P. ROMATİZMAL HASTALIKLARIN REHABİLİTASYONU / Birkan

520|
Romatolojik Hastalıkların Rehabilitasyonu
| Birkan SONEL TUR
Romatolojik hastalıklar, tedavilerinde son zamanlarda çok etkili ilaçlar kullanılmaya başlanmış ve yeni cerrahi
yöntemler geliştirilmiş olmasına rağmen; fonksiyon kaybı sonucunda engelliliğe neden olan durumların başında
gelmektedir (1). Romatizmal hastalıkların rehabilitasyonunda özürlülüğün önlenmesi, hastanın fonksiyonel
durumunun korunması ya da daha iyi hale getirilmesi ve böylece hastanın yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir.
Bu nedenle tıbbi tedavinin yanısıra rehabilitasyon uygulamalarının mümkün olduğunca erken başlanması ve tıbbi
tedaviyle birlikte yürütülmesi hastanın yararınadır (1,2).
Rehabilitasyon, kişinin doğuştan veya sonradan meydana gelen bir nedenle oluşan kalıcı veya geçici yetersizliklerine
bağlı olarak kaybettiği veya kısıtlandığı fonksiyonel kapasitesinin belirlenerek; fiziksel, ruhsal, sosyal mesleki, ve
eğitsel açıdan en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen çalışmaların bütünüdür (3). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
rehabilitasyon hizmetlerinin daha etkin bir şekilde yürütülebilmesi için, 2001 yılında ICF (International Classification
of Functioning, Disability and Health) olarak bilinen “İşlevsellik, Yeti yitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması”nı
geliştirmiştir (4).
ICF sınıflandırmasının genel amacı, sağlık ve sağlıkla ilgili durumların tanımlanması için ortak, standart bir dil
oluşturmak ve sağlık ve bununla ilişkili bileşenleri tanımlamaktadır (4,5). ICF, işlevler ve yeti yitimi ve bağlamsal
faktörler olmak üzere iki ana bileşenden oluşmaktadır (Şekil 1). Bu sınıflama hastalarda tedavi ve rehabilitasyonun
programlanması, özürlülükle ilgili politikalar geliştirilmesi ve akademik amaçlarla kullanılmaktadır.
Şekil 1. ICF ve kavramlar arasındaki ilişki (5).
Sağlık Durumu
(hastalık veya bozukluk)
Vücut yapı ve
fonksiyonu
Aktivite
Çevresel
faktörler
Katılım
Kişisel
faktörler
Rehabilitasyon süreci bir döngüdür. Bu döngünün ilk basamağı hastanın ana probleminin değerlendirilmesidir.
Hastada probleme katkıda bulunan diğer faktörlerin tespit edilmesi, tedavinin programlanması, uygulanması
ve tekrar değerlendirme ise döngünün diğer basamaklarıdır (6). Bu döngü içinde romatizmal hastalıklara bağlı
sakatlıkların önlenmesinde ve tedavisinde kapsamlı, multidisipliner bir ekiple yaklaşım uygundur (1,6). Bu ekip
fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı, romatolog, ortopedist, psikiyatrist, pediatrist başta olmak üzere farklı
branşlardan tıp hekimleri ve fizyoterapist, iş-uğraşı terapisti, ortez uzmanı, psikolog, sosyal hizmet uzmanı gibi
diğer sağlık mensuplarından oluşur. Fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı hastanın mevcut yetersizliğini azaltmak,
ortaya çıkan yeti yitimini önlemek ve/veya azaltmak ve toplumsal aktivitelere katılımını sağlayabilmek amacıyla
rehabilitasyon programlarını planlayarak, kişinin maksimum hedefe ulaşmasını sağlamasına yardımcı olur (7).
Ekip içinde hasta ve ailesi de yer almaktadır. Tedavi için karar alma aşamasında ve strateji belirlemede hasta
ve ailesinin aktif olarak görev alması önemli rol oynar (8).
|521
Rehabilitasyon uygulamaları hastanın bilgilendirilmesi, fizik tedavi uygulamaları, egzersiz, ortez ve yardımcı cihaz
uygulamaları olarak sıralanabilir. Rehabilitasyon programının başarısı bu programın doğru bir şekilde hazırlanması,
kontrol edilmesi ve düzenli olarak izlenmesi esasına dayanır.
Rehabilitasyon uygulamalarının planlanmasından önce, hastanın detaylı bir şekilde hekim tarafından alınan
anamnezi, sistemik ve lokomotor sistem muayenesi, eklem hareket açıklıkları, kas kuvveti, postür, yürüme analizi,
transfer ve mobilizasyon aktiviteleri, günlük yaşam aktiviteleri ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi gerekir (1,2,9).
Rehabilitasyon programının planlama aşamasında bazı faktörlerin gözden geçirilmesi gerekir. Öncelikle hastanın
hastalığın hangi evrede olduğunun iyi bilinmesi önemlidir. Bu durumun doğru tespit edilmesi uygulanacak tedavi
yöntemlerinin belirlenmesinde gereklidir (8). Hastanın demografik bulguları, mevcut hastalığının doğası, tedavi
yaklaşımları, tedavinin uygulanış şekli, hasta-hekim ilişkisi ve hastanın sosyokültürel durumu rehabilitasyona
uyumu etkileyen faktörlerdir (10).
I. Hasta Eğitimi
Romatizmal hastalıkların çoğu zaman kronik olmaları nedeniyle, hastaların bu hastalıkla yaşamayı öğrenmesi
gerekir. Hasta eğitimi; hastanın mevcut hastalığı, hastalık aktivitesi, tedavi yöntemleri, ağrı kontrolü, hastalığın
gidişatı ve eklemleri koruma yöntemleri gibi konularında bilgilendirilmesidir. Hasta eğitiminin etkinliği ve hangi
bilgilendirme yönteminin daha etkili olduğu konusunda çeşitli çalışmalarda farklı sonuçlar elde edilmiştir. Eğitim
verilen hastalarda ağrının, hastalığa ait problemlerin ve depresyonun azaldığı tespit edilmiştir (11,12). EULAR
(European League Against Rheumatism) and OARSI (Osteoarthritis
Research Society International), NICE (National Institute for Health and Clinical Excellence) gibi birliklere ait
kılavuzlarda çeşitli romatizmal hastalıkların tedavisinde hasta eğitimi önerilmektedir. Cochrane sistematik analizinde
ise romatoid artritli hastalarda eğitiminin kısa dönem etkili olduğu bildirilmektedir (13). Özellikle eğitim düzeyi
göz önünde bulundurulduğunda hasta eğitiminin ülkemiz için çok önemli bir faktör olduğu unutulmamalıdır (14).
II. Fizik Tedavi Uygulamaları
Hastaların sıcak, soğuk, elektriksel akımlar ya da ışınlar gibi fizik araçlarla yapılan tedavi yöntemidir. Bu anlamda
sıcak ve soğuk uygulamalar en çok yararlanılan fizik tedavi modaliteleridir (1,15-17).
Soğuk Uygulama
Kriyoterapi olarak da adlandırılan tedavi şeklidir. Lokal olarak soğutucu bir ajan yardımıyla uygulanan bölgeden
ısı transferi ile soğumanın sağlanmasıdır.
Soğuğun fizyolojik etkileri (15-17):
•
Soğutulan yerden kalkan uyarılar spinal kordda ağrı iletimini bloke ederek analjezik etki gösterir.
•
Soğutulan yerde damarlarda vazokonstrüksiyon olur ve basınç azalır. Bunun sonucu doku ile damar (kapiller)
arasında basınç farkı gelişir. Kapillerler, dokudaki sıvıyı absorbe eder. Böylece ödem azalır ve ödeme bağlı
mekanik ağrı da kaybolur.
•
Vazokonstrüksiyon sonucu kanama durur.
•
Soğuk ile doku metabolizması azaldığı için inflamasyon ve ağrı azalır.
Uygulama Şekli: Soğuk kompresler, silika jel paketleri, soğutucu spreyler, buz yastıkları ve buz masajı şeklinde
uygulanabilir (1,15)
Kontrendikasyonları: İskemi, soğuk toleransı, Raynaud fenomeni veya hastalığı, Sjögren, sistemik lupus
eritematozus, vaskülit gibi soğuğa duyarlı hastalıklar, dekompanse kalp hastalıkları (hipotansiyon, ileri kalp
yetmezliği, bradikardi gibi), peptik ülser (karın bölgesine uygulanan soğuk mide krampları ve asiditeyi artırabilir),
yaşlılar, çoçuklar ve kaşektik hastalar (15-17).
522|
Sıcak Uygulama
Lokal olarak ısıtıcı bir ajan yardımıyla uygulanan bölgeye ısı transferi ile o bölgenin sıcaklığının artırılmasıdır (1,15-17).
Isının fizyolojik ve klinik etkileri:
•
•
•
•
•
•
•
•
Metabolizma artar.
Vazodilatasyon olur.
Kan akımı ve kapiller hidrostatik basıncı artar. Artan kan akımı fan oluşturarak ısınan bölgeyi soğutmaya
çalışır.
Membran yapısında değişiklikler sonucu transüdasyon artar.
Elektrolitlerin, sıvıların, metabolitlerin ve enzimlerin iyonik pompalanması artar.
Sinir ileti hızları ve ileti hızları artabilir.
Kas tonüsü azalır, vizkoelastik özellikleri artar.
Ağrıyı azaltır.
Yüzeysel Isıtma: Sıcak kompresler (hot pack), sıcak su torbası, sıcak sargılar, sıcak su (kaplıca, sıcak su havuzu),
parafin, güneş ışığı, infraruj, hareketli sıcak su (whirlpool, jakuzi), fluidoterapi sıcak tedavi kaynakları olarak sayılabilir
(15,16).
Derin Isıtma: Derin dokuların ısıtılmasına diatermi adı verilir. Frekans artıkça moleküllerin titreşim frekansı artarak
ısının ortaya çıkmasını sağlar. Isıtıcı etkisi olan olan yüksek frekanslı akımlar elektroterapi olarak adlandırılmazlar.
Yüksek frekanslı akımlar oluşturdukları elektromanyetik alan ile derin dokularda ısı meydana getirirler. Yine bu
akımlar hücre membranlarında potansiyel değişikliği oluşturmazlar, kimyasal veya uyarıcı etkiye sahip değillerdir.
Bu tedavi şekilleri ile daha derinde bulunan dokuların ısıtılması amaçlanır. Ultrason, kısa dalga, mikro dalga derin
ısıtıcı tedavilerdendir (15-18).
Ultrason, insan kulağının duyamayacağı frekanstaki sesleri ifade etmektedir. Belli bir frekans alanındaki ses
dalgaları tarafından üretilen ortaya çıkan mekanik titreşimlerin ürettiği enerjinin uygulandığı bir tedavi ajanıdır (19).
Ultrasonun termal ve mekanik etkileri vardır. Direkt temasla, su içi uygulama yöntemi ya da tampon ara madde
kullanma yöntemiyle uygulanabilir.
Derin Isıtıcıların Endikasyonları: Ağrı, kas spazmı, kontraktür, gerilim kas ağrısı, hiperemi oluşturma metabolik
işlevlerin hızlandırılması.
Derin Isıtıcıların Kontrendikasyonları: Duyarlılık azalması, kanserli lezyon alanları, iskemik dokular, akut inflamasyon,
travma veya hemoraji, enfekte lezyon, kötü termal regülasyon (örn. Nöroleptik kullanımı), atrofik deri veya skar
dokusu, radyoterapi uygulanmış alan, kanama bozuklukları, plastik, elektronik implantlar, bilinci kapalı hastalar,
hamilelerde pelvik bölge, epifizi kapanmamış çocuklar, göz küresi, laminektomi yapılmış omurilik bölgesi, gözler
(15-18).
Elektroterapi
Akım türüne göre direkt akım (galvanik akım) veya alternatif akım olarak sınıflandırılabilir. Direkt akım, dokuda
iyon hareketi ile kimyasal değişikliklere yol açan bir akım şeklidir. Frekansa göre ise alçak frekanslı akımlar, orta
frekanslı akımlar, yüksek frekanslı akımlar olarak sınıflandırılırlar. Alçak frekanslı akımlar sinir ve kas liflerini uyararak,
kas kontraksiyonu veya ağrının giderilmesi amacıyla kullanılırlar. Benzer şekilde orta frekanslı akımlar da ağrı ve
ödem tedavisi için kullanılırlar (17-20).
Transkütanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS), düşük voltajlı elektrik akımının cilde yerleştirilen elektrotlarla
uygulanma yöntemidir. Tens cihazları çeşitli dalgalar üretirler. Frekans ve akım süresinde değişiklikler yapılarak
çeşitli biçimlerde uygulama yapma imkanı vardır. Kapı kontrol teorisi, vücuttaki opiyatların salınımının başlaması
ile ağrı algılamasını etkilemesi, lokal vazodilatasyon etkisi ya da akupunktur noktalarının uyarılması yoluyla ağrıyı
gidermeyi sağladığına ilişkin çeşitli teoriler mevcuttur (21).
|523
Genel olarak elektroterapinin kontrendikasyonları (17,20):
1. Ağır, stabil olmayan kardiyak hastalık
2. Pacemaker varlığı
3. Karotis sinüs üzerine uygulama
4. Gebeliğin ilk 3 ayında (Embriyon üzerine etkileri bilinmiyor)
5. Epilepsi, inme geçiren hastaların baş ve boyun bölgesine tedaviden kaçınılmalıdır
6. Gözler, mukozalar üzerine uygulama
7. Hastada uyum problemi, bilişsel fonksiyonlarda bozukluk
8. Yaralı ve tahriş olmuş deri üzerine uygulama
Traksiyon
En çok spinal hastalıklarda (disk hernisi, spondilartroz vb.) kullanılmaktadır. Bu tedavi ile pasif germe uygulayarak
eklem, omurga ve intervertebral diskin redüksiyonunu sağlamak, hastayı immobilize etmek, paravertebral spazmı
gidermek amaçlanır. Manuel ya da cihazlar yardımı ile traksiyon tedavisi uygulanabilir.
Kontrendikasyonları: Tümör, akut enfeksiyon, kauda ekina sendromu, dolaşım ve solunum güçlüğü, instabilite,
gebelik, hiatus hernileri (22).
III. Egzersiz
Egzersiz sağlığın iyileştirilmesi ya da eğitim amacıyla vücutla yapılan çabalar demektir. Terapötik egzersiz ise
hastalıkların tedavisi ile ilgili olan egzersizlere verilen addır (23). Uzun süreli ve düzenli olarak egzersiz yapmanın
sağlık üzerine olumlu etkisi vardır. Romatizmal hastalıklarda uygulanacak egzersizlerden beklenen amaçlar
aşağıda sıralanmıştır (10):
1. Eklem hareket açıklığının korunması ve iyileştirilmesi
2. Kontraktür oluşumunun engellenmesi ve geciktirilmesi
3. Kasların kuvvetlendirilmesi
4. Dayanıklılığın artırılması
5. Eklem diziliminin daha iyi hale getirilmesi
6. Kemikten mineral kaybının önlenmesi veya azaltılması
7. Genel olarak kondüsyonun artırılması
8. Halsizlik ve yorgunluğun giderilmesi
Egzersizler primer ve yardımcı egzersizler; yapısal (çoklu ekleme yönelik) veya vücudun bir parçasına yönelik
(tek eklem egzersizleri gibi) olarak sınıflandırılabilir. Kasın kasılma şekline göre ise izotonik kasılma, eksentrik
kasılma, izometrik kasılma ve izokinetik kasılma olarak ayrılır (23). İzometrik kasılma bir statik kasılma türüdür.
Bu kasılmada kasın boyu sabittir gerimi/tonusu artar. İzotonik kasılma dinamik bir kasılma şeklidir, kasın gerimi
sabittir, boyu kısalır. İzokinetik kasılma da dinamik bir kasılma şeklidir. Kasılma hızı sabittir, ancak oluşan direnç
değişkendir. Eklemin farklı hareket açılarında farklı kasılma kuvvetleri oluşur. Eksentrik kasılmada kasın gerimi
sabittir, ancak izotonik kasılmanın tersine kasın boyunun uzadığı kasılma şeklidir.
Kişinin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız bir şekilde yapabilmesi için eklemlerinin yeterli eklem hareket açıklığına
sahip olması gerekir. Cinsiyet, yaş, kas, tendon, bağlar gibi ekleme komşu yumuşak dokuların durumu, kas
spazmı, eklem içi serbest cisim, aşırı eklem sıvısının varlığı eklem hareket açıklığını etkileyen faktörler arasında
sayılabilir. Tam eklem hareket açıklığı gerektiren egzersizler bu açıklığın korunmasını sağlar (23).
Güçlendirme egzersizleri, direnç verilerek yapılan egzersizlerdir. Kasın kuvvetlenmesi, fonksiyonel kapasitenin
524|
artırılması, sakatlanmalardan korunulması açısından bu egzersizler önem taşımaktadır. Kas kuvvetini arttırmak
için yapılan egzersizler, 1.Progresif dirençli ağırlık egzersizleri, 2.İzometrik egzersizler ve 3.İzokinetik egzersizler
olarak ayrılabilir.
Anaerobik egzersizler, kısa süreli yüksek şiddetli çalışmalardır; tenis, ağırlık kaldırma, kısa süreli hızlı koşularda
anaerobik mekanizmalar hakimdir. Aerobik egzersiz, geniş kas gruplarını kullanarak, düşük şiddetli ve uzun süreli
yapılan aktivitelerdir. Bu tip egzersizde enerji yağların ve glükozun oksijen kullanılarak yakılmasıyla sağlanır.
Maksimal kalp atım hızının %60-80’i arasında gerçekleştirilir. Örneğin; yürüyüş, bisiklet, aerobik dans, yüzme
gibi aktiviteler aerobik egzersizlerdir. Aerobik egzersizlerle vücutta bir çok fizyolojik adaptasyon ortaya çıkar.
Aerobik egzersizlerin yararları aşağıda sıralanmıştır:
•
Kastaki kapiller yoğunluk, kapiller-lif oranı, miyoglobin düzeyi, mitokondri sayısı ve boyutu ve içlerindeki enzim
oranlarında artış olur
•
Kardiyak debi artar, kalbin pompalama yeteneği artar, dolaşımdaki oksijenin kullanımı artar
•
Kan basıncını düşürür
•
Pulmoner fonksiyonları iyileştirir
•
Kasları güçlendirir
•
Dayanıklık artar
•
Vücut yağ oranını azaltır
•
Kan şeker düzeyini azaltır.
•
Psikolojik durum üzerine olumlu etki yapar, kendini iyi hissetme duygusunu artırır.
Egzersiz tedavisini planlarken aşağıdakilere dikkat edilmelidir (23, 24):
•
Hastanın yaşı
•
Hastalığın evresi
•
Sistemik tutulum
•
Eklem tutulumunun derecesi
•
Hastanın diğer sağlık problemleri
•
Daha önce geçirilen sakatlıklar
•
Egzersize hazırlık
•
Hastanın uyumu
Çalışılacak kas grupları, kullanılacak temel enerji kaynakları, beraberinde bulunan diğer kas iskelet sistemi
sorunları, göz önünde bulundurulur. Kasın dayanıklılık, çeviklik, esneklik gibi özellikleri, vücut kompozisyonu,
denge ve koordinasyon gibi özellikleri de dikkate alınarak ihtiyaçlar belirlenir. Egzersiz reçetesi sistematik ve
hastaya özgü olmalıdır.
Romatizmal hastalıklarda egzersiz programının hastalığın dönemine göre uygun bir şekilde planlanması önem
taşır. Akut dönemde öncelikle normal eklem hareket açıklığının muhafaza edilmesi amacıyla pasif egzersizlere
yer verilir. Gücü korumak amacıyla da statik izometrik egzersizler uygulanır. Bu egzersizlere başlamada ve
ilerlemede hastanın eklem ağrısı gözönünde bulundurulur. Subakut dönemde hareket açıklığını korumak için
aktif yardımlı egzersizler uygulanır (10,25,26).
Gücü korumak ve arttırmak için izometrik egzersizlerin yanında izotonik egzersizlere yer verilmelidir. Bu dönemde
kontraktürleri açmak için dikkatli olarak germe egzersizleri yapılabilir. Egzersiz sonrasında yorgunluk gelişmesinden
kaçınılmalıdır. Egzersizler özellikle inflamatuar romatizmal hastalığı bulunanlarda sabah öğle saatleri arasında
sabah tutukluğu geçtikten veya azaldıktan sonra yapılması önerilir. Yapılan egzersizler sırasında şiddetli ağrı
olmamalıdır ve 2 saatten uzun süren ağrı oluşturmamalıdır (10).
|525
IV. Ortezleme
Orto, “Grekçe” Düz, doğru, normal demektir. Ortez : Vücudun veya herhangi bir segmentinin mobilizasyonunu,
deformitelerini önlemek ya da fonksiyonlarını artırmak amacı ile eksternal olarak uygulanan cihazlardır (27).
“Breys”, “Splint” gibi isimler de kullanılmaktadır. Bu terimler daha çok immobilizasyon sağlamak amaçlı yapılan
cihazlar için kullanılan terimlerdir. Metal, plastik ve deri başta olmak üzere günümüzde çok çeşitli malzemelerden
yapılmaktadır. Çoğu düşük derecede yumuşak bükülebilir hale gelebilen termoplastiklerdir. Yüksek ısılı termoplastik
malzemelerin şekillendirilebilmeleri için kalıplanması gerekir. Romatizmal hastalıklarda genellikle fabrikasyon
ortezler kullanılmaktadır. Bunun yanında hastaya özel ortezler de imal edilebilir. Ortez kullanımının amaçları
aşağıda sıralanmıştır:
1. Ağrının azaltılması
2. Eklem üzerindeki mekanik stresin giderilmesi
3. Fonksiyonları artırmak
4. Deformitelerin engellenmesi
5. Zayıf veya kullanılamayan kasları veya vücut bölgelerinin desteklenmesi
6. Derin duyu üzerine etkili olması
7. Opere edilen dokunun korunmasına yardımcı olmak (immobilizasyon)
Ortezler tipine göre statik ve dinamik olarak ikiye ayrılırlar. Statik splintler eklemin ve ekstremitenin hareketine
engel olarak eklemi dinlendiririrler. Dinamik ortezler ise menteşe, bant ya da yay gibi ilave malzemelerle harekete
izin veren cihazlardır, daha çok fonksiyonel amaçla kullanılırlar (28).
Romatizmal hastalıklarda üst ekstremite ortezlerinden istirahat splintleri statik özellikte olup, özellikle romatoid
artritin aktif eklem tutulumu, karpal tünel sendromu, tendinit gibi durumlarda kullanılır. Başparmak posterior
splintleri fonksiyonel olup osteoartritli hastalarda karpometakarpal ve interfalangeal eklemler için uygun olur.
Fonksiyonel “cock-up” splintleri ise karpal tünel sendromunda kullanılabilir. El parmaklarındaki deformite gelişimini
engellemek için yüzük şeklinde ortezler tercih edilebilir. Radiyal sinir hasarında kullanılan dinamik yaylı splintler
parmakları ekstansiyona zorlar, hasta aktif olarak parmak fleksiyonu yapar. Dirsek ortezleri daha nadir kullanılır.
Alt ekstremite ortezlerinden ayak ve ayak bileği için dizayn edilmiş olanlar en çok kullanılan ortezlerdir. Dize
yönelik ortezler daha az kullanılırlar. Ayak, ayakbileği tutulumu olanlarda iyi bir ayakkabı ve modifikasyonu büyük
önem taşır. İyi bir ayakkabıda yeterli bir topuk desteği bulunmalı, tabanı çok yumuşak olmamalı, ayak parmak
eklemlerinde sorunlar nedeniyle geniş ön bombesi bulunmalıdır. Ayakkabı modifikasyonu ile çözülemeyen
problemlerde ayakkabı içerisine ortezler yerleştirilir (10). Semptomatik eklem üzerindeki mekanik stresi azaltmak
için çeşitli tabanlıklar da önerilmektedir. Hasta biyomekanik açıdan değerlendirilerek uygun tabanlık verilir (29).
Hastanın yaşı, cinsiyeti, mesleki durumu, hastanın fonksiyonel düzeyi, ortez kullanma konusundaki işbirliği,
malzemenin kalınlığı, sertlik düzeyi, rengi gibi faktörlerin ortez reçetelerken göz önünde bulundurulması gerekir.
Ortez hastanın günlük aktivitelerini önlememeli, kolaylaştırmalı, diğer eklemlere (ortez içinde kalmayan) aşırı yük
yüklememelidir. Hasta-hekim işbirliği içinde ortez kullanımı ve tipine karar verilmelidir. Ortez reçetesi yazarken
hastaya en yararlı olabilecek, en düşük seviyeli ve kolayca kullanabileceği ve uyum sorunu yaşaması minimal
olan ortez tercih edilmelidir. Ortez sağlam olmalı, kolay temizlenebilmeli, giyilmesi ve çıkarılması kolay olmalıdır.
Kemik çıkıntıların çevresi basıyı önlemek için düzeltilmeli, ortezin kemik çıkıntılara ve eklemlere gelen kısımları
yumuşak malzemelerle kaplanmış olmalıdır. Gece kullanılması önerilen statik ortezler hastanın uykusunu
etkilememelidir.
Hastaya ortez reçete ettikten sonra da ortez eğitimi verilmeli, günlük önerilen kullanım süresi hakkında bilgilendirilmeli,
bası yaratmadığından, materyale alerji gelişmediğinden emin olunmalıdır. Hasta kontrollerinde mutlaka ortezinin
de kontrolü yapılmalı, ortez uyumu gözden geçirilmeli, egzersizler ihmal edilmemelidir (27,30,31).
526|
V. Yardımcı Cihazlar
Baston, koltuk değneği, yürüteç gibi yardımcı cihazlar hastanın yürümesine yardımcı olur. Bu cihazlar hastanın
problemli bölgesine düşen yükü azaltmak, zayıf kas ve dokuları desteklamek, ağrıyı azaltmak, dengeyi sağlamak,
dayanıklılığı artırmak amaçlarıyla kullanılırlar. Bu cihazlarla mobilizasyonu sağlanamayan hastalarda manuel ya
da motorlu tekerlekli sandalyeler de kullanılabilir. Üst ekstremite ve özellikle el eklemlerinin etkilendiği hastalarda
fonksiyonel bağımsızlığı sağlayabilmek için kavramayı, tutmayı sağlayacak çeşitli günlük yaşam araçları kullanılabilir.
Bu araçlar beslenme, giyinme, hijyen, banyo, tuvalet, mobilite ve iletişim aktivitelerini sağlamak üzere geliştirilmişlerdir.
Günümüzde hazır araçlar olduğu gibi hastanın bizzat kendi ölçüleri alınarak da imal edilen türden olabilir. Hastanın
tanısı, prognozu ve kalan fonksiyonel düzeyi cihazların reçetelenmesinde önem taşır. Hastanın günlük yaşam
aktivitelerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesinden sonra önerilmesi gerekir (27).
Kaynaklar
1.
Nicholas JJ. Rehabilitation of patients with rheumatological disorders. In: Braddom RL (ed): Physical Medicine and Rehabilitation.
Philadelphia, WB Saunders. 2000 pp 743-61.
2.
Tıkız C. Romatoid artrit rehabilitasyonu. Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2006;2(45):21-30.
3.
DeLisa JA, Martin GM, Currie DM. Rehabilitation medicine: Past, peresent and future. In: DeLisa JA, Gans BM (eds): Rehabilitation
Medicine. Philadelphia, Lippincott. 1993 pp 1-27.
4.
WHO and classification assessments surveys and terminology team:ICIDH-2:International classification of functioning, disability and
health, final draft. WHO assesment, classification and epidemiology group, 2000.
5.
Bornman J. The World Health Organisation’s terminology and classification: application to severe disability. Disability and Rehabil
2004; 26 (3):182-8.
6.
Çetinyalçın İ, Oğuz H. Fiziksel tıp ve rehabilitasyonun anlamı, amacı, dünü, bugünü, yarını. In: Hasan Oğuz (ed): Tıbbi Rehabilitasyon.
Ankara, Nobel Tıp Kitabevi, 1995 pp 1-16.
7.
Oğuz H. Romatizmal hastalıkların rehabilitasyonu. In: Hasan Oğuz (ed): Tıbbi Rehabilitasyon. Ankara, Nobel Tıp Kitabevi, 1995 pp 697-712.
8.
Stucki G, Sangha O. Principles of rehabilitation. In: Klippel JH, Dieppe PA (Eds): Rheumatol. Phladelphia, Mosby, 1998 pp 3.11.1-14.
9.
McPeak LA. Physiatric history and examination. In: Braddom RL (ed): Physical Medicine and Rehabilitation. Philadelphia, WB Saunders.
2000 pp 3-45.
10. Hicks JE, Gerber LH. Rehabilitation of the patients with arthritis and connective tissue disease. In: Delisa JA, Gans BM (eds): Rehabilitation
Medicine: Principles and Practice. Philadelphia, JB Lippincott, 2005 pp 721-65.
11. Lindroth Y, Brattstrom M: A problem-based education program for patients with rheumatoid arthritis: evaluation after three and twelve
months. Arthritis Care Res 1997; 10(5): 325-32.
12. Langer HE: Patient education-a contribution to improvement of long-term management of patients with rheumatism. Z Rheumatol 1995;
54(4): 207-12.
13. Riemsma RP, Kirwan JR, Taal E, Rasker JJ. Patient education for adults with rheumatoid arthritis. Cochrane Database Syst Rev.
2003;(2):CD003688.
14. Tüzün Ç. Romatizmal hastalıklarda hasta eğitimi. Türkiye Klinikleri J Int Med Sci 2006;2(45):1-3.
15. Akşit R. Tedavide sıcak ve soğuk. In: Hasan Oğuz (ed): Tıbbi Rehabilitasyon. Ankara, Nobel Tıp Kitabevi, 1995 pp 179-99.
16. Erdoğan F. Sıcak, soğuk ve ultraviole. In: Beyazova M, Gökçe Kutsal Y (Eds): Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon. Ankara, Güneş Kitabevi,
2000 pp 758-70.
17. Weber DC, Brown AW. Physical Agent modalities. In: Braddom RL (ed): Physical Medicine and Rehabilitation. Philadelphia, WB Saunders.
2000 pp 440-58.
18. Kızıl R. Romatizmal hastalıklarda fizik tedavi uygulamaları. Turkiye klinikleri J Int Med Sci 2006;2(45):4-8.
19. Dunn F, Frizzell LA. Bioeffects of Ultrasound. In:Lehmann JF (ed): Therapeutic heat and cold. Baltimore, Williams and Wilkins,
1990 pp 398-416.
20. Tuncer T. Elektroterapi. In: Beyazova M, Gökçe Kutsal Y (Eds): Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon. Ankara, Güneş Kitabevi, 2000 pp 771-89.
21. Belanger AY. Evidence-Based Guide to Therapeutic Physical Agents. Philadelphia, Lippincott Williams and Wilkins, 2003 pp 26-65.
22. Celeboğlu G. Spinal traksiyon. In: Beyazova M, Gökçe Kutsal Y (Eds): Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon. Ankara, Güneş Kitabevi,
2000 pp 831-41.
23. Hoffman MD, Sheldahl LM, Kraemer WJ. Terapötik egzersizler. In: Delisa JA (ed), Arasıl T (çev.ed.), Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon: İlkeler
ve Uygulamalar. Ankara: Güneş Kitabevi 2007, 389-433.
|527
24. Uddin T, Moyeenuzzaman M, Al Hasan S. Rehabilitation of Patients with Rheum Diseases-An Update. TAJ 2003;16: 82-8.
25. Eryavuz M. Romatizmal hastalıklarda fizik tedavi ve Rehabilitasyona ne zaman başlanmalı ve nasıl uygulanmalı? In: Yazıcı H, Hamuryudan
V (eds): Romatizmal Hastalıklar. İÜ. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, Sempozyumu Dizisi yayın no:14. İstanbul,
1999 pp 55-60.
26. Şahin E, Gülbahar S. Romatizmal hastalıklarda egzersiz uygulamaları. Turkiye klinikleri J Int Med Sci 2006;2(45):9-14.
27. Çapacı K. Romatizmal hastalıklarda ortezler, yardımcı araçlar (yürüme yardımcıları, kişisel bakım ve yaşam aktivitelerine yönelik yardımcı
cihazlar) ve çevre düzenlemeleri. Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2006;2(45):15-20.
28. Goodacre JA, Stewart I. Genel kronik inflamatuvar poliartropatiler. In: Porter S (ed), Yakut E, Kayıhan H (çev.eds.), Tidy’s Physiotherapy.
Ankara: Pelikan Kitabevi 2008, pp 207-23.
29. Rannou F, Poiraudeau S. Non-pharmacological approaches for the treatment of osteoarthritis. Best Pract Res Clin Rheumatol 2010;24:93-106.
30. Pagnotta A, Korner-Bitensky N, Mazer B, Baron M, Wood-Dauphinee S. Static wrist splint use in the performance of daily activities by
individuals with rheumatoid arthritis. J Rheumatol 2005; 32: 2136-43.
31. Kaya T. İnflamatuvar romatizmal hastalıkların ortezle tedavisi. Turk J Rheumatol 2009; 24: 46-50.