وَ مِنِالنَاسِِمَنْ ِيَتِّخِذُِمِنِْدُونِِهللاِِانْداداًِيُحِبُّ

İLİ
: BALIKESİR
TARİH :35/24/2015
SEVGİDE VE YERGİDE ÖLÇÜLÜ OLMAK
‫ِيمار ْح َمنِا‬
‫ِب ْس‬
َّ ‫ِﷲارح‬
َّ ‫ــــــــــــــــــــــم‬
ِ
ِ‫ب‬
ِّ ‫ُونِهللاِِا ْنداداًِ ُي ِح ُّبو َن ُه ْمِ َك ُح‬
ِ ‫اسِ َمنْ ِ َيِّت ِخ ُذِمِنْ ِد‬
ِ ‫َومِنِال َن‬
َ َ‫ِِوالّذِينَ ِآ َم ُنواِا‬
ِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِ‫ِِل‬
ِ ِ ً ‫ُِّحبا‬
ُ ‫شد‬
َ ‫هللا‬
Bakara-(2/165)
َّ َّ‫ِِصل‬
َّ ُ ‫سول‬
ِ‫س َّل َم‬
َ ‫ِِو‬
َ ‫ِعلَ ْيه‬
َ ُ ‫ىِهللا‬
َ ‫ِهللا‬
ُ ‫ِر‬
َ َ ‫َقال‬
َ
ِ‫ض َكِ َي ْوماًِ َما‬
َ ‫غي‬
ُ ‫سىِأنْ ِ َي‬
َ ‫اِع‬
َ ‫ِح ِبي َب َكِه َْوناًِ َم‬
َ ‫أَ ْح ِب ْب‬
ِ ‫كونَ ِ َب‬
‫بي َب َكِ َي ْوماًِ َما‬
َ َ‫سىِأَنْ ِ َي ُكون‬
َ ‫ض َكِه َْوناًِ َماِ َع‬
َ ‫غي‬
ْ ‫َوأَ ْبغ‬
ِ ‫ِح‬
ِ ‫ِضِ َب‬
(Tirmizi, Birr, 59)
Muhterem Kardeşlerim!
Okuduğum
ayet-i
kerimede
Yüce
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “İnsanlardan bir
kısmı Allah'tan başka şeyleri O'na eş
tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi
seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi
daha kuvvetlidir. ”1
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de şöyle
buyurmaktadır: ”Sevdiğini ölçülü sev, belki bir
gün düşmanın olabilir. Kızdığına da ölçülü kız,
belki bir gün dostun olabilir.”(2)
Kıymetli Müminler!
Ölçülü olmak; dikkatli, adil, hassas ve
düşünceli olmak, duygu, düşünce ve davranışlarda
dengeli ve kontrollü olarak yaşamaktır. Ölçülü
olmak; nerede nasıl davranacağını, hangi
durumlarda
ne
ölçüde
konuşacağını
bilmektir
Ölçülü ve dengeli bir hayat ancak sağlam bir iman
ile mümkündür. Zira ölçünün ve dengenin kaynağı
imandır. Dolayısıyla sinesinde iman cevherini
barındıran müminin hayatı her türlü aşırılıklardan
yani dengesizliklerden uzaktır.
Çünkü müminin hayat ölçüsü Kuran ve
sünnete dayanmaktadır. Bu konuda da en güzel
örnek sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.v) dir.
Onun hayatında asla aşırılık söz konusu değildir.
Hayatının tamamı herkesin örnek alabileceği
şekilde ölçülüdür, dengelidir, güzeldir. Dünyevi
işlerindeki ölçüyü ibadetlerinde de görmekteyiz
Kardeşlerim!
Aile ve sosyal hayatımızada ve her türlü
davranışlarımızda sevgi ve yergide ölçüyü
muhafaza
etmeliyiz.
Allah’ın
emirleri
çerçevesinde ölçülü ve tutarlı bir hayattan
vazgeçmemeliyiz. Değer verdiğimiz şeylere,
gönlümüzde büyüttüğümüz hislere, gerektiği
kadar bağlanmalıyız.
Genellikle her insan, akrabasını ve güzel
şeyleri sever. Bu, son derece normal bir
durumdur. Ancak bu sevgi, eğer dinin ve aklın
meşru sınırlarını aşarak, haklıyı haksız gösterecek
kadar ileri giderse, o zaman zalim bir sevgi olur.
Sevgi
gözümüzü
kör
etmemelidir.
Peygamber Efendimiz (.s.a.v), Ebu Zer’e (r.a) Ya
Eba Zer “Bir şeyi aşırı sevmen, seni kör ve sağır
eder.” ”[3] buyurmuşlar ve sevgide aşırılıktan
men etmişlerdir. Bir insanın, kendi yakınlarını,
hatta tüm insanları sevip onlarla yardımlaşma ve
dayanışma içinde olması, dinimizce makbul bir
tutumdur. Ancak bu tutum onu, birlik içinde
oldukları insanların bir takım haksız işlerini hoş
görmeye kadar da götürmemelidir. Çünkü sevme,
hoşlanma ve taraftar olma gibi duyguları, meşru
yönde olabilecekleri gibi, gayri meşru bir yönde
de olabilirler. Öyle ise, bu duygulara dayanan
gelişmelerin doğru yönde olup olmadığını, iyice
tespit etmeli ve ona göre bir tavır takınmalıdır.
Aziz Kardeşlerim!
Hiçbir sevgi Allah sevgisinin üzerinde
olmamalıdır. Mal ve makamları, eşimizi ve
evladımızı
sevdiğimiz
kadar,
Allah’ımızı
sevebiliyor muyuz? Sevgimiz’de, yergimiz’de
Allah için olmalı. Menfaate dayanmamalıdır.
Hutbemi kelamı kibardan birinin sözleriyle
nihayetlendirmek istiyorum: "Her şeyin iki ucu
ve bir ortası vardır. Bu uçların birinden
tutulursa, diğer uç ağır basar; ortasından
tutulursa, iki uç da dengede kalır. Öyleyse her
şeyin ortasından tutmaya bakın!" (4)
1-Bakara 2/165
2-Tirmizî, Birr,ve’s-Sıla 60
3 -Ebu Davut Edep:112
4-Heysemî, Mecmaüzzevâid,VIII, 112)
Hazırlayan: İdris YILMAZ Atköy Mah.Camii I.H
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu