Oda ve Borsa Meclis Başkanları istişare toplantısında buluştu

6
Rize’mizde afet, Merkez
Bankası politikaları
14
Selden etkilenen
mükelleflere vergi kolaylığı
24
Kobilerin önünü açacak her türlü
girişimlerin destekçisiyiz
İÇİNDEKİLER
34
Rize ticaret erbabının
duayen ismi
42
Rize tüccarı iftarda buluştu
52
RTSO’dan duyurular
8
Doğal zengiliğimizi
ekonomiye kazandırma
16
Midilli’den 2023 Rize’si
için 23 proje
26
Rize’nin bayan girişimcileri
37
Şammaz Demirtaş Rize’ye
veda etti
44
Osman Can’ın arşivinden
54
Döviz ve altın fiyatları
10
Rize’de sel
18
TTK Trabzon’da
masaya yatırıldı
30
Yeni TTK’nın getirdikleri
38
Rizeli öğrencilerden mardine
anlamlı gezi
46
DOKA’dan kobilere destek
56
RTSO’ya kaydolanlar ve
kaydı silinenler
13
RTSO yönetiminden
esnafa ziyaret
22
Oda ve borsa başkanları
TOBB’de toplandı
33
Oda ve borsa meclis başkanları
iştişare toplantısında buluştu
41
Defrterdardan RTSO’ya ziyaret
48
Fotoğraf çekmenin altın kuralı
58
İhtiyaç maddelerinin aylık
perakende fiyatları
Önsöz
Hüseyin KUTLU
İlimizde malesef çok kötü bir afet yaşadık. Şehir Merkezinde etkili olan son yılların en
yüksek oranlı yağışı, bir çok esnaf ve tüccarımızın maddi kayıplarına sebep olmuş ve ticari
hayatımızı bir süre durma noktasına getirmişti.
Bu selde can kaybının olmaması ise en büyük
tesellimiz olmuştur.
Rize Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu
kötü günlerde ilk günden itibaren üyelerimizin
ve esnafımızın yanında yer alarak selden zarar
gören üyelerimizi ziyaret ettik ve durum tesbitinde bulunduk. İş yeri sahipleriyle de görüşerek maddi zararın boyutunu belirlemeye ve
akabinde ilgili birimlerle koordinasyona girerek
oluşturulan komisyonlarda mağduriyetin giderilmesi çalışmalarına bizzat katıldık. Kamu
ve özel sektör birimlerinin görevlerini eksiksiz
olarak yerine getirmesi sayesinde ilimizin bu
olumsuz durumdan kısa sürede normale dönmesini bizi memnun etti.
Ticari hayatın normale dönmesi için büyük çaba gösteren Belediyemiz Başkan ve tüm
personeline, Rize Defterdarlığına İl Afet ve Acil
Müdürlüğüne, Sayın Valimize ve sayın yardımcılarına, en kısa sürede esnaf ve tüccarımızın
yaralarının sarılması için desteklerini esirgemeyen milletvekillerimize, ilgili bakanlara ve Sayın
Başbakanımıza RTSO olarak teşekkürlerimizi
sunuyorum.
Bizi üzen bir başka gelişmede, yakın
ilişkiler kurduğumuz, başarılı bulduğumuz,
Emniyet Müdürümüzün görev yeri değişikliği
olmuştur. Rize’de ki görevini tamamlayıp güzel ülkemizin bir başka güzel ili Uşak’a tayin
olmasını, zamanı gelmesine rağmen iş dünyası
olarak buruklukla karşıladık. İl Emniyet Müdürü olarak 5,5 yıl boyunca yürüttüğü bu onurlu
görevi son derece başarıyla tamamlayan Sayın
Şammaz Demirtaş’ a yönetim kurulumuz ve
şahsım adına teşekkür ve şükranlarımızı sunuyor bundan sonraki görevlerinde de başarılarının devamını diliyorum.
Sayın üyeler, değerli okuyucular,
Kurumsal yapımızın güçlendirilmesi ve
hizmet kalitemizi geliştirmek yönünden harcadığımız gayretlerle bilindiği üzere 2007 yılında
34. oda olarak TOBB akredite statüsüne sahip
olmuştuk. Üç yılda bir yenilenmesi gereken
belge için odamızı denetlemeye gelen uzmanlar, yönetim kurulumuz dahil, bütün birimleri,
mali ve idari tablolarımızı tek tek incelediler.
Uzun yılların sonucu olarak akredite oda çabalarımızın güzel ve haklı bir sonucu olarak akredite sertifikamızı geçen ay hiç sorun çıkmadan
yenilemiş olduk.
Bu güzel gelişmeyi de oda yönetim kurulu adına sizlerle paylaşıyor, iş hayatınızda başarılı sağlıklı günler diliyorum.
Baskı
YIL: 20 | SAYI: 136 | Ekim 2011
Neyir Matbaacılık
0.312 395 53 00
Rize’miz de afet,
Merkez Bankası
politikaları ve cari açık
Şaban Aziz KARAMEHMETOĞLU
RTSO Meclis Başkanı
6
25Eylül 2011 tarihinde ilimizde aşırı yağış sonucu sel
baskınları yaşanmış olup bunun sonucunda can kaybı yaşanmakla birlikte ilimiz maddi ve manevi bakımdan büyük zarar
görmüştür. Etkili olan kuvvetli yağışlar sebebi ile şehir merkezimiz ve civar mahallelerimizdeki ev ve iş yerlerimizi suların
basması sonucunda büyük çapta maddi hasar meydana gelmiştir. Bu vesile ile, yaşanan sellerde zarar gören ilimiz tüccar
ve esnafına geçmiş olsun diyor bir daha bu tür felaketlerle
karşı karşıya kalmamamızı yüce Allah’tan diliyorum.
Şahsen yaşanan bu felaketlerde suçlu aramıyorum.
Bu felaketle karşı karşıya gelmemizde toplum olarak hepimizin suçu var. İnşallah bundan sonrası için adımlarımızı daha
dikkatli atar ve yaşananlardan ders çıkartırız diye düşünüyorum. Yaşanan bu felaket nedeniyle gerek olay anında ve gerekse olay sonrasında olsun maddi ve manevi yaraların sarılıp
giderilmesi yönünde ilgilenen emir ve talimatlarını veren başta
Cumhurbaşkanımz Sn. Abdullah Gül, Başbakanımız Sn. Recep Tayip Erdoğan olmak üzere ilimize kadar gelip acılarımızı
bizimle birlikte paylaşan başta Gümrük ve Ticaret Bakanımız
Sn.Hayati Yazıcı olmak üzere tüm bakanlarımıza milletvekillerimize, ilimiz Valisi Sn.Seyfullah Hacımüftüoğluna, vilayetimiz mensublarına, ilimiz Belediye Başkanı Sn. Halil Bakırcı ve ekibine İlimiz Defterdarı Sn.Nurettin Dirican ve ekibine,
güvenliğimizin sağlanması yönünde her türlü tedbiri alan güvenlik kuvvetlerimize, Üniversite Rektörümüz Sn.Arif Yılmaz ve
ekibine, sivil toplum kuruluşlarımızın başkan ve yöneticilerine,
sorunlarımızın çözümü yönünde gösterdikleri gayretleri için
teşekkür ediyorum.
Değerli dostlar, 2011 sonu itibarı ile dikkatli olmamız
gereken bir süreçten geçmekteyiz önümüzdeki
döneme iyi bakılıp analiz edildiğinde içersinde risklerle birlikte fırsatlarıda barındırdığını görmekteyiz.
Küresel ekonomik hareketler dünyamızı ve Türkiye’mizi önümüzdeki süreçte de etkilemeye devam
edecektir. Bu itibarla hem yurdumuzdaki ve hem
de yurtdışındaki iktisadi gelişmeleri yönlendiren
kurumları yakından takip etmekte fayda vardır. Ülkemiz açısından baktığımız zaman bu kurumların
başında Merkez Bankamızın olduğunu görmekteyiz. Merkez Bankamızın 23 Ağustos 2011 tarihindeki para politikaları kurulu toplantısının çok
önemli bilgiler içerdiğini görmekteyiz. Özet olarak
bunlar nelerdir diye baktığımızda önümüzdeki
süreçte merkez bankamızın öngörülerini sizlerle
paylaşmak istiyorum.
1-31 Aralık 2011 yılı sonu itibarı ile yıllık
enflasyon beklentisi 7.7 ile 8.3 arasında öngörülmektedir.
2-Akaryakıt fiyatlarındaki döviz kuruna paralel olarak devam eden artışın devam etmesiyle
birlikte ulaştırma faaliyetlerindeki artışın devam
edegeleceği öngörülmektedir.
3-Son dönemlerle açıklanan vergilerle birlikte küresel ekonomik büyümenin giderek hız
kaybedeceği öngörülmektedir.
4-İktisadi ilişkilerdeki faaliyetlerin yavaşlama sinyallerinin giderek güçlendiği öngörülmektedir.
5-Yurt içi nihayi talepte yılın ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlama eğilimlerinin sürdüğü öngörülmektedir.
6-İşsizlik oranı son aylarda belirli olarak bir
miktar düşse bile önemli bir sorun olarak karşımızda durduğu öngörülmektedir.
7-Temel çekirdek enflasyonun göstergelerdeki yükselişini bir müddet daha koruyacağı öngörülmektedir.
8-Para politikası kurulu iktisadi faaliyetlerin
giderek risklerin sürdüğü konjektürün devam edegeleceği öngörülmektedir.
9-Döviz kurlarındaki artışın yılın ikinci yarısından itibaren ithalat tekelini önemli biçimde
sınırlayacağı öngörülmekle birlikte bu çerçevede
önümüzdeki dönemde cari açıkta kayda değer bir
iyileştirme olacağı tahmin olarak öngörülmektedir.
Önümüzdeki dönem, Merkez Bankasının
para politikası fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis
edilmesi finansal istikrarı korumaya yönelik olacağı görülmektedir. Orta vadede mali disipline ait
taahhütlerin yerine getirilmesi yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi ekonomik istikrarla birlikte
fiyat istikrarını da dengeleyeceği görülmektedir.
Ticaret ve Sanayi Odamızın çok değerli
üyeleri,
Ülkemizde belirli bir zamandan beri devam edegelen cari açık Türkiyemizin kaderi değildir. Ekonomik verilere baktığımız zaman dünya
ülkelerinin 3/2sinin cari açık verdiğini görmekteyiz.
Son aylar itibarı ile hükümetimiz tarafından alınan
önlemler neticesinde önümüzdeki süreçte cari
açık Türkiyemiz de sürdürülebilir şekilde devam
edecektir. Hükümetimiz tarafından alınmış bulunan pozisyon itibarı ile birlikte cari açığın düşebileceği görülmektedir. Merkez Bankamızın kasım
2011 sonu itibarı ile açıkladığı cari açık beklentisi 73 milyar 600 milyon dolar düzeyindedir. Yine
merkez bankamızın açıklamış olduğu 2011 yıl
sonu büyüme beklentisi 6.8 yükselmiştir. Açıklanan raporda yıl sonu dolar kuruda 1.780-TL olarak
belirlenmiştir.
Ekonomik gelişmeyi hızlandırmanın toplumdaki yaratıcı potansiyeli ortaya çıkarmanın yenilikçi ve yaratıcı fikirleri yaygınlaştırmanın en etkili
yolu firsat eşitliğinin ekonominin tüm birimlerine
yayılmasıdır. Küreselleşme ile birlikte insanlığın yürüttüğü sosyal faaliyetlerde büyük bir değişime
uğradı neticesinde ise daha karmaşık bir ticaret
ağı doğdu. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde üretilebilen bir ürün ülkeler ve kıtalar aşılarak
dünyanın hemen her bölgesinde pazar payı bulabilmektedir. İktisadi faaliyetlerin temel amacı, ihtiyaçlarımızı en uygun şekilde karşılamaktır. Dünya değiştikçe nüfus arttıkça ulaştırma ve iletişim
teknolojileri geliştikçe iktisadi faaliyetlerde çeşitlilik
kazanmıştır.
2012 yılına gireceğimiz bu günlerde ileriye
dönük olarak firmalarımıza yükleyeceğimiz bakış
açısı için üst bölümde belirttiğimiz bilgilerin çok
önemli olduğunu düşünüyor 2012 yılını size ailelerinize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni
ederken sihhat ve afiyet içersinde bol kazançlar
diliyorum.
S a y g ı l a r ı m l a 7
Doğal zenginliğimizi
ekonomiye kazandırmanın
zamanı
Ömer Faruk OFLUOĞLU
RTSO Yön.Kur.Başkanı
8
Bir bölgenin ekonomisi sahip olduğu değerlerinin
harekete geçirilmesiyle ivme kazanır. Sonradan sağlanan
edinimler bir süre sonra ekonomik değerini yitirme riskiyle karşı karşıyadır. Turizm, bir bölgenin kendiliğinden sahip olduğu, değerini kaybetmeyen ve sürdürülebilir ekonomik değerlerinin ilk sıralarında gelir. Rize ise bu alanda
oldukça zengin potansiyele sahip bir ildir. Son yıllarda bu
potansiyeli ekonomiye kazandırmak aşamasında önemli adımlar atılmış olsa da hala değerlendirilmesi gereken
doğal kaynaklarımız mevcuttur.
Rize’de doğa, faaliyetlerinden foto safariye, cip
safariden kuş gözlemciliğine, rafting, kano gibi su sporlarından termal turizme, yayla turizmine kadar pek çok
seçenek var. Böyle bir yerde ziyaretçiler her gelişte yeni
şeyler keşfedilebilir. Bizi kitle turizminden ayıran en
önemli özellik de bu. Rize sürekli keşfedilmeye muhtaç
bir hazine gibi. Son yıllarda özellikle Arap ülkelerinden
ciddi bir ilgi var. Avrupa’dan da pek çok ülkeden turist
geliyor. Tatilini doğa ve kültür turizminden yana kullanan
yerli turistler de Rize’yi tercih ediyor. Rize, kültür ve doğa
turizminde cazibe merkezi haline geldi
Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize
ve Artvin illerini kapsayan Doğu Karadeniz Bölgesel Kalkınma Planının turizm odaklı yeniden yapılandırılması,
mevcut değerleri ekonomiye kazandıracaktır. Büyük kısmı ilk 6 yılda tamamlanması planlanan 15 yıllık mastır
plan ile bölgeye yılda 1 milyonun üzerinde turist geleceği
tahmin ediliyor.
Sağlıklı bir mastır planla hem ciddi yatırımlar hem de
ciddi yatırımcılar bölgeye kazandırılmış olur. Yaylalarda,
Kaçkarlar da, vadilerde alternatif turizmler ön plana çıkabilir. Ayder Yaylası, Anzer yaylası, Cimil Yaylası, Ovit Yaylası, diğer çevre yaylalarımız ve Kaçkarlara kadar uzanan
doğal parkımızın güzellikleri, yöreye has otantik mimarisi
ve birçok hastalığa şifa olduğu bilimsel olarak tespit edilmiş olan termal kaplıcasının yanı sıra treking, jeep sa-
fari, foto safari, kampçılık, dağcılık gibi birçok
turizm aktivitesi için uygun olması nedeniyle,
ziyaretçilerine çeşitli tatil alternatifleri sunmaktadır. Ama özellikle 2004 yılından itibaren ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen “heliski kayak
sporu” ile çekiciliğini arttırmış, yerli ve yabancı
turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. İşte öncelikle bu ayrıcalığı iyi değerlendirmek gereklidir. Kaçkarların Heliski kayak sporuna uygun
olması, turizm sezonunu 12 aya uzatmak için
çok büyük bir alternatiftir. Rize`de yaklaşık 4
ay gibi süreci kapsayan bir sezon sürecinde bir
işletmenin yaptığı yatırımın karşılığını alması
imkânsızdır. İşletme zarar edecektir bu da hizmet kalitesine yansır. Öte yandan bu şartlarda
yatırımcının gelmesi de pek mümkün değildir.
Bu bağlamda bölgedeki turizmi yayla turizminin ötesine taşıyıp zaten mevcut olan diğer
doğa turizmi alternatiflerini hayata geçirmek
zorunluluğu vardır.
Turizm Müdürlüğümüzün verilerine
göre ilimizde ki turizm işletmeleri alternatif turizme yönelik yatırımlara yönelmeye başladı.
Çünkü bu alternatiflere ilgi artıyor. 2004 yılında başlayan Heliski sporu için gelenlerin sayısı
her yıl giderek artıyor. Artık guruplar halinde
gelip gitmeye başladılar. Geçen yıl sırf Heliski
kayağı için 2 bin kişi bölgede konakladı. Bu
spor ülkemizin diğer kayak merkezleri olan
Kartal kaya, Uludağ ve Palandöken’deki gibi
yüzlerce binlerce kişinin yaptığı kayak değil.
Bu özel bir kayak şeklidir. Profesyonel kişiler
yapıyorlar. Dünyada çok az bir bölge bu kayak için uygun. Dünyaca ünlü kayakçılar artık Kaçkarları tercih ediyorlar çünkü kaymak
için geniş bir alana sahip. Kaçkarlar bu kayak
için dünyadaki en iyi 3 pist arasına giriyor. Bu
dünyaca ünlü kayak ve dağcılar kaydıkları bölgelerde belgesel çekimi de yapıyorlar. Bu çekimler dünya televizyonlarında gösteriliyor.
Bölgemizin tanıtımı açısından bu çok önemli
bir faktör.
Biz Ticaret ve Sanayi Odası olarak turizm
alanında üzerimize düşen görevi üstlenmeye
hazırız. İlimiz ekonomisiyle birlikte turizmin
kalkınmasına da doğrudan katkı sağlayacak
olan Ovit projesinin hayata geçmesiyle doğu
ve güneydoğu bölgesi direk
ilimize bağlanacak ve Rize, bu bölgelerde ki in-
sanlarında ilk tercih ettiği gezi noktası olacaktır. Oda olarak Ovit geçidi için bütün imkanlarımızı kullanmaya çalıştık bizim için hayati
önem taşıyan bir projeydi. Aynı desteği şimdi turizm sektörüne vermek istiyoruz. Bunun
için de desteğimizi ilk etapta Ayder yaylasında planlanan kayak tesisleri ve teleferik projesi için vereceğiz. Kayak tesislerinin Rize’miz
için önemine katılıyorum. Biz Ticaret ve Sanayi
Odası olarak bugüne kadar bu konuda çok
fazla etkili olamadık. Zaman zaman savunsak
da gereken ilgiyi gösteremedik. Ama bundan
sonra Rize’nin kış sporları merkezi olması için
Ayder i aynı Ovit projesi gibi takıp edeceğiz ve
kayak merkezimizi Ayder’imize kavuşturacağız. Yöremizde turizmi 12 aya yaymak zorundayız. Diğer alternatif turizmlerde çok önemli
ama en önemlisi kayak turizmi.Bu sayede yörede turizm süresi uzayacak. Rize’miz de 12
ay hem yaz turizmi hem de kış turizmi olacak.
Rize Ticaret ve Sanayi Odası olarak konunun
arkasında duracağız ve takipçisi olacağız.
Özetle amacımız, bölgemizi entelektüel bir tatil yöresi haline getirmek. Doğa turizmi
denince akla gelen ilk bölge haline getirmek.
Bunun içinde hem yaz hem de kış turizmi için
gelen insanlara maksimum hizmet verebilmek için dünya standartlarında alt yapı oluşturmak. Bunu yaparken de asıl kaynağımızın
doğa olduğunu unutmayıp, doğaya tahribat
vermeden, ekolojik dengeyi bozmadan ve
zenginliklerimizi en doğal şekliyle koruyarak
yatırım yapmamız gerekiyor. En önemli unsurlardan bir tanesi de kalifiye personel ile hizmet
vermek. Hizmet kalitesinin düşük olması turistin yöreyi ikinci defa ziyaret etmesini engelleyecektir.
Artık sahip olduğumuz bu zenginliği bölgenin önemli ekonomik kaynağı haline getirmenin zamanı gelmiştir. Biz Ticaret ve Sanayi
Odası olarak bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Aynı şekilde diğer sivil
toplum kuruluşları ve iş adamlarının da aynı
duyarlılığı göstermesini umuyoruz.
Turizmi geliştirirken doğayı koruyarak
bu işi yapmalıyız. “Koruyarak geliştir” felsefesinden hareketle başarılı olacağımıza inanıyoruz.
9
Yağmur bu kez merkezde etkili oldu
Rize’de böyle afet ilk defa görüldü
İş yerleri sular altında kaldı
Rize şiddetli yağışların ardından meydana
gelen sel ve heyelanlarla büyük bir afetle karşı karşıya kaldı. Aniden başlayan sağanak yağmur 2.5
saatte şehir merkezinin büyük bir bölümünü göl
haline getirdi.
Yaşanan afetten en fazla zarar gören bölge şehir merkezi oldu. Tophane Mahallesinde bulunan ve yıllar önce üzeri kapatılarak yaya ve araç
trafiğine kullanılır hale getirilen Dalyan Deresi’nin
taşması sonucu kapalı otoparklarda bulunan yüzlerce araç ile dere sularına maruz kalan bini aşkın
işyeri büyük zarar gördü. Eminettin Mahallesi ile
İslampaşa Mahallesi arasında toptan ve paraken-
10
de ticaretin yoğun olduğu alanda etkili olan su
baskınları sonucu 200 bin tonun üzerinde su ve
bu suların beraberinde getirdiği çamurlar, işyerleri ve araç trafiğinin sağlandığı alanları kapladı.
Menderes Bulvarı, Atatürk Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi ile ara sokakların su ve çamurla kaplanması sonucu şehrin batısı ile doğu arasında
ulaşım, trafik ekiplerinin liman kavşağından transit
yola yönlendirmesiyle sağlanabildi.
Son 72 yılın en yüksek yağış oranının yaşandığı ve metrekareye 226.6 kilogram yağışın
düştüğü Rize’de şehir merkezinde yaşanan afette
can kaybı olmazken yağışlardan etkilen civar köy
ve beldelerde de toprak kaymaları meydan geldi.
Çaykent beldesinde bir kişi sel sularına kapılarak
hayatını kaybederken Yukarı Kaplıca Mahallesinde
de 11 kişi askeri helikopterle kurtarıldı.
Afetin ilk saatlerinden itibaren Rize Belediyesine bağlı temizlik ekipleri ve çevre illerden yardıma gelen diğer ekiplerle şehirde başlatlan temizlik
çalışmaları sonrası şehir kısa sürede eski görünümüne kavuştu. Afetle ilgili olarak yapılan açaıklamada ise Toplam 350 binanın zarar gördüğü, 3
evin yıkıldığı, 10 evin kullanılamaz hale geldiği ve 54 evin tedbir amacıyla boşaltıldığı belirtildi. 80
bin metrekare alan su ve balçıkla kaplandığı belirtilen açıklamada bin 495 esnafın mağdur olduğu
ve zararın 100 milyon lirayı bulduğu Rize’de can
kaybının sadece 1 kişi olması, bir gün önceden
yapılan sel ve heyelan uyarılarına karşı vatandaşın
önlem alması gösterildi.
Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, selin
verdiği zararla ilgili yaptığı açıklamalarında, “Şehir
3-4 gün içerisinde normal görünümüne döndü,
ancak yaraların sarılması bir yıl kadar bir zaman
alır. Bodrumların tümü su ve balçık doldu. Depolarda hasar gören malların bir daha kullanılması
mümkün değil. Esnafımızın mallarının yüzde 80’i
depolarındaydı. Bu da esnafımızın sermayesini
kaybettiği anlamına geliyor.
Rize’de şehir merkezinde yaşanan bu afet
asla Gündoğdu afeti ile kıyaslanamaz, yaşanan
Gündoğdu afetinden kat kat büyüktür. Binin
üzerinde esnafımız selden etkilendi. Bu şehrimizin
dinamiği ve vergi veren kısmı. Bu nedenle zararlarını önemsiyoruz”
Vali Hacımüftüoğlu, Rizelilerin delikanlı ve
dik duruşlarını bozmadığını belirterek, “Bu kadar
ekonomik kayba rağmen delikanlılıklarını yitirmeyen ve dik duruşlarını koruyup ağlamayan hemşehrilerimiz övgüyü hak etmiştir. 500’e yakın kişi
evlerini terk etmek zorunda kaldı. Biz onlar için
otellerde yer ayırdık. Ama Rizeli hemşehrilerimiz,
‘Biz ne güne duruyoruz?’ diyerek komşularını,
akrabalarını ve hiç tanımadıkları kişileri misafir etmişlerdir. Bu da takdire şayandır” diye konuştu.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Karade-
niz Sahil Yolu’nun hatalı olduğunu, felaketin bu
yüzden yaşandığı söyledi. Bakırcı, dere yataklarının üzerinin açılması gerektiğini vurguladı, “Bu
yağmurda bilmediğimiz dereler ortaya çıktı. Bu
işin çözülmesi lazım. Böyle bir yağmuru bu kent
bir daha kaldıramaz. Keşke Karadeniz Sahil Yolu
buradan geçerken en azından Menderes bulvarının denize akan kanallarını daha büyük yapsalardı. O kanalları açık etseydik bu sıkıntıları yaşamazdık. O dereler aktı, Karadeniz Sahil Yolu’nun
yüksek yapılan kısmına vurdu ve şehre geri döndü. Şehrin 3’te 1’ini su bastı” dedi. Tehlikeyi 7 yıldır
bildiklerini kaydeden Bakırcı, “Bakanlıkların derelerin üzerinin açılma çalışmasına destek vereceğine
inanıyorum”
Yaşan su baskını nedeniyle Gümrük ve Ticaret Bakanı Rize Milletvekili Hayatı Yazıcı, Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Rize’ye gelerek incelemelerde bulundular.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji
Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, yaşanan
11
su baskınları ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Bektaş, son yıllarda Rize’de can ve mal
kaybına neden olan sellerin ana nedeninin, geçirimli doğal arazinin şehirleşmeyle azalmasından
kaynaklandığını ifade ederek ”Rize’de yaşanan
seller, ilin jeolojik yapısı ve gelişen şehirleşmenin
doğal sonucudur”dedi.
Rize, şehir selleri için yaygın görüşün küresel ısınma, şiddetli yağış ve sahil yolunun deşarj engelleyici varlığı olduğunu belirten Prof. Dr.
Bektaş “Oysa en önemli neden doğanın ve şehirleşmenin temel yasası olan ve birbirleriyle sıkı
ilişki içerisinde gelişen Rize’nin jeolojik yapısı ile
şehrin zaman içerisinde büyüyerek geçirimli doğal arazinin geçirimsiz asfalt yollar, kaldırımlar ve
beton yapılar tarafından işgal edilmesidir”
Prof. Dr. Bektaş, beton yığını haline gelmiş
yerleşim alanına düşen yağışın önemli bir kısmının toprak tarafından emilemediği için çevredeki
kuru derelere normalden daha fazla su dolarak
şehir taşkınlarına neden olduğunu vurguluyarak
“Aslında şehir selleri tüm dünyada olduğu gibi
büyüyen illerin ortak şehircilik sorunudur. Bu
bağlamda Rize, Trabzon, Giresun, Ordu gibi büyüyen Doğu Karadeniz yerleşim alanları şehir selleri açısından potansiyel risk taşımaktadır. Rize,
jeolojik olarak Rize körfezine açılan kuzeydoğu
ve kuzeybatı doğrultulu fayların oluşturduğu at
nalı şeklinde bir çöküntü alanıdır. Yaklaşık 9 kilometrekarelik yerleşim alanının çevresi 300 metre
yüksekliğe varan sırtlarla çevrilmektedir. Şehirleşme nedeniyle bölgeden suları uzaklaştıran doğal
drenaj ağı büyük ölçüde yok edildiğinden doğu,
batı ve güney yamaçlardan inen yağmur suları doğrudan tektonik çanak içerisindeki Kaplıca,
Müftü, Ekrem Orhon, Çarşı, Değirmendere ve
Pehlivan Taşı mahalleleri üzerine boşalmakta şehir sellerine neden olmaktadır.”
Afetler nedeniyle Rize’nin yerinin değil,
şehircilik anlayışının değişmesi gerektiğini belirten Prof.Dr.Bektaş ”Şehir yerinin değiştirilmesi
pratik bir yöntem olmadığı gibi, bölgede taşkın
ve sel problemini yok edici bir çözüm de değildir.
Ortak şehirleşme sorunu olarak gelişen sellerin
sıklığını ve büyüklüğünü taşkın planlaması ve yönetimi ile kontrol etmek ve azaltmak mümkündür” dedi.
12
RTSO yönetiminden zarar gören tüccara ziyaret
RTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Ömer Faruk Ofluoğlu, tüccarın zararın görünenin çok üzerinde olduğunu söyledi.
carını etkilemiştir. Burda işyeri zarar görmeyen tüccarımıza dolaylı olarak etkilenmiştir.
Şehir merkezinde zararın çok büyük rakamlara ulaşması yanında can kaybımızın olmayışı bizim için teselli oldu. Esnafımızın zararının giderilmesi için RTSO olarak gerekli
çalışmalar yapıldı.”
Rize’yi etkisi altına alan şiddetli yağışın yol açtığı su baskınlarında Rize şehir
merkezinde işyerlerinin tamamına yakınında büyük maddi zarara yol açtı.
Caddelerdeki batak yığınlarının temizlenmeye başlaması ve işyerlerini dolduran suların boşaltılmasıyla zarar ve hasarların boyutları da görülmeye başlandı.
Rize Ticaret ve Sanayi Odası Meclis
Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu ve
Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu Yönetim Kurulu üyeleri, Hüseyin Kutlu,
Şükrü Cevahir, Ramazan Aydoğan, Ramazan Meral ve Murat Ar tan ile birlikte çamur
ve sular altında kalan işyerlerini dolaşarak
esnafa geçmiş olsun dileklerinde bulundular.
RTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
Faruk Ofluoğlu, şehir merkezinde iş yerlerinin ağırlıklı olarak bulunduğu Meteler kavşağından sonra Gülbahar Mahallesine
kadar Menderes Bulvarıyla Atatürk Caddesi
arasında kalan bütün iş yerlerinin tümünün
sel sularından etkilendiğini, zararın tahminlerin çok üzerinde olduğunu söyledi.
Ofluoğlu, işyeri sahiplerinden Defterdarlığa zarar tesbiti için müracaat etmelerini isteyerek “Rize tüccarının %80 i zarar
görmüş durumda. Bu afet bütün Rize tüc13
Maliye Bakanı Şimşek ‘’Meydana gelen sel
felaketinden etkilenen bütün mükellefler
için bu durum mücbir sebep hali olarak
belirlendi’
Maliye’den Rize’de sel felaketinden
etkilenen mükelleflere vergi kolaylığı
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Rize’de
sel felaketinden etkilenen mükelleflere vergi ödemelerinde kolaylık getirildiğini ve bu kapsamda
sel felaketinden etkilenen mükelleflerin vergi
beyanname ve bildirimlerin verilme tarihi ile her
türlü vergi ceza ve gecikme faizinin ödemesinde
süre uzatımına gidildiğini bildirdi.
Şimşek, yaptığı açıklamada, 24 Eylül tarihinde Rize Merkez de meydana gelen sel felaketi
nedeniyle söz konusu sel felaketinden etkilenen
bütün mükellefler için bu durumun ‘’mücbir sebep hali’’ olarak belirlendiğini, mücbir sebep halinin 24 Eylül tarihinden başladığını ve 31 Aralık
2011 tarihinde sona ereceğinin kabul edildiğini
ifade etti.
Maliye Bakanı Şimşek, bu kapsamda,
mücbir sebep halinin başladığı 24 Eylül 2011 tarihinden mücbir sebep halinin sona ereceği 31
Aralık 2011 tarihi sonuna kadar verilmesi gereken
vergi beyannameleri ve bildirimlerin verilme süresi 5 Ocak 2012 tarihi sonuna, bu beyannameler
14
üzerine tarh olunacak vergilerin ödeme süresinin
ise 10 Ocak 2012 tarihi sonuna kadar uzatıldığını
kaydetti.
Bakan Şimşek’in verdiği bilgiye göre,
mücbir sebep halinin başladığı 24 Eylül 2011 tarihinden önce tahakkuk etmiş olup, vadesi mücbir sebep ilan olunan tarih aralığına rastlayan her
türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi ile ikmalen, resen veya idarece tarh edilen ve
vadesi mücbir sebep ilan olunan tarih aralığına
rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi de 10 Ocak 2012 tarihi sonuna
kadar uzatıldı.
Şimşek, ancak, vergi ödevlerinin yerine
getirilmesine engel olan hallerin varlığı halinde
uygulama alanı bulan mücbir sebep hükümlerinin, mükelleflerin borçlarının yapılandırılması ve
matrah artırımlarına ve diğer hususlara ilişkin hükümler ihtiva eden 6111 sayılı Kanununun (yeniden yapılandırma) taksit ödeme sürelerine tatbik
edilmesinin mümkün bulunmadığını ifade etti.
15
“Gelecekte Kalkınmış İller
arasında olabilmek için
zaman geçirilmeden bilimsel
çalışmalara başlanılmalı”
Rize Üniversitesi Rektör Yardımcısı Midilli’den 2023 Rize’si İçin 23 Proje
“Kuzey - Güney Bandında Yeni Rize Kurulmalı”
Rize Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Ad- arasında olabilmesi için zaman geçirilmeden nan Midilli Rize’nin gelecekte kalkınmış iller bilimsel çalışmalara başlanılmasını gerektiğini
açıkladı.
Rize Ticaret ve Sanayi Odasının 33. meclis toplantısına katılarak “Endüstriyel Kalkınmada Fırsatlar Bölgesi Rize” konulu sunumda bulunan Prof Dr. Midili Rize için hazırladığı sürekli
fonksiyonel olması gereken projelerini açıkladı.
Midilli, bu projeler hakkında kısa bilgiler vererek
“Rize’nin olmazsa olmaz projeleri sürekli ve
sürekli gündemde olmalı sürekli bunlar üzerinde çalışılmalı sürekli bunlar araştırılmalı ve inove edilmeli. Kesinlikle ve kesinlikle bu projeleri
tamam bunun dönemi bitti bir daha döneme
başka projeler yapalım şeklinde bir kenara koyamayacağımız projeler bunlar. Bütün insanlarımızın, sanayicilerimizin, halkımızın bu projeleri
mutlaka ve mutlaka gündemde tutması lazımdır.” dedi
16
“Biz yıllardır gözünde beş numara gözlükle beş metreden yazıyı okuyamayan insanların vizyonuyla idare edildik. Artık ileriye bakma zamanı geldi” diyen Midilli, Rizenin, 2023
de hedef, bir milyon kişinin yaşadığı ve kişi başı
milli gelirin 30 bin dolar olduğu bir il yaratabilirmiyiz, ayrıca batının doğuya, doğunun batıya, kuzeyin güneye, güneyin kuzeye açıldığı
bir ticaret merkezi olabilirmi Rize. Bunun için
2023 hedefiyle 23 proje hazırladım. Bu hedefe
ulaşabilmek için basamak basamak bu projelerin tümünün gerçekleşmesi gerekir. Projelerin
hepsi birbirini tamamlamaktadır. Projelerin bir
tanesinin olmaması diğerlerini de etkiler ve hedef asla gerçekleşmez.”
Projeleri arasında Rize’de bir ticaret vadisinin oluşturulması olduğunu ifade eden Midilli
bunu içinde Rize’nin dört ana parçaya ayrılacağını belirterek “Rize’de, Ticaret, Sanayi, Turizm
ve Tarım bölgeleri oluşturulmalı. Rize’yi bu dört
ana parçaya ayırmadan asla ve asla uluslararası
nitelikli bir Rize yapamayız. Turizm bölgesinde
sanayi kurarız, tarım bölgesinde başka bir şey
yaparız, sanayi bölgesinde turizmi yapmaya ça-
lışırız, karma karışık stratejik hedefleri olmayan
değişik bir yapı karşımıza çıkar. Bununda planlamasının mutlaka yapılması gerekir.”
Rize’de kuzey- güney bandında yeni
Rize şehrinin kurulmasını da vurgulayan Prof.
Dr. Midilli “Rize, limanla Engindere arasında sı-
kışmıştır. Sahilden 700 metre sahil boyundan 7
kilometre olan bir bandın içine sıkışmıştır. Böyle
bir Rize endüstriyel kalkınmış bir Rize olamaz.
Böyle bir Rize 2023 vizyonuna hizmet eden bir
Rize olamaz. Bunun için Rize’yi kuzey-güney
bandında mutlaka değiştirmemiz ve yeni Rize
şehrini kurmamız lazım.
Midilli, 10 yıl sonra Çinlilerin Araplarla
beraber bu bölgeye akın edeceğini belirterek
“Rize de 4 bin kişiye aynı anda ev sahipliği yapıp turizm hizmeti verecek bir tesisi yok. Isırlıkta
bir turizm köyü oluşturalım 3- 4 bin kişinin istihdam edileceği hem kongre köyü hem de turizm köyü oluşturalım devre mülk olarak bunları
Çinlilere ve Araplara kiralayalım. Uzungöl bunu
başardı.”
17
Karadeniz Bölgesi Oda ve Borsa Başkanları ile meclis üyeleri katıldı
TTK Trabzon’da masaya yatırıldı
“Türk Ticaret Kanunu için geri sayım başladı, hazırmısınız?” Konferansının
açılış konuşmasını yapan TOBB başkan yardımcısı Halim Mete “Yeni TK, sanayicinin, tüccarın, esnafın anayasasıdır. Ekonomimizin kurumsal altyapısını güçlendirecek bu kanuni düzenlemeye, bu yüzden büyük önem verdik. Zira, 2011 yılında 1950 model arabayla daha fazla yol alabilmemiz mümkün değildir.”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB)
Deloitte ile birlikte Türkiye genelinde düzenlediği
“Türk Ticaret Kanunu için geri sayım başladı, hazır
mısınız?” konferanslarının 6’ncısı Trabzon’da düzenlendi. Deloitte yetkilileri yeni TTK’yı masaya yatırırken,
girişimcilere yeni dönemde neler yapması gerektiği ve
TTK’nın getirdikleri anlatıldı.
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim
Mete, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Suat Hacısalihoğlu ve Deloitte Türkiye Vergi
Hizmetleri Ortağı Tufan Teksoy’un açılış konuşmasını yaptığı konferansta; Dr. Sıtkı Anlam Altay, Deloitte
Türkiye TTK Lideri ve Ortağı Ali Çiçekli ile Deloitte Türkiye TTK ve Aile Şirketleri Hizmetleri Koordinatörü Timuçin Cengiz konuşmacı olarak yer aldı. Rize Ticaret
Ve sanayi Odası Yönetin Kurulu Başkanı Ömer Faruk
Ofluoğlu ve bölgedeki diğer oda ve borsa başkanları ile meclis üyelerinin katıldığı konferansta yeni
Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye ekonomisinin süper
lige çıkacağı ve şirketlerin zaman kaybetmeden
hazırlıklarını bitirmeleri gerektiği aktarıldı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim
Mete, TOBB olarak Türk Ticaret Kanunu’na çok
önem verdiklerini ifade ederek küresel krizin
ardından dünyada yeni bir rekabet haritasının
şekillendiğini, bu yeni ortama uyum sağlayan
ülkelerin daha hızlı büyüyerek, daha fazla zenginleştiğini söyledi.
“Türkiye’de ekonomiyi büyüten, yatırımları ve istihdamı sağlayan özel sektörümüzdür”
diyen Halim Mete, şöyle devam etti: “Özel sektörü güçlendirecek her adım, gündemin esas
maddesi olmalıdır. Yeni Ticaret Kanunu, sanayicinin, tüccarın, esnafın anayasasıdır. Ekonomimizin kurumsal altyapısını güçlendirecek bu
kanuni düzenlemeye, bu yüzden büyük önem
Yeni Ticaret Kanunu ile Türkiye ekonomisinde yeni bir perde açıldığını vurgulayan TOBB
Başkan Yardımcısı Mete, “Uluslararası standartlarda kurallar, ticari hayata hâkim olacaktır. Şirketlerimizin, özellikle de KOBİ’lerin bu yeni döneme uyum sağlaması için önemli hazırlıklar
yapması gerekiyor. Bu hazırlığı yapmayan veya
geciktiren şirketlerimiz, rekabette zorlanacaklardır” dedi.
Eski Ticaret Kanunu, 1957’de yürürlüğe
girdiğini hatırlatan Halim Mete şunları kaydetti: “Kabul edildiğinde, zamanın en iyi ve çağdaş Kanunlarından biri olarak nitelendiriliyordu.
Yaklaşık 54 yıldır Türk ticari hayatını düzenleyen
temel Kanun idi. Ancak, zaman geçtikçe, günümüz ihtiyaçlarına yeterince cevap verememeye
başlamış, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin
gerisinde kalmıştır. Yeni Ticaret Kanunu, önemli
ölçüde temel felsefe ve yaklaşım değişikliği içermektedir. Bu da halen mevcut şirketlere, uyum
konusunda önemli yükümlülükler getirmektedir.”
Yeni kanunun 31.7.2012 tarihinde yürürlüğe gireceğini ancak bu yükümlülüklerin
bir kısmı için tanınan sürenin Kanunun yayımı
ile birlikte başladığını belirten Mete, “Şirketlerin mali tabloları ve hazırlanma ilkeleri, uluslararası anlamda standartlaşmakta, şirketler web
sayfaları aracılığıyla şeffaflaşmaktadır. Bu arada
yeni kanunla, göstermelik paylarla yapay şirverdik. Zira, 2011 yılında 1950 model arabayla ketler kurulması dönemi kapanmakta, gerçek
daha fazla yol alabilmemiz mümkün değildi.
duruma uygun, gerçek ortağı yansıtan, tek or
İşte bu nedenle, yıllardır Meclis günde- taklı şirketlerin kurulması olanağı getirilmekteminde bekleyen bu kanunun, öncelikle yasa- dir” dedi. laşması için, geçen sene iktidar ve muhalefet Şirketlerin, yeni Ticaret Kanunu’na,
partilerini TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, diğer meslek örgütleri başkanları ile
birlikte ziyaret etti.
Sonrasında, hem bu yasal düzenlemelerin gerçekleşmesi, hem de bu süreçte siyasette
sağlanan diyalog ve uzlaşma, iş dünyamıza büyük moral vermiş, yeni başarılara ulaşma mücadelemizde bizleri motive etmiştir.
Şunu da bu noktada belirtmek isterim.
TOBB olarak, yeni Türk Ticaret Kanunu’un tüm
maddelerinde mutabık kalmadık. İtirazımız
olan yerler vardı. Ancak, kanunun yürürlük süresinin uzun tutulması sayesinde, bunların da
çözülmesini bekliyoruz.”
19
ne ölçüde hazır olduklarını saptamak üzere,
TOBB ve Deloitte işbirliğinde, ‘’TTKmetre’’
isimli bir anket hazırladıklarını anımsatan Halim Mete sözlerini şöyle tamamladı: “TOBB’un
ve Deloitte’un internet sayfasında kullanıma
açıldı. TTKmetre’de 6 ana konu başlığı altında
44 soru var. Bu anketteki soruları cevaplandıran firmalar, yeni düzenlemelere ne kadar hazır
olduklarını ve ne yapmaları gerektiğini görebilecektir. Lütfen internet sitemize (www.tobb.
org.tr) girip, bu anketi doldurarak şirketinizin
durumun görün.
TOBB ve Deloitte, yeni Ticaret
Kanunu’nu, Türkiye genelinde düzenlenecek
seminerlerle anlatıyor. Ankara, Edirne, Bursa,
İzmir’de bu toplantıları yaptık. Bugün de sizlerle beraberiz. Bu fırsatı iyi kullanın. Ayrıca,
şirketlerimizin yeni Ticaret Kanunu’na hazırlık
ve uyum sürecini kolaylaştırmak amacıyla hazırlanan bir kitapçığı da sizlere dağıttık. Böylece, şirketlerimizin yeni kanuna hazırlık ve uyum
sürecini kolaylaştırmak üzere şirketlere yardımcı olacağız. Bu süreçte tüm şirketlerimize
başarılar diliyor, bizlere yardımcı olan Deloitte
şirketine ve akademisyenlerimize teşekkür ediyorum”.
TTSO Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat
Hacısalihoğlu ise konuşmasında yeni Ticaret
Kanunu’nun iş hayatında getireceği olumlu
değişimleri anlattı.
Günümüzde işletmelerin en önemli hedefinin uluslararası düzeyde rekabet gücünün
kazanılması ve bunun kalıcı performansa dönüştürülmesi olduğunu belirten Hacısalihoğlu,
“Bunun en temel göstergeleri de uluslararası
standartlar ve düzenlemelere uyum ve ku-
20
rumsal yönetim anlayışıdır. Bugünkü koşullar
içinde ekonominin hızlı değişimi karşısında
kanunlar yetersiz kaldığından, yeni kanunların
yapılması kaçınılmaz olmuştur. Bu anlamda ülkemizde yaklaşık 55 yıldır uygulanan Türk Ticaret Kanunu ticari yaşamı günümüze kadar getirmiş, ancak bu sürede hem Türkiye’de hem
de dünyada çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Avrupa Birliği ile 2005 yılının sonuna doğru
başlayan müzakereler ve uyum süreci, mevcut
Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklikler yapılması
ihtiyacını doğurmuştur. Yine diğer bir gelişme
ise küreselleşmedir. Uluslararası piyasaların kurumlarına ve kurallarına yer veren bir dizi hukuki düzenlemenin yapılması ülkemiz açısından
zorunlu hale gelmiştir. Mevcut Türk Ticaret
Kanunu’nda değişiklikler yapılması ihtiyacını
doğuran bir diğer gelişmede teknolojide yaşanan değişiklikler olmuştur. Mevcut Türk Ticaret
Kanunu, teknolojide yaşanan baş döndürücü
gelişmelerin gerisinde kalmıştır. Bu anlamda
yeni TTK çağdaş bir düzenleme çerçevesi çizen
ve işletmelerin temel hedeflerine ulaşmasını
kolaylaştıran bir yapıda hazırlanmıştır. Düzenlemenin makro ve uzun vadeli etkisinin ise yeni
kanunun getireceği kurumsal yönetim ve denetim ile ilgili düzenlemelerin yatırım ortamının
iyileştirilmesi açısından çok önemli bir değişim
yaratacaktır” diye konuştu.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun, şirketler
için yeni bir dönemi başlattığını vurgulayan
Hacısalihoğlu, “Bu dönem ülkemiz şirketlerinin tüm dünyada rekabet güçlerinin artacağı
bir dönem olacaktır. İnanıyorum ki kurumsal
yönetişim prensiplerinin oturmasıyla birlikte bu
dönem ülkemizin yetiştirdiği profesyonel yöneticilerin sayısını daha da arttıracak ve onları
diğer ülkelerin profesyonel yöneticilerine oranla daha fazla rekabetçi kılacaktır. Yeni yasanın
getirdiği kurumsal yönetişim ve şeffaflık gibi
prensipler ülkemizde doğrudan sermaye yatırımı yapacak uluslararası şirketler açısından da
özendirici olacaktır” şeklinde konuştu.
Kanunun 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe
gireceğini aktaran Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Ortağı Tufan Teksoy da konuşmasında,
başta KOBİ’ler olmak üzere tüm işletmelerin
yeni döneme uygun yapı ve sistemleri hızla
oluşturmaları gerektiğini vurguladı.
Teksoy sözlerine şöyle devam etti: “Kabul edilen Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye
ekonomisinde yeni bir sayfa açılıyor. Türkiye
ekonomide süper lige çıkıyor. Kurumsal yönetişim, şeffaflık, dürüstlük ilkelerine dayanan
ve uluslararası standartlarda kuralları olan bir
ticaret ortamına geçiliyor. Getirilen yenilikler,
şirketlerin de önemli değişiklikler yapmasını
gerektiriyor. Bu konudaki hazırlıklar, nitelikli
personel bulmayı ve mevcut personeli yeniden
eğitime tabi tutmayı da kapsadığı için, önemli
yatırımları şart kılıyor. Yeni döneme uygun yapı
ve sistemlerin hızla oluşturulması gerekiyor. 1
Temmuz 2012’ye kadar olan dönemde zorlu
bir hazırlık süreci, işletmelerin büyük bir çoğunluğunu bekliyor. Bu hazırlığı yapamayan
kuruluşlar, Temmuz 2012’den sonra kendilerini idame ettirmekte zorlanacaklar. Buna karşılık uyum sağlayanlar, daha verimli bir ticaret
ortamında faaliyetlerini sürdürecekleri gibi,
dünyaya açılmalarını da kolaylaştıracak. Deloitte Türkiye olarak uzmanlığımızı şirketlerimizin
hizmetine sunarak, onların yeni döneme uyum
sağlamalarını destekleyeceğiz. Yeni Türk Tica-
ret Kanunu’nda bağımsız denetçiler tarafından
uluslararası standartlarda denetim yapılması
ve işletme hesaplarının Uluslararası Finansal
Raporlama Standartları’na uygun olan, Türkiye Muhasebe Standartları’na göre tutulması
gerekiyor. Kabul edilen Türk Ticaret Kanunu ile
birlikte şirket yöneticileri, riskleri irdeleyecek,
tartacak ve çalışmalarını bu şekilde sürdürerek
sonuçlardan tamamen sorumlu olacaklar. Kanunda ayrıca haksız rekabet uygulamalarının
önüne geçmeyi amaçlayan son derece ayrıntılı
düzenlemeler yer alıyor.”
Konferansın bitiminde, Trabzon Ticaret
ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ali Osman Ulusoy ve Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu birlikte TOBB Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Halim Mete, Deloitte Türkiye Vergi
Hizmetleri Ortağı Tufan Teksoy, Dr. Sıtkı Anlam
Altay, Deloitte Türkiye TTK Lideri ve Ortağı Ali
Çiçekli ile Deloitte Türkiye TTK ve Aile Şirketleri
Hizmetleri Koordinatörü Timuçin Cengiz’e ayrı
ayrı oda plaketini sundular. Ardından Doğu
Karadeniz Bölgesindeki oda ve borsa başkanları ile birlikte anı fotoğrafı çektirildil.
21
Karadeniz Bölgesi Oda ve Borsa Başkanları
TOBB Birlik Merkezi’nde Toplandı
Karadeniz Bölgesi İştişare Toplantısı
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında Ankara’da TOBB Birlik Merkezi’nde
gerçekleştirildi.
Bölgedeki gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda, ülkesel ve küresel bazdaki ekonomik gelişmeler de masaya yatırıldı. TOBB
Başkanı Hisarcıklıoğlu, bu yılki bölge istişare
toplantılarını Karadeniz ile tamamladıklarını
22
ifade ederken, Bölgenin Oda ve Borsa Başkanları ile görüş alışverişinde bulundu.
Toplantının başında TOBB’un çalışmalarına ilişkin bilgi veren Hisarcıklıoğlu,
Afrika’da yaşanan açlık felaketi dolayısıyla
düzenlenen yardım kampanyasına da değindi. Karadeniz’den 41 oda ve borsanın kampanyaya katıldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu,
“Bizler komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen bir kültürden geliyoruz. Sadece
kendi yardımlarınızla kalmayın. Sizden ricam
ilinizde ilçenizde yardımlar için vesile olun.
Türkiye’de çok şükür açlıktan ölen yok ama
orada açlıktan ölüyor insanlar. Bizzat gittik ve
dramı gördük” dedi.
TOBB olarak Türkiye’nin en geniş kadın örgütünü kurduklarına hatırlatarak kadın
ve genç girişimcilere verdikleri önemin altını
çizen Hisarcıklıoğlu, “Girişimci sayısını artırmamız lazım. Her yıl 750 bin gencimiz istihdam piyasasına katılıyor. Onlara iş bulabilmemiz için daha çok girişimciye ihtiyacımız var.
Ne olur kadın ve genç girişimcilere sahip çıkın. Onların rol model olmasını sağlayın” dedi.
Türkiye’deki oda ve borsa sistemine de
değinen Hisarcıklıoğlu, OECD’nin en verimli
oda sistemi olarak Türkiye’yi seçtiğini ve buradaki sistemi tüm dünyaya örnek gösterdiğini
anlattı.
-Toplantıya kimler katıldı?
Toplantıya TOBB Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra şu isimler katıldı: TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Halim Mete ve Faik Yavuz, TOBB
Yönetim Kurulu Üyesi Ender Yorgancılar,
RizeTicaret ve Sanayi Odası Başkanı Ömer
Faruk Ofluoğlu,Rize Ticaret Borsası Başkanı
Mehmet Erdoğan, Çayeli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Güngör Sarı, Pazar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Neşet Çakır,
Of Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdal
Saral,Vezirköprü Ticaret ve Sanayi Odası M.
Bahri Kalaycıoğlu, Trabzon Ticaret Borsası
Şükrü Güngör Köleoğlu, Taşköprü Ticaret
ve Sanayi Odası Başkanı Murat Balcıoğlu,
Samsun Ticaret Borsası Sinan Çakır, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Zeki Murzioğlu, Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Servet Şahin, Niksar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Şöhretoğlu, İnebolu
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet
Şevki Uzun, Havza Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanı Mahmut Karahan, Gümüşhacıköy
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Can Keleş, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Mehmet Genç, Devrek Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Mehmet Oktay, Çarşamba
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Kefeli, Borçka Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüseyin Arifağaoğlu, Bartın Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı İsmail Toksöz, Fatsa
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Ka-
rataş, Zile Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Hüseyin Berberoğlu, Turhal Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Sinan Sakman, Tokat Ticaret
ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Arat, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Suat
Hacısalihoğlu, Terme Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanı Zekai Cengiz Demirtürk, Suluova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Turgut Aksu, Merzifon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Fatih Altınay, Kastamonu Ticaret Borsası Başkanı Sedat İşeri, Karabük Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Pehlivan Baylan, Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Engin Koyuncu,
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
İsmail Akçay, Arhavi Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanı Atıf Kesim, Erbaa Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Halil Başak, Çaycuma Ticaret
ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık, Çarşamba Ticaret Borsası Başkanı Kazım Gürol
Yılmaz, Boyabat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yumak, Artvin Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Kurtul Özel, Ardeşen Ticaret
ve Sanayi Odası Başkanı Recep Eksilmez ve
Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rafet
Kılıç.
TOBB Başkan Yardımcısı Mete
“KOBİ’lerin önünü açacak
her türlü girişimin destekçisiyiz”
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, KOSGEB tarafından İstanbul’da
düzenlenen Avrupa Küçük İşletmeler Yasası Tanıtım ve Türkiye Uygulamaları konulu toplantıda yaptığı konuşmada “Özel sektör Türkiye’yi
2023 hedeflerine taşıyacaktır. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacaktır.
Bu nedenle özel sektörümüzün, KOBİ’lerimizin
önünü açacak her türlü girişimin ve faaliyetin
arkasında olmak zorundayız” dedi.
Mete konuşmasında, Avrupa Birliği tarafından 2008 yılında kabul edilen Küçük İşletmeler Yasası’nın, KOBİ’ler için yapılması gerekenlerin en güncel haliyle yer aldığı önemli bir belge
olduğunu vurguladı ve bu yasanın, KOBİ’lerin büyümesi için en uygun ortamı sağlamayı
amaçladığını anlattı. TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Halim Mete şöyle konuştu: “Avrupa Küçük İşletmeler Yasası ile KOBİ’lerin Avrupa ekonomisinin
merkezinde olduğu kabul edilmekte ve ülkeler
için politika çerçevesi belirlenmektedir. Şunu
mutlulukla ifade etmek istiyorum ki, Bizim Odalar ve Borsalar Birliği olarak yıllardır KOBİ’lerin
gelişimi için dile getirdiğimiz hususların tamamı
bu yasanın temelini oluşturmuştur. Küçük İşletmeler Yasası, işletmelerin gelişimine yönelik 10
adet prensibi ortaya koymaktadır.”
Söz konusu prensipleri çok genel anlamda dört temel ilke etrafında değerlendirdiğini
belirten Mete, bunları; girişimciliğin geliştirilmesi, KOBİ’lere yenilikçilik, kurumsallaşma ve markalaşmanın yerleşmesi, KOBİ’lerin finansmana
erişiminin sağlanması ve iç pazar ve dış pazarda daha aktif olmalarının desteklenmesi olarak
açıkladı. Halim Mete, “Bu dört temel prensibi
tam anlamıyla hayata geçirdiğimizde, KOBİ’ler
kurumsallaşmış büyük firmalar olma yoluna
girmiş olacak. TOBB olarak kalkınmamızın ana
motoru olan KOBİ’leri, ekonominin öncelikli aktörleri haline getirmeye yönelik çalışmalar
yürütmekteyiz. TOBB kurumsal dönüşümünü
24
gerçekleştirerek, bu dört temel alanda da üyelerine hizmet verir noktaya gelmiştir” ifadesini
kullandı.
Girişimciliğin geliştirilmesi konusunun
TOBB’un odaklandığımız alanlar arasında
yer aldığını belirten Halim Mete, bu amaçla
Türkiye’nin 81 ilinde kadın girişimciler ve genç
girişimciler kurulları kurduklarından söz etti.
Mete, “Girişimcilerimizi bir araya getirdik ki, aralarındaki iletişim kuvvetlensin, işbirliği
alanları oluşsun. Bilgi birikimlerinin paylaşımından yeni projeler ortaya çıksın. İşte yeni nesle
girişimciliği aşılayacak olan da, bu tür başarı
hikâyelerinin yaygınlaşması olacak. Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nda vurgulanan ve “girişimcilik ve yenilik programı” altında yer alan
“Avrupa İşletmeler Ağı’nda da, 16 odamız yer
almaktadır” dedi.
KOBİ’lere yenilikçilik, kurumsallaşma ve
markalaşmanın yerleşmesi konusundaki çalışmalara da değinen Mete, KOBİ’lere profesyonel danışmanlık hizmeti sunması amacı ile, 15
ilde ABİGEM’leri hayata geçirdiklerini bildirerek,
ABİGEM’lerin çok kısa süre içinde önemli başarı
hikayeleri çıkardıklarını ifade etti.
Halim Mete KOBİ’lerin finansmana erişiminin sağlanması ve dış pazara açılması konusunda yapılan çalışmalar hakkında da detaylı
bilgiler verdi.
Son yıllarda, hem AB’de hem Türkiye’de
KOBİ’lerin öneminin tüm taraflarca daha iyi anlaşılmaya başlandığını dile getiren Mete şunları
söyledi:
“Birliğimiz, Avrupa Küçük İşletmeler
Yasası’nda vurgulanan “Avrupa KOBİ haftası”
kapsamında özel sektör koordinatörlüğü görevini üstlenmiştir. 2010 yılında toplam 37 ülkede yapılan 1500 faaliyetin 103’ü Türkiye’de
gerçekleşmiş, böylece ülkemiz İngiltere ve
Almanya’dan sonra 3. sırada yer almıştır”.
Rize’nin Bayan Girişimcileri 1
Hayal Ettiğini
Kumaşa Yansıtıyor
Türkiye’nin ilk ve tek kenevir ipliği fabrikasını
Rize’de kuran Rizeli müteşebbis
Deryanur CAN
Deryanur Can, Rize iş dünyasının en
girişimci kadınlarından biri. Kendisi, Rize bezine yeniden hayat veren bayan olarak anılıyor.
Rize bezine hayat verdiği gibi, yöresel öğeleri kumaşın üzerinde adeta canlandıran, hayal
ettiğini üretmekten sakınmayan böylelikle de
Rize bezi dokumacılığına yeni bir renk katan
Deryanur Can, Türkiye’nin ilk kenevir ipliği
üretim fabrikasını kurabilecek kadar kendini
Rize bezine adamış bir kadın.
Yaptığı işe ekmek kapısından ziyade
hedef kapısı olarak baktığını söyleyen Can,
kendi üretim yaptığı gibi Rize’li ev hanımlarını
da Rize bezi dokumaları konusunda teşvik ediyor.1998 yılında Rize li yaşlı kadınlara yaptığı
“Daha geç kalmadan sanatımızı gençlerimize
öğretelim” çağrısının ardından bugün Rize’de
yüzlerce el tezgahında dokuma yapılıyor.
Hedefe ilk adım:
Deryanur Can hedefe giden ilk adımını
eşini ikna etmekle attığını söylerken ses to26
nuyla,
diksiyonuyla, ifadeleriyle, israrlı tavrıyla, verdiği
kararın olumlu sonuçlanmasının mutluluğu ve
sevinci gözlerinden okunuyordu.
Rize’de, kaybolmaya yüz tutan değil,
kaybolmuş el sanatlarını, eskiden hemen hemen her evde bulunan kiminin kilim, kimimin
peştambal, kiminin feretiko dokuduğu tezgahları canlandırıp yörede tekrar yayılmasını
sağlayan Rize’nin ilk bayan müteşşebisi Deryanur Can yine kaybolan bir değeri “Kendir
İpliği”’ni gün ışığına çıkardı. Yine eskiden Rize’deki dokuma tezgahlarının ana maddesi
kendir ipliği idi. Dokuma tezgahları gibi kendir
ipliği de tarihin derinliklerinde kaybolmuştu.
Geri gelen tezgahlarda dokuma için ise yurt dışından, çok zor bulunan kendir iplikleri ithal ediliyordu. Bu durum Deryanur Can’ı
yeni bir atılıma sevk etti. Ve Türkiye de ilk kendir ipilği üretim tesisini Rize’de hayata geçirdi.
Yaptığı yatırımlarla yöremizin geçmişteki kültürünü günümüze taşıyan ve gelecek kuşaklara da yansıyacak çalışmanın işçisi, kalfası,
ustası, mimarı ve de mühendisi olan Deryanur
Can neler söyledi birlikte okuyalım...
“1982 yılında da Marmara Üniversitesi
Ticari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’n den
mezun oldum. Çalışma hayatım, 15 yıl süren
eşimi ikna etme çabalarım sonucu 1997 yılında
başladı. Eşim ikna olmuştu çünkü iş fikrim çok
kutsaldı, kaybolmuş olan Rize Bezi el dokuma
sanatını canlandırıp geliştirmek istiyordum. İş
alanının konusu belirlenince ismi hemen arkasından geldi “Bizim Eller”. Hem Ülkemizin bu
şirin diyarını bu güzel ilini hem de yöre insanımızın marifetli çalışkan elleriyle ürettiği ayrıca-
gahlarından çıkan o melodik sesleri dinlemeye
gelen Rizeli teyzeler… Rize kültürünü teneffüs
etmeye gelen yabancı konuklar, Devlet büyükleri… Hiç unutmuyorum, daha yeni üretimlerimizi satışa sunmuştuk bir gün üç hanım
geldi “Methinizi duyduk sizin için Trabzon’dan
geldik” dediklerinde mağazadaki bütün ürünleri onlara hediye edesim gelmişti.”
Büyüme başlıyor:
“Dokuma atölyesini 1997 yılında Genç
Girişimci desteği alarak kurmuştum. 2000 yılında Halk Bankası’ndan teşvik kredisi alarak
15 makine parkurlu seri üretime yönelik dikiş
atölyesi kurdum ve kardeşlerimle işletmeye
başladım. Dokuduğumuz Rize bezlerini bu
atölyede mamule dönüştürüp hizmete sunuyorduk fakat bu mamullerde nakış faktörünü
kullanarak çeşitlendirmeler yapmak ve ürün
yelpazesini genişletmek istedim ve 2004 yılında yine Halk Bankası’na proje sunduk ve
onaylanıca teşvik kredisi alarak bölgede ilk kez
elektronik çok başlı nakış makinesi aldık. Bu
yeni bir teknolojiydi ve bölgede ilk olmamın
verdiği hem zorluğu hem heyecanı birlikte yaşadık. 2008 yılında “Organik Giyim” adı altında
bir proje hazırladım ve TR90 Düzey2 Bölgesi
lıklı ürünleri anlatsın istemiştim. Eski dokuma- Kalkınma Programı çerçevesinde onaylanan
ların izini sürmek amacıyla altı ay Rize köylerini bu projeyle iş yerimize çeşitli katılımların yadolaştım, eski el tezgahlarını topladım, bu işi nında, o yıllarda Türkiye’de sayılı olan “Komgençliğinde yapmış olan teyzeleri buldum. O
teyzeler de çok heyecanlandı, çünkü el dokuma bir aşktır dokunan her iplik sevgiyle yerleştirilir tezgaha. Sevgili tezgahlarını marangoza
örnekledim ve 10 adet eski dost yaptırdım. Bu
eski dostlar yeni binalarda üretim yapamazdı… Eski bir konak buldum, harap halde olan
bu evi eski haline dönüştürerek alt katında
ateşlik, mabeyin üst katında ise dokuma tezgahları olarak, adeta etnografya müzesi şekline dönüştürdüm. İlk dokuma, İlk heyecan:
“Tarifsiz bir duygu. Büyük bir heyecanla başladık üretimimize. Ama hiç tereddüt etmedim. O kadar ziyaretçimiz vardı ki… El tez27
bine nakış makine”sini iş yerimize kattık. Çok
fonksiyonlu bu makinede şu an pul-payet,
boncuk, kordone, lase gibi özel nakışlarla çalışmalar yapıyoruz.”
Üretim çeşitleri:
“Ev tekstilinde aklınıza gelebilecek her
ürünü dokuyoruz. Salon takımlarından yatak
odası takımına kadar. Bunlar takımda olabiliyor tek tekte olabiliyor. Üzerlerine yöresel
ezgileri işliyoruz. Hayal ettiğimi kumaşın üzerine yansıtmaktan çekinmiyorum ama özgünlüğünü de korumalı. Yerli ve yabancı turistler
yöresel öğelerle işlenmiş ürünleri çok beğeniyorlar. Giyip kullanabileceğimiz aksesuarlar
dokuyoruz. Yazın serin tutma özelliği olan
günlük kıyafet dokuyoruz ki yaz aylarında çok
tercih ediliyor.”
Türkiye’nin ilk kenevir ipliği fabrikası:
“Rize el dokumaları hedefim misyonunu tamamlamıştı, hedefe ulaştıkça yeni
hedefler belirliyordum ve artık hedefim Rize
Üniversitesi tarafından üstlenildi.”
Bu gün gelinen nokta;
“Türkiye’de ilk ve tek “Kenevir ipliği Üretim Tesisi” kurdum. Ar-ge çalışmaları devam
eden üretimimiz yakında çıktılarını hizmete
sunacak ve ülkemizde ilk kez ve tek olarak sanayi üretimi yapılan kenevir ipliği, önce bölge
sonra da ülke ekonomisinde yerini alacaktır.
Rize bezinde olduğu gibi tekstil sektöründe
ilimizde oluşturulan yapılandırma en büyük
hazzım olacaktır.”
Rizeli ev hanımlarını teşvik ediyor:
“1998 yılında dokumacılığın yeniden
Rize ekonomisine katkı getirmesini sağlamak,
ölmek üzere olan bir değeri yeniden hayata
geçirmek ve ev kadınlarını iş hayatına yönlendirmek maksadıyla bir çağrı yaptım Rize’li
teyzelere “Daha geç kalmadan sanatımızı
gençlerimize öğretelim” dedim, kimse duyarsız kalmadı. Devletimizin ve dolayısıyla Halk
eğitiminin katkılarıyla yeni dokuma atölyeleri
açıldı ve onlarca el tezgahları halka dağıtıldı.
Bezi’nin olmazsa olmaz ham maddesi ke- Bu gün gelinen nokta 5000 el tezgahı, yüznevir ipliğini üretmekti. Çünkü Coğrafi İşareti lerce atölye oluştu. Ve de bu tezgah ve atölalınmış olan Rize Bezi’nin hammaddesi kene- yelerde de artık Rize’de üretimi yapılan kendir
vir ipliği yurt dışından geliyordu. Üretimde ipliği kullanılacak..”
ithalata bağımlılık, hem yıllarca bu ipliği üreterek Rize bezi dokumuş ve kültüründe konumlandırmış halkımıza hem de “Rize Bezi”
markamıza gölge düşürüyordu. 2009 yılında “Kenevir Tarımı ve Organik
Kenevir İpliği Üretimi” adında bir proje hazırladım ve TÜBİTAK’a sundum, projem onaylandı. Projeyi yürütürken, Rize İl Milli Eğitim
Müdürlüğü’ne gittim ve bu büyük projeyi
beraber yürütmek istediğimi söyledim. O zamam Rize Milli Eğitim Müdürü olan Rasım Çelik projeye çok sıcak baktı ve Valiğin onayı ile
proje ortaklığı yaparak, atıl durumdaki bir İlk
Öğretim Okulu projeye tahsis edildi. Kenevir
ipliği üretiminin, kenevir tarımı iş paketi Rize
28
Yeni Türk Ticaret
Kanununun getirdikleri
Muammer BERBEROĞLU
Rize Serbest Muhasebeci Mali
Muşavirler Odası Başkanı
Dünyadaki ekonomik gelişmelere paralel
olarak AB üyesi ülkeler dünya ticaret hayatının
yeni kurallarına uygun olarak sürekli değişmelere devam ederken ülkemizde 1957 yılında bu
yana yürürlükte bulunan Ticaret hayatımızı düzenleyen en temel yasalarımızdan biri olan Türk
Ticaret Kanunu 14.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret
Kanunu 1535 maddeden oluşmaktadır.
Yeni 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu genel
olarak 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Bu kanuna bağlı olarak çıkarılan 6103 sayılı Türk
Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun hükümleri ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir.
AB’ ye uyum süreci açısından da önem
taşıyan AB ile uyum müktesebatı çerçevesinde,
değişen şartlara ve çağın gereklerine uygun bir
kanun gerekliydi. Yeni Türk Ticaret Kanunu bu
ihtiyaca önemli ölçüde cevap verecektir. Bir çok
gelişmiş ülke Ticaret Hukuku mevzuatını uluslararası ticaretin getirdiği şartlara göre değiştirmiştir. Ülkemizde yeni Türk Ticaret Kanunu ile bu sürece katılmanın sevincini yaşamaktadır. Kanunda
tüketicinin korunması, bilgi toplumuna uygun
hizmetlerin öne çıkarılması, elektronik ortamda yapılacak bir çok işlemin hukuka uygun olarak yapılması, bilanço, gelir tablosu ve finansal
tabloların ve denetimin uluslararası standartlara
göre hazırlanması, şirket kurmanın kolaylaştırılması, web sitesi kurma zorunluluğu gibi bir çok
madde artık işletmelerimizi daha çağdaş, şeffaf,
rekabet edebilen bir yapıya kavuşturacaktır.
Yeni TTK 1535 madde ve 52 bölümden
oluşmaktadır. Yani eski kanundan 60 madde
daha fazladır.Yeni Kanunda 600 yeni hüküm bulunmaktadır.Yeni Kanunda taşıma hukuku bağımsız ve özel bir kitap olarak yerini aldı.Kanunda
685 maddenin dili daha anlaşılır hale getirildi.250
civarındaki madde yeniden kaleme alındı veya
değiştirildi.
Şirketler sermaye koyma taahhüdünü yerine
getirmez ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Ticaret
Sicil Müdürlerince yaptırılması talimatını verecek,
tescil ile diğer masraflar cebren şirketten tahsil
30
edilebilecektir.
Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten önce bazı taşınmazlar bir şirkete sermaye olarak konulmuş, ancak bunların tapu sicilinde tescillerinin şirket adına tescilinin yapılmamış
olması hâlinde, şirket alacaklıları, ortakları veya
pay sahipleri tescil isteminde bulunabilecekleri
gibi, tescilin, ticaret sicili müdürlerince yaptırılması talimatını Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’da verebilecektir. Tescil harcı ile diğer harç ve masraflar,
21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde şirketten tahsil edilebilecektir.
Ana sözleşme değişikliklerinde
yapılması gereken yükümlülükler
14 Ağustos 2012 tarihine kadar anonim
şirketler ile limited şirketler ana sözleşmelerini
Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getirmeleri
gerekmektedir. Şirket yönetim kurulu üyelerinin
en az dörtte biri yüksek öğrenim görmüş kişilerden seçilmelidir. Tek kişilik yönetimde ise yüksek
öğretim görmüş olma zorunlu değildir.
Şirketler sermayelerini asgari
tutarlara yükseltecek
14 Şubat 2014 Anonim ve Limited şirketler, Türk Ticaret Kanununun yayımı tarihinden
itibaren üç yıl içinde yani 14 Şubat 2014 tarihine
kadar asgari sermayelerini Kanunun 332 ve 580
inci maddelerinde belirtilen tutarlara yükseltmek
zorundadırlar. Şirketler sermayelerini kanunda
öngörülen tutarlara çıkarmamaları halinde münfesih sayılacaktır. Anonim ve limited şirketler, Türk
Ticaret Kanununun Resmi Gazetede yayımı tarihinden itibaren 3 yıl içinde sermayelerini kanunda belirtilen hadlere çıkarmaları gerekmektedir.
Buna göre; anonim şirketler’ de esas sermaye
en az 50.000.-TL olmalıdır. Halka açık olmayan
ancak kayıtlı sermayeyi kabul etmiş bulunan anonim şirketler de ise 100.000 TL olmalıdır. Limited
şirketin esas sermayesini 10.000.-TL çıkarmaları
gerekmektedir. Aksi halde fesih edilmiş sayılacaklardır. Sermayenin Türk Ticaret Kanununda öngörülen tutara yükseltilmesi için yapılacak genel
kurullarda toplantı nisabı aranmayacaktır.
Anonim şirketler esas sözleşmelerini ve limi-
ted şirketler şirket sözleşmelerini, 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanununun yayımı tarihinden itibaren 18
ay içinde Türk Ticaret Kanunuyla uyumlu hâle getireceklerdir. Bu süre içinde gerekli değişikliklerin
yapılmaması hâlinde, esas sözleşmedeki ve şirket
sözleşmesindeki düzenleme yerine Türk Ticaret
Kanununun ilgili hükümleri uygulanacaktır.Esas
sözleşme ve limited şirket sözleşmesini uyumlu hâle getirmek için yapılacak genel kurullarda
toplantı nisabı aranmayacaktır.
Tek kişilik şirketler kurulabilecek
Getirilen yeni düzenlemeyle tek kişilik
Anonim şirket ve Limited şirket ortaklığına imkan
tanıyor. Daha önce hatırlanacağı gibi limited şirket en az 2 ortak, anonim şirket en az 5 ortakla
kurulmaları gerekmekteydi. Böylece bu değişiklikle AB müktesebatına uygun bir değişiklik yapılmış oldu.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Tek
pay sahipli anonim şirketler ile tek ortaklı limited
şirketler kurulabilecek olup, herhangi bir sebeple
bir anonim şirketin tek pay sahibi ve bir limited
şirketin tek ortağı olan gerçek veya tüzel kişi, bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren onbeş
gün içinde, bu sıfatını, noter aracılığıyla bildirecektir.
Yeni Türk Ticaret Kanunu ile herhangi bir
sebeple bir anonim şirketin tek pay sahibi ve bir
limited şirketin tek ortağı olan gerçek veya tüzel
kişi, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren onbeş gün içinde, bu sıfatını, adını, adresini,
vatandaşlığını, anonim şirketlerde yönetim kuruluna, limited şirketlerde müdüre veya müdürlere noter aracılığıyla bildireceklerdir. Bildirimin
muhatapları, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün
içinde, Türk Ticaret Kanununun 338 inci maddesinde öngörüldüğü üzere; Anonim şirketin
kurulabilmesi için pay sahibi olan bir veya daha
fazla kurucunun varlığı şarttır. Pay sahibi sayısı
bire düşerse, durum, bu sonucu doğuran işlem
tarihinden itibaren yedi gün içinde yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilir. Yönetim kurulu bildirimi aldığı tarihten itibaren yedi gün içinde,
şirketin tek pay sahipli bir anonim şirket olduğunu tescil ve ilan ettirir. Ayrıca, hem şirketin tek
pay sahipli olarak kurulması hem de payların tek
kişide toplanması hâlinde tek pay sahibinin adı,
yerleşim yeri ve vatandaşlığı da tescil ve ilan edilir.
Aksi hâlde doğacak zarardan, bildirimde bulunmayan pay sahibi ve tescil ve ilanı yaptırmayan
yönetim kurulu sorumlu olacaktır. Şirket, tek pay
sahibi olacak şekilde kendi payını iktisap edemeyecek ve ettiremeyecektir.
Bildirimin muhatapları, tebliğ tarihinden
itibaren yedi gün içinde, Türk Ticaret Kanununun
574 üncü maddesinde öngörüldüğü üzere; Limited Şirketlerin Ortaklarının sayısı elliyi aşamayacaktır. Ortak sayısı bire düşerse durum, bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren yedi gün
içinde müdürlere yazıyla bildirilecek.Müdürler,
bildirimin alınması tarihinden başlayarak yedinci
günün sonuna kadar, şirketin tek ortaklı olduğunu, bu ortağın adını, yerleşim yerini ve vatandaşlığını tescil ve ilan ettirileceklerdir.Aksi hâlde
doğacak zarardan sorumlu olacaklardır.Aynı yükümlülük, şirketin bir ortakla kurulduğu hâllerde
de geçerlidir.Şirket, tek ortağının kendisinin olacağı bir şirkete dönüşeceği sonucunu doğuracak
şekilde esas sermaye payını iktisap edemeyecektir.
İnternet sitesi kurma zorunluluğu
1 Temmuz 2013 tarihi itibariyle Yeni TTK
uyarınca web sitesi ve e-imza gibi diğer elektronik işlemler ile ilgili gereklilikler yürürlüğe girecektir. Bu düzenleme ile şirketlerde profesyonel
yönetim anlayışının yerleşmesi hedeflenmektedir.İnternet sitelerinin kurulması ile kamuoyunun
aydınlatılması hemde şirketle ticaret yapmak isteyen kişiler böylelikle şirket hakkında istedikleri
bilgileri internet sitesinden öğrenebilecekler. Şirketin ticari sır niteliğindeki bilgiler internet sitesinde olmayacaktır. Sitede şirketin Bilanço, Gelir
tablosu, Finansal tabloları, yazışmalar, kararlar,
genel kurul toplantılarına ilişkin kararlar sitede
yayınlanacaktır. İnternet sitesi olmayan şirketler
bir an önce internet sitelerini kurmalı, mevcut internet sitesi bulunan şirketler ise bu internet sitelerini TTK’ nın öngördüğü verilerle donatmalı ve
sürekli güncel tutulmalıdır.
Yeni TTK’ da internet vazgeçilmez bir araç
olacaktır. Bazı ihbarların elektronik ortamdan
gönderilmesi, elektronik ortamda genel kurul ve
yönetim kurulu toplantılarında kararlar alınması
söz konusu olabilecektir. Yeni TTK ile şirketlerin
güvenli elektronik imza edinmeleri ve kurulacak
olan KEP (kayıtlı elektronik posta sistemine)’ e
üye olmaları gerekecektir.
Mali tabloların Türkiye muhasebe standartlarına uygun hazırlanması
01 Ocak 2013 tarihinden itibaren tüm
şirketler artık finansal tablolarını Türk Muhasebe Standartları’ na göre hazırlamak zorundadır.
31.12.2013 tarihi itibariyle hazırlanacak mali tablolar 31.12.2012 tarihli mali tablolar ile karşılaştırmalı olarak sunulacaktır. Bu sebeple ilgili tüm
kesimlerin 01.01.2012 tarihine kadar TMS’nın
uygulamasına yönelik hazırlıklarını tamamlamaları yararlı olacaktır.
Bağımsız dış denetim
01 Mart 2013 bağımsız denetçi seçimi
için son tarihtir. 31.12.2013 tarihli mali tablolar
için hazırlanacak olan bağımsız denetim raporunda stoklar ve satılan malın maliyeti hesapların açılış bakiyeleri hakkında olumlu görüş beyan
edebilmek için bağımsız denetçilerin 31.12.2012
tarihi itibariyle şirketlerin gerçekleştirecekleri stok
sayımlarında gözlemci olarak bulunmaları gerekecektir. Şirketlerde bu güne kadar iç denetim
söz konusuydu ancak sağlıklı bir denetim yapılıp ilgililer yeterince bilgilendirilmiyordu. Yapılan
düzenleme ile bu yerine getirildi. Bu düzenleme
31
azınlık ortaklıklar için çok önemlidir. Çünkü bilgi
paylaşımı daha sağlıklı bir zemine oturtuluyor ve
böylece yönetimlerde şeffaflık sağlanmış olacaktır. Bu düzenleme devlet içinde vergi denetimi
anlamında artı bir değer olacaktır. Şirketlerin denetimleri 01.03.2013 tarihinden itibaren Serbest Muhasebeci Mali Müşavir veya Yeminli Mali
Müşavir tarafından yapılacaktır.
Pay sahipleri ve limited şirket ortaklarının
şirkete borçlanma yasağı geliyor.
Bilindiği üzere bugüne kadar Türkiye’deki tüm şirketler Cari Hesap yoluyla ortaklarına
borç para vermekte ve bu vesile ile şirketten para
çekmektedirler. Hükümet bu konuyu çözmek
için yeni Torba Yasasına yeni bir hüküm koyarak
Kasa ve Cari Hesap bakiyelerinin tasfiye edilmesi yoluna gitmektedir. Bundan böyle şirketlerde
bu hesapların oluşmaması için yeni Türk Ticaret
Kanununun 358 inci maddesi ile anonim veya limited şirkete borçlu olan pay sahipleri ve ortaklar, borçlarını, anılan Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç yıl içinde, nakdî ödeme yaparak tamamen tasfiye etmek zorundadır. Borcun
kısmen veya tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için kambiyo senedi verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara başvurulması bu madde anlamında tasfiye sayılmaz.
Belirtilen süre içinde şirketin alacaklıları tasfiye
edilmediği takdirde alacakları için, şirkete borçlu
olan pay sahibi veya limited şirket ortağı takip
edilebilecektir.
Anonim Şirket ve Limited Şirket yönetiminde, tüzel kişinin temsilcisi olarak üye seçilmiş
bulunan gerçek kişinin, Türk Ticaret Kanununun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde istifa etmesi, onun yerine tüzel kişiyi temsil edecek olanın yeniden seçilmesi gerekecektir. Türk
Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan anonim şirket yönetim kurulları
ile limited şirket müdürleri, görevden alınmaları
veya yönetim kurulu üyeliğinin başka bir sebeple boşalması hâli hariç, sürelerinin sonuna kadar
görevlerine devam edecekler. Ancak, tüzel kişinin
temsilcisi olarak üye seçilmiş bulunan gerçek kişinin, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç ay içinde istifa etmesi, onun
yerine tüzel kişinin yada başkasının seçilmesi gerekir. Tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla
şirket işlerini idare ve şirketi temsil ettiği limited
şirketlerde de aynı üç aylık süre içinde Türk Ticaret Kanununun bu hükmü yerine getirilecektir.
Gayrifaal şirketlerin durumu
Türkiye’ de yaklaşık olarak 800 bin civarında şirket bulunmaktadır. Bu şirketlerin 700 bini
limited şirket , 100 bini’ de anonim şirkettir. Yeni
Türk Ticaret Kanunu’ na göre bu sayıları göz önüne aldığımızda 800 bin şirket bulunmaktadır. Ancak bu şirketlerin yapıları incelendiğinde yarısının
gayrifaal durumda olduğu veya hayat standardı vergilendirmesinden dolayı kurulmuş şirketlerdir.
Gayrifaal durumda bulunan 400 bin şirketin Yeni
TTK’ yürürlüğe girmeden basit bir yöntemle tasfi32
ye sürecinin tamamlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gereklidir. Şirketler tasfiye
edilmeden ticaret sicilinden silinmemektedir.
Oda ve Borsa Meclis Başkanları istişare toplantısında buluştu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne
(TOBB) bağlı Oda ve Borsaların Meclis Başkanları
TOBB ETÜ’de gerçekleştirilen istişare toplantısında bir araya geldi.
TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğ lu’nun
başkanlığında yapılan toplantıda TOBB’un çalışmaları hakkında bir sunum gerçekleştirilirken,
Türkiye ve dünya ölçeğindeki ekonomik gelişmelerin de değerlendirmesi yapıldı.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile görüş alışverişinde bulunma imkânı bulan Meclis Başkanları, hem bölgelerine hem de Türkiye ve dünya
ekonomisine ait görüş ve önerilerini dile getirdiler.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘insanların
en hayırlısı, insana faydalı olandır’ düsturuyla hareket ettiklerine vurgu yaparak, Afrika’daki açlık
felaketi nedeniyle düzenledikleri yardım kampanyası için çağrıda bulundu. Oda ve borsalara
yardımlar için teşekkür eden Hisarcıklıoğlu, yardımların kesilmemesi isterken, herkesin kendi
bölgesinde yardımların çoğalması için aracı olması gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, yardım
kampanyası ile ilgili olarak “Türkiye’de aç insan
yok mu?” şeklindeki eleştirileri de hatırlatarak,
“Türkiye’de açlıktan ölen insan yok ama orada
açlıktan ölen insanlar var. Görmeyince bunu hissetmek mümkün değil. Anlatabilmek mümkün
değil” dedi.
Somali’nin yüzde 99’unun müslüman olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Aynı dilden,
aynı dinden aynı mezhepten insanlar. Ama zenginlik ülkesi Somali iç savaşla birbirine düşünce
açlık ve ölümle karşı karşıya kaldı. Birbirine düştüğün zaman Allah rahmet ve bereketi kesiyor.
Bu kulağımıza küpe olsun. Önce kendi içimizdeki
birlik ve beraberliğe çok dikkat etmek zorundayız” dedi.
TOBB’un Türkiye’nin en demokratik kurumu olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Hepimizin geldiği yer meslek grupları. Rekabet ettiğimiz
rakiplerimizin oylarıyla seçiliyoruz. Bundan daha
demokratik bir yapı olabilir mi?” diye konuştu.
Kadın ve genç girişimcilerin önemine işaret eden TOBB Başkanı, “Hepimizin örnek aldığı
kişi Peygamberimiz değil mi? Peygamberimizin
eşi Hz. Hatice Validemiz ticaretle uğraşırdı. O zaman sizin kızınız niye ticaretle uğraşmasın. Niye
peygamberimizi örnek almıyoruz” dedi.
Hisarcıklıoğlu, işadamlarının para ve danışmanlık kaynaklarına nasıl ulaşabilecekleri konusunda ABİGEM’in çok önemli bir imkan olduğunu anlatırken, KOBİ AŞ ve Kredi Garanti Fonu
gibi kuruluşlar hakkında da detaylı bilgiler verdi.
Oda ve Borsa Meclis Başkanları
istişare toplantısında buluştu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne
(TOBB) bağlı Oda ve Borsaların Meclis Başkanları TOBB ETÜ’de gerçekleştirilen istişare toplantısında bir araya geldi.
TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğ lu’nun
başkanlığında yapılan toplantıda TOBB’un
çalışmaları hakkında bir sunum gerçekleştirilirken, Türkiye ve dünya ölçeğindeki ekonomik gelişmelerin de değerlendirmesi yapıldı.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile görüş alışverişinde bulunma imkânı bulan
Meclis Başkanları, hem bölgelerine hem
de Türkiye ve dünya ekonomisine ait görüş ve önerilerini dile getirdiler.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘insanların
en hayırlısı, insana faydalı olandır’ düsturuyla hareket ettiklerine vurgu yaparak, Afrika’daki açlık
felaketi nedeniyle düzenledikleri yardım kampanyası için çağrıda bulundu. Oda ve borsalara yardımlar için teşekkür eden Hisarcıklıoğlu, yardımların
kesilmemesi isterken, herkesin kendi bölgesinde
yardımların çoğalması için aracı olması gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, yardım kampanya-
sı ile ilgili olarak “Türkiye’de aç insan yok mu?”
şeklindeki eleştirileri de hatırlatarak, “Türkiye’de
açlıktan ölen insan yok ama orada açlıktan ölen
insanlar var. Görmeyince bunu hissetmek mümkün değil. Anlatabilmek mümkün değil” dedi.
Somali’nin yüzde 99’unun müslüman olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Aynı dilden,
aynı dinden aynı mezhepten insanlar. Ama zenginlik ülkesi Somali iç savaşla birbirine düşünce açlık ve ölümle karşı karşıya kaldı. Birbirine düştüğün
zaman Allah rahmet ve bereketi kesiyor. Bu kulağımıza küpe olsun. Önce kendi içimizdeki birlik ve
beraberliğe çok dikkat etmek zorundayız” dedi.
TOBB’un Türkiye’nin en demokratik kurumu olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Hepimizin geldiği yer meslek grupları. Rekabet ettiğimiz
rakiplerimizin oylarıyla seçiliyoruz. Bundan daha
demokratik bir yapı olabilir mi?” diye konuştu.
Kadın ve genç girişimcilerin önemine işaret eden TOBB Başkanı, “Hepimizin örnek aldığı kişi Peygamberimiz değil mi? Peygamberimizin eşi Hz. Hatice Validemiz ticaretle uğraşırdı.
O zaman sizin kızınız niye ticaretle uğraşmasın.
Niye peygamberimizi örnek almıyoruz” dedi.
Hisarcıklıoğlu, işadamlarının para ve danışmanlık kaynaklarına nasıl ulaşabilecekleri konusunda ABİGEM’in çok önemli bir imkan olduğunu anlatırken, KOBİ AŞ ve Kredi Garanti Fonu
gibi kuruluşlar hakkında da detaylı bilgiler verdi.
33
Rize ticaret erbabının duayen ismi
MAHMUT TOPÇU
İş hayatında,60 yıldır başarısızlığı tatmadığını söyleyen Mahmut Topçu geç girişimcilere nasihatte bulunarak “İşini takip etmekte uyanık olacaksın. Başkalarının hakkını
yeme konusunda uyanık davranmak o ticarethanenin ömrünü uzun tutmaz. Sadece
kısa sürede para kazanma hırsı ise girişimciyi temelde tüketir.”
Çiğdem FAZLIOĞLU
Rize’de helva deyince Üçel, Üçel deyince
de akla Mahmut Topçu gelir. Her cümlesinin sonunda “ticaret sabır gerektirir” diyen Topçu, Rize
ticaret ve esnaf erbabının duayen isimlerinden.
50 yılı aşkın süredir Rize’de helva, reçel,şekerleme
ve lokum üreten Üçel Fabrikasının kurucu ortaklarından olan Mahmut Topçu helva işine kendi
ifadesiyle çok zoruna giden bir iş sektöründen
kurtulmak için tesadüfen başlamış. Bugün Ka-
radeniz ve İstanbul başta olmak üzere pek çok
ilde ürününü pazarlayan Topçu “Ben işime ömür
verdim, işimde ömrüme ömür kattı. 80’ni çoktan
devirdik. Allah beni memnun etti. Bundan daha
ötesini kendi adıma istemem” diyor.
Ticarette başarının temelini sabır, dürüstlük ve işi iyi takip etmeye dayandıran Topçu
günümüzde yaşanan iflasların bu üç temele uymamaktan kaynaklandığını söylüyor. Topçu “Eskiden insanlar iş vakti sadece işi ile alakadar olurdu
şimdi ise işyerleri internet kafe gibi yada arkadaş
ağırlanan bir kafe. İnsanlar birbirine güvenirdi söz
senetti söylenen tarihte para ödenirdi. Şimdi ise
çek var ama çekler dahi zamanında ödenmiyor.
Nerde o eski güven,nerde o eski ticaret anlayışı”
diyor ve ardından gülümseyerek devam ediyor “
Kimler geldi kimler geçti. Etrafıma bakınıyorum
da gencecik insanlar dükkanlarının başında. Ben
onların babalarıyla da çalıştım dedeleriyle de çalıştım”
Mahmut Topçu ticaret hayatına ne
zaman başladı:
1952 yılıydı. Besicilik yapıyorduk. Tam sayıyı hatırlıyorum o tarihte 1052 sığırımız vardı. Bunları Ardanuç ta kesiyor kavurma yapıyor ve yöreye
satıyorduk. 5 yıl kadar sürdürebildik bu işi. Çünkü
benim zoruma gidiyordu canlı kesmek. Binlerce
can alıyorsunuz. Elbetteki helaldı ama yinede can
almak zordu.5 yıl devam ettikten sonra bu işi bıraktık.
Helva işine ne zaman girdiniz:
Şimdiki ortaklarımla 1958 yılında hangi
sektörde faaliyet gösterebileceğimiz konusunda fikir edinebilmek maksadıyla İstanbul’a gittik.
Eminönünden Unkapanı’na giderken dönemin
Başbakanı Adnan Menderes’in istimlak ettiğini
öğrendiğimiz bir bölge dikkatimizi çekti.
Yerlerde boş kazanlar duruyordu. Ne olduğunu sorduk, helva kazanı olduğunu söylediler. Hemen o anda kafamızda fikir oluştu. Rize’de
helva üretecektik. Kastamonu Taşküprü de usta
bulduk. Ben İstanbul’da kaldım ortağım Rize’ye
geldi. Ses sinemasının karşısında bir yeri kiraladık
ve 1958 yılının 10. ayında imalata başladık. Helva iyi bir seçimdi. Çünkü Rize çay bölgesi ve çay
toplamak için dışardan işçi geliyordu. O zamanlar
bugünün hazır yemekleri yok ki. İşçiler helva yiyordu. Helva ise İstanbul’dan geliyor bakkallarda
satılırdı. İyi bir tüketim vardı. Biz imalata başlayınca ve çok iyi helva üretince İstanbul buradan çekildi.
Üretime başlarken ne kadar sermayeniz
vardı:
150 bin lira sermayemiz vardı. O zamana
göre iyi paraydı. Bu parayı besicilikten kazanmıştık. Biz üç ortaktık, ben, Eyüp Kalkavan ve Ramazan Şimşek.
Üçel ismi buradanmı geliyor?
Evet Üçel ismi üç ortak olmamızdan geliyor. İsabetli de bir isim bulduğumuza inanıyorum.
İlk üretim miktarınız ne kadardı:
Deneme üretiminden sonra o zamanki
üretimimiz 150 tondu. İlk Rize’de sattık helvamızı. Sonra pazarımız genişledi tabiki. Şimdi ise 600
ton helva üretiyoruz, 300 ton reçel üretiyoruz.
Bunun yanısıra lokum ve şeker üretimimizde var.
Bunlarda çok tercih edilen ürünlerimiz.
O dönemin zorlukları nelerdi:
Üretime başladığımız dönemde oldukça
zor şartlar vardı. Sadece bizim için değil bütün
esnaf için geçerli bu dediğim. Elektrik kafi gelmiyordu, su bile doğru dürüst yoktu.1962 yılına kadar düzenli elektrik olmadan üretimi sürdürdük.
Neyseki sonradan suda elektrikte düzenli gelmeye başladı.İmalathanemizde yeterli değildi üretim
için. Buda ayrı bir zorluktu.
Ne zaman imalathaneyi büyütmeye başladınız:
Birkaç yıl sonra Gülbahar mahallesinde
daha büyük ve uygun bir imalathane kurduk.30
yıl süresince orada imalata devam ettik. O süre
içerisinde fabrikamızı yapmaya başladık. 10 yıldır
4 dönüm arazi üzerinde son teknoloji makinalarıyla donattığımız fabrikamızda üretime devam
ediyoruz. En fazla üretimimiz helvada. Ardından
reçel,lokum ve şekerleme geliyor. Çay fabrikaları
dışında üretim yapan ilk fabrika biziz.
Üçel’in pazarı nereye kadar uzanıyor:
35
Samsun’dan Artvin’e kadar illerimizde
ürünlerimiz satılıyor.İstanbul bizim çok iyi bir
pazarımız orada satışlarımız çok iyi. Ardından
Zonguldak geliyor. Şimdi ise Ankara ile ilgili planlarımız var. Orada gıda fuarına katılıp piyasayı
gözden geçireceğiz.
Üçel’i farklı kılan nedir:
Bizim helvamıza alışan başka helva yemez. İlk defa tadan kişide farkı hemen görür.
Kalitemize inanıyoruz. Helvanın ana malzemesi
tahindir. Tahinin özüde susam. Biz en iyi susamı
alıyoruz. Mümkün olduğunca yerli susam tercih
ediyoruz. Ancak yerli susam üretimi azaldı mecburen ithal etmek zorundayız, buda helvanın
tadına yansıyor tabi. Mümkün olduğunca yerlisini kullanıyoruz, şekeri Erzurum’dan aldırıyoruz
ve hiç bir katkı maddesi kullanmıyoruz. Bazıları
helvaya yer fıstığı karıştırıyor, buda susamın tadını bozuyor. Türkiye’nin kıymetini bilmiyoruz.
Burada herşeyin en doğalı en lezizi yetişir ama
destekmi yok anlamıyorum. İthal ürün yiyoruz
görüntü güzel ama tat yok. İran dan gelen karpuza bakın tadı varmı.
Fabrikanın yeni hedefi nedir:
Fabrikamızı biraz daha büyütmek niyetindeyiz. Likapadan meyve suyu üretme projemiz
var. İnşallah muvaffak oluruz. Bir de Ankara pazarı var bunu da zaman gösterecek.
Rize ticaret erbabının duayenlerinden olarak bugün ile dün arasındaki
farkı nasıl anlatırsınız bize:
Eskiden şartlar zordu ama güven ortamı o zor şartları zor olmaktan uzaklaştırıyordu.
Herkes birbirini tanır selam vermeden geçmez36
di. Hayırlı işler derdi bunu da içten söylerdi.Şimdi
herkes birbirinin rakibi. Batan kişi oda batsın diye
bakıyor. Söz senetti. Piyasaya mal verirdik paranın adı geçmezdi. Alıcı bize şu tarih derdi o tarihte para gelirdi. Asla para tahsilatına çıkmazdık.
Şimdi ise çek veriyorlar peşin para diye birşey kalmadı. Ama o çeklerde ödenemiyor. Neyseki bizim müşterimiz sağlam ama arada bize de denk
geliyor. Türkiye de söz emniyeti zayıfladı. Zamanında ödeme yapmazsan da idare etmek işi de
kalmadı. Bugün ben aldığım ürünün parasını zamanında ödemezsem piyasada adım kalmaz.
Mahmut Topçu yaptığı işten mutlumu:
Buraya bir ömür verdim ama oda benim
ömrüme ömür kattı. Mutluyum.Hem başardığımız için hemde 50 kişiye ekmek kapısı olduğum
için. Allah beni memnun etti. Bende çalışanımı
memnun etmeye çalışıyorum. Daha fazlasını istemem. Bundan sonrası evlatlarımızın işi. Biz fabrikayı kurduk sistemi oluşturduk, oğullarımızda
bu sistemde yetişti. Devam ettireceklerini tahmin
ediyorum. Kurulu olmayan bişeyi kurduk pazarı
oluşturduk. Kurduktan sonra götürmek daha kolay. Umarım aynı disiplinde devam edecekler.
Duayen olarak başarının temelinde yatan ve gençlere önerebilecekleriniz nedir:
Sabır, dürüstlük ve işi takip etmek. Bu üç
temel unutulmamalı. Ardından güler yüz. İşini takip etmekte uyanık olacaksın. Başkalarının
hakkını yeme konusunda uyanık davranmak o ticarethanenin ömrünü uzun tutmaz. Sadece kısa
sürede para kazanma hırsı ise girişimciyi temelde
tüketir. Birde ihtiyaçlar haricinde bir esnaf işyerinden çıkıp dinlenmek için evine gitmez ve parayı
sadece eğlenmek için kullanır evine geç giderse
hem işyerinden olur hem de yuvasından.
Uşak Emniyet Müdürlüğüne tayın oldu
Şammaz Demirtaş
Rize’ye veda etti
Antalya Emniye Müdür yardımcısılığından Emniyet Müdürlüğüne atanan
Hüseyin Yenice Rize’ye gelerek yeni görevine başladı.
Son Emniyet Müdürleri Kararnamesi ile Uşak
İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Rize İl Emniyet
Müdürü Şammaz Demirtaş, yerine atanan Hüseyin
Yenice’ye görevi devrederek Rize’ye veda etti.
RTSO, Demirtaşın onuruna veda yemeği düzenledi. Yemeğe, Rize Valisi Seyfullah Hacı Müftüoğlu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, İl Garnizon Komutanı Alb. Turhan Talu, Milli Savunma Bakan Yardımcısı
Hasan Kemal Yardımcı, Rize Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Arif Yılmaz Yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Yenice,
RTSO Meclis Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu,
RTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Şükrü Cevahir, Hüseyin Kutlu, RTSO Yönetim kurulu ve Meclis
üyeleri ile STK Yöneticileri katıldılar.
Yemekte yaptığı veda konuşmasın da ,
Rize’de 5.5 yıl İl Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunduğunu vurgulayan Demirtaş, Rize’de ki göre-
vini çok sevdiği
bir arkadaşına
devretmenin
mutluluğunu
yaşadığını belirtti. Demişrtaş,
“Rize’de asayiş
açısından önemli bir olumsuzluk
yaşamadık. Ancak son iki yıl içerisinde iki büyük doğal afetle karşılaştık. Bu olaylarda hep halkımızla iç
içe halkımızın yanındaydık. Rize’de güzel günler geçirdik. Kalıcı dostluklar edindik. Fırsat buldukça Rize’yi
ziyaret edeceğim. Dostlarımız ile hiç kopmayacağız.
Burada sadece bir Rizespor taraftarı değil aynı zamanda Rizeli oldum. Rizespor’un maçlarını da takip
etmeye devam edeceğim.”dedi.
37
Odamızın başlattığı projeye
öğrencilerden de desdek geldi.
Rizeli öğrencilerden Mardin’e anlamlı gezi
“Kuzey - Güney Sevgi Yolu”
Ali Metin Kazancı Rize Lisesi öğrencileri Mardin’de kardeş okul seçilen
Mehmet Edip-Fatma Yüksel Anadolu Lisesi öğrencileriyle tanıştı. Bölgedeki tarihi ve turistik yerleri gezdiler.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün Mardin terörle Mücadele Şubesiyle yaptıkları görüşmelerden sonra her iki ilin Milli Eğitim Müdürlükleri ile
Ticaret ve Sanayi Odaları da projeye destek verdi.
Proje konusunda açıklamalarda bulunan Rize Terörle Mücadele Şube Müdürü İsmail Dinçer
Öğüt, gezinin çok olumlu geçtiğini ifade ederek
“ Ülkemizin zengin, kültürel ve tarihi bölgelerini
tanıtmak , özellikle milli birlik ve beraberliğimizi
pekiştirmek amacı ile “Kuzey- Güney Sevgi Yolu”
projesi hazırladık. Rize Ticaret ve Sanayi odasının
Rize Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün hazırladığı “Kuzey-Güney
Sevgi Yolu” projesi kapsamında Mardin’e düzenlen gezide, Ali Metin Kazancı Rize Lisesi öğrencileri Mardin’de kardeş okul seçilen Mehmet Edip-Fatma Yüksel Anadolu Lisesi’ne ziyarette bulundu.
Bölgeler arasındaki yakınlaşmayı sağlamak amacıyla hazırlanan “Kuzey- Güney Sevgi
Yolu” projesinde, Rize Ticaret ve Sanayi Odası’nın önceki yıl başlatmış olduğu Rize-Mardin oto yol
projesine destek amacıyla Mardin ili seçildi. Rize
38
da desteğini alarak yaptığımız görüşmelerle Rize Ali Metin Kazancı Lisesinden 26 kız , 10 erkek
öğrenciyi Mardin’e götürdük. Mardin de kardeş
okul seçilen Mehmet Edip- Fatma Yüksel Anadolu Lisesi ziyaret edilerek öğrencilerimiz arasında
tanışıp kaynaşma sağlandı. İki gün süren gezide öğrencilere,medeniyetler şehri olan Mardin’in
tarihi ve turistik yerleri de gezdirildi. “ dedi.
Ali Metin Kazancı Rize Lisesi öğrencileri, Mardin Mehmet Edip-Fatma Anadolu Lisesi öğrencilerine Rize’den getirdikleri hediyeleri sunarken okul müdürü Ömer Kızıl yaptığı konuşmada “ Kardeş olarak okulumuzu seçtikleri
için Emniyet Müdürlüğüne teşekkür ediyorum.
İnşallah bizde iadeyi ziyarette bulunacağız. Bu
proje gönül köprüsü projesine benzer bir proje. Bu tür faaliyetlerin ülkemizde yoğun olarak
geliştirilmesi gerekir. Gençlerimizin, çocuklarımızın tanışmaları neticesinde kafalarındaki
yargılardan kurtulacaklar. Kendilerine birilerinin
tanıtımları gibi değil de gerçekte olduğu gibi
birbirlerini tanıma fırsatı bulacaklar. Bu anlamda çalışan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Mardin de gezdikleri yerlerde sevgiyle
karşılanan Rize Ali Metin Kazancı Lisesi öğrencileri akşam yemeğinde de Mardin Vali Yardımcısı Selim Palamut, Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanı M.Ali Tutaşı, Emniyet Müdür Yardımcısı
Yakup Polat ve Milli Eğitim Müdürü Hamdi Atayeter birlikte oldular. Yemekte yapılan konuşmalarda Mardin Milli Eğitim Müdürü Hamdi Atayeter öğrencilerden Mardin de gördüklerini Rize’ye
dönünce arkadaşlarına, ailelerine anlatmalarını
isteyerek “Projenin adı çok güzel bu Karadeniz
köprüsüne ihtiyacımız var. Kuzeyden güneye bir
kardeşlik köprüsü kurulacak. Buradan çok güzel
deneyimlerle ayrılacaksınız. Bu deneyimlerinizi arkadaşlarınızla ailelerinizle paylaşmanızı ve kardeşlik köprüsüne katkıda bulunmanızı istiyorum”
RTSO Genel sekreteri Gafur Karali , oda
olarak başlattıkları Rize-Mardin Otoyol projesinin gerçekleşmesi sözünün 14 Mayısta başbakan tarafından müjdelendiğini belirterek“
Rize- Mardin hattındaki ve çevresindeki Ticaret
ve sanayi odalarıyla Rize- Mardin Oto yol projesi için geçen yıl çalışma başlatmıştık ve bu çalışmalar netice verdi. Başbakanımız 14 mayısta
Rize’de yaptığı konuşmada Rize -Mardin Otoyolu ve Ovit Tüneli projelerinin gerçekleşmesi
sözünü verdi. Türkiye’mize hayırlı olsun. Emniyet müdürlüğümüzün hazırladığı kuzey- güney
sevgi yolu kardeş okul projesine de oda olarak
39
destek olduk. Buradaki öğrencilerimiz inanıyorum ki bundan sonra birer Mardin turizm elçisi
olacaktır. Sizin güneşinizle bizler ısındık, Biz de
sizi yağmurumuzla ıslanmaya bekliyoruz “dedi
Projenin diğer destekleyicisi Mardin Ticaret
ve Sanayi Odası Başkanı M .Ali Tutaşı da yapığı
konuşmada Öğrencileri Mardin de görmekten,
konuk etmekten çok mutlu olduklarını belirtti.
Tutaşı, Rize’nin kendisi için özel bir anlam taşıdığı,
öğretmen olarak ilk çalışma hayatına Rize de başladığını ifade ederek “Hayatta ilk deneyimi Rize de
geçirdim. Rize’nin apayrı bir yeri var bende . Dostlarım, öğretmen arkadaşlarım var Rize’de. Ben
Rize’yi ve Rize insanını çok seviyorum. Rize’den
hiçbir zaman kopmadım. RTSO nun başlattığı Rize
-Mardin Otoyol projesi beni çok heyecanlandırdı
ve ilk destekleyicisi ben oldum. Bu projenin gerçekleşmesiyle 14-15 saatlık yol 4,5-5 saate inecek. Mardin’imiz güneydoğunun çok değişik bir
ilidir. Kültürüyle, tarihi ile huzur içinde yaşıyoruz. Onun için Mardin’i başka illere benzetmeyin Rize
ne ise Mardin de odur. Yarının geleceği sizleri Mardin de görmekten mutlu olduk. Sizleri her zaman
bekliyoruz. Bizde insanlarımızı Rize ye yönlendirmeye çalışacağız.Vatanımızın, memleketimizin
birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Bu da kaynaşmamızdan, birbirimizi anlamaktan geçer. Bu şekilde
başlattığınız kuzey- güney sevgi yolu, kardeş okul
projeleri ile en kısa sürede gerçekleştireceğiz”
Yemekte son konuşmayı yapan Mardin
Vali Yardımcısı Selim Palamut sevginin paylaştıkça
güzelleşeceğini ifade ederek “ Kuzey -güney sevgi
yolu projesinin ismi de, anlamı da çok güzel. Bölgeler arsındaki kaynaşmayı sağlayacak bir çalışma. Sizde yağmur çok bizde az, bizde güneş çok
sizde az karşılıklı olarak siz bize yağmur verin bizde size güneş verelim. Güzelliklerin paylaşılınca
artacağına inanıyorum. Acılar paylaştıkça azalır,
güzellikler paylaştıkça çoğalır. Sizleri burada gördüğümüz içinde çok mutluyuz. Bu güzellikleri arkadaşlarınızla, ailelerinizle , çevrenizle paylaşırsanız, onlar da buraya gelirler. Dostluklar ilerler.”dedi.
Mardin’den ayrılmadan önce Mardin
Emniyet Müdürlüğünü ziyaret eden öğrencilere terörle mücadele şubesinde slayt gösterisinde bulunuldu ve çeşitli hediyeler verildi. Öğrencileri bizzat otobüse binerek yolcu eden
Mardin Emniyet Müdürü Mustafa Aygün iyi
yolculuklar dileğinde bulunarak “ Mardin’den olumlu düşüncelerle ayrılmanız bizleri mutlu etti.
Başka bir zamanda, başka bir proğramda inşallah tekrar birlikte olmak şansı buluruz.” dedi.
40
Defterdardan
Odamıza
Ziyaret
Rize’ye yeni atanan Defterdar Nurettin Dirican odamıza ziyarette bulundu. Ali
Tongül’ün, Erzurum Defterdarlığına atanmasıyla boşalan Rize Defterdarlığına Nurettin Dirican atanmıştı. RTSO’yu ziyaretinde
Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu ve yönetim kurulu üyeleriyle görüş alış-
verişinde bulunan Rize’nin yeni Defterdarı
Dirican, Rize’ye yabancı olmadığını bu ilde
görev almaktan mutlu olduğunu söyledi.
RTSO
Yönetim
Kurulu
Başkanı
Ofluoğlu’da Defterdar’lıkla önceden olduğu
gibi bundan sonrada karşılıklı uyum içinde
hizmet sunmaya devam edeceklerini söyledi.
Odamızda akredistasyon denetimi yapıldı
RTSO 4X4’lük
Ülke genelinde ilk akredite olan odalar
arasında yer alan Rize Ticaret ve Sanayi Odası
denetimden geçti.
Türkiye Odalar Borsalar Birliği Akreditasyon Genel Sekreteri Volkan Tufan ve Türk Standartlar Enstitüsü Akreditasyon denetmeni Dr
Lütfü Öksüz’ün, denetimleri sonunda RTSO
tam not aldı. Denetmenler RTSO’nun bütün
birimlerini en ince teferruatına kadar inceleyerek görevlileri de sıkı bir imtihandan geçirdiler.
Bir hafta süren denetimlerini tamamlayan denetmenler, Rize Ticaret ve Sanayı
Odası’nın üyelerine dört dörtlük bir hizmet
sunduğunu belirtiler. TOBB Akreditasyon Genel Sekreteri Volkan Tufan, RTSO ‘nun Türkiye
deki oda ve borsalar arasında başarılı hizmetleriyle dikkat çektiğini, ve örnek oda olarak yer
aldığını söyledi.
Denetleme sonunda, RTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Kutlu ve Genel
Sekreter Gafur Karali ile birlikte personelle son
toplantısını yapan denetmenler, RTSO personeline başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür
ettiler
41
RTSO’nun iftar yemeğine yoğun katılım
Rize tüccarı iftarda buluştu
Rize Ticaret ve Sanayi Odası’nın geleneksel iftar programı yoğun katılımla
gerçekleştirildi. RTSO’nun Ramazan aylarında geleneksel hale getirdiği ve Rize tüccarını bir araya getiren iftar yemeğine bu
yıl ilgi geçen yıllardan daha büyük oldu.
Yakamoz Restoran’ta verilen, RTSO
Meclis Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
Faruk Ofluoğlu’nun yönetim kurulu üyeleri ile birlikte davetlileri kapıda karşıladığı
iftar yemeğine yaklaşık bin 500 kişi katıldı.
42
İş adamlarıyla siyasileri de bir araya getiren
RTSO’nun İftar yemeğine, Rize Milletvekilleri Hasan Karal ve Nusret Bayraktar, İl Jandarma Alay Komutanı J.Albay Turhan Talu,
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Cumhuriyet Başsavcısı Atilla Aslan, Rize Üniversitesi
Rektörü Prof. Arif Yılmaz, Rize Üniversitesi
Rektör Yardımcıları, Çaykur Genel Müdürü
İmdat Sütlüoğlu, Vali Yardımcıları, İl Müftüsü İlyas Serenli, Ak Parti Rize İl Başkanı Hikmet Ayar, bazı ilçe kaymakamları,belediye
başkanları, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri katıldı.
RTSO
Meclis
Başkanı
Şaban
Aziz Karamehmetoğlu yaptığı konuşmada RTSO olarak sosyal bir paylaşımı yerine getirdiklerini, görülen ilgilinin
kendilerini mutlu kıldığını ifade etti. İftar yemeğinin duasını İl Müftüsü İlyas Serenli yaptı.
İftar yemeğinden sonra RTSO yönetimi davetlilerle birlilkte, Rize Belediyesinin
kültür Parkta başlattığı Ramazan etkinlikleri açılış proğramına katılarak Trabzon Belediyesi Mehteran Takımının konserini izlediler.
43
Doğu Karadeniz Kalkınma
Ajansı’nın tarım atağı
DOKA’dan kobilere
10 milyon lira destek
Doğu Karadeniz Bölgesinde tarımın geliştirilmesi için kobilere mali destek sağlandığını açıklayan DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, bu destekle aynı zamanda bölge ekonomisine uygun sermayenin güçlenmesi, tarıma dayalı sanayide
faaliyet gösteren işletmelerin katma değer üretme kapasitesi ile rekabet gücünün
artırılmasının hedeflendiğini söyledi.
(DOKA), “2011 Yılı Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek Programı” kapsamında, Doğu
Karadeniz´deki 6 ilde tarımsal sanayi alanında
faaliyet gösteren KOBİ´lere 10 milyon lira Mali
destek sağlayacak. Destekten yararlanmak
isteyen KOBİ´ler, tarım konusunda hazırlayacakları proje başına DOKA´dan 30 bin ile 250
bin lira arasında para alabilecek.
Doğu Karadeniz´de, kurulduğu günden itibaren turizmin geliştirilmesi için çeşitli kurum ve kuruluşlara 30 milyon liralık Mali
destek sağlayan DOKA, Trabzon, Artvin, Giresun, Ordu, Gümüşhane ve Rize´de tarımın da
geliştirilmesi için harekete geçti.
DOKA, “Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek Programı” çerçevesinde, bölge ekonomi-
46
sinin rekabet gücününün, istihdamın ve tarımsal çeşitliliğin artırılması ile yöredeki tarıma
dayalı sanayinin güçlenmesi için küçük ve orta
büyüklükteki işletmelere (KOBİ), 10 milyon lira
Mali destek verecek.
Bu destekle aynı zamanda bölge ekonomisine uygun sermayenin güçlenmesi, tarıma dayalı sanayide faaliyet gösteren işletmelerin katma değer üretme kapasitesi ile rekabet
gücünün artırılması hedefleniyor.
DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay
Kaldırım, yaptığı açıklamada, geçen yıl Doğu
Karadeniz´de turizmle ilgili 82 projeye 22
milyon 504 bin lira verdiklerini, ayrıca “Turizme Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek
Programı” çerçevesinde kabul gören projelere
de 5 milyon lira destek verme kararı aldıklarını
anlattı.
-”Rotamızı tarıma çevirdik”
Doğu Karadeniz´de turizm konusunda
ortaya koydukları önemli hedeflere ulaşmanın
mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Kaldırım,
“DOKA olarak artık rotamızı tarıma çevirdik.
Bölgemizde turizm sektörünün ardından tarımı da ayağa kaldırmak istiyoruz” dedi.
Kaldırım, turizm, balıkçılık, tarıma dayalı
endüstri, gıda, lojistik ve organik tarım gibi bazı
sektörlerin bölgenin kalkınmasında anahtar rol
oynayacağını dile getirerek, “Bu nedenle DOKA
kurulduğu günden itibaren turizme yönelik yatırımlara ve projelerine yaklaşık 30 milyon liralık
kaynak sağladı. Bu sezon ise tarıma dayalı endüstri, gıda ve su ürünleri alanında çalışan özel
sektörün geliştirilmesi amacıyla 10 milyon liralık
kaynak ayırdık” ifadelerini kullandı.
Kaldırım, tarıma dayalı sanayinin bölgeyi ileriye taşıyabilecek bir potansiyele sahip olduğunu ve gelişme eğilimi gösteren bu sektörü
destekleyerek bölge ekonomisine önemli katkı
sağlayacaklarına inandıklarını ifade ederek,
“Doymuş ve önü çok açık olmayan sektörlerden ziyade gelişmeye müsait, potansiyeli
olan, istihdam sağlayan sektörlere ağırlık vereceğiz. Sağlayacağımız 10 milyon liralık desteğin
bölgemizde tarım sektörüne ciddi bir ivme kazandıracağını umut ediyoruz” dedi.
DOKA´nın vizyonunun “Ekonomisi güçlü, yenilikçi ve rekabetçi, sosyal yönden gelişmiş,
bütünleşmiş, altyapısı tamamlanmış, sürdürülebilir çevre ve yüksek yaşam kalitesine sahip bir
Doğu Karadeniz” olduğunu dile getiren Kaldırım, şöyle devam etti:
“DOKA´nın belirlediği vizyon, gelişme
eksenleri, amaçlar ve hedefler doğrultusunda oluşturulan 2011 yılı programında Doğu
Karadeniz´deki KOBİ´lere yönelik destekler,
Doğu Karadeniz´in kalkınmasında öncelikler
arasında belirlenmiştir. DOKA, 2011 Yılı Tarıma
Dayalı Sanayi Mali Destek Programı kapsamında
et ve mamulleri, süt ve mamulleri, meyve sebze
işleme sanayi, su ürünleri, bitkisel yağ ve mamulleri sanayi, şekerli mamuller sanayi (bisküvi
ve küp şeker hariç), yem sanayi (sadece balık
yemi ve ev hayvanları için hazır yemler) ve arıcılık
alanlarında faaliyet gösteren kar amacı güden
gerçek ve tüzel kişilerin desteklenmesini öngörmüştür”
-”Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek
Programı”nın öncelikleri
DOKA´nın, küçük ve orta büyüklükteki
işletmeler olan KOBİ´lere yönelik olan 10 milyon
liralık “2011 yılı Tarıma Dayalı Sanayi Mali Destek
Programı”nda öncelikle, bölgedeki işletmelerin
üretim kapasitelerinin artırılması, kurumsallaşmaları, dışa açılmaları, ileri teknoloji kullanmaları
ve ARGE yeteneklerinin geliştirilmesi öngörülüyor.
Yenilikçi KOBİ ve girişimcilerin teşvik edilmesi, bölgeye has ürünlerin coğrafi tescil ve
markalaşma faaliyetlerinin desteklenmesi, su
ürünlerine yönelik soğuk zincir, uluslararası standartlara uygun işleme, depolama ve pazarlama
imkanlarının geliştirilmesinin de hedeflendiği
program ile sektörde çevreyle dost ham madde
ve üretim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması, hammadde ve enerji kullanımında
verimliliğin arttırılması da öncelikler arasında yer
alıyor.
-10 milyon liralık Mali destekten kimler
yararlanacak
DOKA´nın 10 milyonluk Mali desteğinden, yıllık çalışanı 250 kişiden az olan, yıllık net
hasılatı ya da Mali bilançosu 25 milyon lirayı aşmayan ve tarımsal sanayi alanında faaliyet yürüten KOBİ´ler yararlanabilecek.
Hazırlanacak, uygulama süresi 8 ay olan
ve program öncelikleriyle uyumlu tarımsal sanayiyle ilgili bir projeyle 20 Ocak 2012 tarihine kadar Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansına kapalı
zarf usulüyle başvurulması gerekiyor..
DOKA, KOBİ´lere şartlara uyan proje başına 30 bin ile 250 bin lira arasında ve hibe olarak Mali destek sağlayacak.
47
İYİ FOTOĞRAF ÇEKMENİN
50 ALTIN KURALI
1* Bakış noktanızı iyi seçin. Bunun için fotoğrafını çekeceğiniz konuyu nasıl göstermek istediğinizi düşünün. Sabit bir konunuz varsa (bina,
çeşme vs) etrafında biraz dolaştıktan sonra en
iyi açısını bulmaya çalışın. Perspektif hatalarını
hesaba katmayı unutmayın! Farklı bakış açıları
geliştirmeye çalışın. Ortalama uzunluktaki bir
insanın göz hizası yerine, çok daha yukarıdan
ya da aşağıdan da çekimler yapmayı deneyebilirsiniz.
2* Herhangi bir konunun fotoğrafını çekerken, kompozisyonu yatay ya da dikey oluşturmanız konusunda önceki bilgi ve deneyimleriniz size yol gösterecektir. Bazı konular yatay
çekildiğinde bazıları ise dikey çekildiğinde doğru
ve güzel fotoğraf verirler. Bunun için ilk başta
konunuzu kadrajladığınızda, büyük boşluklar
kalıp kalmadığına ve konunuzun kesilen yerlerine bakabilirsiniz.
3* Çekilecek konuya göre doğru objektif seçimi çok önemlidir. Bazı konular yakından,
bazıları ise uzaktan fotoğraflanmalıdır. Bir futbol
karşılaşmasında ya da vahşi hayvan fotoğrafları çekerken mutlaka belli bir uzaklıktan fotoğraf
çekmemiz gerekir. Bunun için tele objektiflere
ihtiyacımız olur. Doğru objektif seçimi için, objektif çeşitlerini ve nerelerde işimize yarayıp yaramayacaklarını iyi analiz etmeliyiz.
4* Özellikle insan fotoğrafları ve portre çekiyorsanız, arka planlarının sade olmasına
dikkat edin. Karışık bir arka plan, konumuzla
karışacak ve belirginlikten uzak, seçici olmayan
sıradan bir fotoğraf karesi olacaktır.
5* Yakından tanıdığınız ya da ilk defa
48
karşılaştığınız birinin fotoğrafını çekerken konunuzu rahatlatmaya çalışın. Kendinizden emin
olun ve karşınızdaki kişiyle bir şekilde iletişim
kurmaya çalışın. Fotoğraf çekerken kurulan iletişim sadece konuşarak değil, göz temasıyla ya
da beden diliyle de yapılabilir.
6* Yakından çektiğiniz portre fotoğraflarda göze netlik yapın. Gözlerin net çıkması
diğer alanlardan çok daha önemlidir.
7* Fotoğraf konunuza göre deklanşöre basma anınız değişebilir. Bir manzara ya da
hatıra fotoğrafında başka, hız ve hareket olan
fotoğraf konularında ise çok daha dikkatli deklanşöre basmak gerekir. Kısaca “kritik an” dediğimiz konu, zamanlama ile ilgilidir. Konunuzu
veya olayı iyi takip ederek en can alıcı noktasında deklanşöre basılmalıdır.
8* Bir daha tekrarlanamayacak önemli
bir konu çekiliyorsa mutlaka deneme çekimi yapın ve normal zamanlardan daha fazla sayıda
fotoğraf çekin.
9* Güneşin tam tepede olduğu saatlerde (daha çok 12.00 ile 14.00 arası) mümkünse fotoğraf çekmemeye çalışın. Özellikle insan
fotoğrafları üzerinde hoş olmayan sert gölgeler
belirginleşebilir.
10* Fotoğraf çekmek için geniş vaktiniz
varsa, yanınızda bir tripod taşıyarak fotoğraflarınızı tripod ile çekin. Böylece kadrajlarınızı daha
kontrollü yapma ve yüksek diyafram değerleri
kullanma imkanınız olur.
11* Seyahatlerinizde çantanızda mutlaka mini bir tripod bulundurun. Nerede gerekeceği hiç belli olmaz!
12* Tripodunuz olmadan elde fotoğraf çekerken, enstantane değerlerinizi mutlaka
kontrol edin. Enstantane değeriniz en azından
kullandığınız objektifin odak uzunluğuna yakın
olmalıdır. Örneğin, 50mm için 1/60sn, 200mm
için 1/250sn, 300mm için 1/500sn gibi…
13* Özellikle portre çekimlerinde ışık
konunuzun arkasından geliyorsa konunuz ters
ışıkta kalacak ve yüzü nerededeyse tamamen
karanlık çıkacaktır. Eğer portrenizin yüzünü karanlık değil de daha aydınlık şekilde göstermek
isterseniz en basit yöntem olarak dolgu flaşı
kullanabilirsiniz. Böylece portrenizin yüzü de
arka plan ile dengeli şekilde aydınlanacaktır.
14* Fotoğraf çekimlerinizde bir tripod
kullansanız bile deklanşöre basma anınızda bir
titreşim meydana gelebilir. Bunu önlemek için
kablo deklanşör, uzaktan kumanda ya da hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinde olan
“self timer” modunu kullanabilirsiniz.
15* Çok büyük ya da çok küçük şeylerin fotoğrafını çekerken karemizin içerisine, konunun boyutunu gösterebileceğimiz ve herkes
tarafından bilinen referans alınabilecek bir nesne koymakta fayda var. Örneğin, çok küçük bir
obje çekerken, kibrit çöpü ya da bir bozuk para
kullanmak gibi…
16* Ufuk çizgisi, fotoğraf karesinin alt
kenarına paralel olmalıdır. Aksi takdirde hoş olmayan yamuk bir fotoğraf karemiz olur.
17* Özellikle ters ışıkta ve güneş ışığının
çok parlak olduğu yerlerde fotoğraf çekerken
mutlaka objektifinizin parasoleyini (güneşliğini)
kullanın.
18* Panoramik çekim yapacağınız zaman makinenizi (daha çok kullanılan) yatay yerine tripodunuza dikey olarak bağlayın. Böylece
çekmek istediğiniz alanda daha fazla fotoğraf
çekebilecek ve perspektif bozulmalarını da en
aza indirmiş olacaksınız.
19* Hızlı konuların (spor karşılaşmaları,
araba yarışları…) fotoğrafını çekerken makinenizin obtüratör hızını kontrol edin. Enstantaneniz en azından 1/500sn olsun!
20* Önemli ve hızlı fotoğraf karelerini
kaçırmamak için makinenizin (drive) modunu
önceden seri çekime getirin. Netliği konunun
gerçekleşebileceği yere önceden yaparak da zaman kazanabilirsiniz. Böylece objektifiniz netlik
yapmak için ekstra zaman harcamayacaktır.
21* Fotoğraflarınıza hız efekti katmak
için, nispeten düşük obtüratör hızlarında (1/30,
1/15…) makineniz ile konuyu takip edip uygun
yere geldiğini düşündüğünüzde deklanşöre basın ve takip etmeyi biraz daha sürdürün. Böyle-
ce pan tekniğini kullanmış olursunuz. Bu teknikle konunuzun bazı yerleri ve arka alanı netsiz
çıkacak ve konunuz hareketli gözükecektir.
22* Özel mekânlarda çekim ve tripod
kullanmak için mutlaka izin alın. Başınızın derde
girebileceği yerlerden uzak durun.
23* En zor fotoğraflanabilecek konulardan biri bebek ve küçük çocuklardır. Çok hızlı ve
sürekli hareket ettikleri için fotoğraf karelerine
ya çok flu ya da istenmeyen bir anda çekilmiş
halleri yansır. Yeni doğmuş bir bebek fotoğrafı
çekecekseniz kesinlikle flaş kullanmayın ve flaşınızın kapalı olduğunu bir kez daha kontrol edin.
Çocuk fotoğrafları çekerken de onları oyalayacak bir şeyler bulun. Oyuncaklar bu işe yarar!
Arada bir de size bakması için ona seslenin.
Unutmayın, küçük bir çocuğun dikkatini sürekli
olarak aynı noktada tutamazsınız.
24* Çekeceğiniz objeyi fotoğraf karenizin tam ortasına getirmeyin. Bilinenin aksine
konuyu ortalamak yerine karenin alttan, üstten, sağdan veya soldan 1/3 üne yerleştirmek
çok daha iyi bir sonuç verir.
25* Ormanlık veya ağaçların çok olduğu
alanlarda fotoğraf çekiyorsanız çıkan sonuç genellikle gözümüzün gördüğü kadar güzel olmayabilir. Ağaçların arasından süzülen parçalı ışık
fotoğraf karenizde delik deşik (açık-koyu bölgeler) bir görüntü oluşturabilir. Çektiğiniz fotoğrafları mutlaka kontrol edin. Parçalı ışık etkisini
yumuşatmak için flaş da kullanabilirsiniz.
26* Çiçek fotoğrafları çekerken rüzgârın
hızını hesaba katın. Çiçeğin arka alanına ve
üzerine düşen ışığa dikkat edin. Bazı çiçekler
ters ışıkta daha güzel fotoğraf verebilir.
27* Sis, duman ve ters ışık fotoğraflarının her zaman ilgi çekeceğini unutmayın.
28* İnsan ve yaşamlar üzerine fotoğraflar çekiyorsanız, sade kıyafetler giymeye özen
gösterin. Gösterişli fotoğraf çantaları ve büyük
fotoğraf makineleri işinizi zorlaştıracaktır.
29* Hemen her kompakt dijital fotoğraf
makinesinde bulunan dijital zoom özelliği gerçek zoom demek değildir. Bizim tek bakacağımız optik zoom özelliğidir. Objektifin içerisindeki mercek sistemlerinin ileri geri gitmesiyle optik
zoom (yani gerçek zoom) yapılır. Dijital zoom
ise, çekilecek olan konunun yazılımsal olarak
büyütülmesiyle elde edilir. Görüntü kalitesini
negatif yönde etkileyeceğinden dijital zoom
özelliğinin kapalı olmasında ve hiç kullanılmamasında fayda vardır.
30* Dijital fotoğraf makinelerimizdeki
LCD ekranlar pil tüketimini en fazla artıran kısımdır. LCD ekranları mümkün olduğunca az
49
kullanmaya çalışın. Her fotoğraf çekildikten
sonra otomatik olarak gösterme özelliğini kapatın, ihtiyaç duyduğunuzda siz LCD ekrana
getirin. Özellikle fotoğrafa yeni başlayanlarda
LCD ekranın sık kullanılması istenmeyen kötü
bir reflekse dönüşecek ve “nasıl olsa kötüyse siler yenisini çekerim” gibi bir anlayışa yol açacaktır.
31* Seyahatlerinizde, depolama işinizi
nasıl yapacağınızı ve ne kadar fotoğraf çekebileceğinizi hesap etmeye çalışın. Gideceğiniz
yere göre taşınabilir bilgisayar, taşınabilir hard
disk veya diğer depolama ürünlerini kullanın.
Kısa seyahatlerinizde ise sadece hafıza kartlarınız da işinizi görebilir. Birden çok hafıza kartı
taşıyın. Ancak onlarca hafıza kartı ile çalışmak
işinizi güçleştirecek ve hata yapmanıza sebep
olacaktır. En az 2GB hafıza kartları alın!
32* Hafıza kartını takıp çıkarırken dijital
fotoğraf makinenizin mutlaka kapalı olduğundan emin olun. Aksi takdirde hafıza kartınızdaki
bilgiler kaybolabilir, kartınız ve fotoğraf makineniz bozulabilir.
33* Hafıza kartlarınızı silmek içerisindeki
bilgileri güvenli şekilde silmeye yetmez. Hafıza
kartlarınızı formatlayarak kullanın!
34* Yeni aldığınız bir dijital fotoğraf makinesinin kullanma kılavuzuna mutlaka göz
gezdirin. Hatta üşenmeden hepsini okuyun!
Makinenize özel veya daha önce hiç kullanmadığınız bir özelliği olabilir.
35* Uzun seyahatlerinizde yanınızda yedek pil bulundurmaya çalışın. Eğer makineniz
kendi özel şarjlı pili ile çalışıyorsa akşamları mutlaka şarj edin. Kalem pil ile çalışan bir makineniz
varsa da kaliteli alkalin piller kullanın.
36* Karanlık ortamlarda fotoğraf çekerken, genellikle 3-4 metreden uzak mesafelere
flaşınızın gücünün yetmeyeceğini unutmayın.
Konularınızı daha yakında çekin.
37* Makinenizin üzerine takılan bir flaşınız varsa, direkt olarak konuya doğrultmak
yerine yansıtmalı olarak kullanmaya çalışın. Bunun için duvar ve tavanları kullanabilirsiniz. Bazı
üreticilerin flaşlara takılabilen yansıtıcı ve yumuşatıcı gibi aksesuarları da işinize oldukça yarayacaktır.
38* Otomatik ve manuel olarak kullanılabilen ISO ve WB (White Balance-Beyaz Ayarı)
özelliklerini çekimlerinizden önce kontrol etmeyi
unutmayın!
39* Özellikle zor ışık şartlarında fotoğraf
çekiyorsanız RAW formatını kullanın.
40* DSLR fotoğraf makinelerinde objektif değiştirirken hızlı davranmaya çalışın. Mümkünse tozun en az olabileceği tuvalet ve banyo
50
gibi ortamlarda değiştirin.
41* Fotoğraf makinenizin temizliğine
önem verin. Dijital fotoğraf makinelerinin en
büyük düşmanlarından biri tozdur. Özellikle
objektiflerinizi temizlerken elinize ne geçerse
onunla temizlik yapmaya çalışmayın. Kolonya
benzeri çözücü maddeleri asla kullanmayın.
Sadece objektif ve optik malzemelerin temizliğinde kullanılan özel kimyasalları ve kâğıtları tercih edin.
42* Fotoğraf makinelerinizi ve objektifleri fotoğraf çantasında taşıyın. Fotoğraf çantanızın su ve toz geçirmemesine, darbelere karşı
korunaklı olmasına dikkat edin.
43* Uzun yürüyüşlerde ve seyahatlerinizde sırtınızda, iki omuzda taşınabilen fotoğraf
çantalarını tercih edin. Uzun süre tek omuzda
taşınan ağır bir fotoğraf çantası belinizde ve sırtınızda ağrılara neden olabilir.
44* Fotoğraflarınızı depolarken kendinize özgü bir sistematik geliştirin. Önemli fotoğraflarınızı hem hard diskte hem de CD/DVD ortamında saklayın.
45* Kumsal ve çöl gibi ortamlarda fotoğraf çekiyorsanız makinenizi korumaya özen
gösterin. Çekiminiz bittikten sonra mutlaka fotoğraf çantanıza yerleştirin.
46* Uzun süreli fotoğraf çekimlerinden
sonra makinenizin bakımını yapın. Özellikle
DSLR fotoğraf makinesi kullanıyorsanız görüntü algılayıcınız (CCD/CMOS sensör) kirlenmiş
olabilir. Bu gibi durumlarda da en ufak bir toz
tanesi bile fotoğraf karenizde kocaman bir leke
olarak görülecektir.
47* Fotoğrafınızı internet üzerinde kullanacaksanız (web sayfası, mail vs) görüntü boyutunu düşürün ve mutlaka JPEG çekin.
48* Yağmur altında fotoğraf çekerken
fotoğraf makinenizin ıslanmaması için özel yağmurluklardan faydalanabilirsiniz. Makineniz ıslandığında da bir an önce kuru bir bezle temizlemenizde fayda var.
49* Soğuk havalarda ve özellikle de kar
altında fotoğraf çekerken pillerinizin sorun yaratabileceğini ve sizi yarı yolda bırakabileceğini unutmayın. Yanınızda mutlaka yedek bir pil
bulundurun. Ani hava değişikliklerinden uzak
durmaya çalışın. Çok soğuk bir ortamdan çok
sıcak bir ortama geçtiğinizde, fotoğraf makinenizi direkt olarak ısı kaynağından uzak tutmaya
çalışın.
50* Objektiflerinizin önünde koruyucu
filtre olarak UV ya da Skylight’i kullanabilirsiniz.
Böylece objektifiniz dış kaynaklı sorunlara (çizilme, tozlanma, kırılma…) karşı korunmuş olur
RTSO dan duyurular
K Yetki belgesi sahiplerine
önemli duyurular
K2 YETKi BELGESi SAHiBi OLAN ADİ ORTAKLARIN DiKKATiNE
2006 Tarihinden önce adı ortaklar adına düzenlenmiş Bl,Cl,D3 ,K2 Yetki belgeleri , sürelerinin
bitimine kadar geçerli olur. Geçerlilik süresinin bitiminde yenilenemez.
Bu durumda olanlar tüzel kişiliğe dönüşerek veya ortakların tek bir ortak lehine tüm
haklarından feragat ettiklerine dair noter onaylı muvaffakatname vermeleri ve yetki belgelerine
kayıtlı taşıt veya taşıtların faaliyete devam edecek ortak adına tescil olması kaydıyla adi ortaklık
adına verilmiş olan yetki belgesinin, lehinde feragat edilen gerçek kişi adına düzenlenmesi suretiyle gerçek kişiliğe dönüştürüIür.
Aksi takdirde yetki belgeniz iptal edilecektir.
Bilgilerinize önemle duyulur.
K BELGELERINDE ASGARI KAPASITE DEĞİŞİKLİĞİ
K1 ve K3 belgesi sahipleri, K belgesi alındıktan sonra taşıt belgelerinde kayıtlı taşıtlarının kazaya uğraması, yanması, müsadere edilmesi, hurdaya ayrılması veya başka bir mucbir
sebepten dolayı iş göremez duruma gelmesi halinde, bu durumu değişikliğin meydana geldiği
tarihten itibaren 60 gün içinde Bakanlığa (Odamıza) bildirirler.
Bu surette yapılan taşıt düşümleri sonucu, bu yönetmelikteki asgari kapasitenin altına
düşülmesi halinde; kapasite altına düşüldüğü tarihten itibaren, 90 gün içinde bu yönetmelikte
öngörüllen asgari kapasiteyi tamamlamak üzere yeterli sayıda/kapasitede taşıtı K belgelerine
kayıt ettirmek zorundadırlar.
Aksi halde K belgeleri iptal olur.
Asgari kapasitenin altına düşecek şekilde TAŞIT SATI$I YAPMALARI halinde bu hususu satış tarihinden itibaren 30 gün içinde Bakanlığa (odamıza) bildirmek ve kapasite altına düşüldüğü
tarihten itibaren 60 gün içinde de bu yönetmelikte öngörülen asgari kapasiteyi tamamlamak üzere yeterli sayıda/kapasitede taşıtı, K belgelerine kayıt ettirmek zorundadırlar. Aksi halde K belgeleri iptal olur.
Her takvim yılının başında taşıtların yaşları nedeniyle asgari kapasite şartının kaybedilmesi halinde; 90 gün içinde bu yönetmelikte öngörülen asgari kapasiteyi tamamlamak üzere
yeterli sayıda/kapasitede taşıtı, K belgelerine kayıt ettirmek zorundadırlar. K2, K2*(yıldızlı K2), K1*(yıldızlı K1) belgelerinde ise tonaj şartı yoktur ancak, yine en az bir
araç her zaman bu belgelerde kayıtlı olmak zorundadır. Son kalan taşıtın satışında noter satış
tarihi itibariyle 60 gün veya hurdaya ayrılan taşıtlarda hurdaya ayrılış tarihinden itibaren 90 gün
içerisinde yeni taşıt alınarak bu belgelere eklenmediği takdirde belgeleri de iptal durumuna düşmektedir.
52
K Yetki belgesi sahiplerinin dikkatine
Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin (KTY) 12, 13, 14, 15 ye 18inci maddeleri gereği K türü yetki belgesi sahiplerinin geçerlilik süresinin sona erdiği tarihten itibaren:
a) 60 gün içinde Odamıza yazılı olarak müracaat edilmesi halinde; yetki belgesi, yenileme
ücretinin ödendiği tarih esas alınarak yetki belgesinin geçerli ücretinin %15’ini ,
b) Yetki belgesinin geçerlilik süresinin sona erdiği tarihten itibaren 61 inci gün ile 90 inci
gün içinde müracaat edilmesi halinde ise yetki belgesi ücreti ödeme tarihindeki geçerli tam ücretin yarısı( %50’ sini,
Odamız tarafından bildirilecek ödeme numarası ile Vakıflar veya Ziraat Bankalarından
herhangi bir şubesine yatırmaları halinde, yetki belgelerinin geçerlilik tarihinin 5 yıl daha uzatılması mümkün bulunmaktadır.
Bununla birlikte, K türü yetki belgesi sahiplerinin aşağıda belirtilen özel şartların sağlanamaması halinde, adalarına düzenlenen yetki belgesinin, KTY’nin 19uncu maddesi çerçevesinde
bir başka yetki belgesi ile değiştirilmesi mümkündür.
Yukarıda belirtilen sürelerden sonra yetki belgelerinin yenilenmesi mümkün olmayıp, yetki belgesi kapsamında faaliyette yetki belgesi sahiplerinin bulunmamaları da mümkün olmayacaktır. Aksi durumun tespiti halinde, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunun 26 ncl maddesinin (a)
bendi çerçevesinde cezai müeyyide uygulanacaktır .
K TÜRÜ YETKİ BELGESİ ALMAK VE YENİLEMEK İÇİN GEREKLİ BELGELER
K türü yetki belgesini yenilemek isteyen gerçek ve tüzel kişilerin aşağıda yazılı genel ve özel
şartların sağlandığına dair evraklarla birlikte odamıza müracaat etmeleri zorunludur.
1. Genel Şartlara ilişkin Beyan Edilecek Evraklar:
-Yeni tarihli Oda kayıt belgesi aslı (Sermayenin asgari (..... TL olması gerekir) (X)
-Son 6 ay içerisinde düzenlenmiş Adli sicil Belgesi (Firma sahibi, ortaklan [A.-5 ve
(Kooperatiflerde yönetim kurulu üyelerine ait] ve temsile yetkili kişilere ait ) (X)
-Belge düzenlenmesinden sonra ve Bakanlığımıza beyan edilmemiş tüm değişikliklere ait
Ticaret Sicil Gazetelerinin asılları veya onaylı suretleri (X)
-Firmanızın temsil ve ilzama yetkili şahısların değişmesi halinde, ıslak imza ve mühürlü imza
sirküleri aslı (X)
-Varsa kısa unvan veya logonuza dair belgenin beyan edilmesi ( ibraz edilmemesi halinde
yetki belgenize varsa kısa unvanınız silinecektir).
-Gerçek kişilerde 25 ton şartı tüzel Kişilerde (75 Ton) şartını tamamladığını belgeleyen ( geçerli
fenni muayenesi yapılmış ) 20 yaşıdan küçük taşıtların ruhsat fotokopileri (X)
2. Özel Şartlara ilişkin Beyan Edilecek Evraklar:
-Sermaye şartını (....... TL) sağladığınıza dair ilgi ve belgeler ,
-Alan şartını sağladığınıza dair belge ( tapu, kira kontrat veya yoklama belgesi ile )
-Genel alan :................ metrekare
_
-Şube alan şartı: ..... ...metrekare
-Acenteliğini yapmış olduğunuz firma ile aranızdaki acentelik sözleşmesi fotokopisi,
-Kayıtlı öz mal taşıtlarınızın ruhsat fotokopileri ( geçerli fenni muayenesi olacak),(X)
-Örgütlenme şartının sağlanmasına ilişkin şube ve /veya acentelerinize ilişkin belgeler (.......
coğrafi bölgede, her bölgede en az..... ilde),
-Sigortalı........ Personelin istihdam edildiğine dair SGK belgeleri,
Yukarıda “ X” işaretli şartlarla ilgili bilgi ve belgelerin odamıza gönderilmesi gerekmektedir .
53