SAYFA 1 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Sondakika uyardı İşte o haber DURAKLAR KALKTI Ulaşımda devrim projesi ile NE YAZMIŞTIK? Geçtiğimiz günlerde Gazeteniz Sondakika’nın birinci sayfadan atıl kaldıktan kısa bir süre gördüğü ve ‘Duraklar Kaldırılmalı’ şeklinde girdiği habere; İzmir sonra camları kırıldığı için büyükşehir Belediyesi kulak verdi. İşte, geçtiğimiz günlerde girilen haberdeki uyarı bölümü: Atıl durumda olan ve her geçen gün çevreye tehlike saçan durak- belediyeyi zarara sokan bu duraklar için bir an önce önlem alınmalı. Aksi takdirde, duraklar daha da kullanılamaz hale gelecek larla ilgili haberimiz ses ge- ve ihtiyaç duyulduğunda bu duraklar kullanılamayacağı için, yeni duraklar için harcama yapacak. Sondakika Gazetesi tirdi. Büyükşehir Belediyesi belediye olarak belediyeyi uyarıyoruz: “Kullanılmayan duraklar yerinden durakları kaldırmaya başladı kaldırılmalı. Bir an önce önlem alınmalı.”” 16’da ÖZEL ÖZEL HABER HABER 1 Kasım 2014 Cumartesi www.sondakikagazetesi.com SOCAR'a hayır Socar'ın Alsancak Limanı ile ilgili teklifini masaya yatıran İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu'ndan olumsuz karar çıktı. Kocaoğlu, "SOCAR'ın teklifi kabul edilmedi" dedi KARAR OYBİRLİĞİ İLE ALINDI HÜKÜMETE SURİYELİ UYARISI Oy birliği ile alınan karar hakkında açıklama yapan Kocaoğlu,"Hiçbir muhalefet olmadan, İzmir Limanı'nın konteyner limanı olarakçalışması yönünde mutabakat vardır. Ben kruvaziyer limanının konteyner limanından çıkartılması ve Bayraklı sahiline yapılmasını önerdim. Oradan Konak'taki tarihi bölgeye gitmek isteyen vapurla Konak veya Pasaport'a geçecek. Karşıya geçtikleri zaman da İZBAN ile bir yaya yolu bağlantısı kurulup Aliağa ve Selçuk yönüne gitmesi konusundaki görüşlerimizi paylaştık. Hiçbir muhalif görüş olmadan mutabık kaldığımız konu İzmir Alsancak Limanı'nın yük limanı olarak gücünün artırılarak büyütülmesi oldu." şeklinde konuştu. Kocaoğlu, Yeni Fuar Alanı'nda iş güvenliği nedeniyle 10-15 gün gecikme olduğunu hatırlatarak çalışmaların kaldığı yerden devam ettiğini söyledi. Toplantıda kurul üyelerine stat yapılması konusunda bilgilendirme yaptıklarını anlatan Kocaoğlu, "Önümüzdeki günlerde adım atacağız" dedi. Kocaoğlu Suriyeli sığınmacıların istihdamdaki konumuyla ilgili kısa bir konuşma yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti: "Sıkıntılar olduğu, ucuz emeğin yerli işçilere sıkıntı yarattığı konusunda bir uyarıda bulundum. Çalıştırma desen aç kalacak. Yerli istihdam açısından, insani açıdan bakmak, hepsini bir potada eritip merkezi hükümet olarak çözüm bulmak gerekiyor." devamı 8-9’da O madeni 2 yıl önce de Karaman'ın Ermenek ilçesinde su baskını sonucu 18 işçinin mahsur kaldığı kömür ocağındaki bir galerinin, 2 yıl önce de su aldığını açıklayan SÜ Maden Yatakları Jeokimya Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Arık, firmayı eleştirdi SU BASMIŞ ÖLEN OLMAYINCA DUYULMAMIŞ Yer altı su seviyesinde değişiklik olmadığını ve suyun madenden geldiğini söyleyen Doç. Dr. Arık, "Orada işçi yakınlarıyla görüşmemizde; 2 yıl önce cuma namazı vakti işçilerin olmadığı sırada su baskını yaşandığı, galerinin ağzına kadar su dolduğunu öğrendik. Kimse ölmediği için duymadık. Geçmişte de benzer bir kaza olmuş burada. Maden çevresindeki kuyularda arkadaşlarımız ölçümler yaptı. Buna göre yer altı su seviyesinde bir değişim yok. Yani daha önce işletilen madenden gelen bir su varlığı ortaya çıkıyor" dedi. 3’te Karides de geldi Kirlilik İzleme Projesi kapsamında bilim adamları daha önce ölü bölge olarak adlandırılan iç körfezde kirliliğe çok duyarlı bazı karides ve balık türlerine rastladı Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çınar, "İzmir Körfezi'nde oldukça büyük iyileşme, kirlilik azalması görüyoruz. Bu durum türlerin kompozisyonunda oldukça belirgin hale geldi. Şu andaki sorun, yıllardır birikmiş ağır metal. İç körfezde tutulan balıkların özellikle de midyelerin yenmemesi gerekiyor" dedi. 16’da 28 BİN HASTA organ bekliyor Kimse inanmıyor ama ben çok memnunum! İzmir'de yaklaşık 3 yıldır çöp kamyoneti şoförlüğü yapan 40 yaşındaki İlknur Çoralar, tanıştığı kişileri mesleği hakkında inandırmakta zorluk çekiyor. Çoralar, "Tanıştığım kişiler ne iş yaptığımı soruyorlar, ben de 'çöpçüyüm' diyorum, ama inan- “ mıyorlar. Yanımda şahit varsa o şekilde inandırmaya çalışıyorum. Bir ankette mesleğime çöpçüyüm yazdım, iki gün sonra aradılar, "herhalde yanlış yazılmış" diyerek mesleğimi sordular. Beni gören kadınlar 'helal olsun' diye alkışlıyor" dedi. 16’da Çerez parası” tarih oldu "Çerez parası" tabiri kuruyemiş fiyatları için geçerliliğini yitirdi. Kayısıdan, ayçiçeğine, Antep fıstığından leblebiye kadar bütün kuruyemiş fiyatları son yıllarda hızla arttı. 16’da 3 yılda 20 kat arttı Ege'den kaçan kaçana Nejat YALÇIN İzmir Körfezi'nden müjde var Ege Denizi'nde 2011 yılında 546 kaçak yakalayan Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, bu yılın 10 ayında 11 bin 407 yasa dışı göçmeni kurtardı. Savaş, iç karışıklık, yoksulluk gibi nedenlerle başka ülkelere gitmek için "umuda yolculuk'"a çıkanların çoğu, Suriye, Afganistan ve Myanmar uyruklu.Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince yılbaşından bu yana Ege Denizi'nde yakalanan kaçak sayısı, 11 bin 407'ye ulaştı.Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri geçen yılın tamamında 6 bin 937'si Ege Denizi'nde, toplam 8 bin 47 kişiyi yakalamıştı. Yakalanan yasa dışı göçmen sayısı, 2012'de 2 bin 531, 2011'deyse 546'ydı. 3’te BEKLENMEDİK GÖRÜNTÜLER Ermenek'teki faciadan sonra Soma'daki Eynez Maden Ocağı'nda yeniden inceleme yapan TBMM Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri, beklenmedik görüntüler ile karşılaştı. Komisyon Başkanı Alaboyun, "Çektiğimiz videoları çok yakında kamuoyuyla paylaşacağız" dedi. 8-9’da Kadavradan organ bağışındaki yetersizlik nedeniyle her yıl yüzlerce insanın hayatını kaybettiği Türkiye'de, son 4 yılda 12 bin 362 canlı vericiden organ nakiline karşın 1381 kadavradan bağış yapıldı KADAVRA VERMİYORUZ Ortalama her 4 beyin ölümünden biri bağışlanırken, günde ortalama 8-9 canlı vericiye karşın 1 kadavradan bağış yapıldı. Son 4 yılda toplamda ise 11 bin 253 böbrek, 283 kalp, 4 bin 141 karaciğer, 91 akciğer, 13 ince bağırsak, 9 kalp kapağı, 46 pankreas, 7 bin 726 kornea nakli gerçekleştirildi. Şu anda, 21 bin 769 kişi böbrek, 535 kalp, 2 bin 122 kişi karaciğer, 39 kişi akciğer, 1 ince bağırsak, 4 kalp kapağı, 249 pankreas, 3 bin 389 kornea olmak üzere 28 bin civarında hasta yapılacak organ bağışıyla hayata tutunmayı bekliyor. devamı 14’te Önce karaciğerini sonra böbreğini verdi Gürcü anne Şaron, 2 yıl önce karaciğerinden parça verdiği 6 yaşındaki kızına, bu kez de bir böbreğini vererek yaşama tutunmasını sağladı. 3’te Sabit İNCE yazdı CAN DOSTUM RASİM KÖROĞLU 8’de >> Serap YAŞAR BUZRUL Ebru Nida BİLİCİ yazdı yazdı LTD.ŞTİ ORTAKLARININ SİNEMANIN BİZCESİ ALACAKLARI 9’da BİRLEŞEN GÖNÜLLER 9’da >> >> SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 1 Kasım 2014 Cumartesi 49 yıl sonra İLK KAZMA Kültür ve Turizm İl Müdürü Çetin, "Bölgemizde çözüm süreciyle oluşan olumlu hava, tarihi eserlerin restorasyonu, tanıtımı ve ortaya çıkarılması konusundaki çalışmaları hızlandırdı" dedi M uş'un Varto ilçesinde bulunan ve güvenlik gerekçesiyle uzun yıllar çalışma yapılamayan Tepeköy Höyüğü'nde, 49 yıl aradan sonra kazı çalışmaları başlatıldı. Urartu Krallığı'nın yerleşim birimleri arasında yer alan ve Selçuklu Sultanı Alparslan döneminde Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Muş, bölgede huzur ortamının sağlanmasıyla makus talihini kırmaya çalışıyor. Çözüm sürecinin ardından sosyal ve ekonomik alanlarda yaşanan hareketliliğe turizmi de eklemek isteyen kent, saklı tarihinin ortaya çıkması için çaba sarf ediyor. Bu kapsamda, Varto ilçesinde bulunan Tepeköy Höyüğü'nde 49 yıl aradan sonra ilk kez kazı çalışması başlatıldı. Kültür ve Turizm İl Müdürü Hayrettin Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tepeköy Höyüğü'nde en son 1965 yılında kazı çalışması yapıldığını ve 1966 yılında bölgede yaşanan depremin ardından çalışmalara son verildiğini söyledi. Sonraki yıllarda yaşanan terör olaylarının ardından güvenlik gerekçesiyle bir daha kazma vurulmayan höyüğün, çözüm süreciyle yeniden programa alındığını vurgulayan Çetin, sağlanan huzur ortamında yapılan arkeolojik kazıların bölgenin saklı tarihini aydınlığa kavuşturacağını ifade etti. Çetin, 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu'nun kapılarının Türklere açıldığını anımsatarak, "O tarihte bu bölgeye yerleşen Türk beylikleri, aşiretler ve diğer milletlerin yaptığı kaleler, hanlar, hamamlar, camiler, medreseler görülmeye değer eserlerdir" diye konuştu. "Bölgemizde çözüm süreciyle oluşan olumlu hava, tarihi eserlerin restorasyonu, tanıtımı ve ortaya çıkarılması konusundaki çalışmaları hızlandırdı" diyen Çetin, bu kapsamda Malazgirt Kalesi, Bulanık'a bağlı Esenlik ve Mollakent bölgelerindeki medreseler ile mezarlık alanları ve Ulu Cami'nin restorasyonunun bu yıl yapılmaya başlandığını dile getirdi. Çetin, önceki yıllarda terör olayları nedeniyle gidilemeyen ve güvenlik gerekçesiyle uzun yıllar yasaklı olan bölgelerde huzurun sağlanmasıyla çalışma başlatıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Birçok üniversitemizden gelen akademisyenler ve öğrencilerin, bölgemizde rahat ve güvenli bir şekilde çalışma yaptıklarına şahit oluyoruz. Bu anlamda bölgedeki huzur ve barış ortamının çalışmalarımızı iyi ve olumlu yönde etkilediğini söyleyebilirim. Önceden terör nedeniyle arkeologların bölgede çalışma talebi yoktu. Bu algı çözüm süreciyle kesinlikle değişmiştir. İnsanların bu bakir alanda çok daha istekli ve arzulu bir şekilde çalıştıklarına ve yeni çalışma alanları için talepte bulunduklarına şahit oluyoruz. Kurumlarımız da bu yöndeki çalışmalara her türlü desteği vermektedir.Çetin, Ahlat Müze Müdürlüğü tarafından Tepeköy Höyüğü'nde yürütülen kazı çalışmalarının yanı sıra Kayalıdere köyündeki Urartu yerleşimi ve Kız Kalesi'nde de çalışma yapılacağını sözlerine ekledi. (AA) Kendinize güvenin yabancıları bırakın İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sinema Kulübü öğrencilerine konuşan Med Cezir Yönetmeni Bilgin, "Uyarlama dizileri Türk yapımlarını baltalamaz" dedi İ zmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sinema Kulübü öğrencileri, iki sezondan bu yana beğeni ile izlenen Med Cezir dizisi yönetmeni Ali Bilgin’i ağırladı. Amerikan yapımı The O.C. dizisinden uyarlanan, Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy’un performansları ile televizyon izleyicisinin büyük beğeni ile takip ettiği Med Cezir dizisinin yönetmeni Ali Bilgin ve yardımcı yönetmeni Semih Bağcı, Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sinema Kulübü’nün etkinliğinde, İzmir Üniversitesi öğrencileri ile bir araya geldi. Dizinin başarısı ve sektörde öğrencileri nelerin beklediği konularında öğrencilerin sorularını yanıtlayan Bilgin, “Üçüncü sezona devam edilip edilmeyeceği konusunda henüz karar verilmedi ancak şimdiden devam edilmesi için bir kamuoyu oluşturulmuş durumda” dedi. Bilgin, gelecekte sektörde yer alacak Sinema Televizyon bölümü öğrencilerine kendilerini geliştirmelerini ve sektörle okul yıllarından itibaren bağ kurmalarını tavsiye etti. Söyleşi sonunda GSF Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ali Emre Bilis, Bilgin’e plaket takdiminde bulundu. Uyarlama diziler yapmak zor Özellikle Ortadoğu’da beğeni toplayan Türk dizileri kadar yabancı dizilerden uyarlama yapmanın da büyük zorlukları olduğuna dikkat çeken Bilgin, “Yurt dışında başarılı olmuş bir diziyi uyarlamak büyük stres. Orijinal halinde yer alan uyuşturucu bağımlılığı, alkolizm gibi konuların işlenmesi yerine konuyu yerelleştirmek için büyük çaba harcıyoruz” diye konuştu. Uyarlama dizilerin Türk yapımlarını baltalamayacağı- dönem dizi kirliliği yaşandı ancak kaliteli yapımcıların sektöre yeniden hakim olması dizilerdeki kaliteyi yükseltti” dedi. Uzun set saatlerinin nedeni izleyicinin uzun bölüm beklentisi Yaklaşık 25 farklı mekanda 5 günlük bir çalışma ile bir bölüm çektiklerini belirten Bilgin, setlerdeki uzun çalışma saatlerinin sektörün en önemli sorunu olarak öne sürüldüğünü ancak en az 110 dakikalık bölümü seyircinin talep ettiğini dile getirdi. Bilgin, “Hollywood’daki gibi sosyal güvencelere sahip olmadıktan sonra bu sorunun sendikal çalışmalarla çözüleceğine inanmıyorum. Bu durumu ancak yapımcı şirket ve kanal arasında yapılacak anlaşmalar çözer” yorumunda bulundu. Dizi çekmek yönetmeni güçlendiriyor Bu yaz bir gişe filmi ile sinemalarda yer alacağının bilgisini paylaşan yönetmen Ali Bilgin, “Şimdiye kadar başarılı çalışmalar içinde yer aldım. Dizi çekmek yönetmeni ve portföyünü güçlendiren bir iş. Bu yaz yapacağım gişe filminin bir sonraki çalışmam için kaynak oluşturacağını tahmin ediyorum” dedi. (HABER MERKEZİ) na inandığını belirten Bilgin, “Hababam sınıfı hala büyük bir beğeni ile izleniyor. İyi Türk yapımlarını mutlaka yeni kuşaklar beğeni ile izleyecektir” dedi. Yapımcı, dizinin kalitesini belirliyor Her sezon yayına yaklaşık 90 dizi girdiğini ancak sadece 60 tanesinin başarıyı yakaladığını hatırlatan Bilgin, “Bir dönem çok para kazandırıyor diye tekstilcisi, inşaatçısı yapımcı oldu. o Bu kütüphanede kitap yerine taş sergileniyor Antalya'da faaliyet gösteren "Taş Kütüphanesi"nde ülke genelindeki taş ocaklarından çıkartılan mermer türündeki bine yakın doğaltaş sergileniyor. Kütüphanenin Kurumsal İletişim Müdürü Tutku Canıdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kütüphanenin ilk çalışmalarının iki yıl önce başladığını, 1 Nisan'da da kapılarını açtıklarını söyledi. Kütüphanenin Türkiye'deki tüm ocaklardan çıkarılan farklı renk, doku, çeşit ve seleksiyondaki taşların tek bir çatı altında toplandığı ve 365 gün açık butik bir fuar merkezi olduğunu anlatan Canıdar, taşları 4 katlı, 4 bin metrekarelik alanda sergilediklerini kaydetti. Canıdar, 30x30 ve 60x60 ebatlarında hazırladıkları her taşa bir kod numarası verdiklerini dile getirerek, "Mimarlar, müteahhit, proje firmaları, inşaat firmaları ve uygulama firmaları gelirler, kütüphanemizi gezerler. Beğendikleri taşların kodlarını Kiosk cihazımıza girerek arattırırlar. Ta- şın çıktığı ocak, firması ve firma yetkilisinin iletişim bilgileri gibi tüm bilgiler veriliyor. Ondan sonraki aşama alıcı ile satıcı arasındadır. Yani biz, üretici ile alıcının buluşturulduğu bir adresiz." dedi. Konseptin dünyada ilk ve tek olduğunu düşündüğünü vurgulayan Canıdar, kütüphanelerinde bine yakın farklı çeşitte taş bulunduğunu ifade etti. - "Doğaltaş'ta Türkiye size yeter" Türkiye'deki taş ocaklarının, 3-5'i hariç, pazarlama sıkıntısı ile karşı karşıya bulunduklarına işaret eden Canıdar, "Devlet çatısı altında böyle bir taş verisi yok. Kütüphanemizde alıcılar, ocaklara gitmeden ülke genelinden istedikleri taşı buluyor. Böylece zaman ve maddi tasarruf sağlıyorlar" dedi. Canıdar, kütüphaneye yurt içi ve dışından ziyaret- çiler geldiğini bildirerek, günde ortalama iki Çinli firmanın yanı sıra başka ülkelerden ve yurt içinden de gelenleri misafir ettiklerini anlattı. Kapılarının tüm vatandaşlara açık olduğunu belirten Canıdar, şöyle konuştu: "Burada Türkiye'nin doğaltaşlarını tanıtıyoruz. Sloganımız, 'Doğaltaş'ta Türkiye size yeter'. Bunun için çok büyük gayret var. Sürekli yurt dışından sektörün önemli kişilerini, mermer tasarımcılarını düzenli olarak kütüphaneye getiriyoruz. Üreticilerin taşlarını sergilemekle kalmıyor, o taşlara alıcı da buluyoruz." (AA) Cami tamam sırada kilise var E lazığ'ın Palu ilçesinde 8 asır önce 100 metre arayla yaptırılan ancak günümüzde harabeye dönen cami ve kilise restore edilecek. Palu Belediye Başkanı Dağoğlu, ''Vakıflar Genel Müdürlüğünce bu ay ihalesi yapıldı" dedi Elazığ'ın Palu ilçesinde 8 asır önce 100 metre arayla yaptırılan ancak günümüzde harabe görünümünde olan cami ve kilise restore edilecek. Palu Belediye Başkanı Mehmet Sait Dağoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi Ulu Cami ve 100 metre ilerisindeki Ermeni kilisesinin 8 asır önce inşa edildiğini söyledi. Palu'da geçmişte farklı inançtan çok sayıda insanın yüzyıllarca beraber yaşadığını anlatan Dağoğlu, "Yan yana oturmuşlar, herkes ibadetini özgürce yapmış. Ulu Cami için Vakıflar Genel Müdürlüğünce bu ay restorasyon ve onarım ihalesi yapıldı. Ermeni cemaatiyle de görüşmelerimiz devam ediyor. Kısmet olursa kilisenin de onarım ve restorasyon çalışmalarına 2015'in sonu 2016'nın başlarında başlayacağız'' diye konuştu. Ulu Cami'nin restorasyonu için çalışmaların resmi prosedürün tamamlanmasının ardından bu yılın sonunda başlayacağını dile getiren Dağoğlu, kilisenin restorasyonu için de görüşmelerin devam ettiğini ve en yakın zamanda sonuca ulaşacaklarını söyledi. Dağoğlu, kilise hakkında şu bilgileri verdi: "İçerisinde bulunduğumuz kilise, Ermeni cemaatine 8 asır hizmet etmiş bir kilisedir. 1970'lere kadar girişi ve resimleriyle canlı olan kilise, daha sonra tahrip edilmiştir. Burada define avcıları ciddi anlamda tahribat yapmış ve yerel halk olarak sahiplenmemişiz. Ermeni cemaatiyle görüşerek 2015-2016 yıllarında buranın da onarımına başlanacağını umuyorum. İnşallah bunu başarırız ve Ermeni komşularımızla, dostlarımızla tekrar Palu'da buluşuruz.'' - "Palu, Türkiye'nin bir mozaiğidir" Ulu Cami'nin kiliseyle aynı yüzyıl içerisinde yapıldığını ve 1966'ya kadar cemaatle namaz kılınan bir ibadethane olduğunu belirten Dağoğlu, "Maalesef, aradan geçen yıllarda bu duruma geldi. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından orijinal haline getirilecek'' diye konuştu. ''Palu, Türkiye'nin bir mozaiğidir" diyen Dağoğlu, "Palu, bölgeye medeniyet, sanat ve kültür anlamında çok şey vermiş bir ilçedir. Atalarımızın yaşadığı gibi, medeniyetleri, sanatkarları iç içe, yan yana yaşatmak için mücadelemiz devam etmektedir" ifadesini kullandı. (AA) Yıl: 4. Sayı: 1087. 1 Kasım 2014 Cumartesi Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği 05326601776 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: [email protected] Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >> 3 ASAYiŞ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 1 17Kasım Şubat2014 2013Cumartesi Perşembe "O MADENi 2 YIL önce de su basmış" Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Maden Yatakları Jeokimya Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fetullah Arık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mahsur kalan işçiler için umutların giderek azaldığını söyledi. Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı görevini de yürüten Arık, kazanın meydana geldiği gün incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gittiğini, maden çevresinde araştırmalar yaptığını dile getirdi. Madene getirilen pompalarla galerideki suyun çekildiğini anımsatan Arık, işçilerin mahsur kaldığı tahmin edilen bölgeye ne zaman ulaşılacağının belirsiz olduğunu ifade etti. Arık, çalışmaların titizlikle yürütüldüğünü belirterek, şöyle konuştu: "Galerinin içerisine aşırı kum, kil ve kırıntı indiği için buradaki su çekildiğinde o çamurun çıkarılması daha da zor olacaktır. O çamuru çekemezsek işçilerimiz orada daha da uzun süre kalacak gibi görünüyor. Allah yardımcıları olsun. Sonuçta çalışmalar devam ediyor. Bölgede hidrojeoloji çalışması net olarak yapılmış mı? Bununla ilgili kesin bir veri yok. Orada işçi yakınlarıyla görüşmemizde; 2 yıl önce cuma namazı vakti işçilerin olmadığı sırada su baskını yaşandığı, galerinin ağzına kadar su dolduğunu öğrendik. Kimse ölmediği için duymadık. Geçmişte de benzer bir kaza olmuş burada." Madenin çevresinde incelemelerde bulunduğunu aktaran Arık, madenin tavanında göçmeler başladığına işaret etti. "Gözlemlerimde, yukarıdan aşağı doğru bir fay, yani kırık sistemi de olduğunu gördüm. O kırık sistemine bağlı olarak su oradan gelmiş o- labilir" diyen Arık, şunları kaydetti: "Bugünkü göçmelerden sonra tavandan göçmeler de başladı. Dolayısıyla oradan hala su geliyor. Maden çevresindeki kuyularda arkadaşlarımız ölçümler yaptı. Buna göre yer altı su seviyesinde bir değişim yok. Yani daha önce işletilen madenden gelen bir su varlığı ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı. (AA) Karaman'ın Ermenek ilçesinde su baskını nedeniyle 18 işçinin mahsur kaldığı maden ocağında, 2 yıl önce de bir galerinin su aldığı belirtildi Kızına önce karaciğerini sonra böbreğini verdi Gürcü annenin, 2 yıl önce karaciğerinden parça verdiği 6 yaşındaki kızına, bu kez de bir böbreğini vererek yaşama tutunmasını sağladığı bildirildi. İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'nin açıklamasına göre, Tiflis'te yaşayan Şorenna ve David Mkhatvrişvili çiftinin tek çocukları Sofia’ya, henüz 3 aylıkken karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Tiflis’te sürekli tedavi gören küçük kızın hastalığı ilerleyince, nakilden başka şansı kalmadı. Çift, Gürcistan’da nakil yapılamadığı için İzmir'e geldi. Özel bir hastanede anne Şorenna’dan alınan karaciğer, 2012 yılında Sofia’ya nakledildi. Başarılı geçen ameliyatın ardından sağlıklarına kavuşan anne-kız, ülkelerine geri dönse de bir süre sonra 6 yaşındaki Sofia’da, böbrek yetmezliği gelişmeye başladı. Aile, ülkelerinde böbrek nakli yapılamadığı için tekrar İzmir'e geldi. Annenin iki böbreğinden birini vermesi için gönüllü olması, tetkiklerde nakil için sorun bulunmadığının belirlenmesi üzerine anne ve kızı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyata alındı. Anneden alınan böbrek, başarılı operasyonla kızına nakledildi. Anne Şorenna, Türkiye’ye 2 yıldır gelip gittikleri- ni ve çok sevdiklerini belirterek, "Kızımın sağlıklı yaşaması için elimden geleni yaparım. Değil böbreğim ya da karaciğerim, gerekirse canımı bile veririm" ifadelerini kullandı. Organ nakli ekibinden Çocuk Nefroloji Kliniği Uzmanı Doç. Dr. Önder Yavaşcan ise Sofia’nın kendileri için de çok farklı bir tecrübe olduğunu ifade ederek, Sofia'nın hem karaciğeri hem de böbreğinin, mükemmel şekilde çalıştığını kaydetti. Yavaşcan, Gürcistan’da çare bulunamayan bir derde Türkiye'de çare bulunmasının da onur verici olduğunu vurguladı. (AA) Yakalanan kaçak sayısı Elma işçilerini taşıyan 3 yılda 20 kat arttı midibüs kaza yaptı: 15 ÖLÜ, 26 YARALI Ege Denizi'nde 2011 yılında 546 kaçak yakalayan Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, bu yılın 10 ayında 11 bin 407 yasa dışı göçmeni kurtardı AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, komşu ülkelerde yaşanan iç karışıklıklar, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar, Türkiye'yi yasa dışı göç ve göçmen kaçakçılığında, transit ve hedef ülke konumuna getirdi. Ülkeye yasa dışı giriş yapan kaçak göçmenler, şehirler arası yolcu otobüsleriyle İstanbul ve İzmir gibi batı illerine getirilip bir süre organizatörler tarafından barındırıldıktan sonra, bir kısmı Edirne ve Kırklareli’nden Meriç Nehri üzerinden botlarla Yunanistan’a, yaya olarak veya araçlar içerisine gizlenerek de Bulgaristan ve Yu- nanistan’a götürülmeye çalışılıyor. Kaçaklar, Avrupa Birliği ülkelerine geçişte en çok Ege Denizi'ni tercih ediyor. İstanbul ve İzmir’de bir süre barındırılan göçmenler, Türkiye'den çıkış yapmak üzere İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Aydın ve Muğla kıyılarından tekne ve botlarla Yunan adalarına veya doğrudan Yunanistan ve İtalya’ya götürülüyor. Genelde yaklaşık 30 kişinin bindirildiği lastik bot, yasa dışı göçte kullanılan araçların başında geliyor. Diğer deniz araçlarında fiber ve ahşap tekne ile sürat teknesinin yanı sıra jet ski ve şambrel bile bulunuyor. Deniz yolunu kullanan yasa dışı göçmenler, genelde çok olumsuz şartlarda karşı kıyıya varmaya çalışıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri de devriye görevleri sırasında, genelde Türkiye'den deniz yoluyla lastik botla Yunanistan'a geçmeye çalışan çok sayıda göçmeni yakalıyor. Yasa dışı göçmenlerin deniz yoluyla Türkiye’den çıkış olaylarıyla ilgilenen, gerek havadan gerek denizden arama kurtarma faaliyetleriyle yüzlerce göçmenin hayatını kurtaran Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince yılbaşından bu yana Ege Denizi'nde yakalanan kaçak sayısı, 11 bin 407'ye ulaştı. Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri geçen yılın tamamında 6 bin 937'si Ege Denizi'nde, toplam 8 bin 47 kişiyi yakalamıştı. Yakalanan yasa dışı göçmen sayısı, 2012'de 2 bin 531, 2011'deyse 546'ydı. Savaş, iç karışıklık, yoksulluk gibi nedenlerle başka ülkelere gitmek için "umuda yolculuk'"a çıkanların çoğunu ise Suriye uyruklular oluşturuyor. Myanmar ve Afganistan da Türkiye'ye en çok yasa dışı göçmen gönderen ülkelerin başında yer alıyor. (AA) Isparta'da tarım işçilerini taşıyan midibüs kaza yaptı. Kazada ilk belirlemelere göre 15 kişi hayatını kaybetti, 26 kişi de yaralandı. Kaza bugün sabah 07.00 sularında meydana geldi. Konya’nın Akşehir ilçesi, Cankurtaran köyünden elma toplamak için aldığı işçileri, Isparta’nın Gelendost ilçesine götüren 42 D 0881 plakalı midibüs yine Isparta'nın Yalvaç ilçesinde virajı alamayarak devrildi. Kazada ilk belirlemeler göre 15 kişi öldü, 26 kişi de yaralandı. Yaralılar çevre ilçelerdeki hastanelerde tedavi altına alındı. Kaza ile ilgi soruşturma başlatıldı. (CİHAN) 'FAŞiST DEMEK artık suç değil' Katıldığı bir televizyon programında, kendisine 'Faşist' dediği gerekçesiyle Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu tarafından mahkemeye verilen Tuncay Özkan'a verilen tazminat cezası Yargıtay tarafından bozuldu. Kararı değerlendiren T24 yazarı ve eski Mazlumder Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, "8 Şubat 2008 tarihindeki Ceviz Kabuğu programında şahsıma hakaret eden Tuncay Özkan'a verilen tazminat cezası Yargıtay tarafından bozuldu, yerel mahkeme karara uydu. Artık Türkiye kamuoyuna ilan etmek gerekir ki muhatabınıza 'faşist' demek serbesttir. İfade özgürlüğünün insanlara hakaret özgürlüğü gibi algılanması insanlığın en temel özgür- lüğüne yapılmış en büyük kötülüklerden birisidir." dedi. T24 yazarı ve eski Mazlumder Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, sosyal medya adresinden yaptığı açıklamada, 8 Şubat 2008 tarihinde Kanaltürk Televizyonu'nda Hulki Cevizoğlu'nun yönettiği Ceviz Kabuğu programında dönemin CHP milletvekili Şahin Mengü, DSP milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş ile başörtüsü yasağı konusunu tartıştıklarını hatırlattı. Gergerlioğlu, şöyle devam etti: "Çeşitli görüşlerin nezaket kuralları içinde ifade edildiği programın son bölümünde programa telefonla bağlanan kanalın sahibi Tuncay Özkan şahsıma yönelik hakaret içeren ifadeler kullanmıştı. Bu ifadeler daha sonra yapılan yayın çözümlemelerinde Özkan'ın şahsıma ve o dönem Genel Başkanı olduğum Mazlumder'e yönelik 'bu kadar büyük faşizmi, böyle bir demokraside savunabilmek için insanın ya eğitilmiş bir cehalet içinde bulunması gerekir ya da kasten bir rejime kastının bulunması gerekir', 'faşizm budur, adına insan hakları derneği diyeceksiniz, ama faşizmi savunacaksınız, yalanla zırvayla savunacaksınız, nasıl savunacaksınız, kadınlarla ilgili olarak ağzınıza geleni söyleyeceksiniz, bu ne biçim bir aymazlık', 'söylediklerinin tamamı faşizm, tamamı yalan, yalan üzerine kurulu', 'kusura bakmasın, insan hakları savunucusuyum ben insan hakları, sen insan hakları savunucusu falan değilsin, arkadaş, sen Türkiye'de faşist bir tutumun sözcüsüsün, senin faşist diye nitelediğin kurumların yanında sen on kat daha faşist kalırsın' şeklindeki ifadelerdi. Hakkında 20 bin TL manevi tazminat davası açtığım Özkan yerel mahkeme tarafından 'davalının davacıya yönelik kişilik hakları ihlali' yaptığına hükmolunarak 3 bin TL manevi tazminata mahkum edilmişti. Ancak temyize giden davalının talebi Yargıtay 4. Hukuk dairesinin 2013/16021 karar sayılı ilamı ile kabul görmüş, 'davacının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı ve bu nedenle davanın tümden reddedilmesine' karar verilmiştir. Yargıtay 'davanın reddi gerekirken ...' şeklindeki ifadesi ile doğrudan karar verir gibi mahkemeyi etkilemiş ve yönlendirmiştir. Yerel mahkeme de boz- ma kararına uymuştur. Ayrıca davalı tarafın avukat, adliye masraflarının tarafımca ödenmesine karar verilmiştir." "Artık Türkiye kamuoyuna ilan etmek gerekir ki muhatabınıza 'faşist' demek serbesttir." diyen Gergerlioğlu, şunları kaydetti: "İfade özgürlüğünün insanlara hakaret özgürlüğü gibi algılanması insanlığın en temel özgürlüğüne yapılmış en büyük kötülüklerden birisidir. O dönem yasaklanmasının büyük bir insan hakları ihlali olduğunu ifade ettiğimiz başörtüsü bugün özgür. Ancak bugün başörtüsüne özgürlük isteyenlere yapılan hakaretler halen ödüllendiriliyor, bu trajedi hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir." (CİHAN) & 1 Kasım 2014 Cumartesi TMSF yetkilileri, "Off-shore hesapları dolayısıyla açılan mahkemeler sonucunda, bugüne kadar 150 milyon lira ödendi. Yargıtay'ın emsal kararı yüzünden, hakimler, detaylara bakmadan TMSF aleyhinde karar veriyor"şeklinde konuştu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yetkilileri, Off-shore hesapları dolayısıyla açılan mahkemeler sonucunda, bugüne kadar 150 milyon lira ödendiğini belirterek, Yargıtay'ın emsal kararı yüzünden, hakimlerin, detaylara bakmadan TMSF aleyhinde karar verdiklerini ifade etti. Bankacılık Kanunu'nda yapılması öngörülen değişikler tartışmaları beraberinde getirdi. Taslakta yer alan ve tartışmalara neden olan kanun maddelerinin neredeyse her biri, başlı başına bir uzmanlık gerektiriyor. TMSF yetkilileri, konuya ilişkin değerlendirmede bulundu. Kanun taslağında "olağanüstü yetkiler" olduğu iddialarına ilişkin yetkililer, bu yorumları gerçekçi bulmadıklarını, yetkilerin değil, çözümleme araçlarının arttığını ifade etti.Taslağın dayanağının, uluslararası kurumların çalışma ve düzenlemeleri olduğunu aktaran TMSF yetkilileri, Türkiye'yi de etkileyen dünyadaki ekonomik krizle mücadelenin devam ettiğini, Türkiye ve çevresindeki olağanüstü gelişmelere karşı hazırlıklı olmak gerektiğine dikkati çekti.Hala dünyayı etkilemeye devam eden ekonomik krizin genişlememesi için G20 (FSB) ve Avrupa Birliği gibi kurumların, geniş ölçekli tedbirler silsilesi tespit etme ihtiyacı duyduğunu dile getiren yetkililer, kanun taslağıyla, uluslararası platformlarda tespit edilen eksikliklerin tamamlanmaya çalışıldığını kaydetti.Yetkililer, taslağın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçmesi durumunda, TMSF'nin sistemdeki pozisyonunun değişmeyeceğini, uygulama imkanına sahip olduğu çözümleme araçlarının artacağını ve AB'nin yeni direktiflerine uyum amacına da hizmet ettiğini aktardı. Taslağa dair hazırlıkların, iki yıldan daha geriye dayandığını taslağın, iki yıl önce ilgili kurumların görüşüne açıldığını ve varılan mutabakat sonrasında hükümete iletildiği bilgisini veren yetkililer, o günden bugüne, siyasal ortamı etkileyen gelişmeler ve seçimler gibi nedenlerle yoğunlaşan gündem yüzünden, taslağın, TBMM'ye ancak bu günlerde gelebildiğini kaydetti.Bir bankanın fona devredilmesi gerektiğine BDDK'nın karar verdiğini belirten yetkililer, şunları söyledi:"Devir kararı da iki türlü olabiliyor. Fon'a devredilen bankanın faaliyet izni kaldırarak veya kaldırmayarak... BDDK, eğer bir banka hakkında 'toparlanamaz' hükmüne varmışsa, bankayı Fon'a devrederken, bankanın faaliyet iznini de kaldırıyor. BDDK, eğer bir banka hakkında 'toparlanabilir' kanaatini taşıyorsa, bankayı Fon'a devrederken, 'sen bunu yönet, toparlayabilirsen toparla' veya 'sat ya da başka bir bankaya devret' diyor. Hepsinde de amaç aynı, tahsilat... Fon'a devredilen banka faal ise, daha yüksek fiyata müşteri bulmak daha kolay olabiliyor. Çünkü hali hazırda işleyen bir şirket. Eğer banka faal değilse, bu defa, tek tek veya paket halinde değerli varlıkları satılmaya, tahsilat yapılmaya çalışılıyor."TMSF için faaliyet izni kaldırılmış bankaların çözümlenmesinde yaşanan temel sıkıntının, işletilmesi gereken yasal sürecin iflas tasfiyesi şeklinde olmasından kaynaklandığını aktaran yetkililer, bu yöntemin, tahsilatları geciktirdiğini ve azalttığını, yeni kanun taslağıyla bu sorunun giderilmesi ya da en azından hafifletilmesi hedeflendiğini belirtti.BDDK bir bankayı, faaliyet izniyle TMSF'ye devretmişse, satın alma ve üstlenme modelinin yürürlüğe konulabildiğini aktaran yetkililer, şunları ifade etti: "Bu modelde, bankanın bir takım değerli varlıklarıyla yükümlülükleri birlikte paket yapılıyor ve bu paket, mevcut bankalardan birine satılıyor. Öncelikle, o bankanın Fon'a devredilmesiyle piyasada olabilecek muhtemel çalkantılar azaltılabiliyor. Durum muamma olmaktan çıkıyor, sistem işlemeye devam ediyor. Bu model, mevcut kanunda zaten var. Ancak, bu satın alma ve üstlenme modeli, faaliyet izni kaldırılarak Fon'a devredilen bankalarda kullanılamıyor. Kanun taslağındaki en önemli düzenlemelerden biri bu..."Faaliyet izni kaldırılarak Fon'a de- vredilen bankalarda da bu model kullanılabilirse, bundan sonraki süreci yetkililer, şu örnekle açıkladı:"Bir banka battı, faaliyet izni iptal edildi ve Fon'a devredildi. TMSF’nin bu bankada parası batan 1 milyon kişiye, sigorta bedelini ödemesi gerekiyor. Kanuna göre, kişi başına 100 bin liradan hesaplarsak, toplam 100 milyon liralık mevduat demek bu... Yapılacak pakete öncelikle bu konulacak. İster özel olsun ister kamu bankası, bankalara bir teklifte bulunulacak. Denilecek ki, 'Parası batan bu mudilere, TMSF'nin kasasından para ödemeyelim. Bu mevduatları, TMSF sizin bankaya transfer etsin. Kişi başına 100'er bin lira ile sınırlı olmak üzere. Mudiler, paralarını TMSF'den almak yerine, teklifi kabul eden bankadan alsınlar.""Piyasadaki bir banka buna niçin talip olsun? Bankanın bundan karı ne olacak?" sorusunu yetkililer, şu şekilde yanıtladı:"Pakete, bu defa Fon'a devredilen bankanın varlıklarından konulacak. Mudilere ödenecek sigorta yükümlülükleri tutarınca, yani onu karşılamak üzere, bu defa 100 milyon liralık bir varlık paketi yapılacak. Bu, Fon'a devredilen bankanın kredi alacağı olabilir, gayrimenkulü olabilir. Sonuçta, teklifi kabul eden bir banka, parası batan mudilere 100 milyon lira ödedi. Buna karşılık verilen paketten 100 milyon değil de, mesela, 60 milyon liralık varlık üretti, diyelim.O zaman, aradaki fark, yani 40 milyon lira TMSF'nin kasasından ödenecek. Ne olacak böyle bir durumda? Kanunda değişiklik olmazsa, TMSF'nin kasasından bir çırpıda 100 milyon lira ödenecekken, yeni kanun sayesinde, en kötü ihtimalle 40 milyon lira ödenecek veya hiç ödenmeyecek. Böylece, bir banka batarsa, devletin kasasından para çıkması engellenmiş olacak. Ya da minimize edilecek. Bu çok önemli, çünkü bu para, vatandaşın cebinden çıkıyor."Söz konusu, satın alma ve üstlenme modelinin uluslararası literatürde varolduğunu ve bu alanda söz söyleme yetkisine sahip kuruluşlarca da uygulandığına dikkati çeken yetkililer, mevcut bankacılık kanununda bunun bulunduğunu ancak sınırlı olduğunu ifade etti.Sadece faaliyet izni kaldırılmadan Fon'a devredilen bankalarda bunun kullanılabildiğine vurgulayan TMSF yetkilileri, bu modeli, faaliyet izni kaldırılarak Fon'a devredilen bankalarda da kullanmak istediklerini, çünkü devletin kasasından para çıkmasını istemediklerini aktardı.Yetkililer, TMSF'nin kendisine bir banka %$%& &%&#%" %&"$%$%$& !#& &$"%"&#$#&###$%$&!!%! Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özcan,"TCMB'nin yaklaşık iki aydır izlediği likidite politikası enflasyonu düşürme konusunda kararlılığını göstererek, kredibilitesini artırıyor" şeklinde konuştu %.CJL/H5JGI:ILJH2GK>B?HGK =<5KCJGJBJL4JF=J>IL4JL+&)*.HIHL>?HLIDIL%% A?0GKHAE>EHCKL2KI9L?FKHGKFEHCKLCJ:I8IDGI:JL7IA=J=J>IL4J I9GJCI:ILGIDICIAJL0?GIAIDK>ELJH2GK>B?HGKL=<5KCJGJLD?H@>@HCKDILDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFCI(+<FDIBJL&@=3@FIBJAL)JFDJ9 *KHDK>E.HEHL+&)*L>?HLC/HJ=CJLI9GJCI:IL0?GIAIDK1LJH2GK>B?H@LC<8<F=JLD?H@>@HCKDILDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFIFDJH1 3<D<=JAIHLFAKLKCJGIL%F?7FK=.CKL%L/H5JGI:IHILJH2GK>B?HGKL=<5KCJGJBJL4JF=J>IL4JLBK0E>KGLFJ2?F=GKFGK 0?AKH>IBJGL;<B<=JHIHL7<6GJHCIFIG=J>IL+&)*.HIHL7JGJ5JDLC/HJ=CJL2IBKALI>AIDFKFEHKL?CKDGKHK;IG=J>IHI D?GKBGK8AEFEB?F((#J6JHLBEGEHL?FAKGKFEHCKHLIAI;KFJHL+<FD IFK>E.HCKL7/F<GJHLCJ:JFLDKB;EL4JL7ECKL2IBKAGKFEHCKDILB<D>JDL>JBIFLJH2GK>B?H@HL3JCJ2GJHJHL4JLAK3=IHLJCIGJH FKDK=GKFCKHL@9KDGK8=K>EHKLHJCJHL?GC@(?HL?GKFKD JGJDAFI:JL4JLC?:KG7K9KLBK0EGKHL9K=GKF1LBEGL>?H@LJH2GK>B?H@HKLIGI8DIHL7/F<H<=<HL;?9@G=K>EHKL>J;J0L?G@FDJH )JFDJ9L*KHDK>E.HEHL3JFLKBLBKBE=GKCE:ELKHDJAAJLBEGL>?H@ JH2GK>B?HL;JDGJHAI>ILBEGL;K8EHCKHL;@LBKHKLBKDGK8EDL,' ;K9L0@KHLB<D>JGJFJDLB<9CJL1,".BKLB<D>JGCI(L/9LD?H@>@ HJCJHGJFCJHLC?GKBE1LBEGL>?H@LJH2GK>B?HL7/F<H<=<HCJDI ;?9@G=KL+&)*.HIHL;@LKBL7JF6JDGJ8AIFCI:ILA?0GKHAECKL2KI9 ?FKHGKFEHCKL3JF3KH7IL;IFLCJ:I8IDGI:JL7IA=J=J>IHJLHJCJH ?G@FDJH1LJH2GK>B?HCKLDKBCKLCJ:JFL;IFL7JFIGJ=JL7/9GJHJHJ DKCKFL>EDEL0KFKL0?GIAIDK>ELC@F@8@H@HLD?F@HK5K:EL=J>KEHEH 4JFIGCI:IHILDKBCJCJHLJD?H?=I>AGJF1L)JFDJ9L*KHDK>E.HEH 7JF6JDGJ8AIFCI:IL>?HL<6L%KFKL%?GIAIDK>EL @F@G@L%% A?0GKHAE>EHCKL2KI9GJFCJLCJ:I8IDGI:JL7IA=J=J>IHIHL4JLIDI KBCEFLJADIHLD@GGKHEGKHLGIDICIAJL0?GIAIDK>EHEHLJH2GK>B?HLIGJ =<5KCJGJLD?H@>@HCKDILDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFIFDJHLDFJCI- ;IGIAJ>IHIHLCJLKFA=K>EHEL>K:GKCE:EHELI2KCJLJCIB?F(LD?H?=I>AGJF1L/AJLBKHCKHL3<D<=JAIHLBJHIL%.CJ1L/H5JGI:ILJH2GK>B?HGKL=<5KCJGJBJL4JFJ5J:IHILK6EDGK=K>EHEHL+&)*.HIHLBKGHE95KL2IBKALI>AIDFKFEHKL?CKDGKH=K>ELD?H@>@HCK I8IHILD?GKBGK8AEFK5K:EHELI2KCJLJCJFDJH1L;@LC@F@=@HCKLJH2GK>B?H@HL7JGJ5JDLBEGL@9@HL;IFLKFKCKHL>?HFKL3JCJ2GJHJH C<9JBCJL7JF6JDGJ=J>IHIHL>K:GKHK5K:EL;JGIFAIGIB?F(CJK;KHDLD?H?=IDLFK8AEF=KGKFL4JLAFKAJIDL%GKHGK=KCKH ?F@=G@L#JHJGL)<C<FLKFCE=5E>ELJFDKHL95KH1LD?H@BK IGI8DIHLCJ:JFGJHCIF=J>IHCJ1LL+&)*.HIHL>?HL%% A?0GKHAE>EHCKL;JDGJHAIGJFIHCJHL>EHEFGEL>J4IBJCJLCK3KL8K3IH ;IFLC@F@8LIGJL0?GIAIDKL2KI9IHILB<9CJL1$.AJL;EFKDEFDJH1L2KI9 D?FIC?F@H@LCKLCJ:I8AIF=JCI:IHILKHE=>KAKFKD1LDKFKFEH +&)*.HIHLBKDGK8EDLIDILKBCEFLI9GJCI:ILGIDICIAJL0?GIAIDK>EHEH JH2GK>B?H@LC<8<F=JLD?H@>@HCKLDKFKFGEGE:EHEL7/>AJFJFJD1 DFJCI;IGIAJ>IHILKFAEFCE:EHEL>/BGJCI(*@LC@F@=LJH2GK>B?H@H ;JDGJHAIGJFCJHLCK3KL3E9GEL4JLCK3KLJFDJHL7JFIGJ=JLI3AI=KGIHILKFAEFEFDJH1L9?FG@L7G?;KGL4JLJ?0?GIAIDLD?8@GGKFKLFK:=JH +L5IH>IL4KFGEDGKFEHL;IFL><FJCIFLCIGJL7JAIFCIDGJFIL<9JFJL0?9IAI2LKBFE8=K>EHEL>K:GKCE:EHELKDAKFKHL95KH1L8/BJGLCJ4K=LJAAI <FJ>JGLD?H?HDA<FL+<FDIBJLI6IHL0?9IAI2JLC/H=<8LIDJH1 ;@LD?H?HDA<F<HLD?F@H=K>EL3KGIHCJL+KBG?FL @FKGE.HK CKBKGEL=?CJGI=I9L=J45@AL7/F<H<=LE8E:EHCKL+&)*.HIH 0?GIAIDKL2KI9IL4JL2KI9LD?FIC?F@HCKL$',.IHLIGDLBKFE>EHK DKCKFL,''L;K9L0@KHKL4KFKHL?FKHCKLIHCIFI=LI6IHLBJF ?GC@:@HKLI8KFJALJCIB?F(L?HL7<HGJFCJDILCJ>AJDGJBI5I ?FAK=EHL><F=J>ILC@F@=@HCK1L+&)*LBEGL;IA=JCJHL2KI9LIHCIFJ;IGIF(KDEHL4KCJGIL7/F<H<=L+.HIHLCK3KL>AK;IG DKGK5K:E1LI8>I9GIDL?FKHEHEHLI6LAKGJ0AJLDKCJ=JGILA?0KFGKH=K 4JLCE8KFECKL><FJ7JGJHL;JGIF>I9GIDGJFLHJCJHIBGJL>EHEFGE IBIGJ8J5J:I1LJH2GK>B?H@HL$',.IHLIGDLBKFE>EHCKL;@L>JHJDI B<D>JDL;K9L4JL7ECKL2IBKAGKFEHCKLC<9JGA=JHIHLDKADE>EBGK B<9CJL".BKLC?:F@L7JFIGJBJ5J:IHJLI8KFJALJCIB?F(L*@ 6JF6J4JCJL$',LBEGELI6IHL0IBK>KBKLDEBK>GKLIBI=>JFLB<9CJ !1".GEDL;<B<=JLAK3=IHI=I9ILD?F@FDJH1LBIHJL0IBK>KBK DEBK>GKLIBI=>JFL?GKHLB<9CJL"1.GIDL$',L>?H@LJH2GK>B?H AK3=IHI=I9CJLK8K:ELB/HG<LFI>DGJFLKFAEB?F(95KH1L+&)*.HIHLBKFEHLK6EDGKBK5K:ELBEGEHL>?HLJH2GK>B?HLFK0?F@HCKLBEG >?H@LJH2GK>B?HLAK3=IHIHILB<D>JDL7ECKL2IBKAGKFEL4JL+.CJDI K8EFELCJ:JFLDKB;ELHJCJHIBGJL;IFL/H5JDILAK3=IHIL?GKHLB<9CJ 1".CKHLB<9CJLL5I4KFEHKLFJ4I9JLJCJ5J:IHIL4JLDFJ;IGIAJ>IHI CK3KLCKL7<6GJHCIFJ5JDL=J>KGKFL4JFJ5J:IHI C<8<HC<DGJFIHIL;JGIFAJFJD1L=KDF?LI3AIBKAILKFK6GKFLB?G@BGK CKL7JHI8GJ=JLI6IHLKGKHL?G>KLCKL+&)*.HIHL;@H@LCK 8I=CIGIDL2IHKH>KGLI>AIDFKFELIBIGJ8AIF=JBJLB/HJGIDLD@GGKH=E8 ?G=K>EHEHL+<FDIBJ.BJLCKIFLFI>DL0FI=ILK6E>EHCKHL?G@=G@ ?GC@:@H@L;JGIFAAI(+&)*.HIHL3J=L9?F@HG@LDKF8EGEDGKFKLFJ9JF4L?0>IB?HL=JDKHI9=K>EHEHLJADIHGI:IHILKFAEFK5KDL4JLB@FA CE8EHCKHL;?F6GKH=KBEL>EHEFGKBK5KDLHIAJGIDAJL;IFL2KI9 /CJ=J>IL@B7@GK=K>EHKL7J6=J>IL3J=LCJLI3FK5KA6EGKFK D@GGKHCEFEGKHLDFJCILGI=IAIHIHLKFAEFEGEFDJHL=KGIBJAIHIH C<8<F<G=J>IHILB<F<A<G=JDAJL?GKHL<FC<F<GJ;IGIF *<B<=JBJL#J6I8L0F?7FK=ELK6E>EHCKHL?G@=G@ DKF8EGKCEDGKFEHKLCIDDKAIL6JDJHL95KH1L+&)*.HIHLKFAKHLDFJCI;IGIAJ>I1L0JAF?GL2IBKAGKFEHCKDILC<8<8L4JLD<FJ>JGLJD?H?=ICJLC<8<DL2KI9L?FAK=EHEHL;JDGJHJHCJH @9@HL><FJ5J:ILB/H<HCJDIL>?HL7JGI8=JGJFLIGJL;J8LBEGGED DFJCILAJ=JFF<ALAKDK>EHEHL$'$L;K9L0@KHCKHLBKDGK8ED ?HL7<HCJL,$1L;K9L0@KHKLDKCKFLC<8=J>IHIHLCJL;@ 7/F<8GJFIHILCJ>AJDGJCI:IHILDKBCJAAI(L devredildiğinde, o bankanın hızlı şekilde çözümlemesini yapabilmek ve bürokrasiye takılmak istemediğini ifade etti.Fon'a devredilen bankayla ilgili yapılan değerlendirme sonucunda o banka için en iyi çözümün "köprü banka" kurmak diye bir kanaat oluşması durumunda, TMSF Yönetim Kurulu'nun yeni bir banka, yani ayrı bir tüzel kişilik kurabileceği bilgisini veren yetkililer şöyle konuştu:"Köprü banka uygulaması, dünyanın her tarafında, özellikle gelişmiş ülkelerde uygulanan bir sistem. Fon bu sayede yeni bir şirket kurabilecek. Bu bir banka olacak. BDDK'dan izin almaya gerek olmaksızın, çünkü vakit problemi var. Bu bankanın derhal faaliyete geçmesi, krizin yönetilmesi gerekiyor. Bütün bunların bir tek amacı var. Bir banka battı diye ekonomik sistem aksamasın. Batan banka domino etkisi yapmasın. Ekonomik sistem sıkıntıya girmesin. Çünkü insanların ödemeleri var. Çekleri var, EFT'leri var. Bir banka battığında; TMSF yeni, hukuki hiç bir sorunu olmayan bir 'köprü banka' kurmak suretiyle, yüzde yüz hissesi TMSF'ye ait olan bir bankayı kolayca satabilme imkanına kavuşacak. (AA) Kaçakçılıkla mücadelede etkinliği artırmak için Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünce kurulan Alo 136 Gümrük Muhafaza İhbar Hattı'na yıl içinde 30 bin 592 çağrı geldi.Vatandaşın kaçakçılık ihbar hattı Alo 136'ya yaptığı ihbarlar sayesinde 10 milyon 810 bin liralık kaçak eşya ve uyuşturucu ele geçirildi DK6KD6EGEDLI3;KFL3KAAELG? ,!"BKLBK0AE:ELI3;KFGKFL>KBJ>IHCJL;@LBEGEHL KBEHCKL,'L=IGB?HL,'L;IHLGIFKGEDLDK6KDLJ8BK 4JL@B@8A@F@5@LJGJL7J6IFIGCI(L#<=F<DL4J +I5KFJAL*KDKHGE:EHCKHLJCIHIGJHL;IG7IBJL7/FJ1 DK6KD6EGEDGKL=<5KCJGJCJLJADIHGI:ILKFAEF=KD I6IHL#<=F<DGJFL)@3K2K9KL#JHJG )<C<FG<:<H5JLD@F@GKHLG?L,!"L#<=F<D )@3K2K9KL3;KFLKAAE.HKLBEGLI6IHCJL!'L;IHL$ 6K:FEL7JGCI(L*@L6K:FEGKFEHL;IHL'LI3;KFLHIAJGIDGIL?G@FDJH1L,,,.IL?G@=G@ >?H@6GKHCE(KAKHCK8GKFKLL7<HL$L>KKAL;?B@H5KL3I9=JAL4JFJHLG?L,!".BKLBK0EGKHL6K:FEGKF 6JF6J4J>IHCJL7JF6JDGJ8AIFIGJHL?0JFK>B?HGKFCK A?0GK=L,'L=IGB?HL,'L;IHLGIFKLCJ:JFIHCJ DK6KDLJ8BKL4JL@B@8A@F@5@LJGJL7J6IFIGCI(3;KF HIAJGIDGIL6K:FEGKFKLIGL;K9EHCKL;KDEGCE:EHCK1LBEG ;K8EHCKHL;@7<HJLDKCKFLBK0EGKHL!!,L6K:FELIGJ >AKH;@G.@HL;K8EL6JDAI:IL7/F<G<FDJH1L;@H@L$', I3;KFLHIAJGIDGIL6K:FELIGJL?:@L KFKCJHI9L4J ,$"LI3;KFLIGJLFAKLHKC?G@LAKDI0LJAAI(#JGJHLI3;KFGKFLC?:F@GA@>@HCKL>AKH;@GL#<=F<DL4J +I5KFJAL*/G7JL)<C<FG<:<L>?F@=G@G@D KGKHEHCKLL=IGB?HL$L;IHLGIFKGED1L?:@L)KF=KFKL#<=F<DL4JL+I5KFJAL*/G7JL)<C<FG<:< >?F@=G@G@DLKGKHEHCKL,L=IGB?HL,L;IHLGIFKGED1 7JL#<=F<DL4JL+I5KFJAL*/G7JL)<C<FG<:<L>?F@=G@G@DLKGKHEHCKLCKL,L=IGB?HL",L;IHLGIFKGED AI5KFIL4JL@B@8A@F@5@L=KCCJLJGJL7J6IFIGCI(#<=F<DL4JL+I5KFJAL*KDKHGE:EHEHL=JFDJ9L;IHK>EHCK ;@G@HKHLG?L,!"L;/G<=<HJL7JGJHL6K:FEGKF1L;@FKCKHL,"L7<=F<DL4JLAI5KFJAL;/G7J =<C<FG<:<HJL;K:GEL7<=F<DL=@3K2K9K DK6KD6EGEDL4JLI>AI3;KFKAL=<C<FG<DGJFIHJL?A?=KAIDL?GKFKDLB/HGJHCIFIGIB?F(L#<=F<D =@3K2K9KL7/FJ4GIGJFI1L7JGJHLI3;KFGKFELAIAI9GIDGJ CJ:JFGJHCIFJFJD1L7JFJDGIL=<CK3KGJGJFI 9K=KHEHCKL4JLJD>ID>I9L?GKFKDLB<F<A<B?F(G? ,!".BKLBK0EGKHLI3;KFGKFGKLIG7IGIL;IGCIFI=CJL;@G@HKHLDI8IGJFIHLDI=GIDL;IG7IGJFI1LDJHCILFE9KGKFE ?G=KCE:EL4JLBK0EGKHLI3;KFEHLDJHCIGJFILKGJB3IHJL>@6L?G@8A@F=KCE:EL><FJ5JLDJ>IHGIDGJL7I9GI A@A@G@B?F( K6KD6EGE:E1L2KIGGJFIHI1LDK6KD J8BKHEHL;@G@HC@:@1L>KDGKHCE:EL4JBKL>KAEGCE:E BJFGJFILBJADIGIL;IFI=GJFJL3K;JFL4JFJH1LDK6KD J8BKHEHL?FAKBKL6ED=K>EHKLBKFCE=LJCJH DI8IGJFJLCJLBKDKGKHKHLDK6KDLJ8BKGKFKLIGI8DIH =K3DJ=JL>?H@5@HKL7/FJLIDFK=IBJL/CJHIB?F( Kasım 2014 1 1Şubat 2013 Cumartesi Perşembe Türkiye’nin Avrupa ülkelerine açılan en büyük sınır kapısı olan Kapıkule önünde yaşayan gurbetçi yoğunluğu ve TIR kuyruğuna değinen Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, “Giriş ve çıkış yapacak küçük araç ve TIR kuyruğunun yaşanmayacak” dedi EVTVGVUPWYPVTUWY5XSVLVY#KTLKUY2SV X>VU<Y:XQXUY&XTPRO@RLRYXMV>Y0WMVU<Y7TXQNXY$JOTJQ AWY7V@XTWMY:=SEWY0JPJTJY0JLSJOY&XSDRUYMXTX9RUPXU QXTGRSXUXUY4XUVQSV<Y5%YLXSIUKUXYEWDMVBY:XQXUSRCRU FJTIQTXMSXTR<YEJOTJQYNWMQVSVSWTVYNXQSXGRQY3<+YLXXMYLJTWU FVTYMI?SXUMRYEWTDWQSWGMVTWUY4XUVQSV<YMI?SXUMRURUYFVMV; OVUPWYQXOWTXSXTRUYQXTGRLRUXYEWDMVB7JTQVNW8UVUY2ATK?X JSQWSWTVUWYXDRSXUYWUYFJNJQYLRURTYQX?RLRYISXUY6X?RQKSW =UJUPWYNXGXNXUYEKTFWMDVYNICKUSKCKYAWY7%QKNTKCKUXYPWCVUWUYFXQXU<YEVTVGYAWYDRQRGYNX?X@XQ QJDJQYXTXDYAWY7%-YQKNTKCKUKUYNXGXUOXNX@XCRUR AKTEKSXPRBY4XUVQSV<Y/'UKUSXYVSEVSVYDXSRGOXSXTRORHRYQRLX FVTYLJTWYVDWTVLVUPWYMXOXOSXNX@XCRHBY2OXDSXTRORHPXU FVTYMXUWLVYFKPKTYHXMWUBY&WTVUPWYVU@WSWOWYNX?XTXQYMWP; FVTSWTYXSOXQBY5WYNXHYEWSOWPWU<YEVTVGYAWYDRQRGYMTX9VCV NICKUSXGOXPXUYFVHYVUGXSSX>Y?TIWOVHVYMXOXOSXORG ISX@XCRHBY#ISXNRLRNSXYFKYGWQVSPWYDIQY9XHSXYVSXAWYFVT PWCVGVQSVQYNX?OXPXUYXOXYFKTXPXQVYVGYXQRGRURYNWUVPWU ITEXUVHWYWPWTWQYAWYOWA@KMY?WTIUSXTRYOIFVSY>XSWYEWMVT; WTWQYWMQVSVYFVTYLIUKDYXSOXYVOQURORHYITMXNXYDRQX@XQB, PVNWYQIUKGMKB6X?RQKSW8UVUY7JTQVNW8UVUYVQVU@VYFJNJQ EJOTJQYQX?RLRYAWYXNURYHXOXUPXYFXMRNXYXDRSXUYDRQRG QX?RLRYISPKCKUKYV9XPWYWPWUY4XUVQSV<Y/IQYNICKUYFVT MTX9VCVUYNXGXUPRCRYFVTYQX?RORHBY2OX@RORHYAWTVSWU >VHOWMVUYQXSVMWLVUVYPX>XYVNVYUIQMXSXTXYEWMVTVSOWLVBY!IU 3)YNRSYEWTDWQMWUYEJOTJQYQX?RSXTRORHPX<YFJMJUYEJOTJQ QX?RSXTRUPXQVYVGSWOSWTPWY@VPPVYFVTYVNVSWGOWYL=HYQIUKLK XOXYFKUKYPX>XYPXYVSWTVYUIQMXSXTXYE=MJTOWOVHYEWTWQVN; ITBYWTQWLVUYOWOUKUYISX@XCR<YGVQNWMSWTVUYWUYLWAVN; WNWYVUPVCVYFVTY>VHOWMVUYNXQXSXUOXLRYEWTWQVNITB,YPW; PVB$JOTJQYEVTVGYAWYDRQRGSXTRUPXYEXNT;VYQXUKUVYOWN; PXUXYEWSWUYAWNXYEWSOWLVYOK>MWOWSYMV@XTWMVUYWUEWSSWU; OWLVYISPKCKUKYXDRQSXNXUY:XQXU<Y=HWSSVQSWYMWQUISIVUVU LXCSXPRCRYVOQUSXTRUYQKSSXURSOXLRYEWTWQMVCVUVYV9XPWYWM; MVB SQYQWHY)((.YNRSRUPXYEJOTJQSWTPWY>VHOWMYAWTOWNW FXGSXNXUYXTXDYMXTXOXYLVLMWOVUVUYQXNR?<YQXDXCRU XHXSMRSOXLRUPX<YNXLXYPRGRYMV@XTWMVUY=USWUOWLVUPWYFVHW DIQYFJNJQYVOQXUSXTYLKUPKCKYPVSWYEWMVTWUY4XUVQSV GKUSXTRYL=NSWPVY/HWSSVQSWY1;TXNY@V>XHSXTR<YMTWUYMXTXOX PX>VSYISOXQYJHWTWBYXQXMY>XSXYFKYUIQMXPXYQX?XLVMWOVH FWSVTSVYFVTYLWAVNWPWBYV>XVY>WPW9VOVHY7JTQVNW8NWYEVTWU MJOYWGNXYAWYVULXUYMXGRNXUYXTXDSXTRUY1;TXNYMXTXOXYLVLMW; OVUPWUYEWDVTVSOWLVBY5WYXNURYGWQVSPWYJSQWNWYEWSWUYMJO QXTEISXTRUY1;TXNYPWUWMVOVUWYMXFVVYMKMKSOXLRBY7JTQVNW8; PWUYNXQSXGRQY*<+YOVSNIUYQIUMWNURTYEVPVNITBY&XQSXGRQ NVUWY*YOVSNIUKUYJHWTVUPWYFVTY7%-YEVTVGVYL=HYQIUKLK MJOYEJOTJQYQX?RSXTRORHPXUBY:KUSXTRUYMXOXORURY1;TXN MXTXGRUPXUYEWDVTVSWTWQYDIQYWMQVSVYFVTYPWUWMVOWYMXFVV MKMKSOXLRYUV>XVY>WPW9VOVHBY:XGXTPRCRORHPXYFKUK PJUNXPXYKNEKSXNXUYMWQYJSQWYISX@XCRHB,Y KYXUYFWSVTSVYN=UMWOSWTSWY1;TXNY@V>XHRUXYE=UPWTVSW; @WQYXTXDSXTRUYMWL?VMYWPVSPVCVUVYXUSXMXUY$JOTJQYAW 7V@XTWMY:XQXUR<Y/6X?XLVMWOVHY=SDJLJUPWYXTXDSXTY1;TXN @V>XHRUXYN=USWUPVTVSVNITBY2OXYFKUKUY7JTQVNW8PWQV ITXURYVLWYFVTY>XNSVYPJGJQYPICXSYISXTXQBY)(3+YNRSRUPXU VMVFXTWUYNICKUYFVTYGWQVSPWYFKY@V>XHSXTRUYXSRURORUR >RHSXUPRTRNITKHBY7XFVVYMJOJUJYMXTXURTY>XSWYEWSWFVSOWLV VDVUYDIQY@VPPVYFVTYQXNUXQYEWTWQVNITBY&XQSXGRQY3<+;) OVSNXTYSVTXYEVFVYFVTYQXNUXQYEWTWQVNITBY'UKYFVTQXDYNRS VDWTVLVUPWYLXCSXOXORHYOJOQJUYPWCVSBY2OXYISXFVSW@WQ WUY>RHSRYLJTWYVDWTVLVUPWYFKUKYEWTDWQSWGMVTW@WCVHB,YPWPVB 6X?RQKSW8PWYXSPRQSXTRYFVTYQXTXTRYXDRQSXNXUY:XQXU 4XUVQSVYQIUKGOXLRURYL=NSWYLJTPJTPJY/6RLXYFVTYLJTW VDWTVLVUPWY6X?RQKSW8PWUY7JTQVNW8NWYEVTWUYIMIFJLSWTVU MXOXORY1;TXNYMXTXOXLRUPXUYEWDVTVSW@WQBY'UXYQX?X; LVMWOVHYOJLXVMBYUJOJHPWQVYNRSYVQVYMXUWYPX>XY1;TXN @V>XHRYPX>XYPXYE=UPWTW@WCVHBY2TXDYMXTXOXYQX?XLVMWLVUV VQVYQXMRUXYDRQXTX@XCRHBYJUQJYFKEJUWYQXPXTYISXU NXQXSXOXSXTPXYQXDXQYMWL?VMSWTVUPWY1;TXNY@V>XHSXTRURU DIQYFJNJQYQXMQRLRYISPKCKUK<YDIQY=UWOSVYXTXDSXTYAW VOQUSXTYLKUPKCKUKYFVSVNITKHBY'YNJHPWUY>WTYEWDWUYNRS PXYFKY@V>XHSXTRUYPX>XYQWLVUYFVSEVYLKUOXY=HWSSVCVYAWYQX; ?XLVMWLVYMWQUISIVQYEWSVGOWSWTYDWTDWAWLVUPWYNJQ; LWSMVSVNITBYKYXUYWSVOVHPWYQKSSXUPRCRORHY1;TXNYMXTXOX @V>XHSXTRURUYEJUSJQYMXTXOXYQX?XLVMWLVY33(YXTXDYVQWU NWUVYXSX@XQSXTRORHSXYFKYLXNRY)((8PWYQXPXT KSXGOXQMXPRTBY#ISXNRLRNSXY=UJOJHPWQVY*YVSWY+YNRS VDWTVLVUPWY7JTQVNW8NWYEVTWUYMJOYWGNXSXTRU<YXTXDSXTRU NJHPWYNJHYMXTXOXYPWUWMVOVUPWUYEWDVTVSOWLVYOJOQJU >XSWYEWSW@WQB,7JTQVNW8NWYEVTVGYNX?XUYFVTYXTX@RUY+; UIQMXPXYVGSWOSWTVUYNX?RSPRCRURYPVSWYEWMVTWUY:XQXU 4XUVQSV<Y>WPW9SWTVUVUYFKYVGSWOSWTVYMWQWYPJGJTOWQ ISPKCKUKYXUSXMMRB4XUVQSV<Y/&XUVYFVTYXTXDY7JTQVNW8NW EVTWTQWUYMWQYUIQMXPXYFVTYQWHYPKTXTXQYMJOYVGSWOSWT EWTDWQSWGMVTVSW@WQBY:VTYXTXDYOXQLVOKOYYVGSWOPWU EWDVNITBY:KUKUYMXUWYEJOTJQYFXQXUSRCRORHSXYVSEVSV VGSWOSWTBY:VTYMXUWLVYPWY DVGSWTVY:XQXUSRCR8URUYNX?MRCR ?XLX?ITMYQIUMTISJBY'UKUSXYVSEVSVY DVGSWTV :XQXUSRCRORHSXYE=TJGOWSWTVOVHYPWAXOYWPVNITBY'UKYPX XTXDSXTYVDVUYXSRUXTXQYMWQYFVTYOWOKTYMXTX9RUPXUYFJMJU VGSWOSWTYMWQYPKTXQMXYNX?RSOXLRYUIQMXLRUPXYFWSVTSVYFVT XTXOXNXYEWSPVQBY UGXSSX>YVSQYKNEKSXOXLRURY!XT?Y!RURT 6X?RLRYAWY6X?RQKSW8PWYNX?X@XCRHBY2TPRUPXUYPVCWTYMJO QX?RSXTRORHXYMWGOVSYWPW@WCVHB,KTWMMVUY4XUVQSVY>WT; >XUEVYFVTYLRQRUMRYFKSKUOXPRCRURYFWSVTMWTWQYLXPW@WYFVT VU@WYXNXTYNX?MRQSXTRURYQXNPWMMVB:KYXUYVDVUYFKYQXPXT XDRQSXOXNXYNX?XFVSW@WCVUVYAWYPX>XYVSWTVYXDRQSXOX NX?X@XCRURYAKTEKSXNXUY4XUVQSV<Y/7XFVVYFVTYOJMWQX; FVSVNWMYQKTXSRURUYKNEKSXUOXLRYEWTWQVNITBYXL; LXLVNWMVOVHYAXTBYFKUPXUYPISXNRYFVHVOYQWUPV 7%-8SXTRORHX<YGVTQWMSWTVOVHWYVSXAWYFVTYOXSVNWMVU EWSOWOWLVYEWTWQVNITBY2OXYXSMRURYDVHVNITKOBY0JMWQX; FVSVNWMYEWTWCVYXNURYFVTWFVTYOVLVSSWOWUVUYPWYNX?RSOXLR EWTWQVNITBY:KYMXOXOWUYKSKLSXTXTXLRY>KQKQKUYEWTWCVYI; SXTXQYPWASWMYISXTXQYFKUKYNX?OXORHYEWTWQVNITBY2OX FKUKYNX?XTQWUYPWY7%-8SXTRORHXYWUYXHRUPX >VLLWPVSWFVSVTYNJQSWYQXTGRYQXTGRNXYQXSOXNX@XQSXTBY:K VQVLVUVYFVTSVQMWY>XTOIUVHWYWMOWNWYDXSRGRNITKHBY'UKU DXSRGOXSXTRYGKYXUPXYPWAXOYWPVNITBY&IQLXYQKTKOSXT XTXLRY>WT>XUEVYFVTYLITKUYNIQB,YXDRQSXOXLRURYNX?MRB :XLRUYXDRQSXOXLRURUYXTPRUPXUY4XUVQSV<YEJOTJQ X>XLRUPXYVU@WSWOWSWTPWYFKSKUPKBY;TXNYMXTXOXLRYPX>VS ISOXQYJHWTWYEJOTJQY9XXSVNWMSWTVYVSEVSVYFVSEVYXSPRB 6X?RQKSWY?TIETXORURYMXOXOSXNXUY4XUVQSV<YPX>XYLIUTX PVTUWY5XSVSVCV8UWYEWDMVBY TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, 'çözüm süreci’nde gelinen noktayı “hayal kırıklığı” olarak nitelendirerek, “Sürecin sağlıklı bir evreye ulaşmadığını görüyoruz. Her ne kadar hakim olmasak da, sürecin iyi yönetilmediğini görüyoruz.” dedi TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Haluk Dinçer heyeti ile birlikte CHP’ye yaptığı ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Çözüm sürecinde tıkanma olduğu ifade ediliyor. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Haluk Dinçer, bugün gelinen noktanın bir hayal kırıklığına kendilerini maruz bıraktığını ifade ederek sürecin sağlıklı bir evreye ulaşmadığını gördüklerini vurgulayarak; “Her ne kadar hâkim olmasak da, sürecin iyi yönetilmediğini görüyoruz. Jeostratejik dalgalanmaların da bu süreci olumsuz etkilediğini görüyoruz. Buna gereksiz bir müsamaha gösterildiğini düşünüyoruz. Son dönemde şiddet görüyoruz, can ve mal kayıpları görüyoruz. Aynı zamanda misilleme söylemi görüyoruz. Hükümetten de, ağırlıklı bir güvenlikçi tutum görüyoruz. Elbette, bütün bunları kaygı verici buluyoruz. Bundan sonraki süreçte, aktörleri sağlıklı bir seviyeye taşımak için çaba gösterirler. Belki de ilk adım olarak şiddetlilikten vazgeçerler. Bunun için insani bir proje olarak değerlendirip, yol alırlar.” şeklinde konuştu. Sürece en başından beri destek verdiklerini belirten Dinçer, ekonomik sürece destek verdiklerini anlattı. 6 Kasım’daki Van serenatlarını mevcut ortamda ertelediklerini bildiren Dinçer, ortam ekonomiyi konuşmaya el verdiğinde bunu gerçekleştirme eğiliminde olduklarını anlattı. Dinçer, TÜSİAD’ın süreçle ilgili tutumunun belli olduğunu belirterek demokrasi ve kalkınma ilişkisinin uzun yıllardır çalışan bir kurum olarak bu sürece sahip çıktıklarını dile getirdi. Türkiye’nin gündemini 30 yıldır işgal eden, acıya boğan bu durumdan kurtulmanın hayati önemde olduğunu gördüklerini vurgulayan Dinçer, “Herkesin bu bilinçte olmasını düşündük. Türkiye’deki demokratikleşme sorununun bir uzantısı olarak görebileceğimiz Kürt sorununu da Türkiye için demokratik standartların yükseltilerek çözümün Türkiye için hayati önemde olduğunu gördük. Süreci Türkiye için hayati önemde gördük. Türkiye’nin huzura kavuşması için olmazsa olmaz gördük. İş dünyası olarak sürecin siyasi tarafını siyasilere bıraktık. Biz ekonomik ayağına sahip çıktık. TÜSİAD olarak bölgeye ziyaretler düzenledik. Ortak girişim konusunda çaba gösterdik.” diye konuştu.Dinçer, daha önce muhalefet partilerinin de bu sürecin içinde olması gerektiğini dile getirdiklerini anlattı. Çözümün aktörünü suçlamak için bunu söylemediklerinin altını çizen Dinçer, Kobani’nin Türkiye’yi bu kadar etkilememesi gerektiğine dikkat çekti. Bu taraf için bir başarısızlık olduğunu düşündüklerini aktaran Dinçer, “Anamuhalefet partisinin de bu süreç içerisinde yer alması gerektiğini belirttik. İktidar partisinin yüzde 50’si ile bu sorunun çözülebilecek olmadığını söyledik.” diye konuştu.Maden kazanlarının hatırlatılması üzerine de Dinçer, iş kazalarının Türkiye’nin gündemini etkilediğini kaydederek, son istatistiklerde bu yönde iş kazalarında Türkiye’nin önde gelen ülkelerinden biri olduğunu, 9 ayda bin 400'den fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Serbest piyasa ekonomisinde devletin denetleyici ve düzenleyici kurum olduğunu bildiren Dinçer, düzenleme noktasında bir sorunun yaşanmadığını ama, denetleme noktasında Türkiye’de ciddi anlamda eksikler yaşandığına işaret etti. Dinçer, “Madencilik ve inşaat gibi sektörlerde denetlemelerin yetersiz kaldığını görüyoruz. Devletten bu noktada daha etkili denetim bekliyoruz. Fakat bu kadarla da kalmıyor. Bir zihniyet sorunu ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Bir ihmal, bilinçsizlik görüyoruz. Kazaların çoğunluğunun önlenebilir olduğunu görüyoruz. Bunu bilhassa, bazı sektörlerle ilgili eğitim konusunda, deneyim ve bilgilerde ciddi çaba konulması gerekiyor. Devletin daha etkin denetim yapılması gerekiyor. Bir taraftan da başarılı uygulamaların da mutlaka ödüllendirilmesi gerekiyor. Kazaların sorumluların bulunup cezalandırılması kamu vicdanının rahatlatılması açısından son derece önemli. Bu tip kazaların yeniden tekrar etmemesi için gerekli güvenin temin edilmesi çokça önemli.” ifadelerini kullandı. (CİHAN) Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı bölge müdürlükleri nezdinde 2013 yılında gerçekleştirilen Sayıştay denetimlerinde bazı taşınmazların ihale edilmeden kiraya verildiği ortaya çıktı !XNRGMXNY#WUWMVOY-X?ITK< 5XQR9SXTY$WUWSY0JPJTSJCJ8UWYFXCSR MXGRUOXHSXTRUYV>XSWLVYAWYPWAVTSWTVYWLUXLRUPX NXGXUXUYKLKSLJHSJQYAWYLQXUPXSSXTRYITMXNX DRQXTPRBY:KYNJHPWUYQXOKUKUYOVSNXTSXT@X HXTXTXYKCTXMRSPRCRYV9XPWYWPVSPVBY:XHRYF=SEW OJPJTSJQSWTVUPWYMXGRUOXHSXTRUYV>XSWYWPVSOW; PWUY?TIMIQISYAWYVGEXSPWUYL=HSWGOWYKLKSSWTVNSW QVTXSXUPRCRYMWL?VMVUWYPWYNWTYAWTVSWUYTX?ITXYE=TW FKYN=UMWOPWYVGEXSYWPVSWUYMXGRUOXHSXTRUYV>XSW WPVSOWPWUYPICTKPXUYVGEXS@VYQIUKOKUPXQV QVGVSWTWYQVTXNXYAWTVSPVYAWYFKUSXTSXYQVTX L=HSWGOWLVYPJHWUSWUPVBYTUWCVUY6XNLWTV 5XQR9SXTY:=SEWY0JPJTSJCJUPWY33*YXPWM MXGRUOXH<Y7IQXMY5XQR9SXTY:=SEW 0JPJTSJCJ8UPWY.*YXPWMYMXGRUOXHYVGEXSPWU L=HSWGOWYAWNXY?TIMIQISYNX?RSXTXQYEWTDWQYAW MJHWSYQVGVSWTWYQVTXNXYAWTVSPVBY:=NSW@W MXGRUOXHSXTRUYV>XSWYNX?RSOXPXUYPWAVT<Y?TIMIQIS AWYVGEXSPWUYL=HSWGOWYKLKSJNSWYQVTXSXUOXLR<YV; PXTWUVUYFVSEVLVYAWYNXHRSRYIUXNRYISOXPXU L=HSWGOWNWYXNQRTRYISXTXQYPWATWPVSOWLV MXGRUOXHSXTRUYIFWQMV9<YTWQXFWMWYXDRQYAWYGW99X9 FVTYGWQVSPWYPWCWTSWUPVTVSOWLVUVYWUEWSSWPVB :=NSWSVQSWYMXGRUOXHYQVTXYEWSVTSWTVUVUYQXNFRUX UWPWUYISPKB!XNRGMXN8RUYF=SEWYOJPJTSJQSWTVUPW NX?MRCRYVU@WSWOWSWTPWYV>XSWYWPVSOWPWUYNX?RSXU MXGRUOXHSXTRUYQVTXYL=HSWGOWSWTVUPWYVQVYMJTSJYPW; AVTYKNEKSXOXSXTRYVSWYQXTGRSXGRSPRBY:XHR MXGRUOXHSXTRUYV>XSWYWPVSOWPWUY?TIMIQISYAW VGEXSPWUYL=HSWGOWYKLKSSWTVNSWYQVTXSXUPRCRYMWL?VM WPVSPVBY:KUSXTPXUYVSQVUVYVPXTWUVUYNXHRSRYIUXNRYVSW NX?RSXUYPWAVTSWTYISKGMKTPKBY:KYPWAVTSWTVUYFVT QRLORUPXYQVTX@RURUY>XSQYXTXLRUPXY">XAXY?XTXLR" ISXTXQYFVSVUWUYNJQLWQYFWPWSSWTYXSXTXQYQVTX L=HSWGOWSWTVUVYPWATWMMVCVYITMXNXYDRQMRBY:KTXPX< QVTX@RYVSWYJDJU@JYQVGVYXTXLRUPXYVOHXSXUXUYEXNTV TWLOVYFVTYL=HSWGOWYITMXNXYDRQRNITYAWYFK L=HSWGOWYVSWYQVTXYVSVGQVLVUVUYPWAVTYXOX@RUYPRGRUX DRQRSRNITBY:=NSWSVQSWYQVTX@RYQVTXYQIUKLKUK QKSSXUROYAWYPWAVTYXOX@RURYXGXUYFVTYOXPPVYNXTXT AWY>XQLRHYQXHXUDYWSPWYWPVSVNITBY5XQR9 MXGRUOXHSXTRUPXY">XAXY?XTXLR"YXSRUXTXQYPWAVT; SWTVUYNX?RSOXLR<YFJNJQYITXUPXYMXGRUOXH QVTXSXTRURUYEJUJUYWOLXSYAWYTXNVDYFWPWSSWTVUW E=TWYPJGJQYISOXLRUPXUYQXNUXQSXURNITBY-X?IT; PXYFKYKLKSLJHSJCWYVSVGQVUYGKYMWL?VMSWTYNX?RSPR /6XUKUVYPJHWUSWOWSWTWYXNQRTRYFVTYGWQVSPW< AXQR9YWLQVYQVTX@RLRYVSWYNWUVYQVTX@RLRYXTXLRUPX EWTDWQSWGMVTVSWUYFKYEXNTVYTWLOVYPWAVT L=HSWGOWLVYVSWYXLSRUPXYVPXTWNWYTWLOVYISXTXQ EWSOWLVYEWTWQWUYFVTY?XTXURUYWLQVYQVTX@RSXTX >XQLRHYQXHXUDYISXTXQYEVMOWLVYL=HYQIUKLKPKTB , HVULVHYPWAVTSWTYUWPWUVNSWYQVTX@RYMXTX9RUPXU JDJU@JYGX>RLSXTPXUYXSRUXUYNJQLWQYFWPWSYAW >XSQYXTXLRUPXYFVSVUWUYXPRNSXY">XAXY?XTXSXTRU" XSRUOXLRURUY5XQR9SXTY$WUWSY0JPJTSJCJ8UJUYWS; PWYWMOWLVYEWTWQWUYQVTXYEWSVTSWTVUVUY>XQLRHYFVT GWQVSPWYJDJU@JYGX>RLSXTXYXQMXTRSOXLRUXYUWPWU ISPKCKYQXNPWPVSPVBY-X?ITPX<YF=SEWYOJPJTSJQ; SWTVUPWYQVTXSXUXUYMXGRUOXHSXTRUYFJNJQ DICKUSKCKUKUYPWAVTYNISKNSXYQVTXNXYAWTVSPVCVYV; 9XPWYWPVSWTWQ<YTUWCVUY7IQXMY5XQR9SXTY:=SEW 0JPJTSJCJUWYXVMY+*YMXGRUOXHPXUY).. MXGRUOXHYAWY6XNLWTVY5XQR9SXTY:=SEW 0JPJTSJCJUWYXVMYFVUY333YMXGRUOXHPXUY..* MXGRUOXHRUYPWAVTYN=UMWOVYVSWYQVTXNXYAWTVSPVCV FVSPVTVSPVBY#WAVTSWTVUYVQVU@VLVUVYVPXTWUVUYFVSEVLV AWYNXHRSRYIUXNRYISOXPXUYL=HSWGOWNWYXNQRTR NX?RSXUYPWAVTSWTYISKGMKTPKBY#VCWTYFVTYV9XPWNSW QVTXSXUXUYNWTSWTYQVTX@RYMXTX9RUPXUYNWUVPWUYQV; TXNXYAWTVSPVBY:KYPWAVTSWTPWYQVTX@R<YVPXTWPWUYVHVU XSOXPXUYVPXTWNWY=PWPVCVYQVTXYFWPWSVUPWUYPX>X NJQLWQYFWPWSYVSWYMXGRUOXHRYJDJU@JYFVTYQVGVNW QVTXNXYAWTPVBY:=NSW@WYQVTX@R<YL=HSWGOWNWYXNQRTR ISXTXQYVPXTWNWY=PWPVCVYQVTXYFWPWSVUPWUYPX>X NJQLWQYFWPWSYVSWYMXGRUOXHRYJDJU@JYFVTYQVGVNW QVTXSXNXTXQYVPXTWNWYXVMYMXGRUOXHPXUY>XQLRH QXHXUDYWSPWYWMMVBY(YLXNRSRY:ITDSXTY6XUKUKU .).8JU@JYOXPPWLVYKNXTRU@XYQVTX@R<YQVTXNXYA; WTWUVUYNXHRSRYTRHXLRURYXSOXPRQDX<YQVTXSXUXU MXGRUOXHRYFXGQXLRUXYPWATWPWOVNITBY5XQR9 7XGRUOXHSXTRUY6VTXNXY5WTVSOWY$WUWS XTMUXOWLVUVUY38U@RYOXPPWLVUPWYQVTX@RURU<YV; PXTWPWUYVHVUYXSOXPXUYQVTXSXUXUYNWTVUYFVT QRLORURYAWNXYMXOXORURYFXGQXLRUX PWATWPWOWNW@WCV<Y>VDYFVTYUWPWUSWYQVTXSXUXUR QRLOWUYAWNXYMXOXOWUYFXGQXLRUXYVGEXS WMMVTWOWNW@WCV<YVGYITMXCRYAWNXYQXTYITMXCR XSXOXNX@XCR<YQVTXNXYAWTVSWUYNWTV EWUVGSWMWOWNW@WCVYAWYXOX@RYPRGRUPX QKSSXUXOXNX@XCRYXDRQDXYFWSVTMVSVNITBY Kasım 2013 2014 Perşembe Cumartesi 11Şubat ! !! !!! ! #9?=@5A-?:?<8A-@:>;A-2*9?1, 4?197;A'?:=?;8<?A>=>0:>< '?*8;=?98:=?;8A:?<7<A5?6=?18 /?=804?=?;8<8<A62<A<2:5?3? &@=9>1><>A?/8:=?98!A=76=?;?;?68 )?197;A?:=?;8A@42*37( 47<9?A2;5?3?A/8:?+?:A$>=&>=@;, 5@+;.$@=@;A%@A<@;>=@;A/@;/@%@( 6><9@A$7A5?6=?18<A0@:>==@<@;@: )@+=>6@A6@%:A@9>=@+@1><>A:?39@( 9@<A-2*9?1,A)@+=>6A-?0:?<8( 48*8<A9@65@1>A>=@A:86?A6.;@9@ 3?6?=?0?+?18A74732;74!A9@9> .;:>[email protected].:A)>==@5A)@+=>6>A-;228 )M7NKEOLOQ;ACAHOK=NKN>N8Q-ALHNCOQ/IPKOE /HPIOGNDNQ5OQ2P>IFLQ&PHKPLJQ(PNLO ;P@HPMKJ>JQ2&(;QN@<NLKN>NMIOQIA?OMKOMOM KFDKPLPLPDJQ2P>IFLQ&PHKPLJQ"OG4B?CFGF NBDQEOK%IOQ<P@KPIJ9Q'O?PQ)@KOLNQ!OMOK 2AIALKA>AQHBBLINMPE3LKA>AMIOQIA?OMKOMOM DOG4B?CFGFMQP=JKJ@QE3LOMNMOQ-;22Q;P@HPMJ 'OGNKQN=OH8Q/IPKOEQ;PHPMJQ;OHNLQ;B?IP>8 )M7NKEOLOQ/MHPLPQ;ACAHOK=NDNQN6:PLIQ2BBLO8 (PMJ@EPCQ;P@HPMJQOLLNMQ!AM73L8Q-;22Q)M1 DPMQ&PHKPLJQ)M6OKOGOQ.BGNDCBMFQ;P@HPMJ /C:PMQ"O+OLQDEAMQ5OQ<NL=BHQIP5OEKNQHPEJKIJ9Q (O>N@NHQHBMFKPLIPQ3?OKKNHKOQGP>IFLQ:PHKPLJ NKOQNK7NKNQ=PKJ@GPKPLQCALAEAKIA>AMAQPMKPEPM /IPKOEQ;PHPMJQ;OHNLQ;B?IP>8Q&OG <PHPMKJ>JGJ?QEPLP+JMIPMQ:OGQ-ALHNCOQ;ACAH 2NKKOEQ2O6KNDNQ)MDPMQ&PHKPLJQ.BGNDCBMF [email protected] HBGNDCBMQGPLN+OENCKOQBLEPCPQHBCIF>FQLP4BL DBMQIOLO6OQHJCGOEKN9Q&OGQ-ALHNCO%MNMQOHDNH1 KNHKOLNMNQ73DEOLGODNQ:OGQIOQCP4JKGPDJ 7OLOHOMKOLNQ<OKNLKOGODNQ<PHJGJMIPMQ<N?NGQCBK 73DEOLN6NQBKGPQ3?OKKN>NMNQHBLFCBL9Q;PHPMKJHQB1 KPLPHQ<FQLP4BLIPMQ7OMNQHP4DPGKJQ<NLQ<N=NGIO NDEN+PIOQOINCBLF?9Q;FQLP4BLFMQ:PCPEPQ7O=NL1 NKGODNQHBMFDFMIPQ3MOGKNQPIJGKPLJQ3MAGA?IO1 HNQ7AMKOLIOQPEP6P>J?9QINCOQHBMF@EF9Q 2P>IFLQ:PHKPLJMPQNKN@HNMQHPMFMQEPDKP>J =PKJ@GPKPLJMJMQDBMQMBHEPCPQ7OKIN>NMNQHPCIO1 IOMQ;B?IP>8Q;FQDOG4B?CFGIPQBLEPCP =JHP6PHQ<NK7NKOL8QEO6LA<OKOLQ5OQ3MOLNKOL =OL=O5ODNMIOQ<FQEPDPLJQEPDKP>JQ@OHNKKOMOLOH 2O6KNDOQDO5HQOINKO6OH9Q2O6KNDQ;P@HPMJGJ?JM IODEO>NQNKOQHJDPQDALOIOQCPDPKP@P6P>JQFGFCB1 LFG9QIOIN9QQ'O?PQ)@KOLNQ!OMOKQ2AIALA /CEOHNMQ"PLJHPCP8QDOG4B?CFGQHP4DPGJMIP GP>IFLKPLJMQEB4KFGDPKQP=JIPMQNM6OKOMGODN8 IODEOHQ:N?GOEKOLNMNQCALAEOMQHFLFGKPLJM IFLFGKPLJ8QEB4KFGDPKQ+PLHJMIPKJHQHBMFKPLJMJM NM6OKOMO6O>NMNQD3CKOIN9QQ2P>IFLKPLJMQ:PHKPLJMJ EB4KFQ@OHNKIOQBLEPCPQHBCP6PHQ5OQ?PLPLKPLJMJM EP?GNMQOINKGODNMNQIA?OMKOCO6OHQ<NLQGP>IFL :PHKPLJQHPMFMFMPQN:ENCP=QBKIF>FMFQ<OKNLEOM -;22Q)MDPMQ&PHKPLJQ)M6OKOGOQ.BGNDCBMF ;P@HPMJQ/C:PMQ"O+OLQDEAMQIOQ/IPKOE ;PHPMKJ>JGJ?JMQHBMFCPQNKN@HNMQ=PKJ@GPKPLJQIO1 5PGQOINCBL9Q-PDPLJMJMQ2O6KNDOQDO5HQOINKGODN1 MNQDP<JLDJ?KJHKPQ<OHKOGOHEOCN?9Q2P>IFL :PHKPLJQNKOQNK7NKNQ=PKJ@GPKPLJMQ/IPKOE ;PHPMKJ>J%MIPQ<NLQCP4JKPMGPCKPQCALAEAKGODN 3MOGKN9QIOIN9Q )M7NKEOLOQ/MHPLPQ;ACAHOK=NDNQN6:PLI 2BBLO8Q-ALH=OQCP4EJ>JQHBMF@GPDJMP <[email protected]%IPQCP@PMPM GPIOMIOQGP:DFLQHPKPMQN@=NKOLQN=NMQIFPQOEENH1 KOLNMNQ5OQ(NCPL<PHJL%IPMQ7OKOMQ@O:NE :P<OLNMIOMQIBKPCJQIFCIF>FQA?AMEACAQINKOQ7O1 ENLIN9QQ)M7NKEOLOQ&AHAGOEN%MNMQ-ALHNCO%MNM /5LF4PQ;NLKN>NQACOKN>NMOQ5OQGP>IFLQ:PHKPLJ HBMFDFMIPQ5OLIN>NQIODEO>NMQPKEJMJQ=N?GOH NDEOIN>NMNQINKOQ7OENLOMQ2BBLO8Q;FQPGP=KPQDN1 ?KOLKOQ<NLKNHEOQ=PKJ@GPQHBMFDFMIP HPLPLKJKJ>JMJMQPKEJMJQ=N?GOHQNDENCBLFG9 -ALHNCO%MNMQ/;QACOKN>NMNMQ-ALHNCOQN=NM BKIF>FQHPIPLQ/;QN=NMIOQ+PCIPKJQBKP6P>J NMPM6JMIPCJ?9QO+BLGQDALO6NMIOQNKOLNQPEEJ>JMJ? :OLQPIJGQ-ALHNCO%MNMQACOKNHQDP5FMGPDJMPQIP1 :PQIPQ7A=KOMINLNCBL9QINCOQHBMF@EF9Q# A?9?4A>/><A4>,A4>==@5A >/><A4>A>:5>9?;A2=97<7* )A;7A-?0:?<%@:>=>A :5?3A7;?=, @04@;&@<><A.;:>3@A.*@;><9@<A7;>3@ 3@ &@/>0>3=@A>=&>=>,A"74'7;>3@5><A:7;7=70A38= 9<.4.<9@A>/><9@A =8=?;8<A9?A2=9717 @04@;&@3@A.;:A?6:@;><><A@6:2;5=7: @55>1><@A0?'>5A2=97:!A-7A5?;>'><A:?685=8A2( =?;?:A6@/>=9>1>A?/8:A%@A<@5"A9@9> 7;?=, 2O6KND0EOQIA?OMKOIN>NQ<PDJMQEB4KPMEJDJMIP8 LGOMOH0EOHNQH3GALQB6P>JMIPQGPIOM6NKOLNMQGP:DFL HPKGPDJQ5OQ$O@GOL7OQ7A=KOLNMNMQ-ALHNCO0IOMQ"FLNCO0CO 7O=N@NQMOIOMNCKOQIOLNMQA?AMEAQ5OQNM+NPKQN=NMIOQBKIF>FMF INKOQ7OENLOLOH8Q'FG:FLNCOEQ<PCLPGKPLJMJMQ/.Q$PLEN NHENIPLJQI3MOGNMIOQ<FLFHQHFEKPMIJ>JMJQN+PIOQOEEN9 $O@GOL7OMNMQ-ALHNCO0IOMQ7O=N@NMNMQHBLDPMQ5OQCPDPQIJ@J BKIF>FMFQDP5FMPMQ#FLPK8QIP:PQ3M6OQIOQEOL3LNDEKOLNM &P<FL0IPQHPL@JKPMIJ>JMJQPMJGDPEEJ9QQ P@PMPMKPLJMQ*LO?PKOE* BKIF>FMFQN+PIOQOIOMQ#FLPK8Q@FMKPLJQD3CKOINQ*#PEPM EB4LPHKPLJMIPQ<NLNKOLNMOQ?P+OLQN@PLOEKNQ7O=NEQE3LOMKOLNQIA?OM1 KOENKIN9Q;FMFQGNKKOENGN?O8QIO5KOENGN?OQCP@PEGPCPQMO :PHHJMJ?Q5PL,Q'FG:FLNCOEQ;PCLPGJ0MIPQBLIFMFMQLODGN 7O=NEQE3LOMNMOQ4PLPKOK8QHBLDPMQ$O@GOL7OQ7O=NEQE3LOMNMN /.$8Q/;(Q5OQ$..QEPM?NGQOEGN@ENL9Q'FG:FLNCOENM HFLFKF@QCJKQI3MAGAMIOQN=NMIOQ$..0KJKPLJMQIPQBKIF>F 4O@GOL7OCOQ-ALHQPDHOLNMNMQODHBLEKFHQOEEN>NMOQ@P:NEQBKIFH9 ;FQEPLN:NMQHPDJEKJQDO=NKIN>NQP=JHQ5OQMOE9Q OMNQ-ALHNCO0IOQIO1 5KOEQ4O@GOL7OQ5OQ$..0CPQHBLFGPKJHQCP4JCBL8QBQ$.. (NCPL<PHJL0IP8Q AHDOHB5P0IPQPDHOLNGNQ3KIALACBL9Q;FQLO?NK GPM?PLPIPMQ'FG:FL<P@HPMJ8Q;P@<PHPM8Q!OMOKHFLGPC ;P@HPMJ8QGMNCOEQ!OMOKQ2AIALA8QHNGDOQ:O4NMN?QDBLFG1 KFDFMF?9Q'FG:FLNCOEQDN?OQOGPMOEQOINKIN9Q2NKKOE8Q<F 'FG:FLNCOE0NQHBLFCFMQINCOQDN?OQ7A=Q5OLIN9Q;FMPQN?NMQ51 OLOM8Q7O=GODNMNQDP>KPCPM8QHBKPCKP@EJLPMQ:O4NMN?Q:ODP4 5OLO6OHDNMN?9Q BHQ3CKOQ<NLQ-ALHNCO9Q OQN=NMQDFDFCBLF?,QOQ7AMKOLOQHPKIJH,Q'FG:FLNCOEQNKO :ODP4KP@GPMJMQ4PL=PDJQGJIJLQ<FQGPM?PLP,Q.NGOQGODP 5OLNCBLDFMF?9Q;NLQIOQEB4LPHKPLJGIPQ0<NNQ<PGP0QINCO <P>LJKJCBL9Q;FLPDJQ/;(QGN,Q;FQMOQFEPMGP?KJHEJL9Q#PEPM EB4LP>JGJ?JQHBLDPMQDNKP:KJQ7A=KOLOQP=PMKPL8QHPIOLNMNQ5O 7OKO6O>NMNQ<FQIO5KOENM8Q<FQ5PEPMJMQIJ@JMIPQPLPCPMKPL 7O=GN@QMOQBKGF@DPQ7OKO6OHQIOQBQBKP6PHEJL9Q?Q5PEPMJGIP 7PLN48Q3?Q5PEPMJGIPQ4PLCP9*QQ#FLPK8QGPDHOKNQEOL3LNDEKOLNM PDHOLKOLNQ@O:NEQOEEN>NMNQ<OKNLEOLOH8Q*!OMOKHFLGPCQHJMPGP GODPJQCPCJMKJCBL9Q.JMPGPQ<P@HPMKJ>JMPQI3MA@EALIAMA?9 KNMN?NQHBKFMF?FQ<P>KPCPMQHNG,*QIOIN9 (A"24? <8<A'@6?$8A48A62;7=97"A LGOMOH0EOQGPIOM6NKOLNMQH3GALQB6P>JMIPQGP:DFL HPKGPDJMPQNKN@HNMQ73LA@KOLNMNQIOQ4PCKP@PMQ#FLPK8QGPIOM6N1 KOLNMQDP>QDPKNGQHFLEFKGPDJMJQINKOIN9QQ;P@<PHPMQ/:GOE (P5FEB>KF0MFMQ AHDOHB5P0IPQA=QPDHOLNMQ@O:NEQOINKGODNQ5O GPIOMQHP?PDJMIPMQDBMLPQ*-PKNGPEQ5OLING8Q:ODP<JQDBLFKP1 6PH*QP=JHKPGPDJQCP4EJ>JMJQPMJGDPEPMQ#FLPK8Q@3CKOQIO5PG OEENQ*/DKJMIPQ;P@<PHPMQBKIF>FMFQ:PEJLKPEGPHQNDENCBL9Q(O1 5KOEQCBHQGF,Q-PKNGPEKPQGJQ:PLOHOEQOIOLQ<FMKPL,Q"BGP0MJM :ODP<JQGJQDBLFKIF,Q(OMOENGQCP4GPCPMKPLIPM8QCBKDF?KFH CP4PMKPLIPM8Q<ALBHLPEKPLIPM8QDNCPDNKOLIOMQHNGQ:ODP4QDBLP1 6PH,QMOLNQ;PHPMJ8Q6OMP?OKOLNQPNKOKOLOQEODKNGQOEGOHEOM <P@HPQN@QCP4GJCBL9QQPKJ@GPQ;PHPMJQOKNH8Q0<N?NG GA+OEEN@KOLOQ73LOQHP4PMGPDJQKP?JG9QQHN@NQPLPCPQ7NLIN* INCBL9Q.NGKOLNMQPLPCPQ7NLIN>NMNQP=JHKPGPHQ?BLFMIP9Q;F GPIOMKOLKOQHNGKOLNMQNKN@HNDNQ5PL,Q.P4PMPMQGPIOMNQHNG P=EJLIJ,Q.3GALAQHNGQ4P?PLKJCBL,QQHBIPGPMJMQ:PEJLJQN=NM CA?KOL6OQGPIOM6NMNMQ6PMJMJQ:O<PQOEGOCOQFEPMJKGJCBLQGF, QPIPGQN=NMQGN8QGNKKOEQN=NMQGNQNHENIPLQBKIFMF?,*Q## ! !! ! ! üyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Türkiye'yi yönetenlerden şunu duyuyoruz. 'Evet bu son olsun bundan ders alınsın' Ama maalesef son olmuyor. Bakın Soma son oldu mu? 301 kişi hayatını kaybetti. Peki daha kaç kişinin hayatını kaybetmesi gerekiyor, adam gibi tedbirler alınması için. İleri demokratik ülkelerdeki gibi işçi sağlığına, iş güvenliğine önem veren şartların oluşturulması için daha kaç işçi kardeşimizin hayatını kaybetmesi gerekiyor?" diye sordu. Mustafa Destici, Karaman'ın Ermenek ilçesinde su baskını nedeniyle 18 işçinin mahsur kaldığı madene gelerek incelemelerde bulundu. İncelemelerinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Destici, bütün temenni ve dualarının içerdeki mahsur kalan madencilerin ailelerine kavuşması yönünde olduğunu söyledi. Torba yasaya direnen işletmecilerin çıkış yolunu faturayı işçiye kesmekte bulduklarını kaydeden Destici, "Şu anda içeride olanlar 3 aydır maaş alamıyor. Bunu Türkiye biliyor mu? " diye sordu. "Sadece burada değil kaza her yerde olabilir." diyen Destici, şöyle devam etti: B "Ama siz tedbiri tam olarak aldıktan sonra buna kaza diyebilirsiniz. Ama ihmal, tedbirsizlik, öngörüsüzlük, denetimsizlik varsa, daha sona olan bir hadiseyi, böyle bir faciayı biz kaza deyip de mi geçiştireceğiz? Burada sorumlular açık ve net belli. Bu işin sorumlusu birinci derecede ruhsatları veren kurumlardır. Türkiye'de maden ruhsatları, fiili olarak imza olarak bizzat başbakan tarafından verilmiyorsa bile onay tamamen başbakandan geçmektedir. Peki buradaki çalışma koşulları, denetimler, kiralamalar kimler tarafından yapılmaktadır? O da ilgili Çalışma Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Dolayısıyla da buradaki denetimlerin nasıl yapıldığını, bakanlık yetkilileri de biliyor, bizler de biliyoruz. Denetimden ocak ve maden sahiplerinin günler öncesinde haberi oluyor. Gerekli tedbirleri alıyorlar. Danışıklı dövüşler yapılıyor. Diyelim ki bu civarda 9 tane maden ocağı var. Madenciler, işletmeciler bir araya gelmişler. Her birinin ayrı ayrı alması gereken malzemeyi bir takım alıyorlar. Bugün senin ocağında var denetim malzemeler orada. Yarın öbür ocakta var, öbür tarafta. Bir diğer gün başka ocakta denetim var, orada. Şimdi dolayısıyla bunlar bilinmiyor mu? Bunlar denetim yapanlar tarafından da biliniyor. Peki bile bile niye bunlara göz yumuluyor. O zaman burada başka bir ilişki başka bir mesele var. Yani buradaki en önemli meselelerden bir tanesi üzülerek ifade ediyorum ki ahlak meselesi. Siyasetçi, bürokrat ve sermaye yani maden işletmecisi arasında bir ilişkinin olduğu gün gibi ortada. Yoksa niye bunlara müsaade edilsin, niye olmayan şeyler varmış gibi gösterilsin, ya da göz yumulsun? Ya da itiraflarda da öğrendiğimiz kadarıyla araya ricacılar girerek ruhsat almaması gereken ocaklara, çalışmaması gereken kapatılması gereken ocaklara çalışma ruhsatı, işletme yapamayacak düzeyde olan firmalara Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından maden sahalarının, ya da maden işletmelerinin kömür ocaklarının kiralanması... Bunlar kabul edilebilecek şeyler değil." "TÜRKİYE İŞ KAZALARINDA DÜNYA BİRİNCİLİĞİNE OYNUYOR" Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa birincisi, dünya 5'incisi olduğunu hatırlatan Destici, iş kazalarında dünya birinciliğine oynadığını dile getirdi. Soma'da verilen sözlerin çoğunun tutulmadığını söyleyen Destici, "Bugün niye Ankara'ya yürüyorlar. Niye Ankara'ya Ermenek'e Güneyyurt'a madene gelmek için yola çıkmış vaziyetteler. Çünkü kendisine verilen sözler tutulmamış. İşin fıtratında var diyerek bu işler geçiştirilemez. Bu işlerin mutlaka ama mutlaka adam denetim altına alınması lazım. Bu işlerden hatır gönül işlerinin çıkması lazım, başka ilişkilerin çıkması lazım. Yandaş kayırmacılığının ortadan kalkması lazım. Denetimlerin adam gibi yapılması lazım. Ruhsatların gerçek işletmecilere verilmesi lazım. Bütün işlemler yapılmadan, şartlar oluşturulmadan ocakların çalışmasına asla müsaade edilmemesi lazım." şeklinde konuştu. Madende yaşanan kazanın ardından başka yerlerden alet ve edavat getirildiğine dikkat çeken Destici, bölgedeki bütün madencilerin ortak ekipman alarak önlem almalarının gerektiğine dikkat çekti. Ucuz maliyetle çok para kazanmak isteğinin bu sonucu doğurduğuna dikkat çeken Destici, siyasetçilerin bunu müsaade etmemeleri gerektiğini söyledi. "DAHA KAÇ KİŞİNİN ÖLMESİNİ BEKLİYORSUNUZ" Maden kazalarının bir daha yaşanmaması için bütün madenlerin kapatılması, iş güvenliği önlemleri yüzde 100 sağlandıktan sonra açılmasını teklif eden Destici, "Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, ilgili bakanlardan hükümetten benim milletim adına içerideki 18 vatandaşımız, tüm maden işçileri adına isteğim, yalvarmaksa yalvararak söylüyoruz. Ama takipçisi olarak da söylüyoruz. Lütfen bunu yapın artık. Yeter bu ya. Yeter ya yeter. Daha kaç kişinin ölmesini bekliyorsunuz? Kapatın bütün bu ocakları, adam gibi bütün bu şartlar iş güvenliği yüzde yüz sağlansın, ondan sonra yeniden işletmeyi verin. Kime istiyorsanız ona verin. Ama adam gibi şartlarına uygun olarak işçilerimizin güvenliğini sağlayarak işletsinler. Bu süre zarfında işçilerimiz mağdur edilmesin. İşsizlik fonundan maaşları ödensin." açıklamasını yaptı. Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Karaman Ermenek'teki madende yaşanan olayları değerlendirerek “Burada siyasetçi, maden arasında bir ilişkinin olduğu gün gibi ortada. Yoksa niye bunlara müsaade edilsin? Niye olmayan şeyler var gibi gösterilsin? Ya da itiraflardan öğrendiğimiz kadarıyla, araya ricacılar girerek ruhsat almaması gereken yerlere ruhsat verilmesi. Bunlar kabul edilebilir şeyler değil.” dedi. Maden ocağında mahsur kalan işçilerin kurtarılması için çalışmaların devam ettiği sırada Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Destici, Acılarının gerçekten çok büyük olduğunu ifade ederek “Önceliğimiz içerideki kardeşlerimizin bir an önce sağ salim kurtarılmalarına ve eşlerine kavuşmalarını bekliyoruz.” şeklinde konuştu. Maden sahiplerinin torba yasaya direndiklerini ama çıkış faturasını işçiye keserek çözüm bulduklarını söyleyen Destici, “Adeta hükümete meydan okuyarak siz böyle yasa çıkartıyorsanız bizde bu yasağa karşılık bunu yapıyoruz diye. Kırk satır mı, kırk katır mı dercesine kardeşim çalışacaksan artık kendi yemeğini kendin getireceksin, yiyeceksen artık kendi yemeğini getireceksin. Yasa altı saat dese de 10 saat çalışmaya devam edeceksin. Burada çalışacaksan, aylarca maaş almadan karın tokluğuna çalışmaya devam edeceksin.” diye konuştu. Buradaki en önemli meselelerden birinin ahlak meselesi olduğunu savunan Destici, “Burada siyasetçi, maden arasında bir ilişkinin olduğu gün gibi ortada yoksa niye bunlara müsaade edilsin? Niye olmayan şeyler var gibi gösterilsin? Ya da itiraflardan öğrendiğimiz kadarıyla araya ricacılar girerek ruhsat almaması gerek yerlere ruhsat verilmesi. Bunlar kabul edilebilir şeyler değil.” (CİHAN) 2014 Perşembe Cumartesi 17 Kasım Şubat 2013 Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin 40 yıldır uğraştığı terörü; dosta, düşmana, aynı ittifak içinde olunan ülkelere anlatmaya çalıştığını belirterek, “Diyoruz ki bu terör denilen bela bu insanlık belası bu bir veba bu bir Ebola virüsü gibi size de bulaşır, gelin işbirliği yapalım.” dedi @ N+IDMIMCMNFI?7;5F \TL^Y^[X_PY^Z QBLY]MT]Y][\_\G\Z_'J][]I\Z\_S^E^YXT'_W]W\V? Y][\Z\_V^SW]W]Z_%\G]VH_._9_SXYWX[ UI[^MXSP[UL_O\[_RN[YN_S]R][\_V^W^[_R]WO\[_Q]? D\S]Q\ZW]H_C\WW\_Q^T\T\_O\[_\MO\[Y\I\_Q]D\S]Q\ZW]H_OUZU WUSU[T^_\TV^ZXTXL_PYT^WXK_AU_O\[_\ZQ^ZYXV_QUGUH \ZQ^ZYXI^_V^[MX_QUGK_5I][_Q\L_\MO\[Y\I\_S^ET^LQ^ZXLH_JNZ J]Y\[_Q\L\_W]_DU[U[K_;\L\Z_W]H_O^MXZXL^_O]Y^_PYU[K_AUJNZ *#7=_W]W\I\Z\L_O]Y^H_Z]S\Z_Z]Q\K_,9_NYV]W]Z_J]Y]Z R][B[\QRY][\Z_O]YY\_O\[_T]V^ZW^_OUYUMUEH_\ZQ^ZYXV_QUGU \MY]W\I\_O\[_@^C\^S^H_O\[_@]ZPT]Z]_WBZNMRNK_=]T]V_V\H ,9_NYV]W]Z_J]Y\SP[K_,9_NYV]Z\Z_^QJ^[\W]Z_R][B[Y]_TN? C^W]Y]_VPZUQUZW^_\MO\[Y\I\_S^ET^QX_Y^LXTK_4^Z\ \MO\[Y\I\H_F^SX[K_AUZUZ_PYT^WXIXZXH_OU_VPZUW^V\_\V\ SNLYNINZN_GPV_Z]R_JB[NSP[ULK(_^GXVY^T^QXZW^_OUYUZWUK <N[V\S]_ANSNV_8\YY]R_8]CY\Q\_<A88H_7ZJ\YR][] ANSNV]YG\Y\I\H<N[V\S]_:W^Y]R_:V^W]T\Q\_D]_8^IWU[ 4^VY^[X_=^\[]_A^MV^ZYXIX_84=A_\MO\[Y\I\ZW]_WNL]Z? Y]Z]Z_"YUQY^[^[^QX_8^IWU[_4^VY^[X_;]TEPLSUTU_!\PQ 2R]Y>W]_O^MY^WXK_$]L^_7MY][\_)]Z]Y_8NWN[YNIN VPP[W\Z^RB[YNINZW]_WNL]ZY]Z]Z_Q]TEPLSUTUZ_^GXYXM RB[]Z\Z]_<A88_A^MV^ZX_$]T\Y_%\G]VH_:W^Y]R_A^V^ZX A]V\[_APLW^IH_7ZJ\YR][]_:ZV^[^_ANSNV]YG\Q\_!\CF^[W 8PP[]_H_=^ZXMR^S_A^MV^ZX_][[\Z_)NZJB[H_<A88_7Z? Q^Z_4^VY^[X_7ZC]Y]T]_6PT\QSPZU_A^MV^ZX_:SF^Z_;]@][ QRNZ_D]_O\[GPV_W^D]RY\_V^RXYWXK 04B4H>LBL6AE=ALH!NLEHEN =LHN9EH>ENBLLAJ>J(N BL<4HG,J8AJHJN>J@J1NJHG,H0 AUJNZ_OU_RPEY^ZRXZXZ_S^EXYWXIX_JNZY][W]_F][V]Q\ NL]Z_D]_F][V]Q\_O\[_O]VY]ZR\_\G\Z]_QPV^Z_ONSNV T^IWU[\S]RY][_S^M^ZWXIXZX_O]Y\[R]Z_%\G]VH_.0, D^R^ZW^MXTXL_MU^Z_JBGNV_^YRXZW^K_<]T]ZZ\_D]_WU^_]W\S? P[UL_V\H_OU_O]VY]S\M\T\L_OUZW^Z_BR]_O\[_^CXS^ WBZNMT]Q\ZK_"TU[Q^T^LYXVY^[H_R]WO\[Q\LY\VY][H_QP[UT? QULYUVY^[H_^MX[X_V^[_FX[QXH_T^^Y]Q]@_T^IWU[\S]RY][]_Q]O]E D][\SP[K_;PZU_BYNTY]_QPZUGY^ZT^Q^_O\Y]H_T^IWU[\S]R T^IWU[\S]RR\[K_ON[_R^[^@R^Z_S\Z]_F]E\T\L\Z_JBLY]W\I\H O]Z\T_\G\Z_QN[E[\L_PYT^S^Z_O\[_M]V\YW]_R][B[_]SY]T? Y][\ZW]_O\[_F^[]V]RY\Y\VH_S]Z\_C^ZY^ZT^_D^[K_#]F\RY][\T\L D]_S^[^YXY^[XTXL_D^[K_2ZY^[^_F][_W]@^QXZW^_:YY^F>R^Z [^FT]R_W\Y\SP[ULK(_W\S]_VPZUMRUK__"YUQY^[^[^QX_FUVUV VU[^YY^[XZXZ_T^IWU[\S]RY][\_J\W][T]_D]_BZY]T]W]_S]R][? Y\_PYT^WXIXZX_^ZY^R^Z_%\G]VH_.A]YY\_V\_^CXY^[XZ SN[]I\T\LW]_\L_OX[^VRXIX_O\[_QN[]GR]_OU_RPEY^ZRXSX S^EXSP[ULK_AUZY^[XZ_O^MXZW^_R][B[_J]Y\SP[K_9_SXYWX[ UI[^MXSP[ULK_=PQR^H_WNMT^Z^H_^SZX_\RR\@^V_\G\ZW] PYWUIUTUL_NYV]Y][]_^ZY^RT^S^_G^YXMXSP[ULK_=\SP[UL_V\ OU_R][B[_W]Z\Y]Z_O]Y^H_OU_\ZQ^ZYXV_O]Y^QXH_OU_O\[_D]O^_OU O\[_5OPY^_D\[NQN_J\O\_Q\L]_W]_OUY^MX[_J]Y\Z_\MO\[Y\I\ S^E^YXTK_:YRXZW^_\TL^ZXL_PY^Z_QBLY]MT]Y][_D^[K_AUZUZ J][]I\Z\_S^E^YXTK_9_SXYWX[_UI[^MXSP[ULH_O\[_RN[YN_S]R][\ V^W^[_R]WO\[_Q]D\S]Q\ZW]_C\WW\_Q^T\T\_O\[_\MO\[Y\I\_Q]? D\S]Q\ZW]_OUZU_WUSU[T^_\TV^ZXTXL_PYT^WXK_AU_O\[ \ZQ^ZYXV_QUGUH_\ZQ^ZYXI^_V^[MX_QUGK_5I][_Q\L_\MO\[Y\I\ S^ET^LQ^ZXLH_JNZ_J]Y\[_Q\L\_W]_DU[U[K_;\L\Z_W]_O^MXZXL^ O]Y^_PYU[K_AUJNZ_*#7=_W]W\I\Z\L_O]Y^_Z]S\Z_Z]Q\K_,9 NYV]W]Z_J]Y]Z_R][B[\QRY][\ZH_O]YY\_O\[_T]V^ZW^_OUYUMUEH \ZQ^ZYXV_QUGU_\MY]W\I\_O\[_@^C\^S^_O\[_@]ZPT]Z]_WBZNMRNK =]T]V_V\+_,9_NYV]W]Z_J]Y\SP[K_,9_NYV]Z\Z_^QJ^[\W]Z R][B[Y]_TNC^W]Y]_VPZUQUZW^_\MO\[Y\I\_S^ET^QX_Y^LXTK 4^Z\_\MO\[Y\I\H_F^SX[K_AUZUZ_PYT^WXIXZXH_OU_VPZUW^V\_\V\ SNLYNYNINZN_GPV_Z]R_JB[NSP[ULK_5I][_O]Z\T_C^ZXTX S^V^[Q^H_R][B[_B[JNRNWN[K_A^MV^QXZXZ_C^ZXZX_S^V^[Q^H VXSXW^Z_VBM]W]ZH_^[V^W^Z_WPY^M^[^VH_Q^W]C]_NLNCN_P? Y^SY^[_T]SW^Z^_J]YW\I\ZW]H_O\[_O^MQ^IYXIX_T]Q^1X_JBZ? W][\EH_F][V]Q_D\CW^ZXZX_[^F^RY^RT^S^_G^YXMXSP[K_A\[_W]@^ W^F^_\@^W]_]W\SP[UT+_OU_VPZUS^_V^@^_SP[TUM_O\[ ^[V^W^MXZXL_PY^[^VK_4\GO\[_R][B[_B[JNRNH_GPV_Z]R_D]_^GXV UYUQY^[^[^QX_W]QR]V_PYT^W^Z_O\[V^G_JNZW]Z_@^LY^ S^M^S^T^LK_2_F^YW]H_R][B[W]Z_WPY^SX_T^IWU[\S]RY][\Z MDKIN"+IMC5M;NL@< FCFDI7$NDDFC?I7 M/3MC.MN.M#K/K;MN?MDK 291NG'3KCNBKIIM?-MDKIKNA\[JNY_:ST^Z_)NY][ 6PO^Z\>W]_*;*=>]_V^[MX_Q^D^MT^_^T^CXSY^_4^OU[ ;XZX[_6^EXQX>ZW^Z_J\[\M_S^E^Z_:A=_O^S[^VYX? R\MB[RYN_E]MT][J]_J]G\M\Z]_R]EV\_JBQR][W\K_6\M\Q]Y R\R][_F]Q^OXZW^_E^SY^MRXIX+_.GPV_S^M^_O^MV^Z_PO^? T^_6PYUTW^_WPQR_:A=_O^S[^IXSY^+_GPV_QPY? CUSUT+_GPV_\Y][\C\+_F^RR^_]Z_QPQS^Y\QR\T+_BLJN[? YNVGN_D]_]M\RY\VG\S\TH_GPV(_E^SY^MRXVY^[XZ^_\Y\MV\Z S^LXYX_^GXVY^T^_S^ERXK_:GXVY^T^QXZW^ $UTFU[\S]R\Z_0K_&XYX_VURY^T^Y^[XZ^_W]ZV_J]Y]Z_OU J]G\M\Z_T^Z\W^[_PYWUIUZU_O]Y\[R]Z_)NY][_MBSY]_W]? W\K_."YUQUTULUZ_VU[RUYUMUZUZ_D] CUTFU[\S]R\T\L\Z_VU[RUYUMUZUZ_0K_SXYWBZNTN VURY^T^Y^[XZW^_JB[NZRNY][]_S^ZQXS^Z_PY^SY^[_V^? TUPSUZU_W][\ZW]Z_NLTNMRN[K_:S[XC^_5[T]Z]V>R] T^W]Z_V^RY\^TXZW^_T^W]ZW]_T^FQU[_V^Y^Z \MG\Y][\T\L\Z_^CXQXZX_SN[]I\T\LW]_S^M^[V]Z =\S^[O^VX[>W^Z_J]Y]Z_V^YY]MG]_\MY]Z]Z_C\Z^S]R F^O][\_^CXTXLX_ONQONRNZ_^[RX[TXMV]Z_QBLW] 6PO^Z\>S]_*;*=>Y^_Q^D^MT^S^_J\W]Z_:A= O^S[^VYX?_R\MB[RYN_E]MT][J]_JB[NZRNY][\_D]_<N[V\S] RPE[^VY^[XZW^Z_J]G\MY][\_QX[^QXZW^_^RXY^Z_F^D^\ @\M]VY][H_-_5V\T_JNZN_O\1\_Q][PV_PO^T^>_D]_O\1\ Q][PV_O^[L^Z\>_QYPJ^ZY^[XZXZ_^RXYT^QX_GPV WNMNZWN[NCN_D]_^CXWX[K_;^SXY^[X_-99_O\Z]_D^[^Z 6PO^Z\Y\S\_T\Q^@\[_]W]Z_<N[V_F^YVXZ^_V^[MX_S^EXY^Z OU_V]ZW\Z\_O\YT]L_RURUT_D]_W^D[^ZXMY^[_R^T T^Z^QXSY^_V]ZW\Z\H_R^[\F\Z\_D]_O^MXZ^_J]Y]C]V PY^ZY^[X_O\YT]T]VR\[K_8^W]ZC\Y][\T\L\Z VU[R^[XYT^QX_\G\Z_RNT_<N[V\S]'W]H_]Z_ONSNV A^S[^TXZ_VURY^T^Y^[X_\ER^Y_]W\Y\SP[KKK_7ZQ^ZY^[_WU? ^S^_WU[USP[KKK_:SZX_^ZW^_SU[WUZ_O\[_VBM]Q\ZW] .&^M^QXZ_2O^T^3_QYPJ^ZY^[X_\Y]_VURY^T^Y^[ S^EXYXSP[KKK_=^F^_W^_^CXQX_]M\SY]_E^L^[_^YXMD][\M\_S^? E^Z_O\[_^QRQUO^S_Q\ZQ\C]_QX[RXZW^Z_DU[UY^[^V_V^? RY]W\Y\SP[K_5D]R_3A\1\_;][PV_2O^T^H_A\1\_;][PV A^[L^Z\3KKKAU_^[^W^_W^_-_5V\T_$UTFU[\S]R A^S[^TX_6URYU_PYQUZ(_*9L@JHNBJH=J6G& BKIIM?-MDKIKNG5CK)N@FI 1M/3MC.MIMCK;N.M#K/K;K; FCDF)7;5FN3%IFDN KF5MIKN?M'DMCMN-FC ^QJ^[\S]_\ZW\[\YT]Q\_\QR]Z\SP[Q^H_UYUQY^[^[^QX_O\[ \MO\[Y\I\Z]_Q^T\T\H_V^YXCX_O\[_\MO\[Y\I\Z]_\FR\S^G_D^[K_AU D^[_TXWX[H_Z][W]Q\Z\L/_&PVRU[K_&^ERXVH_D^[XLH_W\S]ZY][ D^[Q^H_S^ET^QX_J][]V]Z_09_\M_D^[Q^H_0>\Z\_S^ETXMRX[K_>U WU[USP[WU[K_2_O\[\_W]_]Z_VPY^S_PY^ZXWX[K_6]ZW\Q\_\G\Z_V? ]ZW\_EPY\R\V^QXZ^_L^[^[_D][T]S]C]V_VXQTXZX_S^EXSP[K_? ZN@UQYU_^\Y]S\_J]G\ZW\[T]V_O\Y]_O\[_T]Q]Y]_F]E\T\L_\G\Z O\[_]ZW\M]_G^O^_V^SZ^IXK_]V\_O\ZY][C]_V\M\Y\V_O\[_B[JNR Q\Y^FX_Z][]W]Z_OUYUSP[H_TNF\TT^RX_Z][]W]Z_OUYUSP[ HO\[O\[\Z\_R^ZXT^S^ZY^[_Z][]W]_]I\R\Y\SP[H_YP1\QR\V_W]QR]V Z^QXY_Q^IY^ZXSP[K_2_S^EXY^MT^_Z^QXY_PYUSP[_O\[O\[\Z\Z_OU ^VM^T_F^ZJ\_S]T]V_S]W\I\Z\_JBLY]TY]S]Z_W]DY]RY][ Z^QXY_PYUSP[_W^H_,9_NYV]W]Z_J]Y]Z_OU_R][B[_J[UEY^[XZX_O\[ RN[YN_V]M@]W]T\SP[K_A\[_RN[YN_@^[V_]W]T\SP[H_O\[_RN[YN BZC]W]Z_US^[TXSP[H_US^[XYTXSP[_R]WO\[_^YTXSP[K_;\L OUZ^_\Z^ZXSP[_TUQUZUL/_AU_\ZQ^ZXZ_^VYXSY^_^Y^S_]RT]V ^ZY^TXZ^_J]Y\[K_7ZQ^ZXZ_^VYXSY^_^Y^S_]W\Y\SP[K_2ZW^Z QPZ[^W^_W]Z\Y\SP[_V\_*#7=_MU_F^YRX_S^EXSP[H_*#7=_OU_F^YRX S^EXSP[K_]V\_OU_^Z^_V^W^[_Z\S]_\M\RT]W\V_OUZUK_7M\RR\VR] \M\Z\L]_T\_J]YT]W\/_=\S]_J^S[]R_JBQR][T]T]S]H_QP[T^V Y^LXTK_AU_T^IWU[\S]R_D]_T^IWU[_F^RY^[X_W]W\I\T\L_OU F^VY^[X_VPS^C^VQ^VH_OUZUZ_\G\Z\_WPYWU[^C^VQ^VH_OUZU JB[T]T]LY\VR]Z_J]Y]T]S\LK_5QV\W]Z_O\L_Q^W]C]_O]YY\ R][B[_B[JNRY][\Z\Z_T^IWU[U_O\[_NYV]SW\VH_M\TW\_OU_S]R? T\SP[K_A\L\T_WXMXTXLW^V\_J]Y\MT]Y][W]_O\L\_T^IWU[ ]W\SP[_NYV]_PY^[^V_T^IWU[_PY^[^V_\ZQ^ZY^[_PY^[^V T^IWU[_]W\SP[K_2_NYV]Z\Z_D^R^ZW^MY^[XZX_T^IWU[_]W\S? P[K(_^GXVY^T^QXZW^_OUYUZWUK_ 0<>8NA=JAJHGBG6N<L9GAN@G6JNGL<J J<GAJ:N8JHHG>8N>L,E>EN@GHNJAG:N1LH$ BL=ALHE:EN"J BJ60 ."YUQY^[^[^QX_FUVUVR^_TUR^OXV_V^YXZ^Z_O\[_FUQUQ_D^[K L]YY\VY]_R][B[_B[JNRY][\_O^VXTXZW^Z_S^_S^[JXY^S^C^VQXZ S^_W^_\^W]_]W]C]VQ\ZK(_W\S]Z_%\G]V_MUZY^[X_QBSY]W\_.AU \MY][Y]_UI[^MTXM_D]_O]YY\_O\[_QN[]W]_OU_VPZUY^[XZ QP[UTYUYUIUZU_R^MXTXM_O\[_\ZQ^Z_PY^[^VK_=PQR_NYV]Y][? \T\L_W^F\Y_O\L]_\^W]_]W\Y]Z_R][B[\QR_Q^SXQX_O\[_]Y\Z E^[T^VY^[XZX_J]GT]LK_:T^_Y\QR]Y][]_O^V^[Q^ZXL_\YV_W]@^ WUSUSP[Y^[TXM_J\O\K_A]Z_O\Y\SP[UT_V\_O^LX_NYV]Y][] JNZY][C]_Q^O^FY^[^_V^W^[_G^YXMRXV_WPQS^Y^[_F^LX[Y^WXVK A^V_OU_B[JNRY][\Z_Q\LW]_MU_MU_MU_UZQU[Y^[X_]Y]T^ZY^[X D^[_W]TPV[^R\V_P[R^TX_\QR\QT^[_]W\SP[_OUZY^[K_;\L\Z_NYV? ]Z\LW]Z_\TV^Z_Q^IYXSP[K_5I\R\T_\TV^ZX_Q^IYXSP[_YP1\QR\V W]QR]V_Q^IYXSP[K_^[^_RPEYUSP[H_]Y]T^Z_R]T\Z_]W\SP[K AUZY^[_O\L\T_JB[NMY][\T\L_PYWUIU_V^W^[_-90_5U[PEPY [^EP[UZW^_OU_O^MYXVY^[X_JB[]C]VQ\Z\LK_A\L\T_C^ZXTXLX S^V^Z_D]_F][_JNZ_[^FT]R_W\Y]T]V_WU[UTUZW^ V^YWXIXTXLX_\ZQ^ZY^[XTX_M]F\R_]W]Z_V^RY]W]Z_OU_R][B[ B[JNRY][\_OU_\TV^ZY^[X_P[^W^Z_Q^IYXSP[_S^SXZY^WXVY^[X_[^? EP[Y^[_D^[K_O\L\T_NYV]T\LW]_]SY]T\_<N[V\S]>W]_VPS^Z D]_<N[V\S]>W]_F]E\T\L\Z_SN[]I\Z\_S^V^Z_PY^SY^[X \MY]S]ZY][\Z_MU_B[JNRNZ_O\LW]_MU_V^W^[_T]DCUWU_D^[_OU B[JNRNZ_OU_V^W^[_T]DCUWU_D^[_F][_Q]Z]_S^SXZYXSP[Y^[K AUZ^_V^[MX_\^W]_]W\Y]Z_O\[_R]V_V\M\_SPVK_]V\_S^[JXYXSP[ TUQUZK_A]Z_MU^Z^_V^W^[_W\M]_WPVUZU[_]D]R_OU_F^\ZY][ OU_\ZQ^ZYXV_WNMT^ZX_B[JNRNZ_T]ZQUEY^[X_\MR]_MU[^W^ S^[JXY^WX_D]_MU_C]L^SX_^YWXY^[_W\S]_W\S]_WPVUZU[_O\[ S^[JXY^T^_@^^Y\S]R\Z\_JB[T]W\TK_]_S^[JXYXSP[_Z]_\^W] ]W\SP[K_OU_T^IWU[\S]RY][W]Z_OU_V^SO]RR\I\T\L \ZQ^ZY^[XZ_^CXY^[XZW^_OU_^ST^LYXIX_JBQR][]Z_OU \MO\[Y\I\ZW]Z_V^G^ZY^[XZ_F\G_QP[UTYUYUIU_SPV_TU/ ;^W]C]_W]TPV[^Q\H_BLJN[YNVH_\ZQ^Z_F^VY^[X_Y^@XZX QBSY]S][]V_OUZY^[XZ_^[V^QXZ^_QXIXZ^[^V_R^[\F\_QP[UTYU? YUVR^Z_\ZQ^ZYXV_V^[MXQXZW^V\_QP[UTYUYUVR^Z_V^G^O\Y\[Y][ T\/_V^G^T^LY^[K_6^GT^Y^[X_TNTVNZ_W]I\YK(_ L][\ZW]_WU[UYT^QX_J][]V]Z_VPZUY^[W^Z_O\[\Z\Z_W] ^@Y^[_PYWUIUZU_F^RX[Y^R^Z_%\G]VH_.A\L_GPV_^@_GXV^[TXM O\[_NYV]S\LK_A]Z_W]_:W^Y]R_A^V^ZX_\V]Z_Z]_L^T^Z_C]L^? ]D\Z]_J\RQ]TH_O^O^_^@_SPV_TU/_=\S]_O^IX[X[Y^[K_AU_Z^T? YUW^Z_GXV^Z_T][T\_J\O\_O\[M]SW\[_OU_^@K_][]S] Q^EY^Z^C^IX_O]YY\_PYT^LK_;\S^Q]RR]_\V\_QBLCNVH_GPV WNMNZNY][]V_VUYY^ZXYT^QX_Y^LXTK_A\[_R^Z]Q\_][V]Z Q]G\TW\[K_2_<N[V\S]>Z\Z_\MY]S\M\Z\_ONSNV_QXVXZRXS^ QPV^[H_\V\ZC\Q\_W]_^@Y^[WX[K_4][_^@_\QR][_C]L^_FUVUVU ^ZY^TXZW^H_\QR][_T^Y\H_\QR][_O^MV^_^ZY^TW^H_O][^O][\ZW] O\[_GPV_T^IWU[\S]R\_J]R\[\[K_:Z^QXZX_O^YR^SY^_V]QT\MH_VXL V^[W]M\Z\_O^YR^SY^_V]QT\MH_P_R^[\FR]_\W^T^_T^FVUT ]W\YT\M_^T^_QPZ[^W^Z_GXV^Z_^@Y^[Y^_S^M^S^Z_<PE^Y !X@^R>X_O\Y\[\TK_<PE^Y_!X@^R_S^MXSP[H_GXVRXK <^FY\S]_PYWU_^ZZ]Q\_D]_O^O^QX_FUZF^[C^_V^RY]W\YW\ T]L^[W^K_AUZUZ_]Z_BZ]TY\_Q]O]EY][\ZW]Z_O\[\_^@Y^[WX[K 7S\_WNMNZT]V_S^LXTK_$]L^]DY][\_WPYWU_WPYUSP[H_S]Z\ O^MR^Z_^@H_OUZY^[_VPY^S_VPZUMUY^C^V_Y^@Y^[_W]I\YK_4][_^@ O][^O][\ZW]_GPV_C\WW\_T^IWU[\S]RY][_J]R\[\[_D]_J]R\[\S? P[K(_M]VY\ZW]_VPZUMRUK_*2G9L:& DSP Genel Başkan Yardımcısı Önder Aksakal, "Bir Başbakan var ki, evlere şenlik. Her olaydan sonra misilleme feryatları atıyor, hesap soracağız diyor, kimseye bir şey sorduğu da yok. Sokağın ortasında güpe gündüz maskeli kişiler askerlerimizin kafasına kurşun sıkıp ortalıktan kayboluyor devlet çaresiz, sadece bakıyor." dedi. Ülkenin her geçen gün kan kaybettiğine işaret eden Önder Aksakal, yazılı değerlendirmesinde "İnsanlarımız göz göre göre ölüme gönderiliyor. Devlet mekanizması gerek iç güvenlikte gerekse de dış güvenlikte tarihinin en basiretsiz dönemini yaşıyor. Topraklardan ‘yabancı asker’ adı altında ajan terörist sürüsü geçiyor, devlet çaresiz, sadece bakıyor." diye konuştu. Aksakal, şunları kaydetti: "Madenlerimizde insanlarımız canlı canlı mezara gömülüyor, yaşamını yitiriyor, devlet çaresiz, sadece bakıyor. Bir Başbakan var ki, evlere şenlik. Her olaydan sonra misilleme feryatları atıyor, hesap soracağız diyor, kimseye bir şey sorduğu da yok. İş başındaki AKP hükümeti, tepeden tırnağa çamura bulaşmış, devletin neredeyse her kurumunda yolsuzluk, haksızlık, kayırmacılık, talan ve soygun sıradan bir iş haline gelmiş. Hükümetin Bakanı Ermenek Maden cinayetine mazeret olarak ‘Kurallara uygun olmayan maden ocaklarını kapatacağımız zaman 50 kişi devreye giriyor engelliyor’ mealinden açıklamalarıyla da bu iddiamızı zaten doğrulamış oluyor. Bu aynı zamanda şu demek; ‘Kabinede bizler sadece 'bakan’ız. İplerimiz başkasının elinde. Gerçi bunlardan farklı bir şey de bekliyor değiliz. Çünkü bunların ağababaları zaten kaçak sarayda oturuyor. Türk milleti olarak tek kelimeyle, bir facianın tam ortasındayız.” Aksakal, 2015 seçimlerinin bu badireden kurtulabilmek için son fırsat olduğuna vurgu yaparak "Toplumun bütün kesimleri, en sağından en soluna kadar sorumluluk bilinciyle ülkemizin bu kamburdan kurtulması adına elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Aksi takdirde ne canımız, ne malımız ne de vatanımız kalacak." ifadelerini kullandı. (CİHAN) =+?FFN@F%73)7'NBKIIM?-MDKIKN7W[\Q_A^YH 6UL]S_*[^V_ABYJ]Q]Y_6N[R_&BZ]R\T\'Z]_O^IYX E]MT][J]Y][\Z_6PO^Z\'S]_J\RT]V_\G\Z_<N[V\S]'S] J\[\M_S^ET^Y^[XZX_Q][R_O\[_W\YY]_]Y]MR\[W\K_&^LXYX_O\[ ^GXVY^T^_S^E^Z_A^YH_3=XM_EPY\R\V^QX_\@Y^Q_]W]Z FNVNT]R\Z_QPZ_\C[^^RX_<N[V\S]_$UTFU[\S]R\ RPE[^VY^[XZX_Q\Y^FYX_E]MT][J]Y][]_^GT^V_PYWUK_ QR]? Y\V_$UTFU[\S]R_A^S[^TX'ZW^K_A\[_S^ZW^_<N[V ;\Y^FYX_6UDD]RY][\_[]QT\_J]G\R_S^E^[V]Z_W\I][_S^Z? W^_Q\Y^FYX_E]MT][J]Y][_^W]R^_MPD_S^E^[^V_4^OU[>? W^Z_<N[V\S]>S]_J\[W\_D]_;U[UG>^_UY^MRXK_)NGYN_D] O^IXTQXL_<N[V\S]>Z\Z_\T^1XZ^_ONSNV_W^[O]_\ZW\[]Z OU_JB[NZRNZNZ_^[V^QXZW^_TUIY^V_\@^W]Y][Y] 8]CY\Q>R]Z_J]G\[\Y]Z_R]LV][]_OUYUZUSP[K3_\@^W]Y][\Z\ VUYY^ZWXK_<]LV][]W]_NYV]T\L]_J]Y]C]V_Q\Y^FYX_JNG? Y][\Z_3S^O^ZCX_NYV]_^QV][\3_PY^[^V_R^ZXTY^ZWXIXZX F^RX[Y^R^Z_7W[\Q_A^YH_3AU_NYV]_F^ZJ\Q\H_V^G_^QV][H R^MXWXVY^[X_TNF\TT^RXZ_Z\R]Y\I\_R]LV][]W]_O]Y\[? R\YT]W\K_]_T^^Y]Q]@_OU_R]LV][]_O^LX_TUF^Y]@]R D]V\YY][\Z\Z_W]QR]I\SY]_8]CY\Q>R]Z_J]GR\K_)B[WNV_V\ R]LV][]W]V\_TUIY^V_\@^W]Y][\Z_^T^CX_OUSTUMK ]MT][J]Y][\H_NYV]T\L\Z_^W]R^_R][B[_B[JNRNZNZ_\Z? \Q\S^R\@\Z]_R][V_]W\Y]Z_OBYJ]Q\ZW]Z_TUL^@@][_P[WU ]W^QXSY^_J]G\[T]VT\MK_4NVUT]R_O]YY\_V\_;U[\S]_Q? R[^R]1\Q\Z\_:A=_JNWNTNZW]_O]Y\[Y\SP[K_;^SXZ 5[WPI^Z>XZ_O\[V^G_JNZ_\G\ZW]_V]ZW\Z\_W]@^Y^[C^ S^Y^ZY^S^Z_^GXVY^T^Y^[_S^ET^QX_W^_OUZUZ_W]Y\Y\W\[K A\L_W\SP[UL_V\_-909>W^Z_O][\_;U[\S]>SY]_\YJ\Y\ ^RRXIXZXL_F][_^WXT_S^ZYXMRXK_AUZW^_W^_XQ[^[_]W\SP[? QUZULK_5Z_^LXZW^Z_W]DY]R\Z_\T^1XZ^H_JNCNZ]_D] ONRNZYNINZ]_F^Y]Y_J]R\[]C]V_^WXTY^[W^Z_UL^V_WU? [UZK3_W\S]_V^SW]RR\K_7W[\Q_A^YH_^GXVY^T^QXZX_MBSY] QN[WN[WN_3&NVQ]VPD^>W^__^QV][\T\L\Z_^YG^V_O\[ Q^YWX[XSY^_M]F\R_]W\YT]Q\H_E]MT][J]Y][\Z_NYV]T\LW]Z J]G\M\H_=\S^[O^VX[>W^_O\[_^QRQUO^SXTXLXZ_Q\ZQ\C] DU[UYT^QX_W][V]ZH_]Y]MR\[\Y][\Z_F]W]@\Z]_PRU[^Z FNVUT]R_S\Z]_S^V^SX_VU[R^[T^V_\G\Z_EPY\Q PE][^QSPZY^[XZ^_Q^[XYWXK_;^ZV\_O\[_Y\QR]_S^EXYTXM J\O\_YNLUTU_F^Y\ZW]_\ZR\V^T>_^YXZ^C^V_EPY\QY][] PE][^QSPZ_S^EXYXSP[K_5D]RH_\ZR\V^T_^YXZXSP[K_7QR^Z? OUY>W^_SPYQULYUV_D]_R][B[Y]_TNC^W]Y]W]_NQRNZ O^M^[X_JBQR][]Z_EPY\QY][]_PE][^QSPZ_S^EXYWXK 7LT\[>W]_S\Z]_Y\T^Z_SPYQULYUIUZU_OUYUE_GXV^[^Z EPY\QY][_F]W]@]_VPZWUK_:ZV^[^>W^_R][B[NZ_O]Y\Z\ VX[^Z_EPY\QY][H_E[P1]_FV\TY\VY][\Z_V^[^[X_D]_USWU[? T^_\WW\^Y^[Y^_USWU[T^_\WW\^Y^[Y^_JBL^YRXZ^_^YXZWXK ;PZ_B[Z]V_8][Q\Z>W]_S^M^ZXSP[K_8][Q\Z>W]_PE? ][^QSPZ^_T^[UL_V^Y^Z_EPY\QY][_-90>R]_GPV_BZ]TY\ O\[_PE][^QSPZ^_\TL^_^RRXK_ YV]T\L]_QPVUYT^V_\QR]? Z]Z_-_RPZ_)=">YU_E\[\ZC\_S^V^Y^WXY^[K_:T^_09 T\YSPZ_Y\[^_W]I][\ZW]V\_P_E\[\ZGH_FNVUT]R]_S^VXZ M\[V]RY][]_^\R_PYUZC^_\MY][_W]I\MR\K_< A7<:6_W^ W^F\Y_PYT^V_NL][]__^S[X_Y^OP[^RUD^[W^_\ZC]Y]Z\E F][_Q]@][\ZW]_)=2>YU_PYWUIU_R]QE\R_]W\Y]Z_E\[\ZGY][ \G\Z_Q^SXZ_<^[XT_A^V^ZX_Z]W]Z_)=2>YU_W]I\Y> ^GXVY^T^QX_S^ERX/_AUZUZ_C]D^OX_D][\YT]Y\SW\K_:Z? C^V_D^R^ZW^M^_V^ZQ][P1]Z_T^WW]Q\_ZP[T^YW]Z_ V^R_@^LY^_PY^Z_E\[\ZC\_[^ZR_UI[UZ^_D^R^ZW^M^ S]W\[T]V_\QR]S]ZY][]_F]Q^E_QP[T^V_S][\Z]H_QXVXM^Z FNVUT]R\_]Y]MR\[\Y][W]Z_VU[R^[T^V_\G\Z_8][Q\Z>W] S]Z\_O\[_^YJX_PE][^QSPZUZ^_\TL^_^RXYWXK_AU_FUVUV? QULYUVY^[_D^R^ZW^MXZ_FUVUV^_JND]Z\Z\_Q^[QXSP[K3 @4N=L E:2EN(L2GL!N@4N<LNBEN(E8HL8 6NR^FS^_T\YY]RD]V\Y\_A^YH_^GXVY^T^QXZW^_QPZ_P? Y^[^V_6^[^T^Z'W^_S^M^Z^Z_T^W]Z_@^C\^QXZ^_W^ W]I\ZW\_36^[^T^Z>W^_T]SW^Z^_J]Y]Z_T^W]Z @^C\^QXZW^_0,_\MG\_V^[W]M\T\L_S][\Z_T]R[]Y][C] ^YRXZW^_F^Y^_T^FQU[K_=\Y][\L_Q^I_Q^Y\T_VU[RUYU[Y^[_^? T^_UTURY^[_RNV]Z\SP[K_;P[USP[UL+_OU_V^GXZCX_@^C\^/ AU_W^_TX_@XR[^R/_!^ZR_WNL]Z\Z\Z_D^R^ZW^MXZ_NL][\Z] GBVT]Q\ZW]Z_O^MV^_O\[_M]S_W]I\YW\[_OU_V^L^Y^[K %^YXMT^_A^V^ZX_W\SP[_V\+_P_T^W]Z]_[UFQ^R_D][? T]T]Y\SW\VK_#\TW\_F^RX[Y^RXSP[ULH_T^W]ZY][]_[UF? Q^R_D][T]_S]RV\Q\_V\T]_^\R/_4NVUT]R\Z_4^L\[^Z -90-_R^[\FY\_WNL]ZY]T]Q\SY]_OU_\L\ZY][\_MU_^ZW^ A^MO^V^Z_D][\SP[K_!^ZR_WNL]Z\Z\Z_O\[_E^[G^QXWX[_OU WNL]ZY]T]K_]W]Z_F^Y^_S^M^T_PW^Y^[X_T]COU[\ W]I\Y/_3_\@^W]Y][\Z]_S][_D][W\K_*2G9L:& SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> 8 GÜNCEL Sabit İNCE [email protected] Hiç böyle olacağı, onu kaybedeceğim ve arkasından böyle yazmak zorunda kalacağım hiç aklıma gelmezdi, ama oldu. Çok üzgünüm ve acılar içinde bu yazıyı kaleme almak zorunda kalıyorum. Hem de grip yatağımda O'nun defin töreninde bulunamamanın acısıyla bu satırları yazmak da ayrı bir acı veriyor. Fakat ne yapacaksınız ki hayat devam ediyor, bu yazıyı burada yazmaya çalışırken Eskişehir'de can dostun toplanan dostları onun defin işiyle meşguller. Şimdi neler yazayım, nasıl yazayım, hangi birini yazayım diye perişanım. Dün acı haberi Antalya'dan Mustafa Ceylan bildirdi. Başkan Rasim'i kaybettik dediğinde başımdan kaynar sular döküldü. Ama zaten ateşim çok yüksek olduğundan sular beni yakmadı ama o kara haber ciğerimi taa derinlerden yaktı. Bugünlük ancak bu kadar yazabileceğim. Bu arada onun için 2004 yılında yazdığım ve adını verdiğim bir şiirle bugün ne olur beni bağışlayın değerli okurlar. Milletimizin ve sevenlerinin, edebiyat dünyamızın başı sağolsun. Rasim Köroğlu Düşmeyin diline öyle taşlar ki, düşürür, mahirdir Rasim Köroğlu. sokar kazana da öyle haşlar ki, pişirir, tahirdir Rasim Köroğlu. Dostluğu ebedi, vefa timsali, günümüzde yoktur O´nun emsali. yazar ki, ne yazar Neyzen misali, şiirde bahirdir Rasim Köroğlu. Diline düşmeyin, dolanmayın ha, O´na benzemeye sulanmayın ha. eline düşüp de dilenmeyin ha, acımaz, kahirdir Rasim Köroğlu. Anlatmak imkansız tarifi yoktur, şiirde, sanatta marifet çoktur. İnce, ustam desem inan ki haktır, meydanda, zahirdir Rasim Köroğlu. Sabit ince 18.3.2004 Kayseri 117 Kasım Şubat2014 2013Cumartesi Perşembe Evlat edindiği otistik Yasin'e gözü gibi bakıyor Aydın'da, evlat edindiği çocuk ilerleyen yaşlarda engelli olan ve onu terk etmeden bakımını üstlenen 60 yaşındaki kadın fedakarlığı ile örnek oluyor. Öztürk, "Yasin'in engelli olduğunu sonradan öğrendim ancak kendi çocuğum gibi baktım, besledim" dedi Aydın'da, evlatlık edindiği çocuğun ilerleyen yaşlarda engelli olduğunu öğrenen ve onu terk etmeden bakımını sürdüren 60 yaşındaki Emine Öztürk, fedakarlığı ile örnek oluyor. Emine Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aydın Valiliği'nden emekli olduktan sonra tek kızının evli olması nedeniyle yalnız kalmamak için kocası Vehbi Öztürk ile evlat edinme kararı verdiklerini belirtti. Afyonkarahisar'da mahkeme kararıyla 3 günlük bir çocuğu evlatlık edindiklerini ve Aydın'a getirdiklerini dile getiren Öztürk, ilerleyen süreçte bazı anormallikler fark ettikleri çocuğa, 2 yaşındayken Aydın Devlet Hastanesi'nde zeka geriliği teşhisi konulduğunu belirtti. Öztürk, 4 yaşına geldiğinde ise çocuğu İzmir Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdüklerini, otizmli olduğunun belirlendiğini anlatarak, şunları kaydetti: "Yasin şu anda 9 yaşında. Engelli olduğunu öğrendiğimiz süreçten itibaren kendisini terk etmek aklımın ucundan dahi geçmedi. Bakımını en iyi şekilde sürdürdük. 2 yıl ana sınıfına götürüp getirdim. 6 yaşına geldiğinde ilkokula yazdırdık. Zarar görmemesi ve vermesi için ben de bir öğrenci gibi hep yanı başında oldum. Daha sonra otizmli öğrencilerin eğitim gördüğü Aydın Özel Eğitim Uygulama Merkezi'ne yazdırdık ve şu anda eğitimini burada devam ettiriyor. Günümün büyük bölümünde eğitimi ve tedavisi için çabalıyorum." - "Yasin'i yeniden teslim etme şansım vardı ancak..." Yasin'i kendi evladı gibi bağrına bastığını, bu süreçte en büyük destekçisinin kocası olduğunu ifade eden Öztürk, şöyle dedi: "Hastalığından dolayı geceleri çoğu zaman uyumadım, sabahlara kadar başında bekledim. Hastanelerde onunla birlikte yattım. Engelli olduğunu sonradan öğrendim ancak kendi çocuğum gibi baktım, besledim, büyüttüm. Eşim bu süreçte benim en büyük destekçim oldu. Akrabalarımdan, yakınlarımdan tepki gösterenler, 'Neden başına bunları açtın?' diyenler de çok oldu. Tüm bunlara karşı ayakta durdum. Ömrüm müsaade edene kadar da Yasin'e bakmaya, tedavisi için uğraşmaya devam edeceğim. Tüm aileler çocuklarına sahip çıkmalı. Yasin'i yeniden teslim etme şansım vardı ancak bunu yapmadım. Aileler çocuklarına engelli veya sağlam olsun her koşulda en iyi şekilde bakmak zorundalar." (AA) T BMM Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri, 301 madenciye mezar olan Manisa'nın Soma ilçesinde Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye ait Eynez Maden Ocağı’nda kazanın olduğu yere ilk kez ulaştı. İnceleme ardından maden ocağı çıkışında gazetecilere açıklamada bulunan Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, 20 metrelik bir yeri sürünerek gittiklerini söyledi. Dizlerinin üzerinde taşların içerisinde ilerlediklerini aktaran Alaboyun, "Aşağı yukarı 55-60 santimetrelik dar diyebileceğimiz bir yerden geçerek kazanın olduğu yere ulaştık." dedi. Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 madenciye mezar olan Eynez Maden Ocağı'nda kazanın olduğu noktaya ilk kez ulaşıldı. Yaklaşık 3 saat boyunca madende kazanın olduğu alanda incelemelerde bulunan Meclis Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri madenden çıktı. Madenden çıkışta bir açıklama yapan Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, incelemenin kazanın nasıl olduğuna dair kafalarında yeni fikirler oluşturduğunu ve netlik kazandırdığını bildirdi. Alaboyun, “Kazanın olduğu mahalle indik. Belli bir noktaya indikten sonra normalde 50 metre ile ulaşabileceğimiz bir yere göçme olduğu için kapatılmış. Biz o yoldan daha farklı bir yol üzerinden 450 metrelik bir bypass yaparak girdik. Bizim kazanın olduğu göçüğün olduğu ve tahmin ettiğimiz bazı değişikliklerin olduğu birinci tahrik motoru cebinin orada çok farklı gözlemlerimiz oldu. Burada çok fazla detaya girmek istemiyorum. Ocağın içerisindeki galerilerle kıyasladığımızda oradaki boşluklar, ortaya çıkan pasalar, yığılmalar çok farklı. Bu gözlemlerimiz bize büyük bir fikir verdiği kanaatindeyim. Bunu Ankara’ya döndüğümüz zaman oranın videosunu çektik. Ankara’ya döndüğümüzde hocalarımızla, teknik ekibimizle Ebru Nida BİLİCİ [email protected] Engellilere yapılan yardımların hiçbir gerekçe gösterilmeden kesildiğini söyleyen Bayraklı Engelli Eğitim Dayanışma Yardımlaşma Derneği Başkanı Gürbulak,"Avrupa ülkeleriyle boy ölçüşüyoruz ama sokaklarda yatan engellileri görmüyoruz.” dedi torumuzun bize, 'fizik tedavi gereklidir' raporunu vermesi. Şu an böyle raporlarımız var elimizde. En az 15– 20 tane arkadaşımız bu konuda mağdur, değişik hastalıklardan var. Bunun yanısıra evde bakım ücretlerinin kesilmesi çoğu aileyi mağdur etti." dedi. Engelli ailelerin çocuklarını bırakıp bir yere gidemediğini veya engelli yakınıyla ilgilenmek zorunda olduğunu söyleyen Gürbulak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İkamet değişikliği sebep gösterilerek bakım ücreti kesiliyor bu il değişikliği yapmıyor ilçe değişikliği yapmıyor mahalle değişikliği yapmıyor yalnızca sokak değişikliğinden bile bakım parası kesiliyor. Bunun da tekrar müracaat edip yeniden sil baştan başlaması gerekiyor bu da 6 aylık bir zaman alıyor 6 ay içinde de tabii doktordan tekrar aynı derecede rapor alabilirse sakatlık değerlendirme kriterleri genelgelerle canları istedikçe değiştiriliyor. Benim yüzde 65’lik sakatlık derecem, yüzde 39’a düşürüldü. Ben engelli konumunda değilim. Ayın 3’ünde Ankara’ya gideceğiz, siyasi parti genel başkanlarıyla görüşeceğiz, randevu alabilirsek.” Kendisinin de fizik tedaviye gittiğini belirten engelli vatandaş Fidan Bulut, “Benim de aynı fizik tedaviye gidiyorum süresi kısaymış uzatılsa daha iyi olur çünkü ben de engelliyim ama ben hiçbir şeyden yararlanamıyorum, faydalanamıyorum. Temizliğimiz zor oluyor işimiz hareketimiz evde zor oluyor. Benim eşim vefat etti tek bir onun maaşıyla ama borçlarım var onlarla hiçbir yardım almıyorum.” diye konuştu. Hükümetin yanlarında olmadığını söyleyen engelli Ayşe Atılgan, "Benim istediğim hükümetten. Hükümet yanımızda olmayı dilerse olur ama bence ya bizi adam yerine koymuyorlar ya da bilmiyorum yani görmezden mi geliyorlar. Hiç değilse adam yerine koyulmuyorsak önümüze engel de olmasınlar bizim hak ettiğimiz şeyleri bizden almasınlar en azından hükümette olan insanlarımızın biraz duyarlılığı varsa bize yardımcı olsunlar.” dedi. Kendi gibi engellilerin durumuna çözüm bulunması gerektiğini belirten Seyfi Güzel, “Kaymakamlıktan gelen üç ayda bir paramızı kestiler bakım paralarını kesmeye de başladılar simdi bunlar tekrar engelliler teste, doktora giderse bu engellilerin sonu ne olacak? Bu engellilere bir çözüm, paralarının kesilmemesi için çözüm istiyoruz.” şeklinde konuştu. Fizik tedavi süresinin iki ayla sınırlandırıldığını söyleyen Recep Kaçak ise haklarının tekrar verilmesini istedi. (CİHAN) İranlı işadamları İzmir'e hayran kaldı bunu tartışacağız. Ankara’daki değerlendirmemizin ardından burada çektiğimiz videoları kamuoyuyla paylaşacağız. Şuan için söyleyeceklerim bu kadar. Sağ salim girdik, sağ salim çıktık." diye konuştu. Kulikarla daha önce daha derine indiklerini dile getiren Alaboyun, “Şimdi imkanlar biraz daha farklı olduğu için kulikarla bir ayak sökümü var oradan malzeme çıkarıyorlar. Daha yokuşlara indik. Bu maden mühendisi arkadaşlarımız, işçi kardeşlerimiz burayı her gün yürüyorlar bu yokuşu. 25-30 derecelik bir sıcaklıkta her gün yürünüyor. Kolay bir şey değil madencilik. Tam kaza noktasına ulaştık. 20 metrelik bir yeri sürünerek gittik. Dizlerimizin üzerinde taşların içerisinde. Aşağı yukarı 55-60 santimetrelik dar diyebileceğimiz bir yerden geçtik. Oradan eğilerek elimizdeki krokilerden, görüntüler ve güzergah çerçevesinden gittik. Kazanın olduğu yerde birinci tahrik motorunu göremedik. Üzerinde tonlarca yığıntı ve pasalar var. Ama onun üzerinde çok büyük bir boşluk ve bakir bir toprak var. Daha sonra üzerine is ve duman yalamış. Bunlar bize çok farklı fikirler veriyor. Onun yorumunu artık biz kendimiz yapacağız hep beraber.” dedi. KAZANIN NASIL OLDUĞU KAFAMIZDA NETLEŞTİ Kazanın nasıl olduğuna dair kafalarında büyük bir fikir oluştuğuna değinen Alaboyun, “Bizim kafamızda ne varsa uzmanlarla görüştüğümüz hatta işçi arkadaşlarımızla görüştüğümüzde üst üste alıp da örtüşen her şey burada gözümüzün önündeydi. Kaza yüzde 9095 oranında kafamızda netleşti diyebilirim.” dedi. Komisyon üyesi CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ise çıkışta yaptığı değerlendirmede, “Benim buradan birinci çağrım soruşturmayı yürüten savcılaradır. Çünkü bilirkişi raporu yazılmış gördüklerimizin büyük bir kısmı bilirkişi raporunda da olan onu doğrulayan yerler. İfadeler doğruysa eğer şirket yetkililerinin kazanın tam olduğu yere o günlerde bilirkişi heyetinin ulaşamadığını söylüyor. Bugün bu imkan burada var. Soma savcısı harekete geçerek bilirkişilere görevlendirme yaparak yeniden ek bir rapor talep ederek, kazanın olduğu yerin de bilirkişiler tarafından görülmesini sağlamalıdır.” diye konuştu. "ERMENEK VE SOMA KAZALARI BİRBİRİNE BENZİYOR" Bu kazayla Ermenek’teki kaza arasında çok önemli bir benzerlik olduğunu belirten Özel, “Bunu komisyon üyeleri de hocalar da teyit edecektir. İkisinde de eski imalat denilen daha önceden alışılmış, kömür alınca da orayla işi bitmiş boş alanlar var. Ermenek’te oranın suyla dolu olduğu ve Maden işleri Genel Müdürlüğü tarafından da madeni gösteren topografya haritasına tam işlenmediği için de yeni maden ilerlerken adeta bir haritası olmayan bir mayın tarlasında olduğu gibi orayı patlatarak büyük bir facia ortaya çıkıyor. Burada da detaylı bir şekilde gördü ki eski imalat var yakın tarafta ve orada metan gazı birikmiş olmalı ve metan gazı orada ortaya çıkan bir süreç içinde sıkışma sonucunda fışkırırken ama işte onu uzman kişilerce bilirkişi raporlarında göreceğiz. Şuan göçük altında olan tahrik motoru ifadelerde de var. ‘Bastım çalışmadı, bastım çalışmadı. Üçüncü de bir alev geldi’ şeklinde söylüyorlar. Sanki oradan alev aldı ya da bilirkişi raporlarında yazdığı gibi aşağılarda olan bir kömür tabakasının kızışarak geldiği. Ama o yangının da birikmiş olan bir metanın parlamasıyla patlama noktasına gelmiş olması söz konusu olabilir." şeklindeki konuştu. "BİR ARPA BOYU ALINMADI" 13 Mayıs’tan bugüne hiçbir şeyin değişmediğinin altını çizen Özel, "Bir diğer hususta Soma havzasında 15 bine yakın madenci çalışıyor. Türkiye’de de 48 bine yakın madenci çalışıyor. Ne Türkiye’de şuanda yürüyen mevzuat 13 Mayıs’la aynı. Yani 13 Mayıs’tan bugüne bir arpa boyu yol alınmadı. Bilimin temel kuralıdır. Aynı deneyi tekrarlarsanız aynı sonucu almaktan şaşırmayın. O yüzden de hiçbir madende 48 bin madencimizin hiçbir tanesi 301 madencimizin o gün içeri girerken olduğu kadar güvende bile değiller. Onu bir kez bilmemiz lazım.” dedi. Komisyon üyeleri daha sonra Soma ilçesinden ayrıldı. (HABER MERKEZİ) İşe başladığı gün mahsur kaldı Ermenek ilçesindeki kömür ocağında mahsur kalan 18 işçiden Osman Çoksöyler'in işe, kazanın gerçekleştiği gün başladığı bildirildi. Osman Çoksöyler'in (29) yakınları, olay yerinden gelecek iyi haberleri umutla bekliyor. İşçinin 6 yıllık eşi Şadiye Çoksöyler'in gözyaşları ise hiç dinmiyor. Çaresizliğini ve acısını çocukları 5 yaşındaki Asude Zeynep ve dört aylık Kübra Adile ile bastırmaya çalışan anne Çoksöyler, yakınlarının desteğiyle ayakta duruyor. AA muhabirine yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Şadiye Çoksöyler, olayı duyduktan sonra perişan olduklarını söyledi. Her gün sanki eşi gelecekmiş gibi gözlerinin kapıda olduğunu dile getiren Çoksöyler, umudunu hala ilk günkü gibi taze tutmaya çalıştığını kaydetti. - "Gitme" diye yalvardı "Eşim gece yarısı gelip ertesi gün madende işe başlayacağını söyledi. O gün işe gitme diye çok yalvardım ama beni dinlemedi" diyen Çoksöyler, şöyle devam etti: "Kızımız rahatsız, onu hastaneye götürelim' dememe rağmen gitmek için ısrar etti. Hep içimde korku vardı. Panik halindeydim. Sabah namazını kılıp hazırlanmaya başladı. Yine 'gitme' dedim. Kararından vazgeçiremeyeceğimi anlayınca öğlen yemesi için ekmek reçel, zeytin ve peynir hazırladım. Hatta boğazından kuru kuruya geçmez diye meyve suyu yapmıştım. 20 dakika içinde kömür karasıyla yemek mi yenilir, nasıl insanlık bu?" Alsancak Limanı'na tam destek S İzmir’de ilk kez düzenlenen FOODEX Gıda Fuarı'na katılmak üzere kente gelen İran heyeti, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu ziyaret etti. Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri ile İran'dan gelen işadamları ve üst düzey temsilcilerden oluşan 11 kişilik heyeti İZFAŞ'ta kabul eden Başkan Kocaoğlu, 'İşbirliğini geliştirmeye hazırız' mesajı verdi. Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Başkanı Hossein Arian, 2011 yılında Türkiye ve İran arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla kurulan derneğin İzmir ile İsfahan ve Mazandaran kentleri arasında ekonomik, teknolojik ve kültürel işbirliğini sağlamayı hedeflediğini belirterek "İzmir büyük bir liman kenti. Alt yapısı gelişmiş bir kent. Sıcakkanlı insanların yaşadığı bir şehir. Bu nedenle kentinizle işbirliğini fazlasıyla önemsiyoruz." diye konuştu. İsfahan Vali Yardımcısı, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Teknoloji Genel Müdürü Dr. Hossein Mousazadeh ise İsfahan ve İzmir illerinin ortak özellikleri olduğunu ve iki şehri kardeş şehir olarak görmek istediklerini belirtti. 2015 Mayıs ayında İzmir'de ve İsfahan'da iki kentin ürünlerini, el sanatlarını içeren bir fuar düzenlemek istediklerini belirten Mousazadeh, Başkan Kocaoğlu'nu İsfahan’a davet etti. Mazandaran Teknopark Başkanı Dr. Ali Motamedzadegan da, "İzmir halkının sıcakkanlı davranışlarının tesiri altında kaldık. Mazandaran 3 milyon nüfusu olan bir il ve İzmir'e çok benziyor. İzmir ile Mazandaran arasındaki ticari ve teknolojik işbirliği ile ilgili önemli hedeflerimiz var. İran'da 35 adet teknopark var. Kamu hizmetleri alanında, bilgi teknolojileri alanında her türlü işbirliğini yapmaya hazırız." şeklinde konuştu. Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Saymanı Bilgen Salih Narlı, dernek olarak son 3 yılda İran’dan İzmir’e 20 yatırımcı getirdiklerini ve kente 70 milyon doların üzerinde ticaret hacmi kazandırdıklarını söyledi. İsfahan ile fuar ve kültür sanat alanında birlikte işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyacaklarını ve bu işbirliğini desteklediklerini belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise şöyle konuştu: “Fuarlar ülkelerin dünyaya açılmasını sağlayan en önemli etkinliklerdir. Biz de dünyanın en modern ve ulaşımı en kolay fuar alanını Mart ayında 'Mermer Fuarı' ile birlikte kente kazandırıyoruz. Burada partner ülkelerimizle çeşitli fuarlar düzenleyeceğiz. İran ile asırlardır komşuyuz. Bölgede barışın gelişmesi için iki devletin birlikte hareket etmesinin çok faydası olacağını düşünüyorum. İran’la ile hem ekonomik hem kültürel ilişkilerin geliştirilmesi için her türlü işbirliğini hazırız ve gereken desteği veririz." İran heyetinde Babal Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Reza Khosravi, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Teknopark Müşaviri Majid Zangoui, Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Başkan Yardımcısı Ali Rabi Ülkü de yer aldı. (CİHAN) Körfezde temizlik zamanı Aydan Denizcilik tarafından yapılan ve İzmir’de inşa edilen ikinci atık toplama gemisi "AYDAN 1", Levent Marina’dan törenle denize indirildi. Aydan Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tokdemir, son zamanlarda denizlerde çıkan tekne yangınlarına müdahale edebilecek ve saatte 40 ton su basabilecek yangın söndürme tertibatının mevcut olduğunu söyledi. İzmir bölgesinde yeterli kapasitede atık alım tesisi olmamasının büyük sıkıntılara yol açtığına dikkat çeken Tokdemir, “Atık teknelerinin olmasının yanısıra atık alım tesislerinin açılması da gerekmektedir. Resmi kurumlardan alınabilecek izinler doğrultusunda ve tarafımıza tahsis edilebilecek bir kıyı bölgesi bulunduğu takdirde atık alım tesisi kurmak için gerekli finansı sağlayacağız.” diye konuştu. Törene katılan İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ise oda üyesi Aydan Denizcilik’e, böyle güzel bir yatırımı İzmir’e kazandırmasından ötürü teşekkür etti. Öztürk ayrıca etkin olarak gemilerden atıkların toplanması konusunda bilgi ve bilinç düzeyinin atrtırılması gerektiğini, bu konuda dökümanlar hazırlanabileceğini söyledi. (CİHAN) - "Baban yaralıları kurtarmaya gitti" Çoksöyler, biri beşikte iki çocuğuyla ne yapacağını bilemediğini vurgulayarak, "Eşim ve mahsur kalanlar için sürekli dua ediyorum. Kızım sürekli babasını soruyor. Ben de 'Baban orada mahsur kalanları kurtarmaya gitti, gelecek' diyerek oyalıyorum" dedi. (AA) ocar'ın Alsancak Limanı ile ilgili teklifine karşı çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kocaoğlu,"Hiç bir muhalefet olmadan, İzmir Limanı'nın konteyner limanı olarak büyüyerek çalışmasını sürdürmesi yönünde mutabakat vardır" şeklinde konuştu İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Limanı'nın konteyner limanı olarak kalmasını istediklerini söyledi. İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu (İEKKK) toplantısı sonrasında gazetecilere açıklama yapan Kocaoğlu, toplantıda Suriyeli sığınmacıların istihdamı, yeni fuar alanı, İzmir'e stat yapılması, İzmir Körfezi ulaşım kanalı ve İzmir Limanı konularının ele alındığını söyledi. SOCAR Türkiye Üstyöneticisi (CEO) Kenan Yavuz'un, Alsancak Limanı'nın konteyner bölümünün kaldırılması yönündeki açıklamalarının kurulda ele alındığını belirten Kocaoğlu, kurul üyelerinin İzmir Li- manı'nın konteyner limanı olarak kalması yönünde mutabakata vardığını söyledi. Kocaoğlu, şöyle dedi: "Hiçbir muhalefet olmadan, İzmir Limanı'nın konteyner limanı olarak büyüyerek çalışmasını sürdürmesi yönünde mutabakat vardır. Ben kruvaziyer limanının konteyner limanından çıkartılması ve Bayraklı sahiline yapılmasını önerdim. Daha önce de önermiştim. Oradan Konak'taki tarihi bölgeye gitmek isteyen vapurla Konak veya Pasaport'a geçecek. Karşıya geçtikleri zaman da İZBAN ile bir yaya yolu bağlantısı kurulup Aliağa ve Selçuk yönüne gitmesi konusundaki görüşlerimizi paylaştık. Hiçbir muhalif SiYAH MAVi KIRMIZI SARI Kasım Şubat2014 2013Cumartesi Perşembe 9 GÜNCEL 117 Ermenek'teki faciadan sonra Soma'daki Eynez Maden Ocağı'nda yeniden inceleme yapan TBMM Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri, beklenmedik görüntüler ile karşılaştı. Komisyon Başkanı Alaboyun, "Çektiğimiz videoları çok yakında kamuoyuyla paylaşacağız" dedi Engelliler yine unutuldu Son çıkan genelgelerle engellilere yapılan yardımların hiçbir gerekçe gösterilmeden kesildiğini söyleyen Bayraklı Engelli Eğitim Dayanışma Yardımlaşma Derneği Başkanı Vural Gürbulak, “Bize hiçbir şey vermesinler, yardım yapmasınlar. Bizi insan olarak görüp Meclis'te Engelli Hakları Araştırma Komisyonu kurulsun, bizim tek isteğimiz bu. Avrupa ülkeleriyle boy ölçüşüyoruz ama sokaklarda, bodrum katlarında yatan engellileri görmüyoruz.” dedi. Dernek üyeleri, engellilere yapılan yardımların kesilmesini protesto etmek için 3 Kasım 2014 tarihinde Ankara’ya giderek siyasi parti temsilcileriyle görüşecek. Engelli vatandaşların haklarının son çıkan genelgelerle gasp edildiğini ve eziyet çektirildiğini iddia eden Dernek Başkanı Gürbulak, "Yaşadığımız sorunlar anlatmakla bitmez ama bizim en başta mağdur olduğumuz, özellikle de bu son çıkan genelgelerle mağdur olduğumuz şeyler var. Bunlardan 2022’den faydalanıp sakatlık yardımı alan arkadaşlarımız, ağır engelli arkadaşlarımızın evde aldıkları bakım ücretleri, daha sonra fizik tedavi merkezlerine ödenen paraların kesilmesi, bunun yanında protezler, ortezler, bu tip tıbbi cihaz kullanan arkadaşlarımızdan katkı payı alınması bizi bayağı bir zora sokmaktadır. Özellikle bizim arkadaşlarımız fiziksel bedensel engelli oldukları için bizler fizik tedavi görmek zorundayız ki bunun süresi yok, devamlı olmak zorunda. Ben mesela çocuk felciyim, benim devamlı belirli bir yaştan sonra kemik ve kas yapım zayıfladığından dolayı devamlı fizik tedavi almak zorundayım ama bunun yılda 60 seansını ödüyorlar, daha fazlasını ödemiyorlar. "Görmek istiyorsanız kendi cebinizden karşılayın." diye böyle bir cevap alıyoruz. Yaklaşık üç dört aydan bu yana bu böyle. Daha önceleri doktor raporu olduğu halde gidip alabiliyorduk. Önemli olan dok- SONDAKiKA GAZETESİ >> Sürüne sürüne gittik İNCE ZIMBALAR CAN DOSTUM RASİM KÖROĞLU SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI görüş olmadan mutabık kaldığımız konu İzmir Alsancak Limanı'nın yük limanı olarak gücünün artırılarak büyütülmesi oldu." Toplantıda Serbest Bölgeler Şehri İzmir, Spor Tesisleri ve Kulüpleri, Kent ve Kamu Kurumları İlişkileri adlı üç ayrı komite kurulmasının kararlaştırıldığını kaydeden Kocaoğlu, kurul üyelerinin İzmir Körfezi'nin su sirkülasyonu ve yaklaşım kanalı projesiyle ilgili görüşlerini dile getirdiğini ifade etti. Kocaoğlu, körfezin taranması konusunda bekledikleri ÇED süreci ile ilgili olumlu gelişmeler olduğunu dile getirerek "ÇED konusunda sona çok yaklaştık. Sunulan başvuru raporunda nasıl rehabilite edileceği, kanalların nasıl açılacağı, hepsi bilimsel olarak oturtuldu. Geriye hazırlıklar kaldı. Nakil için yüzer boru alacağız. Kazıya 3-5 ay içinde start verebileceğiz" diye konuştu. Toplantıda İzmir'in serbest şehir olması konusundaki görüşleri de ele aldıklarını kaydeden Kocaoğlu, turizm, sağlık, teknopark konusunda serbest bölgeler kurulması, İzmir'de serbest bölge sayısının artırılarak kentin kalkınmasında rol oynaması gerektiği konusunda anlaştıklarını söyledi. Kocaoğlu, serbest bölgeler konusunda komisyon kurulduğunu dile getirdi. (AA) SİNEMANIN BİZCESİ: BİRLEŞEN GÖNÜLLER Çocukken, ailece seyrettiğimiz film ya da dizilerde bir doğum sahnesi çıkacak diye ödümüz kopardı. Çünkü o kadar sanat ve estetikten uzak, o kadar hoyratça ifade edilirdi ki doğum olayı, rahatsız olmamak mümkün olmazdı. Yaşımız küçük olduğundan pek bir şey anlamazdık sadece korku duyardık kadının avazı çıktığı kadar bağırmasından. Ama annem çok rahatsız olurdu bu olayın bu kadar açık seçik anlatılmasından söylenip dururdu. Abim ve babamın böyle bir sahne anlatılırken orada olması canını sıkardı. Herkes olduğu yerde küçülür, kaybolmak isterdi sanki. Derken kumandayı elinde tutan babam kanalı değiştirirdi. Üzerimize çöken ağır hava o anda dağılırdı ama kimse tekrar o kanalı açmayı teklif dahi edemezdi. Bu yüzden doğum sahnesinden sonrasını seyredemediğim birçok film ya da dizi olmuştur. Büyüyüp anne olunca annemin o anlarda neler hissettiğini daha iyi anladım ve benzer rahatsızlığı eşimin ve oğlumun olduğu ortamlarda doğumun anlatıldığı sahneler karşısında ben de yaşadım. Bu böyle olmamalıydı. Bu kadar özel ve sonuç itibariyle güzel ve de mucizevi bir olay bu denli çirkin ifade edilmemeliydi. Kız çocuklarını dehşete düşürecek, erkekleri de tiksindirecek şekilde anlatılmamalıydı doğum. Ancak Türk sinema tarihi ya da dizi film sektörü bu konuda hiçbir çaba sarf etmemiş, bu olayı daha estetik bir yolla anlatma kaygısını hiç yaşamamıştı. Ta ki Birleşen Gönüller filmi çekilene kadar. Geçtiğimiz hafta gösterime giren film gerçekten gerek konusu ve senaryosu itibariyle gerekse çekimlerdeki görsel başarılarıyla seyrettiğim en güzel film diyebilirim. Daha önce ‘Babam ve Oğlum’un üzerine film tanımazken Birleşen Gönüller onu tahtından indirdi. Filmde iç içe geçmiş hikâyeler var. Bir yanda idealleri uğruna sevdiklerinden ayrılıp Orta Asya’ya göç eden ve yaşadığı sıkıntılara rağmen hedefinden ayrılmayan bir aile var diğer yanda kökü ta 2. Dünya savaşı yıllarına dayanan destansı bir aşk ve vefa hikâyesi var. Filmde çok güzel ve önemli mesajlar veriliyor. Ama bu mesajlar o kadar özenle seçilmiş ve yerli yerinde verilmiş ki etkilenmemek mümkün değil. Çocuğunuza ya da bir dostunuza saatlerce konuşarak anlatamayacağınız meseleler birkaç görüntü eşliğinde ve bir iki cümleyle çok güzel ifade edilmiş. Bu yüzden çocuğunuzla ya da dostlarınızla rahatlıkla gidebileceğiniz bir film diyebilirim. Gelelim beni en çok etkileyen sahnelerden biri olan doğum sahnesine. Filmin ana karakterlerinden biri olan Cennet hamiledir ve soydaşlarıyla birlikte Alman Çalışma kampına götürülürken trende eşiyle karşılaşır. Aylar önce savaşa giden ve bir türlü haber alamadığı eşini görmek ona güç verir, can katar. Ancak sevinci uzun sürmez. Hamile olduğu için çalışma kampında çalışamayacağını düşünen eşi trenden birlikte atlayıp kaçmayı teklif eder. Elele tutuşup tren yavaşladığı bir anda atlamaya çalışırken bir asker Cenneti tutar ve eşi Niyaz atladığı halde o trende kalıverir. O şaşkınlık, dehşet ve üzüntü içindeyken doğum sancıları başlar. Bir vagon dolusu kadın ve erkeğin arasında doğumu başlayan Cennet çaresizdir. Bağırmamak için dudaklarını ısırır, kendini sıkar. O anda güngörmüş bir yaşlı kadının haykırışı duyulur: ‘Görmüyor musunuz utanıyor. Durmayın öyle bir şeyler yapın’ Ve o erkeklerden oluşan kalabalık dayanışmayı örnekleyen öyle bir şey yapar ki tüyleriniz diken diken olur. Filmin bu kısmı için daha fazlasını anlatmayacağım. Merak eden gidip seyretsin. Zaten sadece bu sahne için bile Birleşen Gönüller filmine gidilir bence. O kadar özenle çekilmiş ve düşünülmüş bir sahne ki seyrederken ‘işte bu!’ diyorsunuz. Bu olay ancak bu kadar estetize edilebilir. Bu kadar sanatlı anlatılabilir. Senaristi yürekten kutluyorum. Bu filmi seyreden hiçbir kadın rahatsız olmadı, bir salon dolusu kadın, erkek hatta çocukla o sahneyi seyretmekten utanmadı, aksine duyguların coştuğu bir anda estetiğin zirve yaptığı bir sahneyi seyretme zevkini yudumladı. Bize bu güzelliği yaşama şansı veren herkese minnettarım. Evet sinemanın bizcesi bu kadar da güzel olabiliyormuş meğer; gurur duydum. Filmle ilgili anlatılacak daha çok şey var aslında. Filmde çok güzel sürprizler de var. Sizi sürekli şaşırtmayı başarıyor senarist her nasılsa. Etkisinden günlerce kurtulamayacağınız müthiş bir film. Ama sanırım filmin bu kadar etkileyici olmasının nedeni bu hikâyenin tamamiyle yaşanmış olması. Seyrettiğiniz filmdeki olağan üstü tevafukların, yaşandığını bilerek seyretmek bir kez daha etkiliyor sizi. Peki, bu filmi film eleştirmeni olmadığım halde neden konu edindim? El cevap: bu kadar büyük bir sanatsal başarının siyasi bir linç kampanyasına kurban edilmesine gönlüm razı değil. Son bir yıldır yapılan bütün güzel işlere ‘paralel’ çığırtkanlığıyla çelme takmaya çalışan bazı nadanlar bu film aleyhine de saçma sapan ve de ipe sapa gelmez laflar ediyor ne yazık ki. Bu film başka bir zamanda yapılmış olsa ülke gündemini haftalarca etkileyecek ve gişe rekorları kıracaktı(gerçi tüm olumsuz tezvirata rağmen yine de gişe başarısı oldukça yüksek.). Ama birileri boş durmuyor ve karalayarak bu filme gösterilecek ilginin önüne geçmeye çalışıyor. Benim okurlarıma tavsiyem bu filme mutlaka gitmeleri. Hatta ailecek gidin, dostlarıyla birlikte gidin. Bu film kaçmaz. İddia ediyorum bu filmi seyretmeyen ‘ben film seyrettim’ demesin. Son zamanlarda gençler arasında pek geçerli bir yolla ifade edeyim: ‘Ölmeden önce mutlaka yapılması gereken on şeyden biri bu filmi seyretmek olmalı!’ diyebilirim. Ama şu hatırlatmayı da mutlaka yapmalıyım: Yanınızda mutlaka bir paket kâğıt mendil olsun. Hatta iki. İkincisini yakınlarınızda oturan mendilsiz gelmiş diğer seyircilere uzatabilirsiniz. Bizim bulunduğumuz salonda bir bayan seyircinin bir ara kendini koyverip ellerini yüzüne kapatarak sesli sesli, hıçkırıklarla ağladığını söylersem ne demek istediğimi anlarsınız sanırım. SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 1 Kasım 2014 971Şubat 2013Cumartesi Perşembe Denizli Büyükşehir Belediyesi 138 yaşında Denizli'de belediye teşkilatının 138. kuruluş yıldönümü kutlandı. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, ilk defa Büyükşehir Belediyesi olarak kutlanan törende, "Belediyemizin 150. kuruluş yılında daha farklı bir Denizli olsun istiyoruz. Hedeflerimiz yüksek" dedi Kent Konseyi Meclisleri genel kurula gidiyor Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Engelliler Meclisi, Gençlik Meclisi ve Kadın Meclisi Genel Kurul tarihleri belli oldu Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren, kentte yaşayan engelli, genç ve kadınların kendilerini ifade etmesi, sorunlarına karşı çözüm üretmesi ve karar alma mekanizmalarına aktif olarak katılmalarını sağlayan Engelliler Meclisi, Gençlik Meclisi ve Kadın Meclisi Genel Kurul tarihleri belli oldu. Türkiye genelinde yürüttükleri projeler, sosyal etkinlikler ve kültür faaliyetleri ile örnek gösterilen Engelliler Meclisi, Gençlik Meclisi ve Kadın Meclisi’nin başkan ve yönetim kurullarının belirleneceği genel kurul toplantıları Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda yapılacak. Buna göre genel kurul tarihleri şöyle: "Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Engelliler Meclisi Genel Kurulu 1 Kasım Cumartesi Saat:10.00-12.00, Gençlik Meclisi Genel Kurulu 5 Kasım Çarşamba Saat:10.00-12.00, Kadın Meclisi Genel Kurulu 12 Kasım Çarşamba saat:10.00-12.00." (HABER MERKEZİ) D enizli'de belediye teşkilatının 138. kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir tören düzenlendi. Delikliçınar Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törene, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, önceki dönem Belediye Başkanı Ali Dartanel, Ziya Tıkıroğlu, Ali Marım, Ali Aygören ile Hüsnü Örnek ve Ferit Ali Küçüka'nın yakınları, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Ünal, Yardımcıları Mustafa Gökoğlan, Aytaç Turgut, İbrahim Özsoy, daire başkanları ve belediye çalışanları katıldı. Başkan Zolan'ın önceki dönem belediye başkanları ile birlikte Atatürk Anıtı'na çelenk koymasıyla başlayan tören İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti. Başkan Zolan, burada yaptığı konuşmada, kuruluş yıldönümüne katılan herkese teşekkür ederek, "Tam 138 yıl önce bugün 30 Ekim'de Denizli'de bir belediye kurulmuştur. 138 yıl önce atılan adımla başlayan bu yolda, bugünkü geldiğimiz noktaya baktığımızda artık Denizli büyük bir köyden, 15-20 bin nüfustan, büyükşehire kavuşmuş ve 970 bin nüfusa ulaşmıştır. Kuruluşunda ilk imzayı atandan ve ilk başkanından bugüne kadar Denizlimize hizmet etmiş olan tüm başkanlarımızı, meclis üyelerimizi ve tüm belediye çalışanlarını, Denizli'nin derdiyle dertlenen tüm kardeşlerimizi, tüm büyüklerimizi minnet ve şükranla anıyorum" dedi. "Hedeflerimiz yüksek" Törene katılan Belediye Başkanlarına teşekkür eden Başkan Zolan, "Başkanlık yapıp da Bakanlık seviyesine gelmiş olan başkanımız da var. Ben Nihat Zeybekci Bakanımıza kutlama telgrafı ve de Denizli'ye verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum" diye konuştu. 138 yıl önce başlayan yürüyüşün güçlenerek, artarak devam edeceğini ifade eden Başkan Zolan, şöyle konuştu: "İşte 30 Mart'tan sonra Denizli, büyükşehir oldu, inşallah hizmetler büyüyerek devam edecek. Dönüp geriye baktığımızda Denizlimizin artık dünya kenti olma noktasında hızlı adımlarla ilerlediğini hep beraber göreceğiz, şahit olacağız. İstiyoruz ki herkes mutlu olsun, her türlü derde derman ola- lım, her tülü talebi karşılayalım. Şehircilik anlamında ne varsa harfiyen yerine getirelim arzusundayız. İnşallah bunları hep birlikte önceki başkanlarımızla, çalışma arkadaşlarımızla, meclis üyelerimizle, 19 ilçe belediye başkanımızla ve olmazsa olmazımız tüm halkımızla birlikte kol kola girerek yerine getireceğiz. 2023'te farklı bir Denizli, güzel bir Denizli olsun istiyoruz. Belediyemizin 150. kuruluş yılında daha farklı bir Denizli olsun istiyoruz. Hedeflerimiz yüksek." Başkan Zolan, ayrıca törene şehir dışında olduğu için katılamayan önceki dönem Belediye Başkanlarından Hasan Gönüllü'nün de selamını iletti. Vali Kocatepe: "Ege'nin yıldızı Denizli" Denizli Valisi Şükrü Kocatepe ise, Denizli'nin sadece nüfus çokluğunu sağlayarak büyükşehir olmuş bir il olmadığına vurgu yaparak, "Denizli, gerçekten donatıları, alt yapısı, park bahçeleri, kaldırımıyla, yoluyla büyükşehir olmayı hak ederek büyükşehir olmuş, Ege'nin yıldızı, hem sanayide hem tüm sosyal alanlarda belediyecilik konusunda da ör- nek ve önde bir ilimiz. Denizli'nin bugüne gelmesinde katkıda bulunan tüm belediye başkanlarına teşekkür ediyorum" dedi. Başkanlara sürpriz hediye Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, törene katılan önceki dönem belediye başkanlarına sürpriz bir hediye verdi. Ali Dartanel, Ziya Tıkıroğlu, Ali Marım, Ali Aygören ile yaşamını yitiren Hüsnü Örnek'in yakını Yüksel Bağbaşıoğlu ve Ferit Ali Küçüka'nın yakını Derya Küçüka'ya başkanlıkları döneminde çekilen fotoğraflar ile başkanlık mazbatalarını verdi. Törenin ardından Başkan Zolan ve beraberindekiler, hayatını kaybetmiş belediye başkanları ile Milli Mücadele Kahramanı Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin mezarlarını ziyaret, ederek dualar okudu. (HABER MERKEZİ) Miniklerden Sevgi Eli'ne anlamlı bağış Saime Aslan Anaokulu öğrencileri yürüttükleri sosyal proje kapsamında topladıkları kıyafet ve oyuncakları Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli'ne bağışladı Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli, 9 yıldır binlerce ihtiyaç sahibine yaptığı yardımlarla hayırseverler ve sosyal projeler için güvenilir kurum olmaya devam ediyor. Saime Aslan Anaokulu öğrencileri, ihtiyaç sahipleri için yürüttükleri sosyal proje kapsamında topladıkları oyuncak ve kıyafetleri teslim etmek için Sevgi Eli'ni ziyaret etti. Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı ve Sevgi Eli Sorumlusu Selma Yıldız'ın hazır bulunduğu ziyarette, öğrencilere Sevgi Eli hakkında bilgi verildi. Saime Aslan Anaokulu öğrencileri ile bir süre sohbet eden Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, minik öğrencilerin topladıkları yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırması için Sevgi Eli'ne teslim ettiğini belirterek, "Hayırsever yardımlarını ihtiyaç sahipleri ile senelerdir buluşturuyoruz. Fakat minik öğrencilerimizin ziyareti bizim için çok farklı. Çünkü bu yardımlar yaşı küçük, merhameti büyük yüreklerden geldi. Çocuklarımızın erken yaşta, paylaşma, yardım etme ve iyilik duygularını öğrenmesine Sevgi Eli'nin elçilik etmesi bizim için çok anlamlı. Tüm öğrencilerimize teşekkür ediyoruz" dedi. (HABER MERKEZİ) Büyükşehir yaralı leylek ve atmacaya kucak açtı Denizli Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Kliniği, yaklaşık 2 hafta önce ateşli silahla vurularak yaralanan leylek ve atmacaya kucak açtı. Klinikte tedavilerine başlanan leylek ve atmaca iyileştikten sonra tekrar doğal ortamına salınacak Denizli Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Kliniği, sokak hayvanlarının tedavisi dışında, vatandaşlar tarafından yaralı halde bulunan vahşi doğadaki hayvanlara da şefkat elini uzatıyor. Bu kapsamda, Denizli Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Kliniği'ne yaklaşık 2 hafta önce vatandaşlar tarafından yaralı bir leylek ve atmaca getirildi. Klinikteki veterinerlerin yaptığı kontrollerde, her iki kuşun kanatlarından ateşli silahla vurulduğu tespit edildi. Bunun üzerine leylek ve atmacanın tedavilerine başlandı. Kısa sürede tedaviye olumlu yanıt veren leylek ve atmacanın tekrar uçma kabiliyetlerini kazanması için ise uçma egzersizleri yaptırılmaya başlandı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Kliniği Veteriner Hekimi Emine Dangal, her iki kuşun uçma yeteneklerini tekrar kazanacaklarını umduklarını belirterek, hayvanların ateşli silahla vurulmasına dikkat çekti. Dangal, "Maalesef kliniğimize her ay ateşli silah- la vurulmuş değişik türde kuşlar getiriliyor. Vakit kaybetmeden tedavilerine başlayıp tekrar ait oldukları doğaya kavuşmaları için çaba sarf ediyoruz" diye konuştu. Doğal yaşamlarına kavuşturuluyor Klinikte yaralarını iyileştirdikleri kuşların yine uçabilmeleri için kanat egzersizleri yaptırdıklarına işaret eden Dangal, şöyle konuştu: "Uçma yeteneğini geri kazanan kuşlarımızı Orman ve Su İşleri Denizli İl Müdürlüğü'ne teslim ederek, doğal ortamlarına salınmalarını sağlıyoruz. Şu ana kadar atmaca, şahin, leylek, flamingo, balıkçıl, akbaba gibi kuş türlerinin tedavilerini gerçekleştirerek tekrar doğal ortamlarına bıraktık." (HABER MERKEZİ) Atık cam kumbarası teslim töreni gerçekleştirildi Merkezefendi Belediyesi, cam atıklarının geri dönüşümü ile ekonomiye yeniden kazandırılması amacıyla lisanslı geri dönüşüm firması Kartlısan ve cam kumbara üretici firması Anadolu Cam firmalarıyla protokol imzalandı. İmzalanan protokolle, toplanan cam atıkların ekonomiye yeniden kazandırılmasını amaçlanıyor. Merkezefendi Belediye Bahçesinde imzalan protokol törenine Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, Belediye Başkan Yardımcıları Yusuf Görgüç, Fatih Işık ve Hasan Kayıhan, Mertaş Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Mazıoğlu, lisanslı geri dönüşüm firması Kartlısan Genel Müdürü Volkan Kartlı, Anadolu Cam Firması Geri Dönüşüm Uzmanı Emrah Mataracı ve Proje Koordinatörü Volkan Aydemir, Belediye birim müdürleri, belediye personeli ve Gazi İlkokulu öğrencileri katıldı. Merkezefendi İlçe sınırlarında belirli bölgelere yerleştirilecek atık cam kumbaraları ile Türkiye’nin en fazla geri dönüşüm sağlayan ilçesi olmak hedeflediklerini belirten Başkan Subaşıoğlu, 150 adet atık cam kumbarası teslim töreninde yaptığı açıklamada; “Bugün üretici firma 150 adet atık cam kumbarasını belediyemize teslim etti. Daha önce alınan 50 adet atık cam kumbarası ile birlikte sayıları 200’e ulaşan atık cam kumbaraları, ilçemizin daha önce tespit ettiğimiz, atıkların yoğun olduğu bölgelere yerleştireceğiz. Böylelikle hem çevre temizliğini, hem de cam atıklarının geri dönüşümünü sağlamış olacağız. 150 adet atık cam kumbarası üretici firma tarafından belediyemize hibe edildi, toplama işini de lisanslı geri dönüşüm firması tarafından yapılacak. Toplanan cam atıkları yeniden ekonomiye kazandırılacak. Merkezefendi Belediyesi olarak Türkiye’de en fazla geri dönüşüm sağlayan ilçe olmayı hedefliyoruz.” dedi. Atık cam kumbarası teslim törenine katılan Gazi İlkokulu öğrencileri de Başkan Subaşıoğlu ile birlikte biriktirdikleri şişeleri kumbaralara attılar. Ardından öğrencilere, geri dönüşüm konusunda eğitim verildi. Bu çalışmaların okullarda da devam edeceğini belirten Subaşıoğlu, “Belirli bölgelere atık cam kumbaralarını yerleştirmekle kalmayacağız. Üretici firma ve lisanslı geri dönüşüm firması okullarda da eğitim çalışmalarına devam edecek” diye konuştu. Tören sonunda Gazi İlkokulu öğrencilerine geri dönüşüme katkılarından dolayı kumaş sırt çantası hediye edildi. Duyarlı davranışı ve çevreci tutumundan dolayı Başkan Muhammet Subaşıoğlu’na da Anadolu Cam firma yetkilileri tarafından plaket takdim edildi. (HABER MERKEZİ) 117Kasım Şubat2014 2013Cumartesi Perşembe 5355,21"14.2$/3/&41'3+2+'3+,2532535 BZ[ZKX`\RL[Sa'SWIS\^T_VaO`T\`WZ]ZaNUVNa`KZY `\`O`X`]aI`[YZaU_[`W[`T`\`YaYSV[`XZMa 8_H[_VaO`QY`]ZaJ^O^TX^Ma G\Y`UZ]X`aSPS]aH_aDRQYS[SaO^\aYR\V_/aH`\XZM @FT[_D_a6W`X_]aY`P`[`\Z]Z]aVF\_][_\^]aNP_\^]_ JF[J_aXNQN\W_Ya^K^]aJ_\K_Y[_QV^L^]_6a^]`]`D`YaY`X`\ C`\`]RT`Y[`QWZQaO`PZaC`\V^[^[_\aX_aOSa^IV^W`[_aY`\QZ 6X^\_]W^Q6aR[XS[`\M =_\_X_aW^, '-5E]^]a6N[Y_6U^a@`LX`Va'`XX_U^E]X_MMM *FPV_C_EX_]aB`XZYFTaW_\Y_P_aY`X`\a^[_\[_W_Ya^U? V_\[_\X^aO_[Y^a`W`aR\`TZaUR[aB_W`[^PWE_aY`CVZ\XZ[`\M `Y`VaU^T`U_VV_]aNW^VaY_U^[W^TR\Ma 5`\V^U^]^]aRVSPaTZ[XZ\aXRL\SaXNPJN]aO^\aY`IH_ VRC[`]VZUZaO^[_aT`C`W`XZLZaO`PZa*N]_TXRLSa^[[_\^]X_ BZ[ZKX`\RL[SE]S]aY`[XZ\ZW[`\X`aO^\^YW^Qa-85E[^[_\^aU_? [`W[`W`a^IV^W`[^aS>SYV`aO_[^\^TR\M %4*.5) #44'3+ (#(% =`UZ[aWZ,a (]SaX`a`][`V`TZWMMM *_K_]aC`P`\V_U^aGTU_[aASL[SYES]aEX_Y^aW_QIS\ 'SWIS\^T_VaW^V^]J[_\^aXF]_W^]X_a6)[NWUNPaWSD^P_ [^X_\a#SUV`>`aB_W`[E^]aV`\^IU_[a_T[_W[^[^L^]_6aU_[`W K`YVZLZaB_W`[^UV[_\[_a^VV^>`YaV_P[_\^]^aI`VZ\[`VWZQVZWM @SaV_PaQ^WX^a\`>V`]a^]X^\^[^CaW`U`T`aYR]S[S\aWS< X^T_aXNQN]N\Y_]MMM 8N]T`aQSaUZ\`[`\X`aFT[_aIZP[ZaXF]NTR\aY^MMM @^\aI`>V`aO^[_aO_Y[_W_T_aJ_\_YaY`[W`XZM ASL[SYaO`Y[`TZa`LPZ]X`]aKZY`\XZaH_a6X_H[_V^] J_[_D_L^]^aXNQN]_][_\aH_aU_YN[_\aJNK[_\aIZP[`aUR\SW[S? [SYa`[W`[ZXZ\6aK`L\ZUZ]ZaT`CVZM @^\aY_\_a^]U`]aASL[SYES]aX_H[_VV_]aX_L^[<aI`[Y[`\Z] J_[_D_L^]X_]aUFPa_VW_U^]^aO_Y[^TR\M 9R]\`aY`UV_VV^L^]^]aBN\V[_\_a_]a`LZ\a`DZ[`\ZaT`Q`VWZQ 6_UY^aX_H[_V6aR[XSLS]SaXNQN]N]D_<aOSaI`XU^PaR? CR\VN]^PWaY`\QZUZ]X`a^]U`]Z]aW^X_U^aOS[`]ZTR\M -_WaX_a]_T_aY`\QZTWZQaOSa^VV^>`Y, 6*_\^D^[^L_aY`\QZMM6 `TaH`TaH`TT2 GW`aQ`QZ\W`XZWMMM 9`X_D_aASL[SYaH_aO_]P_\[_\^]^]a^C^]_aU`\Z[`\`Y W_W[_Y_V^a`TXZ][ZL`aKZY`\V`D`Y[`\Z]ZaU`]`]a'^I`]J^\< *NWNQ[NY<a=^Q`]V`QZa\`X^Y`[[_\^]_aNPN[XNWM 9R]aY_P2MM %0343 $434(($ 5*.51"5 1.4-*5)0.0! &5-2"551,58N]YNaJ`P_V_W^P^]aUN\W`]Q_V^]X_aT_\a`[`]aE)? 9(aD_CI_X_<aC_QW_\J_aQRHX`EaI`O_\^]^]aX^[^]_aC_Y KRYa`KZX`]aY`VZ[WZTR\SWM G[VaO`Q[ZYV`aT_\a`[`]aE3R[`aKZY`]aI_\Y_U^ U_[`W[`XZ[`\Ea^>`X_U^aW_U_[_T^aFP_V[^TR\a`U[Z]X`M 5_QW_\J_]^]aAN\Y^T_aVRC\`Y[`\Z]X`]aJ_K^Q^ UZ\`UZ]X`aI`[YZ]aURY`Y[`\`aKZY`\`YaJFUV_\X^L^aO^\ V_H_DDNIaUFPaYR]SUSMa8S\`Y[`W`aH_a`LZ\aI`\_Y_V _VW_aO^\`PaX`aOS]X`]aY`T]`Y[`]ZTR\Ma +`T_Va@`\P`]^aTF]_V^W^aT`aX`a5_QW_\J_ @`Y`][ZLZaEA_P`IN\`VaR[U`aO^[_aOS\]SWSPS KZY`\W`T`D`LZPEaX^T_aO^\aUFPaH_\W_X^TU_<aOS\`X` EQRHSEaV_YaO`QZ]`aC_QW_\J_]^]aT`CW`XZLZaX`a`Q^Y\M 5_Y^aI`[YZ]aOSaDRQYSUSa]_X_],a@F[NDNaR[XSY[`\Z T`aX`aAN\Y^T_ET^aU_HW_X^Y[_\^a^K^]aW^,aAN\Y^T_ X^T_aO^\aX_H[_VaR[W`XZLZ]Z<aaTZ[a`U^W^[`UTR] CR[^V^Y`[`\ZT[`a_P^[X^L^]^PaBN\X^UV`]a^U^W[^aO^\ N[Y_X_aT`Q`XZLZ]ZPZaXNQN]N]Ma =^I`T_Va`U^W^[`UTR]`aUR]aH_\_]aT_]^aO^\a`YZ[ I`Y^WaR[XSYV`]aUR]\`<aX_H[_V^]^PaF\]_L^]aGP_\O`T? D`]E[`aUV\`V_/^Ya^VV^>`Y`aJ^\W^QaR[US]aH_aOSaW^]H`[X_ U`[XZ\Za`[VZ]X`Y^<aU^P^]aX_a`Y\`O`[`\Z]ZPZ]aT`Q`XZLZ O`QY`aO^\aQ_I^\_aXRL\SaGP_\O`TD`]a`UY_\[_\^]^] J_K^Q^]^aU`L[`WZQaR[US]Ma9^PaX_aRa`UY_\[_\^aTR[X` Y`\QZ[`W`PaWZUZ]ZP, @Z\`YZ]aEURTX`QE[`\Z]ZPZ]aR[XSLSaO^\aVRC\`Y C`\K`UZ]Z<a$_V]^YaW_P`[^W^a`[VZ]X`a^][_T_] @RU]`ET`aA9BaO^\[^Y[_\aJF]X_\W^QaR[U`TXZaX`<a@`VZ A\`YT`EX`Y^aAN\Y[_\aR][`\ZaDRQYST[`aSLS\[`W`P WZTXZaW_U_[`, @SaJF\N]VN[_\a^Y^]D^aO^\a-`OS\E`aTR[a`K`\ _]X^Q_U^T[_aO_[Y^aEST`\ZEaW`I^T_V^]X_aO^\aI`O_\ T`CZ[WZQa`W`a-`OS\ES]a`[VZ]X`]a]_aUS[`\a`YVZMMMa (aUS[`\Z]a^K^]X_aJ_K_]aU_]_a8^T`\O_Y^\E_aJ_[_] @`\P`]^ET_aAN\Y^T_aUZ]Z\Z]X`]aQ_I\_aS[`Q`]`aY`X`\ 1\`YaBN\X^UV`]a@F[J_U_[a3F]_V^W^aO`T\`Y[`\ZT[` XR]`VZ[WZQaO^\aYR]HRTS]a_Q[^Ya_VW_U^aH`\aW_U_[`M B_]X^U^]^aBN\VK_aU_[`W[`T`]a@`QO`Y`]a;\XRL`]EZ] `T]ZaJN]aV`\^I_a^[YaX_>`aEBN\X^UV`]EaX^T_]aAN\Y^T_ @`QO`Y`]ZaR[`\`YaJ_KW_U^aH`\aW_U_[`Ma 5_QW_\J_]^]aO`QYRWSV`]Za@`\P`]^E]^]< VRC\`Y[`\Z]X`aKZY`]aC_V\R[N]aC`\`UZ]ZaGW_\^Y`] O`]Y`[`\Z]`aX_L^[aX_a-`[Ya@`]Y`UZE]`aT`VZ\W` ]RYV`UZ]X`Y^aX^\_]D^aH`\aW_U_[`MaAN\Y^T_E]^]a`T]Z P`W`]X`aO^\aBN\VaX_H[_V^aR[XSLS]SaUFT[_T_]< 5BBE[Z[`\aUZ]Z\aXZQZ]`aKZYU`TXZaBRO`]ET_aX`I`aNUV XNP_TX_aT`\XZWa_X^[_D_L^]^a^PI`\a_X_]a@`QO`Y`] 8`HSVRL[SE]S]aUFP[_\^aH`\aW_U_[`MMM B`[XZaY^aC_QW_\J_aJ_K^Q^aAN\Y^T_E]^]aF]_\X^L^ 3 .3 20*2,4!4/244-2*01,5) 2 5-24'/12*5,03&525!434-&/1/3.43/ B`\`W`]%X`aT`Q`XZLZWZPa>`D^`aUR]\`UZaW`X_]^ ^Q[_V_]aQ^\Y_V^]a^]U`][ZYaXZQZa`KZY[`W`UZ]ZaH_a;]_\/^ @`Y`]ZaA`]_\a3Z[XZP%Z]a*;:$;4a3&!7;:4=;aHS? \`]aD_H`OZ]ZaWSV[`Y`aRYSXS]SPMMMa#`X_]aU`I^O^aKRY C^QY^]a0OSaO^\a`>_VV^\.aX^TR\2aG>_VaR[`]aV_YaO^\aJ_\K_Y H`\"aU^P^]aJ^O^a 4'8G=7G:1a'&!8G=7G:1aG7? A1=8GaY`[WZQa^]U`]aX_W_YV_aPR\[`]`D`LZWZP Y^Q^[_\^]a`\`WZPX`aXR[`QW`UZMMMa 9_HJ^[^aXRUV[`\<aOS]X`]aTZ[[`\aF]D_a07^]T^V U`I`[`\Z]Z]a_YR]RW^T_aY`P`]XZ\Z[W`UZ.aYR]SUS]X`aO^\ T`PZaY`[_W_a`[WZQaYR]S]S]aSPW`]Z]X`]aJ_[_]aO^\ `KZY[`W`TZaX`a_Y[_W^QV^Wa0MMMAN\Y^T_%]^]aV_YaT_\[^a_]? _\/^aY`T]`LZaR[`]aH_aUV\`V_/^Ya_]_\/^aV_W^]`VZaR[`\`Y 7^]T^VaU`I`[`\Z]Z]aFP_[aU_YVF\aV`\`>Z]X`]a^Q[_V^[W_U^a^Q JNH_][^L^aV`O[RUS]SaX_L^QV^\_O^[^\.MMMaGU[Z]X`aUFT[_]_] KRYa`KZYVZ"a)!;7a9;BA):aOS]SaT`C`O^[^\aW^,a*_K_] aU_]_aUR]\`UZaJ_[^]_]a]RYV`X`aD_H`CaV`\VZQW`T`a`KZYMMM 9_HJ^[^aXRUV[`\<a0T_\[^a_]_\/^aI`WW`XX_U^.aR[`\`Y YS[[`]Z[W`UZ]Z]aV_QH^Ya_X^[W_U^]_aV`\`>aR[XSLSWa`W` X_V`T[`\ZaI`YYZ]X`aKRYaD^XX^aK_Y^]D_[_\aV`QZXZLZWaYR? ]S]S]a0FP_[[_QV^\W_?J_\_Y[^[^Y.aYZUWZ]ZaT`PZ]Z]a^[? 0'0) #+3+) ( _\[_T_]aOF[NWN]X_aV`\VZQW`T`a`K`D`LZWMa@SaX_V`T[`\` J_KW_X_]a3G+G=G=7G:a9(=:G91aG]Y`\`%TZaO^\ UN\_aF]D_aI`\_Y_V_aJ_K^\_]aY`TJZTZaH_aUR\JS[`]`] XNP_][_W_T^a`YV`\W`Ya^UV^TR\SWMaBR]SaI`YYZ]X`aR\? V`T`aYR]`]a0SPW`]aJF\NQ.aUR]aX_\_D_aXRL\SMa@SaT? `V`Y[`\a_YR]RW^T_aY`P`]XZ\Z[UZ]a>`Y`Va0W`X_]D^[^Y `[`]Z]X`aF[NW[_aUR]SK[`]`]aY`P`aT`CW`X`aXN]T` R\V`[`W`UZ]Z]aKRYaNUVN]X_aT_\a`[`]aQ^\Y_V[_\^]aX_aOSa^Q_ J^\W_U^aWSV[`Y`aF][_]U^]2 5_Y^a]`UZ[aT`CZ[`D`Y,a$RYaPR\aX_L^[2a$FPNWaG$1B ;a=;A"aJ_KW^QV_a)7&aBG!G3Ga9;@;5 (7G=a+4:B;Aa ;a@a+4:B;A4=a(:AGB7G:? 1=1=a5G3a9G-4@4a(78a@G+BGa+4:B;A7;: #G8;=aH_a^[J^[^aI^KO^\aYR]SX`a>``[^T_VaJFUV_\_W_T_? D_Y[_\MMMaGH\SC`?G@8aUV`]X`\V[`\Z]Z]aV`W H_aX_UV_Y[_X^L^aO^\a`\`a>R\WN[Y_]<a:R/`H`E]Z] 5BBE]Z]aV_YK^aCR[^V^Y`[`\Z]X`]aYS\V`\Z[ZC KRLS[DS[`QW`UZ]`aI^PW_Va_X_D_YaO^\a`XZWaR[XSLS I_\Y_U^]aW`[SWSTY_]<aOS]X`]a\`I`VUZPaR[`]a5BB STJS[`]W`UZT[`aX^L_\a[^U`]U[`\ZaX`a^CV`[a_X^[_D_Y2 9R]SKa7^]T^VaU`I`[`\Z]Z]a_YR]RW^T_ Y`P`]XZ\Z[W`UZ]X`]aH_a_]_\/^aO`LZW[Z[ZLZ]Z] `P`[VZ[W`UZ]X`]aT`]`TZW2a3`[]ZPaXN]T`aUV`]X`\V[`\ZaX` X^YY`V_a`[Z]XZLZ]X`aTSY`\ZX`Y^aX_V`TaKRYaF]_W[^ 0AN\Y^T_<aXZQ`a_]_\/^aO`LZW[Z[ZLZWZPZa`P`[VW`.aTR[S]X` F]_W[^aO^\a`XZWa`V`\Y_]a0U_YVF\NaX_a8&=3Ga9AG=? 8G:7G:1=G.aY`HSQVS\W`YaPR\S]X`MMM 9R]aUFPaGW_\^Y`%X`aH_aFP_[[^Y[_a\`]U`%X`a0W^[T`\ XR[`\[ZY.a^I`[_[_\aUR]SDSa`[XZY[`\Za`[`][`\X`aY`P`T`aTR[ `K`]aQ^\Y_V[_\^]a[^U`]U[`\Za^CV`[a_X^[X^L^aJ^O^a0W^[T`\a_S? \R[SYaD_P`[`\.aY_U^[X^2a4=9G=a-G3GA1a-;:a+;34= &9A&=8;84:2a@^\aF\]_Y"a4]J^[^Pa^[`KaQ^\Y_V^]_aY_? U^[_]aaW^[T`\aXR[`\[ZYaD_P`2aGW_\^Y`%X`a>^[V_\aV`Y? W`T`][`\`aY_U^[_]aW^[T`\aXR[`\[ZYaD_P`[`\2 )]_W[^a]RVa3G:*1aW_]USC[`\Z]`aX`aO^\aK^>VaUFPNW H`\"aAG!#4=GA7G:1aTSY`\ZaK_YW_YaH_aT_]^aTR[a`K? W`YaU^P^]a_[^]^PX_Ma@^\a^QK^aI`T`VZ]ZaY`TO_X^]D_a`^[_? U^]_aFX_]_D_YaV`PW^]`VaaO^]aA7aKZYZTR\U`aH_ H^DX`]Z]ZPa\`I`VU`aUR\S]aTRY2 W_XT`UZa^[YaJN]aW_U_[_T_a^[^QY^]aI`O_\aO^[_ J_K_W_W^QY_]<aV_PY_\_T_aI`TZ\aX^T_]a-85aUR]S]? X`aV_PY_\_]^]a]_a^Q_aT`\`XZLZ]Za`LPZa`KZYa^P[_W_Y PR\S]X`aY`[WZQY_]<a;U_Xa\_/^W^aC_QW_\J_]^]aH_ )9(E]S]aJ_[^Q^]X_]a\`I`VUZP[ZLZ]Za^[`]a_VW^QY_]< T`]^aI_\a`KZX`]aN[Y_aW_]>``V[_\^a]RYV`UZ]X`aX` F]_W[^aO^\aERC_\`UTR]EaJ_\K_Y[_QV^\^[^\Y_]<aR]SaOS Q_Y^[X_aU`\UW`Ya\`UTR]_[aX_aX_L^[M )]NWNPX_Y^aXF]_WX_<aUFWN\J_D^aJNK[_\_ T_]^X_]aT_WaR[W`W`Ya^K^]aAN\Y?BN\Va^VV^>`YZ]`a^Y^ V`\`>Z]aX`aXF\Va_[[_aU`\Z[W`UZaJ_\_Y^TR\Ma3_]^ +`>`YEZ]aQ^WX^T_aY`X`\aONTNYaF[KNX_aOSaC_\UC_Y? V^>_aU`I^CaKZYWZQaO^\aJ`P_V_aR[XSLS]SaO^[X^L^Wa^K^] OSaEWSI`[_>_VaQ_\I^E]^aXNQW_Ya^UV_X^WM SAYFA 12 SONDAKiKA GAZETESİ >> ACİL TELEFONLAR İtfaye AKS110 Acil Yardım Polis İmdat Elektrik Arıza Jandarma İmdat İZSU Su Arıza Doğalgaz Acil Müdahale Cenaze Hizmetleri Sahil Güvenlik Orman Yangınları 110 110 112 155 186 156 185 187 188 158 177 Dünya Bankas ’ndan Kocao lu’na te ekkür Dünya Bankas Çok Tarafl Yat r mTELEFONLARI Garanti Ajans YANGIN MIGA’n n cra Kurulu Ba kan İzmir 110 (CEO) Keiko Honda, zmir Karşıyaka 372 58 74 Büyük ehir Belediye Ba225kan Kadifekale 49 99 Kocao Honda, Bornovalu’nu ziyaret etti.388 10 03 “Sizinle birlikte çal t 386 k ve Bostanlı 17 86 Buca 61 gelecekte de çal aca 487z.13Bize 13 07 i Karabağlar birli i f rsat verdi237iniz için Çamdibi 433 65 59 te ekkür ederiz.” dedi. Ziyarette Çiğli Risk Yönetimi Üst 376 73 23 MIGA Düzey Balçova 278 76 02 Yetkilisi Franciscus Linden, K demli Evka 4 351 09 04 Sigorta Uzman Christopher Evka 1 452 24 77 Millword, Gaziemir Dünya Bankas 251 00 44 Uluslararas Finans Kurulu (IFC) Hatay 250 86u 40 Avrupa, Ortado u ve Kuzey Narlıdere 238 Afrika 35 97 Güzelbahçe 234 25 Çevik 34 Yat r mlar Sorumlusu Elif ile Büyük ehir Belediyesi HASTANE TELEFONLARI bürokratlar da haz r bulundu. -Devlet HastaneleriBüyük ehir Belediyesi’nin çe itli Aliağa 616 87 87 projeleri için IFC’den kredi N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 ald n hat rlatan Honda, Alsancak Acil Servis veririz, “Size nas l daha iyi hizmet Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 onun için buraday Alsancak Diş Hast. z.” diye 464 konu 78 62 tu. Dünya Bankas Atatürk Devlet ’n n misyonu 244 44 44 hakk nda bilgi veren Honda, Behçet Uz 489 56 56 58 58 imiz “ Bornava zmir’e Dev. dahaHast. önce kredi375 verdi Bozyaka Eği. Hast. 250 50 gibi 50 gemi, tramvay ve trafik sistemi Buca S.D. projeler var.Hastanesi Gelecekte de452 52 52 A. Çizgenakat 07 77i çalÇeşmeaca z. Bize i 712 birli Foça 812 29 f rsat verdi iniz için te 14ekkür Göğüs dedi. Hastanesi 433 33üç 33 ederiz.” Dünyada sadece Konak Diş Hastanesi 441 81 81 belediyeyle çal t klar n Karşıyaka 366 88 88 belirten CEO Honda, bunlar n Sao Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Paulo, stanbul Büyük 832 ehir58ve59 Menemen Dev. Hast. zmir Büyük ehir oldu unu Nejat Hepkon açSeferihisar klad . Hastanesi 743 20 10 12 GÜNCEL SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 117 Kasım Şubat2014 2013Cumartesi Perşembe Turizmde iş çok ama çalışacak eleman yok Marmaris'te düzenlenen "İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı"nda işveren ile iş gücünün nasıl buluşturulacağı konuşuldu. Muğla Valisi Çiçek, "Muğla'da özellikle turizm sektöründe çalışacak iş gücüne ihtiyaç var ancak talep yok" diye konuştu T ürkiye'nin gözde turizm merkezlerinden Marmaris, Bodrum ve Fethiye'nin yer aldığı Muğla'da, özellikle turizm sektöründe çalıştırılacak personel bulmada sıkıntı yaşanıyor. Yılda 3 milyondan fazla yabancı turistin tatil için tercih ettiği Muğla bölgesinde turizmciler, istihdam edecek nitelikte ve sayıda eleman bulamamaktan şikayetçi. İşsizlik oranının Türkiye ortalamasının altında olduğu ilde, iş gücü ile işvereni bir araya getirebilmek için Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından Marmaris'teki bir otelde "İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı" düzenlendi. İki gün sürecek fuarın açılışına Muğla Valisi Amir Çiçek'in de aralarında bulunduğu yöneticiler, çok sayıda işveren ve başta turizm olmak üzere sektör temsilcileri ile üniversite öğrencileri katıldı. Vali Çiçek, Muğla'da işsizlikle mücadeleyi etkin bir şekilde yürütülmeye devam ettiklerini söyledi. Muğla'da işsizlik oranının Türkiye ortalamasının altında olduğuna dikkati çeken Çiçek, "İşsizliğin nedenlerine baktığımızda bir eksiğimizi görüyoruz. İşverenlerle iş gücünü buluşturmada yeterli değiliz. İşverene istediği zaman, istediği nitelikte iş gücü sağlamakta bazı eksikliklerimiz var" dedi. Muğla'da hangi sektörde, hangi nitelikte iş gücüne ihtiyaç olduğunu iyi tespit edip, ikisini bir araya getirmenin yollarını bulmaları gerektiğini vurgulayan Çiçek, düzenlenen fuarın buna ışık tutacağını kaydetti. Muğla'daki iş gücü açığının, bu buluşmanın sağlanamamasından kaynaklandığını dile getiren Çiçek, "Kısa bir süre önce İŞKUR Müdürlüğümüz bir anket çalışması yaptı. Ankete sonuçlarına göre, Muğla'da özellikle turizm sektöründe çalışacak iş gücüne ihtiyaç var. Otellerde garson gibi iş kollarında açık var. Demek ki bu alanda yeterli iş gücünü yetiştiremiyoruz" diye konuştu. - Muğla'da işsizlik yüzde 7 Muğla Çalışma ve İş Kurumu Müdürü İlyas Sarıyerli ise Türkiye'de yüzde 9,8 olan işsizliğin, Avrupa Birliği ortalamasının altında olduğunu bildirdi. Muğla'nın da yaklaşık yüzde 7 işsizlik oranı ile ülke ortalamasının altında bulunduğunu kaydeden Sarıyerli, bu yılın 9 aylık dönemin- de 6 bin 961 işsizin istihdam edildiğini bildirdi. Sarıyerli, 2013'te yüzde 45'lik işe yerleştirme oranıyla Muğla'nın Türkiye birincisi olduğunu anlattı. Marmaris Ticaret Odası Başkanı Mehmet Baysal da nitelikli eleman kadar girişimci sayının da yeterli seviyede olmadığına dikkati çekti. Baysal, Japonya'da 6 milyon girişimci sayısının Türkiye'de 1,5 milyon olduğunu dile getirdi. Üniversite öğrencilerine seslenen Baysal, gençlere okul dışında kalan zamanlarında Marmaris gibi turizm bölgelerine giderek iş gücüne katılmalarını önerdi. Fuar açılışında istihdama katkı sağlayan işletmelerin temsilcilerine teşekkür plaketi ve takdir belgesi verildi.Fuar kapsamında aradığı iş gücüyle buluşmak ve istihdam konusunda katılımcılara bilgi vermek amacıyla çok sayıda kurum ve işletme stantlar açtı. Fuarda insan kaynakları ve istihdamla ilgili çeşitli sunumlar yapılacağı öğrenildi. (AA) Türkiye, İspanya'dan daha cazip hale gelebilir Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Dev.Kocao Hastanesi 10 04 BaUrlakan lu ise, 752 “Finans Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 yap s n belirli bir noktaya Thomas Cook Yönetim Kurulu Başkanı Tenzer, "Türkiye, İspanya’ya nazaran tarihi ve kültürel özelliklerini ön plana çıkararak daha cazip hale gelebilir. Türkiye ön getirmeden, kendi plana çıkmak istiyorsa, imajını daha yük-Belediye Hastaneleriseklere taşımak için gerekli yatırımları özkaynaklar n zla yat r m dedi Eşrefpaşazaten Bel. Hast. 80 00 yapmadan dünya293 kredi sahnesine yapmalı" Almanya merkezli dünyanın önde geç kma ans n z yok. Bizim de bir len tur operatörü Thomas Cook'un Yöne-Özel Hastanelertim Kurulu Başkanı Michael Tenzer, Alhaz rl k evremiz oldu, bugünlere Anadolu Tıp Merkezi 272 00 11 man turistlerin öncelikli tercihinde ilk sıkolay gelmedik. Finans ve borç rada İspanya, ardından ise Türkiye'nin Agora Tıp Merkezi 425 73 73 geldiğini belirterek, "Türkiye, İspanya’ya yap m za özen gösterdik. Kararl Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 nazaran tarihi ve kültürel özelliklerini ön veAtakent istikrarlTıp Merkezi çal malar 336 m11 z95 plana çıkararak daha cazip hale gelebilir" sonras k Hazine’ye dedi.Türkiye'ye en çok turist getiren tuAtagöz nda Göz art Hastalıkları 435 vadesi 35 35 rizm firmalar arasında yer alan Thomas Atafizik,borcumuz Fizik Ted. Mer. 25 15 geçmi kalmad 231 . Bugün Cook'un 2015 kataloğunun tanıtımı, yurt Batıgöz 489diye 03 03 çok farkl Hastanesi bir noktaday z.” dışından davet edilen 70 gazetecinin katıBornova Tıp Merkezi 388 20 40 lımıyla Kuşadası'ndaki bir otelde gerçekkonu tu. Kocao lu, tüketim için leştirildi. Toplantıda konuşan firma YöneBornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 kredi almad klar n , sadece tim Kurulu Başkanı Tenzer, firmaları açıBornova Özel sından Türkiye'nin İspanya'dan sonra finansal geri dönü ü olan büyük Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 ikinci önemli destinasyon olduğunu, bu projeler i in uzun vadeli kredi Buca Tıp Merkezi 438 14 14 nedenle toplantıyı Kuşadası'nda gerçekkulland klar n ve daha438 dü 06ük leştirdiğini belirtti. Buca Sağlık Merkezi 20 Türkiye'ye gelen turistlerin bir dönem faiz oranlar nda kredi almaya Central Hospital 341 67 67 ağırlıklı olarak güneydeki kıyı bölgeleriçalCan Tıp t Merkezi klar n kaydetti. 232 13 48 nin tercih edildiğini, fakat son dönemlerde tesisleşmedeki artış ve kültürel hazineKocao lu, Dünya heyetine Caner Göz MerkeziBankas 278 81 11 lerin tanınırlığının artmasıyla ziyaret imÇağdaşehir Tıp Merkezi 95 95 Büyük Belediyesi’nin285 önemli kanlarının daha geniş bir alana yayıldığını Çankayahakk Tıp Merkezi 31 31 projeleri nda bilgi de425 sundu. ifade eden Tenzer, bu alternatifleri ortaya Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 koyarak Alman müşterileri tekrar tekrar Türkiye'ye çekme hedefinde olduklarını Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Dünyaca ünlü uluslararas kredi söyledi. Alman turistlerin dünya genelinÇınarlı Hastanesi 462 27 27 derecelendirme kurulu u Moody’s, de ilk sırada İspanya, ardından ise TürkiÇiğli Özel Sağ. 386 26 16 ye'yi tercih ettiğini ifade eden Tenzer temmuz ay sonunda Diyabet Hastanesi 449 13 19 "Bugün Türkiye İspanya, Yunanistan ve POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik. Çizgi Polik. Deniz Sağlık Polik. Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ. Eşrefpaşa Zinde Polik. Gaziemir Dr. Polik. Gazi Kent Polik. Halk Polik. Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik. Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik. Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik. Özel 9 Eylüllüler Polik. Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik. Özel Eylül Polik. Özel Gülhan Polik. Özel İrem Sağlık Polik. Özel İzmir Polik. Özel Pınarbaşı Polik. Özel Sarnıç Polik. Özel Seferihisar Polik. Özel Serin Polik. Özel Yedigöller Polik. Özel Yenişehir Polik. Park Sağlık Polik. Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik. Teos Polik. Vefa Polik. Yeşiltepe Polik. Yıkık Cami Halk. 255 04 44 388 03 31 261 39 13 256 09 86 438 76 26 237 73 83 435 00 77 226 34 34 369 90 91 487 57 64 464 24 24 227 35 26 262 64 71 252 36 92 274 13 74 285 46 34 250 51 52 254 13 13 367 22 22 343 32 43 461 19 99 256 76 76 364 08 10 458 77 45 453 81 11 458 05 89 347 38 92 386 05 95 373 85 74 347 99 91 251 84 24 343 23 50 479 80 25 281 64 03 743 58 48 261 29 99 442 29 92 433 09 24 367 22 22 438 37 38 227 99 35 743 57 77 341 84 24 351 38 72 271 27 27 -Askeri HastanelerHava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum EvleriEge Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 Mısır ile büyük bir rekabet içinde. Türkiye, İspanya’ya nazaran tarihi ve kültürel özelliklerini ön plana çıkararak daha cazip hale gelebilir. Türkiye ön plana çıkmak istiyorsa, imajını daha yükseklere taşımak için gerekli yatırımları yapıp, özelliklerini ve avantajlarını ön plana çıkararak misafir memnuniyetini arttırmalıdır" dedi. Diğer ülkelerin tanıtıma büyük yatırımlar yaptığını vurgulayan Tenzer, şöyle devam etti:"Türkiye bu konuda geri planda kalmamalı. Acilen kendi önceliklerini tespit edip göstereceği çaba ile bunları ön plana çıkarmalı. Türkiye, Avrupa’ya yakınlığı ile Doğu Akdeniz destinasyonları karşısında büyük bir avantaja sahip. Bu avantajı kullanabilmek için turizmden sorumlu kişilerin birlik olması ve ortak hedefler belirlemesi gerekir. Biz tur operatörü olarak Türkiye’nin göstereceği çabaları desteklemeye hazırız. Bunun için Türkiye’nin net bir strateji belirlemesi gerekiyor." Michael Tenzer, yöneltilen bir soru üzerine, Avrupa ve dünyada Türkiye denince sınırdaki karmaşaların geldiğini söyledi. Bunun Türkiye'nin turizmine önemli etkisinin bulunduğunu bulunduğu ifade eden Tenzer, çözümü halinde ise Türkiye'nin turizmde kısa sürede çok daha ön plana çıkabileceğini kaydetti. Önümüzdeki turizm sezonunda Türkiye’yi ön plana çıkarma arzusunda olduklarını söyleyen Tenzer, "Önümüzdeki yıl için, Türkiye’nin batı bölgelerine sadece Almanya’dan 3 bin uçuşa ulaştık" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı da 2013'te Türkiye’ye yaklaşık 36 milyon turist geldiğini, bu yıl bu rakamın üzerine çıkmayı hedeflediklerini, Thomas Cook'un da en çok turist getiren firma olduğunu belirtti. Firmanın turizm kataloğunun tanıtımı için yurt dışından davet edilen 70 gazeteci daha sonra Efes Antik kenti, Şirince, Pamukkale, Afrodisyos ile Latmos Dağlarına düzenlenen tura katıldı. (AA) -Kan MerkezleriKızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj 464 88 89 444 08 49 484 86 38 464 77 95 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskelelerKonak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 yay mlad son raporunda Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Bayraklı İskele 345 77 53 zmir Tıp Büyük Doğa Mer. ehir Belediyesi’nin 244 16 16 Pasaport İskele 484 22 56 ulusal ölçek kredi notunu “Aa3”, ölçekte kredi notunu “Baa3” olarak aç klam t . zmir, Moody’s taraf ndan verilen söz konusu notlar Göztepe iki y ldİskele r korumay 224 20 22 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67küresel 47 -Türk TelekomAvşar Palmiye 277 48 00 Sema Sineması 483 91 00 baEfes arK.B.B. yor. Merkezi Raporda zmir n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini finanseİskele etme kapasitesi 446Büyük 15 16 ehir’in güçlü faaliyet marjlar , dengeli nakit ak Üçkuyular 259 40 13 Arıza 121 Cinemaximum 278 87 87 Konak Sineması 483 21 91 Sağlık Hastanesi 463 77 00 be y l içinde toplam gelirlerinin yakla saEgelad ve bu durumun, geçen k yüzde 4’üne denk gelen finansman fazlal ndan da anla ld ifade edilmi ti. Moody’s, Bilinmeyen Numara 11811 Cinemaximum 446 90 40 Desem Sineması 422 53 10 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 -Elektrik Arıza-bir nakit belediyenin bugüne kadar bütün borçlar nDanışma n anapara ve faiz geri444 ödemelerini fazlas yla kar yeterli rezervi bulundurdu istikrarl 14 44 Cinemaximum (Ykm) lamaya 425 01 25 miktarda Karşıyakanakit Sineması 381 50 98 unu, bunun da Egeria Çocuk Sağlık Genel Kesinti Seb. 435 11 84 yönetimi stratejisi izlemesinden kaynaklandUyandırma n vurgulam t 135 . Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88 İzmir Sİneması 421 42 61 Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Buca 426 69 37 Posta Kodu 119 Çeşme Hollywood 712 07 13 Ekol K.B.B. Dal Mer. ) 386 55 05 (HABER MERKEZ Çiğli 376 90 91 Fono Tel 141 Çamlıca 343 83 15 -TiyatroEkol K.B.B. Şube 369 89 65 Karşıyaka 369 79 80 Borç Ögrenme 163 Deniz Karşıyaka 381 64 61 Konak Sahnesi 483 50 35 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Bornova 388 83 78 Çağrı 133 Batı Sineması 347 58 25 Ragıp Haykır Sahn. 369 14 87 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Narlıdere 238 32 90 -SinemalarÇınar Sineması 489 88 85 İzmir Devlet Tiyat. 445 89 41 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 261 48 04 Eşrefpasa Agora Balçova 277 25 25 Uğur Mumcu Sahnesi 343 04 33 Karaca Sineması 445 87 76 Hayat Hastanesi 441 41 96 Gaziemir 251 92 05 Afm Park Bornova 373 73 20 İzmir Tiyatro Kipa Hollywood 252 56 66 İzmir Hastanesi 483 31 31 Güzelbahçe 234 05 34 Afm Forum Bornova 373 03 50 Bab-ı Sanat Merkezi 446 77 95 Menemen Kültür 832 14 11 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Konak 425 60 60 İsmet İnönü Afm Ege Park 324 42 64 Şan Konak 483 75 11 441 41 70 Karataş Çeşme 712 63 46 Sanat Merkezi 441 09 02 Afm Passtel 489 22 00 Çınar Center 277 11 00 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 117 Kasım Şubat2014 2013Cumartesi Perşembe BEHÇET HASTALIĞI en sık Türkiye'de görülüyor Behçet hastalığının görülme sıklığının en yüksek olduğu bölgenin Türkiye olduğu ve her bin kişiden 1-4'ünde Behçet hastalığı olduğunun saptandığı belirtildi Genellikle 20-30 yaşları arasında başlayan hastalık, erkek ve kadınları benzer sıklıkta etkiliyor, ancak hastalığın seyri erkeklerde belirgin olarak daha ağır seyrediyor.Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Behçet hastalığının 1937 yılında Hulusi Behçet tarafından tanımlanmış olan, nedeni bilinmeyen iltihaplı bir hastalık olduğunu belirtti.Hastalığın belirgin özelliklerinin ağız içi ve genital bölgede tekrarlayan ülserler, ciltte kırmızı, ağrılı şişlikler, sivilceler ve gözde kızarıklık ve bulanık görmeye yol açan atakları olduğunu ifade eden Ertenli, hastalığın diğer organ sistemlerini de tutabileceğini, bunlar arasında eklem, toplardamar ve atardamarlar, beyin ve bağırsak tutulumunun yer aldığını kaydetti. Behçet hastalığının dünyada her yerde aynı sıklıkta görülmediğine dikkati çeken Ertenli, şöyle devam etti: ''Hastalığın görülme sıklığının en yüksek olduğu bölge ülkemizdir ve her bin kişiden 1-4'ünde Behçet hastalığı olduğu saptanmıştır. Akdeniz’in doğusunda yer alan ülkelerde, Ortadoğu’da sık görülür. Bu bölgeden başlayarak, Kore, Çin ve Japonya’ya kadar uzanan hat boyunca da Behçet hastalığının sık görüldüğü bilinmektedir. Bu coğrafi dağılım, tarihi İpek Yolu üzerine denk geldiği için, Behçet hastalığını İpek Yolu hastalığı olarak isimlendiren araştırmacılar da vardır.Hastalığın dağılımındaki bu özelliğin iklim ya da bir başka coğrafi nedenden daha çok, bu bölgede yaşayan insanlarda belirli doku grubu antijenlerinin görülme sıklığı ile ilişkili olduğu düşünülmektedir'' Genç erkeklerde daha ağır seyrediyor Hastalığın erkek ve kadınları benzer sıklıkta etkilediğini ancak hastalığın seyrinin erkek- lerde belirgin olarak daha ağır olduğunu ifade eden Ertenli, ''Genç yaşta, genellikle 20 ila 30 yaşları arasında başlar. Tekrarlayan ağız yaraları en sık başlangıç bulgusudur. Hastalık bulguları yaşlanma ile sönme eğilimindedir''dedi. Behçet hastalığının özellikle hastalığı genç yaşta başlayan erkeklerde ciddi seyretme potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Ertenli, kadınlarda genellikle kalıcı hasar oluşturmayan, tekrarlayıcı deri ve eklem bulguları ile seyrederken genç erkeklerde göz ve damar tutulumu gelişme riskinin yüksek olduğunu kaydetti. Göz tutulumu meydana getiriyor Hastaların yaklaşık yarısında oluşan göz tutulumunun en önemli özürlülük nedeni olduğuna ve başta erkek hastalar olmak üzere yüzde 25 oranında ciddi görme kaybı ile sonlanacağına dikkati çeken Ertenli, şöyle devam etti: ''Göz tu- Türkiye'nin yüzde 16'sı kronik böbrek hastası İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Prof. Dr. Aydın Türkmen, Türkiye'nin yüzde 16'sının kronik böbrek hastası olduğunu belirtti. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkmen,kronik böbrek yetersizliği hastalarının sıklığı ile ilgili yapılan çalışmada, ülkemizde yüzde 16 civarında kronik böbrek yetersizliği bulunan hasta olduğu belirlendi. Bu oldukça büyük, milyonlarla ifade edilebilecek bir rakam,beyin ölümü gerçekleşmiş ailelerin yarısı organlarını bağışlamış olsa Türkiye'de diyaliz hastalarındaki artış hızını ciddi anlamda azaltabileceğimiz görülüyor dedi. Aynı zamanda Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Kurulu Üyesi de olan Prof. Dr. Türkmen, AA muhabirine, böbrek hastalıklarının bütün ülkelerin çok önemsediği ciddi sağlık sorunlarından biri olduğunu dile getirdi.Bu hastalığın önemli olmasının iki gerekçesi bulunduğunu anlatan Türkmen, "Birincisi toplumların büyük kesiminde önemli sayıda insanı etkileyen bir sağlık sorunu olması, ikincisi de tedavisinin mali anlamda yüksek olması" dedi.Türkiye Nefroloji Derneği tarafından böbrek rahatsızlığı çeken hasta sayısı hakkında araştırma yapıldığını bildiren Türkmen, "Kronik böbrek yetersizliği hastalarının sıklığı ile ilgili yapılan çalışmada, ülkemizde yüzde 16 civarında kronik böbrek yetersizliği bulunan hasta olduğu belirlendi. Bu oldukça büyük, milyonlarla ifade edilebilecek bir rakam" diye konuştu.Hastalığın evrelerinin bulunduğunu, en ileri evrede hastaların diyalize girmeleri ya da böbrek nakli olmaları gerektiğini vurgulayan Türkmen, "Türkiye'de 70 bin civarında insan diyalizle yaşamını sürdürüyor. Bunlar aynı zamanda organ nakli bekleyen hastalar olarak da algılanabilir. Bu hastaların 25 bin civarındaki bölümü, kadavradan böbrek nakli için bekleme sırasında" diye konuştu.Türkmen, böbrek hastalarının büyük kesiminin hemodiyaliz yöntemiyle tedavi edildiğini belirterek, bu yöntemin oldukça pahalı bir yöntem olduğunu söyledi. Tedavide kul- lanılan malzemelerin yurt dışından alındığına işaret eden Türkmen, şöyle devam etti: "Bu insanları hayatta tutabilmek için haftada 3 kez 4'er saat makineye almak zorundayız. 70 bin insan yaşamını bu şekilde sürdürüyor. Bu sayıya her sene 5 bin civarında hasta ekleniyor. Hastalığı arttırmamak adına organ naklini ülkemizde daha çok yapmamız gerekiyor. Kronik böbrek yetersizliği bulunan insanların çoğu diyalizle tedavi edilmek zorunda. Bu da devlete büyük bir maddi yük getiriyor."Bir böbrek hastasının yıllık tedavi maliyetinin yaklaşık 22 bin dolar olduğunu bildiren Türkmen, organ nakli yapılabilse bunun 10 bin dolara kadar inebileceğini, üstelik bu yöntemle hastaların daha uzun yaşamasının sağlanabileceğini kaydetti.Türkmen, Türkiye'de 60'tan fazla merkezde çok başarılı böbrek nakillerinin gerçekleştirilebildiğine dikkati çekerek, yıllık böbrek nakli sayısının 3 bine yaklaştığını anlattı. Bazı ülkelerinde böbrek nakillerinin yüzde 80'inin kadavradan yapıldığını, Türkiye'de ise bu oranın tam tersi olduğunu, yani yüzde 80 canlıdan nakil gerçek- leştirildiğini söyledi. Bugüne kadar kendilerine beyin ölümü gerçekleşen bin 400 hasta bildirildiğini ancak bunların sadece 300'ünden organ alınabildiğini vurgulayan Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ailelerin tamamı bağış yapsaydı, bin 400 kişi karaciğer yetersizliğinden kurtulacaktı veya böbrekleri tek tek taktığımızı düşünürsek 2 bin 800 insana nakil yapabilecektik. Beyin ölümü gerçekleşmiş ailelerin yarısı organlarını bağışlamış olsa Türkiye'de diyaliz hastalarındaki artış hızını ciddi anlamda azaltabileceğimiz görülüyor." Hastalığı tetikleyen rahatsızlıklar Türkmen, tedavi süreci zor ve pahalı olan böbrek hastalığını tetikleyen iki hastalık bulunduğunu belirterek, "Bunlardan biri hipertansiyon, diğeri de şeker hastalığı. Bu iki hastalık yüzünden kronik böbrek yetersizliği oluyor. Bu hastalıklardan böbrek yetersizliğine gidişin engellenmesi mümkün. Burada koruyucu hekimlik ve halkın bilinçli olması önemli" dedi.(AA) Ağız ve diş yapısına göre diş fırçası ve macunu kullanılmalı Ağız ve diş sağlığını korumanın yolu dişleri mekanik olarak temizlemekten yani diş fırçalamaktan geçer. Uzmanlar, kişinin ağız ve diş yapısına göre doğru diş fırçası ile diş macunu seçmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Sevgen Eralp, ağız ve diş sağlığı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kişinin ağız ve diş durumuna fırça ve macunun değişebileceğini ifade eden Eralp, “Diş fırçalar arasından seçim yaparken, diş hekiminize danışmanız size en doğru fırçayı seçmenizde yardımcı olacaktır. Bazı kişiler dişlerini farkında olmadan veya olarak çok bastırarak fırçalarlar. Bu gibi durumlarda dişeti çekilmeleri görülür ve diş eti çekilmesi olan kişilerin sert kıllı diş fırçası kullanması yanlış olur. Çünkü sert kıllı fırçalar dişetlerini daha çok travmaya uğratır, ayrıca dişlerde de aşınmalar yapabilir, yumuşak kıllı fırça kullanmaları daha doğru olur. Bazı kişilerin de ağız yapıları küçüktür ve büyük başlıklı fırça kullanmaları halinde ağzın arka bölgelerine ulaşmaları zor olur. Bu durumda ağız hijyeni tam sağlanamaz. Ağız yapısı küçük olan kişilerin özellikle orta veya küçük başlıklı diş fırçası seçmeleri gerekir. Döner başlıklı fırçalar da tercih edilebilir. Döner başlıklı fırçaların başlıkları küçük olduğu için manuel olanlara göre, arka bölgedeki dişlere ulaşması daha kolay olur. Ayrıca dişlerin arka kısım- larını yani dil yüzeyine bakan kısımlarını temizlemek daha kolay olur. Çünkü çoğu zaman dişlerimizin iç kısımlarında oluşan lekelerden şikayet etmişizdir. Sigara, çay kahve kullanımı bu lekelenmeleri arttırır, fakat düzenli fırçalamada bu lekeleri en aza indirmek mümkündür.” ifadelerini kullandı. Piyasada bir çok diş fırçası olduğunu söyleyen Eralp, “Piyasada bulunan bu diş fırçalarının kimi yumuşak kıllara, kimisi sert veya orta sert kıllara sahiptir. Ayrıca diş fırçasının baş kısmının büyüklüğü de farklı ölçülerde olabilir. Büyük başlıklı, orta büyüklükte ve çocuklar için küçük başlıklı diş fırçaları da piyasaya sürülmüştür. Fırça kıllarının farklı uzunluklarda olması, dil temizleyici özelliklerinin olması veya diş etine masaj yapan lastik parçalar içermesi gibi özellikler de, diş fırçası seçimini zorlaştıran özelliklerdendir. Bir de bunlara ilave olarak şarjlı veya pilli döner başlıklı fırçalar vardır.” diye konuştu.Diş fırçalarının belirli aralıklarla değiştirilmeli diyen Eralp, “Sonuç olarak benim sizlere önerim, diş fırçasının kıllarının dümdüz (eski tip) ve orta sertlikte olması, başlığının da orta boy büyüklükte olmasıdır. Bu arada diş fırçanızı belirli aralıklarla (ortalama 3-4 ay) değiştirmeniz gerekmektedir. Gereğinden uzun kullanılan fırçanın kılları yana doğru eğilir hem dişetlerine batar hem de mekanik temizliği yeni bir fırçaya göre %30 oranında azalır. Buna ek olarak belirli hastalıklar sonrasında, fırçanızda yeniden enfeksiyona yol açabilecek mikroplar bulunduğundan bu dönemlerde fırçanızı değiştirmekte fayda vardır.” dedi.Daha çok ne sorunumuz var ise bu soruna yönelik olan macunu kullanılmalı diyen Eralp, “Fırçalarda olduğu gibi diş macununda da birçok çeşit mevcuttur. Bunlar da kendi içinde değişik özelliklere ayrılır. Örneğin diş ve dişeti koruyucu, çürük önleyici, beyazlatıcı gibi çeşitleri mevcuttur. Daha çok ne sorunumuz var ise bu soruna yönelik olan macunu kullanmalıyız. Örneğin diş çürüğü açısından yüksek risk altındaysak, fluorid gibi yüzeysel koruyucu etkisi yüksek diş macunu; hassasiyet problemi var ise hassasiyet giderici diş macunu, periodontal sorunumuz var ise medikal içeriği yüksek, renklenme problemi var ise beyazlatıcı özelliği olan diş macunlarını kullanabiliriz.” dedi. (CİHAN) tulumu Behçet hastalığının en önemli organ tutulumlarından biridir. Hastalığın seyri boyunca hastaların yüzde 30-70’inde ortaya çıkar. Göz tutulumu genellikle hastalığın ilk yıllarında görülür ve erkeklerde kadınlara göre daha sıktır.Behçet Hastalığında göz tutulumu değişik şekillerde karşımıza çıkar. Anterior ve posterior üveit, hipopiyonlu iridosiklit, retinal vaskülit temel göz tutulum şekilleridir. Uzun dönemde tekrarlayan ataklar sonucu şineşiler, sekonder glokom ve katarakt gelişimi görülebilir. Kalıcı görme kayıpları ve körlük gelişebilir.''Atak tedavisinde, topikal tedavi olarak steroidli damlalar ve midriatikler, gerekirse intraoküler steroid enjeksiyonlarıyla birlikte atağın ağırlığına göre sistemik tedavi verilebileceğini belirten Ertenli, erken tanı ve tedavinin hastalığın istenmeyen sonuçlarını önlemede çok önemli olduğunu vurguladı. (AA) Türk Tıp Dünyası Kurultayı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Ben bazen diyorum ki, 'acaba bizim adımızı değiştirsek?' diyorum. Hastalık Bakanlığı mı yapsak? Adımız Sağlık Bakanlığı ama daha çok hastalık konuşuyoruz. O nedenle de bir çelişkiyi de vurgulayarak bir algıya da fırsat vermemek veya yeni bir algının oluşmasına da katkı sağlamamız lazım" dedi. Kolay olan insanın hastalanmadan sağlıklı bir yaşam sürecinin bilincini oluşturabilecek alanlara destek vermek diye düşünüyorum. Ama ne hikmetse toplumumuz bizi oraya bırakıyor ne de belirli güç odakları bizi oraya bırakıyor. Hilton Otel'de düzenlenen Türk Tıp Dünyası Kurultayı kapsamında katılımcılar onuruna verilen yemekte konuşan Müezzinoğlu, "Gönül dünyalarımız açısından bence bizi umutlandırdı. Ülkemizin ve ülke insanının zenginliğini bir daha çok güçlü olarak hissettim" dedi.Kurultaya katılamayan hekimlerle buluşabilmenin yollarını da bulmaları gerektiğine işaret eden Müezzinoğlu, "Mutlaka bu zenginliği ülkenin bir zenginliği haline dönüştürecek projeler üretebilmeli, bir sistem kurgulayabilmeliyiz" şeklinde konuştu. Müezzinoğlu, kurultaya katılanların kendilerine fikir ve projelerini iletebileceklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:"Çünkü arzu ettiğimiz bu halkaları çoğaltabilmek, ülkemiz, milletimiz, camiamız adına evrensel bir alan olan sağlıkta bu ülkenin üretkenliğine katkı sağlayabilmesi adına değerlendirmek istiyoruz. Bunun için gerçekten bugün projeyi başlatırken beklediğimizden çok daha fazlasını aldığımızı görüyorum. Bugün aldıklarımızdan çok daha fazlasını da başarabileceğimiz kanaati oluştu." "İnsanın sağlıklı yaşam süreci bilincini oluşturabilecek projeler yapmalıyız" Bakan Müezzinoğlu, sağlıklı bireyi, aileyi daha çok konuşmaları gerektiğini dile getirerek, sağlıklı bireye daha çok para, fikir ve proje ayrılması gerektiğini söyledi.Müezzinoğlu, "Ben bazen diyorum ki, 'acaba bizim adımızı değiştirsek?' diyorum. Hastalık Bakanlığı mı yapsak? Adımız Sağlık Bakanlığı ama daha çok hastalık konuşuyoruz. O nedenle de bir çelişkiyi de vurgulayarak bir algıya da fırsat vermemek veya yeni bir algının oluşmasına da katkı sağlamamız lazım" diye konuştu. Sağlıklı bireyin, sağlıklı bir yaşam sürmesinin bilimsel verilerinin gerektiğini, sağlıklı beslenmenin sağlıklı yaşama katacağı katkıların konuşulması gerektiğini aktaran Müezzinoğlu, şöyle devam etti: Kalkınma Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının esasında projelerini, bütçelerini buralara ayırması, bu alanda da sivil toplum örgütlerinin geleneklerine büyük oranda ihtiyacımız var. Çocuklarımızın 0-5, 5-10, 10-15 yaş gruplarıyla ilgili bizim onların sağlıklı bir yaşam bilinci, onların sağlıklı yaşam kültürüne neler katabileceğimizi konuşmamız ve buralarda çok daha güçlü projeler üretmemiz gerektiği inancındayım. Yoksa karşımıza kartopu gibi büyüyen, muhtemelen ekonomisi zayıf ülkeleri veya o ülkelerin insanlarını ezip geçecek devle karşı karşıya kalacağız. Halbuki kolay olan insanın hastalanmadan sağlıklı bir yaşam sürecinin bilincini oluşturabilecek alanlara destek vermek diye düşünüyorum. (AA) SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Kasım 2014 Cumartesi 2013 Perşembe 14 GÜNCEL711ubat Kadavra görmeden "Zincirbozan" hayvanlara otlak oldu Ordunun, 12 Eylül 1980'de yönetime el koymasının ardından Süleyman Demirel, Deniz Baykal, Hüsamettin Cindoruk gibi siyasilerin zorunlu ikamete tabi tutulduğu, daha sonra kapısına kilit vurulan Lapseki ilçesi Zincirbozan mevkisindeki askeri tesisler şimdilerde hayvan sahipleri tarafından otlak olarak kullanılıyor. Darbenin ardından Milli Güvenlik Konseyinin 31 Mayıs 1983 tarihli kararıyla Adalet Partisinden Süleyman Demirel, Ali Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Saadettin Bilgiç, Nahit Menteşe, İhsan Sabri Çağlayangil ve Yiğit Köker, CHP'den Deniz Baykal, Celal Doğan, Sırrı Atalay, Metin Tüzün, Ferhat Aslantaş, Süleyman Genç ve Yüksel Çakmur, Büyük Türkiye Partisinden Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan, Zincirbozan'daki askeri üste zorunlu ikamete tabi tutuldu. Lapseki-Biga karayolundan ayrılan bir yolla ulaşılan, Çardak beldesi yakınında deniz kıyısında bulunan, etrafı tellerle çevrili tesis, şimdilerde bölgede çiftçilik yapanların besi hayvanlarının mekanı haline geldi. Kapısına 2011'de kilit vurulan tesise zaman zaman giren küçükbaş hayvanlar burada otluyor. Kaymakam İsmail Ayhan Tavlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tesisin Milli Savunma Bakanlığı mülkiyetinde olduğunu söyledi. Burasının değerlendirilebileceğini belirten Tavlı, "Çok güzel ve 100 dönüm civarı bir arazi. İyi bir şey yapılır diye düşünüyorum. Bir dönem Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi istemişti hatırladığım kadarıyla ama ne oldu bilmiyorum. Değerlendirilse iyi olur" ifadesini kullandı. Çardak Belediye Başkanı Basri Ulaş ise söz konusu tesisin 2011'de boşaltıldığını anlattı. Daha önce Çardak, Lapseki ve Umurbey belediyelerinin başkanları olarak bir araya geldiklerini ve tesisin nasıl değerlendirileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını hatırlatan Ulaş, "Toplantının ardından konu öyle kaldı. Beldemize yakışır bir yatırım yapmak istiyoruz. Geçmişte üniversiteye tahsis edilmesi yönünde girişimler olmuştu ama sonucun ne olduğu konusunda fikrim yok. Burayı üniversite alır ve bir bölüm açarsa Zincirbozan'ın akıllara kazınan imajı da silinmiş olacak" diye konuştu. (AA) OKUL BİTİYOR! ''Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın'' kampanyası hakkında açıklama yapan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Malas, "Türkiye’de “Kadavra görmeden mezun olan tıp öğrencileri var. Acilen çözüm bulunmalı" dedi İ zmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mehmet Ali Malas, 24 Ekim – 31 Ekim tarihleri arasında düzenlenen ''Ulusal Anatomi Haftası'' ile ''Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın'' kampanyası hakkında basın açıklaması yaptı. Kampanyanın temel noktasının Tıp Eğitiminde yaşanan “Kadavra Sorununu” toplum ile paylaşmak olduğunu ifade eden İKÇÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mehmet Ali Malas kampanyanın Tıp eğitimi bakımından önemini vurguladı. Tıp Fakültesi ve Tıpta Uzmanlık öğrencilerinin eğitiminde kadavranın vazgeçilmez bir eğitim materyali olduğunu belirten Prof.Dr. Malas, toplumumuza gelişmiş toplumlarda sunulan tedavi yöntemlerinden yararlanma imkânı sağlamak için de kadavra temininin önemli olduğunu kaydetti. Türkiye’de “Kadavra görmeden mezun olan tıp öğrencileri var” Türkiye de her geçen yıl tıp fakültesi öğrenci kontenjanlarının arttığına dikkat çeken Prof.Dr. Malas, “Tıp fakültelerinin içerisinde 25 kişiye bir veya 50 öğrenciye bir kadavra sunan yerlerin sayısı çok az miktardadır. Ayrıca kadavra pratiği sunamayan tıp fakültesi sayısı da azımsanmayacak kadar yüksektir. Ülkemizde kadavra bulunan merkez sayısı da 20 civarındadır. Bu nedenle kadavra eksikliği, ülkemizdeki tıp fakültelerinin “Temel tıp eğitimi” bakımından en büyük sıkıntılarından biridir. Eğitim öğretim yılının başlangıcında tıp eğitimine başlayan parlak beyinlerin alacakları tıp eğitimi bakımından bu rakamlar hiçte hoş gözükmemektedir” dedi. Fakültelerinin bu anlamda öncü bir fakülte olduğunu söyleyen Prof.Dr.Malas, “Tıp Fakültelerimiz içerisinde tıp eğitiminde kadavrayı ideal sayı olarak belirlenen on öğrenciye bir kadavra olarak gören hiç bir fakültemiz bulunmamaktadır. İKÇÜ Tıp Fakültesi bu konuda öğrencilerine kadavra eğitimi yaptırabilen şanslı bir fakültedir” diye konuştu. Canlı vericide bonkör kadavrada çok cimriyiz Kadavradan organ bağışındaki yetersizlik nedeniyle her yıl yüzlerce insanın hayatını kaybettiği Türkiye'de, son 4 yılda 12 bin 362 canlı vericiden organ nakiline karşın 1381 kadavradan bağış yapıldı. Ortalama her 4 beyin ölümünden biri bağışlanırken, günde ortalama 8-9 canlı vericiye karşın 1 kadavradan bağış yapıldı. Organ nakil sayısı bakımından Avrupa'da üst sıralarda yer alan Türkiye, son yıllarda yapılan çalışmalar sayesinde kadavradan organ bağışında artış kaydetse de bu konuda Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmaya devam etti. AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı Türkiye Organ ve Doku Bilgi Sistemi verilerinden derlediği bilgilere göre, 2011 yılında 1291, 2012'de 1478, 2013'de 1709, 2014'de şu ana kadar ise 1471 olmak üzere 5 bin 949 beyin ölümü gerçekleşti. Bunlardan 2011'de 333, 2012'de 345, 2013'de 379, 2014'de şu ana kadar ise 324 olmak üzere 1381 kişinin ailesi tarafından organları bağışlandı. Her 4 beyin ölümünden biri bağışlandı Avrupa'da yaklaşık yüzde 75 civarında olan beyin ölümü sonrası bağış oranı, Türkiye'de yüzde 25 seviyelerinde kaldı. Ortalama her 4 beyin ölümünden birinde aileler organ bağışında bulundu. Son 4 yılın verileri dikkate alındığında, günde ortalama 1 kadavradan bağış yapıldı. Verilere göre, 2011 yılında 2 bin 830, 2012'de 3 bin 472, ‘Diyanet İşleri Başkanlığı Desteği’ Bunun yanında Diş Hekimliği ve Sağlık Bilimleri Fakültelerinde de kadavra eğitiminin şart olduğunu belirten Prof.Dr. Malas, mevcut yasaların kadavra bağışına 2013'de 3 bin 369, 2014'ün şu ana kadar olan bölümünde ise 2 bin 691 olmak üzere 12 bin 362 canlı vericiden organ nakli yapıldı. Ortalama her güne 8-9 canlı vericiden yapılan organ nakli düştü. - 28 bin hasta organ bekliyor Son 4 yılda toplamda ise 11 bin 253 böbrek, 283 kalp, 4 bin 141 karaciğer, 91 akciğer, 13 ince bağırsak, 9 kalp kapağı, 46 pankreas, 7 bin 726 kornea nakli gerçekleştirildi. Şu anda, 21 bin 769 kişi böbrek, 535 kalp, 2 bin 122 kişi karaciğer, 39 kişi akciğer, 1 ince bağırsak, 4 kalp kapağı, 249 pankreas, 3 bin 389 kornea olmak üzere 28 bin civarında hasta yapılacak organ bağışıyla hayata tutunmayı bekliyor. (AA) engel olmadığını ancak toplumdaki bilgi eksikliği nedeniyle bağışın yetersiz kaldığını söyledi. Prof.Dr. Malas, ''Bağışlayın Bedeniniz Tıp Eğitiminde Yaşasın'' adlı kampanyada amacımız Organ Bağışı gibi vatandaşlarımızı çok kutsal bir hareket olarak bedenlerini ölüm sonrası tıp eğitiminde kullandırabilmek ve bunun sosyal değerini paylaşabilmektir. Diyanet İşleri Başkanlığımızda bu konuda tıp eğitmeni olarak bizlere destek vermekteler. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız ve Yüksek Öğretim Kurulumuzda bu kampanyamız içerisinde Tıp Eğitimine gönülden destek vermektedir” şeklinde konuştu. Gönüllü bireyleri bekliyoruz Tıp eğitiminin en büyük sorunu olan 'Kadavra Temini' yönündeki toplumsal duyarlılığı arttırmak yönündeki çalışmalara büyük ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Prof.Dr.Malas yazılı ve görsel medyanın konuya gösterdiği duyarlılığa teşekkür ederek “Beden bağışı ile ilgili ayrıntılı bilgiler Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği web sayfasından (http://anatomidernegi.org) veya Tıp Fakülteleri Anatomi Anabilim Dalı Başkanlıklarından temin edilebilir. Bedenini bağışlayacak olan gönüllü bireyler Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanlıklarına müracaat edebilir” dedi. (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı. – Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış tarla. 2. Türkiye’nin ilk deniz araştırma gemisi. – İsviçre’de bir akarsu. 3. Değersiz, bayağı. 4. Gürbüz kundak çocuğu. – Oyuna neşe katan beklenmedik gülünçlük. 5. C vitamini bakımından zengin bir meyve. 6. Yumurta biçiminde yapılan ve sekiz deliği bulunan üflemeli bir çalgı. – Utanma, utanç duyma. 7. Yasak şeylerin saklandığı gizli yer. – Nesnel, objektif. 8. Kısa ve özlü söz, vecize. 9. Raca karısı. – İsyan eden, başkaldıran. 10. İlaç, merhem. – Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. 11. Romanya’nın para birimi. – Rüzgâr. 12. Genişlik. – Bir ilimiz. 13. Kısa kepenek. – Altın ve gümüş eritilen kabın içine konulmuş çerçeve. 14. Samanla karışık tahıl. – İsim. 15. Asma, kavun, karpuz gibi bitkilerin sürgünü veya dalı. – Çok kokulu bir tür kahve. 16. Lahza. – Herkesin kullandığı, herkesin anladığı. 17. Çalgıç, mızrap. – Baş çoban. 18. Kıta. – Binek hayvanı. 19. Burçlardan biri. – Bir meyve. 20. Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr. – Yalvarma, yakarma. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Mermi olarak çakıl taşı atan bir tür top. – Cömert, eli açık. – Katman. 2. Bir tür delikli balık ağı. – Tanrıya göre insan. – İzmir ilinin bir ilçesi. – Kısa yazı. 3. Genellikle ülkemize gelen Doğu Bloğu ülke kadınlarına halkımızın verdiği ad. – Hayvanı avcılığa alıştırma işi. – Kasaplık hayvanların kesilmiş ayağı. 4. Izgara. – Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri. – Pul kanatlı, türlü renkte ve çok sayıda türü olan böceklerin genel adı. 5. Kedi köpek gibi hayvanların ön ayakları. – Uygun bulma, tasvip etme. – Irmak ya da dere suyunun hızlı aktığı yer. 6. Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan. – Bir alay işareti. – Eskiden Roma kentine verilen ad. – İnce yapılı. 7. Tembel hayvan. – yeterli. – Avuç içi ile toplama. – Çıplak, özgür, hür. 8. Boksta rakibin yumruklarıyla çok sarsılmış ama hala ayakta durabilen boksör için kullanılan sözcük. – Yüksekokul. – İspanyolların ünlü sevinç nidaları. – Dünyanın uydusu. 9. Değirmen suyunu başka yöne akıtmak için yapılan düzen. – Üstünde ölü yıkanan kerevet, teneşir. – İlçe. 10. Çıplak vücut resmi. – Teşebbüs. – Pişmanlık. SAYFA 15 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Yalı'dan Cizre açıklaması SONDAKiKA GAZETESİ >> 117 Kasım Şubat2014 2013Cumartesi Perşembe İZMİR İLİ KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİĞİNE BAĞLI SAĞLIK TESİSLERİNİN 2015- 2016 YILLARI TEHLİKELİ ATIK TOPLANMASI VE GERİ KAZANIM / BERTARAF EDİLMESİ HİZMET ALIM İŞİ KAMU HASTANE BİRLİĞİ (KUZEY) SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU Göztepe ile Cizrespor arasında geçen gün Cizre’de oynanan ve Göztepe’nin 2-0 kaybettiği, büyük olaylara sahne olan maçtan sonra Sarı-Kırmızılı takımın taraftar grubu Yalı’dan, "Yeni Türkiye" vurgulu bir açıklama geldi. KAMU HASTANE BİRLİĞİ (KUZEY) SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU İZMİR İLİ KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİĞİNE BAĞLI SAĞLIK TESİSLERİNİN 2015- 2016 YILLARI TEHLİKELİ ATIK TOPLANMASI VE GERİ KAZANIM / BERTARAF EDİLMESİ HİZMET ALIM İŞİ hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/139149 1-İdarenin a) Adresi : SÜMER MAH. 453 SOK. NO:2 KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2324443501 - 2322469022 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ görülebileceği internet adresi 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : İZMİR İLİ KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ KUZEY GENEL SEKRETERLİĞİNE BAĞLI SAĞLIK TESİSLERİNİN 2015-2016 YILLARI TEHLİKELİ ATIK TOPLANMASI VE GERİ KAZANIM / BERTARAF EDİLMESİ HİZMET ALIM İŞİ Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Sekreterliğimize bağlı sağlık tesislerinin "Aliağa Devlet Hastanesi, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüs Devlet Hastanesi, Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi, Dr. Faruk İlker Bergama Devlet Hastanesi, Buca Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi, Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi, Çiğli Devlet Hastanesi, Dikili Devlet Hastanesi, Foça Devlet Hastanesi, Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Karşıyaka Devlet Hastanesi (Karşıyaka E.A.H ), Kemalpaşa Devlet Hastanesi, Menemen Devlet Hastanesi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Alsancak ADSM. Bornova ADSM. Karşıyaka ADSM." atık sahaları veya geçici depolama merkezleri. c) Süre : İşe başlama tarihinden itibaren 24(yirmidört) aydır 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : İzmir Kamu Hastaneler Birliği Kuzey Genel Sekreterliği-İhale Salonu-Sümer Mh. 453 Sk. No.2 Konak/İzmir b) Tarihi ve saati : 25.11.2014 - 10:00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1.Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1.Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.3.İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, Yüklenici firma, aşağıda sıralanan lisanslara sahip olmalı ve teklif dosyasında sunmalıdır. a-Yüklenici firma bağlı hastanelerin faaliyetlerinden kaynaklanan tüm tehlikeli atıkları kapsamında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilmiş olan,Ara Depolama Tesisi lisansı veya Geri Kazanım/Bertaraf tesisi lisansına sahip olmalı yada lisans almış firma ile sözleşme yapmış olmalıdır. b-Yüklenici firma ara depolama lisansına sahip ise, geri kazanım ve bertaraf merkezleri ile yapmış olduğu sözleşmeleri ihale dosyasına koymalıdır. c- Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinden tehlikeli atık taşıyan firmalar için lisans belgesi ve taşıma yapılacak her bir araç için alınmış tehlikeli atık taşıma lisans belgesi olmalıdır. Kendi araçları yok ise bu konuda lisans almış firma ile yapmış olduğu sözleşmeleri ihale dosyasına koymalıdır Araçlar T.C. Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü Yetki Belgesine sahip olmalıdır. 4.1.2.Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1.Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2.Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1.İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Bu hizmet alımı işinde Kamu veya özel sektöre yapılmış her türlü tehlikeli atıkların toplanması ve geri kazanım / bertaraf edilmesi hizmet alım işi benzer iş olarak kabul edilecektir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Doküman Satış Bedeli İdaremizin Halk Bankası İzmir Şubesi nezdindeki TR390001200943000005000030 İBAN Nolu Hesabına (Firma Bilgileri ve Vergi Numarası belirtilerek) doküman bedelinin İdarenin hesabına yatırıldığına ilişkin dekont ile birlikte Sümer Mah. 453 Sok. No: 2 Konak /İZMİR adresindeki İzmir İli Kuzey Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği Satınalma Biriminden İhale Dokümanı alınabilir adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İzmir Kamu Hastaneler Birliği Kuzey Genel Sekreterliği- Satınalma Birimi- Sümer Mah. 453 Sok. No: 2 Konak /İzmir adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Sondakika 1/11 Basın: 11631 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr’de öztepe Spor Kulübü kafilesiyle Göztepeli taraftarların Cizre’de maruz kaldığı şiddeti ve neler yaşandığını tek tek anlatan Yalı Grubu, Türkiye Futbol Federasyonu’na, valilere, İzmirli belediye başkanları ve milletvekillerine isyan etti. Göztepeli taraftar grubu, kaybettikleri bir maçta dahi bu kadar olay yaşandığını belirterek şu soruyu sordu: "Ya kazansaydık?" Ziraat Türkiye Kupası 3. tur maçında Cizrespor deplasmanından 2-0’lık mağlubiyetle ayrılan ve gruplara kalamayan Göztepe’de, Yalı Grubu’ndan Cizrespor maçı hakkında açıklama geldi. Maçtan önce, maçta ve daha sonra yaşanan olayları bütün detaylarıyla gözler önüne seren Yalı Grubu, "Yeni Türkiye" göndermesiyle yerel dinamiklerden ve TFF’den hükümete kadar uzanan mercilere sert eleştirilerde bulundu. Yalı Grubu’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı böyle bir maçın olacağından ve Cizre’de oynatılacağından hiç mi haberleri yoktu ya da müdahil olmak mı istemediler? İzmirli 30 tane milletvekili neredeydiler? Neden oy aldıkları şehrin insanlarına sahip çıkmıyorlar? Seçim zamanı gelince şirin gözükmeyi çok iyi beceriyorsunuz ancak böyle zamanlar da İzmirli gibi halkınıza sahip çıkmayı bilmiyorsunuz. Türkiye Kupası 3. tur eleme mücadelesinde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Cizre’de, Cizrespor ile Göztepemiz karşılaşmış. Çok şükür ki ölen ve yaralanan olmamıştır. Kura çekildiği günden itibaren basbas bağırmamıza rağmen ne federasyon ne İzmir Valiliği ne belediye başkanları ne İzmir milletvekilleri, hiç kimse bizlerin yanında olmadı her zaman olduğu gibi İzmirliler olarak yine üvey evlat muamelesi gördük. Bizim de mart ayında yapmayı düşündüğünüz seçimlerde illa ki bir sözümüz olacaktır sizlere, neyse ki görmüş olduk aslında ne milletvekiline ne belediye başkanına bizim kimseye ihtiyacımız yokmuş dün Cizre’ye kafilemiz ve taraftarlarımız aslanlar gibi gittiler geldiler. İzmir’den hareket edip Şırnak Havaalanı'na inen kafilemize daha havaa- G lanında saldırılar başladı, kafilemiz zırhlı araçlarla stada götürülürken havai fişek, molotof ve taşlarla saldırıldı, o bölgede ki olayları elbette hepimiz biliyoruz bilmesine de bu bir futbol karşılaşması daha önce iki takım hiç karşılaşmamış bu neyin husumeti bu neyin öfkesi? Maç bittikten sonra bu olaylar olsa bir nebze anlaşılabilir belki, derler ki şu harekete şu yüzden kızdık bu yüzden size saldırdık ama maç öncesi bunları yaşamak hiçbir futbol taraftarının yada seyircisinin yapacağı bir şey değildir orada olan öfke Göztepemiz’le de alakalı bir durum değil hadi diyelim ki bunu örgüt mensupları yaptı Cizre halkı bizi bağrına basacaktır, zaten biz iyi niyetimizle Cizre-Göztepe ortak atkısı yaptırıp orada dağıtıyoruz, sahaya antrenman yapmaya çıkan futbolcularımıza her türlü yanıcı maddeyi atıyor emniyet güçlerinin de yapabileceği bir şey yokmuş. Burası Yeni Türkiye. Çünkü bin kişilik kapasitesi olan stadyuma çevre il ve ilçelerden gelenlerle birlikte 10 binin üzerinde seyirci alındı çatılarda stat duvarlarında balkonlarda, hattâ tribünlerin çatısında bile seyirci vardı. Bir polisin maç öncesinde arkadaşlarımıza söylediği ise çok enteresan. Polis diyor ki, 'Çatılarda bulunanların çoğunun ellerinde molotof vardır ters bir durumda sahaya atabilirler', arkadaşlarımız ise, 'Madem olduğunu biliyorsunuz, neden almıyorsunuz?' Polisin verdiği cevap ise çok daha vahim: 'Burası İzmir değil, burada işler bu şekilde gitmiyor.' Düşünsenize böyle bir ortamda maç oynuyorsunuz ve Göztepe’nin galibiyet almasını bekliyorsunuz. Bu maç için bilet bile basılmadı, girenlerin üstleri bile aranmadı bunlarda. Burası Yeni Türkiye. Cizre’ye giden taraftarlarımız ve yöneticilerimiz güvenliğinizi sağlayamayız denilerek güvenli bir binaya götürüldüler ve kapıyı üzerlerinden kilitlemişler. Tuvalete gitmek için bile kapıyı çalıp silahlı bir polis eşliğinde tuvalete gittiler. İstiklâl Marşı'nda hoparlörün sesi kısıldı, kimse ayağa kalkmadı Vali ve kaymakam da buna dahil, ayağa kalkan yöneticilerimizin üzerlerine ise oturmaları için yanan sigara attılar. 'Oturun lan şerefsizler, burası Kürdistan' diyerek bir çok küfür ettiler. ‘Biji Apo’ diye bağırdılar, 'Apo’ya söz verdik, kupayı alamazsak da Kobane’yi alacağız' diye pankart açtılar ve kimse buna müdahale etmedi. Burası Yeni Türkiye. Böyle bir ortamda maç başladı 90 dakika boyunca sahaya ve yedek kulübemize patlayıcı madde atıldı, 63. dakikada sahaya göz yaşartıcı bomba düşmesi sebebiyle maç hakem tarafından durduruldu. Seyircileri de etkileyen yoğun gazdan kaçmak için onlarca kişi sahaya girdi, gözlemci ise hakeme, 'Hocam bir şey yok bunlar normal şeyler sen maçı devam ettir.' dedi ve maç başladı. Burası Yeni Türkiye. Hakem de korkmuş olma ki 85. dakikada alakasız uyduruk bir penaltı çaldı, hem de hiçbir kimsenin hiçbir müdahalesi olmadan, hakeme, 'Hocam kimin müdahalesi var, kime çaldın?' diye sorduklarında, 'Ben de bilmiyorum ama çalmam gerekliydi.' diye cevap veriyor. Burası Yeni Türkiye. Gazi Mustafa Kemal ve şanlı ordusunun kanlarıyla kazandığı ülkemizde şu an hainler kol gezmekte. Suç onlarda mı? Tabiî ki de değil, onlara yüz verenlerde, gördüklerini görmemezlikten gelenlerde, ses çıkarmayanlarda, kendi çıkarları için ortaklık yapıp kişiliğini karakterini satanlarda ama kimsenin korkmasına gerek yok, tıpkı Göztepemiz'in korkmayıp Atatürk’ün kazandığı Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde olan Cizre’ye gittiği gibi ve bütün hainler bilsin ki hiçbir zaman bu topraklarda ve dünyanın her yerinde Mustafa Kemal'ler bitmeyecek, kimse aklından çıkarmasın ki Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” (CİHAN) Cizrespor, hakkında çıkan haberleri yalanladı Cizrespor Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sevinç bir basın açıklaması yaparak Göztepe maçı sonrası Cizrespor hakkında çıkan olumsuz haberleri yalanladı. Bölgesel Amatör Ligi’nde (BAL) top koşturan ve Şırnak’ın tek temsilcisi olan Cizrespor, 29.10.2014 Salı günü kendi sahasında seyircisinin önünde 2. Lig temsilcisi Göztepe'yi eledi ve büyük bir sürprize imza attı. Maç sonrası Göztepespor yöneticileri ve bazı futbolcuları buradan gittikten sonra müsabaka hakkında ‘İstiklal Marşı’nı okutmadılar, can güvenliğimiz yoktu’ şeklinde çeşitli açıklamalarda bulunmuştu. Bunun üzerine Cizrespor Yönetimi de tüm yönetim üyelerini toplayarak bir basın açıklaması düzenledi. Böyle bir şeyin olmadığını söyleyen Cizrespor Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sevinç, mağlubiyetlerini hazmedemedikleri için bu tür iddialara başvurduklarını ifade etti. "DERBİ MAÇLARDAKİ OLAYLARIN %5’İ DE CİZRE’DE YAŞANMADI" Cizre Şehir Stadı'nda tüm yö- netim kurulu üyeleriyle bir araya gelen Başkan Salih Sevinç, “Göztepespor ile Cizre’de bu güzel coğrafyada böylesi güzel bir havada bir müsabaka yaptık. Bana göre gayet fer play içerisinde geçen hem karşı takımın yöneticileri ve futbolcuları olsun hem de Cizrespor’un bütün yöneticileri ve futbolcuları arasında gayet kardeşçe geçen bir müsabaka olmuştur. O gün bu güzel havada yaklaşık 20 bin seyircinin toplanmanın ve onlara bu güzel maçı seyretmenin gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Normal derbi maçlarında diyebilirim ki çıkan olayların belki % 5’i Cizre’de yaşanmamıştır. Ama dün bazı medya kuruluşlarının gazetelerine baktığımızda kendilerine yakışmayan, güzel olmayan tavırlarla, Cizre’ye yakışmayan bazı üsluplarla yazı yazmışlardır. Biz gerçekten bunu tavsif etmiyoruz.” dedi. "SPORDA DOĞUDAN BATIYA UZANAN KÖPRÜ OLMAK İSTİYORUZ" Sporda doğudan batıya uzanan köprü olmak istediklerini ifade eden Başkan Salih Sevinç, “Spor anlamında doğudan batıya uzanan bir köprü olmak istiyoruz. İstanbul’daki takımımız Cizre’ye gelip güzel güzel futbolunu oynayacak. Cizre kulübümüz de gidip Trabzon’da, Bursa’da oynayacak, Bursa’da gelip burada oynayacak. Bunun güzelliğini ancak bu şekilde yaşayabileceğiz. Kalkıp da vatandaşlar arasında batıdaki Türk kardeşlerimiz ile ve doğu da yaşayan Kürt kardeşlerimiz arasında provokatörlük yapan ya da güzel olmayan, kendi gazetecilik üsluplarına yakışmayan şekilde yazı yazmak bence onların kurallarına aykırı olan şeylerdir. Biz bunları tavsif etmiyoruz. Biz bunlara karşıyız. Cizre medeniyetin beşiğidir. Misafirperverliğiyle ünlü bir şehirdir. Biz bu şehirde Türkiye’nin bütün takımlarını ağırlamak istiyoruz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Kimse tereddütle bu coğrafyaya gelmesin. Gönül birliğiyle, gönülden isteyerek sevinç içinde buraya gelsinler. Hepsi bizim misafirlerimizdir. Biz misafirperverliğimize ve bu bölgenin sıcakkanlılığına yakışacak bir şekilde onlarla hareket etmesini biliriz.” diye konuştu. (CİHAN) SAYFA 16 Sondakika Gazetesinin gündeme taşıdığı ‘boş durak’ problemine, belediyeden çözüm. Duraklar kaldırılıyor. Peki ne olacak? ÖZEL HABER SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 1 Kasım 2014 Cumartesi www.sondakikagazetesi.com İzmir Büyükşehir Belediyesi, başıboş durakları merkezden kaldırmaya hazırlanıyor BELEDİYE, KENDİ KENDİNİ ZARARA SOKTU Devrim yapalım derken KENDiLERi DEVRiLDi Türkiye’nin birçok noktasında yaşanan, ‘Belediye otobüslerindeki kalabalık’ sorunu, İzmir’de de baş gösterdi. Bunun yanı sıra, belediye otobüslerinde kalabalık devam ederken; bu kalabalığı azaltmak adına Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü, otobüslerin sefer sayılarını artırmıştı. Bu strateji, kalabalığı azaltmadığı gibi, trafikte de büyük problemlerin oluşmasına neilgili Konak Belediyesi, temeli 2011 yılında atılan çift tünelle den olmuştu. Belediye ve ESiyle olarak, tarihi Damlacık semtine zarar verdiği gerekçes HOT Genel Müdürlüğü, tüm Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı mahkemeye verdi bu sorunların çözümünü, güzergah değişikliği ile çözmeye çalışınca, olanlar oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesinin, ‘Ulaşımda Devrim’ ana akımıyla başlattığı projede, hatırlayacağınız gibi, ESHOT güzergahları değişmişti. İşte bu değişim, belediyeye pahalıya maal oldu "!#" "#!"! #+,-"-*)!-) N0APH<OROKQMPRFQ7IPFPCONKPRQ<HJ?J KQ>QKQ6RG=M=HFPNONRKEMKEMELFQCJNJRHQLP8RPKPMIPNRIQNEN5 KQNRIQGNQILQNQNRF=KQ7OLRDLFQR7QIIJNJRIELLQNKJ?JNJRO:QKP PHHO;R'Q>QRKOLPI<PCONKPRBERO:QKPLPMPRGPMR>PMOLKOR%PHMDL6 .PDHPMFQLRIQGNQIR>PRFQKPNRQMQFQR:QQLOGPHLPMONONR+' KJBJNKQRDLKE?ERO:QKPRPKOLPNRKOLPI<PKP6R8MD.PNONR4QNR>PRFQL 9=>PNLO?ORQ<JCJNKQNRHP7LOIPRDLEBHEMQAOLP4P?O6RHQMO7PR@QMQM Gediz Üniversitesi, geçen 5 yılda Türkiye’yle birlikte 74 ülkeden öğrencileri, 4 senelik lisans eğitimi için Seyrek’teki kampüste biraraya getirmişti. Bu dönem 146 yabancı genç daha kayıt yaptırdı; Burma, Burundi, Çin, Kolombiya, Libya, Maritus, Moldova, Norveç, Papua Yeni 13 Gine, Peru, Sri Lanka, Tayland ve Tayvan’dan oluşan yeni ülke eklendi. Böylece ülke sayısı 87’ye, yabancı “Bu öğrenci sayısı da 484’e ulaştı. Rektör Prof. Dr. Çevik, 9’da devamı dedi. gurur İzmir’in ve Türkiye’nin.” >PMP4P?OR>PRBP7OMRKDIECENERAD@Q4Q?JRAPLOMHOLKO;R&=NPL 8MD.PCONONRKP8MPFRIEBQ?JNKQRIQLFQCJNJNR.PDLD.OI Q<JKQNRHP7LOIPRDLEBHEMKE?ENENRKQRQLHJNJR<O@PN APLPKOGP6RAQBIQRGPMKPRGQBQFQRBQNCJRAELENFQGQN ONCQNLQMJNRGQBQFRQLQNLQMJNJNRKQRKP?OBHOMOLKO?ONO O:QKPRPHHO;R'OLPI<PKPRQGMJ4QR8MD.PNONR"DNQI3HQ HMQ:O?ORQMHHJMQ4Q?JROKKOQRPKOLKO1R*-&+(',% - 26 Ekim 2014 Pazar www.sondakikagazetesi.com ahisar’da Afyonkarahisar’da Afyonkar rini öğrencilerini üniversitee öğrencile üniversit otobüsün bir otobüsün taşıyan bir taşıyan le şarampole çıkarak şarampo yoldan çıkarak yoldan ilk da ilk sonucunda devrilmesii sonucun devrilmes göre lere göre belirlemelere belirleme kaybetti, hayatını kaybetti, kişi hayatını 88 kişi de yaralandı yaralandı kişi de 23 kişi 23 3’te devamı 3’te devamı BAKIMDA YOĞUN BAKIMDA BAZILARI YOĞUN BAZILARI civarında köyü civarında Karamık köyü ilçesi Karamık Çay ilçesi ’ın Çay Afyonkarahisar’ın Afyonkarahisar içinde kazada, içinde gelen kazada, meydana gelen sıralarında meydana 11.00 sıralarında saat 11.00 saat otobüsün bulunan otobüsün öğrencileri bulunan üniversite öğrencileri üniversite geldiğinde yerine geldiğinde kaza yerine ancak kaza gittiği, ancak Eskişehir’e gittiği, Eskişehir’e yuvarlandığı uçuruma yuvarlandığı metrelik uçuruma 25 metrelik yoldan 25 yoldan çıkartıldığı, otobüsten çıkartıldığı, Cesetlerin otobüsten öğrenildi. Cesetlerin öğrenildi. tedavi hastanelerde tedavi çeşitli hastanelerde da çeşitli yaralıların da yaralıların bildirildi. alındığı bildirildi. altında alındığı altında Bu yıl polis ve jandarma sorumluluk bölgesinde meydana gelen 279 kişi 277 bin bin 215 kazada 214 yaralanırken 2 bin 709 kişi olay yerinde hayatını kaybetti. Güner,“Verilerde Yollar, 2014 yılının sadece kaza mahallindeki ölümler ilk 9 ayında, tüm uyarılara kayıtlara geçiyor. Hastanelere rağmen sürücülerin yaptıkları kural kaldırılan yaralılardan ölenler bu istahataları yüzünden yine kan gölüne döndü tistiklere dahil değil. Hastanelerde hayatını kaybedenlerle birlikte 2 bin 709 olan rakam ikiye katlanabilir. Ölenlerin sayısı 5 bini aşar. " dedi. »3’te OLABiLiR PATLAMIŞ OLABiLiR FRENi PATLAMIŞ FRENi ykaza yBaşer, kaza Ali Başer, Muhtarı Ali Köyü Muhtarı Karamık Köyü Karamık pek çıkardıklarını, pek cesedini çıkardıklarını, kişinin cesedini erinden 66 kişinin erinden kaygönderildiğini kayhastanelere gönderildiğini da hastanelere yaralının da çok yaralının çok kokusu balata kokusu bir balata ciddi bir etraftan ciddi Başer, etraftan detti. Başer, detti. frenlerinin otobüsün frenlerinin ihtimalle otobüsün bir ihtimalle büyük bir geldiğini, büyük geldiğini, "Yavrularımız "Yavrularımız Başer, Başer, sürdü. sürdü. öne olabileceğini öne patlamış olabileceğini patlamış dedi. dedi. oldular" oldular" kurban kurban canavarına canavarına trafik trafik yolunda eğitim yolunda eğitim #!!## "## #!!# "#!"# ()$,(- $ #+, ,- ,*++,-")!$ ()$,!-)$,-"-*)!-)%#)# 9PNOBLPGPNRFPHMDRCOC5 HPFONKPRIELLQNFQIR=@PMPRCO8QMOBR>PMKO?OR2/RQKPHR>Q9DN5 KQNRDLEBQNR(RHMPNRCPHORON3KPIOR:QAMOIQKQRHQFQFLQNKJ;R,E QGRCDNENKQR)@FOM3PR9PLFPIRO<ONRGDLQR<JIQ4QIRDLQNRGPNO >Q9DNLQMJNR252;RQGRO<ONKPRIPNHHPRDLFQCJRAPILPNOGDM;RHP GQNKQN6R)@FOMR,=G=IBP7OMR,PLPKOGPCO NONR2R-MQLJIR(/2 HQMO7ONKPRR>Q9DNLER2RHMPNRCPHORQLJFJRO<ONRKPRGPNORAOMR O7QLPR9PM<PILPBHOMP4P?ORAPLOMHOLKO; ),*+,#"+$ $+# ,-)#*- +!$+"',-"-*)!-,,QBIQNJR*%3LOR*QCQN "QMQAQ?6R-"%3LORAPLPKOGPLPMKPNRAOM<DI :QMILQMJNJNRDLKE?ENERAPLOMHHO;R,QBIQN *QCQNR"QMQAQ?6R-"%3LO APLPKOGPLPMLPRAO@OFRGQBQFQRAQIJB Q<JFJ@R<DIRQGMJ;R,O@RGPBOLORIDME5 FQGQ6R7QLIQRQOHRCDCGQLRKDNQHJ QLQNLQMJNJ6RDMHQIRFPIQNLQMJR IDMEFQGQR<QLJBJGDME@;R $NLQMR9PLOBOGDME@6 9PLOBP4P?O@3RQKJNQRONBQQH GQ8HJMJGDMLQM;R0@=N= BP7OMKPIORPNRE:QIRQMCQGJ MQNHQRK0N=BH=MFPRCP>KQCJ QLFJBRONCQNLQMLQRAO@OF QMQFJ@KQR:QMIR>QMRKPKO; *-&+(',%*+ "!""#"#"# " ##!! $)!-,&-,*#!+#'#,K0MHRAOMRGQNJNKQNRCPIH0MR8MD:PCG5 DNPLLPMONOR)@FOM3KPRQ?JMLQGQNR$$'+R(/2RJKQR>P JKQR&PINDLD.OLPMOREQMJRA=G=IROL9OR90M=GDM;R$M9QNO@QCG5 DNRIQ8CQFJNKQR#EMQHAPGR%PGNOMLPMOR:OMFQCJRK=NGQNJNRPN E@ENRAEM9ER8PGNOMONOR:QMILJRAOMRCENEFLQRCPIH0MR8MD:PCG5 DNPLLPMONONRAP?PNOCONPRCENKE;R#QICQHR!QNQHR#PMIP@O6 PHPNPIR!O@CONO@R&=MIOGPR1!QGJLR>PR$IQN1R:QMILJRIDCH=F5 LPMOGLPRAEM9ER8PGNOMONORCHQNKRIDMOKDMLQMJNKQIOR@OGQMPH<O5 LPMONRHEHFQCJNJRCQ?LQKJ;ROGQMPH<OLPMR>PRAEM9ER8PGNOMONKPN DLEBQNR@ON4OMR(/RFPHMPGPRELQBHJ; *-&+(',% - İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ulaşımda devrim projesinden sonra atıl hale gelen duraklar tehlike saçmaya başladı. Otobüslerin çekilmesinden sonra kaderine terk edilen duraklarda sağlam cam kalmadı. Kırık camların bir kısmının etrafa saçılması, diğer kısımlarının ise durak üzerinde kalması vatandaşları tedirgin ediyor. Belediyenin durakları kaldırması, hem vatandaşın can güvenliği hem de milli servetin heba olmaması açısından büyük önem arz ediyor. devamı 16’da +"+,)""+$',NPKPNOGLPR)@FOM ONR&DMAQLJROL<PCON5 KPIORP>ONPRIQ8QNQNR>PR//RIOLDGERQBQMQIR7QMPIPH PKPFP@R7QLPR9PLPNR2RGQBJNKQIOR+FPLR-GQ:6RDAP@ QFAELQNCJROLPRIQLKJMJLKJ?JR&P8P4OIR+?OHOFR>P -MQBHJMFQR*QCHQNPCO NPRAQ?LJR8QLGQHO:RAQIJF FPMIP@ONKPIORHPKQ>OCORCQGPCONKPR(/R9=NKPRRIOLD >PMKOR>PRG=M=FPGPRAQBLQKJ;R+FPLR-GQ:6R1#PMKO5 >PNLPMORIDBQMQIRON5 FPIROCHOGDMEF1R KPKO;RR)@FOMR*QLI !Q?LJ?JR#=K=M=R 'M;R*JKJMROCPR1+NR Q@RRQGLJIRHPKQ>O 9PMPILO1RKPKO; *-&+(',% - İşte böyle uyarmıştık *-&+(',%**-&+(',%*- GÜZERGAH DEĞİŞİKLİĞİ, HÜSRANLA SONUÇLANDI Kalabalık otobüslere ve otobüslerin oluşturduğu trafik sorunlarına son vermek adına, İzmir Büyükşehir Belediyesinin ESHOT Genel Müdürlüğü ile aldığı karar neticesinde; otobüslerin güzergahları değişmişti. Bu değişikliğin sonuçları merakla beklenirken, bugün gelinen noktada hüsran kaçınılmaz oldu. Çünkü eski sistemde 60 dakikaya gidilen yol artık 90 ila 120 dakika arasında değişen sürelerde gidilebiliyor. Bu da İzmir halkını ve özellikle Aziz Kocaoğlu’na oy verenleri isyan ettirme noktasına geldi. KULLANILMAYAN ONLARCA OTOBÜS DURAĞI KALDIRILIYOR Güzergah değişikliğinin sonuçları arasında bir tek süre artırımı yok. Bu sonuçlar arasında, otobüslerin daha da kalabalık olmasının yanı sıra; oluşturduğu en önemli sorun ise, birçok sıfır, belediye otobüs durağının kullanılamaz ol- İZMİR Körfezi'nden müjde var tespit ettiklerini söyleyen Melih Ertan Çınar, "Bu durum türlerin kompozisyonunda oldukça belirgin hale geldi" dedi. İç Körfez'de 2000 yılı öncesi yapılan çalışmalarda özellikle Bayraklı, Alsancak, Bostanlı bölgesinde makro zoobentoz adı verilen gözle görülebilen canlılara rastlamanın mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Çınar, "Orası artık ölü bölge olarak adlandırılıyordu. Şimdi yaptığımız çalışmalarda çok geliştiğini, kirliliğe çok duyarlı türlerin bile artık iç körfeze kadar girdiğini görüyoruz. Kirlilik Bunlara bazı karides türlerini, omurgasız türleri ve balık türleriİzleme Projesi ni örnek olarak gösterebilikapsamında bilim riz."dedi. Geçmişe oranla adamları daha önce ölü körfezde oldukça büyük Kirlilik İzleme Projesi kapsamında bilim adamları, daha önce ölü bölge obölge olarak adlandırılan farklılık olduğuna dikkati çeken Melih Ertan Çınar, larak adlandırılan iç körfezde kirliliğe iç körfezde kirliliğe çok Büyük Kanal Projesi öncesi çok duyarlı bazı karides ve balık türlerine rastladı. Ege Üniversitesi (EÜ) Su duyarlı bazı karides ve hidrojen sülfür çıkışlarının tespit edildiği bölgelerin artık Ürünleri Fakültesi öğretim üyelerinden balık türlerine temizlendiğini vurguladı. Prof. Dr. Melih Ertan Çınar, AA muhabirine rastladı İç körfezde şu andaki sorunun yaptığı açıklamada, İzmir Büyükşehir dipte yıllar boyunca birikmiş ağır metal Belediyesinin projesinde Dokuz Eylül Üniversitesi olduğuna dikkati çeken Çınar, "İç körfezde tutulan (DEÜ) yürütücülüğünde İzmir Körfezi'ni inceledikbalıkların özellikle de midyelerin yenmemesi gerekiylerini belirtti. EÜ olarak dipteki canlıların dağılımını or" dedi. Piyasada satılan balıkların nereden geldiğinin incelediklerini ifade eden Çınar, İzmir Körfezi'nin tam olarak bilinemediğini de kaydeden Melih Ertan oldukça temizlenmiş durumda olduklarını gözlemlediklerini ifade etti. Özellikle Büyük Kanal Projesi'nin Çınar, şunları söyledi: "Midye avlanması yasak ama hala tutanlar var.’’ (AA) ardından oldukça büyük iyileşme ve kirlilik azalması 3 yıldır çöp kamyoneti şoförlüğü yapan 40 yaşındaki İlknur Çoralar, "Tanıştığım kişiler ne iş yaptığımı soruyorlar, ben de 'çöpçüyüm' diyorum, 'inanmıyorum' diyorlar. Yanımda şahit varsa o şekilde inandırmaya çalışıyorum" diye konuştu. İzmir'de yaklaşık 3 yıldır çöp kamyoneti şoförlüğü yapan 40 yaşındaki İlknur Çoralar, tanıştığı kişileri mesleği hakkında inandırmakta zorluk çektiğini belirtti. Konak Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünde görevli 40 yaşındaki Çoralar, erkek meslektaşları arasında tek kadın olarak dikkati çekiyor. Çoralar mesaisine önce kamyonetinin sürüş için hazır olup olmadığını kontrol ederek başlıyor. Gerekli Şehit Fethi Bey Caddesindeki onlarca durağın hali… Duraklar bomboş ve kullanım dışı… masıydı. Belediyenin büyük bütçelerle diktiği duraklar, şimdi, kimse tarafından kullanılmıyor. Otobüs durakları, atıl durumda. Belediye ise bu sorunu, ‘Merkezdeki durakları’ kaldırarak çözecek. BELEDİYE, KENDİ KENDİNİ ZARARA SOKTU Belediyenin, güzergah değişikliğinin olumlu bir sonucu olmadığı gibi; ortaya çıkan olumsuz durumları, ‘Belediye kendi kendini zarara soktu’ dedirtti. Çünkü, o durakların, sıfır olarak alınması belediyeye bir maliyet… Durakların, yerine takılması, bir maliyet… Şimdi, durakların değerinin düşmesi ve ikinci el olması bir maliyet... O durakların kullanılmayacak olmasından ötürü yerinden sökülüp, geri getirilmesi ayrı bir maliyet… Belediye, kısacası; bindiği dalı kesti. SONDAKİKA GAZETESİ UYARMIŞTI Geçtiğimiz günlerde Gazeteniz Sondakika’nın birinci sayfadan gördüğü ve ‘Duraklar Kaldırılmalı’ şeklinde girdiği habere; İzmir büyükşehir Belediyesi kulak verdi. İşte, geçtiğimiz günlerde girilen haberdeki uyarı bölümü; “DURAKLAR BİR AN ÖNCE KALDIRILMALI Atıl durumda olan ve her geçen gün belediyeyi zarara sokan bu duraklar için bir an önce önlem alınmalı. Aksi takdirde, duraklar daha da kullanılamaz hale gelecek ve ihtiyaç duyulduğunda bu duraklar kullanılamayacağı için, belediye yeni duraklar için harcama yapacak. Sondakika Gazetesi olarak belediyeyi uyarıyoruz: “Kullanılmayan duraklar yerinden kaldırılmalı. Bir an önce önlem alınmalı.”” Fiyatı artık "ÇEREZ parası" değil Çerez fiyatlarındaki artışı değerlendiren İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Yemişçi, "Kuruyemişte fiyat artışı spekülatif değildir, tamamen üretim miktarıyla ilgilidir. Ürünlerin rekoltelerinde ciddi düşüş var. Fiyat artışının sebebi bu" diye konuştu. "Çerez parası" tabiri kuruyemiş fiyatları için geçerliliğini yitirdi. Kayısıdan ayçiçeğine, Antep fıstığından leblebiye, kuru incirden ceviz içine kadar tüm kuruyemiş fiyatları son bir yılda arttı. AA muhabirinin sektör temsilcilerinden aldığı bilgiye göre, kuruyemiş fiyatları 2009 yılından bu yana sürekli artıyor. Son 1 yılda en fazla fiyat artışı dut, ceviz içi, Antep fıstığı, kuru kayısı, fındık içi, kuru incir başta olmak üzere tüm ürünlerde yaşandı. Dut yüzde 200'ün üzerinde artışla son bir yılda fiyatı en fazla artan çerez türü oldu. Geçen yıl ekim ayında perakende fiyatı 6-8 lira olan dut, bu yıl 25-30 liradan satılıyor. Aynı dönemde ceviz içi ve bademin fiyatı 30-35 liradan 40-50 liraya, Antep fıstığı 30-34 liradan 50-60 liraya, kuru kayısı ise 1215 liradan 50-55 liraya yükseldi. 22-26 lira olan fındık içi 50-60 liraya, 9-12 lira olan incir 24-30 liraya çıktı. Türkiye'nin her bölgesinde yetişen ayçiçeğinin fiyatı geçen yılın ekim ayına göre 2 lira artarak 8-10 liradan 1014 lira oldu. Bu dönemde kabak çekirdeğinin kilogramı 20-24 liradan 30 liraya, leblebi (beyaz ve sarı) 8-10 liradan 12-14 liraya, yer fıstığı ise 1012 liradan 14-18 liraya yükseldi. Tüm Kuruyemiş Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜKSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Çaputçu, fiyat artışlarının arz talep dengesinden kaynaklandığını söyledi. Kuruyemişin tarımsal ürün olduğuna Mesleğine kimse inanmıyor hazırlıkları yaptıktan sonra ekibindeki iki erkek temizlik personeliyle yola çıkan Çoralar, Konak sokaklarının temizliğini yapıyor. Tırnaklarındaki ojesi, topuklu ayakkabıları ve güneş gözlüğüyle vatandaşların ilgisini çeken Çoralar, özellikle kadınların takdirini kazanıyor. Çoralar, AA muhabirine yaptığı açıklamada işe 7.5 yıl önce yazı işleri biriminde işe başladığını, yaklaşık 3 yıl önce de masa başında çalışmak yerine halkın içinde olmak ve sokaklara kadın eli değmesi amacıyla şoför olmaya karar verdiğini anlattı. Birçok kişinin kendisinin bu işi beceremeyeceğini, işin altından kalkamayacağını düşündüğünü belirten Çoralar, deneme süresindeki başarısıyla onları inandırdığını kaydetti. Çoralar, daha önce B sınıfı ehliyetle otomobil kullandığını ifade ederek, bu iş için ağır vasıta kullanmasını sağlayacak E sınıfı ehliyet aldığını söyledi. En büyük destekçisinin 15 yaşındaki kızı olduğunu aktaran Çoralar, şöyle devam etti: "Arkadaş ortamında tanıştığım kişiler ne iş yaptığımı soruyorlar, ben de 'çöpçüyüm' diyorum, şöyle bir duruyorlar. Önce 'inanmıyorum' diyorlar. Yanımda şahit varsa o şekilde inandırmaya çalışıyorum. Bir keresinde bir anket için işimi sordular, 'çöpçüyüm' dedim. 'Hanımefendi buraya yazacağız, işiniz nedir' diye tekrarladı anketör:’’ (AA) dikkati çeken Çaputçu, ürün rekoltesinin iklim şartlarına bağımlı olduğunu ifade etti. Geçen yıl yaşadıkları üretim darlığının bu sezon da kuraklık ve don gibi doğa olaylarına bağlı olarak devam ettiğini kaydeden Çaputçu, "Fiyatlar arz talep dengesinden kaynaklanıyor. Tüketim artarken, üretim iklim şartlarının etkisiyle geriliyor. İthal ürünlerde dövizin artmasından dolayı artış var" dedi. Pazar hacmi 3.6 milyar dolar Kuruyemiş ürünlerinin son yıllarda çeşitli hastalıklara iyi geldiği ve vücut direncini artırdığı yönündeki haberlerin tüketimi artırdığını belirten Muammer Çaputçu, Türkiye kuruyemiş pazarının 3.6 milyarlık bir hacme ulaştığını ifade etti. Çaputçu, şunları söyledi: "Ceviz, badem, Antep fıstığı, yer fıstığı, fındık. incir gibi kuruyemiş ürünlerinin son yıllarda bazı hastalıklara iyi geldiği yönünde yapılan haberler tüketimi artırdı. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz