Çocuklar ve Anne-Babalar İçin Okul Olgunluğu

EĞİTİM / Yusuf YARHİSARLI
Çocuklar ve
Anne-Babalar İçin
Okul Olgunluğu
“Okul olgunluğuna sahip bir çocuk; beden hareketlerine hâkimdir.
Okul olgunluğuna erişen çocukta motor gelişim alanında bedenini
rahat kullanabilmesi, bedensel koordinasyonunu sağlayabiliyor
olması, kalemi tutup yazabilecek ince kas gelişimine sahip olması
beklenmektedir.”
G
eleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın yaşamında ve yetişmesinde önemli
yer tutan okul hayatına atılan ilk adımları, eğitimlerinin devamına da ışık tutmaktadır.
Akrabaların farklı şehirlerde yerleşiminin arttığı,
bahçeli evlerin ve ailelerdeki çocuk sayısının
azaldığı günümüz toplumunda çocukların akranlarıyla vakit geçirmesi ve yaparak, yaşayarak
öğrenmeleri açısından okula devam etmeleri;
gelişimleri için hassas bir konumda bulunuyor.
Çocuğun okul yaşantısının başlangıcı olan 1. sınıf onun hayatında çok önemli bir deneyimdir.
Çocuğun öğrenme ve eğitim süreci ile ilk tanışması, ilk deneyimlerini yaşadığı 1. sınıf onun
bütün okul hayatı boyunca “okul ve eğitim” kavramlarını nasıl algılayacağını belirlemektedir.
Bilindiği üzere 4+4+4 sisteminde çocukların
okula başlama yaşı 66 ay olarak belirlendi. İlgili
yönetmelikte “Okul müdürlükleri, yaşça kayıt
hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları, velisinin vereceği dilekçe ile; 69, 70
ve 71 aylık olanları ise, ilkokula başlamaya hazır
olmadıklarını belgeleyen sağlık raporu ile okul
öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını
bir yıl erteleyebilir.” denilmektedir. Yine aynı
yönetmelikte 60. aydan itibaren velinin yazılı
dilekçesi ile çocuğun okula başlatılabileceği de
belirtiliyor. Bu noktada 60 - 68 ay arasındaki
çocukların okula uygun olup olmadıkları, yani
terimsel anlamıyla okul olgunluğu birçok velinin öğrenmek istediği bir kavram halini alıyor.
Okul olgunluğu: “Çocuğun fiziksel, zihinsel,
sosyal ve duygusal gelişimi açısından belirli bir
düzeye gelmesi ve okulda kendisinden beklenilenleri başarılı bir şekilde yerine getirmeye
74 EKİM 2014
hazır olması” olarak tanımlanabilir. Okul olgunluğuna erişmemiş bir çocuk okul ortamının
kendisinden beklentilerini yerine getiremediğinde okula karşı olumsuz duygular ve negatif bir tutum geliştirecektir. Bu yönüyle okul
olgunluğu gelişimin hızlı olduğu bu dönemde
hem oryantasyon açısından hem de çocukların
çeşitli mukayeselere tabi tutulması yönüyle
hayatî bir önem taşır.
Bir çocuğun okul olgunluğunda olup olmadığı üstünkörü verilebilecek bir karar değildir
ve bu konuda uzmanlardan yardım almak gerekebilir. Okul olgunluğunu belirlemek için çeşitli gözlem sonuçları, zekâ-gelişim testleri ve
performans belirleme araçları kullanılır. Elde
edile veriler ışığında çocuğun gelişim seyrinin
kronolojik yaşına uygunluğu belirlenir.
Zihinsel gelişim, dil gelişimi ve psiko-motor
gelişim okul olgunluğunun değerlendirilmesinde ele alınan başlıklardır.
Zihinsel gelişimi belirleme aşamasında görsel ve işitsel algılama düzeyi yaşına göre incelenir. Duyu organlarının yeterince gelişip gelişmediği değerlendirilir. Gelişim tarama ve zeka
testleri bu aşamada sıkça kullanılır. Konuşma
becerisi de okul yaşantıları için en önemli gelişim alanlarından birisidir. Akıcı konuşamayan,
düşündüklerini olması gereken düzeyde ifade
edemeyen çocuklar eğitim-öğretim faaliyetlerine uyumda zorluk yaşayabilirler. Okul olgunluğuna sahip bir çocuk; beden hareketlerine
hâkimdir. Okul olgunluğuna erişen çocukta
motor gelişim alanında bedenini rahat kullanabilmesi, bedensel koordinasyonunu sağlayabi-
somuncubaba 75
Yakarış Eşiğinde
liyor olması, kalemi tutup yazabilecek ince kas
gelişimine sahip olması beklenmektedir. Ayrıca
çocuğun sosyal ve duygusal gelişim bağlamında yeterli özgüvene sahip olması, anne babasıyla güvenli ilişki kurmuş olması, güvenli ayrılığı başarabiliyor olması, sorumluluk alabilmesi, yaşıtlarıyla rahat sosyal ilişkiler kurabilmesi
ve kurduğu ilişkileri sağlıklı sürdürebilmesi ile
sosyal problemleri çözebilme yetisine sahip olması gerekmektedir.
Aynı zamanda çocuğun okula başlamaya hazır olduğunu düşünmek için çocuğun grup etkinliklerinde sakin bir şekilde oturabildiğinden,
yönergeleri dinleyip uygulayabildiğinden, 2025 dakika tek başına bir etkinlikte veya oyunda
yoğunlaşmada sıkıntı duymadığından da emin
olmak gerekmektedir.
okulöncesinde geçecek bir yılı kayıp olarak
görmemelidirler. Çünkü burada sağlıklı geçirilecek bir yıl ileriki eğitim hayatında takılmaların önüne geçecek ve normal şartlarda daha
uyumlu ve başarılı olmayı beraberinde getirecektir. Yine okulöncesi yaşlarda çocuklara resimli hikâye kitapları okumak, ifade edici dili
geliştirmek için çocuğun iletişime geçebileceği, kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebileceği uygun ortamlar hazırlamak, çeşitli konularda sohbetler edip kelime hazinesinin ve
dil becerisinin gelişmesini sağlamak, sınırları
belli boyamalar yaptırmak, resimler arasında
benzerlik ve farklılıkları bulma oyunları oynatmak, kişisel sorumluluklarını yerine getirmesine yardımcı olmak ailelerce yapılabilecekler
arasındadır.
Çocuğun temizlik, beslenme, giyinme, dinlenme gibi alanlarda kendi gereksinimlerini
karşılayabilmesi çocuğun okula adapte olabilmesi için gerekli bir kriterdir. Okul öncesi
eğitimin son derece yaygınlaştığı günümüzde,
eğer çocuğun zihinsel bir problem gibi özel
bir sebebi yoksa okul öncesi eğitimin sonunda
okul olgunluğuna eriştikleri varsayılmaktadır.
Aileler 68. aya kadar olan çocukların okulöncesi eğitimi almadan ilkokula başlatmamalı
Son olarak, anne babaların da özellikle ilk
çocuklarını okula göndermede bir çeşit okul
olgunluğuna sahip olmaları gerektiğini hatırlatmamız gerekiyor. Çocuğu okula gitme konusunda yukarıda sayılanları yaparak hazırlamak, ilk
günlerde normal olabilecek kaygılarını sağlıklı
iletişim ve psikolojik destekle aşmak ve çocuğun öğretmeni hakkında olumlu tutum geliştirmesine katkıda bulunmak da anne babalara
düşen görevler arasında.
76 EKİM 2014
Aşk ile elendim, aşkla sınandım;
Hakîkat sırrını açtın, bu canda;
Bana, tutunacak dal ver İlâhî! ..
Okudum, ben beni iki cihânda! ..
Emanet yüküne, aşkla dayandım;
Bildim, seni bende, benden yakında;
Bana menzil göster, yol ver İlâhî! ..
Bana basiret ver, hâl ver İlâhî! ..
Çaresi, özünde bîçare miyim?
Âhım var, içimi âh ile oyan;
Aklını, kaybetmiş divâne miyim? ..
Acım var, acıma merhemi koyan! ..
Bu gönül nûruna, pervâne miyim?
Seni, tesbih eden, derinden duyan;
Bana, od içinde gül ver İlâhî! ..
Bir ses ver, nefes ver, dil ver İlâhî! ..
Bu aşktır dost diyen, dostla eğleşen;
Bu hüzün, ne zaman indi yüzüme?
Sevgiyi, sevgiyle seven, paylaşan! ..
Asrın, vebâli mi bindi dizime? ..
Bir içli yürektir, suyla söyleşen;
Dünyadan, ukbâya dönen özüme;
Devrine, yağmur ver, sel ver İlâhî! ..
Şefâ’at kapından, el ver İlâhî! ..
Rıfat ARAZ
somuncubaba 77