DEMOKRASİ MEŞALESİ : CUMHURİYET Hayat bu… Her şeyin bir

DEMOKRASİ MEŞALESİ : CUMHURİYET
Hayat bu… Her şeyin bir sonu vardır. Her şey başlar ve biter. Küçücük bir beylikten dalları dünyayı
saran kockoca bir çınar haline gelen Osmanlı’nın da bir sonu vardı. Rejimler de devletler gibi
doğar,büyür ve ölür. Rejimin ölümüne tanıklık ediyorduk. Eski rejimin son günüydü. Bunu bilen nadir
kişilerden biri olarak kaygılı bir rahatlığın içindeydim. Rahattım, çünkü mesele kökünden sökülüp
atılacaktı. Kaygılıydım, çünkü acaba bu yabancı rejim sadece Mustafa Kemal’in ömrüne mi bağlı
olacaktı? Acaba Mustafa Kemal meclisin içinde muhafaza ettiği halk adamlığı karakterinden
uzaklaşacak mıydı? Çankaya, ihtilal karargahı olmaktan çıkıp yeni bir saray havasının itici merasim
soğukluğu içinde yaklaşılmaz, kaynaşılmaz bir diktatörün saltanatkar ulveti mi olacaktı? Kartal yuvası
bozulacak mıydı? Aklım şüphe doluydu. Telaşımda haklıydım. Vatanın her karış toprağı işgalciler
tarafından işgal edilmiş, topraklarımız şuheda ile ıslanmıştı. Bastığımız her yerde bu toprakları vatan
yapan şehitlerimizin kanı vardı.dünyanın en güçlüsü sayılanların karşısında dirençle duran, çocuk yaşlı
demeden savaşan, uğruna babalarını, eşlerini, kardeşlerini ve evlatlarını şehit verdikleri vatanı hak
ettikleri bir gerçekti. Ve hak elbet yerini bulacaktı.
29 Ekim sabahının ilk saatlerinde Mustafa Kemal Çankaya Köşkü’nde uyandığında artık çileli ve
uzun bir yolun sonuna gelmişti. Yıllardır kutsal bir emanet gibi aklında sakladığı sırrı o gün açığa
vuracaktı. O sır uğruna neredeyse bir ömür harcamıştı. Gençliğinden beri gönül verdiği cumhuriyet
düşünü yıllarca gizlemiş, zamanını beklemişti. Rejimin adını baştan koyarsa dava arkadaşlarıyla
sürtüşmekten korkmuştu. Mustafa Kemal kurtarılan vatan üzerinde yepyeni bir ülke kurma
amacındaydı.
Milattı o gün! Türk milleti için milat! ‘’Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktır.’’ diye Mustafa Kemal yönetimde de milleti söz sahibi yaparak ve ‘’ Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir.’’ diyerek bu topraklar uğruna canını hiçe sayarak savaşmış olan milleti bu
topraklarda hakim kılacaktı.
Mustafa Kemal’in diktatör olacağını düşünenler Mustafa Kemal’in aleyhinde toplanmıştı,
cumhuriyeti gereksiz buluyorlardı. Musfata Kemal bir hamle yapmalı ve cumhuriyeti zaruri hale
getirmeliydi. Kafasında beş gün içinde sonuca varabilecek bir oyun kurdu. Üç hamle sonrasını
düşünebildiği bu oyunda şahları mat eden o olacaktı. Bakanlar Kurulu’nu tuplayarak hükümeti istifaya
çağırdı. Hükümetin istifasıyla ülke resmen hükümetsiz kaldı. Düğümü kılıçla kesecek hamleyi Mustafa
Kemal yapacaktı. Meclis toplanıyor, fakat bir türlü yeni bir hükümet kurulamıyordu. Mustafa Kemal
altı maddeden oluşan yeni bir anayasa ile anayasa değişikliği teklif etti. Anayasanın ilk maddesi
‘’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetim şekli cumhuriyettir.’’
şeklindeydi. Mecliste 158 üyeden, 158 evet oyu alarak yeni anayasa kabul edildi. 15 dakika sonra 18
üyeden 158 evet oyu alarak Mustafa Kemal cumhurbaşkanı seçildi. Meclis duvarlarını çınlatan alkışlar
arasında kürsüye yürüdü ve konuşmasını yaparak meclisten ayrıldı. Mustafa Kemal sabah meclis
başkanı olarak geldiği meclisten on iki saat sonra cumhurbaşkanı olarak ayrılıyordu. Meclis önünde
coşkulu bir kalabalığın tezahuratları arasında Çankaya Köşkü’ne geçti.
Fransız devriminden bu yana 134 yıldır gerçekleşmesi beklenen hayal on iki saatte gerçek olmuş,
Türk tarihinde bir milat gerçekleşmişti. Mustafa Kemal ve arkadaşları zafer sofrasına oturduklarında,
Ankara coşkuyla, top sesleriyle inliyordu.
Cumhuriyet… Atatürk’ün çağdaş uygarlık yolu… Türklüğün vazgeçilmez yönetim temeli… Ulusun
kendi gücü, milletin sesi… Uğruna savaşılan, yoluna canların ortaya koyulduğu istiklal savaşının
meyvesi, mücadelenin en eşsizinin ardından zaferin en güzel örneği…Azimle aşılan nice zorluklardan
sonra yüzlerde beliren tebessüm… Rahatın, refahın ilk ışığı, özgürlüğün,eşitliğin, adaletin dayanağı…
Türklüğün gururu ve hürriyetin sonsuzluğu… Demokrasiyle olgunlaşmak…
Cumhuriyet; erdem… Mevlana ikliminde paylaşmak… Adalet ülkemde…
Altı asır adaletle, sevgiyle,kardeşlikle gölgesinde milyonları barındıran Osmanlı denen çınarın
devrilmesiyle ve yurdun işgal edilmesiyle zifir karanlığa doğru yürüyen atalarımız cumhuriyeti
kendilerine meşale edinip demokrasi yolunda yürümüş ve bunu bize miras bırakmıştır. Atalarımızın
mirası, cumhuriyet meşalesi demokrasi yolunda asırlarca yanacaktır!