7.Bölüm Toprakların sınıflandırılması

7. TOPRAKLARIN SINIFLANDIRILMASI
Toprakların kullanılması için düşünülen toprak sınıflandırması, toprak özelliklerinin
belirli bir amaca yönelik olarak sistemleştirilmesidir. Böylece tarım alanlarındaki topraklarla,
ormancılık yapılan alanlardaki topraklar ve otlaklardaki topraklar için ayrı kullanım amaçları
ve ayrı sınıflandırma kriterleri ortaya çıkmaktadır. Öte yandan bölgesel iklim etkileri sadece
toprak özelliklerini değil, aynı zamanda o bölgedeki tarım, ormancılık ve hayvancılık
usullerini de, amaçlarını da önemle etkilemektedir. Dünyadaki iklim kuşakları ve bölgesel
farklar toprak sınıflandırmalarını da yönlendirmektedir. Ülkemizdeki coğrafya bölgeleri
arasındaki farklar da topraklarımızın sınıflandırmaları için farklı amaçlara göre çalışmayı
gerektirmektedir. Bitki yetiştirmeye yönelik olan bu sınıflandırmalar “ekolojik toprak”
sınıflandırmalarıdır.
Toprak İlmi’nde ise toprak başlı başına bir inceleme ve araştırma objesi olarak kabul
edilmektedir. Toprakların oluşumu, olgunlaşması ve gelişimi ve bu safhaların incelenerek
toprakların sınıflandırılması görevinin Toprak İlmi’nin içinde Toprak Genetiği dalına ait
olduğu daha önce belirtilmişti. Toprak genetiğindeki sınıflandırmalarda, toprakların herhangi
bir amaca yönelik olarak kullanılması ve her zaman sözkonusu olmayabilir.
Genetik toprak sınıflandırması doğal ekosistemlerin incelenmesi, araştırılması ve
sınıflandırılması çalışmaları arasında düşünülmelidir. Bu araştırmalar ve sınıflandırmalarda,
“Bitki Sosyolojisi” nasıl doğal bitki örtüsünün bitki toplumlarının kilimaks topluma doğru
gelişimini inceleyip sınıflandırıyorsa, Toprak İlmi’nde de toprağın oluşumunun ve kilimaks
tipe doğru gelişiminin incelenmesi ve sınıflandırılması “Toprak Genetiği” dalının görevidir.
7.1. Ekolojik Toprak Sınıflandırmaları
Ekolojik toprak sınıflandırmaları,yukarıda da kısaca belirtildiği gibi toprakların
kullanımı ve bitkisel üretime uygunluğu bakımından incelenmesi ve sınıflandırılmasıdır.
Ekolojik toprak sınıflandırmalarında toprakların su tutma kapasiteleri ile bitki besin maddesi
kapasitelerini etkileyen özellikleri üzerinde durulur. Yaz döneminde kurak olan iklim
tiplerinin hakim olduğu bölgelerde (ve ülkelerde) ekolojik toprak sınıflandırmaları toprağın
bitkiler tarafından alınabilir (faydalanılabilir) su kapasitesine dayandırılmaktadır. Bu nedenle
topraklar derinlik, taşlılık ve toprak türlerine göre sınıflandırılmışlardır. Ekolojik toprak
sınıflandırmalarında anakayanın da gözönüne alınması gerekmektedir. Böylece toprağın su
kapasitesinin yanında besin kapasitesi ve reaksiyonu hakkında da bilgiler sağlanabilmektedir.
Ekolojik toprak sınıflandırmaları çok eski bir geçmişe sahiptir. Çin’de günümüzden
4000 yıl kadar önce Yu tarafından, sonraları Teophrastus (M.Ö. 371 - 286) tarafından
topraklar bitki yetiştirme özelliklerine göre sınıflandırılmışlardır. Bildiğimiz ilk kapsamlı
ekolojik topraka sınıflandırması Hacı İbrahim’e aittir86) (Tablo 93). Avrupa’da fiziksel
özelliklerine dayanarak ilk sınıflandırmayı yapan A. Thaer’dir (1811). Thaer toprakları; kum,
balçıklı kum, kumlu balçık, balçık ve kil toprakları olarak ayırmıştır (Glinka, K.D. 1914;
86)
Sahibül Reis elhac İbrahim İbnülhac Mehmet tarafından Edirne’de yazılan Revnak-ı Bostan adlı kitabın 1651
tarihli kopyası Süleymaniye Kütüphanesi Esat Efendi Kitaplığı’nda 1019 numara ile kayıtlıdır. Kiitapta
çeşitli meyve ağaçlarının ve bağların yetiştiği toprakların özellikleri anlatılmaktadır. Bu topraklara ait bir de
sınıflandırma yapılmıştır.
233
Mückenhausen, E. 1962 - 77; Kantarcı, M.D. 1972-2). Daha sonra tarım topraklarının patates
toprağı, çavdar toprağı, yulaf toprağı olarak veya içerdikleri besin maddelerine göre
sınıflandırıldıkları görülmektedir (Aarnio, B. 1926 ve Gedroiz, K. K. 1931’e göre
Mückenhausen, E. 1977). Ormancılıkta ise topraklar önceleri meşe toprağı, sarıçam toprağı
gibi sınıflandırılmıştır (Stremme, H. 1926’ya göre J. Hazard tarafından 1900 yılında yapılan
ilk Orman Toprak haritasında). Daha modern ve toprakların ekolojik özelliklerini esas alan
sınıflandırmalar Amerika Birleşik Devletlerinde yapılmıştır (Laatsch, W. - E.Schlichting
1959). ABD toprak sınıflandırmalarından 1938 tarihli M. Baldwin - C.E. Kellog - J. Thorp
sınıflandırmasındaki takım, alttakım ve büyük toprak grupları toprak genetiği esaslarına göre
düzenlendikleri halde daha küçük kategoriler olan toprak serileri, toprak tipleri (genetik
toprak tipleri değil) ve toprak fazları tarımsal kullanım amacına yönelik olarak
düzenlenmişlerdir (Bak. Tablo 98). Daha sonra 1960 yılında C.E. Kellog ve G.D.Smith
tarafından teklif edilen 7. toprak sınıflandırma taslağı ve bunu izleyen 8. taslaktaki alt
kategorilerde toprağın bitki yetiştirebilme yeteneklerine göre düzenlenmiştir. (Kantarcı, M.D.
1972-2 ve 1978) (Bak. Tablo 99). Bu hususa W. Wittich de dikkati çekmiştir. W. Wittich
(1961) A.B.D. toprak sınıflandırmalarının daha çok tarım yapılan topraklara ve bunların
ayrıntılı sınıflandırılmasına yönelik olduklarını bu nedenle ormancılık amaçlarına uygun
düşmediklerini belirtmiştir.
Tablo 93. Hacı İbrahim’in Revnak-ı Bostan kitabındaki ekolojik toprak sınıflandırması
(Kantarcı, M.D. 1972’den).
1. Saf toprak
1.1. Yumuşak toprak
1.2. Sert toprak
(Organik maddece zengin bahçe toprağı kastediliyor.
(Killi ve balçıklı topraklar)
2. Kumlu topraklar
2.1. Ak toprak
2.2. Kumsal
2.2.1. Kumlu toprak
2.2.2. Sarı kumsal
2.2.3. Ak kumsal
2.2.4. Kızılkumsal
(Kumu fazla olan topraklar)
(Kumlu topraklar ve balçıklar)
(Bağ toprağı)
(Bağ, bostan ve meyvelik toprağı)
(Bağ, badem, kiraz, armut, zerdali, incir, nar, toprağı olup
zeytin ve ekin için uygun değildir)
(Bağ için uygundur fakat üzümün kabuğu kalın olur.
Meyvelik için elverişlidir
A.B.D. toprak sınıflandırması Türkiye tarım topraklarının sınıflandırması için esas
alınmış ve kullanılmıştır. Ancak bu sınıflandırmanın ülkemizin özelliklerine uygun bir
duruma getirilmesinin gerekliliği de belirtilmiştir (Hızalan, E. 1969).
Almanya’da ekolojik toprak sınıflandırmaları büyük ölçüde genetik toprak
sınıflandırmalarının etkisi altında kalmıştır. Buna karşılık E. Raman (1911) ile G.A. Krauss ve
G. Schlenker (1953-54) tarafından yapılan çalışmalarda orman toprakları ekolojik
özelliklerine göre sınıflandırılmışlardır. Bu yönde en ayrıntılı sınıflandırma S. Müller ve
arkadaşları (1967) tarafından yapılan ekolojik toprak serileri (öko-serie) sınıflandırmasıdır.
Ekolojik toprak serileri sadece üst toprağın özelliklerine dayandırılmayıp, alt toprağın
özelliklerini de gözönüne almaktadırlar.
234
Ekolojik toprak serileri, aynı anakayadan oluşmuş topraklardan aynı toprak türünü,
toprak tabakalarını, strüktürünü, toprağın derinlik ve taşlılığını ve orman ağaçlarının kök
yayılışına uygun derinliğini (fizyolojik derinlik) hep birlikte kapsayan birimleri
ayırdetmektedir. Bu sebeple; derin köklü bitkilerin ve özellikle ormanların yetiştirilmesinde
ekolojik toprak serileri sınıflandırması temel bilgileri sağlamaktadır. Bir ekolojik toprak serisi
içine farklı genetik toprak tipleri girebilmektedir. Ekolojik toprak serilerinde kullanılan
isimlendirmeler genellikle halkın anlayacağı veya kullandığı toprak terimlerinden
alınmaktadır. Böylece yapılan bilimsel sınıflandırmaların uygulayıcılar ve halk tarafından da
anlaşılması ve kullanılması sağlanmaktadır.
Türkiye’de ekolojik toprak serileri sınıflandırması Belgrad Ormanı’nda yapılmış bir
çalışmada denenmiştir (Kantarcı, M.D. 1980-1). Bu çalışmada topraklar tablo 94’te sıralanan
özellikleri ile incelenmişlerdir. Daha sade uygulamalar için ekolojik toprak serilerinin
toprağın fizyolojik derinliği, taşlılığı ve türüne göre her anakaya için düzenlenmesi de
mümkündür. Ekolojik toprak serileri sınıflandırması, aynı esaslara göre Belgrad Ormanının
devamı olan İ.Ü. Orman Fakültesi Araştırma Ormanında da uygulanmıştır (Kantarcı, M. D.,
Tolunay 1996). Belgrad Ormanı’nda yapılan ekolojik toprak serileri sınıflandırması tablo
95’te verilmiştir. Belgrad Ormanı’nda Kantarcı, M. D. tarafından 1972’de ayırtedilmiş ve
yayınlanmış olan ekolojik toprak serileri (su bilançoları) ve yetişme ortamı birimleri (nemlilik
dereceleri) Musaoğlu, N., 1999 tarafından uydu görüntüleri ile de ayırtedilmiştir. (Şekil 67.a,
b, c).
7.2. Genetik Toprak Sınıflandırmaları
Genetik toprak sınıflandırmaları Toprak İlmi’nin bağımsız bir bilim dalı olması ile
ortaya çıkmıştır. Toprak Genetiği yönündeki çalışmalar ve sınıflandırmalar öncelikle
Rusya’da (W.W. Dokutschajew 1879) ve aynı ekolü benimseyen Almanya’da (E. Raman
1911) başlatılmıştır (Laatsch, W. - E. Schlichting 1959).
Daha sonraları geliştirilen genetik toprak sınıflandırmalarında esas itibariyle aşağıda
sıralanan ölçüler kullanılmaktadır (Tablo 96).
(1) Toprak suyunun sızma yönü
(2) Toprak kesitinin zaman içindeki genetik gelişimi (jeolojik tabakalar hariç) (Bak.
Şekil 3, 59).
(3) Toprağın oluştuğu anakayanın özellikleri
(4) Toprakların kendilerine özgü dinamik özellikleri (1,2,3. Maddelerdeki özelliklere
de bağlı olarak)
Genetik toprak sınıflandırmalarında bölgesel farklara rağmen iklim etkisi daima ön
planda gelmektedir. Ancak bölgesel farklara göre anakayanın da etkisinin iklim kadar
kuvvetli olabileceğine değinilmişti (Bahçeköy Ekolü). Genetik sınıflandırmalarda esas birim
toprak tipidir. Toprak tipi ABD sınıflandırmalarında büyük toprak gruplarının karşılığıdır.
Toprak tipi; toprak yapan faktörlerin benzer etkileri altında zaman içinde benzer veya aynı
özellikleri kazanmış toprakları kapsar. İklimin aşırı derecede etkili olduğu bölgelerde zamanla
farklı anakayalardan aynı genetik toprak tipi gelişir (klimaks). Buna karşılık iklim etkisinin
çok kuvvetli olmadığı bölgelerde aynı iklim tipinin etki alanında farklı anakayalardan farklı
genetik toprak tipleri gelişmektedir.
235
Tablo 94. Belgrad Ormanı’ndaki ekolojik toprak serileri sınıflandırmasında gözönüne alınan toprak özellikleri
(Kantarcı; M.D. 1972-2, 1978, 1980-1).
1. Anakaya ve anamateryal




Anakayanın veya anamateryalin katı veya gevşek oluşu.
Anamateyalin türü
Anakaya ve anamateryalin fiziksel özellikleri ve tabakalılık durumu
Anakaya ve anamateryalin mineralojik yapısı
2. Kök gelişimine uygun toprak derinliği (fizyolojik derinlik ve kök gelişimini
olumsuz yönde etkileyebilecek toprak özellikleri).
3. Toprak türleri (horizonlara ve tabakalara göre)
4. Toprağın taşlılık derecesi
5. Toprağın strüktürü (suyun sızması, toprağın havalanması ve kök gelişimi bakımından)
6. Toprağın bağlılığı (suyun sızması ve kök gelişimi bakımından)
7. Topraktaki tabakalar (2. madde ile karşılaştırınız)
8.
Kök gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek toprak horizonları veya tabakalarının
varlığı
9. Toprağın geçirgenliği, geçirimsiz horizonlar veya tabakaların derinliği ve kalınlığı.
10. Kalsiyum karbonatın bulunuşu ve derinlikle değişimi
11. Toprak reaksiyonu ve derinlikle değişimi
12. Humus tipi ve toprakta organik maddenin dağılımı
13. Toprakta azot miktarı ve dağılımı
14. Baz doygunluğu
15. Sonradan kazanılmış kimyasal özelliklerin (kireçli sular gibi) veya fiziksel etkilerin
(erozyon gibi) durumu
16. Ağaç türlerinin kök sistemleri ile toprağın özellikleri arasındaki ilişkiler
17. Birim alanda fizyolojik derinliğe göre 2 mm’den ince toprak miktarı (horizonlara göre
bulunup toplanarak)
18. Birim hacımda toprağın tutabileceği, bitkiler tarafından alınabilir (faydalanılabilir) su
kapasitesi. Bu su kapasitesi 1 m² alanda fizyolojik derinliğe göre bulunan hacımdaki
ince toprak (φ < 2 mm) miktarına ve toprağın türüne göre hesaplanır.
236
Tablo 95. Belgrad Ormanı için düzenlenen ekolojik toprak serileri sınıflandırması (Kantarcı; M.D. 1972 - 2 ve
1980-1).
Anataş, toprak türü, derinlik ve Ekolojik Toprağın taşlılığı, geçirgenliği ve
toprak
tabakalılık sırası
seri nu tabakaların türüne ait özellikler
I
1. Anataş: Karbonifer toztaşı
 Az taşlı topraklar
II
şistleri
 Taşlı topraklar
1.1. Pek sığ ve sığ karbonifer
III
 Çok taşlı topraklar
toztaşı balçık ve
ağır balçık toprakları
1.2. Orta derin, karbonifer
IV
 Taşsız ve az taşlı topraklar
toz taşı balçık ve ağır
V
 Çok taşlı topraklar
balçık toprakları
VI
 Taşlı topraklar
1.3. Derin, karbonifer toztaşı
VII
 Az taşlı ve geçirimli balçık ve ağır
balçık ve ağır balçık
balçık toprakları
toprakları
VIII
 Az taşlı ve geçirimsiz balçık ve ağır
balçık toprakları
IX
 Taşlı ve geçirgen ağır balçık toprakları
X
 Taşlı ve geçirimsiz ağır balçık
toprakları
XI
 Çok taşlı ve geçirimli balçık ve ağır
balçık toprakları
2. Anamateryal: Neojen
(PliosenI) tortulları (kireçsiz)
XII

Taşsız veya az taşlı, geçirimli topraklar
2.1. Pek derin pliosen kumlu
balçık materyalleri (yaygın
toprak türü kumlu balçık)
2.2. Pek derin pliosen balçık
materyalleri (yaygın toprak
türü balçık)
2.3. Pek derin pliosen ağır
balçık materyalleri (yaygın
toprak türü ağır balçık)
2.4. Pek derin ve tabakalı
pliosen materyalleri
XIII
XIV


XV
XVI
XVII
XVIII
XIX





XX

XXI

XXII

XXIII

XXIV

Taşlı, geçirimli topraklar
Taşsız veya az taşlı, geçirimsiz
topraklar
Taşsız veya az taşlı, geçirimli topraklar
Taşlı ve geçirimli topraklar
Az taşlı veya taşlı, geçirimsiz topraklar
Taşsız veya az taşlı, geçirimli topraklar
Taşsız, az taşlı veya taşlı, geçirimsiz
topraklar
KuB/AB tabakalı, az taşlı veya taşlı,
geçirimli topraklar
B/AB tabakalı, taşsız, az taşlı veya
taşlı, geçirimsiz topraklar
B/AB tabakalı, taşsız, az taşlı veya taşlı
geçirimsiz topraklar
AB/B tabakalı, taşsız, az taşlı veya
taşlı, geçirimsiz topraklar
KuB/AB/B veya B/AB/KuB tabakalı,
taşsız, az taşlı veya taşlı, geçirimsiz
topraklar
2.4.1.İki tabakalı materyaller
2.4.2. İkiden fazla tabakalı
materyaller
237
200
TAZE
N E M L İ
80
T A Z E
180
YAĞIŞ 1069.4
NEMLİLİK
DEĞERİ
160
70
S U NOKS ANI 12.5
60
50
120
100
40
S U FAZLAS I 353.5
80
DEPOLANAN SU
60
300 mm/m2 x 0.6
30
PET= 728.4
(yıllık)
40
20
GET = 715.9
(yıllık)
20
Nemlilik Değeri
mm/m2
140
10
0
0
IV
V
VI
VII
VIII
IX
X
XI
XII
I
II
III
Aylar
BELGRAD ORMANI’NDA PEK DERİN, TAŞSIZ BALÇIK TOPRAĞININ SU BİLANÇOSU
(F.S.K. = 300 mm/m2 x 1.5 m)
GÜNEY BAKI
SIRT
DÜZLÜĞÜ
N
N
ÜY OY
ÇN
ÇN
AY
TABAN
DÜZLÜĞÜ
102 - 106
JER.SAR
PARLAKLIK
DEĞERLERİ
>105 - 106
80 (77) - 96
102 - 106
N
>105 - 106
ÜY
80 (77) - 96
AY OY
T
102 - 106
T
102 - 106
N
KUZEY BAKI
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNE GÖRE YETİŞME ORTAMI BİRİMLERİ
PET : Potansiyel evapotranspirasyon,
GET : Gerçek evapotranspirasyon, FSK: Faydalanılabilir su kapasitesi
M. Doğan Kantarcı
Şekil 67.a. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve
yeryüzü şekline göre yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu
yetişme ortamı birimlerinin uydu görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri
(Musaoğlu
N EM L İ
TAZE
TAZECE
180
160
KURU
200
T AZECE
238
60
TA Z E
YAĞIŞ 1069.4
50
S U NOKS ANI 192.5
140
mm/m2
100
80
NEMLİLİK
DEĞERİ
S U FAZLAS I 533.5
F.S .K
(DEPOLANAN S U)
60
PET=728.4 (yıllık)
30
20
120 mm/m2 x 0,6m
40
10
20
GET = 535.9 (yıllık)
0
IV
V
VI
VII
VIII
IX
Nemlilik Değeri
40
120
0
X
XI
XII
I
II
III
Aylar
BELGRAD ORMANI’NDA ORTA DERİN, TAŞSIZ BALÇIK TOPRAĞININ SU BİLANÇOSU
(F.S.K. = 120 mm/m2 x 0.6 m)
GÜNEY BAKI
T
AY
KUZEY BAKI
Tzc K
OY
T
ÜY
SIRT
DÜZLÜĞÜ
T
ÜY
N
OY
ÇN
ÇN
AY
TABAN
>105 - 106
102
- 106
>105 - 106
71 (88) - 94
80 (77) - 96
71(88) - 94
44 - 48
80 (77) - 96
DÜZLÜĞÜ
JER.SAR
PARLAKLIK
DEĞERLERİ
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNE GÖRE YETİŞME ORTAMI BİRİMLERİ
PET : Potansiyel evapotranspirasyon,
GET : Gerçek evapotranspirasyon,
FSK: Faydalanılabilir su kapasitesi
M. Doğan Kantarcı
Şekil 67.b. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre
yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu
görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999)
239
.
TAZE N E M L İ K U R U
60
T A Z E
180
YAĞIŞ 1069.4
50
160
S U NOKS ANI 209.3
mm/m2
140
40
120
100
80
30
NEMLİLİK
DEĞERİ
S U FAZLAS I 550.3
PET=728.4 (yıllık)
F.S.K
60
Nemlilik Değeri
200
20
(DEPOLANAN SU)
2
103 mm/m x 0,6m
40
10
20
GET = 519.1 (yıllık)
0
0
IV
V
VI
VII
VIII
IX
X
XI
XII
I
II
III
Aylar
BELGRAD ORMANI’NDA ORTA DERİN, TAŞSIZ AĞIR BALÇIK TOPRAĞININ SU
BİLANÇOSU (F.S.K. = 103 mm/m2 x 0.6m)
GÜNEY BAKI
Tzc K
KUZEY BAKI
ÇN
K
K
Tzc T
N
SIRT
AY OY
ÜY DÜZLÜĞÜ
ÜY OY
AY
TABAN
> 102 - 106
80-77 (96)
JER.SAR
PARLAKLIK
DEĞERLERİ
71 88 – (94)
44- 48
44-48
94
44 - 48
71 (88) -
< 44- 45
DÜZLÜĞ
Ü
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNE GÖRE YETİŞME ORTAMI BİRİMLERİ
PET : Potansiyel evapotranspirasyon,
GET : Gerçek evapotranspirasyon,
FSK: Faydalanılabilir su kapasitesi
M. Doğan Kantarcı
Şekil 67.c. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre
yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu
görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999).
240
Şekil 67.a. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su blançoları ve yeryüzü şekline göre
yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu
görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999)
241
Şekil 67.b. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre
yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu
görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999)
242
Şekil 67.c. Belgrad Ormanında ayırtedilmiş üç ekolojik toprak serisinin su bilançoları ve yeryüzü şekline göre
yetişme ortamı birimleri (Kantarcı, M. D. 1980-1) ile bu yetişme ortamı birimlerinin uydu
görüntülerindeki parlaklık (jers. sar) değerleri (Musaoğlu, N. 1999).
243
Tablo 96. Genetik toprak sınıflandırmalarında kullanılan başlıca sınıflandırma kriterlerinin şematik olarak
sıralanışı (Kantarcı, M.D. 1972 - 2’den).
1. Toprak suyunun
sızma yönüne göre
A.
2) Toprak profilinin genetik gelişimine göre sınıflama
SINIFLAR  Ham
topraklar
 A/C horizonlu  Esmer orman
toprakları
topraklar
TİPLER
 Ham alpin
toprakları
 Ranker
 Esmer orman
toprakları
 Podsol
 Ham iskelet
 Rendsina
 Solgun esmer
orman toprakları
 Şeritli
podsol
 Pararendsina
 Boz esmer
orman toprakları
KARASAL
TOPRAKLAR
BÖLÜMÜ
toprakları
ALT
TİPLER
 Podsollar
Normal tipler arasındaki geçit tipler ve diğer alt tipler
3) Toprakların oluştukları anataşın özelliklerine göre sınıflama (her
toprak tipinde veya alt tipinde)
ÖRNEK
OLARAK:  Kil ham
 Granit
rankeri
 Gnays esmer orman toprağı
 Marn ham
toprağı
 Kumtaşı
rankeri
 Fillit esmer orman toprağı
 Silikat ham
toprağı
 Toztaşı
rankeri
 Kireçli esmer orman toprağı
toprağı
B.
YARI KARASAL
TOPRAKLAR
BÖLÜMÜ
C.
SU ALTI
TOPRAKLARI
BÖLÜMÜ
Orta Avrupa’da düzenlenen genetik toprak sınıflandırmalarında 7 basamak
kullanılmaktadır (Tablo 97). Bu basamaklar aşağıda sıralanmışlardır.
1. Bölüm
A, B, C
2. Sınıf
a, b, c, ......
3. Topak tipi I, II, II, .....
4. Alt tip
(I), (II), (III), .......
5. Varyete
1, 2, 3,........
6. Alt varyete (1), (2), (3), .......
7. Form.
1*, 2*, 3*, ........
Bölüm: Aynı su sızıntı yönüne sahip topraklar bir bölümde toplanmaktadırlar (Tablo
96 ve 97.)
Sınıf: Bir bölüm içinde benzer horizonlaşma gösteren topraklar aynı sınıf içinde
toplanmışlardır.
Toprak tipi: Toprak sınıfları içinde aynı karakteristik horizonlara sahip topraklar
genetik toprak tipleri olarak nitelenirler.
Alt tip: Tipik toprak tipine yaklaşık özellikler gösteren fakat bazı farkları da olan toprak
tipleri veya iki toprak tipi arasında geçit tipler alt tip olarak nitelenirler.
Varyete:Toprak tipleri içinde içinde nitelik farkları gösteren topraklar
ayırdedilmektedir. Az kireçli Esmer Orman Toprağı gibi veya Ah horizonu ince
veya kalın EO gibi.
Form: Toprakların oluştukları anamateryale göre ayırdedilmektedirler.
244
Tablo 97. E. Mückenhausen (1960 - 62 - 77) tarafından düzenlenen genetik toprak sınıflandırması
(Kaynak: E. Mückenhausen 1977).
A - KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ (TERRESTRISCHE BÖDEN)
a) Karasal ham topraklar sınıfı.
Tipler:
I. Ham Alpin toprakları (Alpiner Rohböden),
II. Artik strüktür toprakları (Arktischer Strukturböden),
III. Syrosem veya ham iskelet toprakları (Syrosem oder Gesteinsrohboden).
b) A-C Toprakları sınıfı (alt toprak balçıklanmamış).
Tipler:
I. Ranker,
II. Rendsina (Rendzina),
III. Pararendsina (Pararendzina).
c) Bozkır toprakları sınıfı.
Tipler:
I. Çernozem (Bozkır kara toprağı),
d) Pelosol’ler sınıfı (kil toprakları).
Tipler:
I. Pelosol.
II. Esmer bozkır toprakları (Brauner Steppenböden).
e) Esmer orman toprakları sınıfı.
Tipler:
I. Esmer orman toprağı (Braunerde),
II. Solgun esmer orman toprağı (Parabraunerde),
III. Boz esmer orman toprağı (Fahlerde).
f) Podsol’lar sınıfı.
Tipler:
I. Podsol,
II. Şeritli podsol.
g) Kireçli topraklar sınıfı (Karbonat taşlarından oluşmuş).
Tipler:
I. Terra fuska (Terra fusca),
II. Terra rosa (Terra rosa).
h) Plastosol’lar sınıfı (Silikat taşlarından veya killi silikat toprakları).
Tipler:
I. Esmer balçık (Braunlehm),
II. Boz balçık (Graulehm),
III. Kırmızı balçık (Rotlehm)
h) Latosol’lar sınıfı.
Tipler:
I. Kırmızı toprak (Roterde)
II. Sarı toprak (Gelberde),
I) Durgun su toprakları sınıfı.
Tipler:
I. Pseudogley,
II. Stragnogley.
j) Karasal kültür toprakları sınıfı (karasal antropojen topraklar).
Tipler:
I. Çayır toprakları (Plaggenesch),
II. Bahçe toprakları (Hortisol),
III. Bağ - meyve bahçesi toprakları (Rigosol).
245
Tablo 97’nin. (Devamı)
B- YARI KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ (SEMITTERRESTRISHE BÖDEN)
a) Aluviyal topraklar sınıfı.
Tipler:
I. Ham aluviyal toprak (Rambla),
II. Boz aluviyal toprak (Paternia),
III. Rendsinaya benzer aluviyal toprak (Browina),
IV. Kara toprağa benzer aluviyal toprak (Smonitza),
V. Esmer aluviyal toprak (Vega).
b) Gley sınıfı.
Tipler:
I. Gley,
II. Islak gley (Nassgley),
III. Turbalı gley (Anmoorgley),
IV. Moorgley (Moorgley),
V. Tundra gley (Tundragley).
c) Su basar topraklar sınıfı(Marschen).
Tipler:
I. Deniz marş’ları (See marsh),
II. Nehir ağzı marş’ları (Brack marsch),
III. Nehir marş’ları (Fluss marsch),
IV. Bataklık marş’ları (Moormarsch).
d) Yarı karasal antropojen topraklar sınıfı.
C- SU ALTI TOPRAKLARI BÖLÜMÜ (SUBHYDRISCHE BÖDEN)
Tipler:
I. Su altı ham toprağı (Protopedon),
II. Gyttja,
III. Kokuşmuş çamur toprakları (Sapropel),
IV. Dy.
D- BATAKLIK TOPRAKLARI BÖLÜMÜ (MOORE)
Tipler:
I. Alçak turba (Niedermoor),
II. Geçit turba (Übergangsmoor),
III. Yüksek turba (Hochmoor).
ABD’de ve birçok ülkede bu arada Türkiye’de de kullanılan M. Baldwin - C.E. Kellog J. Thorp (1938) sınıflandırmasında 6 basamak kullanılmıştır (Tablo 98). Bu sınıflandırmada
özellikle ilk üç grup genetik toprak sınıflandırması karakterindedir. Büyük toprak grupları
genetik toprak tiplerinin karşılığıdır. Toprak serileri ve daha alt basamaklar ise tarım
topraklarının
sınıflandırılmasına
yönelik
ekolojik
karakterli
değerlendirmeleri
kapsamaktadırlar.
1. Takım (order)
2. Alt takım (suborder)
3. Büyük toprak grupları (great soil group)
4. Toprak serileri
5. Toprak tipleri
6. Toprak fazları
246
Tablo 98. M. Baldwin - C.E. Kellog - J. Thorp (1938) tarafından düzenlenen toprak sınıflandırması
(Kantarcı, M.D. 1972- 2’den).
Takım
(Order)
Alttakım
(Suborder)
Büyük toprak grupları
(Great soil group)
1. Soğuk zon toprakları
Zonal
Topraklar
İntrazonal
topraklar
Azonal
topraklar
Tundra toprakları
Yarı arktik esmer orman toprakları
2. Kurak bölgelerin açık renkli Çöl toprakları
toprakları
Kırmızı çöl toprakları
Sirosemler (boz renkli topraklar)
Esmer topraklar
Kırmızımsı esmer topraklar
3. Yarı kurak, yarı nemli ve Kestane renkli topraklar
çayırların koyu renkli toprakları
Kırmızımsı kestane renkli topraklar
Kara topraklar (çernozemler)
Preri toprakları
Kırmızı preri toprakları
4. Orman ve çayır sahalarının Kalkersiz esmer topraklar
geçit toprakları
5. Konifer orman sahalarının açık Podsollar
renkli podsolik toprakları
Esmer podsolik topraklar
Boz woded topraklar
Asit esmer topraklar
Boz esmer topraklar
6. Ilıman ve tropikal ormanların Kırmızı sarı podsolik topraklar
lateritik toprakları.
Kırmızı esmer lateritik topraklar
Sarımsı esmer lateritik topraklar
Lateritler
1. Halomorfik (tuzlu ve alkali) Solonçak topraklar (tuzlu)
dışa akışı olmayan yerlerin Solonetz topraklar (alkali)
toprakları.
Solot toprakları
Humuslu gley toprakları
Alpin (Meadow) toprakları
2. Hidromorfik, bataklık, sızıntı Bog toprakları
veya taban suyu toprakları.
Az humuslu gley toprakları
Plano toprakları
Tabansuyu podsollara
Tabansuyu lateritleri
3. Kalkerli topraklar
Kalkerli esmer orman toprakları
Rendsina toprakları
Grumusoller
Kalkerli topraklar
4. Volkan tüflerinin toprakları
Ando toprakları
İskelet toprakları (Litosollar)
Regosollar
Alüviyal topraklar.
247
Takım: Topraklar olgunlaşma ve gelişimlerine horizonlaşmalarına göre 3 takıma
ayrılmıştır.
Alt takım: Toprakların oluşup - geliştikleri bölgesel iklim, bitki örtüsü ve yeryüzü
şekli özellikleri gözönüne alınarak alt takımlar ayırdedilmişlerdir.
Büyük toprak grupları: Topraklar gelişim durumları ve horizonlaşmalarına, horizon
sıralanmalarına, bazı önemli kimyasal özelliklerine veya bölgesel özelliklere
göre gruplandırılmışlardır.
Toprak serileri: Topraklar oluştukları anataşa, gözeneklilik ve geçirgenliklerine ve
türlerine göre serilere ayrılırlar. Eğim serilerin ayırdedilmesine diğer bir
faktördür. Toprak serileri ilk tanımlandıkları yerin adı ile anılırlar (Miami serisi
gibi).
Toprak tipleri: Toprak serileri üst toprağın türüne göre ayırdedilirler (Miami balçığı
gibi).
Toprak fazları: Arazinin eğimi, bakısı, erozyon derecesi, toprağın geçirgenliği, taşlılık
ve gerektiğinde sızıntı veya tabansuyuna göre toprak fazları ayırtedilir
(Manona tuzlu balçığı % 8 - 11 eğimli, orta derecede erozyon gibi).
ABD’de C.E. Kellog ve G. D. Smith (1960) tarafından teklif edilen 7.toprak
sınıflandırma taslağı ve bundan sonraki 8. taslak tekliflerine göre (Soil Survey Staff 1960, 67,
- 75) 6 basamak kullanılmıştır (Tablo 99).
1. Takım
2. Alt takım
3. Büyük toprak grupları
4. Alt gruplar
5. Toprak familyaları
6. Toprak serileri
Takım: Toprakların oluşum ve gelişimindeki etkili bölgesel iklim, yeryüzü şekli, bitki
örtüsü özellikleri ve anakayanın yapısı ile toprakların genetik gelişim
durumları (horizonlaşmaları) ve baz doygunluğu durumları gözönüne alınarak
10 takım ayırdedilmiştir (Tablo 99- a ve b).
Alt takım: Toprakların oluşumlarında etkili veya tanıtıcı dört özelliğe göre alt takımlar
ayırtedilmiştir (Tablo 99 - a ve b).
(1) Yıl içinde toprağın nem rejimi
(2) Toprağın oluştuğu anakaya
(3) Tanıtıcı - belirgin toprak horizonları
(4) Toprak oluşumunu etkileyen bölgesel coğrafik özellikler
Büyük toprak grupları: Alt takımlar içinde; (1) toprağın türüne, (2) toprağın sıcaklık
rejimine, (3) toprak strüktürüne, (4) toprak üzerindeki insan etkilerine, (5) Ahorizonunun karakterine, (6) B- horizonunun karakterine, (7) toprak
hayvancıklarının faaliyetlerine göre büyük toprak grupları ayırtedilmektedir.
248
Tablo 99-a.
C.E. Kellog - G.D.Smith (1960) tarafından teklif edilen toprak sınıflandırması taslağında toprak
takımları (Kaynak: Kantarcı, M.D. 1972 ve İnce, F. 1983).
1. Entisols:
Genetik horizonları gelişmemiş veya zayıf gelişmiş topraklar. Diğer
gruplara girmesi gereken topraklarla, profilleri zayıf gelişmiş veya
gelişmemiş topraklar bu sıra içindedirler (alüviyal ve azonal topraklar).
2. Vertisols:
Fazla miktarda kile sahip (humusca zengin A horizonlu) ve belirli bir
horizonlaşma göstermeyen topraklar (Grumusol, Regur, Tirs, kara pamuk
toprakları, Tropikal kara gleyler, Boz ve esmer (Smonitza olarak
tanınmış) topraklar (bu toprakların mübadele kapasitelerinin 30 m. e. dan
aşağı olması gerekir ki bu miktar kaolinit ve illit paleosollarına tekabül
eder).
3. İnceptisols:
Genetik gelişimin başlangıcında bulunan, nispeten genç topraklar (esmer
orman toprakları, Tundra toprakları, volkan küllerinin (Ando Soil)
toprakları, Esmer asit topraklar, İskelet toprakları, Regosollar, Gleyler).
4. Aridisols:
Kurak bölgelerin toprakları, (B) veya B horizonu halinde tuzlu horizonlar
ve alt toprakta sıkışmış toprak tabakaları bulunabilir. Kalın mul’lü A
horizonuna sahip podsolik ve Lateritik karakterli topraklardır (çöl
toprakları, Kırmızımsı esmer topraklar, Solonçaklar, bazı Regosollar,
iskelet toprakları (tuzlu topraklar), esmer topraklar, ham topraklar ve
solonetz’ler (alkali topraklar).
5. Mollisols:
Çayır vejetasyonu altında gelişmiş, mull humuslu,kalın ve gözenekli A
horizonuna sahip topraklar (kara topraklar, Rendsina, Preri toprakları
(Brunizem), Kestane renkli topraklar, Kırmızımsı Preri toprakları,
Humuslu Gley’ler ve Planosol’lar). (İ.H.Tunçkale’ye göre Kalsimorf
Esmer orman toprakları).
6. Spodosols:
Kül renkli, Pas taşı veya belirli bir B horizonuna sahip topraklar (Podsol,
Taban suyu Podsülü, esmer Podsolik topraklar).
7. Alfisols:
Eski isimlendirmede pedalfer olan topraklar. Kil taşınması ve birikmesi
olan,serin ve nemli iklim tesiri altında bulunan, nispeten yüksek (%
35’den fazla) baz doygunluğuna sahip topraklar (Boz esmer podsolümsü
topraklar, Gray wooded’ler, Kireçsiz esmer orman toprakları, Bog, Plano,
toprakları ve Solonetz (alkali) toprakları) (Al: Alüminyum, Fe: Demir).
8. Ultisols:
Nemli, sıcak iklim etkisi altındaki, baz doygunluğu nisbeten az (%
35’den az) olan, kilin ayrışmaya, uğradığı Lateritik topraklar (Kırmızı
Sarı podsolik topraklar, Kırmızı esmer lateritik topraklar, Rubrozemler
çok asit humuslu Gleyler ve taban suyu Lateritleri).
9. Oxisos:
Oksitlenmiş topraklar. Henüz ayrışmamış mineraller ve kilin içinde
kaolinit bulunmayan, Lateritik horizonlara sahip topraklar (Tropik ve
subtropiklerin şimdiye kadar Laterit, taban suyu Lateriti ve Latosol olarak
tanımlanan topraklarını kapsarlar) (İ.H. Tunçkale’ye göre Terra Rosa ve
Kızıl topraklar)
10. Histosols:
Organik topraklar (Moor - turba toprakları, hidromorfik topraklar).
249
Tablo 99-b. C.E. Kellog ve G.D. Smith (1960) tarafından teklif edilen toprak sınıflandırması taslağında alt
toprak takımları (Kaynak: Kantarcı, M.D. 1972 ve İnce, F.1983).
1. Entisols: Genetik horizonları gelişmemiş veya pek zayıf gelişmiş topraklar
1.1. Gleyleşme özellikleri gösteren topraklar
1.2. Özellikle sun’i şekilde değiştirilmiş topraklar
1.3. Alüviyal depolar üzerindeki topraklar
1.4. Kumlu veya balçıklı kum türündeki topraklar
1.5. Diğer entisoller (örneğin litosollar, bazı Regosollar)
2. Vertisols: Çatlayan kil toprakları
2.1. Genellikle nemli topraklar
2.2. Kısa devreler için kuru topraklar
2.3. Uzun bir devre için kuru topraklar
2.4. Genellikle kuru topraklar
3. İnceptisols: Genetik gelişimin başlangıcında olan, nispeten genç topraklar
3.1. Gleylenme özellikleri gösteren topraklar
3.2. Volkanik kül üzerindeki topraklar
3.3. Tropikal bir iklim altında oluşmuş topraklar
3.4. Baz doygunluğu oranı (mollikepipedondan) düşük veya kuruduğunda masif
strüktür kazanan topraklar
3.5. Diğer inceptisollar (örneğin kahverengi toprakların çoğu
4. Aridisols: Kurak bölgelerin toprakları
4.1. Killi horizona sahip topraklar
4.2. Kurak kıntıkaların diğer topraklar (örneğin boz çöl toprakları)
5. Mollisols: Çayır vejetasyon altında gelişmiş koyu A horizonlu topraklar
(örneğin çernozemler, preri toprakları)
5.1. Boz ve killi horizonlara sahip topraklar
5.2. Gleyleşme özellikleri gösteren topraklar
5.3. Fazla miktarda kireçli anamateryallerden oluşmuş topraklar
5.4. Soğuk iklimlerdeki diğer topraklar
5.5. Yağışlı iklimlerdeki diğer topraklar
5.6. Subhumid iklimlerdeki diğer topraklar
5.7. Subarid iklimlerdeki diğer topraklar
6. Spodosols: Kül renkli bir yıkanma ve belirli bir B horizonuna sahip olan
topraklar (Podsollar)
6.1. Gleyleşme özellikleri gösteren topraklar
6.2. Kül renkli horizonda az humus ihtiva eden topraklar
6.3. Kül renkli horizonda az demir ihtiva eden topraklar
6.4. Demirli ve humuslu topraklar
7. Alfisols: Killi bir horizona sahip olan ve ortadan yüksek orana kadar baz
ihtiva eden topraklar
7.l. Gleyleme özellikleri gösteren topraklar
7.2. Soğuk iklimlerdeki diğer topraklar
7.3. Nemli iklimlerdeki diğer topraklar
7.4. Subhumid iklimlerdeki diğer topraklar
7.5. Subarid iklimlerdeki diğer topraklar
8. Ultisols: Killi bir horizona sahip olan ve düşük baz ihtiva eden topraklar
8.1. Gleylenme özellikleri gösteren topraklar
8.2. Humuslu bir A horizonu olan topraklar
8.3. Nemli iklimlerdeki topraklar
8.4. Subhumid iklimlerdeki diğer topraklar
8.5. Subarid iklimlerdeki diğer topraklar
9. Oxisols: Oxic horizonlu lateritik topraklar
9.1. Gleylenme özellikleri gösteren topraklar
9.2. Humuslu bir A horizonu olan topraklar
9.3. Nemli iklimlerdeki diğer topraklar
9.4. Daha kurak iklimlerdeki diğer topraklar
10. Histosols: Organik topraklar
Aquents
Arents
Fluvents
Psamments
Orthents
Uderts
Usterts
Xererts
Torrerts
Aquepts
Andepts
Tropepts
Umbrepts
Ochrepts
Argids
Orthids
Albos
Aquolls
Rendolls
Borolls
Udolls
Ustolls
Xerolls
Aquods
Ferrods
Humods
Orthods
Aqualfs
Boralfs
Udalfs
Ustalfs
Xeralfs
Aquults
Humults
Udults
Ultults
Xerults
Aquox
Humox
Orthox
Ustox
250
Alt toprak grupları: Toprak kesitinde taşlılığın durumu, B-horizonundaki birikmenin
cinsi (söskioksitler vd. gibi) özelliklere göre ayırdedilirler.
Toprak familyaları: Bitkilerin beslenme ve büyümeleri için etkili (havalanma, su
ekonomisi, besin maddeleri ve kök gelişimi vb.) benzer toprak özelliklerine
sahip topraklar toprak familyaları halinde ayırdedilirler.
Toprak serileri: Toprak serileri arazinin eğimi hariç diğer toprak özelliklerine göre
toprak serileri ayırdedilmektedir. Bu toprak serileri eski (1938)
sınıflandırmadaki toprak fazları basamağının karşılığıdır.
7.3. Toprak Horizonları
Topraklar toprak yapan faktörlerin etkisi altında yukarıdan aşağı bazı değişimlere
uğrarlar. Bu değişimler toprağın oluşum, olgunlaşma ve gelişim süresi boyunca kazandığı
morfolojik yapıyı gösterirler. Toprak içinde yatay yönde görülen bu değişik zonlaşmalar
toprak horizonları olarak adlandırılır. Toprak horizonları jeolojik tabaka (veya kat veya
katman) değildirler. Jeolojik tabakalar jeolojik süreçlerin sonunda oluşmuşlardır. Toprak
horizonları ise bu jeolojik tabakalardan sadece en üsttekinin topraklaşması (pedolojik süreç)
sonucunda ortaya çıkan farkları ifade için kullanılır. Tablo 100’de toprak horizonlarının
özelliklerine göre işaretlenmeleri için kullanılan harfler ve sayılar verilmiştir. Toprak
horizonlarının incelenmesi ve doğru olarak hükümlendirilmesi toprağın oluşum veya gelişim
sürecinde bulunduğu aşamanın öğrenilmesini sağlar. Toprak horizonlarının incelenmesi ile
toprağın bitki yetiştirilmesi ve verimliliği konusunda çok değerli bilgiler elde edilir. Toprak
horizonlarının incelenmesinden kazanılacak birçok değerli bilgi, laboratuvarda toprakların
incelenmesi ve araştırılması için harcanacak çok değerli zamandan ve masraftan önemli bir
bölümünü kazanmamızı sağlar.
7.4. Türkiye’de Bulunan Önemli Bazı Toprak Tipleri
Türkiye 7 coğrafya bölgesine ayrılmıştır. Coğrafya bölgelerimiz, iklim, yeryüzü şekli
ve jeolojik yapı bakımından birbirinden önemli farklar göstermektedirler. Toprakların
oluşumları ve gelişimleri bakımından coğrafya bölgelerimizin içinde de birbirinden farklı
özelliklere sahip ortamlar yer almaktadırlar. Marmara Bölgesinin bir bölümü olan Trakya’da
toprak yapan faktörlerden yeryüzü şekli, iklim ve anakaya özelliklerine göre pek kısa yatay
mesafelerde birbirinden belirgin farklar gösteren toprak tipleri gelişmiştir (şekil 63). Marmara
ve Karadeniz bölgelerinde görülen yıkanma ve birikme olayları (tablo 61, 62, 63, 68, 70 ve
şekil 64) İç Anadolu Bölgesinde hemen hemen yoktur. Akdeniz Bölgesinde ise Akdeniz
ikliminin hakim olduğu geniş alanda kırmızı akdeniz toprakları gelişmiştir. Akdeniz
Bölgesinde ancak yüksek arazideki serin iklim etkisinde ve erozyona uğramamış yerlerde
kireç taşından oluşmuş topraklarda yıkanma horizonlarının geliştiği görülmüştür.
Birbirinden bu kadar önemli ortam farkları gösteren ülkemizde toprakların genetik ve
ekolojik sınıflandırmalarını yapmak için daha çok araştırma ve bilgi birikimi gerekmektedir.
Ancak ülkemizin toprakları ile bunların oluşup geliştiği ortam şartları hakkında yapılmış olan
çalışmaların da pek değerli sonuçlar verdiği burada belirtilmelidir. Türkiye’deki toprak
çalışmalarından elde edilen bilgiler ve arazideki incelemelerimize dayanılarak topraklarımızın
251
Tablo 100. Genetik toprak horizonlarının gösterilmesi için kullanılan semboller
(Kaynak: Kantarcı, M.D. 1972).
Horizonlar ve Tabakalar
Sembolü
Horizonlar ve Tabakalar
Sembolü
Ölü örtü tabakası
Ayrışmamış yaprak
O
Y
ANAKAYA HORİZONLARI
 Anamateryal zonu
(ufalanmış anakaya)
Cv
Çürüntü
Humus
Turba
Ç
H
T

Cn
Humuslu üst toprak horizonu
Ah veya A1

Sert anakaya (Ufalanmamış
anakaya)
Kireçli anamateryal

Tuzlu anamateryal
Cz
YIKANMA HORİZONLARI
A
 Söskioksitlerin yıkanması
(boz renkli)
 Kilin taşınması
Ae veya A2
 Söskioksit+kil taşınması (*)
Ael ve Ale
Al veya A3
Ap
 Pullukla işlenmiş horizon
(üst toprak= pulluk zonu)
 Balçıklanma ve esmerleşme Bv
zonu (kil oluşumu ve demir
oksitlenmesi)
BİRİKME HORİZONLARI






(*)
Söskioksit birikimi
Kil birikimi
Söskioksit+kil birikimi (*)
Humus birikimi
Kireç birikimi
Tuz birikimi
B
Bs veya B1
Bt veya B2
Bst ve Bts
Bh
Bca
Bz
TABANSUYU
HORİZONLARI
 Oksitlenme zonu
(kırmızı yatay çizgili)
 İndirgenme zonu
(kirli beyaz-boz renkli)
DURGUNSU
HORİZONLARI
 Oksitlenme zonu
(Fe+Mn çökelekleri)

C
Cca
G
Go
Gr
S
Sw
Sd
İndirgenme zonu
(Mermer deseni gibi bozpas lekeli)
JEOLOJİK TABAKALAR
I, II
Terra Rosa’ların B horizonu
Terra Fuska’larınB horizonu
Lateritlerin B-horizonu
Tr
Tf
Bu
Söskoksit yıkanması ve birikimi kil taşınması ve birikiminden daha kuvvetli ise yıkanma zonu Ael, birikme
zonu Bst harfleri ile gösterilir. Kilin taşınma ve birikmesi söskioksitlerden daha kuvvetli ise yıkanma zonu
Ale, birikme zonu Bts harfleri ile gösterilir.
genetik sınıflandırmaları tablo 102’de verilmiştir.Türkiye topraklarının sınıflandırılmasında
aşağıda sıralanan prensiplere göre hareket edilmiştir.
(1) Her ülkenin veya bölgenin toprak sınıflandırmaları kendi oluşum ve gelişim
ortamlarına bağlı özellikler göstermektedir. Bu nedenle toprak sınıflandırmalarında
bölgesellik temel prensiplerden biridir.
(2) Çok kapsamlı ve uluslararası toprak sınıflandırmaları ülke, bölge ve yöre
farklarından ortaya çıkan doğal ve antropojen ilişkileri yeterli ayrıntıda kavrayamayabilirler.
Bu nedenle toprak sınıflandırması ülkenin kendi bölgesel özelliklerine ve antropojen
etkilerine dayandırılmış olmalıdır.
252
(3) Ancak dünya toprakçıları ile anlaşabilmek ve bilgi alış verişinde bulunabilmek için
kapsamlı sınıflandırmalarla da ilişki kurulmalıdır.
(4) İklim bölgeleri ayırımına dayandırılmış genetik toprak sınıflandırmaları eskiden
beri denenmiştir. Ancak bugünkü iklim özellikleri ile bazı toprak tiplerinin gelişimini
açıklanamamıştır. Bu topraklar geçmiş jeolojik devrelerde hakim olmuş eski iklim tiplerinin
(paleoklima) etkisi ile gelişmiş olan fosil topraklardır (paleosol’lar). Toprak oluşum ve
gelişiminde anakayanın etkili olduğu bölgelerde ise iklim bölgeleri ayırımına göre toprak
sınıflandırmaları yeterli olamamışlardır (Bahçeköy Ekolü).
(5) Toprakların genetik sınıflandırmasında tablo 96’da verilmiş ve tablo 101’de
Türkiye toprak sınıflandırması için geliştirilmiş olan esaslar gözönüne alınmıştır:
Bu esaslardan birincisi toprak suyunun sızma yönüdür. Karasal topraklarda toprak
suyu (az veya çok) daima yukarıdan aşağı doğru hareket halindedir. Su altı topraklarında ise
toprak suyu genellikle aşağıdan yukarı doğru hareket halindedir. Yarı karasal topraklarda
toprak suyu mevsimlere de bağlı olarak iki yönde de hareket edebilmektedir. Suyun toprak
içindeki hareketi toprakta yıkanma, taşınma ve birikme gibi genetik olayla sebep olmakta ve
toprağın verim gücünü de etkilemektedir.
İkinci esas toprak yapan faktörlerin etkisi altında toprakların horizonlaşmaları ve
horizonların gelişim sırasıdır. Horizonlaşmamış (azonal), horizonlaşmanın başlangıcında
(intrazonal) ve horizonlaşmış (zonal) toprakların gruplandırılması gerekmektedir.
Üçüncü esas toprakların oluştukları anakayanın özelliklerine göre gösterdikleri gelişim
ve gelişim sırasıdır.
Bu esaslara göre Türkiye toprakları üç bölümde toplanmıştır. bölümlerin içinde
toprakların horizon gelişimlerine göre alt bölümler gruplandırılmıştır. Azonal ve intrazonal
topraklarda alt bölümler arazinin yapısına veya anakayanın özelliklerine göre, zonal
topraklarda ise toprağın gelişimindeki horizon sınıflanmasına göre sınıflara ayrılmışlardır.
Toprak sınıflarının içinde de toprak tipleri ayırdedilmiştir (Tablo 102). Toprak tipleri de
gerektiğinde anakaya özellikleri ve gelişim farklarına göre alt tiplere veya varyetelere
ayrılmışlardır.
Azonal topraklar esas itibariyle anamateryal niteliğindedirler. Anamateryalin ve
anamateryali oluşturan anakaya özelliklerinin gelişim sürecindeki toprakların özellikleri
üzerindeki etkisi çok fazladır. Bu nedenle azonal toprakların sınıflandırılmasında arazinin
yapısı, anamateryalin taneliliği, kireçli olup olmadığı ve diğer fiziksel ve mineralojik
özellikleri de göz önüne alınmıştır. Anamateryalin özelliklerine dayanılarak azonal topraklar
alt bölümündeki sınıfların sayısı daha da arttırılabilir. Ancak bu arttırma işlemi topraklarımız
hakkındaki bilgilerimizin gelişmesi ile mümkün olabilecektir.
İntrazonal toprakların gelişiminde de anakayanın özellikleri hakimdir. Fakat intrazonal
toprakları, arazinin yapısına göre değişen bölgesel iklim özellikleri de gözönüne alınarak
gruplandırmak gerekir. Ranker ve rendsina gibi A/C horizonlu topraklar daha çok nemli
bölgelerde ve yamaç arazideki topraklar oldukları halde, kara topraklar, tuzlu topraklar farklı
bölgesel iklim etkisi altında (yayla ve bozkırlarda) gelişmektedirler.
253
Zonal toprakların sınıflandırmalarında ise iklim etkisi ile klimaks’a ulaşma olayı söz
konusudur. Bu nedenle iklimin etkisi ön plana çıkmaktadır. İklimin etkisi toprağın
horizonlarının gelişimini etkilediği için (fosil topraklar hariç) zonal topraklar
horizonlaşmalarına göre sınıflandırılmışlardır. Ancak ülkemizde anakayanın toprakların
oluşumları ve gelişimleri üzerindeki etkisi fazla olduğundan zonal toprakların tiplerinin veya
alt tiplerinin ayırımında anakaya özellikleri de gözönüne alınmıştır. E. Mückenhausen (1960,
62, 77) toprak sınıflandırmasında anakaya, sınıflandırmanın en alt basamağı olan toprak
formunda ele alınmıştır (özellikle zonal topraklarda). Bu ayırım orta Avrupa için geçerli
olabilir. Ülkemizde ise zonal toprakların oluşum ve gelişimlerine uygun bir sınıflandırmada
anakaya özelliklerinin daha yüksek sınıflandırma basamaklarında ele alınması
gerekmektedir(Bahçeköy Ekolü).
7.4.1. Karasal Topraklar Bölümü
Yukarıda belirtildiği gibi karasal topraklar, sızıntı suyunun toprak içinde yukarıdan
aşağı doğru hareket ettiği topraklardır. Karasal topraklarda ayrışma, toprağın oluşumu,
olgunlaşması ve gelişimi olayları bütün safhaları ile bir sıra içinde incelenebilmektedir.
Karasal topraklar horizonlarının gelişim sırasına göre dört alt bölüme ayırdedilmişlerdir
(Tablo 102).
7.4.1.1. Azonal Karasal Topraklar Alt Bölümü
Karasal toprakların azonal topraklar alt bölümünde toprak oluşumu henüz bir ayrışma
- oluşum safhasındadır. Bu nedenle toprak horizonları gelişmemiştir. Doğal yapısı
bozulmamış arazide anamateryalin üstünde belirginleşmemiş bir (Ah) horizonu yer
alabilmektedir. Azonal karasal topraklar üç sınıfta toplanmışlardır.
(1) Dağlık arazideki ham topraklar
(2) Erozyona uğramış alanlardaki anamateryaller
(3) Tortul materyaller
7.4.1.1. Dağlık Arazideki Ham Topraklar Sınıfı
Dağlık arazide ayrışarak anamateryale dönüşmüş ve bir miktar da organik madde
artıkları ile karışabilmiş (Ah)/Cv horizonlu ham topraklar-iskelet toprakları gelişmiştir. Bu
topraklar çeşitli toprak sınıflandırmalarında Syrosem, Lithosol (FAO), entisol’lardan lithic
udorthen (ABD) olarak isimlendirilmiştir.
(1) HAM TOPRAK (Sirozem)
Ayrışmamış ve parçalanmamış anakaya (Cn) üstünde sığ bir ayrışma zonu oluşturmuş
anamateryal (Cv) ile bunun üst kesiminde belirginleşmemiş bir (A) horizonu oluşumu görülür.
Ham toprak 3 alt tipe ayrılır.
(1.1.) Silikat ham toprağı: Sığ bir (A) / Cv horizonu altında anakaya Cn masiftir.
Dağlık arazideki granit, gnays, andezit, kuvarsit ve benzeri anakayalar üstünde rastlanır.
254
(1.2.) Kireç taşı ham toprağı: Alttaki anakaya çatlaklıdır. Bu çatlakların arasında kireç
taşının ufalanma ve ayrışma artıkları yeralmaktadır. Bitki kökleri bu çatlaklar arasında
gelişebilir. Tipik olanlarına Toroslarda 2000m’nin üstünde rastlanır (Bak. 2.2.3.2.
karbonatların çözünmesi ve 6. 2. 10. karstik toprak oluşumu).
(1.3.) Fliş ham toprağı: Anakayanın fliş yapısından dolayı gevşek tabaklardaki ham
materyal su tutabilmektedir. Bu tabakalara kökler girmekte ve gelişebilmektedirler. Trakya’da
Işıklar Dağında ve Koru Dağında tipik örnekleri vardır. Fliş yapısından dolayı bu ham
topraklar kolay ağaçlandırılabilir (Koru Dağı ağaçlandırmaları – Keşan).
(2) YAMAÇ KAĞŞAKLARI (Gevşek Ham Toprak-Gevşek Sirosem)
Dağlık arazide anakayanın gece-gündüz arasındaki sıcaklık farklarından dolayı
ufalanması (kağşaması) ile oluşan ve kısmen topraklaşmağa başlamış olan kağşaklar (taş
döküntüleri köşeli, detritik materyal) gevşek ham topraklardır (Bak. 2.2.3.1. sıcaklık farkları).
(2.1.1.) Silikat kağşağı: Tipik anamateryal görünümündeki köşeli taş döküntüleridir.
Anakayanın sertliğine ve tane yapısına (minerallerinin iriliği-ufaklığı) göre kalınlıkları
değişebilmektedir.
(2.1.2.) Kireç taşı kağşağı: Silikat kağşağından alttaki ufalanmış anakayanın çatlaklı
olması ile ayrılır. Bu çatlaklar kağşama olayı sırasında oluşan kum ve toz çapındaki
malzemenin kar suları ile taşınması sonucunda oluşmuştur. Bitki kökleri (odunsu bitkiler
dahil) çatlaklardaki su tutan bu malzemenin içinde gelişebilmektedirler (Tipik örneği Bey
Dağları (Elmalı) Kızlar Sivrisi 2500 - 3086 m arasında çok dik yamaçlarda vardır.).
(2.1.3.) Fliş Kağşağı: Katı fliş tabakalarının ufalanması ve gevşek tabakalardaki kil-toz
bölümü ile karışması sonucunda oluşur. Yağış suları ile kil ve toz derinlere taşınmıştır. Alttaki
ufalanmamış flişin gevşek tabakaları da su tuttuğu için diğer kağşaklardan ayrılır.
Ağaçlandırmaya uygundur. Trakya’da Işıklar Dağı’nda yüksek kesimlerde örnekleri vardır.
7.4.1.1.2. Erozyon ve Açık Maden Ocağı İşletme Alanlarındaki Ham Topraklar
Sınıfı
Erozyona uğramış alanlarda kalan anamateryal ve kayalık arazi bu sınıf içinde
toplanmıştır. Bunlar her yükseltide ve her türlü iklim etkisi altında oluşmuşlardır. Dağlık
arazideki tipik ham topraklardan farkı, insan etkisi ile erozyona uğramış alanlarda
oluşmalarıdır. Erozyon etkisi ile toprak gelişimi tekrar başlangıç safhasına dönmüştür. Bu
nedenle erozyon alanlarındaki ham topraklar antropojen topraklar alt bölümünde anılmış fakat
bu bölümde anamateryaller halinde sınıflandırılmışlardır.
(1) ANTROPOJEN HAM TOPRAK (ANAMATERYAL)
Yamaç arazide erozyondan arta kalmış materyal. Bunlar genellikle erozyona uğramış
toprağın B-C ve Cv horizonu kalıntılarıdır. Ham toprak ile anamateryal birbirine karışmıştır.
Anakayanın özelliklerine göre üç alt tipe ayrılırlar. Genel özellikleri ham topraklara benzerse
de onlardan oluşumları ve karışımları ile ayrılırlar. Açık maden ocağı işletmesinden
artakalmış materyaller de bu sınıfa girer.
(1.1.) Antropojen silikat ham toprağı
(1.2) Antropojen kireç taşı ham toprağı
255
(1.3.) Antropojen fliş ham toprağı
(1.4.) Açık maden ocağı işletmesi artık materyalleri
Ağaçlı köyü kömür ocaklarının artık materyalleri üstünde 1988 – 89’da yaptığımız
ağaçlandırma çalışmaları sonucunda ölü örtü oluşmuş ve ham materyal topraklaşma sürecine
girmiştir (Kantarcı, M. D. 1988/3, 1997/4, 1998/1, Kantarcı ve ark. 1998) (7.4.1.4.2. ile ilişki
kurunuz).
7.4.1.1.3. Tortul Materyaller Üstündeki Ham Topraklar
Alçak arazide, taban arazide ve dağlık arazideki çanaklarda (Kokurdanlıklarda)
toplanmış olan tortul materyaller taşlı, kumlu, tozlu,balçıklı, killi yapıda olabilmektedirler. Bu
materyaller henüz çok genç olup, toprak oluşumunun başlangıcında yeralırlar. Üzerleri otlarla
yeni yeni kaplanmaktadır. Su tutabildikleri için bitki yetişmesine uygundurlar. İklimin uygun
olduğu yerlerde ağaçlandırılabilirler.
(1) ALT YAMAÇLARDAKİ KAĞŞAK HAM TOPRAKLARI
Dağ yamaçlarındaki kağşakların aşağı doğru hareketi (eğime bağlı olarak buzul ve kar
etkisi ile) sonucunda alt yamaçlarda kalın kağşak tortulları oluşmaktadır (Beydağları;
Çamkuyusu, Avlankuzu Tepe, Çığlıkara). Köşeli taş döküntülerinden ibaret olan bu alt
yamaç kağşaklarının yamaç kağşaklarından farkı; derin oluşları yanında, taban ıslaklığının
bulunuşudur. Yamaç sızıntı sularının sebep olduğu bu taban ıslaklığı tipik taban suyu değildir.
Alt yamaç kağşaklarını oluştukları anakayanın mineralojik yapısına göre alt tiplere ayırmak
gerekir. Alt yamaç kağşaklarının arasında ve derinlere doğru ince malzeme daha fazladır. İnce
malzeme kağşağın aşağı doğru sürüklenmesi sırasında öğütülmesi sonucunda oluşmaktadırlar
(morenlere benzer oluşum). Sızıntı suları ile de ince materyal kağşağın alt kısmına
taşınmaktadır. Alt yamaç kağşakları bu özelliklerinden dolayı ağaçlandırılabilir.
(2) ÇAKILLAR VE ÇAKILLI-KUMLU TORTUL HAM TOPRAKLAR
Taban arazide akarsuların getirdiği yuvarlanmış köşeli çakıl ve çakıllı kumlu
tortulların ayrı bir tip olarak ayırdedilmesi gerekmektedir. Bunların alt tipleri geldikleri
anakayanın mineralojik yapısına göre ayrılmalıdır. Çakılların kumlu olanları kalın tabakalar
oldukları takdirde ağaç yetiştirmeye uygundurlar. Çakıllarda derinde ve hızla akan mevsimlik
bir tabansuyu bulunabilmektedir.
(3) MİL HAM TOPRAKLARI
Mil, kumlu tozlu akarsu tortullarıdır. Az miktarda kil de içerirler. Genç olanları
akarsuların taşkın alanlarında yeralırlar. Yaşlı olanları topraklaşmıştır. Miller tozlu
oluşlarından dolayı suyun sızmasını kısmen engellerler, kil pek az olduğu için suyu
ememezler ve cıvıklaşırlar. Toz bölümü fazla olan millerin tava gelmeleri güç olduğu için
işlenmede güçlük çıkarırlar. Bunlar yaz kuraklığı olan yörelerde geniş ve derin çatlaklar
geliştirirler. Tabansuyuna sahip olan miller bitki yetiştirmek için daha uygundurlar. Kireçli ve
kireçsiz milleri alt tipler halinde ayırmak gerekir.
(4) KİL VE KİLLİ TORTUL HAM TOPRAKLARI
Bunların birinci alt tipi akarsuların taşkın alanlarındaki genç kil ve killi aluviyal
tortullar üzerinde gelişmeğe başlamış olan ham topraklardır. Suyu tutmaları, suyu emdikleri
için cıvıklaşmamaları nedeni ile millerden farklıdırlar. Devamlı tabansuyu etkisinde
gleyleşme yönünde gelişirler. Yaz kuraklığı olan yörelerde ise toprak yüzü geniş ve derin
256
olarak çatlar. İşlenmeğe ve bitki yetiştirmeğe uygundurlar. Dağlık arazide kokurdanlıklarda
toplanan killi-kireçli (kireç taşlı) veya sadece killi olan alt tipleri de vardır. Yerel iklime de
bağlı olarak bu kokurdanlıklarda ağaç yetiştirilebilir. Don çukuru durumunda olanları veya
daha yüksekte olanlarında sadece ot yetişir (Elmalı-Çığlıkara, Dokuzgöl kokurdanlıkları gibi).
(5) KUMUL HAM TOPRAKLARI
Kumullar rüzgâr tortullarıdır. Kumullar kara kumulları, kıyı kumulları ve deniz
kumulları olarak üçe ayrılmaktadır. Karakumulları genellikle tuzlu ve kireçlidirler (İç
Anadolu’da Karapınar ve güneyi). Kıyı kumulları oluştukları materyalin özelliğine bağlı
farklar gösterirler. Bunlar genellikle kireçsiz ve kırmızı renkli kumullardır. Trakya Karadeniz
kıyı kumullarından karasal kökenli olanlar Pliosen I tortullarından gelişmişlerdir. Bunlar
kırmızı renkli ve kireçsiz olup tipik örneklerdir. Deniz kumulları denizin kıyıya çıkardığı
kumlar olup renkleri beyazdır ve genellikle deniz hayvanlarının kırılmış kabukları (kavkılar)
ile karışıktırlar. Bu nedenle deniz kumulları kireçli olabilir.
Kumulları kireçli, kireçsiz, tuzlu olarak alt tiplere ayırmak toprak oluşumu bakımından
gereklidir. Kumullarda tabansuyunun bulunup, bulunmayışına göre varyeteler ayrılabilir.
Kumulların bitkilendirilmesi ve ağaçlandırılmasında mineralojik yapıları yanında
tabansuyunun bulunuşu veya bulunmayışı ile tabansuyunun bikarbonatlı oluşu veya deniz
suyu karışan yerlerde tuzlu oluşu gibi özellikler önemlidir (Fazla bilgi için bak. Kantarcı,
M.D. ve ark. 1973 ve Kantarcı, M.D. - S. Koparal 1987).
7.4.1.2. İntrazonal Karasal Topraklar Alt Bölümü
Karasal toprakların intrazonal alt bölümü, azonal topraklar alt bölümü ile zonal
topraklar alt bölümü arasında geçiş safhasındaki toprakları kapsamaktadır. İntrazonal
topraklar toprak oluşumu ve olgunlaşması aşamalarındaki topraklardır. Bunlarda belirgin bir
Ah horizonu gelişmiştir. Ah horizonunun altında anamateryal Cv horizonu yeralmaktadır. Katı
anakayalardan oluşan intrazonal topraklarda en altta Cn horizonu bulunmaktadır. İntrazonal
topraklar esas itibariyle oluştukları anamateryalin veya anakayanın özelliklerine, kısmen de
oluştukları bölgenin iklim özelliklerine göre 5 sınıfa ayrılmışlardır.
(1) Silikat anakayalarından oluşan intrazonal topraklar
(2) Kireçli silikat anakayalardan oluşan intrazonal topraklar
(3) Kireç taşlarından oluşan intrazonal topraklar
(4) Gevşek materyallerden oluşan intrazonal topraklar
(5) Kara topraklar (Marnlardan oluşan topraklar)
7.4.1.2.1. Silikat Anakayalarından Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı
Silikat anakayalarının ufalanması ve ayrışması sonucu oluşan A/C horizonlu topraklar
taşlı ve sığ topraklardır. Bunların tipik temsilcisi Ranker’dir.
Ranker
Ranker, belirgin bir Ah horizonu ile ufalanmış çok taşlı bir Cv horizonundan ve
bununda altında masif bir Cn horizonundan oluşmaktadır. Ah horizonunun kalınlığı ve humus
oranı iklim özelliklerine ve bitki örtüsüne göre değişmektedir. Tipik rankere FAO
sınıflandırmasında da Ranker adı verilmiştir. ABD sınıflandırmasında entisollardan lithic
uderthens ve entic udorthens olarak isimlendirilmektedir.
257
Ranker’ler hafif asit ve asit reaksiyonlu topraklardır. Asit humus yapan bitki örtüsü
altında, serin ve nemli iklim etkisinde asit rankerler gelişmektedir.
Ranker’den esmer topraklar gelişmektedir. Ranker’lerin alt tipleri:
(1) Tipik ranker (Ah/Cv horizonlu),
(2) Ranker - esmer toprak (Ah/Bv - Cv/Cn horizonlu)
olarak ayırdedilmiştir. Ranker - esmer toprak alt tipi bir geçit tip olup (Bv) horizonunda
demirin oksitlenmesi ile gelişen bir esmerleşme (esmer kahve rengi) ve kilin oluşumu ile
belirginleşen bir balçıklanma başlamıştır. Trakya’da Kırklareli gnaysları, Keşan yakınında
Kale Tepe andezitleri ve Muratlı - Çorlu bazaltları üstünde ranker tipi topraklar
bulunmaktadır (Şekil 63).
7.4.1.2.2. Kireçli Silikatlardan Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı
Kireçli silikat anakayaları kireçli şistler (kalkşistler) (Kuzey Trakya’da Mahya DağıBalyan Tepe kalkşistleri) gibi ve kireçli flişler (Güney Trakya’da Koru Dağı ve Işıklar Dağı
kireçli flişleri gibi) sayılabilir. Kalkşistler ve kireçli flişler ülkemizin başka bölgelerinde de
bulunmaktadırlar. Ayrıca kireçli pliosen II tortul materyalleri ile kireçli rüzgâr tortullarından
olan lösler de kireçli silikat materyallerindendir. Bu materyallerden oluşan toprakların tipik
temsilcisi pararendzina’dır.
Pararendzina
Pararendzina
horizon
sıralanması
bakımından
ranker’e
benzemektedir.
Pararendzinaların reaksiyonları nötr veya hafif alkalendir. Özellikle flişlerde fizyolojik
derinlik fazladır.
Pararendzina tipi, FAO sınıflandırmasında kalkerli regosol olarak isimlendirilmiştir.
ABD sınıflandırmasında entisol’lardan uderthens ve mollisollardan entic ve lithic hapludolls
olarak isimlendirilmektedir.
Tipik pararendzinadan (Ah/Cv/Cn) başka esmer toprağa geçiş olarak pararendzina
esmer toprak alt tipi (Ah/Bv - Cv/Cn) ayırtedilmektedir.
Trakya’da Yıldız (Istranca) kütlesindeki kireçli mikaşistler ve Koru Dağ ile Işıklar
Dağı’ndaki kireçli flişler üstünde pararendzina toprakları gelişmiştir. Gelibolu yarımadasında
kireçli pliosen II tortulları üstünde pararendzina – terrafuska geçiş tipleri vardır (Kantarcı, M.
D. 1995).
7.4.1.2.3. Kireç Taşlarından Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı
Kireçtaşı, dolomit ve marn taşı ve alçı taşından oluşan A/C horizonlu intrazonal
toprakların toplandığı sınıftır. Tipik temsilcisi rendzina’dır.
Rendzina
Horizon sıralanması aynen ranker ve pararendzina gibidir. Oluştuğu anakaya ile toprak
reaksiyonunun nötr veya alkalen oluşundan dolayı rendzina adı verilmiştir. Taşlı topraklardır.
258
Alttaki anakayanın çatlaklı yapısından dolayı fizyolojik derinlikleri rankerden fazladır.
Rendzina tipi FAO sınıflandırmasında da aynı isimle yer almıştır. ABD
sınıflandırmasında rendzina toprakları mollisollardan entic ve lithic rendols olarak
isimlendirilmiştir.
Tipik rendzinadan (Ah / Cv / Cn horizonlu) başka esmer toprağa geçiş tipi olan
Rendzina - esmer toprak (Ah / Bv – Cv / Cv / Cn) ve Terra rosa ile Terra fuska’ya geçiş tipleri
vardır.
Trakya’da Yıldız (Istranca) dağlık kütlesinde ve Vize güneyinde Çövenli çevresinde
rendzina topraklarına sık rastlanmaktadır (Irmak, A. ve ark. 1980 Toprak nu. 1 ve 30). Güney
Trakya’daki rendzinalar arasında Terra rosa’ya geçiş tipleri de bulunmaktadır.
Rendzina - Terra rosa geçiş tipinin önemli bir örneği de Güney Anadolu’da (Toros
Dağlarında) karstik arazideki kireç taşlarından oluşmuş olan bazı topraklardır. Üstte bir A / Cv
horizonu ve karstik yapıdaki Cv horizonunun derin çatlaklıklar arasında kırmızı renkli kil
toprağa tipik bir görünüme sahiptir.
7.4.1.2.4. Gevşek Materyallerden Oluşan İntrazonal Topraklar Sınıfı
Gevşek tortul materyallerden oluşan A/C horizonlu toprakların topraklaşma
derinlikleri (solum) sığ fakat materyalin özelliklerinden dolayı fizyolojik derinlikleri fazladır.
Gevşek olan materyal su tutabilmekte ve köklerin derinlere doğru gelişmesine uygun
bulunmaktadır. Bu sınıftaki topraklar anamateryalin çapına bağlı olarak regosol ve pelosol
olarak iki tipe ayrılmışlardır.
(1) REGOSOL
Kireçli ve kireçsiz gevşek süzek anamateryallerin topraklaşması sonucunda oluşmuş
Ah / Cv horizonlu topraklardır. Anamateryalin tane çapına göre alt tipleri ayrılır. Kağşaklardan
oluşanları “kağşak regosolu”, yuvarlak köşeli çakıllardan oluşanı “çakıl regosolu”, kumlardan
oluşanı “kum regosolu” olarak tanımlanmıştır. Bu alt tipler de kireçsiz ve kireçli olarak iki
varyeteye ayrılmışlardır.
Kireçsiz kağşak regosoluna tipik örnek Karabük Orman İşletmesi’nin Büyükdüz
Araştırma Bölgesinde Kayacık Ormanı toplumu altında yeralmaktadır. (Bak. Aksoy, H. 1978
Kayacık-Kayın Ormanı sh. 20 ve 95). Bunlarda taban sızıntı suyu ormanının gelişimi üzerinde
önemli bir etki yapmaktadır.
Kireçli kağşak regosollarına Toros Dağlarındaki Kağşaklarda sık rastlanmaktadır.
Bunlar arasında da yamaç sızıntı suyuna sahip olanlar daha nemlidirler.
Kireçsiz çakıl regosolları genellikle derelerin ve ırmakların yukarı yataklarında
yeralmaktadırlar. Genellikle kumludurlar. Çakıl regosollarının çoğunda hızla akan bir taban
sızıntı suyu bulunmaktadır. Suyun etkisi ile çakıl regosollarında doğal olarak çınar, kızılağaç,
sögüt, adi gürgen, kayacık orman toplumları yetişmiştir. bunlardan antropojen olarak
işlenenlerde kavaklık kurulabilmektedir.
Kum regosolları kumullarda ve kumlu genç materyaller üstünde oluşmuşlardır.
Trakya’nın Karadeniz kıyısı kumullarında çanaklardaki topraklaşmış kumul materyalleri,
259
Durusu (Terkos) kanalının batısındaki subasar ormanının altındaki kum toprağı kum
regosollarının tipik örneklerindendir (Kantarcı, M.D. ve ark. 1973). Akdeniz kıyı
kumullarında ve diğer kumullarda da bunlara rastlanmaktadır. İç Anadolu’da Karaman ile
Karapınar arasında bulunan Samuk Yaylası ve diğer kara kumullarında da kum regosollarının
diğer bir varyetesine rastlanmaktadır. Bu tanımlamalar kum regosollarının kuru ve tabansuyu
varyetelerinin ayrıldığını göstermektedir.
Regosol, FAO sınıflandırmasında da aynı isimle tanımlanmıştır. ABD toprak
sınıflandırmasında ise regosollar, entisollerdan “typic udorthens” ile “typic udipsamments” ve
inceptisollardan “entic haplumbrepts” olarak isimlendirilmişlerdir.
Regosolların alt tipleri arasında regosol - esmer orman toprağı ve podsollaşmış regosol
- esmer orman toprağı, regosol- terra fuska veya regosol - terra rosa oluşum safhaları da
ayrılabilir.
(2) PELOSOL
Kil ve killi tortul materyaller ile mil (kilce zengin) türündeki tortulların topraklaşması
ile oluşmuş Ah/Cv horizonlu topraklardır. Pelosol kil toprağı anlamına gelmektedir. Kil,
toprak türünü ifade için kullanılmaktadır87).
Pelosollar genellikle nemli bölgelerdeki killi materyallerden oluşmuşlardır. Kurak
bölgelerdeki killi materyallerden oluşmuşlardır. Kurak bölgelerdeki killi materyallerden kara
topraklar oluşmaktadır.
Tipik pelosol Ah horizonu gelişmiş bir kil anamateryalidir. Ancak tipik pelosolün çok
nemli yörelerde durgunsu alt tipleri veya tabansuyu alt tipleri gelişmektedir.
Mil materyallerinde zamanla gelişen ayrışma olayları, bunların da daha killi (kil
oluşumu) bir tekstür kazanmalarına sebep olmaktadır. Ancak millerin tozlu temel karakteri
henüz devam ettiği için anamateryale bağlı ayrı bir alt tip olarak ayrılmaları uygun
bulunmuştur. Mil pelosollere örnek Babaeski deresi alüvyonunda bulunmaktadır (Irmak ve
ark. 1980’de esmer orman toprağı olarak tanımlanmış olan Toprak nu 43/2).
Pelosol’lar anamateryalin tane çaplarının küçüklüğü nedeni ile toprak suyunun
bulunuşu ve sebep olduğu etkilere bağlı olarak alt tiplere ayırdedilmiştir. Bunlardan pelosol esmer orman toprağı Trakya’da İğneada Erikli Göl ve Kocagöl Subasar ormanında (T.42),
bulunmaktadır (Irmak, A. ve ark. 1980’de esmer orman toprağı olarak tanımlanmıştır).
Durgunsu pelosollarında anamateryal kireçsiz oluşu nedeni ile sıkıdır. Geçirgen
olmayan anamateryalde boz ve pas lekeleri gelişmektedir. (Pseudogleyleşme). Bu gelişim
sırasında üst kesimde de bir miktar yıkanma olduğu için durgunsu pelosollarına Belgrad
Ormanı’nda pseudogleyli pelosol - solgun esmer orman toprağı tipinde rastlanmıştır
(Kantarcı, M.D. 1980/1 P - 4 ve P -7).
87)
Mil ise balçık gibi fakat tozun fazla olduğu bir materyali tanımlamak için kullanılır. Bu materyallerden oluşan
toprakların genetik oluşum safhasındaki durumlarını isimlendirmek için kullanılan pelosol adının kendi
toprak sistematiğimiz de de kullanılması uygun bulunmuştur.
260
Tabansuyu pelosollarında geçirgenliği sağlayan kirecin bulunuşudur. Kalsiyum kil
taneciklerini pıhtılaştırıp kırıntılanmayı sağladığı için toprak suyu da durgunlaşmamakta ve
tabansuyuna dönüşebilmektedir (Tabansuyu pelosolüne örnek Küçükçekmece Gölü
alüvyonundaki Resneli Çiftliğinde tanımlanmıştır (Irmak ve ark. 1980 Toprak nu. 117).
7.4.1.2.5. Kara Topraklar Sınıfı
Kara topraklar kireçli kil (marn) anamateryallerinin topraklaşması ile oluşan Ah / Cv
horizonlu topraklardır. Kara topraklar oluşum yerlerine göre tiplere ayrılmaktadır. Ülkemizde
kara toprak ve karakepir tipleri ayrılabilmektedir.
(1) KARA TOPRAK (ÇERNOZYUM)
Kalın ve humuslu esmer - kara bir Ah horizonu ve altta kireç çökelekleri birikmiş
kireçli bir kil anamateryali veya killi kireçtaşı anamateryali kara toprak için tipik
horizonlaşmadır. Yarı nemli ve soğuk yayla toprakları kara toprak karakterindedir. Genellikle
otların yetiştiği otlak topraklarıdır. Bazı alçak kesimlerde bozkır ormanı karakterinde orman
toplumları da gelişmiştir. İklimin kışın soğuk (kar altında), yazın ise kurak oluşu organik
artıkların ayrışmadan kalmalarına sebep olmaktadır. Soğuk ve kurak devreler organik
maddeyi ayrıştıracak olan mikroorganizma sayısını azaltmakta veya faaliyetini
engellemektedir. Bu olayın sonucunda kalın, koyu - esmer - kara renkli humuslu,nötr
reaksiyonlu bir Ah horizonu gelişmektedir. Ah horizonunun kalınlığı toprağın yüzeyinin yazın
çatlaması sonucunda artmaktadır. toprak yüzeyinde biriken organik madde bu çatlaklardan
aşağı dökülmekte ve çatlak sistemin ulaştığı derinliğe kadar Ah horizonunu geliştirmektedir.
Ah horizonunun hemen altında ise kireç çökeleklerinin (veya çiçeklenmeleri) biriktiği bir
Cv-ca veya Cca horizonu yeralmaktadır. Kireç çökeleklerinin oluşumuna, derinlerden
kapilarite ile yükselen suyun çatlak sistemine ulaştığında buharlaşması sebep olmaktadır
(Bak. 4.1.9.3 (2) ve Şekil 34 - a). Kara topraklar Doğu Anadolu Yaylalarında kireçli killi
materyaller üstünde geniş alanlarda yayılmaktadırlar.
Kara toprakların tipik tip yanında esmer bozkır toprağına geçiş alt tipi, solgun
yıkanma ve kil taşınma zonu gelişmiş alt tipi, tabansuyu etkisinde gleyli alt tipi ve durgunsu
etkisinde pseudogleyli alt tipleri ayrılabilmektedir.
Kara topraklar, FAO toprak sınıflandırmasında phaeozom’ler olarak, ABD toprak
sınıflandırmasında ise mollisol’lardan “udorthentic haplustolls” ile “typic ve entic
vermustols” olarak isimlendirilmiştir.
(2) KARAKEPİRLER (VERTİSOL = GRUMUSOL)83)
Kireçli kil veya killi anamateryallerden veya killi kireçtaşlarından (miosen kireç taşları
gibi) bozkır iklimi şartlarında oluşan Ah/Cca/Cv veya Ah/Bv/Cv-ca/Cv horizonlu topraklardır.
Karakepir doğal olarak otlak toprağıdır. Yer yer karakepir toprakları üstünde yetişmiş bozkır
ormanı karakterinde orman toplumlarına da rastlanmıştır (Kantarcı, M.D. 1975). Karakepir
topraklarının yayıldığı alanda hakim olan kışı soğuk ve karlı, yazı sıcak ve kurak karasal
bozkır iklimi ve kireçli killi anamateryal yıkanmayı geciktirmektedir. İlkbahar ve sonbaharda
yayla ikliminden daha ılık olan iklim, biriken organik maddenin ayrışmasına yetmektedir.
Buna rağmen yazın gelişen çatlak sisteminden aşağı dökülen ayrışmamış organik artıklar ve
üst toprak kırıntıları toprağın üst kesiminde bir yer değiştirme olayını sağlamaktadır
261
(Vertisol)88). İlkbahar ve sonbaharın ılıklığı Karakepirin tipik bir kara toprak olarak gelişimini
önlemektedir. Karakepir ince bir tipik Ah horizonu altında esmer bir Bv - Cv horizonuna
sahiptir. Çatlak sisteminin ulaştığı derinliğin hemen altında kireç çökeleklerinin
(çiçeklenmelerinin) bulunduğu Cv-ca zonu yeralmaktadır (Bak. böl. 4.1.9.3. (2).şekil 34 - a ve
6.2.9).
Trakya’daki karakepir topraklarına ait örnekler grumusol (vertisol) adı altında
tanımlanarak yayınlanmışlardır (Irmak, A. ve ark 1980 T. 52, 7 ve 112) ve Akalan, İ.- S.
Başer 1972). Karakepirler yanlışlıkla kahverengi topraklar olarak da tanımlanmaktadırlar.
Karakepir ile kahverengi toprak (esmer topraklar) arasında anamateryal, oluşum ve gelişim
farkı vardır. Bazı killi kireç taşlarından oluşan topraklar bozkır ikliminin kenar zonlarında
karakepir ile esmer orman toprağı veya esmer bozkır toprağı arasında geçiş alt tiplerinde
görülmektedirler. Bu kireçtaşı toprakları balçıklanma ve esmerleşme sonucunda esmer
toprakların (kahverengi olarak da isimlendirilmektedir) Bv horizonuna sahiptirler. Bunun
yanında yaz kuraklığı ile kilin çatlaması sonucunda kireç çökelekleri ve kireç iplikçikleri
(pseudomisel) zonu da gelişmektedir. Böylece karakepir/esmer toprak alt tipi gelişmektedir.
Tabansuyu etkisinde kalmış olan karakepirlerde ise gley- karakepir alt tipi gelişmektedir.
Gley karakepirler ile gley pelosollar birçok özellikleri ile birbirine benzerler. Gleykarakepirler bozkırlarda oluşması ve kireç çökelekleri zona sahip olmaları ve kireçli olmaları
ve yüksek Mgt miktarı ile gley pelosollardan ayrılmaktadırlar. Gley-pelosollarda kireç miktarı
daha azdır. Yaz pek kurak olmadığı ve toprak aşırı derecede çatlamadığı (veya hiç
çatlamadığı) için gley pelosollarda kireç çökelekleri de oluşmamaktadırlar.
Karakepirler eski
isimlendirilmişlerdir.
ABD
toprak
sınıflandırmasında
ise
vertisol
olarak
7.4.1.2.6. Tuzlu Topraklar Sınıfı
Karasal tuzlu topraklar kurak mıntıkalarda oluşup gelişmektedirler. Tuzlanma olayı ya
anamateryalin minerolojik yapısından, yahut ta toprağın tuzlu suların etkisinde kalmasından
ileri gelmektedir. Her iki tuzlanma olayı da böl. 6.2.11’de açıklanmıştır. Tuzlu topraklar A/C
ve A/B/C horizonlu olabilmektedirler. Bu horizon sıralanması ile intrazonal topraklardan
zonal topraklara geçiş sınıfı durumundadırlar.
Tuzlu topraklar sınıfında üç tip ayrılmıştır.
(1) Tuzlu alkali toprak (solonçak)
(2) Tuzlu toprak (solonetz)
(3) Tuzlu bozkır toprağı (solod)
(1) TUZLU ALKALİ TOPRAK (SOLONÇAK)
Tuzlu alkali topraklar (beyaz alkali topraklar) sodyum tuzları yanında magnezyum ve
kalsiyum tuzlarını da içerirler (Karbonat, sülfat ve klörür halinde). Bu nedenle hem tuzlu, hem
88)
Karakepir: Trakya’da bozkır şartlarında oluşmuş kara topraklara karakepir denilir. Kepir Türkçe’de çorak
toprak anlamına gelmektedir. Vertisol:latince vertere: dönen kelimesinden geliştirilmiş olarak dönen
topraklar anlamına gelmektedir. Çatlak sisteminden dolayı,üst topraktaki ince kırıntılar alt toprağa
düşmektedir. Böylece alt toprak zamanla üste, üst toprak ta alta yer değiştirmektedir. Karakepirlere siyah
rengi veren esas itibariyle yüksek miktardaki MgCO3’tür. Nemli ve serin mıntıkada gelişmiş kara
topraklarda ise siyah renk çok miktardaki organik maddeden ileri gelebilir
262
de alkalidirler. Reaksiyonları alkalendir. Sodyum miktarının çokluğu halinde pH (suda) 8,5
değerinin üstüne çıkar. Tuzlu alkali topraklar tuzlu ve bikarbonatlı tabansularının bulunduğu
çukur arazide gelişmektedirler. Sodyumca zengin olanları sodyumlu solonçaklar, kalsiyumca
zengin olanları kalsiyumlu solonçaklar olarak alt tiplere ayrılırlar. Kalsiyumun varlığından
dolayı yuvarlak köşeli topaklı ve sütunlu bir strüktür gelişmiştir. Strüktür elemanlarının
gelişmesi iyi havalanmayı sağlamaktadır. Tuzlanma üst toprakta % 0,3’ten fazladır. Toprak
yüzeyinde ise beyaz tuz kabukları görülür. Tipik örnek İç Anadolu’da Karapınar (Sultaniye)
arasındaki topraklardır.
(2) TUZLU TOPRAK (SOLONETZ)
Bu tuzlu topraklar siyah alkali topraklar olarak da tanımlanırlar. Sodyum tuzları üst
topraktan yıkanmış fakat alt toprakta yoğunlaşmışlardır. Alt toprağın sodyum doygunluğu %
15’ten fazla olup % 90’a kadar yükselebilir. Sodyumun fazlalığı pH değerinin (suda) 11’e
kadar yükselmesine sebep olur. Sodyum fazlalığından dolayı kil dispersleşip yukarıdan aşağı
taşınmış veya yaprakçıklar dağılmıştır. Bu olayın sonucunda toprağın strüktürü bozulmuştur.
Toprak masif, sıkı ve geçirimsizdir. Havalanma pek kötüdür. Bu özelliklerden dolayı toprak
kurak devrede bloklar halinde çatlar. Tuzlu toprakların üst toprak kesiminde tuz yıkandığı için
bitki örtüsü (otlar) daha zengindir. Bitki artıkları, üst toprağın solonçaklara göre organik
madde bakımından daha zengin olmalarını sağlamaktadır.
Tuzlu toprakların boz veya solgun kahverengi yıkanma ve kil taşınma zonu A ve
esmer renkli birikme zonu Bsa (veya Bz) olarak işaretlenmektedir. Organik maddelerin
(humus) yüksek miktardaki sodyumun etkisi ile B horizonunda birikmesi, bu horizonun esmer
renk almasını sağlamaktadır. birikme horizonu daha killidir. Tuzlu topraklar genellikle tuzlu
bir tabansuyu da ihtiva ederler. Tabansuyunun etkisi ile Go ve Gr horizonları da gelişmiş
olabilir.
(3) TUZLU BOZKIR TOPRAĞI (SOLOD)
Tuzlu bozkır toprağı boz renkli bir yıkanma ve kil taşınma zonu ile kil birikimi
yanında humus birikimi sonucunda esmer bir birikme horizonuna sahiptirler. Sodyum üst
topraktan yıkanmıştır. B horizonunda ise sodyum doygunluğu % 7’den azdır. Tuzlu bozkır
toprağının gelişimine sebep taban suyunun derinlerde oluşu veya hiç olmayışıdır. Kil
taşınması ve birikimi tuzlu topraklardan daha ileri safhadadır. Yıkanma sonucunda A
horizonunun reaksiyonu nötr veya hafif asit olabilir. Sodyum ve magnezyum miktarı
kalsiyum ve hidrojen miktarından fazladır. Toprakta kil taşınma ve birikmesi tuzlu bozkır
topraklarının solgun - esmer topraklar yönünde gelişimine sebep olur. ancak bu olay
sonucunda solgun - esmer toprak değil, solod gelişmektedir.
7.4.1.3. Zonal Karasal Topraklar Alt Bölümü
Zonal topraklar iklim etkisi altında toprak horizonlarının geliştiği topraklardır. Zonal
topraklar alt bölümü esas itibariyle toprağın olgunlaşma safhasındaki Ah/Bv/B-C/Cv horizonlu
esmer toprakları ve gelişme safhasındaki Ah/Ae veya Ael/Bs veya Bts/B-C/Cv horizonlu
yıkanmış topraklar ile podsolları kapsamaktadır. Ayrıca horizon gelişmesine uğramış
(yıkanma-birikme) olan “kırmızı Akdeniz toprakları”, “latosollar”, “paleosollar” gibi A/B/C
263
horizonlu topraklar ile “durgunsu toprakları (pseudogleyler)” da zonal topraklar alt
bölümünde yeralmaktadırlar. Böylece zonal topraklar 7 alt sınıfa ayrılmışlardır (Bak. Tablo
102).
7.4.1.3.1. Esmer Topraklar Sınıfı89)
Anakayanın ufalanması ve ayrışması sonucunda oluşan anamateryal giderek kum ve
toz boyutuna kadar incelir. Bu safhadan sonra oluşan kil minerali ile kum ve tozlar birbirine
yapışarak balçıklanma aşamasına geçerler. Bu arada ayrışma sonucu serbest kalan ve organik
ayrışma ürünlerinin de etkisi ile koyu renkli amorf demir oksit (demir hidroksit) toprağın
esmerleşmesine sebep olur. Esmer topraklar Alman toprak sınıflanmasında Braunerde, FAO
toprak sınıflamasında “cambisol” ve ABD toprak sınıflandırmasında inceptisol’lardan “typic
dystochrepts”, “dystric eutrochrepts” ve “typic haplumbrepts” olarak adlandırılmıştır.
Esmer topraklar, esmer orman toprakları ve esmer bozkır toprakları olarak iki tipe
ayrılmışlardır.
(1) ESMER ORMAN TOPRAĞI
Orman altında gelişmiş Ah/Bv/B-C/Cv horizon sırasındaki topraklardır. Yukarıda da
açıklandığı gibi esmer orman toprakları belirgin bir Ah horizonu altında esmer ve
balçıklanmış bir Bv horizonuna sahiptirler. Bu Bv horizonu bir birikme zonu değil,
balçıklanma zonudur. Esmer orman toprakları genellikle yapraklı ormanların altında gelişirler.
Humus tipi genellikle mul veya çürüntülü muldür. Reaksiyonları hafif asit bir nötr arasında
değişir (Asit esmer orman toprakları hariç). Esmer topraklar çeşitli anakayalar üstünde ve
farklı iklim yörelerinde gelişmektedirler (Kantarcı, M.D. 1979-1’de T.121 ve 122, 1980-1’de
p. 21, 29 ve 30). Esmer orman toprağı hakkında tablo 63, 74 ve 85’de sayısal bilgiler
verilmiştir. Ayrıca şekil 58 ve 62’de gelişim ile yayılış durumu açıklanmıştır.
Esmer Orman toprağı Mückenhausen (1977)’a göre pararendzina ve rendzina ile
regosol tiplerinin olgunlaşması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle karakepir’den çok
farklı yapılaşmaya ve özelliklere sahiptir.
Esmer orman toprağının tipik alt tipi yanında, gelişim durumuna göre esmer orman
toprağı - solgun esmer orman toprağı (EO-SEO) (Bak. Kantarcı, M.D. 1980-1’de p. 27, 19812’de p.32), “gleyli esmer orman toprağı (Gl-EO)”, “pseudogleyli esmer orman toprağı (psgEO)” ve “podsol-esmer orman toprağı (pod-EO)”, “esmer orman toprağı - terra rosa” ve
“esmer orman toprağı - terra fuska” alt tipleri ayırtedilmiştir.
Esmer orman toprağının alt tiplerini; asit, kireçsiz, kireçli, gevşek esmer orman toprağı
gibi varyetelere ayırmak gerekmektedir. Esmer orman toprakları besin kapasitelerine göre
fakir, orta ve zengin olarak da ayrılabilirler.
89)
Esmer toprak adı Braunerde veya Sol Brun’dan gelmektedir. Bu terim ile amorf demir oksitlerin oluşumu
sonucunda esmer renk alma olayı ifade edilmeğe çalışılmaktadır. Türkçeye kahverengi olarak da tercüme
edilmiştir. Esmerleşme daha kapsamlı olduğu için bu topraklar esmer olarak nitelenmiştir. Ayrıca orman
örtüsü altında bu oluşum safhasındaki toprakların balçıklanma zonu amorf demir oksitlerin etkisi ile
esmerleşmiştir (Kantarcı, M.D. 1986 - 4 ve 1987 - 2). Buradaki renk kahverengi olarak tanımlanamaz.
Kahverengi, kahvemsi kırmızı veya kırmızımsı kahve renkli horizonlar genellikle birikme zonunda
gelişmektedirler (Bak. 6. 2. 2.).
264
(2) ESMER BOZKIR TOPRAĞI
Esmer Bozkır Toprağı silikat veya kireç taşları gibi katı anakayalardan veya gevşek
tortullardan oluşabilmektedir. Esmer bozkır toprağının oluşumu esas olarak esmerleşme ve
balçıklanma olaylarına dayanmaktadır. Esmer Bozkır Toprağı’nın Esmer Orman Toprağından
farkı bozkırda karasal iklim etkisi ve ot örtüsü altında gelişmiş olmasıdır. Karakepirden farkı
ise anamateryal ve gelişim sırasıdır.
Amorf demir oksitler toprağın esmerleşmesini (esmer renge boyanmasını) sağlar
(Demiroksitler için bak. Tablo 15). Böylece esmer renkli ve balçıklanmış Bv horizonu gelişir.
Esmer topraklar ranker, pararendzina veya rendzina gibi Ah/Cv horizonlu topraklardan
gelişirler ve Ah/Bv/Cv horizon sırasına sahiptirler. Ayrıca gevşek anamateryallerin üst
kesiminde de esmerleşme ve balçıklanma sonucu esmer topraklar gelişmektedir.
Esmer bozkır toprağında da kurak devrede çatlak sisteminin gelişmesi sonucu bu
çatlaklara
dökülen
organik
artıklar
Bv
horizonunu
organik
maddece
zenginleştirebilmektedirler. Özellikle kireçli anakayalardan oluşmuş esmer bozkır
topraklarında çatlak sisteminin son bulduğu kesimde kireç çiçeklenmeleri veya kireç iplikleri
(miseller) görülebilmektedir. Trakya’da İç Trakya bazaltları üstünde, Çatalca kütlesindeki
granit ve kristalden şistler üstünde, Kırklareli güney batısındaki Yoğuntaş (Polos)
gnayslarındaki otlaklarda ot örtüsü altında esmer bozkır toprakları oluşmuştur.
Esmer bozkır toprağı; Mückenhausen toprak sınıflamasında Brauner Steppenböden,
ABD toprak sınıflamasında ise mollisollardan Cumilic ve entic haplustolls olarak
isimlendirilmişlerdir.
7.4.1.3.2. Yıkanmış Esmer Topraklar Sınıfı
Yıkanmış esmer topraklar sınıfı esmer toprakların ileri gelişim aşamalarından birini
oluşturmaktadırlar. Diğer gelişim aşaması ise podsollardır. Yıkanmış esmer topraklar
sınıfında topraktaki anyon ve katyonların, özellikle söskioksitlerin (Fe,Al) yıkanması ile
solgun veya boz renkli bir yıkanma zonu, topraklaşmış (kırmızı) demir oksitlerin birikmesi ile
de bir birikme zonu gelişmektedir. Bu yıkanma - birikme olayının yanısıra kilin
dispersleşmesi ve üst topraktan taşınıp alt toprakta birikmesi olayı da birlikte gelişmektedir.
Kilin taşınması sonucunda; yıkanma zonundaki kil oranı azalmakta, birikme zonundaki ise
artmaktadır. Kilin birikimi, birikme zonundaki topak ve prizmaların yüzeylerinde oluşturduğu
kil kaymakları ile gözlenebilmektedir.
Yukarıdaki yıkanma ve taşınma - birikme olayları ılıman iklim etkisinde, asit humus
yapmayan yapraklı (meşe, kayın, kestane, gürgen vb) ile ibreli (göknar gibi) ormanların
altında gerçekleşmektedir. Bu şartlarda humus tipi genellikle mul veya çürüntülü mul’dür.
Toprak reaksiyonu da 4,5 - 6,5 pH arasındadır (Bak. 6.2.4. ve tablo 67).
Yıkanmış esmer topraklar esas itibariyle ılıman kuşağın nemli yörelerinde orman
altında gelişmektedirler. Bozkırların kenar zonlarında ise nemlice olan iklim burada ancak
kireçsiz tortul materyallerden yıkanmış esmer toprakların gelişmesini mümkün kılmaktadır.
Bozkırların bu kesiminde de orman veya ormana geçiş tipi olan bozkır ormanları (park
görünümlü) yeralmaktadır. Bu nedenle yıkanmış esmer topraklar gelişim sırasında esmer
orman topraklarından gelişmektedirler. Yıkanma zonunun rengine ve karakterine göre solgun
veya boz esmer orman toprağı olmak üzere iki toprak tipi ayırdedilmiştir.
265
(1) SOLGUN - ESMER ORMAN TOPRAĞI
Solgun - esmer orman toprağı az bir demir yıkanma ve birikmesinden dolayı solgun
bir yıkanma zonuna sahiptir. Buna karşılık üst topraktan kalsiyumun yıkanması sonucunda
kil bölümü serbest kalmakta (dispersleşmekte), sızıntı suları ile toprak içindeki ince çatlak
sistemi boyunca alt toprağa taşınmakta ve orada birikmektedir. Böylece üstte solgun ve kil
oranı azalmış yıkanma, altta da kahverenginden- kırmızımsı kahverengine değişen ve kil oranı
artmış birikme horizonları gelişmektedir (Ah/Ale/A - B/Bts/B- C/Cv horizon sırası). Kilin
taşınma ve birikmesi ile solgun - esmer orman toprağının gelişimi yıkanma zonundaki
reaksiyonun 5,5 - 6,5 pH arasında (n KCl’de) bulunduğu ortamda gerçekleşmektedir. Toprak
reaksiyonunun 4,5 - 5,5 pH’ya düşmesi ile boz - esmer orman toprağı gelişimi sözkonsu
olmaktadır.
Solgun - esmer orman toprakları Orta Avrupa’da rendzina ve pararendzinalardan
gelişen esmer orman topraklarından gelişmektedirler. Orta Avrupa İklim şartlarında ibreli
(Sarıçam ve Ladin) ormanları altında rankerlerden gelişen asit esmer orman topraklarından
podsollar gelişmektedir. Ülkemizde ise daha ılıman iklim şartlarında silikat taşlarından
oluşmuş rankerler ile nötr ve bazik rendzina veya pararendzinalardan gelişen esmer orman
topraklarından solgun - esmer orman toprakları gelişmektedir. Bu gelişimde bitki örtüsünün
de önemli etkisi vardır (Fazla bilgi için bak. 6.2.5., tablo 38, 40, 63, 74, 76, 78, 80, 83, 85,
şekil 17, 21, 30, 41, 53, 59, 61, 63, 66) (Toprak tanımları için bak. Irmak, A. ve ark. 1980;
Kantarcı, M.D. 1979’-1, 1980 - 1 ve 2, 1981 - 2, 1987 - 1 ve 3).
Solgun - esmer orman toprağı tipi; Mückenhausen (1977) toprak sınıflandırmasında
“Parabraunerde”, FAO sınıflandırmasına “luvisols” ve “acrisols”, ABD sınıflandırmasında
alfisollardan “hapludalfs” ve ultisol’lardan “hapludults” olarak isimlendirilmiştir.
Solgun - esmer orman toprağının tipik alt tipinden başka tabansuyu etkisi ile gelişmiş
gleyli, durgunsu etkisi ile gelişmiş pseudogleyli (sekunder psg.) alt tipleri ile boz- esmer
orman toprağına, terra fuska ve terra rosa’ya geçiş alt tipleri de ayrılabilmektedir.
(2) BOZ - ESMER ORMAN TOPRAĞI
Üst topraktan belirgin bir demir yıkanması ile gelişmiş boz renkli yıkanma horizonu
ve alt toprakta ise biriken demir oksitlerin boyadığı kırmızı, sarımsı kırmızı veya kahvemsi
kırmızı birikme zonunda dolayı bu toprak tipinin “boz” olarak nitelenmesi uygun
bulunmuştur. Demirin ve alüminyumun yıkanıp birikmesi yanında kil de üst topraktan taşınıp
alt toprakta birikmektedir. Yıkanma zonunda toprak reaksiyonunun 4,5 - 5,5 pH arasında
oluşundan dolayı bir miktar kil mineralinin de tahrip olmağa başladığı bildirilmiştir (6.2.5.)
Kilin önemli bölümü ise yukarıdan aşağı taşınmakta ve birikmektedir. Boz-esmer orman
toprağının birikme zonundan demiroksitlerle karışmış kırmızı renkli kil kaymakları toprak ve
prizmaların yüzeyini kaplamaktadır. Bu durum çok tipiktir. Toprak reaksiyonunun daha da
düşmesi ile podsollaşma başlamaktadır. Boz -esmer orman toprakları bazlarca daha fakir ve
geçirgen materyaller ve anakayalar üstünde gelişmektedirler. Bu topraklarda kalsiyum
oranının azlığı ve kalsiyumun erken yıkanması boz - esmer orman toprağının gelişimini de
sağlamaktadır (Bak. tablo 80). Erken yıkanma olayı da anamateryalde total demirin azlığı ile
ilişkili olabilmektedir. (Bak. Tablo 85). Böylece boz-esmer orman toprakları Ah/Ael/A B/Bst/B-C/Cv horizon sırasına sahip olmaktadırlar (Fazla bilgi için bak. 6.2.5. ve tablo 62, 64,
266
68, 69, 75, 77, 79, 81, 82, 83, 85 ve şekil 13, 53, 59, 61, 63; 64, 66), (toprak tanıtımları için
bak. Irmak, A. ve ark. 1980; Kantarcı, M. D. 1979-1 ve 2, 1980-1 ve 2, 1981-2, 1987-1 ve 3).
Boz - esmer orman toprağı, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Fahlerde”,
FAO sınıflandırmasında “podzoluvisols”, ABD sınıflandırmasında alfisol’lardan “albic” ve
“glossic hapludalfs” olarak isimlendirilmiştir.
Boz- esmer orman toprağının tipik alt tipi yanında, gleyli, pseudogleyli (sekunder psg)
alt tipleri ile podsollaşma gösteren podsola geçiş alt tipi ayrılabilmektedir (Tablo 102).
7.4.1.3.3. Podsollar Sınıfı
Podsol’lar asit esmer topraklardan gelişmektedirler. Soğuk (veya serin) ve nemli iklim
etkisinde ve asit humus yapan ağaç ve çalı türlerinin altında şiddetli bir yıkanma ve birikme
olayı podsolların gelişimini sağlamaktadır. Podsolların podsollaşmış topraklardan
ayırtedilmeleri gerekmektedir. Örnek olarak boz-esmer topraklar, klimatik gelişimin sonunda
podsollaşmış boz - esmer toprağa gelişmektedirler. Bunlarda bir kil taşınma ve birikme olayı
karakteristiktir. Podsollarda ise toprak reaksiyonunun pH 4,2’den aşağı düşmesi sonucunda
kil taşınıp birikmemekte, aksine tahrip olup ayrışmaktadır. Podsolların tipik temsilcisi
podsol’dur.
(1) PODSOL
Şiddetli asit ortamda, ham humus (mor tipi) tipinin sağladığı asit ürünler ve iklim ve
bitki toplumunun ortak etkisi altında ve üst toprakta aşırı derecede yıkanma sonucunda podsol
gelişmektedir. Podsolun yıkanma zonu odun külü renginde, birikme zonu ise sarımsı kırmızı
veya kırmızı renktedir. Kil taşınması ve birikmesi yoktur. Kil üst toprakta tahrip olmaktadır.
Alt toprakta ise topak ve prizmaların yüzeylerinde kil kaymakları görülmemektedir.
Kuzey Avrupa’da ve Kuzey Asya’da çok yaygın olan podsollara ülkemizde de
rastlanmaktadır. Özellikle asit humus yapan kayın + orman gülü, ladin + orman gülü ve
karayemiş ormanlarının altında ve fundalıklarda asit silikat anakayasından gelişmiş
kalsiyumca fakir ve süzek topraklarımızın podsollaştığı veya podsol gelişimine ulaştıkları
görülmektedir (Fazla bilgi için bak. 6.2.4. ve tablo 62, 68, 79, 82, 85 ve şekil 53, 59, 61, 63,
64). (Toprak tanımı için bak. Kantarcı, M.D. 1979-2 ile 1987-1 ve 3).
Podsollaşma olaylarının sonucunda 6.2.4’de bahsedildiği gibi birikme zonunda pas
taşı da oluşabilmektedir. Bu podsollar demir podsolları olarak alt tip halinde
ayırtedilmektedirler. Fazla süzek topraklarda sızıntı suyu kolloidal organik maddeyi (humus)
de birikme zonuna kadar taşımaktadır. Bu defa humus demir podsolları alt tipi gelişmektedir.
Humusun birikme zonunun üst kesiminde birikmesi esmer rengi ile belirlenebilmekte veya
analitik olarak saptanmaktadır (Şekil 15).
Podsol tipi, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında da podsol, FAO
sınıflandırmasında “podzols”, ABD sınıflandırmasında spodosol’lardan “typic hoplortods” ve
“typic haplohumods” olarak isimlendirilmiştir.
Podsol tipinin, tipik alt tipi yanında, gleyli, pseudogleyli alt tipleri ile demir podsolu
(pas taşı), demir - humus podsolu alt tipleri ayırdedilmektedir (Tablo 102).
267
7.4.1.3.4. Kırmızı Akdeniz Toprakları Sınıfı
Kırmızı akdeniz toprakları Akdeniz ikliminin (subtropik iklim) etkisinde ve esas
itibariyle kireç taşlarından oluşmuş topraklardır. Orta Avrupa’daki toprak sınıflandırmalarında
kırmızı akdeniz topraklarının sadece kireçtaşlarından oluştukları gözönüne alınarak bunlar
“Terra calcis” adı altında toplanmışlardır. Aslında Akdeniz çevresinde ve ülkemizin Akdeniz
Bölgesi ile Ege Bölgesi’nde kırmızı Akdeniz toprakları kireç taşlarından başka kireçli veya
bazlarca zengin anakaya ve anamateryallerden de oluşabilmektediler. Akdeniz ikliminin etki
alanında anakayanın özellikleri silinmekte klimaks bir toprak tipi olan kırmızı Akdeniz
toprakları gelişmektedir. Kırmızı akdeniz topraklarının gelişimi subtropiklerde görülmekte
olan lateritleşmedir. Olay, Kuzey Avrupa’da çeşitli anakayalardan soğuk ve nemli iklim etkisi
altında podsolların klimaks olarak gelişmelerine benzemektedir. Akdeniz Bölgesi’nden
kuzeye doğru çıkıldıkça akdeniz iklimi sıra ile Ege iklimine ve daha kuzeyde Marmara
iklimine dönüşmektedir. Bu sıraya bağlı olarak güneyde, Akdeniz iklim kuşağında, her
anakayadan gelişebilen “kırmızı akdeniz toprakları” güney Trakya’da sadece kireç taşlarından
oluşan rendzinalardan gelişmektedirler. Bu nedenle ülkemizde geçerli olabilecek toprak
sınıflandırmasında bu toprakların “Terra calcis” olarak değil, “kırmızı akdeniz toprakları”
sınıflandırması ve kilimaks tipler oldukları için de zonal topraklar alt bölümüne konulması
uygundur.
Kırmızı akdeniz toprakları başlıca iki tipe ayrılmaktadırlar. Bunlardan biri Terra rosa,
diğeri ise Terra fuska’dır. Kırmızı Akdeniz topraklarından kireç taşından oluşanlar, ayrışma
ve çözünme sonucunda kalsiyum karbonatın yıkanıp gitmesi ile geriye kalan katık
maddelerden gelişmektedirler. Kireç taşındaki katık maddeler genellikle kil olduğu için
kırmızı akdeniz toprakları kil toprağı olarak tanınmıştır. Kumlu kireç taşlarından ise kumlu
varyeteleri gelişebilmektedir. Kireçli materyaller ve diğer bazlarca zengin anakayalardan da
gelişen kırmızı Akdeniz topraklarının tekstürü (taneliliği) anakayanın kumlu veya killi
oluşuna bağlı kalabilir.
Kırmızı akdeniz topraklarında; nemli ve sıcak subtropik iklimin etkisi yanında, toprak
reaksiyonunun alkalen veya nötr olmasından dolayı silisyum oksitler hidrolize uğrayarak
yıkanıp gitmektedir. Buna karşılık hızla oksitlenen demir ve alüminyum oksitler yıkanamayıp
birikmektedir (Bak. 6.2.8.)
(1) TERRA ROSA
Akdeniz iklimi etkisi altında gelişmiş Ah/T/C horizon sıralanması gösteren yaygın bir
kırmızı Akdeniz toprağı tipidir. Terra rosa’nın Ah horizonu Akdeniz çalısı ve kızılçam
ormanları altında incedir. Organik madde hızla ve oksidatif yoldan ayrışmaktadır. Son yıla ait
ibre ve yaprak döküntüsü ise kuru bir Y tabakası halinde toprak üstünde yatmakta ve ham
humusu andırmaktadır. Sedir ormanları altında Ah horizonu daha kalıncadır. T horizonu
olarak tanımlanan horizon (eskiden B horizonu) kil türünde parlak kırmızı renkli ve plastik
nitelikte olmayıp kaolinitçe de zengindir. T horizonunun rengi yükselti arttıkça parlak
kırmızıdan kırmızı-kahverengiye dönüşmektedir. Bu olay iklimin serinlemesi ile ilgilidir.
Sedir kuşağının yüksek kesimlerinde serin ve nemli Akdeniz ikliminin etkisi altında Terra
rosa - Terra fuska geçit tipleri ve Terra fuska tipi veya esmer Orman toprağı gelişmektedir
(Fazla bilgi için bak. Gülçur, F. 1958, 1964 - 1 ve 2; Kantarcı, M.D. 1985 - 1).
268
Karstik arazide Terra rosa topraklarının oluşumu için bkz. karstlaşma ve toprak
oluşumu (bölüm 6.2.10).
Terra rosa tipi Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında da Terra rosa, FAO
sınıflandırmasında “rhodo - chromic cambisol” ve ABD sınıflandırmasında inceptisol’lardan
“rhodic xerochrepts” olarak isimlendirilmiştir.
(2) TERRA FUSKA
Akdeniz ikliminin nemli fakat daha serin kesimlerinde terra fuska tipi
gelişmektedir.Terra fuska da da aynen terra rosa gibi Ah/T/C horizon sırasına sahiptir. Terra
fuska’nın Ah horizonu belirgindir. T horizonu ise (eskiden B) sarımsı kahverengiden
kırmızımsı kahverengine kadar değişik renklerdedir. Genellikle kil türünde olan T horizonu
kumlu killi tekstürde de olabilmektedir. Terra fuska tipi Akdeniz Bölgesi’nde sedir kuşağının
yüksek kesimlerinde (serin) ve deniz etkisini alabilen iç kesimlerde gelişmiştir. Orta
Avrupa’da görülen terra fuskaların fosil oldukları bildirilmiştir. Kuzey Trakya’da iklimin ılık
olduğu yörelerde kireç taşlarından gelişmiş terra fuska tipine rastladık. Bunların fosil olup
olmadıkları konusunda bilgimiz yetersizdir. Ancak Gülçur’un (1958) araştırmalarını
yorumlayan Erinç (1965) Doğu Karadeniz Bölümü’ndeki lateritleşmiş toprakların fosil
olduğunu ileri sürmüştür. Terra fuska tipi diğer özellikleri itibariyle terra rosa’ya
benzemektedir.
Terra fuska, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında da Terra fuska, FAO
sınıflandırmasında “chromic combisols”, ABD sınıflandırmasında inceptisol’lardan typic ve
“dystric eutrochrepts” olarak isimlendirilmiştir.
Terra fuska tipinin solgun- esmer orman toprağı tipine geçit olan alt tiplerine
rastlanmıştır (Kantarcı, M.D. 1985-1).
7.4.1.3.5. Laterit Toprakları (Latosol’lar) Sınıfı
Laterit toprakları tropik iklim kuşağında çok önemli ve sıcak iklim etkisi altında
alkalen ortamda silisyumun yıkanması ve demir ile alüminyum oksitlerin yıkanmadan kalışı
sonucu gelişmişlerdir. bunlar kırmızı veya kırmızıdan sarıya kadar renkli, plastik olmayan,
sert, köşeli topaklı, geçirgen topraklardır. Genellikle silikat anakayalarından oluşmuşlardır.
Oluştukları iklim kuşağı bakımından “kırmızı akdeniz topraklarından” ayrılmışlardır. Kırmızı,
sarı ve alüminyumca zengin (demir alüminyum çökelekli) plintit lateritleri olarak alt tiplere
ayrılmışlardır (Bak. 6.2.8.).
Laterit toprakları Müchenhausen (1977) sınıflandırmasında
sınıflandırmasında ise “ferralsol” olarak isimlendirilmişlerdir.
“latosol”,
FAO
7.4.1.3.6. Fosil Toprakları (Paleosol’lar) Sınıfı
Fosil topraklar bir bölgede günümüzdeki iklim şartları altında oluşup gelişmesi
mümkün olmayan topraklardır. Bunlar geçmiş jeolojik devrelerde oluşmuşlardır. Eski zamana
269
ait oldukları için paleosol, plastik yapıda oldukları için plastosol adı ile de anılmaktadır.
Ülkemizde tahrip olmamış, dolayısı ile erozyona uğramamış bitki örtüsü altında
rastlanabilmektedirler. Belgrad Ormanı’nda paleozoik toz taşı şistlerinden oluşmuş topraklar
arasında kırmızı renkle olanlar, İstanbul’da 4. Levent’te Sultan II. Mahmut’un av köşkünün
altındaki yamaçta bulunan ve gene paleozoik grovaklarında oluşmuş olan kırmızı renkli
topraklar fosildir90). Ayrıca Doğu Karadeniz Bölümü’ndeki lateritleşmiş toprakların (terra
fuska olabilir) da fosil oldukları anlaşılmaktadır (Erinç, S. 1965).
7.4.1.3.7. Durgunsu Toprakları (Pseudogleyler) Sınıfı
Durgunsu toprakları toprak içindeki sızıntı suyunun geçirimsiz bir tabaka veya
horizonunun üstünde ve içinde durgunlaşması sonucunda gelişmektedirler (Bak. 6.2.7.).
Durgunsu oluşumu ve bunun etkisi ile ortaya çıkan gelişim olayları tipik pseudogley ve
stagnogleylerin yanında bunlarla birçok toprak tipi arasında geçit toprak tiplerinin ortaya
çıkmasına sebep olmuştur (Bak. tablo 102’de alt toprak tipleri). Durgunsu toprakları iki tipik
toprak tipine ayrılmışlardır. Bunlardan biri pseudogley adı ile tanımlanan tipik durgunsu
topraklarıdır. Diğeri ise tabansuyu (gley) toprakları ile geçit bir tip karakterinde olan
stagnogleylerdir.
(1) PSEUDOGLEY
Pseudogley (yalancı gley) toprak tipi hakkında geniş bilgi pseudogleyleşme bahsinde
(6.2.7) verilmiştir. Ülkemizin nemli bölgelerinde geçirgen olmayan (engellenmiş drenajlı)
topraklarda pseudogley tipi gelişmektedir. Özellikle tabakalı materyaller olan pliosen akarsu
tortulları ile bazı alüvyonlarda pseudogley tipi pek yaygındır. İki tabakalı topraklarda gelişen
pseudogleyler primer pseudogleyler olarak tanımlanmaktadır. Kil taşınması ve birikmesi ile B
horizonundaki tıkanmaların sebep olduğu durgunsu oluşumu sonucunda gelişmiş olan
pseudogleyler ise sekunder pseudogley olarak tanımlanırlar. Kumlu materyallerde gelişenleri
ise alacalı pseudogleylerdir. Böylece pseudogleyler 3 alt tipe ayrılmışlardır.
Pseudogley toprakları uzun süre gley toprakları ile karıştırılmıştır. Ancak gelişimlerine
sebep olan durgun suyun tabansuyu karakterinde olmayışı ve durgunsu horizonunda gelişen
mermer desenli boz-pas lekeli yapı ve bu horizonun üst kesimindeki demir - manganez
çökelekleri pseudogleylerin ayrılmasını sağlamaktadır. Bu gelişmelerin sonucunda sekunder
pseudogleyler Ah/Ael/A-B-Sw/Bts-Sd/B-C-Sd/Cv-Sd horizon sıralanması, primer pseudogley ise
Ah/Ael/Bts-Sw/II-Sd horizon ve ikinci tabaka sıralanması göstermektedirler (Bak. 6.2.7. ve şekil
27, 30, 34-b, 38, 40, 41, 59, 63, 66) (Toprak tanımlamaları için bak. Kantarcı, M.D. 1980-1 ve
1987-1).
Pseudogley tipi, Mückenhausen (1977) sınıflamasında
sınıflamasında ise “stagnic gleysols” olarak isimlendirilmiştir.
“pseudogley”,
FAO
(2) STAGNOGLEY
Çok nemli yörelerde çanak şeklinde ve dışa akışı az veya hiç olmayan yeryüzü
şekillerinde taban suyunu durgunlaşması sonucunda gelişmektedirler. Yaz döneminde de
90)
Fatih köprüsü bağlantı yolları yapılırken bu fosil toprak kalıntısının bulunduğu yamaç yolun şev dolgusu
altında kalmıştır. Av köşkü ise onarılmış olup, harap durumdan kurtarılmıştır.
270
toprağın ıslaklığını koruması sebebi ile tipik pseudogleyleşmenin sonucu mermer desenli bozpas lekeleri belirgin değildir. Toprak suyu hareket edemediği için de tipik bir tabansuyu (gley)
toprağı sayılmazlar. Durgun suyun kısmen buharlaştığı Ah zonunda ve kısmen Ael zonunda
(eğer Ael gelişmişse) demir - manganez konkresyonları oluşur. Bu nedenle horizon sırası AhSw/Sr (r = redüksiyon) veya Ah-Sw/Ael-Sw/B-Sr sırasındadır. Durgunsu zonu kirli beyaz bir
indirgenme zonu görünümünde olduğu için Sd yerine Sr olarak gösterilir. Stagnogleyin
indirgenme zonu Sr harfleri yerine g harfi ile de gösterilmektedir (Bak. 6.2.7. Şekil 38-e, f, 40e ve 41).
Stagnogley tipi, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “stagnogley”, FAO
sınıflandırmasında “dystric planosol” olarak isimlendirilmiştir.
7.4.1.4. Antropojen Karasal Topraklar Alt Bölümü
Karasal toprakların doğal yapıları bozulmamış olanları üç alt bölümde (azonal,
intrazonal, zonal) incelenmiştir. Karasal topraklardan insan etkisi ile doğal yapısı bozulmuş
olanların antropojen karasal topraklar olarak ayrı bir alt bölüm halinde incelenmesi uygun
bulunmuştur.
Antropojen karasal topraklar dört sınıfa ayırtedilmişlerdir.
(1) Tarım toprakları
(2) Orman toprakları
(3) Erozyona uğramış topraklar
(4) Kirlenmiş topraklar
7.4.1.4.1. Karasal Tarım Toprakları Sınıfı
Karasal tarım toprakları sınıfında genetik özelliklerine göre bir ayırım yapmak
mümkündür. Ancak tarım yapmak amacı ile üst toprağın işlenmesi sonucunda horizonlar
birbirine karışmış ve bir pulluk zonu (veya işlenmiş toprak zonu) olan Ap horizonu gelişmiştir
(Fazla bilgi için bak. 6.1.4. ve Kantarcı, M.D. 1974 - 1981 - 3). Tarım topraklarını
kullanımlarına veya kullanım yeteneklerine göre kullanım tiplerine (genetik tip değil)
sınıflandırmak mümkündür. Bunlar; tarla toprakları, bağ-meyvalık toprakları, bahçe
toprakları, fidanlık toprakları sera toprakları olarak ayrılabilir. Bu kullanım tipleri daha
ayrıntılı olarak sınıflandırılabilir (Tablo 102). Tarım topraklarını karasal topraklardan hangi
genetik toprak tipinden türemişlerse o tipin adı ile de anmak mümkündür. Örnek olarak
rendzina - tarla toprağı, karakepir - tarla toprağı gibi. Bu yönde bir isimlendirme, tarım
toprağının genetik gelişim durumu ve buna ait özelliklerin birlikte ifadesini de mümkün
kılmaktadır. Üçüncü bir sınıflandırma yolu ise tarım topraklarının ekolojik özelliklerine göre
ekolojik - toprak serileri halinde düzenlenmeleridir. Ekolojik toprak sınıflandırmasına yakın
bir sınıflandırma ise Türkiye tarım topraklarının haritalanmasında kullanılmıştır (Bak. ABD
toprak sınıflandırması 1938, Tablo 98).
7.4.1.4.2. Karasal Antropojen Orman Toprakları Sınıfı
Son 40 yıl içinde toprak işlemesi orman topraklarına da uygulanmış ve onların doğal
yapılarında önemli değişikliklere sebep olunmuştur. Orman topraklarının teraslanması
271
özelliklerini önemli ölçüde değiştirmektedir. Orman topraklarının pulluk, riper veya pabuçlu
riper gibi aletlerle ve ağır iş makinaları ile işlenmesi, diri örtünün taraklarla temizlenmeğe ve
köklenmeğe çalışılması toprağın özelliklerini tamamen değiştirebilmektedir. Bu değişimler
toprak özelliklerini iyileştirmek için yapılmaktadır. Ancak yanlış araç ve gereçlerin
kullanılması ve yanlış yöntemlerin uygulanması orman topraklarının özelliklerinde kolay
kolay telâfi edilemeyecek kötüleşmelere de sebep olmaktadır (Bak. Tablo 35 Şekil 16, Tablo
34 ve toprak işlemeleri arasında yamaç arazide toprağın su ekonomisini düzenleyen ve
erozyonu önleyen teraslamalar, uygun yöntem ve araç-gereçle yapılan toprak işlemleri gibi
pek faydalı olanları da vardır (Şekil 35 ve Koparal, S. 1985).
Antropojen orman topraklarını da yukarıda üç alt bölümde sıralanmış toprak
tiplerinden hangisinin değiştirilmesi sonucunda ortaya çıktığını belirterek sınıflandırmak
mümkündür. Tablo 102’de ise antropojen orman toprakları uygulanan işleme göre “işlem
tiplerine” ayırtedilmiştir. Antropojen orman topraklarında toprağın doğal durumundaki
genetik tipi ile uygulanan işlemin adı ve kapsamı belirtilerek tanımlanması gerekmektedir.
örnek olarak;
(1) Teraslanmış rendzina (kazı derinliği 30 cm)
(2) Riper ile işlenmiş (60 cm) - Solgun esmer orman toprağı
(3) Pullukla sürülmüş (40 cm) alüviyal terra rosa gibi.
Antropojen orman toprakları açık maden ocağı işletmeleri sonucunda da ortaya
çıkmaktadır. Açık maden ocağı artığı olan ham materyaller, doğal ham materyaller ve
bunlardan oluşmuş ham topraklar olmadıkları için bölüm 7.4.1.1.2’deki antropojen ham
topraklar sınıfına dahil edilmiştir. Açık maden ocağı işletmelerinden çıkan ham materyal
çevredeki yığma (tumba) yerine dökülmektedir. Bu materyal kireçtaşı parçaları halinde
olabildiği gibi (Yatağan-Eskihisar ve Yeniköy Milas – Sekköy açık kömür işletmelerindeki
gibi), bazalt veya granitik v.b. kayaların parçaları halinde de olabilmektedir. Bu materyallerin
yeniden topraklaşması uzun bir süreyi gerektirmektedir91). Dolayısı ile bu tür taşlık kayalık
artıklar ham materyaller olarak (topraklaşma sürecinin başlangıcı) arazide bırakılmaktadırlar.
Diğer bir açık maden ocağı artığı ise gevşek ham materyal olarak yığma alanına dökülen kum,
kumlu balçık, balçık, killi balçık veya kil türündeki materyallerdir. Bu materyallerin arasında
tuzlu ve kükürtlü materyaller de bulunmaktadır. Bu ham materyallerin bir kısmı
ağaçlandırılabilirler. Ancak açık maden ocağı materyallerinden ağaçlandırmaya uygun
olmayanların (killer, tuzlu ve kükürtlü materyaller ile çok taşlı malzeme) alta, ağaçlandırmaya
uygun olanların üste serilmesi gerekmektedir92). (Fazla bilgi için bkz. Kantarcı, M. D. 1988,
1997, 1998-1 ve 2).
7.4.1.4.3. Erozyona Uğramış Topraklar Sınıfı
Doğal yapılarını kaybetmiş antropojen topraklardan bir kısmı da erozyona uğramış
olan topraklardır. Toprağın su veya rüzgâr etkisi ile taşınması olayına toprak erozyonu
91) Orman Genel Müdürlüğü bu tür artık materyallerin ağaçlandırmaya uygun duruma getirilerek terkedilmesi
hükmünü açık ocak ruhsat anlaşmasına koymaktadır. Ancak bu hükmün uygulandığı yerler pek azdır. Bu
sebeple açık ocak işletmeleri çevresinde ham kayalık taşlık malzeme serilip terkedilmektedir.
92)
Açık maden ocağı artıkların üstünde Ağaçlı’da (İstanbul) yaptığımız ağaçlandırma ve topraklaşma sürecinin
izlenmesi çalışmalarımız devam etmektedir.
272
denilmektedir. Ülkemizde hemen her genetik tipteki toprak erozyona uğramıştır. Erozyona
uğramış olan topraklar erozyonu yapan etkene ve erozyonun sonucunu gösteren şiddetine göre
tiplere ve alt tiplere ayrılmışlardır. Bu tip ve alt tiplerin kullanılması sırasında hangi genetik
toprak tipinin hangi tip ve hangi şiddette erozyona uğradığını belirtmek gerekir. örnek olarak;
(1) Şiddetle erozyona uğramış esmer orman toprağı,
(2) Erozyon kaldırımı altında esmer orman toprağı gibi
(1) SU EROZYONUNA UĞRAMIŞ TOPRAKLAR
Yamaç arazide su etkisi ile erozyon, yüzey erozyonu, oyuntu erozyonu, göçükler ve
kütle erozyonu olarak üç tipe ayrılmıştır.
Yüzey erozyonuna uğramış topraklar erozyonun şiddetine ve etkisine göre 5 varyeteye
ayrılmışlardır (Tablo 102). Hafif erozyonda toprağın Ah horizonu taşınmıştır. Orta şiddette
erozyonda toprağın A horizonu (üst toprak) taşınmaya uğramıştır. Şiddetli erozyonda toprağın
A horizonu taşınmış ve B horizonu (alt toprak) taşınmaktadır. Çok şiddetli erozyonda toprağın
B horizonu da taşınmış ve sıra B-C horizonuna veya anamateryale gelmiştir. Erozyon
kaldırımı ise taşlı toprağın ince kısmının taşınması ve geriye toprağın içindeki taşların kalması
ile oluşmaktadır. Üstten iskelet toprağı veya taş yığıntısı gibi görülen erozyon kaldırımının
altında genellikle taşınmamış olan toprak bulunmaktadır. Erozyon kaldırımına Trakya’da
baltalık olarak uzun süre işletilmiş meşe ormanlarının altında rastlanmaktadır. Sergen Demirköy yolunda ve Poyralı - Demirköy yolunda bunların örnekleri boldur.
Yüzey erozyonuna uğramamış gibi görünen yamaç arazideki tarım topraklarında
yüzeysel akışa geçen suyun taşıdığı kolloid maddelerle birlikte önemli miktarda humus ve kil
bölümünün de taşındığı saptanmıştır (Kantarcı, M.D. 1981-3). Bu olay aynı zamanda
toprağın önemli miktarda bitki besin maddesi kaybına da sebep olmaktadır. Bu nedenle yamaç
arazide ormandan açılan tarla topraklarında kolloid madde erozyonu da sözkonusudur.
Oyuntu erozyonuna uğramış topraklar oyuntuların derinliğine göre varyetelere
ayrılmıştır (Tablo 102). Oyuntu derinlikleri verilirken oyuntunun birim alandaki sıklığının da
belirtilmesi gerekmektedir.
Göçük ve kütle taşınmaları ise toprağın anamateryali ile birlikte taşınması olayıdır.
Katı anakayalar üzerinde kütle taşınması sonucunda geriye çıplak kaya yüzeyleri kalmaktadır.
Gevşek tortulların kütle taşınmasına maruz kalması ise büyük çapta malzeme hareketlerine ve
yığılmalarına sebep olmaktadır.
(2) RÜZGÂR EROZYONUNA UĞRAMIŞ TOPRAKLAR
Bitki örtüsünün tahribi kurak mıntıkalarda toprağın ince kısmının rüzgâr tarafından
taşınmasına sebep olmaktadır. İç Anadolu yaylalarında, kıyılarda ormanın, otlağın tahribi
sonucunda veya tarım alanlarında özellikle kil ve kum bölümünün rüzgârla taşınması
sonucunda geriye kum ve taşlardan ibaret bir malzeme kalmaktadır. Sert rüzgârların ve
kumları da hareketlendirmesi sonucunda karasal kökenli kumullar gelişmektedir. Taşlı
topraklarda ince toprağın taşınması sonucunda geriye düz arazide bir erozyon kaldırımı
kalmaktadır. Kil topraklarında (karakepirler gibi), üst topraktan kil ve tozun taşınması
sonucunda, üst toprağın kumlu bir tekstür kazanmasına sebep olmaktadır.
273
Rüzgâr erozyonuna uğramış topraklar hafif, orta ve şiddetli derecelerde olmak üzere
üç erozyon sınıfına ayrılmıştır. Hafif rüzgâr erozyonu, toprağın kil ve toz bölümünün
taşınmağa başlaması ve bitki köklerinin çevresinde taşınmaların görülmesi olayıdır. Orta
derecede erozyon kil ve tozun tamamen taşınmış olması sonucunda üst toprağın kumlu
tekstüre sahip olması olayıdır. Şiddetli rüzgâr erozyonunda kum bölümünün de
hareketlenmesi, kumulların oluşumu ve bazı yerlerde toprak yüzeyinde erozyon kaldırımının
gelişimi sözkonusudur.
7.4.1.4.4. Kirlenmiş Topraklar Sınıfı
İnsan etkisinin toprak üzerindeki baskısının yoğunlaşması, antropojen topraklar alt
bölümünde kirlenmiş topraklar sınıfının da ayırdetilmesini gerektirmiştir. Bunlar yapılan
işlemlere göre dört tipe ayrılmışlardır.
(1) Atık maddelerle kirlenmiş topraklar
(2) Asit yağışlardan etkilenmiş topraklar
(3) Gübreleme ile değiştirilmiş topraklar
(1) ATIK MADDELERLE KİRLENMİŞ TOPRAKLAR
Yerleşme merkezlerinden atılan çöplerle, sanayi bölgelerindeki çeşitli kimyasal atık
maddelerle ve her iki kaynaktan gelen küllerle kaplanmış veya karıştırılmış topraklar bu atık
maddelerle kirletilmiş topraklardır. Atık maddeler çok çeşitli olduğundan (petrolden termik
santral küllerine kadar) daha ayrıntılı bir sınıflandırma yapılmamıştır. Atık maddenin cinsi ve
özelliği ile toprağın genetik tipinin birlikte verilmesi gerekmektedir. Örnek olarak; Yatağan
Termik Santralı çevresinde yapılan bir inceleme için Terra rosa üstünde 1 m kalınlığında
linyit külü gibi (Fazla bilgi için bkz.Kantarcı, M.D. 1987, 1992, Tolunay, D. 1992, 1997).
(2) ASİT YAĞIŞLARDAN ETKİLENMİŞ TOPRAKLAR
Ülkemizde asit yağışlardan etkilenmiş topraklar vardır. Silikat anakayalarından
oluşmuş topraklarda asit yağışlar toprak reaksiyonunun şiddetle düşmesine sebep
olmaktadırlar. Toprak reaksiyonunun şiddetli asit değerlere ulaşması, toprağın aşırı derecede
podsollaşmasına (kriptopodsol gelişimi) ve kil mineralinin tahribine, yani toprağın
degradasyonuna sebep olmaktadır. Aşırı asitlenmenin sonucunda topraktaki alüminyum ile
manganez değiştirilebilir katyon haline dönüşmekte ve bitkiler zehirlenmektedir (Bak. 4.2.4.2.
(6), 4.2.4.3. ve tablo 67, Şekil 54). Kireç taşından oluşmuş topraklarda ise asit yağışlar
toprağın yüksek miktardaki kalsiyumu tarafından tamponlanmaktadırlar. Asit yağışlardan
etkilenmiş topraklara ait örnekler Göktaş (Murgul) vadisinde, Yatağan termik santralı
çevresinde ve benzeri yerlerde bulunmaktadır gibi (Fazla bilgi için bkz. Kantarcı, M.D. 19861, Kantarcı, M.D. 1992, 1997, 1998). Uludağ’da ve Biga yarımadasında (Biga Dağlarında ve
Kaz Dağlarında granit ve gnayslardan oluşmuş topraklarda bu aşırı yıkanma işaretleri
belirlenmiştir (Kantarcı, M. D. ve ark. 2000).
(3) GÜBRELEME İLE DEĞİŞTİRİLMİŞ TOPRAKLAR
Verimi arttırmak için önemli miktarda kimyasal gübre kullanımı toprağın
özelliklerinde değişikliklere sebep olmaktadır. Yağışlı bölgelerde toprağa verilen kimyasal
gübrelerin önemli bir kısmı sızıntı suyu ile kaynaklara ve akarsulara nihayet denizlere veya
274
göllere taşınmaktadır (Bak. Kreutzer, K. 1981 ve Kantarcı, M.D. - L. Bilecen (Taşcıoğlu)
1984). Kurak bölgelerde ise toprağa verilen fazla miktardaki kimyasal gübreler toprağın
tuzlanmasına sebep olabilmektedir. Çukurova’daki tuzlanmanın sebepleri arasında aşırı
kimyasal gübre kullanımı da vardır. Aşağı Meriç - İpsala çeltik tarım alanı da Meriç ile
Ergene nehirlerinin taşıdığı kimyasal gübre v.b. artıklarla kirlenmektedir.
Öte yandan özellikle Federal Almanya’da lağım posalarının (Klärschlam) tarım ve
orman alanlarının gübrelenmesinde kullanılması da ayrı bir etken olarak karşımıza
çıkmaktadır. Özellikle sanayi bölgelerinden gelen lağım sularından çöktürme yolu ile elde
edilen posalar toprağa serilmektedir. Bu posaların içindeki tabiata yabancı elementler (Cd,
Co, Zn, Ag vb) toprak kolloidleri tarafından tutulmaktadır. Bu elementlerce zenginleşen
topraklarda yetiştirilen tahıllar da sap ve tanelerinde bunları yüksek miktarda
biriktirmektedirler. Türkiye’de de sanayi bölgelerinde atık suların çökelme havuzlarında
dinlendirilmesi ile elde edilen posalar toprağa verilmektedir. Olayın yaygınlaşması ve bu
posaların gübre olarak kullanılması tarım topraklarımızın bazılarında benzer kirlenmelere yol
açacaktır.
(4) SULAMA İLE DEĞİŞTİRİLMİŞ TOPRAKLAR
Ülkemizde son yıllarda sulu tarım geniş alanlara yaygınlaşmıştır. Sulu tarım yapılan
alanların giderek 8,7 milyon ha’a ulaştırılması öngörülmüştür (Toprak Su 1978). Sulu tarımda
kullanılan suyun kalitesi ve miktarı çok önemlidir. Aşağıda sözü edilen iki sulama şeklinin
sonucunda tuzlanmış antropojen topraklar gelişmektedir.
Bazı yerlerde tuzlu veya borlu sularla sulanan tarım topraklarımız şimdiden
çoraklaşma tehlikesi ile karşı karşıyadır. örnek olarak:
(1) Borlu atık sularla (bor madenlerinden gelen) sulanan Balıkesir; Kepsut, Susurluk ve
Karacabey ovalarının toprakları bor ile kirlenmişlerdir (Şener, S. - M. Özkara
1986)93).
(2) Konya Ovası boşaltma kanalından alınan su ile sulanan topraklar tuzlanmaktadır
(Yılmaz, T. ve ark. 1986).
(3) Ergene Havzasında Ergene Nehrinden sulanan topraklarda da ciddi kirlenmeler
dikkatimizi çekmektedir.
Alt toprakta tuzlu bir tabakanın veya tuz birikiminin bulunduğu alanlarda yetersiz
miktarda su kullanımı da üst toprağın veya toprak yüzeyinin tuzlanmasına sebep olmaktadır
(Bak. suyun sıvı ve buhar haldeki hareketi Şekil 34-d). Harran Ovasının tuzlu alt tabakalı
topraklarında da yetersiz sulamanın tuzlanmaya yol açması mümkündür (Kantarcı, M. D.
1997).
7.4.2. Yarı Karasal Topraklar bölümü
Yarı karasal topraklar bölümündeki topraklarda toprak suyu yağışlı mevsimlerde
yukarıdan aşağı sızıntı suyu halinde sızmakta, alt toprakta tabansuyu halinde birikmekte ve
yaz döneminde kapilar gözeneklerden tekrar üst toprağa yükselmektedir (Bak. 4.1.9.2. (4) ve
4.1.9.3 (1).
Yarı karasal topraklar bölümü tabansuyunun hareket hızına ve bulunuş derinliğine
göre üç alt bölüme ayrılmışlardır.
(1) Subasar topraklar
93)
Borlu sular arıtıldığı için bu ovalardaki toprakların bor ile kirlenmesinin devamlılığı önlenmiştir.
275
(2) Tabansuyu toprakları (Gley’ler)
(3) Bataklık toprakları
7.4.2.1. Subasar Topraklar Alt Bölümü
Subasar topraklar alt bölümünde yağışlı mevsimlerde oluşan taban suyunun yaz
devresinde hızla kaybolduğu süzek topraklar toplanmıştır.
Subasar topraklarda tabansuyunun uzun süre kalmaması, hızla derine inmesi ve akıp
gitmesi sonucunda toprakta tipik gleyleşme olayları görülememektedir. Bunlar; (1) subasar
orman toprakları, (2) subasar antropojen topraklar olarak iki sınıfa ayrılmışlardır.
7.4.2.1.1. Subasar Orman Toprakları Sınıfı
Subasar orman toprakları sınıfında; (1) subasar regosollar, (2) subasar esmer orman
toprakları, (3) subasar solgun esmer orman toprakları tipleri ayırdedilmiştir (Tablo 102). Bu
tipler karasal topraklar bölümündeki aynı genetik tiplerin mevsimlik olarak ıslanıp, oldukça
hızla hareket eden bir taban suyu etkisinde kalmaları ile gelişmiş topraklardır (Trakya’da
İğneada Longos ormanlarında 2. ve 3. tipler ve Durusu (Terkos) kumulunda I. tipin
varyeteleri, Aşağı Meriç yatağındaki Paşalı Ada’da 2. tip topraklar yeralmaktadır).
7.4.2.1.2. Subasar Antropojen Topraklar Sınıfı
Subasar topraklardan kavaklık, kızılağaç ve sığla veya okaliptus ormanları kurulan
topraklarda periyodik olarak toprak işlenmekte ve gübrelenmektedir. Plantasyonun idare
süresi sonunda ağaç kütüklerinin sökümü ise toprağı alt üst etmektedir. Kumul
ağaçlandırmalarında toprağın makina ile derin olarak işlenmesi de birçok doğal özelliklerin
bozulmasına (bu işlemler olumlu olmasına rağmen) sebep olmaktadır (Bak. Kantarcı, M.D. S. Koparal 1987). Bu tür uygulamalarla özellikleri değişmiş olan subasar topraklar “subasar
antropojen orman toprakları” olarak ayrılmıştır (Tablo 102). Bu ayırım bir işlem tipi olup
toprağın genetik tipi ile birlikte belirtilmelidir. Örnek olarak, subasar esmer orman
toprağından değiştirilmiş kavaklık toprağı gibi.
Subasar tarım toprakları ise antropojen sınıfın içinde ayrı bir işlem tipi olarak
ayrılmıştır. Bunlardan çeltiklikler, pamuk, bazı bahçe ve narenciye gibi sık sulanan tarım
alanlarının toprakları varyeteler halinde ayrılabilir (Tablo 102).
7.4.2.2. Tabansuyu Toprakları Alt Bölümü
Tabansuyu etkisinde kalan ve tipik gleyleşme olayları sonucunda Ah/Go/Gr veya
Ah/Bv/Go/Gr veya Ah/Ael/Go/Gr horizon sıralaması gösteren topraklardır. Bunların tipik
temsilcisi gley toprağıdır.
Gley (Tabansuyu toprağı)
Gley tabansuyunun yıl içinde devamlı olarak bulunduğu topraklara verilen isimdir.
Gleyleşme sonucunda taban suyunun devamlı bulunduğu indirgenme (Gr) zonunda kirli beyaz
veya boz bir renk gelişmiştir. Taban suyunun mevsimlere göre yükselip alçaldığı zonda (Go)
ise oksitlenme sonucunda kırmızı yatay çizgiler oluşmuştur (Bak. 6.2.6.).
Gleyler tipik gley, ıslak gley, bataklık gleyi ve yamaç gleyi olmak üzere alt tiplere
ayrılmıştır. Gleylerin diğer alt tipleri karasal topraklar bölümündeki alt tiplerde belirtilmiştir.
276
Gley tipi; Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “gley”, FAO sınıflandırmasında
“gleysol”, ABD sınıflandırmasında ise entisol’lar, inceptisollar, mollisol’lar, spodosol’lar,
alfisol’lar, ultisol’lar ve oxisol’lar içinde yer almıştır.
7.4.2.3. Bataklık Toprakları Alt Bölümü
Bataklıklarda tabansuyu devamlı olarak yılın her mevsiminde bulunmakta, fakat
mevsimine göre toprağın yüzeyine kadar yükselip alçalmaktadır. Suyun yağışlı mevsimlerde
toprağı çamur hale getirmesi, yaz döneminde ise alt toprağın devamlı su etkisinde kalması
sonucunda bataklıklarda kendisine özgü topraklaşma olayları görülmektedir. Bataklık
topraklarının oluşumunda suda çözünmüş kimyasal bileşikler, suyun reaksiyonu ve oksijen
içeriği önemli etkiler yapmaktadır. Bataklık toprakları için ülkemizde sadece suyun
özelliklerine göre bir sınıflandırma yapılması şimdilik yeterlidir. Bu konudaki bilgilerimizin
artması ile sınıflandırmada ayrıntıya gidilebilir. Bataklık toprakları üç alt sınıfa ayrılmışlardır.
Sınıfları toprak türüne göre kumlu, milli (kumlu ve tozlu) ve killi (veya kil) gibi tiplere
ayırmak mümkündür. Bataklık topraklarının türe göre; kumlu, milli (kumlu ve tozlu) ve killi
(veya kil) tiplerine ayrılması; (1) toprağın süzekliğini ve toprak suyundaki hareketin hızını
belirteceği için, (2) toprak suyunun oksijen miktarı ile ilişkili bilgi vereceği için, (3) durgun su
oluşumu hakkında bilgi vereceği için, (4) bataklığın drene edilmesi imkânları ve drenaj hızı
hakkında bilgi vereceği için ve (5) burada yetiştirilecek bitkileri belirlemede yararlı olacağı
için gereklidir.
7.4.2.3.1. Tuzlu Bataklık Toprakları Sınıfı
Deniz ve tuzlu göllerin alçak kıyılarında tuzlu bataklıklar oluşabilmektedir.
(İstanbul’da Haliç adaları). İzmit Körfezi’nin gerisindeki tuzlu bataklık ile İç Anadolu’da
Hotamış Gölü bataklıkları tuzlu bataklıklara örnektir. Tuzlu bataklıklarda ağaç
yetişememektedir. Buralarda sadece sığ köklü ve tuza dayanabilen otlar ve çalılar
yetişmektedir.
Tuzlu bataklık toprakları, Mückenhausen sınıflandırmasında (1977) “Salzmarsch”,
FAO sınıflandırmasında
“thionic fluviosal” ve “fluvi – eutric” “gleysol”, ABD
sınıflandırmasında entisollardan “halaquent” olarak isimlendirilmiştir.
7.4.2.3.2. Kireçli Bataklık Toprakları Sınıfı
Suları kalsiyum bikarbonatlı göl ve ırmakların veya kaynakların etki alanında kireçli
bataklıklar oluşmaktadır. Kireçli bataklıklarda ağaç yetiştirmek mümkündür. Bataklık
suyunun daha hareketli ve oksijence zengin olduğu yerlerde kavak, kızılağaç, söğüt ve
okaliptus yetiştirilebilmektedir. Tarsus - Karabucak bataklığında okaliptus ormanları
kurulmuştur.
Kireçli bataklık toprakları, Münchenhausen (1977) sınıflandırmasında “kalkmarsch”,
FAO sınıflandırmasında “gleyo - calcaric fluvisol” ve “fluvi-calcaric gleysol” olarak
isimlendirilmiştir.
7.4.2.3.3. Tatlısu Bataklık Toprakları Sınıfı
Tatlısu bataklıkları suyunda bikarbonatlar bulunmayan göl, ırmak ve kaynakların etki
alanında oluşmaktadırlar. Bunlarda da ağaç yetiştirmek veya ıslâh edilerek tarım yapmak
277
mümkündür. Tatlısu bataklık toprakları için verilebilecek örnek İğneada’da Kocagöl (Mert
Gölü) sazlığıdır.
7.4.3. Su Altı Toprakları ve Turbalıklar Bölümü
Su altı toprakları yılın her mevsiminde su altında kalan topraklardır. Bunlarda toprak
oluşumu, önce birikim, sonra da oluşum safhalarını izler. Deniz, göl ve ırmakların alçak
kıyılarında suların getirdiği kum, toz, kil ve organik maddelerin çökelmesi birikim safhasıdır.
Bu materyalin üstünde yetişen su bitkilerinin artıklarının zaman içinde suyun içinde
çökelmesi ile su altı toprakları oluşurlar. Oluşumun bir birikme sürecinden geçmeden
gerçekleşmesi de mümkündür. Bu durum daha çok turbalıklarda görülür.
Su altı toprakları suyun kimyasal özelliklerine, reaksiyonuna ve su altında biriken
materyalin türüne göre sınıflandırılabilirler. Su altı toprakları ve turbalıklar iki alt bölüme
ayrılmışlardır.
7.4.3.1. Su Altı Toprakları Alt Bölümü
Su altı toprakları bölümündeki topraklar oluşumlarını etkileyen suyun özelliklerine
göre sınıflara ayrılmışlardır.
(1) Tuzlu sularda oluşanlar (Deniz ve tuzlu göllerde)
(2) Kireçli sularda oluşanlar (göl ve durgun ırmak ağızlarında)
(3) Tatlı sularda oluşanlar (göl ve durgun ırmak ağızlarında)
Bu sınıflar içinde topraklaşan materyalin türüne göre tipler ayrılmıştır. Topraklaşan
materyal kumlu, mil (kum+toz ve bir miktar kil) ve killi türde olabilir. Az miktarda veya çok
miktarda organik madde içerebilir. Organik artıklar bu materyalin üstünde ayrışamadan kalın
bir çürüntü tabakası (su içinde) oluşturabilirler. Ayrıca killi materyallerle birlikte biriken
organik artıkların su altında (anaerobik şartlarda) ayrışması sonucunda H2S meydana
gelmektedir. Hidrojen sülfürlü bu çamurlar “kokuşmuş çamurlar” = sapropel” olarak ayrı bir
tip oluşturmaktadırlar. Bütün bu özelliklere göre sualtı şartlarında oluşmuş toprakları tiplere
ayırmak gerekmektedir. Ülkemizde bu yöndeki araştırmalar geliştikçe sualtı topraklarının
tiplere ayrılması da mümkün olacaktır. Federal Almanya’da su altı topraklarının sınıflaması
oradaki koşullara göre yapılmıştır. Bunların aynen alınması ve ülkemiz şartlarında
kullanılması sözkonusu değildir.
7.4.3.2. Turbalıklar Alt Bölümü
Turbalıklar genellikle göl kenarlarında suda yetişen bitkilerin artıklarının birikimi ile
oluşmaktadırlar. Bitki artıkları çöktükleri suyun içinde anaerobik ortamda yavaş yavaş
çürümektedirler. Bu çürüntü tabakasına turba veya torf denilmektedir.
Turbalıklar Müchenhausen (1960-62-77) sınıflandırmasında ayrı bir bölüm olarak ele
alınmışlardır. Ancak turbalıklar su altı şartlarında oluşmaktadırlar. Su altı toprakları gibi
turbalıklar da bitki taşımaktadırlar. Turbalıkların su altı topraklarından farkı tamamen
organik artıklardan meydana gelmiş olmalarıdır. Su altı topraklarından üzerinde kalın bir
organik materyal yığılmış olanlar, turbalıklara geçit tipi oluşturmaktadırlar. Bu nedenle
turbalıkların su altı toprakları ile birlikte bir bölümde toplamayı uygun bulduk.
Turbalıklar oluştukları suyun özelliklerine ve oluştukları yerin iklimine bağlı olarak
farklı gelişmeler göstermektedirler. Turbalıklar doğal ve antropojen olmak üzere iki sınıfa
ayrılmışlardır.
278
Doğal turbalıklar üç tipe ayrılmıştır.
(1) Alçak turbalık
(2) Yüksek turbalık
(3) Geçiş tipi turbalık
(1) ALÇAK TURBALIK
Besin maddelerince zengin veya kalsiyum bikarbonatlı sularda oluşan turbalıklardır.
Alçak turbalıklar vadilerde ve çukurluk arazide oluşurlar. Alçak turbalıklarda kızılağaç, söğüt
gibi ağaç türlerinden başka fragmites ve kareks türleri ile birlikte zengin bir su bitkileri
toplumu yetişmektedir. Bitki toplumu turbalığın kenarlarında daha çeşitli ve sıktır. Kenardaki
bitki fazlalığı organik madde artıklarının da fazla birikmesine sebep olmaktadır. Böylece
turbalığın kenarları yüksek, ortası çukur bir görünüm kazanmaktadır. Bu nedenle alçak
turbalık olarak isimlendirilmiştir.
Alçak turbalıkların suyun özelliklerine göre bazlarca zengin, kireçli ve asit olmak
üzere üç alt tipi ayırtedilmektedir.
Alçak turbalık, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Nieder-moor” FAO
sınıflandırmasında “eutric histosol”, ABD sınıflandırmasında “typic medifibrists” ve “histic
subgroup” olarak isimlendirilmiştir.
(2) YÜKSEK TURBALIK
Yüksek turbalıklar serin ve nemli iklim tiplerinin etkisinde çok yağışlı, sisli ve
buharlaşmanın az olduğu yörelerde gelişmektedirler. Bu şartlar altında yüksek turbalığın
suları bazlarca zayıf, ve asit karakterdedir. Yüksek turbalıklarda çok miktarda yetişen
sphagnumların artıklarının birikmesi ile turbalığın orta tarafı yükselmekte ve turbalık
kubbemsi bir görünüm kazanmaktadır. Bu nedenle yüksek turbalık olarak tanımlanmıştır.
Türkiye’de yüksek turbalığa örnekler Kuzey Doğu Anadolu’da Yalnız çam Dağlarının
yüksek düzlüklerinde bulunmaktadır (Louis, H.1939).
Yüksek turbalık, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Hochmoor”, FAO
sınıflandırmasında “dystric histosol”, ABD sınıflandırmasında “typic spahgnofibrists” ve
“histic subgroup” olarak isimlendirilmiştir.
(3) GEÇİT TURBALIK
Alçak ve yüksek turbalık arasında geçit durumunda olan turbalıklar geçit turbalık
olarak isimlendirilmiştir. Bu turbalıklarda alçak ve yüksek turbalığın bitkileri bir arada
bulunmaktadır. Türkiye’de Aband Gölü’nün (Bolu) çevresinde (Irmak, A. 1947) ve Amonos
Dağları’nda (Kayacık, H. 1956) geçit tipte turbalıklar incelenmiştir. Ayrıca Bolu - Gerede
arasındaki Yeniçağa (eski Reşadiye) Gölü kıyısında bir turbalık yeralmaktadır. Aladağ’ın
(Bolu) kuzey bakılı yamacında Karacasu güzlemesi yukarısında 1200 m yükseklikte Amca
Gölü’nde küçük bir turbalık oluşumu vardır. A. Irmak (1966-72) Uludağ’da (Bursa) 2000 m
yükseklikte böyle bir geçit turbalık oluşumunu bildirmiştir. Trakya’da Danamandıra (Çatalca)
yakınındaki kokmuş göller de birer turbalıktır. Trakya’da Enez İlçesinin yakınındaki Gala
Gölü ile İstanbul’da Tuzla’daki Balık Gölü’nde hızla turbalaşmaktadırlar. (Bölüm 3.5.2.3
Islak ortamda gelişmiş humus tipleri).
Geçit tipteki turbalık, Mückenhausen (1977) sınıflandırmasında “Übergangsmoor”,
FAO sınıflandırmasında “dystric histosol”, ABD sınıflandırmasında “typic sphagnic
medfibrist” ve “histic subgroup” olarak isimlendirilmiştir.
279
Tablo 101. Türkiye topraklarının genetik sınıflamasında üst birimlerin şematik düzeni
Bölümler
Alt Bölümler
Toprak
suyunun
sızma
yönüne
göre
TOPRAK HORİZONLARININ GELİŞİM SIRASINA GÖRE
1.1. Azonal topraklar 1.2. İntrazonal topraklar 1.3. Zonal topraklar 1.4. Antropojen topraklar
alt bölümü
alt bölümü
alt bölümü
alt bölümü
Karasal
(Ham topraklar)
(A/C horizonlu
(A/B/C horizonlu
(İnsan etkisi)
Topraklar
topraklar)
topraklar)
Bölümü
1.
TOPRAK
OLUŞUM YERİ



Dağlık arazi
Erozyon alanı
Su ve rüzgâr
tortullarının alanı
ANAKAYA ÖZELLİĞİ



SINIFLARI
YIKANMA DURUMU



Silikat taşları
Kireç taşları
Gevşek materyaller

KULLANIM


Esmer topraklar
Yıkanmış topraklar
Kırmızı Akdeniz
Top.
Pseudogleyler


Tarım toprakları
Antropojen orman
toprakları
Erozyona uğramış
topraklar
Kirlenmiş topraklar
GENETİK TOPRAK TİPLERİ
ANAKAYA ve
HORİZONLAŞMA
ANAKAYA ÖZELLİĞİ

Silikat ham
toprakları

Kireç taşı ham
toprakları

Çakıl ham toprakları






Ranker
Rendsina
Pelosol
Regosol




2.1. Su basar toprakları
alt bölümü
2.2. Taban suyu toprakları
alt bölümü
Bölümü
TOPRAK

2.3. Bataklık toprakları
alt bölümü
SINIFLARI
 Su basar orman toprakları
 Su basar antropojen toprakları
Gleyler
(Taban suyu toprakları)
 Tuzlu bataklık toprakları
 Kireçli bataklık toprakları
 Tatlısu bataklık toprakları
SUYUN DURUMUNA GÖRE
3.
Su altı
Toprakları
Bölümü
Esmer topraklar

Tarla toprakları
Solgun esmer

Bağ-meyvelik topraklar
topraklar

Orman toprakları
(işlenmiş vb.)
Boz esmer topraklar
Podsollar
Kırmızı Akdeniz
Top.
(Terra rosa, Terra fuska)
Pseudogleyler
SUYUN CİNSİNE GÖRE
2.
Yarı
Karasal
Toprakları
KULLANIMINDA
AYRINTILAR
KLİMAKS TİPLER
3.1. Su altı toprakları alt bölümü
3.2. Turbalıklar alt bölümü
TOPRAK
 Tuzlu sualtı toprakları
 Kireçli sualtı toprakları
 Tatlı sualtı toprakları
SINIFLARI
 Doğal turbalıklar
 Antropojen turbalıklar ve benzeri alanların toprakları
M. D. Kantarcı
280
Tablo 102. Türkiye Topraklarının Genetik Sınıflaması (M. Doğan Kantarcı)
1. KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ
1.1. AZONAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ
1.1.1.
DAĞLIK ARAZİDEKİ AZONAL TOPRAKLAR SINIFI
Toprak Tipleri
1.1.1.1. Ham toprak (sirozem)
1.1.1.2. Gevşek ham toprak
(Gevşek sirozem)
1.1.2.
EROZYON VE AÇIK MADEN OCAĞI ALANLARINDAKİ HAM TOPRAKLAR SINIFI
1.1.2.1. Antropojen ham toprak - materyal
(erozyon artıkları)
1.1.3.
Alt toprak tipleri
1.1.1.1.1. Silikat ham toprağı
1.1.1.1.2. Kireç Taşı Ham toprağı
1.1.1.1.3. Filiş ham toprağı
1.1.1.2.1. Silikat kağşağı
1.1.1.2.2. Kireç taşı kağşağı
1.1.1.2.3. Filiş Kağşağı
1.1.2.1.1. Silikat materyalleri
1.1.2.1.2. Kireç taşı materyalleri
1.1.2.1.3. Filiş materyalleri
1.2.2.1.4.
Açık maden ocağı artıkları
1.2.2.1.5.
TORTUL MATERYALLER ÜSTÜNDEKİ HAM TOPRAKLAR SINIFI
1.1.3.1. Alt yamaçlardaki kağşaklar
Alt tipler kireçli ve kireçsiz
olarak ayrılır
1.1.3.2. Çakıllar ve çakıllı-kumlu tortullar
1.1.3.3. Mil
1.1.3.4. Kil ve killi tortullar
1.1.3.4.1. Akarsu taşkın alanlarında
1.1.3.4.2. Dağlık arazideki
kokurdanlıklarda
1.1.3.5. Kumullar
1.1.3.5.1.Kireçli kumullar
1.1.3.5.2. Kireçsiz kumullar
1.1.3.5.3. Tuzlu kumullar
1.2. İNTAZONAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ
1.2.1. SİLİKAT ANAKAYASINDAN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI
1.2.1.1. Ranker
1.2.1.1.1. Tipik ranker
1.2.1.1.2. Esmer toprak-ranker
1.2.2. KİREÇLİ SİLİKATLARDAN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI
1.2.2.1. Pararendzina
1.2.2.1.1. Tipik pararendzina
1.2.2.1.2. Esmer toprak-pararendzina
1.2.3. KİREÇ TAŞLARINDAN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI
1.2.3.1. Rendzina
1.2.3.1.1. Tipik rendzina
1.2.3.1.2. Esmer toprak-rendzina
1.2.3.1.3. Terra rosa – rendzina
1.2.3.1.4. Terra fuska-rendzina
281
Tablo 102’nin devamı.
1.2.4. GEVŞEK MATERYALLERDEN OLUŞAN TOPRAKLAR SINIFI
1.2.4.1. Regosol
1.2.4.2. Pelosol
(Nemli bölgelerdeki kil toprakları)
1.2.4.1.1. Çakıl veya kağşak regosol
1.2.4.1.2. Çakıllı-kumlu regosol
1.2.4.1.3. Kum-regosol
(1). Kuru varyete
(2). Tabansuyu varyetesi
(3). Regosol-esmer orman
toprağı varyetesi
(4). Podsollaşmış regosol-esmer
orman toprağı varyetesi
(5). Regosol-terra rosa (Kırmızı
Akdeniz toprağı)
1.2.4.2.1. Tipik pelosol
1.2.4.2.2. Mil pelosolu
1.2.4.2.3. Esmer toprak-pelosol
1.2.4.2.4. Pseudogley-pelosol
1.2.4.2.5. Gley-pelosol
Varyeteler
Kireçli-Kireçsiz-Tuzlu-Gleyli gibi
1.2.5. KARA TOPRAKLAR SINIFI
(Marn anamateryalinden oluşmuş)
1.2.5.1. Kara toprak
(Çernozyum)
(Yayla toprakları)
1.2.5.1.1. Tipik kara toprak
1.2.5.1.2. Esmer-kara toprak
1.2.5.1.3. Solgun-kara toprak
1.2.5.1.4. Gleyli kara toprak
1.2.5.1.5. Pseudogleyli kara toprak
1.2.5.2. Karakepir
(Grumusol =Vertisol)
(Bozkır toprakları)
1.2.5.2.1. Tipik Karakepir
1.2.5.2.2. Esmer toprak-karakepir
1.2.5.2.3. Gleyli karakepir
1.2.6. TUZLU TOPRAKLAR SINIFI
1.2.6.1. Tuzlu-alkali toprak
(solonçak)
1.2.6.2. Tuzlu toprak (Solonetz)
1.2.6.3. Tuzlu bozkır toprağı (Solod)
1.2.6.1.1. Sodyumlu alt tip
1.2.6.1.2. Kalsiyumlu alt tip
1.3. ZONAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ
1.3.1 ESMER TOPRAKLAR SINIFI
1.3.1.1. Esmer orman toprağı
esmer orman toprağı
1.3.1.2. Esmer bozkır toprağı
1.3.1.1.1. Tipik esmer orman toprağı
1.3.1.1.2. Esmer orman toprağı - solgun
1.3.1.1.3. Gleyli esmer orman toprağı
1.3.1.1.4. Pseudogleyli es.or.toprağı
1.3.1.1.5. Podsollaşmış es.or.toprağı
1.3.1.1.6. Terra fuska-es.or.toprağı
1.3.1.1.7. Terra rosa-esmer orman toprağı
1.3.1.2.1. Tipik esmer bozkır toprağı
1.3.1.2.2. Solod - esmer bozkır toprağı
1.3.1.2.3. Terra rosa-esmer bozkır toprağı
282
Tablo 102’nin devamı.
1.3.2. YIKANMIŞ ESMER TOPRAKLAR SINIFI
1.3.1.2.1. Solgun-esmer orman toprağı
1.3.2.1.1. Tipik SEO
1.3.2.1.2. Gleyli SEO
1.3.2.1.3. Pseudogleyli SEO
1.3.2.1.4. Terra fuska SEO
1.3.2.1.5. Terra rosa SEO
1.3.2.1.6. Boz-esmer or.top.-SEO
1.3.2.2. Boz-esmer orman toprağı
1.3.2.2.1. Tipik boz-esmer orman toprağı
1.3.2.2.2. Gleyli BEO
1.3.2.2.3. Pseudogleyli BEO
1.3.2.2.4. Podsollaşmış BE O
1.3.3 PODSOLLAR SINIFI
1.3.3.1. Podsol
1.3.3.1.1. Tipik podsol
1.3.3.1.2. Gleyli podsol
1.3.3.1.3. Pseudogleyli podsol
1.3.3.1.4. Demir-humus podsolu
1.3.4. KIRMIZI AKDENİZ TOPRAKLARI SINIFI
1.3.4.1. Terra rosa
1.3.4.1.1. Tipik terra rosa
1.3.4.1.2. Esmer orman toprağı - terra rosa
1.3.4.1.3. Esmer bozkır toprağı - terra rosa
1.3.4.2. Terra fuska
1.3.4.2.1. Tipik terra fuska
1.3.4.2.2. Esmer orman toprağı-terra fuska
1.3.4.2.3. Solgun-esm. orm.top-terra fuska
1.3.5. LATERİTLER SINIFI
1.3.5.1. Laterit
1.3.5.1.1. Kırmızı laterit
1.3.5.1.2. Sarı laterit
1.3.5.1.3. Pilintit
1.3.6. FOSİL TOPRAKLAR SINIFI
(Palesol’lar= Plastosol’lar)
1.3.7. DURGUN SU TOPRAKLARI SINIFI
1.3.7.1. Pseudogley
1.3.7.1.1. Primer Pseudogley
(Tabakalı topraklarda)
1.3.7.1.2. Sekunder Pseudogley
(Tipik)
1.3.7.1.3. Alacalı pseudogley
(Kumlu topraklarda
Varyeteler
(1) Taban pseudogleyi
(2) Yamaç pseudogleyi
1.3.7.2. Stagnogley
1.4. ANTROPOJEN KARASAL TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ
1.4.1. TARIM TOPRAKLARI SINIFI
1.4.1.1. Tarla toprakları
1.4.1.1.1. Tarıma uygun topraklar
1.4.1.1.2. Ormandan açılmış tarla toprağı
1.4.1.1.3. Otlaktan açılmış tarla toprağı
283
Tablo 102’nin devamı.
1.4.1.2. Bağ ve meyvalık toprakları
1.4.1.2.1. Bağ ve meyvalığa uygun toprağı
1.4.1.2.2. Ormandan açılmış topraklar
1.4.1.2.3. Otlaktan açılmış topraklar
1.4.1.3. Bahçe toprakları
1.4.1.4. Fidanlık toprakları
1.4.1.5. Sera toprakları
1.4.2. ANTROPOJEN ORMAN TOPRAKLARI SINIFI
1.4.2.1. İşlenmiş orman toprakları
(Bir defa işleme)
1.4.2.1.1. Teraslanmış topraklar
1.4.2.1.2. Makine ile işlenmiş topraklar
1.4.2.2. İşlenen orman toprakları
(Devamlı veya kısa dönüşümlü işleme)
1.4.2.2.1. Kavaklık toprakları
1.4.2.2.2. Kızılağaçlık toprakları
1.4.2.2.3. Diğer topraklar
1.4.3. EROZYONA UĞRAMIŞ TOPRAKLAR SINIFI
(Erozyona uğramış ham topraklar için bak. 1.1.2.)
1.4.3.1. Su erozyonuna uğramış topraklar
1.4.3.1.1.Yüzey erozyonuna uğramış top..
Varyeteler
(1) Hafif erozyon
(2) Orta şiddetteki erozyon
(3) Şiddetli erozyon
(4) Pek şiddetli erozyon
(5) Erozyon kaldırımı
1.4.3.1.2.Oyuntu erozyonuna uğramış top.
Varyeteler
(1) Pek sığ oyuntu < 10 cm
(2) Sığ oyuntu 10-25 cm
(3) Orta derin oyuntu 25-50 cm
(4) Derin oyuntu 50-100 cm
(5) Su çığırları > 100 cm
(vadileşme)
1.4.3.1.3. Göçükler ve kütle erozyonuna
uğramış topraklar
Varyeteler
(1) Göçükler
(2) Kütle erozyonu
1.4.3.2. Rüzgâr erozyonuna uğramış
uğramış topraklar
1.4.3.2.1. Yüzey (rüzgâr) erozyonuna
uğramış topraklar
1.4.3.2.2. Oyuntu (rüzgâr) erozyonuna
uğramış topraklar
1.4.4. KİRLENMİŞ TOPRAKLAR SINIFI
1.4.4.1. Atık maddelerle kirlenmiş topraklar
1.4.4.2. Asit yağışlardan etkilenmiş topraklar
1.4.4.3. Gübreleme ve sulama ile değiştirilmiş topraklar
284
Tablo 102’nin devamı.
2. YARI KARASAL TOPRAKLAR BÖLÜMÜ
2.1. SU BASAR TOPRAKLAR ALT BÖLÜMÜ
2.1.1. SU BASAR ORMAN TOPRAKLARI SINIFI
2.1.1.1. Su basar regosol
2.1.1.1.1. Çakıl regosol
2.1.1.1.2. Çakıl – kum regosol
2.1.1.1.3. Mil ve balçık regosol
2.1.1.1.4. Kum regosol
Varyeteler
(1) Kireçsiz
(2) Kireçli
(3) Tuzlu
2.1.1.2. Su basar esmer orman toprağı
2.1.1.3. Su basar solgun-esmer orman top.
2.1.1. SU BASAR ANTROPOJEN TOPRAKLAR SINIFI
2.1.2.1. Su basar antropojen orman top.
2.1.2.1.1. Kavaklık toprakları
2.1.2.1.2. Kızılağaçlık toprakları
2.1.2.1.3. Diğer orman toprakları
2.1.2.2. Su basar tarım toprakları
2.1.2.2.1. Çeltikliklerin toprakları
2.1.2.2.2. Sık sulanan tarım top.
(1) Pamuk tarlaları
(2) Sebze bahçeleri
(3) Narenciye bahçeleri
V.D.
2.2. TABAN SUYU TOPRAKLARI ALT BÖLÜMÜ
2.2.1. GLEYLER SINIFI
2.2.1.1. Gley
2.2.1.2. Stagnogley
2.3. BATAKLIK TOPRAKLARI ALT BÖLÜMÜ
2.3.1. TUZLU BATAKLIKLAR SINIFI
2.3.1.1. Deniz kıyısı bataklıkları
2.3.1.2. Göl kıyısı bataklıkları
2.3.2. KİREÇLİ BATAKLIKLAR SINIFI
2.3.2.1. Göl kıyısı bataklıkları
2.3.2.2. Irmak kıyısı bataklıkları
2.3.2.3. Kaynak ayaklarındaki bataklıklar
2.3.3. TATLI SU BATAKLIKLARI SINIFI
2.3.3.1. Göl kıyısı bataklıkları
2.3.3.2. Irmak kıyısı bataklıkları
2.3.3.3. Kaynak ayaklarındaki bataklıklar
2.2.1.1.1. Tipik gley
2.2.1.1.2. Islak gley
2.2.1.1.3. Bataklık gleyi
2.2.1.1.4. Yamaç gleyi
285
Tablo 102’nin devamı.
3. SU ALTI TOPRAKLARI BÖLÜMÜ
3.1. SU ALTI TOPRAKLARI ALT BÖLÜMÜ
3.1.1. TUZLU SULARDAKİ TOPRAKLAR
3.1.2. KİREÇLİ SULARDAKİ TOPRAKLAR
3.1.3. TATLI SULARDAKİ TOPRAKLAR
(Materyalin
türüne
göre
ayırım:Kum, mil, kil veya killi
gibi)
(Organik madde tabakasının özelliğine
göre ayırım:
Çürüntü tabakalı, kokuşmuş çamur gibi)
3.2. TURBALIKLAR ALT BÖLÜMÜ
3.2.1. DOĞAL TURBALIKLAR SINIFI
3.2.1.1. Alçak turbalık
3.2.1.2. Yüksek turbalık
3.2.1.3. Geçit turbalık
3.2.2. ANTROPOJEN TURBALIKLAR SINIFI
3.2.2.1. Ağaç yetiştirilen turbalıklar
3.2.2.2. Tarım yapılan turbalıklar
3.2.1.1.1. Bazlarca zengin alçak turb.
3.2.1.1.2. Kireçli alçak turbalık
3.2.1.1.3. Asit alçak turbalık