misafirperverlik

TOKYO CAMİİ CUMA HUTBESİ
27 Mart 2015
MİSAFİRPERVERLİK
Muhterem Mü’minler!
Dinimiz, yardımlaşma ve dayanışmayı
emretmektedir. Yüce Allah “İyilik ve
takvada
yardımlaşınız” 1
buyurarak
mü’minler arasında iyilik ve güzelliğin
yaygınlaştırılmasını teşvik etmiştir. Bunun
bir sonucu olarak Müslümanlar her türlü
yardımlaşma ve dayanışmayı bir ibadet
anlayışı
içerisinde
gerçekleştirirler.
Misafirlik
konusunda
ortaya
konan
güzellikler
de
bu
anlayış ve inancın bir
neticesidir.
Misafire
kapımızı ve gönlümüzü
açmak
dinimizde
kardeşliğin,
insana
verilen değerin, birliğin,
paylaşmanın
ve
dayanışmanın en güzel
örneklerindendir.
Aziz Mü’minler!
Misafire ikram anlayışının özünü Sevgili
Seygamberimiz’in
örnekliği
oluşturmaktadır. O’nun bu konudaki güzel
tavsiyelerinden birisi şudur: “…Kim Allah’a
ve ahiret gününe inanıyorsa, misafirine
ikram etsin…”2 Bu tavsiyeyi yapan Allah’ın
Elçisi, kendisi de misafir ağırlamaktan
hoşlanır, sofrasında misafir veya ihtiyaç
sahibi kimseler eksik olmazdı. Sevgili
Peygamberimiz, misafirin duasını, makbul
olan dualar arasında zikretmiş 3
ve
misafirin ağırlandığı bir evin halkına hayır
ve
bereketin
mutlaka
ulaşacağını
4
bildirmiştir.
İmkanı bulunduğu halde
misafir ağırlamak istemeyeni ise: “Misafir
ağırlamak
istemeyen
kimsede
hayır
yoktur.”5 buyurarak uyarmıştır.
Misafire ikram konusunda diğer bir
örneğimiz de, Hz. İbrahim (a.s.)’dır.
Kur'ân-ı Kerîm, İbrahim (a.s)'ın hiç
tanımadığı misafirlerine ikramını bizlere
anlatarak bu hususta onu örnek almamız
gerektiğine şöyle işaret etmektedir:
“İbrahim'in ikram gören misafirlerinin
haberi sana geldi mi? Onlar İbrahim'in
yanına girmişler «selâm!» demişlerdi.
İbrahim de onlara; «selâm size» diye
mukabelede bulunmuştu. İçinden de:
«Bunlar yabancı kimseler» diye geçirmişti.
Hemen sezdirmeden ailesinin yanına varıp,
semiz bir dana pişirip
getirmiş,
onlara
sunarak « (Buyurun)
yemez
misiniz?»
demişti.” 6 Bu örnekte
misafire
öncelikle
sıcak alâka, sevgi,
saygı ve güler yüzle
davranmaya
vurgu
yapılmaktadır.
Bu
itibarla sadece maddi
ikram, hoşnut edici bir
ağırlama olamaz. Hz.
İbrâhim'in,
misafirlerinin selâmını en güzel şekilde
alıp onları evine buyur etmesi, yemek
hazırlamak için onların yanından yavaşça
dışarı çıkması, evindeki en güzel yemeği
ikrâm etmesi örnek alınacak hususlardır.
Değerli Mü’minler!
Tanıyalım veya tanımayalım evimize,
şehrimize ya da memleketimize gelmiş
olan insanlara dini, milleti, kültürü ne
olursa olsun güler yüz ve en güzel ilgiyi
gösterip
bizlerden
hoşnut
olarak
ayrılmalarını sağlamak, Yüce Rabbimizin
razı olduğu bir davranış olacaktır.
Hutbemi
bir
hadis
mealiyle
bitiriyorum:
“Şu üç kişinin duası kesinlikle geri
çevrilmez: Mazlumun duası, misafirin
duası ve ana-babanın evladına duası. ”7
1
Maide, 5/2
Buhari, Edep, 85
3
Ebû Dâvûd, Vitr, 29; Tirmizî, Deavât, 47
4
İbn-i Mâce, Eti‘me, 55
5
İbn-i Hanbel, IV, 155
2
6
7
Zâriyât, 51/24-27
Ebû Dâvûd, Vitr 29
www.tokyocamii.org