun gözümü açtı. Gözlerim
biraz olsun açıldı. Sonra baktım, iki
arkadaşımız yerde oksijen tüpü bulmuşlar,
açmışlardı. Onların yanına gitmeye
çalıştım, varamadım. Su vardı, suyun içinde
oturdum ve kalmışım. Saat 19.00 civarlarında bayılmışım. 7'den sonrasını hatırlamıyorum. Suyun içinde bayılmış kalmışım. Saat
22.00'de ters hava yapıldıktan sonra temiz
havanın bize gelmesi, suyun da faydası olmasıyla ayılmışım."
dedim, ben önemli değilim, önemli olan
arkadaşlarımın aileleri. İsmail Coşkun
arkadaşım vardı, 15 gün sonra çocuğu olacak. Çocuğunun emziğini almış, biberonu
almış, beşiğini almış ama babası yok
çocuğun. Bir tek İsmail kardeşimin cenazesine gidebildim." (CİHAN)
'TAMAM DEDİM, BEN GİTTİM'
Ayıldıktan sonra ayağa kalktığını ifade eden Genç, yürüyemeyince öleceğinden korktuğunu söylüyor: "Oturdum kaldım.
Tamam dedim, ben gittim dedim.
Yürüyemiyorum. Elim ayağım kesik,
gidemiyorum. Sonra arkadaşlarımı gördüm,
yanlarına vardım. Veysel Arıkan arkadaşım
yerde yatıyordu. Vardım yanına, ayıltmaya
çalıştım."
'SEN OLMASAYDIN ŞİMDİ
KİMİNLE YEMEK YİYECEKTİM?'
Hastaneden sonra evine gittiğini belirten
Genç, akşam eşiyle yemek yedikleri sırada
kendisinin ve onun olanlara inanamadıklarını anlattı. Yemekte eşiyle ağladıklarını
söyleyen Genç, borçları olduğu için çalışmaya mecbur olduğunu vurguladı: "Akşam
evde eşimle yemek yiyoruz. Eşim diyor bana, 'Sen olmasaydın, şimdi ben kiminle
yemek yiyecektim?' diyor. Başladı ağlamaya. Bak ben buradayım, iyiyim ama inanamıyorlar. Ben de inanamadım. Yapacağımı bir şey yok. Orası olmasa başka
yer illâ ki olacak, çünkü benim de borcum
var. Herkesin borcu var, tüm arkadaşların
borcu var. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e
NUMARA
taşımada
"uyarı
Turistik pazarın tonu"nun kaldırılacağı iddiası
kapatılmasına
PAZARCI tepkisi
Marmaris İçmeler Mahallesi'nde genelde turistlerin ilgi gösterdiği pazarın kapatılmasına karar verilmesi,
pazarcı esnafının tepkisine
neden oldu.
Sezon başladıktan sonra pazarı
kapatmak yanlış bir karar. Turistler panayır havasındaki
pazarı görmek için geliyor. En
azından bu kapatma kararının
sezon sonuna kadar ertelenmesini talep ediyoruz."
Edinilen bilgiye göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar Marmaris
Müdürlüğü, İçmeler'de yaklaşık
25 yıldır haftada bir gün kurulan pazar alanının bakanlıklarına tahsisli olduğunu ve
boşaltılması gerektiğini Marmaris Belediyesine bildirdi.
"Milli Parklar'ın bu
yeri istemesi manidar"
Marmaris Belediye Başkan
Yardımcısı Dursun Kaplan ise
İçmeler Pazarı'nın 25 yıldır
Pazaryeri Yönetmeliği'ne uygun
olmayan şekilde faaliyet gösterdiğini kaydetti. Göreve geldikten kısa süre sonra Milli Parklar
tarafından kendilerine bir yazı
gönderildiğini anlatan Kaplan,
şunları söyledi:
Bunun üzerine Belediye
Meclisi, pazar yerleri hakkındaki yönetmeliğe de uygun olmadığı belirlenen pazar yerinin
kapatılmasına karar verdi. Zabıta görevlilerince pazarcılara
yapılan tebligatla pazar yerinin
kapatıldığı ve bir daha tezgah
açılmaması istendi.
Duruma tepki gösteren
pazarcılar ise kararın ertelenmesini istedi. Pazarcılardan
Yasin Dönmez, gazetecilere
yaptığı açıklamada, tebligatların ellerine yeni ulaştığını
savundu. Sezon başladığı için
aldıkları ürünler karşılığında
toptancılara çek ve senet
verdiklerini, bankalara borçlandıklarını ifade eden Dönmez, şöyle konuştu:
"Bu tebligatları göstersek
borçlarımız ertelenecek mi?
"Yazıda pazar yerinin Milli Parklar sınırları içinde olduğu ve
acil şekilde boşaltılması gerektiği bildirildi. Bundan dolayı
yönetmeliği de uygun olmayan
pazarın kapatılması gerekiyor.
25 yıl boyunca idarede başka
bir yönetim varken, bu yeri
sorgulamayan Milli Parklar'ın
seçimin hemen ardından yerlerini istemesini manidar buluyoruz. Biz de belediye yönetimi
olarak burayı boşaltıp, kendilerine vereceğiz."
Kaplan, üreticilerin mağdur olmaması için İçmeler sınırları
içinde bir pazaryeri düzenlenmesi çalışmasına başladıklarını
vurguladı.
(AA)
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım
Kaya, cep telefonu aboneliklerinde numara
taşımada "uyarı tonu" uygulamasının kaldırılacağı iddiasıyla ilgili, "Tüketicinin evrensel
haklarından biri olan bilgilenme hakkı ve
hizmeti kullanmadan önce ne kadar ücret
ödeyeceğini bilmesi gerekliliğini sağlayan uyarı tonunun devre dışı bırakılması, tüketici
mağduriyetlerinin artmasına, yüksek faturalar
ödemesine neden olacaktır" dedi. Kaya, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde
medyada, GSM operatörleri arasında taşınan
numara arandığında duyulan "uyarı tonu"nun,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca
kaldırılacağına ilişkin haberlere yer verildiğini
söyledi. Bunun için "bip" sesi diye bilinen uyarı tonunun rekabeti engellediği, "her yöne"
tarifelerin artması nedeniyle uyarıya ihtiyaç
kalmadığı, kişinin numarasını taşıdığının bilinmesinin prestijine zarar verdiği gibi gerekçeler
ortaya konulduğunu savunan Kaya, şöyle
konuştu: "Haberleşmede birçok alanda tüketici mağduriyeti söz konusu iken herhangi bir
düzenleme yapılmazken tüketici yararına olan
uyarı tonu uygulamasının kaldırılmaya çalışılması, tüketicinin şaşkınlığına neden olmuştur.
Halen ülkemizde sınırlı gelir sahibi birçok
tüketici, şebeke içi paketleri tercih etmekte, bu
paketler sayesinde aynı operatördeki abone ile
sesli ve mesajlı haberleşmesini düşük bedellerle yapmaktadır. Farklı operatörü aradığında ise
ücretlendirmeye dikkat etmektedir. Dolayısıyla tüketicinin evrensel haklarından biri olan
bilgilenme hakkı ve hizmeti kullanmadan
önce ne kadar ücret ödeyeceğini bilmesi
gerekliliğini sağlayan uyarı tonunun devre dışı
bırakılması, tüketici mağduriyetlerinin artmasına, yüksek faturalar ödemesine neden olacaktır." Kaya, tüketicilerin yüksek faturalarla
karşılaşacağını ve operatörlerle yaşayacağı
sorunlar yüzünden yargının da yoğunlaşacağını iddia etti. Numara taşımanın sadece fiyat analizi olmadığını, hizmet kalitesi de
dikkate alınarak yapılan bir tercih sayılması
gerektiğini belirten Kaya, uyarı tonunun devam etmesinin hem tüketici yararına hem de
sektörde şeffaflık ve rekabetin sağlanması
bakımından önemli olduğunu dile getirdi.
"Daha fazla haberleşme gideri"
Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Aydın
Ağaoğlu ise "mobil numara taşıma" uygula-
Dr. Özfatura: Maden şehitlerimiz bile bile ölüme yollanmıştır
Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciası
hakkında bir değerlendirme yapan Dr. Burhan
Özfatura, "Gördük ki bu şehitlerimiz aşırı kâr
hırsının, maliyeti 135 dolardan 24 dolara
düşürme amacının, satın alma garantisinin
verdiği doyumsuz iştahlarıyla üretimi maksimumlara çıkarma planlarının kurbanı olmuşlardır. Bile bile ölüme yollanmışlardır."
dedi.Kendi internet sitesinde yayımladığı
yazıda, faciada maden şirketi kadar iktidarın
da vebali olduğunu iddia eden, İzmir
Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından
Özfatura, bunun gerekçelerini şöyle sıraladı:
"Bu iktidar döneminde zengin daha zengin,
fakir daha fakir olmuştur. Türkiye’nin batısındaki fukaralık, sefalet, işsizlik, çaresizlik,
Türkiye’nin güneydoğusundan aşağı değildir.
20 yıldır İLO Madenlerde Güvenlik Sözleşmesi, yandaşlara ek külfet getirmesin diye
imzalanmamıştır. Şimdi iş işten geçtikten sonra gündeme getirilmektedir. Konuyla ilgili önergeyi sırf muhalefet talep etti diye reddetmişlerdir. Acaba, bu şakşakçılar, hayatlarında
hiç madene indiler mi? Buradaki şartların ne
kadar zor olduğunu, insanın kendini diri diri
mezarda hissettiğini, riskleri, kazaları, madenci hastalıklarını, her an duyulan ölüm korkusunu idrak ettiler mi? Bunu yapsalar, bu
masından yararlanmak isteyen bazı
abonelerin, numaralarının taşındığı bilgisini
arayan tarafın bilmesini istemediğinden uyarı
tonunun kaldırılmasının talep edildiğinin ileri
sürüldüğünü aktardı. Türkiye'de hizmet veren
üç operatör tarafından çeşitli tarifelerde
abonelere verilen dakikaların, "şebeke içi",
"şebeke dışı", "her yöne" şeklinde sunulduğuna değinen Ağaoğlu, "Şebeke içi ve dışı farklı
miktarda dakika verilen abonelerin yaptığı aramanın şebeke içi mi şebeke dışı mı olduğu bilgisi, tüketici çıkarı açısından önemlidir. Uyarı
tonu kalktığı takdirde arayan abone, başka bir
operatörün müşterisiyle konuşmasını şebeke
içi görüşme yaptığı zannıyla uzatabilecek ve
bu nedenle de kısıtlı miktardaki her yöne
dakikalarını tüketebilecektir" ifadesini kullandı.
Ağaoğlu, uyarı tonunun kaldırılması durumunda kendi operatörünün abonesini aradığını
zanneden tüketicinin, bilmeden şebeke dışı
dakikalarını tüketeceğini ve böylelikle daha fazla haberleşme gideriyle karşılaşacağını öne
sürdü.
(AA)
şartlarla rödevans sistemini uygularlar mıydı?
Bu derece sefalet ücretlerine göz yumarlar
mıydı? Başbakan, bölgeye gelip çağdışı
örnekleri verir miydi? Facia göz göre göre
gelmiştir. Hiçbir tedbir alınmamıştır. Üretim
akmasın diye kardeşlerimiz bile bile ölüme
gönderilmiştir. Tam bir sorumsuzluk
örneğidir. Kablolar yetersiz, teknoloji çok eski, maskeler küflü, sıcaklık cehennem gibi,
hava fanları arızalı, acil eylem planı yok, tatbikatlar yapılmıyor, eğitim yetersiz. Güya
maden ruhsatları Başbakanlık'ça veriliyor ama denetim yok; 4 bin ocak var, müfettiş
sayısı 60. Kaldı ki müfettişler, ciddi denetim
yapabiliyorlar mı? Madene iniyorlar mı? Anlık denetim mi yapıyorlar, yoksa haber vererek denetim mi yapılıyor? Son 10 yılda 808
bin iş kazası olmuş, sadece 7 bini denetlenmiş. Pekiyi ne cezalar verilmiş? Hiç."
(CİHAN)
SAYFA 15
SONDAKiKA GAZETESİ >>
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23
17Mayıs
Şubat2014
2013Cuma
Perşembe
“KALMAM KONUSUNDA
BİR SIKINTI YOK”
Mustafa Reşit Akçay’dan boşalan koltuğa gelen efsane futbolcu
Hami Mandıralı, suskunluğunu Sondakika Gazetesine bozdu.
Bazı yönetici abilerimizin fikir yürütmesi beni üzüyor diyen
Mandıralı; gelecek sezona ilişkin aslan gibi gençlerimiz var, dedi. Bombacı, lisans sorununu ise bu ay sonu çözeceğini ifade
etti. Şota’nın esprili kontrasına ise, aynı şekilde cevap verdi
O
Yeterlilik konusu çok farklı bir konu…
Bu konuya nereden baktığınız önemli.
Geçmişte bir futbol takımının teknik ekibinde 2-3 antrenör vardı. Günümüz futbolunda en az 10 teknik adam çalışıyor.
Teknik direktör, yardımcıları, kondisyonerleri, analiz uzmanları, fitness antrenörü, maç ve futbolcu izleme ve kaleci antrenörleri gibi… Avrupa futbolunda öyle
takımlar var ki sadece 3- 4 tane kondisyonerle çalışanlar var. Günümüz futbolunda teknik ekipler kendi dalında uzman kişilerden oluşuyor. Buda birinci
adamın işini biraz daha kolaylaştırdığı
gibi en doğru ve az hatayla yapmasına
yardımcı oluyor.
bir Hami Mandıralı…
Daha ne olsun? Hani, röportajın altına hiçbir şey
yazmasak da; sadece Hami yazsak, o da bir röportajdır. Neden? Türkiye Liglerinin bombacısı… Efsane futbolcu… Hayatı Trabzonspor… San Marino’ya attığı frikik
golünün hızı 366,0 km/saat hıza ulaşmış… Guinness Rekorlar kitabına girmiş… İyi de bir Teknik Direktörlük hayatı var. Trabzonspor’da da başarılı bir
sezon geçirdi. Daha ne olsun diyelim ve
röportaja başlayalım…
Hocam direk Şota ile başlamak istiyorum. Bence, röportajın en güzel ve en şirin kısmı, burası olacak. Hocam, Şota’nın kontraları meşhurdur, bilirsiniz…
DEVAM ETMEM KONUSUNDA
BİR SIKINTI YOK
Trabzonspor büyük hedefleri olan bir takım. Peki, siz kendinizi yeterli görüyor
musunuz?
(Gülüyor) Bilmem mi…
Geçenlerde bir kontrası da size isabet etti
galiba. Şota, kendisine sorulan, “Hami
Mandıralı ile neler görüşüyorsunuz” şeklinde ki bir soruya, “Görüşemiyoruz
ki… Hami telefonunu değiştirdi” ifadeleriyle cevap verdi. Zannediyorum ki,
samimiyetinize güvenerek, bir espri yaptı. Siz buna, aynı samimiyete güvenerek,
nasıl bir esprili cevap verirsiniz hocam?
Telefonumu değiştirdiysem, bulsun
yeni numarayı daa… O değiştirince biz
buluyoruz… (Kahkaha) İşin şakası bir
tarafa, Şota benim çok değerli bir arkadaşımdır. Çok severim kendisini. Bizim
için önemli bir değerdir. Bence Trabzonspor’da oynamış en büyük yabancı
oyuncudur. Beraber oynamanın keyfini
yaşadık. Trabzonspor’da görev yapan
bütün teknik adamların öncelikli görevi
bu markayı iyi temsil etmek olmalı. Futbolcu isim olabilir. Eğer isimsen Bosingwa gibi çıkıp takımın için savaşacaksın.
Benim önceliğim Trabzonspor’dur, onun
menfaatleridir. Onun için savaşan futbolcular benim için kıymetlidir. Onlarla yolumuza devam ederiz. Yetenekleri sınırlı
olabilir ama savaşıp mücadele etmeliler.
TRABZONSPOR’A BORÇLUYUM
Hami Mandıralı deyince akıllara Trabzonspor geliyor. Fakat Trabzonspor deyince akıllara Hami Mandıralı gelmiyor.
(Sitemkar) Ne geliyor?
Bombacı geliyor… Topu 366 km hıza
ulaştıran şeye Hami denmez herhalde.
Bombacı filan denir ki deniyor da…
Trabzonspor ve siz, hocam… Neler söylemek istersiniz?
Çocukken en büyük hayalim Trabzonspor’da futbol oynamaktı, bu hayalimle
yatıp bu hayalimle kalkardım. Allah, bu
hayalimi 10 yaşımda Trabzonspor’da
futbola başlayıp 17 yaşımda A Takım
Forması giymekle, bana nasip etti. Trabzonspor forması altında çok güzel günler
yaşadım. Bu anlatılmaz… Ancak yaşanır. Trabzonspor’da, 25 yıl hizmet etmeye çalışan bir birey olarak, Trabzonspor
bünyesi içinde, Trabzonspor’un başarısı
ve menfaatlerinden başka hiç bir şeyi düşünmedim. Trabzonspor kulübünde gerek futbolculuk, gerekse antrenörlük hayatımda spor kamuoyundan gördüğüm
ilgi doğrultusunda bu konuda görevimi
en iyi şekilde yerine getirerek, kulübüme
hizmet ettiğimi düşünüyorum. Hami
Mandıralı olarak benim en önemli görevim bu. Çünkü futboldaki her şeyimi
Trabzonspor’a borçluyum.
TRABZONSPOR OLUNCA
İŞİN DAHA DA ZORLAŞIR
Hocam çok iyi bir futbolcuydunuz ve
şimdi antrenörsünüz… Kıyaslama yapar
mısınız?
Futbolcu iken en önemli görevin çok
çalışmak ve hocanın sana verdiği görevi en iyi şekilde yerine getirmek, di-
ni
e
Y
a
t
o
“Ş
ı
m
a
r
a
m
Nu
Bulsun”
yerek bununla yetinebilme, mazeretin
olabilir . Ama antrenörlükte ise çalıştıran
ve yöneten olarak, üzerinize düşen görevin sorumluluğu gereği, böyle bir mazeretin yok. Sonucunda kazandığınızda
inanılmaz bir mutluluk yaşıyorsunuz fakat kaybettiğinizde görevinizi eksiksiz
yapsanız bile; neden, niçin ve acaba sorularını kendinize soruyorsunuz. Ve sürekli soruyorsunuz… Bu soruları kendinize sürekli sormaktan dolayı antrenörlük çok daha zor ve farklı bir Dünya. Bu,
Trabzonspor olunca işin daha zorlaşır.
BAZI YÖNETİCİLERİN FİKİR
YÜRÜTMESİ BENİ
RAHATSIZ EDİYOR
Hami başarılı… Hami başarılı değil…
Hami gidecek… Hami kalacak… Gitmeli, kalmalı…
Herkes her şeyi söyleyebilir. Ben Trabzonsporluyum. Bu nedenle gündem yaratılması beni rahatsız etmez. Benim
işim Trabzonspor’a hizmet ve bu formanın başarısı… Bu nedenle tüm benliğimle işimi en iyi şekilde yerine getirmeye
odaklanıyorum. Trabzonspor’un geleceğine maddi ve manevi katkı sağlayabilmemiz için liglerde iyi yerlerde olmak
zorundayız. Bu nedenle böyle bir gündem işlerimizin önüne geçemez. Ömrümün 25 yılını Trabzonspor’a hizmet ederek veren bir Trabzonsporlu olarak, Mustafa Reşit Akçay hocamla ikinci adam olarak
çalışmam istendi, bu görevi severek yerine getirmeye çalıştım. Daha sonra Mustafa hoca ayrılınca
birinci adam olmam istendi şu an buradayım.
Ancak bazı yöneticilerin
bu gündemin yaratılmasına yönelik fikir yürütmeleri bir Trabzonlu ve Trabzonsporlu olarak beni
rahatsız etmiyor diyemem.
AY SONU KURSA GİDEREK
PRO LİSANSIMI ALACAĞIM
Pro lisansınız yok hocam. Zannediyorum ki, yakında alacaksınız… Buna ilişkin bişeyler alalım sizden hocam…
Doğrudur Pro lisansım yok. Benim gibi
birçok antrenörün bu konuda sıkıntısı
var. Son yıllarda Pro lisans kursu çok
açılmadı ve ben de gidemedim. Şu anki
UEFA A Antrenörlük Belgesine sahibim.
Bu ayın sonunda açılacak olan TFF Puro
lisans kursuna çağırıldım. İnşallah bu lisansı alacağım.
Benim lisansım ikinci adam olarak yeterli idi. Hocamız ayrılınca böyle bir sorunla yüzleşmek zorunda kaldım. Liglerde pro lisans gerekli ise bizde bunu almak zorundayız.
Sizce önemli mi?
Önemli olmazsa idi böyle bir lisans UEFA ülkelerinde mecburiyet taşımazdı.
Her antrenör lisansı gibi, bilgi ve gelişim
adına, Pro Lisansta bir teknik adam için
çok önemli. Ayrıca Dünya gerçeğinde
herhangi bir mesleği yapmak için sizden
diploma, belge vb. yeterlilikler aranıyor.
Pro lisansı almak yeterlimi diyorsanız,
belge olarak evet, bilgi olarak antrenör
sürekli araştırmaya ve gelişime açık olmalı.
AVRUPA’DA ÖYLE
TAKIMLAR
VAR Kİ…
Az önce de vurgulamıştınız Trabzonspor
ile ilgili hayallerinizi… Şimdi, o takımın
başındasınız… Teknik
ekibin yeterliliğine
ilişkin neler demek istersiniz?
Ben sözlerimin başında ifade etmeye çalıştım. Futbolculuk dışında, Trabzonspor’da teknik direktörlük yapmam benim en büyük hayalimdi. Bana ihtiyaç
duyuldu ve ilk önce ikinci adam olarak
sonra birinci adam olarak Trabzonspor’a
hizmet etmem önerildi bende bu görevimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
Trabzonspor’daki 25 yılık futbol yaşantım, milli takımlar ve Almanya Bundes
LigA liginde Schalke 04 takımlarındaki
futbolculuk süreci ve sonrası Ümit Milli
takım ve Trabzonspor’da yardımcı antrenörlük ve şu anki Trabzonspor teknik sorumluluğu süreci. Bu süreç sonrası güven sıkıntım olmaz. Devam etmem konusunda bir sıkıntı yok. Trabzonspor’a
bütün gücümle hizmet vermeye devam
ederim inşallah.
ASLAN GİBİ GENÇLERİMİZ VAR
Hocam, son olarak; görevinize devam
ederseniz nasıl bir kadro yapısı düşünüyorsunuz?
Gelecek sezon kadro
oluşumuna gelince,
Bu yıl Bourceanu’yu
aldık. İdmanlarda var
gücü ile çalışıp, maçlarda forması için savaşıyor.
Eğer yıldız alacaksak, Bosingwa gibisini bulmalıyız. Ayrıca
bu yılki 24 kişilik takım kadromuzda çalışkan, aslan gibi,
gençlerimiz var. Tüm
bunlar gelecek sezon
için çok önemli bir
artı. Teknik ekibimizle takip ettiğimiz futbolcular
var.
Benim beklentilerimdeki
kadro yapısı bu
kulübün büyüklüğünün bilincinde olan, bu
takımın formasını
adam gibi temsil
edecek karakter
yapısına sahip bir
kadro
kurabilmek.
röportaj
Kapılarını tüm medyaya kapatan Trabzonspor’un Teknik Patronu Hami Mandıralı, suskunluğunu Yavuz Atalay’a bozdu
SAYFA 16
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
23 Mayıs 2014 Cuma
Başkalarını
suçlayarak
İkizlerinin
sünnet hazırlığı
hayatını kurtardı HATALI UYGULAMALARI
örtemezsiniz!
www.sondakikagazetesi.com
Soma'daki maden faciasının yaşandığı ocakta çalışan Yusuf Pala, "Kazanın meydana
geldiği 13 Mayıs'ta oğullarımın sünnet hazırlığını yapıyordum. O hafta sonu olacak sünnet düğünü için dana kesiyorduk bu nedenle işi gitmedim. Eğer bu olmasa ben de o
vardiyada olacaktım. Sünnet hazırlıklarından
dolayı hayatta kalmama sevinemedim. Orada ben de olabilirdim" dedi.
Soma'daki maden faciasının yaşandığı ocakta çalışan ve kazanın olduğu gün ikiz
çocuklarının sünnet töreni hazırlıkları için
işe gitmeyen Yusuf Pala, hayatta kalmayı
başardı. Çocuklarının sünnet törenini olay
nedeniyle erteleyen Pala, düğünün yapılacağı gün hayatını kaybeden arkadaşları için
lokma döktürdü, mevlit okuttu. Pala, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılı aşkın
süredir madencilik yaptığını, 301 işçi
arkadaşını kaybetmenin büyük üzüntüsünü
yaşadığını belirtti. 18 Mayıs Pazar günü tek
yumurta ikizi olan 11 yaşındaki Ahmet Ensar ve Süleyman Sırrı'nın sünnet düğününü
yapmak için hazırlıklara başladıklarını anlatan Pala, şöyle konuştu: "Kazanın meydana
geldiği 13 Mayıs'ta oğullarımın sünnet hazırlığını yapıyordum. O hafta sonu olacak sünnet düğünü için dana kesiyorduk bu nedenle işi gitmedim. Eğer bu olmasa ben de o
vardiyada, işte olacaktım. Biz madenciyiz.
Kömürden ekmek paramızı kazanıyoruz.
Çocuklarıma aileme bakmak zorundayım.
Sünnet düğünümüzü bilen madenci
arkadaşlarım aşağıdan arayıp 'Biz de geleceğiz' dediler. Ben de buyrun gelin dedim.
Sonrada vardiyaya girenler olayın gerçekleştiğini söylediler. Haberi alır almaz işlerimi
bıraktım ve ocağa koştum. Bir baktım ki her
yer duman. İçerideki arkadaşlarımız çıkamamışlar. Ocağa havanın ters basılmasıyla
birlikte biz de aşağıya kurtarma amaçlı
girdik. Çok zordu. Orada gördüklerimiz,
yaşadıklarımız insanı derinden sarsıyor. Ocakta yerdeki her işçiyi çevirip baktığımda
arkadaşımdı. Acaba bir tane yaşayan var mı
diye nabız kontrolü yaptım ama hiçbiri
yaşamıyordu. Bayağı bir arkadaş çıkardık oradan. Sünnet hazırlıklarından dolayı hayatta
kalmama sevinemedim. Orada ben de olabilirdim."
Sünnet düğünü tarihinde
arkadaşlarına mevlit okuttu
Maden faciasının ardından 18 Mayıs'ta
yapılacak sünnet düğününü iptal ettiklerini,
bunun yerine aynı tarihte hayatını kaybeden
madenci arkadaşları için lokma döktürüp
mevlit okuttuğunu ifade eden Pala, "Sünneti
erteledik. İnşallah daha sonra yapma
düşüncesindeyiz ama onu düşünecek halde
de değiliz. Sevineyim mi üzüleyim mi bilmiyorum. Çok perişanız. Ciğerimiz yanıyor" diye
konuştu.
Başkan Kocaoğlu’ndan
Vali Toprak’a sert eleştiri
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu, demokratik hakkını
kullanan onbinlerce İzmirliyi “marjinal grupları öne sürerek” cezalandırmanın, sağlıklı bir yönetim anlayışıyla bağdaşmadığını söyledi
İzmir Valisi Mustafa Toprak ve İl Emniyet Müdürü
Celal Uzunkaya’nın basın toplantısıyla yaptığı açıklamaları değerlendiren Başkan Kocaoğlu, “10 yıldır ayrım
yapmaksızın, her türlü kurala uyarak, uyum içerisinde ve
hakkaniyet ölçüsünde belediye başkanlığı görevini
sürdürüyorum. 30 Mart’ta hemşehrilerimizin verdiği
desteğe layık olmak için 5 yıl daha aynı hassasiyetle
çalışacağım. Sayın Vali’nin ideolojik ve popülist yaklaşım
nitelemesini ne bizim ne de hemşehrilerimizin kabul
etmesi mümkün değildir. Göreve geldiği günden bu tarafa
verdiği kararlar ve uygulamalarıyla, kimin ideolojik,
popülist ve yanlı olduğu, kamuoyu tarafından çok iyi bilinmektedir” diye konuştu. Daha önce demokratik bir şekilde sürdürülen İzmir’deki hak arama etkinliklerinin, Vali
Toprak geldikten sonra İzmirlileri tahrik edici sert uygulamalarla engellenmeye çalışıldığını kaydeden Büyükşehir
Belediye Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Marjinal gruplardan bahsederek onbinlerce İzmirliyi cezalandırmak,
sağlıklı bir yönetim anlayışıyla bağdaşamaz. Demokratik
hakkını kullanan hemşehrilerimiz, hiçbir zaman marjinal
grupların peşine takılıp vandalizme olanak sağlayacak bir
tutum içerisinde olmadı. Dolayısıyla buradaki gerçek amacın sindirmek, baskı altında tutmak ve demokratik hakların kullanılmasını engellemek olduğunu düşünmekteyiz.
Bu konuyu da İzmirli hemşehrilerimizin dikkatine sunuyorum. Ayrıca ülkenin en aydınlık, en demokrat kentinin
huzurunu bozmak, ortamı germek, hiçbir yetkilinin hakkı
değildir. Gerilimden beslenerek, başkalarını suçlayarak
hatalı olduğuna inandığımız uygulamaların üstünün
örtülmesi mümkün değildir. Bu tür hedef şaşırtma çabalarını İzmirli hemşehrilerimiz çok iyi anlamakta ve
değerlendirmektedir.”
Başka seçenek kalmadı
Vali Mustafa Toprak ile komisyon başkan ve üyelerinin
“uzlaşmaz” tutumu nedeniyle İl Özel İdaresi malları
konusunda yargıya gitmekten başka seçeneklerinin
kalmadığını da vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye
Bornova Belediyesi’nden
vatandaşa özel hizmet
Bornova Belediyesi emlak, çevre ve temizlik
vergilerini ödemeye gelen vatandaşları evlerindeymiş gibi ağırlıyor. Yoğunluğun yaşandığı
Merkez Vezne’ye gelen Bornovalılar, sıralarını
kurulan çardağın altında ikram edilen içeceklerini
yudumlarken bekliyor. Bornova’da ileyen vatandaşlar vergilerini evlerinden ya da işyerlerinden
‘www.bornova.bel.tr’ adresine girerek internet
üzerinden de ödeyebiliyor.
Bornova Belediyesi, emlak,
çevre ve temizlik vergileri birinci
taksitlerinin son ödeme günü
yaklaşırken artan yoğunlukta
vatandaşlara özel hizmet veriyor. Büyükpark içerisindeki
Merkez Vezne’ye gelen Bornovalılar sanki bir çay
bahçesindeymiş gibi ağırlanıyor.
Kurulan seyyar çardakta güneşten
"301 rakamı tamamen doğrudur"
Faciada hayatını kaybeden 301 kişinin de
arkadaşı olduğunu, bu rakamın daha fazla
olduğu yönündeki iddiaların tamamen
spekülasyon olduğunu vurgulayan Pala,
şöyle devam etti: "Böyle söylentilerde bunu
siyasete alet etmek istiyorlar. Allah, Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'dan razı
olsun. Adam gibi bir adam. Başımızda durdu, uyumadı. Bizim acılarımıza ortak oldular,
sağolsunlar." (AA)
korunan vatandaşlar Bornova Belediyesi ikram
aracından da yararlanabiliyor. Oturdukları yerde
sıralarını beklerken çay, kahve ya da meyve sularını yudumluyor. İşlem sırası gelenler halkla ilişkiler personeli tarafından ilgili vezneye yönlendiriliyor. Bornovalılara vergi ödeme konusunda
göstermiş oldukları hassasiyetten dolayı teşekkür
eden Bornova Belediye Başkanı Olgun
Atila, “Vergi ödeme sorumluluklarını yerine getirme konusunda özen gösteren vatandaşlarımızın ayakta sıra
beklemelerini istemedik
ve böyle bir hizmet sunduk” dedi.
Son ödeme
tarihi uzatıldı
Bornova Belediyesi,
emlak, çevre ve temizlik
vergileri birinci taksitinin
son ödeme tarihini 31 Mayıs’tan 2 Haziran’a uzattı. Büyük park
içindeki Merkez Vezne, hafta ve ay sonuna denk gelen 31 Mayıs Cumartesi ve 1 Haziran
Pazar günleri ile 2 Haziran Pazartesi günü de
hizmet verecek. Merkez Vezne, hafta sonunda
09.00 ve 16.00 saatleri arasında açık olacak.
İnternetten ödeme
imkanı da var
Bornova’da vatandaşlar, emlak vergilerini, internet üzerinden ‘www.bornova.bel.tr' adresine girerek ‘e-ödeme' sistemiyle evlerinden ya da işyerlerinden çıkmadan da ödeyebiliyor.
(HABER MERKEZİ)
Madende can veren ağabeyinin
hayalini gerçekleştirmek istiyor
Soma'daki maden faciasında hayatını
kaybeden imam hatip lisesi mezunu Feridun
Çelik'in, çok istemesine rağmen imam olamadığı, ailesine bakmak için kömür ocağında
çalıştığı öğrenildi. 8 ay önce evlenen ve 5 aylık
hamile eşini geride bırakan işçinin kardeşi
Çelik: "Beni ağabeyim okuttu. Geçen yıl imam hatip lisesinden onun sayesinde mezun
oldum. O olmasaydı okuyamazdım, bu köyde
çoban olurdum" dedi.
Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında 27 yaşında hayatını kaybeden ve
geride 5 aylık hamile eşi kalan Feridun Çelik'in "imam olma" hayalini, kardeşi gerçekleştirmeye çalışacak.
Feridun Çelik'in, Balıkesir'in Dursunbey
ilçesi Çamharmanı Mahallesi'nde yaşayan
kardeşi Hüseyin Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 16 yaşından itibaren ailenin
geçimini üstlenen ağabeyinin, söz konusu
maden ocağında yaklaşık 6 yıldır çalıştığını
söyledi. Ağabeyinin, 16-17 yaşlarında simitçilik yaparak aile bütçesine katkı
sağlarken diğer yandan öğrenimini tamamladığını belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Ağabeyim dahil 6 kardeştik. İmam hatip
lisesinde okudu ve mezun oldu. Sesini
beğenmedi, imam olamayacağını
düşündüğü için Soma'ya gidip madende
çalışmaya başladı. 'Sesim iyi değil, benden
imam olmaz' diyordu. Çok istiyordu ama
yapamadı, imam olamadı. Sürekli bize
yardımcı olurdu. Babamın geliri yoktu. Kendi ailesini geçindiriyordu, bana harçlık
veriyordu, az da olsa eve para gönderiyordu. Ben de Soma'da ağabeyimin yanında
okuluma devam ettim. Beni ağabeyim okuttu. Geçen yıl imam hatip lisesinden onun
sayesinde mezun oldum. O olmasaydı
okuyamazdım, bu köyde çoban olurdum."
Bu sene sınava girdiğini ve iyi puan almasına en çok ağabeyinin sevindiğini vurgulayan Çelik, onun, pek çok tanıdığını arayıp
"Hüseyin iyi puan almış" dediğini aktardı.
Çelik, imam hatta müftü olacağına en çok
ağabeyinin inandığını bildirerek, "Göremedi. Ağabeyim için, ruhunun rahat etmesi
için yapmam lazım, müftü olmam lazım. İlahiyat fakültesini kazanmak ve ağabeyim
hayallerini gerçekleştirmek istiyorum. Tek
hedefim bu" ifadesini kullandı.
Ağabeyinin 8 ay önce evlendiğini ve
yengesinin 5 aylık hamile olduğunu dile getiren Çelik, sık sık fenalaştığı için sürekli
hastanede kontrol altında tutulduğu bilgisini
verdi. Hüseyin Çelik, ağabeyinin, doğacak
bebeğine annesinin ismi "Emine Nur"u vermek istediğini anlatarak, "Olaydan iki gün
önce 'Anneler Günü'nde annemle görüşmek
istemiş. Ablamı aramış ama anneme ulaşamamış. Ulaşamadığı, Anneler Gününü kutlayamadığı için üzgündü. Bizleri böyle
boynu bükük bıraktı" diye konuştu.
(AA)
Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Komisyon kararının tarafımıza
iletilmesinden sonra, hakkımız olduğuna inandığımız
menkul ve gayrimenkullerle ilgili yargı sürecine başvuracağız. Bütün üyeleri Vali Yardımcısı ve il müdürlerinden
oluşan ve bizim sadece ‘tek’ oyumuzun bulunduğu
komisyonda maalesef yerel yönetimler yok sayılmaktadır.
Sayın Vali’nin ‘kanunu uyguluyorum’ yaklaşımı, gerçeği
yansıtmamaktadır. Kanunda mal dağıtımına tabi olan kurumlar arasında belediyeler de vardır. Dolayısıyla bütün
malların yerel yönetimlere verilmesinde yasal hiçbir engel
yoktur. Kanunu uyguluyorum demek, bu gerçeğin
görülmesini engelleyemez” diye konuştu.
Vali Toprak’tan şaşırtan açıklamalar
İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın stat ve çöp bertaraf
tesisi konusunda yaptığı açıklamaları da eleştiren Başkan
Aziz Kocaoğlu, “İzmir’in 1 numaralı atanmış yöneticisinin, kentin bizce de malum bu problemlerinin
çözümüne destek olmak yerine buralardan kurumumuzu
ve şahsımı yıpratmaya çalışması ayrıca düşündürücüdür.
Ne yazık ki bu açıklamalar, ‘bir validen daha çok iktidar
partisi il yöneticilerinden birine aittir’ izlenimi vermiştir”
dedi.
(HABER MERKEZİ)
Büyükşehir’in 2.
gemisi Dokuz Eylül
de İzmir’e geldi
İzmir Körfezi’ni hızlı ve modern yolcu gemileriyle donatmak
için yola çıkan Büyükşehir
Belediyesi’nin sipariş verdiği 15
yeni yolcu gemisinden ikincisi
de tamamlandı. Deneme seferlerine başlayan Dokuz Eylül,
resmi izin süreçlerinin ardından
hizmete girecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deniz ulaşımının geliştirilmesi amacıyla
sipariş verdiği ve Yalova’da
üretilen 15 yeni yolcu gemisinden ilki olan Çakabey’in ardından, ikinci gemi Dokuz Eylül de
Körfez’le buluştu. İzmir Körfezi’nde deneme seferleri yapan
Dokuz Eylül, resmi onay süreçlerinin tamamlanmasının ardından yolcu taşımaya başlayacak.
Mevcut gemilere göre çok daha
hızlı ve konforlu hizmet veren
yeni gemilerin ikincisinin de
hizmete girmesiyle, taşınan yolcu sayısı artacak, sefer süreleri
kısalacak. İzmir Körfezi’nde
hizmet veren tüm filoyu yenilemek üzere yola çıkan İzmir
Büyükşehir Belediyesi, 117 milyon Euro’ya 15 yeni yolcu
gemisinin siparişini vererek bu
alanda kent tarihinin en büyük
yatırımına imza attı. Yalova’da
üretimi süren gemilerden ikisi
tamamlandı. Üretim planına
göre bundan böyle her üç ayda
bir yapımı tamamlanacak gemilerden biri hizmete alınacak. Yeni
gemiler, savunma, havacılık ve
uzay teknolojisinde kullanılan
karbon kompozit malzeme ile
üretilen ve bu özelliği ile dünyada yapılan ‘en büyük yolcu
gemileri’ olma özelliğini taşıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi,
yeni yolcu gemilerinin yanı sıra,
450 yolcu ve 64 otomobil kapasiteli 3 adet arabalı yolcu gemisi
için de ihaleyi kazanan firma ile
geçtiğimiz günlerde sözleşme
imzaladı. (HABER MERKEZİ)
Soma için Karşıyaka’ya gelecekler
Karşıyaka Belediye Başkanı
Hüseyin Mutlu Akpınar, ilçenin her
noktasında arı gibi çalışan temizlik
işçilerine moral ziyaretinde bulundu.
Daha temiz bir Karşıyaka için yapılması gerekenleri anlatan Başkan
Akpınar’a, birkaç gündür Soma ve
Kınık’ta acılı aileleri ziyaret eden ünlü sanatçı Yavuz Bingöl de eşlik etti.
Bingöl, önümüzdeki ay, Bostanlı’da,
35- 40 sanatçının katılımı ile dev bir
yardım organizasyonu planladıklarını söyledi. Örnekköy’deki Temizlik İşleri Şantiyesi’nde gerçekleştirilen buluşmaya yaklaşık 300 işçi
katıldı. Başkan Akpınar, Karşıyaka’daki ana caddeler ve ara sokakların
daha temiz olması için mücadele ettiklerini, bu noktada tüm işçilere
önemli görevler düştüğünü söyledi.
Akpınar “Bir belediye başkanını
sokakta en iyi temsil edenler temizlik
işçileridir. Salonda değil, sokakta
yetişen bir siyasetçi olarak çektiğiniz
sıkıntıları biliyorum ve çalışma şartlarınızı düzeltmek için elimden geleni yapacağım. Duyuyorum ki
yaşlılara, engellilere yardım ediyorsunuz. Poşetlerini taşıyorsunuz, bu
beni çok mutlu ediyor. İşini düzgün
yapan ve belediyeye laf getirmeyecek her işçimin, başımın üzerinde yeri vardır. Yaz ayları geldi. Temizlik
konusundaki şikayetler artabilir.
Özveri ile çalışacağız ve her karışı
tertemiz bir Karşıyaka yaratacağız.
Umutsuzluğa kapıldığınızda Soma’yı ve o madende yaşamını yitiren
kardeşlerimizi düşünün” dedi.
(HABER MERKEZİ)