T.C. ADALET BAKANLIĞI GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA 21.02.2014 Soruşturma Yıl / No : 2014 / 5201 Ekte sunduğum kanıt ve bilgilerin soruşturma dosyama eklemenizi ve değerlendirmenizi arz ederim. Saygılarımla, Adres: Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18/2 Sultangazi İstanbul Cep Tel. : 0 537 057 68 68 E-posta: [email protected] İnternet Siteleri : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com Ekler : 1. Dijital bilgi deposu- 1 Adet DVD: Önceki başvurularımın dijtal kayıtları ve olayları ayrıntılı olarak anlatan, aşırı yorgunluk ve açlık altında çekmiş olduğum videolar. 2. Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne Dilekçe ve Ekleri- 20 Şubat 2014 3. İnternet sitem www.cevatcaliskan.net ‘ten birkaç çıktı. Olaylar ve dolandırıcılar hakkında bilgi. T.C. ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENE MÜDÜRLÜĞÜ’NE 20 Şubat 2014 Şikâyetçi : Cevat Çalışkan , T.C. Kimlik No: 15055262556 , İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası Sicil No: 85497 , Adres: Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18/2 Sultangazi/İstanbul , Cep Tel. : 0 537 057 68 68 (aktif olmayan hattım 0 539 576 03 35) , Eposta: [email protected] , İnternet Sitelerim : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com . Sanıklar ve suçlamalar : Ekte sunmuş olduğum evraklarda sanıkların açık kimlikleri ve suçlamalarım açık şekilde ortaya konulmuştur. Bu evrakların eklerini sunmuyorum, ekleri kendi soruşturma dosyalarında mevcut ancak dilekçe metinleri şikâyetlerimi ve sanıkları açıkça ortaya koyuyor. Ben Seviye’den doğma , Fikret’ten olma Cevat Çalışkan ekte vermiş olduğum kendilerinin aslı olan evraklarda ve işleme konulmuş/konulmamış evrak içeriklerinde haklarında bilgi vermiş olduğum ve kendileri ile ilgili şikâyetlerimi dile getirmiş olduğum kişiler hakında işlem yapılmamış olmasından, kasıtlı olarak işlem yapmayan ve/veya haksız işlem yapan, suçun bütünlüğü ilkesine aykırı hareket ederek sanıkları eksik göstermiş olan yetkililerden şikâyetçiyim. Kişisel hak ve hürriyetlerime, beden dokunulmazlığıma, maddi imkânlarıma, çalışma hürriyetime karşı suçlar işleyip ömrümü kısaltacak şekilde maddi ve manevi olarak yıpratıp, işkence yapıp hakkımda yalan ihbar ve şikâyetler yaptılar. Bu yalan ihbarları ve şikâyetleri kasıtlı olarak ortada herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararı olmamasına rağmen doğru kabul ederek bana iftira ile mahkemeler açtılar, adam kaçırma suçu işleyerek işkence uyguladılar, tehtid ve hakaretler ettiler, canıma ve malıma saldırdılar. Duruşması yapılmamış mahkemeler hakkında “mahkeme kararı var” diyerek zan altında bırakıp karaladılar, iş bulmamı ve kendi geçimimi, yüksek gelir seviyesine sahip olmamı engellediler. Kesintisiz olarak, günün 24 saati boyunca hiç kesilmeyen taciz ve tehtidler ile, sapık ithamlar ve sarkıntılık ile kızdırarak sinirlenmeme ve açılmış olan soruşturmalar için dilekçe, kanıt sunmamı engelleyecek şekilde parasız, gelirsiz ve ağır yorgunluk hali içinde yaşattılar. Başlangıçta işkence düzeyinde ve acı verecek şekilde yapılan bu saldırılar T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılarına yansıyınca değiştirildi ve beden sağlığıma zarar vermeyen düşük şiddetli sözlü sarkıntılıklar, beni kızdıracak şerefsiz ithamlar haline getirildi. Tamamı terör olan bu saldırıları, terörden ağır bir asayiş olayına, şiddetli asayiş suçlarından ufak suçlara dönüştürerek suçu gizlemeye teşebbüs ettiler. Soruşturmacı polis memurları da 1/3 sanık olduğu için yalan soruşturma sonuçları ile haklarında ceza ve tazminat işlemleri yapılmasından kaçmaya teşebbüs ettiler, haklarında ceza ve tazminat işlemleri yapılmasını savsakladılar. Suçlamalarımda sanık olan ailemle beraber yaşatıp kesintisiz olarak sözlü şiddet, aşırı uykusuzluk ve aç bırakarak işkence yaptılar. Günlük kıyafetlerimden cebimdeki para miktarına kadar her şeyi kontrol edip her hareketime müdahale ederek gelir elde etmemi engellediler. Ailemin ikamet ettiği, yukarıda açık olarak yazılı olan adreste beni cebirle ikamet ettirdiler. Beni savunmasız ve gelirsiz bıraktılar. Sokaktaki ve yan binadaki komşular ile organize bir şekilde 2 yıl boucna günde 3 saatten fazla uyumamı engelleyecek şekilde ölüme sabebiyet verecek uykusuzluk içinde yaşatıp ömrümü kısalttılar. Suç işlemiş olan işverenlerimi suçlarını üzerime yıkıp, beni suçlu olarak gösterip zan altında bıraktılar ve saygınlığıma saldırdılar. Suça bulaştırıp susturmak, şikâyetlerimden vazgeçirmek için dolandırıp şantaj yaptılar. Siyasi kavga süsü vererek bana her türlü zararlar verdiler, bakanlıkların açmış olduğu soruşturmalarda sanık olan devlet memurlarının suçlarını gizleyip yalan soruşturmalar ve soruşturma dolandırıcılığı yaptılar. 2 yıldır bana terörist saldırı düzenleyen AKP, CHP ve BDP İstanbul İl Örgütlerinden şikâyetçi olmama, haklarında ihbarlarda bulunmama rağmen tek bir mahkeme duruşması yapılmadı, tek bir soruşturma sonucu bana tebliği edilmedi. Yetkilerini T.C. Anayasası’nın 6. Maddesi’ne göre Millet için değil de, anayasal düzeni red ederek siyasi gruplar, dini topluluklar ve şahsi ilişkileri olan şahıslar lehine kasıtlı olarak haksız işlem yaparak kullanan kamu görevlilerinden şikâyetçiyim. Yukarıda adı yazılı olan siyasi partiler ile aramdaki düşmanlığın ve kavganın sebebi açılmış olan soruşturmaların dosyalarında açık şekilde yer aldığı gibi www.cevatcaliskan.net isimli resmi internet sitemde açık şekilde anlatılmıştır. Ayrıca burada dile getirdiğim şikâyetlerimin ayrıntılı tarifleri, tarihleri, sanıkların somut bilgileri ve açık kimlikleri aynı internet sitesinde mevcut. Yapmış olduğum bütün soruşturma başvurularının birbirinden bağımsız değerlendirmemesini, hepsini bir araya getirilmesini ve incelenmesini arz ederim, sanıklardan ve suçlarını gizleyenlerden şikâyetçiyim. Saygılarımla, Ekler : Bu dilekçe metni ile toplam 120 Sayfa. Ekteki dilekçe metinlerinin eklerini sunmuyorum, dilekçe metinlerinde şikâyetlerimin ve sanıkların bilgilerini veriyorum. Bu dilekçelerin ekleri üzerinde yazılı oldukları kamu 2/3 kurumunun, üzerinde soruşturma numarası yazılı olan dosyalarında mevcut. Kesintisiz taciz ve sarkıntılık, tehtid altında olduğum için dilekçeleri yazacak huzurlu yer bulamadığım ve bu nedenle dilekçelerde çok sayıda imlâ, anlatım, benzer kelime hataları mevcut. 1. HSYK – 17 Şubat 2014 Dilekçe metninin içeriği.- 6 sayfa. 2. HSYK – 7 Şubat 2014 Dilekçe metnini içeriği. – 5 sayfa. 3. T.C. İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na vermek üzere hazırlayıp zaman, maddi imkânlarımın eksikliği, kesintisiz taciz altında olmam v.b. nedenler ile verememiş olduğum dilekçenin metni. – 5 sayfa. 4. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na vermiş olduğum şikâyetimin ifadesinin aslı gibi olan kopyesi. – 1 sayfa. 5. T.C. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkesi dosyasındaki savsaklanmış dilekçe metninin içeriği. – 18 sayfa. 6. PTT ile bakanlıklara göndermiş olduğum dilekçelerimin PTT makbuzları, 8 adet. – 2 sayfa. 7. Eureko Sigorta A.Ş.’ye hasar dosyası dilekçesi ve sonucu. – 5 sayfa. 8. T.C. İçişleri Bakanlığı Soruşturmaları Tebligatlarının aslı gibi olan kopyeleri, 2 Adet. – 1sayfa. 9. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi Dilekçemin metnini içeriği. – 29 sayfa. 10. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi başvurumun dosyasında mevcut olan ve dosyadan kasıtlı olarak ayırılıp başka yerde işlem yaptırılmış olan fezlekenin aslı gibi olan kopyesi. Bu fezlekenin dosyası başka yere sevk edilerek ağır ceza mahkemesinden dolandırıcılık ve gasp ile Değişik iş kararı çıkardılar. Dosyadan ayrılmış olan bu fezlekeyi işleme koyup takipsizlik itiraz süresi içinde özgürlüğümü gasp ettiler. – 2 sayfa. 11. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı Soruşturma Yıl / No: 2013/13103 dosyası için dilekçe metni. (18 Şubat 2014) – 1 sayfa. 12. T.C. Kimliğimin (Nüfus Cüzdanımın aslı gibi olan kopyesi) – 1 sayfa. 13. T.C. İçişleri Bakanlığı’na dilekçe metninin içeriği. – 9 sayfa. 14. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı Soruşturma Yıl / No: 2013/13103 dosyası için dilekçe metni. (26 Aralık 2013) - 409 sayfanın ilk 3 sayfası. 15. Ayrıntılı mesleki özgeçmişim işverenlerim ile ayrıntılı bilgiler içeriyor. – 19 Sayfa. 16. T.C. Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğü Yapı Denetim birimine AKP Kadın Kolları Eski Başkanı Jale İyem (suçları teşhir edilince AKP Bakırköy Belediye Başkan Adayı olmak yerine BBP Esenyurt Belediye Başkan Adayı oldu) ve ortağı BBP Esenyurt İlçe Başkanı Muammer Budak’ın şirketi Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti. ‘nin suçları hakkında kanıtlar ve ihbarlar. – 16 Sayfa. 3/3 T.C. ADALET BAKANLIĞI HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NA 17 Şubat 2014 Konu : Kurumunuzda bulunan iki dosyam nedeniyle terörist saldırıya uğradım. Şikâyetçi : Cevat Çalışkan, T.C. Kimlik No: 15055262556 , İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası Sicil No: 85497 , Cep Tel. : 0 537 057 68 68 (aktif olmayan telefon numaram 0 539 576 03 35) , Cebeci Mahallesi 2540 No: 18/2 Sultangazi İstanbul (dava etmiş olduğum ailemin adresinde ikamet ediyorum), E-posta: [email protected] , Web Sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com Şikâyet : Terör Kanıt : Ekte sunmuş olduğum dosyanın içindeki iki dilekçe ve bu dilekçelerden birinin ekleri. 14 Şubat 2014 tarihinde T.C. İstanbul Adliyesi’nde uğradığım terörist saldırıdan şikâyetçiyim. Kurulunuzda bulunan iki dosyanın savsaklanıp savsaklanmadığını , kanuna uygun süre içinde ve doğru şekilde işleme konulup konulmadığını incelemenizi arz ederim. Sanık savcıların ve hakimlerin organize suç ortağı adliye personeli ve savcılık/mahkeme evrak kayıt memurları olduğu için soruşturmarın işlemlerinin tarihlerine kasıtlı olarak müdahale edilmesi terörist saldırılara imkânlar sağlıyor, şikâyetçi olduğum siyasi parti il temsilcilikleri de bu saldırı imkânlarını kullanıyorlar. Çok sayıda kamu görevlisi hakkında soruşturma açtırmış olmam soruşturulan devlet memurlarının görev arkadaşlarının, iş arkadaşlarının onların suçlarına destek vermeleri, soruşturma kapsamına alınmış olmalarından kaynaklanıyor. Birçok başvurum kasıtlı olarak, haklı sonuç alamayacağım şekilde işleme konuldu. Benim açık, net açıklamalarımın ve kanıtlarımın, somut bilgilerin yer aldığı başvurular dikkate alınmadı. Aylarca uykusuz bırakılarak ve ağır sözlü şiddet saldırıları altında iken, aç ve yorgun düşmüş iken, günün 24 saati süren tehtid, hakaret, taciz, sarkıntılık altındayken kızgın, sinirli bir şekilde yazdığım, küfürlü tepki içeren başvurularımı dikkate aldılar. Böyle metinleri elde etmek için sanık siyasi gruplar beni yıllarca yıprattı, işkence yaptı. Bu işkencenin sonuçları olan küfürlü ve kızgınlık dolu metinleri de onların kadrolaşmış elemanları olan devlet memurları işleme koydu. Açık ve net, usulüne uygun yazılmış, ayrıntılı bilgi içeren başvurularım işleme konulmadı. Tüm başvurularımın bir arada incelenmesini arz ederim. BİMER SORUŞTURMALARI Soruşturma sonuçlarını ve/veya son durumlarını öğrenmek için 1/6 www.bimer.gov.tr internet adresine girerek aşağıdaki soruşturma numaralarını ve T.C. Kimlik Numaram : 15055262556 bir arada kullanabilirsiniz. Bir tanesi veya iki tanesi hatalı soruşturma numarasına sahip olabilir çünkü kayıtlarım zarar gördü. Soruşturma Tarih - No : 8 Nisan 2013 – 341966 , 10 Nisan 2013 – 348563 , 25 Nisan 2013 – 385373 , 29 Nisan 2013 – 394635 , 4 Mayıs 2013 – 407556 , 10 Mayıs 2013 – 424748 , 26 Mayıs 2013 – 463579 , 30 Mayıs 2013 – 473579 , 14 Mayıs 2013 – 584612 , 17 Ekim 2013 – 863732 , 28 Kasım 2013 – 1003899 , 28 Kasım 2013 – 1004053 , 19 Aralık 2013 – 1075996 10 Şubat 2014 – 110308 BİMER soruşturması ile BİMER görevlilerini soruşturmaları beni zarara uğratacak ve can güvenliğimi ortadan kaldıracak yerlere göndermekle suçladım. 11 Şubat 2014 – 111929 BİMER soruşturması ile, bana resmi başvuru numarası verip evrakımı işleme koyduktan sonra hakaret tarzında iftira atmak suretiyle, işleme koymayan İstanbul Fatih Vergi Dairesi’ni suçladım. T.C. Adalet Bakanlığı – T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi arasında bir yazışma dizisinden sonra bu vergi dairesine soruşturma açıldı. Ortadan kaldıracağız, tımarhaneye kapatıp sanıkları kurtaracağız şeklinde söz alıp suç işlemişler, eğer görevlerini yerine getirseydiler işkence görmeyecektim, ömrüm kısalmayacaktı. Dosyaların geç işleme konulması “standart prosedür” ve/veya başka, kanunda yer almayan bir açıklamayla haklı sayılamaz. Görevlileriniz burada İstanbul’da yıpratıldığımı, işkence gördüğümü, terörist tehtidler altında olduğum, benim uykusuz ve aç bırakılarak terörist propaganda yapıldığını açıkça biliyorlar. Benim maddi ve manevi zarara uğramam, ömrüm kısalacak şekilde yıpratılmam adliyelerdeki evrak kayıt memurları, İstanbul’daki polis memurlarının, kaymakamlık memurlarının v.b. devlet görevlilerinin “önemsedim/ önemsemedim, dikkate aldım/almadım, elimde çok dosya var, standart prosedür, herkese böyle yapıyoruz senin diğerlerinden ne farkın var, bu işler bu şekilde oluyor, öyle vb.” ifadeler kullanarak keyfi, kasıtlı görev ihmali suçu davranışları sergilemelerinden ve soruşturma sonuçlarını etkilemesinden kaynaklanıyor. Birkaç siyasi parti kadrolaşmış memur saldırısı örneği: Aynı mahkemeyi 3 ayrı adliyede açmak, paramı ve zamanımı tüketecek şekilde bir yerden diğer yere koşturmamı sağlamak. İş bulmamı engelledikleri için bunun benim için önemi büyük. Beni iftiralar ile karalayarak kesintisiz olarak zan altında bıraktılar, iş verenlerin ve benim huzurumu iş göremeyecek kadar çok kaçırdılar. Aç kalacaksın diye tehtid ettiler, öyle durumlara düşürdüler ki sadece ekmek ve su ile yaşadım. Bazen de 2/6 bir bardağın içine 5-7 yumurta kırarak içtim. Benim aç kalmam yerel seçim öncesi terörist propagandadır. Bir yerdeki şikâyetimi hiç işlem yapmadan aylarca tutup diğer yandan başka bir yerde sanıklara hakkımda haksız işlem yaptırmak, suç işletmek. Dilekçelerimi sanıklara hareket özgürlüğü tanıyacak şekilde ve suçları için imkânlar yaratacak şekilde erken/geç işleme koyuyorlar. Bu türden çok sayıda yöntemle adalet mekanizmasının işlemesine müdahale ederek sanıkları suçlayan yapan dolandırıcı, gaspçı, terörist bir adliye personeli var T.C. İstanbul , T.C. İstanbul Anadolu ve T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa adliyelerinde. Bunlar siyasi partilerin kadrolaşmış memurları ve ben AKP,CHP,BDP gibi partilerle internette yaptığım siyasi yayınlar ve siyasi düşüncelerim nedeniyle kavgalıyım. Anayasal düzeni onlarla başarılı bir şekilde alay ederek desteklediğim için ve onların kadrolaşmış devlet memurları devlet dairelerinde bana terörist zararlar verdiği için bu hale geldim. Sonuç olarak benim durumumu hakim veya savcılar değil, adliye personeli (beni adliye sınırları içinde sapık ithamlarla ve hakaretlerle huzursuz eden özel güvenlik şirketi elemanları, sonuçların tebliği edilmesini geciktirmek için her türlü yalanı söyleyen, yanıltan evrak kayıt memurları v.b.) belirliyor. Ancak görevli savcılarla uyum içinde, iş birliği içinde suç işliyorlar. Adliye personeli ve Cumhuriyet savcılarını organize suç örgütü olmakla suçluyorum. Sanıkların açık kimlikleri soruşturma dosyalarında mevcut. Benim şikâyetim açık ve anlaşılır idi, ancak 2 yıl boyunca hiçbir adliyeden sonuç alamadım çünkü birkaç devlet memuru hakkında soruşturma açtırmıştım. Adliye personeli ve savcılıklardaki, mahkemelerdeki evrak kayıt memurları benim “siyasi parti militanı devlet memuru” sözüyle tanımladığım ve siyasi partilerin devlet kurumlarında kadrolaşmış temsilcileri idi. Bunun sonucunda tüm profesyonel hayatıma, özel hayatıma terörist saldırılarla zarar verdiler. Yok olmuş ve yıpranmış halim üzerinden soruşturmalar açtırıp yalan soruşturma sonuçları, mahkemeler açarak haksız mahkeme sonuçları elde ettiler. Adliye dışında bu siyasi partilerin üyeleri, destekçileri beni sözlü şiddet, aşırı yorarak, yiyecek için para bulmamı engelleyerek, aylarca uykusuz bırakarak, maddi imkânlarımı ve değerli eşyalarımı yok ederek, onlara hasar vererek veya tamamen önemsiz rakamlar karşılığında sattırarak bana değişik şekillerde zarar veriyordular. Gün geçtikçe yok oluşa doğru gidiyordum, sanık adliye personeli ve savcılar bu durumdan sadist zevk alıyordu. 2011 yılından itibaren Sultangazi Belediyesi’ndeki rüşvet, rüşvet çeteleri, kamu ihalesi yolsuzluklarını internette teşhir etmem nedeniyle AKP ve CHP İstanbul İl Örgütlerinin saldırısına uğradım. Konuyla ilgili bir soruşturma açılmasını, İstanbul’daki adliyelerin durumunun incelenmesini arz ederim. Yukarıda açıkladığım durumlardan şikâyetçiyim. Her gün kesintisiz olarak değişik şekillerde saldırıya uğradım. 3/6 Yüzlerce vakadan sadece bir örnek olarak 14 Şubat 2014 Cuma gününü resmi internet sitem www.cevatcaliskan.net ‘e yazdığım şekilde sunuyorum sunuyorum: 16 Şubat 2014 Pazar Bugün İMO Seçimleri var, akşama kadar devam edecek. Mutlaka oy kullanın. Nüfus Cüzdanım , TEM Savcısının danışmasındaki (dava etmiş olduğum özel güvenlik şirketi ) Akdeniz güvenlik şirketi elemanında kaldı. Yani Çağlayan adliyesinde kaldı Nüfus Cüzdanım 14 Şubat 2014 Cuma günü. TEM Savcısı iç işleri bakanlığı soruşturmasının aynı gün işleme konulduğunu söyledi. Dün Beylikdüzü belediyesinde Rüstem Avcı konseri vardı. Bugün gittim nüfus cüzdanımı istedim, Pazartesi gel dediler. Önce Gaziosmanpaşa Adliyesi'ne gittim, Başsavcı vekili Ali Ünsat ile görüştüm, beni Çağlayan adliyesine yönlendirdi. Çağlayan adliyesine gittim, devamlı bir şeyler soran insanlar gelmeye başladı, dilekçeyi bilgisayarda yazarken oldukça fazla zaman gitti. Çıktı almama izin vermediler. Zaten Akdeniz güvenlik giriş kapısında bayağa konuşup yüz mimiklerimi ve ruh halimi etkilemeye çalıştı. İçeri girdikten sonra ve dilekçeyi yazdıktan sonra çıktı vermediler, adliye dışında al dediler. El ile yazmaya başladım, devamlı gelip giden , konuşmak için bahane arayan genç kızlar, ihtiyarlar, çiftler....soru soruyor, özel güvenlik görevlileri etrafımda dönüyordu. Sonra gittim kafetaryada bir su alıp el yazısı ile tamamladım, mavi kalem bitince siyah kalemle devam etti, iki tükenmez kalem kullanmış oldum. S avcıya başvurmak üzere gittim. Özel güvenlik şirketi danışmada idi. Önce dilekçeme baktı baktı bekledi, sanık kendileri oldukları için ve yazdığım dilekçeyi devamlı okuyan adamlar gönderdikleri için uzun düşünüp sırıtıyordular, karşı çıkmaları imkânsızdı ama olay çıkarmanın yolunu arıyordular. Önce 64 numarayı verdiler. Sonra biri geldi ve ona benim 64'ü verdiler. Bana ise 63 varmış deyip bir saat önce kesilmiş, büyük ihtimalle kullanılmış bir numara verdiler ve savcının karşısına çıkardılar. Ancak ondan önce etrafta dikkat çekecek, konuşmalar ve hareketler çekecek çiftler, gruplar, şahıslar ayarladılar. Hatta bir maganda adliye içinde çakmakla güvenliğim tam yanında bir ip yaktı, ipten bildiğiniz yangın kokusu çıktı. Yani bildiğiniz yanan bina kokusu çıktı, diğerleri görüyor olsa da yangın çıktı kaçıyoruz ayakları yapmaya başladılar. O kadar çok hareket içinde kımıldamadan durdum, onlar "gülümser" falan diye konuşuyordu. Yani " gülümser , gülümser" diye laflar edip benim önüme bakacak, çok ciddi duracak, etrafımla göz göze gelmeyecek hale getirdiler. Sonra sıra geldi ve savcının karşısına çıkardılar. Savcının kapısında çalınan ağır ceza dosyasını teslim ettiğim an karşıma çıkıp benimle konuşan, daha sonra evrak çalma davası açarken ifademin alındığı odada yanıma gelen polis vardı. Savcıyı kurdu, savcı azarladı ama başsavcı vekilinden gelmiş olduğum için ve yüzüne söylediğim şey yüzünden beni kaldıramadı, kaçıramadı. 4/6 Savcının yüzüne bu kapıdaki, yani karşınızdaki polis ve bu özel güvenlik şirketi ağır ceza dosyasında yer alıyordu, sanık onlar ve işlem yapmayayım diye problem çıkarıyorlar. AKP ve CHP'yi suçlamıştım terörle, avukatla gel dedi. Yani adliye dışına çıkarmak için her şeyi yapıyordular, adliye dışında işimi bitirecektiler. Akdeniz özel güvenlik şirketi AKP'nin çetesi, terör örgütü. Her devlet kurumunu ele geçirmiş bir mafya Akdeniz, Tepe, GSM, Bilge özel güvenlik şirketleri. Tüm şehir onların kontrolünde, bir ağa oluşturmuşlar. Onlar bu şehirde Tayyibullahın gizli ordusu, Ah Kah Pe imparatorluğunun devşirme köpekleri. Terör savcısının yerini sordum, 7. katta dediler. Asansör -3'e kadar inip sonra 7. kata kadar çıktı. Bir özel güvenlikçi üst üste binmi ve ortası boş olan, içine adam değil inek sığacak kadar büyük yer olan iki kasa ile bindi asansöre. Güldüm çünkü beni oraya kapatıp en alt kattaki bodrumdan, garajdan kaçırmaları için çok cesur olmaları gerekiyordu, o kadar da cesur değildi kansızlar. 7. katta D bloku aradım, sorduğumda yanlış yolu göstermek için bir genç, kırmızı kazaklı bayan karşıma çıktı, D blokun koridorundan uzaklaştırmaya çalıştı. Uyarıda bulundum ve doğru yeri söyledi. On onbeş metre hemen ötedeki TEM savcılığına gittim, kapıda korumalar vardı. Bir de danışmada Akdeniz özel güvenlik elemanı görevli vardı. Birkaç yere telefon edip beklememi söyledi. Beklettiler, nüfus cüzdanımı aldılar. Sonra savcı diye birini çıkardılar karşıma, çok ciddi konuşmuyordu, alaycı hareketleri vardı. Ama konuyu anlatıp yükü üzerimden attığımı eğer bir hata olursa tüm adliyenin terörist kabul edileceğini söyledim. HSYK ve başka adiyeye başvurduğumu söyledim. Şu numarayla dosya geldi, bugün işleme konuldu. Sonra gel dosyaya belgelerini koy dedi. Beni işletmiş olsalar bile ben kanunen görevimi yerine getirdim. Devamı onları ilgilendirir. Ayrıca o gün işleme koyduk dedikleri dosyanın numarasını bilmeleri çok büyük mucize değil çünkü evrak kayıt memuru mafyası onların emrinde. Yani adliyede gizlilik, güvenirlik, emniyet, güven, dürüstlük,... hiçbir şey yok. Oradan hızla uzaklaştım. Gülümser gülümser diye taciz edip sonra içe kapanmış diye iftira atmışlar, kapıda polis bekliyordu ama beni tutuklayamadı polis, çıktım. Stres ortamında nüfus cüzdanımı sanık güvenlik şirketinin elinde nüfus cüzdanımı unutmuşum. İki gündür onlarda kimliğim, İMO seçimlerinde oda üyelik kimliğimi kullandım. İçine kapanmış diye iftira ile götürseydiler bu iftiranın tedavisi elektrik şoku. Yani beynimi elektrikle dağıtacak ve 5 ay kullanamayacak hale getirecektiler. Beni ota dönüştürüp şahit diye etrafımdaki kerkenezleri kullanıp mahkemeyi götürecektiler. G.O.P. savcısı gerekli yazıları yazdım dedi, haber bekliyorum. [youtube http://www.youtube.com/watch?v=FxW9Cvj6Mao&w=420&h=315] [youtube http://www.youtube.com/watch?v=0CaYHKU9yAg&w=560&h=315] Bu yazıyı yayınladıktan sonra tekrar Çağlayan adliyesine gittim ve Nüfus Cüzdanımı istedim. Akdeniz güvenlik elemanları ve şefleri diye tanıttıkları kişi Pazartesi eşya odasını açacaklarını ve Pazartesi Nüfus Cüzdanımı geri vereceklerini söylediler. Şeflerine ve kendilerine yukarıda anlattığım olayı anlatıp yüzlerine vurdum. Kendileri 5/6 ve polis memurları hakkındaki, içişleri bakanlığı ve emniyetten gönderilmiş soruşturma dosyasının onların görev aldıkları adliyede işleme konulduğunu beyan ettim, beni adliye sınırları içinde huzursuz etmememleri için ihtar verdim. Yukarıdaki sanık ve suçlardan suçun bütünlüğü ilkesi gereği ve hakkım olarak şikâyetçiyim. Can güvenliğimin sağlanması için ve dosyamın kanunun tanıdığı haklarım sınırları içinde ivedi olarak incelenmesini ve sonucun bana tebliği edilmesini arz ederim. Sonucu E-posta adresime göndermenizi, daha sonra yazılı resmi evrak olarak kendileri ile yaşadığım dava etmiş olduğum ailemin adresine göndermenizi arz ederim. Saygılarımla, Ek : 14 Şubat 2014 günü aşağıdaki sırayla vermek isteyip de alınmayan sikâyet dilekçesi dosyam. 1. Sabah T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi Müracat savcısı, oradan da Başsavcı vekili Ali Ünsat. 2. T.C. İstanbul (Çağlayan) adliyesi Müracat savcısı 3. T.C. İstanbul (Çağlayan) adliyesi TEM savcısı Yukaradaki sırayla ve yukarıda yazdığım kamu görevlilerini başvurdum, dosyam İşleme alınmadı. 6/6 T.C. ADALET BAKANLIĞI HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NA 07.02.2014 Şikâyetçi : Cevat Çalışkan , T.C. Kimlik No: 150552626556, Doğum Yeri /Tarihi : Bulgaristan / 02.01.1976 , Baba Adı: Fikret, Ana adı : Seviye, Cep Telefonu : 0 537 057 68 68 , E-posta : [email protected] , Resmi internet sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com , Adres: Gerçek adresimde olan Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Altmışlılar Sitesi Tunca Apt. No:20/A Maltepe / İstanbul ‘da aşağıda yazılı sebepler nedeniyle ikamet edemiyorum, zorla alıkonularak dava etmiş olduğum ailemin yanında Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18/2 Sultangazi / İstanbul’da ikamet ediyorum. Meslek : İnşaat Mühendisi İstanbul İMO Oda Sicil No: 85497 Kurumunuzda bulunan iki dosyam ile ilgili ek ifade, şikâyet ve kanıtlar: 1. Birinci dosya Müberra Gürdal veya buna benzer başka bir isimle açılmış, şikâyetçi olduğum Cumhuriyet Savcısı’nın adı Mehmet Gürdal. Konuyla ilgili kasıtlı/kasıtlı olmayarak kusuru bulunanlardan şikâyetçiyim. Bu dosyanın hatalı işlem görmesi nedeniyle ömrümü kısaltacak bir teröre ve çok sayıda adam kaçırma, kasıtlı aşırı sarkıntılık, hakaret, maddi ve manevi zararlara v.b. çok sayıda suça maruz kaldım. Olayın büyümesi sonucunda şikâyet etmiş olduğum kamu görevlilerinin ve özel şahısların yakınları bana saldırdı, ömrümü kısaltacak şekilde zararlar verdiler. Bana hiçbir şekilde tebliği edilmeyen, tebligatını almamı engellenen tüm BİMER, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Personel Şube ve diğer kamu güvenlik kurumlarının yapmış olduğu soruşturmaların incelenmesini arz ederim. Bu soruşturmalar maddi imkânlarım, çalışma hürriyetim gasp edilerek, tüm hayatım ve dış görünüşüm, sağlık durumum kasıtlı olarak değiştirilerek, kesintisiz olarak karalanmam ve huzurumun bozulması ile yapılmış, sanıkların kendilerine yaptırılmış olan soruşturmalardır. Soruşturma sonuçlarını dava etmemem için bu soruşturma sonuçları hiçbir şekilde bana tebliği edilmedi, soruşturmalar savsaklanarak bu soruşturmalardan sonuç beklediğim için maddi ve manevi zarara uğradım, ömrümü kısaltacak adam yaralama vakalarına uğramama ve beden dokunulmazlığımı ihlâl eden saldırılara maruz kaldım. 2. İkinci dosya ile (dosya yılı 2014 olan dosya) ilgili ek ifade ve kanıtları, ayrıntılı soruşturma için gerekli ayrıntılı açıklamaları sunuyorum. İvedi olarak bitmemiş ve devam eden suçları durdurmak üzere müdahalenizi arz ederim. 3. İstanbul’daki üç adliyede (T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi, T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi ve T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi) her gittiğimde adliye personeli, polis memurları, evrak kayıt memurları, özel güvenlik şirketi görevlileri ve adliyede bulunan vatandaşlar tarafından kesintisiz olarak taciz, tethid, sarkıntılık v.b. huzur bozucu davranışlar ile başvuru yapmamı, kanıt sunmamı, ek ifade vermem engellendiği için beni İstanbul’daki herhangi bir adliyeye çağırmadan işlem yapmanızı arz ederim. 8-10 yıl (veya daha uzun süre önce) önce Cumhuriyet Savcısı Mehmet Gürdal’dan şikâyetçi olmuştum. Bunun üzerine T.C. Adalet Bakanlığı’nın açmış olduğu soruşturma nedeniyle ifademi alan T.C. İstanbul Sultanahmet Cumhuriyet Başsavcısı Vekillerinden biri bana “seni tanıyoruz, Mehmet Gürdal kardeşimizi şikâyet etmişsin, kim olduğunu biliyoruz,..” v.b. ifadeler ile tehtid ve baskı altına almıştı. Tehtidlerin bitirip korku ve baskı altına aldıktan sonra karşıma polis memuru oturtup gerçeği yansıtmayacak kadar eksik, asıl şikâyetimi ortaya koymayan kısa bir ifade almıştı. Kendisi ifademi aldığı için ve bana düşman olduğunu ortaya koyduğu için onun yapacağı soruşturmadan bir sonuç alacağıma inanmadım. Ancak dosyada farklı bir isim kullanıldığını bilmiyordum. İfademi alan Cumhuriyet Başsavcısı Vekilinden şikâyetçiyim. Onun bu yasadışı eylemi sonucunda İstanbul’daki adalet saraylarına olan güvenim yok oldu, siyasete başladım. Hayatımın tehlikeye girmesi ve beni 1/5 öldürmeye teşebbüs etmeleri/ öldürmekle tehtid etmeleri nedeniyle 2013 yılında T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’ne başvurmak zorunda kaldım. Yapı Uzmanı İnşaat Mühendisiyim, mesleğimdeki eğitimim ve tecrübem çok sayıda meslektaşımdan çok daha üstün. Ancak sanıkların ekonomik imkânlarımı yok etmeleri nedeniyle bir avukatın ücretini ödeyemeyecek durumdayım, hukuk eğitimi almadığım için bazı kelimelerin benzer anlamlılarını hatalı şekilde kullanmam halinde konunun bütünlüğünü ve suçun bütünlüğünü göz önünde bulundurarak karar vermenizi arz ederim. Konu, sanıklar ve şikâyetlerim aşağıdaki gibidir, kanıtları ekte dijital kayıt olarak gönderiyorum. 1999 yılında Sultanahmet Adliyesi’ndeki hazırlık savcılarına başvurarak Avcılar Cihangir Mahallesi Bahadır Sokak No:9 İstanbul’daki adresimde komşular ve kiraladığım dairenin ev sahipleri olan yaşlı çift tarafından taciz edildiğimi, iftiralar atılmak suretiyle bana kesintisiz olarak sarkıntılık yapıldığını, kendileri ile konuşmak istemememe rağmen iftiralar atmak ve baskı uygulamak suretiyle huzurumu bozduklarını anlattım. Görevli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Gürdal benim şikâyetimi ayrıntılı olarak dinledi, hukuk bilgim olmadığı için başvurduğum savcılığın o bölgeye bakmadığını, Avcılar ilçesine bakan savcılığa başvurmamı söyledi. Ancak kendisi özel hayatım, Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki öğrencilik hayatım ( o dönemde öğrenciydim) ve aile hayatım, tanıdığım siyasi öğrenciler hakkında sorular sordu. Çok soru sorması ve ayrıntılı bilgi alması nedeniyle bir işlem yapacağını sandığım için yanına ikinci defa da gittim. Kendisi uydurduğu bir şikâyet dilekçesini bana tehtidle imzalattı, eğer imzalamazsam makamının bulunduğu odanın kapısında hazır bekleyen iki polis memuruna beni adaleti savsaklama suçundan tutuklatacağını söyleyerek tehtid etti. Kapısındaki polis memurlarından kurtulmak için Cumhuriyet Savcısı Mehmet Gürdal’a kendisinden şikâyetçi olacağımı söyleyerek imzamın üstüne “zorla imzalıyorum” şeklinde kendi isteğim dışında imzaladığımı ifade eden bir yazı yazdım ve Mehmet Gürdal’ın kendisi uydurduğu ve Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki öğrencilerden (isim veya kimliklerini, sayılarını belli edecek herhangi bir bilgi yer almadan) şikâyetçi olduğumu belirten şikâyet dilekçesini imzaladım. Serbest kaldım, başsavcı ile görüşüp durumu şikâyet etmek istedim. Başsavcının sekreteri diye tanıtılan bayan Başsavcının tatilde olduğunu ve 10 gün geri dönmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine yine hazırlık savcılarının (o odada görevli ve daha sonraki yıllarda Mehmet Güradal’ın suçunu bana iftiralar atmak suretiyle baskı altına alıp tekrarlayan bir Cumhuriyet Savcısı daha vardı) bulunduğu odaya gittim ve o şikâyet dilekçesini işleme koymamalarını istedim, ancak Mehmet Gürdal makamında değildi, kapısında bekleyen polis memuru Bilâl Yılmaz (adı başka da olabilir, aradan yaklaşık 15 yıl geçtiği için tam hatırlamıyorum) beni iki polis memuruna kendi isteğim dışında teslim ederek özgürlüğümü gasp etti. Bu iki polis memuru beni Bakırköy Devlet Hastanesi’ndeki ruh ve akıl hastalıkları birimine götürerek orada 16 gün alıkoydular. Daha sonra kaymakamlıklara ve savcılıklara, il emniyet müdürlüğüne bağlı karakol ve ilçe emniyet müdürlüklerine giderek durumu bildirdim. Beni defalarca alıkoyarak ve yasadışı şekilde tutuklayıp kendi isteğim dışında, cebren kaçırdılar ve akıl hastanesine kapattılar. Ailemle anlaşmalı olarak Yıldız Teknik Üniveristisi’ndeki eğitimimi sürekli sabote ederek, yani ailemin sınav zamanlarında veya yasal şikâyet başvurularım durumunda aile içi kasıtlı tartışmalar ile beni tutuklatarak haklarımı aramamı ve okuldan mezun olmamı engellediler. İl emniyet müdürlüğü görevlilerinin ve diğer memurların yakınlarının , taraftarlarının, siyasi kışkırtmalarla destek aldıkları şahısların kesintisiz taciz, tehtid, sarkıntılık, kasıtlı olarak yanıma durup veya etrafımda dolaşmaları suretiyle ve ağır hakaretler savurmaları şeklinde beynimi yorgun düşürecek ve çalışamaz durumda tutmak suretiyle huzurumu bozmaları sonucunda uzun yıllar boyunca gelirsiz kaldım. 2010 yılında mezun olup inşaat mühendisi oldum. Kesintisiz olarak eğitim ve çalışma hürriyetimi, kişisel haklarımı gasp ederek adımı karaladıkları için zor iş buldum. 2011 yılının nisan ayında Cebeci Mahallesi S Caddesi No:1 Kat:5 Sultangazi İstanbul adresinde bulunan ve daha sonra izinsiz çalıştığını, işverenlerin cemaatlerdeki ve siyasi partilerdeki ilişkileri ve görevleri 2/5 nedeniyle korkusuzca suç işlediklerini daha sonra öğrendiğim Pramit Yapı Denetim Ltd. Şti.’nde Ocak 2012 tarihine kadar çalıştım. AKP VE CHP TABANININ SULTANGAZİ BELEDİYESİ’NDEKİ RÜŞVET VE AHLÂKSIZ RÜŞVET OLAYLARINI İHBAR ETMEM, BENİ SUÇA ZORLAYAN İŞVERENLERİMDEN DAVACI VE ŞİKÂYETÇİ OLMAM SONUCUNDA : Bu klasörde yer alan İETT şoförünün olduğu gibi, ayrıca yemek yediğim ve oturduğum her yerde olduğu gibi kesintisiz olarak huzurumu bozup hakaret ve tehtid eden kişilerin hiç durmadan, yolda dururken bile kesintisiz olan kafamı yorma, oyalama, huzurumuz bozma şeklinde yıprattılar. Çalışamaz ve gelir sahibi olamayacak şekilde yaşattılar. Açmış olduğum davalara ek ifade ve kanıt sunmamı engellediler. Değişik iftiralar atarak bu iftiralara inanmış insanlar gibi davranarak bana kesitisiz olarak saldırdılar, terör uyguladılar. Şeriatın gücünü gösteriyoruz. Sapık öldürüyoruz. Devlet için çalışmayı red eden şerefsizi öldürüyoruz. Gammaz, ispiyoncu öldürüyoruz. Baş örtülü kıza küfür edeni öldürüyoruz. Jigolo öldürüyoruz. Irkçı öldürüyoruz. Allah için vurduk. Faşist öldürüyoruz. Savaş çocuğu ölüdürüyoruz…. Şeklinde sonu olmayan çok sayıda kışkırtma malzemesi iftiralar ve özel hayatıma , profesyonel hayatıma saldırarak beni günün 24 saati , yılın 365 günü boyunca huzursuz ettiler, huzurumu bozup ruh ve beden sağlığıma, cinsel dürtüleri kafamı yorduktan ve sinirlerimi yıprattıktan sonra arttırarak ve masturbasyona zorlayarak tecavüzden farkı olmayacak bir şekilde bedenimin dokunulmazlığına saldırdılar. Bana tecavüz etmeleri ve kesintisiz sarkıntılık uygulamaları, sarkıntılık için : Aramızda konuşuyoruz, sana ne. Telefonla konuşuyormuş gibi yaparak. Yüzlerce tesettürlü kadının sırayla yanımdan geçerek her birinin sapık iftira ve sapık hakaretler etmesi şeklinde, takip etmeden ve yanımdan geçerek. v.b. şekillerde huzurumu bozdular. Maltepe Aydınevler Mahallesi’ndeki adresimde beni öldürmeye teşebbüs ettiler, orada öldüremeyince ve ben internet sitelerimle yaklaşık 40 bin kişiye ulaşıp olayı duyurunca beni ihtiyarlatarak ceza verdiklerini, maddi durumumu gasp ederek ceza verdiklerini, akli dengeme saldırarak develeti büyük tazminatlardan kurtardıklarını iddia ederek iftira ve hakaretlerle ömrümü kısalttılar, terör uyguladılar. Olayların ayrıntılı anlatımı ve kanıtları ekteki dijital bilgi depolarında mevcut. Burada verdiğim sınırlı bilgiyi küçümeyip ekte PDF dosyası olarak sunduğum resmi internet sitelerimden verdiğim çok ayrıntılı bilgi ve tarifleri incelemenizi arz ederim. 3/5 İstanbul’da başvurduğum ve başvuru metinleri ekte bulunan adliyelerden şikâyetçiyim. BİMER başvurularımı sanıkların eline vererek T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı’nın açmış olduğu soruşturmaları savsaklayan, soruşturma dolandırıcılığı yapan, AKP ve CHP taraftarlarının uyguladığı teröre zemin hazırlayan Cumhuriyet savcılarından ve diğer devlet görevlilerinden şikâyetçiyim. Açılmış soruşturmalar nedeniyle soruşturulanların yakınları ve siyasi çevreleri bana terör uyguladı, ikamet ettiğim mekânlarda ve alışveriş yaptığım yerlerde “şeriatın gücünü gösteriyoruz, devlet için saldırıyoruz, … ceza veriyoruz, v.b.” şeklinde beni kesintisiz olarak huzursuz ederek yazı yazmamı ve normal beyinsel faaliyetlerimi bile sürdürmemi engelliyorlar. Daha ayrıntılı bilgiyi ekteki bilgi kaynaklardan almanızı arz ederim. Suçun bütünlüğü ilkesi gereğince ve hakkım olarak suçu tespit edilen herkesten, can ve mal güvenliğimi ortadan kaldıran görevli Cumhuriyet savcılarından, resmi işlemleri “standart prosedür, çok dosya var, v.b.” ifadlerler savsaklayan, adliye içinde huzurumu bozacak kasıtlı davranışlar sergileyerek korkutmaya ve adliyeleri güvensiz gösteren adliye personeli ve memurlarından şikâyetçiyim. Yazdığım bu şikâyet dilekçesini bile okumak için yeterli zamanım ve huzurum olmadığını bilgilerinize arz ederim. Bu şikâyet dilekçesini okumadan size sunuyorum. Saygılarımla, Cevat Çalışkan İnşaat Mühendisi T.C. Kimlik No: 15055262556 Ekler : A. Dijital ekler, ekteki dijital bilgi deposunda yer alıyorlar. 1. Mesleki Özgeçmişim 2. Resmi İnternet Sitemin İçeriği- Tüm bilgilerin eksiksiz olarak yer aldığı ve faili meçhul olmamı engelleyen internet sitesi. Soruşturma için tek başına yeterli bir kaynak. PDF formatındaki iki dosyadan oluşuyor. 3. Videolar ve Fotoğraflar – 3 Klasörden oluşuyorlar 4. UYAP’tan yapmış olduğum birkaç şikâyet örneği 5. Wordpress sitelerinin dışa aktarılmış birkaç örneği 6. Rüstem Avcı’nın birkaç fotoğrafı ve videosu 7. İstanbul Adliyelerinde işleme konulmuş evrakların dijital kalıpları 8. Çevre ve şehircilik bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’ne iki defa gittim. Görevlilere e-posta yoluyla ve şahsen yapmış olduğum başvuruların dijital kayıtları. Görevli müfettiş Jale İyem’in şirketi Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti.’nin dosyaları ile işlem yapmayacağını çünkü Beylikdüzü belediyesinden onaylı oldukların söylüyor. Evrak ve tutanakların sahte olduğunu şahsen bildirmeme rağmen ve Jale İyem yıllardır Belediyedeki görevlilerin kayırması ile, siyasi kaynaklı suç ortaklığı ile yaptığı için kendisi hakkında yasal işlem yapılmadan milyonlarca liralık dolandırıcılık yaptığını bile bile görevini yerine getirmedi. Ek – 8’de gerekli kanıtlar mevcut. 4/5 9. Çalışma hürriyetimin gasp edilmesine ve bana değişik şekillerde terör (ekonomik, şiddete dayalı, fiilen ,…) uygulanmasına destek veren ve/veya suç ortağı olan iş yerlerinin bir kısmı. Bu işylerine başvurda bulundum. Bazıları suça iştirak etti, bazılar sadece başvurumu içinde bulunduğum durum nedeniyle dikkate almadı. İşverenler korkutuldu, huzursuz edildi, kışkırtıldı bana iş vermemeleri için. Bir kısmı el yazısıyla ikinci bir evrak olarak dosyada yer alıyor, dijital kayıt olarak değil. 10. Kimlik bilgilerimin yer aldığ klasör. 11. Can güvenliğim için binlerce e-posta adresine yaydığım bilgilerden bir örnek. 13. Tehtid edenlerden bir örnek. Bugün başvuracağım için otobüs şoförü bana topluca saldırdıklarını söyleyerek, lâf atma şeklinde huzurumu bozdu. B.Dosyada el yazısıyla yer alan evraklar 12. Sanıklardan bazılarının kartvizitleri. Bu şikâyet dilekçesinin gönderileceği adres : HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU Konya Yolu No:70 Beşevler / ANKARA 06330 Tel: 0312 204 10 00 Faks: 0312 222 71 45 e-posta: [email protected] 5/5 T.C. İSTANBUL BAKIRKÖY CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA 14.02.2014 Müşteki : Cevat Çalışkan, T.C. Kimlik No: 15055262556, İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası Sicil No: 85497 , Cep Tel. : 0 537 057 68 68 (ve aktif olmayan 0 539 576 03 35) , E-posta : [email protected] , Web Sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com , Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18 D:2 Sultangazi İstanbul (Bu adres annem, babam ve kız kardeşimden oluşan aileme ait, ailemden Soruşturma Yıl / No : 2013 / 13103 ‘te şikâyetçiyim). Sanık: T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi Bakırköy / İstanbul Suçlama: 1. 2. 3. 4. 5. Gasp. Dolandırıcılık. İftira. Beden dokunumazlığıma saldırı. Yetkilerini kötüye kullanma. Suçun bütünlüğü ilkesi gereği ve hakkım olarak sanıkların diğer suç ortaklarından da şikâyetçiyim. Diğer sanıkların açık kimlikleri ekteki işleme konulmuş resmi başvuru metinlerinde mevcut. Şikâyetim ile bağlantısı olan soruşturma dosyaları açılmış durumda, görevli Cumhuriyet Savcılarına gerekli kanıt ve bilgileri sundum. Açık olan soruşturmalardan ikisi : 1. T.C. Adalet Bakanlığı Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu – Soruşturma Yıl / No : 2014/214 2. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı – Soruşturma Yıl / No: 2013 / 13103 Görev bölgeniz içinde bulunan T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi görevlileri kendilerinden şikâyetçi olduğumu yalanlayıp beni zan altında bırakıyorlar. T.C.K. kapsamında olan hapis cezalarını almaları için ve bana tazminat ödemelerini sağlamak için hiçbir şekilde dava açamadım, Aralık 2011’den beri kesintisiz saldırı içindeler. Kendilerin çalışma ve eğitim hürriyetimi gasp, adam kaçırma ve işkence, tehtid ve hakaret, maddi ve manevi zarar verme, terörist kışkırtmalar yapmak, tüm hak ve hürriyetlerime saldırı ile suçluyorum. Sanıklar bana işkence yapılmasına, işsiz kalmama, özel ve profesyonel hayatımın zarar görmesine, ömrüm kısalacak şekilde yıpratılmama, can güvenliğimi ortadan kaldıracak şekilde maddi ve manevi zararlara uğramama kasıtlı olarak neden oldular. Kamu görevlilerini ve siyasi toplulukları kışkrıttılar. CHP ve AKP İstanbul İl Örgütlerine bağlı çok sayıda şahıs, “Toplum adına, Türkiye, Türkiye için, Allah için, Türkiye istiyor, kâfiri öldürüyoruz, şeriatın gücünü gösteriyoruz, baş örtülü kıza küfür etmenin cezasını veriyoruz, devlete hizmet etmeyen şerefsiz, devletten şikâyetçi şerefsiz, devletten tazminat isteyen şerefsiz v.b. “ sloganlar ile öldürmeye teşebbüs ettiler, temel hak ve hürriyetlerim başta olmak üzere tüm haklarıma saldırdılar. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler ve şikâyetlerim ekteki evraklarda mevcut. 1/5 T.C. İstanbul ,T.C. İstanbul Anadolu, T.C. Gaziosmanpaşa adliylerindeki evrak kayıt memurları ve diğer adliye çalışanları beni adliye içinde huzursuz edecek, korkutacak şekilde sözlü sarkıntılık ve tartışma yaratacak davranışlarda bulundular. Kendileri ile tartışmak istemedim, ancak görevlerini kötüye kullanmak (işlemleri savsaklayacak ve evrakların sevki, hakimin önüne konulması, işlem sürelerinin geciktirilmesi, aynı konuyla ilgili 3 adet mahkeme kararını iftira ile çıkararak 3 değişik adliyede birbirinden bağımsız yasadışı işlem yapmaları, itiraz ve şikâyetlerimi savsaklayarak ve geciktirerek yasadışı soruşturmaları sanık olan polis merkezlerine yaptırmaları, v.b.) için beni adliye dışında ve adliye sınırları içinde kızdıracak şekilde namusuma ve şerefime hakaretler, terörist tehtidler savurdular. Bu nedenle evraklarda yer alan açıklamalarda imlâ ve anlatım bozuklukları var. Başvurularım eksik bilgi ve kanıt içeriyor çünkü ikamet ettiğim adreslerde 3 saatten fazla uyumamı, yeterince iyi beslenmemi engelleyecek şekilde taciz ve tehtid edildim. Beden dokunulmazlığım sözlü cinsel tacizler ile saldırıya uğradı. Bunların sonucunda çalışamayacak ve aramızda düşmanlık olan aileme muhtaç kalacak kadar yorgun ve iş göremez şekilde gezdim. İş bulmamı engellediler, iş için başvurduğum iş yeri temsilcilerine tehtid ettirdiler. Savcılıklara şikâyet dilkeçesi ve kanıt veremedim, temel ihtiyaçlarımı karşılayamayacak kadar yorgun ve aç bırakıldım. Günün 24 saati boyunca sözlü taciz, terörist tehtidler altında yaşadım. Bütün bu sorunlarımın sorumlusu T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi görevlileri çünkü işverenlerim ve haklarında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum diğer şahıslar, kamu görevlileri beni tehtid ve işkence ile Aralık 2011 tarihinden beri dava etmek isteyip dava etmem engellenmiş T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi’ne cebren kapatıp haklarındaki suçlamalarımdan kurtulmaya çalışıyorlar. Kendileri ile ilgili suçlamalarımı resmi internet sitelerimde (www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com) iki yıldır yazıyorum, her gün terörist tehtid ve işkenceye maruz kaldığım için yaptığım açıklamalar küfürlü. Kendilerine internet sitelerimde eleştiriler ve namuslarının, şereflerinin olmadığını ortaya koyan, kanıtlayan bilgiler yayınlıyorum. Benden davacı olmak yerine, bana dava açma hürriyetimi gasp edecek şekilde saldırıyorlar. Beni iş göremez, akıl hastası ve ruh hastası, sapık eğilimleri olan devlet düşmanı, ihbar delisi gibi iftiralar ile zan altında bırakıp İstanbul’daki Kürt ve Laz kökenli vatandaşları bana değişik şekillerde saldırmaları için kışkırıtıyorlar. “Pis kokan Türk, iğrenç Türk, sapık milliyetçi, .v.b.” hakaretlere maruz kalıyorum. Terör örgütü PKK’nın sempatizanları ve bölücüler her iş yerinde ve her alışveriş merkezinde bana hakaretler ve tehtidler savuruyor, beni kesintisiz olarak maddi ve manevi zararlara uğratıyorlar. Türk Ceza Kanununda yer alan çok sayıdaki suçu işleyen işverenlerim beni suça zorluyordu. Mesleki özgeçmişim ektedir. Ben suç işlemeyip onların iş yerlerinden kaçınca beni tehtid edip tüm haklarımı (çalışma, yaşam, dava açma,..) gasp etmek üzere harekete geçtiler. Siyasi partilerde ve dini topluluklarda yöneticilik görevi almış, kışkırtma ile siyaset yapan şahıslar oldukları için siyasi kavga maskesi altında saldırıp kendilerinden davacı olmamı engellediler. Bu nedenle sanıkların listesi çok kalabalık, binlerce taraftarları bana Aralık 2011 tarihinden beri kesintisiz olarak değişik şekillerde ve kesintisiz olarak maddi , manevi zararlar verdi. Kendileri ile alâkası olan iş yerlerinde iş bulmamı sağlayarak o iş yerlerinde namusuma ve şerefime hakaretler, terörist tehtidler savurdular. Eğer şikâyetimden vazgeçip onların dava 2/5 edilmesini önlemezsem ve teşhir ettiğim rüşvet verme ve alma, kamu ihalesi yolsuzluğu, dolandırıcılık, sahtecilik, vergi kaçırma, fuhuş v.b. suçları yalanlamazsam, kendi akli dengeme iftira atacak şekilde kendi isteğimle bir akıl hastanesine yatmazsam beni öldüreceklerini, ömür boyu işsiz bırakacaklarını v.b. şeyleri söyleyip kesintisiz olarak tehtid ettiler, ettirdiler. Yeterince uyumamı ve beslenmemi engelleyerek, beden sağlığıma ve dokunulmazlığıma saldırarak, terörist tehtidler ve namusuma, şerefime hakaretler savurarak her zaman uykusuz ve aç gezmeme neden oldular. Beni aşırı yorgunluk ve açlıkla cezalandırdıklarını, gelir sahibi olmamı engelleyerek ceza verdiklerini iddia ederek her yerde sorunlar yaşamama neden oldular, benim sindirilmemi siyasi harekete dönüştürdüler. Bugün Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde 2. Katta polis memuru Selâmi ile görüşerek vesayet kısıtlama mahkeme dosyası için ifade vermek için adı geçen polis memuru tarafından dün çağırıldım. Bütün bu saldırıların sebebi BİMER başvurularımla T.C. Adalet Bakanlığı, T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından açılan soruşturmalardır. Sanık devlet memurlarının yakınlarının, kışkırtmaları sonucunda bana saldıran siyasi/etnik grup/terörist taraftarlarının, meslektaş ve iş arkadaşlarının saldırına uğradım. Hepsi beni “sanık hastaneden milyonlarca liralık korkunç bir tazimanat isteyen devlet düşmanı” ifadesi ile karalayarak öldürülmem ve yıpratılmam için kışkırtma yaptılar. En son olarak şu soruşturma açıldı: Kendisi sanık olduğu için uzun süre bekleyen ve saldırganların tüm ekonomik gücümü yok etmelerini, aylarca işsiz kalmamı ve her girdiğim iş yerine karalanmamı, suça zorlanmamı sağlayan Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ifademi almak ve işlem yapmak üzere harekete geçti. 3/5 6 Ağustos 2013 tarihinde beni öldürtmeye çalışan işverenlerimin suçlarını İstanbul Fatih Vergi Dairesine şikâyet etmiştim, oranın yöneticisi Osman Balcı bilgileri ve dilekçemi almıştı. Bana başvuru numarası verildi, ancak sanıklar arasında büyük ve önemli müteahhitler, siyasi partilerde görevi olan ve/veya şeriatçı topluluklarda güç sahibi yöneticiler yer aldığı için beni Küçükyalı Polis Merkezi’ne bağlı polis ekibi kaçırdı ve kanunsuz bir şekilde Erenköy’deki akıl hastanesine kapatıp özgürlüğümü gasp etti. T.C. İstanbul Adliyesi’nden T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi dosyası çalındı, akıl hastanesinden çıkınca dosyayı çalanları şikâyet ettim. Benim iş durumumu bozmaya devam ettiler, AKP kadın kolları eski başkanının yanında işe sokup aylarca beni tehtid ettirdiler, hakaretlere maruz kalmamı ve yıpratılmamı sağladılar. Önceki saladırılarını şeriatçılarla ulusalcı arasındaki kavga olarak gösterdiler. Jale İyem (AKP kadın kolları eski başkanı, tüm işleri yasadışı olan, Beylikdüzü ve Esenyurt Belediyelerindeki siyasi yandaşlarının sahte tutanak ve belgeleri ile milyonlarca TL değerinde yasadışı işler yapan bir siyasetçi) ve ortağı olan Muammer Budak’ın (Esenyurt BBP ilçe başkanı) yasadışı işlerini üzerime yıkarak Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne benim hakkımda soruşturma açtırdılar. Bunu BİMER şikâyetimi kasıtlı olarak Sultangazi Kaymakamlığı’na yönlendirip benim şikâyetimi benim alehime kullanacak şekilde soruşturma açtılar. 11 Şubat 2014 tarihinde vergi dairesini şikâyet etmem üzerine aynı sanıklar yasadışı servetlerini kurtarmak için harekete geçti, kendileri rüşvet vererek ve alarak iş yapan kişiler olarak bilinmektedir. Ben kendim şahsen onların çok sayıdaki rüşvet suçlarının şahidiyim. Önemli işverenlerden biri müteahhit Ferit Rızvanoğlu’dur. Kendisi başbakanımızın arkadaşı olarak bilinmektedir ve bana saldıran, karalayan iş yerlerinin çok büyük kısmı AKP , CHP iş çevrelerine bağlı. Ferit Rızvanoğlu görevli olduğum İSKİ Genel Müdürlüğü 2. Binası İnşaatı İhalesi ihalesinin gerçek sahibi. Çok sayıda (7-8 adet veya daha fazla) paravan şirketle çok sayıdaki kamu ihalesini başkaları üzerine göstererek almış. Ben şantiyeye gizlice geldiğinde kendisine rapor veriyordum, firma ile aramızda tartışma çıkması sonucunda beni yok etmek için siyasi, terörist saldırı maskesi altında yıprattılar, öldürmeye teşebbüs ettiler. Ferit Rızanvanoğlu’nun bildiğim iki ihalesi İSKİ Genel Müdürlüğü 2. Binası İnşaatı (Nurtepe , Kâğıthane, İstanbul’da bulunyor. 12 milyon TL maliyeti, 48 milyon 211 bin TL civarında toplam ihale bedeli var) ve Sultangazi Belediyesi İnşaatı ( Sultangazi İstanbul’da bulunuyor, 12 milyon TL civarında maliyeti, 48 milyon 400 bin TL civarında toplam ihale bedeli var). Bu şantiyelerde ihale şartnamesine uygun kalifiye eleman çalıştırılmadığı için imalâtlar korkunç derecede hatalı yapılıyor, beni de tehtid altında tutup bazı hatalı imalâtları imzalattılar. Ancak bu hatalı imalâtları rüşvet ve hediyeler verdikleri İSKİ kontrol görevlileri de onaylıyordu. Bugün ifade vereceğim için yeterince uyumamı engellediler, az yiyecek verdiler. Aşırı yorgun durumdayım. Ailem de açılmış olan soruşturmalarda sanık olduğu için bazen işkence sayılacak kadar çok taciz ve tehtid ettiriyor, son 3 gün sadece uykudan uyandırıp halsiz kalmamı engelleyecek şekilde hareket ettiler. Ancak Aralık 2011’den beri işkence olan bir kesintisiz taciz, tehtid, hakaret, zan altında tutarak maddi ve manevi zararlara uğratacak ithamlar v.b. şeyler ile beni ikamet ettiğim sokaktaki komşularla acılar ve yorgunluk içinde yaşattılar. “Annesine küfür eden sapık, jigolo, masturbasyon sapığı, her yerde masturbasyon yapan sapık, pornocu, kâfir , baş örtülü kız düşmanı v.b.” hakaretler ile diğe sanıkları kışkırtıp beni bu iftiraları kasıtlı olarak inanacak ve suç ortağı olacak iş yerlerine soktular. Böylece yıllarca iş performansım düşük ve başarısız olacak şekilde, tek sayfa mesleki yayın okumama izin 4/5 vermeyecek ve tüm paramı uyuyacak ve dinlenecek bir yer bulmak için harcayacak şekilde yaşattılar. Cinsel ve özel hayatıma saldırdılar, sabahlara kadar cinsel sözlü tacizler ile ve aşırı yorgunluk ile işkence yaptılar. Bu tam anlamıyla tecavüz. Daha ayrıntılı bilgi ekteki evraklarda mevcut. Sanık akıl hastanesine kapatılmam amacıyla bana ailem, işverenlerim, bağlı oldukları siyasi partilerin temsilcileri ve taraftarları, terör sempatizanları ve diğer sanıklar beni “devletten tazminat isteyen şerefsiz” ifadesini kullanarak yıprattılar. Hiçbir şikâyetimden sonuç çıkmadı, hiçbir duruşma olmadan Aralık 2011 tarihinden beri kesintisiz terör saldırıları altında yaşadım. Açık kimliklerini verebileceğim ve/veya görürsem tanıyabileceğim bazı kamu görevlilerinden şikâyetçi olduğum için defalarca İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ilçe Emniyet Müdürlüklerinde görevli polis memurları tarafından kaçırılarak Bakırköy’de bulunan ruh ve akıl hastalıkları hastanesine kapatıldım. Ailem de suç ortakları oldu, beraberce eğitim ve çalışma hürriyetimi gasp ettiler. Polis memurlarından her şikâyetçi olduğumda ailem, aile içinde suni kavga ve aile içi şiddet vakası yaratıp beni polis memurları ile birlikte kaçırdı. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünden 2010 yılında mezun oldum. Eğitimim, Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ile beraber beni keyfi olarak kaçıran ailem nedeniyle zarar gördü. Eğitimim, beni defalarca okuldan mezun olmamı engelleyecek şekilde cebren akıl hastanesine kapatan ailem nedeniyle 1995-2010 yılları arasında, yani çok uzun sürdü. Ancak zekâ seviyem ve eğitimim kaliteli olduğu için her ne kadar kitap okumam, mesleki araştırmalar yapmam, yeterince uyumam, para kazanmam, borçlarımı ödemem engellenmiş olsa da başarılar sergiledim. 33 bina benim çizmiş olduğum projeler ile inşaa edildi. 2 kamu ihalesinin teknik işlerinde görev aldım. Ancak hatalı imalâtları, işverenlerin T.C.K. kapsamında olan suçlarını üzerime yıkmak için akli dengeme ve başarıma iftiralar attılar, beni dolandırarak adi suçlara bulaştırmaya çalıştılar. Ayakta duramayacak kadar ve ölümüme sebep olacak şekilde aç, terörist saldırılar nedeniyle ölüm tehlikesi içinde tutatarak para karşılığında bazı evrakları imzalatıp saygınlığıma iftiralar attılar. Atatürk Milliyetçisi Neofaşist’im , şiddet eylemlerine karşı olan, Anayasal düzeni koruyan ve milliyetçi çalışmaların ülkenin büyük yatırımlar ile güçlendirilmesi ile, somut şeyler ile yapılması gerektiğini savunan bir milliyetçiyim. Mustafa Kemal Atatürk dışında başkasının liderliğini kabul etmediğim için bu dünya görüşümü kullanarak bana yaptıkları saldırıları siyasi kavga maskesi altında yaptılar. Aslında tüm saldırıların nedeni açılmış olan bakanlık soruşturmaları ve benim hapis cezası, taziminat taleplerim idi. “Sana atacılığın cezasını verdik” diyerek tehtid etmeye ve hakaret etmeye devam ediyorlar. Otobüs, metrobüs, metro, tramvay, dolmuş ve her türlü ulaşım aracında “şeriatın gücünü gösteriyoruz” diyerek kesintisi tehtid ile yorgun ve iş göremez tutuyorlar, AKP ve CHP belediyelerinin siyasi zabıtalarına şikâyet ediyorlar, tehtid ettiriyorlar. Sürekli zabıt tutturuyorlar, aşırı derecede aç ve halsiz bırakarak sokaktan zabıtalara toplatmaya çalışıyorlar. Tüm paramı ve zamanımı tükettiler, ömrümü kısaltacak şekilde yıprattılar. Yukarıda ve ekteki evraklarda haklarında bilgi vermiş olduğum sanıklardan şikâyetçiyim. Suçlamaları somut şekilde ortaya koyacak bilgileri ekte veriyorum. Saygılarımla, 5/5 Ek – 4 : 09.12.2013 İlgi : Dosya Yıl / No : 2013 / 1381 ile ilgili Bana savunma hakkı vermeden vesayetimin kısıtlanamsından sorumlu olan herkesten davacı ve şikâyetçiyim. T.C. Devletinin resmi internet sitesinde (www.turkiye.gov.tr) yer alan açık bilgiye göre daha önce açılmış olan haksız ve kasıtlı vesayet kısıtlama davalarına itirazlarımda açıkça dava ve şikâyet etmiş olduğum sanıklar benim vesayetimin kısıtlanmasını talep etmiş ve bu talepleri bana savunma hakkı verilmeden kabul edilmiş. Bana daha ayrıntılı, somut bilgi ve kanıt sunmam için süre verilmesini arz ederim, yasaların bana vermiş olduğu savunma hakkımı talep ediyorum. Bu davaların açılmış olduğu adliyelerin personellerini T.C. Adalet bakanlığına şikâyet etmiş olduğum için adliye personeli ve Cumhuriyet savcıları soruşturma kararlarını savsakladı, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerinde sanık olan şahısların bana açıkça maddi ve manevi zarar vermesine izin verdiler, can güvenliğimin tehtid edilmesine müdahale etmediler. İnternette düzenli olarak yayın yapmam ve gelişmeleri günü gününe anlatmam nedeniyle sanıklar beni öldüremedi, çok sayıda iftiralar attılar, bu iftiraları mesnet alarak bana maddi ve manevi saldırılar düzenlediler, çalışma hürriyetimi gasp ettiler. BİMER’e yapmış olduğum şikâyetler 7-8 ay sonra Cumhuriyet Savcısına (T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi Ek Hizmet Binası 5. Kat) gönderildi, aynı adliyede açılmış olan vesayet kısıtlama davasında haklarında şikâyetim olan sanıklarla ilgili şikâyet metnim yer alıyor ve bu savsaklama süresi içinde tüm profesyonel, ekonomik, özel hayatım saldırıya uğradı. Sanıkların siyasi ve dini topluluklarda sözü geçen yönetici ve iş adamı olmaları nedeniyle binlerce taraftarlarının saldırısına uğradım. Toplumu bana zarar vermesi için ödül adı altında paralar vermeyi taahhüt ederek kışkırttılar. Kesintisiz olarak hakaretlere ve iftiralara maruz kalmam, günde 3saatten fazla uyumama izin vermeyecek şekilde ailem ve sanıklar tarafında kesintisiz tehtid ve taciz altında olmam, 11 Haziran 2013 tarihinde dava etmiş olduğum İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri’nin benimle eğlenerek ve tehtid ederek beni kışkırtması nedeniyle internetteki yayınlarıma ASELSAN tarafından çözümsüz ve durdurulamaz olduğu onaylanmış olan, tamamen benim tasarımım olan terörist saldırı yöntemleri yayarak ülke güvenliğini tehlikeye attım. Bana günlerce işkence yapmıştılar ve ayakta duramayacak kadar çok yıpranmıştım. Aylarca ve yıllarca beni çok sayıda suça bulaştırmaya çalıştılar, suçları işleyenleri ve suç işleyen, beni 1 sanıklar adına tehtid eden işverenlerimi BİMER başvurularımla, adliyelere vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri ile ihbar ve şikâyet ettim. Karakollar hiçbir adli vakaya müdahale etmedi, savcılık emri olmadan bir şey yapamayacaklarını söylediler, hiçbir şekilde ihbar veya şikâyet kabul etmediler. Adliye sınırları içinde adliye personelinin tacizi altında yazdığım şikâyet dilekçeleri yetersiz bulundu, savcılar tarafsız davranmadı, kasıtlı olarak hatalı yorumlar yaptılar, tek soruşturma ile sona erecek maduriyetimi sona erdirmek yerine çok sayıda adli vakanın meydana gelmesine izin verdiler. Çok sayıda şikâyet dilekçesi vermeme neden oldular. Her bir olayın diğerlerinden bağımsız olduğunu ve her biri için ayrı şikâyet dilekçesi vermem gerektiğini söyleyerek çok sayıda dava açmama neden oldular ve taraflı davranarak bu davalara takipsizlik verdiler. Elimdeki resmi evrakları çok sayıda dosyaya dağıtmame neden oldular ve bunlar topluca ifade ettikleri anlamı kaybettiler, tüm evrak ve dosyaların birleştirilmesini arz ederim. Kanıt sunmamı ve temel ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar bile para kazanmama izin vermeyen sanıklar bana ömrümü kısaltacak kadar fiziksel ve maddi zarar verdiler, sosyal yardım almaya zorladılar, sosyal yardım aldığım kaymakamlık ve belediyeler beni sorgulayarak aldıkları bilgileri sanıklara destek vermek için kullandılar. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki başvurumda Maltepe ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüklerini ve Kaymakamlıklarını suçladım, şikâyetçiyim. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı olan birimlere defalaca telefonla başvurdum, yüzyüze görüşmeye çağırıp işlem yapmadan defalarca geri gönderdiler, tüm paramı ve zamanımı davalarımla, şikâyetlerimle tükettiler. Kısıtlama talebini kabul eden hakimin kararına savunma hakkımı talep ederek itiraz ediyorum, bu haksız kararı vermiş olduğu için yukarıda numarası ve yılı verilmiş olan dosyanın başka bir hakime verilmesini arz ve talep ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden şikâyetçi ve davacıyım. Hakkımda açılmış olan 3 vesayet kısıtlama davasının birleştirilmesini arz ederim. İlk iki vesayet kısıtlama davası hakkında sunmuş olduğum resmi şikâyet dilekçelerimde (bu şikâyet dilekçelerimin içerdiği bilgiyi ek olarak veriyorum, biri resmi UYAP sistemine kayıtlı, ikincisini tarayan G.O.P. tevzi bürosu bana herhangi bir belge vermedi, “tarandı” diye kaşe vurdu) kısıtlama talep eden kurumu açıkça suçlamıştım. Sanıklar bu iki dava hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen 3. bir dava açarak bu mahkemede bana savunma hakkı vermeden vesayetimi kısıtlamışlar. T.C. Sağlık Bakanlığı , T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı’ndan davacı olduğum için haksız şekilde vesayetimin kısıtlanmasından sorumlu olanlar hakkında kamu yararına ceza davası açılmasını ve bana kişi başına 50 000 Türk Lirası tazminat ödemelerini arz ederim. Başka bir dava nedeniyle aramızda düşmanlık olan anne ve babama vesayetimi vermek üzere tüm profesyonel ve özel hayatıma saldıran, ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati süren sözlü taciz ve hakaretler ile işkence yapanlardan şikâyetçi ve davacıyım. Resmi kurumlarda görevli özel güvenlik şirketleri (bu özel güvenlik şirketlerinden biri adliyenizde görevli ve adliyenize başvurularım sırasında beni değişik 2 şekillerde taciz eden ve korkutmaya çalışan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi’dir, kanıt olarak adliyelerdeki güvenlik kamerası görüntülerini sunuyorum ) ve kamu görevlileri ile ilgili suçlamalarım olması nedeniyle girmiş olduğum işyerlerinde beni işverenlerime tethtid ettiren ve iftira ile işten kovduran sanıklardan şikâyetçiyim. Bu işverenler ve işledikleri suçlar hakkındaki ayrıntılı bilgileri 2013 yılı içinde vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri sonucunda açılmış olan soruşturmaların dosyalarında mevcut. 2013 yılında vermiş olduğum tüm şikâyet dilekçeleri sonucunda açılmış tüm soruşturma dosyalarının, BİMER başvurularımın, İEM’ne internet aracılığı ile yapmış olduğum tüm ihbar ve şikâyetlerin bir araya getirilmesini arz ederim. Bunlar 3 adliyeye çok sayıda dosyaya dağıtılarak bütünlüğü ve anlamı bozulmuştur. Bütün bu adli vakaların sebebi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli ve rüşvet alan polis memurlarını internette komik duruma düşürecek şekilde teşhir etmem ve İstanbul’da görevli polis memurlarının “ceza veriyoruz” diyerek beni kötü durumlara sokarak ve aç bırakarak işkence yaptırması, dava açmam sonucunda adliye personeli ve özel güvenlik şirketleri ile birlikte hukuki ehliyetimi gasp edecek saldırılar düzenlemesidir. Birleştirilmesini istediğim vesayet kısıtlama davaları ve bunlara itiraz etmem sonucunda resmi yolla dolandırıcılık yapmak için açılmış olan 3. Vesayet kısıtlama davasının bilgileri şöyle: 3 Anne ve babamdan defalarca şikâyetçi olmuş olmama rağmen vesayetimi onlara vermek için soruşturma dosyalarını savsaklayan adliye personeli ve Cumhuriyet savcılarından şikâyetçiyim, bana ikamet ettiğim adreslerde günlerce süren işkence yaparak çalışma hürriyetimi gasp ettiler, boşgezer ve ailesinden para alan başarısız, hasta inşaat mühendisi olarak göstermeye çalıştılar, iş saatlerinde yönetici ve çalışanarın tehtid ve hakaretler savurması ile, beni emniyet mensupları adına tehtid etmeleri ile dikkatimi bozdurup çalışmamı engellediler. Çalıştığım iş yerlerindeki çalışanlar açık şekilde küfür, cinsel ithamlar, şerefsiz hakaretler ile inşaat mühendisi olarak verimli çalışmamı engellediler. Yüzlerine konuşup bu hareketlerini söylediğim zaman inkâr edip bana “saçmalayan deli, yalan söyleyen ve tehtid eden dengesiz” şeklinde ithamlarda bulundular. Bu olay girdiğim her iş yerinde meydana geldi. İş bulamamam için ve avukat ücreti ödeyememem için beni işvernlerimin suçlarını ihbar eden “ispiyoncu, gammaz” diye duyurdular. İşverenlerim ile ilgili açık ihbar ve şikâyetlerim var, işledikleri suçları , elde ettikleri yasadışı gelirleri İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı birimlere şahsen başvurarak ve e-posta göndererek, www.iem.gov.tr resmi internet sitesinde ihbar ve şikâyet göndererek anlattım. Ancak sanık İEM görevlileri olduğu için sanıkların işlemiş olduğu suçları görmezden gelerek beni sanıklara tehtid ettirdiler, maddiyatta dayalı 4 tehtidler savurdular, can güvenliğimi tehtid edecek siyasi kışkırtmalar yaptılar. CHP İl Yönetimi, Süleymancılar Cemaati ve AKP taraftarları resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da bu resmi ihbarları yayınlamam nedeniyle bana maddi ve manevi saldırılar düzenledi. Sanıklar çok sayıda işvereni bana attıkları iftiralar (jigolo, sapık, ırkçı, kürt düşmanı, devlete dava açan şerefsiz, masturbasyon sapığı, küçük kız sapığı, din düşmanı, ateist, dolandırıcı, anasını sinkaf ettikleri kişi, şerefini sinkaf ettikleri kişi, karısını sinkaf ettikleri kişi v.b. aşağılık hakeret ve iftiralar ile benin günün 24 saati, haftnın 7 günü yıprattılar) ile kışkırtıp iş bulmamı engellediler, kendi çevrelerinde ve iftiralarında destek verecek, suça bulaşmış iş yerlerine işe aldırttılar. O işyerlerinde maddi tehtid ile ( Sanık olan Tepe Özel Güvenlik Şirketi HSBC bankasında görevli ve o bankanın alacak yönetimi birimi kritik dönemlerde cebimdeki tüm nakiti yok edecek şekilde beni tehtid ediyordu, gelirimi yok eden sanıklara destek vermek için beni sürekli tehtid ediyor ve sorguluyordu. Maltepe Aydınevler Mahallesi’ndeki Ted Rönesans Koleji Şantiye’sine iş verdirterek getirip orada bana saldırı düzenledi çünkü kendileri ilgili şikâyetlerimi sosyal paylaşım sitelerine yıllardır yazıyorum ve bu olay çok kişi tarafından öğrenilmişti, o güvenik şirketini öğrencilik yıllarımda beni kaçırıp işkence yaptırmakla, iftira ile akıl hastanesine kapattırmakla suçluyordum) ve can güvenliğimi tehtid ederek, iftiralar attılar, baskı ve tehtid altında tutarak sanıkların iddialarını kabul ettirmeye teşebbüs ettiler. Ben haklarımdan ve suçlamalarımdan vazgeçmedim. Yapmış olduğum telefon konuşmalarıyla sanıkların yüzüne suçlamalarımı söylemiş ve haklarında vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini defalarca anlatmıştım, kendileri ile ilgili resmi şikâyetim olduğunu ve bu şikâyetimin dosyasının T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (Soruşturma Yıl/No: 2013 / 78622 ve Soruşturma No : 2013/98392 ve bunlara takipsizlik itirazım olan 2013/ 2 – 4861 ) olduğunu söylemiştim. Sanıklar kendilerini suçladığım için görev ve yetkilerini kendi yasadışı çıkarları için kullanarak beni ikamet ettiğim adresten tehtid ve zorla kaçırıp kısıtlamayı talep eden hastaneye götürmüştü. Sanıklar hakkındaki ağır ceza mahkemesi başvurumu 19 Ağustos 2013 tarihimde yapmıştım, beni o başvurudan 3 gün sonra sonra ikamet ettiğim adrese gelerek kaçırdılar ve akıl hastanesine kendi isteğim dışında kapatarak tehtid altına aldılar, hastane hekimleri meslek ahlâkına yakışmayacak şekilde beni tehtid etti ve benimle eğlediler, beni tehtid ve baskı altında tutmak için iftira bir teşhis koydular. Tehtid ile ailemin yanında yaşamaya zorladılar. Tüm maddi imkânlarımı yok ettikleri için sokakta yaşamam mümkün değildi, beni ailemle yaşamaya zorladılar. Beni kaçırmadan önce ikamet ettiğim adreste de günün 24 saati işkence olan sözlü şiddet ve hakaretlere maruz kaldım, beni uykusuz bıraktıkları için ve beynimi acıtacak kadar taciz ettikleri için inşaat mühendisi çalışmalarımı yapamadım. İş için başvurduğum proje büroları ve şirketler benden örnek çalışmalar istedi, tek sayfa okuymadım taciz, tehtid ve işkenceler nedeniyle. Ailem ikamet ettiğim adresteki komşular ile anlaşmalı olarak beni günlerce sözlü tacizler ve suni kavgalar, sözlü şiddet ve sataşmalar ile yordu, günlerce uykusuz 5 bıratı. Annem ve babam karşımda durup her şeyi inkâr ediyor, kavga çıkarıp tutuklatmak için sözlü şiddet ile kışkırtıyor, günlerce eziyet etmiş oldukları için benden fuzuli tehtidler ve hakaretler gasp ediyordular. Annem ve babam yüzüme konuşmuyor, yan odalardan beni tımarhaneye kapattıracaklarını, bana akıl hastası görünüşü kazandırmak için tüm sağlığımı ve vücudumu bozduklarını, beden sağlıma zarar verip “masturbasyoncu olduğunu tespit ettik demek” istediklerini söylüyordular. Onlarla yüz yüze konuştuğum zaman her şeyi inkâr ediyor ve beni kışkırtıyor, evde şiddet olayı yaratmaya ve tutuklatmaya teşebbüs ediyordular. Savcılıklardaki resmi şikâyetlerim savsaklandı. Bu durumda tüm maddi imkânlarımı, çalışma hürriyetimi, hatta geçmişte almış olduğum binlerce lira değerindeki kitaplarımı ve eğitim malzemelerimi kaybettim, her şeyi ziyan ettiler. Kısıtlamayı talep eden hastaneye yatışımı kabul ettiğimi belirten herhangi bir belge imzalamamıştım. Hastane çalışanları sürekli olarak uzaktan sözlü tacizler ve tehtidler beni huzursuz etti. Beni bazen sinirlendirdiler, bazen de ağlattılar. Sorumlu doktorlar akli dengeme iftira atacak şekilde teşhis koydu. Beni tehtidle kontrollere çağırdılar. 5 Aralık 2013 tarihine randevu verdiler, ancak kendileri ile ilgili resmi şikâyetlerimi dile getirdiğim için dava açma hürriyetimi gasp etmek üzerek harekete geçtiler ve yetkilerini yasadışı şekilde kendi çıkarları için kullanarak hakkımda kısıtlama kararı çıkardılar. Anlaşmalı oldukları ve beni kaçırarak hürriyetimi gasp eden ve T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık olan karakolla anlaşmalı olarak beni aynı hastaneye kapatmaya teşebbüs ettiler, karakolla yapmış olduğum telefon konuşmaları ve resmi şikâyetlerimi yüzlerine vurmam sonucunda sanık devlet hastanesine bilgi verdiler ve sanık hasta beni muayene etmeden kısıtlama talep etti, daha önce kısıtlama kararına gerek olmadığını söylemiştiler. T.C. devlet hastanelerinin özgürlüğünü gasp ettikleri vatandaşlar hakkında sonradan mahkeme açtırmaları ve bu yasadışı davranışlarını haklamalarını şerefsizlik olarak değerlendiriyorum. Mahkemenizin sanık hastaneyi haklı kabul ederse ve vesayetimi kısıtlarsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından ayrılmayı talep ediyorum, böyle bir şerefsizlik yapacak olan devlete bağlı kalmayı insanlık onuruma yakıştırmıyorum. Açılmış olan bu dava kamu yararına değil, davacı ve şikâyetçi olduğum çok sayıda sanık Türkiye Cumhuriyeti devlet memurunun suçlarını gizlemek, dava açılmasını engellemek amacıyla dava açma hürriyetimi gasp etmektir. Konuyla ilgili özet bilgi ve kanıtlar aşağıda bulunuyor. Hakkımda 3 adet vesayet davası açılmasına sebep olanlardan, bu davaları açtıran devlet memuru ve sivil şahısları dolandırıcılık ve işkence ile suçluyorum, her birinden kişi başına 50 000 Türk Lirası tazminat talep ediyorum. Kanıtlar : 1. Tüm iletişim hatlarımın ve internet profillerimin, resmi internet sitelerimin incelenmesi ilgili birimlerce incelenmesi için izin veriyorum. Telefon hatlarım 0 539 576 03 35 ve 0 537 057 68 68 (geçmişte kullanmış diğer hatları da inceleyebilirsiniz), e-posta adreslerim [email protected] , [email protected] 6 2. 3. 4. 5. , [email protected] , [email protected] ( geçmişte kullanmış olduğum ve sonradan kaybettiğim [email protected] ) , resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.com ve www.cevatcaliskan.net , sosyal paylaşım sitesi profillerim www.facebook.com/cevatali , www.facebook.com/djevatali zaman sınırlaması olarak incelenirse ortaya somut kanıtlar çıkar. O sitelerdeki videolar ve yazılar yabancı ülkeler tarafından da bilinen ve işkenceyi kanıtlayan bilgiler içeriyor. T.C. Anadolu Adliyesi, T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi, T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde açmış olduğum davalar, bu davalarda adliye personelinin tehtid ve yanıltıcı, dolandırıcı eylemlerini kanıtlayan adliye güvenlik kamerası görüntüleri. Soruşturma sonuçlarının bana tebliği edilmesi sürelerinin normal sürelerin çok üzerinde olması. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy Emniyet Müdürlüğü, Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve bunlara bağlı karakol, polis merkezi ve şubelerine defalarca gitmiş olmama rağmen polis memurlarının değişik bahaneler ve iftiralar ile bana uygulanan işkenceye müdahale etmemiş olmasını, can ve mal güvenliğimi sağlamamış olmasını. T.C. Adalet bakanlığına göndermiş olduğum biri kanıtları içeren iki şikâyet dilekçemi. kanıt olarak sunuyorum. Gerekli görüldüğünde ifademin başvurulmasına, yorum yapılmamasını, somut bilgiler ile hareket edilmesini arz ederim. T.C. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olan, yukarıda yılı ve dosya numarası verilmiş olan dava kamu yararına değildir, başka dava ve mahkemelerde suçlamış olduğum sanıkların hukuki ehliyetimi gasp ve kendilerine ceza davası açılması amacıyla şikâyet dilekçesi vermemi engellemeye yöneliktir. Bu sanıklar daha önce yalancı ihbarlar ile iki vesayet kısıtlama davası açtılar ve bu davalara itiraz dilekçelerimde açık şekilde kendilerini suçladım, bu itiraz dilekçelerinin metinlerini açık şekilde resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da yayınladım. 11 Haziran 2013 tarihinde Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünü suçladım ( Soruşturma No: 2013 / 78622 ) ve görevli cumhuriyet savcıları suçlamamı kendilerine ayrıntılı olarak arz etmeme rağmen hukuk eğitimi almamış olmamdan faydalanarak, kasıtlı olarak yoruma açık eksik ifade vermeme neden oldular. Sanıklar ve soruşturmada taraf tutmakla suçladığım Cumhuriyet savcıları hakkında takipsizlik itiraz dilekçem adliyenizin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde incelenmekte. Adliyenizin personeli beni kesintisiz olarak taciz ederek, yanıltarak, eksik bilgi vererek adliyenizdeki başvurularımı zorlaştırdı, tacizlerle hakkımı aramamam için korkutmaya çalıştı. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla, 7 Cevat Çalışkan T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul Tel : 0 537 057 68 68 Resmi internet sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com E-posta adresi : [email protected] Ek : Diğer iki vesayet kısıtlama davasına itirazlarımın metinleri ve konuyla ilgili makamlara ve yazılı tarihlerde teslim edilmiş ifade ve ek ifadelerin içerikleri. T.C. İSTANBUL ANADOLU 13. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NE 08.11.2013 Dosya Yıl /No : 2013/776 ile ilgili Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK BÜROSU 2013/6843 CM) şikâyetçi ve davacıyım. Kendilerinin bana olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi ve şikâyetimin gerekçeleri aşağıdadır. İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için gönderilmeyi veya kendi rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu davada benim hakkımda rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Kendileri ile ilgili 17.09.2013 tarihli ve 863732 numaralı BİMER başvurum var. Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki Ağır Ceza Mahkemesi'ne takipsizlik itiraz başvurusu dilekçe metninde mevcuttur. Adliyenize başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı Cumhuriyet Savcıları'nın benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle soruşturmaları yürüten savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonar takipsizlik kararı verdiler. Bu süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden sanıklar günlerce uyumamı, doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda olay yaratarak ve tehtid, taciz, yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak için adliyenize geldim. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid ettiler, adliyeyi güvensiz görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik şirketlerini kışkırtarak değişik mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler savsaklanınca kendilerinden şikâyetçi oldum. T.C. Adalet Bakanlığı'na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye 8 personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi . Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu ihbarlarımı resmi internet sitemde yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul İl Örgütü ve Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok sayıda suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden şikâyetçi olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi sağlamıyordu. Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim) söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı karıştırdılar, benden "şerefsiz varoş özel güvenlikçiler" şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için "varoş memurlar" şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için "tesettürlü kadınları resmi dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar" şeklinde bir ifade kullandığım için siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan "MHP şikâyetçi olmasına izin vermez" şeklinde bir lâf etti. Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı'na iki defa posta yoluyla başvurmak için elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı zamanda Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı . Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618 - 19.09.2013 - T.C. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni adliyenizin takipsizlik bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun süre savsakladılar evrakı. Adliyeniz sınırları için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve suçlama faaliyetleri sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve kışkırtma şeklinde rahatsız ettiği için başvurumu T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı. İki yıl boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan iş adamlarının işlemiş olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet almak ve vermek, kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet müdürlüğünün geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları görmezden gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların kanıtlarını ortaya koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca ihbar adı altında iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı. 9 Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle , ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden şikâyetçi ve davacı olduğum için sanıklar beni "devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo" gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada bir taraftır.Sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi'nde açmış olduğum adam yaralama davasını ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten sonra "şikâyetçi değilim" şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular. Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde "devlete dava açan devlet düşmanı" diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve uyumam engellendi. Dış görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul'un Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler. Elinizde bulunan ve T.C. Adalet Bakanlığı'na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan oluşan belgeleri kanıt olarak göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli tehtid etmesi nedeniyle aynı dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe Bürosu'na göndermiş olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar. Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki takipsizliğe itiraz başvuru dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne şiddetle itiraz etmeme rağmen kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni 10 kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar için kullandılar. Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki ehliyetimi gasp etmek ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi. T.C. Sağlık Bakanlığı'ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com' da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50 bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla, T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No: 18 D: 2 Sultangazi/ İstanbul Telefon : 0 537 057 68 68 E-posta : [email protected] Ek : T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ile ilgili takipsizlik itiraz dilekçesinin metni (dilekçedeki kanıtlar kendi dosyası içinde, bu dilekçe ile birlikte vermiyorum). Bu başvurum şu an T.C. İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bulunuyor ve aylardır savsaklanıyor. 11 T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NE 19.11.2013 Dosya Yıl /No : 2013/1053 ile ilgili Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK MUHABERE BÜROSU) şikâyetçi ve davacıyım. Kendilerinin bana olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi ve şikâyetimin gerekçeleri aşağıda açıklanmıştır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler ve kanıtlar T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyada (dosya ile ilgili evraklar ektedir) mevcuttur, dosyanın incelenmesine devam ediliyor ve sanıklar iftira atarak soruşturma dolandırıcılığı yapıyor, mahkemenin vereceği kararı değiştirmek için bana maddi ve manevi olarak zarar veriyorlar. BİMER vasıtasıyla açtırmış olduğum içişleri ve adalet bakanlıkları soruşturmalarında dolandırıcılık yapmış olan, yani soruşturmaları sanık ilçe emniyet müdürülüklerine ve karakollara yaptırmış olan BİMER görevlileri hukuki ehliyetimi gasp ederek hakkımı aramamı engellemeye çalışıyorlar. Soruşturmalarının çoğunun sonuçları bana bildirilmedi, kavga ederek öğrendiğim sonuçlar da yalan idi. BİMER soruşturmalarının ayrıntılı bilgilerini ekteki soruşturma şikâyet dilekçelerinde bulabilirsiniz, soruşturmaların tarihleri ve numaraları mevcut. T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Sağlık Bakanlığı ve T.C. Adalet Bakanlığı’ndan şikâyetçi ve davacıyım. Vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri sonucunda açılan soruşturmalarda sanıklar beni günün 24 saati ikamet etmekte olduğum adreslerde ve çalıştığım adreslerde kesintisiz olarak taciz ve tehtid ettirerek somut bilgiler ve kanıtlar sunmamı engellediler. Yazmış olduğum dilekçeleri büyük stress ve sinirli bir ruh hali (bana “31 çektin, tüm şehre masturbasyoncu olduğunu duyurduk, faşist, sevdiğin kızı sinkaf ettik, şerefini sinkaf ettik, karını sinkaf ettik, ananı sinkaf ettik” şeklinde lafları aralarında konuşuyormuş gibi yaparak yüzlerce defa söyledikten sonra bu sözleri üzerime almamı sağladılar, buna alınganlık diyerek benimle alay ettiler ve sinirlendirdiler) içinde yazdım ve okumadan teslim ettim çünkü bu dilekçeleri yazmakta olduğum mekânlarda (ikamet ettiğim adres, oteller, hamburgerci, lokanta,v.b. yerler) beni sapıkça takip eden ve taciz eden şahıslar vardı, müşterisi olduğum iş yerleri (Burgerking, Starbucks, MC Donald’s, BİM Market, Saray Muhallebicisi, Hacıoğlu Lahmacun, Simit Sarayları v.b. markaların şubeleri) çalışanları beni açık şekilde tehtid ve taciz ediyor, yazı yazmamı ve okumamı engelliyordurlar. İkamet ettiğim adreslerde 4 saatten fazla uyumama izin vermiyordular. İş bulmamı engellediler ve eğer ilâç tedavisini kabul etmezsem ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile ilgili şikâyetlerimden vazgeçmezsem mühendislik yapmama izin vermeyeceklerini, açlıktan öldüreceklerini söyleyerek tehtidler savurdular. Maltepe Aydınevler Mahallesinde kiralamış olduğum bahçe katı dairesinde ikamet ettiğim dönemde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp 12 ederek elimdeki değerli eşyaları çok düşük fiyatlara satmama neden oldular. Büyük maddi ve manevi zarara uğrattılar. Büyük borç yükü altına sokarak kendilerinden şikâyetçi ve davacı olduğum annem, babam ve kız kardeşimle aynı evde yaşamaya zorladılar. Somut bilgiler ekteki dava dosyası içeriklerinde ve evraklarda mevcuttur. İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için gönderilmeyi veya kendi rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu davada benim hakkımda rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Aynı şekilde açılmış olan ve T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh Mahkemesi’nde olan dosyadan da şikâyetçi ve davacıyım. Bu iki dava kamu yararına değildir, haklarında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum kamu görevlilerinin mahkemede yargılanması için dolandırıcılık yapmak amacıyla açtırılmıştır. İkinci dosyanın bilgileri : Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki Ağır Ceza Mahkemesi'ne takipsizlik itiraz başvurusu (Dosya Yıl/No : 2013/78622) dilekçe metninde mevcuttur. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’ne başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı Cumhuriyet Savcıları'nın benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle soruşturmaları yürüten savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonra takipsizlik kararı verdiler. Bu süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden sanıklar günlerce uyumamı, doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda olay yaratarak ve tehtid, taciz, yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak için aynı adliyeye gittim. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid ettiler, adliyeyi güvensiz görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik şirketlerini kışkırtarak değişik mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler savsaklanınca kendilerinden şikâyetçi oldum. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları ben ifade verirken bile koridorlardan tehtidler savuruyor, savcının huzuruna çıkmadan önce beni tehtid ve tedirgin ediyordular. Adliyedeki özel güvenlik kameralarının kayıtları onların ellerinde olduğu için benzer sahneler yaratarak bu sahnelerde etrafımda dolaşarak şakalar yaptılar, gerçek taciz görüntüleri ile alâkası olmayan görüntüler yarattılar. İkamet ettiğim adreslerde ölüm tehtidleri savuran sanık taraftarları hafta sonları nöbetçi savcıya gitmeme neden oldular, gittiğimde de özel güvenlik şirketi elemanları kafamı karıştıracak şekilde etrafımı sarıp bana hitap ediyor, beynimi durdurup saçma bir söz söylemem için kafamı karıştırıyordular. 13 T.C. Adalet Bakanlığı'na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi . Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu ihbarlarımı resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul İl Örgütü ve Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım, ancak sadece resmi yolla şikâyetçi oldum ve onlar bana yasadışı şekilde saldırdı. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok sayıda suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden şikâyetçi olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi sağlamıyordu. Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim) söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı karıştırdılar, benden "şerefsiz varoş özel güvenlikçiler" şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için "varoş memurlar" şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için "tesettürlü kadınları resmi dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar" şeklinde bir ifade kullandığım için siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan "MHP şikâyetçi olmasına izin vermez" şeklinde bir lâf etti. Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı'na iki defa posta yoluyla başvurmak için elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı zamanda Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı . Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618 - 19.09.2013 - T.C. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nin takipsizlik bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun süre savsakladılar evrakı.Dosyada kanıt olarak bulunan bir fezlekeyi dosyadan ayırarak sanıklara kimlikleri yeterince açık olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı çıkarttırmışlar. Takipsizlik kararı da bana annem tarafından şantaj ve tehtid altında, kendi rızam dışında kaçırılarak sanık polisler tarafından kapatıldığım Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bildirildi. Takipsizliğe itiraz süresi dolmadan beni akıl hastanesinden taburcu etmediler. Sebebi hem İEM’nden hem de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Devlet Hastanesi’nden şikâyetçi olmam ve o hastanenin doktorları tarafından yıllarca tehtid ederek yasadışı şekilde ilâç kullandırtmış olmaları idi. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi sınırları için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve suçlama faaliyetleri sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve kışkırtma şeklinde rahatsız ettiği için başvurumu (Başvuru No: 2- 4186) T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla 14 yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı. Beni suçlayan laflar ettiler, iki defa asansörlerde kapalı kaldım, ağır ceza mahkemeleri evrak memurları beni önce 6. , sonra 21., sonra da 8. Ağır ceza mahkemelerine yönlendirerek adliye içinde koşuşturup yorgun düşmeme neden oldular, işlemler bitince ve adliyeden çıktığımda sağ ayağıma felç girecek şekilde zorlanmıştım. Özel güvenlik şirketlerinin ve siyasi grup üyelerinin bana saldırmalarının sebebi iki yıl boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan iş adamlarının işlemiş olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet almak ve vermek, kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet müdürlüğünün geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları görmezden gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların kanıtlarını ortaya koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca ihbar adı altında iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı. Somut bilgi ve şahıs kimlikleri ekteki evraklarda mevcuttur. Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle , ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden şikâyetçi ve davacı olduğum için sanıklar beni "devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo" gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada bir taraftır.Sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi'nde açmış olduğum adam yaralama davasını ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten sonra "şikâyetçi değilim" şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular. Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde "devlete dava açan devlet düşmanı" diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve uyumam engellendi. Dış görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü 15 yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul'un Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler. T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne verilmiş olan ve T.C. Adalet Bakanlığı'na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan oluşan belgeleri kanıt olarak göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli tehtid etmesi nedeniyle aynı dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe Bürosu'na göndermiş olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar. Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki takipsizliğe itiraz başvuru dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne şiddetle itiraz etmeme rağmen kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar için kullandılar. Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki ehliyetimi gasp etmek ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi. Ayrıca ekteki soruşturma evraklarının daha kapsamlı ve geniş olanları kendi dosyalarında mevcuttur, evrakların bir kısmını ekte sunuyorum. T.C. Sağlık Bakanlığı'ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com' da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50 bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi. BİMER’e yapmış olduğum son başvurunun numarası ektedir ve bu soruşturmada suçladığım Kaymakamlık ve İlçe Emniyet Müdürlüğü açıkça özgürlüğümü gasp etmek ve soruşturma dolandırıcılığı yapmak için davacı olmamı engelledikleri hastaneye sevk etmek istiyorlar. Gereğinin yapılmasını arz ederim. 16 Saygılarımla, T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No: 18 D: 2 Sultangazi/ İstanbul Telefon : 0 537 057 68 68 E-posta : [email protected] Ek-1: T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ile ilgili takipsizlik itiraz dilekçesinin metni (dilekçedeki kanıtlar kendi dosyası içinde, bu dilekçe ile birlikte vermiyorum). Bu başvurum şu an T.C. İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bulunuyor ve aylardır savsaklanıyor. Ek – 2 : Soruşturmalar ile ilgili çok sayıda evrak. Bunlar aslı gibidir ve bir kısmı evrakların aslıdır. 17 18 Ek-6: EUREKO SİGORTA A.Ş.‘YE 13.02.2014 Hasar Dosyası No / Poliçe No : 14004350 / 17870865 Hasar Dosyası No / Poliçe No : 14003978 / 18235523 Yukarıdaki dosyaların değerlendirilmesi ve/veya tekrar incelenmesi için ekte sunduğum dosyaları incelemenizi arz ve talep ediyorum. Bana 5 iş günü içinde cevap vereceğinizi beyan etmiştiniz. Sonra belki daha uzun sürer, belli olmaz şeklinde konuşup taahütünüzü ortadan kaldırıp “belki olur belki olmaz şeklinde” konuşarak yasal yönden kendinizi yükümlülükten kurtarmaya çalıştınız. Daha sonra sigorta poliçelerimden birini yenilememiş olduğunuzu söylediniz. Ben şahsen gelerek temsilcinizle görüşmüş ve aynı gün iki poliçeyi yenilemiştim, telefon ederek onay almıştınız. Poliçelerden birini yenilemeden göndermişsiniz. Görünmez Kaza Sigortası benim için önemli çünkü bana değişik şekillerde işkence yapıldı, sonra kötü şartlarda yaşatarak bedenimin uğradığı hasarları kötü yaşam koşullarına bağlayarak soruşturma dolandırıcılığı yaptılar. En son olarak da beni daha az taciz ve tehtid ederek, geceleri 3 saatten biraz fazla uyumama müsaade ederek biraz toparlanmama ancak ömrü kısalmış ve ihtiyarlamış olmama neden oldular. Sizin işlemleriniz devam uzadıkça kanıtları ortadan kaldırıyorlar ancak bütün bu durumlar resmi soruşturmalar ile araştırılıyor. Bu soruşturmalardan biri Ankara’da, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda. Biri T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde, diğeri de T.C. İç İşleri Bakanlığı emri ile İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde ve bir sureti de T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda. Poliçeyi yenilemek için 28 Şubat’a kadar sürem olduğunu beyan ettiniz. Daha önce ayrıntılı olarak ortaya koymuş olduğum durumlar nedeniyle düzenli gelirim yok, bazen tamamen parasız kalıyorum. Açılmış olan soruşturmaların sonuçlanmasını bekliyorum. Konu ile ilgili evrakları ekte sunuyorum. Sağlık durumum çok kötü olduğu zaman tedavi olamadım, siz tedavi faturalarını istediniz. Daha sonra maddi durumum çok kötü oldu, size başvurduktan sonra daha da kötüleşti. Sizin poliçeleriniz bir hasarı ortadan kaldıracak şekilde değil, bu hasarlar sonucunda hayatta kalırsam ve/veya maddi durumum kurtulursa bir çeşit ödeme olarak ayarlanmış görünüyor. Dolayısı ile 1/4 bunlar sigortadan çok maddi zarar tazminatı olmakla kalıyor, gerçek anlamda müşterilerinizin canını ve malını korumuyor. Garanti Bankası’nın Sultangazi ve Maltepe şubeleri ile ilgili şikâyetlerim var. Akbank , HSBC ve Garanti Bankası şubelerinde Nisan 2011 tarihinde başlamış olan ve Ocak 2013 tarihinden itibaren şiddeti artan sağcı ve solcu siyasi grupların terörist saldırıları ( AKP, CHP , Cemaatler, ..) sırasında bazı bankaların şubelerinde laf atma, hakaret ve küfür v.b şekillerde huzurumu bozacak, korkutup baskı altına almaya yönelik saldırılara maruz kalmıştım. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne şikâyet etmiş olduğum Tepe Özel Güvenlik Şirketi tarafından korunan BDDK şubelerinde savsaklanıp, uzaklaştırılıp, iletişim kurmam engellenerek BDDK’ya başvurmam engellendi. Dosyaları tekrar ve ivedi şekilde incelemenizi, daha önce geçmiş olan süreyi göz önünde bulundurmanızı istiyorum. Zaman kaybı ve maddi zarar benim mesleğimi, sağlığımı, hatta dava açma hürriyetimi gasp eder. Bilgilerinize arz ve rica ederim. 2/4 Adres : Dava etmiş olduğum ailemin yanında Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18/2 Sultangazi İstanbul adresinde ikamet ediyorum. Cep Tel. : 0 537 057 68 68 E-posta : [email protected] Web Sitesi : www.cevatcaliskan.net Ekler : T.C. İçişleri Bakanlığı Dilekçesi ve soruşturma ile ilgili resmi bilgi. BİMER ile açılmış soruşturmaların durumu. Mesleki Özgeçmişim T.C. Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Soruşturma Yıl / No : 2014 / 214 dilekçe metni ve ekleri olan dijital diskler. BİMER SORUŞTURMALARI Soruşturma sonuçlarını ve/veya son durumlarını öğrenmek için www.bimer.gov.tr internet adresine girerek aşağıdaki soruşturma numaralarını ve T.C. Kimlik Numaram : 15055262556 bir arada kullanabilirsiniz. Bir tanesi veya iki tanesi hatalı soruşturma numarasına sahip olabilir çünkü kayıtlarım zarar gördü. Soruşturma Tarih - No : 8 Nisan 2013 – 341966 , 10 Nisan 2013 – 348563 , 25 Nisan 2013 – 385373 , 29 Nisan 2013 – 394635 , 4 Mayıs 2013 – 407556 , 10 Mayıs 2013 – 424748 , 26 Mayıs 2013 – 463579 , 30 Mayıs 2013 – 473579 , 14 Mayıs 2013 – 584612 , 17 Ekim 2013 – 863732 , 28 Kasım 2013 – 1003899 , 28 Kasım 2013 – 1004053 , 19 Aralık 2013 – 1075996 10 Şubat 2014 – 110308 BİMER soruşturması ile BİMER görevlilerini soruşturmaları beni zarara uğratacak ve can güvenliğimi ortadan kaldıracak yerlere göndermekle suçladım. 11 Şubat 2014 – 111929 BİMER soruşturması ile bana resmi başvuru numarası verip evrakımı işleme koyduktan sonra hakaret tarzında iftira atmak suretiyle işleme koymayan İstanbul Fatih Vergi Dairesi’ni suçladım. T.C. Adalet Bakanlığı – T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi arasında bir yazışma dizisinden sonra bu vergi dairesine soruşturma açıldı. Ortadan kaldıracağız, tımarhaneye kapatıp sanıkları kurtaracağız şeklinde söz alıp suç işlemişler, eğer görevlerini yerine getirseydiler işkence görmeyecektim, ömrüm kısalmayacaktı. Yani işleme konulmamış Görünmez Kaza poliçe yenilemesi önem taşıyor, ömrümü kısaltan bir “işkence” ve “adam yaralama” adli vakası ortada. 3/4 4/4 Ek -8 : T.C. İSTANBUL BAŞSAVCILIĞI’NA 19.08.2013 Ben Fikret oğlu Seviye’den olma Cevat Çalışkan , T.C. Kimlik Numaram 15055262556, Siteler Yolu Sokak Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A (Bahçe Katı) Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul adresinde ikamet ediyorum, telefon numaram 0 537 057 68 68 (eski telefon numaram 0 539 576 03 35) , e- posta adresim [email protected] ( ve [email protected] , [email protected]) , sosyal medya paylaşım profillerim www.facebook.com/djevatali ve www.facebook.com/cevatali , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com (ve www.cevatca.wordpress.com) , 2010 yılı Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunuyum, İnşaat Mühendisleri Odası Sicil Kayıt Numaram : 85497. Aşağıda haklarında bilgi vermiş olduğum ve kanıtlar sunmuş olduğum ve T.C. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nda başvurduğum soruşturmaların takipsizsizlik kararlarına itirazımın ilgili ağır ceza mahkemesine gönderilmesi için gereğinin yapılmasını arz ederim. Daha fazla kanıt ve bilgi vermem için süre verilmesini arz ederim. Tüm telefon hatlarımın (daha önce kullanmış olduğum ve kapanmış olan Turkcell hatlarım dahil) , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ve diğer internet profillerimin, e-posta adreslerimin 5 yıl öncesine kadar incelenmesini arz ederim, yer almış olan ve yer alan bilgilerin (yazı , fotoğraf, videolar, bağlantılar, …) kanıt sayılmasını arz ederim. Sanıklar beni kendi iddiaların uygun şekilde yıpratıp iftiralar attılar, eylemleri sonucunda birkaç günlük yemek param kaldı. Kiramı, bankalara borçlarımı ve faturalarımı ödeyemeyecek durumdayım. Şikâyetçi olursam beni aç bırakmakla, dilenci yapmakla tehtid ediyordular. Şikâyetçi olduğum için ve tazminat talebim olduğu için beni aylarca dolandırıp ve maddi imkânlarımı gasp edip maddi yardıma muhtaç bıraktılar. Ben yardıma muhtaç bir fakir değilim, madur bir vatandaşım. Çalışma hürriyetime saldırılmadığı sürece aylık inşaat mühendisi gelirim 3-8 bin Türk Lirası civarındadır. Takipsizlik kararına itirazım şu başlıklardan oluşuyor: I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar. II. I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar: 1. Soruşturma No: 2013 / 78622 : İEM Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlü hakkında soruşturma. (11.06.2013-Takipsizlik tebliği : 07.08.2013) 2.Soruşturma No : 2013 / 98392 : Beni İstabul sınırları içinde görevli oldukları her yerde ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde tehtid ve taciz eden özel güvenlik şirketleri (T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görevli özel güvenlik şirketi, Tepe Özel Güvenlik Şirketi ve Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi, soruşturma kapsamına alınması gereken Bilge Özel Güvenlik Şirketi ve beni her gittiğim yerde organize suç örgütü gibi tehtid ve taciz eden, zaman ve maddi imkân zararına 1 uğratan özel güvenlik şirketleri ve onların yakınları, destekçileri ) hakkında soruşturma. (24.07.2013-Takipsizlik tebliği : 12.08.2013) Bu iki soruşturmaya taraflı davranan ve taraf olan Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker takipsizlik verdi. Adliye personeli ve savcıları beni kışkırtarak ve taciz ederek , düşmanlıklarını sonradan belli ederek şahsi tartışmalar yaratmaya, devlete saygılı bir vatandaş olarak değil, kaba davranışlar sergileyen ve hakaret eden biri olarak itham ederek şahsi düşmanlıklarını iftiraya dayanadırmaya çalıştılar. Suçu tespit edilen görevlilerden davacı ve şikâyetçiyim. III. İtirazlarımın gerekçeleri IV. Ekler 1. T.C. Adalet Bakanlığı Özel Kalem Dilekçe Bürosu ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne göndermiş olduğum dilekçenin içeriği. 2. Olaylar ile ilgili belgeler ve bazı belgelerin kopyeleri V. Kanıtlar : 1. Kanıt : Kendi el yazımla aldığım notlar, vakalar ve açıklamaları, tarihleri. 2. Kanıt : Beni taciz ederek mühendislikle veya şikâyet dilekçemi yazacak ve somut bilgi, kanıt sunmamı engellemeye çalışan işyerlerinde yapmış olduğum alışverişlerin alışveriş belgeleri. 3. Dijital bilgi depoları ( 1 adet 1TB ve 1 adet 500GB kapasiteli bilgi deposu) : Tüm profesyonel, özel ve soruşturmalarla ilgili kanıtlar ( yazılar, videolar, fotoğraflar, ayrıntılı açıklamalar, …v.b). Zamanım ve imkânlarım onları düzenlemek için yeterli olmadı, konunun görevlisi tarafından incelenmesi zahmetli olacak). Kamu ihalesi ve diğer özel şirketlerin yolsuzluklarını ve işledikleri suçları da bu kayıtları kullanarak ispatlamanız mümkün. Takipsizlik kararına itiraz etmiş olduğum ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde açılmış olan soruşturmalar nedeniyle sanık lar ve sanık taraftarları kasıtlı olarak (bazıları gönüllü olarak, bazıları çıkar karşılığında ve bazıları kışkırtılarak ) çok sayıda adli vaka meydana getirdiler ( maddi imkânlarım gasp edildi, hakarete ve iftiraya uğradım, öldürülmekle tehtid edildim, beden sağlığımı bozacak ve ömrümü kısaltacak şekilde sözlü şiddetle günlerce uyumamı engellediler, gittiğim her yerde kesintisiz 2 olarak taciz ettiler ve sinirlenmeme neden olarak yazı yazmamı, yani somut bilgi ve sağlıklı bir dilekçe metni hazırlamamı, mühendislik çalışmalarımı yapmamı ve para kazanmamı engellediler v.b.). Bütün maddi imkânlarımı yok ettiler, çalışmamı engellediler, yandaşlarına işe alma sözü verdirerek savsaklayıp uzun süre işsiz kalmama neden oldular. Çalışma hürriyetimin güvenliği sağlanırsa ve can güvenliğim sağlanırsa daha somut, ayrıntılı bilgiler ve kanıtlar sunabilirim. Ancak ekte vermiş olduğum dijital bilgi depoları (Kanıt 3) ve beni taciz, tehtid eden işyerlerine ait harcamaların belgeleri (Kanıt 2) yeterince kanıt içeriyor ve bunların ilgili makam veya şube tarafından incelenmesini arz ederim. Kendim el yazılarımla tutmuş olduğum notları düzenleme fırsatı bulamadım (Kanıt 1) . Konuyla ilgili şahıslar hakkında ve işverenler hakkındaki daha geniş bilgiyi istenmesi halinde ayrıntılı olarak verebilirim. Bu dolalandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık, can güvenliğimi tehtid ve gasp eylemleri sonucunda soruşturmalar ile ilgili kanıtlarımı ve somut bilgileri sunamadım. Sanıkların beni maddi ve manevi olarak yıpratılarak, kesintisiz olarak tehtid ve taciz altında tutarak kanıtlarımı ve somut bilgilerimi sunmamı engellediklerini kanıtlayan birkaç vaka sunuyorum : 16 Ağustos 2013 tarihinde beni ithamlarla sinirlendirip takipsizliğe itiraz dosyamı hazırlamamı engelleyen ve T.C. İstanbul Adliyesi’ne iş saatleri içinde ulaşmamı engelleyen işyerleri ve şahıslar hakkında aynı adliyede nöbetçi savcılığa başvurarak Soruşturma No: 2013/115062 numaralı tehtid ve hakaret davasını açtım , adliyedeki görevli savcıya başvurarak ifade vereceğim. Bu davayı açmamın nedeni sanıkların ve taraftarlarının çok kalabalık olmaları, gittiğim yerlerdeki özel güvenlik şirketleri ile suç ortaklığı yapıp beni şahitsiz ve kanıtsız bırakmaları , takipsizliğe itiraz süresi içinde itirazımı yapmamı, kanıt sunmamı engelleyerek beni zan altında bırakmaya teşebbüs etmeleri ve beni maddi, manevi zarara uğratmak için sistematik olarak dikkatimi dağıtmaları, sağlığımı yıpratmaya çalışmalarıdır. Bu şikâyetimle ilgili başvurmadan önce kalabalık bir kitle yol boyunca beni sansasyoncu gibi alkışlayıp destekliyormuş rolü yaptı (kötü niyetli olduklarını bildiğim için onları umursamadım) ve adliye Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi elemanları giriş kapısında zorluklar çıkararak ve evraklarımla ilgili sorular sorarak adliyeye girişimi zorladılar, görevli Cumhuriyet savcısına bilgi vererek davayı açtım. Ancak özel güvenlik şirketleri ilerleyen günlerde de devam etti iftira ile tutuklatmaya teşebbüslerinde. Savcılığa başvurumdan sonra aynı günün gecesi Kadıköy Metro istasyonunda, şikâyet dilekçemde kendileri hakkında bilgi vermiş olduğum Fema İnşaat ve Tic. A.Ş. çalışanlarından Gökhan Kaya’yı ( paravan şirketlerin ve o şirketlerin İstanbul Belediyesi’ndeki kamu ihalesi alma işlemlerini yapan, kamu ihalesi usulsüzlüğü için kullanılan, Ferit Rızvanoğlu’na hizmet eden İktisat Fakültesi mezunu. Tel: 0 539 363 90 05 . Dilekçe metnini resmi internet sitemde yayınlamış olduğum için bu dilekçenin içinde yer alan telefon hatları son bir hafta içinde, bazıları daha önce kapatılmış olabilir.) gördüm. Kendisi ile konuşmadım. Çevremdeki insanlar ona tehtid savurmam 3 için beni kışkırtıyordu ve kendilerinden şikâyetçi olduğum Bilge Özel Güvenlik Şirketi elamanları ( Özel güvenlik şirketi elemanları tüm şehre topluca beni karalıyor, bazen onların bu eylemlerine şahit oluyordum, organize suç örgütü gibi beni tehtid ve taciz ediyordular. Bilge Özel Güvenlik Şirketi elemanlarına ile Küçükyalı Metro İstasyonunda ve Kadıköy Metro İstasyonunda defalarca uyarıda bulundum). Ertesi gün, yani 17 Ağustos 2013 Cumartesi günü bütün toplu taşıma vasıtalarında ve gittiğim yerlerde taciz edildikten sonra, aylık net gelirimin aylık ortalama 7-8 bin Türk Lirası olacağı bir iş görüşmesinden dönerken (istenmesi halinde işyeri ve iş hakkında ayrıntılı bilgi veririm. Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde çalışabilecek ve yapıların depreme dayanıklılığı hakkında rapor hazırlayabilecek yetki ve tecrübeye sahip inşaat mühendisiyim) önce otobüste aynı anda cep telefonları ile konuşmaya başlayan iki bayana doğru döndüm ve ne yapacaklarını merak ettim (sebebi bütün gün boyunca sözlü olarak taciz edilmiş olmamdır), otobüs şoförü telefonla bir yere beni şikâyet etti sadece dönüp baktığım için ve kadınlardan biri aynı Kadıköy Metro İstasyonunda karşıma çıktı (yanında bir erkek vardı), metroda önümden geçince önemsemedim ancak beni önceden kışkırtmış olan bu grup Bilge Özel Güvenlik Şirketi elemanlarının gözetimi ile karşıma çıktı. Daha önce Florya Metrobüs durağıda da bir yaşlı adam ile yumruklu kavga eden Akdeniz Güvenlik Şirketi elemanları beni o kavgaya karıştırmaya çalıştı, bir saat geçmeden Çapa tarafında tramvayı durdurup kavga ve tutuklama ayarlamaya çalışmışlardı (06.08.2013) . Kanıt olarak bu mekânlardaki (otobüs , metrobüs, istasyon, vapur iskeleleri v.b.) güvenlik kamerası görüntülerini ve 155 ihbar ve şikâyet hatlarında kendi cep telefonu hatlarımla bu vakaları şikâyet etmiş olmamı, bu şikâyetlerin 155 hattındaki kayıtlarını sunuyorum . Bu vakaların sayısı onlarca ve yüzlerce olduğu için çalışıp para kazanamadım (çalışma hürriyetimi gasp ettiler) , adam kaçırmaya teşebbüs ettiler. İtirazımın gerekçelerinden ve soyut bilgi veremememin, kanıt sunacak zaman ve maddi imkân bulamamın gerekçelerinden biri budur . Görevli savcılar da bu durumdan haberdar idi, ancak taraf olduklarını ve bu duruma suç ortaklığı yaptıklarını bilmiyordum. Aşağıda açıklayacağım bilgilerin kaynağı ve sebebi can güvenliğim için mesleki bilgi resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘a can güvenliğimi sağlamak üzere açık ve net olarak tüm bilgileri ve günlük gelişmeleri yazmam, bunları videolar ve fotoğraflar ile desteklememdir. Sanıkların beni kaçırmakla, öldürmekle ve şiddet uygulamakla tehtid etmesi nedeniyle bu yola başvurdum. T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi ve T.C. İstanbul Adliyelerdeki personel , Cumhuriyet savcıları ve İstanbul’daki tüm polis memurları, özel güvenlik şirketleri “toplumsal mutabakat” adı altında kendilerinden tazminat talep etme hakkım olan sanık ve suçlulardan yana taraf olarak düşmanca hareket ettiler ve beni savunmasız bıraktılar. Toplu ulaşım araçlarında beni “toplumsal mutabakatla yok etmeye karar verdiklerini” söyleyerek tehtid ve taciz eden yüzlerce tesettürlü, kara çarşaflı kadın vardı. Savcılıklara başvurup şikâyetçi olmamdan sonra bu “toplumsal mutabakat” konusunu “öldürmek” iken “topluca tımarhaneye kapattırıp 4 tazminat almamı engelleme” olarak gösteremye başladılar. Tacizciler yüzlerce oldukları için ve kesintisiz olarak taciz ve tehtid ettikleri için kanıt yaratacak bir eylemde bulunamadım, vakaların meydana gelmiş olduğu mekânların (İETT otobüsü, metro, tramvay, adliye v.b.) güvenlik kameralarının görüntülerine güvendim. Ancak bir kısmının eşgallerini ve ortaya koyacak şekilde video görüntülerini , fotoğraflarını çektim ve bunlar ekte sunmuş olduğum dijital bilgi depolarında mevcut. Sanık İlçe Emniyet Müdürlüklerine Bağlı karakollar ve ekipler , şehirdeki tüm özel güvenlik şirketi çalışanları topluca suç ortağı oldular. Bu eylemlerinin nedeni meslektaşları hakkında açtırmış olduğum soruşturmalardır (BİMER’in T.C. İçişleri Bakanlığı soruşturmları ve Savcılıkların açmış olduğu soruşturmalar). Olay başladığından beri kimliklerini açık şekilde verebileceğim kişiler “hiç kimse özel güvenlik elemanından şikâyetçi olamaz, hiç kimse avukattan şikâyetçi olmaz…v.b.” şeklinde tehtid savurarak kendi meslek gruplarını kışkırttılar. Beni günlerce savsaklayarak, yanıltarak, işledikleri suçların benzeri ancak suç olmayan olaylar yaratarak, “kendi rızası ile işledik suçları” diyerek resmi kayıtlara geçmemiş ol, savsakladılar ve yıprattılar. Adli vakaların sayısını çoğaltarak ve bana daha geniş bilgileri kendileri vererek “suçun bütünlüğü ilkesi” gereği ek ifadeler vermeme neden oldular, bu ek ifadeleri bana iftira atmak için kullanıp zan altında bıraktılar. Yani fazladan şikâyet dilekçesi vermem için önce ek ifadeler verdirdiler, sonra ek ifade vermemi engelleyerek yeni şikâyet dilekçesi vermem için yönlendirdiler. Suçun bütünlüğü ilkesi gereğince bu ek bilgileri vermeye teşebbüs ettiğimde adliye personeli beni savsaklayıp dolandırıyordu, yeni şikâyet dilekçeleri verdiriyordu. Böylece bana “sürekli şikâyet dilekçesi verip kanıt sunamayan, soyut olaylar anlatan” akli dengesi şüpheli şahıstır” iftirası atarak zan altında bıraktılar, kendi atmış oldukları bu iftirayı mesnet alarak taraf oldukları davaların açılmasını engellediler, takipsizlik kararı vererek dolandırıcılık ve gasp yaptılar. Savunmam olarak başlangıçta adliye personeli ve Cumhuriyet savcılarının asaletine güvenmemi ve daha sonra düşmanlık için suni olaylar yaratmalarını, beni kışkırtmalarını ve düşmanlıklarını belli etmelerini sunuyorum. Bu savcıların kimlikleri açıkça yer alıyor bu dilekçemde. İfadelerimi vermiş olduğum savcılıklarda cumhuriyet savcılarının etkisi ve baskısı altında, adliye personelinin ithamlarla, tacizlerle, tehtidlerle, hakaretlerle ve düşmanlıklarını belli ederek yarattığı dikkatsizlik ve yaptığı dolandırıcılık sonucunda vermiş olduğumu, ifadelerin eksik ve yoruma açık ( kendi yorumları ile dolandırıcılık yapmak için adliye özel güvenlik şirketi elemanları ve taşeron firmaların çalışanları beni taciz etti) olduğunu beyan ediyorum, hukuk eğitimi almamış olduğum için ifadelerdeki bazı kelime ve ifadeleri ifadeyi alan Cumhuriyet Savcısının asaletine güvenerek onayladım. Soruşturmalarımla ilgili resmi işlemleri yapan Cumhuriyet savcılarının benim alehimde hareket eden bir taraf olduklarını bilmiyordum. 5 Suçlamalarımın konusu olan adli vakalar nedeniyle tarihini tam olarak hatırlamadığım bir defa savcılığa gitmiştim. Cumhuriyet Savcısının kapısında beni yüzlerce defa taciz etmiş olan, saçları boyalı ( doğal olarak sarışın olmayan) sarışın ve koyu tenli , büyük ihtimalle kürt kökenli ( CHP Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin destekçileri ile aramda geçmişteki siyasi çalışmalarıma bağlı olan açık bir düşmanlık var) , aynılarından yüzlercesinin beni taciz ve tehtid etmiş olduğu kadınlardan iki tanesi bekliyordu. Savcı beni kaba bir şekilde kovup dinlememişti, kendisinin taraflı davrandığına emin oldum ve kendisi ile tartıştım, Kemal Kılıçdaroğlu’na küfür ettim ve kandırılış bir vatandaş olarak ona oy verdiğimi söyledim, Cumhuriyet savcısının da T.C. Anayasası’nın 6. Maddesini ihlâl ederek görevini CHP’nin çıkarları için kullandığını, taraf olduğunu söyledim. Bu vakadan sonra haftalarca daha yıpratıldım ve savcılığa gidemedim çünkü o cumhuriyet savcısı akla ve mantığa uygun olmayacak şekilde ve kaba sözlerle taraf tutuyordu. Kendisine hayatımın tehlikede olduğunu anlatıyor, bulunduğum adreste ayakta duramayacak kadar çok yıpratıldığımı anlatmaya çalışıyordum. Yanında biri daha vardı, konuyu kendisine anlatmamı söyledi, ancak o şahsın kim olduğunu söylemedi ve kimliğini bana açıklamadı. 05 Yaptığım başvurularda adliye personeli ve özel güvenlik şirketi alehime olan eksik ifade vermeme neden oldular ve Soruşturma No: 2013/83855 ile ilgili ek ifade vermemi engellediler, beni savsaklayarak sanıkların maddi imkânlarımı yok etmesine suç ortağı oldular, sanıkların beni çalışamaz durumda tutacak şekilde kesintisiz taciz etmesini kolaylaştırdılar. Soruşturma No: 2013 / 98392’nin takipsizlik kararını elden tebliği edilemeyeceğini söyleyerek beni yanıltmaya ve savsaklamaya çalışan savcılık kalemi bayan memuru görürsem tanıyabileceğim ve adını bilmediğim bir bayan. Cumhuriyet savcılarının tavsiyesi üzerine yeni şikâyet dilekçeleri vererek şikâyetin bütünlüğünü bozmama neden oldular. Hukuk eğitimim olmadığı için, çalışma hakkımı gasp ettikleri için avukat tutacak param olmadı, bu konuyla ilgili bilgisizliğimden faydalandılar . Bu şikâyet dilekçeleri ektedir. Böylece dava açma ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs ettiler, “muhtelif, türlü türlü v.b. “ gibi daha önce hiç kullanmamış olduğum kelimelerin ifadelerimde yer alması için izin vermeme ve sanıkların sayısını eksik söylmeme neden oldular. Aşırı ısrarlardan ( Cumhuriyet Savcısı oldukları için kendileri ile kavga edemiyordum ve medenice konuşarak bir sonuç elde edemiyordum) sonra ve yorgunluk yarattıktan sonra ifade alarak şikâyetlerime şüphe düşürdüler, beni zan altında bıraktılar. Can güvenliğimin sağlanması ve gereğinin yapılmasını arz ederim. Haklarında şikâyette bulunmuş olduğum sanıkların ( Savcılık Soruşturma Numaraları : 2013/ 8878, 2013/98392, 2013/83855, 2013/78622 ve 2013/75904; BİMER Başvuru Numaraları – Tarihleri : 341966 – 08.04.2013 , 348563 – 10.04.2013, 385373 – 25.04.2013, 407556 – 04.05.2013, 424748- 10.05.2013, 463579 – 26.05.2013, 473579 – 30.05.2013, 585612 – 14.05.2013 ve 394635 – 29.04.2013. İkamet ettiğim ve çalıştığım adreslerden telefon hatlarım 0 537 057 68 68 ve 0 539 576 03 35 ile Organize 6 Suçlar Şubesi, Mali Şube ve Terörle Mücadele İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve ilçelerdeki şubeleri ile yapmış olduğum küfürlü kavgalar sonucunda göndermiş olduğum uyarı niteliğindeki ihbarlar da var. ) beni organize bir şekilde maddi ve manevi olarak yıpratıp haklarımı gasp etmelerinin nedeni resmi internet sitemde kanıtlara dayandırıdığım ve iftira ile suçlamayamayacakları, dava açamayacakları suçlamalar ve İEM’ne yapmış olduğum ihbarlardır. Sanıklar ikamet ettiğim adreste beni her günün 24 saati boyunca sözlü şiddet ile taciz ve tehtid ederek uyumamı , çalışmamı engellediler. Savcılığa kendileri hakkında şikâyet dilekçesi verdiğimde canıma ve malıma olan saldırılarını kendi atmış oldukları iftiralara ve işkence sayılacak düzeyde, günlerce sinirlerimi ve sabrımı yıprattıktan sonra gasp ettikleri küfürlere dayandırdılar. İnşaat mühendisiyim ancak değil mühendislik çalışması yapmak, ruh ve beden sağlığımı zor koruyacak kadar çok tehtid ve taciz ediliyordum, namusum ve şerefimle ilgili ithamlarla beni taciz eden komşular ve Tepe Özel Güvenlik Şirketi özel güvenlik elemanları ( Ted Rönesans Koleji İnşaatı Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul) sanıklar ve taraftarları beni küfür etmem için kışkırtıyor, bu küfürleri can güvenliğimi tehtid etmek için mesnet olarak kullanıyordular. İkamet etmekte olduğum bölgede görevli Küçükyalı Polis Merkezi ( Tel : 0 216 417 22 45) polis memurları görevlerini yapmayarak ve sanıklara “ispatlama adı altında rahatsız etme” izni vererek beni kesintisiz taciz edip tehtid eden, para karşılığında beni delirtip tımarhaneye kapatacaklarını söyleyen kendilerini tanımadığım ve görmediğim sitedeki komşuların maddi ve manevi saldırısına suç ortağı oldular. Benden önce aynı bahçe katı dairesinde yaşamış olan bir gazeteciye de aynı şeyi yaptıklarını, açlıktan öldürdüklerini söyleyen komşular (Kendilerini tanımıyorum, üst katlardan ve yan binalardan günün 24 saati, 3 saatten fazla uyumamı engelleyecek şekilde kesintisiz taciz ederek çalışma hürriyetimi ve sağlığımı gasp ediyorlar) dava açmamı engellemek için elektriğimi bile kestirdiler, bulunduğum bölgede tüm kafe , kahvehane ve lokantaları “topluca ceza veriyoruz “ diyerek beni taciz ve tehtid etmeleri için kışkırttılar. Taciz eden işyerlerinin fotoğraflarını kanıt olarak ekteki dijital bilgi deposunda sunuyorum . İstenmesi halinde görevli soruşturmacılara daha geniş bilgi veririm. Kanıtlarımı yok etmek için resmi internet sitem ve e-posta adreslerime müdahale edenlerden , giriş şifrelerimi çalıp yazmış olduğum yazıları değiştiren ve silenlerden şikâyetçi ve davacıyım, emniyet müdürlüğünün ilgili şubesinin sanıkların kimliklerini tespit etmesini arz ederim. O yazılarda siyasi partilerde yöneticilik yapmış olan ve kamu kurumlarında görevli, kamu ihalesi müteahhit firma yönetici ve çalışanı sanıklar hakkında vermiş olduğum bilgilerin ihbar sayılmasını, kamu davası açılması halinde şahitliğimin kabul edilmesini , bunların kimlik ve adres bilgilerini benden ayrıntılı olarak almanızı arz ederim. II. İtirazlarımın gerekçeleri : 1. Görevli cumhuriyet savcıları açıkça tehtid ve taciz altında olduğumu, bu tehtid ve tacizlerin sağlığıma zarar verdiğini (onların huzuruna çıktığımda yorgunluktan 7 ayakta zor duruyordum) ve işsiz kalmama neden olduğunu biliyordu, sağlığıma zarar verenleri ve çalışma hürriyetimi tehtid edenleri engellemediler. Adaleti savsaklayarak soruşturmalarda takipsizlik kararı vermek için zemin hazırladılar. Görevli Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker soruşturma dosyasını bir hafta kadar savsakladıktan sonra 20 günlük yıllık izine çıktı, Soruşturma No: 2013/ 78622 nin takipsizlik kararı bana 7 Ağustos 2013 tarihinde elden tebliği edildi, 11 Haziran 2013 tarihinde başvurmuştum. Soruşturma No: 2013 / 98392 bana 12 Ağustos 2013 tarihinde tebliği edildi (savcılık kalemi memuru bayan elden tebliği edilmez diye yalan konuşmasına rağmen ısrarla elden tebliği aldım kararı) ve şikâyet dilekçemi 24 Temmuz 2013 tarihinde vermiştim. Savcının izinde olması ve sanık özel güvenlik şirketlerinin beni sistematik olarak yıpratması ve karalaması, görevli oldukları mekânlarda süreki manevi saldırılara uğramam nedeniyle Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’in yıllık izinden geri dönmesini bekleyemedim ve Soruşturma No: 2013 / 98392 numaralı şikâyetimi yaptım. İki soruşturma da Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’e verilmişti. İkisinde de takipsizlik kararı verdi ancak kararın bana tebliği edildiği tarihe kadar yalan konuşan ve sanıklarla suç ortaklığı yapan Küçükyalı Polis Merkezi ve 155 ihbar / şikâyet hattını aradığımda gelen polis memurları beni can güvenliğimi tehlikeye atacak kadar canıma ve malıma saldıran, beni tehtidle ve cebirle “MHP ceza verdi” diyerek akıl hastanesine kapatmaya teşebbüs eden eden sanıklar ile birlikte hareket ettiler. Tüm saldırılara ve gasp için uguladıkları taciz ve tehtidlere rağmen akıl hastanesine gitmeye razı olmadığım için bana akıl hastasına uygun dış görünüş, profesyonel başarısızlık, ekonomik yetesizlk ve sağlık durumu yaratmak için Sultangazi’de ikamet eden ailemin adresinde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No: 18/2 Sultagazi İstanbul) başlayarak ve kesintisiz olarak devam ederek şu an ikamet ettiğim adreste ruh ve beden sağlığıma acımasızca saldırdılar, toplumu kışkırtmak için aşağılık ithamlarda ve hakaretlerde bulundular. Savcılığa verdiğim dilekçeler her zaman tehtid ve baskı altında hazırlandı, adliye içinde beni stres içinde tutarak haklarımı korumamı engellediler. Amaçları kendileri hakkında adam kaçırma ve tımarhanede işkence yaptırma suçlamalarımı resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da ve sosyal paylaşım sitesi facebook’ta yayınlamış olduğum Tepe Özel Güvenlik Şirketi (Adres:Kore Şehitleri Cad. Yüzbaşı Kaya Aldoğan Sok. No:9 Zincirlikuyu/Esentepe/Şişli İSTANBUL Telefon:+90 (212) 267 23 98 Faks:+90 (212) 267 53 64) ile ilgili maduriyetime bağlı tazminat hakkımı gasp etmek idi. 1999 yıllarından itibaren Yıldız Teknik Üniversitemdeki öğrencilik yıllarımda (1995 – 2010) başlayan YTÜ’de görevli bu özel güvenlik şirketinin iftira ve dolandırıcılıkla, YTÜ medikosunda görevli psikiyatri uzmanları ve psikologlarının düşmanca koydukları yalan teşhisler ve devamında tehtid ve baskı altında, beni şantaj altında bırakarak yazdıkları sevkler vasıtasıyla Tepe Özel Güvenlik Şirketi defalarca öğrenim hakkımı ve özgürlüğümü gasp etti. İstenilmesi halinde şahısları açık kimliği, eşgalleri, ikamet ve çalışma adresleri hakkında geniş bilgi verebilirim. Bana bunlar ile ilgili soru sorulmadı. 8 Kesintisiz taciz ve tehtid altıda sadece sağlığımı korumaya çalıştım, daha somut bilgi ve kanıt sunamadım, tüm ekonomik imkânlarımı kaybettiğim gibi borçlarım nedeniyle mahkûm olacak ve evsiz kalacak duruma geldim. Evimde elektrik yok, su iki üç gün içinde kesilecek ve kiramı ödeyecek param yok. Tüm malvarlığım 35 Türk Lirası kadar ve bankalara, farklı kuruşlara on bin liraya yakın borcum var. Aylarca beni yıpratan sanıklar 3 aydır işsiz olmamı beni karalayarak ve ikamet ettiğim adreste sözlü tacizler ile uyumamı engelleyerek sağladılar. Bana “jigolo, pornocu, devlet düşmanı, devletten tazminat isteyen şerefsiz ( suçlamalarımda sanık olan özel güvenlik şirketlerinden ve inşaat firmalarından tazminat talep edeceğim) , başörtülü kıza küfür eden jigolo (beni günlerce ve saatlerce başörtülü kıza sulanıyor şeklinde itham ettiler ve saatlerce tesettürlü kadınların tacizi altında kaldıktan sonra tesettürlü kadınlara ihtiyacım olmadığımı , istediğim zaman fotomodel escort ile cinsel ilişkiye girdiğimi ikamet ettiğim sitenin bekçilerinden biri olan ve adı Mustafa olan sanıklardan birine söyledim, kendisi bir iki saat sonra kapıma gelerek Koralp Attık adında birine mektup geldiğini, o olup olmadığımı sorarak tehtid etti. Genellikle deli saçması kelime oyunları ve davranışlar ile tehtid ettiler beni.), elini sinkaf eden mühendis, polis düşmanı ..v.b.” gibi iftiraları kendileri atarak bu iftiralara dayalı olarak gittiğim her yerde ( ikamet ettiğim adres, yemek yediğim yerler, toplu ulaşım araçları, oteller..v.b.) beni şikâyet dilekçesi yazamayacak ve dikkatimi dağıtacak şekilde taciz ettiler, bu taciz ve tehtidler ile dolaylı olarak haklarımı gasp ettiler. Bu durumu bilen İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcıları beni bu durumdan kurtarmadı, gaspa izin verdiler. Maddi ve manevi olarak zarar gördüm, hukuki ehliyetime ve dava açma ehliyetime iftira atmak için zemin hazılardılar. 3. Bu soruşturmalar T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde açıldı ancak görevli cumhuriyet savcıları ve adliye personeli değişik şekillerde taraf olduklarını ve beni dolandırdıklarını belli ettiler. Eğer gerekli duyulursa bunları açık şekilde anlatabilirim, Gereği görüldüğünde konuyla ilgili ifade vermeyi , kamu davası açılması halinde şahitlik yapmayı arz ederim. a) Kanıt : T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nin güvenlik kamerası görüntüleri ve ekte kanıt olarak bulunan dijital bilgi depolarında bulunan fotoğraf ve video görüntüleri ( Taciz edildiğim mekânların ve tacizcilerin eşgallerini ortaya koyuyorlar). Gerekçe : Adliyenin özel güvenlik şirketi beni sürekli takip altında tutuyor, adliye çalışanlarını bana iftira atmaları için kullanıyordu, sözlü olarak taciz ediyor, kendi kendine söyleniyormuş gibi davranan özel güvenlik şirketi elemanları bu konuşma yöntemini kullanarak beni tehtid ve taciz ediyordu, kışkırtıyordu. Daha sonra tavırlarını değiştirerek aralarında benim hakkımda neşeli konuşmalar yapıyormuş gibi davranmaya başladılar. Böyle konuşmaları ve davranışları dikkate almama onlar neden oldu. Bunu adliye sınırları dışında bu yöntemi kullanarak açıkça tehtid eden ve ithamlarda bulunan yüzlerce yandaşlarının tacizleri ile bu yönteme 2. 9 alıştırarak başardılar. Soruşturma No: 2013/ 83855 ile ilgili başvurumda ilgili müracaat savcısına başvurmadan önce ve ifade verirken sözlü tacizler ve tehtidler ile beni stres içine sokup ifademde eksik olan kısımlara itiraz etmeme neden oldular, kanıtım yok diyerek (İftira davası açılacağı için iftira attıklarını sanıkların bana bağırarak söylemesinden biliyordum, bağırarak bana bunu söylediklerini ispatlayamazdım ancak iftira olduğunu ispatlamam tamamen kolay idi. Soruşturmaların açılmasını savsaklayarak takipsizlik yaratacak şekilde canıma ve malıma, çalışma hürriyetime saldırdılar. Beni sokakta evsiz kalacak hale getirdiler. b) Başbakanlık İletişim Merkezi’ne yapmış olduğum bir başvurunun sonucunda Adalet Bakanlığı’nın açmış olduğu bir soruşturma da aynı adliye tarafından yapılmış, o soruşturmada şikâyet etmiş olduğum Cumhuriyet Savcıları hakkındaki 1999 senesine kadar uzanan iddialarım araştırılmış ve bana herhangi bir bilgi verilmemişti. Soruşturma sonucunun o adliye tarafından T.C. Adalet Bakanlığı’na gönderildiğini bir hafta önce öğrendim. O soruşturmada ve ayrıca bu takipsizliğe itiraz dilekçemin konusu olan soruşturmaların ek ifade ve kanıları arasında olan resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ve sosyal paylaşım sitesi facebook ( www. facebook.com/cevatali ) profilimdeki yazılarda da açıkça yıllar önce T.C. Adalet Bakanlığı’na göndermiş olduğum dilekçe sonucunda ifademi alan T.C. Sultanahmet Cumhuriyet Başsavcısı Vekilinin beni tehtid ederek ve baskı altına alarak tamamen boş ve anlamsız, şikâyetimi tam olarak yansıtmayan bir ifade aldığını ve böylece tüm gençlik yıllarımı ve sağlığımı gasp ettiği yazıyordu. c) İki soruşturmaya takipsizlik kararı vermiş olan Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’in savcılık kalemi görevlisini soruşturma dosyamdan hiçbir evrakın eksilmemesi için uyarıda bulunmuştum, geçmiş yıllarda T.C. Şişli Adliyesi’ndeki bir şikâyetimle ilgili dosya arşivden çalınmış, ben kendi rızam dışında polis memurları tarafından akıl hastanesine götürülüp orada tehtid ve baskı altında bırakılmıştım, maddi ve manevi zarara uğramıştım. Eğitim hayatım zarar görmüş ve üniversitedeki inşaat mühendisliği eğitimim 15 seneyi bulmuştu. Sözkonusu suçlama savcılık kaleminde görevli ve beni tehtid eden, sözlü şiddet uygulayan bayan memurlarlar ile ilgili idi. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da mevcuttu ve “faili meçhul cinayetlerin savcılıklardaki evrakların ve şikâyet dilekçelerinin dosyalardan çalınması ile meydana geliyor" diye bir iddiam vardı, bu iddia çok sayıdaki devlet memurunun bana düşman olmasına neden olmuştu. Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı yazıları da bu internet sitesinde yayınladığım için çok sayıda devlet memurunun bana karşı düşmanca hareketleri olmuştu. 10 Soruşturmalarda yer alan ve şikâyetçi olduğum adli vakaların açıklaması: 12 Nisan 2011 tarihinde bir inşaat firmaları grubunun ortak ofisinde ( Gerçek sahibinin Sultangazi Belediye Meclis Üyesi Halûk Bozkurt’un (Tel No: 0 533 682 21 64 ) şahıs firması Artun Mimarlık İnşaat , o dönemde iziniz çalışan ve her birinin değeri 15 bin TL olan 120 dosyasının işlemlerini Aka Yapı Denetimi Ltd. Şti. ( www.akayapidenetimi.com) üzerinden gösteren ve sahibi Harun Hasan Öge (Tel No: 0 533 320 93 88) olan ( gerçekte ortak olmayan, resmi işlemler için ortak olarak gösterilmiş olan inşaat mühendisi Kemal Çetiner (Tel: 0 533 371 83 46) ve bir başka firmanın sahibi vardı) olan Pramit Yapı Denetimi Ltd. Şti. aynı ofiste idi. Ofisin adresi Cebeci Mahallesi S Caddesi No: 1 Kat : 5 Sultangazi İstanbul idi.) işe girdim. Meslek hayatıma yeni başlamış olduğum için suçlar işlediklerini ve yasadışı şekilde büyük paralar kazandıklarını geç anladım ve devamında beni tehtid ederek çalışmaya devam etmemi sağladılar, söz verdikleri ücreti ödemediler. Bana asgari işçi ücreti ödediler. Siyasetle ve dinle ilgili baskılar ve istismarlar uygulayarak beni önce nitelikli şekilde dolandırdılar, devamında mafya tehtidi ile çalıtırmaya devam ettiler. Ancak ben Sultangazi Belediyesi’nde kendilerinden rüşvet alarak onlar için yasadışı şekilde görevini kullanan (görürsem tanıyabileceğim ve işledikleri suçları anlatabileceğim) devlet memurlarında korkuyordum. Vergi kaçırma ve imza sahteciliği yapan firma çalışanlarının ( İbrahim Öge (Harun Hasan Öge’nin kardeşi ve şirketin Sultangazi Belediyesi’ndeki “iş takibi” adı altındaki rüşvet trafiğinde önemli rol oynayan radyo sunucusu ve Atatürkçüler hakkındaki ithamlarına bağlı din sömürüsü yapmakla bilinen lise mezunu, Tel : 0 537 527 75 49) ve Emine Toklucu ( Lise mezunu tekniker, Tel : 0 538 304 74 32) suçlarına şahit olarak çalışmaya devam ediyordum (gereği görülmesi halinde benim eserim olan ve 33 tane inşaa edilmiş binaya ait olan statik proje tasarımlarımın ayrıntılı bilgilerini, belediyedeki pafta/ada / parsel numaralarını ve projelerin dijital kayıtlarını sunabilirim) ve benden 2002 yılında yapılmış olan bir Süleymancılar Cemaati 4 bloktan oluşan Sultangazi İlçesi Sanko Sanayi Sitesi’nin yakınındaki (videoları ve resimleri ekteki dijital bilgi depolarında bulunan ) şeriat merkezi binasının sahte projesini istediklerinde bu binanın depreme dayanıksız olduğunu tespit ettim ve can güvenliğini tehtid etmemek için 30 Ocak 2012 tarihinde onları kandırarak kendilerinden kaçtım. 9 Şubat 2012 tarihinde beni arayıp “sağda solda fazla konuşma” diyerek tehtid etmeleri ve çok ağır hakaretler savurmaları nedeniyle internet ortamında durumu soyal paylaşım sitesi facebook profilim www.facebook.com/cevatali ‘de anlattım. Durumu işverenlerimin üyesi/ görevlisi oldukları inanç gruplarına ( CHP, Süleymancılar Cemaati,...) anlattım ve kanıtları sundum. CHP 3. Bölge Milletvekili Mustafa Ataş ( Tel : 0 532 549 39 13) ile konuşarak CHP İstanbul İl Yönetimi Binası’nda (Taksim Şişhane Beyoğlu İstanbul) uygun gördükleri bilgisayara kanıtları ve suçlarla ilgili açıklamaların dijital kopyelerini koydum . CHP İstanbul il yönetimi sorunu çözmek yerine bana iş vererek kendi şantajı altına almaya teşebbüs etti. Kabul etmediğim için beni maddi ve manevi olarak yok etmeye, mühendislik yetkimi gasp etmeye teşebbüs 11 etti. Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban beni değişik şekillerde itham ederek, çok kritik zamanlarda ( G.O.P. 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açmış olduğum Soruşturma No: 2008 / 1222 davanın karar duruşmasından önceki akşam) beni tutuklatacak şekilde kışkırtacak alay dolu ithamlarda bulunması ve değişik zamanlarda beni tehtid etmesiyle CHP’den davacı olmaya karar verdim ve bu kararımı İstanbul İl Örgütüne ve Ankara’daki genel merkezine telefonla bildirdim. 2610 TL civarındaki borcu nedenilye kapanmış olan telefon hattım 0 539 576 03 35’in satın aldığım tarihten itibaren incelenmesini arz ederim. CHP yandaşları eğitim kurumları (Bilişim Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi Ebuzziya Cad. No:37 Bakırköy / İstanbul Telefon: 0212 570 18 80 (Pbx) Faks: 0212 466 08 90 e-Posta: [email protected]) , ticari kurumlarda (ekte kanıt olarak sunmuş olduğum dijital kayıtlarda bu işletmelerin fotoğrafları ve videoları mevcut) , işe girdiğim firmalarda (MPI Mühendislik Proje İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. Çilekli Cad. Sedir Sk. No:8 3.Levent / 34330 Beşiktaş - İSTANBUL Tel : (+90 212) 282 72 07(pbx) Faks: (+90 212) 283 59 29 Eposta : [email protected] web adresi : www.mpi.com.t , Fema İnşaat ve Ticaret A.Ş. Adres : Süleyman Nazif Sokak 10 / 2 Çankaya / Ankara Telefon : +90 312 441 27 73 Faks : +90 312 441 35 57 E-Posta : [email protected] – İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı Şantiyesi Kâğıthane İstanbul , Soğancıoğlu İnşaat Adres : Mehmet Akif Caddesi Denge İş Merkezi No : 22 Kat : 5 Daire : 11 Merter / İstanbul Telefon : 0212 424 28 28 (pbx) 0212 424 28 29 Faks : 0212 592 66 26 E-Mail : [email protected] , [email protected] ve Astas Alçı Dekorasyon Ltd. Şti. Showroom / Atölye: Sanayi M. Sultan Selim C. Aybike S. Cihat İş Merk. No: 22 4.Levent / İstanbul Telefon : +90 212 281 29 17 - 270 10 43 E-Posta : [email protected] – Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Ted Rönesans Koleji Şantiyesi ( Müteahhit firma Rönesans Holding’e bağlı Rönesans İnşaat) ) haksız yere işten çıkarıldım ve iş göremez iftirasına mesnet oluşturacak olayları ailem (Nüfus dairesi aile kayıt bildirgesi ektedir) , komşularım ve önceki işverenlerim suni olarak yarattı. Yaklaşık iki yıl boyunca ikamet etmiş olduğum adreslerde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No: 18/2 Sultangazi İstanbul ve Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul , Maltepe Otel Bağdat Caddesi Maltepe İstanbul , Murat Otel Gaziosmanpaşa Meydanı, G.O.P. Adliyesinin tam karşsında idi ve farklı yere taşındı) yoğun bir gürültü ve tacizler altında, tehtid edilerek namusuma, şerefime iftiralar atan şahıslar tarafından kesintisiz yıpratıldım. Yaklaşık iki yıl boyunca CHP taraftarları ve haklarında internet sitemde yazılar yazmış olduğum MHP taraftarları, Sultangazi Belediyesi’ndeki rüşvet trafiğini ve şahit olduğum yolsuzlukları ihbar etmiş olduğum için AKP taraftarları tarafından karalandım, malûlen emekli edilecek şekilde tüm çalışma haklarımı iftiralar ve aşırı yorgunluk yaratarak (çalıştığım ve ikamet etmiş olduğum adreslerde ) gasp ettiler. Bu siyasi partilerin İl ve İlçe merkezleri, Ankara’daki genel merkezleri ile 0 539 576 03 35 numaralı hattımla yapmış olduğum uyarıları, onların tehtid ve ithamları sonucunda yapmış olduğumuz 12 kaba sözlerle dolu tartışmaları telefon hattımı inceleyerek kanıt olarak kabul etmenizi arz ederim. Beni müşteki iken sanık durumuna düşürmek için terörist nitelik taşıyan eylemlerde bulundular, beden ve ruh sağlığıma saldırdılar ve kısa sürede bedenimi yaşlandırdılar. Kesintisiz olarak stres içinde yaşatarak hafızamı zayıflatmaya çalıştılar. Bütün bu durumları internet ortamında yazıyordum, eskiden aramda düşmanlık olan şahıslar ve adam kaçırma, gasp, işkence ile suçladığım devlet memurları hakkındaki iddialarım hayatımı tehlikeye soktu. BİMER ve Savcılıklarda açtırmış olduğum İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı soruşturmaları nedeniyle çok sayıda devlet memuru sanıklara ( Adresleri ve kimlik bilgileri açık olan işveren firmaların yöneticileri ve çalışanları , özel güvenlik şirketi elemanları (görürsem tanıyabileceğim şahıslar) , belediyelerin ve adliyelerin personeli olan memurlar ve diğer sanıklar) beni savsaklayarak ve yanıltarak destek verdi. Eylül 2012 tarihinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar şubesine başvurduğumda 2000-2001 senesinde bir komiser ile ilgili şikâyetimle ilgili “şikâyetçi değilim” şeklinde ifadeyi baskıyla, zorla ve eğlenerek almış olan polis memuru karşıma çıktı.(Tarih 8,9 veya 10 Eylül 2013 idi. İEM ‘nün İl Yönetim Binası Vatan Caddesi İstanbul’daki çok sayıdaki ziyaretimin kayıtları girişlerimde yapılmıştı). Kendisi ve bana yıllar kaybettirenler ile ilgili şikâyetlerimin ve hukuki mücadelemin hiç bir zaman bitmeyeceğini söyledim. Proje tasarımı yaparak sadece 250-400TL civarında resmi işlem kuruluş masrafı olan bir şahıs firması kuracağımı ve bu şahıs firmasının kuruluş kurallarına göre ismimin bir kısmını içermesi gereketiğini, kuracağım firmanın adının Cevatça ( İngilizce, Bulgarca , Rusça ve diğer diller gibi Cevat’ın diliyle , tarzıyla ve anlayışıyla Cevatça) İnşaat olacağını söyledim. Beni Organize Suçlar Şubesi’ne (altındaki kata ) göndererek konuyu oraya anlatmamı istediler. İhbar ve şikâyetlerimi anlatırken akla mantığa uygun olmayacak “lâiklik neden önemli, neden Cumhuriyetçisin” gibi cevabı açık olan soruları ısrarla ve gereksiz şekilde sorarak duyarlı olmamı istismar ederek sinirlenmeme (şeriatçı işverenimin beni tehtid etmesi ve uzun süre şeriatçı tacizcilerin yıpratmasına maruz kalmam, namusuma ve şerefime ithamlarda bulunmaları beni doldurmuştu) ve sert konuşmalar yapmama neden oldular. Bir haftadan kısa bir süre içinde 4 aylık hastane kontrollerinden birine (14 Eylül 2013) gittim ve o hastane kontrollerine tehtidle, MHP taraftarı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlisi polis memurlarının defalarca yalan, suni vaka yaratarak, yakınlarımın bana kasıtlı olarak saldırmasıyla (önceki vakalarla ailemi suç ortağı sıfatları ile tehtid ediyor ve şantaj altında tutuyordular) beni kaçırması tehtidine bağlı olarak gidiyorum. Hastanede tedavi adı altında baskıyla ihtiyacım olmayan tıbbi müdahalelere maruz kalmama neden olan yukarıda sözünü ettiğim, şikâyetçi olmuş olduğum, kendisi hakkında “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeyi cebren aldırtan komiser yardımcısı, Mali Suçlar Şubesi’nde karşıma çıkan polis memuru ve YTÜ’de görevli ( beni kaçırıp bu suça ortak olan) Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi. O kontrolde Dr. Erhan adındaki psikiyatri uzmanı benim tüm proje firması kurma çalışmalarımı ( o 13 proje firmasını kursaydım aylık net gelirim 5-8 bin TL civarında olacaktı) durdurmamı sağlayacak şekilde işsiz ve iş göremez diye itham edip hukuki ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs etti, Malûlen emekli olmayı kabul etmedim. Bana antipsikotik ilâç yazarak akli dengemin bozuk olmadığını ancak bozulabileceğini , korumaya aldığını söyleyerek iftira attı. Odadan çıktığımda annemle konuşup annemi ağlatacak şekilde tehtid etti ve internette yazmış olduğum yazıları kaldırmazsam kötü şeyler olacağını söyledi. Ülkü ocağı misafirhanesindeki olay……….. Beni senelerdir tehtid ettikleri için 18 Eylül 2012’de tüm eğitim ve projecilik yapma hazırlıklarımı bırakarak İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı projesinde müteahhit firma Fema İnşaat Tic. ve A.Ş. de inşaat mühendisi olarak işe başladım. Firma çalışanlarının ( Leyla Ünal Öztürk Tel: 0 536 327 57 67, Mecit Özkal Tel : 0 507 755 74 29, Muzaffer Şakar Tel : 0 555 995 58 52, 0 533 414 02 21, Tanju (Harita Mühendisi ve soyadını hatırlamıyorum) Tel : 0 537 776 91 65 , Ali Kumsar Tel : 0 536 478 29 56, ve diğer çalışanlar , yöneticiler) aşırı baskı ve hakaretlerine maruz kaldım. Son derece uyumlu ve çalışkan olmama rağmen firma çalışanları dolandırıcı olan önceki işverenlerime destek çıktıklarını söyleyip yüzüme konuşmadan firmanın ofisindeki yan odalardan ve koridordan sözlü taciz ve tehtidler (beni kürt mafyasına vereceklerini, öldürteceklerini) ile rahatsız ederek verimli çalışmamı engellediler. Çok fazla iş verip bu işleri onların emriyle yapmadığımı iddia ederek iftira attılar, bana verilen basit işleri yapamayan mühendis olduğumu iddia ettiler. O günlerde ailemle ikamet etmekte olduğum adreste komşuların bir yıla yakın zamandır süren gürültülü hayatları açık tehtid ve tacizlere dönüştü. Beni açıkça tehtid ve taciz ediyordular, gürültüyü kasıtlı olarak yaptıklarını koydular ortaya ve beni 10 yıl yıprattıkların söyleyerek tehtid etmeye başladılar. Ben bu 10 yıl yıpratma tacizine anlam veremedim ve amaçlarını kavrayamadım. Tüm düşmanlarım adına beni tehtid ediyordu tüm komşularım. Biri hariç diğer komşuları (yan binalardaki, arka binalardaki, altımdaki katta) tanımıyordum. Az uykuyla ağır iş yükü altında, yüzüme konuşmadan laf atma ve inkâr etme şeklinde alçak ithamlarda ve hakaretlerde bulunarak, beni tehtid ederek sert davranışlarda ve uyarılarda bulunmama neden oldular. Çok aşağılık ithamlara izin verdiğimi iddia ederek sert konuşarak uyarılarda bulunmama neden oldular. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne ihbarlarda bulunuyordum ancak orada kamu ihalesi dolandırıcılığı olduğuna inandırmıştılar beni, bu durum çok büyük ihtimalle doğru idi. İhalenin gerçek sahibi önemli müteahhit Ferit Rızvanoğlu oraya gizlice geliyor, projenin gerçek müteahhiti olduğunu bilen çok fazla kişi yoktu, üniversitede öğretmenim olan İSKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Demir de sadece İSKİ Genel Müdürlüğü sınırları içindeki ihaleyi biliyordu, Sultangazi Belediyesi İnşaatı ihalesinin de Ferit Rızvanoğlu’na ait olduğunu bilmiyordu. İki ihaleye aynı anda hizmet ediyordum. Çok sayıda paravan şirket kurduklarını ve kamu ihalesi dolandırıcılığı yaptıklarını söyleyip beni “gammaz” diye öldürmekle tehtid ediyordular. Şantiye Şefi Ali Kumsar beni “damgalamakla” tehtid ediyor ama neyle itham ettiğini söylemiyordu. Bana referans vererek orada işe alınmama neden olan Sultangazi 14 Belediyesi Proje Müdürlüğü Müdürü Ahmet Çakan (Tel: 0 549 392 92 35) ve Sultangazi Belediyesi Meclis Üyesi , Belediye Başkanı Danışmanı Hayrettin Gürses’e ( Tel : 0 532 275 06 90) şikâyetlerimi ve orada uğradığım saldırıları anlatıyordum. Onlar şahidimdi ancak onların da sanıklardan yana taraf olduklarını tahmin edemedim ve şahitsiz kaldım. Onlar yardım etmeyince Ulusal Parti’de il başkanı olarak görevli Özgür Billur ( Tel : 0 533 413 61 17) ve Bakırköy İlçe Başkan Hasan Fırat ( Tel : 0 534 521 49 42) ile görüşmeye ve kendime şahit yaratmaya çalıştım. İnternette yapmış olduğum araştırmada Ferit Bey diye tanıttıkları ve ihalenin gerçek sahibi olduğun söyledikleri şahsın Ferit Rızvanoğlu olduğunu ve Kamu İhalesi Komisyonu tarafından soruşturulduğunu öğrenmem üzerine firma yöneticileri bana açıkça düşman oldular. Ferit Rızvanoğlu emrindeki bir grup teknik eleman (Hüseyin Karadeniz Tel : 0 531 933 93 21) ve yöneticiyi ( Muzaffer Şakar Tel : 0 533 414 02 21 , 0 555 995 58 52 ; Hüseyin Ceylan Tel : 0 532 297 07 54) onların üzerine kamu ihaleleri almak için kullanıyordu, almış oldukları çok sayıdaki kamu ihalesinin Ferit Rızvanoğlu ile alâkası resmi işlemlerde gösterilmemişti. İşten ayrılmam halinde akıl hastanesi tehtidi altında kalacaktım ve hastane çalışıp çalışmama durumuna bağlı teşhis koymakla tehtid ediyordu. Şantiye çalışanları açıkça şiddet yorumları yapıp ve tehtidler savurarak karşıma hiç bir şey yapmamış gibi davranarak geçiyor ve tepki alıyordular. Bütün bu olayları İEM’ne ihbar ve şikâyet ediyordum ancak ilgili şubeler bana düşman idi. Firma çalışanları da “polis istediği için yaptık” şeklinde laf atarak beni tehtid ediyordular ancak o dönemde İstanbul polisinin düşmanlığını kavrayamamıştım. Polisin bana düşmanlığı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memurlarından ibaret sanıyordum. Firma çalışanları ve yöneticileri çok uzun zaman boyunca beni taciz ve tehtid ederek kamusal alanda kavga çıkarıp, şahitsiz bırakarak tutuklatma ve hukuki ehliyetimi iftira atarak gasp etmekle tehtid ettiler. 30 Ocak 2013 tarihinde işten çıktım. Şubat 2013’de eğitim çalışmaları yaptım çünkü iki yıla yakın süredir yıpratılacak şekilde ağır iş yükü ve yoğun stres, tehtidler altında çalışmıştım. Tekrar proje tasarım işine girmeye çalıştım. Sertifika programına girmiş olduğum Bilişim Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi’nde çalışanlar bana iftiralar ve hakaretler savurmaya, derslerde kavgalar ve tartışmalar çıkarmaya başladılar. Fema İnşaat ve Tic. A. Ş. ile iletişim içinde kalarak Microsoft Project bilgisayar yazılımı sertifika programına girmek için bilgi almam için uğraşmama neden oldular. Eğitim danışmanı Gizem Öne (Kızlık Soyadı) her aradığımda rahatsız olmuş gibi davranıyordu ve bana eksik, çelişkili bilgi veriyordu, bazen de hiç bilgi vermiyordu. İşverenlerim sertifika programına gitmem için izin verip vermemek için kararsızmış gibi davranıyordular ve ben o sertifika programının ücretini ödemiştim. Gizem Öne’nin bu kadar abartılı şekilde rahatsız olmuş gibi davranmasını anlamıyordum, dershaneye eğitim için gittiğimde taciz, iftira, hakaret ve ithamlara maruz kaldım. Gizem Öne bana alt kattan laf atarak kendilerinden şikâyetçi olamamam için beni yıprattıklarını söyledi. O dönemde açmış olduğum adam yaralama davasının karar duruşması yaklaşıyordu ve ailemle komşuların tacizleri, tehtidleri acımasız hale gelmişti, polise başvuramıyordum. Dershanenin 15 kafetaryasında görevli kürt kökenli işletmeci bana laf atarak düşmanca davranışlar sergiliyor, daha sonra karşıma geçip incilmiş, kırılmış, zavallı kadın gibi, bana kendisine kötü muamele yapan adam gibi davranıyordu. Ağustos 2012 tarihinde AutoCAD sertifika programı eğitmenini tekniker Murat Gündoğar beni sözlü olarak taciz etmeye, öğrencileri beni karalayarak kışkırtmaya ve hakaret etmeye, bir şey söylediğim zaman bana kendisine hakaret etmiş adam muamelesi yapmaya, kavga çıkarmak için zemin hazırlamaya çalışıyordu. 14 Eylül tarihinde Dr. Erhan bir tekniker ile ilgili şikâyet olduğunu söyleyip bunu beni malûlen emekli etmek için kullanmaya çalıştı. Hangi tekniker olduğunu söylemedi, daha önce ilk işverenimin çok sayıda kişiyle ve yöneticilerin bir kısmı ile ilişkiye giren tekniker/teknisyen bayandan (Eminet Toklucu , Tel : 0 538 304 74 32) tehtidler almıştım. Dershane yönetimine durumu şikâyet ettiğimde yönetimin bu durumdan habersiz olmadığını öğrendim. İbrahim Bey adındaki müdür değişmiş, kasıtlı olarak onun yerine Volkan Bey adındaki ( beni ağır ceza hakimi yakınına hakaret eden adam diyerek tehtid eden ) müdür göreve getirilmişti. Telefon konuşmalarımın kayıtları incelenirse kanıta ve bilgiye ulaşabilirsiniz. Çok sayıda taciz ve tehtide maruz kaldığım için tüm olayları İEM’e elektronik posta ve telefonla şikâyet ediyordum, İEM’nün bu adli vakalarda taraf olduğunu bilmiyordum.Hiç bir şikâyetim ve ihbarım dikkate alınmadığı için asılsız ve mantıksız ihbar/şikâyet yapan şahıs olarak zan altında kalmamı sağlamaya çalıştılar. Dış görünüşüm çok bozuldu, çok şişmanladım, cildim bozuldu, evim cehenneme dönüşmüştü, komşular sağlığımı bozacak şekilde tehtid ve taciz etmeye devam ediyordular. Çok sayıda cinsel konuşmayla hormonlarımı etkiliyordular. Ailemin sürekli inkâr edip durumun normal olduğunu söylemesi nedeniyle her şeyi ailemin yüzüne vurdum. Annem ve babam tazminat talebim büyük olduğu için mahkeme için yalan savunma amaçlı iftira attıklarını söyleyip beni sürekli tehtid edip aile içi şiddet iftirası atmak için değişik şekillerde kışkırttılar. BİMER’e 8 Nisan 2013 tarihli 341966 Numaralı başvurum sonucunda T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı soruşturmalar açtı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak beni tehtid eden ve meslek hayatıma zarar veren, çalıştığım ve eğitim gördüğüm yerlerde zarar görmeme neden olan işverenlerimden şikâyetçi oldum. Ekte kopyesini göndermiş olduğum Fezleke’yi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edemedim çünkü hakkında soruşturma açtırmıştım. Yukarıda BİMER başvuru numaralarını vermiş olduğum içişleri bakanlık soruşturmaları sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yaptırıldı ve iddialar soyut bulundu. Bu süre içinde daha fazla yıpratıldım. 11 Nisan 2013 tarihinde Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açmış olduğum Soruşturma No: 2008/1222 dosya numaralı adam yaralama davasını kazandım. Duruşmadan önce sanıklardan biri kendi kendine söylenerek tehtidler savurdu, kişilik bozukluğu olan bu şahıs Sultangazi İlçe Emniyet 16 Müdürlüğü polis memurlarının yasadışı korumasındaydı ve kendisine açılmış tüm davalarda kanıt yetersizliği nedeniyle tutuksuz yargılanan bir psikopattı ( diğer davalarında müştekiler kaçırılıp kafalarına taşla vurularak yaralanmaktan, bir de resmi kayıtlara geçmeyen ve beni öldüresiye dövdükleri tarihlerde ikamet ettiğim apartmanda esnaf olan bir şahsın bıçaklarla yüzünü parçalamaları suçları vardı) ve açıkça sanıklarla suç ortağı olan annem duruşmaya benim isteğim dışında geldi, duruşmada aramızda bir husumet yokmuş gibi davranıp duruşma sona erdiğinde beni adliyeden 3-5 iri gövdeli polis memuru ile kaçırmaya teşebbüs etti. Hazırlık savcısına durumu anlatıp kurtuldum. Gaziosmanpaşa Murat Otel’de yaşamaya ve iş aramaya devam ettim. Duruşmadan önceki geceyi otelde geçirmiştim, gece otele yerleşen müşteriler beni sabaha kadar gürültü ile rahatsız etti, duruşma için sabah otelden çıkarken uyukluyordum. Çıkış kapısının yerini şaşıracak kadar kötü durumdaydım. Duruşmadan önce sanık ve adliye çalışanları süreki etrafımda dolaşıp anlam veremediğim davranışlar sergilediler. Bir 2. Asliye Ceza Mahkemesi Kalemi memuru bayan önümden geçerek durdu ve kendisini gösterdi (kendisini tanımam, adını bilmem) ve daha sonra kısa boylu ve orta kilolu, esmer ve orta yaşlı bir adam karşıma durarak “erkek gibi davrandın” dedi ancak kendisi ile muhattap olmadım , cevap vermedim, amacının ne olduğunu da bilmiyordum. YTÜ – İnşaat Fakültesi’nde görevli Doç. Dr. Zafer Kütüğ (Tel : 0 532 230 33 48) ile tüm bilgileri paylaşmıştım, tüm olaylar sırasında kendisini arayarak düzenli bilgi vermiştim. Beni Esenyurt’ta çalışmaları olan müteahhit Sait Kutlu (Tel : 0 532 454 88 76) ile tanıştırdı. İşKur vasıtasıyla başvurduğum Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorsyon Ltd. Şti. yöneticisi Fikret Elâgöz, Doç. Dr. Zafer Kütüğ ile aynı gün arayarak ivedi olarak iş görüşmesine çağırdı ve beni işe alacağını söyledi. Duruşmadan önceki günlerde de duruşmadan sonra otelin çevresindeki esnafı kışkırtan şahıslar dolaşıyordu. Duruşmadan önce CHP Sultangazi İlçe Teşkilâtı ile işverenimin tehtid ve hakaretlerine destek vermesi, devamında bu düşmanlığı başka bir olaya bağlama hedefi ile niyetli olmadığım bir gün iftar yemeğine Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban tarafından çağırıp yemekteki parti üyelerinin ( üç Bulgaristan göçmeni genç) anama hakaret edecek şekilde benimle eğlenmesini ayarlamıştılar. Buradan küfürlü tartışma ile ayrılmıştım. Son iki ay içinde beni sözlü olarak metro, tramvay , sokakta taciz edenler beni “Türkiye düşmanı ilân edip ballı bir şekilde yok ettiklerini” söylüyordular. Bunların birkaç tanesinin videosunu çektikten yarım saat sonra Maltepe Gülsuyu Polis Merkezi’ndeki bir komisere göstermiştim. Öğretmenim ve Fikret Elâgöz’ün beni aradığı gün Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’nda konu ile ilgili dava açmak üzereydim. Beni duruşmadan önce iftira atarak boş gezer ve ailesinin bakımına muhtaç göstermek için profesyonel ve özel hayatımı yok etmiştiler. Beni bana ömür boyu para vermemiş babamın verdiği 20TL haşlık ile yaşayan bakıma muhtaç şahıs olarak göstermeye çalıştılar. Her ay düzenli ödediğim taksitlerimi ödeyemeyecek duruma getirdiler beni. Maddi endişeler ile hemen istedikleri adreslere gittim. 17 Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul’daki Ted Rönesans Koleji şantiyesine ince işlerden sorumlu taşeron firma Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorasyon Ltd. Şti.’nde görevli inşaat mühendisi olarak getirildim. Taşeron firma ve müteahhit firma çalışanları açık şekilde olmasa da aralarında konuşma şeklinde ve uzaktan bağırarak “faşist, inşaat mühendisleri odasına destek çıkıyoruz, şantiyede çalışmanı Bakırköy istedi, kürt kadının namusu için seni öldüreceğim ....v.b.” sloganlar atarak düşmanlıklarını belli ettiler. Bana yoğun baskı uygulayıp tepki almaya çalışıyordular. Çelişkili emirler verip şantiye şefim olan ve Fikret Elâgöz’ün yeğeni olan Emre Üstün ( Tel : 0 530 541 96 33, kendisini bu telefondan arayan ve kimliğini bilmediğim bir şahsın kendisine “Cevat Çalışkan bizi tehtid ediyor “ şeklinde tavır sergilemesini istediğine şahit oldum, aralarındaki konuşmaya kulak misafiri oldum) ile koordineli olarak tüm çalışmalarımı başarısız kıldılar , emrimdeki kalfalar ( Kasım Ada Tel : 0 532 483 40 82 – Komünist olmadığım için ve mühendis geliri ile yaşadığım yüksek hayat standardı nedeniyle bana düşmanlı vardı, bu düşmanlığını belli ediyordu. Hasan Kafla (Soyadını bilmiyorum) Tel : 0 541 436 83 36) uyumsuz davranıyor , hiçbir emrimi ya da müdahalemi kabul etmeden başlarına buyruk davranıp kasıtlı olarak çalışmalarımı baltalıyor, sistematik olarak işverenim Baki Soğancıoğlu’na beni şikâyet ediyodurlar. Bir süre sonra beni iş göremez iftirası ile işten çıkarmaya ve müteahhit firma teknik ofis elemanlarının ve kontrol şeflerinin ( Selçuk Tunç Tel : 0 533 646 94 11 eposta : [email protected], Nurdan Eğilmez Şapçı e-posta : [email protected] , Meltem Köksal e-posta : [email protected] , Can Gökçe Tel : 0 533 775 71 24) siyasi nedenler ile bana düşman oldukları için baskı uygulamalarını bahane ederek ve bunu benim resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘a bağlayarak beni işten çıkardılar. Müteahhit firma çalışanlarınn siyasi düşmanlığı İMO İstanbul Şubesinde (Adres: Kemankeş Mah. Mumhane Cad. No : 21 Karaköy Beyoğlu İstanbul, Telefon 1: +90 212 2932000 Faks: +90 212 2320912 , o tarihte bu meslek odası Harbiye Şişli İstanbul’da bulunuyordu ) görevli Şube Sekreteri Rezzan Bulut ve kontrol mühendisleri Şirin Hanım (Soyadını bilmiyorum) ve Hasan Ünal, CHP Kılıçdaroğlu yönetimini destekledikleri için ve işverenim Halûk Bozkurt bu siyasi akımda belediye meclis üyesi olduğu için kendisinin suçlarını görmezden gelmekle suçluyordum. Bu meslek odası görevlileri beni 22-24 Şubat 2013 Enerji Kimlik Belgesi Sertifika Kursunda laf atarak ve sonra inkârcı davranışlar sergileyerek tehtid etmiştiler ) baskısını bahane sayarak iftira atan işverenim Fikret Elâgöz ile tartıştım, işten çıkarılışımın gerekçesini ve kesin kararını vermesini bekledim. Şantiyedeki bazı işçiler (yemekhane görevlisi ve ince işler şefi Selçuk Tunç) hiçbir sebep yokken kavga çıkarmaya ve kendilerini tehtid ettirmeye çalıştılar. Yemekhanede çalışan işçi “annesi istedi” diyerek tüm şantiyeyi kışkırttı ve benimle eğlenmeye başlayınca caydırıcı olması açısından kendisini tehtid ettim, kötü örnek olması halinde şantiyede mühendis olarak otoritemi kaybedecektim ancak kendisine herhangi bir zarar vermedim. Aslında “hiçbir şey yapamaz “ diyerek benimle eğlendikleri için kışkırtmaya gelerek dolandırıldım. Selçuk Tunç sürekli uyumsuz 18 davranarak ve Şantiye Şefim Emre Üstün ile ortak çalışarak çalışma programıma müdahale etti ve iş verimimi düşürdüler. Bazı görevlerimi geç yerine getirdim, eksik bilgi verdikleri için tüm işleri baştan yapmak zorunda kaldım. Ben bana iftira atarak işten çıkardıkları için kesin kararlarını bildirmeleri için beklerken onlar benim hakkımda ruh hastası raporu çıkarmışlar , buna destek veren asayiş şube polis memurları ile yüzyüze görüşerek yasadışı bir işlem yapmalarını engelledim ancak bu yasadışı işlemi yasalmış gibi göstermek ve dava açmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki komşuları ve çalışanları ( Site bekçileri Hüseyin Kartaltaş ve Mustafa, sitenin bahçıvanı orta yaşlı erkek, sitenin bakkalındaki aile) kiralamışlar ve bana işkence sayılacak düzeyde taciz ve sözlü şiddet uyguladılar. O şantiyede görevli özel güvenlik şirketi beni öğrencilik yıllarımda kaçıran ve kendisi ile ilgili şikâyetlerimi yaklaşık iki yıldır sanal ortamda dile getirdiğim ve yukarıda kendisinden söz ettiğim Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi . Şantiyede görevli özel güvenlik elemanlarından sadece biri destek veriyordu şantiyedeki müteahhit ve taşeron firmaların sözlü taciz ve sözlü şiddetine, şantiye sınırları içinde adli vaka ayarlamaya çalışıyordular. Kürt kökenli bir özel güvenlik görevlisi “kürtler hakkında kötü şeyler yazma” diye bağırıyordu , İSG Uzmanı İbrahim Bey “internette faşist slogan “ diye bağırıyordu. Resmi internet sitem milliyetçi anlayışa uygun yazları içerdiği için ve daha önce başıma gelen her türlü olayı ayrıntılı olarak içerdiği için oradan benimle ilgili geniş bilgiye sahip olmuştular ve o sitede onların alehine bir şey yazıp bana saldırmaları için bahane yaratmak amacıyla her türlü baskı ve uyumsuzluğu sergiliyor, çalışma verimimi düşürüyor ve kışkırtıyordular. Daha sonra özel güvenlik şirketi müdür ve diğer özel güvenlik şirketi elemanları da düşmanlıklarını açıkça belli ettiler. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketlerini kışkırttılar, her gittiğim kamusal alanda veya özel sektöre ait işyerlerinde (Tramvay ve Metrobüslerde, Çağlayan Adliyesi ve İSKİ Genel Müdürlüğü’nde Akdeniz Özel Güvenlik, Metroda Bilge Özel Güvenlik, YTÜ ve çalıştığım şantiyede Tepe Özel Güvenlik ) özel güvenlik şirketi elemanları bana sözlü tacizde bulunuyordu. Müteahhit firma ve şantiye şefim Emre Üstün çelişkili, eksik ve gerçekleştirilmesi imkânsız emirler vererek beni iş için yetersiz iftirası ile işten çıkardılar. Kesin kararı bildirmeleri için bekledim. Firma merkez ofisinden ayrılmdan önce firma yöneticisi Fikret Elâgöz’e küfürlü şekilde uyarıda bulundum ve küfürlü tepki koydum ortaya çünkü beni gizlice tehtid etmiştiler. Bana yapılan saldırıları milliyetçi olmama ve komünist olmamama bağlı göstermişlerdi. Fikret Elâgöz benimle telefonda (telefon numaram 0 539 576 03 35 ve 5 yıl öncesine kadar tüm telefon konuşmalarımın incelenmesine izin veriyorum ve incelenmeleri için arz ediyorum) konuşurken telefonu kapatmadan önce “iş bulamazsın faşist” şeklinde tehtidler savuruyordu. İşten çıkarırken düşman oldukları internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘dan rahatsız olduklarını söylediler, beni telefonla arayan annem de o internet sitesini kapatmazsam aç kalacağımı söyledi. Birkaç gün ekmek ve suyla yaşadım, sosyal yardım için başvurdum, bana borç veren arkadaşlarım ve Doç. Dr. Zafer Kütüğ’nün vermiş 19 olduğu 100TL ile hayatta kaldım. İki defa almış olduğum sosyal yardım ile iş aradım. Bulunduğum adreste yola park edilen araçlar ve daha sonra komşular, devamında tüm Aydınevler Mahallesi ve Maltepe ilçesi halkı sapıkça tehtid etmeye başladı. “Devletten tazminat isteyen şerefsiz “ diyerek ve “işverene hakaret” gibi plânlanmış iftiralar ile bana aylarca maddi ve manevi saldırıları düzenlediler, siyasi nedenler ile bana düşman olan ve sanıkların destekçisi olan şahısların maddi / manevi saldırılarına maruz kaldım. Yaklaşık iki senedir toplu ulaşım vasıtalarında ve gittiğim her yerde Kürt kökenli ve anayasal düzen düşmanı şeriatçı şahıslar tarafından tehtid ve taciz ediliyordum. Sebebi beni işten iftira ile çıkaran müteahhit firmanın şeriatçı siyaset yapan Ilıcak ailesine ait olmasıdır . Taciz ve tehtidler iş için Maltepe ilçesine gittiğim ve Maltepe Otel’e yerleştiğim an başladı. Tüm Maltepe halkı açık şekilde kavga çıkarmak için bahane arıyordu. Yıllardır bana yardımcı olmayan, can ve mal güvenliğimi sağlamayan Terörle Mücadele Şubesi, Organize Suçlar Şubesi ve Mali Suçlar Şubesi ile telefonda konuşuyordum, çelişkili davranışlar sergiliyordular. Bazen beni kurtaracak gibi konuşup bazen de açık şekilde düşmanımı destekleyecek şekilde konuşuyordu telefonuma cevap veren görevli komiserler. Bu nedenle küfürlü kavgalar çıkıyordu aramızda. Beni bulunduğum adreslerde iğrenç ithamlar ve tehtidlerle, tacizler ile kışkırtıp küfüre alıştırmışlardı. Bu olaylar başlamadan önce küfür etmeyi çok kötü ve aşağlık bir davranış olarak görüyordum. Beni Maltepe Aydınevler Mahallesindeki adresime getirmeden önce orada atacakları iftiralara mesnet olacak iftiralar atmıştılar ve oraya gitmemi aylar önceden plânlamıştılar. Cinsel durumumu değiştirdiler, hayatımı ve hukuki ehliyetimi tehtid ederek dava duruşmasından önce bekâretimi bozmama neden oldular. Beni önceki yıllardaki gibi toplu iftira ile kaçırıp işkence yapacaklarını, cinsel hayatımı ve özel hayatımı yok edeceklerine inandım. Buna teşebbüs ettiler ama başaramadılar. Ancak bu nedenle 14 Mart 2013 tarihinde pahalı bir escortla (hayat kadını ile ) ilişkiye girerek bekâretimi 37 yaşında bozdum. Cinsel durumumu değiştirdiler ve beni kasıtlı olarak getirdikleri adreste bu cinsel durum değişikliğini iftiralar atmak için kullandılar. 14 Mart 2013 tarihinde tecrübesiz ve heyecanlı olduğum için sonraki aylarda da 6-7 escortla daha birlikte olmuştum. Düşmanlarımın iftira atmak için kullandıkları çirkin, yaşlı, vasat görünüşlü veya genç ama şeriatçı, yobaz kadınlara ihtiyacım yoktu. Ancak daha önceki işyerlerimle ilgili attıkları iftiraları doğru kabul ederek mesnet alıp yeni iftiralar attılar. Bana saldıran Tepe Özel Güvenlik Şirketi’nin öğrencilik yıllarımda Ülkü Ocakları Misafirhanesi’nde beraber ikamet ettiğim ülkücü militanlar ve öğrencileri kullanarak bana iftira atarak koydurduğu iftira teşhisi mesnet alarak komşular çalışmamı ve uyumamı engellediler. Beni yorgun düşürecek kadar tehtid ve taciz ettiler. Geceleri silâh sıkarak ve ölüm tehtidleri savurarak uyumamı engellediler, yorgunluktan işe giremedim, para kazanamadım. Evimdeki eşyalar ve kıyafetler zarar gördü, bir kısmı kayboldu. Evim güvenli değildi, Maltepe Küçükyalı Karakolu MHP’ci site bekçisi ve esnafı ile açık şekilde suç ortaklığı yapıyor, Sultagazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden 20 içişleri soruşturmasında dolandırıcılık yapmaya çalışıyordular ve başarılı oldular. O soruşturmadaki iddialar soyut bulundu, ifadem bile alınmadı. Bir asayiş polis memurunu (bana davacı olmamam için baskı uygulayan, 2008 yılında açmış olduğum davada sanıklardan rüşvet alarak komiserleri soruşturma yapmamaları kandıran polis memuru) benim babamın arkadaşı sıfatıyla bana şikâyetçi olmamamı söylediği ve benim kabul ettiğimi iddia etmek için bana ömrümde nerdeyse hiç para vermemiş babamı bana bakan kişi olarak gösterip, hiç tanımadığım ve adını bile bilmediğim polis memurunu babamın arkadaşı sıfatıyla saydığımı ve istediklerini yaptığım şeklinde yalan bir iddiaları vardı. Maltepedeki adreste yıpratıldım ve sosyal yardıma muhtaç bırakılınca iddilarına yalan kanıt ayarlamış oldular. Ben bu soruşturmanın sonucunu kabul etmiyorum. Resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yazmış olduğum siyasi ve toplumsal yazılar çok sayıdaki siyasi ve dini grubun bana düşman olmasına neden oldu. Bu internet sitesi defalarca saldırıya uğradı ve siteme saldırı düzenleyenler bazı yazıları, belgeleri, fotoğrafları, videoları silindi. Asıl önemli olan beni madur edenlerin taciz, tehtid, dolandırıcılık, gasp, iftira, hakaret gibi suçlarının ayrıntılı tarifleri, yani suçların nasıl işlendiğini ortaya koyan ayrıntılı açıklamaların silinmesi idi. Siyasi grupların saldırı yöntemlerini teşhir ettiğim için site önem kazandı. Bazı resmi başvurularımda resmi inernet sitem www.cevatcaliskan.com ‘daki yazılarımın ihbar sayılmasını arz etmiştim. Bu internet sitesinin önemli olmasının bir değer nedeni de buydu. Sitem saldırıya uğradıkça (topluma açık yerlerde dizüstü bilgisayarımı kullandığım için giriş şifresini çalmışlar defalarca) tüm yazıları defalarca baştan yazdım. İnternet sitemde beni tehtid eden şahıslarla ilgili şikâyetlerimi dile getirerek bana olan düşmanlıklarını anlatıyordum, kanıtlarımı ve güvenlik kuvvetlerine yapmış olduğum ihbarları açıklıyor, resmi belgelerin kopyelerini yayınlıyordum, yapmış olduğum ihbarların tam ve orijinal metnini yayınlıyordum. Bu şekilde can güvenliğimi sağlamaya çalışıyordum. Sanıklar arasında siyasi partilerde görev alan eski işverenlerim, polis memurları ve devlet memurları da vardı. İnternet sitem dava edilmedi, beni maddi ve manevi olarak yıpratarak “seni işsiz bırakacağız, internet sitesini kapatmazsan açlıktan öleceksin” tehtidi savurdular ve aylardır işsizim, borçlarım nedeniyle hakkımda resmi işlem yapılacak. Sosyal yardım alarak ancak temel ihtiyaçlarımı karşıladım, ikamet ettiğim adreste işkence boyutunda olan sözlü şiddet ve tacizler nedeniyle normalin üstünde harcamalar yaparak otellere ve lokanta, kafetarya gibi yerlere para harcamak zorunda kaldım, o yerlerde de sözlü taciz ve tehtidler devam etti. Tüm siyasi kavgalar ve düşmanlıklar suni olarak çıkarıldı, siyasi kavga görünümü yaratılarak yaklaşık 13 yıllık bir zaman dilimi içinde defalarca şikâyet etmiş olduğum bazı devlet memurları ile ilgili devam eden şikâyetlerimi engellemek ve haklarımı gasp ettiler. Sözkonusu devlet memurlarından şikâyetçi olmuştum ve haklarımı gasp etmek için beni defalarca kaçırmıştılar, tehtidle baskı altına almıştılar ve 21 benden “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeleri cebren, kendi iradem dışına almıştılar. Dava açma hakkım gasp edildi, hukuki ehliyetim saldırıya ve iftiraya uğradı. Şikâyetçi olduğum sanıklar kendi siyasi ve ticari çevrelerini kışkırtarak can ve mal güvenliğime, namusuma saldırdılar. Gittiğim her iş yerinde kendi amaçlarına uygun senaryolar ve bu senaryolara dayalı iftiralar attılar, namusuma ve şerefime saldırarark sert konuşmama neden oldular, beni kabadayı diye yanlış tanıtmaya çalıştılar. İEM’ne karşı vermiş olduğum hukuki savaşı bir kabadayının yasadışı saldırısı olarak göstererek beni karalamaya, beni müşteki iken sanık yapmaya teşebbüs ettiler. Sözkonusu şahıslar arasında CHP, AKP, MHP, BDP üyeleri / sempatizanları ve önemli devlet kurumları çalışanları, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü çalışanları vardı. Sanıkların kalabalık olmasının nedeni sosyal paylaşım internet siteleri ve internet ortamında etkili şekilde Ulusalcı siyaset yapmam ve ülkü ocaklarının, ülkücü devlet memurlarının saldırısına uğramam, sol görüşlü olmamama rağmen sağcı grupları kışkırtmalarıdır. Kendi isteğim dışında yıllar sonra beni siyasi kavgalara sokarak anayasal düzeni savunan açıklamalar yapmaya zorladılar. Siyasi çalışmalarıma uzun yıllarca ara vermiştim. 2008 yılında açmış olduğum adam yaralama davası şikâyetimde polis memurlarının hatırlı kişiler (davamda yalancı şahit olan ve yalancı şahitliği ispatlanmış olan Şenol Erdağı milli sporcu Sinan Şamil Sam’ın akrabası idi) için şikâyetimi engellemeye çalışmaları, baskı uygulamaları, ihbarlarımı kabul etmemek için şahsi tartışmalar çıkarmaları ve yüzleri kızarmadan hareket etmeleri sonucunda sanal ortamda (sosyal medya paylaşım sitelerinde) bu polis memurları ile ilgili yazılar yazdım. Bu yazılar bir vatandaşın yasal ve belgelere dayalı şikâyetleri iken sanıklar ve taraftarları şikâyetlerimi siyasi kavgaya dönüştürmek için canıma, malıma ve namusuma saldırıp bu saldırıları kabul ettiğimi iddia ederek beni kışkırttılar. Siyasi açıklamalar yapmayı gereksiz buluyordum çünkü 90 yıla yakın süredir değişmeyen ve gizi oy kullanılarak oy sandığından çıkan bir Cumhuriyet Rejimi vardı. En iyi cevap oy kullananların kendi tercihleri doğrultusunda anayasal düzeni 90 senedir yaşatması idi. Espiri ve yorum yeteneğim nedeniyle etkili yorumlarda bulundum ve anayasal düzen düşmanı ( komünist, şeriatçı, etnik terör yanlısı ) grupları kışkırtmış oldum, ancak beni bu davranışa sanıklar zorladı. Anayasal düzene saldıranlara cevap vermemeyi ihanet olarak gördüğüm için onların saygınlığını azaltan açıklamalar yazmak zorunda kaldım, bu açıklamalar gerçeklere dayalı yasal açıklamalar idi. Aptalca ütopyalarla ve tüm dünyayı ele geçireceğini savunan akla, mantığa aykırı siyasi görüşlerle alay ettim. Kanıt olarak ortaya onların 3-5 milyon kişilik gruplardan oluşutuğunu ve Dünya nüfusunun 7 milyar kişiye yakın olduğunu koydum. Bu açıklamalar suç teşkil etmediği için beni önce Maltepe’deki adresimde öldürmeye teşebbüs ettiler, daha sonra namusumu ve şerefimi karaladılar, maddi gücümü ve profesyonel hayatımı gasp ettiler, hukuki ehliyetime saldırdılar. Bunu beni iki seneye yakın süre ile yeterince uyumamı engelleyecek şekilde taciz ve tehtid ederek, yorgunluk ve sağlık sorunları yaratarak yaptılar. İstanbul’un her ilçesinde, toplu ulaşım 22 araçlarında, işyeri ve kamu / özel sektör kuruluşlarındaki siyasi saldırılar “devletten şikâyetçi olanı toplumsal mutabakatla topluca yok ediyoruz, öldürüyoruz” sloganı ile öldürmeye teşebbüs etmelerinin nedeni dava açabilmem için gerekli imkânları elde etmemi engellemek idi. Bazı sanıkları senelerce dava edemedim, şikâyet ettim, resmi işlemler savsaklanarak yıpratıldım, soruşturmalara fesat karıştırıldı. T.C. İstanbul Anadolu Savcılığı’na başvurarak Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü ikamet ettiğim adreste tehtid edilmeme ve maddi imkânlarımın gasp edilmesine izin vermekle, bulunduğum adreste maddi/manevi olarak yıpratılmam ile ortaya çıkan sonuçların Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde açılmış olan bir İçişleri Bakanlığı soruşturmasında soruşturma dolandırıcılığı için kullanmakla, bölgede görevli polis memurlarının laf atarak ve hakaret edecek tarzda eğlenerek düşmanlarım tarafından maddi, manevi olarak linç edilmeme destek vermekle, beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden diğerine göndererek aylarca savsaklamakla suçladım. Maltepe’de görevli polis memurları sürekli olarak beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden diğerine gönderip tüm zamanımı paramı tüketiyordular. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketi elemanları “özel güvenlik şirketlerinin gücünü gösteriyoruz, hiç kimse özel güvenlik şirketlerinden davacı olamaz” diyerek beni tehtid ve taciz ediyordu. İkamet ettiğim adresin çevresini bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunan işyerleri çevrelediği için şahitsiz kalmıştım. Adliyeler ( Anadolu Adliyesi, Çağlayan Adliyesi) de bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunduğu için oralarda da tehtid ve baskı altında kalıyordum, hakarete uğruyordum. Bazı geceler sabaha kadar “seni dilenci yapacağız, açlıktan öldüreceğiz “ diye tehtid edip ertesi gün Anadolu Adliyesi’ne nöbetçi savcılığa gidince giriş kapısında görevli özel güvenlik görevlisi “dilenci” diye laf atıp beni kışkırtıyordu. BİMER (8 Nisan 2013 tarihli 341966 numaralı başvuru) vasıtasıyla açılmış İçişleri Bakanlığı soruşturmasını siyasi nedenler ile İEM Organize Suçlar Şubesi’ne göndermek yerine sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderen İstanbul Valiliği Evrak Bürosu Memuru’nu suçladım. Daha sonra İEM Organize Suçlar Şubesi’nin bana düşman olduğumu anladım. Şube suçlamalarımı soyut buldu. Sebebi 810 Eylül 2012 tarihleri arasındaki bir tarihte İEM Mali Suçlar Şubesi ve Organize Suçlar Şubesi’ne başvurmam ve işverenlerimin benim çalışma hakkımı gasp ettiklerini ve beni öldürmekle tehtid ettiklerini, siyasi kışkırtmalar yaptıklarını şikâyet ettiğimde Mali Suçlar Şubesi’nde karşıma bana düşman olan bir polis memurunun karşıma çıkmasıdır. 2000-2001 yılında Üsküdar Ülkü Ocağı misafirhanesinde ikamet ediyordum ve YTÜ’de görevli Tepe Özel Güvenlik Şirketi tarafından kaçırılıp kendi isteğim dışında cebirle ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapatıldım, orada vücudumdan çok fazla kan alınarak beni halsiz ve güçsüz düşürüp tehtid ve baskı altına aldılar, eğitim hakkımı ve çalışma hakkımı gasp ettiler. Bu durumu o polis memurunun yüzüne vurdum ve ömür boyu şikâyetimden vazgeçmeyeceğimi söyledim. Açmak üzere olan şahıs firmamın adı “Cevatça İnşaat” idi ve bu şahıs firmasında asla rüşvet verilmeyeceğini söyledim, rüşvetçi ve görevini kötüye kullanan devlet memurlarından 23 nefret ettiğimi dile getirdim. Bu açıklamamı ve internet sitemde rüşvet alan devlet memurları ile toplumu güldürecek şekilde alay etmem nedeniyle rüşvet alan devlet memurları beni dava edemedi, ekonomik ve sosyal yıpratma ile, karalama ile yok etmeye çalıştılar. Bu şikâyetime neden olan eylemlerinin sebeplerinden biri de budur. Ayrıca iftira atarak ve davacı olmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki komşuları kiralayarak benim maddi durumumu gasp eden, adımı karalayıp beni farklı tanıtan , davadan önce beni yıprattıran işverenim Soğancığolu İnşaat ve müteahhit firmadan şikâyetçi olmuştum. Başvurduğum Cumhuriyet Savcıları’na şikâyetlerimi açık şekilde anlattım ve kendilerine vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini taciz ve tethtid altında yazdığımı, ikamet ettiğim adreste ve ilçedeki işyerlerinde taciz edildiğimi, tehtid edildiğimi ve karalandığımı açıkladım. Buna bağlı olarak can güvenliğim olmadığını ve o dilekçeleri çok hızlı ve dikkatsiz yazdığımı (bilgisayarda klavyeyi on parmak yazarak kullandığımı ve çok hızlı hareket ettiğimi) kendilerine açıkladım. İfadelelerimi imzalayacağım an o kadar yorgun düşmüş oluyordum ki ifadeleri görevli Cumhuriyet Savcısı’nın emrindeki savcılık kalemi görevlisine yazdırırken dinlememe güvenerek imzalıyordum. Bazı ifadelerimde adres bilgilerim yanlış yazılmış, birinde ise eğitim durumum hakkında yanlış bilgi var. Verdiğim şikâyet dilekçelerimde benim alehime olacak çok büyük ifade hataları vardı ki sanıkları bunları resmi internet sitemde yayınlamam üzerine suçlamalardan kurtulmak için daha çok dolandırıcılık yapmak için farklı saldırılar düzenlediler. İkamet ettiğim adreste günün 24 saati tacizde bulunuyorlar yerine “... bulunuyorum” şeklinde yanlış bir ifade kullanmam üzerine daha önce kim olduklarını ve yönlerini belli etmeden tehtid ve taciz eden komşular beynimi acıtacak şekilde bağırıp sözlü şiddet uyguladıktan sonra onlara küfürlü şekilde uyarılarda bulunmama neden oldular. İkamet etmekte olduğum binanın üst katlarında oturan ve yüzlerini görmediğim, kim olduklarını bilmediğim komşular taciz edildiklerini savunurak şikâyetçi oldular. Bu durumda benim tüm şikâyetlerimi ve resmi başvurularımı savsaklamak için beni süreki bir karakoldan diğerine gönderen, karakola gönderip şikâyetimi dikkate almayan, karakola gittiğimde anlamadığım laflar ederek daha sonra Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki soruşturmadaki yalan iddiayı doğruladığımı, yani babamın arkadaşı olduğunu iddia ettikleri polis memuru ile arkadaş olduğumu iddia ettiler. Sözkonusu sanık polis ve babam benim yasadışı şekilde cebren akıl hastanesine kapatılmamı üstlenip benim buna izin verdiğimi, yani kendi isteğimle gençliğimi ve sağlığımı harcayacak zararlı yan etkileri olan, iş bulmamı ve çalışmamı engelleyen ilâçlar iddia etmiş. Benim ifademe bile başvurulmadı, üzerinden soruşturma yaptıkları metni bana okutup onaylattmadılar. Elektronik ortamda herkes benim iletişim ve kimlik bilgilerimi kullanarak benim adıma asılsız suçlamalarda veya iddialarda bulunabilir. Bulunduğum ilçedeki halk ve çok sayıda tesettürlü kadın beni linç etemeye çalışıyor, her yerde kavga çıkarmaya çalışıyordular. Sokakta 50 metre yürüdüğümde 5-6 kadının tehtidine ve tacizine maruz kalıyordum. Günün 24 saati tehtid ve taciz altında 24 olduğum için çalışamadım. Dişlerim delik deşik (gerekirse diş röntgeni çektirip kanıtlayabilirim) oldu, bedenimi yıprattılar, biyolojik yaşımı ilerlettiler yani ihtiyarlattılar. İftira için kullandıkları şahıslara yakın ve vasat insan dış görünüşü yarattılar. Ayakta duramayacak haldeydim ve yolda sallana sallana gözlerimi açamayacak şekilde yürüyordum. Gözlerimi açmakta zorluk çekiyordum. Beni öldürmekle tehtid ediyordular, “devletten şikâyetçi olduğum için beni topluma öldürttüklerini” söyleyerek maddi ve manevi zarara uğratıyordular, zamanımı çıkardıkları sorunlar için harcamama ve büyük miktarda paralar harcamama neden oldular ve beni bana düşman olan annemin vereceği paraya muhtaç gösterdiler. Annemin ve babamın bana düşman olduklarını ve onlar ile yaşamayacağımı açıkça söylüyordum, kendilerinden şikâyetçi ve davacıydım. Sitedeki komşular ve ikamet ettiğim sitenin çevresini çevrelemiş olan inşaat alanını koruyan (o çevre tamamen izole edilmiş ve şahitsiz bırakıldım) Tepe Özel Güvenlik Şirketi çalışanları geceleri iğrenç ithamlar ve “silâhla vurma, öldürme” tehtidleri ile teslim olup kendi isteğimle tımarhaneye başvurmamı, tazminat ve ceza taleplerinden vazgeçmemi, haklı olduğum için beni yok etmek zorunda olduklarını söylüyerek sözlü şiddetle beni aylarca yıprattılar. İş bulmamı engelleyerek aç bırakacaklarını ve açlıktan öldüreceklerini söyleyip sadece asgari geçimimi sağlayacak kadar para bulmamı ( bazen ailem, bazen de Doç. Dr. Zafer Kütüğ’nün tanıştırdığı mütehhit Sait Kutlu’nu iş çevresi ile iş yaparak para temin ediyordum) ve kredi kartı borçlarımı ödememi engelleyerek 14 bin Türk Lirasına yakın aylardır taksitleri ödenmemiş borçlar nedeniyle dava edilmem durumunu yarattılar. Bu tehtid için Tepe Özel Güvenlik Şirketi’nin (Bilkent Holding’e bağlı bir şirket olduğu için çok sayıda işyeri sahibi ve dar gelirli saldırgan kendilerinden ödül adı altında para alarak beni taciz edip zabıtlar tutturuyor) göreli olduğu, yani müşterisi olan HSBC Bankasının alacak yönetimi biriminin beni tehtid etmesini , ödeme yapacağım dönemlerde ödemeyi yapmadan bir saat önce arayıp kredibilitemi yok etmek için kavga çıkarıp ödeme yapmamı engellemeye çalışıyordu. Banka görevlileri ödeme gücüm olmadığı zaman baskı uygulayıp tehtid ediyor ve benimle alay ediyordu. Bankanın bazı şubelerinde özel güvenlik elemanları beni tehtid ediyordu. Bunu gizlice beni daha önce aylarca alıştırdıkları yöntemle yapıyordular. Üzerine alınma diye bir psikotik bozukluk belirtisi var ve bunu kasıtlı olarak taciz etmek için maske olarak kullanıp, aylarca açıkça ve sapıkça tehtid ettikten sonra sadece kötü niyetlerini belli edip cevap vermeme neden oldular. Yani birçok mekânda açık şekilde taciz ve tehtid edip, aynı yöntemleri hatırlatıp kritik anlardan sorunlar çıkarıp tepki vermeme neden oldular. Savcılığa başvurduktan sonra Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker 20 günlük yıllık izine çıktı, bu süre içinde olayı farklı göstermek için bana cinsel iftiralar attılar, saldırıyı daha önce açıkladıkları gibi para karşılığında değil, cinsel iftralara dayalı aşağalamaya dayalı olarak yaptıklarını iddia etmeye başladılar. 50’den fazla defa 155 polis ihbar ve şikâyet hattını aradım. Polis ve jandarma görevlileri açıkça taraf tuttular. Topluca soruşturma dolandırıcılığı yapmak 25 için haklarımı gasp ettiler, çalışmamı engellediler, bedenimin zarar görmesine ve profesyonel hayatımın yok olmasına neden oldular. Yaklaşık iki yıldır tek bir bilgisayar veya mühendislik kitabını bitirmeme, hatta doğru dürüst uyumam için zaman bulmama izin vermediler. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde (Kartal / İstanbul) görevli özel güvenlik şirketi, savcılık kalemi ve diğer bölümlerin çalışanları, polis memurları beni savsaklamak için tehtid ve tacizle o adliyeye defalarca gitmeme neden oldular, adliye sınırları içindeki başvurularımı baskı altına aldılar. Açmış olduğum davaların iftira davası olarak ele alınması için ifademi baskı altında vermeme neden oldular, ifadeden önce ve ifade sırasında koridordan tehtidler savurarak ifademi etkilediler. Benim suçlamalarım ceza davası için idi, beni yıpratarak haklarımı gasp ettiler. Adliye çalışanları Başsavcı vekilleri görüşmemi engellediler. Herkese “MHP’ci“ diye tanıtıp “MHP’ye haber verelim, MHP’ci bizden davacı olamaz” şeklinde tehtidler savurdular. Adliyedeki asansörlerde defalarca tehtid edildim, adliye sınırları içinde adli vaka yaratmaya yönelik tacizler ve tehtidlerde bulundular. Asansörde iri gövdeli şahıslar beni kışkırtıp kavga çıkarmaya çalıştılar, beni tehtid ve taciz ederek benimle eğlendiler. Adliyede görevli polis memurları peşimde dolaşarak benim hakkımda yorumlar yapıyor, adliyedeki kafetaryada yemek yedikten sonra ve adliyeden çıktıktan yarım saat sonra ayaklarım yerden kesiliyor, yere basmakta zorluk çekiyordum. Kasıtlı olarak tüm sanıklara destek veren, tek soruşturma yapılması gerekirken beni 4 soruşturma açtırmaya sevk eden, yapmış olduğum açık ve net suçlamalara rağmen benim adliye içindeki özel güvenlik şirketi elemanı ve çalışanlardan oluşan organize suç örgütü tarafımdan yıpratılmamı ve tehtid edilmemi engellemeyen Cumhuriyet Savcılarından ve hiç bitmeyen tehtid ve tacizler nedeniyle haftasonlarında başvurduğum ve işlem yapmayan Nöbetçi Cumhuriyet Savcılarından şikâyetçiyim. Müşteki olduğum için çok sayıdaki adli vakada yer alan sanıkların beni yıpratması için sanıkları önemli şahıs olarak gösterip benim hakkımda haksız ithamlarda bulunmalarına destek verip soruşturma ve ispatlama adı altında bana günlerce işkence yaptıran ve sanık yakınlarına linç ettiren, toplumu topluca saldırması için kışkırtan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden şikâyetçiyim. İstanbul sınırları içinde güvenlik kuvvetleri beni açık şekilde yıpratıp haklarımı gasp ettiği için, tüm özel güvenlik şirketlerinin beni tehtid etmesine izin verdiği için can güvenliğimin korunması için bana beden koruması verilmesini, açtığım soruşturmaların ifadelerini tekrar vermem için bana İstanbul Barosundan avukat verilmesini arz ederim. “Aç bırakma” tehtidi savurup her gittiğim iş yerinde tehtid edilmeme ve iftiraya uğramama neden oldukları için, çalışmamı ve iş bulmamı engelledikleri için sanıklardan tazminat talep ediyorum. Tazminat miktarını bilirkişinin tespit etmesini arz ederim. Eğitimime zarar verdikleri için üniversiteden yaklaşık 12 sene geç mezun oldum. Bu süre içinde sistematik olarak baskı ve tehtid altında yaşadım, 26 hakaret ve iftiraya uğradım. Mezun olduktan sonra çalışmamı engellediler, özel ve profesyonel hayatıma iftira atan İEM’nde görevli polis memurlarından ve devamında haklarımı gasp eden adliye çalışanlarından tazminat talep ediyorum. Yapacağınız soruşturmanın sonuna kadar beslenme, barınma, ulaşım ve iş bulmam için bana terör maduru sıfatıyla sosyal yardım verilmesini arz ederim. Sanıklar ikamet ettiğim adreste yazı yazamayacak rahatsız ettikleri için son üç günü Kadıköy Bağdat Otel’de geçirdim. Oradaki çalışanlar beni sözlü olarak taciz etti, odamda iken rahatsız etti ve sataşmalara cevap verip kavga etmem için kışkırttılar. Yapmış olduğum başvurular için gereken kantıları toplamamı ve üst kurumlara başvurmamı engellemeyi hedefleyen sanıklar beni kendi evimde ve yemek yediğim her yerde (İstanbul Simit Saraylarının , Hacıoğlu Lahmacun’un tüm şubelerinde, Burgerking şubelerinde, otellerde ve hatta her markette tehtid ve taciz ediyorlar, hakaretler ile kışkırtıp tutuklanmama neden olacak tepkiler vermeye zorluyorlar ve bunlar kesintisiz olarak günün 24 saati ve her mekânda devam ettiği için dayanılmaz oluyor, bazen sert tepkiler vermek zorunda kalıyorum. Karakollar şikâyetlerimi dikkate almayıp savcılıklara gönderiyorlar, adliyelerde tehtid ve taciz edilerek eksiksiz ifade vermemi engelliyorlar. Şikâyet dilekçelerini yazarken de taciz edildiğim için yanlış ve eksik ifadeler oluyor başvurularımda kullandığım şikâyet dilekçelerinde. Beni uzun süre cinsel ve siyasi tacizlerle yıpratarak savsaklayan sanıklar ( İEM’ne şikâyet etmiş olduğum sanıklar hakkındaki ihbarların orijinal metinlerini ve tarihlerini resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yayınladım) davacı olma hakkımı gasp ettiler, takipsizlik verilmesine sebep oldukları gibi bu suçları için görevli Cumhuriyet Savcılarını da kışkırtıp destek aldılar, adiye savcılık kalemleri de bu suça iştirak etti. Suçladığım karakolların, Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı şubelerin, kamu ve özel kuruluşlarının, adliyelerin güvenlik kameralarındaki görüntülerinin kayıtlarını kanıt olarak gösteriyorum. Açılmış olan soruşturmaların savcılıktaki dosyalarında daha geniş bilgi ve açıklamalar, belge ve kanıtlar bulunuyor. Bu belge ve kantıların bir kısmını ekte gönderiyorum. Şikâyetçi ve davacıyım. Saygılarımla, Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi T.C. Kimlik No: Maltepe / İstanbul 15055262556 0 537 057 68 68 ( 0 539 576 03 35) , [email protected] , www.cevatcaliskan.com, www.facebook.com/cevatali , www.facebook.com/djevatali 27 Ekler : 1. Kanıtlar : Dijital kayıt depoları , 2 adet ( Birinin kapasitesi 500GB, diğerinin kapasitesi 1TB ) . Bu dijital kayıt depolarında : Son 5 sene içindeki özel, profesyonel ve sağlık durumumla ( vücut ağırlığımındaki değişikliği tespit için yarıçıplak , şahsi kayıtlar) ilgili video ve fotoğraflar. Suçlamalarımda yer alan sanıklar için son derece somut , hatta olağanüstü derecede ayrıntılı bilgi sunan kayıtlar. İşverenlerim ve iş yerleri ile ilgili görüntüler. İlgili birim bu kanıtları incelerse çok önemli istihbarata ulaşabilir.. Çalışmış olduğum firmalardaki çalışmalarım, o firmalardaki yasadışı işlerin dijital kayıtları ve belgelerin dijital görüntüleri, ihbar sayılacak videolar ve fotoğraflar. Daha ayrıntılı açıklama için ifademin görevli şube tarafından alınmasını arz ederim çünkü bu bilgileri gelişigüzel şekilde kopyalanmış ve karışık şekilde bulunuyor, şahsen bilgi ve tarifler vermem gerekiyor. Beni taciz eden şahısların ve taciz edildiğim mekânların ( kafeler, lokantalar, otobüsler, metrolar, tramvaylar, vapurlar, ..v.b.) eşgallerini ortaya koyan video ve fotoğraflar. Mühendislik çalışmalarım ve eğitim için kullanmış olduğum kopye lisanssız yazılımlar, eğitim videoları ve yazılar. İşverenler, takibi yazılım firmalarının şikâyetine bağlı olduğu için ve bu yazılım şirketlerinin şikâyetçi olmadığını varsayarak kopye yazılım kullanıyordurlar. Beni zor durumlarda bırakarak hayatım ve hukuki ehliyetim tehlikede olduğu için bu suçu üstlenmeye zorladılar. Kanıt adı altında beni başka işyerlerinde çalıştırıp vakalar ayarlayarak dolandırdılar, “kendilerine kanıt” adı altında haklarımı gasp ettiler. Bana kademeli olarak bir iş yerinden çıkıp diğerinde daha çok kopye yazılım kullandırttılar. Can güvenliğim olmadığı için ve İEM’ne bağlı polis memurları kendileri ile ilgili açılmış soruşturmalada soruşturma dolandırıcılığı yaparak hayatımı tehlikeye sokmuş oldukları için karşı çıkamadım, komik rakamlar karşılığında çalışarak hayatta kalmaya çalıştım. BİMER’e yapmış olduğum başvurular sonucunda İçişleri Bakanlığı soruşturmalar açmış, bu soruşturmalar sanık ilçe emniyet müdürlüklerinin kendilerine ve suçlamış olduğum İEM şubelerine gönderilmişti. Kendileri hakkında soruşturma yaparak suçlamalarımı soyut bulmuştular . Ben şahsen başvurarak ayrıntılı bilgi, tarif ve hatta kanıt sunmuştum, vermek istediğim bilgi ve kanıtları ısrarla almadılar. Yapmış olduğum tüm ihbarları resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yayınlayarak İEM’nün taraflı ve taraf olduğunu açıkladım. Özel hayatım ve zevklerimle ilgili sanatsal ve siyasi kayıtlar, siyasi çalışmalarım hakkında kanıtlar, ayrıntılı sanal dünya siyasi çalışmalarım ve siyasi grupları bana düşman eden (anayasal düzen taraftarı Atatürkçü, sağ sol kavgasını, sömürüyü ve dinci istismarı red eden ve bölücü değil, barışçı , yapıcı , sağ duyulu ve ütopyaları komik bulan, Atatürk ilkelerini altı oku birbirine düşman etmeden veya birbirinden ayırmadan 28 savunan ) yazılarım ve çalışmalarım. Önemli siyasi şahsiyetler ile ilgili iletişim bilgilerim de mevcut bu kayıtlarda. Ancak bu kayıtlar gelişigüz şekilde kopyalanmış , maddi imkânlarım ve zamanım tükendiği için düzenleme fırsatım olmadı. 2. Sanık iem birimlerinin iletişim bilgileri: Gülsuyu Polis Merkezi Adres: Esenkent Mah. Nadire Cad. Ege Sok. No:1 Gülsuyu, Maltepe, İstanbul - Asya 40.9248 29.162947 Tel: +90 216 376 58 77, +90 216 427 73 70 İstanbul Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Adres: Bağlarbaşı Mh., 34844 Maltepe/İstanbul Telefon:(0216) 458 5200 İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Adnan Menderes Bulvarı (Vatan Cad.) Hırka-i Şerif Mahallesi No:58 Fatih / İSTANBUL Sultangazi Kaymakamlığı Adres: Cebeci Mahallesi 2467 Sokak No: 1 K: 3 Cebeci 2. Ek Hizmet Binası Sultangazi / İSTANBUL Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü Adres : Cebeci Caddesi. 2467 Sok. No:2 Sultangazi/İSTANBUL Telefon : 0212 476 76 14 , Fax: 0212 476 26 61 Maltepe Kaymakamlığı Adres : Cevizli Mah. Orhangazi Caddesi No: 8 Maltepe / İstanbul (Orhangazi Lisesi Karşısı). Telefonlar: 0 216 441 76 76 Faks : 0 216 441 56 66 e-posta: [email protected] Maltepe Kaymakamlığı 29 T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA 18.02.2014 Soruşturma Yıl / No : 2013 /13103 Ekte sunduğum evrakların savcılığınızdaki dosyama eklenmesini arz ederim. Sanık olarak sadece annem Seviye Çalışkan’ı adliyenizin elektronik sistemine girdiğinizi öğrendim. Sanık tüm ailem, yani annem,babam ve kızkardeşim. Suçun bütünlüğü ilkesi gereği beni adını ve soyadını bilmediğim, kendileri ile bir arkadaşlığım ya da diyaloğum olmayan komşularımla birlikte yıpratıyorlar beni, kimliklerinin belirlenmesini ve sanık listesine alınmalarını arz ederim. Beni Aralık 2011 tarihinden beri işkence sayılacak kadar şiddetli şekilde huzursuz ediyorlar. Bunun için “devlet düşmanına, Allah’a küfür edene, laz imamın anasına sulanan sapığa, masturbasyon sapığına v.b. ceza veriyoruz” v.b. hakaretler şeklinde benim hukuki ehliyetime, canıma ve malıma saldırmak için kışkırtma yapıyorlar. Beni aşırı açlık ve uykusuzlukla yıprattılar. Sağlıklıyım ancak biyolojik yaşımı ilerlettiler. Tüm ömrüm boyunca vitaminlere, sporcu besinlerine v.b. yatırımlar yapmış ve genç kalmıştım. Hızlıca biyolojik yaşımı ilerlettiler. Beni süreki uykusuz bıraktıkları için enerji almak, yani çok besin, dolayısı ile korkunç derecede fazla kalori almak zorunda kalıyordum. İşimi doğru dürüst yapamayacak kadar yorgun, aç, yani kötürüm oluyordum. 17 Şubat 2014 tarihinde HSYK, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı ve C.İ.G.M. başvurularım oldu. Bu başvurularımın dilekçe içeriklerini ve onlardaki şikâyetlerimi incelemenizi arz ederim. Saygılarımla, Ek – 12 : T.C. İÇİŞLERİ BAKANLI’NA 11.12.2013 Bakanlığınıza bağlı çalışanlardan davacı ve şikâyetçi olmam nedeniyle maddi ve manevi saldırılara uğradım, işkece gördüm, karalandım, iftiraya uğradım. İstanbul sınırları içindeki adalet sarayı ve emniyet müdürlükleri tarafından değişik şekillerde yıpratıldım ve iftiraya uğradım. Günlerce işkence gördükten sonra sanık polisleri (görürsem tanıyabileceğim kişiler) kaçırılıp akli dengeme iftira atacak şekilde tehtid, şantaj ve baskıyla, işledikleri suçu gizlemeden ruh hastası tedavasi uyguladılar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinden davacı ve şikâyetçiyim. Önceki yıllarda da bakanlığınıza başvurmuştum ve kahpece kaçırılıp işkence görmüştüm. Bakanlığınıza bağlı görevliler ile ilgili yapmış olduğum www.cevatcaliskan.net resmi internet sitemdeki yayınların bir kısmı aşağıdaki gibidir. Ülke güvenliğini tehlikeye atan, tamamen benim tasarımım olan, ASELSAN uzmanı tarafından durdurulması imkânsız olduğu doğrulanmış olan terörist saldırı teknikleri de yayınladım internette. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü polis memurları ve şubeleri buna personel şubenin şerefsizliği ortaya çıkmaması için bilerek ve isteyerek izin verdiler. Ülke güvenliğini bana işkence yaparak ve iftira atarak tehlikeye soktular. Bakanlığınızdan ve devletinizden şikâyetçi ve davacıyım. Bana zarar verecek şekilde görevini kötüye kullanmış her devlet memuru ve özel şahıstan kişi başına 50 bin Türk Lirası tazminat talep ediyorum. Tazminat talebimi gasp etmek için hukuki ehliyetime, dava açma hürriyetime saldıran devlet memurlarını resmi internet sitelerimde ve sosyal medya paylaşım sitelerimde teşhir ettim. Ekleriyle birlikte bu belge 9 sayfadan oluşuyor. Bilginize sunuyorum, Cevat Çalışkan T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres: Adresim yok, aramızda düşmanlık olan ailem ile aşağıdaki adreste ikamet ediyorum: Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18 D:2 Sultangazi İstanbul Tel: 0 537 057 68 68 Resmi internet sitelerim : www.cevatcaliskan.com 1 ve www.cevatcaliskan.net E-posta: [email protected] Resmi internet sitemde yapmakta olduğum yayınlardan bir kısmı : T.C. ADALET BAKANLIĞI DAVASI EVRAKLARI BAŞVURU METNİ (Tıklayınız) -----> 2013-12-09 İstanbul C.Başsavcılığı BAKANLIĞIN KASITLI OLARAK DEĞİŞİK İŞ KARARI VEREREK KAHPELİĞİN EN BÜYÜĞÜNÜ YAPTIĞI AĞIR CEZA MAHKEMESİ ŞİKÂYETİMİN METNİ ------> 2013-08-19 - 3. Ağır Ceza AĞIR CEZA MAHKEMESİ DOSYASINDAN KASITLI OLARAK ÇIKARILARAK TORPİLLE TAKİPSİZLİK KARARI VERDİRTTİKLERİ, 2 AĞIR CEZA MAHKEMESİ DOSYASININ GÜCÜNÜ AZALTMAK İÇİN KASITLI OLARAK BAŞKA YERE SEVK ETTİKLERİ VE TAKİPSİZLİĞE İTİRAZI ENGELLEMEK AMACIYLA BENİ TAKİPSİZLİK İTİRAZ SÜRESİ İÇİNDE AKIL HASTANESİNDE TUTTUKLARI FEZLEKENİN KOPYESİ -----------> CHP'ciVeSüleymancıDolandırıcılar T.C. ADALET BAKANLIĞI'NA AYNI METİNLE ANCAK BİRİNDE KANITLARI DA SUNDUĞUM İKİ BAŞVURUDA BULUNDUM . ASIL ŞİKÂYETİ HIZLANDIRMAK İÇİN İÇİNDE BELGELER OLMAYAN VE ŞİKÂYETİMİ ORTAYA KOYAN METNİ YERLEŞTİRDİM. T.C. ADALET BAKANLIĞI GÖREVLİLERİ DOLANDIRICILIK YAPMAK AMACIYLA ASIL ŞİKÂYET DOSYAMI DİKKATE ALMAYARAK, SAVSAKLAYARAK İKİNCİ BAŞVURUMU DİKKATE ALDILAR VE AÇIK ŞEKİLDE KANITSIZ VE EKSİK BİLGİ İLE HAREKET ETTİLER. BAŞVURU METNİ ŞÖYLE ------> 2013-08-02 - Adalet Bakanlığı KESİNTİSİZ OLARAK SALDIRILARA UĞRAMAM NEDENİYLE YAPMAK ZORUNDA KALDIĞIM İHBARLARIN BİR KISMI. ASIL DÜŞMANIMIN İSTANBUL İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNDE KENDİLERİ HAKKINDA SORUŞTURMALAR AÇILMIŞ POLİSLERİN OLDUĞUNU BİLMİYORDUM -----> İhbarlar RESMİ KURUMLARA YAPMIŞ OLDUĞUM ŞİKÂYET BAŞVURULARINDA SUNMUŞ OLDUĞUM EK BELGELER ----> Resmi Evraklar - Ekler 3 2013 YILI BİMER BAŞVURULARIM T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İSTANBUL İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ PERSONEL ŞUBE BAŞKANLIĞI'NIN ŞEREFSİZ OLDUĞU VE ÜLKEMİZİN İKTİDARI OLAN SİYASİ PARTİNİN, ANA MUHALEFET PARTİSİNİN VE BU SİYASİ PARTİLERİN MİLİTAN DEVLET MEMURLARININ ŞEREFSİZ OLDUĞUNU KANITLAYAN SORUŞTURMALAR. BU SORUŞTURMA DOLANDIRICILIĞININ ORTAYA ÇIKMASINI ENGELLEMEK İÇİN İKTİRDAR VE ANA MUHALEFET MEMUR MİLİTANLARI ŞİKÂYETÇİNİN DAVA AÇMA HÜRRİYETİNE SALDIRDI. 4 5 6 7 8 9 T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI SORUŞTURMA YIL/NO:2013/13103 T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA 26.12.2013 İLGİ: Soruşturma Yıl/No: 2013/13103 ile ilgili ek ifade, kanıt ve şikâyet. Yukarıda yılı ve numarası verilmiş olan soruşturma ile ilgili savcılığınıza ifade verdikten sonraki gün iftira ile işten çıkarıldım. Tehtid edilerek “namus meselesi” adı altında tüm haklarımı almış olduğumu belirten istifa dilekçsi alındı benden. Fiziksel şiddetten korkmuyordum, fiziksel olarak üstündüm. Şahitsiz olduğum için ve kendisi hakkında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerin taraflı soruşturmaları ve sürekli tekrarladıkları yasadışı adam kaçırma suçunu tekrar işlemelerinden korkuyordum. İş yerinden ayrıldıktan bir iki saat sonra Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) resmi internet sitesinden iki şikâyet gönderdim. Sanık İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü soruşturmayı sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdi. Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti.(Adresi: Beykoop 1.Bölge 7. Cadde Delta Plaza A2 Blok Kat:14 Da:25 Esenyurt İstanbul Tel: 0 212 853 77 04) isimli iş yerinde kasıtlı olarak işe alındım, işverenim ve işyeri çalışanları iş saatleri içinde bana tehtidler ve hakaretler savurup yüzüme konuşmuyordular. Yüzlerine konuştuğumda bana “saçmalayan deli, asabi mühendis, namusa hakaret eden deli” gibi ithamlarda bulunup işverenlere tehtid ediyordular. Olaylar o işyerinde başlamadığı için toplu taşıma araçlarınde ve ikamet ettiğim adreste işkence düzeyinde taciz ve tehtid edilerek aşırı yorgunluk, yetersiz uyku, cinsel taciz ve tehtidler ile yıpratılmamı, günün 24 saati hiç kesilmeyen sözlü şiddet gibi olayların o işyeleri ilgisini anlayamadım. Birinci ay sonunda işverenim Jale İyem (AKP Kadın Kolları Eski Başkanı) ve Muammer Budak (BBP Esenyurt İlçe Başkanı) laf atma şeklinde tehtidler ve hakaretler savurmaya, daha önce dava etmiş olduğum şahıslar adına beni itham etmeye ve davacı olma hakkımdan vazgçmem için korkutmaya çalıştı. Sürekli değişik sapık hakaretler ve iftiralarda bulunuyorlar, tehtid ediyorlar ve yüzüme konuştuklarında inkâr ediyor, beni itham ediyordular. Şehrin her gittiğim yerde 10 dakika bile durmakasızın beynimi meşgul edecek ve beni strese, sinirli davranışlara sevk edecek şekilde sözlü sarkıntılık, tehtid ve hakarette bulunan sanıkların siyasi destekçisi ve partizanları toplu linç ile “şeriatın gücünü gösterdiklerini” söylediler. Savcılığınıza ifade verdiğim günün akşamı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe Asayiş Ahlâk ve Kumar Büro Amirliği’ne gittim ve biri bana ait olan, diğeri hakkında emin olmadığım (beni başvuru lisetmde yer almıyordu) iki BİMER başvurus ile ilgili ifade verdim. İfade verirken görevli polis memurları ve ifadeyi alan memur aralarında huzurumu bozacak şekilde konuşmalar yaptılar, saatlerce baskı uygulayarak söylediklerimi yazmadılar. İfademin metnine müdahale ettiler, kasıtlı olarak yanlış bilgiler yazdılar. O ifadeyi verdiğim günden önceki gece de beni halâ taciz etmeye devam etmekte olan komşularım (ailemin kiralık dairesi Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18 D:2 Sultangazi İstanbul) tarafından sabahın üçüne kadar taciz edilip tehtid edildim. O ifadeyi verirken yorgun düşmüştüm, aşırı bir uyku hali içindeydim ve 1 T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI SORUŞTURMA YIL/NO:2013/13103 gözlerimi açamıyordum. Mantığım ve aklım yerindeydi ancak beni uzun süren ısrar, baskı ve huzursuzluk yaratarak ifadeyi kabul etmeyeceğim yalan bilgiler yerleştirdiler imzaladığım metne. Soruşturma suçladığım Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Gülsuyu Polis Merkezi Güvenlik Büro Amirliği (Komiser Bilâl ve emrindeki komiserler) hakkında idi. İfadeyi verdiğim sırada bulunduğum odanın koridorundan “şirket kusursuz” gibi bir laf atıldı. İfademin alındığı günden birkaç gün önce çalıştığım şirketin personel müdürü Serpil (soyadını bilmiyorum) aynı sözleri (şirket mükemmel, şirketin geçmişi kusursuz, …) ofis içinde yan odalardan atmak suretiyle söylemişti. Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ile ilgili şikâyetlerim 8 Nisan 2013 tarihinden beri BİMER vasıtasıyla T.C. Adalet Bakanlığı’na ve T.C. İçişleri Bakanlığı’na gidiyordu, BİMER’in görevlileri şikâyetleri Sultangazi Kaymakamlığı vasıtasıyla tüm itirazlarıma rağmen kasıtlı olarak o soruşturmaları sanık ilçe emniyet müdürlüğüne yaptırıyordu. Bu soruşturmalar sırasında beni Maltepe ve Beylikdüzü ilçelerine işe alma bahanesi ile götürüp hem çalıştığım iş yerlerinde, hem de ikamet ettiğim adreslerde acımasızca tehtid, taciz ederek, ölümcül tehtid ve namusuma hakaretler savurarak korkutmaya çalıştı. Çalışma hürriyertimi gasp etti, verdiği işlerdeki parayı geç ödetmek suretiyle daha önce kasıtlı olarak borçlandırdığı bankalara tehtid ettirdi (AKBANK, HSBC, Garanti Bankası şubelerinde banka şubesi çalışanları tarafından tehtid edildim, namusuma ve şerefime ağır hakaretler edildi). Adalet bakanlığı çalışalarını ilgili bakanlığa şikâyet ettiğim için 3 adliyede (T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi, T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi ve geçmişten beri bana düşman olan T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi çalışanlarının tehtid ve hakaretlerine maruz kaldım. Adliyeler şikâyet dilekçelerimi geciktirerek kalpazanlık yaptı, bu süre içinde ömrümü kısaltacak ve can güvenliğimi ortadan kaldıracak işkence ve karalamaya maurz kaldım. Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Süleymancılar Cemaati gibi gruplar beni tehtid eden işverenim ve onların üyesi olan şahısların suçlarını teşhir ettiğim için, onlar hakkındaki bilgi ve kanıtları resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da sunduğum için bana düşman. Bu siyasi grupların saldırılarını onların üyesi ve/veya destekçisi olan polis memurları ve adliye personeli destekliyor. Ayrıntılı bilgiyi ekteki evraklarda ve resmi internet sitelerimde bulunan yazılarda sunuyorum. Bu belge toplam 409 sayfa. Çalışma hürriyetimi gasp edenlerden, işkence ile ömrümü kısaltanlardan, bana maddi ve manevi tehtidler savuranlardan, “şeriatın gücünü gösteriyoruz” şeklinde terörist tehtid savuranlardan şikâyetçi ve davacıyım. Tüm maddi ve manevi zararımın karşılanmasını talep ediyorum. Resmi internet sitelerimde TSK uzmanları tarafından (kendileri ile telefon konuşmaları yaptım, Tel: 0 539 576 03 35 ve 0 537 057 68 68) önlenmesi, durdurulması imkânsız terörist saldırı yöntemleri yayınladım, böylece terörist saldırıların durdurulmasının imkânsız olduğunu ispatladım ve terör suçunun ayrı bir suç kapsamına alınara bu suç için idam cezası kararı çıkarılması için propaganda yaptım. Sayılarımla, Cevat Çalışkan T.C. Kimlik No: 1505526256 Adres: Kendi adresim yok, ailemin adresi: 2 T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI SORUŞTURMA YIL/NO:2013/13103 Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul Tel: 0 537 057 68 68 Eposta: [email protected] Resmi internet siteleri : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com 3 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. İLETİŞİM www.cevatcaliskan.net [email protected] 0 537 057 68 68 Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul (Bu adres aileme ait. Çalışacağım adrese yakın bir yerde daire kiralayacağım) KİMLİK BİLGİLERİ Uyruk : Türkiye Cumhuriyeti Doğum Yeri / Tarihi : Bulgaristan / 02.01. 1976 Medeni Hali : Bekâr Askerlik : Barış zamanında muaf, seferberlikte görev alır. (Eskiden nescafe alışkanlığım vardı, artık yok) Ehliyet : A2+B (Ehliyetim aktif değil). EĞİTİM BİLGİLERİ Yıldız Teknik Üniversitesi – İnşaat Fakültesi- İnşaat Mühendisliği Bölümü (1995-2010) – Diploma Derecesi : 3,16/4 (Bu günlerde tazminat davası açtığım YTÜ özel güvenlik şirketi yüzünden okulum çok uzadı) Adana Anadolu Ticaret Meslek Lisesi – Bilgi İşlem Bölümü- 1 yıl İngilizce hazırlık + 3 yıl ingilizce destekli eğitim ( 1991-1995) – Diploma Derecesi : 4,82/5 1 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. Sabancı İlköğretim Okulu – Adana Seyhan – 1989 yılında T.C. vatandaşı olduğumda ilk okuduğum okul- 7. ve 8. sınıf. ESPU Nikola Yonkov Vaptsarov – Şumnu – Bulgaristan (1983– 1989 , 6 yıl Bulgarca yarıteknik bilimsel eğitim). VİZYON İnşaat sektörünün proje tasarımı ve uygulama (saha mühendisliği, teknik ofis inşaat mühendisliği, yapı denetimi v.b) alanlarında çalıştım. Tecrübeme ve sektör hakkındaki genel kültürüme güveniyorum. En önemli yeteneğim daha önce çalışmadığım farklı bir konuda çalışacağım zaman birkaç gün içinde, bilgisayar ve yabancı dil bilgime güvenerek, gerekli alt yapıyı oluşturmak, eksiksiz üretim yapmaktır. Bilgime ve tecrübeme güveniyorum, vizyonum iş başvurusunda anlaştığımız ücreti ödeyen, sonradan farklı bir rakam dayatmayan ve ücretimi düzenli ödeyen bir iş yeri bulmaktır. Çalışabileceğim konulardan birkaç tanesi: Betonarme Yapı Statik Proje Tasarımı ve 3D render/ animasyon. ( ideCAD Statik, ideCAD Mimari, Sta4CAD, AutoCAD, Microsoft Word/Excel/Powerpoint) Hakkediş ve kesin hesap, teklif hazırlama. (Excel, AutoCAD, COM Donatı Teknik ofis inşaat mühendisliği, saha mühendisliği, kontrol, şantiye şefliği, yapı denetimi (Microsoft Project, Primavera) Enerji kimlik belgesi (bakanlıktan sisteme giriş şifresi aldım, İTB’ye sahip her iş yerine bağlı olarak çalışabilirim. Daha önce bu konuda çalışma fırsatım olmadığı için şifremi hiç kullanmadım) . Firmanınızın ihtiyaçlarına göre kısa sürede Revit Architecture 2014, ArchiCAD 17, 3ds Max 2014, Photoshop CS8, Probina Orion,… veya sizin belirleyeceğiniz bir yazılımı kullanabilecek duruma gelebilirim. 20 yıllık bilgi işlemciyim, her yazılımı kısa sürede öğrenebiliyorum, eğitim kaynaklarını yıldırım hızıyla temin ediyorum. Dış cephe cam kaplama, prekast v.b. metraj, röleve , 3D (render ve animasyon) çalışmalarını yapabilirim. Gerekirse dış cephenin yapı üzerindeki mesnetlerinin statik hesaplarını da yaparım. Bu iş için SAP2000 uygun bir çözüm. Yapı Denetimi firmalarında kontrol elemanı olarak çalışmak hedeflerim arasında değil. Ancak bu görevi de eksiksiz ve etkili bir şekilde üstlenebilecek eğitim ve tecrübeye sahibim. 2 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. Performans Analizi / Riskli Bina Analizi çalışmalarınızı yapabilirim. Ortalama büyüklükteki binalarda bina başına net 750 TL karşılığında proje büronuz için çalışabilirim, ayda 8-10 adet iş yapmak isterim. Maaş karşılığında da çalışabilirim. Kullanmamı istediğiniz paket programı siz temin ederseniz son derece iyi iş çıkarırım. Yazılımı siz seçiniz, istediğiniz her paket programı birkaç günlük inceleme sonucunda kusursuz kullanırım. Firmanızın wordpress internet sitesini tasarlayabilirim, web tasarım hizmeti sunabilirim. İsterseniz Joomla tasarımı da yapabilirim, bir iki günlük incelemeden sonra. Belediye ve bakanlığa bağlı birimlerde yapılan işlerin resmi işlemlerinin takibini yapabilirim. ÜNİVERSİTE EĞİTİMİM SIRASINDA YAPTIĞIM PROJELER Betonarme Yapı Tasarımı Projesi : 5 katlı bir binanın statik ve betonarme tasarımı. Doç. Dr. Güray ARSLAN +90 (212) 383 52 07 Köprü Projesi : Tek açıklıklı betonarme bir köprünün statik ve betonarme tasarımı. Prof. İbrahim EKİZ (Yapı Anabilim Dalı Bşk.) +90 (212) 383 52 00 , Araş.Gör.Dr Alkız Mermer YÜCEL +90 (212) 383 52 12 Su Yapıları Projesi : Akarsu üzerinde sabit bağlama tasarımı. Yard. Doç.Dr. Ali COŞAR +90 (212) 383 51 64 Bitirme Çalışması: Sta4CAD betonarme yapı tasarımı paket programının incelenmesi. Türk Deprem Yönetmeliği 2007 ile ilgili genel bilgiler. SAP2000 yapı analiz programı ile betonarme bir yapının statik hesabı. Prof. Dr. Turgut KOCATÜRK (Mekanik Anabilim Dalı Bşk.) +90 (212) 383 51 41 YAPTIĞI STAJLAR Çevre Yapı İnşaat Ltd. Şti. : Yapı stajımı bu firmada yaptım. Kemerburgaz Kemer Country&Golf Club projesindeki tüm çalışmaları izleme fırsatım oldu. Çevre düzenleme, kaba inşaat, derin temel, peyzaj, www.cevreyapi.com/ İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metro İnşaatı : Taksim- Şişhane, Beyazıt ve Unkapanı şantiyelerindeki çalışmalarında bulundum. http://www.ibb.gov.tr/ 3 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. YABANCI DİL İNGİLİZCE : Dil bilgisi sınavları ile fazla uğraşmadım. Temiz bir ingilizce ile kendimi ifade edebiliyorum, 20 yıl önce lisenin hazırlık sınıfında öğrendim. BULGARCA: Bulgaristan’ın Şumen kentinde başladığım ilköğretimimin ilk 6 senesini Bulgarca bilimsel eğitim görerek geçirdim.. İyi derecede Bulgarca konuştuğuma inanıyorum. RUSÇA: Az bildiğim ancak sürekli öğrenip geliştirdiğim bir dil. BİLGİSAYAR YAZILIMLARI Aşağıdaki yazılımların tüm sürümlerini orta veya ileri düzeyde kullanıyorum. Microsoft Windows : XP, VISTA, 7, 8 . Microsoft Office : Tüm versiyonları. Microsoft Project : Kaba ve ince inşaat plânlama. Gerekirse iki gün içinde maliyet hesabı konusunu da gözden geçiririm. Geniş bir kitap ve dijital bilgi kütüphanem var. Primavera : 7 yıldır güncellenmeyen, iyi bir İngilizce bilgisine sahip olanları bile menü ve komut ezberlemek zorunda bırakan bu programa sıcak gözle bakmıyorum. Microsoft Project’in istediğiniz versiyonu ile çalışmayı teklif ediyorum, Microsoft Project’in değerini bilmenizi öneririm, harika bir yazılım. AutoCAD : Tüm versiyonlarını eksiksiz olarak biliyorum. İki boyutlu ve üç boyutlu katı cisim çizimleri yapabiliyorum. Revit Architecture : Bu günlerde üzrerinde çalışıyorum, bir iki hafta içinde incelememi tamamlarım. Sta4CAD : Üzerinde çalışıp pratik yapma fırsatı bulduğum bir program. Bu yazılım hakkındaki bilgimi geliştiriyorum. Aslında Mühendislik Proje İnşaat statik proje bürosunda bu yazılımla Kanal D (Doğan TV Center) binasının performans analizi üzerinde çalışmıştım. Bana iş verildiğinde eğitim videolarını bir iki gün seyredip bu paket programı eskisi kadar iyi kullanacak duruma gelirim, sonuç olarak bir paket program, bir zorluğu yok. ideCAD Statik : Çok sayıda betonarme yapı statik proje tasarımı yaptım, 33 adet betonarme yapı benim tasarımlarımla inşaa edildi. 4 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. ideCAD Mimari : Çok sayıda render çalışmam oldu. İde YAPI ürünleri mühendislik bilgisi almamış kişiler tarafından bilinçsizce kullanılıbilecek, hatalı üretim yapılabilecek yazılımlardır. Özellikle proje raporu sahteciliği müşterileri mağdur ediyor. SAP2000 ve ETABS yazılımları ile ilgili genel bilgiye sahibim. Üniversite yıllarımda SAP2000 ile betonarme yapı tasarımı yapmıştım. COM Donatı : Statik projelerin DWG dosyalarındaki donatı çaplarını ve adetlerini okuyarak demir metrajını veren bir yazılım. Demir metrajında çok zaman kazandırıyor. Ancak işçilik gerekiyor, program her işi mucizevi bir şekilde tam yapmıyor, operatör müdahalesi gerekiyor. TECRÜBE İnşaat sektöründe ilk girdiğim iş yerinde günde 1-2 statik proje tasarımı yapıyordum ve 800TL maaşla çalışmayı kabul etmeyip işten ayrıldığım için işverenlerimin oluşturduğu grup girdiğim diğer iş yerlerini iftiralar ile kışkırtıp beni tehtid ettirip işten attırdı. Aslında iftiralar akla mantığa uygun değildi ama hep kendilerine yakın şirketlerde işe girmemi sağladılar, kendi iftiralarına kendi adamları inandı. İki yıl boyunca asgari ihtiyaçlarımı bile karşılayacak kadar bile para kazanamadım, kazandığım paraları da çıkardıkları problemler nedeniyle korkunç bir hızla harcadım. Ancak çok ağır iş yükü ve uzun çalışma saatleri nedeniyle mesleğimde çok tecrübeli ve bilgili oldum. Eğitimime ve tecrübeme güveniyorum. Artun Mimarlık Mühendislik & Pramit Yapı Denetimi Ltd. Şti. & Pirizma Mühendislik….Tic. Ltd. Şti. & Ar Yapı Mühendislik Mimarlık Ltd. Şti. şirketlerinin Cebeci Mahallesi S Caddesi No:1 Kat:5 Sultangazi İstanbul’da bulunan ortak ofislerinde 12.04.2011-30.01.2013 tarihleri arasında çalıştım. Birkaç ay maaşım açıklanmadı, çok sayıda betonarme yapı statik proje tasarımı yaptıktan sonra fakir çocuğu 500TL maaşa razı olur diye çok saçma bir düşünceyle hareket etmeye başladılar, itiraz ettiğimde maaşımı 800TL yaptılar ve bana çok sayıda render ve statik proje işi yaptılar. 33 adet bina benim tasarımlarımla inşaa edildi. Her tür yapının (plâk döşemeli, asmolen döşemeli, kazık temelli, radye temelli,..v.b) statik proje tasarımını yaptım. 800TL maaşla yaşamam imkânsız olduğu için işten ayrıldım. Bunu güç gösterisi yapmak için fırsat bilen işverenlerim her gittiğim iş yerinde sorun çıkardı bana. İşten ayrılacağımı 2 ay önceden biliyor ve baskı uyguluyordular, çok sayıda suni vaka ve saçma senaryolara dayalı konuşmalar düzenlediler. Milliyetçi düşmanı sağcı ve solcu siyaset ile geçindikleri için saçma sapan sahneler yarattılar, daha sonra bunları 5 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. İstanbul’un tamamını ayağa kaldırıp propaganda yapmak, onları ihabar etmemem için öldürme bahanesi olarak kullandılar. MPI Mühendislik Proje İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. - Çilekli Cad. Sedir Sk. No:8 3.Levent / 34330 Beşiktaş - İSTANBUL Tel : (+90 212) 282 72 07(pbx) Faks: (+90 212) 283 59 29 E-posta : [email protected] web adresi : www.mpi.com.tr – 01.03.2012-24.03.2013 tarihleri arasında İrfan Balioğlu ekolünden önemli üstad Melih Bulgur’un firmasında çalıştım. Doğan TV Center (Kanal D Binası), bir otel ve bir cam fabrikasının Sta4CAD ile performans analizi üzerinde çalışmaya başladım. İşverenin sağ kolu TSK alehinde konuşmalar yapıyordu, fikirlerine destek vermediğim için dışlandım. İşverenden ideCAD konusunda konuşmamam için uyarı aldım, çok dikkat etsem de personelin kışkırtması ile işverenim beni firma profiline uygun bulmadı, “eğer yapıların sistemini programa girememiş olsaydın senden davacı olacaktım” diye açıklama yaptı. Yani işi yapabiliyordum ama dünya görüşüm benim işimi sonlardırdı. Bu arada önceki işverenim Halûk Bozkurt bana telefon edip “sana referans vereyim mi” deyip eğleniyor, işten attırma tehtidi savuruyordu. İşverenin sağ kolu da onun belediye meclis üyesi olduğu siyasi partinin görüşünden idi. Bu açıklamayı bilgi, tecrübe ve eğitim açısından yeterli olduğumu ve personelle aramdaki diyalog sorunundan kaynaklanan bir işe kabul edilmeme durumum olduğunu anlatmak için yapıyorum. Bana sebep olarak söylenen “firma profiline uygun değilsin” açıklamasını aynen doğruluyorum, o profile uygun değilim. Profillerimiz çok farklı, onların ulusal görüşte olmamasını saygıyla karşılıyorum, aynı saygıyı hak ediyorum. Girdiğim hiçbir iş yerinde siyaset yapmadım, ancak kim olduğum ortadaydı ve dünya görüşüm nedeniyle defalarca saldırıya uğradım. Türkiye’de Atatürkçü olmaktan utanmamı bekleyenler İnşaat sektöründe çalışamayacak kadar zekâ geriliğine sahip bence. Bu arada biri cemaatçi, diğeri kürt solu siyaseti yapan ilk işverenlerim komşularımı kiralamış ve beni uykusuzluktan öldürüyordu, iş yerinde kafamı bile tutamıyorum, uykusuzluktan baygınlık geçiriyor, defalarca yüzümü yıkamak için lavaboya gidiyordum. 6 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. Fema İnşaat ve Ticaret A.Ş. - Adres : Süleyman Nazif Sokak 10 / 2 Çankaya / Ankara - Telefon : +90 312 441 27 73 Faks : +90 312 441 35 57 E-Posta : [email protected] İSKİ Genel Müdürlüğü 2. Binası İnşaatı – Nurtepe – Kâğıthane – İstanbul kamu ihalesinde 18.09.2012-30.01.2013 tarihleri arasında teknik ofis inşaat mühendisi, bir dönem de saha kontrol teknikeri olarak görev aldım. Diğer mühendisler kamu ihalesi şartnamesindeki koşullar için yetersiz idi, statik proje tasarımı tecrübem olduğu için uygulamada çok başarılıydım. Beton ve demir metrajını yaptım, iki adet hakkediş hazırladım, 4 milyon liraya yakın ödeme aldım. 8-10 bin metreküp betonun dökümünü yönettim. İhalenin gerçek sahibi geldiğinde kendisini tanımadığım için pazarlamacı sandım, çayımı içmeye devam ettim. Firmanın sahibine saygı göstermediğim için uyarı aldım, 3 dakikalık bir Google taraması sonucunda firmanın sahibinin başbakanımızın arkadaşı Sayın Ferit Rızvanoğlu olduğunu öğredim. Öğrenmemem gereken şeyi öğrendiğim için ve çok sayıda paravan şirketle (Fema…, Ankas, İntes Grup…v.b.) kamu ihaleleri alındığını bildiğim için şantiye şefi tüm siyasi partileri ve grupları aramaya ve kışkırtmaya başladı. Nurtepe’de DHKP-C bir genci linç ediyordu, karanlık bir ilk okul bahçesinde polis 155 ihbar hattını aradım, tesettürlü iki bayan terör sempatizanlarına haber verdi. İhbar yerinden uzaklaşırken “Cevat Çalışkan, faşist, sıra sende” diye tehtid aldım. Ertesi gün aynı caddeden geçerken küfürlü bir şiddet uygulama tehtidi daha aldım. Firma tüm siyasi partileri arayıp internetteki yazılarımı da kışkırtma malzemesi olarak kullandı. 30 Ocak 2013 tarihinde işime son verdi, İSKİ genel müdürü Prof.Dr. Ahmet Demir projede çalışmamı istediğini söyleyerek refansını verdi ancak şirket kötü niyetli olduğu için sayın hocamızın referansını kullanmadım. Son üç ayda komşularım beni kötürüm edecek kadar kötü taciz ve tehtid ediyor, öldürecek kadar uykusuz bırakıyordu. Şantiyede uyumak zorunda kalıyordum, tüm özel ve profesyonel hayatımı şantiyeye taşımıştım. Firma personeli de tehtidler savurup yüzüme konuşmuyordu, mükkemmel iş yapmama rağmen bildiğim şeyler yüzünden bana düşman olmuştu, yaptığım işi kötülüyordu. Bir iki ay içinde kasıtlı olarak öyle bir yorgunluk yarattılar ki değil çalışmak, ayakta durmak bile imkânsız idi. Soğancıoğlu İnşaat - Adres : Mehmet Akif Caddesi Denge İş Merkezi No : 22 Kat : 5 Daire : 11 Merter / İstanbul - Telefon : 0212 424 28 28 - (pbx) 0212 424 7 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. 28 29 Faks : 0212 592 66 26 EMail : [email protected] [email protected] . 15 Nisan 2013 – 5 Mayıs tarihleri arasında çalıştığım firma. 5 Kasım 2008 tarihinde çok kişi dövmüş ve yaralamış bir sokak çetesi bana sözlü tacizde bulundu, umursamadığım için ve cevap vermediğim için beni 2-3 kişi öldüresiye dövdü. Avukatım ilk işverenim Halûk Bozkurt’u tanıdığı ve aynı partinin partizanı olduğu için davayı 6 yıl savsakladı, kendisini azlettim ve davayı kazandım. Karar duruşmasından önce aylarca uykusuz ve kasıtlı olarak işsiz bırakılmıştım, tam duruşmadan önce gelirimi sıfırladılar ama hakime durumu anlattığım için sorun yaşamadım. Karar duruşmasından önce ve karar duruşmasının olduğu gün çok sayıda CHP partizanı problem çıkardı, otelde resmen cehennem yaşattılar. Duruşmaya girdiğimde ayaklarımın altı acıyor, ayakta durmakta zorlanıyordum. Böyle bir halde bile kazandım davayı. Gaziosmanpaşa kadın kolları CHP eski başkanı olan avukatım ve partizanı olan ilk işverenimin bu durum ortaya çıkınca her gittiğim yerde tam gaz vurdular. Siyasi kışkırtmalar ve kesintisiz taciz, tehtid, beni kesintisiz olarak takip edip yıpratan destekçileri (genellikle yaşlılar, kucağında küçük çocuğu olan tesettürlü kadınlar, v.b. ) beni hiç rahat bırakmadı. Sanıklarla ve bana düşman olan eski patronlarımla anlaşmalı olan ailemden ayrılıp Soğancıoğlu İnşaat’ın ince inşaat işlerinin taşeronu olduğu Ted Rönesans Koleji Şantiyesi Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Maltepe İstanbul’a gittim. O işi İşKur’dan buldum. İşKur’a ilân vermiş olan ve çalışmış olduğum hiçbir iş yerini problemsiz bulamadım, ya terörist ya da dolandırıcı gibi davranıyordular. Nurtepe’de tehtid savuran aynı terörist ses şantiyenin dışından bağırarak aynı şiddet tehtidini savurdu. Birkaç gün içinde şantiyedeki kürtçü solcular harekete geçti. Geçmişte bana yapılan şeylerin aynısını yapmaya başladılar, iftiraları desteklemeye ve aynı kötü duruma sokmaya başladılar. Bu arada BİMER vasıtasıyla soruşturma açtırmıştım, soruşturma o şantiyede görevli Tepe Özel Güvenlik Şirketi’ne dayanacaktı çünkü öğrencilik yıllarımda beni YTÜ’den kaçırıp suç işlemiştiler. İş saatlerinde soruştrumacı polis memurlarından telefonlar alıyordum, özel güvenlik şirketi elemanlarının gözü önünde konuşuyordum. Bol bol tehtid savurup ve sözlü tacizlerde, siyasi tehtidlerde bulunan şantiye çalışanları yüzüme konuştuklarında bir şey söylediklerini inkâr ediyordular. 20 günde beni iftira ile işten attılar. Çalışma 8 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. saatlerinde “inşaat mühendisleri odasına destek çıkıyoruz, internette faşist slogan, kürt kadının namusu için seni öldüreceğiz v.b. ” diye saçma sapan sloganlar attılar. Kemal Kılıçdaroğlu siyaseti yapan ilk işverenim Halûk Bozkurt ile aynı grupta olan İMO İstanbul bana düşmandı ve EKB semineri sırasında tehtidler savurup hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı. O seminerde bir de benden etkilenmiş ve WC’de boşalmış bir inşaat mühendisi bayan ayarladılar, böylece “Halûk Bozkurt’un eşini ve birçok bayanı etkileyen jigolo” diye iftira atıp bu iftirayı dişlerimden saçıma kadar, gençliğimden kemiklerime kadar tüm vücuduma zarar vermek için kullandılar. Davacı olacağımı söyleyince şantiyenin hemen yakınındaki sitedeki bahçe katı dairemde günlerce işkence sayılacak kadar çok tehtid ve sözlü şiddetle kafam acıyacak kadar ve hiçbir şey okuyamacak kadar yıpratıldım. Davacı olmamı engellemek, korkutup susturmak istiyodular. Polis kasıtlı olarak zengin holding çalışanlarına destek verince Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü dava ettim. Ancak ülkemizde hapis cezası almış polise neredeyse hiç rastlanmıyor. Aylarca savcıdan haber bekledim, bu süre içinde paramı ve sağlığımı batırdılar. Savcı normal sürenin beş katı sayılacak sürede cevap verdi, soruşturma yapmadı. Davacı oldum, bol bol tehtid edip iftiralar attılar, aylarca işsiz kalmama neden oldular. İş buldum ancak beni ayakta duramayacak kadar uykusuz bırakıyordular, hiç param kalmadığı için ailem para tehtidleri savuruyordu. Karakoldan da şikâyetçi oldum buna izin verdiği için, suçladığım polisler beni akıl hastanesine kapatıp orada bol bol tehtid ettirdi, ancak akli dengesi bozuk raporu çıkaramadılar. Oraya yatırılışım yasadışı olduğu için bu durumu dava ettim, doktorlar karşı saldırıya geçip 3 tane mahkeme açtı, birden fazla dava açtıkları için ve sanık durumunda iftira attıkları için şimdiden davanın sonucu belli. Kişi başına 50 bin TL tazminat ödemelerini talep ettim. T.C. İstanbul Adliyesi 1. Sulh Hukuk Mahkemesi evrak kalemi şikâyet dilekçemi aylarca bekletip postaya verdi, postada da zaman harcayacak. Yani işlemi aylarca geciktirip beni kasıtlı olarak yıprattırdı evrak kalemi memuru. Ancak bu adam kaçırma olayından önce bir şirkette daha çalıştım. ASTAS Alçı Dekorasyon Ltd. Şti - Showroom / Atölye: Sanayi M. Sultan Selim C. Aybike S. Cihat İş Merk. No: 22 4.Levent / İstanbul Telefon : +90 212 281 29 17 - 270 10 43 - E-Posta : [email protected] 9 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. Dış cephe prekast işleri yapan bir firmada metraj ve müşterilerin sparişlerini değerlendirmeleri için 3D render çalışmaları yaptım. Yeni bir şey öğrenmedim, para için girdim işe ancak iş çok basit olduğu için üniversite mezunu olmayan elemanları ile devam etmek onlar için daha cazip oldu. Çalışma saatlerim içinde beni Fema İnşaat ve Tic. A.Ş. çalışanları ve yöneticileri adına tehtid edip küfürler ettiler, ancak yüzüme konuşurken bir şey olmamış gibi davranıp inkâr ediyordular. Evimde kesintisiz taciz ve tehtid altında olduğum için uyumam mümkün değildi, açlıktan ve yorgunluktan ölmüş halde çok basit bir röleve için gönderdiler. Röleveyi ben değil kendi adamları aldı, adamlarının aldığı röleveyi benim başaramadığımı söyleyip işime son verdiler. Sürekli taciz,tehtid ve küfür, sonradan söylediğini (Benim adım Cem, ben aleviyim, ay sonunda sana iftira atıp seni işten kovacağım…v.b. saçma lâflar) inkâr etme olayını her yerde yaptılar, buna “olayın felsefesi” diye bir isim takmışlar. Böyle filozofları hapis cezası beklediği son derece açık bir şey. Toprak Yapı Denetim Ltd. Şti. – Beykoop 1. Bölge 7. Cadde Delta Plâza A2 Blok Kat: 14 Da: 25 Esenyurt İstanbul – Tel: 0 212 853 77 04 – 0 212 853 77 12 – E-posta: [email protected] şirketinde 30 Eylül 2013 – 28 Kasım 2013 tarihleri arasında çalıştım. İnşaat sektöründe önemsiz firma sahibine rastlanmıyor ancak işe başladıktan sonra patronlarımın AKP kadın kolları eski başkanı Jale İyem ve BBP Esenyurt ilçe başkanı Muammer Budak olduğunu öğrenince şaşırdım. İş başvurumda bana aylık gelirimin 5000TL civarında olacağını ve riskli bina analizi raporları hazırlayacağım söylendi, yapı denetimi işlerinde de genel hizmette çalışacaktım. Beni müdür (artiz değil) yapacağını bile söyledi, çok söz verdi çünkü aylarca hiçbir mühendisin maaşını ödememişti. Tüm personeli bir süre çalışıp parasını alamadığı için kaçıyordu. Firma uzun zamandır kapalı sistemle başkanların selâmlarıyla çalışmış, denetçilerin maaşları 12 ay boyunca hiç ödemeyince denetçiler kaçmış ve sistem kapanmış. Tüm olaylardan sonra bankaların alacak yönetimi birimleri tarafından tehtid ve taciz ediliyordum. Bilkent Holding’e bağlı Tepe Özel Güvenlik Şirketi’ni şikâyet edip T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştim ve görevli olduğu HSBC bankası agresif bir şekilde tehtidler savuruyordu. Jale İyem ve Muammer Budak maaş ödememi geciktirip çalışma saatlerinde beni çalışanlarına kesintisiz olarak tehtid ettirip kafamı acıyacak kadar yordular. Çok sayıda aşağılık laf edip inkâr ediyor, yüzlerine konuştuğum zaman saçmalayan deli muamelesi yapıyordu. Maaş zamanı başladılar, ancak maaşımı almakta kararlıydım. Bu nedenle bir ay daha eziyet ettiler, mevcut durumu da iftiralar 10 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. atarak siyasi kışkırtma yapmak, bu kışkırtmaları onlara iş verecek yandaşlarını etkilemek için kullandılar. Çalışmama müsaade etmediler ama zaten ortada bir iş yoktu. O ilçede acayip bir propaganda ve gürültü yapıp piyasaya 4 yıl boyunca borç takmış ve tek kuruş ödememiş iken birden tüm borçlar ödendi, yeni işler alındı. Ama ufak bir sorun vardı. Yapı denetimi sistemleri halâ kapalıydı ve kapalı. Beylikdüzünü beni “sağcı düşmanı” diye ilân ederek kışkırttılar, “ulusalcıyı sapık ilân edip yok edeceğiz, gücümüzü göstereceğiz” diye tavırlar sergilemeye başladılar. Çevredeki iş yerleri beni taciz ve tehtid etmeye, hakaret etmeye başladı. Ulusalcı yakaladıklarını iddia ediyordular ancak benim resmi internet sitemi onlar ve herkes biliyordu, sitemi 30 bin kişi ziyaret etmişti. Liberal, kapitalist, Cumhuriyetçi, Atatürkçü fikirlerim vardı, sitede her türlü bilgi mevcuttu. Çalıştığım yerlerde siyaset yapmıyordum, beni otellerde ve başka yerlerde taciz eden sapık taraftarları bir telefon konuşmama dayanarak şirkette kelime oyunları ile birkaç zararsız söz ettirdiler. Bu sözleri siyasi kışkırtmalarına mesnet olarak kullandılar. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim ki dolandırıcılıkta o kadar başarılı yönetici başka yerde görmedim. İş saatlerinde aşırı tehtid, hakaret, küfür, iftira v.b. hareketler sergileyip yüzüme konuşurken bir şey yokmuş gibi davranıyordular, inkâr edip yalan söyleyen deli muamelesi yaptılar. Gerilimi arttırıp bazen iki üç kişi aynı anda hakaret ve tehtid edince saatlerce süren gerilimden sonra bir iki defa kızdım. Asabiyet sergileyen, firma çalışanlarına kötü mumale yapan mühendis diye itham edip, namus üzerine lâflar edip tüm haklarımı aldığımı belirten bir istifa dilekçesi imzalatıp gönderdiler. İstifa etmem hak idi, öyle bir ortamda çalışmamdan tamamen HSBC ve AKBANK sorumluydu. Bütün bu gürültünün nedeni: Jale İyem’in Kürt asıllı bir müteahhidi kışkırtıp “ulusalcıya saldırıyoruz” demesiyle ve “AKP adına ceza veriyoruz çünkü AKP’yi korumayı kabul etmiyor” demesiyle birkaç tane denetleyeceği proje aldı ve parasızlıktan kurtuldu. Yaklaşık 4 senedir tüm piyasaya borç takıyormuş ama alacaklılar alacaklarını talep edemeyecek kadar korkuyordu. Diğer yandan tüm dijital kayıtlarımı kopyalayıp beni dava etmiş olduğum özel güvenlik şirketleri ve firmalar adına tehtid ettiler. Kanıtlarımı ve bilgilerimi çaldıkları için ödül alacaklarını söylediler. Ancak iş saatlerinde o kadar çok saçma hakaretler ve lâflar ettiler ki söylediklerinin bir önemi yok. Beş parası olmayan çaresiz insanların zengin olmak için yapmış olduğu bir saldırı bu. Çünkü HSBC gibi bir dünya bankası bile dava dosyasında yer alıyor. Vurgun yapmaya çalıştılar. 11 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. DİĞER ÖZELLİKLER Sigara (hiç denemedim) veya alkol (dedemi hatırlamak için 2-3 yılda bir, bir şişe bira içmişimdir, alkol kullanma alışkanlığım yok) kullanmıyorum. Internet, kitap okumak, vücüt geliştirme, yürüyüş, fotoğraf çekmek, mizah, günlük olarak internette gazeteleri okumak, siyasi parti liderlerini yaptığı açıklamalar ile alay ederek onları komik duruma düşürmek gibi ilgi alanlarım var. Yabancı dillere ilgi duyuyorum. Bekârım, cinselliği önemsemiyorum, evleneceğim bayanda fazladan başka özellikler aradığım için bu yaşıma kadar bekâr kaldım, kendime uygun birini bulamadım. İş saatlerinde ve çalışma sürelerinde sınır tanımıyorum, sebebi bekâr olmam ve akşam döneceğim bir evim olmaması. ÜYELİKLER İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası – Nisan 2011(SİM belgesine sahibim). Türk Mühendisler Derneği - Aralık 2013 ÜCRET BEKLENTİSİ Yapacağım işin niteliğine göre 3-7 bin Türk Lirası arasında ücret almayı hedefliyorum. Tam rakamı yüz yüze konuşarak belirleymeyi teklif ediyorum. REFERANSLAR Yıldız Teknik Üniversitesi – İnşaat Fakültesi – İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlileri: Doç. Dr. Ali Koçak – Yapı Anabilim Dalı Gsm: 0 532 236 33 06 Ofis Tel : 0 212 383 52 17 E-Posta: [email protected] Yrd. Doç. Dr. Ali Coşar – Hidrolik Anabilim Dalı Gsm: 0 555 432 29 99 Ofis Tel: 0 212 383 51 64 12 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. E-Posta : [email protected] Araş. Gör. Dr. Alkız Mermer Yücel – Yapı Anabilim Dalı Gsm: 0 542 346 48 18 Ofis Tel: 0 212 383 52 12 E-Posta: [email protected] ; [email protected] İngiltere – University of Greenwich -Lecturer – Dr. Gökhan Kılıç E-Posta : [email protected] Yard. Doç. Dr. Ayşe Erdölen – Mekanik Anabilim Dalı Ofis Tel: 0 212 383 51 45 E-Posta: [email protected] Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar – Hidrolik Anabilim Dalı – Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı GSM : 0 530 630 24 66 (iletişim için e-posta adresini tercih ederseniz minnettar kalırım). EPosta: [email protected] 13 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. 14 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. 15 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. 16 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. 17 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. Cevat Çalışkan İnşaat Mühendisi www.cevatcaliskan.net 18 CEVAT ÇALIŞKAN İnşaat Mühendisi YTÜ 2010 – Betonarme Yapı Tasarımı, Uygulaması ve Denetimi. 19 TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD. ŞTİ. Ruhsatsız çalışan şantiye.. Yapı Sahibi Yapı Müteahidi Yapı Kalfası Sözleşme Tarihi / Numarası Cahit Ruhsat Tarihi / Numarası Yıldırım Adresi Projesi İnş. Yeri T. Zaptı İSG Taahütname Pafta / Ada / Parsel Belediye İMALÂT Radye Temel Cahit Yıldırım Turan Yolcu Medet Turak 0 532 601 10 70 0 532 154 05 45 Çanta Mimarsinan Mahallesi Kasımpatı Sokak Silivri İstanbul F20D-17B-4D / 184 /1 Kalıp ve Demir Teslimatı 10 Ekim 2013 Perşembe 16:00 Beton Dökümü Yapı Denetleme Defteri 10 Ekim 2013 Perşembe 18:30 Saat 17:00 gibi topraklama yapıldı.. Laboratuvarı hiçbir şekilde getiremedim. Sürekli söz verdi ve sonra arabımız bozuldu gelmeyeceğiz dediler. Daha sonra "o kadar uzağa gelmeyiz" deyip artık bizimle çalışmayacaklarını söylediler. 24 Ekim 2013 Perşembe 21:00 Atılım Beton Osman Bey : 0 533 767 96 19 , Sevkiyat: …18 Numune almaları için gelmediler, ikna edemedim, kafa tuttular. Santralde kendileri alıyor ve Jale İyem bu duruma razı değil ama her defasında böyle olsun diyor, bir dahik sefere olmaz diyor. İşler böyle yürüyor. 4 Kasım 2013 Pazartesi 17:00 Demir kontrolünü yaptık. Akşam saatlerinde (1617:00 gibi) beton dökümüne başladılar. 10m3 beton için gitmeye gerek yok dediler ve gitmedik 11 Kasım 2013 Pazartesi 18:30 Şirkette Asiye Öztürk ve Hiss. Projesinin kalfası Ökkeş'in çıkardığı kavga hakkında toplantı yaptıktan sonra saat 17:00 gibi projeye gittik, ben demirleri kontrol ettim, Mesut ve Hayrullah tutanakları yazıp onaylattı. Hepimiz resimler çektik. Bodrum Kat Kolon ve Perde 22 Ekim 2013 Salı Tabliye Kolon ve Perde 2 Kasım 2013 Cumartesi 12:00 Zemin Kat Tabliye 11 Kasım 2013 Pazartesi 17:30 İstanbul – Silivri – Çantaköy Cahit Yıldırım Projesi Çanta Mimar Sinan Mahallesi – Kasımpatı Sokak Çantaköy Camii’sinin karşısındaki sokakta Pafta / Ada / Parsel : …./ 184 / 1 Resimlerin üzerindeki tarihler doğru…. Tepecik Eğitime Hizmet Derneği Müdür Ömer Akın – 0 532 373 34 30 Pafta / Ada / Parsel : F21D21B3B / 257 / 17 Hürriyet Mahallesi Akbaba Sokak / Tepecik Büyükçekmece Kur’an kursu binası ve Süleymancılar Cemaatine ait. Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti. aylardır kapalı sistemle çalışıyor. Yasadışı çalıştığı için tüm işleri belediyedeki başkanların ve başkan danışmanlarının selâmı ile yapıyordu. Tepecik Öğrenci Yurdu – Kur’an kursu veya gerçek adıyla Tepecik Eğitime Hizmet Derneği projesine uygun inşaa edilmemiş ve oradaki imalâtı üstlenmeden kaçan firmanın eski kontrol mühendisi Mahsun… (soyadını bilmiyorum) nedeniyle hatalı imalatı yıkacakları bir mühendis araıyordular. Oradaki yanlış imalatı defalarca rapor ettim proje tadilatı istedim, sürekli geciktirdiler proje tadilatını ve yapmadılar. Jale İyem düzenli rapor aldı, denetçi Emin Altıntaş da sürekli rapor aldı, benim görevim bir imalatı kabul etmek değil, onlara rapor vermekti. Sürekli bildiklerini inkâr edip her defasında yeni öğrenmiş gibi davranıp oradaki hatalı ve projeyle hiç alakası olmayan inşaatın hataların benim üzerime yıkmaya çalıştılar. Emirleri üzerine 8-10 kolon döküp tadilat bekledim. 29 Kasım’da Cumhuriyet Bayramı olduğu için resmi tatilde kaçak olarak bir tabliye döktüler ve devam ettirdiler üzerine kolon imalâtı yapmayı. Sonuç olarak inşaat devam etti ve üzerime yıkamayacaklarını anladıkları zaman iftira ile işten attılar. HARUN ÇELİKBAŞ PROJESİ Sorumlu Fikret Bey – Mimar : 0 506 322 04 00 Maltepe Mahallesi Serçe Kale Sokak Zeytinburnu Yeşil Kundura’nın arkası Pafta / Ada / Parsel : 498 /2945 / 18 Tüm tutanaklar imzası idi, maaşlarını alamayan mühendisler kaçmış. Her türlü tutanak, yani iki yıllık imalâtın tutanakları bir iki günde hazırlandı. Tüm tutanaklar hayali idi. Yani sahte tutanaklar yazıldı, kalpazanlık yapıldı. İl müdürlüğünüze dosyalar incelenmek üzere gönderildi. Elektrik tesisatı projeden farklı yapılmış ancak Elektrik Mühendisi Bedri Sever firma ortağı Muammer Budak ( Esenyurt BBP İlçe Başkanı) tarafından tehtid edildiği için ağlayarak kaşesini verdi, imalâtı imzaladı. O projede tadilatlar da yapılmış. Ancak Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti. sistemi kapalı olduğu için tüm imalâtlar kayıtsız. Firma çok sayıda mühendisin kaşelerini bir çekmecede ofiste tutuyor, mühendislerin kaşelerini kendisi kullanıyor. Yani mühendisler kaşelerini kiralamış. Asiye Öztürk ve Hiss. Projesi.. YAPI DENETİMİ ÇALIŞMALARI GÜNLÜĞÜ 04 Kasım 2013 Pazartesi Cahit Yıldırım projesinde Zemin Kat kolonlarının betonu döküldü. Beton dökümüne hiç kimse gitmedi. 10m3 için gitmeye gerek dediler. Sabahtan gidip donatıları kontrol ettim. Numuneyi beton santrali aldı. 11 Kasım 2013 Pazartesi Öğleden sonra Silivri Çantaköy’deki Cahit Yıldırım projesine gittik. Akşam 17:30 gibi beton döktük. Zemin Kat tabliyesi (kat kalıp plânı) betonunu döktük. Ben demirleri kontrol ettim. Mesut Çalışkan ve Hayrullah Güneş gerekli tutanakları tuttu. Hepimiz fotoğraflar çektik. 16 Kasım 2013 Cumartesiı Yapı denetimi şantiye dosyalarına tutanakalar ekledik bol miktarda. Tüm dosyalar boş idi, hiç kimse tutanak eklememiş, denetçiler ilgilenmemiş, çalışan ara eleman da yokmuş. Harun Çelikbaş dosyasına bol bol elektrik ve mekanik, duvar tutanağı ekledim. Emirler Jale İyem’den geldi, ben sadece teknik bilgimi kullanıp gerekli işleri yaptım, kendisi inceleyip, imzalatıp dosyaya koyacak. TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD. ŞTİ. Beykoop 1. Bölge 7. Cadde Delta Plâza A2 Blok Kat:14 D:25 Esenyurt – İSTANBUL 0 212 853 77 04 0 212 853 77 12 0 533 206 23 93 [email protected] Firma Çalışanları Jale İyem – İnşaat Mühendisi C:5 / P:5 – Firma Yöneticisi ve Ortağı – AKP İstanbul Kadın Kolları Eski Başkanı : Mummer Budak – İşletmeci C:5/P:4 –Firma Finans İşleri Sorumlusu ve Ortağı – BBP Esenyurt İlçe Başkanı: Yapı Denetimi Dosyaları Harun Çelikbaş 498 / 2945 /18 08.07.2011 Fikret Ortasöz : 0 506 322 04 00 Maltepe Mahallesi Serçe Kale Sokak Zeytinburnu İstanbul Esalettin Aydın Asya Filo Kiralama Gayrimenkul Oto. İnş. Tic. Ltd. Şti. F21D19D1D/ 1530 / 12 Sanayi Mahallesi 1658 Sok. No:133 Esenyurt İstanbul 05.12.2011 – 1350m2 Hakim Kaya : 0 532 322 17 14 Cahit Yıldırım Tepecik Eğitime Hizmet Derneği Yurt Müdürü Ömer Akın: 0 532 37334 30 Tepecik Öğrenci Yurdu Hürriyet Mahallesi Bahadırhan Caddesi No:2 Tepecik Büyükçekmece / İstanbul Tel: 0 212 861 18 45 www.tepecikogrenciyurdu.com Asiye Öztürk ve Hissedarları Şirkette sözlü taciz : Vildan hiç durmadan ve çok hızlı, başımı ağrıtacak kadar şiddetli ve kesintisiz olarak aşağılık ithamlar ve iftiralarda bulunuyor, beni delirtmeye çalışıyordu. Daha sonra Hayrullah cinnet geçiren biriymiş diye konuşup sorun çıkarmaya çalışıyordu. Öncesinde yan masaya oturmuş olan Hayrullah’ın yanında biri daha vardı (sanırım Vildan) , “yine 31 çekmiş” diye konuşuyordu.. Evli kadınla ile dalga geçtin, Ak Partili şirketler hakkında ihbarlar, emniyet müdürü hiç kimse kontrolden çıkamaz diyor, özel güvenlik şirketine destek çıktık,…… Topluca dava edeceğiz, para vermeden gönderdik,…v.b lâflar ile uzun süre kafamı becerdiler…Öz bakımını etkileyecek şekilde maddi zarara uğratıp yapılmakta olan soruşturmaları etkilemek ve dolandırıcılık yapmak… Jale İyem bir iki hafta önce : Harun seni istiyor, ona karşı çıktığın için hem emniyetle hem hastane ile anlaşıp ananı sikmiş, kadın kan davası başlatacak,….v.b. lâflar ediyordu.. Muammer Budak benim çalıştığım odadaki toplantı masasını monte edip yerleştirirken yapay ve kasıtlı olarak “Cevat lan…” şeklinde bir ifade kullandı.. Mahkeme Günlüğü 12 Haziran 2013 Çarşamba Sabah yine gürültü ile başladılar. Şantiyenin kamyonlarından birini park etmişler kapımın önüne. Gürültü geliyordu kamyondan, laf atan biri vardı kamyonun içinde. Birkaç tane video kaydı yaptım, özensiz bir şekilde anlattım olayları. Savcılık beni bekliyor. Elimi çabuk tutmam gerekiyor. Muzaffer Şakar’ı aradım ve beni tehtid etti, “otobüs durağında aralarında konuşan iki kişi düşün, benim hakkımda konuşuyorlar deyip şikâyet edemezsin, sana deli derler, kime şikâyet edebilirsin” şeklinde konuştu. Etrafımda benim hakkımda konuşan çok kişi dolaşıyor. Telefonla konuşuyor gibi yapıp beni huylandırmaya ve kızdırmaya çalışıyorlar. Ancak somut olarak kişi, saat ve yer vermem imkânsız çünkü bunu sürekli ve kesintisiz yapıyorlar, bir yere oturup çay içerek yazamıyorum. Hiçbir yerde 5 dakika rahat yok. Bu olayı kesintisiz yaptıkları için önemsiz şeylerle bile kafamın oyalanmasını sağlıyorlar, her sözü dikkate almamı sağladılar bu şekilde. Dikkate almadığım zaman iğrenç lâflar ile olayı pompalayıp dinlemeye zorluyorlar. Bugün programımda relax olma ve iş arama var. Bu arada kapıma gelen ve beni taciz, tehtid eden iki kadın “hastanede teşhis var” deyip. Hepsi yalan teşhisi doğru göstermek için beraber hareket ediyorlar. Diğer bir mesele de Kâğıthane Nurtepe’de bir gencin linç edilmesini engellemek için 155’i arayınca DHKP-C beni yakalayamadı, ancak Muzaffer Şakar’ın peşime takmış olduğu türbanlı orospular beni örgüte ispiyonladı ve otobüs durağına giderken “Cevat Çalışkan pis faşist, sıra sende” şeklinde tehtid savurdu birileri, genç erkek sesi idi. Ted Rönesans şantiyesine geldiğimde Muzaffer Şakar nabız yokladı. Adamı Hurdacı Sedat arayıp dayılık yaptı ve beni kızdırdı, o zaman yakınlarımda Kasım Ada ve adamları vardı. Kasım Ada oradan kıllanmış gibi davranıp vurmaya başladı. Devamında Kasım Ada’nın takımının pkk’cı olduğunu öğrendim, örgüte destek için vurdular bana. Adamlarından biri kürt solu olduğunu söylemişti. Taşeron şirket Soğancıoğlu İnşaat Fevzi Çoban veya başka bir CHP’cinin yönlendirmesiyle Rızvanoğlu çetesi ile birlikte vurdu. İnşaat değil, terör taşeronluğu yaptı Soğancıoğlu inşaat. Sonuç olan ortada bir CHP terörü ve bu teröre çanak tutan sağcı ve solcu kürtler var. Bu benim tezimi doğruluyor “ kürtler bir yandan sağ sol kavgası çıkarıyor, bir yandan da hem sağcıların hem solcuların kanını emerek güçleniyorlar, Türkleri Türklere öldürtüyorlar. 17 Haziran 2013 Pazartesi Bugün saat 10:00 sıralarında kuaför Tuncay ile konuşarak beni rahatsız edenlerden şikâyetçi olduğumu, beni maddi ve manevi zarara uğrattıklarını söyledim. İnkâr etti, yoldan geçenler yaptı diye yalan söyledi. Açıkça tehtid ediyorlar, rapor çıkarıp kurtuluruz diyorlar. Ev sahibime beni evden attıracklarını söylediler. Savcılıktan cevap bekliyorum. Cevabın 9 gün içinde gelmesi gerekiyor. İş aramaya devam ediyorum. 18 Haziran 2013 Salı Önce Anadolu adliyesine ek bilgi ve ek ifade verdim. Daha sonra Maltepe Belediyesi’nin sosyal yardımlaşma kuruluşuna gittim. (Yardım 5 ay sonra çıktı ve parayı Maltepe Vakıflar Bankası’ndan almam gerekiyor, Maltepe polisi beni ilçe sınırlarına sokmaya ve tutuklamaya çalışıyor). Sosyal yardımlaşma derneğine dava dilekçelerini verdim, orada Halûk Bozkurt hakkındaki suçlamalar da var, bilmiyoruz demesinler diye verdim ancak oradaki metinlere uygun şekilde vurdular bana. 19 Haziran 2013 Çarşamba İki yıl önce bile davacı olmak istiyordum, toplu bir memur saldırısına uğradım. Tüm şartları ve imkânları kendi ellerinde tutuyorlar. MHP, CHP ve AKP beni açıkça tehtid etti. Aç olduğum için yalvardığımı savunmak istediler, oysa para ihtiyacı karın doyurmak için değildi. Onlar namusuma ve şerefime saldırıyordu, can güvenliğimi tehtid ediyordu. Bu kavgaya her kuruşumu yatırıyordum, kuruşum kalmıyordu. Bu bir aç kalma değil, hayatta kalma ve namus kavgası idi. 21 Haziran 2013 Cuma Esenyurt’a gittim. Akdeniz özel güvenlik şirketi elemanları nüfus dairesinin bulunduğu binada “dün ölecektin , seni pkk kurtardı” diye laf attıla. Nüfus dairesi binasında kavga çıkarmaya çalıştılar. Fotokopici orada benden 10TL’ye yakın para aldı birkaç fotokopi için, oraya gelen iri yarı biri “bütün ömrün boyunca rezil oldun” şeklinde konuştu. Aralarında konuşuyor gibi davranarak fotokopici ile birlikte beni kavgaya zorladılar, hakaretler ettiler. Annem kitaplarımı kargoya verdi, yalan konuşmalar yaparak mahkemeye hazırlık yaptı. Kitap, elbise kargoları ve maddi yardım ile benimle muhattap olmak için fırsat yakaladı, bu imkânları özgürlüğümü gasp emek için kullandı. 06 Kasım 2013 Çarşamba Sabah annemi odamı gözetlerken yakaladım, WC’ye gittiğimde onu karanlıkta beklerken buldum, odamın kapısında içeriyi dinliyormuş. “Çalışamaman için seni sürekli sinirlendirdik” dedi. Tramvay ve metrobüslerde dırdır ve tehtidler sürekli devam etti. Saray Muhallebicisinde garson kulağıma “31 çektiğin için şikâyet ettiler dedi ve çekip gitti. Aynı saçmalığı metrobüs ve tramvayda da yaptıkları için önemsemedim. Garson güvenlik görevlisini çağırdı ve ve “rahatsız edenelere küfür ediyormuş” deyip beni korkutmaya çalıştı. Ofiste durmaksızın benim hakkımda konuşup aşağılık laflar ederek ve kafamı becererek çalışmamı engellediler. Kişisel notlarımı karıştırıp oradaki yazıları bu şirketle ilgili göstermeye çalışıyorlar. Gürültü patırtı çıkarmaya çalışıyorlar. Her zamanki “aramızdaki konuşmalara karışamaz” ayakları ile kasıtlı olarak dikkatimi dağıtıp iş yapmamı engelliyorlar, kafam acımaya başlıyor ancak durmuyorlar. 07 Kasım 2013 Perşembe Sabah Saray Muhallebicisinde “seni şikâyet ettik” diye lâf atmaya başladılar. Yayınladığım videoda yaptığım konuşmalarda ses sorunu çıktı. Videoyu sessiz yayınlamışım. Ofiste kafa yıpratma ve dikkat dağıtma devam ediyor, Vildan beni özel güvenlik şirketleri adına tehtid ve taciz ediyor. Yemekhaneci de ona destek veriyor, kesintisiz konuşuyorlar ve beni iş göremez gösteriyorlar. Şirket Harun Hasan Öge taraftarı çıktı. Jale İyem “Harun Hasan Öge hem hastane hem de emniyetle konuşup tüm hayatını sikmiş” diye laf attı. Birkaç gün önceden de “Harun seni istiyor” şeklinde tehtid savurmuştu. Yüzlerine konuştuğum zaman bir şey yokmuş gibi davranıp bana deli muamelesi yapıyorlar, her şeyi inkâr ediyorlar. Vildan ve Derya sürekli olarak iğrenç lâflar edip beni kışkırtıyorlar ama yüzüme konuşmuyorlar, kendi kendilerine konuşuyormuş gibi davranıyorlar. 09 Kasım 2013 Cuma Sabah T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’ne gittim. Adliyenin tamamı beni tanıyordu ve soruşturma açtıracak adam deyip nefretlerinni ortaya koyuyordular. Adliyede hiçbir yerde bilgisayar çıktısı alamayınca Maltepe’ye gittim. Internet Cafe’de (BİM ve Maltepe Belediyesi Sosyal Yardımlaşma’ya yakın, Küçükyalı’da) dilekçe yazarken bol bol konuştular etrafımda, “başörtülü kızı tehtid ettiğin için yaptık, yaptılar “ şeklinde konuştular. Belediyenin yanındaki Ada Ozalit’e gidip çıktı aldım ve adliyeye geri döndüm. Adliyedeki özel güvenlikçiler benimle bol bol dalga geçti. Bir tane kızı süslemişler ve önümde yürütüp beni aşağlamaya çalıştılar. Şirkette para ödenmemiş, beni izindeyken ödeyeceklerini söylemiştiler. Mesut ve Hayrullah dava açacakmış gibi davranıp beni kışkırtıyor ve benimle oynuyordu. Davayı tek başıma açıp onları da sanık listesine koyacağımı söyledim. Derya ve Vildan durmaksızın, çok hızlı ve şiddetli konuşup küfür ve tehtide zorluyorlar. Masturbasyoncu olduğumu açıkladıklarını söylüyor Vildan, şirketteki kadınlara sulandığımı söyleyerek beni tehtid ediyor ve hakaret ediyor. 10 Kasım 2013 Pazar Açmış olduğum davalar nedeniyle beni kasıtlı olarak işsiz bırakıp kendi istedikleri yerlerde iş verip o işyerlerinde kavgalar çıkarmadılar, saldırılar düzenlediler ve bütün şartları kendileri yaratarak özel hayatıma ve meslek hayatıma yön verdiler, bana değişik şekillerde zarar verdiler. “Kanıt” adı altında tüm özel ve profesyonel hayatımı mahvettiler, müdahale ettiler. Bir düzen ve kendi işimi kurmamı engellediler. Şu an Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti. Beylikdüzü İstanbul’da çalışıyorum. Beni kasıtlı olarak işe alıp maaşımı geç ödediler (10 Kasım 2013 tarihinde henüz ödenmemişti maaş). Şirkette çalışanlar para vermeden beni işten çıkarmak için kavga çıkardılar. Aramızda kavga çıktı ve kanıtları yok ettik, dijital disklerini sildik dediler. Hedefleri beni Bakırköy tımarhanesine kapatmak idi. Beni Bakırköy tımarhanesinin bölgesine zorla getirerek tutuklatmak için saldırı düzenlediler. Şirkette Vildan ve Derya alçakça laflar ederek ve kesintisiz konuşarak beni küfür ve tehtide zorluyorlar. Başımı acıyacak kadar sakatlıyorlar, tepki verdiğimde polisi ve ailelerini arıyorlar. Hayrullah Güneş ve Mesut Çalışkan kabadayılık yapıyorlar. Meral Ertürk ve Emin Altıntaş kürt solu kavgası yapıyorlar. Meral kürt solu için vurduk diye laf attı. İşe başlarken Muammer Budak’a eğer maaş alamazsam mahvolacağımı, bankaların işimi bitireceğini söylemiştim. Bana çok para harcatıp sonra içeriye soktular ve çok zaman kaybettirdiler. Harcattıkları para kadar para verdiler ve para kazanmamış oldum. EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 1 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 2 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 3 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 4 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 5 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 6 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 7 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 8 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 9 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 10 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 11 / 12 EK-3 : PTT GÖNDERİLERİ MAKBUZLARI VE RESMİ KURUMLARIN VERDİĞİ İŞLEM NUMARALARI – 12 SAYFA 12 / 12 www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan’ın profesyonel internet sitesidir ve 6 Şubat 2014 tarihindeki içeriği aşağıdaki gibidir [youtube http://www.youtube.com/watch?v=m_TwYMcmKaI&w=650&h=470] Ah Kah Pe hükümeti karanlığı ve gericiliği savunduğu için her türlü pis işinde gerisini satan devlet memurlarını kullanıyor. Bunun için en sağlam yöntem sizin internet üzerinden gönderdiğiniz başvurulardır. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nün https://www.iem.gov.tr/iem/?menu_id=34 İhbar ve şikâyet internet adresinden gönderdiğiniz şikâyetlere güvenmeyiniz. Polisin veya sizin şikâyet ettiğiniz kişiye sizi harcatmak isteyen memurun umurunda olmaz. Biri suç işleyeceği zaman ve bunu alışkanlık haline getireceği SAYFA : 1/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 zaman zaten bölgenin karakolu ile anlaşmalıdır. Oraya internet üzerine giden mesajlar hiç dikkate alınmaz, hayır beklemeyin. Bedevi gericiliğinde gerisini satan memurlar teknoloji ile, yani internet ile kurtuluşa izin vermez. En önemli saldırı birimi de Alo 150, www.bimer.gov.tr Başbakanlık iletişim merkezi yoluyla yaptığınız ve İç işleri bakanlığı, Adalet bakanlığı birimlerine yönlendirilen ve valilik, kaymakamlık gibi yerlerin ufak memurlarının eline düşen başvurularınızdır. Bu başvurularınız, arkasında ilçe emniyetleri ve polis gücünü alarak ayılık, dayılık, kabadayılık taslayan dar gelirli memurların. Bunlar sizin başvurularınızı suçladığınız kişinin işine gelecek yere, hatta suçlunun eline veriyor. Başvurduğunuza bin pişman oluyorsunuz. Her zaman avukat ile hareket ediniz de demeyeceğim, avukat sizi sattığı zaman sadece para değil hayatınızı kaybedersiniz. Çünkü avukatı sizi satmakla suçladığınız zaman çok sayıda suçluyu tanıdığı için o avukat zaten bitmiştir ve sizin üzerinize her türlü suç makinesini salacaktır. Yani avukat sizi sattığı zaman ya kazığı yemeye razı olun ve ölmeyin, ya da en başında kötü avukata sırf oranın buranın başkanı, değerlisi diye iş vermeyiniz. Diğer yandan da en kahp..ece dolandırıcılıkları anguttt/salak polis haracıdır. Anguutt polis haracı şöyle oluyor: Şikâyetçi oluyorsunuz ve bekleme salonuna gitmenizi söylüyorlar, kapıdan girer girmez sırıta sırıta pez..evenk gibi hareketlerle sizinle anında muhabbeti kurmaya çalışan polisin biri baklavadan al, şeklinde konuşuyor. Oraya baklava yemeye değil, canınız yandığı için kötü durumda gidiyorsunuz, yemeye zıçmaya gittiğiniz bir yer değil orası. Ağızınıza bir parça baklava atıp işi bitiriyorsunuz, yemiş olmak için bir parça atıyorsunuz ağızınıza ve bir daha dokunmuyorsunuz ancak o parçayı ağızınıza attığınız zaman ayvayı yemiş oluyorsunuz. Bir daha hiç bir sözünüzü dinlemiyorlar, kavga etseniz de bastırıyorlar, kabadayılıkla soruşturmayı kapatıyorlar. Mahkemede yaptığınız kavgalar önemli değil, 6 yıl sonra "baklava yedi" şeklinde savunma ile çıkıyorlar rüşvet olayından. Bir de itiraf edeyim o kavga sırasında ayılık yapan iri yarı komiser "bize ne ceza vereceksin" diye sorduğum zaman ona tecavüz ettireceğimi söylemiştim, yani o durumu kabul etmemiştim ama o yine dolandırıcılık yapmıştı, yasadışı kavga için zemin hazırlamıştı, oysa tüm yasal yolları kapatan kendisi idi. Yani üç beş polis dötü kurtarmak için 3 yıl boyunca tüm şehri ayağa kaldırdı. Bu memleketin polisi dötü koruyacak güce sahip değil mi, bu kadar terörist ve suçluyla nasıl başa çıkıyor o zaman değersiz bir ailenin değersiz çocuğu isem. Bir de dava etmiş olduğum şerefsizler polisle anlaşmalı olarak tüm saldırı, dolandırıcılık, adam yaralama, hırsızlık,.... ve tüm suçlarını ifadelerinde "korkunç lâf etti" o yüzden saldırdım şeklinde açıklamış. Ulan kim neden hangi lâfı etti, ne zaman, yarattığın hangi şartlar altında, kiminle birlikte, nasıl bir zamanda, o zamanın öncesi ve sonrası ne idi, şartları ve o zamanki kafa yapımı nasıl hazırladınız. SAYFA : 2/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Yani İstanbul’daki padişah tayyibullah’ın kanunsuz polis ordusu hiç kimseyi kandırmıyor, kendi itleri her attıkları nameye kasıtlı inanıyor, güçlüyüz diyerek topluca vuruyorlar. Anası açıkladı, delikanlı gibi söyledi, kabul buyurdu, ilân etti, korkunç lâf etti, baklava yedi,…. v.b. lagalugalarla yalanları yayıyorlar, hiç kimseyi kandırmadan zorbalıkla bir iki kelimeyi kullanarak bildiklerini, istediklerini yapıyorlar. Sokakta da analarını, avartlarını magandalarla konsumatrist gibi konuşturarak vuruyorlar. Anaları seks yapmasa da hiç kimsenin adamdan saymadığı magandaların seviyesinde kalıp muhabbet, konuşma olayına giriyorlar. Pavyonlarda pavyon karıları, yani konsumatristler çıkar için, alkol pazarlamak için, alkol satmak için muhabbetler ediyorlar erkekler ile. Bunların anaları, avratları da tazminat davalarının paraları için, yani alkol satmak için değil, başka çıkar için muhabbetler ediyorlar erkekler ile şehrin her yerinde.. Anası açıkladı, delikanlı gibi söyledi, kabul buyurdu, ilân etti, korkunç lâf etti, baklava yedi,…. v.b. polis dolandırıcılığı yöntemlerinden en komik olanı da , bir kadın seçtik ona anamız dedik, polislerin anası oldu. Bir kız seçtik, seçtiğimiz kız polislerin bacısı oldu. Bacımız si.kini kaldırdı, anamız si..ki kalktığı için ceza verdi. Sürekli vurduk, sürekli saldırdık. Si..ki kalkan biri ilân edip yedi sülâlemizden mallar, çıtırlar, karılar gönderdik. Sinirini bozduk, ruhuna eziyet ettik ve azdırdık. Sonra biz namuslu, o sapık diye tanıtıldı. Biz or..ospuluk ve iftiracılık yaptıkça ona vuran tüm itler kahraman muamelesi gördü, üstelik cebine para konuldu. Yani ırzına geçtik, canına ve malına saldırdık, ama herkesin işine geldiği alkış aldık, herkes tarafından alkışlanan cesur ve acımasız p..iç olduk. Cevat Çalışkan yerel yönetimin hiç bir kurumuna güvenmiyor, işlemlerine itimat etmiyor, Ankara HSYK'dan cevap bekliyor. T.C. İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı Soruşturma Yıl / No : 2013 / 13103 ve Ankara HSYK'da açılmış dosya kapsamında yer alan suç ve suçlamaların tarifi... SAYFA : 3/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Şöyle saldırıyorlar, Her şeyden önce ne kadar uyuyacağıma, kaçta uyuyup kaçta uyanacağıma onlar karar veriyorlar. Çenelerini kapatıp taciz ve tehtidlerden geçici olarak vazgeçtikten sonra, yani uyumama müsaade ettikleri zaman yorgunluktan çökmüş şekilde uyuyorum. Sabah istedikleri saatte kesintisiz olarak konuşup kafamı becererek vuruyorlar, yataktan kafamı o şekilde beceriyorlar ki sabahın dördünde uyandırsalar bile kafamı uyuşturup dokuzda, onda yataktan çıkmamı sağlıyorlar. Düzenli olarak her sabah beni boşaltıyorlar, kafamı uyuşturup sinirlerimi çökerttikten sonra, yani tüm bedenimi sinir ve acıya soktuktan sonra gönderdikleri fahişeler veya anlaşmalı olarak onlar için hareket çekip olaylar yaratan fahişelerin yaptıklarını ve onlarla ilgili erotik konuşmalar yapıyorlar. Zaten beden gitmiş oluyor, kafamı da uyuşturuyorlar, bir an önce boşalıp kurtulayım bu şerefsiz eziyetten diyorum. Dışarı çıkınca gün içinde cinsel ilişkiye giremeyecek durumdayım. Şurada böyle dedin, böyle dedin, buna razı oldun gibi şerefsiz ve varoş or..ospu lâfları ederek kelime oyunları ile bir yerde eksik söylettikleri ve işlerine gelecek şekilde yalanla yaydıkları şeylere dayalı olarak hiç durmadan, benim ne istediğimi ya da ne söylediğimi umursamadan sapıkça saldırıyorlar. Hiç durmadan beni bitirinceye kadar devam ediyorlar ancak benim korkup davalarımdan vazgeçmemi, şerefsiz doktorların meslekten men ve hapis almaması için gidip bu kadar eziyete boyun eğip tımarhaneye yatmamı istiyorlar. Devlet kurtulacakmış, tazminat ödeyemeyecekmişim, devlete karşı çıkıyormuşum. Alâkası yok, devlet kapısında malı götüren, keyfi olarak kendi siyasi partisi veya şahsi zevki için işkence yapan şerefsiz itleri hapisten kurtarma çalışması bu. Herkes anasından memur doğmuyor, herkesten memur olmuyor. Sivil vatandaş memuru padişah yapıp onu zengin etmek , onun pi..çliklerine katlanmak zorunda değil. SAYFA : 4/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Küçükyalı Polis Merkezi'nin soruşturmayı alması şöyle oldu, bütün gün yol boyunca ve adliye içinde beni gerip sinir ettikten ve mukavemeti düşürdükten sonra savcının huzurunda, ki savcı da üçkâğıtçı, soruşturmayı o karakol yapsın diye bağırdılar. Ben de mahkeme kararıyla o karakolun yetkilerinin alınmadığını ve savcılık görevini yapıp onlara dava açmadan önce onların yetkisinin kalkmayacağını ancak yapacakların soruşturmada kanunlara uymak zorunda olduklarını, bana maddi veya manevi zarar vermemelerini söyledim, bunun suç olacağını söyledim. Yani anasını zik..tiğimin karakolun her tarafa yaydığı gibi rüşveti al ve padişah gibi davran, bana istediğin gibi zarar ver diye bir şeye izin vermedim. Şöyle demişsin, bunu kabul etmişsin deyip keyiflerine ve zevklerine göre hareket ediyorlar. Nasıl olsa bir gün korkup kabul edecek falan diye düşnüyorlar, analarını zikeceğim günü bekliyorum. Evimde, otelde, yemek yediğim ve çay içtiğim her yerde,... yani sokakta yürürken bile beynimi toparlamama izin vermiyorlar. Kesinlikle bir şey öğrenmeme müsaade etmiyorlar. Beni yıllarca eğitimsiz yaşatıp hiç okuyamadığım, tek sayfasını bitiremediğim , hiç açamadığım kitapları yalan kanıt olarak sunarak önceden cahildi, sonradan her şeyi öğrendi diye bir şey uyduruyorlar. İnanın iki sene boyunca tek kitap okumama müsaade etmediler. Kahpe özel güvenlikçi varoş p..iç mafyaları hayatımı becerdi. Varoşları kışkırtıp gelir seviyesi farkına dayalı bir kışkırtma ile oy ve destek, sempati toplamaya çalışıyorlar. Yaptıkları siyasi kışkırtmalarda ve propagandada kendileri ortaya birini doyuracak, tedavi edecek, ya da iş verecek, eğitim verecek bir faaliyet ortaya koymuyorlar. Her şey ağız birliği ile topluca iftira atıp bu iftiralara dayalı olarak ceza verme adı altında var olan şeylere, yani sağlık, para, iş hayatı, meslek, gençlik, ... saldırmaktan ibaret. Yani bunların siyaseti yakıp yıkmaya, var olanı yok etmeye dayalı. Ezikleri doyurmak yerine, başkalarının ekmeğini elinden alarak mutlu ediyorlar. Ezikleri eğitmek yerine, başkasının eğitimini ve diplomasını yok ederek mutlu ediyorlar. Ezikleri doğru dürüst beslemek yerine, karnı tok olanların ekmeğini çalarak mutlu ediyorlar. SAYFA : 5/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 ÖNEMLİ UYARI 1 : Benim bir vekilim yok, yani benim adıma ticari veya hukuki işlem yapabilecek herhangi bir vekil tayin etmedim. Sağda solda adresimle ve maddi durumumla ilgili zabıt, rapor, belge....vb. şeyler hazırlamaya çalışan ve dava dolandırıcılığı yapmaya çalışan itler bu belgelerin şartlarını hazırlamak suretiyle ve sadece zemin değil, her türlü tehtidi hazırlayanların yaptıkları resmi işlem ve kanıt diye yarattıkları saçmalıkları mahkemede analarının müsait bir yerine sokacağım. ÖNEMLİ UYARI 2 : İmzalattıkları belgeleri kime ve hangi şartlar altında imzalattıkları, yönelttikleri suçlamaları neden ve nasıl yönelttiklerini, bu suçlamaların iftira olduğunu ve mahkemeye çıkmaya dötleri yemediğini göreceksiniz. Orada burada kusur yaratıp üzerime yüklemek suretiyle özel ve profesyonel hayatıma kasıtlı iftiralar atmak , bu iftiraları mesnet sayıp maddi ve manevi zararlar vermek onların namusunu ve şerefini bitirdi, benimkini değil. ÖNEMLİ UYARI 3 : Ortada bir kanıt durumu yok, şunu bunu kanıtlıyoruz diyerek kesintisiz olarak maddi ve manevi zararlar verdiler, bu saldırıları kanıtlama adı altında kesintisiz olarak devam ettirdiler. En büyük kanıt bu kanıt dedikleri şeyleri yaratırken kaşıkla verip kepçeyle götürmeleridir, yani sürekli zarar eden dolandırıcı gördünüz mü? Eğer suç işleyeceksen bir çıkarın olmalı , değil mi? Bunlar sürekli zarara sokarak vurdu, kendileri kaybetti, hahahaa...... ÖNEMLİ UYARI 4 : Üç sene boyunca beni hiç rahat bırakmadılar, hiç onaylamadığım ve kalitesini red ettiğim ideCAD yazılımları dışında bir şey kullanamayacak durumda kaldım, tek sayfa yazı okuyamadım. O kadar çok gürültü patırtı koptu ki meslekle alâkası olmayan kişiler bile ideCAD yazılımının adını öğrendi. Beni başka bir şey kullanamayacak durumda, tek sayfa yazı okuyamayacak durumda tuttular, sağlığıma ve bedenime işkence yaptılar. Ancak elimde peynir ekmekle (yani ideCAD ile) yaşamam pirzolanın (SAP2000, Sta4CAD, StaadPro, ETABS...) değerini bilmiyor ve onaylamıyorum anlamına gelmez. Aç kalmamak için tenezzül ettim birkaç defa ideCAD'e, bir profesyonel olarak tercihim değildir, meslek hayatım elimden alınsa bile fikrimi değiştirmeyeceğim. ÖNEMLİ UYARI 5 : Her gün başka bir iftira ile ve başka bir gerginlikle ortalığı ayağa kaldırıyorlar, bir mahkeme kararına veya bir sonuca ulaşmayan bir sürü gürültü patırtı, toplum eğlenceli bulunca iş bitecek sanıyorlar. Tek hedefleri var, her günümü ve her dakikamı, her eşyamı ve kuruşumu yok edip harcamak, ruhen ve bedenen çökertmek. Bu saçma sapan olaylara itibar etmeyiniz, eğlence olsun diye bu şerefsizliği onaylamayınız. SAYFA : 6/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 ÖNEMLİ UYARI 6 : Yönettiğim şantiyelerin sözleşmeleri dışında hiç kimse ile hiç bir sözleşmem yok. Eğer benimle her hangi bir konuda her hangi bir sözleşmesi olduğunu iddia eden (bir de sigorta poliçeleri var) var ise o sözleşmelere itibar etmeyiniz. Önce onun anasını belleyiniz, sonra bana haber veriniz ki ben de bacısını belleyeyim. ÖNEMLİ UYARI 7 : [youtube http://www.youtube.com/watch?v=_czPJnWn7Io&w=560&h=315] ÖNEMLİ UYARI 8 : Bana duygu sömürüsü yapmak için, yani tehtid ve şantaj altında olan kadın şeklinde rol kesip bana iftira atmak için bana vücudunu sunan uzman doktor Neşe Üstün'e iğrenç olduğunu, onun gibi bir kadınla cinsel ilişkiye giremeyeceğimi söyledim. Ancak kendisi bunun tamamen imkânsız olup olmadığını sordu. Kendisine yıllarca sapıkça özel hayatıma saldırdıklarını, o konuşmanın olduğu 2012 senesinin başında bakir kaldığımı ve bilmediğimi, belki yatağa çıplak girip bir sürü şey yaparsa, yani beni azdırırsa belki direncimi kırabileceğini söyledim. Yani cinsel ilişki hakkında hiç cinsel ilişkiye girmemiş biri olarak belki beni azdırabileceğini söyledim. Ancak bir anlaşma ya da şart değil bu, yani olayın teknik boyutu idi. Yatağa tehtidle girmeyi kabul ettiğimi söylemedim, kendi rızamla yatağa girersem ve kendisi marifetlerini gösterirse belki azdırır diye düşündüm ama böyle bir şey olmasını kabul etmedim. Kesinlikle mide bulandırıcı bir kadın idi, sarkıntılık suçundan hapis almaktan korktuğu için kendisini saygın ve bakımlı doktor (aslında çok çirkin bir dolandırıcı fahişe) , beni ise bakımsız ve fakir, başarısız, çirkin ruh hastası olarak gösterip namussuz hastaneyi namuslu göstermeye çalışıyorlar. Kendime yakışacak bir bayan bulmak istiyordum, neşe üstün gibi birini isteseydim 38 yaşına kadar bakir kalmazdım, onun gibilerden sürüsüyle vardı. Gerçek bir ilişkim veya evliliğim olmasını engellediler, okuldan mezun olup çalışmamı engellediler, mezun olduktan sonra da doğru dürüst iş bulup çalışmamı engellediler. Sonradan buna "direnç kırma" diye bir isim takıp her işte "direnç kırıyoruz" diyerek , "direncini kırıncaya kadar devam edeceğiz" şeklinde benim tüm hayatımın ırzına geçtiler. Yani tecavüz ettiler benim tüm hayatıma. Direncimi kıramadılar, razı edemediler, ama beş parasız bırakıp açlıktan kurtarıyoruz deyip adam kaçırma suçu işlediler, "direnci kırılmıştı ve razı oldu" şeklinde açıklama yaparak kendi uydurdukları ve ağız birliği yaparak yaydıkları yalanı hapisten kurtulmak için kullandılar. ÖNEMLİ UYARI 9 : 28 Ocak 2014 , 09:42 şu an. On beş dakika önce otobüsten indim. Hiç bitmeyen kafayı becerme olaylarından birini uyguladılar, farklı olan tek şey benimkiyle aynı renkte spor çantası olan bir polis memurunun otobüste olmasıydı. Kanıt olarak katlandığını söyleyeceğiz şeklinde bir şey söyleyip otobüsten inip Esenyurt sınırları içinde kendisine küfür ettirmek istedi. Bu olay hem savcılığa, hem HSYK'ya yansımış durumda. Polis suçlamamı da biliyor, konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi ve her türlü resmi başvuruyu yapmış olduğumu da biliyor. Yani orada onlardan yana taraf olarak kavgaya karışmak için bulunuyor. SAYFA : 7/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Aylarca müdahale etmeden, yüzlerce defa ilçe ve il emniyetlere başvurduktan sonra, yani adamı satmayı ve kasıtlı görev ihmalini alışkanlık ve düzen haline getirdikten sonra, binlerce defa kasıtlı görev ihmali ile şeriat ve bölücü anarşiye destek verdikten sonra gelmiş seneler sonra şikâyetçi olmadı, razı oldu, katlandı diye bir lâf ediyor. Başka ülkelerde aylarca adliyede ve karakolda bekletmiyorlar, başka ülkeler hiç şikâyetçi olmasalar da saldırıya uğramış olan vatandaşların malını ve canını koruyor.Bu dolandırıcılar bir de dün akşam otobüste benimle konuşup olaydan habersizmiş gibi davranan bir polis ayarladılar, yani bu konudan habersiz polisler de var diye bir yalan savunma ayarlamaya çalışıyorlar. Bütün polislerin rüşvet, avanta, haraç pastaları tehlikeye girdiği için beni tanımayan polis yok şehirde. ÖNEMLİ UYARI 10 : Beni defalarca ilçe emniyet müdürlüklerine görüşmek için çağırdılar, şikâyetlerimi dinleyip işlem yapmadılar. Son durumu öğrenim benden aldıkları bilgileri bana vurmak ve zarar vermek için kullandılar. Bugün şu şubeye, yarın ya da üç gün şu ilçe emniyet bu büro amirliğine uğra şeklindeki tavırları bana sadece günler, para ve sağlık kaybettirmedi. Beni ayrıntılı olarak da sorguladılar.Bu manyakların her gün başka bir olay çıkarması ile birlikte her gün ayrı açıklama yapıp bu manyakların mahkemede söyleyeceklerini ayarlamalarına, yapacakları yalan savunmaya destek vermeyeceğim. Mahkemede görüşelim, kararın ve davanın görüleceği yer mahkemedir. Her gün farklı bir duruşma, her gün farklı bir mahkeme açmasınlar. Duruşmayı beklesinler, onların yerdi ceddine yetecek kadar savunma ve suçlamayı mahkemede yapacağım, gerekli açıklamayın onların sıkmabaş karılarına değil, mahkemenin hakimine yapacağım. ÖNEMLİ UYARI 11 : Yaptıkları şerefsizliklere kılıf ayarlamak için "yok sorumsuz bir adamdı, büyükleri olarak müdahale ettik, yok çalışmıyordu ve işe gönderdik ama işçi olarak göndermek istedik, mühendis olmasına izin vermedik...okulu bitirmesine izin vermemek için kavga çıkarıp derslerini geçmesini engelledik, işçi ol ve para getir diye kavga çıkardık....anasına babasına bakmıyor, para harcıyor deyip parasını elinden aldık, anasıyla babası hapise girmemek için bizimle birlikte vuruyor, ne uyumasına ne de düzgün beslenmesine, iş bulduktan sonra dinlenmesine ve okumasına izin vermiyor...... " ve buna benzer şeylerle cahil, kötü niyetli insanların sürekli bana saldırmalarını sağladı karakol fareleri. Yani "bilmiyordum, iyiliği için yaptım, dayısı+akrabası+... polis abisi+ babasının arkadaşı olarak iyi niyetle müdahale ettim, şunu engelledim, bunu yapmasını söyledim" şeklinde maneviyatı sömürü ve dolandırıcılık için kullanarak saldıran kahpe bir p.iç dolandırıcı sürüsü var. ÖNEMLİ UYARI 12 : Herkes memur olarak yaşamak zorunda değil, yani sakal traşı memur, kıyafeti memur, anlayışı memur, sosyal hayatı memur gibi olmak zoruda değil. Herkes görücü usulle şunun bunun verdiği kızı almak zorunda değil. Herkes 3 bin TL maaşı alan bir memurun parasını yiyen, tek kişinin çalıştığı 3-5 kişilik memur ailesi ferdi olmak zorunda değil. Ben 3 bin TL maaşı tek başıma yerim, yatırım yaparım, çeyiz yaparım ve mühendisliğimi ilerletecek kitaplar, bilgisayar malzemeleri alırım. Sosyal hayatım güzel olur, evleneceğim kızı mal gibi sipariş vererek değil gezerken arkadaşlarım arasından bulurum. Kendim SAYFA : 8/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 seçerim, arayıp 3 gün içinde bir koca karı zagoncudan değil, yıllarca aradıktan sonra ve hayatımı yaşadıktan sonra bulurum. Yani memur hayatı yaşamıyorum diye hiç kimse boynuma tasma takamaz, benim kendi tercihlerimi elimden alamaz. Ben bir hafta dinlenip iyice tatil yaparım, sonra iki hafta çok sayıda proje yapıp binlerce lira kazanırım. Kasıtlı olarak hayatımın yönetimini cahil şerefsiz pislik düşman or..ospu çocuklarına verip her günümü ve her kuruşumu yok edemezler. ÖNEMLİ UYARI 13 : Sansayoncu deyip susturmaya çalışıyorlar. Sesim çıkmasın diye toplumu kışkırtıyorlar. Bir gece gelip kahpece vuramadılar, gizli kalmayacaktı. Kusura bakmayın ama çıkar amaçlı sansayon tatlı olmalıdır, öyle milyonlarca düşman kazandıracak bir sansasyon olmamalıdır, topçu popçu olup parayı götürecek bir sansasyon olmalıdır. Kah..pe Ah Kah Pe.. nin döll..eri saldırınca canımı kurtarmak için olayı duyurdum. Bu bir sansasyon değil, şerefsizliklerini yüzlerine vurmaktır. Mahkeme kurduk, suçlu bulduk ve ceza verdik diyorlar. İftirayı topluca atıp saldırıp eşkıya gibi vurdular, bu ceza değil eşkıyalık. Buna mahkeme demeleri kendi zararlarına olan bir şey, adaletlerinin poktan ve iftiracı, katil ve hırsız bir adalet olduğunu belgelemiş oldular. Bizim böyle mahkememiz var deyince mahekemeleri o..oro...spu çocuğu oldu, p..iç oldu. ÖNEMLİ UYARI 14 : Böyle mahkeme kurduk, ceza verdik, kabul etti.... gibi deli saçması lâflar ile beni sürekli taciz ediyorlar. Arkadaşım sen şerefs..iz bir it olarak benim hakkımda ileri geri konuşma hakkına sahip değilsin, beni karalayamazsın.. bu bir.... Ayrıca sen fikir sahibisin diye kendi sapık fikrine bağlı olarak benim canıma ve malıma saldıramazsın....bu iki... Beraber karar verdik, on tane veya on bin tane or.ospu çocuğu bir araya geldik ve mahkeme kurduk, şunun arabasını ceza olarak alıyoruz, yok bunun karısına kızına saldırıyoruz, karar verdik ve bunun evini elinden aldık... yok Sabancı'ya ceza vermeye ve tüm malını mülkünü almaya karar verdik... Böyle kolay ve izinli olsa tüm p..içler bir araya gelip elâlemin canına malına saldırır. ÖNEMLİ UYARI 15 : Maltepede polis gücünün tamamı p..iç gibi dalga geçip tam gaz vurdu, beni oraya kasıtlı olarak götürdü, İl Emniyet Terör Şube'de amaca yönelik götürülmüş diye konuşmam için önce kendilerini sevdirdiler ve aralarında öyle konuşmaya başladılar, istediklerini alamayınca kaba davranışlar sergilediler. Polis gücünün+özel güvenlik şirketlerinin+profesyonel dolandırıcıların uzmanlığı ile komplo kurdular, BİMER yoluyla açılmış içişleri+adalet bakanlıkları soruşturmalarından kurtulmak isteyen Rönesans, Bilkent gibi holdingler, İl Emniyet ve İl Jandarmanın satılıkları tam gaz vurdu beni tuzakta. Önce TED Rönesans Koleji Şantiyesi'nde , yani adil düzenci Ilıcakların şantiyesinde sağcı ve solcu bölücülük beni birbirine haksızlık etmeden kendilerine göre adil olan bir şekilde beni düzmeye kalkıştılar. Sizi senelerce düzmüş olan din tüccarlarının beni düzmesine izin vermedim. Önce bir bölücü gösteri ve eylemle ve bir ton iftira ile işten çıkardılar. Beraber çalışmak istemiyoruz deseydiler razı olurdum, ama iftira ile çıkarmaya kalktıkları için davacı olacağımı söyledim, siyasi saldırı ile kovunca korkacağımı sandılar. Şantiyenin yanındaki sitede daha önce iki kadının işini bitirdikleri bir bahçe katı daireye yerleştirdiler. SAYFA : 9/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Sitenin esnafı, bakkalı çakkalı, bahçıvanı, bekçisi .... çoğu memur yakını olan sakinleri topluca vurdu. Kavga memurların arpa, malı götürme ve rüşvet sendikası hakkı idi. D..v S...., DH...C, pekakaka.... gibi örgütlerin sloganları ve tehtidleri ile sol olarak başlayan saldırıda Tepe özel güvenlikten elemanlar gel Tepe İnşaat'a başvur diye konuştu, gençliğimi elimden alan şerefsi..z şirkete sığınıp kurtulacağıma ölmeyi tercih ettim. Sonra sitenin bakkalı ile ve bekçi ile ters yönde, MHP adına vuruyoruz deyip sol ve bölücü örgütlere maske ayarladılar, orada birkaç kiralık hayva..n "Türkiye istiyor" şeklinde lâflar edip ben sustuğum için (bu kancı.klar defalar birçok laf edip inkâr ediyordu, yani bir şey söyleyip söylememiş gibi davranıyordu) aramızdaki düşmanlık kesin olmasına rağmen soru sorup cevap vermeye gerek duymuyordum. Sebebi de belli, bölücü saldırıya maske ayarlayıp sağcı solcu etnik çetelerin saldırması için zemin hazırladılar. Hepsi lâflar edip inkâr edip, bir şey yok diyerek, susarak ve değişik şekillerde ettikleri lâfları cevaplamamı engellediler, kabul etti ve sustu şeklinde konuştular. Topluca bir araya gelip, düşmanlık kesin iken baş örtülü diye tanıttıkları bakkalın (bekâret, oral seks teklifleri, beden dili baştan çıkarma teşebbüsleri,...v.b.) ile kendisini gözden düşürmüş ve çok aşağılık hareketler ile sinirimi bozmuş, hakaretler etmiş kızını sözcü olarak 18 aydır devam eden saldırının bir sözcüsü olarak kullanıp "savcı sana inanmaz" gibi, her şey yanımıza kalacak ve kurtulamayacaksın, mahkemeden bir sonuç çıkmayacak, hiç birimiz ceza almayacağız anlamına gelen bir lâf etti. Böyle ortada, yuvarlak lâflar edip kendilerine göre anlam yüklüyorlar sonradan, yani yalan haber yayıyorlar. Ona pe..ze..venkleri önünde, yani bekçinin, memurun, kardeşinin önünde kafasını kıracağımı söyledim, çünkü şiddet tehtidi savuruyordu. Aynen beni gece gündüz işkence dozunda yıpratmaya ve eziyet etmeye devam edeceklerini, rahat bırakmayacaklarını söylüyordu ve pe.ze.venkleri yanındaydı. Kışkırtma malzemesi arayan şer..efsizler bu lâfla bir şey elde ettiklerini düşündüler, aylarca sonra dediler ki baş örtülü tehtid ettiği için yaptık. Din tüccarı holding kendi sapık ordusunu harekete geçirmek için öyle bir iftira attı. Sapık varoş dinci karılar binlercesi bir arada vurdu, siyasi terörist propaganda yaptılar. Bu olay bir linç idi ama haklı bir linç değil, namuslu insanlar tarafından yapılmış bir linç değildi. İtlerin saldırısı, arap döllerinin kahpeliği idi. Yani öyle dolandırıcı zihniyet için linç denmesi için oturdular düşündüler ve iftira attılar. Tam kendi sapık zihniyetlerine uygun iftira attılar ve ömürleri alın teri dökmeden, karın tokluğuna yar..rak yiyerek beslenen karların saldırısına uğradım. Olay iki sene boyunca farklı yerlerde farklı şekillerde provakasyon yaparak bana vurmaları ile sürdü, nedeni Sultangazi belediyesindeki şerefsiz malı götürme, vatandaşı dosyalarda haraca kesme olaylarını teşhir etmem, rüşvet çetelerinin pe..zevenkli..ğini teşhir etmiş olmamdır. CHP ve AKP malı beraber götürüyordu. Onlar adil düzen oluyorsa, ben de ana yasal düzen oluyorum. PARA HARCATMA TEKNİKLERİ FARKLI ŞİDDETTE ve TARZDA: SAYFA : 10/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Evde kesinlikle rahat yok ama Maltepe'de farklı bir durum var, Sultangazi'de değişken şiddette bir durum var. Çok büyük şerefsizlikler yapıp oro..spu çocuğu gibi , hayvan gibi vuruyorlar ve sonra kıvırtıp saçma benzer ama daha insana benzeyen, insan müsveddesi durumlar yaratıyorlar. Böyleydi, öyle değildi diye bir saçma dolandırıcılık yapıyorlar. Sultangazi'de, girdiği işyeri siyasete sırtını dayayıp suç işleyen, milyonları götüren birkaç uyanığı ortak ofisi idi. Hiç korkmadan işledikleri suçlara beni bulaştırmak istediler. Kaçtım, benim her gittiğim iş yerindeki işimi batırdılar, siyasi oldukları için yaptıkları kahpeliği şova dönüştürüp kendilerini asil göstermek için asaletsiz iftiralar attılar. Tüm paramı batırıp sapık komşularla anlaşım beni öldüresiye yıprattılar, beden dokunulmazlığıma ve sağlığım saldırdılar. Ailem de bu şerefsizliğe büyük para vaatleri ve kendisi de sanık listesinde olduğu için izin verdi, aslında tam gaz vurdu. Ailem de suç ortağı idi. Bana saldıran siyasi itler güç gösterisi yapmak için bir sağcı bir solcu kendi çevrelerine işe sokturdular, oralarda eziyet ettirip piyasa böyle diye yalan uydurdular. Ben karşı çıkınca siyasi kışkırtma ve kavgalar ile siyasileri kışkırttılar. Kendi çıkar çevreleri saldırdı, siyasi saldırı maskesi altında çıkar amaçlı eşkıyalık yaptılar. Ah kah pe ve kıro CHP il örgütleri tam gaz vurdu. Birkaç rüşvetçi pok böceği ile ilgili suçlamalarımı kullanıp kışkırtma yaptılar, beni polisi ve devleti suçlayan diye tanıtıp devlet düşmanı ilân ettiler, yani karalama amaçlı iftira attılar. Parasını ödeyerek bu işin içine daha ve daha çok rüşvetçi itt, yani hakarete uğradıklarını iddia eden devlet memurları ayarladılar. Maltepe'de, ilginç olan durum şudur, orası Nurtepe, Şirintepe, ...Gazi, Sarıgazi gibi bir yer idi. Ama adı mal olduğu için Maltepe'nin bir tepe olduğu, terörist bölgesi olduğunu düşünmedim. Orada şahitsiz olduğum için hayvan gibi, adice ve şerefsizce her türlü pisliği korkusuzca yapıyordular, polis göz yumuyor ve destekliyordu o suçu, suç ortağı idi. Orada canıma ve malıma şerefsiz bir terörist saldırı düzenlediler. Sultangazi'de önce, Ah Kah Pe kadın kolları eski başkanının şirketine soktular. Sapık bir asayiş olayı başlattılar, Maltepe'de saldırı terörist idi ve şiddetli bir asayiş olayı yarattılar Sultangazi'deki adresimde. Geceleri uyumak mümkün değildi, yine sabahın üçünde uyandırıyordular, ama yemeğim vardı, besin değeri düşük yemek. Yani açım diye şikâyet ettiğim zaman Maltepe'deki gibi bir ekmek ve musluktan su yerine diyet SAYFA : 11/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 yemek yiyor ve açım diyor diyecektiler. Sabahın üçünde gürültü ve cinsel sarkıntılık, beden dokunulmazlığıma saldırarak vuruyordular. Maltepe'de beynime ve bedenime acı verecek şekilde işkence yapıyordular. Olayı önce şiddetli asayiş olayına dönüştürdüler Sultangazi'de. Günde 30-40TL para haşlık veriyordular, ama lüks yerlerin ucuz yemeklerini alacak şekilde yaşatıp otururken devamlı kavga ve tacizle çalışamayacak halde tutuyordular. Açlık içinde ve işkence içinde para kazanmamı engellerken, lüks yerlerde dandik alışverişler yaparak para kazanmadan yaşamaya razı olacağımı sandı ipne..nin oğulları. Sonra yine Sultangazi'de daha düşük şiddetli bir asayiş durumu yarattılar. İşimi batırıp, beni dolandırıp işten çıkardılar. Bu defa borçlara ek olarak başka dertler de yüklediler üzerime, Jale İyem'in 3-4 yıllık suçlarını üzerime yüklemek için varoş ailenin para kazanamayan çocuğu yapmaya kalktılar. Böylece o gö..tte..n bacaklı çarpık karının, şeyim kadar boyu olan fahi..şenin suçlarını üç kuruşa üstlenmeye razı göstermeye çalıştılar. Birden haşlık 25TL'ye düştü ve o 25TL'yi 7TL gibi bile harcamama müsaade etmeyecek şekilde vurdular. Ayrıca sabahları konuşma ve normal gürültü şeklinde başlattılar uyandırmaya ve oyalamaya. Yani aşamalı olarak sapık terörden, ağır asayiş olayına, oradan sıradan bir gürültü patırtı ama aynı şekilde yıpratan bir gürültü patırtı yarattılar.... VİDEOLARI TAM EKRAN OLARAK İZLERSENİZ PROBLEMSİZ İZLEYEBİLİRSİNİZ FOTOĞRAFLARIN ÜZERİNE TIKLAYARAK BÜYÜTEBİLİRSİNİZ MEMLEKETE HİZMET ETMEYEN ADAM DİYE İLÂN EDİP ZARAR VERENLER ÜÇ KURUŞLUK DOLANDIRICI İT, MEMLEKETE DEĞİL DE ONLARIN SİYASİ PARTİLERİNE VE ÇIKAR ÇETELERİNE HİZMET ETMİYORUM. BENİM DÜNYA GÖRÜŞÜM ATATÜRK'ÜN HAYATTA OLDUĞU YILLARA DAYANIYOR. ÖNEMLİ !!! : Aşağıdaki yazılarda ve tüm sitede yaptığım suçlamalarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çok sayıda dolandırıcılık yaptıklarını ve hepsini kademeli olarak ve ön hazırlıkla, olay içinde olay yaratarak yaptıklarıdır. Yani bir konuda haklı bulduğunuz şahısla var ise ben onların dolandırıcı olduğunu her türlü ispatlarım ancak tüm zamanım ve param onların sınırsız sayıda saçmalıklarını ispatlamakla geçeceği için yok olurum, yani sürümden kazanıyorlar. Bu tesettürlü Ah Kah Peci sürü aynı pirhanalara benziyor. Topluca saldırıp her biri küçük bir ısırık alıp kocaman adamı paramparça edip yıldırım hızıyla yiyip bitiriyorlar. Bunlar kalabalık bir çekirge sürüsü, pirhana sürüsü, ektiğim tarlaları, yani emeklerimi yok eden kalabalık fare sürüleri bunlar. Her bir vakayı ayrı ayrı anlatmaya vaktim yok, imkânlarım yok. Sadece tanımadığım ve kendi kendilerine konuşan, beş para etmeyen, beni batırıp ödül adı altında rüşvet aldıktan sonra değerleri arttığına inanılan şahısları umursamadığım için ve cevap vermediğim için haklı olduklarını kabul ettiğimi iddia etmeyin, kendi kendisine konuşup şerefsiz laflar eden binlerce it var etrafımda her gün. SAYFA : 12/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 ÖNEMLİ !!! : Mesele alınacak tazminatın miktarı, tazminat verilip verilmemesi veya tazminatı benim / benim adıma annemin alması değil. Mesele ceza davası açılması ve önce ceza verilmesi, sonra tazminat talebimin karşılanması. Yani mesele annemin benim adıma tazminatı (miktarı tartışma konusu değil, az veya çok kavgası değil bu) kabul edip hapis cezası davasını ortadan kaldırması, kendisini ve yüzlerce memuru hapisten kurtarması. ÖNEMLİ !!! : ORTALIKTA MAHKEME KARARI VAR DİYE DOLAŞANA ŞEREFSİZ PE..ZE..VENKLER VAR. ORTADA BİR DURUŞMA YOK, BİR MAHKEME GÖRÜLMEDİ, KARAR VERİLMEDİ. ORTALIKTA MAHKEME KARARI VAR DEYİP GİTTİĞİM HER YERDE ŞEREFSİZCE VE ADİCE SORUNLAR YARATAN, ORTAMIN GERİP ANASININ SIFATLARINI SAYDIRAN ŞEREFSİZ AH KAH PECİ VE KIRO CHP'Cİ İTLER VAR. ORTADA BİR MAHKEME YOK DAHA, YANİ DAHA BİR DURUŞMA YAPILMADAN SANKİ KENDİLERİ KAZANMIŞ GİBİ DOLAŞIYORLAR ORTALIKTA, MAHKEMEYE KANIT+BİLGİ SUNUP HEPSİNİ HAPİSE KAPATTIRMAMI ENGELLEMEK İÇİN SÜREKLİ HUZURUMU, SİNİRİMİ VE MADDİ DURUMUMU YIPRATIYOR KAHPENİN DÖLLE..Ri.... Sultangazi , Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ve İl Emniyet Müdürlüğü şubelerinden davacı ve şikâyetçiyim Soruşturma Yıl / No : 2013 /13103 Bugün 3 Şubat 2014 Pazartesi Hiç bir soruşturmanın sonucunu almadan geçen 10 ay, bu 10 ay içinde binbir işkence. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe ilçelerinde açık şekilde terörist saldırılara destek verdi çünkü polisler senelerdir arpayı bedevi çevrelerinden, yani ah kah pe'den yiyiyor. Bu soruşturmaların uzamasının nedeni İstanbul il emniyetinin bu saldırıları değişik kişisel uyuşmazlıklara ve maganda kavgalarına dayalı zaman kaybına ve asayiş olaylarına dönüştürmeye çalışmasıdır. Yani kendi pisliğini kapatmaya çalışıyor il emniyet. Yaptığı soruşturmalarda da ifade alma dolandırıcılığı ve ifadeyi etkileyecek eylemler düzenleyerek suçlayını kendisini savunan kişi diye zıt yönde soruşturma açtırıyor. Onların şahitleri de, kanıtları da önceden hazırdır çünkü önceden bir sürü saçmalık yapıp o saçmalıkların üzerine soruşturmalar inşaa ediyorlar. Yani emniyet üç kuruşluk dolandırıcı. 1 Şubat 2014 Cumartesi SAYFA : 13/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Dün bir kafeye gittim Avcılar'da , ikinci kata çıktım, tüm katı sardı çakallar. Polis aynen devam ediyor bu şerefsizliklere destek vermeye. Bütün katta lâflar edip gerginlik yaratmaya çalıştılar. Son başvurduğum ve 2000--->2500---> 3000TL maaş için anlaştığım iş yerinin sahibinin adı Saim idi. Değişik şekillerde huzurumu bozan şerefsizlerden önümde oturan masadaki çift, karnı doymuş olan Topsakal çiftindeki dişi kıro Saim Bey diye birine telefon açtı ve sağlık durumu ile ilgili konuştu, geçmiş olsunlar diledi. Bu durumda bunlar çok yönlü çıkarlar sağlıyor: 1. Saim diye birini hiç tanımıyor olabilirler, benim huzurumu bozmak için yapıyorlar bunu. 2. Saim Bey'in sağlığını bozdular ve benim bunu yazmamı, yayınlamamı, diğer iş verenlerin korkmasını istiyorlar. 3. Öyle bir olay yok ancak beni iki saat taciz edip ve sinir edip kıllandırmak, var olmayan bir olay yayınlamamı sağlamak ve beni yalan, asparagas haber yazan biri olarak tanıtıp karalamak istiyorlar. Yani her yönden saldırıp ne tutarsa mantığı ile her gün çamurun izi kalır mantığı ile kesintisiz vuruyorlar. Bu tür iş yerlerine çok müşteri sözü veriyorlar. Müşteri sayısı normalin onlarca katı olunca onlar para kazanıyor. Müşterilerin orayı seçmesi ve çok para kazandırması yasal, ancak iş yerinin suç işlemesi maddi tazminat değil, maddi+manevi tazminat+hapis cezasına tabi. Ah Kah Pe ve kıro CHP bunları zengin ederken cezasız kalıyor, suç işleyen iş yerleri hırsız ve dolandırıcı gibi çıkar elde etmiş oluyor. Yani bu olay sırasında beni orada taciz etmeleri, karalamaları, sarkıntılık yapmaları, tehtid etmeleri çıkar için yöntem olduğu için ve polisin taraflı tutuklama ve özgürlüğümü gasp olayına güvenerek yaptıkları için dolandırıcılık değil, gasp suçu işlemiş oluyorlar. SAYFA : 14/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 İETT de tam gaz vuruyor, etnik çeteler metro, metrobüs, tramvay ... v.b. yerlerde kesintisiz vuruyor. Dün otobüsle anlaşmalı olarak otobüsün önüne durmuş minibüs vardı, onun şoförü telefonla konuşarak becerdi kafamı. Sağcı solcu etnik çetelerin belediyeleri, ulaşım yollarını ve kamu binalarını elinde tutuyor, kesintisiz vurup kalabalık olmalarına güveniyorlar. SAYFA : 15/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 26 Ocak 2014 Pazar Aynen devam ediyor her şey, aynasızlar üç kuruş rüşvet için dötünü sattı ve ömrümü kısalttı. Sonradan hapis cezası ile bir iki rüşvetçi itin hapis yemesi olayını tüm polislerin namusu diye ortaya attılar. Aslında tüm polislerin namusu ile ilgili bir durum yoktu ama tüm memur dünyası değişik şekillerde saldırdı çünkü belki inanmayacaksınız ama malı götürmeyen memur yok. Beni değişik şekillerde kışkırtıp, adliyelere ve devlet dairelerine varoş itleri ile kışkırtıp+doldurup+kızdırıp kendilerine küfür ettirmenin yolunu aradılar. Orada beni terbiyesiz ilân edip ceza veriyoruz olayına girdiler. Yani rüşvet meselesi ve rüşvet vermeye itiraz yüzünden kendileri saldırıp kışkırtıp sıftalarını saydırdılar. Böylece terbiyesize ceza veriyoruz olayın girdi varoş or..ospuların çocukları. Aslında hepsinin derdi beni yıpratıp herkesin önünde harcayıp vatandaşı korkutmak, korku salıp herkesten rahatça rüşvet almak. Benim halimi hatırlatmaları yeterli olacak vatandaşı korkutmak için rüşvet istediklerinde. Geceleri sabaha kadar küfürler edip, namusuma ve şerefime lâflar edip tehtidler savurduktan sonra, hakaretler ettikten sonra varoş or..ospuların çocukları beni otobüs+metrobüs+metro ... yol boyunca her yerde doldurup kızdırıp kamu kurumlarının binalarında (belediye, adliye, ...) tehtid ve taciz alıyor, şerefsiz özel güvenlikçilerin görev bölgelerinde vukuat çıkarmaya çalışıyordular. Bugün bir siyasetçi ile görüşmek için randevu aldım. 4 saat zamanım var, her zamanki gibi kafamı kesintisiz meşgul edip beyinsel faaliyet sürdürmemi, meselâ şimdi 3ds Max kitabımı okumayı engelleyen zatlar var. Yani kesintisiz olarak önce tramvay, sonra metrobüs, sonra kendimi hatırlatmak için gittiğim Avcılar Şükrübey'deki börekçide kafamı becerdiler. Tek kelime söylemedim, çorba içtim, orada çalışan sıkmabaşlı teyzler "hiç bir yeri unutmuyormuş, geri döneceğim diyormuş,..." gibi lâflar ile panik yaptı. "Telefon ettik ve seni deli diye şikâyet ettik, baş örtülüleri sevmiyormuş...." gibi lâflar ettiler. Geçmişte bir erkek ve müşterileri olan birçok tesettürlü huzurumu bozacak şekilde taciz etmişti. SAYFA : 16/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 23 Ocak 2014 Perşembe Altunizade'de Eureko Sigorta'ya uğradım, şerefsiz sürüleri her yerde vurdu durdu, metrobüste bir tane varoş kiralık kaltak ve bir tane de genç olanından kafamı becerdi yol boyunca. Beşiktaş'a geçtim, oradan Üsküdar ve Altunizade'ye. Bankacılık denetleme kurumuna gidecektim, zaman kaybettirmek için cafe'de kafamı beceren iki it geldi. Sonra Hacı Sayid'te iki çay içtim ama oranın çalışanı bir iri yarı güvenlik şirketi iti ile anlaşmalı kavga çıkarmaya çalıştı. Dün gece tüm belediyelere onları rezil ettiğimi belirten ve kanıtlar içeren mesaj gönderdim resmi internet sitelerinin bilgilendirme, iletişim formlarından. Beylikdüzü, Gaziosmanpaşa , Sultangazi belediyeleri benden mesaj aldı dün gece.. Hemen otobüste kavga çıkarmaya teşebbüs ettiler. Yol boyunca bir varoş çift laflar ede ede yanımda yürüdü, saçma sapan laflarla dikkatimi çekmeye çalıştı. Bekleyen tek özel halk otobüsüne bindim. O çift de arkamdan bindi, şoförle paslaşa paslaşa namusuma şerefime laflar ettiler. Arkaya geçip şerefim hakkında sinkaflı laflar etmeye başladılar, küfürlü tepki aldılar. Belediyenin iti şoför arayıp ilâç istiyorum diye bir laflar etti, merkeze şikâyet etti, iftira attı belediyeci it. Bugün de bütün köpek gibi gezdi peşimde itler, bütün gün yordular. Hacı Sayid'ten aşırı bir açlıkla çıktım, iki yarım ekmek döner yedim. Taksim meydanına gitseydim yemek yemeden belediyenin it şerefsiz zabıtları arabayla yanıma gelip almaya çalıştı, götürecekti kahpenin itleri. Belediyecilerin en adi şerefsiz pi.çleri zabıtalar adamı işsiz ve parasız bırakıp sonra aç adamı kurtarıyoruz diye alıp akıl hastanesine kapatıyorlar. Henüz param var, bir kafede çay içiyorum ve durumum iyi. Ancak beni bu günlere kadar getirip süründüren varoş p..iç özel güvenlik şirketleri, belediyeciler, zabıtalar beni yok etmek için saldırdı. Anaların am..ı ve çocuklarının kanı hakkımdır. Bu Türk düşmanı şerefsizler siyasi saldırı düzenlediler ve Sultangazi , Maltepe gibi azınlıkçı , milliyetçi düşmanı semtlerde vurdular. Pekaka... saldırıları düzenlediler. Türkiye'nin Türk olan yerlerinde analarını belleyecekler. Gazi Mahallesi ve benzeri terörist bölgelere yakın yerlerde, kıro Parisi olan Beylikdüzü gibi yerlerde vurdular ve burada yaptıkları propagandayı umursamayın çünkü Türkiye'nin her tarafı böyle değil. Türk Yurdunda olaylar farklı. Televizyonda onların tekme tokat dövüldükleri illeri hatırlayın. Ayrıca kahpenin döl..leri şerefsizler , 1. Bana hırsız diye iftira attılar , tüm malvarlığımı çaldılar..... SAYFA : 17/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 2. Sapık diye iftira attılar, günün 24 saati ırzıma geçtirler, değişik şekillerde mastürbasyona zorladılar.... 3. Terörist diye iftira atıp terörist saldırı düzenlediler.... 4. Siyasi uzman ilân edip CHP ve AKP'nin uzman saldırgan kadroları ile saldırdılar.... 5. Jigolo diye iftira atıp benim adım üzerimden namusuma laf ederek çıkar sağlayan pazarlama motorlarını zengin ettiler..... 6. Adliyelerdeki itlerine tehtid ettirip ve iftira attırıp, dolandırdıktan sonra bana dolandırıcı diye iftira atmak için bin tane ekonomik sorun ve bu ekonomik sorunlara yasadışı çıkışlar gösterdiler....Şehirdeki tüm polisler beni tanıyor, aylardır diş biliyorlar, yok edemediler. 7. Emniyeti ne zaman arasam beni tanımıyor gibi davranıyorlar. Sürekli inkâr ediyorlar, kanıt kendi girişlerindeki ziyaretçi kayıtları ve benim savcılığa verdiğim günlükler... 8. Kendisine ceza verdim, ömrünü kısalttım ve o bu cezayı kabul etti diye konuşan pezzzevenge de söyleyin, onun rüşvetçi it aynasızları işlem yapmıyorum, görevlerini kasıtlı ihmalle göttlerini satıyor onun cemaatine, ben halâ vazgeçmedim, anasını belleyeceğim günü bekliyorum.... 9. Şöyle laf etti de ceza verdim, ettiği laf hayatını bitirdi falan diye konuşan itlerin yüzüne her gün oorrrospu çocuğu olduklarını ve yaptıkları puştlukları vuruyordum, her türlü lafı yediler benden onlara çalıştığım sürece, sonradan hapis korkusundan şu lafın cezasını verdim, bu lâfın cezasını verdim diye konuşmaya başladılar. Ceza falan vermediler, uzun yıllar sürecek bir kavgayı başlattılar, çocuklarının damarlarındaki kana da düşmanım, karılarının giydiği iç çamaşırlara da.. 20 Ocak 2014 Pazartesi İş başvurularına devam edeceğim ancak dinci sermaye ve kılıçdaroğlu kck'sı ile anlaşmalı İstanbul polisi pi..ç gibi eğlene eğlene suç işliyor. İş bulmam için şartları hapis cezası istediğim polislerle ilgili şikâyetimden vazgeçmemi, bana yaptıkları yalan ve sahte soruşturmaların tebligatını imzalayıp kabul etmemi ve ben deliyim deyip ilâç kullanmama, yani akıllı olma durumumu ilâca bağlayıp kendilerini SAYFA : 18/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 kurtarmamı istiyorlar. Benim bedenime türlü türlü müdahalelerde bulundurlar. 15 sene boyunca benim özel hayatımı ve profesyonel hayatımı zehir ettiler. Tek kuruş para kazanamadım, kız arkadaşım olmadı. Yani pahalı hayat kadınlarına gitmeseydim hayatımda hiç cinsel ilişkiye girmemiş olacaktım, peze..venk emniyet müdürlüğü etrafımda duygularımla oynayan fahişeler kiralıyor ve bu fahişelerin benimle oynamasını sağlıyordu. Daha sonra hiç bir sorun olması bile bunalıma girdi, kara sevda acısı yaşıyor deyip tımarhaneye kapatıyor, kendileri hakkında vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini çalıyordu. Yani karı kıza dayalı bir sürü dolandırıcılık yapan bir pezeettta İstanbul polisi var ortada. Benim özel hayatımı elimden senelerce mahvettikleri için poku sid..ikle yıkadılar. Beni kadınlarla birlikte olmayan masturbasyoncu diye karalayıp etrafımda sorun çıkaran kendi motorlarını gezdirdiler, dış görünüşümü ve gençliğimi yok etmeden önce kendi şerefsiz motorlarına kavga etme emri verdiler. Benimle oynayıp bunalıma girdi, aşk acısı çekti dedikleri fahişeleri teker teker yatağa atacağıma söz veriyorum, ki arkalarında siyasi parti / terör örgütü / aşiret / cemaat ..ne olursa olsun beni durduramayacak. İstanbul Polisi dinci sermayenin pisliklerini üzerime yıkmak için beni çalışamayan, her türlü pis işe razı ve imzasını satan şerefsiz olarak göstermeye çalışıyor. Bunun kanıtı Jale İyem'in pis işlerini gösteren şu dosyadaki bilgiler , yazının üzerine tıklayınız : TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD . Kendisini suçlamış olduğum Jale İyem adına beni tehtid eden Gayrettepe Asayiş Büro Amirliği - Ahlâk ve Kumar (orada terör şubeyle ilgili soruşturmanın ifadesini aldırlar benden) ve Gasp Büro Amirliği , Kaçakçılık Büro Amirliği açık şekilde Ah Kah Penin kıçını, gö...tünü yalayıp ben suçlarken beni sanık olarak göstermeye çalışıyor. Herkesin gözü önünde suç işleyen ve yıllardır yasadışı çalışan Jale İyem'in suçları herkesin gözü önündeyken, kahpece g..öt satıyor İstanbul Polisi Ah Kah Pe'ye. Saat 19:30 ve yarım saat önce yarım ekmek bir şey aldım, tek ısırıkta dişim kırıldı, paramparça oldu. Aldım çıkardım kırık parçayı ama sapıklar, saldırıları sapık şeriatçılara yaptırıp eğitimli ve bilgili, diploma sahibi suçlular bu sapık, cahil saldırıların maskesi altına akıl almaz zararlar veriyorlar. Hep sapıklar saldırıyor ama baktığımız zaman tamamen bilimsel sonuçlar elde ediyorlar. Saçma sapık iftiralara bağlı olarak doğru dürüst beslenip zinde kalmamı engelliyorlar, uyumamı ve iyi beslenmemi engelleyerek bedenimi ihtiyarlatıyorlar, bağışıklık sistemimi yok edip yıpranmamı, hastalıklara yakalanmamı sağlıyorlar. Dış görünüşüm, saçlarım, cildim, kemiklerim korkunç zararlara uğruyor. Bütün bu sapık saldırılar nedeniyle para kazanamıyorum, beni ufak bir tazminata razı edip o tazminatı çok acil istememi sağlamaya çalışıyorlar. Yani hapis cezası istememi engellemek için tazminatı ben mi alacağım benim yerime annem mi alacak, tazminatın miktarı ne olacak, çok borca batmış adama çok tazminat verdik, varoşların gözünü doyuracak bir rakam verip hakkını verdik, biz namuslu memurlarız ayakları var. Yani özet olarak asıl meseleden uzaklaşıyorlar, mesele hapis istemiyle ceza davası açılması olayıdır. Başka bir kavga yok. Daha önce bana 4 ay acayip işkence yapıp inanılmaz derecede borca batırıp, açlık tehtidleri savurup sonra karşıma çıkıp 3 bin TL + 5 bin TL de benden diyen bir polis çıkardılar, 8 bin TL ile bitirelim dediler. Benim amacım onlar için hapis almak idi, SAYFA : 19/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 o 5 bin TL ile anana jigolo tut demiştim o aynasıza. 8 bin değil, 8 milyonla çıksa karşıma yine hapis cezası istiyorum aymaz aynasızlara. [youtube=http://www.youtube.com/watch?v=0dWmNql6ajA&w=840&h=630] 19 Ocak 2014 Pazar Sultangazi İlçe Emniyet asılsız ihbar ayarlamış, anamı eve erkek alıp seks yapmakla suçlayan ihbar gönderdiğimi iddia ederek kapıma gelmişler. O asılsız ihbarı kendileri ayarlamışlar, otellerde ve lokantalarda bilgisayarım savunmasız, şifreleri defalarca çaldılar. Polis çok sayıda açık ve net, kanıtlara dayalı şikâyetler aldı ancak işlerine gelmediği için ele almadılar. 65 yaşındaki annemi erkekleri eve alıp aşk yaşıyor diye ihbar ettiğimi iddia ederek 5 vakit namaz kılan münafık ihtiyar kadının cinsel namusunu araştırıp tüm dolandırıcıları namuslu ilân etmişler. Evet annem erkeklerle yatmıyor ama bu onun dolandırıcı olmadığı anlamına gelmiyor. Uyduruk soruşturma soncunda annem 5 vakit namaz kılan cinsel yönden namuslu, ihtiyar ve iftiraya uğramış kadın çıkacak. Böylece ortak saldırı ve işkenceleri ortaya çıkmayacak, ben yalancı damgası yiyeceğim. Annem geçmişte kasıtlı olarak beni sinirlendirmek için beni kışkırtan davranışlar sergilemişti, küfürlü tepki almıştı. Annem olduğunu kabul etmiyordum, tüm gelirimi ve sağlığımı yok ederek sokaktan toplamasınlar diye onun evinde yaşamak zorunda kalıyordum. Aynı zamanda Sultangazi İlçe Emniyet uzun zamandır kasıtlı görev ihmali vasıtasıyla organize suçlara destek veriyor. Yani kendisini kasıtlı görev ihmalinden kurtarmak için böyle bir saçmalık uydurdu, saçma sapan ihbar deyip dikkate almadık iddiasıyla hareket edecekler. Bu bir dolandırıcılık. Kendimi ihbar ediyorum , bu iftira ihbarı, yani ihbar dolandırıcılığı yapan polis memurlarının eşlerine seks teklif edeceğim, eğer kendileri kabul ederse onlarla yatacağım. Benim hayatımı kaydıran dolandırıcı iktidar zinayı serbest bıraktı, yani tamamen yasal ve bu hakkımı onların eşleri ile birlikte olmak için kullanacağım. İstanbul polisi genellikle tüm saldırılarını siyasi kavga, şahsi tartışma ve uyuşmazlık maskesi altında saklayarak vuruyor. Değişik bahaneler kullanıyorlar. Bunlardan birkaç tanesi : Özel güvenlik şirketlerinin saldırıya sokmak için Maltepe'de bir kürt özel güvenlikçinin anasına küfür etmem için sabaha kadar işkence dozunda sözlü sarkıntılık ve uykusuzluğun verdiği yorgunlukla acı çektirdiler, sabah karşıma çıkarıp anasına küfür ettirmeye çalıştılar. Özel güvenlik elemanlarının analarını merak etmiyordum, saldırıp gürültü+patırtı+kendilerine reklâm için bu olayın sermayesi olarak analarını ortaya koydular. SAYFA : 20/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Dinci saldırı maskesi altında vurmak için birkaç dolandırıcı-münafık itle sürtüşme ayarladılar. Onları kendi inançlarına uygun hareket etmemekle suçladım. Dedim ki şeriatta iki taraf da ayrı ayrı dinlenir, onlar Müslüman olsaydı öyle tek kişinin sözüyle adaletsiz adam öldürmezler, harcamazlar. İtler zaten münafıktı, şeriatın cezasını kabul etti deyip kendileri yargılayıp beni suçlu bulduklarını söyleyip saldırmışlar. İtin köpeğin birini dini ve duygularımı istismar etmek üzere kullanmışladır. Ben şeriat ülkesinde şeriatın yargılamasını bile kabul ederim şeriatçı olmama rağmen. Ama birkaç it seni yargıladık, zikimize göre suçlu bulduk ve saldırdık deyince bu şeriat cezası değil, oros..pu çocuğu saldırısı oluyor. İstanbul Polisi dinci sermayenin pisliklerini üzerime yıkmak için beni çalışamayan, her türlü pis işe razı ve imzasını satan şerefsiz olarak göstermeye çalışıyor. Bunun kanıtı Jale İyem'in pis işlerini gösteren şu dosyadaki bilgiler , yazının üzerine tıklayınız : TOPRAK YAPI DENETİMİ LTD . Kendisini suçlamış olduğum Jale İyem adına beni tehtid eden Gayrettepe Asayiş Büro Amirliği - Ahlâk ve Kumar (orada terör şubeyle ilgili soruşturmanın ifadesini aldırlar benden) ve Gasp Büro Amirliği , Kaçakçılık Büro Amirliği açık şekilde Ah Kah Penin kıçını, gö...tünü yalayıp ben suçlarken beni sanık olarak göstermeye çalışıyor. Herkesin gözü önünde suç işleyen ve yıllardır yasadışı çalışan Jale İyem'in suçları herkesin gözü önündeyken, kahpece g..öt satıyor İstanbul Polisi Ah Kah Pe'ye. Lagalugalardan biri de benim özel kayıtlarımı inceleyen, sapık işverenim ve motor olarak kullandığı (tüm mühendislerin imzasını satın alıp yasadışı şekilde kullanmak için, belediyede pis işler için memurlara rüşvet olarak, şirket yöneticilerinin karılarına boynuz takmak için ve iş çevrelerinde herkese pazarladıkları fahişeler) çalışanları şahsi özel dosyalarımı incelemiş, bana vurmak için ellerinde bahane yoktu, kendilerine uygun iftiralar atmışlar. Türk SAYFA : 21/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 kadını fahişe diye bir hakaret ettiğimi söylemişler, öyle bir şeyi kelime oyunları ve dolandırıcılıkla söyletmiş olma ihtimalleri var ama benim gerçekte Türk kadınından değil, fiilen fahişelik yapan kürt alevisi motorları ve onlara çalışan konsumtrist bir başka firma çalışanından söz ettiğimi ve ikisinin de fahişelik / kürtlük özellikleri sabit. Yani herkese boğaz köprüsünü sattı bu dolandırıcılar ve başkasının malına, canına saldırıp rahatlamak isteyen sapık varoşlar "ceza veriyoruz" deyip saldırdı. O cezayı onlarına analarının müsait bir yerine sokacağım. Onlardan sadece bir tanesinin annesini sinkaf edeceğim ama sembol olarak onu videoya alıp internette yayın yapacağım analarıyla. Ve ne kadar ilginçtir ki "Türkiye, Türkiye için .." diye slogan atarak bana vuranlar pekakacı.. veya pekaka yalakası lez oğlu lazlar...yani Türkçü düşmanları vuruyor, ayrıca Türk kadının namusu için ceza veriyoruz diye saldıranlar Türk değil, aynı zamanda şu ya da bu şekilde cinsel ilişkiyi çıkar karşılığında kabul etmiş, çok sayıda erkekle bir çıkar karşılığında yatmış (bir şey pazarlayan konsumatrist pazarlamacılar, şirket motorları, rüşvet olarak verilen şriket çalışanları, imzasını satanlara ödül adı altında evli cemaatçi erkeklere verilen motorlar...v.b.) kadınlardır. Yani fahişenin delikanlısı parasını alır hizmetini sunar, bunlar ise Ayşe, Fatma, Hatice çakma kadın evliyalar ve Hale, Lâle, Jale modern sosyal demokrat (aslında Türk düşmanı kürt solu) çakma solcular, lümpenler. İSTANBUL'DA TEHLİKELİ GRUPLAR VAR VE BUNLAR DEĞİŞİK GELİR SEVİYELERİNDEN, DEĞİŞİK EĞİTİM SEVİYELERİNDEN. İSTANBUL'UN TURALARINDAN KENDİNİZİ KORUMANIZ İÇİN BİRKAÇ YARARLI BİLGİ VERECEĞİM. ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİ ADLİYELER SAYFA : 22/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 HASTANELER KARAKOLLAR EMNİYET MÜDÜRLÜKLERİ KAYMAKAMLIKLAR CEMAATLER SİYASİ PARTİ İL ÖRGÜTLERİ ETNİK ÇETELER BELEDİYELER ....ve daha birçok kurum, meslek grubu ve toplulukta yer alan saldırgan, sapık suça eğilimli kişiler hakkında bilgiler vereceğim... Saldırıların mekanizması şöyle: Plânlı şekilde iftira atıyolar Ya daha önce söylemiş olduğum bir şeyi eksik şekilde söyletip kendi şerefsiz yalan yorumlarını yayıp toplumu bana düşman ediyorlar Ya kendilerinde yana taraf olan şerefsizlerin eline bırakıp bu şerefsizler onlar adına beni içinden çıkamayacağım işlerin içine dolandırarak sokuyorlar Ya da işkence ve eziyetle bütün vücudumu yorgunluktan öldürüp, sapık sadist taciz ve ithamlarla, şerefsiz sapık sarkıntılıkla bütün vücudumu uyuşturup beynimi etkisiz hale getirip saatlerce kafamı uyuşturduktan sonra ne dediklerini anlamayacağım hale geldiğim zaman bir lâf ediyorlar ( şunun cezasını veriyoruz, bunun cezasını veriyoruz, sen şusun busun... şeklinde hakaret ve ithamlar) ve benim kafam durmuş olduğu için, şişmiş kafamı SAYFA : 23/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 ellerim içinde tuttuğum için ve ne dediklerini anlamadığım için "kabul etti, razı oldu, doğruladı,.." şeklinde şerefsiz lâflar ediyorlar. Bu iftiraları mesnet alarak ceza veren üstün kişiler gibi davranıp değişik şekillerde ve kesintisiz olarak adamı yok edecek şekilde zararlar veriyorlar Beni yer yüzünden silmek için çok iftira atıyorlar, bu iftiralara bağlı olarak paramı+zamanımı+sağlığımı harcıyorlar....Bu iftiraları atanlar kan düşmanım....Birkaç örnek vereyim... En çok şikâyet ettiğim şey düşmanlarımın çirkin, çarpık ve bu olaylardan önce dış görünüşlerine dikkat etmemiş çarpıklar olmalarıdır. Kendilerini önemli göstermek için sağlığıma zarar veriyorlar, kemiklerimi+dişlerimi+saçlarımı+vücüdumun tazeliğimi mahvettiler. Tüm kıyafetlerimi yok ettiler, çürüttüler, kalan kıyafetler de annemin kontrolünde. Bazen tüm pantalonlarımı saklıyor, solmuş ve kirli görünen çöplük giydiriyor. O çarpık şerefsizleri benim batırmış oldukları dış görünüşümle değil, kendi dış görünüşünülze karşılaştırıp dalga geçin. Hepsinin si.im kadar boyu ve kocaman kafası var. Bir sürü kitap almıştım, bazılarını önemli kitapçılardan ve bazılarını da ucuz diye marketlerden satın almıştım. Şu yazarın bu yazarın taklidi diye konuşuyorlar. O şerefsiz it kimse çıksın karşıma ve konuşsun, öyle ileri geri konuşup atmasın, sürü halinde iftiralar atmasın. Aldığım yüzün üzerinde kitaptan sadece iki üç incecik kitap okudum ve yazarları yabancı idi. Diğerlerinin fotoğraflarını çekip internete koydum, benimle uğraşan eşekler okuyup bir şey bulduklarını sansınlar diye. O eşeklere yüzlerce kitap okuttum ama benim gibi olamadılar. Vatana hizmet etmiyormuşum. Ben siyasi başkan ya da cemaatçi diye geçinip maaş ödemeden adam çalıştıran şerefsiz dolandırıcılara bedava çalışmıyorum. Onlara maaş almadan çalışmak vatana hizmet değildir Bu ülkenin generallerinden tutun başbakanına kadar, bakanlardan tutun profesörlerine kadar...hiç kimse maaş almadan çalışmıyor. O vatana hizmet etmiyor diye ceza veriyoruz itler önce bana ceza verme gibi iddia ile terbiyesizlik yaptıklarını anlasınlar ve kesinlikle uzlaşmayacağımı, analarını belleyeceğimi anlasınlar. Avukat tutacak parayı bulmamdan korktukları için ceza veriyoruz deyip işsiz, parasız bırakıyorlar. Analarını bellemek de hakkım çünkü parasız bıraktıkları için aylardır cinsel ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum, yakınlarını escort niyetini si.eceğim ama çirkin oldukları için escort fiyatının ellide biri kadar para vereceğim. Sansyoncu diyorlar ama ben topçu popçu değilim. Gürültü patırtıyla bir şey kazanmıyorum, sadece hayatta kalmaya, kurtulmaya çalıştım. Yedi dübeli düşman ettiler, tüm partiler ve cemaatlerle, terör örgütlerilye düşman olmak SAYFA : 24/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 bana para ya da şöhret kazandırmaz. Beni bir kaç yerde sıkıştırdılar, rüşvetçi oros.u çocukları beni faili meçhul yapmasın, işkence gördüğüm yerde gizlice öldürmesinler diye, yani hayatımı kurtarmak için olayı duyurdum. Teröristleri, işkencecileri, dolandırıcıları, rüşvetçileri teşhir edip hayatımı kurtardım, bundan toplum da kârlı çıktı. 28 Aralık 2013 Cumartesi Herşeyeden önce şunu söylemek istiyorum, gittiğim her yerde sapıkça saldırıyorlar. Gittiğim semtler ve yemek yediğim, oturduğum yerler belli. Bu yerleri önceden döşüyorlar, sağcı ve solcu fark etmeden sözlü sarkıntılık yapıyorlar. Tüm yerler eksiksiz olarak vuruyorlar. İkamet ettiğim adreslerde namusuma ve şerefime küfür ederek, sözlü şiddet ile işkence yaparak çok kızdırdılar. Tepki olarak kopardıkları lâfları kullanıp "ceza veriyoruz" şeklinde eziyet etti kahpenin dölleri ah kah peliler ve kıro kemalin chp'ciler. Ben istediğim gibi yaşarım, bildiğimi yaparım ama sadece ne kadar saçma bahaneler kullandıklarını göstermek için birkaç örnek vereyim: Hatice yüzünden ceza veriyoruz, haticeyi kabul etmeme cezası veriyoruz. - O dedikleri kadını gördüğümde ilgimi çekmişti ama sonradan kendi özel hayatı olduğunu gördüm ve hayat felsefelerimiz uygun değildi, yani istemedim tanıyınca. Ama ona aşık ve onu verince şunu kabul edecek bunu kabul edecek şeklinde lâflar ile benim adıma, soyadıma aileme laflar etmeye başladılar. Düşmanlarım bir iki defa karşıma çıkardı onu ama önceden çok dolduruşa getirdiler, o da onların işine gelecek davranışlar içindeydi. Çok kötü kızdırıp sert tepki aldılar, benimle hiç alâkası olmayan birini madur falan diye göstermeye çalıştılar. O hayatını yaşarken ve ben işkence çekerken laylaylom hayatını yaşıyordu. Sonradan gürültü patırtı koptu, bu gürültüyü kullandılar. Yani ortada bir Hatice durumu yok, benim için Hatice'nin netice olması imkânsız, istemiyorum. Yabancı ülkeye gideceğin için seni mahvettik dedi kahpenin dölü on dakika önce, bir kafedeyim. - İpnenin çocukları ben istediğim yere tatile giderim. Siz herkesin tatiline karışıyor musunuz. Masturbasyoncu diye uyarıda bulunuyoruz. - Ulan her gittiğim hamburgercide kafede mastürbasyon mu yapıyorum yoksa oranın müşterilerine ya da çalışanlarına girip çıkan bir şey var mı. Benim s.kim üzerinden propaganda yapıyorlar. Ben o iftira atan sarkıntıcı komşuların o gece "karsına böyle soktu, şu pozisyonda geçirdi, ağızına verdi, g.tüne soktu .... " diye anlatıyor muyum internette ya da bir yerde. Adamların cinsel hayatını anlatıyor muyum. SAYFA : 25/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 En sevdiğim de şu : Memlekete hizmet etmediği için ceza verdik, vatana borcunu ödettik. - Lan ipnenin oğlu g.tverenler. Beni önce fakir deyip açlıktan ölen köpek muamelesi yaptınız, 500TL maaşla ayda 40 bin TL değerinde proje çizdiririz ayakları yaptınız. Ulan şeyimin ağları, ben Türküm, maraba değilim. İtiraz edince 800TL dediniz bir de üstüne mafya tehtidi savurdunuz ama başıma patron diye diktiğiniz Halûk Bozkurt'un o dönemde poposuna don alması benim çizdiğim projelere bağlıydı. Çünkü ömür boyu imzasını satmış bir şerefsiz idi, cezalar almıştı. Ödediği cezalar yüzünden aç geziyordu. Yani ben ondan zengindim. Benim imzama saldırmak için iki yıl boyunca eziyet ettiniz, beni dolandırıp dolandırıcı yapmaya çalıştığınız. G.tten bacaklı top sakallı kıro kemalci chp'ciler her yerde beni aç bırakma tehtidleri savurdu. Topluca paramı ve işimi batırdılar. Lan ipnenin çocukları, sizin başkanınız bir defa satılık, kız çocuğu gibi ağlayarak, göz yaşı dökerek Süleymancı işadamının emirlerini yerine getiriyor. G.tündeki donu bile onunla yaptığı işten kazandığı parayla aldı. Böyle şerefsizlere bedava çalışmak istemedim, onlara beleş çalışmayınca memlekete hizmet etmeyen adam cezası veriyoruz diye bir şey uydurdular. Propaganda malzemesi arayıp iftira attılar. Ben onların yüzüne söyleyip dalga geçiyordum öyle hizmet falan etmeyeceğimi. Açıkça birbirine düşman siyasi görüşlerdeyiz, onlara hizmet etmeyi memlekete hizmet değil, memlekete ihanet olarak görüyorum. bunlar ve bunlara benzer çok sayıda saçmalıkla tüm günümü ve gecemi, haftalarımı ve aylarımı öldürüp borca batırdılar, iş bulmamı engellediler. Aşağıdaki fotoğraflardaki iş yerlerinde bugün ve/veya önceki günlerde çok büyük sorunlar yaşadım, oranın çalışanları ve müşterileri sapıkça sözlü sarkıntılık ve sapıkça kafa şişirme yaptı. Kasıtlı olarak birine faydalı olan bildiğimiz suyu bile fazla içirseniz, kasıtlı olarak zarar vermek için yaptığınız için bu bir suç sayılıyor. Yani sonuçta zarar veriyorlar, sadece yöntem kafa şişirme ve iftira, sarkıntılık. [youtube=http://www.youtube.com/watch?v=o6pmDTjLYAk&w=420&h=315] DELİNİN KUYUSU "Bir deli bir kuyuya bir taş atmış, kırk tane akıllı o taşı çıkaramamış" sözünü espirili bir şekilde ele alarak dipsiz kuyulara sınırsız sayıda taş atacağız ve göreceğiz ki asıl deli o taşları çıkarmaya çalışan akıllılar. SAYFA : 26/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Ülkemizde büyüklere masallar anlatılıyor, sadece idiotların ve sapıkların beğeneceği sapık masallar. Bir örnekten yola çıkalım. Ben bir şerefsizin çetesinden öldüresiye dayak yiyince dava etmemem için beni tehtid ettiler, tehtide gelmeyince aynı gece evimi kundakladılar. Rüşveti alan ve para karşılığında beni şikâyetimden vazgeçirmeye çalışan polis memuru kapıdan girer girmez (kendisini tanımıyordum) "baklava ye" dedi ve önümdeki baklava kutusunu gösterdi. Mana veremedim ama sert söylediği için tartışmak istemedim, bir parça aldım ve şikâyetimi anlattım. Bana "namaz kılıyor musun" diyerek nitelikli dolandırıcılık öğeleri ile başladı, inançlarımı istismar etmek için namazımı sordu. Rüşvet almış itin derdini anlayınca ters konuştum, namazımı kılarsam onun rüşvet alması için değil, Allah'ın emri olduğu için kılıyordum. Sonra "babana neden bakmıyorsun, neden sahip çıkmıyorsun" diye sapık bir muhabbet ile baskı altına almaya çalıştı beni. Ondan önceki meslektaşları da aynı şekilde rüşvet almıştı ve başka bir meselede hayatımı kaydırmıştı, kendime bakacak para kazanamıyordum onun rüşvetçi it şerefsiz meslektaşları, aynı karakolda görev yapmış arkadaşları yüzünden. Hiç bir şerefsiz baskısını umursamadım, şikâyetimi dile getirdim, ayrıntılı bilgi verdim ancak soruşturmacı komiserlerin kulağına bir şey söyledi, soruşturmacı fırıldak gibi döndü. Öyle şahıslar bu mahallede yok, muhtarlık kayıtlarında öyle birileri yok diyerek adreslerini ve telefon numaralarını verdiğim şerefsizleri tutuklamadılar. Yani kabadayılıkla susturdular, takipsizlik çıktı. Davalar 6 yıl sürdü, anne ve babamdan avukatıma kadar herkes sattı beni, hepsini kovdum ve davayı kazandım. Polislerin şerefsizliği ortaya çıkınca tam gaz vurdular, duruşmadan önce beni sapık komşulara aylarca taciz ettirdiler, işe yorgun gönderdiler, işte de rüşvet vererek iş yapan işverenler vurdu. Kıskaca aldılar. Karar duruşmasına girdiğimde ayakta duramayacak haldeydim. Otelde kaldım uyuyabilmek için ama otelde de sabaha kadar mahvettiler beni. Duruşmadan sonra beni kasıtlı olarak Maltepe'ye götürdüler. Issız bir yerde aylarca yaşattılar. Bana öğrencilik yıllarımdan beri düşman olan ve Bilkent Holding'e bağlı olan Tepe Özel Güvenlik Şirketinin inşaatları ve görev alanıyla çevrili bir yerde 4-5 ay değil çalışmaya, uyumaya ve karnımı doyuracak kadar bile para kazanmaya izin vermeyecek şekilde yaşattılar. İşkence sayılacak kadar çok sarkıntılık, terör, uykusuzluk ve tehtid saldırıları düzenlediler. Orada görevli Küçükyalı Polis Merkezi ve Maltepe İlçe Emniyet dinci sermayenin devi Ilıcakların holdingine ve Bilkent Holding'e yaranmak için kasıtlı olarak görevini ihmal etti, "ispatlayamaz, devam edin" diyerek işkence ve saldırıları durdurmadılar. Sapık iftiralar atarak holdinglerin "ödül" adı altında dağıtacağı paraları kışkırtma malzemesi olarak kullanarak yüzbinlerce sapık varoşu kiraladılar, varoşlar kesintisiz olarak saldırdı, param ve sağlığım gitti, yaşlandım ve yıprandım. SAYFA : 27/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Beni bu kadar çok yıprattıktan sonra tecrübeli ve mesleğinde gelişmiş, önemli mühendisi "baklava çalan sokak çocuğuna" denk gösterip orada bir parça baklava karşılığında hepsini affettiğimi, şikâyetimden vazgeçtiğimi ve şerefsiz rüşvetçi itin sözünü babamın arkadaşı olduğu için dinlediğimi, şikâyetçi olmadığımı söyleyerek saçma bir savunma yaptı Sultangazi İlçe Emniyet. Bu ülkenin polisi maddi durumu iyi ve yüksek hayat standardı olan mühendisi, sakatlanmış bacağını, şişikler ve ezikler içinde olan kafasını, ağlatacak kadar ağır acıları olan bedenini ve namusuna olan küfürleri, hakaretleri, evinin kundaklanmasını bir yudum baklava için affettiğini söyleyecek kadar p.ç ve şerefsiz bir or.spu çocuğu polis. Daha iki yıl önce radyoda birkaç sunucunun sapık konuşmalarını duydum ancak bunları üzerime alınmadım, seneler sonra sapık, çirkin, iğrenç görünüşlü, radyoda sesini duyduğumuz ancak iğrenç dış görünüşlerini görmediğimiz radyo sunucularının toplumu kışkırttığını duydum. Bunlar ünlüleri ve onların lüks, sosyetik hayatını biliyor ve kıskanıyor, kendileri onlar gibi olamıyor ve benim gelir seviyemi yüksek tutacak bir mesleğim vardı. Kaç tane reklâm ve şöhret meraklısı it varsa bu radyocuların kışkırtmasına destek çıkmış. Dikkat, radyocular iletişim fakültelerinden mezun veya eğitimsiz, genel kültürleri çok geniş olmayan ancak çeneleri iyi lâf yapan kişiler. Bunlar benim cinsel, özel, profesyonel, siyasi hayatımı kıskanıp mikrofonun arkasında görünmeyen değersiz kişilikleri, sapık arzu ve emelleri, iğrenç dış görünüşleri ile genç ve başarılı, sağlıklı ve iyi görünüşlü mühendisi kıskanıp sapık bir kışkırtma yapmışlar. Yani başkasının ipiyle kuyuya inmiş bana saldıranlar, kılavuzları karga olanların burnu poktan kurtulmamış, sonları hapishane olacak. Size radyo sanatçılarını yer yüzünden silecek bir sır vereyim, hepsi yayından önce internete girip bir şeyler çalıp, otlanıyorlar. Meselâ: Tarih bilgileri yoktur, bir internet sitesine girerler Mevlâna, Yunus Emre veya Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan ..hakkında birkaç şey öğrenip Allah ve Peygamber sohbeti başlatıp üzerine bu internetten otlandıkları birkaç cümleyi eklerler. Espiri yapmak isteyenler, internetten şakalar otlanır, onlar için yabancı dillerden ve yabancı ülkelerden espiri çalan ve ülkemizde bilinmeyen şakaları onlara servis eden yabancı dil bilen kişiler var. Bazen de ünlü olmayan insanların şakalarını ve fikirlerini çalmayı severler. Yani her şeyi bedavadan otlanırlar, çoğu cahildir. SAYFA : 28/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Bazıları da sohbet olayına girer, eşcinsel kadın kuaförleri gibi muhabbetler yaparlar, yani koca karı dedikodusu yaparlar. Ama eğitim seviyesi düşük, bilgileri yetersizdir. Biraz matematik yapalım, dünyada 7 milyar insan var ve ülkemizde 70 milyon insan var. Bu 70 milyonun 7 milyonu tüm dünyaya saldıracak kadar sapık, yani Adolf Hitler kadar geri zekâlı. Mustafa Kemal Atatürk gibi aklı başında ve zeki milliyetçi değiller. Bunlar bir kişi bin kişiye saldırıp dünyayı ele geçirecek, dünyadaki kadınlar Müslüman olmadıkları için bunlar namus seviyesi olarak ikinci sırada olacak, yani seks kölesi arap cariyesi gibi olacaklar diye düşünüyorlar. Ayrıca bu seks kölesi olmaya razı olacak kadınların kocaları da adalet olsun diye vergi adı altında haraç ödeyecekmiş. Ben de Türküm, ben de milliyetçiyim ancak bu geri zekâlı düşünceler 70-80 sene önce geçerliydi, bunlar bir bakıma ilkel idi, artık daha gelişmiş ve güzel fikirler var. Yüz yıl önceki aptallık ortadan kalktı ve bu sapık siyaseti sadece cahil şerefsizler beğeniyor. E yani, bana da deseler ki tüm dünyanın karıları ve paraları senin olacak ben de öyle siyasi görüşü beğenirim ama gerçekte bu tamamen imkânsız, karıyı da parayı da unutun. Bire karşı bin olan bir savaş intihar olur, kendi paranı da karını da kaybedersin. Yabancılar savaş bitince tüm topraklarını alır, başka savaşlarda olduğu gibi kadınlarına tecavüz eder, sahip olduğun her şeyi bombalayıp yakar, yerle bir eder. Son iki yıldır canımı ve malımı kurtarmaya çalışarak yaşadım, düşmanlarım beni ailemle anlaşıp Sultangazi'deki adresimde yıllarca yıprattı. Orada işimi bitiremediler, annem ve babam ile anlaşmalı şerefsizler 4 yıldır içeri kapatamadık, başımız belâya girecek, olaylar ortaya çıkacak diye çıldırıyor. Bu süre içinde işimi bitiremeyince Maltepe'ye iş vererek götürüp orada bir bahçe katı dairede, düşmanım olan Tepe Özel Güvenlik Şirketinin koruduğu şantiyeler ile çevrilmiş olan, ıssız ve şahitsiz bir ortamda işimi bitirmeye çalıştılar. Oradan yayın yaparak, adliye ve emniyet müdürlüklerine başvurarak hayatımı kurtarmaya çalıştım. Çok gürültü patırtı çıkınca bu durumda faydalanmaya çalışan üç kuruşluk şerefsizler geçmişte söylediğim sözleri söyleyerek veya her zaman dile getirmiş olduğum düşüncelerimi çarpıtarak bu kavgada taraf oldular ve bana zarar verdiler. Yani bana saldıran şerefsizler kendileri geldiler ve musallat oldular. Benim onlar ile bir sorunum yoktu, onlara bir şey yapmadım ve bana saldırma sebebi olarak "şunu dedi, bunu dedi, bana küfür etti, hakaret etti...." v.b. bahaneler kullandılar. Ben hiç kimseye durup dururken hakaret etmedim, canıma SAYFA : 29/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 ve malıma saldıran, pişkin pişkin karşıma geçip hiç bir şey yokmuş gibi davranan şerefsizlerin yüzüne vurdum her şeyi, yaptıkları şeylere tepki verdim. En şerefsiz yalan da şunun imajına zarar vermişim, bunun imajına zarar vermişim, şunu ya da bunu şöhretsiz ve parasız bırakmışım. Tamamen deli saçması olan bu yalandan çok zarar gördüm. Unutulmuş ve para kazanamayan aç siyasetçiler, çirkeflikle ve sapık iftiralar dolu propaganda ile gürültü patırtı çıkardılar, isimlerini duyurdular, karınlarını doyuracak parayı zor bulurken birden memleket için önemli ve değerli iş adamı, siyasetçi, mühendis, sanatçı diye çıktılar toplumun karşısında. Size bir şey soracağım, benim ismimle onların ismi yan yana gelmeden önce bu memleketin kaç vatandaşı onların ismini duymuştu. Beni batırıp ve dış görünüşümü bozup, sağlığımı ve gençliğimi elimden alıp kendi iğrenç dış görünüşlerine yakın dış görünüş kazandırıp paralarına güvenerek bana üstünlük tasladılar. Üstünlükleri sağdan soldan yasadışı yolla çarptıkları paralarla yaptıkları servetten ibaretti ama memlekete bir faydaları yoktu. Yani imajına zarar vermiş olduğumu iddia ettikleri kişilerin, İmajı yoktu, zaten piyasanın tamamını dolandırmış uyanıklar olarak biliniyordular. Siyasetçi olarak kendi ilçelerinde birkaç bin vatandaş tanıyordu, partilerinin desteğini aldılar çünkü onların yaptığı şerefsizlikler yüzünden tüm partileri rezil olacaktı. Partiler rezil olmamak için rezilleri kahraman olarak gösterdiler, topluma boğaz köprüsünü sattılar. Zaten beş para etmeyen imajları vardı, kendilerini saldırıya uğramış değerli insanlar, taklit edilmiş değerliler olarak gösterdiler. Aslında beş para etmeyen, bir yerden torpil ve iş gelsin de köşeyi döneyim diyen geri zekâlı insanlar idi ve onların siyasi, dini toplulukları onları destekledi çünkü temsil ettikleri topluluklar rezil olacaktı. Holdinglerden şikâyetçi olunca, yani holdinglere bağlı şirketleri dava edince çok sayıda şerefsiz kiralayıp saldırılar düzenlediler. Bunun için sapık iftiralar kullandılar. Bu iftiraların birkaç tanesi: 1. Maltepe Aydınevler Mahallesi Altmışlılar Sitesinde bir sabah boyu çok ufak, kötü beslenmiş bir kadın (kendisini tanımıyordum) yoluma çıkıp "bana bak j...gg..." diye bir şey bağırdı, çok ufak ve açlıktan ölmüş, çizgi filmden daha komik tipli bir kadın olduğu için kadının kaymış tipine güldüm, ne dediğini bile anlamadım. Tüm mahalleye bana jigololuk yapmamam için uyarıda bulundukları için jigololuk yapmadığımı çünkü uyarı aldığımı söylemişler, SAYFA : 30/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 bana sosyal, ekonomik ve etnik düşmanlığı olanları kışkırtıp saldırmaları için zemin oluşturmuşlar. Bunu üzerine İdealtepe esnafının yüzüne pez.venklik yapmamasını, kendisine uyarıda bulunduğum için pe.evenklik yapmadığını, normalde peze.enk olduğunu söyledim. 2. Bana Altmışlılar Sitesinde kürt alevileri "savaş çocuğu" diye bağırıp kılıçdaroğlu pekakası adına bana saldırıyordu, ancak ben sağ sol kavgası olayına girmemekte kararlıydım. Çünkü sağ sol kavgasını kürtler çıkarıyor, bu kavgayla Türkleri birbirine öldürtüyorlar ve uşakları her zaman lazlardır. Yani etnik çeteler, etnik saldırı takımları, Türk düşmanı birlikler....var. Sonuç olarak benim uzlaşmacı (uzlaşma tavizler ile oluyor diyorlar, bana ait olan şeyler için taviz vermeye niyetim yok, T.C. Anayasasının 3. Maddesi gereği bu toprakların sahibi benim, o maddeyi red eden vatandaşlık hakkı bile talep edemez) olmadığım doğru. 3. Altmışlılar sitesinde bekâr olduğum için sapıklarım vardı, kapıda küçük bir aralık olduğunu bile bilmiyordum, banyodan çıktığımda "onu elime alacağım, ağızıma alacağım .." gibi kadın konuşmaları duyuyordum ilk dönemlerde. Tüm site aynı anda saldırdı. Daha sonra bir grup yaşlı kadın üstlendi olayı. O yaşlı kadınlardan biri benim oturduğum bahçe katının bulunduğu apartmanın üst katlarından balkondan bana "yaşlılarla başlamak zorunda değilsin, önce gençlerden başla" diye bir lâf edince güldüm ve komik buldum, içeri girdim ve cevap vermedim. Çünkü kadın şeyim kadar boyum olan, kocaman kafalı, kısa saçlı, tipi kaymış yaşlı bir kadın idi ve komik bir paçalı don giymişti. Daha sonra ilerleyen aylarda bu kadını "polisin anası" ilân etmişler ve bana işkence yaptıran polisler, yani dava etmiş olduğum polisler "anamıza saygısızlık yaptı, anamız istediği için ceza verdik" şeklinde sapık ve aşağılık, manevi değerleri dolandırıcılık amacıyla kullanan bir açıklama yaptılar. Bana o lâfı atarken kadını duvarın ötesinden küçük bir çocuk görmüş. O çocuk bütün mahalleye anlatmış ve "Polisin anası or.spu" şeklinde bir dedikodu başlamış, o dedikodu tüm İstanbul'u sardı. 4. Bana terörist saldırı düzenleyen şantiyenin tamamı hemen bitişiğindeki sitede bulunan bakkaldan alışveriş yapıyordu, yüzlerce şantiye çalışanı oradan alışveriş yapıyor ve o bakkal başka yerden para kazanamıyordu. Orayı ağızında tek bir dişi olmayan, viski ve değişik alkol türleri satan, kızı tesettürlü olan bir dolandırıcı işletiyordu. Ben 20 yıldır erotik film seyrettiğim için ve güzel kadınlarla birlikte olduğum için o genç kızın beni etkilemek için göğüslerine öne doğru germesi, el kol bacak hareketleri yapması, arkadaşının serçe parmağını dudaklarına koyup beni etkilemeye çalışmasını çok samimi bulmadım. Daha sonra "hakkını ver" deyip gitti mastürbasyon yaptı, geldi ve "doydum" dedi. Sonra "hakkını verdi" deyip beni istediği gibi tımarhaneye kapatma, vücuduma zarar verme ve öldürme hakkı olduğunu iddia eden yüzlerce şeriatçı kadından oluşmuş bir ordunun başı oldu. Bekâreti önemseyip önemsemediğimi sorunca benim için önemli olduğunu söyledim. Bakire olmadığı için onu istememi siyasi kavgaya bağlamaya başladı, o dönemde hiç benimsemediğim ve istemediğim SAYFA : 31/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 ülkücüler adına bana kabadayılık yaptı, ülkücü kavga çıkardı. Ama ben gayet net biliyordum ki onun karnını doyuran ve kullanan şantiyedeki pekakacı kadro idi. Bana "ağzıma verecek misin" v.b. sorular sordu, saygımı yok etti, komik gülünecek bir uyanık durumuna düştü. Sonra tehtid ve hakaretler savurmaya başladı, şeriatçı karılardan oluşmuş ordusu da bana sapık gibi saldırıyor, saatlerce taciz-tehtid-hakaret-iftira-sarkıntılık uyguladıktan sonra benden birkaç küfürlü tepki koparıyordular, baş örtülü kıza küfür etti deyip tüm şehri kışkırttılar. 5. Altmışlılar sitesinin tamamı dava etmiştim ama saldırıyı birkaç kişinin üzerine yıkıp, diğerlerini bu zevatları destekleyen kişiler, bu dolandırıcı zevatların şahidi olarak göstermek istediler. Dava etmiş olduğum sitenin dolandırıcı esnafı, bekçisi, bahçıvanı..v.b. onları dava ettiğimi biliyordu, sapıkça aramızda dostluk varmış gibi davranıyordu, kendilerinden davacı olduğumu inkâr ederek hareket ediyordu, adliye de soruşturmayı 4 ay geciktirmişti. Bu süre içinde bunlar düşmanım olduğunu sapıkça inkâr ede ede saldırdılar, namusuma ve şerefime değişik şekillerde hakaret ettiler. Hakaretleri gizlice ve dolandırıcılık yaparak ediyordular, ben soruşturma sonucunu bekliyordum ancak beni çıldırtıncaya kadar vuruyordular, sağlımı bozacak şekilde yıpratıyor ve işkence sayılacak dozda sözlü şiddet, sözlü cinsel sarkıntılık yapıyordular ve bazen küfürlü tepkiler koparıyordular. Karşıma çıkıp adamlık dersi veren namuslu adam, huzuru bozan deliye ve terbiyesize uyarıda bulunan temiz insan ayakları yapıyordular. Yani adliyede, daha sonra da Küçükyalı Polis Merkezi'nden geciktirilen işlemler ile benim ömrümü kısaltacak ve benim tüm paramı, saygınlığımı karalayacak zamanı buldular. Bunlar sapık iftira ve hakaretleri lâfları ve sözleri çarpık, yalan şekilde kullanarak yapıyordular. Meselâ : Ona iftira attım, beni adam yerine koymayıp bana cevap vermedi - Delikanlı gibi söyledi, delikanlı gibi kabul etti, kabul buyurdu..... Namussuz olduğumuz ortaya çıkacak, onu öldürmezsek herkes namussuzluğumuzu öğreneceği için yok etmemiz gerekiyor, sana jigolo iftirasını damga olarak vurmazsak bizim ne pok olduğumuzu herkes öğrenecek - Senin jigolo olduğunu ispatlamamız bizim için namus meselesi.... 6. Çok sayıda dava açtım, aslında savcılar ve adliye personeli tek olan davayı bin parçaya bölüp, çok sayıda ayrı dosya açtırıp elimdeki orijinal evrak ve kanıtları çok dosyaya bölüp p.ç etmemi sağladılar. Sonra bana aylardır sapıkça saldırıp kesintisiz uyku yaratan, kesintisiz olarak hakaret ederek sinirlerimi yıpratmaya çalışarak terör uygulayan sapıkları dava ettim, ancak orada bana iftira attıklarını ve neler yaptıklarını, neden yaptıklarını ayrıntılı yazdım. T.C. Anadolu Adliyesi özel güvenlik şirketi GSM beni hazır bekliyordu, savcının huzuruna çıkmadan önce kendi kendisine söylene söylene (kendi kendine konuşan minik, çirkin ufak kadına ne diyebilirim) beni tehtid edip kızdırdı savcının huzuruna çıkmadan önce bir özel güvenlik elemanı. Savcının huzuruna çıkıp anlattım olayı, savcı emrindeki memura ifademi alması için emir verdi. İfadeyi alırken bana dostça davranarak hatalı değil, eksik ve yoruma açık ifade aldı, bana yardımcı oluyormuş gibi davranıyordu memur. Bu arada beni tehtid eden özel güvenlik elemanı bana söylediği şeyleri dayatmaya, ifademe ne yazacağımı söylemeye çalışıyor ve sözlü şiddet uyguluyordu. Şimdilik tazminat istemiyorum de, diyordu. O SAYFA : 32/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 zaman zaten tazminat rakamanı ve talebimi dile getirmem mümkün değildi çünkü ceza davası için başvurmuştum. Yani çalışma hürriyetimi gasp edip, tüm malvarlığımı ve eşyalarımı yok etmiştiler. Sonra Cumhuriyet'e hizmet etmeyen ve Cumhuriyet Savcısı maaşı alan Metin Helvacı'ya verdiler dosyayı, tüm ayrıntılı şikâyetlerim ve verdiğim bilgilere rağmen gasp değil, iftira davası açmış. Yani hapis cezası istemi ile ceza davası açmadı, dolandırıcılık yaparak tazminat istemeden hukuk davası açan adam muamelesi yaptı. Bunun sonucunda öyle dava açtılar ki ben tazminat almadan birkaç şerefsiz, varoş, çirkin memur yakınının attığı iftiradan kurtulmak için ve onlara hesap vermek için namusum için dava açmışım diye soruşturma yaptılar. Ben o şerefsiz itlerin iftirasından kurtulmak değil, onları hapise sokmak istiyorum. Ve namuslusun diye sonuç çıkarmalarına razı olduğumu söyleyenin yedi sülâlesini sinkaf edeceğim çünkü benim namusuma laf etti para karşılığında şerefsiz köpekler. Beni Maltepe ilçesinde aylarca yıprattıktan sonra ve baş örtülü kıza küfür etti, baş örtülü kıza sulandı, baş örtülü kızı red etti ve evlenmedi.....v.b. saçmalıklarla yıpratıp, korkutup kıvama getirdiklerini sandıklarında beni Beylikdüzü'nde AKP kadın kolları eski başkanı Jale İyem'in şirketine mühendis olarak işe soktular. Başlangıçta Jale İyem değişik şekillerde giyinip, makyajlar yapıp kameraların önünde yürüyormuş gibi ortalıkta fink atıyordu, şov yapar gibi hareketler çekiyordu, bu davranışlara mana veremedim. Şirkette birçok hatalı imalâta izin verdikten sonra kaçmış olan, işten ayrılmış olan mühendis Mahsun ... (soyadını bilmediğim bir teknik işler müdürü) bana aşık olduğumu, aşık olduğumu kişiyi sormaya başladı. Ben özelime girmesine kızdım, kendisine uyarılarda bulundum. Ancak ısrarlar aşk ve özel hayatım üzerine konuşmaya devam etti. Bunun üzerine kendisine tüm geçmiş aşklarım ve ilişkilerim hakkında bilgi vermek üzere "si.ki.m hakkında rapor yazacağımı" söyledim. Aşık olmam gereken kişinin İyem olduğu aklıma bile gelmedi ama ondan sonra bu kadar gürültü ve patırtıdan sonra kendisine reklâm yapmak, unutulmuş siyasetçi + batmış şirket sahibi imajından kurtulmak için vukuat çıkarmaya çalışan İyem tam ters yönde hareket etmeye ve beni öldürtmeye, yer yüzünden silmeye çalıştı. Yani kendisine aşık mühendis yerine, öldürülmesi gereken milliyetçi+cinsi sapık+sağcı düşmanı mühendis diye yaydı. Akıllansın diye bekledim ancak bir ara kendisini Bakırköy belediye başkan adayı olarak tanıtmaya çalıştı, daha sonra hedefi büyüttü ve Beylikdüzü+Esenyurt gibi ilçeleri kışkırtıp kendisini milletvekili adayı olarak tanıtmaya başladı. Yani amacı en başından beri kendisine reklâm yapıp parasızlıktan, açlıktan, kendisini hapise sokacak borç yükünden ve dolandırılmış şahısların+şirketlerin açacağı davalardan çıkacak hapis cezalarından kurtulmak idi. Kendisinin ve çalışanlarının (bayanların evli olduğunu bilmiyordum, önce kıyafetleri ve tavırları ile sapık kızlardan farkları yoktu, sonra evli kadın+anne+...v.b. özellikle SAYFA : 33/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 namus kavgası veren kadın gibi davranmaya başladılar) cinsel vaka konuşmalarını unutmam için günün 24 saati (evimde, metroda, metrobüste, otobüste, vapurda,.otelde) kesintisiz taciz, tehtid, hakaret, iftira, itham,..sözlü cinsel sarkıntılık v.b. ile kafamı ütülediler, hafızama saldırdılar. Uyumak, dinlenmek, çalışmak, okumak yasak idi. Beni aylarca yıpratıp iftira ile işten çıkardılar Ah Kah Penin çakma kadın evliyaları. Piyasaya da çok sayıda yalan söylediler. Sapık lâflar ediyordular, yüzlerine soruyordum ama inkâr ediyor ve hakaret ediyor, itham ediyordular. Sürekli yalan söyleme+inkâr şeklinde hareket ettikleri için birçok söyledikleri şeye cevap vermedim. Cevap vermediğim şeyleri de kabul ettiğimi, hatasını-suçunu kabul etti diyerek dolandırıcılık yaptılar. Ah Kah Penin kahpeleri çok pis dolandırıcı. Ayrıca soruşturmacıyla anlaşmalıyız, polisle anlaşmalıyız diye tehtidler savuruyordular. 19 Ağustos 2013 tarihinde T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi'nde adliye personeli ve özel güvenlik şirketlerinin saldırısına, tehtid ve tacizlerine maruz kaldığım için işlemi T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi'nden yaptım. 21 Ağustos 2013 tarihinde o dosyada sanık olan Küçükyalı Polis Merkezi'ne bağlı ekip otosu ve suçladığım polislerin ta kendileri geldiler, ikamet ettiğim adrestem beni binbir tehtid ve "ifade almaya karakola götürüyoruz" diye yalan söyleyerek kaçırdılar. Beni bir ay kadar kilit altında tutup kelime oyunları ile sürekli aynı şeyleri sormak ve her defasında daha az agresif ve ayrıntılı cevap almak şeklinde her şeye razı adam göstermeye çalıştılar. Çıkınca adliyeden dosyanın çalındığını öğrendim ve bu olayı dava ettim, şikâyet işlemleri sırasında telefon edip "senin dosyan burada T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi'nde" şeklinde haber verdiler "hiç bir şikâyetim yok" şeklinde dilekçe vermem için kandırıp dolandırmaya çalıştılar. Kapıma gelen yüzsüz, utanmaz, aymaz, yüzü kızarmaz aynasızlar söylediklerini ispatla, kanıt göster şeklinde konuştu ve tehtid etmeye devam ettiler. Kanıtlar sanıklara ya da polise değil, mahkemeye sunulur, o rüşvetçi götttllleklere elimdeki kanıtı (kanıt evrak çalınma şikâyeti dosyası içinde) verseydim beynim elektriği yemişti ve beyinsiz olmuştum veya cinayete kurban gitmiştim çoktan. O kanıtla dava açtım. Ama G.O.P. Adliyesi 2013/13103 soruşturması nedeniyle başka soruşturmaya gerek duymadım, savcıdan haber bekliyorum. Mahkemede beni yıpratıp attıkları iftiraları, kanıt diye kendi yarattıkları suni olayları "sanıkların kanıtlarını kabul etmiyorum" şeklinde hakime bilgi vermem yeterli olacak. Elimizde kanıtımız var diyerek bana eziyet eden, sağlığımı ve dış görünüşümü yıpratanlar, ömrümü kısaltanlar, işkence yapanlar o kanıtları hakime, yani mahkemeye sunacak kadar cesur değil çünkü o kanıtların işe yaraması benim korkudan ölüp kabul etmeme bağlı. Kanıt diye yarattıkları olaylar bana ve sağlığıma zarar verdiği için onlar nedeniyle alacakları hapis cezası büyüyecek, verecekleri tazminatın miktarı artacak. SAYFA : 34/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 VİDEOLARI TAM EKRANDA İZLERSENİZ GÖRÜNTÜLERİ İZLEYEBİLİRSİNİZ [youtube=http://www.youtube.com/watch?v=_czPJnWn7Io&w=560&h=315] SAYFA : 35/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 SAYFA : 36/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası seçimlerinde iki tarafı da iyi tanıyorum. Ben kendi derneğimin kararlarını desteklemekle ve uymakla birlikte TMBD'nin sağcı grupla beraber seçimlere girmesini onaylamıyorum. Sağcı grup ve solcu grup aynı şahısların grubu, yani ikili gruplar olarak çalışan (bir sağcı ve bir solcu ortak, bir pekakacı ve bir yalandan milliyetçi ortak, yani her yola geliriz, hem sağdan hem soldan vururuz, yolumuzu buluruz diye gruplar) şirketlere ait. Yani sağcıları da seçseniz, solcuları da seçseniz odayı aynı topluluk, birlik, çıkar grubu yönetiyor. Sonuç olarak bir fark yaratmak ve Türklerin de piyasada var olmasını sağlamak için TMBD bağımsız olarak seçimlere katılmaldır diye bir düşüncem var. 1 Şubat 2014 .. Mesajlarımı inceledim cepte, birkaç gün önce gelen mesaja göre bizim derneğin başkan adayı Çağlar Karamanlı imiş. Tebrik ederim, kim olduğunu öğrenince sevindim. Bizim grubun Ah Kah Pe'nin grubundan ayrı olarak seçimlere girmesi hoşuma gitti. Meslekte birlik grubu ismi de bizim gruba aitmiş, Ah Kah Pe grubunu kendisine yeni bir isim bulsun diye göndermişler...Çağlar Karamanlı'nın kim olduğunu öğrenmek için http://www.caglarkaramanli.com/ SAYFA : 37/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Cevat Çalışkan'dan kısa ve kesin istihbarat : İMO İstanbul Seçimlerinde Şunlara Dikkat Ediniz 1. Çağdaş grup etnik gruplaşma birliğidir, kürtlerden+kürtçülerden+onların uşağı lazlardan oluşan Türkleri dışlayan/yıpratan etnik bir yapıya sahiptir. 2. Çağdaş grubu bir solcu grup olarak değerlendirmeyiniz. Atatürk'ün en büyük düşmanı olan Nur Cemaati ve birçok başka cemaatten destek alıyorlar çünkü bu cemaatlerin üyeleri kürtlerden ve lazlardan oluşuyor, yani Çağdaş grup kesinlikle Atatürkçü değildir. 3. Peki Çağdaş grup Mustafa Kemalci değil ise necidir? Çağdaş grup Türkiyeyi geriletip, Hindistanı ilerleten Gandhi Kemalci'dir ki Gandhi Kemal ne Mustafa Kemal ile ne de gerçek Gandhi ile alâkası olmayan bir şeydir. Yani Gandhi Hindistanı birleştirdi ve savaşları durdurdu. Bizim yan sanayi Gandhi ise uzlaşmazsanız kan akacak diye terörist tehtid savuruyor ülkemizin büyük millet meclisinde. Uzlaşmak için de Türkler adına kendisi taviz vermek istiyor. SAYFA : 38/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Beni de bu mantıkla yıprattılar. Benim yerime imza atacak ana, baba, kardeş dayattılar, benim yerime şunu bunu kabul edecek büyüklerim diye geçinen üç kuruşluk or..ospu çocukları ayarladılar. Yani Türkiye adına da pekakanın haracını bir kürt alevisi olan kıro kemal kabul edecek. Böyle bir yapılanma için de çok para lâzım, bu parayı değişik şekillerde temin edecedekler. Bu para kaynaklrından biri de sağcılık solculuk yalanı ile ellerinde tuttukları milyarlarca, trilyonlarca amerikan dolları değerindeki inşaat piyasasıdır. 4. Cemaatçi kürtçüler ve lazcılar da din kardeşlerini kandırıp Ah Kah Pe'ci gruba oy verdirecek, böylece gerçek sağcıların oyları p.iç olmuş, bölünmüş ve yok olmuş olacak. 28 Ocak 2014 Salı Dün veya bir iki gün önce Esenyurt Fatih Mahallesi'nde MHP seçim irtibat bürosu saldırıya uğramış. Bu internet sitesi bu saldırının reklâmını yapacak, yani burada duyurunca herkesin öğrenmesini sağlayacak, terörün korkusunu yayacak bir internet sitesi değil. Bu internet sitesi düşmanlığı yayıp kışkırtma yapacak bir internet sitesi de değil. Bu terörist saldırıda saldıranlar da , saldırıya uğrayanlar da kurban. Yeni rant için, siyasi kavga ve siyasi çatışma ile başkanlıklarını, koltuklarını korumaya çalışan uyanıkların işi bu. Yani yine kavga, yine gürültü, fakir fukara harcanacak, yağlı kuyruk başkanların ve onların ticari çevresi para ve iş kazanacak, palazlanacak. Ben Esenyurt bölgesinin özelliklerinin fazla bilmem ama bu saldırıdan sonra Halit Bey'in "Ranta karşı savaş" mesajını beğendim ve anlamış oldum. Burada kan ve terör, kışkırtma ve şiddet ile gençleri birbirine öldürtecekler, siyasetçi bozuntuları para kazanacak, rant sahibi kişiler siyasi güçle para kazanacak, ekonomik güçleri büyüyecek. Tamam kardeşim beni sevmeyin, bana inanmayın ama her sakallıyı dedeniz sanmayın. Size baba gibi davrananların bir kısmı size babalık yapmak peşinde değil, babanız sıfatı ile ananızla tanışmak istiyorlar. Her güzel konuşan sizden yana değil. 29 Ocak 2014 Çarşamba [youtube http://www.youtube.com/watch?v=tWIPpEqmiBU&w=840&h=630] ESENYURT SEÇİMLERİ SAYFA : 39/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 SAYFA : 40/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ www.cevatcaliskan.net Cevat Çalışkan İnşaat Müh.’nin profesyonel internet sitesi – 6 Şubat 2014 Resimlerin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz, videoları tam ekran izlersen görüntüler görünür. 6 Şubat 2014 Perşembe Dün İstanbul il emniyete Hukuk işler bürosuna gittim ve aylarca bana tebliği edilmemiş soruşturma sonuçları hakkında konuştum. Çıkışta Aksaraya'da bir internet cafe'de zaman geçirdim. Etrafta kafamı beceren itler de dolaşıyordu. Oradan çıktım, yol boyunca kafamı şişirdiler. Altgeçitin yanından geçerken, yani Aksaray'daki kavşağa yakın bir yerde sağımda elinde çocuk arabası olan bir tesettürlü kadın sağıma, iki genç çocuk soluma durdu. Biri "ağızın sulandığı için dişlerini yok ettik", diğeri "sapık olduğun için dişlerini mahvettik" şeklinde sağdan ve soldan çaktırmadan laflar etmeye ve beni sinir etmeye başladılar. Kabul etmedim böyle bir hakareti ve sapıklığı , çocuklara "senin dolandırıcı bedevi baban benim paramı çalıp seni besliyor, bedevinin çocuğu....v.b." lâflar ile anasını babasını düz geçtim. Önceki gün de Bayrampaşa İşKur'a gitmiştim. Çıkışta bir börekçiye gidip iş görüşmeleri yaptım, börekçi daha önce defalarca sözlü sarkıntılıkta bulunup huzurumu bozduğu için yaklaşan mahkeme süreci için bir grup müşteri, orada bulunan şahıslar ile beni sinir edip yarım saat boyunca kafamı kullanmamı, düşünmemi engelledi. Sinirlerimi yıpratıp benden birkaç küfür kopardı, hesabı öderken de bir doksan boyunda bir ayı geldi yanıma, yani posta koydu Kastamonu Kır Pidesi diye bir börekçi idi iş yerinin adı ve İş Kur 'un bulunduğu caddede idi ve Ah Kah Pe ilçe başkanlığının bulunduğu binanın komşusu olan binada idi. Bu günlerde gözlerimin açılmasına biraz izin verdiler, yemek biraz daha düzgün, para çok eksik, hiç bir şekilde para kazanmama izin vermiyorlar. Bankalar alacaklarını istiyor, mahkeme dosyalarını dolduracak zaman bulamıyorum, sapık bir karı ordusu şehrin her yerinde tüm zamanımı, enerjimi ve sinirlerimi yıpratıyor. Vücudum biraz toparlandı. SAYFA : 41/501 COPYRIGHT CEVAT ÇALIŞKAN 2014©. TÜM HAKLARI SAKLIDIR . CEVAT ÇALIŞKAN İNŞAAT MÜHENDİSİ
© Copyright 2024 Paperzz