Ödev 3

SÖYLEŞİ
PepsiCo ile küçük bir mola
Markalar Ar-Ge
ve inovasyonla
korunur!
Türkiye ekonomisinin en büyük
sorunlarından biri; kayıt dışılık. Kayıt
dışı ekonomiye karşı, hem devlet hem de
markalar nezdinde çalışmalar sürüyor.
Marka Koruma Grubu Sözcüsü Dr. Ali
Ercan Özgür’le kayıt dışı ekonominin
sakıncalarını, etkin bir ticari marka, sınaî
ve fikri mülkiyet ortamının nasıl oluşması
gerektiğini konuştuk…
Marka Koruma Grubu’nu anlatır mısınız?
Marka Koruma Grubu; kaçak, sahte gibi yasadışı ürünlerle mücadeleye ve ticari marka
haklarının etkin bir biçimde korunmasına
odaklanan, 2001 yılında kurulmuş gönüllü
bir özel sektör inisiyatifi. Misyonumuz; Türkiye’de tüketicilere iyi tercih hakkı ve değer
sunabilmek için, yenilikçi ve sürdürülebilir-
88
MARKETING TÜRKİYE
EYLÜL 2014
Marka Koruma Grubu olarak kayıt
dışı ekonomiyi azaltmak için neler yapıyorsunuz?
Marka Koruma Grubu bu alanda yaşanan
sorunların hem de fırsatların sözcülüğünü
yapmaya çalışıyor. Burada ki temel odak
noktası tüketiciler. Türkiye’nin önde gelen
markaları Marka Koruma Grubu’nu oluşturuyor. Dünya Gümrük Örgütü’nün son
raporuna göre; kaçakçılığın ve sahteciliğin
ciddi oranda arttığı görülüyor. Türkiye’de
bu oran düşüyor ama halen istenilen yerde
değiliz. Kayıt dışılık Türkiye gibi büyüyen
ekonomilerin karşılaştığı sorunlar. Marka
Koruma Grubu’nun üyeleri Türkiye’ye ciddi
oranda yatırım yapan ve büyük oranda vergi
ödeyen şirketlerden oluşuyor.
Peki, büyük markalar diğerleri içinde
örnek olabiliyor. Pepsi bu anlamda
nasıl bir role sahip?
PepsiCo’yu ben yerelleşmiş bir marka olarak görüyorum. Türkiye’nin dört bir yanında üretim bandı olan bir şirket. Artık Türkiye o uluslararası ekonomiye eklemlenmiş
durumda. PepsiCo da bunun iyi bir örneği
olarak uzun yıllardır Türkiye’de. Çalışanları
Türkiye’den ve binlerce tedarikçisi var. Çiftçiler dâhil. Türkiye’nin köylerinden kentlerine kadar dört bir yanına dokunan bir marka olan Pepsi markalaşma ve inovasyona
verdiği değer anlamında iyi bir örnek. Esasen bu durum Marka Koruma Grubu'nun
tüm üyeleri için de geçerlidir.
B
ize biraz kendinizden
bahseder misiniz?
Uluslararası ilişkiler mezunuyum. Daha sonra İngiltere’de kalkınma yönetimi
üzerine master ve bölgesel ekonomik kalkınma üzerine doktora yaptım. Türkiye’de
özellikle yerel ekonomi ve sanayi kalkınması üzerine çalışmalarım oldu. Önceki yıllarda da Amerikan Ticaret Odası direktörlüğü
görevini üstlendim. Şu anda Marka Koruma
Grubu’nun sözcüsü olarak konuşuyorum
ama aynı zamanda İdema Danışmanlık şirketinin kurucusuyum. Bu kapsamda da
Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler’le projeler yürütüyoruz.
lik anlayışıyla markaların etkin korunduğu
bir ortam oluşturmak, marka ihlallerinin;
kamu, tüketici, üretici ve perakendeci üzerindeki olumsuz sonuçları hakkında farkındalık yaratmak ve önlenmesi konusunda
gerekli aksiyonları almak. Bu doğrultuda
dokuz önemli şirket Marka Koruma Grubu’nun üyesi.
Marka Koruma Grubu Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür Türkiye'nin 2023 vizyonuna ulaşması için inovasyon
ve Ar-Ge'nin önemine değindi.
Bu organizasyon şeması içinde Pepsi’nin ekonomiye bir değer katması
Türkiye için ne anlam ifade ediyor?
Ciddi yatırımlardan, satış kanallarından ve
istihdamdan bahsediyoruz. Pepsi gibi markaların olması Türkiye’ye deneyim kazandırıyor. Pepsi dediğimiz zaman sadece logosu
olan bir marka değil, reklam pazarına ciddi katkısı olan, değer zinciri içinde önemli
bir yer tutan bir kurum akla geliyor. Pepsi
gibi markalar sayesinde yatırım ortamı iyileşiyor, güçlü markalar bu markaların deneyimlerini örnek alıyorlar. Marka Koruma
Grubu bu iyi örnekleri KOBİ'ler ile de paylaşmaya hazır.
Son olarak Türkiye’de etkin bir ticari
marka, sınaî ve fikri mülkiyet ortamının oluşmasına yönelik önerileriniz
nedir?
Türkiye 1990’lı yılların başlarında; etkin bir
fikri ve sınaî mülkiyet koruması için gerekli
tüm sistemi, gelişmiş ülkelerinkine eşdeğer
biçimde kurmayı hedeflemiş ve özellikle son
yıllarda fikri ve sınaî mülkiyet haklarının
korunması konusunda önemli adımlar attı.
Kararlı adımların sürdürülmesi kuşkusuz
son derece önemli. Yasadışı ticaret ile mücadelenin başarıya ulaşması ancak bütünsel
bir yaklaşım ile mümkün. Denetim ve kolluk
güçlerinin çalışmalarının yanı sıra yasadışı
ticareti besleyen diğer unsurlar da dikkate
alınmalıdır. Bu çerçevede taklit, sahte ve kaçak gibi yasadışı ürünlerin üretim ve satışına
kolaylık sağlayacak ve hatta teşvik edecek politikalardan kaçınılması ve cezaların caydırıcılığının artırılması son derece önemli. Bu
çerçevede son olarak ceza kanununda sigara
ve alkol kaçakçılığına yönelik cezalar artırılmış ve suçlulara hapis yolu açılmıştır. Bu tür
gelişmeler mutluluk verici. Bunların devam
ettirilmesi kuşkusuz son derece önemlidir.
Dr. Ali Ercan Özgür
Marka Koruma
Grubu Sözcüsü
Sahte ve kaçak ürün eksik kamu hizmetidir
Dr. Ali Ercan Özgür / Marka Koruma Grubu Sözcüsü
“Tüketiciler, kuşku duydukları hiçbir ürünü almamalı. Markaların onların sağlığını ve
halk sağlığını düşünen bir yaklaşımla Ar-Ge ve inovasyon yaptığını bilmelerini istiyoruz.
Diğer yandan alınan her sahte ürünün kamu hizmetinin eksilmesi demek olduğu
hatırlanmadı? Çünkü vergi ödenmiyor. Markalar tüketicilere ürünün kaynağı konusunda
güvence vermekte, ürünlerin uygun şekillerde üretildiğini garantilemektedir. Yasadışı
ürünlerin nereden geldiği, hangi koşullarda üretildiği bilinmemektedir. Bu da tüketiciler
açısından risk yaratmaktadır. Ayrıca her sahte ve kaçak ürün demek kamu hizmetinin
eksilmesi demektir, çünkü bu ürünler vergi ödemiyor.”
www.marketingturkiye.com.tr
89