1-) ocak-şubat-mart sayısı - Orman Mühendisleri Odası

İ Çİ ND EK İ L ER
Yıl: 51 • Sayı: 1-2-3 • OCAK/ŞUBAT/MART 2014
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
Adına Sahibi
Ali KÜÇÜKAYDIN
Yayın Sorumlusu
Prof. Dr. Devlet TOKSOY
2
BAŞYAZI
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Okan ÇANÇİN
Yayın Kurulu
Sevda ERGİZ
Prof. Dr. Ender MAKİNACI
Orman Yük. Mühendisi
İstanbul Üniv. Orm. Fak.
Hüseyin AYTAÇ
Prof. Dr. Erol BURDURLU
Orman Mühendisi
Gazi Üniv. Tek. Eğt. Fak.
Ali İzzet BAŞER
Prof. Dr. Mustafa AVCI
Orman Mühendisi
Süleyman Demirel Üniv. Orm. Fak.
Fatih SARAÇ
Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ
Ağaç İşleri End. Yük. Mühendisi
Sütçü İmam Üniv. Orm. Fak.
Emre TOPBAŞ
Prof. Dr. Selman KARAYILMAZLAR
Orman End. Mühendisi
Bartın Üniv. Orm. Fak.
Prof. Dr. Semra ÇOLAK
Karadeniz Teknik Üniv. Orm. Fak.
Prof. Dr. Sezgin AYAN
Kastamonu Üniv. Orm. Fak.
Yayın Koşulları
Dergimizde yayınlanması istenilen yazılar bilgisayarda yazılmalı, daha önce başka bir yerde basılıp,
yayınlanmamış olmalıdır. İmzalı bir dilekçe ekinde kağıda yazılı olarak, ayrıca elektronik ortamda
dergimizin yönetim yerine posta ile gönderilmelidir. Yazılar 7 sayfayı (A4) geçmemelidir. 7 sayfayı
aşan yazıların birbirini izleyen sayılarda yayınlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmalıdır.
Fotoğraf net ve temiz olmalı, slayt dışında sayısal gönderilecek fotoğrafların çözünürlüğü yüksek
olmalıdır. Yazılarda Türkçe kelimeler kullanılmalı ve Türkçe dil kurallarına uyulmalıdır. Yayınlanacak
yazı ve çevirilerdeki düşünsel ve teknik sorumluluk yazarına ait olup,oda yönetimini ve Dergi
Yayın Kurulunu sorumlu tutmaz. Dergide yayınlanan yazılardan kaynak göstermek koşulu ile alıntı
yapılabilir. Dergiye gönderilen yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın geri verilmez. Yazılar Yayın
Kurulu tarafından incelenir. Yayın Kurul yayınlanacak yazılarda gerekli düzenlemeleri yapabilir ve
uygun görülen yazıları yayınlar.
Yönetim Yeri
Beştepeler Mah. 31. Sok. No: 3
Beştepe-Yenimahalle/ANKARA
Tel: (0312) 215 00 33 pbx
Belgegeçer: (0312) 215 01 81
e-posta: [email protected]
www.ormuh.org.tr
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
Garanti Bankası Meşrutiyet Caddesi Şubesi
TR70 0006 2000 5280 0006 2981 35
Tasarım-Baskı
MRK Baskı ve Tanıtım Hiz. Tic. Ltd. Şti.
Uzayçağı Cad. 355. Sok. No: 2
Ostim/ANKARA
Tel: (0312) 354 54 57
ISSN 1301-3572
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ
AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ
Kapak: OMO Arşivi
4
ODAMIZDAN
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
45’inci Olağan Genel Kurulu
Tamamlandı
BASIN BİLDİRİSİ
YARGI KARARLARI ASKIDA...
OGM Personel Atama Ve Yer Değiştirme
Yönetmeliğinin İlk Kurbanları
BASIN BİLDİRİSİ
14
YÜKSEK DAĞ ORMANLARINDA
DOĞAL GENÇLEŞME SÜREÇLERININ
FIRTINA VADISI ÖRNEKLEMELERIYLE
ANALIZI
Zafer YÜCESAN, Ali Ömer ÜÇLER, Ercan OKTAN
KTÜ Orman Fakültesi
YAYIN KURULUNDAN
21
MODERN ORMANCILIKTA
ARALAMA ÇALIŞMALARI
Doç. Dr. Yaşar ŞİMŞEK
Orman Yüksek Mühendisi
BENZİNLİ EL VİNCİNİN
ODUN HAMMADDESİNİN
BÖLMEDEN
ÇIKARILMASINDA
KULLANIM İMKANLARI
Neşe GÜLCİ, Abdullah E. AKAY,
Orhan ERDAŞ
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
29
TURHAN KALYONCU
(1936-2014)
Eşref GİRGİN
Orman Yüksek Mühendisi
24
MADEN SAHALARI
REHABİLİTASYON
YÖNTEMLERİ
Haluk ERSAN
Uzman (Orman Mühendisi)
38
Sevgili Okurlarımız;
50 yıldır aralıksız yayınlanan dergimizle yeni bir
döneme başlamanın heyacanını yaşıyoruz. Dile kolay
tam yarım asırdır, aralıksız yayın hayatına her türlü
zorluğa rağmen devam ediyoruz. Bu özelliğiyle Orman
Mühendisliği Dergisi günümüzde zamana direnen çok
dikkat çekici bir dergi konumundadır.
Bu sayı, TMMOB Orman Mühendisleri Odasının
45. Olağan Genel Kurul’u ardından başlayan yeni
dönemin ilk sayısı olacaktır. 44. Dönemde Oda Genel
Merkezi ve Şubelerde görev alan meslektaşlarımızın
özverili çalışmaları için teşekkür eder, 45. Dönemde
görev alan meslektaşlarımızada başarılar dileriz. Geride bıraktığımız dönem içinde hem oda çalışmalarımıza destek veren hem de mesleğimize olan katkılarını
görmezden gelemiyeceğimiz pek çok meslektaşımız
ne yazıkki aramızdan ayrıldı. Aramızdan ayrılan oda
çalışanları ve meslektaşlarımızı bir kez daha rahmetle
anıyoruz.
Bu sayımızda, meslektaşlarımızın gerek akademik
gerekse aktüel bir çok güzel makalesini sizlerle buluşturuyoruz. Yine bu sayımızda bir kaç dönemdir devam
eden, kamuda çalışan meslektaşlarımızı yakından
ilgilendiren atama ve yer değiştirmelerle ilgili rahatsızlıklarla birlikte, yine geçmiş dönemden devraldığımız
yargı ihlallerini ve yargıya taşıdığımız konularla ilgili
görüşlerimizi dergimizde bulacaksınız.
“Bu Ülkede Suç İşleme Özgürlüğü Vardır” düşüncesini zihinlerimize yerleştirmeye çalışanlara inat, hukuk
ayaklar altına alınsa bile, adaletin haklılar için var
olduğu bilinci ve suçu önlemenin kaçınılmaz olduğu
inancıyla yolumuza devam edeceğiz.
Dergimizin yayına hazırlandığı aylarda yaşadığımız 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 23 Nisan Milli
Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile dergimiz elinize geçtiğinde kutlayacağımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutlarız.
Bir sonraki sayımızda buluşmak üzere.
39
Saygılarımızla...
HABERLER
Orman Mühendisliği Dergisi
Yayın Kurulu
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
1
B AŞ YAZI
Saygıdeğer Meslektaşlarımız
12-13 Nisan 2014 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz 45. Dönem Genel Merkez Genel Kurul’umuzun
ardından yeni dönemde yönetim kurulumuzla yeniden huzurunuzdayız. Gösterdiğiniz güvene,
teveccühe layık olmaya çalışacağız.
Ülkemizin ormancılık politikalarının, genel politikalardan bağımsız düşünülemeyeceği gerçeği, son yıllarda bütün çıplaklığı ile ortadadır. Ormanlarımız ve ormancılığımız popüler siyasetten
hep olumsuz etkilenmiştir. Ancak son yıllardaki etkileşimi ve tahribatı ayrı değerlendirmek gerekir.
İleri demokrasi adı altında güçlü bir propaganda ve algı yönetimi eşliğinde, hukukun askıya
alındığı, kuvvetler ayrılığının hiçe sayıldığı, yargının yürütmeye bağlandığı, yolsuzluk iddialarının
göz göre göre üstünün örtülmeye çalışıldığı, internet yasası ile haberleşme ve ifade özgürlüğünün
tehdit edildiği, sanal düşmanlar ihdas edilerek toplumun kutuplaştırıldığı ve gerildiği, MİT Yasası
ile şeffaf, hesap verebilen devlet yerine, istihbarat devletine yönelim endişelerinin arttığı süreçlerden geçiyoruz. Daha da önemlisi, açılım, özerklik gibi gündemlerle ülkemizin birliği, dirliği tehdit
altına sokulmuştur.
Böyle yoğun ve gergin bir ortamda halkımız, güncel sorunlarını aşarak, doğa ve çevre konusunda hassasiyetini yeterince ortaya koyamayabilir. Ancak yöneticilerin sorumluluğunu, vebalini tarih
yargılayacaktır. Fakat yitirdiğimiz değerlerimiz geri gelmeyecektir.
Anayasaya aykırı kanunların, yasalara aykırı yönetmeliklerin çıkarıldığı, yargı kararlarının hiçe
sayıldığı böyle bir rant ortamında, ormanlarımızın, sit alanlarımızın ve diğer korunan alanlarımızın
geleceğinden endişeliyiz. Anayasal koruma altında olan ormanlarımız, kamu yararı adı altında ota
çöpe verilen izinlerle kevgire dönmektedir.
Atatürk Orman Çiftliği bütünlüğünde yer alan 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit Koruma Statüsündeki
Orman Genel Müdürlüğü Gazi Yerleşkesini yapılaşmaya açmak amacıyla, alanın sit derecesi değiştirilmiş idi. Odamızın açtığı davada yargılama sonucu; Ankara 11. İdare Mahkemesinin 17.02.2014
tarihli E: 2011/2080, K:2014/168 sayılı kararı ile 46 hektarlık Gazi Yerleşkesinin “1. Derece Doğal ve
Tarihi Sit Koruma” statüsünün “3. Derece Doğal Sit Koruma” statüsüne indirilmesine dair Ankara
Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulunun 11.08.2011 tarih ve 6281 sayılı kararı iptal edilmiştir. Yani Gazi Yerleşkesi eski koruma statüsüne yeniden kavuşmuştur. Bunun anlamı; itiraz sonucu Yüksek Mahkemeden aksi karar çıkmadığı sürece, Anayasa 138. Maddesi gereği, 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu 28. Maddesi gereği 30 gün içerisinde Başbakanlık binası inşaatının
durdurulması gerekir. Ancak öyle olmadı. Elbette bizler bu kararın 2.5 yıl sonra değil de inşaat
ve tahribat başlamadan önce verilmesini arzu ederdik. Yargı kararının uygulanması için Kültür ve
Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tarafımızdan gerekli bildirim yapıldı. Suç duyurusu da dahil gerekli takibat yapılıyor. Ancak hukukun, yargı kararlarının kaç akçe ettiğini de hep
birlikte izliyoruz.
Hatırlanırsa, kararın açıklandığı günlerde Sayın Başbakana basın mensuplarınca karar hatırlatıldığında, ekranlardan Sayın Başbakan’ın ifadesi; “güçleri yetiyorsa gelsinler yıksınlar!” oldu. Yargı
kararları millet adına verilir. Hukuku korumak ve yargı kararlarını uygulamak öncelikle yürütme
erkinin görevidir ve inanın hukukun askıya alınmasının bu ülkeye bedeli çok daha ağırdır.
2
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
Halen A.O.Ç Gazi Yerleşkesin de, inşaatın durması bir yana, inşaat bölgesinde ki özenle
yetiştirilmiş yarım asırlık ağaçlar geceleyin vinçlerin ışıkları da kapatılarak motorlu testerelerle kesilmektedir. Gündüz ise ağaç sökme makinaları sahaya sokularak ağaçların
nakledildiği görüntüsü verilmektedir. Bu da yapılan işlemin vicdanları yaraladığının ve
suçluluk psikolojisinin en büyük göstergesidir.
A.O.Ç Gazi Yerleşkesiyle ilgili karar tarihinin ertesi günü, 18 Şubat 2014 tarih ve28917
sayılı Resmi Gazetede Kültür ve Turizm Bakanlığının, 1996 tarih 421 sayılı “Tarihi Sit” ile
ilgili ilke kararı değiştirilerek, “zorunlu altyapı uygulamaları ve kamu hizmet yapılarına” istisna getirildi. Bu ilke kararı ile yargı kararı aşılmaya çalışıldı. Bunun mümkün olmadığını
bilmek için hukukçu olmaya dahi gerek yoktur.
Yine 18 Mart 2014 tarih 28945 sayılı resmi gazetede; Milli Parklar Yönetmeliğinin 5.
Maddesinde 2873 sayılı Milli Parklar Kanununa aykırı olarak kamu yararı bahanesiyle bazı
tesisler için, “uzun devreli gelişme planı şartı aranmaz” hükmü getirildi. Her iki konu ile
ilgili de dava açıldı. Ancak bu hoyratlıklara yetişmekte zorlandığımızı da ifade etmek gerekir.
İstanbul 3.Boğaz köprüsü ve havaalanı tartışılan en önemli konulardan. Daha doğrusu tartışılamayan, karşı çıkanların ihanetle suçlandığı ben yaptım oldu mantığının ürünü.
Oysa İstanbul’un kuzeyinden geçen, 3.köprü-havaalanı yolu (en düşük 280-300 m genişliğinde 40-50 km uzunluğunda ormanlık alandan geçen güzergah), bağlantı yolları ve
havaalanı ormanları ve su havzalarını paramparça etmektedir. Yerleşim alanları da tetiklenerek, su havzaları ve ekosistem geri dönülemeyecek şekilde rantın kucağına itilmiştir.
Torba yasa ile Karayolları kanununa eklenen, ormanlık alanlardan geçen yol güzergahlarında Anayasaya aykırı olarak, bedelsiz “tesis kurma” izninden özellikle bu bölgelerde
bakalım kimler faydalanacak.
Yasaların, yargı kararlarının hiçe sayıldığı bir ortamda, ormanlarımızı korumak ve geliştirmekle yükümlü orman idaresinin ve idarecilerinin işi kolay değildir. Fakat ormanların korunması, kurumsal yapının korunması, mesleğin ve meslektaşın korunması konusunda idarecilerimiz pek de kaygılı görülmemektedirler. Aksine; farklı sesleri nasıl keseriz,
meslek örgütlerini nasıl dizayn ederiz, teşkilat çalışanlarını nasıl baskılayarak kontrol altında
tutarız. Serbest çalışan mühendisleri, büro ve şirketlerini nasıl kontrol altında tutarız arayışı
içindedirler. Üç yargı kararına rağmen yeniden çıkarılan, evvelce sizlerle paylaştığımız ve
dava açtığımız “Teknik Personel Atama Yer Değiştirme Yönetmeliği” bunun en son örneğidir. Tüm personel (bazıları istisna!) rotasyon tehdidi altındadır. Uzmanlık yok olacakmış,
teşkilatın içi boşalacakmış , kimsenin umurunda değil. Kulaklar tıkanmış.
Yeni dönem vesilesiyle bir kez daha ifade etmek isteriz ki; Ülkemizin, ormanlarımızın,
mesleğimizin, meslektaşımızın tahribine yönelik uygun duruşumuzu ve eleştirilerimizi
hiçbir etki altında kalmadan sürdürürken, ormancılığımıza, mesleğimize, başta personel
reformu ve 5531 sayılı yasa kapsamında hizmet sektörünün gelişimi olmak üzere meslektaşlarımıza fayda sağlayacak her türlü diyalog, destek ve işbirliğine hazır olduğumuzu
ifade etmek isteriz.
Saygılarımızla
Orman Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
3
ODAMI ZDAN
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
45’inci Olağan Genel Kurulu
Tamamlandı
“
“
205 Delegenin katılımı ile Orman
Mühendisleri Genel Merkez Binası
salonunda gerçekleşen Olağan
Genel Kurul tamamlandı.
4
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
2
05 Delegenin katılımı ile
Orman Mühendisleri Genel Merkez Binası salonunda gerçekleşen Olağan Genel
Kurul tamamlandı.
Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından divan seçimi ile
başlayan Genel Kurul, Genel
Başkan Ali Küçükaydın’ın konuşmasıyla devam etti. OGM Gazi
Yerleşkesi’nde mahkeme kararlarına rağmen devam eden inşaatın
gönüllerde ve doğada giderek
büyüyen tahribatı, bir başka biçimde hızla süren bir diğer tahribat 3. Boğaz Köprüsü, Orman
Genel Müdürlüğü’nde ne sonuçlar doğuracağı belli olmayan ve
başlamadan yamulmaya başlayan
bir haksız uygulama rotasyon,
yine OGM de görevde yükselme
ve genç mühendislerin işlendirilmesi konuları konuşmada öne
çıkan konular oldu.
Daha sonra söz alan konuklar
yaptıkları konuşmalarda, özetle
ormancılığımızın ve ormancıların
bugün yaşadıkları sorunları dile
getirdiler.
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
5
ODAMI ZDAN
Ne yazık ki ormancılık sorunlarının açıkça konuşulduğu tek yer
olan Orman Mühendisleri Odası
Genel Kurulunda sorunları dinleyen yada sorunlara cevap verecek
Orman Teşkilatından hiçbir yetkili
yoktu.
44ncü döneme ait Faaliyet,
Mali ve Denetleme raporları Genel Kurula sunuldu. Oy birliği ile
kabul edildi.
Diğer gündem konuları, Odaya ait taşınır ve taşınmazların satımı ile yeni taşınır ve taşınmaz
alımı ve yeni yönetmeliklerin
çıkarılması konusunda Yönetim
Kurulu’na yetki verilmesi, Ana Yönetmeliğinin bazı maddelerinde
istenen değişiklikler ve Doğu Akdeniz ve Elazığ Şube sınırlarında
13 Nisan Pazar günü yapılan seçimlerin
sonunda 45nci Dönem Genel Merkez
Yönetim Kurulunu,
Ali KÜÇÜKAYDIN,
İsmail Hakkı BARI, Cengiz NAHARCI,
İsmail Cengiz METİN, Cemal SUNAR
Muhammet SAÇMA
ve Prof.Dr.Devlet TOKSOY oluşturdu.
6
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
değiştirilmesi oy birliği ile kabul
edildi.
Seçime girecek listelerde yer
alan isimlerin okunmasının ardından dilek ve temenniler delegelerin seçim öncesi son gündem
maddesiydi.
Yurdun dört bir köşesinden
bir araya gelen meslektaşlarımız
kongrede özlem giderdi.
BASIN BİLDİRİSİ
Devlet ormanlarının tahribine; anayasa’nın 169 uncu maddesi ve anayasa mahkemesi
kararlarına aykırı çıkarılan kanunlar ve izin yönetmelikleri ile devam edilmektedir.
Ormanları arsa ofisi haline getiren ve tahribine neden olan 18 Nisan 2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Orman
Kanununun 17/3 ve 18 İnci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği” ile adet olarak sayılabilen elli iki (52) adet ve benzeri denilerek daha
da artırılması mümkün olan muhtelif tesislere izin verilirken; mahalli seçimler ve tapelerin gölgesinde sessizce çıkarılan ve 1 Mart 2014
tarihli ve 28928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 26 Şubat 2014 tarih ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun” un uygulamasına dair bu Yönetmeliğin 4’üncü maddesi 6’ıncı fıkrası düzenlemesi ile bu miktar daha da artacaktır.
Anayasa Mahkemesi; ormanları kamu yararı adı altında tahrip eden 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 3373 sayılı Kanunla değişik “Turizm alan ve merkezleri dışında kalan devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler için gerçek ve tüzelkişilere, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca bedeli karşılığı izin verilebilir. Bu izin süresi kırkdokuz yılı geçemez. Devletçe yapılan tesisler dışında kalan her
türlü bina ve tesisler izin süresi sonunda eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçer. Ancak işletmenin maksadına uygun faaliyet gösterdiği Orman Genel Müdürlüğünce belgelenen hak sahiplerinin kullanma hakları yer, bina ve tesislerin rayiç değeri
üzerinden belirlenecek yıllık bedelle doksandokuz seneye kadar uzatılabilir. Bu durumda devir işlemleri bu uzatma sonunda yapılır. Turizm
amaçlı tesisler için hak sahipleri adına tapuda irtifak hakkı tesis edilir. İzin ve irtifak hakları amaç dışı kullanılamaz.” 17’inci maddesi 3 üncü
fıkrası Anayasanın 7 inci ve 169 uncu maddelerine aykırı olduğu için, 17/12/2002 tarih ve E:2000/75 ve K:2002/200 sayılı kararı ile
iptal etmiştir.
Anayasa Mahkemesinin anılan kararında; “…Anayasa’nın 169. maddesinde öngörülen “kamu yararı dışında irtifak hakkına konu
olamaz” tümcesine dayanılarak kamu yararının bulunduğu gerekçesiyle gerçek ve tüzel kişilere bina ve tesisler yapmak üzere orman arazileri
tahsis edilemez. Devlet ormanlarının gerçek ve tüzelkişilere tahsisinin, karayolları, telefon, elektrik, su, gaz, petrol boru isale hatları,
savunma tesisleri, sanatoryum gibi öncelikli kamu hizmetlerinin ormandan geçmesi ya da anılan bina ve tesislerin orman arazileri
üzerinde yapılması zorunluluğu bulunduğu hallerle sınırlı olması gerekir. Başka bir anlatımla, kamu yararının bulunması ve zorunluluk
hallerinde Devlet ormanları üzerinde ancak irtifak hakkı tesisine olanak tanınabilir. Öte yandan, Anayasa’nın 169. maddesiyle ormanların özel olarak korunduğu gözetilerek bu maddede geçen “kamu yararı” kavramının
hangi durumları kapsadığının yasayla belirlenmesi gerekirken, bu yola gidilmeyerek söz konusu kavramın kapsam ve içeriğinin tespitinin
idareye bırakılması, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural, Anayasa’nın 7. ve 169. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.”denilerek, Devlet Ormanlarında karayolları, telefon, elektrik, su, gaz, petrol boru isale hatları, savunma tesisleri, sanatoryum gibi tesislere izin verilebileceği hususu sayılarak düzenlenmiştir.
Ancak, bu Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra çıkarılan çeşitli torba yasalarla, 6831 sayılı Orman Kanununda Anayasaya
aykırı düzenlemeler yapılmaya devam edilmiş ve bu kanunlara dayanarak yürürlüğe konulan izin yönetmeliklerinde de izin verilen tesisler çok çeşitlendirilmiştir. Adeta Devlet Ormanları arsa ofisi haline getirilerek her tesis ve konu için Ormanlardan izin verilmesinin önü
açılmıştır.
Anayasa Mahkemesi kararında Devlet Ormanlarından en fazla dokuz (9) konuda izin verilebileceğine işaret edilmiş iken; bu
izin çeşitliliği sayısı, 18/4/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Orman Kanununun 17/3 ve 18 İnci Maddelerinin Uygulama
Yönetmeliği” ile sayılabilen elli iki (52) konudaki tesislere ve benzeri denilerek daha da artırılmasına imkan sağlanmıştır.
Diğer taraftan, 30 Mart 2014 mahalli seçimler ve tapelerin gölgesinde TBMM den geçirilerek 1 Mart 2014 tarihli ve 28928 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan, 26 Şubat 2014 tarih ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun” ile 6831 sayılı
Orman Kanununun Ek 9’uncu maddesine eklenen fıkraya göre, karayolları sınır çizgisi içindeki ormanlık alanlarda “…Devlet idareleri
ile kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan, işletilen, işlettirilen veya yap-işlet-devret modeli esas alınarak yaptırılan ve işlettirilen
bu tesislerden herhangi bir bedel alınmaz.” düzenlemesiyle, her hangi bir bedel alınmadan Anayasa’ya aykırı olarak kamu kurumu
adı altında rantiyeye izin verilmesinin önü açılmıştır. Bu yasal düzenlemeden İstanbul Kuzey Ormanlarından geçen 3 üncü Köprü, otoyol ve bağlantı yolları güzergâhı başta olmak üzere, Türkiye’nin en kıymetli orman alanları içinden geçen karayolları
güzergâhlarındaki orman alanlarından bedelsiz olarak, üstü gizlenmiş biçimde rant uğruna üçüncü kişilere izinler verilebilmesine olanak sağlanmıştır.
Bu Kanun değişikliğine göre, Devlet Ormanlarından verilecek rantiye tesislerine konu izinlere dair idari işlemler ise; Resmi Gazete’de
yayımlanan bu Yönetmeliğin 4’üncü maddesinin 6’ıncı fıkrasında şimdilik üstü kapalı olarak düzenlenmiştir. Zira 6527 sayılı Kanunda,
kamu kurumuna verilecek izinler adı altında üçüncü şahıslara bedelsiz rantiye tesislerine dair izinlerin verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu fıkraya göre ormanlardan verilecek izin çeşidi ve sayısı daha da artacaktır.
Orman Mühendisleri Odası olarak, ormanlar ile çevrenin korunmasındaki bilinçlendirme ve hukuk mücadelesindeki girişimlerimizin
aralıksız olarak sürdürüleceğini kamuoyuna duyurur iken; yazılı ve görsel medya, sivili toplum kuruluşları ile halkımızın da bu konularda
daha duyarlı olmalarını önemle belirtmek isteriz.
OMO Yönetim Kurulu Adına
Ali KÜÇÜKAYDIN
Genel Başkan
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
7
ODAMI ZDAN
YARGI KARARLARI ASKIDA...
Ormancılık politikalarını Ülkemizin genel politikalarından asla ayrı düşünemeyiz.
İleri demokrasi adı altında güçlü bir propaganda ve algı yönetimi eşliğinde, yargı kararlarının askıya alındığı, bir dönemde popüler siyasetten olumsuz etkilenen ormanlarımızın
ve ormancılığımızın yaşadığı tahribatı hep birlikte gözlemliyoruz.
Yargı kararlarının hiçe sayıldığı günümüzde Orman Genel Müdürlüğü Gazi Yerleşkesinde inşaatın durması bir yana, vinçlerin ışıkları dahi söndürülerek gecenin ilerleyen saatlerinde yerleşke içinde özenle yetiştirilmiş yarım asırlık ağaçlar motorlu testereler ile kesilerek yok edilmiştir.
uzun yıllardan bu yana…
8
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
18.04.2014 ilk saatleri
Yapılan yanlışın bilincinde olanlar gündüz saatlerinde ise ağaç sökme makinelerini sahaya sokarak ağaçların nakledildiği görüntüsü vermeye çalışmaktadırlar. Bu samimiyetsiz
ve takiyeci tutum da suçluluk psikolojisinin en büyük göstergesidir.
18.04.2014 sabahı
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
9
ODAMI ZDAN
OGM PERSONEL ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME
YÖNETMELİĞİNİN İLK KURBANLARI
ORMAN BÖLGE MÜDÜR YARDIMCILARI…!
Orman Genel Müdürlüğünde hukuksuzluk ve keyfi uygulamalar bitmiyor. Kendi çıkardığı ucube yönetmeliği dahi doğru uygulamayan orman idaresi yöneticilerinden, ormancılık adına ne beklenebilir?
Son yapılan bölge müdür yardımcıları rotasyonunda da bu yaklaşımın en bariz uygulamaları
görülmüştür. 13 Ekim 2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri göz ardı edilmiş, tamamen keyfi yöntemlerle ben yaptım oldu yollu uygulamalara yer verilmiştir. Karşımızda kendi
çıkardığı yönetmeliğe dahi saygı duymayan, bir kurum bulunmaktadır.
Şöyleki; Bölge müdür yardımcıları 6. Maddedeki zorunlu yer değiştirmeye tabi personel listesinde yer almamaktadır. Rotasyon uygulaması yapılırken 7. Maddedeki “Hizmet bölgelerinin belirlenme kriterleri”ne uyulmamış tamamen keyfi uygulamalarla büyük çoğunluğu tercih ettikleri
yerlere verilmemiştir. Hizmet bölgelerinin belirlenme kriterlerindeki; Ekonomik durumu, sosyal
durumu, kültürel durumu, ulaşım durumu, nüfus yoğunluğu ve ormancılık faaliyeti iş yoğunluğu
kriterlerinden acaba hangisine uyulmuştur. Yönetmelikte sayılan hizmet bölgelerine göre, 4.den
başlayarak 1. Hizmet bölgesine doğru gidilirken bu uygulamada 1. Hizmet bölgelerinden daha
düşük hizmet bölgelerine atamalar yapılmış ve bölge müdür yardımcıları görevlerinden ayrılarak
daha alt görevlere mühendis veya başka görevle atanma isteğinde bırakılmaya zorlanmıştır.
Yine aynı yönetmeliğin Beşinci bölüm olarak ifade edilen;
Yer Değiştirme Kurulu, Boş ve Boşalacak Kadroların İlanı ve Başvuru Şekilleri bölümüne göre;
“Madde 17 -(1) Yer değiştirme suretiyle atamaya tabi boş veya boşalacak kadro ve unvanlar ile personel ihtiyacı bulunan diğer hizmet birimlerinin listesi Ocak ve Ağustos ayları sonuna kadar Genel
Müdürlük internet sitesinden ilan edilir” denilmiş fakat listeler internet sitesinden ilan edilmemiş,
sadece ilgililere liste olarak gönderilmiş, ne yazık ki bu gönderilen listeye dahi uyulmamıştır. Listede yer alan, yer değiştirmeye tabi bölge müdür yardımcılıklardan bazılarına bölge müdür yardımcılarının dışında, şube müdürü ve işletme müdürlerinden atama yapılmış, (Ankara, Giresun, Konya
vb. gibi) ilana çıkıldığı iddia edilen listeler keyfe dayalı delinebilmiştir.
Yine Yönetmeliğe göre; “Yer değiştirmeler her yılın Mart ve Ekim aylarında yapılmak üzere talep
ve teklifler Ocak ve Ağustos aylarında bağlı bulunduğu birimlere yapılır. Birimler kendi görüşleriyle
birlikte istek formlarını, birinci dönem tayinler için en geç Şubat ayının 15 inci gününe kadar, ikinci
dönem tayinler için ise en geç Eylül ayının 15 inci gününe kadar Personel Dairesi Başkanlığına gönderir. Talep ve teklifler Başkanlığa geliş tarihi itibariyle 30 gün içinde sonuçlandırılır” denilmesine
rağmen talepler ilana çıkılmadan ocak ayının sonunda alınmış, 30 gün içinde sonuçlandırılacağı
yazılı hale getirilen tayinler belirlenen tarihten sonra, nisan ayının ortasında yapılmıştır.
Yönetmeliğin; Madde 16. 5 fıkrasında yer alan “Kurul, personelin durumlarını; Ek-3 Yer Değiştirme Suretiyle Atanma İstek Formunu, Ek-2 Yer Değiştirme Başvuru Değerlendirme Formunu, boş
veya boşalacak kadroları, hizmet gerekleri ve ihtiyaç durumunu, daha önce görev yapılan hizmet
bölgesini, tercih sırasını, öğrenimini, uzmanlığını, iş tecrübesini, mesleki bilgisini, liyakati, özür hal-
10 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
lerini ve varsa diğer belgelerini kamu yararı çerçevesinde puanlamaya öncelik vermek suretiyle bu
Yönetmelik hükümleri çerçevesinde inceler ve personelin atanacağı hizmet bölgesini belirleyerek
hazırladığı teklifleri atamaya yetkili amirin onayına sunar” ifadesindeki hiçbir kıstasa uyulmamış ve
ne tesadüf ki yer değiştirmeye tabi Bölge müdür yardımcılarından büyük çoğunluğu tercihlerinden hiçbirisine dahi yerleşememişlerdir.
Bu madde de bahsedilen Kurul, madde de sayılan kriterlerle alakalı değerlendirme yapmış, puanlamış ilgilinin atanacağı hizmet bölgesini belirleyerek atamaya yetkili amirin onayına sunmuş
mudur? Yapılan değerlendirmeler sonucunda hangi kriterlere göre bölge müdür yardımcılarından
büyük çoğunluğu tercihlerinden hiçbirisine dahi yerleşememiş, yerlerine başka atamalar yapılmıştır. Bölge müdür yardımcıları için ilana çıkıldığı iddia edilen bu listeden keyfe dayalı başka atamalar
yapılmasının hukuki bir yaptırımı ve sonucu yok mudur? Yeterince demokratik ve adil olmadığını
düşündüğümüz ve çekincelerimizi belirttiğimiz bir yönetmeliğin bile uygulanmaması ne kadar
incitici!
Kanunlara ve yönetmeliklere uyulmamasının hukuki sonuçlarının bulunmadığı bir zaman mı
yaşanmaktadır. İyimser olmamakla beraber, yapılan uygulamayla ilgili belgelerin şeffaf olarak ortaya konulmasını bekliyor, konulmadığı takdirde konunun yetkili mercilerde takipçisi olacağımızı
ve yargı mercilerine gerekli suç duyurunda bulunacağımızı ifade ediyoruz.
Yukarıda alıntılarla ortaya koyduğumuz yönetmelik hükümleri göstermektedir ki Orman Genel
Müdürlüğü, kendi çıkardığı Yönetmeliğe uyma lüzumunu dahi hissetmemektedir. Hukuksuzluğu
ve keyfi uygulamaları kendilerine rehber edinenlerin topluma ve yönettiklerine söyleyeceği hiç
bir sözü olamaz. Adil olmayan uygulamalarla vicdanları sızlatanların bir gün bunun ağırlığı altında
ezileceklerini unutmamalarını hatırlatıyoruz. Yine keyfi uygulamaları kendilerine rehber edinenlere Kur’an-ı Kerim’den ayetleri hatırlatıyoruz. Belki ibret alırlar.
Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki
Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. Nisa 58.
Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun.
Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya
daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Maide 8.
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler
olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha
yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (4/135)
Ali KÜÇÜKAYDIN
OMO- Genel Başkanı
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 11
ODAMI ZDAN
GAZİ YERLEŞKESİNE AİT ANKARA 11. İDARE
MAHKEMESİNİN İPTAL KARARINA İLİŞKİN ORMAN
MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN BÜLTENI
Atatürk Orman Çiftliği bütünlüğü içinde yer alan 1 inci derece Doğal ve Tarihi Sit Koruma Statüsündeki
Orman Genel Müdürlüğü Gazi Yerleşkesini yapılaşmaya açmak amacıyla, alanın sit derecesi 1 inci dereceden
3 üncü dereceye indirilmesi üzerine Odamız tarafından Ankara 11. İdare mahkemesinde 07.11.2011 tarihinde iptal davası açılmıştır.
Yargılama sonucunda; Ankara 11. İdare Mahkemesinin 17.02.2014 tarihli E:2011/2080, K:2014/168 sayılı
kararı ile 46 hektarlık Gazi Yerleşkesinin 1 inci Derce Doğal ve Tarihi Sit koruma statüsünün 3 üncü derece
Doğal Sit koruma statüsüne indirilmesine dair Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulunun
11.08.2011 tarih ve 6281 sayılı kararı iptal edilmiştir.
Böylece, Gazi Yerleşkesinin eskiden sahip olduğu 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit koruma statüsü mahkeme
kararı ile tekrar korunmuş olmaktadır.
Orman Mühendisleri Odası, Türk Ormancılarının özverili çalışmaları sonunda Atatürk’ün Orman
Çiftliği’nin hazineye devrine ilişkin 11/06/1937 tarihinde yazdığı “...araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler...temin eylemek.” vasiyetine ve
“Burasını öyle ağaçlandırınız ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu fark etsin” veciz sözüne
uygun olarak, bünyesinde 68’i doğal tür ve 65’i egzotik tür olmak üzere toplam 133 odunsu bitki türünü
barındıran, BİRİNCİ DERECE TARİHİ VE DOĞAL SİT haline getirilen GAZİ YERLEŞKESİNİN dokusunun bozulmaması ve amacı dışında kullanılmaması için mücadelesini aralıksız sürdürmüştür.
Orman Mühendisleri Odasının, diğer ormancı sivil toplum örgütlerinin de desteğini alarak, hukuk zeminde kalmak suretiyle 15.12.2010 de “YETER ARTIK” başlıklı bir bildiri ile başlayan demokratik mücadelesi
sonucunda, Ankara 11. İdare Mahkemesinin bahsedilen 17.02.2014 tarihli kararına ulaşılmıştır.
Ankara 11. İdare Mahkemesi Başkanlığı’nın E:2011/2080 sayılı dosyasında 07.10.2011 tarihinde ikame
edilen dava sürecine özetle bakmak gerekirse;Dava konusu edilen alanda; hali hazırda bir mahkeme kararı
olmadığı için süratle devam eden Yeni Başbakanlık Yerleşkesi İnşaatının yüksek güvenlikli bir inşaat olduğu
iddiası ile engellemeler yapılmaya çalışılmış ise de, kendi alanında uzman 3 Profesör, 2 Yardımcı Doçent refakatinde 29.03.2013 tarihinde keşif yapılmıştır.
Mahallinde yapılan keşif sonucunda tanzim edilen 08.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda; “...3.
Derece doğal sit alanı olarak tescil değişikliği ile tarihi sit özelliklerinin her hangi bir gerekçe gösterilmeden iptal edilmesinin koruma kavram yasa ve mevzuata uygun olmadığı..., kurul yapısında her hangi bir bu konuda uzmanın bulunmadığı ve yasa kapsamında bu gibi durumlarda bilim kurullarından
yardım alınabileceği gibi bu kadar önemli bir bölgenin önemli sit derecelendirilmesi ile ilgili kararların
kurul üyelerinin yerinde bile inceleme kararı alınmadan böyle bir kararın alınmasının usul yönünden
ve teamüller açısından uygun olmadığı..., sit alanı ilanında mevcut duırum itibari ile taşımış olduğu,
peyzaj, ekolojik, ziraat, mimarlık tarihi, fauna değeri, yeşil bitki örtüsünün genel konumu ve çevresel
değerlerini,n dikkate alınarak gerekirse ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda analiz ve
tespit çalışmaları öncesinde alınmış olan kamu kurum ve kuruluşları ile koruma kurulları kararları ve bu
kararlarla kabul edilmiş olan sit sınırları ve sit derecelendirme paftaları ve yürürlükteki mer’i koruma
amaçlı imar planlarının durumları etüd edilmeden karar alınmasının sağlıklı bir karar olmadığı, ... dava
konusu kararda Atatürk Orman Çiftliği Bütüncül Sit Sınırları dikkate alınmadan ve arazi kullanışlarında
önemli değişiklikler içeren mevzi sit derecelendirmesi kararlarının alınarak sit derecelendirmelerinin
düşürülmesinin koruma mevzuatı açısından uygun olmadığı saptanmaktadır....” denilmek sureti ile,
12 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
Tarafımızca dava konusu edilen birinci derece doğal ve tarihi sit statüsünden, tarihi sit statüsünün
kaldırılıp üçüncü derece doğal sit alanı olarak tesciline ilişkin kurul kararının hukuka aykırı olduğu
tespit edilmiştir.
Bu bilirkişi raporunda yapılan tespitlere davalı idareler tarafından itiraz edilmiş ve mahkemece itirazların
değerlendirilmesi amacı ile dosya ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişilere tevdi edilmiştir.
Bu kez 08.05.2013 tarihli ek rapor tanzim edilerek; “söz konusu bölgenin ilk ve diğer kurul kararlarında sit alanı sınırlarının bütüncül olarak belirlendiği ve bu kararda ise bu sınırları belirli birinci derecede doğal ve tarihi sit alanının dava konusu kararla belirli, bir bölgesi açısından değerlendirilip bu bölgenin sit derecelerinin değiştirildiği, ancak tek bir sınırları belirli sit alanının bir kısmı için böyle bir kararın
üretilmesinin mümkün olmadığı ve sit sınırları belirli alanın kalan kısımlarının sit derecelendirilmesinin
ne şekilde olacağının belirsizlik ifade ettiği ve sit derecelendirmesinde belirlenen tüm sit alanının bütüncül olarak ele alınması gerektiği tek bir kararla sit alanı ilan edilen ve sınırları belirlenen alanın tek bir sit
alanı olması nedeni işle bu alanın tümüyle ele alınıp sit
derecelendirme paftaları oluşturularak ve üstün kamu yararı gözetilerek yeni bir bütüncül kararla
konunun belirlenmesi gerektiği ve söz konusu karar ile parçacıl bir yaklaşım ile mevzuat açısından uygun olmadığı” kanısına varılmış olup bir kez daha dava konusu edilen kurul kararının hukuka ve mevzuata aykırı olduğu tespit edilmiştir.
Tanzim edilen bu raporlar ve mahkemenin tespit ettiği belge ve bulgulara dayalı olarak 17.02.2014 tarihinde karar verilmiş olup, kararın gerekçesinde; “... Mevzuatta yer aldığı şekli ile yazılı bilgi – belgeler
dikkate alınıp herhangi bir araştırma yapılmadan doğrudan dava konusu işlemle alanın tarihi sit statüsünün herhangi bir gerekçe yer verilmeden kaldırıldığı, dosya kapsamında davalı idarelerce de sunulan dilekçelerde de tarihi sit statüsünün kaldırılma gerekçesinin ortaya konulamadığı, hazırlayıcı
işlemlerde de tarihi sit statüsünün kaldırılmasına gerekçe oluşturabilecek herhangi bir bilgi ve belgenin
bulunmadığı, dolayısıyla işlemin sebep unsurunun uyuşmazlıkta ortaya konamadığı, ... mevzuatta ve
ilke kararlarında milli tarihimiz açısından önemli olayların cereyan ettiği alanlar olarak tanımlanan tarihi sit statüsü değerlendirilirken idarece uyuşmazlık konusu yaklaşık 46 hektarlık alanın fiziki yapısı,
görsel durumu, işlevsel değeri, kültürel durumu, anısal ve anıtsal şekli, toplumsal olaylara konu olup
olmadığı, tarihi tanıklığı, özel olarak bu alanda tarihi bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği gibi hususların dikkate alınması gerekmekte iken bu noktalarda herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği
görülmektedir. Ayrıca Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşundan günümüze gelinceye kadar bir bütünlük içinde değerlendirmeye tabi tutulduğunun görüldüğü, sınırlarının da bu bütünlüğe paralel olarak
1/25.000 ölçekli paftalarla belirlendiği, buna karşın uyuşmazlık konusu alan ile ilgili olarak alınan
kararın Atatürk Orman Çiftliği’nin bütününe etki eder nitelikte olup olmadığının, gerekirse tüm çiftlik
arazisi üzerinde detaylı bir araştırmaya girişilerek ortaya konması gerekirken bu hususta da idarece bir
araştırmaya girişilmediği görülmektedir. ...” denilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Odamız, aynı alan ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Kentsel Dönüşüm Projesinin iptali için de Danıştay’da dava açmıştır. Davanın mahallinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve kentsel dönüşüm projesinin şehircilik ilkelerine uygun olmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Henüz dava
sonuçlanmamıştır. Şehir Plancıları Odasınca Yeni Başbakanlık Binalarının ruhsatlarının iptali için de dava
açıldığı bilinmektedir.
Bundan sonraki süreçte Mahkemece verilen karar gereğinin davalı idarelerce yerine getirilmesinin takip
edileceği, Atatürk Orman Çiftliği bütünlüğü içerisinde yer alan Gazi Yerleşkesi için Odamızca ikame edilen
bu ve diğer davaların titizlikle takip edilmeye devam edilecektir.
Basın ve Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 05.03.2014
Ali KÜÇÜKAYDIN
Genel Başkan
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 13
UZMAN S AH AS I
Yüksek Dağ Ormanlarında
Doğal Gençleşme Süreçlerinin Fırtına
Vadisi Örneklemeleriyle Analizi
Zafer YÜCESAN, Ali Ömer ÜÇLER, Ercan OKTAN
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi
Özet
Yüksek dağ ormanları, yetişme ortamı koşullarının oluşturduğu dezavantaja bağlı olarak çok değişik
meşcere kuruluşlarını bünyelerinde barındırırlar. Ekstrem yaşama ve var olma koşullarından dolayı koruma fonksiyonuna bağlı olarak planlamalara alınan, çoğunlukla doğal yaşlı orman yapısında olan yüksek
dağ ormanlarının, mevcut yapılarının iyi analiz edilmesi, doğal yaşlanma seyri içerisinde meşcerelerde yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçebilecek ve özellikle sosyal baskıya bağlı olarak ortaya çıkan yapısal
bozulmaların kritik ekosistem koşulları altında giderebilecek silvikültürel müdahalelerin planlanması açısından önemlidir. Dolayısıyla doğal yüksek dağ ormanı başmağında yer alan ormanlardaki meşcere karakterlerinin ve değişimlerinin gözlemlenmesi, anahtar uygulamaların geliştirilmesinde kolaylık sağlayacaktır.
Bu çalışmada, Fırtına vadisinin yüksek dağlık alanlarında yer alan farklı meşcerelerde teknik gözlemler yapılarak, doğal gençleşme koşulları ortaya konmuş ve silvikültürel müdahaleler için yöresel tabanlı bir altlık
çıkarılmaya çalışılmıştır.
Giriş
Yüksek dağ silvikültürü denildiğinde, ekstrem yaşama ve var
olma koşulları altında yüksek dağ
ormanı fonksiyonlarına, özellikle
koruyucu fonksiyona, optimum
bir şekilde ulaşmak amacıyla yüksek dağ ormanı basamağı içerisinde istikrarlı ve yaşama gücü fazla
olan meşcereleri yaratan bütün
silvikültürel önlemler anlaşılır
(Çolak ve Pitterle, 1999). Yüksek
dağlık alanlarda ormancılık etkinliklerinin ve ekonomik koşulların
gerçekleştirilmesi zordur. Bu nedenle belirli koşullara uygun silvikültürel sistemlerin uygulanması
gerekir (Schönenberger ve Brang,
2001).
Yüksek dağ ormanlarında iklim, gençleşebilen ve gençleşemeyen mikro yetişme ortamlarına
neden olur. Sıcaklıktaki yetersizlik, kar hareketi ve kar mantarları,
14 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
tohum yıllarının çok seyrek oluşu, aşırı otlatma baskısı, kuraklık
tehlikesi ve don olayları gibi nedenlerle bazı yerlerde hiç ağaç
yokken bazı yerlerde kümeler
halinde ağaç toplulukları ortaya
çıkmaktadır. Yüksek dağ ormanlarındaki subalpin basamakta temel
gençleşme şekli de bu kollektiflerin oluşumu ve uzun süreler
içinde oldukça yavaş bir şekilde
genişlemesi olmaktadır. Özellikle
subalpin basamakta tohum yıllarının seyrek oluşu, doğal gençleştirmeyi sınırlandıran faktörlerin
başında gelmektedir.
Dağlarda şiddetli ve devamlı
rüzgarlar, kar zararları, buz ve yer
yer buzul oluşumları gibi faktörler
orman ve ağaç yükselişini aşağıya
itmeye çalışmaktadır. Özellikle kar
örtüsünün alan üzerinde uzunca
bir süre kalması, ağaç fidanlarının
mantar zararlarına karşı dayanık-
sız olmalarına neden olmaktadır.
Bu durum, güney Norveç’teki
dağlarda ve Alpler’deki subalpin
zonda, genç ağaçların en önemli
ölüm nedenlerinden birisi olarak belirtilmektedir (Roll-Hansen
ve diğ., 1992; Senn ve diğ., 1994;
Senn, 1999). Kış ve ilkbahardaki önemli kar hareketi fidanların
gövde ve dallarında mekanik zararlara neden olan olumsuz bir etkiye sahip olabilmektedir (Patten
ve Knight, 1994).
Ağaç tepelerinin uç sürgünleri
çoğu kez rüzgar ve kar etkileriyle
kırılmakta ve bunların yerine yan
dallar doğrularak sekonder tepeler oluşturmaktadır. Bu şekilde
şamdan ve süngü şekilleri meydana gelmektedir. Öte yandan genç
gövdelerin kar baskısı yüzünden
birçok kereler eğilip doğrulmaları
sonucu deve hörgücüne benzer
şekiller oluşmaktadır (Saatçioğlu,
1976; Norton ve Schönenberger,
1984). Bunlara ek olarak, ağaç
türlerinin savaş kuşağı, genellikle
genç bireylerden ve sık sık klimatik zararlar sonucunda ortaya çıkmış çok gövdeli büyüme formları
ve birçok ferdin bir arada bulunarak yaşayıp ve geliştiği bir birliktelik oluşturmaktadır.
Yüksek dağlık alanlardaki meşcereler genellikle açık alanlar ile
ağaç kümeleri ve gruplarının karışımından oluşmaktadır. Kümelerin içerisindeki bireylerin birçoğu sekonder gövdelerdir. Orman
sınırında sert çevre koşullarından
dolayı tomurcuklar, iğne yapraklar ve sürgünler sıkça zarar görür.
Erken veya geç donlar ve ekstrem
sıcaklıklar yeni sürgünlerle iğne
yaprakları öldürür. Bunun dışında
eğer toprak donmuş ve yeterince su alınamıyorsa, uzun süreli,
kuvvetli kurutucu rüzgar yeni sürgünleri, iğne yaprakları ve bütün
tepeyi kurutabilir (don kuraklığı).
Kar örtüsü üzerindeki tepe kısmı
kuvvetli güneş ışınlamasından
da zarar görebilir. Bundan başka
tomurcuklar ve sürgünler yaban
hayvanları tarafından da zarar uğratılabilir. Kışın kar altında kalan
ve genellikle toprağa yakın dallar
parazit mantarlar tarafından öldürülür. Tüm bu nedenlerden dolayı
özellikle büyüme maddelerinin
oluşturulduğu sürgün uçlarındaki tomurcukların kaybına ağaç
tepesi ve kök belirgin bir tepki
verir. Dal ve gövde kısmındaki
uyuyan tomurcuklar aniden aktif
duruma geçer veya yeni adventif tomurcuklar oluşturarak sürgün verir. Dolayısıyla çok ince ve
sık dallanma olur. Işık, sıcaklık ve
nem koşullarının uygun olmamasından dolayı doğal dal budanması oranı yok denecek kadar az,
dalsız gövde uzunluğu oldukça
kısa ve ağaçların tepe taçları çoğu
zaman yere kadar uzanmaktadır.
Genellikle toprağa yakın dallar
belirgin derecede uzun olup bu
dalların toprakla temas durumunda köklenmesiyle veya köklenme
gerçekleşmeden tepe sürgünü
şeklinde yukarıya doğru yönelmesiyle yeni gövdeler oluşturması oldukça sık görülür (Holtmeier,
1993).
Gençlikte yavaş büyüme ilk
başta çok büyük bir dezavantaj
olarak görülebilir. Uzun süre kar
altında kalan bireylerde kar mantarları zararı görülme olasılığı
oldukça fazladır. Ancak bununla
beraber küçük ağaçlar mekanik
yüklenmeler karşı çok daha az duyarlıdır, gövdeler çok daha elastiktir ve yedek tomurcuklar oluştururlar. Tepe oldukça sık dallanır
ve mekanik veya klimatik etkilerle
herhangi bir şekilde kırılırsa yan
sürgünler tarafından yenilenir.
Ağacın hızlanmış boy büyümesiyle bu tehlikeler de artar. Ağaçlar
kritik yaş evrelerini geçtiklerinde ise yüksek yaşlara ulaşmaları
oldukça yüksek bir olasılıktır. Bu
noktada aşırı yaşlanma sürecinin
gözden kaçırılmaması gerekir.
Fizyolojik yaş sınırına gelmiş, zamanında amaca uygun meşcere
yenilenmesi güvence altına alınmamış ve sürekliliği tehlike altına
girmiş meşcerelerde aşırı yaşlanmadan söz edilebilir. Meşcerede
aşırı yaşlanmaya ormanın yetersiz
gençliği, ölü örtü yararlanması,
orman otlatması veya aşırı odun
üretimiyle neden olunur. Ancak
bazı subalpin koşullarında doğal
yaşam ortamlarının bir sonucu
olarak da ortaya çıkabilir (Çolak ve
Pitterle, 1999).
Bu çalışmada Fırtına Vadisi içerisinde yer alan Kavron, Çaymakçur, Palovit, Elevit, Kito ve Avusor
gibi yan vadilerin yüksek dağ
ormanı basamağını temsil eden
yükselti kuşağı içerisinde 87 adet
örnek alan ve çevresinde gözlemler yapılarak doğal gençleşme koşulları irdelenmiştir. Doğal
yaşlı orman olarak kabul edilen
ve yüksek oranda korunan yapılarıyla açık laboratuvar koşullarını
bünyesinde barındıran çalışma
alanında, doğal gençleşme koşullarının ve yapılarının değerlendirilmesiyle, işletme ormanları temelinde yüksek dağ ormanlarında yapılabilecek silvikültürel çalışmalara ışık tutabilecek önerilerin
oluşturulması hedeflenmiştir.
Fırtına Vadisi Doğal
Yaşlı Yüksek Dağ
Ormanlarında Doğal
Gençleşme
Fırtına Vadisinin yüksek dağlık
alanlarında yer alan doğal yaşlı ormanlarda doğal gençleşme koşullarını ve bunlara etki eden ekolojik koşulların belirlenebilmesi için,
araştırmanın arazi çalışmaları boyunca çok çeşitli gözlem ve tespitler yapılarak notlar alınmış, ayrıca
fotoğraflar çekilerek elde edilen
tüm veriler büroda değerlendirilmiştir. Böylece araştırma alanı
içerisinde yer alan farklı ağaç türlerinin oluşturduğu farklı kuruluşlardaki saf ve karışık meşcereler
için gençleştirme yöntemlerinin
değerlendirilmesine ve tayinine
bir altlık sağlanmıştır.
Araştırma alanı içerisinde savaş zonu, orman sınırı ve orman
sınırının altında yapılan gözlemler
ve incelemeler neticesinde, orman sınırında ve orman sınırının
altında, özellikle meşcere kenarlarında ve meşcere içerisinde yaşlı ağaçların kar, fırtına, böcek ve
mantar zararları dolayısıyla ya da
sosyal baskı neticesinde kesilen
bir ağacın boşalttığı küçük açıklıkların, öncü gençlikler için uygun
koşulları oluşturduğu görülmüştür. Bu alanlar orman sınırında ve
orman sınırının altında meşcere
yan siperinin ve üst siperin etkisi
altındadır. Meşcerede fazla miktarda öncü gençliğin görünmesi,
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 15
UZMAN S AH AS I
o yetişme ortamının iyi gençleşme yeteneğinde olduğunun göstergesidir. Araştırma kapsamında
özellikle orman sınırında ve orman sınırının altında, meşcere alt
tabakalarında az ya da çok öncü
gençliklerin varlıkları görülmektedir. Söz konusu gençlikler meşcere siperi altında doğal gençleşme
örneklerini oluşturmaktadır. Yan
siper etkisi bu gençlikler üzerinde daha ağırlıktadır. Meşcere üst
tabakasını oluşturan bireylerin
tepe çatıları altında gelmiş olan
gençlikler de olmasına karşın,
bu şekildeki gençliklerin miktarı
daha azdır.
Orman sınırında ve orman sınırın altında yer alan örnek alanlarda, meşcere tipleri genellikle
saf ladin olmakla birlikte, bazı
alanlarda kayın ve göknar türleri de karışıma katılmaktadır. Kayın ve göknar türleri gölge ağacı
özelliğini, ladin ise yarı gölge ağacı olma özelliğini çalışma alanında
oldukça iyi yansıtmaktadır. Kayın
ve göknar gençlikleri gölgeye dayanma yeteneği açısından iyi bir
gelişme gösterirken, meşcere üst
siperinin kaybolduğu ya da gevşediği alanlarda ladin gençlikleri
ağırlık kazanmaktadır (Şekil 1).
Ormanın üst zonunu oluşturan
ve bulunduğu meşcerede hakim
tür olarak yer alan kayın ve göknar, bu alanlarda ladin gibi küçük
ağaç kollektifleri oluşturamamaktadır (Şekil 2-3). Ancak meşcere
üst siperi ya da yan siperin etkisi
ile devamlılığını sağlayabilmektedir. Işık ağacı niteliğinde olan
ve meşcere siperine ihtiyacı daha
az olan titrek kavak, üvez gibi türler ise ormanın üst zonunda diri
örtü ile mücadele noktasında da
başarılı olduklarından öncü gençlikler oluşturabilmektedir. Ott ve
diğ. (1997)’ye atfen Çolak ve Pitterle (1999) yüksek dağ basamağında yer alan ön orman olarak
adlandırılan yapraklı ağaç öncü
16 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
Şekil 1. Meşcere kenarında açık alanda oluşan ladin gençlikleri (Pokut Yayla, 1990 metre, Güneybatı bakı, Üst yamaç)
ormanlarının ladin tohumlarının
çimlenmesi için uygun yetişme
ortamı koşullarını hazırladığını
belirtmişlerdir. Ancak söz konusu
yapraklı ağaç öncü ormanlarının
kar hareketini engellemede ibrelilere oranla yeterli kapasiteye sahip olmadığı da belirtilmiştir.
Araştırma alanında bulunan
ladin, göknar, titrek kavak gibi
türlerin tohumlarının, özellikle
eğimli arazilerde rüzgarla birlikte
yayılma olasılıkları kayın ve akçaağaç ile kıyaslandığında daha
fazladır. Dolayısıyla hem meşcere
siperinde hem de meşcere kenarında tohumları yayılabilir. Dolayısıyla gençliklerinin daha geniş
alanlarda görülebilme olasılıkları
fazladır.
Doğal gençleşme koşullarının
bozulduğu savaş zonunda doğal
gençleşme, generatif üremeden
ziyade vejetatif üreme ile gerçekleşmektedir. Kollektif içerisindeki
bireyler daha önce açıklandığı
üzere, ışık, sıcaklık ve nem koşullarının uygun olmamasından dolayı zor yetişme ortamı koşullarına adaptasyon sağlayabilmek için
sık dallıdır, doğal dal budanması
yok denecek kadar azdır ve dallar
toprak seviyesine kadar uzanır.
Genellikle toprağa yakın dallar
belirgin derecede uzun olup bu
dalların toprakla temas durumun-
Şekil 2. Subalpin basamakta yaşlı göknar meşceresi (Çaymakcur Vadisi,
2290 metre, Kuzeydoğu bakı, Üst yamaç)
Şekil 3. Ormanın üst sınırında yer alan bir kayın meşceresi ve kayın kollektifleri (Kavron Vadisi, 2150 metre, Batı bakı, Üst yamaç)
da köklenmesiyle veya köklenme
gerçekleşmeden tepe sürgünü
şeklinde yukarıya doğru yönelmesiyle oluşmuş ağaç grupları
geniş yayılış gösterir. Bu durum
özellikle doğu ladininde karakteristik olarak görülmektedir.
Araştırma alanının üst yükselti
basamağında, ladinde ve göknarda kozalakların Eylül sonu-Ekim
ortası gibi olgunlaştığı gözlemlenmiştir. Araştırma alanında üst
yükselti kuşağında bulunan yapraklı türlerin tohum olgunlaşma
zamanları ile ilgili ise, çalışma
dönemi içerisinde tohum bulunamadığı için herhangi bir gözlem
yapılamamıştır.
Araştırma alanında kış koşulları ve karın etkisi oldukça uzun
sürmektedir. Ekim ayının sonunda
yağan kar, haziran aynın başlarına
kadar alanda kalmaktadır. Şiddetli rüzgarla birlikte biriken kar
oldukça derin kar yığıntıları oluşturmaktadır. Ayrıca yüksek eğim
grubunda yer alan çalışma alanı
içerisinde, kar hareketlerine bağlı
olarak oluşan çığ zararına oldukça
fazla oranda rastlanmaktadır. Ayrıca meşcere siperi altında uzun
süre baskı altında kalan ve çap
büyümesi yapamayan, ışığa yönelme sonucunda boy büyümesi-
ni daha etkin geliştiren istikrarsız
ağaçlarda rüzgar ve kar kırması
oldukça fazla oranda görülebilmektedir.
Çalışma alanı içerisinde kalan
yaylalarda hayvancılık çok yaygın
değildir. Bu bağlamda özellikle
subalpin çayırlıklar çok yoğun
otlatma baskısı altında kalmamaktadır. Çalışma alanı içerisinde
meşcere değişimini sekteye uğratabilecek ve yapısal bozulmalara
neden olabilecek miktarda böcek
zararı tespit edilmemiştir. Yoğun
diri örtü özellikle orman sınırında
ve orman sınırının altında etkisini
göstermektedir. Kapalılığın bozuk
olduğu yüksek dağ basamağındaki ormanlarda diri örtü elemanları, tohumların mineral toprakla
temasını engelledikleri için doğal
gençleşme koşulları açısından oldukça büyük bir dezavantaj oluşturmaktadır.
Orman yaşayan dinamik bir
varlıktır ve ormanda bireyler, tek
başlarına izole biçimde bulunmayıp, çok sayıdaki rekabet koşulları
altında, o yetişme ortamına uygun olanların seçilmesiyle oluşurlar (Özalp ve diğ., 1999). Dolayısıyla, meşcerelerde rastlanan doğal
gençleşme örnekleri ve meydana
gelen öncü gençlikler, bize doğal gençleşme çalışmalarında
ve özellikle hangi gençleştirme
yönteminin seçileceği hakkında
yol göstermektedir. Meşcere yapılarının normal kapalılığa yaklaşma eğilimi yüksek dağ basamağı
içerinde kalan orman alanlarında
çok fazla değildir. Ayrıca bireysel
gelişimle birlikte, ağaçların gruplar ve kümeler halinde bir arada
bulunarak, birbirlerine destek olacak şekilde gelişmelerini devam
ettirmeleri, gençleşme örnekleri
için az sayıda da olsa münferit olmakla birlikte, grup ve küme siper
durumunun çok daha etkin şekilde görülebilmesine neden olmaktadır (Şekil 4).
Şekil 4. Meşcere içerisindeki boşlukta yoğun göknar ve ladin gençlikleri
(Kavron Vadisi, 2100 metre, Batı bakı, Orta yamaç)
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 17
UZMAN S AH AS I
İlk bakışta büyük ve ağır tohumların küçük ve hafif tohumlulara karşı bir dezavantajı varmış
gibi gözükse de, büyük ve ağır tohumların içlerinde fazla miktarda
rezerv madde içermesi, çimlenme
ve büyüme açısından avantaj sağlamaktadır (Daniel ve diğ., 1979)
(Şekil 5).
ması, açık alanlardaki şiddetli ve
kurutucu rüzgarlar, kar hareketleri
ve kar mantarlarının etkisi, toprağın fakirliği savaş zonundaki alanların doğal gençleşme koşullarını
etkileyen en önemli unsurlardır
(Packham ve diğ., 1992; Schönenberger ve diğ., 2000; Üçler; 2002).
Savaş zonunda doğal gençleşme,
Şekil 5. Ölü ağacın açmış olduğu meşcere içerisindeki boşlukta gelişen kayın gençlikleri (Kavron Vadisi, 1975 metre, Kuzeybatı bakı, Alt yamaç)
Orman üst sınırında tohum
migrasyonu rüzgar etkisinden
daha fazla oranda kuşlar aracılığıyla gerçekleşmektedir. Tohumlar kuşlar ve kemiriciler tarafından
toprağın 2-4 cm altına depolandığından, subalpin basamakta
bu şekilde çimlenme için en iyi
nem koşulları da sağlanmaktadır
(Kimmins, 1997). Bu durum tohumların yayılması ve çimlenmesinde hayvanların, özellikle kuş
ve memeli yaban hayvanlarının
etkisinin büyük olduğunu göstermektedir.
Sıcaklığın yetersizliği, don
tehlikesi, yaban ve otlak hayvanlarının aşırı baskısı, zengin tohum
yıllarının seyrek olması, tohumların çimlenme kabiliyetinin azlığı,
yoğun kar baskısı ve alanın çok
uzun bir periyotta kar altında ol-
18 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
orman sınırından ve orman sınırının altındaki alanlardan yukarıda bahsedilen özelliklere bağlı
olarak çok daha farklıdır. Orman
sınırında ve orman sınırının altında meşcerede üstten ve yandan
siperin etkisi vardır. Savaş zonundaki meşcereler ise alpin çayırlıklara doğru açık alanlardan ve bu
açık alanlar üzerinde oluşan ağaç
kollektifleri şeklindeki yapıları ile
karakteristiktir. Genellikle toprağa yakın dallar belirgin derecede
uzun olup bu dalların toprakla
temas durumunda köklenmesiyle
veya köklenme gerçekleşmeden
tepe sürgünü şeklinde yukarıya doğru yönelmesiyle oluşmuş
ağaç grupları savaş zonundaki
kollektifler içerisinde geniş yayılış göstermektedir. Yapılan bu çalışmada savaş zonunda yer alan
özellikle doğu ladin ağaç kollektiflerinde bu durum oldukça net
fark edilmektedir. Ladin ağaç kümeleri içerisindeki bireylerin birçoğu, dalların tepe sürgünü şeklinde yukarı doğru yönelmesiyle
oluşmuş olan bireylerdir. Kollektiflerin alansal olarak genişlemesi
de generatif bireylerden ziyade
vejetatif olarak ortaya çıkan bu
bireyler sayesinde olmaktadır. Nitekim Çolak ve Pitterle (1999)’un,
Holzer (1972), Holtmeier (1993)
ve Mayer ve Ott (1991)’e atfen bildirdiğine göre doğal gençleşme
koşullarının bozulduğu subalpin
basamakta savaş zonunda yer
alan ormanlarda doğal gençleşme, generatif üremeden ziyade
vejetatif üreme ile gerçekleşmektedir. Yüksek alan orjinlerinin alçak alan orjinlerine göre vejetatif
olarak köklenme başarısının daha
iyi olduğu belirtilmektedir. Bu
sonuçlar elde ettiğimiz bulguları destekler niteliktedir. Özellikle
Doğu ladini Avrupa ladini ile vejetatif üreme noktasında benzer
özellikler taşımaktadır.
Alt yükselti basamağından
subalpin ve alpin yükselti basamağına doğru çıkıldıkça zengin
tohum yıllarının sıklığının azalmasının yanında tohum olgunlaşma
süreleri de değişim göstermektedir (Atay, 1987; Ürgenç, 1998a;
Atalay, 2002). Düşük yükseltilerde
yayılış gösteren ladinlerde zengin
tohum yılları 2 yılda, yüksek rakımlarda ise 4 yılda bir olmaktadır. Ancak, bazı zamanlarda zengin tohum yıllarında sapmaların
olması söz konusu olabilmektedir
(Atasoy, 1989). Genel olarak, ladin
ve göknarda kozalaklar Eylül ayı
sonu ile Ekim ayının başlarında
olgunlaşmaktadır. Ekim sonu ve
kasım başında ise kozalaklar açılır
ve tohum dökümü başlar (Kayacık
ve Aytuğ, 1979; Ata, 1980; Karaşahin ve diğ., 2001). Araştırma alanının üst yükselti basamağında,
ladinde ve göknarda kozalakların
Ekim-Kasım aylarında, olgunlaştığı gözlemlenmiştir. Nitekim Ürgenç (1998b) ladin tohumları üzerinde yaptığı çalışmada, her 600
m’lik yükseklik farkının tohumların olgunlaşması süresi üzerinde
iki hafta kadar bir fark yaptığını
belirtmekte, bu ise araştırma alanında yapılan yukarıdaki gözlemleri desteklemektedir. Araştırma
alanında üst yükselti kuşağında
bulunan yapraklı türlerin tohum
olgunlaşma zamanları ile ilgili,
çalışma dönemi içerisinde tohum
bulunamadığı için herhangi bir
gözlem yapılamamıştır.
Yüksek dağlık alanlarda sıcaklık ve nem yetersizliği ve vejetasyon döneminin kısa olması,
dökülen tohumların çimlenerek
büyümelerini güçleştirmektedir.
Olumsuz yetişme ortamı koşulları
kozalaklardaki tohum sayısını ve
tohum doluluk oranlarını da etkilemektedir. Nitekim Üçler ve Bolat
(2005), orman içinden subalpin
basamağa doğru geçişte, Doğu
ladininde kozalak boyutunun ve
tohum sayısının azaldığını, boş
tohum oranının ise arttığını belirtmektedirler.
Yüksek Dağ
Ormanlarında Doğal
ve Yapay Gençleştirme
Önerileri
Orman sınırında ve orman
sınırının altında yapılacak gençleştirme planlamalarında, yine yetişme ortamı farklılıkları dikkate
alınarak, hem ağaçları tek tek çıkarmaktan ve hem de büyük alanlı boşluklar oluşturmaktan özenle
kaçınılmalı, daha çok küçük küme
ve kümeler halinde boşluklar
oluşturarak uzun gençleştirme
süreleri esaslı gençlik getirilmeye
çalışılmalıdır (Bakınız Şekil 1, Şekil
4 ve Şekil 5).
Yüksek dağlık alanlardaki ormanların fonksiyonel yapıları
içerisinde basamaklı kuruluş göstermeleri avantaj teşkil etmektedir. Dolayısıyla silvikültürel uygulamalar esnasında bütün yaşlı
ağaçların boşaltılmasında basamaklı meşcere yapısına ulaşılması engelleneceğinden, biyolojik
bağımsızlığına ulaşmış gençliğin
üzerindeki yaşlı ağaçların hepsi
birden hiçbir zaman boşaltılmamalıdır. Meşcere içerisine giren
ışık şiddetinin homojen olacağı
bir siper organizasyonu, diri örtü
istilasının artışına bağlı olarak
yüksek dağ ormanlarında olumsuz etkiye yol açacaktır.
Orman sınırında ve orman
sınırının altında ladin ve göknar
türlerinin gençliklerinin en yoğun
olarak bulunduğu yerlerin meşcere içerisindeki veya meşcere kenarındaki boşluklar olduğu düşünüldüğünde, kalın çaplı ağaçların
münferit, küme veya küçük grup
şeklinde çıkarılması önerilebilir.
Böylelikle meşcere içerisinde oluşacak boşluklarda meşcere yan
siperi ile gençlik gruplarının oluşturulabileceği düşünülmelidir.
Doğal gençleştirme koşullarının var oluşu yüksek dağlık alanlardaki ormanlarda çok önemlidir.
Tohumun dökülmesi ile birlikte
çimlenme yatağının da elverişli olması gençliğin var olabilme
şansını artıracaktır. Bu nedenle
ölü örtünün, ham humusun veya
sık bir diri örtünün tohumlamayı
engellediği yerlerde ocaklar şeklinde toprak işlemeleri yapılarak
mineral toprağın açığa çıkarılması
sağlanabilir.
Gençleştirmenin başarısındaki
temel nokta, çok küçük alanlarda
bile değişebilen ekolojik faktörleri
dikkate alarak, yüksek dağlık alanlarda özellikle subalpin basamaktaki savaş zonunda karakteristik
olan ağaç kollektifi oluşumunu
sağlamak ve stabil hale getirmektir. Doğal gençleşmenin beklenmediği uygun olmayan yetişme
ortamı koşullarında doğal ağaç
kollektifleri formunda kültürler
oluşturulmalı, büyük boşluklarda
gerçek türü belirli bir süre siper altında korumak için dağ akçaağacı,
titrek kavak, huş gibi daha hızlı
büyüyen türlerle öncü ormanlar
oluşturulmalıdır. Bu bölgelerde,
doğaya uygunluk ilkesi doğrultusunda, uygun yetişme ortamlarında (mikro çevrelerde) küme
ağaçlandırmaları, fidan ölümlerini en aza indirecektir. Dolayısıyla
özellikle yüksek dağlık alanlarda
uygun mikro çevreler tespit edilerek ağaçlandırmalar buralarda yapılmalıdır. Bu noktada rüzgardan
koruntulu yerler, ağaç dip kütüklerinin ya da kayaların etrafı, lokal
sırtlar, normal eğimli yerlerin kenarları tercih edilmeli, çukur yerler, dere yatakları ve kar birikiminin daha fazla olduğu düz araziler
dikim için tercih edilmemelidir.
Fırtına Vadisi yüksek dağlık
alanlarda savaş zonu içerisinde
yer alan meşcerelerde ağaç kollektifi özellikleri değerlendirildiğinde, kollektif içerisindeki birey
sayısının 2-17 arasında değiştiği
ve ortalama olarak bir ağaç kollektifi alanının yaklaşık 12 m2
olduğu gözlemlenmiştir. Üçler
ve diğ. (2007) Doğu Karadeniz
Bölgesi saf ladin meşcerelerinde
yaptıkları çalışmada savaş zonunda ağaç kollektifleri içerisinde
ortama 20 adet bireyin olduğunu belirtmektedir. Üçler (2002),
Schönenberger (2001)’e atfen,
yüksek dağlık alanlarda özellikle
savaş zonu içerisinde yapılacak
ağaçlandırma çalışmalarında 2-4
metre çapında olan ve 20-30 adet
fidandan oluşan küçük kollektifler
şeklinde dikimlerin yapılmasının,
ayrıca fidanların da yaklaşık 50100 cm aralıklarla kollektifler içerisine yerleştirilmesinin başarı şansını artıracağını vurgulamaktadır.
Dolayısıyla, yapay gençleştirme
koşulları dikkate alındığında, diki-
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 19
UZMAN S AH AS I
me uygun fidan materyalini yetiştirmek amacıyla, seyrek olan bol
tohum yıllarından faydalanılarak,
yüksek dağlık alanlardaki ekstrem
yetişme ortamı koşullarına en iyi
uyumu sağlayabilecek türlerden,
lokal tohum temin edilerek repikajlı tüplü fidan üretimi yapılmalı,
kümelerde kullanılması gereken
fidan sayısı, fidan dikim aralık mesafesi ve fidan yaşı tespit edilerek,
doğal yapıya uygun ağaç kollektifleri şeklinde plantasyonlar oluşturulmalıdır.
Teşekkür
Bu çalışma KTÜ Fen Bilimleri
Enstitüsü’nde “Çamlıhemşin-Fırtına Vadisi Yüksek Dağlık Alanlardaki Saf ve Karışık Ormanların Meşcere Dinamiklerinin Analizi” adlı
doktora tezi kapsamında gerçekleştirilmiştir. Söz konusu doktora
tezi KTÜ Araştırma Fonu tarafından da 2003.113.001.2 nolu proje
ile desteklenmiştir.
Kaynaklar
Ata, C., 1980. Saf Doğu Ladini Ormanlarının Gençleştirme Sorunları,
T.C. Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı, 651/59, Trabzon.
Atalay, İ., 2002. Türkiye’nin Ekolojik Bölgeleri, Orman Bakanlığı Yayın
No: 193, Meta Basımevi, İzmir.
Atasoy, H., 1989. Doğu Ladininin
Tohum Özellikleri, Doğu Ladini El Kitabı Dizisi :5, Ormancılık Araştırma
Enstitüsü Yayınları, Muhtelif Yayınlar
Serisi, 58, Ankara.
Atay, İ., 1987. Doğal Gençleştirme
Yöntemleri I-II, İstanbul Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, İÜ Yayın No:
3461, FBE yayın No: 1, İstanbul.
Çolak, A.H. ve Pitterle, A., 1999.
Yüksek Dağ Silvikültürü. Cilt I-Orta
Avrupa. Genel Prensipler. I. Baskı, İstanbul.
Daniel,T.W., Helms, J.A. ve Baker,
F.S., 1979. Principles of Silviculture,
Second edition, McGraw-Hill Book
Co., New York.
Holtmeier, F.K., 1993. Der Einfluss
20 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
der generativen und vegetativen Verjüngung auf das Verbreitrungsmuster Der Bäume und die ökologische
Dynamik im Waldgrenzbereich, Geoökodynamik, Band 14, Heft 3, Bensheim.
Kayacık, H. ve Aytuğ, B., 1979. Orman Ağaçlarının Hayatı İç ve Dış Yapıları, İÜ Orman Fakültesi Yayını, Roto
Baskı, İstanbul.
Karaşahin, H., Şengün, S., Velioğlu, E. ve Nur, M., 2001. Artvin Yöresi
Doğu Karadeniz Göknarı [Abies nordmanniana (Steven) Spach] Tohum
Meşcerelerinde Uygun Kozalak Hasat
Zamanının Araştırılması, TC Orman
Bakanlığı Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Araştırma Müdürlüğü Yayın
No: 117/14, Ankara.
Kimmins, J.P., 1997. Forest Ecology, A Foundation for Sustainable
Management, Printice Hall, New Jersey, USA.
Norton, D.A. ve Schönenberger,
W., 1984. The Growth Forms and Ecology of Nothofagus solandri at the Alpine Timberline, Craigieburn Range,
New Zealand, Arctic and Alpine Research, 16 (3): 361-370.
Özalp, G., 1989. Çitdere (Yenice-Zonguldak) Bölgesindeki Orman
toplumları ve Silvikültürel Değerlendirmesi, Doktora Tezi, İ.Ü. Fen Bilimleri
Enstitüsü.
Packham, J.R., Harding, D.J.L.,
Hilton, G.M. ve Stuttard, R.A., 1992.
Functional Ecology of Woodlands and
Forests, Published by Chapman&Hall,
London.
Roll-Hansen, F., Roll-Hansen, H. ve
Skröppa, T., 1992. Gremenniala abietina, Phacidium infestans, and other
causes of damage in alpine, young
pine plantations in Norway. Eur.J.For.
Pathol. 22: 77-94
Saatçioğlu, F., 1976. Silvikültürün
Biyolojik Esasları ve Prensipleri, (Silvikültür I), İÜ Orman Fakültesi, Yayın No:
2187/222, İstanbul.
Schönenberger, W., Brang, P. ve
Kräuchi, W., 2000. Forests of Mountainous Regions: Gaps in Knowledge
and research Needs, Forest Ecology
and Management, 132: 73-82.
Schönenberger, W. ve Brang, P.,
2001. Structure of Mountain Forests
Assessment, Impacts, Management,
Modelling, Forest Ecology and Management, 145: 1-2.
Senn, J., 1999. Tree Mortality Caused by Gremmeniela abietina in A
Subalpine Afforestation in the Central
Alps and its Relationship wiyh Duration of Snow Cover. Eur. J. For. Pathol.
29, 65-74.
Senn, J., Schönenberger, W. ve
Wasem, U., 1994. Survival and growth
of Planted cembran pines at the alpine timberline. In: Proceeding of the
Workshop on Subalpine Stone Pines
and Their Environment: The status of
our Knowledge. St. Moritz, Switzerland, 5-11 September 1992. USDA Forest Service, Intermountain Research
Station, General Technical Report INTGTR-309, 105-110 pp.
Üçler, A.Ö., 2002. Alpin Zon Ağaçlandırmaları ve Doğu Karadeniz Bölgesi Uygulamaları için Yaklaşımlar, II.
Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, Bildiriler Kitabı, II. Cilt, Artvin.
Üçler A.Ö., Yücesan, Z., Demirci, A.,
Yavuz, H., Oktan, E., 2007. Natural Tree
Collective of Pure Oriental Spruce (Picea orientalis (L.) Link.) on Mountain
Forests in Turkey, Journal of Environmental Biology, 28 (2): 295-302.
Üçler, A.Ö. ve Bolat, İ., 2005. Tirebolu-Akılbaba Yöresi Alpin Zon Kuşağındaki Saf Doğu ladini Ormanlarından Örneklenen Kozalak ve Tohumlarda Morfolojik Varyasyonlar. Ladin
Sempozyumu, 20-22 Ekim 2005, Bildiriler Kitabı I.Cilt, 417-427 s.
Ürgenç, S., 1998a. Ağaçlandırma
Tekniği, Yenilenmiş ve genişletilmiş II.
Baskı, İÜ Rektörlüğü Yayın No: 3994,
İÜ Orman Fakültesi Yayın No: 441, İstanbul.
Ürgenç, S., 1998b. Genel Plantasyon ve Ağaçlandırma Tekniği, Genişletilmiş II. Baskı, İÜ Rektörlüğü Yayın
No: 3997, İÜ Orman Fakültesi Yayın
No: 444, İstanbul.
MODERN ORMANCILIKTA ARALAMA
ÇALIŞMALARI
Doç. Dr. Yaşar ŞİMŞEK
Orman Yüksek Mühendisi
Bir meşcereden, kalan fertlerin
daha iyi gelişme yapabilmelerini
sağlamak amacı ile, bazı fertlerin
çıkarılmasına aralama denilir. Bu
aralamalarda ölmüş veya ölmekte
olan, kötü vasıflı fertler ile, kesim
yaşına gelmiş fertler çıkarılırlar.
Aralamaların genel amacı; meşcerelerin stabilitelerini artırmak,
ağaç türlerinin karışımlarını ve
büyümelerini düzenlemek, meşcereye değer artışı sağlamak ve
nihayetinde ara ürün elde etmektir. Aralamaların ön safhasını
kültür ve sıklık bakımları oluşturmaktadır. Müdahalelerde yapacak
ve yakacak karakterli ürünlerin
elde edilmesiyle aralama çalışmaları başlatılmaktadır. Aralama
çalışmaları ile ilgili çok fazla sayıda literatür olmasına rağmen, en
kapsamlı bilgiler Huss, J., O. Kahveci (2009) tarafından verilmiştir.
Aralamalar meşcerelere şu katkıları sağlarlar:
• Fertlere yeterli büyüme alanı
sağlanır.
• Çap gelişmelerini arttırarak
idare süreleri kısaltılır ve son
üretimde kalite arttırılır.
• Fertlerin dış şartlara karşı dayanıklılıkları artırılır.
• Hastalık ve zararlılara karşı
mukavemet yükseltilir.
• Fertlerin taç yapıları ve kök gelişmeleri önemli oranda teşvik
edilir.
• Topraktaki canlıların ve vejetasyonun aktif hale gelmesi
sağlanır.
Aralama uygulamaları aşağıda
kısaca özetlenmiştir.
1. Yüksek Aralama: Galip ve
yarı galip tabakaya müdahale
edilir. Kraft’a göre, galip ve yarı
galip tabakada 2. ağaç sınıfına
giren fertlere kısmen müdahale edilir. Böylece meşcerelerin
hem stabiliteleri artırılır ve
hem de meşcerelere değer artışı sağlanır.
2. Alçak aralama: Meşcerelerin alt tabakalarına (Kraft’a
göre 3. ve 4. Ağaç sınıflarına)
müdahale edilir. Müdahale
negatif karakterli olur ki, böylelikle meşcerelerin kollektif
stabiliteleri artırılır. Bu aşamada ferdi stabilite çok az olur.
Alçak aralamalar da 3’e ayrılır:
2.1 A-Grad Zayıf Aralama:
Ölmüş ve ölmekte olan fertler ile, hastalıklı ve baskıda
kalmış fertler (Ağaç sınıfı 5)
çıkarılırlar. Bu aralama tipi
meşcerede bir defa uygulanır.
2.2 B-Grad Mutedil Aralama: Ölmüş ve ölmekte olan
fertler ile, baskıda kalmış
gelişmeyen fertler ve keza
galip ve yarı galip tabakadan
bazı kötü fertler çıkarılırlar.
(Kraft’a göre 4. ve 5. sınıf ile 1.
ve 2. sınıfın bir kısmı).
2.3 C-Grad Şiddetli Aralama: Amaç 1. ağaç sınıfının
hakim olduğu meşcereler
tesis etmektir. Bu nedenle
Kraft’ın ağaç sınıflarına göre
2 - 5. sınıftaki bazı fertler ile
1. sınıftan bazı fertlerin çıkarılmaları şeklinde uygulanır.
Böylece meşcerede kalan
fertler baskıdan kurtuldukları için daha iyi bir gelişme
ortamı bulurlar.
3. Seçme Aralaması:
Seçme aralaması 2’ye ayrılır.
3.1 Negatif Seçme Aralaması:
Bu uygulamada arzu edilmeyen bütün fertler çıkarılır. Arzu
edilmeyenlerden kasıt, kötü vasıflı, kaba dallı, çatallı ve ölmekte
olan fertler anlaşılır. Bu uygulamada amaç üst tabakada bulunan kaliteli fertlerin serbestleştirilmesidir. Her müdahalede gaye
ağaçları yeniden seçilir. Yani seçim
dinamiktir. Bir defa gaye ağaç olarak seçilen fert, bir sonra ki müdahalede rekabetçi olarak karşımıza
çıkabilir.
3.2 Pozitif Seçme Aralaması:
Bu yöntem yeni geliştirilmiş
olup, Avrupa’nın birçok ülkesinde
daha yeni uygulamaya koyulmaktadır. Bu nedenle konu üzerinde
biraz geniş şekilde durulacaktır.
3.2.1 Pozitif Seçme Aralamasının Teorisi:
Teorinin aslı göğüs çapı ile
taç çapı arasındaki ilişkiye bağlıdır (Şekil 1). Çap ne kadar kalın
olur ise, ağaçların tepe çapları da
o kadar geniş olmaktadır. Konu,
Almanya’nın Baden WüttembergEyaleti Ormancılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiştir.
Deneme alanlarında ve deneme
alanları dışında yapılan binlerce
ölçmede bu olay teyit edilmiştir
(Şekil 2). Şekil 1 ve 2 Niggemeyer,
P. 2013 den alınmıştır.
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 21
UZMAN S AH AS I
Şekil. 1- Taç Gelişmeleri ile Çap
Gelişmeleri Arasındaki İlişki.
Şekil. 2- Taç Genişliği – Gövde Çapı
İlişkileri.
Görüldüğü gibi, pozitif seçme
aralamalarında asıl amaç, gaye
çapına erken ulaşmak için gaye
ağaçlarının bir an önce rekabetçilerden kurtarılarak taçların ışığa
kavuşturulmasıdır. Dolayısı ile bu
olay bir ön şarttır. Orman işletmeciliği, eskilerde kullanılan aralama
yöntemlerinden vazgeçerek yeni
aralama yöntemleri geliştirmek
peşindedir. Meşcerelerin gelişme
ve kalitelerinin yanında stabilite
de çok ön plana çıkmıştır.
Dünyada birçok ülkede çok
sayıda orman halen alçak aralama
(Negatif Seleksiyon) yöntemleri
ile işletilmektedir. Bu nedenle de
değerli odun üretimi istenilen düzeye ulaştırılamamıştır. Yeni geliştirilmekte olan pozitif seçme aralamaları (Gaye Çapına Dayalı Orman İşletmeciliği) bu mahzurları
ortadan kaldıracak niteliktedir.
Şekil 1 de ki ilişki bize çapa
bağlı bir gaye ağacının ne kadar
büyüme alanına ihtiyacının olduğunun hesaplanmasına yardımcı olmaktadır. Gaye ağaçlarının
hektardaki sayısı, gaye çapları ve
gaye ağaçları arasındaki mesafeler Tablo.1 de verilmiştir (Klaetke,
J. 2013).
Uygulamada yapılması gereken işlem tablodan gaye çapını
tespit etmektir. Gaye çapını mesela 50 cm olarak alalım. Meşcere
üst boyu ibrelilerde 12-15 m boya
ulaştığında (Yapraklılarda üst boy
17 m) tabloda verilen sayı kadar
(260) hektarda gaye ağacı sabit
bir şekilde 6.5 m mesafelerde işaretlenir. Meşcerelerde daha önce
40 m de bir 2 m genişlikte öngörülen patikalar da bu aşamada 4
m genişliğe çıkarılırlar.
3.2.2 Gaye Ağaçlarının Seçimi:
Öngörülen şartlar:
• Vitalite (Sağlık)
• Kalite
• Stabilite
• Dağılım
Seçilen Gaye ağaçları 20 yaşına kadar geçici gaye ağacı olarak,
Gaye Çapı
(cm)
Gaye Ağaçları Arasındaki
Mesafe (m)
Ha / Gaye Ağacı Sayısı
(Adet)
40
5,5
360
50
6,5
260
60
7,4
200
70
8,2
160
80
8,9
140
90
9,4
120
100
9,8
110
Tablo. 1- Gaye Ağaçlarının Hektardaki Sayısı.
22 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
bu yaştan sonra da sabit gaye
ağacı olarak adlandırılırlar. Seçilen
gaye ağaçlarını rahatsız eden 1-3
rekabetçi fert sahadan uzaklaştırılır. Ayrıca gaye ağaçları 8-10 m ye
kadar budanırlar (ibreli türler).
3.2.3 Pozitif Seçme Aralamasının Karakteristikleri:
• Taç yapılarında ve kök sahasında su ve besin maddeleri
alımında, ışığa kavuşma ve
rekabet de oldukça aza indirgenir.
• Gövde üzerindeki dallar kalın
olmakla birlikte, kalite hiçbir
zaman 2. sınıfın altına düşmez.
• Çap gelişmeleri, taç gelişmelerine bağlı olarak oldukça
hızlıdır.
• Boy/Çap değerleri kritik değer
oranı 80 sayısının altına düşer.
Böylece meşcereler stabilite
kazanırlar. Şekil 3’te yukarıda
özetlenen karakteristikler kolayca görünmektedir (Klaetke,
J. 2013).
Gaye ağaçlarının dışında meşcerede bulunan bütün fertler dolgu fertleri olarak isimlendirilirler.
Bu fertlerden iri cüsseli olanlar
gaye ağaçlarını rahatsız edebileceklerinden dolayı bunlar da
rekabetçi fertler olarak isimlendirilirler.
Meşcere gelişme aşamaları Şekil 4’te verilmiştir (Niggemeyer P.
2013).
Şeklin açıklanması:
1. Adım: İster ağaçlandırma
isterse doğal gençleştirme olsun
fert sayısı şiddetli şekilde azaltılır.
2. Adım: Fertlerin boyları 1015 m koridoruna ulaştıkları devrede geçici gaye ağaçları seçilerek
ilk aralamalara başlanır.
3. Adım: 20 yaşından sonra sabit gaye ağaçlarının seçimi yapılır.
Gaye çapı da tespit edilerek her 5
yılda bir defa usulüne uygun olarak aralamaya tabi tutulurlar.
4. Adım: 50 cm çapa yaklaşan
fertlerde son üretime başlanır ve
meşcere tam boşaltıldığında tak-
POZİTİF SEÇME ARALAMASI
Müdahaleden Önce
Müdahaleden Sonra
1. Adım 2. Adım 3. Adım 4. Adım
Şekil 4. Meşcere Gelişme Aşamalarının Seyri.
Şekil.3 : Pozitif Seçme Aralaması.
riben 1-20 yaş sınırları içerisinde
bir doğal gençlik elde edilmiştir.
3.2.4 Stabilitenin Artırılması:
Bir ferdin stabilitesi boy/çap
oranı ile değerlendirilir.
h: boy (m)
d: 1.3 m de kabuklu çap.
Meşcere stabilitesi ise h/d oranının yanında, rüzgar pozisyonu,
meşcerenin sıklık durumunu,
meşcere kenarları ve orman zararlıları ve hastalıkları gibi faktörlerin
yardımı ile tahmin edilir. Fertlere
ait stabilite değerleri gelecek aralamaların şiddeti hakkında bilgi
verir.
Meşcereler için tespit edilen
büyük h/d değerleri aralamalar
yardımı ile düşürülebilir.
h/d değerleri üzerinde Oswald, H., J. Parde (1984) Fransada yapılan uluslararası bir Duglas
aralık mesafe denemesinde 21 yaşında 3x3 m aralık mesafede h/d
değerini 74 olarak tespit etmişlerdir. Aynı denemenin bir ayağı da
Zonguldak Yayla bölgesinde tarafımızdan tesis edilmiştir. Deneme
21 yaşında değerlendirildiğinde 3
x 3.3 m aralık mesafede aynı h/d
değeri (74) bulunmuştur. (Tosun,
S. ve arkadaşları - 2011). Bu da
göstermektedir ki, dar aralık ve
mesafelerde h/d oranları yüksek
olmakta, dolayısı ile stabilite azalmakta; rüzgar-fırtına devrikleri ve
kar kırmaları ortaya çıkmaktadır.
Böylece gaye ağaçlarının geniş
aralıklarla seçilmesinin önemi de
anlaşılmaktadır.
3. Grup Aralaması:
Az veya hiç müdahale görmemiş meşcerelerde, hakim tabakada gayet kaliteli gruplar zaman
zaman ortaya çıkabilmektedir. Bu
tip oluşumlara özellikle Karadeniz
Bölgesi ormanlarında sıkça rastlanmaktadır. Bu gibi meşcerelerde seçme aralaması şekillerinden
biri uygulanır. Uygulamada fertler
h/d değerleri:
çok mukavemetsiz
mukavemetsiz
stabil
çok stabil
:
:
:
:
h/d
h/d
h/d
h/d
>100
80-100
45-80
<45
değil gruplar nazara dikkate alınır.
Gruplardaki fert sayıları 7-10 adet
olabilir. Seçilen gruplara üst tabakada seçme aralaması uygulanırken alt tabakaya da şiddetli alçak
aralama uygulanır. Böylece saha
büyük ölçüde açıldığından dolayı
erken bir gençlik meydana gelir.
Gruplar aynı muameleyi gördüklerinden dolayı son üretimde de
fertlerin tamamı çıkarılır.
Kaynakça
HUSS, J., O. KAHVECİ, 2009.
Türkiye’de Doğaya Yakın Yapraklı Orman İşletmeciliği. OGEM Vakfı Yayını.
OSWALD, H., J. Parde, 1984. Die
Douglasie in Frankreich. Waldbau
und Leistung. Allg. Forstzeitschrift
17/18
TOSUN, S., Y. ŞİMŞEK, M. TOKCAN, M. ARSLAN, P. ŞENEL, 2011.
Zonguldak -Yayla Yöresindeki Duglas Göknarı (pseudotsuga menziesii
(mirb.) franco), Dikimlerinde Aralık
- Mesafenin Büyüme Üzerine Etkileri.
Batı Karadeniz Ormancılık Araştırma
Müdürlüğü No:23
KLAETKE, J., NIGGEMEYER, P.
2013. Empfehlungen zur Durchforstung von Fichten, Tannen und Douglasienbestanden. Forstliche Versuchsanstalt Baden-Württemberg-Praesentation.
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 23
UZMAN S AH AS I
BENZİNLİ EL VİNCİNİN
ODUN HAMMADDESİNİN BÖLMEDEN
ÇIKARILMASINDA KULLANIM İMKANLARI
Neşe GÜLCİ, Abdullah E. AKAY, Orhan ERDAŞ
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi
Özet
Ülkemizde özellikle dağlık arazi yapısına sahip ve yeterli yol şebekesi mevcut olmayan ormanlık
alanlarda, odun hammaddesi üretim çalışmalarının en güç ve en masraflı aşamasını bölmeden çıkarma
oluşturmaktadır. Odun hammaddesinin bölmeden çıkarılmasında, genellikle insan gücü, hayvan gücü
ve sınırlı ölçüde makine gücü kullanılmaktadır. İnsan ve hayvan gücüyle gerçekleştirilen bölmeden
çıkarma çalışmaları uzun zaman almakta, üründe değer kaybına neden olmakta, meşcere zararlarını
artırmakta ve işçi sağlığı ve güvenliği açısından riskler taşımaktadır. Ayrıca, arazi eğimi artıkça özellikle yamaç yukarı taşımada insan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarma yetersiz kalmaktadır. Diğer
taraftan, tarım traktörleri ve orman traktörleri ile kablo çekimi veya zeminde sürütme suretiyle bölmeden çıkarma çalışmaları gerçekleştirilebilmektedir. Ancak, bu yöntemler çoğunlukla intensif ormancılık yapılan bölgelerde kullanılırken diğer bölgelerde operasyon masraflarının yüksek olması nedeniyle
üretimi gerçekleştiren orman kooperatifleri veya orman köylüleri tarafından tercih edilmemektedir. Bu
çalışmada, ülkemizde bölmeden çıkarma çalışmalarında ekonomik, çevre dostu ve ergonomik bir alternatif olarak benzinli el vinci yöntemi tanıtılmış ve kullanım imkanları sunulmuştur. Bu kapsamda, odun
hammaddelerinin benzinli el vinci ile zemin üzerinde sürütülmesi, sürütme konisiyle sürütülmesi, oluk
sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesi ve oluk sistemi içerisinde yamaç aşağı kontrollü kaydırılması
çalışmaları değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bölmeden çıkarma, odun hammaddesi, benzinli el vinci, sürütme konisi, oluk sistemi
GİRİŞ
Ülkemizde odun hammaddesi
üretim çalışmaları kesilecek ağaçların belirlenmesi, ağaçların devrilmesi, devrilen ağaçların dallarının temizlenmesi ve kabuklarının
soyulması, devrilen gövdelerin
boylanması ve üretilen ürünlerin
rampalara ve depolara taşınması
şeklinde gerçekleşmektedir (Erdaş, 2008). Orman içerisinde kesilip devrilmiş, bölümlerine ayrılmış
ve kabukları soyularak taşınmaya
hazır hale getirilmiş ürünlerin
farklı teknikler kullanılarak (insan
24 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
gücü, hayvan gücü ve makina
gücü) orman yolu kenarında bulunan rampa, istif yeri veya depo
gibi toplama yerlerine taşınması
bölmeden çıkarma olarak tanımlanmaktadır (Gülci, 2014). Ülkemizde üretim çalışmalarının en
masraflı ve en zaman alıcı aşamasını bölmeden çıkarma çalışmaları oluşturmaktadır. Özellikle
arazi şartlarının uygun olmadığı
ve yeterli yol şebekesinin bulunmadığı ormanlık alanlarda bölmeden çıkarma masrafları daha
da artmaktadır (Aykut, 1984).
Bölmeden çıkarma çalışmalarında
tercih edilen yöntem, bu çalışmaların sadece verimini ve maliyetini
değil aynı zamanda orman ekosistemini, işçi sağlığı ve çalışma
koşullarını ve ürün kalitesini de
etkileyen önemli bir faktördür. Bu
nedenle, bölmeden çıkarma çalışmalarında kullanılacak yöntemin
belirlenmesinde orman ekosistemi üzerindeki muhtemel zararlar
(orman toprağına, gençliğe ve
dikili ağaçlara), işçi sağlığı ve çalışma koşulları, ürün kalitesi önemle
dikkate alınmalıdır.
Ülkemizde odun hammaddesinin bölmeden çıkarılmasında,
çoğunlukla insan gücü, hayvan
gücü ve sınırlı ölçüde makine gücü
kullanılmaktadır. Odun hammaddesi üretim çalışmalarından insan
gücüyle bölmeden çıkarma çalışmaları; doğrudan zemin üzerinde
kaydırarak (arazi eğimi %35-%65),
doğrudan insan gücüyle taşıyarak
(düz veya yamaç aşağı inişlerde),
basit el gereçleri ve yardımcı araçlar kullanarak ve oluklar içerisinde
kaydırarak gerçekleştirilmektedir.
Hayvan gücüyle bölmeden çıkarma çalışmaları (yamaç yukarı
arazi eğimi %0-15, yamaç aşağı
arazi eğimi ise %0-25) ise doğrudan zemin üzerinde sürüterek,
hayvanların sırtına yükleyerek ve
hayvan gücü ile çekilen kızak ve
benzeri arabalarla sağlanmaktadır. Traktörle bölmeden çıkarma
çalışmaları; zemin üzerinde sürüterek (arazi eğimi %0-33) ve kablo
çekimiyle (eğimin %30’dan fazla
olduğu dağlık alanlarda) gerçekleştirilmektedir.
İnsan ve hayvan gücüyle doğrudan zemin üzerinden kaydırma
şeklinde gerçekleştirilen bölmeden çıkarma çalışmaları mekanik yöntemlere oranla çok daha
fazla zaman almaktadır. Ayrıca,
çoğu zaman kontrolsüz biçimde
zeminde kaydırılan ürünlerde değer kaybı meydana gelmekte ve
meşcerede kalan ağaçlar ve gençlik üzerinde önemli zararlar oluşmaktadır. Yamaç yukarı taşımada
insan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarma özellikle dik arazi
koşullarında yetersiz kalmakta ve
bu durum üretim çalışmalarında
verim kaybına neden olmaktadır.
Traktörle bölmeden çıkarma yöntemi topografik koşullarla sınırlanmakta ve operasyon masrafları
nedeniyle orman kooperatifleri
veya orman köylüleri tarafından
ekonomik olmadığı durumlarda
tercih edilmemektedir.
İnsan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarmanın uygun olma-
dığı alanlarda ve traktörle bölmeden çıkarmanın tercih edilmediği
durumlarda, hafif ölçekli ve taşınabilen el vinçleri ile odun hammaddelerinin kablo çekimi yapılarak bölmeden çıkarılması etkin
bir alternatif olarak karşımıza
çıkmaktadır (Gülci, 2014). Odun
hammaddeleri benzinli el vinci
ile zemin üzerinde sürütülebildiği
gibi sürütme konisi ile kombine
edilerek de sürütülebilmektedir
(Şekil 1). Sürütme konisi kullanıldığından ürünlerin kalan ağaç,
kütük ve diğer engellere takılma
riski azalmakta, bu durum operasyon verimini artırmakta ve meşcere zararını ise azaltmaktadır. Ayrıca, odun hammaddeleri benzinli
el vinci ile oluk sistemi içerisinde
yamaç yukarı çekilebilmekte veya
yamaç aşağı kontrollü olarak kaydırılabilmektedir.
Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü tarafından Kanada’dan temin edilen
benzinli el vinci ülkemizde bölmeden çıkarma çalışmalarında
ilk defa olarak Kahramanmaraş’ta
uygulanmıştır. Bu kapsamda,
benzinli el vinci vadi içlerinden
ve dere yataklarından ürünlerin yamaç yukarıya doğru zemin
üzerinde ve sürütme konisi ile
sürütülmesinde, ürünlerin oluk
sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesinde ve yamaç aşağı
kontrollü kaydırılmasında başarı
ile kullanılmıştır.
Benzinli El Vinci
Çalışma kapsamında değerlendirilen benzinli el vinci
“PCW5000” marka olup, toplam
100 m mesafeden kablo çekimi
yapabilmektedir (Şekil 2). Benzinli
el vincinin teknik özellikleri Çizelge 1’de verilmiştir. “Honda” marka
güçlü motoru sayesinde zor arazi
şartlarında bölmeden çıkarma çalışmalarında alternatif bir yöntem
olarak kullanılabilmektedir. Çift
halat kullanılması durumunda
çekiş gücü iki misline çıkarılabilmektedir. Odun hammaddelerinin benzinli el vinciyle bölmeden
çıkarılmasında; sentetik halat (100
m uzunluğunda ve 12 mm çapında), zincir çoker (1,5 m), polyester
çoker (2 m), üç adet metal kilit
ve iki adet metal kanca kullanılmaktadır (Şekil 3). Sentetik halata
metal kilitler yardımıyla monte
edilen zincir çoker odun hammaddesine sarılarak metal kancalar yardımıyla tespit edilmektedir.
Vincin kenarında yer alan 2 adet
metal kanca ve polyester çoker
kullanılarak dikili ağaçlara veya
sahada kesilmiş ağaç kütüklerine
rahatlıkla ve kısa sürede monte
edilmektedir (Şekil 4). Benzinli el
vinci, sentetik halat ve diğer aparatlar bir orman işçisinin omuzunda ergonomik olarak ve kolaylıkla
taşınabilmektedir (Şekil 5).
Şekil 2. Benzinli el vinci “PCW5000”
Şekil 1. Benzinli el vinci ile sürütme
operasyonu
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 25
UZMAN S AH AS I
Şekil 3. Sentetik halat, zincir çoker, polyester çoker, metal kilit ve kancalar
Çizelge 1. Benzinli el vincinin teknik özellikleri
Teknik Özellikler
Motor
4 Zamanlı Honda GXH-50cc
Ağırlık
16 kg
Maksimum Çekiş Gücü (Tek Halat)
1000
kg El Vinci ile Bölmeden Çıkarma Çalı
Benzinli
Maksimum Çekiş Gücü (Çift Halat)
2000
kg
a) Doğrudan
Zemin Üzerinde Yamaç Yukarı
Minimum Halat Çapı
10 mm
Benzinli el vinci kullanılarak odun ham
Şekil 4. Benzinli el vincinin kurulumu
Maksimum Halat Çapı
20 mm
zemin ile temas edecek şekilde sürütü
kullanılabilmektedir (Şekil 6). Ancak, sürüt
boyunca oluklar oluşmakta ve bu
toprağına
yaptığı akış
baskı
ile vinç zorlanmakt
durum yüzeysel
potansiyelini
ve erozyon riskini arttırmaktadır
operasyon duraksamakta ve sonuç olarak d
(Şekil 7a). Ayrıca, sürütme şeridi
olmaktadır.
orman toprağında sü
boyunca Aynı
odun zamanda,
hammaddesinin
uç
kısımları
kalan
ağaçlara
ve ve erozyo
durum yüzeysel akış potansiyelini
gençliğe çarparak veya sürterek
sürütme
şeridi boyunca
odun
uç
ciddi boyutta
kabuk ve
diri hammaddesinin
odun
yaralarına
olmaktadır
(Şe-ve diri odun y
veya
sürterekneden
ciddi boyutta
kabuk
kil
7b).
Benzinli El Vinci ile Bölmeden Çıkarma Çalışmaları
a) Doğrudan Zemin Üzerinde Yamaç Yukarı Sürütme
Benzinli el vinci kullanılarak odun hammaddesi sürütme konisi olmadan
zemin
temas
edecek
şekilde
sürütülerek
bölmeden
çıkarma
çalı
veya sürterek ciddi boyutta kabuk ve diri odun yaralarına neden olmaktadır (Şekil 7
Benzinli El Vinci ile Bölmeden
Çıkarma Çalışma ları
er, polyester çoker, metal kilit ve kancalar
lumu
ile
Şekil 3. Sentetik halat, zincir çoker,
kullanılabilmektedir (Şekil 6). Ancak, sürütme sırasında odun hammaddesin
polyester çoker, metal kilit ve kantoprağına yaptığı baskı ile vinç zorlanmakta, sürütülen ürün doğal engellere
Şekil 3. Sentetik halat, zincir çoker, polyester çoker, metal kilit ve kancalar
operasyon duraksamakta ve sonuç olarak daha fazla yakıt ve zaman kayb
calar
olmaktadır. Aynı zamanda, orman toprağında sürütme şeridi boyunca oluklar oluşm
Şekil5.5.Benzinli
Benzinli elelvincinin
taşınmaŞekil
vincinin
taşınması
durum yüzeysel akış potansiyelini ve erozyon riskini arttırmaktadır (Şekil 7a
sı
sürütme şeridi boyunca odun hammaddesinin uç kısımları kalan ağaçlara ve gençliğ
5
a) Doğrudan Zemin Üzerinde Yamaç Yukarı Sürütme
Şekil 6. Benzinli el vinci kullanılarak
Benzinli el vinci kullanılarak Şekil 6. Benzinli el vinci kullanılarak odun ham
Şekil 4. Benzinli el vincinin kurulumu
odun hammaddesinin zemin üzeodun hammaddesi sürütme korinde
sürütülmesi
Şekil
6. Benzinli
el vinci kullanılarak odun hammaddesinin zemin üzerinde sürütülm
nisi olmadan doğrudan zemin ile
temas edecek şekilde sürütülerek
bölmeden çıkarma çalışmalarında kullanılabilmektedir (Şekil 6).
Ancak, sürütme sırasında odun
hammaddesinin orman toprağına yaptığı baskı ile vinç zor lanmakta, sürütülen ürün doğal
Şekil 4. Benzinli el vincinin kurulu- engellere takılarak operasyon
(a)
(b)
mu
duraksamakta ve sonuç olarak Şekil 7. Zemin üzerinde sürütme sonucu oluşan toprak zararı ve kalan ağaç zararı
(a) (b)
daha fazla yakıt ve zaman kaybına
6
Şekil 7. Zemin üzerinde sürütme
soŞekil 5. Benzinli el vincinin taşınması
neden olmaktadır. Aynı zamanda,
nucu oluşan toprak zararı ve kalan
orman toprağında sürütme şeridi
ağaç zararı
5
26 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
(a)
(b
Şekil 7. Zemin üzerinde sürütme sonucu oluşan
engellemektedir. Ancak, oluk sisteminin kurulum ve söküm zamanı toplam op
zamanını artırmakta ve bu durum bölmeden çıkarma yönteminin verimini olumsuz
etkilemektedir. Diğer taraftan, orman işçileri olukların taşınması sırasında benzinli el
kullandıklarında ise sistemin kurulum ve söküm zamanı önemli ölçüde azalmakta ve
daha az güç sarf etmektedir (Şekil 9b).
b) Benzinli El Vinci ve Sürüt- Çizelge 2. Sürütme konisinin teknik özellikleri
me Konisiyle Yamaç Yukarı SüHammadde
Çap
Yükseklik
Ağırlık
rütme
Polimer plastik 51 cm
67 cm
5,5 kg
Benzinli el vinci ve sürütme
konisi kombine olarak kullanıldığında odun hammaddesinin taşınmasında oluk sistemi ve
orman toprağı ile teması önemli benzinli el vinci ile entegre edilen
oranda düştüğünden yakıt sarfi- bölmeden çıkarma yöntemi ekoyatı ve zaman kaybı azalmakta ve nomik ve ekolojik bir çözüm sunbuna bağlı olarak operasyon veri- maktadır (Şekil 9a). Sürütme konimi artmaktadır (Şekil 8). Aynı za- sinin kullanıldığı yöntemde odun
manda, orman toprağında derin hammaddesi ile zemin arasındaki
oluklar oluşmamakta, meşcerede temas ve sürtünme minimize edikalan ağaçlar ve gençlik üzerinde- lirken, oluk sistemi içinde çekilen
ki zarar ortadan kalkmakta veya ürünlerle zemin arasındaki temas
minimum düzeye inmektedir. tamamen ortadan kaldırılmaktaAyrıca, sürütme konisi sayesin- dır. Böylece, odun hammaddeorman toprağı üzerinde
de odun hammaddesinin doğal lerinin
(a)
(b) (b)
oluşturabilecekleri
muhtemel
engellere takılması önlendiğinŞekil 9. Odun hammaddesinin oluk sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesi
den bölmeden çıkarma çalışması zararları ve kalan ağaçlardaki ya- Şekil 9. Odun hammaddesinin oluk
arasındaki temas tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Böylece, odun hammad
orman işçileri ekstra güç sarf et- ralanmaları engellemektedir. An- sistemi içerisinde yamaç yukarı çecak, oluk sisteminin kurulum ve
meden ve ergonomik bir
d) şekilde
Oluk toprağı
Sistemi
İçerisindeoluşturabilecekleri
Yamaç Aşağıkilmesi
Kontrollü
Kaydırma
üzerinde
muhtemel
zararları ve kalan ağaçlardak
söküm zamanı toplam operasyon
Benzinli
b)gerçekleşmektedir.
Benzinli El Vinci ve Sürütme Konisiyle Yamaç
Yukarı Sürütme el
zamanını
artırmakta
ve bu
durum
Benzinli el vinci ve sürütme konisi kombine olarak kullanıldığında
odun
Oluk
sistemi
içerisine
yerleştirilen
odun hammaddeleri
yer top
çe
engellemektedir.
Ancak,
oluk sisteminin
kurulum ve yamaç
sökümaşağı
zamanı
vinci
ile kombine olarak kullanılan
hammaddesinin orman toprağı ile teması önemli oranda düştüğünden yakıt sarfiyatı ve zaman
bölmeden
çıkarma
yönteminin
d)
Oluk
Sistemi
İçerisinde
sürütme
konisine
ait
teknik
özelkaybı azalmakta ve buna bağlı olarak operasyon verimi artmaktadır (Şekil 8). Aynı zamanda,
etkisi
herhangi
bir güç yönde
uygulamadan
taşınabilmektedir.
Ürün
hacmi ve verimini
oluk sis
verimini
olumsuz
etkileYamaç
Aşağı Kontrollü
Kaydırzamanını
artırmakta
ve bu
durum
bölmeden
çıkarma
yönteminin
orman toprağında derin oluklar oluşmamakta, meşcerede
kalan ağaçlar ile
ve gençlik
üzerindeki
likler Çizelge 2’de verilmiştir.
Polizarar ortadan kalkmakta veya minimum düzeye inmektedir. Ayrıca, sürütme konisi sayesinde
mektedir.
Diğer
taraftan,
orman
ma
mer
plastik
üretilen
odun
hammaddesinin
doğal malzemeden
engellere takılması önlendiğinden
bölmeden çıkarma çalışması
kurulduğu
arazinin
eğimi
arttıkça
oluk
sisteminde
kayan ürünlerin
da artm
etkilemektedir.
Diğer
taraftan,
orman
işçileri olukların
taşınmasıhızı
sırasında
be
işçileri
olukların
taşınması
sıraorman işçileri ekstra güç sarf etmeden ve ergonomik bir şekilde gerçekleşmektedir.
Benzinli
Oluk sistemi içerisine yerleşsürütme
konisi
odun
hammaddeel vinci ile kombine olarak kullanılan sürütme konisine ait teknik özellikler Çizelge 2’de
sında
benzinli
el
vincini
kullantirilen
odun
hammaddeleri
ya-erken
verilmiştir.
plastikağaç,
malzemedenkök
üretilenve
sürütme
konisi odun hammaddesinin
kalan
sininPolimer
kalan
kütüklere
Yüksek
hızda
kayan ürünler
sisteminin
sonuna
ulaşmadan
sistemi
terk edeb
kullandıklarında
iseoluk
sistemin
kurulum
ve
söküm
zamanı
önemli
ölçüde
azal
ağaç, kök ve kütüklere takılmasını önlemektedir.
dıklarında ise sistemin kurulum maç aşağı yer çekiminin etkisi ile
takılmasını önlemektedir.
ve
söküm
önemli ölçüde
veya oluk
sistemini
çok etmektedir
yüksek
hızda
veherhangi
kontrolsüz
olarak
terk etmektedirler. Bu
daha
az güçzamanı
sarf
(Şekil
9b).
bir güç
uygulamadan
azalmakta ve işçiler daha az güç taşınabilmektedir. Ürün hacmi ve
çalışan işçilerin
güvenliğini
sistemin bağlantı noktalarına zarar verere
sarf etmektedir
(Şekiltehdit
9b). etmekte,
oluk sisteminin kurulduğu arazinin eğimi arttıkça
oluk süratle
sisteminde
bakım, onarım ve kurulum zamanı gerektirmektedir.
Ayrıca,
sistemi terk eden
kayan ürünlerin hızı da artmak değer kaybına
uğramakta ve kalan ağaç tadır.
zararını
arttırmaktadır.
Bütün bu olumsuz
Yüksek
hızda kayan ürünler
Şekil 8. Benzinli el vinci ve sürütme konisi ile bölmeden çıkarma
oluk
sisteminin
sonuna
ulaşmaÇizelge
2. Sürütme
konisinin teknik özellikleri
Şekil
8. Benzinli
el vinci veortadan
sürütmekaldırılması veya minimize edilebilmesi için dik arazilerde kurulan veya kal
Hammadde
Çap
Yükseklik Ağırlık
dan sistemi erken terk edebilmekkonisi
ile
bölmeden
çıkarma
Polimer plastik 51 cm 67 cm
5,5 kg
te veya
oluk sisteminiyamaç
çok yüksek
ürünlerin taşınmasında kullanılacak olan oluk
sistemlerinde
aşağı kaydırma ya
c) Oluk Sistemi İçerisinde Yamaç Yukarı Çekme
hızda ve kontrolsüz olarak terk
Benzinli
el vinci yardımıyla
odun hammaddesi
oluk sistemi içerisinde
yukarı
c) Oluk
Sistemi
İçerisinde
Ya- elyamaçvinci
etmektedirler.
Bu durum, çalışan
benzinli
ile kablo bağlantısı kullanılarak
odun hammaddeleri
kontrollü kaydırı
çekilerek bölmeden çıkarma çalışmaları gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle mevcut orman
maç
Yukarı
Çekme
yolu
şebekelerinin
yeterli olmadığı
durumlarda, vadi içlerinden ve dere yataklarından
işçilerin güvenliğini tehdit etmekürünlerin yamaç yukarı kurulan rampa alanına doğru taşınmasında
ve benzinliÜrünlerin
el
(Şekiloluk sistemi
10).
sentetik halata te,
bağlanması
sırasında
zincir çoker kulla
sistemin bağlantı
noktalarına
Benzinli el vinci yardımıyla
vinci ile entegre edilen bölmeden çıkarma yöntemi ekonomik ve ekolojik bir çözüm
sunmaktadır
9a). Sürütme konisinin kullanıldığı
yöntemde
odun hammaddesi ile zemin
zarar vererek ekstra bakım, onaodun(Şekilhammaddesi
oluk
sistemi
arasındaki temas ve sürtünme minimize edilirken, oluk sistemi içinde çekilen ürünlerle zemin
8
rım
ve kurulum
zamanı gerektiriçerisinde yamaç yukarı
çekilerek
7
mektedir. Ayrıca, süratle sistemi
bölmeden
çıkarma çalışmaları
terk eden ürünler değer kaybına
gerçekleştirilebilmektedir. Özeluğramakta ve kalan ağaç zararını
likle mevcut orman yolu şebekearttırmaktadır. Bütün bu olumlerinin yeterli olmadığı durumlarsuzlukların ortadan kaldırılması
da, vadi içlerinden ve dere yatak(a)
veya minimize edilebilmesi için
larından ürünlerin yamaç yukarı
(a)
(b)
dik arazilerde kurulan veya kalın
kurulan rampa alanına doğru
Şekil 9. Odun hammaddesinin oluk sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesi
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 27
d) Oluk Sistemi İçerisinde Yamaç Aşağı Kontrollü Kaydırma
Oluk sistemi içerisine yerleştirilen odun hammaddeleri yamaç aşağ
UZMAN S AH AS I
çaplı ürünlerin taşınmasında kul- çıkarma yöntemleri ülkemiz orBazı Avrupa ülkelerinde ve
lanılacak olan oluk sistemlerinde mancılığı için ekonomik ve eko- Kuzey Amerika ülkelerinde bölyamaç aşağı kaydırma yapılırken lojik bir alternatif sunmaktadır. Bu meden çıkarma çalışmalarında
benzinli el vinci ile kablo bağlan- çalışmada, Kahramanmaraş Sütçü kullanılan benzinli el vincinin ültısı kullanılarak odun hammadde- İmam Üniversitesi, Orman Fakül- kemizde de ekonomik, ekolojik
leri kontrollü kaydırılmalıdır (Şe- tesi, Orman Mühendisliği Bölümü ve ergonomik bir alternatif olarak
kil 10). Ürünlerin sentetik halata tarafından temin edilen benzinli uygulamaya girmesi ormancılığıbağlanması sırasında zincir çoker el vincinin ormancılıkta bölme- mız açısından önem taşımaktadır.
kullanılması durumunda ürünün den çıkarma çalışmalarında kulla- Benzinli el vincinin bölmeden çıoluk sistemi içinde zincirden ka- nılabilirliği değerlendirilmiştir.
karma çalışmalarında tercih edilyarak serbest kalması söz konusu
Benzinli el vinci ile yamaç yu- mesini sağlayacak avantajları aşaolmaktadır. Bu nedenle, ürünler karı bölmeden çıkarmada odun ğıda sıralanmıştır:
zincir çoker kullanılmadan sadece hammaddeleri zemin üzerinde • Ülkemizde temsilcisi bulunsentetik halata sarılmalı ve kanca sürütülebileceği gibi sürütme
ması nedeniyle kolay temin
yardımı ile tespit edilmelidir. Oluk konisi yardımıyla da sürütülebiledilebilmesi
sistemi içerisinde benzinli el vinci mektedir. Sonuçlara göre, ben- • Düşük yakıt sarfiyatı nedeniyle
yardımıyla
kontrollü
olarak içinde
kay- zincirden
ekonomik olması
zinli el vinci
ile sürütme
konisinin
durumunda
ürünün
oluk sistemi
kayarak
serbest kalması
söz konusu
dırılan odun hammaddelerinin entegre edilmesi durumunda, • Küçük ve orta ölçekli ormanolmaktadır. Bu nedenle, ürünler zincir çoker kullanılmadan sadece sentetik halata sarılmalı ve
hızı kontrol edilmekte, sistemin odun hammaddelerinin doğal
cılık çalışmalarında yüksek vekanca
ile tespit
edilmelidir. ve
Oluk engellere
sistemi içerisinde
vinci
zararyardımı
görmesi
engellenmekte
rim sağlaması
(kalan benzinli
ağaçlaraelve
kü-yardımıyla
muhtemel
mi- tüklere) hızı
Orman toprağı, kalan ağaç ve
takılması
kontrollü
olarakmeşcere
kaydırılanzararları
odun hammaddelerinin
kontrolönlendiğinden,
edilmekte, sistemin• zarar
nimize
edilmektedir.
Ayrıca,
odun
gençlik üzerindeki zararları
operasyon
verimi
artmakta,
ürüngörmesi engellenmekte ve muhtemel meşcere zararları minimize edilmektedir. Ayrıca, odun
hammaddesinin sentetik halata lerde değer kaybı olmamakta ve
minimize etmesi
hammaddesinin
halata bağlanması
sisteminin
kurulumunda
el ve dik arazi koşullarında
bağlanması sentetik
oluk sisteminin
kuru- oluk
• Zor
meşcere
zararı
(orman olukların
toprağı,benzinli
vinci
ile çekilmesi
kurulum
ve söküm
zamanını
minimize
etmektedir.
lumunda
olukların
benzinli
el vin(%0-70) kullanılabilmesi
kalan
ağaç ve
gençlik zararı) azalci ile çekilmesi kurulum ve söküm maktadır.
• Sürütme konisi ve oluk sistemi
zamanını minimize etmektedir.
ile entegre edilebilir olması
Ülkemizde oluk sistemiyle bölmeden çıkarma çalışmaları genel- • Benzinli el vinci ve aparatlarının işçiler tarafından kolaylıkla
likle yamaç aşağı olarak uygulantaşınabilmesi
makta, yamaç yukarı bölmeden
çıkarma çalışmalarında ise oluk • Kurulumunun kolay olması ve
kesilen ağaç kütüklerine monsistemi çok sınırlı boyutta kullanılte edilebildiğinden tıraşlama
maktadır. Bu çalışmada, ülkemizsahalarında da kullanım imkade ilk olarak benzinli el vinci ve
nı olması
sentetik halat ile entegre edilen
oluk sistemi kullanılarak gerçek- • Oluk sisteminde kurulum ve
söküm aşamalarını kolaylaşleştirilen yamaç yukarı çekme ve
tırması
yamaç aşağı kontrollü kaydırma
uygulamaları değerlendirilmiştir. • Ergonomik olması
Yol şebekesinin yeterli olmadığı
KAYNAKLAR
alanlarda
odun hamŞekil
10.
Odun
hammaddesinin
Şekil 10. Odun hammaddesinin oluk sistemi ormanlık
içerisinde yamaç
aşağı kontrollü
kaydırılması Aykut, T. 1984. Orman Ürünleri Taoluk sistemi içerisinde yamaç aşağı maddelerinin benzinli el vinci ile şımacılığında Araç ve Teknikler. İstanbul
oluk sistemi içerisinde yamaç yu- Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları. İ.Ü.
kontrollü
Sonuçlar
ve kaydırılması
Öneriler
karı çekilmesi uygun ve etkin bir Yayın No: 3246, O.F. Yayın No: 370 İstanbul.
Zor arazi şartlarında, insan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarmanın uygun olmadığı
çözüm olmuştur. Diğer taraftan, 97 s.
Sonuçlar
Öneriler
alanlarda
ve traktörleve
bölmeden
çıkarmanın dik
tercih
edilmediğive
durumlarda
benzinli
ile O. 2008. Orman Transport Tekarazilerde
kalın çaplı
odunel vinciErdaş,
Zor arazi şartlarında, insan ve hammaddelerinin benzinli el vin- niği Kitabı. KSÜ Rektörlüğü Yayın No: 130,
bölmeden çıkarma yöntemleri ülkemiz ormancılığı için ekonomik ve ekolojik bir alternatif
hayvan gücüyle bölmeden çıkar- ci ile oluk sistemi içerisinde yamaç Ders Kitabı Yayın No: 20, 553 s. Kahramanmaraş.
sunmaktadır.
Bu çalışmada,
Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi,
manın uygun
olmadığı Kahramanmaraş
alanlarda aşağı
kontrollü kaydırılmasının
Gülci, N. 2014. Üretim Planlamasında
ve traktörle
bölmeden
Orman
Mühendisliği
Bölümü çıkarmatarafından temin
edilen
benzinliveel ekolojik
vincinin bir
ormancılıkta
Hassas Ormancılık Üzerine Araştırmalar.
güvenli,
ekonomik
nın tercih
edilmediği
durumlaryöntem
olduğu ortaya konulmuş- Doktora Tezi, Kahramanmaraş Sütçü İmam
bölmeden
çıkarma
çalışmalarında
kullanılabilirliği
değerlendirilmiştir.
Üniversitesi, Orman Fakültesi, Kahramanda benzinli el vinci ile bölmeden tur.
Benzinli el vinci ile yamaç yukarı bölmeden çıkarmada odun hammaddeleri zemin
maraş. 264
üzerinde sürütülebileceği gibi sürütme konisi yardımıyla da sürütülebilmektedir. Sonuçlara
benzinli
el vinci2014ile sürütme konisinin entegre edilmesi durumunda, odun
28 ORMANgöre,
MÜHENDİSLİĞİ
OCAK/ŞUBAT/MART
hammaddelerinin doğal engellere (kalan ağaçlara ve kütüklere) takılması önlendiğinden,
MADEN SAHALARI
REHABİLİTASYON YÖNTEMLERİ
Haluk ERSAN
Uzman (Orman Mühendisi)
Özet
Maden sahaları rehabilitasyon yöntemlerinin genel özellikleri avantaj ve dezavantajları ele alınarak
maden sahalarının doğaya yeniden kazandırılması ve iyileştirilmesi için yapılması gereken çalışmalardan
söz edilmiştir. Maden sahaları rehabilitasyonunda kullanılan üç yöntem açıklanarak bazı örnek çalışmalardan görüntülere yer verilmiştir. Ağır metallerle kirlenmiş toprakların elektroliz ve toleranslı (toplayıcı) bitkiler
kullanılarak temizlenmesi yöntemleri ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Dünyadaki çalışmalardan söz edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Maden sahası rehabilitasyonu, ağır metallerle kirlenmiş topraklar, toleranslı bitkiler, toplayıcı bitkiler, elektroliz, iyileştirme, doğaya yeniden kazandırma, üst toprak, açık ocak işletmeciliği.
1.MADEN SAHALARI REHABİLİTASYON YÖNTEMLERİ
Doğaya yeniden kazandırma ve iyileştirme çalışmaları; maden işletmesinin işletmeye başlamasından,
faaliyetlerini sonlandırdığı kapanışa kadar planlanması
gereken süreçleri ihtiva eder. Maden sahası rehabilitasyon yöntemi seçilmeden önce madenin cinsi, işletme
şekli, sahanın mevcut durumu, toprak ve su kaynakları
üzerinde yarattığı etki tespit edilir. Maden sahası rehabilitasyonu için en ekonomik ve uygulanabilir olan
yöntem seçilir yâda birden fazla yöntem aynı sahada
tatbik edilebilir.(1) Maden sahası rehabilitasyon yöntemleri genel olarak aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir.
• Üst Toprağın Sahaya Serilmesi Suretiyle Yapılan
Rehabilitasyon Yöntemi
• Elektroliz Yöntemi
• Bitki Kullanarak Kirlenmiş Toprakların Temizlenmesi Yöntemi (2)
1.1. ÜST TOPRAĞIN SAHAYA SERİLMESİ SURETİYLE YAPILAN REHABİLİTASYON YÖNTEMİ
Özellikle açık ocak madenciliği yapılan alanlarda
kullanılması gereken tesirli çözüm yöntemlerinden
biridir, hem zaman hem ekonomik açıdan diğer yöntemlere oranla avantajlıdır. Hafriyat, kazı dolgu serilecek üst toprak miktarı ve kalınlığı bitkilendirmede
kullanılacak türlerin seçimi, çukur ve basamaklandırmada boyutlandırma gibi detaylar iyi hesaplanarak
yapıldığında en başarılı yöntemlerden biridir.
Şekil 1. İstanbul Kurtorman, 2012
Maden işletmesi faaliyetlerini sürdürürken çalışılan
alanın üst toprağının uygun bir yerde depolanmış olması ilerde yapılacak olan rehabilitasyon faaliyetlerinin başarılı olmasını sağlar.
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 29
UZMAN S AH AS I
jeoloji durumuna göre tespit edilir. Kapatma işlemi için
depolanan kazı toprağı kullanıldıktan sonra alana üst
toprak 20-30 cm den az olmayacak biçimde serilerek
alan bitkilendirilir. Bitkilendirmede kullanılacak ağaçlar, çalılar ve otsu taksonlar sahanın özelliklerine göre
mümkün olduğunca yerel türler kullanılarak yapılır.
Şekil 2. İstanbul Şile, 2012
Doğaya yeniden kazandırma ve sahanın iyileştirilmesi için 1/5000 veya 1/1000 ölçekli topoğrafik
haritalar hazırlanır. Sahanın toprak özellikleri, örtü
tabakasının vaziyeti göz önüne alınarak ne kadar üst
toprağın sıyrılacağı ve nereye depolanacağı tespit
edilir.(1) Maden rezervine ulaşmak için yapılacak kazılar neticesinde açığa çıkacak hafriyatın nerede ve ne
şekilde biriktirileceği tespit edilir. Sahadaki flora, fauna ve korunması gereken yerel endemik türler tespit
edilerek bunların nakli ya da işletme öncesi taşınması ile alakalı planlamalar yapılır. Kazı sonrası oluşacak
pasa sahalarının, çukur alanların, atık sahalarının risk
oluşturmaması için güvenlik tedbirleri alınır. İşletme
alanı çit engellerle ve uyarı levhaları ile sınırlandırılır.
Sahanın hidrolojik özellikleri tespit edilerek yapılacak
bütün tesislerin ve depo alanlarının depolanacak malzeme ve atıkların çevreye yağışlarla yayılmaması için
gereken drenaj ve depolama sistemi planlanır. Özellikle atık su oluşturan maden türlerinde zararlı atık suyun
depolanması liç sahalarının güvenliği, bunların arıtılma ve nötralizasyon çalışmaları yapılır. Sahadaki şev
açıları otuz ( 30) dereceden büyük olmayacak şekilde
yapılır. Böylece basamaklarda drenaj tedbirleri alınır.
Basamak genişlikleri beş metreden az olmayacak şekilde iş makinalarının çalışmasının sınırlamayacak değerler seçilerek planlanır. Basamaklandırma işlemlerinde
basamak yüksekliği (3) metreden fazla olmamalıdır,
ancak bu değer genelde sahada çalışma güvenliği ve
30 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
1.2. ELEKTROLİZ YÖNTEMİ
Elektroliz yöntemi demir, nikel, bakır, kurşun, krom
gibi ağır metaller tarafından yoğun biçimde kirletilmiş
toprakların ağır metal muhtevasından temizlenmesi
gayesiyle uygulanabilecek bir yöntemdir. Biraz zaman
alan pahalı ve toprak canlıları ve mikroorganizma faaliyetleri üzerindeki etkileri olumsuz olabilen bir yöntemdir.(2)
Elektroliz, elektrik akımı yardımıyla, bir toprak
içinde bulunan ağır metallerin ayrıştırılması işlemidir.
Bu değişiklik, maddenin elektron vermesinden (yükseltgenme); ya da almasından (indirgenme) kaynaklanır. Elektroliz işlemi, elektroliz kabı ya da tankı denen
bir aygıt içinde uygulanır. Bu aygıt, çözünerek artı ve
eksi yüklü iyonlara ayrılmış bir bileşiğin, elektrolit içine,
birbirine değmeyecek biçimde daldırılmış iki elektrottan oluşur.(3)
Şekil 3. Elektroliz makinesi
Elektrotlar bir akım kaynağına bağlandığında meydana gelen gerilim, iyonları karşıt yüklü elektrota doğ-
ru hareket ettirir. Karşıt kutupta yükünü dengeleyen
atom veya moleküller elektrotta çökelir veya elektrolit
içindeki moleküllerle yeni reaksiyonlara girer. Böylece
elektrotlarda toplanan ağır metaller ya da kimyasal bileşenleri topraktan ayrılarak temizlenebilir. (2)
1.3. BİTKİ KULLANARAK KİRLENMİŞ TOPRAKLARIN TEMİZLENMESİ (Kirleticilere Karşı Toleranslı
ya da Toplayıcı Türlerle) YÖNTEMİ
Maden işletmeleri sırasında ortaya çıkan pasa
alanları ve çukurların iyileştirilmesi, cevher işleme ve
zenginleştirme faaliyetleri neticesinde kirlenen toprakların temizlenmesi gayesiyle bitki kullanılan bir
yöntemdir. Özellikle ağır metal ihtiva eden maden
sahalarının rehabilitasyonunda liç sahası kazalarında
veya cevher işleme pasa alanlarında uygun türlerle
uygun konsantrasyona sahip topraklarda uygulanan
bir yöntemdir. Metal toleranslı bitkiler, topraktan bünyelerine ağır metalleri çekebilen, üst kısmında depolayan, köklerinde tutabilen, yeşil kısmına ulaştırabilen
bitki türlerinden oluşmaktadır.(2)
Geniş alanlarda uygulanabilir, sahaların estetik ve
görsel değer kazanmasında tesirli bir yöntemdir, hasat edilen bitkiler değişik alanlarda kullanılabilir ya
da toprağa geri karıştırılarak toprağın metal konsantrasyonu seyreltilir, kirleticileri sahada ve bünyesinde
tutarak erozyon, rüzgâr, yağış ve sellerle etrafa kirleticilerin yayılmasını önler. Uzun zaman alan hassas
çalışma gerektiren bir yöntemdir. Yüksek kirletici konsantrasyonuna sahip alanlarda bitkiler yetişmeyebilir
veya çok zayıf yetişerek istenen tesir ve neticeler elde
edilemeyebilir.
Alt alem:
Angiosperms
Bölüm:
Monocots
Altbölüm:
Commelinids
Takım:
Poales
Familya:
Poaceae
Cins:
Agrostis
Şekil 5. Agrostis castellana
1.3.2. Solidago canadensis (Arsız altınbaşak)
Kanada altınyol bitkisi olarak bilinir ve Kuzey
Amerika’da yayılış gösterir. Büyük baş ve küçükbaş
hayvanlar tarafından yenebilen bir bitkidir. Alüminyum, manganez, kurşun ve çinko maden sahalarında
toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.(2)
Alt Alem:
Angiosperms
Bölüm:
Eudicots
Altbölüm:
Asterids
Takım:
Asterales
Familya:
Asteraceae
Oymak:
Astereae
Cins:
Solidago
Tür:
Solidago canadensis
Şekil 4. Ağır metallerin topraktan bitkilerle ayrılması
1.3.1. Agrostis castellana (Titrek Tavusotu)
Buğdaygillerden çok yıllık yüksek çayır bitkisidir.
Alüminyum, manganez, kurşun ve çinko maden sahalarında kullanılabilir.(4)
Şekil 6. Solidago canadensis (Arsız altınbaşak)
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 31
UZMAN S AH AS I
Avrupa, Japonya ve Çin’de istilacı alt türleri de
yetişmektedir. Çin’de Ningbo, Zhejiang ve Yunnan
illerinde üretimi yapılan alanlar mevcuttur. Japonya
Fukushima’da nükleer kaza sonrası terkedilen pirinç
sahalarında denenen bir bitkidir.
1.3.3. Agrostis capillaris (Karahasanotu)
Agrostis capillaris istilacı çok yıllık bir çim çeşididir. Hayvanlar tarafından yenilebilmektedir. Asitli topraklarda yetişebilmektedir. Koloni biçiminde yayılma
eğilimi gösteren bir bitkidir. Alüminyum, manganez,
kurşun ve çinko maden sahalarında toleransı yüksek
bir bitki olduğu düşünülmektedir.(4)
Alt Alem:
Angiosperms
Bölüm:
Monocots
Altbölüm:
Commelinids
Takım:
Poales
Familya:
Poaceae
Cins:
Agrostis
Tür:
Agrosis capillaris
Şekil 8. Pteris vittata (Uzun eğrelti)
Şekil 7. Agrostis capillaris (Karahasanotu)
Beyaz ayrık çimi (Agrostis stolonifera L.) Türkiye’de
daha yaygındır.
1.3.4. Pteris vittata (Uzun eğrelti)
Pteris vittata, genellikle Çin Asya ve Afrika’da yayılış gösteren bir türdür. Arsenik maden sahalarında
toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.(5)
Beton ve taş yapıların çatlaklı kısımlarındaki topraklı yerlerde yetişebilir.
1.3.5. Athyrium yokoscence (Yeleğreltisi)
Athyrium yokoscense, Japonya, Kore, Sibirya ve
Güneybatı Çin’de yayılış gösteren bir bitki türüdür.
Ağır metal çinko, krom, demir ve bakır madenlerinin
çevresinde yaşayabildiği gözlemlenmiş bir türdür. 20
cm. boylanabilen bir eğrelti otu türüdür.
Bölüm:
Pteridophyta
Sınıf:
Pteridopsida
Bölüm:
Pteridophyta
Takım:
Polypodiales
Sınıf:
Polypodiopsida
Familya:
Pteridaceae
Takım:
Polypodiales
Altfamilya:
Pteridoideae
Familya:
Athyriaceae
Cins:
Pteris
Cins:
Athyrium
Tür:
Pteris vittata
Tür:
Athyrium yokoscense
32 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
Şekil 9. Athyrium yokoscence (Yeleğreltisi)
1.3.6. Azolla filiculoides (Kızıl eğrelti)
Azolla filiculoides (Water Fern) Su bitkisi olup
sıcak iklimlerde yetişen bir türdür. Amerika’nın sıcak
bölgelerinde Asya’da ve Avustralya’da yayılış gösterir.
Suda asılı biçimde durur 1-2 cm yer kaplayan küçük
yaprakları vardır. Göl yüzeylerine dağılmış biçimde yayılır. Soğuk havalara dayanıksız bir türdür. Alüminyum,
manganez, kurşun ve çinko maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.
1978 yılında elde edilen bazı fosillerden anlaşıldığı
üzere Avrupa’nın sıcak iklim yaşanan bazı alanlarında
yayılış göstermiş bir türdür.
Şekil 10. Azolla filiculoides (Kızıl eğrelti)
Yeni Zelanda’da, Güney Afrika’da, Avustralya’da ve
Batı Avrupa’da istila ettiği bazı göletlerden toplanarak
yeşil gübre olarak kullanılmıştır.
1.3.7. Bacopa monnieri
Bacopa monnieri çamurlu kıyılarda yetişen, sinir
otugillerden çok yıllık bir bitkidir. Kuzey Hindistan’da
yayılış gösterir. Cıva, bakır, kurşun ve kadmiyum maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. (2)
Bölüm:
Pteridophyta
Sınıf:
Polypodiopsida / Pteridopsida
Alt Alem:
Angiosperms
Takım:
Salviniales
Bölüm:
Eudicots
Familya:
Azollaceae
Altbölüm:
Asterids
Cins:
Azolla
Takım:
Lamiales
Tür:
Azolla filiculoides
Familya:
Plantaginaceae
Cins:
Bacopa
Tür:
B. monnieri
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 33
UZMAN S AH AS I
Şekil 11. Bacopa monnieri
Şekil 12. Brassica Juncea (Hint hardalı, lahana)
1.3.8.Brassica Juncea (Hint hardalı, lahana)
Kadmiyum, krom, bakır, nikel, kurşun ve uranyum
maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu
düşünülmektedir. Brassica juncea, Hint Hardalı ve Çin
Hardalı yapılan bir bitkidir. Aslında bir lahana türüdür.
1.3.9. Vallisneria Americana (Su kerevizi)
Vallisneria americana, su altında yetişen bir bitkidir. Uzun ince ve düz yapıda yaprakları olan bir su
bitkisidir. Amerika’da yayılış gösteren bir türdür. Kadmiyum ve kurşun maden sahalarında toleransı yüksek
bir bitki olduğu düşünülmektedir.
Alt Alem:
Angiosperms
Bölüm:
Eudicots
Altbölüm:
Rosids
Takım:
Brassicales
Familya:
Brassicaceae
Cins:
Brassica
Tür:
B. juncea
34 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
Alt Alem:
Angiosperms
Bölüm:
Monocots
Takım:
Alismatales
Familya:
Hydrocharitaceae
Cins:
Vallisneria
Tür:
Vallisneria americana
Şekil 13. Vallisneria Americana (Su kerevizi)
Amerika yanında, Irak, Çin, Japonya, Kore, Hindistan, Papua Yeni Gine, Filipinler, Avustralya, Kanada,
Meksika, Küba, Haiti ve Venezüella’da tabii olarak yayılış gösteren bir su bitkisidir.
1.3.10. Eichhornia Crassipes (Su sümbülü)
Eichhornia crassipes, Amazon Bölgesinde yayılış
gösteren istilacı bir su bitkisidir. Cıva ve kurşun gibi
ağır metalleri bünyesine alarak suyu temizlediği düşünülmektedir. Kadmiyum, bakır, cıva, kurşun, çinko,
sezyum ve stronsiyum maden sahalarında toleransı
yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. Liç sahalarının kirlettiği bataklıklarda ülkemizdeki familyaya ait
türler kullanılabilir.
Şekil 14. Eichhornia Crassipes (Su sümbülü)
1.3.11. Helianthus annuus (Ayçiçeği)
Bölüm:
Magnoliophyta
Sınıf:
Magnoliopsida
Takım:
Asterales
Altalem:
Angiosperms
Familya:
Asteraceae
Bölüm:
Monocots
Alt familya:
Asteroideae
Altbölüm:
Commelinids
Oymak:
Heliantheae
Takım:
Commelinales
Cins:
Helianthus
Familya:
Pontederiaceae
Tür:
Helianthus annuus L.
Cins:
Eichhornia
Tür:
Eichhornia crassipes (Mart.) Solms
Ayçiçeği (Helianthus annuus), papatyagiller (Asteraceae) familyasından çekirdekleri ve yağı için yetiştirilen sarı çiçekli bir ziraat bitkisidir. Arsenik, uranyum
ve kurşun gibi ağır metallerin topraktan uzaklaştırılması için kullanılan bir bitkidir. Japonya’daki Fukushima nükleer sızıntısından etkilenen alanlarda uygulanmıştır. (6)
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 35
UZMAN S AH AS I
Şekil 16. Larrea tridentata (Kreozot çalı) çiçeği
Larrea tridentata her dem yeşil bir çalı türüdür ve
koloniler kurar. 1-3 metre arasında boylanır.
Şekil 15. Helianthus annuus (Ayçiçeği)
1.3.12. Larrea tridentata (Kreozot çalı)
Larrea tridentata Kuzey Amerika Çöllerinde, Güney Batı Kaliforniya, Arizona, Nevada, Utah, Meksika,
Teksas bölgelerinde yayılış gösteren bir çalı türüdür.
Bakır maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.
Altalem:
Angiosperms
Bölüm:
Eudicots
Altbölüm:
Rosids
Takım:
Zygophyllales
Familya:
Zygophyllaceae
Cins:
Larrea
Tür:
Larrea tridentata
36 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
1.3.13. Thlaspi caerulescens
Thlaspi caerulescens, Batı Amerika, İskandinavya
ve Avrupa’da Alp Dağ sisteminde yayılış gösteren küçük çok yıllık bir bitki türüdür. Teksas, Colarado, Wyoming, Montana, Finlandiya, İsveç, Hollanda, Almanya
ve Kuzey İngiltere’de yayılış gösterir. Bakır, kadmiyum
krom, nikel ve çinko maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.
Altalem:
Angiosperms
Bölüm:
Eudicots
Altbölüm:
Rosids
Takım:
Brassicales
Familya:
Brassicaceae
Cins:
Thlaspi
Tür:
Thlaspi caerulescens
Şekil 17. Thlaspi caerulescens
1.3.14. Salix viminalis (Sepetçi söğüdü)
Çoğunlukla boylu çalı ve ender olarak da 5-10 m
boyunda, Kışın yaprağını döken küçük bir ağaçtır. Dalları sepet yapmaya çok elverişli olduğundan bu isim
verilmiştir.
Tepe tacı geniş ve yuvarlak olup sık dallı ve bol
yapraklıdırlar. Gri ve çatlaklıdır. Çinko, krom, cıva, kadmiyum ve kurşun maden sahalarında toleransı yüksek
bir bitki olduğu düşünülmektedir. Nehir ve su kenarlarında, düzlük alanlarda bulunur. Suni yolla yetiştirilen
bir söğüttür. Geniş bir coğrafi yayılışı vardır. Batı ve
Orta Avrupa ile Balkanlarda ve Türkiye’de bulunur.
Altalem:
Angiosperms
Bölüm:
Eudicots
Altbölüm:
Rosids
Takım:
Malpighiales
Familya:
Salicaceae
Cins:
Salix
Tür:
Salix viminalis
Şekil 18. Salix viminalis (Sepetçi söğüdü)
SONUÇ VE ÖNERİLER
Ülkemizde ve Dünyada artan nufusun ihtiyaç duyduğu ürünlerin üretilmesi ve hızlı gelişen teknoloji
ve sanayi faaliyetleri maden ihtiyacını önemli oranda
artırmıştır.Bu ihtiyacın karşılanması bir zorunluluk haline geldiğinden gerek açık ocak madenciliği işletme-
lerinin gerekse kapalı ocak madencilik işletmelerinin
sayısı her geçen gün artmaktadır.Tabii kaynaklar üzerindeki bu artan baskı neticesinde maden sahalarında
işletme sonrası meydana gelen tahribatın bir ölçüde
telafi edilebilmesi, sahanın iyileştirilmesi ve rehabilitasyonu ile mümkündür. Maden sahası rehabilitasyon
yöntemleri madenin cinsi, sahanın durumu , toprak ve
bitki örtüsünün durumu göz önünde bulundurularak
seçilmeli veya birden fazla yöntem kombine edilerek
saha rehabilite edilmelidir.
Maden İşletmesi faaliyetlerine başlamadan izin
verilen sahası ile ilgili Rehabilitasyon projesini hazırlamalı işletme süresince bu proje göz önünde bulundurularak kazı , dolgu, basamaklandırma , depolama ve
arıtma işlemleri buna göre planlanmalıdır.Rehabilitasyon projesi amacına göre hareket edilmelidir.Toprak
ve su kaynaklarının kirlenmemesi , kirlilik oluşan kısımların temizlenmesi hedeflenmelidir. Maden sahası
rehabilitasyon yöntemleri,
-Üst Toprağın Sahaya Serilmesi Suretiyle Yapılan Rehabilitasyon Yöntemi
-Elektroliz Yöntemi
-Bitki Kullanarak Kirlenmiş Toprakların Temizlenmesi
Yöntemi olarak üç kısımda incelenebilir.
Bu yöntemlerden en fazla tercih edilen ve başarı
şansı yüksek olan Üst Toprağın Sahaya Serilmesi Suretiyle Yapılan Rehabilitasyon yöntemidir.
Elektroliz yöntemi toprak içindeki mikroorganizma ve canlılar üzerinde kısmi olumsuzluklar yaratmaktadır. Bitki Kullanarak Kirlenmiş Toprakların Temizlenmesi Yöntemi de oldukça uzun zaman alan ve
sahadaki vejetasyon başarı oranlarının düşük olduğu
bir yöntemdir. Sahanın özellikleri, toprak ve su kaynaklarının durumu, insanlar, flora ve fauna üzerindeki
etkiler göz önünde bulundurularak bir yöntem seçilebilir veya birden fazla yöntem kombine edilebilir.
KAYNAKÇA
1-Madencilik Faaliyetleri ile Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden
Kazandırılması Yönetmeliği
2- İtalya Çevre ve Madencilik Eğitim ve İşbirliği Merkezi (FORGEA) ile Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)
İşbirliğiyle Gerçekleştirilen Maden Sahalarının İyileştirilmesi ve Rehabilitasyonu Eğitimi Raporu Haluk ERSAN2009 Mart İtalya/Sardunya/İglesias/Monteponi
3- In Situ Treatment Technologies for Contaminated Soil United
States Environmental Protection Agency
4- Phytoextraction of soils contaminated with metals / Forgea /
Gerwin F. Koopmans (Agrostis Castellana)
5- The Use of Plants for the Removal of Toxic Metals from Contaminated Soil (Mitch M. Lasat)
6-Removal of heavy metals by crops in a soil polluted by pyrite
cinders: a field experience / Helianthus annuus/ Marzo LEZIONE
7- The Arsenic Hyperaccumulator Fern Pteris vittata L. Qing-En
Xie; Xiu-Lan Yan; Xiao-Yong Liao; Xia Li. Environmental Science &
Technology 2009, 43, 8488-8495
2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 37
ÜYEL ER İ Mİ ZD EN
MUHTEREM DOSTUM
TURHAN KALYONCU
(1936-2014)
Eşref GİRGİN
Orman Yüksek Mühendisi
Muhterem Turhan ağabey;
ailene ve sevenlerine şaka yapar gibi, fani dünyadan ebedi
âleme 11/Nisan/2014 Cuma günü
saat:09.00 sularında ansızın göç
ederek hakkın rahmetine kavuştun. Allah rahmet eylesin ve kabrin Mekân-ı Cennet olsun. Belki de
muhtaç olmadan ani ölümünün
nedeni ibadetlerinde yaptığın
dualarının karşılığıdır. Orasını Allah bilir. Biz bilemeyiz. Ancak seni,
namazını devamlı kılmaya çalışan
mütedeyyin bir kişi olarak tanımam nedeniyle böyle bir tahmin
yürüttüm.
Turan ağabey, sizinle ilk tanıştığımız 1988 yılından başlayarak
hakkın rahmetine kavuştuğunuz
tarihe kadar birçok noktada yaşantımız kesişmiştir.
Şöyle ki;
Ben Kastamonu Orman Bölge
Müdürlüğü görevinde iken, Siz
Türkkonut/Çayyolu/Ankara 2007
38 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014
1988 de Orman Genel Müdürlüğü
Müfettişi olarak İhsangazi Orman
işletme Müdürlüğüne normal teftişe geldiğinizde tanışmıştık. Ben
1992 de Orman Genel Müdürlüğü
Teftiş Kuruluna Başmüfettiş olarak
atandığımda Kurulda birlikte çalışmaya başladık ve şu anda tarih
olan Gazi yerleşkesindeki 76 nolu
apartmandaki lojmanlarda komşu olduk.
Daha sonra sırasıyla, 1993
yılında kurumlar arası yatay geçişle birlikte geçtiğimiz Orman
Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı
müfettişliğinde; 1993 de birlikte
kuruluşunu yapıp tasfiye edildiği 2007 yılına kadar çalışarak 50
kişiyi konut sahibi yaptığımız SS.
Kaçkar Kardeleni Konut yapı Kooperatifi Yönetim Kurulunda; 2005
yılında birlikte eda ettiğimiz 20
gün süreli HAC ibadetini yerine
getirirken hep birlikte olduk. En
son olarak da, size yapmış olduğum Orman Mühendisleri Odası
Denetim Heyeti üyeliğini kabul
ederek ruhunuzu teslim edinceye
kadar yine mesleğimize katkı yapmaya çalıştınız.
Bu süre için de Turan
KALYONCU’yu; kalbi insan sevgisiyle dolu, kimseyi incitmeyen,
yardım etmeyi seven, dost ve
meslektaşlarının hasta ziyaretlerini yapan ve cenaze namazlarını
kılmayı ihmal etmeyen dürüst bir
kişi olarak tanıdım. Nitekim cenaze namazına iştirak edenlere
bakıldığında, hakkınızdaki izleni-
mimin ne kadar yerinde olduğunu açıkça görmekten de mutlu
oldum.
Turhan ağabey, inancımıza
göre bu Dünyanın imtihan yeri olduğunu bilenlerdensiniz. Ölen insanın arkasından bazı şeyler söylendiği gibi, yaşantısı nedeniyle
de bir takım mesajlar bırakabilir.
Bu bağlamda, siz gerçekten kişisel olarak iyi bir izlenim bırakarak
ebedi âleme göçtünüz. Ayrıca, insan sevgisinin her şeyin üstünde
olduğunu ve ihmal edilmemesi
gerektiği mesajını açık ve net bir
biçimde geriye bıraktınız. Böylece
insanların; dünün geçtiğini, ancak
Allah izin verirse yarının geleceğini düşünmelerine ve bu alandaki
eksikliklerinin zaman geçirilmeden giderilmesi gerektiğini açıkça
ortaya koymuş oldunuz.
Ruhunuz şad olsun.
AKIL-ADALET-İLİM RUHU/ORUNU1
Kaşgarlı Türkçenin Divanında sağduyu der buna ,
Lazım bu fazilet “özünü bilen” her insana,
Malikse toplum “yüce ruha ” sahip çok adama
Hakkı ve haysiyetiyle öncü olur cihana…
Akıl-adalet-bilim orunu/ruhu benzer canana,
Gönlü kayarmış, ona kendisini adayana,
Merhametli, erdemli, tutarlı insan olana,
Samimi, kararlı, tutkulu sevdalanana,
Hakka, hukuka ve emeğe saygı duyana…
Tahammül edemezmiş korkak ve kararsıza,
Egoist, bencil yoza, yobaza, hokkabaza,
Tanrı kelamıyla halkı istismar eden şarlatana;
Bunun için uzak durmuş papaza ve engizisyona…
Bakmamış renge, dine, mezhebe, ulusa ve ırka…
Kavuşmuş Hazreti Peygamber ile İslam’a…
Kötü ruh müşrik olmuş karşı durmuş bu Nura,
Sonra dönüşmüş müşrikten kerhen Müslümana;
Ebu Süfyan, Muaviye, Yezit, Emevi münafığına
Düşürmüş Ümmeti Muhammedi Hilafet kavgasına;
Yol açmış, Ümmeti parçalayan Sıffın, Kerbelâ’sına…
Düşman kesilmiş Ali’deki ilme ve İslam’a,
Hasan, Hüseyin soyuna, İmamı Azam anlayışına…
Yüce ruh, yılmış gitmiş Bilge Kağanlar diyarına;
Kavuşmuş nihayet “bidat bilmez Müslüman”a;
Mansur, Nesimi, Maturidi, Aslan Baba, Yesili Hoca’ya
Farabi, Bîrûnî, Tûsî, Harezmî, İbni Sina, Hayyam’a
Kıskanç kötü ruh buyurmuş, büyük bir telaşla:
“Hoca Ahmet adlı bir şeyh çıkmış Türkistan’da
Sohbet kılıyormuş kızlı erkekli hep bir arada,
Gitmeli ve menetmeliyiz onları hemen orada
Asırlarca durmamış saldırmış Yesevi Hocaya,
Sonunda sızmış Şahı Nakşıbendi Ocağına,
Başlamış ahkâma; İslam ve Peygamber adına,
Nifak ekmiş insanlığın umudu kutlu İslam’a…
Konuşmuş Ulu Şâh-ı Nakşıbend’i adına;
Dinsiz demiş Mirza Uluğ Bey’e ve bilim yoluna;
Saldırtmış ahmak oğul Abdüllatif’i, atasına
Abdüllatif cellat salmış Uluğ Bey babasına…
Kalmayınca sevdalı, akıl-adalet-bilim ruhuna,
Veda etmek zorunda kalmış Ali Kuşçu’yla,
Kâşgar, Semerkant, Buhara, Tanrı Dağı-Tiyanşan’a…
Boyun eğerek kötü ruhlu Hatice adlı karısına,
Oğlu Bedizzaman, torunu Mümin Mirza’ya
Çifter cellat gönderince Hüseyin Baykara;
Yüce ruh ile Nevai duramaz olmuş Herat’ta…
Hain ruh, girmiş bu kez Ulu Erdebil Ocağına,
Allah’a adanmışları düşürmüş siyasetin toruna;
Şah İsmail’i koşmuş münafık Emir Zekeriya’na,
Adını çıkarmış, han kızı ana Âlem Şah’ı boğdurana,
Baba katli Emevi-Eşarıci Yavuz’la satranç oynayana…
Getirmiş bu ikisini; milleti bölen Çaldıran’a…
Yüce ruh veda etmiş Horasan, Tebriz, Şuşa, Şirvan’a…
Henüz gidilecek yeni yar ve yer bulamayınca,
Elveda diyememiş güzelim Anadolu’ya;
Şaşırmış tabii, “Yunus Emre”sini unutanlara,
Osman Gazi’nin Kutlu davasını satanlara,
Fatih’in kurdurduğu kurumları kapatanlara,
Aklı dışı Emevi-Eşari vükelasına kulak asanlara,
Halâ Kerbelâ siyaseti ve vahşeti yapanlara,
Rus Smirnoff’un izahıyla; çıkara gelen Rum’a,
Ermeni, Yahudi, Kıpti, İtalyan, Sırp, Hırvat’a,
“Xaç’ı koynunda” bütün bu sözde Osmanlılara,
Evlatları atıp bu sözde yanaşmaları tutanlara,
Hürrem’e amade evlat katili süslü Süleyman’a;
Şehzade Mustafa’ya, Türkmen’e yapılanlara…
Ali Kuşçulara, matbaa ve bilim yuvalarına,
Ve bütün bu “akıl-adalet-ilim” sevdalılarına,
Görülünce tahkirler, kapatmalar, sürgünler reva;
Ulu ruh veda zorunda kalmış emsalsiz İstanbul’a…
Bin altı yüz elli beşte, gitmiş ne zorluklarla,
Zîc-i Ulûgî’nin yayımlandığı Oxford’a.
Maderin matbaanın çalıştığı Alman/Mainz’a
Kaçmamış bakarak; salt ölüme, katliama,
Dayanamamış, bunca akıl, mantık dışı oyuna,
Nefsi için yaşayan onca köksüz ahlaksızına,
Kanana hükmeden domuz fıtratlı kanmazına,
Devşirme-dönme Haçlı ruhlu yoz ve yobazına…
Üzülmüş gafilce boğdurulan o Genç Osman’a,
Üçüncü Selim ile İkinci Mahmut Hana,
İngiliz kurması “31 Mart Vakası” yobazına,
Aldanarak naçar kalan Sultan Abdülhamit Hana…
Yüce ruh referans olmuş Gökalp muasırlaşmasına,
Mustafa Kemal’in, ulus ve “akıl çağı” sevdasına…
Lakin o yerleşmişti Avrupa-Amerika’sına;
Şimdiler çok üzgün, asırlık Haçlılaşmasına,
Âlemin rızkına, namusuna musallat olmasına,
Soysuzca insanlığın vicdanını kanatmasına…
O hazırlanıyor şimdi, yeni sevdalılarına…
(Hamit Hetemoğlu)
[1] Orun: Erdem, meleke, fazilet, ilke, prensip, temel insanı vazife, hayat anlayışı
[2] Türkçenin Divanı: Mahmut Kaşgarlı’nın Divanü Lugati’t Türk adlı eseri.
[3] Bidat bilmez Müslümanlar: Riya, hile, desise, entrika bilmez; grup, hizip, ötekileştirme, mezhepçilik, bölücülük yapmayan, bilmeyen ve ikilik içine girmeyen; ikili ahlak ve hukuk anlayışı
taşımayan, riyasız insanlar/Müslümanlar.
[4] Ahmet Yesevi’in hikmetlerinden alınmış iki mısra.
[5] Zîc-i Ulûgî: Uluğ Beyin kitabının İngilizce adı. Bu eser, daha önce yazılan ‘zîc’lerin yanlışlarını düzeltiyor ve yıldızların hareketini daha mükemmel gösteriyordu.
[6] Bilen ve anlayan anlayış sahibi insana hükmeden, insanlıktan nasipsiz zorbalar. Azerbaycan’da, Stalin’in hükmetmesini kastederek söylenmiş bir sözdür. Cengiz Aytmatov’un, Cengiz Hana
Küsen bulut hikâyesi de bu konuyu işlemektedir. Stalin’in halka yaptığı zalimliğin yüzünden talihin (iyi ruhun) Sovyetleri terk ettiği vurgulanmaktadır.
2013 EKİM/KASIM/ARALIK ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 39
H AB ER L ER
Genel Sekreterimiz Rıfat KURAL Görevine Başladı...
Orman Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığından emekli
Rıfat KURAL 21.04.2014 tarihinde
Odamız Genel Sekreteri olarak görevine başlamıştır.
1972 yılında Kastamonu Orman İşletme Müdürlüğünde göreve başlayan Rıfat Kural. Orman İşletme Şefliği, Ağaçlandırma Şefliği,
Müdür Yardımcılığı, Orman İşletme
Müdürlüğü görevlerinden sonra,
1991 yılında OGM Başmüfettişliğine atandı.
12 sene Başmüfettiş, 2 yıl Teftiş
Kurulu Başkan Yardımcılığı, Teftiş
Kurulu Başkanlığı yaptıktan sonra
Orman Genel Müdürü Danışman
Başmüfettişi olarak çalışmakta iken
emekli olmuştur.
Rıfat KURAL’a yeni görevinde
başarılar diler, Odamız ve Meslek
Camiamıza hayırlı olmasını dileriz.
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
Merkez Şubemiz Ankara 2. Mobilya Fuarına katıldı.
Fuarda açılan standımıza ilk
günden itibaren yoğun bir ilgi olmuş, birçok öğrenci ve çalışan mühendis meslektaşlarımız standımızı
ziyaret ederek görüş ve önerilerini
bizlerle paylaşmıştır. Fuarın Orman
Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği açısından
değerlendirildiği SONUÇ RAPORU
yayınlanmıştır. Raporun tam metnine www.ormuh.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
VEFAT
Y. SAVAŞ EMEK 20.01.2014, NEVZAT CEBECİ 27.01.2014,
LÜTFİ TORCUK 05.02.2014, RASİM GÜRBÜZ 07.02.2014,
HALİL BUHUR 18.02.2014, CEVAT GENÇ 01.03.2014,
HÜSEYİN ÖZALP 10.03.2014, ALPTUĞ TEKELİ 23.03.2014,
ALİ DEMİRCİ 29.03.2014, TEKİN YÜKSEL 30.03.2014 ve
TURHAN KALYONCU 11.03.2014
tarihlerinde aramızdan ayrılmışlardır.
Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz.
TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetimi
40 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ EKİM/KASIM/ARALIK 2013
U
Dİ
RTI
M
E
A
R
R
K
K
O
İ
F
D
I
E
İ
U
T
D
R
M
E
A
R
R
K
K
O
İ
U KR
F
D
I
KRE
ART
RMU
K
O
İ
U
F
D
I
M
E
T
R
R
R
O
OR
İ KA
U K
F
D
I
M
E
T
R
R
R
KARTI F
K
O
A
F
K
MU
EDİ
ARTI
R
R
K
K
O
İ
F
D
I
E
U
T
R
M
ED
AR
R
R
K
K
O
İ
F
D
I
MU K
E
U
T
R
K
RM
KAR
O
İ
U
F
D
I
M
E
T
R
R
R
K
O
A
Sayın Üyemiz, U
I FO
MKartı ile otomatik olarak
EDİ K
T
R
R
R
KARTI F
K
O
A
F
K
I
İ
aidatlarınızı
Kredi
ödeyebilirsiniz.
U
T
RM
RED
K
O
F
Dİ KAR
I
E
U
T
R
R
K
M
R
RE
K
O
F
Dİ KA
I
MU
E
U
T
R
R
K
M
A
U
FOR
Dİ KFORMU
I
M
E
T
R
R
R
K
KREDİ
KARTI
O
A
F
K
I
TI FO
RMU
REDİ
R
K
O
A
F
K
Dİ KART
I
İ
U
T
D
R
KRE
FORM
Dİ KA
I
E
U
T
R
R
K
M
A
R
K
KR
O
F
Dİ
:
T.C. KimlikK
No.
I
E
U
T
RMU
R
R
M
A
R
U - Kredi Kartı Cinsi
: KREDİ K
I FO
MBanka
T
R
R
O
A
F
K
I
İ
U
T
IF
Kredi Kartı Numarası
M :
ED
T
R
R
R
K
O
A
F
K
Dİ KAR
I
İ
U
T
R Son Kullanma Tarihi : I FORM
KAKartı
KRED
Dİ Kredi
E
U
T
R
R
:
Oda Sicil No
K
M
A
K
FOR
Dİ K :
I
E
U
T
R
R
M
K
Adı
ORMU
A
R
K
O
İ
U
TI F
RM
RED
R
K
O
:
Soyadı
A
F
K
I
İ
U
T
D
R
TI
RE
R
K
Ev Adresi TI FORM :
A
K
İ
U
REDİ KA
D
R
KRE
İ KA
:
FORM
DSoyadı
I
E
U
T
R
R
K
M
A
R
K
Ev Adresi
TI FO
REDİ ::
R
K
MU
A
R
FORMU
K
O
İ
U
Ev
Telefonu
F
D
I
M
E
T
R
R
K
I FO İş Adresi
İ KAR
T
:U
D
R
M
E
A
R
R
RT
K
K
O
İ
A
F
K
I
İ
U
T
:
İş Telefonu
RED
D
R
E
M
A
KR
OR
İK
D
E
U
: ARTI F
Cep Telefonu
R
K
M
R
K
O
İ
U
RTI F
İ KAR
KRED
A
D
K
E
I FORM
İ
R
U
D
K
M
E
R Mühendisleri Odası'na ödemem
KR geçmiş borçlarımın toplamı
U
FOOrman
M
I
gereken
olan
R
U
T
R
O
M
F
A
R
I
K
U
T
FO
R
M
I
A
R
...................(...............................................................
TÜRKLİRASI) D
TL'nin,
T
K
R
O
İ
KREDİ
F
A
I
K
E
KR itibaren aylık Oda aidatlarımın
ED(İ..................) taksitte ve .....R
/....../201U
..... tarihinden
KART
R............
İ
K
D
M
E
R
U
K
O
düzenli olarak yukarıda
vermiş olduğum kredi kartımdan
İ KA
U çekilmesi için
TI Fnumarasını
D
R
M
E
A
R
R
TI FORM
K
K
O
İ
F
D
arz
ederim.
gerekli
işlemlerin
yapılmasını
I
KRE
ART
RMU
K
O
İ
U
F
D
I
M
E
T
R
R
R
K
A
RMU
K
O
İ
U
F
D
RTI FO
I
M
E
T
R
R
R
K
I FO
İ KA
U
T
D
R
Adı, Soyadı
M
E
A
R
R
K
K
O
İ
F
RTI
KRED
MU
EDİ K
A
R
R
K
K
O
İ
F
D
I
E
U
T
KR
RM
KARTarih, İmza
O
İ
U
F
D
I
M
E
T
R
R
R
K
O
A
RM
K
O
İ
U
F
D
I
M
E
T
ARTI F
R
R
R
K
O
A
U
Dİ K
RTI F
M
E
A
R
R
K
K
O
İ
F
D
I
E
İ
U
T
D
R
M
E
A
R
R
K
K
O
İ
U KR
F
D
I
KRE
MU
ART
R
K
O
İ
U
F
D
I
M
E
T
R
R
R
O
ORM
İ KA
U K
F
D
I
M
E
T
R
R
R
KARTI F
K
O
A
F
K
EDİ
MU
ARTI
R
R
K
K
O
İ
F
D
I
E
U
T
R
R
M
ED
A
R
R
K
K
O
İ
F
D
I
MU K
E
U
T
KR
RM
KAR
O
İ
U
F
D
I
M
E
T
R
R
R
K
O
A
U
FOR
Dİ K
I
M
E
T
R
R
R
KARTI F
K
O
A
F
K
I
İ
RMU
RED
K
O
F
Dİ KART
I
E
U
T
R
R
K
M
R
RED
K
O
F
Dİ KA
I
MU
E
U
T
R
R
K
M
U
FOR
Dİ KA
I
M
E
T
R
R
R
K
O
A
F
K
I
EDİ
TI FO
RMU
R
R
K
O
İ KART
A
F
K
I
İ
U
T
D
R
KRE
ORM
F
Dİ KA
I
E
U
T
R
R
K
M
A
R
KR
O
F
Dİ K
I
E
U
T
RMU
R
R
K
M
A
R
I FO
MU
EDİ K
T
R
R
R
K
O
A
F
K
I
İ
U
T
IF
M
ED
T
R
R
R
K
O
A
F
K
Dİ KAR
I
İ
U
T
RM
RED
K
O
F
Dİ KAR
I
E
U
T
R
R
K
M
MU
EDİ KA
U KR
TI FOR
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
................................................................................
TMMOB
ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI
Beştepeler Mah. 31. Sok. No: 3 • Beştepe-Yenimahalle/ANKARA
Tel: (0312) 215 00 33 pbx • Belgegeçer: (0312) 215 01 81
e-posta: [email protected]
www.ormuh.org.tr