Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi

“Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”
İşlerimize, konuştuğumuz insanlara, içinde yaşadığımız yerlere iyi dikkat
etmemiz,
Yıl: 8
Sayı:86
Ahlâkınızı bozmamak için dost edineceğiniz kimseleri iyi araştırmamız,
ahlâkından emin olmadığınız kimselerle düşüp kalkmamamız,
Kötü yerlerde bulunmamamız,
Güzel ahlâklı, temiz kalpli insanlarla oturup kalkmamız
Ahlâkı temiz ve yüksek insanlarla düşüp kalkanların, onların güzel
huylarından mutlaka aldıklarını bilmemiz,
Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - ŞUBAT 2014
Öyle adamlarla görüştükçe ilmimizin, iyilik ve güzelliğimizin, sevgi ve
arzularımızın artacağını bilmemiz,
Ayrıca bilmediklerimizi öğreneceğimizi, hiç olmazsa kötülükten uzak kalıp
kendi iyi huylarımızı koruyacağımızı bilmemiz gerekir.
Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Eki’dir.
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.)
Somuncu Baba
Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde vesikalık fotoğraflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız
[email protected] adresimize gönderiniz.
(Bir Ayet)
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve
yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini
beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.”
Beyza Nur
AKDEMİR
Dilaynur
KÖROĞLU
Hasan
YILAN
Hulusi Eymen
İPEK
Hüseyin Talha
YILAN
Yusuf
BULUT
Samet Furkan
BULUT
Yusuf
KAYNAK
Şeyma Beril
ÇİMEN
Elif Mirsu
ALTAŞ
Zeynep Sümeyra
DOĞAN
Yusuf
SOYBİR
(31/Lokman, 18)
(Bir Hadis)
“Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım.
Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla
bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.”
(Müslim, Salât, 222)
Musa TEKTAŞ
[email protected]
Editör’den Merhaba
Sevgili Arkadaşlar!
Anne bir çocuk için hayatının en
önemli varlığıdır. Anne sevgisi çocukların ilk önce hissettiği, benimsediği sevgidir. Anneler çocuklara
hayatının ilk ve en önemli duygularını verirler. Çocuk sağlıklı tutumlarıyla önce annesine, sonra kendisine,
daha sonra da çevresine güven duymayı öğrenir. Sevgi, oluşan bu güvenin üzerine kurulur. Doğduğu andan
itibaren annesinden kayıtsız, şartsız
ve karşılıksız sevgi gören bir çocuk
çevresiyle ilişkilerinde de son derece
uyumlu, insancıl ve doğal olur.
Kadınlarda dikkat çekecek kadar belirgin olan ortak özelliklerden
sevgi, şefkat ve merhamet duygusu,
anne olduktan sonra özellikle yavrusu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu
yönü ile anne, babadan öne geçmektedir. Dikkat edilirse çocuklar, bir
sıkıntı veya korku anında çoğunlukla
annelerine sığınırlar. Bu da annelerin
şefkat, merhamet ve koruyuculuklarının fazla olduğunun belirgin ifadesidir.
Yüce Rabbimiz anne-baba hakkında şöyle buyuruyor:
“Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir.
Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı.
Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl olur.
Bana ve anne-babana şükret diye
tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş
Bana’dır.”
O halde, dokuz ay gibi uzun bir
süre çocuğunu karnında taşımak,
doğumdan sonra belli bir zamana
kadar emzirerek, büyütürken uykusunu bile terk edecek kadar sıkıntılara katlanmak bakımından anne hakkı
baba hakkından önce gelmektedir.
Onun için, iyilik yapma ve kendisine iyi davranma bakımından anneye
üç defa öncelik tanınmış, dördüncüde babaya hak tanınmıştır. Bu anlayış, aynı zamanda bir kadın olması
bakımından anneye ne kadar değer
verildiğini göstermesi yönünden
önemlidir.
Çocukların terbiyelerinde, dillerinin, dinlerinin öğretiminde ve
sosyal bir varlık olmalarında anne,
ilk yıllarda babaya göre daha fazla
katkıda bulunmaktadır. Bütün bunlardan dolayı anne hakkı önem kazanmaktadır. Elleri öpülesi annelere
sevgi ve saygıda daha dikkatli davranmak gerekir.
6
Somuncu Baba Çocuk Dergisi
Şubat 2014 Yıl: 8 Sayı: 86
Basım Tarihi: Şubat 2014
Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Ekidir.
İmtiyaz Sahibi ve
Genel Yayın Yönetmeni
Sebahaddin ATEŞ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
M. Hulusi ERDEMİR
Yayın Editörü
Musa TEKTAŞ
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK
Prof. Dr. Ali YILMAZ
Prof. Dr. Sebahat DENİZ
Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ
Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN
Prof. Dr. Ali AKPINAR
18
Grafik Tasarım ve Uygulama
Zehra IŞIK
Yapım
Allah’ın Kutlu Elçileri Peygamberler........... 4
Sırrı ER
Bunları Biliyor muydunuz? ........................... 20
Nisa ERCİYES
Güzel Davranışlar .............................................. 6
Ali KARAÇAM
Ebe Tura, Bir İki Üç ............................................ 21
Şebnem Güler KARACAN
Uyaran Rüya ....................................................... 8
Hamidullah HALICI
İmam Şamil .......................................................... 22
Mustafa AKGÜN
Hepimiz Birer Örnek Öğrenci Olabiliriz ......... 10
Hidayet BEYZA
Matbaa .................................................................... 24
Erdal KARASU
Camgöz Güreş Meydanında ........................ 12
Raziye SAĞLAM
Darende’nin Genç Osman’ı ve Şehitlik Duası ..... 26
İsmail ÇOLAK
Ahkaf Suresi ......................................................... 14
Ali BÜYÜKÇAPAR
Sabah Manzaraları.............................................. 28
Ülkü DUYSAK
Çalışmanın Önemi ............................................ 16
Musa TEKTAŞ
Kitap Tanıtımı ...................................................... 30
Yusuf HALICI
Şiir ............................................................................. 18
Güvercin Postası ve Bulmaca ...................... 31
grafitürk Desing Media
www.grafiturk.com.tr
Dağıtım
K.D.D
Baskı & Üretim
Salmat Basım Yayıncılık Ambalaj San. Ltd. Şti.
Sebze Bahçeleri Caddesi Arpacıoğlu İşhanı
No: 95/1 İskitler/ANKARA
Tel: (0312) 341 10 24 • Faks: (0312) 341 30 50
26
Basım-Yayım-Dağıtım-Pazarlama
VİSAN İktisadi İşletmesi
Zaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad.
No: 71 (44700) Darende / MALATYA
Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79
www.somuncubaba.net
[email protected]
2
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
3
Sırrı ER
Allah’ın Kutlu Elçileri
Peygamberler
Sevgili çocuklar,
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de
şöyle buyuruyor:
Dünyada, insanlar arasındaki
düzenin sağlanması için dine her
zaman ihtiyaç olmuştur. İnsanla“And olsun ki, her ümmete rın her iki dünyada da mutluluğa
‘Allah’a kulluk edin, azdırıcılar- erebilmeleri için dine ihtiyaç dudan kaçının.’ diyen peygamberler yulmuştur. Müslümanlığın temel
göndermişizdir.” (16/Nahl, 36)
şartlarından biri de peygamberlere inanmaktır. Peygamberler, AlDin; Yüce Allah’ın, insanları
lah ile kulları arasında bir elçidir,
iyiliğe yöneltmek ve kötülükten
aracıdır. Allah, insanlar arasından
alıkoymak için, peygamberleri
seçtiği bazı kişilere bu önemli göaracılığıyla bildirdiği emir ve ya- revi vermiştir.
saklardır.
Peygamberler, doğru yoldan
İnsanlara din duygusu yani kut- sapmış insanlara, Allah’ı ve onun
sal bir varlığa, yüce bir kudrete dinini anlatmışlardır. Karşılaştıkları
inanma ihtiyacı Allah tarafından birçok zorluğa rağmen görevlerini
verilmiştir.
yerine getirmişlerdir.
4
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Allah, yarattığı ilk insandan bu
yana her topluluğa peygamber
göndermiştir. Eğer peygamberler olmasaydı, insanlar Allah’ı ve
onun dinini bütün yönleriyle öğrenemezlerdi. Bu bakımdan, insanların iyiyi, doğruyu, gerçeği ve
güzeli öğrenebilmeleri için, her
dönemde peygamberlere ihtiyaç
duyulmuştur.
Sevgili çocuklar,
Bütün peygamberlerde bulunan ortak özellikler vardır. Bunları
maddeler halinde yazalım.
İslâm’a göre ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’dir. Hz. Âdem,
Allah’tan aldığı emirleri önce çocuklarına ve torunlarına duyurmuştur. Daha sonra diğer insanları uyarmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de adları geçen
yirmi beş peygamber vardır. Bu
peygamberler şunlardır:
1. Hz. Âdem
2. Hz. İdris
3. Hz. Nuh
4. Hz. Hûd
5. Hz. Salih
6. Hz. İbrahim
7. Hz. Lût
8. Hz. İsmail
9. Hz. İshak
10.Hz. Yakup
11.Hz. Yusuf
12.Hz. Eyyup
- Peygamberler, Allah’tan gelen
bütün emirleri insanlara bildirir
ve açıklarlar.
- Peygamberler, her yönden
kendisine güvenilir, dürüst insanlardır.
- Peygamberler, asla yalan söylemeyen doğru insanlardır.
- Peygamberler, son derece zeki
ve akıllı insanlardır.
- Peygamberler, günah işlemekten uzak, üstün ahlâkî değerlere
sahip insanlardır.
13.Hz. Zülkifl
14.Hz. Şuayb
15.Hz. Musa
16. Hz. Harun
17.Hz. Davut
18.Hz. Süleyman
19.Hz. İlyas
20.Hz. Elyesa
21.Hz. Yunus
22.Hz. Zekeriya
23.Hz. Yahya
24.Hz. İsa
ve son peygamber
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
5
GÜZEL DAVRANIŞLAR
Ali KARAÇAM
Sinirlerine Hâkim Ol
Kapının zili çaldı. Bahriye Hanım kapıyı açtı. Gelen Tamer’di. Ancak üstü başı
dağılmış bir haldeydi. Gömleği yırtılmış, pantolonu kırış kırış olmuştu. Bahriye
Hanım oğlunun bu halini görünce korku ve telaşla:
- Oğlum, bu halin nedir? Ne oldu, diye sordu.
Tamer bir koltuğa oturdu ve anlatmaya başladı:
- Merak etme anneciğim. Önemli bir şey değil. Okulda iki arkadaşım tartışıyordu. Sonra birbirlerinin üzerine yürümeye başladılar. Ben de kavga çıkmasın
diye aralarına girdim. Bu sırada oluşan itiş kakış içerisinde gömleğim yırtıldı.
Üstüm başım da bu hale geldi işte.
Bahriye Hanım, bu açıklamadan sonra rahat bir nefes aldı. Gömleğini çıkarması için oğluna yardım ederken:
- Oğlum, sen doğru olanı yapmışsın. Arkadaşlarının kavga etmesine
engel olmuşsun. Ama ne yazık ki
arkadaşların için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kavga etmek, çok çirkin bir davranış. Nasıl böyle bir şeye
kalkışabiliyorlar?
Araç Kullanırken
Tarık, babasının yanına gidip öğretmeninin verdiği ödevi anlattı. Şoförlerin
uyması gereken trafik kurallarını sordu.
Babası Tarık’a yan koltukta oturan ağabeyini işaret ederek:
- Ağabeyin söylesin sana, Tarık. O da
üç yıldır araba kullanıyor. Kuralları da çok
iyi biliyor, dedi.
Tarık gidip ağabeyinin yanına oturdu.
Tamer gülerek:
- Ne o Tarık, ehliyet almaya mı karar
verdin, diye takıldı kardeşine. Sonra anlatmaya başladı:
hoşken de araba kullanmamalı. Ayrıca
trafikte yayalara ve diğer şoförlere saygılı
olmalı. Gereksiz yere kornaya basmamalı. Tüm şoförler, bu kurallara uyarsa kazaların ve kavgaların önüne geçilmiş olur.
Tamer kardeşinin başını okşadı:
- Bilmen gerekenlerin hepsini söyledim sanırım, dedi.
Tarık, ağabeyinin söylediklerini dikkatle dinlemişti. Öğretmeni sorduğunda
öğrendiklerini rahatça anlatabilirdi.
- Araç kullanmak için öncelikle ehliyet
sahibi olmak gerekir. Sonra araç kullanırken hız yapmamalı, uykulu ya da sar-
Bahriye Hanım, Tamer’in arkadaşlarının kavgaya kalkışmasına çok üzülmüş ama oğlunun davranışından da gurur
duymuştu.
6
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
7
uyaran rüya
Derleyen: Hamidullah HALICI / Çizen: Hamit YÜKSEK
8
Garibanın biri, çevresinde cimriliği, eli sıkılığı ile tanınan birinden kalabalık bir yerde, çok canım istiyor diye bir kâse yoğurt parası istedi. Cimri adam garibanı tersledi. Yine istedi, cimri
yine yanından uzaklaştırdı. Orada bulunanlardan birkaç kişi bu yoksula para vermeye, yardım
etmeye kalkıştı, hiç birinden kabul etmedi. Eli sıkı adama gidip bir defa daha istedi. Adam da
“Al şunu da defol!” der gibi, önüne birkaç lira atıverdi.
Kendisine hemen bir tabak yoğurt ikram edildi. Adam bir tabak yoğurtla doymadı, “Burada
yoğurttan başka bir şey yok mu, bari bir-iki dilim de ekmek verseydiniz.” dedi.
Kendisine şöyle söylendi: “Sen birkaç gün önce buraya yalnızca yoğurt göndermiştin. Önüne o çıktı. Eğer başka şeyler de gönderseydin onlar da seni karşılar, sana ikram edilirdi.”
Bu olaydan kısa bir zaman sonra cimri adam, bir gece rüyasında kendisini cennette gördü.
Her yanda, dünyada görmediği güzelliklerden oluşan bir manzara gözlerini kamaştırıyordu. Bu arada acıktığını hissetti.
Bu rüyadan sonra adam cimrilikten, pintilikten tümüyle sıyrıldı. Eli açık, yediren, içiren,
gerektiği zaman kesenin ağzını kolayca açan biri oldu.
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
9
Hidayet BEYZA
Hepimiz Birer
Örnek Öğrenci Olabiliriz
Toplumun kültürünün ve devamının sağlanmasında önemli rol oynayan
görgü kurallarımız vardır. Nereye gidersek gidelim, karşımıza, içinde bulunduğumuz topluma ait görgü kuralları çıkar
ve bu kurallara uyulduğu takdirde hayatımız belli bir düzene girer.
Okul içerisinde de; davranışlarımızın
belli bir düzen içerisinde olmasını sağla-
yan birtakım kurallar vardır. Bu kurallara
uyduğumuz takdirde hem başarı durumumuz yüksek olacak, hem de davranışlarımız olumlu olacak ve hepimiz birer örnek öğrenci olacağız.
Okulda dersimize girsin veya girmesin tüm öğretmenlerimizi gerektiği
zaman, gerektiği şekilde selamlamalı, hiçbir öğretmenimize saygıda kusur
etmemeliyiz. Sınıfa girerken, koridorda yürürken, merdivenlerden çıkarken,
herhangi bir yerde rastladığımızda geri
çekilerek öğretmenimize yol vermek,
onun önüne geçmemek okul içi görgü
kurallarının en önemlisidir. Öğretmenlerimizle konuşurken samimi ve yakın
olmamız asla saygısız olmamızı gerektirmez.
Teneffüsler öğrencinin rahatladığı
ve dinlendiği saatlerdir. Ancak bu, sözlerimizde ve davranışlarımızda aşırı bir
rahatlama demek değildir. Okul ve toplum içinde olduğumuzu unutmamalıyız.
Teneffüslerde kantinde ve koridorlarda
davranışlarımızı kontrol etmeli, uzaktan
bağırarak el-kol hareketleri yaparak hoş
olmayan davranışlar sergilememeliyiz.
Arkadaşlarımızın rencide olup, kalplerinin kırılacağı söz ve davranışlardan kaçınmalıyız.
Öğrenci zili çaldığında sınıflarımıza
veya dersliklerimize girerek, bir sonraki ders için gerekli hazırlıklarımızı yapmalıyız. Öğretmen zili çaldığında ise
hepimiz kendi yerimizde öğretmenimizin gelmesini beklemeliyiz. Önemli
bir mazeretimiz olmadığı müddetçe,
öğretmenden sonra sınıfa girmemeliyiz. Öğretmenimizin dikkatini dağıtıp,
arkadaşlarımızın motivesini bozabiliriz.
Bütün dikkatimize rağmen derse geç
kaldıysak; derslik veya sınıflara girerken kapıyı çalmalı, bize yakışan şekilde
öğretmenimizden özür dilemeli, gösterilmesi gereken saygıyla sınıfımıza
girmeliyiz.
Örnek bir öğrenci sadece başarılı ve
dersleri iyi olan bir öğrenci demek de-
10
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Örnek öğrenci; öncelikle
her türlü ortamda saygılı
ve kibar bir kişi olmayı
bilmelidir.
ğildir. Örnek öğrenci; öncelikle her türlü
ortamda saygılı ve kibar bir kişi olmayı
bilmelidir. Kendi doğru olduğu gibi arkadaşlarını da doğru seçebilmeli ve onu
kötü etkileyebilecek arkadaşları hayatından uzak tutabilmelidir. Kendi prensipleri olmalı, doğru olmayan davranışlardan kaçınmalı, aynı zamanda saygı
çerçevesinde kendisine veya arkadaşlarına yapılan her türlü haksızlığın karşısında olabilmelidir. Kılık kıyafeti temiz,
düzgün ve öğrenciye yakışır olmalı, kişisel eşyalarını ve okula ait eşyaları itina
ile kullanmalı, her zaman her yerde düzenli olmalıdır.
Şunu unutmayalım; zeki, başarılı, özgüveni yüksek öğrenci demek; şımarık,
sınır bilmez, kural tanımaz öğrenci demek değildir. Eğer öğrencinin davranışları okul kurallarına aykırı ise, arkadaşlarını ve öğretmenlerini üzmekte ısrar
ediyorsa; o öğrencinin başarısının pek
kıymeti yoktur.
Örnek öğrenci; başarılı, ahlaken örnek, edepli, terbiyeli, hayatta mücadele
edebilen, arkadaşları ile iyi geçinen saygılı, okuldaki sosyal etkinliklere katılan;
kalbinde şefkat, merhamet ve sevgi tohumları bulunabilen öğrencidir.
İlme, öğrenmeye, öğretmene saygılı,
yeni fikirler, güzel bilgiler, yakın dostluk
ve üstün başarı dileklerimizle…
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
11
KEDİ CAMGÖZ’ÜN GÜNLÜĞÜ
Raziye SAĞLAM
Camgöz Güreş Meydanında
Sevgili çocuk dostlarım;
Darende’ye geleli, her günümüz bir
diğerinden güzel ve hareketli geçiyor.
Önce, birkaç gün boyunca süren toplu
sünnet töreni yapıldı. Sünnet olacak çocuklar, cıvıl cıvıl giydirilerek, sokaklarda
gezdirildi. Çocuklar ellerinde âsâlarıyla
gezerken, öyle mutlulardı ki, Uzun Kulak
ile akşama kadar peşlerinden ayrılmadık.
Sıra sünnet olmaya gelindiğinde ise, kaç-
12
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
mak isteyenler olsa da, aldıkları birçok
hediyelerle çabuk razı oldular.
Bu arada “Bedesten” denilen tarihî
çarşıda, kermes açıldı. Hafize Teyze, kermesten elde edilen gelirlerle fakirlere
yardım edildiğini, gençlerin okuması için
okullar yapıldığını anlattı. Ben o kadarını
bilemesem de, kermes çok hoşuma gitti.
Özellikle, burada satılan köftelerin tadına
doyamadım doğrusu.
Bugün de, Zengibar Yağlı Güreşleri var.
Pehlivanlar, güreş sahasına girerken “Kispet” denilen ve boyu dizin altında olan
deriden pantolon giymişlerdi. Güreşten
önce, sahanın kenarında zeytinyağı ile
yağlanmaları ise çok ilginçti. Yağı avuçlarının ortasına alıp, sağ omuzdan başlayarak bütün vücutlarına sürdüler. Pehlivanların arasında çocuklar da vardı. Büyük bir
pehlivan gibi durup, yağlanırken, Ömer
de heveslendi. Hafize Teyzeye dönüp;
- Babaanne, n’olur ben de kispet giyip,
bu çocuklar gibi güreş tutayım, diye yalvardı.
Hafize Teyze;
çalıyor. Canım Ömer de, hangi ara öğrendi bilmiyoruz ama bir baktık onlar
gibi peşrev çekiyor. O kadar sevimliydi
ki, çayırın ortasına doğru gelince, Uzan
Kulak ile kendimizi tutamadık ve koşarak
çayıra daldık. Ömer bizi görünce sevinçle gülümsedi ama peşrevine de devam
etti. Uzun Kulak’a “Bu çocuk doğuştan
pehlivan.” dedim gülümseyerek. O da
havlayarak uzun kulaklarını salladı. Biz
Ömer’in yanına yaklaşamadan yağlı birer el bizi kavrayarak havaya kaldırdı. Ben
adamın ellerinde havalanırken “Herhalde hızlarını alamayıp, bizimle de güreşecekler.” diye korktum ama adam hızla
çayırı geçerek bizi sahanın dışına çıkardı.
O sırada seyircilerin hepsi bizi göstererek konuşup, gülüyorlardı. Bir anda yine
meşhur olmuştum. Tabii Uzun Kulak da.
- Torun sen bilmezsin ki güreş tutmayı,
Bu çocuklar seni bir anda yenerler, dese
de Ömer dinlemedi. Çaresiz birlikte gittik
O gün çayırda, Ömer hiç kimseyi yeneve Ömer’e de bir kispet bulup, adını pehmedi ama yağlı güreş çok hoşuna gitmişti.
livanlar listesine yazdırdık. Ömer sahaya
Hafize
Teyze de, İstanbul’a dönünce onu
çıkıp yağlanırken, oradaki çocuk pehhemen bir güreş okuluna yazdıracağına
livanlarla arkadaş olmuştu bile. Herkes
söz verdi ve “Ata sporumuzu öğrenmek
yağlanınca, cazgırın bağırmasına geldi
sıra. Cazgır, yüksek sesle bağırarak peh- istemene çok sevindim.” dedi.
livanları halka tanıtıp, onlar hakkında güSevgili Çocuklar, Darende çok güzel şeyler söyleyen ve dualar eden kişiye
zel bir yer. Hatta bazılarının dediği gibi,
deniyor. Sevgili çocuklar, görüyorsunuz
“dünyanın en güzel yeri” olmalı. Burada
di mi, ne çok şey biliyorum. Bunların
bir süre daha kalacağımız için çok muthepsini Hafize Teyze ile Selimleri dinleluyum. Sizler de henüz görmediyseniz,
yerek öğreniyorum. Onlar o kadar çok
mutlaka gelmelisiniz.
şey biliyorlar ki, yanlarındaki benim gibi
kedi olsa bile, birçok şey öğrenebiliyor.
Hoşçakalın…
Az sonra güreş başladığında, pehlivanlar önce peşrev çektiler. Arkadaşlar,
peşrevde bütün pehlivanlar ellerini çırpıp hafifçe zıplıyorlar ve sonra ellerini
dizlerine vurup tekrar zıplayarak çayırın
ortasına doğru geliyorlar ve seyirciyi
selamlıyorlar. Bu arada davul zurna da
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
13
Ali BÜYÜKÇAPAR
Sevgili yavrularım!
Kur’an-ı Kerim’in kırk altıncı suresi olan Ahkaf Suresi otuz beş ayettir ve
Mekke döneminde indirilmiştir.
Ahkaf “kum tepeleri” anlamındadır. Bu
ad aynı zamanda Yemen bölgesinde bir
kent adıdır. Hud Peygamber Ahkaf halkına gönderilmiş, o da insanları Allah’a
davet etmiştir. Peygamberler; adalet, ismet, tebliğ, fetanet gibi önemli özellikleri
üzerinde taşıyan seçilmiş insanlardır.
Hud Peygamber insanları Allah’a davet etti ama insanlar o davete uymadılar,
dahası onu yalanladılar.
Yalan en büyük iftiradır. Hele Allah’a karşı
söylenen yalanlar insanları çok kötü yollara
götürür. Allah âlemlerin yaratıcısı ve Rabbidir. Aklı başında olan insanlar bu hikmeti
öğrenmek için ne zorluklara katlanmışlar, ne büyük çilelere göğüs germişlerdir.
Allah’a ulaşmak sabır ister, salih amel ister.
Ahkaf Suresi
14
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
lında duygularımızdır. Korku bu duygulardan biridir ama bunu çok büyütmemek gerekir. İslâm korkuyu yenmenin
şartının Allah’ı bilmekten geçtiğini öğretir. Evet, Allah’tan korkan bir insan hiçbir
şeyden korkmaz!
Huzur dilde kolay ama hayatta zordur.
Çevremizde bulunan insanlar hep huzur ortamından bahsederler ama huzur
hiç de kolay olarak ele geçmez aslında.
Huzur emek ister, ibadetlere devam gibi
şartları vardır. Kaygıların hayatımızı bozmasına izin vermeyelim. Çalışıp çabalayalım, mutlu olmayı hak edelim, ondan
sonra da huzurlu olmayı bekleyelim.
Anne ve babalarımızı üzmeyelim. Allahu Teâlâ bu surede anne baba hakkında bizleri uyarıyor. Sevgili çocuklar,
aman ha aman, anne babamızın kıymetini bilelim, onların kalplerinin çok hassas olduğunu aklımızdan çıkartmayalım.
Sevgilerim sizinle olsun.
Mevcut varlıkları dikkatlice incelemek
şart. Bu çalışma size ilmin kapısını açar.
Merak duygusu bilginin sırlarını aralar,
nice bilinmezleri kolaylaştırıp hayatınızı güzelleştirir. Etrafımıza hep farklı bir
anlayışla bakalım. Çok sıradan olan işler
birden sırlı hale gelecek, bu da sizde öğrenme zevki oluşturacaktır. Mesela, dünyamız nasıl uzay boşluğunda dönüyor
ya da uçaklar uzun mesafeleri nasıl bu
kadar hızlı biçimde alabiliyor?
Bilgi sahibi olursak iman sahibi de oluruz.
İman için önce bilgi gerekir, düşünmek için çok bilgiye ihtiyacımız var.
Okullarda öğrendiğimiz bilgilerin kıymetini bilelim ve onları önemseyelim.
Büyürken çok şeyden korkarız bunlar
normaldir. Hayatımızı yaşanılır kılan as-
Sevgili çocuklar, aman ha
aman, anne babamızın
kıymetini bilelim, onların
kalplerinin çok hassas
olduğunu aklımızdan
çıkartmayalım.
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
15
Yazan: Musa TEKTAŞ
Çizen: Çağrı CEBECİ
ÇALIŞMANIN
ÖNEMİ
16
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
17
Her Zaman Yanımızda
Sivil Savunma
Hazırlık, eğitim yapamazsan,
Eksikleri tamamlayıp.
Açığını kapamazsan,
Yapılanlar boşa avunmadır.
Yangına, erozyona sele,
Depreme hele hele.
Çok ciddi bir mesele,
Sivil savunmadır.
Tehlikeyi önceden gören,
Her türlü tedbire yer veren.
Zorluklara göğüs geren,
Sivil savunmadır.
Sivil Savunma Öğrenilmeli
Sivil Savunma
Özel korunma
Al tedbirini
Koru kendini.
Bir felakette
Ya da afette
Bilgisiz olma
Ortada kalma.
Devlete güven
Her şeyi öğren
Gelirse başa
Düşme telaşa.
Savaş olunca
Siren duyunca
Koş sığınağa
Çıkma sokağa.
Kasım KAPLAN
Ümit YILMAZ
18
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
19
Şebnem Güler KARACAN
Nisa ERCİYES
Bunları
Biliyor muydunuz
Death Valley (Ölüm Vadisi)
Güney Kalifornia ‘da yer alan bir
çöl vadisidir. Kuzey Amerika’nın deniz seviyesinin altında kalan en alçak
noktasıdır. Bölgenin alanı 7800 km
büyüklüğündedir. Bu vadi içinde yer
alan kayalar hiçbir müdahale olmaksızın kendi başlarına hareket ederek
büyük mesafeler kat ediyorlar. Yeraltı
sularının bu çöl vadisini kayganlaştırarak kayaları milim şeklinde hareket
ettirdikleri ve gözle hareketlerinin
görülmediği açıklanmıştır.
Tarantulalar
Tarantulalar, korkutucu görünümüne
rağmen zehirsiz örümceklerdir ve bundan dolayı evde beslenebilirler. Aynı
zamanda 2,5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. Kutuplar ve Avusturalya dışında
tüm kıtalarda yaşayabilirler. Yaklaşık
800 türü vardır.
20
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Ebe Tura, Bir Iki Üç
Kaç kişilik?
Kalabalık olması oyuna heyecan katar.
Kazandırdıkları
Hareketsiz kalabilme kabiliyeti sağlar.
“Ebe Tura
, bir
üç’ oyunu iki
nu
oynarken
önümüze
bakmada
n
koşmayalı
m.”
Kim oynar?
Erkek ya da kız bütün çocuklar oynayabilirler.
Nasıl oynanır?
Yine ebe seçilmesi gereken oyunlardan biridir. Fakat bu oyunda ebe
olmak aslında çok eğlencelidir. Çocuklardan bazıları ebe olmak için
yarışırlar bile. Neden mi? Oyunu anlatalım şimdi anlayacaksınız.
Çocuklar kendilerine bir yer belirlerler. Bir duvar ya da bir ağaç önü
olabilir. Ebe bir duvarın ya da bir ağacın önünde dururken diğer oyuncular onun 10-15 metre arkasında dururlar. Ebe gözlerini kapayarak,
“Ebe tura, bir iki üç” diye bağırırken oyuncular koşarak duvara yaklaşmaya çalışırlar. Ebe gözlerini açar açmaz kimse hareket etmemelidir
ve oldukları yerde öylece kalakalırlar. Ebe ise oyuncuları güldürerek
onları kıpırdatmaya çalışır. Çeşitli komiklikler yapar. Fıkra anlatabilir,
aklına gelen her türlü komiklikle oyuncuları güldürebilir. Gülen oyuncu oyundan çıkar.
Ebe bir oyuncu çıktıktan sonra tekrar duvara döner ve yine “Ebe tura,
bir iki üç “diye bağırır ve arkadaşlarına doğru döner. Burada ebeden
tek kurtuluş o arkasını duvara dönmüşken, koşup duvara değebilmektir. Yani duvara değip ebeden kaçan oyunu kazanır ve yeni ebe
olur. Anladınız mı şimdi bu oyunda ebe olmanın güzelliğini?
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
21
Mustafa AKGÜN
İmam Şamil
1797’de Gimri’de doğan
Şamil 1834 yılında Dağıstan ve
Çeçenistan savaşçılarına
imam seçildi.
Kafkasya-Dağıstan’ın
göklere
yükselen ulu dağları… Yalçın mı
yalçın, yüce mi yüce… Çam başta olmak üzere ağaçlarla kaplı bu
dağlar… Yemyeşil deniz… Havası
son derece temiz. Alınan her nefesle ciğerler sanki bayram ediyor.
men çok kıvrak hareketler yapıyor,
hasmını şaşırtacak savaş oyunları
ortaya koyuyordu. Güreş ve vücut
oyunlarını da çok usta bir şekilde
yapıyordu Şamil. Hasmını ensesinden tuttuğu gibi yere çaldığı bir
oluyordu. Ata binme, at üstünde
İki tepe arasındaki bir düzlükte savaş ustalıkları açısından da çok
Dağıstanlı gençler talim yapmak- kabiliyetliydi Şamil.
tadır. Bilhassa kılıç talimleri göz
Dağıstanlı iki büyük, çocukların
kamaştırmaktadır. Kılıç savurmalar, talimlerini seyrediyorlardı. İkisinin
kılıçla havada kavis çizmeler, karşı- de tavır ve konuşmaları Dağıstan’ın
sındakinin elinden kılıç düşürme- ileri gelenlerinden olduklarını gösler seyredenlerin yüreğini ağzına teriyordu. Kendi aralarında konugetirecek kadar göz alıcıydı.
şuyorlardı.
Çocukların içinde Şamil en fazla
“Çocuklarımızın hemen hepsi iledikkat çekendi. Henüz 13-15 ya- ride büyük birer savaşçı olacaklarışındaydı. Yaşına göre iri bir vücudu nı gösteriyorlar. Büyük cengâverler
vardı Şamil’in. O iri vücuduna rağ- olacaklar inşallah.”
22
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
“Bize hep tahakküm etmeye çaAradan yıllar geçmiş çocuklar da
lışan Rusların haklarından bunlar Şamil de büyümüşler er meydanıgelecek. Dinimiz İslâm’ı ortadan nın birer aslanı olmuşlardı. 1797’de
Gimri’de doğan Şamil 1834 yılında
kaldırmaya çalışan Rusların.”
Dağıstan ve Çeçenistan savaşçı“Savaşçı olmaktan başka çare
larına imam seçildi. Çeçenlerden
yok. Rus zulmüne ancak bu şekilve Dağıstanlılardan büyük bir müde karşılık verebiliriz.”
cahid grubu ortaya çıkardı. Gayrı
“Şamil çocuklar arasında kendini bundan sonra İmam Şamil veya
daha bir gösteriyor. Daha delikanlı Şeyh Şamil olarak anılacaktır.
bile olmadan yetişkin adama yakın
Gayesi Kafkasya’da Rusların orboyu var.”
tadan kaldırmak istediği İslâmiyet’i
“Silah hocası olarak, savaş hocası tekrar ihya etmek ve yaymaktı.
olarak ondan çok şey bekliyorum.”
Şamil aynı zamanda o zamanın
“Sen de çok savaşçı yetiştirdin en sağlam tarikatlarından birine
hani.”
intisap etmiş ve nefis terbiyesi ile
“Herkesin vazifesi ayrı. Benim kalp tasfiyesi yapmıştı.
vazifem de cengâver yetiştirmek.
Dediğim gibi Şamil’den çok şey
bekliyorum. Senin vazifen ise âlim
yetiştirmek.”
İmam Şamil’in Ruslara karşı
yazdığı istiklal mücadelesi destanı 25 yıl sürmüştür. En üstün Rus
kumandanlara ve ordularına karşı
akla hayale gelmedik zaferler ka“Şamil dinî ilimlerde çok kabilizanmıştı. Ancak sonraları mücayetli. Çocukların çoğundan önde.
delesi maddî yönden zorlaşmaya
Zaten tarikata girmeyi de istiyor.
başladı. Savaşçıları azalmıştı.
Onda da başarılı olacağına inanı1859 yılında çaresiz kaldı ve Rusyorum. Eğer tasavvufta da başarılı
olursa nice destanlar yazar. Sade- lara teslim oldu. Bir müddet esir
ce Allah’a iman, Allah aşkı, Allah hayatı yaşadı. Daha sonra Osmanlı
korkusu olan bir gönül ne kadar Devleti’nin aracılığıyla hacca gitti.
güçlüdür. Böyle kalplere Allah’ın
Şamil vefat ettiğinde cenaze
nuru tecelli eder. Bir insanın bilek namazını büyük bir kalabalık cegücü, kol gücü gönül gücünden maat kıldı. Sonra da Medine’deki
geliyorsa işte asıl güç odur. Gücü- Cennetü’l Bâki mezarlığına defnü gönülden almayan bir bilek sa- nedildi. Vefatında milâdî tarihler
1871’i gösteriyordu.
dece kuru kavga yapıyordur.”
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
23
Erdal KARASU
Matbaa
Yaz geldi, okullar tatile girdi. Babamdan, çalıştığı fabrikadan okullar
açılana kadar bana da bir iş ayarlamasını çok istemiştim. Akşam iş
dönüşü eve geldi, karneme baktı.
Bir üst sınıfa geçtiğimi söyleyince
sevindi. “Ben de seni sevindireyim.”
dedi. “Personel müdürüne rica ettim,
beni kırmadı; okullar açılana kadar
fabrikada geçici olarak çalışacaksın.
Ayın birinde iş başı yapacaksın. Artık
birlikte gider geliriz…”
Haberi duyunca nasıl sevindim.
Aybaşına şunun şurasında bir hafta
vardı. Babamın çalıştığı fabrika beyaz eşya üretiyordu. Fabrikada bir
departmanda çalışacaktım.
Ayın birinde doğru personel müdürünün yanına gittim. Bana, “Matbaada çalışacaksın.” dedi. “Şükrü
Usta sana her şeyi öğretecek.”
Fabrika beyaz eşya ürettiğinden
yurt çapında 650 bayisi vardı. Bayi-
lere gönderilmek üzere olan genelgeler, tamimler, memorandumlar ve
fiyat artışları matbaada basılıyordu.
Zarfa basılan adresler de, buradaki
bir tezgâhtan çıkıyordu. Matbaa pazarlama departmanına bağlı bir birimdi. Matbaa; hem pazarlamanın
hem de fabrikanın basılacak işlerini
yapıyordu.
Şükrü Usta ile tanıştık. Matbaa odasında fotokopi makinesi, teksir makinesi, adres basma makinesi ve baskı makinesi vardı. Şükrü Usta bana yapacağım
işleri anlattı. Kendisi işe yetişemiyordu.
Şükrü Usta baskı makinesinde fabrikanın çeşitli form ve faturalarını basarken
ben de fotokopi makinesinde ve teksir
makinesinde olacak işleri basıyordum.
Şükrü Usta adres basma makinesini de
öğretti. Bölge bölge bayilerin adreslerini zarfa basıyordum. Sonra da teksir
makinesinde taksitli ve peşin seçenekli
fiyat artışını 650 veya 700 adet basıyordum. Bastıktan sonra kâğıtları katlayıp
zarfın içine koyuyordum. Daha sonra
pul basma makinesinde ucuz tarifeye
ayarlayıp zarflara pul basıyordum. Son
iş olarak, basılıp, işi bitmiş büyük kutudaki zarf yığınını dışarı çıkan görevli bir
arkadaş postaneye veriyordu. Fotokopi
makinesinde de sürekli işim çıkıyordu.
geçiyordu. İlk aylığımı aldığımda nasıl sevindim.
İşimin bittiği zamanlarda Şükrü
Usta’nın baskı makinesini nasıl çalıştırdığını, formları nasıl bastığını izliyordum. Bir gün Şükrü Usta’nın çocuğu hastalandığından iş yerinden
izin aldı. Öğleden sonra da fabrikada bir form bitmişti. Acil gerekiyordu. Personel şefi, “Sen basabilir misin?” dedi. “Basarım.” dedim ve baskı
makinesinde tükenen formu bastım.
Ertesi gün Şükrü Usta gelip durumu
öğrendiğinde, “Artık sen bir matbaacısın; işi öğrendin.” dedi.
Aylar geçiyordu. Okul vaktine çok
az zaman kalmıştı. Aylığımı alıp, arkadaşlarla el sıkışıp fabrikadan ayrılmadan önce personel müdürünün yanına gittim. Personel müdürü “Ertesi
yıl yine okullar kapanınca çalışmaya
gel.” dedi. Elini sıkıp, teşekkür ettim.
Bir hafta sonra okullar açılacaktı.
İki hafta sonra işlere iyice alıştım,
artık yabancılık çekmiyordum. Şükrü Usta benden memnundu. Günler
24
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
25
İsmail ÇOLAK
Darende’nin
Genç Osman’ı ve
Şehitlik Duası
ÇANAKKALE’DE KAHRAMAN ÇOCUKLAR
Darende’nin Çanakkale Savaşı’nda
şehit düşen kahramanlarından biri
de Ramazan oğlu Osman idi. 1890’lı
yılların sonlarına doğru Malatya’nın
bu güzel ve mübarek ilçesinde dünyaya gözlerini açmıştı.
O zamanlar ‘İptidai Mektep’ olarak
isimlendirilen ilkokulu bu şirin ilçede okumuştu. Medrese eğitimini ise
yine aynı ilçedeki Somuncu Baba
Külliyesi’nde tamamlayarak manevî,
ilmî ve ahlakî bakımlardan kendini
mükemmel bir şekilde yetiştirmişti.
Aynı zamanda Kur’an hafızı da olmuştu. Darende’nin ‘Genç Osman’larından birisi olarak etrafında sayılan
ve sevilen, parmakla gösterilen parlak gençlerinden biri haline gelmişti.
Çizim: Hamit YÜKSEK
Bütün Anadolu’nun, hatta Osmanlı memleketinin önemli manevî
kandillerinden olan büyük İslâm
âlimi Somuncu Baba Hazretlerinin Darende’deki türbesi hem
Darende’den hem de dışarıdan gelen ziyaretçi akınlarıyla her zaman
dolup taşıyordu.
Burası özellikle savaşa giden askerlerin, birliklerine teslim olmadan
önce mutlaka ziyaret ettiği manevî
bir mekândı. Bu Allah dostu mübarek zatı vesile kılarak dua ve niyazda
bulunmak Darende’de güzel bir adet
olmuştu.
Darende’den Çanakkale cephesine giden birçok Mehmetçik gibi Os26
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
man da, akranı olan çocuk denebilecek yaştaki birçok genç Mehmetçikle
beraber Somuncu Baba’nın türbesini
ziyaret etmeyi ihmal etmemişti. İçinden geçen samimi dilek ve isteklerini
Allah’a sunmuştu. Duasında Allah’tan
şehitlik isteğinde bulunmuş ve gözyaşları içinde şu duayı yapmıştı:
“Ey benim güzel Allah’ım! Bana bu
mübarek topraklarda doğmayı, Somuncu Baba Hazretlerinin manevî
talebelerinden olmayı ve Kur’an hafızlığını nasip ettiğin gibi katılacağım savaşta dinim, vatanım ve tüm
mukaddes değerlerim uğrunda şehit
olmayı da nasip et! Senin huzuruna şehitlik rütbesiyle gelmeyi, senin
hoşnutluğunu kazanmış seçkin kulların arasına girmeyi de bana göster!”
Darende’nin Genç Osman’ı, Çanakkale cephesinin birçok yerinde
görev yapmış, çetin ve kanlı çatışmalara katılmıştı. Kahramanlık, yiğitlik, cesaret ve imanı ile cephenin
savaşçı gençlerinden biri de Osman
olmuştu.
Girdiği bir çarpışma sırasında ağır
yaralanarak Çanakkale’nin o kutlu şehitler kafilesine Ramazan oğlu
Osman da katılmıştı. Allah, onun
Somuncu Baba türbesinde yaptığı
içten ve samimi duasını kabul etmiş,
katındaki en yüksek rütbeyle kendisini ödüllendirmişti.
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
27
Ülkü DUYSAK
Sabah Manzaraları
Uyku mahmurluğu içerisinde,
Yirmi dakikalık yolun on dakikaokuluna gitmek üzere yola koyul- sını geride bırakmıştı ki, karşıdan
du Yasemin Öğretmen. Hiç keyfi gelen bir başkası, ağzındaki balgam
yoktu nedense. Üstelik her adım dolu tükürüğünü bütün haşmetiyle
başı kaldırımlarda görmek zorun- postaladı yere. Bir onunki eksik kalda kaldığı tükürük ve balgamların mıştı, tamamladı.
tiksindiriciliği, midesini ağzına geYol boyunca bu manzaraları görtiriyordu her sabah. Bu işi yapanlar mek zorunda kalan Yasemin Öğretyaptıklarının yanlış olduğunun far- men, okuluna varmak için tırmankında değiller miydi acaba? Biraz ması gereken yokuşa yönelirken
“pat” diye bir sesle irkildi.
daha hızlandırdı adımlarını.
Biz doğayı korudukça,
doğa da bizi korur
O da ne? Omzuna teğet geçen içi nine yanaşan Seher, duyduklarına
dolu bir çöp poşeti... Pes doğrusu… bir anlam verememişti. Öğretmen,
Hele bu hareketin hiç yapılmaması Seher’in elinden tuttu ve ona:
gerekirdi. Başını kaldırdı. Bir apart“Her ne kadar yaşamın belirtileri
manın bilmem kaçıncı katından bir de olsa, insanlar daha olumlu şeyler
teyze bakmıyor muydu?
yaparak yaşadıklarını hissettirebilir“Eh!” dedi içinden “Alacağınız ol- ler, değil mi Seher?” diye sordu.
sun. Çevreyi bu hale getirdiniz ya!”
Sağlıklı yaşam,
sağlıklı çevre
ile olur.
Yutkundu, içerledi. Kime ne anlatacaktı? “Bunlar da yaşamın belirtileri” diye düşünerek teselli etti kendini. “Keşke” dedi. “Şu tüten bacanın
sıcaklığı gibi insanın içini ısıtan belirtilerle karşılaşsaydım.”
Yanından geçen minik bir öğrencinin hayretle yüzüne baktığını fark
ettiğinde sesli düşündüğünü anladı. Dikkatlice bakınca onun kendi
öğrencisi Seher olduğunu gördü.
Şaşkınlık dolu bakışlarla öğretme-
28
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
!
Seher, “Ne dediğinizi anlayamadım öğretmenim.” dedi ve biraz
daha sokuldu öğretmenine.
Birlikte okulun kapısından içeri
girdiler. O gün hep bu konuyu işledi
derslerinde; matematik, fen, sosyal
yerine… Bu konu da derslerin tamamını içine almıyor muydu sanki?
Gülen yüzlere, ışıl ışıl bakan gözlere bir şeyler anlatabildiğini fark ettiği an, kendi de mutlu oldu. Okulun
bütün panolarını çevreyle ilgili yazı,
resim ve şiirlerle donattılar o gün…
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
29
Yusuf HALICI
UYKUM GELMİYOR
Biraz sonra yatağımdan anneme seslendim:
Çanakkale İçinde
“Anne! Uyuyamıyorum.”
Dakikalar geçiyor ve bu kez babama
sesleniyorum:
İngiliz garson, Türk müşteriye:
- Çanakkale’de çok askerimizi öldürdüğünüz için biz İngilizler sizleri pek sevmeyiz deyince, Türk müşteriden gayet
soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
“Baba! Top oynamayı unuttuk.”
Zaman geçiyor ve tekrar sesleniyorum:
“Anne! Su içmek istiyorum.”
Çocukların duyguları çok hassastır.
Anlaşılmak isterler. Kırılırlar fakat gönüllerini alırsanız çabucak unuturlar.
Özlerler, bir öpücükle mutlu olurlar.
Kıskanırlar, bir şeyler paylaşılınca
oyuna geri dönerler. Korkarlar, kaygılarını ortadan kaldırınca rahatlarlar. Merak eder ve araştırırlar, bilgi
verilince öğrenmiş olurlar.
Onların penceresinden olaylara bakmak gerekir kimi zaman. İşte
elinizdeki kitap çocuğun gözüyle olaya bakmaktadır. Bir çocuğun
“geceleri bazen neden uyuyamadığı”nı en saf bir şekilde ortaya koyduğu bir hikâyeyi konu edinmektedir. Bakalım çocuklar neden uyuyamıyormuş?
Yazar:
Abir BALLAN
Kategori: Duygulu Çocuklar Dizisi
Basım Yılı: 2013
Cilt:
Amerikan
Ebat:
20 x 26 cm
Kâğıt:
200 gr. Mat Kuşe
NAR YAYINLARI
Tel: 0212 512 37 69
Faks: 0212 512 31 42
naryayinlari.com
- Orada ne işiniz vardı?
Fatih Niye Üstün?
Zehra Betül
Hatice Nur ÖREN
Yüzük
Sultan III. Ahmed Han kendisine hediye edilen çok kıymetli zümrüt yüzüğü,
bir gün, divan toplantısında vezirlere
göstererek:
- Acaba bundan daha kıymetlisi var
mıdır, diye sordu.
Orada bulunanlar:
- Hayır Efendim, sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir şey olamaz, cevabını verdikleri halde yalnız
Nevşehirli İbrahim Paşa itiraz etti:
- Bundan daha kıymetli şey vardır padişahım, dedi. Padişah beklemediği
cevap karşısında sordu:
Napolyon, S. Helen adasında sürgün
bulunduğu sırada kendisine ‘Fatih mi
yoksa siz mi büyüksünüz?’ sorusunu
soranlara şöyle cevap vermişti:
- Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zaptettiğim
yerleri henüz hayattayken geri vermiş
bir bedbahtım. O ise; fethettiği yerleri
nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.
Ders Alabilmek
Lokman Hekim’e:
- Bilgeliğini kimlerden aldın, diye sorduklarında:
- Körlerden, cevabını
vermiş. Çünkü onlar,
yoklamadan adım
atmazlar.
- Nedir?
- O yüzüğün takıldığı parmak Efendim,
diye cevap verdi.
30
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
31
Çengel Bulmaca
Çengel Bulmaca
Hoş kokulu bir
baharat
8
(Tersi) En büyük
ama uçamayan
kuş
Küre’nin ünlüleri
Bir bahar ayı
Suudi
Arabistan’ın para
birimi
Suyun katı hali
3
Ateşi tutmak için
kullanılan alet
Katıksız, yalın
2
Kumaş Üzerikesne tel
mede
ve ip
kullanı- sarılan
lan alet silindir
Gövdenin kalça
ile diz arasındaki
bölümü
10
Koyu sıvı durumunda susamın
öğütülmüş hali
Kamıştan örülen
yayvan sepet
Avda kullanılan
köpek
4
Takımın ateşli
taraftarı
Üzerinde çalışma yapılan
mobilya
İzmir’in bir ilçesi
Yazı yazma aracı
Sahib, malik,
terbiye eden,
mürebbi manasında esmaül
hüsna
Ördek sesi
11
5
(Tersi) Ebrehe’nin
ordusunu perişan
eden kuşlar
İsa Peygamberin
sahabeleri
(Tersi) Hud Peygamberin kavmi
1
Yumurtanın tam
pişmemiş hali
9
7
Bir deniz ürünü
Bir nota
Fırat üzerine
GAP kapsamında kurulan
Türkiye’nin en
büyük barajı
Bir Amerika
ülkesi
6
Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulunduğu karelerdeki harfleri aşağıdaki kutucuklara yazarak şifreyi bulun
3
2
1
4
2
2
5
6
5
6
4
Çengel Bulmaca
Adana’nın ilçesi
2
2
5
7
2
4
8
9 10 8
4
7
8 11
32
A
Y
A T
A
S
A
S
Bir olaydan
sonra meydana
gelen zarar
Su taşıyan kimse
Hidroelektrik
Santrali’nin kısa
adı
A
9
R
16
Tren yolu
Radyum’un
simgesi
3,14 sayısı
A Y
Sadece kendisine
ve bire bölünebilen sayılar
T
3
Hayvansal bir
gıda
N
M
10
Ö
A K
H
A
S
İyi olmayan
(Tersi) Sonradan
olan
6
Z
S
A R
I
L
Ü
F
E
R
T
A T
A
Gösteriş
Tataristan’ın ilk
iki hecesi
7
Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulunduğu karelerdeki harfleri aşağıdaki kutucuklara yazarak şifreyi bulun
1
2
1
3
1
4
14 15 16 15
1
5
1
5
1
3
8
7
3
6
6
Ü
T
El becerisi,
ustalık
D
17
12
A
Bir balık çeşidi
R
45 plaka nolu
ilimiz
(Tersi) İki direk
arasına kuran ağ
yatak
Hacta Merve
Tepe’sinin karşısında bulunan
tepe
(Tersi)
Ankara’nın bir
ilçesi
Bir müzik aleti
S
Bir soru edatı
Milattan
Önce’nin kısa
yazılışı
14
A K
Temiz
İ
9 10 11 12 3 12 4 12
Somuncu Baba Çocuk Dergisi | ŞUBAT 2014
A
Nezir
Yapılması
istenen bir şeyin
zihinde aldığı
biçim, düşünce
safhası
P
1
Balık avında
kullanılır
M
11
A N
Ğ
A M
E
H
Yeryüzünden bir
kısmının, küçültülerek çizilmesi
A
K
8
4
N
İ
R
M E
Yemek listesi
Savaştan sonra
elde edilen mal
A
A
18
Trenden yolcuların inip bindiği
yer
G
13
H
15
5
İ
Erkek Yaradan,
adla- yoktan
rının var eden
önüne manakonan sında
saygı Esma-i
sözü hüsna
B
GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ
ŞİFRE: İYİLİĞİ GİZLEMEK,
KÖTÜLÜĞÜ GİZLEMEKTEN
DAHA ÜSTÜNDÜR
R
7
8
7
7
12 17 11 12 13 14 12 18
9
9 11 7 13
Somuncu Baba
Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde vesikalık fotoğraflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız
[email protected] adresimize gönderiniz.
(Bir Ayet)
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve
yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini
beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.”
Beyza Nur
AKDEMİR
Dilaynur
KÖROĞLU
Hasan
YILAN
Hulusi Eymen
İPEK
Hüseyin Talha
YILAN
Yusuf
BULUT
Samet Furkan
BULUT
Yusuf
KAYNAK
Şeyma Beril
ÇİMEN
Elif Mirsu
ALTAŞ
Zeynep Sümeyra
DOĞAN
Yusuf
SOYBİR
(31/Lokman, 18)
(Bir Hadis)
“Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım.
Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla
bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.”
(Müslim, Salât, 222)
“Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”
İşlerimize, konuştuğumuz insanlara, içinde yaşadığımız yerlere iyi dikkat
etmemiz,
Yıl: 8
Sayı:86
Ahlâkınızı bozmamak için dost edineceğiniz kimseleri iyi araştırmamız,
ahlâkından emin olmadığınız kimselerle düşüp kalkmamamız,
Kötü yerlerde bulunmamamız,
Güzel ahlâklı, temiz kalpli insanlarla oturup kalkmamız
Ahlâkı temiz ve yüksek insanlarla düşüp kalkanların, onların güzel
huylarından mutlaka aldıklarını bilmemiz,
Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - ŞUBAT 2014
Öyle adamlarla görüştükçe ilmimizin, iyilik ve güzelliğimizin, sevgi ve
arzularımızın artacağını bilmemiz,
Ayrıca bilmediklerimizi öğreneceğimizi, hiç olmazsa kötülükten uzak kalıp
kendi iyi huylarımızı koruyacağımızı bilmemiz gerekir.
Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Eki’dir.
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.)