%"%1 "% "$$! !#%##!% " İzmir'de karı-koca iki genç bilim insanının prototipini geliştirdiği "konuşan eldivenler" işitme ve konuşma engelli insanların sesini duyurmasını sağlayacak #%$"$$! $%"$$$ Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde çatılarda biriken karların temizlenmesi sırasında yaşanan kazaların önüne geçmek amacıyla çalışma yapan Yüksekovalı öğrenciler, hazırladıkları "Kar Küreyen Ev" ve "Damperli Çatı Sistemi" projeleri ile karların otomatik olarak temizlenmesini amaçlıyor Sınıf arkadaşı Seher Kartal ile okuldan eve döndüğü sırada bir işçinin çatıda kar temizlerken düştüğüne şahit olduğunu anlatan Dayan, "Arkadaşımla okuldan eve dönerken, çatıda kar temizleyen bir vatandaşın düşüp yaralandığını gördüm. Bu durumdan etkilenerek böyle bir proje yapmak aklımıza geldi. Sistem sayesinde kar temizlerken ölüm tehlikesi yaşanmayacak” diye konuştu. devamı 14’te (@/=9#=6>7>:@.B<UQMTJPT?T IUAGQGV(PT5V0SLDNV;S:GQH?PGVTPUV(DU QT:URJTKUJTV.SKUISKTOV;TPDTJSLSR ;7PBIB6QMUVMHOKHRSJNQNVLS>SQVUETV+SRGQ ;S:GQH?PG6QGQV8AITRV2UOQHPH3TVUPTEKTRIU ;7PDUJT6QMUVOGRMG?GVKUOQHPH3TVETROUKT 2GRKUPS=VMBQLSVDUQUPTQMUVJUJVDUKTRU9UOVFTR KUOQHPH3TVDUPTEKTRMTCVV 9<=4?;=;@,,@>7@JHQRSVBRUKTPUFTPTRVMGRGISVDUPIUJTV>PSQPSQNLHRCVV"TROUKV;SEOSQN ;S:GQH?PG=V4(PMT:UQPURTQVT@TQMUVFTATI DUPTEKTRMT?TITAVLS>SLVAUOSVSPDHRTKISPSRN :SRCV;TAV<URV<SRUOUKUVFTRVOSRENPNOV:URURUO FGQGV9T<SANQV7?RUQIUJTQTVJS?PNLHRGACV"G SQVT@TQVKUOVUPMT:UQPTOV>RHKHKT>PUV*#VTESRUKT JUJUV@U:TRUFTPTLHRGA4VMUMTCV-)2<> www.sondakikagazetesi.com 17 Nisan 2014 Perşembe 00&1 /-1,/&-/'+1)0,,$11.(110*0.$ 3’te "##!%$$ (:&@/?*?3@ @1+05@@ >58@4?@/163>;98@1 3>:7@09%@3>:>8;<>;@1:#>;= ?@?<=9?;@'>:?; /?%?5@:1$?6=@=95@.?74?6=;=@4?:<=&@:1$? 5>!6>.8;<>@?9<?@?<=9?;@-@%=;@9=:>@*1+059>:8; 3?<>4=6=@=*=;@>:+>;>+>5 RH3UQTQV2BROTLU6LUV7RQUOVHPMG?GQGVJ7LPULUQ ;HJKSQPNV%HKSRLV/GPBFBV;SEOSQNV;UROSLV(JOTQSAT=V4&BAPUR9UVOTETQTQVMUJKU?TLPUV>RH3ULT DUR@UOPUEKTRMTOV<UIV&SRUQVFUFUOPURTV<UIVMUV:SO5N KSQNKKNOCV+UMU5TITAVFGV>RH3UQTQVKBIV2BROTLU6LU LSLNPISJN4VMUMTCVDTP:LV.SK<URV2BROTLUVPOU ;SEOSQNV1LKBPVAOSQVTJU=V4/SP>PURUVMHOGQSQVFTR >RH3UV<SLSKSVDU@TRTPMTCVH9GOPSRNINAV<SJKSQUMU OSPMNOPSRNVJBRU@KUV@HOVLSPQNAPSR=VOHROGLHRPSRC &SRUQV;UFUOPURVHQPSRSVSROSMSEPNOVUMUROUQ=VETIMT @H9GOPSRVT@TQVFTRVSMNIVMS<SVSKNPMNCV+UROUJTV>RH3ULU JS<T>V@NOISLSVMS:UKVUMTLHRGIVMUMTCV"2<? Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, üç dönem görev yapan Selçuk Karaosmanoğlu'ndan devraldığı belediyenin resmen döküldüğünü söyledi. Uyar, “Herkes parasını almak için kapıya dayandı” dedi /?9?<=7?;=;@719 DU@UQV<SQNV<SPTQUVDUPMT?TQT J7LPULUQV;SEOSQV,LSR=V*VISOSIVSRS9NVTPU FSEOSQPNOVOHPKG?GVT9RSPNOCV;UPUMTLULUVTEVLS>SQ 5TRISPSRV>SRSPSRNQNVTJKTLHRCV;GDBQUVOSMSRVMU?TP FHR@PSRNQNVSPSFTPIUO=VIG<SKS>VFGPSISINEPSRC ;UPUMTLUQTQVFHR@PSRNQN=VFS?NIJNAVFTRVMUQUKTI 5TRISJNVTQ9UPTLHRCV/TITQVQUVLS>KN?NVFUPPTVMU?TPC 0SFS<V,%82VKUJTJPURTQUVDTKKTICVU9UVFUO@TJT :SRMNCV.GK5S?S=VJH?GO<S:SLSVDTRMTICV+T@FTR EULTQVUPPUVKGKGPGRVLSQNVLHOCV/SJSLSVFSOKNI= OSJSVS@NO=VT@TQMUV>SRSV:SRCV;TRVDU9UV7Q9UOTV<UJS>VSPNQISINE=VVRS>HRGVSPNQISINEVMUMTC Seçimden bir gün önce bile eleman alınmış :<?6@/>:>$@6070;0@UQVONJSVJBRUMUVOUQKUV:URUFTPIUOVT@TQV$C#VLNPV7Q9UV.SQTJSVGRTLU)MUOTV$'VITPLHQ PTRSPNOVLSKNRNIPSV0SRNONAV8@IUV0GLGVSRNKISVKUJTJTQT <TAIUKUVSPSQV8AITRV;BLBOEU<TRV;UPUMTLUJT=VETIMTVMU SLQNV>RH3UVOS>JSINQMSV/S:SOPNMURUV8@IUV0GLGV1RNKIS 2UJTJT)QTVOGRGLHRCVVITPLHQV'VFTQVPTRSLSVISPVHPS9SO KUJTJTQVKUIUPT=V*VTJSQVGISRKUJTVDBQBV8AITR ;BLBOEU<TRV;UPUMTLUV;SEOSQNV1ATAV/H9SH?PG)QGQ OSKNPS9S?NVK7RUQPUVSKNPS9SOCV;HRQH:S)QNQV/S:SOPNMURU /7LB)QMUV*#'VFTQVIUKRUOSRUPTOVSPSQMSVLURVSPSQVKUJTJ= *C#VLNPVT@TQMUVKSISIPSQS9SOCV<?4>.8@"2<? "0* $,0!0#))+- +./*/ &,(10)/* '>:#83>7@,,&@0505@(>=:?6==VTELURTQMUVFTRVFSEOS >URJHQUPTQVLS>ISJNVDURUOUQVTEPURVJNOVJNOVOUQMTJTQUV:URTPUQ=V9GISRKUJTVDBQPURTVIUJSTVLS>KNRNPSQVFSQOS9NQNQ TELURTQMUVIHFFTQDUVISRGAVOSPMN?NQSVOSRSRV:URMTC &SRDNKSLV$$CV+GOGOVSTRUJT=V4.HFFTQDTQV:SRPN?NVT@TQ OTETPTOV<SOPSRNQNQVS?NRVEUOTPMUVT<PSPTQUVDURUOVLHOKGR= OTETPTOV<SOPSRNQSVL7QUPTOV<SOJNAPNOVLUKURPTMTRCV.HFFTQD TMMTSPSRNQMSVEB><UMUQVGASOVOUJTQVMUPTPPURVSRSQISA= MS:S9NVTE@TQTQ=VOUQMTJTQUVTELURTQMUVIHFFTQD GLDGPSQMN?NQSVMSTRVOGEOGVGLSQMNRS9SOVHPDGPSRNVTPURT JBRIUJTVLUKURPTMTR=VTELURTQMUVIHFFTQDVDUR@UOPUEIUMT?TQT TJ>SKVOBP5UKTVMS:SPNLSVMBEUR4VMUMTCV<?4>.8@23? -/1,(((1#& !#%! /?9?<=7?7?@>=3 ,%82VKMC"KT6QTQVIBMBRBQB TEKUQV@NOSRMN?NQNVT5SMUVUMUQV;SEOSQV0TFUPV,LSR= 4,%82V.BMBRB=V;HJKSQPN6MSVHKGRGLHRCV0SFS< FUPUMTLUQTQVSRSFSJNVDTMTLHR=VU:TQMUQVSPNLHRC ;UPUMTLULUVDTRITLHR=VBPFS<@U6MUOTVJ>HRVJSPHQGQSVDTMTLHRCV;TRVEH57R=VFTRVOHRGISVUEPT?TQMUC ?PUMUQVJHQRSVQSJT>VHPGRJS=V1PPS<VTATQV:URTRJU ,%826UVDUPTLHRCV1OESIBJKBVJSSKV*C''6MUVLTQU FUPUMTLULUVSTKVSRSFSLPSVU:TQUVDTMTLHRCVNONENQN :URMTI=VJUFU>JTAVLURUVTEKUQV@NOSRMN?NI DURUO@UJTLPUVMS:SVS@INEC4VMUMTCV,LSR=VKGRTAI H5TJTQMUV@SPNESQVONAPSRNQV8QDTPTA9UVFTPIUMT?TQU MUVMTOOSKV@UOKTC <?4>.8@-)2<> '?:?9@6?*=9?:=;@>:<8;<>;@+ 8AITRV8PV;SEOSQNV1PTV(QDTQ6TQ LS>KN?NVS@NOPSISPSRVJUFUFTLPUVJURK UPUEKTRTPURTQV<UMU5TV<SPTQUVDUPMTC S<SV7Q9UVOUQMTJTQUV!UHMSPVHRM FUQAUKIUJTVLS>SQV8AITR6TQVDUQ@ JTLSJUK@TPURTQMUQV"UQURV1OMUITR OTETJUPV5S9UFHHOV<UJSFNQMSQ LS>KN?NV1PTV(QDTQ6MUQV8Q9TPUR FSEPNOPNVS@NOPSISJNQMS=V4+ 8AITRV8PV;SEOSQNVS9SFSV>SRKTV>RHDRSIV:UVKBAB?BQBVHOGIGE IGMGR4VLHRGIGQGVLS>KNV-23? % " !#%#%%" Ege Aritmi Güncelleme Toplantısı’nın ev sahipliğini yapan Şifa Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat Tavlı, kalp hastalığına bağlı ölümlerin birinci sırada geldiğini hatırlattı 1+.#-1.+*0.$& !/1)+*1,/'+'1!00 Ritim bozukluklarının tedavi edilmediği takdirde öldürücü olduğunu belirten Prof. Dr. Tavlı, “Ege Bölgesi, diğer bölgelerle kıyaslandığında kalp hastalığı ve ritim bozukluğu görülme insidansı bakımından daha şanslı görülse de ritim bozukluğu erken tanısı yapıldığı zaman tamamen yok edilebilmektedir” dedi. 8’de /.0.1#.'-1'0-0 6!>;7>2<> MBAUQPUQUQV!UQV;TPTIPURT RH3UV&SRNEISJN)QMS=V8AITRVAUPV!SKT<V!UQ TJUJTV7?RUQ9TJTV0URRSVH?SQSKS=VGPGJPSRSRSJN OSKUDHRTMUVFTRTQ9TVHPMGCV<?4>.8@-)2<> SAYFA 02 KIRMIZI SARI MAVI 17 Nisan 2014 Perşembe Türk halkından "selfie" için TDK'ya ilginç öneriler T ürk Dil Kurumunun (TDK) hafta başında yaptığı "kendi fotoğrafını çekmek" anlamına gelen "selfie" karşılık bulma çağrısına, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda öneri geldi. Son günlerde özellikle gençler arasında bir akım haline gelen "selfie" karşılık olarak kuruma gelen tavsiyeler arasında "Sosyapoz", "Başyapıt", "Bengil", "Beyani", "Cepimge", "Çekendi", "Çekerol", "Çekinti", "Çeklaçek", "Çektirim", "Çeksun", "Eday", "Ferdi", "Görsel Salım", "Seyfi" ve "Kendirme" gibi sözcükler bulunuyor. TDK Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "selfie" sözcüğü için TDK'nın facebook sayfasından, telefon ve mail yoluyla vatandaşların kendilerine ulaştığını söyledi. TDK'nın kurulduğu ilk yıllardan bu yana Türkçe'deki yabancı sözcüklerin karşılığının bulunması çalışmalarını yürüttüklerini belirten Kaçalin, "Hatta Osmanlı döneminde de bu konuya büyük önem veriliyormuş. Kurumumuzun kuruluş aşaması doğrultusunda biz de çalışmalarımızı Türkçe'nin varlığının korunması doğrultusunda yürütüyoruz" dedi. -TDK desteğin devamını bekliyor ılık bulma çağrısına, rş ka çe rk Tü e "y fie el "s ı ığ TDK'nın hafta başında yapt i geldi. Kuruma er ön a yıd sa k ço n da şın dı rt hem yurt içinden hem de yu , "Bengil", "Şipşakım", z" po ya os "S t", pı ya aş "B da gelen öneriler arasın dicik", "Eday", "Ferdi", en "K , k" çe la ek "Ç ", ol er ek "Doğaç", "Çekendi", "Ç zcükler bulunuyor sö bi gi e" rm di en "K ve i" ip "Görsel Salım", "Seyfi", "T Vatandaşlardan gelen sorular ve söz konusu sözcüğün kullanımının yaygınlaşmasıyla Türkçe karşılık arayışlarına başladıklarını bildiren Kaçalin, şöyle konuştu: "Karşılık aranan yabancı sözler, görüşleri alınmak üzere kurumumuz bünyesindeki Yazışma Topluluğu'na gönderiliyor. Yazışma Topluluğu'nda her meslek ve yaş grubundan yüzlerce kişi var. Hafta boyunca vatandaşlar bizlere buradan, sosyal medyadan, telefon ve mail aracılığıyla ulaşarak önerilerini sundu. Şu ana kadar 800'e yakın kişi önerisini iletti ve beş yüze yakın farklı öneri birikti. Sadece yurt içinden de gelmedi öneriler. Madrid'ten, Kazakistan'dan, İran'dan, Azerbaycan'- dan ve Kırgızistan'dan da öneriler aldık. Öneriler, görüşler alınmak üzere Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu'na gönderilecek, sonrasında 'selfie' sözcüğü için ilgili kurullarımız tarafından uygun bir karşılık belirlenecek." Halkın, Türkçe'nin korunması ve yabancı sözcüklerden arındırılması amacıyla gösterdiği duyarlılığın kendilerini çok mutlu ettiğini belirten Kaçalin, destek ve çabanın diğer yabancı sözcükler için de devam etmesini beklediklerini vurguladı. -Münhasî, nefsi, oben... "Selfie"nin Türkçe karşılığı için gönderilen öner- Nasreddin Hoca en büyük kültür elçisi! Balkan Araştırmaları Uzmanı ve Gediz Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Bayraktar, "Balkanlar'da Türk edebiyatının tasavvuftan halk edebiyatına kadar her türünde önemli eserler verilmiş, bu edebi anlayış bölgede kök salmış ve yerel halkların kültürüyle kaynaşmıştır. Mesela Bosna Hersek’teki Nasreddin Hoca fıkralarının büyük kısmı, Anadolu’daki Nasreddin Hoca fıkralarıyla paralellik göstermektedir. Bunun temel nedenlerinden biri, Bosna Hersek’in bir zamanlar Osmanlı toprağı olmasıdır." dedi. Ege Balkan Sosyal İktisadi ve Akademik İşbirliği Derneği (EBSİAD) tarafından düzenlenen "Balkanlar'ın Gülen ve Güldüren Yüzü Nasreddin Hoca" konulu programa katılan Bayraktar, Balkan ve Türk grupları arasındaki kültür alışverişinin ortak bir kültürün temelini oluşturduğunu, bölgede konuşulan Slav ve Türk dilleriyle alışverişe girmiş sayısız Türkçe kökenli kelime, çok sayıda atasözü, deyim ve fıkranın Balkan kültüründe yerini aldığını belirtti. Bunun en güzel örneklerinden biri Nasreddin Hoca olduğunun vurgulayarak, Anadolu’dan göç eden Türkmenlerle Balkanlar’a ulaşan Nasreddin Hoca fıkralarının yerel halk tarafından benimsendiğini ve kendi kültürlerine mal edilerek sahiplenildiğini belirtti. Bu dönemde gerek matbu gerekse el yazması eserlerle iki toplum arasında kültür etkileşimlerinin üst düzeyde olduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Bayraktar, "Bunun yanında fıkralar, coğrafyanın ve kültürün de etkisiyle az da olsa değişikliklere uğramışlardır. Bazen fıkralardaki yer isimleri değişmiş, bazen de var olan fıkraların bir benzeri ortaya çıkmıştır. Bu durum gayet normaldir. Bu, halk kültüründeki folklorizasyonun bir sonucudur. Boşnak halkı Nasreddin Hoca’yı benimsemiş ve ona Boşnak millî kahramanı diyecek kadar sahip çıkmıştır. Nasreddin Hoca fıkralarının Bosna Hersek’te yayılması ve bu fıkraların güncellenerek günümüze kadar gelmesi, farklı iki kültürün birbirini anlayıp karşılıklı iletişim kurmasında bir köprü vazifesi görmüştür. Nasreddin Hoca, Türk ve Boşnak halkları arasında bir kültür elçisi olmuş ve bu iki farklı kültüre mensup insanlar, Nasreddin Hoca’nın tebessümünde hayat bulmuştur. Nasreddin Hoca iki toplumda da güldüren, düşündüren, eğiten, sevdiren ve yol gösteren bilge olmuştur." diye konuştu. (CİHAN) ilerden bazıları ise şöyle: "Anfoto, başyapıt, bencik, bencileyin, bençek, bengil, benil, benim o, benimce, benimsem, benli, bensel, bensi, beyani, bireyselim, cepimge, çekat, çekçeki, çekendi, çekerol, çeki, çekiçek, çekilge, çekilim, çekimanım, çekimce, çekimim, çekimsel, çekinem, çekinti, çekintim, çeklaçek, çekön, çekpaylaş, çeksun, çektirim, doğaç, eday, e-foto, e-hatırat, eldenfoto, elimfoto, ferdi, ferdim, fotoben, fotobiz, fotoçekim, fotokendi, fotom, fotöz, görsel salım, göstermelik, gözfiye, gözgüçek, gözgül, gözgülük, haletiben, idey, işte ben, karşı pencere, kençek, kendeç, kenden, kendi çekimim, kendicem, kendicik, kendiçek, kendikem, kendil, kendimo, kendir, kendirme, kendöz, kenfo, kenka, kenkençek, kol çekim, mahdûd, mahdûdî, motoportre, münhasî, nefsi, oben, önünüçek, öz yapıt, özanlık, özben, özbeti, özbiçem, özceçekim, özcül, özçekim, özçekmek, özge, özgörünüm, özgüm, özgün, özgünî, özimge, öznel, özüçekim, özül, özüm, özünçek, özünü, resmiyem, salım, selfi, seyfi, sima, sinep, sosyapoz, şahsi, şahsim, şipşakım, tekbakış, tipi, yakınçeki, yüzçekim, yüzkare, yüzyüze, zat-ı kadraj, zatim." (AA) Şairimiz şiirimiz 'En eski zanaatı' yeniden yorumladılar 25 keçe sanatçısının keçeyi yeniden yorumlayarak geçmiş ile gelecek arasında bir yerde buluşturduğu, "Zanaattan Sanata Keçe" adlı sergi 20 Nisan'a kadar ziyaretçilerini bekliyor. 5. Alaçatı Ot Festivali kapsamında "Zanaattan Sanata Keçe" adlı sergiyi, CHP Parti Meclisi Üyesi Saniye Nazik Işık ve CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Nazan Çetin ile Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç birlikte açtı. Sergide; Anadolu'nun en eski tekstil zanaatı olan keçe, 25 sanatçının modern yorumlarıyla tekrar hayat bulurken; alışılmış örneklerinin dışında yer yaygısı, duvar işlemesi, heykel ve aksesuar formunda sergi ziyaretçilerinin karşısına çıkıyor. Art Textiles in Alaçatı'da Alaçatı Ot Festivali kapsamında sanatsal aktivitelere ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Başkan Dalgıç, Ot Festivali ile birlikte açılan bazı sergilerin, festival bitiminde de devam ettiğini belirtti. (HABER MERKEZİ) Sabit İnce HASİYET RUSTAM Hasiyet Rustam 1971 yılında Özbekistan da doğdu. O Özbekistan Milli Universitesi mezunudur. Şairenin “Gökteki ev”(1996), “Kurtuluş”(2003), “Rida”(2004), “Duvar”(2006) ve “Ağustos” adlı kitapları yayınlanmış. Onun şiirleri dünyanın çeşitli dillerine çevrilmiştir. ingilizce, ispanyolca, almanca, rusca, türkçe azerice ve kazakça dillerine tercüme edilmiştir. 2004 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı İ.A.Kerimov tarafından “Şöhret” madalyası ile ödüllendirilmiştir. Dünya Bir noktayım. Küçük bir nokta. Nerden beni almışsın yığıp? Şöyle büyük halinde hatta – Yaşıyorsun gözüme sığıp. Belki, perva etmezsin bana, Ah çekmezsin ağlayışımdan. Bil, ne kadar büyük olsan da, Küçücüksün göz bebeğimden. Bakarsam kamaşır bu iki gözüm, Karanlık içinde ay parlar görkem. Kendimi ne kadar aklasam da ben, Bir türlü simsiyah görünür gölgem. **** Yemyeşil güllerden umutlu kabrim, Dağ gibi yükselir yücelık için ... Onda yok asla babamın sabrı – Annemin dayancı bende yok niçin? Kime benziyorum ? Yok buna deva – Gelmişim karanlık ile yan yana. Allah’ım neden ben suçlu olsam da – Özür dilemek hiç gitmez hoşuma Şener Şen'in mezun olduğu okulda kurulan müze ilgi görüyor Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde, sanatçı Şen'in de mezun olduğu Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesinde kurulan Nostaljik Eğitim Malzemeleri Müzesi, ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. Müdür yardımcısı Demircan: "O dönemde, akıllı tahta ve projeksiyonun yerine film makineleri kullanılıyordu" dedi Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde, sanatçı Şener Şen'in de mezun olduğu Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesinde kurulan Nostaljik Eğitim Malzemeleri Müzesi, ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. Kepirtepe Köy Enstitüsü olarak 1940'ta kurulan ve bugün Anadolu Öğretmen Lisesi olarak hizmet veren okulda, 12 yıl önce öğretmen ve öğrenciler tarafından müze kuruldu.Müzede, eğitimde kullanılan 74 yıllık 200 eğitim materyali ile yaklaşık bin fotoğraf sergileniyor. Müzeyi ziyaret edenler, yıllar önce kullanılan eğitim araçlarının görme imkanı buluyor. Müzede, müdür koltuğundan dikiş ve film makinesi ile müzik aletlerine kadar pek çok araç ve gereç yer alıyor. Anadolu Öğretmen Lisesi Müdür Yardımcısı Mehmet Demircan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kepirtepe Köy Enstitüsünün ilk binasının, okul öğrencileri ve usta öğreticiler tarafından iki yılda yapıldığını söyledi. Okul yapılırken Prof. Dr. Emin Halid Onat'ın projesinin kullanıldığını belirten Demircan, şöyle konuştu: "Okul ilk mezunlarını 1943'te verdi. 1954'e kadar oku- lun 7 bine yakın mezunu oldu. Köy enstitülerinin kapatılmasıyla, Kepirtepe İlköğretmen Okuluna dönüştürülen okul, 1974'e kadar, köy okullarından mezun olan öğrencileri öğretmen olarak yetiştirmeye devam etti. 1974'te öğretmen yetiştirmenin yüksek öğretime devredilmesiyle, okul öğretmen lisesine dönüştürüldü ve 1990 yılında ise Anadolu lisesi oldu." - "Eğitimde film makinesi kullanılıyordu" Demircan, yıllarca eğitim veren okuldaki tarihi eşyalar için müze oluşturma fikrinin, okulun biyoloji öğretmeni Handan Balcı ve okulun müze kulübü öğrencileri tarafından ortaya atıldığını söyledi. Müzede, dönemin köy enstitüsünde kullanılan 200'e yakın eğitim eşyası ve bine yakın fotoğrafın sergilendiğini belirten Demircan, şöyle devam etti: "Bunlar içinde 1940 yılında okulun müdürünün oturduğu koltuk, kız öğrencilerin öğretmenlik dışında gittikleri yerlerde köyün genç kızlarına biçki-dikiş öğretmek için kullandığı dikiş makinesi, erkek öğrencilerin, demir, çatı ve inşaat ustalığı eğitiminde kullandığı malzemeler ile mandolin, saz ve saksafon gibi müzik aletleri var. O dönemde, akıllı tahta ve projeksiyonun yerine film makineleri kullanılıyordu. O da müzemizde yer alıyor." Demircan, 74 yıllık eğitim kurumunda, birçok ünlünün yetiştiğini söyledi. Trakya'nın birçok yerinde okul mezunlarının olduğunu dile getiren Demircan, şunları kaydetti: "Tabii bunlar içinde ülkemize büyük katkı vermiş kişiler de var. Bunlar arasında sanatçı Şener Şen, Eyvah Eyvah filminin yönetmeni Hakan Algün, AK Parti Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir, şair Mehmet Başaran gibi önemli isimler var. Diğer taraftan ünlü ozanımız Aşık Veysel de okulumuza gelerek öğrencilerimize ders vermiştir." (AA) Yıl: 3 . Sayı: 889 . 17 Nisan 2014 Perşembe İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA 05326601776 [email protected] İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 17 17Nisan Şubat2014 2013Perşembe Perşembe Yargıtaydan "mobbing" kriterleri Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, işyerinde bir başka personelin yapması gereken işler sık sık kendisine verilen, yerine başkası görevlendirilen, cumartesi günleri mesai yaptırılan ve aynı pozisyondaki diğer çalışanlara anahtar ve şifreler verildiği halde kendisine verilmeyen bankacının işyerinde mobbbinge maruz kaldığına karar verdi. Daire, bankacının şikayetlerini mobbing olarak kabul etmeyen yerel mahkeme kararını bozdu İzmir'de 1994-2010 yıllara arasında çalıştığı banka tarafından iş akdi fesh edilen bankacı, iş akdinin haksız yere fesh edildiğini, işe iade davasının kabul edildiğini ve temyiz aşamasında olduğunu, fazla mesai alacaklarının ödenmediğini ve işyerinde mobinge maruz kaldığını belirterek, manevi tazminat ve fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesi istemiyle dava açtı. Davalı bankanın avukatı ise davacının ücretine fazla mesainin dahil olduğunu, personelle sık sık tartıştığını, iki defa yazılı uyarı aldığını, çalıştığı şubede verimli olmaması nedeniyle şubesinin değiştirildiğini ve bu nedenle iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istedi. İzmir 10. İş Mahkemesi, dosyada bulunan davacı ve davalı tanık anlatımları ile mevcut diğer delillerin birlikte değerlendirilmesinden davacıya sistematik ve sürekli psikolojik baskı uygulandığını gösterir kuvvetli deliller bulunmadığı, kişilik hakları ve sağlığınınn sistematik ve ağır bir saldırıya uğradığı yönünün kuşkudan uzak delillerle yeterince ortaya konulmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verdi. Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 22. Hukuk Dairesine geldi. Bozma gerekçesi Daire, yerel mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozdu. Dairenin kararında, banka çalışanlarından Ş.Ü'nün davacıya sinirli tavırlar gösterip elinde bulunan kağıtları ve zarfı davacının masasına ve üzerine fırlattığı, bir süre sonra söz konusu belgeleri geri alıp sinirli tavırlar sergiledikten sonra tekrar masaya fırlattığı, davacının yere düşen belgeleri topladığının anlaşıldığı belirtildi. Davacının bireysel pazarlama yetkilisi olarak çalıştığı sırada cari hesaplar yetkilisi G.B'nin davacının yerine görevlendirildiği, davacının bu görev değişikliği nedeniyle mağdur olduğu düşüncesine kapıldığı ve hastalandığı da ifade edilen kararda, davacının bankacılık işlemleri konusunda kurallara uygun hareket etmek istediği, bu nedenle amirleri ile sorunlar yaşadığı, uyarı, itham ve kırıcı üsluplarla baskılara maruz kaldığı, banka müdürü tarafından sorun çıkaran, uyumsuz, sevilmeyen ve kavgacı biri olarak suçlandığı kaydedildi. Kararda, süreç içinde davacıya yönelik bu ve benzeri olumsuz davranışların tekrarlandığı, bir başka personelin yapması gereken işlerin sık sık davacıya verildiği, banka müdürü tarafından cumartesi günleri mesai yaptırıldığı, işyerinde düzenli bir çalışma şeklinin olmadığı, davacıyla aynı pozisyonda olan diğer çalışanlara anahtar ve şifreler verildiği halde davacıya verilmediğinin anlaşıldığı ifade edildi. Davacının stresli çalışma ortamında bulunmanın da etkisiyle sindirim sistemi rahatsızlığı çektiği kaydedilen kararda, banka şubesinin yapılan iç denetimde düşük performans gösterdiğinin belirlendiği anlatıldı. Davacının işyeri içindeki diğer çalışanlardan soyutlandığı, son dört ay içinde yirmişer günlük sağlık raporları aldığı, son bir yıl içinde peş peşe disiplin soruşturmaları geçirerek kendisinden savunmalar istendiği belirtilen kararda, şube içi elektronik posta ile yapılan yazışmalarda "densiz" denilmek suretiyle hakarete maruz kaldığı, yapılan yazışmalarda nezaket sınırlarının aşıldığı, davacının yaşamış olduğu olumsuzlukları işyerindeki amirine ilettiği halde sorunlara çözüm getirilmediği ve kendisinde kusur bulunduğu- Yine tekne faciası: 6 ölü 5 yaralı Tavşan adası yakınlarında teknenin batması sonucu kaybolduğu bildirilen kaçakları arama çalışmaları 1 uçak, 2 helikopter ve 2 botun katılımıyla sürdürülüyor. Çalışmalar sonucu kurtarılanların sayısı 5'e yükseldi, 5 kişinin de cesedine ulaşıldı. Menderes ilçesi Özdere beldesi açıkları Tavşan adası yakınlarında batan tekneden kurtarılanların sayısı 5'e yükseldi, 5 kişinin de cesedine ulaşıldı. Özdere ile Gümüldür beldeleri açıklarındaki Tavşan adası yakınlarında teknenin battığı bölgede Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı 2 helikopter, 5 bot ve 1 uçak arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor. Ekiplerin çalışmaları sonucu yaralı olarak kurtarılanların sayısı 5'e yükseldi, denizde 5 kişinin de cesedine ulaşıldı. Yaralılardan biri Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı'na bağlı helikopterle Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılırken, 2'si 112 ambulans helikopterle Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, biri ise karayoluyla Seferihisar Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Sağlık durumu iyi olan bir kazazedenin de beldede sağlık kontrolünden geçirildiği bildirildi. (AA) Ağabeyi ile aynı kaderi yaşadı, 5 yıl sonra aynı yerde boğuldu Sakarya'nın Hendek ilçesinde arkadaşıyla dereye balık tutmaya giden 11 yaşındaki çocuk, şelalenin altındaki küçük gölete düşerek boğuldu. Ölen çocuğun ağabeyinin de 5 yıl önce aynı yerde boğularak ölmesi ailesini yıktı. Erkek çocuklarını 5 yıl arayla kaybeden ailenin 2 kız çocukları kaldı. Yeniyayla köyünde yaşayan Ali ve Ruhal Der çiftinin çocukları 11 yaşındaki Hüseyin, dün öğleden sonra okul çıkışı arkadaşlarıyla top oynadıktan sonra bir arkadaşını da yanına alarak Turnalık Deresi'ne balık tutmaya gitti. Evlerinden yaklaşık 500 metre uzakta bulunan dereye gelen Hüseyin, ayağının kayması sonucu şelalenin altında oluşan 2,5 metre derinliğindeki küçük gölete düştü. Yanındaki arkadaşı kurtarma çabası yetmeyince koşarak köye gidip ailesine haber verdi. Bunun üzerine küçük çocuğun ailesi ve köylüler, deredeki göletin yanına geldi. Bu arada 112 Acil aranarak yardım istendi. Suya gömülen çocuk sopa yardımıyla sudan çıkartıldı. Olay yerine gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Hüseyin Der'in öldüğü anlaşıldı. Çocuğun cenazesi Hendek Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Savcının yaptığı incelemenin ardından cenaze otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Öte yandan ölen çocuğun ağabeyi Sezer'in de 10 yaşındayken 2009 yılında aynı gölette yüzmek isterken boğularak öldüğü ortaya çıktı. Sezer'in ölümünden sonra köylülerin gölete taşlar koyarak derinliğini azalttıkları öğrenildi. Ancak buna rağmen derinliğin 2,5 metreyi bulan gölette Hüseyin de can verdi. 5 yıl arayla 2 oğullarını aynı gölette kaybeden Der ailesi yıkıldı. Köydeki evde taziyeleri kabul eden baba Ali Der, güçlükle ayakta durabildi. Olay olduğu sırada işte olduğunu söyleyen Der, "İki oğlum da aynı yerde aynı ateşi paylaştı. Acımız büyük." dedi. Der ailesinin hayatta 2 kız çocukları kaldı. Kurtuluş Ortaokulu 5. sınıf öğrencisi olan Hüseyin Der'in öğretmenleri ve sınıf arkadaşları da acı haberle yasa boğuldu. Arkadaşları sırasını çiçeklerle donatarak 'Seni özleyeceğiz Hüseyin' yazılı kağıt bıraktı. Hüseyin Der'in cenazesi köyünde toprağa verilecek. (CİHAN) nun belirlendiği kaydedildi. Kararda "Davacının, yaşanan olumsuzluklar sonunda anksiyete bozukluğu çektiği ve sağlık sorunlarıyla uğraştığı, bir yıllık maaş artışının yalnızca 1,96 olarak öngörüldüğü, davacının işyerinde yaşadıklarını 'olaylar' başlığı altında kaleme aldığı, söz konusu yazıda tutarlılık, samimiyet ve iddia edilen hususlarla bir bütünlük görüldüğü, bu hususların 'mobbing' teşkil ettiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır" ifadesine yer verildi. Mobbingin varlığının kanıtı Mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu vurgulanan kararda, şu tespitler yapıldı: "Ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmaz, davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesi yeterlidir, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfeti davalıya düşmektedir. Tüm bu değerlendirmelerle tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller değerlendirildiğinde mobbing iddiasının yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." (AA) TIBBİ MALZEME VE KİT SATIN ALINACAKTIR UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI EGE ÜNİVERSİTESİ MUHTELİF 17 KALEM TIBBİ MALZEME VE KİT alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/39892 1- İdarenin a) Adresi : ANKARA CAD. 35100 BORNOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 02323435274 - 02323730083 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ görülebileceği internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : MUHTELİF 17 KALEM TIBBİ MALZEME VE KİT ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Taşınır Kayıt Kontrol Birimi Bornova-İZMİR c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren işe başlanacak ve 15 gün içinde sipariş miktarı teslim edilmek kaydıyla malzemenin tamamı 30.06.2015 tarihine kadar peyderpey teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü (İhale Salonu) Bornova-İZMİR b) Tarihi ve saati : 09.05.2014 - 11:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.3.2. 4.3.2.1. Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler: a)Teklif edilen ürün, T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası'na (TITUBB) kayıtlı ve T.C.Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olmalıdır. b) Malzemeyi teklif eden firma; üretici, ithalatçı veya bayi olarak TITUBB da kayıtlı olmalı ve kayıtlı olduğuna dair belgeyi ibraz etmelidir. 4.3.3. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: a) İstekliler; 1., 2., 3., 4., 7. Gruplar için talep edilen ürünlere ilişkin numunelerini, 5.Grup için talep edilen ürünlere ilişkin numunelerini, ve/veya kataloglarını, 6.Gruptaki 1. ve 2. kalemler için talep edilen ürünlerden herhangi biri için en az 1 (bir) adet ürün numunesini ve tüm ölçülerin belirtildiği ürünü tanıtan broşür/kataloglarını, 6.Gruptaki 3. kalem için talep edilen ölçülerden herhangi biri için en az 1 (bir) adet ürün numunesini ve tüm ölçülerin belirtildiği ürünü tanıtan broşür/kataloglarını, 8.Grup için talep edilen ürünlere ilişkin numunelerini veya orijinal katalog ve/veya broşürlerini, İhale Komisyonunca incelenmek üzere, ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. b) İstekliler, tekliflerini elektronik ortamda www.titubb.org adresinden (İhale Bildirim Yazılımı) hazırlayarak (cd,dısc,usb vb) idareye sunacaklardır.Ayrıca, elektronik ortamda sunacakları teklif cd"sinin bilgisayar çıktısını da alarak teklifleriyle birlikte sunacaklardır. 6. Grubun 3. kalemi için hazırlanan Cd 'de teknik şartnamede belirtilen tip ve ölçülere göre onaylı barkod numaraları belirtilecektir. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. 1., 2., 3., 4. ve 6. Gruplar için Kamu veya Özel Sektörlere muhtelif tıbbi malzeme satışı; 5., 7. ve 8. Gruplar için Kamu veya Özel Sektörlere muhtelif kit satışı işi benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZ YİRMİ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de Sondakika 17/4 Basın: 4592 Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği ile Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), tekstile değer katacak bir işbirliğine imza attı. İki kurumun ortaklığında kurulacak Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi, sektörde katma değeri 300-400 kata kadar çıkan teknik tekstil alanında araştırmalar yapacak ,.!! ! XC[FK@YVUXEXVY[TZQZW AYT[BLT[SYTVXT[@Y[TLWNPNHN[SYTMSXU[KWKV= UYWXVXV[ZW=FY[BZURCOZUZWRV[PZARUZHZER OYWTYIG[7IOXW1X[X?WZHZSSZ[KMS[VLTSZUZWZ SZCRPZHZTD[3ZEUZPZHZER[JXUFX[SYTVLUL'XMXPUY QY[JN[ZUZVQZ[OYWTYI[PZAZHZTD -WZCSRWRUZHZTUZW[ZWZMRVQZG[FWZOR[6:: QLUZWR[FYBYV[SRJJX[SYTMSXU[KWKVUYWX[QY[PYW ZUZHZTD[,+.[;RVZISYAY[$ZOAKMK1VQY[TN= WNUZHZT[OYWTYIXV[JKSBYMX[4[OXUPLV[UXWZ[L= UZHZTG[JNVNV[PKIQY[&41X[7IOXW[$ZUTRVOZ -'ZVMR[7$-1VQZV[MZEUZVZHZTD +FY[;YTMSXU[@Y[ZOOZQQYUYWX 7?WZHZSBRUZWR[9XWUXEX[/<VYSXO[$NWNUN 9ZCTZVR[3ZJWX[.VUKSKWTG[,+.[(YTS<W /ZWQROHRMR[%WL>D[,WD[0NWZS[IF<WYVG[;YT= MSXU[0K?YVQXMUXEX[9<UKO[9ZCTZVR[%WL>D ,WD[3Y@XU[/YCXUARVZW[XUY[,+.[.VX@YWMXSY 3ZVZPX[PFNUZOZ[@Y[-WZCSRWOZ[0YWTYIX 0KQKWK[%WL>D[,WD[-JQNWWZ?OZV[9ZPWZOG OYWTYIXV[TNWNUNC[MKWYHXVX[ZVUZSOZT ZOZHRPUZ[+FY[7?WZHZSBR[9XWUXTUYWX1VQY[JXW JZMRV[SLAUZVSRMR[QKIYVUYQXD[ 9NWZQZ[TLVNCZV[.VUKSKWTG[TNWNUZHZT OYWTYIQY[JZCSZ[TLWNPNHNUZW[LUOZT[KIYWY SYTVXT[SYTMSXU[ZUZVRVQZ[ZW=FY[BZURCOZUZWR PZARUZHZERVRG[JN[MZPYQY[+FY[9<UFYMX1VXV SYTVXT[SYTMSXU[X?WZHZSRVQZ[MRBWZOZ PZAZHZERVR[TZPQYSSXD[9<UFYQYTX[>XWOZUZWRV WYTZJYS[FKHKVK[@Y[X?WZHZSUZWRVR[ZWSSRWOZT XBXV[FYWYTUX[TZPVZTUZWR[MZEUZOZT[@Y ZUSPZARPR[LUNCSNWOZT[XBXV[BZURCSRTUZWRVR[X= >ZQY[YQYWYTG[!;KWTXPY1VXV[X?WZHZSSZ[LWSZUZ= OZ[TXULFWZO[>XPZSR[5G4[QLUZW[MY@XPYMXVQYD ;YTMSXU[X?WZHZSRVQZ[JN[>XPZS[5:=54[QLUZWZ BRTRPLWG[TLV>YTMXPLV[KWKVUYWXVQY[6:=64 QLUZWR[JNUNPLWD[;YTVXT[SYTMSXUQY[XMY[JN WZTZO[):[XUY[4:[QLUZW[ZWZMRVQZ[QYEXCXPLWG PZVX[TZSOZ[QYEYWX[XTX[KB[TZSRVZ[TZQZW BRTZWOZT[OKOTKVD[;RJJX[SYTVXT[SYTMSXUQY XMY[JN[LWZV[)::=*::[TZSZ[BRTRPLWG[PZVX QZOZW[QLTNMNVN[SZT@XPY[YQYV[SYTMSXU OZUIYOYMXVXV[5[FWZOR[JXUY[TUZMXT[SYTMSXU KWKVKVY[F<WY[)::=*::[TZS[QZ?Z[AZ?ZURD 9<PUYMX[TZSOZ[QYEYWUX[KWKVUYWG ;KWTXPY1VXV[@Y[J<UFYOXIXV[FYUXCOYMXVY[QY TZSTR[MZEUZPZHZTD [QYQXD ,-.,/+%,-('/.,#*+-"/'/. ,/+./*+/ .()$)+ ;KWTXPY1VXV[JNFKV[PZTUZCRT[6[OXUPZW QLUZWURT[SYTVXT[SYTMSXU[X?WZHZSR JNUNVQNENVN[TZPQYQYV[9XWUXT[9ZCTZVR .VUKSKWTG[C<PUY[QY@ZO[YSSX#[!3LV[5:[PRUQZ SYTVXT[SYTMSXUUYWXV[KUTYOXI[SYTMSXU[@Y[TLV= >YTMXPLV[X?WZHZSRVQZTX[AZPR[PZTUZCRT[XTX TZSRVZ[BRTSR[@Y[PKIQY[641UXT[AZPZ[NUZCSR >ZTZS[?U[QKVPZ[AZIZWRVQZ[PKIQY[5 HX@ZWRVQZ[AZPRORI[@ZWD[9N[OYWTYIG[JZCSZ TLWNPNHN[SYTVXT[SYTMSXUUYW[LUOZT[KIYWY SRJJX[SYTVXT[SYTMSXUUYW[ZUZVRVQZ[QZ[?XIOYS @YWYHYTG[;KWTXPY1QYTX[SYT[OYWTYI[LUZ= HZTD /(/$/+.,/+&-+ ,/+%,-('/ 3YTS<WKV[MLV[PRUUZWQZ[SYTVXT[SYTMSXUY QLEWN[JXW[Q<VKCKO[MKWYHX[FYBXWQXEXVY QXTTZS[BYTYV[3ZJWX[.VUKSKWTG[!;YTVXT[SYT= MSXUUYWXV[QKVPZ[SYTMSXU[@Y[?ZIRW[FXPXO[KWYSX= OXVQYTX[AZPR[PKIQY[64D[;YTVXT[SYTMSXUUYWXV TNUUZVRO[ZUZVUZWR[XSXJZWXPUY[JXWBLT[MZVZPX QZURVR[XBYWOYMXG[JN[LWZVRV[QZ?Z[QZ ZWSZHZER[SZ?OXVUYWXVX[TN@@YSUYVQXWXPLWD[9N ZUZVQZ[KUTYOXIXV[@YWXUYWXVY[JZTSRERORIQZG KWYSXO[@Y[X?WZHZSSZ[VYS[JXW[ZWSRC[SWYVQX F<WKPLWNI[ZVHZT[JN[ZWSRCR[QZ?Z[QZ[X@OY= UYVQXWOYT[@Y[MKWQKWKUYJXUXW[TRUOZT[ZQRVZ SYTVLUL'X[@Y[ZW=FY[ZUSPZARORIR FKBUYVQXWOYOXI[FYWYTXPLWD [CYTUXVQY TLVNCSND %)&)"-.-(/.#&-/*%-,/"/&,/*/./'/$/+ (YTS<W[/ZWQROHRMR[IF<WYV[XMY ;KWTXPY1VXV[XUT[MZEURT[SYTVLAZWTRVR ZBSRTUZWRVR[JYUXWSYWYTG[CNVUZWR[TZPQYSSX#[!7U= FXOXIX[BYTYV[XTXVHX[SYOZSXT[TLVN[XMY SYTVXT[SYTMSXU[LUQND[9XWUXEXV[JXIY[SYTUX>SY JNUNVOZMRVR[OYOVNVXPYSUY[TZJNU[YSSXTD .VX@YWMXSYUYW[JNFKVY[TZQZW[PYSYWUX[?RIQZ MZVZPXPX[QYMSYTUYPYOYQX[ZOZ[JNFKV KVX@YWMXSYUYWXV[SYTVLAZWTUZW[LUNCSNWOZMRG MZVZPXPUY[XCJXWUXEXVX[ZWSRWQRD[9<UFYOXIQY PZAZHZERORI[QLEWN[Q<VKCKOUY[JN[TYVSG JXW[HZIXJY[OYWTYIX[?ZUXVY[FYUYJXUXWD %WL>D[,WD[/YCXUARVZW[QZ[SYTVXT[SYTMSXU OYWTYIXVXV[MZVZPX[XUY[ZTZQYOX[MKWYBUYWXVX YVSYFWY[YQYHYEXVXG[JN[JZEUZOQZ[;KWTXPY XBXV[LUQNTBZ[JKPKT[JXW[FYWYTUXUXT LUQNENVN[M<PUYQXD ,/+&-+.,/+%,-( ;YTVXT[SYTMSXUUYWG[YMSYSXT[@YPZ[QYTLWZSX> <IYUUXTUYWXVQYV[IXPZQY[MZ?XA[LUQNTUZWR SYTVXT[@Y[AYW>LWOZVM[<IYUUXTUYWX[XBXV[XOZU YQXUYV[OZSYWPZUUYW[@Y[KWKVUYWXQXWD[;YTVXT SYTMSXUUYW[56[MRVR>Z[ZPWRUOZTSZQRW#[;ZWROG JXVZ[@Y[XVCZZSG[FXPXOG['YLSYTMSXUUYWG[Y@G YVQKMSWXPYUG[?X'PYV[@Y[SRJJXG[SZCROZHRURTG ZOJZUZ'G[TLWNPNHN[FXPMXUYWG[MALW[@Y[JLC IZOZV[SYTMSXUUYWXG[YTLUL'X[@Y[BY@WY[SYTVXT SYTMSXUUYWXD[$-)& $'%&)) $')(##"(")&$'!' '$)%#!)!($()&'$')( '!)''")$'%&%' &$ ')&&") $' )(%##)%&)()%(#" ($ ($())'!%"()%(!( #)&&")&"& ')'%'&$) (!))%#!()()%("## "YBYV[PRUTX[TZQZW[LUOZMZ[QZ[-VSZUPZUR[SNWXIOHXUYWXV PKIQY[48Y[PZTRV[ZWSRC[SZ?OXVX[@ZWD[9YTUYVSXUYWXV[LUNOUN MYPWYSSXEX[JXW[Q<VYOQYG[;KWTXPY8VXV[(NMPZ8QZTX YV[JKPKT[SNW[LAYWZS<WKVQYV[8FXIUX[SY?UXTY8 NPZWRMR[FYUQXD[;ZSXUXVX[;KWTXPY8QY[FYBXWYV SNWXMSUYWXVG[FYHYUYOY[MZPRUZWRVR QKCKWQKEKVY[QXTTZS[BYTYV[;YISNW[P<= VYSXHXUYWXG[JXW[FYHYUXT[ZIZUOZVRV[JXUY LSYUUYW[@Y[ZHYVSYUYW[XBXV[PKI[OXUPLV= UZWHZ[QLUZWURT[TZPRA[ZVUZORVZ FYUYHYEXVY[QXTTZS[BYTSXD[ ;YISNW8NV[KMS[P<VYSXHXUYWX[SNWXIO MYILVNVNV[JZCUZOZMRPUZ[JXWUXTSY[JXW QYEYWUYVQXWOY[SLAUZVSRMR[QKIYVUYQXD ;YISNW8NV[-VSZUPZ8QZTX[OYWTYI[L>XMXVQY FYWBYTUYCYV[SLAUZVSRPZ[>XWOZVRV[FYVYU OKQKW[PZWQROHRUZWR[3YP>X[7OZOLEUNG[Y@YVS 0NSUNG[YW?ZV[/RUOZIG[/NMN>[ISKWT[XUY[JXWUXTSY 7B[%ZIZW[0KQKWK[+V@YW[0NWZQ[@Y[$LVSWZS[0KQKWK[ZSLC /KWKW[TZSRUQRD[[;YISNW8NV[6[KUTYQY[>ZZUXPYS[F<MSYWQXEXVXG SKO[QKVPZQZ[:[L>XMX[JNUNVQNENVN[X>ZQY[YQYV[3YP>X 7OZOLEUNG[BZURCZV[MZPRMRVRV[4[JXV[LUQNENVNG[FYBYV[PRU[6 OXUPLVQZV[>ZIUZ[XVMZVR[MYPZ?ZS[YSSXWQXTUYWXVX[ZVUZSSRD 9NVNV[TZWCRURERVQZ[QZ[6[OXUPZW[QLUZW[HXWL[YUQY[YSSXTUYWXVX M<PUYPYV[7OZOLEUNG[6:5*[?YQY>UYWXVXV[XMY[FYBYV[PRUTX WZTZOUZWR[PZTZUZOZT[LUQNENVN[X>ZQY[YSSXD[;KWTXPY8PY[FY= UYV[SNWXMS[MZPRMRVQZ[PRUUZWZ[F<WY[ZWSRC[LUOZMRVZ[TZWCRVG[8FX= IUX[SY?UXTY8[NPZWRMRVQZ[JNUNVZV[3YP>X[7OZOLEUNG[JNVNV MYJYJXVXV[FYHYUYOYUYWXV[QKCOYMX[LUQNENVN[M<PUYQXD 2"YVYU[LUZWZT[FYHYUYOY[TLVNMNVQZ[JXW[MRTRVSR[PZCZVRPLWD 9YV[JNVQZV[YOXVXOD2[QXPYV[7OZOLEUNG[JN[QNWNON Q<@XI[TNWUZWRVQZTX[?ZWYTYSUXUXEY[@Y[LSYU[>XPZSUZWRVRV[QLUZW KIYWXVQYV[?YMZAUZVOZMRVZ[JZEUZQRD["YBOXC[MYVYUYWQY[5: FYHY[LUZWZT[?YMZAUZQRTUZWR[OKCSYWXUYWXVXV[TLV= ZTUZOZ[MKWYUYWXVXVG[FYBYV[PRU[PZASRTUZWR BZURCOZQZ[G6[LUZWZT[BRTSRERVR[ZVUZSZV 3YP>X[7OZOLEUNG[29XW[FYHY[YTMXT[FY= SXWMYT[5[OXUPLV[TXCX[FYHYUYOY[PZ= AZW[TX[L[QZ[?YWTYM[XBXV[HXQQXG JKPKTG[LSYU[@Y[ZHYVSY[XBXV[FYUXW TZPJRQRWD2[QYQXD[ 9XW[SNWXMSXV[FKVUKT[TLVZTUZ= OZ[KHWYSXVX[LWSZUZOZ[&:[QLUZW[T= ZJNU[YQYWYT[JXW[?YMZAUZOZ[PZAZV 3YP>XLEUNG[25[OXUPLVQZ[&:[OXUP= LV[QLUZW[PZAZWD[5:[OXUPLVQZ[&:: OXUPLV[QLUZW[PZAZWG[JXW[FYHY[TLVZTUZ= OZQZTX[TZPRAD2[QXPY[TLVNCSND ;KWTXPY8PY[FYUYV[SNWXMS[MZPRMR[ZWSOZMRVZ WZEOYVG[LSYU[@Y[PZSZT[TZAZMXSYMX[QY[PKTMYUQXEX[XBXV TLVZTUZOZ[SYMXMUYWXVXV[QLUOZQRERVRV[ZUSRVR[BXIYV 7OZOLEUNG[(NJUY8VXV[QLUZW[TZWCRMRVQZTX[5[ANZVURT[QYEYW TZPJRVRV[JXUY[HXQQX[LUZJXUYHYEXVY[QXTTZS[BYTYWYTG[MRTRVSRPR QZ?Z[ZVUZCRURW[?ZUY[FYSXWOYT[XBXV[CN[<WVYEX[@YWQX# 27VMZVUZWRV[TZIZVQRER[AZWZUZW[MZJXSD[,LUZWZ[@NWQNENVNI IZOZV[FYUXWUYWXVQY[HXQQX[JXW[TZPRA[LUNPLWD[9XV[QLUZWZ[SZSXU XBXV[):[JXV[(NJUY[<QYWTYV[)*[JXV[(NJUY[<QKPLWD[*[JXV LUOZPRVHZ[89XV[QLUZWURTG[JXW[?Z>SZURT[SZSXU[ZUZPRO8[QXPLWD2[ '-/*.-*.,/(-+/.- /(/* 3YP>X[7OZOLEUNG[;KWTXPY[SNWXIOX[XBXV[WXMT[LUNCSNWZV JXW[QXEYW[TLVNPN[XMY[CN[M<IUYWUY[X>ZQY[YSSX#[2"YBYV[PRU[/N= VZVXMSZV[@Y[7MAZVPZ8QZ[PZCZVZV[YTLVLOXT[TWXIUYWQYV MLVWZ[(NMUZWZ[TZAZUR[LUZV[-9[KUTYUYWX[@XIY[TLUZPURER MZEUZPZWZTG[HXQQX[ZVUZOQZ[L[KUTYUYWQYTX[AZ[MZPRMRVR ZWSRWQRD[9NVNV[QZ[QY@ZO[YQYHYEXVY[XVZVRPLWNOD[9XIXO XBXV[YV[JKPKT[SY?UXTYG[WZTXA[KUTYUYWXV[JXIXO[BLT[<VYO @YWQXEXOXI[AZIZWUZWQZ[TYVQX[XBUYWXVQY[JXW[XCJXWUXEX[PZARAG JXIY[FYUYHYT[LUZV[TRMORV[TYVQX[SZWZ>RVZ[BYTXUOYMXD[XIY MLWNVN[MR>RW[LUQNEN[IZOZV[JN[MZPR[JXW[87SZUPZ8PZ[FXSMYO8 QYQXEX[IZOZV[JXIXO[ZBRORIQZV[JKPKT[TZPRASRWD2[ %#*/(/*.-.) )*').').'##"* ;YISNWG[6:558QYV[JYWX[XB[AZIZWQZ[QZ[>ZZUXPYS[F<MSYWXPLWD 7UT[MYVY[*:[JXV[PLUHN[XUY[JZCUZPZV[MZSRC[FWZ>XEXG[?YW[PRU PKIQY[6:[ZWSZWZT[6:5)8SY[4[JXVY[NUZCSRD[XWOZVRV[6:5* ?YQY>X[XMY[XB[AZIZWQZ[&4[JXV[WZTZORVZ[NUZCOZTD[9N[JXUFX= UYWX[@YWYV[;YISNW[7B[%ZIZW[0KQKW[+V@YW[0NWZQG[TLVZTUZ= OZ[MKWYUYWXVXV[QKCOYMXVXV[XB[AZIZWQZ[QZ[PZCZQRTUZWR[JXW MRTRVSR[LUQNENVN[QXUY[FYSXWYWYTG[27B[AZIZWQZTX[TLVZTUZOZ MKWYUYWX[BLT[TRMZD[WSZUZOZMR[?YW[PRU[QKCKPLWD[)G&48UYWQYV )G648UYWYG[?YW[PRU[TLVZTUZOZ[MKWYUYWX[QKCKPLWD[SYU >XPZSUZWR[Q<@XIY[YVQYTMUX[JYUXWUYVQXEX[XBXV[XVMZVUZW[SYWHX?= UYWXVX[PZAZWTYVG[4[PRUQRIQZV[*[PRUQRI[TLVZTUZOZPZ[FXS= OXPLWUZWD[3ZQYHY[MKWYUYWX[TRMZUSRPLWUZWD[[QZ[PNWS[QRCR[XBXV BLT[HXQQX[JXW[SY?UXTY[ZBRTBZMRD2[QYEYWUYVQXWOYMXVQY[JN= UNVQND[$-)& 17 Nisan 2014 Perşembe Kent ekonomisini ve sanayisini yeniden modernize etmenin, şehre ve sektörlere kazandıracağı katkının farkında olan Büyükşehir Belediyesi, Karadeniz Bölgesi'nin en büyük sanayi ve lojistik projelerini hazırladı Toybelen mevkiinde belirlenen 5 bin 500 dönümlük alanın imar planı ve parselizasyonun tamamlandığını açıklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, altyapı ve yol projelerinin ise bitme noktasına geldiğini söyledi. Yılmaz, Karadeniz'in en modern sanayi ve lojistik tesislerinin yer alacağı bu alanda, altyapının tamamlanmasından sonra Türkiye ve Karadeniz'e hizmet verebilecek yeni istihdam olanaklarının sağlanacağına inandıklarını kaydetti. Başkan Yılmaz, bunun yanında şehir merkezine sıkışmış, toptan kunduracılar, matbaacılar, keresteciler, toptan kırtasiyeciler, sobacılar, toptan manifaturacılar gibi hafif sanayi erbabı ve işletmelerini rahatlatacak bir proje hazırladıklarını ifade ederek, “Proje kapsamında bu işletmeler, yine Toybelen mevkiinde belirlenen 480 bin metrekarelik bir sanayi alanına taşınacak. Bununla hem şehir içinde yaşanan taşıt trafiği ve keşmekeş rahatlayacak hem de hafif sanayi erbabı ve işletmeler daha modern ve altyapısı eksiksiz bir alanda gelişip büyüyebilecek. Bu sayede yeni iş kapıları ve istidam sağlanacak.” diye konuştu. Proje kapsamında, Büyükşehir Belediyesi, yeni sanayi bölgesinin tüm planlama ile alt ve üst yapısını kendisi yapmayı planlıyor. LOJİSTİK KÖY PROJESİ REKABETİ ARTIRACAK Tekkeköy ilçesi Aşağı Çinik Mahallesi'nde hayat bulacak olan Samsun Lojistik Köy Projesi'nin, kenti bölgenin lojistik merkezi haline getireceğini de kaydeden Başkan Yusuf Ziya Yılmaz, "45 milyon Avro bütçesi ile TIR parkı, konteyner parkı, demiryolu hattı ve müştemilatı, kamu ve sosyal tesis alanları, depolar, perakende akaryakıt satış istasyonu ve gerekli diğer yapılar ile merkez içi yollar ve yeşil alanlardan oluşan altyapının tümünün finanse edilmesi sağlanacak. Kiralık prefabrik depoların da yer aldığı Samsun Lojistik Köy Projesi'nde talep eden işletmeler depo inşa edebilecek. Sonuç olarak, bu proje, bölgedeki Türk KOBİ’lerinin de katma değerlerini ve dağıtım sektöründeki teknoloji temellerini güçlendirerek rekabet edebilirliğini artırmalarına katkı sağlayacak. Başta sayın valimiz olmak üzere ticaret odamız ve bizim de çok önemsediğimiz bu proje Samsunumuza büyük katma değer kazandıracak." dedi. Türkiye'nin en verimli ovalarından ikisi olan Bafra ve Çarşamba ovalarında verimli araziler bulunmasına rağmen yeteri kadar değerlendirilemediğini de dile getiren Başkan Yılmaz, "Her ilçede kurulacak olan temsilcilikler, bünyesinde deneyimli ziraat mühendisleri ve veteriner hekimler bulunduracak, her bölgenin tarım haritaları oluşturulacak ve vatandaşlarımıza tohum, fide ve gübre desteği verilecek. Her mahalleye örnek ziraat bahçeleri kurularak halkımız özendirilecek. Ürünler için pazar araştırmaları yapılarak ürün çeşitliliği buna göre oluşturulacak. Yaş sebze ve meyve depolama tesisleri, kurutma ve işleme tesisi kurulmasına öncülük yapılacak." dedi (CİHAN) " Nisan2013 2014Perşembe Perşembe 171Şubat &""!""&#$!# #$" %&%#&%%"& $ $#$ Türkiye'de bir taraftan işsizlikten bahsedilirken bir tarafda da işletmeler elaman bulamamaktan şikayetçi. Afyonkarahisar'da mermerciler, el ve gazete ilanları, afişler ve İŞKUR aracılığıyla çalıştıracak yeterli eleman bulamayınca, gözünü yurtdışına çevirdi. Sektörün işçi ihtiyacını karşılamakta zorlanan firmalar, hükümetten ithal işçi için destek bekliyor Afyonkarahisar ve Türkiye'deki ihracatın büyük bölümünü karşılayan, ülkede son yıllarda gelişen, kullanımı alanı ve yaygınlığı artan mermercilik sektörü, işçi bulamamaktan yakınıyor. Afyonkarahisar'da hızla büyüyen bu sektörün öncüleri, işçi sorununun giderilmesi için ilanlar başta olmak üzere, çeşitli platformlarda bu taleplerini dile getiriyor. Afyonkarahisar Sanayici ve İşadamları Derneği (AFSİAD) Başkanı Hüseyin Şehitoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki işsizlik rakamlarının açıklandığını, ocak ayında Türkiye'deki işsizlik oranının yüzde 10,1 olarak gerçekleştiğini ifade etti. man bulamıyor. İşveren değil çalışan, işin mahiyetini belirler hale geldi hatta zaman zaman sadece vasıflı değil, vasıfsız kişi bulmakta da zorlanıyoruz. Dolayısıyla işsizliğin altında 'iş beğenmeme' gibi başka unsurların yattığını gözardı etmememiz lazım. Artık bu 'iş beğenmeme' sorunu toplumsal bir sorun haline gelmektedir." Bu oranın daha da düşük olabileceğine dikkati çeken Şehitoğlu, şunları kaydetti: "Elbette kalben isteriz ki işsizlik hiç olmasın. Bir tarafta işsizlikten bahsedilirken bir tarafta da işletmeler istediği şekilde ele- -"Rakiplerimiz, Türk doğaltaşı ve ürün çeşitliğini kıskanır duruma geldi" Sektörün birçok sorunu olmasına rağmen en büyük sorunun ise işçi bulamamak olduğuna değinen Şehitoğlu, şöyle de- Şehitoğlu, Avrupa Birliği'nde 2013 yılında işsizliğin yüzde 12-13 civarında gerçekleştiğini, böylesine bir krizin olduğu noktada bunun da gözardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. vam etti: "Türkiye'de o kadar madenci ve işletme var ki dünyada hatırı sayılır bir yerdeyiz. Dünyadaki rakiplerimiz, Türk doğaltaşı ve ürün çeşitliğini kıskanır duruma geldi. Ancak yeterince büyüme kat edemiyoruz. Makine teknolojilerimiz güçlü, maden çeşitliliğimiz güçlü, renk çeşitliliği ve kalite gücümüz çok çok iyi ancak dünyadaki büyük projelere, tasarım gücü kuvvetli hizmet veremiyoruz. Yetişmiş eleman, teknik eleman, ara eleman, vasıflı, vasıfsız eleman konularında çok kötü durumdayız. Sektörümüz, artık ve tehlikeli işler sınıfında. Esasen teknolojik imkanlar ile hiç de ağır işler gibi düşünülmemeli. İş hayatına atılan kişilerin çoğu, masa başında iş beklentisine sahip, çoğu kişiler hizmet sektöründe çalışmayı tercih ediyor. Teknik okul bitirmiş, bakıyorsunuz hizmet sektöründe çalışmayı tercih ediyor. Bu durum işverenlere yurtdışından işçi getirmeyi dahi düşündürüyor." -Yurtdışından işçi çalıştırma talebi Bir süre önce Afyonkarahisar'da gerçekleştirilen bir toplantıda Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Osman Erdinç'in misafir edildiğini ve kendisinin de bu soruna dikkati çektiğini anımsatan Şehitoğlu, "Artık, eleman bulamıyoruz. Hükümet destek versin, yurtdışından işçi çalıştırmaya hazırız. Birçok üçüncü dünya ülkesi var, günlük kazançları dünya ortalamasının çok çok altında. Sektörümüzde de işçi açığı var bunu kapatmamız için birtakım yasal düzenlemeler yapılırsa buna hazırız" diye konuştu. (AA) !"#!##! "#! """# # +4;9A6@?5@;6<@;8A?36>6434*?4?A(+'" +7)<@*5@A97;@.@,8A@?#8?A-=A/9736>9 @21;@67-@;8*?5@A31?A@%@0@:@A#=<>?5> @98?5@A@@<>:=6=A#==.=9A27A<@21;@67& -@;5@"A5=0>;:1<7A@;@<@;8?5@A:@?#8?A-= @9736>9A6=36A-=A07@:=?=3>A:@8<@2><=.=9 8417NVUXKW?QSWUXWAQOSWMWNW<XRWKSQXITIPVMSVRNV KWUCQUXCHDVUSTBTXWAQIQUNWUX;WRMJUTEVXGTRXIPWUNWRPXJSWU 31X'//'/3XIPWUNWRNQUQU<XKW?QXMWSEVMVSVRTUNVXKWUCQU CHDVUSTBTXIPWUNWRNQXJSWUXDVXKVUTXOLRLSW>WOXSWGJRWPL: DWRNWXPVMVSXIPWUNWRPXJSWUX384X1X4$X0./20:0:-3KV GTRAJOXWPQ9PWXGLSLUNLBLXGVSTRPTSNT@X$RPWOXNVUVK MVPJPSWRQUQUXAJOSLBLKSWXNVMTRKJSLXTSVXTSCTST KW?QSWGTSV>VOXNVUVKSVRTUXGTRXOQIMQUQUXOQIWXIHRV TAVRTITUNVXCVRAVOSVFPTRTSVGTSV>VBTXT9WNVXVNTSVU WAQOSWMWNW<XOWSWUXOQIMQUQUXTIVXOW?IWMXNW;TSTUNV JSNLBLXDVXVUXOQIWXEWMWUNWXCVRAVOSVFPTRVGTSV>VOXOW?W: ITPVKVXLSWFQSW>WBQXDLRCLSWUNQ@X5AQOSWMWNWXC=RHFSVRTUV KVRXDVRTSVUX841X)WRMWRWX6=SCVX&JJRNTUWP=RH )V;MVPX+HIRVD<X8LESW7NWXOLRW>WOSWRQX(WUCQUXDV 5OLIPTOXWGJRWPLDWRQ7UNWXIJUXWFWMWKWXCVSNTOSVRTUTXDV KWOQUNWX9WWSTKVPVXCVAV>VOSVRTUTXWOPWRNQ@X 6LXOJULNWX8417UTUXLKCLSWMWXMVPJPSWRQUQ ;WEQRSWNQBQUQXDVXWRPQOXNVMTRKJSLXWRWASWRQUNWXKWUCQUXDV WOLIPTOXPVIPXDVXMLWKVUVSVRTUTUXSWGJRWPLDWRSWRQUNW KW?QSWGTSV>VBTUVXTFWRVPXVNVUX+HIRVD<X3841XJSWRWO GTRAJOXWSWUNWXJSNLBLXCTGTXGLXWSWUNWXNWXTNNTWSQ JSNLBLMLELXI=KSVKVGTSTRTM@XEVSSTOSVXHSOVMTENVXPVIP DVXMLWKVUVXWSWUQUNWXKVPVRSTXSWGJRWPLDWRX;TEMVPSVRT DVRTSVMVNTBTXTATUXGLX;TEMVPSVRXKLRPXNQFQUNWU WSQUMWOPWNQR@X 8HROTKV7UTUXMTSSTXOLRLSLFLX841XJSWRWOXHSOVMTENV PVIPXDVXMLWKVUVX;TEMVPSVRTUTUXKWKCQUXGTRXFVOTSNVXDVR: TSMVITUTX;VNV9STKJRLE@X6LXNJBRLSPLNWXAWSQFMWSWRQMQE NVDWMXVNTKJR3XT9WNVSVRTUTXOLSSWUNQ@X6TSTMX8VOUJSJ,TXDV 4WUWKTX6WOWUQXTORTXFQO7QUXNTRVOPT9SVRTXNJBRLSPLILUNW KWOQUNWXLSLIWSXGTRXAWSQFPWKXNHEVUSVKV>VOSVRTUTXDLRCL: SWKWUX+HIRVD<XFLUSWRQXOWKNVPPT XX38VIPXDVXMLWKVUV ;TEMVPSVRTUTUXHSOVMTENVXKW?QSMWIQXTATUXCVRVOST OJFLSSWRQUXJSLFPLRLSMWIQXDVXGLXOJULNWXTSCTST OLRLMSWRQMQEQUXIJRLUSWRQXDVXA=EHMX=UVRTSVRTUTU PWRPQFMWKWXWAQSW>WBQX0@XSLIWSX8VIPXDVX)LWKVUV *WSQFPWKQXMWKQIXWKQXTAVRTITUNVXCVRAVOSVFPTRTSV>VO@X6L DVITSVKSVXKLRPXNQFQUWXJSWUXGWBQMSQSQBQMQEQUXVUXWICWRTKV TUV>VOXJSMWIQXHSOVXVOJUJMTITUVXOWPOQXIWBSWKW>WOPQR@ 841XJSWRWOX=U>VSTBTMTEXTUIWUXIWBSQBQXDVXCHDVUSTBT JSNLBLXTATUXPHMXAWSQFMWSWRQMQEQXGLXNJBRLSPLNW KW?QKJRLE@X5RPQOXNVMTRKJSSWRQXWRWASWRQMQEX841 CHDVU>VITXWSPQUNWXJSW>WO@3XX(//' $% "!%!&#!#$&%% #!! "&%!%&%$&%"&#$ $ A/<68?:@:<@A><=3>?5=A27<7?@?A !!A4;=& 6>0A6=3>3>?5=A:8<5@A:@9<@%89A A2>?A !! 61?A0@?6@;A4;=6>0>A:@8<@;@9" +4;9>:=*?>?A>$6>:@.8?8?A:4)5=A*<>9 2<404A9@;%8<@?8:1; (WOSWFQOXGTUXOTFTUTUXAWSQFPQBQXTFSVPMVSVRNVXKQSNWXXGTU 22XPJUXMWUPWRXHRVPTMTXKW?QSQKJR<XHRVPTMNVUXKQSNWX-2XMT: [email protected]?WOVPSVMVXPVITITXDVX PJ?PWU>QX9TRMWIQUQUXGLSLUNLBLXTSAVNVXHRVPTSVUXMWUPWR< #EMTR<X#IPWUGLSXDVX8RWGEJU7VXC=UNVRTSTKJR@X6=KSV>V IWNV>VX5SPQUKWKSW<X8HROTKV7UTUXMWUPWRXT;PTKW>QUQU KWOSWFQOXKHENVX0/7STOXG=SHMHUHXOWRFQSQKJR@X 5SPQUKWKSW7NWXMWUPWRXHRVPTMTXKW?WUXPVITITUXKVPOTSTIT $IMWUX*VSTO<X55XML;WGTRTUV<XMWUPWRQUXHRVPTMTUT IWBSWKWUXOWRQFQMSWRQUXGLSLUNLBLX?WOVPSVRTUXGHKHO G=SHMHUHUXKLRPXNQFQUNWUXCVSNTBTUTXI=KSVNT@X &A@?6@;8?A$>9@:=3> +WMMWNNVSVRTUXGLSLUNLBLX?WOVPSVRTUXHEVRTUTXPJ?RWOSW =RPVRVOXGWIQUAXLKCLSWNQOSWRQUQXGVSTRPVUX*VSTO<XMWUPWRQU HRVPTMXWFWMWSWRQUQXF=KSVXWUSWPPQ 38J?RWO<X?WOVPSVRTUXHEVRTUNVXXCHUXGVOSTKJR@X5RNQUNWU HIPXOQIQMSWRNWXPHKSVUMVKVXGVUEVRXFVOTSNVXMWUPWR JSLFLMSWRQXC=RHSMVKVXGWFSQKJR@X8J?RWBQUXHIPXOQIMQUQU PWMWMVUXJSLFLMSWRSWXOW?SWUMWIQUQUXWRNQUNWUXHAHU>H CHUXNQFWRQNWUXJOIT,VUXDVRTKJRLE@X4JURWIQUNWX-/XCHU GJKLU>WXJOIT,VUXDVRTSMVNVU<XUVMSVUNTRMVKVXPWGTXPLPLK: JRLE@XWOVPSVRTUXHEVRTUNVXPQRMQOSWMWXTFSVMTXKW?PQOPWUX. CHUXIJURWXPVORWRXJOIT,VUXDVRTKJRLE@X$RPWSWMWXXCHUXIJURW MWUPWRXGHKHMVKVXGWFSQKJR@X6HKHMVKVXGWFSWKWUXMWUPWRW 0X;W9PWXIJURWXILXDVRTKJRLE@XU>VXWSQFPQRMWOXTATUXWEXMTO: PWRNWXDVRTSVUXIL<X.XCHUXIJURWXAJBWSPQSQKJR@X6TRXIV9VRNVX22 STPRVXILXDVRTSMVKVXGWFSWUWUXILSWMWNWX-XPJUWXOWNWR AQOQSQKJR@X(WUTXMWUPWRQUXKHENVX27QUQXILXDVXJOIT,VU JSLFPLRLKJR@3 &A1;976=<>?>?A=?A24:49A;@9>2>:>) *VSTO<X9TRMWXJSWRWOXKQSNWX.-2:./2XPJUXWRWIQUNWXHRV: PTMXKW?PQOSWRQUQ<XGLULXNWX8RWGEJU7NWOTX9TRMWSWRW IWPPQOSWRQUQXI=KSVNT@XRHUSVRTUTUX8RWGEJUXHEVRTUNVU %HR>TIPWU7WXC=UNVRTSNTBTUTXWUSWPWUX*VSTO<XGHKHOXMWR: OVPSVRVXNVXIWPQFXKW?PQOSWRQUQXT9WNVXVPPT@XX5UPWSKW7UQUX&J: ROLPVSTXTSAVITUNVOTXMWUPWRXHRVPTMTUTUX8HROTKV7UTUXMWU: PWRXT;PTKW>QUQUXGHKHOXG=SHMHUHXOWRFQSWNQBQUQXDLRCL: SWKWUX*VSTO<XF=KSVXOJULFPL 3&JROLPVSTXXGTENVUX=U>VXHRVPTMVXGWFSWNQBQXTATUX=UNV CTNTKJRXWMWXGTEXNVXVUXGHKHOXRWOT?SVRTKTE@X*HUOH 5SPQUKWKSWUQUX;WDWIQXNW;WXPVMTE<XJRMWUSQOXWSWUSWRNWU NJSWKQXJOIT,VUXNW;WXGJS@XEVSSTOSVXKWEQUX&JROLPVSTUTU NW;WXIQ>WOXJSMWIQUNWUXNJSWKQXHRVPTMSVRTXCHASVFTKJR@ 6TE<XNW;WXIVRTUXDVXNW;WXGJSXJOIT,VUSTX;WDWKWXIW;T? JSNLBLMLEXTATUX;VMXOWSTPVX;VMXNVXHRHUXJSWRWOXNW;W WDWUPW,SQKQE@3X(//' "## # ! #!#" /)=;2@:.@?A70$7;2@%9@?8A<$@0 /<>:=-"A4<9=3>?>?A@,8038)A=-<=6<=; +1<7<7,7A(+'A.1,;@:@38?5@ 51,;75@?A:@2@?.8A:@68;80A91?737?5@A<>5& =;<>9A91?707?7A34;54;54,4?4A3:<=5> -20'XKQSQUQUXTSOXAVKRVBTUTUXIJIKWSXDV VOJUJMTOXOWSOQUMWXIJULASWRQUQU NVBVRSVUNTRTSMVITUVXTSTFOTUXKW?QSWUX6WOWUSWR &LRLSLXPJ?SWUPQIQUNWXOJULFWUX5STKVD<XHSOVXTAT KVRSTXKWPQRQMSWRXOJULILUNWXNWX?JETPT9XWUSWMNW =UVMSTXCVSTFMVSVRXJSNLBLULXT9WNVXVPPT@ LM;LRGWFOWUQX5STKVDXSOVXVOJUJMTITUV KW?QSWUXKWPQRQMSWRQUXWRPMWIQXDVXGLXKWPQRQMSWRQU KHRHPMVOPVXJSNLBLMLEXVOJUJMTX?JSTPTOWSWRQKSW =RPHFMVITXTATUXAWGWXC=IPVRMVMTEXCVRVOTR@77XNVNT@ SOVXVOJUJMTITUTUXRVOWGVPXCH>HUHUXWRPPQBQUQU WSPQUQXATEVUX5STKVDXLSLISWRWRWIQXNVRV>VSVUNTRMV OLRLSLFSWRQUQUXHSOVNVXCVRAVOSVFPTRTSVU VOJUJMTOXRV9JRMSWRWXJSLMSLXC=RHFSVRXGVKWU VNVRVOXORVNTXUJPLULXKHOIVSPPTBTUTXGTSNTRNT@ 5STKVDX36LCHUXGTEXLSLISWRWRWIQX9TUWUI ?TKWIWSWRQUNWUXTIPVNTBTMTEXPLPWRNWXOWKUWO AVOVGTSTRTEXDVXCVAPTBTMTEXWKSWRNWXGLUL GWFWRNQO@X+VUHEXAJOXIQUQRSQXGTRXMTOPWRNWXPWSV? VPMVMTEVXRWBMVUXGTETMXAVOMVKT NHFHUNHBHMHEXMTOPWRQUXKWOSWFQOX':/XOWPQXPVO: ST9XCVSNT@X6LXIWKVNVXVUXLKCLUXOJFLSSWRNWXVOX9T: UWUIMWUXOWKUWOSWRQUQXHSOVMTEVXAVOVGTSNTO NVNT@XX4=EXOJULILXPJ?SWUPQNWXOJULFWUXVRCTSVR 6WOWUQXWETSX)VMMVNJDXNW<XHSOV VOJUJMTITUTUXWRPWUXTDMVKSVXGHKHMVITXIJUL>L -20'XKQSQUQUXTSOXAVKRVBTUNVX%WKRTIW9TX(LRPTAT +WIQSW7UQUX!%4(#+"XCVAVUXKQSQUXWKUQXN=UVM: TUVXOQKWISWXKHENVX-</XJRWUQUNWXWRPQF C=IPVRNTBTUTXI=KSVNT@X%4(#+7TUXKWOSWFQOX0. MTSKWRX0/2XMTSKJUXMWUWPW!KWOSWFQOX0.X)TS: KWRX1LRJ"XLSWFPQBQUQXGVSTRPVUX)VMMVNJD< ?VPRJSXNQFQXIVOP=RSVRNVXKWFWUWUXJSLMSL CVSTFMVSVRTUXHSOVXWNQUWXLMLPXDVRT>TXJSNLBLUL GTSNTRNT@X6WOWUX)VMMVNJDXHSOVNVX?VPRJSXNQFQ IVOP=RHUXTFSVMX;W>MTUTUXCVAPTBTMTEXKQSQUXWKUQ N=UVMTUVXJRWUSWXKHENVX<XWRPQFSWXXMTSKWR -2'<.XMTSKJUXMWUWPW!KWOSWFQOXXMTSKWRX1LRJ" LSWFPQBQUQXT9WNVXVPPT@X(/' SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Şubat2014 2013Perşembe Perşembe 6 GÜNCEL 1797Nisan İster soykırım deyin isterse de demeyin Bizim açımızdan hiçbir ehemmiyeti yok Medine’deki bir fukara, Mekke’deki bir yetim, Dubai’deki bir kimsesiz çöp kutularında yiyecek arama telaşındayken, akıl almaz servetlere hükmeden kaymak tabaka alışverişini Paris’te, Newyork’ta, Londra’da, Berlin’de adeta para saçarak yapmaktadır. Lüks bir mağazadan alınan bir ayakkabının, bir çantanın, bir kıyafetin bedeli düşkün bir ailenin hayatı boyunca çalışsa da elde edemeyeceği kadar astronomik rakama denktir. Ortadoğu ve Arap dünyasındaki krallar, sultanlar, emirler, prensler, prensesler petro-dolarlarla har vurup harman savururken; açlık çeken, kurumuş bir dilim ekmeğe muhtaç milyonları hatırlarına bile getirmemektedir." Sözde Ermeni soykırım iddiasıyla ilgili ise Bahçeli, "Her sene nisan ayı geldiğinde Ermeni diasporanın kuklaları anında siyaset podyumuna çıkmakta ve soykırım ezberiyle gösteriş yapmaktadır. Sözde soykırım kozunu tehdit ve gözdağı olarak kullanan çevreler artık bayatlamış ve miadı dolmuş bu oyundan vazgeçmelidir. Türk milletini soykırımla yan yana koyma utanmazlığı devri geçmiş, son kullanım tarihi dolmuş taviz koparma enstrümanıdır. ABD, 24 Nisan’da, 1915 tarihli Ermeni tehcirine ister soykırım desin, isterse de demesin, bizim açımızdan hiçbir meşruiyet ve ehemmiyeti yoktur. Bu ülkenin siyasetçileri, Türkiye’ye ister tümden soykırımcı suçlamasını yöneltsin, isterse de 'Hepimiz Ermeniyiz' diyenlere yeşil kart dağıtarak kucak açsın. Bize göre bunların hepsi fasa fiso ve teneke gürültüsüdür. Bundan böyle canları ne istiyorsa, keyifleri neyi gerektiriyorsa öyle yapmazlarsa hepsinde gönlümüz kalacaktır. Türk milletini soykırımcı olarak görenler, şayet tutarlıysa, şayet insan hak ve şerefine saygı duyuyorlarsa yüzlerce yılda Amerika kıtasında katledilen milyonlarca insanın, Irak’ta, Afganistan’da yok edilen din kardeşlerimizin günahını çıkarsınlar, sonra da yüzleri kaldıysa gelip bize laf yetiştirsinler." diye konuştu. Mısır’ın Minye şehrinde 529 kişi hakkında idam cezası verilirken İslam toplumlarını ölüm sessizliğinin sardığına dikkat çeken Bahçeli, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da, Filistin’de, Bosna’da, Ruan’da olmaya ramak kalmış Orta Afrika Cumhuriyeti’nde, Budist çetelerin elinde kıvranan Myanmar’de oluk oluk Müslüman kanı akıtılırken suya sabuna dokunan hiçbir itiraz duyulmadığını kaydetti. Kırım ve Doğu Türkistan feryat ederken kimseden tepki gelmediğini anlatan Bahçeli, İslamiyet üzerindeki kara bulutları dağıtmak, emperyalizmin işgal ve mütecaviz saldırganlığına kafa tutmak ve can havliyle mücadele etmek hiçbir meşhur ve hatırlı ismin aklından geçmediğini ifade etti. İslam coğrafyasındaki etnik ve mezhep temelli bölünmelere ve kutuplaşmalara savaş açan, din dairesinden karşı çıkarak samimiyeti, birliği ve kardeşliği teşvik eden etkili ulema temsilcilerinin çıt çıkarmadığını dile getiren Bahçeli, “Rüşvet ve yolsuzluk devlet ve toplum hayatını çürütürken alimim, ilim sahibiyim diye ahkam kesen, hocayım, hacıyım, keramet ehliyim diye mangalda kül bırakmayan malum kişilerden hiçbir omurgalı ses Sözde Ermeni soykırım iddiasıyla ilgili açıklamalara tepki gösteren Bahçeli, "Sözde soykırım kozunu tehdit ve gözdağı olarak kullanan çevreler artık bayatlamış ve miadı dolmuş bu oyundan vazgeçmelidir. Türk milletini soykırımla yan yana koyma utanmazlığı devri geçmiş, son kullanım tarihi dolmuş taviz koparma enstrümanıdır. Artık bu tehditlere karnımız tok" diye konuştu M HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT’e olağanüstü yetkiler veren kanun teklifinin tepeden tırnağa mahsurlu olduğunu belirterek "Başbakan ülkemizi adım adım istihbarat devletine sürüklemektedir. Kendisini korumak ve bugüne kadar MİT eliyle işlenmiş suçları temizleyerek emniyete almak amacıyla tedbir geliştirmektedir." dedi. Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Bahçeli, Kutlu Doğum Haftası’na kavuşmanın manevi lezzetinin derinlerimizde hissedildiğini ve yaşandığını ifade etti. "Rabbime sonsuz hamd-ü senalar olsun ki, O'nun ümmetindeniz, onun izinden yürümenin onuruna layığız." diyen Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Hz. Peygamber Din ve Samimiyet" olarak belirlenen temayı hatırlatarak "Bu isabetli tercihin, bu yerinde seçimin ‘samimiyet’ kavramı üzerinde ayrıntılı bir değerlendirme ve tefekküre de fırsat vereceği kanaatindeyim. Zira buna çok ihtiyacımız vardır. Samimiyetle ikiyüzlülük, samimiyetle riyakârlık arasındaki kesin ve keskin çizginin tanıtımına, tasvirine ve anlatımına bu vesileyle değerli katkılar verileceği muhakkaktır." dedi. İslam adına sergilenen şiddetin, gerçekleştirilen cinayet ve saldırıların sutre gerisinde tahammülsüzlükten beslenen samimiyetsizlik olduğunun besbelli olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: "Üzülerek görüyor ve izliyoruz ki, merhamet dini olan İslam, içine sızmış ya da bir vasıtayla yerleştirilmiş düşmanca tavırların dayatmasıyla rotasından, ana güzergâhından, dahası Efendimiz'in kutlu tebliğinden döndürülmek ve savrulmak istenmektedir. Bu hepimiz için en yakın ve en açık tehdittir. Yer altı ve yer üstü zenginliklerine rağmen, Türkiye başta olmak üzere, İslam ülkelerinde paylaşım sorunları hala çözülmemiştir. Kaynakların adil dağıtımı, toplumsal ahenk ve barış filizlenmemiş, kök tutmamıştır. Petrol varlıklarının üzerine kapaklanan küçük bir azınlık, değişik sıfat ve unvanları kullanarak milyarlarca nüfuslu İslam alemindeki sefaleti, yoksulluğu ve yoksunluğu daha da derinleştirmiştir. işitilmemiştir. Aksine bilhassa ülkemizde rüşveti ve hırsızlığı meşrulaştırmaya kadar işi götüren, yozlaşmaya kılıf uyduran sahte fetvacılara bile tesadüf edilmiştir. Açıktır ki, bu adaletsizlik, bu samimiyetsizlik, bu kötürüm manzara İslamiyet’in ruhuna, anlamına ve mesajlarına tamamen aykırıdır. Kul hakkına riayet etmeyen, beytülmala saygı duymayan elit bir zümrenin dini ağzına alması, Efendimizi diline dolaması sadece istismar, sadece samimiyetsizliğin üzerini örtme kurnazlığıdır. Bunlara da aklı başında hiç kimsenin inanması beklenmemelidir. Gönlünü yıkayıp arıtmadan, manevi temizliğe önem vermeden, başkalarının hak ve hukukuna hürmet göstermeden ha bire abdest alıp namaza durmak Allah’la kandıranların, Allah’ın emir ve yasaklarını taammüden çiğneyen günahkârların en kestirme sığınağıdır. Maalesef ki, İslam toplumları karanlığa yenik düşmüştür. Efendimizin doğumundan yaklaşık 14 asır sonra yeni bir cahiliye devri zincirlerinden boşanmış, egemenlik kurmuştur. İslam’ın evrensel çağrısını bilinçli şekilde yanlış yorumlayan, zalim ve zorba hesaplarına alet etme ahlaksızlığına tevessül eden kim ya da kimler varsa sapkınlığın ve müşrikliğin tuzağına düşmüştür. Bunlar iki cihanda da kaybedenlerdir. Efendimizin samimiyetini örnek almadıktan, ahlakıyla ahlaklanmadıktan sonra bugünkü buhran döngüsünden çıkış olmayacağı iyi bilinmelidir. Görünüşte Müslüman, gerçekte münafık; lafta mümin gerçekte müptezel ve bohem bir hayatın faili olanlar ufkumuzdan ve gündemimizden çekilmedikten sonra Türk ve İslam alemine rahat yüzü yoktur. Küfürle, şirkle, batılla mücadele etme sorumluluğumuz olduğu kadar samimiyetsiz muhterislerle de mücadelemiz aynı heves, aynı kararlılıkla sürmelidir. Efendimizin hak davası, samimiyet ve saadet izharı ancak bu sayede geleceğe taşınacak, ancak bu şekilde müsterih olmuş vicdanlar eliyle itibarını koruyacaktır. Şüphesiz ki din Allah’ındır ve Yüce Rabbimiz her şeyi çok iyi şekilde bilmekte ve görmektedir. Diyorum ki, Cenab-ı Hak bizi samimiyetten uzaklaştırmasın, ihlaslı olmayı, muhsin bir şekilde yaşamayı cümlemize nasip etsin. Efendimizin şefaati aziz milletimin ve sizlerin üzerine olsun.” diye konuştu. (CİHAN) Pekdaş: sorunlara aynı pencereden bakıyoruz T ürk-İş'e bağlı Belediye-İş Sendikası 4 Nolu Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri Konak Belediyesi’nin ilk kadın Başkanı olma ünvanını elde eden Sema Pekdaş’ı makamında ziyaret ederek, yeni görevinde başarılar dilediler. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Pekdaş, birlikte güzel işler yapacaklarını söyledi. Sorunlara aynı pencereden baktıklarını düşündüğünü ifade eden Belediye-İş Sendikası 4 Nolu Şube Başkanı Şahin Kaya, işyerindeki huzurun önemine değinerek, “İşyerindeki huzur ortamı çok önemli o nedenle sizin işçi ve emeğin yanında olacağınıza inancımız tam“ diye konuştu. Adaletli bir yönetimden yana olduğunu kaydeden Başkan Sema Pekdaş, “İşteki huzur başarıyı da beraberinde getiriri. Tüm çalışanların mutluluğu, başarısı, emeği göz ardı edilemez. Belediye’nin her biriminde adaleti sağlayacağız” dedi. (HABER MERKEZİ) yaret etti, 30 Mart yerel seçimlerinde gösterdiği başarısından dolayı kutladı. Engin, “Sevgili başkanımız genç bir başkan olmasına karşın, seçim sürecini büyük bir olgunluk ve başarıyla götürdü. Parti içi sıkıntılardan kaynaklanan kriz nedeniyle yaşanabilecek kavga ve gürültüye izin vermedi. Çelebi kişiliğiyle bu krizi iyi yönetti. Genç bir başkan olarak yaptığı icraatlar, saydam, açık ve dürüst çalışmaları nedeniyle iyi bir belediyecilik örneği sergiledi ve genç başkanlara örnek oldu. C HP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’na tebrik ziyaretinde bulundu. İl Başkanı Engin, Başkan Selvitopu’nun da tecrübesiyle Karabağlar’da sosyal demokrat belediyeciliğin en iyi örneklerinin verileceğini belirtti. Selvitopu, “Karabağlar’da CHP’yi tartışmasız hale getireceğiz” dedi. CHP’li belediyelerin kaynakları doğru ve adil dağıtan bir noktada olacağına vurgu yapan Engin, Karabağlar’ın da İzmir’in en büyük ilçesi olduğunu, ancak geçtiğimiz dönem sınırlarının oy kaygılarıyla çizildiğini hatırlattı. Karabağlar’ın kamu binalarının bir arada olduğu bir ilçenin meydanı, hizmet binası dahi olmadığını vurgulayan Engin, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemde bunlarla birlikte kentsel dönüşüm ve sosyal belediyecilik projeleri de çok önemli olacak. Sizin tecrübe ve bilgi birikiminizle, kentsel dönüşümün en iyi örnekleri Karabağlar’da verilecektir. Parti olarak seçim dönemlerinde çok vaat verip beklentileri yüksek tutmadık. Seçim kazanmak uğruna insanlara çok söz söylemedik, vaatte bulunmadık. Kaynakların sınırlı buna karşın taleplerin yüksek olduğunu biliyoruz. Çalışmalarınızı buna göre yapacağınızdan da eminiz. Doğru planlamalar ve kaynakların doğru kullanımı ile taleplerin en üst düzeyde karşılanması gerekiyor. Halka dokunan sosyal projeler de çok önemli. Geçtiğimiz dönem hayata geçirilen, 1300 öğrencinin eğitim gördüğü KARBEM (Karabağlar Belediyesi Eğitim Merkezi) gibi çok projelerin devamı da önemli. Karabağlar’ın da önümüzdeki dönemde daha da gelişeceğine inanıyoruz” dedi. ÇOK ÇALIŞTIK Başkan Selvitopu ise örgütlü mücadeleye inandığını, seçim başarısında ise siyasi parti örgütlerinin de çok önemli rol oynadığını ifade etti. Zorlu bir seçim süreci geçirildiğini ve herkesin üzerine düşeni en iyi şekilde yaptığını vurgulayan Selvitopu, “Biz Karabağlar’da kaybetmeyi hiç düşünmedik ama burada sanki kaybedilmiş gibi bir hava vardı. Seçime kayıp olarak bakılıyordu. Bizler inandık, desteklediniz ve başardık. Bundan sonra yapacağımız çalışmalarla Karabağlar’ı tartışmasız CHP’nin kalesi haline getirmek amacındayız” dedi. (HABER MERKEZİ) İzmir ve Muğla ile gururlandık M uğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, "Yerel seçimlerde kullanılan oy sayısı 555 bin 354'dür. Maalesef 26 bin 310 oy geçersiz sayılmıştır. Bu çok önemli bir rakam. Bunun mutlaka iyi irdelenmesi, geçersiz oyların neden olduğu tespit edilmelidir" dedi. Gürün, CHP İl Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında, 30 Mart yerel seçimlerini değerlendirerek, 2009 seçimlerine göre partisinin oy oranını yüzde 100'e yakın arttırdığını söyledi. 2009 seçimlerinde 171 bin 562 oy aldıklarını bildiren Gürün, bu yıl ise oylarının 271 bin 787'e çıktığını kaydetti. Gürün, "Yerel seçimlerde kullanılan oy sayısı 555 bin 354'tür. Maalesef 26 bin 310 oy geçersiz sayılmıştır. Bu çok önemli bir rakam. Bunun mutlaka iyi irdelenmesi, geçersiz oyların neden olduğu tespit edilmelidir" diye Engin:Genç başkanlara örnek oldunuz CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, il yöneticileriyle birlikte Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce'yi ziyaret etti, seçim başarısını kutladı. Engin, “Genç bir başkan olarak, yaptığınız çalışmalarla genç başkanlara örnek oldunuz” dedi. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin'in CHP'li belediye başkanlarına başlattığı ziyaret kapsamında Güzelbahçe Belediye Başkanlığı'na da uğradı. Başkan Engin ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce'yi makamında zi- Selvitopu: Karabağlar tartışmasız hale gelecek Huzurunuzda kendisini kutluyor, başarılar diliyorum” dedi. Başkan İnce de Güzelbahçe'de başarılı bir seçim süreci geçirdiklerini, örgütle el ele vererek, disiplinli bir çalışma yaptıklarını belirterek, “Partililerimizin yüzünü hiç bir zaman kara çıkarmadım. Onların başını yere eğecek davranış ve icraatlarda bulunmadım ve bundan sonra da bulunmayacağım. Partimin bayrağını yere indirmedim, bundan sonrada kesinlikle indirmeyeceğim. ” diye konuştu. (HABER MERKEZİ) konuştu. Ülke genelinde İzmir ile aynı oranda oy aldıklarını belirten Gürün, resmi olmayan sonuçlara göre İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Muğla Büyükşehir belediyelerinde alınan oy oranının virgülle fark ettiğini anlattı. "Türkiye genelinde CHP, büyükşehir belediyesi olarak İzmir ve Muğla'da en yüksek oyu almıştır" diyen Gürün, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı ve ardından yapılacak genel seçimlerle ilgili YSK'nın mutlaka bir tedbir alması gerekiyor. Millet iradesinin tam olarak yansıması için geçersiz oy sayısını olabildiğimizce aşağıya çekmemiz lazım. Bunun çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Şu anda seçilen belediye başkanlarına baktığınızda bu, geçersizler sayılsaydı bazı değişikliklerin olabileceğini gösteriyor." (AA) SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >> 7 SİYASET SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 17 17 Nisan Şubat 2014 2013 Perşembe Perşembe Devlet istihbaratla değil bilgi ve hukuk ile yönetilir HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Başbakan Erdoğan'ın twitter ile ilgili Mahkemesi'nin HSYK değişikliği ile ilgili kararına ilişkin, "Biz Anayasa Mahkemesi'nin verdiği eleştirisine cevap veren CHP Genel karara saygı duyarız elbette ama kararın eksik olduğunu Başkanı Kılıçdaroğlu, "Biz Anayasa söyleriz. Adalet Akademisi ile ilgili karar eksiktir, bunun da iptal edilmesi lazım" dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin Mahkemesi'nin verdiği karara saygı Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, totaliter duyarız elbette ama kararın eksik devletlerde "çifte hukuk" olduğuna işaret etti. Poşu taktığı için bir gence onlarca yıl hapis istendiğini belirten Kıolduğunu söyleriz. Adalet lıçdaroğlu, "Bir de Rıza Sarraf'a uygulanan hukuk vardır... Akademisi ile ilgili karar Totaliter devletlerde çifte hukuk vardır, bir Balyoz ve Ergenekon davalarında olduğu gibi yüzlerce masum insanı eksiktir, bunun da yıllarca hapiste tutarlar, bir de Deniz Feneri örneği vardır, iptal edilmesi elini kollunu sallayarak dışarıda gezerler. Totaliter devlet budur" dedi. Seçimlerde bu ülkenin insanlarının vicdanlazım" dedi larına seslendiğini ve hala seslenmeye devam ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Hırsızları koruyacak mısınız, korumayacak mısınız? Totaliter devlete geçerken ipuçları verildi mi bu topluma? Elbette verildi. Başbakanlık koltuğuna oturan zat, çıktığı televizyona 'yasama ve yargı benim için ayak bağıdır' dedi. Dün gelen o zevata da söyledim, 'yasama ve yargı benim için ayak bağıdır' diyordu, sizin içinizden gıkını çıkaran oldu mu? Olyor, talimat var. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru da Anayasa Mahkemesi'ni en ağır dille suçluyorsunuz. madı. Ben de biliyorum. Totaliter devlet budur. Yasamayı yapıldı, yolunu açtı. Açtı ama, başka bir şey daha, 25 Hukuk devletinin temel kurallarından birisi de yargının ve yargıyı arka bahçesi haline getirecek. Medya Mart'ta da Youtube için konuştu, mahkeme kararı bağımsızlığı ve tarafsızlığıdır. Elbette her mahkeme kararı için yapıyor aynı baskıyı. Çıktı, gazeteciolmadan TİB, Youtube yasakladı, hani hukuk eleştirilebilir ama eleştirinin kendine göre mantığının ollere köşe yazarlarına 'sizin boynuBir sivil toplum örgütüdevletiydik. Hepsi hikaye. Avrupa ayağa ması gerekir. Sırf 'benim dediğim olmadı' diye özel bir nuzdaki tasmaları ben çıkardım' nün dün kendisini ziyaret ettiğini kalkmış, 'Türkiye'de ne oluyor' diye. eleştiri getirmek doğru değil, hiç kimse hakimlere talimat dedi. Baskıcı bir rejim içinde aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: AB'de genişlemeden sorumlu olan kiveremez" dedi. Meclis Başkanı'nın sözlerini hatırlatan ve yaşıyoruz, bu sistem ağır "Efendim neymiş, 'siyasette daha yumuşak bir şi, 'böyle giderse Türkiye ile müzaAnayasa'nın 138. Maddesini okuyan Kılıçdaroğlu, Anaağır oluşturulmaya çalışılıdil kullanılacakmış'. Kendilerine şunu söyledim; siz kereleri askıya alırız' diyor. Bunla- yasa Mahkemesi'nin Twitter'den sonra, HSYK'da yapılan yor. Siz hiç totaliter bir revergi veriyorsunuz, TBMM'ye bütçe yasası geliyor, Sa- rın umurunda mı? Hayır. Baskıyı değişikliklerin önemli bir kısımını da iptal ettiğini hatırlatjime doğru giderken, üniyıştay raporu gelmiyor. Vergilerin nereye harcandığının ve şiddeti, göreceksiniz önümüztı. Yapılan değişikliklerin anayasaya aykırılığını, Cumhurversitelerin konuştuğunu hesabı verilmiyor. İçinizden birisi çıkıp konuştu mu? Ko- deki süreçte artıracaklar. Neymiş başkanı'ndan Yargıtay Başkanı'na, Barolar Birliği Başkaduydunuz mu? Yüzün nuşmadı. Bir sivil toplum kuruluşu, işverenlere ait, bir Twitter vergi kaçakçısıymış. nından hukuk fakültesindeki öğrenciye kadar herkesin bilüstünde üniversite var, açıklama yaptı, 'Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir ül- Vergi kaçakçısıysa gönderirsin oturuyorlar, el pençe didiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin keye yabancı sermaye gelmez' dedi. Doğru. yine o ze- vergi müfettişlerini incelerler, ravan bekliyorlar, bunlar değişiklikleri bu maddeye dayanarak iptal ettiğini söyledi. vata sordum, buna karşılık başbakanlık koltuğunda porunu yazarlar. Asıl amaç o demı özgürlük getirecek? Mahkemenin iptal gerekçelerini okuyan Kılıçdaroğlu, oturan zat ne dedi? 'Bunlar vatan hainidir' dedi. Siz- ğil tabii, sen vergi kaçakçısını öğHayır. Hepimiz düşünmeşu değerlendirmeleri yaptı: "İptal etti ama arkasından büden bir ses çıktı mı? Çıkmadı. Bu tür demokrasirenmek istiyorsan koluna 700 milliyiz. Daha düne kadar Anayük suçlamalar geldi. Yine askeri dönemler de bile yapıllerde korkunun egemen olduğu demokrasiyar liralık saati takan adama bakacak- mamıştır, kanun çıkardılar HSYK'daki bütün memurların yasa Mahkemesi'ni göklere lerde hiçbir yurttaşımın korkmasını issın. Esnaf ve çitfçi kardeşime sesleniçıkarıyorlardı değil mi? Şimdi işine son verdiler. İnsanda biraz vicdan olur. Anayasa temem. Sizin en büyük güvenyorum; sen vergi vermediğin zaman vergi Anayasa Mahkemesi bir numaralı Mahkemesi bunu da iptal etti. Bir kamu görevlisinin yer ceniz CHP'dir." müfettişleri geliyor ensende boza pişiriyor, düşman. Ne için? İki karar verdi diye değiştirmesi idari bir işlemdir, yasal bir işlem değil ki. Biz hele hükümete bir şey söylersen katmerli geliyor bir numaralı düşman." Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara saygı duyarız elama 700 milyar liralık kol saatini alan adamdan bir kuruş Anayasa Mahkemesi'nin anayasaya aykırı uygulamabette ama kararın eksik olduğunu söyleriz. Adalet Akadebile vergi alınmıyor, şimdi senin vicdanına sesleniyorum; ları iptal etmek için bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sen mi çok kazanıyorsun o adam mı, sen mi vergi veriyor- misi ile ilgili karar eksiktir, bunun da iptal edilmesi lazım. Anayasa Mahkemesi'nin görevlerini belirleyen anayasa Orası da HSYK'ya üye gönderiyor. Ama orası Adalet Bamaddesini de kürsüden okudu. Yüksek mahkemenin çıka- sun, o mu veriyor? Tabii işin ilginç tarafı twitterı yasaklıkanı'nın arka bahçesine dönüştü. Bizim başvuruda bulunyor ama kendisinin de twitterda hesabı var. Daha garip rılan yasaların anayasaya uygunluğunu denetlediğini vurduğumuz gün, yürürlüğü durdurma vermesi lazım. Bu kagulayan Kılıçdaroğlu, bireysel başvuru hakkının ise insan- olanı, bunların içinde bir tane 'Kuzu' var. Sözde anayasa dar açık olan, kamuoyunda açık olan bir yasa bütün işların AİHM'e erken gitmesini önlemek amacıyla getirildi- hukuku profesörü, nasıl almış onu bilmiyorum. Anayasa lemler bittikten sonra iptal ediliyor. Geriye yürümediğine Mahkemesi'ne twitterı yasaklamak için başvuru yapıyor, ğini savundu. göre o zaman bir sorun var demektir. Anayasa Mahkemebaşvurusunu da twitter aracılığıyla bildiriyor. si'nin kararı, saygı duyuyoruz ama bu karar zamanlama -"Hadi buyur kazı bakalım" Kafaya bak, zekaya bak." olarak gecikmiş bir karardır. Anayasa Mahkemesi'nin al"Haber alma" ve "bilgi edinme hakkı"na sınırlama gedığı kararlar 'milli kararlar' değilmiş... Hani milliyetçilikle Anayasa Mahkemesi'nin "Twitter" hakkındaki kararıtirilmek istendiğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, Başbakan ilgisi olsa diyeceğim ki 'Ya bu söylediği doğru.' Sen daha nı Anayasanın 26. Maddesi'ne dayanarak verdiğini belirErdoğan'ın 20 Mart'ta "Twitter falan hepsinin kökünü katen Kılıçdaroğlu, "Twitter yasağı neden kaldırıldı? İşte bu- düne kadar 'her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alızıyacağız" dediğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, "Hadi buyur nunu için. 'Sen nasıl bütün twitterı yasaklarsın.' İptal edili- yorum' demedin mi? Milliyetçiliğin de ne olduğunu bilkazı bakalım. 'Uluslararası camia, şöyle böyle... Hiç beni miyor. Adalet ve hukuk evrensel bir kavramdır, ahlak evyor, iptal edilince de Anayasa Mahkemesi, mahkeme olilgilendirmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücünü rensel bir kavramdır. Kimse mahkemelerin verdiği kararmaktan çıkıyor, 'örgüt' haline geliyor" diye konuştu. görecekler.' Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücü hukuk lara 'milli' veya 'gayri millidir' diyemez. Peki bizim insan-"Eleştirinin kendine göre devleti olmaktan geçer, baskıcı devlet olmaktan geçmez" larımız niye AİHM'e gidiyor, onların verdiği kararlar milli mantığının olması gerekir" dedi. Başbakan'ın mahkemelere "twitter'ı yasaklayın" takararlar mı? Cehaletin bu kadarına ilk kez tanık oluyolimat verdiğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: Anayasanın 28. Maddesinde de "Devlet, basın ve harum. Mahkeme kararlarının milliliği yoktur, bu kararlar "Emrindeki mahkemelerden biri karar verdi, gönderdiler ber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır" dendiği- ahlakidir, vicdanidir ve adalet dağıtmak üzere karar veritwitter'ı yasakladılar. İtiraz geldi, bir başka mahkeme 'aça- ni belirten Kılıçdaroğlu, "Sağlayacak, önleyecek değil. lir." caksınız, insan haklarına aykırıdır' dedi. Ama TİB açmıHaber alma hürriyetini kesiyorsunuz siz. Yasak kalkınca -TBMM'deki MİT teklifi TBMM'de görüşülen MİT ile ilgili teklife de değinen Kılıçdaroğlu, "Türkiye süratle bir istihbarat devletine dönüşüyor" görüşünü savundu. Bir gazetede CHP milletvekilleriyle ilgili MİT'in tuttuğu fişlemelerin yayınlandığını Kılıçdaroğlu, grup toplantısının ardından partisinin il madığını savundu. İpsala Kaymakamlığı'nın internet belirten Kılıçdaroğlu, şunları dedi: "Sorduk, 'bu milletvesitesinde yer alan hukuk devleti tanımını okuyan Kıbaşkanlarıyla bir süre basına kapalı olarak toplantı killeriyle ilgili niye fişleme yapıyorsunuz?' diye. Üstelik lıçdaroğlu, iktidarların hukuk içinde devleti yönetyaptı. daha bu yasa çıkmamıştı, şimdi yasa çıkacak fişlemeler mek, yasalara uymak ve bu kavramı geliştirmek zoToplantıdan ayrılışında, artırılan güvenlik önlemmeşru hale gelecek. Devlet istihbaratla yönetilmez, bilgiyrunda olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık lerinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, kameralarle, ahlakla, hukukun üstünlüğüyle, liyakatla yönetilir. koltuğunda oturan zata, hukuk devleti nedir, ben ona dan bir şey göremediğini söyledi. Devleti istihbarat devletine dönüştürürseniz baskıcı bir kitapları söylemeyeceğim, İpsala Kaymakamlığı in-"Son 10 yıllık sürece bakalım. Demokrasimizin yönetimi hazırlamış olursunuz. Otoriterleşen devlette isternet sitesine girsin, hukuk devleti nedir bir oradan ayaklarımızın altından kaydığını görüyoruz tihbarat özel olarak partiye gider. Almanya'da gestapoyu okusun bakalım. Okusun öğrensin" dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda unutmayın. 40'ların Almanyası. Kime bağlıydı, yasal mıyAnayasaya göre Türkiye Cumhuriyeti'nin bir huyaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin dedı? Yasaldı. Ama devlete istihbaratı yapmıyordu, istihbakuk devleti olduğunu, bu nedenle kişiye göre yasa ğerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının başında ratı partiye veriyordu, aynı olay Türkiye'de yaşanıyor. İsCHP'nin devrimden, bağımsızlıktan, özgürlükten, olamayacağını, hiç kimsenin kendini hukukun üzerintihbarat partiye veriliyor, devlete değil. Bu süreci hayata emekten, alın terinden, kadın erkek eşitliğinden, hude göremeyeceğini aktaran Kılıçdaroğlu, hukuk devgeçirmek istiyorlar, yeni bir gestapo modelini kurmak istikukun üstünlüğünden, tüm yurttaşlarının mutlu olduletinde tüm yurttaşlarının ve kurumlarının hesap vereyorlar, bütün yurttaşlarımın dikkatli olması gerek. Hukuk ğu bir Türkiye'den yana olduğunu belirten Kılıçdaroğ- bilir olması gerektiğini söyledi. Siyasi partilerin de sidevletini, özgürlükleri savunacağız hep beraber. Türkilu, mutluluğun adresinin sağlıklı bir hukuk düzeni, sa- yasal hayatın vazgeçilmez unsurları olduğunu, iktidaye'deki üç büyük devrimin altında CHP'nin imzası var. at gibi çalışan sürekli doğruyu gösteren bir demokrasi ra gelen siyasal partilerin devleti kurallara göre yönetDördüncü büyük devrimi yapmak zorundayız. Özgürlük olduğunu vurguladı. Hukukun üstünlüğünün önemimekle yükümlü olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ve demokrasi devrimi. Baskılar gelecektir, yılmayacağız. ne işaret eden ve CHP'nin bu ilkeye her zaman inandı- "Devleti yönetmek için gelip devlet olan parti önce Bize tek bir görev düşüyor, çalışmak. Adım adım çalışğını ve savunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidar- hukuk devletini yok eder, çünkü hesap vermez" ifademak ve mücadele etmek. Çalışırsak, mücadele edersek dakilerin ise hukukun üstünlüğünü yeterince kavraya- sini kullandı. her şey olur." (AA) C Basına kapalı olarak toplantı yaptı MİT teklifinin 4 maddesi kabul edildi MİT, yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilecek MİT Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin ilk 4 maddesi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre, "Dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulu'nca verilen görevleri yerine getirmek", "Dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak" ve "İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, çağdaş istihbarat teşkilat usul ve yöntemlerini araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek" MİT'in görevleri arasında yer alacak. MİT'e kanunla sayılan görevler dışında görev verilemeyecek. MİT, yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilecek. MİT, kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilecek, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından yararlanabilecek ve bunlarla irtibat kurabilecek. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamayacak. TCK'nın "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar", "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar", "Milli Savunmaya Karşı Suçlar", "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" başlıklı maddelerinde yer alan suçlara (Halkı Askerlikten Soğutma, Askeri İtaatsizliğe Teşvik, Seferberlikle İlgili Görevin İhmali, Düşmandan Unvan ve Benzeri Payeler Kabulü ve Askeri Yasak Bölgelere Girme başlıklı 318, 319, 324, 325 ve 332. maddeleri hariç olmak üzere) ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilecek, bunlardan örnek alabilecek. Bu maddedeki yer alan istisnalar, verilen önergenin kabul edilmesiyle maddeye eklendi. MİT, görevlerini yerine getirirken gizli çalışma usul, prensip ve tekniklerini kullanabilecek. Yalan Makinesi MİT, istihbari faaliyetler için görevlendirilenlerin kimliklerini değiştirebilecek, kimliğin gizlenmesi için her türlü önlemi alabilecek, tüzel kişilikler kurabilecek. Kimliğin oluşturulması veya tüzel kişiliğin kurulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belge, kayıt ve dokümanlar ile araç ve gereçler hazırlayabilecek, değiştirilebilecek ve kullanılabilecek. Yabancıların ülkeye giriş ve çıkış ile vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilecek. Yabancı unsurların ülkenin ve vatandaşların iletişim güvenliğini tehdit eden faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çalışmalar yapabilecek, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. MİT'te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulaması dahil, test teknik ve yöntemlerini kullanabilecek. MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilecek, görüşmeler yaptırabilecek, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilecek. Bu maddede yer alan "görüşmeler yaptırabilecek" ibaresi, verilen önergenin kabulüyle metne eklendi. Yetkili ve görevli hakim, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nin üyesi olacak. Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla, MİT Müsteşarı veya yardımcısının onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişim ve MİT mensuplarının, MİT'te görev almış olanların veya görev almak üzere başvuranların iletişimi tespit edilebilecek, dinlenebilecek, sinyal bilgileri değerlendirilebilecek ve kayda alınabilecek. Madalya verilebilecek Yurt içinde veya yurt dışında olağanüstü gayret ve fedakarlıkla yaptığı çalışmalar sonucunda; ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunmasında, devletin yücelmesinde, milli menfaatlere katkıda bulunan ve hizmette üstün başarı ve yararlılık gösteren MİT personeline madalya verilebilecek. Teklifin 4 maddesinin kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, birleşime ara verdi. Behçakapılı, verilen aranın ardından hükümet ve komisyonun yerine oturmaması üzerine, birleşimi, yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı. (AA) Söylediklerimin rektörün başını kapatması ile alakası yok K Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç hakkında gündeme getirdiği iddiaların, Saraç'ın başını kapatması ile alakasının olmadığını belirterek, "Seçimler bittikten bir gün sonra 'AK Parti'liler cami duvarına işiyor' diyen 'korsan sekreterle' hesaplaşacağımı söyledim ve basın toplantısını bir hafta önceden duyurdum. Ama hanımefendi benim basın top- A lantısından bir gün önce başını kapatıyor" dedi. Dicle Üniversitesi Rektörü Saraç ve üniversite yönetimi hakkında birtakım iddialarda bulunan İçten, rektör ve üniversite Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün'ün verdiği yanıtlara cevap verdi. Konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan İçten, düzenlediği basın toplantısında rektör ve yönetim hakkındaki iddiaları 64 madde ile sıraladığını ve seçilmiş bir milletvekili olarak sorula- rını yönelttiğini anımsattı. "İstedim ki bu soruların cevabı verilsin ki bunu savcılığa yansıtırken içinden bazı şeyleri ayıklayabilelim. Belki verecekleri cevaplar hakikaten karşılığı olan cevaplar olur, biz de bu noktada o sorularla ilgili geri adım atar ve sadece ilgili olanları savcılığa veririz" diyen İçten, Saraç'ın beklediği basın toplantısını yaptığını ancak basın toplantısının skandalla sonuçlandığını kaydetti. İçten, Rektör Saraç'ın, iddiaların hiçbirisine yanıt vermediğini ifade ederek, "Keşke Cuma İçten'in şu 64 tane sorusundan bir tanesine, 'bakın belgesi budur' diye cevap verebilselerdi" dedi. Rektör Saraç'ın, "Dicle Üniversitesi'nde asaleten genel sekreter olmasına rağmen, Sabri Eyigün denen şahıs vekaleten bu görevi yapıyor mu? Bu görevde binlerce evraka imza atıyor mu? Asil dururken vekil olan birisi kanunen imza atabilme yetkisine sahip mi? Bu hukuken suç mu değil mi?" sorusuna cevap vermediğini belirten İçten, "Basın mensuplarını topladıklarında, bilgisayarın bir tuşuna basıp 3-5 yıl içerisinde verilen ihaleler ve satılan arazilerin firma kayıtlarını ve bilgilerini basın mensupları ile paylaşabilirlerdi" diye konuştu. İçten, basın toplantısında paylaşmadığı ama savcılık ile paylaşacağı daha farklı şeyler olduğunu söyledi. (AA) SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> SIZINTI Abdullah LELİK [email protected] ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI HAŞİM KILIÇ Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Haşim Kılıç, sevilen, saygı duyulan bir insan. Haşim Kılıç, hakkında olumsuz hiç bir duyum olmayan kişi. Haşim Kılıç, Ak Partiyi kapatılmaktan kurtaran hakim. Haşim Kılıç, Çok önemli kararlara imza atan önemli bir Başkan. Haşim Kılıç, duygusal değil, hakka, hukuka, vicdana göre karar verir. Haşim Kılıç, özellikleri, güzellikleri anlatılmayacak kadar çok olan bir adam. Haşim Kılıç, Bir adam. Öyle bir adam ki, tam da adam gibi adam. Haşim Kılıç, son zamanlarda gündemden düşmeyen dillerde bir kişi. Özellikle, Hükumet yanlısı kişi ve kuruluşlar tarafından istenmeyen baş hedef haline getirilen,Haşim Kılıç'a böyle acımasızca yüklenilmesini doğru bulmuyorum. İnsanları bu kadar çabuk harcamamak lazım... Daha ortada fol yok yumurta yokken, cumhurbaşkanı adaylığı uğruna ilkelerini kenara iten, görevini kötüye kullanan insan muamelesi yapılması hakkaniyete de uygun değil, insanlığa da uygun değil, kadirşinaslığa da... AYM'nin, iç hukuk yolları tüketilmeden önüne gelen Twitter yasağıyla ilgili alelacele karar almasını uygun bulmayanlar var. Yüksek Seçim Kurulu kararlarının AYM'ye götürülmesi konusunda"Önümüze gelsin o zaman bakarız" cümlesini, "Bakın o konuda da AYM'yi yetkili görüyor"diye yorumlayanlarda bulunuyor. HSYK Yasası ile ilgili bozma kararının ise tamamen Anayasa Mahkemesi'nin görev sınırları içinde bir karar olduğunu görmek zorundayız. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen bir yasayı Anayasa'ya uygunluk açısından denetlemeyecek de başka ne ya pacak? Kaldı ki, bu yasa AYM'ye gitmeden önce yapılan tartışmalarda birçok önemli Anayasa hukukçusu da, özellikle Adalet Bakanı'na tanınan yetkiler açısından Anaya sa'ya aykırılık olduğu yönünde düşünce belirtmişti. Dolayısıyla bu yönden bir bozma kararı sürpriz olmadı. Yazar Gülay Göktürk bir yazısında: ''Geçmiş tecrübelerimiz bize siyasetin yüksek yargı tarafından kuşatılması teh likesine karşı uyanık olmamız gerektiğini öğretiyor; bu konuda hassas olmak için güçlü nedenlerimiz var. Ama bu hassasiyeti yargısal denetimi püskürtmek için kullanma noktasına da sürüklenmemek gerek. Her bozma kararını otoma tik olarak "yüksek yargının siyaseti kuşatması" ya da"yargının siyasetten rol çalması" diye yorumlamak yerine, önce kararı objektif kıstaslar ışığında ince lemek; uygunluk denetimini aşıp yerindelik denetimine girip girmediğini; Ana yasa'nın ilgili maddesinin doğru yorumlanıp yorum lanmadığını somut olarak değerlendirmek gerekir'' diyor. CHP ve MHP nin birlikte Haşim Kılı'ı aday gösterebileceği yönünde de haberler var. Tabiki bunu zaman gösterecektir. Başbakan Tayip Erdoğan ve Cumhurbaş kanı Abdullah Gül den birinin aday olması durumunda, Haşim Kılıç ve ya başka bir adayın şansının ne olacağı hususunda da kanaatler çok farklı. Gülay Hanım da: ''Ben Haşim Kılıç'ın Türkiye'de artık bürokrat cumhurbaşkanları döneminin kapandığını görebilecek siyasi öngörüye sahip olduğunu, dolayısıyla zaten böyle bir adaylığa sıcak bakmayacağını tahmin ediyorum. Siyasetin asker-sivil bürokrasinin vesayeti altında olduğu ve cumhurbaşka nlarının Meclis'te seçildiği dönemlerde devletin bir numaralı pozisyonunun darbe artığı generallere, yüksek yargı üyelerine ya da büyükelçilere tahsis edildiği uzun yıllar yaşadık. Ama o günler geride kaldı. Şimdi artık vesayet yok ve cumhurbaşkanlarını halk seçiyor, dolayısıyla bürokratların o mesafeli, soğuk ve genellikle halka tepeden bakan üslubuyla meydanlarda seçim kazanmak pek mümkün görün müyor.O yüzden CHP ve MHP bir aday üzerinde anlaşacaklarsa ve seçimlerde bir iddiaları olmasını istiyorlarsa bence bir an önce halkla iletişim kurmayı bilen, kitlelerde heyecan uyandırabilen, liderlik özellikleri bulunan, siyasi bir kimliği ve siyasi vizyonu olan bir isim üzerinde çalışmaya başlasalar iyi olur'' diye tesbitlerini sıralıyor.. SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI 17Nisan Şubat2014 2013Perşembe Perşembe 8 GÜNCEL 17 SONDAKiKA GAZETESİ >> SiYAH MAVi KIRMIZI SARI 17Nisan Şubat2014 2013Perşembe Perşembe 9 GÜNCEL 17 İZSU’DAN 47.3 MİLYON LİRALIK DEV BİR TESİS DAHA GELİYOR Hafta sonu bereketi İ zmir Büyükşehir Belediyesi, Tahtalı’dan sonra kentin en büyük yüzeysel içme suyu arıtması olan Kavaklıdere İçme Suyu Arıtma Tesisi’nin temelini Cumartesi günü atıyor. Bornova’nın Kavaklıdere Köyü’nde kurulacak tesis, yılda 1 milyon kişinin su ihtiyacını karşılayacak. Gördes Baraj suyunu en kısa sürede kente verebilmek için 2.5 yıl önce Manisa Nuriye’deki 20 milyon liralık yatırımla Sarıkız İçme Suyu arıtma tesisini hizmete alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, şimdi de aynı proje kapsamında Kavaklıdere İçme Suyu Arıtma Tesisi’ni kuruyor. 47 milyon 330 bin liraya mal olacak tesisin temeli, 19 Nisan Cumartesi günü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun katılacağı törenle atılacak. Bornova’nın Kavaklıdere Köyü’nde 150 bin metrekarelik alanda yer alan tesis, 1.5 yıl içinde tamamlanacak. Tesis, Tahtalı Barajı’nın suyunu arıtan Görece’deki arıtmadan sonra İzmir’in ikinci büyük içme suyu arıtma tesisi olacak. Kavaklıdere içme suyu arıtma tesisini yüzeysel içme suyu arıtımı yapan Sarıkız ile Balçova içme suyu arıtma tesisleri izliyor. DSİ tarafından yapılan Gördes Barajı’ndan 2011 yılı Mayıs ayından itibaren su alarak kente verdiklerini söyleyen İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, “Sarıkız İçme Suyu Arıtma Tesisi’nden ortalama günlük O RİTİM HATA KALDIRMAZ! Ş ifa Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından 2’cisi düzenlenen Ege Aritmi Güncelleme Toplantısı’nda kalp ritmi bozuklukları ele alındı. Kardiyologlar, ritim bozukluklarının tedavi edilebildiğine dikkat çekerek, “Erken tanı konulduğu zaman yeni teknolojilerin de yardımı ile ritim bozukluklarını tamamen yok edebiliyoruz” dediler. Şifa Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından 2’cisi düzenlenen Ege Aritmi Güncelleme Toplantısı, Ege Üniversitesi Anemon Otel’de gerçekleşti. Ege Aritmi Güncelleme Toplantısı’nın ev sahipliğini yapan Şifa Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat Tavlı, ülkemizde kalp hastalığına bağlı ölümlerin birinci sırada geldiğini hatırlattı. Kalp hastalıkları içerisinde, ritim bozukluklarının büyük bir bölümü oluşturduğunu ve tedavi edilmediği takdirde öldürücü olduğunu belirten Prof. Dr. Tavlı, “Ege Bölgesi, diğer bölgelerle kıyaslandığında kalp hastalığı ve ritim bozukluğu görülme insidansı bakımından daha şanslı görülse de ritim bozukluğu erken tanısı yapıldığı zaman yeni teknolojilerin uygulanması sayesinde tamamen yok edilebilmektedir” dedi. KARDİYOLOGLAR ARİTMİYİ KONUŞTU Toplantıya Ege Bölgesi’ndeki farklı üniversite ve hastanelerde görev yapan kardiyoloji doktorları katılarak, sunum yaptılar. Prof. Dr. Uğur Kemal Tezcan, Prof. Dr. Özgür Aslan, Prof. Dr. Harun Evrengül, Doç. Dr. Öner Özdoğan, Doç. Dr. Mustafa Karaca, Doç. Dr. Özgür Bayturan, Uz. Dr. Emin Evren Özcan, Uz. Dr. Ali Öztürk ve Uz. Dr. Özerk Akgün toplantıda birer sunum yaparak, aritmi ile ilgili son gelişmeleri diğer uzmanlarla paylaştılar. Toplantıda, doğuştan ritim bozuklukları, sporcularda görülen ritim bozuklukları ve kalp hastalıklarına bağlı ritim yükseklikleri gibi nedenlerle her yıl bir çok hastanın kaybedildiğine vurgu yapılarak, oysa erken tanı ve tedavi ile bu hastaların sağlıklarına kavuşabileceği belirtildi. 90 bin metreküp suyu arıtarak Karşıyaka ve Bornova’nın bir bölümüne veriyoruz. Kavaklıdere Arıtma Tesisi tamamlandığında ise Bornova ve Buca’nın tamamı Gördes Barajı’ndan su almış olacak” diye konuştu. GÖRDES SUYU İÇİN 70 MİLYON LİRALIK YATIRIM Kavaklıdere İçme Suyu Arıtma Tesisi için 47 milyon 330 bin liralık yatırım yapmaya hazırlanan İZSU, böylece Gördes Baraj suyunun kente getirilmesi için gerçekleştirdiği Sarıkız ve Kavaklıdere arıtmaları için toplam 70 milyon 106 bin liralık yatırım yapmış olacak. Günde 360 bin metreküp suyu arıtacak kapasiteye sahip tesisin tamamlanmasıyla, 120 milyon metreküp su tutma kapasitesine sahip Gördes Barajı’ndan İzmir’e yılda 60 milyon metreküp su verilecek ve 1 milyon kişinin su ihtiyacı karşılanacak. (HABER MERKEZİ) Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı ve Bostanlı Rotary Kulübü tarafından organize edilen Yaren Bebek Projesi, ilk meyvesini verdi. Proje kapsamında 2 bin bebek süslenerek satışa sunuldu. Bebek satışından elde edilen 10 bin lira çocukların tedavisi için harcanacak 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Turizm Haftası, “tarihi” Agora ören yerinde gerçekleşen törenle başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmada kentin turizm potansiyelinin geliştirilmesi için önemli projelere imza attıklarını belirterek, “İzmir’in önü açılmıştır” diye konuştu. SPORCU ÖLÜMLERİ YAŞANMASIN Ritim bozukluğu olan hastalarda son yıllarda yeni kan sulandırıcı ilaçların kullanılması ile sık görülen felcin de önlenebileceğini belirten uzmanlar, profesyonel veya amatör sporcuların düzenli muayene ve tetkiklerinin yapılarak, gelişecek ritim bozukluklarına bağlı ölümlerin çok azaltılabileceğini de ifade ettiler. Son yıllarda inatçı ritim bozukluklarını, ilaca cevap vermese bile radyofrekans enerji ablasyonu ve kalp pilleri kullanarak kolaylıkla tedavi edebildiklerini de kaydeden kardiyologlar, vatandaşların bu hastalığa karşı bilinçi olmasını istediler. Konuşmaların son bölümünde Prof. Dr. Talat Tavlı, Ege Bölgesi’ndeki kardiyoloji uzmanlarını farklı konuları tartışmak amacıyla düzenli olarak bir araya getirdiklerini belirterek, “Bundan 2 ay önce de 1. TAVI çalıştayını gerçekleştirdik. Bölgemizdeki kalp uzmanlarını bir araya getirmeye devam edeceğiz” dedi. (HABER MERKEZİ) BUVAK Banka Hesap Bilgileri FİNANSBANK ÖZKANLAR ŞUBESİ:TR 94 0011 1000 0000 0036 025295 İŞBANKASI KORDON ŞUBESİ:TR74 0006 4000 0013 4200 348257 VAKIFBANK İZMİR ŞUBESİ :TR37 000 1 5001 5800 7292 284288 Kılçıksız balık talebi kadına iş kapısı oldu! E lazığ'ın Keban ilçesinde 19 yıl önce kurdukları çiftlikte yetiştirdikleri balıkları, fileto ve füme şeklinde işleyip Avrupa ülkelerine ihraç eden firmanın 140 çalışanından 100'ü kadınlardan oluşuyor Elazığ'ın Keban ilçesinde, 19 yıl önce kurdukları çiftlikte yetiştirdikleri balıkları işleyip Avrupa ülkelerine ihraç eden firma, balıklarda kılçık kalmaması için "ince işçiliklerde hassas" olmalarından ötürü kadın çalışanları tercih ediyor. Keban Alabalık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllık 10 bin tonun üzerinde alabalık üretim kapasitelerinin bulunduğunu söyledi. Son teknoloji sistemleri kullanmalarına rağmen insan gücüne de ihtiyaç duyduklarını dile getiren Şimşek, tercihlerini genelde kadınlardan yana kullandıklarını vurguladı. Özellikle alabalık işleme kısmında kadın istihdamına önem verdiklerini belirten Şimşek, şöyle konuştu: "Bayan istihdamına önem vermemizdeki en büyük nedenlerden biri, bayanların iş gücünü artırmak ve istihdam oluşturmak, bölgemizdeki bayanların evlerinden çıkıp kendileri için bir kazanım sağlamaları ve sosyal bir işle uğraşmaları. Bununla beraber bize artı avantajları ellerinin balığa daha yatkın olmasından dolayı ince işlerde daha iyiler. Balık füme işlemesinde balıkların kafası, kılçığı, derisi alındığı zaman içerisinde kılçığın en ufak haliyle bile kalmaması lazım. Erkeklerde bunu yaptığımız zaman bakıyorduk ki kılçık kalma olasılığı daha fazla ama bayanlarda ince işçiliklerde ellerinin hassasiyetinden dolayı bu oran çok ciddi anlamda düşüyor." Ayhan Şimşek, işlenen balıkları başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye ihraç ettiklerini anımsatarak, "Balık işlemede 4 yıl hemen hemen dolacak, çok şükür yapmış oyduğumuz ihracatlarda en ufak bir şikayet almadık. Buradan da bayan elamanlarımıza teşekkür ediyoruz göstermiş oldukları incelikten ve hassasiyetten dolayı" ifadesini kullandı Tesis Sorumlusu Kamuran Yiğit de bayan personel tercihlerinin sebeplerini, hijyene önem vermeleri, daha dikkatli ve hızlı olmaları şeklinde sıralayarak, kadınlara iş imkanı sağlayıp aile bütçelerine katkı sunmalarının da önemli olduğunu vurguladı. (AA) Turizm Haftası’na “tarihi” başlangıç Bostanlı Rotary ile Buvak'tan örnek proje D r. Behçet Uz Çocuk Vakfı (BUVAK) ve Bostanlı Rotary Kulübü el ele verdi, Türkiye'ye örnek olacak "Yaren Bebek" projesi hayata geçti. Minik hastalarının tedavi süreçlerinde yanlarından ayırmadıkları Yaren bebekler şimdi çocuklara hayat verecek. 7'den 70'e toplumun her kesiminin katkı koyduğu proje kapsamında süslenerek giydirilen 2 bin Yaren bebeğin satışından elde edilen 10 bin lira çocukların tedavisi için kullanılacak. BUVAK ve Bostanlı Rotary Kulübü işbirliğinde Türkiye'ye örnek olacak "Yaren Bebek" projesiyle minik yürekler yeniden hayat buldu. Hasta çocukların tedavi süreçlerini "Yaren" adı verilen bez bebeklerle geçirmesini öngören projede tam bir "gönüllü" festivali yaşandı. Bostanlı Rotary Kulübü'nün liderliğindeki projede ünlü modacı Zeynep Acar, kumaş desteği verdi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarım Bölümü ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğretim üyeleriyle öğrenciler bebeklerin kıyafetleri tasarladı. Aysel Salih Baysak Anaokulu, Wonderland Anaokulu, Bostanlı Anaokulu, Buca Avukat İlhan Ege Anaokulu, Bizim Kulüp Anaokulu ve Karşıyaka Suzan Divrik Kız Meslek Lisesi Anaokulu'nun minik öğrencileri de bez bebekleri giydirdi. Projeye kulüp üyeleri, eşleri, çocukları Rotaract ve İnteractlar da tam destek verdi. Ortaya çıkan bebekler süslenerek, satışları gerçekleştirdi. 2 bin Yaren Bebek, İzmirliler tarafından satın alındı. Toplanan 10 bin lira da lösemi, kalp ve böbrek rahatsızlığı yaşayan çocuklar yararına kullanılmak üzere BUVAK' bağışlandı. DUYGUSAL ANLAR YAŞANDI Projeyle ilgili olarak dün Bostanlı Rotary Kulübü tarafından Hilton Oteli'nde toplantı düzenlendi. Toplantıya BUVAK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Varhan, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof.Dr.Ali Anarat, Rotary 2440. Bölge Başkan Yardımcısı Aşkın Yılmaz, Rotary 2440. Bölge Toplum Hizmetleri Komite Başkanı Işıl Nişli, Ogilvy Mather Türkiye Ülke Başkanı Aytül Özkan, Modacı Zeynep Acar, Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Görevlisi Kerem Kaban, İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Ebru Uzunoğlu, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarım Bölüm Başkanı Prof.Dr.Elvan Özkavruk ve Bostanlı Rotary Kulübü Üyeleri katıldı. BUVAK Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Gappi'nin "Yaren Bebek" şiiri toplantıda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. Bostanlı Rotary Kulübü Başkanı Berkay Eskinazi, projenin çocuklar yararına olduğuna dikkat çekerek "Hastanemize sahip çıkmamız gerekiyor.Yüzlerce kişinin desteğiyle projeyi gerçekleştirdik hem Yaren bebekleri hem de vakfı tanıttık. Hedefimiz bu projenin tüm Türkiye'ye yayılması" dedi. Projenin sunumunun yapıldığı toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan Ogilvy Mather Türkiye Ülke Başkanı Aytül Özkan, "Kalplere dokunan bir proje hayata geçirildi. Çocuklarımız hastanede kaldıkları süreçte çok yalnızlar, korkuyorlar. Yaren Bebekler onlara arkadaşlık ederken, şimdi çocuklar için bir adım daha atıldı. Herkesi projeye sahip çıkmaya ve destek vermeye davet ediyorum. Bu proje Türkiye'ye yayılmalı" dedi. PROJE ÖZEL ÖDÜL ALDI 'Yaren Bebek Projesi'nin öyküsü ise Bostanlı Rotary Kulübü'nün katkılarıyla Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi tarafından ölümsüzleştirildi. Fakülte tarafından 8. Renk adıyla kısa film çekildi. Film, bu yıl 6.sı düzenlenen Uluslararası Rotary Kısa Film Festivali'nde özel ödül aldı. Berkay Eskinazi, çocuklar için yapılan bu çalışmanın ödülle taçlandığını söyledi. YAREN BEBEKLER İLE NE ALINDI Yaren bebeklerin satışıyla elde edilen gelirle cerrahi servisi ameliyat bölümüne 1 adet çamaşır makinesi, acil servise 3 uzaktan ateş ölçer ve 1 dijital tansiyon aleti, onkoloji servisine 40 beslenme seti ve acil arabası, süt bölümüne 1 buzdolabı, dermatoloji servisine 40 bistro çeşitleri alındı, yeni doğan servisinin tüm perdeleri yaptırıldı. TIBBİ TEDAVİ BEBEĞİ Kronik hastalığı olan çocukların tedavi sürecinde tıbbi tedavi bebeği denilen kumaştan yapılmış, yüzü olmayan, üzerinde mikrop barındırmayan ve yıkanabilen bebekler kullanılıyor. Bu bebek, çocuğun doktoru, psikoloğu ya da hemşiresi tarafından hastalık teşhisi konulduğunda hediye ediliyor. Çocuk da tedavi sürecini bu bebekle paylaşıyor. Çocuğa, uygulanacak tedaviler bu bebek üzerinde gösterilerek, tedaviye alışması sağlanıyor. Çocuk kendisine uygulanan tedaviyi bebeğine uyguluyor. Ayrıca bebeğin cinsiyetini kendisi belirleyerek ona yine kendi belirlediği ismi veriyor. Böylece dilediği cinsiyet ve şekilde bir arkadaşa sahip oluyor. (HABER MERKEZİ) “38. Turizm Haftası” etkinlikleri İzmir’de Tarihi Agora Ören Yeri’nde düzenlenen törenle başladı. Açılış programı kapsamında ilk olarak Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı'na çelenk sunuldu. Ardından İzmir Valisi Mustafa Toprak ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan’ın katılımıyla ‘Turizm Korteji Yürüyüşü’ gerçekleştirildi. İkiçeşmelik Caddesi'ndeki Katlı Otopark önünden başlayan yürüyüş, Tarihi Agora ören yerine kadar devam etti. Agora’daki törende konuşan Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Aydoğan, Türkiye’nin eşsiz bir turizm potansiyelini barındırdığını belirterek, İzmir’in ise tarihi ve kültürel dokusuyla dünyada herkesin ilgisini çekebilecek bir kent olduğunu söyledi. İzmir’de turizmin gelişmesi için, Büyükşehir Belediyesi olarak çok sayıda çalışma sürdürdüklerini vurgulayan Aydoğan, “Belediye olarak görülmemiş kamulaştırmalar yaparak gerçekten bir mesafe kaydettik. İzmir’in turizmden daha fazla pay alması için altyapıyı dikkatli şekilde yaptık. Birçok kuruluşla işbirliği gerçekleştiriyoruz. İzmir, son yıllarda dünyanın en hızlı gelişen metropollerinden biri oldu. Otel yatırımları çok ciddi arttı. Sağlık turizminin gelişmesi için, 40 senedir konuşulan Kadifekale-Agora– Kemeraltı hattının ayağa kaldırılması için çalışmalarımız sürüyor" dedi. İzmir’in önü açıldı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yerelde kalkınmayı sağlamak için, ‘bu iş benim işim değil’ diye düşünmediğini ve turizmin gelişmesi adına kentte pek çok çalışmayı bir arada yürüttüğünü vurgulayan Aydoğan, “İzmir’in turizmden daha fazla pay alması için yerel yönetim olarak üstümüze düşeni yaptığımıza inanıyorum. İzmir’in önü açılmıştır. Kısa zaman sonra turizmden nasibini alacaktır. 2 kez talip olduğumuz EXPO süresince kenti tanıttığımızı düşünüyorum. EXPO’yu alamadık, ama dünyanın her yerinde İzmir’i tanıttık. Liman arkası planlamasının tamamlanmasıyla birlikte bu bölgede otel yatırımları da artacak" diye konuştu. “Medeniyetlerin beşiği İzmir” İzmir Valisi Mustafa Toprak da konuşmasında, tüm kurum ve kuruluşların işbirliği içinde çalışarak kentin turizm kapasitesini artırması gerektiğini ifade etti. İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, İzmir’de turizmin gelişmesi, çeşitlenip sürdürülebilir olması için merkezi ve yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşlarının işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Törende konuşan ETİK Başkanı Mehmet İşler ise dünya turizminin üçte birinin Akdeniz çanağında gerçekleştiğini vurgulayarak, İzmir’in 1.5 milyona yakın turist ağırladığını ve turizmden aldığı payın yüzde 5 olduğunu belirtti. (HABER MERKEZİ) Halka sırtımı dönmemek için sabit koltuk istiyorum Van'ın Erciş ilçesinin başörtülü belediye başkanı Diba Keskin, "Başkan seçilirsem daha önceki yönetimin kullandığı makam koltuklarını kullanmayacağım dedim. Bu koltuklara oturanlar genelde halka sırtını dönüyor. Hemen sırtını halka dönüyor ve yüzü başka şeylere dönük oluyor. Ben de sırtımı halka döndürecek koltuk istemiyorum. Bunun için koltuk yaptırıyorum" dedi. Van'ın Erciş ilçesinin başörtülü Belediye Başkanı Diba Keskin, "İnancınıza ve davanıza bağlıysanız hiçbir şey sizi yolunuzdan alıkoyamaz" dedi. 30 Mart mahalli idareler seçimlerinde rakiplerini geride bırakarak belediye başkanı olan BDP'nin başörtülü adayı Diba Keskin, 5 yıl süresince Erciş'i yönetecek. Muş'un Malazgirt ilçesinde 1973'te doğan ve imam hatip olan babasının görevi nedeniyle Erciş'e yerleşen Keskin, evliliğinin ardından Van'da yaşamaya başladı. Eşi ve 4 çocuğuyla Van'da yaşarken kadın meclisinde görev alan ve 6 ay önce Erciş'e dönerek seçim çalışmalarına başlayan Keskin, belediye başkanlığı için BDP'den aday oldu. Seçim çalışmalarının ardından 30 Mart'ta ilçedeki oyların çoğunluğunu alan Keskin, Erciş'in ilk kadın belediye başkanı oldu. 5 yıllık görevi süresince yapacağı çalışmaları AA muhabirine anlatan Keskin, siyasete atıldığı andan itibaren seçimi kazanacağı yönde inancının tam olduğunu belirterek, başörtüsünden dolayı çok fazla tepki almadığını söyledi. Halkın değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu anlatan Keskin, insanlara olan yaklaşımları ve verdikleri güven ile halkın sevgisini kazandıklarını ifade etti. Keskin, başörtü yasağının başladığı yıllarda küçük de olsa bazı sıkıntılar yaşadıklarını ve kabullenme sorunuyla karşılaştığını bildirerek, "İnancınıza ve davanıza bağlıysanız hiçbir şey sizi yolunuzdan alıkoyamaz. Siz bir şeye inanıy- orsanız, bir şeyde kararlıysanız kimse size engel olamaz" diye konuştu. Seçimlerin ardından belediyenin kapılarını halka açtıklarını anlatan Keskin, yıllarca ilçedeki üç ailenin elinde bulunan belediyenin ilk defa halkın eline geçtiğini dile getirdi. Keskin, Erciş halkının BDP'ye ya da Diba Keskin'e değil kendi belediyesine sahip çıkıp yönetime ortak olduğuna dikkati çekerek, ilçede de insanı merkez alan çalışmalara imza atmak istediğini belirtti. İlçenin en önemli sorunlarının su, yol, kanalizasyon, ulaşım ve çöp olduğuna değinen Keskin, "Allah'ın izni, halkın desteği ve kendi yolumuza olan inancımızla halkımızla beraber çalışmaları yapmak için yola çıkacağız. Şu anda hem tebrikleri kabul ediyoruz hem de sabah 6'dan gece 12'ye kadar belediyenin işleriyle ilgileniyoruz" ifadelerini kullandı. (AA) SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Nisan 2014 Perşembe GÜNCEL 17 DÜŞÜNCESİ 10ÜNENLERİN 7 Şubat 2013 Perşembe Böyle giderse dünyanın en büyük ihracatçısı olacağız! Türkiye’nin geleceğinin konuşulduğu 2023 Türkiye İhracat Stratejisi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’na katılan Özer, “Dünyadaki ekonomik daralmaya karşın ihracatta ürün ve pazar yelpazemiz genişledi. İhracatçı firma sayımız arttı. Yurtdışında neredeyse gitmediğimiz pazar kalmadı" dedi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, Türkiye’nin geleceğinin konuşulduğu 2023 Türkiye İhracat Stratejisi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’na katıldı. Toplantıda Özer, Ekonomi Bakanlığı’nın gayretleriyle dolar kurunun 2.15-2.25 aralığında tutulmasını takdirle izlediklerini ifade etti. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin başkanlığında gerçekleştirilen 2023 Türkiye İhracat Stratejisi Koordinasyon Kurulu’nun 3. toplantısı, Ekonomi Bakanlığı’nda yapıldı. Necdet Özer, TOBB’u temsilen yaptığı konuşmada, Türkiye’nin her alanda büyük değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini belirterek, “Esasen, Türkiye dünyanın yükselen pazarlarından biri haline geldi. Bu gelişmeler doğrultusunda dış ticaretin yapısında da dönüşüm süreci başladı. Artık savunma ve havacılık sanayi, yazılım ve bilişim, teknik müşavirlik, sağlık, ulaştırma, lojistik, müteahhitlik, eğitim sektörleri gibi ileri teknoloji ve hizmet sektörlerini dünya piyasalarında konuşur hale geldik. Dünyadaki ekonomik daralmaya karşın ihracatta ürün ve pazar yelpazemiz genişledi. İhracatçı firma sayımız arttı. Yurtdışında neredeyse gitmediğimiz pazar kalmadı. Biz inanıyoruz ki, bu ülkenin girişimcisi bizi dünyanın en büyük ihracatçılarından biri yapacak güçtedir.” dedi. 2013 yılında TOBB’a bağlı Odalarımız vasıtasıyla yurtdışından gelen, önemli miktarı alıcılardan oluşan 65 iş heyeti, ihracat amacıyla yurtdışına giden 120 iş heyeti olmak üzere toplamda 185 yurtdışı organizasyonunun düzenlendiğini ifade eden Özer, “Bu hususta, Ekonomi Bakanlığımız ve yurtdışı teşkilatı ile yakından çalışıyoruz, Bakanlığımıza bu konuda vermiş olduğu destek için teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Ekonomi Bakanlığı'nın 2010/8 sayılı "Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliği" kapsamında 12 Oda tarafından 21 adet rekabetçilik projesi başlatılarak 9 milyon dolara yakın proje onayı alındığını anlatan Özer, “Beklen- timiz, daha fazla sayıda Odamızın bu desteklerden faydalanmalarını sağlayacak mekanizmaların hayata geçirilmesidir. Mevcut destek programından tebliğ gereği sadece il ticaret ve sanayi odalarımız faydalanabilmekte, ilçe odalarımız faydalanamamaktadır. Oysa ülkemizde bazı illerden büyük ticaret ve sanayi hacmine sahip ilçelerimiz mevcuttur. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için projeye başvuran işbirliği kuruluşları arasına ilçe ticaret ve sanayi odalarının da ilave edilmesini önermekteyiz.” şeklinde konuştu. İhracatın artırılmasının sadece pazar bulmaktan ibaret olmadığı düşüncesiyle AR-GE ve inovasyon projelerine de özel bir önem verdiklerini vurgulayan Özer, “Son üç yılda 18 Odamız ARGE projesi yürütmektedir. Bunun 7 adedinde üniversite sanayi işbirliği bulunmaktadır. 16 Odamız en az 1 adet inovasyon projesi yürütmektedir. 7 projede üniversite sanayi işbirliği bulunmaktadır. Beklentimiz, daha fazla sayıda AR-GE ve inovasyon projesi gerçekleştirmek ve üniversite sanayi işbirliğini artırarak teknoloji dönüşümü, transferini sağlamak ve ihracatımızı artırmaktır. Lojistik ve taşıma alanında da çalışmalarımız yoğun ve hızlı bir biçimde devam etmektedir. Kısa adı BALO olarak bilinen Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonları projesi ile Anadolu'daki sanayici ve ihracatçıya ait yüklerin, Avrupa'nın iç kesimlerine demiryolu ile ulaştırılması ve dolayısıyla ülkemiz ihracatına Avrupa pazarında rekabet avantajı sağlanması hedeflenmektedir. BALO Projesi ile yükler ihracatçının kapısından alınarak, yerel yük toplama merkezlerinde birleştirilecek ve Bandırma'dan, Tekirdağ'a Marmara Denizi’ni geçerek, Avrupa'ya ulaştırılacaktır. Hem zamandan, hem de taşıma ücretlerinden tasarruf gerçekleşirken, Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye gelecek yükler de yine benzer bir şekilde varış noktalarına ulaştırılacaktır.” diye konuştu. Son olarak Özer, dolar kurunun 2.15-2.25 seviyelerinde tutulması için Ekonomi Bakanlığı’nın çalışmalarını takdirle izlediklerini vurgulayarak, “Ekonomi Bakanlığımızın gayretleriyle dolar kurunun 2.15-2.25 aralığında tutulmasının, Türkiye ihracatı için sağlıklı bir kur aralığı olduğunu düşünmekteyiz.” dedi. (HABER MERKEZİ) Heyelanla yeri değişen Güney Şelalesi eski ihtişamına kavuşuyor Denizli’de geçen yıl meydana gelen heyelanda bozularak, suyun yönünün değiştirilmesiyle yeniden oluşturulan Güney Şelalesi’nin çevre düzenlemesi tamamlanarak yeniden hizmete girdi. Vali Abdülkadir Demir, beraberinde Güney Kaymakamı Onur Şatıroğlu, Belediye Başkanı Halil Ayhan, DSİ 21. Bölge Müdürü Kaya Yıldız, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü İbrahim Özsoy ile birlikte bölgede incelemelerde bulundu. Pamukkale Üniversitesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun da görüşü alınarak teknik çalışmaları yapılan ve eski güzelliğine kavuşturulan şelalede incelemelerde bulunan Vali Demir, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Bölgeyi gezen Demir, çevre ve fiziki şartların iyileştirilmesi amacıyla peyzaj çalışması yapıldığını söyledi. Güney Şelalesi’nin bu yıl Denizli’de önemli bir turizm merkezi olması için gayret gösterdiklerini ifade ederek, ziyaretçi sayısını arttırmayı hedeflediklerini belirtti. Heyelanda doğal dokusunu kaybeden Güney Şelalesi’nde suyun yönü değiştirilmiş ve eski konumunun yaklaşık 50 metre yan tarafından akmaya başlamıştı. Yeni yerinde de bütün ihtişamıyla görenleri etkileyen şelaleye ulaşımı sağlayan yolun tamamı, İl Özel İdaresi’nden 150 bin ve Çevre Koruma Vakfı’ndan 100 bin lira ödenekle yapılan peyzaj çalışmasıyla kilit parke taşı kaplandı. Şelale alanı yıkılan kalıntılardan arındırılıp yol genişletmesi çalışması yapılarak, önünde geniş bir meydan oluşturuldu. Buraya da kilit parke taşı döşendi Ayrıca şelale alanında daha önceden hiç aydınlatma sistemi ve sosyal ihtiyaç alanı yokken peyzaj çalışması kapsamındaki sosyal ihtiyaç alanları ve aydınlatma sistemi sayesinde geceleri de ziyarete açıldı. (CİHAN) Ekmek parasını 55 metre yükseklikte kazanıyorlar Sarıgöl'ün Emcelli Mahalle Cami'sinin tadilatında çalışan 3 usta, 55 metre uzunluğundaki iki şerefeli minarede, mahalle sakinlerinin şaşkın bakışları arasında ekmek parasını kazanıyorlar. Sarıgöl'ün Emcelli Mahallesi'nde yıkılan caminin yerine yenisi yapılıyor. Caminin minaresinin yapımını bir hayırsever üstlendi. 55 metre uzunluğundaki, iki şerefeli minarede 3 usta çalışıyor. Ustaların yerden on- larca metre yükseklikte, korkusuzca çalışmalarını, mahalle sakinleri heyecan içinde izliyor. Minare ustalardan Süleyman Ay (52), Denizli'nin Çal ilçesinden geldiklerini, Süleyman Erden (48) ve Mesut Karcı (46) ile 1984 yılından bu yana Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çok sayıda minare yaptıklarını söyledi. Mesleğini kayınpederinden öğrendiğini anlatan Ay, "Dört kişilik ekibimle birlikte çift şerefeli 55 metre uzunluğundaki bir minareyi rüzgar ve yağmur ol- madığında 45 günde tamamlarız. Mesleğimiz gereği yüksekte çalışmaktan korkmuyoruz. Biz ekmeğimizi yükseklerde kazanmaktayız. Sayısız minareler yaptık, artık gözümüz yükseklere alıştı. İş güvenliğimizi alıyor, adeta yerde çalışıyormuş gibi çalışıyoruz. Ama bizim çalışmalarımızı yerden izleyenler, bizlerden daha çok heyecana kapılıyorlar" diye konuştu. Türkiye’de minare ustalarının azaldığını kaydeden Ay, gençlerin mesleğe ilgisiz kaldığını sözlerine ekledi. (AA) DEMiRCiLi merhum yazar İÇİN ANLAMLI ETKİNLİK Emin yapar Ak Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 12 Nisan 2014 Cumartesi günü Demirci Belediyesi ve Türk Dil ve Edebiyatı Derneği ile ortaklaşa düzenlediği konferans ve kitap imzalama etkinliğine katıldı. Demirci’nin ilk müftüsü Ömer Lütfi Efendinin oğlu olan merhum yazar Bahaeddin Özkişi için Demirci Ticaret ve Kültür Merkezi Konferans salonunda konferans ve kitap imza günü düzenlendi. Düzenlenen etkinliğe Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ’ın yanı sıra Demirci Kaymakamı Yalçın Sezgin, Belediye Başkanı Selami Selçuk, Manisa Basın İlan Kurumu Kenan Tokgöz, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bakaç, Yazar Bahadır Yenişehirlioğlu, daire amirleri, okul müdürleri ve öğrenciler katıldı. Demirci Belediye Başkanı Selami Selçuk yaptığı konuşmada “ İlim ve fikir dünyasında önemli bir yeri olan hemşerimiz yazar Bahaeddin Özkişiyi anmak için toplandık. Kültürümüze ve Edebiyatımıza değer katan Bahaeddin Özkişi, birçok eseri ile de yeni nesillerimize örnek olan bir yazarımızdır. Gelecek nesillerimiz kendilerini okuyarak, araştırarak çok geliştirmeleri gerekmektedir. Okumak çok önemli bir Bülent Arınç, Recep Tayyip Erdoğan, Cemil Çiçek okuyarak yetiştiler. Gençlerimiz okuma alışkanlıkları kaybetmemelidir” dedi. Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ “ Merhum Yazar Bahaeddin Özkişi kısa hayatına rağmen Türk Edebiyat tarihine derin izler bırakan bir yazarımızdır. Kendisi aslen Manisa’mızın Demirci ilçesindendir’.’ dedi. SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Kabahatli kim? Kim ne derse desin Türkiye’nin bir numaralı sorunu işsizlik. Hemen her evde bir ya da birkaç işsiz var. Rakamlar ortada, her ne kadar gerçek sayılar açıklananın çok daha üzerinde olsa da, Nisan 2013’te tek haneli oranlara inen işsizlik oranı, 2013 Aralık ayında tekrar çift haneli orana çıkarak 2014 Ocak ayında yüzde 10,1’e ulaştı ve işsiz sayısı 2014 Ocak ayında 2 milyon 841 bine yükseldi. STAR GAZETESİ Biliyorum merak ediyorsunuz; ben müthiş merak ediyorum çünkü... İlk kez halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanlığı için Ak Parti’nin kimi aday göstereceği merak edilmez mi hiç? Şunun şurasında seçime dört aydan kısa süre kaldı ve hepimiz meraktayız... Rakip aday çıkarması gerekecek siyasi partiler de merakta... Aslında Ak Parti’nin adayının Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’dan biri olacağını biliyoruz. Hatta bir şeyi daha biliyoruz: Tayyip Erdoğan aday olmak istediğinde Abdullah Gül’ün buna itiraz etmeyeceğini ... Tayyip Erdoğan’ın çevresinden gelen mesajlarla kendi bazı sözleri de aday olabileceği yolunda işaret sayılabilir... O halde? Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde de benzer bir durum vardı: İsteseydi, altı yıl süren başbakanlığını, 2007 yılında, cumhurbaşkanlığıyla taçlandırabilirdi Tayyip Erdoğan; ancak şimdilerde de yapılacağını bildiğimiz istişare mekanizması sonucunda, ‘’Adayımız kardeşim Abdullah Gül’’ açıklaması ondan geldi. 17 17Nisan Şubat2014 2013Perşembe Perşembe Türkiye’nin en önemli sorunu ne? Ankara ve medyanın gündemi ile Türkiye’nin gündemi hiçbir zaman birbiriyle örtüşmedi. Medya Ankara’ya bakıp gündem oluşturdu. Ankara da çoğu zaman medyanın yarattığı gündemin peşinden gitti. Tıpkı yumurta tavuk ilişkisi gibi medya mı siyaseti yönlendiriyor yoksa siyaset mi medyayı, bu, dün olduğu gibi bugün de tartışılmaya devam ediyor. İşte bu noktada asıl önemli olan medya ve siyaset, halkın gündemine ne kadar vakıf ve bu konuda üzerine düşenin ne kadarını yerine getiriyor? Bu soruya medya ve siyasetin vereceği cevap kesinlikle, biz halkımız için varız yönünde olacaktır. Ama halka sorduğunuzda, bu konuda her iki kesimin de geçer not alacağını sanmıyorum... Eğer halk için siyaset ve halk için haber yapılıyor olunsaydı, Türkiye’nin en önemli sorunları siyasetin de, medyanın da gündeminde çok daha fazla yer alırdı. Fehmi KORU 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Peki bu durum seçim öncesinde ne kadar gündeme geldi? İktidar ve muhalefet, bu oranların aşağılara çekilmesi konusunda neler önerdi? Medya işsizlik haberlerine ne kadar yer verdi? Ve gelelim can alıcı soruya, peki bu konuda medya ve siyaset sınıfta kaldı da, halkımız ne kadar duyarlı? İşsiz çocuklarının, karşılarında eriyip, bittiğini gören anne-babalar, dizilerle yatıp dizilerle kalkmanın ötesinde, bu konuya ne kadar kafa yordular? Sorunlarını ne kadar dile getirdiler?.. Yani ille de birilerine çuvaldız batırılacaksa en büyüğü siyaset ve medyaya ise onun biraz küçüğü de, çocuklarının gelecekleri için yeterince çaba göstermeyen anne-babalara olmalıdır. Peki ya işsiz gençler? Onların hiç mi kabahati yok? Olmaz olur mu? Elbette onların da kabahati var ama içimizde en masum olan yine de onlar... Ayrıca zaten yeterince moral bozukluğu içerisindeler bir de biz vurmayalım... Kariyer planlaması? TÜİK verilerine göre, eğitimli işsizlerin sayısı giderek artıyor ve bazı mesleklerdeki yığılma hiçbir şekilde eriyemeyecek noktalara geldi. Peki DPT ve YÖK gibi kurumlar bu konuda insan gücü planlaması yapıyor mu? Yapsalardı zaten böyle olmazdı dediğinizi duyar gibi oluyorum!.. Son verilere göre, Türkiye’de 557 bin üniversite mezunu işsizlik sorunu yaşıyor. Bilgisayar, gazetecilik ve enformasyon, mimarlık ve inşaat mezunlarının işsizlik oranı, üniversite mezunlarının genel işsizlik oranının üzerinde bulunuyor. TÜİK verilerine göre, en son mezun olunan okul ve mezun olunan alan itibariyle Türkiye’de 28 milyon 271 bin kişilik iş gücünün 5 milyon 388 milyonluk kısmını yüksekokul veya fakülte mezunları oluşturuyor. İş gücündeki üniversite mezunlarının sayısı 2013 yılında önceki yıla göre yüzde 8 arttı. Geçen yıl iş gücüne katılan üniversite mezunlarına 392 bin kişi eklendi. Üniversite mezunu işsizlerin sayısı geçen yıl 54 bin artarak 557 bine, istihdam edilenlerin sayısı da 338 bin artarak 4 milyon 831 bine çıktı. Bu gelişmeler doğrultusunda yüksekokul veya fakülte mezunları arasında 2012’de yüzde 10,1 olan işsiz sayısı 10,3’e çıktı. Okumuş işsizler! Üniversite mezunları arasında işsizlik oranının en yüksek olduğu alan imalat ve işletme oldu. Bu alanlardan mezun olanların yüzde 16,8’i işsiz durumda bulunuyor. İşsizlik oranında imalat ve işletmeyi, sanatla ilgili alanlar izliyor. Sanat bölümlerinden mezunların Cumhurbaşkanlığı konusunda bilinenler ve bilinmeyenler Gül’le devama karar vermeleri, bu sebeple, şaşırtıcı karşılanmamalı. Yedi yıl önce şaşırmış olsanız da, bu defa şaşırmamalısınız... Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklı olduğu dönemde üstlendiği başbakanlığı, Abdullah Gül’ün, hem de yolunu açmak için olağanüstü çaba sarf ederek, altı ay sonra terk edebilmesi de şaşırtmıştı; Tayyip Erdoğan’ın kendisi de Çankaya’ya çıkabilecekken cumhurbaşkanlığını ‘kardeşim’ dediği yol arkadaşına bırakması da... Siyasete farklı bakan bir kadro olduğunu Ak Parti yönetim kadrosunun, artık biliyoruz... Bu sebeple, ‘’Adayımız Tayyip Erdoğan’’ denildiğinde de, bunu, çoktan hak etmiş bir lidere vefa olarak değil, ‘ortak akıl’ tarafından üretilmiş, sadece kişiler ve parti bakımından değil ülke açısından da öylesi hayırlı olduğu için alınmış bir karar olarak görmeliyiz... Kim aday olursa olsun diğeri bu gelişmeden rahatsızlık duymayacaktır... Esas dikkat edilmesi gereken, şu aşamada, aday belirleme sürecine sağdan soldan yapılacak müdahalelerdir... Siyaset yandaşlık doğuran bir uğraş alanıdır ve yandaşlık da aşırılığa kaymaya müsaittir. Taraflardan biri için ortaya atılacak ve bunu diğerini rencide edebilecek söz ve tavırlara dökecek olanlar, iyilik yapayım derken süreci zedeleyebilirler de... Demokratik süreçte halkın oyu kimsenin cebinde değildir. İki önemli siyasi figürden biri lehine olacağı düşünülen diğerini rahatsız edici sözler, belki muhatabından çok, ikili tabloyu önemseyen oyverenleri rencide edebilir... Kaş yapayım derken göz çıkartmak buna denir işte... Merakımız kimin aday olacağı ama, bana sorarsanız, sürecin sıkıntısız geçmesi daha önemli... 16.04.2014 Ülkemiz için de yararlı olduğuna formülün, iyi niyetliler şehadet edecektir... Tayyip Erdoğan ve konuyu kendileriyle istişare etmeye değer bulacağı partili yol arkadaşlarının bir beş yıl daha Çankaya’da Abdullah SABAH GAZETESİ Ankara Atatürk Lisesi'nde askerlik dersinde hocamız olan albay, yazılı sınav başlamadan önce bir sıranın üzerine çıkar ve şu uyarıyı seslendirirdi: - Sınavda kopya çekene a- terk-i tahsil ettiririm, b- gözünü patlatırım... Özünde çok sevecen olan ve anlattığı dersi fıkralarla süsleyen bu askerin, kimsenin gözünü patlatmayacağını bilirdik... Bu yüzden sıranın üzerine çıkıp sert adam rolü yapmasını da, gülerek izlerdik. Partilerinin grup toplantılarında Başbakan Erdoğan hakkında çok ağır ifadelerle konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi de, bu albayı izlediğim gibi izliyorum açıkçası... Sanki 30 Mart seçimleri hiç olmamış ve sanki aynı üslupla girdikleri geçmişteki seçimlerde de benzer yenilgileri yaşamamışlar gibi, dün yine esip gürlemekteydiler... Oysa bu gergin üsluplu siyaset onlara değil, AK Parti'ye oy getiriyor... Üstelik özellikle Devlet Bahçeli özel yaşamında duygusal bir insan... Yüreği sıkıştığı zaman şarkılarda buluyor kendisini... Sanki yaşam durmuş gibi İktidarda olmayınca acaba yaşam durdurulmuş gibi mi oluyor? Ünlü kalp cerrahı De Bakey'e ait bir anekdot vardır... yüzde 15,9’u işsizlik sorunu yaşıyor. Eğitimli iş gücünde işsizlik oranının yüksek olduğu bir diğer alan ise yaşam bilimleri. Bu alandan mezun olanların yüzde 14,5’i iş arıyor. Sosyal ve kişisel hizmetler, bilgisayar, ulaştırma hizmetleri ve çevre koruma, iş ve yönetim, gazetecilik ve enformasyon, tarım, ormancılık ve balıkçılık, fizik bilimleri ile mimarlık ve inşaat mezunlarının işsizlik oranı üniversite mezunlarının genel işsizlik oranının üzerinde bulunuyor. Sosyal ve kişisel hizmetler mezunlarının yüzde 14,3’ü, bilgisayar mezunlarının yüzde 14,2’si, ulaştırma hizmetleri ve çevre koruma mezunlarının yüzde 14,1’i, iş ve yönetim mezunlarının yüzde 13,5’i, gazetecilik ve enformasyon mezunlarının yüzde 13,2’si, tarım, ormancılık ve balıkçılık mezunlarının yüzde 12,2’si, fizik bilimleri mezunlarının yüzde 11,9’u, mimarlık ve inşaat mezunlarının yüzde 11,2’si iş sahibi değil. Üniversiteli işsizlerin 203 binini iş ve yönetim mezunları, 59 binini öğretmen eğitimi ve eğitim bilimleri, 46 binlik kısmını mühendislik işleri mezunları oluşturuyor. Özetin özeti: Okumanın ödülü işsizlik olmamalı. Her yıl, 150 bin kontenjanın boş kalması bu yüzden. Ve bu ülkeye atılabilecek en büyük kazık, üniversiteye olan ilginin dibe vurması olacaktır!.. 16.04.2014 Taha AKYOL HÜRRİYET GAZETESİ Siyasetin dayanılmaz ağırlığı YENİ Şafak yazarlarından Akif Emre, “bir çılgınlık hali yaşanıyor” diye yazdı. Cemaatle iktidar arasındaki çatışmayı ima eden son derece seviyeli yazısında, bu kavgada neyin siyasi, neyin dini olduğunun birbirine karıştığına dikkat çekiyor. “Son derece politik” olduğunu belirttiği bu kavgaya dini nitelik atfetmenin “her şeyden önce dine saygısızlık” olduğunun altını çiziyor. Sayın Emre’nin şu satırları bilhassa önemli: “Keşke siyasal nüfuz mücadelesine kapılmadan önce Türkiye Müslümanları, sağlıklı biçimde Müslümanlık anlayışlarını tartışabilseydi...” O zaman daha ağırbaşlı bir tavır mümkün olurdu... Eski fıkıh kitaplarında bulunmayan, modern ekonominin ve modern devlet işlevlerinin ortaya çıkardığı imkânlar ve kudretler karşısında daha özenli bir duruş gelişebilirdi... Fakat aşırı siyasallaşma, hayatın bütün değerlerini politik kavgaya indirgedi. Yıllar sonra bu atmosfer dağıldığında geriye nasıl yoksul bir fikir mirası kalacağını hepimizin düşünmesi gerekir. HUKUK SORUNU Fena da olmadığını hep birlikte izledik: Çankaya’da Gül, başbakanlıkta Erdoğan formülü tarihimizin en başarılı siyasi işbirliğine dönüştü: Gül’ün şahsında ülkemiz uluslararası itibar gören bir devlet adamı kazandı; halktaki Erdoğan sevgisi daha da büyüdü ve Ak Parti oyları yüzde 50’leri buldu... Mehmet BARLAS SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Sürekli esip gürlemek muhalefete ne kazandırdı ki? De Bakey bir otomobil tamircisine kalp ameliyatı yapıp, kalbe giden üç damarını değiştirmiş. Adam ameliyat ücreti olarak De Bakey'e 30 bin dolar ödemiş. Bir süre sonra De Bakey'in otomobili arıza yapmış. Kalp damarlarını yenilediği tamirciye götürmüş aracını... Tamirci iki saat uğraşıp, motordaki arızayı gidermiş ve tamir bedeli olarak 300 dolar istedikten sonra şu soruyu yöneltmiş De Bakey'e: - Doktor bu adalet midir? Siz benim kalbimi tamir edip 30 bin dolar aldınız. Ben sizin aracınızı tamir edince 300 dolar alıyorum? De Bakey adamın sorusunu gülümseyerek cevaplamış. - Ben senin kalbini tamir etmek için kalbini durdurmadım ki. Sen de motoru tamir ederken onu durdurmasaydın, herhalde ücretin farklı olurdu, demiş. Üslup tartışması biter mi? Dün Başbakan Erdoğan da bu "Üslup" meselesine değindi ve şöyle konuştu: "- Gergin üslup konusunda AK Parti'yi ya da bizi itham edenler, önce gitsinler şöyle aynada kendilerine baksınlar, kendi üsluplarını gözden geçirsinler. Şu anda da yapmak istedikleri bu. Gerilim üreterek hem başarısızlıklarını, hem beceriksizliklerini gizlemeye çalışıyorlar." Yıllardır hep iktidar olduğu için, Başbakan Erdoğan'ın muhalefetin benimsediği sert üslubu anlaması pek kolay değil açıkçası... Eğer seçim kazanmak gibi bir ümidiniz yoksa ne yaparsınız? Yurttaki ve dünyadaki sayısız sorunları yok sayıp, siyaseti ya "Rejim kavgası"na ya "İdeolojik kamplaşma"ya ya da Başbakan Erdoğan'a endekslemeye çalışırsınız. Yarın ne diyelim? Bizim kronik muhalif siyasetçilerimiz "Kayıp yıllarımız"da da sürekli böyle yapmadılar mı? Sağ-sol kavgasının rüzgârında Türkiye'nin evrensel uygarlık ve gelişme yarışında geri kaldığı, zaman üzerinde patinaj yaptığı unutturuldu. Düşünce odakları ve medya da bu rüzgâra kapıldı ve "Gerçek sorunlar"ın çoğu, kamplaşmalara kurban edilip çözümsüzlüğe terk edildi. Akşam yandaşları ile oturup "Yarın hangi açıklama ile gerginliği sürdürelim" arayışının yapıldığı tarz bir siyasetçilik, başarı getirmeyen günlük kolaycılıktır. Burada ortamı yumuşatmak görevi yine de Başbakan Erdoğan'a düşüyor... Çünkü onun siyaset alanında rakiplerine laf yetiştirmek dışında, icraat yapmak, ülkenin istikrarını korumak, gelişmeyi sağlamak ve Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmak gibi sorumluluklar da var... 16.04.2014 Siyasetin bu derece ağır basması, hukuk sistemimize ve hukuk kültürümüze de zarar veriyor. Elbette hukuk sahasında sorunlarımız var. Fakat bunları evrensel hukuka göre çözmeye ve evrensel hukuk kültürünün ülkemizde gelişmesini sağlamaya çalışmak gerekmez mi? Hayır, aksini yapıyoruz. Hukukun temel kavramlarını da kökleşmiş yargı kurumlarımızı da “son derece politik” bir baskıya maruz bırakıyoruz. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan hücumlara bir bakın... AYM’de “paralel” keşfedenlerin ağzından bir tek AİHM içtihadı duydunuz mu? “AİHM içtihatları şöyle, halbuki AYM aksine karar verdi” diyen tek siyasi ağız gördünüz mü? Yargı kurumlarını ve yargı görevlilerini temel hukuk kavramlarına göre değerlendirmek yerine, siyaseten “bizden, bize karşı” diye ayrıma tabi tutarsak bu ülkede hukuk mu kalır?! Toplum ne hale gelir? GİZLİ SORUŞTURMA Adana’da polisleri tutuklayan “bizden hâkim”i büyük bir coşkuyla alkışlamak; ama itirazen tahliye kararı veren hâkimi öfkeyle “paralel” diye damgalamak!.. Bu hukukun konusu olan olaylara, sırf siyaset gözüyle bakılmasının tipik bir örneğidir. Tutuklayan hâkim niye tutuklamış?.. Yüklenen suçlar ne?.. İtiraz üzerine tahliye kararı veren üst mahkemenin hâkimi niye tutuklama kararını kaldırmış?.. Dosyada deliler toplanmış mı ve yeterli mi?.. Soruşturma gizli olduğu için bunları şimdilik bilmiyoruz. Bilmediğimiz için ihtiyatlı konuşmak ve siyasi polemik konusu yapmaktan sakınmak gerekmez mi? “Yargıya intikal etmiş konuda konuşmamak” şeklinde kültümüzde iyi bir gelenek var; kanun hükmüdür bu aynı zamanda... Fakat güzel geleneğimizin ve hukuk kaidesinin siyasetin ateşinde nasıl buharlaşmakta olduğunu görüyor musunuz? SİYASETİN ALANI HSYK hâkim ve savcılarının kararlarının yanlış mı doğru mu olduğuna bakamaz fakat hâkim ve savcıların kanuna ve teamüllere açıkça aykırı halleri varsa müfettiş gönderir, soruşturma açar. Fakat hâkim veya savcı hakkında dün “irticacı” diye, bugün “paralel” diye damgalama yapılması hukuka aykırıdır. Çünkü hâkim ve savcılarda, hoşa gitmeyen karar verdiklerinde damgalanmaları endişesi yaratır. Yargı bağımsızlığına kökten aykırıdır bu tür damgalamalar. Tarihten gelen tecrübelerimizle artık görmeliyiz: Siyasetin doğal alanını kısıtlamak da çok yanlıştır; siyasetin her alana hâkim olması da çok yanlıştır. Din, hukuk, fikir ve kültür hayatı, özel hayat, toplumsal çoğulculuk; bunlar siyasetin asla müdahale etmemesi gereken nefes borularıdır milletlerin. 16.04.2014 SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 17 17 Nisan Şubat 2014 2013 Perşembe Perşembe POLİKLİNİK TELEFONLARI ACİL TELEFONLAR İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka 4 Evka 1 Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe 110 372 58 74 225 49 99 388 10 03 386 17 86 487 13 61 237 13 07 433 65 59 376 73 23 278 76 02 351 09 04 452 24 77 251 00 44 250 86 40 238 35 97 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet HastaneleriAliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye HastaneleriEşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel HastanelerAnadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 441 41 70 Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 Türkiye artık modern harp başlığı üretecek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, dünyada sadece bir kaç ülkenin sahip olduğu modern Harp Başlığı Üretim Tesisi'nin açılışını bu yıl içinde yapacaklarını belirterek, "Bu tesiste üretilecek harp başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye, savunma sanayinin bu çok önemli alanında yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak" dedi Türkiye'nin savunma gücünü artıran yerli silah sistemlerini tasarlayan ve geliştiren TÜBİTAK, modern patlayıcıların üretim ve dolumunun yapıldığı tesislerin tasarımı, kurulumu ve işletmeye alınması konusunda da çalışmalar yürütüyor. TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) arasında imzalanan sözleşme ile TÜBİTAK mühendisleri tarafından ileri teknolojiye sahip Harp Başlığı Üretim Tesisi tasarlandı. Tesis, yakın zamanda Kırıkkale'deki MKE Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde faaliyete geçirilecek. "İzin alan değil, izin veren olacağız" Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, bu tip ileri teknolojiye sahip üretim tesislerinin tasarım ve kurulumunu dünyada sadece birkaç ülkenin yapabildiğini söyledi. Türkiye'nin her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de her geçen gün dünyada daha fazla söz sahibi olmaya başladığını dile getiren Işık, şunları kaydetti: "Bir alanda söz sahibi olmak için mümkün olduğunca dışa bağımlılığı azaltmanız gerekiyor. Patlayıcı üretim tesislerinde kullanılan özel üretim ekipmanları, Füze Teknolojileri Kontrol Rejimine tabi olup yurt dışından alımı, yüklenici firmanın bulunduğu ülkenin hükümet iznini gerektiriyor. Yani sizin bu ekipmana ihtiyacınız var ama alacağınız ülkenin hükümeti size izin vermezse, bunu alamıyorsunuz. Açacağımız tesiste yapılacak çalışmalarla bu durumu artık tersine çevireceğiz. Artık izin alan değil, izin veren olacağız." Tesis A'dan Z'ye Türk mühendislerin elinden çıkıyor Bakan Işık, modern mühimmatlar için patlayıcı üretilecek tesiste kurulan tüm özel üretim ekipmanlarının da yerli firmalarla birlikte yurt içinde tasarlanıp üretildiğini bildirdi. Öte yandan, bu tesiste üretilecek modern patlayıcıların formülasyonu ve üretim süreçlerini de TÜBİTAK mühendislerinin geliştirdiğini anlatan Işık, tesisle ilgili şu bilgileri verdi: "Modern patlayıcıların üretimi için gerekli teknik ve üretim bilgi paketleri, proje kapsamında MKE'ye aktarılacak. Söz konusu tesis, MKE Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde 55 dönümlük arazi üzerinde kurulacak ve 11 ayrı üretim biriminden oluşacak. Dünyada sadece bir kaç ülkenin sahip olduğu modern tesisin açılışını bu yıl içinde yapacağız. Tesiste, tam kapasite çalışıldığında yıllık 600 ton plastik patlayıcı üretimi yapılabilecek. Bu tesiste üretilecek harp başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye, savunma sanayinin bu çok önemli alanında yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak." (AA) Balıkçılar yeni eleman yetişmemesinden dertli Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Arslan, "Balıkçılıkta üçüncü nesilim. Dedem, babam ve ben. Denizlerde ürün olmayışı ve gelir getirmemesinden dolayı gelecek neslimiz bu işe sıcak bakmıyor. Bundan dolayı da üç, beş sene sonra bu denizlerde çalıştıracak eleman bulamayacağız" dedi Denizlerde av yasağının başlamasıyla teknelerini kıyıda dinlendiren balıkçılar, mesleği devam ettirebilecek yeni çalışan bulunamamasından dertli. Denize 1 Eylül'de "vira bismillah" diyerek açılan balıkçılar, 15 Nisan'da trol ve gırgır tekneleri için av yasağı başlaması nedeniyle yeni sezona kadar teknelerini bakıma alacak. Geçen sezonun değerlendirmesini yapan balıkçılar, mesleği devam ettirebilecek yeni personel bulunamamasının sıkıntısını yaşıyor. Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hamdi Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleklerinin genellikle aileden kalan bir -Türk TelekomArıza Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma Posta Kodu Fono Tel Borç Ögrenme Çağrı -SinemalarAgora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel 121 11811 444 14 44 135 119 141 163 133 277 25 25 373 73 20 373 03 50 324 42 64 489 22 00 iş olarak sürdürüldüğünü ancak balıkçılığı devam ettirebilecek yeni kişilerin bulunamadığını anlattı. Av sezonunda farklı türlerde balık tutularak tüketim yapıldığını ifade eden Arslan, "Sezonun başlamasıyla palamut avcılığı iyi geçti. 1 veya 1,5 ay süren palamut avcılığı oldu. Daha sonra palamudun kaybolmasıyla hamsi avcılığı başladı. Aralık ayına kadar yaklaşık 4 ay hamsi avlandı. O zaman diliminde de vatandaşımız bol miktarda hamsi tüketti. Aralık ayından sonra hamsinin de kaybolmasıyla tezgahlarımızda istenildiği gibi balık olmadı" dedi. Sezonun bitmesiyle büyük teknelerin "paydos" ettiğini dile getiren Arslan, "Bundan sonra küçük teknelerle mezgit avcılığı yapıp havaların ısınması ile barbun, tekir ve istavrit gibi balıkları avlayacağız. Bol miktarda olup olmadığını söylemek için erken. Çünkü sular soğuk ve balıklar kıyıya daha gelmedi" diye konuştu. "Balıkçılığımızın geleceği aydınlık değil" Arslan, görünen tabloda balıkçılığın gelecek adına umut vermediğini savunarak, şöyle devam etti: "Çünkü her sene Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center 277 48 00 278 87 87 446 90 40 425 01 25 386 58 88 712 07 13 343 83 15 381 64 61 347 58 25 489 88 85 445 87 76 252 56 66 832 14 11 483 75 11 277 11 00 daha da kötüye gidiyor. Hiçbir balık türünde artış yok. Özellikle hamsiden sonra kalan balıklarımıza bakıldığında mezgit, istavrit, barbun ve kalkan gibi ürünlerde artış gözükmüyor. Stok azalıyor. Balıkçılığımızın geleceği aydınlık değil. Bunun için neler yapılabileceği, ne tür kararlar alınabileceği bu işi yöneten üst düzey temsilcilere bağlı. Biz zaten görüşlerimizi sorumlu kişiler olarak gerekli yerlerde, toplantılarda dile getiriyoruz. Maalesef bu zamana kadar istediğimiz düzeyde kararlar alınamadı. Kısa vadeli alınacak kararlar, çıkarılacak yasalar belli ki balıkçılığı artırmayacak." Denizin "nadasa bırakılmasını" öneren Arslan, "Eğer bu denizler nadasa bırakılırsa gelecekte balık görebiliriz ama bu şekilde avcılık devam ettiği sürece denizlerimizin geleceği iyi değil" dedi. Personel sıkıntısı yaşadıklarına ve işe başlayanların kısa sürede ayrıldığına dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti: "Personeli 3 gün çalıştırabiliyorsun ama dördüncü gün bulamıyorsun. Çünkü ona da çalışması için, evine ekmek götürmesi adına para vermen gerekiyor.’’ (AA) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması -TiyatroKonak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn. İzmir Devlet Tiyat. Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi 483 91 00 483 21 91 422 53 10 381 50 98 421 42 61 483 50 35 369 14 87 445 89 41 343 04 33 446 77 95 441 09 02 Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskelelerKonak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik ArızaGenel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 261 48 04 Eşrefpasa Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46 17Şubat Nisan 2013 2014 Perşembe Perşembe Kadınların sıklıkla tercih ettiği ince burunlu ayakkabılar ile babetlerde yanlış seçimler, ayak sağlığını olumsuz etkiliyor &%&"&#$ $ %:MKBMAJDKMO?JIKJHCMO?JI;@H HNEGLGLOMACMCJHON;GENLOAGHOAGHOCMI6J1OMCCJ>JO?N2 ?MCKMI7OC@3FHKNIENONICNLO?NAHGDNO?N>KGO?JKMHO<M HNK;NKNIENON>IGDNOD@KON;NIHMLOF9FLOA=IM :JDJKEJ>JLEMOD=I=D=8CMO8MHJKO?@9FHKF>FONDNH CN?NLGLENODND<NLKN8BNO<MOE=9CN?NLKGHO:J?JONDNH EM,@IBNAD@LKNIGLNOLMEMLO@KFD@I5O-6G?NEMB -LHNINO"NACNLMAJOJ9JHO MEN<JO<MOM1N?JKJCNAD2 @LO'9BNLGO+I5O+JKMHO*@;O0GKBN97O-BF1N?JIJLMODN3CG>GON;GHKNBNEN7ONDNHKNIGLO<=6FC EML:MAJLJLOAN>KNLBNAGLENONEMCNOH@K@LO:4IM<J :4IE=>=L=O?MKJICMIMH7ONDNHKNIENOBMDENLNO:MKM2 6MHO?JIO@KFBAF9KF>FLOC=BO<=6FEF MCHJKMDM6M>JLJOA4DKMEJ5O LANLO<=6FEFLENONDNHKNIGLO&OHMBJH7O$$OMH2 KMB7O%.OKJ:NBMLO<MO%OHNACNLO@KF8NLOMLOH@B32 KJHMOF9F<KNIGLENLO?JIJO@KEF>FLFO?MKJICMLO0GKBN97 NDNHKNIGLO<=6FEFLFLOC=BON>GIKG>GLGOCN8GBNHKN :4IM<KJO@KEF>FLFOJ,NEMOMCCJ5O0GKBN97O:=LOJ;JLEM MI:@L@BJHO@KNINHODNLKG8OCMI6J1OMEJKML NDNHHN?GKNIGLOAGICO<MOHNK;NON>GIKNIGLENLOHJIM;KML2 BMDMOHNENIO?JI;@HOAN>KGHOA@IFLFLNOD@K N;N?JKEJ>JLJO?JKEJIEJ5O0NLKG8ONDNHHN?GOAM;JBJ A@LINAGLENO:4I=KM?JKM6MHOAN>KGHOA@IFLKNIGLENL ?JIJLJLOEFIF8O?@9FHKF>FO@KEF>FLFONLKNCNL 0GKBN97OD=HAMHOC@3FHKNIGLO<=6FEFLON>GIKGH BMIHM9JLJO4LMOE@>IFOJCMIMHO?MKO<MOHNK;NLGLOL@I2 BNKOEFIF8FLFO@KFBAF9OMCHJKMEJ>JLJOA4DKMEJ5 0GKBN97O?FOEFIFBENO?MKOHN<JAJLJLONICCG>GLG7 ?FLFLOA@LF6FLENOJAMO?MKO<MOHNK;NOHNAKNIGLEN N8GIGO:MI:JLKJHO<MON>IGO@KF8CF>FLFOEJKMO:MCJIEJ5 !!%!"%&&!!&$"&#%% %&&!%&#$$ &%"%&$# 0=HAMHOC@3FHKFONDNHHN?GKNIO:JDJKEJ>JLEMO<=2 6FCON>GIKG>GLGLO4LMOHNDBNAGO<MOEJ9KMIMON8GIGOD=H ?JLBMAJDKMO?JIKJHCMOEJ9ON>IGKNIGLO:4I=KBMDM ?N8KNEG>GLGONLKNCNLO0GKBN97O8FLKNIGOHNDEMCCJ /NBNLKNOEJ9OMHKMBJLEMOHJIM;KMLBMKMIMOD@KON;N2 ?JKJD@I5O-DIG6NOC@3FHKFO=9MIJLEMOEN1NO;@H HNAGKNLO?NKEGIOHNAKNIGO?JIOA=IMOA@LINO?N6NH N>IGKNIGLGOENO?MIN?MIJLEMO:MCJIJD@I5O @3FHOLM HNENIOD=HAMHOJAMONDN>GLO4LOHGABGO4LMOE@>IFO@ HNENIO;@HO?=H=K=D@IO<MON8JKOCML2 E@LFLFOHGANKCNINH N>IGKNINOD@KON;N?JKJD@I5OO0=HAMHOC@3FHKF NDNHHN?GKNIGLOAMICONIHNOHGAGBKNIGODNOENOHNDG8KNIG 9NBNLKNOC@3F>FOCN1IJ8OMEMIMHOC@3FHONIHNAGLEN DMIONKNLOHMBJ>JLO?=D=BMAJLMOLMEMLO@KFD@I5 0=HAMHOC@3FHKNIO<=6FCON>GIKG>GLGOEML:MKJ EN>GCNBGD@IO<MOF9FLOA=IMKJO:JDJKBMAJOA@LF6F 3NIBNHOEJ3KMIJLEMOMHKMBON>IGKNIGO@ICNDNO;GHGD@I5 -DIG6NOD=HAMHOC@3FHKNIOEML:MLJLO?@9FKBNAGLN D@KON;CG>GLENLOE=8BMOIJAHJLJONICCGININHO?JKMH DNINKNLBNKNIGLNOEN<MCJDMO;GHNIN?JKJD@I5/ &#%# "%&&!!&$"&#% &#&!"&#$ %&$$ $%# 0GKBN97O4L=OENIONDNHHN?GKNIGLO?N83NIBNHCN N>IGKGOHMBJHO?=D=BMAJLM7O?N83NIBN>GLOJ; CNIN,CNHJOEJ>MIO3NIBNHKNINOE@>IFOM>JKBMAJLMOLM2 EMLO@KEF>FLFO<MO8MHJKO?@9FHKF>FLNOD@KON;CG>GLG J,NEMOMCCJ5OO0=HAMHOC@3FHO<MO4L=OENI NDNHHN?GKNIGLO$5O<MO5O3NIBNHKNIONINAGLENODMI NKNLOAJLJIOE@HFAFLENOHNKGLKN8BNDNOD@KON;NINH 3NIBNHKNIENON>IGO<MOFDF8FHKF>NOLMEML @KEF>FLFO?MKJICMLO0GKBN97O/NIBNHO4L=OENI NDNHHN?GKNI7OH=;=HO3NIBNHKNIGLO@ICNOMHKMB 1J9NAGLENO?=H=KBMKMIOD@KON;GD@IO<MOA@LF6FLEN 3NIBNHKNI7ONDNHHN?GO:JDJKBM9AMO?JKMO?=H=K= HNKGD@I5O(FOENO;MHJ;O3NIBNHO:4I=L=B=LMOD@K N;GD@I/OEMEJ5 0GKBN97O?FILFOENIONDNHHN?GKNIOCMI6J1 MEJKEJ>JLEMO?N8O3NIBNHKNIENOCGILNHKNINOA=IMHKJ ?NAHGOFD:FKNLEG>GLENLO9NBNLKNOCGILNHO?NCBNAG A@IFLFO:4I=KE=>=L=LONKCGLGO;J9MIMH7O?FLFLKNO?JI2 KJHCMOLNAGI7OBNLCNIO:J?JOEJ>MIOA@IFLKNIKNOEN AGHKGHKNOHNI8GKN8GKEG>GLGONLKNCCG5 &"#%%&%" 0GKBN97O?N?MCKMIJLOEMO;@HOAN>KGHKGO@KBNEG>GLN EJHHNCJO;MHMIMH7O/(N?MCONDNHHN?GKNI7OD=HAMH C@3FHKFKNIGLOCMIAJLMONDN>NO?JLMLOD=H=O4LMOEM>JK C@3F>NOHNDEGININHO?FINENOD=HKMLBMDMOLMEML @KFD@IO<MOC@3FHCNHJ ?NAHG7O?JKMHO<M HNK;NON>IGKNIGLNOD@K N;N?JKJD@I/OEJDM H@LF8CF5O(N2 ?MC2 KMIJL7OEG8OCN?NLOHGABGLGLO;@HOJL6MO@KEF>FOJ;JLO9M2 BJLEMLO:MKMLOENI?MKMIJOML:MKKMDMBMEJ>JLJLOEM NKCGLGO;J9MLO0GKBN97O84DKMOEM<NBOMCCJ /MBJLOJKMONDNHONINAGLENOHNKGLO?JIOCN?NHNLGL @KBNBNAGONDNHOCIN<BNKNIGLGO?MIN?MIJLEMO:MCJIJD2 @I5O@IBNKEMONDNHHN?GKNIGLOCN?NLO<MOAGIC HGAGBKNIG7ONDNHKNIGLODNDGKBNAGLGO4LKMBMHO<MOD=H EN>GKGBGLGOEMACMHKMBMHOJ;JLOEN1NOAMICO<MOMI2 :@L@BJHO?JIODN3GENO=IMCJKBMKJKMI5O-L6NHO?N2 ?MCKMIEMO?4DKMO?JIOEMACMHKMDJ6JO?4K:MO?FKFLBFD2 @I5O(FOD=9EMLO?N?MCKMIOF9FLOA=IMO:JDJKEJ>JLEM D=I=D=8CMO8MHJKO?@9FHKF>F7ONDNHOCN?NLGLEN DND<NLKN8BNO<MOE=9CN?NLKGHO:J?JONDNH EM,@IBNAD@LKNIGLNOLMEMLO@KN?JKJD@I5/ 0GKBN97ONDNHHN?GOAM;JBJLEMOJEMNKOC@3FH D=HAMHKJ>JLJLO&2O6BONINAGLENO@KEF>FLF7 NDNHHN?GKNIGLO?FIFLOHGABGLGLODF<NIKNHO<MO:MLJ8 @KBNAG7O3NIBNHKNIODMCMIJL6MOIN1NCO1NIMHMCOMEM2 ?JKBMAJO:MIMHCJ>JLJOJ,NEMOMEMIMH7O8FO4LMIJKMIEM ?FKFLEFO/)MLCMCJHOBNCMIDNKKMIEMLODMIJLMOE@>NK EMIJEMLODN3GKBG87O1N<NOAJIH=KNAD@LFO@KNL NDNHHN?GKNIOCMI6J1OMEJKBMKJ5O-DNHHN?GLGL ?=D=HK=>=OMLOF9FLO3NIBN>NO:4IMOAM;JKBMKJ5 >MIO?N?MCKMIJLOIN1NCKG>GLENLO<N9:M;JKMBJD@IAN7 J;JLMODFBF8NHO?JIOEMACMHOH@LFKBNKGO<MONDNH HN<JAJOEMACMHKMLBMKJ5O+@K:FOC@3FHKNIENO4LO<MONI2 HNOHGABGLOM8JCO@KBNAGOEFIFBFLENOA@IFL DN8NLBGD@IONL6NHODJLMOEMOE@K:FOHNKGLKG>GO%. 6B!DJO:M;BMBMKJ5O-HAJOCNHEJIEMONDNHODMIEMLO;@H D=HAMKJD@IO<MODNDKNLBNO?@9FKEF>FOJ;JLOEJ9O<M ?MKON>IGKNIGO:49KMLJD@I5 #=L=LO;@>FLKF>FLFONDNHCNO:M;JIMLKMIOJ;JLOML JEMNKONDNHHN?G7O?N>6GHKGOD=I=D=8ONDNHHN?GKNIEGI5 (FLKNIOENI?MOMBJ6JOCN?NLKG7O:MLJ87OJ;JO3MCOJKM EMACMHKMLBJ8O<MOD=HAMHKJ>JO&O6B!EMLO,N9KNO@K2 BNDNLOB@EMKKMIO@KBNKG5/ +',*,+%)*( +"#+'+(&+,**( ")'),(*+)')#* Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesindeki merkezde, kalp ve akciğer hastalarına yaptırılan çeşitli egzersizler sayesinde yaşamsal fonksiyonları ölçülerek, günlük yaşantılarında daha aktif olmaları ve başkalarına bağımlılıklarının azaltılması amaçlanıyor Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesindeki merkezde, kalp ve akciğer hastalarına yaptırılan çeşitli egzersizler sayesinde yaşamsal fonksiyonları ölçülerek, günlük yaşantılarında daha aktif olmaları ve başkalarına bağımlılıklarının azaltılması amaçlanıyor. AKÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Solak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp ve akciğer hastalığı olan kişilere yönelik rehabilitasyon uygulamaları yaptıklarını söyledi. Bu tedavi yöntemini Türkiye'de ilk uygulayan merkezlerden biri olduklarını ve bunun zamanla yaygınlaştığını ifade eden Doç. Dr. Solak, şöyle konuştu: ''Türkiye genelinde daha yaygın bir şekilde uygulanmakta olan bu sistem sayesinde kalp ve akciğer hastalarının aerobik egzersiz sırasında tüm yaşamsal fonksiyonlarını yani kalp ritimlerini, nabızlarını, oksijen düzeylerini ve kan basıncını yakından gözlemliyoruz. Bu sayede egzersiz sırasında oluşabilecek herhangi bir sorunu hemen fark edebiliyoruz ve anında müdahale etme şansımız oluyor. Hastalar günlük yaşamlarında daha rahat oluyorlar, daha aktif bir şekilde hayata katılabiliyorlar ve böylelikle diğer kişilere bağımlılıkları azalıyor.'' ''Kardiyak rehabilitasyon, kalp hastalığı olan kişilerin fiziksel, psikolojik, fonksiyonel durumlarını en üst düzeye çıkarmak için yapılan rehabilitasyon çalışmalarının tümünü kapsıyor" diyen Doç. Dr. Solak, şunları kaydetti: "Bu ünitede kalp hastalığı olan yani kalp krizi geçirmiş, damar sertliği olan, balon (stent) uygulanmış, bypass ameliyatı olmuş, kapak cerrahisi geçirmiş hastalar ve hipertansiyon hastalarına yönelik rehabilitasyon uygulamaları yapmaktayız. Kardiyak rehabilitasyon sayesinde hastaların fonksiyonel kapasiteleri gelişir ve günlük yaşamda bu hastalıklara bağlı ortaya çıkabilecek nefes darlığı, göğüs ağrısı, bacaklarda yorgunluk gibi şikayetlerinin daha azaldığını görmekteyiz.'' Kalp hastalarının aerobik egzersizlerle kalp krizi veya kalp hastalığı nedeniyle ölüm oranlarının yaklaşık yüzde 20-25 oranında azaldığına dikkati çeken Doç. Dr. Solak, ayrıca tekrar ölümcül olmayan kalp krizi geçirme riskinin de kardiyak rehabilitasyon programına girmiş hastalarda önemli bir ölçüde azaldığını vurguladı. -"Hastalar üzerinde faydalı oluyor" Akciğer hastalığı olan kişilerin fonksiyonel kapasitelerini artırmaya yönelik Pulmoner rehabilitasyon çalışmaları uyguladıklarını bildiren Doç. Dr. Solak, şöyle devam etti: ''Pulmoner rehabilitasyon kapsamında daha çoğunlukla kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), bronşektazi, astım gibi akciğer hastalığı olan kişilere yönelik rehabilitasyon uygulamaları var. Burada biz daha çoğunlukla aerobik egzersizleri yani kol ve bacak gibi büyük kas gruplarını çalıştırdığımız, dayanıklılık egzersiz programları uygulamaktayız. Öncesinde fitnes salonunda kol ve bacağa yönelik güçlendirme eğitimi ve ısınma programı, ardından hastaları bisikletlerle yaptığımız aerobik dayanıklılık egzersiz programına dahil etmekteyiz. Bu program sayesinde hastaların fonksiyonel kapasiteleri daha iyi gelişmekte ve günlük yaşamda bu hastalıklara bağlı ortaya çıkabilecek nefes darlığı, göğüs ağrısı, bacaklarda yorgunluk gibi şikayetlerinin daha azaldığını görmekteyiz. Bunun da hastalar üzerinde faydaları oluyor.'' (AA) $#,%*&!)&),**,!+&,"&(+,*&)')( " <MOAN>KGHKGODN8NBGLOH@IFLBNAGLENOFDHF 4LMBKJO?JIODFCNIHML7O49MKKJHKMO:M6MO&$5..2.5.. NINAGLENOHNIN6J>MIJLO<=6FEFODMLJKMBMDMO?N8KNEG>GO?M2 KJICJKEJ5O ((O O"NACNLMAJOKNACJHOMIIN1JO'9BNLG +@;5O+I5O-,8JLO'DANKO<MO+MC@HAO<MO)N>KGHKGO0N8NB +NLG8BNLGO#=KO*NDLNH!GLOAFLFBKNIGDKN7O)1MINC@L CMK!EMO/#ML;KJ>JLO<MO)N>KGHKGO0N8NBGLO)GIKNIG/OAMBJ2 LMIJOE=9MLKMLEJ5O+MC@HA)N>KGHKGO0N8NBO+NLG8BNLG #=KO*NDLNH7OE@>NLGLOAFLEF>FODJDM6MHKMIKMO:ML;O<M AN>KGHKGOHNKBNLGLOD4LCMBKMIJLJONLKNCCG>GOAMBJLMIEM7OJL2 ANLO<=6FEFLFLO?=D=HO?JIO?4K=B=L=LOAFO@KEF>FLFO<M AN>KG>GLOH@IFLBNAGLENOAFDFLO<N9:M;JKBM9O4LMB CN8GEG>GLGO<FI:FKNEG5O "MIOAN>KGHKGOJLANLGLO:=LOJ;JLEMOMLON9O&2&5OKJCIMOAF J;BMAJO:MIMHCJ>JLJLONKCGLGO;J9MLO*NDLNH7O@ICNKNBNO1MI %OHJK@:INBO<=6FCON>GIKG>GOJ;JLO:=LOJ;JLEMO%OKJCIMOAF C=HMCJKBMAJO:MIMHCJ>JLJOEJKMO:MCJIEJ5O"MIOAFDFLOAN>KGHKG @KBNEG>GLN7OAFDFLO31OEM>MIJLJLO;@HO4LMBKJO@KEF>FLN J8NIMCMOMEMLO*NDLNH7OAFOC=HMCJBJOJKMO?JIKJHCMODMCMIKJOCF9 ENONKGLBNAGO:MIMHCJ>JLJOA4DKMEJ5O*NDLNH7O:=LOJ;JLEMOCF9 NKGLBNENLO?@KOAFOC=HMCJKBMAJO1NKJLEMO?N8OE4LBMAJO<M BJEMO?FKNLCGAGO:J?JOA@IFLKNIO:MKJ8M?JKM6M>JLJO?MKJICCJ5O *FKKNLGKNLO1MIOJKN6GL7O1ND<NLANKO3I@CMJLKMIJL7OHN1<M <MO:N9KGOJ;M6MHKMIJLONAJCJHO49MKKJHKMIOCN8GEG>GLGO<MO<=2 6FCCNODN>KNLBNDNOLMEMLO@KEF>FLFOJ,NEMOMEMLO*NDLNH7 ,%$($'$$, *&,%,)%+*# *!)'*& +"#+'%'+(, +(+"&!+ Göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Emrullah Taşındı, teknolojinin gelişmesiyle insanların günlük faaliyetlerinin değiştiğini belirterek, bu nedenle göz kuruluğunun en çok şikayet edilen göz hastalıkları arasında yer aldığını bildirdi. Taşındı, yaptığı yazılı açıklamada, tedavi edilebilen göz kuruluğunda çevresel faktörlerin önemli sebepler arasında yer aldığını kaydetti. Uzun süre bilgisayar veya televizyon başında bulunmanın hastalığa yol açan unsurların başında geldiğine dikkati çeken Taşındı, klimaların da havayı kuruttuğunu, aynı şekilde göz kuruluğuna neden olduğunu aktardı. Taşındı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ?FLKNIODMIJLMO49MKKJHKMOH@DFODM8JKODN3INHKGODJDM6MHKMIJL ;J>O@KNINHOC=HMCJKBMAJO:MIMHCJ>JLJO<FI:FKNEG5O*NDLNH7 AN>KGHKGO?JIO<=6FCOJ;JLOFDHFLFLO4LMBKJO@KEF>FLF7O?F A=IM;CMO<=6FEFLOEJLKMLEJ>JLJO<MOHMLEJLJODMLJKMEJ>JLJ NHCNININH7OHNIN6J>MIO<=6FEFLODMLJKMLBMAJLEMOMLOMCHJL @I:NLO@KEF>FLFO?JKEJIEJ5O*NDLNH7O/9MKKJHKMO:M6M &$5..2.5..ONINAGO;@HO4LMBKJEJI5O(FOANNCKMIONINAGLEN HNIN6J>MIO<=6FEFODMLJKMBMDMO?N8KNI/OEMEJ5O KNACJHOMIIN1JO'9BNLGO+@;5O+I5O-,8JLO'DANKOEN E@HFOB=1MLEJAKJ>JOJKMOHJ8JLJLOHMLEJO1=6IMKMIJOJKM :ML;KM8BMOJBHNLGOAFLNLO/J?I@6MKK/OD4LCMBJO1NHHGLEN ?JK:JO<MIEJ5OO Gözyaşı salgısı, erkek ve kadınlarda ilerleyen yaşla azalıyor. Oysa insan ömrünün uzamasıyla ileri yaşlarda da net görmeye ihtiyaç duyuyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle insanların günlük faaliyetleri değişiyor. Eskiden görme ihtiyacı uzağı veya ince ayrıntıları fazla gerektirmezken, günümüz yaşantısında bilgisayar, televizyon, yüksek çözünürlüklü yayın, 3D gibi görmek için çaba sarf edilen ortamda net görmeye ihtiyacımız var. Bu sebeple göz kuruluğu, günümüzde en çok şikayet edilen göz hastalıkları arasında yer alıyor."Taşındı, göz kuruluğunun kişiden kişiye değişebildiğini belirterek, yaşın ilerlemesi, menopoz ve )49OH@LFAFOD4LCMBKM7OHJ8JLJLOHMLEJAJLEMLONKGLNL E@HFLFLO49MKOKN?@INCF<NIENONDIG8CGIGKG3O?N8OE@HFAF 1=6IMKMIJO@KNLO,J?I@?KNACKNIGLO;@>NKCGKNINHO6JKEMOMLMH2 AJD@LOJKMO<MIJKEJ>JLJONLKNCNLO'DANK7OFD:FKNBN A@LINAGLENOHGIG8GHKNIGLON9NKEG>GLG7ODNIN7ODNLGH7ONHLMO<M ;NCKNHOJ9KMIJLJLOAJKJLEJ>JLJ7O6JKEJLODMIO;MHJBJLJLOMCHJ2 KMIJLEMLOF9NHKN8NINHO6NLKGKGHO<MO:MI:JLKJHOHN9NLEG>GLG A4DKMEJ5O)N>KGHKGO?JIO6JKCOJ;JLOAFDFLO;@HO4LMBKJ @KEF>FLFO<FI:FKNDNLO'DANK7OE@HFOB=1MLEJAKJ>JOJKM FD:FKNLNLO1=6IMAMKOCMEN<JKMIEMOMLO4LMBKJO4L6MKJ>JL :=<MLKJHO@KEF>FLNOJ8NIMCOMCCJ5 sigara dumanından kaçınılması gerektiğini vurguladı. "Kuruluk, kaşıntı, yanma ve batma, gözde yabancı cisim hissi, ışığa duyarlılık, aşırı göz yaşarması, bulanık görme, gece görmede zorluk ve yorgunluk hissi gibi belirtiler göz kuruluğu hastalığında en çok şikayet edilen durumlar arasında geliyor" ifadesini kullanan Taşındı, "Gözü nemli tutabilmek için gözyaşının yerini tutan birçok suni gözyaşı damlası var. Gözünüze birinci aşamada günde iki defa damlatmalısınız. Gözünüz tedaviye cevap vermezse damlatma olayı günde beş defaya kadar çıkartılır. Tabii bu durum yaşam kalitenizi olumsuz etkileyebilir.” dedi (AA) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Nisan 2014 Perşembe 2013 Perşembe 14 GÜNCEL7177ubat Çatıda biriken karlara otomatik kürüme sistemi Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde çatılarda biriken karların temizlenmesi sırasında yaşanan kazaların önüne geçmek amacıyla çalışma yapan Yüksekovalı öğrenciler, hazırladıkları "Kar Küreyen Ev" ve "Damperli Çatı Sistemi" projeleri ile karların otomatik olarak temizlenmesini amaçlıyor Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde çatılarda biriken karların temizlenmesi sırasında yaşanan kazaların önüne geçmek amacıyla çalışma başlatan Yüksekovalı öğrenciler, hazırladıkları "Kar Küreyen Ev" ve "Damperli Çatı Sistemi" projeleri ile karların otomatik olarak temizlenmesini amaçlıyor. Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Halit Okay ve Cumhuriyet ortaokullarında eğitimlerine devam eden öğrencilerden Sevila Kaya ve Alican Keser ile Mahbup Rozerin Dayan ve Seher Kartal, kış mevsiminde çatılarda biriken karları temizlemek amacıyla hazırladıkları projelerle kar temizliği yaptığı sırada çatıdan düşerek ölen ya da yaralanan vatandaşların sorunlarına çözüm bulmaya çalıştı. "Damperli Çatı Sistemi" ve "Kar Küreyen Ev" adlı iki proje kapsamında, kurdukları düzenekle eğim verilen çatılarda biriken karların temizlenmesine imkan tanıyan öğrenciler, projelerini Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Van Bölge Yarışmasında da sergiledi. Cumhuriyet Ortaokulu öğrencilerinden Mahbup Rozerin Dayan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yüksekova'da kar yağışı sonrası çatılarda biriken karların zor şartlarda temizlendiğini belirterek, işçilerden bazılarının beline ip bağladığını bazılarının ise birbirine tutunarak kar temizlemeye çalıştığını söyledi. Sınıf arkadaşı Seher Kartal ile okuldan eve döndüğü sırada bir işçinin çatıda kar temizlerken düştüğüne şahit olduğunu anlatan Dayan, "Arkadaşımla okuldan eve dönerken, çatıda kar temizleyen bir vatandaşın düşüp yaralandığını gördüm. Bu durumdan etkilenerek böyle bir proje yapmak aklımıza geldi" dedi. Dayan, "Kar Küreyen Ev" Projesinin uygulanacağı çatılara, pascal prensibi ile çalışan ve eğimi artıran bir düzenek yerleştirileceğini bildirerek, karlı günlerde çalıştırılacak düzenekle çatının eğimini artırıp karın kolaylıkla düşmesinin sağlanabileceğini ifade etti. Halit Okay Ortaokulu öğrencilerinden Sevila Kaya da "Damperli Çatı Sistemi" Projesiyle ilgili şunları kaydetti: "Bulunduğumuz bölgede mevsim koşulları itibarıyla yoğun kar yağışı görülmektedir. Bu yağışlar neticesinde çatılarda biriken ve yüksekliği 2 metreyi bulan kar birikintileri, hem binalar hem de insanlar için tehdit unsuru oluşturmaktadır. Yaşanan ölüm ve yaralanmaları önlemek adına insanların çatıya çıkmadan veya herhangi bir tehlike oluşturmadan çatılarda biriken karları temizlemesi çok daha faydalı olacaktır. Biz de damperli araçlardan esinlenerek hazırladığımız projede, çatıların daha güvenli şekilde, el değmeden ve bir düğmeye basılarak temizlenmesini amaçladık. Hazırladığımız maket evde de aynı yöntemi kullanarak çatıların sorunsuz şekilde temizlenmesini sağlamış olduk. Sponsor sağlanıp projemiz uygulandığı takdirde verimli sonuçlar alınabileceğine inanıyorum." (AA) Hobi bahçeleri gibi, güvercin bahçeleri de kurulsun T ürkiye Güvercin Federasyonu Başkanı Hayıroğlu: "Kentleşme güvercin yeştiştiriciliğini olumsuz etkiliyor, yerel yönetimler kent yakınlarına hobi bahçeleri gibi güvercin bahçeleri oluşturmalı"dedi Türkiye Güvercin Federasyonu Başkanı Mustafa Hayıroğlu Türkiye'de 800 bin- 1 milyon arası kişinin güvercin beslediğini tahmin ettiklerini, kentleşmenin güvercin yeştiştiriciliğini olumsuz etkilediğini belirterek, "Yerel yönetimler kent yakınlarına hobi bahçeleri gibi güvercin bahçeleri oluşturmalı" önerisinde bulundu. Hayıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de güvercin yetiştiriciliğine büyük ilginin olduğunu, güvercin sevgisinin zamanla tutkuya dönüştüğünü belirtti. Yurt dışındaki bazı okullarda "güvercin yetiştiriciliği" konusunda derslerin olduğunu kaydeden Hayıroğlu, çocuklara hayvan sevgisini aşılamanın en önemli yollarından birinin güvercin yetiştiriciliği olduğunu söyledi. Ülke genelinde 800 bin- 1milyon arası kişinin güvercin yetiştiriciliğiyle ilgilendiğini bildiren Hayıroğlu, Türkiye Güvercin Federasyonu çatısı altında 8 yıldır faaliyet yürüttüklerini, kendilerine bağlı 61 derneğe üye 3 bin kişinin kaydının bulunduğunu, üye sayısının istedikleri düzeyde olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Güvercin besleyicilerinin tek çatı altında toplanması ve kayıt altına alınması için uğraş içerisindeyiz. Bilinçsiz güvercin yetiştiriciliğini ortadan kaldırmak, ırkların tescillerini almak ve ülkemizdeki ırkların uluslararası arenalarda söz sahibi yapmak yönünde amaçlarımız var. Kurulduğumuz günden itibaren federasyona bağlı dernek sayısı hızla artıyor. Ancak henüz işin başındayız. Türkiye'de 800 bin ile 1 milyon kişinin güvercin beslediğini tahmin ediyoruz, ailelerini de dahil ederseniz yaklaşık 2,5 milyon kişilik bir topluluğuz. Sadece Zeytinburnu'nda bin kişi güvercin besliyor, ancak bunların sadece onda biri derneklere üye. Kayıtlı üye sayımızı artırmak için çalışıyoruz." - "Güvercin alanları oluşturuldu" Kentleşmenin güvercin yetiştiriciliği üzerinde olumsuz etkileri olduğunu, modern yaşamla güvercin sevgisinin birlikte yürütülemediğini savunan Hayıroğlu, yerel yöneticilerden şehirlerin yakınlarında güvercin besleyicileri için hobi bahçeleri gibi güvercin bahçeleri oluşturulması yönünde beklentilerinin bulunduğunu bildirdi. Kent yaşamında güvercin beslemek için insanların özel alanlar oluşturmaya çabaladıklarını kaydeden Hayıroğlu, güvercin yetiştiricilerini disipline etmek, daha çağdaş yetiştiricilik alanları oluşturmak konusunda yerel yönetimlerin kendilerine destek vermesini istedi. - "Yüzün üzerinde türden 4'ü Türk güvercini olarak tescilli" Türkiye'nin Güvercin ırkları konusunda çok zengin olduğunu belirten Hayıroğlu, özellikle "taklacı" olarak adlandırılan cinse özel bir ilginin bulunduğunu, son yıllarda posta güvercini yarışlarına olan ilginin de arttığını kaydetti. Hayıroğlu, "Türkiye'de yüzün üzerinde güvercin ırkı bulunmasına rağmen tescili yapılmış sadece 4 güvercin ırkı var. Bursa, Alabadem, Makaracı ve Edremit Kelebeği ırkları Türk güvercini olarak tescillendi. Güvercin mezatlarında saf ırkların çok yüksek fiyatlara satıldığını biliyoruz. Bu konuda dünya rekoru 251 avroya satılan bir posta güvercinine ait. Biz federasyon olarak ırklara göre komisyonlar kurulması için çalışıyoruz. Yarışmalar ve festivaller ile güvercin sevgisini geliştirmek ve kurumsallaştırmak gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu. Bu yıl yapılacak posta güvercini yarışları ile ilgili bilgi veren Hayıroğlu şunları söyledi: "Nisan ayının son haftasında başlayacak ve üç ay sürecek posta güvercini yarışları 12 etapta gerçekleştirilecek. Yarışlara 2 bin 500 civarında kişi yaklaşık 300 bin posta güvercini ile katılacak. On iki etabın ardından Türkiye Şampiyonası sona erecek. Güvercin yarışları sportif amaçlı yapılır. Yarışlarda güver hava kilometresi olarak en uzun 950 ila 1150 kilometre uçuş yapacak. 2016 yılında ise 12 ülkeden posta güvercini besleyenlerin katılacağı Balkan Posta Güvercinleri Federasyonları Birliği yarışlarının ülkemizde yapılacak." (AA) Arslan: Engellilere hizmet asli görevimiz Çiğli’de faaliyet gösteren Tüm Engelliler İçin Engelsiz Bir Dünya Derneği üyeleri Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan’ı makamında ziyaret etti. Başkan Arslan, “Engellilerin sorunu benim sorunumdur. Talepler ve sorunlar en hızlı şekilde çözümlenecektir” dedi. Engelli vatandaşların sorunlarının tespiti, ilgili kurum ve kuruluşlara iletilmesi ile çözüme kavuşturulması gibi konularda faaliyet gösteren Tüm Engelliler İçin Engelsiz Bir Dünya Derneği’nin Başkanı Mehmet Aslan, yönetim kurulu ve dernek üyeleri ile birlikte Başkan Hasan Arslan’a tebrik ziyaretinde bulundu. 2007 yılından beri Çiğli’de engellilere hizmet için çalıştıklarını belirten Dernek Başkanı Mehmet Aslan, engellilerin taleplerinin yerine getirilmesinin önemini vurgulayarak, “Bizlerin zaman zaman bazı sorunları ve talepleri oluyor. Belediyemizin desteğini görmek istiyoruz. Sıkıntılarımızı Hasan Başkanımıza adaylığı sırasında aktarmıştık. Kendisi bizimle yakından ilgilendi. Birlikte çözüm arayışlarına girdik. Bundan sonra da belediyemiz bizim yanımızda” diye konuştu. Hem fiziksel hem de zihinsel engellilere hizmet eden bir dernek olduklarını, bu nedenle Çiğli’deki tüm engellilere hitap ettiklerini belirten Dernek Başkanı Aslan, Belediye Başkanı Hasan Arslan’dan özellikle mimari çalışmalarda engellilere yönelik düzenlemelerin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Şehircilik uygulamalarında engelsiz bir ortam oluşturmaya çalışacaklarını ve engellilerin daha fazla dışarıya çıkmasını sağlayacak hizmetlere özen göstereceklerini ifade eden Başkan Hasan Arslan şöyle konuştu; “Engellilerimizi evlerinden çıkarmak temel hedefimiz. Engelli- lerimizle kafa kafaya verip çalışacağız. Engellilerimizin sorunları bizim sorunumuz. Daha iyi nasıl hizmet verebiliriz diye düşüneceğiz. Ortak akılla, birbirimize danışarak engellilerimize hizmet edeceğiz. Bu bizim asli görevimizdir” dedi. (HABER MERKEZİ) Engin'in tüzükten haberi yok Y erel seçilerin ardından CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin'in yaptığı açıklamalar sebebiyle sert eleştirilerin hedefi haline geldi. Daha önce kendisine Feodal Lord benzetmesi yapan İzmir'in genç siyasetçilerinden Şener Akdemir; kişisel facebook hesabından yaptığı Ali Engin'den İnciler başlıklı açıklamasında program ve tüzük hatırlatması yaptı ve açıklamasının sonunda "CHP İzmir İl Başkanı acaba parti program ve tüzüğünü okumuş mudur?" sorusunu yöneltti. İşte Akdemir'in yaptığı o açıklama: Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Ali Engin'den İnciler: Ekip olarak kongreyi biz kazandık. O gün iş bitti. Bazı Milletvekillerini PM'de istemedik. Çünkü onlar bizim karşımızdaydı. Kaybedenler Bekleyecekler... Hizmet hareketini (Gülen Cemaati) kutluyorum. Demek ki temiz insanlar. Aklı Vicdanı olan hizmet hareketini takdir eder (Yani takdir etmiyorsanız akılsızsınız, vicdansızsınız). 8 ilçeyi hainler yüzünden kaybettik. Hepsini partiden atacağız. Gerekirse partinin %50'sini üyelikten çıkaracağız. Ne kadar da birleştirici, parti program ve tüzüğüne uygun açıklamalar değil mi? İl Başkanlığı koltuğunda oturan kişinin acaba bunlardan haberi var mı ? CHP Tüzüğü Madde 32- İl Başkanının Görevleri: ...Parti örgütüyle, meslek ve sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla, yaygın ve yerel basınla ilişkileri sağlıklı tutar; onların sorunlarıyla ilgilenir; çözümlerine katkıda bulunur; bu kuruluşlarda görevli Partililerle işbirliği yaparak başarılı olmalarına yardımcı olur. "Türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat,medeniyet tarikatıdır." CHP Halkçıdır: CHP'nin halkçılık anlayışı; siyasal meşruiyetin temelinin halkın iradesi olduğunu kabul etmektir. Bazı SINIF ve ZÜMRELERİN EKONOMİK ve SİYASAL İMTİYAZLARININ KALDIRILMASIDIR, sahipsizlerin sahibi olmaktır, çözümleri halk için, halkla beraber bulmaktır. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı acaba parti programı ve tüzüğünü okumuş mudur? (HABER MERKEZİ) Gençlere iş, esnafa nitelikli eleman B ornova Belediye Başkanı Yüksek Mimar Olgun Atila, istihdam sorununun çözümü konusunda ilçedeki sanayi siteleri ile işbirliği içerisinde olacaklarını söyledi. Sanayi esnafının işlerini kolaylaştırmak adına üzerlerine düşen herşeyi yapacaklarını belirten Başkan Olgun Atila, “Gençleri iş yapmak, esnafa da nitelikli eleman yetiştirmek için meslek edindirme kursları açacaklarını söyledi. 3. Sanayi Sitesi Başkanı Sedef Tabakoğlu, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Bornova Belediye Başkanı Yüksek Mimar Olgun Atila'yı ziyaret etti. Tabakoğlu ve yönetim kurulu üyeleri göreve seçilmesinden dolayı tebrik ettikleri Başkan Olgun Atila ile görüş alışverişinde bulundu. Bornova’nın üniversite kenti kimliğinin yanında sanayi kenti kimliğinin de büyük önem taşıdığını söyleyen Tabakoğlu, Olgun Atila’nın başkanlığında bu sanayi sitelerinin gerekli hizmeti alacağından hiçbir şüphelerinin bulunmadığını söyledi. Tabakoğlu, “Başkanımız Olgun Atila'ya önümüzdeki beş yıllık hizmet döneminde başarılar, sağlıklar diliyoruz. Hem Bornova, hem de Bornova'da yaşayan vatandaşlar için hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu. Sanayi esnafı ve personellerinin daha iyi koşullarda çalışmasını ve daha iyi kazanç elde etmesini yürekten istediklerini ifade eden Başkan Olgun Atila, istihdam sorununun çözümü için işbirliğine hazır olduklarını söyledi. Bu doğrultuda üzerlerine düşenleri yapmaya hazır olduklarını ifade eden Atila, “İşbirliği yapıp meslek edindirme kursları açarak, hem esnaf için nitelikli eleman yetiştireceğiz hem de istihdama katkıda bulunacağız” dedi. Başkan Olgun Atila, hem 3. Sanayi Sitesi yönetimiyle hem de ilçedeki diğer sanayi sitelerinin yöneticileriyle daha sık biraraya gelerek birlikte projeler üreteceklerini söyledi. (HABER MERKEZİ) SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 17 17Nisan Şubat2014 2013Perşembe Perşembe Fikret Orman, Fenerbahçe’nin derbi maçta gerekli performansı ortaya koymayacağı şeklindeki iddiaları komik olarak nitelendirdi Bunlar KOMİK şeyler Feriye Lokantası'nda Kalde ile yapılan sponsorluk anlaşmasında konuşan Başkan Fikret Orman, bazı çevreler tarafından dile getirilen, 'Fenerbahçeli oyuncuların, 'Galatasaray Şampiyonlar Ligi'ne gitmesin' diye derbi maçta gerekli performansı sergilemeyecek.' söylentileriyle ilgili bir soruya şöyle cevap verdi: "Bunlar komik şeyler. Beşiktaş ile Fenerbahçe ilk defa karşılaşmıyorlar. Rakipler birbirlerini ilkkez yenmiyorlar. Veya berabere kalmıyorlar. Tarihten bu yana ezeli rekabet var. Fenerbahçe'yi derbiye motive etmek için iki kulüp haricindeki kulüplerin almış olduğu pozisyondur. Bunu da medya üzerinden yapıyorlar. Bunu ne biz ne de Fenerbahçe Kulübü yemez. Bunlar basit oyunlar. Herkes işine baksın." E -BİLET MEVZU Öte yandan yasal olarak başlayan E-Bilet'ten dolayı pazar günkü Beşiktaş-Fenerbahçe maçına taraftarların Passolig'den dolayı bilet alamaması konusunda da açıklamalar yapan Başkan Orman, şunları söyledi: "E-Bilet bir kanunla başladı. Hukuk devleti kanununa göre uygulama başladı. Ligin bitmesine 5 hafta kala gündeme gelmesini de çok doğru bulmuyorum. Lig başınğıcında olabilirdi. Böyle olursa daha sempatik olurdu. E-Bilet olayı ile birlikte hemen negatif kampanya da başladı. Futbol seyircisi ile güzel oluyor. Bu maç Beşiktaş adına çok önemli. Fenerbahçe'nin, gelecek yıl Avrupa'da olmayacak olmasından dolayı Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılma hakkını elde edeceği önemli bir maçtır. Bu süreçte taraftarlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Taraftarlık iyi günde de kötü günde de takımın yanında olmaktır. Herkes bir an evvel kartlarını alsınlar. Ben kartımı aldım. 5 bin kişiye değil 80 bin kişiye karşı oynamak istiyoruz." "UEFA ZATEN İKİ STAT İSMİ İSTİYOR" Bu arada Beşiktaş'ın gelecek yıl maçlarını oynamak için Olimpiyat Stadı'nın ismini bildirdiği ve bundan dolayı Vodafone Arena Stadı'nın yetişmeyeceği şeklinde yapılan yorumlar konusunda da Başkan, şunları dile getirdi: "Stadımızın inşaatı devam ediyor. UEFA kurallarına göre iki stat ismi bildirmemiz lazım. Olimpiyat Stadı'nın ismini tedbiren bildirdik. Stadı bitirmek istediğimiz tarih 30 Ağustos'tur. Lig bitmediği için Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme var mı yok mu ? 3 haftaya kadar herşey netleşecek. Biz her türlü durumu göz önüne aldık. İki stat bildirmemiz gerektiği için Olimpiyat Stadı'nın ismini bildirdik." Bir gazetecinin 'Şampiyonlar Ligi'ne yönelik tranfser çalışmalarınız ne aşamada ?' sorusuna ise Başkan, "Kulüpte profesyonel bir düzen var. Bana ve yönetim kuruluna ulaşmış bir durum yok. Futbol ekibimiz maçları izliyor." diye cevap verdi. BİLİC'İN ÜZERİNDEKİ ELBİSE GERÇEKTEN BEŞİKTAŞ İLE UYUŞTU Başka bir gazetecinin, 'Slaven Bilic ile uzun süre çalışmak istiyordunuz. Hala aynı fikirde misiniz ?' sorusuna ise Başkan Fikret Orman, şöyle cevap verdi: "Bilic'in üzerindeki elbise gerçekten Beşiktaş ile uyuştu. Beşiktaş ile kendisi çok iyi intikap sağladı. Ancak futbol gönülle yönetilen birşey değil. Saha skorları önemli. Bizim gitmek istediğimiz birçok hedef var. Çok önemli işler yapmak istiyoruz. En büyük hedefimiz Avrupa'da kupa kaldırmaktır. O hedefi gerçekleştirmek için yapılanma ile gidiyoruz. Bu yapılanmada BÜYÜKŞEHİR BÜYÜKŞEHİR sponsorluk anlaşması ile futbol takımının 5 senelik anlaşmaları yapılmış durumda. Futbol takımının tahmini 30-35 SPONSORLUK ANLAŞMASI milyon dolarlık sponBaşkan Fikret Orman, sponsorluk anlaşması im- sorluk anlaşması zaladıkları Kalde firmasının her zaman yanlarında yapmış olduk. " olduğunu da söyledi. Başkan Orman, bir basın men- Beşiktaş ile Kalde subunun yeni sponsorlarının yıldız bir ismin transfe- arasındaki sponrinde rol alıp almayacağını sorması üzerine ise şöyle sorluk anlaşcevap verdi: masının 10 "Kalde ile yapacağımız 5 yıllık sponsorluk anmilyon dolar laşması için burdayız. Kalde bizim için önemli bir olduğu kurumdur. Birçok branşta bize sponsor oldular. Kal- açıklandı. de ile sponsorluk değil de kardeş iki kurum gibi ol- (CİHAN) duk. Sponsorluk anlaşmamız 2019 senesine kadar devam edecek. Futbol takımının kol sponsoru oldu. Bu Bilic'in yeri hazır. Biraz daha pekişmesi lazım. Futbolda iddialı lafları kullanmak kolay, temennimiz uzun dönemde anlaşma yapmaktır." TARİH TARİH YAZDI YAZDI Arzuman, Sondakika’da FİFA Eski Hakemi İsmet ARZUMAN Sondakika Gazetesi’nden Gazeteci Yavuz ATALAY’ı ziyaret ederek Sondakika Gazetesi’ne yayın hayatında başarılar diledi. Ziyaret yakında Sondakika Gazetesi spor sayfasında sizlerle olacak. Uğur Boral'la Veli, tekme tokat daldı İzmir Büyükşehir Belediyesi sporcuları, European Criterium Turnuvası kapsamında İtalya’da düzenlenen Coppa Europa Yarışması’nda başarı elde etti. Efe Çetiz minik erkekler kategorisinde 26,60 puan alarak birinci, Selin Erkan B yıl- dız bayanlar kategorisinde 28,58 puan alarak üçüncü oldu. Minik bayanlar kategorisinde Aysu Belin 7., B yıldızlarda Azra Terlemez 8., minik bayanlarda Kumsal Belin ise 11. olarak yarışmayı tamamladı. Beş ülkede düzenlenen turnuvanın genel klasmanında da İzmir’e kupa geldi. Efe Çetiz, Belgrad ve Trentino ayaklarında 54,47 puan toplayarak ikincilik elde eder- ken turnuvanın sadece bu iki ayağına katılmasına rağmen 103 puan toplayan İzmir Büyükşehir Belediyesi de 34 takım arasında üçüncü olarak büyük bir başarıya imza attı. (CİHAN) Jones: Fenerbahçe'nin evimizde şampiyonluk kutlamasına izin vermeyeceğiz Beşiktaş'ın Amerikalı futbolcusu Jermaine Jones, hafta sonu oynanacak derbide Fenerbahçe'ye şampiyonluk kutlamasına izin vermeyeceklerini söyledi. Jones, Fenerbahçe'nin derbiyi kazanması halinde şampiyonluğu kutlayacağının hatırlatılması üzerine, "Bu konu hakkında düşünmedik, konuşmadık da. Bizim 3 puana ihtiyacımız var. Ligi en yukarıda bitirmek için, Galatasaray'ın üstünde tamamlamak için dolayısıyla Fenerbahçe'nin ne yapacağı hakkında hiçbir şey konuşmuyoruz ve düşünmüyoruz. Ama netice itibariyle kendi evimizde 3 puanı almak istiyoruz ve Fenerbahçe'nin kendi evimizde şampiyonluk kutlamasına izin vermeyeceğiz." dedi. Sabah yapılan antrenmanın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan tecrübeli futbolcu, "Torku Konyaspor maçı Beşiktaş forması altında bence oynadığım en iyi maçtı. Önümüzdeki mücade- le de çok önemli. Ben de böyle büyük maçları gerçekten çok severim. Biz de bu maça hazırlanıyoruz." şeklinde konuştu. Jones, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda büyük bir takımı yenerek Şampiyonlar Ligi'ne hazır olduklarını göstermek istediklerini ifade etti. Fenerbahçe derbisine çok sıkı hazırlandıklarını dile getiren yıldız futbolcu, "O kadar iyi hazırlanıyoruz ki maç öncesi gerginliğini, pek çok diğer büyük liglerde olduğu gibi burada da görebiliyorsunuz. Antrenmanda ufak bir tartışma çıktı iki arkadaşımız arasında. Büyük maç öncesi hazırlıklarında bu tür gerginlikler olabiliyor. Almanya'da,İspanya'da, İngiltere'de görebiliyorsunuz. Şu anda biz son derece hazırız. Evimizde büyük bir takımı yenerek Şampiyonlar Ligi'ne hazır olduğumuzu göstermek istiyoruz." ifadelerini kullandı. (CİHAN) S por Toto Süper Lig'in 30. haftasında Fenerbahçe ile karşılaşacak Beşiktaş'ın antrenmanında Uğur Boral ve Velik Kavlak arasında gerginlik yaşandı. BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde gerçekleştirilen antrenmanda çift kale maçta aynı takımda yer alan Uğur Boral ve Veli Kavlak, birbirlerine pas verip vermeme konusunda tartıştı. Araya giren futbolcuların müdahalesiyle Uğur ve Veli, ayrı yönlere doğru uzaklaştırıldı. Fakat daha sonra ikili idman bitiminde bir araya getirilerek barıştırılmak istendi; an- cak Uğur Boral'ın Veli'ye vurmaya teşebbüs etmesi dikkat çekti. Bu olayın ardından Veli, arkasını dönerek antrenman sahasını terk etti ve tesislere girdi. Bu arada Kalde firmasıyla yapılan sponsorluk anlaşmasının ardından BJK Nevzat Demir Tesisleri'ne gelen Başkan Fikret Orman'ın yaşanan tatsızlıktan dolayı çok üzüldüğü öğrenildi. Başkan Orman'ın iki oyuncu ile tesislerde biraraya gelerek konuşacağı ve olayı tatlıya bağlayarak oyuncuları barıştıracağı da belirtildi. (CİHAN) SAYFA 16 Canlı doğan bebek sayısında azalma var Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan doğum istatistiklerine göre Türkiye’de canlı doğan bebek sayısı, 2012 yılında 1 milyon 286 bin 828'ken yüzde 0,3 oranında azalarak 2013'te 1 milyon 283 bin 62 oldu. Geçen yıl doğan bebeklerin yüzde 51’ini erkek, yüzde 49’unu kızlar oluşturdu. TÜİK verilerine göre toplam doğurganlık hızı 2012 yılında 2,09 çocukken 2013 yılında 2,07 çocuk oldu. Doğurganlık hızının en yüksek olduğu il, 4,31 çocuk ile Şanlıurfa. Onu 4,08 çocuk ile Şırnak, 3,9 çocuk ile Ağrı ve 3,66 çocuk ile Siirt izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,43 çocuk ile Kırklareli oldu. Onu da 1,46 çocuk ile Eskişehir ve Edirne, 1,5 çocuk ile Kütahya ve Çanakkale takip etti. En yüksek yaşa özel doğurganlık hızı ise 25-29 yaş grubunda görüldü. 2009 yılında bu gruptaki doğurganlık hızı yüzde 125'ken hem 2012 hem de 2013'de yüzde 128 oldu. TÜİK verilerine göre doğum sayısında en büyük artış, 30 ile 34 yaş arasındaki kadınlarda görüldü. Yaşı 25’ten küçük olanların doğum sayılarında düşme gözlemlenirken en büyük artış, 30-34 yaş grubunda meydana geldi. Bu yaş grubunda canlı doğan bebek sayısı, 2009 yılına göre yüzde 25,6 artarak, 244 bin 4’ten 2013 yılında 306 bin 524’e ulaştı. (CİHAN) www.sondakikagazetesi.com SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Özel Fatih Fen Lisesi öğrencisi Serra'nın projesi İspanya'da birinci oldu İspanya’nın Barselona şehrinde 10-12 Nisan 2014 arasında düzenlenen "Magma XV Exporecerca Jove (Fen Bilimleri Proje Yarışması)"nda, İzmir Özel Fatih Fen Lisesi öğrencisi Serra Doğanata, uluslararası kategoride birinci oldu. Türkiye, Azarbeycan, Brezilya, Abu Dabi, Belçika, Peru, İtalya ve Slovakya'nın 12 projeyle yarıştığı kategoride, ''A New Approach to Antibacterial Textiles: Amoxicillin Immobilized Polyacrylonitrile Fabric' (Antibakteriyel Tekstillere Yeni Bir Yaklaşım: Amoksisilin 17 Nisan 2014 Perşembe Bağlı Poliakrilonitril Kumaş)' adlı projesiyle TÜBİTAK İzmir bölge birincisi Doğanata, başarısını uluslararası boyuta taşıdı. Jürinin ve sergiyi gezen ziyaretçilerin büyük ilgisini çeken yarışmaya, Özel Fatih Koleji Proje Bölümü'nden öğretmen Viki Kalderon ile katılan Serra Doğanata, Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etti. Brezilya’nın ikinci, Abu Dabi’nin üçüncü olduğu yarışmada ayrıca önümüzdeki yıl İzmir’de DOESEF’e katılacak projeler de seçildi. (CİHAN) İzmir'in Urla ilçesinde belediye başkanı seçilen Sibel Uyar, üç dönem görev yapan Selçuk Karaosmanoğlu'ndan devraldığı belediyede makam koltuğunun bile icralık olduğunu söyledi Urla Belediye Başkanı Uyar: Oturduğum koltuk bile icralık Belediye makam aracında 14 icra olduğunu ileri süren Uyar, “Seçimden önceki iki ayda 300 kişiye nakdi yardım yapılmış. Roman vatandaşlar için alınan ancak kullanılamayan konteynerlere 462 bin lira borçlanıldı. Seçimden bir gün önce, cumartesi günü bile belediyeye personel alınmış. Doktor odasında dört kişi oturuyor. Yer yok, sedyeyi kullanıyorlar.” dedi. Eski Başkan Karaosmanoğlu, CHP'den gösterilmeyince DSP'den aday olmuş ancak seçimi, CHP'li rakibi Sibel Uyar'a kazanmıştı. Daha önce CHP'den meclis üyesi olan Uyar, mazbatasını alıp göreve başladığında icra şoku yaşadığını aktardı: "İcralarla uğraşıyorum, çok ciddi sıkıntı var. Belediyeye iş yapan firmalar paralarını istiyor. Bugüne kadar değil borçlarını alabilmek, muhatap bulamamışlar. Belediyenin borçlarını, bağımsız bir denetim firması inceliyor. Henüz net bir tablo önümüzde değil." Başkan Uyar, belediyenin restoranına habersiz olarak gittiğini anlatarak, "Sabah URİT tesislerine gittim. Gece bekçisi vardı. Mutfağa, soğukhavaya girdim. Hiçbir şeyin elle tutulur yanı yok. Kasaya baktım, kasa açık, içinde para var. Bir gece önceki hesap alınmamış, Z raporu alınmamış. Daha sonra sorumlusu geldi, alınan balıkların faturasını istedim, 'Yok.' dediler. Kahvaltı istedim, ustası yok ki kahvaltı hazırlasın." şeklinde konuştu. URİT'İN MÜDÜRÜNÜ İŞTEN ÇIKARDI Belediyeye ait URİT Ltd.Şti'nin müdürünü işten çıkardığını ifade eden Başkan Sibel Uyar, "URİT Müdürü, Bostanlı'da oturuyor. Sabah belediyenin arabası gidiyor, evinden alıyor. Belediyeye girmiyor, Gülbahçe'deki spor salonuna gidiyor. Bir şoför, bir koruma eşliğinde. Öğleden sonra nasip olursa, Allah izin verirse URİT'e geliyor. Akşamüstü saat 17.00'de yine belediyeye ait arabayla evine gidiyor. Çıkışını verdim, sebepsiz yere işten çıkardığım gerekçesiyle dava açmış." dedi. Uyar, turizm ofisinde çalışan kızların İngilizce bilmediğini, halkla ilişkiler biriminde görev alanların belediye çalışmalarından haberdar olmadığını da söyleyerek, "Seçimden bir gün önce, cumartesi günü işe alım olmuş. Adama, 'Sen burada çalışmıyorsun, senin kaydın yok.' diyorum, 'Hayır, ben işe girdim.' diyor. Hâlâ insan kaynaklarından, belediyede kaç kişi çalıştığına dair net sayı alamadım. En son yoklama yapacağım. Kıyafet talimatnamesi yayınladım. Terlikle, transparanla gelen vardı. Ben kimsenin emeğinde değilim. İşten çıkarınca da 'emek düşmanı' ilan ediyorlar. Ben liyakatla işe almak istiyorum. Adama göre iş değil, işe göre adam almak istiyorum." diye konuştu. (CİHAN) "Yüzen butik oteller" sezona hazır Türkiye'de mavi turun merkezi kabul edilen Güney Ege'de genelikle zengin turistlere hizmet veren ve değerleri milyonlarca dolar olan guletler, bakımdan geçirilerek yeni sezona hazır hale getiriliyor Güney Ege'nin gözde turizm merkezleri Marmaris, Bodrum ve Fethiye'de bünyelerinde pek çok lüksü barındırmaları nedeniyle "Yüzen butik oteller" olarak adlandırılan guletler, havaların ısınması ve ilk turist kafilelerinin gelmesiyle denizlerde boy göstermeye başladı. Kiralama bedellerinin yüksek olması dolayısıyla genelde farklı bir tatil geçirmek isteyen zengin turistin tercihi olan lüks yatlar, mavi yolculuğa çıkarak Ege'nin eşsiz güzellikteki koylarını yakından görmek isteyenlere hizmet veriyor. Bodrum ve Marmaris'in Bozburun beldesinde yapılan ve fiyatları 4 milyon doları bulan yöreye özgü ahşap guletler, ülke ekonomisine her yıl milyonlarca lira katkı sağlıyor. Engellileri sihirli eldivenler hayata bağlayacak İzmir'de iki genç bilim insanının yaptığı devrimsel buluş, konuşamayan insanların iletişim sorunlarını ortadan kaldıracak. Prototipi geliştirilen "sihirli eldivenler" sayesinde Türkçe işaret dilinde yer alan hareketler sese çevrilecek. Proje kapsamında 22 ay sonra ilk ürünün ortaya konması hedefleniyor ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği mezunu Elif Saygı Bavunoğlu ile Ege Üniversitesi Matematik Bilgisayar Bölümü'nde doktorasını yapan eşi Harun Bavunoğlu'nun İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde kurduğu teknoloji şirketi Turtela, dünya genelinde ses getirecek bir teknoloji geliştirdi. Savunma sanayisinde yürüttükleri projelerin ardından "giyilebilir teknolojilere" ilgi duymaya başlayan çiftin geliştirdiği prototip, ODTÜ Teknokent'in düzenlediği "Yeni Fikirler Yeni İşler" yarışmasında finale kaldı. "Konuşan eller" başlıklı projeyi hayata geçirmek üzere İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüsü içinde oluşturulan İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde şirket kurarak faaliyete başlayan çift, projeye destek vermesi için TÜBİTAK'a başvurdu. Turtela Yönetim Kurulu Başkanı Elif Saygı Bavunoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süredir savunma sanayisine yönelik teknolojiler geliştirdiklerini, bir süredir giyilebilir teknolojiler üzerinde çalıştıklarını ancak "insanları öldürmeyi amaçlayan değil daha iyi bir yaşam sürmelerine yardımcı olan teknolojilere yönelme" isteğinden hareketle bu projeye başladıklarını ifade etti. Türkiye'de kayıtlı 198 bin işitme engellinin bulunduğunu ancak bu sayının gerçekte 500 bini geçtiğinin tahmin edildiğini ifade eden Bavunoğlu, bu insanların iletişim ihtiyaçlarını işaret diliyle karşılamaya çalıştığını ifade etti. Türk Dil Kurumu İşaret Dili Sözlüğü'nün 2012 yılında yazıldığını, ülkede henüz ortak bir işaret dili oluşamadığını ifade eden Bavunoğlu, şu bilgileri verdi: "Teknolojinin gelişmesinden engelli vatandaşların da istifade edebilmesi amacıyla bir prototip hazırladık. Türkçe işaret dilinin sese çevrilmesi amacıyla kullanmak üzere bir eldiven geliştirdik. Bu eldiven, elin üzerinde yer alan sensörler sayesinde el ve parmak hareketlerini algılayabiliyor. Bu hareketleri işleyerek 'işaret dilinde buna karşılık gelen hareketleri' sese çeviriyoruz. Böylece işitme engelli bir insan, işaret diliyle konuşurken aynı anda sesli olarak bunu ifade etme şansı bulmuş oluyor. Eldivenlerin içinde bizim geliştirdiğimiz yapay zeka algoritmaları var. Biz her harekete bir karşılık vererek bunu cihazın öğrenmesini sağlıyoruz. Şu an için tek eldivenlik prototiple 15 işareti sese çevirebiliyoruz. Proje halen TÜBİTAK tarafından değerlendiriliyor. İlk aşamalar olumlu geçti. Destek sağlanırsa bir ay sonra projeye başlamayı umuyoruz. İlk 12 ayda hareket algılayan eldivenler üreteceğiz. Bu eldivenler elin büyük kısmını açıkta bırakacak ve bilgisayardan bağımsız çalışacak bir tasarımda olacak. İkinci aşamada 10 aylık bir sürede bu eldivenlere Türk işaret dilini algılama ve sese çevirme yeteneğini ekleyeceğiz. Üretilebilir bir ürünün çıkması için önümüzde 22 aylık süre var." İşaret dilini de öğretecek Proje tamamlandığında Türk işaret dili sözlüğünde yer alan bin 986 kelimeye ek olarak yöresel ifadeleri de eldivene yükleyeceklerini kaydeden Bavunoğlu, eldivenin kol üzerinde bantlı bölümünde bir ekran olacağını, bu ekrana yüklenen işaret dili eğitim modülü sayesinde hangi kelimenin hangi işaretle anlatıldığının kısa sürede öğrenilebileceğini ifade etti. Türkçe işaret dilinin gramer yapısının çok zayıf olduğunu, kelimelerin halen mastar ekiyle kullanıldığını anlatan Bavunoğlu, bu konuda farklı Türk firmalarının yaptığı yazılımlardan da yararlanarak konuşma diliyle, gerçeğe en yakın şekilde cümleler kurulacağını ifade etti. (AA) Marmaris'te son hazırlıklar yapılıyor Mavi turun merkezlerinden olan Marmaris'te Yat Limanı'nda pek çok gulet, kendilerine ayrılan yerlerde demirlenerek yeni müşterilerini beklerken, bazılarında ise son sezon hazırlıkları yapıldığı gözlendi. Marmaris bölgesinde yaz aylarında boyları 24 ile 43 metre arasında değişen yüzlerce ahşap guletle Ege Denizi'nde mavi turlar düzenleniyor. Genelde bir ve iki haftalık mavi turlara çıkılan ahşap guletler, lüks bir oteldeki gibi döşenmiş kabinleriyle turistlere konforlu bir tatil imkanı sunuyor. İçerisinde jakuzi, televizyon, internet ve telefon bulunan yatlarda ayrıca sörf, ringo, su kayağı gibi birçok su sporu yapma imkanı sunuluyor. Yatlarda görev yapan tecrübeli aşçılar, misafirlerin istekleri doğrultusunda menüler hazırlayarak, yöreye özgü deniz ürünlerini tattırıyor. Genellikle Göcek, Datça, Bodrum ve Bozburun'u dolaşarak maviyle yeşilin kucaklaştığı koylarda mola veren yatlar, müşterilerin talep etmesi durumunda rotalarına Yunan adalarını da ekliyor. "Günlük kirası 5 bin avro olan yatlar var" Deniz Ticaret Odası Marmaris Şube Başkanı Hasan Mengi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgelerinde değişik boylarda 370 kadar ahşap guletin Türk turizmine hizmet verdiğini söyledi. Mengi, "Guletlerin günlük kiraları, yatın büyüklüğü ve verilen hizmet kalitesine göre değişiyor. Guletlerin günlük kiraları özelliklerine göre 800 avrodan başlıyor, 5 bin avroya kadar çıkıyor" dedi. Yat turizminin her geçen yıl büyüme gösterdiğine dikkati çeken Mengi, bu sezonda iyi bir sezon geçirmeyi beklediklerini kaydetti. Yatların aynı anda 14-15 kişiye hizmet verebildiğini belirten Mengi, "Sadece zengin turistlerin değil, Marmaris'e tatil için gelen orta gelir düzeyine sahip Türk vatandaşlarımız da mavi turlara katılabilir. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz