İzmirli mucitlerden dünyayı sarsan buluş

%"%1
"% "$$!
!#%##!% " İzmir'de karı-koca iki genç bilim insanının prototipini
geliştirdiği "konuşan eldivenler" işitme ve konuşma
engelli insanların sesini duyurmasını sağlayacak
#%$"$$!
$%"$$$
Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde çatılarda
biriken karların temizlenmesi sırasında yaşanan
kazaların önüne geçmek amacıyla çalışma yapan
Yüksekovalı öğrenciler, hazırladıkları "Kar Küreyen Ev" ve "Damperli Çatı Sistemi" projeleri ile
karların otomatik olarak temizlenmesini amaçlıyor
Sınıf arkadaşı Seher Kartal ile okuldan eve döndüğü sırada bir işçinin çatıda kar temizlerken düştüğüne şahit
olduğunu anlatan Dayan, "Arkadaşımla okuldan eve dönerken, çatıda kar temizleyen
bir vatandaşın düşüp yaralandığını gördüm. Bu durumdan etkilenerek böyle
bir proje yapmak aklımıza
geldi. Sistem sayesinde kar
temizlerken ölüm tehlikesi
yaşanmayacak” diye konuştu. devamı 14’te
(@/=9#=6>7>:@.B<UQMTJPT?T
IUAGQGV(PT5V0SLDNV;S:GQH?PGVTPUV(DU
QT:URJTKUJTV.SKUISKTOV;TPDTJSLSR
;7PBIB6QMUVMHOKHRSJNQNVLS>SQVUETV+SRGQ
;S:GQH?PG6QGQV8AITRV2UOQHPH3TVUPTEKTRIU
;7PDUJT6QMUVOGRMG?GVKUOQHPH3TVETROUKT
2GRKUPS=VMBQLSVDUQUPTQMUVJUJVDUKTRU9UOVFTR
KUOQHPH3TVDUPTEKTRMTCVV
9<=4?;=;@,,@>7@JHQRSVBRUKTPUFTPTRVMGRGISVDUPIUJTV>PSQPSQNLHRCVV"TROUKV;SEOSQN
;S:GQH?PG=V4(PMT:UQPURTQVT@TQMUVFTATI
DUPTEKTRMT?TITAVLS>SLVAUOSVSPDHRTKISPSRN
:SRCV;TAV<URV<SRUOUKUVFTRVOSRENPNOV:URURUO
FGQGV9T<SANQV7?RUQIUJTQTVJS?PNLHRGACV"G
SQVT@TQVKUOVUPMT:UQPTOV>RHKHKT>PUV*#VTESRUKT
JUJUV@U:TRUFTPTLHRGA4VMUMTCV-)2<>
www.sondakikagazetesi.com
17 Nisan 2014 Perşembe
00&1 /-1,/&-/'+1)0,,$11.(110*0.$
3’te
"##!%$$
(:&@/?*?3@ @1+05@@
>58@4?@/163>;98@1
3>:7@09%@3>:>8;<>;@1:#>;= ?@?<=9?;@'>:?;
/?%?5@:1$?6=@=95@.?74?6=;=@4?:<=&@:1$?
5>!6>.8;<>@?9<?@?<=9?;@-@%=;@9=:>@*1+059>:8;
3?<>4=6=@=*=;@>:+>;>+>5
RH3UQTQV2BROTLU6LUV7RQUOVHPMG?GQGVJ7LPULUQ
;HJKSQPNV%HKSRLV/GPBFBV;SEOSQNV;UROSLV(JOTQSAT=V4&BAPUR9UVOTETQTQVMUJKU?TLPUV>RH3ULT
DUR@UOPUEKTRMTOV<UIV&SRUQVFUFUOPURTV<UIVMUV:SO5N
KSQNKKNOCV+UMU5TITAVFGV>RH3UQTQVKBIV2BROTLU6LU
LSLNPISJN4VMUMTCVDTP:LV.SK<URV2BROTLUVPOU
;SEOSQNV1LKBPVAOSQVTJU=V4/SP>PURUVMHOGQSQVFTR
>RH3UV<SLSKSVDU@TRTPMTCVH9GOPSRNINAV<SJKSQUMU
OSPMNOPSRNVJBRU@KUV@HOVLSPQNAPSR=VOHROGLHRPSRC
&SRUQV;UFUOPURVHQPSRSVSROSMSEPNOVUMUROUQ=VETIMT
@H9GOPSRVT@TQVFTRVSMNIVMS<SVSKNPMNCV+UROUJTV>RH3ULU
JS<T>V@NOISLSVMS:UKVUMTLHRGIVMUMTCV"2<?
Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, üç dönem görev yapan Selçuk
Karaosmanoğlu'ndan devraldığı belediyenin resmen döküldüğünü
söyledi. Uyar, “Herkes parasını almak için kapıya dayandı” dedi
/?9?<=7?;=;@719 DU@UQV<SQNV<SPTQUVDUPMT?TQT
J7LPULUQV;SEOSQV,LSR=V*VISOSIVSRS9NVTPU
FSEOSQPNOVOHPKG?GVT9RSPNOCV;UPUMTLULUVTEVLS>SQ
5TRISPSRV>SRSPSRNQNVTJKTLHRCV;GDBQUVOSMSRVMU?TP
FHR@PSRNQNVSPSFTPIUO=VIG<SKS>VFGPSISINEPSRC
;UPUMTLUQTQVFHR@PSRNQN=VFS?NIJNAVFTRVMUQUKTI
5TRISJNVTQ9UPTLHRCV/TITQVQUVLS>KN?NVFUPPTVMU?TPC
0SFS<V,%82VKUJTJPURTQUVDTKKTICVU9UVFUO@TJT
:SRMNCV.GK5S?S=VJH?GO<S:SLSVDTRMTICV+T@FTR
EULTQVUPPUVKGKGPGRVLSQNVLHOCV/SJSLSVFSOKNI=
OSJSVS@NO=VT@TQMUV>SRSV:SRCV;TRVDU9UV7Q9UOTV<UJS>VSPNQISINE=VVRS>HRGVSPNQISINEVMUMTC
Seçimden
bir gün önce bile
eleman alınmış
:<?6@/>:>$@6070;0@UQVONJSVJBRUMUVOUQKUV:URUFTPIUOVT@TQV$C#VLNPV7Q9UV.SQTJSVGRTLU)MUOTV$'VITPLHQ
PTRSPNOVLSKNRNIPSV0SRNONAV8@IUV0GLGVSRNKISVKUJTJTQT
<TAIUKUVSPSQV8AITRV;BLBOEU<TRV;UPUMTLUJT=VETIMTVMU
SLQNV>RH3UVOS>JSINQMSV/S:SOPNMURUV8@IUV0GLGV1RNKIS
2UJTJT)QTVOGRGLHRCVVITPLHQV'VFTQVPTRSLSVISPVHPS9SO
KUJTJTQVKUIUPT=V*VTJSQVGISRKUJTVDBQBV8AITR
;BLBOEU<TRV;UPUMTLUV;SEOSQNV1ATAV/H9SH?PG)QGQ
OSKNPS9S?NVK7RUQPUVSKNPS9SOCV;HRQH:S)QNQV/S:SOPNMURU
/7LB)QMUV*#'VFTQVIUKRUOSRUPTOVSPSQMSVLURVSPSQVKUJTJ=
*C#VLNPVT@TQMUVKSISIPSQS9SOCV<?4>.8@"2<?
"0* $,0!0#))+- +./*/
&,(10)/*
'>:#83>7@,,&@0505@(>=:?6==VTELURTQMUVFTRVFSEOS
>URJHQUPTQVLS>ISJNVDURUOUQVTEPURVJNOVJNOVOUQMTJTQUV:URTPUQ=V9GISRKUJTVDBQPURTVIUJSTVLS>KNRNPSQVFSQOS9NQNQ
TELURTQMUVIHFFTQDUVISRGAVOSPMN?NQSVOSRSRV:URMTC
&SRDNKSLV$$CV+GOGOVSTRUJT=V4.HFFTQDTQV:SRPN?NVT@TQ
OTETPTOV<SOPSRNQNQVS?NRVEUOTPMUVT<PSPTQUVDURUOVLHOKGR=
OTETPTOV<SOPSRNQSVL7QUPTOV<SOJNAPNOVLUKURPTMTRCV.HFFTQD
TMMTSPSRNQMSVEB><UMUQVGASOVOUJTQVMUPTPPURVSRSQISA=
MS:S9NVTE@TQTQ=VOUQMTJTQUVTELURTQMUVIHFFTQD
GLDGPSQMN?NQSVMSTRVOGEOGVGLSQMNRS9SOVHPDGPSRNVTPURT
JBRIUJTVLUKURPTMTR=VTELURTQMUVIHFFTQDVDUR@UOPUEIUMT?TQT
TJ>SKVOBP5UKTVMS:SPNLSVMBEUR4VMUMTCV<?4>.8@23?
-/1,(((1#&
!#%! /?9?<=7?7?@>=3 ,%82VKMC"KT6QTQVIBMBRBQB
TEKUQV@NOSRMN?NQNVT5SMUVUMUQV;SEOSQV0TFUPV,LSR=
4,%82V.BMBRB=V;HJKSQPN6MSVHKGRGLHRCV0SFS<
FUPUMTLUQTQVSRSFSJNVDTMTLHR=VU:TQMUQVSPNLHRC
;UPUMTLULUVDTRITLHR=VBPFS<@U6MUOTVJ>HRVJSPHQGQSVDTMTLHRCV;TRVEH57R=VFTRVOHRGISVUEPT?TQMUC
?PUMUQVJHQRSVQSJT>VHPGRJS=V1PPS<VTATQV:URTRJU
,%826UVDUPTLHRCV1OESIBJKBVJSSKV*C''6MUVLTQU
FUPUMTLULUVSTKVSRSFSLPSVU:TQUVDTMTLHRCVNONENQN
:URMTI=VJUFU>JTAVLURUVTEKUQV@NOSRMN?NI
DURUO@UJTLPUVMS:SVS@INEC4VMUMTCV,LSR=VKGRTAI
H5TJTQMUV@SPNESQVONAPSRNQV8QDTPTA9UVFTPIUMT?TQU
MUVMTOOSKV@UOKTC <?4>.8@-)2<>
'?:?9@6?*=9?:=;@>:<8;<>;@+
8AITRV8PV;SEOSQNV1PTV(QDTQ6TQ
LS>KN?NVS@NOPSISPSRVJUFUFTLPUVJURK
UPUEKTRTPURTQV<UMU5TV<SPTQUVDUPMTC
S<SV7Q9UVOUQMTJTQUV!UHMSPVHRM
FUQAUKIUJTVLS>SQV8AITR6TQVDUQ@
JTLSJUK@TPURTQMUQV"UQURV1OMUITR
OTETJUPV5S9UFHHOV<UJSFNQMSQ
LS>KN?NV1PTV(QDTQ6MUQV8Q9TPUR
FSEPNOPNVS@NOPSISJNQMS=V4+
8AITRV8PV;SEOSQNVS9SFSV>SRKTV>RHDRSIV:UVKBAB?BQBVHOGIGE
IGMGR4VLHRGIGQGVLS>KNV-23?
% " !#%#%%"
Ege Aritmi Güncelleme Toplantısı’nın
ev sahipliğini yapan Şifa Üniversitesi
Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Talat Tavlı, kalp hastalığına bağlı
ölümlerin birinci sırada geldiğini
hatırlattı
1+.#-1.+*0.$&
!/1)+*1,/'+'1!00
Ritim bozukluklarının tedavi edilmediği
takdirde öldürücü olduğunu belirten Prof. Dr.
Tavlı, “Ege Bölgesi, diğer bölgelerle
kıyaslandığında kalp hastalığı ve ritim bozukluğu
görülme insidansı bakımından daha şanslı
görülse de ritim bozukluğu erken tanısı yapıldığı
zaman tamamen yok edilebilmektedir” dedi. 8’de
/.0.1#.'-1'0-0
6!>;7>2<> MBAUQPUQUQV!UQV;TPTIPURT
RH3UV&SRNEISJN)QMS=V8AITRVAUPV!SKT<V!UQ
TJUJTV7?RUQ9TJTV0URRSVH?SQSKS=VGPGJPSRSRSJN
OSKUDHRTMUVFTRTQ9TVHPMGCV<?4>.8@-)2<>
SAYFA 02
KIRMIZI SARI
MAVI
17 Nisan 2014 Perşembe
Türk halkından "selfie"
için TDK'ya ilginç öneriler
T
ürk Dil Kurumunun (TDK) hafta başında
yaptığı "kendi fotoğrafını çekmek" anlamına
gelen "selfie" karşılık bulma çağrısına, yurt
içi ve yurt dışından çok sayıda öneri geldi. Son günlerde özellikle gençler arasında bir akım haline gelen "selfie" karşılık olarak kuruma gelen tavsiyeler
arasında "Sosyapoz", "Başyapıt", "Bengil",
"Beyani", "Cepimge", "Çekendi", "Çekerol", "Çekinti", "Çeklaçek", "Çektirim", "Çeksun", "Eday",
"Ferdi", "Görsel Salım", "Seyfi" ve "Kendirme" gibi
sözcükler bulunuyor. TDK Başkanı Prof. Dr.
Mustafa Kaçalin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "selfie" sözcüğü için TDK'nın facebook sayfasından, telefon ve mail yoluyla vatandaşların kendilerine ulaştığını söyledi. TDK'nın kurulduğu ilk
yıllardan bu yana Türkçe'deki yabancı sözcüklerin
karşılığının bulunması çalışmalarını yürüttüklerini
belirten Kaçalin, "Hatta Osmanlı döneminde de bu
konuya büyük önem veriliyormuş. Kurumumuzun
kuruluş aşaması doğrultusunda biz de çalışmalarımızı Türkçe'nin varlığının korunması doğrultusunda yürütüyoruz" dedi.
-TDK desteğin devamını bekliyor
ılık bulma çağrısına,
rş
ka
çe
rk
Tü
e
"y
fie
el
"s
ı
ığ
TDK'nın hafta başında yapt
i geldi. Kuruma
er
ön
a
yıd
sa
k
ço
n
da
şın
dı
rt
hem yurt içinden hem de yu
, "Bengil", "Şipşakım",
z"
po
ya
os
"S
t",
pı
ya
aş
"B
da
gelen öneriler arasın
dicik", "Eday", "Ferdi",
en
"K
,
k"
çe
la
ek
"Ç
",
ol
er
ek
"Doğaç", "Çekendi", "Ç
zcükler bulunuyor
sö
bi
gi
e"
rm
di
en
"K
ve
i"
ip
"Görsel Salım", "Seyfi", "T
Vatandaşlardan gelen sorular ve söz konusu
sözcüğün kullanımının yaygınlaşmasıyla Türkçe
karşılık arayışlarına başladıklarını bildiren Kaçalin,
şöyle konuştu: "Karşılık aranan yabancı sözler,
görüşleri alınmak üzere kurumumuz bünyesindeki
Yazışma Topluluğu'na gönderiliyor. Yazışma Topluluğu'nda her meslek ve yaş grubundan yüzlerce kişi
var. Hafta boyunca vatandaşlar bizlere buradan,
sosyal medyadan, telefon ve mail aracılığıyla ulaşarak önerilerini sundu. Şu ana kadar 800'e yakın
kişi önerisini iletti ve beş yüze yakın farklı öneri
birikti. Sadece yurt içinden de gelmedi öneriler.
Madrid'ten, Kazakistan'dan, İran'dan, Azerbaycan'-
dan ve Kırgızistan'dan da öneriler aldık. Öneriler,
görüşler alınmak üzere Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu'na gönderilecek, sonrasında 'selfie' sözcüğü için
ilgili kurullarımız tarafından uygun bir karşılık belirlenecek."
Halkın, Türkçe'nin korunması ve yabancı
sözcüklerden arındırılması amacıyla gösterdiği duyarlılığın kendilerini çok mutlu ettiğini belirten
Kaçalin, destek ve çabanın diğer yabancı sözcükler
için de devam etmesini beklediklerini vurguladı.
-Münhasî, nefsi, oben...
"Selfie"nin Türkçe karşılığı için gönderilen öner-
Nasreddin Hoca en
büyük kültür elçisi!
Balkan Araştırmaları Uzmanı
ve Gediz Üniversitesi Türk Dili
ve Edebiyatı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Bayraktar, "Balkanlar'da Türk edebiyatının tasavvuftan halk edebiyatına kadar her türünde
önemli eserler verilmiş, bu
edebi anlayış bölgede kök
salmış ve yerel halkların
kültürüyle kaynaşmıştır.
Mesela Bosna Hersek’teki
Nasreddin Hoca fıkralarının
büyük kısmı, Anadolu’daki
Nasreddin Hoca fıkralarıyla
paralellik göstermektedir.
Bunun temel nedenlerinden
biri, Bosna Hersek’in bir zamanlar Osmanlı toprağı olmasıdır." dedi.
Ege Balkan Sosyal İktisadi ve Akademik
İşbirliği Derneği (EBSİAD) tarafından
düzenlenen "Balkanlar'ın Gülen ve Güldüren
Yüzü Nasreddin Hoca" konulu programa
katılan Bayraktar, Balkan ve Türk grupları
arasındaki kültür alışverişinin ortak bir
kültürün temelini oluşturduğunu, bölgede
konuşulan Slav ve Türk dilleriyle alışverişe
girmiş sayısız Türkçe kökenli kelime, çok
sayıda atasözü, deyim ve fıkranın Balkan
kültüründe yerini aldığını belirtti. Bunun en
güzel örneklerinden biri Nasreddin Hoca
olduğunun vurgulayarak, Anadolu’dan göç
eden Türkmenlerle Balkanlar’a ulaşan
Nasreddin Hoca fıkralarının yerel halk
tarafından benimsendiğini ve kendi kültürlerine mal edilerek sahiplenildiğini belirtti.
Bu dönemde gerek matbu gerekse el yazması eserlerle iki toplum arasında kültür etkileşimlerinin üst düzeyde olduğuna değinen
Yrd. Doç. Dr. Bayraktar, "Bunun yanında
fıkralar, coğrafyanın ve kültürün de etkisiyle
az da olsa değişikliklere uğramışlardır.
Bazen fıkralardaki yer isimleri değişmiş,
bazen de var olan fıkraların bir benzeri ortaya çıkmıştır.
Bu durum gayet normaldir. Bu,
halk kültüründeki folklorizasyonun bir sonucudur. Boşnak halkı Nasreddin Hoca’yı benimsemiş ve ona Boşnak millî kahramanı
diyecek kadar sahip çıkmıştır. Nasreddin
Hoca fıkralarının Bosna Hersek’te yayılması
ve bu fıkraların güncellenerek günümüze
kadar gelmesi, farklı iki kültürün birbirini
anlayıp karşılıklı iletişim kurmasında bir
köprü vazifesi görmüştür.
Nasreddin Hoca, Türk ve Boşnak
halkları arasında bir kültür elçisi olmuş ve bu
iki farklı kültüre mensup insanlar, Nasreddin
Hoca’nın tebessümünde hayat bulmuştur.
Nasreddin Hoca iki toplumda da güldüren,
düşündüren, eğiten, sevdiren ve yol gösteren
bilge olmuştur." diye konuştu. (CİHAN)
ilerden bazıları ise şöyle: "Anfoto, başyapıt, bencik, bencileyin, bençek, bengil, benil, benim o,
benimce, benimsem, benli, bensel, bensi, beyani,
bireyselim, cepimge, çekat, çekçeki, çekendi,
çekerol, çeki, çekiçek, çekilge, çekilim, çekimanım, çekimce, çekimim, çekimsel, çekinem,
çekinti, çekintim, çeklaçek, çekön, çekpaylaş, çeksun, çektirim, doğaç, eday, e-foto, e-hatırat, eldenfoto, elimfoto, ferdi, ferdim, fotoben, fotobiz, fotoçekim, fotokendi, fotom, fotöz, görsel salım,
göstermelik, gözfiye, gözgüçek, gözgül, gözgülük,
haletiben, idey, işte ben, karşı pencere, kençek, kendeç, kenden, kendi çekimim, kendicem, kendicik,
kendiçek, kendikem, kendil, kendimo, kendir, kendirme, kendöz, kenfo, kenka, kenkençek, kol
çekim, mahdûd, mahdûdî, motoportre, münhasî,
nefsi, oben, önünüçek, öz yapıt, özanlık, özben, özbeti, özbiçem, özceçekim, özcül, özçekim, özçekmek, özge, özgörünüm, özgüm, özgün, özgünî, özimge, öznel, özüçekim, özül, özüm, özünçek,
özünü, resmiyem, salım, selfi, seyfi, sima, sinep,
sosyapoz, şahsi, şahsim, şipşakım, tekbakış, tipi,
yakınçeki, yüzçekim, yüzkare, yüzyüze, zat-ı
kadraj, zatim." (AA)
Şairimiz
şiirimiz
'En eski zanaatı'
yeniden
yorumladılar
25 keçe sanatçısının
keçeyi yeniden yorumlayarak geçmiş ile gelecek
arasında bir yerde buluşturduğu, "Zanaattan
Sanata Keçe" adlı sergi
20 Nisan'a kadar ziyaretçilerini bekliyor. 5.
Alaçatı Ot Festivali kapsamında "Zanaattan
Sanata Keçe" adlı
sergiyi, CHP Parti
Meclisi Üyesi Saniye
Nazik Işık ve CHP İzmir
İl Başkan Yardımcısı
Nazan Çetin ile Çeşme
Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç birlikte açtı.
Sergide; Anadolu'nun en
eski tekstil zanaatı olan
keçe, 25 sanatçının modern yorumlarıyla tekrar
hayat bulurken; alışılmış
örneklerinin dışında yer
yaygısı, duvar işlemesi,
heykel ve aksesuar formunda sergi ziyaretçilerinin karşısına çıkıyor.
Art Textiles in Alaçatı'da
Alaçatı Ot Festivali
kapsamında sanatsal aktivitelere ev sahipliği
yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten
Başkan Dalgıç, Ot Festivali ile birlikte açılan
bazı sergilerin, festival
bitiminde de devam ettiğini belirtti.
(HABER MERKEZİ)
Sabit İnce
HASİYET
RUSTAM
Hasiyet Rustam 1971 yılında Özbekistan da doğdu.
O Özbekistan Milli Universitesi mezunudur.
Şairenin “Gökteki ev”(1996), “Kurtuluş”(2003),
“Rida”(2004), “Duvar”(2006) ve “Ağustos” adlı kitapları yayınlanmış. Onun şiirleri dünyanın çeşitli
dillerine çevrilmiştir. ingilizce, ispanyolca, almanca, rusca, türkçe azerice ve kazakça dillerine tercüme edilmiştir.
2004 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı İ.A.Kerimov tarafından “Şöhret” madalyası ile ödüllendirilmiştir.
Dünya
Bir noktayım.
Küçük bir nokta.
Nerden beni almışsın yığıp?
Şöyle büyük halinde hatta –
Yaşıyorsun gözüme sığıp.
Belki, perva etmezsin bana,
Ah çekmezsin ağlayışımdan.
Bil, ne kadar büyük olsan da,
Küçücüksün göz bebeğimden.
Bakarsam kamaşır bu iki gözüm,
Karanlık içinde ay parlar görkem.
Kendimi ne kadar aklasam da ben,
Bir türlü simsiyah görünür gölgem.
****
Yemyeşil güllerden umutlu kabrim,
Dağ gibi yükselir yücelık için ...
Onda yok asla babamın sabrı –
Annemin dayancı bende yok niçin?
Kime benziyorum ?
Yok buna deva –
Gelmişim karanlık ile yan yana.
Allah’ım neden ben suçlu olsam da –
Özür dilemek hiç gitmez hoşuma
Şener Şen'in mezun olduğu okulda kurulan müze ilgi görüyor
Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde,
sanatçı Şen'in de mezun olduğu Kepirtepe
Anadolu Öğretmen Lisesinde kurulan Nostaljik Eğitim Malzemeleri Müzesi, ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. Müdür yardımcısı
Demircan: "O dönemde, akıllı tahta ve projeksiyonun yerine film makineleri kullanılıyordu" dedi
Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde,
sanatçı Şener Şen'in de mezun olduğu
Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesinde kurulan Nostaljik Eğitim Malzemeleri Müzesi,
ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. Kepirtepe
Köy Enstitüsü olarak 1940'ta kurulan ve
bugün Anadolu Öğretmen Lisesi olarak
hizmet veren okulda, 12 yıl önce öğretmen
ve öğrenciler tarafından müze
kuruldu.Müzede, eğitimde kullanılan 74 yıllık 200 eğitim materyali ile yaklaşık bin fotoğraf sergileniyor. Müzeyi ziyaret edenler,
yıllar önce kullanılan eğitim araçlarının
görme imkanı buluyor. Müzede, müdür
koltuğundan dikiş ve film makinesi ile müzik
aletlerine kadar pek çok araç ve gereç yer
alıyor. Anadolu Öğretmen Lisesi Müdür
Yardımcısı Mehmet Demircan, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Kepirtepe
Köy Enstitüsünün ilk binasının, okul öğrencileri ve usta öğreticiler tarafından iki yılda
yapıldığını söyledi. Okul yapılırken Prof. Dr.
Emin Halid Onat'ın projesinin kullanıldığını
belirten Demircan, şöyle konuştu: "Okul ilk
mezunlarını 1943'te verdi. 1954'e kadar oku-
lun 7 bine yakın mezunu oldu. Köy enstitülerinin kapatılmasıyla, Kepirtepe İlköğretmen Okuluna dönüştürülen okul, 1974'e
kadar, köy okullarından mezun olan öğrencileri öğretmen olarak yetiştirmeye devam etti.
1974'te öğretmen yetiştirmenin yüksek öğretime devredilmesiyle, okul öğretmen lisesine
dönüştürüldü ve 1990 yılında ise Anadolu
lisesi oldu."
- "Eğitimde film makinesi kullanılıyordu"
Demircan, yıllarca eğitim veren okuldaki
tarihi eşyalar için müze oluşturma fikrinin,
okulun biyoloji öğretmeni Handan Balcı ve
okulun müze kulübü öğrencileri tarafından
ortaya atıldığını söyledi. Müzede, dönemin
köy enstitüsünde kullanılan 200'e yakın
eğitim eşyası ve bine yakın fotoğrafın
sergilendiğini belirten Demircan, şöyle devam etti: "Bunlar içinde 1940 yılında okulun
müdürünün oturduğu koltuk, kız öğrencilerin
öğretmenlik dışında gittikleri yerlerde köyün
genç kızlarına biçki-dikiş öğretmek için kullandığı dikiş makinesi, erkek öğrencilerin,
demir, çatı ve inşaat ustalığı eğitiminde kullandığı malzemeler ile mandolin, saz ve saksafon gibi müzik aletleri var. O dönemde,
akıllı tahta ve projeksiyonun yerine film
makineleri kullanılıyordu. O da müzemizde
yer alıyor." Demircan, 74 yıllık eğitim kurumunda, birçok ünlünün yetiştiğini söyledi.
Trakya'nın birçok yerinde okul mezunlarının
olduğunu dile getiren Demircan, şunları kaydetti: "Tabii bunlar içinde ülkemize büyük
katkı vermiş kişiler de var. Bunlar arasında
sanatçı Şener Şen, Eyvah Eyvah filminin
yönetmeni Hakan Algün, AK Parti
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir, şair
Mehmet Başaran gibi önemli isimler var.
Diğer taraftan ünlü ozanımız Aşık Veysel de
okulumuza gelerek öğrencilerimize ders vermiştir." (AA)
Yıl: 3
. Sayı: 889 . 17 Nisan 2014 Perşembe
İmtiyaz Sahibi
Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına
Eflatun SAYGILI
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Fikret DAĞTEKİN
Yazı İşleri Müdürü
Azime MOLLA
Haber Müdürü
Gülseren KUMRU
Sayfa Editörü
Nur Gülmez BEL
Salih ASLAN
Denizli Temsilcisi
Sedat KAYA
05326601776
[email protected]
İdari Merkez
Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat
İş Merkezi 45/803
Gümrük - Konak / İZMİR
Tel: 0232 425 26 10 (Pbx)
0232 425 26 10
Mail:
[email protected]
Dağıtım: Hakkı SARIÖZ
Yayın türü:
Yerel
Basıldığı Yer
Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı
Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR
Tel: 0232 251 76 32
SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3
SONDAKiKA GAZETESİ >>
3 ASAYiŞ
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
17
17Nisan
Şubat2014
2013Perşembe
Perşembe
Yargıtaydan "mobbing" kriterleri
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, işyerinde bir başka personelin yapması gereken işler sık sık kendisine verilen, yerine
başkası görevlendirilen, cumartesi günleri mesai yaptırılan ve aynı pozisyondaki diğer çalışanlara anahtar ve şifreler
verildiği halde kendisine verilmeyen bankacının işyerinde mobbbinge maruz kaldığına karar verdi. Daire, bankacının
şikayetlerini mobbing olarak kabul etmeyen yerel mahkeme kararını bozdu
İzmir'de 1994-2010 yıllara arasında çalıştığı
banka tarafından iş akdi fesh edilen
bankacı, iş akdinin haksız yere fesh
edildiğini, işe iade davasının kabul
edildiğini ve temyiz aşamasında olduğunu,
fazla mesai alacaklarının ödenmediğini ve
işyerinde mobinge maruz kaldığını belirterek, manevi tazminat ve fazla mesai
alacağının ödetilmesine karar verilmesi istemiyle dava açtı.
Davalı bankanın avukatı ise davacının ücretine fazla mesainin dahil olduğunu, personelle sık sık tartıştığını, iki defa yazılı uyarı aldığını, çalıştığı şubede verimli olmaması nedeniyle şubesinin değiştirildiğini
ve bu nedenle iş akdinin feshedildiğini
savunarak davanın reddini istedi.
İzmir 10. İş Mahkemesi, dosyada bulunan
davacı ve davalı tanık anlatımları ile mevcut diğer delillerin birlikte değerlendirilmesinden davacıya sistematik ve
sürekli psikolojik baskı uygulandığını gösterir kuvvetli deliller bulunmadığı, kişilik
hakları ve sağlığınınn sistematik ve ağır bir
saldırıya uğradığı yönünün kuşkudan uzak
delillerle yeterince ortaya konulmadığı
kanaatiyle davanın reddine karar verdi.
Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi
üzerine dosya Yargıtay 22. Hukuk Dairesine
geldi.
Bozma gerekçesi
Daire, yerel mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozdu.
Dairenin kararında, banka çalışanlarından
Ş.Ü'nün davacıya sinirli tavırlar gösterip
elinde bulunan kağıtları ve zarfı davacının
masasına ve üzerine fırlattığı, bir süre sonra söz konusu belgeleri geri alıp sinirli
tavırlar sergiledikten sonra tekrar masaya
fırlattığı, davacının yere düşen belgeleri
topladığının anlaşıldığı belirtildi. Davacının
bireysel pazarlama yetkilisi olarak çalıştığı
sırada cari hesaplar yetkilisi G.B'nin
davacının yerine görevlendirildiği,
davacının bu görev değişikliği nedeniyle
mağdur olduğu düşüncesine kapıldığı ve
hastalandığı da ifade edilen kararda,
davacının bankacılık işlemleri konusunda
kurallara uygun hareket etmek istediği, bu
nedenle amirleri ile sorunlar yaşadığı, uyarı, itham ve kırıcı üsluplarla baskılara
maruz kaldığı, banka müdürü tarafından
sorun çıkaran, uyumsuz, sevilmeyen ve
kavgacı biri olarak suçlandığı kaydedildi.
Kararda, süreç içinde davacıya yönelik bu
ve benzeri olumsuz davranışların tekrarlandığı, bir başka personelin yapması
gereken işlerin sık sık davacıya verildiği,
banka müdürü tarafından cumartesi günleri mesai yaptırıldığı, işyerinde düzenli bir
çalışma şeklinin olmadığı, davacıyla aynı
pozisyonda olan diğer çalışanlara anahtar
ve şifreler verildiği halde davacıya verilmediğinin anlaşıldığı ifade edildi.
Davacının stresli çalışma ortamında bulunmanın da etkisiyle sindirim sistemi rahatsızlığı çektiği kaydedilen kararda, banka
şubesinin yapılan iç denetimde düşük performans gösterdiğinin belirlendiği anlatıldı. Davacının işyeri içindeki diğer
çalışanlardan soyutlandığı, son dört ay
içinde yirmişer günlük sağlık raporları
aldığı, son bir yıl içinde peş peşe disiplin
soruşturmaları geçirerek kendisinden
savunmalar istendiği belirtilen kararda,
şube içi elektronik posta ile yapılan yazışmalarda "densiz" denilmek suretiyle
hakarete maruz kaldığı, yapılan yazışmalarda nezaket sınırlarının aşıldığı, davacının
yaşamış olduğu olumsuzlukları işyerindeki
amirine ilettiği halde sorunlara çözüm getirilmediği ve kendisinde kusur bulunduğu-
Yine tekne faciası:
6 ölü 5 yaralı
Tavşan adası yakınlarında
teknenin batması sonucu
kaybolduğu bildirilen kaçakları arama çalışmaları 1 uçak,
2 helikopter ve 2 botun
katılımıyla sürdürülüyor.
Çalışmalar sonucu kurtarılanların sayısı 5'e yükseldi, 5 kişinin de cesedine ulaşıldı. Menderes ilçesi
Özdere beldesi açıkları
Tavşan adası yakınlarında
batan tekneden kurtarılanların sayısı 5'e yükseldi, 5 kişinin de cesedine ulaşıldı.
Özdere ile Gümüldür
beldeleri açıklarındaki
Tavşan adası yakınlarında
teknenin battığı bölgede
Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı 2 helikopter, 5
bot ve 1 uçak arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor.
Ekiplerin çalışmaları sonucu
yaralı olarak kurtarılanların
sayısı 5'e yükseldi, denizde 5
kişinin de cesedine ulaşıldı.
Yaralılardan biri Sahil
Güvenlik Hava Komutanlığı'na bağlı helikopterle Ege
Üniversitesi Hastanesi'ne
kaldırılırken, 2'si 112 ambulans helikopterle Katip
Çelebi Üniversitesi Atatürk
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, biri ise karayoluyla
Seferihisar Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Sağlık durumu iyi olan bir kazazedenin
de beldede sağlık kontrolünden geçirildiği bildirildi.
(AA)
Ağabeyi ile aynı kaderi yaşadı,
5 yıl sonra aynı yerde boğuldu
Sakarya'nın Hendek
ilçesinde arkadaşıyla dereye
balık tutmaya giden 11
yaşındaki çocuk, şelalenin altındaki küçük gölete düşerek
boğuldu. Ölen çocuğun
ağabeyinin de 5 yıl önce aynı
yerde boğularak ölmesi
ailesini yıktı. Erkek çocuklarını 5 yıl arayla kaybeden
ailenin 2 kız çocukları kaldı.
Yeniyayla köyünde yaşayan Ali
ve Ruhal Der çiftinin çocukları 11
yaşındaki Hüseyin, dün öğleden
sonra okul çıkışı arkadaşlarıyla top
oynadıktan sonra bir arkadaşını da
yanına alarak Turnalık Deresi'ne
balık tutmaya gitti. Evlerinden yaklaşık 500 metre uzakta bulunan dereye gelen Hüseyin, ayağının kayması sonucu şelalenin altında
oluşan 2,5 metre derinliğindeki
küçük gölete düştü. Yanındaki
arkadaşı kurtarma çabası yetmeyince koşarak köye gidip ailesine
haber verdi. Bunun üzerine küçük
çocuğun ailesi ve köylüler, deredeki göletin yanına geldi. Bu arada
112 Acil aranarak yardım istendi.
Suya gömülen çocuk sopa
yardımıyla sudan çıkartıldı. Olay yerine gelen sağlık ekibinin yaptığı
kontrolde Hüseyin Der'in öldüğü
anlaşıldı. Çocuğun cenazesi Hendek Devlet Hastanesi morguna
kaldırıldı. Savcının yaptığı incelemenin ardından cenaze otopsi
yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp
Kurumu'na gönderildi.
Öte yandan ölen çocuğun
ağabeyi Sezer'in de 10 yaşındayken
2009 yılında aynı gölette yüzmek
isterken boğularak öldüğü ortaya
çıktı. Sezer'in ölümünden sonra
köylülerin gölete taşlar koyarak derinliğini azalttıkları öğrenildi. Ancak buna rağmen derinliğin 2,5 metreyi bulan gölette Hüseyin de can
verdi. 5 yıl arayla 2 oğullarını aynı
gölette kaybeden Der ailesi yıkıldı.
Köydeki evde taziyeleri kabul eden
baba Ali Der, güçlükle ayakta durabildi. Olay olduğu sırada işte
olduğunu söyleyen Der, "İki oğlum
da aynı yerde aynı ateşi paylaştı.
Acımız büyük." dedi. Der ailesinin
hayatta 2 kız çocukları kaldı.
Kurtuluş Ortaokulu 5. sınıf
öğrencisi olan Hüseyin Der'in
öğretmenleri ve sınıf arkadaşları da
acı haberle yasa boğuldu.
Arkadaşları sırasını çiçeklerle donatarak 'Seni özleyeceğiz Hüseyin'
yazılı kağıt bıraktı. Hüseyin Der'in
cenazesi köyünde toprağa verilecek. (CİHAN)
nun belirlendiği kaydedildi. Kararda
"Davacının, yaşanan olumsuzluklar sonunda anksiyete bozukluğu çektiği ve sağlık
sorunlarıyla uğraştığı, bir yıllık maaş
artışının yalnızca 1,96 olarak öngörüldüğü,
davacının işyerinde yaşadıklarını 'olaylar'
başlığı altında kaleme aldığı, söz konusu
yazıda tutarlılık, samimiyet ve iddia edilen
hususlarla bir bütünlük görüldüğü, bu
hususların 'mobbing' teşkil ettiği tüm
dosya içeriğinden anlaşılmaktadır" ifadesine yer verildi.
Mobbingin varlığının kanıtı
Mobbingin varlığı için kişilik haklarının
ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik
haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu
vurgulanan kararda, şu tespitler yapıldı:
"Ayrıca mobbing iddialarında şüpheden
uzak kesin deliller aranmaz, davacı işçinin,
kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri
sürmesi yeterlidir, işyerinde mobbing
gerçekleşmediğini ispat külfeti davalıya
düşmektedir. Tüm bu değerlendirmelerle
tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller
değerlendirildiğinde mobbing iddiasının
yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden
yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup
bozmayı gerektirmiştir."
(AA)
TIBBİ MALZEME VE KİT SATIN ALINACAKTIR
UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI
EGE ÜNİVERSİTESİ
MUHTELİF 17 KALEM TIBBİ MALZEME VE KİT alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre
açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası
: 2014/39892
1- İdarenin
a) Adresi
: ANKARA CAD. 35100 BORNOVA/İZMİR
b) Telefon ve faks numarası
: 02323435274 - 02323730083
c) Elektronik Posta Adresi
: [email protected]
ç) İhale dokümanının
: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
görülebileceği internet adresi (varsa)
2- İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı
: MUHTELİF 17 KALEM TIBBİ MALZEME VE KİT ALIMI
Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden
ulaşılabilir.
b) Teslim yeri
: Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Taşınır Kayıt Kontrol Birimi
Bornova-İZMİR
c) Teslim tarihi
: Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden
itibaren işe başlanacak ve 15 gün içinde sipariş miktarı teslim edilmek kaydıyla
malzemenin tamamı 30.06.2015 tarihine kadar peyderpey teslim edilecektir.
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer
: Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü (İhale Salonu) Bornova-İZMİR
b) Tarihi ve saati
: 09.05.2014 - 11:00
4.
İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1.
İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya
Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya
ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki
görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde
bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren
belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip
ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci
mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir
yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge,
4.2.
Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3.
Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyim belgeleri:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin
% 30 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler.
4.3.2.
4.3.2.1. Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler:
a)Teklif edilen ürün, T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası'na (TITUBB) kayıtlı ve T.C.Sağlık Bakanlığı
tarafından onaylı olmalıdır. b) Malzemeyi teklif eden firma; üretici, ithalatçı veya bayi olarak TITUBB da kayıtlı olmalı
ve kayıtlı olduğuna dair belgeyi ibraz etmelidir.
4.3.3. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları
içeren doküman:
a) İstekliler; 1., 2., 3., 4., 7. Gruplar için talep edilen ürünlere ilişkin numunelerini, 5.Grup için talep edilen ürünlere
ilişkin numunelerini, ve/veya kataloglarını, 6.Gruptaki 1. ve 2. kalemler için talep edilen ürünlerden herhangi biri için
en az 1 (bir) adet ürün numunesini ve tüm ölçülerin belirtildiği ürünü tanıtan broşür/kataloglarını, 6.Gruptaki 3. kalem
için talep edilen ölçülerden herhangi biri için en az 1 (bir) adet ürün numunesini ve tüm ölçülerin belirtildiği ürünü
tanıtan broşür/kataloglarını, 8.Grup için talep edilen ürünlere ilişkin numunelerini veya orijinal katalog ve/veya
broşürlerini, İhale Komisyonunca incelenmek üzere, ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan
Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için
herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme
dışı bırakılacaktır. b) İstekliler, tekliflerini elektronik ortamda www.titubb.org adresinden (İhale Bildirim Yazılımı)
hazırlayarak (cd,dısc,usb vb) idareye sunacaklardır.Ayrıca, elektronik ortamda sunacakları teklif cd"sinin bilgisayar
çıktısını da alarak teklifleriyle birlikte sunacaklardır. 6. Grubun 3. kalemi için hazırlanan Cd 'de teknik şartnamede
belirtilen tip ve ölçülere göre onaylı barkod numaraları belirtilecektir.
4.4.
Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1.
1., 2., 3., 4. ve 6. Gruplar için Kamu veya Özel Sektörlere muhtelif tıbbi malzeme satışı; 5., 7. ve 8. Gruplar için
Kamu veya Özel Sektörlere muhtelif kit satışı işi benzer iş olarak kabul edilecektir.
5.
Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6.
İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır.
7.
İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1.
İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Üniversitesi Döner Sermaye
İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresinden satın alınabilir.
7.2.
İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri
zorunludur.
8.
Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresine
elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9.
İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale
yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu
bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10.
İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11.
Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZ YİRMİ) takvim günüdür.
12.
Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de
Sondakika 17/4
Basın: 4592
Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği ile Dokuz Eylül Üniversitesi
(DEÜ), tekstile değer katacak bir işbirliğine imza attı. İki kurumun ortaklığında
kurulacak Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi, sektörde katma
değeri 300-400 kata kadar çıkan teknik tekstil alanında araştırmalar yapacak
,.!!
! XC[FK@YVUXEXVY[TZQZW
AYT[BLT[SYTVXT[@Y[TLWNPNHN[SYTMSXU[KWKV=
UYWXVXV[ZW=FY[BZURCOZUZWRV[PZARUZHZER
OYWTYIG[7IOXW1X[X?WZHZSSZ[KMS[VLTSZUZWZ
SZCRPZHZTD[3ZEUZPZHZER[JXUFX[SYTVLUL'XMXPUY
QY[JN[ZUZVQZ[OYWTYI[PZAZHZTD
-WZCSRWRUZHZTUZW[ZWZMRVQZG[FWZOR[6::
QLUZWR[FYBYV[SRJJX[SYTMSXU[KWKVUYWX[QY[PYW
ZUZHZTD[,+.[;RVZISYAY[$ZOAKMK1VQY[TN=
WNUZHZT[OYWTYIXV[JKSBYMX[4[OXUPLV[UXWZ[L=
UZHZTG[JNVNV[PKIQY[&41X[7IOXW[$ZUTRVOZ
-'ZVMR[7$-1VQZV[MZEUZVZHZTD
+FY[;YTMSXU[@Y[ZOOZQQYUYWX
7?WZHZSBRUZWR[9XWUXEX[/<VYSXO[$NWNUN
9ZCTZVR[3ZJWX[.VUKSKWTG[,+.[(YTS<W
/ZWQROHRMR[%WL>D[,WD[0NWZS[IF<WYVG[;YT=
MSXU[0K?YVQXMUXEX[9<UKO[9ZCTZVR[%WL>D
,WD[3Y@XU[/YCXUARVZW[XUY[,+.[.VX@YWMXSY
3ZVZPX[PFNUZOZ[@Y[-WZCSRWOZ[0YWTYIX
0KQKWK[%WL>D[,WD[-JQNWWZ?OZV[9ZPWZOG
OYWTYIXV[TNWNUNC[MKWYHXVX[ZVUZSOZT
ZOZHRPUZ[+FY[7?WZHZSBR[9XWUXTUYWX1VQY[JXW
JZMRV[SLAUZVSRMR[QKIYVUYQXD[
9NWZQZ[TLVNCZV[.VUKSKWTG[TNWNUZHZT
OYWTYIQY[JZCSZ[TLWNPNHNUZW[LUOZT[KIYWY
SYTVXT[SYTMSXU[ZUZVRVQZ[ZW=FY[BZURCOZUZWR
PZARUZHZERVRG[JN[MZPYQY[+FY[9<UFYMX1VXV
SYTVXT[SYTMSXU[X?WZHZSRVQZ[MRBWZOZ
PZAZHZERVR[TZPQYSSXD[9<UFYQYTX[>XWOZUZWRV
WYTZJYS[FKHKVK[@Y[X?WZHZSUZWRVR[ZWSSRWOZT
XBXV[FYWYTUX[TZPVZTUZWR[MZEUZOZT[@Y
ZUSPZARPR[LUNCSNWOZT[XBXV[BZURCSRTUZWRVR[X=
>ZQY[YQYWYTG[!;KWTXPY1VXV[X?WZHZSSZ[LWSZUZ=
OZ[TXULFWZO[>XPZSR[5G4[QLUZW[MY@XPYMXVQYD
;YTMSXU[X?WZHZSRVQZ[JN[>XPZS[5:=54[QLUZWZ
BRTRPLWG[TLV>YTMXPLV[KWKVUYWXVQY[6:=64
QLUZWR[JNUNPLWD[;YTVXT[SYTMSXUQY[XMY[JN
WZTZO[):[XUY[4:[QLUZW[ZWZMRVQZ[QYEXCXPLWG
PZVX[TZSOZ[QYEYWX[XTX[KB[TZSRVZ[TZQZW
BRTZWOZT[OKOTKVD[;RJJX[SYTVXT[SYTMSXUQY
XMY[JN[LWZV[)::=*::[TZSZ[BRTRPLWG[PZVX
QZOZW[QLTNMNVN[SZT@XPY[YQYV[SYTMSXU
OZUIYOYMXVXV[5[FWZOR[JXUY[TUZMXT[SYTMSXU
KWKVKVY[F<WY[)::=*::[TZS[QZ?Z[AZ?ZURD
9<PUYMX[TZSOZ[QYEYWUX[KWKVUYWG
;KWTXPY1VXV[@Y[J<UFYOXIXV[FYUXCOYMXVY[QY
TZSTR[MZEUZPZHZTD [QYQXD
,-.,/+%,-('/.,#*+-"/'/.
,/+./*+/ .()$)+
;KWTXPY1VXV[JNFKV[PZTUZCRT[6[OXUPZW
QLUZWURT[SYTVXT[SYTMSXU[X?WZHZSR
JNUNVQNENVN[TZPQYQYV[9XWUXT[9ZCTZVR
.VUKSKWTG[C<PUY[QY@ZO[YSSX#[!3LV[5:[PRUQZ
SYTVXT[SYTMSXUUYWXV[KUTYOXI[SYTMSXU[@Y[TLV=
>YTMXPLV[X?WZHZSRVQZTX[AZPR[PZTUZCRT[XTX
TZSRVZ[BRTSR[@Y[PKIQY[641UXT[AZPZ[NUZCSR
>ZTZS[?U[QKVPZ[AZIZWRVQZ[PKIQY[5
HX@ZWRVQZ[AZPRORI[@ZWD[9N[OYWTYIG[JZCSZ
TLWNPNHN[SYTVXT[SYTMSXUUYW[LUOZT[KIYWY
SRJJX[SYTVXT[SYTMSXUUYW[ZUZVRVQZ[QZ[?XIOYS
@YWYHYTG[;KWTXPY1QYTX[SYT[OYWTYI[LUZ=
HZTD
/(/$/+.,/+&-+
,/+%,-('/
3YTS<WKV[MLV[PRUUZWQZ[SYTVXT[SYTMSXUY
QLEWN[JXW[Q<VKCKO[MKWYHX[FYBXWQXEXVY
QXTTZS[BYTYV[3ZJWX[.VUKSKWTG[!;YTVXT[SYT=
MSXUUYWXV[QKVPZ[SYTMSXU[@Y[?ZIRW[FXPXO[KWYSX=
OXVQYTX[AZPR[PKIQY[64D[;YTVXT[SYTMSXUUYWXV
TNUUZVRO[ZUZVUZWR[XSXJZWXPUY[JXWBLT[MZVZPX
QZURVR[XBYWOYMXG[JN[LWZVRV[QZ?Z[QZ
ZWSZHZER[SZ?OXVUYWXVX[TN@@YSUYVQXWXPLWD[9N
ZUZVQZ[KUTYOXIXV[@YWXUYWXVY[JZTSRERORIQZG
KWYSXO[@Y[X?WZHZSSZ[VYS[JXW[ZWSRC[SWYVQX
F<WKPLWNI[ZVHZT[JN[ZWSRCR[QZ?Z[QZ[X@OY=
UYVQXWOYT[@Y[MKWQKWKUYJXUXW[TRUOZT[ZQRVZ
SYTVLUL'X[@Y[ZW=FY[ZUSPZARORIR
FKBUYVQXWOYOXI[FYWYTXPLWD [CYTUXVQY
TLVNCSND
%)&)"-.-(/.#&-/*%-,/"/&,/*/./'/$/+
(YTS<W[/ZWQROHRMR[IF<WYV[XMY
;KWTXPY1VXV[XUT[MZEURT[SYTVLAZWTRVR
ZBSRTUZWRVR[JYUXWSYWYTG[CNVUZWR[TZPQYSSX#[!7U=
FXOXIX[BYTYV[XTXVHX[SYOZSXT[TLVN[XMY
SYTVXT[SYTMSXU[LUQND[9XWUXEXV[JXIY[SYTUX>SY
JNUNVOZMRVR[OYOVNVXPYSUY[TZJNU[YSSXTD
.VX@YWMXSYUYW[JNFKVY[TZQZW[PYSYWUX[?RIQZ
MZVZPXPX[QYMSYTUYPYOYQX[ZOZ[JNFKV
KVX@YWMXSYUYWXV[SYTVLAZWTUZW[LUNCSNWOZMRG
MZVZPXPUY[XCJXWUXEXVX[ZWSRWQRD[9<UFYOXIQY
PZAZHZERORI[QLEWN[Q<VKCKOUY[JN[TYVSG
JXW[HZIXJY[OYWTYIX[?ZUXVY[FYUYJXUXWD
%WL>D[,WD[/YCXUARVZW[QZ[SYTVXT[SYTMSXU
OYWTYIXVXV[MZVZPX[XUY[ZTZQYOX[MKWYBUYWXVX
YVSYFWY[YQYHYEXVXG[JN[JZEUZOQZ[;KWTXPY
XBXV[LUQNTBZ[JKPKT[JXW[FYWYTUXUXT
LUQNENVN[M<PUYQXD
,/+&-+.,/+%,-(
;YTVXT[SYTMSXUUYWG[YMSYSXT[@YPZ[QYTLWZSX>
<IYUUXTUYWXVQYV[IXPZQY[MZ?XA[LUQNTUZWR
SYTVXT[@Y[AYW>LWOZVM[<IYUUXTUYWX[XBXV[XOZU
YQXUYV[OZSYWPZUUYW[@Y[KWKVUYWXQXWD[;YTVXT
SYTMSXUUYW[56[MRVR>Z[ZPWRUOZTSZQRW#[;ZWROG
JXVZ[@Y[XVCZZSG[FXPXOG['YLSYTMSXUUYWG[Y@G
YVQKMSWXPYUG[?X'PYV[@Y[SRJJXG[SZCROZHRURTG
ZOJZUZ'G[TLWNPNHN[FXPMXUYWG[MALW[@Y[JLC
IZOZV[SYTMSXUUYWXG[YTLUL'X[@Y[BY@WY[SYTVXT
SYTMSXUUYWXD[$-)&
$'%&)) $')(##"(")&$'!'
'$)%#!)!($()&'$')( '!)''")$'%&%'
&$
')&&") $' )(%##)%&)()%(#"
($ ($())'!%"()%(!( #)&&")&"&
')'%'&$) (!))%#!()()%("##
"YBYV[PRUTX[TZQZW[LUOZMZ[QZ[-VSZUPZUR[SNWXIOHXUYWXV
PKIQY[48Y[PZTRV[ZWSRC[SZ?OXVX[@ZWD[9YTUYVSXUYWXV[LUNOUN
MYPWYSSXEX[JXW[Q<VYOQYG[;KWTXPY8VXV[(NMPZ8QZTX
YV[JKPKT[SNW[LAYWZS<WKVQYV[8FXIUX[SY?UXTY8
NPZWRMR[FYUQXD[;ZSXUXVX[;KWTXPY8QY[FYBXWYV
SNWXMSUYWXVG[FYHYUYOY[MZPRUZWRVR
QKCKWQKEKVY[QXTTZS[BYTYV[;YISNW[P<=
VYSXHXUYWXG[JXW[FYHYUXT[ZIZUOZVRV[JXUY
LSYUUYW[@Y[ZHYVSYUYW[XBXV[PKI[OXUPLV=
UZWHZ[QLUZWURT[TZPRA[ZVUZORVZ
FYUYHYEXVY[QXTTZS[BYTSXD[
;YISNW8NV[KMS[P<VYSXHXUYWX[SNWXIO
MYILVNVNV[JZCUZOZMRPUZ[JXWUXTSY[JXW
QYEYWUYVQXWOY[SLAUZVSRMR[QKIYVUYQXD
;YISNW8NV[-VSZUPZ8QZTX[OYWTYI[L>XMXVQY
FYWBYTUYCYV[SLAUZVSRPZ[>XWOZVRV[FYVYU
OKQKW[PZWQROHRUZWR[3YP>X[7OZOLEUNG[Y@YVS
0NSUNG[YW?ZV[/RUOZIG[/NMN>[ISKWT[XUY[JXWUXTSY
7B[%ZIZW[0KQKWK[+V@YW[0NWZQ[@Y[$LVSWZS[0KQKWK[ZSLC
/KWKW[TZSRUQRD[[;YISNW8NV[6[KUTYQY[>ZZUXPYS[F<MSYWQXEXVXG
SKO[QKVPZQZ[:[L>XMX[JNUNVQNENVN[X>ZQY[YQYV[3YP>X
7OZOLEUNG[BZURCZV[MZPRMRVRV[4[JXV[LUQNENVNG[FYBYV[PRU[6
OXUPLVQZV[>ZIUZ[XVMZVR[MYPZ?ZS[YSSXWQXTUYWXVX[ZVUZSSRD
9NVNV[TZWCRURERVQZ[QZ[6[OXUPZW[QLUZW[HXWL[YUQY[YSSXTUYWXVX
M<PUYPYV[7OZOLEUNG[6:5*[?YQY>UYWXVXV[XMY[FYBYV[PRUTX
WZTZOUZWR[PZTZUZOZT[LUQNENVN[X>ZQY[YSSXD[;KWTXPY8PY[FY=
UYV[SNWXMS[MZPRMRVQZ[PRUUZWZ[F<WY[ZWSRC[LUOZMRVZ[TZWCRVG[8FX=
IUX[SY?UXTY8[NPZWRMRVQZ[JNUNVZV[3YP>X[7OZOLEUNG[JNVNV
MYJYJXVXV[FYHYUYOYUYWXV[QKCOYMX[LUQNENVN[M<PUYQXD
2"YVYU[LUZWZT[FYHYUYOY[TLVNMNVQZ[JXW[MRTRVSR[PZCZVRPLWD
9YV[JNVQZV[YOXVXOD2[QXPYV[7OZOLEUNG[JN[QNWNON
Q<@XI[TNWUZWRVQZTX[?ZWYTYSUXUXEY[@Y[LSYU[>XPZSUZWRVRV[QLUZW
KIYWXVQYV[?YMZAUZVOZMRVZ[JZEUZQRD["YBOXC[MYVYUYWQY[5:
FYHY[LUZWZT[?YMZAUZQRTUZWR[OKCSYWXUYWXVXV[TLV=
ZTUZOZ[MKWYUYWXVXVG[FYBYV[PRU[PZASRTUZWR
BZURCOZQZ[G6[LUZWZT[BRTSRERVR[ZVUZSZV
3YP>X[7OZOLEUNG[29XW[FYHY[YTMXT[FY=
SXWMYT[5[OXUPLV[TXCX[FYHYUYOY[PZ=
AZW[TX[L[QZ[?YWTYM[XBXV[HXQQXG
JKPKTG[LSYU[@Y[ZHYVSY[XBXV[FYUXW
TZPJRQRWD2[QYQXD[
9XW[SNWXMSXV[FKVUKT[TLVZTUZ=
OZ[KHWYSXVX[LWSZUZOZ[&:[QLUZW[T=
ZJNU[YQYWYT[JXW[?YMZAUZOZ[PZAZV
3YP>XLEUNG[25[OXUPLVQZ[&:[OXUP=
LV[QLUZW[PZAZWD[5:[OXUPLVQZ[&::
OXUPLV[QLUZW[PZAZWG[JXW[FYHY[TLVZTUZ=
OZQZTX[TZPRAD2[QXPY[TLVNCSND
;KWTXPY8PY[FYUYV[SNWXMS[MZPRMR[ZWSOZMRVZ
WZEOYVG[LSYU[@Y[PZSZT[TZAZMXSYMX[QY[PKTMYUQXEX[XBXV
TLVZTUZOZ[SYMXMUYWXVXV[QLUOZQRERVRV[ZUSRVR[BXIYV
7OZOLEUNG[(NJUY8VXV[QLUZW[TZWCRMRVQZTX[5[ANZVURT[QYEYW
TZPJRVRV[JXUY[HXQQX[LUZJXUYHYEXVY[QXTTZS[BYTYWYTG[MRTRVSRPR
QZ?Z[ZVUZCRURW[?ZUY[FYSXWOYT[XBXV[CN[<WVYEX[@YWQX#
27VMZVUZWRV[TZIZVQRER[AZWZUZW[MZJXSD[,LUZWZ[@NWQNENVNI
IZOZV[FYUXWUYWXVQY[HXQQX[JXW[TZPRA[LUNPLWD[9XV[QLUZWZ[SZSXU
XBXV[):[JXV[(NJUY[<QYWTYV[)*[JXV[(NJUY[<QKPLWD[*[JXV
LUOZPRVHZ[89XV[QLUZWURTG[JXW[?Z>SZURT[SZSXU[ZUZPRO8[QXPLWD2[
'-/*.-*.,/(-+/.- /(/*
3YP>X[7OZOLEUNG[;KWTXPY[SNWXIOX[XBXV[WXMT[LUNCSNWZV
JXW[QXEYW[TLVNPN[XMY[CN[M<IUYWUY[X>ZQY[YSSX#[2"YBYV[PRU[/N=
VZVXMSZV[@Y[7MAZVPZ8QZ[PZCZVZV[YTLVLOXT[TWXIUYWQYV
MLVWZ[(NMUZWZ[TZAZUR[LUZV[-9[KUTYUYWX[@XIY[TLUZPURER
MZEUZPZWZTG[HXQQX[ZVUZOQZ[L[KUTYUYWQYTX[AZ[MZPRMRVR
ZWSRWQRD[9NVNV[QZ[QY@ZO[YQYHYEXVY[XVZVRPLWNOD[9XIXO
XBXV[YV[JKPKT[SY?UXTYG[WZTXA[KUTYUYWXV[JXIXO[BLT[<VYO
@YWQXEXOXI[AZIZWUZWQZ[TYVQX[XBUYWXVQY[JXW[XCJXWUXEX[PZARAG
JXIY[FYUYHYT[LUZV[TRMORV[TYVQX[SZWZ>RVZ[BYTXUOYMXD[XIY
MLWNVN[MR>RW[LUQNEN[IZOZV[JN[MZPR[JXW[87SZUPZ8PZ[FXSMYO8
QYQXEX[IZOZV[JXIXO[ZBRORIQZV[JKPKT[TZPRASRWD2[
%#*/(/*.-.) )*').').'##"*
;YISNWG[6:558QYV[JYWX[XB[AZIZWQZ[QZ[>ZZUXPYS[F<MSYWXPLWD
7UT[MYVY[*:[JXV[PLUHN[XUY[JZCUZPZV[MZSRC[FWZ>XEXG[?YW[PRU
PKIQY[6:[ZWSZWZT[6:5)8SY[4[JXVY[NUZCSRD[XWOZVRV[6:5*
?YQY>X[XMY[XB[AZIZWQZ[&4[JXV[WZTZORVZ[NUZCOZTD[9N[JXUFX=
UYWX[@YWYV[;YISNW[7B[%ZIZW[0KQKW[+V@YW[0NWZQG[TLVZTUZ=
OZ[MKWYUYWXVXV[QKCOYMXVXV[XB[AZIZWQZ[QZ[PZCZQRTUZWR[JXW
MRTRVSR[LUQNENVN[QXUY[FYSXWYWYTG[27B[AZIZWQZTX[TLVZTUZOZ
MKWYUYWX[BLT[TRMZD[WSZUZOZMR[?YW[PRU[QKCKPLWD[)G&48UYWQYV
)G648UYWYG[?YW[PRU[TLVZTUZOZ[MKWYUYWX[QKCKPLWD[SYU
>XPZSUZWR[Q<@XIY[YVQYTMUX[JYUXWUYVQXEX[XBXV[XVMZVUZW[SYWHX?=
UYWXVX[PZAZWTYVG[4[PRUQRIQZV[*[PRUQRI[TLVZTUZOZPZ[FXS=
OXPLWUZWD[3ZQYHY[MKWYUYWX[TRMZUSRPLWUZWD[[QZ[PNWS[QRCR[XBXV
BLT[HXQQX[JXW[SY?UXTY[ZBRTBZMRD2[QYEYWUYVQXWOYMXVQY[JN=
UNVQND[$-)&
17 Nisan 2014 Perşembe
Kent ekonomisini ve
sanayisini yeniden modernize etmenin, şehre ve
sektörlere kazandıracağı
katkının farkında olan
Büyükşehir Belediyesi,
Karadeniz Bölgesi'nin en
büyük sanayi ve lojistik
projelerini hazırladı
Toybelen mevkiinde belirlenen
5 bin 500 dönümlük alanın imar
planı ve parselizasyonun
tamamlandığını açıklayan
Büyükşehir Belediye Başkanı
Yusuf Ziya Yılmaz, altyapı ve yol
projelerinin ise bitme noktasına
geldiğini söyledi. Yılmaz, Karadeniz'in en modern sanayi ve lojistik tesislerinin yer alacağı bu
alanda, altyapının
tamamlanmasından sonra
Türkiye ve Karadeniz'e hizmet
verebilecek yeni istihdam
olanaklarının sağlanacağına
inandıklarını kaydetti.
Başkan Yılmaz, bunun
yanında şehir merkezine
sıkışmış, toptan kunduracılar,
matbaacılar, keresteciler, toptan
kırtasiyeciler, sobacılar, toptan
manifaturacılar gibi hafif sanayi
erbabı ve işletmelerini rahatlatacak bir proje hazırladıklarını ifade
ederek, “Proje kapsamında bu
işletmeler, yine Toybelen mevkiinde belirlenen 480 bin metrekarelik bir sanayi alanına
taşınacak. Bununla hem şehir
içinde yaşanan taşıt trafiği ve
keşmekeş rahatlayacak hem de
hafif sanayi erbabı ve işletmeler
daha modern ve altyapısı eksiksiz bir alanda gelişip büyüyebilecek. Bu sayede yeni iş kapıları ve
istidam sağlanacak.” diye
konuştu. Proje kapsamında,
Büyükşehir Belediyesi, yeni
sanayi bölgesinin tüm planlama
ile alt ve üst yapısını kendisi
yapmayı planlıyor.
LOJİSTİK KÖY PROJESİ REKABETİ ARTIRACAK
Tekkeköy ilçesi Aşağı Çinik
Mahallesi'nde hayat bulacak
olan Samsun Lojistik Köy Projesi'nin, kenti bölgenin lojistik
merkezi haline getireceğini de
kaydeden Başkan Yusuf Ziya
Yılmaz, "45 milyon Avro bütçesi
ile TIR parkı, konteyner parkı,
demiryolu hattı ve müştemilatı,
kamu ve sosyal tesis alanları, depolar, perakende akaryakıt satış
istasyonu ve gerekli diğer yapılar
ile merkez içi yollar ve yeşil alanlardan oluşan altyapının
tümünün finanse edilmesi
sağlanacak. Kiralık prefabrik
depoların da yer aldığı Samsun
Lojistik Köy Projesi'nde talep eden işletmeler depo inşa edebilecek. Sonuç olarak, bu proje,
bölgedeki Türk KOBİ’lerinin de
katma değerlerini ve dağıtım
sektöründeki teknoloji temellerini güçlendirerek rekabet
edebilirliğini artırmalarına katkı
sağlayacak. Başta sayın valimiz
olmak üzere ticaret odamız ve
bizim de çok önemsediğimiz bu
proje Samsunumuza büyük katma değer kazandıracak." dedi.
Türkiye'nin en verimli
ovalarından ikisi olan Bafra ve
Çarşamba ovalarında verimli
araziler bulunmasına rağmen
yeteri kadar değerlendirilemediğini de dile getiren Başkan
Yılmaz, "Her ilçede kurulacak
olan temsilcilikler, bünyesinde
deneyimli ziraat mühendisleri ve
veteriner hekimler bulunduracak,
her bölgenin tarım haritaları
oluşturulacak ve vatandaşlarımıza tohum, fide ve gübre
desteği verilecek. Her mahalleye
örnek ziraat bahçeleri kurularak
halkımız özendirilecek. Ürünler
için pazar araştırmaları yapılarak
ürün çeşitliliği buna göre
oluşturulacak. Yaş sebze ve
meyve depolama tesisleri, kurutma ve işleme tesisi kurulmasına
öncülük yapılacak." dedi
(CİHAN)
"
Nisan2013
2014Perşembe
Perşembe
171Şubat
&""!""&#$!#
#$" %&%#&%%"&
$ $#$
Türkiye'de bir taraftan işsizlikten bahsedilirken bir tarafda da işletmeler elaman bulamamaktan
şikayetçi. Afyonkarahisar'da mermerciler, el ve gazete ilanları, afişler ve İŞKUR aracılığıyla
çalıştıracak yeterli eleman bulamayınca, gözünü yurtdışına çevirdi. Sektörün işçi ihtiyacını
karşılamakta zorlanan firmalar, hükümetten ithal işçi için destek bekliyor
Afyonkarahisar ve Türkiye'deki ihracatın
büyük bölümünü karşılayan, ülkede son
yıllarda gelişen, kullanımı alanı ve
yaygınlığı artan mermercilik sektörü, işçi
bulamamaktan yakınıyor. Afyonkarahisar'da hızla büyüyen bu sektörün öncüleri, işçi
sorununun giderilmesi için ilanlar başta olmak üzere, çeşitli platformlarda bu taleplerini dile getiriyor. Afyonkarahisar Sanayici ve İşadamları Derneği (AFSİAD) Başkanı
Hüseyin Şehitoğlu, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Türkiye'deki işsizlik
rakamlarının açıklandığını, ocak ayında
Türkiye'deki işsizlik oranının yüzde 10,1 olarak gerçekleştiğini ifade etti.
man bulamıyor. İşveren değil çalışan, işin
mahiyetini belirler hale geldi hatta zaman
zaman sadece vasıflı değil, vasıfsız kişi bulmakta da zorlanıyoruz. Dolayısıyla işsizliğin
altında 'iş beğenmeme' gibi başka
unsurların yattığını gözardı etmememiz
lazım. Artık bu 'iş beğenmeme' sorunu
toplumsal bir sorun haline gelmektedir."
Bu oranın daha da düşük olabileceğine
dikkati çeken Şehitoğlu, şunları kaydetti:
"Elbette kalben isteriz ki işsizlik hiç
olmasın. Bir tarafta işsizlikten bahsedilirken
bir tarafta da işletmeler istediği şekilde ele-
-"Rakiplerimiz, Türk doğaltaşı ve
ürün çeşitliğini kıskanır duruma geldi"
Sektörün birçok sorunu olmasına
rağmen en büyük sorunun ise işçi bulamamak olduğuna değinen Şehitoğlu, şöyle de-
Şehitoğlu, Avrupa Birliği'nde 2013 yılında
işsizliğin yüzde 12-13 civarında
gerçekleştiğini, böylesine bir krizin olduğu
noktada bunun da gözardı edilmemesi
gerektiğini vurguladı.
vam etti: "Türkiye'de o kadar madenci ve
işletme var ki dünyada hatırı sayılır bir yerdeyiz. Dünyadaki rakiplerimiz, Türk
doğaltaşı ve ürün çeşitliğini kıskanır duruma geldi. Ancak yeterince büyüme kat
edemiyoruz. Makine teknolojilerimiz güçlü,
maden çeşitliliğimiz güçlü, renk çeşitliliği
ve kalite gücümüz çok çok iyi ancak
dünyadaki büyük projelere, tasarım gücü
kuvvetli hizmet veremiyoruz.
Yetişmiş eleman, teknik eleman, ara eleman, vasıflı, vasıfsız eleman konularında
çok kötü durumdayız. Sektörümüz, artık ve
tehlikeli işler sınıfında. Esasen teknolojik
imkanlar ile hiç de ağır işler gibi
düşünülmemeli. İş hayatına atılan kişilerin
çoğu, masa başında iş beklentisine sahip,
çoğu kişiler hizmet sektöründe çalışmayı
tercih ediyor. Teknik okul bitirmiş,
bakıyorsunuz hizmet sektöründe çalışmayı
tercih ediyor. Bu durum işverenlere
yurtdışından işçi getirmeyi dahi
düşündürüyor."
-Yurtdışından işçi çalıştırma talebi
Bir süre önce Afyonkarahisar'da
gerçekleştirilen bir toplantıda Ege Maden
İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Osman
Erdinç'in misafir edildiğini ve kendisinin de
bu soruna dikkati çektiğini anımsatan
Şehitoğlu, "Artık, eleman bulamıyoruz.
Hükümet destek versin, yurtdışından işçi
çalıştırmaya hazırız. Birçok üçüncü dünya
ülkesi var, günlük kazançları dünya
ortalamasının çok çok altında. Sektörümüzde de işçi açığı var bunu
kapatmamız için birtakım yasal düzenlemeler yapılırsa buna hazırız" diye konuştu.
(AA)
!"#!##! "#! """# #
+4;9A6@?5@;6<@;8A?36>6434*?4?A(+'"
+7)<@*5@A97;@.@,8A@?#8?A-=A/9736>9
@21;@67-@;8*?5@A31?A@%@0@:@A#=<>?5>
@98?5@A@@<>:=6=A#==.=9A27A<@21;@67&
-@;5@"A5=0>;:1<7A@;@<@;8?5@A:@?#8?A-=
@9736>9A6=36A-=A07@:=?=3>A:@8<@2><=.=9
8417NVUXKW?QSWUXWAQOSWMWNW<XRWKSQXITIPVMSVRNV
KWUCQUXCHDVUSTBTXWAQIQUNWUX;WRMJUTEVXGTRXIPWUNWRPXJSWU
31X'//'/3XIPWUNWRNQUQU<XKW?QXMWSEVMVSVRTUNVXKWUCQU
CHDVUSTBTXIPWUNWRNQXJSWUXDVXKVUTXOLRLSW>WOXSWGJRWPL:
DWRNWXPVMVSXIPWUNWRPXJSWUX384X1X4$X0./20:0:-3KV
GTRAJOXWPQ9PWXGLSLUNLBLXGVSTRPTSNT@X$RPWOXNVUVK
MVPJPSWRQUQUXAJOSLBLKSWXNVMTRKJSLXTSVXTSCTST
KW?QSWGTSV>VOXNVUVKSVRTUXGTRXOQIMQUQUXOQIWXIHRV
TAVRTITUNVXCVRAVOSVFPTRTSVGTSV>VBTXT9WNVXVNTSVU
WAQOSWMWNW<XOWSWUXOQIMQUQUXTIVXOW?IWMXNW;TSTUNV
JSNLBLXDVXVUXOQIWXEWMWUNWXCVRAVOSVFPTRVGTSV>VOXOW?W:
ITPVKVXLSWFQSW>WBQXDLRCLSWUNQ@X5AQOSWMWNWXC=RHFSVRTUV
KVRXDVRTSVUX841X)WRMWRWX6=SCVX&JJRNTUWP=RH
)V;MVPX+HIRVD<X8LESW7NWXOLRW>WOSWRQX(WUCQUXDV
5OLIPTOXWGJRWPLDWRQ7UNWXIJUXWFWMWKWXCVSNTOSVRTUTXDV
KWOQUNWX9WWSTKVPVXCVAV>VOSVRTUTXWOPWRNQ@X
6LXOJULNWX8417UTUXLKCLSWMWXMVPJPSWRQUQ
;WEQRSWNQBQUQXDVXWRPQOXNVMTRKJSLXWRWASWRQUNWXKWUCQUXDV
WOLIPTOXPVIPXDVXMLWKVUVSVRTUTUXSWGJRWPLDWRSWRQUNW
KW?QSWGTSV>VBTUVXTFWRVPXVNVUX+HIRVD<X3841XJSWRWO
GTRAJOXWSWUNWXJSNLBLXCTGTXGLXWSWUNWXNWXTNNTWSQ
JSNLBLMLELXI=KSVKVGTSTRTM@XEVSSTOSVXHSOVMTENVXPVIP
DVXMLWKVUVXWSWUQUNWXKVPVRSTXSWGJRWPLDWRX;TEMVPSVRT
DVRTSVMVNTBTXTATUXGLX;TEMVPSVRXKLRPXNQFQUNWU
WSQUMWOPWNQR@X
8HROTKV7UTUXMTSSTXOLRLSLFLX841XJSWRWOXHSOVMTENV
PVIPXDVXMLWKVUVX;TEMVPSVRTUTUXKWKCQUXGTRXFVOTSNVXDVR:
TSMVITUTX;VNV9STKJRLE@X6LXNJBRLSPLNWXAWSQFMWSWRQMQE
NVDWMXVNTKJR3XT9WNVSVRTUTXOLSSWUNQ@X6TSTMX8VOUJSJ,TXDV
4WUWKTX6WOWUQXTORTXFQO7QUXNTRVOPT9SVRTXNJBRLSPLILUNW
KWOQUNWXLSLIWSXGTRXAWSQFPWKXNHEVUSVKV>VOSVRTUTXDLRCL:
SWKWUX+HIRVD<XFLUSWRQXOWKNVPPT XX38VIPXDVXMLWKVUV
;TEMVPSVRTUTUXHSOVMTENVXKW?QSMWIQXTATUXCVRVOST
OJFLSSWRQUXJSLFPLRLSMWIQXDVXGLXOJULNWXTSCTST
OLRLMSWRQMQEQUXIJRLUSWRQXDVXA=EHMX=UVRTSVRTUTU
PWRPQFMWKWXWAQSW>WBQX0@XSLIWSX8VIPXDVX)LWKVUV
*WSQFPWKQXMWKQIXWKQXTAVRTITUNVXCVRAVOSVFPTRTSV>VO@X6L
DVITSVKSVXKLRPXNQFQUWXJSWUXGWBQMSQSQBQMQEQUXVUXWICWRTKV
TUV>VOXJSMWIQXHSOVXVOJUJMTITUVXOWPOQXIWBSWKW>WOPQR@
841XJSWRWOX=U>VSTBTMTEXTUIWUXIWBSQBQXDVXCHDVUSTBT
JSNLBLXTATUXPHMXAWSQFMWSWRQMQEQXGLXNJBRLSPLNW
KW?QKJRLE@X5RPQOXNVMTRKJSSWRQXWRWASWRQMQEX841
CHDVU>VITXWSPQUNWXJSW>WO@3XX(//'
$% "!%!&#!#$&%% #!!
"&%!%&%$&%"&#$ $
A/<68?:@:<@A><=3>?5=A27<7?@?A !!A4;=&
6>0A6=3>3>?5=A:8<5@A:@9<@%89A A2>?A !!
61?A0@?6@;A4;=6>0>A:@8<@;@9"
+4;9>:=*?>?A>$6>:@.8?8?A:4)5=A*<>9
2<404A9@;%8<@?8:1;
(WOSWFQOXGTUXOTFTUTUXAWSQFPQBQXTFSVPMVSVRNVXKQSNWXXGTU
22XPJUXMWUPWRXHRVPTMTXKW?QSQKJR<XHRVPTMNVUXKQSNWX-2XMT:
[email protected]?WOVPSVMVXPVITITXDVX
PJ?PWU>QX9TRMWIQUQUXGLSLUNLBLXTSAVNVXHRVPTSVUXMWUPWR<
#EMTR<X#IPWUGLSXDVX8RWGEJU7VXC=UNVRTSTKJR@X6=KSV>V
IWNV>VX5SPQUKWKSW<X8HROTKV7UTUXMWUPWRXT;PTKW>QUQU
KWOSWFQOXKHENVX0/7STOXG=SHMHUHXOWRFQSQKJR@X
5SPQUKWKSW7NWXMWUPWRXHRVPTMTXKW?WUXPVITITUXKVPOTSTIT
$IMWUX*VSTO<X55XML;WGTRTUV<XMWUPWRQUXHRVPTMTUT
IWBSWKWUXOWRQFQMSWRQUXGLSLUNLBLX?WOVPSVRTUXGHKHO
G=SHMHUHUXKLRPXNQFQUNWUXCVSNTBTUTXI=KSVNT@X
&A@?6@;8?A$>9@:=3>
+WMMWNNVSVRTUXGLSLUNLBLX?WOVPSVRTUXHEVRTUTXPJ?RWOSW
=RPVRVOXGWIQUAXLKCLSWNQOSWRQUQXGVSTRPVUX*VSTO<XMWUPWRQU
HRVPTMXWFWMWSWRQUQXF=KSVXWUSWPPQ
38J?RWO<X?WOVPSVRTUXHEVRTUNVXXCHUXGVOSTKJR@X5RNQUNWU
HIPXOQIQMSWRNWXPHKSVUMVKVXGVUEVRXFVOTSNVXMWUPWR
JSLFLMSWRQXC=RHSMVKVXGWFSQKJR@X8J?RWBQUXHIPXOQIMQUQU
PWMWMVUXJSLFLMSWRSWXOW?SWUMWIQUQUXWRNQUNWUXHAHU>H
CHUXNQFWRQNWUXJOIT,VUXDVRTKJRLE@X4JURWIQUNWX-/XCHU
GJKLU>WXJOIT,VUXDVRTSMVNVU<XUVMSVUNTRMVKVXPWGTXPLPLK:
JRLE@XWOVPSVRTUXHEVRTUNVXPQRMQOSWMWXTFSVMTXKW?PQOPWUX.
CHUXIJURWXPVORWRXJOIT,VUXDVRTKJRLE@X$RPWSWMWXXCHUXIJURW
MWUPWRXGHKHMVKVXGWFSQKJR@X6HKHMVKVXGWFSWKWUXMWUPWRW
0X;W9PWXIJURWXILXDVRTKJRLE@XU>VXWSQFPQRMWOXTATUXWEXMTO:
PWRNWXDVRTSVUXIL<X.XCHUXIJURWXAJBWSPQSQKJR@X6TRXIV9VRNVX22
STPRVXILXDVRTSMVKVXGWFSWUWUXILSWMWNWX-XPJUWXOWNWR
AQOQSQKJR@X(WUTXMWUPWRQUXKHENVX27QUQXILXDVXJOIT,VU
JSLFPLRLKJR@3
&A1;976=<>?>?A=?A24:49A;@9>2>:>)
*VSTO<X9TRMWXJSWRWOXKQSNWX.-2:./2XPJUXWRWIQUNWXHRV:
PTMXKW?PQOSWRQUQ<XGLULXNWX8RWGEJU7NWOTX9TRMWSWRW
IWPPQOSWRQUQXI=KSVNT@XRHUSVRTUTUX8RWGEJUXHEVRTUNVU
%HR>TIPWU7WXC=UNVRTSNTBTUTXWUSWPWUX*VSTO<XGHKHOXMWR:
OVPSVRVXNVXIWPQFXKW?PQOSWRQUQXT9WNVXVPPT@XX5UPWSKW7UQUX&J:
ROLPVSTXTSAVITUNVOTXMWUPWRXHRVPTMTUTUX8HROTKV7UTUXMWU:
PWRXT;PTKW>QUQUXGHKHOXG=SHMHUHXOWRFQSWNQBQUQXDLRCL:
SWKWUX*VSTO<XF=KSVXOJULFPL
3&JROLPVSTXXGTENVUX=U>VXHRVPTMVXGWFSWNQBQXTATUX=UNV
CTNTKJRXWMWXGTEXNVXVUXGHKHOXRWOT?SVRTKTE@X*HUOH
5SPQUKWKSWUQUX;WDWIQXNW;WXPVMTE<XJRMWUSQOXWSWUSWRNWU
NJSWKQXJOIT,VUXNW;WXGJS@XEVSSTOSVXKWEQUX&JROLPVSTUTU
NW;WXIQ>WOXJSMWIQUNWUXNJSWKQXHRVPTMSVRTXCHASVFTKJR@
6TE<XNW;WXIVRTUXDVXNW;WXGJSXJOIT,VUSTX;WDWKWXIW;T?
JSNLBLMLEXTATUX;VMXOWSTPVX;VMXNVXHRHUXJSWRWOXNW;W
WDWUPW,SQKQE@3X(//'
"##
# ! #!#"
/)=;2@:.@?A70$7;2@%9@?8A<$@0
/<>:=-"A4<9=3>?>?A@,8038)A=-<=6<=;
+1<7<7,7A(+'A.1,;@:@38?5@
51,;75@?A:@2@?.8A:@68;80A91?737?5@A<>5&
=;<>9A91?707?7A34;54;54,4?4A3:<=5>
-20'XKQSQUQUXTSOXAVKRVBTUTUXIJIKWSXDV
VOJUJMTOXOWSOQUMWXIJULASWRQUQU
NVBVRSVUNTRTSMVITUVXTSTFOTUXKW?QSWUX6WOWUSWR
&LRLSLXPJ?SWUPQIQUNWXOJULFWUX5STKVD<XHSOVXTAT
KVRSTXKWPQRQMSWRXOJULILUNWXNWX?JETPT9XWUSWMNW
=UVMSTXCVSTFMVSVRXJSNLBLULXT9WNVXVPPT@
LM;LRGWFOWUQX5STKVDXSOVXVOJUJMTITUV
KW?QSWUXKWPQRQMSWRQUXWRPMWIQXDVXGLXKWPQRQMSWRQU
KHRHPMVOPVXJSNLBLMLEXVOJUJMTX?JSTPTOWSWRQKSW
=RPHFMVITXTATUXAWGWXC=IPVRMVMTEXCVRVOTR@77XNVNT@
SOVXVOJUJMTITUTUXRVOWGVPXCH>HUHUXWRPPQBQUQU
WSPQUQXATEVUX5STKVDXLSLISWRWRWIQXNVRV>VSVUNTRMV
OLRLSLFSWRQUQUXHSOVNVXCVRAVOSVFPTRTSVU
VOJUJMTOXRV9JRMSWRWXJSLMSLXC=RHFSVRXGVKWU
VNVRVOXORVNTXUJPLULXKHOIVSPPTBTUTXGTSNTRNT@
5STKVDX36LCHUXGTEXLSLISWRWRWIQX9TUWUI
?TKWIWSWRQUNWUXTIPVNTBTMTEXPLPWRNWXOWKUWO
AVOVGTSTRTEXDVXCVAPTBTMTEXWKSWRNWXGLUL
GWFWRNQO@X+VUHEXAJOXIQUQRSQXGTRXMTOPWRNWXPWSV?
VPMVMTEVXRWBMVUXGTETMXAVOMVKT
NHFHUNHBHMHEXMTOPWRQUXKWOSWFQOX':/XOWPQXPVO:
ST9XCVSNT@X6LXIWKVNVXVUXLKCLUXOJFLSSWRNWXVOX9T:
UWUIMWUXOWKUWOSWRQUQXHSOVMTEVXAVOVGTSNTO
NVNT@XX4=EXOJULILXPJ?SWUPQNWXOJULFWUXVRCTSVR
6WOWUQXWETSX)VMMVNJDXNW<XHSOV
VOJUJMTITUTUXWRPWUXTDMVKSVXGHKHMVITXIJUL>L
-20'XKQSQUQUXTSOXAVKRVBTUNVX%WKRTIW9TX(LRPTAT
+WIQSW7UQUX!%4(#+"XCVAVUXKQSQUXWKUQXN=UVM:
TUVXOQKWISWXKHENVX-</XJRWUQUNWXWRPQF
C=IPVRNTBTUTXI=KSVNT@X%4(#+7TUXKWOSWFQOX0.
MTSKWRX0/2XMTSKJUXMWUWPW!KWOSWFQOX0.X)TS:
KWRX1LRJ"XLSWFPQBQUQXGVSTRPVUX)VMMVNJD<
?VPRJSXNQFQXIVOP=RSVRNVXKWFWUWUXJSLMSL
CVSTFMVSVRTUXHSOVXWNQUWXLMLPXDVRT>TXJSNLBLUL
GTSNTRNT@X6WOWUX)VMMVNJDXHSOVNVX?VPRJSXNQFQ
IVOP=RHUXTFSVMX;W>MTUTUXCVAPTBTMTEXKQSQUXWKUQ
N=UVMTUVXJRWUSWXKHENVX<XWRPQFSWXXMTSKWR
-2'<.XMTSKJUXMWUWPW!KWOSWFQOXXMTSKWRX1LRJ"
LSWFPQBQUQXT9WNVXVPPT@X(/'
SAYFA 6
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Şubat2014
2013Perşembe
Perşembe
6 GÜNCEL 1797Nisan
İster soykırım deyin isterse de demeyin
Bizim açımızdan
hiçbir ehemmiyeti yok
Medine’deki bir fukara, Mekke’deki bir yetim,
Dubai’deki bir kimsesiz çöp kutularında yiyecek arama
telaşındayken, akıl almaz servetlere hükmeden kaymak
tabaka alışverişini Paris’te, Newyork’ta, Londra’da,
Berlin’de adeta para saçarak yapmaktadır. Lüks bir
mağazadan alınan bir ayakkabının, bir çantanın, bir
kıyafetin bedeli düşkün bir ailenin hayatı boyunca çalışsa
da elde edemeyeceği kadar astronomik rakama denktir.
Ortadoğu ve Arap dünyasındaki krallar, sultanlar, emirler, prensler, prensesler petro-dolarlarla har vurup harman
savururken; açlık çeken, kurumuş bir dilim ekmeğe
muhtaç milyonları hatırlarına bile getirmemektedir."
Sözde Ermeni soykırım iddiasıyla ilgili ise Bahçeli, "Her
sene nisan ayı geldiğinde Ermeni diasporanın kuklaları
anında siyaset podyumuna çıkmakta ve soykırım
ezberiyle gösteriş yapmaktadır. Sözde soykırım kozunu
tehdit ve gözdağı olarak kullanan çevreler artık bayatlamış ve miadı dolmuş bu oyundan vazgeçmelidir.
Türk milletini soykırımla yan yana koyma utanmazlığı devri geçmiş, son kullanım tarihi dolmuş taviz
koparma enstrümanıdır. ABD, 24 Nisan’da, 1915 tarihli
Ermeni tehcirine ister soykırım desin, isterse de
demesin, bizim açımızdan hiçbir meşruiyet ve ehemmiyeti yoktur.
Bu ülkenin siyasetçileri, Türkiye’ye ister tümden
soykırımcı suçlamasını yöneltsin, isterse de 'Hepimiz Ermeniyiz' diyenlere yeşil kart dağıtarak kucak açsın. Bize
göre bunların hepsi fasa fiso ve teneke gürültüsüdür.
Bundan böyle canları ne istiyorsa, keyifleri neyi gerektiriyorsa öyle yapmazlarsa hepsinde gönlümüz kalacaktır. Türk milletini soykırımcı olarak görenler, şayet tutarlıysa, şayet insan hak ve şerefine saygı duyuyorlarsa yüzlerce yılda Amerika kıtasında katledilen milyonlarca insanın, Irak’ta, Afganistan’da yok edilen din kardeşlerimizin günahını çıkarsınlar, sonra da yüzleri kaldıysa gelip
bize laf yetiştirsinler." diye konuştu.
Mısır’ın Minye şehrinde 529 kişi hakkında idam
cezası verilirken İslam toplumlarını ölüm sessizliğinin
sardığına dikkat çeken Bahçeli, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da, Filistin’de, Bosna’da, Ruan’da
olmaya ramak kalmış Orta Afrika Cumhuriyeti’nde,
Budist çetelerin elinde kıvranan Myanmar’de oluk oluk
Müslüman kanı akıtılırken suya sabuna dokunan hiçbir itiraz duyulmadığını kaydetti.
Kırım ve Doğu Türkistan feryat ederken kimseden
tepki gelmediğini anlatan Bahçeli, İslamiyet üzerindeki
kara bulutları dağıtmak, emperyalizmin işgal ve mütecaviz saldırganlığına kafa tutmak ve can havliyle mücadele etmek hiçbir meşhur ve hatırlı ismin aklından
geçmediğini ifade etti.
İslam coğrafyasındaki etnik ve mezhep temelli
bölünmelere ve kutuplaşmalara savaş açan, din dairesinden karşı çıkarak samimiyeti, birliği ve kardeşliği teşvik
eden etkili ulema temsilcilerinin çıt çıkarmadığını dile
getiren Bahçeli, “Rüşvet ve yolsuzluk devlet ve toplum
hayatını çürütürken alimim, ilim sahibiyim diye ahkam
kesen, hocayım, hacıyım, keramet ehliyim diye mangalda kül bırakmayan malum kişilerden hiçbir omurgalı ses
Sözde Ermeni soykırım iddiasıyla ilgili açıklamalara tepki
gösteren Bahçeli, "Sözde
soykırım kozunu tehdit ve gözdağı olarak kullanan çevreler
artık bayatlamış ve miadı dolmuş bu oyundan vazgeçmelidir. Türk milletini soykırımla
yan yana koyma utanmazlığı
devri geçmiş, son kullanım tarihi dolmuş taviz koparma enstrümanıdır. Artık bu tehditlere
karnımız tok" diye konuştu
M
HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT’e olağanüstü yetkiler veren kanun teklifinin tepeden tırnağa mahsurlu olduğunu belirterek
"Başbakan ülkemizi adım adım istihbarat devletine
sürüklemektedir. Kendisini korumak ve bugüne kadar
MİT eliyle işlenmiş suçları temizleyerek emniyete almak
amacıyla tedbir geliştirmektedir." dedi. Partisinin Meclis
Grup toplantısında konuşan Bahçeli, Kutlu Doğum Haftası’na kavuşmanın manevi lezzetinin derinlerimizde
hissedildiğini ve yaşandığını ifade etti. "Rabbime sonsuz
hamd-ü senalar olsun ki, O'nun ümmetindeniz, onun
izinden yürümenin onuruna layığız." diyen Bahçeli,
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Hz. Peygamber Din
ve Samimiyet" olarak belirlenen temayı hatırlatarak "Bu
isabetli tercihin, bu yerinde seçimin ‘samimiyet’ kavramı
üzerinde ayrıntılı bir değerlendirme ve tefekküre de fırsat
vereceği kanaatindeyim. Zira buna çok ihtiyacımız
vardır. Samimiyetle ikiyüzlülük, samimiyetle riyakârlık
arasındaki kesin ve keskin çizginin tanıtımına, tasvirine
ve anlatımına bu vesileyle değerli katkılar verileceği
muhakkaktır." dedi. İslam adına sergilenen şiddetin,
gerçekleştirilen cinayet ve saldırıların sutre gerisinde
tahammülsüzlükten beslenen samimiyetsizlik olduğunun
besbelli olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Üzülerek görüyor ve izliyoruz ki, merhamet dini olan
İslam, içine sızmış ya da bir vasıtayla yerleştirilmiş düşmanca tavırların dayatmasıyla rotasından, ana güzergâhından, dahası Efendimiz'in kutlu tebliğinden
döndürülmek ve savrulmak istenmektedir. Bu hepimiz
için en yakın ve en açık tehdittir. Yer altı ve yer üstü
zenginliklerine rağmen, Türkiye başta olmak üzere, İslam ülkelerinde paylaşım sorunları hala çözülmemiştir.
Kaynakların adil dağıtımı, toplumsal ahenk ve barış filizlenmemiş, kök tutmamıştır. Petrol varlıklarının üzerine
kapaklanan küçük bir azınlık, değişik sıfat ve unvanları
kullanarak milyarlarca nüfuslu İslam alemindeki sefaleti,
yoksulluğu ve yoksunluğu daha da derinleştirmiştir.
işitilmemiştir. Aksine bilhassa
ülkemizde rüşveti ve hırsızlığı
meşrulaştırmaya kadar işi
götüren, yozlaşmaya kılıf uyduran sahte fetvacılara bile tesadüf
edilmiştir. Açıktır ki, bu adaletsizlik, bu samimiyetsizlik,
bu kötürüm manzara
İslamiyet’in
ruhuna, anlamına ve
mesajlarına
tamamen
aykırıdır.
Kul
hakkına riayet etmeyen, beytülmala saygı duymayan elit
bir zümrenin dini ağzına alması, Efendimizi diline dolaması sadece istismar, sadece samimiyetsizliğin üzerini
örtme kurnazlığıdır. Bunlara da aklı başında hiç kimsenin
inanması beklenmemelidir. Gönlünü yıkayıp arıtmadan,
manevi temizliğe önem vermeden, başkalarının hak ve
hukukuna hürmet göstermeden ha bire abdest alıp namaza durmak Allah’la kandıranların, Allah’ın emir ve
yasaklarını taammüden çiğneyen günahkârların en kestirme sığınağıdır. Maalesef ki, İslam toplumları karanlığa yenik düşmüştür. Efendimizin doğumundan yaklaşık
14 asır sonra yeni bir cahiliye devri zincirlerinden boşanmış, egemenlik kurmuştur. İslam’ın evrensel çağrısını
bilinçli şekilde yanlış yorumlayan, zalim ve zorba hesaplarına alet etme ahlaksızlığına tevessül eden kim ya
da kimler varsa sapkınlığın ve müşrikliğin tuzağına
düşmüştür.
Bunlar iki cihanda da kaybedenlerdir. Efendimizin
samimiyetini örnek almadıktan, ahlakıyla ahlaklanmadıktan sonra bugünkü buhran döngüsünden çıkış olmayacağı iyi bilinmelidir. Görünüşte Müslüman, gerçekte münafık; lafta mümin gerçekte müptezel ve bohem bir
hayatın faili olanlar ufkumuzdan ve gündemimizden
çekilmedikten sonra Türk ve İslam alemine rahat yüzü
yoktur. Küfürle, şirkle, batılla mücadele etme sorumluluğumuz olduğu kadar samimiyetsiz muhterislerle de
mücadelemiz aynı heves, aynı kararlılıkla sürmelidir. Efendimizin hak davası, samimiyet ve saadet izharı ancak
bu sayede geleceğe taşınacak, ancak bu şekilde müsterih
olmuş vicdanlar eliyle itibarını koruyacaktır. Şüphesiz ki
din Allah’ındır ve Yüce Rabbimiz her şeyi çok iyi şekilde bilmekte ve görmektedir. Diyorum ki, Cenab-ı Hak
bizi samimiyetten uzaklaştırmasın, ihlaslı olmayı,
muhsin bir şekilde yaşamayı cümlemize nasip etsin. Efendimizin şefaati aziz milletimin ve sizlerin üzerine olsun.” diye konuştu. (CİHAN)
Pekdaş: sorunlara aynı
pencereden bakıyoruz
T
ürk-İş'e bağlı Belediye-İş Sendikası 4 Nolu Şube
Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri Konak Belediyesi’nin ilk kadın Başkanı olma ünvanını elde eden Sema
Pekdaş’ı makamında ziyaret ederek, yeni görevinde
başarılar dilediler.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan
Pekdaş, birlikte güzel işler yapacaklarını söyledi. Sorunlara aynı pencereden baktıklarını düşündüğünü ifade eden
Belediye-İş Sendikası 4 Nolu Şube Başkanı Şahin Kaya,
işyerindeki huzurun önemine değinerek, “İşyerindeki
huzur ortamı çok önemli o nedenle sizin işçi ve emeğin
yanında olacağınıza inancımız tam“ diye konuştu.
Adaletli bir yönetimden yana olduğunu kaydeden Başkan
Sema Pekdaş, “İşteki huzur başarıyı da beraberinde getiriri. Tüm çalışanların mutluluğu, başarısı, emeği göz ardı
edilemez. Belediye’nin her biriminde adaleti sağlayacağız” dedi. (HABER MERKEZİ)
yaret etti, 30 Mart yerel seçimlerinde gösterdiği
başarısından dolayı kutladı. Engin, “Sevgili
başkanımız genç bir başkan olmasına karşın, seçim
sürecini büyük bir olgunluk ve başarıyla götürdü.
Parti içi sıkıntılardan kaynaklanan kriz nedeniyle
yaşanabilecek kavga ve gürültüye izin vermedi.
Çelebi kişiliğiyle bu krizi iyi yönetti. Genç bir
başkan olarak yaptığı icraatlar, saydam, açık ve
dürüst çalışmaları nedeniyle iyi bir belediyecilik
örneği sergiledi ve genç başkanlara örnek oldu.
C
HP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte Karabağlar Belediye
Başkanı Muhittin Selvitopu’na tebrik ziyaretinde
bulundu. İl Başkanı Engin, Başkan Selvitopu’nun
da tecrübesiyle Karabağlar’da sosyal demokrat
belediyeciliğin en iyi örneklerinin verileceğini belirtti. Selvitopu, “Karabağlar’da CHP’yi tartışmasız
hale getireceğiz” dedi. CHP’li belediyelerin kaynakları doğru ve adil dağıtan bir noktada olacağına
vurgu yapan Engin, Karabağlar’ın da İzmir’in en
büyük ilçesi olduğunu, ancak geçtiğimiz dönem
sınırlarının oy kaygılarıyla çizildiğini hatırlattı.
Karabağlar’ın kamu binalarının bir arada olduğu bir
ilçenin meydanı, hizmet binası dahi olmadığını vurgulayan Engin, şunları söyledi: “Önümüzdeki
dönemde bunlarla birlikte kentsel dönüşüm ve
sosyal belediyecilik projeleri de çok önemli olacak.
Sizin tecrübe ve bilgi birikiminizle, kentsel
dönüşümün en iyi örnekleri Karabağlar’da verilecektir. Parti olarak seçim dönemlerinde çok vaat
verip beklentileri yüksek tutmadık. Seçim kazanmak uğruna insanlara çok söz söylemedik, vaatte
bulunmadık. Kaynakların sınırlı buna karşın taleplerin yüksek olduğunu biliyoruz. Çalışmalarınızı
buna göre yapacağınızdan da eminiz. Doğru planlamalar ve kaynakların doğru kullanımı ile taleplerin
en üst düzeyde karşılanması gerekiyor. Halka dokunan sosyal projeler de çok önemli. Geçtiğimiz
dönem hayata geçirilen, 1300 öğrencinin eğitim
gördüğü KARBEM (Karabağlar Belediyesi Eğitim
Merkezi) gibi çok projelerin devamı da önemli.
Karabağlar’ın da önümüzdeki dönemde daha da
gelişeceğine inanıyoruz” dedi.
ÇOK ÇALIŞTIK
Başkan Selvitopu ise örgütlü mücadeleye inandığını, seçim başarısında ise siyasi parti örgütlerinin de çok önemli rol oynadığını ifade etti. Zorlu
bir seçim süreci geçirildiğini ve herkesin üzerine
düşeni en iyi şekilde yaptığını vurgulayan Selvitopu, “Biz Karabağlar’da kaybetmeyi hiç düşünmedik ama burada sanki kaybedilmiş gibi bir hava
vardı. Seçime kayıp olarak bakılıyordu. Bizler inandık, desteklediniz ve başardık. Bundan sonra yapacağımız çalışmalarla Karabağlar’ı tartışmasız
CHP’nin kalesi haline getirmek amacındayız” dedi.
(HABER MERKEZİ)
İzmir ve Muğla ile gururlandık
M
uğla Büyükşehir Belediye
Başkanı Osman Gürün, "Yerel
seçimlerde kullanılan oy sayısı 555
bin 354'dür. Maalesef 26 bin 310
oy geçersiz sayılmıştır. Bu çok
önemli bir rakam. Bunun mutlaka
iyi irdelenmesi, geçersiz oyların neden olduğu tespit edilmelidir" dedi.
Gürün, CHP İl Başkanlığı'nda
düzenlenen basın toplantısında, 30
Mart yerel seçimlerini değerlendirerek, 2009 seçimlerine göre
partisinin oy oranını yüzde 100'e
yakın arttırdığını söyledi. 2009
seçimlerinde 171 bin 562 oy aldıklarını bildiren Gürün, bu yıl ise oylarının 271 bin 787'e çıktığını kaydetti. Gürün, "Yerel seçimlerde kullanılan oy sayısı 555 bin 354'tür.
Maalesef 26 bin 310 oy geçersiz
sayılmıştır. Bu çok önemli bir
rakam. Bunun mutlaka iyi irdelenmesi, geçersiz oyların neden
olduğu tespit edilmelidir" diye
Engin:Genç başkanlara örnek oldunuz
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, il yöneticileriyle
birlikte Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce'yi ziyaret etti, seçim başarısını kutladı. Engin,
“Genç bir başkan olarak, yaptığınız çalışmalarla
genç başkanlara örnek oldunuz” dedi. CHP İzmir İl
Başkanı Ali Engin'in CHP'li belediye başkanlarına
başlattığı ziyaret kapsamında Güzelbahçe Belediye
Başkanlığı'na da uğradı. Başkan Engin ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri Güzelbahçe
Belediye Başkanı Mustafa İnce'yi makamında zi-
Selvitopu: Karabağlar
tartışmasız hale gelecek
Huzurunuzda kendisini kutluyor, başarılar diliyorum” dedi. Başkan İnce de Güzelbahçe'de başarılı
bir seçim süreci geçirdiklerini, örgütle el ele vererek, disiplinli bir çalışma yaptıklarını belirterek,
“Partililerimizin yüzünü hiç bir zaman kara çıkarmadım. Onların başını yere eğecek davranış ve icraatlarda bulunmadım ve bundan sonra da bulunmayacağım. Partimin bayrağını yere indirmedim,
bundan sonrada kesinlikle indirmeyeceğim. ” diye
konuştu. (HABER MERKEZİ)
konuştu. Ülke genelinde İzmir ile
aynı oranda oy aldıklarını belirten
Gürün, resmi olmayan sonuçlara
göre İzmir Büyükşehir Belediyesi
ile Muğla Büyükşehir
belediyelerinde alınan oy oranının
virgülle fark ettiğini anlattı.
"Türkiye genelinde CHP, büyükşehir belediyesi olarak İzmir ve
Muğla'da en yüksek oyu almıştır"
diyen Gürün, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı ve ardından
yapılacak genel seçimlerle ilgili
YSK'nın mutlaka bir tedbir alması
gerekiyor.
Millet iradesinin tam olarak
yansıması için geçersiz oy sayısını
olabildiğimizce aşağıya çekmemiz
lazım. Bunun çok önemli olduğunu
vurgulamak istiyorum. Şu anda
seçilen belediye başkanlarına baktığınızda bu, geçersizler sayılsaydı
bazı değişikliklerin olabileceğini
gösteriyor." (AA)
SAYFA 7
SONDAKiKA GAZETESİ >>
7 SİYASET
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
17
17 Nisan
Şubat 2014
2013 Perşembe
Perşembe
Devlet istihbaratla değil
bilgi ve hukuk ile yönetilir
HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa
Başbakan Erdoğan'ın twitter ile ilgili
Mahkemesi'nin HSYK değişikliği ile ilgili kararına ilişkin, "Biz Anayasa Mahkemesi'nin verdiği
eleştirisine cevap veren CHP Genel
karara saygı duyarız elbette ama kararın eksik olduğunu
Başkanı Kılıçdaroğlu, "Biz Anayasa
söyleriz. Adalet Akademisi ile ilgili karar eksiktir, bunun
da iptal edilmesi lazım" dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin
Mahkemesi'nin verdiği karara saygı
Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, totaliter
duyarız elbette ama kararın eksik
devletlerde "çifte hukuk" olduğuna işaret etti. Poşu taktığı için bir gence onlarca yıl hapis istendiğini belirten Kıolduğunu söyleriz. Adalet
lıçdaroğlu, "Bir de Rıza Sarraf'a uygulanan hukuk vardır...
Akademisi ile ilgili karar
Totaliter devletlerde çifte hukuk vardır, bir Balyoz ve Ergenekon davalarında olduğu gibi yüzlerce masum insanı
eksiktir, bunun da
yıllarca hapiste tutarlar, bir de Deniz Feneri örneği vardır,
iptal edilmesi
elini kollunu sallayarak dışarıda gezerler. Totaliter devlet
budur" dedi. Seçimlerde bu ülkenin insanlarının vicdanlazım" dedi
larına seslendiğini ve hala seslenmeye devam ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Hırsızları koruyacak mısınız, korumayacak mısınız? Totaliter devlete geçerken ipuçları verildi mi bu topluma? Elbette verildi.
Başbakanlık koltuğuna oturan zat, çıktığı televizyona 'yasama ve yargı benim için ayak bağıdır' dedi. Dün gelen o
zevata da söyledim, 'yasama ve yargı benim için ayak bağıdır' diyordu, sizin içinizden gıkını çıkaran oldu mu? Olyor, talimat var. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru
da Anayasa Mahkemesi'ni en ağır dille suçluyorsunuz.
madı. Ben de biliyorum. Totaliter devlet budur. Yasamayı
yapıldı, yolunu açtı. Açtı ama, başka bir şey daha, 25
Hukuk devletinin temel kurallarından birisi de yargının
ve yargıyı arka bahçesi haline getirecek. Medya
Mart'ta da Youtube için konuştu, mahkeme kararı
bağımsızlığı ve tarafsızlığıdır. Elbette her mahkeme kararı
için yapıyor aynı baskıyı. Çıktı, gazeteciolmadan TİB, Youtube yasakladı, hani hukuk
eleştirilebilir ama eleştirinin kendine göre mantığının ollere köşe yazarlarına 'sizin boynuBir sivil toplum örgütüdevletiydik. Hepsi hikaye. Avrupa ayağa
ması gerekir. Sırf 'benim dediğim olmadı' diye özel bir
nuzdaki tasmaları ben çıkardım'
nün dün kendisini ziyaret ettiğini
kalkmış,
'Türkiye'de
ne
oluyor'
diye.
eleştiri getirmek doğru değil, hiç kimse hakimlere talimat
dedi. Baskıcı bir rejim içinde
aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
AB'de
genişlemeden
sorumlu
olan
kiveremez" dedi. Meclis Başkanı'nın sözlerini hatırlatan ve
yaşıyoruz, bu sistem ağır
"Efendim neymiş, 'siyasette daha yumuşak bir
şi,
'böyle
giderse
Türkiye
ile
müzaAnayasa'nın 138. Maddesini okuyan Kılıçdaroğlu, Anaağır oluşturulmaya çalışılıdil kullanılacakmış'. Kendilerine şunu söyledim; siz
kereleri askıya alırız' diyor. Bunla- yasa Mahkemesi'nin Twitter'den sonra, HSYK'da yapılan
yor. Siz hiç totaliter bir revergi veriyorsunuz, TBMM'ye bütçe yasası geliyor, Sa- rın umurunda mı? Hayır. Baskıyı
değişikliklerin önemli bir kısımını da iptal ettiğini hatırlatjime doğru giderken, üniyıştay raporu gelmiyor. Vergilerin nereye harcandığının ve şiddeti, göreceksiniz önümüztı. Yapılan değişikliklerin anayasaya aykırılığını, Cumhurversitelerin konuştuğunu
hesabı verilmiyor. İçinizden birisi çıkıp konuştu mu? Ko- deki süreçte artıracaklar. Neymiş
başkanı'ndan Yargıtay Başkanı'na, Barolar Birliği Başkaduydunuz mu? Yüzün
nuşmadı. Bir sivil toplum kuruluşu, işverenlere ait, bir
Twitter vergi kaçakçısıymış.
nından hukuk fakültesindeki öğrenciye kadar herkesin bilüstünde üniversite var,
açıklama yaptı, 'Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir ül- Vergi kaçakçısıysa gönderirsin
oturuyorlar, el pençe didiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin
keye yabancı sermaye gelmez' dedi. Doğru. yine o ze- vergi müfettişlerini incelerler, ravan bekliyorlar, bunlar
değişiklikleri bu maddeye dayanarak iptal ettiğini söyledi.
vata sordum, buna karşılık başbakanlık koltuğunda
porunu yazarlar. Asıl amaç o demı özgürlük getirecek?
Mahkemenin iptal gerekçelerini okuyan Kılıçdaroğlu,
oturan zat ne dedi? 'Bunlar vatan hainidir' dedi. Siz- ğil tabii, sen vergi kaçakçısını öğHayır. Hepimiz düşünmeşu
değerlendirmeleri
yaptı: "İptal etti ama arkasından büden bir ses çıktı mı? Çıkmadı. Bu tür demokrasirenmek istiyorsan koluna 700 milliyiz. Daha düne kadar Anayük
suçlamalar
geldi.
Yine askeri dönemler de bile yapıllerde korkunun egemen olduğu demokrasiyar liralık saati takan adama bakacak- mamıştır, kanun çıkardılar HSYK'daki bütün memurların
yasa Mahkemesi'ni göklere
lerde hiçbir yurttaşımın korkmasını issın. Esnaf ve çitfçi kardeşime sesleniçıkarıyorlardı değil mi? Şimdi
işine son verdiler. İnsanda biraz vicdan olur. Anayasa
temem. Sizin en büyük güvenyorum;
sen vergi vermediğin zaman vergi
Anayasa Mahkemesi bir numaralı
Mahkemesi bunu da iptal etti. Bir kamu görevlisinin yer
ceniz CHP'dir."
müfettişleri geliyor ensende boza pişiriyor,
düşman. Ne için? İki karar verdi diye
değiştirmesi idari bir işlemdir, yasal bir işlem değil ki. Biz
hele hükümete bir şey söylersen katmerli geliyor
bir numaralı düşman."
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara saygı duyarız elama 700 milyar liralık kol saatini alan adamdan bir kuruş
Anayasa Mahkemesi'nin anayasaya aykırı uygulamabette ama kararın eksik olduğunu söyleriz. Adalet Akadebile
vergi alınmıyor, şimdi senin vicdanına sesleniyorum;
ları iptal etmek için bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu,
sen mi çok kazanıyorsun o adam mı, sen mi vergi veriyor- misi ile ilgili karar eksiktir, bunun da iptal edilmesi lazım.
Anayasa Mahkemesi'nin görevlerini belirleyen anayasa
Orası da HSYK'ya üye gönderiyor. Ama orası Adalet Bamaddesini de kürsüden okudu. Yüksek mahkemenin çıka- sun, o mu veriyor? Tabii işin ilginç tarafı twitterı yasaklıkanı'nın
arka bahçesine dönüştü. Bizim başvuruda bulunyor ama kendisinin de twitterda hesabı var. Daha garip
rılan yasaların anayasaya uygunluğunu denetlediğini vurduğumuz
gün, yürürlüğü durdurma vermesi lazım. Bu kagulayan Kılıçdaroğlu, bireysel başvuru hakkının ise insan- olanı, bunların içinde bir tane 'Kuzu' var. Sözde anayasa
dar
açık
olan,
kamuoyunda açık olan bir yasa bütün işların AİHM'e erken gitmesini önlemek amacıyla getirildi- hukuku profesörü, nasıl almış onu bilmiyorum. Anayasa
lemler bittikten sonra iptal ediliyor. Geriye yürümediğine
Mahkemesi'ne
twitterı
yasaklamak
için
başvuru
yapıyor,
ğini savundu.
göre o zaman bir sorun var demektir. Anayasa Mahkemebaşvurusunu da twitter aracılığıyla bildiriyor.
si'nin kararı, saygı duyuyoruz ama bu karar zamanlama
-"Hadi buyur kazı bakalım"
Kafaya bak, zekaya bak."
olarak gecikmiş bir karardır. Anayasa Mahkemesi'nin al"Haber alma" ve "bilgi edinme hakkı"na sınırlama gedığı kararlar 'milli kararlar' değilmiş... Hani milliyetçilikle
Anayasa Mahkemesi'nin "Twitter" hakkındaki kararıtirilmek istendiğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, Başbakan
ilgisi olsa diyeceğim ki 'Ya bu söylediği doğru.' Sen daha
nı Anayasanın 26. Maddesi'ne dayanarak verdiğini belirErdoğan'ın 20 Mart'ta "Twitter falan hepsinin kökünü katen Kılıçdaroğlu, "Twitter yasağı neden kaldırıldı? İşte bu- düne kadar 'her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alızıyacağız" dediğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, "Hadi buyur
nunu için. 'Sen nasıl bütün twitterı yasaklarsın.' İptal edili- yorum' demedin mi? Milliyetçiliğin de ne olduğunu bilkazı bakalım. 'Uluslararası camia, şöyle böyle... Hiç beni
miyor. Adalet ve hukuk evrensel bir kavramdır, ahlak evyor, iptal edilince de Anayasa Mahkemesi, mahkeme olilgilendirmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücünü
rensel bir kavramdır. Kimse mahkemelerin verdiği kararmaktan çıkıyor, 'örgüt' haline geliyor" diye konuştu.
görecekler.' Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücü hukuk
lara 'milli' veya 'gayri millidir' diyemez. Peki bizim insan-"Eleştirinin kendine göre
devleti olmaktan geçer, baskıcı devlet olmaktan geçmez"
larımız niye AİHM'e gidiyor, onların verdiği kararlar milli
mantığının olması gerekir"
dedi. Başbakan'ın mahkemelere "twitter'ı yasaklayın" takararlar mı? Cehaletin bu kadarına ilk kez tanık oluyolimat verdiğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Anayasanın 28. Maddesinde de "Devlet, basın ve harum. Mahkeme kararlarının milliliği yoktur, bu kararlar
"Emrindeki mahkemelerden biri karar verdi, gönderdiler
ber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır" dendiği- ahlakidir, vicdanidir ve adalet dağıtmak üzere karar veritwitter'ı yasakladılar. İtiraz geldi, bir başka mahkeme 'aça- ni belirten Kılıçdaroğlu, "Sağlayacak, önleyecek değil.
lir."
caksınız, insan haklarına aykırıdır' dedi. Ama TİB açmıHaber alma hürriyetini kesiyorsunuz siz. Yasak kalkınca
-TBMM'deki MİT teklifi
TBMM'de görüşülen MİT ile ilgili teklife de değinen
Kılıçdaroğlu, "Türkiye süratle bir istihbarat devletine dönüşüyor" görüşünü savundu. Bir gazetede CHP milletvekilleriyle ilgili MİT'in tuttuğu fişlemelerin yayınlandığını
Kılıçdaroğlu, grup toplantısının ardından partisinin il
madığını savundu. İpsala Kaymakamlığı'nın internet
belirten Kılıçdaroğlu, şunları dedi: "Sorduk, 'bu milletvesitesinde yer alan hukuk devleti tanımını okuyan Kıbaşkanlarıyla bir süre basına kapalı olarak toplantı
killeriyle ilgili niye fişleme yapıyorsunuz?' diye. Üstelik
lıçdaroğlu, iktidarların hukuk içinde devleti yönetyaptı.
daha bu yasa çıkmamıştı, şimdi yasa çıkacak fişlemeler
mek, yasalara uymak ve bu kavramı geliştirmek zoToplantıdan ayrılışında, artırılan güvenlik önlemmeşru hale gelecek. Devlet istihbaratla yönetilmez, bilgiyrunda olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık
lerinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, kameralarle, ahlakla, hukukun üstünlüğüyle, liyakatla yönetilir.
koltuğunda oturan zata, hukuk devleti nedir, ben ona
dan bir şey göremediğini söyledi.
Devleti istihbarat devletine dönüştürürseniz baskıcı bir
kitapları söylemeyeceğim, İpsala Kaymakamlığı in-"Son 10 yıllık sürece bakalım. Demokrasimizin
yönetimi hazırlamış olursunuz. Otoriterleşen devlette isternet sitesine girsin, hukuk devleti nedir bir oradan
ayaklarımızın altından kaydığını görüyoruz
tihbarat özel olarak partiye gider. Almanya'da gestapoyu
okusun bakalım. Okusun öğrensin" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda
unutmayın. 40'ların Almanyası. Kime bağlıydı, yasal mıyAnayasaya göre Türkiye Cumhuriyeti'nin bir huyaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin dedı?
Yasaldı. Ama devlete istihbaratı yapmıyordu, istihbakuk devleti olduğunu, bu nedenle kişiye göre yasa
ğerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının başında
ratı
partiye veriyordu, aynı olay Türkiye'de yaşanıyor. İsCHP'nin devrimden, bağımsızlıktan, özgürlükten,
olamayacağını, hiç kimsenin kendini hukukun üzerintihbarat
partiye veriliyor, devlete değil. Bu süreci hayata
emekten, alın terinden, kadın erkek eşitliğinden, hude göremeyeceğini aktaran Kılıçdaroğlu, hukuk devgeçirmek
istiyorlar, yeni bir gestapo modelini kurmak istikukun üstünlüğünden, tüm yurttaşlarının mutlu olduletinde tüm yurttaşlarının ve kurumlarının hesap vereyorlar,
bütün
yurttaşlarımın dikkatli olması gerek. Hukuk
ğu bir Türkiye'den yana olduğunu belirten Kılıçdaroğ- bilir olması gerektiğini söyledi. Siyasi partilerin de sidevletini,
özgürlükleri
savunacağız hep beraber. Türkilu, mutluluğun adresinin sağlıklı bir hukuk düzeni, sa- yasal hayatın vazgeçilmez unsurları olduğunu, iktidaye'deki
üç
büyük
devrimin
altında CHP'nin imzası var.
at gibi çalışan sürekli doğruyu gösteren bir demokrasi ra gelen siyasal partilerin devleti kurallara göre yönetDördüncü
büyük
devrimi
yapmak
zorundayız. Özgürlük
olduğunu vurguladı. Hukukun üstünlüğünün önemimekle yükümlü olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu,
ve
demokrasi
devrimi.
Baskılar
gelecektir,
yılmayacağız.
ne işaret eden ve CHP'nin bu ilkeye her zaman inandı- "Devleti yönetmek için gelip devlet olan parti önce
Bize tek bir görev düşüyor, çalışmak. Adım adım çalışğını ve savunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidar- hukuk devletini yok eder, çünkü hesap vermez" ifademak ve mücadele etmek. Çalışırsak, mücadele edersek
dakilerin ise hukukun üstünlüğünü yeterince kavraya- sini kullandı.
her şey olur." (AA)
C
Basına kapalı olarak toplantı yaptı
MİT teklifinin 4 maddesi
kabul edildi
MİT, yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile
tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki
kurabilecek, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilecek
MİT Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin ilk 4 maddesi TBMM Genel Kurulu'nda kabul
edildi. Kabul edilen maddelere göre, "Dış güvenlik,
terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda
Bakanlar Kurulu'nca verilen görevleri yerine getirmek", "Dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele
ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında
her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç
ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber
ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen
istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak" ve "İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, çağdaş istihbarat teşkilat usul ve yöntemlerini
araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek" MİT'in görevleri arasında yer alacak.
MİT'e kanunla sayılan görevler
dışında görev verilemeyecek.
MİT, yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilecek. MİT, kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan
kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilecek,
bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından yararlanabilecek ve
bunlarla irtibat kurabilecek. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe
göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamayacak. TCK'nın "Devletin Güvenliğine Karşı
Suçlar", "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine
Karşı Suçlar", "Milli Savunmaya Karşı Suçlar", "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" başlıklı maddelerinde yer alan suçlara (Halkı Askerlikten Soğutma,
Askeri İtaatsizliğe Teşvik, Seferberlikle İlgili Görevin
İhmali, Düşmandan Unvan ve Benzeri Payeler Kabulü ve Askeri Yasak Bölgelere Girme başlıklı 318, 319,
324, 325 ve 332. maddeleri hariç olmak üzere) ilişkin
soruşturma ve kovuşturmalarda ifade tutanaklarına,
her türlü bilgi ve belgeye erişebilecek, bunlardan örnek alabilecek. Bu maddedeki yer alan istisnalar, verilen önergenin kabul edilmesiyle maddeye eklendi.
MİT, görevlerini yerine getirirken gizli çalışma usul,
prensip ve tekniklerini kullanabilecek.
Yalan Makinesi
MİT, istihbari faaliyetler için görevlendirilenlerin kimliklerini değiştirebilecek, kimliğin gizlenmesi
için her türlü önlemi alabilecek, tüzel kişilikler kurabilecek. Kimliğin oluşturulması veya tüzel kişiliğin kurulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belge, kayıt ve dokümanlar ile araç ve
gereçler hazırlayabilecek, değiştirilebilecek ve kullanılabilecek. Yabancıların ülkeye giriş ve çıkış ile vize,
ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar
ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilecek. Yabancı unsurların ülkenin ve vatandaşların iletişim güvenliğini tehdit eden faaliyetlerinin engellenmesine
yönelik çalışmalar yapabilecek, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. MİT'te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını
belirlemek için yalan makinesi uygulaması dahil, test
teknik ve yöntemlerini kullanabilecek. MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilecek, görüşmeler yaptırabilecek, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere
milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilecek. Bu maddede yer alan "görüşmeler yaptırabilecek" ibaresi, verilen önergenin kabulüyle metne eklendi.
Yetkili ve görevli hakim, Ankara Ağır Ceza
Mahkemesi'nin üyesi olacak.
Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla, MİT Müsteşarı veya yardımcısının
onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişim ve MİT mensuplarının, MİT'te görev
almış olanların veya görev almak üzere başvuranların
iletişimi tespit edilebilecek, dinlenebilecek, sinyal bilgileri değerlendirilebilecek ve kayda alınabilecek.
Madalya verilebilecek
Yurt içinde veya yurt dışında olağanüstü gayret ve fedakarlıkla yaptığı çalışmalar sonucunda; ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunmasında, devletin yücelmesinde, milli menfaatlere katkıda
bulunan ve hizmette üstün başarı ve yararlılık gösteren
MİT personeline madalya verilebilecek. Teklifin 4
maddesinin kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, birleşime ara verdi.
Behçakapılı, verilen aranın ardından hükümet ve komisyonun yerine oturmaması üzerine, birleşimi, yarın
saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı. (AA)
Söylediklerimin rektörün başını kapatması ile alakası yok
K Parti Diyarbakır Milletvekili
Cuma İçten, Dicle Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale
Saraç hakkında gündeme getirdiği iddiaların, Saraç'ın başını kapatması ile alakasının olmadığını belirterek, "Seçimler
bittikten bir gün sonra 'AK Parti'liler cami duvarına işiyor' diyen 'korsan sekreterle' hesaplaşacağımı söyledim ve basın
toplantısını bir hafta önceden duyurdum.
Ama hanımefendi benim basın top-
A
lantısından bir gün önce başını kapatıyor" dedi. Dicle Üniversitesi Rektörü Saraç ve üniversite yönetimi hakkında birtakım iddialarda bulunan İçten, rektör ve
üniversite Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri
Eyigün'ün verdiği yanıtlara cevap verdi.
Konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan İçten, düzenlediği basın
toplantısında rektör ve yönetim hakkındaki iddiaları 64 madde ile sıraladığını
ve seçilmiş bir milletvekili olarak sorula-
rını yönelttiğini anımsattı. "İstedim ki bu
soruların cevabı verilsin ki bunu savcılığa yansıtırken içinden bazı şeyleri ayıklayabilelim. Belki verecekleri cevaplar
hakikaten karşılığı olan cevaplar olur, biz
de bu noktada o sorularla ilgili geri adım
atar ve sadece ilgili olanları savcılığa veririz" diyen İçten, Saraç'ın beklediği basın toplantısını yaptığını ancak basın toplantısının skandalla sonuçlandığını kaydetti.
İçten, Rektör Saraç'ın, iddiaların hiçbirisine yanıt vermediğini ifade ederek,
"Keşke Cuma İçten'in şu 64 tane sorusundan bir tanesine, 'bakın belgesi budur'
diye cevap verebilselerdi" dedi.
Rektör Saraç'ın, "Dicle Üniversitesi'nde asaleten genel sekreter olmasına
rağmen, Sabri Eyigün denen şahıs vekaleten bu görevi yapıyor mu? Bu görevde
binlerce evraka imza atıyor mu? Asil dururken vekil olan birisi kanunen imza
atabilme yetkisine sahip mi? Bu hukuken
suç mu değil mi?" sorusuna cevap vermediğini belirten İçten, "Basın mensuplarını topladıklarında, bilgisayarın bir tuşuna basıp 3-5 yıl içerisinde verilen ihaleler ve satılan arazilerin firma kayıtlarını
ve bilgilerini basın mensupları ile paylaşabilirlerdi" diye konuştu.
İçten, basın toplantısında paylaşmadığı ama savcılık ile paylaşacağı daha farklı şeyler olduğunu söyledi. (AA)
SAYFA 8
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SIZINTI
Abdullah
LELİK
[email protected]
ANAYASA
MAHKEMESİ BAŞKANI
HAŞİM KILIÇ
Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi
Başkanı,
Haşim Kılıç, sevilen, saygı duyulan bir
insan.
Haşim Kılıç, hakkında olumsuz hiç bir
duyum olmayan kişi.
Haşim Kılıç, Ak Partiyi kapatılmaktan kurtaran hakim.
Haşim Kılıç, Çok önemli kararlara imza
atan önemli bir Başkan.
Haşim Kılıç, duygusal değil, hakka,
hukuka, vicdana göre karar verir.
Haşim Kılıç, özellikleri, güzellikleri anlatılmayacak kadar çok olan bir adam.
Haşim Kılıç, Bir adam. Öyle bir adam ki,
tam da adam gibi adam.
Haşim Kılıç, son zamanlarda gündemden
düşmeyen dillerde bir kişi.
Özellikle, Hükumet yanlısı kişi ve kuruluşlar tarafından istenmeyen baş hedef
haline getirilen,Haşim Kılıç'a böyle acımasızca yüklenilmesini doğru bulmuyorum.
İnsanları bu kadar çabuk harcamamak
lazım...
Daha ortada fol yok yumurta yokken,
cumhurbaşkanı adaylığı uğruna ilkelerini
kenara iten, görevini kötüye kullanan insan
muamelesi yapılması hakkaniyete de
uygun değil, insanlığa da uygun değil,
kadirşinaslığa da...
AYM'nin, iç hukuk yolları tüketilmeden
önüne gelen Twitter yasağıyla ilgili
alelacele
karar almasını uygun bulmayanlar var.
Yüksek Seçim Kurulu kararlarının AYM'ye
götürülmesi konusunda"Önümüze gelsin o
zaman bakarız" cümlesini, "Bakın o
konuda da AYM'yi yetkili görüyor"diye
yorumlayanlarda bulunuyor.
HSYK Yasası ile ilgili bozma kararının ise
tamamen Anayasa Mahkemesi'nin görev
sınırları içinde bir karar olduğunu görmek
zorundayız. Anayasa Mahkemesi, önüne
gelen bir yasayı Anayasa'ya uygunluk
açısından denetlemeyecek de başka ne ya
pacak? Kaldı ki, bu yasa AYM'ye gitmeden
önce yapılan tartışmalarda birçok önemli
Anayasa hukukçusu da, özellikle Adalet
Bakanı'na tanınan yetkiler açısından Anaya
sa'ya aykırılık olduğu yönünde düşünce belirtmişti. Dolayısıyla bu yönden bir bozma
kararı sürpriz olmadı. Yazar Gülay Göktürk
bir yazısında:
''Geçmiş tecrübelerimiz bize siyasetin yüksek yargı tarafından kuşatılması teh
likesine karşı uyanık olmamız gerektiğini
öğretiyor; bu konuda hassas olmak
için güçlü nedenlerimiz var. Ama bu hassasiyeti yargısal denetimi püskürtmek
için kullanma noktasına da sürüklenmemek
gerek. Her bozma kararını otoma
tik olarak "yüksek yargının siyaseti kuşatması" ya da"yargının siyasetten rol
çalması" diye yorumlamak yerine, önce
kararı objektif kıstaslar ışığında ince
lemek; uygunluk denetimini aşıp yerindelik
denetimine girip girmediğini; Ana
yasa'nın ilgili maddesinin doğru yorumlanıp yorum
lanmadığını somut olarak değerlendirmek
gerekir'' diyor.
CHP ve MHP nin birlikte Haşim Kılı'ı aday
gösterebileceği yönünde de haberler
var. Tabiki bunu zaman gösterecektir.
Başbakan Tayip Erdoğan ve Cumhurbaş
kanı Abdullah Gül den birinin aday olması
durumunda, Haşim Kılıç ve ya başka
bir adayın şansının ne olacağı hususunda
da kanaatler çok farklı. Gülay Hanım da:
''Ben Haşim Kılıç'ın Türkiye'de artık
bürokrat cumhurbaşkanları döneminin
kapandığını görebilecek siyasi öngörüye
sahip olduğunu, dolayısıyla zaten
böyle bir adaylığa sıcak bakmayacağını
tahmin ediyorum.
Siyasetin asker-sivil bürokrasinin vesayeti
altında olduğu ve cumhurbaşka
nlarının Meclis'te seçildiği dönemlerde devletin bir numaralı pozisyonunun
darbe artığı generallere, yüksek yargı
üyelerine ya da büyükelçilere tahsis
edildiği uzun yıllar yaşadık.
Ama o günler geride kaldı. Şimdi artık
vesayet yok ve cumhurbaşkanlarını
halk seçiyor, dolayısıyla bürokratların o
mesafeli, soğuk ve genellikle halka
tepeden bakan üslubuyla meydanlarda
seçim kazanmak pek mümkün görün
müyor.O yüzden CHP ve MHP bir aday
üzerinde anlaşacaklarsa ve seçimlerde
bir iddiaları olmasını istiyorlarsa bence bir
an önce halkla iletişim kurmayı
bilen, kitlelerde heyecan uyandırabilen, liderlik özellikleri bulunan, siyasi
bir kimliği ve siyasi vizyonu olan bir isim
üzerinde çalışmaya başlasalar iyi
olur'' diye tesbitlerini sıralıyor..
SAYFA 9
MAVi KIRMIZI SARI
17Nisan
Şubat2014
2013Perşembe
Perşembe
8 GÜNCEL 17
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SiYAH MAVi KIRMIZI SARI
17Nisan
Şubat2014
2013Perşembe
Perşembe
9 GÜNCEL 17
İZSU’DAN 47.3 MİLYON LİRALIK DEV BİR TESİS DAHA GELİYOR
Hafta
sonu
bereketi
İ
zmir Büyükşehir Belediyesi, Tahtalı’dan
sonra kentin en büyük yüzeysel içme
suyu arıtması olan Kavaklıdere İçme
Suyu Arıtma Tesisi’nin temelini Cumartesi
günü atıyor.
Bornova’nın Kavaklıdere Köyü’nde kurulacak tesis, yılda 1 milyon kişinin su ihtiyacını karşılayacak.
Gördes Baraj suyunu en kısa sürede
kente verebilmek için 2.5 yıl önce Manisa
Nuriye’deki 20 milyon liralık yatırımla
Sarıkız İçme Suyu arıtma tesisini hizmete
alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, şimdi de
aynı proje kapsamında Kavaklıdere İçme
Suyu Arıtma Tesisi’ni kuruyor. 47 milyon
330 bin liraya mal olacak tesisin temeli, 19
Nisan Cumartesi günü İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun
katılacağı törenle atılacak.
Bornova’nın Kavaklıdere Köyü’nde 150
bin metrekarelik alanda yer alan tesis, 1.5
yıl içinde tamamlanacak. Tesis, Tahtalı
Barajı’nın suyunu arıtan Görece’deki arıtmadan sonra İzmir’in ikinci büyük içme
suyu arıtma tesisi olacak. Kavaklıdere içme
suyu arıtma tesisini yüzeysel içme suyu
arıtımı yapan Sarıkız ile Balçova içme suyu
arıtma tesisleri izliyor.
DSİ tarafından yapılan Gördes Barajı’ndan 2011 yılı Mayıs ayından itibaren su
alarak kente verdiklerini söyleyen İZSU
Genel Müdürlüğü yetkilileri, “Sarıkız İçme
Suyu Arıtma Tesisi’nden ortalama günlük
O RİTİM HATA KALDIRMAZ!
Ş
ifa Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı
tarafından 2’cisi düzenlenen Ege Aritmi Güncelleme Toplantısı’nda kalp ritmi bozuklukları ele
alındı. Kardiyologlar, ritim bozukluklarının tedavi
edilebildiğine dikkat çekerek, “Erken tanı konulduğu zaman yeni teknolojilerin de yardımı ile ritim
bozukluklarını tamamen yok edebiliyoruz” dediler.
Şifa Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından 2’cisi düzenlenen Ege Aritmi Güncelleme
Toplantısı, Ege Üniversitesi Anemon Otel’de
gerçekleşti. Ege Aritmi Güncelleme Toplantısı’nın
ev sahipliğini yapan Şifa Üniversitesi Kardiyoloji
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat Tavlı, ülkemizde kalp hastalığına bağlı ölümlerin birinci sırada
geldiğini hatırlattı. Kalp hastalıkları içerisinde, ritim
bozukluklarının büyük bir bölümü oluşturduğunu
ve tedavi edilmediği takdirde öldürücü olduğunu
belirten Prof. Dr. Tavlı, “Ege Bölgesi, diğer bölgelerle kıyaslandığında kalp hastalığı ve ritim bozukluğu görülme insidansı bakımından daha şanslı
görülse de ritim bozukluğu erken tanısı yapıldığı
zaman yeni teknolojilerin uygulanması sayesinde
tamamen yok edilebilmektedir” dedi.
KARDİYOLOGLAR ARİTMİYİ KONUŞTU
Toplantıya Ege Bölgesi’ndeki farklı üniversite
ve hastanelerde görev yapan kardiyoloji doktorları
katılarak, sunum yaptılar. Prof. Dr. Uğur Kemal
Tezcan, Prof. Dr. Özgür Aslan, Prof. Dr. Harun
Evrengül, Doç. Dr. Öner Özdoğan, Doç. Dr.
Mustafa Karaca, Doç. Dr. Özgür Bayturan, Uz. Dr.
Emin Evren Özcan, Uz. Dr. Ali Öztürk ve Uz. Dr.
Özerk Akgün toplantıda birer sunum yaparak, aritmi ile ilgili son gelişmeleri diğer uzmanlarla paylaştılar.
Toplantıda, doğuştan ritim bozuklukları, sporcularda görülen ritim bozuklukları ve kalp hastalıklarına bağlı ritim yükseklikleri gibi nedenlerle her
yıl bir çok hastanın kaybedildiğine vurgu yapılarak,
oysa erken tanı ve tedavi ile bu hastaların sağlıklarına kavuşabileceği belirtildi.
90 bin metreküp suyu arıtarak Karşıyaka ve
Bornova’nın bir bölümüne veriyoruz.
Kavaklıdere Arıtma Tesisi tamamlandığında
ise Bornova ve Buca’nın tamamı Gördes
Barajı’ndan su almış olacak” diye konuştu.
GÖRDES SUYU İÇİN 70 MİLYON LİRALIK YATIRIM
Kavaklıdere İçme Suyu Arıtma Tesisi
için 47 milyon 330 bin liralık yatırım yapmaya hazırlanan İZSU, böylece Gördes
Baraj suyunun kente getirilmesi için gerçekleştirdiği Sarıkız ve Kavaklıdere arıtmaları
için toplam 70 milyon 106 bin liralık
yatırım yapmış olacak.
Günde 360 bin metreküp suyu arıtacak
kapasiteye sahip tesisin tamamlanmasıyla,
120 milyon metreküp su tutma kapasitesine
sahip Gördes Barajı’ndan İzmir’e yılda 60
milyon metreküp su verilecek ve 1 milyon
kişinin su ihtiyacı karşılanacak.
(HABER MERKEZİ)
Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı ve Bostanlı Rotary Kulübü tarafından
organize edilen Yaren Bebek Projesi, ilk meyvesini verdi. Proje
kapsamında 2 bin bebek süslenerek satışa sunuldu. Bebek satışından elde edilen 10 bin lira çocukların tedavisi için harcanacak
15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Turizm Haftası, “tarihi” Agora ören yerinde
gerçekleşen törenle başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmada kentin turizm potansiyelinin geliştirilmesi
için önemli projelere imza attıklarını belirterek, “İzmir’in önü açılmıştır” diye konuştu.
SPORCU ÖLÜMLERİ YAŞANMASIN
Ritim bozukluğu olan hastalarda son yıllarda
yeni kan sulandırıcı ilaçların kullanılması ile sık
görülen felcin de önlenebileceğini belirten uzmanlar, profesyonel veya amatör sporcuların düzenli
muayene ve tetkiklerinin yapılarak, gelişecek ritim
bozukluklarına bağlı ölümlerin çok azaltılabileceğini de ifade ettiler. Son yıllarda inatçı ritim
bozukluklarını, ilaca cevap vermese bile radyofrekans enerji ablasyonu ve kalp pilleri kullanarak
kolaylıkla tedavi edebildiklerini de kaydeden
kardiyologlar, vatandaşların bu hastalığa karşı bilinçi olmasını istediler.
Konuşmaların son bölümünde Prof. Dr. Talat
Tavlı, Ege Bölgesi’ndeki kardiyoloji uzmanlarını
farklı konuları tartışmak amacıyla düzenli olarak bir
araya getirdiklerini belirterek, “Bundan 2 ay önce
de 1. TAVI çalıştayını gerçekleştirdik. Bölgemizdeki kalp uzmanlarını bir araya getirmeye devam
edeceğiz” dedi. (HABER MERKEZİ)
BUVAK Banka Hesap Bilgileri
FİNANSBANK ÖZKANLAR ŞUBESİ:TR
94 0011 1000 0000 0036 025295
İŞBANKASI KORDON ŞUBESİ:TR74
0006 4000 0013 4200 348257
VAKIFBANK İZMİR ŞUBESİ :TR37 000
1 5001 5800 7292 284288
Kılçıksız balık talebi
kadına iş kapısı oldu!
E
lazığ'ın Keban ilçesinde 19 yıl önce kurdukları
çiftlikte yetiştirdikleri balıkları, fileto ve füme
şeklinde işleyip Avrupa ülkelerine ihraç eden firmanın 140 çalışanından 100'ü kadınlardan oluşuyor
Elazığ'ın Keban ilçesinde, 19 yıl önce kurdukları çiftlikte yetiştirdikleri balıkları işleyip Avrupa
ülkelerine ihraç eden firma, balıklarda kılçık kalmaması için "ince
işçiliklerde hassas" olmalarından
ötürü kadın çalışanları tercih
ediyor. Keban Alabalık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Şimşek,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllık 10 bin tonun üzerinde
alabalık üretim kapasitelerinin bulunduğunu söyledi. Son teknoloji
sistemleri kullanmalarına rağmen
insan gücüne de ihtiyaç duyduklarını dile getiren Şimşek, tercihlerini genelde kadınlardan yana
kullandıklarını vurguladı.
Özellikle alabalık işleme kısmında kadın istihdamına önem
verdiklerini belirten Şimşek, şöyle
konuştu: "Bayan istihdamına önem
vermemizdeki en büyük nedenlerden biri, bayanların iş gücünü artırmak ve istihdam oluşturmak,
bölgemizdeki bayanların evlerinden çıkıp kendileri için bir
kazanım sağlamaları ve sosyal bir işle uğraşmaları.
Bununla beraber bize artı avantajları ellerinin balığa
daha yatkın olmasından dolayı ince işlerde daha iyiler. Balık füme işlemesinde balıkların kafası,
kılçığı, derisi alındığı zaman içerisinde kılçığın en
ufak haliyle bile kalmaması lazım. Erkeklerde bunu
yaptığımız zaman bakıyorduk ki
kılçık kalma olasılığı daha fazla
ama bayanlarda ince işçiliklerde ellerinin hassasiyetinden dolayı bu
oran çok ciddi anlamda düşüyor."
Ayhan Şimşek, işlenen balıkları
başta Avrupa ülkeleri olmak üzere
birçok ülkeye ihraç ettiklerini anımsatarak, "Balık işlemede 4 yıl
hemen hemen dolacak, çok şükür
yapmış oyduğumuz ihracatlarda en
ufak bir şikayet almadık. Buradan
da bayan elamanlarımıza teşekkür
ediyoruz göstermiş oldukları incelikten ve hassasiyetten dolayı"
ifadesini kullandı
Tesis Sorumlusu Kamuran Yiğit
de bayan personel tercihlerinin sebeplerini, hijyene önem vermeleri,
daha dikkatli ve hızlı olmaları şeklinde sıralayarak, kadınlara iş
imkanı sağlayıp aile bütçelerine
katkı sunmalarının da önemli
olduğunu vurguladı. (AA)
Turizm Haftası’na
“tarihi” başlangıç
Bostanlı Rotary ile
Buvak'tan örnek proje
D
r. Behçet Uz Çocuk Vakfı (BUVAK) ve
Bostanlı Rotary Kulübü el ele verdi,
Türkiye'ye örnek olacak "Yaren Bebek" projesi hayata geçti. Minik hastalarının tedavi
süreçlerinde yanlarından ayırmadıkları Yaren bebekler
şimdi çocuklara hayat verecek. 7'den 70'e toplumun her
kesiminin katkı koyduğu proje kapsamında süslenerek
giydirilen 2 bin Yaren bebeğin satışından elde edilen 10
bin lira çocukların tedavisi için kullanılacak. BUVAK
ve Bostanlı Rotary Kulübü işbirliğinde Türkiye'ye
örnek olacak "Yaren Bebek" projesiyle minik yürekler
yeniden hayat buldu. Hasta çocukların tedavi süreçlerini "Yaren" adı verilen bez bebeklerle geçirmesini
öngören projede tam bir "gönüllü" festivali yaşandı.
Bostanlı Rotary Kulübü'nün liderliğindeki projede ünlü
modacı Zeynep Acar, kumaş desteği verdi. İzmir
Ekonomi Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarım
Bölümü ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü
öğretim üyeleriyle öğrenciler bebeklerin kıyafetleri
tasarladı.
Aysel Salih Baysak Anaokulu, Wonderland
Anaokulu, Bostanlı Anaokulu, Buca Avukat İlhan Ege
Anaokulu, Bizim Kulüp Anaokulu ve Karşıyaka Suzan
Divrik Kız Meslek Lisesi Anaokulu'nun minik öğrencileri de bez bebekleri giydirdi. Projeye kulüp üyeleri, eşleri, çocukları Rotaract ve İnteractlar da tam destek
verdi. Ortaya çıkan bebekler süslenerek, satışları
gerçekleştirdi. 2 bin Yaren Bebek, İzmirliler tarafından
satın alındı. Toplanan 10 bin lira da lösemi, kalp ve
böbrek rahatsızlığı yaşayan çocuklar yararına kullanılmak üzere BUVAK' bağışlandı.
DUYGUSAL ANLAR YAŞANDI
Projeyle ilgili olarak dün Bostanlı Rotary Kulübü
tarafından Hilton Oteli'nde toplantı düzenlendi. Toplantıya BUVAK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Mustafa Varhan, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi
Başhekimi Prof.Dr.Ali Anarat, Rotary 2440. Bölge
Başkan Yardımcısı Aşkın Yılmaz, Rotary 2440. Bölge
Toplum Hizmetleri Komite Başkanı Işıl Nişli, Ogilvy
Mather Türkiye Ülke Başkanı Aytül Özkan, Modacı
Zeynep Acar, Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım
Fakültesi Öğretim Görevlisi Kerem Kaban, İzmir
Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Ebru Uzunoğlu, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarım
Bölüm Başkanı Prof.Dr.Elvan Özkavruk ve Bostanlı
Rotary Kulübü Üyeleri katıldı. BUVAK Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Gappi'nin "Yaren Bebek" şiiri toplantıda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.
Bostanlı Rotary Kulübü Başkanı Berkay Eskinazi,
projenin çocuklar yararına olduğuna dikkat çekerek
"Hastanemize sahip çıkmamız gerekiyor.Yüzlerce
kişinin desteğiyle projeyi gerçekleştirdik hem Yaren bebekleri hem de vakfı tanıttık. Hedefimiz bu projenin
tüm Türkiye'ye yayılması" dedi. Projenin sunumunun
yapıldığı toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan
Ogilvy Mather Türkiye Ülke Başkanı Aytül Özkan,
"Kalplere dokunan bir proje hayata geçirildi. Çocuklarımız hastanede kaldıkları süreçte çok yalnızlar, korkuyorlar. Yaren Bebekler onlara arkadaşlık ederken,
şimdi çocuklar için bir adım daha atıldı. Herkesi projeye sahip çıkmaya ve destek vermeye davet ediyorum.
Bu proje Türkiye'ye yayılmalı" dedi.
PROJE ÖZEL ÖDÜL ALDI
'Yaren Bebek Projesi'nin öyküsü ise Bostanlı Rotary
Kulübü'nün katkılarıyla Yaşar Üniversitesi Sanat ve
Tasarım Fakültesi tarafından ölümsüzleştirildi. Fakülte
tarafından 8. Renk adıyla kısa film çekildi. Film, bu yıl
6.sı düzenlenen Uluslararası Rotary Kısa Film Festivali'nde özel ödül aldı. Berkay Eskinazi, çocuklar için
yapılan bu çalışmanın ödülle taçlandığını söyledi.
YAREN BEBEKLER İLE NE ALINDI
Yaren bebeklerin satışıyla elde edilen gelirle cerrahi
servisi ameliyat bölümüne 1 adet çamaşır makinesi, acil
servise 3 uzaktan ateş ölçer ve 1 dijital tansiyon aleti,
onkoloji servisine 40 beslenme seti ve acil arabası, süt
bölümüne 1 buzdolabı, dermatoloji servisine 40 bistro
çeşitleri alındı, yeni doğan servisinin tüm perdeleri yaptırıldı.
TIBBİ TEDAVİ BEBEĞİ
Kronik hastalığı olan çocukların tedavi sürecinde
tıbbi tedavi bebeği denilen kumaştan yapılmış, yüzü olmayan, üzerinde mikrop barındırmayan ve yıkanabilen
bebekler kullanılıyor. Bu bebek, çocuğun doktoru,
psikoloğu ya da hemşiresi tarafından hastalık teşhisi
konulduğunda
hediye ediliyor.
Çocuk da tedavi
sürecini bu bebekle
paylaşıyor.
Çocuğa, uygulanacak tedaviler
bu bebek üzerinde
gösterilerek, tedaviye alışması
sağlanıyor. Çocuk
kendisine uygulanan tedaviyi bebeğine uyguluyor.
Ayrıca bebeğin
cinsiyetini kendisi
belirleyerek ona
yine kendi belirlediği ismi
veriyor. Böylece
dilediği cinsiyet
ve şekilde bir
arkadaşa sahip
oluyor. (HABER
MERKEZİ)
“38. Turizm Haftası” etkinlikleri
İzmir’de Tarihi Agora Ören Yeri’nde
düzenlenen törenle başladı. Açılış programı kapsamında ilk olarak
Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk
Anıtı'na çelenk sunuldu. Ardından İzmir
Valisi Mustafa Toprak ve İzmir
Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr.
Sırrı Aydoğan’ın katılımıyla ‘Turizm
Korteji Yürüyüşü’ gerçekleştirildi. İkiçeşmelik Caddesi'ndeki Katlı Otopark
önünden başlayan yürüyüş, Tarihi Agora
ören yerine kadar devam etti.
Agora’daki törende konuşan
Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili
Aydoğan, Türkiye’nin eşsiz bir turizm
potansiyelini barındırdığını belirterek,
İzmir’in ise tarihi ve kültürel dokusuyla
dünyada herkesin ilgisini çekebilecek bir
kent olduğunu söyledi.
İzmir’de turizmin gelişmesi için,
Büyükşehir Belediyesi olarak çok sayıda
çalışma sürdürdüklerini vurgulayan Aydoğan, “Belediye olarak görülmemiş kamulaştırmalar yaparak gerçekten bir
mesafe kaydettik. İzmir’in turizmden
daha fazla pay alması için altyapıyı
dikkatli şekilde yaptık. Birçok kuruluşla
işbirliği gerçekleştiriyoruz. İzmir, son
yıllarda dünyanın en hızlı gelişen
metropollerinden biri oldu. Otel yatırımları çok ciddi arttı. Sağlık turizminin
gelişmesi için, 40 senedir konuşulan
Kadifekale-Agora– Kemeraltı hattının
ayağa kaldırılması için çalışmalarımız
sürüyor" dedi.
İzmir’in önü açıldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
yerelde kalkınmayı sağlamak için, ‘bu iş
benim işim değil’ diye düşünmediğini ve
turizmin gelişmesi adına kentte pek çok
çalışmayı bir arada yürüttüğünü vurgulayan Aydoğan, “İzmir’in turizmden
daha fazla pay alması için yerel yönetim
olarak üstümüze düşeni yaptığımıza
inanıyorum. İzmir’in önü açılmıştır. Kısa
zaman sonra turizmden nasibini alacaktır. 2 kez talip olduğumuz EXPO
süresince kenti tanıttığımızı düşünüyorum. EXPO’yu alamadık, ama dünyanın
her yerinde İzmir’i tanıttık. Liman arkası
planlamasının tamamlanmasıyla birlikte
bu bölgede otel yatırımları da artacak"
diye konuştu.
“Medeniyetlerin beşiği İzmir”
İzmir Valisi Mustafa Toprak da
konuşmasında, tüm kurum ve kuruluşların işbirliği içinde çalışarak kentin
turizm kapasitesini artırması gerektiğini
ifade etti. İzmir İl Kültür ve Turizm
Müdürü Abdülaziz Ediz, İzmir’de turizmin gelişmesi, çeşitlenip sürdürülebilir
olması için merkezi ve yerel yönetimler
ile sivil toplum kuruluşlarının işbirliğine
ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Törende konuşan ETİK Başkanı
Mehmet İşler ise dünya turizminin üçte
birinin Akdeniz çanağında gerçekleştiğini vurgulayarak, İzmir’in 1.5 milyona yakın turist ağırladığını ve
turizmden aldığı payın yüzde 5
olduğunu belirtti.
(HABER MERKEZİ)
Halka sırtımı dönmemek
için sabit koltuk istiyorum
Van'ın Erciş ilçesinin başörtülü
belediye başkanı Diba Keskin,
"Başkan seçilirsem daha önceki
yönetimin kullandığı makam
koltuklarını kullanmayacağım
dedim. Bu koltuklara oturanlar
genelde halka sırtını dönüyor.
Hemen sırtını halka dönüyor ve
yüzü başka şeylere dönük oluyor.
Ben de sırtımı halka döndürecek
koltuk istemiyorum. Bunun için
koltuk yaptırıyorum" dedi.
Van'ın Erciş ilçesinin başörtülü
Belediye Başkanı Diba Keskin,
"İnancınıza ve davanıza bağlıysanız
hiçbir şey sizi yolunuzdan alıkoyamaz" dedi. 30 Mart mahalli idareler
seçimlerinde rakiplerini geride
bırakarak belediye başkanı olan
BDP'nin başörtülü adayı Diba Keskin, 5 yıl süresince Erciş'i yönetecek. Muş'un Malazgirt ilçesinde
1973'te doğan ve imam hatip olan
babasının görevi nedeniyle Erciş'e
yerleşen Keskin, evliliğinin ardından Van'da yaşamaya başladı. Eşi
ve 4 çocuğuyla Van'da yaşarken
kadın meclisinde görev alan ve 6 ay
önce Erciş'e dönerek seçim çalışmalarına başlayan Keskin, belediye
başkanlığı için BDP'den aday oldu.
Seçim çalışmalarının ardından 30
Mart'ta ilçedeki oyların çoğunluğunu alan Keskin, Erciş'in ilk
kadın belediye başkanı oldu. 5 yıllık
görevi süresince yapacağı çalışmaları AA muhabirine anlatan Keskin, siyasete atıldığı andan itibaren
seçimi kazanacağı yönde inancının
tam olduğunu belirterek,
başörtüsünden dolayı çok fazla
tepki almadığını söyledi. Halkın
değişim ve dönüşüme ihtiyacı
olduğunu anlatan Keskin, insanlara
olan yaklaşımları ve verdikleri
güven ile halkın sevgisini kazandıklarını ifade etti.
Keskin, başörtü yasağının
başladığı yıllarda küçük de olsa bazı
sıkıntılar yaşadıklarını ve kabullenme sorunuyla karşılaştığını
bildirerek, "İnancınıza ve davanıza
bağlıysanız hiçbir şey sizi yolunuzdan alıkoyamaz. Siz bir şeye inanıy-
orsanız, bir şeyde kararlıysanız
kimse size engel olamaz" diye
konuştu. Seçimlerin ardından
belediyenin kapılarını halka
açtıklarını anlatan Keskin, yıllarca ilçedeki üç ailenin elinde
bulunan belediyenin ilk defa
halkın eline geçtiğini dile getirdi. Keskin, Erciş halkının
BDP'ye ya da Diba Keskin'e
değil kendi belediyesine sahip
çıkıp yönetime ortak
olduğuna dikkati çekerek,
ilçede de insanı merkez alan
çalışmalara imza atmak istediğini belirtti. İlçenin en önemli
sorunlarının su, yol, kanalizasyon, ulaşım ve çöp olduğuna
değinen Keskin, "Allah'ın izni,
halkın desteği ve kendi yolumuza
olan inancımızla halkımızla beraber çalışmaları yapmak için yola
çıkacağız. Şu anda hem tebrikleri
kabul ediyoruz hem de sabah 6'dan
gece 12'ye kadar belediyenin işleriyle ilgileniyoruz" ifadelerini
kullandı. (AA)
SAYFA 10
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Nisan 2014 Perşembe
GÜNCEL 17 DÜŞÜNCESİ
10ÜNENLERİN
7 Şubat 2013 Perşembe
Böyle giderse dünyanın en
büyük ihracatçısı olacağız!
Türkiye’nin geleceğinin konuşulduğu 2023 Türkiye İhracat Stratejisi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’na
katılan Özer, “Dünyadaki ekonomik daralmaya karşın ihracatta ürün ve pazar yelpazemiz genişledi. İhracatçı firma sayımız arttı. Yurtdışında neredeyse gitmediğimiz pazar kalmadı" dedi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer,
Türkiye’nin geleceğinin konuşulduğu 2023
Türkiye İhracat Stratejisi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’na katıldı. Toplantıda Özer,
Ekonomi Bakanlığı’nın gayretleriyle dolar kurunun 2.15-2.25 aralığında tutulmasını
takdirle izlediklerini ifade etti. Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekci’nin başkanlığında
gerçekleştirilen 2023 Türkiye İhracat Stratejisi
Koordinasyon Kurulu’nun 3. toplantısı,
Ekonomi Bakanlığı’nda yapıldı.
Necdet Özer, TOBB’u temsilen yaptığı
konuşmada, Türkiye’nin her alanda büyük
değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini belirterek, “Esasen, Türkiye dünyanın yükselen
pazarlarından biri haline geldi. Bu gelişmeler
doğrultusunda dış ticaretin yapısında da
dönüşüm süreci başladı. Artık savunma ve
havacılık sanayi, yazılım ve bilişim, teknik
müşavirlik, sağlık, ulaştırma, lojistik, müteahhitlik, eğitim sektörleri gibi ileri teknoloji ve
hizmet sektörlerini dünya piyasalarında
konuşur hale geldik. Dünyadaki ekonomik
daralmaya karşın ihracatta ürün ve pazar yelpazemiz genişledi. İhracatçı firma sayımız
arttı. Yurtdışında neredeyse gitmediğimiz
pazar kalmadı. Biz inanıyoruz ki, bu ülkenin
girişimcisi bizi dünyanın en büyük ihracatçılarından biri yapacak güçtedir.” dedi.
2013 yılında TOBB’a bağlı Odalarımız vasıtasıyla yurtdışından gelen, önemli miktarı
alıcılardan oluşan 65 iş heyeti, ihracat amacıyla yurtdışına giden 120 iş heyeti olmak
üzere toplamda 185 yurtdışı organizasyonunun düzenlendiğini ifade eden Özer, “Bu
hususta, Ekonomi Bakanlığımız ve yurtdışı
teşkilatı ile yakından çalışıyoruz, Bakanlığımıza bu konuda vermiş olduğu destek
için teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Ekonomi Bakanlığı'nın 2010/8 sayılı "Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin
Desteklenmesi Hakkında Tebliği" kapsamında 12 Oda tarafından 21 adet rekabetçilik
projesi başlatılarak 9 milyon dolara yakın
proje onayı alındığını anlatan Özer, “Beklen-
timiz, daha fazla sayıda Odamızın bu desteklerden faydalanmalarını sağlayacak mekanizmaların hayata geçirilmesidir. Mevcut destek
programından tebliğ gereği sadece il ticaret
ve sanayi odalarımız faydalanabilmekte, ilçe
odalarımız faydalanamamaktadır. Oysa
ülkemizde bazı illerden büyük ticaret ve
sanayi hacmine sahip ilçelerimiz mevcuttur.
Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için projeye
başvuran işbirliği kuruluşları arasına ilçe
ticaret ve sanayi odalarının da ilave edilmesini önermekteyiz.” şeklinde konuştu. İhracatın
artırılmasının sadece pazar bulmaktan ibaret
olmadığı düşüncesiyle AR-GE ve inovasyon
projelerine de özel bir önem verdiklerini vurgulayan Özer, “Son üç yılda 18 Odamız ARGE projesi yürütmektedir. Bunun 7 adedinde
üniversite sanayi işbirliği bulunmaktadır. 16
Odamız en az 1 adet inovasyon projesi yürütmektedir. 7 projede üniversite sanayi işbirliği
bulunmaktadır. Beklentimiz, daha fazla sayıda AR-GE ve inovasyon projesi gerçekleştirmek ve üniversite sanayi işbirliğini
artırarak teknoloji dönüşümü, transferini
sağlamak ve ihracatımızı artırmaktır. Lojistik
ve taşıma alanında da çalışmalarımız yoğun
ve hızlı bir biçimde devam etmektedir. Kısa
adı BALO olarak bilinen Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonları projesi ile Anadolu'daki sanayici ve ihracatçıya ait yüklerin, Avrupa'nın iç kesimlerine demiryolu ile ulaştırılması ve dolayısıyla ülkemiz ihracatına Avrupa pazarında rekabet avantajı sağlanması
hedeflenmektedir. BALO Projesi ile yükler
ihracatçının kapısından alınarak, yerel yük
toplama merkezlerinde birleştirilecek ve
Bandırma'dan, Tekirdağ'a Marmara Denizi’ni
geçerek, Avrupa'ya ulaştırılacaktır. Hem zamandan, hem de taşıma ücretlerinden tasarruf gerçekleşirken, Avrupa ülkelerinden
Türkiye'ye gelecek yükler de yine benzer bir
şekilde varış noktalarına ulaştırılacaktır.” diye
konuştu. Son olarak Özer, dolar kurunun
2.15-2.25 seviyelerinde tutulması için Ekonomi Bakanlığı’nın çalışmalarını takdirle izlediklerini vurgulayarak, “Ekonomi Bakanlığımızın
gayretleriyle dolar kurunun 2.15-2.25 aralığında tutulmasının, Türkiye ihracatı için sağlıklı
bir kur aralığı olduğunu düşünmekteyiz.” dedi. (HABER MERKEZİ)
Heyelanla yeri değişen Güney
Şelalesi eski ihtişamına kavuşuyor
Denizli’de geçen yıl meydana gelen
heyelanda bozularak, suyun yönünün
değiştirilmesiyle yeniden oluşturulan Güney
Şelalesi’nin çevre düzenlemesi tamamlanarak yeniden hizmete girdi.
Vali Abdülkadir Demir, beraberinde
Güney Kaymakamı Onur Şatıroğlu,
Belediye Başkanı Halil Ayhan, DSİ 21.
Bölge Müdürü Kaya Yıldız, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü İbrahim Özsoy ile birlikte
bölgede incelemelerde bulundu. Pamukkale
Üniversitesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun da görüşü alınarak teknik çalışmaları
yapılan ve eski güzelliğine kavuşturulan şelalede incelemelerde bulunan Vali Demir,
çalışmalar hakkında bilgi aldı. Bölgeyi
gezen Demir, çevre ve fiziki şartların iyileştirilmesi amacıyla peyzaj çalışması
yapıldığını söyledi. Güney Şelalesi’nin bu
yıl Denizli’de önemli bir turizm merkezi olması için gayret gösterdiklerini ifade ederek,
ziyaretçi sayısını arttırmayı hedeflediklerini
belirtti.
Heyelanda doğal dokusunu kaybeden
Güney Şelalesi’nde suyun yönü değiştirilmiş
ve eski konumunun yaklaşık 50 metre yan
tarafından akmaya başlamıştı. Yeni yerinde
de bütün ihtişamıyla görenleri etkileyen şelaleye ulaşımı sağlayan yolun tamamı, İl
Özel İdaresi’nden 150 bin ve Çevre Koruma
Vakfı’ndan 100 bin lira ödenekle yapılan
peyzaj çalışmasıyla kilit parke taşı kaplandı.
Şelale alanı yıkılan kalıntılardan arındırılıp
yol genişletmesi çalışması yapılarak, önünde
geniş bir meydan oluşturuldu. Buraya da
kilit parke taşı döşendi Ayrıca şelale alanında daha önceden hiç aydınlatma sistemi ve
sosyal ihtiyaç alanı yokken peyzaj çalışması
kapsamındaki sosyal ihtiyaç alanları ve aydınlatma sistemi sayesinde geceleri de ziyarete açıldı.
(CİHAN)
Ekmek parasını 55 metre yükseklikte kazanıyorlar
Sarıgöl'ün Emcelli Mahalle Cami'sinin tadilatında
çalışan 3 usta, 55 metre uzunluğundaki iki şerefeli
minarede, mahalle sakinlerinin şaşkın bakışları arasında
ekmek parasını kazanıyorlar.
Sarıgöl'ün Emcelli Mahallesi'nde yıkılan caminin yerine yenisi yapılıyor. Caminin minaresinin yapımını
bir hayırsever üstlendi. 55 metre uzunluğundaki, iki
şerefeli minarede 3 usta çalışıyor. Ustaların yerden on-
larca metre yükseklikte, korkusuzca çalışmalarını, mahalle sakinleri heyecan içinde izliyor.
Minare ustalardan Süleyman Ay (52), Denizli'nin
Çal ilçesinden geldiklerini, Süleyman Erden (48) ve
Mesut Karcı (46) ile 1984 yılından bu yana Türkiye’nin
çeşitli yerlerinde çok sayıda minare yaptıklarını söyledi.
Mesleğini kayınpederinden öğrendiğini anlatan Ay,
"Dört kişilik ekibimle birlikte çift şerefeli 55 metre
uzunluğundaki bir minareyi rüzgar ve yağmur ol-
madığında 45 günde tamamlarız. Mesleğimiz gereği
yüksekte çalışmaktan korkmuyoruz. Biz ekmeğimizi
yükseklerde kazanmaktayız. Sayısız minareler yaptık,
artık gözümüz yükseklere alıştı. İş güvenliğimizi alıyor,
adeta yerde çalışıyormuş gibi çalışıyoruz. Ama bizim
çalışmalarımızı yerden izleyenler, bizlerden daha çok
heyecana kapılıyorlar" diye konuştu. Türkiye’de minare
ustalarının azaldığını kaydeden Ay, gençlerin mesleğe
ilgisiz kaldığını sözlerine ekledi. (AA)
DEMiRCiLi
merhum yazar
İÇİN ANLAMLI
ETKİNLİK
Emin yapar
Ak Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr.
Selçuk Özdağ, 12 Nisan 2014 Cumartesi
günü Demirci Belediyesi ve Türk Dil ve
Edebiyatı Derneği ile ortaklaşa düzenlediği konferans ve kitap imzalama etkinliğine katıldı.
Demirci’nin ilk müftüsü Ömer Lütfi Efendinin oğlu olan merhum yazar Bahaeddin Özkişi için Demirci Ticaret ve
Kültür Merkezi Konferans salonunda konferans ve kitap imza günü düzenlendi.
Düzenlenen etkinliğe Manisa Milletvekili
Doç. Dr. Selçuk Özdağ’ın yanı sıra Demirci Kaymakamı Yalçın Sezgin, Belediye
Başkanı Selami Selçuk, Manisa Basın İlan Kurumu Kenan Tokgöz, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bakaç, Yazar
Bahadır Yenişehirlioğlu, daire amirleri,
okul müdürleri ve öğrenciler katıldı.
Demirci Belediye Başkanı Selami Selçuk
yaptığı konuşmada “ İlim ve fikir
dünyasında önemli bir yeri olan hemşerimiz yazar Bahaeddin Özkişiyi anmak için
toplandık. Kültürümüze ve Edebiyatımıza
değer katan Bahaeddin Özkişi, birçok eseri ile de yeni nesillerimize örnek olan bir
yazarımızdır. Gelecek nesillerimiz kendilerini okuyarak, araştırarak çok
geliştirmeleri gerekmektedir. Okumak çok
önemli bir Bülent Arınç, Recep Tayyip Erdoğan, Cemil Çiçek okuyarak yetiştiler.
Gençlerimiz okuma alışkanlıkları kaybetmemelidir” dedi. Manisa Milletvekili Doç.
Dr. Selçuk Özdağ “ Merhum Yazar Bahaeddin Özkişi kısa hayatına rağmen
Türk Edebiyat tarihine derin izler bırakan
bir yazarımızdır. Kendisi aslen Manisa’mızın Demirci ilçesindendir’.’ dedi.
SAYFA 11
SONDAKiKA GAZETESİ >>
Abbas
GÜÇLÜ
MİLLİYET GAZETESİ
Kabahatli kim?
Kim ne derse desin Türkiye’nin bir numaralı sorunu işsizlik. Hemen her evde bir ya da birkaç işsiz var.
Rakamlar ortada, her ne kadar gerçek sayılar açıklananın çok daha üzerinde olsa da, Nisan 2013’te tek
haneli oranlara inen işsizlik oranı, 2013 Aralık ayında
tekrar çift haneli orana çıkarak 2014 Ocak ayında yüzde 10,1’e ulaştı ve işsiz sayısı 2014 Ocak ayında 2 milyon 841 bine yükseldi.
STAR GAZETESİ
Biliyorum merak ediyorsunuz; ben müthiş
merak ediyorum çünkü... İlk kez halk tarafından
seçilecek cumhurbaşkanlığı için Ak Parti’nin kimi aday göstereceği merak edilmez mi hiç? Şunun şurasında seçime dört aydan kısa süre kaldı
ve hepimiz meraktayız...
Rakip aday çıkarması gerekecek siyasi partiler de merakta...
Aslında Ak Parti’nin adayının Abdullah Gül
ve Tayyip Erdoğan’dan biri olacağını biliyoruz.
Hatta bir şeyi daha biliyoruz: Tayyip Erdoğan
aday olmak istediğinde Abdullah Gül’ün buna
itiraz etmeyeceğini ... Tayyip Erdoğan’ın çevresinden gelen mesajlarla kendi bazı sözleri de
aday olabileceği yolunda işaret sayılabilir...
O halde?
Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde de
benzer bir durum vardı: İsteseydi, altı yıl süren
başbakanlığını, 2007 yılında, cumhurbaşkanlığıyla taçlandırabilirdi Tayyip Erdoğan; ancak
şimdilerde de yapılacağını bildiğimiz istişare
mekanizması sonucunda, ‘’Adayımız kardeşim
Abdullah Gül’’ açıklaması ondan geldi.
17
17Nisan
Şubat2014
2013Perşembe
Perşembe
Türkiye’nin en önemli sorunu ne?
Ankara ve medyanın gündemi ile Türkiye’nin gündemi hiçbir zaman birbiriyle örtüşmedi.
Medya Ankara’ya bakıp gündem oluşturdu.
Ankara da çoğu zaman medyanın yarattığı gündemin peşinden gitti.
Tıpkı yumurta tavuk ilişkisi gibi medya mı siyaseti
yönlendiriyor yoksa siyaset mi medyayı, bu, dün olduğu gibi bugün de tartışılmaya devam ediyor.
İşte bu noktada asıl önemli olan medya ve siyaset,
halkın gündemine ne kadar vakıf ve bu konuda üzerine
düşenin ne kadarını yerine getiriyor?
Bu soruya medya ve siyasetin vereceği cevap kesinlikle, biz halkımız için varız yönünde olacaktır.
Ama halka sorduğunuzda, bu konuda her iki kesimin
de geçer not alacağını sanmıyorum...
Eğer halk için siyaset ve halk için haber yapılıyor
olunsaydı, Türkiye’nin en önemli sorunları siyasetin
de, medyanın da gündeminde çok daha fazla yer alırdı.
Fehmi
KORU
11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
Peki bu durum seçim öncesinde ne kadar gündeme
geldi?
İktidar ve muhalefet, bu oranların aşağılara çekilmesi konusunda neler önerdi?
Medya işsizlik haberlerine ne kadar yer verdi?
Ve gelelim can alıcı soruya, peki bu konuda medya
ve siyaset sınıfta kaldı da, halkımız ne kadar duyarlı?
İşsiz çocuklarının, karşılarında eriyip, bittiğini gören anne-babalar, dizilerle yatıp dizilerle kalkmanın
ötesinde, bu konuya ne kadar kafa yordular? Sorunlarını ne kadar dile getirdiler?..
Yani ille de birilerine çuvaldız batırılacaksa en büyüğü siyaset ve medyaya ise onun biraz küçüğü de, çocuklarının gelecekleri için yeterince çaba göstermeyen
anne-babalara olmalıdır.
Peki ya işsiz gençler?
Onların hiç mi kabahati yok?
Olmaz olur mu?
Elbette onların da kabahati var ama içimizde en
masum olan yine de onlar...
Ayrıca zaten yeterince moral bozukluğu içerisindeler bir de biz vurmayalım...
Kariyer planlaması?
TÜİK verilerine göre, eğitimli işsizlerin sayısı giderek artıyor ve bazı mesleklerdeki yığılma hiçbir şekilde eriyemeyecek noktalara geldi.
Peki DPT ve YÖK gibi kurumlar bu konuda insan
gücü planlaması yapıyor mu?
Yapsalardı zaten böyle olmazdı dediğinizi duyar
gibi oluyorum!..
Son verilere göre, Türkiye’de 557 bin üniversite
mezunu işsizlik sorunu yaşıyor. Bilgisayar, gazetecilik
ve enformasyon, mimarlık ve inşaat mezunlarının işsizlik oranı, üniversite mezunlarının genel işsizlik oranının üzerinde bulunuyor.
TÜİK verilerine göre, en son mezun olunan okul
ve mezun olunan alan itibariyle Türkiye’de 28 milyon
271 bin kişilik iş gücünün 5 milyon 388 milyonluk
kısmını yüksekokul veya fakülte mezunları oluşturuyor. İş gücündeki üniversite mezunlarının sayısı 2013
yılında önceki yıla göre yüzde 8 arttı.
Geçen yıl iş gücüne katılan üniversite mezunlarına
392 bin kişi eklendi. Üniversite mezunu işsizlerin sayısı geçen yıl 54 bin artarak 557 bine, istihdam edilenlerin sayısı da 338 bin artarak 4 milyon 831 bine çıktı.
Bu gelişmeler doğrultusunda yüksekokul veya fakülte mezunları arasında 2012’de yüzde 10,1 olan işsiz
sayısı 10,3’e çıktı.
Okumuş işsizler!
Üniversite mezunları arasında işsizlik oranının en
yüksek olduğu alan imalat ve işletme oldu. Bu alanlardan mezun olanların yüzde 16,8’i işsiz durumda bulunuyor. İşsizlik oranında imalat ve işletmeyi, sanatla ilgili alanlar izliyor. Sanat bölümlerinden mezunların
Cumhurbaşkanlığı konusunda
bilinenler ve bilinmeyenler
Gül’le devama karar vermeleri, bu sebeple, şaşırtıcı karşılanmamalı.
Yedi yıl önce şaşırmış olsanız da, bu defa şaşırmamalısınız...
Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklı olduğu dönemde üstlendiği başbakanlığı, Abdullah
Gül’ün, hem de yolunu açmak için olağanüstü
çaba sarf ederek, altı ay sonra terk edebilmesi de
şaşırtmıştı; Tayyip Erdoğan’ın kendisi de Çankaya’ya çıkabilecekken cumhurbaşkanlığını
‘kardeşim’ dediği yol arkadaşına bırakması da...
Siyasete farklı bakan bir kadro olduğunu Ak
Parti yönetim kadrosunun, artık biliyoruz...
Bu sebeple, ‘’Adayımız Tayyip Erdoğan’’
denildiğinde de, bunu, çoktan hak etmiş bir lidere vefa olarak değil, ‘ortak akıl’ tarafından üretilmiş, sadece kişiler ve parti bakımından değil ülke açısından da öylesi hayırlı olduğu için alınmış bir karar olarak görmeliyiz...
Kim aday olursa olsun diğeri bu gelişmeden
rahatsızlık duymayacaktır...
Esas dikkat edilmesi gereken, şu aşamada,
aday belirleme sürecine sağdan soldan yapılacak
müdahalelerdir... Siyaset yandaşlık doğuran bir
uğraş alanıdır ve yandaşlık da aşırılığa kaymaya
müsaittir. Taraflardan biri için ortaya atılacak ve
bunu diğerini rencide edebilecek söz ve tavırlara
dökecek olanlar, iyilik yapayım derken süreci
zedeleyebilirler de...
Demokratik süreçte halkın oyu kimsenin cebinde değildir.
İki önemli siyasi figürden biri lehine olacağı
düşünülen diğerini rahatsız edici sözler, belki
muhatabından çok, ikili tabloyu önemseyen oyverenleri rencide edebilir...
Kaş yapayım derken göz çıkartmak buna denir işte...
Merakımız kimin aday olacağı ama, bana sorarsanız, sürecin sıkıntısız geçmesi daha önemli... 16.04.2014
Ülkemiz için de yararlı olduğuna formülün,
iyi niyetliler şehadet edecektir...
Tayyip Erdoğan ve konuyu kendileriyle istişare etmeye değer bulacağı partili yol arkadaşlarının bir beş yıl daha Çankaya’da Abdullah
SABAH GAZETESİ
Ankara Atatürk Lisesi'nde askerlik dersinde
hocamız olan albay, yazılı sınav başlamadan önce
bir sıranın üzerine çıkar ve şu uyarıyı seslendirirdi:
- Sınavda kopya çekene a- terk-i tahsil ettiririm, b- gözünü patlatırım...
Özünde çok sevecen olan ve anlattığı dersi
fıkralarla süsleyen bu askerin, kimsenin gözünü
patlatmayacağını bilirdik... Bu yüzden sıranın
üzerine çıkıp sert adam rolü yapmasını da, gülerek izlerdik.
Partilerinin grup toplantılarında Başbakan Erdoğan hakkında çok ağır ifadelerle konuşan CHP
Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu ve MHP Genel
Başkanı Bahçeli'yi de, bu albayı izlediğim gibi izliyorum açıkçası...
Sanki 30 Mart seçimleri hiç olmamış ve sanki
aynı üslupla girdikleri geçmişteki seçimlerde de
benzer yenilgileri yaşamamışlar gibi, dün yine
esip gürlemekteydiler... Oysa bu gergin üsluplu
siyaset onlara değil, AK Parti'ye oy getiriyor...
Üstelik özellikle Devlet Bahçeli özel yaşamında duygusal bir insan... Yüreği sıkıştığı zaman şarkılarda buluyor kendisini...
Sanki yaşam durmuş gibi
İktidarda olmayınca acaba yaşam durdurulmuş gibi mi oluyor?
Ünlü kalp cerrahı De Bakey'e ait bir anekdot
vardır...
yüzde 15,9’u işsizlik sorunu yaşıyor. Eğitimli iş gücünde işsizlik oranının yüksek olduğu bir diğer alan ise
yaşam bilimleri. Bu alandan mezun olanların yüzde
14,5’i iş arıyor.
Sosyal ve kişisel hizmetler, bilgisayar, ulaştırma
hizmetleri ve çevre koruma, iş ve yönetim, gazetecilik
ve enformasyon, tarım, ormancılık ve balıkçılık, fizik
bilimleri ile mimarlık ve inşaat mezunlarının işsizlik
oranı üniversite mezunlarının genel işsizlik oranının
üzerinde bulunuyor.
Sosyal ve kişisel hizmetler mezunlarının yüzde
14,3’ü, bilgisayar mezunlarının yüzde 14,2’si, ulaştırma hizmetleri ve çevre koruma mezunlarının yüzde
14,1’i, iş ve yönetim mezunlarının yüzde 13,5’i, gazetecilik ve enformasyon mezunlarının yüzde 13,2’si, tarım, ormancılık ve balıkçılık mezunlarının yüzde
12,2’si, fizik bilimleri mezunlarının yüzde 11,9’u, mimarlık ve inşaat mezunlarının yüzde 11,2’si iş sahibi
değil.
Üniversiteli işsizlerin 203 binini iş ve yönetim mezunları, 59 binini öğretmen eğitimi ve eğitim bilimleri,
46 binlik kısmını mühendislik işleri mezunları oluşturuyor.
Özetin özeti: Okumanın ödülü işsizlik olmamalı.
Her yıl, 150 bin kontenjanın boş kalması bu yüzden.
Ve bu ülkeye atılabilecek en büyük kazık, üniversiteye
olan ilginin dibe vurması olacaktır!.. 16.04.2014
Taha
AKYOL
HÜRRİYET GAZETESİ
Siyasetin
dayanılmaz ağırlığı
YENİ Şafak yazarlarından Akif Emre, “bir çılgınlık hali
yaşanıyor” diye yazdı.
Cemaatle iktidar arasındaki çatışmayı ima eden son derece
seviyeli yazısında, bu kavgada neyin siyasi, neyin dini olduğunun birbirine karıştığına dikkat çekiyor. “Son derece politik”
olduğunu belirttiği bu kavgaya dini nitelik atfetmenin “her
şeyden önce dine saygısızlık” olduğunun altını çiziyor.
Sayın Emre’nin şu satırları bilhassa önemli:
“Keşke siyasal nüfuz mücadelesine kapılmadan önce Türkiye Müslümanları, sağlıklı biçimde Müslümanlık anlayışlarını tartışabilseydi...”
O zaman daha ağırbaşlı bir tavır mümkün olurdu... Eski fıkıh kitaplarında bulunmayan, modern ekonominin ve modern
devlet işlevlerinin ortaya çıkardığı imkânlar ve kudretler karşısında daha özenli bir duruş gelişebilirdi... Fakat aşırı siyasallaşma, hayatın bütün değerlerini politik kavgaya indirgedi.
Yıllar sonra bu atmosfer dağıldığında geriye nasıl yoksul bir
fikir mirası kalacağını hepimizin düşünmesi gerekir.
HUKUK SORUNU
Fena da olmadığını hep birlikte izledik: Çankaya’da Gül, başbakanlıkta Erdoğan formülü tarihimizin en başarılı siyasi işbirliğine dönüştü:
Gül’ün şahsında ülkemiz uluslararası itibar gören bir devlet adamı kazandı; halktaki Erdoğan
sevgisi daha da büyüdü ve Ak Parti oyları yüzde
50’leri buldu...
Mehmet
BARLAS
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Sürekli esip gürlemek
muhalefete ne kazandırdı ki?
De Bakey bir otomobil tamircisine kalp ameliyatı yapıp, kalbe giden üç damarını değiştirmiş.
Adam ameliyat ücreti olarak De Bakey'e 30 bin
dolar ödemiş. Bir süre sonra De Bakey'in otomobili arıza yapmış. Kalp damarlarını yenilediği tamirciye götürmüş aracını... Tamirci iki saat uğraşıp, motordaki arızayı gidermiş ve tamir bedeli
olarak 300 dolar istedikten sonra şu soruyu yöneltmiş De Bakey'e:
- Doktor bu adalet midir? Siz benim kalbimi
tamir edip 30 bin dolar aldınız. Ben sizin aracınızı tamir edince 300 dolar alıyorum?
De Bakey adamın sorusunu gülümseyerek cevaplamış.
- Ben senin kalbini tamir etmek için kalbini
durdurmadım ki. Sen de motoru tamir ederken
onu durdurmasaydın, herhalde ücretin farklı olurdu, demiş.
Üslup tartışması biter mi?
Dün Başbakan Erdoğan da bu "Üslup" meselesine değindi ve şöyle konuştu:
"- Gergin üslup konusunda AK Parti'yi ya da
bizi itham edenler, önce gitsinler şöyle aynada
kendilerine baksınlar, kendi üsluplarını gözden
geçirsinler. Şu anda da yapmak istedikleri bu. Gerilim üreterek hem başarısızlıklarını, hem beceriksizliklerini gizlemeye çalışıyorlar."
Yıllardır hep iktidar olduğu için, Başbakan
Erdoğan'ın muhalefetin benimsediği sert üslubu
anlaması pek kolay değil açıkçası...
Eğer seçim kazanmak gibi bir ümidiniz yoksa
ne yaparsınız? Yurttaki ve dünyadaki sayısız sorunları yok sayıp, siyaseti ya "Rejim kavgası"na
ya "İdeolojik kamplaşma"ya ya da Başbakan Erdoğan'a endekslemeye çalışırsınız.
Yarın ne diyelim?
Bizim kronik muhalif siyasetçilerimiz "Kayıp
yıllarımız"da da sürekli böyle yapmadılar mı?
Sağ-sol kavgasının rüzgârında Türkiye'nin evrensel uygarlık ve gelişme yarışında geri kaldığı, zaman üzerinde patinaj yaptığı unutturuldu. Düşünce odakları ve medya da bu rüzgâra kapıldı ve
"Gerçek sorunlar"ın çoğu, kamplaşmalara kurban
edilip çözümsüzlüğe terk edildi.
Akşam yandaşları ile oturup "Yarın hangi
açıklama ile gerginliği sürdürelim" arayışının yapıldığı tarz bir siyasetçilik, başarı getirmeyen
günlük kolaycılıktır.
Burada ortamı yumuşatmak görevi yine de
Başbakan Erdoğan'a düşüyor... Çünkü onun siyaset alanında rakiplerine laf yetiştirmek dışında,
icraat yapmak, ülkenin istikrarını korumak, gelişmeyi sağlamak ve Türkiye'yi 2023 hedeflerine
ulaştırmak gibi sorumluluklar da var...
16.04.2014
Siyasetin bu derece ağır basması, hukuk sistemimize ve
hukuk kültürümüze de zarar veriyor. Elbette hukuk sahasında
sorunlarımız var. Fakat bunları evrensel hukuka göre çözmeye
ve evrensel hukuk kültürünün ülkemizde gelişmesini sağlamaya çalışmak gerekmez mi? Hayır, aksini yapıyoruz. Hukukun
temel kavramlarını da kökleşmiş yargı kurumlarımızı da “son
derece politik” bir baskıya maruz bırakıyoruz.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan hücumlara bir bakın...
AYM’de “paralel” keşfedenlerin ağzından bir tek AİHM içtihadı duydunuz mu? “AİHM içtihatları şöyle, halbuki AYM
aksine karar verdi” diyen tek siyasi ağız gördünüz mü?
Yargı kurumlarını ve yargı görevlilerini temel hukuk kavramlarına göre değerlendirmek yerine, siyaseten “bizden, bize
karşı” diye ayrıma tabi tutarsak bu ülkede hukuk mu kalır?!
Toplum ne hale gelir?
GİZLİ SORUŞTURMA
Adana’da polisleri tutuklayan “bizden hâkim”i büyük bir
coşkuyla alkışlamak; ama itirazen tahliye kararı veren hâkimi
öfkeyle “paralel” diye damgalamak!.. Bu hukukun konusu
olan olaylara, sırf siyaset gözüyle bakılmasının tipik bir örneğidir.
Tutuklayan hâkim niye tutuklamış?.. Yüklenen suçlar ne?..
İtiraz üzerine tahliye kararı veren üst mahkemenin hâkimi
niye tutuklama kararını kaldırmış?.. Dosyada deliler toplanmış
mı ve yeterli mi?..
Soruşturma gizli olduğu için bunları şimdilik bilmiyoruz.
Bilmediğimiz için ihtiyatlı konuşmak ve siyasi polemik konusu yapmaktan sakınmak gerekmez mi?
“Yargıya intikal etmiş konuda konuşmamak” şeklinde kültümüzde iyi bir gelenek var; kanun hükmüdür bu aynı zamanda...
Fakat güzel geleneğimizin ve hukuk kaidesinin siyasetin
ateşinde nasıl buharlaşmakta olduğunu görüyor musunuz?
SİYASETİN ALANI
HSYK hâkim ve savcılarının kararlarının yanlış mı doğru
mu olduğuna bakamaz fakat hâkim ve savcıların kanuna ve
teamüllere açıkça aykırı halleri varsa müfettiş gönderir, soruşturma açar. Fakat hâkim veya savcı hakkında dün “irticacı” diye, bugün “paralel” diye damgalama yapılması hukuka aykırıdır. Çünkü hâkim ve savcılarda, hoşa gitmeyen karar verdiklerinde damgalanmaları endişesi yaratır. Yargı bağımsızlığına
kökten aykırıdır bu tür damgalamalar.
Tarihten gelen tecrübelerimizle artık görmeliyiz: Siyasetin
doğal alanını kısıtlamak da çok yanlıştır; siyasetin her alana
hâkim olması da çok yanlıştır. Din, hukuk, fikir ve kültür hayatı, özel hayat, toplumsal çoğulculuk; bunlar siyasetin asla
müdahale etmemesi gereken nefes borularıdır milletlerin.
16.04.2014
SAYFA 12
SONDAKiKA GAZETESİ >>
12 GÜNCEL
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
17
17 Nisan
Şubat 2014
2013 Perşembe
Perşembe
POLİKLİNİK TELEFONLARI
ACİL TELEFONLAR
İtfaye
AKS110
Acil Yardım
Polis İmdat
Elektrik Arıza
Jandarma İmdat
İZSU Su Arıza
Doğalgaz Acil Müdahale
Cenaze Hizmetleri
Sahil Güvenlik
Orman Yangınları
110
110
112
155
186
156
185
187
188
158
177
YANGIN TELEFONLARI
İzmir
Karşıyaka
Kadifekale
Bornova
Bostanlı
Buca
Karabağlar
Çamdibi
Çiğli
Balçova
Evka 4
Evka 1
Gaziemir
Hatay
Narlıdere
Güzelbahçe
110
372 58 74
225 49 99
388 10 03
386 17 86
487 13 61
237 13 07
433 65 59
376 73 23
278 76 02
351 09 04
452 24 77
251 00 44
250 86 40
238 35 97
234 25 34
HASTANE TELEFONLARI
-Devlet HastaneleriAliağa
616 87 87
N.S. İşgören Alsancak
463 64 65
Alsancak Acil Servis
Ağız ve Diş Sağlığı
422 00 76
Alsancak Diş Hast.
464 78 62
Atatürk Devlet
244 44 44
Behçet Uz
489 56 56
Bornava Dev. Hast.
375 58 58
Bozyaka Eği. Hast.
250 50 50
Buca S.D. Hastanesi
452 52 52
Çeşme A. Çizgenakat
712 07 77
Foça
812 14 29
Göğüs Hastanesi
433 33 33
Konak Diş Hastanesi
441 81 81
Karşıyaka
366 88 88
Çiğli Dev. Hastanesi
376 23 33
Menemen Dev. Hast.
832 58 59
Nejat Hepkon
Seferihisar Hastanesi
743 20 10
Selçuk Dev. Hast.
892 70 36
Urla Dev. Hastanesi
752 10 04
Tepecik Dev. Hast.
469 69 69
-Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00
-Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi
272 00 11
Agora Tıp Merkezi
425 73 73
Atakalp Kalp Hastanesi
483 14 14
Atakent Tıp Merkezi
336 11 95
Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35
Atafizik, Fizik Ted. Mer.
231 25 15
Batıgöz Hastanesi
489 03 03
Bornova Tıp Merkezi
388 20 40
Bornova Özel Tıp Mer.
343 23 50
Bornova Özel
Sağlık Tıp Merkezi
339 77 83
Buca Tıp Merkezi
438 14 14
Buca Sağlık Merkezi
438 06 20
Central Hospital
341 67 67
Can Tıp Merkezi
232 13 48
Caner Göz Merkezi
278 81 11
Çağdaş Tıp Merkezi
285 95 95
Çankaya Tıp Merkezi
425 31 31
Çesav Tıp Merkezi
362 67 67
Çeşme Sissus Has.
723 05 55
Çınarlı Hastanesi
462 27 27
Çiğli Özel Sağ.
386 26 16
Diyabet Hastanesi
449 13 19
Diamed Dah. Dal Mer.
465 27 37
Doğa Tıp Mer.
244 16 16
Dr. Sıhhat Tıp Merkezi
367 67 47
Efes K.B.B. Merkezi
446 15 16
Ege Sağlık Hastanesi
463 77 00
Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45
Egeria Çocuk Sağlık
Hastanesi Dal Merkezi
489 35 35
Ekol K.B.B. Dal Mer.
386 55 05
Ekol K.B.B. Şube
369 89 65
El ve Mikro Cerrahi
441 02 21
Gazi Kent Tıp Merkezi
252 45 00
Gaziemir Tıp Merkezi
251 47 67
Hayat Hastanesi
441 41 96
İzmir Hastanesi
483 31 31
İrenbe Tüp Bebek Mer.
464 58 88
441 41 70
Karataş
Karşıyaka Tıp Merkezi
369 00 91
Türkiye artık modern
harp başlığı üretecek
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, dünyada sadece bir kaç ülkenin sahip
olduğu modern Harp Başlığı Üretim Tesisi'nin açılışını bu yıl içinde yapacaklarını belirterek, "Bu tesiste üretilecek harp başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye, savunma
sanayinin bu çok önemli alanında yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak" dedi
Türkiye'nin savunma gücünü artıran yerli silah sistemlerini tasarlayan ve
geliştiren TÜBİTAK, modern patlayıcıların
üretim ve dolumunun yapıldığı tesislerin
tasarımı, kurulumu ve işletmeye alınması
konusunda da çalışmalar yürütüyor.
TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve
Geliştirme Enstitüsü (SAGE) ile Makina ve
Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK)
arasında imzalanan sözleşme ile TÜBİTAK
mühendisleri tarafından ileri teknolojiye
sahip Harp Başlığı Üretim Tesisi tasarlandı.
Tesis, yakın zamanda Kırıkkale'deki MKE
Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde
faaliyete geçirilecek.
"İzin alan değil, izin veren olacağız"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri
Işık, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken,
bu tip ileri teknolojiye sahip üretim tesislerinin tasarım ve kurulumunu dünyada
sadece birkaç ülkenin yapabildiğini söyledi.
Türkiye'nin her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de her geçen gün dünyada
daha fazla söz sahibi olmaya başladığını
dile getiren Işık, şunları kaydetti: "Bir alanda söz sahibi olmak için mümkün olduğunca dışa bağımlılığı azaltmanız gerekiyor.
Patlayıcı üretim tesislerinde kullanılan özel
üretim ekipmanları, Füze Teknolojileri
Kontrol Rejimine tabi olup yurt dışından
alımı, yüklenici firmanın bulunduğu
ülkenin hükümet iznini gerektiriyor. Yani
sizin bu ekipmana ihtiyacınız var ama alacağınız ülkenin hükümeti size izin vermezse, bunu alamıyorsunuz. Açacağımız
tesiste yapılacak çalışmalarla bu durumu
artık tersine çevireceğiz. Artık izin alan
değil, izin veren olacağız."
Tesis A'dan Z'ye Türk
mühendislerin elinden çıkıyor
Bakan Işık, modern mühimmatlar için
patlayıcı üretilecek tesiste kurulan tüm özel
üretim ekipmanlarının da yerli firmalarla
birlikte yurt içinde tasarlanıp üretildiğini
bildirdi. Öte yandan, bu tesiste üretilecek
modern patlayıcıların formülasyonu ve üretim süreçlerini de TÜBİTAK mühendislerinin geliştirdiğini anlatan Işık, tesisle ilgili şu bilgileri verdi: "Modern patlayıcıların üretimi için gerekli teknik ve
üretim bilgi paketleri, proje kapsamında
MKE'ye aktarılacak. Söz konusu tesis,
MKE Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde
55 dönümlük arazi üzerinde kurulacak ve
11 ayrı üretim biriminden oluşacak. Dünyada sadece bir kaç ülkenin sahip olduğu
modern tesisin açılışını bu yıl içinde yapacağız. Tesiste, tam kapasite çalışıldığında
yıllık 600 ton plastik patlayıcı üretimi
yapılabilecek. Bu tesiste üretilecek harp
başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye,
savunma sanayinin bu çok önemli alanında
yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak."
(AA)
Balıkçılar yeni eleman
yetişmemesinden dertli
Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Arslan,
"Balıkçılıkta üçüncü nesilim.
Dedem, babam ve ben. Denizlerde ürün olmayışı ve gelir getirmemesinden dolayı gelecek
neslimiz bu işe sıcak bakmıyor.
Bundan dolayı da üç, beş sene
sonra bu denizlerde çalıştıracak
eleman bulamayacağız" dedi
Denizlerde av yasağının başlamasıyla
teknelerini kıyıda dinlendiren balıkçılar,
mesleği devam ettirebilecek yeni çalışan
bulunamamasından dertli. Denize 1
Eylül'de "vira bismillah" diyerek açılan
balıkçılar, 15 Nisan'da trol ve gırgır
tekneleri için av yasağı başlaması nedeniyle yeni sezona kadar teknelerini
bakıma alacak. Geçen sezonun değerlendirmesini yapan balıkçılar, mesleği devam ettirebilecek yeni personel bulunamamasının sıkıntısını yaşıyor. Piraziz Su
Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hamdi Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
mesleklerinin genellikle aileden kalan bir
-Türk TelekomArıza
Bilinmeyen Numara
Danışma
Uyandırma
Posta Kodu
Fono Tel
Borç Ögrenme
Çağrı
-SinemalarAgora Balçova
Afm Park Bornova
Afm Forum Bornova
Afm Ege Park
Afm Passtel
121
11811
444 14 44
135
119
141
163
133
277 25 25
373 73 20
373 03 50
324 42 64
489 22 00
iş olarak sürdürüldüğünü ancak
balıkçılığı devam ettirebilecek yeni kişilerin bulunamadığını anlattı. Av sezonunda farklı türlerde balık tutularak tüketim
yapıldığını ifade eden Arslan, "Sezonun
başlamasıyla palamut avcılığı iyi geçti. 1
veya 1,5 ay süren palamut avcılığı oldu.
Daha sonra palamudun kaybolmasıyla
hamsi avcılığı başladı. Aralık ayına kadar
yaklaşık 4 ay hamsi avlandı. O zaman
diliminde de vatandaşımız bol miktarda
hamsi tüketti. Aralık ayından sonra hamsinin de kaybolmasıyla tezgahlarımızda
istenildiği gibi balık olmadı" dedi. Sezonun bitmesiyle büyük teknelerin "paydos" ettiğini dile getiren Arslan, "Bundan
sonra küçük teknelerle mezgit avcılığı
yapıp havaların ısınması ile barbun, tekir
ve istavrit gibi balıkları avlayacağız. Bol
miktarda olup olmadığını söylemek için
erken. Çünkü sular soğuk ve balıklar
kıyıya daha gelmedi" diye konuştu.
"Balıkçılığımızın
geleceği aydınlık değil"
Arslan, görünen tabloda balıkçılığın gelecek adına umut vermediğini savunarak, şöyle devam etti: "Çünkü her sene
Avşar Palmiye
Cinebonus
Cinebonus
Cinebonus (Ykm)
Cinecity Kipa Çiğli
Çeşme Hollywood
Çamlıca
Deniz Karşıyaka
Batı Sineması
Çınar Sineması
Karaca Sineması
Kipa Hollywood
Menemen Kültür
Şan Konak
Çınar Center
277 48 00
278 87 87
446 90 40
425 01 25
386 58 88
712 07 13
343 83 15
381 64 61
347 58 25
489 88 85
445 87 76
252 56 66
832 14 11
483 75 11
277 11 00
daha da kötüye gidiyor. Hiçbir balık
türünde artış yok. Özellikle hamsiden
sonra kalan balıklarımıza bakıldığında
mezgit, istavrit, barbun ve kalkan gibi
ürünlerde artış gözükmüyor. Stok azalıyor. Balıkçılığımızın geleceği aydınlık
değil. Bunun için neler yapılabileceği, ne
tür kararlar alınabileceği bu işi yöneten
üst düzey temsilcilere bağlı. Biz zaten
görüşlerimizi sorumlu kişiler olarak
gerekli yerlerde, toplantılarda dile getiriyoruz. Maalesef bu zamana kadar istediğimiz düzeyde kararlar alınamadı. Kısa
vadeli alınacak kararlar, çıkarılacak
yasalar belli ki balıkçılığı artırmayacak."
Denizin "nadasa bırakılmasını" öneren
Arslan, "Eğer bu denizler nadasa
bırakılırsa gelecekte balık görebiliriz ama
bu şekilde avcılık devam ettiği sürece denizlerimizin geleceği iyi değil" dedi.
Personel sıkıntısı yaşadıklarına ve işe
başlayanların kısa sürede ayrıldığına
dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:
"Personeli 3 gün çalıştırabiliyorsun ama
dördüncü gün bulamıyorsun. Çünkü ona
da çalışması için, evine ekmek götürmesi
adına para vermen gerekiyor.’’ (AA)
Sema Sineması
Konak Sineması
Desem Sineması
Karşıyaka Sineması
İzmir Sİneması
-TiyatroKonak Sahnesi
Ragıp Haykır Sahn.
İzmir Devlet Tiyat.
Uğur Mumcu Sahnesi
İzmir Tiyatro
Bab-ı Sanat Merkezi
İsmet İnönü
Sanat Merkezi
483 91 00
483 21 91
422 53 10
381 50 98
421 42 61
483 50 35
369 14 87
445 89 41
343 04 33
446 77 95
441 09 02
Borcanevi
Bornova Yeni Yaşam
Bozyaka Halk
Bozyaka Dispanseri
Buca Çözüm
Cansu Karabağlar
Çamdibi Derman Polik.
Çizgi Polik.
Deniz Sağlık Polik.
Ege Sağlık
Egeform Fizik
Eşrefpaşa Ö.Sağ.
Eşrefpaşa Zinde Polik.
Gaziemir Dr. Polik.
Gazi Kent Polik.
Halk Polik.
Hatay Özel Sağlık
İhtisas Polik.
Karşıyaka Park Sağlık
Mevlana Polik.
Mersinli Özel Sağlık
Neron Psikiyatri
Nergiz Özel Sağlık
Onur Polik.
Özel 9 Eylüllüler Polik.
Özel Altındağ
Özel Brn Dr. Dispanseri
Özel Çiğli Polik.
Özel Eylül Polik.
Özel Gülhan Polik.
Özel İrem Sağlık Polik.
Özel İzmir Polik.
Özel Pınarbaşı Polik.
Özel Sarnıç Polik.
Özel Seferihisar Polik.
Özel Serin Polik.
Özel Yedigöller Polik.
Özel Yenişehir Polik.
Park Sağlık Polik.
Sevgi Özel Sağlık
Şöferler Odası
Sağlık Polik.
Teos Polik.
Vefa Polik.
Yeşiltepe Polik.
Yıkık Cami Halk.
255 04 44
388 03 31
261 39 13
256 09 86
438 76 26
237 73 83
435 00 77
226 34 34
369 90 91
487 57 64
464 24 24
227 35 26
262 64 71
252 36 92
274 13 74
285 46 34
250 51 52
254 13 13
367 22 22
343 32 43
461 19 99
256 76 76
364 08 10
458 77 45
453 81 11
458 05 89
347 38 92
386 05 95
373 85 74
347 99 91
251 84 24
343 23 50
479 80 25
281 64 03
743 58 48
261 29 99
442 29 92
433 09 24
367 22 22
438 37 38
227 99 35
743 57 77
341 84 24
351 38 72
271 27 27
-Askeri HastanelerHava Hastanesi
285 96 50
Kara Hastanesi
262 55 55
ÜNİVERSİTE TELEFONLARI
Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg.
Merkezi
330 52 30
Dokuz Eylül Ünv.
412 22 22
Dokuz Eylül Üni.
Karşıyaka Polik.
369 30 40
Ege Üniversitesi
444 13 43
İlaç ve Zehir Dan.
277 73 33
Ege Üni.Uyg.ve
Araş.Merkezi
330 52 30
-Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak.
388 19 63
Konak Doğum Evi
489 09 09
Tepecik Doğum Hast.
449 49 49
-Kan MerkezleriKızılay
463 63 53
Çocuk Hastanesi
433 06 08
Ege Üni.
388 28 61
Tepecik Kan Merkezi
433 38 74
ULAŞIM TELEFONLARI
Denizyolları
THY Rezervasyon
Basm. Rezervasyon
Alsancak Gar
Santral Garaj
464 88 89
444 08 49
484 86 38
464 77 95
472 10 10
-Körfez Ulaşım İskelelerKonak
484 98 56
Karşıyaka
368 00 42
Alsancak
464 78 31
Bostanlı
330 89 22
Bayraklı İskele
345 77 53
Pasaport İskele
484 22 56
Göztepe İskele
224 20 22
Üçkuyular İskele
259 40 13
-Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb.
435 11 84
Buca
426 69 37
Çiğli
376 90 91
Karşıyaka
369 79 80
Bornova
388 83 78
Narlıdere
238 32 90
261 48 04
Eşrefpasa
Gaziemir
251 92 05
Güzelbahçe
234 05 34
Konak
425 60 60
Çeşme
712 63 46
17Şubat
Nisan 2013
2014 Perşembe
Perşembe
Kadınların sıklıkla tercih ettiği ince burunlu ayakkabılar ile
babetlerde yanlış seçimler, ayak sağlığını olumsuz etkiliyor
&%&"&#$ $ %:MKBMAJDKMO?JIKJHCMO?JI;@H
HNEGLGLOMACMCJHON;GENLOAGHOAGHOCMI6J1OMCCJ>JO?N2
?MCKMI7OC@3FHKNIENONICNLO?NAHGDNO?N>KGO?JKMHO<M
HNK;NKNIENON>IGDNOD@KON;NIHMLOF9FLOA=IM
:JDJKEJ>JLEMOD=I=D=8CMO8MHJKO?@9FHKF>FONDNH
CN?NLGLENODND<NLKN8BNO<MOE=9CN?NLKGHO:J?JONDNH
EM,@IBNAD@LKNIGLNOLMEMLO@KFD@I5O-6G?NEMB
-LHNINO"NACNLMAJOJ9JHO MEN<JO<MOM1N?JKJCNAD2
@LO'9BNLGO+I5O+JKMHO*@;O0GKBN97O-BF1N?JIJLMODN3CG>GON;GHKNBNEN7ONDNHKNIGLO<=6FC
EML:MAJLJLOAN>KNLBNAGLENONEMCNOH@K@LO:4IM<J
:4IE=>=L=O?MKJICMIMH7ONDNHKNIENOBMDENLNO:MKM2
6MHO?JIO@KFBAF9KF>FLOC=BO<=6FEF
MCHJKMDM6M>JLJOA4DKMEJ5O
LANLO<=6FEFLENONDNHKNIGLO&OHMBJH7O$$OMH2
KMB7O%.OKJ:NBMLO<MO%OHNACNLO@KF8NLOMLOH@B32
KJHMOF9F<KNIGLENLO?JIJO@KEF>FLFO?MKJICMLO0GKBN97
NDNHKNIGLO<=6FEFLFLOC=BON>GIKG>GLGOCN8GBNHKN
:4IM<KJO@KEF>FLFOJ,NEMOMCCJ5O0GKBN97O:=LOJ;JLEM
MI:@L@BJHO@KNINHODNLKG8OCMI6J1OMEJKML
NDNHHN?GKNIGLOAGICO<MOHNK;NON>GIKNIGLENLOHJIM;KML2
BMDMOHNENIO?JI;@HOAN>KGHOA@IFLFLNOD@K
N;N?JKEJ>JLJO?JKEJIEJ5O0NLKG8ONDNHHN?GOAM;JBJ
A@LINAGLENO:4I=KM?JKM6MHOAN>KGHOA@IFLKNIGLENL
?JIJLJLOEFIF8O?@9FHKF>FO@KEF>FLFONLKNCNL
0GKBN97OD=HAMHOC@3FHKNIGLO<=6FEFLON>GIKGH
BMIHM9JLJO4LMOE@>IFOJCMIMHO?MKO<MOHNK;NLGLOL@I2
BNKOEFIF8FLFO@KFBAF9OMCHJKMEJ>JLJOA4DKMEJ5
0GKBN97O?FOEFIFBENO?MKOHN<JAJLJLONICCG>GLG7
?FLFLOA@LF6FLENOJAMO?MKO<MOHNK;NOHNAKNIGLEN
N8GIGO:MI:JLKJHO<MON>IGO@KF8CF>FLFOEJKMO:MCJIEJ5
!!%!"%&&!!&$"&#%%
%&&!%&#$$ &%"%&$#
0=HAMHOC@3FHKFONDNHHN?GKNIO:JDJKEJ>JLEMO<=2
6FCON>GIKG>GLGLO4LMOHNDBNAGO<MOEJ9KMIMON8GIGOD=H
?JLBMAJDKMO?JIKJHCMOEJ9ON>IGKNIGLO:4I=KBMDM
?N8KNEG>GLGONLKNCNLO0GKBN97O8FLKNIGOHNDEMCCJ
/NBNLKNOEJ9OMHKMBJLEMOHJIM;KMLBMKMIMOD@KON;N2
?JKJD@I5O-DIG6NOC@3FHKFO=9MIJLEMOEN1NO;@H
HNAGKNLO?NKEGIOHNAKNIGO?JIOA=IMOA@LINO?N6NH
N>IGKNIGLGOENO?MIN?MIJLEMO:MCJIJD@I5O @3FHOLM
HNENIOD=HAMHOJAMONDN>GLO4LOHGABGO4LMOE@>IFO@
HNENIO;@HO?=H=K=D@IO<MON8JKOCML2
E@LFLFOHGANKCNINH
N>IGKNINOD@KON;N?JKJD@I5OO0=HAMHOC@3FHKF
NDNHHN?GKNIGLOAMICONIHNOHGAGBKNIGODNOENOHNDG8KNIG
9NBNLKNOC@3F>FOCN1IJ8OMEMIMHOC@3FHONIHNAGLEN
DMIONKNLOHMBJ>JLO?=D=BMAJLMOLMEMLO@KFD@I5
0=HAMHOC@3FHKNIO<=6FCON>GIKG>GLGOEML:MKJ
EN>GCNBGD@IO<MOF9FLOA=IMKJO:JDJKBMAJOA@LF6F
3NIBNHOEJ3KMIJLEMOMHKMBON>IGKNIGO@ICNDNO;GHGD@I5
-DIG6NOD=HAMHOC@3FHKNIOEML:MLJLO?@9FKBNAGLN
D@KON;CG>GLENLOE=8BMOIJAHJLJONICCGININHO?JKMH
DNINKNLBNKNIGLNOEN<MCJDMO;GHNIN?JKJD@I5/
&#%# "%&&!!&$"&#%
&#&!"&#$ %&$$ $%#
0GKBN97O4L=OENIONDNHHN?GKNIGLO?N83NIBNHCN
N>IGKGOHMBJHO?=D=BMAJLM7O?N83NIBN>GLOJ;
CNIN,CNHJOEJ>MIO3NIBNHKNINOE@>IFOM>JKBMAJLMOLM2
EMLO@KEF>FLFO<MO8MHJKO?@9FHKF>FLNOD@KON;CG>GLG
J,NEMOMCCJ5OO0=HAMHOC@3FHO<MO4L=OENI
NDNHHN?GKNIGLO$5O<MO5O3NIBNHKNIONINAGLENODMI
NKNLOAJLJIOE@HFAFLENOHNKGLKN8BNDNOD@KON;NINH
3NIBNHKNIENON>IGO<MOFDF8FHKF>NOLMEML
@KEF>FLFO?MKJICMLO0GKBN97O/NIBNHO4L=OENI
NDNHHN?GKNI7OH=;=HO3NIBNHKNIGLO@ICNOMHKMB
1J9NAGLENO?=H=KBMKMIOD@KON;GD@IO<MOA@LF6FLEN
3NIBNHKNI7ONDNHHN?GO:JDJKBM9AMO?JKMO?=H=K=
HNKGD@I5O(FOENO;MHJ;O3NIBNHO:4I=L=B=LMOD@K
N;GD@I/OEMEJ5
0GKBN97O?FILFOENIONDNHHN?GKNIOCMI6J1
MEJKEJ>JLEMO?N8O3NIBNHKNIENOCGILNHKNINOA=IMHKJ
?NAHGOFD:FKNLEG>GLENLO9NBNLKNOCGILNHO?NCBNAG
A@IFLFO:4I=KE=>=L=LONKCGLGO;J9MIMH7O?FLFLKNO?JI2
KJHCMOLNAGI7OBNLCNIO:J?JOEJ>MIOA@IFLKNIKNOEN
AGHKGHKNOHNI8GKN8GKEG>GLGONLKNCCG5
&"#%%&%"
0GKBN97O?N?MCKMIJLOEMO;@HOAN>KGHKGO@KBNEG>GLN
EJHHNCJO;MHMIMH7O/(N?MCONDNHHN?GKNI7OD=HAMH
C@3FHKFKNIGLOCMIAJLMONDN>NO?JLMLOD=H=O4LMOEM>JK
C@3F>NOHNDEGININHO?FINENOD=HKMLBMDMOLMEML
@KFD@IO<MOC@3FHCNHJ
?NAHG7O?JKMHO<M
HNK;NON>IGKNIGLNOD@K
N;N?JKJD@I/OEJDM
H@LF8CF5O(N2
?MC2
KMIJL7OEG8OCN?NLOHGABGLGLO;@HOJL6MO@KEF>FOJ;JLO9M2
BJLEMLO:MKMLOENI?MKMIJOML:MKKMDMBMEJ>JLJLOEM
NKCGLGO;J9MLO0GKBN97O84DKMOEM<NBOMCCJ
/MBJLOJKMONDNHONINAGLENOHNKGLO?JIOCN?NHNLGL
@KBNBNAGONDNHOCIN<BNKNIGLGO?MIN?MIJLEMO:MCJIJD2
@I5O@IBNKEMONDNHHN?GKNIGLOCN?NLO<MOAGIC
HGAGBKNIG7ONDNHKNIGLODNDGKBNAGLGO4LKMBMHO<MOD=H
EN>GKGBGLGOEMACMHKMBMHOJ;JLOEN1NOAMICO<MOMI2
:@L@BJHO?JIODN3GENO=IMCJKBMKJKMI5O-L6NHO?N2
?MCKMIEMO?4DKMO?JIOEMACMHKMDJ6JO?4K:MO?FKFLBFD2
@I5O(FOD=9EMLO?N?MCKMIOF9FLOA=IMO:JDJKEJ>JLEM
D=I=D=8CMO8MHJKO?@9FHKF>F7ONDNHOCN?NLGLEN
DND<NLKN8BNO<MOE=9CN?NLKGHO:J?JONDNH
EM,@IBNAD@LKNIGLNOLMEMLO@KN?JKJD@I5/
0GKBN97ONDNHHN?GOAM;JBJLEMOJEMNKOC@3FH
D=HAMHKJ>JLJLO&2O6BONINAGLENO@KEF>FLF7
NDNHHN?GKNIGLO?FIFLOHGABGLGLODF<NIKNHO<MO:MLJ8
@KBNAG7O3NIBNHKNIODMCMIJL6MOIN1NCO1NIMHMCOMEM2
?JKBMAJO:MIMHCJ>JLJOJ,NEMOMEMIMH7O8FO4LMIJKMIEM
?FKFLEFO/)MLCMCJHOBNCMIDNKKMIEMLODMIJLMOE@>NK
EMIJEMLODN3GKBG87O1N<NOAJIH=KNAD@LFO@KNL
NDNHHN?GKNIOCMI6J1OMEJKBMKJ5O-DNHHN?GLGL
?=D=HK=>=OMLOF9FLO3NIBN>NO:4IMOAM;JKBMKJ5
>MIO?N?MCKMIJLOIN1NCKG>GLENLO<N9:M;JKMBJD@IAN7
J;JLMODFBF8NHO?JIOEMACMHOH@LFKBNKGO<MONDNH
HN<JAJOEMACMHKMLBMKJ5O+@K:FOC@3FHKNIENO4LO<MONI2
HNOHGABGLOM8JCO@KBNAGOEFIFBFLENOA@IFL
DN8NLBGD@IONL6NHODJLMOEMOE@K:FOHNKGLKG>GO%.
6B!DJO:M;BMBMKJ5O-HAJOCNHEJIEMONDNHODMIEMLO;@H
D=HAMKJD@IO<MODNDKNLBNO?@9FKEF>FOJ;JLOEJ9O<M
?MKON>IGKNIGO:49KMLJD@I5
#=L=LO;@>FLKF>FLFONDNHCNO:M;JIMLKMIOJ;JLOML
JEMNKONDNHHN?G7O?N>6GHKGOD=I=D=8ONDNHHN?GKNIEGI5
(FLKNIOENI?MOMBJ6JOCN?NLKG7O:MLJ87OJ;JO3MCOJKM
EMACMHKMLBJ8O<MOD=HAMHKJ>JO&O6B!EMLO,N9KNO@K2
BNDNLOB@EMKKMIO@KBNKG5/
+',*,+%)*(
+"#+'+(&+,**(
")'),(*+)')#*
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesindeki
merkezde, kalp ve
akciğer hastalarına
yaptırılan çeşitli egzersizler sayesinde yaşamsal
fonksiyonları ölçülerek,
günlük yaşantılarında
daha aktif olmaları ve
başkalarına
bağımlılıklarının
azaltılması amaçlanıyor
Afyon Kocatepe
Üniversitesi (AKÜ) Tıp
Fakültesindeki merkezde,
kalp ve akciğer
hastalarına yaptırılan
çeşitli egzersizler
sayesinde yaşamsal
fonksiyonları ölçülerek,
günlük yaşantılarında daha aktif olmaları ve
başkalarına
bağımlılıklarının
azaltılması amaçlanıyor.
AKÜ Tıp Fakültesi Fiziksel
Tıp ve Rehabilitasyon
Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Özlem Solak, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, kalp
ve akciğer hastalığı olan
kişilere yönelik rehabilitasyon uygulamaları
yaptıklarını söyledi. Bu
tedavi yöntemini
Türkiye'de ilk uygulayan
merkezlerden biri
olduklarını ve bunun zamanla yaygınlaştığını ifade eden Doç. Dr. Solak,
şöyle konuştu: ''Türkiye
genelinde daha yaygın bir
şekilde uygulanmakta
olan bu sistem sayesinde
kalp ve akciğer
hastalarının aerobik egzersiz sırasında tüm
yaşamsal fonksiyonlarını
yani kalp ritimlerini,
nabızlarını, oksijen düzeylerini ve kan basıncını
yakından gözlemliyoruz.
Bu sayede egzersiz
sırasında oluşabilecek
herhangi bir sorunu
hemen fark edebiliyoruz
ve anında müdahale etme
şansımız oluyor. Hastalar
günlük yaşamlarında daha rahat oluyorlar, daha
aktif bir şekilde hayata
katılabiliyorlar ve böylelikle diğer kişilere
bağımlılıkları azalıyor.''
''Kardiyak rehabilitasyon,
kalp hastalığı olan
kişilerin fiziksel, psikolojik, fonksiyonel
durumlarını en üst düzeye
çıkarmak için yapılan rehabilitasyon
çalışmalarının tümünü
kapsıyor" diyen Doç. Dr.
Solak, şunları kaydetti:
"Bu ünitede kalp hastalığı
olan yani kalp krizi
geçirmiş, damar sertliği
olan, balon (stent)
uygulanmış, bypass
ameliyatı olmuş, kapak
cerrahisi geçirmiş hastalar ve hipertansiyon
hastalarına yönelik rehabilitasyon uygulamaları
yapmaktayız. Kardiyak rehabilitasyon sayesinde
hastaların fonksiyonel kapasiteleri gelişir ve günlük yaşamda bu
hastalıklara bağlı ortaya
çıkabilecek nefes darlığı,
göğüs ağrısı, bacaklarda
yorgunluk gibi
şikayetlerinin daha
azaldığını görmekteyiz.''
Kalp hastalarının aerobik egzersizlerle kalp krizi
veya kalp hastalığı nedeniyle ölüm oranlarının
yaklaşık yüzde 20-25
oranında azaldığına
dikkati çeken Doç. Dr. Solak, ayrıca tekrar ölümcül
olmayan kalp krizi
geçirme riskinin de
kardiyak rehabilitasyon
programına girmiş hastalarda önemli bir ölçüde
azaldığını vurguladı.
-"Hastalar üzerinde
faydalı oluyor"
Akciğer hastalığı olan
kişilerin fonksiyonel kapasitelerini artırmaya yönelik Pulmoner rehabilitasyon çalışmaları
uyguladıklarını bildiren
Doç. Dr. Solak, şöyle devam etti: ''Pulmoner rehabilitasyon kapsamında
daha çoğunlukla kronik
obstrüktif akciğer
hastalığı (KOAH),
bronşektazi, astım gibi
akciğer hastalığı olan
kişilere yönelik rehabilitasyon uygulamaları var.
Burada biz daha
çoğunlukla aerobik egzersizleri yani kol ve bacak
gibi büyük kas gruplarını
çalıştırdığımız,
dayanıklılık egzersiz
programları
uygulamaktayız.
Öncesinde fitnes salonunda kol ve bacağa
yönelik güçlendirme
eğitimi ve ısınma
programı, ardından
hastaları bisikletlerle
yaptığımız aerobik
dayanıklılık egzersiz
programına dahil etmekteyiz. Bu program
sayesinde hastaların
fonksiyonel kapasiteleri
daha iyi gelişmekte ve
günlük yaşamda bu
hastalıklara bağlı ortaya
çıkabilecek nefes darlığı,
göğüs ağrısı, bacaklarda
yorgunluk gibi
şikayetlerinin daha
azaldığını görmekteyiz.
Bunun da hastalar üzerinde faydaları oluyor.''
(AA)
$#,%*&!)&),**,!+&,"&(+,*&)')(
" <MOAN>KGHKGODN8NBGLOH@IFLBNAGLENOFDHF
4LMBKJO?JIODFCNIHML7O49MKKJHKMO:M6MO&$5..2.5..
NINAGLENOHNIN6J>MIJLO<=6FEFODMLJKMBMDMO?N8KNEG>GO?M2
KJICJKEJ5O ((O O"NACNLMAJOKNACJHOMIIN1JO'9BNLG
+@;5O+I5O-,8JLO'DANKO<MO+MC@HAO<MO)N>KGHKGO0N8NB
+NLG8BNLGO#=KO*NDLNH!GLOAFLFBKNIGDKN7O)1MINC@L
CMK!EMO/#ML;KJ>JLO<MO)N>KGHKGO0N8NBGLO)GIKNIG/OAMBJ2
LMIJOE=9MLKMLEJ5O+MC@HA)N>KGHKGO0N8NBO+NLG8BNLG
#=KO*NDLNH7OE@>NLGLOAFLEF>FODJDM6MHKMIKMO:ML;O<M
AN>KGHKGOHNKBNLGLOD4LCMBKMIJLJONLKNCCG>GOAMBJLMIEM7OJL2
ANLO<=6FEFLFLO?=D=HO?JIO?4K=B=L=LOAFO@KEF>FLFO<M
AN>KG>GLOH@IFLBNAGLENOAFDFLO<N9:M;JKBM9O4LMB
CN8GEG>GLGO<FI:FKNEG5O
"MIOAN>KGHKGOJLANLGLO:=LOJ;JLEMOMLON9O&2&5OKJCIMOAF
J;BMAJO:MIMHCJ>JLJLONKCGLGO;J9MLO*NDLNH7O@ICNKNBNO1MI
%OHJK@:INBO<=6FCON>GIKG>GOJ;JLO:=LOJ;JLEMO%OKJCIMOAF
C=HMCJKBMAJO:MIMHCJ>JLJOEJKMO:MCJIEJ5O"MIOAFDFLOAN>KGHKG
@KBNEG>GLN7OAFDFLO31OEM>MIJLJLO;@HO4LMBKJO@KEF>FLN
J8NIMCMOMEMLO*NDLNH7OAFOC=HMCJBJOJKMO?JIKJHCMODMCMIKJOCF9
ENONKGLBNAGO:MIMHCJ>JLJOA4DKMEJ5O*NDLNH7O:=LOJ;JLEMOCF9
NKGLBNENLO?@KOAFOC=HMCJKBMAJO1NKJLEMO?N8OE4LBMAJO<M
BJEMO?FKNLCGAGO:J?JOA@IFLKNIO:MKJ8M?JKM6M>JLJO?MKJICCJ5O
*FKKNLGKNLO1MIOJKN6GL7O1ND<NLANKO3I@CMJLKMIJL7OHN1<M
<MO:N9KGOJ;M6MHKMIJLONAJCJHO49MKKJHKMIOCN8GEG>GLGO<MO<=2
6FCCNODN>KNLBNDNOLMEMLO@KEF>FLFOJ,NEMOMEMLO*NDLNH7
,%$($'$$,
*&,%,)%+*#
*!)'*&
+"#+'%'+(,
+(+"&!+ Göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Emrullah
Taşındı, teknolojinin gelişmesiyle insanların
günlük faaliyetlerinin değiştiğini belirterek,
bu nedenle göz kuruluğunun en çok şikayet
edilen göz hastalıkları arasında yer aldığını
bildirdi. Taşındı, yaptığı yazılı açıklamada,
tedavi edilebilen göz kuruluğunda çevresel
faktörlerin önemli sebepler arasında yer
aldığını kaydetti. Uzun süre bilgisayar veya
televizyon başında bulunmanın hastalığa yol açan unsurların başında geldiğine dikkati
çeken Taşındı, klimaların da havayı
kuruttuğunu, aynı şekilde göz kuruluğuna
neden olduğunu aktardı. Taşındı,
açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
?FLKNIODMIJLMO49MKKJHKMOH@DFODM8JKODN3INHKGODJDM6MHKMIJL
;J>O@KNINHOC=HMCJKBMAJO:MIMHCJ>JLJO<FI:FKNEG5O*NDLNH7
AN>KGHKGO?JIO<=6FCOJ;JLOFDHFLFLO4LMBKJO@KEF>FLF7O?F
A=IM;CMO<=6FEFLOEJLKMLEJ>JLJO<MOHMLEJLJODMLJKMEJ>JLJ
NHCNININH7OHNIN6J>MIO<=6FEFLODMLJKMLBMAJLEMOMLOMCHJL
@I:NLO@KEF>FLFO?JKEJIEJ5O*NDLNH7O/9MKKJHKMO:M6M
&$5..2.5..ONINAGO;@HO4LMBKJEJI5O(FOANNCKMIONINAGLEN
HNIN6J>MIO<=6FEFODMLJKMBMDMO?N8KNI/OEMEJ5O
KNACJHOMIIN1JO'9BNLGO+@;5O+I5O-,8JLO'DANKOEN
E@HFOB=1MLEJAKJ>JOJKMOHJ8JLJLOHMLEJO1=6IMKMIJOJKM
:ML;KM8BMOJBHNLGOAFLNLO/J?I@6MKK/OD4LCMBJO1NHHGLEN
?JK:JO<MIEJ5OO
Gözyaşı salgısı, erkek ve kadınlarda ilerleyen yaşla azalıyor. Oysa insan ömrünün
uzamasıyla ileri yaşlarda da net görmeye ihtiyaç duyuyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle
insanların günlük faaliyetleri değişiyor. Eskiden görme ihtiyacı uzağı veya ince
ayrıntıları fazla gerektirmezken, günümüz
yaşantısında bilgisayar, televizyon, yüksek
çözünürlüklü yayın, 3D gibi görmek için çaba sarf edilen ortamda net görmeye
ihtiyacımız var. Bu sebeple göz kuruluğu,
günümüzde en çok şikayet edilen göz
hastalıkları arasında yer alıyor."Taşındı, göz
kuruluğunun kişiden kişiye değişebildiğini
belirterek, yaşın ilerlemesi, menopoz ve
)49OH@LFAFOD4LCMBKM7OHJ8JLJLOHMLEJAJLEMLONKGLNL
E@HFLFLO49MKOKN?@INCF<NIENONDIG8CGIGKG3O?N8OE@HFAF
1=6IMKMIJO@KNLO,J?I@?KNACKNIGLO;@>NKCGKNINHO6JKEMOMLMH2
AJD@LOJKMO<MIJKEJ>JLJONLKNCNLO'DANK7OFD:FKNBN
A@LINAGLENOHGIG8GHKNIGLON9NKEG>GLG7ODNIN7ODNLGH7ONHLMO<M
;NCKNHOJ9KMIJLJLOAJKJLEJ>JLJ7O6JKEJLODMIO;MHJBJLJLOMCHJ2
KMIJLEMLOF9NHKN8NINHO6NLKGKGHO<MO:MI:JLKJHOHN9NLEG>GLG
A4DKMEJ5O)N>KGHKGO?JIO6JKCOJ;JLOAFDFLO;@HO4LMBKJ
@KEF>FLFO<FI:FKNDNLO'DANK7OE@HFOB=1MLEJAKJ>JOJKM
FD:FKNLNLO1=6IMAMKOCMEN<JKMIEMOMLO4LMBKJO4L6MKJ>JL
:=<MLKJHO@KEF>FLNOJ8NIMCOMCCJ5
sigara dumanından kaçınılması gerektiğini
vurguladı. "Kuruluk, kaşıntı, yanma ve batma, gözde yabancı cisim hissi, ışığa
duyarlılık, aşırı göz yaşarması, bulanık
görme, gece görmede zorluk ve yorgunluk
hissi gibi belirtiler göz kuruluğu
hastalığında en çok şikayet edilen durumlar
arasında geliyor" ifadesini kullanan Taşındı,
"Gözü nemli tutabilmek için gözyaşının yerini tutan birçok suni gözyaşı damlası var.
Gözünüze birinci aşamada günde iki defa
damlatmalısınız. Gözünüz tedaviye cevap
vermezse damlatma olayı günde beş defaya
kadar çıkartılır. Tabii bu durum yaşam kalitenizi olumsuz etkileyebilir.” dedi (AA)
SAYFA 14
SONDAKiKA GAZETESİ >>
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Nisan
2014
Perşembe
2013
Perşembe
14 GÜNCEL7177ubat
Çatıda biriken karlara
otomatik kürüme sistemi
Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde çatılarda
biriken karların
temizlenmesi sırasında yaşanan kazaların önüne
geçmek amacıyla
çalışma yapan
Yüksekovalı öğrenciler, hazırladıkları "Kar Küreyen Ev" ve "Damperli Çatı Sistemi"
projeleri ile karların otomatik olarak temizlenmesini amaçlıyor
Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde çatılarda biriken karların temizlenmesi sırasında yaşanan kazaların önüne geçmek
amacıyla çalışma başlatan Yüksekovalı öğrenciler, hazırladıkları "Kar Küreyen Ev"
ve "Damperli Çatı Sistemi" projeleri ile
karların otomatik olarak temizlenmesini
amaçlıyor. Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Halit Okay ve Cumhuriyet ortaokullarında eğitimlerine devam eden öğrencilerden Sevila Kaya ve Alican Keser ile Mahbup Rozerin Dayan ve Seher Kartal, kış
mevsiminde çatılarda biriken karları temizlemek amacıyla hazırladıkları projelerle kar
temizliği yaptığı sırada çatıdan düşerek
ölen ya da yaralanan vatandaşların sorunlarına çözüm bulmaya çalıştı.
"Damperli Çatı Sistemi" ve "Kar Küreyen Ev" adlı iki proje kapsamında, kurdukları düzenekle eğim verilen çatılarda biriken karların temizlenmesine imkan tanıyan
öğrenciler, projelerini Türkiye Bilimsel ve
Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)
Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Van Bölge Yarışmasında da sergiledi.
Cumhuriyet Ortaokulu öğrencilerinden
Mahbup Rozerin Dayan, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Yüksekova'da kar yağışı sonrası çatılarda biriken karların zor şartlarda temizlendiğini belirterek, işçilerden
bazılarının beline ip bağladığını bazılarının
ise birbirine tutunarak kar temizlemeye çalıştığını söyledi.
Sınıf arkadaşı Seher Kartal ile okuldan
eve döndüğü sırada bir işçinin çatıda kar temizlerken düştüğüne şahit olduğunu anlatan Dayan, "Arkadaşımla okuldan eve dönerken, çatıda kar temizleyen bir vatandaşın düşüp yaralandığını gördüm. Bu durumdan etkilenerek böyle bir proje yapmak
aklımıza geldi" dedi. Dayan, "Kar Küreyen
Ev" Projesinin uygulanacağı çatılara, pascal prensibi ile çalışan ve eğimi artıran bir
düzenek yerleştirileceğini bildirerek, karlı
günlerde çalıştırılacak düzenekle çatının
eğimini artırıp karın kolaylıkla düşmesinin
sağlanabileceğini ifade etti.
Halit Okay Ortaokulu öğrencilerinden
Sevila Kaya da "Damperli Çatı Sistemi"
Projesiyle ilgili şunları kaydetti: "Bulunduğumuz bölgede mevsim koşulları itibarıyla
yoğun kar yağışı görülmektedir. Bu yağışlar neticesinde çatılarda biriken ve yüksekliği 2 metreyi bulan kar birikintileri, hem
binalar hem de insanlar için tehdit unsuru
oluşturmaktadır. Yaşanan ölüm ve yaralanmaları önlemek adına insanların çatıya çıkmadan veya herhangi bir tehlike oluşturmadan çatılarda biriken karları temizlemesi
çok daha faydalı olacaktır. Biz de damperli
araçlardan esinlenerek hazırladığımız projede, çatıların daha güvenli şekilde, el değmeden ve bir düğmeye basılarak temizlenmesini amaçladık. Hazırladığımız maket
evde de aynı yöntemi kullanarak çatıların
sorunsuz şekilde temizlenmesini sağlamış
olduk. Sponsor sağlanıp projemiz uygulandığı takdirde verimli sonuçlar alınabileceğine inanıyorum." (AA)
Hobi bahçeleri gibi, güvercin
bahçeleri de kurulsun
T
ürkiye Güvercin Federasyonu Başkanı Hayıroğlu: "Kentleşme güvercin yeştiştiriciliğini olumsuz etkiliyor, yerel yönetimler kent yakınlarına
hobi bahçeleri gibi güvercin bahçeleri oluşturmalı"dedi
Türkiye Güvercin Federasyonu Başkanı Mustafa
Hayıroğlu Türkiye'de 800 bin- 1 milyon arası kişinin
güvercin beslediğini tahmin ettiklerini, kentleşmenin
güvercin yeştiştiriciliğini olumsuz etkilediğini belirterek, "Yerel yönetimler kent yakınlarına hobi bahçeleri
gibi güvercin bahçeleri oluşturmalı" önerisinde bulundu. Hayıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Türkiye'de güvercin yetiştiriciliğine büyük ilginin olduğunu, güvercin sevgisinin zamanla tutkuya dönüştüğünü belirtti. Yurt dışındaki bazı okullarda "güvercin
yetiştiriciliği" konusunda derslerin olduğunu kaydeden
Hayıroğlu, çocuklara hayvan sevgisini aşılamanın en
önemli yollarından birinin güvercin yetiştiriciliği olduğunu söyledi.
Ülke genelinde 800 bin- 1milyon arası kişinin güvercin yetiştiriciliğiyle ilgilendiğini bildiren Hayıroğlu, Türkiye Güvercin Federasyonu çatısı altında 8 yıldır faaliyet yürüttüklerini, kendilerine bağlı 61 derneğe
üye 3 bin kişinin kaydının bulunduğunu, üye sayısının
istedikleri düzeyde olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Güvercin besleyicilerinin tek çatı altında toplanması ve kayıt altına alınması için uğraş içerisindeyiz.
Bilinçsiz güvercin yetiştiriciliğini ortadan kaldırmak,
ırkların tescillerini almak ve ülkemizdeki ırkların uluslararası arenalarda söz sahibi yapmak yönünde amaçlarımız var. Kurulduğumuz günden itibaren federasyona bağlı dernek sayısı hızla artıyor. Ancak henüz işin
başındayız. Türkiye'de 800 bin ile 1 milyon kişinin güvercin beslediğini tahmin ediyoruz, ailelerini de dahil
ederseniz yaklaşık 2,5 milyon kişilik bir topluluğuz.
Sadece Zeytinburnu'nda bin kişi güvercin besliyor, ancak bunların sadece onda biri derneklere üye. Kayıtlı
üye sayımızı artırmak için çalışıyoruz."
- "Güvercin alanları oluşturuldu"
Kentleşmenin güvercin yetiştiriciliği üzerinde
olumsuz etkileri olduğunu, modern yaşamla güvercin
sevgisinin birlikte yürütülemediğini savunan Hayıroğlu, yerel yöneticilerden şehirlerin yakınlarında güvercin besleyicileri için hobi bahçeleri gibi güvercin bahçeleri oluşturulması yönünde beklentilerinin bulunduğunu bildirdi.
Kent yaşamında güvercin beslemek için insanların
özel alanlar oluşturmaya çabaladıklarını kaydeden Hayıroğlu, güvercin yetiştiricilerini disipline etmek, daha
çağdaş yetiştiricilik alanları oluşturmak konusunda yerel yönetimlerin kendilerine destek vermesini istedi.
- "Yüzün üzerinde türden 4'ü Türk
güvercini olarak tescilli"
Türkiye'nin Güvercin ırkları konusunda çok zengin
olduğunu belirten Hayıroğlu, özellikle "taklacı"
olarak adlandırılan cinse özel bir ilginin bulunduğunu, son yıllarda posta güvercini yarışlarına olan
ilginin de arttığını kaydetti. Hayıroğlu, "Türkiye'de
yüzün üzerinde güvercin ırkı bulunmasına rağmen
tescili yapılmış sadece 4 güvercin ırkı var. Bursa,
Alabadem, Makaracı ve Edremit Kelebeği ırkları
Türk güvercini olarak tescillendi. Güvercin mezatlarında saf ırkların çok yüksek fiyatlara satıldığını
biliyoruz. Bu konuda dünya rekoru 251 avroya satılan bir posta güvercinine ait. Biz federasyon olarak ırklara göre komisyonlar kurulması için çalışıyoruz. Yarışmalar ve festivaller ile güvercin sevgisini geliştirmek ve kurumsallaştırmak gerektiğini
düşünüyoruz" diye konuştu.
Bu yıl yapılacak posta güvercini yarışları ile ilgili bilgi veren Hayıroğlu şunları söyledi: "Nisan
ayının son haftasında başlayacak ve üç ay sürecek
posta güvercini yarışları 12 etapta gerçekleştirilecek. Yarışlara 2 bin 500 civarında kişi yaklaşık 300
bin posta güvercini ile katılacak. On iki etabın ardından Türkiye Şampiyonası sona erecek. Güvercin yarışları sportif amaçlı yapılır. Yarışlarda güver
hava kilometresi olarak en uzun 950 ila 1150 kilometre uçuş yapacak. 2016 yılında ise 12 ülkeden
posta güvercini besleyenlerin katılacağı Balkan
Posta Güvercinleri Federasyonları Birliği yarışlarının ülkemizde yapılacak." (AA)
Arslan: Engellilere hizmet asli görevimiz
Çiğli’de faaliyet gösteren Tüm Engelliler İçin Engelsiz
Bir Dünya Derneği üyeleri Çiğli Belediye Başkanı Hasan
Arslan’ı makamında ziyaret etti. Başkan Arslan, “Engellilerin sorunu benim sorunumdur. Talepler ve sorunlar en
hızlı şekilde çözümlenecektir” dedi. Engelli vatandaşların
sorunlarının tespiti, ilgili kurum ve kuruluşlara iletilmesi
ile çözüme kavuşturulması gibi konularda faaliyet gösteren Tüm Engelliler İçin Engelsiz Bir Dünya Derneği’nin
Başkanı Mehmet Aslan, yönetim kurulu ve dernek üyeleri ile birlikte Başkan Hasan Arslan’a tebrik ziyaretinde
bulundu. 2007 yılından beri Çiğli’de engellilere hizmet
için çalıştıklarını belirten Dernek Başkanı Mehmet Aslan,
engellilerin taleplerinin yerine getirilmesinin önemini
vurgulayarak, “Bizlerin zaman zaman bazı sorunları ve
talepleri oluyor. Belediyemizin desteğini görmek istiyoruz. Sıkıntılarımızı Hasan Başkanımıza adaylığı sırasında aktarmıştık. Kendisi bizimle yakından ilgilendi. Birlikte çözüm arayışlarına girdik. Bundan sonra da belediyemiz bizim yanımızda” diye konuştu. Hem fiziksel hem
de zihinsel engellilere hizmet eden bir dernek olduklarını,
bu nedenle Çiğli’deki tüm engellilere hitap ettiklerini belirten Dernek Başkanı Aslan, Belediye Başkanı Hasan
Arslan’dan özellikle mimari çalışmalarda engellilere yönelik düzenlemelerin oluşturulması gerektiğine dikkat
çekti. Şehircilik uygulamalarında engelsiz bir ortam oluşturmaya çalışacaklarını ve engellilerin daha fazla dışarıya
çıkmasını sağlayacak hizmetlere özen göstereceklerini
ifade eden Başkan Hasan Arslan şöyle konuştu; “Engellilerimizi evlerinden çıkarmak temel hedefimiz. Engelli-
lerimizle kafa kafaya verip çalışacağız. Engellilerimizin
sorunları bizim sorunumuz. Daha iyi nasıl hizmet verebiliriz diye düşüneceğiz. Ortak akılla, birbirimize danışarak
engellilerimize hizmet edeceğiz. Bu bizim asli görevimizdir” dedi. (HABER MERKEZİ)
Engin'in
tüzükten
haberi yok
Y
erel seçilerin ardından CHP İzmir İl Başkanı Ali
Engin'in yaptığı açıklamalar sebebiyle sert eleştirilerin hedefi haline geldi. Daha önce kendisine
Feodal Lord benzetmesi yapan İzmir'in genç siyasetçilerinden Şener Akdemir; kişisel facebook hesabından yaptığı Ali Engin'den İnciler başlıklı açıklamasında program
ve tüzük hatırlatması yaptı ve açıklamasının sonunda
"CHP İzmir İl Başkanı acaba parti program ve tüzüğünü
okumuş mudur?" sorusunu yöneltti. İşte Akdemir'in
yaptığı o açıklama: Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl
Başkanı Ali Engin'den İnciler: Ekip olarak kongreyi biz
kazandık. O gün iş bitti. Bazı Milletvekillerini PM'de istemedik. Çünkü onlar bizim karşımızdaydı. Kaybedenler
Bekleyecekler... Hizmet hareketini (Gülen Cemaati) kutluyorum. Demek ki temiz insanlar. Aklı Vicdanı olan
hizmet hareketini takdir eder (Yani takdir etmiyorsanız
akılsızsınız, vicdansızsınız). 8 ilçeyi hainler yüzünden
kaybettik. Hepsini partiden atacağız. Gerekirse partinin
%50'sini üyelikten çıkaracağız. Ne kadar da birleştirici,
parti program ve tüzüğüne uygun açıklamalar değil mi?
İl Başkanlığı koltuğunda oturan kişinin acaba bunlardan
haberi var mı ?
CHP Tüzüğü Madde 32- İl Başkanının Görevleri:
...Parti örgütüyle, meslek ve sivil toplum örgütleriyle,
sendikalarla, yaygın ve yerel basınla ilişkileri sağlıklı tutar; onların sorunlarıyla ilgilenir; çözümlerine katkıda
bulunur; bu kuruluşlarda görevli Partililerle işbirliği yaparak başarılı olmalarına yardımcı olur. "Türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi
olamaz. en doğru, en hakiki tarikat,medeniyet tarikatıdır."
CHP Halkçıdır: CHP'nin halkçılık anlayışı; siyasal
meşruiyetin temelinin halkın iradesi olduğunu kabul etmektir. Bazı SINIF ve ZÜMRELERİN EKONOMİK ve
SİYASAL İMTİYAZLARININ KALDIRILMASIDIR,
sahipsizlerin sahibi olmaktır, çözümleri halk için, halkla
beraber bulmaktır. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı acaba parti programı ve tüzüğünü okumuş mudur?
(HABER MERKEZİ)
Gençlere iş,
esnafa nitelikli
eleman
B
ornova Belediye Başkanı Yüksek Mimar Olgun
Atila, istihdam sorununun çözümü konusunda ilçedeki sanayi siteleri ile işbirliği içerisinde olacaklarını söyledi. Sanayi esnafının işlerini kolaylaştırmak
adına üzerlerine düşen herşeyi yapacaklarını belirten
Başkan Olgun Atila, “Gençleri iş yapmak, esnafa da nitelikli eleman yetiştirmek için meslek edindirme kursları
açacaklarını söyledi. 3. Sanayi Sitesi Başkanı Sedef Tabakoğlu, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Bornova Belediye Başkanı Yüksek Mimar Olgun Atila'yı ziyaret etti.
Tabakoğlu ve yönetim kurulu üyeleri göreve seçilmesinden dolayı tebrik ettikleri Başkan Olgun Atila ile görüş
alışverişinde bulundu. Bornova’nın üniversite kenti kimliğinin yanında sanayi kenti kimliğinin de büyük önem
taşıdığını söyleyen Tabakoğlu, Olgun Atila’nın başkanlığında bu sanayi sitelerinin gerekli hizmeti alacağından
hiçbir şüphelerinin bulunmadığını söyledi. Tabakoğlu,
“Başkanımız Olgun Atila'ya önümüzdeki beş yıllık hizmet döneminde başarılar, sağlıklar diliyoruz. Hem Bornova, hem de Bornova'da yaşayan vatandaşlar için hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu. Sanayi esnafı ve personellerinin daha iyi koşullarda çalışmasını ve daha iyi kazanç
elde etmesini yürekten istediklerini ifade eden Başkan
Olgun Atila, istihdam sorununun çözümü için işbirliğine
hazır olduklarını söyledi. Bu doğrultuda üzerlerine düşenleri yapmaya hazır olduklarını ifade eden Atila, “İşbirliği yapıp meslek edindirme kursları açarak, hem esnaf için nitelikli eleman yetiştireceğiz hem de istihdama
katkıda bulunacağız” dedi. Başkan Olgun Atila, hem 3.
Sanayi Sitesi yönetimiyle hem de ilçedeki diğer sanayi
sitelerinin yöneticileriyle daha sık biraraya gelerek birlikte projeler üreteceklerini söyledi.
(HABER MERKEZİ)
SAYFA 15
SONDAKiKA GAZETESİ >>
15 SPOR
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
17
17Nisan
Şubat2014
2013Perşembe
Perşembe
Fikret Orman, Fenerbahçe’nin derbi maçta gerekli performansı ortaya koymayacağı şeklindeki iddiaları komik olarak nitelendirdi
Bunlar KOMİK şeyler
Feriye Lokantası'nda Kalde ile yapılan sponsorluk anlaşmasında konuşan Başkan Fikret Orman, bazı çevreler tarafından
dile getirilen, 'Fenerbahçeli oyuncuların, 'Galatasaray Şampiyonlar Ligi'ne gitmesin' diye derbi maçta gerekli performansı sergilemeyecek.' söylentileriyle ilgili bir soruya şöyle cevap verdi: "Bunlar komik şeyler. Beşiktaş ile Fenerbahçe ilk defa karşılaşmıyorlar. Rakipler birbirlerini ilkkez yenmiyorlar. Veya berabere kalmıyorlar. Tarihten bu yana ezeli rekabet
var. Fenerbahçe'yi derbiye motive etmek için iki kulüp haricindeki kulüplerin almış olduğu pozisyondur. Bunu da medya
üzerinden yapıyorlar. Bunu ne biz ne de Fenerbahçe Kulübü yemez. Bunlar basit oyunlar. Herkes işine baksın."
E -BİLET MEVZU
Öte yandan yasal olarak başlayan E-Bilet'ten dolayı pazar günkü Beşiktaş-Fenerbahçe maçına taraftarların Passolig'den dolayı bilet alamaması konusunda da açıklamalar yapan Başkan Orman, şunları söyledi: "E-Bilet bir kanunla başladı. Hukuk devleti kanununa göre uygulama başladı. Ligin bitmesine 5
hafta kala gündeme gelmesini de çok doğru bulmuyorum. Lig başınğıcında olabilirdi. Böyle olursa daha
sempatik olurdu. E-Bilet olayı ile birlikte hemen negatif kampanya da başladı. Futbol seyircisi ile güzel
oluyor.
Bu maç Beşiktaş adına çok önemli. Fenerbahçe'nin, gelecek yıl Avrupa'da olmayacak olmasından
dolayı Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılma
hakkını elde edeceği önemli bir maçtır. Bu süreçte taraftarlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Taraftarlık
iyi günde de kötü günde de takımın yanında olmaktır.
Herkes bir an evvel kartlarını alsınlar. Ben kartımı aldım. 5 bin kişiye değil 80 bin kişiye karşı oynamak
istiyoruz."
"UEFA ZATEN İKİ STAT İSMİ İSTİYOR"
Bu arada Beşiktaş'ın gelecek yıl maçlarını oynamak için Olimpiyat Stadı'nın ismini bildirdiği ve
bundan dolayı Vodafone Arena Stadı'nın yetişmeyeceği şeklinde yapılan yorumlar konusunda da Başkan, şunları dile getirdi:
"Stadımızın inşaatı devam ediyor. UEFA kurallarına göre iki stat ismi bildirmemiz lazım. Olimpiyat
Stadı'nın ismini tedbiren bildirdik. Stadı bitirmek istediğimiz tarih 30 Ağustos'tur. Lig bitmediği için
Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme var mı yok mu ? 3
haftaya kadar herşey netleşecek. Biz her türlü durumu göz önüne aldık. İki stat bildirmemiz gerektiği
için Olimpiyat Stadı'nın ismini bildirdik."
Bir gazetecinin 'Şampiyonlar Ligi'ne yönelik
tranfser çalışmalarınız ne aşamada ?' sorusuna ise
Başkan, "Kulüpte profesyonel bir düzen var. Bana ve
yönetim kuruluna ulaşmış bir durum yok. Futbol ekibimiz maçları izliyor." diye cevap verdi.
BİLİC'İN ÜZERİNDEKİ ELBİSE
GERÇEKTEN BEŞİKTAŞ İLE UYUŞTU
Başka bir gazetecinin, 'Slaven Bilic ile uzun süre
çalışmak istiyordunuz. Hala aynı fikirde misiniz ?'
sorusuna ise Başkan Fikret Orman, şöyle cevap verdi:
"Bilic'in üzerindeki elbise gerçekten Beşiktaş ile
uyuştu. Beşiktaş ile kendisi çok iyi intikap sağladı.
Ancak futbol gönülle yönetilen birşey değil. Saha
skorları önemli.
Bizim gitmek istediğimiz birçok hedef var. Çok
önemli işler yapmak istiyoruz. En büyük hedefimiz
Avrupa'da kupa kaldırmaktır. O hedefi gerçekleştirmek için yapılanma ile gidiyoruz. Bu yapılanmada
BÜYÜKŞEHİR
BÜYÜKŞEHİR
sponsorluk anlaşması ile futbol takımının 5 senelik anlaşmaları yapılmış durumda. Futbol takımının tahmini 30-35
SPONSORLUK ANLAŞMASI
milyon dolarlık sponBaşkan Fikret Orman, sponsorluk anlaşması im- sorluk anlaşması
zaladıkları Kalde firmasının her zaman yanlarında
yapmış olduk. "
olduğunu da söyledi. Başkan Orman, bir basın men- Beşiktaş ile Kalde
subunun yeni sponsorlarının yıldız bir ismin transfe- arasındaki sponrinde rol alıp almayacağını sorması üzerine ise şöyle sorluk anlaşcevap verdi:
masının 10
"Kalde ile yapacağımız 5 yıllık sponsorluk anmilyon dolar
laşması için burdayız. Kalde bizim için önemli bir
olduğu
kurumdur. Birçok branşta bize sponsor oldular. Kal- açıklandı.
de ile sponsorluk değil de kardeş iki kurum gibi ol- (CİHAN)
duk.
Sponsorluk anlaşmamız 2019 senesine kadar devam edecek. Futbol takımının kol sponsoru oldu. Bu
Bilic'in yeri hazır. Biraz daha pekişmesi lazım. Futbolda iddialı lafları kullanmak kolay, temennimiz
uzun dönemde anlaşma yapmaktır."
TARİH
TARİH YAZDI
YAZDI
Arzuman, Sondakika’da
FİFA Eski Hakemi İsmet ARZUMAN
Sondakika Gazetesi’nden Gazeteci
Yavuz ATALAY’ı ziyaret ederek
Sondakika Gazetesi’ne yayın
hayatında başarılar diledi. Ziyaret
yakında Sondakika Gazetesi spor
sayfasında sizlerle olacak.
Uğur Boral'la Veli,
tekme tokat daldı
İzmir Büyükşehir
Belediyesi sporcuları, European Criterium Turnuvası
kapsamında İtalya’da
düzenlenen Coppa Europa Yarışması’nda başarı elde etti.
Efe Çetiz minik erkekler kategorisinde
26,60 puan alarak birinci, Selin Erkan B yıl-
dız bayanlar kategorisinde 28,58 puan alarak
üçüncü oldu. Minik bayanlar kategorisinde
Aysu Belin 7., B yıldızlarda Azra Terlemez 8.,
minik bayanlarda Kumsal Belin ise 11. olarak
yarışmayı tamamladı.
Beş ülkede düzenlenen turnuvanın genel
klasmanında da İzmir’e kupa geldi.
Efe Çetiz, Belgrad ve Trentino ayaklarında 54,47 puan toplayarak ikincilik elde eder-
ken turnuvanın sadece
bu iki ayağına
katılmasına
rağmen 103 puan toplayan İzmir
Büyükşehir Belediyesi de 34 takım arasında
üçüncü olarak büyük bir başarıya imza attı.
(CİHAN)
Jones: Fenerbahçe'nin evimizde
şampiyonluk kutlamasına izin vermeyeceğiz
Beşiktaş'ın Amerikalı futbolcusu
Jermaine Jones, hafta sonu oynanacak derbide Fenerbahçe'ye şampiyonluk kutlamasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Jones, Fenerbahçe'nin derbiyi
kazanması halinde şampiyonluğu
kutlayacağının hatırlatılması üzerine, "Bu konu hakkında düşünmedik, konuşmadık da. Bizim 3 puana
ihtiyacımız var. Ligi en yukarıda
bitirmek için, Galatasaray'ın üstünde tamamlamak için dolayısıyla
Fenerbahçe'nin ne yapacağı hakkında hiçbir şey konuşmuyoruz ve
düşünmüyoruz. Ama netice itibariyle kendi evimizde 3 puanı almak
istiyoruz ve Fenerbahçe'nin kendi
evimizde şampiyonluk kutlamasına
izin vermeyeceğiz." dedi.
Sabah yapılan antrenmanın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan tecrübeli futbolcu,
"Torku Konyaspor maçı Beşiktaş
forması altında bence oynadığım
en iyi maçtı. Önümüzdeki mücade-
le de çok önemli. Ben de böyle büyük maçları gerçekten çok severim.
Biz de bu maça hazırlanıyoruz."
şeklinde konuştu.
Jones, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda büyük bir takımı yenerek
Şampiyonlar Ligi'ne hazır olduklarını göstermek istediklerini ifade etti.
Fenerbahçe derbisine çok sıkı
hazırlandıklarını dile getiren yıldız
futbolcu, "O kadar iyi hazırlanıyoruz ki maç öncesi gerginliğini, pek
çok diğer büyük liglerde olduğu gibi burada da görebiliyorsunuz. Antrenmanda ufak bir tartışma çıktı
iki arkadaşımız arasında. Büyük
maç öncesi hazırlıklarında bu tür
gerginlikler olabiliyor. Almanya'da,İspanya'da, İngiltere'de görebiliyorsunuz. Şu anda biz son derece hazırız. Evimizde büyük bir takımı yenerek Şampiyonlar Ligi'ne
hazır olduğumuzu göstermek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
(CİHAN)
S
por Toto Süper Lig'in 30.
haftasında Fenerbahçe ile
karşılaşacak Beşiktaş'ın antrenmanında Uğur Boral ve Velik
Kavlak arasında gerginlik yaşandı.
BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde gerçekleştirilen antrenmanda çift kale maçta aynı takımda yer alan Uğur Boral ve
Veli Kavlak, birbirlerine pas
verip vermeme konusunda tartıştı. Araya giren futbolcuların
müdahalesiyle Uğur ve Veli,
ayrı yönlere doğru uzaklaştırıldı. Fakat daha sonra ikili idman bitiminde bir araya getirilerek barıştırılmak istendi; an-
cak Uğur Boral'ın Veli'ye vurmaya teşebbüs etmesi dikkat
çekti. Bu olayın ardından Veli,
arkasını dönerek antrenman sahasını terk etti ve tesislere girdi.
Bu arada Kalde firmasıyla
yapılan sponsorluk anlaşmasının ardından BJK Nevzat Demir Tesisleri'ne gelen Başkan
Fikret Orman'ın yaşanan tatsızlıktan dolayı çok üzüldüğü öğrenildi. Başkan Orman'ın iki
oyuncu ile tesislerde biraraya
gelerek konuşacağı ve olayı
tatlıya bağlayarak oyuncuları
barıştıracağı da belirtildi.
(CİHAN)
SAYFA 16
Canlı doğan bebek sayısında azalma var
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından
hazırlanan doğum istatistiklerine göre
Türkiye’de canlı doğan bebek sayısı, 2012 yılında 1 milyon 286 bin 828'ken yüzde 0,3 oranında
azalarak 2013'te 1 milyon 283 bin 62 oldu.
Geçen yıl doğan bebeklerin yüzde 51’ini erkek,
yüzde 49’unu kızlar oluşturdu.
TÜİK verilerine göre toplam doğurganlık hızı
2012 yılında 2,09 çocukken 2013 yılında 2,07
çocuk oldu. Doğurganlık hızının en yüksek
olduğu il, 4,31 çocuk ile Şanlıurfa. Onu 4,08
çocuk ile Şırnak, 3,9 çocuk ile Ağrı ve 3,66
çocuk ile Siirt izledi. Toplam doğurganlık hızının
en düşük olduğu il ise 1,43 çocuk ile Kırklareli
oldu. Onu da 1,46 çocuk ile Eskişehir ve Edirne,
1,5 çocuk ile Kütahya ve Çanakkale takip etti.
En yüksek yaşa özel doğurganlık hızı ise 25-29
yaş grubunda görüldü. 2009 yılında bu gruptaki
doğurganlık hızı yüzde 125'ken hem 2012 hem
de 2013'de yüzde 128 oldu.
TÜİK verilerine göre doğum sayısında en
büyük artış, 30 ile 34 yaş arasındaki kadınlarda
görüldü. Yaşı 25’ten küçük olanların doğum
sayılarında düşme gözlemlenirken en büyük
artış, 30-34 yaş grubunda meydana geldi. Bu yaş
grubunda canlı doğan bebek sayısı, 2009 yılına
göre yüzde 25,6 artarak, 244 bin 4’ten 2013
yılında 306 bin 524’e ulaştı. (CİHAN)
www.sondakikagazetesi.com
SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI
Özel Fatih Fen Lisesi öğrencisi Serra'nın
projesi İspanya'da birinci oldu
İspanya’nın Barselona şehrinde 10-12 Nisan
2014 arasında düzenlenen "Magma XV Exporecerca Jove (Fen Bilimleri Proje Yarışması)"nda, İzmir Özel Fatih Fen Lisesi öğrencisi Serra Doğanata, uluslararası kategoride birinci oldu. Türkiye, Azarbeycan, Brezilya, Abu
Dabi, Belçika, Peru, İtalya ve Slovakya'nın 12
projeyle yarıştığı kategoride, ''A New Approach
to Antibacterial Textiles: Amoxicillin Immobilized Polyacrylonitrile Fabric' (Antibakteriyel
Tekstillere Yeni Bir Yaklaşım: Amoksisilin
17 Nisan 2014 Perşembe
Bağlı Poliakrilonitril Kumaş)' adlı projesiyle
TÜBİTAK İzmir bölge birincisi Doğanata,
başarısını uluslararası boyuta taşıdı. Jürinin ve
sergiyi gezen ziyaretçilerin büyük ilgisini çeken
yarışmaya, Özel Fatih Koleji Proje Bölümü'nden öğretmen Viki Kalderon ile katılan Serra
Doğanata, Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etti.
Brezilya’nın ikinci, Abu Dabi’nin üçüncü
olduğu yarışmada ayrıca önümüzdeki yıl
İzmir’de DOESEF’e katılacak projeler de seçildi. (CİHAN)
İzmir'in Urla ilçesinde belediye başkanı
seçilen Sibel Uyar, üç dönem görev yapan Selçuk Karaosmanoğlu'ndan devraldığı belediyede makam koltuğunun
bile icralık olduğunu söyledi
Urla Belediye Başkanı Uyar:
Oturduğum koltuk bile icralık
Belediye makam aracında 14 icra
olduğunu ileri süren Uyar, “Seçimden önceki
iki ayda 300 kişiye nakdi yardım yapılmış. Roman vatandaşlar için alınan ancak kullanılamayan konteynerlere 462 bin lira borçlanıldı.
Seçimden bir gün önce, cumartesi günü bile
belediyeye personel alınmış. Doktor odasında dört kişi oturuyor. Yer yok, sedyeyi kullanıyorlar.” dedi.
Eski Başkan Karaosmanoğlu, CHP'den
gösterilmeyince DSP'den aday olmuş ancak
seçimi, CHP'li rakibi Sibel Uyar'a kazanmıştı.
Daha önce CHP'den meclis üyesi olan Uyar,
mazbatasını alıp göreve başladığında icra
şoku yaşadığını aktardı: "İcralarla uğraşıyorum, çok ciddi sıkıntı var. Belediyeye iş yapan
firmalar paralarını istiyor. Bugüne kadar değil
borçlarını alabilmek, muhatap bulamamışlar.
Belediyenin borçlarını, bağımsız bir denetim
firması inceliyor. Henüz net bir tablo
önümüzde değil." Başkan Uyar, belediyenin
restoranına habersiz olarak gittiğini anlatarak, "Sabah URİT tesislerine gittim. Gece
bekçisi vardı. Mutfağa, soğukhavaya girdim.
Hiçbir şeyin elle tutulur yanı yok. Kasaya
baktım, kasa açık, içinde para var. Bir gece
önceki hesap alınmamış, Z raporu alınmamış. Daha sonra sorumlusu geldi, alınan
balıkların faturasını istedim, 'Yok.' dediler.
Kahvaltı istedim, ustası yok ki kahvaltı hazırlasın." şeklinde konuştu.
URİT'İN MÜDÜRÜNÜ İŞTEN ÇIKARDI
Belediyeye ait URİT Ltd.Şti'nin
müdürünü işten çıkardığını ifade eden
Başkan Sibel Uyar, "URİT Müdürü, Bostanlı'da oturuyor. Sabah belediyenin arabası gidiyor, evinden alıyor. Belediyeye girmiyor, Gülbahçe'deki spor salonuna gidiyor. Bir şoför,
bir koruma eşliğinde. Öğleden sonra nasip
olursa, Allah izin verirse URİT'e geliyor.
Akşamüstü saat 17.00'de yine belediyeye ait
arabayla evine gidiyor. Çıkışını verdim, sebepsiz yere işten çıkardığım gerekçesiyle dava açmış." dedi. Uyar, turizm ofisinde çalışan
kızların İngilizce bilmediğini, halkla ilişkiler
biriminde görev alanların belediye çalışmalarından haberdar olmadığını da söyleyerek, "Seçimden bir gün önce, cumartesi
günü işe alım olmuş. Adama, 'Sen burada çalışmıyorsun, senin kaydın
yok.' diyorum, 'Hayır, ben işe girdim.' diyor.
Hâlâ insan kaynaklarından, belediyede kaç kişi çalıştığına dair net sayı alamadım. En son
yoklama yapacağım. Kıyafet talimatnamesi
yayınladım. Terlikle, transparanla gelen vardı.
Ben kimsenin emeğinde değilim. İşten
çıkarınca da 'emek düşmanı' ilan ediyorlar.
Ben liyakatla işe almak istiyorum. Adama
göre iş değil, işe göre adam almak istiyorum." diye konuştu. (CİHAN)
"Yüzen
butik oteller"
sezona hazır
Türkiye'de mavi turun merkezi
kabul edilen Güney Ege'de genelikle
zengin turistlere hizmet veren ve
değerleri milyonlarca dolar olan
guletler, bakımdan geçirilerek yeni sezona hazır hale getiriliyor
Güney Ege'nin gözde turizm merkezleri Marmaris, Bodrum ve Fethiye'de bünyelerinde pek çok
lüksü barındırmaları nedeniyle "Yüzen butik
oteller" olarak adlandırılan guletler, havaların ısınması ve ilk turist kafilelerinin gelmesiyle denizlerde
boy göstermeye başladı. Kiralama bedellerinin yüksek olması dolayısıyla genelde farklı bir tatil
geçirmek isteyen zengin turistin tercihi olan lüks yatlar, mavi yolculuğa çıkarak Ege'nin eşsiz güzellikteki koylarını yakından görmek isteyenlere hizmet
veriyor. Bodrum ve Marmaris'in Bozburun
beldesinde yapılan ve fiyatları 4 milyon doları bulan yöreye özgü ahşap guletler, ülke ekonomisine
her yıl milyonlarca lira katkı sağlıyor.
Engellileri sihirli eldivenler hayata bağlayacak
İzmir'de iki genç bilim insanının
yaptığı devrimsel buluş, konuşamayan insanların iletişim sorunlarını ortadan kaldıracak. Prototipi geliştirilen "sihirli eldivenler" sayesinde Türkçe işaret
dilinde yer alan hareketler sese
çevrilecek. Proje kapsamında 22
ay sonra ilk ürünün ortaya konması hedefleniyor
ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği mezunu Elif Saygı
Bavunoğlu ile Ege Üniversitesi Matematik Bilgisayar
Bölümü'nde doktorasını yapan eşi Harun Bavunoğlu'nun
İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde kurduğu teknoloji
şirketi Turtela, dünya genelinde ses getirecek bir teknoloji
geliştirdi. Savunma sanayisinde yürüttükleri projelerin
ardından "giyilebilir teknolojilere" ilgi duymaya başlayan
çiftin geliştirdiği prototip, ODTÜ Teknokent'in düzenlediği "Yeni Fikirler Yeni İşler" yarışmasında finale kaldı.
"Konuşan eller" başlıklı projeyi hayata geçirmek üzere
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüsü içinde oluşturulan İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde şirket kurarak faaliyete başlayan çift, projeye destek vermesi için
TÜBİTAK'a başvurdu. Turtela Yönetim Kurulu Başkanı
Elif Saygı Bavunoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süredir savunma sanayisine yönelik teknolojiler
geliştirdiklerini, bir süredir giyilebilir teknolojiler üzerinde
çalıştıklarını ancak "insanları öldürmeyi amaçlayan değil
daha iyi bir yaşam sürmelerine yardımcı olan teknolojilere yönelme" isteğinden hareketle bu projeye başladıklarını ifade etti. Türkiye'de kayıtlı 198 bin işitme
engellinin bulunduğunu ancak bu sayının
gerçekte 500 bini geçtiğinin tahmin
edildiğini ifade eden Bavunoğlu, bu
insanların iletişim ihtiyaçlarını
işaret diliyle karşılamaya
çalıştığını ifade etti. Türk Dil Kurumu İşaret Dili Sözlüğü'nün
2012 yılında yazıldığını, ülkede
henüz ortak bir işaret dili oluşamadığını ifade eden Bavunoğlu,
şu bilgileri verdi: "Teknolojinin
gelişmesinden engelli vatandaşların da istifade edebilmesi amacıyla bir prototip hazırladık.
Türkçe işaret dilinin sese çevrilmesi amacıyla kullanmak üzere bir eldiven
geliştirdik. Bu eldiven, elin üzerinde yer alan
sensörler sayesinde el ve parmak hareketlerini algılayabiliyor. Bu hareketleri işleyerek 'işaret dilinde buna
karşılık gelen hareketleri' sese çeviriyoruz. Böylece işitme
engelli bir insan, işaret diliyle konuşurken aynı anda sesli
olarak bunu ifade etme şansı bulmuş oluyor. Eldivenlerin
içinde bizim geliştirdiğimiz yapay zeka algoritmaları var.
Biz her harekete bir karşılık vererek bunu cihazın öğrenmesini sağlıyoruz. Şu an için tek eldivenlik prototiple 15
işareti sese çevirebiliyoruz. Proje halen TÜBİTAK
tarafından değerlendiriliyor. İlk aşamalar olumlu geçti.
Destek sağlanırsa bir ay sonra projeye başlamayı umuyoruz. İlk 12 ayda hareket algılayan eldivenler üreteceğiz.
Bu eldivenler elin büyük kısmını açıkta bırakacak ve
bilgisayardan bağımsız çalışacak bir tasarımda olacak. İkinci aşamada 10 aylık bir sürede bu
eldivenlere Türk işaret dilini algılama ve sese çevirme yeteneğini ekleyeceğiz.
Üretilebilir bir ürünün çıkması için
önümüzde 22 aylık süre var."
İşaret dilini
de öğretecek
Proje tamamlandığında Türk işaret
dili sözlüğünde yer alan bin 986 kelimeye ek olarak yöresel ifadeleri de eldivene yükleyeceklerini kaydeden
Bavunoğlu, eldivenin kol üzerinde bantlı
bölümünde bir ekran olacağını, bu ekrana
yüklenen işaret dili eğitim modülü sayesinde
hangi kelimenin hangi işaretle anlatıldığının kısa
sürede öğrenilebileceğini ifade etti. Türkçe işaret dilinin
gramer yapısının çok zayıf olduğunu, kelimelerin halen
mastar ekiyle kullanıldığını anlatan Bavunoğlu, bu konuda farklı Türk firmalarının yaptığı yazılımlardan da yararlanarak konuşma diliyle, gerçeğe en yakın şekilde cümleler kurulacağını ifade etti. (AA)
Marmaris'te son hazırlıklar yapılıyor
Mavi turun merkezlerinden olan Marmaris'te Yat
Limanı'nda pek çok gulet, kendilerine ayrılan yerlerde demirlenerek yeni müşterilerini beklerken,
bazılarında ise son sezon hazırlıkları yapıldığı gözlendi. Marmaris bölgesinde yaz aylarında boyları
24 ile 43 metre arasında değişen yüzlerce ahşap
guletle Ege Denizi'nde mavi turlar düzenleniyor.
Genelde bir ve iki haftalık mavi turlara çıkılan
ahşap guletler, lüks bir oteldeki gibi döşenmiş kabinleriyle turistlere konforlu bir tatil imkanı sunuyor. İçerisinde jakuzi, televizyon, internet ve telefon
bulunan yatlarda ayrıca sörf, ringo, su kayağı gibi
birçok su sporu yapma imkanı sunuluyor. Yatlarda
görev yapan tecrübeli aşçılar, misafirlerin istekleri
doğrultusunda menüler hazırlayarak, yöreye özgü
deniz ürünlerini tattırıyor.
Genellikle Göcek, Datça, Bodrum ve Bozburun'u dolaşarak maviyle yeşilin kucaklaştığı koylarda mola veren yatlar, müşterilerin talep etmesi durumunda rotalarına Yunan adalarını da ekliyor.
"Günlük kirası 5 bin avro olan yatlar var"
Deniz Ticaret Odası Marmaris Şube Başkanı
Hasan Mengi, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
bölgelerinde değişik boylarda 370 kadar ahşap
guletin Türk turizmine hizmet verdiğini söyledi.
Mengi, "Guletlerin günlük kiraları, yatın büyüklüğü ve verilen hizmet kalitesine göre değişiyor.
Guletlerin günlük kiraları özelliklerine göre 800
avrodan başlıyor, 5 bin avroya kadar çıkıyor" dedi.
Yat turizminin her geçen yıl büyüme gösterdiğine
dikkati çeken Mengi, bu sezonda iyi bir sezon
geçirmeyi beklediklerini kaydetti. Yatların aynı anda 14-15 kişiye hizmet verebildiğini belirten Mengi, "Sadece zengin turistlerin değil, Marmaris'e tatil
için gelen orta gelir düzeyine sahip Türk vatandaşlarımız da mavi turlara katılabilir. (AA)