OKU, ÇALIŞ, EĞLEN, GEZ, OYNA

OKU, ÇALIŞ, EĞLEN, GEZ, OYNA
Yaz tatili öğrencilerimizin değerlendirebileceği büyük
bir fırsattır. Özellikle bir üst öğrenim kurumu olan
liseler için hedefleri olan öğrenciler için mutlaka
değerlendirilmesi gereken bir fırsattır. Tatil boyunca
tabiî ki önemli olan sadece ders çalışmak değil, kitap
okuyarak, eğlenerek, oyunlar oynayarak kaliteli zaman
geçirmek önemlidir.
YAZ TATİLİNİ VERİMLİ GEÇİRMENİN YOLLARI
Öğrenciler tatilde eksiklerini giderebilir, ders tekrarı yaparak
öğrendiklerini pekiştirebilir. Bunun için ilk yapılması gereken, zaman
planlamasının ve dinlenme sürelerinin iyi belirlenmesi ve buna da
uyulmasıdır. Anlamlı tekrarlar yaparak öğrendiklerinizi pekiştirmeli ve
onları kalıcı bilgilere çevirmelisiniz.
Tatil sürecinde öncelikle yapılması
gereken, iyi bir zaman planlamasıyla
dinlenme ile ders çalışma arasındaki
dengenin kurulmasıdır.
1
Öğrenmek nasıl insani bir eylem ise unutma da insani bir eylemdir.
Burada
önemli
tutulmasıdır.
çalışmalarıdır.
olanın,
kişiye
Unutmanın
Tekrarlar,
gerekli
çaresi
ise
olan
bilgilerin
yapılan
öğrenilenlerin
hafızada
anlamlı
kalıcılığını
tekrar
sağlamada,
anlaşılmayan bilginin öğrenilmesinde ve yanlışları düzeltmede önemli
bir tekniktir. Tekrarlar ile bilgiler yeniden kullanılacak hâle gelir.
Tekrar yeniden öğrenme değil, öğrenilenlerin hatırlanmasıdır. Yapılan
aralıklı tekrarlar bilginin uzun süre hafızada kalmasını sağlar. Yapılan
araştırmalar ilk tekrarların daha sonra yapılan tekrarlara göre daha
etkili olduğunu göstermiştir. 40 dakikalık bir ders süresinden sonra
10 dakikalık bir tekrar çalışması yapılması en uygun olanıdır. Sözel
derslerde anlamlı tekrarlar okuma ve önemli yerleri not tutma
şeklinde; sayısal derslerde ise problemlerin sonucuna ulaşıncaya değin
çalışma şeklinde olmalıdır.
Çalışmak kadar dinlenmek de gerekir. Fakat dinlenme demek hiçbir
şey yapmadan durmak değildir. Yapılacak farklı alanlarda etkinlikler
insanı hem bedenen hem de ruhen dinlendirebilir.
Çalışma Stratejileri
Öncelikle plan yapılmalıdır. Zamanı daha
verimli olarak değerlendirmek için mutlaka
program yapılmalıdır. Program içinde, çalışılacak
günler, bitirilecek kaynaklar, tekrar edilecek
konular mutlaka belirlenmelidir.
Plan esnek olmalıdır. Çalışma alışkanlığı olmayan öğrencilerin
planlama sürecinde uygulanabilir plan yapmaları en uygun olanıdır.
Planlama yaparken işin uzmanından veya danışman öğretmenden
yardım istenebilir.
2
Her dersin konusu iyi öğrenmelidir. Hangi konudan test
çözülecekse o konuyla ilgili bilgi boyutu önce öğretmenin derste
anlattığı notlardan, sonra kitaplardan iyi öğrenilmelidir. Alınacak
küçük notlar, çıkarılacak özet bilgiler dersin kavranılmasını sağlar.
Soruları çözerken, başka işlerle uğraşılmamalıdır. Özellikle
düşünmeyi gerektiren soruların çözümünde zihni dağıtan müzik
dinleme, televizyon izleme veya internete girme gibi etkinliklerden
uzak kalmak gerekir.
Sorular konu konu çözülmelidir. Çalışılan konular birbirlerini
gerektirdiğinden,
belli
bir
sıra
içinde
çözümü
öğrenmeyi
kolaylaştıracaktır. Çalışılan konuyu tam anlamıyla öğrendikten sonra,
eğer kaynakta o konuyla ilgili çözümlü örnekler varsa o örnekleri
incelemeli, daha sonra da test çözümüne geçilmelidir. Çözülmeyen
soruların çözümüne mutlaka ulaşılmalıdır.
Kaynak
seçimine
özen
gösterilmelidir.
Tekrar
yaparken
sınavlarda çıkabilecek düzeydeki soruların bulunduğu kaynaklardan
test çözmek en faydalısı ve kârlısıdır. Diğer türlü zaman kaybı
olabilir.
Tekrarlar yapılırken test stratejilerine uyulmalıdır. Soru
çözerken sorularda verilen bilgilerin kullanılması, sorulardaki verilere
dikkat edilmesi, parantez içi bilgilere, altı çizili kısımlara, olumsuz
ifadelere ve kısaltmalara dikkat edilmesi bu stratejilerdendir.
3
OYUN OYNAMANIN ÖNEMİ
İnternet ve teknoloji, 'oyun' kelimesinin anlamını değiştirdi.
Çocukluğun dünyasını yansıtan 'yağ satarım bal satarım', 'mendil
kapmaca', 'bom', 'el el üstünde' gibi oyunlar yerini, araba yarışları,
bebek bakma, modacı vb. bilgisayar oyunlarına bıraktı.
Çocuklar,
artık
arkadaşa
ihtiyaç
duymuyor.
Çocukların
sosyalleşip iletişim becerilerini geliştirebilmesi için, sanal ortamın
dışında oyunlar oynaması gerekli. Hatta bundan 10-15 yıl önce oynanan
çocuk oyunlarına geri dönmeli, teşvik amaçlı bu oyunlara ebeveynler
de eşlik etmeli. Mesela, anne-baba akşam evde geçirdiği vaktin bir
kısmını, çocuklarıyla, onların kendilerini ifade edebilecekleri, duygusal
anlamda ihtiyaçlarını giderebilecekleri oyunlar oynayarak geçirmeli ya
da onlara bu tarz oyunlar oynayabilecek ortamlar hazırlamalı.
Şimdilerde unuttuğumuz fakat çocukların gelişimine katkı
sağlayan bu oyunlar neler? Hem ebeveynlere hatırlatmak hem de
çocuklara internetin dışında alternatif olması için bu oyunları
derledik, kurallarına ve nasıl oynandıklarına değindik.
4
Körebe: En az 3 kişi ile oynanır. Önce, yazı tura atarak bir ebe
belirlenir. Ebenin gözü bezle bağlanır. Oyuncular, ebeyi ortalarına
alacak biçimde halka oluşturur; "Türkü söyler döneriz, bil bakalım biz
kimiz? Elindeki değnekle göster bizi körebe." tekerlemesi söylenerek
ebenin etrafında dönerler. Oyun asıl bu aşamadan sonra heyecan
kazanır; çünkü körebe onları yakalamaya çalışır. Eğer körebe,
yakaladığı oyuncunun kim olduğunu bilirse, ebe yakalanan kişi olur.
Üçgen peynir dilimleri: Bu oyunu oynamak için iki kişi yeterli.
Büyük bir kâğıt alınır ve üzeri noktalarla doldurulur. Süre tutulur ve
oyuncular, kâğıdın noktalarını üçgen haline getirmeye çalışır. Süre
sonunda en çok üçgeni yapan oyunu kazanır. Üçgenleri saymak için,
herkes yaptığı üçgenin ortasına, isminin baş harfini yazar.
Eski minder: 3 ya da daha fazla kişiyle oynanabilir. Bir kişi ebe
seçilir ve o kişi ortadaki mindere çömelir. Oyuncular da, ebenin
etrafında sıralanır; ebenin söyleyeceği konuların canlandırmasını
yapar sırayla.
5
Mendil
kapmaca:
İki
takım
halinde, en az 5 kişiyle oynanır.
Gerekli olan bir mendildir. Belirlenen
gruplar
karşı
karşıya
geçer.
İki
tarafın ortak karar verdiği bir kişi
mendili tutar. Her iki gruptan bir
kişi,
mendil
tutanın
önüne
gelir.
Mendili tutan kişi 10'dan sıfıra doğru
sayar.
Sıfırda mendili kapan kendi grubuna doğru kaçmaya başlar. Mendili
kaptıran, alanı kovalamaya başlar. Mendili almayı başarırsa grubuna
puan kazandırır. Yok, eğer alamazsa, mendili alanın grubuna katılır;
mendili alan tarafa esir olur. Bu kez, diğer oyuncular mendil kapma
yarışına girer. Oyun böyle böyle devam eder. En çok adam kazanan
oyunun galibi olur.
Sıçratan top: 4 ya da daha çok kişiyle oynanır. Bir ipin ucuna
top ve benzeri tehlikesiz cisimlerden biri bağlanır. Oyunculardan biri,
ebe olur ve topun bağlı olduğu ipi tutar. Ebe, ipi yerden sallayarak
diğer oyuncuların ayaklarına değmeye çalışır. Ayağına top çarpan ebe
olur.
Çarşıya gittim: Birkaç kişi yere çömelir ve daire oluşturur.
Oyuna ilk başlayan, "Çarşıya gittim!" der, aldıklarını sıralar. Diğer
oyuncular da sırayla, çarşıdan alınacaklara bir şeyler ekleyerek devam
eder. Fakat söylenen bir meyveyi ya da sebzeyi, tekrar "çarşıdan
aldım!" diyen oyundan çıkar.
Bom: 3 ve daha çok kişiyle oynanabilir. Oyuncular halka
oluşturur ve oyun gönüllü birinin, 1'den itibaren sayı saymasıyla
başlar. Oyuncular sayma işlemini 5'in katlarına geldiklerinde 'BOM'
diyerek devam ettirir. 'BOM' demeyen oyun dışı bırakılır. Oyun tek
6
kişi kalana kadar devam eder. Örneğin; ilk kişi-1,2,3,4 Bom, ikinci kişi6,7,8,9 Bom...
Yüksük oyunu: Bu oyun, yüksük ya da herhangi başka bir
nesneyle de oynanabilir. Oyun için 2 kişi olması yeterli. Oyunculardan
biri ebe olur, belirlenen nesneyi, bir yere saklar. Sonra, ebe olan kişi
diğer oyuncuya sakladığı nesneyi bulmasını söyler ve ona sıcak soğuk
diyerek
yön
verir.
Eğer,
oyuncu,
yüksüğe
yaklaştıysa
sıcak,
uzaklaştıysa soğuk denilir. Oyun, ebenin yüksüğü bulmasıyla son bulur.
Nesi var?: Bir grup oluşturulur ve oyunculardan biri ebe olur.
Sonra diğer oyuncular da kendi aralarında bir nesneyi belirler ve ebe
oyunculara, belirledikleri nesnenin ne olduğunu bulabilmek için, sırayla
"Nesi var?" diye sorar. Mesela belirlenen bir bilgisayarsa; diğer
oyuncular, ebe kendilerine, "Nesi var?" sorusunu yönelttiğinde
bilgisayarla ilgili kelimeler söyler. Böylece ebe, belirlenen nesneyi
bulmaya çalışır. Oyuna başlamadan önce oyuncular, ebeye bulmasını
istediği nesne için "Nesi Var?" sorusunu, kaç kez soracağını belirler.
Eğer belirlenen sayıda, ebe nesnenin ne olduğunu söyleyemezse, ebe
olmaya devam eder.
El el üstünde: Oyun için 3 ya da 5 kişi gereklidir. Kurallar şöyle:
Kura ile oyunculardan biri ebe seçilir. Ebe olan kişi, yüzükoyun yere
yatar. Diğer oyuncular da ebenin beline, ellerini birbirlerinin elleri
üzerine gelecek şekilde dizerler. İçlerinden birisi, "El el üstünde,
kimin eli var?" diye ebeye sorar. Ebe, sırayla ellerin kime ait olduğunu
saymaya başlar. İsmi tutturulan kişi ebe olur. Oyun böylece
sürdürülür.
7
Yağ satarım bal satarım: Oyun 3 hatta 20 kişi ile bile
oynanabilir. Her oyunda olduğu gibi, bu oyunda da bir ebe belirlenir.
Geriye kalan oyuncular, bir halka oluşturarak yere çömelirler. Ebe
eline aldığı bir mendili saklayarak, oyunculardan oluşan halkanın
etrafında, dönmeye başlar. Bu sırada, oyunun adını aldığı şu şarkıyı
söyler: "Yağ satarım, bal satarım. Ustam ölmüş ben satarım. Ustamın
kürkü sarıdır, satsam 15 liradır. Zam-bak zum-bak dön arkana iyi
bak." Sonra ebe, oyunculardan birinin arkasına mendili bırakır.
Mendilin bırakıldığı kişi, mendili alarak ebeyi kovalamaya başlar. Eğer
ebe olan kişi, yakalanmadan onun yerine oturursa, mendili alan kişi ebe
olur. Oyun böyle devam eder...
8