Nisan-Mayıs-haziran 2014 sayı 2

Türk
Nisan-Mayıs-Haziran 2014 • Sayı 2 • Üç ayda bir yayımlanır.
Derneği
BÜLTEN / Ocak-Şubat 2013
B Ü LT E N İ
13 Mayıs 2014 tarİhİnde Manİsa’nın Soma
İlçesİ’ndekİ kömür madenİnde ÇIKAN YANGIN
SONRASINDA BİRÇOK MADENCİMİZ HAYATINI
KAYBETMİŞTİR.
Şehİt olan madencİlerİmİze Allah’tan
rahmet, yakınlarına başsağlığı ve
yaralılara ACİL ŞİFALAR dİlerİZ.
THD YÖNETİM KURULU
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Sayı 2
BU SAYIDA
Üç ayda bir yayımlanır
Türk Hematoloji Derneği Adına Sahibi
Prof. Dr. Teoman SOYSAL
Editör
Prof. Dr. Hamdi AKAN
Yardımcı Editörler
Uzm. Dr. A. Emre EŞKAZAN
Doç. Dr. Selami Koçak TOPRAK
Yazı İşleri Müdürü
Prof. Dr. Muzaffer DEMİR
Haber-Yazı İşleri
Bengü TİMOÇİN
Türkçe Dil Editörü
Turgut AĞAR
Yayın İdare Adresi
İlkbahar Mah. Turan Güneş Bul.
613. Sok. No: 8
06550
Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 490 98 97
Faks: 0 312 490 98 68
[email protected]
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
Grafik Tasarım ve Uygulama
GALENOS Yayınevi
Molla Gürani Mah. Kaçamak Sk.
34093 Fındıkzade-İstanbul
Tel: +90 212 621 99 25 Faks: +90 212 621 99 27
E-posta: [email protected]
Baskı
Senk Ofset Matbaacılık Reklam Promosyon ve
Tanıtım Hizmetleri San. Dış Tic. Ltd. Şti.
Topkapı, Maltepe Mah. Litros Yolu No.24 34010
Zeytinburnu-İstanbul Tel: +90 212 493 26 26
Görüşlerinizi
Bekliyoruz...
THD Bülteni’nde yer almasını
istediğiniz her türlü konu ve görüş
için:
3-4
Bunları Biliyor musunuz?
5-6-7
Toplantılar
8-9
Kliniklerimiz
10
Kıdemli Üyemiz
11
Zorunlu Hizmetteki Üyemiz
TEBRİKLER…
Eski YÖK Başkanı İhsan Doğramacı'nın, 1952 yılında yayınlanan "Annenin
Kitabı" adlı çocuk bakım kitabını, ilk basımı 1946 yılında yapılan ABD'li Dr.
Benjamin Spock'ın "Baby and Child Care" adlı kitabından intihal olduğunu
iddia ettiği için tazminata mahkum edilen derneğimiz üyesi Prof. Dr. Hasan
Yazıcı, bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde 7 yıl önce açmış
olduğu davayı kazandı.
Derneğimiz üyesi Prof. Dr. Reyhan Diz Küçükkaya 26 Nisan 2014'de Bilim
Akademisi asil üyeliğine seçildi.
San Francisco’da 2-5 Nisan 2014 tarihlerinde gerçekleştirilen World
Apheresis Association (WAA) / American Society for Apheresis (ASFA)
Joint Meeting'e Türkiye’den toplam 10 bilim insanı katılmıştır. WAA Yönetim
Kurulu Toplantısı’na, Prof. Dr. Osman İlhan ve Prof. Dr. Ali Ünal ülkemizi
temsilen katılmış ve Prof. Dr. Osman İlhan, WAA Yönetim Kurulu üyesi ve
Asya-Afrika Başkan Yardımcısı seçilmiştir. Prof. Dr. Osman İlhan, Planery
Session'da chair olarak görev almıştır. Prof. Dr. Ali Ünal ve Prof. Dr. Hakan
Göker eğitim toplantısında konuşmacı olarak sunularını yapmıştır. Prof.
Dr. Ali Ünal, Prof. Dr. Birol Güvenç, Biyolog Ferda Tekin Turhan, Meet The
Expert Toplantılarında moderatör olarak görev almıştır.
[email protected]
Turan Güneş Bulvarı
İlkbahar Mah. 613 Sok. No: 8
Çankaya - ANKARA
Türk Hematoloji Okulu Marka
Tescili Alındı
Türk Hematoloji Derneği ve THD isimlerinin
alınması ardından T. C. Türk Patent
Enstitüsü’nden Türk Hematoloji Okulu isminin de
marka tescil belgesi alındı.
Yayımlanan yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur. Tüm Hematoloji Derneği, Editör, Yardımcı
Editörler, Dergi Sahibi, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, Yönetim Kurulu ve Yayımcı dergideki hatalardan veya bilgilerin kullanımından doğacak olan sonuçlardan sorumluluk kabul etmez.
2
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Bunları Biliyor musunuz?
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ SOSYAL
SORUMLULUK PROJESİ
Türk Hematoloji Derneği, 25 Nisan 2014 Cuma Günü Sincan’da sosyal
sorumluluk projesi gerçekleştirdi.T.C. Ankara Valiliği Sincan Yetiştirme
Yurdu’nda kalan toplam 60 kişiye içerisinde kırtasiye malzemeleri, kitap, diş
bakım seti, deodorant ve kıyafet bulunan Türk Hematoloji Derneği çantaları
hazırlanarak dağıtıldı. Levis firması Genel Müdürü Güngör Karabulut bu
sosyal sorumluluk projesinde yer alarak çocuklar için kıyafet yardımında
bulundu. Bunun yanısıra 50 adet çanta ise Trabzon çocuk bakım evlerine
gönderildi.
İŞ İLANLARI KÖŞESİ AÇILDI
Türk Hematoloji Derneği web sayfası www.thd.org.tr yeni bir bölüme ev sahipliği yapmaya başladı. İş ilanı vermek
isteyen üyelerimiz http://www.thd.org.tr/is-ilani/ adresini ve ilanları incelemek isteyen üyelerimiz http://www.thd.org.
tr/is-ilanlari/ adresini ziyaret edebilirler.
Şu an web sayfasında aktif olan ilanlar aşağıda yer almaktadır.
Hematoloji Uzmanı olması Akademik ilerleme konusunda motivasyonunun olması, iyi derecede mesleki
ingilizce bilmesi
Kuruluş Adı: Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi, Hematoloji Bilim Dalı
İlanı veren : Prof. Dr. Hakan Özdoğu
Adres: Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi, Hematoloji Bilim Dalı 01250 Yüreğir/Adana
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Kuruluş Adı : Muğla Özel Yücelen Hastanesi
İlanı veren : Fatih Mehmet Azık
Adres: Muğla Merkez Özel Yücelen Hastanesi
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ FACEBOOK
SAYFASINA BEKLERİZ
Türk Hematoloji Derneği’nin web sitesi üzerinden üyelerine
verdiği hizmetlerin, eğitici kılavuzların, toplumu bilinçlendirme
kampanyalarının, kursların ve benzeri duyuruların daha
güncel bir şekilde yer aldığı ve herkesin kullanımına açık
olan Facebook sayfasında ayrıca kurs ve toplantılara ait
fotoğraflar da bulunmaktadır.
www.facebook.com/turkhematolojidernegi
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
3
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Bunları Biliyor musunuz?
40. ULUSAL HEMATOLOJİ KONGRESİ HAZIRLIKLARI
DEVAM EDİYOR
40. Ulusal Hematoloji Kongresi, 22-25 Ekim 2014 tarihleri arasında Titanic Deluxe Belek Otel Kongre Merkezi, Antalya’da
düzenlenecektir. Kongre bildirilerinizi http://ulusalhematoloji2014.org adresine 1 Ağustos 2014 tarihine kadar gönderebilirsiniz.
Bu sene THD-EHA (European Hematology Association) ortak eğitim oturumunun yanısıra ISTH (International Society on
Thrombosis and Hemostasis) ile de ortak eğitim programı düzenlenmektedir.
Kongre merkezinde dernek üyelerimizin eserlerinden oluşan bir fotoğraf sergisi de yapılacaktır. Sergiye eserleri ile katılmak
isteyen değerli üyelerimizin 20 Eylül 2014 tarihine kadar eserlerini [email protected] adresine göndermeleri gerekmektedir.
Programa ve kongre hakkındaki tüm ayrıntılara http://ulusalhematoloji2014.org adresinden ulaşabilirsiniz.
YENİ DOÇENTLERİMİZ
BURAK UZ
1997-2003 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini gerçekleştirmiştir.
Uzmanlık eğitimini, 2003-2008 yılları arasında Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları
Ana Bilim Dalı’nda yapmıştır. Yandal uzmanlığı eğitimini, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç
Hastalıkları ABD Hematoloji Bilim Dalı’nda tamamlamıştır. 2014 yılının Ocak ayında doçent doktor
unvanı almıştır. Çalışmalarına Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Hematoloji
Bilim Dalı’nda devam etmektedir.
FATİH KURNAZ
1995-2001 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini gerçekleştirmiştir.
Uzmanlık eğitimini, 2001-2007 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı’nda
yapmıştır. Yandal uzmanlığı eğitimini, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Hematoloji
Bilim Dalı’nda tamamlamıştır. 2014 yılının Ocak ayında doçent doktor unvanı almıştır. Çalışmalarına
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Hematoloji Bilim Dalı’nda devam etmektedir.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ STANDINA
DAVETLİSİNİZ
12-15 Haziran 2014 tarihleri arasında Milan, İtalya’da düzenlenecek olan 19. Avrupa Hematoloji Birliği (EHA) Kongresi’nde 1224
numaralı stantta derneğimizin tanıtımı yapılacaktır.
4
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Toplantılar
Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresi Yoğun İlgi Gördü
Ülkemizde halen ruhsatlı 60 hematopoetik kök hücre nakil merkezi mevcuttur ve
bu sayı yıllar geçtikçe giderek artmaktadır. Ünitelerin başarısında hekim, hemşire
ve diğer görevlilerin tümünün emeği, eğitimi ve bilgilerinin güncellenmesinin
önemli rol oynadığı da bir gerçektir. Kongre programı bu gereksinimler göz
önünde tutularak hazırlandı. Bilimsel Programda, erişkin ve pediatrik kök hücre
nakli konuları her yönüyle tartışılıp çok değerli bilim insanları tarafından güncel
veriler sunuldu.
Kemik iliği nakil merkezlerinin uluslararası akreditasyonu son derece önemli
bir konudur. Bu akreditasyon
JACIE adlı bir sistem tarafından
yürütülmektedir.
Kongre
programında bu sene JACIE
Transplant Merkezi Hazırlık
Kursu’nun ikincisi düzenlendi.
European Society for Blood
and Marrow Transplantation
(EBMT) yetkililerinin önemli
bilgiler aktardığı bu kursa
transplantasyon ünitelerinde
görevli ya da görev alacak 12
hekim katıldı.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
5
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Toplantılar
Ülkemizdeki nakil merkezlerinin 38’i halen Avrupa Kan
ve Kemik İliği Nakli Derneği (EBMT) üyesidir. EBMT ile
veri paylaşımını sağlayan çalışanların bu konuda zaman
zaman zorluk çektiği bilinmektedir. Bu nedenle bu yıl da
Veri Yönetimi Kursu’nun, dördüncüsü düzenlendi. Böylece
yenilenen veri iletim sisteminin tanıtımı da yapıldı.
Kongrede EBMT ve Onkoloji Hemşireliği Derneği ile işbirliği
yapılarak 4. EBMT/THD Kök Hücre Transplantasyonu
Hemşireliği Kursu düzenlendi. Her nakil merkezinden bir
hemşire THD desteği ile kursa katıldı.
Bilimsel programda, erişkin ve pediatrik kök hücre nakli
konuları her yönüyle tartışılıp çok değerli bilim insanları
tarafından güncel veriler sunuldu.
Kongrenin son günü ise EBMT tarafından gerçekleştirilen
“Kronik Graft -versus- Host Hastalığı (GVHH)” başlıklı
eğitim programı yer aldı. Bu programda kronik GVHH,
günlük pratikte karşılaştığımız tüm sorunlara önemli
ölçüde yanıt olabilecek şekilde, patogenez, yeni sınıflama
(National Institutes of Health (NIH)) ve tedavinin tüm
yönleri ile ayrıntılı olarak incelendi.
Kongre sadece hematopoetik kök hücre naklini değil,
kök hücre tedavileri ana başlığında diğer kök hücre
uygulamalarını da konu aldı. Bu kapsamda temel
kavramlardan uygulamalara ve ülkemizdeki gelişmelerin
ele alındığı oturumlara yer verildi. Hematopoetik kök
hücre nakli ve nakil dışındaki kök hücre araştırmaları
ile yurt dışında konularında öne çıkmış değerli “bilim
elçisi” meslektaşlarımız da yeni çalışmaları ile aramızda
oldular.
Kongrenin ilk günü 6 Mart 2014 tarihinde 20:30-24:00
saatleri arasında ‘Ulusal Kök Hücre Araştırmaları Çalıştayı’
gerçekleştirildi. Bu çalıştayda ülkemizdeki kök hücre
araştırmalarının değerlendirilmesi ve kılavuzlarının
oluşturulması amaçlandı. Bu çalıştayda farklı konu
başlıklarında yer alan yedi çalışma masasına yaklaşık 80
hekim katıldı.
6
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Toplantılar
Kongre kapsamında Teoman Soysal, Muzaffer Demir,
Hale Ören ve Fahir Özkalemkaş’ın katıldığı bir basın
toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya 17 farklı basın
kuruluşundan toplam 22 kişi katıldı.
Kongreye 114 bilimsel çalışma gönderildi ve,
programda 4’ü EBMT ile ortak olmak üzere 18 bilimsel
oturum düzenlendi. Konuşmacıların 6’sı (ikisi Türk)
yurtdışından gelmiş olan uzman bilim insanlarıydı.
Kongrede, ayrıca, gönderilen bildiriler arasından jüri
tarafından seçilen en iyi 3 bildiri sahibine de ödül
verilmiştir.
THO 8: KLİNİSYEN - PATOLOG ORTAK LENFOMA
KURSU BAŞARIYLA TAMAMLANDI
Türk Hematoloji Derneği, 2008-2009'da uygulamaya koyduğu Türk
Hematoloji Okulu Programı ile YDUS'u kazanan hematoloji araştırma
görevlilerine temel hematoloji eğitimi vermektedir. İlk mezunlarını
2011 yılında veren Türk Hematoloji Okulu'nun üç yıllık yeni dönemi
yeni toplantılarla devam etmektedir.
Türk Hematoloji Okulu'nun yeni döneminin sekizinci kursu
“Klinisyen - Patolog Ortak Lenfoma Kursu” Ankara’da 26-27 Nisan
2014 tarihlerinde 19 konuşmacı ve 22 farklı ilden toplam 128 katılımcı
ile başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Okulun
webcast
sunumları
çok
yakında
web
sayfamızda
(www.thd.org.tr) yer alacak.
ŞİMDİ SIRA VAN’DA
Türk Hematoloji Okulu'nun yeni döneminin dokuzuncu
kursu (THO 9) Avrupa Hematoloji Birliği (EHA) ortaklığı
ile “Konsültasyon Hematolojisi” başlığında 28-29
Haziran 2014 tarihlerinde Van’da gerçekleştirilecek.
İLK ONLİNE EĞİTİMİMİZ
HAZİRAN AYINDA
YAPILACAK
Eğitim aktivitelerimize yeni bir kapı açtık. Online
eğitimleri başlatıyoruz. Kronik Miyeloid Lösemi
konusunda 6 Haziran 2014 tarihinde yapılacak ilk
online eğitim ayrıntıları web sayfamızda yer alacaktır.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
7
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Kliniklerimiz
Türk Hematoloji Derneği
Bülteni, kliniklerimizi
tanıtmaya devam ediyor.
Bu sayımızda Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hematoloji Bilim Dalı’nı
konuk ettik ve Bilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Güray
Saydam sorularımızı
yanıtladı...
EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI
HEMATOLOJİ BİLİM DALI
Kliniğinizin tarihçesini kısaca anlatır mısınız?
HEMATOLOJİ BİLİM DALI
2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu 6 Kasım 1981 tarihinde ve bunun gereği
olarak Yüksek Öğretim Kurulu tarafından hazırlanan Üniversitelerde Akademik
Teşkilat Yönetmeliği 18 Şubat 1982 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni kanun
ve anılan yönetmelik, anabilim dallarından oluşan bölüm esasını getirdiği için
İç Hastalıkları Kürsüsünün adı, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümünün
İç Hastalıkları Anabilim Dalı’na dönüşmüştür. Anılan kürsü ve anabilim dalında
gelişimini sürdüren Hematoloji Birimi, Senato’nun 04.02.1988 tarihli kararı ile İç
Hastalıkları Anabilim Dalının “Hematoloji Bilim Dalı” olarak kimlik kazanmıştır.
Doğal olarak Bilim Dalı Başkanlığına Prof. Dr. Mustafa Celal KARACA atanmıştır.
E.Ü. Tıp Fakültesi Kan Merkezi Prof Dr. Mustafa KARACA’nın önderliğinde
kurulmuştur. Kan Merkezi’nin yeniden yapılandırılması ve modern bir Kan
Bankası haline gelmesi 1998 - 1999 yıllarında Erişkin Hematoloji Bilim Dalı’nın
katkılarıyla gerçekleşmiştir. Merkez Hematoloji Bilim Dalı içerisinde hizmet
vermektedir. Başkanlığını Doç. Dr. Yeşim AYDINOK yürütmektedir. Türkiye’de ilk
kez Kan Merkezinde 24 saat hizmet veren hekim görevlendirilmesi sağlanmıştır.
Bu bağlamda gönüllü kan donörlerinin kan verme öncesi muayeneleri ve
hekim gözetiminde güvenli şekilde kan verebilmelerine olanak sağlanmıştır.
Kan bankasında tam kan kullanımı yerine kanın komponentlerinin kullanılması
konusunda çalışmalar yapılmıştır. Kan Merkezinde kanın komponentleri olan
eritrosit süspansiyonu, plazma ve trombosit süspansiyonları hazırlanabilir
hale getirilmiştir. Bu bağlamda Hematoloji Bilim Dalı tarafından hastanedeki
Klinik Birimlere verilen eğitim seminerleri sonucu tam kan kullanımı sınırlı
endikasyonları dışında bırakılarak komponent kullanım oranı altı ay içerisinde
%80’e çıkartılmıştır. Kan Merkezine kan ışınlama cihazının alınmasıyla özellikle
immun suprese hastalarda transfüzyona bağlı gelişebilecek yan etkilerin
önlenebilmesi amacıyla cihazın etkin klinik kullanımı sağlanmıştır.
Bilim Dalında 1997 yılında “otolog hematopoetik kök hücre transplantasyonu”
yapılmaya başlanmış; 1999 yılında da ilk “Allojeneik Hematopoetik Kök Hücre
Transplantasyonu” akut miyelositer lösemi tanılı bir hastaya yapılmıştır. Kan
Merkezimiz 1999 yılında “European Group for Blood and Marrow Transplantation
(EBMT)’ye üye olmuştur. Başlangıçtan bugüne merkezimizde yaklaşık 250
otolog, 20 allojeneik hematopoetik kök hücre transplantasyonu yapılmış
olup, bu aktivite, EBMT tarafından her yıl uluslararası hematoloji dergilerinde
yayınlanan “Avrupa yıllık hematopoetik kök hücre transplantasyon aktivitesi”
makalelerinin ek bölümünde diğer merkezlerin aktiviteleri ile birlikte yer almıştır.
Sunulan verilere göre, merkezimiz ilk uygulama yılından bugüne, Ülkemizde
en çok otolog transplantasyon yapılan merkezlerden biridir. Ülkemizde yapılan
otolog transplantasyonların yaklaşık 1/5’ini oluşturmaktadır. Halen ülkemizde
EBMT’ye üye 26 transplant merkezi arasında EBMT tarafından transplantasyon
merkezi olarak akredite edilen 5 merkezden biridir.
Hematoloji Bilim Dalında aşağıdaki önemli buluş ve uygulamalar yapılmıştır:
Prof. Dr. Mustafa Celal KARACA; kalitatif trombosit hastalıklarından primer
trombopatide bir veriş kusuru olduğunu bulmuş ve bu buluşla trombosit
fizyopatolojisinde “veriş kusuru” görüşü ilk kez tıp literatürüne girmiştir. Bu
buluş çok geniş araştırmalara konu olmuştur. Primer trombopatide trombosit
8
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
fosfolipidlerini ölçmüş ve bunların gerek miktar gerekse kompozisyon yönünden
normal olduğunu ilk kez göstermiştir.
Skörbütte kalitatif trombosit hastalığının (trombopati) defekt şeklinde var
olduğu ve bunun C vitamini tedavisiyle düzeldiği ilk kez gösterilmiştir. Bu buluş
9 yıl sonra diğer araştırmacılar tarafından doğrulanmıştır.
Tromboastenik trombopati adı altında yeni bir kalitatif trombosit hastalığı ilk kez
gösterilmiştir.
Aspergilloz O adlı bir fibrinolitik ajanın pürifikasyonu yapılmış ve ilk kez insanlara
tatbik edilerek kuvvetli bir fibrinolitik etkisi olduğu gösterilmiştir.
Kanser vakalarında defibrinasyon sendromunun varlığı ve oluş mekanizması ile
Ehler - Danlos Sendromunda trombosit - kollagen ilişkisinin kusurlu olduğu ilk
kez Prof. Dr. Mustafa KARACA tarafından gösterilmiştir.
Bunlardan başka, Prof. Dr. Mustafa KARACA, bazı yeni laboratuvar metotlarını
bulup araştırmalar için kullanılır hale gelmesine de katkıda bulunmuştur.
Trombosit distile su testini, trombosit osmotik rezistans testini, trombosit
fibrinojeni tayin yöntemini, trombin jenerasyon testine dayalı heparin yükleme
testini ve latent siroz teşhisinde coumadin yükleme testini bulmuştur.
1987 yılında ilk kez plazmaferez ünitesi kurulmuş ve ilk plazmaferez 1988 yılında
gerçekleştirilmiştir.
Lösemik hücre kültürleri ve sinyal ileti sistemi çalışmaları Türkiye’de ilk kez
kurulmuş ve araştırmalar üretilmeye başlanmıştır. 1997’den başlayarak yaklaşık
15 uluslararası araştırma makalesi üretilmiştir. Ayrıca Dr. Serdar Bedii OMAY
tarafından halk ilaçları laboratuvara taşınarak antikanser özellikleri açısından
değerlendirme deneyleri yapılmıştır.
2002 yılında Türkiye’de ve dünyada ilk insan çalışma serisi olarak kalp
yetmezliğinde kalbe kemik iliği kök hücre nakli uygulanmıştır. (Kalp Cerrahisi ve
Hematoloji, Dr. Mustafa ÖZBARAN, Dr. Serdar Bedii OMAY).
EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ERİŞKİN KEMİK İLİĞİ NAKLİ ÜNİTESİ
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bilim Dalı
bünyesinde yer alan Erişkin Kemik İliği Nakli Ünitesi modern, konforlu ve bir
nakil ünitesi için gerekli tüm donanımları içeren modern ve konforlu bir ortamda
çalışmalarını sürdürmektedir. 6 yataklı ünitemiz çoğunlukla Ege Bölgesinde
yaşayan hastaların hematopoetik kök hücre nakillerinin yapıldığı bir merkez
olmasına karşın ülkemizin tüm yörelerinden hastalar da başvurmaktadır.
Ünitemizde ilk otolog hematopoetik kök hücre nakli 1997 yılında nonHodgkin lenfoma tanılı bir hastaya, HLA tam uyumlu kardeşinden allojeneik
hematopoetik kök hücre nakli ise akut myelositer lösemili bir hastaya yapılmış
olup, her iki hasta da halen sağlıklı olarak yaşamlarına devam etmektedirler.
Sonraki yıllarda hasta sayıları hızla artmış ve yılda 80-100 hastaya nakil yapılan
ve başarılı sonuçları ile tercih edilen bir merkez haline gelmiştir. Bugün için
ülkemizde 20’yi aşan kemik iliği nakli merkezleri arasında en fazla nakil yapan
birkaç merkez arasında yer almaktadır.
İlk uygulama yılı 1997’den 2011’e dek 756’sı otolog, 166’sı allojeneik olmak
üzere toplam 922 hastaya hematopoetik kök hücre nakli uygulanmıştır. Erişkin
hastalarda otolog kök hücre naklinin en sık uygulandığı hastalıklar Multipl
Myelom, Hodgkin ve non-Hodgkin Lenfoma hastalıklarıdır. Allojeneik kök
hücre nakli ise ön planda akut myelositer lösemi ve akut lenfoblastik lösemili
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Kliniklerimiz
hastalara uygulanmaktadır. Bu hastalıklara yakalanmış yüzlerce hasta bu
tedavi uygulamaları ile yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilme şansını
yakalamışlardır.
Kurulduğu yıldan itibaren “European Society of Blood and Bone Marrow
Transplantation -EBMT-” üyesi olan merkezimiz Hematoloji Bilim Dalı’nın bu
alanda deneyimli öğretim üyeleri, uzmanları ve deneyimli hemşire kadrosu
ile bir ekip çalışması halinde yürüttüğü hematopoetik kök hücre nakli
uygulamalarımızın başarı oranı yüksektir ve gelişmiş ülkelerin sonuçları ile
karşılaştırılabilecek düzeydedir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Terapötik Aferez Merkezi
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesinde aferez işlemleri 1985 yılında
hocamız Prof. Dr. Mustafa Celal Karaca tarafından başlatılmıştır. Başlangıçta
nispeten az olan işlem sayısı özellikle Hematoloji Bilim Dalının ve sonrasında
Hematoloji Bilim Dalı başkanları
Başkanın Unvanı,
Adı ve SOYADI
Prof. Dr. Mustafa Calâl KARACA
Prof. Dr. Filiz BÜYÜKKEÇECİ
Prof. Dr. Murat TOMBULOĞLU
Prof.Dr.Seçkin ÇAĞIRGAN
Prof.Dr.Güray SAYDAM
Bu göreve başlama ve ayrılma
tarihleri
04.02.1988-08 .09.1993
08.09.1993-17.09.2002
26.09.2002-26.09.2005
14.09.2012-19.11.2011
26.09.2005-26.09.2008
19.11.2011-Halen Devam ediyor
Aferez Ünitesinin kurulmasıyla hızla artmıştır. Merkezimizin 1997 yılında
başlayan kök hücre aferezi aktivitesi de yıllar içinde gelişerek artış göstermiştir.
Merkezimiz 2008 yılında yeniden yapılanan İç Hastalıkları Kliniği bünyesindeki
yeni ünitesine taşınmıştır. 2010 yılında yayınlanan 27517 sayılı yönetmeliğe
uygun olarak gerçekleştirdiği başvurunun sonrasında EÜTF Terapötik Aferez
Merkezi (TAM) olarak ruhsatlandırılmıştır. Ruhsatlandırmayı takiben yaptığımız
başvurunun kabulü sonrasında ‘Terapötik Aferez Eğitim Merkezi (TAEM)’ olarak
yetkilendirilmiştir.
EÜTF-TAM başlıca üç bölümden oluşmaktadır. (1) Aferez Ünitesi (68 m2,
hastabaşı destek üniteleri olan beş adet çok fonksiyonlu hasta yatağı,
havalandırma sistemleri ve gerekli tüm cihazlar, (2) Kök Hücre işleme 20 m2,
HEPA filtreli ve pozitif basınç sistemli ortam, laminar akımlı kabin ve programlı
dondurma cihazı ve (3) saklama 22 m2, klimatize ortamda -80°C mekanik
dondurucular, sıvı azot saklama tankı, bölümleri ve (4) Bilgi işlem, hasta kabul
ve muayene odası (14 m2, bilgisayar ve hasta muayene masası.)
EÜTF-TAM personeli çoğunluğu uzun yıllardır bu alanda tecrübe kazanmış
hekim (kalite sorumlusu Prof. Dr. Murat Tombuloğlu ve sorumlu uzman Doç.
Dr. Ayhan Dönmez), hemşire (teknik sorumlusu Yük. Hem. Bahar Arık ile sağlık
personelleri Hem. Ayser Mesut ve Hem. Nazife Karaküçük) ve tıbbi sekreterden
(Ülkü Keçeci) oluşmaktadır.
EÜTF-TAM, günümüze kadar giderek artan sayıda terapötik plazma değişimi,
donör aferezi ve kök hücre aferezi gerçekleştirmiştir. Son bir yıl içinde toplam
561 işlem (çevresel hematopoetik kök hücre toplanması: 307, terapötik
plazma değişimi: 237 ve diğer işlemler: 20) uygulanmış, ayrıca gerçekleştirilen
işlemlerin çeşitliliği de arttırılmıştır.
EÜTF-TAM, üç ay önce ilk dönem eğitimine başlamıştır. Eğitimde görev alan
hocalarımız ve arkadaşlarımız (Prof. Dr. Murat Tombuloğlu, Prof. Dr. Gürhan
Kadıköylü, Prof. Dr. Yeşim Aydınok, Prof. Dr. Günseli Öztürk, Prof. Dr. Savaş
Kansoy, Doç. Dr. Ayhan Dönmez, Doç. Dr. Mahmut Töbü, Doç. Dr. Taner Dağcı
ve Yük. Hem. Bahar Arık) kısa süre önce sonlanan eğitim dönemini başarıyla
tamamlamanın mutluluğunu yaşamaktadırlar.
Merkezin bilimsel aktivitelerinin (özellikle çevresel kök hücre mobilizasyonu,
toplanması, işlenmesi, saklanması, infüzyonu ve homing üzerine) son yıllarda
giderek arttığı izlenmektedir.
Aferez işlemlerini 24 saat boyunca kesintisiz gerçekleştirebilen EÜTF-TAM,
alanındaki yenilikleri en kısa süre içinde uygulamaya geçirerek bölgesinin
tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamayı, üst düzeyde eğitim vermeyi ve bilimsel
aktivitelerini daha da arttırmayı hedeflemektedir.
DENEYSEL HEMATOLOJİ LABORATUVARI
1997 Yılında hematoloji laboratuvarının içinde bir bölümde başlanmış olan hücre
kültürü çalışmalarına 2009 yılından itibaren İç Hastalıkları Araştırma Laboratuvar
kompleksi içindeki deneysel hematoloji laboratuvarında Doç. Dr. Fahri Şahin ve
Prof. Dr. Güray Saydam’ın sorumluluğunda devam edilmektedir.
PROF. DR. MUSTAFA CELAL KARACA HEMATOLOJİ LABORATUVARI
İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nın kuruluşundan beri var olan laboratuvar,
04.02.1988 tarihinde Hematoloji Bilim Dalı’nın kurulmasıyla birlikte Hematoloji
Laboratuvarı adı altında hizmet vermeye devam etmiştir. 2002 yılından itibaren
laboratuvarın adı “Prof. Dr. Mustafa Celal Karaca Laboratuvarı” olarak değişmiş
olup halen aktif olarak çalışmakta, hemogram, periferik yayma, kemik iliği,
koagülasyon, tromboz hemostaz ve viabilite testleri ile, sadece İç Hastalıkları
anabilim dalına değil tüm hastaneye hizmet vermektedir.
Kaç hasta yatağınız var ve doluluk oranınız nedir?
Kliniğimizde resmi olarak 35 klinik yatağı ve allojeneik kök hücre nakli için
ayrı bir ünite olarak 6 adet transplantasyon ünitemiz var. Klinikte ortalama 50
civarında hematoloji hastası yatıyor. Maalesef her yerde olduğu gibi, diğer bilim
dallarının yataklarını da kullanmak zorunda kalabiliyoruz.
Transplantasyon üniteniz var mı?
Yılda kaç transplantasyon yapıyorsunuz?
Hastanenizin yatak kapasitesi nedir?
Kendimize ait 6 odadan oluşan bir transplant ünitemiz var. Yılda ortalama 40-50
allojeneik, 100-120 arasında otolog kök hücre nakli gerçekleştiriyoruz.
Poliklinik yükünüzden bahseder misiniz?
Yıllık poliklinik sayınız ortalama nedir?
Kendimize ait 3 adet polikliniğimiz var. Bir tanesi özel dal polikliniği olarak
hemofili, talasemi, tromboz, KİT gibi özellikli hasta grubuna bakıyor. İkinci
polikliniğimiz selim ve yeni başvuru hastalarla ilgileniyor. 3 nolu polikliniğimiz
tanılı ve kemoterapi alan hastalara hizmet veriyor. Günde ortalama 50-70 hasta
bakıyoruz. Yıllık tahminen 15000 civarında poliklinik hizmetimiz var.
Biriminizde kaç yıldır hematoloji yandal asistan eğitimi veriliyor?
Birimimizde kurulduğu andan itibaren yan dal eğitimi veriliyor.
Türk Hematoloji Okulu projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Faydalı buluyoruz ve yan dal uzmanı arkadaşların katılımını destekliyoruz.
Akademik kadronuz kaç kişiden oluşuyor?
Akademik kadromuzda 4 profesör, 2 doçent ve 1 hematoloji uzmanımız vardır.
Prof.Dr. Güray Saydam, Prof. Dr. Murat Tombuloğlu, Prof. Dr Mahmut Töbü,
Prof.Dr Ayhan Dönmez, Doç.Dr. Filiz Vural ve Doç. Dr Fahri Şahin akademik
kadroyu oluşturuyor. Uzm.Dr. Nur Akad Soyer, hematoloji uzmanı olarak
kliniğimize 7 ay önce katılmıştır.
Asistan eğitiminde kullanılan çekirdek eğitim müfredatınız var mı?
THD ve EHA’nın uygun gördüğü müfredata uymaya çalışıyoruz.
Kongrelere katılabiliyor musunuz?
Hangi toplantıları tercih ediyorsunuz?
Kongrelerin hepsine katılım mümkün olamıyor doğal olarak. THD, ASH ve EHA
kongrelerini tercih ediyoruz. Ayrıca bölgemizde kendimiz de çok sayıda eğitim
faaliyeti düzenliyoruz.
Üyelerimize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Hematoloji, hematolojiyi sevenlerin yapabileceği br branştır ve görerek tanı
konan nadir disiplinlerdendir.
Kliniğinizde görev yapan akademisyenler ve uzmanlar kimlerdir?
Akademisyenleri daha önce belirtmiştim. Yandal ihtisasında şu an Uzm.Dr. Asu
Fergün Yılmaz, Uzm. Dr. Ajda Ersoy Güneş, Uzm. Dr. Evrim Doğan, Uzm.Dr.
Melda Cömert, Uzm. Dr. Hatice Demet Kiper görev yapmaktadır. Son YDUS
sonrası Uzm. Dr. Mustafa Duran, Uzm. Dr. Ayşe Uysal ve Uzm. Dr. Püsem Patır
da aramıza katılmışlardır.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
9
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Kıdemli Üyemiz
Türk Hematoloji Derneği Bülteni kıdemli üyelerimizi konuk etmeye devam ediyor. Bu
sayımızdaki konuğumuz Prof. Dr. Nejat Akar sorularımızı yanıtladı...
Nejat Akar
Hocam, bize üniversite öncesi yaşantınızdan kısaca söz eder misiniz?
9 Ekim 1952 günü Ankara Cebeci’de doğdum. Babam subay, annem ev hanımıydı. Kökümüz
baba tarafından Bosna’ya, anne tarafından Erzurum’a dayanıyor. Çubuk/Ankara,Iğdır ve
sonunda Malatya Gazi İlkokulunu bitirdim. 1963-1970 yılları arasında TED Ankara Koleji’nde
orta ve lise eğitimimi aldım. Lise yıllarının yaz tatillerinde de bir yakınımızın eczanesinde kalfa
olarak çalıştım.
Neden tıp fakültesini seçtiniz? Tıbbın hangi alanına yöneleceğinize nasıl karar verdiniz?
Çocukluğumuzda en sık karşılaştığımız sorulardan birisi: “Büyüyünce ne olacaksın?” dır. Bu
soruya, ilkokulda yaşamıma giren bir kadın cerrahın beni etkilemesiyle “Doktor olacağım.
Hem de operatör!” derdim. Bu kadın cerrah Op. Dr. Yıldız Yalçınlar’dı. Kendisini babamın
görevi nedeniyle bulunduğu Iğdır’da ilkokul öğrencisiyken tanımış, onun hekimliğinden
etkilenerek mesleğimi seçmiştim. Yıldız Yalçınlar, Ankara Tıp Fakültesi’nin ilk kadın cerrahıydı.
Daha sonra beyin cerrahisi ihtisası yapmıştı. Türkiye’nin ilk iki kadın beyin cerrahından
birisiydi.
1970 yılında üniversite giriş sınavlarıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi giriş sınavları ayrı ayrı
yapılıyordu. Ben tıp fakültesini o yıl kazanamamış, ODTÜ Elektrik Mühendisliğini kazanmış,
yabancı dil sınavını aşıp birinci sınıfa kayıt yaptırmıştım. Ertesi yıl, babamın da desteğiyle
sınavlara tekrar girip, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanmış, hekim olma hayaliminin
ilk basamağını geçmiştim.
Güneşli bir Ankara sabahıydı. Sabah teorik dersten çıktıktan sonra, pratik uygulama
saatini bekliyorduk. “Ayten Hoca geliyor,” dediklerinde, hematoloji servisinde bir hastanın
başında toplandık. O gün staj grubundan bazı arkadaşlarımız gelmemişti.Ancak üç dört kişi
vardık. Bize “Beni takip edin,” dedi ve bizi bir alt kattaki hematoloji laboratuvarına götürdü.
Hematoloji laboratuvarının hemen kapı girişinde yerleştirilmiş mikroskopun başına geçti.
Prof. Dr. Ayten Arcasoy, mikroskop yanına dizilmiş preparatlardan birisini alıp dikkatlice
mikroskopa yerleştirdi. Boyalı bir cam parçasıydı. Buydu dersin konusu. O gün, o ufacık cam
parçasında bir dünyanın gizli olduğunu fark ettim. O derste, bir lam parçasına bakıp, iki saate
yakın anlattıklarından etkilenmiş, daha henüz çocuk kliniğine girmeden, hematolog olmaya
karar vermiştim.
Benim şansım Ayten Arcasoy, Ayhan O.Çavdar, Sevgi Gözdaşoğlu, Şükrü Cin ve Emel
Babacan’dan oluşan çok güçlü bir pediatrik hematoloji grubunun altıncı elemanı hematolojiye
adım atmamdı. Sonra da moleküler hematoloji benim dünyam oldu.
Geçmişe dönme imkânı olsa tekrar aynı yolda yürür müydünüz?
Kesinlikle ve tereddüt etmeden “evet”.
Hematolojinin bugünü ve geleceği için neler söylersiniz?
Hematolojinin dünü ile bugünü arasındaki farkı anlamak için sadece klasik hematoloji
kitaplarının hacimlerini karşılaştırmak yeterlidir. Hematolojideki gelişmelerin ve bilgi
birikiminin yıllar içinde ne denli hızlı artış içinde olduğunu bu kitaplar bize gösterecektir. Artık
ilerleme o noktaya gelmiştir ki, zaman herşeyi bilen bir uzman değil, belirli bir hematoloji
alanında uzman olmanın zamanıdır. Gelişen teknoloji ve yeni geliştirilen tedavi yöntemleri
hematolojide bilgi birikimine inanılmaz katkıda bulunmaktadır. Hematolojideki bu hızlı
gelişime ayak uydurabilmek için de bilimsel üretime çok önem vermeliyiz.
Türk Hematoloji Derneği faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Benim Türk Hematoloji Derneği ile tanışmam, asistanlığımın ilk yılında Nisan-1979’da
Türk Hematoloji Derneği tarafından düzenlenen “Mediterranean Blood Club” kongresine
katılmamla başladı. Uzman olduktan sonra 1984’de derneğe üye oldum. O günlerden
bugünlere derneğin çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor.
Benim üzerinde özellikle üzerinde durmak istediğim nokta, yenilenen yönetim kurullarının,
bir önceki yönetim kurullarından devir aldıkları eğitim-araştırma-burs-yayınlar-dergi- ulusal ve
uluslarası kongre çalışmalarının üzerine koyarak devam ettirmeleridir. Türkiye’de genellikle
yeni gelenler, eskinin üzerini silerler. Sevindirici olan derneğimizde geçmişe sahip çıkma
geleneğinin yerleşmiş olmasıdır.
Vizyon genç kuşakların eğitimi ve kaynaşması olarak sürdürüldüğü sürece, gelecek
konusunda iyimser olmalıyız. Üzerinde durulması gereken bir nokta da şudur: Yeni
derneklerin kurulması Türk Hematolojisinin gücünün bölünmesine yol açacaktır. Burada
hastalara yönelik sivil toplum derneklerini kastetmiyorum ama eninde sonunda “Türk
Hematoloji Derneği’nin ayakta kalacağını düşünüyorum.
Hematoloji dışında hayatınızda neler yer almakta?
Yaşam bir keyif alma sürecidir. Yazma keyfini, ilk yazdığım yazım 1977'de Cumhuriyet
Gazetesi'nde basıldığında almıştım. Sonra mesleki alanda araştırmalarım, özellikle de
yurtdışında yayımlandıkça daha farklı bir keyif aldığımı söyleyebilirim.
Gölgede kalanlar, unutulanlar ilgi alanım. “Bozkır Çocuklarına Bir Umut “ kitabımda Ord.Prof.
Dr.Albert Eckstein’ı; “Bir İnsanlık Görevi’nde Dumlupınar gemisini; “YILDIZ’da, Op.Dr.Yıldız
Yalçınlar’ı”; “Prof.Dr. Bahtiyar Demirağ’ı araştırarak yazdım.”
Prof. Eckstein ile ilgili kitabımın araştırmaları 18 yıldır devam ediyor. Dumlupınar ise yaklaşık
beş yılımı aldı.
10
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
Son kitabım “Çantamdaki Portreler’de” bana teslim edilen aile öyküleri-fotoğrafları ve yine
gölgede kaldığına inandığım hayatlar vardı. Onlara karşı sorumluluk duyuyordum. O nedenle
böyle bir kitabın oluşmasını özellikle istedim. Bu öykülerden birisi “Yıldız: Iğdır’da Bir Kadın
Cerrah: Op.Dr.Yıldız Yalçınlar”dı. Yakın zamanda bir belgesele temel oldu. “Çantamdaki
Portreler” kitabımın dağıtımı yapıldıktan sonra, okuyucularımın bana ilettikleri belgelerfotoğraflarla ikinci bir “Çantamdaki Portreler” kitabı oluşmaya başladı.
Şimdilerde Birinci Dünya Savaşı ile ilgili günlük ve anılarda yer alan, çocuklarla ilgili gözlemleri
derledim. Beş yıldır üzerinde çalıştığım bu derlemeyi umarım basabilecek bir yayınevi
bulabilirim. Bir konu üzerine odaklanarak fotoğraf çekmeyi de seviyorum. “Anne-Çocuk
Heykelleri” isimli bir fotoğraf sergisini Alp Can kardeşimin teşvikiyle açmıştım. Şimdilerde de
kendi çektiğim fotoğraflarla kısa gezi yazıları yazmaya çalışıyorum.
Daha genç meslektaşlarınız için birkaç mesaj alabilir miyiz?
Bizim mesleğimiz çok zorlu ve yıpratıcıdır. Giderek daha da zorlaşıyor. O nedenle hekimlik
dışında bir uğraşının olması meslektaşlarıma yaşama sevinci verecektir. Fotoğraf gibi, resim
gibi, müzik gibi. Öncelik tabii ki hastalarımız. Ama sürekli hasta baktığınız zaman, bir süre
sonra günlerimiz sıradanlaşıyor. Ben, mesleki alanım dışında tarihle ilintili araştırma yaparak,
kendimi, zihnimi yenileyebildiğimi sanıyorum.
Ben, hep hayallerimin peşinden koştum. Hayallerimin büyük bir kısmını da gerçekleştirdim.
Gerçekleştiremediklerim de var ama hiç yılgınlığa düşmedim. Kendimi hep yarışırken düşen,
sonra tekrar yarışmaya devam eden atletlere benzetirim. O nedenle de karşılarına çıkacak
zorluklarla hiç yılmasınlar. Yaşam her an yeniden başlar.
Son öğüdüm, meslektaşlarımın aile geçmişlerini belgelemeleri. Fotoğrafları, belgeleri
saklamaları. Kişisel tarihlerine sahip çıkmaları.
Hematoloji ile ilgili söyleyecek çok şey vardır, ama kayda geçmesi için bizimle bir
anınızı paylaşır mısınız?
Bursa - Mustafa Kemal Paşa Devlet Hastanesi’nde mecburi hizmette çalışmaya başlamıştım.
Yaptığım çeşitli araştırmalar sonucu 1984 yılında TÜBİTAK burslu olarak üç aylığına
İtalya’ya, Sardinya Adası’ndaki Cagliari kentine gitmiştim. Amacım moleküler genetiğin
beta talassemiaya uygulanmasını öğrenmekti. O yıllarda bu teknikleri öğrenmek amacıyla
yurt dışına çıkan ilk Türk’lerdendim. Giderken yanımda, deneylerde kullanmak üzere
Türk kanı örnekleri götürmüştüm. Orada çalışmaya başlayınca gördüm ki bu kanlar
kullanılacak gibi değil. Yanlış malzeme içinde taşındığından bozulmuş, bu da deneylerde
aksaklıklara yol açmıştı. Türkiye’den getirdiğim kan örneklerini çalışamadığımı açıklayıp.
İtalyan örnekleriyle çalışmak için izin istedim. Cevap olumsuzdu. “Mümkün değil, sen
buraya Türk gen değişimlerini incelemek için geldin”. Günler akıp gidiyordu. Ben de en
azından bir süre sonra çalışabilmek için Türkiye’den hocalarım ve eşim vasıtasıyla kan
göndermelerini istemiştim. Bir türlü gelmiyordu. Hem gelse bile uzun zaman alacağı belliydi.
Bu yüzden laboratuvarda ister istemez bir seyirci gibi, çalışmadan dolaşıyor, herhangi bir
iş yapmıyordum; bu da bana sıkıntı veriyordu. Oraya bir şeyler öğrenmeye gitmiştim ve bu
çalışma da, deney yapmadan mümkün olamazdı. İtalya’daki toplam süremden üç hafta
eksilmiş, geriye sadece dokuz haftam kalmıştı. - Bir Cumartesi günü Fausto isimli İtalyan
meslektaşım, “Pazar günü, şehirde bir konser var; gelmek ister misin? diye sordu. “.
Şehrin dışında bir hastanenin beşinci katında yalnız kalıyordum.O nedenle teklifini hemen
memnuniyetle kabul ettim. Sözleştiğimiz saatte geldi Fausto, küçük bir Fiat 600’le. Kaldığım
yer, konser salonuna sekiz kilometre uzaktaydı. Oraya giderken, limanın içinden geçilmesi
gerekiyordu. Cagliari bir liman kentidir. İzmir’in Kordonboyu’nu andırır. Kordonda liman,
sonra en işlek caddesi ve binalar denize dayanır. Limana hafif bir meyille girersiniz. Eğim,
limanı, size kuşbakışı gösterir, ardından sizi aşağı doğru, ana caddeye bırakır.Öğle güneşi
kırılmış, ilerliyorduk ki bir baktım “Aaa! İnanılmaz bir şey! Bir gemi ve Türk bayrağı”… “Dur!”
dedim Fausto’ya. Geminin ardında dalgalanan bayrağımıza uzun süre baktım. Ayağıma
gelmişti sanki hayal bile edemeyeceğim bu yardım. Hızla hastaneye gittik. Hazırlık yaptım:
kan tüpü, pamuk, enjektör… Limana döndük. Fausto’ya güle güle dedikten sonra çantamı
aldım, güverteye doğru yürüdüm. Güverteye çıkan merdivenin yanında bir tayfa çalışıyordu.
“Selamünaleyküm!” dedim. Adam döndü baktı, üstelik İtalya’da bir Türk; ne gezer? O da
şaşırmıştı… “Kolay gelsin. Ben Kaptan’ı görmek istiyorum. Doktorum .” “Olur; şuradan çık…”
diyerek bana yolu tarif etti. Kaptanı buldum, kapıyı çaldım… İçeriden soğuk, otoriter bir ses
yükseldi: “Gel!”. Ben, içeri girdim. Kaptan oturmuş; arkasında vantilatör, yanında köpüklü
birayı koymuş, o koca göbeği dışarıda, üstünde inceden bir atlet, ayaklarını masanın üzerine
uzatmış… Belli öğleden sonra rehaveti çökmüş. Dedim ki: “Ben Türkiye’den bir araştırma
için geldim; ama bir türlü çalışamıyorum. Çok zor durumda kaldım; çünkü ülkeden getirdiğim
kan örnekleri çalışmama olanak sağlamadı. Türk kanlarına ihtiyacım var…” Gözlerime baktı.
Alaycı, otoriter, aynı zamanda özgüveni sonsuz bir yardımseverin hoş tavrıyla “Benden alma
da kimden alırsan al.” Dedi. Sonra da Miço’yu çağıracağını, onun bana yardımcı olacağını
söyledi. Az sonra Miço geldi. Durumu ona da anlattım. Miço, genç, 20 - 22 yaşlarında tipik bir
İstanbul delikanlısı. Her boyaya girip çıktığı belli, anasının gözü. Kot pantolon üzerine salaş bir
gömlek geçirmişti… Kaptan “Oğlum” dedi…” Doktor bir aydır buradaymış, Türk yemeklerini
özlemiştir, karavanadan yemek getirin.” Beş on dakika sonra aşçıbaşı yemek getirdi. Hiç
unutmam: Kıymalı yeşil fasulye, makarna ve Ersu; Türk meyve suyu… Levent “Abi” dedi. “…
bu iş kolay. Ben hemen hallederim. Merak etme sen. İlk kanı ben veririm. Ben verince hepsi
verir; ama çoğu tayfa çarşı izninde. Bir iki saat sonra gelmeye başlarlar; istersen bekleyelim
biraz; tayfalar zaten toplam on beş kişi” dedi. Oturduk, bekledik. İzindekiler gemiye dönmeye
başladı. Levent, tüm mürettebatı topladı ve “Doktor arkadaşımız, vatan hayrına çalışmalar
yapmak istiyor, ama zor durumda kalmış. Kan vereceğiz.” diyerek tayfalara durumu açıkladı.
Ahçı “Ben kan man vermem.” dedi. Kan görünce bayılırmış. Kaçtı, gitti. İlk Levent uzattı
kolunu. O verince diğerleri de ılımlı baktı kan tüplerine. Sonuçta o akşam tam on üç farklı
kan örneği aldım. Sonra, Levent’le Cagliari limanına çıktık. Yaptıklarının şerefine bir barda
bira ısmarladım ona, sohbet ettik. Akşam 6 - 6.30 gibi ayrıldım ve yürüyerek hastaneye
geldim. Örneklerden DNA elde etmek üzere çalışmaya başladım. Sabah deneyin devamında
tam tüpleri çalkalarken laboratuvarın patronu Mario Pirastu geldi. Baktı ki elimde bir takım
örnekler, DNA elde ediyorum… “Sen n’apıyorsun?” dedi kızgın bir ifadeyle, beni sorguladı.
“Çalışıyorum…” dedim. “Hangi kanla çalışıyorsun öyle?” “Türk kanı” cevabını verdim. O,
laboratuvar çalışanlarından habersiz İtalyan kanlarını çalıştığımı düşünmüş olacaktı…
“Ama, nasıl olur, ne zaman geldi kanlar? Cumartesi günü beraberdik; imkansız…” Ben de
Pazar gününü tüm ayrıntılarıyla anlattım. Mario bir an duraksadı. “Ya öyle mi? Devam et o
halde” sözcükleri döküldü dudaklarından utangaç bir tavırla… Aynı gün Mario’nun da şefi
olan, adından söz edilirken herkesin titrediği Profesör Antonio Cao yanıma geldi. Hikayemi
anlattırdı, dinledi. Sonra üç aylık çalışma süremi uzatmamı istediler.Altı ay kaldım orada.
Türkiye’ye döndüğümde, öğrendiğim Moleküler Genetik tekniğini uygulayabilecek bir
laboratuvar kurulması için çalışmalarımızı başlattım. Gemi, Derya - 2 gemisi idi. Tayfalarını
da, personelini de saygı ve sevgiyle anıyorum. O an, o Türk bayraklı gemiyi gördüğümde
hayatımın dönüm noktasını yaşadığımı hissettim. Derya - 2 gemisini bir daha hiç görmedim;
ama 1989 yılında yazmış olduğum bir bilimsel makalenin teşekkür kısmında Derya - 2
gemisinin personeline minnettarlığımı dile getirmeyi de unutmadım…
BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014
Zorunlu Hizmetteki Üyemiz
Türk Hematoloji Derneği Bülteni’nin zorunlu hizmette görev yapan üyelerimizi daha
yakından tanımak ve çalışma koşullarını anlamak için oluşturduğu bölümünün bu
sayımızdaki konuğu Dr. Salih Gözmen...
Kısaca kendinizden söz eder misiniz?
1978 doğumluyum. 2002 Ege Üniveristesi Tıp Fakültesi
mezunuyum. 2012 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi
Tıp Fakültesi’nde çocuk hematoloji uzmanlığımı
tamamladım. Bir yıl Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’nde zorunlu hizmet yeri olarak çalıştıktan
sonra eş durumu nedeniyle İzmir Dr. Behçet Uz
Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’nde zorunlu hizmetimi tamamladım. Şu
an Ege Üniveristesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD
Pediatrik Kök Hücre Nakli Merkezi’nde çalışmaktayım.
Devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamında görev
yaptığınız hastanede hematoloji uzmanı olarak
çalışma koşullarınızı anlatır mısınız?
Hematoloji doktorun tek başına yapabileceklerinden
öte bir ekip işidir. Bu bakımdan Erzurum çok yetersizdi.
Hematolojide deneyimli, nötropenik hasta izleyebilecek
bir ekip maalesef yoktu. Çocuk Cerrahisi ile aynı servisi
kullanmak zorunda olduğumuzdan yatırdığımız hastaları
izole etme şansımız yoktu.
Çalıştığınız hastanede hangi hematolojik hastalıklara
tanı koyup tedavilerini yapabiliyorsunuz? Bu alanda
eksiklikler var mıydı?
Akut lösemi düşünülen hastaların ileri tetkikleri
yapılamadığından sevk etmek zorundaydık. Hemofili
ve talasemi hastalarını izleyebiliyorduk. Ancak hemofili
hastalarında da faktör düzeylerini dış merkeze
gönderdiğimiz için sonuçlara ulaşma ya da transport
sebebiyle doğru sonucu almak zor oluyordu. İTP
hastalarını ve kanama diyatezi düşünülen hastaları
tetkiklerini anlaşmalı merkezde yaptırmak üzere takip
edebiliyorduk. Atatürk Üniversitesi bu konuda çok
yardımcı oldu.
Hematolojik hastalıkların gerek tanı ve gerekse
tedavilerinde başka disiplinlerin katkısı ve önemi göz
önüne alındığında, çalıştığınız hastane bu bakımdan
ne kadar yeterli?
Laboratuvar olarak yetersiz olmamıza rağmen çocuk
enfeksiyon ve diğer yandal hekimlerinin olması
avantajdı.
Çalıştığınız ildeki üniversite hastanesinde hematoloji
bölümü var mıydı? Varsa akademik alanda işbirliği
yapabiliyor muydunuz?
Atatürk Üniversitesi bu konuda çok yardımcı oldu.
Salih Gözmen
Kendi akademik süreciniz göz önüne alındığında,
devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamında inisiyatifiniz
dışında bir merkezde belli bir süre çalışmak
durumunda kalmanızı nasıl yorumlamaktasınız?
Bazen bunun popülist bir yaklaşım olduğunu
düşünüyorum. Burada tedavi ihtiyacı olan hastaları
gördükçe bu bölgeye de hizmet getirilmesi gerektiğine
hak veriyorum ancak bu işin çözümünün zorla doktor
göndermek olmadığını daha başka, cazip çözüm
yolları bulunması gerektiğini ve gönüllülük esası olması
gerektiğini düşünüyorum. Bir de kuraları takip eden
herkesin bildiği çifte standardın olmaması gerektiğini
düşünüyorum. Çoğu insan doğuya giderken bazı
kuralarda büyük şehirlerin açılmasının haksızlık
olduğunu düşünüyorum. Hatta herkesin bildiği gibi
zorunlu hizmeti akademik ünvanı olmadığı halde
bitirdiği üniversitesinde bile yapanlar olduğunu, onlara
o kuralarda yer açıldığını biliyoruz, sonuçta kul hakkına
giriyor bence. Eğer adil davranılmak isteniyorsa herkese
aynı şekilde yaklaşılmalı. Bu herkes tarafından bilinen
ama dillendirilmeyen bir şey.
Türk Hematoloji Derneği faaliyetleri hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Yandalı devam eden uzmanlara yönelik yıllar önce
başlattıkları kursların bile diğer bilim dalı mesleki
örgütlerince yapılmaya başlanması bile THD’nin aslında
ne kadar başarılı ve ileriyi gören bir yapıda çalıştığını
göstermektedir bence. Faaliyetlerinde emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum.
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ
11