YARATICILIK VE YEN L K BAĞLAMINDA G R Ş MC L K

Kitap Analizleri
145
YARATICILIK VE YENİLİK
BAĞLAMINDA GİRİŞİMCİLİK VE
KOBİ’LER
S
on yıllarda dünyada hızlı bir şekilde yaşanan ve etkisi sosyoekonomik yaşamın neredeyse her alanında hissedilen en önemli
gelişme eğilimi, “özünde mali piyasaların ve ileri
teknolojilerin yönlendirdiği, ülkelerin farklı birikim ve etkinlikleriyle yeni
dengeler aradıkları bir süreç” olarak ifade edilen küreselleşme eğilimidir.
Hızla küreselleşen dünyada, gittikçe standart bir hale gelmeye
başlayan üretim süreç ve teknolojileri, işletmelerin adeta bir arenaya dönen
pazar ortamında istediği yeri almasını güçleştirmektedir. Küreselleşen
dünyanın sonuçlarından olan, finansman kaynaklarının ortak hale gelmesi ve
üretim süreç-teknolojilerinin birçok alanda benzer olması gibi nedenlerle,
işletmeler artık birbirlerine karşı üretimden gelen bir üstünlük
kuramamaktadır. Bu nedenler, işletmeleri kendilerini daha rekabetçi kılacak
farklı arayışlara yönlendirmektedir. İşletmeler bu amaçla, daha yaratıcı ve
yenilikçi çabalar sergileyerek pazar değeri olan teknolojik ürün ve süreçler
ortaya çıkarmak için daha çok uğraş vermeye başlamışlardır.
İşletmelerin ortaya koydukları bu çaba, aslında küreselleşen
ekonominin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü günümüzün
küreselleşen ekonomisi, sürdürülebilir yaratıcı ve yenilikçi bir düşünceyi
zorunlu kılmaktadır. “Yaratıcılık ve yenilik”, bir bilgeye ait olan “değerli
olan yeni, yeni olan değerlidir” sözünü doğrularcasına, günümüz işletmeleri
için belki de hiç olmadığı kadar önem kazanmaya başlamıştır. İşletmelerin
146
Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobi’ler
sürdürülebilir bir yenilikçiliğe sahip olması için, önce yaratıcılığı temel bir
dinamik olarak görmesi ve bunu destekleyecek bir örgüt kültürü yaratması
gerekmektedir. Zira içinde bulunduğumuz yeni rekabet döneminin farklılığı,
geleceğe ilişkin gerçek çığır açıcı fikirlerin oluşumunu zorunlu kılmaktadır.
İçinde bulunduğumuz yeni yüzyıl, tüm dünyada ekonomiden sanata
ve siyasetten toplumsal yaşama kadar köklü değişimlere sahne olmaktadır.
Bu bağlamda, çevrede meydana gelen bütün bu değişimler, iş dünyasında da
yaratıcı ve yenilikçi düşünceyi zorunlu kılmaktadır. Bugün artık iş
dünyasında müşteri ihtiyaçlarını karşılamada farklılaşabilen, yaptığı işe
yaratıcılığını yansıtabilen, yenilikler ortaya çıkarabilen ve bunu sürekli
kılabilen girişimciler başarıya ulaşmaktadır.
Yaratıcı fikirler üretme, bunları yeniliklere dönüştürme ve risk
alarak bu yenilikleri ticarileştirme, girişimcinin en temel özelliklerindendir.
Bu özelliklere sahip olan girişimciler, kendilerine ait olan ya da borçlanarak
elde ettikleri sermayenin yanı sıra diğer üretim faktörlerini de bir araya
getirerek, yenilikçi düşüncelerini hayata geçirebilecekleri kendi işletmelerini
kurup yönetme olanağı elde edebilirler.
Bir ülkede girişimci bireylerin ve bunların kurduğu küçük ve orta
ölçekli işletmelerin sayısının artması, hiç şüphesiz ülke ekonomisi ve
istihdamı bakımından olumlu sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Küçük
girişimcilerin, yaratıcı fikirleri sürekli olarak yeniliklere dönüştürme çabası
ve özellikleri dikkate alındığında, KOBİ’lerin aynı zamanda ülkede
sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmanın en önemli aracı olacağı da
anlaşılmaktadır.
Dr. Rıfat İraz’ın kaleme aldığı “Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında
Girişimcilik ve Kobi’ler” adlı eserde, günümüzde sürdürülebilir ekonomik
kalkınmanın temel dinamiği olarak nitelendirilen Girişimcilik ve KOBİ’ler
ile bunların en temel özellikleri olarak kabul edilen yaratıcılık ve yenilik
konuları birbirinden bağımsız olarak ele alınmaktadır. Bu bağlamda, konunun
bütünlüğünün sağlanabilmesi ve daha iyi anlaşılabilmesi için;
Birinci bölümde; yaratıcılık kavramı ve kapsamı, yaratıcılık ile
ilişkili kavramlar, yaratıcılık süreci, teknikleri ile bireysel ve örgütsel
yaratıcılık konuları ele alınmıştır. Bu kitapta yaratıcılık, esas itibariyle bir
şeyi mutlak anlamda yoktan var etmek anlamında değil, görünürde birbiri ile
ilgisiz kavramlar arasında zihinsel bağlantılar kurmak ve bu bağlantılardan
yararlanarak yeni fikirler üretmek anlamında kullanılmıştır. Ayrıca,
yaratıcılık ile ilişkili olan ve girişimcilik sürecinde sık sık karşılaşılan
teknoloji, buluş, değişim, yenilik ve bilgi yönetimi gibi bazı temel kavramlar,
Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobi’ler
147
yaratıcılık kavramı ile benzer ve farklı yönleriyle ele alınarak açıklanmıştır.
Yaratıcılık teknikleri arasında, günümüzde bilgi yönetimi sürecini
benimseyen birçok örgütün kullanmaya başladığı; başta beyin fırtınası olmak
üzere, rekabetçi beyin fırtınası, ikili çağrıştırma tekniği, yatay düşünme
tekniği, marfolojik analiz ve sinektik yöntemi gibi bazı tekniklere
değinilmiştir. Yine yaratıcı örgütün temel unsuru olan bireysel yaratıcılık
sürecinden, bu sürecin gelişmesi üzerinde önemli etkileri olan toplumsal
kültürle olan ilişkisinden ve bireysel yaratıcılıkta geçerli olan tutum ve
davranışlardan söz edilmektedir. Bölümün sonunda da, değişimi kaçınılmaz
kabul eden, yönetilebilir kılan ve bunu örgütün stratejik avantajı haline
getiren bir anlayışı ifade eden pozitif türbelans konusu ele alınmaktadır.
Kitabın ikinci bölümünde; yeniliğin kapsam ve önemi, yenilik
kaynakları ve çeşitleri, yenilik stratejileri ile yenilik süreci ve kültürü
konuları ele alınmakta, bu bağlamda yenilikçiliğin bilgi yönetimi ile ilişkisi
anlatılmaktadır. Burada yenilik kavramına ilişkin farklı bakış açıları ortaya
konmaktadır. Örneğin, bunlardan bir tanesinde yazar Drucker’dan yaptığı bir
alıntıda yeniliği, girişimciliğin özel bir aracı olarak sunmakta ve refah
oluşturmak için yeni bir kapasite sağlayan bir eylem olarak ifade etmektedir.
Buna göre, yenilik değer yaratan bir işlemdir. Yenilik dış çevreyi hesaba
katmaksızın örgüt içinde gerçekleşen bir olay olmayıp, ölçüsü çevre
üzerindeki etkinliğindedir. Bunun için de, bir şirkette yenilik daima pazar
odaklı olmalıdır. Ayrıca yenilikçi düşüncenin temellerine değinilerek, bir
örgütte izlenmesi gereken yenilikçilik ilkeleri de anlatılmaktadır. Tüm
bunlara ilaveten, bir örgütte izlenebilecek yenilik stratejileri ile stratejik
yenilik yaklaşımı üzerinde durulmakta ve yenilik sürecinin nasıl
yönetilebileceği üzerinde durulmaktadır. İkinci bölümde son olarak, yenilik
kültürü başlığı altında yenilikçi toplumsal kültür ve yenilikçi örgütsel kültür
ele alınmakta ve bölüm yenilikçilik ile bilgi yönetimi arasındaki ilişkiyi
anlatan kısım ile son bulmaktadır.
Girişimcilik adını taşıyan üçüncü bölümde; önce tarihsel süreci ve
temel boyutları ile girişimcilik kavramı ele alınmakta, daha sonra da
girişimcilik ve kültür, girişimcilik süreci ve bilgi toplumunda girişimcilik
konuları incelenmektedir. Yazar, girişimcilik kavramının iş dünyasında ilk
defa 18. yüzyılın başında Fransa’da yaşayan İrlanda asıllı ekonomist Richard
Cantillon tarafından kullanıldığı belirtmekte ve Cantillon’un girişimciyi
“henüz belirlenmemiş bir bedelle satmak üzere üretim girdilerini ve
hizmetlerini bugünden satın alan ve üreten kişi” olarak tanımladığını ifade
etmektedir. Ayrıca, girişimciliğin iktisadi düşünce sürecinde ve Türkiye’de
tarihsel gelişimden bahsedilmekte, girişimcinin özelliklerine de yer
verilmektedir. Yaratıcı ve Yenilikçi Olma, Risk Alma, Öncü Olma ve
Rekabetçi Düşünme girişimci düşüncenin temelleri olarak anlatılmakta ve
148
Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobi’ler
ekonomik kalkınmada girişimciliğin rolünden ve öneminden söz
edilmektedir. Yine bu bölümde, girişimcilik konusunda özellikle önem arz
eden konulardan bir tanesi olan kültür konusu üzerinde durulmakta ve
girişimcilik kültürü ele alınmaktadır. Son olarak da, girişimcilik sürecinde
izlenmesi gereken belli başlı aşamalar anlatılmakta bilgi toplumunda
girişimciliğin ulaştığı yeni boyut anlatılmaktadır.
Kitabın dördüncü bölümünde ise, KOBİ kavramı ve tanımları,
ekonomik ve toplumsal sistemdeki yeri ve önemi ile KOBİ’lerin üstünlükleri,
zayıflıkları ve mevcut sorunları ele alınmaktadır. KOBİ’lerin sosyoekonomik yapı içinde sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmanın en önemli
aracı olduğuna ilişkin önemli misyonuna rağmen, uygulamada gerek kendi
örgütsel yapı ve yönetim anlayışı özelliklerinden ve gerekse sahip oldukları
ölçekten kaynaklanan birçok sorunla karşı karşıya kaldıkları görülmektedir.
KOBİ’lerin ekonomik ve toplumsal sistem için taşıdıkları önem ve
sağladıkları yararlar düşünüldüğünde, yaşadıkları sorunların çözüme
kavuşturulması gerekliliği son derece önem taşıyan ve göz ardı edilmemesi
gereken bir özellik taşımaktadır. Yazar, KOBİ’lerin sosyo-ekonomik
yapıdaki yeri ve önemine değindikten sonra KOBİ’lerin çeşitli alanlarda
sahip oldukları temel sorunları ortaya koymuş ve sorunların giderilmesine
yönelik çeşitli öneriler getirmiştir. Yine KOBİ’lerin sahip oldukları bu
misyonu gerçekleştirebilmelerinin, sürdürülebilir bir yenilikçiliğe dolayısıyla
yaratıcılığı temel bir dinamik olarak benimsemelerine bağlı olduğu göz
önüne alındığında eserin girişimciler ve girişimcilerin en güzel eserleri olan
KOBİ’lere yol gösterici bir rehber olarak görülebileceği söylenebilir.