Table 1 - DergiPark

39
Uludag Univ. J. Fac. Vet. Med.
32 (2013), 2: 39-44
Enfeksiyöz Hayvan Hastalıklarının Teşhisinde Gerçek Zamanlı (Real-Time)
PCR’ın Geleneksel PCR’a göre Avantajları
Serpil KAHYA1
Özge YILMAZ2
K. Tayfun CARLI1
Geliş Tarihi: 13.03.2014
Kabul Tarihi: 28.04.2014
Özet: Enfeksiyöz hayvan hastalıkları, hayvan hastalıkları içerisinde en önemli grubu oluşturmakta ve enfeksiyöz
hastalıklarının önemli bir bölümü, insan sağlığı için de tehlike arz etmektedir. Zaman kısıtlılığı, pratiklik, sensitivite ve spesifite yüksekliği gibi birçok sebeplerle, teşhis ve epidemiyolojik çalışmalar, günümüzde daha çok
moleküler yöntemlerle devam ettirilmektedir. Son yıllarda en hızlı gelişim gösteren, kendisinden önce ve sonra
geliştirilen birçok moleküler metotun temelini oluşturan, hem teşhis hem de epidemiyolojik çalışmalarda en çok
kullanılan moleküler metot, polimeraz zincir reaksiyonu (PCR)’dır. İlk gelişiminden bu yana birçok temele dayanılarak çalışılmış olan PCR, son geliştirilen gerçek zamanlı (real-time) sistemlerle, artık daha çok gerçek zamanlı [Real Time (RT)] olarak çalışılmaya devam edilmektedir. PCR’ın ilk şekli olan, geleneksel PCR, birçok
laboratuarda kullanılmaya devam etmekte ve sonraları geliştirilen RT PCR teknolojisi de, kullanılan alet ve
kitlerde her geçen gün yapılan güncelleştirmelerle, pek çok alanda yaygınlığını artırmaya devam etmektedir. Bu
derlemede; geleneksel PCR’a göre birçok yönden avantajlar sağlayan RT PCR’ın özellikle sonuçların; kalitesi,
ortaya çıkış süresi ve yorumlamalarına sağladığı avantajlardan bahsedilecektir.
Anahtar Kelimeler: Enfeksiyöz Hayvan Hastalıkları, Teşhis, Konvansiyonel PCR, Real-Time PCR.
Advantages of Real-Time PCR than Conventional PCR in Diagnosis of
Infectious Animal Disease
Abstract: Infectious animal diseases are the most important disease group among all the animal diseases and
also have risks for human health. Because of time, practicality, high sensitivity and specificity etc., diagnosis and
epidemiologic studies are going on molecular field. Polymerase Chain Reaction (PCR) is most fast-developing
molecular method, also basic of lots of molecular methods developed before and/or after PCR and the most
wide-using molecular method in diagnosis and epidemiologic studies at the present day. Basis of PCR has different systems from past to present and now it is using generally with real-time (RT) systems developed lately.
Conventional PCR and its systems are still using in lots of laboratory, but RT technology is developing at tool
and kits and is going to up-to-date and common with this evolutions. In this review will be mentioned the advantage of RT PCR than conventional PCR, especially at quality of results, time-saving and advantages at resultcover.
Key Words: Infectious animal diseases, diagnosis, conventional polymerase chain reaction (PCR), Real-Time
(RT) PCR.
1
2
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji ABD, Bursa, 16059, Türkiye, [email protected]
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Mikrobioloji ABD, 16059, Bursa, Türkiye.
40
Giriş
Enfeksiyöz Hastalıkların Teşhisinde
Kullanılan Metotlar
Hayvan hastalıkları teşhisinde kullanılan
farklı temellere dayanan birçok yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler genel olarak; etkenin
kendisinin tespitine dayanan izolasyon yöntemleri (bakteriyolojik yada virolojik yöntemler),
etkenin vücutta oluşturduğu immun sistem tepkisi sonucu oluşan antikorların tespitine dayanan serolojik yöntemler ve etkenin nükleik asitinin tespitine dayanan moleküler yöntemler
olarak gruplandırılabilir. Geleneksel teşhis metotlarından en önemlisi olan etkenin direkt olarak kendisinin tespitine dayanan izolasyon yöntemleri, altın-standart yöntemler olarak kabul
edilirler. Ancak bakteriyel izolasyonun birçok
dezavantajı bulunmaktadır. Bakteriyel izolasyonun mutlaka sadece bu amaçla kurulmuş çok iyi
koruma şartlarına sahip laboratuvarlarda çalışılması gerekmektedir. Elde edilecek etkene
göre, izolasyon-identifikasyon ve istenirse daha
sonra yapılabilecek antibiyogram sonuçlarının
elde edilmesi, 3 günden 2 aya kadar bir süre
gerektirmektedir. Alınan örneklerde canlı etkenin olmamasından kaynaklanan yada örneklerin
alınırken başka mikroorganizmalarla kontamine
edilmesi sonucu yanlış negatiflikler meydana
gelebilmektedir. İzolasyon sonrası yapılacak
identifikasyon testleri, çoğu durumda yetersiz
kalmakta ve kesin sonuç elde edebilmek için,
saf kültürlerle ve büyük bir özen içinde çalışılmaları gerekir. Bu kadar özenle yapılan identifikasyon testleri, yeterli sonuçlar veremeyip
tekrar ek biyokimyasal testler yapılmasını bile
gerektirebilmektedir. Kısaca bahsedilen tüm bu
nedenler, izolasyon ve identifikasyonun, çok
uzun süren ve dolayısıyla acil sonuç alınması
gereken durumlarda, çok uygun olmayan yöntem olduğunu göstermektedir3,7.
Serolojik metotlar da hastalıkların farklı
açıdan teşhisini sağlayan (antikor miktarı) geleneksel metotlar olarak kabul edilmektedirler.
Serolojik metotların da sağladıkları avantajlar
kadar dezavantajları da bulunmaktadır. Antikor
tespitine dayanan serolojik yöntemlerde de [çabuk lam aglütinasyon (ÇLA), enzyme-linked
immunosorbent assay (ELISA) vb...] antikorların tespit edilebilmesi için, antikorların yüksek
olduğu dönemlerde örnek alınmasının gerekebilmesi gibi nedenlerle, yine yanlış negatiflik
sorun oluşturabilmektedir. Yetiştiricilikte viral
ve bakteriyel hastalıklar için kullanılan inaktif
aşıların da, ELISA ve ÇLA testinde non-
spesifik reaksiyonlara neden olduğu bildirilmiştir10,41. Örneğin, özellikle inaktif aşılardan sonra,
2-4 hafta süreyle serolojik testlerin yapılmaması
gerekmektedir. Aşıdan dolayı olan bu yanlış
pozitiflikler, aşılamadan 4-8 hafta ya da daha
uzun süre devam edebilmektedir19,25. Kanatlı
hayvanlarda, dehidrasyon ve lipitlerle ilgili yanlış pozitifliklerden dolayı ve esas aglutinasyon
veren antikor olan IgM, günlük civcivlere geçmediği için günlük civcivlerde ÇLA testi geçerli
olmaz. Bunun dışında enfeksiyon sonrası örnekleme çok yakın olmamalıdır, antibiyotik tedavi
sonrası, etken tam giderilememiş olsa da antikor
cevabı azalmış olabilir, tüm mikroorganizmalar
humoral immun yanıtı aynı düzeyde uyaramayabilirler, yaşlı kanatlı hayvanların gençlere
göre serumlarında daha fazla non-spesifik faktörün bulunabileceği gibi birçok sebebin ÇLA ve
diğer serolojik testlerin kullanımını kısıtladığı,
serolojik çalışmalarla kanıtlanmıştır1,8,14,17,26,35,37.
Bu ve bunun gibi pek çok nedenlerden dolayı,
serolojik testlerin sonuçları yorumlanırken tüm
bu faktörler göz önünde bulundurulmalıdır22.
Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR)
Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR), nükleik asitlerin tespitinde ve nükleik asitlerle ilgili
çalışmalarda kullanılan oldukça sensitif ve spesifik bir moleküler tekniktir27. Spesifik DNA ve
RNA bölgelerinin tespiti, DNA sekanslanması,
parmak izi tabanlı amplifikasyon yöntemleri,
kültür edilemeyen mikroorganizmaların teşhisi
ve mutasyonların tespiti gibi daha birçok amaçla
kullanılmaktadır22.
Deoksiribonükleik asit (DNA) veya ribonükleik asit (RNA) dizilerinin sayısal olarak
artırılması esasına dayanan PCR’ın en önemli
yönü, özel bir DNA dizisinin seçilip çoğaltılarak istenmeyen dizilerin ortaya çıkmasının önlenebilmesidir. Bu özellik, test edilen örnekler
içerisinde aranan bölgenin olup olmadığının
görülmesini kolaylaştırmakla kalmayıp, aynı
zamanda bölgenin çok miktarda kopyası elde
edileceğinden, daha ileri tekniklerle DNA’nın
analiz edilmesini de sağlamaktadır33,38. Hedef
genetik materyaller çok az sayıda ve hatta birçok ilgisiz DNA’lar arasında olsa bile PCR’la
homojen bir DNA materyali haline getirilip
çoğaltılabilir ve böylece kolayca identifiye edilebilirler6,33,34,38.
Doğal enfeksiyonlarda kuluçka süresinin
çok uzayabilmesi, bulaşmanın yavaş olması ve
klinik semptomlar gözlendiğinde çok gecikmiş
olunabileceği için enfeksiyonun sık taramalarla
takibi çok önem kazanır. PCR ile yakın türler
41
arasında ya da alt tipler arasında ayırım yapılabilir ve klinik örnekler ön zenginleştirmeye
gereksinim duymadan, kısa sürede çalışılabilirler. Doğal konaklarının dışında üretilmesi çok
zor olan ve bu nedenle tespit edilemeyen mikroorganizmaların teşhisinde de, PCR testinin
çok büyük önemi bulunmaktadır32.
Günümüzde insan ve hayvanların enfeksiyöz hastalıklarının teşhisi ve epidemiyolojik
çalışmaları, PCR tabanlı tekniklerin uygulamaya sokulmasıyla olağanüstü bir hız kazanmıştır.
Bakteri, virüs, mantar veya parazitin izolasyonu
ve identifikasyonu için, oldukça uzun ve zahmetli bir dizi laboratuvar işleminin yapılmasını
gerektiren uygulamalara PCR’ın devreye girmesiyle gerek kalmamıştır8.
Real Time PCR
İlk geliştirdiği yıllardan beri takip edilmesi oldukça zor olan, sürekli güncellemeler ve
geliştirilen sistemlerle, kullanımı yaygınlaşmaya
devam eden PCR tabanlı sistemler, genel olarak
geleneksel ve Real-Time (RT) tabanlı sistemler
olarak 2 gruba ayrılarak değerlendirilebilirler.
Geleneksel PCR tabanlı testler, çoklu kompleks
basamaklar ve bu nedenle uzmanlaşmış kişiler
gerektiren,
örneklerin
dışarıdan
başka
DNA’larla kontaminasyon riskini artıran açık
reaksiyon sistemleridir. Bu testlerin kompleksliliğine bir de maliyet yüksekliği eklenmektedir9,13. Ayrıca, PCR reaksiyonundan sonra oluşan PCR ürününü görebilmek için, agaroz jel
elektroforezis, sourthern blot, ELISA benzeri
sistemlerden yararlanılması gerekebilmektedir.
Bu sistemler tatminkar sonuçlar verseler de
PCR sonrası oluşan ürünü ortaya koymak için
yapılan bu işlemlerin yoruculuğu, iş gücü kaybı
ve artan kontaminasyon riski kaçınılmaz olmaktadır12,15,28. Aynı zamanda, aynı büyüklükte
nonspesifik amplifikasyon ürünleri de yanlış
pozitif sonuçlara neden olabilmektedir.
Bu sebeplerle PCR sonrası oluşan ürünlerin özgünlüğünü artırmak için proba dayalı southern ya da mikropleyt hibridizasyon teknikleri
de kullanılabilmektedir. Bu teknikler ise, ancak
büyük miktardaki örneklerle kolay ve hızlı sonuçlar sağlayabilmektedirler. Ayrıca bu metotların bazıları, amplifikasyon ve deteksiyonun
aynı yerde olmasından kaynaklanan kontaminasyon riski taşımaktadırlar. PCR uygulamalarının ana problemlerinden birini de zaten farklı
kaynaklardan gelebilecek kontaminasyonlardan
kaynaklanan yanlış pozitif sonuçlar oluşturmaktadır15,28,40. PCR’ın tespit limitinin kültür ve
geleneksel PCR metotlarına göre 10-1000 kat
daha yüksek olduğunu bildirilmiştir. Çalışılan
örneklerde aranan etkenin, birçok sebepten kaynaklanabilecek az miktarda olması durumu söz
konusu ise, RT PCR yüksek tespit limiti ile
doğru sonuçlar verebilmektedir. Bu ve buna
benzer birçok sebep ve kullanılması gereken ek
malzeme, zaman kaybı, iş gücü kaybı gibi daha
birçok sebep de geleneksel tabanlı PCR testlerinin kaçınılmaz dezavantajlarını oluşturmaktadır.
PCR reaksiyonu kinetik olarak 3 fazda
gerçekleşir. Bunlar eksponensiyal, lineer ve
plato fazlarıdır. PCR reaksiyonu tüm sikluslarda
mükemmel etkinlikle devam etmez. Belirli bir
siklustan sonra ortamda kullanılan reagentler ve
bu reagentlerin etkinlikleri azalmaya başlar ve
reaksiyon son faz olan plato fazına ulaşır. İstenilen ürünün 0.3-1 pmol civarına ulaşması ile
birlikte, oluşan ürünün logaritmik olarak azalmasına plato etkisi denir. Bu etkinin nedeni,
substrat kullanımının azalması, enzimin kararsız
hale gelmesi, son ürün inhibisyonu, spesifik
ürün inhibisyonu veya primer-dimer yapışması
ve ürünün tam olarak denatüre olamamasıdır36.
Zaten reaksiyon bileşenleri, DNA’yı ancak belli
bir miktara kadar etkili bir şekilde amplifiye
edebilir ve PCR reaksiyonunun sonunda reaksiyonun başlangıcındaki DNA’yı doğru bir şekilde ölçebilmek mümkün değildir. Yani reaksiyonun başında ne kadar spesifik DNA’nın olduğu
ve dolayısıyla reaksiyonun sonunda bununla
orantılı olarak ne kadar spesifik DNA oluştuğunu, geleneksel PCR’la ölçüm yaptığımız son faz
olan plato fazında ölçmek mümkün değildir40.
Real-Time PCR etkin ve doğru ölçümün yapılabildiği eksponensiyal faz boyunca spesifik
DNA’nın ölçümünü yaparak geleneksel PCR’a
karşı avantaj sağlamaktadır. Bu ölçüm, reaksiyonun başlangıcındaki spesifik DNA miktarıyla
orantılı olduğu için, miktar tayini yapılmasına
da imkan sağlamaktadır31,40.
RT PCR, 1980 yılında Karry Mullis tarafından geliştirilen, araştırmacılara istenilen genin spesifik bölgesinin 1 milyondan fazla kez
çoğaltılmasını sağlayan PCR’ın, çok önemli ve
yeni bir versiyonudur11,40. RT PCR sistemleri,
amplifikasyonunu ve amplifiye olmuş ürünün
(amplikon) kontrolünü aynı kapalı sistemlerde
gerçekleştiren ve amplikonun görüntülenmesine
izin veren, gıdalardan, memeli genomundan,
genetik olarak geliştirilmiş organizmalardan,
insan ve veteriner mikrobiyoloji alanlarındaki
çok farklılık gösterebilen örneklerden nükleik
asitlerin aranmasında kullanılmaya devam edilmektedir2,24,30.
42
1966’dan beri etidyum bromürün nükleik
asitlere bağlandığında floresanını artırdığı bilinmektedir. Bu floresan kimyası PCR’la ve
gerçek zamanlı videografiyle birleşince
1990’ların başlarında RT PCR’ın doğmasını
sağlamıştır11,16. Bu aletler, sıcaklık değişimini
konvansiyonel termocyclerlara göre çok daha
hızlı bir şekilde gerçekleştirirler ve her PCR
siklusu sonunda, hedef DNA’ya nükleik problar
veya floresan boyalar bağlandıktan sonra açığa
çıkan floresanı tespit eden sistemlere sahiptirler13. EtBr ya da SG I gibi DNA bağlayan boyalar, hidroliz problar, hibridizasyon problar, moleküler beaconlar, sunrise ve scorpion primerler
ve peptit nükleik asit light-up problar gibi çeşitli
sistemler mevcuttur. Bu sistemlerin hepsi meydana gelen ürünün her siklusta analizini sağlamaktadır40.
Roche moleküler sistemler özel şirketine
bağlı olarak Higuchi ve arkadaşları20 RT PCR
sistemlerini ilk kez geliştiren kişilerdir. Daha
sonra ticari olarak satılan birçok RT cihazı piyasaya çıkartılmıştır ve çıkartılmaya devam etmektedir. Birbirleri arasındaki temel farklılıklar
cihazların optik sistemleri ve özellikle kullanılan floresan boyaların eksitasyon ve emisyon
dalga boyları, ısıtma türüne bağlı olarak reaksiyon hızları ve aynı anda paralel uygulanabilen
reaksiyon sayısı kapasiteleridir. Ticari olarak
satılanlardan Stratagene M × 3000 p, M ×
3005p ve M×4000, Applied Biosystems 7300 ve
7500, Chromo4, Smart Cycler, Rotor-Gene, LC
en fazla kullanılanlardır15.
RT PCR, geleneksel PCR’ın uygulama
alanlarını genişletirken, PCR ile ilgili pek çok
laboratuvar sorununa da çözüm getirmiştir. Bu
yöntem sayesinde, DNA ve RNA örnekleri kalitatif ve kantitatif olarak kısa sürede analiz edilmekte, çok sayıda örnek son derece az kontaminasyon riskleriyle, güvenle çalışılabilmektedir.
RT PCR’da, PCR reaksiyonu sırasında oluşan
ürünleri görünür hale getiren ve monitorize
edebilen floresan işaretli prob ve boyalar kullanılmakta, ve oluşan flouresan DNA ile doğru
orantılı olarak arttıkça reaksiyon sırasında sonuçlar görülebilmekte, tüm bunlar tek bir tüpte
ve tek bir işlemle belirlenebilmektedir11,16,29,39.
RT PCR’ın en önemli yararlarından birisi
de araştırıcının DNA’nın başlangıç seviyesi çok
az miktarda olsa dahi bu seviyenin belirlenmesine imkan vermesidir. Amplifikasyon sürecinde örnekteki DNA ne kadar yüksekse, floresan
sinyal o kadar çabuk eşik seviyesine çıkmakta
bu da miktar tayinini mümkün kılmaktadır40.
DNA’nın başlangıç seviyesinden bağımsız ola-
rak, sadece negatif ve pozitif olarak sonuç veren
geleneksel PCR’da ise miktar tayini oldukça zor
olmaktadır. RT PCR ile kros kontaminasyon ve
çevresel kontaminasyon riski çok aza indirgenir.
Testi yapan kişiden kaynaklanan yanlışlıklar
olasılığı da, test süreci içinde yapılan işlem sayısı azaldığı için düşmektedir4,5,28.
Sonuç
Morbidite ve mortalitesi yüksek, etken
izolasyonu zor yada imkansız olan ya da özel
laboratuar sistemleri ve her mikroorganizma
için uzmanlaşmış kişileri ve acil teşhisi gerektiren durumlarda, enfeksiyonların yaygınlaşmadan kontrol altına alınabilmesi için PCR sistemleri günümüzde en önemli teşhis metodlarıdır.
Gen anlatımının analizini değistiren, RT
PCR ile geleneksel PCR yöntemi ve gen analizi
birleştirilmişdir. Birçok isimlendirme yapılan
Real-Time teknolojisi literatürde ‘kinetik PCR’,
‘homojen PCR’, ‘kantitatif Real-time PCR’ gibi
çeşitli adlarla da isimlendirilmektedir11,18. Biyolojik örneklerden elde edilen DNA’nın kopya
sayısını
sayısal
değerlere
dönüştürme,
mRNA’nın düzeyini sayısal olarak belirleyebilme, tek nokta mutasyonlarını belirleme, patojen belirleme, DNA hasarı belirleme, metilasyon tespiti, single nükleotid polimorfizm (SNP)
analizi ve kromozom bozukluklarının tespiti
gibi pek çok alanda da RT PCR’ın kullanımı
mümkündür18,23. Bu metot, protein seviyesi ve
fonksiyonlarındaki potansiyel farklılıklar gibi
biyolojik proseslerin daha iyi anlaşılması için de
oldukça kullanışlıdır. Geleneksel PCR’a göre
daha çok avantaja sahip olan RT PCR teknolojisi, günümüzde en hızlı gelişen ve oldukça fazla
alanlarda avantaj sağlayan teknik olarak teşhis
ve epidemiyolojik alanlardaki tüm çalışmalara
da temel olmaya ve hız kazandırmaya devam
etmektedir.
Kaynaklar
1. Ahmad I., Kleven S.H., Glisson J.R., Avakian
A.P.,1989. Further studies of Mycoplasma gallisepticum serum plate agglutination antigen
growth in medium with artificial liposomes substituting for serum. Avian Diseases, 33, 51-526.
2. Ahmed F.E., 2002. Detection of genetically modified organisms in foods. Trends in Biotechnology, 20, 215-223.
3. Akgün Y., 1996. Mikrobiyolojik Tanı Yöntemleri. Editör: Nuray Serter. Mikrobiyoloji. T.C.
Anadolu Üniversitesi Yayınları, No: 490,
43
Açıköğretim fakültesi yayınları, No: 219. Ünite
16, Eskişehir, pp. 259-265.
4. Anonim, 2008. Validation and quality control of
polymerase chain reaction methods used for the
diagnosis of infectious diseases. Manual of Standards for Diagnostic Tests and Vaccines, Chapter
1.1.5, Ofise International Epizootic terrestrial
Manual, Paris.
5. Anonim, 2009. Biotechnology in the diagnosis of
infectious diseases and vaccine developments.
Manual of Standards for Diagnostic Tests and
Vaccines, Chapter 1.1.7. Office International
Epizootics Terrestrial Manual, Paris.
6. Arda M., 1995. Biyoteknoloji (bazı temel ilkeler). Kükem Derneği Bilimsel Yayınları, No: 3,
Ankara.
7. Arda M., 2000. Bakteriyal İzolasyon, İdentifikasyon. Temel Mikrobiyoloji, 28. Bölüm.
Medisan Yayın Serisi, No: 46, genişletilmiş 2.
baskı, Medisan Yayınevi, Ankara, pp. 268-272.
8. Avakian A.P., Kleven S.H., Glisson J.R.,1988.
Evaluation of the specificity and sensitivity of
two commercial enzyme-linked immunosorbent
assay kits, the serum plate agglutination test and
the hemaglutination-inhibition test for antibodies
formed in response to Mycoplasma gallisepticum.
Avian Diseases, 32, 262-272.
9. Berry O., Sarre S.D., 2007. Gel-free species
identification using melt-curve analysis. Molecular Ecolology Notes, 7, 1-4.
10. Bradbury J.M., McCarthy J.D., Metwalf
A.Z.,1990. Microimmunofluorescence for the serological diagnosis of avian Mycoplasma infections. Avian Pathology, 19, 213-222.
11. Bustin S.A., 2000. Absolute quantificatication of
m RNA using real-time reverse transcription
polymerase chain reaction assays. Journal of Molecular Endocrinology, 25, 169-193.
12. Cockerill F.R., Smith T.F., 2002. Rapid-cycle
real-time PCR: A revolution for clinical microbiology. American Society for Microbiology News,
68, 77-83.
13. Cockerill F.R., 2003. Application of rapid-cycle
real-time polymerase chain reaction for diagnostic testing in the clinical microbiology laboratory.
Archieves of Pathology and Laboratory Medicine, 127, 1112-1120.
14. Ewing M.L., Kleven S.H., Brown M.B., 1996.
Comparision of enzyme linked immunosorbent
assay and hemaglution inhibition for detection of
antibody to Mycoplasma gallisepticum in commercial broiler, fair and exhibition and experimentally infected birds. Avian Diseases, 40, 1322.
15. Evans J.D., Thornton D.L., Branton S.L., 2009.
Diagnosis of Mycoplasma gallisepticum from
broiler breeder flock: comparision of three diag-
nostic methods. İnternational Journal of Poultry
Science, 8, 104-107.
16. Gibson U.E., Heid C.A., Williams P.M., 1996. A
novel method for real-time quantitative RT-PCR.
Genome Research, 6, 995-1001.
17. Güler L., 1995. Konya bölgesinde kanatlıların
kronik solunum yolu hastalığı (chronic respiratory diseases-CRD)’ nin serolojik ve etken izolasyonu ile karşılaştırmalı teşhisi üzerine çalışmalar. Veterinarium, 6, 7-15.
18. Günel T., 2007. Gen anlatımının kantitatif analizi
“Real-Time PCR”. Türkiye Klinikleri Journal of
Medical Sciences, 27, 763-767.
19. Gökçelik G., 2008. Mycoplasma infeksiyonlarının teşhisi ve serolojik izleme programlarının
önemi. Veteriner Tavukçuluk Derneği Dergisi, 1,
6-11.
20. Higuchi R., Dollinger G., Walsh P.S., Griffith R.,
1992. Simultaneous amplification and detection
of specific DNA sequences. Biotechnology, 10,
413–417.
21. Johnson J.R., 2000. Development of polymerase
chain reaction-based assays for bacterial gene detection. Journal of Microbiological Methods, 41,
201-209.
22. Kahya S., 2009. Tavuklarda Mycoplasma gallisepticum aranması için LightCycler (LC) Polymerase Chain Reaction (PCR) sisteminin optimizasyonu. Uludağ Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, Veteriner Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Bursa.
23. Kubista M., Andrade J.M., Bengtsson M., Forootan A., Jonak J., Lind K., 2006. The real-time
polymerase chain reaction. Molecular Aspects in
Medicine, 27, 95-125.
24. Klein D., 2002. Quantification using real-time
PCR technology: Applications and limitations.
Trends in Molecular Medicine, 8, 257-260.
25. Kleven S.H., Yoder H.W., 1984. Mycoplasmosis.
Editörler: Purchase H.G., Arp L.H., Domermuth
C.H., Pearson J.E. A laboratory manual for the
isolation and identification of avian pathogens,
3th edition, American Association of Avian Pathologists, Kenet Square, Pennsylvania, pp. 57-62.
26. Kleven S.H., 1975. Antibody response to avian
Mycoplasmas. American Journal of Veterinary
Research, 36, 563-565.
27. Leutenegger C.M., 2001. The Real-Time Taqman
PCR and Applications in Veterinary Medicine.
Veterinary Sciences, Tomorrow, 1-15.
28. Mackay I.M., 2004. Real time PCR in the microbiology laboratory. Clinical Microbiology and
Infection, 10, 190-212.
29. Mekkes D.R., Feberwee A., 2005. Real time
polymerase chain reaction for qualitative and quantitave detection of Mycoplasma gallisepticum.
Avian Pathology, 34, 348-354.
44
30. Mhlanga M.M., Malmberg L., 2001. Using Molecular beacons to detect single-nucleotide polymorphisms with real-time PCR. Methods, 25,
463-471.
31. Raymaekers M., Smets R., Maes B., Cartuyvels
R., 2009. Checklist for optimization and validatin
of Real-Time PCR assays. Journal of Clinical
Laboratory Analysis, 23, 1445-151.
32. Sachse K., 2004. Specifity and performance of
PCR detection assays for microbial pathogens.
Molecular Biotechnology, 26, 61-79.
33. Saiki K.R., Gelfand H.D., Stoffi S., Scharf J.S.,
Higuchi R., Horn T.G., 1988. Primer-directed
enzymatic amplification of DNA with a thermostable DNA polymerase. Science, 239, 487-491.
34. Schochetman G., Jones K.W., 1998. Polymerase
Chain Reaction. Journal of Infectious Diseases,
158, 1154-1157.
35. Snell G.C., Cullen G., 1978. An evaluation of
rapid serum agglutination inhibition tests for Mycoplasmosis in Turkeys. Brazilian Veterinary Journal, 138, 198-204.
36. Şahin F., Çiftçi M., Pirim İ., 2000. Polimeraz
zincir reaksiyonu (PCR). II. Uygulamalı moleküler biyoloji teknikleri kurs notları. Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma
Merkezi.
37. Türkaslan J., Salihoğlu H., 1989. Çeşitli besiyerleri kullanılarak Mycoplasma gallisepticum’un
bakteriyolojik yöntemlerle izolasyon ve identifikasyonu. Pendik Hayvan Hastalıkları Merkezi
Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2, 53-59.
38. Walker J., Douan G., 1989. DNA Probes: A new
role in diagnostic microbiology. Journal of Applied Microbiology, 67, 229-230.
39. Walker N.J., 2002. A technique whose time has
come. Science, 296, 557-559.
40. Valasek M.A., Repa J.J., 2005. The power of
real-time PCR. Advances in Physiology Education, 29, 151-159.
41. Yoder H.W.,1989. Nonspesific reactions to Mycoplasma serum plate antigens induced by inactivated poultry disease vaccines. Avian Diseses,
33, 60-68.