458 NAZÎRE da nazîre karşılığında istikbâl, cevâb, taz

NAZÎRE
bazý þiirleri tanzîr ettikleri anlaþýlmaktadýr. Nitekim XVII. yüzyýl þairlerinden Âþýk
Ömer’in þiirlerine çaðdaþý Gevherî’den baþlamak üzere birçok þair nazîre yazmýþtýr.
Âþýk Ömer de Râsih’in “üstüne” redifli gazelini tanzîr etmiþtir (Ergun, s. 71). Kayýkçý Kul Mustafa’nýn þiirlerine Âþýk Ömer ve
özellikle çok etkilendiði Gevherî nazîre yazmýþtýr (Eren, s. 62-67). Âþýk þiiri içinde
önemli yeri olan atýþma ve karþýlaþmalar
nazîreye benzetilebilirse de çoðunlukla irticâlen yapýlmalarý, oluþum sebebi, ortaya
konuþ þekli ve amaçlarý bakýmýndan nazîreden farklýdýr. Bu tür þiirlerin divan þiirinde münâzara ile iliþkilendirilmesi daha
doðru olur.
BÝBLÝYOGRAFYA :
Gibb, HOP, I, 99-100; Sadettin Nüzhet Ergun,
Âþýk Ömer, Ýstanbul, ts., s. 71-83; Hikmet Ýlaydýn, Türk Edebiyatýnda Nazým, Ankara 1951, s.
104; Hasan Eren, Türk Saz Þairleri Hakkýnda
Araþtýrmalar, Ankara 1952, s. 62-67; Nihad Sami Banarlý, Büyük Nazîreler: Mevlid ve Mevlid’de Millî Çizgiler, Ýstanbul 1962, s. 7; W. G.
Andrews, An Introduction to Ottoman Poetry,
Minneapolis 1976, s. 166; a.mlf., “Starting Over
Again: Some Suggestions for Rethinking Ottoman Divan Poetry in the Context of Translation
and Transmission”, Translations: (Re)shaping
of Literature and Culture (ed. Saliha Paker), Ýstanbul 2002, s. 15-40; Cem Dilçin, Türk Þiir Bilgisi, Ankara 1983, s. 269-273; a.mlf., “Gazel”,
TDl., sy. 415-417, s. 78-245; Haluk Ýpekten, Eski Türk Edebiyatý: Nazým Þekilleri, Ankara 1985,
s. 21; Agâh Sýrrý Levend, Türk Edebiyatý Tarihi I,
Ankara 1988, s. 167-169; Ýskender Pala, “Türk
Edebiyatýnda Tehziller ve Argo Kelimelerin Edebiyata Yansýmasý”, Uluslararasý Türk Dili Kongresi 1988 (26 Eylül 1988 – 3 Ekim 1988), Ankara 1996, s. 363-381; Edirneli Nazmî, Mecmaü’n-
Nezâir: Ýnceleme - Tenkitli Metin (haz. M. Fatih
Köksal, doktora tezi, 2001), Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, hazýrlayanýn giriþi, I,
2-81; M. Fatih Köksal, “Nazire Kavramý ve Klâsik Türk Þiirinde Nazire Yazýcýlýðý”, Diriözler Armaðaný: Prof. Dr. Meserret Diriöz ve Haydar Ali
Diriöz Hatýra Kitabý, Ankara 2003, s. 215-290;
Tevfik Fikret, “Nazîreperdâzlýk”, SF, sy. 263 (1312),
s. 34-35; Ali Emîrî, “Muazzam Bir Esere Teþebbüs”, Osmanlý Tarih ve Edebiyat Mecmuasý, sy.
6, Ýstanbul 1334, s. 118-122; Mustafa Ýsen, “Divan Þiirinde Nazire Geleneði”, Mavera, sy. 54,
Ýstanbul 1981, s. 24-26; Harun Tolasa, “18. yy.’da Yazýlmýþ Bir Divan Edebiyatý Terimleri Sözlüðü: Müstakim-zâde’nin Istýlâhâtü’þ-þi’riyye’si
II”, TDED, XXIV-XXV (1986), s. 363-379; E. G.
Ambros, “Nazýre, The Will-o’-the wisp–of Ottoman Dývan Poetry”, WZKM, LXXIX (1989), s. 5765; Hüseyin Ayan, “Bir Nazire Mecmûasý”, MÜTAD, sy. 7 (1993), s. 111-118; W. Feldman, “Imitatio ... in Ottoman Poetry: Three Ghazals of the
Mid-Seventeenth Century”, TSAB, XXI/2 (1997),
s. 41-58; Asgar Dilberîpûr, “Türk Edebiyatýnda
Nizâmî’nin Takipçileri ve Hamse’sine Nazire Yazanlar” (trc. M. Fatih Köksal), Türklük Bilimi
Araþtýrmalarý, sy. 8, Sivas 1999, s. 199-238; Kâzým Yetiþ, “XVI. Yüzyýl Baþýnda Yazýlmýþ Bir Kavâid-i Þiiriyye Risalesi”, TDED, XXIX (2000), s.
294-307; Hasan Aktaþ, “Nazirecilik Geleneði ve
458
Çaðdaþ Þiirimizin Ufuklarý”, Hece, sy. 53-55,
Ankara 2001, s. 282-294; Ahmet Mermer, “XV.
Yüzyýlda Yazýlmýþ Bilinmeyen Bir Nazire Mecmuasý ve Aydýnlý Visâlî’nin Bilinmeyen Þiirleri”,
Millî Folklor, sy. 56, Ankara 2002, s. 75-94; Kenan Akyüz, “Nazîre”, TA, XXV, 160-161; “Nazîre”,
TDEA, VI, 544-545; Ömer Faruk Akün, “Divan
Edebiyatý”, DÝA, IX, 398-409.
ÿM. Fatih Köksal
™ FARS EDEBÝYATI. Fars edebiyatýnda nazîre karþýlýðýnda istikbâl, cevâb, tazmîn gibi terimler kullanýlmýþ, istikbal bazan istiâne, bazan tazmîn ile ayný kabul
edilmiþtir. Bazýlarý ise istiâneyi bir beyitten fazla olan tazmin diye nitelendirmiþtir.
Ýstikbal karþýlýðý olarak derc de kullanýlmýþtýr. Þairlerin söz söylemedeki yaratýcýlýðý ve bunu ispattaki ýsrarlarý onlarý kendilerinden önceki bir þairin ele aldýðý konuyu
yeniden nazmetmeye, o þiire nazîre yazmaya sevketmiþtir. Bir þiir veya manzumeye esas olan konu halk tarafýndan kabul görüp beðenildiðinde þairler, kendi
edebî kudret ve kabiliyetini ortaya koymak
amacýyla o þiire nazîre yazmaya yönelmiþlerdir. Rakibi maðlûp etmek, muasýrlarý ve
halefi olacak kavgacý þairleri þiir meydanýndan atmak için bazý þairler kendilerini
güç kafiye ve redifler kullanmaya zorlar veya þiirde kullanýlmasý ve bir araya getirilmesi güç kelimeleri seçerek edebî sanatlarla ve kelimelerle oynar, kasidesinin sonunda da bundan dolayý kendini över. Cemâleddîn-i Ýsfahânî “âteþ” redifli kasidesinde Eþref-i Gaznevî ve Reþîdüddin Vatvât’ý hedef alýr. Zahîr-i Fâryâbî “gevher”
redifli kasidesinde þairleri bu redifle þiir
söylemeye davet eder. Kemâleddîn-i Ýsfahânî, Zahîr’in kasidesine cevap olarak yazdýðý nazîrede kendisinin ondan üstün olduðunu söyler. Abdülvâsi-i Cebelî’nin leff
ü neþr sanatýyla yazdýðý kasidesine Emîr
Hüsrev-i Dihlevî cevap / nazîre yazmýþtýr.
Nazîrî-i Nîþâbûrî gibi bazý þairlerin kasidelerinin çoðu üstatlarýnýn þiirlerine nazîre
niteliðindedir.
Kafiye ve redif arasýndaki irtibatý korumak, redifle uyumlu mazmunlarý ortaya çýkarmak zor olduðundan bazý þairler nazîrelerinde baþarýlý olamamýþlardýr. Sabâ-yý
Kâþânî “âfitâb” redifli kasidesinin sonunda, bu güçlüðü aþarken gösterdiði baþarýdan dolayý kendini övmüþtür. Bazan da
memduhlar þairleri birbirine karþý kýþkýrtýp nazîre düzenlemeye teþvik etmiþlerdir. Mes‘ûd-i Sa‘d-i Selmân, Hakîm-i Râþidî’nin zor bir vezinle yazdýðý ve filleri vasfedip þahý methettiði kasidesine nazîre
yazmýþ, içinde onun ustalýðýný ve maharetini de belirtmiþtir.
Bir kýsým þairler bir baþka þairi överken
þiirin bazý türlerinde onun yeteneðinin az
olduðunu ima etmiþ, bunu kabullenmeyen
þair ise bu türde de kabiliyetini ispat etmek için nazîre yazmýþtýr. Sa‘dî-i Þîrâzî’nin edebî yetkinliðini dile getirmek isteyen bir kiþinin destan türünün artýk sona
erdiðini söylemesi üzerine Sa‘dî, bu konuda da maharetini ispat için âdeta Firdevsî
ile kavgaya tutuþur gibi onun tarzýnda
þiir söylemiþtir. Yine Sabâ-yý Kâþânî, Þehinþâhnâme’sinde Firdevsî’den saygý ile
söz etmesine raðmen muâraza kastýnýn
olduðu da açýktýr.
Fars edebiyatýnda Firdevsî’nin Þâhnâme’si ve özellikle Nizâmî-i Gencevî’nin
ƒamse’si türlerinin en güzel eserleri olduðundan bunlara çeþitli nazîreler yazýlmýþtýr. Nizâmî’nin ƒamse’sini oluþturan
mesnevilere Emîr Hüsrev-i Dihlevî, Hâcû-yi
Kirmânî, Þemseddin Kâtibî, Abdurrahman-ý Câmî, Hâtifî, Feyzî-i Hindî gibi tanýnmýþ þairler nazîre düzenlemiþtir. Türk
edebiyatýndaki hamselerin çoðu Nizâmî,
Emîr Hüsrev ve Câmî’nin mesnevilerine
nazîre veya cevap niteliðinde yahut bunlardan tercüme yoluyla kaleme alýnmýþtýr.
Manzum eserlerin dýþýnda örnek kabul
edilen mensur eserlere de nazîreler yazýlmýþtýr. Bunlardan en önemlisi Sa‘dî’nin
Gülistân’ýdýr. Gülistân yazýldýðýndan itibaren birçok yazar ve þairin ilgisini çekmiþ, gerek tertip gerekse muhteva ve üslûp açýsýndan nazîreleri kaleme alýnmýþtýr.
Bunlar arasýnda Muînüddîn-i Cüveynî’nin
Nigâristân’ý, Ubeyd-i Zâkânî’nin A¼lâšu’l-eþrâf’ý, Mecd-i Hafî’nin Rav²a-i
ƒuld’ü (ƒâristân), Câmî’nin Bahâristân’ý,
Kemalpaþazâde’nin Nigâristân’ý, Kaânî-i
Þîrâzî’nin Perîþân’ý, Rýzâ Kulý Han Hidâyet’in Riyâ²ü’l-mu¼ibbîn’i, Ali Ekber-i
Ferâhânî’nin Bahâristân ile ƒâristân’ý ve
Edîb-i Kirmânî’nin ƒâristân’ý sayýlabilir.
BÝBLÝYOGRAFYA :
Râdûyânî, Tercümânü’l-belâ³a (nþr. Ahmed
Ateþ), Ýstanbul 1949, s. 103-104; Reþîdüddin Vatvât, ¥adâßišu’s-si¼r fî dešåßiši’þ-þi £r (nþr. Abbas
Ýkbâl), Tahran 1362 hþ., s. 72; Zeynelâbidîn Mü’temen, Ta¼avvül-i Þi £r-i Fârsî, Tahran 1352 hþ.,
s. 77; a.mlf., Þi £r u Edeb-i Fârsî, Tahran 1364 hþ.
s. 273-279; Celâleddin Hümâî, Fünûn-ý Belâ³at
ve Øanâ£ât-ý Edebî, Tahran 1354 hþ., s. 217-219,
403; Necef Kulî Mirzâ, Dürre-i Necefî (nþr. Hüseyin Âhî), [baský yeri yok] 1362 hþ., s. 210-211;
Ebü’l-Kasým Râdfer, Ferheng-i Belâ³-ý Edebî,
Tahran 1368 hþ., I, 111, 371-372; II, 1150; Abbâspûr, “Ýstikbâl”, Ferhengnâme-i Edeb-i Fârsî (nþr.
Hasan Enûþe), Tahran 1381 hþ., II, 86; a.mlf., “Taçmîn”, a.e., II, 372.
ÿMustafa Çiçekler